Elektrik Dergisi (Şubat 2016)

Page 1

Ar-Ge Merkezi’ne bir örnek… •

Türkiye’deki OSB’ler çevre konusunda alarm veriyor

TESİD YÖNETİM KURULU BAŞKANI PROF. DR. SIDDIK YARMAN: “AKILLI ŞEHİRLER YARATMALIYIZ”

‘Kalite, Teknoloji ve Kurumsal’ mükemmellik alanında YEDAŞ’a ‘VIP’ unvanı

TÜİK: Bir saatlik kesintinin maliyeti 100 milyon dolar

“Ciromuzun yüzde 6’sını Ar-Ge araştırmalarına harcıyoruz”

Enstrümantasyon Kabloları ve Seçim Kriterleri

UPS mi, Gerilim Regülatörü mü?

AYDINLATMADA GELENEKSEL IŞIK KAYNAKLARINDAN LED’E KADAR UZANAN TARİHÇE

82

ÖZEL BÖLÜM: EX-PROOF KABLO WIN

YAYINCIDAN

Ar-Ge yatırımın kadar konuş

Sayı 321 10 TL Şubat 2016

www.elektrikdergisi.com





8

YENİ KAMERALAR. 2,5 kata kadar 1

Farkı GÖRÜN. www.netes.com.tr

1




IEC 61.439-1’ye göre TİP TEST’li Pano Üretimi Kumanda Panosu, Röle Panosu, LCC, SDK Üretimi TEİAŞ ve ITM Şartnamelerine Uygun (380/154/36 kV) AG, Kompanzasyon, MCC, PLC Pano Üretimleri Y.G. ve O.G. Trafo Merkezleri için Destek Hizmetleri PLC-SCADA-RTU Yazılım Hizmetleri Enerji İzleme Yazılımları ve Proses Otomasyonları Endüstriyel Tesislerin Elektrik ve Otomasyon İşleri Montaj, Test ve Devreye Alma Hizmetleri Saç Köşk, Kompanent ve Özel Kabin İmalatları

Hızla büyüyen ve sürekli bir gelişme içerisinde bulunan Enerji Sektörünün ve Sanayi Tesislerinin elektrik, elektromekanik ve otomasyon ihtiyaçlarına “ çözüm mühendisliği ” sunuyoruz.

VERA ELEKTROMEKANİK PANO SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİK ve MAKİNE SAN. TİC. A.Ş.

9001

14001

İvedik OSB. 1468. Cad. 2239/1. Sok. No:1 06378 Ostim - Ankara / TÜRKİYE Tel: +90 312 394 54 64 (pbx) Fax: +90 312 394 77 97

info@veraelektromekanik.com

www.veraelektromekanik.com


A K I L L I B İ N A O T O M A S YO N S İ S T E M L E R İ 17-20 Mart 2016 tarihleri arasında TÜYAP Kongre Fuar Merkez’ inde gerçekleştirilecek “Win Electrotech Uluslararası Enerji, Elektrik ve Elektronik Fuar’ ında Salon 7’de yer alan B190 numaralı standımızda sizi ağırlamaktan mutluluk duyacağız. Saygılarımızla Makel Şirketler Grubu

www.makelsmarthome.com.tr info@makelsmarthome.com.tr /MakelSirketlerGrubu

/MakelSirketler

/MakelSirketlerGrubu


k.




Dynamic, innova ve and modern brand making a dierence in the electricity sector

Up to 36kV Sf6 Gas / A r Insulated Sw tchgear and Controlgear Vacuum C rcu t Breaker Separable Cable Accessor es D str but on Automat on

www.sfaelectr c.com


İÇİNDEKİLER 22

55

KAÇAĞI YÜKSEK ŞİRKETLERE “AFERİN” DÜZENLEMESİ YARGIDA 28 Türkiye’deki OSB’ler çevre konusunda alarm veriyor 30 TESİD YÖNETİM KURULU BAŞKANI PROF. DR. SIDDIK YARMAN: “AKILLI ŞEHİRLER YARATMALIYIZ” 32 EMO’DA SEÇİMLER DEVAM EDİYOR 34 Teksan 2016’da yeni yatırımlarıyla büyüyecek 38 ‘Kalite, Teknoloji ve Kurumsal’ mükemmellik alanında YEDAŞ’a ‘VIP’ unvanı 42 VİKO’YA İNSANA SAYGI ÖDÜLÜ

DOSYA: Daha düşük karbonlu bir gelecek 75

44 TÜİK: Bir saatlik kesintinin maliyeti 100 milyon dolar 46 Hyperloop Projesi’nde İTÜ finale kaldı 48 tedarikçisini değiştiren tüketiciler yeni yıl elektrik zammından etkilenmedi

12 Şubat

2016

Altı ilin kaçak elektrik kullanımı dört Atatürk Barajı ediyor


82

ÖZEL BÖLÜM EX-PROOF KABLO WIN

36

:

50 ham petrol ithalatında 25 milyon tona ulaşıldı 52 GÜNSAN’DAN YENİ İLETİŞİM KAMPANYASI 54 MAKEL HEDEF PAZARLARDA 60

TÜPRAŞ’ın 2015 net karı yüzde 75’lik artışla 2,5 milyar lira oldu

RÖPORTAJ: “Ciromuzun yüzde 6’sını Ar-Ge araştırmalarına harcıyoruz “

81

64 ANKARA MEKTUBU: ISI YALITIMI VE ISI PAYÖLÇER 68 ELEKTRİK TARİHİNDE YOLCULUK: HASAN HALET IŞIKPINAR 70 DİKENLİ ÇİT TELİNİ, ELEKTRİK DİREĞİNE SARARAK ÖLÜME NEDEN OLAN TARLA SAHİBİ % 30 KUSURLU…

petrol üretimini dondurmak için anlaştılar

Elektrikgüncesi ENERJİ DÜNYASINDAN

114 Alçak Gerilim Tip Testli Pano Sistemlerinde Lisanslama 116

75

Enstrümantasyon Kabloları ve Seçim Kriterleri

80

UPS mi, Gerilim Regülatörü mü?

120

127

111

AYDINLATMADA GELENEKSEL IŞIK KAYNAKLARINDAN LED’E KADAR UZANAN TARİHÇE

13 Şubat

2016




9$(67 6Ăľ/Ăľ.21 9( .2032=Ăľ7 8<*8/$0$/$5,

D 550 kV’a kadar Silikon Kompozit; š 7iaÛ l[ =[h]_ êpebWj�hb[h_ š C[id[j êpebWj�hb[h_ š 9_^Wp Eoka êpebWj�hb[h_ D :[c_hoebk êpebWj�hb[h_ D ;feai_ H[‚_d[Z[d ZW^_b_ l[oW ^Wh_Y_ êpebWj�h" I<, =WpbÛ WoÛhÛYÛ" a[i_Y_ j”f ]�lZ[b[h_ D E= 7oÛhÛYÛ % LWakc J”fb” O”a 7oÛhÛYÛ

9$(67 6LOLNRQ YH .RPSR]LW 8\JXODPDODUĂł òPDODW YH 7LF $ Ä 7HO )D[ ( PDLO LQIR#YDHVW FRP WU :HE ZZZ YDHVW FRP WU



We put the we in Empower

'REOH LOH J¾F¾Q¾]H J¾© NDWóQ /LIH RI D 7UDQVIRUPHUÉ­ 6HPLQDU 2FDN _ 'XEDL %LUOHÄ¡LN $UDS (PLUOLáL _ ZZZ GREOH FRP ORDWGXEDL %¾\¾N *¾© 7UDQVIRUPDW¸UOHUL ˜P¾U <¸QHWLPOHULQGH G¾Q\DFD ELOLQHQ X]PDQODUóQ WHFU¾EHOHULQL L©HUHQ HáLWLP 7UDQVIRUPDW¸UOHUGH DQLGHQ ROXÄ¡DELOHFHN SUREOHPOHULQ GHáHQGLULOPHVLQGH NXOODQóODFDN SUDWLN ELOJLOHUL HQG¾VWULQLQ LOHUL JHOHQ X]PDQODUóQGDQ ¸áUHQLQL] 7DNULEHQ ELU DVóUGóU 'REOH HÄ¡VL] ELOJL YH WHFU¾EHOHUL E¾Q\HVLQGH WRSODPDNWDGóU 'REOH EX ELOJLOHUL 'REOH WHVW FLKD]ODUó NXOODQóFóODUó YHUGLáL VHUYLV KL]PHWOHUL YH /LIH RI D 7UDQVIRUPHUÉ­ YH EHQ]HUL VHPLQHUOHUOH P¾ġWHULOHUL\OH SD\ODÄ¡PDNWDGóU

(QG¾VWUL\L VHUYLV KL]PHWOHULPL]OH ©¸]¾POHULPL]OH YH HġVL] ELOJL ELULNLPLPL]OH J¾©OHQGLUL\RUX]


System pro E Power. Hız güçtür. Yeni enerji yönetim merkeziniz.

System pro E Power. ABB’nin, sizin daha iyi çalışabilmeniz için tasarladığı yeni ana dağıtım panosu. System pro E Power sade, hızlı ve esnek bir yapıya sahiptir. Gerek standart gerekse üst düzey 6300A’ya kadar gelişmiş bir sistem ihtiyacınızda, System pro E Power oldukça güçlü, sağlam ve kurulumu çok kolay bir yapıya sahiptir. ABB’nin bu yeni pano serisi, tüm şalt ve aksesuar serisi ile kusursuz bir uyuma sahiptir. System pro E Power, işletmenizin yeni enerji yönetim merkezi. http://new.abb.com/low-voltage

ABB Elektrik Sanayi A.Ş. Müşteri İletişim Merkezi :0850 333 1 222 E-mail : contact.center@tr.abb.com E-mail : recep.mert@tr.abb.com


YAY IN DAN IŞMA KURULU Elektromekanik Sanayii Hüseyin ARABUL Barmek Holding Yönetim Kurulu Başkan› Muzaffer AVCI Elimsan fiirketler Grubu Kurucu orta¤› Mustafa NURDO⁄AN Federal Elektrik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Bülent DAMAR Pelka Yön. Kur. Başkan› Dr. Arnold HORNFELD Siemens Türkiye eski Başkan› Trafo ve Şalt CihazlarI Refik Can ERKÖK ABB Elektrik Transformatör Genel Müdür Yrd. Ergin D‹KMEN TEKON Enerji A.Ş. Teoman ÇET‹N TEKON Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Süleyman KASIRGA EAE Kabin Dan›şman› Kondansatörler Hakk› ONAT TOKAY Elektrik Ltd. Şti. • VISHAY-ESTA Türkiye Temsilcisi Ahmet BAŞARAN KONDAŞ Genel Müdürü Elektrik MakinalarI Prof. Dr. Kemal SARIO⁄LU ‹TÜ Elek.-Elektronik Fak. Emekli Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. H. Bülent ERTAN ODTÜ Elektrik Müh. Bölümü Elektrik ‹letim ve DaĞItIm Sistemleri Dr. T. Tunçay ÇAYLI Yusuf H. KAYA EAE Yönetim Kurulu Başkan› A.G. Tesisat, Şalt CihazlarI Cem BAŞ Legrand-‹malat ve Endüstri Md. Salih Öztekin Elektrik Yüksek Mühendisi Cihan Elektrik Sat›ş Müdürü

ENERJ‹, ELEKTR‹K, AYDINLATMA, ELEKTRON‹K VE OTOMASYON MÜHEND‹SL‹⁄‹ DERG‹S‹ Yerel Süreli Yay›n Avrupa Bak›r Enstitüsü Türkiye Medya Partneri Say›: 321 - Şubat 2016 Kaynak Yay›n Tan›t›m Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti. ad›na Sahibi, Yay›n Yönetmeni Sorumlu Yaz› ‹şleri Müdürü Ersin KAYA ersin@kaynakelektrik.com Genel Yay›n Koordinatörü Ekim N. KAYA ekim.kaya@botego.com Haber Sorumlusu Can Cengiz can@kaynakelektrik.com

Elektrikli UlaŞIm Prof. Dr. At›f URAL Kocaeli Üniv. Kurucu Rektörü Rıza Akçan Elektrik Yüksek Mühendisi

Reklam Koordinatörü Ayhan ÜSTÜNER ayhan@kaynakelektrik.com

Güç ElektroniĞi Prof. Dr. Nejat TUNÇAY Okan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Hac› BODUR YT Üniversitesi Ö¤r. Üyesi

Reklam Müdürü Ziya ALKAN ziya@kaynakelektrik.com

Güvenlik U¤ur YERTUT Yestaş Güvenlik Sist. Ltd. Şti.

Tasarım Binbir Ajans

Otomasyon Enstrümantasyon Burak CEDETAŞ ABC Cedetaş Otom.Kont.Gn.Md. Levent SÖKMEN Allen-Bradley - Türkiye Ertan SÖYLEMEZ ENELSAN End. Elekt. Gn. Müd. Prof.Dr.Do¤an ‹BRAH‹M Yak›n Do¤u Üniversitesi

Ayda bir ç›kar Sayı fiyat›: 10 TL. Y›ll›k (12 say›) abone bedeli 100 TL. Ö¤renciler için 70 TL.

Ölçü ve Kont. Cihz. Ahmet T. UZUNKAYA ENTES Yön. Kurulu Üyesi Ça¤atay KÖKSALO⁄LU DKE Genel Müdürü Ali MANSUR‹ DEMA Yönetim Kurulu Başkanı Halis Erdal GÜREL GEMTA Genel Müdürü O¤uzhan ‹LBAY TERRA Ltd. Şti. Genel Müd. YIldIrImdan Korunma Çetin TEK‹N Radsan Ltd. Şti. Gn.Müd. Harun SIRMABIYIK Amper A.Ş. Yön. Kur. Bşk. AydInlatma Prof. Dr. Mehmet Ş. KÜÇÜKDO⁄U Kültür Üni. Mühendislik ve Mimarl›k Bölümü Başkan› Prof.Dr. Sermin ONAYG‹L ‹TÜ Enerji Enstitüsü Elektrik Müh. EĞt. Prof. Dr. Ahmet DERV‹ŞO⁄LU İTÜ Emekli Öğretim Üyesi Kalite ve Standartlar Dr. Sait SAMLI SIEMENS- Kalite Yön. Direktörü Anahtar Teslimi Sistemler ve Fabrika Elektrifikasyonu Ömer OydaIşIk SIEMENS - Endüstriyel Hiz. ve Çözümler Bölüm Direktörü Mühendis Örgütleri Teoman ALPTÜRK TMMOB ve EMO eski Bşk.

Yönetim Yeri Eski Osmanl› Sk. Ar›kan İş Mrk. No:30 K:2 D:10 34387 Mecidiyeköy-‹ST. Tel: (0 212) 272 59 59 (pbx) Faks: (0 212) 272 33 90 web: http://www.elektrikdergisi.com Ankara Bölge Temsilcisi Ramazan PEKTAŞ JUPİTEK Elk. Elo. Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel: 312-433 74 76 Fax: 312-438 74 77 Bask›: G.M. Matbaac›l›k ve Tic. A.Ş. 100 Y›l Mah. MASS‹T 1. Cad. No: 88 Ba¤c›lar/‹ST. Tel: (0212) 629 00 24-25 Faks: (0212) 629 20 13. ‹mzal› yaz›lar›n düşünsel sorumlulu¤u yazarlar›na, reklam içeri¤inin sorumlulu¤u ilgili firmaya aittir. Dergimizdeki haber ve yaz›lardan izinsiz al›nt› yap›lamaz. Son Bask› Tarihi: Şubat 2016


YAYINCIDAN

Ar-Ge yatırımın kadar konuş ERSİN KAYA • ersin@kaynakelektrik.com

K

işi başına ulusal gelirde on bin dolar açmazı son genel seçimlerde çok dillendirildi. Özellikle CHP sözcüleri, bu engeli aşmak için üretimin artırılması ve teknolojiye yatırım yapılması gereğinin altını çizdiler. Teknolojiye yatırım yapılması Ar-Ge’nin desteklenmesi ile eş anlamlı. Ar-Ge’nin desteklenmesi, bu işte çalışacak elemanların nicelik olarak çoğaltılmasını, niteliklerinin yükseltilmesini de kapsıyor. “Elemanlar” denildiğinde kast edilenler,işin omurgasını oluşturan mühendis ve teknisyenler. İçinde yaşadığımız sektör açısından baktığımızda da daha çok elektrik ve elektronik mühendisleri. Ar-Ge’ye daha çok yatırım yapılması iki boyutu kapsıyor; birincisi serbest piyasa koşullarında itici güç olan rekabetin zorladığı firma öz yatırımları… Pazarda daha kaliteli, daha fonksiyonel, daha dayanıklı ve uzun ömürlü, çevreye daha duyarlı ve tabii daha uygun fiyatlı ürünlerle daha fazla pay alma savaşımının yönlendiriciliği… İkinci etken ise Ar-Ge’ye verilen kamu desteği. Kamu desteği konusunda tablo iç karartıcı. Kamu desteği miktarları yeterli değil. Kamu ve özel sektörün birlikte yaptığı harcamalar gelişmiş ülkelerde milli gelirin yüzde 3’ü kadarken, bu oran Türkiye’de bunun üçte biri dolaylarında, yüzde 1,01.( TÜİK) Sanayileşmiş ülkelerde , Türkiye’ye göre oranların yüksekliğinin yanı sıra harcanan miktarlarda da büyük farklar var; ( OECD 2012 rakamlarına göre) ABD yüzde yüzde 2,73 ( 397 milyar dolar), Japonya 3,44 ( 134 milyar dolar). ( Selçuk Kapuci – ZAMAN)

Ar-Ge harcamalarında şirketlerin cirolarından ayırdıkları payları göz önüne alacak olursak, TÜİK verilerinin çok sağlıklı olduğunu söylemek pek mümkün değil. Kapital Dergisinde yayımlanmış bir araştırmada (AR-GE ŞAMPİYONLARI / Özlem Aydın Ayvacı)” Ar-Ge’de Şampiyon 22 Şirket” başlıklı tabloda, Ciroda Ar-Ge Payı verileri olarak, ilk sıralarda Airteis (10,0), DuPont (6,0), 3M (5,5), Arnica (5,0) yer almış. Mitsubishi Electric (4,0)’ in dokuzuncu, Vestel’in (2,0) on sekizinci sırada görüldüğü bu listede, örneğin ARÇELİK’in ve ENTES’in adı hiç geçmiyor. Oysa iç sayfalarımızda okuyabilirsiniz,ENTES cirosunun yüzde 6’sını Ar-Ge harcaması olarak kullanmakta. 2015 cirosu 65 milyon TL olan firmanın aynı yıl ArGe harcaması 3,908 milyon TL olarak gerçeklemiş. ENTES, 2016’yı 5,2 milyon TL Ar-Ge harcaması ile tamamlamayı hedefliyor. TÜİK’in verileri ve bu verileri dayanak olarak kullanan araştırmalar (!) ne derse desin, biliyoruz ki, cironun yüzde 6’sını Ar-Ge’de kullanmak dünya standartlarında övünülecek bir olaydır. ENTES, gerek müşterilerinden gelen talepleri çözümleyerek gerekse ekibinin yönelimleri ile gerçekleştirdiği geliştirmelerle inovatif yeniliklerini ürünlerine uygulamakta ve bu vizyonu ile dünya pazarlarında kendine yer bulabilmektedir Kuşkusuz Ar-Ge’ye ayrılan bütçe her firmada aynı oranda başarı sağlayamaz. Ama yenilikten, dünya pazarlarında başarıdan söz etmek istiyorsanız, bütçeyi zengin tutmak ön koşuldur. Öyle ise “ ben evrensel rekabette varım”, diyene, Ar-Ge yatırımının miktarını sormak ve yatırımın kadar söz hakkın olur demek caizdir.

21 Şubat

2016


HABER

www.elektrikdergisi.com

KAÇAĞI YÜKSEK ŞİRKETLERE “AFERİN” DÜZENLEMESİ YARGIDA Elektrik Mühendisleri Odası, imtiyazlı statü yaratarak kayıp ve kaçak oranı yüksek dağıtım şirketlerini ödüllendiren Dağıtım Sistemindeki Kayıpların Azaltılmasına Dair Tedbirler Yönetmeliği`ne karşı dava açtı.

E

lektriğin bildirimsiz kesilmesi, tüketicilere tazminat ödenmemesi, elektriğin kaliteli sunulmaması, verimlilik kriterlerine uyulmaması gibi kayıp ve kaçağa karşı önlem getirmek bir yana özendiren hükümlerin iptali ve yürütmesinin durdurulması istendi. EMO tarafından Danıştay`a 8 Şubat 2016 tarihinde açılan davada; öncelikle Yönetmeliğe dayanak gösterilen Elektrik Piyasası Yasası`nın Geçici 18. Maddesi`nde “kayıp-kaçak oranı yüksek bölgelerdeki bu oranların ülke ortalamasının altına düşürülmesinin” amaçlandığı vurgulandı. Ancak yönetmelikteki bazı maddelerin; kayıp-kaçak oranını düşürmeye değil, kayıp-kaçak oranı yüksek şirketleri enerji kalitesi başta olmak üzere bazı teknik ve idari yükümlülüklerden muaf tutmaya yönelik olduğuna dikkat çekildi. Dava dilekçesinde, kaçak elektrik kullanımında “yerinde tespit” şartını ortadan kaldıran düzenlemeye de EPDK`nın olağanüstü hal uygulamalarına özgü tanımlama yapma yetkisi olmadığı belirtilerek itiraz edildi. Neresi olduğu anlaşılamayan “ilgili kurum” tarafından yapılacak belgelendirmeye dayalı “güvenlik nedeniyle kaçak kontrolü yapılamayan yerler” tanımlamasına ilişkin olarak dilekçede şöyle denildi: “Ülkemizde sıkıyönetim ya da olağanüstü hal ilan edilmiş herhangi bir bölge bulunmadığı bilinmektedir. Böyle bir belirlemenin hangi organlar eliyle yapılacağı, Anayasa`nın 119 ve devamı maddelerinde yer almaktadır. Davalı EPDK`nın olağanüstü hal uygulamalarına

22 Şubat

2016

özgü tanımlamalar yapma, bu tanımlamalar üzerinden özel şirketlere olağanüstü yetki tanıyan Yönetmelik hazırlaması açıkça Anayasa`ya aykırı olduğu gibi, Yönetmeliğin dayanağı olan 6446 sayılı Yasa`nın Geçici 18. Maddesinde de böyle bir yetki belirlenmemiştir. Ülkede güvenlik nedeniyle girilemeyecek yerlerin bulunup bulunmadığına, varsa böyle yerler nasıl girileceğine ya da bu yerlerle ilgili hangi kurum ve görevlilerin nasıl hareket edeceklerine yasama organı karar verebilir. Ayrıca güvenlik nedeniyle kaçak kontrolü yapılamadığının güvenlik güçleri tarafından değil de özel şirket tarafından tespit edilmesi de hukuka aykırılık taşımaktadır.” EMO`nun açtığı davada, hizmet kalitesine yönelik dağıtım şirketlerine getirilen yükümlülüklerinden bazı şirketlerin muaf tutulmasının EPDK`ya yasayla verilmiş görevlere de aykırılık oluşturduğu vurgulandı. Yasanın amaç maddesine aykırı olan bu düzenlemenin tam tersine EPDK`nın kalitesiz enerji sunumu ya da kesintilerden kaynaklanan zarar ve hasarların tazminine ilişkin usul ve esasları düzenlemekle sorumlu tutulduğunun altı çizildi. Dilekçede, yüksek kayıplı şirket statüsü kazandırılan şirketlere getirilen muafiyetler ve olanaklar nedeniyle bu statüyü kaybetmek istemeyeceklerinin altı çizildi. Bu nedenle kayıp ve kaçak oranlarını düşürmemeye ya da kağıt üzerinde yüksek göstermeye özendiren içerikteki bu düzenlemenin Elektrik Piyasası Yasası`nın amacına ve kamu yararına aykırı olduğu kaydedildi.


Milliyet Gazetesi işbirliği ile hazırlayacağımız ELEKTRİK ve OTOMASYON EKİ ile ürününüzü ve markanızı

Yüzde 50 indirimli olarak yüz binlere ulaştıralım.

WIN Fuarlarına katılıyor iseniz ziyaretçileriniz standınızın yerini önceden öğrenebilsin.

Kaynak ELEKTRİK Dergisi, mamullerinizi ve hizmetlerinizi olası müşterilerinizin yanı sıra geniş halk kitleleri ile buluşturuyor.

ELEKTRİK ve OTOMASYON EKİ, WIN ELECTROTECH ve WIN OTOMASYON Fuarlarından bir gün önce, 16 Mart Çarşamba günü, MİLLİYET Gazetesi EKİ olarak tüm Türkiye’de dağıtılacak ELEKTRİK ve OTOMASYON EKİ’nde yer alarak markanızı, sektör profesyonelleri ile son kullanıcıya bir kez daha iletebilirsiniz.

Elektrik ve OTOMASON Eki’mizde, elektrik, enerji, aydınlatma elektronik, makine, endüstri, otomasyon, kontrol ve mekatronik mühendisliği dallarını ilgilendiren tüm ürünler yer alacaktır. Bu yıl içinde, dergimizin Milliyet Gazetesi ile birlikte dağıtılmak üzere planladığı ekler programı şöyledir; 16 Mart Çarşamba Elektrik ve Otomasyon 06 Nisan Çarşamba Güneş Enerjisi Teknolojileri ve Uygulamaları 26 Nisan Salı Enerji ve Çevre 15 Haziran Çarşamba Bilişim ve İletişim Teknolojileri 01 Kasım Çarşamba Elektrik Makinaları

İçinden elektrik geçen her türlü cihaz

bu Milliyet Eki’nde…

Kaynak ELEKTRİK’in Milliyet ile başlayan bu ortak çalışması, ulusal basının yüksek tirajlı öbür gazeteleri ile de sürecek.

Ayrıntılı bilgi için: info@kaynakelektrik.com • Tel: 0 212 272 5959 (PBX)


Sayfa Ă–rneÄ&#x;i 4

Elektrik-Elektronik MĂźhendisliÄ&#x;i

17 KasÄąm SalÄą 2015

VAEST Genel MĂźdĂźr VekilÄ° ArmaÄ&#x;an Arabul sorularÄąmÄązÄą yanÄątladÄą:

“550 kV’a kadar silikon kompozit izolatĂśrleri IEC’ye uygun Ăźretiyoruzâ€? Fiyat bakÄąmÄąndan, silikon izolatĂśrler porselene gĂśre biraz daha pahalÄądÄąr. Ancak avantajlarÄą dikkate alÄąndÄąÄ&#x;Äąnda ikisini karĹ&#x;ÄąlaĹ&#x;tÄąrmak mĂźmkĂźn deÄ&#x;ildir. VAEST’in açĹlÄąmÄą nedir?

Verimli AkÄąllÄą Enerji Sistem Teknolojileri kelimelerinin baĹ&#x; harflerinden VAEST oluĹ&#x;muĹ&#x;tur.

VAEST ne yapÄąyor?

VAEST, elektrik enerjisinin iletim ve daÄ&#x;ÄątÄąmÄąnda kullanÄąlan çevre dostu, son nesil silikon kompozit izolatĂśrler, orta gerilim ayÄąrÄącÄą ve vakum tĂźplĂź yĂźk ayÄąrÄącÄąlar ile çeĹ&#x;itli dahili ve harici epoksi reçine uygulamalarÄąnÄąn Ăźretimini gerçekleĹ&#x;tiriyor.

250 ton kapasiteli sÄąvÄą silikon enjeksiyon makinesi

VAEST’in Ăźretim hattÄą programÄąnda baĹ&#x;ka ne gibi cihazlar var?

550 kV’a kadar silikon kompozit izolatĂśrler, 36 kV’a kadar dahili ve harici tip epoksi reçine izolatĂśr ile SF6 gazlÄą yĂźk ayÄąrÄącÄą gĂśvdeleri ve Ĺ&#x;alt cihazÄą olarak akÄąllÄą yĂźk ayÄąrÄącÄąlarÄą Ăźretiyoruz. Ăœç ay içerisinde 550 kV’a kadar parafudur imal etmeye baĹ&#x;layacaÄ&#x;Äąz. AyrÄąca VAEST ĂźrettiÄ&#x;i silikon kompozit izolatĂśr ve epoksi izolatĂśrlerin tasarÄąmÄąnÄą ve kalÄąplarÄąnÄą kendi fabrikasÄąndaki kalÄąphanede imal etmektedir. KalÄąphanemizin en bĂźyĂźk ĂśzelliÄ&#x;i, mĂźĹ&#x;teri odaklÄą olmasÄądÄąr. MĂźĹ&#x;terilerimizin çÜzĂźm ortaÄ&#x;ÄąyÄąz. Ä°stekleri, kÄąsa sĂźrede ve hÄązlÄą bir Ĺ&#x;ekilde çÜzĂźme ulaĹ&#x;tÄąrmak en Ăśnemli ĂśzelliÄ&#x;imizdir.

TĂœBÄ°TAK’la birlikte geliĹ&#x;tirdiÄ&#x;iniz projeden bahsedelim...

Biliyorsunuz biz elektromekanik sanayisine hizmete 1969 yÄąlÄąnda EMEK Elektrik EndĂźstrisi A.Ĺž. ile baĹ&#x;ladÄąk. ODTĂœ-ETÄ°BANK iĹ&#x;birliÄ&#x;inden Ăźniversite-endĂźstri iĹ&#x;birliÄ&#x;i sonucu EMEK hayata geçmiĹ&#x;tir. 1969 yÄąlÄąndan bu yana birçok geliĹ&#x;im geçiren EMEK, bugĂźn 103 Ăźlkeye, 550 kV gerilim seviyesine kadar akÄąm ve gerilim transformatĂśrleri ve ayÄąrÄącÄą ihraç etmektedir. 1979 yÄąlÄąndan buyana faaliyet gĂśsteren bir baĹ&#x;ka Ĺ&#x;irketimiz BarÄąĹ&#x; Elektrik EndĂźstrisi A.Ĺž.’dir. Bu Ĺ&#x;irketimiz, roket atar ve 60 cm çapta ve 600 cm boyunda fĂźzelerin kompozit borularÄąnÄą yapmakta ve ihraç etmekte veya

latĂśrlerin IEC standartlarÄąna uygun tasarÄąmÄą, proto tipleri imalatÄą, test sertifikalarÄąnÄąn alÄąnmasÄą.â€? FirmamÄąz, Ar-Ge projesine 2011 yÄąlÄąnda baĹ&#x;layarak çok baĹ&#x;arÄąlÄą sonuçlar elde etmiĹ&#x;tir. Ar-Ge çalÄąĹ&#x;masÄą olarak baĹ&#x;layan bu proje ile TĂźrkiye’nin ihtiyacÄąnÄą karĹ&#x;Äąlayacak Ĺ&#x;ekilde endĂźstriyel uygulamaya geçilmiĹ&#x; ve VAEST imalatÄą gerçekleĹ&#x;tirmek Ăźzere EMEK yerleĹ&#x;kesinde 20 milyon dolar yatÄąrÄąm yaparak Ăźretime geçmiĹ&#x;tir. UluslararasÄą akredite laboratuarlardan IEC standartlarÄąna uygun sertifikalar alÄąnarak çalÄąĹ&#x;malar sĂźrdĂźrĂźlmektedir.

TasarÄąm tĂźmĂź ile size ait midir?

500 ton kapasiteli macun silikon enjeksiyon makinesi

savunma sanayi kuruluĹ&#x;larÄąna vermektedir. EMEK imal ettiÄ&#x;i transformatĂśr ve ayÄąrÄącÄąlarÄąn izolatĂśrlerini porselen olarak 1972 yÄąlÄąndan bu yana yurt dÄąĹ&#x;Äąndan temin etmekte ve yÄąlda en az 5 milyon Avro Ăśdemekteydi. VAEST’in ilk kuruluĹ&#x; amacÄą, Emek Elektrik’in trafolarÄąnda kullanÄąlan porselen izolatĂśrlerin yerine silikon izolatĂśr Ăźretmek oldu. ÇßnkĂź Emek Elektrik, kullandÄąÄ&#x;Äą porselen izolatĂśrlerin temin sĂźreleri çok uzun olduÄ&#x;undan, herhangi bir trafo isteÄ&#x;i geldiÄ&#x;inde 4-6 ay arasÄąnda bir teslimat sĂźresi veriyordu, bu da mĂźĹ&#x;teriler için bĂźyĂźk bir sÄąkÄąntÄą yaratÄąyordu. EMEK’in kullandÄąÄ&#x;Äą izolatĂśrlerin TĂźrkiye’de Ăźretilmiyor olmasÄą grubumuzu 2010 yÄąlÄąnda harekete geçirdi. BARIĹž ve EMEK birlikte bir Ar-Ge çalÄąĹ&#x;masÄą baĹ&#x;lattÄąlar. KÄąsa adÄą: SÄ°LKOMÄ°Z 550 olan proje, Ĺ&#x;Ăśyle tanÄąmlanÄąyordu: “550 kV gerilime kadar silikon kompozit izo-

9$(67 6Ăľ/Ăľ.21 9( .2032=Ăľ7 8<*8/$0$/$5,

D 550 kV’a kadar Silikon Kompozit; š 7iaÛ l[ =[h]_ êpebWj�hb[h_ š C[id[j êpebWj�hb[h_ š 9_^Wp Eoka êpebWj�hb[h_ D :[c_hoebk êpebWj�hb[h_ D ;feai_ H[‚_d[Z[d ZW^_b_ l[oW ^Wh_Y_ êpebWj�h" I<, =WpbÛ WoÛhÛYÛ" a[i_Y_ j”f ]�lZ[b[h_ D E= 7oÛhÛYÛ % LWakc J”fb” O”a 7oÛhÛYÛ

9$(67 6LOLNRQ YH .RPSR]LW 8\JXODPDODUĂł òPDODW YH 7LF $ Ä 7HO )D[ ( PDLO LQIR#YDHVW FRP WU :HE ZZZ YDHVW FRP WU

Evet her tĂźr silikon kompozit izolatĂśrlerinin kompozit tĂźp imalat bĂślĂźmĂź BARIŞ’a aittir ve geri kalan kÄąsÄąmlarÄąnÄąn tasarÄąmÄą tamamen kendi Ar-Ge ve mĂźhendislik bĂślĂźmĂźmĂźz tarafÄąndan yapÄąlmaktadÄąr. TasarÄąmÄąn Ăśtesinde, neyin nerede hangi yalÄątÄąm koordinasyonu ile çalÄąĹ&#x;acaÄ&#x;ÄąnÄą 45 yÄąllÄąk deneyimimiz sonucu bildiÄ&#x;imiz için teknoloji geliĹ&#x;tirme tamamiyle bize aittir. Grubumuzda çok gßçlĂź mĂźhendis kodrosu ve Ar-Ge çalÄąĹ&#x;masÄą yapÄąlmaktadÄąr. Ĺžu anda yĂźrĂźyen 12 Ar-Ge projemiz var. Bu yĂźzden ĂśnĂźmĂźzdeki aydan itibaren Ar-Ge grubumuzu ODTĂœâ€™de kurulacak ayrÄą bir Ĺ&#x;irkete taĹ&#x;ÄąyacaÄ&#x;Äąz. Ăœretimde ve testlerde kullandÄąÄ&#x;ÄąmÄąz makinelerin tasarÄąmÄą kendimize aittir. Silikon kompozit izolatĂśr imalatÄą ile imalat sĂźreci ve teslim sĂźresi kÄąsalÄąnca hem mĂźĹ&#x;teri ve hem de EMEK cok ciddi hÄąz ve finansman kolaylÄąÄ&#x;Äą kazandÄą.

ĂœRETIM SĂœRECINDE PORSELEN IZOLATĂ–RĂœN KIRILMA OLASILIÄžI VAR MI? Bu konu bizim ihtisasÄąmÄąz dÄąĹ&#x;ÄąndadÄąr. Silikon kompozit izolatĂśr imalatÄąnda kÄąrÄąlma olasÄąlÄąÄ&#x;ÄąnÄąn ve firenin çok az olduÄ&#x;unu sĂśyleyebilirim. Bunun dÄąĹ&#x;Äąnda, avantajlarÄąna tekrar geri dĂśnersek, silikon kompozit izolatĂśrlerin suyu itme ĂśzelliÄ&#x;i (hidrofobi) vardÄąr. Su tanecikleri izolatĂśr Ăźzerinde durmaz ve bĂśylece kir ve toz zerreciklerinin betonlaĹ&#x;masÄą oluĹ&#x;maz. BinalarÄąn dÄąĹ&#x; cephe boyalarÄą gibi kendi Ăźzerinde kir tabakasÄąnÄąn yaÄ&#x;mur suyu ile temizlenmesi saÄ&#x;lanÄąyor. Ilk yaÄ&#x;mur anÄąnda, damlalarÄąn birleĹ&#x;ememesi elektrik atlamasÄąnÄą engelliyor ve ark oluĹ&#x;muyor.. Porselenden daha uzun ĂśmĂźrlĂźdĂźr. Testlerde ortaya çĹkan sonuç bu. YapÄąlan testler sonucu 30 yÄąllÄąk ĂśmrĂź olduÄ&#x;u kanÄątlanmÄąĹ&#x;tÄąr. GERI DĂ–NĂœĹžĂœM BAKIMINDAN, DOÄžAYA GERI DĂ–NĂœĹžĂœMĂœ BAKIMINDAN NASILDIR? Silikonun esasÄą kumdur. DoÄ&#x;aya zararÄą yoktur. DARBELERE KARĹžI DAYANIKLI MI? Hem mekanik ve hem de elektrik yĂśnĂźnden çok dayanÄąklÄądÄąr. Mekanik dayanÄąmÄą kompozit kÄąsÄąm ve elektrik dayanÄąmÄą ise silikon bĂślĂźmĂź kazandÄąrmaktadÄąr. Elektrik kÄąsa devresinin, rĂźzgarÄąn, sismik olaylarÄąn yarattÄąÄ&#x;Äą kuvvetlere karĹ&#x;Äą eÄ&#x;ilme, burulma, çekme veya baskÄą deÄ&#x;erleri dikkate alÄąnarak tasarÄąm ve imalat yapÄąlmaktadÄąr. 550 kV’a kadar kompozit askÄą ve gergi izolatĂśrleri

TĂźpleri BarÄąĹ&#x;’ta mÄą yapÄąyorsunuz?

Evet, tĂźpleri BARIĹž imal ediyor. YalnÄąz, biz oyuk izolatĂśrleri sÄąvÄą silikon ile imal ediyoruz. Geri kalan bĂźtĂźn izolatĂśrleri sÄąvÄą ya da katÄą yapabiliyoruz; DÄąĹ&#x;arÄąsÄąna silikon dĂśkĂźyoruz, ĂźstĂźne de metal flanĹ&#x;larÄą takÄąyoruz. Cam elyafÄą tĂźpĂźn Ăźzerine silikon baskÄą yapÄąlÄąyor. AskÄą, gergi ve mesnet izolatĂśrlerinde kompozit çubuk kullanÄąyoruz. BunlarÄą Ĺ&#x;u anda ithal ediyoruz fakat ßç ay sonra kendimiz imal edeceÄ&#x;iz.

550 kV’a kadar kompozit oyuk izolatÜrler


Sayfa Örneği 17 Kasım Salı 2015

Elektrik-Elektronik Mühendisliği

Gersan: Hedefimiz kaliteli ve iyi malzemeyi sürekli olarak üretmektir

GERSAN A.Ş. 35 yıllık üretim geçmişinde sürekli kalitenin gelişmesini hedefleyerek ülkemizin elektro-mekanik sektörüne üstün özelliklerde malzemeler üretmiş ve bu konuda takip edilen piyasa liderliğine yükselmiştir.

E

lektrik sektörünün öncü kuruluşlarından olan GERSAN A.Ş., üretimlerine 1980 yılında başlamış ve bugüne dek 35 yıllık bir deneyime sahip olmuştur. Kalite politikamız, müşterilerimizin isteklerini karşılayacak kaliteli ürün ve hizmetleri en ekonomik şekilde sunmak, zamanında teslim etmek, hizmetin ve kalitenin sürekliliğini sağlamaktır. GERSAN A.Ş. %100 Yerli sermayeli ve %60 oranında BIST’e kote olmuş bir şirkettir. Bugün itibariyle, Tuzla-İstanbul merkezli yönetimimizle Dubai-BAE bünyesinde kendi ofisimiz yer almaktadır ve üretimlerimizi 50.000 m2 kapalı alana sahip Çaycuma-Zonguldak fabrikamızda, 400 e yakın personel ile “sürekli kaliteyi” temin edecek şekilde yapmaktayız. Rusya ve çevresindeki ülkeler ile Türki Cumhuriyetlere

hizmet vermek adına faaliyete geçirdiğimiz Kaliningrad-Rusya fabrikamız da ilgili pazar için çok avantajlı bir konuma sahip olmuştur. %100 olarak sahip olduğumuz Katar Şirketimizle Katar’da da faaliyetlerimiz artarak devam edecektir. Gerek ürünlerimizde kullandığımız üretim prosesleri ve kullanılması gerekli hammadde esasları, gerekse ürün özelliklerinin en son teknik ve teknolojik gelişmelere paralel olması ile üretilen malzemelerin mükemmeliyete ulaşmasını sağlamıştır. Bunu sürekli kılmak için de onlarca AR-GE faaliyeti gerçekleştirmekte ve gerekli ulusal-uluslararası kalite belgelendirmelerine eksiksiz sahip olmayı prensip edinmiştir. Bu sayede üretimlerinin %75’ini uluslararası firma ve projelere ihraç eden bir firma konumuna gelmiştir.

Trafo Merkezleri Substations

Rüzgar Santralleri Wind Power Plants

Hidroelektrik Santralleri Power Plants

6HNRQGHU 3URMH dL]LPL YH 3DQR úPDODWODU×

Secondary Project Drawing and Panel Manufacturing

Standartları Belirler...

ISO 9001-14001-18001 http://www.gersan.com.tr e-mail:info@gersan.com.tr

6


MİLLİYET GAZETESİ MOBİL’DE VE ÜCRETSİZ... BASILI + DİJİTAL GAZETEDE BİR GÜNDE 829 BİN KİŞİYE ULAŞIYORUZ...

MİLLİYET GAZETESİ MOBİL’DE VE ÜCRETSİZ...

Dijital

Basılı

Ayrıntılı bilgi için: info@kaynakelektrik.com • Tel: 0 212 272 5959 (PBX)



HABER

www.elektrikdergisi.com

Türkiye’deki OSB’ler çevre konusunda alarm veriyor

1 SEDAŞ, Yeni Araç ve Ekipman Alımlarıyla Hizmetini Güçlendiriyor

S

EDAŞ, elektrik dağıtım hizmetini güçlendirmek amacıyla, araç filosuna 10 yeni sepetli araç daha ekledi. Arızalara müdahalelerde, bakım çalışmalarında ve abone bağlantılarının yapılması sırasında saha ekiplerince kullanılacak yeni araçlar ile birlikte SEDAŞ’ın sahadaki araç sayısı 474’e yükseldi. Elektrik dağıtım hizmetlerinde hızlı ve kaliteli hizmeti, elektriğin teknik kalitesi ile sürekliliğini hedefleyerek, araç parkını daha çok güçlendirdiklerini belirten, SEDAŞ İcra Başkanı Bekir Sami Güven “Sahada görev yapan mobil ekiplerimizle kaliteli ve daha süratli hizmet vermeyi amaçlayarak, filomuza dahil ettiğimiz sıfır kilometre araçlarla, araç parkımıza güç kattık.” dedi. Şebeke operasyonlarını gerçekleştirirken iş güvenliğini artıran ve şebekeye hızlı müdahale açısından da kolaylık sağlayan hidrolik platformlu araçlar, SEDAŞ’ın dağıtım birimlerinde görev yapmak üzere bölge sorumlularına teslim edildi.

28 Şubat

2016

2. Uluslararası Geri Dönüşüm, Çevre Teknolojileri ve Atık Yönetimi Fuarı REW İstanbul’u düzenleyen İFO Fuarcılık, Türkiye genelindeki Organize Sanayi Bölgeleri’nin çevre karnesini ortaya koyan bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırma sonuçlarına göre, bünyesinde toplam 31.804 firma bulunan 284 adet OSB’nin çevre yatırımları konusunda önemli yatırım eksikleri bulunuyor. “Özellikle üretimlerinden dolayı, başta atık su olmak üzere çevreye pek çok tehlikeli madde yayan firmaların da içinde bulunduğu Türkiye’deki OSB’lerin sadece 51’inde bir çevre yönetim sistemi var. İFO Fuarcılık tarafından gerçekleştirilen OSB Çevre Araştırması 2016, başta KOBİ’ler olmak üzere binlerce firmayı bünyesinde barındıran Organize Sanayi Bölgeleri’nin, geri dönüşüm ve atık yönetimi konusundaki karnesinin çok da iyi olmadığını gösterdi. Sonuçlara göre Türkiye genelindeki toplam 284 OSB’den yalnızca 22’sinde tehlikeli atık yönetimi bulunurken, ön atık su arıtma tesisi olan 112, merkezi atık su arıtması olan 74, evsel atık yönetimi olan 72, proses atık yönetimine sahip 28, ambalaj atığı yönetimi olan 26 Organize Sanayi Bölgesi var. Türkiye’deki Organize Sanayi Bölgeleri’nin, sürdürülebilir çevrenin geleceği için oldukça önemli bir rolü olmasına karşın, yapılan araştırma, şu anda bir çevre yönetim sistemine sahip OSB sayısının sadece 51 olduğunu gösteriyor. Ancak bunlardan 19’unda merkezi atık su arıtma, 32’sinde proses atık yönetimi, 34’ünde ise tehlikeli atık yönetimi bulunmuyor. Aynı araştırma, OSB’lerde çevre konusunda çalışan uzman personel sayısının da çok yeterli olmadığını gösteriyor. Rakamlara göre, toplamda 31.804 firmanın faaliyet gösterdiği 284 Organize Sanayi Bölgesi içinde görev yapan çevre personeli sayısı toplamda yalnızca 300.


Sekonder Proje Çizimi ve Pano İmalatı Secondary Project Drawing and Manufacturing

“Üretimde, Yönetimde Kalite” www.emselektromekanik.com.tr ems@emselektromekanik.com.tr Tel: 0312 385 74 76 - 0312 385 74 77 • Faks: 0312 385 76 85


HABER

www.elektrikdergisi.com

TESİD YÖNETİM KURULU BAŞKANI PROF. DR. SIDDIK YARMAN:

“AKILLI ŞEHİRLER YARATMALIYIZ” Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) Yönetim Kurulu Başkanı, Savronik Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sıddık YARMAN, orta gelir düzeyini aşmak için belirlenen hedeflere ulaşabilmek için bir yol haritası çizilmesi gerektiğini belirtti.

G

irişimcilik kavramı uzun yıllardır ülkemiz gündeminden düşmüyor. ‘Girişimcilik’ son 12 yıldır siyasi istikrarı yakalamış ve emin adımlarla yoluna devam eden ülkemizin gelecek hedefleri adına çok faydalı bir yaklaşım. Ayrıca bu noktada ulusal bir mutabakat ile 10 bin dolarlık orta gelir dilimini aşmak için ortaya atılan katma değerli çalışmalar adına hedefler belirlenmesinin arkasında yine değerli kararlar olduğu kesin. Fakat esas tartışmamız gereken konu belirlenen bu hedeflere ulaşmak için çizilmesi gereken yol haritasıdır. Toplum adına hedefler konulması gelişimin kaçınılmaz gereksinimi olmasına rağmen ‘Nasıl?’ sorusuna cevap verebilecek yol haritalarımız olması da kaçınılmazdır. Katma değeri artırmanın en temiz yolu ileri teknolojik ürünlere yönelmektir. Örneğin tarımda ileri teknoloji özellikle kaliteli tohum üretimi gerçekleştirebilmektir. Ziraatta kaliteli ürün, tıpta kaliteli ürün, turizmde kaliteli hizmet üretimi gerçekleştirebilmeliyiz. Bilgisayar yazılımlarında standart muhasebe

30 Şubat

2016

programlarının ötesine geçmeli, sistemler yöneten akıllı sistemler geliştirmeliyiz. Elektronik sektöründe, nano teknolojilerde adımızı verebildiğimiz ürünler ortaya koyabilmeli, endüstriyel otomasyonda akıllı sistemler geliştirebilmeliyiz. Şehirleri akıllı hale getirmeliyiz, hatta tüm ulaşımı akıllı hale getirmeliyiz. Sağlıkta hastanelerimizi akıllı

hale getirmeliyiz, doktorlara karar destek sistemleri sağlayabilmeliyiz, çok hızlı tarama yöntemleri, karar verme yöntemleri geliştirebilmeliyiz. Siyaseti akılı yönetim sistemleri ile destekleyecek kadar sosyolojik olabilmeliyiz. Kısaca akıllı sistemler üretebilmeliyiz, bunları geliştirebilmeliyiz, bilim ve teknolojiye önem vermeliyiz.

Dünyada robot teknolojileri önem kazandı

İnsan taklidi yapan robotlar, hizmet yapan robotlar üretmek zorundayız. Robot teknolojileri, yapay zeka teknolojileri çok önemli. Elektroniğin olmazsa olmazlarından biri de ekran pazarıdır. Temel bilimlerdeki yatırımları çoğaltıp ekran teknolojileri konusundaki çalışmalarımıza yoğunluk vermemiz lazım. Dünyaya ekran satabilir konumda olmamız gerekli. Çünkü her yerde ekran var. Gün gelecek şehirler ekranlardan ibaret olacak. Bunun ötesinde tıbbi elektronikte, haberleşme sektöründe, endüstriyel otomasyon ihracatında çok gerideyiz. Her sene 1 milyar dolarlık satın alma yapıyoruz. Bunun miktarı zamanla daha da artacak. Özellikle medikal görüntüleme cihazlarında çalışmamız gerekiyor. Savunma sektöründe de aynı şekilde gerideyiz. Dolayısıyla bu konuda da şirketlerimizi desteklememiz gerekmektedir. Bütün bunlar için önümüzdeki yıllarda nitelikli 200 bin üretim mühendisine, 200 bin de servis-bakım-onarım mühendisine ihtiyacımız var. 500 bin tane kaliteli insana ihtiyacımız var. Bunu mevcut alt yapıdan çıkarmamız mümkün değil. İçerideki eğitim kalitesini geliştirmek zorundayız. Kazancı katlayabilmek için yükte hafif pahada ağır ürünler ortaya koyabilmeliyiz, üretmeliyiz. Elektronik, otomotiv ve enerji-enerji tasarrufu sektörüne önem verilmeli. Akıllı şehirler geliştirmeliyiz. Ziraata, tohumculuk sektörüne ağırlık verilmeli. Tıp, gen teknolojileri büyük önem kazanıyor. Sağlık sektörünü de öne almamız gerekiyor. Yabancı sermayeye yönelmemiz lazım.



HABER

www.elektrikdergisi.com

EMO’DA SEÇİMLER DEVAM EDİYOR İzmir

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi`nin 31. Olağan Genel Kurulu, 6-7 Şubat 2016 tarihlerinde Hizmet Binası`nda yapıldı. Açılışta İzmir Şube 30. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş, EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil ve TMMOB Yüksek Onur Kurulu Üyesi Cengiz Göltaş konuştu. Genel Kurul`a EMO Yönetim Kurulu Saymanı İrfan Şenlik, Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Aksöz, EMO Onur Kurulu Üyesi Asım Rasan ve EMO Denetleme Kurulu Üyesi Giyasi Güngör katılım sağladı. Genel Kurul`da EMO adına gözlemci olarak EMO Yönetim Kurulu Yedek Üyesi Halil Suat Türker görev yaptı. EMO İzmir Şubesi`nde 7 Şubat 2016 günü yapılan seçimlerde “Demokrat Mühendisler” listesi adı altında giren adayların yanı sıra Ahmet Becerik ve Ali Barışık da Yönetim Kurulu üyeliği için yarıştı. Seçimler sonucunda Demokrat Mühendisler listesinden Mahir Ulutaş, Cevat Şahin, Mehmet Güzel, Mükremin Zülkadiroğlu, Hasan Şahin, Semra Yamiş ve Murat Kocaman Yönetim Kurulu Üyesi olarak belirlendiler. Yönetim Kurulu yedek üyeliklerine Z. Feryal Gezer, Demirhan Gözaçan, Muammer Çatak, Hasan Mersin, Salih Eğerci, Sedat Onur Kaya ve Leyla Belli seçildiler. Ahmet Öztürk, Ali Fuat Özbay ve Hürriyet Şimşek şube denetçisi olurken; Fikret Şahin, Bülent Damar ve Muhammet Demir ise yedek şube denetçisi olarak belirlendi.

32 Şubat

2016

Antalya

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi`nin 12. Olağan Genel Kurulu, 30-31 Ocak 2016 tarihlerinde şube binasında yapıldı. EMO Antalya Şube 11. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Metin ve EMO Yönetim Kurulu Üyesi Abdullah Büyükışıklar`ın açılış konuşmalarının ardından konuklara da söz verildi. EMO Antalya Şube Genel Kurulu`na EMO Yönetim Kurulu Saymanı İrfan Şenlik, Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Aksöz ve EMO Denetleme Kurulu Başkanı Giyasi Güngör de katıldı. TMMOB Yüksek Onur Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş`ın Divan Başkanlığı yaptığı genel kurulda, gözlemci olarak EMO Denetleme Kurulu Üyesi Ethem Atalay Tercan görev yaptı. Genel Kurulun ilk gün çalışmalarının tamamlanmasının ardından 31 Ocak günü seçimler gerçekleştirildi. İki listenin yarıştığı seçimler sonucunda yeni Yönetim Kurulu`nu “İlhan Metin, Şaban Tat, Murat Sönmez, Çiğdem Işıkyürek, Ferhat Yamak, Özlem Temel Bıyıklı ve Erol Yalçın oluşturdu. Yönetim Kurulu yedek üyeliklerine Ahmet Aydın, Aslıhan Vural, Emre Ertürk, Nihat Ozan Yolcular, Durali Çakır, Mehmet Akmeşe ve

Elshad Asadi getirildi. Ertuğrul Gazi Ünal, Suat Kaş ve Tarık Atakul şube denetçisi seçilirken, Gülşen Sözer, Ferhat Çağlı ve Tevfik Tat da yedek denetçiler oldular.

Diyarbakır

Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi`nin 19. Olağan Genel Kurulu, 30 Ocak 2016 tarihinde şube binasında açılış konuşmalarıyla başladı. EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil ile Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Apaçık`ın da hitap ettiği Genel Kurul`da gözlemci olarak EMO Denetleme Kurulu Üyesi Yusuf Gündoğan yer aldı. Genel Kurulun ikinci gününde tek liste ile gidilen seçimler sonucunda Mehmet Orak, Neval Şimşek, Armanc Eşin, Mehmet Tanrıkulu, Alican Çetinkaya, Mehmet Ceylan ve Vahdettin Yetkin Yönetim Kurulu üyeleri oldular. Yönetim Kurulu yedek üyeliklerine Ferhat Çıra, Cengiz Acar, Elif Özsat, Sozda Dilan Ekinci, Serdar Demircan, Bişar Tutuş ve Zafer Durmaz seçildi. Yusuf Kemal Işık, Mehmet Vaysi Çevrim ve Mehmet Garip Ay şube denetçisi olarak belirlenirken, Lokman Çetintaş, Mehmet Emin Aydın ve Erol Bacalan yedek şube denetçisi oldular.



HABER

www.elektrikdergisi.com

Teksan 2016’da yeni yatırımlarıyla büyüyecek Teksan, tüm birim ve bölge yöneticilerinin katıldığı yılın ilk değerlendirme toplantısını gerçekleştirdi. 2015 yılı faaliyetlerinin ve sonuçlarının değerlendirildiği toplantıda 2016 yılı hedefleri de paylaşıldı.

G

eçtiğimiz yıl yüzde 38 büyüyen ve konsolide cirosunu 299 milyon TL’ye yükselten Teksan, bu yılın ilk yarısında devreye alacağı fabrikası ile üretim kapasitesini üç katına çıkarmayı hedefliyor. Teksan ekibinin Avrupa Bölge Müdürlüğü’nde gerçekleştirdiği toplantıda 2015 yılı çalışma ve sonuçları değerlendirilirken 2016 yılı hedefleri de masaya yatırıldı. 10 Bölge Müdürlüğü, 20’ye yakın bayisi ve 650 çalışanı ile büyüme ivmesini devam ettiren Teksan 120’den fazla ülkeye gerçekleştirdiği ihracat ile iç pazardaki başarısını yurt dışında da sürdürüyor. Dizel, doğalgaz ve biyogaz ile çalışan jeneratör setlerinden kojenerasyon ve trijenerasyon çözümlerine, aydınlatma kulelerinden hibrit jeneratöre kadar farklı ürünlerle kesintisiz enerji çözümleri sunan Teksan, 2015 yılında yüzde 38 büyüdü ve konsolide cirosunu 299 milyon TL’ye yükseltti. 2015 yılında şirket için en önemli gelişmeler; Türkiye’nin Ar-Ge’ye en fazla yatırım

yapan şirketleri arasında 136. sıraya yükselmesi ve Türkiye’nin ilk hibrit jeneratör seti projesini hayata geçirmesi olarak belirtilen toplantıda 2016 büyüme ve yenilenme yılı olarak ilan edildi. Yeni logosu ve kurumsal kimliği ile 2016 yılına hızlı bir giriş yapan Teksan, Kocaeli Serbest Bölge’deki ikinci fabrikasının devreye alınması ile üretimini üç katına çıkarmayı hedefliyor. Teksan ekibinin gerçekleştirdiği değerlendirme toplantısı sonucunda bu yıl içinde odaklanılacak konu başlıkları; satış ve pazar payını artırmak, ihracat pazarlarının genişletilmesi, Türkiye’nin ilk hibrit jeneratör setinin hem Türkiye hem yurtdışında tanıtımına yönelik çalışmaların hızlandırılması ve Ar-Ge yatırımlarına devam edilmesi olarak belirlendi.

PRIME İSTANBUL PROJESİ’NDE MAKEL SMARTHOME AKILLI EV SİSTEMLERİ

P

rime Projesi konfor ve ayrıcalık sağlayan Smarthome Akıllı Ev Otomasyon Sistemleri ile artık daha göz dolduruyor. Saraylı Grubu ve Eren Holding, Dünya Otel devi Accor Group ile İstanbul’un en hızlı gelişen bölgelerinden Basın Ekspres’te; “Altın Aks”ın sembolü olacak projesini tamamlama

34 Şubat

2016

aşamasına geldi. Projede Makel Smarthome Akıllı Ev ve Otomasyon sistemlerini tercih eden grup bünyesinde, Türkiye’nin en büyük şehir otelleri kompleksi, 5.000 kişilik Performance & Convention Center ve 488 lüks rezidans daireden bir araya gelen

benzersiz bir yaşam alanı oluşturuyor. Her yıl 500.000 kişiden fazla yerli ve yabancı kişiye hizmet verecek, yaklaşık 1.000 kişiye direkt istihdam sağlayacak olan Prime İstanbul kompleksi, uluslararası ticaret, kültür, turizm ve finans dünyasının önemli adreslerinden biri olmayı hedefliyor. Makel Smarthome Akıllı Ev ve Otomasyon sistemleri ile projelerde konfor ve güvenliğin yanı sıra enerji tasarrufu da sağlıyor. Makel Smarthome projelere değer katmaya devam ediyor.



HABER

www.elektrikdergisi.com

TÜPRAŞ’ın 2015 net karı yüzde 75’lik artışla 2,5 milyar lira oldu Türkiye Petrol Rafinerileri AŞ’nin (TÜPRAŞ) 2015 net dönem kârı, söz konusu dönemin mayıs ayında üretime başlayan Fuel Oil Dönüşüm Tesisi’nin etkisiyle bir önceki yıla göre yüzde 75’lik artışla 2 milyar 550 milyon lira oldu.

T

ÜPRAŞ Kurumsal İletişim Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, 2015’e 55 dolar/ varil seviyesinden başlayan ham petrol fiyatının Çin ve gelişen ülkelerdeki ekonomik riskler, global bazda yaşanan ham petrol üretim ve stok artışı, ABD ham petrol ihraç yasağının kalkması ve İran yaptırımlarının kaldırılacağı beklentisiyle yılı 36 dolar düzeyinde kapattığı belirtildi. Düşük fiyat ortamının desteklediği talep sayesinde 2015 yılında ham petrol tüketiminin 1,61 milyon varil/gün artışla 94,4 milyon varil/ güne yükseldiğine işaret edilen açıklamada, yıl genelinde düşük petrol fiyatının küresel tüketimi desteklemesiyle artan Akdeniz piyasası benzin, jet yakıtı ve motorin fiyat rasyolarının olumlu etkisiyle Akdeniz rafineri marjının, geçen yılki 1,95 dolar/varil değerinden 4,83 dolar/varile yükseldiği ifade edildi. Açıklamada, aynı dönemde TÜPRAŞ net rafineri marjının Fuel Oil Dönüşüm Tesisi’nin de katkısıyla 3,21 dolar/varilden 6,47 dolar/varil seviyesine ulaştığı vurgulanarak şu değerlendirmede

36 Şubat

2016

bulunuldu: “Akdeniz marjındaki iyileşme ve 2015 mayıs ayında üretime başlayan Fuel Oil Dönüşüm Tesisi’nin etkisiyle TÜPRAŞ, 12 aylık dönemde tam kapasite kullanıma ulaşmıştır. Fuel Oil Dönüşüm Tesisi ile sağlanan yüksek üretimin de katkısıyla TÜPRAŞ’ın 12 aylık dönemdeki yurtiçi satış hacmi yüzde 32’lik yükselişle, ülke tüketiminden de hızlı artmıştır. Tam kapasite üretim ve güçlü Akdeniz ürün rasyolarının desteğiyle önceki yıla göre ürün ihracatı yüzde 22, toplam satışlar ise yüzde 29 (6,5 milyon ton) artarak 28,7 milyon tona ulaşmıştır.” 2015 net dönem kârı 2,5 milyar lira Satış miktarı ve dolar kurundaki artışa rağmen, petrol fiyatlarının önceki yılın yüzde 47 aşağısında olmasının etkisiyle satış hasılatının 2014 yılının yüzde 7 altında gerçekleştiği belirtilen açıklamada, şunlar ifade edildi: “Ancak, uluslararası rafineri marjlarındaki yüksek performans ve Fuel Oil Dönüşüm Tesisi’nin üretime geçmesiyle ulaşılan yüksek kapasite kullanımı ve artan beyaz ürün verimiyle faaliyet kârı 2 milyar 824 milyon liraya yükselmiştir. Dolar kurundaki yükselişle oluşan kur farkı giderlerine rağmen konsolide vergi öncesi kâr, faaliyet kârındaki artışa bağlı olarak 2 milyar 225 milyon lira olmuştur. Net dönem kârı ise Fuel Oil Dönüşüm Tesisi yatırım teşvikinden kaynaklanan 472 milyon lira ertelenmiş vergi gelirinin katkısıyla 2 milyar 550 milyon lira olarak gerçekleşmiştir.” Açıklamada, Fuel Oil Dönüşüm Tesisi için yapılan harcamalar dahil olmak üzere, 2015 yılında toplam 343,6 Milyon Dolar yatırım harcaması gerçekleştirildiği vurgulanarak, TÜPRAŞ’ın güçlü insan kaynağıyla operasyonel ve finansal başarılarını istikrar ile sürdürmeye, hissedarları, iş ortakları ve ülke için katma değer oluşturmaya devam edeceği bildirildi.


fark yaratan mühendislik çözümleri..

R

mühendislik

Elektriksel Periyodik Kontroller Türkiye'nin tescilli ilk ve tek elektriksel periyodik kontrol firması

www.elpekmuhendislik.com.tr

YÜKSEK GERİLİM İŞLETME SORUMLULUĞU

ELEKTRİKSEL PERİYODİK KONTROLLER

ELEKTRİKSEL PLANLI BAKIM

Trafo SMM Hizmetleri Enerji Verimliliği Danışmanlığı Yüksek Gerilim Proje Hizmetleri Elektriksel İş Güvenliği Uzmanlığı Elektriksel Güvenlik Malzemeleri

Topraklama Tesisatları Ölçümü Paratoner Tesisatı Ölçümü Katodik Koruma Tesisatı Ölçümü Aydınlık Şiddeti Seviyesi Ölçümü ERA Elektriksel Risk Analizi

Termal Kamera Ölçümü Kompanzasyon Panosu Pano Bakım ve Kontrolü Trafo Genel Bakımı ve Testleri Endüstriyel Elektrik Hizmetleri

ELEKTRİKSEL PERİYODİK KONTROLLER demek, ELPEK MÜHENDİSLİK demektir. 15 Yıllık Bilgi Birikimimiz ve Konusunda Uzman Elektrik Mühendisi Kadromuzla Türkiye Geneline Hizmet Sunmaya Devam Ediyoruz. Merkez Adres : Yenişehir Mah. Paşa Cad. İzmit / KOCAELİ Telefon : 0 262 349 55 22 www.elpekgrup.com

örnek almak yerine, örnek olmaya devam ediyoruz..


HABER

www.elektrikdergisi.com

‘Kalite, Teknoloji ve Kurumsal’ mükemmellik alanında YEDAŞ’a ‘VIP’ unvanı ‘Kalite, Teknoloji ve Kurumsal’ mükemmellik alanında YEDAŞ’a ‘VIP’ unvanı Business Initiative Directions (BID) tarafından ‘2016-2018 Yılı Kalite Elçisi’ unvanına layık görülen YEDAŞ, bu gurura sahip ülkemizdeki ‘İlk ve Tek Şirket’ oldu. YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, “Artık ödül alan değil, ödül veren şirket olacağız” dedi.

K

aradeniz Bölgesi’nin dünyaya açılan kapısı olan Samsun’dan başlayarak, Ordu, Amasya, Sinop ve Çorum illerinde yaşayan 3 milyonun üzerinde insanın sadece yaşam kaynağı olan elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamakla yetinmeyen YEDAŞ’a bir unvan da Business Initiative Directions (BID) tarafından geldi. YEDAŞ, BID’nin düzenlediği ‘İnovasyon, Teknoloji ve Toplam Kalite Yönetimi Kongreleri’ne, ‘2016-2018 Yılı Kalite Elçisi’ (Quality Ambassador) unvanıyla katılacak. 2013 yılında tanıştığı ve 3 yıl boyunca kurumsal ve operasyonel mükemmellik alanında ‘sürdürülebilir ilişkiler’ kurduğu BID tarafından ‘Kalite Elçisi’ (Quality Ambassador) unvanına layık görülen YEDAŞ’ın Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu’na resmi davet mektubu gönderen BID Başkanı Jose E. Prieto, “YEDAŞ, iş ve meslek dünyasına rol model uygulamalarıyla liderlik etmeye hazır” dedi. Samsun’un parlayan ve göz kamaştıran şirketi YEDAŞ, bu güzel haberle haklı gururunu tüm paydaşlarıyla birlikte yaşarken, hem ülkemizi başarıyla temsil etmenin hem de sektöründe ilklere imza atmanın övüncünü yaşıyor. Bu yıl dünyanın ve Avrupa’nın en büyük şehirlerinde düzenlenecek olan BID Kongreleri’ne, ‘2016-2018 Yılı Kalite Elçisi’ unvanıyla katılacak olan YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, “Artık ödül alan değil, ödül veren şirket olacağız” dedi.

“YEDAŞ, İŞ VE MESLEK DÜNYASINA LİDERLİK ETMEYE HAZIR ŞİRKET’TİR”

İş ve meslek dünyasına rol model uygulamalarıyla liderlik etmeye hazır olan YEDAŞ’ı, ‘2016-2018 Yılı Kalite Elçisi’ seçtiklerini belirten BID Başkanı Jose E. Prieto, bu övünç kaynağı mektubu

38 Şubat

2016

YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu’na gönderdi. ‘İnovasyon, Teknoloji ve Toplam Kalite Yönetimi’ modellerini iş süreçleriyle içselleştiren şirketleri ödüllendiren BID’nin Başkanı Prieto, iletişim kurmaktan onur duyduğunu belirttiği mektubunda, “21 Aralık 2015 tarihinde İspanya’nın Madrid Kenti’nde bir araya gelen BID Yürütme Komitesi, YEDAŞ’ı, 2016-2018 yılları arasını


kapsayan dönem için ‘Kalite Elçisi’ olarak temsil etmesine karar vermiştir. Sayın Türkoğlu, 2016 yılında Cenevre, Frankfurt, Paris, Madrid, Londra ve New York şehirlerinde gerçekleşecek olan İnovasyon, Teknoloji ve Toplam Kalite Yönetimi Kongreleri’nde, Mükemmellik Nişanı’na sahip ‘2016-2018 Yılı Kalite Elçisi’ olarak davet edilmiştir. Bu atama ‘Sürdürülebilir Kalite’ uygulamalarınızın analiz, geliştirme, ölçüm ve kontrol edilmesinde öncülük edecektir ve yine bu atamayı mükemmelliğin bir işareti olarak görmenizi isterim” dedi. YEDAŞ Genel Müdürü Nurettin Türkoğlu, “Kalite, Liderlik, Teknoloji ve Sürdürülebilirlik’ anlayışını yönetim modeliyle içselleştiren şirketleri ödüllendiren Business Initiative Directions (BID) tamamen bağımsız bir kuruluş. 2013 yılında tanıştığımız BID tarafından Uluslararası Mükemmellik ve İş Prestiji Ödülleri’nde Altın, Platin ve Elmas Tacı Ödülleri’ne layık görülen şirketimiz, artık ödül alan değil, adayları ödüllendiren, ‘kalitenin elçisi’ unvanına sahip olmuştur” diye konuştu. Geçtiğimiz yıl ‘BID Komite Üyesi’, bu yıl da ‘2016-2018 Yılı Kalite Elçisi’ seçilen Genel Müdür Türkoğlu, “Dünya üzerinde hizmet kalitesinde

dünya standartları ile uyumunu belgeleyen şirketlere bu ödüllerin verilmesinde artık söz sahibiyiz. Bu unvana sahip ülkemizde başka bir şirket yok. Bu haklı gurur hem YEDAŞ için hem de ülkemiz için bir övünç kaynağıdır. Vizyonumuzda vurguladığımız gibi gerek kurumsal gerekse de operasyonel mükemmellik alanındaki pozitif enerjimizin meyvelerini topluyoruz” dedi.

39 Şubat

2016


E LINEDLGRUBU Aydınlatma ve Küçük Enerji Dağıtım Sistemleri

APLİKLED Dekoratif Aplik

Aydınlatma Yönetim Sistemi

ELINESMART Donatılabilir Bürotik Priz Blokları

ELINEDK Şap ve Yükseltilmiş Döşeme Kanal, Buat ve Çıkış Kutuları

DABLINE Yükseltilmiş Döşeme Altı Enerji Dağıtım Sistemleri


PİRAMİT LED Armatürler

Kat Panoları

İÇ TESİSAT

ELINEFL/FLD İç Mekan Busbar Kanal Sistemleri

Konutlar, ticari ve endüstriyel alanlar için komple iç tesisat çözümleri... Kullanım Alanları: Ofisler Teknoloji Marketleri İş Merkezleri Okullar Bankalar Marketler İnternet Kafeler Mağazalar Laboratuvarlar Atölyeler Hastaneler Üretim Tesisleri

www.eae.com.tr


HABER

www.elektrikdergisi.com

VİKO’YA İNSANA SAYGI ÖDÜLÜ İnsan kaynakları alanındaki başarılı çalışmaları öne çıkarmak ve kamuoyu ile paylaşmak amacıyla Kariyer.net tarafından bu yıl 15’incisi gerçekleştirilen ödül töreninde İnsana Saygı Ödülünün sahibi VİKO’nun oldu.

B

u yıl 15’incisi gerçekleştirilen İnsana Saygı Ödülleri, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Kariyer.net’in, başvurularını özenle cevaplayan kuruluşlar arasından yaptığı değerlendirmeye göre verdiği ‘İnsana Saygı’ ödüllerinden birisine de VİKO layık görüldü. Adaya özel başvuru cevaplama oranının yüzde 99,35 olması ve ortalama cevap süresinin ise üç gün gibi kısa bir zamanda gerçekleşmesi VİKO’nun, Kariyer. net ‘İnsana Saygı’ Ödülü’ne layık bulunmasında etkili oldu. İnsana yapılan yatırımın şirketleri ileriye götürecek ana unsurlardan birisi olduğuna dikkat çeken VİKO İnsan Kaynakları ve Kurumsal Gelişim Direktörü Mutlu Kutlu “İş yaşamında fark yaratmanın ve sürdürülebilir başarılar elde etmenin yolu, insana ve kurumsal kültüre verdiğiniz değerden geçmektedir. Kuruluşumuz, gücünü çalışanlarından aldığını, temel değerlerinden biri olarak kabul etmektedir. Hedeflerimize

42 Şubat

2016

ulaşabilmenin ‘Biz bir aileyiz’ anlayışıyla ve takım çalışması kültürüyle mümkün olabileceğinin bilinci ile en önemli kaynağımızı insan olarak görüyor ve bu doğrultuda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. VİKO, kurulduğu günden bu yana, insana ve kurum kültürünü besleyen değerlere verdiği önemle varlığını başarı ile sürdürmüştür. İnsan kaynakları kapsamındaki tüm süreçlerimiz, kuruluş ihtiyaçları ve kurum kültürü dikkate alınarak içselleştirilmekte ve iyileştirilmektedir. Kuruluşumuza yapılan her iş başvurusu, insana verdiğimiz değerin ortaya koyduğu sorumlulukla, hassasiyet içerisinde ele alınmakta, titizlikle incelenmekte ve en kısa sürede cevaplanmaktadır. Kurum olarak benimsediğimiz bu yaklaşımın, İnsana Saygı Ödülü ile taçlandırılması bizi son derece mutlu etmiştir. VİKO olarak hepimizi onurlandıran bu ödül, insan kaynakları alanında kurduğumuz sistemleri daha üst seviyelere taşımada itici bir motivasyon unsuru olacaktır.” dedi.



HABER

www.elektrikdergisi.com

TÜİK: Bir saatlik kesintinin maliyeti 100 milyon dolar Türkiye’nin farklı bölgelerinde yaşanan elektrik kesintileri evlerden hastanelere, küçük işletmelerden büyük işletmelere kadar birçok alanı olumsuz etkiliyor.

E

lektrik kesintisi, üretimi sekteye uğratıp enerji verimliliğini düşürürken, milyonlarca dolarlık makinelere de zarar veriyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son verilerine göre bir saatlik elektrik kesintisinin Türkiye’ye maliyeti 100 milyon doları buluyor. Aksa Jeneratör CEO’su Alper Peker, üretim verimliliğini düşürmemek için işletmelere jeneratör kullanımını ve düzenli bakımını öneriyor. Elektrik kesintisi nedeniyle üretim tesislerinde yaşanan aksaklıklar sadece üreticiye maddi hasar vermiyor, hatalı enerji yönetimine de neden oluyor. Kesinti nedeniyle üretim miktarının azalmasını telafi etmek için sarf edilen enerji, üreticinin maliyetlerini artırıyor. Buna karşılık jeneratör kullanılan üretim tesislerinde bu maliyetlerde düşüş gözleniyor. Kesilen elektrik nedeniyle akımda oluşan düzensizlik, otomasyon sistemlerine zarar veriyor. İşlenen hammaddelerde bozulmalar yaşanıyor, seri üretim yapan fabrikalarda bekleyen ürünler gecikiyor. Bu durum çoğu zaman sadece ülke içinde gerçekleştirilen ticari faaliyetlerinin değil ihracat ilişkilerinin de sekteye uğramasına neden oluyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son verilerine göre bir saatlik elektrik kesintisinin Türkiye’ye maliyeti 100 milyon doları buluyor. Elektrik kesintilerinden etkilememenin yolu ise bakımı düzenli yapılan markalı jeneratörleri kullanmaktan geçiyor.

44 Şubat

2016

Kesintilerden olumsuz etkilenmemek mümkün Hizmet veren kuruluşların ve ve özellikle üretim yapan firmaların yaşanan elektrik kesintilerinden olumsuz etkilenmemesi için kullanılan jeneratörler büyük önem taşıyor. Elektrik kesintisinden zarara uğramadan çıkmak için enerji ihtiyacına uygun ve bakımı düzenli olarak yapılan jeneratörleri tercih etmek gerekiyor. Elektrik kesintilerinin enerji verimliliğine etkisiyle ilgili değerlendirmede bulunan Aksa Jeneratör Ceo’su Alper Peker; “Türkiye genelinde bir yıl içersinde birçok kez planlı ya da plansız elektrik kesintileri yaşanıyor. Elektrik kesintisi nedeni ile bir saatlik duran üretim Türkiye’ye yaklaşık 100 milyon dolar zarara mal oluyor. Elektrik kesintisi sırasında anında devreye giren jeneratörler ile bu kaybın önüne geçmek mümkün. Türkiye gibi üretim yoğunluğunun olduğu bölgelerde jeneratör kullanımının yüksek olması gerekiyor. Jeneratör tedbir demektir. Hastaneler, akıllı bina sistemleri ve son teknoloji ile donatılmış üretim tesislerinde bir dakikalık kaybın bile şahıslara, kurumlara ve ülke ekonomisine zararını üzülerek gözlemliyoruz. Aksa Jeneratör olarak, kesintilerden kaynaklanan kayıpların önüne geçmek için kullanıcılarımıza gerekli tüm hizmeti ulaştırmaya devam edeceğiz.



HABER

www.elektrikdergisi.com

Hyperloop Projesi’nde İTÜ finale kaldı SpaceX Hyperloop, son dönemin en önemli girişimcilerinden olan ve yürüttüğü tüm projelerde büyük bir başarı yakalayan Elon Musk’ın son gözdesi.

E

lon Musk’a göre bu yeni nesil araç sadece hızlı değil, aynı zamanda teorik olarak daha ekonomik ve günümüz ulaşım araçlarına göre de kesinlikle çok daha eğlenceli. Hyperloop en kısa haliyle, alüminyum boruların içerisine özel vagonlar yerleştirilerek insan ve araç taşınmasını öngörüyor. Alüminyum borular, 450 ile 900 metre aralıklı yerleştirilen sütunların üzerine yerleştirilecek ve içlerinde de hareket eden kapsüller bulunacak. Bu yeni nesil ulaşım aracının hızı ise oldukça yüksek, saatte 570km ile 1220km arasında bir mesafe kat edebilecek. Dünya çapında 1200 ekibin katıldığı yarışmada en iyi 124 proje arasına giren İTÜ Sci-X Hyperloop Pod Tasarım Ekibi, Houston Texas’ta gerçekleşen ‘SpaceX Hyperloop Pod Competition Weekend’de projelerinin detayını dünyanın önde gelen bilim insanlarına anlattı.

26 MART – 23 NİSAN 2016 TARİHLERİNDE AYDINLATMA EĞİTİM SEMİNERLERİ’NİN DÖRDÜNCÜSÜNÜ YAPILACAK

T

eknolojinin gelişmesi ile birlikte hızla büyüme gösteren aydınlatma sektöründeki kişileri ve sektör ile ilgilenenleri bilgilendirmek amacı ile ATMK, 2014 yılında birincisi 2015 yılının Mart ayında ikincisi yine aynı yıl Aralık ayında da üçüncüsü düzenlenen seminerlerin dördüncüsünü 26 Mart – 23 Nisan 2016 tarihleri arasında gerçekleştirecek. Planlanan “ATMK AYDINLATMA SEMİNERİ 2016-1” için aydınlatmanın temel ilkeleri ve kavramlarının yanı sıra, ışık kaynakları, doğal ışık, iç ve dış aydınlatma kurgularını içeren detaylı bir ders programı hazırlandı. Dersler konu üzerinde çalışan akademisyenler ve sektör uzmanları tarafından verilecek olup aydınlatma konusuna ilgi duyanlar için kılavuz niteliği taşımakta.

46 Şubat

2016



HABER

www.elektrikdergisi.com

tedarikçisini değiştiren tüketiciler yeni yıl elektrik zammından etkilenmedi Yılbaşında yapılan zamların arasında elektrik de bulunuyordu ve Türkiye’deki yaklaşık 36 milyon elektrik abonesi zamlanan faturalarını Şubat başında ilk kez aldı.

E

nerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 2016 yılı için birim fiyat bazında mesken (ev) abone grubu elektrik fiyatlarını yüzde 6,8 oranında artırırken, ticarethane (iş yeri) abone grubu birim fiyatlarını ise yüzde 0,6 oranında yükseltti. EPDK’nın Aralık ayında serbest tüketici limitlerini 120 TL’ye düşürmesiyle birlikte 6 milyon tüketici elektrik tedarikçisini değiştirme hakkı elde etmişti. Bu düzenlemeden faydalanarak yeni yıla girmeden elektrik tedarikçisini değiştiren tüketiciler, yeni zamlardan etkilenmedi. Türkiye’nin ilk elektrik tarifeleri karşılaştırma ve tedarikçi değiştirme internet sitesi EnCazip

Güneş enerjisi kurulu gücü son bir AYDA 290 megavata ulaştı

T

ürkiye’de lisanssız elektrik üretim kapasitesi hızla artıyor. TEİAŞ ve Enerji Bakanlığı elektrik istatistiklerine göre Şubat ayı itibari ile Türkiye’de güneş enerjisinden

48 Şubat

2016

üzerinden yapılan hesaplamalara göre, yeni yıla girmeden elektrik tariflerini değiştiren tüketiciler Ocak ayı faturalarında ortalama yüzde 11,2 tasarruf ederek, yeni yıl zam oranından etkilenmedi. EnCazip’in Kurucu Ortağı Çağada Kırım konu ile ilgili olarak “EnCazip üzerinden elektrik tarifelerini karşılaştırarak tedarikçilerini değiştiren tüketiciler daha cazip koşullarla elektrik tedarik edilebiliyorlar. Bunu yeni yıl zamlı faturalarında da görüyoruz. Zamlardan önce tedarikçi değiştiren tüketiciler seçtikleri elektrik tarifelerindeki oranların yanı sıra 2016 zamları kadar daha tasarruf ettiler.” dedi. Ocak ayında zamlanan elektrik fiyatlarının birim fiyatı 0,213428 TL’ye çıkarken, EnCazip üzerinden kolaylıkla tedarikçilerini değiştiren mesken (ev) tüketicileri elektrik birim fiyatı için ortalama 0,191900 TL ödedi. Ticarethane (iş yeri) tüketicilerine ortalama birim fiyatları ise EnCazip üzerinde 0,191023 TL olarak hesaplandı. 150 TL’lik elektrik faturası için zamlardan önce tarifesini değiştirerek kendisi için sunulan tekliflerden yüzde 11,2’lik tasarruf edebileceği planı seçerek yılda 201,6 TL’lik tasarruf edebiliyor.

elektrik üreten santral sayısı son bir ayda yüzde 13 artarak 409 adete ulaştı. Toplam kurulu güç 290 MW olarak belirlendi. Ocak

2016 döneminde kurulu güç kapasitesi yüzde 16 artış gösterdi, toplam kapasitesi 41 MW gücünde olan 47 santral elektrik üretimine başladı. Öte yandan, lisanssız rüzgar enerjisinde santral sayısı 10 adete ulaşarak toplam kurulu güç 7.3 MW oldu. Son durum itibari ile lisanssız güneş ve rüzgar santrallerinin toplam kurulu güç içindeki payı yüzde yüzde 0.41‘e ulaştı.



HABER

www.elektrikdergisi.com

ham petrol ithalatında 25 milyon tona ulaşıldı Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) geçtiğimiz hafta açıkladığı dış ticaret istatistiklerine göre Türkiye 2015 yılında tarihinin ham petrol ithalat rekorunu kırdı.

T

ürkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK) geçtiğimiz hafta açıkladığı dış ticaret istatistiklerine göre Türkiye 2015 yılında tarihinin ham petrol ithalat rekorunu kırdı. TUİK’in verilerine göre 2015’te ham petrol ithalatı yaklaşık 25 milyon 66 bin ton oldu. Bu değer, 2014’e oranla yüzde 43’lük bir artış demek. Buna en yakın değer, 1995 yılındaki 24 milyon 700 bin ton. Tamamına yakını Tüpraş rafinerilerinde işlenen ham petrolün ithalatı, hem ham petrol fiyatlarındaki büyük düşüşün, hem de Türkiye’nin 2015 yılında artan akaryakıt tüketiminin sonucu. Brent tipi ham petrol fiyatı 2015 yılında ortalama $52,5/varil oldu. Bu fiyat 2014’teki $99/varil ortalamanın neredeyse yarısı. Artışın kaynağı Irak Ham petrol ithalatındaki artışın dörtte üçü Irak’tan kaynaklandı. EPDK verilerine göre Irak’tan ithal ettiğimiz petrol, Ocak-Kasım ayları arasında bir yıl öncesinin iki katına çıktı ve 10 milyon 300 bin tonu geçti. Bu rakam ile Irak,

Türkiye’nin toplam ham petrol ithalinde yarıya yaklaşan bir paya sahip. Buna ek olarak Türkiye’nin akaryakıt tüketimi büyük ölçüde arttı. EPDK verilerine göre 2015 yılının Ocak-Kasım ayları arasında dağıtıcı lisansı sahipleri, toplam 20 milyon 780 bin ton akaryakıt sattılar. Bu değer, 2014’e oranla yüzde 14,3 artışa tekabül ediyor.

Makel Sevgililer Günü Yarışması Büyük İlgi Gördü http://kalbimiaydinlat.makel.com.tr/ adresini ziyaret eden yarışmacılar elektrik anahtarları altında gizlenmiş kalbi en kısa sürede bulmaya çalıştılar. Kalbi aydınlatmayı başaran hediye çeki kazandı. Makel facebook sosyal medya hesabı üzerinden düzenlediği yarışmada Kalpleri Aydınlatmaya devam etti. “Kalbimi Aydınlat” sloganı ile düzenlenen yarışmada Kare anahtarlar içinde saklı bulunan kalbi en kısa sürede bulabilen 2 kişi 100 TL’lik hediye çeki kazanma şansını yakaladı.

50 Şubat

2016

Uygulamaya giriş yapan yarışmacılar açılan sayfanın üst kısmında rengarenk Karea anahtarlar gördüler. Onlara tıklayarak aşağıdaki kutulara gizlenmiş olan kalbi bulanlar hem sürpriz ödül hem de buldukları kalbi sevdikleriyle paylaşma şansını buldular.


T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI REPUBLIC OF TURKEY

REPUBLIC OF TURKEY MINISTRY OF ENVIRONMENT AND URBANISATION

MINISTRY OF ENERGY AND NATURAL RESOURCES


HABER

www.elektrikdergisi.com

GÜNSAN’DAN YENİ İLETİŞİM KAMPANYASI Günsan, yeni kurumsal kimliğini tanıtmak amacıyla Esma Sultan Yalısı’nda medya mensuplarıyla bir araya geldi. Günsan’ın yeni reklam kampanyasında, Türkiye’nin en sevilen oyuncularından Barış Kılıç ve Ufuk Özkan markanın reklam yüzü oldu.

G

eçtiğimiz yıl Schneider Electric tarafından satın alınan Günsan, 30 yıl önce yerel bir firma olarak çıktığı yolculuğuna artık global bir güçle devam ediyor. Schneider’in global pozitif katkılarını yerel tecrübesiyle harmanlayan Günsan, Sancaktepe’deki endüstriyel tesisinde evrensel kalite ve standartlarda anahtar-priz üretimi gerçekleştiriyor. Günsan’ın yeni marka hikâyesi ve yönetim modelinin detaylarının paylaşıldığı toplantıda konuşan Günsan CEO’su Stephane Nuss, markanın tüketicileri ve paydaşlarından aldığı ilhamla birlikte yepyeni bir sayfa açtığını anlattı. Nuss, sözlerine şöyle devam etti: “Günsan, tüketici nezdinde samimi, sıcak, insanlara yakın; kısacası aile ruhu olan bir marka. Biz de bu değerler üzerinden tüketicilerimiz ve paydaşlarımız ile çok daha iyi bir ilişki kurmak için çabalıyoruz.

Günsan’ın tercih edilen bir marka olarak ulaştığı başarılar hepimize mutluluk veriyor. Marka yolculuğumuza yeni başarılar ekleyerek yolumuza devam edeceğiz. “Glocal bir marka yaratmayı hedefliyoruz” Günsan CEO’su Stephane Nuss, “Türkiye çapında 65 bayi ve 50’den fazla ülkeye gerçekleştirdiğimiz toplamda 50 milyon dolar üzeri satış hacmimizle sektörün önde gelen firmaları arasında yer alıyoruz. Bundan sonra hayata geçireceğimiz çalışmalarımızla markamızı daha da güçlendireceğiz. Türkiye’deki konut uygulamaları için bir numaralı elektrik tesisat ürünleri sağlayıcısı olmayı ve Türkiye’yi uluslararası pazarlarda gururla temsil etmeyi amaçlıyoruz. Marka kimliğimizi yenilerken, hem yerel hem de uluslararası pazarlarda rekabet eden “glocal” bir marka yaratmayı hedefliyoruz” dedi.

TANAP’ın tedarik ve mühendislik ihalesini Tekfen İnşaat kazandı Azerbaycan gazını Türkiye’ye ve Avrupa’ya taşıyacak olan Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi’nin (TANAP) kompresör ve ölçüm istasyonlarıyla ilgili mühendislik, tedarik ve yapım işi ihalesini Tekfen İnşaat ve Tesisat AŞ kazandı. TANAP’tan yapılan açıklamada, 26 Haziran 2015’ten itibaren söz konusu ihale için ön yeterlilik alan 11 şirketin katılımıyla başlayan süreç sonrasında, Türkiye’den geçecek bin 850 kilometrelik doğalgaz boru hattı üzerinde bulunacak 2 kompresör ve 4 ölçüm istasyonunun mühendislik, tedarik ve yapım işi için Tekfen İnşaat ve Tesisat AŞ ile sözleşme imzalandığı kaydedildi. İlk gaz akışının 2018 sonlarında gerçekleşmesi öngörülen TANAP boru hattından öncelikle 16 milyar metreküp doğalgaz taşınması, bu kapasitenin kademeli olarak 24 milyar ve daha sonra da 31 milyar metreküpe çıkarılması planlanıyor. TANAP’ın geçen ay sonuçlanan Eskişehir’den Yunanistan sınırına kadar olan 459 kilometrelik boru hattı inşaat ihalesini Punj Lloyd-Limak iş ortaklığı kazanmıştı.

52 Şubat

2016


cydd.org.tr

ÇYDD’ye destek verin, gençlerin hikayesini değiştirin.

Garanti Bankası IBAN Numaraları TR 7200 0620 0034 0000 0629 5838 • TL TR 8900 0620 0034 0000 0907 5067 • USD TR 6200 0620 0034 0000 0907 5068 • EURO


HABER

www.elektrikdergisi.com

MAKEL HEDEF PAZARLARDA 2016 yılında birçok hedef ülkeye ait fuarlara katılmaya hazırlanan Makel Şirketler Grubu yeni yılın girmesiyle birlikte soluğu Polonya ve Türkmenistan’da düzenlenen fuarlarda aldı.

O

n yıl içerisinde Asya, Avrupa ve Afrika pazarlarında ciro bazında ilk 10 firma arasına girmeyi hedefleyen Makel anahtarpriz ürünlerinden akıllı ev sistemlerine kadar birçok ürün kategorisinde Arge Merkezi’nden de gelen destekle yenilikçi ve rekabetçi birçok yeni ürünü 2016 yılında hedef pazarlarda sunmayı hedefliyor. 27-29 Ocak tarihleri arasında Polonya’da Light and Electricity Fuarı’na katılan Makel Şirketler Grubu standında Anahtar-Priz, Şalt ve Endüstriyel Ürünler ve Akıllı Ev ve Otomasyon Sistemleri’ni gelen müşterilere tanıttı. Birçok Avrupa ülkesi ve uzakdoğu ülkelerinden çok sayıda katılımcının yer aldığı fuara Makel Şirketler Grubu 48 metrekarelik stant ile katılım gösterdi. 09-11 Şubat tarihleri arasında ise Türkmenistan Aşkabat Türk İhraç Ürünleri Fuarı’na katılan Makel, toplam 36 metrekare standında ürünlerini sergileme şansını buldu. Standı Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ve beraberindeki heyet de ziyaret etti. Birçok ziyaretçinin ağırlandığı stant alanında

Makel ürünleri büyük ilgi gördü. İnşaat ve proje firmaları dışında son tüketicilerin de yoğun şekilde geldiği standa bu yıl şalt ve anahtar priz ürünleri dışında Makel Smarthome Akıllı Ev ve Otomasyon Sistemleri ürünleri de her kesim ziyaretçi tarafından standın ilgi konusu ürünü haline geldi. Türkmenistan’da Makel ürünlerine yönelik kalite algısı yönünde son derece iyi imaja sahip olduğu gözlendi. Makel tarafından yapılan açıklamada bölgede gerçekleştirilen satış ve pazarlama faaliyetleri ile toptancı, elektrikçi, satış noktaları ve son kullanıcılara yönelik kalıcı birçok çalışmanın yapıldığını söylediler.

Türkiye’nin Rusya’dan gaz ithalatı azaldı

T

ürkiye’nin Rusya’dan aldığı doğalgaz, 2015’de bir önceki yıla göre 320 milyon metreküp azalarak, 27 milyar metreküpe geriledi. Gazprom şirketinin verilerine göre, 2014 yılında 27,33 milyar metreküp olan doğalgaz ithalatı geçen yıl 27,01 milyar metreküpe düştü. Gazprom’un, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri dışında yapmış

54 Şubat

2016

olduğu doğalgaz ihracatı, 2015 yılında yüzde 8,2 artış göstererek 158,6 milyar metreküpe ulaşırken, Türkiye, Almanya’nın ardından en büyük ikinci ithalatçı konumunu korudu.


DOSYA

www.elektrikdergisi.com

Daha düşük karbonlu bir gelecek Global enerji piyasalarındaki zayıflığa ve Çin’in büyümesinde görülen yavaşlamaya rağmen enerji talebindeki artış, dünya ekonomisindeki büyümeye paralel olarak, gelecek 20 yılda ve sonrasında da devam edecek.

55 Ağustos

2015


DOSYA

www.elektrikdergisi.com

ARZDAKİ ARTIŞLAR

“BP Enerji Görünümü 2016” raporuna göre, doğal gaz arzı, dünya çapında kaya gazı üretimindeki güçlü artışların etkisi ile sağlam bir büyüme sergiliyor ve bunun yılda yüzde 5,6 artması öngörülüyor. Kaya gazının 2014’te toplam gaz üretimindeki yüzde 10’luk payı 2035’te neredeyse yüzde 25’e yükselecek. Global sıvı yakıt arzı, ağırlıklı olarak OPEC üyesi olmayan ülkelerin arzındaki artış sayesinde 2035 yılına kadar günde 19 milyon varil civarına ulaşacak. OPEC’in, yüzde 40 civarındaki pazar payını korumak için harekete geçmesi bekleniyor.

B

P Enerji Görünümü 2016 raporuna göre, global enerji talebinin 2014 ile 2035 yılları arasında yılda ortalama yüzde 1,4 artış ile toplamda yüzde 34 büyümesi bekleniyor. Genel talepteki bu yükseliş, enerji karışımında meydana gelecek önemli değişiklikleri de içinde barındırıyor; dünya daha düşük karbonlu bir geleceğe geçişini başlatırken, daha düşük karbonlu yakıtlar karbon yoğun yakıtlardan daha hızlı büyüyecek. “BP Enerji Görünümü 2016” raporu, uzun vadeli enerji trendlerini değerlendirerek dünya enerji piyasaları için gelecek yirmi yıla yönelik tahminler geliştiriyor. 2016 raporu, BP Grubu Baş Ekonomisti Spencer Dale ve Grup İcra Kurulu Başkanı Bob Dudley tarafından Londra’da açıklandı. BP Grup İcra Kurulu Başkanı Bob Dudley, “Petrol ve gaz fiyatlarındaki aşağı yönlü hareketin görüldüğü bu dönemde, sadece mevcut zorlu koşullara uyum sağlamak değil, aynı zamanda bundan sonra bizi bekleyen zorluklara hazırlanmak da önem taşıyor. Enerji uzun dalga boyuna sahip bir sektör ve içinde faaliyet gösterdiğimiz enerji manzarasının nasıl bir değişim geçireceğine dair uzun vadeli bir perspektife de ihtiyacımız var. Bu yılki Enerji Görünümü raporunun da ortaya koyduğu gibi, dünya daha fazla enerji talep etmeye devam etse de, bu tedariklerin değişen karışımı karbon yoğunluğunu da azaltıyor. Ayrıca, karbon salımlarını sınırlamaya yönelik uluslararası hedeflerin karşılanması için başka politika aksiyonları da gerekli olabilir.”

56 Ağustos

2015

PETROL VE GAZ HAYATÎ BİR BÜYÜME KAYNAĞI OLMAYA DEVAM EDİYOR “BP Enerji Görünümü 2016” raporu, diğer kaynaklardaki hızlı büyümeye rağmen, fosil yakıtların 2035 kadar olan dönemde hakim enerji çeşidi olmaya devam ederek, talepte yaşanması beklenen artışın yüzde 60’ını ve dünyanın 2035 yılındaki toplam enerji arzının yüzde 80’ini oluşturacağını öngörüyor. Gaz, yılda yüzde 1,8 artış ile en hızlı büyüyen fosil yakıt olurken petrol, enerji karışımındaki payında devam eden düşüşe rağmen, yılda yüzde 0,9’luk istikrarlı büyüme sergileyecek. Kömür tüketimindeki büyümede görülecek keskin yavaşlamayla, kömürün enerji karışımındaki payı 2035 yılına kadar tüm zamanların en düşük seviyesine inecek ve en büyük yakıt kaynakları sıralamasında ikinciliği gaza bırakacak. Fosil dışı yakıtların ise, geçen yılın yayınlanan “BP Enerji Görünümü” raporunda beklenenden daha hızlı bir büyüme sergileyeceği öngörülüyor. Biyoyakıtların da aralarında bulunduğu yenilenebilir yakıtların yılda yüzde 6,6 civarında büyümesi ve bunun sonucunda da, bugün yüzde 3 olan enerji karışımındaki paylarının 2035’e kadar yüzde 9’a çıkması bekleniyor.

ENERJİ TALEBİNDEKİ ARTIŞIN NEDENİ GELİR VE NÜFUSTAKİ BÜYÜME BP Grubu Baş Ekonomisti Spencer Dale, yaptığı değerlendirmede enerji talebinin büyüyeceğini belirtti ve şunları söyledi; “Gelecek 20 yılda, dünya ekonomisindeki


genişlemeye ve yükselen aktivite düzeylerine güç vermek için daha fazla enerji gerekmesine paralel olarak enerji talebi de büyümesini sürdürecek gibi görünüyor.” Artan enerji talebinin arkasındaki temel güçleri ise gelir ve nüfus oluşturuyor. 2035 yılına kadar, dünya nüfusunun yaklaşık 8,8 milyara ulaşarak enerjiye ihtiyaç duyan insan sayısına 1,5 milyar kişi daha eklenmesi bekleniyor. Aynı dönemde, GSYİH’nin iki kattan fazla artması, öngörülen artışın yarısının ise Çin ve Hindistan’dan kaynaklanması öngörülüyor. Dale, Çin ekonomisinde, daha sürdürülebilir bir büyüme modeline geçiş için devam eden reformun, ülkenin enerji talebindeki büyümede de keskin bir düşüşe yol açarak en çok da son 20 yıldır görülenin beşte birinden daha az bir hızla büyüyen global kömürü etkilediğini belirterek, “Dünyada temel bir değişim yaşanıyor ve bunun kanıtlarını da ne tür enerjinin, nasıl tüketildiğinden görebiliyoruz” diyor. Global enerjideki artışın yarısından fazlası elektrik üretimi için kullanılırken bu artışın çoğu da nüfusun büyük kısmının elektriğe erişiminin kısıtlı olduğu bölgelerde gerçekleşiyor. Elektrik üretimi, tüm yakıtların rekabet içinde olduğu bir sektör olarak, yenilenebilir kaynaklar ve doğalgazın kömür santrallerinin yerini alması ile yakıtın evriminde önemli bir rol oynayacak. Yenilenebilir kaynaklar, elektrik tüketiminde beklenen büyümenin üçte birinden fazlasını oluşturuyor. Yükselen ekonomilerdeki güçlü büyüme petrol talebini

güçlendirirken, dünya üzerindeki taşıt sayısının bugünkünün iki katının üzerine çıkması ile dünyadaki talep artışının yarısından fazlası Çin ve Hindistan’dan gelecek.

KARBON SALIMLARINDAKİ ARTIŞ, GELECEK 20 YILDA YARI YARIYA DÜŞECEK “BP Enerji Görünümü 2016” raporunun kapsadığı dönemde karbon salımlarının artış hızının önceki 20 yıla göre yarıdan fazla düşerek yılda yüzde 2,1’den yüzde 0,9’a inmesi bekleniyor. Salımların artış hızındaki keskin düşüş, neredeyse eşit ölçüde, enerji verimliliğindeki hızlı iyileşmeleri ve enerjinin karbon yoğunluğunun azaltılmasını yansıtıyor. Dünya, düşük karbon enerjili sisteme geçişi yapmaya başlıyor ve geçen Aralık ayında Paris’te düzenlenen COP21 toplantısı da bu yolculukta atılan ciddi bir adımı temsil ediyordu. Ancak, karbon salımlarının büyümeye devam edeceğinin beklenmesi, yeni politika aksiyonları alınmasına ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor. Rapor, karbon için anlamlı bir global fiyatın, muhtemelen düşük karbonlu bir dünyaya daha da hızlı geçiş yapılabilmesini sağlayacak en etkin mekanizma olacağını öngörüyor.

“BP ENERJİ GÖRÜNÜMÜ 2016” ÖNE ÇIKAN VERİLER 2035’de Yenilenebilir kaynaklar, global birincil enerji büyümesinin dörtte birini ve global elektrik üretimindeki

57 Ağustos

2015


DOSYA

www.elektrikdergisi.com

büyümenin üçte birinden fazlasını sağlayacak. 2035’de AB’deki enerji talebi, ekonominin neredeyse yüzde 150 daha büyük olmasına rağmen, 50 yıl önceki seviyesine geri dönecek. ABD, 2021 yılına kadar genel olarak enerjide, 2030 yılına kadar da petrolde kendine yeterli hale gelecek. 2035 yılına kadar Çin dünyanın en büyük petrol tüketicisi olarak ABD’yi geçecekse de, kişi başina petrol tüketimi ABD’nin sadece yüzde 27’sinde kalacak. 2014 ile 2035 yılları arasında global gaz tüketiminde yaşanacak büyüme, ABD ve Rusya’nın mevcut gaz üretimlerinin toplamından fazla olacak. 2035 yılına gelindiğinde, kömür birincil enerjinin yüzde 25’inden azını sağlayarak sanayi devriminden bu yana en düşük payına inecek. Çin, “BP Enerji Görünümü 2016” raporunun kapsadığı dönemde yenilenebilir elektrik kapasitesini AB ile ABD’nin toplamından daha fazla arttıracak. Atıl rafinaj kapasitesi ile gelecek beş sene içinde yapılması planlanan yeni rafineriler, “BP Enerji Görünümü 2016” raporunun kapsadığı dönemdeki ham petrol arzındaki büyümeyi karşılamaya yetecek. Dünyadaki enerji talebinin 2014 ile 2035 yılları arasında yüzde 1,4 büyümesi, bu büyümenin yüzde 95’inin ise OECD üyesi olmayan ülkelerden gelmesi bekleniyor. Global enerji yoğunluğunun (enerji talebinin GSYİH’ye oranı) bu dönemde, yıllık yüze 2,1 artması öngörülüyor. Bu, verilerimizin toplanmaya başladığı 1965 yılından bu yana, tarihteki en hızlı artışın görüldüğü 20 yıllık dönem olacak. Gaz, en hızlı büyüyen fosil yakıt (yıllık yüzde1,8) olurken, bunu petrol (yıllık yüzde 0,9) izliyor. Kömürdeki büyüme keskin bir yavaşlama kaydederek (yıllık

58 Ağustos

2015

yüzde 0,5) önceki 20 yıldaki ortalama büyümesinin (yıllık yüzde 2,9) önemli ölçüde altında seyredecek. Yenilenebilir kaynaklar (biyoyakıtlar da dahil) tahmin döneminde yaklaşık dört kat artacak (+yüzde 285). 2035’e kadar, birincil enerji büyümesinin dörtte birini sağlayacaklar. Fosil dışı yakıtların bugün yüzde 14 olan global birincil enerjideki payı 2035 yılına gelindiğinde yüzde21’e çıkacak. “BP Enerji Görünümü 2016” raporunun kapsadığı dönemdeki birincil enerjideki büyümenin yarıdan fazlası (yüzde 56) elektrik sektörüne gidecek. Günlük global sıvı yakıt talebi (petrol, biyoyakıt ve diğer sıvı yakıtlar), yaklaşık 20 milyon varil artarak 2035 yılında günde 112 milyon varile yükselecek. Büyümenin yüzde 60’ından fazlası taşımacılıktan kaynaklanacak. Günlük global sıvı yakıt arzı, OPEC üyesi olmayan ülkelerin arzındaki artıştan ötürü 2035’e kadar yaklaşık 19 milyon varil artacak. Şist yağı ve NGL’ler, Brezilya’daki derin deniz, Kanada’daki petrollü kum ve biyoyakıtlar toplam günde 16 milyon varil büyüyecek. Asya’nın tüm bölgeler arası petrol ithalatındaki payı bugüne kıyasla yüzde 64 yükselerek 2035 yılında yaklaşık yüzde 80’e çıkacak. Kaya gazı üretimi yılda yüzde 5,6 büyüyerek global üretimdeki büyümenin yarıdan fazlasını oluşturacak. ABD’deki kaya gazı tek başına gaz üretimindeki büyümenin yüzde 35’ini sağlayacak. Uluslararası gaz ticareti de tüketime bağlı olarak büyüyerek gazın global ticaretteki payının yüzde 30 civarında kalmasını sağlayacak. LNG ticareti iki kat daha hızlı büyüyecek; tüketimdeki payı 2014’te yüzde 10’dan 2035’de yüzde 15’e yükselecek.



RÖPORTAJ

www.elektrikdergisi.com

“Ciromuzun yüzde 6’sını Ar-Ge araştırmalarına harcıyoruz “ “En son teknolojileri kullanabiliyor olmalıyız hatta teknolojinin gelişmesinde öncü olmalıyız. Teknolojinin gerisine düşersek, yarışı kaybederiz.” 60 Ağustos

2015


Tülin Topçu

Mehmet Demirel

A

r-Ge Merkezi Belgesi alan ENTES yöneticileri ile Ar-Ge ‘nin kendileri için anlam ve önemi ile, firmadaki uygulamaları konu alan bir görüşme yaptık. Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Özgür, Ar-Ge Müdürü Cenk Göçer, Stratejik Planlama ve Teknoloji Direktörü Dr. Mehmet Demirel ve Ar-Ge Müdür Yardımcısı Tülin Topçu ENTES’in Ar-Ge’ye yaklaşımı ve gelecek planlarıyla ilgili önemli bilgileri paylaştılar.

Cenk Göçer

Cenk Göçer Bu 42 personelin, 28’i mühendis, geriye kalan 14 kişiyse tekniker ve destek elemanı. 40 kişinin tamamı araştırma- geliştirme faaliyetleriyle uğraşan teknik personel. Ar-Ge içerisinde ‘Yetkinlik Merkezleri’ şeklinde yapılanmamız var. Yazılım, donanım, Mekanik ve Endüstriyel tasarım gibi Yetkinlik Merkezleri’ne sahibiz.

Ar-Ge Merkezi Belgesi’ne sahip olmak için aranan özellikler nelerdir? Merkezinizin sahip olduğu olanaklardan söz eder misiniz?

Ar-Ge hedeflerinizi nasıl belirliyorsunuz? Müşteri talepleri mi daha çok yönlendirici oluyor, dünyanın gelişmiş teknoloji ülkelerindeki benzer ürünler mi? Cihazlarınızdaki iyileştirmeleri önerirken, bunların maliyetlerini de hesaplıyor musunuz?

Mustafa Özgür Ar-Ge merkezi olmak için şu anda yürürlükte olan kanuna göre Ar-Ge personelinin en az 30 kişiden oluşması gerekiyor. Bizim de Ar-Ge merkezimizde 42 personel çalışmakta. Ar-Ge çalışmalarımızı müşterilerimizden gelen taleplerle belirliyoruz. Bu konuda pazarlamanın yönlendirmesiyle hedefler belirlenmekte.

Dr. Mehmet Demirel Süreç; müşterilerimizin beklentileri ve talepleriyle başlıyor. Belli kişilerin belli problemlerini en doğru şekilde, en uygun maliyetlerle ve en yeni teknolojilerle çözmek üzere teşkilatlandık. Dolayısıyla Entes içindeki Ar-Ge süreci de müşteriden gelen taleplerle başlamakta. Geniş bir yurt içi ve yurt dışı satış ekibimiz var. Bu ekibi-

Mustafa Özgür

miz dünyadaki ve ülkemizdeki beklentileri ve ihtiyaçları sahadan toplayıp bize aktarıyorlar. Gelen bilgiler Satış ve Pazarlama Direktörlüğü’nde toplanıyor. Bir üst kurul olarak Proje Yönetim Kurulumuz var. Kurula bu tür teklifler getiriliyor ve toplantılarda bu teklifler değerlendiriliyor. Şirketin içinde bulunduğu finansal durum da bu değerlendirmeler sırasında göz önünde bulunduruluyor. Örneğin bir ürün üretilecekse önümüzdeki “Üç yıl içerisinde ne kadar üretmeliyiz, ne fiyattan satmalıyız, hangi rakiplerle rekabet edeceğiz?” gibi sorular değerlendirilerek bir başa baş noktası çıkarılıyor. Ar-Ge, ENTES’in doğasında var. Yenilikçilik üzerine kurulmuş bir şirketiz. Dolayısıyla sektördeki Ar-Ge’ye en çok yatırım yapan şirketlerden biriyiz. Daha fazla müşteri odaklı olma, yeni teknolojileri kullanma ve yaratma, bunları müşteriye sunma konularında geldiğimiz nokta ENTES’in Ar-Ge kültürünün tescillenmiş hali bizim için. Teknolojiyi ve dünyadaki akımları çok yakından takip ediyoruz. Biz, en son teknolojilerin içerisinde hatta önünde olmalıyız. Gerisine düşersek,

61 Ağustos

2015


RÖPORTAJ

www.elektrikdergisi.com

“Ar-Ge, sürekli yazılıma doğru genişleyen bir ivmeyle devam ediyor. Şu an geldiğimiz süreçte projelerdeki yazılım geliştirme faaliyetleri, donanım geliştirme faaliyetlerinin iki-üç katı genişliğinde. Bir projenin yüzde 20’si donanım geliştirmeyse yüzde 60-70’i yazılım geliştirme şeklinde.” yarışı kaybederiz. Müşteri taleplerini, hangi teknolojilerle en iyi şekilde nasıl karşılayacağımızı da Proje Yönetim Kurulu’nda tartışmaktayız. Müşteri odaklayız ve sadece yerli bazda değil aynı zamanda dünya bazında da müşteri odaklıyız. Örneğin Tayland’daki veya Kanada’daki müşterimizin talepleri bizim için son derece önemli. Mali fizibilite de elbette yapılmakta. Satın almadan tutun, kullandığınız teknolojiler ve daha birçok parametre maliyetleri etkilemekte. Maliyetleriniz düşecek ki rekabetçi hale gelebilesiniz. Cenk Göçer Müşteri odaklılık bizim en önemli ilkelerimizden biri. Pazara sunduğumuz ürünlerin kullanıcılarının ne istediği bizim için çok önemli. Bazen de teknolojik olarak müşteri henüz talep dahi etmeden onun yararına olacağını düşündüğümüz inovatif işler de yapmaktayız. Ar-Ge’nin önemli bir faaliyet alanı da bu. Henüz pazarda talep oluşmamış olsa da Ar-Ge, pazarı yönlendirecek gelişmeler ortaya çıkarabiliyor. Örneğin 2015 yılında çıkardığımız Plug &Meter Analizör serimiz var. Pazarda yaşanan bir takım zorlukların önüne geçecek bir teknoloji geliştirdik. Bu da müşterilerin direkt ifade edebilecekleri bir özellik değildi. Biz, böyle bir teknoloji geliştirdiğimizde pazar otomatik olarak o yöne ilerledi. Bunu yazılım alanında da yapmaktayız. İnovatif olarak müşterinin beklentilerinin ötesine geçip, ürettiğimiz yazılımlara yeni özellikler katabiliyoruz. Bu da pazarda rakiplerimize göre bir adım önde olmak için önemli bir özelliğimiz. Sadece müşteri odaklılık değil aynı zamanda inovatif fikirleri de kendi bünyemizde üretip

62 Ağustos

2015

bunu pazara sunabiliyoruz. Zaten Ar-Ge merkezi olmamızın temel nedenlerinden biri de bu.

Daha uygun malzeme araştırmasını nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Prototip ürünlerinizi nerede hangi koşullarda test ediyorsunuz? Cenk Göçer Teknolojiyi takip etmek adına malzeme araştırmaları yapıyoruz. Teknolojinin hangi yönde ilerlediğini takip ederek kendimizi doğru noktada konumlandırmak için yaptığımız araştırmalar bunlar. Ar-Ge merkezi bünyemizde Prototip Merkezi de mevcut. Kendi tasarladığımız ürünlerin prototipini yapabiliyoruz. Tasarladığımız bir devrenin ya da cihazın ilk prototiplerini çok hızlı bir şekilde birkaç gün içerisinde fabrikamızda var olan ekipmanlarla gerçekleştirip prototip testlerine başlayabiliyoruz. Bizim ürün geliştirme süreçlerimiz, tamamen dokümante edilmiştir ve bütün Ar-Ge merkezi süreçlerinde bu dokümantasyona uygun olarak hareket edilir. Bu dokümantasyonu ENTES’in uzun yıllar boyunca biriktirdiği ürün geliştirme tecrübeleriyle oluşturduk. Yine prototip üretmek de bu sürecin bir parçası. Bizde bir ürün talebi; Ar-Ge merkezine fikir halindeyken gelir, fikir ürüne dönüşür ve seri üretilebilir bir halde üretime devredilene kadar süreç Ar-Ge merkezi içerisinde ve sorumluluğunda yürütülür. Bu faaliyetler içerisinde ilk önce fikir aşaması, bir kapsam dokümanı hazırlanmasıyla başlar. Daha sonra tasarım dokümanları oluşturulur ve uygulamaya geçilir. Uygulamanın ilk aşaması prototiptir. İlk aşamada biz konsept tasarıma uygun prototip

gerçekleştiririz. Ar-Ge merkezi dışında Kalite ve Test Bölümü var. Burada da uluslararası standartlara uygun olarak IEC vb. tüm testleri kendi bünyemizde yapabiliyoruz.

Ar-Ge Merkezi’nde ne gibi teknik cihazlar var? Elektronik firması olduğumuz için tasarladığımız devreler bir kart üzerinde gerçekleşmek zorunda. PCB Prototip makinamız var dolayısıyla PCB prototiplerini kendimiz üretiyoruz. Delik içi kaplama makinamız var, ürettiğimiz çok katlı PCB’lerin delik içi kaplamalarını burada yapıyoruz. Üretimin desteğiyle yinedizgi makinalarımızda prototip dizgi işlemlerini kendi bünyemizde gerçekleştirmekteyiz.

Ar-Ge Merkezindeki çalışmalarınızda donanım ve yazılımm oransal olarak nasıl yer tutuyor? Ar-Ge, sürekli yazılıma doğru genişleyen bir ivmeyle devam ediyor. Ar-Ge ilk kurulduğunda tüm tasarımlar genelde donanım üzerineydi. Biz ilk mikro işlemcili reaktif röleyi 1993 yılında gerçekleştirdik. Bu şekilde yazılım teknolojisi üzerinde çalışmaya başlamış olduk. Şu an geldiğimiz süreçte projelerdeki yazılım geliştirme faaliyetleri, donanım geliştirme faaliyetlerinin iki-üç katı genişliğinde. Bir projenin yüzde 20’si donanım geliştirmeyse yüzde 60-70’i yazılım geliştirme şeklinde. Donanım kısmı daha basitleşiyor, analog tarafta yaptığımız tüm fonksiyonları entegreler kendi bünyelerine almaya başlıyor. Dolayısıyla analog kısmı git gide azalırken yazılımın önemi artmakta.


Ar-Ge biriminizin hedeflerini nasıl tanımlarsınız? Mustafa Özgür Bizim öncelikli hedefimiz enerjinin verimli kullanılmasına yönelik ürünler üretmek. Bunun için de Ar-Ge merkezi olmanın bize getirdiği bazı avantajlar var. Ar-Ge merkezi olmak daha yenilikçi ürünlerle yurt dışında rekabet gücümüzün ve ihracatımızın artması yönünde kurumumuza ve ülkemiz elektronik sanayine katkı sağlamak anlamına geliyor. Ar-Ge merkezi olduktan sonraki süreçte Ar-Ge için bütçeden ayrılan pay ve bununla birlikte nitelikli iş gücü artışı daha hızlı olmaktadır.. Ar-Ge merkezinde üniversitelerle işbirliği içinde üreteceğimiz yenilikçi ürünlerle, ulusal ve uluslararası pazarda rekabet gücümüzün artacağına inanıyoruz. Firmamızda bir Ar-Ge kültürü var, bu kültür daha da güçlenecek. Tabii Ar-Ge merkezi olmanın getirdiği bir husus da teknolojiyi daha yakından takip etmek, çalışanların akademik kariyerlerini, teknolojik ve bilimsel etkinliklerini artırmaya yönelik mekanizmalar geliştirmek. Entes Ar-Ge Merkezi’ni bir cazibe merkezi haline getirmek istiyoruz. Çalışmalarımızın bilimsel dergilerde ve konferanslarda yayınlanması ve bilginin yaygınlaşmasını sağlamanın öneminin farkındayız ve bunun için çaba sarfediyoruz. Entes olarak merkez binamızda ve bölgelerde düzenli bir şekilde , müşterilerimize yönelik eğitimler, seminerler düzenliyoruz.Ar-Ge Merkezi olarak Çözüm ortaklarımıza ve KOBİ’lere daha fazla eğitim verecek ve gelişimlerine yardımcı olmak için daha fazla çalışacağız. Böylece sektörde, ürün ve hizmet kalitesinin yükselmesine yönelik çalışmalar gerçekleşecek, yaygınlaşacak. Son ve en önemli husus da çevreyle ilgili sorunlara önem vermek. Tasarımlarımızı çevre dostu olarak tasarlayacağız. Daha düşük güç tüketimine sahip ürünler üreteceğiz ve bunların yaygınlaşmasıyla enerjinin tasarruflu kullanımını

Ar-Ge Merkezleri ile ilgili mevzuat hakkında düşüncelerinizi ifade eder misiniz?

5746 sayılı Araştırma ve Geliştirmenin Desteklenmesi Kanunu kapsamında alınan bir belge. Bu kanunun genişletilmesi konusunda çalışmalar var. Bu kanun kapsamında Ar-Ge merkezinde minimum 30 kişi çalıştırılması gerekiyor. Revize edilecek kanunla bu sayıyı 15’e düşürmeye ve daha fazla firmayı Ar-Ge merkezi kapsamına almaya çalışıyorlar. Bu düzenlemenin ne kadar verimli olacağını bilmiyoruz. ENTES olarak Ar-Ge merkezine çok yatırım yapıyoruz. Ciromuzun yaklaşık yüzde 6’sını Ar-Ge araştırmalarına harcıyoruz. Bazen bu oran daha da artıyor ve uluslararası standartları dahi aşıyoruz. Bu yüzden böyle bir bütçe ayırmadan, 15 kişilik personel ile kurumlar Ar-Ge alanında nasıl başarılı olabilirler bilemiyoruz. Biz, ArGe Merkezi olmadan dahi bu bütçeyi ayırmaktaydık bu yüzden bizim için bir fark yok. Bizim için Ar-Ge merkezi olmanın bize getireceği bir prestij, çalışanlara getireceği bir motivasyon söz konusuydu. Ar-Ge merkezlerinin kuruluş felsefesi içerisinde sanayi ile üniversitelerin birlikte çalışmasını destekleyen faaliyetlerin de yer alması öngörülüyor. Sanayi olarak biz de bu kapsamda San-Tez ile ilgili çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Bir de Avrupa Birliği (AB) Projeleri’nden yeterince pay almıyoruz. Ar-Ge merkezi olunca AB projelerinden pay almak da ana hedeflerimizden birini oluşturuyor. Türkiye’de maalesef AB projeleri kapsamında hiçbir firma bu bütçelerden pay alamıyor. İnsanların bu konuda daha girişimci olması gerekiyor.

sağlayacağız. Böylece topluma katkı sağlayarak karbondioksit salınımını da azaltmayı hedefliyoruz.

Merkez’deki çalışmalarınız sadece ürün tasarımı ile ilgili mi? Cenk Göçer Ar-Ge merkezimizde konsept tasarım çalışmaları da yapmaktayız. Yani ürüne dönüşmeyecek fakat sadece teknolojik anlamda bir bilgi birikiminin Ar-Ge bünyesine katılmasını hedeflediğimiz çeşitli konularda yaptığımız çalışmalar var. Mesela

aktif filtrelerle ilgili üniversitelerle yürüttüğümüz bir proje oldu ve burada ciddi bilgi birikimi sağlayarak bunu statik kontaktör gibi farklı ürünlerde kullandık. Direkt ürünü hedefleyerek bu faaliyetleri yürütmüyoruz. Gelecekte de üniversitelerle kavramsal çalışmalar yapmayı hedefliyoruz. Talep Tahmin modülleri, Veri Analiz modülleri geliştirilmesi konusunda görüşmelerimiz devam ediyor. Üniversitelerle görüşüp kavramsal tasarımlar yaparak ardından bu tasarımları ürünlerimize eklemeyi düşünüyoruz.

63 Ağustos

2015


Tuncay Derman, Şubat 2016

ISI YALITIMI VE ISI PAYÖLÇER

D

ergimizin Şubat 2013 sayısında, kurulu (eski) apartmanlara Mayıs 2012’de getirilmiş olan Isı payölçer uygulamasını eleştiren “Isı Payölçer Ayaklanması” başlıklı Ankara Mektubu’mdan yaklaşık 2,5 yıl sonra İnternet Enerji Platformu’nda Haluk Direskeneli (ODTÜ)’nin “Apartmanlarda Mantolama, Ses ve Isı İzolasyonu” başlıklı eleştirisini görünce konuyu bir kez daha Ankara Mektubu’nda irdelemeyi düşünürken, aynı İnternet Platformu’nda 28 Ocak 2016’da bu kez Muzaffer Kırmacı imzasıyla “Isı Payölçer Aldatmacası” başlıklı eleştiri ve aynı gün yine Haluk Direskeneli’ye ait “Apartmanlarda Payölçer, Mantolama, Isı ve Ses İzolasyonu Sorunları” başlıklı değerlendirme yayımlandı. Bu eleştiri ve değerlendirmelerin ışığında “Binalarda Isı Yalıtımı ve Isı Payölçer” konularını bir kez daha Ankara Mektubu gündemine almaya karar verdim. İnternet eleştirmen-yorumcuları konuyu iki ayrı başlık altında irdeliyorlar. Alıntılarda bu başlıklara uyacağım. BİNALARDA ISI YALITIMI (MANTOLAMA) UYGULAMASI Yeni inşa edilen binalarda ısı yalıtımı iki duvar katmanı arasına ısı yünü (taş yünü) ya da strafor (yapay sert sünger) konularak yapılıyor. Eski binalarda ise dış cephe duvarlarına dübelli vidalamayla ya da yapıştırmayla tek taraflı olarak aynı yalıtım malzemesi kaplanmak suretiyle uygulanıyor.

64 Şubat Mart

2015 2016

Ancak, bu biçimdeki bina dış cephelerine tek taraflı uygulamada yalıtım malzemesinin “ısı akümülatörü” gibi çalışacağı, geceleri evlerin hamam gibi olacağı ileri sürülüyor. Yalıtım malzemesini bina dış duvarına sabitlemede uygulanan derin dübelli vidalamanın, yapının zayıflamasına yol açacağı söyleniyor. Özellikle strafor türü yalıtım malzemesinin kolay tutuştuğu, bu nedenle yangının kolay yayıldığı ve söndürülmesi zor olduğundan kısa sürede tüm binayı sararak büyük hasar meydana getireceği konusunda kullanıcılar uyarılıyor. Isı yünü ya da strafor türü yalıtım malzemelerinin, bina dış duvarlarının iç mekânları havalandırma işlevini engellediği, “Hasta bina sendromu” na yol açtığı hatırlatılıyor. Betonarme binalarda inşaat demiri içeren kolon ve kirişlerin ses iletimine katkıda bulunduğu, bu aksam yeni inşaatlarda yalıtım dışı kaldığı için ses yalıtımı işlevi olmadığı belirtiliyor. İdeal bir yalıtım uygulamasında yeni inşa edilen çok katlı binalarda (apartmanlarda) genellikle sadece dış duvarların değil, iç duvarların, döşeme ve tavanların da yalıtılması söz konusudur. Çünkü apartman ortak kullanım alanlarına bitişik iç duvarlar ve daireler arasındaki döşemeler ve tavanlar da ısı kaybına açıktır. Özellikle en üst katların çatı arasına bitişik tavanları ve zemin-bodrum dairelerinin döşemelerinin ısı kaybı çok daha büyüktür.

Eski apartmanlarda dış cephe duvarlarının tek taraflı yalıtımı dışında, iç cephe duvar, tavan ve döşemelerinin yalıtımı çok zordur, hatta olanaksızdır. APARTMANLARDA ISI PAYÖLÇER UYGULAMASI Dört yıl geride kalan Mayıs 2012 tarihinden itibaren kurulu (eski) apartmanlarda yasal zorunluluk haline getirilen ve bu uygulamayı yapmayan apartmanlarda oturanlara büyük parasal yaptırımlar söz konusu olan Isı payölçer sisteminin ana temasının “Isındığın kadar öde” prensibi olduğu ileri sürülüyor. Ancak, bu prensibin ne kadar doğru olduğu da tartışılıyor. Eski apartmanlarda Isı payölçer sistemine geçiş uygulaması şöyle: Eski apartmanlarda tüm kalorifer sistemi radyatörlerinin mevcut açma-kapama işlevli basit vanaları sökülüyor. Yerine sıcaklık derecelerine göre ayar yapılabilen vanalar monte ediliyor. Aynı dairelere, her radyatör için ayrı olmak üzere sisteme adını veren, kullanılan ısı miktarını ölçme işlevli Isı payölçer aygıtları takılıyor. Isı payölçer aygıtı elektronik çip sistemli olup ısı tüketim değerleri belli bir uzaklıktan, örneğin apartman dışında sokaktaki bir şirket görevlisi tarafından elindeki aygıtla okunabilip kaydedilebiliyor. Radyatörlere takılan sıcaklık derecelerini gösteren vana 15 santigrat derecenin altındaki sıcaklıklara inilmesine olanak vermeyecek biçimde bloke edilmiş bulunuyor. Apartman dış ve iç duvar, döşeme ve tavanları tam yalıtımlı yeni bir inşaat


BİNALARIN VE ÖZELLİKLE ÇOK DAİRELİ YAPILAR OLAN APARTMANLARIN ISI GEREKSİNMELERİ VE BU GEREKSİNİMİN MERKEZİ ISITMA SİSTEMİYLE KARŞILANMASI BİR BÜTÜNDÜR. DOLAYISIYLA ISI KAYIPLARI APARTMANIN ORTAK SORUMLULUĞUNDA KABUL EDİLİR. BU KABUL, EŞİT ISI PAYI ÖDENMESİYLE “ADİL PAYLAŞIM”A UYGUNDUR ise Isı payölçer sistemiyle sorun yaşanmayacağı kabul edilebilir. Apartmanda oturanlar tam yalıtımlı binada “kullandıkları kadar ısı bedeli öder” denilebilir. Dolayısıyla, binanın dış ve iç cephelerinde yalıtım yüzde yüze yakın olduğu için ısı kayıplarının minimuma inmesi sonucu ısı giderlerinin “adil paylaşıldığı” ileri sürülebilir. Tabii, kat malikleri ve kiracılarının bu uygulamayı istismar edecek tutum ve davranışlara girmemeleri koşuluyla. Bu tutum ve davranış aykırılıklarından biraz sonra söz edeceğim. Apartmanda bazı aileler günlük ya da uzun süreli gezi ve tatillerinde derece ayarlı vanalarını kıstıklarında, yani minimum derece olan 15 dereceye getirdiklerinde sorun çıkabilir. Çünkü, kış soğuklarında 15 santigrat derece konfor sıcaklığı değildir ve kışın bu oda sıcaklığında üşünür. Günlük vana kısılmasından kastım ise, ailenin tüm fertlerinin gündüz çalıştıkları için işe giderken gün boyu vana derecesini minimumda tutmaları, akşam işten gelince normal oda (konfor)sıcaklığına getirmeleridir. Bu tutumun ne kadar ısınma konforu sağlayacağı tartışılır. Bu da işin bir başka yönü. Asıl üzerinde durulacak olan, bazı kat maliklerinin ya da kiracılarının tam gün evde oldukları halde tasarruf olsun, az yakıt parası ödeyelim diye oturmadıkları odaların vanalarını minimum (15) derecede tutma eğiliminde olmalarıdır. Bu tutumun da ne kadar ısınma konforu sağlayacağı tartışılır. Bu da işin bir başka yönü. Ancak bu tutum ve davranış, Isı payölçer sisteminin kullanımında sorunların büyümesine yol açmaktadır. Çünkü bu aykırı, daha doğrusu komşu haklarını gözetmeyen, bencil tutum ve davranış, apartmanda oturanların ısınma bedeli faturaları arasındaki farkları tahminlerin ötesinde artırabilmektedir. Uzun süreli vana kısmalarında, özel-

likle yapının iç duvar, döşeme ve tavanlarında ısı yalıtımı olmadığında, vanasında kısıntıya giden dairenin ısı eksiğinin önemli bir bölümünü, o dairenin üstündeki, altındaki ve bitişiğindeki ayarlı vanasını normal oda konfor sıcaklığında tutan daireler karşılayacak demektir. Bu durumda, vana ayarlarını minimuma düşüren ve özellikle uzun süre bu konumda tutan dairenin ödeyeceği ısınma payı bedeli görünür biçimde azalacak, diğer dairelerinki önemli oranda artacaktır. Ancak, yeni inşa edilmiş binalarda, iç yalıtım da yapıldığını varsayarsak ısınma payı bedelleri arasındaki farkların rahatsız edecek büyüklüklerde olmayacağı kabul edilebilir. Eski apartmanlarda ise “Dananın kuyruğu kopmakta”dır. Çünkü, yukarıda da belirtildiği gibi eski apartmanlarda iç yalıtım yoktur. Daireler arası, merdiven boşlukları ve antreler, aydınlıklar gibi apartman ortak iç mekanlarına bitişik duvarlar, tüm tavanlar, döşemeler ısı yalıtımsızdır. Dolayısıyla daireler, günlük ya da uzun süreli gezi ya da tatile giderken ayarlı vanalarını 15 dereceye getirip bıraktıklarında, minimum (15) derece ile normal oda (konfor) sıcaklığı (20 derece ve üzeri) farkını bitişik ve alt, üst dairelerin ödemesi durumu ortaya çıkacak ve bu fark tam yalıtımlı yeni inşa edilmiş apartmanlara nazaran çok daha büyük olacaktır. Örnek verirsek, genellikle yakıt olarak doğalgaz kullanılan dış cephesi ısı yalıtımlı eski apartmanlarda vanalarını minimum dereceye çekip apartmandan uzun süre ayrılan bir aile aylık yakıt gideri olarak 100 TL, hatta daha da az ödeme yaparken, evinde normal oda sıcaklığı konforunda oturanlar en az ayda 400-500 TL ödeme zorunda kalmaktadırlar. Bu genel durumun daha büyük ödeme örnekleri de bulunuyor. Ankara’nın 1000 rakıma yakın kış koşulları oldukça ağır olan Çankaya tepesinde

40 yıldır oturduğum apartmana komşu, oturduğum bina ile aynı yıl (1973) inşaatı tamamlanıp iskan edilmiş olan apartman, 2 yıl önce, dış cephe ısı yalıtımı yapılmadan Isı payölçer sistemine geçti. Binaya dış cephe ısı yalıtımı (mantolama) yapılmadan Isı payölçer sistemine geçtikleri için oldukça büyük dış ve iç ısı kayıplarına maruzdular. Bu olumsuz koşullarda apartmanda ayarlı vanalarını kısıp gidenler olması nedeniyle dairelerinde sürekli oturanların aylık ısınma payı faturaları yaz-kış 1000 TL’ye kadar çıkmış bulunuyor. Bu bilgiyi, söz konusu apartmanda sürekli oturan ve dairesini oda sıcaklığında tutmaya çalışan sağlık sorunları da olan yaşlı komşumdan öğrendim. Oysa, binaların ve özellikle çok daireli binalar olan apartmanların ısı gereksinimi ve bu gereksinimin binanın merkezi ısı sistemiyle karşılanması bir bütündür. Apartmanın toplam ısı gereksinimi gibi ısı kaybı da hesaplanmıştır, yani bellidir. Isı kullanımı, ısı kayıplarının farklı olması nedeniyle doğal olarak bir dairede daha az, diğerinde daha çok olacaktır. Tıpkı, kumar masası hesabı gibi. Kaybeden ve kazananların hesap sonucu, kumar masasında dönen toplam fiş sayısı olduğu gibi, az ısı kullanan daireler ile çok ısı kullanan dairelerin ısı bilânçosu, (tüm kayıplar dahil) apartmanda üretilen toplam ısı miktarıdır. Ancak bu prensibin, apartmanın tüm dairelerinde eşit yalıtım koşulları halinde söz konusu olduğu, diğer bir deyişle tüm dairelere ısı cam takılmış olması, kapı ve pencerelerde ısı kayıplarına olanak verilmemesi koşuluna bağlı olduğu unutulmamalıdır. Isı payölçer sistemine geçilmeyen apartmanlarda genellikle arsa payı esas alınarak aylık apartman aidatı kapsamında yakıt payı ödeniyor ve bu aylık pay çoklukla tüm daireler için eşit olarak uygulanıyor. Bu aylık pay,

65 Şubat Mart

2015 2016


dış cephe ısı yalıtımı olan ve doğalgaz yakıtı kullanılan apartmanlarda günümüzün yakıt fiyatlarına göre 250-300 TL arasında bir değerdir. Apartman ısı sistemleri giderlerinde eşit yakıt payı sisteminin çok daha mantıklı ve “adil bir paylaşım” olduğunu bugüne kadarki uygulamalar göstermiştir. Çünkü, apartmanın ortak sorumluluğu olan ısı kayıpları mantığı, bina kuzey cephesindeki dairelere kuzey-güney farkı ısı kayıplarının sorumluluğunu, çatı arasına bitişik en üst katlara tavanlarından gelen çatı ısı kayıplarının sorumluluğunu, zemin ve bodrum dairelerine döşemelerinin toprağa basan zemin ısı kayıplarının sorumluluğunu vermemekte, bu kayıpları apartmanın ortak sorumluluğu kabul etmektedir. Bu arada, apartmanlarda eşit ısı payları uygulamasının “adil paylaşım” olmadığını düşünenler de olabilmektedir. Böyle düşünen apartman sakinleri, oturdukları binanın tüm ortak değerleri gibi ısı kayıplarının da ortak (çoklukla eşit) sorumluluk olduğunu dikkate almak zorundadırlar. Dediğimiz gibi, “Apartmanların ısı gereksinimi ve bu gereksinimin merkezi bir ısı sistemiyle karşılanması, diğer bütün ortak gereksinimler (duafonkapı otomatı ya da görüntülü duafon, güvenlik kamera sistemleri, basınçlı su sistemi, apartman görevlisi istihdamı…) gibi bir bütün” olup ortak hizmetlerin giderlerinin eşit olarak paylaşılmasını gerektirir. Örneğin, hiçbir apartman kat maliki “Ben apartman görevlisi ya da duafon hizmeti istemiyorum, giderlerine de katılmıyorum” deme hakkına sahip değildir. İlgili yasalar (başta Kat Mülkiyeti Yasası) da kat maliklerine bu yükümlülüklere ilişkin yasal hükümler getirmiştir. Isı payölçer sistemine geçildiğinde, öncelikle ısı kayıpları ortak sorumluluk dengesi ortadan kalkmakta, Isı payölçer sisteminin getirdiği temel sorunların ötesinde kuzey cephesindeki daireler, tavanları çatı arasına açılan en üst katlar ve zeminleri toprağa basan en alt kat ya da bodrum daireleri otomatikman diğer dairelerden daha

66 Şubat

2015 2016

fazla ısınma payı ödeme durumuna gelmektedir. Bu durum da, Isı payölçer sistemini savunanlar tarafından ileri sürüldüğünün aksine apartman sakinlerini ısınma giderlerinde “adil paylaşım”dan uzaklaştırmaktadır. Isı payölçer’in söz konusu olmadığı geçmişte kalan on yıllarda herkes aynı aylık ısınma bedelini ödediğinden apartmanlarda insanların tedirginlik duyduğu, psikolojik sorunlar yaşandığı, komşular arasında özellikle ısınma giderlerinin paylaşımı konusunda hır-gür çıktığı görülmezdi ya da çok nadir yaşanırdı. Isı payölçer sistemine geçildikten sonra ise özellikle evlerinde sürekli oturan apartman sakinleri “Acaba bu ay ısınma faturası kaç lira gelecek?” tedirginliğini ve telâşını, dolayısıyla psikolojik rahatsızlıklar yaşamaya başlamıştır. Sorunlar bununla da kalmamaktadır. Isı payölçer sistemine geçen apartmanlarda “adil paylaşım”dan uzaklaşılmanın, genellikle büyük anlaşmazlık ve tartışmalara, komşular arası kavgalara, hatta bu konuda davalar açılmasına kadar gidebildiği görülmektedir. Yukarıda sözünü ettiğim Isı payölçer sistemine geçmekte, benzer tutum gösteren birçok apartman gibi, özellikle mevzuattaki ağır parasal yaptırımların etkisiyle acil davranılmış olduğu sanılan komşu apartmanda yakıt bedelleri arasında çok büyük farklar oluşması sonucu bu kez çoğunluğun Isı payölçer sisteminden çıkmak istemesi üzerine, Isı payölçer karşıtları ile bu sistemi savunanlar davalık olmuşlardır. Komşuların mah-

ESKİ APARTMANLARDA ISI PAYÖLÇER UYGULAMASINDA BAZI DAİRELERDE AYARLI VANALARIN ÖZELLİKLE UZUN SÜRELİ MİNİMUM SICAKLIK DERECESİNDE TUTULMASI DURUMUNDA, O DAİRENİN ISI EKSİĞİNİN ÖNEMLİ BİR BÖLÜMÜNÜ AYARLI VANASINI NORMAL ODA SICAKLIĞINDA TUTAN DAİRELER KARŞILAMAK ZORUNDA KALMAKTADIR

keme aşaması sürüyor. Apartmanlara yasal zorunluluk olarak Isı payölçer sistemi kurulmasında, apartman sakinlerine yüklenen tesis ve işletme masrafları da bu konuda değerlendirme ve eleştirilerini okuduğumuz uzmanlar tarafından eleştiriliyor. Fırsatçı firmalar tarafından maliyeti 5 dolar olan kalitesi tartışmalı Çin malı Isı payölçer cihazlarının tüketicilere 100 dolara kadar fatura edilebildiği ileri sürülüyor. Apartmanlarda uygulanan Isı payölçer sistemlerinin önemsenmesi gereken bir de işletme faslı bulunuyor. Isı payölçer cihazları dairenize girdikten sonra bunların her ay okunup ısı tüketiminizin belirlenmesi ve size fatura edilmesi gerekiyor. Bu işi isteseniz de kendiniz yapamıyorsunuz. Bedeli karşılığı uzun süreli anlaşmalarla firmalar yapıyor. Isı payölçer’ler anlaşmalı firma tarafından her ay apartman dışından okunuyor ve faturası hazırlanıyor. Tabii bu işi “uzaktan kumandalı” yaparken hata yapılmaması koşuluyla. Şirketlerin bu hizmetinin masrafı önemli gözükmese de, firmadan memnun olmayıp başka bir firmaya geçmek istenirse zorlukla karşılaşılıyor. Çünkü ilk firmayla anlaşmanızın uzun bir süresi oluyor. KATILMADIĞIM ÇEKİNCELER İnternet Enerji Platformu’ndaki Isı payölçer irdeleyici ve eleştirmen-yorumcularının özellikle eski binaların dış cephe duvarlarının ısı yalıtımı (mantolanması) sonucu ileri sürdükleri bazı çekincelere, oturduğum apartmana üç yıl önce yalıtım malzemesi taşyünü olmak üzere mantolama uygulandığı için tamamen pratiğe dayalı gözlemlerimle katılamıyorum. Katılamadığım çekincelerin başında, yaz aylarında yalıtım malzemesinin gündüz sıcağı emerek bunu gece bırakması, yani “ısı akümülatörü” gibi çalışması, geceleri evlerin yaz aylarında hamam gibi sıcak olması ve klima giderlerinin artması geliyor. Taşyünü ısı emmiyor olmalı ki, yaz geceleri apartmanımızın hiçbir dairesi hamam gibi olmadığı gibi mantolamadan


ESKİ APARTMANLARDA ISI PAYÖLÇER UYGULAMASINDA“DANANIN KUYRUĞU KOPMAKTA”DIR. ÇÜNKÜ ESKİ APARTMANLARDA, YENİ İNŞA EDİLMİŞ YAPILARDA OLABİLEN İÇ MEKANLARIN YALITIMI HİÇ YOKTUR. ISI PAYÖLÇER UYGULAMASINDA APARTMAN SAKİNLERİ ARASINDA “ADİL PAYLAŞIM”I BOZAN ANLAŞMAZLIKLARA YOL AÇAN DA BUDUR öncesine göre çok daha serin oluyor. Montajı yapılırken taşyününün tutuşma ve söndürme testi yapıldı. Tutuşmuyor, zor yanıyor, alevli yanmıyor, yanan kısım lokal kalabiliyor ve söndürülebiliyor. Dübelli vidalama, sayısı ne olursa olsun taşıyıcı olmayan aksama, yani dış duvarlara yapıldığı için yapıyı zayıflatması söz konusu değil. Aynı biçimde, eski binalarda sonradan dış cephe duvarlarına yapılan yalıtım uygulaması, kolon ve kirişleri de kapladığından, bu yapı elemanları, sesleri iletmesinin aksine özellikle gürültülü dış mekândan gelen seslere karşı yalıtım sağlıyor. Yalıtım malzemesinin, binanın duvarları aracıyla havalandırılmasını engellediği doğrudur. Ancak, ya yalıtım yapacaksınız, ya da duvarlarınız aracıyla havalandırmayı seçeceksiniz, başka seçeneğiniz bulunmuyor. Oturduğum apartmanda yalıtım malzemesi olarak taşyünüyle uygulanan dış cephe ısı yalıtım projesinin, biz apartman kat malikleri ve kiracılarına en büyük yararı, doğalgaz yakıt tüketimimizin, dolayısıyla (yakıt fiyat artışlarını saymazsak) yakıt giderlerimizin yüzde 30 dolayında azalmış olmasıdır. Eski binalarda yalıtımın günümüzdeki yöntemi, dış cephe duvarlarının belirli yalıtım malzemeleriyle kaplanarak üstüne sıva ve boya çekilmesi ya da özel kaplama malzemesi uygulanmasıdır. Teşhis; binanızın ısı kayıpları çok fazladır, bu nedenle önemli tasarruf sağlayan yalıtım gereklidir. Tedavi; şimdilik günümüzdeki yalıtım yöntemidir. Bilenler, çok daha az sakıncası olan bizim bilmediğimiz başka tedavi (yalıtım) yöntemleri (kurulu binalardan söz ediyoruz) varsa açıklasınlar ki, özellikle yalıtım yapılmamış eski apartmanlarda oturanlar bundan sonra o çekincesi ve sakıncası az yöntemleri uygulasınlar. Vardığımız sonuç; eski apartmanlar-

da dış cephe ısı yalıtımına kesinlikle EVET, Isı payölçer sistemine, sonuçları düşünülmeden “çıksın da nasıl uygulanırsa uygulansın” mantığı ile çıkarılan mevcut mevzuatla geçilmesine kesinlikle HAYIR! Parlamentomuzun saygıdeğer milletvekillerinin bilgisine ve ilgisine, vatandaşların yararına diye çıkardıkları, ancak aynı vatandaşın başına belâ olan Isı payölçer mevzuatından vatandaşı bir an önce kurtarmayı yoğun gündemlerine almaları için saygıyla sunulur. OLAĞANÜSTÜ İKRAMİYE SKANDALI Dergimizin Kasım 2015 sayısında “İmparatorluk Anıları” başlıklı Ankara Mektubu’nda, Osman Sevaioğlu hocamızın özellikle yeni basılan bir “Anı” kitabında esprili olarak gündeme getirdiği, 70’li yıllarda Türkiye Elektrik Kurumu (TEK)’nda yaşanan “İkramiye Olayı”nın, dönemin TEK Genel Müdürü Behçet Yücel ağabeyimizin “Yüksek Gerilimli Yıllar” anı kitabını da referans göstererek belgelere dayalı açıklamasını yapmıştım. Bu açıklamam, o tarihte TEK personeline özverili çalışmaları nedeniyle TEK Yönetim Kurulu tarafından yasaya uygun yılda iki maaş ikramiye verilmesinin, sanıldığı gibi Genel Müdür Behçet Yücel tarafından değil, Maliye Bakanlığı tarafından ağır yaptırım ifadeleriyle engellendiğini ortaya çıkarmıştı. Mütevazi Enerji arşivimi karıştırırken, geçen yılın sonlarında kaybettiğimiz duayen gazeteci Hasan Pulur’un, olaydan yaklaşık 20 yıl sonra söz konusu “İkramiye Olayı”na ilişkin kaleme aldığı bir köşe yazısı elime geçti.1 Rahmetli Pulur, sayın Yücel’in anı kitabından esinlenerek KİT’lerin (Kamu İktisadi Teşebbüsleri) siyaset ve bürokrasi elinde daha o tarihte 1 “KİT’lerin Hali”, Olaylar ve İnsanlar, Hasan Pulur, Milliyet gazetesi, 19 Aralık 1997.

düşürüldüğü durumu anlatmış. Bu köşe yazısında, Yücel’in anı kitabından bir paragrafı da bold harflerle alıntılamadan duramamış: “…Kısacası, çalışanlara ikramiye vermeyin. Ya böyle yapılmaz da verilirse… Maliye Bakanlığı, zimmet gibi, haciz gibi kavramları hatırlatmakta fayda görmektedir. O güne kadar susan Enerji Bakanı, tabiri caizse imzasını yalar, ‘Olur’unu geri alır. Behçet Yücel, bu anısını şöyle tamamlar: ‘7 Mart 1977 günü personele bir genelge yayınlayarak durumu anlatmaya çalıştım. 9 Mart günü personel durumu protesto için yemek boykotu yaptı. İşçiler bu eylemde onları desteklediler. Personeli, tescil edilmiş başarılarından dolayı ikramiye ile ödüllendiren, 4 ay sonra yanlışlık yaptım diyerek verdiğini geri alan yönetime çalışanların güveninin kalmaması çok doğaldı. Kendi onayına sahip çıkmayan, mücadele vermeyen, hatta istifa etmeyen Bakan’dan dolayı biz Kurum yöneticileri de düş kırıklığına uğramıştık. Bu deneyim, bundan sonraki ilişkilerde bizi çok dikkatli davranmaya zorlayacak, doğal olarak işlerin uzaması ve verimin düşmesi gibi sonuçlar meydana getirecektir.’ KİT’ler niye bu hale geldi? Ya hangi hale gelecekti?” Duayen yazara, aradan yaklaşık bir 20 yıl daha geçtikten sonra güncel bold yanıt: “Sonunda KİT’leri de sıfırlamayı başardık. İşi piyasaya döktük. KİT’ler olmayınca elektriği, endüstriyi, üretimi yönetmek inanılmaz kolay. Tüm sorunlar halloldu. Ne ikramiye sorunu var, ne üretim derdi. Gidenlere rahmet, kalanlara selâmet …”

67 Şubat

2016


ELEKTRİKTARİHİNdEYOLCULUK OSMAN BAHADIR

Hasan Halet Işıkpınar

H

asan Halet Işıkpınar, Kamuran Sırrı, Mehmet Refik (Fenmen), Salih Murad (Uzdilek), Mehmet Şevki (Yazman) gibi ülkemizin cumhuriyet dönemindeki ilk elektrik mühendislerinden biridir. Bu beş elektrik mühendisi cumhuriyetin ilk yıllarında gerek elektrik bilgisinin yayılması, gerekse ülkemizin elektrifikasyonuna yönelik projelerin geliştirilmesi bakımından 1930’lu yıllarda öncü nitelikte önemli çalışmalar yapmışlardır. Hasan Halet Işıkpınar (1897-1977), ilk Türk elektrik mühendislerindendir. Hasan Halet Bey, 1916 yılında İstanbul Robert Kolej’den elektrik mühendisi olarak mezun oldu. Bu okulun mühendislik bölümünden mezun olan ilk Türk öğrencidir. 1922 yılında da aynı kolejden makine mühendisi diploması aldı. 1923-1925 yıllarında Robert Kolej’de asistan olarak görev yaptı. Daha sonra ABD’ye gitti ve Massachusetts Institute of Technology’de öğrenim gördü. 1928 yılında buradan mezun oldu. Hasan Halet Bey, bu üniversiteden mezun olan ilk Türk öğrencisidir. Daha sonra ülkesine dönen Hasan Halet Bey, 1934’e kadar Robert Kolej’de mühendislik bölümünde öğretim üyesi olarak görev yaptı. Bu görevi sırasında Robert Kolej elektrik mühendisliği bölümünün gelişmesine büyük katkılarda bulundu. Hasan Halet Işıkpınar, Türkiye’de 800’den fazla mühendislik projesine önderlik etti. Bu projelerin çoğu, yeni kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’ndeki ilk mühendislik projesi örnekleridir. Hasan Halet Işıkpınar, çok iyi düzeyde İngilizce,

68 Şubat

2016

TÜRKİYE’DE ELEKTRİĞİN GELİŞİMİ (siyah nokta) Kısmen veya tamamen elektriklenmiş şehirler (içinde nokta olan yuvarlak) Belirtilen yılda elektriklendirilmiş yeni şehirler

Fransızca, Almanca ve İtalyanca biliyordu. Bu dillerde birçok bilimsel yayın yapmıştır. L’industrie Electrique et Les Ressources Motrices de la Turquie (Türkiye’nin devindirici(enerji) kaynakları ve elektrik endüstrisi), onun 1932’de hazırladığı ve yayınladığı

en önemli kaynak niteliğindeki çalışmalarından biridir. Hasan Halet Bey bu eserinde Türkiye’nin kömür ve petrol kaynaklarını saptamış ve incelemiş, aynı zamanda da ülkemizdeki elektrik sanayisinin mevcut durumunu gösterdikten


sonra, bu sanayinin geleceği hakkında da önerilerde ve tahminlerde bulunmuştur. Ülkemizin ilk yıllarındaki elektrifikasyon çalışmalarına dair en temel bilgileri onun bu kitabında buluyoruz. Hasan Halet Bey bu çalışmasını Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’e de sunmuştur. Aktif bir mühendislik hayatının ardından emekli olan Işıkpınar, 1977 yılında vefat edinceye kadar da yayın çalışmalarına devam etmiştir. Örneğin, 1976 ve 1977 yıllarında Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi’nin çıkardığı aylık Aydınlığa Doğru dergisinde (derginin yayın yönetmeni Ersin Kaya idi) “Elektrik Mühendisliği Dünyasından Haberler” başlığı altında dünya basınından derlediği mühendislik haberlerinin yer aldığı sayfaları hazırlıyordu. Hasan Halet Işıkpınar’ın 1932’de yayınlanan Fransızca olarak hazırlamış olduğu L’industrie Electrique et les Ressources Motrices de la Turquie adlı eseri, gerçekten de erken cumhuriyet dönemi elektrik tarihimiz bakımından çok değerli bir bilgi kaynağı niteliğindedir. O döneme özgü birçok bilgiyi sadece onun bu eserinde bulabiliyoruz. Bu kitabın giriş bölümü olarak Hasan Halet Bey’in yazdıklarının tam çevirisi şu şekildedir: “ ‘Dünya Enerji Konferansı’ bildirilerinde Türkiye’den hiç bahsedilmedi. Bu eserimin amacı, bu konudaki boşluğu doldurmak ve ekonomik rönesans dönemindeki Türkiye’nin elektrifikasyon sorununu tartışmaktır. Ben bu çalışmaya, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Elektroteknik Fakültesi Dekanı olan hocam Profesör D.C. Jackson’un bana esin kaynağı olmasıyla giriştim. Bu bakımdan burada ona olan minnettarlığımı belirtmek isterim. Ben aynı zamanda A.E.G. Şirketi’nden Mr. George Joffe’a, Skoda Şirketi’nden Mr. Charles Anders’e, Zonguldak Taşkömürü Bölgesi Direktörü Mehmet Refik Bey’e, eski öğrencilerimden biri olan ve kitaptaki haritaları çizen ve ayrıca Zonguldak havzasıyla ilgili bazı araştırmalar yapan mühendis Mr. Alexandre Vegleri’ye ve el yazmalarımı gözden geçiren ve bana yararlı önerilerde bulunan Robert Kolej Fransızca Profesörü Mr. C. Robin’e en içten teşekkürlerimi sunmak isterim. Ülkemize yeni bir yaşam için nefes veren Yüce Başkan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın yönetimi altında, yeni Türkiye’nin ulusal elektrifikasyonunun 20. Yüzyılın ilk yarısında gerçekleşeceğine inanmaya cesaret ediyorum.” Bebek, Boğaziçi 15 Temmuz 1932 Hasan Halet Hasan Halet Işıkpınar’ın “Türkiye’nin Devindirici Kaynakları ve Elektrik Endüstrisi” kitabını dergimizin gelecek sayısında daha geniş bir şekilde tanıtacağız.


BİLİRKİŞİ RAPORLARI prof. dr. OSMAN SEVAİOĞLU’nun arşivinden

DİKENLİ ÇİT TELİNİ, ELEKTRİK DİREĞİNE SARARAK ÖLÜME NEDEN OLAN TARLA SAHİBİ % 30 KUSURLU… Davacı: 1.N.D. 2. A.D. Vekili: Av. K.A. Davalı: TEDAŞ, Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğü, Vekili: Av. İ. H. B. Dava Konusu: Maddi ve manevi tazminat 1. Bilirkişi Heyetine Verilen Görev Mahkemenizin, dava dosyası üzerindeki ara kararında; “…Davacılar Nuri ve A.D Vekili tarafından Davalı TEDAŞ Elektrik Dağıtım Müessese Müdürlüğü aleyhine mahkememize açtığı Tazminat davasının yapılan açık yargılamasında verilen ara karar gereğince; Ekli olarak gönderilen Mahkememiz dosyasının Ortadoğu Teknik Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümünden “ve İş” güvenliği bölümünden oluşturulacak üç kişilik Bilirkişi Heyetine tevdi edilerek (Daha önce bilirkişilik yapan T.S., T.S. ve H.T.E. ile Av. K. T.Ç. haricinde) tarafların kusur oranlarının tespit edilmesine ilişkin rapor alınmasına, kusur oranlarının tespit edilmesinden sonra tazminat açısından hesaplamanın yapılması bakımından dosyanın hesap işlerinden anlayan yeni hesap bilirkişisine tevdii ile tanzim olunacak raporlardan sonra dosyanın Hakimliğimize duruşmanın atılı bulunduğu günden önce bildirilmesinin temini tekiden rica olunur. …” şeklinde verilen yazılı talimatı uyarınca tarafların kusur oranları üzerinde görüş ve kanaat belirtmek ve bu hususta bir rapor hazırlamak üzere resen verilen görev üzerine tarafımıza tevdi edilen dosya tetkik edilmiştir. Bilirkişi Heyetimizin dava konusu ihtilaf üzerinde vardığı görüş ve kanaati belirtmek üzere işbu rapor hazırlanmıştır. 2. Dava Konusu Davacılar N.D ve A.D’ın çocukları İ.D. saat 15:00 sularında bir tarlanın kenarın çekilen ve öteki ucunun bir elektrik direğine sarılı olması nedeniyle üzerinde elektrik kaçağı olan dikenli tele temas etmesi sonucunda elektriğe çarpılarak hayatını kaybetmiştir. 2.1. Davacı Tarafın İddia ve Talebi Davacı Taraf Vekili Mahkemeye vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; “TALEP KONUSU: Fazlaya ilişkin talep ve dava

70 Temmuz

2015

hakkımız saklı kalmak üzere oğlum A.D’nin davalının dağıtımını yaptığı enerji nakil direğine bağlanmış bulunan tellere teması ile ölümüne neden olmasından dolayı 20.000.000.000 TL manevi ve 1.000.000.000 TL’de maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak Müvekkillerime ödenmesi isteğidir. DAVANIN İZAHI: Müvekkillerimin çocuğu A.D oyun oynamak için aynı zamanda evlerinin de bulunduğu olay yerinde bulunmaktaydı. Olay yerinde Davalı TEDAŞ’ın sorumluluğunda bulunan alçak gerilim direği bulunduğu gibi, direğin yanında da etrafı tellerle çevrilmiş üçüncü kişilere ait susuz bir tarla da bulunmaktadır. Tarla sahipleri ya da tarlayı tasarruf eden kişiler tarafından içerisine hem yabancıların girmemesi hem de hayvanların zarar vermemesi bakımından etrafını tellerle çevirmiş durumdaydı. Tarlayı çeviren tellerde daha sonra adı geçen alçak gerilim hattının bağlı bulunduğu direğe bağlanmış. Bu sırada oyun oynamakta bulunan Müvekkillerimin çocuğuz A. tarlayı çeviren tellere temas etmesi sırasında gerekli izolasyona sahip olmadığı için direkte elektrik olması ve bu elektriğin bağlı bulunduğu tarlayı çeviren tellere geçmesi nedeniyle tellere dokunan Müvekkillerimin çocuğunun ölümüne neden olmuştur. Olayda Davalı İdarenin ihmal ve kusuru bulunmaktadır. Davalı İdare kendisine bağlı elektrik direğinden geçen akımın üçüncü kişilere zarar vermesini engelleyecek tedbirler almayarak Müvekkillerimin çocuğunun ölümüne neden olmuştur. Cumhuriyet Başsavcılığının dosyasında toplanan deliller ve yapılan otopsiye göre de Müvekkilimin oğlu maktul A’nın elektrik çarpması sonucu öldüğü tespit edilmiş bulunmaktadır. Müvekkillerimden N.D’IN olaydan sonra sorumlular aleyhine hukuki süreci başlatabilmek amacıyla delil tespiti yaptırmak amacıyla başvurduğu Sulh denetlenmesi, bakım ve onarım yükümlülüğünü yerine getirmemeleri


nedeniyle kusurlu bulundukları ve elektrik hatlarından yasal mevzuat uyarınca sorumlu bulundukları ve olayda asli kusura sahip oldukları belirtilmiştir. Dolayısıyla Davalı İdare hizmetlerini tam olarak yerine getirmemesinden dolayı üçüncü kişilere karşı vermiş olduğu zarardan sorumlu tutulmalıdır. Ölen çocuk Müvekkillerim öz çocuğu olup, anne ve baba için evladını yitirme acısının manevi ızdırabı oldukça fazladır. Bu acının Davacılar üzerinde bıraktığı izleri uzun uzun anlatmanın gereği yoktur. Bir anne ve baba için sanırım en büyük acı evladını kaybetmektir. Ölümün ne maddi ne manevi olarak hiçbir bedeli ve karşılığı yoktur. Müvekkillerim içinde aynı şey geçerlidir. Kuşkusuz istenen bedel bir evladın karşılığı olamaz. Ancak, tazminata hükmedilmesi Davacılara İdarenin hatasının karşılığını ödediğini görmelerini sağlama ve bunun vicdani rahatlığına ulaşma imkânı sağlayacaktır. Esasen Davalının da kendi asli hatasından dolayı üçüncü kişilere karşı vermiş olduğu zararında bir bedelinin olması da gereklidir. Bu ve buna benzer olaylarda Davalı İdarenin belli bir yaptırama muhatap tutulması bundan sonra hizmetin gereklerinin yerine getirilmesi sırasında da Davalı İdarenin daha dikkatli olmasını sağlayacağını diliyoruz. Ancak, hukuk devletinde her kim olursa olsun yaptıklarının sorumluluğunu taşımalı ve görev ve hizmetlerinden dolayı üçüncü kişilere karşı bir zarar verilmiş ise bunun da bedelini karşılamalıdır. Bu nedenlerle, her ne kadar müvekkillerimin çocuklarının ölümü nedeniyle uğradıkları maddi ve manevi ızdırabın karşılığı olması bile gerek duydukları acıyı bir nebze olsun dindirmek ve gerekse de çocuklarının ölümü nedeniyle uğramış oldukları maddi kaybın telafisi amacıyla 20.000.000.000 TL manevi ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak üzere 1.000.000.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte Davalıdan alınarak Davacılara verilmesi için iş bu davanın açılması zarureti hasıl olmuştur. HUKUKİ DELİLLER ilgili mevzuat hükümleri SUBUT DELİLLER: Cumhuriyet Başsavcılığının Sulh Huk. Mah. İş. sayılı dosyası, veraset ilamı, keşif, bilirkişi raporları, tanık beyanları ve ileride sürülecek her türlü delil. SONUÇ VE İSTEK- Yukarıda kısaca açıklanan gerekçeler ve yargılama sırasında sübuta erecek talebim üzere yargılamanın icrasıyla, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak üzere 1.000.000.000 TL maddi ve 20.000.000.000 TL manevi olmak üzere toplam 21.000.000.000 TL tazminatın dava tarihinden geçerli olmak üzere yasal faizi ile birlikte Davalıdan alınarak Müvekkillerime verilmesine, yargılama giderleri ve Avukatlık vekâlet ücretinin de Davalı Tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla bilvekale arz ve talep ederim.” demiştir. 2.2. Davalı Tarafın Cevabı Davalı Taraf Vekili Mahkemeye vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; “dava konusu kazanın meydana gelmesinde Müvekkilinin herhangi bir kusur ve katkısının

mevcut olmadığını, Bilirkişi Bedii AKKURT tarafından hazırlanan ve Sulh Hukuk Mahkemesinin İş sayılı dosyasına ibraz edilen Bilirkişi raporunda öne sürülen görüş ve kanaatin tamamen hayal mahsulü olduğunu, dava konusu kazanın meydana geldiği mahalde daha sonra TEDAŞ yetkilileri tarafından yapılan kontrolde elektrik direğinde elektrik kaçağı olmadığının tespit edilmiş olduğunu, eğer böyle bir elektrik kaçağı olsa idi, o zaman panolardaki kaçak akım rölesinin bu hattın elektriğini kesecek olduğunu, hâlbuki böyle bir şeyin olmadığını, dava konusu kazaya yol açtığı iddia edilen Polis Noktasını besleyen hattın elektriğinin dava konusu kazadan bir ay kadar önce aşırı yüklü bir kamyonun takılması sonucu kesilmiş olduğunu, o tarihten beri, bu hatta elektrik verilmediğini, bu hattın kopan iki noktasının izolasyon bandı ile sarılmış olduğunu, Kazazede çocuğu çarpan elektriğin tarlayı sulayan su santrifüj pompasından kaynaklanan bir elektrik kaçağından meydana gelmiş olabileceğini, bu kaçağın yerdeki su birikintisi vasıtası ile Kazazede çocuğu çarpmış olabileceğini” ifade etmiştir. 3. Dosya Kapsamından Tespit Edilen Hususlar Dosya kapsamının incelenmesinden aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir. 3.1. Kazazede çocuk kaza esnasında 8 yaşındadır. 3.2. Otopsi Raporunda Kazazede çocuğun ölüm nedeninin “elektrik çarpmasına bağlı kardiak arrest olduğu” ifade edilmiştir. 3.3. Kazazedenin eliyle temas ettiği dikenli telin öteki ucu 30 metre kadar uzaklıkta TEDAŞ’a ait demir bir direğe sarılıdır. 3.4. Ceza davası dosyası kapsamındaki fotoğraflardan birinde dava konusu kazaya yol açan dikenli telin öteki ucunun sarılı olduğu TEDAŞ’a ait direkte Polis Noktasını beslemek için çekilen branşman kablosunun ek noktasında izolasyon sıyrılması nedeniyle kablodan direğe doğru elektrik kaçağı olduğu görülmektedir. 3.5. Polis Noktasını beslemek için çekilen branşman kablosunun direkten yere doğru inen dikey bir boru içine yerleştirilmiş bir kolon hattı ile indirilmesi gerekirken havadan direkt olarak karşı tarafa çekilmiştir. Bu tür bir bağlantı Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin ilgili madde hükümlerine aykırıdır. Zira bu tür bir bağlantı, rüzgâr, fırtına vs. gibi dış etkenler nedeniyle sallanmaya, kablonun direğe bağlı olduğu noktaya sürtünmeye, zamanla yıpranmaya, izolasyonun zayıflamasına ve en sonunda da bu noktadaki iletkenin direğe temas etmesine yani, direğe elektrik kaçağı geçmesine yol açacaktır. 3.6. Dava konusu kazaya yol açan elektrik direği bir AG direğidir. 3.7. Ceza davası dosyası kapsamındaki fotoğraflardan birinde Dava konusu kazaya yol açan elektrik

71 Temmuz

2015


direğinin yere yakın noktasındaki topraklama terminalinin ucunun boş olduğu, yani direğin topraklamasının yapılmamış olduğu görülmektedir. 3.8. Dava konusu kazaya yol açan elektrik direğinde kaza esnasında elektrik kaçağı vardır. 3.9. Dava konusu kazanın meydana geldiği saatin 15:30 olduğu dikkate alınırsa, o saatte aydınlatma armatürünün yanmadığı, Bir başka ifade ile aydınlatma iletkenlerinde elektrik olmadığı anlaşılmaktadır. bu nedenle de, dava konusu kazanın meydana gelmesinin nedeninin direğin karşısındaki Polis Noktasını beslemek için çekilen branşman kablosunun ek noktasında izolasyon sıyrılması olduğu anlaşılmaktadır. 3.10. Ceza dosyası kapsamındaki fotoğrafın incelenmesinden dava konusu kazaya elektrik direğinden elektrik alınan aydınlatma lambasının besleyen AG kablonun yol açmış olduğunu anlaşılmaktadır. 3.11. Tanık H.A Mahkemeye vermiş olduğu ifadesinde; “kaza esnasında Kazazede çocuğun ayaklarının dikenli telin üzerinde olduğunu” ifade etmiştir. 4. Dava konusu ihtilaf ile İlgili olarak Dosyada Mevcut Raporlar: 4.1. Bilirkişi B.A. tarafından hazırlanan ve Sulh Hukuk Mahkemesinin dosyasına ibraz edilen Bilirkişi raporu Bu raporunda Bilirkişi, dava konusu kazanın meydana gelmesinde; Dava konusu kazaya yol açan elektrik direğinin bakım ve onarımında gösterilmiş olan kusur nedeniyle Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğünün % 62.5, (5/8), tarla sahibi veya işletmecisi şahsın yönetmeliklere göre yasak olduğu halde tarla boyuna çektiği dikenli

72 Şubat

2015 2016

telin öteki ucunu bir elektrik direğine dolaması nedeniyle % 37.5 (3/8) oranlarında kusurlu oldukları yönünde bir görüş ve kanaate varmıştır. 4.2. Bilirkişi M.S.Ö tarafından hazırlanan ve Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasına ibraz edilen Bilirkişi raporu Bu raporunda Bilirkişi, dava konusu kazanın meydana gelmesinde; TEDAŞ Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğünün elektrik tesisatının bakım ve onarımında gösterilmiş olan kusur ve ihmal nedeniyle asli oranda kusurlu olduğu, tarla sahibi veya işletmecisi şahsın TEDAŞ’a ait bir elektrik direğine yönetmeliklere aykırı olarak dikenli tel sarması nedeniyle tali bir oranda kusurlu olduğu, Kazazede çocuğun ise kusurlu olduğu yönünde bir görüş ve kanaate varmıştır. 4.3. Bilirkişi T.S. ve Heyet Arkadaşları tarafından hazırlanan ve Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasına ibraz edilen Bilirkişi raporu Bu raporunda Bilirkişi Heyeti, dava konusu kazanın meydana gelmesinde; TEDAŞ Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğünün elektrik tesisatının bakım ve onarımında gösterilmiş olan kusur ve ihmal nedeniyle 4/8 oranında kusurlu olduğu, Tarlanın sahibi olan şahsın TEDAŞ’a ait bir elektrik direğine yönetmeliklere aykırı olarak dikenli tel sarması nedeniyle 2/8 oranında kusurlu olduğu, Kazazede çocuğun ana ve babasının çocuğunun hareket ve davranışlarını yeterince izlememiş olmaları nedeniyle 2/8 oranında kusurlu oldukları yönünde bir görüş ve kanaate varmıştır. 5. İlgili Kanun ve Yönetmelik Hükümleri Dava konusu ihtilaf ile ilgili mevzuat hükümlerinden bir kısmı Bilirkişi Heyetimiz tarafından seçilerek aşağıda verilmiştir. Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin dava konusu ihtilaf ile ilgili kısmı seçilerek

aşağıda verilmiştir. Yönetmeliğin dava konusu ihtilafla direkt olarak ilgili kısımları siyah harflerle ve altı çizilerek gösterilmiştir. Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği, Madde 4 Elektrik kuvvetli akım tesislerinde her türlü işletme, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak biçimde yapılmalıdır. Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) doğrudan doğruya, ya da günlük yaşamda kullanılan aygıtlarla dokunulması imkânsız olmalıdır. B.K. Madde 41 - Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur. Ahlaka mugayir bir fiil ile başka bir kimsenin zarara uğramasına bilerek sebebiyet veren şahıs, kezalik o zararı tazmine mecburdur. 6. İnceleme, Görüş ve Kanaat Dosyada mevcut taraf Vekillerinin iddia ve savunmaları, ibraz edilen belgeler, deliller ve sözleşmeler, istihkak raporları, dosya muhteviyatı ve diğer belgelerin Bilirkişi Heyetimiz tarafından incelenmesi sonucunda tespit edilen hususlar ve varılan görüş ve kanaat aşağıda verilmiştir. 6.1. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun ilk kısmında Kazazede çocuğun dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusur ve katkısı incelenecektir. Bilirkişi Heyetimiz, öncelikle, henüz 8 yaşında olan ve muhtemel tehlikeleri sezebilecek ve anlayabilecek çağ ve yaşta olmayan bir çocuğa kusur atfedilmesini akla, mantığa, vicdana aykırı bulduğunu burada ifade etmeyi gerekli görmektedir. Bilirkişi Heyetimiz, (a) Eğer dava konusu kazaya yol açan elektrik direği Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğine uygun olsa idi, veya tel çit bu direğe sarılmış


olmasa idi, dava konusu kazanın meydana gelmeyecek olması, (b) Kazazedenin kaza esnasında 8 yaşında olması, yani, muhtemel tehlikeleri sezebilecek, anlayabilecek ve kendisini koruyabilecek çağ ve yaşta olmaması, (c) Kazazedenin gerek yaşının küçük olması, gerekse bulunduğu sosyo-kültürel yapı itibarı ile eğitiminin olmaması, (d) Kazazedenin yaptığı yegâne hareketin önüne çıkan tel çite dokunmaktan ibaret olması, (e) Kazazedenin hayatında bu tür kaza geçirmemiş olması nedeniyle, bu tel çite dokunduğu takdirde kendisine ne olacağını -değil tam olarak- hiç bilmemesi, nedenleri ile kendisine kusur atfedilmesini akla, mantığa, vicdana aykırı bulduğunu ifade etmeyi gerekli görmektedir. Kazazede çocuğun yaptığı yegâne davranış çite dokunmaktan ibarettir. Çite dokunduğu nokta normal bir insanın el yüksekliği olan normal bir yüksekliktir. Kendisi yüksek bir yere tırmanmamıştır. Özellikle emek sarf ederek yaptığı kasti veya aşırı bir hareketi de yoktur. Kazazedenin yaptığı böyle bir hareketi bu raporu hazırlayan Bilirkişi Heyeti Üyeleri de dahil olmak üzere herkes rahatlıkla yapabilir. Sokakta bulunan bir çite sokaktan geçen hemen herkes farkında olmadan dokunabilir, zira ondan kendisine zarar gelmeyeceğini bilir ve güvenir. Bilirkişi Heyetimiz, burada aslolanın, çitin, daha doğrusu bu çite elektrik geçiren direğin üzerinde elektrik kaçağı olmamasının temin edilmesi olduğunu, bu nedenle de kazazedenin çite dokuması ile elektriğe çarpılması arasında somut bir illiyet bağının mevcut olmadığını, bu nedenle de bu davranışın kendisine kusur atfedilmesini gerektiren bir husus olarak görülmemesi gerektiğini düşünmektedir. Bilirkişi Heyetimiz yukarıdaki gerekçe

doğrultusunda Kazazede çocuğun dava konusu kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusur, katkı ve sorumluluğunun mevcut olmadığı görüşündedir. 6.2. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun bu kısmında Kazazede çocuğun ana-babasının dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusur ve katkısı incelenecektir. Bilirkişi Heyetimiz, kazazede çocuğun kırsal kesimde yaşayan ailelere ait çocuk olması, bölgenin ve Anadolu’nun kültür yapısında kırsal kesimde yaşayan çocukların sürekli gözetim altında tutulması gibi bir adet ve alışkanlığın hiçbir yerde ve hiçbir zaman mevcut olmaması, ayrıca çocuğun 8 yaşında olması, yani, kendisi her ne kadar ergin olmasa da, sürekli gözetim altında tutulmasını gerektirecek bir yaşta olmaması, bu yaştaki bir çocuğu dışarıda serbest bırakmanın bir kusur ve ihmal olarak kabul edilmesinin doğru olmaması nedeni ile ebeveynlerine kusur atfedilmesinin isabetli olmadığı yönünde bir görüş ve kanaate sahiptir. Bilirkişi Heyetimiz yukarıda ifade edilen düşünce doğrultusunda, Bilirkişi T.S. ve Heyet Arkadaşları tarafından hazırlanan ve Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyasına ibraz edilen Bilirkişi raporunda ifade edilen görüş ve kanaatten ayrılmakta ve bu raporda Kazazede çocuğun ebeveyninin 2/8 oranında kusur atfedilmesi gerektiği yönünde varılmış olunan görüş ve kanaate katılma olanağı bulamamaktadır. 6.3. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun bu kısmında Dava konusu kazaya yol açan elektrik direğinin maliki ve işletmecisi durumunda olan TEDAŞ Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusur ve katkısı incelenecektir. Yargıtay 4. HD., 10.7.1962 T., 12756 E., 7893 K. Sayılı Kararında; “Gerçekten kamunun faydalanmasına bırakılan yerlerde yapılacak her türlü tesislerin

yağış ve benzeri sebeplerle gelip geçenlere zarar vermemesi için bütün tedbirlerin alınması gereklidir. Aksi halde fena ve fenne aykırı yapımdan dolayı doğan bütün zararlardan tesisin sahibi sorumlu olur. Çünkü yoldan geçen ve kendini idare etmeye kudreti bulunan kimselerin dahi, bir dalgınlık veya tesadüfle bu kötü tesise değip zarar görmeleri mümkündür. Demiryolu elektrik teşebbüslerinin işletilmesi dolayısıyla sebebiyet verilen bütün zararlardan doğan ağır sorumluluk da yapı, imal olunan bir şeye veya bir gayrimenkul malikine ilişkin sorumluluğun dayandığı esasa dayanır. Davalı İdare bu tesislerin maliki olması yönünden kendisine hiçbir kusur yükletilmesi gerekmediğini ispat etse bile, ispat edilecek gerçek zarardan Borçlar Kanununun 58. Maddesi hükmünce sorumludur. Tesisin evvelden fena yapılmış olduğu ispat edilse bile takım, kontrol gibi hususlarda bir ihmal varsa bu takdirde Borçlar Kanununun 41. Maddesi gereğince sorumlu olur.” denilmiştir. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun bu kısmında Dava konusu kazaya yol açan elektrik direğinin yukarıda metni verilmiş olan Yargıtay kararı doğrultusunda kusurlu olarak kabul edilmesinin gerekçeleri izah edilecektir. Dava konusu kazaya yol açan elektrik direğinin topraklaması yapılmamıştır. Bu kusur Ceza davası dosyası kapsamındaki fotoğraflardan birinde açıkça görülmektedir. Direğin dip kısmına yakın bölgede topraklama için kullanılması gereken terminallerin ucu açıktır. Hâlbuki burada topraklama için kullanılan galvaniz iletkenin olması gerekirdi. Bir direğin topraklanması onun inşaatı esnasında müteahhit tarafından yapılması ve TEDAŞ Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğü Yetkilileri tarafından da yapıldığının kontrol edilmesi gereken önemli bir işlemdir ve de ihmal edilmemesi gerekir. bu hususta gösterilmiş olan kusur ve

73 Şubat

2016


ihmal gösterene kusur atfedilmesini gerektirir. Eğer Dava konusu kazaya yol açan elektrik direğinin topraklaması yapılmış olsa idi, dava konusu kaza meydana gelmeyecekti. Bilirkişi Heyetimiz tarafından yukarıdaki düşünce doğrultusunda Davalı Tarafın bu hususta göstermiş olduğu kusur ve ihmal ile dava konusu kazanın meydana gelmesi arasında somut bir illiyet bağının mevcut olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi Heyetimiz tarafından dava konusu kazanın meydana gelmesine yol açan elektrik direğinde tespit edilen bir başka kusur ve ihmal direğin karşı tarafında bulunan Polis Noktasını besleyen elektrik kablosunun çekiliş şeklidir. Söz konusu Polis Noktasını beslemek için çekilen branşman kablosunun direkten yere doğru inen dikey bir boru içine yerleştirilmiş bir kolon hattı ile indirilmesi gerekirken havadan direkt olarak karşı tarafa çekilmiştir. Bu tür bir bağlantı Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin ilgili madde hükümlerine (Madde 4 ve diğerlerine aykırıdır) Zira, bu tür bir bağlantı, rüzgâr, fırtına vs. gibi dış etkenler nedeniyle sallanmaya, kablonun direğe bağlı olduğu noktaya sürtünmeye, zamanla yıpranmaya, izolasyonun zayıflamasına ve en sonunda da bu noktadaki iletkenin direğe temas etmesine yani, direğe elektrik kaçağı geçmesine yol açacaktır. Nitekim dava konusu kaza da böyle meydana gelmiştir. Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği, Madde 4 Elektrik kuvvetli akım tesislerinde her türlü işletme, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak biçimde yapılmalıdır. Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) doğrudan doğruya, ya da günlük yaşamda kullanılan aygıtlarla dokunulması imkânsız olmalıdır. Bilirkişi Heyetimiz yukarıda ifade

74 Şubat

2015 2016

edilen tespitler doğrultusunda, dava konusu kazanın meydana gelmesinde Davalı TEDAŞ Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğünün asli ve bağışlanamaz bir oranda kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahiptir. 6.4. Bilirkişi Heyetimiz tarafından raporun bu kısmında tarlasını çeviren dikenli teli dava konusu kazaya yol açan elektrik direğine saran tarla sahibi veya işletmecisi şahsın dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusur ve katkısı incelenecektir. Tarlasını çeviren dikenli teli dava konusu kazaya yol açan elektrik direğine saran tarla sahibi veya işletmecisi şahıs kendisine ait olmayan kamu malı bir altyapı tesisini kendi menfaati için kullanabilmek amacıyla dava konusu fiili işlemiştir. BK.nun 41. maddesi gereğince bir kişi veya Kuruluşun haksız bir fiil üzerindeki sorumluluğunun gerçekleşebilmesi için: (a) İşlenen fiil haksız, yani hukuka aykırı sayılmalı, (b) Fail kusurlu olmalı, (c) Haksız fiilden dolayı bir zarar meydana gelmeli, ve (d) Haksız fiil ile zarar arasında uygun bir illiyet bağı bulunmalıdır. Dava konusu kazada; (a) Şahıs haksız bir fiil işlemiştir. Bir başka ifade ile, Tarlasını çeviren dikenli teli dava konusu kazaya yol açan elektrik direğine sarmıştır. İşlenen fiil hukuka aykırıdır. Kamu malına tecavüz edilmiştir. (b) Fail bu fiili nedeniyle kusurludur. (c) Haksız fiiliden dolayı bir zarar, yani bir can kaybı meydana gelmiştir. Bir kişi ölmüştür. (d) Haksız fiil ile zarar arasında uygun bir illiyet bağı vardır, zira, eğer bu şahıs bu teli bu elektrik direğine sarmasa idi, dava konusu kaza meydana gelmeyecekti. Bilirkişi Heyetimiz, yukarıda ifade edilen tespitler doğrultusunda,

tarlanın sahibi veya işletmecisi olan bu şahsın yukarıda ifade edilen kusurlu ve haksız davranışı ile dava konusu kazanın meydana gelmesi arasında somut ve tali bir illiyet bağının mevcut olduğu, bu nedenle de kendisine bu illiyet bağı ile uygun bir oranda kusur atfedilmesi gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahiptir. 7. Sonuç Bilirkişi Heyeti olarak, dosyada mevcut taraf Vekillerinin iddia ve savunmaları, ibraz edilen belgeler, deliller ve sözleşme ve dosya muhteviyatının incelenmesi sonucunda dava konusu kazanın meydana gelmesinde; 7.1. TEDAŞ, Elektrik Dağıtım Müessesesi Müdürlüğünün % 70, 7.2. Tarlasını çeviren dikenli teli dava konusu kazaya yol açan elektrik direğine saran tarla sahibi veya işletmecisi olan sahsın % 30, 7.3. Kazazede çocuğun, fiili ile dava konusu kazanın meydana gelmesi arasında somut bir illiyet bağının mevcut olmaması nedeniyle % 0 (kusursuz) 7.4. Kazazede çocuğun ebeveyninin göstermiş oldukları fiilleri ile dava konusu kazanın meydana gelmesi arasında somut bir illiyet bağının mevcut olmaması nedeniyle % 0 (kusursuz) oldukları yönünde bir görüş ve kanaate varılmış olduğunu belirten işbu bilirkişi raporu, karar verme ve hüküm tesis etme yetkisi elbette Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, tasviplerinize saygı ile sunulur. 8. Bilirkişi Heyeti (Soyadına göre alfabetik sıra ile) Prof. Dr. Mirzahan HIZAL, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06531, Balgat, Ankara. Tolga İNAN Elektrik Yük. Müh., Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06531, Balgat, Ankara. Prof. Dr. Osman SEVAİOĞLU, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 06531, Balgat, Ankara.


Elektrikgüncesi basından seçilmiş haberler

Enerji • Elektrik • Ekonomi • Politika • Olaylar

Altı ilin kaçak elektrik kullanımı dört Atatürk Barajı ediyor Güneydoğu’da altı ilde kayıp kaçak elektrik kullanım miktarı yaklaşık 16 milyar kWh olarak hesaplandı. Bölgedeki kaybı 4.6 milyar kWh elektrik üreten Atatürk Barajı’ndan dört tanesi ancak karşılayabiliyor. Elektriğin 5.5 milyar kWh’lik kısmı faturalandırılabildi, sadece yüzde 22’si tahsil edilebildi.

G

üneydoğu’da altı ilde kayıp kaçak elektrik kullanım miktarı yaklaşık 16 milyar kWh olarak hesaplandı. Bölgedeki kaybı 4.6 milyar kWh elektrik üreten Atatürk Barajı’ndan dört tanesi ancak karşılayabiliyor. Elektriğin 5.5 milyar kWh’lik kısmı faturalandırılabildi, sadece yüzde 22’si tahsil edilebildi. Kayıp kaçak elektrik kullanımının tavan yaptığı Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak illerindeki elektrik kullanımının, neredeyse nüfusu 6 ilin 3 katı olan İstanbul’a yaklaştığı açıklandı. Oransal olarak en fazla kayıp kaçak elektrik kullanımı yüzde 86.1 ile Mardin’de belirlendi. Bu kenti yüzde 80.4 ile Şırnak, yüzde 75.3 ile Şanlıurfa, yüzde 72.6 ile Diyarbakır, yüzde 67.6 ile Batman ve yüzde 40.64 ile Siirt izledi. Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.’den (DEDAŞ) yapılan açıklamaya göre, elektrik dağıtım hizmeti verilen Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak illerindeki kayıp kaçak elektrik kullanım

miktarı yaklaşık 16 milyar kWh olarak hesaplandı. Bölgedeki kayıp kaçağı, 2015’te 4.6 milyar kWh(Kilovat/Saat) elektrik üretilen Atatürk Barajı’ndan dört tanesi karşılayabiliyor. Şanlıurfa’nın kayıp kaçağına Türkiye’nin en büyük barajı yetmiyor. Açıklamada, “Kullanılan 21.5 milyar kWh elektriğin sadece 5.5 milyar kWh’lik kısmını faturalandırabilen Dicle Elektrik, iş tahsilata gelince bunun da ancak bir kısmını tahsil edebildi. Yaygın olan kaçak kullanımdan ötürü sık sık trafolar patlıyor, elektrik dağıtım hatları yanıyor. Arızaların yüzde 90’ı da yine kaçak kullanımdan kaynaklanıyor” denildi. DEDAŞ’ın hizmet verdiği 6 ildeki nüfusun 5.7 milyon olduğu belirten açıklamada, “Nerdeyse nüfusu 14.6 milyonu aşan İstanbul kadar elektrik kullanıldı. Şanlıurfa’da yaşayan 1.8 milyon nüfusun bir yıllık elektrik tüketimi 6.4 milyar kWh. Yapılan hesaplamalar sonunda bu kentte faturalandırılabilen elektrik miktarı ise sadece 1.5 milyar kWh” ifadesine yer verildi. Kaynak: DEDAŞ

75 Şubat

2016


300 lira kazanç için 3 bin liralık kaçak elektrik harcanıyor Kaçak elektrik ile sulama yapan çiftçilerin 1 dönümden 300 lira kazanç elde edebilmek için 3 bin 346 liralık elektrik harcadığı belirlendi.

D

icle EDAŞ’ın elektrik dağıtım hizmeti verdiği Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Siirt ve Şırnak’ın da içerisinde bulunduğu Mezopotamya bölgesi, dünyanın en değerli topraklarına ev sahipliği yapıyor. Bu toprakların su ile buluşması için son 40 yılda GAP kapsamında Atatürk, Karakaya, Silvan, Birecik gibi barajların yanı sulama tünelleri ve sulama kanalları yapıldı. Ancak, sulama kanallarının tamamlanması ve yetersiz kalması nedeniyle bölgede sayıları 30 bini bulan ve büyük kısmı kaçak olan su kuyuları açıldı. Elektrik bedeli ödememe alışkanlığının etkisiyle tarlalar, yer yer 700 metre yeraltından elektrik gücüyle çekilen suyla sulanmaya başladı. Sayaç takılmadan bedelsiz yapılan vahşi sulama yüzünden bereketli topraklar çoraklaşmaya, yeraltı su kaynakları tükenmeye başladı. Uzmanlar, DSİ’nin sulama kanallarını tamamlamakta geç kaldığını belirterek, kanallar için 1 milyar liranın gerektiğini ancak bir yılda kullanılan kaçak elektriğin 1,8 milyar lira olduğunu kaydetti. Dicle EDAŞ dağıtım bölgesinde, özellikle de Şanlıurfa ve Mardin’in birçok yerinde 700 metre yeraltından çekilen su ile yapılan tarımsal sulama sırasında korkunç miktarlarda elektrik tüketiliyor. Yapılan hesaplamalara göre kayıt dışı elektrik kullanan ve 700 metreden su çeken bir çiftçi, bir dönüm pamukta sulama için yılda 3 bin 346 lira elektrik harcıyor. Çiftçilerin bildirdiğine göre, hasat sonrası bir dönümden elde edilen kazanç ise, masraflar düştükten sonra sadece 300 lira. Yani kazanılan paranın tam 11 katı elektrik, bedeli ödemediği için rahatlıkla kullanabiliyor. Söz konusu illerdeki çiftçilerin bir kesimi, kullandıkları elektriğin ortaya çıkmaması için sayaç takılmasına karşı çıkıyorlar. İşin garip tarafı ise, kayıt dışı elektrik ile tarımsal sulama yapanların, kullandıkları elektriğin ederi hakkında hiç bilgi sahibi olmamaları. Kaçak kullanım bedeli 1.8 milyar TL Dicle EDAŞ dağıtım bölgesindeki kaçağın parasal değeri yaklaşık 6 milyar lirayken, bunun 1.8 milyar lirası tarımsal sulamada kullanılıyor. Başta

öğrenci yurdundaki elektrik kaçağı, liseliyi öldürüyordu

S

inop’ta Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi’nin yatılı yurdunda kalan 10’uncu sınıf öğrencisi Kübra K, elektrik akımına kapıldı. Yoğun bakıma alınan öğrencinin annesi, nöbetçi öğretmenin olay sonrasında ambulans çağırmadığını öne sürerek ihmal iddiasında bulundu. İl Milli Eğitim Müdürü Nevzat Türkkan, konuyla ilgili soruşturma başlatıldığını söyledi.

76 Şubat

2016

Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır olmak üzere 6 ilde tarımsal sulamada kullanılan ve bedeli ödenmeyen kaçak elektriğin miktarı ise 5 milyar kWh dolayında. İhtiyacın üzerinde kullanılarak yüzde 75’i israf edilen kaçak elektriğin bedeli ise bütün toplumdan çıkıyor. Sadece tarımsal sulamada kullanılan kaçak elektrik, Türkiye’nin cari açığına yılda 400 milyon USD olarak yansıyor. Bunun ise büyük bir kısmı Rusya’dan doğalgaz alımına gidiyor. Dicle EDAŞ yetkilileri, bölge illerindeki çiftçilere Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Çiftçi Kayıt Sistemi’ne göre (ÇKS) yılda ortalama 1,4 milyar lira tarımsal destekleme parası ödendiğine dikkat çekerek, bunun karşılığında tarımsal sulamada bedeli ödenmeden harcanan elektriğin bedelinin 1,8 milyar lira olduğunun altını çizdi. Yetkililer, söz konusu rakamlara bakıldığında, bölge çiftçisine en büyük tarımsal desteklemeyi bölgenin enerji şirketi Dicle EDAŞ’ın yaptığının ortaya çıktığını kaydetti. Dicle EDAŞ yetkilileri, özellikle yaz aylarında tarımsal sulamada kaçak kullanım yüzünden elektrik şebekelerinin zarar gördüğünü, bunun da enerjide dalgalanmalara ve dolayısıyla da kesintilere yol açarak sağlık, iletişim ve eğitim gibi alanlarda aksaklıklara neden olduğunu vurguladı. Kaynak: Enerji Enstitüsü

Olayı çocuklarından öğrenen anne Seyhan K., “Benim o yurtta biri 16, biri 19 yaşında 2 çocuğum yatılı olarak kalıyor. Cumartesi günü çocuklar öğle yemeği sırasında yemekhaneye inmişler. Yemekler elektrikle ısıtılıyormuş. Orada da kaçak varmış ve bu daha önceden de biliniyormuş. Fakat yaptırılmamış. Kızımı da tabldotla yemek alırken bu kaçak akım çarpmış. Aradan bir müddet sonra çocuğum şoka girerek ‘Ellerim yanıyor’ diye çığlık çığlığa yerden kalkıyor. Büyük kızım yurdun nöbetçi öğretmenine durumu izah etmiş. Nöbetçi öğretmen ise ambulans çağırmak yerine çocukların dolmuşla hastaneye gitmesine izin vermiş” diyerek olayı anlattı. Kaynak: CNN Türk


Y

ingli Solar, Türkiye’deki güneş enerjisi projelerine referans olacak benzeri olmayan bir uygulamayı gerçekleştirdi. Türkiye’nin önde gelen tekstil kuruluşlarından İskur’a ait Kahramanmaraş tesislerindeki güneş enerjisi santralinde, güneş panelleri Türkiye’de ilk kez hem çatıya hem de araziye monte edildi. Yingli Solar Türkiye’nin, güneş enerjisi sektörünün tecrübeli firmalarından United Solar işbirliğiyle Türkiye’de ilk kez hem çatı kaldırma hem arazi tipi sistem bir arada uygulandı. United Solar’ın mühendislik ve kurulum hizmetlerini yüklendiği güneş enerjisi santrali Şubat 2016 tarihinde devreye alındı. İskur güneş santrali projesinde Yingli Solar’ın her biri 72 hücreli, 300W gücündeki 3 bin 339 adet panel kullanıldı. Toplam kurulu gücü 1 MWp (1001.7 kWp) olan proje, yılda 1,64 GWh elektrik üretecek.

Yingli Solar’dan benzersiz bir proje Türkiye’de ilk kez hem çatı kaldırma hem arazi tipi sistemin bir arada uygulandığı güneş enerjisi santrali projesinde Yingli Solar panelleri kullanıldı. United Solar işbirliği ile hayata geçen projede, tekstil şirketi İskur’un Kahramanmaraş tesislerine 1 MWp (1001.7 kWp) kapasiteli güneş enerjisi santrali kuruldu. Santral yılda 1,64GWh elektrik üretecek.

Konya’da 26 bin konutun elektrik ihtiyacı çöpten karşılanıyor

K

onya Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, belediyeye bağlı metan gazından elektrik enerjisi üretim tesisinin 4 üniteden oluştuğunu belirterek, “Tam kapasite ile çalışan tesisimiz günlük ortalama 26 bin konutun elektrik ihtiyacını karşılıyor” dedi. Akyürek, gazetecilere yaptığı açıklamada, metan gazından elektrik enerjisi üretim tesisinin Konya ve Türkiye açısından önemine değindi. Tesisin tam kapasitesiyle saatte 5,6 megavat enerji ürettiğini ifade eden Akyürek, şunları kaydetti: “Tesisimiz 4 üniteden oluşuyor. Tam kapasite ile çalışan tesis, günlük ortalama 26 bin konutun elektrik ihtiyacını karşılıyor. Enerji tesisinde saatte 2 bin 850 metreküp çöp, yakılarak enerjiye dönüştürülüyor. Tesiste 2015 yılında 43 milyon 232 bin 243 kilovatsaat elektrik üretildi. Aynı

Kahramanmaraş’ta benzeri yok Yingli Solar Türkiye Genel Müdürü Uğur Kılıç, İskur fabrikası için gerçekleştirdikleri projenin bölgedeki benzersiz projelerden biri olduğunu söyleyerek “Güneşten elektrik üretimi yapmak isteyen yatırımcıların yanında olmaya uluslararası tecrübemizle devam edeceğiz. Ülkemizin güneş enerjisi potansiyeli Avrupa’daki pek çok ülkeden daha fazla. Bu fırsatı avantaja çevirmek yatırımcının elinde. Bu sebeple 2016 yılında güneş enerjisi yatırımlarının hızla artacağını öngörüyorum.” dedi. İskur Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Kurtul, Kahramanmaraş’ta öncü bir projeye imza atmaktan memnuniyet duyduklarını dile getirerek, Yingli Solar güneş panellerinin performansına inandıklarını ve güvenle projelerinde kullandıklarını belirtti. Kurtul, ayrıca yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarının artarak devam edeceğini ifade etti. United Solar Genel Müdürü Cemal Nacaroğlu ise tecrübeli ekibiyle birlikte yoğun bir hazırlık dönemi sonrası projeyi sağlıklı bir şekilde hayat geçirdiklerini vurgulayarak, “Projede dünya tarafından kalitesi ve verimliliği onaylanmış Yingli Solar panellerini kullandık. Bu tercihimizdeki en büyük etken, alanında iki kez dünya pazar lideri olmuş Yingli Solar’ın güneş enerjisi santrallerinde yüksek performans, sürdürülebilir uzun soluklu performans sağlayan bir marka olmasıdır.” dedi.

zamanda üretim tesisinde jeneratörlerin çalışmasıyla ortaya çıkan ısı, eşanjör vasıtasıyla serada kullanılıyor.” Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve çevrenin korunması açısından çalışmalarını sürdüren Konya Büyükşehir Belediyesi, kentin çöplerinin toplandığı katı atık depolama sahasında elektrik enerjisi üretiyor. Geçen yıl 43 milyon 232 bin 243 kilovatsaat elektrik üretilen tesiste, aynı zamanda jeneratörlerin çalışmasıyla ortaya çıkan ısı, serada kullanılıyor. Kaynak: Anadolu Ajansı

77 Şubat

2016


Milletvekillerinden enerji faturasına itiraz

V

atandaşı isyan ettiren yüksek elektrik faturalarına milletvekillerinden de itiraz geldi. AK Parti Bursa Milletvekili Cemalettin Kani Torun, “Vatandaş boğazımıza sarılmış vaziyette, 400 liralık faturanın 200 lirası dağıtım bedeli” dedi. Hatay Milletvekili Fevzi Şanverdi de elektrik kesintilerine dikkat çekti. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sefa Sadık Aytekin ise faturaların yüksek gelmesinin elektrik maliyetleriyle değil, iletim ücretlerinin EPDK tarafından arttırılmasıyla ilgili olduğunu söyledi. Meclis Dışişleri Komisyonu’ndaki uluslararası enerji anlaşmalarıyla ilgili görüşmelere yüksek elektrik faturaları ve elektrik kesintileriyle ilgili tartışma damgasını vurdu. Komisyonun perşembe günkü oturumunda yaşanan tartışma tutanaklara şöyle yansıdı: AK Parti Bursa milletvekili Cemalettin Kani Torun: Ben anlaşmayla ilgili değil de başka bir konu soracağım Enerji Bakanlığımız Müsteşar Yardımcısına. Bu seçim bölgemizde vatandaş boğazımıza sarılmış vaziyette. 400 liralık elektrik faturalarının 200 lirası dağıtım bedeli ve müthiş derecede yılbaşı sonrasında gelen faturalar çok yüklü faturalar. Bunu nasıl izah ediyorsunuz?

AK Parti İstanbul Milletvekili Serap Yaşar: Güneydoğuyu da koyalım içine, hep beraber… AK Parti Hatay Milletvekili Fevzi Şanverdi: Elektrik kesintilerini de ilave edelim. CHP İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı: İstanbul’da bile kesiliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sefa Sadık Aytekin: Sayın Başkan, tabii, bugünlerde çok güncel enerji konusu, faturaların yüksek gelmesi noktası. Bu enerji dağıtım şirketlerinin enerji dağıtımının özelleştirilmesinden sonra iletim şebekelerindeki iletim ücretlerinin EPDK tarafından belli bir yıl sonra artırılmasıyla alakalı, elektrik maliyetleriyle alakalı değil. Torun: Dağıtım bedeli niye bu kadar yüksek yani? Aytekin: Belli bir yıl geçtikten sonra EPDK’nın fiyatlama mekanizmasında EPDK sabit tuttuğu o dağıtım ücretini belli bir yıl sonra artırıyor. Çünkü şirketin de belli bir zaman sonra dağıtım şebekesine bir yatırım yapma ihtiyacı oluyor. Bu yatırımın maliyetinin karşılanmasını da bu dağıtım şebekesine konan ücretin artırılmasıyla karşılanıyor. Kaynak: Hürriyet

78 Şubat

2016

Enerji kimlik belgesi konutların değerini belirleyecek

E

nerji tasarrufu kapsamında binalara 2 Mayıs 2017’ye kadar enerji kimlik belgesi alınması zorunlu olacak. Bu tarihten itibaren tapu işlemleri bu belge ile yapılacak. Belge, ev alırken, satarken ve kiralarken de konutların değerini belirleyecek. Enerji performans yönetmeliği doğrultusunda mevcut binalarda enerji kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması için 2 Mayıs 2017 tarihine kadar enerji kimlik belgesi alınmasının zorunlu olduğunu hatırlatan Güney, şunları söyledi: “Artık ev alırken, satarken veya kiralarken sadece konumuna, manzarasına, oda sayısına değil, enerji kimlik belgesinin değerine bakarak hareket edeceğiz. Tapuda işlemler artık bu belgeyle beraber yapılacak. Binaların ne kadar enerji harcadığını gösteren bu belge aynı zamanda sınıfını da belirleyecek. Daha yüksek sınıftaki bir daire için daha fazla ödemeye razı olacağız. Devlet bunlarla ilgili teşvikler öngörüyor. Enerji kimlik belgesinde yüksek sınıfta yer alan binalara çeşitli indirimler verilerek teşvik yoluna gidilecek.” Enerji verimliliğinin sağlanması için binada enerji kaybının yaşandığı noktaların belirlenip ne tür revizyonlar yapılarak kaybın azaltılabileceğine veya durdurulabileceğine bakılması gerektiğini vurgulayan Güney, şunları kaydetti: ”GNYAPI olarak termal kamera çekimleriyle binaların ısı kayıp noktalarını tespit edip, gereksinimlere ilişkin detaylı raporlar sunuyor, bunlarla ilgili doğru çözümler önererek binaları verimli hale getiriyoruz. Yaşadığımız konutlarda ısı yalıtımın ideal bir şekilde uygulanması ile enerji tüketimi ve doğalgaz faturalarında yüzde 50’ye varan oranlarda tasarruf elde edilebilir. Bunu yaparken ilk başta bir maliyete katlanıyoruz, ama öbür taraftan da bu katlanmış olduğumuz maliyet sağlamış olduğumuz enerji tasarrufu ile beraber bizim cebimize geri dönüyor. Bu amaçla yatırılan bedel, sağlanan tasarrufla 1-2 yıl içinde karşılanıp sonrasındaysa kazandıran yatırıma dönüşür” Güney, enerji kimlik belgesinde istenilen enerji sınıfına ulaşmak için mantolama ve diğer yalıtım uygulamalarının belirli kriterlere uygun yapılması gerektiğinin de altını çizdi. Kaynak: Emlak Haber


79 Şubat

2015


Hazırlayan: Can Cengiz

www.elektrikdergisi.com

ENERJİ DÜNYASINDAN

Güney Kıbrıs yeniden doğalgaz aramasına başlıyor Rum hükümeti Kıbrıs’ın Münhasır Ekonomik Bölgesi’nde (MEB) üçüncü tur petrol ve doğalgaz araştırmasına başlayacak. Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, Rum Bakanlar Kurulu’nun bugünkü toplantısında adanın Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisinde hidrokarbon araştırmalarına üçüncü turla devam etmeye karar verdiğini bildirdi. Rum Bakanlar Kurulu’nun, kararın en kısa sürede uygulanabilmesi için gerekli önerilerin sunulması konusunda Rum Enerji Bakanı Yorgos Lakkotrypis’in yetkilendirdiğini belirten Hristodulidis, hükümetin “işlemler tamamlanana kadar” başka bilgi veremeyeceğini kaydetti. Kaynak: Enerji Enstitüsü

Dünya genelinde 175 petrol ve gaz şirketi iflas riski altında 2016 yılında dünya genelinde 175 petrol ve gaz

şirketinin iflas riski altında olduğu belirtildi. ABD’de 16 ay içinde toplam 60 gaz firması iflasını istedi. 1845’te Londra’da kurulan ve merkezi New York’ta olan ABD’li danışmanlık firması Deloitte’in, dünya genelinde 500 firma arasında yaptığı araştırma sonucunda, 175 petrol arama ve üretim firmasının iflas riski altında olduğu ortaya çıktı. 160 firmanın düşük bir baskı altında olmasına rağmen, 2016 içinde aynı seviyede endişe verici noktaya gelebileceği kaydedilen araştırmada, 175 firmanın, petrol fiyatlarının düşük olması ve 150 milyar dolarlık borç yüzünden “yüksek riskli” hale geldiği bildirildi. Deloitte’in konuyla ilgili açıklamasında, petrol arama ve üretim firmalarının bugünkü iflasları ve mali durumları, Büyük Buhran dönemindeki enerji firmalarının içinde bulunduğu döneme benzetilirken, durumun daha da kötü hale gelebileceği belirtildi. Kaynak: Deloitte

AB, Rusya’ya olan bağımlılığı azaltmayı planlıyor Avrupa Komisyonu Avrupa Birliği’nin Enerji Güvenliği Stratejisi kapsamında

bir dizi öneride bulundu. Yeni strateji kampsamında bölgede agresif politikalar izleyen Rusya’ya olan bağımlılığın azaltılması gerektiği bildirildi. Enerji Güvenliği Stratejisi ile ilgili açıklama yapan Avrupa Komisyonu’nun Enerji’den sorumlu üyesi Miguel Arias Canete “Önemli olan daha fazla doğalgaz kullanmak değil, doğalgazı akıllıca kullanmak” dedi. Miguel Arias ayrıca, Avrupa’da bir enerji krizi yaşanırsa, devletlerin ilk önce büyük şirketlere değil; evlere ve sosyal kurumlara enerji sağlaması gerektiğini kaydetti. Avrupa Komisyonu mevzuatı değiştirerek hükümetlerarası anlaşmalar konusunda daha fazla yetki sahibi olmak istiyor. Avrupa Birliği enerji tedariğini çeşitlendirmeye çalışıyor. Avrupa Birliği’nin enerji güvenliği paketi Avrupa Parlamentosu’nun gündemine getirilecek.

80 Şubat

2016


Statoil, yenilenebilir enerjiye odaklanan yeni bir yatırım fonu oluşturdu Norveçli petrol şirketi

Statoil ASA, yenilenebilir enerjiye odaklanan yeni bir risk sermayesi fonu oluşturdu. Petrol ve gaz portföyünü karlı yenilenebilir enerji ve düşük karbon teknolojileriyle tamamlamak isteyen Statoil, 200 milyon dolar büyüklüğündeki yeni fon ile 4-7 yıllık dönemler için offshore ve onshore rüzgar, güneş santrallerini, enerji depolama, enerji nakil, enerji verimlilik ve akıllı iletim hatları alanlarına yatırım yapacak. Kaynak: Statoil

Edf, İngiltere’deki 4 nükleer santralin süresini uzattı Fransız enerji şirketi EDF (Electricite de France) İngiltere’deki dört nükleer santralin faaliyet süresini uzatma kararı aldı. İngiliz yayın kurumu BBC, EDF’nin mevcut “Heysham 1” ve “Hartlepool” nükleer santrallerinin faaliyet süresini beş yıl daha artırarak 2024’e, “Heysham 2” ve “Torness” santrallerinin faaliyet süresini ise yedi yıl daha artırarak 2030’a kadar uzatma kararı aldığını duyurdu. EDF’nin ayrıca İngiltere’nin güneyinde Hinkley Burnu’nda yapılması planlanan nükleer santrale ilişkin olara k nihai yatırım kararını da yakında duyurması bekleniyor. İngiliz basınına göre 2019 yılında temeli atılacak Hinkley Point nükleer santrali için toplamda 18 milyar sterlin yatırım gerekecek. Kaynak: EDF

petrol üretimini dondurmak için anlaştılar Rusya, Suudi Arabistan, Katar ve Venezuela’nın petrol bakanları, Doha’da petrol

arzıyla ilgili görüştü. Katarlı bakan, Riyad ve Moskova’nın diğer üreticilerin de kendilerini takip etmesi halinde petrol arzını Ocak seviyesinde tutma konusunda anlaştıklarını açıkladı. Suudi Arabistan Petrol Bakanı Al- Naimi, Suudi Arabistan, Rusya, Katar ve Venezuella’nın üretimi ocak ayındaki seviyelerde dondurmak için anlaştığını açıkladı. Al- Naimi, ” üretimi ocak ayı sevilerinde dondurma kararı petrol piyasalarının düzelmesi için yeterli olacak” dedi.Kaynak: Enerji Enstitüsü

81 Şubat

2016


EX-PROOF • TANITICI REKLAM

PROTAŞ

LED’li Ex-proof Aydınlatma Armatürleri Ex-proof (Alevsızdırmaz) ürünler, endüstride, havada bulunan kimyasal gaz veya tozlardan dolayı parlayıcı-patlayıcı özellik taşıyan ortamlarda kıvılcım sebebiyle patlama ve yangın tehlikesini önleyerek can ve mal kaybını engellemek için kullanılan özel yapıya sahip mekanik ve elektriksel teçhizatlardır.

Patlamanın oluşması için üç unsurun bir arada olması gerekmektedir: 1. Yanıcı/Parlayıcı/Patlayıcı madde (gaz, buhar,toz, lif) 2. Oksijen (var olan atmosferik ortamdaki hava) 3. Ateşleme Kaynağı (elektrik arkı, ısı, kıvılcım,alev) Bu üç unsurdan biri devre dışı edilebilirse patlama tehlikesi kalmaz. Oksijen ve yanıcı maddeyi devre dışı bırakmak mümkün olmayabilir. Bu noktada Ex proof elektrik malzemeleri devreye giriyor.

Bu malzemeler özel yapıları sayesinde cihazda oluşabilecek arkların neden olacağı yanma ve patlamaları muhafaza ederek dış ortamla temas haline geçmesini engeller. İçeride oluşan bu ark, alev çıkmasına sebep olsa da, cihaz mahfazası onu kendi içerisinde soğutarak dışarıya sıcak olarak sızdırmama özelliği taşır.

elemanlarında enerji verimliliğinden faydalanmak için mükemmel bir fırsat yakalanmıştır. Böylelikle geleneksel floresan armatürlerle aynı aydınlatma düzeyi elde edilirken, LED teknolojisinin enerji tasarrufu konusundaki büyük avantajlarından faydalanılabilecektir. Aynı zamanda kullanım ömrü olarak geleneksel aydınlatma armatürüne göre de üstünlük sağlanmıştır. Endüstriyel gelişmeleri ve teknolojik yenilikleri yakından takip ederek, bunları kendi bünyesinde uygulayan PROTAŞ , dünya standartlarına uygun exproof elektrik malzemelerini ülkemizde üretmekte yirmi beşinci yılı aşkın bir deneyimle , Türkiye’de ATEX sertifikalı LED armatür üreten ilk firma olmayı başarmıştır.

Led floresan aydınlatma armatürleri

LED Floresan ve LED Projektör Alev yolları sayesinde içeride oluşan patlamanın dışarıya soğuyarak çıkışı

82 Şubat

2016

Exproof malzemelerin patlayıcı ortamlarda can ve mal kaybını engellemek için sahip oldukları yapıları ile LED teknolojisi birleştirilerek patlayıcı ortamlarda kullanılması zorunlu aydınlatma

LED projektör



EX-PROOF • TANITICI REKLAM

EKSEN MÜHENDİSLİK

EX- PROOF ÜRÜNLER

Y

anıcı ve patlayıcı gaz ortamlarında, rafinerilerde, dolum tesislerinde ve buna benzer risk teşkil eden patlayıcı gazın sürekli mevcut olduğu kimya, ilaç, boya , parfüm fabrikalarında kullanılan Ex-Proof aydınlatma armatürleri ve anahtarları,start stop ve acil stop butonları, ExProof çakar ikaz, siren, telefon ve el fenerleri, ex -proof kablo rakorları ve bağlantı parçaları, irtibat kutuları ve panolar, ex-proof tanker topraklama cihazı, ex proof motorlar. Ex-proof duvar tipi, kanal tipi, çatı tipi ve santrifüj tipli fanlar stoklu olarak bulunan ürünlerimizin bazılarıdır. Eksen Mühendislik Elektrik Sanayi Tic. Ltd. Şti. EX-PROOF ( Alevsızdırmaz ) elektrik malzemeleri İtalyan COSIME, İngiliz DIALİGHT PEPPERS firmaları ile WAROM ve COOPER CEAG ATEX sertifikalı ürünlerinin Türkiye temsilcisidir. İthalatını yaptığımız tüm ex-proof

84 Şubat

2016

ürünler ATEX sertifikalı ve CE belgelidir. Son teknoloji ex-proof led ürün satışlarımızda stoklu olarak başlamıştır Ayrıca Coelbo, Cemp, Wolf, Helios, Ostberg, Tepex, Teleindustria, Kromamec markalı ATEX Sertifikalı CE Normlu ürün satışlarımız vardır. Bu ürünler dünyanın dört bir yanında kullanılmakta olup teknik destek ve garanti konularında müşterilerimize Avrupa kalitesini sunmanın gururunu taşımaktayız. Ex-proof fanlarda ürünün tamamını kapsayan ( motor + pervane komple akuple ) ATEX sertifikalıdır. HELIOS ve ÖSTBERG markalı fanlar stoklu olarak bulunmaktadır. Eksen Mühendislik geniş ürün yelpazesi ve stoklu ürünleri ile müşterilerine en iyi hizmeti sunmakta ve gerektiğinde malzeme keşfi, seçimi, montajı ve uygulama alanları belirlenmesi konusunda teknik destek vermeyi sürdürmektedir.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K



EX-PROOF • TANITICI REKLAM

ELPİM MÜHENDİSLİK

Doğru noktada doğru ex-proof Elektrik Malzemesi Seçimi Tehlikeli sahaların sınıflandırılması, belli bir ortamda var olan patlayıcı ya da yanıcı gaz veya tozun cinsi baz alınarak yapılır. Yine de tehlikeli sahaların sınıflandırılmasıyla ilgili dünya çapında yüzde 100 kabul gören standart veya yöntem olmadığını belirtmekte yarar var.

T

ehlikeli sahalarda kullanılan elektrik malzemeleri, patlamaya neden olabilecek bileşenlerin aynı ortamda bulunmasını engellemelidir. Bu tarz ürünleri seçerken ATEX sertifikalı, EEx ve CE işaretli olmalarına özen gösterilmeli; riskli alanlardaki uygulamaların uzman kişi ve kurumlar tarafından yapılmasına dikkat edilmelidir. Ex-proof ya da explosionproof elektrik malzemeleri; rafineriler, petrokimya tesisleri, boya fabrikaları, ilaç fabrikaları, silah fabrikaları, demir çelik tesisleri, maden ocakları vb. kuruluşların; patlama ve yangın riski altındaki tehlikeli sahalarında, bu risklerin etkilerini bertaraf ya da minimize etmek için kullanmak zorunda oldukları cihazlardır. Öncelikle tehlikeli sahaları tanımlamakta, buraların nasıl sınıflandırılması gerektiğine göz atmakta ve konuyla ilgili koruma yöntemlerini içeren direktif ve standartlardan söz etmekte yarar vardır.

Tehlikeli sahalar ve patlama üçgeni

Patlayıcı veya yanıcı gaz, buhar ve tozların bulunduğu ortamlar, hava ile temas ettiğinde potansiyel patlayıcı atmosferler halini alırlar ve aşırı ısınma, kıvılcım vb ateşleme kaynaklarının varlığıyla her an infilak etme riski taşırlar. Bu nedenle, söz konusu üç bileşenin bir arada olduğu ortamlar, tehlikeli sahalar olarak adlandırılırlar. Adı geçen üç bileşenden (patlayıcı veya yanıcı gaz, buhar, toz-havaateşleme kaynağı) herhangi bir tanesi bertaraf edildiğinde, patlama ya da yanma riski ortadan kaldırılmış olur. Ancak, patlama üçgeninin tüm bileşeninin aynı anda var olması da bir yangın ya da patlama için yeterli

86 Şubat

2016

olmayabilir. Çünkü patlama ve yangının oluşumu, belli gaz/toz karakteristiklerinin varlığına bağlıdır.

Tehlikeli sahaların sınıflandırılması ve ilgili standartlar

Tehlikeli sahaların sınıflandırılması, belli bir ortamda var olan patlayıcı ya da yanıcı gaz veya tozun cinsi baz alınarak yapılır. Yine de tehlikeli sahaların sınıflandırılmasıyla ilgili dünya çapında yüzde 100 kabul gören standart veya yöntem olmadığını belirtmekte yarar var. EN 60079-10 gazlarla ve EN 50281-3 tozlarla ilgili Avrupa ülkelerinde hazırlanmış standartlardır. Söz konusu standartlar, IEC normları ile uyum içinde olup Kuzey Amerika sisteminden ufak tefek farklılıklar gösterir. Biz burada iki sistem arasındaki (üçlü zone ve ikili division sistemleri) farklılıkları incelemek yerine Kuzey Amerika dışında tüm dünya tarafından genel kabul görmüş Avrupa standartlarını dikkate alacağız. Avrupa standartlarında tehlikeli sahalar aşağıdaki gibi sınıflandırılmışlardır:

Gaz bulunan sahaların sınıflandırılması

Zone 0: İçerisinde daima patlayıcı bir gaz karışımı bulunan sahalar (örneğin bir akaryakıt tankının içerisi) Zone 1: Bir tesisin faaliyeti sırasında patlayıcı bir gaz karışımı olma ihtimali olan sahalar (örneğin Zone 0’a yakın sahalar) Zone 2: Normal şartlar altında içerisinde patlayıcı bir gaz karışımı bulundurmayan ya da çok kısa bir süre için bulunduran sahalar (örneğin arıza veya kaza durumlarında)


CEM İNALÖZ / ELEKTRİK-ELEKTRONİK MÜHENDİSİ

Toz bulunan sahaların sınıflandırılması

Zone 20: İçerisinde daima patlayıcı bir toz ortamı bulunan sahalar Zone 21: Bir tesisin faaliyeti sırasında patlayıcı bir toz ortamı olma ihtimali olan sahalar Zone 22: Normal şartlar altında içerisinde patlayıcı bir toz ortamı bulundurmayan ya da çok kısa bir süre için bulunduran sahalar Rafineriler, petrokimya tesisleri, vb kuruluşlar faaliyetlerinin doğası gereği mutlaka yanıcı veya patlayıcı gaz, buhar ve toz karışımları içeren tehlikeli sahaları bünyelerinde barındıracaklardır. Bu tarz alanlara sahip olan tesislerde, patlama üçgeninin en kritik bileşeni ateşleme kaynağı olarak karşımıza çıkar. En yaygın ateşleme kaynakları, ark ve kıvılcımlar veya aşırı yüksek sıcaklıklarıdır. Tehlikeli sahalar işin uzmanları tarafından doğru olarak belirlendikten sonra yapılması gereken, en uygun elektrik malzemesini seçerek söz konusu ateşleme kaynaklarının meydana getirdiği patlama riskini ortadan kaldırmaktır. Tercih edilen elektrik ekipmanları, patlama üçgeninin bileşenlerinin aynı anda ortamda bulunmasını engelleyecek şekilde korumalı olarak tasarlanmış olmalıdır.

Koruma yöntemleri ve ATEX direktifi

Koruma yöntemleri üç ana prensipten esinlenerek geliştirilmiştir bunlar: A) Tutma B) Önleme C) Ayırma (tecrit etme) şeklinde sıralanır. A) Tutma (Ex-d): Patlamaya izin veren tek yöntemdir. Ancak, içerdiği çok iyi tanımlanmış bir bölge sayesinde patlamanın çevresindeki atmosfere yayılmasına izin vermez. Patlama böylece, alev sızdırmaz adını verdiğimiz bölgenin içinde tutulmuş olur. Bu yöntem, bilinenlerin en eskisi fakat en güvenli ve etkilisidir.

B) Önleme (Ex-e, Ex-n, Ex-i): Bu yöntem, elektrik malzemelerinin normal çalışmaları sırasında patlayıcı bir karışımı ateşleyecek şekilde ark yapmayacak veya aşırı ısınmayacak şekilde tasarlanması mantığına dayanır. Tekniğin iki temel koruma yöntemi vardır: Emniyeti artırılmış (Increased Safety) ve kendinden emniyetli (Intrinsically Safe). Bunlardan birincisi, bütün alçak gerilim malzemelerini kapsarken (özellikle aydınlatma armatürleri) diğeri gerilim ve akımın çok düşük olduğu uygulama alanlarında devreye girer. C) Ayırma (Ex-m, Ex-o, Ex-q, Ex-p): Canlı elektriksel parçaların ya da sıcak yüzeylerin, patlayıcı karışımdan birbirleriyle asla temas halinde olamayacak şekilde fiziksel olarak ayrılması prensibine dayanır. Bu yöntemin içerdiği koruma teknikleri arasında, patlayıcı karışımla temas halinde olmaması gereken bölgelerin basınç altında tutulması; kuvars kumuyla doldurulması, yağa daldırılması ya da reçine bazlı kimyasal maddeler içerisine gömülmesi gibi sistemler bulunmaktadır. Yukarıda bahsettiğimiz üç temel koruma prensibinin değişik yollardan uygulanmasını sağlayacak onlarca metot geliştirilmiş olsa da her bir yöntem, belli bir grup uygulamada kullanılır ve bir diğerine uygulama olanağı yoktur. Bu nedenle kullanıcının kendi durumuna özel yöntemi seçmesi esastır. Bilindiği üzere 1 Temmuz 2003 tarihinden itibaren ATEX 94/9/EC direktifi, exproof elektrik malzemeleri üretim ve kullanımında Avrupa Birliği ülkelerinin yasal ve zorunlu referansı haline gelmiştir. Sonrasında bu ülkelerdeki bütün standartlar ve uygulamalar söz konusu direktifle uyumlu hale getirilmiştir. ATEX 94/9/EC direktifi, Avrupa genelinde homojen bir uygulamayı sağlarken; buna uygun olarak üretilen ürünlerde EEx ve CE markalarının da bulunmasını zorunlu kılmıştır. ATEX (Patlayıcı Ortamlarda Kullanılan Elek-

trikli Cihazlar ve Koruyucu Sistemler) direktifine uyulması yönündeki karar, 30.12.2006 gün ve 26392 sayılı Resmi Gazete´de yayımlanmış ve Türkiye’de patlayıcı ortamlarda ex-proof elektrik malzemesi kullanımı zorunluluğu getirilmiştir.

Ex-proof elektrik malzemeleri seçerken nelere dikkat edelim?

Uzman teknik personel tarafından ex-proof elektrik malzemesi seçerken göz önüne alması gereken temel kriterler, ürünün ATEX sertifikalı ve EEx ve CE markalarına sahip olmasıdır. ATEX’li ürün seçerken ise uzun yıllar sorunsuz kullanım ve güvenilirlik açısından söz konusu malzemeleri imal eden firmanın kimliği (markası), ürün çeşitliliği, çözümlerindeki esnekliği, konunun çok spesifik ve hassas bir konu olmasından dolayı satış öncesi ve sonrasındaki teknik destek büyük önem kazanmaktadır. Elpim Mühendislik, tehlikeli sahalar için ex-proof elektrik malzemeleri konusundaki 20 yılı aşan bilgi birikimi, deneyimi ve hizmet kalitesiyle ülkemizin önde gelen sanayi kuruluşları için güvenilir ve her zaman tercih edilen bir partner olmuştur. Bu bağlamda Elpim Mühendislik, sadece bir tedarikçi değil; aynı zamanda portföyündeki ürün çeşitliliği ile satış öncesinde malzeme seçimi, satış sonrasında ise montaj ve uygulama alanları ile ilgili üst düzeyde teknik destek veren bir çözüm ortağıdır. Her biri ATEX sertifikalı, EEx ve CE markalı ürünlerde dünyanın önde gelen şirketleri arasında yer alan Cortem Group, Schuch, Hawke, Capri Codec, Victor Lighting, Killark ve Palazzoli’yi Türkiye ile bölge ülkelerinde Elpim Mühendislik temsil etmekte ve bu firmaların ex-proof aydınlatma armatürleri, terminal kutuları, kumanda üniteleri, kablo glendleri, boru fitting malzemeleri ile priz, fiş ve anahtarlarını müşterilerine sunmaktadır.

87 Şubat

2016


KABLO • TANITICI RÖPORTAJ

HES KABLO

40 yılı aşan tecrübesiyle kablo sektörünün lideri

H Hes Kablo Genel Müdür Yardımcısı Şükrü Kakillioğlu

Hes Kablo olarak çatısı altında bulunduğumuz Boydak Holding’in yönetim değerleri ve kuralları altında organizasyon yapımızı şekillendiriyoruz. 1974 yılında enerji kabloları üretmek üzere kurulan markamızla, sektördeki 40 yılı aşan tecrübesiyle ve yaptığı yatırımlarla bugün fiber optik kablo, bakır haberleşme kablosu, enerji kablosu, yüksek gerilim enerji kablosu, alüminyum iletken, emaye bobin teli üretimiyle kablo ve tel sektörüne hizmet veriyoruz.

es Kablo olarak hizmet verdiğimiz kablo sektöründe en bilinen ve tercih edilen marka olmamızın arkasında sektörün ihtiyaçlarını yakından takip ederek uygun ve kaliteli ürünleri müşterilere sunmamızın yanı sıra kablo üretiminin temel hammaddelerinden olan bakır ve alüminyum filmaşin üretimini, dolgu/kılıf/izole gibi maddelerin hammaddesi olan PVC ve HFFR granül üretimini, paketleme malzemeleri olan makara, sandık, palet gibi malzemelerin üretimini kendi entegre tesislerimizde üretmemiz de önemli bir rol oynuyor. Son yayınlanan İSO 500 listesinde 68’inci sırada yer alan markamız, Türkiye kablo üreticisi liderliğini bu liste ile tescillemesinin yanı sıra 2004 yılından bu yana 11 yıldır üst üste kablo sektörünün lideri olarak da İSO listesindeki yerini koruyor.

Şubat

2016

Ürettiğiniz ürünler ve teknik özellikleri ile ilgili bilgi verir misiniz? •

88

Ürünlerimiz; binalarda kullanılan kablolar, enerji ve data kabloları olarak iki gruba ayrılabilir. Enerji kabloları Hes Kablo firmamızda, data kabloları ise iştirakimiz olan HCS Kablolama firmamızda üretilmektedir. Her iki grup kablo ürünlerimiz ürün performansı ve yangın güvenliği normlarına uygunluğu nedeni ile seçkin bina projelerinde özellikle tercih edilmektedir. Hes Flaret Halojensiz (HFFR) emniyet kablolarının özellikleri;

• •

Flor, klor, brom ve iyot gibi halojen elementleri içermezler. HFFR malzemeler yandığında zehirli gaz ortaya çıkmaz, sadece su ve karbondioksit oluşur. Alev iletmezler. Polietilen (PE) ve polipropilen (PP) halojensiz ancak kolay yanabilen malzemelerdir. Kendi kendine sönebilir. Alüminyum veya magnezyum hidroksit ihtiva eden özel bileşikler kullanılarak bu özellik sağlanır. Yangın esnasında duman yoğunluğu çok azdır. Bu nedenle bilhassa insan hayatının tehlikede olabileceği yerlerde kullanılır. Elektik iletimini önemli bir süre devam ettirir (800 ± 50 °C de 180 dakika). Yangın ortamında 180 dakikaya kadar çalışmasını sürdüren, alevin kablo boyunca yayılmasını önleyen, zehirli gaz çıkarmayan, görüşe mani duman yoğunluğu bulunmayan, korozif ortam oluşturmayan halojenden arındırılmış (LSOH) HES FLARET kablolar işletme emniyetini en yüksek düzeyde güvence altına alır. İlave olarak cam elyaf, mika ve benzeri bant ve malzemeler kullanılarak kablonun fonksiyonu FE 180/E90 seviyesine kadar yükseltilebilir. HES FLARET Kablolar TSEK ve VDE kalite belgelerine sahiptir. PVC malzemeler her ne kadar


ilave katkı malzemeler ile aleve daha fazla dayanma sağlamasına karşın, bu kablolar aleve maruz kaldıklarında insan sağlığı için zararlı olan toksik gazlar üretmektedir. Daha önceleri kullanılan Antimon Oksit bazlı malzemeler kanserojen etkisinden dolayı yerini Alüminyum Hidroksit (Al(OH)3) ve Magnezyum Hidroksit (Mg(OH)2) tabanlı malzemelere bırakmaktadır. Bu kablolar; tesisat kablosu veya 0.6/1kV enerji kablosu (zırhlı veya zırhsız) olarak üretilmektedir. Ayrıca bu malzemeler XLPE izoleli kabloların dış kılıfı olarak kullanılmaktadır Yangın sırasında ortaya çıkacak riskleri azaltmak için geliştirilen üstün özelliklere sahip FLARET kablolar, diğer yandan PVC kabloların elektrik ve mekanik yönden bütün özelliklerine sahiptir. Kablolarımızda kullanılan izolasyon, dolgu ve kılıf malzemeleri Hes Kablo’nun kendi bünyesinde üretilmektedir.

Hes Kablo’nun ürettiği Alev İletmeyen HES FLARET Halojensiz kablo tiplerinden bazıları aşağıdaki gibidir; • Tesisat Kabloları (300/500V, 450/750V) H05Z1-U, HO7Z1-U, H07Z1-R, H05Z1-K, H07Z1-K NHMH-J / O NHXMH-J / O NHXHX-J / O H03Z1Z1-F, HO5Z1Z1-F H03Z1Z1H2-F, HO5Z1Z1H2-F LIYCY

• Alçak Gerilim Kabloları (0.6/1kV) N2XH N2XCH N2XRH Halojenler flor, klor, brom ve iyot gibi elementlerdir. PVC, NR, SBR, PVDF, PTFE, FEP gibi polimer malzemelerden yapılan kablolar HALOJEN elementleri içeren kablolardır. PE, PP, EPR, EVA, SR (Silikon) gibi malzemelerden yapılan kablolar HALOJENSİZ kablolardır. Fakat PE, PP, EPR gibi malzemeler kolayca alev

89 Şubat

2016


alabilmektedirler. Bu tip malzemelere alev geciktirici malzemeler katılarak HFFR (Halojensiz Alev Geciktirici) tipi kablolar oluşturulmaktadır. Son olarak geçen yılsonunda ürün gamımıza Solar kabloları ekledik. PV1-F solar (fotovoltaik) kablolar; TS EN 60228 standardına göre üretilmiş; Sınıf 5 (Flexible) elektrolitik, kalay kaplı bakır tel, güneş panelleri gibi çeşitli fotovoltaik sistem elemanlarının bağlantılarında kullanılmak üzere tasarlanmıştır. PV1-F solar (fotovoltaik) kablolarımız UV, Ozon ve Dış hava şartları dayanımı yüksek, Çapraz bağlı, Düşük duman yoğunluklu, Halojensiz (LSFOH) TÜV onaylıdır. PV1-F kablolar; yüksek mekanik gereksinimleri karşılayacak, aşırı sıcak ve soğuk hava koşullarında uzun süre kullanılabilecek şekilde tasarlanmıştır. Ozona ve ultraviyole ışınlara karşı dayanıklıdır Bu tip kablolar 25 yıllık kullanım ömrüne

90 Şubat

2016

sahiptir. Fotovoltaik uygulamalarda, güneş paneli dizileri ve inverterler gibi sistemlerin çeşitli unsurları arasındaki bağlantılar için özel tasarlanmıştır. Korumasız olarak, boru içinde veya benzer kapalı sistemlerde, iç veya dış sabit tesislerde kullanılır. Teknik Özellikler: Nominal Çalışma: 0,6/1 kV A.C. (Umax.: 1,8 kV D.C.) Test Voltajı : 6 kV (5 dakika) Kullanım Sıcaklığı: -40°C ile +120°C arası Kısa devre Sıcaklığı: 250° C (5 sn.) Çekme Dayanımı: İşletmede 15 N/ mm²; Kurulumda 50 N/mm² Tüm elektriksel ve mekanik özellikleri, “TÜV 2 Pfg 1169/08.2007” şartlarına uygundur. Yakın zamanda ise fizibilite çalışması yaptığımız düşük akım kabloları ve sinyal kabloları alanında ciddi çalışmalar yapıyoruz. Bunun yanında son olarak geçen yılsonunda ürün gamımıza Solar kabloları ekledik. PV1-F solar (fotovoltaik) kablolarımız TS EN 60228 standardına göre üretiliyor. Bu kablolar sınıf 5 (Flexible) elektrolitik, kalay kaplı bakır tel, güneş panelleri gibi çeşitli fotovoltaik sistem elemanlarının bağlantılarında kullanılmak üzere tasarlanıyor. PV1-F solar (fotovoltaik) kablolarımız UV, ozon ve dış hava şartları dayanımı yüksek, çapraz bağlı, düşük duman yoğunluklu, halojensiz (LSFOH) ve TÜV onaylı.

Sahip bulunduğunuz yerli ve uluslararası standart belgeleri ve kalite sertifikalarına ilişkin bilgi verir misiniz? Hes Kablo olarak hem yurtiçinde hem de yurtdışında geçerli belgelendirmeleriyle de kalite ve güvenilirliğini tescil etmiş bir


markayız. Hes Kablo tesislerinde üretilen ürünler, kalite sistemleri ISO 9001, ISO 10002, ISO 14001, ISO 17025, ISO 50001, TS 18001 başta olmak üzere ulusal ve uluslararası gözetim firmalarının periyodik olarak yapmış olduğu denetimler sonucu ISO, TSE, VDE, GOST, UKRSEPRO ve KEMA gibi kalite belgelerinin sahibi konumunda…

Ürünlerinizin uluslararası pazarlardaki kullanımına ilişkin açıklamalar yapar mısınız? Yakın bölgemizdeki olumsuzluklardan dolayı ihracat hedefimizde bazı sapmalar yaşamış olsak da istikrarlı büyümemize her yıl olduğu gibi bu yıl da devam ettik. Hes Kablo olarak bugün ürünlerimizi dünyanın her kıtasından 130’dan fazla ülkeye ulaştırıyoruz. Bu yıl öncelikle ihracatımızı arttırma, bunun yanında yeni ürün gruplarımızla daha geniş pazarlara

hitap etmek hedeflerimizin başında yer alıyor.

Sektörün sorunlarına ilişkin düşünceleriniz? Diğer birçok alanda olduğu gibi, kablo standardı konusunda ülkemizde ciddi bir eksiklik olduğunu söyleyemeyiz. Temel sıkıntı bazı firmaların maliyeti düşürmek adına bilinçli olarak standart dışı ürünleri piyasaya sürmesi ve kullanıcıların fiyat odaklı tercih yaparak bu ürünleri talep etmesinden kaynaklanıyor. Ayrıca birçok durumda kabloyu satın alan kişiyle (müteahhit), kabloyu kullanacak kişilerin farklı olması da marka olmuş kablo üreticilerini rahatsız eden konular arasında yer alıyor. Çünkü siz ürününüzün kalitesini ve performansını yükseltmek için çalışarak bu uğurda ciddi maliyetlere katlanırken, satın alma yapan firmanın asgari kriterlerini

sağlayan tüm markalar arasından en ucuz olanı tercih etmesi ciddi bir paradoks oluşturuyor. Bunun yanında kablo standartlarımızın Avrupa düzeyinde, piyasa denetimi, mevzuat ve yaptırımlar açısından maalesef aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Ancak bu sıkıntıların zaman içerisinde kullanıcıların da bilinçlenmesiyle azalacağını düşünüyor ve umuyoruz.

Kullanıcılara önerileriniz neler? Kablo konusunda tüketicilere düşen görev markalı ve sertifikalı ürünleri tercih etmek olduğunu söyleyebiliriz. Maliyeti düşürmek için satın alınan kalitesiz ürünlerin hayatın her alanını ve özellikle insan hayatını etkilediğini unutmamak gerekiyor. Eğitim seviyesinin yükselmesi, kullanıcıların bilinçlenmesi ve alım yapan firmaların kurumsallaşması süreçlerine paralel olarak standart dışı üretim yapan firmaların piyasadan eleneceği ve karlılıkrekabet noktasında daha makul seviyelere gelineceğini ümit ediyoruz.

91 Şubat

2016


KABLO • TANITICI REKLAM

LAPP GRUP

Mülteciler için yeni stajlar Stuttgart merkezli Lapp Grup mülteciler için kalifikasyon programı başlatıyor

92 Şubat

2016

M

ülteci krizinde sorumluluk üstlenen Stuttgart merkezli Lapp Grup, dokuz onaylı mülteciye önümüzdeki üç yıl (20162018) içerisinde makine ve tesis operatörleri olmak üzere eğitim görmelerini sağlamaya karar verdi. Yönetim Kurulu Başkanı, Andreas Lapp, aile şirketinin vaadi hakkında, “Mültecilerin toplumumuza iyi bir biçimde entegre olmalarını istiyorsak, işletmelerin de sorumluluk üstlenmeleri ve entegrasyon kilidinin anahtarı çalışmak ise, bu kimselere staj ve iş olanağı sağlamaları gerekiyor” dedi. Andreas Lapp, ayrıca, meslektaşlarıyla bir arada olmalarının mültecilerin yalnızca Almancayı daha hızlı öğrenmelerine değil, Alman kültürüne dair daha iyi bir kavrayış edinebilmelerine de faydası olacağı düşüncesinde. Andreas Lapp “Bu, mülteciler için yeni bir ev arayışlarında en iyi fırsat. Biz de üzerimize düşeni yapmak istiyoruz”, dedi.

Kalifiye mültecilerin seçimi önümüzdeki haftalarda, Alman dil okulları ve Federal İş ve İşçi Bulma Kurumu işbirliğinde gerçekleştirilecek. Lapp Grup eğitim merkezinde bir haftalık staja elverişli kişilerin seçiminde Almanca öğretmenleri bir fikir verebilirler. Burada, müracaatçıların bir dizi teorik ve pratik testleri tamamlamaları gerekmekte. Bilgisayar eğitimi ve bileşenlerin montajının yanı sıra, işbirliğini sınayıcı ekip oyunları da planlanıyor. Ardından, altı aylık Ticaret Odası’na giriş kalifikasyonunu tamamlamak üzere üç mülteci seçilecek. Bu giriş kalifikasyonu, katılımcıları makine ve tesis operatörlüğü stajlarına hazırlayacak. Kurslar, stajyerlerin Almanca meslek okulu derslerine katılımlarını şart koşsa da, eğitim merkezi ve üretim bölümü, seminerler, işletme çalışmaları ve sosyal ve topluluksal çalışmaların yanı sıra, e-öğrenim ve ekip



eğitimi de düzenleyecek. Giriş kalifikasyonundan üç ay önce, katılımcıların Ağustos’tan itibaren standart stajlarına başlayıp, başlayamayacaklarına karar verilecek. 2017 ve 2018 yıllarında da üç mülteciye Lapp’da staj imkânı tanınacak. “Mültecilerin, Almanya’da veya orta Avrupa’da doğup büyümüş diğer stajyerlere nazaran daha fazla gündelik sorunları noktasında desteğe ihtiyaçları olduğunu görüşündeyiz”, diye durumu açıklıyor Baş Eğitmen, Thilo Lindner. Lapp, bu vesileyle, yerel toplu ulaşım için sezonluk bilet temin etmenin yanı sıra barınma ve resmi makamlar nezdinde işlemler için de destek

94 Şubat

2016

sağlayacak. “Bu işi yapmaktan mutluyuz. Mültecilere yardımcı olabilmek ve kendilerine bizlerle birlikte bir gelecek sunmak istiyoruz”, diyor Lindner. Lapp’in hâlihazırda mülteciler konusunda olumlu deneyimleri var. Eritreli bir mülteci Ocak’tan beri giriş kalifikasyonunu tamamlamış ve Eylül’de düzenli stajyerliğe kabul edilmiş bulunuyor. Birkaç mültecinin de geçen yaz tatilinde Lapp bünyesinde çalışma fırsatı oldu. Lapp, önümüzdeki üç yıl içerisinde dokuz onaylı mültecinin makine ve tesis operatörleri olmak üzere eğitim görmelerini sağlamaya karar verdi. Eritreli mülteci, Tedros Gebru, Eylül 2015 itibariyle stajyerliğe başlamış bulunuyor.

Stuttgart, Almanya merkezli Lapp Grup, kablo ve bağlantı teknolojisi alanında önde gelen entegre çözüm ve markalı ürün tedarikçilerinden birisidir. Grubun portföyünde standart ve yüksek esneklikte kablolar, endüstriyel konektörler ve vida teknolojisi, isteğe özel sistem çözümleri, geleceğin akıllı fabrikaları için otomasyon teknolojisi ve robotik çözümlerin yanı sıra teknik aksesuarlar yer almaktadır. Lapp Grubun çekirdek piyasası endüstriyel makine ve tesis mühendisliği sektörü içerisinde yer almaktadır. Diğer kilit piyasaları arasında ise gıda endüstrisi, enerji ve mobilite sektörü yer almaktadır. Lapp Grup, 1959’da kurulduğundan beri aile şirketi olma vasfını korumaktadır. 2013/14 işletme yılı itibariyle konsolide geliri 820 milyondur. Lapp, an itibariyle dünya çapında 18 üretim tesisi ve 40’ın üzerinde satış şirketinde yaklaşık 3200 kişi çalıştırmaktadır. Ayrıca 100 civarı yabancı temsilciyle de işbirliği bulunmaktadır.



KABLO • TANITICI RÖPORTAJ

ERSE KABLO

“Markamızı yüksek kalite standartlarına göre konumlandırmamız başarıyı da beraberinde getiriyor” ISO İkinci 500 içerisinde yer alan ilk zayıf akım kablo firması olarak, geniş üretim kapasitemiz, kalite anlayışımız, etkin hizmet değerlerimiz, müşteri ilişkileri organizasyonumuz ve güçlü bayi yapımızla, yurt içi ve yurt dışı projelerdeki başarımızı sürdürülebilirlik anlayışıyla tamamlıyoruz.

G

eçtiğimiz yıl, İstanbul Sanayi Odası’nın belirlediği Türkiye’nin ikinci 500 listesinde yer alan Erse Kablo, deneyimiyle ve kaliteye olan bakış açısıyla sektörde müşterileri tarafından değer verilen ve paydaşlarına katma değer yaratan bir marka haline geldi. Erse Kablo Genel Müdürü Sn. Selami Sivritepe 2015 yılını ve 2016 yılındaki planlarını anlattı.

Erse Kablo, uzun yıllardır sektörde faaliyet gösteriyor. Erse Kablo marka bilinirliğinde nasıl bir yol izliyor? Kurumsal kimlik yapınızdan bahsedebilir misiniz? Kurumsal yapınızın güçlü yönlerini, yetkinliklerini ve hangi riskleri içerdiğini analiz ettiğiniz zaman markanız için yarattığınız değeri daha rahat görürsünüz. Bunun için bulunduğunuz sektörü ve hizmet verdiğiniz pazarı derinlemesine anlamanız ve ürününüzü iyi tanımanız gerekiyor. Erse Kablo ihracatının yüzde 70ini kendi markası ile yapan bir firmadır. Bu bizim için kurumsal stratejilerimizi oluştururken çok önemli bir etkendir. Biz alt markalarımızı oluştururken bunları ön planda tuttuk. Markamızın güçlü yanlarını Ervital, Erflex, Ervital Firesafe ve Erline olarak yeni

96 Şubat

2016

markalarımıza taşıdık. Erse Kablo, kurumsal kimliğini tamamlamış ve 2016 yılı için stratejik hedefleriyle ilerlemeye devam edecektir. Kalder üyeliğimiz, EEMKON 2015’de ana sponsorlar arasında olmamız ve prestijli projelerde yer almamız bizim paydaşlarımıza karşı sorumlu olduğumuzun da altını çizmiştir. 2016 yılı için yeni sponsorluk anlaşmaları, sosyal sorumluluk projeleriyle ve organizasyonlarımızla ilerlemeyi planlıyoruz. 2015 yılında dünyada ve ülkemizde yaşananlar firmaların belirleyici kararlar almasına neden oldu. Rekabetin yoğun olduğu dünyada marka itibarınızı korumak, algıyı yönetmek, güç ve başarı motivasyonunuzu koruyarak, aldığınız kararları gelişim odaklı almanız gerekiyor. Riskleri öngörülerinizle fark ederek, kriz ortamı yaratmadan, soğukkanlılıkla, fırsatları görüp değerlendirmeniz gerekiyor. Bu fonksiyonlarla kurum kimliğinizi sağlam temeller üzerine inşa etmiş oluyorsunuz.

Müşterilerinin değer verdiği bir marka haline gelen Erse Kablo, 2015 yılı için belirlediği hedeflere ulaşabildi mi? 2015 yılı ülkemiz ve sektörümüz açısından oldukça zor bir yıl olarak


geçti diyebiliriz. Rekabetin yoğun, satışların yavaş, kâr marjlarının eridiği bir yıl geçirdik. Yılın ilk 6 ayı tüketici talebinin ve güveninin negatif görünümüyle geçerken, bizler için bu dönem pazar payını korumaya çalışmakla geçti. Dünyada halen ekonomik dengelerin oturmadığı bir süreçte ülkemizde bir yıl içerisinde iki seçim olması, siyasi belirsizlikler, terör derken gerçekten zor bir yılı tamamladık. 2015 yılı itibariyle yeni fabrika yatırımımızı tamamlamış bulunmaktayız. Gerek makine parkurundaki modernizasyon ve otomasyon, gerekse kapasite artışıyla faaliyetlerimize hız kesmeden devam ettik. Erse Kablo, büyüme hedefini sadece makine parkuruna dayalı kapasite artışı olarak görmemektedir. Erse, bugün ve gelecekte sürdürülebilir başarı için “toplam kalite yönetiminin” bir takım çalışması olduğunun bilincindedir. Yurtiçi piyasada liderliğini birçok büyük projeyle pekiştiren Erse Kablo yurtdışı piyasalarda da gerek kalite, gerek müşteri odaklı yaklaşımıyla rekabetçi bir rol oynamaktadır. İhracatta benimsediğimiz temel nokta kendi markamızla katma değeri yüksek ürünler ile müşteri taleplerine en kısa sürede cevap vererek global pazarlarda rekabetçi olmaktır. İhracat yaptığımız ülkelerin başında İngiltere, Almanya, Avusturya, Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Litvanya, Rusya, Gürcistan, Kazakistan, Mısır, İsrail, Irak, Ürdün, Katar ve Kuveyt yer almaktadır. Üretimimizin yüzde 42’si ihraç edilmektedir. İhracat oranımızın yüzde 51’i Avrupa pazarlarına gönderilmekte ve ilk sırada

İngiltere, Avusturya ve Fransa gelmekte geri kalan diğer pay ise Rusya başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyetleri’ne ve Ortadoğu’ya dağılan bir pazar yapısına sahibiz. İhracattaki ürün gamımız, endüstri tesisler ve üst yapı büyük projelerle ön plana çıkmakta. Uluslararası alanda marka değeri yüksek Samsung-Hyundai gibi firmaların bender listelerinde olan bir firmayız. Uluslararası dev projelerin bender listesinde olan bir firma olarak ürünlerimiz sanayi tesisleri ve üst yapı özel projelerde kullanılmaktadır. Hedefler konusunu sayısal olarak ifade etmemiz gerekirse, geçen yıl yapmış olduğumuz ilave yatırımları da hesap ederek yüzde 20 cirosal büyüme öngörmüştük. Şuan ki

verilere göre bu rakamın yüzde 2 üzerindeyiz. Cirosal hedefleri tutturmamıza rağmen katkı ve kârlılık hedefleri için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Hammadde girdileri ve satış şartlarının birçok değişkene bağlı olduğu (LM, DolarTL, Dolar-Euro pariteleri) bir sektörde hedeflenen reel kârlılığı yakalamak gerçekten çok zor.

Erse Kablo olarak, sizi diğer firmalardan ayıran özelliğiniz nedir? Firmamızın tarihine, başarılarına, referanslarına, paydaşlarımızla olan etkileşimimize baktığımızda, 20 senelik deneyimimizle sektörde olmaktan gurur ve mutluluk duyuyoruz. ISO İkinci 500

97 Şubat

2016


içerisinde yer alan ilk zayıf akım kablo firması olarak, geniş üretim kapasitemiz, kalite anlayışımız, etkin hizmet değerlerimiz, müşteri ilişkileri organizasyonumuz ve güçlü bayi yapımızla, yurtiçi ve yurt dışı projelerdeki başarımızı sürdürülebilirlik anlayışıyla tamamlıyoruz. Güvenilir ürün kalitesi, satış öncesi/ satış sonrası hızlı ve kaliteli hizmet vermenin yanı sıra güçlü bayi yapısı, stok gücü, Erse Kablo’yu rakiplerinden ayıran özelliklerdir. Erse Kablo, saydığım bu özelliklerin bir sonucu olarak günümüzün en prestijli projelerinde yer alan piyasadaki satıcı, toptancıların raflarında en yaygın şekilde ürünleri görülebilecek firmaların arasına girmiştir. Erse Kablo, aynı zamanda zayıf akım kablolarında “kaliteye ve kalitenin sürekliliğine” verdiği önemle sektörde belirleyici konumdadır. Erse Kablo’nun kuruluş hedefinde, alanında liderliği kendine hedef belirlemiş. Bunu başarmak adına kazanımlarını kurum gelişimine, insan yatırımına adamış bir firma olmasıdır. Geldiği noktada Silivri’de 20.000 m² alan üzerine kurulu ve 240’dan fazla çalışanı olan bir marka. Müşterilerine çağdaş müşteri hizmetleri verebilmek için şehir merkezine yakın Habiblerde 4.500 m²’lik lojistik merkezi bulunmaktadır. 1996 yılında kurulan, Türk kablo sektörünün güçlü markası Erse Kablo; 2011 yılında başlatılan kurumsal stratejik yapılanma sürecini tüm kademelerine yayarak 2012 yılında bayilik yapılanmasına giderek, bilgi birikimini, deneyim ve tecrübesini, bayileri ile olan ilişkilerini karşılıklı güven temellerine dayandırarak gücüne güç katmıştır.

98 Şubat

2016

Markamızın marka konumlandırmasını sağlamak, yıllardır sektörümüzün koşulsuz kabul edeceğine inandığımız; lider ve güçlü marka imajımızı pekiştirmeyi tüm Erse ekibi olarak kendimize hedef koymuş bulunmaktayız. Müşterilerimizle, bayilerimizle ve vizyoner, eğitimli, profesyonel çalışanlarımızla büyük bir aileyiz ve birlikte yürüyoruz. Bayilerimize, markamıza inanan ve gönülden bağlı tüm müşterilerimize karşı ticari ahlak anlayışı ile bütün paydaşlarımızın mutluluğunu göz önünde tutmaya devam ediyoruz. 2013 yılı itibariyle aldığımız kararla bayiilik anlaşmaları yapmayı hedeflemiştik. Bu alanda da çok ciddi kazanımlarımız oldu. Müşterilerimizle olan ilişkilerimizi güven, istikrar, iyi diyalog, deneyim, iyi hizmet anlayışı üzerine yapılandırdık. Günümüzün satış ve pazarlama tekniklerini en etkin ve en verimli

şekilde kullanmayı hedefleyerek, müşteri memnuniyetini sağlamayı, deneyimimizle kaliteli ürün anlayışını ileriye götürmeyi, en etkin diyalogu kurup, devamlı bir üretim ile beraber satış ve pazarlama politikasını oluşturmayı hedefledik. 2015 yılında da marka ve kurum kimliğimizi müşterilerine aktarabilecek, müşteri beklentilerine, kaliteye ve satış sonrası hizmetlere önem veren değerli bayilerimizle karşılıklı güven içerisinde bayilik sistemimizi sürdürdük. Bu yıl içinde aldığımız Ürün Sorumluluk Sigortası ile ürüne ve paydaşlarımıza gösterdiğimiz değeri de belgelendirmiş olduk. Sektörde katma değer yaratan firmalar arasında yer almak, bu işin önemli unsurlarından biri. Ürünlerimizin pazarda yaygın olması, stoklanarak talep görmesi, geniş bayi ağımız bizi sektörde ayrı bir noktaya koyarken, paydaşlarınızla kurduğunuz bağı da güçlendiriyor.


Sürekli gelişim hedefi gözeten bakış açımızla, toplam kalite yaklaşımımız ile önleme ve ölçme maliyeti, beraber var olma ve sürekli iyileştirme yaklaşımlarıyla pazardaki etkinliğimizi arttırıyoruz. Küreselleşmenin etkisiyle global dünyaya ayak uydurmak zorundasınız. Bu yüzde n üretim alanımızı, modern bir alan oluşturarak ve global düşünerek geliştiriyoruz. Kurum içindeki eğitimlerimizle, organizasyonel ve yönetimsel yeteneklerimizi geliştirerek ilerliyoruz.

Kablo sektörü açısından bir pazar analizi yapabilir misiniz? Temel pazarlarda hangi gelişmeler yaşanıyor? Türkiye’de kablo sektörünün oldukça dinamik olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu dinamizm kontrolsüz bir dinamizm. 2003-2007 yılları arasında kablo sektörü en popüler dönemini yaşadı. Bu dönemin etkisi ile kontrolsüz yapılan yatırımlar kablo üretimi açısından arz fazlalığı oluşturmuştur. Oluşan bu arz fazlalığı gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında üretici firmaların tamamen fiyat odaklı rekabet etmesi ve standart dışı üretimlerin sonucunu doğurmuştur. Bunun sonucu olarak, firmalar aşırı kârsızlık ve ardından işletme sermayesi yetersizliği yaşayarak malî krizlere girmiş birçok firma ya kapanmış ya da kapasite düşürmek zorunda kalmıştır. Bu durum maalesef finans kuruluşları, bankalar nezdinde sektöre bakışı olumsuz yönde etkilemiştir. 2016 yılı ekonomik ve siyasi belirsizliklerin azalması, AB ülke ekonomilerinin iyileşme sinyalleri ile beraber sektörün toparlanma yılı olacağı düşüncesindeyim.

2015 yılı çoğu firma ve sektör için zor bir yıldı. 2016 yılı için öngörünüz nedir, nasıl bir strateji izleyeceksiniz? Açılmayı düşündüğünüz yeni pazarlar var mı? Her iş bir risktir. Riskleri göz önüne alarak, ilerlemeniz gerekiyor. Her sektörde öncelikle işi en iyi bilen uzmanlarla beraber çalışmanız firmanıza değer katar. Erse Kablo olarak, uzman kadromuzla beraber onların gelişimine yatırım yaparak ilerliyoruz. Önümüzdeki dönemde, piyasanın nabzını tutarak, piyasayı yakından takip etmeye devam ederek, operasyonel faaliyetlerimizle ve departmanlarımızın stratejik planlamalarıyla beraber kârlı hedefler oluşturmak öncelikli hedefimiz. Zayıf akım kablo sektöründeki deneyimimizi dinamik yapımızla birleştirerek, güçlü, kendinden emin ve lider üreticiler arasında yer alan konumumuzun sürdürülebilir olmasını planlıyoruz. İhracatta pazar çeşitliliği yaratmayı planlıyoruz. Yeni hedef ve pazarlarımız arasında Afrika ve Güney Amerika yer alırken, Avrupa’daki pazarımızı genişletmeyi hedefliyoruz. Müşterilerimize katma değer yaratan ürün ve hizmetler sunarak, markamızın bölge temsilcilikleriyle beraber çoklu satış organizasyonumuzla sürdürülebilir bir strateji hedefliyoruz. Katma değeri arttıran önemli faktörleri başında markalaşma geliyor. Eğer marka değerinizi korursanız ilerlediğiniz pazarlarda etkinliğiniz artar. Stratejilerimizi Erflex, Ervital, Ervital Firesafe ve Erline ürün grup markalarımıza göre geliştireceğiz.

Son olarak sektör ve Erse Kablo olarak eklemek istedikleriniz? Piyasada sayılı kablo markaları arasında olmak belli sorumlulukları ve duyarlılıkları da beraberinde getiriyor. Erse Kablo olarak, marka kimliğimizin çatısını oluşturan dürüst, güvenilir, samimi ve paylaşımcı özelliklerimizle beraber öncü, saygılı ve duyarlı marka kültürümüzle, genç, dinamik, inovatif, başarılı marka yansımamızla piyasada fark yaratmaya devam ediyoruz. Müşterilerimize değer vermemiz, en fazla kârlılık getirecek davranışlarını ortaya çıkararak onları anlamamız, Erse markasını yüksek kalite standartlarına göre konumlandırmamız başarıyı da beraberinde getiriyor. Sektördeki başarımızı, finansal analiz ve risk yönetimi sistemimiz, yenilikçi bakış açımız, hizmet kalitesine verdiğimiz değer, girişimlerimiz, çalışanlarımızın kurum kültürü anlayışı ve stratejik marka yönetimimiz olarak görüyoruz. Bu yüzde n hep birlikte aynı hedef ve vizyona koşmamız en değerli anahtarımızdır. 2016 yılında da yurt içi ve yurt dışı satış dinamiklerimizde müşteri memnuniyeti fırsatlarını maksimize etmek için her fonksiyonu değerlendirmeye alıp, sürdürülebilir kârlılık sağlayan, geliştikçe büyüyen bir firma olmak istiyoruz.

99 Şubat

2016


WIN • TANITICI REKLAM

EKOSİNERJİ

TÜRKİYE’NİN İLK YERLİ ÜRETİMİ - PRİMER GAZ İZOLELİ HÜCRELER

Y

36kV, 2500A, 25kA (3s) Primer GIS’in tüm testleri, 31,5kA iç ark dayanım testleri de dahil, başarıyla tamamlandı.

üksek kısa devre dayanımı istenen yerler için ürettiğimiz Primer GIS’in, tüm testleri başarıyla tamamlanmıştır. Bu hücreler, indirici trafo merkezlerinin orta gerilim tarafında ve yüksek kısa devre akımına sahip sanayi tesislerinde kullanılmaktadır. Ülkemizde ilk olarak deneme amacıyla 2011 senesinde Mardin’de enerjilendirilen Primer GIS’ler halen sorunsuz şekilde yüksek verimle çalışmaktadırlar. Günümüzde ise ilgili şartnameye uygun olarak TEİAŞ’ın sisteminde ve kendi üretimimiz olan Mobil Transformatör Merkezleri gibi birçok yurtiçi ve yurtdışı projelerinde kullanılmak üzere, hem 12kV hem de 36kV olarak senelerdir satışı devam etmektedir.

TEKNİK ÖZELLİKLER

ORTAM SICAKLIĞI (°C)

GENEL

IEC 62271-200

ANMA GERİLİMİ

36

ANMA AKIMI ANA BARA (max) HÜCRE

100 Şubat

2016

2500 630-2500

KISA SÜRELİ DAYANIM AKIMI(kA) (3s) (max)

25

İÇ ARK DAYANIM AKIMI (kA) (1s) (max)

31.5

ANMA FREKANSI (Hz)

IP SINIFI (ENERJİLİ BÖLÜMLER/HÜCRE)

-10/+55 67 / 3X

IEC SINIFLANDIRMASI SERVİS SÜREKLİLİĞİ KAYBI

LSC2A

BÖLMELENDİRME SINIFI

METAL BÖLMELENDİRME

IAC SINIFI

31.5 kA, AFL

ERİŞİLEBİLİRLİK ANA BARA

ERİŞİLEMEZ

50/60

YÜK AYIRICI / KESİCİ

ERİŞİLEMEZ

ANMA DAYANIM GERİLİMİ (kV) (50 Hz 1m)

70

KABLO VE SİGORTA

(OPSİYONEL OLARAK İŞLEME BAĞLI)

DARBE DAYANIM GERİLİMİ (kV)

170


Primer GIS Ürünleri

Metal Mahfazalı Gaz İzoleli Modüler Hücreler 17- 20 Mart 2016 WIN Eurasia Otomasyon Fuarı 8 Nolu Salon, C130 Nolu Stand Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi, Istanbul

Primer GIS Ürünleri (max 36 kV - 3150 A - 31.5 kA) İndirici Merkezler İçin Dağıtım Merkezleri İçin Tüm Anahtarlama Elemanları SF6 Gazı İçinde Opsiyonel Gerilim Transformatörü Katı Yalıtımlı veya Gaz İzoleli Bara Bölümü Opsiyonel Ark Dedektör T: 0262 656 4767 | F: 0262 656 4770 ekosinerji@ekosinerji.com | www.ekosinerji.com Yönetim Sistemi Belgeleri: ISO 9001, ISO 14001, OHSAS 18001, ISO 27001 Anma Gerilimi 6.3 - 36 kV Anma Akımı (Hücre) 630 - 3150 A Anma Akımı (Bara) 630 - 3150 A İç Ark Dayanımı (1 s) 16 - 31.5 kA IP Sınıfı (Enerjili Bölümler) 67 SCADA Ready


Modern Elektrik Şebekeleri için PTP (IEEE 1588) Zaman Sunucusu Günümüz elektrik şebekelerindeki kontrol, koruma ve ölçüm cihazları senkron bir şekilde çalışmak için hassas zaman bilgisine ihtiyaç duyarlar. Arıza durumunda olayların sırasını belirleyebilmek, şebekeyi eşzamanlı olarak yönetebilmek ve ölçümleri gerekli zaman hassasiyetinde yapabilmek için modern bir senkronizasyon protokolüne gereksinim vardır. PTP zaman sunucusu, diğer adıyla GPS Clock, GNSS uydularından

102 Şubat

2016

aldığı zaman bilgisini kullanarak ethernet network üzerinden PTP (IEEE 1588) protokolü ile senkronizasyon sağlarken hem mevcut data networkünü kullanarak ilave bir timing networkü kurma zorunluluğunu ortadan kaldırır, hemde 25ns doğruluk ve yedekleme mekanizması ile zaman servisi yaparak yeni nesil senkronizasyonun avantajlarını sunar. EKOS GROUP’un genişleyen Ar-Ge faaliyetleri sonucu geliştirilen EKOSync 1588, ethernet network üzerinden PTP (IEEE 1588) protokolü ile senkronizasyon sağlayan bir

hassas zaman sunucusudur. 25ns hassasiyeti, 10MHz ve ToD & PPS çıkışları, web arayüzü, LCD ekranı ve 19” rack standardındaki yapısı ile EKOSync 1588 trafo merkezleri için dayanıklı olarak üretilmiştir. EKOSync 1588 PTPv1 ve PTPv2 özellikleriyle one-step ve two-step modunu desteklerken aynı zamanda bir önceki zaman senkronizasyon teknolojisi olan NTP fonksiyonuna da sahiptir. PPS, ToD, 10MHz ve IRIG-B desteği de bulunan ürün PTP desteklemeyen IED’ler için de yüksek hassasiyette zaman senkronizasyonu sağlar.


Telekom Ürünleri

Modern Elektrik Şebekeleri için PTP (IEEE 1588) Zaman Sunucusu 17- 20 Mart 2016 WIN Eurasia Otomasyon Fuarı 8 Nolu Salon, C130 Nolu Stand Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi, Istanbul

Modern Elektrik Şebekeleri için PTP Zaman Sunucusu

T: 0262 656 4767 | F: 0262 656 4770 ekosinerji@ekosinerji.com | www.ekosinerji.com

Kullanıcı tanımlı 10MHz/5MHz frekans çıkışı Senkronize ToD ve PPS çıkışlar NTP/ SNTP (IEC 61850) SNMP v1, v2c & v3

Güvenli web tabanlı yönetim 18-75V DC Izole Güç Kaynağı Parola koruması ve kullanıcı yetkilendirmesi Unmodulated IRIG-B

Yönetim Sistemi Belgeleri: ISO 9001, ISO 14001, OHSAS 18001, ISO 27001


WIN • TANITICI REKLAM

MEDEL ELEKTRONİK

MEDEL ELEKTRONIK, TÜRKiYE’NiN EN HIZLI BÜYÜYEN 50 FiRMASINDAN BİRi! MEDEL Elektronik San. Tic. Ltd. Şti., 2015 yılında Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilk 50 frmasından biri olarak “Deloitte(*) Technology Fast 50 Turkey” listesine girdi. Türkiye’nin en hızlı büyüyen ilk 50 frması listesine “Semiconductors, Components and Electronics” kategorisinde giren MEDEL Elektronik, böylece her zaman üstün performans ve sürek- li gelişme ilkesiyle çalıştığını bir kez daha göstermiş oldu.

(*)140’a yakın ülkesinde 700 ofsiyle çalışmakta olan Deloitte, Dünya’nın en büyük yönetim danışmanlığı frmalarından biridir. “Deloitte Technology Fast 50 Turkey” listesi ise bu yıl 10. kez yapılmakta olup yüksek prestijli bir derecelendirme olarak kabul edilmektedir.

104 Şubat

2016

D

eloitte Technology Fast 50 Turkey listesine seçilen MEDEL Elektronik Şirketi 1994 yılında kuruldu. MEDEL Elektronik ku- ruluşundan bugüne, tam 22 yıldır, İstanbul’da bulunan üretim tesisinde üretilen 400.000’dan fazla ürününü, Yurtiçinin yanı sıra Asya, Ortadoğu ve Balkanlarda faaliyet gösteren satış ve pazarlama ağı ile tüm dünyanın hizmetine sunmaktadır. MEDEL Elektronik, 35 mühendis, 70 tekniker, toplam 120 çalışanı ile İstanbul’da 6500 m2, Adapazarı şubesinde 1200 m2‘lik toplamda 7700 m2 kapalı alanda, AC Motor Vektör Hız Kont- rolü, DC Motor Hız Kontrolü, Demiryolu Uygulamaları, Tersane Uygulamaları, Kenar Kontrol, Gergi Kontrol, Kamera Kontrol, Register Kontrol, Otomasyon ve Otomasyon uygulamaların- da ihtiyaç duyulan elektronik ölçüm/kontrol kartları üretimi ve 25 yıllık tecrübesi ile de

endüstriyel otomasyon uygulamaları yapmaktadır. MEDEL Elektronik ayrıca, 1999 yılından itibaren Demiryolu uygulamaları için projeler yapmaktadır. TÜVASAŞ (Adapazarı), TCDD (Ankara, Haydarpaşa-İstanbul), TÜLOMSAŞ (Eskişehir) için yapılan çalışmalarda; Akü Şarj Ünitesi, Yüksek Frekans Akü Şarj, Enerji Besleme Ünitesi (EBU, Statik Konvertörler), UIC EBU Çok Gerilimli Konvertör, Elektrikli Dizi Yardımcı In- verter Sistemi, İklimlendirme (Klima Kontrol) Ünitesi, E72-220 Inverter, D72-24 Konvertör, Vakum Tuvalet, Temiz ve Atık Su Tanklarının Otomasyonu, Otomatik Kapı Revizyonu, Yolcu Anons Sistemi, Yolcu Bilgilendirme Otomasyonu ürünleri Me- del Elektronik tarafından projelendirilip yüksek adetlerde imalatı ve devreye alınması sağlanmıştır. Bu ürünler ülkemizde kullanı- lan bütün demiryolu


• Yılın İnovatif KOBİ Ödülünü kazandık. 2015

araçlarında kullanılmaktadır. MEDEL Elektronik’in ürettiği elektronik sistemlerin tüm AR-GE çalışmaları, montaj ve test aşamaları İstanbul İkitellideki mo- dern tesislerde yapılmakta ve bu ürünler için 7/24 teknik servis hizmeti sunulmaktadır. Kuruluşundan bu güne kadar değişmeyen birinci hedef, Türkiye’de ve dünyada gelişen teknolojiyi yakından takip ederek dünya kalitesinde cihazlar üretip, koşulsuz müşteri memnuni- yeti sağlamaktır. Bu amaç doğrultusunda MEDEL Elektronik, AR-GE çalışmalarıyla sistem ve cihazlarını sürekli geliştirmek- tedir.

Son 10 yılda yapılan elektronik tasarım AR-GE çalışmalarının özeti şöyle: •

1999 yılı sonunda demiryolları için konvertör ve akü şarj pro jesine AR-GE çalışmalarına başlanmıştır. 2001 yılı sonunda demiryolu için tasarlanan konverter ve akü şarj seri üretimine geçilmiştir. (MEDEL Elektronik

bu ürünün Türkiye’de ilk ve tek üreticisi.) 2004 yılı sonunda; AC motor kapalı çevrim (enkoderli) vektör hız kontrol invertör projesi tamamlanmıştır. (İlk yerli olarak üretilen kapalı çevrim vektör motor hız kontrol cihazı) 2006 yılında özelikle ambalaj sektöründe kullanılan baskı (tifturuk,fekso,liminasyon.) benzeri makinelerde baskı kontrol amaçlı kulanılan register kontrol cihazı tasarım ve AR-GE’sine başlanmıştır. 2007 yılında; Kamera Kontrol Sistemi projesi tamamlanmıştır. (tifturuk,fekso,ve matbaa makinelerindeki baskı kalitesinin kalite kontrolünde kulanılan sistem.) 2007 yılında; AC motor kapalı çevrim (enkoderli) vektör hız kontrol cihazı donanım, yazılım ve mekanik olarak geliştirilerek TAY SERİSİ olarak seri üretime başlanılmıştır. 2009 yılında; Daha önce ilk defa yerli olarak frmamız tarafından üretilen Kenar Kontrol ve Gergi denetim cihazlarının

performans- ları ve kullanım kolaylıkları geliştirilerek yeni görünüm ve tasarımları ile seri üretime başlanmıştır. 2009 yılı sonunda; TÜBİTAK tarafından desteklenen ve sonuçları onaylanan AC motor açık çevrim (enkodersiz) vektör hız kontrol cihazı projesi başarı ile tamamlanmıştır. (İlk yerli olarak üretilen açık çevrim vektör motor hız kontrol cihazı) 2009 yılında; Tersanelerde gemi beslemesi olarak kullanılan 380V-50Hz / 440V-60Hz 1.4MW Konvertör projesi üretilip devreye alınmıştır. 2010 yılında; AC motor açık çevrim (enkodersiz) vektör hız kontrol cihazı seri üretimine başlanılmıştır. 2010 yılında; 2 yıl TCDD tarafından farklı ülkelerin çalışma şartlarında da denenen Çok Gerilim Konvertör seri üretimine başlanılmıştır. 2010 yılında; Register kontrol projesi tamamlanmış ve seri üretimine başlanılmıştır. 2010 yılında; Servo motor kontrol projesi çalışmalarına başlanmıştır. 2011 yılında; E72-220 12kVA IP55 Sinüs Inverter projesi tamamlanmıştır. 2012 yılında; tramvaylarda HVAC beslemesi ve HVAC kontro- lünde kullanılmak üzere geliştirilen LRV750-35 klima inverteri ve klima kontrol ünitesi tamamlanmıştır. 2012 yılında; Kamera Kontrol Sistemi yazılımsal ve donanımsal olarak değiştirilerek yüksek performanslı olarak geliştirilmiştir. 2012 yılında; 315kW Asenkron

105 Şubat

2016


HVAC kontrolünde kullanılmak üzeriLRV750-55 klima inverteri ve klima kontrol ünitesi tamamlanmıstır. 2013 yılında; 100kVA 3x1500 V beslemeli yardımcı konverter uygulaması tamamlanmıstır.

Kalitede sürekliligi esas alan MEDEL Elektronik; • • • • • • • • •

IRIS Uluslararası Demiryolu Standardı Kalite Belgesi’ne, TSI Tuvalet Modül Tasarım Onay ve Kalite Belgesi’ne, EN 15085-2 CL1 Demiryolu Araçları ve Bileşenlerinin Kaynaklı Imalatı Belgesi’ne, ISO 9001:2008 Belgesi’ne, 18001 2007 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesi’ne, 14001 2004 Çevre Yönetim Sistemi Belgesi’ne, TSE tarafından verilen Hizmet Yeterlilik Belgesi’ne, TPE tarafından verilen17 adet Tasarım Tescil Belgesi’ne, TPE tarafından verilen 13 adet Faydalı Model Belgesi’ne sahiptir.

MEDEL Elektronik’in sundugu ürün-çözüm grupları ise söyledir: •

• • • • • •

Cer motor (İstanbul tüp geçit demiryolu araç motorları) test ünitesi projesi tamamlanmıştır 2012; yılında Yolcu Bilgilendirme sistemleri Projesine başlanmış ve üretimine geçilmiştir. 2012 yılında; Klima Kontrol Sistemi projesine başlanmış ve üretimine geçilmiştir. 2012 yılında; Klima Besleme ünitesi Projesine başlanmış ve üretimine geçilmiştir. 2012 yılında; Yüksek Frekanslı DC-DC Konvertör başlanmış ve üretimine geçilmiştir. 2012 yılında; Yüksek Frekanslı Akü Şarj Konvertör projesine başlanmış ve üretimine geçilmiştir. 2012 yılında; Milgem (Milli Gemi) projesi için invertör ve pano tasarımı yapılmış ve askeriyeye teslim edilmiştir. 2013 yılında; Gölcük Tersane Komutanlığı, İstanbul Tersane Komutanlığı ve İzmir Tersane Komutanlığı’na askeri standartla- ra uygun inverterler üretmiştir.

YILIN BASARILI KOBI BÜYÜK ÖDÜLÜ 2012 •

106 Şubat

2016

2013 yılında; hafif raylı araçlarda HVAC beslemesi ve

• • • • • • •

Motor Kontrol Ürünleri: İhtiyacınıza uygun, yüksek kaliteli otomasyon ürünleri Demiryolu Uygulamaları: Demiryolu projeleri için çok özel, yüksek kaliteli çözümler. Plastik ve Ambalaj Ürünleri: 20 mühendis, 70 tekniker, toplam 105 çalısanımız ile özel çözümler Otomasyon Sistemleri: İhtiyacınız olan otomasyon çözümleri Kâğıt Fabrikası Uygulamaları: Kâğıt sanayisinde yerli çözüm olan tek firma Tersane Uygulamaları: İhtiyacınız olan Tersane uygulamaları ve çözümleri Ürün Test Sistemleri: İhtiyacınız olan Test Sistemi çözümleri Güneş Enerji Sistemleri: Alman IDEEMASUN şirketinin deneyimlerinden yararlanarak, Günes Enerji Sistemleri Konusunda anahtar teslim çözümler Otopark İzleme ve Yönlendirme Sistemi: OYİS-Kapalı otoparklarda sürücülerin en kısa sürede en uygun park yerini bulmalarına yardımcı bir otopark izleme ve yönlendirme sistemi


WIN • TANITICI REKLAM

ARDIÇ ELEKTRİK

Biz bir aileyiz…! Evet biz bir aileyiz, hem de çok büyük bir aile…

A

rdıç Elektrik olarak çok büyük ve güçlü bir aileyiz, her ne kadar çalışanlar arasında herhangi bir kan bağı bulunmasa da hepimiz büyük bir ailenin parçalarıyız ve bu ailenin fertleri olmaktan gurur

duyuyoruz. Her zaman “önce insan” düşüncesiyle yola çıkan Ardıç Elektrik, öncelikle ve her zaman tüm çalışanlarına bir aile oldukları fikrini aşılamaktadır. Yıl içerisinde yapılan doğum günü kutlamaları, toplu yemekler, ailelerin de katılımıyla gerçekleşen piknik ve geziler ile çalışanlar arası iletişim, arkadaşlık ve dostluk pekiştirilmekte ve her zaman canlı tutulmaktadır. Yine bu kapsamda son olarak Çerkezköy Yalı restoranda fabrika personelimize ve İstanbul Gönen otelde ise ailelerin katılımıyla ofis personelimize 2015’e veda partisi verildi, ayrıca tüm çalışanlarımızı ayırt etmeksizin ilk yurtdışı gezi programımız dahilinde 2016’ya hoş geldin partimizi Kıbrıs ‘ta gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Seyahat sonunda çok olumlu tepkiler aldık ve herkes memnuniyetini dile getirdi ve bu bizleri çok mutlu etti. Ardıç Elektrik olarak bu tür faaliyetlerimize ve personelimize değer verdiğimizi gösteren aktivite ve sürprizlerimize devam edeceğiz… İşte “2015’e elveda” yemeklerimizden ve “2016’a hoş geldin Kıbrıs gezimizden” bazı kareleri…

107 Şubat

2016


WIN • TANITICI REKLAM

NETES

Fluke 430 Serisi II Üç Fazlı Güç Kalitesi ve Enerji Analizörleri Yeni 430 Serisi II Güç Kalitesi ve Enerji Analizörleri, güç kalitesi analizinde en iyiyi ve ilk defa olarak enerji kayiplarini parasal olarak ifade etme yetenegini sunar.

Y

eni Fluke 434, 435 ve 437 Serisi II modelleri üç fazlı ve tek fazlı güç dagitimi sistemlerindeki güç kalitesi sorunlarini bulmaya, tahmin etmeye, önlemeye ve gidermeye yardimci olur. Ayrica, Fluke patentli enerji kaybi algoritmasi olan Birlesik Güç Ölçümü, kullaniciya bir sistem içerisindeki enerji israfinin kaynagini tam olarak bulmasini saglayarak harmonik ve dengesizlikten kaynaklanan enerji kayiplarini ölçer ve miktarini belirler. enerji parasal ifade fonksiyonu • Enerji kaybi hesaplayicisi: Klasik aktif ve reaktif güç ölçümleri, dengesizlik ve harmonik gücü miktarlari, gerçek sistem enerji kayiplarini dolar cinsinden tam olarak bulmak için belirtilir (diger yerel para birimleri de kullanilabilir). • Güç invertör verimliligi: Istege bagli DC pens kullanilarak güç elektronigi sistemlerinin AC çikis gücü ve DC giris gücü ayni anda ölçülür. • PowerWave veri yakalama:

108 Şubat

2016

435 ve 437 Serisi II analizörleri elektrik sistemi dinamiklerini (jeneratör ilk çalistirmalari, UPS açma/kapama vs) karakterize etmek için hizli RMS verilerini yakalar, yari döngü ve dalga biçimlerini gösterir. Dalga biçimi yakalama: 435 ve 437 Serisi II modelleri kurulum olmadan, tüm modlarda algilanan her bir olayin 100/120 döngülerini (50/60Hz) yakalar. Otomatik Geçici Mod: 435 ve 437 Serisi II analizörleri, tüm fazlarda 6 kV’ye kadar ayni anda 200 kHz dalga biçimi verilerini yakalar. Tam Sinif-A uyumlu: 435 ve 437 Serisi II analizörleri kati uluslararasi IEC 61000-4-30 Sinif-A standardina göre testler gerçeklestirir. Ana sebeke sinyali: 435 ve 437 Serisi II analizörleri belirli frekanslarda dalgali kontrol sinyallerinden parazitleri ölçer. 400 Hz ölçümü: 437 Serisi II analizörü, aviyonik ve askeri güç sistemleri için güç kalitesi ölçümlerini yakalar. Gerçek zamanli sorun giderme: Imleçleri ve yakinlastirma araçlarini kullanarak egilimleri analiz eder. Endüstrideki en yüksek güvenlik derecelendirmesi: Servis girisinde kullanim için 600 V CAT IV/1000 V CAT III derecelendirmeli.


Birlesik Güç Ölçümü Fluke’un Birlesik Güç Ölçümü sistemi (UPM) asagidakileri ölçerek kullanilabilir gücün en kapsamli görünümünü saglar: • Klasik Güç (Steinmetz 1897) ve IEEE 1459-2000 Gücü Parametreleri • Ayrintili Kayip Analizi • Dengesizlik Analizi Bu UPM hesaplamalari güç kalitesi sorunlarindan kaynaklanan enerji kaybinin parasal maliyetini belirlemekte kullanilir. Bu hesaplamalar tesise özel diger bilgilerle birlikte bir tesisin israf edilen enerjiden dolayi ne kadar para kaybettigini nihai olarak belirleyen bir Enerji Kaybi Hesaplayicisi tarafindan hesaplanir.

Enerji tasarrufları Enerji tasarruflari geleneksel olarak izleme ve hedefleme ile, diger bir ifadeyle bir tesisteki büyük yükler bulunarak ve çalismalari optimize edilerek elde edilir. Güç kalitesinin maliyet miktari ancak kayip üretim ve elektrik teçhizatindaki hasardan kaynaklanan ariza süresi cinsinden belirlenebiliyordu. Birlesik Güç Ölçümü (UPM) yöntemi simdi bunun

ilerisine gidiyor ve güç kalitesi sorunlarindan kaynaklanan enerji israfini kesfederek enerji tasarruflari sagliyor. Fluke’un Enerji Kaybi Hesaplayicisi (asagidaki ekran görüntüsüne bakin), Birlesik Güç Ölçümünü kullanarak bir tesisin enerji israfindan dolayi ne kadar para kaybettigini belirler.

Dengesizlik UPM, tesiste tüketilen enerjinin daha kapsamli dökümünü verir. (Zayif güç faktöründen kaynaklanan) reaktif gücün ölçümüne ek olarak UPM, üç fazlı sistemlerde her bir fazin esit dagilimli olmayan yüklenme etkisi anlamindaki dengesizlikten kaynaklanan enerji israfini da ölçer. Dengesizlik siklikla, her bir fazda çekilen akimin mümkün oldugunda esit olmasini saglamak amaciyla yükleri farkli fazlara yeniden baglayarak düzeltilebilir. Dengesizlik, etkileri en aza indiren bir dengesizlik reaktans aygiti (ya da filtresi) tesis ederek de düzeltilebilir. Dengesizlik sorunlari motor arizasina yol açabildiginden ya da teçhizatin beklenen ömrünü kisaltabildiginden dolayi dengesizligin düzeltilmesi, tesiste temel iyi kurum idaresi

olmalidir. Dengesizlik enerji israfina da yol açar. UPM’nin kullanilmasi bu enerji israfini en aza indirebilir ya da ortadan kaldirabilir, böylece paradan tasarruf edilir.

Harmonik UPM, harmonigin varligindan dolayi tesisinizde israf edilen enerjinin ayrintilarini da verir. Kullandiginiz ya da komsu tesislerdeki yüklerden dolayi tesisinizde harmonik olabilir. Tesisinizdeki harmonigin varligi sunlara yol açabilir: • asiri isinan transformatör ve iletkenler • devre kesicilerin rahatsiz edici sekilde açilmasi • elektrikli teçhizatin erken arizalanmasi Mevcut harmonikten dolayi israf olan enerjinin maliyet miktarinin belirlenmesi, harmonik filtrelerin satin alinmasini gerekçelendirmek için gereken yatirim getirisi hesaplamasini basitlestirir. Bir harmonik filtresi tesis ederek harmonigin olumsuz etkileri azaltilabilir ve enerji israfi ortadan kaldirilabilir ve bu, daha düsük isletme maliyetini ve daha güvenilir isletimi netice verir.

109 Şubat

2016



Bilgisayar

Otomasyon

Elektrik

Elektronik

LAMP 83, CLINIQUE VE BOBBI BROWN

MAĞAZALARINI AYDINLATIYOR ClInIque ve BobbI Brown, Türkiye’deki mağazalaşma sürecinde, aydınlatma çözüm ortağı olarak LAMP 83’ü tercih etti.

C

linique ile Bobbi Brown, Türkiye’deki mağazalarının aydınlatma sistemini LAMP 83’e emanet etti. Yurt dışından gelen konseptin uygulandığı mağazalarda, LAMP 83 tarafından, birçok farklı teknik özelliğe sahip ürünlerin bir araya getirilmesi ile dinamik, canlı ve elit bir görüntü yaratıldı. LAMP 83, son olarak, bu iki markanın Özdilek AVM’deki mağazalarını aydınlattı. Tüketici konforu ile sunulan renklerin ön planda tutulduğu kozmetik mağazalarında, doğru ışık kullanımı çok büyük bir önem taşıyor. LAMP 83, bu seçkin mağazalarda aydınlık düzeyinin ve renklerin doğru algılanmasını sağlamak için; güçleri, ışık renkleri, ışık açıları ve renksel geriverim değerleriyle, birbirlerinden farklı özelliklerdeki armatürleri bir arada kullanarak, hem mimariye olan uyumu, hem de ışık konforunu yakalamış oldu. Clinique mağazasında duvar teşhirlerinde 30W LED lambalı, 45 derece reflektörlü, 4000K – CRI>90 ankastre yönlendirilebilir armatürler kullanılırken, aralarda 12W led lambalı 30 derece reflektörlü, 3000K – CRI>90 ışık rengine sahip armatürlere de yer verildi. Böylece, hem duvar ünitelerinin önündeki renk algısı netleştirildi, hem de uygun ışık düzeyi ile ışık patlamalarının önüne geçildi. Ürün renklerinin doğru algılanmasının çok önemli olduğu mağazada, renk seçiciliği için CRI>90 özel LED lambalar kullanıldı. Benzer şekilde, mağazanın genel alanları için kullanılan tüm ankastre yönlendirilebilir armatürler, 3000K ışık rengine ve CRI>90 renksel geri verime sahip. Clinique mağaza konseptinde yer alan

niş içlerine de 6W LED lambalı ve 3000 Kelvin ışık renginde yönlendirilebilir ankastre ürünler takıldı. Bobbi Brown mağazasında ise, özellikle kare formlu ankastre armatürlerin kullanılmasıyla, tavan yapısı ile uyumlu bir mimari çizgi elde edildi. 12W LED lambalı olarak kullanılan armatürler, orta ünitelerde sergilenen ürünleri daha çok vurgulamak için 18 derece; diğer genel alanlar için ise 30 derece reflektör açısıyla yerleştirildi. Renksel geriverimin çok önemli olduğu Bobbi Brown mağazasında, tüm armatürler CRI 90 ve 3000 Kelvin olarak seçildi. Orta alanlarda 30W gücünde, duvar ünitelerinde 18W gücünde armatürler, geniş açı reflektörler ile kullanılırken, 3x2W ufak ankastre armatürler ile de mağaza boyunca aydınlatmanın desteklenmesi sağlandı.

111 Şubat

2016


PANASONIC AKÜLÜ ÜFLEME MAKİNESİ q

Profesyonel el aletlerinde ustalığını gösteren dünyaca ünlü marka PANASONIC’ten EY 37A1 B Akülü Üfleme Makinesi…

Ü

lkemizde VİKO by PANASONIC satış kanalı ile pazara sunulan EY 37A1 B Akülü Üfleme Makinesi, kalite ve performansı bir araya getirmeyi hedefliyor. 4.2 / 3.3 / 3.1 / 1.5Ah Li-Ion akü setleri için uyumlu olan ürün, 70 m/s hava hızıyla dikkat çekiyor. EY 9L45 B (14.4V - 4.2Ah) akü seti ile birlikte yaklaşık 15 dakika kullanım süresine ulaşıyor. Duvar delme, çalışma tezgahı temizliği,

qVİKO KARRE KIDS SERİSİ İLE ŞİMŞEK MCQUEEN ÇOCUKLARLA BİRLİKTE

T

üm çocukların büyük bir keyifle izledikleri “Arabalar” filminin kahramanı Şimşek McQueen ve arkadaşları, şimdi VİKO’nun yenilenen Karre Kids serisinde buluşuyor. Özel koruma kapaklı Karre Kids prizlerle “Arabalar” ekibi çocukları elektrik kazalarına karşı da koruyor. Birbirinden keyifli ürünlerle macera, miniklerin odalarında devam ediyor. Karre Kids serisi, Şimşek McQueen ile her odaya renk katıyor. Ayrıca çocuk koruma özellikli Karre Kids priz modelleri, prizlerden kaynaklanabilecek elektrik çarpmalarına karşı da güvenlik sağlıyor. Karre Kids, elektrik anahtarları ile de miniklerin odası bambaşka bir atmosfere bürünüyor. Karre Kids çocuk korumalı, kapaklı prizlerle güvenliği ön plana taşıyor. “Arabalar” filminin karakterlerinin süslediği anahtar, komütatör ve çocuk korumalı kapaklı prizlerden oluşan Karre Kids koleksiyonunda dekorasyon kadar güvenli kullanım da ilk sırada.

112 Ocak

2016

cam yerleştirme, ısıtma ve havalandırma işleri gibi birçok uygulamada temizlik ve arındırma için büyük kolaylık sağlıyor. EY 37A1 B Akülü Üfleme Makinesi ile ahşap ve beton parçaları gibi kalıntılar pratik şekilde giderilebiliyor. Rüzgar hızı da değişken hız tetiği ile isteğinize göre ayarlanabiliyor. Örgü muhafaza özelliği ise kalıntıların ünite içerisine girmesi önlüyor.

qİtalyan BTicino, Living Light

ile daha iddialı

talyan tasarımını ürünlerine de yansıtan BTicino, Living Light serisi ile yaşam, çalışma ve üretim alanlarına iddialı dokunuşlar yapmayı hedefliyor. BTicino, Living Light serisi ile İtalyan tasarımını, üstün teknolojiyle birleştiriyor. BTicino Living Light anahtar priz seçenekleri, yenilikçi ve farklı tasarımı, ekstra inceliği, malzeme ve renk alternatifleriyle hayalinizdeki evi, konutu ya da çalışma alanınızı gerçeğe dönüştürüyor.

İ

BTicino Livinglight Serisi: Dikdörtgen, Eliptik ya da Air Air, eliptik ve dikdörtgen çerçeve alternatifleri sunan BTicino Livinglight; krom, bronz, civa gibi sayısız renk alternatiflerinin yanında tasarımı ile seri anahtarlar için geleneksel görünümün dışına çıkmış yepyeni bir tarz yaratıyor. Modern tarzın en iyi yansıması Livinglight, tüm zevklere hitap eden renk, malzeme, doku ve şekilleri biraraya getirerek evlerde zarif kombinasyonlar oluşturuyor. Seri, renk çeşitliliği, incelik ve kolay kullanımıyla duvarlarınıza estetik bir hava kazandırıyor.


Fluke 1736 ve 1738 Üç Fazlı Power Logger’lar ile sistem güvenilirliği

q

Enerji tüketimini ve güç kalitesini detaylı bir şekilde analiz etmek üzere 500’den fazla güç kalitesi parametresini otomatik olarak yakalayın ve kaydedin

F

luke Corporation teknisyenlerin ve mühendislerin daha iyi güç kalitesi ve enerji tüketimi kararları almaları için gereken verilere ilişkin daha fazla görünürlük sağlamak üzere 500’den fazla güç kalitesi parametresini otomatik olarak yakalayan ve kaydeden 1736 ve 1738 Üç Fazlı Power Logger ürününü piyasaya sunuyor. Power logger’lar; yük çalışmaları, enerji değerlendirmeleri, harmonik ölçümleri ve gerilim olaylarına ilişkin kapsamlı veriler sunmak üzere gerilimi, akımı, gücü, harmonikleri ve ilgili güç kalitesi değerlerini yakalar ve kaydeder. Birlikte verilen Fluke Energy Analyze Plus yazılımı, enerji tüketimi ve güç kalitesine ilişkin detaylı bir analiz sunar ve raporları otomatik olarak oluşturur. Optimize edilmiş kullanıcı arabirimine ve esnek akım problarına sahip olan bu ürünler ayrıca genel bağlantı hatalarını dijital olarak doğrulayarak ve düzelterek ölçüm hatalarını azaltmak üzere tasarlanan akıllı ölçüm doğrulama işlevine sahiptir. Logger ürününe doğrudan ölçülen devreden güç sağlayarak kurulum daha da basitleştirilebilir. Fluke 1736 ve 1738; Fluke Connect® yazılım ve kablosuz test araçları sistemi ile çalışmak üzere tasarlanan ilk üç fazlı power logger cihazlarıdır. Fluke Connect araçları, Fluke Connect® Cloud üzerinde güvenli depolama imkanı ve sahadan ekip erişimi sağlamak amacıyla, teknisyenlerin ölçüm verilerini test aletlerinden akıllı telefonlarına kablosuz olarak aktarmalarına olanak tanır.* Power logger’lardaki veriler güvenli bir mesafeden izlenebilmesini sağlayan Fluke Connect akıllı telefon uygulaması ile koruyucu ekipman, saha ziyareti ve kayıt ihtiyacı azalır.

q S45 Serisi

tanıtıldı

A

NT Mühendislik’in fotosel ürünlerinin çözüm ortağı DATALOGIC, yeni minyatür S45 serisini tanıttı. S45 serisi, 32 x 20 x14 mm ölçüleri ve oldukça kompakt yapısı ile hassas ve güvenli algılama gerektiren uygulamalar için ideal çözüm olmayı hedefliyor. Bu ürün ailesi, otomasyon sektöründeki mevcut olan minyatür boyutlarda. Bu seri geniş optik fonksiyonlarına, ışık çıkış opsiyonlarına ve gelişmiş algılama modellerine sahip. S45 Serisi kritik endüstriyel koşullarda, sağlam ve güçlü cam fiberle kuvvetlendirilmiş plastik kılıflı ile büyük değer sunar. Güvenilir ve su geçirmez conta sayesinde IP67 & IP69K koruma sağlanır.

S45 Serisinin Temel Özellikleri: • •

• •

Sağlam ve güçlü cam fiber ile güçlendirilmiş plastik kılıf. Minyatür 32x20x14 mm yapı Arka fon bastırmalı modeller, cisimleri yüzey şeklinden ve renginden bağımsız olarak doğru algılar. 200 mm’ ye kadar doğru ve hassas algılama sağlayan mesafe fotoseli 25 KHz anahtarlama frekansına sahip Beyaz ve RGB ışık çıkışlı kontrast fotoseli

Standart Uygulama alanları: • • • •

Paketleme de konveyör üzerindeki her türlü cisim algılama. İlaç ve gıda sektöründe dolum makinelerinde kritik transparan cisim algılama. Elektronik ve Otomotiv endüstrisinde küçük parça algılama da maksimum verimlilik. Paketleme ve kâğıt endüstrisinde ön kenar algılama ve benek okuma.

113 Şubat

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Alçak Gerilim Tip Testli Pano Sistemlerinde Lisanslama EAE ELEKTRİK

6

1439-1/2 olarak değişen alçak gerilim tip testli pano standartları yanlış algıyı beraberinde getirmiştir. Tip test panolar için eski standart olan 60439-1 ‘deki gri noktaları ortadan kaldıran, alçak gerilim panolarını daha kapsamlı inceleyen ve tasarım doğrulama kurallarını şart koşan 61439-1/2 deki kurallar çok açık olmasına rağmen uygulamada büyük eksiklikler yapılmaktadır. Tip Testli Pano: 61439-1/2 standartlarına göre tip testleri yapılıp sertifikaları alınmış ve tasarım doğrulama kurallarına bire bir uyularak elektro-montajı yapılmış panolar. 61439-1 standardında 2 önemli tanımlama yapılmıştır. Orijinal Üretici : 61439-1/2 standartlarına uygun olarak panonun tasarımını ve doğrulamasını yapan organizasyon. Nihai Üretici(panocu): Orijinal üreticinin tasarım kurallarına bire bir uyarak tasarım ve doğrulaması yapılmış panonun elektro-montajını yapan ve sorumluluğu alan organizasyon. Tip test şartlarının tam olarak yerine getirilebilmesi için; panoyu üretip tip testlerini yaptırıp belgeleyen orijinal üretici tarafındaki sorumluluklar kadar panonun elektromontajını gerçekleştiren nihai üreticinin de standartta belirtilen sorumluluklarını yerine getirmesi şarttır. Orijinal üretici üretip, tip testlerini yaptırıp belgelediği panoları için nihai üreticiye kendi tasarım ve montaj kurallarını hazırlayacağı dokümanlarla bildirmek durumundadır. Yukarda yapılan tanımlamalara göre orijinal üreticinin ve nihai üreticinin üzerine düşen sorumluluklar vardır. Her şeyi ile tip testli panonun yapılabilmesi için her iki üreticinin de yukarda belirtilen sorumluluklarını tam olarak yerine getirmesi şarttır. Her iki üreticinin de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirip getirmediği kontrol edilmelidir. ORİJİNAL ÜRETİCİNİN SORUMLULUKLARININ KONTROLÜ: Orijinal üreticinin panolarının IEC 61439-1/2 standartlarına haiz olduğu sertifikalarla ispatlanmalıdır. Panolarda sismik özellik isteniyorsa; panoların IEC 60068 standartlarında sismik yeterlilik testlerine haiz olduğu sertifikalarla ispatlanmalıdır.

114 Şubat

2016

Panolarda iç ark isteniyorsa; panoların IEC 61641 standartlarında iç ark testlerine haiz olduğu sertifikalarla ispatlanmalıdır. Testlerin yaptırıldığı laboratuvarın akreditasyonu ve uluslararası geçerliliği belgelerle ispatlanmalıdır. Panolara 61439-1/2 standartlarının ön gördüğü aşağıda açıklamaları ve numaraları verilmiş tüm tip testlerin yapılmış olduğu sertifikalarla ispatlanmalıdır. • Malzeme ve bölümlerin dayanıklılığı (IEC 61439-1 - 10.2) • Mahfazaların koruma derecesi (IEC 61439-1 - 10.3) • Yalıtma aralıkları ve yüzeysel kaçak yolu uzunlukları ( IEC 61439-1 - 10.4) • Elektriksel çarpmaya karşı koruma ve koruma devresinin bütünlüğü ( IEC 61439-1 - 10.5) • Anahtarlama cihazları ve bileşenlerin birleşimi (IEC 61439-1 - 10.6) • Dahili elektriksel devreler ve bağlantılar (IEC 61439-1 - 10.7) • Harici iletkenler için bağlantı uçları (IEC 61439-1 - 10.8) • Di-elektrik özellikler (IEC 61439-1 - 10.9) • Sıcaklık artış sınırları (IEC 61439-1 - 10.10) • Kısa devre dayanımı dayanıklılığı (IEC 61439-1 - 10.11) • Elektromanyetik uyumluluk (EMU) (IEC 61439-1 - 10.12) • Mekanik çalışma (IEC 61439-1 - 10.13)


Uygulamada kullanılacak tüm şalterlerin modellerinin pano içerisinde tip testlere tabi tutulmuş olduğu sertifikalarla ispatlanmalıdır. ( Örn: açık tip şalter 6300 A - 4000 A vb. kompakt şalterlerde 1600 A den 100 A e kadar tüm şalterler testlere dahil edilmiş olmalıdır) Pano tip testlerinin şalt malzemelerle birlikte nominal akımda yapılmış olduğu sertifikalarla ispatlanmalıdır. ( Örn: testler 4000 A de yapılmış ise o pano içerisinde 5000 veya 6300 A şalter kullanılamaz) Testlerde kullanılan şalt malzeme markası ile proje kullanılacak şalt malzeme markasının aynı olduğu sertifikalarla ispatlanmalıdır. (Örn: testler A markalı şalt malzeme ile alınmış ise uygulamada A markasının haricinde şalt markası kullanılmaz ) Test sonuçlarına göre oluşturulmuş, nihai üreticiye panonun montaj şartlarını ve tasarım kurallarını anlatan teknik kataloglara sahip olunduğu ispatlanmalıdır. NİHAİ ÜRETİCİNİN ( PANOCUNUN) SORUMLULUKLARI Nihai üreticinin, Orijinal üretici tarafından yetkilendirilmiş olduğu imzalı ve kaşeli belgelerle ispatlanmalıdır. Nihai üreticinin, orijinal üretici tarafından hazırlanmış olan tasarım doğrulama ve uygulama kuralları kataloglarına sahip olduğu ispatlanmalıdır.Nihai üreticinin, elektro-montajını yaptığı panoların, tasarım doğrulamasını yaparak CE uygunluk beyanı hazırladığı belgelerle ispatlanmalıdır. Nihai üreticinin orijinal üreticinin tarif ettiği tasarım doğrulama kurallarına uyup uymadığı orijinal üretici tarafından kontrol edilerek panolar lisanslandırılmalıdır.

PanelMaster’a Özel Proje Bazlı Yetkilendirme ve Proje Bazlı Lisanslama Alçak Gerilim tip test pano sistemlerinde proje bazlı yetkilendirme ve proje bazlı lisanslama organizasyonu PanelMaster tip test pano çözümlerinde uygulanan ayrıcalıklı bir çözümdür. PanelMaster tip test panolarının montajını yapabilmek için nihai üreticilerin EAE Elektroteknik A.Ş.’den proje bazlı yetkilendirme belgesi alması zorunludur. Elektro-montajı biten panolar için PanelMaster lisansı alınmak istenmesi durumunda nihai üreticinin istenilen bilgilerle beraber PanelMaster lisanslama ekibine başvuruda bulunması gerekmektedir. Yapılan başvuru sonucunda lisanslama ekibi yerinde tespit işlemi için tarih belirleyip yerinde tespit ekibini yönlendirir. Yerinde tespit ekibi panolara ait dokümanların ve bu dokümanlarla pano etiketlerinin eşleşip eşleşmediğini kontrol eder. Dokümanlarda uygunsuzluk yok ise panolarda ölçümler gerçekleştirilir. Yapılan ölçümlerden sonra her pano gözüne ait fotoğraf çekimi yapılıp kontrol formu eksiksiz bir şekilde doldurulur. Kontrol formu ve fotoğraflar yerinde tespit ekibi tarafından lisanslama ekibine rapor edilir. Lisanslama ekibi tarafından yapılan incelemelerde uygunsuzluk bulunmadığı durumda, söz konusu panolar lisanslanmış olur ve lisans rozetleri panolara takılmak üzere nihai üreticiye lisanslama ekibi tarafından gönderilir. Lisans rozeti olmayan panolar PanelMaster olarak lisanslandırılmamış sayılır. Bu organizasyon sayesinde pano firmaları tarafından tip test standartlarının daha iyi anlaşılması, proje firmalarının şartnamelerde belirttiği şartların sağlanması, taahhüt firmalarının ve yatırımcı firmaların tip test anlamında eksiksiz lisanslanmış pano sistemi satın alması sağlanmaktadır. Böylelikle müşterilerin tip test görünümlü pano değil; tasarım doğrulaması yapılmış ve lisanslanmış tip testli pano alması garanti edilmiş olmaktadır.

115 Şubat

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Enstrümantasyon Kabloları ve Seçim Kriterleri 2M Kablo Ar-ge Uzmanı, M.Türker Gültepe

E

nstrümantasyon kabloları, analog ve dijital sinyal iletimlerinde, zor şartlarda kullanılmak üzere geliştirilen iletişim kablolarıdır. Bu kablolar sıklıkla endüstriyel tesisler, rafineri, petrokimya tesisi, enerji santrali, doğal gaz çevrim ve dolum tesisi vb. gibi sanayi kuruluşlarında kullanılır. Bunun dışında alışveriş merkezleri, okullar, oteller, ticari binalar bu kabloların diğer kullanım alanlarını oluşturur. Sahip oldukları kılıf özellikleri bakımından yangına dayanıklılık, alev iletmezlik, yağa, benzine, yakıt yağına, çözücü maddelere ve haşerelere dayanıklılık, düşük sıcaklıklarda kullanıma uygunluk, UV dayanıklılık, yüksek sıcaklıklara dayanıklılık gibi zor şartlar altında kullanıma uygundurlar. Bu kabloları üretmek için, üreticinin belli bir tecrübeye sahip olması gerekmektedir. Kablonun teknik olarak dizaynı ayrıntılıdır. Üretimdeki işçilik payı fazladır. Sahip olduğu özellikler bakımından başarıyla geçmesi gereken testler fazladır. Bu sebeple enstrümantasyon kabloları katma değeri yüksek kablolardır. Enstrümantasyon kabloları temel olarak EN 50288-7, PAS 5308 part 1&2, BS 5308 part 1&2 standartlarına göre alçak gerilim hatlarında çalışmaya uygun olarak üretilirler. Çalışma gerilimleri 90V, 300V, 500V, 300/500V, 600V ve 1kV’dir.

Çizelge 1.2 Enstrümantasyon kablolarında kullanılan zırh materyalleri kısaltma isimlendirmeleri

1.1 Enstrümantasyon Kablolarının Tanımlanması Her kablo tipinde olduğu gibi bu kabloların da tanımlanması için çeşitli sembollerden ve harflendirmelerden yararlanılır. Bu isimlendirmeler Çizelge 1.1, Çizelge 1.2 ve Çizelge 1.3’teki gibidir.

ENSTRÜMANTASYON KABLOSU KOD KISALTMALARI Çizelge 1.3 Enstrümantasyon kablolarında kullanılan ekranlama materyalleri kısaltma isimlendirmeleri

Çizelge 1.1 Enstrümantasyon kablolarında kullanılan izole/kılıf materyalleri kısaltma isimlendirmeleri

116 Şubat

2016


* Enstrümantasyon kablolarında kullanılan temel standartlar ise Çizelge 1.4’teki gibidir. Çizelge 1.4 Enstrümantasyon kablolarında kullanılan standartlar

* Bu kablolarda yapılan testler ve standartları Çizelge 1.5’teki gibidir. Çizelge 1.5 Enstrümantasyon kabloları genel test standartları 1.2.Enstrümantasyon Kablosu Yapısı Aşağıda enstrümantasyon kablolarının genel yapı özellikleri maddeler halinde verilmiştir.

1.2.1 İletken Enstrümantasyon kablolarının iletkenleri, iletken standartlarına uygun (Çizelge 1.4’te verilmiştir) çıplak veya kalaylı bakırlardan oluşur. Bu bakırlar solid (mono, tek tel) veya bükülü bakırlardan oluşabilir. Bu kablolarda bakırların seçim kriteri sahip olduğu direnç değerleridir. Dirence uygun kesit bilgisi ve kablonun boyut hesaplamalarında önemlidir.

1.2.2 İzole (Yalıtkan) Gelişen malzeme teknolojisi ile beraber izole malzemeleri çeşitlilik göstermektedir. Temel olarak enstrümantasyon kablolarında şu plastikler kullanılır; • PVC (Polyvinyl chloride) • PE (Polyethylene) • XLPE (Cross-linked Polyethylene) • PP (Polypropylene) • HFFR (Halogen free flame retardant compound) • Silikon • EPR (Ethylene propylene rubber) Kablolarda bakılması gereken kritik değerlerden birisi işletme sıcaklığı verileridir. Çalışan bir kabloda iletkenden geçen akıma karşı bakır üzerinde sıcaklık oluşur. Bu sıcaklık doğrudan izole malzemesine etki eder. Bu noktada izole malzemesinin ilgili gerilim değerlerinde yalıtkanlık özelliğini kaybetmemesi gerekir. Farklı plastikler ile farklı sıcaklık dayanımları karşılanabilir. Örneğin PVC ile maksimum 70ºC’ye dayanım sağlanırken XLPE ile maksimum 90ºC’ye, PE ile maksimum 80ºC’ye, HFFR ile maksimum 70ºC’ye kadar dayanım sağlanabilir. Tabi bu dayanımlar mühendislik çalışmaları sonucu artırılabilmektedir. Örneğin 70ºC’ye dayanan PVC özel katkılar ile sıcaklık dayanımı 90ºC’ye yükseltilebilmektedir. Yalıtkan malzemelerde izolasyon direnci değerlendirilmesi gereken bir diğer özelliktir. İzolasyon direnci, yalıtkanın elektrik akımına karşı gösterdiği direnç olarak tanımlanabilir. İzolasyon direnci meger ölçü aletleri vasıtasıyla ölçülür. Kataloglarda bu direnç değeri beyan edilmektedir. 1.2.3 Ekranlama Elemanları Doğal veya elektrikli cihaz kaynaklı girişimlerin önlenmesinde ekran yapısı kullanılır. İletilen sinyalin, doğal veya doğal olmayan sinyaller tarafından bozulmasının engellenmesine ekranlama denir. Ekranlama, kabloyu elektromagnetik olarak bu tür etkilere karşı izole edilmesini sağlar. Literatürde farklı ekranlama yapılarından bahsedilir. Bunlardan bazıları; • ALPES folyo ve toprak telinin beraber kullanılması, • Çıplak bakır veya kalaylı bakır tellerden örgü, • Galvanizli çelik tel örgüdür. Bu ekranlama yapıları tek başına veya çeşitli kombinasyonlarla kullanılabilir. Enstrumantasyon kablolarında sıklıkla ikilenmiş damarlar ALPES folyo ve toprak telinin beraber kullanılması ile ekranlanır. Genel kablo yapısı da ALPES folyo ve toprak telinin beraber kullanılması ile ekranlanır.

117 Şubat

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

1.2.4 Ara Kılıf Ara kılıf koruyucu bir katmandır. Kabloda zırh veya metalik ekran var ise önceki katmanların metalik malzemeden dolayı ezilmemesi için ara kılıf kullanılır. Ara kılıf materyali çeşitli geliştirmelerle fiziksel ve yangına karşı dayanıklılığı artırılır. Bunun yanında müşteri özel isteklerine göre (örneğin yağa dayanım özelliği) artırılabilir. 1.2.5 Metalik zırh veya metalik ekran Kablolarda zırhın temel görevi, içinden akım geçen damarları fiziksel etkenlere karşı koruyarak sinyal iletiminin devamını sağlamaktır. Sıva altında, toprak altında, duvar arkasında kullanılan kablolar haşereler ve kemirgenler için bir hedeftir. Zırh katmanı haşere ve kemirgenlerden gelecek zararı önler. Bir farenin ısırarak ulaşabileceği iletkenin kısa devre yapmasını veya olası çıkabilecek yangınların önünü keser. Buna ek olarak herhangi bir patlama anında kablo bütünlüğünü zırh korur. Farklı zırhlama elemanları mevcut olmakla beraber enstrumantasyon kablolarında galvanizli çelik tel sargı (SWA), galvanizli çelik tel örgü (SWB) veya çelik bant zırlama (STA) uygulamaları mevcuttur.

1.2.6 Dış kılıf Kablonun çevresel etkilere maruz kalan ve kozmetik açıdan kabloyu gösteren kısım dış kılıftır. Dış kılıf materyali çeşitli etkenlere karşı kabloyu korur. Bunlardan bazıları; • Yangına dayanım, • Alev iletmeme, • Yağa dayanım, • Yüksek sıcaklıklara dayanım, • Yağa, benzine, solvent ve türevlerine dayanım, • Alifatik ve aromatik hidrokarbonlara dayanım, • Bükülme, burkulma dayanımı, • Kemirgen ve haşerelere dayanımdır. Kablolarda bakılması gereken kritik değerlerden birisi işletme sıcaklığı verileridir. Çalışan bir kabloda

118 Şubat

2016

iletkenden geçen akıma karşı Bu maddeler genelde enstrumantasyon kablosundan istenen özelliklerdir. Dış kılıfın bu dayanım özellikleri teker teker kullanılabileceği gibi bir arada da üretilip kullanılabilir. Farklı kablo tiplerinden beklenen bu maddelerden farklı kılıf dayanımları da mevcuttur. 1.3 Kablo Konstrüksiyonu Enstrümantasyon kabloları temel olarak EN 50288-7, PAS 5308 part 1&2, BS 5308 part 1&2 standartlarına göre alçak gerilim hatlarında çalışmaya uygun olarak üretilirler. Bu standartlar genellikle Avrupa’da tercih edilir. Her devletin kendine ait standartları ve kabulleri vardır. Temel olarak Türkiye’de de EN 50288-7 standardı ışığında TS EN 50288-7 kullanılmaktadır. Bu standartların dışında müşteriler tarafından istenen ek özellikler kablo dizaynında etkili olur. Projenin planına göre müşteri ile kablo üreticisi anlaşarak malzeme et kalınlıkları, malzeme özellikleri, bakır yapısı, dış kılıf rengi vb. gibi özelliklerde değişiklik yapabilir.

1.4 Kablo Katalogları ve Üretici Firma Kablo ihtiyacı doğduğu zaman öncelikle projelendirme ve istenilen özellikler uygulayıcı tarafından belirlenmelidir. Daha sonra üretici firmalar ile temasa geçilmelidir. Eğer uygulayıcı istediği özellikleri doğru bir şekilde tarif ederse üretici firma onun için kablo tiplerinden uygun olanları önerebilir. Doğru iletişim için uygulayıcı tarafından oluşturulan şartnameler veya uzman kişiler tarafından doldurulan formlar kullanılır. Üretici firmaların kendine ait katalogları bulunur. İlgili kataloglara firmaların web sitelerinden rahatlıkla ulaşılabilmektedir. Bu kataloglarda kablolara ait özellikler ve kablo görselleri verilir. İncelenmesi gereken ilk özellik kablo yapı özellikleridir. Kablo isimleri yapısına göre çeşitlenerek farklılık gösterir. İstenilen yapıya karar verildikten sonra kablonun geçtiği testlere ve elektriksel değerlerine bakılır. Eğer kablonun geçmesi gerektiği testlere ek olarak uygulayıcının istediği başka testler varsa bu bilgiler üretici firma ile paylaşılmalıdır. Bir üreticinin Ar-Ge departmanına sahip olması onun sektöre yeni fikirler sunan bir firma olduğuna işaret eder. Ar-Ge departmanına sahip bir firma ile çalışmak uygulayıcı tarafından kabloya yapılmak istenen ek testlerin veya ek uygulama ve dizayn geliştirmelerinin önünü açar. Ar-Ge departmanına sahip bir üretici ile çalışılırsa uygulayıcının kendine özel istediği kablo dizaynları oluşturmak mümkündür.


1.5 Enstrümantasyon Kablosu Seçimi Kabloların doğru yerde doğru görev için kullanılması, iletilen sinyal bütünlüğü ve maliyetler için önem arz eder. Data iletişimi için veri aktarmanın ihtiyaç olduğu bir bölümde data kablolarının yerine maliyeti daha az olacak şekilde kontrol kablosu seçilip kullanılması o bölgede doğru seçimin yapılmadığı anlamına gelir. Dolayısı ile istenen verim alınamayan kablo kusurlu bulunacak tekrar aynı tipte kabloyu farklı üreticilerden almak için masraf yapılacaktır. Fakat bu yanlış seçilen kablo da sorunu çözmeyecek maliyetleri önceden planlanan projelerde sapmalara neden olacaktır. Enstrümantasyon kabloları alçak gerilim uygulamalarında kullanılan kablolardır. Hem analog hem de dijital sinyal iletimi için kullanılabilirler. Bu kablolar ile 1 kV’ye kadar iletim yapılmaktadır. Üretim tesislerinde panolarda, cihazlar arası haberleşmelerde, kritik proses kontrollerinde, fiziksel koşulların zorlu olduğu bölgelerde (dondurucu soğuklar, benzinin gölet şeklinde birikme ihtimalinin olduğu bölgeler vs.) tercih edilirler. Bu kablolar genellikle üretim tesislerinde kullanılırlar. Dolayısıyla tesislerin yapımında bir kablo projesi ile yapılandırılırlar. Bu projelerde elektrikli cihazların konumu kabloların yerleştirilmesi açısından önem arz eder. Patlama ihtimalinin fazla olduğu bölgelerde özellikle zırhlı dizaynlar tercih edilmelidir. Kritik proses işlenen ve alarm sistemlerinin bulunduğu bölgelerde ekranlı dizaynlar tercih edilmelidir. Bu kabloların incelenmesi gereken ana özellikleri aşağıda belirtildiği gibidir ve bu özellikler projelerin ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterir; • Kablonun L/R oranı (μH/Ω) • İletken direnci (Ω/km) • Çalışma gerilimi (V) • Kapasite değeri (nF/km) • Kapasite dengesizliği (pf/m) • Kablonun işletme sıcaklığı (0C) Bahsedilen bu özellikler kabloların test standartlarında anlatılır. Standartlarda verilen test metotlarına uygun cihazlarla kalite laboratuvarlarında kablo test edilir. Eğer kablonun test sonuçları standardın bahsettiğine uygunsa ilgili kablonun geçtiği standartlar kataloglarda ve datasheet ile beyan edilir.

1.6 İyi Bir Enstrümantasyon Kablosu Enstrümantasyon kablosu alçak gerilim uygulamalarında analog veya dijital sinyal göndermek için iyi bir seçimdir. Bu kabloların üretimi için üretici firmanın belirli bir tecrübeye sahip olması gerekir. Kaliteli üretimi ilke edinmiş bir firmadan alınan kablolar uzun ömürlüdür. Kısaca maddeler halinde iyi bir enstrümantasyon kablosunun olması gereken özelliklerini sıralayalım. • Kablo yapısını oluşturan hammaddelerin kaliteli olması gerekir. Kaliteli hammadde ancak belirli bir fiyat politikası olan firmalar tarafından kullanılır. Özellikle son yıllarda Çin malı kablo ve rekabetin artması sonucunda saflık dereceleri çok düşük bakırlarla, testlerden geçemeyen ama kataloglarda testi geçtiği beyan edilen kablolarla sıklıkla karşılaşmaktayız. • Bu kabloların bir çoğunda ALPES ve PES bant gibi ekranlamada, nemi önlemek için kullanılan bant uygulamalarına rastlanır. Bu bantların muntazam bir şekilde uygulanması kabloda bütünlüğü sağlamada kritik öneme sahiptir. İyi atılmış bir bant dış kılıfta kozmetik açıdan göze hoş görünen bir görünüm oluşturur. • Uygulayıcının isteklerine üreticinin doğru cevap verebilmesi önemlidir. Bu durum üreticinin tecrübesini ve farklı malzeme türlerini bir araya getirebilme yeteneğini gösterir. • Uygulayıcı kablodan beklediği özellikleri belirlemelidir. Sıva altında kullanılacak bir kablo için UV dayanım özelliği istemek sadece uygulayıcının maliyetlerini artırır. Uygulayıcının kablo hakkında tecrübesi yok ise ihtiyaçlarını kablo üzerinde uzmanlaşmış satış personelleri ile paylaşmalıdır. • Standartlara uygun bir kablo oldukça önemlidir. Üreticinin hangi standartlara uygun kablo ürettiği sorulmalıdır. Kablosunda standart veren bir firma kablosunun ilgili standarda uygunluğunu beyan eder. • Kabloyu güvenilir kılmanın bir başka yolu kalite raporlarıdır. Üretimi yapılmış enstrümantasyon kablosuna ait test edilmiş ve değerlendirilmiş kalite raporları bulunmalıdır. Bu üretici firmanın bir kalite departmanına sahip olmasını gerektirir.

119 Şubat

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

UPS mi, Gerilim Regülatörü mü? Yrd. Doç. Dr. Vehbi BÖLAT, Tunçmatik A.Ş.

E

lektrik enerjisi güç kalitesi ile ilgili yaşanabilecek sorunlar, bilginin işlenmesini sağlayan bilgisayar ve benzeri cihazlarda, hassas elektronik cihazlarda arızalara veya çalışma performansında düşüşlere neden olabilir; üretim kaybı ve bunun sonucu ciddi mali kayıplar ortaya çıkabilir. Elektrik şebekelerinde ve işletmelerin güç dağıtım sistemlerinde en yaygın gözlenen elektrik güç kalitesi problemlerinden biri kısa veya uzun süreli gerilim düşümleridir. Hassas elektronik cihazlar, beslendikleri gerilimin ancak belli çalışma aralığında kalan değerlerinde sorunsuz şekilde çalışabilirler. Örneğin 220V±%10 etiketine sahip bir cihazın nominal çalışma gerilimi 220V’dur, ancak 198V-242V aralığında kalan tüm gerilim değerlerinde de bu cihazın sorunsuz şekilde çalışabileceği cihaz üreticisi tarafından güvence altına alınmıştır. Bu değerlerin dışında kalan gerilimler, uygulandığı cihaza zarar verebilir. Üretici firmalar sattıkları cihazların teknik broşür ve kullanım kılavuzlarında ürünün çalışma gerilim aralığını açıkça belirtir ve kullanıcıların bu gerilim aralığı dışında kalan değerlerle cihazlarını çalıştırmaları durumunda ürünün garanti kapsamı dışına çıkacağını vurgular. Ticari ve sanayi işyerlerinde kullanılan hassas elektrik ve elektronik cihazları, bağlı oldukları kaynağın gerilim düşümlerinden korumak amacıyla genellikle iki yöntem kullanılır: Gerilim regülatörleri ve UPS’ler (Uninterruptible Power Supplies; KGK, Kesintisiz Güç Kaynakları). Çalışma prensipleri, avantaj ve dezavantajları ile bu iki yöntem aşağıda kısaca anlatılacak ve karşılaştırılacaktır. Gerilim Regülatörleri Gerilim düzeltici/düzenleyici olarak ta adlandırılırlar. Değişik güçlerde, bir ve üç fazlı regülatörler kullanılmaktadır. Şebeke ile giriş gerilimi regüle edilecek olan cihazın arasında yer alırlar. Yapısal olarak iki türlüdürler: Dinamik ve statik gerilim regülatörleri. Karbon fırçaların, üst yüzeyindeki gerilim ayar segmentlerini süpürdüğü ve genellikle toroidal yapıda olan oto transformatör, dinamik gerilim regülatörlerin temel yapı elemanıdır. Şekilde görülen regülatörde de olduğu gibi, bu transformatör regülatörün önemli bir kısmını oluşturur. Şebeke

120 Şubat

2016

gerilimi düştüğünde karbon fırçalar, gerilimi yükseltecek ve yük gerilimini normal gerilime getirecek şekilde, örneğin sağa doğru hareket ederken; şebeke gerilimi yükseldiğinde ise bunun tersi bir davranış sergilerler. Bu sistemin en belirgin dezavantajı şebeke gerilim değişimlerine karşı gösterdikleri davranışın (elektriksel cevabın) yavaş kalmasıdır. Bu nedenle hızlı değişen kaynak gerilimlerinin regülasyonunda dinamik regülatörler yetersiz kalabilir; bu tip hızlı gerilim değişimlerinin olduğu uygulamalarda, işletmelerde kullanılmaları tercih edilmez. Diğer bir dezavantaj ise transformatör yüzeyi ile sürekli temas halinde olan hareketli karbon fırçaların sürtünmeden dolayı aşınmaları ve doğal olarak ortaya çıkan bakım ihtiyacıdır. Dinamik gerilim regülatörlerin belirgin avantajı için ucuz olmaları, bakım ve servis hizmetlerinin nispeten kolay olmasıdır. Statik gerilim regülatörleri ise yapılarında statik yarı iletken elemanların (Tristör, tranzistör vs.) yer aldığı regülatörlerdir. Çalışma ilkeleri dinamik regülatörlere çok benzer. Hareket eden karbon fırça veya benzeri hareket eden bir eleman statik gerilim regülatörlerde kullanılmaz. Gerilimin artırılması veya azaltılması statik yarı iletken elemanların iletimde kalma sürelerinin kontrolü ile sağlanır. Hareket eden karbon fırçalar kullanılmadığı için bu sistemlerin bakım ihtiyacı nispeten daha azdır. Karmaşık bir güç ve kontrol devresine sahip olmaları, arıza halinde onarımları için deneyimli teknik servis elemanına gereksinim duyulması sahip oldukları belirgin dezavantajlardır. Avantajlı oldukları tek nokta hızlı gerilim değişimlerine hızlı yanıt verebilmeleri ve dolayısıyla hızlı regülasyon yapabilmeleridir.


UPS’ler Kesintisiz Güç Kaynakları (KGK), yaygın bilinen ismiyle UPS’ler güç elektroniğinin günümüzde en fazla kullanılan uygulamalarından birisidir. Temel fonksiyonu, elektrik kesildiğinde kendisine bağlı olan kritik cihazlara elektrik enerjisini kesintisiz olarak uygulayabilmesidir. Bilinen bu kullanım amacının dışında UPS’ler beslediği pahallı ve hassas yükü, gerilim değişimleri de dahil olmak üzere şebekede ortaya çıkabilecek birçok güç kalite probleminden izole eder; onun temiz ve regüleli bir gerilim ve frekans değeriyle (220V faz-nötr, 50Hz) beslenmesini sağlar. Şebeke gerilimi UPS’in giriş gerilimi için tanımlanan çalışma aralığında kaldığı sürece kritik yük UPS çıkışından regüleli saf sinüzoidal bir gerilim ile beslenmeye devam eder. UPS’in giriş gerilimi kesildiğinde (elektrik kesintisi olduğunda) veya UPS’in çalışma gerilim toleransları dışına çıktığında ise UPS sahip olduğu akü sistemi üzerinden çalışmasını sürdürür. Akü destekli çalışma süresini, kullanılan akülerin kapasitesi ve UPS’e bağlı olan yüklerin çektiği akım değeri belirler. Tam yükünde, diğer bir deyişle tam kapasitesinde çalışan UPS’in akü destek süresi tipik olarak 7-10 dak. civarındadır. Yük miktarı azaltıldıkça bu süre uzayacaktır. O nedenle elektrik kesintisi sırasında kritik olmayan, gereksiz yüklerin devreden çıkarılması tavsiye edilir. KGK’ların online çalışan modelleri çift güç dönüşümü yapar. Önce şebekenin sinüzoidal değişen AC gerilimini doğrultucu olarak isimlendirilen güç elektroniği devresi ile akülerin kullanabileceği forma yani DC gerilime dönüştürürler. Dönüştürülen bu DC gerilim aküleri sürekli şarj altında tutarken aynı zamanda ikinci bir güç dönüştürme katı olan güç elektroniği devresini, yani eviriciyi besler. Evirici yükün ihtiyacı olan kararlı, regüleli sinüzoidal AC gerilimi üretir. Hangisini seçmeliyiz? UPS veya gerilim regülatörü seçimini belirleyen belli kriterler vardır: uygulamanın ve kullanılan cihazların ne denli hassas ve kritik olduğu, beslenecek cihaz(lar) ın çektiği akım, şebeke geriliminin değişim hızı ve sıklığı vs. Beslediğiniz cihaz pahallı, şebeke gerilim değişimlerine karşı duyarlı, yerine getirdiği görev kritik, çalışmaması veya istenmeyen şekilde çalışması durumunda neden olacağı mali kayıp ve üretim kaybı büyük ise sürekli ve iyi regüle edilmiş bir sinüzoidal AC gerilim kaynağından beslenmesi zorunludur. Bu tip durumlar için önerilebilecek en uygun güç koruma çözümü on-line çalışan UPS’lerin kullanılmasıdır.

Online UPS’ler sadece gerilim düşümü veya yükselmesi şeklindeki şebeke sorunlarına karşı değil, şebekede ortaya çıkabilecek diğer sorunlara (frekans değişimleri, harmonikler, transientler vs.) karşı da kritik yükünüzü korur. UPS çalışması, şebeke geriliminin çok hızlı ve gün içinde çok fazla değişmesinden etkilenmez. Getirdiği bu avantajlara karşılık UPS’ler karmaşık bir yapıya sahiptir, pahallıdır, periyodik bakım gerektirir. Öte yandan gerilim regülatörleri kritik olmayan yükler için yeterli bir koruma sağlar. UPS’lere göre gerilim düzeltme hızları, yani regülasyon hızları yavaştır. Gerilim regülatörleri sadece yavaş değişen gerilim düşümleri ve gerilim yükselmelerini uygun şekilde regüle edebilir ve yüke nominal değerinde bir gerilim uygular. Güç kalitesi ile ilgili diğer şebeke problemlerinde ise yükü izole edemez, koruyamaz. UPS veya gerilim regülatörü için satın alma kararını vermeden önce bina içi geriliminin ölçülmesi, gerilim dalga şeklinin izlenmesi, varsa dalga şeklindeki bozuklukların tespit edilmesi ve tanımlanması son derece önemlidir. Dağıtım panosunda gözlenecek sinüzoidal olmayan gerilim dalga şekli için ya uygun seçilmiş filtreler kullanılmalı, yada bu gerilimden etkilenebilecek yüklerin toplam gücüne göre belirlenmiş bir online UPS kullanılmalıdır.

121 Şubat

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

AYDINLATMADA GELENEKSEL IŞIK KAYNAKLARINDAN LED’E KADAR UZANAN TARİHÇE ÖZET Yapay elektrikli aydınlatmadaki ışık kaynakları teknolojilerinin gelişimi tarihte ilk dönüm noktası olarak kabul edilen Edison’un elektrik lambasını icadı ile başlayıp günümüzde ikinci dönüm noktası olarak görülen LED teknolojilerinin gelişimi ile devam etmektedir. LED’lerin gelecekte etkinliklerini hızlı bir şekilde arttırmaya devam ettirmeleri ile beraber pazardaki paylarının diğer ışık kaynaklarına göre giderek artacağı öngörülmektedir. Günümüzde enkandesen tip lambalar yalnız omik yük içerdiklerinden enerjinin %95’ini ısı %5’ini ışık olarak

122 Şubat

2016

tüketmektedirler. Bu nedenle günümüzde düşük enerji verimliliği nedeniyle tercih edilmemektedirler. Bunun yerine yaygın olarak kullandığımız klasik floresan, kompakt floresan, yüksek basınçlı civa buharlı, alçak/ yüksek basınçlı sodyum buharlı gibi deşarj lambalar ve LED lambalar devrelerinde içerdikleri elektronik devre elemanlarından dolayı güç kalitesini etkilemektedirler. LED ışık kaynaklarının dünya pazarında yerini almasına kadar aydınlatma tarihinde geleneksel ışık kaynaklarının teknolojik gelişimini incelememiz ve LED ışık kaynaklarının gelecekte hangi noktalara geleceği bu çalışmanın konusunu oluşturacaktır.


1. GİRİŞ Geçmişten günümüze kadar yapılmış hayatımızı değiştiren sayısız yeni teknolojik gelişmenin günlük hayatımız üzerindeki etki hızı teknolojiden teknolojiye değişmektedir. Yeni bir teknolojik gelişmenin oluşması bazen birkaç yıl sürerken bazen de on yıllarca sürmektedir ve zamanla öyle bir noktaya gelmektedir ki o olmadan önce nasıl yaşadığımızı unuturuz. Ayrıca teknolojinin hızlı gelişmesi ile birkaç yıl önce devrim niteliğinde olan teknolojik gelişmelerin sonucundaki ürün ya da sistemler yine hızlı bir şekilde kullanılmaz duruma gelmektedirler. [1] Yapay aydınlatmada kullanılan günümüzdeki en yeni teknoloji olan ışık yayan diyotlar (LEDs) aydınlatma tarihinde Edison’un yüzyıl önce bulduğu elektrik lambasından sonra en önemli buluş olarak kabul edilmektedir. Daha önce hiçbir ışık kaynağı LED kadar uzun yıllar çalışmamış ve yine hiçbir ışık kaynağı LED kadar az enerji tüketimi gerçekleştirmemiştir. [2] 2. GELENEKSEL YAPAY IŞIK KAYNAKLARININ TARİHÇESİ Yapay aydınlatmada bir dönüm noktası olarak kabul edebileceğimiz LED’in gelecekteki durumunu incelemeden önce elektriksel aydınlatma kaynaklarının tarihsel gelişimi kısaca çalışmanın aşağıdaki bölümünde yer alacaktır: Enkandesan Lamba (Akkor Lamba) Yapay aydınlatmanın geçmişi ateşle başlayıp, gaz lambasıyla devam edip, ardından da mum ile aydınlatmaya kadar oldukça eskiye uzanır. Thomas Edison’un 1879 yılında kendi geliştirdiği akkor lambanın patentini alıp, akkor lambanın kısa bir süre içerisinde ticari kabul görmesinden sonra elektriksel aydınlatmada birçok önemli gelişme meydana gelmiştir. Edison karbonize edilmiş pamuk flamanı vakumlanmış cam bir ampul içerisinde kullanarak ışığı üretti. Aslında aynı çalışmayı Edison’dan önce Joseph Swan de yapmış ve aynı sonuçlara ulaşmıştı. Akkor lamba ilk olarak Edison tarafından icat edilmese de ilk olarak ticarileştiren ve üne kavuşan kişi olarak tarihte çok önemli bir yeri vardır. Akkor lambalar basit bir direnç devresinin flaman lamba teline elektrik akımı uygulandığında ışıması esasına dayanır. Elektrikli ışık kaynaklarının en basit formu olarak kabul edilen akkor lambalar diğer bütün lamba tiplerine göre ortam sıcaklığından en az etkilenirler. [1] Enkandesan lambalar düşük enerji verimliliğine sahip olup ayrıca ortalama 1,000 saat çalışma ömrüne sahiptirler. [6] Lambaların ömürleri lambayı açma/kapama sıklığından etkilenmelerine rağmen içerisinde halojen bulunan enkandesan lambalar bu

operasyondan etkilenmemektedirler. Deşarj lambaları ile karşılaştırıldıklarında enkandesan lambalar geri dönüşümleri uygun şekilde yapılmadığında, çevreye zarar verici civa gibi toksik maddeler içermezler. [5] Lambaların kullanım ömürleri boyunca voltaj dalgalanmaları, lambadaki toz/kir gibi sebeplerle ışık akısı miktarında zamanla azalma olmaktadır. [1] Enkandesan lambalarda 1000 saatlik hizmet süresinde ışık akısı miktarında başlangıçtaki miktar ile karşılaştırıldığında yaklaşık olarak %10-15 ‘lik bir azalma olmaktadır. [5] Referans ışık kaynağı ile aydınlatma ile oluşan renk dikkate alınarak, cisimlerin bir ışık kaynağı tarafından aydınlatıldığında oluşan renk karşılaştırma standardı ve 0-100 arası ölçek olan “Renksel Geriverim İndeksi” yani CRI (Colour Rendering Index) ile ölçülür. [1] Enkandesan lambalar 100 olan CRI değerleri ile deşarj lambalarına ve LED’li armatürlere göre en yüksek renksel geriverim indeksine sahip olup, bu lambalar ile aydınlatma yapıldığında renkler doğal olarak görünürler. [5], [7] Enkandesan lambalar güvenli şekilde başlatılmaları için özel bir elektronik sürücünün lamba ile birlikte kullanılmasına ihtiyaç duymazlar, dolayısıyla akımda harmonik problemler ortaya çıkmaz. [5] Floresan Lamba Elektriksel aydınlatma kaynaklarından diğeri ise 1930’lu yılların sonlarına doğru ortaya çıkan floresan lambalardır. Standart bir floresan lambanın temel yapısını, iç yüzeyi fosfor kaplı cam tüp içerisindeki soy gazlar ve az miktarda civa oluşturur. Katotların lamba içerisinde bir ark oluşturmasıyla civa buharlaşır ve böylece ultraviyole ışığı oluşur. Oluşan ultraviyole ışığının cam tüp içerisindeki fosforla reaksiyona girmesi sonucunda da gözle görülür ışık meydana gelmiş olur. Ayrıca lambaya giden enerjiyi kontrol etmek için balast gibi bir akım düzenleyiciye ve lambanın çalışmasını başlatmak için bazı başlatma mekanizmalarına (starter) ihtiyaç duyulmaktadır. [1] Floresan lambalarda elektromanyetik ya da elektronik balastlar kullanılırken, kompakt floresan lambalarda ise hafif olmalarından dolayı elektronik balastlar tercih edilmektedir. [5] Floresan lambaların ortam sıcaklığından etkilenmelerinden dolayı lambanın içerisindeki maddelerin farklı şekilde performans göstermesi çıkan lümen miktarını düşürmektedir. Fakat son yıllardaki gelişmelerle birlikte lümen değerleri ve lambanın ömrü arttırılmıştır. 1970’lı yılların ortalarında kompakt floresan lambaların (CFLs) icat edilmesine rağmen lambaların üretim

123 Şubat

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

maliyetlerinin yüksek olmalarından dolayı bu aydınlatma kaynakları 1990’lı yıllara kadar pazarda yerini alamamıştır. [1] Enkandesan lambalar ile karşılaştırıldıklarında kompakt floresan lambalar enerji tasarrufu sağlayan ve daha uzun ömürlü lambalar olarak bilinmektedirler. [8] İlk olarak üretilen kompakt floresan lambalarda kullanılan integral balastlardan ötürü lambaların yangın sebebi olarak bilinmesi ve içerdiği yüksek miktardaki civa oranı gibi özelliklerinden dolayı o yıllarda çevreciler tarafından tepki ile karsılaşmışlardır. Zaman içerisinde bu özelliklerin düzeltilmesi ile beraber kompakt floresan lambalar enkandesan lambaların kullanılacağı yerlerin yerine kullanılmak üzere iyi bir seçenek haline gelmişlerdir. [1] Floresan ve kompakt floresan lambalar ultraviyole ışığının gözle görülür ışığa dönüşümünü sağlayan fosforla kaplı olduğundan renksel geriverim indeksi (CRI) değeri 85 civarlarındadır. Floresan ve kompakt floresan lambaların ömürleri lambayı açma/kapama sıklığından etkilendiklerinden, açma/ kapama sıklığı çok olan yerlerde kullanılmaları önerilmemektedir. [5] Deşarj Lambaları (HID) Deşarj lambalarındaki ilk gelişmeler 1900’lu yılların başında civa buharlı lambaların ortaya çıkmasıyla başlamıştır, lamba ömrü ve etkinlik bakımından akkor lambalar ile karşılaştırıldığında yapılmış en büyük ilerleme olarak kabul edilmiştir. Işık kaynağının etkinliği yıllarca geliştirilirken, lambanın kullanım süresi boyunca lümen değer kaybı bu lamba çeşidinin önemli bir dezavantajıdır. Birçok lamba ortalama hizmet ömrü olarak 24000 saat’ten daha fazla süre kullanılamazlar. Fakat kullanım süresi ile orantılı olarak lümen çıkış miktarı ilk üretim değerinden %20 oranında azalabilmektedir. 1960’lı yıllarda civa buharlı lambaların çalışma prensibine dayanarak çalışan metal halide (MH) lambalar yeni ışık kaynakları olarak hayatımıza girmiştir. Lambanın etkinliğinin balastın ayarlanmasıyla ve renksel geriverim performansının da çeşitli bileşiklerin eklenmesiyle arttırılabileceği yapılan çalışmalarda gösterilmiştir. Deşarj lambaları içerisinde yer alan bir diğer elektriksel ışık kaynağı ise 1960’lı yılların ortalarında bulunan yüksek basınçlı sodyum buharlı lambalardır (HPS). Bu ışık kaynakları sarı ışık rengine sahip olup, yüksek etkinlik ve uzun lamba ömürleri, diğer ışık kaynaklarına göre en önemli özellikleri olarak sayılabilmektedir. Dış aydınlatma uygulamalarında yüksek basınçlı sodyum buharlı lambalar en çok

124 Şubat

2016

tercih edilen lamba tipi olmuştur. Yaydığı sıcak renk tayfından dolayı iç mekân aydınlatmalarında da kullanılmaya başlanmıştır. Alçak basınçlı sodyum buharlı lambalar (LPS) ise çok daha önce ortaya çıkmasına rağmen sarı renk sıcaklığından dolayı yol aydınlatmalarında kullanımı sınırlı kalmıştır. İndüksiyon ışık kaynakları ilk olarak 1800’lu yıllarda Tesla tarafından bulunmasına rağmen 1900’lu yıllara kadar pazarda yerini alamamışlardır. Floresan lambalarına benzer çalışma prensibine sahip olan bu lambaların içerisindeki fosforlar RF enerji kaynağı ile harekete geçirilmektedir. [1] Tablo 1’de yapay aydınlatmada kullanılan tüm ışık kaynaklarının etkinlik faktörlerinin gelişimi görülmektedir:

Tablo 1: Işık Kaynaklarının Etkinlik Faktörü Gelişimi [3] 3. LED IŞIK KAYNAKLARININ DÜNYA PAZARINA GİRİŞİ Geleneksel ışık kaynaklarının aksine ışık yayan diyotlar (LEDs) lamba olmayıp, özel yarı iletken malzemeden oluşan elektronik çiplerdir. LED’in küresel pazarda yerini alması ilk olarak 1960’lı yıllarda Amerikalı bilim adamı Nick Holonyak tarafından geliştirilen kırmızı renkli LED ile gerçekleşmiştir. Yeni yarı iletken maddelerin geliştirilmesi üzerine turuncu, sarı, mavi ve yeşil renklerde LED ışık kaynakları 1970 ile 1990 yılları arasında ortaya çıkmıştır ve aynı zamanda LED’lerin etkinliklerinin arttırılma çalışmaları da paralel olarak devam etmiştir. 1990’lı yılların ortasına doğru ise ilk beyaz LED’ler geliştirilmiş ama yetersiz kalmışlardır. Fakat 2000’li yıllarda geleneksel ışık kaynaklarına alternatif olarak LED gelişimi çok hızlanmıştır. [2] 2006 yılında konut aydınlatmasında tercih edilirken birkaç yıl sonra birçok aydınlatma uygulamalarında da LED kullanımı hızlanmıştır. [1] LED’lerin yapısı yarı iletken malzemelerin


birleşiminden oluşmaktadır. Işık yayan diyotlar n tipindeki elektronlarla donatılmış yarı iletken maddeden oluşur. Bu p tipindeki yarı iletken elektron eksikliğinden doğan deliklerden oluşan ince bir tabakadır ve n tipi yarı iletken malzeme ile katkılanır. Akım uygulandığında elektronlar deliklere doğru giderek birleşirler ve p-n jonksiyonu oluşur. Bu birleşmeden de ışık doğar. Işık yayan diyotlar tek renkli ışınım yaparlar ve elde edilen ışığın rengi kullanılan yarı iletken maddeye göre değişir. Çeşitli yarı iletken madde kullanılarak LED’lerin istenilen dalga boyunda ışık vermeleri sağlanmış olur. [2] Etkinlik bakımından (lümen/watt) beyaz LED’ler 140 Lm/W’a çıkarak diğer geleneksel ışık kaynaklarının etkinliklerinin üzerine çıkmıştır. [3] LED ışık kaynakları diğer ışık kaynakları ile karşılaştırıldıklarında uzun bir kullanım ömrüne sahiptirler. Bir akkor lamba yaklaşık 1,000 saat yanarken, bir floresan lamba yaklaşık 18,000 saat yanabilir, yüksek performanslı bir LED ise 50,000 saat ve üzeri çalışma ömrüne sahiptir. [2] LED’lerin renksel geriverim değeri 85 ve üzerinde olup, geleneksel ışık kaynakları ile kıyaslandığında objeler gerçeğe yakın bir şekilde aydınlatılmış olurlar. [5] Aşağıda Tablo 2’de 250W sodyum buharlı lamba kullanılan sokak aydınlatması ile 120W LED’li armatürler kullanılan sokak aydınlatmasındaki renksel geriverim farkı gösterilmektedir:

Şekil 1: Sodyum Buharlı Lamba ile LED’li Armatürlerin Renksel Geriverim Değerleri Arasındaki Fark [3] LED’lerin etkinlik ve elektriksel özelliklerini incelediğimizde, istenilen performansa uygun giriş akımlarını kontrol edebilmek adına LM-79 test raporları yapılır ve bu test belirli bir ürünün etkinlik faktörünü belirleyerek elektriksel karakteristiğini ölçmek için kullanılır. Üretilebilir tüm LED çipler incelendiğinde tamamının elektriksel karakteristiğinin farklı olması nedeniyle bu farklı değerleri ölçme gerekliliği doğmaktadır. Ayrıca armatüre ait özellikleri kıyaslamamızı da zorlaştırmaktadır. LED’lerle kıyasladığımızda geleneksel ışık kaynakları ise aynı elektrik gücünde ve gerilimindedir. Marka farkı gözetmeksizin bütün enkandesan lambalar aynı

miktarda elektrik tüketirler. Deşarj lambalarında ise standart balastlar kullanılır ve bütün markalar genel olarak aynı elektriksel karakteristiğe sahiptirler. Floresan lambalarda balastların elektronik, manyetik veya hibrid olmalarına göre elektriksel karakteristiklerinde bazı küçük farklılıklar oluşmasına rağmen genelde benzerdir. Bu da armatür hesaplarına gerek duyulmadan markalar ve sistemler arasında karşılaştırma yapmamızı sağlar. LED armatürler elektronik devre içerdiklerinden güç kalitesini de etkilemektedirler. Örneğin birçok endüstri tesisindeki elektronik cihazların gerilim değişmeleri, harmonikler ve ani voltaj yükselmeleriyle zarar gördüğü bilinmektedir. Ani voltaj değişimlerini tolere etmek için geleneksel deşarj lambaları ve birçok floresan lambalar geniş voltaj aralığında (220V,50Hz; +/-10%) üretilirler. LED lambalarda düşük gerilim önemli bir sorun olmazken, yüksek voltaj ve ani voltaj değişimlerinde jonksiyon sıcaklığı arttırdığı için çipe ve sürücüye zarar verir. Oluşan gerilim dalgalanmalarına karşı önlem alınmazsa sistem güç kalitesini düşer. [1]

Tablo 2: Litpa Armatürlerinin Elektriksel Karakteristik Değerleri Birçok geleneksel lamba teknolojilerinin etkinliklerinin arttırılmasındaki gelişmelerin pazara yansıması çok uzun zaman almışken yeni ortaya çıkan LED teknolojisinin yüksek verimli ışık kaynağı olarak kabul edilmesi çok daha kısa sürede gerçekleşmiştir. Dolayısıyla LED teknolojisi aydınlatma sektöründe farklı gelişmelere yol açmıştır.[1] Dünya’daki iklim değişiklikleri, kaynakların kısıtlı hale gelmesi ve enerji fiyatlarının hızlı bir şekilde yükselmesi gibi nedenlerden dolayı LED’ler ışık kaynağı olarak gelecek için çok önemli bir çözüm kaynağı olarak görülmektedir. Uzmanlara göre aydınlatma için kullanılan dünya çapındaki enerji tüketiminde %30’lara kadar çıkacak bir tasarruf LED’lerin kullanımı ile sağlanacaktır. Bu nedenle

125 Şubat

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

verimliliği düşük olan halojen lambaların, floresan lambaların ve yüksek basınçlı civa lambaların yavaş yavaş pazardan kaldırılması Avrupa Birliği ülkelerinde karar olarak alınmıştır. [2] Enerji verimliliği, günümüzde çoğu zaman düşük güç tüketimi olarak algılansa da, aslında aydınlatılacak olan ortamın gerekli olan aydınlık düzeyini değiştirmeden tüketilen enerji miktarının azalması şeklinde tanımlanmalıdır. Yani enerji tasarrufu aydınlatma hesabı yapılan ortamın insan fizyolojisi için gerekli aydınlık düzeyinin değişmeden alternatif lambalarla aynı aydınlatma koşullarının sağlanmasıdır. Bu bağlamda LED’li armatürlerde yüksek ışık akı değerleri ve düşük güç tüketimleri ile gelecekte enerji verimliliği sağlayacaktır. Ayrıca ışık kaynaklarının tercihlerinde ışık akıları, etkinlik faktörleri, ömürleri gibi özelliklerin yanı sıra güç verimliliği de önemli rol oynayacaktır. Çalışma sistemlerinde elektronik devre elemanlarını içeren armatürlerin güç verimliliğini arttırmak için çeşitli aktif pasif filtreler kullanılması gerekmektedir. Aşağıdaki tabloda da LED’lerin yol, ofis, alışveriş, otel, tarihi mekân gibi aydınlatma alanlarında kullanımının geleneksel ışık kaynakları ile karsılaştırıldıklarında gelecekte en önemli çözüm olarak pazarda yer alacağı görülmektedir.

girmesiyle ortam sıcaklığından akkor lambalara göre daha az etkilenme özelliklerinden dolayı zamanla kompaktfloresan lambalar akkor lambaların yerini almıştır. Işık kaynaklarındaki bu teknolojik gelişmeleri deşarj lambalarındaki gelişmeler takip etmiştir. Bu kategoride metal halide lambalar, yüksek basınçlı sodyum buharlı lambalar, alçak basınçlı sodyum buharlı lambalar önemli bir şekilde pazarda yerlerini almışlardır. Yapay aydınlatmadaki tarihi ikinci dönüm noktası olan LED’ler geleneksel ışık kaynaklarının klasik lamba yapısının aksine elektronik çipler şeklinde ortaya çıkmıştır. LED’ler geleceğin en önemli ışık kaynağı çözümü olarak görülmekte ve sürekli teknolojisini yenileyerek aydınlatma pazarındaki yerini giderek arttırmaktadır. KAYNAKLAR [1] Cole M., Senior Member, IEEE, and Tim Driscoll, Fellow, IEEE; The Lighting Revolution: If We Were, Experts Before, We’re Novices Now; IEEE TRANSACTIONS ON INDUSTRY APPLICATIONS, VOL. 50, NO. 2, MARCH/APRIL 2014. [2]http://www.licht.de/fileadmin/Publikationen_ Downloads/lichtwissen17_LED.pdf; licht.wissen 17_ LED: The Light of the Future, 2010. [3] Kölper C., Bergbauer W., Strassburg M., Linder N.; Die Licht(r)evolution Weisse LED’s für die Allgemeinbe leuchtung;DOI:10.1002/piuz.201001258,2011. [4]Litpa Indoor Catalogue, 2014. [5] Aman M.M., Jasmon G.B., Mokhlis H., Bakar A.H.A.; Analysis of the performance of domestic lighting lamps; Energy Policy 52, 2013, 482-500. [6]http://en.licht.de/fileadmin/shop-downloads/ lichtwissen01_artificial_light.pdf; licht.wissen 01; Lighting with Artificial Light, 2008. [7] http://en.licht.de/fileadmin/shop-downloads/1409_ LW03_E_roads-paths-squares_web.pdf; licht.wissen 03; Roads,paths and squares, 2014. [8] Luo M. R.; The quality of light sources, Coloration Technology, 2011.

Tablo 3: LED’lerin ve Diğer Geleneksel Işık Kaynaklarının Aydınlatmada Bugünkü ve Gelecekteki Yeri [2] 4. SONUÇ Yapay ışık kaynaklarının tarihsel gelişimine bakıldığında ışık kaynakları teknolojileri Edison’un icat ettiği akkor lamba ile başlamıştır ve bu gelişme yapay aydınlatmada bir dönüm noktası olmuştur. Aydınlatmadaki teknolojik gelişmeler ışık kaynağı olarak floresan lambaların gelişimi ile devam etmiştir. Kompakt floresan lambaların hayatımıza

126 Şubat

2016

Deniz YÜCE1 Canan PERDAHÇI2 Hakan ÜNSALAN3 1,3 Litpa Aydınlatma Koza Plaza B Blok No:6/20 Tekstilkent 34235 Esenler / İSTANBUL 2 Kocaeli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Veziroğlu Yerleşkesi 41040 İzmit / KOCAELİ denizyuce@litpa.com1, perdahci@kocaeli.edu.tr2, hakanunsalan@litpa.com3


KAYNAK ELEKTRİK DERGİSİ ŞUBAT 2016 ARKA KAPAK

ÇAGDAŞ KABLO

ARKA KAPAK İÇİ

İNFORM

ÖN KAPAK İÇİ

YEPAŞ

ICCI

51

ICSG

79

KABLOTEL

35

2A MÜHENDİSLİK

85

LAPP KABLO

93

ABB

19

LINK HOUSE

59

AKTİF MÜHENDİSLİK

27

ARDIÇ

14

ASTOR

15

BEST

4

ÇYDD

53

DELTEC

69

DMS

47

DV POWER

33

EAE ELEKTRİK

40,41

EKO SİNERJİ

101,103

EL-KO ELPEK MÜHENDİSLİK

9

EMEK ELEKTRİK EMS

37 8 29,43

LÖSEV

110

MAKEL

7

MİLLİYET EKİ

23,24,25,26

MST ELEKTROTEKNİK

1

NETES MÜHENDİSLİK

3

OSGÜN ÖZDİRENÇ

31

PROTAŞ

83

SFA ELEKTRİK

11

ŞİRİNLER ELEKTRİK

10

TEKON ENERJİ

18

ULUSOY ELEKTRİK

17

VAEST

GEMTA

45

VERA ELEKTROMEKANİK

5

128

ÖZGEN ELEKTRİK

ENTES

HASÇELİK

95

WIN 2016

2 16 6 49

OKUYUCU İLGİ FORMU Bu sayımızda, reklam ve yeni ürün sayfalarında tanıtımı yapılan ürün ve hizmetler ve ilgili firmalara ilişkin ayrıntılı bilgi edinmek istiyor iseniz lütfen 0(212) 272 33 90 no’lu faksımıza ya da; Eski Osmanl› Sokak Ar›kan ‹ş Merkezi No:30 Kat: 2 Daire: 10 Mecidiyeköy/‹STANBUL adresine gönderebilirsiniz. İsteğiniz ilgili firmaya bildirilecektir.



Bir Legrand Grup Markasıdır

Türkiye'nin Kesintisiz Enerji Merkezi Bizde ; 35 yıllık tecrübe, açık ara pazar liderliği, 10 yıl üst üste Bilişim500 KGK sektörü birincilik ödülü, dünya standartlarında ürün ve hizmet kalitesi, ileri teknoloji çevre dostu geniş ürün yelpazesi, dev mühendis kadrosuyla ihtiyaca özel müşteri odaklı çözümler, 7/24 Türkiye ve 85 ülkede servis hizmeti, uluslararası tecrübeye sahip Arge kadrosu ve geliştirdiği ürünlerle aldığı ödüller var.

Aslında söylemek istediğimiz ;

biz zaten Türkiye’nin EN İYİSİYİZ hedefimiz DÜNYANIN EN İYİSİ olmak. www.inform.com.tr



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.