TEMEL DİNİ BİLGİLER DERS KİTABI

Page 155

İslam ve Ahlak 3.6. Barış ve Hoşgörü Barış ve hoşgörü, en önemli ahlaki erdemlerdendir. Toplumun mutluluğu, farklı düşünce ve davranışlara saygı gösterilmesine, anlayış ve güven ortamının oluşturulmasına bağlıdır. Hoşgörülü olmak sevgi ve saygı ile dengeli, ölçülü ve tutarlı davranmaktır.

Barış ve hoşgörü ile ilgili atasözü ve deyimler söyleyiniz.

Dinimize göre insan, üstün ve değerli bir varlıktır. Ona zarar veren hiçbir tutum ve davranış hoş görülmez. İslam sözcüğü barış, güvenlik, esenlik anlamına gelen “selam” sözcüğünden türemiştir. Buna göre İslam dini herkesin korkmadan, güven içinde yaşayacağı barış ve uzlaşma ortamını oluşturmayı amaç edinir. “…Barış ve uzlaşma en iyidir…”1 ayeti İslam’ın her konuda barışçı, uzlaşmacı bir anlayışı öğütlediğini dile getirmektedir. Barış içinde yaşamak ve hoşgörülü olmak dinimizce övülen davranışlardan sayılmıştır. Kur’an-ı Kerim’de bu hususa şöyle işaret edilmiştir: “...Affetsinler ve hoş görsünler. Allah’ın sizi bağışlamasını sevmez misiniz? Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.”2 Bakara süresinin 208. ayetinde de barış içinde yaşamak tavsiye edilmiş, barışı engelleyici davranışlardan sakınılması istenmiştir. “Ey iman edenler! Hepiniz birden barışa girin. Şeytanın adımlarını takip etmeyin, çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır.” Kur’an’da bir insanı öldürme tüm insanları öldürme sayılmış, bir insanı yaşama kavuşturma ise bütün insanları yaşama kavuşturma olarak kabul edilmiştir.3 Hoşgörü, karşımızdaki insana ve onun görüşlerine saygı duymaktır. Peygamberimiz, hoşgörülü olursak bizim de hoş görüleceğimizi belirtmiş ve şöyle buyurmuştur: “Hoşgörülü ol ki hoş görülesin.”4 Peygamberimizin özelliklerinden birisi de insanlara müsamahalı davranması, hoşgörülü ve affedici olmasıdır. Hz. Muhammed, kendisine ve yakınlarına kaba davrananlara karşı kin gütmemiş; hoşgörülü tavrıyla onları bağışlamıştır. Mekke’de on üç yıl boyunca İslam’ı yaymaya çalışırken çeşitli işkence ve baskılarla karşılaşmış ve inananlarla birlikte hicret etmeye zorlanmıştır. Mekke’yi fethettiğinde kendisine yapılan kötülüklere rağmen genel af ilan etmiştir. Peygamberimizin bu tutumu sonucunda birçok kimse yaptıklarından dolayı pişmanlık duymuş, tövbe ederek İslam dinini kabul etmişlerdir. İslam dini, insanların inanç ve yaşayışlarıyla ilgili olarak hoşgörülü olunmasını istemektedir. Dinimiz hiç kimseye inanç konusunda baskı yapılmasını istemez. İslam’a göre inanıp inanmama veya herhangi bir dini seçme bireyin özgür iradesine bırakılmıştır. Bu duruma bir ayette şöyle işaret edilmiştir: “Dinde zorlama yoktur…”5 Aynı şekilde Hz. Peygamberin ve onu örnek alacak kimselerin dini tebliğ ederken nasıl bir metot takip etmeleri gerektiğini de bir başka ayetten öğrenmekteyiz. “Ey Muhammed, sen öğüt ver; çünkü sen sadece bir uyarıcısın. Sen onlara zor kullanacak değilsin.”6 1 2 3 4 5 6

Nisâ suresi,128. ayet. Nûr suresi, 22. ayet. Mâide suresi, 32. ayet. Ahmed b. Hanbel, Müsned, C 1, s. 248. Bakara suresi, 256. ayet. Gâşiye suresi, 21, 22. ayetler. 155


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.