Moment 108 web tr

Page 1

Mayıs 2017

Makine İhracatçıları Birliği Aylık Dergisi

Sayı: 108





başkandan

SEKTÖRÜN GELİŞİMİ İÇİN KÜLTÜRÜN DEĞİŞMESİ ŞART

ADNAN DALGAKIRAN Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

Göreve geldiğimiz günden itibaren yapacağımız her işin sistematik, hedefleri belirlenmiş ve ölçülebilir olmasına dikkat ettik. Aynı zamanda bu çalışmaları kurumsallaştırmayı da amaçladık. Kişilerle kaim olan bir şey yapmak istemedik. Bu noktada da yıllar önce; “Sektör hangi konumda? Teknolojiye sahip olma konusunda nerede? Güçlü-zayıf yanları ile avantajları ve dezavantajları nelerdir?” soruları çerçevesinde bir durum tespiti ortaya koyduk. Tabii ki yıllar geçiyor. Geçtikçe de değişiklikler yaşanıyor ve o durum değişikliklerini tekrar analiz ediyoruz. Dolayısıyla Makine Sektörü Makro Pazar Analizi, Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Stratejik Öneriler Raporu da geçmişte yaptıklarımızın devamı niteliğinde. Önce durumu tespit ediyor sonra da küresel rekabet içerisinde yapmamız gerekenleri analiz ediyoruz. Tabii bunun için de pazardaki yerimiz, mevcut durumumuzun tahlili büyük önem taşıyor. Akabinde de MAİB ve MAKFED olarak hep birlikte çalışmalarımıza bir rota çiziyor ve aynı zamanda sektöre gitmesi gerektiği yönü öneriyoruz. Bir başka koldan da siyaset ve bürokrasiye, makine sektörünün gelişmesi için üstlenmeleri gereken görevlerin neler olması gerektiği konusunda bir fikir veriyoruz. Netice itibarıyla söz konusu çalışma 10 yılı aşkın zamandır devam eden sürecin bir parçasıdır. Bizim asıl meselemiz bu raporları hazırlamak değil. Bu raporlar pek çok sektörde, o sektörün bakış açısıyla hazırlanıyor. Bizim meselemiz kültürün değişimi dediğimiz, girişimci ve insan kaynağının niteliğiyle ilgilidir. Diğer bir sıkıntı da olayları organize, sistematik bir şekilde ele alma kabiliyetidir. Bu iki noktada büyük sorunlarımız söz konusu. Bütün bu büyüme, gelişme süreçlerinin işte asıl bu iki noktadaki kabiliyetlere oturması gerekiyor. Hazırladığımız raporlarla ulaşmak istediğimiz hedef de aslında budur. Şu anda sahip olduğumuz kültürün değişimi kolay olmasa da bu tespiti yapıp durumu ortaya koymak zorundayız. Eğer sektör paydaşlarının tamamı, bahsettiğim kültürü değiştirme noktasında ciddi ve samimi bir tavır sergilerse başarıya ulaşmamız mümkün. Şöyle söyleyeyim; Çin’in makine ihracatı 1992 yılında 3 milyar dolardı. Çok değil 2005 yılına gelindiğinde, yani aradan 13 yıl geçtiğinde bu rakam 300 milyar dolara çıktı. İşte bu rakam inanılmaz bir şey. Yani Çin, Türkiye’nin toplam ihracatının iki katı kadar makine ihraç ediyor. Bunu 13 senede yapabilmiş. Fakat bu sonuç bahsettiğim gibi topyekûn bir stratejinin ürünüdür. Yani palyatif, günlük bir bakışla gelişen bir durum değildir. Bireysel hikâyeler Türkiye’nin hızla büyümesi, gelişmesi için yeterli değil. Onlara atıfta bulunmamız da açıkçası bizi kurtarmaz. Dolayısıyla Makine Sektörü Makro Pazar Analizi, Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Stratejik Öneriler Raporu’nda olduğu gibi bütün bu çalışmaları; bütünlüklü olarak nasıl hareket etmemiz gerektiğini donelerle ortaya koyan önemli unsurlar olarak görüyoruz. Bize düşen görev, bu çalışmaları sayfalar üzerindeki planlar olmaktan kurtarıp, eksiksiz tüm paydaşların katılımıyla hayata geçirmektir. Bunun için gayret ediyoruz.

3



içindekiler gündem

syf8

8 GÜNDEM TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ HANNOVER MESSE GELENEĞİNİ BOZMADI 22 GÜNDEM METALLOOBRABOTKA, TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’Nİ AĞIRLADI 26 GÜNDEM BAŞKANLIK TÜRKIYE’DEN HOLLANDA’YA GEÇTI 30 GÜNDEM DÜNYA ÇİMENTO DEVLERİ TÜRKİYE’DEN VAZGEÇMİYOR

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ HANNOVER MESSE GELENEĞİNİ BOZMADI gündem

syf22

31 GÜNDEM KÜRESEL TARIM MAKİNESİ ÜRETİCİLERİ SÃO PAULO’DA BULUŞTU 33 GÜNDEM ENOSAD’IN 7’NCİ OLAĞAN GENEL KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİ 35 GÜNDEM İSKİD, EUROVENT’İN BAŞKAN YARDIMCISI OLDU 36 SEKTÖRDEN “REKABETİ VE BÜYÜMEYİ KALİTE YÖNETİM SİSTEMLERİ İLE SAĞLIYORUZ” 40 SEKTÖRDEN “TÜNEL AÇMA MAKİNELERİ ÜRETİMİNDE DÜNYA LİGİNDEYİZ” 44 KAPAK SEKTÖRÜN STRATEJİK YOL HARİTASI HAZIR

METALLOOBRABOTKA, TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’Nİ AĞIRLADI gündem

syf31

58 ÜLKELERDEN AFRIKA’NIN BAKIR MADENI: ZAMBIYA 70 ÜÇÜNCÜ KUŞAK “BAŞARININ YOLU, SORUMLULUK BİLİNCİYLE ÇALIŞMAKTAN GEÇİYOR” 74 POZİTİF “KADINLAR DA BU SEKTÖRDE VAR OLABILIR” 76 AR-GE MERKEZİ “MERKEZİMİZ SAHİP OLDUĞUMUZ YETENEKLERİ DAHA DA ARTIRACAK” 80 BİR KONU & BİR KONUK “İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ, BİR KÜLTÜR MESELESİDİR”

KÜRESEL TARIM MAKİNESİ ÜRETİCİLERİ SÃO PAULO’DA BULUŞTU kapak

syf42

84 RÖPORTAJ “BREXIT ILE TÜRK-İNGİLİZ TİCARETİ İVME KAZANABİLİR” 89

MAKİNECİLER NE OKUYOR?

90 AKADEMİK “SANAYİYLE BÜTÜNLEŞİK PROJELER YÜRÜTÜYORUZ” 94 KAMPÜS “ALDIĞIMIZ EĞİTİM BEKLENTİLERİMİZİ KARŞILIYOR” 96 MAKALE DÜNYA MAKİNE SANAYİSİNDE GELİŞMELER 99 GÖSTERGELER 113 RAKAMLAR 114 FUARLAR

SEKTÖRÜN STRATEJİK YOL HARİTASI HAZIR

116 ADRESLER 117 MOMENT in ENGLISH

5


AHS 30/150 SİLİNDİR BÜKME MAKİNESİ Akyapak, 2 mm’den 200 mm’ye kadar sac kalınlığında ve 500 mm’den 12000 mm’ye kadar sac genişliğinde malzemeyi yüksek kalitede ve kolayca büken 4 Valsli Hidrolik Silindir makineleri üretir.

/AkyapakMachinery

/akyapakmachines

/akyapakmakine

Akçalar Sanayi Bölgesi, Sanayi cad. No:8/A 16225 Bursa / TÜRKİYE Tel : +90 224 280 75 00 | info@akyapak.com.tr www.akyapak.com.tr


editörden

KÜRESEL PLATFORMLARDA BAŞARI HİKÂYEMİZİ YAZIYORUZ TUGAY SOYKAN

Dünyanın en büyük makine ihracatçılarından olan Almanya, Endüstri 4.0 anlayışının da anavatanı. Almanya’nın teknoloji ve inovasyona yaklaşımının sanayi kültüründe önemli değişimler sağladığı ise su götürmez bir gerçek. Almanya’nın oluşturduğu bu ekosistemin güçlü bir parçası olmak için Ar-Ge konusuna her geçen gün biraz daha fazla odaklanan Türk makine sektörünün, bu alanda yaptığı yatırımlarla paralel olarak yurt dışında gördüğü itibar da artıyor. Hal böyle olunca dünya devlerinin son teknoloji ürünlerini göstermek için yarıştıkları bir arena özelliği taşıyan Hannover Messe de Türk makine sektörünün geldiği noktayı göstermesi için en uygun küresel platformlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Hannover Messe geleneğini bozmayan Türkiye’nin Makinecileri, 70’incisi düzenlenen fuara 8’inci kez katılarak makine sektörünün üretim gücü ve kalitesini tüm dünyaya tekrar gösterdi. Fuarda partner ülke etkisi yaratan Türkiye, metrekare büyüklüğü bakımından ev sahibi Almanya ile İtalya’nın ardından fuarın üçüncü büyük katılımcısı oldu. Dünyanın lider endüstri teknolojileri fuarları arasında yer alan Hannover Messe fuarının detaylarını bu sayımızın gündem sayfalarında okuyabilirsiniz. Almanya’nın ardından rotasını Rusya’ya çeviren Türkiye’nin Makinecileri, Moskova’da bu yıl 18’incisi düzenlenen metal işleme fuarı Metalloobrabotka’ya ikinci kez katılarak Türk makine sektörünün imajının güçlendirilmesine yönelik önemli bir çalışmaya daha imza attı. Türkiye’nin Makinecileri başarı hikayesini küresel platformlarda yazarken biz de Moment Expo olarak bu başarı hikayelerini ilmek ilmek sayfalarımızda işlemeye devam ediyoruz. Sektörden” bölümümüzde, kuruluşunun üzerinden 35 yıl geçen, bugün Avrupa’nın önemli dökümhanelerinden biri olarak üretiminin yüzde 85’inden fazlasını küresel pazarlara ihraç eden Akdaş Döküm’ün hikayesini firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş’dan dinledik. “Sektörden” bölümümüzün bir diğer konuğu ise Türkiye’nin ilk yerli tünel açma makinesinin (TAM) mimarı olan E-Berk firması oldu. Dergimizin bu sayısındaki “Üçüncü Kuşak” disiplinimiz altında konuk ettiğimiz Göçmenler Group İhracat Müdürü Tuğba Göçmen ile üçüncü kuşak yönetici olarak sektöre bakışını konuşurken, “Pozitif” sayfalarımızda ise Aybakar Makine Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Filiz Aybakar’dan makine sektöründe kadın yönetici olmanın fırsat ve zorluklarını dinledik. Bu sayımızın kapak konusunu ise Türkiye’nin Makinecileri ve Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu’nun (MAKFED) 10 yıllık çalışmasının bir parçası olan “Makine Sektörü Makro Pazar Analizi, Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Stratejik Öneriler Raporu”na ayırdık. Deloitte’un katkıları ile hazırlanan ve Türk makine sektörünün gelişim alanlarının saptanarak stratejik önerilerin sunulduğu çalışma ile ilgili A’dan Z’ye tüm detayları bu sayımızda sizler için derledik. Türkiye’nin Makinecileri bir çok paydaşıyla dirsek temasını sürdürerek, artı değer yaratmak adına; sektör için, ülke için, her şeyden önemlisi de daha güzel bir gelecek için yola devam ediyor. Sağlık, mutluluk ve barış içinde kalın... İyi okumalar

MAKİNE İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ADINA SAHİBİ Özkan AYDIN

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Tugay SOYKAN (tugaysoykan@origamimedya.com)

KATKIDA BULUNANLAR Muhammet BEY (muhammet@origamimedya.com)

YAYIN KURULU BAŞKANI Adnan DALGAKIRAN

EDİTÖR Hüsne PAMUK (husne@origamimedya.com)

YAYIN KURULU Kutlu KARAVELİOĞLU,Sevda Kayhan YILMAZ, Necmettin ÖZTÜRK, Hüseyin DURMAZ, Ali EREN, Tamer GÜVEN, Ferdi Murat GÜL, Mehmet AĞRİKLİ, Zeynep ARMAĞAN, Menderes AKAR, Özkan AYDIN, Esra ARPINAR, Mehtap ÖNAL, Erinç TARHAN

MUHABİR Volkan ÜKÜNÇ (volkan@origamimedya.com) Tolga ÇATAL (tolga@origamimedya.com)

YAYIN ADRESİ Mecidiyeköy Mah. Atakan Sok. No: 6/7 Şişli / İstanbul T: +90 212 252 87 76 - 77 F: +90 212 211 40 70

YAYINA HAZIRLAYANLAR Origami Medya

REKLAM KOORDİNATÖRÜ Mustafa AK (mustafa@origamimedya.com) GÖRSEL YÖNETMEN Murat CERİT GRAFİK TASARIM Zeynep Esen SARIKAYA

YAYIN TÜRÜ Süreli, Yerel Dergi MAİB GENEL SEKRETERLİĞİ Ceyhun Atuf Kansu Cad. No: 120 Balgat - Çankaya / Ankara Tel: 0312 447 27 40 Faks: 0312 446 96 05

BASKI VE CİLT Belmat Baskı ve Ajans Çözümleri San. Tic. Ltd. Şti. Oruçreis Mh. Tekstil Kent Cad. A7 Blok No: 51 Esenler - İstanbul - Türkiye Tel: 0 212 698 26 28 www.belmatbaski.com MOMENT EXPO Dergisi, Origami Medya tarafından T.C. yasalarına uygun olarak yayınlanmaktadır. “Moment Expo Dergisi” ibaresi kullanılarak alıntı yapılması izne bağlıdır. Moment Expo Dergisi Makine İhracatçıları Birliği’nin 7.500 adet basılan ücretsiz süreli yayınıdır.

7


gündem

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ HANNOVER MESSE GELENEĞİNİ BOZMADI 8


gündem

Türkiye’nin Makinecileri, bu yıl 70’incisi düzenlenen Hannover Messe Fuarı’na 8’inci kez katılarak makine sektörünün üretim gücü ve kalitesini tüm dünyaya tekrar gösterdi. Fuarda partner ülke izlenimi yaratan Türkiye, metrekare büyüklüğü bakımından ev sahibi Almanya ile İtalya’nın ardından fuarın üçüncü büyük katılımcısı oldu. 9


gündem

D

ünyanın lider endüstri teknolojileri fuarları arasında yer alan Hannover Messe, 24-28 Nisan tarihleri arasında Almanya’da düzenlendi. 70 ülkeden 6 bin 500 firmanın katıldığı fuarda bu yıl partner ülke Polonya olurken Türkiye’den de 180 firma organizasyonda yerini aldı. Ev sahibi Almanya ile İtalya’nın ardından metrekare alanı bakımından fuarın üçüncü büyük katılımcısı olan Türkiye, Türkiye’nin Makinecileri’nin gerçekleştirdiği reklam ve tanıtım faaliyetleriyle de fuarın ilgi odağı oldu. Türkiye’nin Makinecileri, iki farklı stantta fuar ziyaretçilerine Türk makine sektörü hakkında kapsamlı bilgi verirken havaalanı ve fuar alanının çeşitli noktalarında yer alan reklamlarla da dikkatlerin Türk makine sektörüne yoğunlaşmasını sağladı. “Turkish Machinery” logosuyla Almanca hazırlanan reklamlar havaalanından başlayarak, fuar alanındaki reklam kulelerinde, otobüslerde, taksi duraklarında, billboardlarda, fuar haritaları ve fuar gazetesinde yer aldı. Türkiye’nin Makinecileri gerçekleştirdiği tanıtım faaliyetleriyle fuarı ziyaret eden 225 bin kişiyi Türk makine sektörü hakkında bilgilendirdi.

10

PAYDAŞLARLA KAPSAMLI GÖRÜŞMELER GERÇEKLEŞTİRİLDİ Bu yıl “Entegre Endüstri-Değer Yaratmak” sloganıyla kapılarını açan fuara; MAİB ve Türkiye’nin Makinecileri’ni temsilen Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran ile Yönetim Kurulu Üyeleri Ali Eren ve Sevda Kayhan Yılmaz katıldı. Türkiye’nin Makinecileri Almanya Danışmanı Ahmet Yılmaz’ın da yer aldığı fuar heyetinde ayrıca; Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) üyesi derneklerden Akışkan Gücü Derneği (AKDER), Endüst-

riyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD), Makina İmalatçıları Birliği (MİB) ve Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD) temsilcileri de hazır bulunarak fuar ziyaretçilerine sektörleri ve üye firmaları hakkında bilgi verdi. Hannover Başkonsolosu Banu Malaman, Hannover Ticaret Ataşesi Ruhi Deniz, İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Üyeleri de fuarda Türkiye’nin Makinecileri’nin standını ziyaret ederek görüş alışverişinde bulundu. Türkiye’nin Makinecileri Hannover Messe temasla-


gündem rı kapsamında; Alman Mühendislik Federasyonu (VDMA), Almanya Satınalmacılar Birliği (BME), Saksonya Eyaleti Ekonomi Ajansı, Türk Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TD-IHK), Dortmund Ekonomik Kalkınma Ajansı, Robotation Academy (Technology Academy), Deutsche Messe, OWL Maschinenbau ve çeşitli yayın kuruluşlarının temsilcileriyle de kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdi. Fuar alanında düzenlenen Aşağı-Saksonya Dış Ticaret Günü Programı’na katılan Ahmet Yılmaz da etkinlik kapsamında makine ve otomotiv sektörü başta olmak üzere Türkiye’nin ihracatını anlatan bir sunum gerçekleştirdi. “ENDÜSTRİ 4.0 ALANINDA BİLGİ VE DENEYİM TRANSFERİNİ SÜRDÜRECEĞİZ” Fuar hakkında değerlendirmelerde bulunan MAİB ve Türkiye’nin Makinecileri Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, dünyanın en büyük makine ihracatçılarından Almanya’nın Endüstri 4.0 anlayışının da anavatanı olduğuna dikkat çekerek, “Almanya’nın teknoloji ve inovasyona yaklaşımı, sanayi kültüründe önemli değişimler sağlıyor. Bu ekosistemin güçlü bir parçası olmak istiyorsak, öncelikle bu kültürü yerleşik hale getirmemiz gerekiyor. Sektörümüz Ar-Ge’ye verdiği önemle ciddi bir atılım yaptı. Makine üretimine yaptığımız yatırımlar arttıkça, Türk sanayisinin yurt dışında gördüğü itibar da artıyor” dedi. Hannover Messe’nin dünya devlerinin son teknoloji ürünlerini göstermek için yarıştıkları bir arena olduğuna dikkat çeken Dalgakıran konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu yıl ‘Entegre Endüstri-Değer Yaratmak’ sloganıyla düzenlenen fuarda üretim ve enerji sektörlerindeki dijitalleşme süreçlerine dair son teknoloji uygulamaları ele alındı. Gelece-

ğin üretim modellerinin de sergilendiği fuar, yüksek katılımcı profiliyle firmalarımıza yeni iş fırsatları da sağladı.”Hannover Messe’de bu yıl partner ülke olan Polonya’nın ihracatımız için önemli fırsatlar sunan bir pazar olduğuna da dikkat çeken Dalgakıran, “Orta Avrupa’daki önemli ticaret ortağımız Polonya, bölge pazarlarına erişim imkânlarıyla firmalarımız açısından çok cazip bir konumda. Doğu Avrupa ülkeleri arasında en fazla doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını alan ülke olması itibarıyla da altyapı ve iç tüketim harcamalarında ciddi bir sürekliliği söz konusu. MAİB olarak ayrıca Polonya ve Almanya işbirliğiyle ‘Makine Sektöründe Üretim Tekniklerinde Modern Yaklaşımlar’ projesini sürdürüyoruz. Bu ve bunun gibi çalışmalarla Endüstri 4.0 alanında bilgi ve deneyim transferinin sağlanmasına katkı sağlamayı sürdüreceğiz” dedi.

70 ÜLKEDEN 6 BIN 500 FIRMANIN KATILDIĞI HANNOVER MESSE FUARI’NI BEŞ GÜN BOYUNCA 225 BIN KIŞI ZIYARET ETTI.

11


gündem

“ORGANİZASYON BİR BULUŞMA NOKTASI”

“ÜYELERİMİZ YENİ ÜRÜNLERİNİ TANITTI”

“Ziyaretçi ve katılımcı profili bakımından bu yılki Hannover Messe Fuarı’nın genel havasının, geçen yıla kıyasla biraz daha sakin olduğunu gözlemledim. Yine de önceki yıllarda bizi ziyaret eden firmaların tümüyle bu yıl da görüşme fırsatı bulduk. Organizasyon, çoğunlukla mevcut müşterilerimizle buluşma noktası olsa da, nadiren yeni müşterilerle tanışmamıza olanak sağlıyor. Fuar kapsamında standımızda, bir adet paslanmaz döküm ve bazı dökümlerin de küçük ölçekli maketlerini sergiledik.” “Türkiye’nin Makinecileri’nin ülkemizi ve sektörümüzün ulaştığı yüksek seviyeyi dünyaya göstermek için gerçekleştirdiği reklam ve tanıtım çalışmalarını oldukça faydalı buluyor, kendilerine başarılar diliyorum.”

16. KATILIM

ALP AĞACIK AKDAŞ DÖKÜM METALURJİ VE MAKİNE MÜHENDİSİ

ARTUN BÖLGEN MİB MAKİNE MÜHENDİSİ

“FARKLI SEKTÖRLER BİR ARADA”

15. KATILIM

AYNUR AYHAN AYHAN METAL GENEL MÜDÜRÜ

12

“Genel fuarların trendinde düşüş görülürken spesifik hedefe yönelik fuarlar daha etkin olmaya başladı. Hannover Messe Fuarı da bundan nasibini alan organizasyonlar arasında. Baktığınızda çok büyük bir alanda farklı sektörler bir arada olmasına rağmen kalabalığın niteliği ve niceliği başlı başına araştırma konusu. Yenilikçi, teknolojik ve otomasyona yönelik holler daha kalabalıkken döküm ya da konvansiyonel tarz üretim yapılarına sahip sektör holleri daha boştu. Tüm bunlara rağmen fuar potansiyel alıcılarla tanışmak için oldukça uygun bir zemin sunuyor. Firmamız başta otomotiv, aydınlatma, hidrolik, enerji olmak üzere çeşitli sektörlere alüminyum enjeksiyon döküm yan sanayi hizmeti veriyor. Dolayısıyla standımızda kapasite ve kabiliyetimizi gösteren çeşitli parçaları sergiledik.” “Türkiye bir çok alanda Avrupa’daki farklı sektörlere fason üretim yapıyor. Bu tecrübeyle ürüne geçmek ve marka yolunda ilerlemek ayrı bir uzmanlık gerektiriyor. Öncelikle kendi üretimimize sahip çıkarak yaygınlaşması için elimizden geleni yapmalıyız. Türkiye’nin Makinecileri tam da bu noktada yurt dışındaki bilinirliğimizi ve muhatap sayımızı artırıyor.”

“Hannover Messe, dünyanın en büyük endüstri fuarı olma özelliğini taşıyor. Özellikle günümüzde fuarların uzmanlık alanlarına göre özelleştiği ve giderek küçüldüğü düşünülürse dünyanın en büyük fuar alanlarından biri olan Hannover Messe Fuarı’nın tamamının dolması büyük bir başarı olarak algılanabilir. Burada son teknolojiye sahip endüstriyel ürünlerin yanında, teknolojisi nispeten düşük ürünler ve imalat şekilleri de kendine yer buluyor. Fuarın tamamı göz önüne alındığında, son teknoloji ürünlerin sergilendiği hollerdeki yoğunluk diğerlerine göre daha fazlaydı. Derneğimizin üyelerinin sayıca fazla olduğu ve yeni ürünlerini tanıttığı kompresör ve vakum teknolojileri holü ise İtalyan firmalarıyla en büyük rekabete girdiğimiz hol olarak öne çıktı. Fuarın en çok ilgi çeken kısmı, robotik ve otomasyon teknolojileri olurken bu alanda faaliyet gösteren üyelerimizin, önümüzdeki yıllarda bu alanda kendilerine yer edinmesi de faydalı olacaktır.” “Türkiye’nin Makinecileri’nin fuar alanının çeşitli noktalarında yer alan reklam ve ilanları fuar katılımcılarında büyük bir ilgi uyandırdı. Türkiye’nin Makinecileri her fuarda olduğu gibi Tük makinesi imajını güçlendirmek için yoğun bir çaba harcıyor.”


gündem

“TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ FUARLARDA ETKİN ROL OYNUYOR”

5.

KATILIM

BİRCAN ATILGAN KASTAŞ ULUSLARARASI PAZARLAMA MÜDÜRÜ

“Hannover Messe akışkan gücü ve endüstriyel teknolojiler açısından tartışmasız dünyanın en önemli fuarı. Ziyaretçi profili olarak da en üst seviyede katılıma sahne oluyor. Bu yıl da standımızı ziyaret eden 30 ülkeden 400’ü aşkın ziyaretçi, genellikle mevcut ve hedef müşterilerimizin üst düzey yöneticileri içindendi. Önemli ürün lansmanlarımızı bu mecrada gerçekleştiriyoruz. Yeni geliştirdiğimiz ve standımızda sergilediğimiz XT200 yüksek dayanımlı bogaz keçesi, hem Kastas hem de diğer rakiplerin ürün programlarındaki diğer boğaz keçelerine göre yüzde 50`ye varan oranlarda akma ve sıızntı performansıyla tüm ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Bunun yanında yeni tasarladığımız diğer ürünlerimiz de büyük beğeni topladı.” “Türkiye’nin Makinecileri sadece Hannover Messe’de değil dünyanın farklı bölgelerindeki önemli fuarlarda çok etkin bir rol oynuyor. Yılda yaklaşık altı farklı uluslarası fuara katılan birisi olarak; Türkiye’nin Makinecileri’nin tanıtım faaliyetlerinin hem en yüksek seviyede olması hem de inovatif araç ve mecraları kullanması dünyadaki bilinirliğimize katkı sağladığını söylemek isterim. Bununla beraber tüm sektörlerdeki Türk malı algısının yukarı çekilmesinde de önemli bir çatı görevi üstleniyor.”

“TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’NDEN SANAYİCİLERİMİZE KATMA DEĞER”

9.

KATILIM

ERHAN TAN TST TAMSAN GENEL MÜDÜRÜ

“Hannover Messe, sektörümüzden birçok kişiyi bir araya getiren ve özellikle üretici firmalarla potansiyel müşterilerin ortak platformda buluşmalarını sağlayan çok önemli bir organizasyon. Sanayicilerimiz bu fuarda kendi sektörlerinde dünyadaki en yeni gelişmeleri ve en yeni trendleri görme imkânını buluyor. Dünyadaki en önemli aktörlerin yer aldığı bu tür fuarlarda yapılan iş görüşmelerinin yeni işbirlikleri getireceğine ve bölgemizin ihracatına önemli katkılarda bulunacağına inanıyorum. Dünyada hızlı bağlantı elemanları üretimi otomatik rakor alanında ilk üçte yer alma hedefimiz doğrultusunda her daim inovatif ürünler imal etmek için çalışıyoruz. Standımızda başta pnömatik-hidrolik otomatik rakorlar olmak üzere tüm hızlı bağlantı elemanları ve aksesuarlarını tanıttık.”

“FİRMAMIZI TANITMAK İÇİN ÖNEMLİ BİR FIRSAT”

1.

KATILIM

ERDENİZ TURAL TURAL-ERDENİZ MAKİNA GENEL MÜDÜRÜ “Hannover Messe Fuarı’nın ziyaretçi profilinin, ne aradığını bilen sektör profesyonellerinden oluştuğunu gözlemledim. Bu açıdan faaliyet gösterdiğimiz alana dair ihtiyaç sahipleriyle bire bir temas etme şansımız oldu. Sektörün önde gelen tedarikçi firmaları ve potansiyel müşterilerimiz bir arada bulunduğu için, fuar, firma ve ürünlerimizi tanıtmamız adına büyük bir avantaj sağladı. Makine parçaları imal eden bir firma olarak standımızda söz konusu ürünlerimizi tanıttık.” “Türkiye’nin Makinecileri’nin fuar kapsamındaki çalışmalarının gayet olumlu ve başarılı olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda fuara ilk kez katılan bir firma olarak kendimizi hiç yalnız hissetmedik. Önümüzdeki yıllarda da bu olumlu durumun artarak devam etmesini diliyorum.”

“Türkiye’nin Makinecileri’ne her zaman olduğu gibi çok teşekkür ediyoruz. Önemli katkı sundular ve bu amaç doğrultusunda halen çalışmaya devam ediyorlar. Türkiye’nin Makinecileri’nin yerli makine imalatçılarımızı dünyaya tanıtma konusunda gösterdiği özverili çabalar, sanayicilerimize katma değer sağlıyor.”

13


gündem

“FUAR BİLİNÇLİ BİR ZİYARETÇİ KİTLESİNE SAHİP” “Bu yılki Hannover Messe Fuarı’nın ziyaretçi sayısı bakımından yeterli olmadığını düşünüyorum. Bunun yanında fuarı ziyaret edenler bilinçli ve sektörü tanıyan kişilerden oluşuyordu. Fuar sayesinde müşterilerimizle yüz yüze görüşme fırsatı yakalıyoruz. Ayrıca rakiplerimizin durumları hakkında da ilk elden bilgi sahibi olup temas kurabiliyoruz. Fuar süresince standımızda otomotiv motor ve aktarma organlarına yönelik imal ettiğimiz dövme parçalarını sergiledik.” “Türkiye’nin Makinecileri’nin tanıtım çalışmalarını oldukça başarılı bulmakla beraber, önceki yıllara kıyasla reklam çalışmaları biraz daha sönüktü. Önceki yıllarda baktığımız hemen her yerde sektörümüzü öne çıkaran başarılı reklamları görmek mümkündü.”

15. KATILIM

FERHAT KILIÇ AFE OLGUNLAR FİRMA MÜDÜRÜ

“OLDUKÇA NİTELİKLİ BİR ORGANİZASYON”

1.

GÖKHAN KURU DİSA OTOMOTİV GENEL MÜDÜR YARDIMCISI

14

3.

KATILIM

FATİH TAŞ KANCA EL ALETLERİ SATIŞ SORUMLUSU

KATILIM

“POTANSİYEL MÜŞTERİLERLE BULUŞMA NOKTASI”

“Hannover Messe’nin ziyaretçi sayısı katıldığımız diğer fuarlara kıyasla hissedilebilir derecede daha az olsa da ziyaretçilerin satın alma ve iş verme potansiyeli çok daha fazla. Son 15 yıl içerisinde katıldığımız fuarlar arasında en az ziyaretçimizin olduğu ama en kaliteli görüşmeler yaptığımız organizasyon oldu. Fuar sonrası yaptığımız iş bağlantılarının potansiyeline baktığımızda bizim için en başarılı geçen fuar olduğunu söyleyebilirim. Günümüzde yaşadığımız en büyük sorun, bilinen ve size iş verme potansiyeli olan firmalardaki doğru insanlara ulaşmak. Tüm ülkelerin birbiriyle rekabet ettiği bir ortamda doğru kişi ile konuşabilmek, onlara yeteneklerinizi sunabilmek her gecen gün zorlaşıyor. Fuar sayesinde ise ürünlerinizi, yeteneklerinizi, firmanızı, kendinizi ve en önemlisi iletişim kurabilme yeteneğinizi direkt ilgili kişilere gösterebiliyorsunuz.” “Türkiye Makinecileri’nin fuar kapsamındaki özverili ve özenli çalışmaları; sektörümüz, ülkemiz, üreticilerimiz, ihracatçılarımız ve ekonomisi icin vazgeçilmez öneme sahip. Potansiyel müşteri ve rakiplerimizin bizleri her fuarda görmesi gerekiyor.”

“Fuarın bu yılki ziyaretçi sayısında genel olarak bir düşüş gözlemledim. Dolayısıyla bir durgunluk halinin hâkim olduğunu söylemek mümkün. Bunun yanında ne istediğini bilerek gelen ziyaretçilerimiz oldu. Hannover Messe gibi uluslararası fuarlar firmamızın imajını geliştirmemiz ve var olan müşterilerimizle iletişim kurarak ürünlerimize ve hizmetlerimize olan ilgiyi artırmamız açısından oldukça faydalı. Bunun yanında potansiyel müşterilerle tanışıp geleceğe yönelik ticari ilişkiler kurma noktasında da önemli bir avantaj sağlıyor. Standımızda, müşterimize özel olarak geliştirdiğimiz makinelerin kaynaklı ve işlenmiş gövde parçalarını ve bazı aksamlarını sergiledik.” “Türkiye’nin Makinecileri’nin, makine sektörümüzün gücü ve kalitesini öne çıkaran tanıtım çalışmaları fuara katılan yerli ve yabancı tüm ziyaretçilerin ilgisini çekti. Ülkemizin makine imalat kalitesine vurgu yapan böylesine başarılı çalışmaların artarak devam etmesini diliyorum.”


gündem

“TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ İLE GURUR DUYUYORUZ”

“SEKTÖRÜMÜZ AÇISINDAN VERİMLİ BİR FUARDI” “Derneğimizin standı Pump Plaza içerisinde, tamamı pompa üreticisi firmalardan oluşan alandaydı. Almanya, İngiltere, İtalya, Hindistan’daki sektörün önde gelen büyük üreticileri de bu noktayı tercih etti. POMSAD olarak biz de hem üye firmalarımızı hem de onların imal ettiği ürün gruplarını tanıtarak fuara gelen ziyaretçilere bilgi verdik. Kuveyt, Pakistan, Mısır, Fas, Hollanda, Fransa, Macaristan, Çin, Tunus, Polonya ve Almanya’dan pompalarla ilgili ürün ve işbirliği talepleri alarak söz konusu talepleri de üyelerimizle paylaştık. Bizim için oldukça memnuniyet verici bir fuardı.” “Türkiye’nin Makinecileri’nin fuar alanının çeşitli noktalarına verdiği reklamların oldukça görünür ve etkili olduğunu düşünüyorum.”

5.

GÖKHAN TÜRKTAN POMSAD GENEL SEKRETERİ

KATILIM

İLKNUR CANTÜRK AAG MAKİNE YÖNETİM TEMSİLCİSİ

“PAYDAŞLARIMIZLA BİR ARAYA GELDİK” “Fuar kapsamında Avrupa Hidrolik ve Pnömatik Komitesi (CETOP) tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Hidrolik Pnömatik İstatistik Komitesi (ISC) toplantısına derneğimiz adına katıldık. Her kurum kendi bölgesine ait yurt içi hidrolik-pnömatik satış istatistiklerini aktararak değerlendirmelerini paylaştı. Ayrıca CETOP’un düzenlediği ekonomik durum değerlendirme toplantısına da katılarak diğer 16 üye ülke akışkan gücü dernekleri ile bir araya gelme imkanı bulduk. Fuarın ana teması Endüstri 4.0 olduğu için çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren üreticiler ürünlerini Endüstri 4.0 devrimine uygun hale getirmek için yaptıkları yenilikleri sergiledi. Neredeyse dünyadaki belli ölçekteki bilindik tüm hidrolik ve pnömatik üreticileri fuarın katılımcıları arasındaydı. Ziyaretçi sayısı ve niteliği ise çok iyi seviyedeydi.”

LEVENT YONTAR AKDER EĞİTİM UZMANI

“Hannover Messe bünyesinde düzenlenen Comvac Fuarı 26 ve 27’inci holde gerçekleştirildi. Tüm dünyadan basınçlı hava sektöründe faaliyet gösteren fuar katılımcısı firmaların sayısı her yıl artıyor. Dolayısıyla bu organizasyon sektör için son derece önemli. Bu yıl ziyaretçi sayısında çeşitlilik ve artış söz konusuydu. Farklı ülkelerden ilgili satın alma yetkilileri ve üst düzey yöneticileri standımızı ziyaret etti. Firmamız açısından geçen yıldan daha verimli bir fuar olduğunu söyleyebilirim. Hannover Messe, ihracatını geliştirmek isteyen firmaların katıldığı uluslararası fuarlardan en büyüğüdür. Tanıtım ve uluslararası pazara ulaşmak için büyük fırsatlar sunan bu organizasyonda yer almaktan biz de memnunuz. Standımızda üretimini yaptığımız basınçlı, kimyasal, plazma, lazer hava kurutucularının yanı sıra basınçlı hava filtreleri ile nitrojen ve oksijen jeneratörlerimizi sergiledik.” “Türkiye’nin Makinecileri’nin reklam ve ilanlarını metro, otobüs ve reklam panoları gibi çok çeşitli mecrada görmek bizi sevindiriyor. Gurur duyduğumuz bu faaliyetleri takdir ediyoruz.”

“Türkiye’nin Makinecileri bu fuarda da yine başarılı bir kampanya yürüttü. Fuar alanının girişine ve fuar içindeki otobüslere verilen reklamlar, ziyaretçilerde ve katılımcı firmalarda merak uyandırdı. Çok sayıda ziyaretçi de standımızı ziyaret ederek çeşitli makine ve üreticileriyle ilgili bilgi aldı.”

15



gündem

“TÜRK MARKASI İMAJINI YÜKSELTMEMİZ GEREKİYOR” “Bu yılki fuarın önceki birkaç yıla oranla daha canlı geçtiğini söyleyebilirim. Birçok Türk üreticinin de yer aldığı fuar bu anlamda firmamız için oldukça başarılı geçti. Özellikle robot, otonom üretim, sürücüler, motorlar ve Endüstri 4.0 ile uyumlu teknolojiler bu yılki fuarda ön plandaydı. Yılmaz Redüktör olarak sunduğumuz çözüm ve ürünler de fuarın konusu ile tam bir paralellik gösteriyordu. Endüstriyel dişli kutuları ve motorlu redüktörler yanında dört yıldır ‘ELK Motor’ markasıyla seri üretimini yaptığımız yüksek verimli IE3 motorlarını ve yine 2017 başından itibaren pazara sunduğumuz dört farklı seviyedeki sürücü ailesini fuar ziyaretçilerine tanıttık.”

21. KATILIM

METİN YILMAZ YILMAZ REDÜKTÖR GENEL MÜDÜRÜ

“Türkiye’nin Makinecileri’nin tanıtım faaliyetlerini çok önemsiyorum. Bizim tüm dünyada Türk markası imajını ve marka puanımızı yükseltmemiz gerekiyor. Türk malı dendiğinde ürünlerimizin müşterilerde güven uyandırması gerekiyor. Bu önemli amaç doğrultusunda çalışan ve makine üreticilerini her ortamda destek sağlayan Türkiye’nin Makinecileri’ne teşekkür ediyorum.”

“FUAR TÜM DÜNYANIN BULUŞMA NOKTASI”

3.

KATILIM

MURAT KURALI CELKA SATIŞ VE PROJE YÖNETİCİSİ

“Ziyaretçi profili, beklentilerimizi karşılandığı için fuara bu yıl da katılmak istedik. Ancak fuar bu yıl, ziyaretçi sayısı bakımından önceki ikisinden daha sönük geçti. Fakat bu duruma rağmen ziyaretçilerin niteliği göz önüne alındığında fuardan memnun ayrıldık. Hannover Messe dünyanın neredeyse tüm ülkelerinden ilgililerin ziyaret ettiği bir fuar. Bu anlamda firmamızın yeni iş bağlantıları kurması açısından uygun bir zemin sunuyor. Bunun yanı sıra organizasyon, geleneksel sanayinin bilgisayarlaşma yönünde teşvik edilmesi ve yüksek teknolojiyle donatılması adına her türlü ihtiyacın karşılanabileceği bir altyapıya da sahip. Fuar boyunca standımızda hidrolik silindirlerden oluşan ürünlerimizi ziyaretçilerin beğenisine sunduk.”

“SEKTÖRÜMÜZ BAŞARIYLA TANITILDI”

15. KATILIM

METİN YUSUFOVİÇ DİRİNLER DÖKÜM SATIŞ TEMSİLCİSİ “Bu yılki fuar özellikle uzmanlık alanımıza yönelik talepteki artış nedeniyle bizim açımızdan, bir önceki yıla oranla daha da verimli geçti. Hannover Messe Fuarı’nın, katılımcı ve ziyaretçi profili açısından her zamanki gibi en önemli sanayi fuarı olma özelliğini devam ettirdiğini düşünüyorum. Ancak ülkemizden gerçekleşen katılım oranının çeşitli sebepler nedeniyle azaldığını da gözlemledik. Fuarda 3MW’lık bir rüzgâr türbini dişli gövdesi, rüzgar planet taşıyıcısı ve yine gemi redaktörlerinde kullanılan çok özel bir döküm parçası sergiledik. Dökümhane olarak yıllardan bu yana Avrupa’daki bazı büyük rüzgâr üreticilerinin birçok ürün grubunda ana tedarikçisiyiz. Bu da bizi Türkiye’de rüzgâr enerjisine yönelik demir dökümünde en deneyimli firma olma noktasına getirdi.” “Firmamızın da üyesi olduğu Türkiye’nin Makinecileri’nin tanıtım faaliyetlerini yakından takip ediyoruz. Öncelikle birçok ülkede gerçekleştirilen etkin reklam ve tanıtım faaliyetleriyle Türkiye’nin Makinecileri’nin ülkemizi ve sektörümüzü başarıyla temsil ettiğini düşünüyorum. Bu yılki organizasyonda da çok iyi performans sergilediler.”

“Türkiye’nin Makinecileri’nin fuar kapsamında gerçekleştirdiği reklam ve tanıtım faaliyetleri her yıl olduğu bu yıl da gayet başarılıydı.”

17


Model

F6100

Genişlik (cm)

258

İş Genişliği (cm)

155

Yükseklik (cm)

180

Balya Ebadı (cm)

36-46

Sol Teker Ebadı

7.50x16

Balya Uzunluğu (cm)

30-135

Sağ Teker Ebadı

6.50x16

Ot Balya Ağırlığı (kg)

25-35

Ağırlık (kg)

2450

Saman Balya Ağırlığı (kg)

18-25

Güç Gereksinimi (Hp)

60-70

Parçalayıcı Ünite (haşbay)

Bağlama Sistemi

3 ipli

Var

İş Verimi (Balya/Gün)

1000-1200

Piston Stroğu (cm)

66 90

Parçalayıcı Ünite (Haşbay) Pozisyonu

Hidrolik Ayarlanabilir

Piston Hızı (strok/min) Pikap İç Genişliği (cm)

155

Haşbay Hareket Devri (1/min)

2 opsiyonlu -1900/900

Çalışma Konumunda Makine Uzunluğu (cm)

640

Bağlama Sistemi Hareketi

Zincir Dişli Sistemi

500

Besleme Ünitesi (Yabalar) Hareketi

Zincir Dişli Sistemi

Yol Konumunda Makine Uzunluğu (cm)

• HAŞBAY TAKIP SÖKME DERDİNE SON! HAŞBAY, SÖKMEDEN AYNI HİDROLİK PİSTON SİSTEMİ İLE HEM SAP HEM DE YONCA (OT) BALYASI YAPABİLME ÖZELLİĞİNE SAHİP ÇİFT DEVİR SERİ ŞANZIMANLI, İŞ VERİMİNİ ARTIRAN, YABALARI OTOMATİK VE BAĞLAMASI ORİJİNAL AVRUPA (RASSPE) KULLANILMIŞTIR. • YENİLENEN TOPLAYICI TIRMIK PİKAP HAREKETİ İLE DAHA AZ GÜÇ, DAHA FAZLA PERFORMANS. • YABA GRANK SORUNUNU TAMAMEN ORTADAN KALDIRMAK İÇİN TASARLANMIŞ ZİNCİRLİ SİSTEM. • ELİBOL AR-GE’NİN HAZIRLAMIŞ OLDUĞU FULLA 6100 SERİSİ BALYA MAKİNASI İLE DAHA AZ ZAMANDA DAHA HIZLI VERİM.


gündem

“FUAR, TANINIRLIĞIMIZI ARTIYOR”

1.

KATILIM

TUNÇ ATIL HKTM YÖNETİM KURULU BAŞKANI

“Geçtiğimiz yıllarda ziyaretçi olarak katıldığımız fuarda, bu yıl da benzer bir katılımcı profili mevcuttu. Ülkemizin içinde bulunduğu koşullar göz önüne alındığında, ihracat daha da önem kazanıyor. Bu ölçekte bir organizasyonda firmamızın tanıtımı etkili bir şekilde yapabiliyoruz. Her ne kadar ilk tanışmaların iş birliklerine dönüşmesi zaman alacak olsa da, fuar bilinirliğimizin artmasına katkı sağlıyor. Aynı zamanda Türkiye distribütörlüğü ya da temsilciliğini yaptığımız firmalarla kendi standımızda gerçekleştirdiğimiz görüşmeler oldukça olumlu bir etki yaratıyor. Bu durum aynı zamanda daha geniş işbirliği olanaklarının gündeme gelmesine de zemin hazırlıyor. Fuarda ağır endüstriye hitap eden hidrolik silindir ve hidrolik güç ünitelerimizi sergiledik. Fabrika otomasyonuna yönelik elektromekanik ve robotik uygulamalarımızdan da görsel örnekler sunduk.” “Türkiye’nin Makinecileri ülkemizin tanıtımına yönelik son derece başarılı ve etkili çalışmalarını bu fuarda da gururla takip ettik. Söz konusu başarılı çalışmaların sürdürülebilir olmasını ümit ediyoruz.”

“TÜM MÜŞTERİLERİMİZE ULAŞMA İMKANI YAKALADIK”

12. KATILIM

ZEKAİ KOCATÜRK MİKROPOR ÜRÜN GRUBU MÜDÜRÜ

“Fuarın ziyaretçi sayısı önceki yıllara göre daha azdı. Ancak kaliteli ziyaretçi sayısı, kalitesiz ziyaretçi sayısına oranla beklenenin çok üstündeydi. Organizasyon sayesinde mevcut müşterilerimizi bir arada görebiliyoruz. Fuar, büyük müşterilerle birlikte daha küçük müşterilere de ulaşabilmemize olanak sağlıyor. Dünya genelinde Türk makine üreticilerine olan saygı ve güvenin çok üst seviyelere ulaştığını Hannover Messe’de oldukça net görebiliyorsunuz. Standımızda basınçlı sistemler ekipmanları olan ve yıllardır ürettiğimiz hava filtreleri, hava/yağ separatörleri, soğutmalı ve kimyasal tip hava kurutucularımızla beraber daha yeni bir ürünümüzü, nitrojen jeneratörümüzü de müşterilerimizin beğenisine sunduk.” “Sektörümüz kalite bakımından ABD ve Avrupalı rakipleriyle eşit olmasına rağmen fiyat avantajıyla öne çıkıyor. Türkiye’nin Makinecileri’nin de ülkemizin makine imalatı alanında ulaştığı kaliteyi gözler önüne seren tanıtım faaliyetleri oldukça dikkat çekiciydi.”

“FUAR, ENDÜSTRİ 4.0’IN ETKİSİNİ YANSITIYOR”

TUNÇAĞ CİHANGİR ŞEN TÜDÖKSAD METALURJİ YÜKSEK MÜHENDİSİ “Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği üyesi 14 firmayla beraber yaklaşık 25 döküm firması bu yılki fuar organizasyonunda yerini aldı. Derneğimiz de bir info stantla sektörümüzü temsil etti. Derneğimiz ve üyelerinin 2000 yılından bu yana katıldığımız fuarda Alman döküm firmalarının kapladığı alanla yaklaşık olarak aynı alana sahip olması, bir anlamda sektörümüzün geldiğimizin seviyeyi de gösteriyor. Fuar genelinde Endüstri 4.0 uygulamalarının etkisi her alanda gözlemlenebiliyordu. Bu çerçevede yaşanan gelişmeler ise oldukça dikkat çekici. Özellikle, 23 Nisan akşamı Hannover Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen açılış töreninde Alman şansölyesinin 4. Sanayi Devrimi ile birlikte geliştirilmekte olan akıllı teknolojilerin önemine yaptığı vurgu, Almanya’nın bu konuya verdiği önem ve yapılan çalışmalar hakkında sanayinin geleceği ile ilgili çok önemli fikirler veriyor. Dökümcüler açısından değerlendirdiğimizdeyse Avrupa’da genel olarak endüstride yaşanan durgunluğun fuara yansıdığını söyleyebiliriz. Geçtiğimiz yıllara benzer olarak bu yılda da Industry Supply bölümüne ilgi, diğer bölümlere göre nispeten daha az ama verimliydi. Katılımcılar özellikle var olan müşterileriyle görüşme ve yeni iş bağlantıları kurma fırsatı yakaladı.”

19



gündem

FUAR ALANINDA SERVİS HİZMETİ VEREN OTOBÜSLER DE TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ İLANLARINI TAŞIYORDU.

HANNOVER HAVAALANI DIŞ HATLAR BAGAJ TESLİM BÖLÜMÜNDEKİ PANOLARDA TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’NİN İLANLARINA YER VERİLDİ.

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’NİN İLANLARI FUARIN GİRİŞİNDE DE DİKKAT ÇEKTİ.

SKYWALK’LARDA BULUNAN TÜRKIYE’NIN MAKINECILERI’NIN ILANLARI ZIYARETÇILERIN BÜYÜK ILGISINI ÇEKTI.

FUAR ALANINDAKİ DURAKLARDA DA TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’NİN İLANLARI YER ALDI.

21


gündem

METALLOOBRABOTKA, TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ’Nİ AĞIRLADI Türkiye’nin Makinecileri, Rusya’nın başkenti Moskova’da bu yıl �8’incisi düzenlenen metal işleme fuarı Metalloobrabotka’ya ikinci defa katılarak Türk makine sektörünün imajının güçlendirilmesine yönelik önemli bir çalışmaya daha imza attı.

R

usya pazarına, yönelik tanıtım faaliyetlerine devam eden Türkiye’nin Makinecileri, 15-19 Mayıs tarihleri arasında Moskova’da düzenlenen metal işleme fuarı Metalloobrabotka 2017’ye katıldı. 30 farklı ülkeden makine üreticile-

22

rinin yer aldığı fuarı beş gün boyunca 30 bine yakın kişi ziyaret etti. Fuarda, Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) üyesi derneklerden Makine İmalatçıları Birliği de (MİB) kendi standında üyeleri ve dernek çalışmaları hakkında ziyaretçileri bilgilendirdi. Kesme, şekillen-

dirme, döküm ve kaynak yapabilen metal makineleri, kesici uçlar, kaplama ve ısıl işlem ile test cihazları ve ekipmanları alanında son teknolojilerin sergilendiği Metalloobrabotka Fuarı kapsamında, Türkiye’nin Makinecileri çeşitli dernek, kurum ve firma temsilcileriyle temaslarda bulundu.


gündem

ADNAN DALGAKIRAN: “RUSYA GIBI STRATEJIK BIR PAZARI, EN ÇOK IHRACAT GERÇEKLEŞTIRDIĞIMIZ ILK BEŞ ÜLKEDEN BIRI YAPACAK POTANSIYELE SAHIBIZ.”

Fuarda Moskova Ticaret Müşaviri Halit Oral Akbay da Türkiye’nin Makinecileri’nin standını ziyaret etti. “RUSYA’DA ÖNEMLİ İŞ FIRSATLARI MEVCUT” Fuarla ilgili değerlendirmelerde bulunan MAİB ve Türkiye’nin Makinecileri Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, Rusya ile ekonomik işbirliğinin artmasının iki ülkenin de yararına olduğuna değinerek, Moskova’da önemli iş fırsatları bulunduğunu söyledi. Uluslararası metal endüstrisini Moskova’da buluşturan fuar çerçevesinde Türkiye’nin Makinecileri’nin gerçekleştirdiği çalışmaların Türkiye’nin

dış pazarlardaki etkinliğine katkı sağladığını vurgulayan Dalgakıran şunları kaydetti: “Rusya, ihracat stratejimiz içinde önemli bir ticaret ortağı. İki ülke arasında önemli fırsat alanları var. Ekonomik ilişkilerimizin tekrar hareketlendiği Rusya’da bu fuar vesilesiyle çok iyi ağırlandık. Üretilen makinelerin kalitesi, teknolojisi ve hizmet anlayışıyla kendini dünyaya kanıtlamış rekabetçi bir sektörüz. Rusya gibi stratejik bir pazarı, en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ilk beş ülkeden biri yapacak potansiyele sahibiz. Moskova’da Türk sanayisini başarıyla temsil eden sektörümüzün, geliştirdiği yeni iş birlikleriyle ihracatımıza katkı yapacağı görüşündeyim”.

23


Bugün Yarın Daima...

AD-ES

Elektrikli Abkant Pres Hidrolik sistem gerektirmeyen elektrikli motor hareket sistemi sayesinde, çevreye duyarlı yüksek hızı sayesinde de daha az çalışma süresi ve daha az maliyet ile daha çok iş yapabilme kapasitesine sahiptir.

OSB 75.Yıl Bulvarı Nilüfer-Bursa/Türkiye T: +90 224 219 18 00 F: +90 224 2242 75 80


gündem

“FUAR, ÖNEMLİ FIRSATLAR SUNUYOR”

“REKABET ORTAMI FUARA DA YANSIYOR”

“Metalloobrabotka Fuarı, Rusya’da metal işleme teknolojileri konusundaki en önemli fuar olma iddiasını uzun süredir devam ettiriyor. Aynı zamanda MİB olarak acenteliğini yaptığımız fuarda, metal işleme ve teknoloji konusunda Rusya ile ticaret yapmak isteyen tüm Türk firmalarının mutlak suretle olması gerektiğini düşünüyoruz. Sektör hakkında bilgi sahibi olan kişilerin tercih ettiği organizasyonun 2014 ve 2015 yıllarına göre daha fazla ziyaretçi çektiğini söyleyebilirim. Her sene daha iyi bir organizasyonla karşımıza çıkan fuar organizatörleri, Türkiye’den gelen katılımcı sayısının azalmasından şikayetçi olsa da, Rusya yasaları gereği ödenen KDV ve Moskova’da konaklama maliyeti Türk firmalarının bu fuardan uzak durmasına neden oluyor.”

ARTUN BÖLGEN MİB MAKİNE MÜHENDİSİ

“Türkiye’nin Makinecileri, fuardaki varlığıyla makine sektörümüzün tanıtımına katkıda bulunurken fuarı ziyaret eden Türk ve yabancı sektör temsilcilerini de bilgilendiriyor. Gerçekleştirilen reklam ve tanıtım çalışmaları da en büyük pazarlarımızdan biri olan Rusya’da önemli bir yere sahip olduğumuzu vurgulamak açısından bizlere çok yardımcı oluyor. Kendilerinin önümüzdeki yıllarda da burada olması en büyük dileğimiz.”

“NİTELİKLİ BİR ZİYARETÇİ KİTLESİNE SAHİP” “Ziyaretçi sayısı çok fazla olmamasına rağmen, fuar, ne aradığını ve ürünlerimizi bilen bir kitleye hitap ediyor. Dolayısıyla nicelik olarak olmasa da nitelik bakımından tatmin edici bir organizasyondu. Makinelerimizi tanıtırken yıl boyunca satış yapabileceğimiz potansiyel müşterilerle temas kurup yeni bilgiler edinebiliyoruz. Firmamız açısından her yıl olduğu gibi bu yıl da kaliteli ve verimli bir fuar dönemi geçirdik. Geçmiş fuarlara kıyasla gözle görülür büyük bir fark yoktu. Rusya’yla daha da gelişip iyileşen ekonomik ilişkileri yerinde değerlendirmiş olduk. Fuar süresince standımızda plazma kesme makinemizi ziyaretçilerin beğenisine sunduk.”

11. KATILIM

ÖZDEN ÜNSAL AJAN ELEKTRONIK İHRACAT YETKİLİSİ

10. KATILIM

MAHİR ŞENGÜN AKYAPAK RUSYA GENEL MÜDÜRÜ “Bu yılki fuarda 2016’ya göre katılımcı sayısında artış olduğunu düşünmekle birlikte diğer yıllara nazaran düşüş olduğunu söyleyebilirim. Fuar yeni makinelerimizi potansiyel müşterilerimizin beğenisine sunma imkânı sağlarken Rusya pazarına da firmamızı tanıtıp makinelerimizin özelliklerini anlatmamıza da yardımcı oluyor. Özellikle Uzak Doğu ülkelerinden gelen üreticilerin sayısının her gecen yıl arttığını gözlemliyoruz. Dolayısıyla rekabet de her geçen gün artarken Uzak Doğu firmalarıyla mücadele zorlaşıyor. Standımızda delik delme ve bükme grubunda üç makinemizi sergiledik.” “Türkiye’nin Makinecileri aktif ve çalışkan ekibiyle sektörümüzün tanınırlığını artırmak adına başarılı bir çalışma sergiledi. Bu tarz çalışmalar ümit ediyorum ki her geçen dönemde artarak ülkemizi ve biz Türk makine üreticilerini hak ettiğimiz yere taşıyacaktır.”

“Başarılı, destekleyici ve motive edici olarak değerlendirdiğimiz Türkiye’nin Makinecileri’nin faaliyetlerinin, önümüzdeki dönemde de artarak devam etmesini diliyoruz.”

25


gündem

BAŞKANLIK TÜRKİYE’DEN HOLLANDA’YA GEÇTİ 14’ü AB üyesi 17 ülke derneğini çatısı altında toplayan Europump’ın 2017 Genel Kurulu 17-20 Mayıs tarihlerinde Bodrum’da gerçekleştirildi.

H

er yıl bir üye ülkede, o ülke derneğinin ev sahipliğinde düzenlenen Europump (Avrupa P o mp a İmal atç ı l arı Derneği) Genel Kurulu ve Senelik Top-

26

lantıları’nın adresi bu yıl Bodrum oldu. Türkiye’nin Makinecileri’nin katkılarıyla ve Gamak firması sponsorluğunda düzenlenen programda POMSAD’ın konukları, 450 firma ile 10 milyar Euro’luk imalat hacmi, 100 bin kişiden

fazla istihdam sağlayan, teknolojik ve ticari bakımdan dünyanın lideri kabul edilen bir üye tabanından geldi. Amerikan Hidrolik Enstitüsü (HI, Hydraulic Institute) temsilcileri de her yıl olduğu gibi konuklar arasında yerlerini aldı.


gündem DOLU DOLU BİR PROGRAM Geleneksel olarak dört gün süren senelik toplantılar, Derneğin bütün organlarının kendi iç çalışmaları yanında, koordinasyona yönelik müşterek toplantıları da içeriyor. Komisyon toplantılarında ev sahibi ülkenin üyelerini yürütülen çalışmalar hakkında bilgilendirmek, onları Europump platformlarında aktif görev yapmaya çağırmak, o ülkeyle ilgili sektörel imkan ve sorunlara odaklanmak da öncelik verilen konulardan. Genellikle Europump’ın en üst karar organı olan İcra Konseyi’nin toplanması ile başlayan program, üç günlük yoğun çalışma programının ardından Genel Kurul oturumu ile son buluyor. Genel Sekreterler toplantısı, Standartlar, Teknik, Pazarlama ve KOBİ Komisyonları toplantıları programın mutad etkinliklerinden. Biri HI senelik toplantılarında ABD’de, diğeri Europump Senelik Toplantıları’nda Avrupa’da olmak üzere yılda iki defa yapılan HI-Europump Yöneticiler Toplantısı da programda yerini aldı. Türkiye’nin başkanlığı döneminde başlatılan Blue Print Çalışma

Grubu’na programda özel önem verildi. Programın bir diğer amacı içerdiği sosyal etkinliklerle toplantı yapılan ülkenin kültürünü, geziler ve özel davetlerle üyelere ve eşlere tanıtmak. EUROPUMP KENDİNİ YENİLİYOR Derneğin sevk ve idaresinden sorumlu İcra Konseyi’nin öncelikli gündemi, 2017-2019 döneminde görev yapacak üyeleri belirlemek, yeni başkan ve iki yardımcısını genel kurula teklif et-

mek idi. Daha geniş coğrafyada etkin bir dernek haline gelmek için tüzük çalışmaları, kendini finanse eden projelerle üye derneklerin güçlendirilmesi, daha büyük bütçelerle daha yaygın faaliyet türleri sergilenmesi, küçük-büyük ülke, küçük-büyük üye farklarının etkisizleştirilmesi son dönem Başkan ve yardımcılarının önem verdiği konulardı. 57 yaşındaki derneğin yeni bir vizyonla yola devam etmek zorunda oluşu ve bunu gerçekleşirecek dönüşümün başlatılması gereği Kutlu Karavelioğlu’nun

EUROPUMP 2017-2019 İCRA KONSEYİ

Martijn Van Den Born Başkan, Hollanda

Dr. Soenke Brodersen

Başkan 1. Yardımcısı, Almanya

Jan Capka

Başkan 2. Yardımcısı, Çek Cumhuriyeti

Kutlu Karavelioğlu

Önceki Başkan, Türkiye

Diğer Üyeler Svend Aage Kaae Danimarka Carlo Banfi İtalya Emmanuel Coulomb Fransa Manolis Damigos Yunanistan Ralf Gerdes İsviçre Kimmo Issakainen Finlandiya Olivier Lamarie Avusturya Giovanni Lorenzi İngiltere Grzegorz Pakula Polonya Igor Tverdokhleb Rusya İcra Konseyi Onur Üyeleri Ken Hall İngiltere Pierre Plateus Belçika

27


gündem

başkanlık döneminin önceliği idi. Bu amaçla hayata geçen Blue Print Çalışma Grubu’nun gündeminde ise farkındalığı artıracak yayın, web varlığı ve eylemler, yeni vizyon ve misyon tanımı, üye derneklerin konsolide edilebilecek çalışma ve ürünleri, senelik toplantılar için alternatif formatlar, ABD Avrupa sektörleri ve dernekleri arasında işbirliği olanakları, AB lobi faliyetlerinde daha etkin olmanın yolları yer aldı. Europump’ın sekreteryası Orgalime bünyesinde yürütülüyor. Avrupa metal, elektrik-elektronik ve makine sektörlerinin temsilcisi durumundaki kuruluş, 24 ülkeden 32 federasyon veya üst derneği bünyesinde bulunduran bir konfederasyon niteliğinde. Europump gibi yedi ayrı sektörel derneğe lobi ve sekreterya hizmeti sunuyor; POMSAD’ın üye olduğu Avrupa Vana Sanayicileri Derneği CEIR de bunlardan biri. SEKTÖR KATKISINI KOMİSYONLAR ÜZERİNDEN VERİYOR Europump örgütlenmesinde, sektörün çalışmaları dört komisyon

28

ve bunların altında kurulu çalışma grupları nezdinde koordine ediliyor. Dört kurucu dernek dört komisyona başkanlık ediyor ve sekreteryalarını üstleniyorlar. Alman VDMA Standartlar Komisyonuna, Fransız PROFLUID Teknik Komisyona, İngiliz BPMA Pazarlama Komisyonuna ve İtalyan ASSOPOMPE Küçük Orta Büyüklükteki İşletmeler Komisyonu’na ev sahipliği yapıyorlar. AB direktiflerine temel olacak çalışmaların yürütüldüğü, mevcut standartların geliştirilmesi ve küresel harmonizasyonundan sorumlu Standartlar Komisyonu’nun Başkanı Frank Ennenbach. Avrupa Komisyonu ile müzakereler bu komisyonun görevi. Gündeminde ambalajlama, çok kademeli dalgıç ve yüzme havuzu pompalarının Eko Tasarım Direktifine dahil edilmesi, Basınçlı Ekipman ve Düşük Voltaj Direktifleriyle ilgili yeni yasal çerçeve çalışmaları var. Başkanlığını Ro-

bert Dodane’in yürüttüğü Teknik Komisyon sistem yaklaşımı, çevre ayakizi ve içme suyuna temas eden maddeler konularında yoğunlaşmış durumda. Başkanlığını John Veness’in sürdürdüğü Pazarlama Komisyonu’nun önemli konusu Oxford Economics tarafından hazırlanan 2017 Dünya Pompa Pazar Raporu. Bu rapor sadece Europump üyelerine dağıtılacak. Vanni Vignoli başkanlığında çalışan komisyon ise KOBİ niteliğindeki pompa üreticilerinin arasındaki iletişimi sağlamak ve ortak problemlerini çözmek amacıyla faaliyet gösteriyor. Sözkonusu komisyonlarla bunlara bağlı çalışma gruplarının tüm toplantılarına POMSAD üyesi firmalar temsilci gönderme hakkına sahip. POMSAD 20 YAŞINDA Dört gün süren program POMSAD’ın 20. kuruluş yıldönümü kutlamalarına da sahne oldu. Faaliyetlerine 1997’de


gündem

başlayan ve kısa sayılabilecek sektörel yaşamına iki Avrupa Başkanlığı da sığdıran Derneğin onuruna düzenlenen kokteylin ardından katılımcılar Gala Yemeği’nde bir araya geldi. Kutlu Karavelioğlu, kısa konuşmasında POMSAD’ın Europump ve CEIR’de daha nice başkanlıklar üstleneceğine olan inancını dile getirdi. Davetli konuşmaları programın merakla beklenilen bölümlerinden biri.

Son gün, Emekli Büyükelçi Rıza Erkmenoğlu’nun küresel ve bölgesel jeopolitik gelişmeler ekseninde Türkiye AB ilişkilerini değerlendirdiği ilgi ile izlenen sohbetiyle başladı ve Genel Kurul ile sona erdi. Kutlu Karavelioğlu Başkanlık görevini Hollandalı meslektaşı Martijn Van Der Born’a devrederek iki yıl sürecek Önceki Başkanlık görevine başladı. Genel Kurul yeni başkan yardımcılarını

ve iki sene görev yapacak icra konseyi üyelerini de seçerken, bütçesine Ecopump Projesi için takviye yaptı. Yoğun toplantı programında, eşler için de günlük Efes Antik Kenti, Meryem Ana ve Bodrum Turları düzenlendi. 2018 Europump Senelik Toplantı ve Genel Kurulu, yeni formatıyla Belçika’nın başkenti Brüksel’de, AB Parlamento Üyelerinin ve Genel Direktörlerinin katılımıyla gerçekleştirilecek.

29


gündem

DÜNYA ÇİMENTO DEVLERİ TÜRKİYE’DEN VAZGEÇMİYOR Türkiye’nin Makinecileri, 15-17 Mayıs tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen “Intercem Uluslararası Çimento Konferansı”na katılarak, ziyaretçilere, Türkiye’nin çimento sektörüne yönelik makine üretimiyle ilgili bilgi verdi.

Ç

imento sektörünün üretim, taşıma ve finans ayaklarında faaliyet gösteren 300 civarında küresel oyuncusunun katıldığı “Intercem Uluslararası Çimento Konferansı”nın açılış konuşmasını Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Sektörler Konseyi Çimento ve Toprak Ürünleri Sektör Kurulu Başkanı Ali Özinönü yaptı. Özinönü, 2016’da bir önceki yıla göre çimento ihracatının yüzde 7 artarak 11,5 milyon tona ulaştığını belirterek, “Bu yıl da 2016’ya göre ihracatımızı yüzde 10 artırarak 13 milyon tona ulaştırmayı hedefliyoruz” dedi. Türkiye’nin çimento kapasitesinin yıllık 110 milyon ton olduğunu dile getiren Özinönü, 2016’da iç tüketimin ise 65 milyon ton olarak gerçekleştiğini aktardı. Özinönü, Türkiye’nin dünyanın birçok ülkesine çimento ihraç ettiğini belirterek, özellikle Fildişi Sahili, Gana, Nijerya, Kongo Cumhuriyeti, Angola gibi Afrika’nın batısındaki ülkelere ciddi oranda çimento ihraç edildiğini söyledi. Afrika’da Çin’in Türkiye’ye rakip olamadığını ancak iç tüketimleri azaldığı için İspanya, Portekiz gibi ülkelerin bu-

raya yoğunlaştığını dile getiren Özinönü, Türk üreticilerin de bölgeye ağırlık verdiğini vurguladı. Özinönü, Suriye’ye halihazırda yıllık 1,7 milyon ton çimento ihraç edildiğini kaydederek, “Suriye’de durum yatışırsa bu rakam 7 milyon tona çıkar. Libya’da da ihracatımız 1,7 milyon tona kadar yükselmişti. Şimdi 600 bin tona kadar geriledi. İç karışıklık biterse 2,5-3 milyon tona çıkar. Yani sadece bu iki ülkede durum yatışırsa 10 milyon ton çimento ihraç ederiz” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin Makinecileri de Intercem Uluslararası Çimento Konferansı’nda standıyla yer aldı.

30

40’TAN FAZLA ÜLKEDEN 300 SEKTÖR TEMSİLCİSİ BİR ARADA Türkiye’nin halihazırda 45 milyon tonluk kapasite fazlası olduğunu ve yeni yatırımların sürdüğünü söyleyen Özinönü, konuşmasına şöyle devam etti: “Bilecik, Sakarya ve Ege’de yeni fabrika yatırımları var. Ancak bunlara şu an ihtiyaç yok. Kurulan her fabrika yıllık 2 milyon ton kapasite demek. Sektördeki yabancı yatırımcı oranı da yüzde 20 düzeyinde. Bu toplantıda 40’tan fazla ülkeden 300 sektör temsilcisi bir arada. Burada sektörün son durumunu tespit edip diğer yandan da ticaret konuşuyoruz. Türkiye, dünyada önemli bir çimento ülkesi. Avrupa’da ilk sıradayken dünyada da ilk beşte yer alıyor. Dolayısıyla burada 2-2,5 milyon tonluk yani 100 milyon dolarlık çimentonun ticareti konuşuluyor, bir kısmının anlaşması yapılıyor.” Intercem Başkanı Malcolm Shelbourne de konuşmasında İstanbul’un önemli bir lokasyon olduğunu belirtti. Shelbourne, “Çimento ihracatı için önemli bir pozisyona sahip Türkiye’deki çimentocular, gelişmelere hızla ayak uyduruyor. Burada Türk üreticilerle birlikte olmak istedik ve bugün buradayız” diyor.


gündem

KÜRESEL TARIM MAKİNESİ ÜRETİCİLERİ SÃO PAULO’DA BULUŞTU Tarım makinesi imalatçı birliklerinin küresel işbirliği örgütü Agrievolution Alliance’ın son toplantısı, 3-4 Mayıs tarihlerinde Brezilya’nın São Paulo şehrinde yapıldı. Toplantı, TARMAKBIR’in Agrievolution başkanlığındaki son etkinliği oldu.

S

ektörün uluslararası çatı örgütü Agrievolution Tarım Makineleri İmalatçı Birlikleri Küresel İttifakı (Agrievolution Global Alliance for Agriculture Equipment Manufacturing Associations) Dönem Başkanlığı görevini geçtiğimiz yılbaşında Hindistan’dan devralan Türk Tarım Alet ve Makinaları İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR), Ekim ayında Çin’de düzenlenecek 6’ncı Agrievolution Zirvesi öncesi son hazırlık toplantısını Brezilya’nın São Paulo şehrinde gerçekleştirdi. Tarım makineleri endüstrisinin küresel nitelikli bir temsilcisi olmak, endüstriye ilişkin konuları küresel ölçekte ele almak ve üye birlikler arasında çeşitli işbirliği olanakları yaratmak amacıyla 2012’de kurulan Agrievolution, bugün 14 ülkeden üye tarım makinesi imalatçı birliğine sahip bulunuyor ve üyeleri aracılığıyla dünya genelinde 6 binden fazla firmayı temsil ediyor.

ALTINCI ZİRVE EKİM AYINDA ÇİN’DE DÜZENLENECEK Temel faaliyetleri, üyeleri arasında veri alışverişi yaparak sektöre ilişkin küresel kapsayıcılıkta istatistik raporlar oluşturmak, düzenli aralıklarla üyelerinin ev sahipliğinde tarım ve tarım makineleri endüstrilerine ilişkin zirve etkinliği düzenlemek ve kamu kurumları ile FAO, Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar nezdinde sektör adına tanıtım faaliyetleri yürütmek olan Agrievolution, bu kapsamda bugüne kadar beş küresel zirve düzenledi. Ortalama 18 aylık dönemlerle düzenlenen zirve etkinlikleri her seferinde üye birliklerden birinin ev sahipliğinde organize edilirken, tarım ve tarım makineleri endüstrisine yönelik uluslararası kuruluşları, özel sektör temsilcilerini, akademisyenleri ve diğer sektör paydaşlarını bir araya getiriyor. Bugüne kadar İtalya, ABD, Fransa, Hindistan ve son olarak geçtiğimiz yıl TARMAKBİR ev sahipliğin-

de Türkiye’de düzenlenen zirvelerin son ayağı, önümüzdeki Ekim ayında Çin’de gerçekleştirilecek. AGRIEVOLUTION DÖNEM BAŞKANI TARMAKBİR’İN SON ETKİNLİĞİ Türkiye’de düzenlenen zirvenin ana teması, hatırlanacağı üzere Afrika, Orta Doğu ve Türki Cumhuriyetlerde tarımın geliştirilmesi ve tarım makineleri kullanımına yönelik fırsatlar olmuştu. Agrievolution’ın takip eden altıncı zirvesinde ise ana tema Asya’da verimli tarım uygulamaları ile mekanizasyon olacak. Bu kapsamda, TARMAKBİR’in Agrievolution Dönem Başkanlığındaki son etkinliklerden biri olarak 3-4 Mayıs tarihleri arasında Brezilya’nın São Paulo şehrinde bir araya gelen Agrievolution üyeleri, hem yürütülen istatistik veri çalışmalarının güncel sonuçlarını değerlendirdi hem de Çin’de düzenlenecek zirvenin detaylarını ele aldı.

31



gündem

ENOSAD’IN 7’NCİ OLAĞAN GENEL KURULU GERÇEKLEŞTİRİLDİ Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği’nin (ENOSAD) �. Olağan Genel Kurulu �� Mayıs’ta İstanbul’da gerçekleştirildi. Olağan Genel Kurul sonrasında Dr. Hüseyin Halıcı başkanlığındaki yönetim görevde kaldı.

E

NOSAD üyeleri ve davetlilerin hazır bulunduğu genel kurul toplantısı, divan başkanı ve üyelerinin seçimiyle başladı. Divan başkanı Osman Kurdaş, ENOSAD’ın tarihinde ilk kez iki yönetim kurulu listesinin aday olduğu genel kurulun, kendileri için ayrı bir önem taşıdığını vurgulayarak, “Her biri son derece saygın üyelerden oluşan ENOSAD’ın bu duruma ulaşmasında, kuruluşundan itibaren emeği geçen tüm başkan ve yönetim kurullarına teşekkür ediyorum” dedi. 6. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Halıcı da açılış konuşması-

ENOSAD 2017-2019 YÖNETİM KURULU

Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Halıcı Yönetim Kurulu Üyeleri Erkan Cirit Hasan Basri Kayakıran Hasan Terzioğlu Mehmet Özalp Sami Özkan Dibek Tuncay Soydaş Tunç Atıl Yaşar Acar Yavuz Çopur Yiğit Küntan

nın ardından geçmiş dönem faaliyetlerini toplantının katılımcılarına aktardı. Yönetim kurulu faaliyetlerinin oy birliğiyle ibra edilmesini takiben ENOSAD Yönetim Kurulu Başkan Adayları Talat Avcı ve Dr. Hüseyin Halıcı birer konuşma gerçekleştirdi. Başkan adaylarının gelecek dönem hedeflerini anlatarak yönetim kurulu listelerini açıklamalarının ardından divan heyeti başkanı Osman Kurdaş, adaylara teşekkür etti. Yönetim kurulu aday listelerinin oylanması sonucunda, Dr. Hüseyin Halıcı yeniden ENOSAD Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine seçildi. Dr. Halıcı, oylamanın ardın-

dan yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Hedeflediğimiz projeleri hayata geçirmek amacıyla iki yıl için tekrar ve daha da artan bir ivmeyle çalışacağız. Bu yeni dönemde yapılacak çalışmalara tüm üyelerin katkı ve desteğini bekliyoruz. Üyelerimizden gelecek önerileri de değerlendirerek sektör adına hep birlikte daha iyi işler yapmak istiyoruz. Genel kurula katılan ve destek veren tüm üyelerimize teşekkürlerimi sunuyorum.” Genel kurula katılan üyelerin başkan ve yönetim kurulunu tebrik etmesinin ardından ENOSAD 7. Olağan Genel Kurulu tamamlandı.

33



gündem

İSKİD, EUROVENT’İN BAŞKAN YARDIMCISI OLDU İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği’nin (İSKİD) 2013-2014 Yönetim Kurulu Başkanı Naci Şahin, 2018 Yılında İSKİD adına Avrupa Soğutma ve Havalandırma Cihazı Üreticileri Derneği (EUROVENT) Yönetim Kurulu Başkanı olmak üzere Birinci Başkan Yardımcılığı görevine seçildi.

F

ransa’nın Versay şehrinde 19 Mayıs tarihinde gerçekleştirilen EUROVENT 60. Genel Kurulu’nda Alex Rasmussen’in görev süresi bir yıl daha uzatılırken birinci başkan yardımcılığına önümüzdeki yıl EUROVENT Yönetim Kurulu Başkanı olmak üzere, İSKİD adına Naci Şahin seçildi. İSKİD, Avrupa Birliği ülkelerinde iklimlendirme sektörü ile ilgili standart, kanun, yönetmelik gibi dokü-

manların hazırlanmasında en etkin kurum unvanına sahip EUROVENT’e 2000 yılında üye oldu ve bu tarihten itibaren kurumdaki etkinliğini her geçen yıl artırdı. İSKİD halihazırda EUROVENT’in toplantılarına düzenli katılarak sektörle ilgili Avrupa Birliği ülkelerinde çıkarılacak ya da çıkarılmış yönetmelikler hakkında Türk üreticilerin görüşlerini iletiyor, normların şekillenmesine katkı sağlayarak üyelerini AB stan-

dartlarına taşıma konusunda etkin faaliyetler yürütüyor. Bu kapsamda Şahin’in üstlendiği görev, Türkiye’nin, Avrupa iklimlendirme sektöründeki önemine işaret ediyor. Şahin’in birinci başkan yardımcısı olduğu EUROVENT Yönetim Kurulu’nda, Belçika Agoria dernek temsilciliğini üstlenen David Jacobs ve Finlandiya’dan FABSI’yi temsil eden Mika Halttunen ise diğer başkan yardımcıları olarak kurula seçildi.

35


sektörden

“REKABETİ VE BÜYÜMEYİ KALİTE YÖNETİM SİSTEMLERİ İLE SAĞLIYORUZ” KALİTE YÖNETİMİNİ “DEMOKRASİ” OLARAK ÖZETLEYEN AKDAŞ DÖKÜM YÖNETİM KURULU BAŞKANI NİYAZİ AKDAŞ, KALİTE YÖNETİM SİSTEMLERİNİN, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK SÜREÇLERİNİN GELİŞİMİNDE ETKİLİ OLDUĞUNU SÖYLÜYOR. AKDAŞ, “BU SİSTEM AYNI ZAMANDA MÜŞTERİLERİMİZİ ANLAMAMIZ, ÜRÜN VE HİZMET KALİTEMİZİ ARTIRMAMIZ VE BÜYÜMEMİZDE ÖNEMLİ KATKILARDA BULUNDU” DİYOR.

36

K

uruluşunun üzerinden 35 yıl geçen Akdaş Döküm, bugün Avrupa’nın önemli dökümhanelerinden biri olarak üretiminin yüzde 85’ten fazlasını küresel pazarlara ihraç ediyor. Akdaş Döküm’ün kurucularından Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş, ilk günden itibaren yatırıma ara vermediklerini söylerken, iki dökümhane, üç talaşlı imalat fabrikası ve bir kaynaklı konstrüksiyon fabrikası olmak üzere altı ayrı tesiste 72 bin metrekare kapalı ve 127 bin metrekare açık alanda üretim faaliyetlerini sürdürdüklerini vurguluyor. Üretim yolculuğunda Ar-Ge ve Ür-Ge’nin gücünden her zaman yararlandıklarını ve kalite kavramına özel bir önem verdiklerini de dile getiren Niyazi Akdaş, pazar etkinliklerini artırmak için her zaman katma değeri yüksek üre-

timin yollarını araştırdıklarının ve hızla değişen rekabet ortamında ayakta kalabilmek için ürün, hizmet ve üretim yöntemlerini sürekli olarak geliştirdiklerinin altını çiziyor. Halen Türk çelik döküm üretiminde yüzde 11 paya sahip olan ve toplam Türkiye çelik döküm ihracatı içerisindeki payı yüzde 13 seviyesinde olan Akdaş Döküm’ün sahip olduğu yetkinlikler ve ürün kalitesini, Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş ile konuştuk. Akdaş Döküm’ün kuruluş hikâyesi sizden dinleyebilir miyiz? ODTÜ’de okurken yaptığım yaz stajları sırasında Türk Traktör Fabrikası’nın dökümhanesinde dökümcülükle tanışmıştım. Mesleği çok sevmiş ve ilerde bu sektörde çalışmaya karar vermiştim. 1975 yılında Ankara’da bir çelik dö-


“ALANINDA UZMAN 570’DEN FAZLA ÇALIŞANIMIZLA MÜŞTERİLERİMİZE EN İDEAL VE EKONOMİK ÇÖZÜMLERİ SUNUYORUZ. ÜRETİLEN HER PARÇA AR-GE VE ÜR-GE KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLİYOR VE BİLGİSAYAR DESTEKLİ DÖKÜM SİMÜLASYON PROGRAMLARIYLA DESTEKLENİYOR.” kümhanesinde işletme müdürü olarak göreve başladım, altı ay sonra aynı işletmenin genel müdür vekili oldum. Beş yıl çalıştığım bu fabrikadan ayrıldım. Ardından, kapalı olup çalışmayan küçük bir çelik dökümhanesine yüzde 35 kâr ortağı olarak girdim. 1,5 yıl sonra da bu ortaklıktan ayrıldım. Daha sonra, çok değer verdiğim duayen sanayici rahmetli Orhan Işık’ın teşvikiyle, 1982 yılında eski bir arkadaşımla birlikte kiralık bir sundurma altı mekanda Akdaş Döküm Sanayi şirketini kurduk. 1987 yılında da üniversite yıllarından tanıdığım bir arkadaşımı üçüncü ortak olarak aldık. Halen Akdaş Döküm’ün Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlüğü görevlerini sürdürüyorum. Akdaş Döküm, kuruluşunu takip eden yıllar içerisinde yatırımlarına hiç ara vermedi. Bu yolculuktan biraz bahseder misiniz? 1982 yılında 500 ton/yıl kapasite ile kiralık bir sundurma altı mekânda üretime başladık. 1987 yılında Ankara-İstanbul Karayolu üzerinde inşa ettiğimiz ilk fabrikamıza taşınarak kapasitemizi 3 bin ton/yıla yükselttik. 2000 yılında ise Ankara Organize Sanayi Bölgesi’nde reçineli kum teknolojisi ile donatılmış ikinci fabrikamızı açtık ve yıllık kapasitemiz 10 bin ton/ yıla ulaştı. 2006 yılına geldiğimizde, Ankara-İstanbul Karayolu üzerindeki ilk fabrikamızı kapatarak Ankara Organize Sanayi Bölgesi’nde modern kalıplama ve ergitme teknolojileriyle donatılmış yeni bir dökümhaneyi daha bünyemize kattık. Bu yeni tesis üretim kapasitemizi iki misline çıkarırken, 2011 yılında kapasitemizi ve teknik imkânlarımızı daha da artırmaya karar verdik. 2013 yılında tamamlanan bu yatırımımız sayesinde; Akdaş Döküm, 35 bin tonluk kapasitesi ile Türkiye’de sektöründe lider konuma ulaştı. Avrupa’da ise ilk beş döküm-

hane içerisinde değerlendirilen firmamız iki dökümhane, üç talaşlı imalat fabrikası ve bir kaynaklı konstrüksiyon fabrikası olmak üzere altı ayrı tesiste üretim faaliyetlerini sürdürüyor. Üretim profilimiz yüzde 75 çelik, yüzde 15 sfero ve yüzde 10 pik dökümdür. Akdaş Döküm’ün üretimde sahip olduğu yeterlilikleri nelerdir? Firmamız 35 tonluk indüksiyon ocakları, 85 ton kapasiteli pota fırını, oksijen üfleme kapasiteli vakum ocağı (VOD), CNC yolluk besleyici kesme tezgahı, PLC kontrollü modern tav ocakları ve işleme tezgahlarının kapasiteleriyle Türkiye ve Avrupa’da kurulmuş en yeni ve en donanımlı çelik döküm fabrikasıdır. Tesislerimizde, 250 tonluk ergitme ve 13 metre çapa kadar CNC tezgâhlarda işleyebilme kapasitesi sayesinde, net işlenmiş ağırlığı 150 tona kadar olan döküm parçaları üretebiliyoruz. Alanında uzman 570’den fazla çalışanımızla müşterilerimize en ideal ve ekonomik çözümleri sunuyoruz. Peki, ihracat kapasiteniz nedir? Şu anda üretimimizin yüzde 85 ila yüzde 90’ını ihraç ediyoruz. İhracatımızın yüzde 57’sini Avrupa ülkelerine, yüzde 30’unu ise ABD ve Güney Afrika’ya gerçekleştiriyoruz. Yurt içi pazara verdiğimiz yüzde 10 ila yüzde 15’lik kısım ise büyük oranda müşterilerimiz tarafından işlenip yurt dışına ihraç ediliyor. Üretimimiz ağırlıklı olarak; otomotiv, çimento, maden, inşaat, makine, demir-çelik, gemicilik ve off-shore, enerji, kimya ve petrol sektörlerine yöneliktir. Bilindiği üzere Türkiye’de çelik döküm üretimi; 2002 ile 2016 yılları arasında yüzde 45, çelik döküm ihracatı ise yüzde 140 arttı. Akdaş Döküm de 2016 yılında yüzde 50 kapasiteyle çalışmasına rağmen Türk çelik döküm üreti-

37


sektörden

“ÜRETİMİNİN YÜZDE 85 İLA YÜZDE 90’INI İHRAÇ EDEN AKDAŞ DÖKÜM, İHRACATININ YÜZDE 57’SİNİ AVRUPA ÜLKELERİNE, YÜZDE 30’UNU İSE ABD VE GÜNEY AFRİKA’YA GERÇEKLEŞTİRİYOR.”

mindeki yüzde 11’lik payını korumayı başardı. Toplam Türkiye çelik döküm ihracatı içerisindeki payımız ise 2016’da yüzde 13 seviyesinde gerçekleşti. Akdaş Döküm’ün dış pazarlarda etkinliğinin artırılmasına yönelik neler yapılıyor? Ağırlıklı olarak ham döküm parça yerine katma değerli montaja hazır ürünler ürettiğimiz için ihracat pazarlarımız da buna göre şekilleniyor. İhracatımız, başta Avrupa olmak üzere ABD ve Güney Afrika’ya yöneliktir. Diğer taraftan tezgâh yatırımlarına devam ediyor ve ihracatımızı yurt dışı fuarlara katılarak geliştirmeyi sürdürüyoruz. Ayrıca sık sık yurt dışı müşteri ziyaretlerinde bulunuyor ve müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretiyoruz. İlgilendiğimiz sektörlerde faaliyet gösteren firmaları da ziyaret edip aktif pazarlama çalışmalarını sürdürüyoruz. Fabrikalarımızın ve teknolojik ekipmanlarımızın çok yeni, kapasitemizin ise yüksek olması nedeniyle müşterilerimizin ihtiyacı olan ürünleri en kaliteli şekilde ve en kısa sürede imal ederek teslimatını gerçekleştiriyoruz. Pazar etkinliğimizi artırmanın en önemli ayağının; ihracat olanaklarını iyi analiz etmek, katma değeri yüksek döküm ürünleri üretiminin yollarını araştırmak ve farklı alaşımlara yönelmek olduğu düşüncesiyle hareket ediyoruz. Ürün gamımızdaki alaşımları çeşitlendirebilmek için yatırımlarımıza devam ediyoruz. Pota ocağı ve oksijen üfleme kapasiteli vakum ocağı yatırımlarımızı, tam olarak bu nedenlerle gerçekleştirdik. Bu yatırımlarla düşük karbonlu paslanmaz çeliklerin imalatı, çeliklerde kükürtsüzleştirme ve çeliğin içindeki istenmeyen hidrojen, azot gibi gazların miktarının ayarlanabilmesi gibi üretim yeteneklerine de sahip olduk. Akdaş Döküm, böylelikle, nükleer enerji gibi daha nitelikli alaşımda parça ihtiyacı olan yatırımlara tedarikçi olma imkânını da bulmuş oldu.

Akdaş Döküm, Avrupa’nın en temiz dökümhanelerinden biri olarak nitelendiriliyor. Biraz bu unvanınızdan da söz edebilir misiniz? Sektörün ve üretim süreçlerimizin altyapı, fiziksel şartlar, riskler kapsamındaki eksiklikleriyle mücadelemizde ve bu mücadeledeki başarımızda; yeni yatırım kapsamındaki altyapı ve teknolojik gelişmenin yanı sıra sürekli iyileştirme esaslı Kaizen çalışmaları ve Yönetim Sistemleri de etkili oldu. Mevcut süreçlerimizde ve yatırım planlarımızda; ürün ve hizmetlerinin çevre, iş sağlığı ve güvenliği, enerji boyutlarını da belirliyoruz. Amaç ve hedeflerimiz bu doğrultuda oluşturuluyor. Amaçlar ve hedefler tespit edilirken, yükümlü olunan yasal ve diğer şartlar ile işletmenin önemli boyutları dikkate alınırken, ayrıca teknolojik seçenekler, finansman, işletme ve iş hayatının gereklilikleri ve ilgili tarafların görüşleri de göz önünde tutuluyor. Tespit edilen önemli etkiler böylece kontrol altına alınırken önleyici çalışmalar da planlanmakta ve uygulanıyor. Bu kapsamda performanslar takip ediliyor, sürekli geliştirmeleri sağlanabiliyor. Son yatırımlarımızla altyapı ve teknolojik iyileşmenin yanı sıra bu kapsamda yapılan diğer çalışmalardan birkaç örnek verecek olursak; çalışma ortamındaki düzensizlikten kaynaklanan zaman kayıpları, kirliliğin sebep olduğu ekipman arızaları, kalite kayıpları, çalışma ortamındaki iş güvenliği risklerinden dolayı ortaya çıkan kazaları en aza indirmek ve verimliliği artırmak için 5S çalışmaları kapsamında, toplamda 580 bin metreküp/saat kapasiteli havalandırma ve filtre sistemi, emisyonları kaynağında yayılmadan toplayan ve filtreleme yapan sabit ve lokal emiş ve filtreleme sistemleri, pulvarizasyon sistemleri (hava-su basınçlı toz kontrol) ile özellikle kum ve askıda toz kontrolü, atık kum geri kazanım üniteleri (termal ve mekanik reklamasyon), atık azaltım çalışmaları, tehlikeli atık ve tehlikesiz atık geri kazanım lisansları ve uygulamalarını hayata geçirdik. Tüm bu oluşturulan ve sürekli iyileştirme kapsamlı sistemin sonucunda ise tesislerimizde uluslararası standartlar çerçevesinde sürdürülebilir üretim süreçlerine sahip olduk. Böylelikle de Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDÖKSAD) tarafından organize edilen, sektörümüzün ileri gelen firmalarının çevre yöneticileri tarafından yapılan toplu değerlendirme neticesinde, 2016 yılı Çevre Ödülü’nde Birinciliğe layık görüldük ve ‘Çevre Bayrağı’ ile ödüllendirildik. Sektörünüzdeki pazar eğilimleri hakkında da bizi bilgilendirebilir misiniz? Döküm sektörü orta-düşük teknolojili bir sektör olarak görülür. Ancak döküm süreçleri,

38


“AKDAŞ DÖKÜM, 35 BİN TONLUK KAPASİTESİ İLE SEKTÖRÜNDE TÜRKİYE’DE LİDER, AVRUPA’DA İSE İLK BEŞ DÖKÜMHANE İÇERİSİNDE GÖSTERİLİYOR.”

metallere en yüksek katma değerin katıldığı bir üretim alanıdır. İnsan bedeni protezlerinden uçak parçalarına, belediye rögar kapaklarından motor gövdelerine kadar birçok metal ürün değişik malzemeler ve değişik teknolojilerle üretilir. Türk dökümhaneleri yerli makine üreticilerin olduğu kadar Avrupalı makine üreticilerinin de stratejik tedarikçileridir. Döküm alanında bilgi birikimi ve nitelikli işgücü olmadan yeni yatırımların hayata geçirilmesi, yeni oyuncuların sahaya çıkması mümkün değildir. Türk döküm sektörü, gelişmiş AB ülkelerinin döküm sektörleri karşısında halen verimsizdir. 2016 yılında Türkiye’de 929 firma yaklaşık 1,9 milyon ton döküm üretimi yaptı. Tesis başı verimliliğimiz ise 2 bin 45 ton oldu. Almanya’da bu verimlilik yaklaşık 8 bin 800 tondur. Sektörümüzde 34 bin kişilik bir istihdam sağlıyoruz. Kişi başı verimliliğe baktığımızda ise 4,66 ton/ay gibi bir rakamla karşılaşıyoruz. Almanya da ise her yıl azalan dökümhane sayılarına karşılık çalışan başına üretim ve tesis başına üretim verimlilikleri artıyor. Bu nedenle sektörümüzün öncelikli hedefi, bu verimlilik değerlerini Almanya, İspanya, Fransa ve İtalya’nın verimlilik seviyelerine çıkartmak olmalıdır.

Kalite kavramı, Akdaş Döküm’ün üretim süreçlerinde nerede duruyor? Akdaş Döküm, gerek üretim teknolojisi gerekse iş gücü anlamında kaliteye yatırım yapan bir işletmedir. Firma olarak 45 kişilik kalite ekibimizle, müşteri talepleri ve şartnamelerine uygun nihai ürünler üretiyoruz. Kalite yönetimi, çalışanlara gösterilen saygı ve değerlerle, insanın yücelmesini, yaşam standartlarının yükseltilmesini ve mutluluğunu esas alır. Kalite yönetimi demokrasidir. Herkes fikrini ve önerilerini açıkça söyleyebilmeli ve herkes yönetime ve kararlara bir şekilde katılabilmelidir. Kalite yönetimi, yönetim anlayışı, strateji oluşturma, sürekli gelişme ile kurum ve kuruluşların vazgeçilmezliği, ayakta kalmak için uygulanan bir yönetim felsefesidir; sürekli gelişme ve geliştirmedir. Sonuç olarak kalite yönetimi; müşteri ve çalışan odaklı, sürekli geliştirme ve yenilik düşüncesine dayanan, sorun çıkmamasını sağlayan, önlem alan, takım çalışması ve katılım öneren, dışsal güdülemeden çok içsel güdülenmeye önem veren, bireysel güdülemeden grup güdülenmesine geçen, insana saygıyı, insana güveni ve yetki dağılımını savunan, sürekli öğrenme sürecidir.

NIYAZI AKDAŞ KİMDİR? ✓ 1948 yılında İzmir’de memur bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelen, ✓ 1970 yılında ODTÜ Metalürji Mühendisi Bölümü’nden mezun olan ve aynı yıl Kaliforniya Üniversitesi’ne asistan olarak kabul edilerek uzmanlık çalışmalarını bu üniversitede tamamlayan, ✓ Aynı üniversitenin araştırma bölümlerinde NASA ve ABD Silahlı Kuvvetleri’nin projelerinde araştırma başmühendisi olarak görev alan Niyazi Akdaş, ✓ 1982 yılında Akdaş Döküm’ü kurdu. ✓ Niyazi Akdaş, halen firmanın Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Genel Müdürlüğü görevlerini sürdürüyor.

39


sektörden

“TÜNEL AÇMA MAKİNELERİ ÜRETİMİNDE DÜNYA LİGİNDEYİZ” E-BERK YÖNETİM KURULU BAŞKANI ÖZGÜR SAVAŞ ÖZÜDOĞRU, GÜÇLÜ AR-GE ÇALIŞMALARIYLA GELİŞTİRDİKLERİ ÜRÜNLERİN, KÜRESEL TÜNEL AÇMA MAKİNESİ İMALATÇILARININ ÜRÜNLERİNE TERCİH EDİLİR DURUMA GELDİĞİNE DİKKAT ÇEKİYOR. ÖZÜDOĞRU, “MÜŞTERİ ODAKLI HİZMET ANLAYIŞI VE SATIŞ SONRASI DESTEK, BİZİM İÇİN BİR KLİŞE SLOGAN DEĞİL, ÇALIŞMA YÖNTEMİDİR. BİZ MÜŞTERILERIMIZLE KESİCİ, SIYIRICI VE YEDEK PARÇA SATMIYORUZ; ONLARIN BAŞARILI OLMALARI İÇİN UZMANLIĞIMIZI SATIYORUZ” DİYOR.

40

U

laştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin de katıldığı bir törenle 10 Mayıs’ta tanıtımı yapılan 3,25 metre çapında, 92 metre boyunda, 175 ton ağırlığında ve 800 KVA gücündeki Türkiye’nin ilk yerli tünel açma makinesi (TAM), Tekirdağ’da süren Ergene Derin Deşarj Tünel ve Arıtma Projesi’nde kullanımı için gün sayıyor. Türkiye’yi, TAM üreticisi sekizinci ülke konumuna yükselten E-Berk Zemin ve Tünel Teknolojileri, henüz 10 yıllık bir geçmişe sahip olsa da üretimde sahip olduğu bilgi birikimi ile hedefini küresel liderlik olarak belirlemiş. E-Berk Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Savaş Özüdoğru, “Kurulduğu günden bu yana E-Berk tüm dünyayı potansiyel pazar olarak görmüştür. Bugün de bu yaklaşım, bizim vizyonumuzun en önem-

li öğelerinden birisi olmayı sürdürüyor” derken, halen 24 ülkeye yapılan ihracatın da gelecekte artacağının altını çiziyor. Varşova metrosundan Doha ve Mumbai metrosuna dünyadaki birçok kentin metro inşatlarında E-Berk’in de imzası olduğunu ifade eden Özüdoğru ile hem ürettikleri ilk yerli tünel açma makinesini hem de E-Berk’in gelecek hedeflerini konuştuk. Öncelikle sizi ve E-Berk’i tanıyabilir miyiz? 2006 yılında ise E-Berk Zemin ve Tünel Teknolojileri’ni, 100 metrekarelik bir alanda dört kişilik bir takımla kurdum. Halen E-Berk markasıyla ürettiğimiz kesici, sıyırıcı ürünlerimizi ABD’den Rusya’ya, Hindistan’dan Çin’e dört kıtada 24 ülkeye ihraç ediyoruz. Bunun yanı sıra değişik yer koşullarına uygun her tür tünel açma makinesi (TAM ya da İngilizce kısaltma-


sıyla TBM) yenileme, revizyon işleri ile istenilen çap ve ölçülerde aksam ve parçalarının üretimini gerçekleştiriyoruz. E-Berk, bugün 46 bin metrekare toplam alanlı üç fabrikada, uzman çalışanlarıyla üretime devam ediyor. Tünel açma makineleri, küresel ölçekte bile çok spesifik bir alan. Ürünlerinizden biraz söz edebilir misiniz? E-Berk, tümüyle tünel açma konusuna odaklanmıştır. Bu konuda dört ana çalışma alanımız var. Birincisi; tünel açma makineleri (TAM) için yedek parça üretiyoruz. Özellikle TAM için kesici parça konusunda dünyanın sayılı üreticilerden birisi olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. İkinci uzmanlık alanımız ise TAM’ların yenilenmesi, özelliklerinin yükseltilmesi ve revizyonudur. Daha önce tünel açmış olan makineleri tümüyle elden geçirip yeniliyor, istenilen özellikleri kazandırıp kullanıcılarına teslim ediyoruz. Bu konuda çeşitli marka ve modeller üzerinde sonuçlarla kanıtlanmış önemli oranda deneyimimiz var. Uzmanlığımız dolayısıyla bize gelen istekleri değerlendirerek alt yüklenici olarak girdiğimiz TAM işleri de bir başka çalışma alanımızdır. Bugün alt yüklenicisi olduğumuz toplam 34 kilometrelik kazı işi bulunan üç değişik tünel yapım projesinde dört değişik TAM ile kazı çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tünelcilik konusundaki uzmanlığımızın doğal gelişimi olarak ürettiğimiz ve çok değerli katılımcılarımızla tanıtımını 10 Mayıs’ta yaptığımız ilk Türk yerli TAM ile Türkiye’yi dünyanın sekizinci TAM üretebilen ülkesi yapmış olmamız, bize guru ve heyecan aşılıyor. 3,25 metre çapındaki bu üründen sonra sırada metro ve demir yolu tünellerinde kullanılan 6,5 ve 8 metre çaplarındaki makinelerin üretilmesi konusundaki çalışmalarımız geliyor. Ayrıca kesici ve sıyırıcı ürünlerdeki Ar-Ge çalışmalarımız her zamanki gibi devam ediyor. Değişik yer koşullarında verimliliği artırıcı yenilikleri ürünlerimize katmayı sürdürüyoruz. E-Berk’in

ilk hedefi Türkiye’deki her jeolojik yapıya göre farklı TAM’lar üretmektir. Geleceğe yönelik ana hedefimiz ise bu alanda yapılan ithalatı düşürmek ve dünyanın önemli üreticileri arasında yer almaktır. Yakın zamanda dünyanın birçok ülkesinde birimler açtığımızı da duyacaksınız.

“DÜNYA KENTLERİNİN KALABALIKLAŞMASI METRO, DEMİR YOLU, SULAMA, ATIK SU TÜNELLERİNE GEREKSİNİMİ DE ARTIRIYOR. BU YÜZDEN, ARTIK TÜRKİYE’NİN DE İÇİNDE OLDUĞU YALNIZCA SEKİZ ÜLKEDE ÜRETİLEBİLEN TAM’LARA OLAN GEREKSİNİM DE ARTIYOR.”

TÜBİTAK gibi kurumlarla işbirlikleriniz oluyor mu? Kamudan nasıl destekler alıyorsunuz? 2014 yılında TÜBİTAK ile Katı Atık Geri Dönüşüm Makinesi Geliştirme Projesi’ni başarıyla tamamladık. 2016 yılı sonlarında da Yeryüzü Basıncını Dengeleyici (Earth Pressure Balance -EPB) tünel açma makinesini TÜBİTAK Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı kapsamında geliştirme başvurusunda bulunduk. Projenin TÜBİTAK tarafından değerlendirme aşaması halen sürüyor. Bu tür makineler özellikle yerleşim alanlarının altında açılan tüneller için gerekli. Türkiye’de yapımı süren ve öngörülen metro tüneli yapım işleri düşünüldüğünde, EPB türü makinelerin yapılması stratejik önemdedir.

41


sektörden

“EĞER BUGÜN DÜNYANIN 24 ÜLKESİNDE ÇALIŞAN TAM’LARDA E-BERK’İN KESİCİ, SIYIRICI ÜRÜNLERİ O MAKİNELERİN ÜRÜNLERİNE TERCİH EDİLİYORSA, BUNUN EN ÖNEMLİ NEDENİ ÜRÜNLERİMIZIN DAHA UZUN SÜRE KAZI YAPIP DAHA VERİMLİ ÇALIŞIYOR OLMASIDIR.”

Başvurumuzla ilgili olumlu sonuç aldıktan sonra en kısa zamanda çalışmalarımıza başlamayı ve Türkiye’ye bu uzmanlığı da kazandırmayı istiyoruz. Kurulma aşamasında olan Ar-Ge Merkezimizin açılmasıyla birlikte, TÜBİTAK ile yapılacak proje çalışmalarında da artış olacağını düşünüyorum. Firma olarak inovatif çalışmalara gereken yatırımları yapıyor musunuz? Başarılı olabilmek için yenilikçilik kesinlikle ön koşuldur. Yalnızca bizim alanımızda değil, genelde teknolojik ürünlerde, pazar payı yüksek kuruluşların bile Ar-Ge çalışmalarını yavaşlattıklarında düşüşe geçtiklerini görüyoruz. Ar-Ge’ye önem vermeyip, yabancı lisanslarla, yenilikçi olmayan sıradan teknolojilerle ya da fason üretim yapan kuruluşlar ise yalnızca fiyat temelinde yarışabiliyor. O yüzden de kâr oranları çok düşük kalıyor ve zamanla sektörden çıkmak zorunda kalıyorlar. Çünkü üretim, bir gün sizden daha ucuza üretim yapan bir ülkeye kayıveriyor. Biz ise işçiliğin en ucuz olduğu ülkelerden Çin’e bile mal satabiliyoruz. O yüzden Ar-Ge ve yenilikçi teknolojileri geliştirmeye çok önem veriyoruz. Aslında bu bir seçimden öte bir zorunluluktur. Pazarda baskın olan kuruluşların arasından sıyrılıp kendimize yer edinmek için tek yolun bu olduğunu yıllar içinde çok iyi öğrendik. Bu bilgiyi kuruluş belleğinde özenle saklıyor ve özenle uyguluyoruz. Eğer bugün dünyanın 24 ülkesinde çalışan TAM’larda bizim kesici, sıyırıcı ürünlerimiz o makinelerin ürünlerine tercih ediliyorsa, bunun en önemli nedeni bizim ürünlerimizin daha uzun süre kazı yapıp daha verimli çalışıyor olmasıdır. Bu başarıyı Ar-Ge çalışma-

larımızla yakaladığımızı yeni ürünlerimizi geliştirirken de hiç unutmuyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızda kurumsal olarak sıçramaya yol açacak Ar-Ge merkezi kurulumu için yapılan başvurumuzun Eylül ayında sonuçlanmasını hedefliyoruz. Şu an Ar-Ge birimimizde beş yüksek lisans, 15 lisans, üç ön lisans, beş teknik/meslek lisesi mezunumuz görev alıyor. Eğitime önem veren E-Berk, lisans mezunu Ar-Ge personellerinin yüksek lisans yapmasını da destekliyor. Tez konularının proje ile ilgili olmasını amaçlarken, üç yıl içerisinde de Ar-Ge mühendislerinin yüksek lisans eğitimlerini tamamlamalarını hedefliyoruz. Bunun dışında, çeşitli üniversitelerle işbirliklerimiz de devam ediyor. E-Berk’in vizyonu, küresel üretici olmak mıdır? Vizyonumuz; yalnızca ülkemizde değil dünya genelinde bu alanda öncü ve önder kuruluş olmak. Bunu da yenilikçi ürünler geliştirerek, çalışanlarımız için iyi bir çalışma ortamı oluşturarak, müşterilerimizin başarılı olmalarını sağlayarak ulaşacağız. Peki, kalite kavramı E-Berk süreçlerinde nasıl bir konumda duruyor? Bugünün pazar koşullarında var olabilmek ve ilerleyebilmek için kaliteyi vazgeçilmez bir gelişme alanı olarak değerlendiriyoruz. Kaliteyi aralıklarla uygulanan bir işlem olarak değil, kuruluşumuzdaki her sürecin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Burada süreç derken yalnızca üretim sürecinden değil, tasarım, satın alma, satış, müşteri ilişkileri gibi her alandaki süreçlerden söz ediyoruz. Bu alanda her gün yeni bir şeyler öğreniyor, var olan uygulamalarımızda yenilikler yaparak yolumuzda ilerliyoruz. Denetim, geri bildirim ve geliştirme döngüsü içinde bu alanda büyük ilerlemeler sağladık. Hala zaman zaman yanlışlar yapıyoruz, ancak yanlışlarımızı yapıldıkları aşamaların içinde bulup kayıpları sınırlıyor, süreçlerimizi geliştirip sayılarını ve etkilerini azaltıyoruz. Sektördeki farkınız bu kalite algısı mıdır? En önemli özelliklerimiz yenilikçilik, yüksek kalite ve hızlı ürün teslimi olarak özetlenebilir. Yıllar içinde, güçlü Ar-Ge çalışmalarımızla geliştirdiğimiz ürünler, pazardaki TAM üreticilerinin özgün ürünlerine tercih edilir duruma geldi. Diğer üretici firmalara göre yüksek kaliteyi daha kısa sürede sağlayabiliyoruz. Dört kıtada 24 ülkeye ihracat yapar duruma bu özelliklerimizle ulaştık. Müşteri odaklı hizmet anlayışı ve satış sonrası desteği de bizim için bir klişe slogan değil, çalışma yöntemidir. Biz alıcılarımıza kesici, sıyırıcı ve yedek parça satmıyoruz; onların başarılı ol-

42


maları için uzmanlığımızı satıyoruz. Örneğin, TAM’ların çalışacağı projelerde kazı çalışmalarının yapılacağı alanın yer yapısı raporlarının incelenmesi, yedek parça seçimi için çok önemlidir. Biz bu destek ile kesici, kazıyıcı ve sıyırıcı parçaların verimlilik oranını yükseltmek ve uzun ömürlü olmalarını sağlamak için uygun malzeme ve sertlik değerleri seçimi yaparak, yeni tasarımlar ve ürün geliştirmelerini de sağlıyoruz. İhracat potansiyeliniz gelecekte daha da gelişebilir mi? Dünyanın önde gelen ülkeleri ile nasıl bir rekabet planlıyorsunuz? Kurulduğu günden bu yana E-Berk tüm dünyayı potansiyel pazar olarak görmüştür. Bugün de bu yaklaşım, bizim vizyonumuzun en önemli öğelerinden birisi olmayı sürdürüyor. Bu yöndeki çalışmalarımızdan dolayı, ihracat yaptığımız ülkelerin arasına her geçen gün yenileri katılıyor. ABD, Rusya, Kanada, Bulgaristan, Fransa, Polonya, Fas, Azerbaycan, Cezayir, Çin, Katar, İran, İsrail, Malezya, Suudi Arabistan, Romanya, Hindistan, İspanya, Beyaz Rusya, Sri Lanka, Tayvan, Danimarka, Arnavutluk, Singapur’a Türk malı kesici, sıyırıcı ve yedek parçalar satarken Türkiye’de ilk kez üreterek girdiğimiz TAM alanında da önümüzdeki yıllarda ihracata başlamayı öngörüyoruz. Dünya kentlerinde yaşayan insan sayısının artmasıyla birlikte metro, demir yolu, sulama, atık su tünellerine gereksinim her yıl giderek yükseliyor. Bu yüzden de, artık Türkiye’nin de içinde olduğu yalnızca sekiz ülkede üretilebilen TAM’lara olan gereksinim de artıyor. Biz de bu pazarda küresel bir marka olarak yer almayı ve Türkiye’nin bu alandaki temsilinde çıtayı biraz daha yükseltmeyi hedefliyoruz. 2016 yılını nasıl bir tablo ile kapattınız? 2016 yılı E-Berk açısından çalışan sayısı, çalışma alanı ve ihracat potansiyeli anlamında çok verimli bir yıl oldu. 2017’de de bu eğilim sürüyor. Yalnız ihracat olarak değil, yurt içi pazarda da büyük atılım içindeyiz. Türkiye, tünel yapımları konusunda büyük fırsatlar sunan bir ülke. Türkiye’nin yaptığı yatırımlar ciddi önem taşıyor. Yalnızca İstanbul’da

2017 yılı sonunda 70’in üzerinde tünel açma makinesi çalışıyor olacak. Bu anlamda ülkemiz bize çok büyük fırsatlar sunuyor. Geleceğe yönelik hedeflerimiz arasında bu fırsatları değerlendirmek, bu sektörde yapılan ithalatı düşürmek ve küresel çapta bir üretici olmak var. İlk yerli TAM’ı üreterek bu yönde çok önemli bir adım atmış olduk. Sektöre bakıldığında size göre en büyük problem nedir? Tünelcilik konusunda Türkiye her yıl yaklaşık 250 milyon euro tutarında makineyi Almanya, ABD gibi ülkelere akıtıyor. Önümüzdeki yıllarda kentlerimizde metro, kentler arasında hızlı tren demir yolları, çok sayıda sulama, atık su, enerji santrali tünelinin yapılması öngörülüyor. Dolayısıyla yurt dışına çıkan bu değerler de en az birkaç katına çıkacak. Bu yüzden stratejik bir alan olan tünelcilik konusundaki yenilikçi çalışmaların desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Genel olarak makine sektörüne baktığımızda da Türkiye’de büyük bir teknik eleman sıkıntısı olduğunu biliyoruz. Almanya gibi üretimde gelişmiş ülkelerde başarıyla uygulanan teknik okul ve sanayi işbirliğinin benzeri uygulamaları Türkiye’de de yavaş yavaş uygulamaya konuyor ve bu durum bizleri de memnun ediyor.

“KALİTEYİ ARALIKLARLA UYGULANAN BİR İŞLEM OLARAK DEĞİL, E-BERK’İN HER SÜRECİNİN AYRILMAZ BİR PARÇASI OLARAK GÖRÜYORUZ. YALNIZCA ÜRETİM SÜRECİNDE DEĞİL, TASARIM, SATIN ALMA, SATIŞ, MÜŞTERİ İLİŞKİLERİ GİBİ HER ALANDAKİ SÜREÇLERİMİZDE KALİTEYE ÖNEM VERİYORUZ.”

ÖZGÜR SAVAŞ ÖZÜDOĞRU KİMDİR? ✓ 1975 yılında İzmir’de doğan, ✓ 1995 yılında İTÜ Metalürji Mühendisi Bölümü’nden mezun olan ve çeşitli kuruluşlarda mühendis olarak çalıştıktan sonra 2002 yılında tünelcilik alanına üretici olarak giren Özgür Savaş Özüdoğru, ✓ 2006 yılında E-Berk Zemin ve Tünel Teknolojileri’ni kurdu ve halen şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürüyor.

43


kapak

TÜRKİYE’NİN MAKİNECİLERİ VE MAKFED ÖNCÜLÜĞÜNDE, DELOITTE İŞBİRLİĞİ İLE HAZIRLANAN “MAKİNE SEKTÖRÜ STRATEJİ RAPORU” NİSAN AYINDA YAYIMLANDI. TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜNÜN GELİŞİM ALANLARININ SAPTANARAK STRATEJİK ÖNERİLERİN SUNULDUĞU ÇALIŞMADA, MAKİNE İMALATI VE TEKNOLOJİ ALANINDA GELİŞMİŞ KABUL EDİLEN ÜLKELERİN, BAŞARILI OLAN YÖNTEM VE POLİTİKALARI HAKKINDA DA AYRINTILI VERİLER SUNULUYOR.

44


45


kapak

T

ürk makine sektörünün tüm birikimini konsolide ederek, mevcut bilgiyi küresel ekonomik ve siyasi gelişmeler ışığında yorumlayıp, üyelerinin ve paydaşlarının kullanımına sunmayı hedefleyen Türkiye’nin Makinecileri ve MAKFED işbirliğiyle hazırlanan “Makine Sektörü Makro Pazar Analizi, Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Stratejik Öneriler Raporu” sektörün gelecek yapılanmasını oluşturacak stratejilerin belirlenmesi ve sektörün küresel rekabette güçlü bir pozisyon elde edebilmesi için yapılması gerekenlere ait öneriler içeriyor. Makine sektörünün mevcut durumuna detaylı ve kıyaslamalı bir bakış getiren rapor-

46

da rekabet açısından Türkiye’nin göreceli yerinin ortaya konması gerektiğinden hareketle ABD, Almanya, Çin, Güney Kore, İtalya, Meksika ve Tayvan, dünya makine sektöründeki konumları itibarıyla inceleniyor. Üç bölümden oluşan raporun ilk kısmında Türkiye ve belirlenen ülkeler makro seviyede analiz ediliyor. Makroekonomik göstergeler, demografi, ülkedeki iş yapabilirlik seviyesi gibi kriterler de bu bölümde inceleniyor. İkinci bölümde ise rekabetçilik alanının öncüsü sayılan Michael Porter’in Elmas Modeli kullanılarak Türkiye ile belirlenen ülkeler kıyaslanıyor. Elmas Modeli sonucunda Türk makine sektörünün gelişmiş ül-


ELMAS MODELİ NEDİR? Elmas Modeli, sektörel yığınların ve kümelerin rekabetçiliğini belirleyen etkileri bir arada ve birbiriyle etkileşimiyle ele almakta etkin bir araç olarak, bölgesel sektör analizi ve tasarımı çalışmalarında sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Harvard Üniversitesi İşletme Fakültesi profesörlerinden Michael Porter, 1990 yılında yayınladığı “Ulusların Rekabet Avantajı” isimli kitabında bazı ülkelerin rekabet gücüne sahip oldukları sektörleri inceleyerek bir ülkedeki rekabetçi sektörlerin kümelenme eğilimi gösterdiğini ortaya çıkardı. Porter, kümelerin rekabetçiliğinin artırılmasının küme üyesi firmaların temel rekabetçi yeteneklerinin geliştirilmesine ve yenilikçi ürün/ hizmet sunarak elde edilen katma değerin artırılmasına bağlı olduğunu savunur. Bu modelde rekabetin artırılmasının bir süreç olduğunun altı çizilerek; bu sürecin sadece firmanın ürün ve hizmet inovasyonu gerçekleştirmesine, yeni teknoloji adaptasyonu sağlamasına ve yenilikçi işgücü istihdam etmesine göre değişmediği; tedarikçiler ve hizmet sunucuların da bu süreçte etkili olduğu belirtilir. Firmayı çevreleyen ekonomi ortamının dönüşümü için yine firmaya bilgi, hizmet, destek ve altyapı gibi imkanlar sunan kamu kurum ve kuruluşlarıyla eğitim kurumları da incelenmelidir. Elmas Modeli, bahsedilen tüm aktörlerin gruplanarak sınıflandırıldığı ve rollerinin belirtildiği iyi bir analiz yöntemi olarak öne çıkar. Elmas Modeli, rapor çerçevesinde; Talep koşulları, firma strateji ve rekabet ortamı, faktör koşulları, ilgili, destekleyici sektörler, işbirliği kuruluşları ve kamu kurumları olmak üzere altı ana boyutta detaylı inceleme imkanı veriyor. Başlıkların ayrıntıları ise şöyle özetlenebilir: Talep Koşulları: Talep koşulları, pazarın yıllara göre gelişimi ve müşterilerin satın alma kriterleri gibi incelemeleri içeriyor. Firma Strateji ve Rekabet Ortamı: Rekabet, sektör oyuncularının iç ve dış pazarda maruz kaldığı rekabeti kapsıyor. Rekabetin çalışan sayılarına göre kırılımları ve rekabetin hangi unsurlar (fiyat, kalite, farklılaşma, gibi) üzerinden gerçekleştiği gibi unsurlar inceleniyor. Faktör Koşulları: Enerji, işgücü gibi maliyeti etkileyen kalemlerin darboğaz noktalarının incelenmesini içeriyor. İlgili, Destekleyici Sektörler: Gelişmesiyle beraber makine sektörünün de gelişmesine katkı sağlayacak otomotiv, inşaat gibi geniş bir yelpazedeki destekleyici sektörlerin incelenmesi kastediliyor. İşbirliği Kuruluşları: Değerlendirmeye alınan ülkelerdeki ilgili sektörel kuruluşların/ birliklerin sektöre etkisi analiz ediliyor. Her bir kuruluşun/birliğin sektördeki oyunculara sağladığı avantajlar ortaya konuyor. Kamu Kurumları: Ülkede siyasi iklim, dış politika, mevzuat ve kamu politikaları itibarıyla makine sektörü için yaratılan avantajlar değerlendiriliyor.

kelere göre güçlü ve gelişime açık yönleri ortaya koyuluyor. Türk makine sektörünün mevcut sorunlarını ve sektördeki oyuncuların beklentilerini anlamak amacıyla bir anket hazırlanarak katılımcıların görüşlerinin alındığı raporda, Elmas Modeli ile beraber anket sonuçları da kullanılarak sektörün gelişimine etki eden tetikleyicilerin belirlendiği görülüyor. Analizler sonucunda Türk makine sektöründe rekabetçiliği artırabilmek amacıyla geliştirilmesi gereken konular hakkında stratejik öneriler hazırlanırken bunların yaratacağı katma değer ve oluşturacağı riske göre analiz edilerek önceliklendiriliyor.

“DEVLET DESTEĞİ SON DERECE ÖNEMLİ” Raporda öne çıkan bulgular hakkında bilgi veren Deloitte Strateji ve Operasyonlar Kıdemli Müdürü Aysun Özen Tacer, “Türk makine sektöründe 2014 yılında yaklaşık 204 bin kişiye istihdam sağlandı. Girişim başına yaklaşık 16 kişinin istihdam edildiği sektörde, imalat sanayisinin yarattığı toplam istihdamın yüzde 5,5’lik kısmı karşılandı. İhracat potansiyeli sebebiyle makine sektörü, Türkiye’nin ekonomisi için kritik sektörlerden biri. Sektörde 2016 yılında 13,14 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Türkiye’nin 2023 yılında dünyadaki toplam ihracatın yüzde 1,5’ine karşılık gelen ihracat hedefi düşünüldüğün-

47


kapak İHRACAT VE İTHALATTA EN ÇOK TERCİH EDİLEN ÜLKELER

ALMANYA

%22 %59 FRANSA

İhracat İthalat

RUSYA

ROMANYA

%11 %13

%13

İTALYA

%44

JAPONYA

AZERBAYCAN

%11

%15

İRAN

%15

TAYVAN

ÇİN

%8

%41

FİRMALARIN KULLANDIKLARI İHRACAT KANALLARI

%79

%14

%4

Kendi kaynakları ile pazarlama yaparak

Aracı/komisyoncu ile çalışarak

Toptancı şirketler ile çalışarak

FİRMALARIN SON YILLARDAKİ İTHALAT YAPMA MOTİVASYONLARI

%80 %48 %33 %10 İlgili ürünün yurt içinde bulunmaması

Ürün yurt içinde mevcut ancak kalitesiz

Ürün yurt içinde mevcut ancak pahalı

Ürün yurt içinde mevcut ancak satış sonrası desteği eksik

FİRMALARIN AR-GE TEŞVİKLERİNİ KULLANIM AMACI

%65 %18 Yeni ürün geliştirilmesi

Ürün kalitesinin iyileştirilmesi

%9

%5

Mevcut süreç/ yöntemlerin iyileştirilmesi

Nitelikli eleman

NİTELİKLİ İŞ GÜCÜNÜN ARTIRILMASI İÇİN ALINMASI GEREKEN AKSİYONLAR

%53 %19 %11 Meslek okullarında verilen eğitiminin geliştirilmesi

Meslek okullarının sayısının artırılması

Üniversitelerde sanayiye uygun eğitim verilmesi

%5 Üniversite ve sanayi işbirliğinin geliştirilmesi

FİRMALARIN DEĞER ZİNCİRİNDE EN ÇOK EKSİK OLDUĞU ALANLAR

%21 %41 %23 %41 Satış sonrası destek

48

Tedarik

Üretim

Satış

de, makine sektörünün bu hedefin gerçekleştirilebilmesinde rolü oldukça önemli. Ülkeye katkıları sebebiyle devletin, makine sektörüne olan desteğinin yeniden düzenlenerek devam ettirilmesi de sektörün gelişimi açısından son derece hayati. Elmas Modeli, makro analizler ve anket sonucunda öne çıkan kritik noktalar ise şunlar; Türk makine sektörü geçtiğimiz 2005-2015 yılları arasında yıllık yaklaşık yüzde 7,8 bileşik büyüme kaydetti. Müşterilerin satın alma motivasyonları düşünüldüğünde, Türkiye’de gelişmiş performans ve ileri özelliklerden ziyade düşük fiyata endeksli bir sektörün olduğu görülüyor. İleri teknoloji ürünlerinin devlet tedariki etkisine bakıldığında, kamu alımlarının yurt içi pazar içerisinde gelişim potansiyeli bulunuyor. Kamu alımlarında hazırlanan şartnamelerde genellikle ithal ürünlerin özellikleri yer alıyor. Türk imalat sanayisinin katma değeri, kıyaslanan diğer ülkelere göre düşük seyrediyor. Bunun en önemli nedenlerinden biriyse Türkiye’nin üretim süreci gelişmişliği konusunda değerlendirilen ülkelerin gerisinde yer alması. Türkiye’deki üretim, diğer ülkelere kıyasla daha az son teknolojilere ve daha çok yoğun iş gücü gerektiren süreçlere dayanıyor. Çalışan sayılarına göre firmaların dağılımı incelendiğinde, Türkiye’de mikro işletme yapısı ağır basıyor ve yerel rekabet daha yoğun. Pazarda birçok büyük şirket faaliyet gösterirken birçok küçük şirket de özel ürünlerle hizmet sunuyor. Ancak şirket sayısının artması ürün kalitesini olumsuz etkiliyor. Pazara düşük maliyetli ürünler sunabilmek amacıyla şirketler kayıt dışı istihdam, üretim ve düşük kaliteli ürünlerin ithalatına yönelebiliyor. Yurt içinde ürün kalitesinin artmasını destekleyecek bir unsur olan piyasa denetim yapısında da eksiklikler görülüyor. Kayıt dışı istihdamla üretim denetiminin sıklaştırılması ve bu tarz haksız rekabet oluşturan etkenlerin pazarda minimuma indirilmesi gerekiyor. Uluslararası sertifikasyon kuruluşlarının yurt içinde ofislerinin yetersiz kalabilmesi nedeniyle yerli ürünlerin uluslararası pazarlarda kabul gören şekilde sertifikasyonunda sıkıntılar yaşandığı da görülüyor. Dolayısıyla Türkiye’nin yerel tedarikçi sayısı ve kalitesinde yeterli seviyeye ulaşamadığını ve bu durumun da dışa bağımlılığı artıran bir etken olarak öne çıktığını söyleyebiliriz” diyor. “İNOVASYON, TASARIM VE MÜHENDİSLİK KABİLİYETİ ARTIRILMALI” Analizlerin, Türk makine sektörünün rekabetçiliğinin artırılabilmesi için piyasa denetim ve gözetim yapısı ile eğitim altyapısı gibi konularda gelişim sağlanması gerektiğini ortaya koy-


duğunu belirten Tacer, “Elektrik, petrol, doğal gaz ve kömür maliyetlerinden oluşturulan enerji endeksine göre enerji maliyetlerinde bir düşüş yaşandığı için bu noktada bir avantaj söz konusu. İşgücü maliyeti bakımından Türkiye, Çin dışında diğer ülkelere göre de avantaj sahibi. İşgücünün niteliğine bakıldığında ise maaş ve üretkenlik konusunda zayıflıklar mevcut. Diğer yandan kurumsal yerine aile şirketi yapısı özellikle yönetim kadrolarında daha yaygın. Firmaların çalışanları bünyesinde tutmakta zorlanması nedeniyle beyin göçü ciddi bir sorun oluşturmaya devam ediyor. Ayrıca yurt dışından yetenekli işgücü çekme konusunda bir zayıflık görülüyor. Türkiye’deki eğitim sisteminin, sektörün ihtiyacını karşılayabilecek seviyede olmadığı söylenebilir. Rapor kapsamında bununla birlikte, sektörün gelişiminde kilit rol oynayan unsurların öncüsü olarak matematik ve bilim eğitiminin seviyesinin de yetersiz olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye’de araştırma ve eğitim hizmetlerinin yaygınlığı da dünya ortalamasının gerisinde kalıyor. Ayrıca şirketlerin eğitim ve çalışan gelişimi konusundaki yatırımları az. Artan teknolojik rekabete bağlı olarak, yüksek teknik bilgi ve tecrübe birikimine sahip nitelikli mühendis ile teknik eleman sayısı ise yeterli değil. Bu eksiğin bir sonucu olarak da sektörün inovasyon, tasarım ve mühendislik kabiliyeti düşük seyrediyor. Türkiye’nin zayıf olduğu diğer bir faktör koşulu ise araştırma ve geliştirme. Firmaların, yeni teknolojiler geliştirilebilme kapasitesi zayıf. Bilimsel araştırma enstitülerinin kalitesi konusunda da Türkiye, dünya ortalamasının gerisinde yer alıyor. Ayrıca, yeterli sayıda araştırma görevlisi ve mühendis bulunamaması nedeniyle de Türkiye’deki firmalar dezavantajlı durumda. Öte yandan incelenen yurt dışı

Sektör firmaları ile gerçekleştirilen anket sonuçları doğrultusunda sektör firmalarının genel olarak kamu kurum ve kuruluşlarından beklentileri şöyle sıralanıyor: (i) Finansman olanaklarına ulaşımının kolaylaştırılması, (ii) Eximbank ihracat kredilerinin yeterli düzeyde kaynak sağlanması. (i) Personel istihdam desteğinin artması ve kayıt dışı istihdamın engellenmesi, (ii) Bürokrasinin azaltılması ve sektör oyuncularının sigorta, vergi ve stok yönetimi konularında denetime tabi olmaları. (i) Meslek liseleri ve üniversite eğitiminin geliştirilmesi ve söz konusu gelişim için daha çok bütçe ayrılması, (ii) Kaliteli iş gücünün yetişmesi için eğitim stratejilerinin geliştirilmesi. (i) KOBİ’leri kalkındırmak için teşviklerin artırılması, (ii) Yerli üretime destek ve öncelik verilmesi ve yerli malının satışı için teşviklerin iyileştirilmesi ve artırılması. (i) Kaliteli ürün tedarikinin geliştirilmesi yönünde aksiyonların alınması, (ii) Yurt dışında Türkiye’nin marka gücü algısını yükseltici stratejiler geliştirilmesi.

örneklerinden hareketle, Türkiye’deki işbirliği kuruluşları sektörün gelişimine yardımcı olmak amacıyla diğer ülkelerdeki işbirliği kuruluşlarıyla benzer hizmetler sunarak üyelerine yol gösteriyor. Ancak, makine sektörüne ait verilerin yeterli seviyede olmaması, alt sektör-

49


kapak

ALTI ANA BOYUTTAKİ İNCELEME SONUÇLARI: SEKTÖRÜN GELİŞİMİ İÇİN TETİKLEYİCİLER FİRMA STRATEJİ VE REKABET ORTAMI:

TALEP KOŞULLARI: Şirketlerin müşteriye özel ürün geliştirme yeteneği.

Şirketlerin satış sonrası destek kabiliyeti.

İç pazarın büyümesi.

Potansiyel pazarlarda Çin ürünleri ile rekabet edebilme kabiliyeti.

İç pazarda sunulan ürün çeşitliliği (Alt sektörlerin ürün yelpazesi). İç pazarda müşterilerin kaliteden çok fiyat endeksli alımlar yapması. Yüksek tasarım gereksinimi olan taleplerin yurt içindeki mühendislik eksikliği sebebiyle karşılanamaması.

FAKTÖR (GİRDİ) KOŞULLARI: Uygun enerji maliyetleri. Eğitim altyapısının niceliği (Okul sayısı gibi). Uygun işgücü maliyeti.

Üretim süreçlerinde yeni teknolojilerin uygulanamaması.

Çalışan üretkenliğinin düşük olması.

Bazı şirketlerin kayıt dışı faaliyetlerinin haksız rekabet yaratması.

Yan sanayinin yetersiz kalması.

Düşük fiyat rekabeti sebebiyle şirketler üzerindeki maliyet azaltma baskısı.

Ham madde, ara mamulde ithalata bağımlılık.

Ar-Ge desteklerinin katma değere dönüşememesi.

Makine sektöründe yerli alıcılara yönelik teşviklerin azlığı.

Pazarda mikro şirketlerin ağırlıklı olması.

Sanayi-üniversite işbirliğinin düşük seviyede kalması ve iyi yönetilememesi.

Kamu şartnamelerinde yerli ürün alımını kolaylaştırıcı unsurların yetersizliği.

Sınai mülkiyet hakları konusunda farkındalığın düşük olması.

Nitelikli işgücünün sınırlı olması ve yurt içinde tutulamaması.

Kullanılmış makine ticaretinin sektörde yeni imalata yönelik talebi azaltması.

Herhangi bir kümelenme stratejisinin olmaması.

Firmaların çalışanlarına eğitimler sunamaması. Yurt dışından deneyimli mühendis transferinin gerçekleştirilememesi. Eğitim sisteminin sektörün işgücü ihtiyacını nitelik olarak karşılayamaması.

MICHAEL PORTER’IN ELMAS MODELİ KULLANILARAK TÜRKİYE İLE BELİRLENEN ÜLKELERİN KIYASLANDIĞI STRATEJİ RAPORUNDA, TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜNÜN GELİŞMİŞ ÜLKELERE GÖRE GÜÇLÜ VE GELİŞİME AÇIK YÖNLERİ DE ORTAYA KOYULUYOR.

50

lerin mevcut durumunu tespit ederken sorun yaratıyor. Üretimde verimlilik ve inovasyonu artıran mesleki kümelerin yaygınlığı da düşük oranda seyrederken firma kümelenmeleri sayılı bölgelerde gerçekleşiyor” diyor. “BİRİBİRİYLE UYUMLU STRATEJİLER İZLENMELİ” Sektörün gelişiminin bir süreç olduğunu, bu sürecin iyi yönetilmesi ve birbiriyle uyumlu politikaların geliştirilmesinin sektörün gelişimi için kritik öneme sahip olduğunu söyleyen Tacer, “Küresel örnekler incelendiğinde makine sektörünün gelişiminin ani olmadığı, gelişimin net bir akış ve neden-sonuç ilişkisi bazında ve birbiriyle ilişkili stratejiler üzerine sağlandığı görülüyor. Tek bir odak noktası yerine ülkenin rekabetçiliğinin gelişmiş olduğu tüm yönleri üzerine kurulu stratejiler benimsenirken süreç de; öncelikle güçlü ve zayıf yönlerin belirlenmesi, gerekli yetkinlikler geliştirilmesi, bu yetkinliklerden faydalanarak pazarın gelişimin sağlanması, gelişim sürecinin sürekli olarak takip edilmesi ve gerekli aksiyonların zamanında alınması biçiminde


Sektörü destekler nitelikte

İLGİLİ, DESTEKLEYİCİ SEKTÖRLER:

Sektörü kısmen destekliyor

İŞBİRLİĞİ KURULUŞLARI:

Sektörün gelişimini desteklemiyor

KAMU KURUMLARI:

Tarım, inşaat ve otomotiv gibi destekleyici sektörlerin gelişimi.

Güçlü ve sayısal açıdan yeterli işbirliği kuruluşları.

Mevcut yatırım teşvik opsiyonları.

Uygun havayolu taşımacılığı altyapısı ve karayolları kalitesi.

Geniş ticaret ataşe ağı.

Mevcut Ar-Ge desteği opsiyonları.

Finansal ürün çeşitliliği ve bankaların sağlamlığı konularında avantaj bulunması. Lojistik operasyonlarındaki sorunlar (Gümrük işlemlerinin uzun sürmesi, demiryolları altyapısı). Test ve laboratuar merkezlerinin yetersizliği. Uluslararası sertifikasyon ve garanti belgesi sağlayabilecek akredite şirketlerin yurt içinde azlığı. Finansmanda yaşanan sorunlar–orta uzun vadeli kredilerin eksikliği ve kredi maliyetlerinin yüksek olması.

İhracat yapılabilecek pazarlara yönelik güncel bilgilerin bulunmaması.

Eximbank kredilerinin uzun vadeli olmaması.

Hedef pazarların spesifik kriterlere göre hazırlanmaması.

Stratejik bir teşvik yapısının olmaması.

İstatiksel verilerin azlığı.

Nitelikli işgücü oluşturacak eğitim stratejisinin yetersiz kalması.

İlgili pazarlardaki ataşeler ile iletişimin sistematik ilerlememesi ve kolektif aksiyonların alınamaması.

Standartlara uygun olmayan ürünlerin ithalatının engellenememesi. Kayıt dışı istihdamın engellenememesi. Piyasa denetim yapısının efektif çalışamaması. Makro politik ve ekonomik seviyede gelişmelerin şirketler üzerindeki olumsuz etkisi. Fikri mülkiyet haklarının korunamaması.

ilerliyor. Yakın zamanda Çin, Güney Kore ve Tayvan’da bu yaklaşım görülürken, Almanya gibi süreci belirli bir seviyede olgunluğa getirmiş ülkeler ise mevcut durumda ulaştıkları seviyeyi Endüstri 4.0 için kullanıyor. Tüm bunlar için stratejilerin ve yol haritasının hazırlanması önemli. Hükümet düzeyinde bütünsel bir stratejinin oluşturulup taş üzerine taş koyularak bu yolun döşenmesi gerekiyor. Oluşturulan tüm planların birbirleriyle uyumlu olması başarı için kritik önem taşıyor. Bu rapor kapsamında tespit edilen ve sektörün gelişimini desteklemeyen unsurların düzeltilmesi için hükümetin stratejik bir yaklaşımla bir master plan hazırlaması ve içinde inovasyon kültürünün yaygınlaştırılmasından eğitime, teşvik paketlerinin yeniden düzenlenmesinden ihracat finansmana, yabancı sermayeye yönelik tedbirlerden Ar-Ge politikasına kadar geniş bir yelpazede birbiriyle uyumlu politikalar geliştirilmesi gerekiyor. Sonrasında geliştirilen politikaların şeffaf bir şekilde duyurulması da önemlidir” diyor. Tacer, Türk makine sek-

RAPOR; ÜLKEYE KATKILARI SEBEBİYLE DEVLETİN, MAKİNE SEKTÖRÜNE OLAN DESTEĞİNİN YENİDEN DÜZENLENEREK DEVAM ETTİRİLMESİNİN SEKTÖRÜN GELİŞİMİ AÇISINDAN HAYATİ ÖNEME SAHİP OLDUĞUNUN ALTINI ÇİZİYOR.

51


kapak

ARAŞTIRMAYA GÖRE... “Ankete katılan oyuncuların %39’unun 50 ile 299 arasında çalışanı var iken, %39’unun cirosu 20 milyon TL’nin üzerindedir. Oyuncuların %46’sının ise ana müşteri grubu kurumsal şirketlerdir.” Çalışan sayısı

39

%

0-19 50-299

20-49 300 ve üzeri

YEREL TEDARİKÇİ SAYISI VE KALİTESİNDE YETERLİ SEVİYEYE ULAŞILAMAMASI, DIŞA BAĞIMLILIĞI ARTIRAN BİR ETKEN OLARAK ÖNE ÇIKIYOR.

Ciro (milyon TL)

39

%

1 ve altı 10-20

1-10 20 ve üzeri

Ana müşteri grubu

46

%

Kurumsal şirket Kobi

Bireysel satış Diğer

töründe rekabetçiliği artırabilmek için geliştirilen önerilerin ise şöyle sıralandırılabileceğini söylüyor: Gelişen teknolojiler için strateji oluşturulması, piyasa denetim ve gözetim yapısının gözden geçirilmesi, sektördeki kurumsallaşmanın artırılması, hedef pazar stratejisinin geliştirilmesi, hedef pazarlardaki ajanslar ile üniversite işbirliklerinin yaygınlaştırılması, sektörel bir veri tabanının oluşturulması, genel teşvik ile Ar-Ge teşvik yapısının gözden geçirilmesi, kamu alımlarında yerli ürünlerin desteklenmesi, finansman olanaklarının geliştirilmesi, eğitim altyapısının gözden geçirilmesi, kümelenme desteklerinin revize edilmesi, yabancı sermaye koşullarının iyileştirilmesi ve güçlü bir yerli tedarik zincirinin oluşturulması. İHRACATIN GÖZDE PAZARI ALMANYA Rapor kapsamında Türk makine sektörünün mevcut sorunlarını ve sektördeki firmala-

rın beklentilerini anlamak amacıyla MAİB ve MAKFED üyesi firmaların görüşlerine de başvuruldu. Ankette; sektördeki problemler, oyuncuların en çok ihracat/ithalat gerçekleştirdikleri ülkeler, gelişime açık noktalar, nitelikli işgücü, finansmanı etkileyen unsurlar, Türkiye’nin rekabet gücü ve rekabet edilen lider ülkeler, Ar-Ge faaliyetlerinin mevcut durumu ve kamu kurum ve kuruluşlarından beklentiler değerlendirildi. Ankete katılan firmaların yüzde 39’unun 50-299 arasında çalışanı bulunurken yüzde 39’unun cirosu 20 milyon TL’nin üzerinde. Firmaların yüzde 46’sının ana müşteri grubu ise kurumsal şirketler. Almanya, ankete katılan firmaların ihracatta en çok tercih ettiği ülkeler arasında ilk sırada yer alıyor. Söz konusu firmaların büyük bir çoğunluğu kendi kaynaklarıyla pazarlama yaparak ihracat aktivitelerini sürdürüyor. Ankete katılan firmaların tamamı ihracat yaptığını belirtirken 60 farklı ülke alternatifini de dile getiriyor. Yakın coğrafya olması sebebiyle Orta Doğu ve Avrupa ülkeleri ankette yer alan firmalar arasında ihracatta en çok tercih edilenler arasında yer alırken, Almanya ve İran ise söz konusu sektör oyuncuları tarafından en çok tercih edilen ülkeler. Firmaların yüzde 79’u pazarlama faaliyetlerini kendi kaynaklarını kullanarak sürdürürken, diğer firmalar ise aracı veya toptancılarla çalışarak ihracat yaptıklarını belirtiyor. İÇ PAZAR YETERSİZ Ankete katılan firmaların yüzde 70’i imalat süreçlerinde kullandıkları komponent, ham madde veya yarı mamul gibi girdileri ithal ettiğini belirtiyor. Almanya, İtalya ve Çin ithalatta ilk üç ülke olarak öne çıkıyor. Firmaların yüzde 80’i yurt içinde ilgili ürünleri bulamadıklarından ithalatı tercih ettiğini, yüzde 48’i ise yurt içinde ürünlerin mevcut olduğunu ancak kalite açısından yetersiz olması nedeniyle ithalat gerçekleştirdiğini belirtiyor. Diğer firmalar ise yurt içindeki ürünlerin pahalı veya satış sonrası desteğinin eksik olması sebebiyle girdi ithalatı gerçekleştiriyor. TEŞVİKLER YENİ ÜRÜN GELİŞTİRMEDE KULLANILIYOR Firmaların yüzde 86’sı Ar-Ge faaliyetlerinde bulunduğunu, yüzde 56’sı da Ar-Ge teşviklerinden faydalandığını söylüyor. Teşvikler en çok yeni ürün geliştirme amacıyla değerlendiriliyor. Devletin sağladığı teşviklerden faydalanan firmaların yüzde 73’ü teşviklerden memnun olduğunu belirtse de anket sonuç-

52


“YERLİ ÜRETİMİN TEŞVİK EDİLMESİ GEREKİYOR”

Aysun Özen TACER DELOITTE Strateji ve Operasyonlar Kıdemli Müdürü

larına göre Ar-Ge teşvikleri yüzde 64 oranıyla yetersiz görülüyor. Anket katılımcıları, Ar-Ge faaliyetlerinin gelişebilmesi için en çok üniversitelerin katkısının artması gerektiğini belirtirken ikinci sırada teşviklerin sektörün ihtiyaçlarını karşılamadığını ve sektörün yapısına uymadığını düşünenler yer alıyor. Teşviklerin tanıtımı veya firmaları bilgilendirme konusundaki eksikler de üçüncü sırada bulunuyor. REKABETTE ÖNE ÇIKAN İLK ÜÇ ÜLKE İTALYA, ALMANYA VE ÇİN Ankette görüş bildirenler makine sektöründe lider sayılabilecek en iyi üç ülkeyi Al-

manya, İtalya ve Çin olarak sıralıyor. Firmalar, yüzde 95 oranıyla Almanya’nın makine sektöründe lider ülke olduğunu söylüyor. Ankete katılanlar ihracat yaptıkları pazarlarda rekabet ettikleri en güçlü üç ülkeyi ise sırasıyla İtalya, Almanya ve Çin olarak belirtiyor. Ankete yanıt verenlerin büyük bir çoğunluğu nitelikli iş gücünün artırılması için meslek okullarında verilen eğitimin geliştirilmesi gerektiğini söylüyor. Diğer yandan firmalar teçhizat için yüksek sermaye gereksinimi ve yüksek finansman maliyetini yine finansmanı etkileyen en önemli unsurlar arasında sayıyor.

“Türkiye’nin ABD, Almanya, Güney Kore, İtalya ve Meksika’ya kıyasla katma değerli makine imalatı daha az son teknolojiye ve daha çok yoğun işgücü gerektiren süreçlere dayanıyor. Yerel rekabetin yoğun olduğu makine sektöründe büyük şirketlerin yanı sıra, imal ettiği özel ürünlerle birçok küçük firma da hizmet sunuyor. Bu noktada firma sayısının artması ürün kalitesini olumsuz etkiliyor. Firmaların düşük maliyetli ürünler sunabilmek amacıyla kayıt dışı istihdam, üretim ve düşük kaliteli girdi ithalatına yöneldiği de dikkat çekiyor. Makine sektörünün rekabetçiliğinin artırılabilmesi için piyasa denetim ve gözetim yapısı, eğitim altyapısı gibi konularda gelişim sağlanması gerekiyor. Kamu alımları yurt içi pazarı geliştirme açısından büyük önem taşıyor. 2005-2015 yılları arasında yıllık yaklaşık yüzde 7,8 bileşik büyüme oranı yakalayan Türk makine sektörü, kamu alımlarında hazırlanan şartnamelerde ithal mallar yerine yerli ürünlerin teşvik edilmesini bekliyor.”

53


kapak

SEKTÖRÜN GELİŞİMİ BİRLİKTE HAREKETE GEÇMEYE BAĞLI

Adnan DALGAKIRAN MAİB ve MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı

BIREYSEL HIKÂYELER TÜRKIYE’NIN HIZLA GELIŞMESI IÇIN YETERLI DEĞIL. ONLARA ATIFTA BULUNMAMIZ DA AÇIKÇASI BIZI KURTARMAZ. DOLAYISIYLA “MAKINE SEKTÖRÜ MAKRO PAZAR ANALIZI, MEVCUT DURUM DEĞERLENDIRMESI VE STRATEJIK ÖNERILER RAPORU”NDA OLDUĞU GIBI TÜM BU ÇALIŞMALARI; BIR BÜTÜN OLARAK NASIL HAREKET ETMEMIZ GEREKTIĞINI DONELERLE ORTAYA KOYAN ÖNEMLI UNSURLAR OLARAK GÖRÜYORUZ. BIZE DÜŞEN GÖREV BU ÇALIŞMALARI SAYFALAR ÜZERINDEKI PLANLAR OLMAKTAN KURTARIP, EKSIKSIZ TÜM PAYDAŞLARIN KATILIMIYLA HAYATA GEÇIRMEK.

G

öreve geldiğimiz günden itibaren yapacağımız her işin sistematik, hedefleri belirlenmiş ve ölçülebilir olmasına dikkat ettik. Aynı zamanda bu çalışmaları kurumsallaştırmayı da amaçladık. Kişilerle kaim olan bir şey yapmak istemedik. Bu noktada da yıllar önce; “Sektör hangi konumda, teknolojiye sahip olma konusunda nerede? Güçlü-zayıf yanları ile avantajları ve dezavantajları nelerdir?” soruları çerçevesinde bir durum tespiti ortaya koyduk. Tabii ki yıllar geçiyor. Geçtikçe de değişiklikler yaşanıyor ve o durum değişikliklerini tekrar analiz ediyoruz. Dolayısıyla bu çalışma da geçmişte yaptıklarımızın devamı niteliğinde. Önce durumu tespit ediyor sonra da küresel rekabet içerisinde neler yapmamız gerektiğinin analizini yapıyoruz. Tabii bunun için de pazardaki yerimiz, mevcut durumumuz çok iyi tahlil ediliyor. Akabinde de MAİB ve MAKFED olarak hep birlikte çalışmalarımıza bir rota çiziyoruz. Bir başka koldan da siyaset ve bürokrasiye de makine sektörünün gelişmesi için üstlenmeleri gereken görevlerin neler olması gerektiği konusunda fikir oluşturuyoruz. Netice itibarıyla söz konusu çalışma da 10 yılı aşkın zamandır devam eden sürecin bir parçası. TEKNOLOJİ ÜRETMEK İÇİN NİTELİKLİ İNSAN KAYNAĞI ŞART Biz daima şunu iddia ediyoruz: Makine sektörünün var olan pek çok sektörden biri olarak algılanması son derece yanlış. Ülkemizin de içerisinde bulunduğu ve orta gelir tuzağı ola-

54

rak adlandırılan, 10 bin dolar seviyesindeki kişi başı milli gelir ölçeğinin aşılabilmesi oldukça zor. Bu noktada ise çözüm, nitelikli insan kaynağı. Teknolojiyi üreten ülke olma konumuna geçmeniz gerekiyor. O da topyekûn bir kültürün değişmesi gibi çetrefilli bir görev. Dünyada son 6070 yıldır orta gelir tuzağını aşabilmiş iki ülke var: Güney Kore ve Tayvan. Onlarca ülke arasında ve 60-70 yılda sadece iki ülke orta gelir tuzağından sıyrılabilmiş. Bahsettiğimiz işin zorluğunu bu durum zaten anlatıyor. Güney Kore ve Tayvan üç sektörü kendilerine lokomotif edinerek orta gelir tuzağını aşmayı başarmış. Bu sektörler de; makine, elektronik ve yazılım. Şimdi tek başına makine dediğiniz zaman, bu durum demiri eğip-bükmek anlamına gelir. Bu işte ne kadar mahir olursanız olun yine de makinenin kilogram değerini belli rakamın üzerine çıkaramazsınız. Dolayısıyla ülkemizde makineyle birlikte elektronik ve yazılım sektörünün de gelişmesi gerekiyor. Endüstri 4.0’ı da işin içine kattığınız zaman bu dönüşümün sağlanması şart. Yani biz makineyi topyekûn bir çerçevenin içerisine koyuyor ve makineciler olarak oradan bakıyoruz. O çerçevenin içerisine aynı zamanda; nitelikli, kabiliyetli, meraklı, araştırıcı, ArGe’ye önem veren, vizyoner, girişimci insanları koyuyoruz. Bu faktörleri de tek başına yeterli görmüyor elektronik ve yazılım sektörlerinin gelişmesi gerektiğini de söylüyoruz. Dünyada artık “yapmak” her şey demek değil. Bir makinede, o makinenin elektronik donanımlarıyla ilgili bir cihazı ya-


pabilirsiniz ama o cihazı iyi bir şekilde yapmanız kullanabileceğiniz anlamına gelmiyor. Çünkü eğer küresel bir oyuncuysanız o sürücüyü yapan firmanın bütün dünyada servis teşkilatları olması gerekiyor. İşte Çin de bu durumun farkında olduğu için her yıl birçok Avrupalı firmayı satın alıyor. Bunların hepsi bir bütün. Biz ise körün fili tarifi gibi filin sadece bacağını tutup fil tarifi yapıyoruz. Halbuki, hadiseye çok bütünlüklü bir şekilde bakmak gerekiyor. İşte bahsettiğimiz strateji ya da durum tespiti bunlarla ilgili ve bu da kolay bir iş değil. Türkiye’de; siyaset, yöneten bürokrasi, vizyoner girişimci, nitelikli insan kaynağı ve finansman da dahil olmak üzere bu konunun bütün paydaşlarının organize olması gerekiyor. Bu sacayaklarının hepsinin bir araya gelerek organize olarak çalışması şart. Bunlardan biri olmadığı zaman, topyekûn bir sektör hikâyesi değil, o sektörü temsil eden az sayıda bireysel hikâye çıkacaktır. Bireysel hikâyeler Türkiye’nin hızla büyümesi, gelişmesi için yeterli olmaz. Dolayısıyla tüm bu çalışmaları, bütünlüklü olarak nasıl hareket etmemiz gerektiğini donelerle ortaya koyan önemli unsurlar olarak görüyoruz. Bize düşen görev bu çalışmaları sayfalar üzerindeki planlar olmaktan kurtarıp paydaşların eksiksiz tümünün katılımıyla hayata geçirmek. BİR KÜLTÜR DEĞİŞİMİ GEREKİYOR Bizim asıl meselemiz bu raporları hazırlamak değil. Bu raporlar pek çok sektörde, sektörel bakış açısıyla hazırlanıyor. İnsanlar da bu noktada “Çok fazla toplantı, kongre vs. etkinlikler yapıyoruz. Çok konuşmamıza rağmen az iş yapıyoruz. Yapmak konusunda bir problem yok. Problem, kültürün değişimi dediğimiz, girişimcinin ve insan kaynağının niteliği konusunda ortaya çıkıyor. Diğer bir sıkıntı da meseleleri organize, sistematik bir şekilde ele alma kabiliyeti. Bu iki noktada ağır sıkıntılarımız var. Bütün bu büyüme gelişme süreçlerinin ise asıl bu iki noktadaki kabiliyetlere oturması gerekiyor. Hazırladığımız raporlarla ulaşmak istediğimiz hedef de bu aslında. Eğer paydaşların tamamı, bahsettiğim bu kültürü değiştirme noktasında ciddi ve samimi bir tavır sergilerse başarmamız oldukça mümkün. Şöyle söyleyeyim; Çin’in makine ihracatı 1992 yılında 3 milyar dolardı. Çok değil 2005 yılına geldiğinde yani aradan 13 yıl geçtiğinde bu rakam 300 milyar dolara çıktı. İşte bu rakam inanılmaz bir şey. Yani Çin Türkiye’nin toplam ihracatının iki katı kadar makine ihraç ediyor. Bunu 13 senede yapabilmiş. Fakat bu bahsettiğim gibi topyekûn bir stratejinin ürünü. Yani palyatif, günlük bir bakışla gelişen bir durum değil. Derin bir strateji açıkçası.

ÜRETİM ARAÇLARINI İMAL EDEBİLMELİYİZ Üretim araçlarını yani teknolojiyi üretenler kazandığı için makine sektörü ülkelerin gelişimde en büyük rolü oynayan sektör olarak öne çıkıyor. Makine sektöründe başarılı olmayı bir hedef olarak önünüze koyduğunuzda ise elektronik ve yazılım sektöründeki gelişmeyi de tetikliyorsunuz. Teknoloji büyük bir hızla değiştiği için de üretim araçlarını üretmenin önemi bir kez daha kaçınılmaz olarak karşınıza çıkıyor. Dışarıdan aldığınız ürünün materyal ömrü uzun olsa da teknolojik ömrü oldukça kısa. Ülkenizin bir eskimiş makineler çöplüğüne dönüşmemesi için de kendi teknolojinizle üretim araçlarını, makineleri imal etmeniz gerekiyor. Bu noktada özellikle şu hususu bilmeliyiz: Gökten para da yağdırsanız eğer nitelikli insan kaynağınız yani meraklı, arzulu, çalışmak isteyen kadrolarınız yoksa ve kültürünüzde bu insanlara değer verilmiyorsa başarı şansınız çok düşük. Yüzleşmemiz gereken gerçekler söz konusu. Bugün ülkemizin GSYİH’si 750 milyar dolar civarında. Apple firmasının değeri ise 800 milyar dolar. Merkez Bankamız kasasında kendisine ait 16 milyar dolarla konsolidasyon sağlamaya çalışıyor. Apple’ın kasasında ise 250 milyar dolar mevcut. Durumu iyi tahlil etmemiz lazım. Oturup kendi kendimizi şişireceksek eğer onu herkes yapabilir. Fakat ben bu durumda umutsuz değilim. Ortada bir fırsat da yatıyor. Şu fıkra çok şey anlatıyor aslında: Bir ayakkabı firması Afrika’ya satış elemanını gönderiyor. Eleman 15 gün sonra geri döndüğünde patronuna “Biz burada hiç bir şey satamayız çünkü herkes yalın ayak geziyor!” diyor. Firma aynı yere başka bir elemanına gönderiyor. Bir müddet sonra o satış elemanı geri geldiğinde ise “Patron zengin olduk! Burada kimsenin ayakkabısı yok!” diyor. Dolayısıyla bakış açınız da çok önemli. Dünya öyle bir yer ki biz bu insan kaynağını yaratabilir, kafa yapımızı değiştirebilirsek inanılmaz fırsatlar mevcut. Değişim zor bir iş. 300 yıldır dünya ekonomisinden aşağı yukarı aynı payı alıyoruz. Bu rakamı yukarı taşıyamamışız. Coğrafi avantajlarımız da dikkate alındığında, bilgiye dayanan doğru tahlil ve analizlerin ışığında çok büyük işler başarabiliriz. Fakat bunun karşılığında rahatımız biraz bozulacak. Üretenin, iş yapanın, bürokratın, siyasetçinin, hepimizin rahatımızı bozmaya talip olmamız gerekiyor. İçinde bulunduğumuz vasatlık bir konfor halidir. Orta gelir tuzağından çıkışın çok zor olmasının sebebi de başlı başına bu halin yarattığı konfordur. Rahatımızı bozarak bu konfordan çıkışa talip olmamız gerekiyor.

SEKTÖRÜN ISTENEN NOKTAYA ULAŞMASI IÇIN SIYASET, YÖNETEN BÜROKRASI, VIZYONER GIRIŞIMCI, NITELIKLI INSAN KAYNAĞI VE FINANSMAN DA DAHIL OLMAK ÜZERE KONUNUN BÜTÜN PAYDAŞLARININ ORGANIZE OLMASI GEREKIYOR.

55



SEKTÖR KENDİ STRATEJİSİNİ İLK DEFA KENDİ HAZIRLADI

M Kutlu KARAVELİOĞLU MAİB ve MAKFED Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

RAPORUN YAZILMASI TEK BAŞINA HIÇBIR ŞEY IFADE ETMEZ, ANLAMLI KILACAK OLAN BU ZEMINDE KAMU VE MAKINE IMALATÇILARININ BIRLIKTE ILERLEMELERIDIR.

AİB, görev tanımı itibarıyla ihracat işlemleri ve tanıtımdan sorumludur. İlgili mevzuatta Ar-Ge ile ilgili vecibeler de mevcuttur. TİM’in de öncülüğünde inovasyon konusunda çalışmalar başlatılmıştı. Sivil örgütlerimizin mali güçleri sınırlı olduğundan ve bunları destekleyen mekanizmalar uluslararası eşdeğerlerimizin yararlandığı kadar kapsamlı ve çeşitli olmadığından, imalatla ilgili tepe örgüt görevleri kısmen ihracatçı birlikleri çatısı altında yürütülmektedir. Bu bir ihtiyaçtır; dernekleri fonlayacak yollar geliştirilene kadar da devam edecektir. Okullar, laboratuvarlar, mükemmeliyet merkezleri kuran ihracatçı birlikleri var. Biz de, ihtiyaç duyduğumuz uzmanlığı makine imalat sektörünün derneklerinden edinme yolunu benimsedik. MSSP destekleri derneklerimizi bilhassa uluslararası temsilde çok yüksek yerlere getirdi. Etkinlikleri çeşitlendi. Maya vazifesi gördük. Makine imalat sektörümüz, Federasyonunu kurabilmiş nadir sektörlerdendir ülkemizde. Yani artık imalatla ilgili meseleleri takip edecek, stratejileri geliştirecek MAKFED’imiz var. 17 üye çok ciddi bir taban; yılsonunda 20’ye ulaşabilir. AB federasyonları da bu kadar üyeye sahipler. İhracattan sorumlu ve mali gücü yerinde MAİB ile en tepeye kurduğumuz, sektörel yaşama bütün birikmiş uzmanlığı ile hızlı başlayan ve çok önemli hizmetler verecek MAKFED, uyumlu bir koordinasyon içinde, müşterek projeler yürütüyorlar. Çok ürünler verecek işbirliğimiz bu sene. “ÖNEMLİ BİR KAYNAK VAR ARTIK ELİMİZİN ALTINDA” Raporun hazırlıkları bir yılı buldu. Eşzamanlı yürüttüğümüz sektörel envanter için imalatçı ihracatçı 2 bin 500 kadar firma ile anket yapıldı; bu önemli bir zaman gerektiriyordu. Federasyon üyesi firmalardan büyük ölçekli olanlar ile farklı bir anket daha düzenledik.

Çalkantılı bir döneme denk gelmiş olması işleri biraz yavaşlattı maalesef. Bazı veriler güncellenmek durumunda kaldı. Çok kapsamlı bir araştırmaya dayalı olduğundan, küresel birçok verinin yeniden temini gerekti. Fakat, neticede daha evvel yapılmamış bir rapor ortaya çıktı. Sektör kendi strateji raporunu kendisi hazırladı. Strateji raporları, bugüne kadar, güncel sorunlara yönelik ve devletin mevcut imkanları gözetilerek, kamunun tasarrufu altında hazırlandılar. KDV oranları, iadeleri vs gibi kriz dönemi tedbirler bu raporlara girdi. Bizim, bulunduğumuz yer ve olmak istediğimiz yer arasında bir yol haritasına ihtiyacımız vardı. Küresel rakiplerimizin imkânlarına kavuşmadıkça onlarla rekabet etmek imkânımız çok sınırlıdır. Sektörün geneli ve bize biçilen görev bakımından söylüyorum. İleri giden segmentlerimiz vardır; diğerlerine göre daha güçlü olanlar. Bir objektif bakışla bizim koşullarımızı rakip ülkelerdekilerle kıyaslamak gerekiyordu. Bir tecrübeli yaklaşımla aradaki farkın nasıl kapatılabileceği kağıt üstüne konulmalıydı. Deloitte ile çalışmamızın sebebi budur; bize küresel bir uzman gerekiyordu. Hazırladığımız rapor hakkında fevkalade olumlu tepkiler aldık. Rapor basılı olarak çoğaltıldı, bizden sorumlu bütün kamu yetkililerine takdim edildi. Bütün paydaşlarımıza dağıtıldı. Sektörün tamamının istifadesine açıldı. Öte yandan, sanayi sektörü benzerliklerle doludur; nüanslar, farklı endüstri dalları için raporlar hazırlanırken göz önünde tutulabilir. Önemli bir kaynak var artık elimizin altında. Birçok çalışma raporumuzu referans gösterecektir. Devletimiz yeniden yapılanıyor. Kurumlarımızın, sanayi ile ilgili tasarruflarını dayandıracak güvenilir bilgiye ihtiyacı var. Biz görevimizi yerine getirmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Raporun yazılması tek başına hiçbir şey ifade etmez, anlamlı kılacak olan bu zeminde kamu ve makine imalatçılarının birlikte ilerlemeleridir.

57


ülkelerden ZAMBİYA CUMHURİYETİ

YÜZÖLÇÜMÜ 752.614 km2

NÜFUS 16.212.000 (2016, tahmini)

ÖNEMLİ ŞEHİRLER Lusaka, Kitwe, Ndola, Kabwe, Chingola

ETNİK GRUPLAR Bantu, Barotse, Bemba, Çeva, Rotse, Tonga

DİL İngilizce, Chewa, Bemba, Chitonga, Lozi, Nyanja, Tonga, Luvale, Lunda

DİN Hristiyanlık ve yerli dinleri

PARA BİRİMİ Zambiya kwachası 1 Zambiya kwachası: 0,1093 ABD doları CIA The World Factbook ve T.C. Dışişleri Bakanlığı Zambiya Cumhuriyeti Künyesi

58


DÜNYA BANKASI VERILERINE GÖRE EKONOMIK BÜYÜKLÜK BAKIMINDAN 189 ÜLKE ARASINDA 83’ÜNCÜ SIRADA YER ALAN ZAMBIYA’NIN TEMEL GELIR KAYNAĞINI BAKIR IHRACATI OLUŞTURUYOR. TÜRKİYE, DÜNYA BAKIR REZERVLERİNİN BEŞTE BİRİNİ BARINDIRAN ZAMBİYA’YA EN FAZLA DEMİR-ÇELİK ÜRÜNLERİ, MAKİNE VE SENTETİK LİFLER İHRAÇ EDİYOR .

Victoria Şelalesi

59


ülkelerden

A

frika Kıtası’nın güneyinde denize kıyısı bulunmayan karasal bir ülke olan Zambiya, bağımsızlığını kazanmadan önce Kuzey Rodezya adıyla Birleşik Krallık’ın hâkimiyetindeydi. Angola, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Tanzanya, Malavi, Mozambik, Zimbabve, Namibya ve Botsvana ile sınır komşusu olan Zambiya’ya, 1514 yılında ayak basan ilk Avrupalıların Portekizliler olduğu biliniyor. Fakat ülkede ilk defa büyük çapta keşif yapan kişi misyoner David Livingstone’dur. 1850’de ülkeye gelen Livingstone, 1873 yılında ölünce-

60

ye kadar İngiltere lehine sömürgeleştirme çalışmalarında bulundu. Zambiya tarihinde önemli bir şahıs olan Cecil John Rohdes ise 1888’de ülkedeki mahalli şeflerle madenleri işletme konusunda anlaşmalar imzaladı ve bölgeyi keşfederek geliştirmek için İngiltere hükümetinin imtiyaz tanıdığı İngiliz Güney Afrika şirketini kurdu. İngiliz hükümetinin ülke üzerinde tam ekonomik ve siyasi kontrol imkanı tanıdığı Rohdes’in Güney Afrika şirketi 1924’e kadar ülkeyi yönetimi altında tuttu. Bu tarihten sonra İngiliz hükümeti kontrolü üzerine alarak, Kuzey Rodezya himaye devletini kurdu.


Kariba Barajı

fından atanan 136 üyeli bir parlamento tarafından yönetiliyor ve parlamentonun üyeleri beş yılda bir seçiliyor. Devlet başkanı ise anayasaya göre beş yılda bir doğrudan halk tarafından seçiliyor. SEKİZ BÜYÜK ETNİK GRUBA AYRILMIŞ 73 KABİLE YAŞIYOR 16 milyonluk Zambiya’da nüfusun yüzde 98’ini siyahi Afrikalı halk oluşturuyor. Bu grubun yüzde 99’u da Bantu etnik grubuna mensup. Bantular M.S. 1200 yıllarında Kongo Havzası’ndan göç ederek Zambiya’da yaşayan Pigmelerin (Cüce Orta Afrika Zencileri) bir kısmını yaşadıkları topraklardan sürdü. Bugün itibarıyla Zambiya’da sekiz büyük etnik gruba ayrılmış 73 kabile mevcut. Barotseler, Bembalar, Çevalar, Rotseler ve Tongalar ticaret ve siyasette etkin olan önemli etnik gruplar arasında. Zambiya’da nüfusun yüzde 20’sini oluşturan Avrupalıların çoğu ise şehirlerde yaşıyor. Genç bir nüfusa sahip olan Zambiya’da 2016 yılı tahmini verilerine göre nüfusun yüzde 66’sı 0-24 yaş aralığında. Ülkenin sadece yüzde 2,35’i 65 yaş ve üzerinde. Halkın yüzde 40’ının şehirlerde yaşadığı ülkenin başkenti Lusaka iken Kitwe, Ndola, Kabwe, Chingola ise ülkenin diğer önemli şehirleri arasında. Nüfusun büyük bir çoğunluğu oluşturan Bantu etnik grupları nedeniyle ülkede en çok konuşulan diller de Bantu dilleridir. Resmi dili İngilizce olmasına rağZAMBİYA’NIN MAKİNE İTHALATINDA İLK 10 ÜLKE (MİLYON DOLAR - 84. FASIL) SIRA

1953’te Kuzey Rodezya (şimdiki Zambiya), Güney Rodezya (şimdiki Rodezya) ve Nyasaland (şimdiki Malami), Rodezya ve Nyasaland Federasyonu’nu hayata geçirdi. Afrikalıların çoğunluğu, yönetim beyazların elinde olduğu için duruma muhalefet etti ve 1962’de Nyasaland’ın federasyondan ayrılmasını takiben yapı, 1963 yılında dağıldı. 1964 yılında Kuzey Rodezya’ya iç işlerinde bağımsızlık tanıyan bir anayasa uyarınca seçimler gerçekleştirildi ve ülke 24 Ekim 1964’te Zambiya adını alarak bağımsızlığına kavuştu. Dokuz eyalete ayrılan Zambiya Cumhuriyeti, 11 üyesi devlet başkanı tara-

ÜLKE

2000 YILINDA YAPILAN YATIRIMLARLA BAKIR IHRACATI 550 BIN TONA KADAR YÜKSELIRKEN 2004 YILINDAN GÜNÜMÜZE ZAMBIYA EKONOMISI DE ORTALAMA YÜZDE 5,2 ORANINDA BÜYÜDÜ.

Kaynak: www.trademap.org (BM İstatistik Bölümü verileri)

2014

2015

Değişim %

562

478,2

-14,9

199,2

175,1

-12,1

1

GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ

2

ÇİN

3

İNGİLTERE

90,3

66,1

-26,8

4

HİNDİSTAN

76,8

58,8

-23,4

5

ABD

73,8

47,9

-35,1

6

BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ

39,6

42,7

7,9

7

İSVEÇ

39,8

39,4

-1,1

8

ALMANYA

36,1

28,9

-19,9

9

İTALYA

36,3

24,1

-33,6

10

LÜBNAN

8,5

22,2

161,5

12

TÜRKİYE

6,1

21,3

251,1

313,9

220

-29,9

1.482,4

1.224,8

-17,4

DİĞER TOPLAM

61


ülkelerden Lusaka’da bir pazar yeri

men yerli halkın 40’tan fazla dil konuştuğu ülkede Chewa, Bemba, ChiTonga, Lozi, Nyanja, Tonga, Luvale ve Lunda dilleri oldukça yaygın. Özellikle misyonerlik faaliyetleri sonucunda hızlı bir artış gösteren Hristiyanlık ülke genelinde yüzde 50 oranıyla en yaygın din. Hristiyan inancına göre yaşamını sürdüren nüfusun büyük bir oranı da protestan mezhebine mensup. Hristiyanlık’tan sonraki en yaygın inanış ise yüzde 24-49 oranıyla yerli dinleri. Ülkedeki Müslüman nüfusun oranı yüzde 1 civarında. Zorunlu eğitim uygulamasının bulunmadığı Zambiya’da okumayazma oranı yüzde 54 seviyesinde. Başkent Lusaka’da modern bir üniversite mevcut.

ZAMBIYA, ADINI, TOPRAKLARINDA DOĞAN VE ZIMBABVE ILE SINIRI OLUŞTURAN ZAMBEZI NEHRI’NDEN ALIYOR.

62

Topraklarının çoğu hafif dalgalı yüksek bir yayla üzerinde bulunan Zambiya’da yaylanın deniz seviyesinden yüksekliği 915-1525 metre arasında değişiyor. Güneye doğru uzanan ve Afrika’nın önemli nehirlerinden biri olan Zambezi’nin meydana getirdiği vadi yaklaşık olarak 600 metre yüksekliğinde. Kuzeydoğudaki yaylayı kuzey-güney istikametinde akan Luangwa Nehri kesiyor. Zaire sınırından doğan Kafve Nehri, güneye doğru akarak Batı Yaylası’na uzanıyor. Luangwa ve Kafve Nehirleri ise Zambezi’nin kollarını meydana getiriyor. Zambiya’nın kuzeyinde Tanganika, Nweru ve Bangweulu olmak üzere üç göl bulunuyor. Bunlardan sadece Bangweulu, tamamen Zambiya sınırları içinde. Kuzeydoğudaki Muchinga Dağları 2130 metre yüksekliğe ulaşırken ülkenin batı kesiminde de Kalahari Çölü’nün kumulları görülüyor. Zambiya 1000 metre yükseklikteki bir plato üzerinde bulunduğu için ülke genelinde çok sayıda büyüklü küçüklü şelale mevcut. Bunların içerisinde en ünlü olanı ise kaynağını Zambezi Nehri’nden alan Victoria Şelalesi. Kariba Vadisi’ndeki Kariba Baraj Gölü de 250 kilometre uzunluğuyla dünyanın en büyük yapay göllerinden biri. Zambiya ekvatora yakın olmakla birlikte iklimi daha çok rakımla ilgilidir ve ülkede üç mevsim yaşanır. Ülke mayıstan ağustosa kadar soğuk ve kurakken sıcaklık kasıma ayına kadar yükselir ve yağış görülmez. Aralık-nisan arası ise yağışlı geçer. Sıcaklıklar soğuk mevsimde 16°C-27°C, sıcak mevsimde ise 27°C-32°C


Zambezi Nehri

arasındadır. Sadece kasım ayında, vadilerde aşırı sıcak hava hüküm sürer. Ülkenin kuzey bölgesi ve ırmak vadileri, tropikal yağmur ormanlarıyla kaplıdır. Başlıca ağaç türleri tik (en büyük kereste kaynağı), ekmek ağacı ve dum hurmasıdır. Zambiya’nın öteki bölümlerinde ağaçlıklı savanlar egemen bitki örtüsünü oluşturuyor. Suaygırı, timsah, sırtlan, aslan, çita, fil, gergedan ve çok sayıda kuş türünün yanı sıra bir tür antilop olan kırmızı leçve ve thornicroft zürafası, Zambiya’ya özgü havyanlar arasındadır. 18 ulusal park içinde en ünlü ve büyük olanları Kafue ve Lunga’dır. ANA GELİR KAYNAĞI BAKIR İHRACATI Dünya Bankası tarafından yapılan araştırmaya göre ekonomik büyüklük bakımından 189 ülke arasında 83’üncü sırada yer alan Zambiya’da serbest rekabete dayalı liberal ekonomik model yürürlükte. Ülkenin ana gelir kaynağı bakır ihracatı oluşturuyor. 1969 yılında 750 bin ton düzeyinde olan bakır ihracatı, sektörde oluşan problemler nedeniyle 1999 yılında 260 bin tona kadar geriledi. 2000 yılında yapılan yatırımlarla bakır ihracatı 550 bin tona kadar yükselirken 2004 yılından günümüze Zambiya ekonomisi de ortalama yüzde 5,2 oranın-

da büyüdü. Günümüzde Zambiya genelinde 37 bin kişi madencilik sektöründe çalışıyor. Tüm bu ekonomik verilere rağmen Zambiya dünyadaki az gelişmiş ve en fakir ülkelerden biri olmayı sürdürüyor. 2003 verilerine göre nüfusun yüzde 64’ü günlük 1 dolardan daha az bir kazançla yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Ülkede sınırlı yerli sanayi üretimi olmakla birlikte istihdama dönük en önemli ekonomik aktivite olarak, birçok bölge ülkesinde olduğu gibi tarım ön plana çıkıyor. Çalışan nüfusun yüzde 80’i tarım, geri kalanı ise sanayi ve ticaret sektöründe faaliyet gösteriyor. Zambiya, gıda üretimi kendine yeten ve yoksulluk oranı yüksek bir ülke olmasına karşın dış ticarette fazla veriyor. Ülkenin bakır ve bakır mamulleri dışında başlıca ihracat kalemlerini tahıl, kıymetli taş ve metaller, diğer metal ve metal ürünleri, inorganik kimyasallar oluşturuyor. Ülkenin başlıca ithalat kalemleri ise akaryakıt, makine, cevherler, madeni yağ ve yakıtlar, yağlar, karayolu ve havayolu taşıtları ile elektronik aletler. Belli başlı tarım ürünlerini mısır, tütün, yerfıstığı, pamuk ve şekerin meydana getirdiği ülkede tekstil, lastik, boru, patlayıcı madde ve tütün sanayileri de gelişmiş halde. Önceleri yabancı sermayenin elinde olan maden işletmesi,

BM VERILERINE GÖRE ZAMBIYA’NIN MAKINE ITHALATI 2015 YILINDA 1,2 MILYAR DOLAR OLARAK KAYDEDILDI.

63


ülkelerden

KIKANDA, KINAKA YA DA ÇIKANDA ADIYLA BILINEN ZAMBIYA’YA ÖZGÜ LEZZETLI ÇEREZ; ORKIDE YUMRUSU, ÖĞÜTÜLMÜŞ YER FISTIĞI VE ACI BIBER EZMESININ KARIŞTIRILMASIYLA YAPILIYOR.

Chingola

Kalkınma Ajansı, son dönemde ülkede yaşanan elektrik tedarik sıkıntılarına çözüm bulmak amacıyla elektrik üretim tesislerinin verimliliklerin artırılmasına yönelik çeşitli projeler hazırlıyor. Bu çerçevede mevcut devlet politikası, stratejik olarak tanımlanan enerji üretim tesislerinin yabancı yatırımcılara tamamen satılmasının doğru olmayacağı yönündeyse de kamunun da işin içinde olacağı kamu-özel sektör ortaklığı modelinin kabul edilebilir olduğu ifade ediliyor.

1969’dan itibaren yavaş yavaş devletleştirildi. Kauçuk ve fildişi de ülkenin önemli zenginlik kaynakları arasında. 2015 yılsonu itibarıyla 28 milyar dolar civarında gayrisafi milli hasılaya sahip olan ülkede kişi başına düşen milli geliri ise 1800 dolar seviyesinde. Öte yandan Zambiya özellikle hidroelektrik, kömür ve uranyum konusunda büyük potansiyeli olan bir ülke. Zambiya’ya yönelecek yabancı yatırımları artırmak ve yatırım ortamını iyileştirmek için faaliyetler yürüten ZAMBİYA’NIN MAKİNE İTHALATINDA BAŞLICA KALEMLER (MİLYON DOLAR - 84. FASIL) GTİP KODU

64

Kaynak: www.trademap.org (BM İstatistik Bölümü verileri)

GTİP ADI

2015

2016

DEĞIŞIM (%)

8431

AĞIR İŞ MAKİNE VE CİHAZLARININ AKSAMI, PARÇALARI

135,9

113,7

-16,3

8413

SIVILAR İÇİN POMPALAR, SIVI ELEVATÖRLERİ

93,2

62,5

-33,0

8474

TOPRAK, TAŞ, METAL CEVHERİ VB. AYIKLAMA, ELEME VB. İÇİN MAKİNELER

117,8

51,7

-56,1

8471

TARİFENİN BAŞKA BİR YERİNDE BELİRTİLMEYEN VEYA YER ALMAYAN OTOMATİK BİLGİ İŞLEM MAKİNELERİ

37,5

38,8

3,4

8429

KENDİNDEN HAREKETLİ BULDOZERLER, ANGLEDOZERLER, GREYDERLER, TOPRAK TESVİYESİNE MAHSUS MAKİNELER, SKREYPERLER, MEKANİK KÜREYİCİLER, EKSKAVATÖRLER, KÜREYİCİ YÜKLEYİCİLER, SIKIŞTIRMA İŞİNİ TOKMAKLAMAK SURETİYLE YAPAN MAKİNELER VE YOL SİLİNDİRLERİ

94,3

37,3

-60,5

8418

BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR VE DİĞER SOĞUTUCU VE DONDURUCU CİHAZLAR

41,1

29,9

-27,3

8421

SANTRİFÜJLE ÇALIŞAN KURUTMA, FİLTRE, ARITMA CİHAZLARI

31,6

27,8

-12,2

8481

MUSLUKÇU, BORUCU EŞYASI-BASINÇ DÜŞÜRÜCÜ, TERMOSTATİK VALF DAHİL

29,4

25,7

-12,6

8483

TRANSMİSYON MİLLERİ (KAM MİLLERİ VE KRANK MİLLERİ DÂHİL) VE KRANKLAR

26,4

23,2

-12,3

8437

TOHUM, TAHIL VEYA KURUTULMUŞ BAKLAGİL SEBZELERİN TEMİZLENMESİ, SINIFLANDIRILMASI VEYA DERECELENDİRİLMESİ İÇİN MAKİNELER

25,5

20,3

-20,4

DIĞER

1.088,9

590,8

-45,7

TOPLAM

1.224,8

704,5

-42,5


DÜNYANIN EN BÜYÜK ŞELALESİ VICTORIA 752 bin 614 kilometrekarelik yüzölçümüyle neredeyse Türkiye kadar büyük bir ülke olan Zambiya’da ortalama yaşam süresi 38 yıl olarak ölçülüyor. 16 milyonluk nüfusunun yaklaşık 1 milyonu ise AIDS’le mücadele ediyor. 1960 yılına kadar Kuzey Rodezya ismini taşıyan ülke şimdiki adını, topraklarında doğan ve Zimbabve ile sınırı oluşturan Zambezi Nehri’nden alıyor. Zambezi aynı zamanda Nil, Kongo ve Nijer Nehirleri’nden sonra Afrika’nın dördüncü büyük nehri. Yerel dilde “Gürleyen Duman” anlamına gelen Mosi-oa-Tunya Şelalesi’ne 1855 yılında bölgeyi ziyaret eden İskoç David Livingstone tarafından İngiltere Kraliçesi Victoria’nın adını verildi. Victoria Şelalesi’nin üzerinde sürekli olarak bir gökkuşağı görülüyor. Geceleri de ay ışığında seçilebilen gökkuşağına halk arasında “Ay Kuşağı” adı veriliyor. Ülkedeki bu su bolluğuna karşı nüfusun sadece yüzde 45’i temiz içme suyuna ulaşabiliyor. Sembolü su kartalı olan ülkedeki göller, yaklaşık 500 değişik kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Zambiya’da yetişen termitomyces titanicus, bir metreye ulaşan çapı ile dünyanın en büyük mantarı olma rekorunu elinde bulunduruyor. Zambiya’da orkide sadece güzel bir çiçek değil, aynı zamanda yöresel bir çerezin de temel maddesi. Bu çerez, orkidelerin varlığını tehdit edecek kadar çok tüketiliyor. Kikanda, kinaka ya da çikanda adıyla bilinen Zambiya’ya özgü lezzetli çerez; orkide yumrusu, öğütülmüş yer fıstığı ve acı biber ezmesinin karıştırılmasıyla yapılıyor. Bu karışım pişirildiğinde somun ekmek kıvamına geliyor.

Her yıl bu çerez için Tanzanya, Angola, Kongo ve Malavi’den 4,4 milyon orkide yumrusu Zambiya’ya getiriliyor. Uzmanlar aşırı toplama nedeniyle orkidelerin geleceğinin bu yüzden tehlikeye girdiğini belirtiyor. Zambiya mutfağının en önemli ana besini ise mısır ve darıdır. Zambiyalılar nsima adını verdikleri darı ve mısırdan yapılmış sert lapayı sağ avuçlarının içine alıp küçük parçalar kopartarak ndiwo ve umunani dedikleri farklı lezzetteki güveçe bandırarak yiyor. Genelde bu güveçler et, tavuk ya da balıklı olurken tercihen fasulye, kurutulmuş balık, yer fıstığı, bamya, lahana ya da balkabağı yaprağı da kullanılır. Maheu adı verilen yoğurt kıvamında ve tatlı olan bir tür içecek ise ülkede oldukça popüler.

ZAMBIYA’DA YETIŞEN TERMITOMYCES TITANICUS, BIR METREYE ULAŞAN ÇAPI ILE DÜNYANIN EN BÜYÜK MANTARI OLMA REKORUNU ELINDE BULUNDURUYOR.

Kalamo

65


ülkelerden

752 BIN 614 KILOMETREKARELIK YÜZÖLÇÜMÜYLE NEREDEYSE TÜRKIYE KADAR BÜYÜK BIR ÜLKE OLAN ZAMBIYA’DA ORTALAMA YAŞAM SÜRESI 38 YIL OLARAK ÖLÇÜLÜYOR.

ZAMBİYA’NIN 2015 YILINDAKİ MAKİNE İHRACATI 93,6 MİLYON DOLAR OLDU BM İstatistik Bölümü verilerine göre Zambiya’nın makine ihracatı 2015 yılında 93,6 milyon dolar olarak kayda geçti. 2014 yılında bu rakam 161,6 milyon dolar seviyesindeydi. 2015 yılında Zambiya’nın makine ihracatı yüzde 42,1 azaldı. Zambiya 2015 yılında 37,9 milyon dolarla en fazla Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne makine ihraç etti. Makine ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 25,9 azalan Zambiya’nın 2014 yılın-

da söz konusu ülkeye ihraç ettiği makinelerin değeri 51,2 milyon dolardı. Zambiya’nın 2015 yılında en fazla makine ihraç ettiği ikinci ülke Güney Afrika Cumhuriyeti oldu. 2014 yılında söz konusu ülkeye 43,6 dolar değerinde makine ihraç edilirken bu rakam, 2015 yılında yüzde 33,8 azalarak 28,9 milyon dolar olarak kaydedildi. Zambiya’nın 2015 yılında en fazla makine ihraç ettiği ilk 10 ülke listesinin üçüncü sırasında ise 5 milyon dolar rakamıyla Panama yer alıyor. Zambiya 2016 yılında 84. fasıl itibariyle en

TÜRKİYE’NİN ZAMBİYA’YA MAKİNE İHRACATINDA BAŞLICA KALEMLER (BİN DOLAR) GTİP KODU

66

GTİP ADI

Kaynak: TÜİK verileri 2015

2016

DEĞİŞİM (%)

8437

TOHUMLARI TEMİZLEME, AYIRMA, ÖĞÜTME, İŞLEME MAKİNE VE CİHAZLARI

1.631,7

4.525,0

177,3

8474

TOPRAK, TAŞ, METAL CEVHERİ VB. AYIKLAMA, ELEME VB. İÇİN MAKİNELER

1.315,5

1.001,0

-23,9

8422

YIKAMA, TEMİZLEME, KURUTMA, DOLDURMA VB. İŞLER İÇİN MAKİNE, CİHAZLAR

332,6

147,1

-55,8

8402

BUHAR JENERATÖRLERİ, KIZGIN SU ÜRETEN KAZANLAR

0,0

124,6

-

8421

SANTRİFÜJLE ÇALIŞAN KURUTMA, FİLTRE, ARITMA CİHAZLARI

98,3

88,4

-10,1

8431

AĞIR İŞ MAKİNE VE CİHAZLARININ AKSAMI, PARÇALARI

54,3

84,5

55,6

8424

SIVI, TOZLARI PÜSKÜRTMEYE, DAĞITMAYA MAHSUS MEKANİK CİHAZLAR

26,7

79,5

198,0

8443

MATBAACILIĞA MAHSUS BASKI MAKİNELERİ, YARDIMCI MAKİNELER

3,9

65,2

1578,6

8438

YİYECEK/İÇECEK SANAYİSİNDE KULLANILAN MAKİNE VE CİHAZLAR

11,0

59,3

440,0

8418

BUZDOLAPLARI, DONDURUCULAR, SOĞUTUCULAR, ISI POMPALARI

77,9

48,8

-37,3

DİĞER

2.234,0

324,8

-85,5

TOPLAM

5.785,7

6.548,3

13,2


fazla ağır iş makine ve cihazlarının aksamı, parçaları kaleminde ihracat gerçekleştirdi. 2015 yılında söz konusu ürün grubunda 24,8 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken 2015 yılında bu rakam, yüzde 69,2 azalarak 7,6 dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında ise toprağın, minerallerin veya cevherlerin taşınması, yayılması, tesviyesi, sıyrılması, kazılması, sıkıştırılması, bastırılıp sıkıştırılması, çıkarılması veya delinmesine mahsus diğer makine ve cihazlar bulunuyor. Söz konusu kalemde 2015 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 6 milyon dolarken 2015 yılında bu rakam yüzde 35,6 azalarak 3,8 milyon dolar seviyesinde kayda geçti. Listenin üçüncü sırasında bulunan kendinden hareketli buldozerler, angledozerler, greyderler, toprak tesviyesine mahsus makineler, skreyperler, mekanik küreyiciler, ekskavatörler, küreyici yükleyiciler, sıkıştırma işini tokmaklamak suretiyle yapan makineler ve yol silindirleri kaleminde 2015 yılında 6,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2016 yılında bu rakam yüzde 64,3 azalarak 2,4 milyon dolar oldu. GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ İTHALAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA BM İstatistik Bölümü verilerine göre Zambiya’nın makine ithalatı 2015 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 17,4 azalarak 1,2 milyar dolar olarak kaydedildi. 2014 yılında bu rakam 1,4 milyar dolar seviyesindeydi. 2015 yılı rakamlarına göre Zambiya’nın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında Güney Afrika Cumhuriyeti bulunuyor. Söz konusu ülkeden 2014 yılında 562 milyon dolar değerinde makine ithal eden Zambiya’nın, 2015 yılı makine ithalatı yüzde 14,9 azalarak 478,2 milyon dolar olarak kaydedildi. Zambiya, 2015 yılında listenin ikinci sırasında bulunan Çin’den 175,1 milyon dolar değerinde makine ithal etti. 2014 yılında bu rakam 199,2 milyon dolar seviyesindeydi. 2015 yılında Zambiya’nın Çin’den gerçekleştirdiği makine ithalatı yüzde 12,1 azaldı. Zambiya’nın 2015 yılında en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin üçüncü sırasında ise İngiltere yer alıyor. Zambiya 2014 yılında İngiltere’den 90,3 milyon dolar değerinde makine ithal ederken bu rakam, 2015 yılında yüzde 26,8 azalarak 66,1 milyon dolar olarak kaydedildi. Zambiya’nın 2015 yılında, ilk 10 ülke arasında bir önceki yıla göre makine ithalatını en fazla artırdığı ülke yüzde 161,5 ile Lübnan oldu. Lübnan’dan 2014 yılında 8,5 milyon dolar değerinde makine ithal edilirken 2015 yılında bu rakam 21,3 milyon dolar se-

ZAMBİYA EKONOMİSİNİN ANA SEKTÖRLERİ TARIM VE HAYVANCILIK: Zambiya’da ticari tarım üretiminin yüzde 50’si beyazlar tarafından plantasyonlarda gerçekleştiriliyor. Tarım, yüksek gelir getirmese de en çok kişiye istihdam sağlayan sektördür. Sık görülen kuraklıklar üretimde önemli düşüşlere yol açarken yetiştiriciliği yapılan ürünler arasında tütün, buğday, biber, mısır, yerfıstığı, pamuk ve şeker kamışıdır. Sadece iç tüketimi karşılayacak düzeyde büyük ve küçük baş hayvancılık yapılırken ülkenin iç sularındaki yıllık balık üretimi 65 bin tondur.

MADENCİLİK: Zambiya’nın en önemli sektörlerinin başında madencilik, madencilikte de en önemli ürünlerin başında bakır geliyor. Dünya rezervlerinin yüzde 20’sini barındırması nedeniyle ülke ekonomisi bakır madenlerinin varlığına dayanıyor. Dünyanın beşinci büyük üreticisi bakır üreticisi olmasının yanı sıra kobalt, nikel ve uranyum da Zambiya’nın stratejik maden kaynakları arasında.

TURİZM: Zimbabve sınırındaki Zambezi Nehri’nde bulunan Victoria Şelalesi Zambiya’ya gelen turistlerin en önemli uğrak noktası. Şelale, 1,7 kilometre genişliğindeki nehrin 108 metre yüksekten dakikada 600 milyon metre küp suyun döküldüğü dünyanın en büyük şelalesi olma unvanına sahip. Ancak sınırın Zimbabve tarafında, havaalanından otellere dek yapılan büyük yatırımlar, Zambiya’nın şelalelerden yeterinde turizm geliri elde edememesine yol açıyor. Zambiya’da yaşayan yerel Lozi kabilesi, renkli yaşam tarzları ve şenlikleriyle Avrupalı turistlerin ilgisini çekiyor. Özellikle Kuomboka Töreni adı verilen Lozi etkinliği her yıl çok sayıda turistin ilgisini çekiyor.

ENERJİ: Yılın önemli bir bölümünde kesintisiz güneş ışığı alan Zambiya, bu yönüyle yenilenebilir enerji, özellikle de güneş enerjisi alanında önemli bir potansiyel taşıyor. Ülkede halen güneş panelleri ve hidroelektrik kaynaklardan büyük oranda enerji sağlanıyor. Bununla birlikte 2015 yılı başından itibaren Kariba Barajı başta olmak üzere barajların doluluk oranlarının düşmesi nedeniyle ülkede ciddi boyutlarda enerji açığı söz konusu.

ULAŞIM: Denize kendi topraklarından çıkış yolu olmaması, Zambiya için önemli bir sorun oluşturuyor. Hâlihazırdaki demir yolu sadece Zimbabwe’ye ve Darüsselam’a giden bir petrol boru hattıyla birlikte inşa edilen demir yolu da Tanzanya’ya irtibat sağlıyor. Zaire’den denize çıkışı sağlayan mevcut karayolunu kullanılmak güç ve pahalı olduğu için ülkenin denize doğru geniş bir karayoluna ihtiyacı bulunuyor. Bunun yanı sıra ülkede farklı standartlarda 23 adet havalimanı bulunuyor.

67


ülkelerden Zambezi Nehri

YEREL DILDE “GÜRLEYEN DUMAN” ANLAMINA GELEN MOSI-OA-TUNYA ŞELALESI’NE 1855 YILINDA BÖLGEYI ZIYARET EDEN İSKOÇ DAVID LIVINGSTONE TARAFINDAN İNGILTERE KRALIÇESI VICTORIA’NIN ADI VERILDI.

68

viyesinde kaydedildi. Türkiye, 2015 yılında Zambiya’nın en fazla makine ithal ettiği ülkeler listesinin 12. sırasında bulunuyor. Zambiya 2016 yılında en fazla ağır iş makine ve cihazlarının aksamı, parçaları kaleminde ürün ithal etti. 2015 yılında söz konusu ürün grubunda 135,9 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu rakam, 2016 yılında yüzde 16,3 azalarak 113,7 milyon dolar olarak kayda geçti. Listenin ikinci sırasında sıvılar için pompalar, sıvı elevatörleri bulunuyor. Zambiya, 2015 yılında söz konusu kalemde 93,2 milyon dolar değerinde makine ithal ederken 2016 yılında bu rakam yüzde 33 azalarak 62,5 milyon dolar oldu. Zambiya’nın en fazla ithalat gerçekleştirdiği üçüncü kalem toprak, taş, metal cevheri vb. ayıklama, eleme vb. için makineler oldu. 2016 yılında söz konusu ürün grubunda 51,7 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirildi. 2015 yılında söz konusu mal grubunda gerçekleştirilen ithalatın değeri 117,8 milyon dolardı. Toprak, taş, metal cevheri vb. ayıklama, eleme vb. için makineler kalemindeki ithalat yüzde 56,1 azaldı. Zambiya’nın 2016 yılı makine ithalatında en fazla artış yüzde 3,4 ile tarifenin başka bir yerinde belirtilmeyen veya yer almayan otomatik bilgi işlem makineleri kaleminde gerçekleşti. 2015 yılında söz konusu ürün grubunda 37,5 milyon dolar değerinde ithalat gerçekleştirilirken, 2016 yılında bu rakam 38,8 milyon dolar seviyesine yükseldi.

TÜRKİYE’DEN EN FAZLA TARIM MAKİNELERİ İTHAL EDİYOR TÜİK verilerine göre Türkiye’nin 84. fasılda Zambiya’ya gerçekleştirdiği makine ihracatı, 2016 yılında 6,5 milyon dolar olarak kaydedildi. 2015 yılında bu rakam 5,7 milyon dolar seviyesindeydi. Zambiya’ya yönelik makine ihracatımız yüzde 13,2 arttı. Türkiye’nin Zambiya’ya yönelik makine ihracatının ilk sırasında tohumları Zambia’da halk pazarı


temizleme, ayırma, öğütme, işleme makine ve cihazları makineler yer alıyor. Söz konusu kalemde Zambiya’ya 2015 yılında 1,6 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilirken bu rakam 2016 yılında yüzde 177,3 artışla 4,5 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında bulunan toprak, taş, metal cevheri vb. ayıklama, eleme vb. için makineler ürün grubunda 2016 yılında gerçekleştirilen ihracatın değeri 1 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. 2015 yılında bu rakam 1,3 milyon dolar seviyesindeydi. Toprak, taş, metal cevheri vb. ayıklama, eleme vb. için makineler mal grubundaki ihracat 2016 yılında yüzde 23,9 azaldı. Türkiye’nin Zambiya’ya yönelik makine ihracatında ilk 10 ürün grubu listesinin üçüncü sırasında ise yıkama, temizleme, kurutma, doldurma vb. işler için makine, cihaz kalemi bulunuyor. 2015 yılında söz konusu kalemde 332 bin dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2016 yılında Zambiya’ya yönelik ihracat yüzde 55,8 azalarak 147 bin dolar olarak kaydedildi. TÜİK verilerine göre 2016 yılında 84. fasıl itibariyle Türkiye’nin Zambiya’dan makine ithalatı bulunmuyor. TÜRKİYE-ZAMBİYA EKONOMİK İLİŞKİLERİ GELİŞİYOR Türkiye’nin Zambiya ile ikili ilişkileri Ankara ve Lusaka’da karşılıklı olarak büyükelçiliklerin faaliyete geçmesiyle hızlı bir gelişme sürecine girdi. Türkiye’nin Lusaka Büyükelçiliği 2011’de, Ankara’daki Zambiya Büyükelçiliği ise 2013’te faaliyete geçti. Zambiya; tarım, turizm, eğitim, sağlık ve altyapı/konut sektörlerini Türkiye ile öncelikli işbirliği alanları olarak belirlemiş du-

Livingstone’daki bir pazar yerinde satış yapan yerli halk

rumda. 2015 yılında Türkiye’nin Zambiya’ya ihracatı 28,9 milyon dolar seviyesinde kaydedilirken 2016’da bu rakam yaklaşık yüzde 50 gibi bir düşüşle 14,4 milyon dolara oldu. Türkiye’nin Zambiya’ya yaptığı ihracatta başlıca kalemleri demir-çelik ürünleri, makine ve sentetik lifler oluşturuyor. Zambiya’ya, dünyanın en az gelişmiş ülkeleri arasında olduğu da dikkate alınarak sadece ticaret açısından değil, orta ve uzun vadede yatırım yapılabilecek potansiyel ülke gözüyle bakılması önem taşıyor. Ülkede Türk yatırımcıların ilgisini çekebilecek sektörler şu şekilde sıralanabilir: Makine imalatı (traktör, değirmen ve yedek parçaları gibi özellikle tarımsal makineler), hayvancılık alanında kullanılan cihazlar, sulama sistemleri, traktör ve yedek parçaları, jeneratör, regülatör, trafo, kesintisiz güç kaynakları gibi elektrikli cihazlar, elektrik kabloları, fiber optik kablolar, tekstil ürünleri, yapı malzemeleri, kırtasiye malzemeleri; turizm, bilgi işlem bakım-onarım, sağlık ve müteahhitlik hizmetleri.

TÜRKIYE’NIN ZAMBIYA’YA GERÇEKLEŞTIRDIĞI MAKINE IHRACATI TÜİK VERILERINE GÖRE 2016 YILINDA YÜZDE 13,2 ARTTI.

AFRİKA’NIN BAKIR MADENİ: ZAMBİYA Dünya Bankası verilerine göre ekonomik büyüklük bakımından 189 ülke arasında 83’üncü sırada yer alan Zambiya’nın temel gelir kaynağını bakır ihracatı oluşturuyor. Dünya bakır rezervlerinin yüzde 20’sini barındıran Zambiya’ya Türkiye’nin ihracatında ilk sırayı demir-çelik ürünleri, makine ve sentetik lifler oluşturuyor.

69


üçüncü kuşak

“BAŞARININ YOLU, SORUMLULUK BİLİNCİYLE ÇALIŞMAKTAN GEÇİYOR” GÖÇMENLER GROUP İHRACAT MÜDÜRÜ TUĞBA GÖÇMEN, “AILENIZLE BIRLIKTE ÇALIŞMAYI BIR ZORUNLULUK OLARAK GÖRMEMEK VE FIRMANIZI BUGÜN BULUNDUĞU KONUMDAN ÇOK DAHA ÜST NOKTALARA TAŞIYACAĞINIZA INANARAK SORUMLULUK BILINCIYLE ILERLEMEK SIZI BAŞARIYA ULAŞTIRACAKTIR” DIYOR.

70

K

uşaktan kuşağa aktarılan kesintisiz bilgi birikiminin aile firmalarının büyüyüp güçlenmesinde önemli bir etken olduğunu söyleyen Göçmenler Group İhracat Müdürü Tuğba Göçmen, “Geçmişten gelen birikimleriniz olmazsa büyüme süreci daha fazla zaman gerektirebilir. Fakat firmanın tarihsel tecrübelerinin ve ailedeki deneyimli kuşakların yol göstericiliğinde, yeni yatırım kararlarını daha sağlıklı almanız mümkün” diyor. Ankara’da 1984 yılında doğan, ilk ve orta öğrenimini Arı Koleji’nde tamamladıktan sonra Bilkent Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık Bölümü’nden 2007 yılında mezun olan Tuğba Göçmen, mezuniyetinin ardından çalışmaya başladığı aile firmalarında birçok görev üstlendiğini söylüyor.

Göçmen’le üçüncü kuşak bir yönetici olmanın beraberinde getirdiği sorumlulukları ve firmayı taşımak istediği noktaya dair düşüncelerini konuştuk. Aile şirketinde görev alma serüveniniz nasıl başladı? Üretimin içinde yer almak size neler kattı? İlk altı ay boyunca deyim yerindeyse imal ettiğimiz ürünleri tanımak için fabrikamızda staj gördüm. Sonrasında OSTİM satış ofisimizde çalışmaya başladım. İlk bir yıl süresince masam ve sandalyem dahi olmadı. Ofiste çalışan personel ve diğer aile büyüklerimin yanında deneyim kazanmaya çalıştım. Çocukluğumdan bu yana daima ailemle çalışmak ve onlara destek olmak hevesindeydim. Firma sahibinin kızı olmak size ister istemez bir sıfat yüklüyor.


Firmamızın reklam, tanıtım, satış, ihracat ve koordinasyon departmanlarında tam sorumlulukla olmasa da çeşitli çalışmalar yürüttüm. Bu kadar farklı alanda çalışmak da, beklenenden kısa sürede deneyim kazanıp işi öğrenmeme vesile oldu. Belki de tek bir alanda çalışsaydım, kısa zamanda ve şimdi olduğu kadar geniş bilgi birikimine sahip olamayacaktım. Ancak kariyerimdeki kilometre taşı muhasebe departmanına geçişimle oldu. Muhasebe alanında gerçekten de beklemediğim kadar başarılı oldum. Bu noktadaki başarımda bana olan desteği ve güveni dolayısıyla babamın rolü çok önemlidir. Şimdilerde çalışma arkadaşlarımın farklı konularda bana gelip danışması ve birikimimi onlarla paylaşmak bana büyük bir gurur ve mutluluk yaşatıyor. Üretimin içinde bulunmak ve bu süreçte görev almak bana kariyer bir yana bireysel olarak inanılmaz kazanımlar sağladı. Rahmetli Vehbi Koç’un da söylediği gibi “Hayat matematiğe benzer, sağlığımızı bir rakam olarak kabul edersek sonrasında yanına ekleyeceğimiz başarılar hayat grafiğimizin artılarını gösterecektir.” Bu anlamda firmamızda görev almam, “bir” ile başladığım hayatımda birçok artı kazanç sahip olmama ve başarı grafiğimi üstlere taşımama sebep oldu. Aile firmasında çalışmanın zorlu yanları nelerdir? Aileden biri olmak size gereğinden fazla çalışma, her işi takip etme, insanlara karşı tavır ve yaklaşımınızı ailenize yakışır şekilde belirleme gibi sorumluluklar yüklüyor. Ailenizin sizden beklentileri de bu doğrultuda oldukça yüksek olduğundan, omuzlarınızdaki yük de artabiliyor. Aslına bakarsanız kendi firmanızda yetişmek, büyümek, öğrenmek çok gü-

zel bir süreç. Deyim yerindeyse bir bebek gibi önce emeklemeyi sonra da yavaş yavaş adım atmayı öğreniyorsunuz. Sonrasında ise öğrendiğiniz her yeni bilgiden aldığınız keyif size tarifi mümkün olmayan duygular yaşatıyor. Ailenizle birlikte çalışmayı bir zorunluluk olarak görmemek ve firmanızı bugün bulunduğu konumdan çok daha üst noktalara taşıyacağınıza inanarak sorumluluk bilinciyle çalışmak sizi başarıya ulaştıracaktır diye düşünüyorum. Mevkii ve makam kaygınız olmadan öğrenmek için çaba sarf ettiğiniz sürece başarıya ulaşabileceğinizi düşünüyorum. İş hayatının yoğunluğuna kapılıp, ötelediğiniz hayalleriniz oldu mu? İç mimari ve tasarıma yoğun bir ilgi ve yatkınlığım olmasına rağmen iş yoğunluğundan ötürü bu hayalimin gerçekleştirmeye vakit ayıramıyorum. İş hayatının dışında vaktimin çoğunu iki kızımla geçirmek bana büyük bir keyif veriyor. Çocuklarımın ofiste büyüdüklerini söyleyebilirim. Sürekli yanımda

“KUŞAKTAN KUŞAĞA AKTARILAN KESINTISIZ BILGI BIRIKIMININ AILE FIRMALARININ BÜYÜYÜP GÜÇLENMESINDE ÖNEMLI BIR ETKEN OLDUĞUNA INANIYORUM. GEÇMIŞTEN GELEN BIRIKIMLERINIZ OLMAZSA BÜYÜME SÜRECI DAHA FAZLA ZAMAN GEREKTIREBILIR.”

71


YERLİ ÜRETİM CNC TAKIM TEZGAHLARI

Yüksek Verimlilik & Üretkenlik için Tasarlandılar

TT - 850

TT - 550

TT - 250

İş Mil : 8” (A2-6) İş Mili Motoru : 11 KW (30 min) İşleme Boyu : 1000 mm Taret Sayısı : 2 (8x2 Takım)

İş Mil : 6” (A2-5) İş Mili Motoru : 11 KW (30 min) İşleme Boyu : 500 mm Taret Sayısı : 2 (8x2 Takım)

İş Mil : 8” (A2-6) İş Mili Motoru : 11 KW (30 min) İşleme Boyu : 300 mm Taret Sayısı : 1 (12 Takım)

İstanbul Anadolu Yakası Organize Sanayi bölgesi 2. Sanayi Cad. No:7 Tuzla - 34953 İSTANBUL / TÜRKİYE T: +90 216 593 19 90 F: +90 216 593 19 99 www.smbcnc.com info@smbcnc.com www.smbcnc.com info@smbcnc.com


Arif GÖÇMEN

Ayhan GÖÇMEN

ve yakınımda olmalarını istedim. Çoğu zaman ofisteki koltuklarda uyuyup kalırlardı. Onların mutlu ve huzurlu olmaları benim için çok önemli. Öyle ki çocuklar için çok da rahat olmayan ofis ortamında bile daima onlarla beraber olmaya çalıştım. Türkiye’nin makinecilik serüvenini nasıl görüyorsunuz? Türkiye’de özellikle son yıllarda, dünyadaki marka değeri yüksek firmaların ürettikleriyle rekabet edebilecek kalitede makineler imal ediliyor. Bu noktada makine ve diğer ürün gamlarında üretim yapan firmaların unutmaması gereken en temel nokta, ihraç ettikleri her ürün, firmanın yanında aynı zamanda Türkiye’yi de temsil ediyor. Bu durumu yurt dışında katıldığımız birçok fuarda gayret net bir şekilde gözlemleyebiliyoruz. Biz firma olarak bu hassasiyeti oldukça önemsiyoruz.

Tuğba GÖÇMEN

çek. Türkiye’de büyük firmaların çoğunun aile firması olduğunu da unutmamak gerekir. Kuşaktan kuşağa aktarılan kesintisiz bilgi birikiminin aile firmalarının büyüyüp güçlenmesinde de önemli bir etken olduğuna inanıyorum. Geçmişten gelen birikimleriniz olmazsa büyüme süreci daha fazla zaman gerektirebilir. Fakat firmanın tarihsel tecrübelerinin ve ailedeki deneyimli kuşakların yol göstericiliğinde yeni yatırım kararlarını daha sağlıklı almanız mümkün. İlk kuşak firmayı kurar, ikinci kuşak geliştirir ve üçüncü kuşak da kurumsallaşma sürecini inşa eder. Bu noktada geleneksel yönetim biçimine alışkın ve kurumsallaşmayla birlikte aile firmasının yapısının bozulacağına inanan ikinci kuşakla problemler yaşamanız olasıdır. Bu anlamda kurumsallaşma deneyiminin olgunlaşması için biraz zaman tanımak en iyi yöntemdir. Eğer kurumsallaşma süreci üçüncü kuşakta başlamazsa o zaman firmanızın yapısı bozulmaya başlar.

Halil YIRTIMCI

“AILEDEN BIRI OLMAK SIZE GEREĞINDEN FAZLA ÇALIŞMA, HER IŞI TAKIP ETME, INSANLARA KARŞI TAVIR VE YAKLAŞIMINIZI AILENIZE YAKIŞIR ŞEKILDE BELIRLEME GIBI SORUMLULUKLAR YÜKLÜYOR.”

İş hayatı haricinde kişisel hobileriniz var mı? Kızlarımla bol bol vakit geçirip, her anımı onların yanında çeşitli aktiviteler yaparak geçirmek bana mutluluk veriyor ve motive ediyor. Köklü bir firma olarak üçüncü kuşağa kadar gelmenizin en önemli sebepleri nelerdir? Aile bağlarımız oldukça kuvvetlidir. Bir aile firmasını başarıyla bu kadar uzun süre yönetmek kolay bir iş değil. Aileniz geçmişine sıkı sıkıya bağlı değilse en ufak bir sarsıntıda büyük yıkımlar yaşanabilir. Küçücük bir anlaşmazlıktan bile firmanız bölünüp aile fertleri yapıdan ayrılabilir. Aile bağlarının kuvvetli olması bu tür olasılıkları en aza indirger. Öte yandan işe başlayacak her bir aile bireyine işin en küçük detaylarının dahi öğretilerek deneyim kazanmasına yardımcı olmak gerekir. Köklerine sıkı sıkıya bağlı olan bir firmanın başarıyla yoluna devam etmesi şüphe götürmez bir ger-

73


pozitif

“KADINLAR DA BU SEKTÖRDE VAR OLABILIR” AYBAKAR MAKİNE YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI OLARAK ŞİRKETİN ORTA DOĞU OPERASYONLARINDAN SORUMLU OLAN FİLİZ AYBAKAR, İŞ DÜNYASINDA KADIN OLMANIN ZORLUKLARINI BAŞARILI İŞ SÜREÇLERİ İLE YENDİĞİNİ, GEÇMİŞTE “BİR KADINA PARA VERMEM” DİYEN MÜŞTERİLERİNİN BUGÜN TEKNİK DANIŞMANLIK HİZMETLERİNİ BİLE KENDİSİNDEN ALDIĞINI SÖYLÜYOR.

74

T

ahıl işleme makineleri ve ekipmanları üretiminde 1932’den bugüne faaliyet gösteren Aybakar Makine’nin üçüncü kuşak temsilcisi olarak şirketin Orta Doğu operasyonlarını yürüten Filiz Aybakar, babası Mehmet Ferruh Aybakar’ın 25 yıl önceki ani vefatı ile daha küçük yaşında iş dünyasındaki yolunu çizmiş, başarılı bir iş kadını. 80 yıllık deneyimiyle ufak değirmenlerden endüstriyel tesislere kadar geniş bir yelpazede çözüm üreten Aybakar Makine, bugün dünyanın 45 ülkesine anahtar teslimi un, irmik ve mısır değirmeni tesisleri kuruyor ve var olan tesislerin modernizasyonunu gerçekleştiriyor. Babaları Mehmet Ferruh Aybakar’ın vefatının ardından, hiçbir tecrübeye sahip olmadıkları halde anneleri Hatice Aybakar ve iki kardeşi ile şirket yönetimini üstlendiklerini, tüm eğitim hayatlarını da bu yönde gerçekleştirerek bugünkü kariyerlerine ulaştıklarını dile getiren Filiz Aybakar, halen Aybakar Makine’nin Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak şirketin tüm Orta Doğu operasyonlarının sorumluluğunu üstlenmiş durumda. İş dünyasında kadın olmanın zorluklarını, özellikle iş süreçlerinin yoğun olarak Orta Doğu ül-

kelerine yönelik olmasıyla sıkça yaşayan, “Benim deneyimlerimden çıkarttığım, ilk önce kendinizi kabul ettirmeniz gerekiyor. İlk çalışma yıllarımda bir kadına bu kadar para veremem diyen müşterilerim oldu. Aynı şekilde kadın makineden ne anlar diye yaklaşan müşterilerim vardı. Şimdi aynı müşteriler teknik danışmanlık hizmeti alıyorlar” diyen Filiz Aybakar ile kadınların ekonomik ve sosyal hayatta nasıl daha fazla görünür olabileceğini konuştuk. İş hayatına başlama ve bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında bilgi verir misiniz? 1992 yılında babamı, Mehmet Ferruh Aybakar’ı kaybettikten sonra şirketin idaresini annem Hatice Aybakar yapmaya başladı. Annem mutfaktan çıkıp fabrikanın başına geçince, ister istemez biz de fabrikada büyüdük. Şirketimiz o zaman da yoğun ihracat yapıyordu ancak annem yabancı dil bilmiyordu. Bu yüzden çocuklarının dil eğitimine çok önem verdi. Kardeşim Mustafa Aybakar Fransızca eğitim görürken, diğer kardeşim Sinan Aybakar ve ben de İngilizce eğitim gördük. Hatırlıyorum, annemle gittiğim ilk toplantıda henüz 13 yaşındaydım ve Mısırlı iş ortaklarımızın karşısında İngilizce tercüme ya-


pıyordum. Üstelik son derece hassas konuların konuşulduğu toplantılardan biriydi bu toplantı… Hatta bu toplantılara katılmam nedeniyle okulumda devamsızlığım artınca, Mısır hastanelerinden doktor raporu aldığımı bile anımsıyorum. İş dünyasına henüz çocukluğunuzda dâhil olmuşsunuz… Bizim realitemiz maalesef babamın ani ölümüyle değişti. Annemin iş deneyimi olmadan şirketin başına geçmesi sonrasında ister istemez bireysel hayat ve kurumsal kimlik de birbirine karıştı. Dolayısıyla “babamın öldüğü gün çalışmaya başladık” dersem abartmış olmam. Tam zamanlı olarak 16 yıldır Aybakar Makine’de çalışıyorum. Aybakar, şu anda 40’tan fazla ülkeye ihracat yapıyor. Pazarlama kısmını kardeşimle beraber yürütüyoruz ve Orta Doğu satışlarına ben bakıyorum. Dolayısıyla tatil günleri anlamında onlara uymamız gerekiyor. Bu yüzden Cuma günleri dışında her gün çalışıyorum. Yoğun bir iş temposuna sahip olan makine sektöründeki başarınızı neye borçlusunuz? Günümüzde alınan her üründen iki temel beklenti var: iyi ürün ve iyi hizmet. Biz, öncelikli olarak bu kriterleri yerine getiriyoruz. Sadece kaliteli ürün yapmak günümüz şartlarında başarılı olmak için yeterli değil. Müşterinize, onun ihtiyaçlarına uygun çözümler sunmanız da bekleniyor. Bunları sağlayabilmek, ciddi deneyim, yatırım ve özveri gerektirir. Bu koşulları sağlarsanız, başarı zaten gelecektir. Erkek egemen bir sektörde kadın yönetici olmanın zorluklarını yaşıyor musunuz? Sadece bizim sektörümüzde değil, her sektörde benzer sıkıntılar yaşandığını düşünüyorum. Halen Aybakar’ın Orta Doğu’daki projelerini yönetiyorum ve bu bölgede iş kadını olmak daha da zor. Benim deneyimlerimden çıkarttığım; ilk önce kendinizi kabul ettirmeniz gerekiyor. İlk çalışma yıllarımda “bir kadına bu kadar para veremem” diyen müşterilerim olmuştu. Aynı şekilde “kadın makineden ne anlar” diye yaklaşan müşterilerim de vardı. Ama şimdi aynı müşteriler teknik danışmanlık hizmetlerini de bizden, benden alıyor. Dolayısıyla, insanlar başarılı iş süreçlerimiz karşısında bana güvenebileceklerini öğrendi ve şimdi biliyorlar ki bir kadın da bu sektörde var olabilir ve kadınlarla da güvenle iş ortaklığı sürdürülebilir.

Üstlendiğiniz görevle ilgili olarak yurt dışındaki iş ortaklarınızın tepkileri nasıl oluyor? Gittiğiniz ülkeye göre değişiyor: Avrupa’da iş kadını olmak çok normalken Orta Doğu’da insanlara çok ilginç geliyor. Hikâyemi dinlediklerinde ise artık karşılarındakine bir kadın olarak bakmak yerine bir insan olarak bakmaya başlıyorlar. Ancak halen aldığım birçok elektronik şirket yazışmasında ismim “Mr. Filiz” olarak geçiyor. Erkek egemen bir sektör olan makine imalat sektöründe, diğer sektörlere kıyasla sizce neden daha az sayıda kadın görev yapıyor? Makine üretimi bazen ek saatler ve çok fazla seyahat etmeyi getiriyor. Özel hayatınız ikinci sırada kalıyor ve eşlerin bunu kabul etmesi de çok daha zor. Aynı zamanda kadınların annelik görevleri ile çocuklarına da zaman ayırmaları gerekiyor ve bu en önemli görev bazen iş kadınları için zorlayıcı olabiliyor.

“SEKTÖRÜMÜZDE KADIN SAYISI AZ VE BEN DE İLK YILLARIMDA KENDİMİ KABUL ETTİRENE KADAR ZORLANDIM. SONRASINDA İSE İNSANLAR BAŞARILI İŞ SÜREÇLERİMİZ KARŞISINDA BANA GÜVENEBİLECEKLERİNİ ÖĞRENDİ.”

Makine imalat sektöründe daha fazla kadın çalışan ve yönetici görmek için neler yapılabilir? Bence burada mesele biraz da yönlendirme ve koşullanma ile ilişkili… Üretimde genellikle erkek mühendisler yöneticilik yapıyor. Dolayısıyla bu mesleklerin kadınlar tarafından da yapılabildiğini anlatmak ve kız öğrencilerimizi, onların ailelerini de doğru bilgilendirmek çok önemli diye düşünüyorum. Sektörünüzle alakalı olarak dünyada durum nasıl? Türkiye’de makine sektöründe daha mı az kadın çalışan/yönetici bulunuyor? İşin doğrusu gerek yurt içindeki gerek yurt dışındaki rakip ve partnerlerimizde de üst düzey kadın yöneticiyle karşılaşmadım.

Aybakar Makine’de başka kadın çalışan/ yöneticiler de var mı? İlginç ama İran ofisimizin müdürü de bir iş kadınıdır ve İran gibi kadının pozisyonunun daha zorlayıcı olduğu bir ülkede 15 yıldır başarıyla çalışmaya devam ediyor.

75


ar-ge merkezi

“MERKEZİMİZ SAHİP OLDUĞUMUZ YETENEKLERİ DAHA DA ARTIRACAK” FIRMALARININ YILLARDIR KENDI ÖZ SERMAYESIYLE PAZARA YERLI ÜRÜNLER SUNDUĞUNU SÖYLEYEN PI MAKINA GENEL MÜDÜRÜ HACI SARI, “AR-GE MERKEZIMIZLE BIRLIKTE BU YETENEĞIMIZI DAHA DIŞA DÖNÜK BIR KÜLTÜRLE YENILIKÇI VE YÜKSEK KATMA DEĞERLI ÜRÜNLER YARATABILMEK IÇIN KULLANABILECEĞIZ” DIYOR.

İ

ş ve inşaat makineleri sektöründe 40 yılı aşkın süredir hizmet veren Pi Makina, 25 Temmuz 2016 tarihinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Türkiye’nin 266’ncı Ar-Ge Merkezi olarak tescillendi. Firmalarının rekabet gücünü artırmak, inovasyon çalışmalarını daha disiplinli bir sistem çerçevesinde ileriye taşımak, kurumsal hafızayı daha etkin kılmak ve sürekli gelişen teknolojiye ayak uydurmak için Ar-Ge merkezlerini hayata geçirdiklerini söyleyen Pi Makina Genel Müdürü Hacı Sarı, yakın zamanda yürürlüğe giren 6769 sayılı Sı-

76

nai Mülkiyet Kanunu’nun getirdiği avantajlardan yararlanarak özellikle patent değerleme konularını ele almayı amaçladıklarının altını çiziyor. Ar-Ge merkezinin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Çalışmalarınız ağırlıklı olarak hangi alana yönelik? Pi Makina Ar-Ge Merkezi, farklı disiplinlerle uğraşan Ar-Ge gruplarından oluşuyor. Üretimini yaptığı ürünlere paralel olarak; beton santralleri, kırma eleme tesisleri, beton pompaları, kule vinçleri, iş makineleri ve aktarma organ-


ları kapsamında Ar-Ge faaliyetleri gerçekleştiriyor. Bununla birlikte savunma sanayisi ve taahhüt işleri çerçevesinde de mühendislik ve tasarım çalışmaları sürdürüyoruz. Bu yapılanmalar altında teknik, tasarım, malzeme, kalite ve planlama alt kırılımları bulunuyor. Yürütülen Ar-Ge projelerinde Ar-Ge merkezi altında bulunan birimler, kendi alanlarında yetkinliklerine ve görev dağılımına göre yürütülen projelerin iş planına uygun faz ve safhalarını yerine getirmekle yükümlü. Ar-Ge merkezine bağlı birimler, çalışmalarını sürdürürken birbirlerinden destek alıp koordineli bir şekilde geliştirme çalışmalarını devam ettiriyor. Ar-Ge faaliyetlerinin yaygınlaştırılması, hedef pazarlara dönük ürünlerin maliyet etkin şekilde oluşturulması, şirketin devamlılığı ve gelişebilmesi için esastır. Bu nedenle kısa, orta ve uzun vadede yeni ürünlere ve alt birimlere yönelik Ar-Ge çalışmalarına ağırlık verilmesini hedefledik. Böylece potansiyel projeler için teknik açıdan üstün ve maliyet performans etkin sistemler geliştirmemiz mümkün olacak. Ayrıca potansiyel projelerde kazanma şansımızı artırarak yeni pazarlardaki etkinliğimizi de yükselteceğiz. Ar-Ge faaliyetlerimiz şirket stratejilerimiz doğrultusunda belirlenip gözden geçiriliyor. Ar-Ge faaliyetlerinin belirlenmesi, değerlendirilmesi, seçilmesi ve Ar-Ge sonucu oluşabilecek ürünlerin firmamıza muhtemel etkileri ve katkıları; Ar-Ge merkezi bünyesinde yapılan fizibilite, ön yapılabilirlik etütleri, teknoloji/piyasa/market analizleri sonrasında, şirketin diğer ilgili disiplinleriyle koordine ediliyor. Önerilen Ar-Ge faaliyetleri Pi Makina Genel Müdürü olarak tarafımca incelenip değerlendiriliyor ve nihai olarak stratejilerimiz doğrultusunda karara bağlanmak ve takip edilmek üzere Yönetim Kurulumuzca sonuçlandırılıyor. Ar-Ge merkezimiz uygulanacak Ar-Ge projesinin sistem ihtiyaçlarını tanımlamak, kavramsal ve detay tasarım çalışmalarını hazırla-

mak, prototip geliştirip üretmek, ilgili test ve entegrasyon çalışmalarıyla teknik dokümantasyonu hazırlamak ve ortaya çıkan sistemin kalite gereklerini sağlamakla sorumludur. Pi Makina Ar-Ge Merkezi’nin ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeydedir? Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik destekleriyle ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız? Firmamız Ar-Ge merkezi olmadan önceki süreçte TÜBİTAK destekli birçok Ar-Ge projesi gerçekleştirdi. Ağırlıklı olarak “1501-TÜBİTAK Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı” ile yürütülen söz konusu projeleri başarıyla tamamladık. Bu süreçlerin sonunda ortaya çıkan ürünlerimiz ticari anlamda da katma değer yarattı ve birçoğu pazarda yerini almaya başladı. Firmamız ilgili destek programlarını yalnızca maddi açıdan değil aynı zamanda bu süreçlerin kurum kültürüne olan katkısı üzerinden de değerlendiriyor. Projelerin yapılan planlara uygun bir şekilde ilerlemesi ve bu süreçte disiplinli bir şekilde takip edilmesi, projenin sonuca ulaşabilmesi açısından en önemli etkiyi yara-

“AR-GE MERKEZI OLDUĞUMUZ GÜNDEN BU YANA FIRMA OLARAK FIKRI VE SINAI HAKLARLA ILGILI KONULARA BAKIŞIMIZDA OLUMLU YÖNDE BIR DEĞIŞIM OLDU.”

77


ar-ge merkezi

“MERKEZIMIZ, FARKLI DISIPLINLERLE UĞRAŞAN AR-GE GRUPLARINDAN OLUŞUYOR. IMALATINI YAPTIĞI ÜRÜNLERE PARALEL OLARAK; BETON SANTRALLERI, KIRMA ELEME TESISLERI, BETON POMPALARI, KULE VINÇLERI, IŞ MAKINELERI VE AKTARMA ORGANLARI KAPSAMINDA AR-GE FAALIYETLERI GERÇEKLEŞTIRIYOR.”

78

ve Programı”nı da takip ederek yeni bir çalışma kültürünü daha firmamıza kazandırmak istiyoruz. Bütün bu çalışmalarda vakıf ve devlet üniversitelerimizle yapacağımız işbirliklerimiz de önemli bir yer tutacak.

Hacı SARI Pi Makina Genel Müdürü

tıyor. Elbette devletimizin bu programlar aracılığıyla sağladığı maddi katkı da son derece önemli ve Ar-Ge yöneticilerinin mühendislik çalışmalarını ilerletebilmesi açısından da en büyük destekçisi konumunda. Ar-Ge Merkezi olmak adına başlattığımız çalışmalar süresince ve olduktan sonraki süreçte, devlet kurumlarıyla ve özellikle Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile olan ilişkilerimiz çok daha farklı bir boyuta geldi. Bakanlığımızın Ar-Ge merkezi programı kapsamında senelik olarak önümüze koyduğu hedefler, geçtiğimiz yıllara nazaran öngördüğümüzün ötesinde bir vizyon ile Ar-Ge çalışmalarımızı ilerletme motivasyonu yarattı. Söz konusu hedeflerin üzerine her sene biraz daha ekleyerek bu doğrultudaki çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Firmamızda yaşadığımız bu tecrübeyle devletin Ar-Ge’ye olan desteğinin ve yarattığı etkinin ne kadar önemli ve güçlü olduğunu bizzat görmüş olduk. Pi Makina olarak önümüzdeki dönemde “AB Horizon 2020 Çerçe-

Patent ya da faydalı model başvuru sayılarınızda artış bekliyor musunuz? Ar-Ge merkezinizin kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri nelerdir? Ar-Ge merkezi başvuru süreçleri başladığı günden bu yana firma olarak fikri ve sınai haklarla ilgili konulara bakışımızda olumlu yönde ciddi bir değişim oldu. Öncelikle kurumumuz içinde bu kavramların bütün ekiplerce özümsenmesi üzerine bazı çalışmalar yürüttük. Bu çalışmalar kapsamında Türk Patent Enstitüsü’nün hazırladığı bir programa dahil olduk ve üç aşamalı bir eğitim programına Ar-Ge ekiplerimizden de geniş bir katılım gerçekleşti. Yer aldığımız bu eğitimler özellikle firma içinde tasarım süreçleriyle ilgili çalışan personelde önemli bir farkındalık oluşturdu. Patent ve faydalı model çıktılarını ortaya koyabilmek adına yapılan çalışmaların tasarım süreçlerinin en başında dahi son derece önemli bir katkı sağladığı ortaya çıktı. Fikri ve sınai haklar ile ilgili konuların takibi ve firma içinde koordinasyonunun sağlanması son derece önemli bir konu. Bu faaliyetlerin verimli bir şekilde ilerletilebilmesi adına Ar-Ge ekipleri içinde sorumlu kişiler belirleyerek bu kişilerin ilgili konularda kendilerini geliştirmelerine olanak tanıdık. Bütün bu çalışmaların sonunda da 2017 ve ilerleyen yıllarda patent ve faydalı model başvurularımız artarak devam edecek. Bu aşamadaki en önemli hedefimiz, patent ve faydalı model sü-


reçlerine dönük tecrübenin en kısa zamanda çok daha yukarıya taşınması ve bu çalışmaların tam anlamıyla kurum kültürüne adapte edilmesi. Eğer bu hedefi gerçekleştirebilirsek başvuru sayılarımız ve sonucunda alacağımız patent ve faydalı modeller kısa zamanda artacaktır. Ar-Ge merkezi yatırımları ve çalışmalar için ne kadar bütçe ayırdınız? Gelecek dönem içinde yatırımlarınız sürecek mi? Ar-Ge merkezi indirimlerini dönemsel olarak hesaplıyor ve Ar-Ge merkezi olmanın firmamıza maddi katkısını analiz ediyoruz. Firma yönetimimizin kararıyla bu katkının belirli bir yüzdesi Ar-Ge merkezine yönelik yatırım imkanı sağlayacak bütçe olarak ayrılıyor. Gelecek dönemde de Ar-Ge merkezimize yatırımlarımızı sürdüreceğiz. Pi Makina yıllardır kendi öz sermayesiyle pazara yüksek yerlilik oranına sahip yeni ürünler sunuyor. Bu ürünlerimizi de içe dönük bir ArGe kültürü, yüksek kapasiteye ve kabiliyete sahip altyapı ile insan kaynağımız sayesinde imal ettik. Ar-Ge Merkezimizle birlikte bu yeteneklerimizi daha dışa dönük bir kültürle yenilikçi ve yüksek katma değerli ürünler yaratabilmek için kullanabileceğimiz bir yapıya kavuşacağız. Bu kapsamda meraklı, tutkulu, genç ve dinamik Ar-Ge mühendislerini bünyemize katmayı hedefledik ve mevcut personelimizin “sürekli eğitim” bakış açısıyla gelişmesini sağlamaya dönük planlar yaptık. Ayrıca lisansüstü eğitimleri teşvik ederek insan kaynağına olan yatırımımızı da sürdürmeyi öngörüyoruz. Ar-Ge ekibinin kabiliyet ve hızını artırmaya yönelik yüksek performanslı bilgisayarlar, 3D yazıcılar ve diğer tasarım araçları; sunum ve raporlama kabiliyetlerini artırmaya yönelik diğer donanımlar, bilgiye ulaşmada kolaylık sağlamak için online kütüphaneler gibi yatırımlar gerçekleştirmeyi de hedefliyoruz.

Üretimin katma değerini artırabilmek, pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemi nedir? Sürekli gelişen ve değişen dünyada insan ihtiyaçlarının da sürekli değiştiğini ve bunun yanında küreselleşmenin getirdiği zorlu rekabet koşullarının farklı ve yenilikçi ürünleri ortaya çıkarmayı gerektirdiğini düşünürsek Ar-Ge’nin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Katma değeri yüksek, farklı, kolay taklit edilemeyen ve yenilikçi ürünlerin imal edilebilmesi için Ar-Ge yoğun bir stratejiyle çalışılması ve tüm Ar-Ge ve inovasyon süreçlerinin doğru yönetilmesi gerekiyor. Öncelikle fikirden ürüne Ar-Ge sürecinin doğru anlaşılması ve özümsenmesi gerekiyor. Bilgi birikimi ve tecrübenin ortaya konularak müşteri ihtiyaçlarının doğru anlaşıldığı bir ortamda Ar-Ge yapmak ideal olan durumdur. Bu noktada doğru Ar-Ge yapmak oldukça önemli bir konudur. Bu kapsamda öncelikli olarak gerçek Ar-Ge personeliyle çalışılması ve meraklı, tutkulu ve sürekli gelişime açık insan kaynağı oluşturulması son derece önem taşıyor.

“BAKANLIĞIMIZIN AR-GE MERKEZI PROGRAMI KAPSAMINDA ÖNÜMÜZE KOYDUĞU HEDEFLER, ÖNGÖRDÜĞÜMÜZÜN ÖTESINDE BIR VIZYON ILE AR-GE ÇALIŞMALARIMIZI ILERLETMEMIZ YÖNÜNDE MOTIVASYONUMUZU ARTIRDI.”

79


bir konu & bir konuk

“İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ, BİR KÜLTÜR MESELESİDİR” TÜRKIYE’DE IŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLIĞI KÜLTÜRÜNÜN OLUŞABILMESI IÇIN ETKIN ÇALIŞMALAR GERÇEKLEŞTIRDIKLERINI SÖYLEYEN İSAG YÖNETIM KURULU BAŞKANI LEVENT KAVLAK, “BIR IŞYERINDE IŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLIĞI KÜLTÜRÜNÜ OLUŞTURMAK IÇIN YÖNETICILERIN MUTLAKA BIR TAAHHÜT VERMESI VE KARARLI BIR ŞEKILDE BUNUN ARKASINDA DURMASI ÖNEMLI. İŞVERENLERIN SAHIPLENMEDIĞI BIR UYGULAMAYI ÇALIŞANLARIN SAHIPLENMESINI BEKLEMEK HAYALCILIK OLACAKTIR” DIYOR.

80

D

ünyada iş sağlığı ve güvenliği küresel boyutta bir sorun olarak karşımızda dururken her yıl işle ilgili kaza ve hastalıklar sonucunda 3,2 milyondan fazla kişi hayatını kaybediyor. Ayrıca her yıl 160 milyon yeni meslek hastalığı vakası ile 300 milyon ölümcül olmayan iş kazası meydana geliyor. İş kazası ve meslek hastalığı yüzünden her 15 saniyede bir çalışan yaşamını kaybediyor. Türkiye’de ise son üç yıldır ortalama her yıl 200 binin üzerinde iş kazası meydana gelirken yaşanan kazalar sonucunda her yıl 1000-2000 arası çalışan yaşamını yitiriyor. Meslek hastalığı bildirimleri çok gerçekçi anlamda yapılmadığından

yıllık 500’e yakın hasta vakası bildirilmekte fakat bazı yıllar ise hiç ölüm olmadığı bilgisi kayıtlara geçiyor. Küresel bir sorun olan iş sağlığı ve güvenliği konusunda Türkiye’de son yıllarda önemli çalışmalar gerçekleştiriliyor. Söz konusu alandaki eksikliklerin giderilmesi ve çalışanlar için daha güvenli bir çalışma ortamının oluşturulması için yürürlüğe konan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu bunlardan biri. 2012 yılında çıkarılan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ndan sonra ölümlü iş kazalarında düşüş yaşandığını söyleyen İş Sağlığı ve Güvenliği Profesyonelleri Derneği (İSAG) Yönetim Kuru-


lu Başkanı Levent Kavlak, iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşumu yönünde daha sık ve de ciddi adımlar atılması gerektiğine işaret ediyor. Kavlak, “Yaşanan iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucunda çalışanlar, işverenler ve ülkemiz açısından çok büyük manevi ve maddi kayıplar oluşuyor. İSG kültürünün oluşumu ile ilgili çalışanlar üzerinde yoğunlaştığımız kadar işverenlerin ya da işveren yetkisi olan yöneticilerin üzerinde de yoğunlaşmamız gerekiyor. Bir işyerinde İSG kültürünü oluşturmak için yöneticilerin mutlaka İSG ile ilgili bir taahhüt vermesi ve kararlı bir şekilde bunun arkasında durması önemli. İşverenlerin sahiplenmediği bir uygulamayı çalışanların sahiplenmesini beklemek hayalcilik olacaktır” diyor. Bu sayımızdaki “Bir konu & Bir konuk” bölümümüzün konusu iş güvenliği, konuğu ise İSAG Yönetim Kurulu Başkanı Levent Kavlak oldu. Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının durumu nedir ? Türkiye’de yaklaşık 100 yıldan bu yana iş sağlığı ve güvenliği kavramı üzerinde bir çok tüzük, yönetmelik ve kanun çıkarıldı ve uluslararası sözleşmeler imzalandı. 30 Haziran 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan ve 1 Ocak 2013 tarihinde yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu; işyerlerinde iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenledi. Kanun kamu ve özel sektöre ait bütün işleri ve işyerlerini, bu işyerlerinin işverenleri ile işveren vekillerini, çırak ve stajyerler de dâhil olmak üzere tüm çalışanlarını faaliyet konularına bakılmaksızın kapsamı içerisine aldı. İş kazası sonucu sakat kalarak iş göremez durumda olan çalışan sayımız her yıl 1500 ila 3500

kişi arasında değişim gösteriyor. İş kazası sonucunda yaşanan ölümlerin, yaralanmaların ve meslek hastalıklarının gerçekleştiği sektörler arasında en üst sıralarda inşaat, maden, metal ve kimya sektörü yer alıyor. Türkiye iş güvenliği noktasında dünyayı baz alırsak tam olarak nerede? Türkiye’de her gün 662 iş kazası gerçekleşirken bu kazalarda üç çalışanımız yaşamını kaybediyor ve 10 çalışanımız iş göremez ya da meslek hastası oluyor. 2014 yılında tahmini olarak iş kazalarının ülkemize maliyeti 11 milyar TL olurken, 2015 yılında ise bu rakamın çok daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Diğer taraftan dünyada İLO’ya üye olan ülke sayısı 185 iken iş kazaları ve meslek hastalığı ile ilgili istatistiki veri yollayan ülke sayısının ise sadece 80 olduğu gözlemleniyor. Ülkemizde 2007 yılında her 77,2 iş kazasında 1 ölüm gerçekleşirken 2015 yılında ise her 193 iş kazasında 1 ölüm gerçekleştiği görülüyor. 2012 yılında çıkarılan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ndan sonra ise istatistikler ölümlü iş kazalarında düşüş eğiliminin olduğuna işaret ediyor. Bu sayıların İngiltere ve diğer ülkelerde olduğu gibi çok aşağıya çekilmesi ise bir gereklilik. İş kazası sıklığını arzu edilen düzeye indirmek için alınan tedbirlerin yeterli olmadığı ortada. Bu anlamda neler yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz? Ülkemizde ölümlü iş kazalarının yaşandığı sektörlerde insan gücünün yerine makine ve robot teknolojilerine geçilmesi ilk öncelik. Diğer taraftan işyerlerinde mevcut ortamda teknik ve sosyal iyileştirmeler çok büyük önem taşıyor. Özellikle 250’den az çalışanı olan işletmelerde denetim çok rutin hale getirilmeli, iş sağlığı ve

2015 SGK İSTATİSTİKLERİNE GÖRE

Türkiye’de işyeri sayısı 1 milyon 740 bin 187

Çalışan sayısı 13 milyon 999 bin 398

İş kazası sayısı 241 bin 547

Meslek hastalığı sayısı 510

İş kazası ölüm sayısı 1252

81


bir konu & bir konuk TÜRKIYE’DE YILLARA GÖRE İŞ KAZALARI İSTATISTIKLERI (SGK RAKAMLARI) YILLAR

ÖLÜM

2000

731

2001

1008

2183

72367

2002

872

1820

72344

2003

810

1451

76668

2004

841

1421

83830

2005

1072

1374

73923

2006

1592

1953

79203

2007

1044

1956

80602

2008

866

1694

72963

2009

1147

1885

64316

2010

1454

2085

62903

2011

1710

2216

69227

2012

745

2209

74871

2013

1360

1694

191389

2014

1626

1421

221366

2015

1252

3433

241547

“İŞ KAZALARINI EN AZ SEVIYEYE ÇEKMEK IÇIN IŞLETMELERDE DENETIM ÇOK RUTIN HALE GETIRILEREK IŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLIĞI KÜLTÜRÜNÜN OLUŞUMU YÖNÜNDE ÇALIŞMALARA AĞIRLIK VERILMELI.”

SÜREKLİ İŞ GÖREMEZ

İŞ KAZASI SAYISI 74847

güvenliği kültürünün oluşumu yönünde çalışmalara ağırlık verilmeli. Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta sayılan işyerlerinde çalışan sayısına bakılmaksızın iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli istihdamı 1 Ocak 2014 itibariyle zorunlu oldu. Bahsi geçen işyerlerinde “İSG Profesyoneli” istihdamı yapılmadığı takdirde idari para cezaları yaptırımı söz konusu. İSG ile politikalara ve uluslararası anlaşmalara bağlı olarak mevzuat düzenlemeleri yapıldı. Bu düzenlemelerin işverenlere getirdiği yükümlülüklerin yerine getirilmesi konusunda gerekli denetimler ve destekler belirlenen politikalar doğrultusunda arzu edilen hedefe ulaşmak için büyük önem taşıyor. Yaşanan iş kazaları ve meslek hastalıkları sonucunda çalışanlar, işverenler ve ülkemiz açısından çok büyük manevi ve maddi kayıplar oluşuyor. İSG kültürünün oluşumu ile ilgili ça-

lışanlar üzerinde yoğunlaştığımız kadar işverenlerin ya da işveren yetkisi olan yöneticilerin üzerinde de yoğunlaşmamız gerekiyor. Bir işyerinde İSG kültürünü oluşturmak için yöneticilerin mutlaka İSG ile ilgili bir taahhüt vermesi ve bunun arkasında ısrarlı ve kararlı bir şekilde durması önemli. İşverenlerin sahiplenmediği bir uygulamayı çalışanların sahiplenmesini beklemek hayalcilik olacaktır. Çalışanların İSG uygulamalarını içselleştirmesi sadece 6331 sayılı İSG kanununda zorunlu olan sadece tehlikeli sınıfta sayılan işyerlerinde minimum iki yılda en az 12 saat ya da çok tehlikeli sınıfta sayılan işyerlerinde yılda 16 saatlik eğitimlerle veya kişisel koruyucuların temini ile mümkün olmuyor. İşyerinde iş sağlığı ve güveliği iklimi oluşturmak için çalışanların temel ihtiyaçlarından başlayarak, işyeri için önemli olduğunun ve kendilerine değer verildiğinin hissettirilmesi konusunda çalışmalar yapılması iş sağlığı ve güvenliği ile verilecek eğitimler kadar önemli. Mutsuz bir çalışanın İSG ile uygulamalara katılımı ve motivasyonu çok düşük olabiliyor. İş kazalarının oluşumunda motivasyon bozuklukları önemli bir yer tutuyor. İş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşumu, büyük bir mücadele ve sabırlı çalışmaların sonuncunda sağlanabiliyor. İSG profesyonelleri hem işverene hem çalışana iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili teknik desteği verecek en önemli kişilerdir. İş sağlığı ve güvenliğine önem veren bir işverene danışmanlık yapmak İSG profesyonellerinin hem işini daha iyi yapmasını hem de işletmede iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çok hızlı bir gelişim kat edilmesini sağlar. İşyerleri iş sağlığı ve güvenliği kapsamında kimlerden hizmet alabilir? 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kapsamında iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması için işveren; çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi, 10 ve daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde diğer sağlık personeli görevlendirir. Çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde, bu hizmetin ta-

2003-2013 YILLARI ORTALAMASI ELE ALINDIĞINDA HER 100 BIN IŞÇININ YAŞADIĞI ÖLÜMLÜ IŞ KAZASI ORANLARI ∫ En iyi durumda olan ülke: İngiltere (100 binde 0,7) ∫ En kötü durumda olan ülke: Hindistan (100 binde 104,1) ∫ Türkiye’de ölümlü iş kazası oranı binde 13,6 ∫ Türkiye 2015 yılı istatistiklerine göre 100 bin işçinin yaşadığı ölümlü iş kazası oranı binde 8,9 ∫ Ülkemizde 2007 yılında her 77,2 iş kazasında 1 ölüm gerçekleşirken 2015 yılında ise her 193 iş kazasında 1 ölüm gerçekleşti.

82


2015 YILI İŞ KAZALARININ FAALİYET GRUPLARINA GÖRE DAĞILIMI

%6,64

%9,95

%13,15

%13,81

Kara ve boru hattı taşımacılığı faaliyetleri: 16 bin 21 kaza

Gıda ürünleri imalatı ile yiyecek ve içecek hizmet faaliyetleri: 22 bin 461 kaza

Fabrika metal ürünler ile ana metal sanayi: 31 bin 750 kaza

Bina inşaatı, özel inşaat ve bina dışı inşaat faaliyetleri: 33 bin 361 kaza

mamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirebilir. Ancak belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması hâlinde, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak, bu hizmetin yerine getirilmesini kendisi üstlenebilir. Belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olmayan ancak 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli sınıfta yer alan işyeri işverenleri veya işveren vekili tarafından Bakanlık tarafından ilan edilen eğitimleri tamamlamak şartıyla işe giriş ve periyodik muayeneler ve tetkikler hariç iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütebilir. Tam süreli işyeri hekimi görevlendirilen işyerlerinde, diğer sağlık personeli görevlendirilmesi zorunlu değildir. Biraz da İSAG’dan bahseder misiniz? Derneğiniz ne zaman kuruldu ve ne gibi faaliyetlerde bulunuyor? İSAG 2010 yılında başladığımız çalışmaların sonucunda 2013 yılında Ankara merkezli olarak kuruldu. Ülkemizin iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerinin bir araya gelerek kurduğu İSAG, bugüne kadar 100 bine yakın iş güvenliği uzmanına, 30 bine yakın işyeri hekimine ve diğer

sağlık personeline sınav öncesinden başlayarak verdiği desteklere, sınav sonrası mesleğe adım atan herkese doküman temin ederek devam ediyor. İSG profesyonellerinin mesleki gelişimleri ve meslek hakları için verdiğimiz bilimsel mücadelenin yanı sıra ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşabilmesi yönünde çok etkin çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Kurulduğumuz günden bu yana yaklaşık 48 şehirde iş sağlığı ve güvenliği üzerine kongre, seminer ve konferans düzenledik. Ulusal TV kanallarında ve görsel-yazılı basında toplumsal farkındalığı artırıcı çalışmaların yanı sıra ülkemizin 40’a yakın farklı üniversitede İSG eğitimleri vererek geleceğin çalışma yaşamında yönetici olabilecek genç kardeşlerimizi bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştirdik. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan aldığımız son verilere göre, Türkiye’de 100 binin üzerinde iş güvenliği uzmanı ve 30 bine yakın işyeri hekimi var. Türkiye’nin en büyük meslek gruplarından birisi olan İSG profesyonelleri ülkemizde iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önüne geçebilecek en önemli kişilerdir.

“İŞ KAZASI SONUCUNDA YAŞANAN ÖLÜMLERIN, YARALANMALARIN VE MESLEK HASTALIKLARININ GERÇEKLEŞTIĞI SEKTÖRLER ARASINDA EN ÜST SIRALARDA INŞAAT, MADEN, METAL VE KIMYA YER ALIYOR.”

83


röportaj

“BREXIT ILE TÜRK-İNGİLİZ TİCARETİ İVME KAZANABİLİR” BU AY KURULUŞUNUN 130’UNCU YILINI KUTLAYAN TÜRKİYE’DE İNGİLİZ TİCARET ODASI, İKİ ÜLKE ARASINDA FARKLI SEKTÖRLERDE İŞ İLİŞKİLERİNİN ARTIRILMASI İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYOR. ODA, BREXIT SONRASI TÜRKİYEBİRLEŞİK KRALLIK İLİŞKİLERİNİN, TÜRKİYE’NİN AB İLE OLAN İLİŞKİLERİNDEN DAHA HIZLI BİR İVME KAZANABİLECEĞİNİ ÖNGÖRÜYOR.

84

K

üresel ticarette ikili ve çok taraflı ekonomik işbirliklerinin önemi giderek artıyor. Ülkeler; oda, birlik, dernek, iş dünyası kuruluşları ve iş konseyleri gibi ikili ticari ilişkilerini geliştirmek, firma ve markalarının uluslararası alanda rekabetini artırmak için yeni kurumlar oluştururken, yabancı misyonlara bağlı kurum ve kuruluşlar da benzer bir işlevi üstleniyor. Bu doğrultuda, Türkiye’deki yabancı ticaret ve sanayi odaları da Türk firmalarına ve girişimcilerine küresel ticarette hem rehberlik yapıyor hem de ikili ilişkilerin gelişmesine katkı sağlıyor. Geçtiğimiz ay İtalyan Ticaret Odası Derneği ile başlattığımız yeni yazı dizimizde, kökleri Osmanlı İmparatorluğu dönemine dek uzanan Türkiye’deki yabancı ticaret ve sana-

yi odalarının faaliyetlerine odaklanmış, bu kurumların Türk iş dünyası ve KOBİ’lerine nasıl destekler sunduklarını Moment Expo okuyucularına aktarmaya başlamıştık. Bu sayıdaki konuğumuz, Türkiye’deki en köklü yabancı ticaret ve sanayi odalarından biri olan Türkiye’de İngiliz Ticaret Odası (British Chamber of Commerce TurkeyBCCT) oldu. Bu ay 130’uncu kuruluş yılını kutlayan Türkiye’de İngiliz Ticaret Odası, aynı zamanda küresel ölçekte dünyanın çeşitli ülkelerinde bulunan İngiliz Ticaret Odaları arasında da en eski ikinci oda olma unvanına sahip. 1887 yılında kurulan Türkiye’de İngiliz Ticaret Odası, ülkemizdeki en köklü yabancı ticaret ve sanayi odalarından biri olarak yüzyılı aşan işbirliğini bugün de devam et-


tirirken, kurumun Türk iş dünyası ile etkileşimini, sağlanan destekleri ve Türkiye İngiltere arasındaki ticaretin nasıl artırılabileceğini Türkiye’de İngiliz Ticaret Odası CEOsu Emrah Öz’e sorduk. Türkiye’de İngiliz Ticaret Odası (BCCT), ne zamandır ve hangi kapsamda faaliyetlerini sürdürüyor? Ülke ticaret odaları karşılıklı olarak ülkelerin ticari ve sosyal dinamiklerine hâkim biçimde bir nevi ticari ve kültürel köprü görevi üstleniyor. Bu alanda BCCT de, Türkiye ile Birleşik Krallık arasında tam 130 yıldır kurulan bağı giderek güçlendiriyor. BCCT, Birleşik Krallık dışında faaliyet gösteren ikinci en eski ticaret odasıdır. İki ülke arasında ticari ilişkileri geliştirmek ve yeni iş birlikleri yaratmak hedefiyle projeler geliştiriyoruz. BCCT, son üç yılda 68,1 milyon poundluk bir pazarda yardımcı rol oynadı. BCCT İş Geliştirme Ekibi ise 2016 yılında firmalara ayda ortalama 57,1 servis verdi ve yıl boyunca 488 firma ile iletişime geçerek, 685 iş ve hizmet desteği sağladı. BCCT, özelleştirilmiş hizmetleriyle Birleşik Krallık-Türkiye ticaret ilişkilerine yoğun katkıda bulunurken, bu katkı ile Birleşik Krallık şirketleri kısa ve uzun vadede iş hacimlerinde ciddi değer artışları görüyor. İş dünyasındaki bu ilişkilerini geçtiğimiz yıl Türkiye’de yatırıma dönüştüren şirketler ise yenilenebilir enerji, sağlık, makine mühendisliği, kimyasallar, liman ve lojistik alanlarında faaliyet gösteriyor. Özetle BCCT, Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesinde kilit rol oynuyor ve verimli işbirlik-

“TÜRKİYE’NİN ÜRETİMDE KATMA DEĞER YARATACAK YATIRIM POTANSİYELİ İLE BİRLEŞİK KRALLIK’IN KATMA DEĞERLİ, NİTELİKLİ MARKA OLUŞTURMA DENEYİMİNİN, YENİ PROJELER İÇİN SİNERJİ DOĞURACAĞINA İNANIYORUZ.” Emrah ÖZ Türkiye’de İngiliz Ticaret Odası CEOsu

lerine arabuluculuk yapıyor. BCCT bünyesinde yer alan İş Geliştirme Bölümü de her iki ülkede karşılıklı işbirliği, yatırım ve ortaklık yapmak isteyen şirketlerin iş geliştirme potansiyeline ivme kazandırıyor. Türkiye-İngiltere ticaretinin güncel durumu için neler söyleyebilirsiniz? İki ülke arasında ticaret sizce gerçekleşme potansiyelini ne ölçüde karşılıyor? Birleşik Krallık ile Türkiye arasındaki dinamiklerinin diğer AB üyesi ülkelere oranla daha aktif bir durumda olduğunu söyleyebiliriz. Son yıllarda Türk yatırımcıların İngiltere pazarındaki varlığını güçlendirmeleri de geleceğe yönelik umudumuzu artırıyor. Bu

85


röportaj

“BCCT KAYITLARINA GÖRE TÜRKİYE PAZARINA DOĞRUDAN VEYA DİSTRİBÜTÖR ARACILIĞIYLA GİRİŞ YAPAN BİRLEŞİK KRALLIK FİRMALARININ ÇOĞU ENERJİ, SAĞLIK, MÜHENDİSLİK-TEKNİK, KİMYA VE LOJİSTİK ALANLARINDA FAALİYET GÖSTERİYOR.”

arada İngiliz yatırımcılar da Türkiye’nin dinamik pazarını gözden uzak tutmuyor. Bu anlamda, Brexit sonrası Türkiye-Birleşik Krallık ilişkilerinin, Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerinden daha hızlı bir ivme kazanabileceğini öngörüyoruz. Dolayısıyla, uzun vadede fayda sağlamak adına vizyonu şimdiden ortaya koyarak hazırlıklarının yapılması, ortak iş konseyi başta olmak üzere ileriye dönük olasılıklar üzerinde fikir üretecek yeni mekanizmaların da şimdiden hayata geçirilmesinde büyük fayda olduğunu söyleyebiliriz. Birleşik Krallık ve Türkiye’deki ticaret

BCCT SON ÜÇ YILDA NELER YAPTI?

Birleşik Krallık firmalarının Türkiye’de toplamda 68,1 milyon poundluk bir pazarda iş geliştirmelerine katkı sağladı.

685 iş ve hizmet desteği verdi.

86

Geçtiğimiz yıl 488 farklı firma ile veri paylaştı.

Önümüzdeki dönemde 7,4 milyon pound tutarında ek iş hacmi sağlanması öngörülüyor.

ve hizmet sektörleri, birbirlerinin karşılıklı etkileşiminden kaynaklanan olumlu ve yapıcı bir deneyim kazanıyor. Ancak uzmanlar her iki ülkenin de ekonomilerinin artık bütünleyici bir anlayışla daha çok üretime dönük projeleri düşünmeye başlamalarının da zamanı geldiğini belirtirken, bu konuda iki ülkenin ekonomik yapılarının birbirlerini bütünleyici özelliklerine yoğunlaşan projeler de ivme kazanıyor. Odanız, İngiltere pazarına açılmak isteyen Türk üreticilere ne tür hizmetler sunuyor? Bu hizmetlerin içerikleri ve ölçütlerinden söz edebilir misiniz? BCCT, Türk firmalarıyla iş yapmak isteyen Birleşik Krallık firmalarını Türkiye ekonomisi ve şirketleri hakkında bilgilendirirken, üyeleri adına Birleşik Krallık’taki ticaret ve sanayi odaları ve ticaret bakanlığı ile ilişkileri geliştiriyor. BCCT’nin her iki ülkedeki şirketlere sunduğu ticari danışmanlık hizmeti kapsamında Birleşik Krallık’tan Türkiye’ye ziyaretler gerçekleşirken, bu ziyaretlerde ağır makine sanayisi, otomotiv, enerji, hızlı tüketim ürünleri, çevre teknolojileri, sağlık, inşaat, iletişim teknolojileri gibi sektörlerdeki firmalar başta olmak üzere; Türkiye’de iş imkânları ve ortaklık arayışları için görüşmelerde bulunuluyor. Odanın verdiği danışmanlık hizmetleri içerisinde ise iş ortağı arama, ikili toplantı organizasyonları ve pazar araştırmaları en çok talep edilen servisler arasında yer alıyor.


BCCT’NIN DANIŞMANLIK HİZMETLERİ BCCT’nin her iki ülkedeki şirketlere sunduğu ticari danışmanlık hizmeti kapsamında Birleşik Krallık’tan Türkiye’ye ziyaretler gerçekleşirken, bu ziyaretlerde ağır makine sanayisi, otomotiv, enerji, hızlı tüketim ürünleri, çevre teknolojileri, sağlık, inşaat, iletişim teknolojileri gibi sektörlerdeki firmalar başta olmak üzere; Türkiye’de iş imkânları ve ortaklık arayışları için görüşmelerde bulunuluyor. Odanın verdiği danışmanlık hizmetleri içerisinde ise iş ortağı arama, ikili toplantı organizasyonları ve pazar araştırmaları en çok talep edilen servisler arasında yer alıyor.

BCCT’den hizmet almak için ne yapılmalı? BCCT’nin hizmetleri öncelikle üyelerinden başlar. Oda, üyelerine hem Türkiye hem de İngiltere’de geniş iş ağı imkânı sağlıyor. Üyemiz olmayan ancak BCCT’nin hizmetlerinden yararlanmak isteyen kuruluşlar ise BCCT İş Geliştirme Bölümü ile iletişime geçebilir. Bu bölümümüzde İngiltere-Türkiye arasında proje geliştirmek, yatırım olanaklarını değerlendirmek isteyen şirketlere de yardımcı oluyoruz. BCCT’nin özellikle odaklandığı sektörler var mı? Türk üreticiler sizce hangi sektörlerde daha rekabetçi olabilir? BCCT kayıtlarına göre; Türkiye pazarına doğrudan veya distribütör aracılığıyla gi-

riş yapan Birleşik Krallık firmalarının çoğu enerji, sağlık, mühendislik-teknik, kimya ve lojistik alanlarında faaliyet gösteriyor. BCCT’nin desteğiyle bu firmalar distribütör bulmak, müşteri edinmek ve fabrika kurmak yoluyla son üç yılda Türkiye’de varlıklarını artırdı. BCCT’den yoğun hizmet desteği talep eden sektörlerin başında ise mühendislik, enerji, mekanik, metal (demir-çelik), eğitim, sağlık, inşaat, kozmetik ve yiyecek-içecek sektörleri geliyor. İngiltere ile ticaret yapmak zor mudur? Türk makine üreticileri, ülkenize yapacakları ihracat öncesinde odanız ile nasıl bir işbirliği geliştirebilir? İngiltere’ye ürün/hizmet satmak için üreticilerin dikkat etmesi gereken temel başlıklar neler olmalı? İngiltere ile ticaret yapmak, kuralları öğrenip gerekli takipleri yaptığınız takdirde oldukça kolaydır. BCCT olarak, B2B olan her başvuruya çözüm önerisi bulmaya çalışıyoruz. Bu anlamda, makine üreticileri de iki ülkenin karşılıklı pazar ve ekonomilerine katkı sağlanabilecek ürün ve hizmetler geliştirilebilir. İngiltere, katma değer yaratma ve nitelikli marka oluşturma bakımından büyük deneyim sahibidir. Türkiye’nin üretimde katma değer yaratacak yatırım potansiyeli ile Birleşik Krallık’ın katma değerli, nitelikli marka oluşturma deneyiminin yeni projeler için sinerji doğuracağına inanıyoruz. Cazip yetkinlikleri olan, yüksek kaliteli üretime sahip olması da Türkiye’yi rakiplerinin önüne geçiriyor ve İngiliz yatırımcıların ilgisini çekiyor.

“TÜRKİYE, BİRLEŞİK KRALLIK’IN İKİNCİ BÜYÜK İHRACAT PARTNERİ OLMAYI SÜRDÜRÜYOR. İKİ ÜLKE ARASINDAKİ TİCARET 16 MİLYAR DOLARI AŞMIŞ DURUMDA. AYRICA BİRLEŞİK KRALLIK’TA FARKLI SEKTÖRLERDEN 200’ÜN ÜZERİNDE TÜRK ŞİRKETİNİN TOPLAM 10 MİLYAR PAUNDUN ÜZERİNDE YATIRIMI BULUNUYOR.”

87


Karbon, Demir ve Ateş! Güven, Kalite ve Azim ile... “Mükemmel Çelik”.

www.toscelikniksic.me Vuka Karadžića bb, Nikšić, Montenegro +382 40 202 900 / ToscelikNiksic


makineciler ne okuyor

“HER KİTAP YENİ BİR HEYECANDIR”

M

akine sektörünün önde gelen yöneticilerinin okuma listelerine odaklandığımız “Makineciler Ne Okuyor?” köşemizin bu ayki konuğu, MAİB Yönetim Kurulu Üyesi Zeynep Erkunt Armağan oldu. Erkunt Armağan, ruh durumu ve zamanın kendisinde yarattığı ihtiyaca göre okuma listesini oluşturduğunu söylerken, “Uzun yıllar, çoğunlukla kişisel gelişim kitapları okudum, özellikle de çocuklarım küçükken kendimi ve onları geliştirebilmek ve sağlıklı yetiştirebilmek adına çok kitap okudum” diyor. Adölesan çağından beri okumaya çok zaman ayırdığını, iş dünyasına atıldıktan sonra da işi ile ilgili çok fazla okuma yaptığını ifade eden Erkunt Armağan, “Örneğin son üç yıldır, yalın yönetim teknikleri ile ilgili belki 14-15 kitap bitirmişimdir. Toplumsal olaylardan kopamıyorum, kurgusal ya da kurgusal olmayan her türü okumaktan zevk alıyorum” derken, toplumsal konular ya da kişisel gelişimden uzaklaşmak istediğinde ise şiir kitaplarına yöneldiğini, severek okuduğu şairlerin kitaplarının da her zaman başucunda durduğunu söylüyor. Erkunt Armağan’ın, ilk etkilendiği ve halen anımsadığı kitap ise yıllar önce okuduğu Neale Donald Walsch’ın “Tanrı ile Sohbet” serisi olmuş. “O kadar etkilenmiştim ki bu kitap serisinden, birden fazla okuduğumu anımsıyorum. Özellikle de serinin birinci kitabı olan Alışılmadık Bir Diyalog’u” diyen Erkunt Armağan, Tanrı ile Sohbet serisinden bu kadar etkilenmiş olmasını ise parapsikoloji ile ilk tanıştığı kitaplar olması olarak açıklıyor. Okumayı çok sevdiğini, kitapların, dünyasını geliştirdiğini vurgulayan Erkunt Armağan, her yeni kitabın yeni bir dünya, her dünyanın ise

kendisine yeni bir heyecan verdiğinin altını çizerken, “Bazen elimdeki kitap bittiğinde üzüldüğüm olur, o zaman bana çok farklı ufuklar açtığını anlarım o kitabın. Bazı kitapları farklı zamanlarda, farklı olgunluk devremde birden fazla okuduğum olur, farklı algılarla bitiririm böyle kitapları” diyor. Zeynep Erkunt Armağan, bu nedenle, kitap okumak için özel bir zaman ayırma gayretine girmediğini, kitap okumak için zamanın kendiliğinden geldiğini; uyumadan önce, hafta sonlarında, tatillerde, uçak yolculuklarında her zaman elinde bir kitap olduğunu söylüyor. “Başucumda belki yedi-sekiz kitap durur, eş zamanlı okurum. Aldığım ve henüz okumadığım belki 10-15 kitabım vardır hep. Sırada beklerler. Geçen ay, Ayşe Kulin’in ‘Tutsak Güneş’ ve ‘Kanadı Kırık Kuşlar’ isimli kitaplarını ve Yılmaz Özdil’in ‘Adam’ isimli kitabını okumuştum. Özellikle bir çağın resmini çizen Kanadı Kırık Kuşlar mutlaka okunmalı. Bugünlerde ise çocuklarımın yılbaşında hediye ettiği bir üçlemeyi okuyorum. İlk kitap olan Aldous Huxley’in ‘Cesur Yeni Dünya’ isimli kitabını yeni bitirdim. Şimdi de ikinci kitap olan George Orwell’in ‘1984’ isimli kitabını okuyorum ve sırada Ray Bradbury’nin ‘Fahrenheit 451’ isimli kitabı var. Dünya farklı bir noktaya geldi, ülkelerin hepsinde farklı seviyede de olsa baskıcı ve tek tipleştiren yönetim temayülleri görülüyor, insanlar değişiyor. Evet, bu kitaplar tabii ki gerçeğin çok ötesinde şu an için, distopyadan bahsediyorlar, ama kim bilir?” diyen Erkunt Armağan’ın sırasını bekleyen güncel okuma listesinde ise Vladimir Pistalo’nun “Tesla: A Portrait with Masks” ile Yuval Noah Harrari’nin çok satan kitabı “Sapiens, A Brief History of Humankind” yer alıyor.

Zeynep ERKUNT ARMAĞAN MAİB Yönetim Kurulu Üyesi

ZEYNEP ERKUNT ARMAĞAN, TOPLUM OLARAK OKUMAYI UNUTTUĞUMUZU, TELEFONDA GEÇİRİLEN SÜRENİN YARISI OKUMAYA AYRILSA TÜRKİYE’NİN ÇOK FARKLI BİR NOKTAYA GELEBİLECEĞİNİ SÖYLÜYOR.

89


akademik

“SANAYİYLE BÜTÜNLEŞİK PROJELER YÜRÜTÜYORUZ” HALIHAZIRDA 18 PROFESÖR, YEDI DOÇENT, SEKIZ YARDIMCI DOÇENT, DÖRT ÖĞRETIM VE 20 ARAŞTIRMA GÖREVLISI OLMAK ÜZERE TOPLAM 57 AKADEMIK PERSONELLE EĞITIM VERDIKLERINI SÖYLEYEN ULUDAĞ ÜNIVERSITESI MAKINE MÜHENDISLIĞI BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. RECEP YAMANKARADENIZ, “ALANLARINDA UZMAN ÖĞRETIM ÜYELERIMIZ SANAYIYLE BÜTÜNLEŞIK PEK ÇOK TÜBİTAK, SANTEZ VE BAP PROJESINDE DE GÖREV ALIYOR” DIYOR.

90

U

ludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü, Bursa Üniversitesi Makine Fakültesi adıyla 1976 yılında kuruldu. Uluslararası düzeyde bilimsel ve teknolojik gelişim için bilgi üretmeyi, uygulamayı, yaymayı ve mühendislik bilgilerini toplumun gereksinimleri doğrultusunda kullanabilecek; günümüzün ve geleceğin teknolojilerini geliştiren, sosyal ve etik açıdan topluma yararlı projeler yürüten, ulusal değerlere saygılı mühendisler yetiştirmeyi amaçladıklarını söyleyen Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Recep Yamankaradeniz, “Üretim ve hizmet kuruluşlarıyla ortak projeler yürüterek söz konusu kuruluşların teknolojilerini geliştirmelerine yardımcı olmayı temel hedeflerimizden biri olarak benimsedik” diyor.

Yamankaradeniz ile bölümün yapısı, eğitim perspektifi ve öğrencilere sağladığı imkanlar hakkında bir röportaj gerçekleştirdik. Kuruluşundan bugüne bölümünüzde gelişim ve değişim yaşandı mı? Daha iyiye ulaşma noktasında önceliği hangi konulara verdiniz? Bölümümüz 2012 yılında Mühendislik Değerlendirme Kurulu (MÜDEK) tarafından akredite edildi. Mezunlarımıza 2012 yılından bu yana diploma eki veriyoruz. Diploma eki yükseköğretim kurumları tarafından diplomanın yanı sıra verilen ve diplomaların başka ülkeler tarafından da tanınmasına yardımcı olan bir belge. Bu ek, mezunlarımıza otomatik olarak İngilizce dilinde sunuluyor. Ayrıca üniversitemizin AKTS Etiketi (ECTS Label) başvurusu da onaylandı. Lisans programını sürdüren öğ-


“ULUDAĞ ÜNIVERSITESI MAKINE TOPLULUĞU (UMAKİT), HIDROJENLE ÇALIŞAN ‘HİDROMAKİT’ ADLI ARAÇLA, TÜBİTAK EFFICIENCY CHALLENGE ELECTRIC VEHICLE 2016 YARIŞINDA YERLI ÜRÜN TEŞVIK DALINDA IKINCI OLDU.” rencilerimiz başvuru koşullarına uygun şartları yerine getirdiklerinde kontenjan dâhilinde endüstri, elektrik-elektronik, çevre, tekstil mühendisliği gibi farklı mühendislik dallarında Çift Anadal Lisans Programı (ÇAP) yaparak iki diploma sahibi olmaya veya yandal programını tamamlayarak sertifika almaya da hak kazanabiliyor. Öğrencilerimize yıl içinde dersleri ile ilgili teknik geziler de organize ediyoruz. Bunun yanında kurdukları topluluklarla ulusal ve uluslararası pek çok yarışmaya katılarak hem mühendislik bilgilerini geliştirme hem de iletişim ve grup çalışması becerilerini artırma olanağına sahip. Ders programımızda da Bologna sürecinde tekrar gözden geçirildi ve öğrencilerin sosyal olarak kendilerini geliştirebilmeleri açısından teknik seçmeli derslerin yanında, pek çok sosyal seçmeli ders de seçebilme imkânı tanındı. 2010 yılından bu yana da bölümümüze ait yeni binamızda daha iyi şartlar altında öğrencilerimize eğitim veriyoruz. Bölümümüzde toplam 18 derslik, 56 ofis ve dokuz eğitim laboratuvarı mevcut. Yeni bir laboratuvar binasının kurulmasıyla ilgili çalışmalarımız da son aşamaya gelmiş durumda.

retim üyemiz TÜBİTAK, SAN-TEZ ve BAP gibi projelerde danışman, yürütücü veya araştırmacı olarak görev alıyor. Bu da hem öğretim üyelerimizin sanayiyle ilgili sorunlara çözüm bulması hem de öğrencilerimize uygulamalı konular hakkında daha fazla bilgi aktarılması konusunda destekleyici oluyor. Aynı zamanda öğretim üyelerimiz anabilim dallarındaki konularla ilgili olarak pek çok kitap ve makale yazmış kişilerden oluşuyor. Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate aldınız mı? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağladınız? Bölümümüzde ısı ve akışkanlar bilimi, enerji sistemleri, uygulamalı mekanik, tasarım ve üretim, makine teorisi ve kontrol sistemleri gibi konuları içeren temel ve uzmanlaşma dersleri veriliyor. Dersler öğretim elemanları

Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz? Bugün itibarıyla bölümümüz 18 profesör, yedi doçent, sekiz yardımcı doçent, dört öğretim ve 20 araştırma görevlisi olmak üzere toplam 57 akademik personelle eğitim veriyor. Bu anlamda ülkemizdeki en donanımlı bölümlerden birisiyiz. Bölümümüzde enerji, konstrüksiyon ve imalat, makine teorisi ve dinamiği, mekanik ve termodinamik olmak üzere toplam beş anabilim dalı bulunuyor. Pek çok öğ-

91


akademik

“ÖĞRENCILERIMIZ DERS SAATLERI DIŞINDA KALAN ZAMANLARINDA MESLEKI GELIŞIMLERI IÇIN BURSA’DA BULUNAN FIRMALARDA YARI ZAMANLI ÇALIŞMA IMKÂNINA DA SAHIP.”

Prof. Dr. Recep YAMANKARADENIZ Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı

eşliğinde, bilgisayar kullanımı ve çeşitli laboratuvarlarda yapılan deneylerle destekleniyor. Sanayideki çalışmalar konusunda öğrencilerimizin bilgisini artırmak ve fikir sahibi olmalarını sağlayabilmek için dördüncü sınıfta güz ve bahar yarıyıllarında seminer dersi müfredata konuldu. Bu kapsamda yıl boyunca yaklaşık olarak 20-25 kadar konuşmacı aracılığıyla öğrencilerimizin daha mezun olmadan sanayiden beklentileri ve mezun olduklarında çalışacakları ortamlar hakkında bilgi sahibi olmaları sağlanıyor. Ders müfredatına teknik seçmeli derslerin yanında patent ve endüstriyel tasarım, girişimcilik, iş sağlığı ve güvenliği gibi sosyal seçmeli dersler de dâhil edildi. Dönem içi staj programımız da son senelerde uygulamalı eğitim açısından öğrencilerimize fayda sağlayan bir yenilik. Öğrencilerimiz son sınıfta dönem içi olmak üzere haftada iki günlerini bir sanayi kuruluşunda proje destekli staj yaparak değerlendiriyor. Böylece mezuniyet öncesi çalışma hayatına uyum sağlama deneyimi kazanıyorlar. Bu program kapsamında öğrenciler bir projeye dâhil olarak staj-

92

larını uygulamalı çalışmalarla tamamlayabiliyor. Mühendislikte proje yönetimi, makine tasarımı, mühendislik sistem tasarımı, proje hazırlık ve bitirme ödevi olmak üzere beş adet proje dersimiz söz konusu. Bu dersler kapsamında proje yazma, hazırlama ve imkânlar dâhilinde uygulama olanağı sağlanıyor. Makine Mühendisleri Odası (MMO) ile yapılan ortak çalışmamız sonucunda yılsonunda öğrencilerimizin hazırladığı bitirme ödevleri arasında bitirme projesi yarışması yapılıyor. Böylece öğrencilerimizin bitirme ödevleri bölüm dışındaki bir komisyon tarafından da değerlendirilirken çalışmaları da ödüllendiriliyor. Teorik eğitimler haricinde araştırmageliştirme ve yenilikçiliğe önem veren bir eğitim kurumu olarak öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz? Bölümümüzde eğitim ve araştırma faaliyetleri için kullanılan termodinamik ve ısı, makine teorisi, otomatik kontrol, motor, malzeme, takım tezgâhları, makine elemanları, akışkanlar mekaniği ve bilgisayar destekli tasarım laboratuarı olmak üzere toplam dokuz laboratuvar mevcut. Ders programımızda da genel ve makine uygulama laboratuarı olmak üzere iki ders mevcut. Her hafta yapılan deneylerle teorik derslerin yanı sıra pratik uygulamalar yapılmasına böylece olanak tanınıyor. Teknik resim, makine mühendisliğinde bilgisayar uygulamaları, bilgisayar destekli tasarım ve modelleme gibi dersler bilgisayar laboratuvarlarında gerçekleştiriliyor. Toplam 81 bilgisayar kapasiteli üç bağımsız laboratuarda öğrencilerimiz lisanslı olarak Ansys (CAE), Catia (CAD/CAM), NX (CAD/ CAM/CAE), AutoCAD, Hyperworks (CAE/Optimization) ve Matlab yazılımlarını ders ve projelerinde kullanabiliyor. Üniversitemiz kütüp-


hanesinin gerek öğrencilerimizi gerek öğretim üyelerimizin kullanımına açık basılı ve online olarak geniş bir kaynak desteği bulunuyor. Ayrıca öğrencilerimiz kurdukları topluluklarla da yine kendi arkadaşlarını teknik ve uygulamalı konularda destekliyor. Bu topluluklarla katıldıkları ulusal ve uluslararası yarışmalarda pek çok ödüle sahip oluyorlar. Yakın zamanda öğrenci topluluklarımızdan Uludağ Üniversitesi Makine Topluluğu (UMAKİT), hidrojenle çalışan “HİDROMAKİT” adlı araçla, TÜBİTAK Efficiency Challenge Electric Vehicle 2016 yarışında Yerli Ürün Teşvik dalında ikinci oldu. Yine 2015 TÜBİTAK Alternatif Enerjili Araç Yarışları’nda Hidromobil Kategorisinde En İyi Tasarım Ödülünü aldılar. Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin Uludağ Üniversitesi’ni seçmesindeki temel nedenler nelerdir? Bölümümüzün öncelikle yetkin bir öğretim üyesi ve araştırma görevlisi kadrosuna sahip. Fiziki imkânları da standartların üzerinde. Bir sanayi kentinin ortasında bulunması, uluslararası mühendislik eğitimi akreditasyonuna sahip olması, teknik ve sosyal öğrenci kulüplerinin oldukça aktif çalışması da öğrencilerin tercihlerini belirleyen sebepler olarak öne çıkıyor. Ayrıca öğrencilerimiz girişimcilik konusunda da gerekli eğitimleri öğrencilik sürecinde alabiliyor. Bir proje veya fikirle başvurmaları durumunda üniversitemiz ve Ulutek Teknololji Geliştirme Bölgesi Yönetimi, girişimcilik alanında eğitim ve iş fikrinin hayata geçirilebilmesi için teknoloji bölgesinde yer ve maddi destek sağlıyor. Öğrencilerimiz ders saatleri dışında kalan zamanlarında mesleki gelişimleri için Bursa’da bulunan firmalarda yarı zamanlı çalışma imkânına da sahip. İngilizce hazırlık sınıfımız da avantajlardan bir diğeri. Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkanlar sunuyorsunuz? Lisans ve lisansüstü öğrencilerimiz öğrenim süreçlerinde Erasmus+ ve Mevlana Değişim programlarından faydalanarak üniversitemizin anlaşmalı olduğu Avrupa ve dünyanın farklı ülkelerindeki üniversitelerde öğrenim faaliyetlerine devam edebiliyor. Mevlana, yeni bir program olmakla beraber tüm dünyada çeşitli ülkelerde öğrencilerimize Erasmus’la benzer imkânlar sunuyor. Öğretim üyelerimiz de ders verme, ders alma hareketliliği gibi programlara dahil olabiliyor. Öğrencilerimiz Farabi Değişim Programı kapsamında da yurt içindeki üniversitelerde eğitimlerinin bir veya iki yarıyılını tamamlama imkânına sahip.

Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz? Son senelerde ülkemizde araştırma projelerine verilen desteğin artmasıyla bölümümüzde yapılan proje sayısında da önemli bir artış yaşandı. Bölümümüz öğretim üyeleri sanayiyle bütünleşik pek çok TÜBİTAK, SANTEZ ve BAP projesinde görev alıyor. Bu projeler daha çok Bursa sanayisine uygun olarak otomotiv, tekstil ve makine sektörüyle ilgili projeler. Bunun yanı sıra öğretim üyelerimizin başka üniversite ve il dışındaki sanayi kuruluşlarıyla birlikte yürüttüğü projeler de mevcut.

“BÖLÜMÜMÜZ 2012 YILINDA MÜHENDISLIK DEĞERLENDIRME KURULU (MÜDEK) TARAFINDAN AKREDITE EDILDI.”

Sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığının söz konusu olduğunu söyleyebilirsiniz? Geçmişe oranla sanayi kuruluşlarının Türkiye’de üniversitelerle ortak çalışmalar içinde daha sık yer almak istediklerini görüyoruz. Bir sanayi şehri olan Bursa için bu artışın daha da fazla olduğu söylenebilir. Artık Ar-Ge çalışması yapmadan katma değerli ürünlerin imal edilemeyeceği bilincinin artması ve Ar-Ge proje desteklerinin yaygınlaşması neticesinde sanayi kuruluşları üniversitemizle daha yakın işbirliği kuruyor. Bu işbirlikleri genellikle ArGe projelerinde danışmanlık veya üniversite ile ortak proje geliştirme şeklinde. Ayrıca bölümümüzde bulunan birçok öğrenci kulübüne de sanayi kuruluşlarımız sponsorluk desteği sağlıyor. Bursa’da birçok Ar-Ge merkezine sahip firma olması dolayısıyla söz konusu firmalar çalışanlarını lisansüstü eğitime yönlendiriyor. Bu öğrencilerin tezleri de çalıştıkları firmaların çalışma alanlarından seçildiği için böylece sanayi ile üniversiteler arasında ikinci bir işbirliği altyapısı da kuruluyor.

93


kampüs

“ALDIĞIMIZ EĞİTİM BEKLENTİLERİMİZİ KARŞILIYOR” ULUDAĞ ÜNIVERSITESI MAKINE MÜHENDISLIĞI BÖLÜMÜ ÖĞRENCILERI; MÜHENDISLIK PROBLEMLERINI TANIMLAMA, MODELLEME VE ÇÖZME NOKTASINDA ALDIKLARI EĞITIMIN BEKLENTILERINI TAM ANLAMIYLA KARŞILADIĞINI SÖYLÜYOR.

94

M

ezuniyet sonrası daha çok enerji ve otomotiv sektörlerinde başarılı çalışmalara imza atmak istediklerini söyleyen Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri, görev aldıkları üniversite-sanayi işbirliği projelerinin kendilerine büyük bir avantaj sağladığının altını çiziyor.

EBUBEKİR PINAR MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “GERÇEKLEŞTİRDİĞİMİZ PROJELER TECRÜBE KAZANMAMIZI SAĞLIYOR” “Üniversite giriş sınavlarının ardından tercihler için araştırmalara başladım. Meslek olarak makine mühendisliğine karar vermiştim ve bu mesleğin çalışma alanlarını, sektöre yönelik fabrikaların hangi şehirlerde bulunduğunu ve verilen eğitimi göz önüne aldığımda Bursa bu noktada tercih edebileceğim en iyi şehirler içinde öne çıktı. Bursa’nın sahip olduğu sanayi potansiyeli aynı zamanda Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nün kalitesini de ortaya koyuyor. Yaptığım tercihin ne kadar doğru olduğunu geçirdiğim bu dört yılda çok iyi anladım. Aldığım eğitim, bölümün sunduğu laboratuvar imkânları ve yaptığımız projeler beklentilerimi yeterince karşıladı. Aldıklarımın arasında otomotiv alanındaki derslere ilgim biraz daha fazla ve bu konu üzerinde uzmanlaşmak istiyorum. Üniversite bünyesinde alternatif enerjili araçlar tasarlayıp bunlarla ulusal ve uluslararası yarışlara katılıyoruz. Bu projelerde yer alarak kendimi daha fazla geliştirme fırsatı buluyorum. Hocalarımızdan edindiğimiz bilgiler ışığında tasarımını yaptığımız araçların üretimini, Bursa’nın önde gelen otomotiv ve otomo-

tiv yan sanayi firmalarının desteğiyle gerçekleştiriyoruz. Bu süreçte üniversite-sanayi işbirliğini de gerçekleştirerek sektöre dair bilgi ve tecrübe de elde ediyoruz. Öğrendiğimiz teorik bilgiyi pratiğe dönüştürme noktasında hiç sıkıntı yaşamıyoruz. Bu durum da, sektörün ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir mühendis olmamıza katkı sağlıyor. Otomotiv alanında ve özellikle hafifliği ve mukavemeti ile öne çıkan kompozit malzemeler konusunda çalışmalar yapmak istemekteyim. Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra yüksek lisansla eğitimine de devam etmek istiyorum. Ülkemiz makine sektörüne yapılan yatırımlar sonucu ciddi başarılar elde ediyor. Bu çalışmaların devamının getirilmesiyle dünya makine sektöründe söz sahibi olabileceğimize inanıyorum.”

İSMET DAVASLI MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 4. SINIF ÖĞRENCİSİ “ENERJİ VE OTOMOTİV SEKTÖRLERİNDE ÇALIŞMAK İSTİYORUM” “Türkiye sanayisinin başkentlerinden biri olması nedeniyle Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü tercih ettim. Hocalarımızın öğrencilerle bire bir ilgilenmesi ve mesleğe olan sevgileri de öğrenme sürecimde bana oldukça yardımcı oldu. Beklentilerimin üzerinde gerçekleşen, her alanda uzmanlaşmış hocalarımızın yardımıyla hem öğrenmek hem de kendimi geliştirmek adına çok büyük mesafe aldım. Eğitimin yanında kendinizi geliştirmek istediğinizde okulumuz tüm imkânları size sunuyor. Öte yandan sanayimizin önemli firmalarında staj ve projeler kapsamında çeşitli sorumluluklar üsteniyor olmamız da iş hayatına bir adım önde başlamamız nok-


tasında büyük bir avantaj sağlıyor. Enerji ve otomotiv özel ilgi alanlarım olduğu için bu sektörlerde kendimi geliştirmek istiyorum. Enerji alanında özellikle otomotiv sanayisinin motorlar ve yanma yakıt verimliliği alanlarında uzmanlaşmak istiyorum. Bursa’nın da içinde bulunduğu sanayi şehirleri Türk makine sektörünün gelişimine büyük katkı sağlıyor. Türk makine sektörü büyük projeler ve büyük işler için savunma ve otomotiv sanayisinde ihtiyaç duyduğu her makineyi kendi üretmek zorunda diye düşünüyorum. Böylece hem ülkemiz hem de sektör büyük bir gelişme kaydedecektir.”

ŞEVVAL FERAZOĞLU MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ “SANAYİ İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDE ÇALIŞIYORUZ” “Pek çok mühendislik disiplinini bir arada barındırdığı, diğer mühendisliklere kıyasla çok geniş bir çalışma alanına sahip olduğu ve gerçekçi yeni fikirler-ürünler üretmek için doğru bir bölüm olduğu için makine mühendisliğini tercih ettim. Bursa’da yaşadığım ve Uludağ Üniversite’sinin eğitim kalitesini de bildiğim için tercihimde bu durum da etkili oldu. Aldığım eğitim, makine mühendisliğinin temel yaklaşımlarını kavramam ve problem çözme becerimin gelişmesinde çok yardımcı oldu. Tasarım ve bitirme projeleri kapsamında sanayi ile işbirliği içinde olmamız da ayrıca tecrübemi artırdı. Dünya için hayati konumda bulunan enerji anabilim dalında uzmanlaşmak istiyorum. Bugün dünya artık tehlikeli olarak gördüğü nükleer enerjiden yenilenebilir enerji kaynaklarına doğru geçiyor. Bu sebeple özellikle ülkemizin rüzgâr ve güneş enerjisi kaynaklarını değerlendiren projeler içinde yer almak istiyorum. Bugüne kadar elde ettiğim teknik bilgi ve deneyimleri kullanabileceğim aynı zamanda kendimi geliştirme imkânına sahip olduğum bir pozisyonda çalışmak ve aynı zamanda yüksek lisans eğitimi almak istiyorum. Türk makine sektöründe Ar-Ge faaliyetlerine yeterli oranda kaynak ayrılmadığını düşünüyorum. Makine sektörü ülkelerin sanayileşmesini ve dolayısıyla gelişmişliğini belirler. Bu da ancak Ar-Ge ile mümkün olur. Bilgi ve yeni teknolojiye dayalı katma değeri yüksek makine imalatı alanına yönelmemiz gerekiyor. Bursa sanayisi bu konuda ülkemizin öncü şehirleri arasında yer alıyor.”

YEŞİM GENCER MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ 3. SINIF ÖĞRENCİSİ “BÖLÜMÜMÜZ KÖKLÜ BİR EĞİTİM ANLAYIŞINA SAHİP” “Makine mühendisi genel olarak insan hayatını kolaylaştıran her türlü makine, parça, proses ve sistemleri tasarlayan, üretim sürecini yöneten bir teknik elemandır. Faaliyet gösterdiği sektör yelpazesi çok geniş olmakla birlikte başlıcaları imalat, konstrüksiyon, enerji, havacılık, iklimlendirme, ısıtma ve tesisat, otomotiv, ev aletleri ve endüstriyel satış-pazarlama olarak öne çıkıyor. Sanayinin olduğu her sektörde üretim de olduğu için makine mühendisleri her zaman ve her yerde iş olanağına sahip. Bunun yanında Ar-Ge faaliyetlerinde ve akademik çevrelerde de makine mühendisleri etkin rol alıyor. Köklü bir eğitim anlayışına sahip olması Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nü seçmemdeki temel sebepti. Sadece fakültemizde bazı üniversitelerin sahip olduğu öğretim görevlisi kadar öğretim görevlisine sahibiz. Aldığım eğitim bana matematik, temel bilimler ve mühendislik bilgilerini kullanma, mühendislik problemlerini tanımlama, modelleme ve çözme becerilerini kazandırdı. Bununla birlikte hem bireysel hem de takım çalışması yürütme, mesleki sorumluluk ve etik bilinci, girişimcilik, yenilikçilik ve sürdürülebilir kalkınma hakkında farkındalığım da arttı. Otomotiv alanında uzmanlaşmak istiyorum. Şu ana kadar elde ettiğim teknik bilgileri ve deneyimlerimi kullanabileceğim, insanlarla iletişim halinde olup onlara yardım edebileceğim ve aynı zamanda kendimi geliştirme imkânımın olduğu bir pozisyona görev yapmak istiyorum.”

ULUDAĞ ÜNIVERSITESI MAKINE MÜHENDISLIĞI BÖLÜMÜ ÖĞRENCILERI, EĞITIMLERINI TÜRK MAKINE SEKTÖRÜNÜN GELIŞIMINE BÜYÜK KATKI SAĞLAYAN BURSA’DA SÜRDÜRMENIN KENDILERINE ÖNEMLI FAYDALAR SAĞLADIĞINI BELIRTIYOR.

95


makale

DÜNYA MAKİNE SANAYİSİNDE GELİŞMELER DÜNYA MAKINE SANAYISINDE ÖNEMLI GELIŞMELER YAŞANMAYA DEVAM EDIYOR. KÜRESEL MAKINE VE TEÇHIZAT YATIRIMLARINDAKI YAVAŞLAMAYA KARŞIN MAKINE VE TEÇHIZAT ÜRETIMININ IMALAT SANAYISI IÇINDEKI KATMA DEĞER PAYI YÜKSELIYOR.

D

ünya sabit sermaye yatırımlarının dünya toplam gelirine oranı küresel krizden sonra 2013 ve 2014 yıllarında en yüksek seviyesine ulaşmıştı. 2015 ve 2016 yıllarında ise yatırım eğilimi -özellikle Çin kaynaklı- yavaşladı. Bu çerçevede 2016 yılında dünya sabit sermaye yatırımı büyüklüğünün 17,95 trilyon dolara ulaştığı öngörülüyor. Sabit sermaye yatırımları inşaat, altyapı, makine ve teçhizat, araçlar ve fikri hakları kapsıyor. Bu nedenle makine ve teçhizat yatırımları ayrıca değerlendiriliyor. Makine ve teçhizat yatırımları toplam sabit sermaye yatırımları içinde ülkeden ülkeye farklılıklar gösteriyor. Küresel ölçekte makine ve teçhizat yatırımları 2014 yılında 4,86 trilyon dolarla en yüksek seviyesine ulaşmıştı. 2016 yılında ise 4,44 trilyon dolara geriledi. Dünya ekonomisindeki yavaşlama, atıl kapasiteler ve dünya ticaretindeki daralma yeni yatırımları son iki yıl olumsuz etkiledi. GAYRİSAFİ SABİT SERMAYE OLUŞUMU Bir üreticinin sabit aktifleriyle elde edişleri, eksi elden çıkarışları ve kurumsal birimin üretim faaliyetleriyle gerçekleşen üretilmeyen aktif değerine belirli ilavelerin toplam değeriyle ölçü-

96

lür. Gayrisafi sabit sermaye oluşumunun en büyük kısmını maddi sabit aktifler oluşturur. Bu aktifler, makine-teçhizat ve inşaat olmak üzere iki alt grupta incelenir. Sabit aktifler, bir yıldan fazla bir süre için üretim işleminde kullanılır. MAKİNE VE TEÇHİZAT YATIRIMLARI Referans dönemi boyunca yeni veya ikinci el olarak elde edilen makineler (ofis makineleri gibi), bina müştemilatı içinde kullanılan özel araçlar, diğer makine ve teçhizat, kullanılan tüm araçlar ve botlar -örneğin otomobiller-, ticari araçlar ve kamyonlar olduğu gibi özel araçların tüm türleri, demir yolu vagonları, botlar ve benzerlerini kapsar. MAKİNE SANAYİSİNİN DÜNYA İMALAT SANAYİSİ İÇİNDEKİ KONUMU Makine, imalat sanayisi içinde motorlu kara taşıtları, kimya ve elektrik-elektronik sektörüyle birlikte en çok üretim ve katma değer yaratan sektörlerden biridir. Dünya imalat sanayisinin geneli içinde makine sanayisinin payı 2010 yılında yüzde 6,6 iken 2015 yılında yüzde 7’ye yükseldi. Bu gelişmede makine sanayisindeki teknolojik ilerlemeler ve daha yüksek katma değerli


GELİŞMİŞ ÜLKELER

GELİŞEN ÜLKELER

MAKİNE SANAYİSINİN GELİŞMİŞ VE GELİŞEN ÜLKELER ARASINDA BÖLÜŞÜMÜ (YÜZDE PAYLAR) YILLAR

MAKİNE SANAYİSİ

İMALAT SANAYİSİ

1995

15,3

22,7

2000

15,8

24,3

2005

24,0

28,7

2010

30,3

37,5

2015

36,4

39,9

1995

84,7

77,3

2000

84,2

75,7

2005

76,0

71,3

2010

69,7

62,5

2015

63,6

60,1

Kaynak: Trends in Manufacturing, Unido 2016

üretim yapılması etkili oldu. Küresel makine ve teçhizat yatırımlarındaki yavaşlamaya karşın makine ve teçhizat üretiminin imalat sanayisi içindeki katma değer payı yükseliyor. Gelişmiş ülkelerde imalat sanayisi içinde makine sanayisinin payı 2010 yılında yüzde 7,4 iken, 2015 yılında yüzde 7,6’ya yükseldi. Gelişen ülkelerde makine sanayisinin 2010 yılında yüzde 5,3 olan payı ise 2015 yılında yüzde 5,7 oldu. Makine sanayisinin payındaki bu artışta elektronik sektöründe yaşanan hızlı büyümenin yavaşlamasıyla petrol fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak kimya sanayisinin katma değerinin azalması etkili oldu. Makine sanayisi tüm ülkeler için önemli ve stra-

tejik bir üretim alanıdır. Gelişmiş ve gelişen ülkeler kendi üretim ve ürün teknolojilerine sahip olarak makine sanayisinde üretimlerini artırmayı hedefler. Bu çerçevede makine sanayisinin gelişmiş ve gelişen ülkeler arasındaki dağılımına bakıldığında gelişen ülkelerin dünya makine imalat sanayisinden 2010 yılında aldığı yüzde 30,3 pay, 2015 yılında yüzde 36,4’e yükseldi. İmalat sanayisinin genelinde ise gelişen ülkeler paylarını yüzde 37,5’den yüzde 39,9’a yükseltti. MAKİNE VE TEÇHİZAT DIŞ TİCARETİ Makine ve teçhizat ihracatı 2008 yılında 1.19 trilyon dolar iken küresel krizle birlikte 2009 yılında 893 milyar dolara geriledi. İzleyen yıllarda makine ve teçhizat ihracatında artış tekrar başladı ve 2014 yılında ihracat 1.33 trilyon dolara yükseldi. 2015 ve 2016 yıllarında ise dünya ekonomisinde ve yatırımlardaki yavaşlamaya bağlı olarak makine ihracatı da geriledi. 2016 yılında toplam makine ve teçhizat ihracatının 1.16 trilyon dolara gerilediği öngörülüyor. Dünya mal ticareti içindeki pay ise yıllar itibariyle çok değişmiyor. 2016 yılında pay yüzde 7,22 olarak kaydedildi. Dünya makine sanayisinde 2015 yılı itibarıyla en yüksek ihracatı 171,98 milyar dolarla Almanya gerçekleştirdi. Almanya’nın ardından Çin, ABD ve Japonya gelirken Çin, 2012 yılı itibarıyla ABD’yi geride bıraktı. İlk 20 önemli ihracatçı, son yıllarda hemen aynı ülkelerden oluşuyor. Türkiye makine sanayisi ihracatında son üç yıldır 28’inci sırada yer alıyor.

MAKİNE SANAYİSİNİN DÜNYA İMALAT SANAYİSİ İÇİNDE YERİ (YÜZDE PAY)

GELİŞEN ÜLKELER

GELİŞMİŞ ÜLKELER

DÜNYA

YILLAR

MAKİNE SANAYİSİ

MOTORLU KARA TAŞITLARI

KİMYA SANAYİSİ

Can Fuat GÜRLESEL MAİB Danışmanı

Kaynak: Trends in Manufacturing, Unido 2016

ELEKTRONİK VE İLETİŞİM SANAYİSİ

TEKSTİL SANAYİSİ

1995

8,5

7

10

5,6

3,2

2000

7,4

7

9,6

13,9

2,6

2005

6,9

6,9

9,9

17,7

2,3

2010

6,6

5,9

9,7

20,7

2,2

2015

7

6

9,2

21

2,2

1995

9,5

7,7

10

5,9

2,4

2000

8,1

7,6

9,3

15,9

1,8

2005

7,7

7,6

9,4

22,1

1,3

2010

7,4

6,6

8,8

27,1

0,9

2015

7,6

6,7

8,4

27,5

0,7

1995

5,5

4,7

10,1

4,7

5,8

2000

4,9

5,1

10,9

7,2

5,3

2005

5,4

5,3

10,9

7,8

4,7

2010

5,3

4,8

11

10,2

4,4

2015

5,7

5,1

10,7

10,6

4,1

97


makale

Kaynak: Dünya Ticaret Örgütü, Intracen, *Tahmin

MAKİNE İHRACATININ DÜNYA MAL TİCARETİ İÇİNDE PAYI YILLAR

MAKİNE İHRACATI TRILYON DOLAR

DÜNYA MAL İHRACATI TRILYON DOLAR

2008

1,189

15,785

7,53

2009

0,893

12,380

7,21

2010

1,053

15,240

6,91

2011

1,272

17,875

7,12

2012

1,273

17,911

7,11

2013

1,293

18,270

7,08

2014

1,331

18,494

7,20

2015

1,197

16,482

7,26

2016

1,160*

16,065

7,22

MAKİNE İHRACATI PAY %

MAKİNE SANAYİSİNDE YABANCI SERMAYE İmalat sanayisinin genelinde yabancı sermaye yatırımları üretim, teknoloji ve ihracat kapasitesinde belirleyici önemli bir rekabet unsuru haline geldi. Makine sanayisinde de yabancı sermaye yatırımları belirleyici unsurlardan biridir. Yabancı sermaye yatırımlarının büyük bölümü satın alma ve birleşmeler şeklinde gerçekleşirken sektör verileri de bu şekilde açıklanıyor. Küresel ölçekte imalat sanayisine yapılan yabancı sermaye yatırımları içinde makine sanayisi dördüncü büyük sektör konumunda. Bununla birlikte makine sanayisinde sınır ötesi satın alma ve birleşme şeklindeki yabancı sermaye yatırımları yıllar itibarıyla dalgalanma gösteriyor. İmalat sanayisinin genelinde de aynı eğilim görülüyor. 2015 yılında makine sanayisinde yabancı sermaye yatırımları 22,63 milyar dolar oldu. Aynı yıl toplam 388,4 milyar dolar olan

imalat sanayisi yabancı sermaye yatırımları içinde yüzde 5,8 pay alındı ve pay geriledi. MAKİNE SANAYİSİNDE TEKNOLOJİ FAALİYETLERİ Makine sanayisinde rekabet gücü büyük ölçüde teknoloji geliştirme kapasitesine bağımlı hale geldi. Ülkelerde makine sanayileri firmalar, üniversiteler, kamu araştırma kurumları, özel araştırma enstitüleri gibi farklı kurumlarda; araştırma, geliştirme, tasarım ve inovasyon faaliyetleri yürütüyor. Makine sanayisinde doğrudan rekabet içinde olan firmalar araştırma geliştirme faaliyetlerini öncelikle kendi bünyelerinde gerçekleştiriyor. Bu çerçevede aşağıda önemli makine üreticisi ülkelerin firmalarının kendi bünyelerinde gerçekleştirdiği Ar-Ge harcamaları sunuluyor. Ayrıca makine sanayisi ArGe harcamalarının imalat sanayisi genelindeki toplam Ar-Ge harcamaları içindeki payları da veriliyor. Türkiye’nin verileri de karşılaştırmalı olarak sunuluyor. Makine sektöründe önemli ülkelerden biri olan Japonya Ar-Ge harcamalarında ilk sırayı alıyor. 2015 yılında Japonya’da makine sanayisinde yer alan firmaların Ar-Ge harcaması 12 milyar dolar oldu. Diğer önemli ülke Almanya ise Ar-Ge harcamalarında ikinci sırayı alıyor. 2015 yılında Almanya’da makine sanayisinde yer alan firmalar kendi bünyelerinde 5,74 milyar euro tutarında Ar-Ge harcaması gerçekleştirdi. Ar-Ge harcamalarının imalat sanayisi içindeki payı yüzde 8,1’dir. Diğer önemli üretici ülkelerden Güney Kore’de 2015 yılında Ar-Ge harcamaları 3,4 milyar dolar, İtalya’da ise 1,52 milyar euro oldu. Türkiye’de makine sanayisi firmalarının 2015 yılındaki Ar-Ge harcamaları 143 milyon dolar.

MAKİNE SANAYİNDEKİ FİRMALARIN ARGE HARCAMALARI VE İMALAT SANAYİ İÇİNDE PAYLARI (MİLYAR DOLAR/EURO)*

ALMANYA

Kaynak: OECD, Technology Statistics Database, 2017 *Almanya ve İtalya için euro, diğer ülkeler için dolar.

İTALYA

98

JAPONYA GÜNEY KORE ÇEKYA

TAYVAN

TÜRKİYE

2010

2011

2012

2013

2014

2015

HARCAMA

4,597

4,903

5,183

5,388

5,511

5,740

PAY %

7,5

7,6

7,6

8

7,9

8,1

HARCAMA

1,063

1,268

1,295

1,372

1,440

1,516

PAY %

7

7,7

7,7

8

8,1

8,3

HARCAMA

9,537

10,014

10,004

11,557

11,683

12,040

PAY %

7,7

8,6

8,9

8,8

8,1

8,2

HARCAMA

2,183

2,416

3,155

3,062

3,227

3,411

PAY %

7,3

6,4

7,3

6,7

6,4

6,3

HARCAMA

0,179

0,211

0,273

0,300

0,312

0,330

PAY %

8,2

8,5

10,9

10,9

10,2

10,4

HARCAMA

0,473

0,562

0,501

0,557

0,629

0,660

PAY %

2,9

3,1

2,8

2,8

3

3

HARCAMA

0,131

0,146

0,167

0,176

0,150

0,143

PAY%

9,4

9,5

9,1

8,7

7,7

7,5


GÖSTERGELER NİSAN 2017

99


göstergeler

TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI NİSAN AYI SONUNDA 4,4 MİLYAR DOLAR OLDU TÜRKIYE’NIN MAKINE IHRACATI 2017 YILININ OCAKNISAN DÖNEMINDE 4,4 MILYAR DOLAR OLARAK KAYDA GEÇTI. ALMANYA, TÜRKIYE’NIN EN FAZLA MAKINE IHRAÇ ETTIĞI ÜLKELER LISTESINDE 738,5 MILYON DOLARLA ILK SIRADA YER ALDI.

100

M

akine sektöründe 2017 yılı OcakNisan döneminde en fazla ihracat gerçekleştiren alt sektör motorlar oldu. 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde söz konusu ürün grubunda gerçekleştirilen ihracat 689 milyon dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 3,3 artışla 711,7 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Listenin ikinci sırasında bulunan klimalar ve soğutma makineleri kaleminde 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde gerçekleştirilen ihracat 585,5 milyon dolar oldu. 2017 yılı Ocak-Nisan dönemi itiba-

rıyla makine sektöründe en fazla ihracat gerçekleştiren üçüncü kalem ise 392,6 milyon dolarlık ihracat değeriyle diğer yıkama ve kurutma makineleri olarak kaydedildi. İHRACAT LİSTESİNİN İLK SIRASINDA ALMANYA YER ALIYOR 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde Türkiye’nin makine ihracatı 4,4 milyar dolara yükseldi. Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk 20 ülke listesinde 2017 yılı Ocak-Nisan dönemi itibarıyla Almanya 738,5 milyon dolarla ilk sırada yer alıyor. 2016 yılının aynı döneminde

Almanya’ya gönderilen ürünlerin değeri 733,8 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat artışı yüzde 0,6 oldu. Listenin ikinci sırasındaki ABD’ye yönelik makine ihracatı, 2017 yılı Ocak-Nisan döneminde 318 milyon dolar olarak kaydedildi. Türkiye’nin en fazla makine ihracatı gerçekleştirdiği ilk 20 ülke listesinin üçüncü sırasında ise İtalya bulunuyor. İtalya’ya 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 206,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 7,8 artışla 222,4 milyon dolar seviyesine yükseldi.


MAKİNE VE AKSAMLARI SEKTÖR TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT KAYIT RAKAMLARI

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

1 OCAK-30 NİSAN 2016

1 OCAK-30 NİSAN 2017

DEĞİŞİM (%)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/Kg

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

$/Kg

MİKTAR

DEĞER

MOTORLAR

43

689

16,0

48,3

711,7

14,7

12,2

3,3

KLİMALAR VE SOĞUTMA MAKİNELERİ

151

626,6

4,1

146,4

585,5

4,0

-3,0

-6,6

DİĞER YIKAMA VE KURUTMA MAKİNELERİ

146,8

408,7

2,8

147,6

392,6

2,7

0,5

-3,9

DİĞER MAKİNELER

51,5

356

6,9

60,5

376,9

6,2

17,6

5,9

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER

77,4

301,4

3,9

85,6

278,1

3,2

10,6

-7,7

POMPALAR VE KOMPRESÖRLER

30,6

231,6

7,6

34,1

241,2

7,1

11,2

4,1

TAKIM TEZGÂHLARI

32,2

226,4

7,0

32,1

211,6

6,6

-0,3

-6,5

TARIM VE ORMANCILIKTA KULLANILAN MAKİNELER

44,4

214,3

4,8

47,6

211,1

4,4

7,2

-1,5

TÜRBİNL, TURBOJET, TURBOPROPELLER, HİDROLİK SİLİNDİRLER

4,6

113,8

24,3

5,5

176,6

31,9

18,1

55,2

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ

27,9

153,7

5,5

29,5

158,9

5,4

5,8

3,4

VANALAR

16,9

141,3

8,3

17,3

155,8

9,0

2,0

10,3

REAKTÖRLER VE KAZANLAR

16,1

124,8

7,7

19,2

140,1

7,3

19,0

12,3

GIDA SANAYİİ MAKİNELERİ, AKS. VE PARÇ.

21,7

126,2

5,8

28

139,6

5,0

29,2

10,6

SİLAH VE MÜHİMMAT

18,2

245,4

13,4

8,3

113,2

13,6

-54,4

-53,9

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ, KALIPLAR

12,4

91,8

7,3

14

105,8

7,5

12,3

15,3

ISITICILAR VE FIRINLAR

12,1

86,3

7,1

14,5

99,3

6,8

20,3

15,0

YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEMEYE MAHSUS MAKİNELER

17,2

76,5

4,4

21,6

85,2

3,9

25,4

11,3

AMBALAJ MAKİNELERİ

2,5

46,7

18,2

2,8

56,7

20,2

9,7

21,4

1

45,4

42,1

1,2

53,8

42,3

17,7

18,4

KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME VE İMALATINA AİT MAKİNELER

4,9

46,7

9,5

4,5

46,8

10,4

-8,6

0,1

RULMANLAR

3,9

41,8

10,7

3,8

41,3

10,8

-2,4

-1,2

KAĞIT İMALİNE VE MATBAACILIĞA MAHSUS MAKİNELER

3,2

24,1

7,3

4,2

28,5

6,7

30,2

18,6

DERİ İŞLEME VE İMALAT MAKİNELERİ

0,6

3,6

5,6

1

4,6

4,4

61,0

26,7

741,4

4.423

6,0

778,6

4.416

5,7

5,0

-0,2

MAL GRUBU ADI

BÜRO MAKİNELERİ

TOPLAM

101


göstergeler

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ Tekstil ve konfeksiyon makineleri ürün grubu ihracatı 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde, 153,7 milyon dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 3,4 artışla 158,9 milyon dolar oldu.

Tekstil ve konfeksiyon makineleri sektöründe 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 15 milyon dolarla İngiltere oldu. Listenin ikinci sırasında bulunan Almanya’ya 2016 yılının Ocak-Nisan dö-

neminde 10,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 39,4 artışla 15 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin üçüncü sırasında yer alan İran’a 2016 yılının Ocak-Nisan dönemin-

de 2,4 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 319,7 artışla 10,1 milyon dolar oldu. Listenin dördüncü sırasında bulunan Fransa’ya yönelik tekstil ve konfeksiyon makineleri ihracatı 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 9,7 milyon dolar olarak kaydedildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 7,4 milyon dolar seviyesindeydi. Fransa’ya yönelik ihracat artışlı yüzde 30,7 oldu. Beşinci sıradaki Bangladeş’e 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 8,8 milyon dolarlık tekstil ve konfeksiyon makinesi ihraç edildi. 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde Türkiye geneli tekstil ve konfeksiyon makineleri sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 319,7 ile İran’da yaşandı. İran’ın ardından yüzde 58,9 ile Mısır ikinci sırada gelirken yüzde 39,4 ile Almanya üçüncü sırada bulunuyor.

TEKSTİL VE KONFEKSİYON MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK-30 NİSAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2016 YILI MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

İNGİLTERE

6

25,1

ALMANYA

1,8

10,7

ÜLKE

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

4,2

3,9

15

3,8

-34,9

-40,2

5,8

3

15

5,0

61,6

39,4

$/KG

$/KG

İRAN

0,8

2,4

2,9

2,8

10,1

3,6

236,1

319,7

FRANSA

1,6

7,4

4,5

2,2

9,7

4,4

35,0

30,7

BANGLADEŞ

1,9

11,4

5,9

0,9

8,8

9,7

-52,7

-22,6

MISIR

102

2017 YILI MİKTAR (BİN TON)

1

4,9

4,6

1,5

7,9

5,1

43,8

58,9

ÖZBEKİSTAN

0,6

6,1

9,5

0,6

7,4

11,6

-0,5

20,9

İTALYA

1,1

6,8

6,1

1,1

7,2

6,3

3,5

7,0

HİNDİSTAN

1,9

6,2

3,2

2

6,7

3,4

4,2

8,6

BELÇİKA

1,9

8,7

4,4

1,2

4,2

3,5

-38,5

-50,8

MAL GRUBU TOPLAMI

27,9

153,7

5,5

29,5

158,9

5,4

5,8

3,4


YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ Yük kaldırma, taşıma ve istifleme makineleri ihracatı 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 85,2 milyon dolar olarak kayda geçti. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 76,5 milyon dolardı. Söz konusu ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 11,3 olarak kaydedildi. Yük kaldırma, taşıma ve istifleme makineleri ürün grubunda 2017 yılının OcakNisan döneminde 6,9 milyon dolarla en fazla Cezayir’e ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 3,8 milyon dolardı. İran’a yönelik ihracat artışı yüzde 78 oldu. Listenin ikinci sırasında bulunan İran’a 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 2,6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 134,9 artışla 6,2 milyon dolar oldu. Listenin üçüncü sırasında bulunan Almanya’ya 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 3,1 milyon dolarlık

ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 30,3 artışla 4 milyon dolar oldu. Dördüncü sırada yer ABD’ye 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde ihraç edilen yük kaldırma, taşıma ve istifleme makinelerinin değeri 3,9 milyon do-

lar oldu. Listenin beşinci sırasındaki Irak’a 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde ihraç edilen yük kaldırma, taşıma ve istifleme makinelerinin değeri 3,5 milyon dolar olarak kayda geçti. 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde Türkiye geneli yük

kaldırma, taşıma ve istifleme makineleri ürün grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 1.810 ile Ekvador’da yaşandı. Söz konusu ülkenin ardından yüzde 134,9 ile İran gelirken yüzde 78 ile Cezayir üçüncü sırada yer aldı.

YÜK KALDIRMA, TAŞIMA VE İSTİFLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK-30 NİSAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2016 YILI MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

CEZAYİR

0,9

3,8

İRAN

0,7

2,6

ÜLKE

2017 YILI

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

4,0

1,6

6,9

4,1

74,2

78,0

3,5

0,7

6,2

8,0

3,5

134,9

$/KG

$/KG

ALMANYA

0,8

3,1

3,6

1,1

4

3,6

29,4

30,3

ABD

0,8

4,4

5,2

0,5

3,9

7,0

-33,3

-11,0

IRAK

0,7

3,5

5,1

0,9

3,5

3,9

31,0

-0,1

SUUDİ ARABİSTAN

0,9

4,6

4,6

0,7

3,3

4,8

-29,6

-26,9

RUSYA

0,4

2,7

5,6

0,6

2,6

4,1

32,6

-2,0

ROMANYA

0,1

0,7

5,0

0,4

2,1

5,2

191,6

208,6

EKVATOR

0,02

0,1

4,6

1

2

1,9

4.522,3

1.810,0

AZERBAYCAN

0,3

1,5

4,4

0,5

2

3,6

66,7

37,1

MAL GRUBU TOPLAMI

17,2

76,5

4,4

21,6

85,2

3,9

25,4

11,3

103


göstergeler

GIDA MAKİNELERİ Gıda sanayi makineleri ihracatı 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 126,2 milyon dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 10,6 artışla 139,6 mil-

yir oldu. İkinci sırada bulunan Özbekistan’a 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 8,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam

yon dolar seviyesine yükseldi. Gıda sanayi makineleri kaleminde 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 11,9 milyon dolarla Ceza-

yüzde 30,4 artışla 11,3 milyon dolar oldu. Listenin üçüncü sırasında yer alan İran’a 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 8,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Dördüncü sırada bulunan Mısır’a 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 5,2 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirilirken 2016 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 48,9 artışla 7,7 milyon dolar oldu. Beşinci sıradaki Kazakistan’a 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 6,7 milyon dolar değerinde gıda sanayi makineleri ihracatı gerçekleştirildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 2,4 milyon dolardı. Kazakistan’a yönelik ihracat atışı yüzde 175,2 oldu. 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde Türkiye geneli gıda sanayi makineleri sektöründe en fazla ihracat artışının yaşandığı ülke yüzde 41.499,3 ile Filipinler oldu. Bulgaristan yüzde 205,1 ile ikinci, Kazakistan ise yüzde 175,2 ile üçüncü sırada yer aldı.

GIDA SANAYİ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK-30 NİSAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2016 YILI MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

CEZAYİR

2,7

14,6

ÖZBEKİSTAN

1,4

8,7

ÜLKE

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

5,3

2,9

11,9

4,1

6,6

-18,3

6,1

3,3

11,3

3,4

133,1

30,4

$/KG

$/KG

İRAN

2,9

8,6

3,0

2,4

8,2

3,3

-14,8

-5,5

MISIR

1,2

5,2

4,3

1,8

7,7

4,3

51,9

48,9

KAZAKİSTAN

0,5

2,4

4,1

2,6

6,7

2,5

346,6

175,2

FİLİPİNLER

0,001

0,01

11,0

0,5

5,1

8,9

51.514,7

41.499,3

BULGARİSTAN

0,2

1,4

7,4

0,5

4,5

7,9

186,0

205,1

SUUDİ ARABİSTAN

0,2

3,2

12,1

0,4

4,3

10,3

54,4

31,3

IRAK

2,3

14,4

6,1

0,9

4

4,1

-58,4

-72,2

TÜRKMENİSTAN

0,3

3,5

11,0

0,4

3,3

7,3

41,3

-6,1

21,7

126,2

5,8

28

139,6

5,0

29,2

10,6

MAL GRUBU TOPLAMI

104

2017 YILI MİKTAR (BİN TON)


KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ Kauçuk, plastik, lastik işleme makineleri ihracatı 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 46,8 milyon dolar olarak kayda geçti. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 46,7 milyon dolar seviyesindeydi Kauçuk, plastik, lastik işleme makineleri ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 0,1 oldu. Kauçuk, plastik, lastik işleme makineleri mal grubunda 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 3,3 milyon dolarla en fazla Rusya’ya ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının aynı döneminde Rusya’ya gönderilen ürünlerin değeri 2,7 milyon dolardı. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat artışı yüzde 21,3 oldu. İkinci sırada yer alan Cezayir’e 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 2,8 milyon dolar olarak kaydedildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 2,1 milyon dolar seviyesindeydi. Cezayir’e yönelik ihracat yüzde 36,7 arttı. Üçüncü sırada bulunan Romanya’ya 2016 yılının Ocak-

Nisan döneminde 1,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 121,1 artışla2,8 milyon dolar oldu. Listenin dördüncü sırasındaki İran’a 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 2,4 milyon dolar olarak kaydedildi. 2016 yılının aynı döneminde bu ra-

kam 2,3 milyon dolar seviyesindeydi. İran’a yönelik ihracat artışı yüzde 1,5 olarak kayda geçti. Listenin beşinci sırasında bulunan Özbekistan’a 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 709 bin dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 222,7 artışla 2,2 milyon dolar oldu.

2017 yılının Ocak-Nisan döneminde Türkiye geneli kauçuk, plastik, lastik işleme sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 222,7 ile Özbekistan’da yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 121,1 ile Romanya ikinci sırada gelirken yüzde 63,4 ile Avrupa Serbest Bölgesi üçüncü sırada yer aldı.

KAUÇUK, PLASTİK, LASTİK İŞLEME MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK-30 NİSAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2016 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

RUSYA

0,1

2,7

CEZAYİR

0,2

2017 YILI

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

14,4

0,2

3,3

11,7

48,5

21,3

2,1

10,5

0,2

2,8

12,0

19,3

36,7

$/KG

$/KG

ROMANYA

0,1

1,2

10,5

0,2

2,8

12,5

86,3

121,1

İRAN

0,2

2,3

8,4

0,2

2,4

9,3

-8,9

1,5

ÖZBEKİSTAN

0,1

0,7

6,7

0,2

2,2

10,9

99,1

222,7

BULGARİSTAN

0,2

1,8

8,8

0,2

2,2

9,9

12,6

26,0

GÜNEY AFRİKA CUMHURİYETİ

0,07

1,6

22,6

0,06

2,2

32,3

-4,5

36,6

ALMANYA

0,3

2,4

6,8

0,1

1,9

19,3

-71,5

-19,5

UKRAYNA

0,1

0,9

6,7

0,1

1,2

11,1

-14,6

42,6

AVRUPA SERBEST BÖLGESİ

0,1

0,7

4,4

0,1

1,2

11,2

-35,5

63,4

MAL GRUBU TOPLAMI

4,9

46,7

9,5

4,5

46,8

10,4

-8,6

0,1

105


göstergeler

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde inşaat ve madencilikte kullanılan makineler, aksam ve parçaları sektöründe 278,1 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi.

İnşaat ve madencilikte kullanılan makineler, aksam ve parçaları sektöründe Almanya, 2017 yılının OcakNisan döneminde 17,7 milyon dolarla en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke oldu.

İkinci sıradaki Cezayir’e 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 16,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Listenin üçüncü sırasında yer alan Suudi Arabistan’a 2016 yılının Ocak-Nisan dö-

neminde 11,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 9,6 artışla 12,2 milyon dolar oldu. Dördüncü sıradaki İngiltere’ye 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 9,7 milyon dolar değerinde inşaat ve madencilikte kullanılan makine ihraç edilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 17,1 artışla 11,4 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin beşinci sırasındaki Ege Serbest Bölgesi’ne 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 10,2 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde Türkiye geneli inşaat ve madencilikte kullanılan makineler ihracatı listesinde en fazla artış yüzde 17,1 ile İngiltere’de yaşandı. Listede yüzde 9,6 ile Suudi Arabistan ikinci sırada bulunurken söz konusu ülkeyi yüzde 9,5 ile ABD üçüncü sırada takip etti.

İNŞAAT VE MADENCİLİKTE KULLANILAN MAKİNELER İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK-30 NİSAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2016 YILI MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

4

20,3

CEZAYİR

8,5

30,9

SUUDİ ARABİSTAN

4,2

İNGİLTERE

5,7

ÜLKE

EGE SERBEST BÖLGESİ

106

2017 YILI

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

5,0

4,3

17,7

4,1

7,4

-12,8

3,6

4,8

16,8

3,5

-43,4

-45,5

11,1

2,6

4,2

12,2

2,9

0,0

9,6

9,7

1,7

6

11,4

1,9

5,7

17,1

6

16

2,7

4,4

10,2

2,3

-26,2

-36,3

$/KG

$/KG

ABD

2,5

8,3

3,2

2,6

9,1

3,4

3,9

9,5

İRAN

1,3

12

9,1

2

8,8

4,4

52,5

-26,4

MISIR

4,6

8,6

1,9

4,3

8,8

2,0

-5,9

2,2

İTALYA

2,3

9,1

3,9

2,6

8,2

3,1

13,6

-9,8

AVUSTURYA

1,8

11,2

6,1

1,7

8

4,5

-3,3

-28,5

MAL GRUBU TOPLAMI

77,4

301,4

3,9

85,6

278,1

3,2

10,6

-7,7


AMBALAJ MAKİNELERİ Ambalaj makineleri ürün grubunda 2017 yılının OcakNisan döneminde 56,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 46,7 milyon dolar seviyesindeydi. Ambalaj makineleri mal grubundaki ihracat artışı yüzde 21,4 olarak kaydedildi. Ambalaj makineleri mal grubunda 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 9,6 milyon dolarla en fazla İran’a ihracat gerçekleştirildi. Söz konusu ülkeye 2016 yılının aynı döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 1,5 milyon dolar seviyesindeydi. İran’a yönelik ihracat artışı yüzde 519,3 oldu. İkinci sıradaki Irak’a 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 4,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 20,4 artışla 5,2 milyon dolar olarak kaydedildi. Üçüncü sıradaki Cezayir’e 2017 yılının OcakNisan döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 4 mil-

yon dolar olarak kaydedildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 3,3 milyon dolardı. Cezayir2e yönelik ihracat artışı yüzde 22,4 oldu. Dördüncü sıradaki Almanya’ya 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 2,6 milyon dolar olarak kayda geçti. 2016 yı-

lının aynı döneminde bu rakam 1,5 milyon dolardı. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat artışı yüzde 75,1 oldu. Listenin beşinci sırasındaki Suudi Arabistan’a 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 2,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının Ocak-Nisan dö-

neminde Türkiye geneli ambalaj makineleri ürün grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 519,3 ile İran’da yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 222,2 ile Azerbaycan ikinci sırada gelirken yüzde 103,3 ile Birleşik Arap Emirlikleri üçüncü sırada yer aldı.

AMBALAJ MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK-30 NİSAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

İRAN

0,09

1,5

IRAK

0,2

4,3

2017 YILI

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

16,9

0,1

9,6

51,6

103,0

519,3

15,8

0,3

5,2

17,0

11,4

20,4

$/KG

$/KG

CEZAYİR

0,2

3,3

16,0

0,1

4

22,1

-11,6

22,4

ALMANYA

0,1

1,5

12,5

0,1

2,6

14,4

51,5

75,1

SUUDİ ARABİSTAN

0,2

5,1

20,7

0,1

2,2

22,6

-58,9

-55,1

AZERBAYCAN

0,03

0,4

15,9

0,07

1,5

21,6

137,1

222,2

İTALYA

0,08

1,1

13,7

0,05

1,4

27,6

-38,6

23,5

BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ

0,03

0,6

18,8

0,08

1,2

15,2

151,4

103,3

TÜRKMENİSTAN

0,05

1,4

26,9

0,09

1,2

12,9

82,8

-12,4

BULGARİSTAN

0,02

0,6

21,9

0,07

1,2

15,8

176,8

100,1

MAL GRUBU TOPLAMI

2,5

46,7

18,2

2,8

56,7

20,2

9,7

21,4

107


göstergeler

TAKIM TEZGAHLARI Türkiye’nin takım tezgahları ihracatı 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 211,6 milyon dolar oldu. Takım tezgahları ürün grubunda 2017 yılının Ocak-

raç edilen ürünlerin değeri 13,3 milyon dolarken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 2,1 artışla 13,5 milyon dolar olarak kayda geçti. Listenin

Nisan döneminde en fazla ihracat 19,9 milyon dolarla Almanya’ya gerçekleştirildi. İkinci sırada yer alan ABD’ye 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde ih-

üçüncü sırasında bulunan Rusya’ya 2016 yılının OcakNisan döneminde 3,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 135,3 artışla 9,1 milyon dolar seviyesine yükseldi. Listenin dördüncü sırasındaki Cezayir’e 2017 yılının OcakNisan döneminde 8,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 6,6 milyon dolar seviyesindeydi. Cezayir’e yönelik ihracat yüzde 27 arttı. Listenin beşinci sırasında bulunan Polonya’ya, 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 7,3 milyon dolar değerinde takım tezgahı ihraç edildi. 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde Türkiye geneli takım tezgahları ihracatı listesinde en fazla artış yüzde 135,3 ile Rusya’da yaşandı. İkinci sırada yüzde 27 ile Cezayir yer alırken üçüncü sırada yüzde 24,7 ile İtalya bulunuyor.

TAKIM TEZGAHLARI İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK-30 NİSAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

2,8

23,2

ABD

1,3

13,3

ÜLKE

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

8,1

2,7

19,9

7,3

-4,8

-14,4

9,7

1,8

13,5

7,5

32,6

2,1

$/KG

$/KG

RUSYA

0,6

3,8

5,7

1,6

9,1

5,7

137,5

135,3

CEZAYİR

0,7

6,6

8,4

0,9

8,4

8,7

22,4

27,0

POLONYA

1,2

7,7

6,1

1,2

7,3

6,1

-5,1

-5,8

BULGARİSTAN

0,6

4,9

7,9

0,6

6

9,1

5,0

21,7

İTALYA

0,6

4,7

6,9

1

5,9

5,8

48,7

24,7

İRAN

1,1

8,1

7,1

1

5,8

5,6

-8,6

-27,8

SUUDİ ARABİSTAN

1,9

14,1

7,3

0,9

5,3

5,9

-52,7

-61,8

İSPANYA

0,5

4,8

8,5

0,6

5,2

7,9

18,2

9,7

32,2

226,4

7,0

32,1

211,6

6,6

-0,3

-6,5

MAL GRUBU TOPLAMI

108

2017 YILI MİKTAR (BİN TON)


ISITICILAR VE FIRINLAR Isıtıcılar ve fırınlar ürün grubunda 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 86,3 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 15 artışla 99,3 milyon dolar olarak kaydedildi. Isıtıcılar ve fırınlar ürün grubunda 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 8,5 milyon dolarla en fazla Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılında bu rakam 7,8 milyon dolardı. Almanya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 8,8 oldu. İhracat listesinin ikinci sırasındaki İtalya’ya 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde ihraç edilen ürünlerin değeri 5,6 milyon dolar oldu. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 4,2 milyon dolardı. İtalya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 31,7 olarak kaydedildi. Listenin üçüncü sırasında ise 2017 yılı Ocak-Nisan dönemi itibariyle 5,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilen Çin bulunuyor. Yüzde 843,8 ihracat artışının yaşandığı Polonya’ya 2016 yılının aynı döneminde 552 bin dolarlık ihracat gerçekleştirilmişti. Listenin dördüncü ve beşinci sırasında ise ABD ve Fransa. Dördüncü sıradaki ABD’ye 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde gönderilen ürünlerin değeri 3 milyon do-

larken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 62,4 artışla 4,9 milyon dolar olarak kayda geçti. Beşinci sıradaki Fransa’ya 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 3,6 milyon dolarlık ısıtıcılar ve fırınlar ihracatı gerçekleştirildi.

2017 yılının Ocak-Nisan döneminde Türkiye geneli ısıtıcılar ve fırınlar mal grubunda en fazla ihracat artışı yüzde 843,8 ile Çin’de yaşandı. Bu ülkenin ardından yüzde 173,9 ile Ukrayna gelirken yüzde 62,4 ile ABD üçüncü sırada yer aldı.

ISITICILAR VE FIRINLAR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK-30 NİSAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları 2016 YILI

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

1,3

7,8

İTALYA

0,5

ÜLKE

2017 YILI

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

5,9

1,5

8,5

5,4

19,6

8,8

4,2

8,1

0,8

5,6

6,6

61,6

31,7

$/KG

$/KG

ÇİN

0,04

0,5

12,9

0,5

5,2

10,4

1.066,8

843,8

ABD

0,3

3

9,2

0,5

4,9

8,7

72,6

62,4

FRANSA

0,7

4,8

6,9

0,6

3,6

5,8

-11,4

-24,9

UKRAYNA

0,3

1,2

3,5

0,3

3,4

8,9

7,9

173,9

IRAK

0,3

2,2

6,5

0,4

3,1

6,9

33,7

42,2

SUUDİ ARABİSTAN

0,2

2,5

11,3

0,2

2,9

11,4

16,2

17,2

İRAN

0,3

3,8

11,0

0,4

2,9

6,8

21,3

-24,3

POLONYA

0,4

2,8

6,7

0,5

2,9

5,3

27,2

1,4

12,1

86,3

7,1

14,5

99,3

6,8

20,3

15

MAL GRUBU TOPLAMI

109


göstergeler

TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR Türbin, turbojet, hidrolik silindir ihracatı 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 176,6 milyon dolar olarak kaydedildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 113,8 milyon dolardı. Türbin, turbojet, hidrolik silindir ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 55,2 olarak kaydedildi.

Türbin, turbojet, hidrolik silindir kaleminde 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülke 86 milyon dolarla ABD oldu. 2016 yılında ABD’ye gönderilen ürünlerin değeri 71,4 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu ülkeye yönelik ihracat artışı yüz-

de 20,5 olarak kayda geçti. ABD’nin ardından ikinci sırada bulunan Hindistan’a 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 339 bin dolarlık ürün ihraç edilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 6.333,5 artışla 21,8 milyon dolar oldu. Üçüncü sırada bulunan Polonya’ya 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 1 milyon dolar değerinde ürün ihraç edilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 1.166,4 artışla 13,7 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin dördüncü sırasındaki Almanya’ya yönelik türbin, turbojet, hidrolik silindir aksam ve parçaları ihracatı 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 12,7 milyon dolar oldu. Yüzde 33,5 ihracat artışının yaşandığı söz konusu ülkeye, 2016 yılının aynı döneminde gönderilen ürünlerin değeri 9,5 milyon dolardı. Beşinci sıradaki Belçika’ya 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 3,5 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 63,8 artışla 5,7 milyon dolar olarak kaydedildi. 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde Türkiye geneli türbin, turbojet, hidrolik silindir sektöründe en fazla ihracat artışı yüzde 6.333,5 ile Hindistan’da gerçekleşti. İkinci sırada yüzde 1.166,4 ile Polonya yer alırken üçüncü sırada yüzde 363,3 oranıyla İngiltere bulunuyor.

TÜRBİN, TURBOJET, HİDROLİK SİLİNDİR İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK-30 NİSAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2016 YILI

110

ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ABD

0,1

71,4

HİNDİSTAN

0,03

2017 YILI

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

397,8

0,2

86

350,5

36,8

20,5

0,3

9,8

0,05

21,8

391,7

60,2

6.333,5

$/KG

$/KG

POLONYA

0,06

1

16,8

0,04

13,7

336,9

-36,8

1.166,4

ALMANYA

0,9

9,5

9,6

1,1

12,7

10,9

18,3

33,5

BELÇİKA

0,05

3,5

69,3

0,05

5,7

113,9

-0,4

63,8

FRANSA

0,1

3,3

29,2

0,1

4,5

25,2

58,7

36,8

İNGİLTERE

0,01

0,7

74,0

0,02

3,6

160,7

113,3

363,3

İSPANYA

0,05

3

57,7

0,009

2,8

303,3

-82,2

-6,6

ARNAVUTLUK

0,2

0,8

4,1

0,2

2,3

10,0

12,9

173,9

İRAN

0,3

1,5

4,6

0,6

2

3,4

85,6

37,5

MAL GRUBU TOPLAMI

4,6

113,8

24,3

5,5

176,6

31,9

18,1

55,2


TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ Tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler ürün grubunda 2017 yılının OcakNisan döneminde 211,1 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler kaleminde en fazla ihracat 52,6 milyon dolarla ABD’ye gerçekleştirildi. Listenin ikinci sırasında yer alan İtalya’ya 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 19,2 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Üçüncü sıradaki Azerbaycan’a 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 4,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının aynı döneminde Azerbaycan’a ihraç edilen ürünlerin değeri yüzde 248,3 artışla 15,4 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Dördüncü sırada bulunan Irak’a 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde ihraç edilen ürünlerin eğeri 7,6 milyon dolar

tışla 6,7 milyon dolar oldu. 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde Türkiye geneli tarım ve ormancılıkta kullanılan makineler, aksam ve parçaları ürün grubunda ihracat artışının en fazla ya-

olarak kayda geçti. Beşinci sıradaki Özbekistan’a 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 5,7 milyon dolarlık ürün ihraç edilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 16,5 ar-

şandığı ülke yüzde 248,3 ile Azerbaycan oldu. Listenin ikinci sırasında 66,6 ile Fas yer alırken söz konusu ülkeyi yüzde 46,3 ihracat artışıyla Ukrayna üçüncü sırada takip etti.

TARIM VE ORMANCILIK MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK-30 NİSAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2016 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ABD

9

67,6

4,3

21,1

İTALYA AZERBAYCAN

2017 YILI

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

7,5

7,1

52,6

7,3

-21,1

-22,2

4,8

3,6

19,2

5,3

-17,2

-9,2

$/KG

$/KG

1

4,4

4,2

3,7

15,4

4,1

254,1

248,3

IRAK

3,1

10,5

3,4

2,4

7,6

3,1

-22,3

-27,6

ÖZBEKİSTAN

0,7

5,7

7,8

1

6,7

6,5

40,5

16,5

SUDAN

2,2

8,5

3,7

1,9

6,2

3,2

-13,4

-26,5

1

4,2

4,0

1,6

6,2

3,7

55,8

46,3

0,9

3,1

3,2

1,5

5,3

3,5

55,2

66,6

UKRAYNA FAS İRAN

1,7

5,8

3,3

1,7

5,2

3,0

-0,9

-9,9

FRANSA

1,7

5,2

3,0

1,7

5

2,9

1,8

-3,0

44,4

214,3

4,8

47,6

211,1

4,4

7,2

-1,5

MAL GRUBU TOPLAMI

111


göstergeler

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ Hadde ve döküm makineleri sektöründe 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 105,8 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 91,8 milyon dolardı. Hadde ve döküm makineleri ürün grubundaki ihracat artışı yüzde 15,3 oldu.

nin ikinci sırasında yer alan Rusya’ya 2016 yılının OcakNisan döneminde 5,9 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 58,9 artışla 9,5 milyon dolar olarak kayda geçti. Üçüncü sıradaki Bulgaristan’a 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde

Hadde ve döküm makineleri mal grubunda 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 13,1 milyon dolarla en fazla Almanya’ya ihracat gerçekleştirildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 10,7 milyon dolar seviyesindeydi. Almanya’ya yönelik ihracat artışı yüzde 22,6 oldu. Liste-

6,4 milyon dolar değerinde ürün ihraç edildi. 2016 yılında bu rakam 5,9 milyon dolardı. Bulgaristan’a yönelik ihracat artışı yüzde 8,4 oldu. Dördüncü sırada bulunan İtalya’ya 2016 yılının Ocak-Nisan döneminde 6 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2017 yılının aynı döneminde bu rakam yüzde 3,6 artışla 6,2 milyon dolar oldu. Listenin beşinci sırasındaki Azerbaycan’a 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde 6 milyon dolar değerinde hadde ve döküm makinesi ihraç edildi. 2016 yılının aynı döneminde bu rakam 728 bin dolar seviyesindeydi. Azerbaycan’a yönelik ihracat artışı yüzde 736 oldu. 2017 yılının Ocak-Nisan döneminde Türkiye geneli hadde ve döküm makineleri sektöründe ihracat artışının en fazla yaşandığı ülke yüzde 736 ile Azerbaycan oldu. İkinci sırada yüzde 99,9 ile Macaristan yer alırken söz konusu ülkeyi yüzde 97,7 ile Romanya üçüncü sırada takip etti.

HADDE VE DÖKÜM MAKİNELERİ İHRACATINDA İLK 10 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK-30 NİSAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2016 YILI MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

1,5

10,7

RUSYA

0,3

ÜLKE

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR

DEĞER

6,7

1,7

13,1

7,4

11,7

22,6

5,9

19,0

0,6

9,5

15,1

99,8

58,9

$/KG

$/KG

BULGARİSTAN

0,1

5,9

40,6

0,2

6,4

27,2

61,7

8,4

İTALYA

1,1

6

5,0

1,1

6,2

5,6

-6,6

3,6

AZERBAYCAN

0,1

0,7

6,7

0,6

6

9,2

504,6

736,0

İRAN

1

5

4,9

0,8

5,8

7,0

-18,6

16,4

CEZAYİR

1

3,9

3,8

0,6

5,7

8,5

-35,4

44,7

0,2

1,8

7,8

0,5

3,5

6,6

134,5

97,7

ROMANYA MACARİSTAN

0,1

1,3

9,5

0,1

2,7

15,0

26,3

99,9

ABD

0,4

4,2

9,9

0,5

2,6

4,7

33,4

-36,9

12,4

91,8

7,3

14

105,8

7,5

12,3

15,3

MAL GRUBU TOPLAMI

112

2017 YILI MİKTAR (BİN TON)


MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TAMAMI İTİBARIYLA İHRACAT GERÇEKLEŞTİRİLEN İLK 20 ÜLKE (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK-30 NİSAN)

Kaynak: Tüm İhracatçı Birlikleri Kayıtları

2016 ((1 OCAK-31 MART) ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

2017 ((1 OCAK-31 MART)

BİRİM FİYAT ($/KG)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

(%) DEĞİŞİM (2017/2016)

BİRİM FİYAT ($/KG)

MİKTAR

DEĞER

ALMANYA

81,5

733,8

9,0

81,4

738,5

9,1

-0,1

0,6

ABD

27,1

329,3

12,1

28,1

318

11,3

3,6

-3,4

İTALYA

45,6

206,4

4,5

49,2

222,4

4,5

7,8

7,8

İNGİLTERE

64,5

236,3

3,7

61,8

217,5

3,5

-4,1

-8,0

İRAN

20,7

129,9

6,3

31

186,4

6,0

49,8

43,5

FRANSA

43,5

172

4,0

39,6

158,7

4,0

-8,8

-7,7

20

133,1

6,6

22,7

145,2

6,4

13,3

9,1

ROMANYA İSPANYA

33,8

130,6

3,9

31,5

127

4,0

-6,8

-2,8

CEZAYİR

25,2

120,3

4,8

21,3

107,5

5,0

-15,5

-10,6

IRAK

21,9

107,9

4,9

21

96,5

4,6

-4,4

-10,5

POLONYA

15,5

80,1

5,2

15,4

95,5

6,2

-0,8

19,2

RUSYA

8,4

57,3

6,8

13,2

81,4

6,1

56,8

42,1

SUUDİ ARABİSTAN

16,9

98,6

5,8

13,8

77,8

5,6

-18,3

-21,1 30,0

FAS

11,3

56,4

5,0

13,4

73,3

5,4

18,6

MISIR

15,2

68,3

4,5

17

73,1

4,3

12,1

7,1

HİNDİSTAN

5,4

30,5

5,6

7,5

60,8

8,0

39,0

98,8

AZERBAYCAN İSRAİL BULGARİSTAN ÖZBEKİSTAN

7,1

59,1

8,3

10,7

59,4

5,6

49,5

0,4

12,5

56,6

4,5

13,7

55,4

4,0

9,2

-2,3

7,9

44,6

5,6

8,9

53,8

6,0

12,2

20,4

6,5

52,8

8,1

9,3

53,7

5,8

42,0

1,8

DİĞER

249,9

1.518

6,1

267,2

1.413

5,3

6,9

-6,9

TOPLAM

741,4

4.423

6,0

778,6

4.416

5,7

5,0

-0,2

TÜRKİYE’NİN ÜLKELERE GÖRE GENEL İHRACATI (2016 ve 2017 Yılları 1 OCAK-30 NİSAN) 2016 YILI ÜLKE

MİKTAR (BİN TON)

2017 YILI DEĞER (MİLYON $)

MİKTAR (BİN TON)

DEĞER (MİLYON $)

ALMANYA

1.058

4.558

1.109

4.614

İNGİLTERE

890

2.830

1.052

2.964

IRAK

2.334

2.293

2.941

2.835

İTALYA

1.795

2.361

2.141

2.795

ABD

1.958

2.008

2.676

2.546

FRANSA

548

1.920

618

2.093

İSPANYA

1.186

1.643

1.869

1.986

BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ

973

971

1.129

1.266

HOLLANDA

610

1.237

622

1.157

1.223

946

1.331

1.053

İRAN

338

1.207

533

1.042

POLONYA

275

952

341

1.031

SUUDİ ARABİSTAN

873

1.131

670

1.009

BELÇİKA

535

816

593

985

ROMANYA

566

892

680

949

1.452

591

2.221

896

İSRAİL

ÇİN

478

620

587

824

MISIR

BULGARİSTAN

1.504

998

830

729

RUSYA

422

522

614

677

CEZAYİR

404

597

476

633

DİĞER

14.799

13.651

16.457

15.172

TOPLAM

34.232

42.754

39.501

47.264

113


fuarlar

ALMANYA INTERPACK Ambalaj Makineleri 4-10 Mayıs 2017 @Dusseldorf LIGNA Ağaç İşleme Makineleri 22-26 Mayıs 2017 @Hannover EMO Takım Tezgahları ve Metal İşleme 18-23 Eylül 2017 @Hannover MOTEK Otomasyon 9-12 Ekim 2017 @Stuttgart

ABD FABTECH CHICAGO Metal İşleme, Üretim ve Kaynak İşleme Teknolojileri 6-9 Kasım 2017 @Chicago

INTERLIFT Asansör 17-20 Ekim 2017 @Ausburg BLECH EXPO Sac İşleme 7-10 Kasım 2017 @Stuttgart AGRITECHNICA Tarım Makineleri 12-18 Kasım 2017 @Hannover

MAYIS 2017 HAZİRAN 2017 EYLÜL 2017 EKİM 2017 KASIM 2017 ARALIK 2017

114


POLONYA ÇİN

ITM POLAND Makine ve Teknolojileri

CEMAT ASIA

6-9 Haziran 2017 @Poznan

Depolama, Kaldırma, İstifleme 1-4 Kasım 2017 @Şangay

İRAN IRAN PLAST Plastik ve Kauçuk Makineleri 26-29 Eylül @Tahran TAHRAN SANAYİ FUARI

ENDONEZYA

Sanayi

MACHINE TOOL INDONESIA

Ekim @Tahran

Takım Tezgahları ve Metal İşleme Aralık 2017 @Jakarta

115


adresler Makine İhracatçıları Birliği (MAİB).....................................................................................................0312 447 27 40............................................................ www.makinebirlik.com Türkiye’nin Makinecileri.........................................................................................................................0312 447 27 40........................................www.makinetanitimgrubu.com.tr Makine İmalat Sanayi Dernekleri Federasyonu (MAKFED)........................................................0312 447 85 23.......................................................................www.makfed.org Makine Sanayi Sektör Platformu (MSSP)........................................................................................0312 447 27 40.............................................. ...www.turkmakinesanayi.com TURQUM.......................................................................................................................................................0312 447 27 40..................................................................... www.turqum.com

RESMİ KURUMLAR Ekonomi Bakanlığı...................................................................................................................................0312 204 75 00.................................................................www.ekonomi.gov.tr Maliye Bakanlığı........................................................................................................................................0312 415 29 00.....................................................................www.maliye.gov.tr Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı..................................................................................................0312 201 50 00.....................................................................www.sanayi.gov.tr Gümrük ve Ticaret Bakanlığı................................................................................................................0312 306 80 00......................................................www.gumrukticaret.gov.tr Kalkınma Bakanlığı..................................................................................................................................0312 294 50 00...........................................................................www.dpt.gov.tr İhracat Bilgi Platformu..........................................................................................................................0312 417 22 23..................................................................... www.igeme.org.tr Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği.......................................................................................................0312 218 20 00........................................................................ www.tobb.org.tr Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu...............................................................................................................0212 339 50 00......................................................................... www.deik.org.tr Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı.................................................................................0312 508 10 00.......................................................................... www.tika.gov.tr Türkiye İstatistik Kurumu......................................................................................................................0312 410 04 10..........................................................................www.tuik.gov.tr Hazine Müsteşarlığı.................................................................................................................................0312 204 60 00.................................................................... www.hazine.gov.tr TÜBİTAK........................................................................................................................................................0312 468 53 00....................................................................www.tubitak.gov.tr

SEKTÖREL ÖRGÜTLER Ağaç İşleme Makine ve Yan Sanayisi İş Adamları Derneği (AİMSAD).....................................0216 511 56 12 ...................................................................... www.aimsad.org Akışkan Gücü Derneği (AKDER)...........................................................................................................0212 210 34 23...........................................................................www.akder.org Ambalaj Makinecileri Derneği (AMD)................................................................................................0216 545 49 48.........................................................................www.amd.org.tr Anadolu Asansörcüler Derneği (ANASDER)....................................................................................0312 232 06 40..................................................................www.anasder.org.tr Anadolu Un Sanayicileri Derneği (AUSD).........................................................................................0312 281 04 68........................................................................www.ausd.org.tr Araç ve Araç Üstü Ekipman ve İş Mak. Üreticileri Birliği Der. (ARÜSDER)............................0212 440 18 43.......................................................................www.arusder.org Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD)...................................................0216 326 49 51......................................................................www.aysad.org.tr Bağlantı Elemanları Sanayici ve İşadamları Derneği (BESİAD)...............................................0212 609 06 35...........................................................www.besiadturkey.com Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği (TEVİD).......................................................................0216 548 11 67............................................................................ www.tevid.org Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD)...........................................................0216 469 46 96....................................................................... www.enosad.org İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD).................................................0216 469 44 96.........................................................................www.iskid.org.tr İMES Sanayi Sitesi (İMES).....................................................................................................................0 216 364 33 47........................................................................... www.imes.org İstif Makinaları Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İSDER).............................................0216 467 09 46........................................................................www.isder.org.tr İş Makinaları Mühendisleri Birliği (İMMB).......................................................................................0312 385 78 94..........................................................www.ismakinalari.org.tr Kazan ve Basınçlı Kap Sanayicileri Birliği (KBSB)........................................................................0212 222 81 93............................................................................ www.kbsb.org Makine İmalatçıları Birliği (MİB).........................................................................................................0312 468 37 49..........................................................................www.mib.org.tr OSTİM Organize Sanayi Bölgesi (OSTİM)..........................................................................................0312 385 50 90...................................................................... www.ostim.org.tr Öncü Sanayici İşadamları Derneği (ÖNCÜDER).............................................................................0312 395 73 90....................................................................www.oncuder.com Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER).............................................................................................0212 444 20 85........................................................................ www.pagder.org Sağlık Gereçleri Üreticileri ve Temsilcileri Derneği (SADER)....................................................0312 433 77 88.......................................................................www.sader.org.tr Sakarya İli 2. Organize Sanayii Bölgesi Müteşebbisleri Derneği (S2OSB)...........................0264 654 58 33......................................................................www.s2osb.org.tr Tekstil Makine ve Aksesuarları Sanayicileri Derneği (TEMSAD)..............................................0212 552 76 60.....................................................................www.temsad.com Tıbbi Cihaz Üretici ve Tedarikçi Dernekleri Federasyonu (TÜMDEF)......................................0312 468 69 84........................................................................www.tumdef.org Tüm Asansör Sanayici ve İşadamları Derneği (TASİAD).............................................................0216 324 94 36..................................................................... www.tasiad.org.tr Türk Pompa ve Vana Sanayicileri Derneği (POMSAD).................................................................0312 255 10 73..................................................................www.pomsad.org.tr Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği (TÜDOKSAD).......................................................................0216 324 94 36............................................................... www.tudoksad.org.tr Türkiye İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER)......................................0216 477 70 77...................................................................... www.imder.org.tr Türkiye Mermer Doğaltaş ve Makineleri Üreticileri Birliği (TÜMMER)...................................0312 440 83 63..................................................................www.tummer.org.tr Türk Tarım Alet ve Makineleri İmalatçıları Birliği (TARMAKBİR)..............................................0312 419 37 94...................................................................www.tarmakbir.org Unlu Mamül Makineleri Üreticiler Birliği (TUMMAB)....................................................................0216 634 36 52.....................................................................www.tummab.org

116


Hızlı ve kesintisiz üretim için rüzgar arkanızda!


TÜRKIYE’NIN MAKINECILERI’NDEN IKI YENI KAYNAK!

Makine Tanıtım Grubu ve MAKFED iş birliği, sektörel politikaların oluşturulmasında duyulan bilgi ihtiyacına yönelik iki yeni ürün verdi. İlki 2006 yılında yapılan sektör envanteri, daha geniş bir kapsamla, çoğu MAKFED üyesi 2.500 firmanın katılımıyla yenilendi. Sektörel araştırmalarda önemli tecrübeye sahip ESTİMA ile yürütülen çalışmaların neticesinde hazırlanan “Makine Sektörü Envanter Araştırması” raporu, imalatçılarımızın kabiliyet ve güncel sorunlarını paydaşların ve kamunun istifadesine sunuyor.

Hazırlıkları bir seneye yakın süren “Makine Sektörü Makro Pazar Analizi, Mevcut Durum Değerlendirmesi ve Stratejik Öneriler Raporu”, makine imalatı ve teknolojide ileri kabul edilen seçili ülkelerle başarılı olan yöntem ve politikaları da içeren bir çalışma. 150’den fazla faaliyeti bulunan Deloitte Global tarafından hazırlanan rapor, faktör koşulları, iş birliği kuruluşları, ilgili sektörler, kamu kurumları ve derneklerin makine sektörünün ilerlemesinde oynadıkları rolü tespit edip, eksiklerimizi tamamlamak üzere izlenebilecek strateji önermelerini içeriyor.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.