Nakib 3

Page 1

YIL: 2011

SÖYLEŞİ

Osman Nakıboğlu HABER

Naksan’da piknik şöleni Nakib okuyanlar kazandı

SAYI: 3

SÖYLEŞİ

Bahaeddin Nakıboğlu: Marka Kavramı, benim için çok önemli DOSYA

Tasarruf



Değerli Çalışma Arkadaşlarım;

SADETTİN KORKUT

Öncelikle, geçmiş Ramazan Bayramınızı kutlarım. Nakib bültenimizin bu sayısındaki konuların içerisinde “Tasarruf” kavramına özel bir yer verdik. Üzerinde yaşadığımız dünyada, insanların ve diğer canlıların yaşamsal olarak kullandıkları, bütün kaynakların, tükenen cinsten kaynaklar olduğunu düşünecek olursak, bu yaşamsal kaynakların bir gün sonunun geleceği kaçınılmazdır. 

 Yaşamın devam etmesinde, insanların ve diğer canlıların kullandığı, vazgeçilmez olan maddelerin tüketiminde dikkatli davranma, gereği kadar kullanma, idareli tüketmeye tasarruf denir. Aynı zamanda tasarruf; ihtiyacını karşılayıp, lükse ve sefahate, israfa kaçmadan ölçülü harcama yapmak, geleceğini düşünmek demektir. Tasarruf, yarınlarımız için önemli olan kaynakların idareli tüketilmesidir. Aksi takdirde bir gün her şey tükenecek ve geri dönüşü olmayacaktır. Suyumuz azalıyor, toprağımız verimsizleşiyor. Her şey bize kaynaklarımızın tükenmek üzere olduğunu gösterdiği halde, bu konuda maalesef yeterli tedbirleri almıyoruz. Dünyamızda var olan, su, hava, toprak, bitki, hayvanlar, petrol ve doğalgaz gibi maddeler, sınırlı yaşamsal kaynaklardır. Bilinçsiz ve aşırı tüketim nedeniyle bu kaynaklar her geçen gün biraz daha azalmakta. Hazır kaynakları kullanmak daha az emek ve sermaye gerektirdiğinden, daha cazip gelmektedir.

 Yaşamın her alanında, her türlü eylem ve hareketlerde tasarruf yapılacak, alanlar mevcuttur. Enerji, tüketim, zaman ve üretim aşamaları en önemli tasarruf alanlarındandır. Güvenliğimiz ve geleceğimizin yüksek refah içinde olmasını sağlamanın tek yolu, tüketim amacıyla kullanılan mal ve hizmet taleplerimizi gözden geçirmek ve sahip olduğumuz kaynakları yerinde ölçülü ve bilinçli kullanmakla mümkündür. Fabrikalarımız, sahip olduğu tüm kalite sistemleri ve en son teknolojiyle donanmış modern üretim tesisleriyle içeride ve dışarıda örnek tesisler olarak gösterilmektedir. Doğrudan ve dolaylı olarak binlerce aile geçimini Naksan ve grup şirketlerinin yarattığı kaynaklardan sağlamaktadır. Sürekli gelişen, değişen ve yoğun rekabet yaşanan pazar şartları, çalışanlarımızın geleceğe güvenle bakabilmeleri için hepimize büyük sorumluluklar yüklemektedir. Elde edilen mükemmel sonuçlar her zaman başarı anlamına gelmeyebilir, başarı yolunda nasıl yürüdüğünüz de önemlidir. Sahip olduğumuz mevcut kaynaklarımızı, iş yerlerimizde ve özel hayatımızda mümkün olduğunca tasarruf bilinciyle, dikkatli, planlı kullanarak hem tutumlu olabilir, savurganlığı önleyebiliriz, hem de bugünün ihtiyaçlarını karşılarken gelecek kuşaklarında ihtiyaçlarını dikkate alarak kaynak kullanımında sürdürülebilirliği sağlayabiliriz. Yaz ve izin döneminin de bitmesiyle, işlerine sarılan tüm çalışanlarımıza, iş yerlerimizde ve evlerimizde verimli ve bol tasarruflu günler dilerim.

www.naksan.com

Selam ve Saygılarımla. Sadettin KORKUT

NAKİB

3


t

Tatlı zehir

Melih Arat

4

NAKİB

MELİH ARAT

KONUK YAZAR

ZAMAN GAZETESİ KÖŞE YAZARI

Muhallebi yiyen biri sadece ben tatlı yiyorum diyebilir. Bu tatlının uzun vadede kendi vücudunda ya da hayatında meydana getireceği sonuçlardan habersizdir. Aynı şekilde tembel tembel oturan biri için, tembel tembel oturmak tatlı gelir; hatta birçokları için hafta sonları ve tatiller hiçbir iş yapmadıkları için çok tatlı diye tanımlanır. Ne var ki, yenilen bu tatlıların uzun vadede istenmeyen sonuçları vardır. Hayatımda her yaş grubundan insanı gözlemek için çok şansım oluyor. Bebekleri, gençleri, orta yaşlıları ve yaşlıları gözlemliyorum. Hepimizin önünde duran bu farklı yaş gruplarındaki insanlar, hepimize kendi öykümüzün başını sonunu gösteren bir tür zaman makinesi veriyorlar. Hepimizin anne-babasının, anneanne-babaanne ve dedelerinin sağlık durumu, aslında gençlik yıllarındaki hayat tarzının sonuçlarıdır. Orta yaşlardaki iş sorunlarının birçoğu gençlik yıllarında alınan kararların uzantısıdır. 20’li yaşlardaki olumlu ve olumsuz sonuçlar da ilk ve ortaöğretim yıllarındaki kararlarımızın eseridir. İlköğretim ve ortaöğretimde ödev yapmamak, televizyon izlemek, bilgisayarda oynamak, top peşinde koşturmak tatlı gelir. Ancak bu tatlının zehir olduğunu bir türlü anlayamayız; çünkü o an bize bu lezzetli gelir. Ne var ki, zehir yavaş yavaş etkisini gösterir ve sonunda “Ah ne yaptık!” deriz. Romanlarda ve filmlerde kötü insanlar, tatlı zehirler ikram ederler. Zehir bir pastanın ya da şerbetin içine katılır. Kitaplarda anlatılan bu tatlı zehirler etkisini hızlı gösterir. Bir gün içinde, en çok birkaç ay içinde kişi hastalanır. Zehir bir gün içinde etkisini gösterirse yenilen tatlıyla sonuç arasında ilişki kurmak kolaydır. Ancak tatlı zehrin ilk alındığı anla zehrin tesirini gösterdiği anın arası açıldıkça, bu etkiyi tatlı zehrin oluşturduğunu anlamak zorlaşır. Hayatın kendisinin içine saklanmış tatlı zehirlerin birçoğu aylar değil, yıllar sonra etkisini gösterir. Otuzlu yaşlarınızın başında pazar günleri kahvaltıda nefis bir sucuklu yumurta yiyorsunuz. Akşam yemeğinde nefis kebaplar ve pirzolalar yiyorsunuz. Bayram günlerinde o baklavalara, şekerparelere diyecek yok. Hepsi birbirinden nefis, hepsi birbirinden tatlı. Ancak yaş kırklaraellilere gelince yüksek tansiyon, damar tıkanıklığı, kolesterol ve envaiçeşit rahatsızlık başlıyor. Yaşlılık işte diyoruz; bu rahatsızlıkları kabulleniyoruz. Zamanında yediğimiz tatlı zehirleri birçoğumuz hatırlayarak durumumuzla ilişki kuramıyoruz, kursak da artık iş işten geçmiş oluyor. Her diş çektirdiğimizde yerine yenisini koyamayacağımız çok kıymetli bir parçamızı kaybetmiş oluruz. Bu dişler, yenilen tatlılar yüzünden değil, diş temizliğinin gereği gibi yapılmamasından kaybedilir. Diş fırçalamak ya da diş ipiyle temizlik yapmamak bize tatlı gelir. Öyleyse tatlı zehir, sadece yapılanlar ve tüketilenler değil, önemli ölçüde yapılmayanlardır. Ders çalışmamak tatlı zehirdir. Erken kalkmamak tatlı zehirdir. Spor yapmamak tatlı zehirdir. Sağlıklı beslenmemek tatlı zehirdir. Televizyon izlemek (bu ayrı bir tartışma konusu) tatlı zehirdir. Tatlı zehirler, sadece vücudumuzla ya da eğitimimizle ilgili değil, aynı zamanda ilişkilerdeki tutumlarımızla ilgilidir. İşyerinde aldığımız kararların bazıları tatlı zehirdir. Paramız olduğu halde, borcumuzu ödememek tatlı gelir. Ailemizle, eşimizle ya da çocuğumuzla ilgili sorumluluklarımızı yerine getirmemek tatlı zehirdir. Bir babaya çocuğuyla oynamak sıkıcı gelebilir ve televizyona bakmak daha eğlenceli gelebilir. Ancak babadan yeterli onaylanma almayan çocuğun özgüveni gelişmeyebilir. Hayatınızdaki tatlı zehirleri fark etmeniz ve bırakmanız dileğiyle... m.arat@zaman.com.tr

www.naksan.com


İÇİNDEKİLER

İmtiyaz Sahibi Naksan Holding A.Ş Adına

Sadettin Korkut Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kanal Yayın Koordinatörü Levent Özocaklı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Hasan Küçükusta Redaksiyon Yusuf Çakır Fotoğraf ve Grafik Tasarım Hasan Küçükusta Baskı Tarihi Eylül 2011 Baskı

Filmon Ofset Filmcilik San. Tic. Ltd. Şti. Org. San. Bölgesi Eskoop San. Sitesi B-1 Blok No:35 İkitelli / İstanbul TEL: 0212 671 57 40 - 41 - 42

Yıl: 2011 Sayı: 3 Bu dergi Naksan Holding tarafından ücretsiz dağılmaktadır. Para ile satılmaz. Yaygın süreli yayın Üç ayda bir yayınlanır. Bu dergide yayınlanan haber, fotoğraf ve yazılar izin alınmadan kaynak gösterilerek dahi kullanılamaz. Tipografik hatalar bağlayıcı unsur teşkil etmez. www.naksan.com dergi@naksan.com

24

OSMAN NAKIBOĞLU KURALLARLA YAŞAR, KURALLARLA YÖNETİRİM

NAKSAN HOLDİNG PİKNİK NAKSAN AİLESİ PİKNİKTE STRES ATTI

06

GÜLFER NAKIBOĞLU KIZ ÖĞRENCİ YURDU BEŞ YILDIZLI KIZ ÖĞRENCİ YURDU

10

FORTUNE 500 AMBALAJ SEKTÖRÜNÜN LİDERİ NAKSAN PLASTİK

12

ÖZGÖRKEY SÖYLEŞİ AVRUPA’NIN EN İYİ TESİSLERİNE SAHİBİZ

TANER NAKIBOĞLU 14

ROYAL EBRUYU HALIYLA BULUŞTURDU

SADETTİN KORKUT

30

ÇEVREYİ PLASTİK DEĞİL, İNSANLAR KİRLETİYOR

22

EBRU YILDIRIM PARA BİR MALI SATARKEN DEĞİL, ALIRKEN KAZANILIR

32

ESRA NAKIBOĞLU PROAKTİF İŞ ANLAYIŞI İLE TİCARİ FAALİYETLEMİZİ, HIZLI VE ETKİN ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİRİYORUZ

34

ÖDÜL TÖRENİ NAKİB OKUYANLAR KAZANDI İletişim Bilgileri 1. Organize Sanayi Bölgesi 18 Nolu Cad. NO:13 Şehitkamil / GAZİANTEP Tel: 0 342 211 21 21

www.naksan.com

13 BAHAEDDİN NAKIBOĞLU

PERSONEL NAKSAN PERSONELLERİ

42

Marka kavramı, benim için çok önemli

16 NAKİB

5


NAKSAN HOLDİNG 7-11 Haziran tarihleri arasında yapılan geleneksel Naksan Holding piknik şöleni coşkulu geçti.


AİLESİ PİKNİKTE BULUŞTU


GÜNCEL > GELENEKSEL PİKNİK ŞÖLENİ

COŞKULU PİKNİK Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından Naksan Holding, çalışanları arasındaki birlik ve beraberlik duygularını kaynaştırmak amacıyla düzenlediği geleneksel pikniğin ikincisi Dülükbaba mesire alanında 4 gün boyunca yapıldı. 8

NAKİB

Dülük Baba mesire alanında yapılan pikniğe Naksan Holding Onursal Başkanı Şıh Mehmet Nakıboğlu, Naksan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Nakıboğlu, Naksan Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Osman Nakıboğlu, Naksan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Hilmi Nakıboğlu, Naksan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Taner Nakıboğlu, Naksan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Bahaeddin Nakıboğlu ve Naksan Plastik Genel Müdürü Saadettin Korkut’un yanı sıra üst yöneticiler ve çalışanlar katıldı.

www.naksan.com


GÜNCEL > GELENEKSEL PİKNİK ŞÖLENİ

Haber: Hasan Küçükusta

Naksan Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Nakıboğlu, Naksan Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Osman Nakıboğlu ve Naksan Plastik Genel Müdürü Saadettin Korkut personellerle bir süre sohbet ederek, onların mutluluğuna ortak oldular. Naksan Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Osman Nakıboğlu, Naksan Holding’in büyük bir aile olduğunu belirterek, “Geçen yıl yaptığımız piknik şölenini bu yıl da tekrarlayarak geleneksel hale dönüştürmeye çalıştık. Bu tarz organizasyonlarla hem çalışanlarımız hem de bizler yoğun iş stresinden, yoğun iş temposundan bir süre dahi olsa koparak enerjimizi depoluyoruz. Bu gibi organizasyonlarla çalışanlar arasındaki bağların daha da güçlendirileceğine inanıyorum” dedi. Naksan ailesi olarak büyük işler yaptıklarını kaydeden Nakıboğlu, “Yaptığımız işlerdeki en büyük katkı personellerimizindir. Personelimizle beraber bu tür organizasyonlarda bir araya gelmek bizleri mutlu ediyor. Umarım bu şölen çok coşkulu geçer ve gelecek yılki şölene çıkmayı Allah bizlere nasip eder” diye konuştu. Naksan Plastik Genel Müdürü Saadettin Korkut, yapılan bu organizasyonların personelleri motive ettiğini belirterek; “Bu piknik şöleninde emeği geçen herkese teşekkür ederim. Naksan ailesi olarak gün geçtikçe büyüyoruz. Böyle organizasyonlar sayesinde birbirimizi daha yakından tanıyarak motive oluyoruz. Geçtiğimiz yıl birincisi düzenlenen piknik şölenini bu yıl da yaparak geleneksel hale getirmek istedik. Umarım her yıl aynı coşku ve heyecanla biraraya geliriz” dedi. Karnaval havasında geçen piknikte; sihirbaz, jonklör ve animatör ekibi gösterilerde bulundu. Dağıtılan top ve balonlarla çocuklar gönüllerince eğlendiler. Renkli görüntülere sahne olan piknikte oynanan oyunlarda, halat çekme yarışması izleyenlere heyecanlı anlar yaşatırken, makarnalı dans oyunu izleyenleri kırdı geçirdi. Düzenlenen yarışmalar sonucunda dereceye girenlere ise çeşitli hediyeler dağıtıldı.

www.naksan.com

NAKİB

9


12

NAKİB

www.naksan.com


SOSYAL SORUMLULUK > Özel Gülfer Nakıboğlu Kız Öğrenci Yurdu

NAKIBOĞLU’NDAN 5 YILDIZLI

KIZ ÖĞRENCİ YURDU

Gaziantep’in tanınmış hayırseverlerinden Nakıboğlu ailesinin, sosyal sorumluluk anlayışı ile yaptırdıkları Özel Gülfer Nakıboğlu Üniversite Kız Öğrenci Yurdu ilk açıldığı günden itibaren İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden teşekkür belgesine layık görülüyor.

N

www.naksan.com

Haber: Hasan Küçükusta

akıboğlu ailesi, sadece iş hayatındaki başarıları ile değil toplumun istifadesine sundukları birçok kıymetli eserle de adından söz ettiriyor. Aile, bu güne kadar sosyal sorumluluk anlayışı ile birçok okul, yurt, aşevi, cami ve etüt merkezini Gazianteplilerin hizmetine sundu. Naksan Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Osman Nakıboğlu, Gaziantep’te kız öğrenci yurdunun ihtiyaç olduğunu düşünerek, eşi adına 180 yataklı, Gaziantep ve çevresinde örnek alınacak Özel Gülfer Nakıboğlu Kız Öğrenci Yurdu’nu yaptırdı. 2008-2009 eğitim öğretim yılında hizmete başlayan Özel Gülfer Nakıboğlu Kız Öğrenci Yurdu, 180 yatak kapasitesi ile ailelerin güvenle evlatlarını bırakabilecekleri bir yuvadır. Türkiye’nin en güzel ve en modern öğrenci yurtlarından biri durumunda olan Özel Gülfer Nakıboğlu Kız Öğrenci Yurdu uzman ekibi ve kadrosuyla geleceğimizin gençlerinin güvenli ve huzurla kalabilecekleri bir yerdir. Adına yurt yaptırılan Gülfer Nakıboğlu pek çok dernek ve kuruluşta görev alarak Gaziantep’teki eğitim faaliyetlerine unutulmaz hizmetler yapmaktadır. Üniversite öğrencileri için planlanan yurt 1000 metrekare arazi üzerine kurulu ve 16 kattan oluşuyor. Bodrum katta mutfak, çamaşırhane, konferans ve sinema salonu, kütüphane, fuaye alanı ve 3 adet sosyal ve kültürel etkinlik salonu bulunuyor. Yurdun giriş katında resepsiyon ve idari bölüm, asma katta, kantin, mescit, toplantı salonu ve bilgisayar odası; yatakhane katlarında ise 4’er kişilik özel odalar, eğitimci odası, etüt odası, dinlenme odaları ile her katta çamaşır makinesi, kurutma makinesi, mini mutfak, 4 adet duş ve tuvalet ile ikişer idareci yatakhanesi bulunuyor. Yurt toplam 180 yatak kapasiteli. Üst 2 katta ise yemekhane ve kafeterya yer alıyor.

NAKİB

11


GÜNCEL > İLK 500

Ambalaj sektörünün lideri Naksan Plastik

Türkiye’deki sanayicilerin 2010 yılı performanslarını inceleyen İSO 500, Capital 500 ve Fortune 500 sıralamasında, Naksan Holding’e bağlı şirketler yükselişini sürdürdü. Naksan Plastik ve Royal Halı, 2010 yılında da büyümesine devam ederek Gaziantep’in gururu oldu.

İ

yer aldı. Naksan Plastik Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş. üç ayrı firmanın yapmış olduğu araştırmalarda Türkiye’nin en büyük plastik ambalaj firması olma özelliğini korudu.

PLANLI BÜYÜME

Konuyla ilgili açıklama yapan Naksan Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Osman Nakıboğlu, “Naksan Plastik olarak faaliyet göstermeye başladığımız ilk günden bu yana, sektörümüzün ve müşterilerimizin beklentileri doğrultusunda yatırımlarımızı sürdürüyor ve büyüme planlarımızı gerçekleştiriyoruz. Geçtiğimiz seneye göre İSO 500, Capital 500 ve Fortune 500’de üst sıralarda yer almayı başardık. Bu üç büyük firmanın araştırmalarına göre yüzde 20 büyüme kaydederek üst sıralara yükselmemiz stratejimizi ve

hedeflerimizi gerçekleştirdiğimizi göstermektedir” dedi.

GAZİANTEP’İN GURURUYUZ

Naksan Plastik Genel Müdürü Sadettin Korkut konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, “ Son bir ay içerisinde, ülkemizdeki kuruluşların 2010 yılı performanslarının incelendiği ISO 500, Fortune 500, Capital 500 araştırmalarında en üst sıralarda yer aldık. Ayrıca yine Türkiye İhracatçılar Meclisinin TİM 1000 Türkiye’nin ilk bin ihracatçı firması sıralamasında 172. sırada yer aldık. Bu performanslarımız hem grubumuz hem de Gaziantep ve sektörümüz için gurur kaynağı olmuştur. Hedefimiz önümüzdeki yıllarda daha iyi noktalara yükselmektir” diyerek sözlerini tamamladı.

Haber: Hasan Küçükusta

stihdamda ve sanayide büyük pay sahibi olan Naksan Plastik ve Royal Halı İSO 500, Capital 500 ve Fortune 500’de bir önceki yıla göre sıralamadaki yükselişini devam ettirdi. İstanbul Sanayi Odası’nın gerçekleştirdiği Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması’nda, 500 büyük arasına Naksan Holding’in 2 şirketi girmişti. Üretimden satışlar baz alınarak 2010 yılı verileri üzerinden yapılan çalışmada, Naksan Plastik Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş. 129’ncu sırada yer alırken Royal Halı ise 439’ncu olmuştu. Fortune Dergisi’nin araştırmasında ise Naksan Plastik Enerji Sanayi ve Ticaret A.Ş. 152’nci olurken Royal Halı 400’ncü sırada yer almıştı. Naksan Plastik Capital 500’de ise yüzde 20 büyüme ile 182’nci sırada

12

NAKİB

www.naksan.com


GÜNCEL > ÖDÜL TÖRENİ

NAKİB okuyanlar KAZANDI!..

Çıktığı ilk günden bu yana ilgiyle takip edilen Nakib Dergisi’nin 2.nci sayısında yine Gazintep’te bir ilk gerçekleştirildi. Uzman bir ekip tarafından hazırlanan ödüllü bulmaca sonucunda ilk 100 kişi arasında yapılan çekilişte, 3 kişiye Royal’den sigortalı halı hediye edildi.

Haber: Hasan Küçükusta

D

ergimiz Nakib’in düzenlemiş olduğu ödüllü bulmacanın çekilişi yapıldı. “Mezopotamya” şifresini çözen Naksan Plastik Klişe İmalat Bölümünden Adem Yel, Naksan 1 Film hattından Haydar Kaplan ve Sanko Holding’den Bilge Apaydın’ın ödüllerini Naksan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Taner Nakıboğlu, Naksan Plastik Genel Müdürü Sadettin Korkut ve Repro Müdürü Mustafa Kanal verdi. Sanko Holding’den Bilge Apaydın’ın ödülünü veren Naksan Holding Yönetim Kurulu Üyesi Taner Nakıboğlu, yapılan bu organizasyonun hem Naksan Holding hem de Nakib dergisi için önemli olduğunun belirtti. Yapılan ödül töreninde Naksan Plastik Klişe İmalat Bölümünden Adem Yel’in ödülünü veren Naksan Plastik Genel Müdürü Sadettin Korkut, bu tür yapılan organizasyonların önemine değinerek ödül kazanan herkesi kutladı. Naksan 1 Film hattından Haydar Kaplan’ın ödülünü veren Repro Müdürü Mustafa Kanal ise ödüllü bulmacanın Nakib Dergisi’ne renk kattığını belirterek diğer sayılarda da bu etkinliğe devam edeceklerini söyledi. Nakib Dergisi olarak ödüllerini alan herkesi kutluyoruz.

www.naksan.com

NAKİB

13


SÖYLEŞİ > ÖZGÖRKEY GRUP

Özgörkey Grup Kurumsal İlişkiler Müdürü Gökben Uskuç:

Avrupa’nın en büyük tesislerine sahibiz 1958 yılında temelleri atılan ve şu anda Türkiye’nin en büyük entegre dondurulmuş gıda tesislerine sahip olan Özgörkey Grup 30 bin ton kapasiteli patates hammadde deposu ile Avrupa’da bu alanda en büyük depoya sahip olma özelliğine sahiptir.

Y

üksek kalite ve müşteri memnuniyetini sağlama amacıyla faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu belirten FEAST, Özgörkey Gıda Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. Pazarlama & Kurumsal İlişkiler Müdürü Gökben Uskuç, Özgörkey olarak kaliteye ve hijyene çok önem veriyoruz. Çünkü yapmış olduğumuz iş direk insan sağlığıyla alakalı birşeydir. Tedarikçilerimizi bu alanda değerlendirerek seçiyoruz” dedi. 2002 yılında beri Naksan Plastik ile çalıştıklarını belirten , Özgörkey Gıda A.Ş. Kurumsal İlişkiler Müdürü Gökben Uskuç, “Yaklaşık 10 yıldır Naksan ile çalışıyoruz. Bugüne kadar termin ve hijyen konusunda hiçbir sıkıntımız olmadı” dedi. Özgörkey Gıda A.Ş. Kurumsal İlişkiler Müdürü Gökben Uskuç, Özgörkeyin’in kuruluşu, projeleri ve bir çok soruyu Nakib okurları için anlattı.

Özgörkey’in kuruluş hikayesini anlatır mısınız? Temelleri 1951 yılında gruba ismini veren Erdoğan Özgörkey tarafından atılan E. Özgörkey Grubu, makina motor ithalatı, ev ve büro mobilyaları üretim ve satışı gibi sektörlerde faaliyet göstermiş ve 1968-1998 yılları arasında Ege ve Akdeniz bölgelerinde The Coca Cola Company ürünlerinin üretim, satış & pazarlama ve dağıtımını gerçekleştirmiştir. 1998 yılında Torbalı’da yeni bir yatırıma başlayan E. Özgörkey Grubu, Özgörkey Gıda Ürünleri A.Ş. adı altında yapılandırdığı dondurulmuş gıda tesisi inşaatını iki yıldan az bir süre içerisinde tamamlayarak 2000 yılında faaliyete geçirmiş, Feast markası ile derin dondurulmuş patates, sebze & meyve, kaplamalı ve unlu mamuller gruplarında üretim yapmaya başlamıştır. İzmir - Torbalı’da yaklaşık 1.000.000 m² bir arazi üzerine kurulmuş olan tesis dondurulmuş patates, meyve&sebze, kaplamalı ve unlu mamuller hattı olmak üzere yılda toplam 100.000 ton bitmiş ürün elde edecek kapasite ile Türkiye’nin en büyük

entegre dondurulmuş gıda tesisidir. Tesisler bünyesinde yer alan - 25 °C’de toplam 30.000 ton son ürün muhafaza kapasitesine sahip soğuk hava depolarında sıcaklık seyri bilgisayarlarla online olarak izlenmektedir. Ayrıca bünyesinde 30.000 ton kapasiteli tamamı bilgisayar kontrollü patates hammadde deposunu bulunduran Özgörkey Gıda, Avrupa’nın bu alanda en büyük deposuna sahip olma özelliğini taşımaktadır. Dondurulmuş gıda sektöründe hem kapasite hem de satış hacmi ile Türkiye’nin en büyüğü olan

Özgörkey Gıda; Burger King, KFC başta olmak üzere fast food kanalının en güçlü isimlerine ürün tedarik etmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinden Japonya’ya uzanan geniş bir ihracat ağı olan Özgörkey Gıda, toplu tüketim kanalında okullar, askeri birlikler, restoranlara hizmet vermektedir. Pek çok süpermarketin kendi markalı ürünlerini üreten Özgörkey Gıda, 2009 yılından bu yana FEAST markalı ürünleri ile zincir marketlerden tüketicilerine ulaşmaya başlamıştır.


SÖYLEŞİ > ÖZGÖRKEY GRUP Naksan ile çalışmaya ne zaman başladınız? Naksan ile 2002 yılında stretch, ihracatta kullanılan mavi sürekli PE ve mavi torba 75*65 malzemeleri ile çalışılmaya başlanmış ve 2006 yılında da önce baskısız şeffaf pe, daha sonra da baskılı malzemelerin tedariğinin başlamasıyla çalışmalar yoğunlaşmıştır.

Kalite ve termin konusunda firmamızı nasıl buluyorsunuz? Naksan ile uzun yıllardır çalışmaktan memnunuz, üretimimiz için önemli olan kalite ve termin konusunda da bugüne kadar büyük bir sıkıntı yaşamadık.

Müşteri memnuniyeti için neler yapıyorsunuz? Müşteri memnuniyetini ve bağlılığını sağlayacak kaliteli ve güvenli ürünler üretirken en etkili hizmeti verebilmek için; müşterinin sürekli değişen, gelişen beklenti ve taleplerini karşılamak, en yüksek kalite normlarına uygun ürün ve hizmet üretmek için, tüm faaliyet alanlarında iyileştirme, geliştirme ve büyümeyi sürekli kılmayı hedefliyoruz.

Hangi aylarda daha yoğun oluyorsunuz? Haziran ayında başlayan yeni sezon patates hasadı ile birlikte artan üretim rakamlarımıza paralel olarak, çoğu tedarikçimizle olduğu gibi Naksan Plastik ile de yaz aylarında yoğun olarak çalışırız. Bu yoğunluk biber hammadesinin gelmeye başladığı Ağustos ayından itibaren daha da artarak yıl sonlarına dek sürer.

tijli bir endüstriyel müşteri portföyümüz var. Ayrıca İngiltere ve Fransa başta olmak üzere AB ülkelerinden Japonya’ya uzanan geniş bir alana ihracat yapıyoruz.

Kaç çeşit ürün üretiyorsunuz? FEAST’in patates (parmak ve kabuklu elma dilim kesimleri), sebze & meyve (yaklaşık tüm sebze & meyveler), kaplamalı ürünler (kroketler, soğan halkaları, baharatlı patatesler) ve unlu mamullerden oluşan (pizza, milföy, mantı, börekler ve sigara böreği) beş ana ürün grubu bulunmaktadır.

Dondurulmuş gıda sektöründe yeni yatırımlarınız olacak mı? Evet, kısa ve orta vadede planladığımız yatırımlarımız var.

Dondurulmuş gıda ile ilgili tüketicilere ne tür bilgiler vermek istersiniz? •Dondurarak saklama, gıdaların en iyi korunma yöntemidir. •Bu yöntemle gıdanın doğal lezzet, renk ve besin değerinin korunması sağlanır. • Tarladan toplandıktan sonra hemen dondurulur. • En ideal ve gelişmiş dondurma işlemi, IQF (Individually Quick Freezing – Bireysel Hızlı Dondurma) teknolojisi ile -40° C’de yapılmaktadır. Ev tipi dondurma sürecinde ise, --20° C’de dondurma işleminin süresi uzamakta ve besin değeri kayıpları artmaktadır. •IQF işlemi, meyve ve sebzelerin tek-tek, doğal yapılarına zarar vermeden, besin değerleri ve tazelikleri en iyi şekilde korunarak, kısa sürede dondurulmasını sağlar.

•Hiçbir koruyucu ve katkı maddesi içermez. •Tarladan toplandıktan hemen sonra dondurulduğu için, çocuklara verilebilecek kadar katkısız ve tazedir. •GDO’lu (genetiği değiştirilmiş) tohum kullanılmaz. •Vitamin ve mineral değerleri dalından koparıldığı andaki besin değerine çok yakındır. •Kontrollü ve sözleşmeli tarımla üretilen dondurulmuş sebze ve meyvelerde herhangi bir pestisit kalıntısı bulunmamaktadır. Hormonsuz olarak mevsiminde yetiştirilen sebze ve meyveler en doğru zamanda hasat edilir. •Ayrıntılı tat testlerinden geçirilen dondurulmuş ürünler her porsiyonda aynı lezzet ve kalitededir. •Mevsiminde dondurulan, dondurulmuş sebze ve meyveler her zaman taze, her mevsim sofralarınızdadır. •Dondurulmuş gıda satın alındığında, sap, kabuk ve çekirdek gibi kısımlara bedel ödenmemekte, sadece pişirmeye hazır ürün için ödeme yapıldığından, dondurulmuş gıdalar ekonomiktir. •Kullanıma hazır olması nedeniyle, kullanımı çok kolay ve pratiktir. Tüketiciyi ayıklama ve yıkama zahmetinden kurtarır. •Saklama koşullarının doğru uygulanmasıyla “dondurulmuş gıda” tazeliğini çok uzun süre korumaktadır. •“Dondurulmuş gıda” ambalajı üzerindeki faydalı etiket bilgileriyle kullanıcının hayatını kolaylaştırdığı gibi, güvenli seçenekler sağlamaktadır. Sonuç olarak para, zaman, enerji tasarrufu sağlayan, en iyi hammaddelerin seçilerek, en hijyenik koşullarda tüm besin değerleri, hiçbir katkı maddesi olmaksızın korunabilen “dondurulmuş gıda” modern çağımızın en pratik çözümüdür.

Gıda sektörü deyince ilk akla hijyen geliyor. Bu konuyla ilgili ne tür çalışmalarınız var? Yüksek kalite ve müşteri memnuniyetini sağlama amacıyla faaliyetlerini sürdüren Özgörkey Gıda Kalite Güvence Departmanı, üretimin tüm aşamalarını titizlikle kontrol etmekte, yapılan fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik analizlerle en kaliteli ürünün müşterilere ulaşmasını sağlamaktadır. Hammadde temininden itibaren tüketicinin sağlığını güvence altına alan bir gıda üretim teknolojisini kullanarak, bu konuda ortaya çıkabilecek tehlikeleri önceden önlemek amacıyla ISO 22000, British Retail Consortium (BRC) (Ingiliz Tüketici Birliği) ve ISO 9001-2008 kalite güvence sistemleri kurulmuştur. Feast tesisleri ISO 9001:2008, ISO 22000 ve BRC FOOD belgelerine sahiptir.

2011’in ilk yarısı nasıl geçti, ikinci yarısından beklentileriniz nelerdir? Kârlı ve iyi bir sene geçiriyoruz. Kur artışı etkisi ile sene sonuna doğru ihracatta da bir hareketlenme öngörüyoruz.

Pazardaki yerinizden bize bahseder misiniz?

Haber: Hasan Küçükusta

Çeşitli satış kanallarına hizmet vermek ve ürün yelpazesinin çeşitliliği rekabet ortamında büyük avantaj sağlıyor. Özgörkey Gıda, hem satış tonajları olarak hem de kapasite olarak Türkiye’nin en büyük dondurulmuş gıda firması. Üretim miktarlarımızın yüksek olması, tarladan tüketiciye kadar tüm aşamalarda bize rekabet avantajı sağlıyor. Hem Avrupa’nın hem ülkemizin önde gelen müşterilerine hizmet veriyoruz. FEAST markalı ürünlerimizle perakende kanalda son tüketiciye ulaşıyoruz. Özel markalı ürünlerimiz yine nihai tüketiciye ulaşıyor. Burger King, KFC, Domino’s Pizza, IKEA gibi pres15


GÜNCEL > Bahaeddin NAKIBOĞLU

Naksan Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı

Bahaeddin Nakıboğlu:

Marka kavramı

benim için çok önemli Türkiye’nin önde gelen marka yönetimi dergilerinden The Brandage’nin bu ayki sayısına konuk olan Nakıboğlu, marka kavramının önemine değinerek bu konudaki deneyimlerini ve tecrübelerini paylaştı.

T

ürkiye’nin önde gelen marka yönetimi dergilerinde The Brandage, Ağustos sayısında ana konusu “Marka Elçiniz Tutkulu Bir Aşkın Neferi Mi” başlığıyla, okuyucularının karşısına çıktı.

Naksan Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Nakıboğlu, Sosyal Medyanın önemine değinerek Naksan Teknoloji’nin markalaşma sürecini anlattı.

Kendi şirketinizin ve/veya yönettiğiniz markanın marka elçisi olmak size ne gibi sorumluluk yüklüyor?

Apple satışları için kurmuş olduğumuz Elmacıpazarı şirketimizin ana felsefesi aslında Amerika’da görmüş, yaşamış olduğum Apple felsefesini şirketime yansıtmaktı.

Apple ile ilgili çevremdekilere sözlü paylaşımların 2002’de üniversitedeyken başlamıştı. Sosyal medyanın çıkışı ve Türkiye’de yetkili Apple iş ortağı olmamız nerdeyse aynı zamana denk geldi. Bu nedenle sorumluluğumun baştan beri bilincindeyim. Apple’ın kendi tarzı ve kuralları var. Bu kurallar tamamen marka kimliği ve kişiliği ile ilgili. Bunları bilmeyen kişiler yanlış yorumlar yapınca, özellikle sosyal medyada onları düzeltmek benim görevimmiş gibi ilgilenmeye çalışıyorum. Bunun nedeni de Apple’a olan tutkum, tutkumuz. Tabii ki marka elçisi olarak kendi markanızı, alt markaları ya da ürünleri hedef kitlenize “anlatıyor olmak”, akıllarda soru işareti bırakabilir. Eski pazarlama mantığında “ürün satmaya çalışıyor” algısı her an olabilir. Burada ince bir çizgi var. İlgili tüketici, karşısında bir marka ile ilgili sorunları yanıtlayabilen, aklına gelenleri paylaşabildiği ve inandırıcı bir kişi bulursa durum değişiyor. Bu tam günümüzün “marka elçisi” kavramına denk düşüyor. Kendi şirketimin ve markalarımın marka elçisi olmayı bu nedenlerden ötürü önemsiyorum.

Bir yöneticinin marka elçisi olduğunda tüketiciye/çalışanına nasıl bir örnek teşkil etmesi gerekiyor? Apple’ın marka ruhunu, marka felsefesini tüm ekip arkadaşlarıma sürekli anlatırım.

16

NAKİB

www.naksan.com


GÜNCEL > Bahaeddin NAKIBOĞLU

Çünkü, bir marka yöneticisi ve çoğu zaman da markanın kimliğinin ve konumlandırmasının çalışanlar dahil herkese doğru aktarılması gerektiğini düşünüyorum. Hatta eskiden satış ekibinden olmasalar dahi her çalışana genel bir Apple hayat felsefesini anlatırım. Teknoloji ürününden örnek teşkil etmek çok basit. Asıl amacım ve sürekli yaptığım şey aslında, karşıma gelen her türlü olayı “Bak bunu Apple ile şöyle yapabilirdin” diye hemen doğru yolu göstermektir zaten. Apple markası dünya üzerinde bu çabayı hakkediyor diye düşünüyorum.

Markayı temsil eden üst düzey bir kişi olarak marka elçisi olmak, markaya olan güveni arttırıcı bir etki yaratıyor mu? Evet, güven arttırıcı bir etki yaratıyor. Çünkü beni gören bir yönetici, “Bahaeddin yapıyor, bende yapabilirim diyor”, ve Apple ürününe merak duyuyor, kendisi de kullanmak istiyor. 2004’te Naksan Holding’de göreve başladığımda Apple kullanan yoktu. Ben kullandığım için şirketin bilgi işlem birimi bana destek vermek zorunda kaldı. Şimdi tüm bilgi işlem birimi Apple kullanıyor,

tüm sistemlerimizi yönetiyor. Bu durum biraz öncede belirttiğim gibi, çevrenizde olumlu etki bırakıyor. Özellikle PC kullananların aslında Apple’ın çok daha ilerde olduğunu anlamalarına da yardımcı oluyor. Karşılarında birinin onlarınkinden farklı bir markaya ya da ürün kullanıyor olması, onlara aynı zamanda cesaret veriyor.

Sizin kişiliğinizin markanızın kişiliğini ne yönde etkilediğini düşünüyorsunuz? Apple satışları için kurmuş olduğumuz Elmacıpazarı şirketimizin ana felsefesi aslında Amerika’da görmüş, yaşamış olduğum Apple felsefesini şirketime yansıtmaktı. Apple’ın her zaman müşterisine verdiği önemi bende ekip arkadaşlarıma anlatırım ve sürekli müşterinin haklı olduğunu ve onların memnuniyetinin her şeyden önce geldiğini belirttim. Bu aynı zamanda benim ticaret anlayışımdı. Yeni “şeyleri” keşfetmeyi ve onları insanlarla paylaşmayı severim. İnsanların hayatlarına kendi tattığım yeniliklerin girmesi için çaba harcarım. Heyecanlı ve şaşırtmayı seven bir yapım var. Apple ile tanıştığımda aynı şeyleri marka markanın ruhunda da gördüm ve kendime çok

yakın hissettim. Be nedenle de kendi markamıza, hem kendi kişiliğimi hem de Apple kişiliğini aktarmak yönünde ister istemez hareket ediyorum.

Marka elçisi olmanız, size markanızla ilgili ne gibi bir deneyim yaşatıyor? Marka elçisi olarak sadece hedef kitlemize markayı ve ürünlerini aktarmakla yetinmiyoruz. Aynı zamanda onların taleplerini, iç görülerini, beklentilerini ve hatta farkında olmadıkları beklentileri keşfediyoruz. Bu bir marka için çok önemli. Elmacıpazarı markamızın, Türkiye’de sosyal medyada en çok bilinen Apple Yetkili Satıcısı. Bunu ekip arkadaşlarımla içimizden gelerek yaptığımız müşteri desteği ile sağladık. Apple özellikle son ürünü iPad ile önemli bir fark yarattı. iPad kullanıcılarının hemen hepsi sosyal medyada aktif konumdalar. Marka elçisi olarak bizzat sosyal medyada, iPad markasından yola çıkarak diğer Apple ürünlerinin özelliklerini de onlarla paylaşıyorum. Hızla gelişen sosyal medyada markaya değer katmak, tüketicilerle bir elçi olarak iletişimi kesmemek de bize çok önemli deneyimler katmaya devam ediyor. The Brandage Dergisinden alıntıdır.

17


TASARRUF


DOSYA > TASARRUF

Naksan Holding Personel Müdürü

Mehmet Kendirci:

En ucuz enerji, tasarruf edilen enerjidir Naksan Holding Personel Müdürü Mehmet Kendirci tasarruf konusunun toplumun her alanında çok önemli ve dikkat edilmesi gereken bir konu olduğuna değinerek herkesin kendine düşen görevi yapması gerektiğini belirtti.

N

aksan Holding Personel Müdürü Kendirci, en ucuz enerjinin tasarruf edilen enerji olduğunu vurguluyarak Nakib okuyucularına şu bilgileri verdi.

Yine kalite ve lüksten feragat etmeden yapılabilecek bir başka uygulama çeşidi de yapılatn iş yada olgunun tekniği veya genel yöntemde değişikliğe giderek daha verimli sonuçlar almaktır. Bu şekilde daha avantajlı ve daha ekonomik kaynaklar kullanılarak ya da uygulanan teknikleri geliştirerek aynı sonuç çok daha az harcama ile alınmış olur. Örneğin benzinli otomobillere LPG taktırılması bu tür bir tasarruf sağlar.

Sizce Tasarruf nedir?

Tasarruf sizce kaça ayrılır?

Tasarruf yapmak, lüksten kaçınmak suretiyle kaynakları idareli kullanmak, tutumlu olmak, israftan kaçınarak gereksiz tüketimde bulunmamak şeklinde uygulanır. Tasarrufu teknikleri konusunda 4’e ayırabiliriz: Kısıtlama Koruma Verim Arttırma Kaynak yaratma

Bunlardan bize kısaca bahsedebilir misiniz?

Kısıtlama Yoluyla Tasarruf Yapmak: Kısıtlama yoluyla tasarruf yapmak insanın sözkonusu kaynağın daha azıyla yetinmesini göze alarak harcamaları kısma yoluyla gerçekleşir. Mevcut yaşam düzeyi, yaşam standartları ve lüksünden feragat ederek tasarruf yapılabilir ve arada kazanılan kaynak daha uygun bir alandan harcanmak üzere ayrılabilir. Ancak tasarrufun en ilkel halidir. Çünkü alınan sonuç yapılan feragata bağlıdır ve ortam yada yapılan

www.naksan.com

Kaynak Yaratma

işin kalitesi doğal olarak düşük olacaktır. Daha teknik tasarruf yöntemlerini uygulama fırsat veya imkanı olmayanlar için tercih edilmelidir.

Koruma Yoluyla Tasarruf Yapmak:

Yapılan iş veya oluşturulan ortamda kalite yada lüksten feragat edilmeden, kaynak enerji ve para harcamalardaki kaçak ve kayıpları, ya da boşa harcanan kısımları azaltarak ta tasarruf yapılabilir. Bu şekilde kayıp olmadan kazanç elde edilmiş olabilir. Bu şekilde gerçek anlamda tasarruf yapılmış olunur. Örnek olarak küçük bir ısı yalıtımı ile enerji kaybını minimuma indirerek ısınma için yapılan harcamalar da minimize edilmiş olunur.

Verim Arttırma Yoluyla Tasarruf Yapmak:

Tasarruf sağlamak için çevrede boşa giden kaynaklardan uygun olanlarını işin yapılmasına yararlı hale getirerek normalde hesapta olmayan bir kaynak yaratarak sisteme dahil etmek ve karşılığında daha değerli başka kaynakları harcamayarak (ya da en azından daha az harcayarak) yapılan tasarruf şeklidir. Örneğin en eski uygulamalardan birisi insan ya da hayvan işgücü yerine akarsu enerjisini kullanmaktır. Bu şekilde çok avantajlı ve büyük bir güç sisteme dahil edilmiş hem zamandan hem da enerjiden tasarruf edilmiş olunur. Günümüzde özellikle çeşitli yan ürünlerden, ikincil enerjiler, atıklar ya da güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerjilerin sisteme kazandırılması bu tür tasarruf yöntemlerine örnektir.

Tasarrufun faydaları nelerdir? Ev veya işyeri bütçenize katkı yapar.

Verim arttırır zamandan ve kaynaklardan kazanç sağlar. Kaynak tüketimini azaltır ve doğaya, ekolojiye katkı sağlar. Ülke enerji ihtiyacını azaltır; enerji kesintileri ve dışa bağımlılığı azaltır ülke ekonomisine katkı yapar.

Tasarruf bilincinin gelişmesi için neler yapmalıyız?

En önemli kural tasarruf konusunda bilgi paylaşımı yapmalıyız. Başkalarını teşvik ve tasarrufa sevketmek, dolaylı yoladan ikinci bir tasarruf kazancı oluşturacaktır. Örneğin kulandığınız bir tasarruf yöntemini ya da ürünü paylaşarak başkalarının da aynı konuda tasarruf yapmasına sebep olarak sadece kişisel değil hem ülke hem de dünya ekonomisine katkıda bulunmuş olacaksınız.

NAKİB

Haber: Hasan Küçükusta

Tasarruf sahip olunan herhangi bir kaynak veya varlığı (para, enerji, malzeme, zaman gibi..) kullanım şekil ve yoğunluğuna dikkat ederek hesaplı harcama, optimizasyon (en iyi; en ekonomik yöntemi kullanarak) yaparak verim arttırma, ekonomik davranarak aynı veya benzer sonuçlar için daha az malzeme para ve zaman harcamaktır. Bu yöntemler sonucunda hem zaman kazanıp hem de para biriktirilebilir. Atalarımız tasarrufun önemini yıllar önce hep söylemişler. Sakla samanı, gelir zamanı, İşten artmaz, dişten artar, Damlaya damlaya göl olur, Ayağını yorganına göre uzat, Ak akçe kara gün içindir sözleri tasarrufla ilgili bilinen birkaç atasözüdür.

19


DOSYA > TASARRUF

Naksan Plastik İdari Amiri

Ramazan Bulut:

Gereksiz harcanan enerji, kaybedilen emektir Naksan Plastik İdari Amiri Ramazan Bulut, tasarruf ile ilgili dergimize çok özel açıklamalar yaptı. Tasarrufun yapılmasının yollarını anlatan Bulut, bu konuda en önemli görevin çalışanlara düştüğünü söyledi.

G

ereksiz harcanan enerji kaybedilen emektir mantığı ile hareket ettiklerini ve yapılan toplantılar ve eğitimler ile tasarruf bilincinin küçükten büyüğe kerkese aşılanması gerektiğini sözlerine ekleyen Naksan Plastik İdari Amiri Ramazan Bulut, “Çalışmalarımız en üst düzeyde devam ediyor. Bu hassas konuda herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor” dedi. Naksan Plastik İdari Amiri Bulut tasarruf ile ilgili görüşlerini dergimize anlattı.

Sizce Tasarruf nedir?

Dünyamızda var olan su,hava toprak,bitki hayvanlar, petrol, ve doğal gaz gibi maddelerin ve yaşamsal kaynakların doğaya zarar vermeden, sınırlı kullanılmasına tasarruf denir. Bence tasarruf konusu çok hassas bir konudur. Bu konuyu herkesin önemsemesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü en ucuz enerji, tasarruf edilen enerjidir.

Tasarruf yapılabilecek alanlar nelerdir?

Yaşamın her esnasında tasarruf yapılabilir. Hertürlü tasarruf yapılabilir. Önemli tasarruf alanlar şunlardır 1- Enerji Tasarrufu 2- Tüketim Tasarrufu 3- Zaman Tasarrufu 4- Üretim Tasarrufu.

Enerji tasarrufunu nasıl sağlıyorsunuz?

Haber: Hasan Küçükusta

Kojenenarosyonlarımızda ürettiğimiz elektrik, tüm işletmelerimizin elektrik tüketimini karşılamaktadır. Buradan çıkan sıcak su ile idari binalarımızın kışın ısınma gibi ihtiyaçları karşılanmaktadır.

Tüketim tasarrufunu nasıl yapıyorsunuz? 2005 yılında yardımcı işletme binamızın kurulumundan sonra ekipmanlarımızı bu

20

NAKİB

bina içerisine topladık. Tüm işletmelerimizin elektrik , su, hava, arıtılmış su,ısıtma soğutma gibi işletmelerimizde ihtiyaç olan tüketimlerimizi kontrol ettik. Deneyimli mühendis arkadaşlarımız tarafından kordine edilerek makine bazında tüketimler takip edilip kaçakların önüne geçilerek tasarruf yaptık.

Zamandan tasarruf nedir?

Zamandan tasarruf, zamanınızı boşa geçirmemek ve yapılacak işleri en kısa zamanda yaparak gün içerisindeki zamanımızı verimli kullanmaktır. Buda ilk olarak gün içerisinde yapacağımız işleri planlamak ile başlar.

Üretim aşamasındaki tasarruf tan bize bahseder misiniz?

Makinelerimizin teknolojik revizyonlarını yapıp tasarruflu motorları tercih ediyoruz. Bu sayade hem teknolojiyi yakından takip etmiş oluyoruz hem de tasarruf yapıyoruz. Üretim aşamasında tasarrufu kaliteli üretim yaparken minimum fire vererek elde etmeyi amaçlıyoruz. Bu konuda da günden güne daha iyi duruma gelmeyi temenni ediyoruz.

Tasarruf konusunda Naksan çalışanlarına da büyük görev düşüyor diyen Naksan Plastik İdari Amiri Ramazan Bulut, “Çalışanlarımız iş yerlerini kendi evleri gibi düşünüp aşırı tüketimden sakınmalılardır. Tasarruf konusunda bilgi paylaşımı yapılıp gereksiz enerji,su, kulanımıdan kaçınılmalıdır çünkü bu hem ülkeye hem de dünyaya zarar vermektedir . ”Gereksiz harcanan enerji kaybedilen emektir”. Mantığı ile yola çıkıp çalışan personele peryodik zamanlarda tasarruf konusunda eğitimler veriyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

www.naksan.com



GÜNCEL

Pek çok açıdan büyük avantaj sağlayan plastikler, hafif malzemeler oldukları için nakliyede harcanan enerjiden de önemli oranda tasarruf edilmesini sağlıyor.

Naksan Plastik olarak çevre kültürü ve bilinci açısından üst seviyede olduğumuzu söylemeliyim. Bu işin temeli insanları bilinçlendirmekten geçiyor.

Naksan Plastik Genel Müdürü Sadettin Korkut:

Çevreyi plastik değil insanlar kirletiyor Plastik kökenli malzemelerin, hayatımızda vazgeçilmez unsurlar haline geldiklerini belirten Naksan Plastik Genel Müdürü Sadettin Korkut, 21. yüzyılın malzemesi olarak nitelendirilen plastikler, kullanım kolaylığı, hafiflik, esneklik, kolay işlenebilirlik, geri dönüşüm, ekonomik olma gibi sundukları pek çok avantaj nedeniyle her yerde görülmektedir” dedi.

P

lastiklerin çevreyi kirlettiği iddia edilmektedir diyen Naksan Plastik Genel Müdürü Sadettin Korkut, “Kirletmek insan davranışlarının bir sonucudur. Plastik poşetleri, şişeleri ve diğer plastik ambalaj malzemelerini denize ya da doğaya atanlara yönelik tedbirler almamız, toplumumuzu bilinçlendirmemiz gerekmektedir, “kontrolsüzce kullanılan” ve gelişi güzel çevreye bırakılan plastikleri suçlu ilan etmek doğru bir yaklaşım değildir. Sonuçta plastiklerin yeri doğa değil ve plastikler de oraya kendi kendilerine ulaşmıyorlar. Bu konuda bireylerin sorumluluk almaları gerekiyor. Bu nedenle de çevre bilincinin artırılması ve geri dönüşümün öneminin anlatılması son derece önemli… Ülkemizde bu alandaki en önemli sıkıntı yeterli bilincin oluşmaması. Bunun bir sonucu olarak da atıklar kaynağında ayrı toplanmıyor ve geri dönüşüm yaygınlaşamıyor. Bu konuda yerel yönetimlere de büyük görevler düşüyor” dedi. æilişkin ortaya atılan rakamlar 100 yıldan 1000 yıla kadar artırılabiliyor ki bunların hiçbir bilimsel dayanağının olmadığını ifade eden Korkut, “Daha kullanılmaya başlanalı 100 yıl olmayan bir ürünün doğada 1000 yıl kaldığı iddia ediliyor ki zaten bu bile bu açıklamaların bilimsellikten uzak olduğunu gösteriyor. Plastiklerin doğada uzun süre bozulmadan kalması mümkün değil sonuçta plastikler organik maddelerdir. Bir süre sonra çevresel şartlar ve oksijenin etkisi ile yıpranırlar ve yapıtaşlarına ayrılmaya başlarlar. Örneğin bir market poşeti, doğada sadece 8 ile 10 yılda tamamen yok oluyor. Hatta yeni teknolojiler sayesinde bu süre artık 1 yıla kadar inmiştir” dedi.

Plastik enerji tasarrufu sağlıyor

Plastiklerin üretim ve geri dönüşüm aşamalarında en az enerji tüketen, bu yönleri ile en çevreci ürün oldukları konusunun altını

22

NAKİB

önemle çizmek gerekiyor. Pek çok açıdan büyük avantaj sağlayan plastikler, hafif malzemeler oldukları için nakliyede harcanan enerjiden de önemli oranda tasarruf edilmesini sağlıyor. Almanya’da Ambalaj Piyasası Araştırma Kurumu tarafından yapılan bir çalışmaya göre bugün plastikten üretilen ambalajlar eğer ahşap, cam, kâğıt, karton veya alüminyumdan üretilseydi, ambalajların ağırlığı ve buna bağlı olarak nakliye giderleri 4 katına çıkacaktı. Bu ambalajları üretmek için iki katı enerji harcanacak ve çöpün hacmi de 2,5 kat artacaktı.

Plastik atıkları, çöpler içinde yüzde 1’den az yer kaplıyor Kanada Plastik Derneği’ne göre dünyadaki tüm plastik torbaların atıkları, günümüzde sokak ve çevremizde görünen sigara izmaritleri, şişeler, teneke kutular ve gıda ambalajı benzeri çöpler içinde yani toplam atıkların sadece yüzde 1’inden az bir yer tutuyor. Bu yüzde 1’in ancak yüzde 25’ini plastik torbalar kaplıyor. Buna karşılık, çöplerimizin üçte biri gıda atıkları, dörtte biri ise kâğıt ve türevi atıklardan oluşuyor. Bu da gösteriyor ki plastikler çevre açısından sadece göreceli kirlilik oluşturuyor. Günümüzün plastik poşetlerinde, ilk kullanılmaya başlandıkları 20 yıl önceye göre yüzde 70 oranında daha az plastik kullanılıyor. Oysa diğer hiçbir endüstri dalında kaynakların minimize edilerek korunması yönünde böyle bir yol alınmamıştır.

Plastik petrol kullanımını azaltıyor

Kaynak tasarrufu sağlayarak çevrenin korunmasına yardımcı olan plastiklerin üretilmesi için dünya toplam ham petrolünün sadece yüzde 4’ü tüketiliyor. Bunun da sadece yüzde 3’ünden plastik poşet üretiminde kullanılan PE (Polietilen hammaddesi üretiliyor). Ancak, örneğin otomobillerdeki her 100 kg

plastik parça Avrupa’da benzin tüketimini yılda 12 milyon ton, CO2 emisyonlarını da yılda 30 milyon ton azaltıyor. Yani petrolün yüzde 4’ünü tüketen plastikler, kalanının da daha az tüketilmesine yardımcı oluyor. 1992 yılında yapılan bir çalışmada, plastik ambalaj kullanımı ile Amerikalı üreticilerin 336 trilyon BTU enerji tasarrufu yaptığı ortaya kondu. Bu enerji, 58 milyon varil petrole, 9,2 milyar m3 doğal gaza veya 14,5 milyon ton kömüre eşdeğer. Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösteren Progressive Bag Alliance (Yenilikçi Torba Birliği), tek kullanımlık plastik torbaların, kâğıt torbalara göre çok daha çevreci olduğunu yaptırdığı araştırmayla kanıtladı. Konuya ilişkin hazırlanan raporda, tek kullanımlık plastik torbaların üretim, işleme ve geri dönüşüm aşamalarında en az enerji tüketen ve çevresel etkisi en az malzeme olduğunu gösteriyor.


Naksan Plastik Olarak, -Atıklarımızı azaltarak, verimliliğimizi artırarak çevre performansımızı sürekli iyileştirmeyi, -Faaliyetlerimizle ilgili ulusal ve yerel düzenlemeler ile ürünlerimizle ilgili Avrupa Birliği direktiflerine uymayı, -Kirliliği, kaynağında yok ederek önlemeyi, -Yeni yatırımların seçiminde çevre etkilerini seçim kriteri olarak değerlendirmeyi hedefliyoruz. Ürünlerimizin %95’i geri dönüşümlü (tekrar işlenebilen) maddelerden oluşmaktadır.

Plastik, katı atık konusunda daha çevreci

Rapora göre plastik torbalara alternatif olarak gösterilen kâğıt torbaların üretimi için harcanan enerji, tek kullanımlık plastik torbalar için harcanan enerjinin 4,5 katı; yine kâğıt torbaların taşınmasında harcanan enerji ise plastik torbaların taşınmasında kullanılan enerjinin 3 katı. Toplamda ise kâğıt torbalar için 73 kWh enerji harcanırken plastik torbalar için kullanılan enerji ise sadece 14 kWh. Yapılan araştırmada, dünyanın giderek en önemli gündem maddelerinden biri haline gelen katı atık konusunda da plastik torbaların daha az atık oluşturduğu ve bu bakımdan daha çevreci olduğu görülüyor. Raporda, 1000 adet plastik torbanın 4,7 kg katı atık oluşturduğu buna karşılık aynı adetteki kâğıt torbaların ise bu rakamın yaklaşık 7 katı kadar yani 33,9 kg katı atığa neden olduğu belirtiliyor. Raporda, tek kullanımlık plastik torbaların kâğıt torbalara tercih edilmesi halinde sera gazı emisyonunun azalacağı ve bunun da küresel ısınmayı yavaşlatacağı vurgulanıyor. Ayrıca kâğıt torbaların üretimi için ağaçların kesilmesinin de ekosistemdeki dengeyi bozduğuna ve çevreye zarar verdiğine de yer veriliyor. Yapılan araştırma, küresel ısınma nedeniyle dünyada su kaynaklarının değerinin çok daha arttığı şu dönemde tek kullanımlık plastik torbaları

tercih etmenin çok daha önemli olduğunu gösteriyor çünkü plastik torbalar çok daha az su tüketilerek üretiliyor. Raporda, 1000 adet kâğıt torba için 3 bin 785 litre, aynı adetteki polietilen plastik torbalar içinse sadece 30 litre su harcandığının altı çiziliyor.

Plastikte geri dönüşüm sınırı yok

Modern dünya, plastiklerle ve diğer atıklarla ilgili olarak, 3R olarak kısaltılan “Reduce (Azalt), Reuse (Yeniden Kullan) ve Recycle (Geri Dönüştür)” yaklaşımını tartışıyor, benimsiyor. Plastikleri, verimli bir şekilde kullanıp, geri dönüştürmeliyiz. Örneğin, kâğıt en fazla 5 kere geri dönüştürülebilir oysa plastiği sonsuz kere geri dönüştürebilirsiniz. Bir plastiği geri kazanım için eritirken 120 ile 200 derece arasında ısıtılırken, alüminyum (Alu) için bu oran 650 derece, cam için ise tam 1400 derecedir. Görüldüğü gibi plastikler hem geri dönüştürülebilir hem de geri dönüşümü için en az düzeyde enerjiye ihtiyaç duyan bir malzemedir. Bir ürünün yaşam döngüsü düşünülürken üretimden tüketime ve geri kazanıma kadar bütün bu basamaklar göz önüne alınmalı ve fayda, maliyet, çevre temelinde bütüne bakmakta önemli faydalar vardır.

Naksan Plastik olarak çevreci bir firmayız

Naksan Plastik olarak çevre kültürü ve bilinci açısından üst seviyede olduğumuzu söylemeliyim. Bu işin temeli insanları bilinçlendirmekten geçiyor. Plastik kötüdür, çevre açısından sakıncalıdır gibi bilinçli olmayan bir yaklaşımın, eylemin, faaliyetin aslında konunun bilimsel anlamda derinliğine inilmeden, yeterli araştırmalar yapılmadan bilinçli bir dezenformasyon şeklinde sunulduğunun farkındayız. Bunun neticesinde alınan bir takım yanlış kararları görüyoruz. Plastik poşetlerin yasaklanması, plastiğin kötülenmesi gibi. Temelsiz yaklaşımlar popüler şekle bürünerek moda kapsamında bir birini izlemekte. Plastik malzemelere karşı güçlü bir lobi var ve hemen herkes çevreci kimliği altında bu değerli ürünü karalamakta. Çevre elbette insanlar ve tüm canlılar için çok çok önemli. Çocuklarımızın geleceğini riske atmamız düşünülemez. Çevreye karşı oldukça duyarlıyız. Kuruluşundan itibaren “Çevre Dostu Üretim Teknolojileri”ni kullanarak üretim yapan Naksan Plastik, çevre sağlığına olan duyarlılığını, çevre sağlığına olan hassasiyetini yeni sistem standartlarına yönelik Ar-Ge çalışmaları, projeleri, tecrübeli teknik ekibi ile sürekli bu yönde çalışmalar yaparak ulusal ve uluslararası ortamda da onaylatmıştır. Şirketimizin oldukça gelişmiş Ar-Ge

ve kalite laboratuarlarında yaptığımız yeni ürün gelirtirme çalışmalarımız ile müşterilerimize sunduğumuz ürünlerde sürekli bir performans iyileştirmesi yapıyoruz. Naksan Plastik, bünyesinde hayata geçirdiği çevre bilincini, yalnızca kendi sınırları içerisinde tutmayıp, bu bilinci bir çevre politikası haline getirerek komşuları, tedarikçileri ve müşterileri ile de paylaşmaktadır.

Plastikleri suçlu ilan edip, yasaklamak çözüm değildir

Özellikle son yıllarda artış gösteren bazı hastalıkların sorumlusunu plastikler olarak göstermek akılcılıktan çok uzaktır. Bir insanın yaşamını devam ettirebilmesi için hayatında en fazla gereksinim duyduğu iki şey hava ve sudur. Bu sebeple, hastalıkların artışındaki sebepleri plastik poşetlerde değil, bu kaynaklarda aramak daha anlamlıdır. İnsanların zaruri ihtiyaçlarını sağlayan bu kaynakları nasıl daha temiz olarak insanların kullanımına sunmanın yollarını araştırmak gerekmektedir. Halkımızı eğitmeyip, plastikleri de geri dönüşüme kazandıramıyorsak en iyisi yasaklayalım ve sorunu bu şekilde çözelim yaklaşımı uzun vadede kimse için fayda sağlamayacaktır. Bugün birçok belediyenin ve bazı kurumların, plastik poşetleri yasaklama anlayışı çözüme yönelik değildir. Plastik poşetlerden vazgeçmek ve onları tek suçlu olarak ilan etmek sadece sorunun boyutunu değiştirecek ve hiçbir zaman çözümün bir parçası olmayacaktır. Plastik poşetlerin para ile satıldığı, vergilendirildiği veya yasaklandığı bütün ülkelerde istisnasız başka tür plastik poşetlerin kullanımının aynı oranda arttığı ve toplam malzeme kullanımının gerilemediği görülmüştür.

Avrupa’da ve Amerika’da yapılan araştırmalara göre çevresel açıdan en iyi tercih plastik poşetlerdir

Plastik poşetler sorumluca kullanıldığı takdirde, hafif, dayanıklı, sağlam, enerji ihtiyacı düşük, satın alınabilirliliği yüksek, yeniden kullanılabilir ve geri dönüşümlü ürünlerdir. Bütün ileri ülkelerde olduğu gibi, plastik poşetlerle ilgili sorunun çözümünün yasaklamalardan ziyade poşetlerin verimli kullanılmasının sağlanması, geri dönüşüm ve çevreyi koruma bilincinin toplumda yaygınlaştırılması ile mümkün olacağına inanıyoruz. Türkiye’nin ve yakın coğrafyamızın, plastik ve ambalaj sektörünün kapasite ve iş hacmi açısından en büyük kuruluşu olan Naksan Plastik, yukarıda belirtilen tüm konularda hassas, titiz arge ve innovasyon çalışmalarıyla ülkemiz ekonomisine ve tüketicimizin yararına olan katkılarını arttırarak devam ettirmektedir.

NAKİB

23


Osman NAKIBOĞLU

Naksan Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

SÖYLEŞİ


SÖYLEŞİ > Osman NAKIBOĞLU

Naksan Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Osman Nakıboğlu:

Kurallarla yaşar, kurallarla yönetirim Naksan Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Naksan Plastik Yönetim Kurulu Başkanı Osman Nakıboğlu, iş ve özel yaşamda hayatın bir kurallar silsilesi olduğunu dile getirdi. Hayatının her bölümünde disiplinin ön planda olduğunu vurgulayan Nakıboğlu , “ Yapacağım her işi önceden not alırım. İşletmemde de kurallar koyar ve bu kurallara önce kendim uyarım. Başarımdaki en büyük etken disiplinli ve kuralcı olmamdır. Kurallarla yaşar, kurallarla yönetirim” dedi.

İ

ş dünyasında kendine has iletişim ve yönetim tarzıyla dikkati çeken bir isim, iş çevrelerince işletmeciliğin duayeni olarak tanınıyor. Not tutma ve kayda geçme konusunda müthiş bir yeteneğe sahip, her ne yapacaksa önceden not alıyor, buna gideceği kuaför de dâhil. Bir özelliği de her zaman firmada yeşil kalem kullanıyor olması, çünkü çalışanları ve iş yaptığı insanlar evrakta yeşil yazı varsa onun yazdığını hemen anlıyor. İşletmeye dair 30 yıl öncesine ait bir evrakı isteseniz zaman kaybetmeksizin bulabiliyor. Evet Osman Nakıboğlu, Naksan’a hayat veren en küçük kardeş. Planlı ve zeki, Naksan Holding’in yüzde 50’sini oluşturan lokomotif sektörüne yani Naksan Plastik’e o yön veriyor. Osman Nakıboğlu, plastik sektöründe ürün yelpazesi anlamında Türkiye’nin ve Dünyanın en büyük firması olduklarını kaydediyor. Naksan Holding’e dair çok özel bilgiler veren Osman Nakıboğlu, aile olarak öncelikle arazi yatırımlarına ağırlık verdiklerini, Naksan’ın emekleye emekleye sabırla büyüdüğünü ve üçüncü nesille birlikte vitrine çıktığını aktarıyor. Naksan’ın geniş bir aile olduğunu ve yatırımlarının hızla devam ettiğini dile getiren Naksan Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Osman Nakıboğlu, çocukluk yıllarını, iş yaşamını, dünden bugüne Naksan’ı, projelerini ve özel yaşamına dair bilinmeyen yönlerini anlattı.

Çocukluk yıllarınız ve babanızla ilişkilerinizden bahseder misiniz?

Genel yapı itibarıyla ailede hepimiz babamızdan çekinirdik. Babamızın bir bakışı yeterdi. Babam ilkokulu dahi okumayan, hiç okula gitmeyen birisi olmasına rağmen hayata bakış açısı çok geniş olan bir insandır. Kavaf çarşısında dedem yemeniciydi. Babam ticarete 7 yaşında başlamış, tüm kardeşleriyle ortaklık yapmış, kardeşlerden birisi sürekli İstanbul’da kalmış, buradaki mağazaya mal almıştır. Burada bulunan kardeş ise bu malları satarmış. Babam bu sayede ortaklığın iyi ve kötü yönlerini biliyordu.

www.naksan.com

Anladım ki okulda ticaret yapmak yasakmış…

Orta birinci sınıftayım. O zamanlarda yazılı imtihan olacağımız zaman kantinde satılan Ticaret Lisesi antetli dosya kağıdından almamız gerekirdi. Bir tarafı çizgili bir tarafı çizgisiz dosya kâğıtları vardı. Bu kantinden sorumlu olan kişi bunu bastırıyor ve yazılı sınavı olurken 10 kuruşa satıyor. Tabii bende de bir ticaret algısı oluşmuş. Bizde dükkânda hırdavatçılık yapıyoruz. Ben de gittim matbaaya iki tarafını da çizgili bastırdım. Sürümden kazanmak için 5 kuruştan satmaya başladım. Bu sayede bütün okul sınav kâğıtlarını benden almaya başladı. Kantinde kâğıtlar satılmamaya başlandığında Müdür Bey durumu anlayarak beni disipline verdi. Ama ben bunun suç olduğunun farkında değilim. Disipline verilince bunun suç olduğunu anladım. Anladım ki öğrencinin okulda ticari faaliyette bulunması yasakmış.

O yıllarda kardeşler arasında nasıl bir iletişim vardı?

Biz dördü erkek biri kız olmak üzere beş kardeşiz. Erkekler arasında da ikişer yaş fark var. 4 erkek kardeş mağazada babam ile ortak idik. En büyüğümüz Cahit Bey ortaokulu İstanbul’da okudu. Orada hem okur hem de Gaziantep’teki mağazamızın mallarını alırdı. Ben erkeklerin en küçüğüyüm. Babam ticarete küçükken alıştığı için bizleri de küçük yaşta ortak etti. Bu bizim kendi ayaklarımız üzerinde durmamızı sağladı. Ben bunu herkese tavsiye ediyorum. Ortak olmamızın heyecanıyla biz de okuldan çıkar çıkmaz elimizde çanta ile dükkâna gider, işi anlamaya ve öğrenmeye çalışırdık. Babam bizi ortak yaparak okuldan sonra ev ya da başka bir yere gitmemizi engelledi. Hepimizin hesabı ayrıydı, dükkândan para alacağımız zaman bu para hesabımıza yazılırdı. Nakıboğlu ailesinin en önemli özelliği cebinde 10 lira varsa, bunun 5 lirasını harcayıp, 5 lirası ile de tasarruf yapmasıdır. Tasarruf edip biriktirdiği para ile arazi alması bizim ailemize özgü bir yatırım şeklidir.

Naksan Holding’in kuruluş yıllarında neler yaşadınız, bu süreçte sizin rolünüz neydi?

1978 yılında üniversiteden mezun oldum. 1980 yılında ağabeylerim plastik üretimi yapalım diye karar veriyorlar. O zamanlar plastik ürünleri alıp satıyoruz. İstanbul’dan plastik aldığımız imalatçılar bize ürün yetiştiremez oldu. Durum böyle olunca üretime geçelim diye düşünüldü. 4 tane İstanbul’dan yerli makine alındı. 1980’de makineler kuruldu. Ben de bir fiil işletmede çalışmaya başladım. Ama o dönemde sorunların arkası kesilmiyordu. Bizim can damarımız elektrikti ama istikrarlı elektrik yoktu ve her gün elektrik gidip geliyordu. O yıllarda çok büyük sorunlar yaşadık. Ağabeylerim olsun ben olayım gecemizi gündüzümüze katarak bu sorunları çözmeye çalıştık.

Osman Nakıboğlu kimdir? 1954 Gaziantep doğumlu olan Osman Nakıboğlu, orta ve lise öğrenimini Gaziantep’te tamamlar. ODTÜ Makine Mühendisliği bölümünü Gaziantep Kampüsünde okurken terör olaylarından dolayı yarıda bırakmak zorunda kalan Nakıboğlu, sonraki yıl tekrar sınava girer. Çukurova Üniversitesi İşletme Bölümü’nü kazanır ve eğitimini başarıyla tamamlayarak 1978 yılında mezun olur.1982 yılında Gülfer Hanım ile evlenen Osman Nakıboğlu ikisi kız biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

NAKİB

25


SÖYLEŞİ > Osman NAKIBOĞLU

Benim arşivleme gibi bir prensibim var. Ne tür bir evrak olursa olsun. 30 yıl, 40 yıl öncesi hiç fark etmez. Benden o evraklar istenildiği zaman hemen çıkartabilirim.

O zaman teknik olarak işin başında Hüseyin ağabeyim bulunuyordu. Bizim aile yapımızda ve iş yapımızda daima görevlendirme vardı. Satışa ve hammadde alımına Cahit Bey bakar, Hüseyin ağabeyim ise teknik kısım, makine alımı ve sistem kurulumuyla ilgilenirdi. Hüseyin Ağabeyim daha önce iki yıl uçak fabrikasında, iki yıl da Tarsus boya fabrikasında çalışmıştı. Oradan tecrübeleri vardı. Ben işletme ve üretim bölümündeydim. 1990 yılına kadar işletmenin içinde çalıştım. İşçinin ve üretimin idaresi benim sorumluluğumdaydı.

Ailede ilk arabayı ben aldım

1970’li yıllarda Gaziantep’te çoğu kişinin arabası yoktu. Tabii bizim ailenin de arabası yok. Bizim ailede de ilk arabayı kendi tasarruflarımla, biriktirdiğim paralarla ben aldım. Genelde arabayı Adana’da kullanıyordum. Çünkü biz aile olarak nazardan çok korkarız, kimse görmemeli kimse bilmemeliydi. Babam da müsaade etmezdi. Gaziantep’e ilk BMW’yi de yine ben getirdim. Onu da İstanbul’dan getirirken kaza yapmıştım. Önüme bir kamyon aniden çıktı ben de ani firen yapınca arkadaki duramadı ve arabanın arkasına çarptı. Bir ay arabayı sakladım. O zamanlar yedek parçası yok, boyası yok, araba yeni piyasaya çıkmış. Almanya’dan boya getirttim. Onun tonunu tutturamadılar. O araba ile çok uğraştım. Babamın dediği gibi galiba nazar değmişti…

İSO Türkiye’de yokken ben zaten uyguluyormuşum

İSO Kalite Yönetim Sistemi 1992 yıllarında ilk çıktığı zamanlar “herkes bu nedir” diyerek açılımını çözmeye çalıştı. Hatta şunu bile söylediler, “İSO Avrupa’nın Türkiye’ye attığı bir kazıktır” denildi. Sonra anlaşıldı ki İSO bir kalite sistemiymiş “yaptığını yaz, yazdığını oku ve uygula ”. Eee ben zaten bunu yıllardır yapıyorum ve çalışan elemanlarıma da her zaman uygulamışımdır.

Üniversite yıllarında ekonomik durumu çok kötü olan fakat çok başarılı arkadaşlarım vardı. Onlara elimden geldiği kadarıyla maddi yardımda bulunurdum.

İSO yetkilileri benim arşivimi görünce “siz özel bir eğitim mi aldınız” dediler. Şaşırdılar. Hayır almadım dedim. Çünkü bu benim yapımda olan bir özellikti.Yani ben İSO gelmeden İSO standartlarını zaten yakalamışım.

Gaziantep’ten alır Adana’da satardım

Adana’da üniversite okuduğum yıllarında Gaziantep elektronik eşyanın merkeziydi. O zamanlarda evde kalıyordum ama öğrenci evi gibi değildi. Çok lükstü. Evin her odasında müzik seti bulunurdu. Ben Antep’ten müzik setini alır o zamanın parasına göre bin lira ise Adana’da 5 bin liraya satardım. Taze fıstık zamanı arabama fıstık yükler, Adana’ya gider

çıkamadım. Bu yönden eşim hep isyan ederdi. Çocuklarımla da kopuk yaşadık. Bu hayatımda yaptığım hatalardan birisidir. Bence baba evlat iç içe olmalıdır.

Plastik sektörünün incelikleri, zorlukları nelerdir?

Teknolojiyi yakından takip edip yaptığımız Ar-Ge çalışmaları ile ürün çeşitliliğimizi artırıp, ürünlerimizi geliştiriyoruz. Ayrıca ambalajdaki gelişmelere göre yatırımlarımıza karar veriyoruz. Bizim sektörümüzdeki en önemli ve en büyük sorun enerjidir. Enerjinin sürekli ve düzenli olması gerekir. Elektrik kesintisi ise en büyük düşmandır. Elektriğin göz kırpması dahi çok büyük sorundur. Hem makinelere zarar verir, hem de üretim sil baştan yeniden başlar. Elektrik bizim için çok çok önemli. Son 5-6 yıldır organize sanayi bölgesinde elektrik alt yapısının iyileştirilmesinden dolayı elektrik kesintisi azaldı. Bundan 1 ay öncesine kadar hala göz kırpmalar vardı. Şehrin elektriğinin ana elektrik bağlantısında bir patlama olduğunda biz de de elektrikte göz kırpma oluyor. Bu göz kırpmalar tüm makineleri durduruyor.

Adım Adım emekleyerek büyüdük

Çocuk nasıl emekleyerek yürür ise biz de bu konuma emekleyerek geldik. Şu anda Naksan’ın bütün imkânlarını elime verseler, sıfırdan yeniden git bir Naksan kur deseler kuramam. Bu iş adım adım yürümek ve sabır ile oldu.

aynı gün 2-3 katına satışını yapar yol masrafımı çıkarırdım.

“1990 yılına kadar fabrikadan çıkmadım”

Geç saatlere kadar fabrikada çalıştığımdan, oğlum Bahaeddin’in çocukluk yıllarını yaşayamadım. Fabrikada yattığım çok gece olmuştur. Her Pazar fabrikaya gelirim, kendimi tamamen fabrikanın düzenine verirdim. Fabrikaya gelip gitmek dışında farklı bir özel hayatım olmadı.1990’a kadar fabrikadan dışarı

Osman Nakıboğlu’nun başarısının sırrı nedir?

Ben hiç kimseden daha üstün zekâlı değilim. Kendimi beğenmem. Hiç kimseden de kendimi üstün görmem. Ancak hayatımın her bölümünde disiplin ön plandadır. Disiplinliyimdir. İnsan bir kere çamura batar, bir defa hata yapar. Her yaptığım hatadan ders çıkartırım. Kesinlikle ikinci bir hataya başkasının bile yapmasına tahammül edemem. Ben bir yerde hata yaptıysam o hata kafama işler. Yüzde 99 her işimi not alırım. En ufak şeyleri, berbere gideceğimi bile not alırım. Bu değişik bir yapıdır. Bunun kültürünü zamanında dedemden, annemin babasından aldım.

Lise zamanımda okuldan çıkıp kırkayak parkına çay içmeye, tavla oynamaya giderdik. Bir gün ben yine orada çay içip tavla oynarken babam oradan geçerken beni görmüş. Akşam eve gittiğimde kıyamet koptu. Sen nasıl tavla oynarsın diye kızdı. Boş zaman geçirilmesine ve yanlış arkadaş seçilmesine çok kızardı. Arkadaşlarınızı iyi seçin, dikkatli olun derdi. 26

NAKİB

www.naksan.com


SÖYLEŞİ > Osman NAKIBOĞLU

Kimseyi kınamayın Allah size yaşatmasın, neyi kınadıysam kınadığım başıma geldi. Ve bu bana ders oldu. Herkese tavsiyem kimseyi kınamayın, ondan ibret alın, ondan iyisini yapın.

Bütün kardeşler olarak birbirimize karşı sonsuz güvenle, elimize aldığımız işi tam yaparak, pratik kararlar vererek, işimizi takip ederek bugünlere geldik. Bunda sadece birimizin değil hepimizin payı var.

Kalbin temiz olacak, işine sahip çıkacaksın, severek yapacaksın, dürüst olacaksın. Eğer dürüst değilsen kazandığın paranın hayrını görmezsin. Ben sanayici değildim ama işe sahip çıktım, başarılı oldum ve gurur duydum.

Plastik sektöründe başarılı olmanın kaidesi nedir?

Sadece Plastik sektöründe değil, tüm sektörlerde mal sahibi ve sanayici işini bilmeli. Eğer sen işini bilmiyorsan işi bilen başkası ise mümkün değil başarılı olmazsın.

Kurumsal yapıya baktığımız zaman Naksan hızlı bir büyüme süreci yaşıyor. Kendi içinizde nasıl bir görevlendirme yaptınız veya organizasyonu nasıl sağlıyorsunuz?

1995’ten beri kurumsallaşmak için sürekli eğitimler aldık. Sürekli alt yapı oluşturma çabasında olduk. Şirket Anayasasının oluşturulması için mücadele ediyoruz.

Naksan’ın bütün gelirleri bir havuzda mı toplanıp, oradan mı yönetiliyor?

Naksan Holding’e bağlı şirketlerden bazıları hariç bir havuzda toplanır. Naksan’ın amiral gemisi Naksan Plastik’tir. Naksan Plastik’ten sonra Nakpilsa, Royal Halı ve bunların yanı sıra lojistik, enerji, teknoloji ve tekstilde de faaliyet gösteren firmalarımız gelmektedir. Lojistik sektöründe deniz taşımacılığında Tuna, Vera ve Voshod , demir yolu alanında Rinak ,kara yolu taşımacılığında ise Bilim Nakliyat adlı firmalarımız faaliyet göstermektedir.Açık denizlerde ortaklığımız olan gemilerimiz var kısaca Armatörlük de yapıyoruz.Enerji’de Adularya yatırım aşamasında olan bir şirketimizdir Bunların ardından Naksan Teknoloji gelmektedir.

İş yapma anlayışınızdan bahseder misiniz?

Küçük müşteri büyük müşteri diye ayırt etmem. Fiyatta kar marjına gitmeyiz. Bu benim için de ailemiz için de böyledir. Önce müşterinin ayağını alıştırmaya çalışırız. Biliriz ki ondan sonra devamı gelecektir.

Bir işletmecide olmazsa olmazlar nelerdir?

Öncelikle işletmeci işinin ayrıntılarını bilip işine sahip çıkmalıdır ve sevmelidir. Sevilmeyen işten randıman alınmaz. Hassas olacaksın. İşinin ayrıntısını bileceksin ki, gelebilecek sorunlara çözüm bulabilesin. Yaşanılacak sorunu önceden görüp, alacağın tedbirleri belirleyebilmelisin.

Yaşamınızda keşkeleriniz oldu mu?

En büyük keşkem dediğim şey ODTÜ’de okurken İngilizceyi daha iyi öğrenemememdir. Keşke ODTÜ hazırlıkta bir sene daha okusaydım da İngilizceyi iyi öğrenseydim. Bir diğer keşkem ise aileme ve çocuklarıma daha fazla zaman ayıramamamdır. Her şey çalışmak değil. Biraz çevrenize zaman ayırmalısınız. Eskiden hiç zaman ayıramazdım şimdi biraz da olsa aileme ve sevdiklerime zaman ayırabiliyorum.

Çalışanlarımız bizim ailemizdir

Biz Nakıboğlu ailesi olarak hiçbir zaman kendimizi düşünmeyiz. Çalışanlarımızdan 340 tanesine TOKİ’den ev sahibi olmalarında yardımcı olduk. Çünkü biz onları çalışanlarımız değil, kazandıklarımızı paylaştığımız bir ortak olarak görüyoruz. Sadece kendimizi düşünsek ve çalışanlarımızı sadece işçi olarak görseydik belki de Naksan Holding olamazdık.

YEŞİL KALEM Benim çalışanlarım, iş yaptığım insanlar bir evrakta yeşil renkli bir yazı görürlerse bilirler ki o evrak benim onayımdan geçmiştir. Ben o kâğıdı veya o evrağı incelemişimdir. Yeşil renk kalem herkes tarafından bilinir fakat kırtasiyelerde çok fazla bulunmaz. E-postalarım yeşil renktir. İmzalarım yeşil renktir. Bu 30 yıldır bende var olan bir şey. Yeşil renkli yazıyı gördükleri zaman bilirler ki Osman Bey’den geçmiştir. www.naksan.com

NAKİB

27


SÖYLEŞİ > Osman NAKIBOĞLU İş yaşamında kendinize model aldığınız bir isim var mı?

İş yaşamında kendime model aldığım bir isim yok fakat bilgisinden faydalandığım işadamları oluyor. Örneğin 1986 yılında Adil Konukoğlu’ndan bir işçi çalıştırma planını öğrenmiştim. Pazar günleri işçiyi mesaiye çağırmam gerek. Ama her Pazar adam gelip çalışmıyor. Sıkıntı yaşıyoruz. Makineyi de kapatamıyoruz. Burnumuzdan solumaya başladık. Cuma gününden düşünmeye başlardık. Pazar günü işçilerden kim gelecek diye. Bir nedenle Adil Konukoğlu Bey’in yanına gitmiştim. Konuşurken bu sıkıntıdan bahsettim. Eee o kolay dedi. Nasıl dedim. 7’li çalışma sistemini öğretti bana. O günden beri ben 7’li çalışma sistemini biraz değiştirerek uyguluyorum. Bu benim Adil Bey’den öğrendiğim takdir ettiğim önemli anılarımdandır. Ve her zaman kendisine

rinden faydalanıyorum. Naksan’a yeğenim Taner ‘de, oğlum Bahaeddin’de çok güzel yenilikler kattılar. Kuşak farkından dolayı bizim düşünemediklerimizi onlar düşünüyorlar. Biz işin içinde olmayı düşünüyoruz, onlar işin dışında idare etmeyi düşünüyorlar. Ben işin içinde olunca detayları kaçırmıyorum, o da işin dışında olduğu için büyük düşünüyor. Ve ikinci üçüncü şirketi düşünmeye başlıyorlar.

Naksan Plastik sektöründe kaçıncı sırada yer almaktadır?

Naksan Plastik olarak Türkiye’de kendi sektörümüzün lideriyiz. Dünya’da da ilk 5 içerisinde yer alıyoruz. Kapasite yönünden Türkiye’de, çeşit yönünden de Dünya birincisiyiz. Bizdeki çeşit Dünya’nın hiçbir plastik fabrikasında yok. Günlük 650 ton üretim kapasitemiz var. Yurtdışındaki bir firmanın 800 ton kapasitesi vardır. Ama bu 800 ton yalnız iki çeşit ürüne aittir. Ürettiğimiz birçok ürünü standart olarak değil müşterisine göre özel üretiyoruz. Ürün yelpazemiz çok çeşitlidir.

İşimizin başındayız

Satış, ciro, çeşitlilik, kapasite ve tonaj bakımından rakiplerimizin önündeyiz. Bunun hepsinin nedeni işimizin başında olmamızdır. 24 saat işimizin başındayız. Evde bile olsam gece 12:00’den önce yatmam. Evdeki masamın başında oturur gece on ikiye kadar çalışırım.

Bütün ailem işimi ne kadar sevdiğimi bilir. 2011 yılsonu itibarıyla hedef ve beklentileriniz nelerdir?

Bizim genelde hedefimizde yıllık yüzde 20 büyüme vardır. Bu bütün şirketlerimiz için geçerlidir. Bundan sonra da inşallah her yıl bu hedefi gerçekleştirerek ilerleriz.

Naksan Holding’in görünen şirketleri dışında bilmediğimiz yatırımları var mı? Irak’ta yeni kurulan plastik fabrikamız var. Binamız hazır, makineler kuruluyor. Ayrıca Naksan’dan önce 1969 yılında İzmir’de kurulan Türkiye’nin en büyük firmalarından birisi olan Verim Plastik’i satın aldık ve adını Verimli Plastik olarak değiştirdik. Şimdi ilave makineler kuruyoruz.

Gaziantep sanayisindeki gelişme sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?

teşekkür ederim. İnsanlar öğrendikleri tecrübelerini başkalarına aktarabilmelidir.

Bahaeddin Bey ile baba oğul ilişkileriniz nasıl?

Birbirimiz ile şakalaştığımız da olur ama belli bir disiplin içerisindeyizdir. Onun yenilikçi görüşle-

Herkes birbirine bakarak güzel taraflarını örnek alıyor. Başka şehirlerden ya da yurt dışından baktığınız zaman burayı o sektörün merkezi olarak görüyorlar ve mal alımını Gaziantep’e yönelik düşünüyorlar. Bu sayede halının merkezi Gaziantep oldu. 250 tane halı firması var. Halıdan önce aynı durum tekstil için geçerliydi. Yüzlerce tekstil firması var. Makarna, plastik ayakkabı fabrikası. Birisi yaptığı zaman öteki o yapıyorsa bende yaparım diyor. Esinlenme bir yerde kendine güveni artırıyor.

Genç yatırımcılara ne tür tavsiyelerde bulunursunuz?

Adımlarını büyük atmaya çalışmamalılar. Sindire sindire ilerlemeleri gerekiyor. Atacağı yanlış bir adım onu tepetaklak edebilir. Adımlarını temkinli atmalılar. Yeni bir fabrika kurup iş yapmak kolay değil. Hele de işi bilmezsen daha da zor. İşin başında olacaksın ve işini bileceksin. Bilmediğin işi uzaktan kumandayla yapamazsın.

Sivil toplum kuruluşlarındaki görevlerinizden bahseder misiniz?

Gaziantep MÜSİAD’ın ilk kurucularındanım. 1995’ten beri MÜSİAD üyesiyim. 1995/1997 yılları arasında MÜSİAD şube başkanlığı yaptım. Gaziantep Ekonomisini Geliştirme Vakfı’nın (GAGEV) Sayın Valimiz Muammer Güler ile birlikte yine ilk kurucularındanım ve halen başkan yardımcısıyım. TUSKON Yönetim Kurulu üyesiyim. 2008 yılından bu yana Etiyopya Gaziantep Fahri Konsolosuyum.

İş yaşamınızdaki vazgeçilmezleriniz nelerdir? Disiplinden vazgeçmem. Yaptığım hatalardan ders alıp bir daha yapmamaya gayret eder ve aynı hassasiyeti karşı taraftan da beklerim. Saygıya çok dikkat ederim.

Kimseye kefil olmayız

Kefillikle ilgili acı bir olay yaşadık. Benim Osman amcam yanlış imzadan dolayı Antep’ten ayrılmak zorunda kaldı. Tekrar Antep’e gelirken trafik kazasında amcam ve yengemi kaybettik. Bizim ailede kesinlikle kimseye kefil olunmaz. İmza atılmaz. Bu bizim hayat felsefemizdir.

Çalışanlarınızla nasıl bir diyaloga sahipsiniz, çalışanlarınızın size ulaşması zor mu? Benim kapım her zaman sonuna kadar açık. Önceden daha sık diyalog kurardık ama son zamanlarda çalışan sayısı arttığı için hiyerarşik düzen işliyor. Ama en alt kademede çalışanım bile benimle gelip rahatlıkla konuşur evime dahi gelir. Hepimiz abi kardeş gibiyizdir. Dilek ve şikâyet kutumuz var. Bütün çalışanlarım oraya isteğini yazar. Kredi kartı borcu olan, evlenecek olan herkes yazar. O kutuya sadece ben bakarım. İhtiyaçlarına cevap veririm. Telefon numaramı kimseden saklamam.

Genel yapı itibarıyla nasıl bir insansınız? Sinirli, fakat yufka yürekliyimdir. Çok sabırlı olduğumu söylerler. Normal hayatımda sinirimi kimse görmez. Benim stresim işten dolayıdır. Mesela üretimde 100 bin dolarlık hata yapan işçimin ertesi gün bir çocuğu oldu. Ben o işçime kurbanlık gönderdim. Bunları ayırt edebilen bir yapım var. İşi diğer olaylarla karıştırmam. Ben kuralcıyımdır, kurallarla çalışırım. Koyduğum kuralı önce kendim yapamazsam rahatsız olurum.

Aklına düşeni not alacaksın 1960’lı yıllarda, tütün pakette satılırdı. Bunun dışında bir ambalaj kâğıdı vardı. Tütün kullanan dedem paketi açar üzerine biraz su püskürtür, güneşe koyar, kurutup tütün tabakasına doldurur, o tütünün kâğıdını da eli ile düzeltir, katlar, cebine koyardı. “Dede bu kâğıdı ne yapacaksın “derdim. Oğlum buna aklına düşeni not alacaksın derdi. Cebinden kâğıdın kalemin eksik olmayacak derdi. Ben çalışanlarıma işe aldığım ilk günden beri hep bunu söylerim ” Size söylenen her şeyi not alın, cebinizden kâğıdınız kaleminiz eksik olmasın ”. Tüm elemanlarımı 15 günde ya da ayda bir kontrol eder, kâğıdını kalemini göster derim. Bu benim olmazsa olmazlarımdan biridir.

28

NAKİB

www.naksan.com


Bizi vitrine çıkartan çocuklarımız oldu

Naksan kendisini göstermeyen sessiz mütevazı bir şirketti. Bizi ön plana çıkartan çocuklarımız oldu. Biz zaten varlıklı bir aileydik. Ama son zamanlarda biraz daha ön plana çıktık. 2006 yılına kadar Naksan olarak hiç kredi kullanmadık. Tüm yatırımlarımız kendi öz sermayemizdendi. Son yıllardaki büyük yatırımlarda kredi kullandık. Çocuklarımızın Naksan’ı dışa açmasıyla da vitrine çıktık. Kendinize ve ailenize ayırdığınız vakti nasıl değerlendirirsiniz?

Yoğun çalıştığım zamanlarda hafta sonları bağ evinde olmayı arzularım. Doğayı, sessizliği çok sevdiğimden bağ evinde yaşamayı severim, yılın 6 ayını yazın bağ evinde geçiririm. O bağ evini ne otele ne de denize değişirim. Bağ evinde kafa dinlerim.

İlgilendiğiniz bir spor dalı veya hobileriniz var mı? 1960-1970’li yıllarda başlayan 1980’in ortalarına kadar devam eden bir pul koleksiyonum var. 1986’dan sonra devam ettiremedim.

Nasıl bir tatil anlayışına sahipsiniz?

Kötü bir tatil anlayışına sahibim. Gaziantep’ten uzaklaşayım da nasıl uzaklaşırsam uzaklaşayım; iş için bile uzaklaşsam benim için bir tatil sayılır. İstanbul’daki toplantı benim için bir tatildir. Ama yılda 8-10 gün tatile çıkıyoruz.

Sizi en çok mutlu eden olay nedir?

Kızımın gelin olduğunu görmek beni çok mutlu etti.

Sizi en çok üzen olay ne oldu?

Annemin felç geçirmesi en çok üzüldüğüm olaydır. O zamanlar benim en acılı zamanlarımdı. 30 gün annem Amerikan hastanesinde komada kaldı. Her gün öldü dediler. 30. gün kendine

geldi bir süre sonra hastaneden çıktık. 6 ay sonra ayağa kalktı bastonla yürümeye başladı. Tekrar 6 ay sonra ikinci bir kriz geçirdi. 18 buçuk sene yataktan kalkmaksızın felç yattı. Anneannem anneme dayanamadı üzüntüden felçliğinin birinci ayında anneannemi kaybettik. O üzüntüyle askere gittim. 2000 yılında annemi kaybettik. Unutamadığım en üzücü olay annemin bu durumudur.

Kendinizde en çok beğendiğiniz-beğenmediğiniz özellikleriniz nelerdir? Sinirli halimi beğenmem. Disiplinli halimi beğenirim.

Hayatınızdaki en büyük gurur kaynağı nedir? Naksan.

Bir gün mutlaka şunu yapacağım dediğiniz hayaliniz var mı?

Benim bebeğim Naksan Plastik. Burayı kurumsallaşması için doğru kişilere teslim etmek en büyük emelimdir. Oğlumun ya da yeğenimin bu işe sıcak bakmaması beni üzer.

Sizce önümüzdeki yıllarda hangi sektörler revaçta olur? Hangi sektörlere yatırım yapılmalıdır? Şu anda enerji gündemde ama bana göre iki üç sene sonra enerji enflasyonu yaşanacak. Diğer

sektörler gibi enerjiden uzaklaşma olacak. Hükümetin destek vereceği büyük sanayiye yönelik ithalatı ortadan kaldırabilecek yatırımlar olmalı.

Kriz söylentilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cari açığın önlenmesi için ithalatın kısılması gerekiyor. Kısıtlamak için dövizi yükseltmeli. Bu kriz dünyanın hiçbir yerinde yok ancak Amerika’daki 2008 krizinin etkileri henüz geçmedi. Onun için halkı tasarrufa yöneltmeye çalışıyorlar. Ticari işlem hacmini düşürmek istiyorlar. Bence kriz falan yok, olmaz da.

Sosyal sorumluluk projeleri ile ilgili Naksan’ın yapmış olduğu projelerden bahseder misiniz?

Bir Gaziantepli olarak kazandığımızı Gaziantep’le paylaşan bir aile yapımız var. Bu anlamda Hayriye Nakıboğlu erkek yurdu, Gülfer Nakıboğlu Kız Yurdu, Cahit Nakıboğlu İlköğretim okulu, Emine Nakıboğlu İlköğretim Okulu, Ferhan Nakıboğlu Anaokulu, Sunguroğlu Liseleri, Gonca Kreşi, Şıh Mehmet Nakıboğlu Etüt merkezi, bir çok camii ve mescit yaptırdık. Zirve Üniversitesi’nin de Gaziantep’te alt yapısının hazırlanmasında büyük katkıları olan Naksan ailesi olarak gururluyuz. İnşallah bizden sonraki nesillere bu üniversitenin katkısı olur. BOSS Dergisi’nde alıntıdır.

Benim iş yaşamımdaki başarımın sırrı not almam ve işimi takip etmemdir. Kime hangi işi verdiysem not alırım ve muhakkak onu takip ederim. Bu sayede hiçbir şeyi unutmam. Bir sırrım da, bir genel ajandam vardır bir de yıllık ajandam. Mesela genel ajandama Ocak ayında plastik iyi gidiyor diye yazarım. Bir sene sonra yine Ocak ayını yazarım. Bu sayede yıllara göre bir değerlendirme yapabilirim. O ajandaya bakıldığında aylara göre ne yapılması gerektiğini hatırlar ona göre hareket ederim. Aynı zamanda bu ajanda benden sonra gelecek kişiye yol haritası teşkil ediyor.

www.naksan.com

NAKİB

29


Royal, ebruyu halıyla buluşturdu Antibakteriyel, antimite ve antimantar özellikli ‘3 Etkili Halı Projesi’ ve halıda sigorta dönemini başlatan ‘SigortHalı Projesi’ ile dünyada ‘ilk’lere imza atan Royal Halı, katma değerli ürünlerde halı sektörünün lideri oldu. 600 çeşit halıya sahip olan Royal Halı, yenilikler sayesinde 2011’de yüzde 25 büyüme hedefliyor.

2

005 yılında Gaziantep’in tanınmış ailelerinden Nakıboğlu Ailesi tarafından, Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarından Naksan Holding bünyesinde faaliyete geçen Royal Halı, kurulduğu günden bu yana Arge ve İnovasyona yatırım yaparak sektörde katma değerli ürünlerin lideri oldu. İki yıl once geliştirdikleri antibakteriyel, antimite ve antimantar özellikli 3 etkili halı projesinin ardından geçtiğimiz aylarda halıda sigorta dönemini başlatan SigortHalı projesini hayata geçiren Royal Halı, dünyada gerçekleştirdiği bu ‘ilk’ler sayesinde 2011 yılında yüzde 25’lik bir büyüme hedefliyor. Royal Halı, Gaziantep’te 500 dönümlük arazi üzerine kurulu 100.000 m2 fabrikasında 600 çeşit halı üretiyor.

Bayanların tercihi hijyen

İnovasyon ve arge çalışmaları öncesinde pazar araştırması yaptıklarını ve buradan çıkan sonuca gore ürün geliştirdiklerini

30

NAKİB

belirten Royal Halı & Pierre Cardin Halı Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Cihan Dağcı, “Halı alımında son sözü bayanlar söylüyor ve hijyene çok önem veriyorlar. Araştırma neticesinde hijyen konusuna ağırlık verdik. Bir yıl çeşitli ortamlarda antibakteriyel halılarımızı test ettik ve olumlu neticeler aldık. Bu sayede antibakteriyel, antimite ve antimantar özellikli ‘3 etkili’ halı ile ve bu özellikleri 30 yıkamadan sonra dahi %99,9 sağlayarak dünyada bir ilke imza atmış olduk” dedi. ‘Yenilik Farlılıktır’ felsefesinin Royal Halı çalışanları arasında da bir kültüre dönüştüğüne dikkat çeken Cihan Dağcı, şirkette 5 kişilik Ar-Ge ekibi olduğunu, ancak her departmandan birer kişinin de Ar-Ge ekibine dahil edildiğini vurguladı. Sadece Ebru Halı için 1 milyon TL bütçe ayırdıklarını açıklayan Cihan Dağcı, “Bizim özelliğimiz yeniliklerle büyümek. Dolayısıyla bu alanda ayırdığımız bütçemizin ucu açıktır. Yeni ürün geliştireceğimiz zaman limiti kaldırıyoruz” dedi.

www.naksan.com


GÜNCEL > ROYAL HALI

2008 sonlarında antibakteriyel halı için çalışmalara başladıklarını kaydeden Cihan Dağcı, sadece antibakteriyel halı için yaklaşık 1.2 milyon TL’lik bütçe ile Ar-Ge çalışması gerçekleştirdiklerine dikkat çekti. Son yıllarda bu alandaki çalışmalarını artırdıklarını da ifade eden Cihan Dağcı, Türkiye genelindeki birçok üniversite ile ortaklaşa Ar-Ge çalışması içerisinde olduklarını vurguladı. Antibakteriyel halı konusunda başta Fransa ve Almanya olmak üzere Avrupa ve Türkiye’den gerekli sertifikaları aldıklarını ifade eden Cihan Dağcı, “Ekoteks sertifikamız ile birlikte laboratuvarımızı kurduk. Son olarak da halılarımız Antimikrobiyal olduğu Sağlık Bakanlığı tarafından alınan Biyosidal ürün sertifikası ile tescil edildi” dedi.

Türkiye’nin ilk ‘SigortHalı’sı

3 ay önce ‘SigortHalı’ projesi ile halı sektöründe Türkiye’de ve dünyada yeni bir ilke daha imza attıklarını ifade eden Cihan Dağcı, “Tüketici hatalarından kaynaklı lekeler başta olmak üzere ,yırtılamalar,su baskınları,yanma,çalınma ve üretim kaynaklı hatalar hariç tüketici kaynaklı tüm hasarlar SigortHalı uygulaması ile güvence altında. Halılarımız bu uygulama çerçevesinde 1 yıl sigortalıyoruz ve bu sure içerisisde tüketici kaynaklı hasar gören halıları yenisi ile değiştiriyoruz. Tüketicilerimiz halı alırken hiçbir ek ücret ödemeden SigortHalı uygulamasından faydalanıyorlar” dedi. SigortHalı projesinin ‘tüketici memnuniyetini maksimum seviyeye nasıl çıkartırız” sorusu ile başladığına dikkat çeken Cihan Dağcı, “Üretim hatalarına karşı 2 yıl garanti verdiğimiz halılarımıza bu garanti kapsamının dışında kalan tüm haller için de 1 yıl sigorta kavramını gündeme getirdik. 3 aydır satış yaptığımız tüm Royal ve Pierre Cardin halılarımızı kullanıcı hatalarına karşı sigortalıyoruz. Kullanıcı hatalarından meydana gelen halı deformasyonu oluşmuş halıları, her terüne 1 yıl içerisinde 2 kez, bire bir aynı ebat ve aynı desen kodundaki ürün ile değişim hakkı tüketiciye verilmiştir. Dünyada halı sektöründe böyle bir uygulamayı sadece biz yapıyoruz” diye konuştu.

30 ülkeye ihracat gerçekleştiriliyor

Yaklaşık 600 kişiye istihdam sağladıklarını da açıklayan Cihan Dağcı, üretimlerinin yüzde 25’ini aralarında Amerika, Almanya, İtalya, İngiltere, Kanada, Avusturalya ,Suudi Arabistan, Rusya, Ukrayna, Moritanya, Cezayir, Libya, Çin, Hindistan ve Japonya’nın bulunduğu 30’a yakın ülkeye ihraç ettiklerini ifade etti. Antibakteriyel halıları, SigortHalı ve diğer yatırımları sayesinde büyemeye devam edeceklerini açıklayan Cihan www.naksan.com

Dağcı, “Yıllık 6.500.000 metrekarelik üretim kapasitesine sahip Gazianep’deki 500 dönüm üzerindeki 100.000 metrekarelik tesisimizde 600 çeşit halı üreterek, Türkiye’ye ve dünyaya satıyoruz. Bunun yanı sıra 900’ü Royal Halı, 400’ü ise Pierre Cardin Halı olmak üzere toplam 1.300 bayiye sahibiz. Bu bayilerimizden 100 tanesi Consept ve Showroom tarzında özel bayilerdir” dedi. 2009 yılında 128 milyon TL olan cirolarını geçen yıl 173 milyon TL’ye çıkarttıklarını kaydeden Cihan Dağcı, bu yıl ise yüzde 25’lik bir büyüme beklediklerini ifade etti.

Pierre Cardin yeni trendler belirleyecek

2007 yılında bünyelerine kattıkları Pierre Cardin markası ile mekanları ayrıcalıklı kılacak tasarımlar sunduklarını ifade eden Cihan Dağcı, “Pierre Cardin Halı’nın lisansını alarak NAKSAN Holding bünyesine kattık. Mekanları ayrıcalıklı kılma ve sektöründe moda öncüsü olma hedefi ile yola çıktığımız Pierre Cardin Halı, Türkiye genelindeki 9 bölgede 400 bayisi ile tüketiciler ile buluşuyor” dedi. Royal Halı ile yakaladıkları başarıyı Pierre Cardin Halı ile sürdüreceklerini vurgulayan Cihan Dağcı, “Royal Halı kendi içinde büyümeye devam ederken, farklı tasarımlar ve koleksiyonlar ile Pierre Cardin Halı’yı yeni bir trend olarak piyasaya sürüyoruz. Amacımız 400 olan bayi sayısını 700’e çıkarmak” dedi.

Royal Halı ödüle doymuyor

Royal Halı gerçekleştirdiği inovasyon çalışmalarında sektöre Samba, Flora, Tebriz, Natura, Asos, Salsa, Pierre Cardin Halıda ise Bamboos, Elysee, kalitelerini ve sektöre Ebru ve Antibakteriyel kavramlarını kazandırdı. Royal Halı yaptıkları başarılı çalışmalar ve sektöre kazandırdıkları yenilikler sayesinde 2007 Metal Simli İplikle Halı İmalatı Projesi Ar-Ge ve İnovasyon ödülü, 2008 Bambu İpliğinden Halı İmalatı Projesi Ar-Ge ve İnovasyon Ödülü, 2009 Antibakteriyel Halı İmalatı Projesi Ar-Ge ve İnovasyon Ödülü, 2009 Ekolojik Test Araştırma ve Geliştirme Merkezi (EKOTEKS) Antibakteriyel Sertifikası, 2009 Tüm Tüketicileri Koruma Derneği Yılın Altın Markası, 2009 İSO Ar-Ge ve İnovasyon Ödüllerinde başarı plaketi ,2011 yılı başında Sağlık Bakanlığından Ürünlerin ANTİMİKROBİYAL Olduğu ile ilgili BİYOSİDAL ÜRÜN SERTİFİKASI gibi bir çok başarıya imza attı. Royal Halı ayrıca, 2009 İSO verilerine göre ilk 500 şirket sıralamasında 466’ncı, 2009 Fortune Dergisi verilerine göre ilk 500 şirket içerisinde 375’inci ve 2010 yılında ise yine Fortune Dergisi verilerine göre 500 şirket içerisinde 400’üncü sırada yer aldı.

Haber: Hasan Küçükusta

1.2 milyon TL’ye antibakteriyel halı

NAKİB

31


GÜNCEL > Ebru YILDIRIM

Naksan Holding Satınalma Müdürü Ebru Yıldırım:

Para bir malı satarken değil, alırken kazanılır Naksan Holding Satınalma Müdürü Ebru Yıldırım yaptığı açıklamada, “Günümüzün zorlu, küresel rekabet ortamında satın alma faaliyetleri ve satın alma departmanları çok daha fazla önem arz etmeye başlamıştır” dedi.

S

atın almanın, işletmenin ihtiyacı olan bir mal veya hizmetin işletme dışı kaynaklardan temin edilmesi olduğunu vurgulayan Naksan Holding Satınalma Müdürü Yıldırım, “Bu tanımı biraz daha açarsak satın alma, ihtiyaç olunan mal veya hizmetler için teklif/fiyat toplama, değerlendirme ve en uygun fiyatlı olanı seçerek sipariş verme ve bunları temin etme süreçlerinden oluşmaktadır.” dedi. Naksan Holding Satınalma Müdürü Ebru Yıldırım, satınalma ile ilgili bilgileri Nakib okuyucularına anlattı.

Satınalmanın şirketlerdeki önemini anlatır mısınız?

Bugün satın alma departmanları, şirketlerin hızla büyüyen bütçelerini yöneten, sürekli olarak piyasayla ve işletme içindeki tüm departmanların ihtiyaçlarını karşılamak için iletişim halinde olan, ürünün kalite düzeyine ve işletme karlılığına direk etki eden aslında hayati bir departman konumundadır. Dolayısıyla artık satın alma, kurumsal yapının içinde uzmanlaşmış nitelikli personelden oluşan, iş tanımları ve işbölümü net bir şekilde belirlenmiş, yetki ve sorumlulukları artmış bir departman durumuna gelmiştir.

Ticarette çok yaygın bir ifade olan “Para bir malı satarken değil, alırken kazanılır” sözü de şirketlerin satın almaya vermesi gereken önemi aslında çok güzel vurgulamaktadır. Ancak satın alma bir malı uygun şekilde alması ile görevini tamamlamış olmamaktadır. 32

NAKİB

Satınalmanın temel unsurları nelerdir?

Satın alma yönetimi; fiyat, miktar, kalite,termin ve tedarikçi olmak üzere beş önemli unsura dayanır.Bizlerde bu beş unsurun optimum düzeyde şirketimize fayda sağlaması için çalışmaktayız. www.naksan.com


GÜNCEL > Ebru YILDIRIM

Tedarikçilerimiz bizim iş ortağımızdır

Bizim için tedarikçimiz iş ortağımız, firmamızın vizyonuna ulaşmada beraber yol alacağımız yol arkadaşımızdır. Sonuç olarak; tedarikçilerimizle yaptığımız ya da yapacağımız etkin ve verimli işbirliği bulunduğumuz sektörde rakiplere karşı her zaman bizi bir adım önde yapacaktır.

Bilindiği gibi satınalma para harcayan bir bölümdür. Sizce de böyle mi?

Görünüşte satın alma, para harcayan bir bölümdür. Aslında satın alma, işletme maliyetlerinin aşağıya çekilmesinde önemli bir departmandır. Ticarette çok yaygın bir ifade olan “Para, malı satarken değil, alırken kazanılır” sözü de şirketlerin satın almaya vermesi gereken önemi aslında çok güzel vurgulamaktadır. Ancak, satın alma bir malzemeyi uygun şekilde almak ile görevini tamamlamış olmamaktadır. Aynı zamanda stok maliyetini düşürebilmek için stokları da çok iyi kontrol altında tutması gerekir.Yani siz istediğiniz kadar ihtiyaç olunan malı ucuza alın, iyi bir stok yönetimi ile bunu destekleyemiyorsanız bir süre sonra ucuza aldım dediğiniz ürünü daha yüksek fiyata mal etmiş olabilirsiniz. Maliyet ,sadece alınan malın faturasıyla ölçülmez. Örneğin iyi yapılmayan bir planlama sonucu eksik miktarda alınan bir yedek parça, yada üretim malzemesi , müşteriye hizmetinizi aksatabilir. Tersi yaşanılacak bir durumda yine sizin zararınıza olacaktır.

Tedarikçilerinizi neye göre seçiyorsunuz?

Tedarikçinizle ilişkilerinizi iyi yönetebiliyorsanız başarıya giden yolda önemli bir adım daha atmış olacaksınız. İşletmemizin kalite politikasına uyum sağlayacak, istenen standartlardaki ve şartnamelerimize uygun malzemeyi ( yardımcı malzeme ve yedek parça) verebilecek imalatçıyı bulma, bu imalatçıyı geliştirme , bizim standartlarımıza uygun üretim yapar hale getirme önemlidir. En önemlisi onu yaşatacak kadar iş verme ve performansını ölçerek değerlendirmek gerçekten son derece zor ve önemle takip edilmesi gereken bir iştir. Bunu da 12 yıldır satın alma müdürlüğü yaptığım dönem boyunca departman olarak en hassas şekliyle uygulamaya çalışmaktayız.

lini kabul etmiyoruz. Biliyoruz ki bu tür bakış tarzı nihayetinde o tedarikçinin kaybedilmesi anlamına gelmektedir. Kaybedilen bir tedarikçi ise ya rakip firma saflarına geçer ya da piyasa da size karşı sıkı bir rakip olur. Aslında burada kaybedilen sadece tedarikçi değil aynı zamanda rekabet etme gücünüzdür. Tedarikçilerini işe dahil eden, ar-ge çalışmalarında birlikte yol alan , işleri birlikte yapan firmamız bu yüzden piyasada rakiplerine karşı avantajlı konuma geçmektedir.Bunun bir sonucu olarak ta lojistik faaliyetlerinde de ciddi tasarruflara gidebilmektedir

Tedarikçilerinize performans değerlendirmesi yapıyor musunuz?

Ürün kalitemize doğru yönde katkıda bulunabilmek için tedarikçilerimizin performansını ölçüyoruz.Bunun için mutlaka fiyat, kalite, tedarikçiye kolay ulaşabilme, siparişi verilen malzemelerin zamanında ve istenen miktarlarda gelmesi, yapılan teslimatların oranları, bu teslimatların ambalajlama ve sevkiyat kalitesinin ölçümü gibi kriterleri baz alarak 6 aylık periyotlarda raporlarız. Bunun en büyük amacı işletmemize uygun tedarikçiden doğru ürünü satın alırken tedarikçimizin gelişimine de katkıda bulunmaktır. Şuna kesinlikle inanıyoruz;tedarikçisini geliştiren ve ona yatırım yapan bir firma aslında kendi geleceğine yatırım yapmaktadır.

Satınalma uzmanı olarak bize piyasayı değerlendirir misiniz?

Şirket olarak ve departman çalışanları olarak, maalesef piyasada çok yaygın olan tedarikçiden satın alma yapmanın ona sunulan bir lütuf olduğunu düşünerek yapılan işleyiş şek-

33


GÜNCEL > Esra NAKIBOĞLU

PROAKTİF İŞ ANLAYIŞI İLE TİCARİ FAALİYETLEMİZİ, HIZLI VE ETKİN ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİRİYORUZ Naksan Holding Kambiyo ve İthalat Hammadde Satın Alma Müdürü Esra Nakıboğlu 2005 yılından bu yana kadar hammadde ithalat hacmini iki katına çıkarttıklarını belirtti.

S

ekiz kişilik kambiyo ekibi ile Naksan Holding’in hammadde ihtiyacını karşıladıklarını belirten Kambiyo ve İthalat Hammadde Satın Alma Müdürü Nakıboğlu; “Mersin ve Gaziantep gümrüklerinden ithalat ve ihracat işlemlerini gerçekleştirmekteyiz. 2005 yılından bu yana kadar işlem hacimi iki katına çıkarak yıllık 200 bin tona ulaşmıştır” dedi.

Haber: Hasan Küçükusta

Kambiyo departmanı olarak faaliyetlerinizden bahseder misiniz ? Satın alma gücünü her geçen gün arttıran Naksan, dünyadaki petrokimya şirketlerinin tümü ile doğrudan iletişim içerisinde olup ticari ilişkilerini geliştirmektedir. 2005 yılından bu yana hammadde İşlem hacmini iki katına çıkartan Naksan yıllık 200 Bin Ton işlem hacmine

34

NAKİB

ulaşmıştır. 8 kişilik kambiyo ekibim ile birlikte Naksan Holding’in hammadde ihtiyacını karşılayıp, İstanbul, İzmir, Mersin, Adana ve Gaziantep gümrüklerinden ithalat gerçekleştirmekteyiz. Gaziantep gümrük işlemlerimizde ithalat ve ihracatı kendi kadromuz ile aracı kurum olmadan yapmaktayız. İthal ettiğimiz hammaddelerin işlemleri ekibim tarafından gerçekleştirilmekte, ürünler üreticiden fabrikamıza teslim edilinceye kadar tüm süreç takip edilmektedir. Stratejimiz; dünya piyasalarını takip ederek en doğru zamanda satın alışımızı konumlandırıp satın alırken kazanarak, rekabet gücümüzü arttırmak ve Türkiye ambalaj piyasasına yön verirken karlılığımızı arttırmaktır. Proaktif iş anlayışı ile ticari faaliyetlerimizi hızlı ve etkin bir şekilde gerçekleştiriyoruz.

Kimyasal hammadde kullanıyorsunuz; Doğaya ve İnsana olan duyarlılığınızdan bahseder misiniz ? Satın alınan hammadde, boya ve katkıların insan sağlığına ve çevreye duyarlı olması Naksan’ın öncelikli prensiplerindendir. Ürünlerin bu standartlara uygunluğunun garantisi olarak, alınan her ürünün dünyadaki en güvenilir kimyasallar tüzüğü REACH mevzuatlarına uygunluk sertifikasına sahip olması istenmektedir. REACH koordinatörümüz Mithat SEMERCİ Bey ile yaptığımız çalışmalar çerçevesinde “TQM” ( toplam kalite yönetimi) standartlarımıza uygun olarak satın aldığımız her ürünün sağlık standartlarına uygunluğu kontrol edilmektedir.

www.naksan.com


GÜNCEL > Esra NAKIBOĞLU REACH nedir?

REACH, Avrupa Birliği’nde kimyasal maddelere ilişkin mevcut birçok mevzuatı tek bir çatı altında toplayan bir AB Tüzüğüdür.* REACH, (Registration, Evaluation, Authorisation and Restriction of Chemicals) Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması anlamına gelmektedir. 18 Aralık 2006 tarihinde Avrupa Parlamentosu tarafından kabul edilen ve 1 Haziran 2007’de yürürlüğe girmiş olan REACH Tüzüğü, AB Resmi Gazetesi’nin 30 Aralık 2006 tarih ve L396 sayılı nüshasında, son haliyle ise 29 Mayıs 2007 tarih ve L136 sayılı nüshasında yayımlanmıştır. Söz konusu tüzüğe göre, AB üye ülkelerinde faaliyet gösteren ve yılda bir tondan fazla kimyasal madde üreten veya ithal eden firmaların, söz konusu kimyasal maddeleri, AB örgütlenmesi içinde yer alan Avrupa Kimyasallar Ajansı yönetimindeki merkezi bir veri tabanına kaydettirmeleri zorunlu bulunmaktadır. REACH Sistemi AB’ye yapılan kimyevi madde ihracatımızı doğrudan etkilemektedir!

REACH’in amacı nedir?

İnsan sağlığı ve çevrenin daha üst düzeyde korunması amaçlanmaktadır. Kimyasal maddeler hakkında daha fazla bilgiye sahip olunması ve bu bilgilerin toplumla paylaşılmasını sağlar.

Hammadde piyasasını takip ederken nelere dikkat ediyorsunuz ?

Bunu birkaç madde altında daha spesifik bir şekilde açıklamak mümkündür.

Güncel hammadde katkı ve boyaların takibi

Sürdürülebilinir büyüme için piyasadaki yenilikçi, gelişimci ve ileri görüşlü yapımızı korumamız gerektiğinin bilincindeyiz. Bu bağlamda; dünyanın her köşesindeki sempozyum, seminer ve fuarları takip edip sektörün bir adım ilerisinde olmak için araştırmalar yapıyoruz. Doğaya ve insana daha duyarlı hammaddeler arayışına her geçen gün daha büyük yatırımlar yapan Naksan %100 doğal ürünlerden üretilecek ambalajlar için ön çalışmalarını tamamlamıştır ve üretime geçmeye hazırlanmaktadır.

Piyasa Analizi

İyi bir satın alma stratejisi çizebilmek için iyi bir piyasa analisti olmak gerekir. Doğru bir strateji özellikle hammadde piyasasında çok önemlidir. Üretim yapmak için satın aldığımız polietilen ve polipropilen hammaddelerinin günlük, haftalık ve aylık analizlerini yaparak piyasadaki stratejimizi belirlemekteyiz. Bunu yaparken sadece kendi analizlerimizi değil aynı zamanda profesyonel piyasa analisti olan firmaları da takip etmekteyiz. ICIS, CHEMORBIS ve PLATTS gibi güvenilir kaynaklardan aldığımız günlük ve haftalık haberler ile doğru zamanda ve doğru üreticiden hammadde almayı hedeflemekteyiz. Hammadde fiyatlarında etkili olan petrol, nafta, propilen ve etilen gibi, enerji piyasalarını da göz önüne alarak piyasanın yönünü önceden takip ediyoruz. Yurtiçi ve yurtdışı spot piyasaları da yakından takip ederek “doğru zamanda al” politikasını benimsemekteyiz ve stok takibini “Just in time” ( Tam zamanında ) stratejisini benimseyerek stok riski ve stok maliyetini minimum düzeye indirgemeye çalışıyoruz.

Çin Piyasasının Önemi

Çin piyasası global piyasalar için çok önemlidir, piyasanın bu önemi takip edilmesini zorunlu kılmaktadır. Avrupa hariç Türkiye’nin tüm tedarikçileri Türkiye fiyatlarını Çin pazarındaki talep ve buradan elde ettikleri net getiriye bakarak belirlemektedir.

Nakliyedeki yenilikler

Faaliyete yeni geçen İskenderun Limanı ithalat ve ihracat iç nakliye masrafları açısından büyük önem arz etmektedir. Nakliye masraf yükünü azaltacak olan yeni liman tam olarak faaliyete geçtiğinde Gaziantep’teki ithalat ve ihracatçılara büyük fayda sağlayacaktır.

Bu kadar işi bir arada sağlıklı bir şekilde yürütmenizin sırrı nedir ?

Hergün kendini yenileyen ve büyüyen Naksan Holding’te istikrarın asıl sırrı takım çalışmasıdır. Kambiyo ekibi olarak da öncelikle kendimize sonra da iş ortaklarımıza olan saygımızı kaybetmeden, iyi ilişkiler içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ekibim ve ben hem yurtiçi hem de yurtdışından farklı kişilerle sürekli olarak bağlantı kurmakta ve birlikte çalışmaktayız. Çalıştığımız kişilerle empati kurarak nazik, dostça ve sevgi saygı çerçevesinde ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Herşeyden önce tüm insani ilişkilerin körelmeye yüz tuttuğu bugünlerde insanı kazanmayı hedefliyor ve bu şekilde işlerimize yön veriyoruz.

35


EĞİTİM > İnsan Kaynakları

NAKSAN’DA

EĞİTİMLER TÜM HIZIYLA DEVAM

EDİYOR

Şirket çalışanlarının gelişimlerine önem veren Naksan Holding’de, İnsan Kaynakları bünyesinde planlanan eğitimler tüm hızıyla devam ediyor. SATIŞ VE MÜŞTERİ İLİŞKİLERİ EĞİTİMİ

24 – 26 Mayıs 2011 tarihleri arasında Naksan Holding Satış Birimi’ne; Köprü Danışmanlık’tan Hakan Ömer Gider tarafından “Satış ve Müşteri İlişkileri Eğitimi” verildi. İletişim, Dinleme, Beden Dilini Yönetmek, Satış Sanatı, Satışçının Görev ve Sorumlulukları, İstenmeyen Satıcı Profili, Müşteri İlişkilerini Yönetmek, Müşteri Tipleri, Müşteri Hizmetleri konu başlıklarını kapsayan eğitime şubelerimiz de dahil olmak üzere ilgili tüm çalışanlar katıldı. Gerçekleşen eğitimin sonunda ise katılımcılara sertifikaları dağıtıldı.

SULZER DOKUMA EĞİTİMİ 36

NAKİB

01 – 21 Haziran 2011 tarihleri arasında Nakpilsa Firması’ndan 10 çalışanın katılımıyla “Sulzer Dokuma Eğitimi” gerçekleştirildi. Eğitim, “Sulzer Dokuma Tezgâhları” konusunda deneyimli Adnan Aslan tarafından verildi. Türkiye’nin en büyük Sulzer Dokuma parkurunun verimli şekilde kullanılmasını amaçlayan eğitimin son gününde katılımcılara sertifikaları dağıtıldı. Eğitimin ilerleyen dönemlerde başka çalışanlarımız için yeniden tekrarlanacağı belirtildi.

TPM (Toplam Verimli Bakım) EĞİTİMİ

İşletmelerde toplam verimi etkileyen kayıpların analizi ve kayıpların ortadan kaldırılmasına yönelik çözüm yöntemle-

rin üretilmesi konularında bilgi edinilmesini amaçlayan TPM Eğitimi 20 – 23 Haziran 2011 tarihleri arasında Köprü Danışmanlık’tan Gürcan Akçay tarafından Nakpilsa çalışanlarına verildi. İki grup halinde gerçekleştirilen eğitimin ilk grubu 20 – 21 Haziran 2011 tarihlerinde; ikinci grup ise 22 – 23 Haziran 2011 tarihlerinde toplam 54 çalışanın katılımıyla gerçekleştirildi. TPM Nedir? , TPM’in Amacı, Otonom Bakım ve Uygulama Alanı, 5 S ve TPM, Makine Verimi Nasıl Ölçülür? Makine Kayıplarının Tespit Edilmesi ve Genel Problemler, Bakım Planları Ekipman Yönetimi, Tek Nokta Eğitimi, Sayısal Hedefler, Görsel Yönetim konu başlıkları yapılan Workshop çalışmaları ile desteklenerek anlatıldı.

www.naksan.com



GEZİ > GAZİANTEP KALESİ

6 Bin yıllık Gaziantep Kalesi Gaziantep Kalesi, Türkiye’de ayakta kalabilen kalelerin en güzel örneklerinden birisi olup, gerek ihtişamı ve heybetiyle, gerekse bir sır gibi gizlediği tarihiyle şehir merkezinde, Alleben Deresi’nin güney kenarında, yaklaşık 25-30 m. yükseklikte hemen herkesin dikkatini çeken bir tepe üzerindedir.

G

aziantep Kalesinin ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı hususunda kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte tarihi günümüzden 6000 yıl geçmişe, kalkolitik döneme kadar giden bir höyük üzerinde kurulduğu, M.S II-III yüzyıllarda ise kale ve çevresinde “Theban”isimli küçük bir kentin olduğu bilinmektedir. M.S. II-IV. yüzyıllarda Kalenin, ilk olarak Roma döneminde bir gözetleme kulesi olarak yapıldığı ve zaman içerisinde genişletildiği yapılan arkeolojik kazılar neticesinde anlaşılmıştır. Bugünkü biçimini ise “Kaleler Mimarı” olarak adlandırılan Bizans İmparatoru Justinyanus döneminde M.S. VI. (M.S 527-565) yüzyılda almıştır. Yine bu dönemde kale önemli bir onarım geçirmiş olup, onarım sırasında tesviyenin sağlanması için, güney bölüm kemerli ve tonozlu galerilerden oluşan substrüksiyon (temel) yapılarıyla

donatılmış, bu galerilerle birbirine bağlanan kuleler inşaa edilmiş ve sur bedenleri batı, güney ve doğuya, tepenin sınırına kadar genişlemiştir. Kale bu haliyle çapı yaklaşık 100 m., çevresi 1200 m. olan gayrı muntazam dairesel bir şekle sahiptir. Kale bedenleri üzerinde 12 adet kule mevcuttur. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Kale’nin 36 burcundan bahsetmektedir. Günümüzde ise bunların yalnızca 12 tanesini görebilmekteyiz. Geri kalan 24 burcun ise kalenin dış surları üzerinde bulunduğu ve günümüz kadar gelemediği sanılmaktadır. Kale çevresinde, eni 30 m., derinliği ise 10 m. olan bir hendek bulunmakta ve kaleye geçiş ise köprü ile sağlanmaktaydı. Kale köprüsünü geçip, asıl kale kapısına ulaşmadan, sol tarafta ise halk tarafından İmam-ı Gazali Hazretlerinin Makamı olarak adlandırılan bir burç bulunmaktadır.

Gaziantep


Bizans dönemini takip eden yıllarda özellikle Memluklular, Dulkadiroğulları ve Osmanlılar ihtiyaca göre kaleyi zaman zaman onarmışlar ve buna dair de onarım kitabeleri koymuşlardır.Kale ikinci defa, 1481 yılında Mısır Sultanı Kayıtbay tarafından elden geçirilmiştir. Ana kapı üzerinde yer alan kitabeden, ana kapı ve kale köprüsünün iki yanındaki kulelerin, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1557 yılında yeniden yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Asıl kale kapısından girince, kalenin iç kesimlerine ve üstüne doğru açılan iki yol vardır. Sola açılan yoldan, kalenin üst kısmına ulaşılır. İç kesimlerine doğru devam eden yoldan ise; galeri, dehliz ve kale odalarına ulaşılır. Kalede ana kütle altında ise bir su kaynağı bulunmaktadır. 1989 yılından bu yana Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Gaziantep İl Özel İdare Müdürlüğü tarafından tahsis edilen ödenekler ile aralıklı yapılan kazı ve restorasyon çalışmaları ile kalenin çevresi belirlenmiş, koruma duvarı yapılmış, çıkış yolu islah edilerek, taş döşenmiş, yaklaşık 190 m. uzunluktaki galeri temizlenmiş, sur bedenleri onarılarak yükseltilmiş, ana kapılar aslına uygun olarak yapılmış ve diğer kapı

girişleri, demir parmaklıklarla kapatılarak, tehlikeli durumdan kurtarılmıştır. Bu çalışmaların teknik aşamaları ise Gaziantep Arkeoloji Müzesi tarafından yürütülmüştür. Halen Gaziantep Arkeoloji Müzesi tarafından yürütülen arkeolojik kazılar sonucunda, Osmanlı dönemine ait bir hamam ile 2000 yılında yapılan kazılarda ise, bir camii ortaya çıkartılmıştır. Hamamın banyo, buhar odası ve bacaları ortaya

çıkarılmıştır. Buhar odasının köşesinde bulunan kanallar vasıtasıyla içeride buhar fazlalaşınca dışarıya verildiği sanılmaktadır. Hamam; mimari olarak pek gösterişli olmamakla birlikte teknik bakımdan üstün özellikler taşımaktadır. Cami ise Osmanlı mimarisi tarzında olup, dikdörtgen şeklinde planlıdır. Caminin güney cephesinde yarım daire şeklinde mihrap,mihrabın sağında ve

solunda ikişer adet kitap koyma bölümleri ve mihrabın sol tarafında güneyden dışarıya açılan bir kapı girişi ortaya çıkartılmıştır. Ayrıca mihrabın sağ tarafından kızaklı bir minberin de yeri bulunmuştur. Ayrıca 2002 yılından günümüze kadar devam eden kazı çalışmalarında ise Kale Hamamı’nın kuzeyinde, Kale Camisinin doğusunda ve güneyinde 5x5 metrelik açmalarla kazı çalışmaları sürdürülmektedir. Bu kazılarda çeşitli mimari yapı kalıntıları, çok sayıda Erken İslam, Bizans ve Osmanlı dönemine ait keramik parçaları, metal parçaları, mermi çekirdekleri, çoğunluğu Bizans dönemine ait çok bilezik parçaları ile pişmiş toprak kandiller, Bizans ve Osmanlı dönemine ait sikkeler, çok sayıda demir gülle, çakmaklı tüfek parçaları ve pişmiş topraktan yapılmış bazıları mühürlü pipo(lüle) parçaları ile bazı hayvan kemikleri ele geçmiştir. Kalenin etrafında ise hendek yeri tespit edilmiş olup, önümüzdeki günlerde ise Hendek kazılarına başlanılacaktır. Tüm bu yapılan ve yapılacak olan çalışmalarla Gaziantep Turizmine kazandırılan ve Gaziantep Turizmine bir güneş gibi doğan Gaziantep Kalesi bütün ihtişamıyla ziyaretçileri beklemekte ve şehir merkezinde Gaziantep Turizminin önemli cazibe merkezlerinden birisi haline gelmiştir.

Gaziantep Kalesi, Gaziantep’in merkezindeki bir tepeye kurulmuş olan kale, ne zaman inşa edildiği bilinmemekle birlikte, Roma döneminde gözlem amaçlı kullanıldığı bilinmektedir. Kale, tarih boyunca birçok kez tamir edilmiş ve son halini 2000’li yılların başında yapıla n bir onarımla almıştır. Daire biçimindeki kalenin çevresi 1200 metredir. Duvarları taş bloklardan yapılmış olup 12 kulesi ve burçları vardır. Kale, günümüzde “Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi” olarak kullanılmaktadır. Gaziantep’in gösterdiği savunma 45 dakikalık bir belgeselle kale içerisinde gösterilmektedir.

www.naksan.com

NAKİB

39

Haber: Hasan Küçükusta

p

GEZİ > GAZİANTEP KALESİ


Bebeklerimiz Sağlıklı ve mutlu bir ömür dileriz... NAKSAN

NAKPILSA

RAMAZAN KAYA KIZ 11/03/2011 MESUT ALICI KIZ 15/03/2011 OSMAN KAPLAN ERKEK 08/04/2011 FEVZİ ADEMOĞLU KIZ 25/04/2011 MEHMET BİÇER ERKEK 26/04/2011 HALİL İBRAHİM POLAT ERKEK 27/04/2011 DAVUT YAVŞALAK ERKEK 02/05/2011 MUSTAFA KAYNAR KIZ 05/05/2011 NURETTIN GÜRBÜZ KIZ 05/05/2011 ÖMER DALYANLI ERKEK 06/05/2011 ÖNDER ÖZEN ERKEK 06/05/2011 YUSUF POLAT ERKEK 06/05/2011 IBRAHIM AKSÜRMELI ERKEK 07/05/2011 YUSUF POLAT ERKEK 07/05/2011 LEVENT KAVUŞ KIZ 09/05/2011 MAHMUT TAPAN KIZ 10/05/2011 MEHMET BOZYILAN KIZ 12/05/2011 YUSUF KAYA ERKEK 16/05/2011 OĞUZ SOYLAĞ ERKEK 16/05/2011 ALI DERTLIOĞLU ERKEK 16/05/2011 NUH ATAN KIZ 18/05/2011 MEHMET ALI ÇELIK ERKEK 19/05/2011 RIFAT KENAN KENANOĞLU ERKEK 20/05/2011 IBRAHIM ÇELIK KIZ 21/05/2011 ALI KAYA KIZ 22/05/2011 MEHMET AKIF SARIKURT KIZ 24/05/2011 HULISI ŞENTÜRK KIZ 24/05/2011 YUSUF BALIKSUYU KIZ 26/05/2011 ABIDIN TÜRKOĞLU KIZ 28/05/2011 ILYAS TURAN ERKEK 30/05/2011 ALI ARSLAN ERKEK 30/05/2011 ALI KESKIN KIZ 31/05/2011 OSMAN EŞIM ERKEK 02/06/2011 AHMET ORHAN KIZ 06/06/2011 MUSA AĞAOĞLU KIZ 07/06/2011 METIN ATADAN KIZ 09/06/2011 MEHMET TANER KOÇASLAN KIZ 09/06/2011 IBRAHIM AKYOL KIZ 15/06/2011 ALI ÖZTÜRK KIZ 15/06/2011 YUSUF OK ERKEK 16/06/2011 MEHMET ÖYSÜZ KIZ 16/06/2011 KAMIL KAYA ERKEK 17/06/2011 FERIDUN GÖY ERKEK 17/06/2011 EYÜP YILMAZ KIZ 17/06/2011 MEHMET BINGÖL KIZ 18/06/2011 HALUK DAĞ KIZ 20/06/2011 YUNUS IŞIK KIZ 22/06/2011 MEHMET EMRE ERKEK 23/06/2011 ERDAL DAŞOLUK ERKEK 24/06/2011 IBRAHIM TÜKENMEZ ERKEK 27/06/2011 TURCAM VASI KIZ 28/06/2011 MEHMET BOZKAN ERKEK(IKIZ) 15/07/2011 MUSTAFA TÜTÜNCÜLER ERKEK 25/07/2011

MEHMET ASLANYURT ERKEK 01/05/2011 YUNUS ÖZALIÇ KIZ 20/05/2011 MUSTAFA METE ERKEK 21/05/2011 MÜSLÜM EROĞLU ERKEK 31/05/2011 AHMET AYTEKIN KIZ 05/06/2011 AHMET ASLANKURT ERKEK 18/06/2011 MEMIK HANÇERKIRAN ERKEK 01/07/2011 AHMET BATIR KIZ 05/07/2011 YUSUF AY KIZ 11/07/2011 MEHMET TAŞDEMIR KIZ 15/07/2011

ROYAL MEHMET KAYA ERKEK 01/04/2011 SÜLEYMAN POLAT ERKEK 11/05/2011 MEHMET TAŞKIN ERKEK 18/05/2011 SEDAT DAĞDELEN KIZ 22/05/2011 ISMAIL AKSOY ERKEK 25/05/2011 MEHMET VEYSEL AKKURT KIZ 31/05/2011 ÜMIT KARIPÇIN ERKEK 02/06/2011 BILAL TOPRAK KIZ 03/06/2011 SUAT ÇAĞLAR ERKEK 03/06/2011 RIZA DELER ERKEK (IKIZ) 16/06/2011

ADULARYA ADEM AKARSU ALİ ŞAHİN CİHAN İLMEN ALİ KAYA

KIZ ERKEK KIZ KIZ

13/04/2011 23/06/2011 23/06/2011 12/07/2011


Evlenenler NAKSAN

KADIR POLAT - HATICE POLAT FATIH TÜKENMEZ - SERAP TÜKENMEZ RAMAZAN KISA - NESLIHAN KISA SEYIT AHMET DÜNDAR - GÜLLÜ DÜNDAR MUSTAFA KARATAŞ - SANIYE KARATAŞ MEHMET ŞAHATA - MERYEM ŞAHATA HASAN AKAR - FATMA AKAR SAVAŞ FAKIOĞLU - MELEK FAKIOĞLU NURULLAH YILDIRIM - ZEYNEP YILDIRIM UĞUR YILDIRIM - MÜGE YILDIRIM MEHMET YILDIRIM - AYTEN YILDIRIM ERCAN YALÇIN - MEDINE YALÇIN HALIL ELVEREN - ŞEKIBA ELVEREN KENAN BAYINDIR - AYŞE BAYINDIR EYÜP SINAN TATAROĞLU - ZEYNEP TATAROĞLU AYHAN YILMAZ - ZEYNEP YILMAZ TUĞBA ÖZBEK (SAĞLAM) - HALUK SAĞLAM BURCU CIĞERLI (DURUCU) - IBRAHIM DURUCU

23/03/2011 29/03/2011 14/04/2011 15/04/2011 21/04/2011 22/04/2011 25/04/2011 27/04/2011 28/04/2011 02/05/2011 04/05/2011 04/05/2011 12/05/2011 01/06/2011 11/06/2011 13/06/2011 01/07/2011 22/07/2011

NAKPİLSA ŞEREF YILDIZ - ARZU YILDIZ HASAN GENÇ - NURSEL GENÇ MUSTAFA KARTAL - ILKNUR KARTAL

13/04/2011 19/04/2011 19/04/2011

ROYAL GÖKHAN TUNÇ - CANAN TUNÇ ADEM CÜCÜK - ZÜLEYHA CÜCÜK RESUL EKREM TAVUKÇU - YADER TAVUKÇU MUSTAFA KALKAN - TUĞBA KALKAN

12/04/2011 11/05/2011 03/06/2011 17/06/2011

ADULARYA İBRAHIM AYDOĞAN - LEYLA AYDOĞAN SAVAŞ DIKYOLĞLU - ARZU DIKYOLOĞLU HAKAN SAZAK - KADRIYE SAZAK ZAHIT ÇENGEL - CANAN ÇENGEL MUSTAFA ER - ILKNUR ER BEKIR ÖZEN - NURŞEN ÖZEN

14/05/2011 26/05/2011 15/06/2011 15/06/2011 15/06/2011 18/06/2011

RECEP ALTAŞ - ÜMMÜHAN ALTAŞ ADEM ERTÜRK - ATİYE ERTÜRK HALİL GENÇ - FATMA GENÇ İLHAN ÇİFTÇİ - TUĞBA ÇİFTÇİ BAHADIR BAL - RAŞİDE BAL HÜSEYİN TİFTİK - SELMA TİFTİK

NAKSAN TEKNOLOJI

MUSTAFA BATU - ÖZLEM BATU

18/06/2011 07/07/2011 13/07/2011 14/07/2011 18/07/2011 26/07/2011

19/06/2011

Ömür

boyu

sağlık ve mutluluklar dileriz... * İSIMLERI SOLDA YER ALANLAR FIRMAMIZ PERSONELLERIDIR.

www.naksan.com

NAKİB

41


HABER > Personel

Buket Yılgın Alagöz (İhracat Bölge Müdürü)

2001 yılında Naksan Plastik İhracat departmanında müşteri temsilcisi olarak başlayan Buket Yılgın Alagöz şu anda İhracat Bölge Satışı Müdürü olarak görevine devam etmektedir. Çukurova Üniversitesi İngilizce kimya bölümü mezunu olduğunu belirten Buket Yılgın Alagöz Naksan’da geçirdiği 10 yılı Nakib okurlarına kısaca anlattı: “Aslında size bir anımı anlatmak istiyorum. Daha önceleri Naksan Plastiğin müşterisi olarak ziyaretlerde bulunuyordum. Birgün yine bir ziyarette içimde ben de burada çalışma hissi uyandı. Bu olaydan 1 yıl sonra Naksan Plastik’te çalışmaya başladım. Burada çalışmaktan ve Naksan’da olmaktan hep gurur duydum. Firmamızın büyüklüğü ve gücü bize de güç kazandırdı. İlk başladığım yıllardaki ihracat rakamlarıyla şu anki rakamlar arasında dağlar kadar fark var. Bu bir ekip işidir” dedi. 2008 yılında Planlama Bölümünden Mustafa İlker Alagöz ile evlenen Buket Yılgın Alagöz, “Naksan ailesine çok teşekkür ediyorum. 10 yılı aşkın bir süredir burada çalışıyorum hiç bir zaman desteklerine esirgemediler. 2008 yılında planlama bölümünden Mustafa İlker Alagöz ile evlendim” diyerek sözlerini tamamladı.

Bilge Yavuz (Satış Temsilcisi)

Beykent Üniversitesi İngilizce iktisat bölümünden mezun olan Bilge Yavuz ilk iş hayatına yaklaşık 4 ay önce Naksan Plastik ve Enerji A.Ş. Satış ve Pazarlama departmanında başladı. Üniversite eğitimi bittikten sonra iş hayatına kurumsal bir firmada başlamayı hedefleyen Bilge Yavuz; “Naksan Holding’ de çalışmaya başlamak, üniversite yıllarımdan beri süre gelen amacıma ulaşmamdaki ilk adım oldu. Şu an hedefime ulaşmak için büyük ve sağlam bir adım attığımı düşünüyor ve bunun mutluluğunu yaşıyorum. Hedeflerimi hiçbir zaman düşük tutmadım, kendimi daha da geliştirerek çok daha iyi noktalara geleceğime inanıyorum. Kariyer hayatıma Naksan Holding gibi bir firmada başlamak benim için ayrıca gurur kaynağı”dedi. Naksan Plastik müşterilerine karşı satış organizasyonun sürekliliğini korumak, müşteri memnuniyetini daha da iyiye götürmek hedefi ve sahaya sürekli hakim olma mantığı ile koordineli şekilde çalışmakta olduklarını vurgulayan Yavuz, ayrıca “satış pazarlamaya başladığım günden beri yardımlarını esirgemeyen değerli müdürüm Mustafa Akdoğan Bey’e ve birlikte çalıştığım çalışma arkadaşlarıma teşekkür ederim’’ dedi. Üniversite de aldığı eğitimlerle kendini geliştiren ve küçük yaşlardan beri ticaretin içinde yetişen Bilge Yavuz, Naksan Holding çatısı altında çalışmanın ayrıcalık olduğunuda vurguladı.

Yusuf Bozkurt (Palet sorumlusu) Naksan Plastik’te 8 yıldır çalışan Yusuf Bozkurt, İlk işe başladığı günden itibaren işine sımsıkı sarıldığını belirtti. 2003 yılında marangoz olarak işe başlayan ve daha sonra palet sorumlusu olarak görevine devam eden Yusuf Bozkurt, Naksan’da geçirdiği 8 yılı Nakib okurlarına anlattı. Gaziantep’e iş kurmak için geldiğini söyleyen Bozkurt sözlerine şöyle devam etti;

Haber: Hasan Küçükusta

“Buraya iş kurmak için gelmiştim, ama Naksan’da işe başladım. 8 yıldır buradayım ve burada olmaktan dolayı çok mutluyum. Patronlarımız ve Naci Bey çok iyi insanlar. Evlenirken maddi manevi desteklerini esirgemediler. Onların vesilesi ile ev sahibi oldum” dedi. Yusuf Bozkurt, “İlk işe başladığım günden ititbaren Naci Fıstık Bey ile hergün görüşüp, vermiş olduğu talimatlar doğrultusunda yapılacak olan işi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

42

NAKİB

www.naksan.com


ZAMAN

HÜRRİYET

Gaziantep Hakimiyet

Oluşum Pusula

Gaziantep Ekspress

Gaziantep Oluşum



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.