Kaynak Elektrik Dergisi (Mayıs 2016)

Page 1

www.elektrikdergisi.com

Elektrik tesislerinde

uygulama ve mevzuatta yapılması gereken

Sayı 324 10 TL Mayıs 2016

yenilikler

21

YAYINCIDAN

GÜNEŞİN ZAPTI YAKIN (MI)..




YAĞLI VE KURU TİP TRANSFORMATÖR


09-13 EKİM 2016/İSTANBUL Dünya’nın Enerjisi İstanbul’da Toplanıyor… İstanbul, 9-13 Ekim 2016 tarihleri arasında 23. Dünya Enerji Kongresi’ne ev sahipliği yapıyor. Üç yılda bir düzenlenen ve “Dünya Enerji Olimpiyatları” olarak da anılan bu dev organizasyonda, küresel gelişmeler, politik çözümler ve yatırım fırsatları değerlendiriliyor.

► ► ► ► ►

15 Devlet Başkanı ve Başbakan 100 Bakan 250 Üst Düzey Konuşmacı 10.000 Delege 65 Ülke

Kayıt ve Bilgi için:

www.wec2016istanbul.org.tr @WECongress

Yer: İstanbul Kongre Merkezi ve İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı

HOST SPONSORS

PLATINUM SPONSORS

SUPPORTED BY

OFFICIAL AIRLINE


We put the we in Empower

'REOH LOH J¾F¾Q¾]H J¾© NDWóQ /LIH RI D 7UDQVIRUPHUÉ­ 6HPLQDU 2FDN _ 'XEDL %LUOHÄ¡LN $UDS (PLUOLáL _ ZZZ GREOH FRP ORDWGXEDL %¾\¾N *¾© 7UDQVIRUPDW¸UOHUL ˜P¾U <¸QHWLPOHULQGH G¾Q\DFD ELOLQHQ X]PDQODUóQ WHFU¾EHOHULQL L©HUHQ HáLWLP 7UDQVIRUPDW¸UOHUGH DQLGHQ ROXÄ¡DELOHFHN SUREOHPOHULQ GHáHQGLULOPHVLQGH NXOODQóODFDN SUDWLN ELOJLOHUL HQG¾VWULQLQ LOHUL JHOHQ X]PDQODUóQGDQ ¸áUHQLQL] 7DNULEHQ ELU DVóUGóU 'REOH HÄ¡VL] ELOJL YH WHFU¾EHOHUL E¾Q\HVLQGH WRSODPDNWDGóU 'REOH EX ELOJLOHUL 'REOH WHVW FLKD]ODUó NXOODQóFóODUó YHUGLáL VHUYLV KL]PHWOHUL YH /LIH RI D 7UDQVIRUPHUÉ­ YH EHQ]HUL VHPLQHUOHUOH P¾ġWHULOHUL\OH SD\ODÄ¡PDNWDGóU

(QG¾VWUL\L VHUYLV KL]PHWOHULPL]OH ©¸]¾POHULPL]OH YH HġVL] ELOJL ELULNLPLPL]OH J¾©OHQGLUL\RUX]



IEC 61.439-1’ye göre TİP TEST’li Pano Üretimi Kumanda Panosu, Röle Panosu, LCC, SDK Üretimi TEİAŞ ve ITM Şartnamelerine Uygun (380/154/36 kV) AG, Kompanzasyon, MCC, PLC Pano Üretimleri Y.G. ve O.G. Trafo Merkezleri için Destek Hizmetleri PLC-SCADA-RTU Yazılım Hizmetleri Enerji İzleme Yazılımları ve Proses Otomasyonları Endüstriyel Tesislerin Elektrik ve Otomasyon İşleri Montaj, Test ve Devreye Alma Hizmetleri Saç Köşk, Kompanent ve Özel Kabin İmalatları

Hızla büyüyen ve sürekli bir gelişme içerisinde bulunan Enerji Sektörünün ve Sanayi Tesislerinin elektrik, elektromekanik ve otomasyon ihtiyaçlarına “ çözüm mühendisliği ” sunuyoruz.

VERA ELEKTROMEKANİK PANO SİSTEMLERİ MÜHENDİSLİK ve MAKİNE SAN. TİC. A.Ş.

9001

14001

İvedik OSB. 1468. Cad. 2239/1. Sok. No:1 06378 Ostim - Ankara / TÜRKİYE Tel: +90 312 394 54 64 (pbx) Fax: +90 312 394 77 97

info@veraelektromekanik.com

www.veraelektromekanik.com



k.




Dynamic, innova ve and modern brand making a dierence in the electricity sector

Up to 36kV Sf6 Gas / A r Insulated Sw tchgear and Controlgear Vacuum C rcu t Breaker Separable Cable Accessor es D str but on Automat on

www.sfaelectr c.com


İÇİNDEKİLER 22

56

KAYIP VE KAÇAK İADELERİ YENİDEN TAHSİL EDİLECEK 24 EMO: CUMHURBAŞKANI MESLEK ÖRGÜTLERİNE SAYGI GÖSTERMELİ 26 Bakan Albayrak’tan dağıtım şirketlerine denetim 28 Sürdürülebilir bir gelecek için güneş enerjisi tercih edilmeli 30 “küresel ısınma sorunu kökünden çözülebilir!” 32 YENİLENEBİLİR ENERJİYE ÖZEL TRANSFORMATÖR 34 4. ENDÜSTRİ DEVRİMİ VE ÖTESİ 36 Işık İnsan Mekan Fotoğraf Sergisi 38 MAKEL’DEN DÜZCE’DE ELEKTRİKÇİLERE EĞİTİM SEMİNERİ 40

elektrik güncesi: Vatandaş toplam 25 milyon liralık kayıp-kaçak bedelini geri aldı 48

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK GÜNEŞ SANTRALİNE ULUSOY ELEKTRİK İMZASI 42 PRYSMIAN GROUP TÜRKİYE’YE BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ 44 Obama ve Merkel, ÖLFLEX ROBOT teknolojisinden Etkilendi 46 Özyeğin ScOLa Binası Örnek Oldu

12 Mayıs

2016

Elektrik borcu olan çiftçiye destek yok


76

ÖZEL BÖLÜM

50

:

KALİTELİ & K

ESİNTİSİZ EN ERJİ SCADA

48 ELEKTRİK SEKTÖRÜ 5.ULUSLARARASI ELEX FUARINDA BİR ARAYA GELİYOR 49 Elektrik borcu olan çiftçiye destek yok 54 EMO Başkanı Hüseyin Yeşil: Erdoğan bizi hedef gösterdi, ama bizim “paralel yapı” ile hiç işimiz olmadı

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI TEŞVİK MEKANİZMALARI

58

75

Ankara Mektubu 62

İran ile Avusturya’yı petrol yakınlaştıracak

BİLİRKİŞİ RAPORLARI 66 ELEKTRİK TARİHİNdE YOLCULUK 110 TEORİ VE PRATİK: ELEKTRİK TESİSLERİ PROJE, UYGULAMA, YÖNETMELİKLER GÜVENLİK VE TOPRAKLAMADA YENİLİKLER 121 Makale: HAVAİ HAT OTOMATİK TEKRAR KAPAMALI KESİCİLER (RECLOSER) 124

Elektrikgüncesi ENERJİ DÜNYASINDAN

67

74

Makale: ORTA GERİLİM TESİSLERİNDE İÇ ARK KORUMA SİSTEMLERİ 127 Makale: Yük çalışmaları: yük çalışması sırasında yapılan altı yaygın hata 128

131

Makale: AC İZOLASYON TEMEL PRENSİPLERİ ve GÜÇ FAKTÖRÜ ÖLÇÜMÜ TRANSFORMATÖR İZOLASYON TESTLERİ

13 Mayıs

2016






9$(67 6Ăľ/Ăľ.21 9( .2032=Ăľ7 8<*8/$0$/$5,

D 550 kV’a kadar Silikon Kompozit; š 7iaÛ l[ =[h]_ êpebWj�hb[h_ š C[id[j êpebWj�hb[h_ š 9_^Wp Eoka êpebWj�hb[h_ D :[c_hoebk êpebWj�hb[h_ D ;feai_ H[‚_d[Z[d ZW^_b_ l[oW ^Wh_Y_ êpebWj�h" I<, =WpbÛ WoÛhÛYÛ" a[i_Y_ j”f ]�lZ[b[h_ D E= 7oÛhÛYÛ % LWakc J”fb” O”a 7oÛhÛYÛ

9$(67 6LOLNRQ YH .RPSR]LW 8\JXODPDODUĂł òPDODW YH 7LF $ Ä 7HO )D[ ( PDLO LQIR#YDHVW FRP WU :HE ZZZ YDHVW FRP WU



YAY IN DAN IŞMA KURULU Elektromekanik Sanayii Hüseyin ARABUL Barmek Holding Yönetim Kurulu Başkan› Muzaffer AVCI Elimsan fiirketler Grubu Kurucu orta¤› Mustafa NURDO⁄AN Federal Elektrik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Bülent DAMAR Pelka Yön. Kur. Başkan› Dr. Arnold HORNFELD Siemens Türkiye eski Başkan› Trafo ve Şalt CihazlarI Refik Can ERKÖK ABB Elektrik Transformatör Genel Müdür Yrd. Ergin D‹KMEN TEKON Enerji A.Ş. Teoman ÇET‹N TEKON Enerji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan› Süleyman KASIRGA EAE Kabin Dan›şman› Kondansatörler Hakk› ONAT TOKAY Elektrik Ltd. Şti. • VISHAY-ESTA Türkiye Temsilcisi Ahmet BAŞARAN KONDAŞ Genel Müdürü Elektrik MakinalarI Prof. Dr. Kemal SARIO⁄LU ‹TÜ Elek.-Elektronik Fak. Emekli Ö¤retim Üyesi Prof. Dr. H. Bülent ERTAN ODTÜ Elektrik Müh. Bölümü Elektrik ‹letim ve DaĞItIm Sistemleri Dr. T. Tunçay ÇAYLI Yusuf H. KAYA EAE Yönetim Kurulu Başkan› A.G. Tesisat, Şalt CihazlarI Cem BAŞ Legrand-‹malat ve Endüstri Md. Salih Öztekin Elektrik Yüksek Mühendisi Cihan Elektrik Sat›ş Müdürü

ENERJ‹, ELEKTR‹K, AYDINLATMA, ELEKTRON‹K VE OTOMASYON MÜHEND‹SL‹⁄‹ DERG‹S‹ Yerel Süreli Yay›n Avrupa Bak›r Enstitüsü Türkiye Medya Partneri Say›: 324 - Mayıs 2016 Kaynak Yay›n Tan›t›m Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti. ad›na Sahibi, Yay›n Yönetmeni Sorumlu Yaz› ‹şleri Müdürü Ersin KAYA ersin@kaynakelektrik.com Genel Yay›n Koordinatörü Ekim N. KAYA ekim.kaya@botego.com Haber Sorumlusu Can Cengiz can@kaynakelektrik.com

Elektrikli UlaŞIm Prof. Dr. At›f URAL Kocaeli Üniv. Kurucu Rektörü Rıza Akçan Elektrik Yüksek Mühendisi

Reklam Koordinatörü Ayhan ÜSTÜNER ayhan@kaynakelektrik.com

Güç ElektroniĞi Prof. Dr. Nejat TUNÇAY Okan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Hac› BODUR YT Üniversitesi Ö¤r. Üyesi

Reklam Müdürü Ziya ALKAN ziya@kaynakelektrik.com

Güvenlik U¤ur YERTUT Yestaş Güvenlik Sist. Ltd. Şti.

Tasarım Binbir Ajans

Otomasyon Enstrümantasyon Burak CEDETAŞ ABC Cedetaş Otom.Kont.Gn.Md. Levent SÖKMEN Allen-Bradley - Türkiye Ertan SÖYLEMEZ ENELSAN End. Elekt. Gn. Müd. Prof.Dr.Do¤an ‹BRAH‹M Yak›n Do¤u Üniversitesi

Ayda bir ç›kar Sayı fiyat›: 10 TL. Y›ll›k (12 say›) abone bedeli 100 TL. Ö¤renciler için 70 TL.

Ölçü ve Kont. Cihz. Ahmet T. UZUNKAYA ENTES Yön. Kurulu Üyesi Ça¤atay KÖKSALO⁄LU DKE Genel Müdürü Ali MANSUR‹ DEMA Yönetim Kurulu Başkanı Halis Erdal GÜREL GEMTA Genel Müdürü O¤uzhan ‹LBAY TERRA Ltd. Şti. Genel Müd. YIldIrImdan Korunma Çetin TEK‹N Radsan Ltd. Şti. Gn.Müd. Harun SIRMABIYIK Amper A.Ş. Yön. Kur. Bşk. AydInlatma Prof. Dr. Mehmet Ş. KÜÇÜKDO⁄U Kültür Üni. Mühendislik ve Mimarl›k Bölümü Başkan› Prof.Dr. Sermin ONAYG‹L ‹TÜ Enerji Enstitüsü Elektrik Müh. EĞt. Prof. Dr. Ahmet DERV‹ŞO⁄LU İTÜ Emekli Öğretim Üyesi Kalite ve Standartlar Dr. Sait SAMLI SIEMENS- Kalite Yön. Direktörü Anahtar Teslimi Sistemler ve Fabrika Elektrifikasyonu Ömer OydaIşIk SIEMENS - Endüstriyel Hiz. ve Çözümler Bölüm Direktörü Mehmet Ferit PEKEROĞLU ELPEK MÜHENDİSLİK - Elektriksel Periyodik Kontroller Mühendis Örgütleri Teoman ALPTÜRK TMMOB ve EMO eski Bşk.

Yönetim Yeri Eski Osmanl› Sk. Ar›kan İş Mrk. No:30 K:2 D:10 34387 Mecidiyeköy-‹ST. Tel: (0 212) 272 59 59 (pbx) Faks: (0 212) 272 33 90 web: http://www.elektrikdergisi.com Ankara Bölge Temsilcisi Ramazan PEKTAŞ JUPİTEK Elk. Elo. Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel: 312-433 74 76 Fax: 312-438 74 77 Bask›: G.M. Matbaac›l›k ve Tic. A.Ş. 100 Y›l Mah. MASS‹T 1. Cad. No: 88 Ba¤c›lar/‹ST. Tel: (0212) 629 00 24-25 Faks: (0212) 629 20 13. ‹mzal› yaz›lar›n düşünsel sorumlulu¤u yazarlar›na, reklam içeri¤inin sorumlulu¤u ilgili firmaya aittir. Dergimizdeki haber ve yaz›lardan izinsiz al›nt› yap›lamaz. Son Bask› Tarihi: Mayıs 2016


YAYINCIDAN

GÜNEŞİN ZAPTI YAKIN (MI).. ERSİN KAYA • ersin@kaynakelektrik.com

G

eride kalan Nisan ayında İstanbul’da “Yenilenebilir bir Dünya için SOLAREX” adı ile anılan bir fuara katıldık. Fuarın dokümanlarına bakılacak olursa, 250’den çok kuruluş aldıkları stantlarda kendilerini, güneş enerjisi tutkunlarına tanıtmaya soyunmuşlardı. Katılımcıların çalışma alanlarına bakıldığında, çok geniş bir yelpazenin burada temsilde yarar umduğu anlaşılıyordu . Doğrusu, bu tür etkinliklerin yabancısı olmayan biri olarak, bu dönemde güneş fuarının bu kadar ilgi çektiğini görmek beni şaşırttı. Ve geçmişte, 80’li yıllarda yaşanılan ‘trafoya hücum’ olayını hatırladım. O dönemde, trafo siparişlerinde 8-9 ay sonrasına teslim tarihi veriliyordu. Bunu gören kimi açıkgöz girişimciler acilen trafo üretimi tesisi kurmaya koşturdular. Ama kısa zamanda çok para kazanma istekleri boşa çıktı. Gördüler ki, teslim süresinin uzunluğu, talep fazlasından değil, hammadde yetersizliğindendi. Kısa sürede büyüyen trafo üretim kapasitesi hüsranla karşılaştı. Dileyelim ki, güneşe olan bu yönelim, ezbere, gözü kapalı acil kar etme dürtüsünün değil, hesabın, kitabın, yapılabilirlik incelemelerinin ürünü olsun… Güneş, uzaktan bakıldığında cazip bir enerji kaynağı. Bitmez tükenmez bir potansiyel var ve bedava. Shell’in bir araştırmasında “ teorik olarak güneşin, ihtiyaç duyduğumuz enerjinin en az sekiz bin katını sağlayabileceği” belirtiliyor. Denizlerimizdeki balıklar gibi. Kaynağın varlığını sürdürmesi için hiçbir yatırıma gerek yok. Ama bu bedavadan birincil kaynağı kullanılabilir kılmak bazı yatımları gerektiriyor. Balıkları yakalamak nasıl bir dizi malzeme , araç gereç, işçilik gerektiriyor ise ışıyan güneşin kullanılabilir enerjiye dönüşmesi de teknoloji yatırımları yapmakla tesisler kurmakla mümkün olabiliyor.

getirirken öyle abartmalar yapılıyor ki, güneş enerjisi panellerinin kapladığı coğrafyadan sonra biz insanlara oturacak yaşam alanı kalmıyor. Ciddiye alınacak bir veri Prof. David Mackay’ın da aralarında bunduğu uzman grubunun çalışmasında ortaya çıkmış. Çölde yapılan araştırmada 100 km x 100 km’lik bir alanda, kurulacak konsantre güneş enerjisi sistemi alanı, Avrupa’nın mevcut talebini karşılamaya yetecek kadar enerji sağlayabilir” sonucuna ulaşılmış. Güneş nerede ise sonsuz bir enerji kaynağı, ama insanlığın yararlanmasını sınırlayan faktörler var. Birisi güneş panellerinin kapladığı alan, kimi yerlerde tarım yapılabilecek alanlar ile güneş panellerinin döşeneceği alanlar İnsanlığın yararı açısından bir çelişki oluşturuyor. Günümüzde pek sözü edilmeyen bir kısıt ise güneş panellerinin üretiminde kullanılan maddeler ile ilgili. Panellerin üretiminde kullanılan az bulunur metallerin, kullanım miktarı bugünkü düzeyde sürdüğü takdirde, arsenik 20, germanyum 5, indiyum 13, selenyum 120 yıl sonra sıfırlanmış olacak. Olaya tüm insanlığın sorunu olarak bakıldığında az bulunur metallerin yerine alternatif maddelerin bulunabileceği konusunda bilim insanlarına güvenebiliriz. Teknolojideki gelişme hızı umutlu olmamızı teşvik ediyor. Ama Türkiye’deki güneşe hücumun ekonomik yıkımlara neden olmaması için yapabileceğimiz ise geçmişten örnek vererek uyarmak ve dilek belirtmekten ibaret…

Bu noktada ayağımızı yere basmakta yarar var.Kimi zaman güneş enerjisinin büyük potansiyelini dile

21 Mayıs

2016


HABER

www.elektrikdergisi.com

KAYIP VE KAÇAK İADELERİ YENİDEN TAHSİL EDİLECEK Yargı kararı sonucunda dağıtım şirketleri tarafından iade edilmek zorunda kalan kayıp ve kaçak bedellerinin tüm elektrik abonelerinden yeniden tahsil edilmesi için yasa çıkarılıyor.

T

BMM`de görüşülmeye başlanan Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile kayıp ve kaçak bedeli adı altında 2006-2014 yılları arasında tahsil edilen 33 milyar TL`nin “kanunsuz” olduğu kabul edilmekte. İlk kez tasarıyla teknik ve teknik olmayan kayıp adı altında kayıp ve kaçak elektrik tanımı yapılmakta. Yine dağıtım ve perakende satış hizmetine ilişkin tarifede yer alacak kalemler yasal düzenleme haline getirilmekte. Bu düzenlemeler de bugüne kadar yasal dayanağı olmaksızın tüketicilerden tahsilat yapıldığını doğrulamakta. Tasarının genel gerekçesi serbestleşme ve özelleştirme süreçlerinin elektrik kullanıcılarına yeni maliyetler yarattığını itiraf etmekte: “…elektriğin üretimden tüketime doğru akışında üretim, iletim, dağıtım, sistem işletim, piyasa işletim, ithalat, ihracat, satış gibi piyasa faaliyetleri sonucu tüketicilere ulaşması, her bir faaliyet kapsamında niteliğine göre değişik maliyetler ortaya çıkması, tüketiciye sunulan her türlü mal ve hizmette olduğu gibi elektrik için de oluşan tüm maliyetlerin tüketicilere yansıtılması gerekliliği karşısında; maliyet kalemleri olarak kayıp-kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli ve dağıtım bedeli tek tek sayılmakta, mevzuat gereği ve uygulamada tüketiciden alınan bu bedellere ilişkin eklenen hükümler ile konunun hiçbir tereddüte mahal vermeyecek şekilde düzenlenmesi amaçlanmaktadır.” Kayıp ve kaçak bedellerinin tahsil edilmesi yasal hale getirilmekle kalmamakta, EPDK`nın keyfiyet içerisinde hedef kayıp ve kaçak

22 Mayıs

2016

oranlarında yapacağı değişiklikler doğrultusunda faturalarda tahsil edilen kayıp ve kaçak bedellerinin artırılmasına da olanak sağlanmakta. Tasarıda buna yönelik olarak “Kurulca belirlenen hedef oranlarını geçmemek kaydı ile teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin maliyetler dağıtım tarifelerinde yer alır ve tüketicilere yansıtılır. Teknik ve teknik olmayan kayıplara ilişkin hedef oranlarının tespiti ve değiştirilmesi ile oluşacak maliyetin tarifelerde yer alması ve tüketicilere yansıtılmasına ilişkin usul ve esaslar kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir” hükmü getirilmektedir. Tasar ile haksız olarak tahsil edilen kayıp ve kaçak bedelleriyle ilgili davaların geriye dönük olarak durdurulması ve uygulamanın yapıldığı dönemdeki yasal mevzuatın değil sonradan çıkarılacak yasa hükümlerinin geçerli kılınması öngörülmekte. Daha önce açılmış olan davalar sonucunda elde edilen yargı kararları da etkisiz hale getirilerek, icra işlemlerinin geçersiz kılınması, dolayısıyla bedelin iadesine hükmedilmiş olmasının geçersiz kılınması söz konusu.


TESİD’in 30. yılı ve

Türkiye Elektronik Sanayisi Eki Kaynak Elektrik Dergisi, mamullerinizi ve hizmetlerinizi, yüzde 50 indirimli fiyatla olası müşterilerinizin yanı sıra geniş halk kitleleri ile buluşturuyor.

10 Haziran Cuma günü, Milliyet Gazetesi ile tüm Türkiye’de dağıtılacak olan “TESİD’in 30. yılı ve Türkiye Elektronik Sanayisi Eki”nde yer alarak markanızı, sektör profesyonelleri ile son kullanıcıya bir kez daha iletebilirsiniz.

TESİD’in 30. yılı ve Türkiye Elektronik Sanayisi Eki’nde yer alacak ürünlerin grup başlıkları: • Elektronik Bileşenler, • Tüketici Cihazları, • Telekom Cihazları, • Profesyonel Cihazlar ve Endüstriyel Cihazlar, • Savunma Elektroniği Cihazları, • Bilgisayar Cihazları Ayrıntılı bilgi için: info@kaynakelektrik.com • Tel: 0 212 272 5959

Bu yıl içinde, dergimizin Milliyet Gazetesi ile birlikte dağıtılmak üzere planladığı ekler programı şöyledir; 10 Haziran Cuma TESİD’in 30. Yılı ve Türkiye Elektronik Sanayisi 12 Ekim Çarşamba Bilişim ve İletişim Teknolojileri (CEBIT Eurasia 2016 Fuarı) 1 Kasım Çarşamba Elektrik Makinaları (Motorlar ve Transformatörler) CWIEME 2016 Fuarı


HABER

www.elektrikdergisi.com

Evet ihya olanlar vardır. Ancak ihya olanların, “yaşam suyu çekilen, evlerinden yurtlarından edilen, zehir soluması istenen, geçim kaynakları yok edilen, yerleşim yerlerindeki tarihi ve kültürel dokusu harap edilen” halk olmadığı açıktır.”

Herkes meslek örgütlerinin faaliyetlerine saygı göstermek zorundadır

EMO’DAN ÇAĞRI: CUMHURBAŞKANI MESLEK ÖRGÜTLERİNE SAYGI GÖSTERMELİ Zaman zaman meslek örgütlerine karşı söylemleriyle gündeme gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a EMO’dan tepki geldi. EMO açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

T

eknolojinin insanlığın yararı için kullanılması uğrunda her platformda mücadelesini yürüten meslek örgütlerine karşı yalan, iftira, karalama ve yaftalamalarla düzeysiz bir kampanya başlatılmıştır. Bu ülkenin yıllarca dirsek çürüterek okumuş, ülkesine katkı koymak için çaba gösteren mühendisleri ve örgütleri; baskı ve tehditle yıldırılmaya çalışılmakta, hedef gösterilmektedir. Cumhurbaşkanı; bulunduğu konumun gereklerini yerine getirmekten uzak, bu memleketin yetişmiş değerlerini karalama anlayışıyla hareket etmektedir. Zaman zaman meslek örgütlerine karşı söylemleriyle gündeme gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye`nin inşa edildiğini, ihya edildiğini, meslek örgütlerinin buna engel olmaya çalıştığını söylemektedir. Kimse sizinle aynı fikirde olmak zorunda değildir. Sizin ihya dediğiniz rant ve talan politikasıdır. Bu politikanın sonuçları ortadadır. Heyelanlar, felaketler, işçi cinayetleri, Soma`da olduğu gibi katliamlar...

24 Mayıs

2016

Katma değeri yüksek üretime geçilmesinin de öneminin altının çizildiği açıklamada hukuksuzluğun olduğu bir ortamda kalkınmanın olmayacağı söylendi ve şu sözlerle devam edildi: “Cumhurbaşkanı, “Konut yaparız, hastane yaparız, okul yaparız, karşımızda bunlar. Elektrik üretmek için baraj yaparız, termik santral, nükleer santral yaparız, karşımızda bunlar. Peki, kim bunlar? Muhalefet partileriyle, bazı meslek odalarıyla, ideolojik körlük yaşayan aydınlarıyla, ünlüleriyle, ünsüzleriyle tekmili birden, evet, bunlar yıkım ekibi” diye konuşmuştur. Elbette yapılan konutlarda malzemeden çalınıyor, birilerine hukuksuz ve meşru olmayan imar izinleriyle peşkeşler çekiliyorsa; hastanelerde insanlarımızın can güvenliği sağlanamıyorsa; okul adı altında çocuklarımız tacizcilere emanet ediliyorsa; baraj yapıyoruz denilerek bölgenin tüm doğası tahrip edilip suyu çalınıyorsa; Gerze`de olduğu gibi ithal kömürle termik santral kurup turizmi, doğası, dahası insanların yaşam hakkı yok ediliyorsa; doğalgaz bağımlılığını yok edeceğiz yalanıyla doğalgazda bağımlı olduğumuz Rusya, ülkemizde nükleer santral sahibi yapılıp, milli enerji diye yutturulmaya kalkılıyorsa; Fukuşima gibi dünyanın yaşadığı büyük nükleer felaketin ardından hala nükleer santral yapılması için kapalı kapılar ardında anlaşmalar imzalanıyorsa; vicdanı olan, gören, anlayan herkesin bunlara karşı çıkması en doğal tavırdır. Ancak ülkemizdeki baskı ve korku ortamında sesler çıkmaz olmuşken, meslek örgütleri; üyelerinden, mesleki birikiminden, dahası doğrunun ve haklının yanında yer almanın verdiği meşru savunma gücünden hareket ederek susmamaktadır. Her türlü ortamda mücadelesini sürdürmektedir, sürdürecektir. Baskı ve korku ortamında kurdukları sayısal Parlamento aritmetiğiyle milli irade diye başımızda sopa sallayanlar, meslek örgütlerinin demokratik mekanizmalarla gerçekleşen seçimler sonucunda oluşan yönetimlerine, meslek örgütlerinin faaliyetlerine saygı göstermek zorundadırlar.”



HABER

www.elektrikdergisi.com

Bakan Albayrak’tan dağıtım şirketlerine denetim Enerji Bakanı Berat Albayrak, bizzat kendi danışmanlarına talimat vererek dağıtım şirketlerinin çağrı merkezlerinin müşteri hizmetleri kalitesini denetletti.

E

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Trabzon’da ELDER tarafından 9’uncusu düzenlenen “Sektör Toplantısı”na katılan 21 dağıtım şirketinin üst düzey yöneticileri ile gerçekleştirdiği basına kapalı oturumda, müşteri memnuniyeti temelli yeni dönemi anlatırken, Mart ayı içerisinde yaptırdıkları elektrik dağıtım hizmetleri memnuniyet anketinin ilk anket sonuçlarını da paylaştı. Anket kapsamında vatandaşlara elektrik kesilmeleri sıklığı, ortalama süresi, kesinti olduğunda dağıtım şirketlerine rahatlıkla ulaşıp ulaşmadığı, 6 ay içinde dağıtım şirketine işinin düşüp düşmediği ve kendisi ile ilgilenilip ilgilenilmediği soruldu. Enerji Bakanı Albayrak’ın dağıtım firmalarına yaptığı sunumda, tüketici anketi sonuçlarından ve dağıtım firmalarının performansından memnun olmadığını dile getirdi. Kendisi için önemli kriterlerden birinin “Çağrı Merkezi Performansı” olduğunu kaydeden Albayrak, burada bizzat kendi danışmanlarıyla dağıtım şirketlerinin çağrı merkezlerini arattığını da söylediği öğrenildi. Sunumun önemli bir kısmında müşteri memnuniyeti temelli yeni dönem anlatılırken, firmaların artık farklı denetim mekanizmaları ile denetleneceği bir süreç başlayacağı vurgulandı. Buna göre firmaların “Tedarik Kalitesi ve Sürekliliği”, “Yatırımlar”, “Müşteri Hizmetleri”, “Kurumsal İletişim” şeklinde müşteri memnuniyetini belirleyecek 4 temel alanda yükümlülükleri olacak. Elektrik dağıtım firmalarının düzenli karneleri olacak. Karnelerdeki eksik ve sorunlu alanlar

26 Mayıs

2016

iyileştirilmediği takdirde ise ciddi müeyyideler geliyor. Firmaların elektrik kesintisi süreleri ve sıklığının müşteri bazlı tespitinin sağlanmasında tedarik kalitesi ve sürekliliği izlenecek. Bu verilerle firmaların öncelikli yatırıma yönlendirilmesi ve teknik performansı artırması sağlanacak. Albayrak, ‘Müşteri Memnuniyeti Anketleri’ ile söz konusu alanlarda sahadan ölçüm yaparak firmalara karneleri vereceklerini anlattı. Bu kapsamda da Mart’taki anketin sonuçları elektrik dağıtım şirketleriyle paylaşılarak, her firmaya ilk karneleri de verildi. Enerji Bakanı Berat Albayrak, Elektrik dağıtım şirketlerinin çağrı merkezlerindeki “Abone başına düşen müşteri temsilcisi sayısı” kriterinin artık önem arz edeceğini vurguladı. Bakan Albayrak ayrıca, “telefon hattında maksimum bekletme süresi”, “sorun çözme oranı”, “konuşma kalitesi ve bilgi düzeyi” “cevaplama oranı” gibi yeni kriterlerin de uygulamaya geçeceğini açıkladı. Elektrik dağıtım firmalarına mutlaka kurumsal iletişim alanında etkili ve vatandaşa doğrudan temas eden politikalar izlemesi gerektiğine işaret eden Albayrak, şirketlerin kendi itibar ölçümlerini yaptırarak vatandaşların gözünde nerede olduklarını görmelerini ve buna göre kendilerini geliştirmeleri gereken alanları belirlemeleri gerektiğini vurguladı.


Müşterilerinizin güvenliği için en iyisi,

Easy9 eksiksiz serisi!

Yaşam alanları için eksiksiz bir seri sunan Easy9 ile enerjiyi kullanmak çok güvenli. 3kA Otomatik Sigortalar

6kA Otomatik Sigortalar

3000 amper kısa devre kesme kapasitesi 1 - 4 kutuplu 2 - 63 A akım değeri B ve C eğrileri

6000 amper kısa devre kesme kapasitesi 1 - 4 kutuplu 6 - 40 A akım değeri C eğrisi

Kaçak Akım Röleleri

Parafudurlar

2 - 4 kutuplu 30, 300 mA hassasiyet 25, 40, 63 amper akım değerleri

2 - 4 kutuplu Maksimum deşarj kapasitesi 20 kA

www.schneider-electric.com.tr


HABER

www.elektrikdergisi.com

Sürdürülebilir bir gelecek için güneş enerjisi tercih edilmeli Anel Grup, doğal kaynakları korumak ve çevreye yönelik olumsuz etkileri en az seviyeye indirmek amacıyla; güneş enerjisi kaynağı kullanımı, atık ve gri su geri dönüşümü ve ağaçlandırma konusunda çalışmalar gerçekleştirerek sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlamayı hedefliyor.

F

osil yakıtlar son iki yüzyıl içerisinde, üretim teknolojilerinin gelişmiş ve ucuz olması nedeniyle yaygın olarak kullanılmaktaydı. Ancak 1973 yılında gerçekleşen petrol kriziyle birlikte tarihte de ilk kez, enerji kaynaklarında alternatif yol arayışları gündemi uzun süre meşgul etti. Yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişimini destekleyen bir başka önemli gelişme, 90’lı yıllarda çevre bilincinin ortaya çıkmasıyla oldu. Bu farkındalığın sonucu olarak ise geleneksel enerji üretim ve tüketiminin çevre ve doğal kaynaklar üzerinde yerel, bölgesel ve küresel seviyede doğrudan olumsuz etkilere neden olduğu anlaşıldı ve sürdürülebilir bakış açısıyla çalışan firmalar ‘temiz enerji’ kullanmaya başladı. Bu noktada da güneş enerjisine yapılacak yatırımların ve geliştirilecek projelerin önemi oldukça fazla. Yapılan araştırmalar, Dünya yüzeyine 90 dakikada düşen güneş enerjisinin, dünyanın 1 yıllık elektrik enerjisi tüketimine eşit olduğunu gösteriyor. Anel Grup Proje Koordinatörü

28 Mayıs

2016

Enver Kır,“Güneş enerjisinin en önemli avantajı tükenmez bir kaynak olması. Etrafımızda bulunan ve sürekli tüketmekte olduğumuz, petrol, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıtlardan elde ettiğimiz elektriğin çok daha fazlasını, güneş enerjisiyle elde edebiliriz. Güneş ışığı olduğu sürece, sistem çalışıp PV hücreleri elektrik üretmeye devam edecek. Güneş enerjisi temiz bir enerjidir. Şu an için, gezegenimizde bulunan hiçbir enerji kaynağı, güneş enerjisi kadar temiz değil. Fosil yakıtları kullanılarak geliştirilen elektrik üretimi sırasında, karbondioksit ve başka sera gazlarıyla, diğer bazı zararlı maddeler açığa çıkabiliyor. Ancak, güneş enerjisinden yararlanırken, atmosfere zararlı bir gaz karışmıyor. Güneş enerjisi hücreleri, enerjisini toplarken gürültü oluşturmaz. Diğer enerji kaynaklarına göre, tamamen sessiz bir enerji elde etme yöntemidir.” Yürütülen çalışmalarda Anel Grup’un doğal kaynakları korumayı ve çevreye yönelik olumsuz etkileri en az seviyeye indirmeyi amaçladığını belirten Kır, “Anel Grup olarak, yaşadığımız çevreye ve dünyaya karşı sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Merkez ofisimizin bulunduğu Anel İş Merkezi’nin enerji ihtiyacının ve iç ortam aydınlatmasının bir kısmını binamızın çatı ve terasında bulunan solar PV kurulumuyla güneşten sağlıyoruz. Güneş panellerimiz ile yıllık ortalama 30.000 kWh elektrik enerjisi ürettik. Örnek vermek gerekirse; bu enerji ile ortalama tüketim gerçekleştiren yaklaşık 20 evin yıl boyunca elektrik enerjisi sağlanabilir. Ürettiğimiz enerji ile karbon salımını önleyerek yılda yaklaşık 80 adet ağacın temizleyebileceği gaz salımını engelliyoruz. 2016 yılında faaliyete geçireceğimiz proje ile üretim kapasitemizi %85 artırarak kurulu gücümüzü 50 kWp’ye ulaştıracağız.” Mümkün olduğunca az atık üreterek atıkları geri dönüşümle değerlendirmeyi hedefleyen Anel Grup, Anel İş Merkezi’nden ve faaliyet gösterdiği şantiyelerden topladığı atıkları geri dönüştürüyor. 2015 yılında bu yolla 210 ton malzemeyi doğaya geri kazandırdı. Anel İş Merkezi’nde kurulu gri su dönüşüm sistemi ile su tüketimini azaltıyor. Hayata geçireceği proje ile sistemi modernize ederek kapasiteyi artırmayı ve böylece yılda 3.500 ton suyu geri dönüştürmeyi hedefliyor.



HABER

www.elektrikdergisi.com

“küresel ısınma sorunu kökünden çözülebilir!” SchneIder ElectrIc’in Global CEO’su Jean-Pascal Tricoire, küresel ısınmanın ana gerekçesi olan karbon salımının yüzde 80’inin kentler kaynaklı olduğunu kaydetti ve çözüm için radikal bir çağrı yaptı: “Dünyanın bütün belediye başkanları; Birleşin! Çünkü kentleri karbondan kurtarırsak, dünyamızın geleceğini kurtarırız.”

S

chneider Electric, 40 ülkeden basın, kamu ve özel sektör temsilcilerini bir araya getirerek, bine yakın fikir önderinin katılımıyla Paris’te düzenlediği İnovasyon Zirvesi’nde enerji verimliliğine hizmet eden mevcut ve gelecek teknolojileri tanıttı. Zirvenin açılış konuşmasını yapan global CEO Jean-Pascal Tricoire, 2050’de şehirlerde 2.5 milyar insanın yaşıyor olacağını vurgulayarak, karbonu kentlerde yakalama konusunda çözüm üretmek için insanlığın elini çabuk tutması gerektiğini kaydetti. Tricoire, Fransa dahil birçok ülkede binaların yüzde 50’si kadarının kamu mülkiyetinde olduğunu belirterek, “Bu binalar topluluğunun enerji tüketimi ve yönetimi konusunda çok verimli olduğunu söyleyemem. Kamu yönetimleri önce kendi binalarını dönüştürerek, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik konusunda örnek olmalılar,” diye konuştu. Küresel ısınmanın önüne geçmek için karbonun fiyatlanması talebinin ciddi boyutlara tırmandığının altını çizen Tricoire, hükümetlerin bunu çok akılcı çözümlerle sağlaması gerektiğini, zira bu sorunun çözümüne ilişkin iradenin ekonomik değil, politik bir mesele olduğunu

30 Mayıs

2016

söyledi. Enerji verimliliğini sağlayarak COP21 taahhütlerini yerine getirmenin aslında mevcut teknolojilerle bugünden mümkün olduğunu hatırlatan Tricoire, ancak bu potansiyelin yüzde 60’ının henüz atıl olduğunu savundu. Tüm dünyada tüketilen enerjinin yüzde 50’sini mesken ya da ofis olarak kullanılan düşük teknolojili binaların, yüzde 30’unu ise sanayi tesislerinin tükettiğini kaydeden Tricoire, her iki alanda da tüketimin önümüzdeki 30-35 yıl içinde yüzde 50 artacağının tahmin edildiğini ifade etti. Tricoire, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aynı zaman biriminde küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutabilmek istiyorsak, enerjiyi bugünkünden 3 kat daha verimli kullanmalıyız. Bunu sadece söylemiş olmak için söylemiyoruz. Schneider Electric olarak kanıtını da sunuyoruz. Biz kendi şirketimizde hali hazırda piyasada bulunan mevcut çözümlerimiz ile hatırı sayılır bir enerji verimliliği yatırımı yaptık. Bunun sonucunda enerji harcamalarımızı 4’te 1’ine indirdik, yatırımımızı ise 3 yılda amorti ettik. Enerji verimliliği alanında inovasyona odaklanarak 10 yıl içinde 3 katı büyüklüğe ve 26,6 milyar Euro’luk bir ciroya eriştik. Bizim başarı hikayemiz enerji verimliliği çözümlerine ve tasarrufa olan ihtiyacın ve talebin bir kanıtı. Bugünse şirketimizde çalışan 21 bin mühendisin en öncelikli sorumluluğu inovasyon geliştirmek. Bunların 10 bini sadece yazılım geliştiriyor. Bu sayede enerji verimliliğinde çıtayı çok yükseğe koyarak pazarda kendi standartlarımızı oluşturduk ve Green Premium adını verdiğimiz yeşil ürün markamızı yarattık. Bugün ürettiğimiz enerji yönetimi çözümlerinin 3’te 2’si bu Green Premium amblemini taşıyor.”



HABER

www.elektrikdergisi.com

YENİLENEBİLİR ENERJİYE ÖZEL TRANSFORMATÖR Enerji sektörünü bir araya getiren ICCI Fuarında ASTOR Ar- Ge Direktörü Dr. Fatih Işık yaptığı sunum ile hem Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını çözmek için yenilenebilir enerjinin önemine vurgu yaparken, hem de enerji verimliliği dikkate alınarak enerjinin boşa kaybedilmemesi için transformatör secimi ile şekilde ilgili önemli bilgileri paylaştı.

Türkiye’nin bu sene sonuna kadar 1 GW kurulu güce sahip olma hedefinin olduğunu söyleyen Işık; “Türkiye güneşlenme süresi, coğrafi konumu ve fosil yakıtlarda dış kaynaklara bağımlı olma gibi nedenler düşünüldüğünde, GES ( Güneş Enerji Santrali) kurulu gücü 40 GW olan Almanya’dan en kısa sürede daha fazla GES’e sahip olmalıdır” diye konuştu.

T

Enerjiyi korumanın en az enerji üretmek kadar önemli başka bir konu olduğunun altını çizen Dr.Işık kullanılan transformatörlerde meydana gelen enerji kaybının en alt düzeye indirilmesi için enerjiye en uygun transformatörlerin üretilmesi gerektiğini vurguladı. Işık konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Yenilenebilir enerji sistemlerine kullanılmak üzere özel yapılı transformatörler tasarlanmalıdır ve bu transformatörlerin verimi yenilebilir enerji kaynağının tipine göre belirlenmelidir. Çünkü işletme şartları, yüklenme koşulları ve ortam şartları düşünülerek tasarlanan transformatörler hem kendi ömürlerini uzatacak hem de sistem verimliliğini artıracaktır. Bu nedenle yeni kurulacak sistemlerde Ultra Düşük kayıplı Transformatör kullanımı teşvik edilmelidir. Büyük yatırımlar ile elektrik üretiyoruz. Bu nedenle ürettiğimiz elektrik enerjisinin verimliliğini arttırmak bizler için zorunluluktur.”

ürkiye Yenilenebilir Enerji Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Münib Karakılıç’ın oturum başkanlığını yaptığı konferansta, Dr. Fatih Işık’ın yaptığı sunum yenilenebilir enerji konusunda Türkiye’nin atması gerektiği adımlar ve attığı adımlar sonucunda en fazla yararı alması için bir yol haritası olacak nitelikteydi. Dr. Işık konuşmasında; “Ülkemizin dünya ortalaması üzerinde artan elektrik enerji ihtiyacı temiz, çevreci ve fosil yakıtlara dayanmayan elektrik enerjisi üretim tesisleri kurulumunun önemini arttırmıştır. Son yıllarda yenilebilir enerji üretim santralleri kurulu gücü hızla artmaktadır. Bu tesislerde kullanılan ve kullanılacak transformatörlerin yenilebilir enerji üretim santralleri özelinde özel tasarıma sahip, daha düşük kayıplı ve uzun ömürlü olması önemli konulardandır” dedi.

32 Mayıs

2016

“ELEKTRİK ENERJİSİ VERİMLİLİĞİNİ ARTIRMAK ZORUNDAYIZ”



HABER

www.elektrikdergisi.com

“4. ENDÜSTRİ DEVRİMİ VE ÖTESİ” İlk kez 2011 yılında Almanya Hannover Fuarı’nda kullanılan “Endüstri 4.0, 4. Endüstri Devrimi ya da 4. Sanayi Devrimi” terimi, ülkemizde de yavaş yavaş tanınmaya başladı.

K

onuyla ilgili olarak Ataşehir Adıgüzel Meslek Yüksekokulu’nda öğrencilere yönelik gerçekleştirilen “Endüstri’de Yeni Trendler: Endüstri 4.0” semineri, bu yönde atılmış ilk adımlardan biri. Seminerde konuşma yapan Kadir Has Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Uluslararası Lojistik Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ö. Faruk GÖRÇÜN ise ülkemizde bu alanda akademik çalışmalar yapan ilk isimlerin arasında. Ö. Faruk GÖRÇÜN, Endüstri 4.0 ile ilgili olarak, “Önümüzdeki 10 yıl, bilimkurgu filmlerinde izlediğimiz birçok şeyin gerçek olduğuna şahitlik edeceğiz.” dedi. Ataşehir Adıgüzel Meslek Yüksekokulu’nda düzenlenen seminerde konuşan Yrd. Doç. Dr. Ö. Faruk GÖRÇÜN, kişisel bilgisayarlar gibi çok amaçlı değil, belli bir işi yerine getirmek üzere tasarlanan cihazların içine yerleştirilen programlanabilir bütünleşik devrelere “gömülü sistem” adının verildiğine, gömülü sistemlerin oyuncaklardan uzay gemilerine kadar sayısız kullanımı olduğuna değindi. “Gömülü sistem genel olarak cihazı değil, cihazın içine konan mikroişlemci ve diğer kontrol devrelerini ifade ediyor.” diyen GÖRÇÜN, on 10 yılda ise gömülü sistem ile cihazı ayrı ayrı ele almanın ne kadar verimsiz olduğunun anlaşıldığını, özellikle telsiz iletişim sayesinde mikroişlemcinin cihazın içinde olma ihtiyacının da ortadan kalkıp, ağa/buluta taşınabilir olduğunda, artık yeni bir yaklaşımın şart olduğunu ve bunun da “siber-fiziksel sistemler”olduğunu ifade etti. “Endüstri 4.0 üretimde yalınlaştırma yöntemleri ile enerji kullanımını minimum seviyeye indirirken verimliliği ve yüksek kaliteli işlemlerin sayısını artıracaktır.” diyen Yrd. Doç. Dr. Ö. Faruk GÖRÇÜN, Endüstri 4.0’ın kaliteli ve kalifiye personele olan talebi artıracağın da sözlerine ekledi. GÖRÇÜN, “Bu yeni dönemde, yeni iş süreçlerine ve iş ortamına uyum sağlayanlar sistemde var olacak, uyum sağlayamayanlar ve endüstri 4.0’ın felsefesine uygun ilave eğitim alamayanlar, emek piyasasından tasfiye olacaklarıdır.” diye konuştu.

34 Mayıs

2016

GÜNSAN PARİS MARATONU’NA KATILDI

B

u yıl 40.’sı gerçekleşen 42,195 km’lik Schneider Elektrik Paris Maratonu’na Günsan Elektrik adına şirketin CEO’su Stephane Nuss ve CFO’su Cemal Tosun katılım gösterdi. Dünyanın sayılı maratonları arasında yer alan 145 ülkeden 57 bin kişinin katıldığı maratonda yarışan Stephane Nuss 3 saat 45 dakika ile başarılı bir performans sergiledi. 200’den fazla profesyonel koşucunun mücadele ettiği maratonda konuşan Stephane Nuss: “Fair play çerçevesi içinde oldukça zorlayıcı bir mücadeleye şahit olduk. Maratonun tarihsel anlamı insanın fiziksel, mental gücünün sınırlarının keşfi ve bu sınırların her geçen gün zorlanması, aşılması anlamına geliyor. Bugün burada her bir koşucu elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Bu harika deneyimde en büyük motivasyon noktam, desteklerini kilometrelerce öteden hissettiğim Günsan ailesiydi. Birlikte olduğunuz zaman, ekip olduğunuz zaman maraton koşmak veya dağları aşmak sizin için çok daha az zorlayıcı oluyor. Bizim Günsan’da yaptığımız bu; ekip ruhu.” dedi.


Otomatif Sayaç Okuma Sistemlerinde

Türkiye’nin tercihi Aktif...

Yıllık 3 milyon sayaç üreten ISKRA yıllardır Aktif ile Türkiye’de; ● ●

● ●

● ● ● ● ● ●

10 yılın üstünde bakım gerektirmeyen kullanım Modüler ve entegre tipleri ile kullanım noktasına göre ürün seçeneği Dahili veya modüler GSM/GPRS haberleşme olanağı Güç hatları üzerinden harici modem gerektirmeyen PLC haberleşme imkanı EN50160 standardına göre Güç Kalite parametre ölçümleri Yüksek kapaitede ayarlanabilir Yük Profili Yüksek hassasiyette gerçek zaman saati 12 kV’luk darbe dayanımı MDM ve HES çözümleri Web servisi üzerinden çift yönlü entegrasyon

Aktif Mühendislik Dış Ticaret Ltd. Şti. Tel: +90 216 314 93 20 Faks: +90 216 314 93 60

w w w . a k t i f . n e t

SAYAÇ OKUMA SİSTEMLERİ

OSOS’ta tercih Aktif AR&GE ürünü NCP12; ● ● ●

● ● ●

15 dakikalık elektrik kesintilerinde dahi uyarı gönderimi Çok fonksiyonlu ek haberleşme ve giriş/çıkış slotu IEC62056-21, DLMS/Cosem, Modbus-RTU gibi bir çok haberleşme protokol desteği M-Bus, RS485, RS232 gibi bir çok haberleşme arayüzü Geniş AC/DC harici besleme aralığı Endüstriyel kullanıma uygun EMC standartlarında yapı

Tüm ürünlerimizi keşfetmek için web sitemizi ziyaret edin.


HABER

www.elektrikdergisi.com

Işık İnsan Mekan Fotoğraf Sergisi “UNESCO 2015 Uluslararası Işık Yılı”nın izlerinin 2016’ya fotoğraf sanatı aracılığı ile aktarıldığı, belge niteliğindeki eserlerin toplumla paylaşıldığı sergi, sanatseverler ile buluştu.

U

NESCO 2015 Uluslararası Işık Yılı (International Year of Light) kapsamında düzenlenen fotoğraf yarışmasının ödül töreni 14 Nisan 2016 tarihinde gerçekleşti. Uluslararası Aydınlatma Komisyonu üyesi olarak faaliyetlerini sürdüren Aydınlatma Türk Milli Komitesi (ATMK)* ve Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) işbirliğiyle “UNESCO 2015 Uluslararası Işık Yılı” kapsamında 30 Aralık 2015 - 8 Mart 2016 tarihleri arasında düzenlenen “IşıkMekan-İnsan” temalı ulusal fotoğraf yarışmasının ödül töreni İstanbul Sanayi Odası (İSO) Odakule Büyük Meclis Salonu’unda 14 Nisan 2016 tarihinde gerçekleştirildi. ATMK’nın düzenlediği bu etkinliğin gerçekleştirilmesine, aydınlatma sektörünün farklı kollarındaki güçlü isimlerden Cemdağ ve Lamp83 “Diamond Sponsor”, TD Elektronik “Gold Sponsor”, Arlight, Beş A, Elekon Enerji, Heper, İkizler, Niki, Optoled, Schreder ve Soonlight “Silver Sponsor” kategorilerinde destek verirken Kaynak Elektrik Dergisi’de yayın sponsoru olarak katkıda bulundu. Farklı meslek gruplarından kişilerin yanı sıra üniversiteli gençlerin de yoğun ilgi gösterdiği Ulusal Fotograf Yarışması’na 5640 eser katıldı. Eserlerden şartnameye uygun olduğu belirlenen 5506 fotoğraf, ATMK Yönetim Kurulu ve TFSF Temsilcilerinin yer aldığı seçici kurul tarafından, fotoğraf teknik uygunluğu kadar, içeriğinde yapay ışığın, bulunduğu yapının, mekanın, yüzeyin ya da çevrenin kullanım amacı, kullanıcıları, mimarisi, kent kimliği ile doğru yönde ilişki kurması, kalite ve anlam katması

36 Mayıs

2016

gibi farklı yönleri ile 15 Mart 2016 tarihinde değerlendirildi. Değerlendirmeler sonucunda yarışmanın birincisi, ikincisi ve üçüncüsü belirlenirken, bunların dışındaki 20 eser de sergilenmeye değer bulundu.


Transfer şalteri Enerjiniz güvence altında

ABB, acil durum uygulamalarınız için akıllı, güvenli ve güvenilir bir transfer şalter serisi sunuyor. Transfer veya bypass şalterlerine yönelik tüm ihtiyaçlarınızı karşılamak için 16A’den 3200A’e kadar geniş bir ürün gamı mevcuttur. Bir kaynaktan diğerine transfer, ABB yük ayırıcıları ile el veya motor ile kumanda edilerek ya da otomatik olarak gerçekleştirilebilir. www.abb.com

ABB Elektrik Sanayi A.Ş. Müşteri İletişim Merkezi: 0 850 333 1 222 E-mail: contact.center@tr.abb.com E-mail: asli.yagli@tr.abb.com


HABER

www.elektrikdergisi.com

MAKEL’DEN DÜZCE’DE ELEKTRİKÇİLERE EĞİTİM SEMİNERİ Düzce Elektrik Teknisyenler Odası işbirliği ile Makel Şirketler Grubu tarafından ortaklaşa Düzce’de yaklaşık 200 elektrikçiye yönelik eğitim semineri verildi. seminerde Makel Anahtar-Priz grubu, Şalt ve Endüstriyel ürün grubu, Akıllı Ev ve Otomasyon sistemleri ile pazara yakında sunulacak olan LED ürünler hakkında detaylı bilgi verildi.

M

akel Şirketler Grubu ve Düzce Elektrik ve Teknisyenler Odası işbirliği ile gerçekleştirilen Eğitim Semineri büyük ilgi gördü. Düzce Pelemir Otel’de 7 Nisan Perşembe günü gerçekleştirilen eğitim toplantısına katılan yaklaşık 200 elektrikçi Makel ve ürünleri hakkında detaylı bilgiler aldılar. Toplantıya ev sahipliği yapan Düzce ETO Başkanı Serhat Geçtim seminerin açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Konuşmasında Makel’in yüzde yüz yerli lider firmalardan biri olduğunu belirten Serhat Geçtim, Makel’in ürün kalitesi ve çeşitliliği ile yıllardır sektörün güvenini kazanmış önemli bir marka olduğunu söyledi. Eğitimde ilk olarak konuşan Makel Türkiye Satış Müdürü Yakup Avcı, Makelİn kurumsal yapısı hakkında genel bilgiler aktardıktan sonra, akıllı ev ve otomasyon sistemleri ve pazara yakında çıkacak olan LED ürünleri hakkında bilgiler verdi. Sonrasında konuşan Makel Mekanik Ar-ge Müdürü Hakan Çetin anahtar- priz ve sigorta kutusu ürünleri hakkında detaylı bilgiler verdi ve gelen soruları yanıtladı. Makel Şalt ve Endüstriyel ürünler konusunda detaylı bilgiler aktaran Makel Şalt ve Endüstriyel Ürünler Teknik Müdürü Ergin Sayın Makel’in son dönemde bu kategoride hızlı yol aldığını belirterek, her yıl pazara kaliteli ve yeni ürünler sunmanın heyecanı içinde olduklarını söyledi. Eğitim sonrası alınan akşam yemeğinde tüm katılımcılar tekrar biraya geldi. Düzce’li elektrikçiler Makel’in yapmış olduğu bu eğitimden dolayı memnuniyetlerini dile getirdiler. Gece Makelîn sunduğu küçük hediye paketleri ile son buldu.

38 Mayıs

2016

Makel “Bul Karea’yı” Yarışması Büyük İlgi Gördü

Facebook üzerinden “Bul Karea’yı Al Armağanı” yarışması ile katılımcılara heyecanlı anlar yaşatan Makel, bu kez yarışmacılara yan yana sıralı renkli Makel Karea’yı alt alanda kapalı bir şekilde duran ürünler üzerinde bulmaya çalıştırdı. Zamana karşı yapılan yarışta elini çabuk tutanlar 50 TL’lik D&R çeki kazandı. Makel Şirketler Grubu, Facebook üzerindeki sosyal medya hesabından yine zamana karşı bir yarışma düzenledi. Yarışmaya katılan Makel severler, açılan bir sayfa üzerinde işaretlenen ve hızlıca bulunulması istenen Karea renkli ürünün aynısını ters bir şekilde duran anahtarlar üzerinden bulmaya çalıştılar. Zamana karşı girişilen bu eşleştirme oyununda hızlı ve aynı zamanda şanslı olan yarışmacılar 50 TL’lik D&R hediye çekinin sahibi oldular.


Ö Z G E N

Üretim

E L E K T R Ý K

V E

T Ý C A R E T

Ta a h h ü t

A . Þ .

Müþavirlik

Bus-Bar Sistemleri • Ana Daðýtým Panolarý • Çekmeceli Panolar • MCC Panolar • Aydýnlatma ve Priz Panolarý Mimik Kumanda Panolarý • Metal Clad Hücreler • Metal Köþkler • Mobil Köþkler Fiberoptik Altyapýlar Havaalanlarý • Raylý Sistemler • Otoyol ve Tüneller • Pompa Ýstasyonlarý • Hidroelektrik Santraller Trafo Merkezleri • Silo Tesisleri • Endüstriyel Tesisler

1. Organize Sanayi Bölgesi Göktürk Caddesi No:8 06935 Sincan - Ankara 0(312) 267 10 25 0(312) 267 10 28 info@ozgen.com

w w w . oz g e n . co m


HABER

www.elektrikdergisi.com

Legrand çalışanlarından 23 Nisan için anlamlı hediye

L

egrand çalışanları, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında LÖSEV için anlamlı bir projeye imza attı. Yaptıkları bağışlarla LÖSEV çocukları adına çeşitli oyuncaklar alan Legrand Türkiye, çocukların bu özel günlerinde mutluluklarına ortak oldu. Legrand, kurumsal sosyal sorumluluk alanındaki çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Legrand İnsan Kaynakları Departmanı’nın önderliğinde 4 Nisan 2016 tarihinde başlatılan ile çalışanlar LÖSEV çocuklarını sevindirdi. Kampanya kapsamında Legrand çalışanlarının yaptıkları bağışlarla LÖSEV çocukları adına birbirinden

güzel oyuncaklar alındı. Tüm dünyada çocukların günü olarak kutlanan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda LÖSEV’e ulaştırılan hediyeler, çocukları bu özel günlerinde mutlu etti. Konuyla ilgili olarak Legrand İnsan Kaynakları Müdürü Sümer Özgen, Türkiye

TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK GÜNEŞ SANTRALİNE ULUSOY ELEKTRİK İMZASI

TESCOM ÇÖZÜM ORTAKLARI TOPLANTISI GERÇEKLEŞTİRİLDİ

2

T

2,5 MW’lık kapasitesi ile Türkiye’nin en büyük güneş enerji santrali olan Konya Kızören Güneş Enerji Santrali’nin orta gerilim salt malzemelerinde ve beton köşkünde Ulusoy Elektrik tercih edildi. Ulusoy Elektrik A.Ş., Türkiye’nin en büyük güneş enerjisi santrali Kızören Güneş Santrali’nin Hava Yalıtımlı Metal Mahfazalı Modüler Hücreleri ve Monoblok Beton Köşk üretimini gerçekleştirdi. Yıllık olarak toplamda 30.730.000 kWh elektrik üretimi gerçekleştirmesi planlanan Kızören Güneş Enerjisi Santrali yıllık 45 bin ağacın kurtarılması ve ortalama 18 bin ton CO2 salınımının engellenmesi hedefi ile doğayı da korumakta.

40 Mayıs

2016

adına hem ülkemiz hem de çocuklarımız için böylesine özel olan bir günde LÖSEV gibi önemli bir kuruma destek olmaktan ötürü mutlu olduklarını belirtirken, kampanyaya destek veren tüm çalışanlara da özverili yaklaşımlarından dolayı teşekkür etti.

escom Kesintisiz Güç Kaynakları, Türkiye geneli ve Kıbrıs’taki Çözüm Ortakları ile 26 Firma katılımı ile 30 Nisan 2016 Cumartesi günü Antalya’da gerçekleştirildi. Tescom’un büyüyen yapısının konuşulduğu toplantıda, 2016 ve 2017 yılı hedeflerine, AR&GE çalışmalarına ve firmanın yenilenme stratejilerine yer verildi. “2015 Yılı En Başarılı Çözüm Ortağı ” ve “2015 Yılı En iyi Teknik Servisi” ödülleri sahiplerini buldu.


Tüm Transfer ihtiyaçlarınız için

Birleşik ürünler

Tak - Kullan çözüm

Acil durumlarda elle kontrol seçeneği

NONSTOP

reliable !*

ATyS p: gelişmiş çözüm

ATyS: 125A’ den 3200A’ e kadar tüm uygulamalarınız için eksiksiz ürün gamı Tak - kullan çözüm • Tamamiyle fabrika montajlı, entegre çözüm • Entegre otomatik yapılandırma • Birkaç dakikada hızlı kurulum NONSTOP

Yükün enerjisiz kalmaması için enerji sürekliliği

• ATyS’ ler üzerinde sürekli izleme yapan kontrol rölesi: ürününüzün elektriksel veya otomatik bir komut ile doğru anahtarlama yapabilmesi için sürekli bilgi

Birleşik ürünler

Acil durumlarda elle kontrol • Kolay montaj ve kolay kullanım • Elle kumanda kolu takılı iken uzaktan veya otomatik transfer yapılamaz

ATyS p: gelişmiş çözüm • Ekstra aksesuara ihtiyaç duymadan otomatik transfer • Entegre çift besleme ünitesi • Jeneratör uygulamaları yönetimi • Enerji yönetimi • Bütünleşik webserver yazılımı • Haberleşme seçenekleri

• IEC 60947-6-1 standardına uygun olarak tasarlandı ve test edildi • Onaylı ve belgeli bir üretici çözümü • Kendini ispatlamış teknoloji

ATyS: tüm uygulamalarınıza yanıt verebilmek için beş farklı model mevcuttur.

www.socomec.com Socomec Türkiye · Tel. +90 216 540 71 20-21-22 · info.tr@socomec.com

PUB 10130124 - * ÇOK güvenilir !

Ürünün devamlılığı için sürekli bilgi


HABER

www.elektrikdergisi.com

BİLİM, SANAYİ ve TEKNOLOJİ BAKANLIĞI’NDAN PRYSMIAN GROUP TÜRKİYE’YE BİRİNCİLİK ÖDÜLÜ Prysmian Group Türkiye, “Çok Katmanlı Üretim ile Hurda ve Boya Maddesi Tasarrufu” isimli projesi ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından düzenlenen 2016 Verimlilik Proje Ödülleri’nde Büyük Ölçekli İşletme Sürdürülebilir Üretim Kategorisi’nde birincilik ödülününün sahibi oldu.

2

016 Verimlilik Proje Ödülleri, 25 Nisan 2016 tarihinde Ankara ATO Congresium Kongre Merkezi’nde düzenlenen, 2016 Verimlilik Haftası Açılış Töreni’nde sahiplerini buldu. Yarışmaya başvuran toplam 139 projeden ödüle

layık görülen 24 projenin sahipleri, ödüllerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın elinden aldılar. Prysmian Group Türkiye’nin birincilik ödülünü teslim alan Endüstriyel İyileştirmeler Müdürü Celal Uruçay, üretim ekibiyle birlikte üzerinde zaman harcadıkları, emek verdikleri projenin bu ödüle layık görülmesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi. Prysmian Group Türkiye CEO’su Erkan Aydoğdu, konuyla ilgili olarak, “2016 Verimlilik Ödülleri’nde Büyük Ölçekli İşletme Sürdürülebilir Üretim Kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldüğümüz için büyük onur duyuyoruz” diyerek, sözlerine şöyle devam etti: “Yeni nesil teknolojilerle, fabrikalarda üretimin her aşamasında köklü değişiklikler oluyor. Özellikle otomasyon teknolojilerinin devreye girmesiyle, üretimde hata payı en aza iniyor, kalite artıyor ve kaynak kullanımı çok daha etkin bir hale geliyor. Küresel rekabet yarışında daima bir adım önde olabilmek için biz de sürekli modeller geliştiriyoruz. İş yapma şeklimizi, sürdürülebilirlik anlayışı ile küresel gerçekleri gözeterek daima güncellememiz gerektiğine inanıyoruz. Her fırsatta dile getirdiğimiz ‘Türkiye’yi Yarınlara Bağlıyoruz’ misyonumuza yakışır adımlar atmaya devam ediyoruz. ”

ABD Başkanı Barack Obama’dan Phoenix Contact’a Ziyaret

D

ünyanın en büyük sanayi fuarının açılışını bu sene ABD Başkanı Obama ile Alman Şansölyesi Angela Merkel yaptı. Başkan Barack Obama, Almanya’daki Hannover Messe fuarının ilk gününde - 25 Nisan Pazartesi - Phoenix Contact standını ziyaret etti. Başkan Obama ve Alman Şansölyesi Angela Merkel, Phoenix Contact CEO’su Frank Stuehrenberg ve Phoenix Contact ABD Başkanı Jack Nehlig ile buluştu. Stuehrenberg ve Nehlig, Phoenix Contact’ın

42 Mayıs

2016

teknolojilerinden biri olan hızlı konnektörü CCSplus’ı gösterdi. Avrupa ve Amerika pazarlarına yönelik elektrikli araçlarda kullanılacak ve bir aracı yaklaşık beş dakikada şarj edebilecek yeni bir kablo olan CCSplus 350 A’e kadar şarj yapabiliyor.



HABER

www.elektrikdergisi.com

Obama ve Merkel, ÖLFLEX ROBOT teknolojisinden etkilendi Barack Obama ve Almanya Şansölyesi Angela Markel, Hannover Ticaret Fuarı’nda Lapp standını ziyaret etti

L

app Group, Hannover Messe 2016 ticaret fuarındaki standında çok önemli konukları ağırladı: ABD Başkanı Barack Obama ve Alman Şansölyesi Angela Merkel, Svabyalı aile şirketinden son yenilikler hakkında bilgi aldı. Standın dikkat çeken ürünlerinden biri, dayanıklı ve yüksek esnekliğe sahip Lapp kabloları kullanılarak Lapp müşterisi Comau tarafından dizayn edilen basketbol oynayan robottu. Yönetim Kurulu Başkanı Andreas Lapp konu ile ilgili olarak: “Robot kolunun iç yapısında bulunan ÖLFLEX ROBOT kabloları, yüksek torsiyon koşulları altında hızlı ve net harekete, gergin bükülme yarıçapına ve kuvvetli hızlanmaya

44 Mayıs

2016

dayanabilmelidir. Bir robotun kullanım ömrü boyunca bu, kabloların kendi eksenleri boyunca 1400 derecenin üzerinde yaklaşık olarak 15 milyon kez kıvrılacağı anlamına gelir. Aslında bir kablonun bu ağır şartlar altında çalışması imkansız olup mühendislerimiz yoğun bir ar-ge süreci sonrasında bunu mümkün kılmıştır. Böylece Comau, robotları için tam sekiz yıllık bir garanti sunabilmektedir.” Comau için geliştirdiği bu özel çözümün yanı sıra, Lapp robotlar için tüm kablolama çözümlerini sunuyor ve bu bağlamda da Nesnelerin İnterneti gittikçe daha fazla bir öneme sahip oluyor. Andreas Lapp, Başkan’a ve Şansölye’ye robotlara ilişkin bir dizi veriyi ve enerji kablolarını da tanıttı.

Nesnelerin İnterneti, robotların ve diğer makinelerin git gide daha fazla ağ bağlantılı olması gerektiği anlamına geliyor. Artan veri hacimleri ve zorlayıcı mekanik gereklilikler, kablolar için oldukça zor bir göreve dönüşüyor. Örneğin ETHERLINE TORSION Cat.6A, sürekli bükülme koşulları altında bile saniyede 10 gigabayta kadar veri iletimi gerçekleştirebiliyor. Andreas Lapp gururla sözlerini sürdürdü: “Yalnızca Lapp bu tür tam çözümler sunmakta olup bu bağlamda da dünya piyasasının lideri konumundayız.” Şansölye Markel, “Lapp gibi bir aile şirketinin böylesine uluslar arası bir başarıya erişmesi karşısında oldukça etkilendim.” dedi ve Başkan Obama ise “Lapp, ABD ticareti için muhteşem bir rol model görevi görmektedir.” diye ekledi. Başkan Obama ile görüşmesi sırasında Andreas Lapp, ABD pazarının Lapp Grup için önemini vurguladı: “Kısa zaman önce ABD’de yüzde 20’nin üzerinde seyreden önemli bir büyüme kaydettik.” Bu pazarın önemi, ticaret fuarında Lapp’in önemli odak noktalarından birinin, özellikle Kuzey Amerika’daki kullanımlar için akredite olmuş UL onaylı ürünler olmasıyla da bir kez daha vurgulanmış oldu.



HABER

www.elektrikdergisi.com

Özyeğin ScOLa Binası Örnek Oldu Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) tarafından bu yıl 9’uncusu düzenlenen EKODesign Konferansı’nda, Türkiye’nin örnek enerji verimli binası olan Özyeğin Üniversitesi ScOLa binası anatomik olarak incelendi. ÖzÜ Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi’nin (EÇEM) yürüttüğü Avrupa Birliği 7. Çerçeve Projesi NEED4B: Yeni Binalarda Enerji Verimliliği Projesi’nin Türkiye’deki uygulama binası olarak inşa edilen ÖzÜ ScOLa, yenilikçi ve bütünleşik enerji uygulamalarıyla bu yıl EKODesign Konferansı’nda da örnek bina olarak ele alındı.

Ö

zyeğin Üniversitesi, entegre tasarımı ve enerji verimliliğini en üst düzeyde gerçekleştirdiği bir binasıyla da örnek teşkil ediyor. Özyeğin Üniversitesi’nin Yabancı Diller Okulu (ScOLa) Binası, Türkiye’nin en enerji verimli binalarından biri olarak EKODesign Konferansı’nın örnek projesi oldu. ÖzÜ Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi’nin (EÇEM) yürüttüğü Avrupa Birliği 7. Çerçeve Projesi NEED4B: Yeni Binalarda Enerji Verimliliği Projesi’nin Türkiye’deki uygulama binası olarak inşa edilen ÖzÜ ScOLa, yenilikçi ve bütünleşik enerji uygulamalarıyla bu yıl EKODesign Konferansı’nda da örnek bina olarak ele alındı. Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) tarafından “sürdürülebilir tasarım ve kentleşme” kavramlarının önünü açmak, yapı sektöründe farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenen EKODesign Konferansı 2016, bu yıl 26 Nisan Salı günü “Tasarım 4.0: Yeni Nesil Yeşil” temasıyla düzenlendi. YEM’in Fulya’daki merkezinde gerçekleşen etkinlikte bu yıl Yapı Dergisi Seçkisi panelinde, Özyeğin Üniversitesi’nin

46 Mayıs

2016

ScOLa binası “Anatomik Bir Vaka Etüdü” olarak ele alındı. Yapı Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Y.Mimar Yasemin Keskin Enginöz’ün moderatörlüğündeki panel’de, EÇEM Direktörü Prof. Dr. M. Pınar Mengüç, Y.Mimar Yasemin Somuncu, B-Design’dan Mimar Emre Gürsoy, Özyeğin Üniversitesi Teknik Hizmetler Müdürü Saadet Özkan ve Özyeğin Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu Direktörü Nergis Uyan Akbay ile ScOLa binası boydan boya kesilerek ‘anatomik’ müdahaleler yoluyla gözlemlendi.

200 BİN DOLARLIK TASARRUF Panelde hem enerji verimli bir mimari yapıyı anlamak, hem enerji etkin-düşük maliyetli yapı üretme sürecini incelemek, hem de bu süreci ve mekânı tasarlamak için gereken yaklaşım ve süreci analiz etme fırsatı bulunuldu. Ayrıca, yeni nesil “yeşil” kavramları çözüm odaklı adımlarla ele alındı. Yapının tasarım, yapım ve işletim evrelerinde NEED4B projesi kapsamında hem birbiriyle bütünleşik süreci, hem de performans ölçüt geliştirme kavramlarını irdelendi. Ayrıca, ScOLa Binası’nın AB Proje hedefinin de altında kalan 45 kWh/m2’lik tüketim miktarının yıllık 200.000 USD’lık görünmeyen tasarruf değerine etkisi de NEGAWATT kavramı üzerinden tartışıldı.

TÜRKİYE’DEKİ UYGULAMA BİNASI Özyeğin Üniversitesi Enerji, Çevre ve Ekonomi Merkezi (EÇEM), 2012 yılından bu yana Türkiye’nin de paydaşı olduğu, beş ülkeden on yedi kurumun ortaklığında ve İspanyol Zaragoza Üniversitesi CIRCE Enerji Merkezi koordinatörlüğünde gerçekleştirilen “NEED4B: Yeni Binalarda Enerji Verimliliği Uygulamaları” projesini 2012 yılından bu yana sürdürüyor. Bu proje kapsamında beş farklı iklim bölgesinde bulunan ve farklı inşaat kültüründen gelen değişik tipolojiler ve büyüklüklerde uygulama binaları yapılıyor. Projenin Türkiye ayağında uygulama binası olarak inşa edilen ÖzÜ Yabancı Diller Okulu (ScOLa), EÇEM koordinasyonunda FİBA Holding ve B-Design ortaklığıyla gerçekleştirildi.



HABER

www.elektrikdergisi.com

Elektrik borcu olan çiftçiye destek yok

T

arımsal sulamaya ilişkin elektrik borcu bulunan çiftçilere, destekleme ödemeleri yapılmayacak. Bakanlar Kurulu’nun konuya ilişkin kararı, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Buna göre, tarımsal sulamaya ilişkin elektrik borcu bulunan çiftçilere, bu borçları ödeninceye kadar yıl içinde yapılması gereken tarımsal destekleme ödemeleri verilmeyecek. Karar kapsamındaki bankacılık işlemlerini Ziraat Bankası AŞ gerçekleştirecek.

Bütün, parçaların toplamından daha iyidir 2016 Hannover Messe’de, Lapp Grup, yalnızca yüksek kaliteli kablo rakorları ve konektörlerini üretmediğini ve aynı zamanda kablo donanımı alanında etkin şirket olduğunu gösterdi.

L

app Grup mevcut olarak bu alandaki çalışmalarını genişletiyor ve ÖLFLEX CONNECT markası altında sunduğu danışmanlık dahil olmak üzere tam kablo

48 Mayıs

2016

sistemi donanımları çerçevesinde küresel faaliyetlerini standart hale getiriyor. Lapp Holding AG yönetim kurulu üyesi ve sorumlu teknik başkanı Georg Stawowy şu açıklamalarda bulundu: “Lapp ürünlerini bizden daha iyi kimse bilemez. Bu nedenle de doğru bileşenleri seçebiliyor ve tüm sistemin sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlıyoruz. Bu uygulama, yerel bağlantılar ve yerel pazar uzmanlığı dahil olmak üzere tüm dünyadaki çalışmalarımız için geçerli.” Bu uzmanlık, muhafazalar için en iyi kalitedeki reçine ve kondüktörler için en iyi kalitedeki bakır seçiminden test aşamasına ve sonunda da üretime kadar uzanıyor. Bu hizmete, gerekli olduğunda ve talep üzerine mühendislik çözümlerinin sunulması da dahil. Bunun sonucunda ise Lapp, temel yetkinliklerine daha fazla odaklanmak ve kablo sistemlerinin üretimini uzman bir ortağa teslim etmek isteyen birçok mühendislik müşterilerinin gerekliliklerini karşılayabiliyor. Georg Stawowy, “Sistem çözümü talebi giderek artıyor.” diyerek sözlerini sürdürdü.


HABER

www.elektrikdergisi.com

ELEKTRİK SEKTÖRÜ 5. ULUSLARARASI ELEX FUARINDA BİR ARAYA GELİYOR

NE KADAR KAZANABİLİRSİNİZ ? Brady yazıcıları ve etiketleme çözümleri ile

Türkiye’de elektrik sektörünün tek başına yer alacağı 5.Uluslararası ELEX Fuarı bu sene de bölgedeki tüm elektrikçileri bir araya getirmeye hazırlanıyor.

E

lektrikle ilgili tüm kesimlerin 4 gün boyunca bir araya gelerek önemli bir paylaşım platformu oluşturacağı 5.Uluslararası ELEX Fuarı, sektörün öncü etkinliği olma yolunda emin adımlarla ilerlemekte. Türkiye’nin üretici olarak önemli bir rol oynadığı elektrik sektöründe yerli firmalar yıllardır dünyanın farklı yerlerindeki fuarlara katılım gösteriyorlar, ELEX Fuarı ile birlikte tüm üretici firmalarımız, kendi ülkelerinde dünyanın farklı yerlerinden gelecek olan alıcılar ile buluşmak için çok önemli bir fırsat yakalıyor. Uluslararası iş ilişkileri kurmak isteyen firmalar ELEX Fuarındaki yerini çoktan garantilemiş durumda. Düzenlenmeye başladığı ilk günden itibaren Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı başta olmak üzere; TEİAŞ, TEDAŞ, EÜAŞ, TETAŞ gibi kamu kurumları tarafından destek gören ELEX Fuarı, ayrıca çeşitli Sivil Toplum Kuruluşları ve sektörel yayınlar tarafından da önemle desteklenen ve takip edilen önemli bir fuar özelliğinde. Elektriğe dair ilgili her kesimin bir araya geleceği, sergilenecek ürün çeşitliliği ve beklenen ziyaretçi yoğunluğu ile Türkiye’nin Elektrik Fuarı ELEX, tamamlayıcı sektörleri Elektronik Yan Sanayi, LED ve Aydınlatma konularını ele alan Led ve Aydınlatma Fuarı ve Electronist Fuarları ile eş zamanlı olarak 6-9 Ekim 2016 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi (İFM)’de gerçekleşecek.

Dayanıklı etiketlerle tanımlanmış kablolar, kritik güç, makine, sistem kesintisinde baskı arttığında büyük fayda sağlar. Zaman kaybettiren 10’dan kaçının, kablo ve bileşen tanımlamanızı geliştirin. Zaman kazandıran 10’u indirin! www.bradyeurope.com/cableid T: +90 212 264 02 20 F: +90 212 270 83 19 E: cs_turkey@bradycorp.com BRADY Türkiye Konaklar Mah. Selvili Sk. C13 Blok.8 K.3 D.5 34330 4.Levent. Istanbul


HABER

www.elektrikdergisi.com

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI TEŞVİK MEKANİZMALARI Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) ile ilgili politikalar, düzenlemeler ve teknolojik gelişmeler Avrupa Birliği (AB) enerji çeşitliliği ve iklim değişikliği ile mücadele politikalarının çok önemli bir unsurudur. Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu

B

u çerçevede, Almanya, İspanya, İtalya başta olmak üzere pek çok ülke YEK için sağladıkları teşvikler ile bu kaynakların enerji arz seçenekleri arasında daha büyük bir paya sahip olmasını özendirme yoluna gittiler. Özellikle Tarife Garantisi (feed-in premium, feed-in tariff), Yeşil Sertifika (green certificate) gibi özel teşvik mekanizmaları uygulamaları sonucunda belli ölçülerde başarıya ulaşıldı.

50 Mayıs

2016

Ancak teşviklerin sebep olduğu faydalar yanı sıra, piyasaların rekabetçi işleyişine yapılan müdahale ve kaynak transferlerinden kaynaklanan makroekonomik maliyetler de son yıllarda mercek altına alınmaya başladı ve geriye dönük değerlendirmeler sürmektedir. Türkiye enerji piyasalarında da YEK teşvikleri 2005 yılından sonra en başta rüzgâr enerjisi yatırımları olmak üzere yenilenebilir enerji


yatırımlarını hızlandırmıştır. Halen güneş için büyük bir ilgi bulunmaktadır. 2010 yılı sonunda “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile tarife garantisi kaynağına göre ve yerli üretim payına göre çeşitlendirilerek revize edilmiştir. Diğer yandan Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması

(YEKDEM) Yönetmeliği konusundaki gelişmeler de yenilenebilir kaynaklı enerji yatırımcılarının önündedir. Türkiye ve AB’nin bundan sonraki politikalarının hangi rotayı izleyeceği yatırımcılar açısından büyük önem arz etmekte ve merak uyandırmaktadır. Bu güncel ve önemli konuyu analiz etmek üzere Enerji Ekonomisi Derneği (EED) tarafından, 29 Nisan 2016 tarihinde, yerli ve yabancı uzmanların katıldığı konferans 29 Nisan 2016 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi Vedat Yerlici Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Başkanlığını Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve EED Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan Or’un yaptığı konferansın ilk bölümünde, yenilenebilir kaynaklı enerji tarife garantileri, çıkarımlar ve gelecek planları konusundaki AB tecrübesi konusunda, Berlin Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Uluslararası Enerji Ekonomisi Birliği (IAEE) Geçmiş Dönem Başkanı Prof. Georg Erdmann ile Avrupa Komisyonu Enerji Hareketi Genel Müdürlüğü (DG-ENERGY) Direktör Danışmanı Prof. Samuele Furfari görüşlerini sundular. Yenilenebilir enerji kurulu güç ve tarife yönetmeliğinin tarihsel gelişimi, yenilenebilir enerjiye doğrudan sağlanan kaldıraçlama ve ödemeler, yenilenebilir enerji türü ve ortalama birim fiyat değişimi aktarılırken, yenilenebilir enerji teşvik mekanizmalarından Fiyat Temelli (Şebeke operatörlerinin belirlenen tarifeden, sabit fiyattan alım yaptığı, üreticinin satışı gerçekleştirdiği piyasa) ve Miktar Temelli (Dağıtım ve perakende elektrik şebeke operatörlerinin alması gereken YEK sertifikasının tanımlandığı, ihaleler ile en düşük piyasa priminin, ilave kapasite ve yatırımcının belirlendiği ve son müşteriye elektrik satışında minimum yenilenebilir miktarının belirlendiği piyasa) mekanizmalar ve alt başlıkları ele alındı. Yanı sıra yenilenebilir enerjinin fosil kökenli üretim santralleri ile olan etkileşimleri ve Gün Öncesi Fiyatlaması (PTF) etkileri değerlendirildi. 2030 yılında %27 oranında yenilenebilir enerji kullanım payı AB hedefi için, sağlıklı bir yenilenebilir enerji gelişiminin sağlanması gerekliliği vurgulanırken, piyasa dengelemesi ve tasarımı ile yeni uygulamalara dair önemli ülke tecrübeleri de aktarıldı. RECYDIA Genel Müdürü ve EED Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Oğuz Can başkanlığındaki oturumda konu Türkiye açısından ele alındı. Dr. Can “Türkiye’nin yenilenebilir enerji tarihsel gelişimi, mevcut potansiyeli, 2023 hedefleri ve projeksiyonları, teknolojik gelişmeler, ilave

51 Mayıs

2016


HABER

www.elektrikdergisi.com

kapasite değerlendirebilme fırsatları, jeotermal yatırımlarda teknik ve mühendislik alt yapı çalışmalarının ve detay fizibilitenin önemi, jeotermal elektrik üretimi-çevre etkisi, güneş potansiyelinin gücü ve bürokratik süreçlerin basitleştirilmesine dair öneri ve talepler ile rüzgâr ve güneş potansiyelimize uygun iyileştirici düzenlemeler ve odaklanma ile daha hızlı bir gelişim sağlanabileceği iç ve dış piyasaya yönelik ve fırsatlar oturumumuzda değerlendirildi” dedi. YEKDEM tarife ve teşviklerine odaklanıldığını, yerli üretimin artması için eşik değerler ve düzenleme ihtiyaçlarına gerek olduğunun ön plana çıktığını vurgulayan Dr. Can, “2016 yılında dolar kuru ve perakende elektrik fiyatının düşük kalması etkisi ile YEKDEM’e giriş yapan santral sayısının artması ve son düzenlemelerin etki analizine dair çerçeve incelendi” dedi. GÜRİŞ Genel Müdür Yardımcısı Ali Karaduman “Yatırımlarda çevresel etkinin dikkate alınması gerekliliğini vurgulayıp, son mevzuat çalışmalarına atıf yaparak maç devam ederken kural değişmemeli” diyerek yatırımcıların sesini duyurdu. Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Mustafa Serdar Ataseven konuşmasında “Yürümek için desteğe ihtiyacımız var. Hızlı yatırım için destekler kısıtlanmamalı. Tam desteğe ihtiyaç duyulduğunda kısıda gidilmemeli” diyerek kaynak planlama, havza trafo merkezleri planlanması, bağlanabilir kapasite önemini vurguladı. Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü (GÜNDER) Başkanı Dr. Kemal Bayraktar “Türkiye güneş enerjisi potansiyelini yeterince değerlendirebilirse bir yandan enerji bağımsızlığı sağlanabilir. Diğer yandan güneş, ülkemizin iklim değişikliği ile mücadelesinin önemli aktörlerinden biri olabilir. Güneş dostu gelişim, büyüme sağlamalıyız. Gelişen sanayi ve artan yetkinlikleri, çok yönlü yükselen bilinç, güneş enerjisi yatırımlarında devam eden olumlu gelişim, Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü eşgüdümünde 100.000 çatı projesi ve Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı, IPARD-2 Programı kapsamında güneş enerjisinin hibe ve desteği, geliştirilmekte olan Enerji İhtisas Bölgeleri, Yenilenebilir Enerji Eylem Planında 2023 yılı itibarı ile ısıtma ve soğutmada enerji ihtiyacının en az % 15’inin ve elektrik üretiminde de 2023 itibariyle % 30’unun yenilenebilir enerjiden karşılanma hedefleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın açıklamış olduğu 2015-2019

52 Mayıs

2016

Strateji Planı çerçevesinde güneş enerjisiyle elektrik üretiminde 2019’da en az 3.000 MW, 2023’de 5.000 MW, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanımızda ise 2030 itibariyle 10.000 MW’a ulaşım hedefleri umut vermekle birlikte güneşten elektrik üretiminde 400 MW’lık kurulu güce yeni ulaşılmıştır. Coğrafi konumu gereği güneş açısından çok önemli bir potansiyele sahip Türkiye’mizin ve Bölge’nin geleceğinde güneş enerjisi çok önemli bir rol oynayacaktır. Güneş enerjisi hızlı, kolay erişilebilir, ısınmadan elektriğe kadar birçok alanda kullanılabilir. Güneş yüksek istihdam yaratan bir sektör olarak hem düşük karbonlu gelişebilecek ekonomimize hem de enerji ihtiyacımıza katkı sağlayacak temiz ve yerli bir enerji kaynağıdır. Karar vericilerimizden daha iddialı hedefler belirlemesini bekliyoruz. Kentsel dönüşümden, sanayiye güneş enerjisinde yararlanmak üzere uygulamaların yaygınlaştırması, sektörün gelişimini hızlandırıcı tedbirler alınması ve geliştirilen politikaların istikrarlı uygulaması gerekmektedir. Güneş temelli gelişiminin hızlanabilmesi için yeni lisans kapasiteleri ihdas edilerek başvuru bölgeleri ve şartları acilen açıklanarak güneş enerjisi ihtisas yatırım alanları ile ilgili mevzuat ve altyapı eksiklikleri acilen tamamlanmalıdır. Yatırım süreçleri gereksiz bürokrasiden arındırılmalı, yatırımların en kısa sürede gerçekleşmesi için gerekli tedbirler alınarak, özellikle çatıların da enerji üretim alanı olarak etkin değerlendirilmesine yönelik altyapı hızla tamamlanmalı, finans koşulları ve sigorta süreçleri iyileştirilmelidir. Rüzgârdan öğrendiklerimizle güneş için daha kuvvetli ilerleyebiliriz. Taşıtlarda güneş elektriği kullanımı konusu da önceliklerimiz arasında olmalı “dedi.


HABER

www.elektrikdergisi.com

“KAYNAKLARI DOĞRU KULLANMAZSAK GÜNEŞ BİLE İŞE YARAMAYACAK” Birleşmiş Milletler yetkilisi Aslı Karabacak’a göre Türkiye’de herkesin yeni nesil yeşil binalarda oturması uzak bir hayal değil çünkü bu binaların geri ödeme süreleri 4,5 yıl gibi kısa olabiliyor.

4

8 yıldır ‘Yapı dünyasının bilgi merkezi’ olma işlevini sürdüren Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) tarafından yeni nesil düşünme biçimleriyle “Sürdürülebilir tasarım ve kentleşme” kavramlarının önünü açmak, sürdürülebilir kentleşme politikalarını değerlendirerek yapı sektöründe farkındalık yaratmak amacıyla düzenlenen EKODesign Konferansı YEM’in Fulya’daki merkezinde düzenlendi. “Bütünleşik Bina Tasarım Yaklaşımının Türkiye Ortam ve Koşullarına Uyarlama Süreci” başlıklı oturumda konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü Enerji Verimliliği Daire Başkanlığı’ndan Makine Mühendisi Korkmaz Gül; binalara yönelik enerji performans sözleşmelerini hayata geçirmek için kanun tasarısı hazırlayıp meclise gönderdiklerini belirtti. Gül; “Öncelik temel standartları sağlamaya yönelik. Kentsel dönüşüm kapsamında yalıtımı iyileştirmeye yönelik çalışmalar yapılması bizim için çok önemli. Biz doğadan ilham aldık. Sürdürülebilir kalkınma düşüncesi böyle doğdu. Bu düşüncenin 3 sacayağı var; ekonomik, çevresel, sosyal. İşte ‘Bütünleşik Bina Tasarımı Yaklaşımı’ bunları bir araya getiriyor” dedi. Bütünleşik Bina Tasarım Yaklaşımının Türkiye’ye uyarlanması konusunda geniş kapsamlı çalışmalar yapan Prof. Dr. Celal Abdi Güzer, bu yaklaşımın yaygın bir kültür olarak yerleşmesinin hayati derecede önemli olduğunu belirtti. Güzer; “Üç beş tane ayrıcalıklı yapıyı herkes yapar, dünyanın en geri kalmış yerlerinde bile böyle yapılar var. Bunun yaygın kabul görmesi, genel kültür olarak özümsenmesi, bilincin yayılması gerekiyor. Bunda da rol model olan kamu sektörünün öncülük yapması gerekiyor.

Bütünleşik Bina Tasarım Yaklaşımı ile inşa edilecek yeni nesil yeşil binalar bu açıdan çok önemli” dedi. Prof. Dr. Güzer, söz konusu yaklaşımın mevcut sistemde daha iyi, çevreye duyarlı binaların yapılabileceğini ve katılımcı süreçlerin işleyebilir olduğunu gösterdiğini belirtti. Son yılların gündemden düşmeyen konularında olan kentsel dönüşüme vurgu yapan Prof. Dr. Celal Abdi Güzer; “Türkiye’de ciddi bir yapı stoğu var. Sıfır noktasından başlamıyoruz. Yeni yeşil binaları yaparken var olanı da iyileştirmemiz gerekiyor. Kentsel dönüşüm müthiş bir şans. Ancak bunu iyi kullanmadığımız yönünde endişelerim var. Kentsel dönüşüm yerinde yeniden yapmaya dönüştüğü zaman amacının dışına çıkıyor. Böyle yaparak faydalanılabilecek birçok şeyden faydalanmamış oluyoruz. Kentsel dönüşüm doğru uygulanırsa bünyesine enerji meselesi ve başka şeyler rahatlıkla katılabilir. Enerjiyi de böyle büyük formüllere sıkışmış şekilde anlatmaya gerek yok. Örneğin; ‘Gerçekten bu yapıya ihtiyacım var mı, bu kadar büyük olmasına ihtiyacım var mı?’ sorusu ile değişime başlayabiliriz” dedi.

53 Mayıs

2016


RÖPORTAJ

www.elektrikdergisi.com

EMO Başkanı Hüseyin Yeşil :

Erdoğan bizi hedef gösterdi, ama bizim “paralel yapı” ile hiç işimiz olmadı Genel Kuruldaki Mavi liste-Beyaz liste ayrımındaki farklılıklar daha çok bizim kafalarımızda şekilleniyor. Pratikte bir farklılık yok. 54 Mayıs

2016


Çekişmeli bir kongre dönemini geride bırakan Elektrik Mühendisleri Odası’nda yeni dönem başladı. Kaynak Elektrik Dergisi olarak EMO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Yeşil ile listelerdeki ayrışmaların nedenlerinden önümüzdeki dönemde gerçekleştirileceklere kadar kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik. Beyaz Liste-Mavi Liste arasında geçen çok çekişmeli bir kongre dönemini geride bıraktınız. Beyaz Liste-Mavi Liste nedir, biraz anlatır mısınız? EMO genel kurullarında 2008 yılından bu yana her dönem listeler olur. Mavi Liste yıllardır devrimci demokrat mühendislerin rengi olarak bilinir. Bu platform içinde farklılaşmalar olduğu zaman da biz mavi rengi kullanmaya devam ettik. 2008 yılında mavi renk ile çıkmıştık, dolayısıyla o mavi rengi her dönem kullandık. Bunun dışında başka bir özelliği yok. Farklı listelerin görünürlüğü amacıyla renkler kullanılır. Bu yılki mavi ve beyaz liste de demokratlar arasındaki farklılaşmanın listelerdeki renk görünümüdür. Yıllardır birçok grup oluştu. Biz saflaşmaların aslında önerilen politikalar ve önerilen programlar doğrultusunda oluşmasını istedik fakat bu pek mümkün olmadı. Mesela bu dönem arkadaşlarımız biz bir “Demokratik Birlik Grubu” kurduk dediler. Bu grupta sosyal demokratlar, sosyalistler ve yurtseverler var diye tarif ettiler. Ben böyle bir ayrışmanın doğru bir ayrışma olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta devrimci demokrat platform içerisinde yer alanların oluşturduğu iki listedir mavi ve beyaz liste. Mavi Liste’nin karşısında yer alan Beyaz Liste’den söz alan sözcüler kürsüden bunu böyle tarif ettiler. Çeşitli konularda farklı düşünceler olabilir ve bunun üzerinden farklı listeler de oluşturulabilir. Ama bu saflaşmanın salt siyasi gruplaşmalar üzerinden tanımlaması bizim açımızdan pek anlaşılır gibi değil. Örneğin Personel Belgelendirme ve A tipi Muayene Kuruluşu önermelerine karşı ya da taraftar olabilirsiniz. Bu mesleki tartışmaların liste ayrımı düzlemine oturtulması ne yazık ki sağlıklı bir değerlendirme yapmayı engelleyicidir. Fakat böyle olması Genel Kurul’da pek kabul görmemiştir. Mavi Liste olarak mühendis meslektaşlarımızın ve kamunun yararını ortaklaştıran bir anlayış içerisinde tüm örgütümüzü kapsayıcı çalışmalar yapmayı hedefledik. Seçim beyannamemizi de buna göre oluşturduk.

Yürütmede diğer arkadaşlara da yer vermişsiniz…

Evet, bu benim önerimdi. Geçen dört dönemde de yönetim 4-3’tü. Dönemin başından itibaren tek liste olması ve herkesi kapsaması için çok uğraştım, yani EMO’da ne kadar etkin grup varsa tamamının yönetimde yer alması gerektiğini belirttim. Dışarıda kalan Ankara Şube’deki Devrimci Demokrat Platform temsilcisinin de yönetim kurulunda yer almasını ya da TMMOB Yönetim Kurulu adaylığını önerdim. Belli bir noktaya kadar anlaşma sağlanmıştı ama bu öneri kabul görmedi. Sonunda iki liste oluştu. Oluşan yönetimde görev bölüşümü yaparken Beyaz Liste’den arkadaşlara yürütmede yer almalarını önerdim ve bu da kabul gördü. Ve böylece seçim öncesi yapılamayanı başarabildik. Farklılıklarımız olacak ve bunu bizim zenginliğimiz olarak değerlendireceğiz. Bazı gruplar da genel kurula gelemediler, yani şubelerinden delege seçilemediler. Gaziantep ve Trabzon şubelerinden delegeler ise mavi-beyaz listelerin dışında kaldılar ve onlar da kendilerine göre bir tercih yaptılar. Zaman zaman karma yapıyorlar, zaman zaman bir gruba yöneliyorlar. Oylamalarda zaman zaman çok kritik ve belirleyici oluyorlar. Bizim bir programımız vardı, Mavi Metin. Zaten program yayınlayan da tek grup biz olduk.

Ayrılma noktalarınız neler?

Birkaç temel ayrım noktası var ama bazı gruplar örneğin bu ayrım noktalarına göre değil de birleştikleri grupların tavır, tutum ve davranışlarına göre hareket ediyorlar. Örneğin beyaz listeden bazı gruplarla daha önceden görüşmüştüm ve eğer tek liste olsaydı Personel Belgelendirme Kuruluşu ve A Tipi Muayene Kurulusu gibi konularda evet oyu vereceklerdi. Oda’nın önünün açılmasını onlar da istiyorlardı ama bu ayrışma nedeniyle farklı oy kullanıldı. Oda’yı öğrenci derneği gibi görmek yanlış olur. Oda’nın önünü hep beraber açmalıyız. İktidar şu anda üzerimize geliyor, yetkilerimizi kısıyor. Örneğin belge veriyoruz, topraklama ölçümü yapıyoruz. Yarın diyecekler ki sizin topraklama ölçümlerinden verdiğiniz belgeler geçersiz olacak. Biz, bunlar geçersiz olmasın diye önlem almaya çalışıyoruz. Bunun salt siyasi bir tarafı yok, tamamen mesleki bir duruş. Bir mühendis olarak bunu önemsiyorum ve böyle olması gerektiğini söylüyorum.

“Ayrım noktaları kafamızda, pratikte değil.”

Bizim şu anda yaptığımız işler; topraklama ölçümleri ve bina tesisat kontrolleri, elektromanyetik alanlarda ölçüm yapıyoruz. Beyaz Liste bunların yapılmasına da karşı. “Oda bunu yapmasın” diyorlar. Bu mesleki denetimler kamusal bir görevdir. Bu görevden EMO’nun imtina

55 Mayıs

2016


RÖPORTAJ

www.elektrikdergisi.com

etmesi kamu yararını ikinci plana itmesi anlamına gelecektir. Bunları yapmamız mühendislere engel değil, zaten yapabiliyorlar. Hatta denetim süreçlerinin dahi piyasalaştırılmaya çalışıldığı günümüzde mühendis meslektaşlarımızın piyasada şirketlerin ücretli çalışanları yapılıp, yalnızlaştırılmasının karşısında meslek örgütünün varlığı ve denetim faaliyeti hem meslektaşlarımız için hem de kamu yararı açısından önemli bir sigorta işlevi görecektir. Ama vatandaş EMO’dan istiyor, müteahhitler bile yaptıkları işlerin topraklama ölçümlerini EMO’dan istiyorlar. İnsanlar bağımsız, tarafsız duruşundan ötürü EMO’ya güveniyor. EMO dediğimiz nedir? Zaten mühendis meslektaşlarımızın örgütüdür. Burada da mühendisler yapıyor. Bu yüzden bizim de şartlarımızı zorladıklarından önlem almak zorundayız. Yaptığımız işlere kurumsal bir kimlik oluşturmaya çalışıyoruz ve daha ciddi, akredite bir kuruluş olarak bunu yapmak istiyoruz. Bizi tamamen alanın dışına itmek isteyenlere karşı direnmek istiyoruz. Biz bu işi yapacağız, yapmalıyız. Biz şu anda MİSEM Birimimiz aracılığıyla çok sayıda eğitim veriyor ve bu eğitim sonucunda üyelerimize belge veriyoruz. Üyelerimiz topraklama ölçümlerinde eğitim alıyorlar sonra da sınava girip belgelerini alıyorlar. Keza asansör denetiminde de belge alınıyor. Yarın denecek ki “Siz personel belgelendirme kuruluşu değilsiniz, sizin verdiğiniz belgeler geçersizdir.” Bu belgelerin geçersiz olması üyelerimizin de aleyhine. Biz, mevcut yaptığımız işi bir kanuni zemine oturtmaya çalışıyoruz, yaptığımız bu.

Üyelerimiz topraklama ölçümü yapmaya yetkilidirler, hiçbir engel yok. Vatandaş ya da herhangi bir kurum EMO’ya diyor ki: “Ben senden istiyorum, bunu sen yap.” Hayır mı diyelim? Biz bağımsız bir kuruluş olarak bundan vazgeçemiyoruz. Yoksa biz ne ihaleye giriyoruz, ne rekabet ediyoruz… Sadece bize gelen başvuruları değerlendiriyoruz. Buradan bir gelir de EMO’ya sağlanacak değil mi? Odaların gelir durumu ne şekilde? İstanbul Şube şu anda en çok tesisat denetimi yapan, hizmet üretiminden en çok gelir getiren şube. Ama kafalarında karşılar. Benim de anlamadığım şey bu; hem karşılar hem de en çok geliri buradan elde ediyorlar. Dolayısıyla belirttiğim gibi, ayrım noktaları kafamızda, pratikte değil. Bunu kendileri de görüyor. Yapmamızın bir

56 Mayıs

2016

sakıncası da yok. Memlekete, vatana, millete, mesleğimize bir zararı da yok. Hatta tam tersi yararı var fakat söylemde yine de “karşıyız” deniyor. Olaya gelir-gider açısından bakmıyoruz. Bundan çok da gelir gelmeyecek ama bizim kamu açısından bir denetim yapma yetkimizi korumuş olacağız. Geçen sene çıkan kararnameler ile bizim mesleki denetim yetkimiz hemen hemen ortadan kaldırıldı gibi. Ortada çok düşük düzeyde bir gelir var. Mesleki denetim gelirleri gitti. Geçen dönem EMO’nun bütçesi 20 milyon TL ile bitmişti, bu sene ona yaklaşabilir miyiz bilmiyorum fakat biraz zor görünüyor.

Odalarda yeniden yapılanma, yeniden örgütlenme üzerine modeller tartışıldı. Bu konudaki görüşünüz nedir?

Biz model tartışamıyoruz çünkü bizim adımıza hükümet tartışıyor ve biz, açıkçası herhangi bir model sunmaya, yasamızda bir değişiklik istemeye korkuyoruz. Bizim mücadelemiz sonucunda geçen dönemki gibi bizimle uğraşmaktan vazgeçtiler demeyeyim ama Suriye meselesi, onların deyimiyle Paralel Yapı ile olan mücadele derken biz çok da gündeme gelmedik. Geçtiğimiz günlerde yeniden Cumhurbaşkanı “Bunlar nükleer santrale karşı çıkarken, saraya karşı çıkarken, büyük projelerimize karşı çıkarken, hep Paralel ile birlikte çalışıyorlar, Avrupa Birliği onları destekliyor” gibi beyanatlarda bulundu.


Cumhurbaşkanı’nın bu açıklamalarını; bizi Paralel ile birlikte çalışan bir örgüt gibi göstermesi, hedef göstermesi olarak düşünüyorum. Onların Paralel Yapı ile işi oldu, bizim hiçbir zaman olmadı. Bunu Cumhurbaşkanı da biliyor. Bundan da görev çıkaranlar var, örneğin Akit Gazetesi dört gün artarda bize karşı kampanya yürüttü. Bu yalan, iftiralarla dolu kampanyalarda hedef açıktır. TMMOB ve bağlı örgütlerini susturmak istiyorlar. Ama bizler her zaman mühendis meslektaşlarımızın ve kamunun yararını savunmaya devam edeceğiz.

Yeni bakan ile görüşmeniz oldu mu?

Yeni bakanı görmedim fakat bakan müsteşarını ziyaret ettik. İki ay sonra bize randevu verdi. Gittiğimizde Proje Uzmanı Sertifikası davasını kazanmıştık. O randevuda “Bizi zora soktunuz” dediler. Ben de kendilerini defalarca uyardığımızı, görüşlerimizi dikkate almaları gerektiğini, ortak görüşleri oluşturmamız gerektiğini belirttim. “Fakat siz, bizi kurum olarak dikkate almayınca bizim de gideceğimiz tek yer hukuk, hukuk da bunu bozdu” dedim. Konuşma devam ettikçe bir teknik komite kurma fikri ortaya çıktı. Enerji İşleri Genel Müdürlüğü, EPDK, TEDAŞ, EMO, ELDER, beş kişilik bir komite kuralım dediler. Önümüzdeki günlerde bu komite çalışmalarına başlayacağız. Mesleğimiz ve üyelerimiz için de en iyi ilişkileri kurmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla bir taraftan muhalefetimizi olabildiğince demokratik anlamda radikal bir biçimde yaparken, enerji alanında olsun, kayıp kaçak alanında olsun açıklamalarımızı sürdürdük. Özellikle kayıp-kaçak konusunda açıklamalarımız kamuda oldukça yankı buldu, araştırmalarımız incelendi. Bunları yaparken de mesleğimiz için devletle olan ilişkilerimizi yürütmeye çalışıyoruz.

“Genç kuşaklar arasında bilinç gelişmeye başladı” İstanbul Şube Kongresi’nde Meslekte Birlik Grubu dediler ki bu PUS ile ilgili aldığınız kararı destekliyoruz. Bu tür şeyler onları da zorluyor. Biz siyasi olarak kendi adımıza bir şey istemiyoruz, mesleğimiz ve meslektaşlarımız için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Doğru önermeleri bulduğumuzda Meslekte Birlik de sahip çıkmak zorunda kalabiliyor. Sonuçta meslektaşın çıkarına karşı çıkamazlar ki, o zaman nasıl onlardan oy isteyebilir? Geçen sene tüm baskıya rağmen, geçmiş dönemlerden çok daha fazla etkinliklerimize üye katılımını ve sunulan bildirilerin de kalitesinin artığını gördüm. Mesela İzmir’de Tesla Sempozyumu yaptık. 1.200’ün üzerinde genç katıldı. Ben ilk defa böyle bir şey gördüm. Yine İzmir’de TESISAT Kongresi 3 günde 5.000 kişi

tarafından ziyaret edildi. Panellere, söyleşilere katıldılar. Mersin’de yaptığımız EMANET Sempozyumu’nun 1000 kişi ile açılışını yaptık, bunlardan 400’ü öğrenciydi. Adana’da YEKSEM’i 500-600 kişiyle açtık. EEMKOM’da yine 600-700 kişiyle açılışı yaptık, 3000 kişiye yakın izleyici oldu. Eskiden bu kadar yüksek katılımlarla bu sempozyumları yapmıyorduk. Bu dönem Odamız hem siyasal hem mesleki olarak çok hızlı refleks gösterdi. Olaylar karşısında hemen tepkimizi ortaya koyduk dolayısıyla buna cevap da aldık. Genç kuşaklar arasında bilinç gelişmeye başladı. Bu önümüzdeki dönemde genel kurullara da yansıyacaktır. Toplam üye sayımız şu anda 52 bin civarında. Bir o kadar da üye olmayan mühendis var. 2004 yılından bu yana 25 bin üyemiz eğitimlerimizden geçti. Akredite olmamızla beraber bu eğitimlerin de kalitesini artıracağız. Şu anda eğitim konusunda üyenin Oda’ya ilgisi yüksek ama kalite daha da artırılabilir. Son derece başarılı bir elektronik portalımız (EMOPortal) var, mühendis meslektaşlarımızın doğrudan iletişim kurup, paylaşımlarda bulunabildikleri bu sosyal ağ içinde şu anda 10 bin kişi yer alıyor ve kısa sürede bu sayı daha da artacak. Bunun yanında bilimsel bir dergimiz var, beşinci yılını dolduracak. Akademik kamplar düzenliyoruz, bu yıl 12-15 Mayıs’ta Şirince’de Matematik Köyü’nde olacak. Bu yılın konusu elektrik makineleri ve güç elektroniği üzerine. Anadolu’nun farklı üniversitelerinden başarılı öğrencilerle bir araya geliyoruz. Akademi ile ilişkilerimizi güçlü tutuyoruz. Basın birimimiz bizim için çok önemli, oraya da takviye yaptık. E-imza’yı geçen dönem yapmıştık, devam ediyor. Üye aidatlarını ödeyen üyelere ferdi kaza sigortası yapıyoruz. Bu dönem de sempozyum kongre ve konferanslar yapmaya devam edeceğiz. Bir de webinarlarımız başlıyor. Önceden duyurularımız oluyor, maksimum 100 kişi kayıt oluyor, merkezden de belirlenen bir konu ile ilgili bir eğitim veriliyor. Sektörel yayınlar yavaş yavaş azalıyor, istikrarla sürdüren siz varsınız. Kendi alanımızda ve mesleğe de değinen güzel içerikler yayınlıyorsunuz.

57 Mayıs

2016


ANKARA MEKTUBU Tuncay Derman, Mayıs 2016

KONTROLSÜZ ENERJİ

58 Mayıs

2016

“Şimdi şöyle düşünün…Rüzgardan enerji üreten bir elektrik santralınız var. Kısaca RES… Santralın kurulu gücü 15 MW. Siz aynı üretim sahasında kapasite artırmak istiyorsunuz. Yani kurulu gücü 30 MW’a çıkarmak istiyorsunuz. İşin özü daha çok para kazanmak istiyorsunuz. Peki, kapasiteyi nasıl artırıyorsunuz? Özellikle Çanakkale ve Ege bölgesinde yolculuk ederken sıklıkla gördüğümüz ‘o rüzgar direklerinden’ yenilerini dikmeniz gerekiyor… Hikaye böyle başlıyor.” Bu giriş paragrafını güncel bir gazetenin yakın tarihlerdeki haberinden alıntıladım.1 Söylendiği gibi bu paragraf bir hikayenin başlangıcı. Devamı TBMM’nde. Meclis Genel Kurulu’nda Enerji/Elektrik Piyasası Yasası’nı değiştiren yeni bir yasa tasarısı görüşülüyor. Mevcut yasa aynı RES üretim alanında kalınması koşuluyla üretim kapasitesini artıracak yatırıma izin veriyor. Değişikliği görüşülen yasada ise kapasite artımına sınırlama getiriliyor. Yeni yasa, aynı RES alanında da olsa santrala (rüzgar tarlasına) yeni rüzgar türbinleri eklenmesine izin vermiyor. Uzun lafın kısası, ülkenin Enerji platformunun kontrolsüz bir biçimde kullanılmasına izin veren, zamanında hangi gayretkeşlikle nasılsa kabul görmüş bir yasa hükmündeki yanlıştan dönülmesi söz konusu. Çünkü, Enerji/Elektrik sektörü kontrolsüz, yani her önüne gelenin dilediği üretim tesisini istediği zaman kurup işleteceği bir platform değil. Dolayısıyla bu sektörde yatırımdan işletmeye tüm faaliyetlerin kesinlikle kontrol altında olması gerekiyor. Sektörde kontrolü dışlarsanız, biraz sonra devamını vereceğim hikayede olduğu gibi siyaset ve

siyasetçi tüm ağırlığı ile işin içine girer. Bunun sonucu, sosyal ve ekonomik riskler ve zararlarla birlikte sektörde kaosa kadar gider. Aslında Elektrik Sektörü’müzde, hangi mevzuatı çıkarırsanız çıkarın, kontrolün söz konusu olduğunu biliyoruz. Ancak, bu konuda görev üstlenmiş olan Türkiye Ulusal İletim Şebekesi İşletmecisi TEİAŞ’ın2 ve Elektrik Serbest Piyasası’nı da düzenleme yetkisi olan EPDK’nın3 işlerinin önemli boyutta zorlaştığını düşünüyorum. Bu kurumlar üzerinde siyasal baskıların her zaman ihtimal dahilinde olduğunu varsayıyorum. Önceki mektuplarımda da değinmeden yapamadım. Türkiye’nin Enerji/Elektrik sektöründe hesapsız kitapsız gidişinin kaçınılmaz sonucu olarak 2015 yılı sonunda kamu-özel Elektrik kurulu gücü 73 bin MW’ı aşmış (Şubat 2016 sonu yaklaşık 73.850 MW) bulunuyor. Buna ‘sevinelim’ diyenler olabilir ama ‘kazın ayağı öyle değil’. İnternet Enerji Platformu’nda Seçkin Ülgen’in bildiriminden aldığım 17 Aralık 2015 gününe ait yaklaşık yıl sonu puantı diyebileceğimiz Elektrik puant gücümüz, yani yılın en yüksek elektrik tüketiminin yapıldığı günün kurulu güç rakamı 40.000 MW’ın biraz üstünde (40.550 MW). Kabaca ifade edersek, 2015 yılı sonunda ülkemizde kurulu, ancak -adına ihtiyaç fazlası, yedek, atıl kapasite, ne derseniz deyin- kullanımda olmayan 30.000 MW’ın üzerinde (33.300 MW) Elektrik kurulu gücümüz bulunduğu görülüyor. Bu yedek elektrik üretim kapasitesinin ülke toplamı elektrik kurulu güce oranı % 45, Ancak, atıl yedek kapasitenin gerçek ihtiyaç olup kullanımda olan maksimum aktif kapasiteye oranı yüzde 82’yi geçiyor.

1 “Gece yarısı yasa değiştiren telefon”, Aykut Küçükkaya’nın haberi, Cumhuriyet gazetesi, 18 Aralık 2015.

2 TEİAŞ: Türkiye Elektrik İletim A.Ş. 3 EPDK: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu

Bu ülkede bundan 15 yıl önce başlayarak 7 yıl öncesine kadar olan 8 yıllık süreçte, tek kusurları kamu Enerji sektörü sorumlu görevlerinde bulunmak olan siyasetçiler ve üst düzey kamu çalışanları Yüce Divan, Yargıtay gibi yüksek mahkemelerde ve yerel ağır ceza mahkemelerinde yargılandılar. Üstlerine atılan suç konularından önde gelenlerin biri de, ülkemizde “İhtiyacın çok üzerinde özellikle ithal doğalgaza dayalı elektrik santralı kurulmasına izin verilerek, yine ihtiyacın üzerinde elektrik üretim kapasitesi oluşturulmak suretiyle kamu zararına yol açılması” devamında “ihtiyaç fazlası elektrik enerjisi üretimi özel sektöre pahalı tarifelerle yaptırılırken sudan ve fosil yakıtlardan ucuz enerji üreten kamu santralarının devre dışı bırakılması suretiyle kamu zararının katlanması” idi. Şimdi dikkat ediniz. Bu suçlamalardan ortaya çıkan ihtiyaç fazlası etiketiyle kamuoyuna sunulan Elektrik üretim kapasitesi oranı bilemediniz yüzde 25’di. Yani, yüzde 25 soğuk- sıcak yedek. Bu, ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde makul ölçüdeki yedek kapasitenin sıcak, yani işletmede kullanılabilen kısmı, mevcut siyasal iktidar (AKP) Enerji yatırımları ataleti içinde olduğundan 2004-2007 yılları arasında tüketildi. Türkiye, suçlanıp yerden yere vurulan bu yedek kurulu güç sayesinde Elektrik enerjisiz kalmadı. Oysa 2015 yılı sonunda Türkiye’nin kullanımda olmayan atıl yedek elektrik üretim kapasitesi oranının % 45’lerde olduğunu, atıl yedek kapasitenin kullanımda olan Elektrik enerjisi üretim kapasitesine oranının ise 82’yi geçtiğini görüyoruz. Bırakınız sayıları ve üretim kapasiteleri yakın geçmişe göre inanılmaz büyüyen özel sektör santrallarına gözü kapalı üretim önceliği tanıyan politikaları, bırakınız ucuz elektrik üreten kamu santrallarının


neredeyse tamamına yakınının devre dışı edilmesini, böylece yakın geçmişle mukayese bile edilemez hale gelen katlanan kamu zararlarını, bırakınız yargı karşısına çıkarılanları, bırakınız suçlananları, sonunda bırakınız sorumlularının hesap vermesini, Guiness rekorları kıran katlanmış yedek atıl kapasiteyi kimse eleştirmiyor bile. Acaba neden bu duyarsızlık? Tekrar İnternet Enerji Platformu’na dönersek, Ülgen şaşırtıcı bir kapasite değeri daha veriyor. 74.000 MW’ yakın elektrik kurulu gücümüzün sadece 44.000 MW’tan biraz fazlasının kullanılabilir olduğunu belirtiyor. Yani yedek kapasitemizin 33.000 MW’lar değil de sadece 3.500 MW kadar olduğunu, yani sadece yüzde 8 dolayında olduğunu ileri sürüyor. O zaman yaklaşık toplam 74.000 MW olan elektrik kurulu güç kapasitemizin 30.000 MW’ı çöp mü? İşte asıl sorgulanması gereken bu kapasitedir. Bu çöp kurulu kapasitenin günümüz rayiçleriyle değeri basit bir hesapla yaklaşık 50-60 milyar Dolar’dır. Gerçekse, ülkemizin düşürüldüğü bu fevkalâde riskli durumun sorumlularının bu kez de hesap vermeleri gerekir. Aslında Elektrik kurulu gücümüzün kamu sektöründeki payının yüzde 40’ların da altına düşmüş olduğu günümüzde toplam Elektrik kurulu gücümüz içinde atıl kapasitenin kamu kurulu gücünün dörtte üçü büyüklükte bir kapasite olduğu ortaya çıkıyor. Bu çöp Elektrik kurulu gücü nereden çıktı? En başta kamu sektörünün elinde kalan özellikle kömüre dayalı termik santralların da gürültü kıyamet yapılabildiğince özel sektöre devri yapıldı. Bu nedenle rehabilitasyonları sürekli ertelenmiş olmalı. Kamuda kalan diğer santrallar da aynı muameleyi görmüş olmalı. Peki özel sektör elindeki kamudan devraldıkları ya da kendi kurdukları santrallar hangi kapasitede çalışıyor? Daha doğrusu, tatmin edici gelir getiren kapasitelerde çalıştırılabiliyor mu? Medyada özel sektörün santrallarına kilit vurduğu, Enerji üretim tesislerini söktüğü ya da elden çıkarmaya çalıştığı haberleri görüyoruz.4 Bütün bunlar olurken, on milyarlarca dolarlık dev elektrik kurulu güç atıl 4 Haberler: “AKSA Enerji Van Doğalgaz çevrim santralını kapatıyor”, Sözcü gazetesi, 23 Aralık 2015,

kapasiteleri ülkede gündem oluştururken “koyun can, kasap et kaygısında” örneği özel sektör RES sahipleri TBMM’nde yasalara müdahale ile meşguller. Bakanlar başta olmak üzere siyasetçilere dediklerini yaptırmakta, dolayısıyla yasaların kendi istemleri doğrultusunda çıkmasında son derece başarılılar. Bunun son örneği mektubumun giriş kısmındaki gazete haberinin devamında. Haberden alıntılayalım: “Tarih: 6 Mart 2015…Yer: TBMM… Saatler gece yarısına yaklaşıyor. Meclis Genel Kurulu’nda Elektrik Piyasası Kanunu görüşülüyor. Eski kanun, aynı üretim sahasında kalmak şartıyla yeni rüzgar direkleri dikilmesine izin verirken az sonra oylanacak yeni yasa kapasite artımına sınırlamalar getiriyor. Sahada bile olsa yeni rüzgar direklerinin dikilmesine izin vermiyor. Şimdi can alıcı soruyu soralım: “O yasa maddesi o geceyarısı Meclis’ten nasıl çıktı?” Haberde yer alan oldukça uzun, işadamı - bakan telefon görüşmelerinden yasanın işadamının istemi doğrultusunda çıktığını anlıyoruz. Haberi yazan gazeteci olayın kahramanı işadamı ile de İstanbul’da sahibi olduğu holdingin merkezinde görüşüyor. Gazeteciye söylenenlerin özetin özeti şu: “ Meclis bu maddeyi yeni taslakta unutmuş. Bu madde olmazsa büyük zarara giriyorum (Şirketinin 30-40 milyon Avro zarar göreceğini söylüyor). Sadece ben değil, tüm RES projeleriyle uğraşanlar zarar görür”. Peki, bu kontrolsüz gidişten Türkiye’nin, dolayısıyla biz yurttaşların zararı ne? İşadamının derdi para. “Herkes yatırım yapmış, biz de yatırım yapmışız, siparişlerimizi vermişiz, o, hakkımı, verilen hakkı geri aldığı zaman büyük zarara giriyorum, sadece ben değil” diyor… Ülkenin kontrolsüz yatırımlarla karşılaşacağı zarar ise işadamının/işadamlarının sorunu değil. Öyle ki, yasanın kapasite artımı maddesine bakıp RES malzemesinin siparişlerini bile verdiğini rahatlıkla söylüyor. Yasadan sonraki kapasite artımı iznini otomatiğe bağlamış, “çantada keklik” görüyor. Siparişlerini iptal etmek ya da sipariş malzemeyi başka bir RES alanında kullanacak çalışmayı yapmak gibi bir tercihi, niyeti ve derdi de yok. İşin yasa değiştirme kolayı (!) varken… 1984 yılında dönemin başbakanı (rahmetli) Turgut Özal, tümüyle kamu

ELEKTRİK SEKTÖRÜ KONTROLSUZ, YANİ HER ÖNÜNE GELENİN DİLEDİĞİ ÜRETİM TESİSİNİ İSTEDİĞİ ZAMAN ve YERDE KURUP İŞLETECEĞİ BİR PLATFORM DEĞİLDİR. DOLAYISIYLA BU SEKTÖRDE YATIRIMDAN İŞLETMEYE TÜM FAALİYETLERİN KONTROL ALTINDA OLMASI GEREKİYOR. EN BAŞTA DA YASALARLA SAĞLANAN KONTROLLER GELİYOR mülkiyet ve yönetiminde olan Elektrik Enerjisi alanını 3096 sayılı yasayla ilk kez özel sektöre açarken, dolayısıyla ülkemiz Enerji Sektörü’nde Elektrik Enerjisi öncelikli ilk Serbestleşme dönemini başlatırken, bu alanda ne kadar başarılı olunacağını ve kontrolün ne düzeyde sağlanabileceğini düşünmüş müydü, bilinmez. Özal yasasından 17 yıl sonra 2001 yılının ilk aylarında bu kez peş peşe Elektrik ve Doğalgaz Serbest Piyasaları yasaları, dolayısıyla Enerji Serbest Piyasası ile tanıştık. Aynı soruyu yeni dönem için sorarsak, yani bu Serbest Piyasa yasalarıyla özellikle Elektrik Enerjisi Serbest Piyasası alanında ne kadar başarılı olunacağı ve kontrolün ne düzeyde sağlanabileceği düşünülmüş müdür dersek, o da bilinmiyor. Düşünülemeyen, her aşamada siyasetin yaşamın olmazsa olmazı bu önemli ana endüstri sektörü üzerinde olumsuz etkilerinin eksik olmayacağıdır. Bunun böyle olduğunu ve ülkemize, halkımıza verdiği / vereceği zararları bugün tüm açıklığı ile görebiliyoruz. İLETİŞİM ve SAĞLIK Dergimizin Kasım 2015 sayısında tek sayfalık bir haber yer alıyor.5 Başlığı “Baz İstasyonlarının Sağlıkla İlgisi Yok”. Teknoloji Bilgilendirme Platformu (TBP) isimli bir örgütün (STÖ olmalı) başkanı Serhat Özeren tarafından kamuoyuna yapılan açıklamada “Baz istasyonlarının iletişimin en önemli parçası olduğu, baz istasyonları olmadan cep telefonu ile iletişimin yapılamayacağı” ifade edilerek şu gerekçeler ileri sürülüyor. “Türkiye’de iletişimin vazgeçilmez bir unsuru olan Baz istasyonları Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından 5 Sayı 318, sayfa 53

59 Mayıs

2016


yapılan düzenlemelerle kurulmakta ve uygulanmaktadır. Yerel yönetimler rant ve benzeri gerekçelerle Baz istasyonlarını kaldırma girişiminde bulunuyorlar. Bunu yaparken de sağlık gerekçelerini ileri sürüyorlar. Baz istasyonlarının sağlık sorunları ile ilişkilendirilmemesi gerekir”. Bu ifade eski deyimle “malûmun ilamı”dır. Sadece ülkemizde değil, tüm dünya ülkelerinde Baz’sız cep telefonlarının çalışmayacağını bilmeyen olduğunu sanmıyorum. BTK’nın baz istasyonlarına ilişkin düzenleme ve uygulamalarından da haberimiz var. Belediyelerin çoğunun Baz istasyonlarına karşı olduklarından da bilgimiz var. “Baz istasyonlarının sağlık sorunları ile ilişkilendirilmemesi gerekir” cümlesini kuran TBP başkanının ise dünyadan haberinin olmadığı anlaşılıyor. Sayın başkan bir yerde daha baltayı taşa vuruyor. “Dünya sağlık otoriteleri, elektromanyetik dalgaların zarar vermeyecek limit olarak, tavsiye niteliğinde 41 volt/metre değer belirlemiştir. Türkiye bu değerin çok altında 9,16 değerini uygulamaktadır” diyor. Devamında da, “Baz istasyonları üzerinden rant elde etmek isteyen çevrelerin kamuoyunu sağlık gerekçeleriyle aldatması kabul edilemez. Bilimsel gerçeklerle bağdaşmayan açıklamalara itibar edilmemesi gerektiğini kamuoyunun dikkatine sunarız” diyerek işin içine “rant elde etmek isteyen çevreler” kafa karıştırıcısını sokuyor. Kentlerde insanların yoğun olarak yaşadıkları mekanlara Baz istasyonları kuranlar mobil telefon -İnternet şirketleri olduğuna göre, bu olayda rant elde eden tek çevre de bu şirketlerdir. Baz’ın karşısında Baz’dan rant değil ciddi zarar gören insanlar ve diğer (hayvan, bitki) canlılar vardır. Baz olayından “rant elde etmek isteyen çevreler”in nasıl çıkarıldığı doğrusu merak konusudur. Elimde 40 yıldır oturduğum apartmanın yakın tarihlerde burnunun dibine aynı çatıya kurulan altı Baz’dan oluşan Baz terminalinin kaldırılması için BTK’ya yaptığım başvurunun bu kurum tarafından olumsuz olarak yanıtlandığı belge var. Burada da, uygulamakta oldukları en düşük Elektrik alan şiddeti değerinin 41,25 Volt/metre olduğundan söz ediliyor. 9,16 uygulamasından söz eden yok. Kaldı ki, Dünya sağlık otoriteleri elektromanyetik emisyonlara ilişkin Elektrik alan şiddeti değeri için Avusturya’lılara

60 Mayıs

2016

BAZ İSTASYONLARINI SAVUNANLAR, “BAZ İSTASYONLARINI KALDIRMA GİRİŞİMİNDE BULUNANLAR SAĞLIK GEREKÇELERİNİ İLERİ SÜRÜYORLAR. BAZ İSTASYONLARININ SAĞLIK SORUNLARIYLA İLİŞKİLENDİRİLMEMESİ GEREKİR” DİYORLAR. O ZAMAN, NEDEN BAZ İSTASYONLARINI GİZLEMEK İÇİN AKLA HAYALE GELMEZ YÖNTEMLERE BAŞVURULUYOR? ÇÜNKÜ, FİZİK ve PSİKOLOLOJİK SAĞLIĞINI RİSKE ATTIKLARI HALKI İKNA EDEMEYECEKLERİNİ BİLİYORLAR bambaşka bir tarife tavsiye etmiş ve bu da hemen uygulanmış. Salzburg’ta Elektrik alan şiddeti, öyle 9 - 41 filân değil 1’in de altında 0,6 volt/metre olarak uygulanıyor. En iyisi bu iletişim uzmanı STÖ başkanı benim Dergimizde kısa bir süre önce (Eylül 2015) yayımlanmış olan “BAZ OYUNU: 0,6’YA 41,25” başlıklı Ankara Mektubu’mu dikkatle altını çizerek okusun. Orada Danıştay’ın kendisinin söylediklerini peşinen yalanlayan tarihi kararı da yer alıyor. Sağlık sorunlarına gelince, TBP başkanının hangi tür sağlık sorunundan söz ettiği bilinmiyor. Sanırım o “Baz istasyonu sanıldığı gibi kanser manser yapmaz” demek istiyor. Bu iddialı çıkışını hangi delille ispat edebildiğini, açıklamadığı için bilmiyoruz. Peki, o çok sevdiği Baz istasyonunun insanlarda psikolojik sorunlara yol açtığı, bu sorunları yaşayanların fiziksel ya da psikolojik sağlık sorunlarının ağırlaştığını da biliyor mu? Danıştay 13 Dairesi’nin “Yerleşim yerlerine, yoğun yaşam alanlarına Baz istasyonu kurulamayacağına” ilişkin tarihi kararı, bu amacın sağlanması için “ülkemizde bugüne kadar uygulanmakta olan en küçük Elektrik alan şiddeti (limit)değerini veren BTK yönetmeliği maddelerini” iptal etmiştir. Söz konusu, Baz istasyonları elektromanyetik emisyonlarının BTK yönetmeliğindeki en küçük Elektrik alan şiddeti değeri ülkemizde 41,25 volt/metre olarak uygulanmaktadır. İptal edilen, ülkemizde uygu-

lanmakta olan bu limit değerdir. Aynı en küçük Elektrik alan şiddeti değerinin Avusturya’nın Salburg kentinde bizdekinin 1/68’i kadar bir değer olan 0,6 volt/ metre olarak uygulanmasını, Baz istasyonlarını savunanların nasıl açıklayabildiği doğrusu merak konusudur. Benim gibi Baz’ların hışmına uğrayan yurttaşlarımızın şunu da çok merak ettiklerinden eminim. Madem Baz istasyonlarının yerleşim yerlerine, kadın- erkek, bebek - çocuk, yaşlı - genç, sağlıklı - sağlıksız insanımızın yaşam alanlarına kurulması bu kadar risksiz ve Baz istasyonları sevdalıları bu görüşlerini “Baz istasyonlarını kaldırma girişiminde bulunanlar genellikle sağlık gerekçelerini ileri sürüyorlar. Baz istasyonlarının sağlık sorunları ile ilişkilendirilmemesi gerekir” sözleriyle savunuyorlar. O zaman, neden Baz istasyonlarını gizlemek için genellikle akla hayale gelmez yöntemlere başvuruluyor? Örneğin, benim ve ailemin dolayısıyla yakın çevremin yaşam alanına kurulduğu için hışmına uğradığımız üç GSM şirketine ait altı Baz’dan oluşan apartman çatısı Baz Terminali, muhtemelen suya dayanıklı suntadan yapılmış, tepesi haliyle kapalı, yan yüzeyinde kapısı olan baca görünümlü (ne biçim baca ise) gizleyicilerle kamufle edilmeye çalışılmıştı. Bilindiği gibi Japonya Nükleer Elektrik üretiminde önde gelen ülkelerden biridir. Son Fukuşima felâketinin ağır maddi ve psikolojik etkisine rağmen Japonya’da Nükleer santrallar Elektrik üretmeyi sürdürüyorlar. Çünkü Japonlar, Nükleer’in büyük riskini gizleme yoluna gitme yerine özellikle radyasyon kaçağı riskinin kesinlikle kontrol altında olduğuna halkı ikna yolunu seçmiş ve bunda başarı sağlamıştır. Bu güvenle Japon halkının Japonya’nın orta-doğu kesiminde Japon denizi kıyısındaki (soğutma suyunu da bu denizden alan) Mihama-1 Nükleer Santralının plajında yoğun bir şekilde denize girdiklerinin yıllarca önce6 tanığı olmuştum. Ancak son felâketin bile Japon halkının Nükleer santral sahilinde denize girmesini fazla etkilemediğini düşünüyorum. Çünkü son felâket, Nükleer santralın radyasyon güvenliği zaafından değil, bir doğa olayı olan deprem ve devamı tsunaminin tüm mühendislik 6 1980’li yıllar


hesaplarını aşan yıkıcı etkisinden meydana gelmiş bulunuyor. Gerçekleri izleyip isabetli görebilen, bu sayede halkın yasalarla tayin edilmiş olan hak ve menfaatlerini ön planda tutan, bu kapsamda elbette aynı halkın sağlığını gözeten, neticede Teknoloji Bilgilendirme Platformu (TBP) tarafından ileri sürüldüğü gibi bir yerel yönetim kurumu olan Ankara Çankaya Belediyesi, hışmına uğradığımız burnumuzun dibine dikili -dikkat ediniz- tek bir Baz’dan oluşan Baz İstasyonu’nun değil, üç ayrı GSM şirketinin altı bazdan oluşan Baz Terminali’nin, kurulduğundan 3 yıl sonra sökülmesi kararını verdi. Ancak, bu karar Baz savunucularının sandığı gibi Belediye’nin rant kaygısı ve benzeri gerekçelere dayanmıyordu. Söküm kararı gerekçesi, Baz Terminali’nin İmar Yasası’na aykırı olarak kurulmuş olmasıydı. Bu kez hiç zaman kaybedilmeden Baz Terminali (3 GSM şirketine ait 6 adet Baz istasyonu) karşımızdaki sokakta apartmanımızdan 5 apartman ilerde başka bir apartmanın çatısına, bu kez kırmızıya boyanmış su deposu görünümünde gizleyiciler içinde kuruldu. Çatılarda onlarca baca olması gibi, su depolarının, üstelik çok sayıda, ne aradığını merak edenler de olmadı değil. Ancak, asıl sorun atlanmamalı. Baz Terminali (6 adet Baz) yine gizlenmişti. İşin tek iyi tarafı, Baz sorunu bizim yaşam alanımızdan çıkmıştı. Şimdi burunlarının dibine kurulan Baz Terminali o sokakta yaşayanların sorunu haline gelmiş bunuyor. Onlar da çatıya kondurulmuş su deposu Baz’lardan kurtulmak için savaşıyorlar. Bildiğimiz kadarıyla Sivil Toplum Örgütleri ülke halkının hak ve menfaatlerini gözetmek amacıyla kurulur ve faaliyet gösterirler. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) uygulamalarını öne çıkararak bizlere Baz İstasyonları’nın, Baz Terminalleri’nin kesinlikle gerekli olduğu, bu tesislerin halkımızın sağlığına hiçbir olumsuz etkisi olmadığını ileri sürenler, aslında açıkça mobil telefon (GSM) şirketlerinin menfaatlerini savunmaktadırlar. Çünkü, Baz’ların en küçük maliyetle kurulabildiği yerler, işin rant kısmının asıl sahibi olan GSM şirketleri için halkımızın yoğun yaşam alanlarıdır. Halkımızın fiziksel ve psikolojik sağlığının bozulması onların sorunu değildir. Ülkemiz halkının yararına çalışması gereken STÖ’lerin de sorunu olmadığı anlaşılıyor. Gerçeği göremiyorlarsa, hiç olmazsa bir kez başlarını kaldırıp 0,6 V/m Elektrik alan şiddeti uygulanan Salzburg örneğini, onların bu işi nasıl hasarsız becerebildiklerini görebilseler …


BİLİRKİŞİ RAPORLARI prof. dr. OSMAN SEVAİOĞLU’nun arşivinden

2,25 Amp yanına (±) yazmadığından teklifin değerlendirme dışı tutulacağını ve dolayısıyla, ihalenin kendisinde kalmayacağını… Asliye Ticaret Mahkemesi Davacı Taraf: Elektrik Tic. Ve San. Ltd. Şti. Vekilleri: Av. E. M. Av. S.A Av. Ö.S. Av. C.Ü Davalı Taraf: Elektrik Dağıtım A.Ş Vekili: Av. M.C Dava Konusu: Tespit (kesin teminatın iade edilmesi, kesin teminat için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebi) 1. Bilirkişi Heyetine Verilen Görev Mahkemenizin, yukarıda numarası, tarafları ve konusu yazılı olan davanın ara kararında verilen yazılı talimat uyarınca Davacı Tarafın dava konusu malzeme ile ilgili olarak kesin teminatın iade edilmesi, kesin teminat için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebi talep ve iddiasının yerinde olup olmadığının ortaya çıkarılması ve bu hususta bir Bilirkişi Heyeti raporu hazırlanması için Bilirkişi Heyetimize resen verilen görev üzerine tevdi edilen dosya tetkik edilmiştir. Bilirkişi Heyetimizin dava konusu ihtilaf üzerinde vardığı görüş ve kanaati belirtmek üzere işbu rapor hazırlanmıştır. 1. Davanın Konusu ve Talep: Davacı Taraf Vekilinin dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirketin, mal alımı ihalesine verdiği teklifin kabul edilerek 210 W Yüksek Basınçlı, Sodyum Buharlı, İçten Ateşlemeli Lambaların alımı için Davalı Şirket ile arasında Sözleşme imzalandığı, Müvekkili Şirketin mal alım ihalesi

62 Mayıs

2016

için verdiği teklifinde, Osram Marka 210 W Yüksek Basınçlı, Sodyum Buharlı, İçten Ateşlemeli Lambalar için elektrik özelliklerinden etkin değer Akımını (Amp) Davalı Tarafın 2,15 Amp ± % 10 şartına karşılık 2,25 Amp değerini teklif ettiğini ve Davalı Şirketin de tekliflerini kabul ederek Sözleşme imzaladığını, Mal teslimi sürecinde, Davalı Şirketin bu kapsamdaki teslim edilen lambaları TSE’nin Gebze’deki Tesisinde incelettirdiğini ve inceleme sonucu 14 adet numuneden bir adedinin Teknik Şartnamede belirlenen akım etkin değerini sağlamadığı ve aşıldığının tespit edildiği, bu tespitle Teknik Şartnamenin kabul kriteri gereğince kusurlu birim sayısının fazla olduğu ve kabul kriterini sağlamadığı gerekçesiyle bu kapsamdaki lambaların reddedildiğini, Reddedilme gerekçesine karşılık Müvekkili Şirketin, bu kapsamdaki lambalar için teklifinin şartnamede belirlenen değer yerine Sözleşmede 2,25 Amp değerini garanti ettiğini, bu değerin sınırının da 2,25 Amp- 2,475 Amp aralığında olduğunu, bu kabule göre TSE’nin Gebze’deki Tesisinde

test edilen 14 numuneden sadece bir adedi dışında 13 adedinin teklif ve garanti edilen akım aralığı sınırında olduğunu ve teslim edilen lambaların kabulünün yapılmasını talep ettiğini, Davalı İdarenin ise, numunelerin çektiği akımın şartnamede belirlenen değerlerin üzerinde olduğu gerekçesiyle reddettiğini yazısında da 1. Partinin son teslim tarihinden itibaren Sözleşmenin 17. Maddesinde düzenlenen oranda ceza uygulanmak üzere cezalı çalışıldığını, teslim edilen 1. Parti 10.000 adet lambanın yerine yeni teslimat yapıldıktan sonra geri alınmasını, aksi halde, Sözleşmenin feshi yoluna gidileceğinin bildirildiğini, Müvekkilinin Sözleşmenin feshi halinde gecikme cezası, teminatın irat kayıt edilmesi ve ihalelerden yasaklanma gibi ağır risklere maruz kalmamak için zorunlu olarak Davalı Şirketin talebini yerine getirdiğini, Davalı Şirketin teslim edilen 2. parti 10.000 adetle birlikte 1. ve 2. Parti lambalarında geri alınarak yerine yeni lambalar teslim edilmesini ve testmuayene işlemlerinin yapılmasını, aksi halde, Sözleşmenin feshedileceğini bildirdiğini, Müvekkili Şirketin ise,


Sözleşmede garanti ettiği değere göre KÖHLER Elektrik Say. San. ve Tic. A.Ş.’ne ait laboratuvarda Sözleşmede garanti edilen değerlere göre 42 adet numune ile test yaptırdığını, numunelerinin garanti ettiği akım değerine göre bu şartı sağladığının tespit edilmiş olduğunu, Bu durumun Davalı Şirkete bildirildiğini, ancak, Davalı Şirkete yapılan tüm müracaat ve açıklamalarına rağmen, Sözleşmeye uygun olarak garanti ettiği lambalarının kabulünün yapılmasından kaçınıldığını, Müvekkilinin Sözleşmeye göre yerine getirilmesi gereken tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen, aleyhine ceza uygulanması ve Sözleşmenin feshi ile teminatın irad kaydedilmesi riski ile karşı karşıya olduğunu ifade ederek, Müvekkili Şirketin Davalı Tarafa verdiği kesin teminatın nakde çevrilerek irad kaydedilmesinin önlenmesi ve gecikme cezası tahsili yoluna gidilmemesi için İhtiyati Tedbir kararı verilmesini, ihtiyati tedbir kararının Müvekkili Şirketin tüm lambaları Davalı Şirkete teslim ettiği ve teminat verdiği gözönüne alınarak takdiren teminatsız olarak verilmesini, dava konusu lambaların teklif ve Sözleşmeye uygun olduğunun tespitini, Davalı Tarafa gecikme cezası ödemekle yükümlü olmadığının tespitini, Sözleşme ile yüklendiği teslim yükümlülüğünü yerine getiren Müvekkili Şirketin kesin teminatının iade edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. 2. Davalı Tarafın Cevabı Davalı Taraf Vekili dilekçesinde özetle; Davacı Şirketin uhdesinde kalan 210 W Yüksek Basınçlı, Sodyum Buharlı, İçten Ateşlemeli Lambalar için, teklifinde lamba akımı etkin değerini 2,25 Amp olarak garanti ettiğini, ihale komisyonunun Davacı Tarafından garanti edilen değerin 2,15 Amp + % 10 = 2,365 Amp ve 2,15 Amp-% 10 = 1,935 Amp değerleri arasında olan 2,25 Amp olarak veren teklifi geçerli kabul ederek ihalenin kendisine verildiğini,

3. İnceleme

işareti ve % 10 ibaresini yazmayı ihmâl etmiştir. Ancak, Taraflar arasındaki Sözleşme garanti edilen bu şekliyle imzalanmıştır. Lambaların Davalı Şirkete teslim sürecinde Davalı Şirket tarafından 1. Partiden 14 numune TSE laboratuarında test yaptırılmış ve test sonuçları, TEKNİK ŞARTNAME Lamba Akım Etkin Değeri olan 2,15 Amp ± % 10 (1,935 Amp-2,365 Amp) esas alınarak değerlendirilmiş, 11 numunenin Teknik Şartnamede belirlenen değeri aştığı kabul edilerek, bunun da şartnamenin 3.5 maddesinde tanımlanan kabul kriterlerini sağlamadığı gerekçesiyle 1. Parti lambaların kabulü yapılmamış, yine, 2. Parti lambalardan da KÖHLER laboratuarında yapılan testlerinde de 14 numunenin 11’inin Teknik Şartnamede belirlenen şartları sağlamadığı gerekçesiyle 2. Parti lambaların da kabulü yapılmamıştır. Numuneler üzerinde yapılan test sonuçlarının Teknik Şartnamede belirlenen Lamba Etkin Değeri olan 2,15 Amp ± % 10 (1,935 Amp-2,365 Amp) esas alınarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Ancak, Davacı Şirket tarafından teklif ve garanti edilen değer 2,25 Amp dir.

3.1. Teknik Şartname ve Sözleşme Yönünden; Taraflar arasında 220 V Yüksek Basınçlı 50 W Dıştan Ateşlemeli Sodyum Buharlı Lambalar ile 220 V Yüksek Basınçlı 210 W İçten Ateşlemeli Sodyum Buharlı Lambaların Mal Alım İhalelerine ait Sözleşme imzalanmıştır. Davaya konu 210 W Yüksek Basınçlı, Sodyum Buharlı, İçten Ateşlemeli Lambalarla ilgili Teknik Şartnamenin (TEDAŞ MYD/94-001 B) Garanti Özellikler Listesi Ek. Sıra 12. Maddesinde Lamba Akım Etkin Değeri olarak 2,15 Amp ± % 10 olması istenmektedir. Davacı Şirket de teklifinde bu değeri 2,25 Amp olarak garanti etmiş ancak, bu değerin yanına (±)

3.2. Lamba Akımı Etkin Değeri Yönünden; TEDAŞ’ın Yüksek Basınçlı, Sodyum Buharlı, İçten Ateşlemeli Lambaların Teknik Şartnamenin (TEDAŞ MYD/94-001 B) TSE’nin TS 8511 EN 60662 nolu standardına göre hazırlandığı bu standardın mal alımı ihalesine esas olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Teknik Şartname Sodyum Buharlı Lambalar adı altında, 50, 70, 100, 150, 250, 400 W güçlerinde, dıştan ve içten ateşlemeli tip lambaları kapsayacak şekilde hazırlanmıştır. Teknik Şartnamede huzurdaki davanın konusu olan 210 W gücündeki lambanın, 250 W gücündeki İçten Ateşlemeli Civa Buharlı Lamba yerine

Şartname gereği, TSE ve KÖHLER laboratuarlarında teslim edilen lambaların yapılan testler sonucunda olan değerlerin istenen ve garanti edilen akım değerlerinin üzerinde olduğundan kabul edilmediğini, Davacı Şirketin garanti ettiği değerin 2,25 Amp ± % 10 (2,025 ve 2,475) arasında olması gerektiği yönündeki iddiası ile kabule itiraz ettiğini, itirazı inceleyen Kabul Komisyonu’nun Davacı Tarafın garanti ettiği bölüme sadece 2,25 Amp yazdığını, halbuki istenilenin; 2,15 Amp ± % 10 olduğunu, 2,25 Amp yanına (±) yazmadığından teklifin 2,25 Amp ± % 10 (2,025 ve 2,475) arasında olacağı ve değerlendirme dışı tutulacağını ve dolayısıyla, ihalenin kendisinde kalmayacağını, Lambaların teslim sürecinde numunelerin TSE ve KOHLER laboratuarlarında yapılan testlerinde aktif etkin değerlerin garanti edilen değerin üzerinde olduğu tespiti ile Kabul Heyetince lambaların reddine karar verildiğini, Teknik Şartnameye uygun yeni lambaların süresi içinde teslim edilmemesi sonucunda, Davacı ile yapılan Sözleşmenin feshedildiğini, kesin teminatında irad kaydedildiğini ifade ederek, haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.

63 Mayıs

2016


kullanılacağı belirtilmektedir. Öte yandan, 210 W Yüksek Basınçlı, Sodyum Buharlı, İçten Ateşlemeli Lamba sözkonusu standartta tip olarak tanımlanmamıştır. Teknik Şartnamede 250 W gücündeki İçten Ateşlemeli Civa Buharlı Lamba için TSE’nin TS 895 EN 60188 nolu standardı ve performans kurallarından söz edilmektedir. Bu durumda 210 W Yüksek Basınçlı, Sodyum Buharlı, İçten Ateşlemeli Lamba için hangi standardın esas alınması gerektiği hususu tartışmalıdır. Yüksek Basınçlı, Sodyum Buharlı, İçten Ateşlemeli Lambaların TS 8511 EN 60662 nolu standardında; “250 W lamba tipi için Referans Balast ile 220 V AC Gerilim Seviyesinde Ölçülen Lamba Elektriksel Özelliklerinden, Lamba Akımı Etkin Değeri (Hedef) 3 Amp” olarak verilmiştir. Yüksek Basınçlı Civa Buharlı, İçten Ateşlemeli Lambaların TS 895 EN 60188 nolu standardında 250 W lamba için (E40 tipi) beyan edilen akım değeri 2,13 Amp dır. Teknik Şartnamede ise, bu değer, Lamba Akımı (Etkin Değer) olarak 2,15 Amp ± % 10 olarak istenmektedir. Bunun sayısal karşılığı 1,935 Amp - 2,365 Amp arasında bir değerdir. Lamba akımı etkin değerinin lambanın gücü ile doğrudan orantılı bir değişim gösterdiği bilinmektedir. Teknik Şartnamenin değişik güçlerde lambalar için hazırlanmış olduğu gözönüne alındığında Davalı Şirketin şartnamesini şartnameye konu bütün lamba tiplerini her güçteki lamba için lamba akımı etkin değeri tek tek belirlemek yerine, 2,15 Amp değerini esas alıp bu değerin ±% si şeklinde tanımladığı anlaşılmaktadır. 250 W sodyum buharlı lamba için TS 8511 EN 60662 standardı esas alındığında Lamba Akımı Etkin Değer (Hedef) 3 Amp, civa buharlı için TS 895 EN 60188 standardı esas alındığında ise, ifade akım değeri 2,13 Amp dir. Standartlarda lamba akımı da farklı tanımlanmış

64 Mayıs

2016

olup, sodyum buharlı lamba için TS 8511 EN 60662 standardında bu değer “hedef”, TS 895 EN 60188 standardında ise, bu değer “ifade” olarak ifade edilmektedir. Teknik Şartname bu konu açıklıkla ifade edilmemekle birlikte, bu değer şartnamede etkin değer olarak gösterilmiştir. Bu gösterim sodyum buharlı lamba için TS 8511 EN 60662 standardı tanımı ile aynıdır. Yukarıdaki kısımda ifade edilen tespit ve gerekçe doğrultusunda, Teknik Şartnamede Lamba Akımı Etkin Değerinin (hedef) 2,365 Amp (2,15 Amp + % 10) olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Davacı Şirket ise, bu değeri 2,25 Amp olarak garanti etmiştir. Halbuki, sodyum buharlı lamba için TS 8511 EN 60662 standardında Lamba Akımı Etkin Değeri 250 W için 3,0 Amp (hedef) dir. Teknik Şartnamede belirlenen 2,365 Amp lamba etkin değeri (hedef) esas alındığında, teslim edilen 14 numunenin TSE ve KOHLER laboratuarında ki test sonuçlarına göre bir adedinin belirlenen değerin üzerinde olduğu, yani, Teknik Şartnameyi sağlamadığı, Davacı Şirketin garanti ettiği Lamba Akımı Etkin Değeri (hedef) 2,25 Amp esas alındığında ise, sözkonusu 14 numunenin tamamının Teknik Şartnameyi sağlamadığı anlaşılmaktadır. Bu sonuca göre, Davalı Tarafça numuneler Teknik Şartnamenin 3.5 maddesinde tanımlanan kabul kriterlerini sağlamadığından Davalı Şirketin lambaların kabulünü yapmaması ve şartnamede belirlenen yaptırımları (Sözleşmenin feshi ve v.b.) uygulayabileceği değerlendirilmiştir. Ancak, Davacı Şirketi dilekçesinde TEDAŞ’ın davaya konu Teknik Şartnamesini (TEDAŞ MYD/94-001 B), dava konusu alımdan sonra TEDAŞ MYD/94-001 C olarak revize ettiğini bildirmiştir. Bu revizyon sonucunda ise, lamba

etkin değerini 2,15 Amp ± % 10 dan, 2,15 Amp ± % 15’e yani, Lamba Akımı Etkin Değerini (hedef değeri) 2,365 Amp den 3,225 Amp değerine çıkarılmıştır. TEDAŞ’ın revizyonu ile aynı konudaki mal alımında lamba etkin değerini yükseltmesinin gerekçesi bilinmemekle birlikte, revizyon öncesi TEDAŞ MYD/94001 B şartnamesi ile mal alımında güçlüklerle karşılaşmış olabileceği değerlendirilmiştir. Revize edilen Teknik Şartnameye göre yeniden belirlenen lamba akımı etkin değeri esas alındığında, Davacı Şirketin numunelerinin tamamının Teknik Şartnameyi sağladığı görülmektedir. 4. Sonuç Bilirkişi Heyeti olarak, dosyada mevcut Taraf Vekillerinin iddia ve savunmaları, ibraz edilen belgeler, deliller ve Sözleşme ve dosya muhteviyatının incelenmesi sonucunda aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir; o Dava konusu ihtilafın esasının, numunelerin testlerinde, lamba etkin değeri olarak hangi değerin esas alınması gerektiği hususundadır. o Mal alımı Sözleşmesine göre teslim edilen lambaların kabulünün yapılması Davalı Tarafça reddedilmiştir. o Davalı Tarafça reddin gerekçesi olarak numunelerde yapılan testlerde istenen lamba etkin değerinin Teknik Şartnamede belirlenen değerin üzerine çıkmış olması gösterilmiştir. o Davacı Şirket, teklifinde teklif edilen ve Sözleşmede garanti edilen değerin Teknik Şartnamede istenen değerin üzerine çıkmış olduğunu kabul etmektedir. o Bununla birlikte, Davacı Taraf teklifinde teklif edilen ve Sözleşmede garanti edilen bu değerin Davalı Tarafça teklifinin kabul edildiğini Sözleşmenin imzalanmış olduğunu ifade etmektedir. o Davalı Şirket, test


o

o

o

o

o

o

o

sonuçlarında numunelerin Teknik Şartnamede belirlenen değerin üzerinde çıkması üzerine Davacı Tarafın garanti ettiği değerin (± %) limitleri belirlenmeden teklif edildiğini ifade etmektedir. Davacı Taraf, garanti ettiği değerin Teknik Şartnamede belirlenen limitler içinde olduğunun kabul edilerek Sözleşmenin imzalandığı, eğer böyle olmasa idi, kendisine ihalenin verilemeyeceği ifade etmektedir. Davacı Taraf, bu bakış açısıyla, teklif ile garanti edilen değerin isteğe göre hem farklı hem de eksik yönlerde değerlendirilmesi ile kendisinin ihaleden daha başlangıçta elenmesinin gerektiği anlamının da çıkabileceğini ifade etmektedir. Yüksek Basınçlı, Sodyum Buharlı, İçten Ateşlemeli Lambalar TS 8511 EN 60662 nolu standardında tanımlanmıştır. Dava konusu 210 W tipi lambalar için bu standartta bir standart mevcut değildir. Teknik Şartnamede 210 W tipi lambaların 250 W civa buharlı lambalar yerine kullanılabileceği ifade edilmektedir. Civa buharlı lambalar için geçerli standart TS 895 EN 60188 dir. 250 W tipi lambalar için bu standartta belirlenen şartların 210 W tipi lambalar için de geçerli olması gerekmektedir. Ancak, Teknik Şartnamede bu konu açık değildir. Esasen sodyum buharlı lamba standardında belirlenen şartların, civa buharlı lamba standardında belirlenenlerle aynı olması beklenemez. Buna göre, 210 W lamba için, sodyum buharlı 250 W lamba standardında gösterilen değerin esas değer olarak kabul edilmesi gerekir. Ancak, Teknik Şartnamede istenen değer standarttan belirlenen değerden farklıdır. Teknik Şartnamede istenen değer 2,365 Amp için

o

o

o

o

o

yapılan değerlendirmede, numuneler üzerinde yapılan test sonuçlarının Teknik Şartnamenin kabul şartını sağlamadığı anlaşılmaktadır. Davacı Tarafın numunelerinin hiçbirinin Lamba Akımı Etkin Değeri (hedef değeri) olarak garanti edilen 2,25 Amp değeri için Teknik Şartnameyi sağlamadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, Davalı Tarafın dava konusu mal alımına da esas Teknik Şartnameyi, revize ettiği ve lamba etkin değerini (hedef değerini) 3,225 Amp çıkardığı anlaşılmaktadır. Numunelerin tamamının Davalı Tarafça revize edilen Teknik Şartnamedeki şartları sağladığı anlaşılmaktadır. Bu tespit sonucunda TEDAŞ’ın dava konusu edilen mal alımına esas Teknik Şartnamesi şartlarından Lamba Akımı Etkin Değerinin daha sonra Davalı Tarafça revize ederek yükseltmesinin huzurdaki davanın konusu olan ihalenin şartlarını da tartışmalı hale getirdiği anlaşılmaktadır. Yüksek Basınçlı, Sodyum ve Civa Buharlı Lambalar için Teknik Şartname TSE’nin TS 8511 EU 60662 ve TS 895 EN 60188 Standartları esas alınarak hazırlanmıştır. Bununla birlikte, 210 W Yüksek Basınçlı, Sodyum Buharlı veya Civa Buharlı lamba tipleri TSE standartlarında belirlenmemiştir. Bunların yerine 250 W lamba tiplerinin esas alınması halinde ise, sodyum buharlı ve civa buharlı tipler için standartlarda belirlenen değerlerden hangisinin seçileceği Teknik Şartnamede kesin olarak belirtilmemiş, açıklanmamıştır. Standartlarda lamba etkin değeri (hedef değeri) veya ifade akımı olarak 250 W lamba tipi için belirlenmiştir. Teknik Şartnamede istenen değer ise, (250 W sodyum buharlı lamba için) standartta gösterilen değerin altındadır. Halbuki, Teknik Şartname

şartlarında esas alınan değerler standartlarda belirlenmiş değerlerden farklı olmamalıdır. o Ayrıca, dava konusu alıma esas Teknik Şartname revize edilip davaya konu akım değeri (hedef değeri) yükseltilmiştir. o Davacı dilekçesinde TEDAŞ’ın davaya konu Teknik Şartnamesini (TEDAŞ MYD/94-001 B), dava konusu alımdan sonra da TEDAŞ MYD/94-001 C olarak revize ederek, lamba etkin değerini 2,15 Amp ± % 10 dan, 2,15 Amp ± % 15’e yani, Lamba Akımı Etkin Değerini (hedef değeri) 2,365 Amp den 3,225 Amp değerine çıkarılmıştır. o Sonuç olarak; Yukarıdaki kısımda ifade edilen tespit ve gerekçe doğrultusunda, Bilirkişi Heyetimiz; 210 W Yüksek Basınçlı, Sodyum Buharlı, İçten Ateşlemeli Lambaların Lamba Akımı Etkin Değeri olarak ülkemizde halen geçerli olan ve de bağlayıcı olan TS 8511 EN 60662 nolu standardında 250 W için tanımlanan 3,0 Amp değerinin dava konusu edilen huzurdaki ihtilaf için de esas alınmasının ve bu kabule göre de numunelerin test sonuçlarının bu değeri aşmadığı anlaşıldığından lambaların kabulünün de 250 W için tanımlanan 3,0 Amp değerine göre yapılmasının ve de kabul edilmesinin gerektiği yönünde bir görüş ve kanaate sahip bulunmaktadır. işbu Bilirkişi Heyeti raporu, takdir, karar verme ve hüküm tesis etme yetkisi elbette Sayın Mahkemenize ait olmak üzere, tasviplerinize saygı ile sunulur. 5. Bilirkişi Heyeti (Soyadına göre alfabetik sıra ile)

Yrd. Doç. Dr. Oğuz Sadık AYDOS, Hukuk Fak., Gazi Üni., Emek, Ankara. Elektrik Yük. Müh. Satılmış CANER, Elektrik Yüksek Mühendisi, Ankara. Prof. Dr. Osman SEVAİOĞLU, Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü, Orta Doğu Teknik Üni., 06531, Balgat, Ankara.

65 Mayıs

2016


ELEKTRİK TARİHİNdE YOLCULUK OSMAN BAHADIR

Kainatın en büyük kudreti ve hizmetkarı: Elektrik ‘II’

Y

üksek Mühendis Mektebi öğretim üyelerinden Profesör Salih Murad Uzdilek’in 1936 yılı Ocak ayında Cumhuriyet gazetesinde “Fen Aleminden Yapraklar” üst başlığı altında yayınlanan elektrikle ilgili dört yazısından ikincisi, bu gazetenin 9 İkinci kanun (Ocak) tarihli nüshasında (sayfa 5) yayınlandı. “Kainatın en büyük kudreti ve hizmetkarı: Elektrik” başlıklı bu yazısında Prof. Uzdilek şunları söylüyordu: “Bu kudretin beşere (insana) ilk hizmeti dinamo ile başlar. Faraday’ın büyük hizmeti: Elektrik kudreti istihsali (üretimi) pahalıya mal olan bir kudret (enerji) şekli olmakla beraber, kolay idare ve iddihar (toplanma) ve uzaklara nakledilmesi yüzünden birçok yerlerde diğer kudret şekillerine tercih edilmektedir. Elektriğin cemiyete nafi (faydalı) şekilde istihsali Faraday ile başlar. Faraday dinamosunun yarattığı harikalardan bir kısmını bu yazılarda okuyacaksınız. Bir kısmını da etrafınızda görüyorsunuz. Bu keşiflere, bu harikalara girişmezden evvel birkaç satırı bu yüksek adamın hayatına tahsis etmezsem (ayırmazsam) büyük haksızlık etmiş olurum. Bir işçinin oğlu, bir kitapçı çırağı olan Faraday ilk dersi, kitapçı dükkanındaki eski kitaplardan almış. Büyük alim Davy’nin halka verdiği birkaç kimya dersine devam etmiş. Yazmış olduğu temiz notlar Davy’nin hoşuna gitmiş ve kitapçı çıraklığından çıkarıp İngiltere’nin ilmi halka yaymakla maruf olan (tanınan) Royal Institution laboratuarlarında çırağı yapmış. Burada gösterdiği muvaffakiyetleri (başarıları), dinamonun keşfinin yüzüncü senesi olan 1930’da İstanbul gazetelerinin birinde birkaç makaleye sıkıştırmıştım. Faraday, Davy ile Avrupa’da seyahate çıkmış. Bu seyahatte Davy’ye en büyük keşfinin ne olduğu sorulduğu zaman “en büyük keşfim Faraday’ı bulup çıkarmaktır” demiş. İlim tarihinin en büyük vecizelerinden biri olan bu cümle bize Davy’nin kibarlığını, tevazuunu (alçak gönüllülüğünü) ve Faraday’ın büyüklüğünü gösteriyor. Faraday çalışıp, kendisine teklif edilen büyük paralarla rütbeleri reddederek bu büyük ilim müessesesinin başına geçmeyi büyük bir zevk bilmiş, dünyaya, insanlığa hizmet eden büyük bir adam olarak yaşamış ve göçmüş. Yüksek ve hatta orta derecede akademik tahsil devresini geçirmiş, tabiat mektebinde yetişmiş olan Faraday ile Wolt’un bu medeniyetin iki büyük peygamberi olduğu şüphesizdir. Gerek bunların ve gerekse Edison gibi diğerlerinin hayatı bize çok

66 Mayıs

2016

şeyler öğretir. Her ilim talebesi bunların tercüme-i hallerini (özgeçmişlerini) ezber edercesine okumalı. 1830’da icat edilen dinamo, elektriğin kolaylıkla ve nispeten ucuza istihsalini mümkün kılmıştır. İşte o tarihten itibaren elektrik kudreti insan elinde faydalı bir kudret şekli olmuş. Elektrik sanayii dünyayı kaplamış. Fen tarihinin (elektrik devri) denilen yeni bir devri açılmıştır. Bir düşününüz, yalnız Edison’un keşiflerinin bugünkü iktisadi kıymetinin 3 milyar İngiliz Lirası olduğu tahmin edilmektedir. Bu itibarla Faraday ile Wolt’un yanına Edison’u da getirebiliriz. Sanayide, tatbikatta kullanılan elektrik kudreti başlıca su (cazibevi) veya haruri (ısıl) kaynaklarından elde edilir. Birincisi ikincisine nazaran ucuz ise de bu usulde de elektrik bedavaya mal olmaz. Su kudretini elektrik kudretine tahvil için elde mevcut en randımanlı yol, su türbinleridir. Bu halde su kudretiyle elektrik kudreti arasına bir de mihaniki kudret giriyor ki, bu tahvilde mecburi olarak giren bu kudret şekli bizce lüzumsuzdur; fakat onlarsız elektrik istihsal edilemez. Bu yüzden su kudretinin çoğu mihaniki (mekanik) ve haruri (ısıl) şekilde zayi olur. Kudretin bir şekilden diğer şekle tahvilinde zaruri (zorunlu) olarak bir zayiat kaynağı vardır ki, o da hararet kudretidir. Her tahvilde hararet zayiatı demirbaştır. Bu ziyana rağmen su kudretinden elektrik kudretinin istihsali gene de ucuza mal oluyor demektir. Çünkü suyu şelalenin altından üstüne çıkaran güneş kudreti imdadımıza yetişiyor. Çünkü su kudretini kaynakta mihaniki kudrete tahvil etsek (dönüştürsek) yani elektrik kudretine geçmek için hararet şeklindeki zayiatın bir miktar önüne geçmek istesek bu mihaniki kudreti ancak orada kullanabiliriz. Nakli bize pek pahalıya mal olur. Hele pek uzaklara nakli imkansızdır. Gerçi Romanyalı mühendis Constantinesco’nun son zamanlarda meydana getirmiş olduğu su motorlarından istifade ediyorsak da, bu da bize pahalıya mal olduğu gibi bu usulle de mihaniki kudret pek uzaklara nakledilemez. Bu satırları uzun uzadıya yazmaktan maksadım, mihaniki ve haruri kudret şekline nazaran esasta pahalıya mal olan elektrik kudretinin –nakil ve idare işi düşünülünce- gene de ucuza mal olduğunu söylemek içindir. Yalnız burada mühim bir mesele var ki, o da elde edilecek elektriğe sarf edilecek yer bulmaktır. Elektrik kudretinin kömürden, mayii mahrukattan (sıvı yakıtlardan) istihsali şekline sonraki sayımızda geleceğiz.”


Elektrikgüncesi basından seçilmiş haberler

Enerji • Elektrik • Ekonomi • Politika • Olaylar

Vatandaş toplam 25 milyon liralık kayıp-kaçak bedelini geri aldı

V

atandaşın, elektrikte kayıp kaçak bedeline karşı yürüttüğü mücadelede bugüne kadar dağıtım şirketlerinden yargı kararıyla tahsil ettiği tutar ilk kez ortaya çıktı. Elektrik faturasında kayıp-kaçak bedeline itiraz ederek dava açan aboneler şimdiye kadar toplam 25 milyon lirayı geri aldı. Özellikle büyük miktarda elektrik çeken sanayi tesislerinin ve işletmelerin milyonlarca liralık kayıp-kaçak bedeli tahsilatı yaptığı belirtildi. Yüzlerce dava sürdüğü için tahsilatın yüz milyonları bulması bekleniyor. Meclis’te bulunan Elektrik Piyasası Yasası’nda değişiklik yapan yasa teklifinde, dağıtım şirketlerinin abonelerine ödediği kayıp kaçak bedelinin elektrik tarifelerine yansıtılmasını öngören bir maddenin de yer alması gündeme geldi. Madde üzerinde çalışma yapıldı ancak düzenleme teklifte yer almadı. Habertürk’ün haberine göre, Ankara’da enerji yönetimin ve sektörden alınan bilgiye göre yasa çalışması sırasında 21 elektrik dağıtım bölgesinden, abonelerine, kayıp-kaçak kapsamında iade ettikleri tutarları hesaplaması istendi. Dağıtım şirketleri, tek tek hesaplama yaptı. Teklife göre elektrik dağıtım tarifeleri; dağıtım sistemi yatırım harcamaları, sistem işletim maliyeti, teknik ve teknik olmayan kayıp maliyeti, kesme-bağlama hizmet maliyeti, sayaç okuma maliyeti gibi bedellerden oluşacak. Meclis’te bulunan yasa teklifi uyarınca elektrik tarifelerine ilişkin olarak açılan davalara, adli yargı ve tüketici hakem heyetleri yerine idari yargı bakacak. Sektör uzmanları, bu düzenlemenin devam eden davaları etkilemeyeceğini belirttiler. Kaynak: Enerji Enstitüsü

67 Mayıs

2016


Erzurum, yenilenebilir enerji bölgesi olmak istiyor

E

nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak’ın enerji fiyatlarını düşürüp tüketiciye kazandıracak hem de yerli üretimi teşvik ederek cari açığa çare olacak yenilenebilir enerjiyle ilgili olarak açıkladığı formülü, Erzurum’da heyecan uyandırdı. Yenilenebilir enerji ile oluşturulacak bölgelere Erzurum olarak talip olduklarını ifade eden Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Zafer Ergüney, Bakan, yenilenebilir enerji ile ilgili bölgeler oluşturulacağını söyledi. Bu bölgelerde bürokrasi azalacak. Ayrıca bu noktalar OSB’ler gibi alt yapısı devlet tarafından yaptırılıp, iş adamlarına tahsis edilecek. Biz bu sistemi kentin güneş alma oranı ve soğuk oluşu dolayısıyla başarılı bir şekilde uygulayabiliyoruz. Bu bölgelerden birisi mutlaka Erzurum olmalı dedi. Kaynak: Anadolu Ajansı

68 Mayıs

2016

“Iscak su” daha da değerleniyor Jeotermal enerji yatırımlarıyla bir anda sadece Türkiye’nin değil dünyanın da dikkatini çekmeye başlayan Manisa’nın Alaşehir ilçesinde yerel ağızla ‘ıscak su’ denilen jeotermal yatırımlar 22’nci Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansında gündeme geldi.

3

gün süren ve Alaşehir Belediye Başkanı Dr. Gökhan Karaçoban’ın da katıldığı etkinliğin son gününde Alaşehir Belediye Başkan Danışmanı Sami Çeltikoğlu ‘Yerel yönetimlerin jeotermal elektrik santrallerine bakış açısı’ konulu bir sunum yaptı. Konuşmasına Alaşehir’deki jeotermalin tarihçesiyle başlayan Çeltikoğlu, “Buradakilerin yabancı olmadığı bir konu jeotermal. Oysa biz Alaşehirlilerin, vatandaşlarımızın tabiri ile ‘ıscak su’, ‘sıcak su’ dedikleri konu. Yakın tarihimizde de Alaşehir 287 santigrat derecelik sıcak su kaynağı ile Türkiye’nin 1., Dünya’nın 3. sıcak su kaynağı olarak, Dünya gündemine giriyor ve ezberleri bozuyor. Tabi bunların yanında bir de jeotermal patlama ile de ülke gündeminde uzun süre yer aldığımızı da hatırlatmak istiyorum. Ve şimdiki zamana geldiğimizde Alaşehir, 9 jeotermal enerji firmasının yatırım alanı haline geldi. Mevcut kurulu güç şuan da 100 MW, yakın gelecekte planlanan kurulu güç 350 MW, Alaşehir’de şuan faaliyette olan firmaların yaptığı yatırım miktarı 400 milyon dolar. Bunlar şehrimiz adına, ülkemiz adına sevinç duyulacak gelişmeler. Katkı koyanlara, emek harcayanlara teşekkür ediyorum.” dedi. Jeotermal enerji kullanımının tarım ve çevreye olumsuz etkisinin olmaması, Jeotermal enerjinin alternatif kullanım olanaklarının Alaşehir’in ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkı sağlaması amacıyla hazırladıkları ve hibe desteği almaya hak kazanan AB Projesi hakkında da bilgiler veren Çeltikoğlu proje hakkında şunları söyledi: “Bu projemizde Alaşehir Belediyesi ve özel sektör ortaklığı olacak. Enerji Firmaları ile karşılıklı iş birliği oluşturacak paylaşımlar yer alacak. Jeotermal ısıtmalı sera ısı temini ve 5 bin konut için şehir ısıtması çalışmaları yer alacak. Birçok soru işaretine, birçok kafa karışıklığını bu projemiz sayesinde gidermeyi hedefliyoruz. 287 santigrat derece ile Türkiye’nin en sıcak suyunun bulunduğu Alaşehir’de, jeotermal enerji yatırımları hızla devam ederken, bizlerde Alaşehir Belediyesi olarak jeotermal enerji yatırımlarının çevre, tarım ve ekonomiye katkılarını/etkilerini araştırmak üzere, Kolektif Bilinç Derneği, BUV – (Almanya İş Hayatı Dernekleri Federasyonu), Alaşehir Ticaret Borsası ve Alaşehir Ziraat Odası işbirliğiyle ‘Jeotermal Enerji Alaşehir’ Projesini hayata geçiriyoruz. Projede ‘Jeotermal Enerjinin Çevre, Tarım ve Ekonomiye Etkileri’ bilim temelli olarak araştırılacak. Projenin amacı; Enerji alanında Türkiye ve AB üye ülke sivil toplumları arasındaki güçlü bağların ve ileri düzey işbirliğinin kurulmasına katkı sağlamak ve ‘Jeotermal enerjinin çevre, tarım ve ekonomiye etkilerinin’ bilim temelli tartışılmasına zemin hazırlamaktır. “ Kaynak: Anadolu Ajansı


Ülkemizde, AB-479-T akreditasyon numarasıyla TS EN ISO/IEC 17025 standardına göre akredite, 100 kArms-1 saniye ve 50 kArms-3 saniye süresince kısa devre deneyleri yapılabilen yegane bağımsız laboratuvar...

Akreditasyon kapsamında yapılan deneyler: • Kısa devre deneyleri Irms:100kA-1s Ipeak:250kA • İç ark deneyleri Irms:100kA-1s Ipeak:250kA • Sıcaklık artış deneyleri 0-6000A • İzolasyon deneyleri • Toprak sürekliliği deneyleri • DC direnç ölçüm deneyleri • Sigortaların akım-zaman karakteristik deneyleri


Gece ışıklarına bakarak gelir hesaplaması TEPAV, TÜİK’in 2001 yılından bu yana açıklamadığı il bazında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) rakamlarını “gece ışıkları verisi”ni kullanarak hesapladı.

T

EPAV Araştırmacılarından Seda Başıhoş tarafından yapılan çalışmada, gece ışıkları verisinin ekonomik büyüklüğün ölçümünde güvenilir ve güçlü bir veri kaynağı olduğuna dikkat çekilerek, “GSYH değerleri hesaplanmayan ya da eksik hesaplanan alt bölgeler için temsil gücü yüksek bir ölçüm sunmaktadır. Gece ışıkları verileri ekonomik aktivitelerin ölçümü için yakın bir temsil oluşturduğu gibi, nüfus hareketleri, şehir dinamikleri ve bölgesel gelişmişliklerin ölçümünde de kapsamlı bir çalışma alanı sunmaktadır” denildi. “Bu çalışmada, 2001 ile 2013 yılları arasında illerin reel GSYH’leri hesaplanmış ve karşılaştırılmıştır. Buna göre, 2001 yılından 2013 yılına kadar Türkiye’nin büyüyen ekonomisine paralel olarak, illerin reel GSYH değerleri artmıştır. 2001-2013 yılları arasında en fazla büyüyen illerin, orta-yüksek gelirli iller olduğu

görülmüştür. Türkiye’nin batısında yer alan, sanayi sektörü gelişmiş illerin büyümelerindeki yavaşlama ise çalışmanın bir diğer bulgusudur. İllerin büyüme trendi, Türkiye’nin genel büyüme trendiyle oldukça benzer olmasına rağmen, küresel ekonomiyle bağlantısı kuvvetli olan İstanbul ve Kocaeli gibi endüstriyel şehirlerin 2008’deki küresel ölçekli krize daha duyarlı olduğu görülmüştür. Ayrıca hızlı gelişim gösteren ikincil illerin, bu krizden daha az etkilendiği de gözlemlenmektedir.” TEPAV’ın çalışmasına göre, 2013 yılında en fazla hasılaya 117 milyar dolar (sabit 2005) ile İstanbul sahip oldu. İstanbul’u yaklaşık 52 milyar dolar (sabit 2005) ile İzmir ve Ankara takip etti. İstanbul 2013 yılında tek başına Türkiye’nin GSYH’nin 6’da 1’ni oluşturuyor. İlk üç sıradaki İstanbul, Ankara ve İzmir ise aynı

yıl için Türkiye GSYH’nin yaklaşık 10’da 4’nü gerçekleştirdi. Çalışmada, en düşük GSYH değerine sahip olan il Ardahan (300 milyon dolar) olarak belirlendi. Ardahan’ı yaklaşık benzer GSYH düzeyinde sırasıyla Bayburt, Tunceli, Hakkâri ve Iğdır izledi. Bu beş ilin GSYH değerlerinin toplamı Maldiv Adaların’nın ve Karadağ’ın GSYH değerine yakınken; Afrika’daki Burundi ve Avrupa’daki Andora’dan yüksek oldu. Ayrıca, bu illerin toplam GSYH değeri dünyanın 33 ülkesinin GSYH değerinden daha büyük hesaplandı. Genel olarak illerin 2001 ile 2013 yılları arasındaki büyüme trendi Türkiye’nin büyüme trendiyle oldukça benzerlik gösterdi. İllerin neredeyse hepsi 2008 bunalımından sonra hızlı büyüme performansı sergiledi. Diğer yandan 2008 küresel krizinden en fazla etkilenen illerden biri, İstanbul oldu. İstanbul’un GSYH’si 2008’den 2009’a yüzde 6,8 daraldı. 2009’daki dipten sonra 2010 yılındaki en yavaş toparlanma yine İstanbul’da gerçekleşti (yüzde 5,7 büyüme). 2008 krizinden az etkilenen il ise Hatay oldu. Hatay ekonomisi 2009’den 2008’e sadece yüzde 0,4 daraldı.

bir enerji ürettiğini bildiren Eroğlu, “Yıllık ortalama 8,9 milyar kilovatsaat enerji üretim kapasitesine sahip Atatürk Barajı, ülke ekonomisine her yıl 2,2 milyar lira katkı sağlayabiliyor. Atatürk Barajı’nın işletmeye alınmasından bu yana geçen 23 yılda milli ekonomiye katkısı 40 milyar lirayı aştı.” ifadelerini kullandı. Eroğlu, Atatürk Barajı’nın yalnızca bulunduğu

bölgenin değil, Türkiye’nin kalkınmasına da önemli faydalar sağladığını kaydetti. Eroğlu, baraj ve HES’lerin yapımının, ülke açısından tercih değil bir zaruret olduğunu belirterek, diğer fosil yakıtlardan üretilen enerjinin çevreye verdiği zararla kıyaslandığında HES’lerin neredeyse çevreye hiç zararının bulunmadığını vurguladı. Kaynak: Orman ve Su İşleri Bakanlığı

23 yılda 40 milyar lira katkı Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, Atatürk Barajı’nın işletmeye alınmasından bu yana geçen 23 yılda milli ekonomiye katkısının 40 milyar lirayı aştığını bildirdi.

O

rman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünce işletmeye alınan Atatürk Barajı’nın ülke ekonomisine büyük katkı sağladığını belirtti. Barajının işletmeye alındığı 1992’den günümüze kadar geçen 23 yıllık zaman diliminde, 160 milyar kilovatsaati aşan

70 Mayıs

2016


Barajların doluluk oranlarındaki açık Mayıs yağmurları ile kapanacak

O

rman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Afyonkarahisar Belediyesi meclis salonunda düzenlenen İl Koordinasyon Kurulu toplantısına katıldı. Barajların doluluk oranlarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Veysel Eroğlu, doluluk oranlarının yeterli seviyede olduğunu vurguladı. Doluluk oranındaki açığın mayıs ayında yağacak yağmurlarla kapanmasının beklendiğini vurgulayan Bakan Eroğlu, “Şu an barajlarımız yüzde 60 – 69 arasında dolu. Hiçbir problem yok. Kaldı ki yağışlar da mayıs ayındaki açığı kapatacak. Örneğin bugün Afyonkarahisar ve bazı bölgelerde yağış var. Önümüzdeki salı günü tekrar yağış gelecek. Muhtemelen cumartesiden itibaren gelecek haftaya sarkan yağışlar gelebilir. Dolayısıyla herhangi bir sıkıntı yok” diye konuştu. İstanbul’a su sağlayan barajlardaki su oranının yüzde 85 olduğunu açıkladı. İstanbul’un 2070 yılına kadar susuzluk yaşamayacağını kaydeden Bakan Eroğlu, “Barajlarımız yüzde 85 dolu. Hiç merak etmesinler. Bol bol su var, kullansınlar” dedi. Kaynak: Hürriyet

Güriş, 14 megavat gücünde Espiye HES’i satın aldı

G

ÜRİŞ HOLDİNG, portföyüne GİRESUN’daki ESPİYE Hidro Elektrik Santrali’ni ekledi. GÜRİŞ Holding yeni yatırımı ile birlikte hidroelektrik enerji santrali sayısını beşe yükseltirken, hidroelektrik enerji santrali yatırımlarının toplam kurulu gücünü 78,6 MW’a çıkardı. Son yıllarda enerji sektöründe yaptığı yatırımlar ile adından sıkça söz ettiren GÜRİŞ Holding, ESPİYE HES‘i bünyesine kattı. Giresun il sınırlarında bulunan ESPİYE HES, 14,07 MW kurulu güce sahip ve yılda 57.500.000 kWh elektrik üretebiliyor. ESPİYE HES, 20 bin konutun aylık elektrik ihtiyacını karşılayabilecek güce sahip. Ülkemizin artan enerji ihtiyacını karşılamak, enerjide dışa bağımlılığı azaltmak ve yerli kaynaklardan enerji üretmek için çalışan GÜRİŞ; 162,3 MW kurulu gücüyle Türkiye’nin en büyük jeotermal santralinin yatırımcısı olarak yer alıyor. GÜRİŞ Holding 2000 yılından beri rüzgâr enerjisi alanında da çözümler üretiyor. 263 MW kurulu gücüyle 4 adet rüzgar enerjisi santrali ile hizmete veren Güriş, bunlara ilave olarak, kurulu güç toplamı 391 MW olan 5 adet rüzgar enerji santralinin yatırımına devam ediyor. Jeotermal enerjideki yatırımlarına da aynı hızla devam eden GÜRİŞ Holding toplamı 100 MW olan 4 adet JES yatırımına da başladı. Kaynak: Enerji Günlüğü

EPDK, 64 şirketin lisansını sona erdirdi

E

nerji Piyasası Düzenleme Kurumunca (EPDK), 64 şirketin lisansı sona erdirilirken, 22 şirkete de lisans verildi. Konuyla ilgili ilan Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, elektrik piyasasında 8 şirketin üretim lisansı ve petrol piyasasında faaliyet gösteren 53 şirketin madeni yağ, 1 şirketin işleme,1 şirketin depolama ve 1 şirketin de dağıtıcı lisansı olmak üzere toplam 64 şirketin lisansı sona erdirildi.EPDK, elektrik piyasasında 12 şirkete üretim, 1 şirkete LNG iletim, petrol piyasasında 1 şirkete depolama, 3 şirkete dağıtıcı, 1 şirkete madeni yağ, LPG piyasasında 2 şirkete dağıtıcı ve 2 şirkete de depolama lisansı olmak üzere toplam 22 şirkete lisans verdi. Öte yandan elektrik piyasasında 1 şirketin üretim lisansı yeniden yürürlük kazandı. Kaynak: EPDK

71 Mayıs

2016


Ankara’da tavuk gübresinden 40 bin evin elektrik ihtiyacı karşılanacak

A

nkara’nın Çubuk ilçesinde bulunan ve tavuk gübresinden enerji üreten biyogaz tesisi, 10 milyon liralık ek yatırımla kapasitesini iki katına çıkarıp 40 bin konutun elektrik ihtiyacını karşılayacak. Çalışmayı ekim ayında tamamlamayı planladıklarını belirten Era Yatırım Holding Başkanı Alpay Ünal, “Günde 300 ton tavuk gübresinin işleneceği tesisin kurulu gücü 3.1 megavat. Yılda 24 milyon kilovatsaat elektrik üretecek tesis enerjiyi şebekeye aktararak ilçeyi aydınlatmaya devam edecek” dedi. Biyogazın artan enerji talebinin sürdürülebilir ve çevreci bir yöntemle karşılanmasını sağlayacak bir kaynak olduğunu vurgulayan Ünal, 6 futbol sahası büyüklüğündeki tesisin 3 benzerini daha Ege, İç Anadolu ve Marmara bölgelerinde kurmayı hedeflediklerini söyledi. Kaynak: Ankara Haber

İlk atık pil geri kazanım tesisi açıldı

B

ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye’nin ilk Atık Pil Geri Kazanım Tesisi açılışında konuştu. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Sanayimiz rekabet gücünü kazanacaksa önce enerji verimliliğine odaklanacak. Bir birim üretmek için şu anda kullandığımız enerjinin yarısını kullanmak durumundayız. Bu, Türkiye’nin enerji arz güvenliğine de hizmet edecek, Türkiye’nin ithalatını da çok ciddi azaltacak bir anlayıştır.” dedi. Kartepe ilçesinde atık pillerin çevre kirliliğine neden olmayacak şekilde geri kazanım ve bertarafının gerçekleştirilmesi amacıyla TÜBİTAK MAM Kimyasal Teknoloji Enstitüsü yürütücülüğünde kurulan ve işletmeciliğini Exitcom firmasının yaptığı Türkiye’nin ilk Atık

72 Mayıs

2016

Pil Geri Kazanım Tesisi, törenle hizmete girdi. Bakan Işık, burada yaptığı konuşmada, tüm laboratuvar, yazılım ve altyapı çalışmaları, fabrika ve prototip üretimi yüzde 100 yerli olarak tamamlanan tesisin, tek vardiyada, yılda 300 ton atık pil işleme kapasitesine sahip olduğunu belirterek, bilimi, teknolojiyi, çevreyi, kalkınmayı, üretimi ve enerji tasarrufunu aynı anda sunduğunu söyledi. Bakanlık olarak yerli, yenilikçi ve yeşil üretim anlayışıyla çalışmalarını yürüttüklerini dile getiren Işık, “Türkiye, ölçek bazında ne üretebiliyorsa yerli üretmelidir ve bunu yaparken özellikle yenilikçi üretime de odaklanmalıdır. Sadece yerli üretmek bize yetmiyor, üretimimizin yenilikçi olması, rekabet gücümüzü arttıracak bir üretim anlayışı bizim için son derece önemli. Bunun için de Ar-Ge ve inovasyona çok önem veriyoruz.” diye konuştu. Bakan Işık, pillerin günlük hayattaki yaygın kullanımına işaret ederek, “Otomotiv

teknolojisi hızla değişiyor, artık içten yanmalı motorlar yerine bataryayla çalışan elektrikli araçlar dünyamıza giriyor. Bunların bertarafı ve çevreye zararının önlenmesi başlı başına bir problem alanı. Bu açıdan burada hakikaten çok önemli bir tesisin açılışını yapıyoruz. Bu tesisi biz Türkiye’ye örnek göstereceğiz.” diye konuştu. Atık Pil Geri Kazanım Tesisi’nin TÜBİTAK açısından da son derece güzel bir örnek olduğunu aktaran Işık, şunları kaydetti: Türkiye’de enerji depolama sistemlerinin gelişmekte olduğunu dile getiren Tunaboylu, “Pil, elektronik sanayisinin bundan sonra vazgeçilmezlerinden. Elektronik aletlerin çoğunda pilleri taşıyoruz, hayatımızın bir parçası. Bu enerji depolama sistemlerinde mangal ve çinko içerikli piller ülkemizde kullanılıyor. Avrupa’da da tüketiliyor. Bu, Türkiye için öncü bir proje niteliğinde.” diye konuştu. Kaynak: Enerji Enstitüsü


Enerya’dan Antalya’ya 120 milyon liralık doğalgaz yatırımı

E

nerya Genel Müdürü Aslan Uzun, Antalya’nın yüzde 85’ine doğalgaz hatlarının bağlandığını ancak kullanımın sadece yüzde 27’lerle 46 bin abonede kaldığını söyledi. Uzun, 2007 yılından 2016 sonuna kadar doğalgazın Antalya’da toplam 120 milyon TL’lik yatırım tutarına ulaşılacağını belirtti. Türkiye enerji sektörünün önemli isimlerinden olan Enerya yetkilileri, Antalya’daki doğalgaz yatırımları, yeni yatırım bölgeleri ve projeleriyle ilgili bilgi vermek amacıyla kent merkezinde bir otelde gazetecilerle bir araya geldi. STFA Enerji Grubu Başkanı ve Enerya Genel Müdürü Aslan Uzun, Enerya Antalya Bölge Müdürü Mürsel Parlak, Enerya Pazarlama Müdür Yardımcısı Arda Beştaş’ın da katıldığı toplantıda doğalgazın konforlu ve ekonomik olduğu vurgusu yapıldı. Genel Müdür Aslan Uzun, Antalya’da 2007 yılında başlayan yatırımlarının 2015 sonu itibariyle Antalya’da 98 milyon TL’ye ulaştığını söyledi. Uzun, Kepez’de 11, Konyaaltı’nda 15, Muratpaşa’da 14, Serik’te 4 mahalle olmak üzere toplam 44 mahalleye 891 kilometre hat imalatı yapıldığının altını çizdi. Uzun, 2016 yılı yeni yatırım bölgelerindeki çalışmalara ilişkin şunları söyledi: “Kepez’de Karşıyaka, Emek, Yeşilyurt, Gülveren Mahallerini, Muratpaşa’da ise Deniz, Altındağ, Memurevleri, Güvenlik, Gençlik, Çağlayan, Güzeloluk, Kızıltoprak Mahallelerini doğalgaz konforu ile buluşturacağız. 2016 yılı içerisinde Antalya için yapılması planlanan yatırım tutarı 22 milyon TL’dir. İki ilçede 197 kilometrekik hat imalatı yapılacaktır” dedi. Kaynak: Antalya Haber

3 yıllık kayıp 1 milyar TL DEDAŞ, tarımsal sulama için kullanılan elektrikte tahsilat krizi yaşarken, Eksim Holding Başkanı Tivnikli, rantın kaymağını yiyen terör örgütü yandaşlarının vatandaşı isyana sevk ettiklerini söyledi. Sayaçları engellenen DEDAŞ, bunun için ‘akıllı sayaç’ geliştirdi.

D

iyarbakır, Şanlıurfa, Batman, Mardin, Siirt ve Şırnak illerini kapsayan Dicle Bölgesi’nin elektrik dağıtımını yapan Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş, başta tarımsal sulama olmak üzere yüzde 72’ye varan kayıp-kaçak elektrik oranı nedeniyle zor günler yaşıyor. 2013 yılında yapılan özelleştirmeyle Dicle Bölgesi’nin elektrik dağıtımını üstlenen İşkaya-Doğu Ortak Girişim Grubu tahsil edemediği faturalar nedeniyle 3 yılda 1 milyar TL’lik kayba uğradı. DEDAŞ Murahhas Azası Memet Atalay, 1,3 milyon aboneyle yıllık 15 milyar kWh elektrik tüketimi yapılan Dicle Bölgesi’nde yıllık 5.2 milyar TL’lik elektrik kullanıldığını ve bunun 1.7 milyar TL’sinin tarımsal sulamadan kaynaklandığını ifade etti. Dicle Bölgesi’nin yüzde 72’lik oranla Türkiye’nin en yüksek kayıp-kaçak elektrik kullanımına sahip bölgesi olduğunu hatırlatan Atalay, “Türkiye’de tarımsal sulama için kullanılan elektriğin yüzde 50’sinden fazlası bizim bölgemizde harcanıyor. İnsanlar fatura ödemediği için israf ediyor. Yağmur sonrası bile tarla sulayan var” dedi. Bu elektriğin normal tarifeden satılması halinde 1.7 milyar TL’lik bedeli olduğunu anlatan Eksim Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Tivnikli de, bunun sadece 400 milyon TL’sini tahsil edebildiklerini söyledi. DEDAŞ bölgedeki kaçak kullanımın önüne geçmek için faturalarda yüzde 65’lik indirim kampanyası başlatmış, halka bilgilendirme mektupları göndermiş. TV ve radyolara reklam vermiş, billboardlarla ilan vermiş. Ancak tüm bunlara rağmen istenilen sonuçlar alınamamış. Tivnikli, tüm çabalarına karşın Urfa ve Mardin’deki 28 bin kaçak trafodan yalnızca 2 bin 500’üne sayaç takabildiklerini söyledi. Kaynak: Akşam

73 Mayıs

2016


Hazırlayan: Can Cengiz

www.elektrikdergisi.com

ENERJİ DÜNYASINDAN

Moody’s, Socar’ın görünümünü negatife çevirdi

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Azerbaycan’ın milli petrol şirketi Socar’ın şirket notunu “Ba1” olarak onaylarken, görünümünü de ”negatif” olarak belirledi. Moody’s’ten yapılan yazılı açıklamada, Socar’ın rafineri ve ticari işlemlerinin dikey bütünleşik bir yapı içerisinde olmasının, şirketin kredi ölçütlerini düşük petrol fiyatlarına karşı koruyacağı belirtildi. Açıklamada, şirketin notunun onaylanmasında, Azerbaycan devletinin Socar’a olan güçlü mali desteğinin önemli bir etken olduğuna dikkat çekildi. Kaynak: Moody’s

620 milyon

dolarlık petrol rafinerisi anlaşması Çin Ulusal Petrol Şirketi (CNPC) ve Kamboçya Petrokimya Şirketi arasında Kamboçya’da inşa edilecek petrol rafinerisinin ilk etabı için mühendislik, tedarik ve inşaat (EPC) süreçlerini içeren 620 milyon dolarlık anlaşma imzalandı. Anlaşma kapsamında, CNPC, petrol rafinerisi projesinin detaylı mühendislik tasarımı, gerekli tüm malzeme ve ekipman desteğinin yanı sıra inşasını üstlenecek. İlk etap olarak petrol rafinerisi inşasının, 2018 sonunda yıllık 2 milyon ton petrol üretimi kapasitesi ile tamamlanması bekleniyor. Kamboçya, ilk petrol rafinerisi olma özelliği taşıyan projenin daha fazla yatırımla kapasitesini artırarak, petrol üretiminde kendine yetebilen ve ihracatçı ülke konumuna gelmeyi amaçlıyor. Kaynak: Daily Sun

Avrupalı petrol şirketlerinin üretim maliyetleri düştü Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings’ten, Avrupalı petrol şirketlerinin

ham petrol üretim maliyetlerinin düştüğü bildirildi. Fitch Ratings’ten yapılan yazılı açıklamada, geçen yıl Avrupalı petrol firmalarının ham petrol üretim maliyetlerinin, bir önceki seneye göre yüzde 13 azaldığı belirtildi. Açıklamada, İngiliz BP, Hollandalı-İngiliz Shell, Fransız Total ve İtalyan Eni’nin arama, üretim ve diğer maliyet harcamaları dahil toplam maliyetlerinin 2014’te varil başına 71 dolar iken, 2015’te 62 dolara düştüğü kaydedildi. Söz konusu şirketlerin bütünleşik yapısının düşük petrol fiyatlarına karşı direnç sağladığına dikkat çekilen açıklamada, bu firmaların, diğer petrol şirketlerine kıyasla, karlarında daha az düşüş görüldüğü ve yatırım harcamalarında daha az kesinti yaptıkları vurgulandı. Açıklamada, düşük petrol fiyatlarının sürdürülebilir olmadığı ifade edilirken, maliyetleri yüksek firmaların zaman içinde yatırımlarının ve üretimlerinin azalarak dünya genelinde arz fazlasını azaltacağı ve bunun petrol fiyatlarında artışa neden olacağı yorumunda bulunuldu. Kaynak: Fitch Ratings

74 Mayıs

2016


Petrol devleri petrokimyaya kayıyor Petroldeki sert düşüş

dev petrol firmalarını petrokimya ürünleri ve plastik üretmeye zorluyor. Bazı şirketlerin kârının yüzde 75’i artık petrokimyadan geliyor. Petrolün varil fiyatının yüksek olduğu dönemlerde milyarlarca dolar kazanan Exxon, Shell ve BP gibi dünya petrol devleri düşen fiyatlar nedeniyle plastik işine dönüyor. Kârlar eriyince plastik poşetten, boyaya kadar geniş bir yelpazede seyreden petrokimya ürünlerine ilgi arttı. Shell CEO’su Simon Henry’nin, “Kimyasallar yeniden radar ekranımıza girdi” diyerek özetlediği yeni trendte petrol arama birimleri de gözden düşüyor. Kaynak: Enerji Enstitüsü

İran ile Avusturya’yı petrol yakınlaştıracak

Avusturya enerji şirketi OMV, İran Ulusal Petrol Şirketi (NOIC) ile İran’daki faaliyetlerinin yeniden başlatılmasını öngören mutabakat muhtırası imzaladıklarını bildirdi. OMV’den yapılan açıklamaya göre, OMV ve NOIC yetkilileri, İran’ın başkenti Tahran’da bir araya geldi ve iki şirket arasında mutabakat muhtırası imzalandı. İran’ın batısındaki Zagros bölgesindeki çeşitli alanların değerlendirilmesiyle ilgili muhtıranın, teknolojik araştırma, ham petrol ve petrol ürünleri değiş tokuşunu kapsadığı kaydedildi. OMV CEO’su Rainer Seele, yaptığı açıklamada, mutabakat muhtırasının OMV’nin İran’daki faaliyetlerinin devam etmesi ve NOIC ile İran’da daha önceki olumlu tecrübeleri üzerine inşa edilen uzun dönemli işbirliği için önemli bir ilk adım olduğunu kaydetti. Açıklamada, OMV ile NIOC arasında Fars bölgesinde potansiyel hidrokarbon aralamaların değerlendirilmesi için iki yılı kapsayan ortak çalışma anlaşması imzalandığı da belirtildi. Kaynak: OMV

Rusya’nın doğalgaz fiyatları yüzde 50 azaldı 2016 yılının ilk çeyrek döneminde geçen yıl aynı dönemlere göre Rusya’nın gaz

fiyatlarının yarı yarıya düştüğü açıklandı.Rusya’nın Vedomosti gazetesi Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine dayanarak 2016 yılının ilk çeyreğinde Almanya’nın sınır bölgesinde Rus gazının 2015 yılının aynı dönemine göre yüzde 50,2 düşerek bin metreküp gaz için 167.6 dolara indiğini haber verdi. 2016 yılının Mart ayında ise doğalgaz ortalama sözleşme fiyatları Şubat ayı ile karşılaştırıldığında yüzde 14.6 düşerek bin metreküp gaz için 147.2 dolar olarak gerçekleşti. Kaynak: Vedomosti

75 Mayıs

2016


KALİTELİ & KESİNTİSİZ ENERJİ • TANITICI REKLAM

MAKELSAN

Kesintisiz 40. Yıl Güç elektroniği sektörünün önde gelen firmalarından MAKELSAN, 40 yıllık bilgi birikimi, ürün kalitesi, yenilikçi ekibi ve sürekli geliştirdiği teknolojisi ile yerli üretim yapan bir firmadır. Koşulsuz müşteri memnuniyetinin sağlanması hedefi ile güvenilir, ekonomik üstünlükleri olan, uluslararası standartlar ile uyumlu, kusursuz ürünler üretmektedir. Satış öncesi ve sonrasında müşteri odaklı hizmet veren firma olarak sektörde hızlı bir şekilde yükselmeye devam etmektedir.

76 Mayıs

2016

M

akelsan ürün kalitesi, yenilikçi ekibi ve gelişmekte olan teknolojisi ile rakipleriyle kıyaslandığında bir üst seviyeye çıkmaktadır. Geniş ürün yelpazesi ile tüketicilerin her ihtiyacına cevap veren kaliteli enerjiyi garanti eden komple çözümler sunmaktadır. Yurt içinde, gerek ürün kalitesi gerekse yaygın servis hizmeti ve satış sonrası desteğinden dolayı iyi bir pazar payına sahip olan Makelsan Türkiye’nin her noktasında 7 gün 24 saat kolay ulaşılabilir 7 bölgede bulunan çözüm ortakları ile konusunda uzman, sertifikalı saha mühendisleri, kaliteli, dürüst hizmet anlayışı ve müşteri memnuniyeti ilkelerine bağlı kalarak hizmetlerini sürdürmektedir. Değişen müşteri talepleri ve teknolojinin gelişmesi ile sürekli

yenilenmeye ihtiyaç duyan kesintisiz güç kaynakları, üretici firmalarının rekabet içinde kalabilmeleri için kendilerini ve ürünlerini sürekli güncellemeleri gerekmektedir. Makelsan, Türkiye’de lider ve dünyada ileri seviyede iyi bilinen ve beğenilen üretici olmayı hedeflemektedir. Bu hedefe ulaşmak için de araştırma ve geliştirme süreçleri en başta olacak şekilde tüm üretim ve müşteri destek hizmetlerine büyük önem vermektedir. Bu araştırma geliştirme süreçlerinin sonucu olarak TESİD tarafından 2015 yılında “LevelUPS Serisi Three Level UPS”, 2016 yılında Hızlı “MPC Serisi Dijital Kontrollü Statik Voltaj Regülatörü” ile Yenilikçilik ve Yaratıcılık ödülüne layık görülmüştür. Makelsan, son yıllarda cirosunu ve üretim kapasitesini arttırarak


sektörde en hızlı büyeyen firmadır. Türkiye’nin en büyük 20 bin 400 metrekare üretim tesislerinden birine sahip olarak üretim kapasitesinin büyük kısmını 6kVA’dan 800kVA’ya kadar online teknoloji kesintisiz güç kaynakları oluşturmaktadır. UPS teknolojisinde olduğu kadar cihazların üretimi sırasında kullanılan makine ve ekipmanlarda da teknolojiyi yakından takip ederek üretim alanını da sürekli geliştirmektedir. Makelsan üretim tesislerine yapmış olduğu ve yapmayı planladığı teknolojik yatırımlar çerçevesinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık tarafından “Teknolojik Ürün Yatırım Destek Belgesi” ne layık görülmüştür. Dünya’nın her yerinde güç elektroniği sektöründe güvenilir bir ups üreticisi olarak anılmayı amaçlayan Makelsan cihazlarının hem kalite bakımından Avrupa’daki rakiplerine eşdeğer hem de maliyet açısından daha uygun olması ile mevcut ihracat satış ağını sürekli geliştirmektedir. Makelsan çalışma prensiplerine uygun firmalar kanalı ile oluşturdukları distribütörlük sistemi ile 60’a yakın ülkede dünya çapında her platformda yarışabilecek yüksek teknolojili kesintisiz güç kaynakları satış ve satış sonrası kaliteli çözüm odaklı ve etkili hizmetler sunmaktadır. Avrupa, Afrika, Latin Amerika, Orta Doğu, Rusya ve Türki Cumhuriyetlerde oturmuş satış kanalları mevcut olup, çalışmalarını başlattıkları Güneydoğu Asya ve Amerika gibi yeni pazarlarda paylarını arttırmayı planlamaktadır.

MAKELSAN Proje MAKELSAN Proje Grubu olarak müşteri taleplerine göre özelleştirilmiş , standart ve/ veya standart olmayan ürünleri kullanarak , uygulama ile bütünleştirilmiş güç sistemlerimize “Entegre Güç Sistemleri “konsepti ile Endüstriyel,Enerji Üretim/Dağıtım, Telecom, IT, ITS sektörlerinde ürün ve hizmetlerimizi sunmaktayız. Saha Ziyareti ile başlayan satış öncesi

Projelendirme faaliyetlerimiz: • Gerekli Ölçümlerin alınması Müşteri problem ve isteklerinin analiz edilmesi • Çözüm üzerine çalışma ->Teknik çözümün analizi>Müşteri ile birlikte çözümün değerlendirilmesi • Bütçesel tekliflendirme ->Teknik çözümün revizyonu ->Gerçekçi tekliflendirmenin sunumu Projenin başlaması ile diğer ilgili

77 Mayıs

2016


1.SEVİYE sistemlerimiz Standart Güç Sistemlerinin kullanımı ile gerçeklenen.

2.SEVİYE sistemlerimiz ise standart ve standart olmayan diğer sistem ve ekipmanlar kullanılarak müşteri isteklerine göre özelleştirilmesi gereken sistemlerdir. bölümler ile işbirliğinde sistem uygulaması gerçekleninceye kadar Proje ekibinin kontrolünde yürütülmektedir.

IT Sektörüne Özel Çözümler Veri merkezi (data center), bilgisayar sistemleri ile telekomünikasyon ve veri ambarı sistemleri gibi ek sistemleri barındıran bir tesistir.

78 Mayıs

2016

Sunucu odası veya sistem odası olarak da adlandırılan bu tesisler işletmelere ait sunucu ve veri ambarlarının bulunduğu alanlardır. Veri merkezlerinin öncelikli var olma sebebi güvenlik, yedeklik ve sürekliliktir. Büyük işletmelerin işleyişi için çok kritik duruma gelmişlerdir. IT sektöründe elektrik sistemlerinin

şebeke elektrik hizmeti alımının planlanması, iç tesisat planları, kesintisiz güç kaynakları, statik transfer anahtarları, jeneratör gibi konuları kapsar. IT sistemler için iyi tasarlanmış bir elektrik sisteminin bilgisayar donanımına kaliteli ve sürekli güç akışını garanti altına alması, sistemin her noktasındaki arıza riskini en aza indirmesi beklenir.


Makelsan, monoblok ve modüler kesintisiz güç kaynakları, dinamik kesintisiz güç kaynakları, statik transfer anahtarları, hassas iklimlendirme elemanları gibi ürünleri ile IT sektörü için kesintisiz ve kaliteli enerji altyapısına yönelik anahtar teslim çözümler sunmaktadır. 10 kVA - 6.4 MVA güç aralığı sunabilen yeni nesil 3 level teknolojili üç fazlı monoblok LEVELUPS Serisi %96 verim değeri ve 1 çıkış güç faktörü (kVA=kW) ile veri merkezlerinin ihtiyacı olan güvenli, kaliteli ve kesintisiz güç ihtiyacını karşılar. Gelişmiş kullanıcı arayüzü ve haberleşme seçenekleri, soğuk/ sıcak hava koridoru yapısına uygun hava giriş/çıkışı, alttan veya üstten kablo girişi ve rack kabinlerle uyumlu boyutları ile veri merkezleri için yüksek verimlilik, kullanışlılık, güvenlik ve süreklilik sunmaktadır.

10 kVA – 2.6 MVA güç aralığında ölçeklendirilebilir ve yedeklenebilir yüksek performans sunan modüler PM Serisi kesintiye tahammülü olmayan yüksek yoğunluklu kritik veri merkezlerinin güç ihtiyacını karşılamak için tasarlanmıştır. KGK’nin kurulumunun modül modül yapılması kurulumu kolaylaştırır ve erişimi zor mekanlar için ideal hale getirir. Modüller yükünüzü korumaya

devam ederken tek bir modüle servis verilme veya bakım yapılma imkanı verir. Bakım ve onarım sırasında iş kaybını önler. Değişken güç ihtiyacını karşılamak için modüller kolaylıkla eklenip çıkarabildiğinden sistem acil güç ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlanabilir. Bu özellik ilk yatırım maliyetlerini minimuma indirir ve ihtiyacınız olmayan güç için yatırım yapılmak zorunda

79 Mayıs

2016


kalınmaz. Sistemin ideal yük yüzdesinde çalıştırılması sağlanır. PM Serisi Dağıtılmış (Merkezi Olmayan) Paralel Mimarisi ile Modüler bir yapıya sahiptir. Her UPS modülü tek nokta hatalarını (SPOF-Single Points of Failure) en aza indirgemek için donanımsal ve yazılımsal elemanlara sahiptir. Her modül; ayrı işlemci birimi, ayrı izleme ekranı ve ayrı statik bypass birimlerini içinde barındırır. Dağıtılmış Paralel Mimari tek nokta hatalarını ve onarım süresini (MTTR - Meantime to repair) en aza indirir. Yüksek iş sürekliliği sağlar. Güvenli Değiştirilebilir Modüller (Safe Swap Concept) yük kesintisiz bir şekilde beslenmeye devam ederken modül ekleme, çıkarma veya değiştirme işlemine olanak verir. 5-150 kW güç aralığında çözüm sunan FlexAir, SmoothAir ve IntenseAir Serisi hassas kontrollü klimalar sunuculardan yayılan sıcak havayı doğrudan soğutur, hava akış hattını kısaltır, sıcak ve soğuk havanın doğrudan karşılaşıp enerjinin boşa harcanmasını engeller. Isı kaynak yükünün gerçek zamanlı takip edilmesiyle veri merkezlerinin yüksek ısı yoğunluğu problemlerini mükemmel bir şekilde çözer. Makelsan hassa kontrollü klimalar 365 gün 24 saat durmaksızın yüksek kararlılık ve dayanıklılıkla -40°C’ye varan zorlu iklim koşullarında çalışmak için tasarlanmıştır. İletişim arayüzü, montaj ve bakım kolaylığı, su hava glikol gibi zengin konfigürasyon seçenekleri ile veri merkezleri için mükemmel iklimlendirme seçenekleri sunar.

80 Mayıs

2016

400-20 MVA arasında ölçeklendirilebilir KPS Serisi Makelsan dinamik UPS’leri veri merkezlerine yüksek düzeyli verimlilik ve güvenirlik sağlamaktadır. Dinamik UPS’ler Mekanik Sistemlerdir. Gerilimi ve frekansı güç elektroniği devrelerini yerine, Flywheel/Tambur ve Senkron Makineyle kontrol edilerek düzenlenir. Enerji ihtiyacının 400 kVA’yı aştığı, enerji taleplerinin anlık değişebildiği, kısa süreli yüksek enerji talebinin olduğu veya Tier-III, Tier-IV gibi yüksek güvenirlik ve yedeklilik istenilen uygulamalarda kullanılmaktadır. Güç kaynağı hataları ve çevresel etkilere karşı ilave koruma 15-600A arasında üretilen Makelsan MSTS Serisi statik transfer anahtarı Ana enerji kaynağından, yedek enerji kaynağına kesintisiz geçişi sağlayan cihazlardır. DSP kontrolü, yüksek verimi ve haberleşme seçenekleri ile yüksek güvenirlikli veri merkezleri için ideal çözüm sunar.

Modüler UPS (Railway) “”Raylı sistem uygulamalarında anerji kaynağı normal şebeke ( 400VAC , 3 faz) ve katener

(25KV/230Vac tek faz) hattı kullanılmaktadır. Böylelikle enerji sürekliliği yedekli olarak şağlanmaktadır. Ancak dikkat edileceği gibi katener hattı 230VAC mono faz, şebeke hattı ise 400VAC 3 faz olduğu için kullanılması gereken kesintisiz güç kaynağı her iki koşulda da otomatik olarak çalışabilmelidir. Muhtemel enerji kesintisi durumunda da en az 8 saat akü desteği ile çalışarak, şebeke/katener enerjinin tekrar sağlanması ile de 5 saat gibi kısa bir sürede akülerini şarj edebilmelidir.Güvenliğin ön planda olduğu raylı sistem uygulamalarında oluşabilecek arızalara karşı sistem kendi içinde yedeklilik sağlamalı ve olası durumlarda kolay ve hızlı servis verilebilir yapıda olmalıdır.”” MAKELSAN PM-RW Serisi, Raylı sistem enerji ve ortam koşullarında çalışabilir , etkin maliyet avantajlı, yüksek akü şarj kapasiteli, gelişmiş akü izleme sistemli,yüksek düzeyde güvenirlilik, ölçeklenebilirlik, yedeklilik ve servis verilebilirlik için kritik raylı sistem uygulamaları için özel olarak tasarlanmış Endüstriyel UPS sistemidir PM-RW’nin mekanik yapısı özellikle çok farklı uygulamalarda kullanılmak için çok




yönlü hale getirilmiştir. 30kVA Güç Modülü temel yapı taşıdır. İki farklı kabin(frame:19”” 1.4mt ve 2 mt yüksekliğinde ) kullanılarak sistem 1.4mt frame de 5*30=150KVA , 2mt frame de 10*30kva=300kva kadar ölçeklenebilir. Daha büyük güç talebini karşılayabimek , 2N yedeklilik sağlayabilmek için de 6 frame paralellenerek 1,8MVA güce kadar sistem ölçeklenebilir. Sistemim yerel erişim ve kontrolün yanında SNMP/ MODBUS haberleşme opsiyonları ve gelişmiş akü izleme sistemi/ yönetim sistemleri standart olarak sunulmaktadır. Makelsan olarak TCDD YHT /Yüksek Hızlı Tren Projesi / Ankara-Pamukova Hattı kapsamında İspanyol CAF Singalization firmasina PM-RW serisi ürünlerimiz sevk ve montajları tamamlanmış olup başarı ile hizmet vermektedirler.

Dinamik UPS Elektrik enerjisinin üretilmesi, enerji hatları üzerinde dagitimi ve kullanımı sürecinde oluşan problemlerin analizi gerçeklendiğinde; Statik UPS ve Regülatörler ile problemlerin

99% ‘u çözümlenebilmektedir. 1% lik bölümünde ise (uzun süreli enerji kesintileri) Statik UPS ler ve Jeneratör sistemleri kullanılmaktadır. Enerji ihtiyacının 400KVA yi aştığı , anlık enerji taleplerinin anlık değişebildiği, kısa süreli yüksek enerji talebinin olduğu uygulamalarda Statik UPS ler talebi maalesef karşılayamamakta ve kullanılmaları durumunda da kısa periyodlarda bakım gerekliliği ve 2-3 yıllık dönemlerde akülerinin değiştirilmesi gerekliliği ile operasyonel maliyetlerinin yüksekliği ve dolayısı ile ekonomik ömürleri dikkate alındıgındaki yatırım maliyetleri daha yüksek olmaktadır. Bu anlamda I. ve II. Bölge problemlerine Jeneratör desteği olmadan III.Bölge problemlerine de jeneratör desteği ile Dinamik UPS çözüm olmaktadır. Dinamik UPS’ler Mekanik Sistemlerdir. Gerilimi ve Frekansı Güç Elektroniği Devrelerini Yerine, Flywheel / Tambur ve Senkron Makineyle kontrol edilerek düzenlenir.

Genel özellikleri • • • • • • •

• •

Yüksek anlık akım kapasitesi Yüksek kısa devre kapasitesi 96-97% verim. 50% yük de dahi 95% yüksek verim Düşük soğutma ihtiyacı Giriş güç faktör düzeltimi ( 0,99 ) 25 yıllık ekonomik ömür 10 saniyelik kesintiyi AKÜSÜZ /IEMPS Patentli kinetik enerji modülüi le destekleyebilme 5 dakika içinde yeniden 100% kinteik enerji oluşumunu şağlama Yüksek güvenirlilik Tek sistem ile 2MVA ya kadar , paralellenerek 20MVA kadar ölçeklenebilir AG uygulamalarının yanında OG uygulamalarının da kullanılabilir

83 Mayıs

2016


KALİTELİ & KESİNTİSİZ ENERJİ • TANITICI REKLAM

ENEL

KESİNTİSİZ GÜÇ KAYNAĞINDA YENİ BİR DEVRİM: HİBRİT UPS Alternatif enerji kaynaklarının birçoğu doğa koşullarına son derece bağımlı durumda. Bu nedenle bu kaynaklar ile üretilen enerji sezonluk, günlük ve hatta anlık olarak bile büyük değişimler gösterebilmekte.

S

anayileşmenin ve teknolojideki gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya çıkan elektrik enerjisi günümüz dünyasının vazgeçilmezi haline gelmiştir. Dünyadaki nüfus artışı ve büyüyen ekonomiler incelendiğinde elektrik talebi gün geçtikçe artmaktadır. Bu talebi karşılamak için çeşitli teknolojilerle elektrik üretim santralleri kurulmuş, arz-talep dengesi sağlanmaya çalışılmaktadır.

Giriş Geçmişten günümüze elektrik ekseriyetle hidrolik santraller vasıtasıyla üretilmektedir. Arazi yapısı ve nehir potansiyeli uygun olmayan ülkeler ise termik

84 Mayıs

2016

santraller vasıtasıyla elektrik ihtiyacını karşılamışlardır. Diğer taraftan enerji talebi sürekli olarak artmaktadır. Dolayısıyla hidrolik santraller veya termik santraller vasıtasıyla karşılanamaz hale gelmesi kaçınılmaz bir gelecektir. Bu açıdan günümüzde başta güneş ve rüzgar tabanlı sistemler olmak üzere alternatif ve yenilenebilir enerji sistemleri, çevre dostu ve sürdürülebilir bir işletim sağladıklarından dolayı gelecek açısından önemli olarak değerlendirilen enerji kaynakları konumundadırlar. Ancak bahsi geçen alternatif enerji kaynaklarının birçoğu doğa koşullarına son derece bağımlı durumdadır. Bu


nedenle bu kaynaklar ile üretilen enerji sezonluk, günlük ve hatta anlık olarak bile büyük değişimler gösterebilmektedir. Bu durum da üretilen enerjinin genel enerji talebi ile tam olarak örtüşmemesine neden olabilmektedir. Bu açıdan bahsi geçen kaynakların değişken yapılarından kaynaklanan sorunlar, bu kaynakların hibrit olarak kullanılması ile birlikte çözülebilmektedir. Mevcut KGK uygulamalarında ise elektrik şebekesinden alınan enerji çeşitli dönüşümlerden geçirilerek KGK’ya bağlı olan yüklere iletilmektedir. KGK elektrik şebekesinden aldığı enerjiyi hem kendine bağlı olan yükleri beslemekte hem de batarya grubunu veya gruplarını şarj etmekte kullanmaktadır. Anlaşılacağı üzere KGK elektrik şebekesine enerji aktarmayan aksine enerji tüketen bir sistemdir. Fotovoltaik güneş panellerinden elde edilen enerjiyi bünyesine katacak bir özelliği yoktur. Mevcut fotovoltaik evirici sistemlerinde ise sadece fotovoltaik güneş panellerinden elde edilen enerjiyi şebekeye aktarmaktadırlar. Dolayısıyla şebeke oluşabilecek problemlerin yüke yansımasına engel olan bir özelliğe sahip değiller. Elektrik şebekesinde yaşanacak kesintilerde çözüm sunamamaktadır. Dolayısıyla mevcut KGK piyasasında ve teknolojisinde hem KGK hem de fotovoltaik evirici özelliklerini barındıran bir cihaz bulunmaması böyle teknolojik bir çözümün ortaya çıkmasına neden olmuştur. Enel Enerji tarafından hayata geçirilen ve patenti Enel Enerji’ye

ait olan Hibrit UPS, solar sistemler ve rüzgar türbünleri ile birlikte koordineli olarak çalışabiliyor. 10 kW’ lık modüllerden oluşan ve MPPT teknolojisine sahip olan konvertörler sayesinde güneş panellerinden ve rüzgar türbünlerinden UPS’e enerji transferi sağlanmaktadır. Yük tarafından çekilen enerjinin bir kısmı ya da hepsi güneş panellerinden ve ya rüzgar türbünlerinden elde edilmektedir. Böylece bir süre sonra sistem kendini amorti edip, yatırımdan kazanç sağlanmakta,

ayrıca doğa dostu örnek bir sisteme sahip olunmaktadır.

Sistemin Çalışma Yapısı DC-DC MPPT (Maximum Power Point Tracker) ünitesi doğru akım gerilim dönüştürücü devresidir. Fotovoltaik güneş panellerinden elde edilen doğru akım gerilimi uygun doğru gerilim seviyesine çıkaran ve güneş panellerinden en yüksek noktada güç çekilmesini sağlayan birimdir. Bu birim kullanılarak fotovoltaik güneş

85 Mayıs

2016


panellerinden elde edilen elektrik enerjisini en üst seviyeye çıkartmak, doğrultucu ünitesini ve evirici ünitesini beslemek mümkün hale gelmiştir. Doğrultucu ünitesi hem şebekeden enerji alarak evirici ünitesini besleyebilmekte hem de MPPT ünitesi vasıtasıyla fotovoltaik güneş panellerinden elde edilen enerjiyi elektrik şebekesine aktarabilme özelliğine sahiptir. Bu özellik kullanılarak fotovoltaik güneş panellerinden elde edilen enerjinin buluşun çıkışına bağlı yüklerin ihtiyacından fazla olması durumunda fazlalık enerji elektrik şebekesine aktarılacak ve kullanıcısına ekonomik katkı sağlayacaktır. Evirici ünitesi doğru akım gerilimini yükler tarafından kullanılabilir alternatif akım gerilimine dönüştürmektedir. Statik bypass ünitesi ikinci kaynaktan gelen enerjiyi çıkışa bağlı yüklere aktarmakta kullanılmaktadır. Bu ünite doğrultucu ünitesinde veya evirici ünitesinde arıza oluşması durumunda UPS’in çıkışına bağlı olan yüklerin enerjisiz kalmasını önlemek amacıyla kullanılmaktadır.

ENELDEN İKİ YENİ FABRİKA

Enel Hibrit UPS’in Sağladığı Avantajlar Nelerdir? Enel Hibrit UPS tek bir ünite içerisinde hem yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan hem de elektrik şebekesiyle enerji alışverişi yapabilen yaratıcı bir cihazdır. Enel Hibrit UPS fotovoltaik güneş panellerinden elde edilen yenilenebilir enerji ve elektrik şebekesinden enerji çekerek çalışabilmektedir. Ayrıca fotovoltaik güneş panellerinden aldığı fazla enerjiyi elektrik şebekesine aktarabilen ve tüm KGK sistemi özelliklerini barındıran bir cihaz geliştirilmiştir. Fotovoltaik güneş panellerinden elde edilen enerjinin cihazın çıkışındaki yükten az olması durumunda hem elektrik şebekesinden hem de fotovoltaik güneş panellerinden enerji çekilerek yükün ihtiyacı karşılamaktadır. Fotovoltaik güneş panellerinden elde edilen enerjinin cihazın çıkışındaki yükten fazla olması durumunda fotovoltaik güneş panellerinden enerji çekilerek yükün ihtiyacı karşılamakta ve fazla gelen enerji elektrik şebekesine aktarılmaktadır.

Enel Kütahya Tavşanlıda kurduğu 50.000 m2 lik yeni fabrika alanında Hibrit teknolojisini hayata geçirdi ve üretime başladı. Günümüzde önemi artan alternatif enerjiler, Eneli de harekete geçirdi, Güneş ve rüzgar enerjisiyle çalışan Upslerle Enel sektörüne yeni bir soluk kattı.

86 Mayıs

2016



KALİTELİ & KESİNTİSİZ ENERJİ • TANITICI REKLAM

TESCOM

MODÜLER UPS ve Getirdiği Avantajlar Gelişen teknoloji ile beraber her geçen gün enerji kalitesinden beklenti artmakta, bu beklentiye paralel UPS teknolojisindeki ilerleme bir sonraki adım için sürekli bir merak uyandırmaktadır.

A

rtık tüketiciler için enerji kalitesi ve güvenilirliğinin yanında; yüksek verimlilik, kompakt çözüm ve arıza anında kesintisiz, hızlı bir servis müdahalesi başta olmak üzere yedeklilik, güç artışı gibi durumlarda sürdürülebilirlik ve verim gibi konular UPS’te her geçen gün daha da önem arz eden zaruri bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu ve daha bir çok problemde avantajlı çözümleri ile öne çıkan Modüler UPS teknolojisi her geçen gün daha çok anılmakla beraber başta data center ve bilişim kanalı olmak üzere yeni sektörde bir trend olma yolunda hızla ilerlemektedir. Türkiye’de gelişen teknoloji ile beraber temiz ve güvenilir enerji mottosu ile yola çıkıp 1986 yılından günümüze her türlü Kesintisiz güç kaynağı ihtiyacını karşılamak üzere faaliyet gösteren Tescom, Modüler MTI300 Serisi ile bu yeni teknolojiyi kullanıcıları ile buluşturmakta.

PEKİ NEDİR BU MODÜLER UPS? Modüler UPS küçük güçteki UPS modüllerinin paralellenerek, akü modülleri ile tek bir kabinet içerisinde bir araya gelmesinden oluşmaktadır. Resimden de görüleceği üzere tek bir kabin içerisine yerleştirilen UPS güç modülleri ile tüketiciye güç artırımı ve yedekli çalışma

88 Mayıs

2016

konusunda esneklik sağlamanın yanında hot-swappable özelliği ile olası arıza anında hızlı ve kesintisiz bir çözüm sunmaktadır. Aynı kabin içerisine yerleştirilen akü modülleri ile farklı ihtiyaçlarda farklı besleme süreleri ile esneklik sağlanmaktadır. Modüler UPS ilerideki güç artışlarına esnek çözüm sunması, tek bir kabinet ile boyut konusunda ciddi kazanımlar sağlaması, yüksek verimlilik ve arıza anında arızalı modülün değiştirilerek kesinti yaşanmaksızın hızlı bir servis olanağı sağlaması gibi özellikleriyle kullanıcıların her geçen gün daha da dikkatini çekmektedir.

30kVA güç modülü Son olarak Modüler UPS’in getirdiği avantajları toparlamak gerekirse • kVA = kW • Yüksek verimlilik • Güvenirlilik • Yedeklilik • Kolay kurulum ve servis imkanı • Arıza anında sadece arızalı modül gücü kadar bir güç kaybı yaşanması • Akıllı akü yönetim sistemi ile aynı sistemle daha uzun akü ömrü Yeni bir teknoloji olması nedeniyle müşterilerde belli başlı soru işaretleri oluştursa da ilerleyen süreçte, başta data center ve bilişim kanalı olmak üzere sektörde lokomotif olacağı kuşkusuz gibi gözükmekte.


KALİTELİ VE KESİNTİSİZ ENERJİ • TANITICI RÖPORTAJ

ABB

DPA Mimarisi Kritik yüklerin beslenmesinde süreklilik nasıl arttırılır?

Kesintisiz güç kaynağı kullanmayı değerlendiren her kuruluşun ilk amacı, kritik yüklerin temiz ve kesintisiz enerji ile beslenmesini sağlamaktır. Kesintisiz Güç Kaynağı (KGK) kurulumunun tamamlanması ile birlikte ise konu enerji güvenilirliğine dönüşmektedir.

Enerji kalitesi sorunları yaşandığında kendini korumaya alan bir UPS’e neden ihtiyacınız olsun? Süreklilik gerektiren bir işletme, fabrika veya bir banka veri merkezinde anlık bir enerji kaybının sonuçlarını düşünün. Bu sebeple birçok kritik yük ve sistem, sektördeki en iyi dizaynı olan DPA (Decentralized Parallel Architecture) yani Dağıtılmış Paralel Mimari teknolojisi ile korunmaktadır. DPA sadece güvenlik ve süreklilik vaad etmez. Ayrıca kolay servis verilebilir, kolay boyutlandıralabilir esnekliktedir. Tüm bu özelliklere ragmen ilk satın alma maaliyetleri ise düşüktür.

EMRE AMADELİK / Süreklilik

Bilişim yükleri / ekipmanları açısından en önemli parametrelerden biri emre amadelik yani sürekliliktir. Yıl boyunca sistemin ne kadar süre ile çalışır veya çalışmaya hazır durumda bekler olduğunu belirtir. Tesislerde ve veri merkezlerinde enerji kalitesi problemleri (kesintiler dahil) duruşların en büyük sebebi olması dolayısıyla toplam sistem sürekliliğini arttırmanın en verimli yolu enerji sürekliliğini sağlamaktan geçer.

DPA Mimarisi

Merkezi paralelleme mimarisine sahip UPS sistemlerinde, merkezi kontrolör veya merkezi bazı bileşenler (statik bypass gibi) bulunur. Bu merkezi bileşenlerin herhangi birinde oluşacak arıza ile tüm KGK devre dışı kalabilir. DPA Dağıtılmış Paralel

Mimari çözümünde ise her bir modül tamamen bağımsız bileşenlerden ve kontrolörlerden oluşmaktadır. Her bir modül tamamen bağımsız çalışabilicek şekilde doğrultucu, evirici, akü şarj kontrolör, statik baypas, mantıksal kontrolör, bağımsız mimik diagramına sahiptir. KGK içerisinde oluşacak herhangi bir arızadan diğer modüller etkilenmeyecektir. Yedekli konfigürasyona sahip bir KGK seçildi ise yedek miktarı kadar arızalı modülden, kritik yük ve sistemler hiç etkilenmeden çalıştırılmaya devam edilebilecektir. Örnek verecek olursak 100kVA lık bir yük için kullanılabilecek 120kVA UPS ile 20kVA lık bir modül arızalansa bile sistem tam yükte sürekli olarak çalıştırılabilecek, 20kVA lık arızalı modül güvenli ve kesintisiz bir şekilde değiştirilebilecektir. Birden fazla module sahip sistemler arıza toleranslı boyulandırılabilirler. Böylece emre amadelik/iş sürekliliği en üst seviyelere çıkarılmış olur. ABB UPS lerde ortak olan tek eleman modüllerin yerleştirildiği panodur. Bu pano üzerinde ise sistem çalışması açısından kritik olan hiçbir kritik parça bulunmamaktadır.

DPA Yük Transferi ve Yük Paylaşımı

Her modüldeki bağımsız işlemci, modüldeki eviricinin durumunu sürekli olarak takip eder ve bu bilgileri diğer modüllerdeki işlemciler ile paylaşır. Herhangi bir arıza durumunda yine her modül işlemcisi evirici ve static bypass durumlarını paylaşırlar. Bu paylaşılan bilgiye göre genelde her bir modül bypass veya evirici çalışma moduna geçmeye aynı anda, aynı şekilde karar verirler. Çok nadir durumlarda diğer modüllerden farklı bir çalışma modu seçen modül olsa bile, bu modül çoğunluk olan modüllerin kararına uyar ve çoğunluk kararını takip eder. Eğer modüller tercihlerini yüzde50

89 Mayıs

2016


inverter, yüzde50 statik bypass olarak kullanırlar ise, eviricinin daha güvenilir bir kaynak olması sebebi ile yükü evirici üzerinden beslemeye devam eder. Tüm modüllerin yukarıdaki karar verme mantığı sürecinde eşit katkısı vardır ve hiçbir modül “master” değildir. Yük paylaşımı durumuna gelindiğinde ise durum farklıdır. Bu yük paylaşımı için bir modül “master”, diğer tüm modüller ise “slave” dir. Modüller arası akımların engellenmesi ve enerji kalitesinden emin olunması amacı ile ana kontrol devresi herbir modüldeki akımı izler ve gerektiği takdirde komut göndererek düzenleme yaptırır. Fakat master modülde oluşabilecek herhangibir arızada bir sonraki modül otomatik olarak master olur ve bu çalışma herhangi bir kesinti yaşanmaz. DPA yük transferi ve yük paylaşımı mantığı, sistem sürekliliğini arttıran DPA mimarisinin temel esaslarını oluştururlar.

Modülerlik ve yedeklilik

Sistem çalışma sürekliliğini arttırmanın kesin yolu yedekli çalışmayı optimize etmek, bakım ve arıza sürelerini en aza indirgemekten geçer. DPA mimarisinin en büyük avantajlarından biri yedekli çalışma kolaylığı sağlamasıdır. Eğer “N” sayıda KGK modülünün, yükün ihtiyaçlarını karşıladığı bir sistemden bahsedecek olursak, bir adet fazladan modül ilave edilmiş KGK sistemi ile yedekli bir çalışmayı sağlamak mümkündür. Herhangi bir KGK modülü arızalansa bile yükü tamamen beslemeye yetecek kapasitede bir UPS sistemi oluşturulmuş olur. BU, “N+1” yedeklilik olarak tabir edilmektedir.

90 Mayıs

2016

Tabii ki tamamen bir “N” kadar modül ilave etmek daha güvenli olacaktır.. Bu ise “2N” yedeklilik olarak tabir edilmektedir. Güvenilirliğin daha da arttırılması talep edildiğinde ise her sete birer ilave modül eklenir. Böylece “2N+1” tabir edilen yedekliliğe ulaşılmış olur. “2N+1” en özel yedeklilik taleplerini karşılamaya ve sistem çalışma sürekliliğini yükseltmeye yeterlidir.

Ölçeklendirme

KGK sistemlerinden beslenen yükün gereksinimleri değiştiğinde DPA mimarisi ile kolaylıkla güç akışı yapılabilmektedir. Böylece işletmelerde yıllar sonra ihtiyaç duyulabilecek tam kapasite UPS güç gereksinimleri için gereken yatırımı ilk günden yapmak durumunda kalmazsınız. DPA mimarisi ile sadece ihtiyaç kadar modül ilave etmek mümkündür. Böylece ilk yatırım maaliyetlerini önemli oranda düşürmek mümkündür.

Hot SwappIng (Enerji altında servis verebilme)

Kritik yükü hiçbir şekilde riske atmadan modüller değiştirilebilir, çıkarılabilir veya yenisi ilave edilebilir. Tüm bu işlemler yapılırken enerji kesintisine, statik bypass veya manual baypass moduna geçilmesine ihtiyaç yoktur. DPA modüler sistemimizin bu özelliği ile sürekli çalışma, arızalara hızlı müdahele gibi büyük avantajlar elde edilmektedir. Ayrıca yedek parça maaliyetlerini düşürücü etkisi de vardır. Enerji altında modül değiştirebilme özelliği ve DPA mimarisi ile özel yeteneklere ve sertifikasyonlara sahip bakım personeli olmadan modül değiştirebilmek mümkündir.

Enerji ve kurulum alanı maaliyetleri

Modüler yapının ve ölçeklendirme esnekliğinin toplam sahip olma maaliyetlerine çok büyük bir katkısı olduğundan bahsetmiştik. Buna ilaveten DPA mimarisi verimlilik konusunda sınıfının en önde gelen değerlerine sahiptir. Örnek verecek olursak ConceptPower DPA 500, yüzde96 mertebelerindeki verimlilik ile çalışır. Yatay verimlilik eğrisi ile tüm yüklenme durumularında yüksek verimlidir. Bu verimli çalışması sayesinde doğal olarak soğutma ihtiyacı da az olacaktır. Modülerlik sayesinde kurulum alanı ihtiyacı küçük olacaktır. Böylece birim kurulum alanının pahalı olabileceği veri merkezi, hastane ve iş merkezleri gibi işletmelerde ilave bir tasarruf sağlanmış olacaktır.

Standart modüller

DPA modülleri standarttır. Bu sayede kurulum planlamadan itibaren, işletme ve bakım maaliyetleri optimize edilir. Yüksek kaliteli standart ürünler ile bakım süresi kısaltılır. Herhangi bir arıza durumunda müdahele süresi en aza indirgenir. Kritik yüklerin ve sistemlerin korunmasında Kesintisiz Güç Kaynakları gün geçtikçe daha kilit rol oynamaktadır. DPA mimarisinin avantajları olan kolay servis verebilirlik, ölçeklendirme/boyutlandırma kolaylığı, esnek konfigürasyon ve verimlilik ile DPA toplam sahip olma maaliyetleri açısından çok avantajlı bir konuma gelmektedir.


Kayıpsız, birinci sınıf performans

Çalışma sürekliliği tam olan bir veri merkezi. ABB’nin bu hedefi, yükü korumasız bırakmadan modül değiştirilmesine imkan veren gerçek modülerliktir. Modüllerin bakım amaçlı olarak bile yükü korumasız bırakmadan değiştirilebilmesi sayesinde kritik yük sürekli olarak korunmaya devam eder. KGK kapasitesi arttırılmak istendiği takdirde ise sadece ilave modül eklenecektir. Böylece, sadece ihtiyaç kadar ek maliyet oluşacaktır. Yedek modül ile arızalı modül değişimi kolayca yapılabilir, böylece düşük bakım maliyetlerine ulaşılır. www.abb.com.tr/ups

ABB Elektrik Sanayi A.Ş. Tel : (0) 216 528 22 00 Faks : (0) 216 365 29 45 E-mail : sales.ups@tr.abb.com


KALİTELİ & KESİNTİSİZ ENERJİ • TANITICI REKLAM

EPC ENERJİ

KGK ve Yenilenebilir Enerji Sistemleri “Türkiye KGK açısından doymamış bir pazar olarak görüyorum. Ayrıca, KGK’nın yerini tutabilecek bir yapı olmadığı sürece bu pazar her zaman var olacaktır. Şekil değiştirerek ve farklı ek özellikler kazanarak daha da büyüyeceğini düşünüyorum.”

E

nerji, tüm dünyanın sorunu, kaliteli, temiz ve depolanan enerji özellikle gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin en önemli sorunu! Bu sorunun kolay kolay ortadan kalkma şansı yok. Özellikle enerjinin depolanıp uygun zamanda kullanılması, gelişen depolama teknolojileri ile daha da gelişecek, büyüyecek diye bakıyorum. EPC Enerji olarak biz KGK’nın bu yönüyle çok daha fazla ilgiliyiz, çalışmalarımızı bu yönde yapıyoruz. Türkiye’nin KGK pazarının büyüklüğüne gelince, toplamda 200250 milyon Euro arasında olduğunu düşünüyorum. Gerçekte bu pazarın en az iki misli olması gerekir, ama büyük bir kesimin hala KGK’nın ne olduğunu bilmediğini, KGK yerine farklı çözümler ile çözüm oluşturmaya çalıştıklarını biliyoruz. Ancak buldukları çözümün, çözüm olmadığını görünce tekrar arayış içine girip, gerçek çözümü buluyorlar. Veya çözümün pahalı kalması nedeniyle KGK yatırımı yapmadıklarını da biliyoruz.

Yenilenebilir Enerji Sistemleri Bildiğiniz gibi, ülkemiz gerek rüzgar, gerek güneş, gerekse jeotermal enerji yönünde şanslı bir yerde! Rüzgarda ciddi bir ilerleme kaydedildi ve sırada bekleyen bir çok yatırımcı var. Jeotermal konusunda da hızlı ve gelişen bir atak var, ancak güneş konusunda çok yavaş ve çok fazla bürokrasinin olması bu konudaki yatırları engelliyor. Özellikle bireysel yatırımcı acısından bu büyük sorun. Bunun sebeplerinden birisi, bana göre işletme hakkını alan ve alt yapı

92 Mayıs

2016

şirketleri ! Bu şirketler enerji satarak, yaptıkları yatırımı hızla çıkartmak istiyor. Bireysel güneş enerjisi yatırımcıları, onlar için kaybedilen bir pazar! Bu nedenle bireysel yatırımcılara engel olmak için her türlü zorluğu çıkartıyorlar. Buna bir ölçüde yerel yöneticilerde destek veriyor. Bu nedenle bu pazar istenilen hızda büyümüyor. Ancak korkunun ecele faydası yok derler, bu tür engellemeler kısa süre için geçerli olur, eninde sonunda bu engellerin ortadan kalkacağına inanıyorum. Çünkü gelecek bireysel enerji üretiminde ve depolanmasında. Dünya artık akıllı şebekelere geçiyor, akıllı şebekelerde bireysel, küçük üreticiler olmaz ise olmaz birer oyuncu!

Yenilenebilir Enerji Sistemleri Teknolojileri; Ülkemizde, artık bu ürünlerde kullanılan Evirici, PV panel üretimini yapan birçok firma var. Bu firmalar her geçen gün artıyor ve uluslararası kalitede ürün üretiyor. Ayrıca yurt dışı üreticilere göre farklı özellikte ürünler üreten firmalar var! Sertifikalandırma sorunları, kullanıcılarda yeteri kadar Yerli mala güven duygusunun olmaması şimdilik bir engel. Bunun nedenlerinden biri, yeterli kalitede ve bilgi birikimine sahip teknik kadroların olmaması! Adam sendecilik, yerli malı aldığında eğer sorun yaşarsa, bana söz gelmesin gibi kaygılar(Yabancı marka alıp sorun çıkarsa, ne yapayım xxxx marka en iyiyi aldım ne yapayım diyebilmesi). Daha birçok gerekçe daha sayıla bilinir.


Uluslararası Pazardaki üstünlükler/zayıflıklar Ürün kalitesi/fiyat acısından yerli malının (Güç elektroniği sistemlerinde) çok büyük avantajı var. Sertifikalandırmada bazı sıkıntılar var ama bu da yavaş yavaş çözümleniyor. Birçok bağımsız laboratuvar kuruldu. Bu laboratuvarlar hızlı hizmet verebiliyorlar. Güneş Eviricilerde, yerli laboratuvarlar şimdilik yetersiz kalıyor. Âmâ en kısa zamanda bunun da çözüleceğine inanıyorum. Ancak bizim en büyük rakibimiz yurt dışı üreticiler değil, yurt içindeki alım yapan kişilerin kalıplaşmış zihniyetleri. Bu aşılırsa, Türk ürünlerinin yurt dışında çok rahat rekabet edeceğine inanıyorum. Çin, artık eskisi gibi ucuz değil, yeter

ki bizim üreticilere gereken destek verilsin. Bu destek, kamudan, özel sektörden ve bireylerin yerli mala inancı, ayrıca AR-GE faaliyetlerine verilen desteğin basitleştirilesi ile sağlanabilir. Devlet, Ar-Ge yapan şirketleri, hala parayı alıp götürecek yapı olarak görüyor, bu da KOBİ’ler için büyük sıkıntı yaratıyor.

EPC Enerji’nin faaliyet konusuna gelince; EPC enerji, müşteri odaklı çalışan bir firma. Biz, ağırlıklı olarak proje odaklı iş yapıyoruz. Her yaptığımız bir Ar-Ge faaliyeti. Hedefimiz, yurt dışı! Şu anda yurt içinde ki ciddi rakiplerimiz ,yurt dışı firmalar! Onlar bizim sahamızda nasıl bize rakip oluyorsa, biz de

onların sahasında onlarla rekabet etmeyi istiyoruz. 2015 yılında, yurt içinde ve yurt dışında ciddi projeler yaptık. Bu projelerin başında, Kırıkkale’de yapılan 850MW enerji santralinin DC ve AC kesintisiz Güç kaynakları, dağıtım panolarını yapıp teslim edip, işletmeye almak oldu. Ayrıca 3 adet 400V-1200A PLC kontrollü, çok özel kaplama doğrultucularını üretip yılın son günü TOFAŞ a teslim ettik. Bu konuda çok iddialı olduğumuz söyleyebilirim. Türkmenistan da güzel projeler yaptık. Bir çok ülkeye yaptığımız Endüstriyel tip Doğrultucuları, Eviriçileri, Kesintisiz Güç Kaynaklarını ihraç ediyoruz. Bu konuda hayli iddialıyız. Solar, Rüzgâr Eviricileri ve projeleri üzerinde çalışma yapıyoruz. Önümüzdeki yıl en az üç yeni ürünü satışa sunmak için çalışma yapıyoruz. Hedefimiz, yurt dışı pazarlarındaki ciro payımızı yüzde 65’lere çıkarmak. Mühendislik alt yapımız, bilgi birikimiz ve satış kadrolarımızla bunu yapacağımıza inanıyoruz. Standart Kesintisiz Güç Kaynaklarında kendi üretimimizin yanında ABB‘nin ürettiği Kesintisiz Güç kaynaklarının satışını ve hizmetini veriyoruz. Tek ve üç fazlı STS üretiminde yıllık üretim sayısı açısında bu gün için öncüyüz. Başlıca üretimini ve satışını yaptığımıza ürünler, Doğrultucular (Redresörler, akü şarj sistemleri),Kesintisiz Güç Kaynakları, Endüstriyel Tip KGK’lar, Eviriciler (İnverterler), Frekans Konverterleri, Statik Transfer anahtarları(STS),VRLA tip tam bakımsız kuru tip kurşun asit aküler, Ni-Cd aküler, Ensüstriyel tip çözümler, Statik ve Servo Gerili Düzenleyiçiler ve Müşteri ye özgü ürünler.

93 Mayıs

2016


KALİTELİ & KESİNTİSİZ ENERJİ • TANITICI REKLAM

SOCOMEC

Yüksek kalite politikasına uygun olarak UPS üretimi SOCOMEC 1922 yılında kurulmuş Avrupa’nın en köklü UPS ve Şalt üreticilerinden bir tanesidir. Merkezi Strasbourg yakınlarında Fransa’da olup Dünya genelinde 5 farklı ülkede üretim tesisleri bulunmaktadır.

1

960’lı yıllarda Fransa’daki ilk UPS’i üreterek UPS sektörüne giren SOCOMEC yıllarca sektörünün en öncü firmalarından biri olarak birçok yeniliğe imza atmıştır. 1968 yılında Fransa da üretim yapan ilk üretici olması, 1980 yılında PWM tekniğine sahip UPS tasarımı yapmış olması, 2003 yılında 200 kVA da ilk IGBT doğrultucuyu üretmiş olması ve 2010 yılında en kopmak 900 kVA UPS üretmesi sektöre kattığı yeniliklerin bir kısmıdır..Yüksek kalite politikasına uygun olarak UPS üretimi rakiplerinden farklı olarak Uzakdoğu’ya taşımayı reddetmiş, Fransa ve İtalya’daki üretim tesislerinde hizmet vermeye devam etmektedir. Ürün yelpazesinin genişliği ve her türlü yük profiline uygun UPS çözümleri ile standart bir UPS üreticisinden farklı olarak müşteri ihtiyacını analiz ederek en doğru ve uygun çözümü sunan bir yapıda çalışmaktadır.

Socomec UPS portföyünü üç ana başlıkta özetleyebiliriz. Business Critical (BC) serisi olarak

94 Mayıs

2016

tanımlanan genel kullanım amaçlı, trafosuz UPS sistemleri başlangıç ürünüdür. Bu üründe amaç toplam sahip olma maliyetinden ziyade ilk yatırım maliyetini ön planda tutmaktır. Serinin temel karakteristiği IGBT doğrultucu ve inverter, 0.9 çıkış güç faktörü ve trafosuz tasarımdır. Business Crtical serisinde on-line sistem verimi %93.5 dir ve 10-200 kVA aralığında mevcuttur. Green Power 2.0 (GP 2.0) serisi olarak tanımlanan sistemler BC serisi gibi trafosuz sistemlerdir. BC serisinden farklı olarak 3 level teknolojisine sahiptir ve çıkış güç faktörü 1.0 dır (kVA=kW). Tamamen toplam sahip olma maliyetine odaklanmıştır. Statik UPS sistemlerinin VFI modda elde edebileceği en üst performansı sahaya yansıtmaktadır. 3 Level teknolojisi ile sistem verimliği on-line modda (VFI mod) %96 mertebelerindedir. 10-500 kVA/kW aralığında mevcuttur. Socomec olarak gene sektörde


bir ilke imza atarak tüm GP 2.0 serisindeki ürünler TÜV ve Breuau Veritas akredite kurumlarından EN 62040-3 standardına (UPS Test ve Performans) uygun olarak verimlilik testine tabi tutulmuş ve sertifikalandırılmıştır. Delphys MP, Delphys MX ve Masterys IP+ ürünleride tranformatörlü endüstriyel ugyulamalra yönelik sistemlerdir. Bu sayıda özellikle bahsetmek istediğimiz ürün Masterys IP+ serisidir. Masterys IP+ serisi 10-80 kVA aralığında tamamen endüstriyel uygulamalara ve ağır çevresel koşullar altında çalışmaya yönelik tasarlanan on-line UPS dir. Güvenlik ve servis sürekliliği garanti edilmektedir. Ürün dayanımı ve esnekliği ile her türlü endüstriyel ortama uyum sağlayabilmektedir. Endüstriyel uygulamalarda yük ve altyapı profilinden ötürü transformatör temelli UPS sistemleri tavsiye edilmektedir. Klasik transformatör temelli UPS sistemlerinde ki yükseltici inverter çıkış transformatörü de GALVANİK İZOLASYON transformatörü olarak tanılatılmaktadır. Aslında bu tanım yanlıştır. Çünkü UPS sistemi galvanik izolasyon sağlayacaksa on-line ve aküden çalışma modu dışında olan statik by-pass ve manuel bypass modlarında da bu izalasyonu sağlamalıdır. Ne yazık ki klasik transformatör temelli UPS sistemleri bunu sağlayamaz. IP+ ise klasik trafolu UPS sistemlerinden farklı olarak UPS in her çalışma koşulu için gerçek anlamda galvanik izolasyonu sağlayabilmektedir. Çünkü IP+ yüksek k faktörlü (K=9) ve 6 kV a

IP+ değerleri BAĞIŞILIK

EN 62040-2 Standartının Endüstriyel Ortamlar için Önerisi

(bağımsız kurumca test edilip, doğrulanmıştır)

Level C3 Surge

Ortak nod Ortak nod

: ±4 kV

: ±2 kV

IEC 61000-4-5

Diferansiyel nod : ±2 kV Diferansiyel nod : ±1 kV

Burst Level C3

: ±2 kV

±4 kV

IEC 61000-4-4 Elektrostatik Deşarj IEC 61000-4-2

Level C3 Temas deşarjı : ±8 kV Temas deşarjı : ±4 kV Havada deşarj : ±12 kV Havada deşarj : ±8 kV

Yayılım Arayüzü Level C3

Level C3

IEC 61000-4-3 İletim Arayüzü IEC 61000-4-6 Elektromanyetik Alan

Level C3

Level C3

Level C3

Level C3

IEC 61000-4-8

95 Mayıs

2016


kadar yıldırım testine tabi tutulan transformatöre sahiptir. İzolasyon transformatörünün izolasyon gerilimi 3 kV (60 saniye) ve sıcaklık sınıfı H (180 °C) dır. Bu transformatör altyapı ve uygulama tipine bağlı olarak çıkışa, doğrultucu girişine veya bypass hattına taşınabilir. Aşağıda bazı konfigürasyon tiplerine ait tek hat diyagramları mevcuttur. IP+ serisini endüstriyel uygulamalarda ön plana çıkaran diğer unsurlardan da bahsetmek gerekirse; Mekanik dayanım, 2mm kalınlığından metal saçdan imal edilen IP+ taşıyıcı ayaklarında bu değer 4 mm dir. Vibrasyon (ASTM – D999) , eğilme (ASTM – D880) ve devrilme etkisine (AFNOR NF H 00-0042) karşı bağımsız ve akredite kurumca test edilmiş ve başarılı bulunmuştur. Ağır iş yükleri, IP+ her türlü endüstriyel yük ile tam uyumlu ve güvenilir çalışmaktadır. Kısa devre dayanımı ve bypass koruması, bypass beslemesi devrede iken IP+ Faz-Nötr kısa devresine nominal akımının 20 katına kadar

96 Mayıs

2016

dayanabilmektedir. Aküden çalışma durumunda ise bu değer 4.5 dir. Çalışma sıcaklığı, IP+ çıkış gücünde herhangi bir azaltmaya ihtiyaç duymadan 0-40°C arasında çalışabilmektedir. Çıkış gücünde bir miktar azalma olmak şartı ile 8 saate kadar +50°C de çalışabilmektedir. 0 derecenin altındaki sıcaklıklarda, PCB kartlarına özel koruma opsiyonun uygulanması durumunda, -10°C ye kadar çalışabilmektedir. EMI ve Aşırı Gerilim Dayanımı, Masterys IP+ serisi statik UPS sistemlerine göre, EN 62040-2 standartına bahsedilen değerlerden 2 kat daha yüksek koruma sağlamaktadır. Aşağıdaki tabloda IP+ ve EN-62040-2 değerleri gösterilmiştir. Kabin koruma sınıfı, IP+ serisinin en sıra dışı özelliklerinden biride IP sınıfıdır. Standart olarak IP31 koruma sınıfına sahiptir ve kolayca IP52 ye yükseltilebilmektedir. Koruma sınıfı TUV tarafından sertifikalandırılmıştır. Bakım kolaylığı, IP+ tamamen önden müdahale edilecek şekilde çekmeceli tipte tasarlanmıştır. IP+ yan ve arka yüzeyleri için

servis müdahale alanına ihtiyaç duymadığından ötürü taban alanı kadar yer kaplar. Çalışırken kolay bir şekilde ve kullanıcı tarafından fan ve filtrelerinin değiştirilebilmesi prosessi durdurmadan gerçekleştirilir. İşletmesel kolaylıklar, IP+ serisi cihazlar endüstriyel tesislerde yaşanan altyapısal bozukluklardan en az etkilenecek şekilde tasarlanmıştır. Şase üzerine bulunan kablo sabitleme aparatları sayesinde ups ait giriş-çıkış kablolarının sistem bağlantılarını sabitlenerek güvenlik seviyesi arttırılmıştır. Ayrıca UPS üzerine yerleştirilen DIN bar ile UPS çıkışı için ilave bir dağıtım panosuna ihtiyaç bulunmaz. Özek olarak IP+, gerçek anlamda giriş-çıkış galvanik izolasyonu sağlayan, ağır ortamlarda toz ve suya karşı güçlü koruma sınıfına sahip, standartlardan daha üstün elektriksel bağışıklığa sahip, kolay servis verilebilir ve maden, rafineri, kaynak prosesleri, tünel aydınlatma ve kontrol sistemleri ile demir-çelik sanayi uygulamalarında ideal bir çözümdür.


KALİTELİ KESİNTİSİZ ENERJİ • TANITICI REKLAM

İNFORM

Modüler KGK Sistemleri Ateşin bulunmasından bu yana, enerji insanoğlu için en az su kadar önem arz eden bir ihtiyaçtır. Rönesansı takip eden Sanayi Devrimi elektriğin kullanılmaya başlanması ile başka bir boyut kazanmış ve gelişmeler çok daha yüksek bir ivme kazanmıştır. 20.yüzyıl bilim ve teknik alanındaki bilgilerin giderek arttığı bir dönem olmuştur.

İ

çinde bulunduğumuz 21. yüzyıl ise “Bilgi Çağı” olarak adlandırılmaktadır. İnsanoğlunun bilimin her alanında bilgiye erişim yöntemleri ve buna paralel olarak kullandığı elektrikli cihaz sayısı ise gün geçtikçe artmaktadır. Gün geçtikçe artan elektrikli cihaz sayısı, buna paralel olarak elektrik enerjisi ihtiyacını da artırmaktadır. Maddenin temel parçacıkları üzerindeki çalışmalar ilerledikçe, nanoteknoloji ve yüksek frekans teknolojisi hızla gelişmektedir. Bu teknolojilerin yardımı ile elektrikli aletlerin boyutları ve çalışmak için ihtiyaç duyduğu enerji ise gün geçtikçe azalmaktadır. Çoğumuz artık elektriğin olmadığı bir yaşamı hayal dahi edemiyoruz. Günümüzde elektrik enerjisinin sürekliliği insanoğlu için çok daha önem arz etmektedir. Alternatif elektriğin depolanamaması sorunu ise, enerji dönüşümleri yoluyla aşılmış ve elektrik enerjisini sürekliliği için “Kesintisiz Güç Kaynakları (KGK)” geliştirilmiştir. KGK sistemlerinde güç artırımı birbirine paralel çalışan KGK sistemler tasarlanarak aşılmıştır. Bunun için KGK sistemi satın alınırken planlama yapılması gerekmektedir. Ancak günümüzde klasik paralel KGK sistemleri hızla artan enerji taleplerini karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Güç ihtiyacı artarken KGK ların paralel hale getirilmesi ekonomik, lojistik ve teknik açıdan problemler doğmasına yol açmaktadır. Bu problemler ise modüler KGK sistemlerinin geliştilerek aşılmıştır. Genel olarak modüler KGK sistemleri birbirine paralel olarak çalışan KGK

modüllerinden oluşan sistemlerdir. KGK na bağlı olan elektriksel yük KGK modülleri arasında eşit olarak paylaşılır. Modüllerin güçleri marka ve modellere göre değişiklik arz etmektedir. Modüler sistemlerin tek avantajı paralel çalışma değildir. Genel avantajlarını sıralayacak olursak; · Esnek yapısı sayesinde , ihtiyaç halinde çok hızlı ve çok kolay güç artırımı imkanı · Paralel çalışan güç modülleri sayesinde arıza durumunda sadece arızalanan güç modülü kadar güç kaybı oluşması · Modüllerin kolay taşınabilir olması nedeni ile çok hızlı vede

97 Mayıs

2016


Seri Adı

Kullanılabilecek KGK Modülü Gücü

Archimod

6,7kVA

20-40-60-80-100-120-Hibrid

Trimod

2,7kVA

8-16-24

3,4kVA

10-20-30

Modulera

5kVA

30-45-60

20 kVA

60-120-200

Seri Adı

Giriş-Çıkış Faz Sayısı

Maksimum KGK Gücü

Archimod

1 Faz Giriş - 1 Faz Çıkış

20kVA ya kadar

1 Faz Giriş - 3 Faz Çıkış

20kVA ya kadar

3 Faz Giriş - 1 Faz Çıkış

20kVA ya kadar

3 Faz Giriş - 3 Faz Çıkış

20-120kVA arası

1 Faz Giriş - 1 Faz Çıkış

20kVA ya kadar

1 Faz Giriş - 3 Faz Çıkış

20kVA ya kadar

3 Faz Giriş - 1 Faz Çıkış

30kVA ya kadar

3 Faz Giriş - 3 Faz Çıkış

8-60kVA arası

3 Faz Giriş - 3 Faz Çıkış

20-200 kVA arası

Trimod

Modulera

ekonomik teknik servis hizmeti verilmesi · Yüksek verimli yapısı sayesinde enerji tasarrufu sağlanması · Kurulum için minimum alan gereken dar mekanlarda en etkili çözüm olması · Birbirinden bağımsız kontrol edilen güç modülleri sayesinde, kontrol seçenekleri ve haberleşme seçeneklerinin de yedeklenmiş olması. Inform Modüler KGK sistemleri ise Archimod, Trimod ve Modulera olmak üzere 3 seriye ayrılmaktadır. Bu serilerde kullanılan KGK modüllerinin kapasiteleri ve oluşturulabilen maksimum ups güçleri aşağıda tabloda özet olarak gösterilmiştir.

Modüler KGKsistemi seçerken nelere karar vermek gerekir? 1-İlk olarak karar verilmesi gereken mevcut elektrik tesisatının yapısıdır. Inform modüler KGK sistemleri ve giriş/çıkış faz sayısı aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

98 Mayıs

2016

Modülün Kullanılabileceği KGK Kabini

NOT: Trimod ve Archimod Serisi KGK ları 20kVA ya kadar 1/1 , 1/3 , 3/1 ve 3/3 kullanılabilir yapısı sayesinde gerçek anlamda dört dörtlük çalışan KGK larıdır. 2-İkinci olarak karar verilmesi gereken konu maksimum ihtiyaç duyulabilecek gücün belirlenmesidir. Bu detay da seçilecek modül kabinine karar verilmesi için gereklidir. 3-Karar verilmesi diğer bir konu ise yedeklilik ihtiyacıdır. Bu detay da seçilecek modül kabininin seçilmesi için gereklidir.

4-Akü Kabini seçimi için karar verilmesi gereken ilk konu modüler bir akü kabini mi yoksa modüler olmayan bir akü kabini mi kullanılacağıdır. Trimod KGK ları 20 akü ile çalışmaktadır. Modüler akü çekmeceleri 5 adet 7ah veya 9 Ah akü almakta olup, 1 set akü grubu için 4 adet akü çekmecesi kullanılmaktadır. Çekmece resimleri aşağıdaki gibidir;

Archimod KGK ları ise 21 akü ile çalışmaktadır. Modüler akü çekmeceleri 7 adet 7ah veya 9 Ah akü almakta olup, 1 set akü grubu için 3 adet akü çekmecesi kullanılmaktadır. Çekmece resimi aşağıdaki gibidir;

Modüler KGK sistemlerinde klasik paralel KGK sistemlerinin aksine N+X yedeklilik yöntemi kullanılır.

Trimod ve Archimod serilerinde istenirse faz başına yedeklemeyi artırmak da mümkündür.

Diğer bir deyişle KGK gücü değilde modüller yedeklenir. Örnek 1:

Yandaki resimde S fazında N+1 yedekleme yapılmıştır. Diğer fazlarda ise yedekleme yapılmamıştır. Böylece sadece kritik yüklerinizi yedekleyerek ekonomik biz çözüm oluşturulmuş olmaktadır.

3,4kVA güç modülleri ile oluşturulan monofaze çıkışlı 30kVA bir i ele alalım. Yükümüz 20kVA ise N+3 yedeklilik vardır. Yani 20kVA KGK nı yedeklemek yerine modüller yedeklenmiştir. Örnek2: 3,4kVA güç modülleri ile oluşturulan trifaze çıkışlı 30kVA bir KGK nı ele alalım. Yükümüz 20kVA ise N+1 yedeklilik vardır. Yani 20kVA KGK 10kVA modül kullanılarak yedeklenmiştir.


INFORM TARİHÇE; Kuruluşu 1980 yılına dayanan firmamız gerçekleştirdiği büyük yatırımlarla, Türkiye’de içinde bulunduğu sektörün tartışmasız lideri olmanın yanı sıra, 27.500m2’lik kapalı alana kurulu tesislerinde, 500’ ü aşkın personeli, 30 kişiden oluşan uzman Ar&Ge kadrosu, yurtiçi ve yurtdışına yayılan şubeleri, bayi-yetkili servis noktaları, deneyimli kadrosu ve üstün kalite anlayışı ile Dünya’nın sayılı firmaları arasına girmek için faaliyetlerine devam etmektedir. Her anı Kalite Müdürlüğümüzce denetlenerek standardizasyon sağlanan İnform ürünleri; ISO-9000, ISO14001, CE, ROHS, GOST, TSE ve TSEK kalite belgelerine sahiptir. Firmamızın, Toplam Kalite Yönetimi ilkeleri ve koşulsuz müşteri memnuniyeti beklentisi, üretimin her anında kusursuzluğun temelini oluşturmaktadır. Türkiye ve dünya ölçeğindeki müşterilerimize kaliteli, sorunsuz ve koşulsuz destek vererek; kaliteyi felsefe edinmiş profesyonel ekibimizle, hem iç hem de dış pazardaki varlığımızı ve rekabet gücümüzü arttırmak temel felsefemizdir.

Türkiye’de faaliyet gösteren 17 ayrı bölge/ bayii organizasyonu ile ülke çapında geniş bir hizmet ağına sahip olan firmamız, 85 ayrı ülkeye yaptığı ihracat ile de yurtdışı pazarda faaliyet göstermektedir. İnform 2010 yılı itibariyle elektrik ve bina otomasyon sistemlerinde uzman, 70 ülkede 31.000 çalışanı ile faaliyetlerini sürdürmekte olan Legrand Group bünyesine katılmıştır.

Uzun süre beslemesi gerektiği durumlarda veya akü ömrünün uzun olması ( > 5yıl ) istendiği durumlarda modüler olmayan akü gruplarının kullanılması en doğru çözüm olmaktadır. 5- Akü grubunu seçerken dikkate alınması gereken bir diğer hususta şarj akımlarıdır. Trimod Serisinde 2.7kVA ve 3.4kVA güç modülleri için şarjör kartı akımları 1,5A ; 5kVA lık güç modülleri içinse 2,5A dir. Archimod Serisi 6,7kVA lık güç modüllerinde ise şarjör kartı akımı 2,5A dir. Dolayısı ile bağlanacak her güç modülü ile şarjör kartı akımı artacaktır.

99 Mayıs

2016


KALİTELİ & KESİNTİSİZ ENERJİ • TANITICI REKLAM

PHOENIX

IQ Teknolojisi ile QuInt Güç Kaynakları Phoenix Contact tarafından geliştirilen IQ Teknolojisi, kesintisiz güç kaynaklarını (UPS) akıllı hale getirdi. Şebeke hatlarında problem çıkması durumunda, akü kendisine bağlı yüklerin tamamını besleyeceğinden, kullanıcılar sistem yeni iken aküye %100 güvenebilirler.

Ş

ebeke düşüşleri veya besleme gerilimi kesintileri işlemlerde kesintilere hatta duruşlara sebep olabilir. Bu tip bir sorunu gidermek ve kesintileri en aza indirmek amacıyla, kesintisiz güç kaynakları (UPS) kullanılabilir. Böyle bir çözümde üç işlev birimi olur, güç kaynağı, elektronik geçiş ünitesi ve enerji depolama aygıtıdır (Şekil 1). Güç kaynağı, primer gerilim mevcut olduğu sürece yüklere güç sağlar. Şebeke geriliminde bir kesinti olursa, elektronik geçiş birimi müdahale eder ve bağlı yüklerin sürekli olarak beslenmesi için enerji depolama aygıtı sorunsuzca devreye alır.

Hesap Edilemez Bir Komponent Olarak Akü

Kerem KÖKEL Endüstriyel Elektronik Ürün Grubu Yönetmeni, Phoenix Contact Türkiye

100 Mayıs

2016

Bu örnek bir kesintisiz güç kaynağının nasıl çalıştığını gösterecektir. Bir şişeleme tesisinde kullanılan endüstriyel PC’nin gerilim dalgalanmaları sırasında bile sürekli olarak 24 V DC ile beslenmesi gerekmektedir. Şebeke hattı uzun bir süre için kesilirse şişeleme tesisi mevcut şekilde çalışmaya devam eder ya da kontrollü bir şekilde yavaş yavaş çalışmayı durdurur. Kullanıcı gerekli yük akımı ve belirtilen tampon süresine bağlı olarak uygun aküyü seçer. Bu özel uygulama örneğinde, 3,4 Ah akü modülü 20 dakika için 5A’ilk bir yük akımını tamponlayabilecektir. Kısa kesintiler bile işletmeciye para

kaybettirebileceği için güvenilir bir güç kaynağı ile ilgili olarak tesisinin tam olarak korunması için her iki yılda bir yeni akü yatırımı yapılmaktadır. Ne yazık ki, deneyimler her zaman akü değişiminin sorunların oluşumunu önlemediğini göstermiştir. Bunun sebebi piyasada şu anda bulunan tüm çözümlerde bilinmeyen bir unsurun yani akünün varlığıdır. Çünkü aşağıdaki sorular geleneksel UPS çözümleri kullanılarak cevaplanamaz: Akü tamamen şarj edilmiş durumda mı? Eğer değilse; Giriş gerilimi kesildiğinde akü bağlı yükleri ne kadar uzun süre destekleyebilecektir? Akü halihazırda oldukça eski mi ya da yüksek ortam sıcaklıklarının bir sonucu olarak önemli ölçüde eskidi mi? Hala yeterli enerji sağlayabilir mi? Eskime sürecinin bir sonucu olarak, akünün 20 dakika yerine beş dakika boyunca 5 A yük akımı besleyebilir hale gelmesi mümkündür. Güvenilmez bir güç kaynağının yaratacağı en kötü durumda, şişeleme tesisinde ilgili proses verilerini yedeklemek mümkün olmadan sistem durma noktasına gelecektir.

IQ Teknolojisi Şarj Durumu ve Beklenen Ömür Hakkında Bilgi Sağlar Akıllı Quint UPS-IQ güç kaynağı ilgili


Şekil 1: İlk akıllı kesintisiz güç kaynağı olarak, Quint UPS-IQ sizin için düşünür.

akü durumlarının hepsini belirler. Böylece her zaman için kararlı besleme ve optimal akü kullanımı için gerekli ortam sağlanır. Akıllı batarya yönetimi, bağlı akünün gerçek şarj durumunu bilir ve bu verilere dayanarak kalan tampon zamanını hesaplar. Böylece yük besleme kesintileri ve endüstriyel PC’lerin zamansız çalışması tamamen önlenir. Şişeleme tesisi örneğinde operasyon şirketi arabellek süresini gerçekten 20 dakika veya, belirli koşullar altında, sadece 15 dakika olup olmadığını Quint UPS-IQ kesintisiz güç kaynağından öğrenir. Ayarlanabilir bir limit değere ulaşıldığında, bir röle kontağı veya yazılım kullanarak kullanıcıya eyleme geçmek için bol vakit bırakan bir şekilde alarm mesajı verilebilir. Akünün kalan ömrü bilinip, servis dönemleri planlanabilir. Akü optimum zamanda değiştirilirse, erken akü değişimi veya akü yetmezliğinden

kaynaklanan maliyetler önlenebilir. Özellikle geniş bir alana dağılmış olan uygulamalarda, bir akünün güvenilir bir şekilde 2 yıl - ya da sadece 2 ay için çalışmaya devam edip etmeyeceğini bilmek önemlidir. Örneğin, rüzgar türbini sistemlerinde, kule içindeki acil aydınlatma sistemleri için sağlanan elektrik, akü ile beslenir. Bir sorun oluşursa, teknisyen güvenle motorun bulunduğu yere erişebilir. Enerji depolama aygıtlarının değiştirilmesi yüksek maliyetlere sebep olur. Burada, akünün gerçek beklenen ömrünün iletilmesi sayesinde gereksiz servis ve malzeme maliyetleri önlenebilir.

Daimi İletişim Şarj Sürecini Hızlandırıyor Quint UPS-IQ ve akü arasındaki sürekli iletişim kesintisiz izleme ve akıllı yönetim için ön koşuldur. Akü ile akü kontrol modülünün arasında

haberleşmenin sağlanması için Artı ve eksi kablolara ek olarak, ek bir haberleşme kablosu mevcuttur. Quint UPS-IQ güç kaynağı bağlanan aküyü hemen tanımlar. Akü daha sonra seri numarasını ve kapasitesini gönderir. Özellikle akü türü ve çevresel koşullara bağlı olarak, UPS artık otomatik olarak akü ömrünü önemli ölçüde uzatacak şarj özelliklerini seçer. Şarj durumunu belirlemek amacıyla, akü gerçek akım ve gerilim değerlerinin yanı sıra sıcaklığı da iletir. Şarj akımını hesaplamak için, Quint UPS-IQ akü ve güç kaynağı girişi ile iletişim kurar. Bunun bir sonucu olarak, akü konvansiyonel UPS sistemleri için gerekli sürenin yarısında hazır duruma gelir. Güç ünitesinin çıkış akımı, yükler için her zaman yeterli gücün mevcut olacağı ve akünün en kısa sürede şarj olacağı şekilde kontrol edilir. Kesintisiz Quint UPS-IQ, ideal olarak 5, 10, 20 ve 40 A çıkış akımlarıyla 24 V uygulamalarda kullanılır. 400 W/500 VA ve 85 ila 264 V AC çıkış gücüne sahip modül AC uygulamalar için de kullanılan bir model mevcuttur (Şekil 2). Tüm üniteler VRLA teknolojili 1,3 ila 38 Ah arasında enerji depolama cihazlarıyla veya yüksek ortam sıcaklıkları için güçlü LI-ION akülerle kombine edilebilir. Tampon süresi 5 A yük için 8 saat veya 40 A yük için 30 dakikadır.

Daha Çok Esneklik İçin Parametrelendirilebilir İşletmeci şirketler UPS-CONF yazılımını kullanarak UPS çözümünü izleyebilirler. Örneğin, yazılım akülerin gerçek durumlarını firmalara bildirir (Şekil 3). Operasyon süreçlerinin

101 Mayıs

2016


Şekil 2: 500 VA çıkış gücü ile Quint UPS-IQ güç kaynağı yazılımı ile iletişim kurmak için veri portunu kullanır.

iyileştirilmesi için, ilgili işletim parametrelerinin hepsi grafiksel olarak görüntülenir ve önemli mesajlar öne çıkarılır. Quint UPS-IQ tak ve çalıştır çözümü destekler dahası kullanıcılar, Quint UPS-IQ’ yu yapılandırabilirler. Alarm mesajları için eşik değerleri ya da tampon zaman değerleri tek tek PC üzerinden değiştirilebilir. Bu sayede bunlar en iyi şekilde belirli bir sisteme adapte edilebilir hale gelir. Maksimum şarj akımı ve bir akünün şarj gerilim sonu da ayarlanabilir parametrelerdir. Quint UPS-IQ, şebeke arızalarını, ne zaman ve ne kadar tamponladığı gibi olay ve bilgileri bir günlük dosyasında arşivler. Ücretsiz olarak kullanılabilen bu yazılım Phoenix Contact E-Shop indirme alanında internetten indirilebilir.

Sonuç En kötü durumda, kısa süreli bile olsa şebeke düşüşleri ve arızaları sonucu üretim durma noktasına gelir. Eğer, üreticiler, uluslararası rekabet içinde olumsuz çevresel koşullar altında bile makina ve sistemlerini güvenli

102 Mayıs

2016

Şekil 3: UPS-CONF konfigürasyon ve yönetim yazılımı ile kullanıcılar PC’de UPS çözümünü izleyebilir ve yapılandırabilirler.

bir şekilde işletebilirlerse, önemli bir avantaja sahip olurlar. Bu sebeple Phoenix Contact, IQ Teknolojisi ile tesis veya sistem kullanılabilirliğini önemli ölçüde artıran yeni nesil kesintisiz güç kaynaklarını geliştirmiştir.

Efektif Maliyet Ve Seçici Koruma İçin SFB Teknolojisi Kullanıcılar Quint-Power güç kaynağı üniteleri ile Quint UPS-IQ kesintisiz güç kaynağını birleştirirlerse, bağlı yükler için Quint-Power güç kaynağının ayırt edici özelliklerinden faydalanabilirler. Bunun sebebi Quint güç kaynaklarının nominal akımdan önemli ölçüde daha fazlasını sağlamasıdır. Bu, zorlu yükler statik Power-Boost işlevi kullanarak

nominal akımın yüzde 150’si ile başlatılabilmesi demektir. Ayrıca güç kaynakları, standart devre kesicileri manyetik olarak ve çabuk bir biçimde açtırabilmek amacıyla nominal akımlarının katlarını kısa süre boyunca verebilmelidir. 12 milisaniye için nominal akımın yüzde 600’üne kadar sağlayabilmekte olan Seçici Sigorta Attırma Teknolojisi (SFB) ile Quint Power dinamik bir güç rezervi sunmaktadır. Örneğin güç kaynağına bağlı yüklerden birinde kısa devre olması durumunda, o kolda bulunan ilgili sigorta, güç kaynağı tarafından attırılır. Böylece arızalı kısım devreden çıkartılmış olur ve diğer yükler herhangi bir kesintiye uğramadan güvenli bir şekilde beslenmeye devam eder.


KALİTELİ & KESİNTİSİZ ENERJİ • TANITICI REKLAM

EMERSON

Emerson Network Power, Müşterilerin Verimliliklerine ve Büyüme İvmesine Destek olmak için AC Güç Portföyünü Güçlendiriyor Trinergy™ Cube ve Liebert® 80-eXL ürün gruplarına yapılan son ilaveler Müşteri Deneyimi Merkezlerinde toplanan beklentileri yansıtıyor

Emerson Network Power Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Başkanı Giordano Albertazzi

E

merson (NYSE:EMR) şirketi bünyesinde faaliyet gösteren ve dünyanın bir numaralı bilgi ve iletişim teknolojisi sistemleri için kritik altyapı tedarikçisi olan Emerson Network Power, başlıca müşteriyle ve Emerson Network Power tarafından oluşturulan Müşteri Deneyimi Merkezlerince yürütülen kapsamlı araştırmaların ardından Trinergy™ Cube ve Liebert® 80-eXL ürün platformlarını genişletti. Modülerliği, yüksek esnekliğe sahip güç merkezleri ve benzersiz yüzde 98,5’lik çalışma verimliliğiyle bilinen Trinergy Cube kesintisiz güç kaynağı (KGK) artık daha yüksek kapasite için

200 kW ve 400 kW güç merkezleri de dahil olarak daha fazla olanaklar sunuyor. Bu yeni güncellemelerle Trinergy Cube, endüstri lideri performansının yanı sıra statik KGK pazarında artık en yüksek güç yoğunluğunu da sağlıyor. Aynı şekilde, Liebert 80-eXL ürün grubu da önümüzdeki birkaç ay içinde serisindeki seçeneklerin iki katından fazla arttığına tanık olacak ve 1200 kW gücünün gruba katılmasıyla bir paralel sistemde 9.6 MW’a varan enerji sağlayan ilk transformatörsüz monolitik KGK olacak. Bu yenilikler kısmen Müşteri Deneyimi Merkezleri bünyesinde derlenen ayrıntılı müşteri

103 Mayıs

2016


değerlendirmelerinin sonucu. Bu merkezler müşterilere, danışmanlara ve veri merkezi uzmanlarına Emerson Network Power teknolojilerinin kapasitelerini uç koşullarda gözlemlemek için bir test alanı sağlıyor. Şu ana kadar Emerson Network Power, iki yıldan kısa bir süre içinde dünyanın farklı noktalarında dört merkezin açılışına imza atması, gittikçe karmaşıklaşan kritik altyapıları karşılamak için müşterileriyle yakın çalışma taahhüdünü ortaya koymuştur. Yakın zamanda Emerson Network Power Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Başkanlığına atanan Giordano Albertazzi şu şekilde görüşünü dile getirdi: “Müşteri Deneyim Merkezlerimiz ürünlerimizin gelişimini sürdürmede her geçen gün daha önemli bir rol üstleniyor. Bu tesisler bizi müşterilerimize daha fazla yakınlaştırırken, onların ihtiyaçları ve isteklerini daha iyi görebilmemizi sağlıyor, ve bu da Ar&Ge ve mühendislik çalışmalarının

104 Mayıs

2016

Liebert 80-eXL ve Trinergy Cube portföylerine yapılan son ilavelerde olduğu gibi elde edilen bulgulara odaklanabilmesiyle sonuçlanıyor. Örneğin geçtiğimiz yıl içinde İtalya Bolonya’daki AC Güç Müşteri Deneyimi Merkezinde 800’den fazla müşteriyle temasımız oldu.” Veri Merkezi Hizmetleri (DCS) ve Colt Teknoloji Hizmetlerinde tesis müdürü Francisco Ramirez’in ifadesiyle: “Emerson Network

Power ürünlerini satın alma kararı öncesinde deneyebilme fırsatının verilmesi harikaydı. Müşteri Deneyim Merkezi, önümüzdeki seçenekleri ilk elden görebilmemizi ve işimiz açısından en iyi seçeneğin hangisi olduğunu anlamamızı sağladı. Gözlemleme testi benim beklentilerimin ötesindeydi ve Emerson Network Power ile iş birliğini seçmemizin önemli sebeplerinden biri oldu.”


SCADA • TANITICI REKLAM

BAŞARI MÜHENDİSLİK

TRAFO MERKEZLERİNDE KULLANILAN IEC 61850 STANDARDI VE IEC 61850 JetNet 5628G / JetNet 5828G) NETWORK ÇÖZÜMLERİ (Korenix IEC 61850 standardı trafo merkezlerinin otomasyon haberleşme sistemleri için oluşturulmuş bir standarttır. IEC 61850 standardı sayesinde enerji otomasyonu sistemleri için tek bir haberleşme protokolü tanımlanmış olup, tüm ekipmanlar gerek birbirleri ile gerekse bir üst sistem ile aynı protokol üzerinden haberleşebilmektedir.

B

u protokol ile birlikte trafo merkezleri otomasyonunda ethernet teknolojisi kullanılmakta ve standart aracılığıyla yeni bir haberleşme protokolü ihtiyacı ortadan kalmaktadır. Bu entegrasyon haberleşme maliyetleri olumlu yansımakta ve sistemin çalışma hızını arttırmaktadır. Bu standardın kullanımı ile birlikte, sistemin network altyapısı için IEC 61850 switch ihtiyacını ön plana çıkmıştır. Korenix JetNet 5628G ve JetNet 5828G Serisi, IEC61850-3 standardının yanı sıra NEMA TS1/ TS2 ve EN50121-4 sertifikaları ile birlikte sadece Trafo Merkezleri ile değil tüm Raylı Sistemler ve Akıllı Trafik Yönetim Uygulamaları için modüler yapısı ile tüm saha gereksinimlerini karşılayabilmektedir. Bu seri switchler üzerlerinde 4 adet gigabit combo port ve 3 adet modüler slot ile çeşitli saha ihtiyaçlarını kullanıcıya uygulama imkânı sağlamaktadır. Bu mevcut modüler yapısı ile 24 port 10/100M bakır portdan 18 port 100M fiber

porta kadar yapılandırabilir ve her çeşitli yapılandırmada 4 adet gigabit combo uplink port sunabilmektedir. Böylece network yapılandırılması, ihtiyaç doğrultusunda belirlenerek modüler yapıda port sayısı esnekliği sağlanmış olmaktadır. Switch’ler MSR (Multiple Super Ring) ağ yedekliği protokolünü desteklediğinden 2 adet gigabit ring yapıyı yedek uplink bağlantıları ile destekleyebilmektedir. Ayrıca IEC61850-3 ve IEEE1613 alt istasyon standartlarının üst düzey yönetim ve güvenlik gereksinimlerini karşılamak için JetNet 5628G ve JetNet 5828G serisi switchler; yüksek kalitede ve güvenilir ağ iletişimi sunmaktadır. Switchlerde; 16K MAC, 8 fiziksel QoS, 256 VLAN, IGMP Snooping, DHCP, LACP kuyruğu ve diğer gelişmiş yönetim ve güvenlik özelliklerinin yanı sıra LLDP ve Korenix NMS etkili ağ yönetim yazılım desteği mevcut bulunmaktadır. JetNet 5628G ve JetNet 5828G serisi, saha güç yapılarında esnek kullanıma yönelik 85~264VAC, 88~370VDC ve 24/48VDC dâhil olmak üzere çeşitli güç giriş türlerini desteklemektedir. Bu sayede geniş ölçekli güç seçenekleri; trafo merkezleri, trafik ve demir yolu otomasyonuna yönelik en en ekonomik ve güvenilir çözümü sağlamaktadır.

105 Mayıs

2016


SCADA • TANITICI REKLAM

ABB

Yenilikçi şebeke izleme çözümleri Günümüzde solar enerji sistemleri çevreye zarar vermeden enerji ihtiyacını karşılamada büyük rol oynamaktadır. Yenilikçi şebeke izleme çözümleri fotovoltaik uygulamalarda güvenli ve verimli çalışmayı sağlayarak maliyeti azaltmaktadır.

Arkaplan Ulusal şebekelerde genel olarak büyük çapta üretim alanları az sayıdadır, bununla beraber çok sayıda tüketiciye sahiptir. Son 10- 20 yıldır yenilenebilir enerjinin geliştirilmesiyle, elektrik şebekeleri yeni zorluklarla yüzyüze kalmıştır. Günümüzde çok sayıda küçük çapta üretim sahaları bulunmaktadır. Bu üretim sahaları genellikle bağımsız enerji üretim endüstrileri veya özel yatırımcılara aittir. Ve bu üreticilerin bazıları da aynı zamanda tüketici olarak da değerlendirilmektedirler.

Örneğin, özel yatırımcılar genellikle çatılarda kullanılan solar fotovoltaik panel uygulamasıyla, bu sistem için harcanacak enerji için de yeterli elektrik üretimini yapabilmektedirler. Böylece şebekeden kullanım yapmalarına gerek kalmamaktadır. Eğer bu sistem harcadığından daha çok üretim yapabilirse , şebeke üzerinde potansiyel üretici konumuna gelmektedirler. Eğer üretilen elektrik tüketim için yeterli seviyede olmaz ise bu özel yatırımcılar , ulusal şebekeye göre tüketici konumuna geçmektedirler.


Zorluklar üç ana konudan ortaya çıkmaktadır;

Elektrik ağında herhangi bir noktaya farklı güç kaynakları sağlamak risk oluşturmaktadır. Örneğin şebeke üzerinde bakım çalışmaları tamamlandığında bütün güç kaynaklarının bağlantısı kesilmelidir. Bunun sebeplerinden bir tanesi, birçok ulusal standartın yenilenebilir enerji kaynaklarının yalnızca şebekede doğru voltaj değeri olduğunda şebekeye bağlanmalarına izin vermesidir.

Almanya kaynaklı VDE-AR-N 4105 ( orta gerilim için BDEW) 3. İngiltere kaynaklı G59/3 ve G83/2 (ve Kuzey Amerika için UL508, CAN/CSA C22.2 no.14) Şebeke izleme herhangi bir transformatörün alçak gerilim tarafında ayrı ekipmanlar vasıtası ile yapılmaktadır. Şebeke izleme, şebekedeki gerilimi belirlenen değerlerde kontrol altında tutabilmek için ve belirlenen eşik değerlerinin dışına çıkıldığında fotovoltaik sistemin bağlantısını kesmek için yapılmaktadır. Genellikle izlenen parametreler şunlardır;

Faturalandırma

Güvenlik

Yenilenebilir enerji kaynakları sahipleri, potansiyel üretici ve aynı zamanda tüketici konumunda da olabilmektedirler. Bu durumda kurallara uygun olması için ve limitler koyabilmek için iki yönde de enerji akışı hesaplanması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Ayrıca kimlerin ödeme yapması gerektiği de saptanmaktadır.

2.

• • •

gerilim seviyesi ( aşırı-/düşük, 10 dk ortalama) frekans (aşırı-/düşük frekans) frekans değişim aralığı( ROCOF) vektör değişimi

ABB CM-UFD serisi şebeke izleme rölesinin 3 farklı versiyonu mevcuttur. Yukarıdaki üç standartı da karşılamaktadır ve ayarlanabilir eşik değerleriyle esnekliği sağlamaktadır.

ABB CM-UFD Serisi şebeke izleme rölesi

Standarlar sayesinde üretilen çözümlerin gereklilikleri sağladığı doğrulanmaktadır. Aşağıda CEI 0-21 ile uyumlu örnek uygulamayı görebilirsiniz; • • •

CM-UFD.22 şebeke izleme rölesi ( CEI 0-21 sertifikalı) CP-E 24 VDC kontrol gerilimi için güç kaynağı CP-B tampon modül, hata durumunda trip mekanizması için gereken gücü güvenceye almak için kullanılmaktadır.

Teknik Hangi şartlar altında şebekeye bağlanabileceğinizi (veya bağlantıyı kesebileceğinizi) belirleyen uluslararası standartlar malesef bulunmamaktadır. Bu nedenle şebeke izleme için oluşturulan çözüm yöntemleri tek tip değildir, ancak yerel kurallara göre düzenlenmektedir. Yerel standartlarında temel aldığı üç ana standart geliştirilmiştir.

Bunlar; 1.

İtalya kaynaklı CEI 0-21

Üç fazlı uygulama bağlantı örneği

107 Mayıs

2016


SCADA • TANITICI REKLAM

KONTROLMATİK

OSB’lere Özel Enerji Yönetim Sistemleri İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı Enerji Yönetim Merkezinde kurulu olan sistem ana dağıtım merkezi, OG Hücreleri ve mevcut trafo merkezlerinin izleme ve kontrolünü gerçekleştirmektedir.

108 Mayıs

2016

O

rganize Sanayi Bölgeleri için özel geliştirdiğimiz enerji yönetim ve scada sistemimiz tam anlamıyla bir “Akıllı Şebeke” uygulaması olup TEİAŞ’tan alınan enerjinin OG hücrelerine daha sonrasında dağıtım merkezlerine gönderilmesine kadar olan tüm akışını izlemekte ve yönetimini sağlamaktadır. Haberleşme 3G ve Fiber hat üzerinden yapılmaktadır. Sahadan gelen bilgileri Barcovizyon ekranında rahatça izleyebilmekteyiz. Sistemin çalışma prensibi topoloji sayfasında gösterilmiştir. Sistemdeki çalışan server ve tüm kullanıcı bilgisayarlarının durum bilgisi alınmaktadır. Sistemdeki çalışan server ve tüm kullanıcı bilgisayarlarının durum bilgisi alınmaktadır. Sistemde enerji-yük izleme ve planlama için hazırlanan sayfadan enerji takibi rahatlıkla sağlanabilmektedir. İOSB ye ait 35 kV tek hat projesinde bağlantılar rahatlıkla

incelenebilmektedir. Enerji haritası ile enerji hattının geçtiği güzergahları görmemiz mümkündür. Enerji haritası ile enerji hattının geçtiği güzergahları görmemiz mümkündür. Sahadan gelen alarmları incelememiz için alarm sayfamız da mevcuttur. Dağıtım Merkezleri ayrıntılı bir şekilde gösterilerek sistemin çalışması takip edilmektedir. Sahada oluşabilecek herhangi bir sorun karşısında sistem alarm verip operatörü uyararak en kısa zamanda müdahale etmeyi sağlamaktadır. Sahadan gelen alarmlar operatorü sesli ve ışıklı olarak uyarmaktadır. Sistemden gelen alarmın yeri de haritada gösterilerek zaman kazanılmaktadır Sistemdeki oluşan tüm alarmları görebileceğimiz alarm sayfamız da mevcuttur. Enerji Analizörü ile dağıtım merkezindeki değerleri görebilmekteyiz. Enerji analizörüdeki değerlerin zamana göre değişimi grafikte gösterilmektedir. Bu değerlerin zamana göre trendlerini görebilmekteyiz. Enerji analizöründeki harmonik değerlerde gösterilmektedir. Dağıtılan enerjinin hangi kullanıcılara ne kadar verildiği bilgisini rölelerden almaktayız. Merkezdeki trafo bilgilerine kolaylıkla erişebilmekteyiz. Sahada bulunan kesicilerin konumları scada yazılımından operator tarafından kontrol edilmektedir. Yenilenen Dağıtım Merkezleriyle daha fazla bilgi ve veri işlenerek


kolaylık sağlanmaktadır. Yenileme ile birlikte sigorta atık bilgileri de alınarak sigorta atması durumunda dahi sistem uyarı vererek kesinti ile ilgili bilgiler edinilebilmektedir. Sistemden alarm gelmesi durumunda sahadaki kameraya bağlanarak ilgili merkez görülebilir. Ayrıca görüntüler istenildiğinde geçmişe dönülüp bakılmak üzere kayıt altında tutulmaktadır. Dağıtım merkezi projeleri her dağıtım merkezinde mevcuttur. Gerektiğinde sağ tıklama ile erişilebilir. Dağıtım merkezlerini fotoğraflarına da istenildiği zaman ulaşmak mümkündür. Sistemi oluşturan malzemelerin kullanım kılavuzlarına istenildiği zaman kolaylıkla bakılabilmektedir. Sistemde çalışan kesici durumu ve bakım zamanları da gösterilmektedir. Ana dağıtım merkezinde bulunan enerji kalite kaydediciler ile enerji kalitesi kontrol edilmektedir. Trafolardaki enerji hareketleri rahatlıkla izlenebilmektedir. ADM enerji analizörlerinden dağıtım merkezlerindeki enerji hareketini izleyebilmekteyiz. Merkezlerdeki bütün hareketleri de görmemiz mümkündür.

Ana Dağıtım Merkezi Enerji Yük İzleme Sayfası Ana Dağıtım Merkezinde bulunan fiderlerin grafiksel gösterimi de mevcuttur. Yetkililer sahada olan herhangi bir arıza oluşmasının ardından mail ve sms yoluyla sistem tarafından bilgilendirilmektedir. Sahadan alınan tüm değerler düzenli olarak raporlanmaktadır. Alınan değerler günlük, haftalık, aylık olarak grafiklendirilerek kıyaslama yapılması kolaylaşmaktadır. Sistem, barındırdığı Smart Client uygulaması ile uzaktan izleme yapabilmeyi de desteklemektedir. Hazırlanan bu proje sayesinde İOSB, bünyesinde bulunan enerji kullanıcılarına daha iyi hizmet verebilmeyi amaçlamaktadır. Gerek çalışanlarının işini kolaylaştırmak gerekse müşterilerinin enerji ile ilgili sorunlarını en kısa sürede giderebilmek amacıyla bünyesine kattığı bu proje ile profesyonelliğini bir kat daha ispatlamaktadır.

109 Mayıs

2016


TEORİ ve PRATİK www.elektrikdergisi.com

ELEKTRİK TESİSLERİ

ELEKTRİK TESİSLERİ PROJE, UYGULAMA, PROJE, UYGULAMA, YÖNETMELİKLER GÜVENLİK VE TOPRAKLAMADA YENİLİKLER VE TOPRAKLAMADA YÖNETMELİKLER GÜVENLİK

YENiLiKLER Prof. Dr. İsmail Kaşıkçı Biberach Üniversitesi Almanya ismailk@t-online.de

Prof. Dr. İsmail Kaşıkçı / Biberach Üniversitesi Almanya ismailk@t-online.de Özet

Çizelge 1: Binalarda tesisat donanımı

Elektrik tesislerinin planlanması, boyutlandırılması, hesaplanması ve değerlendirilmesi için tasarımcının geniş çapta elektrik temel bilgisinin yanı sıra her projede geçerli olan Norm ve Standartlara, yönetmeliklere, bilgisayar destekli programlara ihtiyacı vardır. Elektrik tesislerinin sağlıklı kurulması, işletilmesi can ve mal güvenliği açısından çok önemlidir. Bu yazıda IEC ve EN Standartlarındaki yenikler anlatılacak, Türkiye’de yapılan hatalar üzerinde durulacaktır. Yazıda en son örnekler verilecektir. 1. GİRİŞ Türkiye’de norm ve standart çalışması sadece ve sadece yabancı uyruklu normların tercümesine dayanıyor. IEEE, IEC, VDE ve BS standartları genelde bir arada karıştırılıp tercüme edilip içinden çıkılmaz ve anlaşılmaz hale getiriliyor. Tercümeler özellikle konuya ve dile hakim olmayan elektrik mühendisi veya tercüme büroları tarafından yapılıyor. Sorumlulara ise tasdik etmek düşüyor. Ülkemizde hala bu alanda ne bir grup nede komisyon çalışması var. Ve en önemlisi elektrik norm komitelerine Türkiye üye olsa da, çalışmalara katılmıyor. Türkiye’de alçak gerilim tesisat ve projeleri için Alman VDE 0100-5-73 serisi 40 sene önce tercüme edilmiştir. Sıfırlama ve koruma topraklamasındaki veriler maalesef birbirine karışmıştır. Bunun yanısıra TT-Sistem veya daha önceki ismiyle koruma topraklaması Türkiye’de kabul edilmiş. TT-Sistemi dünyanın az ülkesinde kullanılıyor, eğer olsa dahi 2003 yılından sonra IEC’nin önerdiği gibi TN-Sistemine geçilmek zorunda. Şu anda ülkemizin her köşeşinde her Avrupa ülkesine ait tesisat ve norm uygulama şeklini görebilmek mümkün. IEC 60364’ün tüm kısımları (Binalarda elektrik tesisatı), IEC 62305: Yıldırımdan korunma normu, IEC 60909-0: Elektrik tesislerinde kısa devre hesapları, TSE tarafından tercüme edilmiştir. Ancak Resmi Gazete‘de yayımlanmadığı için uygulamada zorluklar vardır. EN 50522: YG’de topraklama normu EMO tarafından tercüme edilmiş, Enerji Bakanlığı tarafından resmi gazetede yayımlanmıştır. Bu konuda da ciddi sorunlar vardır. Dünyadaki politik, ekonomik ve teknik gelişmeler normların yeniden gözden geçirilmesini ve özellikle Avrupa ülkeleri arasında uyumunu da beraberinde getirdi. Son yıllarda IEC ve IEEE, NEC ortak çalışması ile standartlar arasındaki farklılıkların giderilmesi için çalışmalar yapılmaktadır. 2. BİNALARDA ELEKTRİK TESİSATI Elektrik Kullanımı için Merkezi Danışma Bürosu "Mesken inşaatında elektrik tesisatı - Talepler, proje ve değerlendirme" konusunda DIN 18015 Normu yayınlamıştır. Bu çalışma tesisatın donanım değeri olarak, binalardaki elektrik tesisatının kalite ve işlevsel yönlerden değerlendirilebilmesini mümkün kılmıştır. Tesisatın donanım değeri Çizelge 1 de gösterildiği gibi binalarda elektrik tesisleri ve otomasyon, yeni teknik ve bilimsel gelişmelere göre yeniden düzenlenmiştir.

110 Mayıs

2016

Tesis şekli Tanımı Kalitesi Normal elektrik tesisi donanım şekli 1 * En az donanım tesisi 2 ** Standart donanım 3 *** Lüks donanım Otomasyon (akıllı bina) tesis donanım şekli 1 artı * artı En az donanım tesisi 2 artı ** artı Standart donanım (bir işlev alanına sahip) 3 artı *** artı Lüks donanım (iki işlev alanına sahip) Projelerde uygulanması gerekli olan bir kaç önemli norm ve yönetmelikleri verelim: •

• • • • • 3.

IEC 60364: Binalarda Elektrik Tesisleri <1kV. Tercüme edildi. Veya Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği. Aslında bu terim yanlıştır. IEC 60909: Elektrik Sistemlerinde Kısa Devre Hesapları. DIN VDE 0101: Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği. Tercüme edildi. EN 50522 Kuvvetli Akım Elektrik Tesisleri ve Topraklamalar >1 kV. Tercüme edildi. EN 50110 Kuvvetli Akım Elektrik Tesislerinin İşletilmesi. IEC 62305: Yıldırımdan Korunma. Tercüme edildi. ELEKTRİK TESİSAT YÖNETME-LİKLERİNDE YENİLİKLER IEC 60364

IEC 60364, 50 Hz, 1000 V A.A veya 1500 V gerilim değerlerine (bu değerler dahil) kadar anma gerilimi olan elektrik iç tesislerinin, güvenli ve düzgün çalışmasını sağlayacak tasarım, uygulama ve işletme kurallarının belirlenmesi amacıyla hazırlanmıştır [1]. Sistemler, donanım, uygulama ve aşırı akım koruma cihazları sigorta (gG), MCB ile ilgili değişikleri, yanlış bilinen tanımları şöyle sıralamak mümkündür: 1. Açma akımı için kullanılan k faktörü kalktı. 2. Açma zamanı son devreler (Linye) ve dağıtım panosu olarak için tekrar düzenlendi. 0,1-0,07-0,2-0,4 ve 5 saniyeler getirildi. 3. B,C ve D kesiciler normlaştı. Açma katsayıları 5, 10, 15 ve 20 kabul edildi. L ve G üretimden kalktı. 4. AG’de Dokunma gerilimi UT = 50 V AC, 120 V DC. Ancak DC’de çalışmalar devam etmektedir. 5. Dokunma gerilimi YG’de 65 V’tan 75 V’a çıkartıldı. 6. TN, TT ve IT sistemleri kabul edildi. 7. TT sistemi tamamen terk edilmekte. 8. Artık akım koruma cihazının tesisatı- RCD (Residual Current Protective Device) TN ve TT sistemde her linye için kullanımı zorunlu hale getirildi. 9. R,S,T,Mp yerine L1, L2, L3, PEN (N) terimleri kabul edildi. 10. Küçük voltaj ve koruma ayrılması yerine SELV ve PELV getirildi. 11. Kablo ve iletkenlerin boyutlandırılmasında 30 derece sıcaklık kabul edildi.

1


12. MCB: Hat veya iletken koruma düzeneği (halk dilinde otomatik sigorta denir) tanımlandı. Art arda bağlı MCB’ler seçici çalışamazlar. Bu yüzden MCB’ler sadece Linyelerde kullanılmalıdır. 13. CB: (Circuit Beaker) TMŞ’dir. 14. MCCB: Moulded Compound Circuit Breaker, kompak güç şalteridir. 15. RCD: Artık akım koruma düzeneğidir. Hiçbir zaman el ile açma-kapama işlevi için kullanılmaz. TN-C sistemde kullanılamaz. 16. RCDBO: Hat koruma düzeneği ve artık akım koruma düzeneği kombine edilmiştir. 17. SPD: Surge Protective Device, aşırı gerilim koruma düzeneğidir. 18. Temel koruma (doğrudan temasa karşı koruma) 19. Hata koruması ( dolaylı temasa karşı koruma) 20. Her devreye (son linyeye) yangın koruma cihazı (AFD) tesis edilecek. 21. Toprak iletkeni koruma iletkeni değildir. 22. Gövdede oluşan hata akımı faz-toprak hatası değildir. 23. Hayvanlar için kullanılan 25 V dokunma gerilimi normlardan kalkmıştır. 24. Başı boş gerilim olmaz. Kaçak akımlar oluşur. 25. Hata gerilimi koruması normlardan kalkmıştır. 26. Faz-toprak kısa devresi ancak AG ve YG’de ana dış iletkenin kopması ve yer ile irtibat halinde oluşur. 27. Faz iletkeni, akımı veya gerilimi diye bir tanım yoktur. 28. Çok sayıda topraklama ile iyi bir eşpotansiyel sağlanmaz. 29. Paralel topraklayıcılar göz empedansını düşürmez. 30. Kesicilerde (Güç şalteri) kısa devre açma faktörü 1,2 değildir. 31. Prize ve lamba linyelerine sigorta takılmaz. 32. Tek kutuplu kısa devre akımı NYM iletkenlerinde 80°C – 160°C arasında hesaplanır. 33. Tüç kutuplu kısa devre akımı 20°C de hesaplanır. 34. Tüm topraklayıcılar tek bir noktada birleştirilir (merkezi topraklama). 35. TT ve TT sistemde aşırı akım koruma cihazları, RCD ve yangın koruma cihazları (AFD) kullanılmak zorundadır. 36. Kısa devre ve gerilim düşümü hesaplarında reaktanslar 16 mm2 ye kadar ihmal edilir. 37. Topraklı priz olmaz. Yanlış tanım. 38. Hiçbir IEC ve EN standartında paratoner tanımı yoktur. Bu kelime Fransızcadır. 39. W-Otomat diye ne bir tanım ne de bir kesici vardır. 40. NEC’de topraklama için Grounding IEC ve EN standartlarında Earthing kullanılır. 41. Aktif paratonerler, ne bilimsel gerçeklere, ne de standartlara uymamaktadır. IEC standartlarında aktif paratonerlere yer yoktur. 42. Toprak özdirencini düşürmek için kimyasal maddelerin kullanılması önerilemez. 43. Topraklamada 30 mm × 3,5 mm çelik şerit ya da en küçük çapı 10 mm olan yuvarlak çelik kullanılmalıdır. 44. Bir tesiste en büyük 3 fazlı kısa devre ve en küçük tek faz kısa devre her zaman hesaplanmalıdır. Bazen tek faz kısa devre 3 faz kısa devreden büyük olabilir. 45. Nötr ve koruma iletkeni arasında ölçülen gerilimler tesisinin topraklama direncinden bağımsızdır. 46. Nötr ve koruma iletkeni arasındaki gerilimi düşürmek için koruma iletkenine herhangi bir cihaz takılamaz. 4.

KISA DEVRE HESAPLARI EN 60 909-0

İlk önce elektrik tesislerinde ortaya çıkan hata akımlarını tanımlayalım [2,3]. Normal işletme şartlarında potansiyelleri farklı olan gerilim altındaki iletkenler arasında ihmal edilebilir empedanslı bir hata sonucu meydana gelen akımlara hata akımı denir.

Şekil 1: Hataların tanımı Çeşitli hatalar Şekil 1’de gösterilmiştir. TN sistemde hata akımı devresini şebeke üzerinden (çevrim empedansı), TT sistemde ise toprak üzerinden (toprak çevrim empedansı) tamamlar. Hata akımı : Normal olmayan veya istenmeyen bir yol oluşması sonucunda akım akan bir devre durumudur. Genellikle bir yalıtım hatası veya yalıtımın köprülenmesi sonucu oluşur. Hata durumunda, gerilim altındaki iletkenler arasında veya gerilim altındaki iletkenler ile açıktaki veya yabancı iletken bölümler arasında empedansın ihmal edilecek kadar çok küçük olacağı göz önünde bulundurulmalıdır. Aşırı akım : Beyan değerinden büyük bütün akımlardır. İletkenler için beyan değeri, akım taşıma kapasitesidir. Aşırı akım, aşırı yük akımı ve kısa devre olmak üzere ikiye ayrılır. Aşırı yük akımı : Bir devrede hata yok iken, oluşan aşırı akımdır. Kısa devre akımı : Normal işletme şartlarında potansiyelleri farklı olan gerilim altındaki iletkenler arasında ihmal edilebilir empedanslı bir hata sonucu meydana gelen akımdır. Kısa devre akımı sadece ana dış iletken (L1-L2-L3) veya ana dış iletken ve nötr (N) arasında ortaya çıkar. Projelerde bir ve üç fazlı kısa devre akımlarının hesabı yapılmalıdır. Kaçak akım : İşletme araçlarının gerilim altındaki bölümlerinin yalıtımları içinden veya üzerinden, normal şartlarda toprağa akan akımdır. Bu akımlar bilgisayar sistemleri için tehlikelidir. İşletme cihazları üç fazlı kısa devreye göre seçilecek ve akımın tepe noktası dikkate alınacaktır.

I "k 3 =

c ⋅Un 3 ⋅ Zk

(1)

3⋅c⋅U n 2⋅Z ( 1 ) + Z ( 0 )

(2)

Dolaylı temasa karşı korumada, koruma cihazının açma koşullarını sağlaması için; TN sistemlerde, I"k1en az (en küçük kısa devre akımı) hesabı, Lmax (en uzun kablo boyu) hesabı ve Zs (çevrim empedansı değeri) hesabı yapılacak, tek hat şemasında belirtilecektir.

I k" 1 =

İşaretlerin anlamı: Z(1) Kısa devre pozitif bileşen empedansı Z(0) Kısa devre sıfır bileşen empedansı Ω olarak c Gerilim faktörü (0,95 ve 1,1) Un Şebeke beyan gerilimi V olarak. TT sistemlerde; RA (toprak direnci) hesabı ; I"k1 (tek fazlı hata akımı) ve hata akımı If hesabı yapılacaktır.

2

111 Mayıs

2016


TEORİ ve PRATİK www.elektrikdergisi.com

Şekil 3’ de bir elektrik dağıtım şebekesi ve kısa devre eşdeğer şemaları (EŞ) gösterilmiştir.

TT sistemde akım kaynağı sadece bir noktada topraklanmıştır. Şebeke boyunca Nötr iletkenin topraklanması gerekmez. Cihaz ise koruma iletkeni (PE) ile ana potansiyel dengeleme barasına bağlanmıştır (Şekil 4). Bu durumda nötr iletkeni (N) ile koruma iletkeni (PE) ayrı tesis edilir.

Şekil 4: TT sistemde hatalar TT sistemde topraklama direncinin hesabı, toprağın özgül toprak direncine ve topraklama elektrodunun tipine bağlı olarak değişir ve istenilen direnci elde etmek oldukça zordur. Dolayısiyle kaçak akım rölesinin (RCD) tesisi zorunludur. TT sistemde topraklama şartlarını Şekil 4 ile inceleyelim [3]. Sisteme aşırı akım koruma düzeneği (örnek sigorta (NH00/63A), minyatür kesiciler (B, C) veya TMŞ) tesis edilirse, çevrim empedansı için Şekil 3: Elektrik dağıtım şebekesi ve kısa devre eşdeğer şemaları Transformatör ve generatörlerde empedans düzeltme faktörleri dikkate alınacaktır. Aşırı akımlara karşı (aşırı yük ve kısa devre), aşırı akım koruma cihazları bu akımlara göre seçilecek ve ayarlanacaktır. Örnek olarak: 1. Sigortalar (NH veya DO2): Çok yüksek kısa devre akımlarında devreyi hızlı bir şekilde açar. Son devrelerde kullanılmaz. Seçicilik için en az 1,6 x In şartı aranır. 2. Hat koruma cihazları veya minyatür kesiciler (MCB), A,B,C, K ve D tipleri gibi: A ve B binalarda, diğerleri motorlarda kullanılır. MCB’lerde seçicilik sağlanamaz. Açma akımları Ia: B: 5xIn, C: 10xIn, K: 15xIn ve D: 20xIn olmalıdır. Termik manyetik şalterler (MCCB): Ana kolon ve çok büyük yüklerde ve motorlarda kullanılır. MCCB’lerde zaman ve akım ayarı yapılır. Kaçak akım röleleri (RCD): Aşırı yük ve kısa devre akımlarını kesmez. Sadece yalıtkanlığın bozulduğu durumlarda, gövde hata akımlarını keser. Ana şalter olarak kullanılmaz. 300 mA’de S (selektif) sembolü aranır. 5.

IEC 60 364-4-41 ŞOK AKIMLAR

Bu kısım IEC 60364’ün en önemli konusudur. Tesisin güvenli çalışması ve insana, cana ve mala zarar gelmemesi için en temel güvenlik önlemleri verilmiştir. Akım kaynağının ve cihazların nasıl topraklanması gerektiği, açma ve koruma şartları geniş bir şekilde anlatılmıştır. Ülkemizde daha fazla TT sistemi kurulduğu için bu konu anlatılacaktır. Genel olarak transformatörü kendine ait olan tesislerde TN sisteminin kurulması yararlı olacaktır.

112 Mayıs

2016

ZS ≤

U0 Ia

(3)

şartı yerine getirilmelidir. Bu formül TN sistemi içinde geçerlidir. Simgeler: ZS:Akım kaynağı, kablo ve iletkenler, koruma iletkeni, koruma ve işletme topraklayıcıların dirençlerinin toplamı Ω olarak. Ia: Koruyucu düzenin otomatik çalışmasına sebep olan akım A olarak. U0: Ana dış iletken ile toprak arasındaki gerilim (230 V) V olarak. Kısa devrede TT sistemi TN gibi çalışır. Koruma düzenin bir artık (kaçak) akım koruma düzeni olması halinde, Ia’nın yerine artık (kaçak) çalıştırma akımı RCD’nin nominal akımı I n (Ör. 30 mA) alınmalıdır. Bu durumda gerilim 50 V alınacaktır. TT sistemde sigorta veya minyatür kesicinin yanısıra RCD her Linyeye kesinlikle tesis edilmelidir. 2016 senesinden sonra yapılan tüm tesislerde yangın koruma cihazı AFD kesinlikle tüm devrelere tesis edilmelidir. Akım devresine RCD tesis edilirse aranan topraklama direnci: Δ

RA ≤

50 V IΔn

(4)

formülü ile bulunur. IEC 60364 Kısım 41’e göre TT sistemde yeni açma zamanları Çizelge 2’de verilmiştir.

3


Çizelge 2: TT sistemde yeni açma zamanları Şebeke gerilimi

230 V

400 V

> 400 V

ta

0,2 s

0,07 s

0,04 s

Dağıtım panosunda açma zamanı 1 s olarak verilmiştir. RCD’nin tesis edildiği bir sistemde topraklama direncinin bir veya beş Ohm istenmesi anlamsızdır. Amerika ve birçok Avrupa ülkelerinde bu değer 20 ile 100 Ohm arasında sınırlanmıştır. Sadece bir fikir edinmek açısından topraklama direnci ölçülmelidir. 6.

akımına göre en az 1,6 (2) katı olmalıdır. Termik manyetik şalterler aşırı yükte şalterin anma akımına, kısa devrede tek kutuplu kısa devre akımına göre ayar edilmelidir. Her iki koruma düzenekleri için üretici firmaların verileride önemlidir. Üç kutuplu kısa devre akımları için koruma düzeneğinin kesme kapasitesi (Icn) dikkate alınmalıdır. Örnek: İlk önce ana kabloya B25A-MCB, son linyeye B16A-MCB ile tesis edildiğini düşünelim. MCB-B16 A, MCB-B25 A, E63 A ve 125 A TMŞ arasında seçicilik eğrilerini inceleyelim.

SEÇİCİLİK IEC 60364-5-53, 710-718

Normal elektrik tesislerinde, hastane ve insan kalabalıklarının olduğu bina ve meskenlerde kesinlikte seçiciliğin sağlanıp sağlanmadığı hesap yolu ve ölçme ile kontrol edilmelidir [4,5]. Tek kutuplu kısa devre hesabı yapıldıktan, kablo ve iletkenler seçildikten sonra tesiste seçicilik incelenir. IEC 60364 Bölüm 43 ve 53 e göre tesiste aşırı akım koruma düzeneklerinin koordinasyonu çok önemlidir. Amaç sadece hatanın oluştuğu yerde devreyi açmaktır. Türkiye’de yapılan projelerde seçicilik yoktur. YBK’dan itibaren B32, B25 ve B16 A ard arda tesis edilmektedir. Dairelerde her Linyeye kaçak akım rölesinin (RCD 30 mA) tesisi zorunludur. Dairenin ana girişine kesinlikle tek bir RCD 30mA tesis edilmemelidir. Ana panoda 300 mA, RCD seçici olmalıdır. Bu ancak yangın riski olan tesislerde önerilir. Aslında bunada gerek yoktur. Çünkü yangın koruma cihazının (AFD) tesisi zorunlu hale getirilmiştir. Türkiye’de uygulanan tip projelerde yapılan hataları inceleyelim (Şekil 5). 1. Bu tesisde seçicilik sağlanamaz. 2. Ana dağıtım panosuna tesis edilen RCD 300mA selektif olmalıdır. 3. Her Linyeye RCD/30mA tesis edilmelidir. 4. Son devrelere kesinlikle C tesis edilemez. Bunun yerine prizler için B16A, NYM-J 3x2,5 mm2 ve aydınlatma için B10 A, NYM-J 3x1,5 mm2 tesis edilmelidir. 5. Topraklama elektrodunun direnci RA en büyük kesiciye göre seçilmelidir. Aksi takdirde RCD’nin çalıştırma akımı I n dikkate alınmalıdır. 6. Önemli açıklama: C minyatür kesici geçikmeli değildir. Kesinlikle bina ve dairelerde priz veya ışıklandırma Linyeleri için kullanılamaz. Δ

625A Şekil 6: Seçicilikte akım-zaman eğrileri Simaris ile yapılan hesaplara göre eğrilerde gösterildiği gibi B16 A ile B25 A arasında kesinlikle seçicilik yoktur (Şekil 6). B16 A ve B25 A kesicilerin açma akımları 80 A ve 125 A’dir. Dolayısiyle her iki kesici 625 A’de devreleri açacaktır. MCB’ler seri olarak tesis edilemez. Örnek: Ana kablodaki B25 A’ in yerine E63A selektif kesici tesis edelim. Son linyeler B16 A veya B10 A olsun. Bu durumdaki selektif seçiciliği inceleyelim. Eğrilerde gösterildiği gibi E63 A ile B16 A arasında seçicilik vardır. Devre sadece B16 A tarafından kesilecektir ve sağlıklı bir tesis kurulmuş olcaktır. TT sistemde yapılan hesaba göre 32,85 A hata akımı B16 A MCB tarafından 8,3 s de kesilecektir. Bu durumda insan ve malın kurtulma olanağı yoktur. Devreye 30 mA RCD tesis ettiğimizde insan kurtulacaktır. Normlara göre RCD %50 ile %100 fark hata akımında devreyi kesmelidir. Ancak 22 mA’i geçmemelidir. Kaldıki RCD her ay mekanik olarak el ile, her 6 ayda bir elektriksel olarak kontrol edilmelidir. 2007 Temmuz ayında yayınlanan IEC 60364 Bölüm 41’e göre bina içindeki 20A ve bina dışındaki 32A e kadar olan tüm linyelere (akım devrelerine) kesinlikle 30mA RCD tesis edilecektir. TT sistemde hata açma süreleri son linyelerde 230V-AC de 0,2s ve 400V-AC de 0,07s olduğunun isbatı zorunludur. Ana dağıtım panosunda 1s istenir. TT sistemdeki daha önce geçerli olan 5 saniye açma süresi yürürlükten kalkmıştır.

Şekil 5: Şebeke incelemesi Sigortalarda seçicilik için en önemli şart bir önceki sigortanın anma akımı son devredeki sigortanın anma

Örnek: 2 kW bir cihazın işletme akımı 8,7 A’dir. Normal şartlarda bu akım L1 den cihaza gelir ve N üzerinden devresini tamamlar. Herhangi bir gövde hatasında nötr üzerinden geçen akım geçiş direncine göre bir miktarı bu sefer cihazın gövdesine tesis edilmiş olan koruma iletkeni

4

113 Mayıs

2016


TEORİ ve PRATİK www.elektrikdergisi.com

üzerinden devresini tamamlar. RCD koruma iletkeni üzerinden akan kaçak akımı görecektir ve devreyi istenilen zaman ve akımda kesecektir. 7.

AG ELEKTRİK TESİSLERİNDE TOPRAKLAMA VE KORUMA İLETKENİ (IEC 60 364-54)

7.1 Temel Topraklama Yeni yapılan tüm binalarda temel topraklamanın uygulanması zorunludur (Şekil 7) [5,7]. Son yıllarda mesafe tutucular ile yapılan temel topraklamanın yanısıra hasırı olan veya olmayan bina temeli, beyaz ve siyah tekne meto ile yapılan topraklamalar ile tesisler daha güvenli hale gelmiştir.

RA =

ρE d = 1,57 ⋅ 3 V π⋅d

(6)

Beyaz ve siyah tekne adı verilen yalıtımlı temelde temel topraklama potansiyel düzenleyici görevini yapar. Geçiş direnci ≤ 0,2 Ohmun altında olmalıdır ve ölçülmelidir. Burada halka topraklama ana topraklama görevini görür (Şekil 9). Buna ek olarak kazıkların çakılması yanlıştır.

Şekil 9: Beyaz tekne metotu Halka topraklamanın genişleme direnci:

ρE 2π.D .ln D = 1,13. A 2 π .D d

(7)

RA =

(7)

7.2 Koruma iletkeni kesitleri Şekil 7: Temel topraklama Temel topraklama genişleme direncinin hesabı için aşağıda verilen formül artık geçerli değildir. D burada temel topraklayıcının eşdeğer çapıdır.

RA =

2 ⋅ ρE D= π⋅D

4⋅a ⋅b π

Koruma iletkenleri kesitleri ana dış iletkene bağlı olarak Çizelge 2’ e göre seçilecektir. Bu çizelge TN sistemi için geçerlidir. Çizelge 2: Faz iletkeninin kesit alanına göre koruma iletkenin minimum kesit alanı hesabı

(5)

Temel topraklamaya ek olarak koruma potansiyel dengeleme elektrik ve mekanik iletken tesisler arasında (Örnek gaz, su kalorifer, elektrik ve elektronik tesisler) ortaya çıkan hatalar nedeniyle potansiyel farklılıkları ve gerilimleri önlemek veya en az indirgemek için yapılan bir işlemdir. Potansiyel dengeleme güvenlik amaçlı olarak (koruma potansiyel (dengeleme) her bina ve tesiste uygulanması zorunlu ve gereklidir. Fonksiyon potansiyel dengeleme işletme şartlarından dolayı (Örnek elektro manyetik dayanıklık veya binaların yıldırıma karşı korunması gibi) gereklidir . Beton içine tesis edilen temel topraklamanın direnci genelde bir Ohmun altındadır. Temel topraklamanın genişleme direnci yarı küre metotuna göre aşağıdaki yeni formül ile hesaplanacaktır (Şekil 8):

Yarı kürenin hacmi V

Şekil 8: Temel topraklama

TT sistemde koruma iletkeni kesiti 25 mm2 Bakır ve 35 mm2 Aluminyum ile sınırlandırılmıştır. Koruma iletkenin kesiti hesaplanmak istenirse, aşağıdaki formül ile kesit, elde edilen değerden küçük olmayacaktır.

S=

I2 ⋅t k

(8)

Burada: S İletkenin mm2 olarak anma (nominal) kesit alanıdır. I Hata akımı. (a.a. için etkin değer). t Koruma cihazının hata akımına (A) karşılık gelen açma süresi (s), k İletken malzemesinin öz direncini, sıcaklık katsayısını ve ısı kapasitesini, ve aynı zamanda ilgili başlangıç ve son sıcaklıkları hesaba alan bir katsayı. k katsayısının değeri Çizelgeden okunur veya hesap yolu ile bulunur.

Açıklamalar: 1.Temel topraklama 2.Topraklama iletkeni bağlantı noktası 3. Potansiyel dengeleme iletkeni bağlantı noktası 4. Yıldırım indirme iletkeni 5. YBK ve pano

5 114 Mayıs

2016


6.3 Koruma potansiyel dengeleme iletkenleri kesitleri Ana potansiyel dengeleme barasına tesis edilen koruma potansiyel dengeleme iletken (KPD) kesitleri aşağıdaki değerlerden küçük olmayacaktır (Şekil 10): Bakır 6 mm2 , Aluminyum 16 mm2 , Çelik 50mm2 .

Şekil 10: KPD tesisi 6.4 Tamamlayıcı potansiyel dengeleme iletken kesitleri Koruma şartlarının sağlanamadığı koşullarda yapılır. İki işletme cihazını birbiriyle bağlayan tamamlayıcı potansiyel dengeleme iletkenin kesiti en küçük koruma iletkenin kesitinden küçük olmamalıdır (Şekil 11).

Şekil 11: Tamamlayıcı potansiyel dengeleme 6.5 Merkezi topraklama noktası Koruma iletkeni ve bilgi işlem informasyon kabloları üzerinden akan akımlar sistemde hatalara ve bozukluklara yol açar. Topraklamanın şekli bu hatalar için belirleyicidir. TN sistemde Nötr ve koruma iletkeni tamamen ayrılmalı, transformatörün yıldız noktasından gelen hat izole edilmelidir. İşletme ve koruma topraklaması bir noktada birleştirilmeli ve topraklanmalıdır (Şekil 12). TT sistemde bu sorun yoktur ve nötr ile koruma iletkeni hiçbir zaman birleştirilmemelidir.

2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9.

İletkenlerin izolasyon direnci ölçülür > 1 MΩ. Bir fikir edinmek açısından topraklama direnci ölçülür. Çevrim (kısa devre) direnci ölçülür. RCD Koruma önlemi zaman ve akım bazında denenir ve ölçülür. Gerekli ise zeminin izolasyon direnci ölçülür. Şebekenin iç direnci gerekirse ölçülür. Döner alan ölçülür. Ayrıca elektrikli ev ve el cihazları örnek ütü ve fön gibi her sene sürekli olarak koruma iletkeni < 0,3 Ω , izolasyon direnci > 1 MΩ, dokunma veya kaçak akımlar < 0,5 mA ölçülmelidir.

Normlara uygun olmayan,kopya edilen,ezbere yapılan projeler reddedilmelidir. Uzmanlık sınavları yapılmalı herkes her alanda çalışmamalıdır. Sorun,proje yapmak,uygulamak,tesis ölçmek, yetki, bağlantı gücü,kurulu güç üzerindeki teknisyen ve mühendis tartışmalarının çok daha ötesinde kişisel gelişme, bilgi, araştırma,öğrenme,beceri ve tecrübe ile ölçülmelidir. Elektrik tesisleri, iletim, dağıtım, kısa devre hesapları koruma, AG ve YG topraklama norm ve standartlar, yönetmelikler, vs.. ve projeler yapmak için Elektrik ve Elektronik Mühendisi olup birkaç gün/saat seminere katılıp sertifika alacak kadar basit değildir. 2 yıllık teknisyen okullarındaki durum da maalesef farklı değildir. Genel olarak öğretim üyeleri ve öğretmenlerin durumu çok zayıftır. Eğitmenlerin eğitilmesi de ayrıca bir sorundur. Türkiye’de maalesef sadece topraklama direnci ölçülmektedir. 9.

KABLO VE İLETKENLERİN ARK HATALARINA KARŞI KORUNMASI (AFD)

2016 senesinden sonra yapılan tüm elektrik tesisleri MCB ve RCD’nin yanısıra ark hatalarına karşı AFD cihazı ile korunmalıdır. Kablo ve iletkenleri aşırı akımlara karşı koruyan cihazlar sigorta ve kesiciler uzun yıllar kanıtlanmış ve denenmiştir. Ancak sigorta ve kesiciler çok küçük olan ark akımlarını korumak için uygun değildir. Yangın koruma şalteri bu koruma boşluğunu doldurmuştur. İletkenlerde seri ve paralel hatalar, yalıtım hataları AFD, MCB ve RCD ile çok etkili bir şekilde korunacaktır (Şekil 13). Şekil 14’de görüldüğü gibi AFD çok küçük akımlarda devreyi açmaktadır.

Yük

Şekil 12: Merkezi topraklama noktası 8. İLK VE SÜREKLİ ÖLÇÜMLER IEC 60364-600, DIN VDE 0701/0702 Elektrik tesisleri işletmeye alınmadan önce ve işletme esnasında mühendis veya yetkili tesisatçı tarafından ölçümleri yapılmalı, ölçüm sonuçları protokole geçirilmeli ve beş sene saklanmalıdır [8,9]. Ölçümler sırasiyle: 1. Koruma < 1 Ω ve potansiyel dengeleme iletkeninin < 0,1 Ω çok küçük bir dirence sahip olup olmadığı ölçülür.

Yük

Yük

Dış iletkende hata durumu

Nötr ve koruma iletkeni arasında veya dış iletken arasında paralel hata durumu

Dış iletken ve koruma iletkeni arasında hata durumu

Şekil 13: İletkenlerde hatalar [13]

6

115 Mayıs

2016


TEORİ ve PRATİK www.elektrikdergisi.com

• • Paralel AFDD

• •

Seri AFDD

0,5 s veya 1 s açma zamanına göre insan vücüdundan geçen akım çok fazla. Bakırın erime noktası baz alınıyor (1048 °C), 80 kA. Halka kenarında ve dışında dokunma ve adım gerilimi önemsiz. Bu standart AG elektrik tesislerinde kullanılamaz!!!!

IEEE Std. 80 uluslararası bir Norm değildir. 11. SEMİNERLERDE, KİTAPLARDA VERİLEN YANLIŞ BİLGİLER

n x In

Son on senede topladığım teorik ve pratik yanlış bilgi ve terimleri, bazı sertifikalı seminer ve kitaplarda anlatılan anlamsız sözleri ve konuları, devamlı sorulan soruları isim ve adres belirtmeden bilginize sunuyorum. Yorum size ait.

Şekil 14: AFD (16 A) ve MCB eğrileri [13]

1.

10. IEEE Std. 80 ve EN 50522 KARŞILAŞTIRMASI

2. 3. 4. 5. 6. 7. 8.

EN 50522, VDE 0141’ in genişletilmiş ve yenilenmiş şeklidir. Bu norm Türliye’de yıllar önce tercüme edilmiş ve uygulanmıştır. 2001 senesinde EMO Bursa’nun öncülüğünde yapılan çalışmalar sonucu şimdiki topraklamalar yönetmeliği yayımlanmış ve aşağıdaki bölümlerden oluşmaktadır: 1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9.

AG Elektrik tesisleri: IEC 60 364-20 AG Elektrik tesisleri: IEC 60 364-4-41 AG Elektrik tesisleri:IEC 60 364-4-442 Doğrulama: IEC 60 364-6-600 AG’de Topraklama: IEC 60 364-5-54 Kısa devre hesapları: IEC 60 909-0 YG’de Topraklama: EN 50522 YKS Tesisi: IEC 62305-3 İletişim sistemleri: DIN VDE 0800

9.

Görüldüğü gibi Yönetmelik sadece AG ve YG’de topraklamayı değil başka konularıda içermektedir.

15.

Bu bölümde her iki norm kısaca karşılaştırılacaktır [11,12]. 201

EN 50522

Temel boyutlandırma

IEEE Std. 80

Temel boyutlandırma

10. 11. 12. 13. 14.

16. 17. 18. 19. 20. 21.

UE

UE

UE<2UT

UM , U , US , Ir, ρE, ρTabaka

24. 25.

1

26.

t

27. 28.

UE<4UT

ρ

22. 23.

29.

Uygulama

Uygulama

30. 31. 32.

116 Mayıs

2016

IEEE Std. 80’de:

33.

• • • •

34.

Global topraklama yok. Temel topraklama yok. Potansiyel sürüklenmesi yok. 50 kg ve 75 kg insan önemli.

35.

TT şebekelerde çarpılma gerilim 50 Volt (Gerilim sınır değeri). TT sistemlerde devre 30 mA de 5 saniyede kesilmeli. Topraklamada tek doğru yoktur. 50 Volt olacak diye bir kaide yok, kanun değil. Elektrik kaçağı. Topraklamanın asıl amacı gerilimi sınırlandırmak. Çevre topraklaması. Temel topraklama, koruma topraklaması, işletme topraklaması, fonksiyonel topraklama olarak 4‘ e ayırıyoruz. Temel topraklama; bina üzerinde olusan statik yükün ve kacak akımın boşaltılması için yapıyoruz. Bina Rüzgardan dolayı statik yükleniyor. Fazlardaki voltaj değerleri değişiyor. 20 m mesafe bırakmam lazım, ayrı ayrı topraklama yaparsam 1 Ohmun altında bir değer elde etmem lazım. Biz 1 ohm olarak genelliyoruz, kesin bir bilgi değildir. 1 Ohm bizim üst limitimizdir. TN sistemde nötr koparsa akım makinenin gövdesindedir. TT sistemde 2 tane koruma var, işletme ve koruma topraklaması. Temel topraklaması yaptık, çevre topraklamsınıda yaptık, ve yardımcı topraklamada yaptık. Yönetmeliğin amacı gerilimi sınırlandırmak. Çevre topraklamasını bakıra yönlendiriyoruz. Bakır levha yasaklanmış diye birşey yok. Tavsiye etmiyoruz. Bir dinleyci levhadan şerite çevirin, 16 kat daha kaliteli direnç elde edersiniz diyor. Eğitici katılıyor. 1 Ohm direnç değerini elde etmek istiyorsanız 1266 topraklama çubuğu kullanmaniz lazım. Yatay iletkenler bakır iletkenler. Biz temel topraklamayı topraklama direncini düşürmek için yapmıyoruz. Direnci düşürmek için çevre topraklaması yapıyoruz. Yani sigortanın sigortası. Termo kaynak geçiş direncini sıfıra yaklaştırır. Can simitlerimizden bir tanesi direnç düşürücü kimyasal toz kullanıyoruz, termo kaynak yapıyoruz. Kaçak akım şalteri diyor fakat selektiviteden bahsetmiyor. Anahtarlı otomatik sigorta diyor. Kablo kesitlerinin ne kadar olacağını formülüze etmiyor. Selektivitede TMŞ yi söylüyor fakat sigortaları söylemiyor. Selektivitede 1,6 katı her yerde geçerlidir diyor. Akımları hep 2 katı alıyor. Güç 12 kW ise 24 Amper diyor. Girişteki anahtarlı otomatik şalter 10 kA olmak zorunda, linye 3 kA olmak zorunda diyor. Trafonuz kendinize aitse gerilim düşümü aydınlatma için % 6,5 güc için % 8 alabilirsiniz. Fen adamlarıda proje yapıyor diyor dinleyici o zaman fark yaratın diyor, Keşif yapın, kısa devre hesabı yapın diyor. Siyah tekne topraklamasında topraklama direnci kaç ohm olmalıdır.

7

A I


b. c. d. e.

36. Temel topraklamasından kablo bacasından yukarıya kadar şerit çıksa ve daire topraklamalarıda buna bağlı olsa ne olur. 37. YG direklerinde ve Trafo binalarında koruma topraklaması nasıl yapılmalı, kaç ohm olmalıdır. 38. Transformatörde işletme topraklaması kaç ohm olmalıdır? 39. Bina çevresinde yapılan topraklama bizleri korumak için yapılır. 40. Topraklama ile sigortanın akımını sağlarız. 41. Topraklama cihazın gövdesinin bir topraklayıcıya bağlanmasıdır. 42. Temel topraklamaya ne gerek var 2-3 sene sonra galvanizler çürür hiçbir işe yaramaz. 43. Nötr ile toprağı birleştiren sistemler çok eskide kaldı. 44. İstediğiniz her türlü topraklamayı yapabilirsiniz. 45. Topraklama direnci sigorta olmayan kullanılmayan yerde örnek direkte 5 ohm olmalıdır. 46. 20 A sigorta 30, 40 ve 70 A de açarmı? 47. Topraklama direnci R = 220 Volt / 32 Amper ise R = 7 ohm dan düşük olabilir. 48. TN sistemde, TT oldugu gibi 2 ayrı koruma iletkeni yok, 5 s daha kısa sürede kesiliyor. 49. Topraklama ile sigortanın akımını sağlarız. 50. Topraklamamın asıl amacı gerilimi sınırlandırmak. 51. Cihazlar niçin topraklanır? Arıza akımlarını toprağa akıtmak için. 52. Toprağa kaçak olduğu zaman topraklama sigortayı attırır. 53. Cihaz üzerindeki statik elektrikleri yok etmek için topraklama yapılır. 54. Evlere gelen şebeke voltajı 220 veya 380 olarak değişebilir ve güç faktörüne göre değişir. 55. Motorun 3 fazından biri gelmiyordu. Diğer faz ile köprü yaptım, motor yine çalışmadı. Ne dersiniz? 56. 0,25 Ohmu yakalayamassak sigortanın akımınımı düşüreceğiz? 57. Gerilimlerin geri dönüşü için parafudr kullanmak lazım. 58. KAR çalıştığı nasıl denenecek: Cevap: Nötr ile toprağı birbirine değdirerek deneyebiliriz. Ama hemen açacak. 59. Günlük kontrol edilecekmi? Hayır 60. KAR olduğunda topraklamayı kullanmaz. 61. KAR takıldığı yerde topraklama gerekmi? Bence yok. Avrupa ülkesinde yok. 62. 63 A’den sonra TMŞ kullanılır. 63. Topraklama direnci C 32A ise: a) TT Sistemde: RA = UB/Ia= 50V/320A= 0,16 Ohm olur. b) TN Sistemde: RA = U0/Ia= 230V/320A= 0,71 Ohm olur. 64. Yıldırım akımı 20 m de sönümlenir. 65. 40 A (20 kW) üzeri TMŞ kullanın. 66. Yıldırımdan aldığımız akım ile bir lambayı 3 dakika yakıyoruz. 67. Sigortanın atması için sürekli akımın olması lazım. 68. Topraktan akım trafo merkezine nasıl akar? 69. Potansiyel dengeleme binanın stresini almak için yapılır! 70. Üniversiteyi yeni bitirdim. 3 tane paralel çalışan bir trafo projesi aldım. Projeyi nasıl yaparım? 71. 400 m3 toprak hesabı yaptım. Ne yapayım? 72. Piyasada topraklama direncinin 1 , 3, 5 Ohmun altı olacak diye bir uygulama var. 73. TN sisteme geçmek büyük bir yatırım gerektirir. 74. Toprağin rengi sarı yeşil. 75. Anlamsız terimler: a. Toprak artık akım anahtarı

Artık akım anahtarı Toprak ölçümü Otomatik anahtar Koruma iletkeni üzerinden toprakla birleştirmek f. Sıfır hattı potansiyeli 76. İşletme topraklaması koruma topraklamasından 20 metre daha derine çakılmalıdır. 77. Üniversiteyi yeni bitirmiş bir elektrik mühendisi prizi üç faza bağlıyor. Yüksek gerilimde nötr iletkeni çekiyor. 78. Bir teknisyen TT sistemde akım nasıl topraktan akar diye soruyor. SONUÇ VE ÖNERİLER Türkiye’de elektrik mesleği denince akla topraklama gelir. Bu işlem topraklama direncini ölçmekten, kazıklar çakmaktan öteye geçememiştir. Her ne kadar temel topraklama sistemi uygulansada, yapılan işin norm ve standartlara uymadığı kesindir. Son yıllarda IEC 60364’ün tüm bölümlerinde çok önemli değişiklikler olmuştur. Son yıllarda yenilinebilir enerji kaynakları alanında çok iyi çalışmalar yapılsada, elektrik tesisleri alanındaki önemli normlar ülkemize maalesef hemen hemen hiç yansımamıştır. TSE ülkemizi IEC ve CENELEC’te temsil etmekte, standartları tercüme etmekte. Ancak bu çalışmalar pratiğe yansımamakta ve uygulamada zorluklar vardır. Diğer taraftan yönetmelikleri Enerji Bakanlığı yayımlamaktadır. Bu TSE’ye göre bir çelişkidir. 2001 de Enerji Bakanlığı tarafından yayımlanan Topraklamalar Yönetmeliği eskimiştir. Yürürlükte olan EITY’ni kullanmak ve uygulamak sakıncalıdır.Taslak halinde bekleyen Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği acilen ve tamamen yenilenip hemen yayımlanmalıdır. Kısa devre normu IEC 60909-0, YKS normu IEC 62305 açilen yayımlanmalıdır. Veya TSE’deki tercümeleri alınıp uygulanmalıdır. Meslek okulları ve üniversitelerde yönetmelikler dersin bir parçası olmalıdır. En basit ve en uygun çözüm, Enerji Bakanlığı tüm IEC ve EN standartlarını tekrar tercüme etmeden, ettirmeden TSE’ye yönlendirerek resmi gazetede atıf yapıp yürürlüğe koymasıdır. Her projede uygulanması gereken işlemleri tekrar belirtelim: • • • • • • • • •

İşletme (tasarım) akımı hesaplanır. Aşırı akım koruma cihazının nominal akımı tesbit edilir. Kablo veya iletken kesiti, döşeme usulüne, ortam sıcaklığına ve damar sayısına göre Çizelgelerden okunur. Kısa devre hesapları yapılır. Şok akımlara karşı güvenlik kontrol edilir (Otomatik açma). Gerilim düşümü hesapları yapılır. Seçicilik kontrol edilir. Temel topraklama, tek hat ve ana potansiyel dengeleme şemaları çizilir. Tesis işletmeye alınmadan önce ölçümler ve testler yapılır.

Topraklama direnci hesaplarında dikkat edilmesi gereken hususları genel hatları ile tekrar belirtelim: •

• •

TT ve TN sistemlerinde temel topraklama direncinin 2 Ω’dan küçük olması IEC ve EN normlarında belirtilmemiştir. Böyle bir değer hiçbir kurum ve kuruluş tarafından istenemez. 2 Ω gerilim terazisinden dolayı verilen bir değerdir. Normlardan kalkmıştır. Topraklama direnci kaç Ohm olmalıdır gibi bir soru sorulmaz. Projeye göre hesaplanması gerekir.

8

117 Mayıs

2016


TEORİ ve PRATİK www.elektrikdergisi.com

• • • • • • •

RCD kullanıldığında genel olarak topraklama direnci hesabına gerek yoktur. RCD tüm sistemlerde ve tesislerde her ayda bir mekanik ve her 6 ayda bir elektriksel olarak testleri yapılmalı, denetlenmelidir. Tüm binalarda son devrelere (Örnek 30 mA-RCD, ana dağıtım panosuna gerekli ise seçici 300 mA RCD tesis edilebilir. RCD kesinlikle açma kapama şalteri olarak kullanılmamalıdır. Binalara tesis edilen RCD’den kullanıcı, mühürlü yerlerde enerji veren kuruluş sorumludur. Söküldüğünde yasal işlem uygulanmalıdır. Kazık ve levha topraklamasına son verilmelidir. Yüksek gerilim elektrik tesislerinde topraklama direnci, topraklama empedansı, dokunma gerilimi, termik ve dinamik zorlamalar çok önemli bir yer tutar. Alçak gerilime göre hesap ve ölçmeler değişiktir.

4. 5. 6. 7.

8. 9. 10.

KAYNAKÇA

11.

1. 2.

12.

3.

IEC 60364, Elektrik İç Tesisat Yönetmeliği IEC 60909-0:2002-07: Short-circuit current calculation in three-phase ac-systems İsmail Kaşıkçı, IEC 60 909: Elektrik Tesislerinde Kısa Devre Hesapları, 2007 Birsen Yayınevi

13.

İsmail Kaşıkçı, Uygulamalı AG Elektrik Tesisleri, IEC 60364 Normları ve Açıklamaları, 2010 Birsen Yayınevi İsmail Kaşıkçı, AG Elektrik Tesislerinde Topraklama ve Ölçme, IEC 60364-30-41-54-600,DIN 18014, 2010 Birsen Yayınevi İsmail Kaşıkçı, Elektrik Tesisleri Proje ve Uygulamaları, 2. Baskı, 2014 Birsen Yayınevi İsmail Kaşıkçı, Alçak Gerilim Elektrik Tesislerinin Projelendirilmesi, Cihazlar, Standartlar, Pratik Uygulama Örnekleri, ETMD Dizisi 02, 2002 ISBN 975-97704-0-7-7 İsmail Kaşıkçı, Elektrik Tesislerinde Topraklama Yönetmeliği Uygulama Kitabı, ETMD Dizisi 01, 2002, ISBN 975-97704-0-1-5 İsmail Kaşıkçı, AG Elektrik Tesislerinde Topraklama ve Ölçme Tekniği, TMMO EMO İzmir, 2004, ISBN 975-97704-0-1-5 İsmail Kaşıkçı, YG Elektrik Tesislerinde Topraklama, TMMO EMO İzmir, 2005 ISBN 975-97704-0-1-5 IEEE Std. 80 Guide for Safety in AC Substaion Grounding İsmail Kaşıkçı, Elektrik Muhendisliği, Uretim, İletim ve Dağıtım, Birsen Yayınevi, 2013 Brandschutzschalter, Siemens, 5SM6, Technik-Fibel, www.siemens.de/lowvoltage/afdd

Kısaltmalar AFD: Arc Fault Detection Device (Ark hatalarını algılama ve koruma cihazı) AFCI: Arc Fault Circuit Interruptor (AFD+MCB), MCB ile kombine edilmiş MCB: Miniture Circuit Breaker ( Aşırı akım koruma cihazı, B ve C gibi) RCD: Residual Current Protective Device (Artık akım koruma cihazı) Örnek 1: Bir son akım devresinin (Linye) korunması

Sigorta veya MCB: Kablo ve iletkenlerin aşırı akımlara karşı korunması için

RCD/30 mA: İnsanı, canı ve malı korumak için AC tipinin kullanılması yasaktır. AFDD: Kablo ve iletkenlerde oluşan ark hatalarını korumak için Semboller:

Yük

MCB

Örnek 2: Kombine edilmiş MCB/RCD

118 Mayıs

2016

9


Tip A Tip B Tip F

Tip AC

Not: Tip B en uygun olan RCD koruma cihazıdır. Tip AC kullanılmaz. Örnek 3: Ayni topraklama koşullarına sahip TN ve TT sistemi inceleyelim. Bu örnek INSTROM hesap ve çizim programı ile incelenmiş ve hesaplanmıştır. TN -Sistem

a) b)

RCD c) d)

Otomatik açma sağlandı. 1 kA > 80 A Temel topraklama direnci 100 Ω’a çıkarıldı. Otomatik açma sağlandı. Hata akımı değişmedi. Koruma iletkeni koptu. Hata akımı 115 mA oldu. RCD/30 mA tesis edildi. Hata akımı temizlendi.

PE

Hata akımı: 1 kA

119 Mayıs

2016

10


TEORİ ve PRATİK www.elektrikdergisi.com

TT-Sistem

a) b)

RCD

c) d)

Otomatik açma sağlanmadı. 58,9 A < 80 A Temel topraklama direnci 100 Ω’a çıkarıldı. Otomatik açma sağlanmadı. Hata akımı 2,39 A’e düştü. Koruma iletkeni koptu. Hata akımı 115 mA oldu. RCD/30 mA tesis edildi. Hata akımı temizlendi.

PE

Hata akımı: 58,9 A Bir fikir edinmek açısından çeşitli ülkelerde istenen topraklama dirençleri aşağıda verilmiştir. Bu değerler toprağa daha çok bakır, kazık vs. çakılması anlamına gelmez. Avrupa ülkelerinde IEC 60364, ABD’de NEC geçerlidir. Ülkeler

Yapılar

1

İtalya

TT ve TN

2

İspanya

TT ve IT

3

Fransa

TT ve TN

4

Belçika

TT ve TN

5

Avusturya

TT ve TN

6

ABD

TN

Koruma topraklaması Genişleme direnci

İşletme topraklaması

RA ≤ 20

RB ≤ 2

RA ≤ 25

RB ≤ 2 RB ≤ 2

AG, RA ≤ 30 RA ≤ 100 YG, ZE ≤ 1

RB ≤ 1-5

AG, RA ≤ 25 7

UK

TT ve TN

8

Almanya

TT ve TN

8

Hollanda

TN

9 10

Norveç Irland

IT TN

11

Türkiye

TT,TN veya her ikisi karışık

SPD RA ≤ 1 Tablo 41.5 RA > 200 sabit değil 542.2.2’e bak RA için bir değer yok

RB ≤ 2 RB için bir değer yok

RA ≤ 166 RA < 100 RA ≤ 2

RB ≤ 2

RA ≤ 1 RA ≤ 5 RA ≤ 0,5 RA ≤ 0,3Ω Direkler RA ≤ 5 YKS

12

Türkiye

Yüksek gerilim: 380 kV : ZE ≤ 0,5 31,5 kV: ZE ≤ 2 Ω

120 Mayıs

2016

RA ≤ 10 , 154 kV: ZE ≤1 Ω

11


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

HAVAİ HAT OTOMATİK TEKRAR KAPAMALI KESİCİLER (RECLOSER) Muhammet Elmas / Siemens Orta Gerilim Mühendislik Departmanı, Gebze

K

ırsal bölgelerin enerji tedariğinde kullanılan enerji iletim hatlarında iklimsel ve coğrafi özelliklerden ötürü oluşan arızaların büyük bir çoğunluğu geçici nitelikteki arızalardır. Bu nitelikteki arızaların meydana gelmesi durumunda bakım ekiplerinin müdahaleleri ciddi zaman almakta ve netice olarak da enerji kesintileri uzun süreli olabilmektedir. Enerjinin tedarik sürekliliğine de dikkat çeken bu durum için literatürde çeşitli indeksler yayınlanmıştır. EPDK tarafından son revizyonu 09.10.2013 tarihinde yayınlanan ‘Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği’ 14. maddesi tedarik sürekliliği kalite göstergelerinin tarifini ve enerji dağıtım şirketlerine de il ve ilçe bazında her yıl hesaplamalarını bildirmiştir. Buna göre enerjide güvenilirlik analizi iki temel gösterge ile izlenmektedir: 1. İlgili bölgede meydana gelen uzun kesintiler (3 dakikadan uzun) için ortalama kesinti süresi endeksi (OKSÜRE yada SAIDI). Örnek vermek gerekirse; İstanbul

ili avrupa yakasında OG dağıtım sisteminde imar alanı içinde 2014 yılı için bu değer 23 saat civarındadır. 2. İlgili bölgede meydana gelen uzun kesintiler (3 dakikadan uzun) için ortalama kesinti sıklığı endeksi (OKSIK yada SAIFI). Örnek olarak; İstanbul ili avrupa yakasında OG dağıtım sisteminde imar alanı içinde 2014 yılı için bu değer yaklaşık 14’tür. Elektrik dağıtım şirketleri açısından sürdürülebilir bir şebeke yönetimi için SAIDI ve SAIFI endekslerinin azalan bir trend içerisinde olmasını ölçümlemek ve bu doğrultuda orta yada uzun vadeli hedeflerinin belirlenmesi çok önemlidir. Bu hedefleri gerçekleştirebilmek için enerji otomasyonu sistemleri (SCADA) kullanımının yanısıra ihtiyaca yönelik elektriksel elemanlar da kullanılmaktadır. Her sektörde olduğu gibi elektrik piyasasında da ihtiyaçlar çözümleri ve ürünleri oluşturmuştur. Tam da bu noktada, enerji sürekliliğini sağlayabilmek için

havai hat sistemlerinde oluşabilecek kısa devre arıza akımlarını kesebilen, önceden tanımlanmış süre sonunda ve önceden belirlenmiş adetlerde tekrar kapama yapabilen, herhangibir insan/operatör müdahalesine gerek olmadan işletilebilen kesici ve kumanda sistemleri “recloser” yada “otomatik tekrar kapamalı kesici (OTK)” adıyla kullanılmaktadır. Ülkemizde OTK kullanımı son yıllarda özellikle dağıtım şebekelerinin özelleştirilmesiyle artış göstermekte olup, ilgili gereklilikler halihazırdaki TEDAŞ-MYD/2004-047 nolu şartnamesiyle düzenlenmektedir. TEDAŞ-MYD/2004-047 ve IEC 62271-111’e göre bir otomatik tekrar kapamalı kesicinin arızanın neticesinde ‘açma’ ve ‘tekrar kapama’ işlemi Şekil1’de ifade edilmiştir. Buradaki Tekrar Kapama Aralığı (Reclosing Interval), kesici tarafından akımın kesildiği an ile otomatik olarak tekrar kapama işleminin sonunda kesici kontaklarının kapandığı an arasındaki geçen süreyi tarif etmektedir.

121 Mayıs

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

OTK’lar tek fazlı, üç fazlı, vakumlu, yağlı yada SF6 gazlı olarak imal edilmektedirler. Ülkemizde ise çoğunlukla üç fazlı (kutuplu) tipleri kullanılmaktadır. Özellikle haberleşme teknolojilerindeki gelişme ile birlikte uzaktan izleme ve kontrol sistemleri (SCADA) ile de donatılmaktadırlar. OTK’lar yukarıda da bahsedildiği üzere kırsal bölgelerde ve dolayısıyla havai hatlarda kullanıldıkları için direklere monte edilirler. Bir OTK temel olarak ‘kesici mahfazası’ ve ‘kumanda-haberleşme panosu’ olmak üzere iki ana kısımdan oluşmaktadır:

Kesici mahfazası: Bu kısım direğin üst kısmında yer

Şekil.1. Otomatik Tekrar Kapamalı Kesici (Recloser / OTK) Açma ve Tekrar Kapama İşlemi (TEDAŞ-MYD/2004-047)

Otomatik tekrar kapamalı kesicilerde (OTK) çalışma çevrimi TEDAŞ-MYD/2004-047’ye göre A – t1 – KA – t2 – KA – t3 – KA: t1 à 1. Tekrar kapama aralığı 0.5 – 180 saniye t2 à 2. Tekrar kapama aralığı 2.0 – 180 saniye t3 à 3. Tekrar kapama aralığı 2.0 – 180 saniye İki veya üç hızlı kapamadan sonra arıza hala devam ediyorsa son kapama daha uzun süre bekledikten sonra gerçekleşir. Eğer son kapamada da arıza akımı algılanırsa OTK devreyi açar ve açık pozisyonda kendini kilitler (Lockout). Gerekli arıza tespit ve onarım çalışmalarından sonra sistem kontrollü bir şekilde enerjilendirilir.

122 Mayıs

2016

almakla birlikte kesici, izolatörler, akım sensörleri/trafoları, kapasitif gerilim trafoları ve baralardan oluşmaktadır. Ülkemizde dağıtım şebekesinde kullanılan tekrar kapamalı kesiciler elektriksel olarak 36kV anma gerilimi, 630A anma akımı ve 16kA anma kısa devre akımına haiz olmalıdırlar. Yapısal olarak da TEDAŞ-MYD/2004-047’e göre, anahtarlama vakum ortamında (vakum tüp) yapılmalı, bu tüplerin ve bunlara ait terminal/bara gibi gerilim altındaki aktif bölümlerin yalıtımında SF6 gazı yada katı yalıtım malzemesi kullanılmalıdır. Vakum tüpler dış ortamda dayanıklılık göstermesi için çoğunlukla epoksi reçine ile kaplanırlar. Ayrıca, tekrar kapamalı kesiciler manyetik bir actuator vasıtasıyla üç faz için de aynı anda operasyon gerçekleştirirler. OTK’larda porselen izolatör kullanılmamaktadır. Harici çevre koşullarına dayanıklı ve hidrofobik (su tutmayan) özellikte izolatörler kullanılmaktadır. Akım sensörleri/trafoları yük tarafında oluşacak normal ve aşırı akımlar ile toprak arıza akımlarını tespit etmek için kullanılmakta olup bushinglere yerleştirilmektedir. TEDAŞMYD/2004-047’e göre, akım sensörleri yük tarafına monte edilecek olup, primer değeri 600A’den az, hassasiyet sınıfı da 1’den büyük olmamalıdır. Fider gerilimi kapasitif gerilim sensörleri vasıtasıyla yüksek hassasiyetli olarak çevrilerek ölçüm ve koruma amaçlı kullanılmaktadır. Kapasitif ölçüm yöntemi uygulandığı için kontrol panosuna kadar kullanılacak kablo ekranlı seçilmelidir. Kumanda gerilimini hattan almak ve aküleri şarj etmek için de besleme gerilim trafoları kullanılmakta olup faz-faz ölçüm özellikli seçilerek kaynak tarafına toplamda 1 adet yerleştirilmektedir. Ayrıca hat ve yük tarafında ayrı ayrı kullanılmak üzere parafudr da ilave edilmektedir. (Bkz. Resim.1) OTK’ların topraklaması (koruma Şekil.2. OTK (Recloser) ve parafudr topraklaması Kesici Mahfazası ve Kumanda Panosu amacıyla) en az 15 metre ve 35x3mm galvaniz şerit kullanılarak yapılmaktadır.


Kumanda ve haberleşme panosu: Bu kısım ise direğin alt tarafında, operatörün ulaşabileceği seviyede yer almakla birlikte koruma rölesi, kontrol ünitesi, akü redresör grubu, filtre, priz, otomat v.b. kumanda ekipmanlarından oluşmaktadır. Koruma rölesi TEDAŞ-MYD/2004-047’e göre; 3 faz aşırı akım koruma (sabit ve ters zamanlı), toprak hatası koruma ve hassas toprak hatası koruma fonksiyonlarına haiz olmalıdır. Ayrıca kontrol fonksiyonu olarak da kesici açma ve kapama komutlarını gerçekleştirebilmesinin yanısıra uzak/yakın seçme işlemine, kesici konum bilgisine sahip olmalıdır. Koruma ve kontrol fonksiyonları ile birlikte ölçme, çeşitli ikazlar, olay kayıtları ve haberleşme (IEC 60870-5-101) fonksiyonlarını da içermektedir. Akü redresör grubu; otomatik regülasyonlu, akım sınırlayıcı özellikte redresör ve bu redresörler tarafından şarj edilen ve sürekli bağlı akülerden oluşmaktadır. Yine TEDAŞ-MYD/2004-047’e göre aküler kaynak gerilimi (AC besleme) kesildiğinde, otomatik tekrar kapamalı kesici ile ilgili tüm elektriksel işlemlerin en az 48 saat sürecince ve en az 50 açma-kapama çevriminin gerçekleşmesine olanak sağlamalıdır. Ayrıca ilgili şartname gereği kumanda gerilimi maksimum 48VDC olacaktır. Bu noktada akü grubunun şarj olabilmesi için redresör çıkış geriliminin bu gerilim seviyesinin %10 üzerinde olması gerektiği dikkate alınmalıdır. Sonuç: Dağıtım

şirketleri tarafından sistemin güvenilirlik analizinin düzenli periyotlarla yapılması ve iyileştirilmesi için muhakkak tedbir alınması günümüz piyasa koşullarında vazgeçilmez bir Resim.2. OTK (Recloser) Kumanda ve noktayı teşkil Haberleşme Panosu etmektedir. Özellikle kırsal kesimlerde geçici arıza kaynaklı enerji kesintilerinin miktarını düşürmek hızlı bir şekilde sonuç verecek ve verimliliğin doğrudan yükselmesine yol açacaktır. Bu maksatla tesis edilecek OTK’lar dağıtım şirketleri açısından son yıllarda tercih edilmekte ve kullanım alanları yaygınlaşmaktadır. OTK kullanımı neticesinde geçici arızaların sistem üzerindeki etkisi azaltılmış olmak ile birlikte haberleşme sistemlerinin de vasıtasıyla dağıtım sistemleri izlenebilir, kumanda edilebilir ve ayrıca sisteme ait olaylar kayıt altına alınabilecektir.

Resim.1. Otomatik Tekrar Kapamalı Kesici ve Direk Üzerindeki Montaj Şekli.

Kaynaklar: [1] IEC 62271-111 – High Voltage Switchgear and Controlgear Part 111: Automatic circuit reclosers for alternating current systems up to and including 38kV. [2] EPDK, Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği, 09.10.2013. [3] Installation and Operation Instructions, Siemens Vacuum Recloser 3AD, 2013. [4] Boğaziçi Elektrik Dağıtım 2014 Faaliyet Raporu.

123 Mayıs

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

ORTA GERİLİM TESİSLERİNDE İÇ ARK KORUMA SİSTEMLERİ Fatih AKSEL / ABB ELEKTRİK A.Ş. Senior Product Marketing and Sales Support Engineer Elektrik Yüksek Mühendisi

E

lektrik sistem planlamalarındaki ana hedef, kaliteli ve sürekli enerjinin sağlanmasıdır. Enerji sürekliliğindeki en önemli tehtidlerden biri de iç arktır. İç ark sonucu önce ışık akabinde ısı, basınç, patlama ve beraberinde zehirli gazlar oluşur. Bunun sonucunda OG tesis ciddi hasar görebilir, o anda tesis civarında bulunan personel yaralanabilir hatta ölebilir. Normal koşullarda Orta Gerilim Panoların IEC 62271-200 e göre iç ark testinin yapılması gereklidir. Ancak bu yeterli midir? Beraber bakalım; • İç ark testleri 0.2sn, 0,25sn, 0.5sn, 1 sn gibi değişik zaman süreleri için yapılabilmektedir. Bu sebeple iç ark testlerinin kaç sn. süreli yapıldığı o panonun dayanımı için önemli ipucu verir. (Bkz. şekil 1 ve şekil 2). Bu uzun sürelerde de aşağıda ayrıntılarını verdiğimiz pekçok hasar oluşur. • Testlerde başarı ile geçen bir panonun, daha sonraki seri üretimde üretilen pano ile birebir aynı olması gereklidir. • İç ark testi sırasında pano kapakları tamamen kapalıdır. Ancak istatistiklere göre iç ark arızaları daha çok panolara bakım yapılırken ve ilk devreye almalar sırasında oluştuğunu göstermektedir.

Bir panoda iç ark oluştuğunda; • 100.000 – 200.000 lüx yoğunluğunda ışık • Güneş yüzeyi sıcaklığının yaklaşık 5 katı olan 20.000 C sıcaklık • Basınç ve şok dalgaları • Zehirli gazlar ortaya çıkar ve bu yukarıda değindiğimiz gibi hem ekipman hem de personel için çok ciddi tehlike oluşturur.

Bu zararlara ilave olarak bir de en-direkt sonuçlar ortaya çıkmaktadır. •

• •

• •

İç ark olan panonun tekrar kullanılması için önce uzmanlar tarafından incelenenip karar verilmesi gereklidir. Bu incelemenin mutlaka pano üreticisi tarafından yapılması önerilir. Arıza gören ekipmanların değişmesi ciddi süre alacaktır. Örneğin kesici değişimi 3-4 ay sürebilmektedir. Arıza gören panonun komple değiştirilmesi gerekiyor ise o panodan önceki panoların sökülmesi gereklidir. Arızalı pano ortadan çıkarılıp değiştirilemez. Bu da çok uzun zaman kaybına neden olacaktır. Arıza geniş bir alanda etki gösterirse OG tesisinin komple yenilenmesi gerekebilir. Ortaya çıkabilecek yangın elektrik odasının hatta işletmenin yanmasına neden olabilir.

İç arkın sebepleri 3 kısımda incelebilir; Personel ve manevra hataları; • • • • •

Yanlış pano içerisinde çalışma Yanlış kesici manevrası Yanlış topraklayıcı manevrası Bakım bölgesini bakım sonrası topraklanmış bırakma Çalışma alanında gerilim olup olmadığının kontrolünün unutulması

Teknik sebepler; Şekil 1: İç ark ve süresinin malzemeler üzerine etkisi

• •

Şekil 2: Ark süresinin oluşan zarara etkisi

• • • •

Ekipmanda ya da panoda arıza olması Ekipmanın yanlış manevraya izin vermesi (kilitlemenin olmaması ya da arızalanması) Izolasyonun ve mekanizmaların yaşlanması Aşırı gerilim Aşırı ısınma Nem ve kir

Diğer sebepler; • • •

124 Mayıs

2016

Aşınma Yabancı cisimler (örn. bakımda unutulan bir alet) veya küçük hayvanların pano içerisine girmesi Montaj hataları


Kablo bağlamada ya da bara birleştirmelerindeki kötü işçilik

Yukarıdaki sebepler sonucunda ortaya çıkan durumlarda zararı ve iç ark süresini minimuma indirmek için işletme hassasiyeti ve bütçeye göre değişik ark koruma sistemleri kullanılır. 1. 2. 3. 4.

koruma da yapılabilir. Röleler arasindaki koordinasyonda IEC 61850 GOOSE kullanılarak fiziksel binary giriş/çıkışları ve kablo tasarrufu saglanabilir ve ayrica haberlesme linkinde “continuous supervision” saglanmis olur.

Çok fonsiyonlu akım-gerilim koruma rölelerine ark koruma opsiyonu eklenmesi Koruma rölesinden ayrı ark koruma rölelerinin kullanılması Çok hızlı topraklayıcılar Kombine sistemler

Şekil 5: Koruma rölesine ark opsiyonu eklenmesi ile yapılan ark koruma c) Çok hızlı topraklayıcı

ARK arızası ışığı algılandığında bilgi Fider Rölesi B den Giriş Rölesi A ya direkt kablo bağlantısı ile ya da IEC 61850 GOOSE mesaj ile gönderilir

İstasyon bus (IEC 61850-8-1)

1. Giriş Rölesi A, ARK ışığıQ01 bilgisini Röle B den alır ve eğer aynı anda set edilen akım değeri aşılırsa Q01 kesicisini açtırır.

1.

GOOSE

b) Özel ark koruma röleleri

GOOSE

Şekil 3: a) Ark opsiyonlu korumalı röleleri

Q02 2. İkili sinyal

Giriş Rölesi A

Giriş Rölesi B

1. Fider Rölesi B ana bara bölümünde ARK algılar ve Giriş Rölesi A ya bilgi gönderir. 2. Eğer ARK ın kablo bölümünde olduğu algılanırsa Giriş Rölesi B Q02 kesicini açtırarak selektivite sağlar.

Şekil 4: Ark koruma sistem seçiminin oluşan zarara etkisi

Şekil 6: Koruma rölesine ark opsiyonu eklendiğinde yapılan selektif koruma örneği

Şekil 4: Ark koruma sistemleri arıza temizleme süreleri

Günümüzde koruma rölelerine optik ark sensörleri eklenerek ark süresi oldukça düşürülerek ark koruma yapılabilmektedir. Her röleye 3 ark sensörü bağlayarak bu sensörler ana bara, kesici ve kablo bölümlerine yerleştirilmekte, ark ile oluşan ark ışığı algılanarak kesiciye açma sinyali gönderilmektedir. Hatalı açmayı engellemek için ışık sinyali akım trafosundan alınan akımdaki artış hızı ile birlikte değerlendirilerek açma sinyali gönderilmektir. Koruma röleleri arasında GOOSE haberleşme ile selektif

Şekil 7: Özel ark koruma röleleri bağlantı örneği

125 Mayıs

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Koruma rölesinden bağımsız olarak özel ark koruma rölesi kullanıldığında açma süresi daha düşürülerek oluşabilecek hasar ve yaralanma ihtimali daha da düşürülür. Bu sistemlerde genellikle değerlendirici ve karar verici ana modül ve buna bağlı yardımcı modüller bulunur. Bu sistemlere hem noktasal hem de loop optik algılama sensörleri bağlanabilir. Loop sensörler ile daha geniş bir alan korunabilir. Bununla birlikte sahada montajı daha zordur. Bu sistemler arasında en hızlısı Çok Hızlı Topraklayıcı (UFES) dır. Bu topraklayıcı, arkın algılanması için kullanılan özel ark koruma rölesi ile çalışır. Amaç ark algılanan tesisi besleyen kesiciyi en kısa sürede açtırmaktır. Bu da 1.5ms de kapanan UFES ile ark oluşan tesisi besleyen tesiste kısa-devre algılaması yaratarak arkın beslemesi kesilerek yapılır.

Şekil 10: Kombine ark korumasının kullanılması örneği

Şekil 8: Çok hızlı topraklayıcı ile ark koruması

Bu çok hızlı topraklayıcı panonun içine monte edilebildiği gibi kesici bölümüne çekmeceli olarak da konulabilmektedir. Bu sistemlerden bazıları değişik konfigürasyonlarda birlikte kullanılabilir. Aşağıda görüleceği üzere kablo bölümündeki ark koruması koruma rölesi üzerinden yapılırken, ana baradaki ark koruması özel ark koruma rölesi ile yapılmaktır.

Sonuç olarak, iç arkın meydana getirebileceği hasarlar ve çalışan ölümlerine neden olabilen sonuçları düşünüldüğünde bütçe dâhilinde yukarıdaki ark koruma sistemlerinden biri ya da birkaçı birlikte değerlendirilmelidir. Bir panonun içi ark tip testinden geçmiş olması o panonun iç ark durumunda hiç hasar görmeyeceğinin ya da hasar vermeyeceğinin kesin kanıtı değildir. Birçok ülke şartnamelerinde yer alan bu koruma sitemlerinin artık ülkemizdeki şartnamelerde de yaygın olarak yer alması ekipman, üretim, insan sağlığı ve kesintisiz enerji için artık bir zarurettir.

Şekil 9: Çok hızlı topraklayıcının OG panoya eklenmesi

126 Mayıs

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

Yük çalışmaları: yük çalışması sırasında yapılan altı yaygın hata NETES MÜHENDİSLİK

Y

prizden çekilemeyecek şekilde monte edilmelidir. Üzerinde FİŞİ ÇEKMEYİN yazan bir parça yapışkan bandın prizin yakınındaki duvara yapıştırılması veya özel olarak tasarlanmış bir işaretin bulunması, uzatma kablosunun fişinin temizlik veya bakım personeli tarafından çekilmesini önleyebilir.

erel düzenlemeler genellikle tesislerin mevcut bir panele yeni yükler eklenmeden önce bir yük çalışması yapmasını şart koşar. Elektrik mühendisleri, büyük ölçekli genişlemeler için benzer çalışmalar yürütür. Amaç aynıdır: 30 günlük eksiksiz bir kullanım döngüsü boyunca mevcut yük seviyelerini ölçmek (üç fazlı akım çekişi), elektrikçilerin ve mühendislerin bir elektrik panelinde ne kadar ek kapasite olduğunu tespit etmelerini sağlar. Bu profesyonellerin çoğu, bir yük çalışması yaparken nelerin “yapılmaması” gerektiğini zor yoldan öğrenmişlerdir. Risk: Kurulum esnasında yapılan hatalar, yanlış ve eksik veri alınmasına yol açar; bu, 30 günlük çalışmanın tamamını geçersiz kılar.

duyulursa çalışmayı talep eden kişiyle iletişim kurun ve izlenecek ayrı yükü veya paneli onaylayın.

Aşağıda, yük çalışması yaparken kaçınılması gereken en yaygın altı hata özetlenmiştir.

3. Güç kaynağında enerji bulunduğunu ve anahtarlı bir priz olmadığını doğrulamamak

1. Logger’ı işlemden önce tam olarak şarj etmemek Yük çalışmasına başlamadan önce energy logger’ın içindeki pilin tam olarak dolu olduğunu doğrulayın. Her üründe olduğu gibi yeni veya bir süredir kullanılmıyor olsun, depolama sırasında pilin şarjı azalacaktır. Logger kayıt sırasında gücünü uygun bir prizden veya ölçüm hattından alsa da kurulumdan önce ayarları ve verileri gözden geçirmek ve enerji kesilmesi durumunda yedek güç olarak yine pil gücüne gerek duyar.

2. Logger’ı doğru bağlantı kesme sigortasına veya panele monte etmemek

Bariz olduğu düşünülse de logger’ı monte eden teknisyen, onu doğru bağlantı kesme sigortasına veya panele monte ettiğini doğrulamalıdır. Çoğu yerde çok sayıda bağlantı kesme sigortası ve paneller bulunur ve bunlardan hangisinin yük çalışmasının hedefi olduğu açık olmayabilir. Kuşku

5. Logger’ı yanlış kurmak

Yük çalışmaları apartmanlar, ticari ofis binaları, endüstriyel tesisler ve perakende mağazalar gibi çok çeşitli konumlarda yapılır. Eski logger modellerinde standart prosedür, logger’ı üzerinde çalışma yapılan panelin yakınında bulunan uygun bir prize takmaktır. Logger’ı monte eden teknisyenin güç kaynağında enerji bulunduğunu ve bir anahtarla, zaman saatiyle ya da fotoselle kumanda edilen anahtarlı bir priz olmadığını onaylaması gerekir. Priz sürekli olarak AÇIK ve KAPALI duruma getiriliyorsa logger’ın pilleri boşalır ve kayıt yapmayı keser.

4. Güç kablosunu etiketlememek

Bir energy logger’ı besleyen priz, izlenen yükün bitişiğinde olmayabilir ve prizden logger’a giden bir uzatma kablosu gerekebilir. (Ölçüm devresinden güç alabilen bir logger tercih edilir). Uzatma kablosu, fiziksel zorlanmaya maruz kalmayacak, personele tehlike oluşturmayacak ve yanlışlıkla

Tüm gerilim fazı bağlantılarının eşleştiğinden emin olmak için kayıt işlemine başlamadan önce her zaman basit bir kontrol rutini uygulayın. Logger’ın A fazından gelen bağlantının A iletkenine, B’den gelenin B’ye ve C’den gelenin C’ye gittiğini doğrulayın. Sonra her akım probu için kutupların doğruluğunu onaylayın. Akım probu üzerindeki okun yük yönünde olması gerekir. Hepsinin aynı yönü gösterdiğinden emin olmak için her bir fazı kontrol edin. Son olarak cihazın değerleri doğru okuduğunu onaylayın: Güç pozitif ölçülüyor (yük çalışır durumdaysa) ve güç faktörü yükün türü için akla yatkın bir değer gösteriyor. Bağlantı hatalarını otomatik olarak kontrol eden, vurgulayan ve düzelten bir cihaz kullanmak kesinlikle iyi olur.

6. Kaydın başladığını doğrulamamak

Yük çalışması için bir energy logger’ı kurmak karmaşık olmayan bir iştir fakat kayıt işlevini açmamak gibi en basit bir hata bile hala yapılabilmektedir. Uygun akım ve gerilim uçlarının yüke bağlandığını doğruladıktan sonra ünite üzerindeki düğmeleri ve menüleri kullanarak kayıt parametrelerinizi seçin ve “Kayda Başla” ya da “Kaydet” düğmesine basın. Logger’ın ekranında kaydın başladığını gösteren bir ileti ve bir de simge görmeniz gerekir. İlk kayıt aralığı boyunca beklemek ve logger’ın ilk değerini kaydettiğini doğrulamak iyi bir uygulamadır. Böylece kaydın başladığına ve kurulumun doğru olduğuna kesin olarak emin olabilirsiniz.

127 Mayıs

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

AC İZOLASYON TEMEL PRENSİPLERİ ve GÜÇ FAKTÖRÜ ÖLÇÜMÜ TRANSFORMATÖR İZOLASYON TESTLERİ Teoman Çetin / TEKON ENERJİ 3.1. Test Gerilimleri - Genel PF testleri test edilen teçhizat üzerinde olumsuz bir etkisi olmayan, ve test gerilimleri o teçhizatın izolasyon değerlerinden küçük olan testlerdir. Teçhizatın izolasyon değeri transformatörün nötrünün izolasyon değeri dikkate alınarak değerlendirilir. Bir Trafo vakumdayken test edilmemelidir. · Tavsiye edilen Yağ izoleli Güç ve Dağıtım trafolarında Doble PF testlerinde uygulanacak gerilimler Tablo 2, 3 ve 4 ‘ de verilmiştir. Tablo 2- Test Gerilimleri Transformatör Sargısının Test Gerilimi Faz arası gerilimi - ( kV ) (kV) 12.00 kV ve yukarısı 10 5.04 - 8.72 kV 5 2.40 - 4.80 kV 2 2.40 kV’dan küçük 1 · Tavsiye edilen, Yağlı Transformatörlerde trafo tankında yağ yokken, tankın içinde atmosferik hava (vakumda olmaması kaydıyla) veya basınçlı gaz varken kullanılacak Test Gerilimleri. Tablo 3- Test Gerilimleri Transformatör Sargısının Test Gerilimi Faz arası gerilimi - ( kV ) (kV) o Üçken Bağlı Transformatörlerde 161.00 kV ve yukarısı 10.0 115.00 - 138.00 5.0 34.00 - 69.00 2.0 12.00 - 25.00 1.0 12.00 kV’ dan küçük 0.5 o Yıldız bağlı ve Tek Faz/ Nötr Transformatörlerde 12.00 kV ve yukarısı 1.0 12.00 kV’ dan küçük 0.5 ·

Kuru Tip Trafolar ve Dağıtım Trafolarında kullanılacak Test Gerilimleri.

Tablo 4- Test Gerilimleri Transformatör Sargısının Test Gerilimi Faz arası gerilimi - ( kV ) (kV) o Üçken bağlı ve toprak bağlantısız Yıldız Bağlı Transformatörlerde 14.40 kV ve yukarısı 2 .0 - 10.0 kV 12.00 - 14.40 2 .0 - 10.0 kV 5.04 - 8.72 2.0 - 5.0 kV 2.40 - 4.80 2.0 2.40 ‘dan küçük 1.0

128 Mayıs

2016

o Yıldızı toprak bağlı 2.40 ve yukarısı 2.0 kV 2.40 ‘dan küçük 1.0 kV Buşinglerin Test çıkış terminallerine aşağıdaki test gerilimlerinden daha büyük gerilim uygulanmamalıdır. · 69 kV’ ve daha küçük olan buşinglerde 0.50 kV, · 69 kV ve daha büyük olan buşinglerde 2.00 kV test gerilimi kullanılır. 1. DOBLE Testleri- Doble- M4100 Analizörü ve Test Pozisyonları M4100 analizörünün işletim sistemini anlayabilmek için 10 kV’ luk test gerilimini sağlayan güç kaynağının, ölçme devresinin, test edilen teçhizatın toprağa karşı ve AG ölçü bağlantılarının rölatif pozisyonlarını incelemek gerekir. M4100 bağlantılarını sırası ile farklı pozisyonlara göre değiştirmek mümkündür. Şekil 14 - Şekil 20’de gösterilen bağlantılar üç farklı temel bağlantı gurubunu göstermektedir. Bu guruplar; · “GST-GROUND”, · “GST – GUARD” ve · “UST Measure” olarak adlandırılır. Bir trafo test edilmeye başlanmadan önce aşağıdaki ön hazırlık yapılmalıdır; a) Transformatör enerjisiz hale getirilmelidir. b) Transformatör tankı uygun olarak topraklanmalıdır. Transformatörün kademe değiştiricisi varsa, kademe değiştiricisi tercihan orta kademeye alınmalıdır İki sargılı üç fazlı bir transformatörün IA, IB, IC, IA+IB, IA+IC, IB+IC ve IA+IB+IC akımlarını ölçmek için kullanılan test bağlantıları Şekil 14- Şekil 20’de ayrı ayrı verilmiştir.

Şekil 14. UST* Measure Red Ground Blue Pozisyonu. Ölçülen akım IA


Şekil 15. UST- Measure Blue Ground Red pozisyonu. Ölçülen akım IB

Şekil 19. GST- Guard Red Ground Blue pozisyonu. Ölçülen akım IB + IC

Şekil 16. GST-Guard Red Blue pozisyonu. Ölçülen akım IC

Şekil 20. GST- Ground Red Blue pozisyonu. Ölçülen akım IA + IB + IC

Şekil 17. UST- Measure Red and Blue pozisyonu. Ölçülen akım IA + IB

Şekil 18. GST-Guard Blue Ground Red pozisyonu. Ölçülen akım IB + IC

1.1. GST Bağlantısı M4100 Analizörü [GST – GROUND ( R, B)] ( R: Red – Kırmızı, B: Blue – Mavi) bağlantı pozisyonuna alındığında (Şekil: 20) AG terminalleri toprak potansiyeline getirilmiş olur. Böylelikle analizörün R ve B kabloları toprak potansiyelini test edilen teçhizata bağlamak için kullanılır. M4100 Analizörü GST – GUARD (R – B) pozisyonunda iken Şekil 16 her iki R (Kırmızı) ve B (Mavi) AG kabloları GUARD devresine bağlıdırlar. Şekil 18 ve Şekil 19 incelendiğinde her ikisinde de bağlantıların GST pozisyonunda olduğu ve her ikisinde de YG test Kablosu ile toprak arasındaki yalıtım değerini ölçtüğü görülecektir. Bu iki bağlantı arasındaki yegâne fark ölçme devresine göre AG kablolarının farklı noktalara bağlanmış olmasından ibarettir. Şekil 19’da sadece B kablosunun taşıdığı bilginin ölçüldüğü ve R kablosundan gelen bilginin ölçümde yer almadığı, Şekil 18 de ise R kablosunun taşıdığı bilginin ölçüldüğü ve B kablosundan gelen bilginin ölçümde yer almadığı görülecektir. Her iki pozisyonda da topraklanmış kablolardan gelen bilgi ölçülmekte, GUARD bağlı kablolardan gelen bilgi bu ölçmelere etki etmemektedir. Yukarda belirtilen her üç durumda da test setinin topraklanmış kablosu ölçmeye dâhil olmaktadır. Dikkat edilecek olursa test düzeneğinin GUARD devresine YG test kablosunun çengel ucunda gösterilen GUARD terminalinden bağlanmak mümkündür, ( Şekil 21)

129 Mayıs

2016


MAKALE

www.elektrikdergisi.com

1.2. UST “ Red ve Blue” Test Pozisyonu M4100, UST pozisyonunda iken sadece R ve B kablolarından gelen akımı ölçer Şekil 17. Dikkat edileceği gibi bu pozisyonda GUARD ve Toprak kabloları müşterek olduğundan toprak akımı ve toprağa göre oluşan kayıplar ölçülmez. Şekil 17’de R ve B kablolarının her ikisinden geçen akım ölçülür. Şekil 14’ de sadece R kablosundan geçen akımın, Şekil 15’de ise sadece B kablosundan geçen akımın ölçüldüğü görülecektir. YG Kancasının yerleştirilmesi GUARD ve Toprak terminallerini içeren YG kancası test edilecek noktaya bağlanırken etrafta enerjili olabilecek yüzeylerden uzakta olmasına dikkat edilmeli, bağlantının test bağlantısı yapılan buşing ile belli bir açı yapacak şekilde olmasına dikkat edilmelidir, Şekil 22

Sonuçların Analizi · Sonuçlar transformatörün isim plakasındaki değerlerle mukayese edilir. · Sonuçlar yapılan en son test değerleriyle mukayese edilir. · Sonuçlar benzer bir trafodan elde edilen sonuçlarla mukayese edilir. · Sadece PF yüzdeleri değil, ölçülen Watt kayıpları, okunan akım değerleri ve ölçülen kapasitans değerleri mukayese edilir. · Yüksek PF değerleri ve makul değerlerin çok altında bulunan PF değerleri normal, kabul edilebilir değer olarak yorumlanamaz. · Akım ve kapasitans değerlerinde meydana gelen %5’den büyük artışın nedenleri araştırılmalıdır. · Eğer ölçülen akım 300 µA’den küçük ise PF hesabı yapılmaz, bunun yerine Watt değerleri dikkate alınır. Bu husus parafudur, kesici izolatörleri, voltaj bölümleme kapasitörleri olmayan kesiciler ve UST pozisyonunda vakum ve SF6 kesicilerde yapılan testler için geçerlidir. Ölçülen değerler kabul edilemeyecek mertebede ise yapılacak işlemler

Şekil 22. Guard ve Toprak yüzükleri ve porselen yüzey arasında gerekli mesafe bırakılmalıdır.

130 Mayıs

2016

• • • • •

Topraklama dâhil, bütün bağlantılar ve bağlantı kaliteleri kontrol edilir. Porselen yüzeyleri temizlenerek kuru hale getirilir ve test tekrarlanır. Bağlantı kaliteleri 1 Ὤ ‘ dan küçük direnci ölçebilecek bir ohm metre ile kontrol edilir. Test cihazının kalibrasyonu cihaz üzerindeki kalibrasyon ünitesi kullanılarak kontrol edilir. Test prosedürü kontrol edilerek test tekrarlanır.


Bilgisayar • Otomasyon • Elektrik • Elektronik

Fluke GEO Topraklama Test Cihazları

Yeni Fluke 1623-2 ve 1625-2 GEO Topraklama Test Cihazları, USB portu üzerinden veri saklama ve indirme özellikleri sunmakta. Birinci sınıf aksesuarlar, test işlemini kolaylaştırıyor ve test süresini kısaltıyor. Ürün özellikleri: • • • • • • •

3 ve 4 kutuplu Potansiyel Düşüşü, topraklama dirençli devre testi 4 kutuplu Toprak Özgül Direnci testi 1 pens kullanılarak seçmeli topraklama çubuğu testi 2 pens kullanılarak kazıksız topraklama çubuğu testi Dış mekanda kullanım için IP56 dereceli Profesyonel taşıma çantası USB ile veri saklama ve veri aktarımı

Fluke 1625-2, bunlara ek olarak aşağıdaki gelişmiş özellikleri sunar: •

yararlanarak topraklama devresi dirençlerini ölçebilir. Bu test yönteminde, topraklama çubuğunun etrafına iki pens yerleştirilir ve her bir pens test cihazına bağlanır. Hiçbir topraklama kazığı kullanılmaz. Penslerden biri bilinen, sabit düzeyde bir gerilimi tetiklerken diğer pens de akımı ölçer. Ardından test cihazı otomatik olarak topraklama çubuğunun direncini belirler. Bu test yöntemi, yalnızca test edilen bina veya yapı için bağlı bir topraklama sistemi varsa sonuç verir; ancak çoğu bina veya yapı bu özelliğe zaten sahiptir. Toprağa giden tek bir yol varsa birçok konut uygulamasında olduğu gibi Kazıksız yöntem kabul edilebilir bir değer sağlamaz. Bu durumda Potansiyel Düşüşü test yönteminin kullanılması gerekir.

Otomatik Frekans Kontrolü (AFC): Mevcut paraziti belirler ve etkilerini minimum düzeye indirmek için bir ölçüm frekansı seçerek daha doğru bir topraklama değeri sağlar R* ölçümü: 55 Hz’de topraklama empedansını hesaplayarak arızalı bir topraklamanın neden olacağı topraklama direncini daha doğru bir şekilde yansıtır Daha hızlı testler için ayarlanabilir limitler

Kazıksız test Fluke 1623-2 ve 1625-2 topraklama test cihazları, yalnızca penslerden

131 Mayıs

2016


qYeni haberleşme modülü,

ark koruma cihazlarının uzaktan izlenmesini sağlıyor

Plug-in modülü, zamandan tasarruf sağlayan bir güncelleme sunuyor.

A

BB, yenilikçi TVOC-2 Ark Koruma Sistemi için yeni bir haberleşme modülünü kullanıma sundu. Haberleşme modülü operatörlere gerçek zamanlı durum güncellemeleri sunuyor ve arkların konumu ile ilgili anında bilgi sağlıyor. Yeni modül, ABB Emax 2 akıllı devre kesici ve cloud tabanlı hizmetlerine bağlandığında, operatörlerin bulundukları her yerden anında harekete geçebilmelerini sağlayan Nesnelerin, Hizmetlerin ve Kişilerin Ağı teknolojisine olanak tanıyor. ABB’nin motor yolverme ve güvenlik iş kolu küresel ürün grup yöneticisi Giovanni Frassineti: “Ark parlaması korumasında zaman, yaralanma risklerinin ve mal kaybının en aza indirilmesi ve üretkenliğin maksimum düzeye çıkarılması konusunda son derece kritik bir faktördür. ABB’nin TVOC-2 ürünü şu anda piyasada bulunan en güvenilir ark koruma çözümüdür. Bu haberleşme modülünün TVOC-2 Ark Koruma Sistemine eklenmesiyle, herhangi bir hata açması ve sistem durumu ile ilgili bilgiler doğru kişilere daha kısa sürede ulaştırılıyor.” TVOC-2 Ark Koruma Sistemi 24-48 volt DC aralıkları

ve 100-240 V AC/DC aralıklarında çalışan ekipmanlarda kullanılabilir. Yeni eklenen haberleşme modülü standart TVOC-2 HMI’ının yerini alarak, MODBUS RTU üzerinden herhangi bir uzak istasyona ya da ABB Emax 2 akıllı devre kesici gibi diğer akıllı anahtarlama teknolojilerine veri gönderiyor. TVOC-2 sistemi, tek bir ünitenin birden çok dağıtım tablosu kabinini kapsamasına olanak tanıyan 30’a kadar optik sensör ile donatılabilir. Sistem, kurulduktan sonra arkın oluştuğunu algılayabiliyor ve bir milisaniyeden kısa bir sürede Emax 2 devre kesicinin devreye girmesi için sinyal gönderiyor. Böylece, personel ve ekipmana yönelik risklerin azaltılması konusunda en hızlı ve en etkin sistem haline geliyor. Ark kazaları insanlara ve ekipmanlara zarar verebilecek son derece ciddi bir risktir. Sıcaklık 20.000°C’ye kadar yükselebilir ve ark patlamaları sonucunda tehlikeli parçalar etrafa saçılabilir. Geleneksel kısa devre önlemleri bu tür olaylara karşı tam koruma sağlama konusunda yeteri kadar hızlı değildir ve daha eski anahtarlama donanımlarında yerleşik olan sistemler kurulumu koruyamayabilir.

qVİKO’DAN DOKUNMATİK NOVELLA S SERİSİ…

M

arvel’in dünyaca ünlü süper kahramanı Kaptan Amerika bu kez televizyon ekranlarına ya da sinema perdesine değil, miniklerin odalarına konuk oluyor. Kaptan Amerika, VİKO’nun lisanslı Karre Kids serisinde çocuklara arkadaşlık ediyor. Özel koruma kapaklı Karre Kids prizlerle Kaptan Amerika çocukları koruyor. Kaptan Amerika’dan Şimşek Tanrısı Thor’a, Demir Adam’dan Yeşil Dev Hulk’a ve Örümcek Adam’a kadar çocukların hayran olduğu tüm süper kahramanlar, elektrik anahtar ve priz sektörünün lider kuruluşu VİKO’nun yenilenen Karre Kids serisinde… Dünyayı kötülüklerden korumak için bir araya gelen süper kahramanlar, özel koruma kapaklı ve çocuk koruma özellikli Karre Kids priz modelleri ile prizlerden kaynaklanabilecek elektrik çarpmalarına karşı da güvenlik sağlıyor. Karre Kids, elektrik anahtarları ile de miniklerin odası bambaşka bir atmosfere bürünüyor. Karre Kids çocuk korumalı, kapaklı prizlerle güvenliği ön plana taşıyor. Avengers karakterlerinin süslediği anahtar, komütatör ve çocuk korumalı kapaklı prizlerden oluşan Karre Kids koleksiyonunda dekorasyon kadar güvenli kullanım da ilk sırada. Çocuk korumalı prizlerde ürüne eklenen özel koruma kapakları sayesinde ürünler ekstra güvenli hale gelirken, meraklı afacanlar da odalarında tek başlarınayken elektrik akımına maruz kalma tehlikesi yaşamıyorlar.

132 Mayıs

2016


Elektrik Dergisi’nin yıllık (12 sayı) abone bedeli KDV dahil 100 TL Elektrik Mühendisliği ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencilerine 70 TL’dir


KAYNAK ELEKTRİK DERGİSİ MAYIS 2016 ARKA KAPAK ARKA KAPAK İÇİ ÖN KAPAK İÇİ ABB AKTİF MÜHENDİSLİK

ÇAĞDAŞ KABLO İNFORM EPC ENERJİ 37, 91 35

HES KABLO

31

KABLOTEL

43

MAKEL MAKELSAN MİLLİYET EKİ

7 ÖN KAPAK 81, 82 23

ARDIÇ 14

MST ELEKTROTEKNİK

BEST

MULTİSİS

15

BRADY 49

ÖZDİRENÇ

136

BÜSTYAL

69

ÖZGEN ELEKTRİK

39

DEK TMK

3

SCHNEIDER

27 11

16

1

DELTEC

61

SFA ELEKTRİK

DV POWER

47

SIEMENS

EAE ELEKTRİK

19

SOCOMEC

41 10

EL-KO

9

ŞİRİNLER ELEKTRİK

EMEK ELEKTRİK

8

TEKON ENERJİ

EMS

45

TEST TÜM

ENEL

87

ULUSOY ELEKTRİK

ENTES

17

VAEST

HASÇELİK

5

VERA ELEKTROMEKANİK

25, 29, 33

4 135 2 18 6

OKUYUCU İLGİ FORMU Bu sayımızda, reklam ve yeni ürün sayfalarında tanıtımı yapılan ürün ve hizmetler ve ilgili firmalara ilişkin ayrıntılı bilgi edinmek istiyor iseniz lütfen 0(212) 272 33 90 no’lu faksımıza ya da; Eski Osmanl› Sokak Ar›kan ‹ş Merkezi No:30 Kat: 2 Daire: 10 Mecidiyeköy/‹STANBUL adresine gönderebilirsiniz. İsteğiniz ilgili firmaya bildirilecektir.


35 YILDIR “Kesintisiz Güç”lü ortağınız!

Kesintisiz Güç Kaynakları Line Interactive 450VA - 2000VA Online 1kVA - 800kVA ( Tek Modülde )

Özel Üretim Cihazlar Frekans Konvertörleri İnverterler Solar Sistemler

Statik Transfer Anahtarları 1 Faz / 2 Kutup 32 - 120A 3 Faz / 3-4 Kutup 50 - 800A

www.tescom-ups.com info@tescom-ups.com



Bir Legrand Grup Markasıdır

Türkiye'nin Kesintisiz Enerji Merkezi Bizde ; 35 yıllık tecrübe, açık ara pazar liderliği, 10 yıl üst üste Bilişim500 KGK sektörü birincilik ödülü, dünya standartlarında ürün ve hizmet kalitesi, ileri teknoloji çevre dostu geniş ürün yelpazesi, dev mühendis kadrosuyla ihtiyaca özel müşteri odaklı çözümler, 7/24 Türkiye ve 85 ülkede servis hizmeti, uluslararası tecrübeye sahip Arge kadrosu ve geliştirdiği ürünlerle aldığı ödüller var.

Aslında söylemek istediğimiz ;

biz zaten Türkiye’nin EN İYİSİYİZ hedefimiz DÜNYANIN EN İYİSİ olmak. www.inform.com.tr



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.