HABER Gazetesi Ekim Sayisi (2013)

Page 7

7

HABER

EKİM / OKTOBER 2013

o musevinin de patronu olan iş sahipleriyle ve ilk sorduğum şey “Ne kadar istiyorsunuz?”. Çünkü para var, artık bize borç vermeyen bankalar bizim ayağımıza geliyor beraber çalışmak için. O zaman çok yüksek bir fiyata belki de değerinin iki katına o istasyonu satın aldım. Ama aldığım şey benzin istasyonu değil ki adeta geçmişimi satın aldım. İçindeki benim eski patron, ama bilmiyor benim aldığımı henüz. Çünkü en son ana kadar alıcının gizli kalmasını istedim o BP istasyonunun franchising sahibinden. Eski günlerde nasıl elimde 2 Gulden'le eve geldiğimi anlattım ve duygulandım, adam da duygulandı ve söz verdi söylemeyeceğine dair. Gittik anahtar teslim alacağız, adam bana ters ters bakıyor, 31 yaşına gelmişim adam beni tanımadı. En sonunda anahtar teslim aldıktan sonra ceketini tuttum giydirdim “Beni hatırladın mı?” dedim. Baktı, hiç ses çıkartmadı. “Beni elimde 2 Gulden'le göndermiştin hatırlıyor musun?” dedim. “Evet hatırladım” dedi “Ama ben sana öyle yapmasaydım sen burayı alamazdın” dedi. O an ikimizin de gözlerinden yaşlar döküldü. Küçüklüğümden kendisini gaddar olarak hatırlardım, ama sonradan anladım ki en iyi öğretmenim oymuş. Daha sonra işleri nasıl büyüttünüz? Zwolle ile sınırlı kalmadınız zannederim. Temel eğitimi orda aldım sonrada hayat mektebini bitirdim. Sonraları istasyonu 6'ya çıkarttık, Zwolle küçük gelmeye başladı. İstanbul'a gittim, o zaman Tayyip Erdoğan yeni İstanbul Belediye Başkanı olmuş ve Rusya ile anlaşma yapıyor. Hava kirliliğinin %27'sinin arabalardan olduğunu ve buna çö-

"Hayalsiz bir dünya olamaz. Kayıp olan yıllar saçlarımızı beyazlatıp cildimizi kırıştırabilir, ancak kayıp olan hayaller, ruhumuzu buruşturur."

züm aradığını yazan bir gazeteyi aldım geldim ve acaba İstanbul'da LPG var mı diye merak ettim. Türkiye pazarını araştırttım. LPG var mı? Nerden alıyorlar? Nasıl yapıyorlar? O zamanın Avrupa Milli Görüş Teşkilatları Başkanı bana İstanbul'a gidip Tayyip Erdoğan'la görüşmemi tavsiye etti. Türkiye'ye gidip Tayyip Erdoğan'la görüşmek istedim ama ilk planda ona ulaşıp görüşemedim, danışmanları önemsemediler. Kapıdan girdim pencereden geri gönderdiler. Hollanda'ya bir hışımla ve bir sitemle döndüm. daha üst düzeyden görüşme sağladı. İkinci kez gittim ve bu kez görüştüm. Beni dinleyip “Projeyle ilgili bir çalışma yapacağım” dedi Tayyip Erdoğan ve dosyayı aldı. Plan proje iyi olursa kapital kendiliğinden geliyor. Üçüncüsü ise cesaret, ameller ve niyet. Ya tutarsa hesabı herkes traktörünü satıp istasyon açmak istiyor, sistem bana ait alıp çalıştırmak amaçlı. Çok para kazanıyoruz nerden gelip gittiği belli değil, alt yapı da biraz zayıf olduğu için bazı hatalar yaptım ve bundan dolayı 1998 yılında bütün haklarımı büyük bir

şirkete sembolik olarak tek 1 lira'ya devrettim. Koştuğum tek şart bütün bayiliklerimin kaliteli hizmet vermesinin devam ettirilmesiydi. Hollanda’ya tekrar döndüm ama 1 yıl sonra İstanbul'a geri gittim. Fakat bu kez başka İsmail olarak gittim. İstanbul İkitelli Başakşehir'e giden anayol üzerinde koskoca bir iş hanı ve muhteşem bir benzin istasyonu yaptırdım. Bu yere dostlarım güldü, “Burada kargalara mı satacaksın benzini?” diye ama şu an Türkiye'nin üçüncü büyük benzin istasyonu orası. İstasyonu açtık ağustos depremini yaşadım. Evde kalamadığımız için benzinlikte bir karavan içinde yatıp kalkıyorum ve duş almak için hamama gidiyorum. Bir gün hamamda düştüm ve 25 gün hastanede yattım, uzun süre tedavi gördüm, kırılabilecek ne varsa kırılmış. Acı günler yaşadım ama inancımı kaybetmedim. 5 yıl sonra ancak kendime gelebildim. Ama insanları tanımakta zorlanıyorum, hatırlamıyorum. Bu yüzden insanlar selam vermedim diye kızıyorlardı halbuki ben hatırlamıyorum adamı. İnsanların gözünde-

için?” sorusuydu. Çok ağırıma gitti. İronik olarak “çok litre sattım” dedim ve onu da ben çıkarttım. De Telegraaf gazetesine çıktıktan sonra bu adamın oğlu gazeteyi alıp geldi ve "babam adına ben sizden özür diliyorum" dedi. Gün oldu 3000 metrekarelik bu bina boş kaldı. Ben istasyoncuyum bu işlerden pek anlamam. Babamı rüyamda gördüm dedi ki bana; ”Oğlum o bina cünüp sen bir temizle” dedi. Ben de bir temizlik şirketini aradım ve baştan aşağı temizlettim. Duvarları camları yıkadığımı, fakat binanın damını

sana zorluk ne varsa yaptık, ama sen ne varsa hepsini kopartıp aldın. Seni tanıyan bir wethouder var Zwolle'dan geldi, senin hakkında pozitif şeyler söyledi ve seninle beraber çalışmak istiyoruz” dedi ve bir jest yaptı ve iki oda kiraladı. İşsizleri buraya çağırıp seçmeler yapıyorlar ve ilk seçmeden geçeni bana getiriyorlar. Ben de 3 şey varsa olur diyorum ve yer veriyorum. Böyle böyle 170 insana mekanlarımda iş istihdamı sağladım. Gençliğe şöyle seslenmek istiyorum; inanç ve azmin elinden hiç bir şey kurtulmaz. Allah'tan herkes bir

neden yıkattığımı temizlikçi firma hala anlamamıştır. İçini düzelttim, yatırım yaptım. Dedim ki kendi kendime ilk gelene vereceğim kiraya dedim. Bir bayan geldi 'Senin binanı gezdik, biz üç arkadaş bir hayalimiz var, bir güzellik bakım salonu açıp adını "Mooi onder een dak" koyacağız, ama hangi işverene gittiysek bize yardımcı olamadı ön ödeme istiyor, bizde de para yok, bize yardım eder misin?' dedi. Ben de dedim ya ilk gelene vereceğim kiraya diye. Bütün hayalini gerçekleştirmek isteyenlere, hiç parası olmayanlara, isteyip yapamayanlara böylece bir iş imkanı sağlayayım dedim. Bir gün baktım ki kiralık yerim dolmuş, farkında değilim. En sonunda hediye olarak toplanıp 50. yaş günümde 'Baba Yıldırım' olarak bana hepsinin imzası olan bir plaket verdiler. (Duvardaki panoyu gösteriyor. Red.) Bir gün belediye başkanı bizim binaya geldi ve “Biz

şeyler ister ama o hak edene verir. Azimli ve dürüst olsunlar. Önce kendilerine inansınlar hiçbir engel duramaz önlerinde. Sinema filmi çekildi "Ijsselstein 700 jaar oud" çekimleri. Burada oldu ve 4 kez bana rol verdiler. Neydik ne olduk? Eğitimim yok, ama yüreğim var; kendime inanırım ve azmim var, pes etmem her hayal gerçekleşecek diye bir şey yok ama hayalsiz bir dünya da olmaz. Ben ömrümde çok gördüm küçümseyici bakışları, çok duydum alçakça konuşmaları. Ama ne olursa olsun, istedikten ve azmettikten sonra her şey olur. Gençliğe şöyle seslenmek istiyorum: Hani yel değirmeni tersine dönmezdi?

Eşi Azize Hanım, business center'daki kurumuş bir ağacı atmak istediğinde kendisine mani olmuş. "Bu ağac bir gün yapraklanacak, yeşillenecek demiş. "Şimdi ise Yemyeşil oldu" diyor İsmail Yıldırım. "O ağacın adı Garip. Garip yeşillendikçe bina doldu taştı." ki itibarımı kaybetmemek için şehrimi değiştirdim. Zwolle'dan Apeldoorn'a taşındım. O zamanlar Rabobank'la aramız çok iyi idi. Bana Ijsselstein'de bir bina önerdiler ve burayı aldım. CiZ sigorta şirketi zaten içinde kiracı olarak oturuyormuş. Buna güvenerek devraldık. Sevincimiz çok kısa sürdü. Biz binayı devraldıktan 5 hafta sonra CiZ bir bahaneyle tek taraflı olarak kira sözleşmesini feshetti ve binayi terk ettiler. Aklımda hep bi soru işareti kaldı: Burayı bana öneren Rabobank Zwolle, acaba aldattı mı, yoksa basit bi şanssızlığa mı uğradım? Ama ne olursa olsun, hani o söz var ya...Je kan de windmolen niet andersom laten draaien.. İşte o değirmeni tersine çevirmem için bana vesile olan İjsselstein. Sonra alt kattaki Hollandalı kiracımızla tanışmaya gittim eşimle birlikte. Bana ilk sorduğu şey, “Ne kadar eroin sattın burayı alabilmek

En zirve zamanlarımızda 40 milyon civarında cirolar yaptık. İlk istasyon açtığımızda adım Türko'ydu, sonra 'De Turken' oldu, sonra 'Jongens van de Sporthal' oldu, sonradan 'Gastarbeiders', 'Allochtoon' en sonunda da 'The Yıldırıms' oldu. Ben Türkiye'de diyorum ki “İsmail Yıldırım, Zwolle” yazın zarfa gelir diyorum, beni herkes tanır. Sığındığımız Allah'ımız ve kocaman bir yüreğimiz var.

.com

€59

’dan

Hayallerinizi Corendon’la Yaşayin Haber Gazetesi

BAŞLAYAN FIYATLARLA VERGILER DAHILDIR


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.