Yildizlar - Sayi 9

Page 1

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ YAŞAM KÜLTÜRÜ DERGİSİ YIL:03 SAYI:9 / NİSAN 2011

z ı d l ı Y

r o y u l t u k



PROF. DR. İSMAİL YÜKSEK

[

[

Rektör’den

Saygıdeğer Yıldız Mensupları, Kondüktör Mekteb-i Alisi

döneminden günümüze 100 yıldır eğitim ve öğretime devam eden üniversitemiz, geçmişinden aldığı gücü bugünün enerjisi ile birleştirerek yeni bir yüzyılın temellerini atmak için çalışmalar yapıyor. Üniversite-sanayi-kamu işbirliğini kurumsallaştırmak ve sanayicilerimizin AR-GE’ye dayalı ihtiyaçlarının üniversite-sanayi işbirliği ile üniversite bilimselliği kapsamında çözüme kavuşturulması amacıyla, 100. Yılımızı AR-GE yılı ilan ettik. Araştırma-planlama rektör yardımcılığımız koordinasyonunda, geçen yıl kurduğumuz Proje Destek Ofisimiz aracılığıyla ürettiğimiz proje sayısında ve kalitesinde önemli gelişmeler kaydettik. Proje Destek Ofisimiz, öğretim elemanlarımızı proje üretmeye teşvik edecek ve bu projeleri farklı sektörlerden paydaşlarımıza sunacağı platformlar sağlamaya devam edecektir. Bizleri mutlu eden şey üniversitemizde büyük bir boşluğu dolduran proje destek ofisimize öğretim elemanlarımızın göstermiş olduğu yakın ilgidir. Üniversite-sanayi işbirliği kapsamında, üniversite ve sanayinin ayrı ayrı yatırımlar yapması yerine, birlikte teknolojiyi üretime dönüştüren çalışmalar yapması ve kaynakların verimli ve doğru kullanılması amacıyla kurduğumuz Teknopark oluşumumuzda Sanayi Bakanlığı, DPT ve Başbakanlık’tan aldığımız destek ile çok kısa süre içinde önemli başarılara imza attık. Teknoparkımız bugün 50’yi aşkın firma, 700’ü aşkın araştırmacı ve 4 bina ile ülkemizde en hızlı gelişen ve büyüyen teknoparklardan biridir. Ülkemize ve dünyaya katma değer üreten bir AR-GE ve enerji üssü haline dönüşecek olan Teknoparkımız, AR-GE çalışması yapmak isteyen ulusal ve uluslararası öncü şirketler ve uzman kişiler için bir çekim merkezi olmaya başlamıştır. AR-GE üniversitesi oluşturma çabamızda öğretim elemanlarımızın katkısı inkar edilemez bir gerçektir. Son günlerde Fakültelerimiz ve öğretim elemanlarımızın yayın ve proje üretme konusunda sergilediği kararlılık meyvelerini vermeye başlamıştır. Öğretim elemanlarımıza teşviklerimiz ve desteğimiz kesintisiz devam edecektir. 100 yıllık tarihi ile üniversitemiz Türkiye’nin en değerli üniversitelerinden biridir. Akademisyeni, idari personeli, öğrencisi, mezunu ile üniversiteyi oluşturan bütün yapı taşları, 100. Yılı kutlamanın mutluluğunu hep birlikte yaşamaktadır. Amacımız bu mutluluğu sürekli kılmak ve Üniversitemizi dünya standartlarında bir üniversite yapmaktır. Ülkemizin 100. Yılında dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer almak, Üniversitemizin 100. Yıl çalışmalarının temel hedefidir. Sevgilerim ve saygılarımla


NİSAN 2011

içindekiler 1

54

93

PROF. DR. İSMAIL YÜKSEK

SEKTÖRÜ’NÜN ÖNCÜLERİ YILDIZ’DA BULUŞTU

HİZMET SEKTÖRÜ KONUŞULDU

REKTÖR’DEN

4

YILDIZ GÜNLÜĞÜ

18

SPOT HABER

ETKİNLİK TESİSAT VE ISITMA-SOĞUTMA

56

RÖPORTAJ MYO MÜDÜRÜ PROF.DR. TURGUT KOCATÜRK: YTÜ ÖN LİSANS ALANINDA DA İDDİALIDIR

22

62

HAKAN KARATAŞ: EĞİTİMLERİMİZİ TÜM TÜRKİYE’YE YAYMAK İSTİYORUZ

66

RÖPORTAJ YILDIZ-SEM MÜDÜRÜ

24

AKTİVİTE 100. YILIN EN RAHATLATICI

PROJESİ: HOBİ BAHÇELERİ

26

RÖPORTAJ YILDIZ’LI BİLİM İNSANLARI DÜNYAYI DEĞİŞTİRİYOR

32

SOSYAL SORUMLULUK

BU KAN SENİ UNUTUR MU?

PANEL RÜZGÂR YILDIZ’DA HIZLI ESİYOR KONFERANS DOĞA TARİH VE ÇEVREYİ

KORUMANIN SON KALESİ: BHUTAN

72

RÖPORTAJ PROF. DR. TURGUT UZEL: BÜYÜKLÜK KALİTEYLE ÖLÇÜLÜR

76

SOSYAL SORUMLULUK ENGELLERİ

AŞMANIN İLK DURAĞI: ÜNİVERSİTELER

78

36

ETKİNLİK YILDIZ’DAN OTOMOTİV DEVLERİ GEÇTİ

YILDIZ’DA KONUŞULDU

82

ETKİNLİK ELEKTRİKLİ ARAÇDEVRİMİ

42

ETKİNLİK KABULÜNÜN 90. YILINDA İSTİKLAL MARŞI VE MEHMET ÂKİF

YILDIZ’I PARLIYOR

84

ETKİNLİK SAVUNMANIN

46

RÖPORTAJ YTÜ MİMARLIK FAKÜLTESİ DEKANI PROF. DR. MURAT SOYGENİŞ: DÜNYA ÇAPINDA ÖNEMLİ KONUMLARDA MEZUNLARIMIZ VAR

52

SOSYAL SORUMLULUK

4YY KANSERLE SAVAŞTA ÇOCUKLARIN MUTLULUK KAYNAĞI OLDU

RÖPORTAJ YTÜ VAKFI MÜTEVELLİ HEYETİ ÜYESİ BEDİ KORUN: MEZUNLARLA DAHA FAZLA İLETİŞİM ŞART

88

SEMPOZYUM 1864 KAFKAS GÖÇÜ: SAVAŞ VE SÜRGÜN

90

ETKİNLİK İEEE BU YIL DA ÇOK AKTİF

ETKİNLİK ULUSAL KALİTE GÜNLERİ’NDE

94

PANEL YENİ TÜRK TİCARET KANUNU YATIRIM CAZİBEMİZİ ARTIRACAK

96

RÖPORTAJ FLO GENEL MÜDÜRÜ SELİM TAŞKIN: YTÜ DÜNYA ÜNİVERSİTESİ OLMA YOLUNDA İLERLİYOR

102

TANITIM YTÜ İSTANBUL TARİHİ

YARIMADA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KURULDU

106

KONFERANS SERMAYE PİYASALARININ OTORİTELERİ YILDIZ’DA BİRARAYA GELDİ

108

RÖPORTAJ AYLİN YAVAŞ: FULBRIGHT ABD’DEKİ EN PRESTİJLİ BURSTUR

112

ETKİNLİK GELECEĞİN BİLİM İNSANLARI PROJELERİNİ YTÜ’DE SERGİLEDİ

114

RÖPORTAJ SELVA ÜNAL: YAPTIĞINIZ İŞLERİ SEVEREK YAPIN

118

SPOR YTÜ SPORTİF ALANDA DA BAŞARILARINI SÜRDÜRÜYOR

122

RÖPORTAJ YILDIZ 100. YILINDA MEZUNLARINI UNUTMADI

124

YTÜ İLETİŞİM BİLGİLERİ


62

yildizlar

24

Nisan 2011 Yıl 3 Sayı 9 yldzlr@yildiz.edu.tr

Yıldız Teknik Üniversitesi Adına İmtiyaz Sahibi Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek Yayın Direktörü Yrd. Doç. Dr. Zehra Yumurtacı

YTÜ İletişim Koordinatörü Direktör Yardımcısı Muhammed Atilla Sevim Haber Editörü (Sorumlu) Fatih Atlas

108

Yazı İşleri N. Bilge Ok Nuray Aydın Hande Tan YAPIM / YAYIN

66

Yönetim Özlem Şahin Mehmet S. Ekinci Görsel Yönetmen Canan Baş TAYA İLETİŞİM: Çubuklu Mah. Çayocağı Sok. No: 36/2 Beykoz/İstanbul Tel: 0216 680 02 96 GSM: 0555 965 28 35 Baskı: Şan Ofset Tel: 0212 289 24 24 Ücretsiz dağıtılır. Para ile satılmaz.

Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir.

Reklamların sorumluluğu ise reklam verene aittir. Dergide yayınlanan yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle iktibas edilebilir.

36 NİSAN / 11

Yıldızlar

3


YILDIZ GÜNLÜĞÜ PAL FM Davutpaşa’da radyodan yayın yaptı

>>

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Mustafa Ceceli Yıldız’lı öğrencilerle buluştu. Pal FM, ‘3 ü 1 Arada’ programını ilk defa Davutpaşa Kampüsü’nde yaptı.

Yıldız Teknik Üniversitesi, 100. Yılında öğrencilerinin yaptığı başarılı etkinliklerle kalitesini ortaya koyuyor. Kalite ve Verimlilik Kulübü tarafından düzenlenen etkinlikte Pal FM’de yayınlanan ‘3 ü 1 Arada’ programı, Esin Görür ve Yasemin Şefik’in sunumu Mustafa Ceceli’nin katılımıyla gerçekleştirildi. Yıldızlı öğrencilerin yoğun katılımıyla gerçekleşen programda Ceceli’ye ilginç sorular yöneltildi. Romantik şarkılarıyla ünlenen Ceceli’ye hızlı şarkı söylemeyi düşünüp düşünmediği soruldu. Ceceli, Veterinerlik Fakültesi’nde eğitim aldığı sırada kadavra dersinde Hocasına bonfile nereden çıkıyor diye sorduğunu, gıda dersinde öğrenirsin şeklinde cevap aldığını söylemesi üzerine salonda kahkaha tufanı koptu. Sezen Aksu’ya olan hayranlığını dile getiren Ceceli, Minik Serçe’nin şarkılarını okumaya başladığında duyduğu heyecanın ÖSS sınavında duyduğu heyecandan daha fazla olduğunu ifade etti. Kameraya alışmak için bol bol fotoğraf çekimi yaptırdığını anlatan Ceceli, en çok güldüğü şeylerin başında

4

Yıldızlar NİSAN / 11

bazı hayranlarından gelen, sürekli takım elbiseyle mi uyuyorsun, sorusunun olduğunu sözlerine ekledi. Facebook hesabında bazı yorumların çok komik olduğunu ama bazı şeylerin internette abartıldığını söyledi. II Haber: Selin Uzunoglu


ODE, bina ve tesisatta ร Vร \DOร Wร Pร \OD LOJLOL \D]ร OPร รถ HQ JHQLรถ NDSVDPOร LON 7ย UNoH NLWDEร VL]OHUH VXQX\RU ,Vร \DOร Wร Pร \OD LOJLOL $ยทGDQ =ยท\H Wย P VRUXODUร Q FHYDSODUร Qร EX NLWDSWD EXODELOLUVLQL] .XUXOGXรตX Jย QGHQ EX \DQD ELU VLYLO WRSOXP |UJย Wย JLEL oDOร รถDQ YH SHN oRN LONH LP]D DWDQ 2'( \HQL oDOร รถPDODUร \OD VHNW|UH ร รถร N WXWPD\D GHYDP HGHFHN

(0212) 210 49 06 Faks: (0212) 210 49 07


YILDIZ GÜNLÜĞÜ YTÜ öğrencilerine kahvaltı ikramı

100. Yılını kutlayan Yıldız Teknik Üniversitesi,

öğrencilerine her sabah kahvaltı imkânı sunuyor. Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından başlatılan örnek uygulamayla öğrenciler derslere tok giriyor. Yıldız ve Davutpaşa Yerleşkelerinde her sabah 1000 sandviç veya 1000 çorba dağıtılıyor. Yıldız Mezunlarının sponsor olduğu kahvaltı dağıtımı, 1 yıldır devam ediyor. Sabahları çorba ya da sandviç dağıtımı yapılması öğrenciler tarafından büyük ilgi görüyor. Trabzonlu Üniversiteliler Derneği tarafından sponsorluğu üstlenilen kahvaltı dağıtımı önümüzdeki dönemde de devam edecek. Trabzonlu Üniversiteliler Derneği Başkanı Seyfi Erbaş, dernek olarak üniversite öğrencilerine eğitim hayatları boyunca destek olmak istediklerini ifade etti. YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’in Trabzonlu olmasının Yıldız’lı öğrencilere ulaşmalarını daha kolay hale getirdiğini sözlerine ekleyen Erbaş, dernek olarak bu doğrultuda çalışmalarına devam edeceklerini söyledi. 100. Yılda sabah kahvaltı dağıtımı yapmaya başladıklarını söyleyen YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, YTÜ mezunlarına seslendi. Okulda eğitimlerine devam eden öğrencilere mezunların ağabey olarak sahip çıkmalarını, kahvaltı ikramı başta olmak üzere pek çok projede Yıldız’la birlikte çalışmalarını istedi. Kahvaltı dağıtımını sürekli hale getireceklerini söyleyen Yüksek, öğrencilerin öğle

6

Yıldızlar NİSAN / 11

ve akşam yemeklerini verecekleri bir proje üzerinde de çalıştıklarını belirtti. Makine Mühendisliği öğrencisi Ali Yılmaz, kahvaltı ikramından memnun olduğunu söylerken, İnşaat Mühendisliği öğrencisi Oktay Kılıç, ailesinin İstanbul dışında olması nedeniyle sabah evde kahvaltı yapamadığını, okulda böyle bir imkânın olmasından çok memnun olduğunu ifade etti. II Haber: Fatih Atlas


Öğretmen Okulları 163. yılını kutladı

>>

100. Yıl Mezuniyet Törenleri 14 HAZİRAN 2011 SALI 10.00 Meslek Yüksekokulu (Yıldız) 16.00 Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi (Oditoryum) (Yıldız) 17.00 Elektrik-Elektronik Fakültesi (Yıldız)

* * *

15 HAZİRAN 2010 ÇARŞAMBA 10.00 Mimarlık Fakültesi (Yıldız) 17.00 Makina Fakültesi (Yıldız)

* *

16 HAZİRAN 2010 PERŞEMBE 10.00 Kimya-Metalürji Fakültesi (Yıldız) 14.00 Sanat ve Tasarım Fakültesi (Oditoryum) (Yıldız) 16.00 Milli Saraylar Meslek Yüksekokulu (Oditoryum) (Yıldız) 17.30 İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (Yıldız)

* * * 1848 yılında Darülmuallimin adıyla kurulan

*

Öğretmen okulları, 163. Yılını Yıldız Teknik Üniversitesi’yle kutladı. Çapa Anadolu Öğretmen Lisesi’nde yapılan törene Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticileri katıldı.

Tanzimat Fermanı’nın ilanından sonra öğretmen yetiştirmek üzere 16 Mart 1848 tarihinde kurulan Darülmuallimin 163. yaşında. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin 100. Yılı sebebiyle birlikte yapılan etkinliğe YTÜ Eğitim Programları ve Öğretim Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Münire Erden ve Eğitim Yönetimi, Teftişi, Planlaması ve Ekonomisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Ülker Gümüşeli konuşmacı olarak katıldı. Panelde açılış konuşmaları YTÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. A. Göksel Ağargün ve ünlü şair ve yazar Yavuz Bülent Bakiler tarafından yapıldı. İstanbul’daki öğretmenlerin geniş katılımıyla gerçekleşen kutlamada ‘21. Yüzyılda Öğretmen Eğitimi ve Türkiye’ başlıklı panele Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürü Ömer Balıbey başkanlık yaptı. II

17 HAZİRAN 2010 CUMA 10.00 Fen-Edebiyat Fakültesi (Davutpaşa) 15.00 Eğitim Fakültesi (Davutpaşa) 17.30 İnşaat Fakültesi (Davutpaşa). II

* * *

NİSAN / 11

Yıldızlar

7


>>

YILDIZ GÜNLÜĞÜ Yıldız’a gönül verenler ödüllerini aldı

Yıldız Teknik Üniversitesi’ne 20 yıl ve üzeri hizmet

eden akademik ve idari personele plaket verildi. 100. Yılını kutlayan Yıldız Teknik Üniversitesi bu uygulamayla bir ilke daha imza atmış oldu. Yıldız’da görev süresi 40 yıl ve üzeri olanlara 100. Yıl Altını ve plaket, 30 Yıl ve üzeri olanlara plaket, 20 yıl ve üzeri hizmet süresi olanlara sertifika verildi.

Yıldız Kültürü’nü gelecek nesillere aktaracak olan çalışanların personel hizmet töreniyle onurlandırılması, çalışanlar tarafından takdir edildi.

‘Yıldızlarla bir asra atılan imza’

Öte yandan 100. Yıl slogan yarışmasında dereceye giren personele de ödülleri takdim edildi. ‘Yıldızlarla Bir Asra Atılan İmza’ sloganıyla birinci olan Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Anıl Akdoğan, ‘Yıldızlaştık, Yüz Yılı Aştık’ sloganıyla ikinci olan Abdürrahim Erciyas, ‘Gelenekselden Çağdaşa Bir Asır’ sloganıyla Bülent Çinsar’a ödül olarak netbook ve sertifika verildi. II

Geleceğin Teknolojisi Yıldız’da

Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Teknolojileri

Kulübü 100. Yıl’ın en teknolojik etkinliğini yapıyor. Nanoteknolojinin tüm detaylarıyla konuşulacağı kongrede uzman bilim insanları Yıldız’da buluşuyor. Maddeyi atomik ve moleküler seviyede kontrol etme bilimi olan nanoteknoloji, teknolojinin küçülmüş hali olarak tanımlanıyor. Geleceğin teknolojisi olarak kabul edilen nanoteknoloji, insan vücudunda bulunan hastalıklı doku iyileştirilmesinden süper bilgisayarlara, ulusal güvenlikten tekstil teknolojilerine kadar pek çok alanda kullanılacak. Makine Teknolojileri Kulübü (MAKTEK) üyelerinin YTÜ Makine Fakültesi Dekanlığı ve Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’yle birlikte düzenleyeceği YTÜ 1. Ulusal Nanoteknoloji Öğrenci Kongresi, 17-18 Haziran 2011 tarihlerinde Yıldız Oditoryumu’nda gerçekleştirilecek. Etkinlikle Yıldız Teknik Üniversitesi’nin nanoteknoloji konusunda ülkenin AR-GE kültürüne daha fazla katkı yapması ve bunun sanayi ile üniversite işbirliğinin geliştirilmesi için önemli bir adım olması planlanıyor. II Haber: Hüseyin Ergin

8

Yıldızlar NİSAN / 11



YILDIZ GÜNLÜĞÜ Acun Ilıcalı ve Hayko Cepkin öğrencilerle buluştu

Düzenlediği yarışmalarla büyük beğeni

toplayan Acun Ilıcalı ve Ünlü rock sanatçısı Hayko Cepkin, Kalite ve Verimlilik Kulübü’nün düzenlediği etkinlikte Yıldız’lılarla buluştu.

Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite ve Verimlilik Kulübü tarafından Yıldız Oditoryumunda gerçekleştirilen söyleşilere Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek ve pek çok akademisyen de katıldı. 15 Mart 2011 tarihinde Yıldız Oditoryumunda yapılan etkinlikte ilk olarak TV yapımcısı Acun Ilıcalı sahneye çıktı. Salonun tamamen dolu olduğu söyleşide Ilıcalı, spor muhabirliği yaparken yaşadığı komik anılarını anlattı. Survivor yarışmasının çıkış hikâyesini ve yarışmacıları seçerken nelere dikkat ettiğini paylaşan Ilıcalı, son projesi olan internet portalı hakkında bilgi verdi. Acun Ilıcalı’dan sonra alkışlarla sahneye çıkan Hayko Cepkin, öğrencilerin sorularını yanıtladı. Yaptığı müzik tarzının piyasada kabul görmesi için verdiği mücadeleleri öğrencilerle paylaşan Cepkin, ekstreme sporlara olan tutkusunu anlattı. Söyleşinin sonunda piyano çalan Cepkin, öğrenciler tarafından alkışlanarak uğurlandı. II Haber: Benan Üzümez

10 Yıldızlar NİSAN / 11


>>

Müjdat Gezen tecrübelerini yıldızlarla paylaştı

YTÜ Bilişim Kulübü Geleneksel Web Günleri

12-13 Nisan’da düzenlenen organizasyonla;

Tiyatro ve sinema sanatçısı Müjdat Gezen, Yıldız Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen etkinlikte öğrencilerin sorularını yanıtladı.

Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite ve Verimlilik Kulübü tarafından düzenlenen etkinlikte, Müjdat Gezen öğrencilerle buluştu. Yıldız Oditoryumu’nda düzenlenen söyleşiye katılım yüksekti. Yaptığı açıklamalarla gündem oluşturan Usta Oyuncu, sorulan tüm soruları açık yüreklilikle cevapladı. Demokratik bir ortamda gerçekleşen söyleşide tiyatro ve eğitimle ilgili tecrübelerini öğrencilerle paylaşan Gezen’in esprileriyle salonda kahkaha fırtınası koptu. 1943 İstanbul doğumlu olan, tiyatro oyuncusu- eğitmeniyazarı- yönetmeni, sinema ve dizi oyuncusu, yazar, yönetmen ve şair gibi birçok özelliği bulunan fakat her fırsatta mizahçı olduğunu belirten Müjdat Gezen, öğrencilerin “Neden sürekli muhalefetsiniz?” sorusuna “Ben mizahçıyım. Benim işim bu.” şeklinde yanıt verdi. Akademisyenlerin de katıldığı etkinlik 2,5 saat sürdü. Kurmuş olduğu tiyatro okulunda ders vermek için izin isteyen usta tiyatrocu, öğrencilerin yollarının hep aydınlık olmasını dileyerek söyleşiyi bitirdi. II Haber: Selin Uzunoglu

gelişimin, yeniliklerin ve sınırsızlığıyla internetin getirileri ele alındı. Web Günleri, 3.yılında da yankı uyandıran bir etkinlik oldu. Adına yakışır bir şekilde birçok blogda ve haber sitesinde yer aldı. Bu sene Web Günleri’nde, günümüz bilişim dünyasının yeni çizgisi olan Web’i ve gittikçe gelişmekte olan sosyal paylaşım platformlarını ele alan söylemler paylaşıldı. Internet topluluklarından projelerde yazılım ve güvenlik süreçlerine, Internet girişimciliğinden Internet’in sanal günlüklerine, oluşmaya başlayan sosyal paylaşım kültürü ve internetten ünlü olmak gibi çok geniş konu yelpazesinde oturumlar gerçekleştirildi.

Oturumlardan Bazıları * Kitlelerin Bilgeliğini Keşfetmek * İnternet Alışverişi * İnternet ve Spor * Online Dünya ve Yeni Teknolojiler * Viral Havalar * Sosyal Medyanın Toplum ve Medya Üzerindeki Etkileri Radyoların Geleceği. II

*

Haber, Efekan Egeli -YTÜ Bilişim Kulübü

Yıldız İşletme Kulübü www Zirvesi ‘11

İnternet dünyasının başarı öyküleri, pazarla-

ma stratejileri ve bu başarılara doğru yol alırken uğranılan kısıt ve zorlukları konu alan Yıldız İşletme Kulübü “WWW Zirvesi ‘11”, 12 Nisan Salı günü Yıldız Yerleşkesi Oditoryum Sergi Salonu’nda gerçekleştirildi. Zirveye katılan herkese katılım belgesi verildi. Programa Türkiye’nin önde gelen web şirketleri katıldı. İnternet kullanımının artık neredeyse bir zorunluluk haline geldiği günümüzde, ülkemizde de internet kullanımı her geçen gün büyük bir hızda artmaktadır. Sanal dünya artık her türlü ihtiyaçlarımızı karşılayacak boyutlara ulaştı. Dünyadaki bu inanılmaz internet yükselişiyle birlikte, ülkemiz de bu pazarda önemli bir yer edinmeye başladı. II NİSAN / 11

Yıldızlar 11


YILDIZ GÜNLÜĞÜ Medyanın Yıldız’ı parlıyor

>>

> TRT Haber

Yıldız Teknik Üniversitesi son dönemde yaptığı çalışmalarla, medyada 1.000’in üzerinde haberde yer aldı. Bilimsel çalışmaların ön planda olduğu haberlerde sosyal sorumluluk projeleri ve Hocalarımızın konuşmaları ikinci sırayı aldı. Radyo D’de her hafta sonu yayınlanan Yıldız Top 10 listesiyle öğrencilerimiz, seçtikleri şarkıları anons etti.

Arap Dünyasına Çağrı

Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek TRT Arapça kanalının konuğu oldu. Arap ülkelerinde yüksek izlenme oranına sahip olan kanalda Yıldız’ın tarihinden ve yapılan çalışmalardan bahseden Yüksek, Arap ülkelerindeki öğrencileri Yıldız’a davet etti.

> Üniversite Medya

100. Yıl Show TV’de

Show TV’de yayınlanan Üniversite Medya Programı YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek’i konuk etti. 100. Yıl etkinliklerinin konuşulduğu programda dünya üniversitesi olma yolunda atılan adımlar anlatıldı.

Bu Kan Seni Unutur mu?

Kızılay’la Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından ortaklaşa yapılan ‘Bu Kan Seni Unutur Mu?’ isimli proje, TRT Haber kanalındaydı. 100. Yılda düzenlenen en büyük sosyal sorumluluk projesinin anlatıldığı programda YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek Türkiye’deki kan ihtiyacının bu projeyle karşılanacağını söyledi. II

12 Yıldızlar NİSAN / 11

> TRT Arapça



>>

YILDIZ GÜNLÜĞÜ Engelsiz yaşam için 57 bin lira

Teoman ve Kolpa Grubu’nun katılımıyla

gerçekleştirilen Engelsiz Yaşam Konserinde toplanan 57 Bin TL işitme engelli çocuklar için anaokulu yapımında kullanılacak.

Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite ve Verimlilik Kulübü (KVK) üyelerinin organize ettiği Engelsiz Yaşam Konserinde toplanan nakit para İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği’ne teslim edildi. YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı Özkan Özdemir, Mezunlar ve Öğrencilerle İletişim Koordinatörü Yard. Doç. Dr. Deniz Güney ve Rektör Danışmanı Muhammed Atilla Sevim’in katıldığı para teslim töreni dernekte yapılan kahvaltı sonrası gerçekleşti. Kalite ve Verimlilik Kulübü Başkanı Gizem Akbey, organizasyon sorumluları Serhan Semerci ve Benan Üzmez’le birlikte para teslim törenine katılan kulüp üyeleri düzenledikleri konserden gurur duyduklarını bundan sonra da bu tip etkinlikler organize edeceklerini ifade ettiler. Konserde toplanan paranın İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği Başkanı Viki Özromano’ya teslimi sırasında söz alan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, üniversitelerin topluma bilimsel anlamda olduğu kadar sosyal sorumluluk alanlarında da yol göstermesi gerektiğini söyledi. Yıldız Teknik Üniversitesinin 100.Yılını kutladığı 2011 yılında kan ve organ bağışı başta olmak üzere insanlarımıza faydalı olacak birçok proje üzerinde çalıştıklarını, bu projelerin üniversite öğrencilerinin

14 Yıldızlar NİSAN / 11

çalışmalarıyla hayat bulacağını belirtti. İşitme Engelliler ve Aileleri Derneği Başkanı Viki Özromano’nun Yıldız Teknik Üniversitesi’ne teşekkürlerini sunduğu teslim töreninde projenin oluşmasında önemli rol oynayan Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı Özkan Özdemir, Yıldız’lı öğrencilerin çalışmalarına destek olmaya devam edeceklerini söyledi. II Haber: Fatih Atlas



YILDIZ GÜNLÜĞÜ YTÜ İ.İ.B.F. Endonezya’da uluslararası konferans düzenledi

Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, ilk defa Türkiye dışında uluslararası bir konferans organize etti.

İİBF Dekanı Prof. Dr. Güler ARAS’ın, kongre eş başkanı olarak organizasyonunda yer aldığı “Uluslararası Yönetişim ve Hesap Verebilirlik Konferansı”, Endonezya’nın SoloCity şehrinde gerçekleştirildi. Türkiye, İngiltere, Avustralya, Malezya ve Endonezya’dan üniversitelerin ortaklaşa düzenlediği konferansta, işletmeler ve işletme ilgilileri için son yıllarda temel konulardan birisi olan Yönetişim ve Hesap verebilirlik, toplantıya katılan yüzden fazla uluslararası uzman ve akademisyen tarafından üç gün boyunca tartışıldı. Farklı ülke uygulamalarının paylaşıldığı konferansta Prof. Dr. Güler Aras “Yönetişim ve Küresel Pazarların Yönetimi” başlıklı bir özel tema konuşması gerçekleştirdi. Konuşmasında, son yaşanan global krizi işletme yöneticilerinin sorumlulukları ve kurumsal yönetim açısından değerlendiren Aras sunumunda, tek başına düzenlemelerle herşeyi denetlemenin ve kontrol altına almanın olanaklı olmadığını, kurumların, yöneticilerin ve paydaşların birlikte ortak hedefe ulaşmak için temel ilkelere uygun hareket etmelerinin önemini vurguladı; son global krizin bunu

16 Yıldızlar NİSAN / 11

bizlere çok daha iyi öğrettiğini ifade etti. Konferansta çok sayıda akademik tebliğ sunumunun yanısıra özel oturumlarda, alanında uzman, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen davetli akademisyen ve uygulamacıların konuşmaları yer aldı. II


>>

Prof. Dr. Erkan Gökaşan hocamızı kaybettik

Doğa bilimleri alanında yaptığı başarılı

çalışmalarla Yıldız Teknik Üniversitesi’ne değerli katkılarda bulunan Prof. Dr. Erkan Gökaşan Hocamızı kaybettik. 30 Mart 2011 tarihinde YTÜ Oditoryumu’nda düzenlenen törenin ardından Gökaşan için cenaze namazı Bahçeköy Merkez Camiinde kılındı.

29 Şubat 1964 yılında İstanbul’da doğan Erkan Gökaşan, Lisans eğitimini İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Enstitüsü, Deniz Jeolojisi ve Jeofiziği Anabilim Dalında Yüksek Lisans Eğitimini tamamladıktan sonra Doktora Tezini, ‘İstanbul Boğazının kuvaterner evriminin sismik statigrafik yöntemlerle incelenmesi’ üzerine yaptı. Doçentlik çalışmalarını yürütürken kamu ve özel sektörde danışmanlık hizmetleri verdi. 2004 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Doğa Bilimleri Araştırma Merkezinde çalışmalarını sürdürdü. Akademik çalışmaları uluslararası dergilerde yayınlanan Gökaşan, Üniversitemiz tarafından bu yılın başında düzenlenen Akademik Ödül Töreninde de ödül almıştı. II

Liselerarası “Akıl Oyunları Yarışması” YTÜ’de yapıldı Hüseyin Avni Sözen Anadolu Lisesi

Akıl Oyunları Kulübü tarafından bu yıl 5.si düzenlenen Akıl Oyunları Yarışması’nın yarı finali Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yapıldı. İstanbul’da bulunan 52 liseden yarışmaya katılan 160 öğrenci Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Oditoryumu’nda yarıştı. 4 bölümden oluşan yarışmada birinciliği Atatürk Fen Lisesi, ikinciliği Kabataş Erkek Lisesi, üçüncülüğü ise Özel Amerikan Robert Koleji kazandı. Uluslararası arenada ülkemizi temsil edecek öğrencilerin belirlendiği yarışma 13 Mayıs’ta Ankara’da yapılacak. Türk Beyin Takımının belirleneceği finali kazanan öğrencilere çeşitli hediyeler verilecek. II

Yıldız İşletme Kulübü kariyer panayırı düzenledi Yıldız İşletme Kulübü 5-6 Nisan 2011’de

alışılagelmişin dışında bir kariyer organizasyonu olan Kariyer Panayırı’nı düzenledi. Organizasyon boyunca YTÜ’lü öğrenciler hem eğlendi hem de staj ve iş imkanları elde etti. Öğrenciler Yıldız Hümayun Bahçe’de bir taraftan şirketlerin üst düzey yöneticileriyle tanışıp staj ve iş başvurularını yaparken, öte yandan panayırın eğlence olanaklarından yararlandı. Organizasyon boyunca Türkiye’nin önde gelen kurum ve kuruluşları da açtıkları stantlarla YTÜ’lü öğrencilere tanıtım yapma fırsatı buldu. II NİSAN / 11

Yıldızlar 17


SPOT HABER

ODE, “YALITIM”IN KİTABINI YAZDI ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan: IY Isı Yalıtımı’nın Türk mimar ve mühendislerine yeterli bilgi vereceğine inanıyoruz.

K

haber, ÇINAR MUTLU

Kurulduğu günden bu yana bir sivil toplum örgütü gibi çalışan ODE Yalıtım gerçekleştirdiği ilkler arasına bir yenisini daha ekledi. ODE Yalıtım, sektörün başucu kaynağı olarak nitelendirilecek, Isı Yalıtımı ile ilgili yazılmış en geniş kapsamlı “IY Isı Yalıtımı” isimli ilk Türkçe kitabı çıkarttı. Isı Yalıtımı ile ilgili tüm soruları cevaplayacak önemli bir kaynak olan kitap “Enerji ve yalıtım sektörü, Isı yalıtımına giriş, Isı yalıtım malzemeleri ve özellikleri, Binalarda ısı yalıtımı ve tesisat yalıtımı, Yalıtımda yeni teknolojiler, Uygulama önerileri, Sık sorulan sorular” adlı yedi farklı, doyurucu bölümden oluşuyor. Sektöre kazandırılan yeni bir kaynak olan kitabın içeriğini oluşturulmasında emeği geçenler arasında Makine Mühendisi Orhan Turan, Prof. Dr. Hikmet Karakoç, Yüksek Mimar Ecvet Binyıldız, Makine Mühendisi Elif Yıldırım yer aldı. Türkiye’de son yıllarda yalıtım sektörünün hızlı gelişimine dikkat çeken ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, “Yalıtım sektörüne her ne kadar Batılı ülkelerden geç başlamış olsak da ülkemizde üretilen ve ithal edilen malzemelerin çeşitliliği açısından çağı yakaladığımızı söyleyebiliriz. Bugün ülkemizde hemen hemen her çeşit kaliteli yalıtım malzemesini bulmak mümkündür.” dedi. Yalıtım sektöründeki kaynak boşluğunu doldurmak amacıyla “IY Isı Yalıtım” kitabını çıkarttıklarını vurgu-

layan Turan “Kendi dilimizde yazılmış başvuru kitaplarının sayısının yokluğu yalıtım sektörü için büyük bir boşluktu. Bu boşluğu doldurabilmek amacıyla içeriği tamamen yenilenmiş bu kitabı oluşturduk. Kitabı oluştururken çeşitli dillerde yazılmış yüzlerce makale, kitap, doküman ve broşür taradık. Farklı zamanlarda çeşitli şehirlerde bir araya gelerek çalıştık ve kitabımızı tamamladık. Isı Yalıtımı konusunda en kapsamlı ilk Türkçe kitap olan IY Isı Yalıtımı’nın Türk mimar ve mühendisleri yanı sıra ülkemizin enerji politikalarını yönlendiren kamu görevlileri ile politikacılara da yeterli bilgi vereceğine inanıyoruz.” dedi. “Enerji ve yalıtım sektörü, Isı yalıtımına giriş, Isı yalıtım malzemeleri ve özellikleri, Binalarda ısı yalıtımı ve tesisat yalıtımı, Yalıtımda yeni teknolojiler, Uygulama önerileri, Sık sorulan sorular” adlı yedi bölümden oluşan kitabın hazırlanması yaklaşık 2 yıl sürdü. Uzun bir çalışma maratonunun ardından sektöre sunulan kitap Prof. Dr. Hikmet Karakoç, Makine Mühendisi Orhan Turan, Yüksek Mimar Ecvet Binyıldız, Makine Mühendisi Elif Yıldırım tarafından hazırlandı ve nisan ayı içerisinde yayınlandı. Kitabın lansmanı, 29 Nisan 2011 tarihinde Yapı İstanbul Fuarı’nda, yazarlarında katıldığı bir kokteylle yapıldı. Sektörün önde gelenlerinin katılımıyla gerçekleşen kokteyl oldukça yoğun ilgi gördü. II



SPOT HABER

ENERJİ EĞİTİMİ YOĞUN İLGİ GÖRÜYOR UGETAM ve TWI- Turkey, uluslararası eğitim projesi düzenlenmesi konusunda işbirliği yapıyor.

U

haber, HANDE TAN

UGETAM ve TWI- Turkey (The Welding Institute, İngiltere)’nin, uluslararası eğitim projesi düzenlenmesi konusuyla ilgili yaptıkları görüşmelerin neticesinde, UGETAM ve TWI’ın ortaklaşa işbirliği yapması hususu ile ilgili taraflarca anlaşmaya varılmıştır. Bu anlaşma çerçevesinde, “Boru Hatlarında Dış ve İç Korozyonun Doğrudan Değerlendirilmesi” konusunda, İstanbul-Kurtköy UGETAM Eğitim Tesislerinde, TWI, GTI (Gas Technologies Institute, ABD) ve UGETAM işbirliği ile ABD, İngiltere, İran, Türkiye’den birçok kursiyerin katılacağı ilk eğitim organizasyonu, İngilizce olarak, 9-18 Mayıs 2011 tarihleri arasında, UGETAM Kurtköy tesislerinde gerçekleştirilmiştir. UGETAM ve TWI’ın yapmış olduğu dev eğitim iş birliği kapsamında, Temmuz ayında yapılaması planlanan; Cathodic Protection (Katodik Koruma), Ekim ayında yapılması planlanan; ASNT Level III Refresher Courses (ASNT Seviye III Hazırlık Kursları) ve Aralık ayında yapılması planlanan; Welding Inspector- CSWIP 3.1 (CSWIP 3.1 Kaynak İnspektörlüğü) konularını içeren eğitim programı tüm hızıyla devam edecektir.

20 Yıldızlar NİSAN / 11

Bina Enerji Yöneticiliği Eğitimleri

Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketi yetkisi olan UGETAM, Yıldız Teknik Üniversitesi ile yaptığı protokol gereği düzenlediği, “Bina Enerji Yöneticiliği Eğitimi” 3. Etap programı da YTÜ’nin Beşiktaş Yerleşkesinde Nisan ayında tamamlanmıştır. Eğitimlere, Makine, Elektrik veya Elektrik-Elektronik Mühendisliği, Gemi İş ve Makineleri Mühendisliği, Harp Okulları Makine bölümleri veya Teknik Eğitim Fakültelerinin Makine veya Elektrik bölümlerinde lisans eğitimi görmüş, farklı mesleklerden kursiyerler katılmıştır. UGETAM Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Ümit Doğay ARINÇ, YTÜ Makine Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yunus Ali ÇENGEL, YTÜ Eğitim Koordinatörü Prof. Dr. Olcay KINCAY, UGETAM Eğitim ve İş Geliştirme Müdürü Selim Serkan SAY, UGETAM Eğitim Uzmanları, YTÜ öğretim elemanları ve sektörün önde gelen firmalarının temsilcilerinden oluşan 27 eğitimci eğitimlerde görev almıştır. Yoğun katılımların sağlanacağı Bina Enerji Yöneticiliği Eğitimi 4. Etap programı, 23 Mayıs – 01 Haziran 2011 tarihlerinde YTÜ Beşiktaş Yerleşkesinde düzenlenecektir. II



RÖPORTAJ

YILDIZ-SEM Müdürü Hakan Karataş:

EĞİTİMLERİMİZİ TÜM TÜRKİYE’YE YAYMAK İSTİYORUZ Eğitim yaşamla sınırlıdır. Yıldız-Sem yaşama hazırlıyor. söyleşi, NURAY AYDIN

Y

YTÜ’nün dışarıya dönük, dinamik ve gelişmeye en açık birimlerinden olan YILDIZ-SEM’in Müdürü Hakan Karataş’la bir söyleşi gerçekleştirdik. Programlar, eğitimler ve projeler merkezi gibi çalışan YILDIZ-SEM’e dair birçok bilgiye ulaştık…

YILDIZ-SEM’i bizlere anlatır mısınız? Ne zaman kuruldu ve çalışmalarınız nelerdir?

1997 yılında kurulan Yıldız Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi (YILDIZ-SEM)’nin kuruluş amacı, üretim faktörlerinin en değerlisi olan insan kaynağını eğitmek, geliştirmeye yönelik faaliyetlerde bulunmak ve projeler üretmektir. YILDIZ-SEM amaçları doğrultu-

22 Yıldızlar NİSAN / 11

sunda kamu, özel sektör ve uluslararası kuruluşlara ve kişilere ihtiyaç duydukları alanlarda araştırmalar yapar, danışmanlık hizmetleri verir, çeşitli alanlarda eğitim programları planlar, ulusal ve uluslararası düzeyde kurslar, seminerler, konferanslar düzenler. Hedefimiz, Üniversitemizin kamu kuruluşları, özel sektör ve uluslararası kuruluşlarla işbirliğini geliştirmek, Türk sanayisine ve ülke kalkınmasına hizmet etmek ve bu hizmeti uluslararası bir boyuta ulaştırmaktır.

Kaç kişilik bir ekibiniz var?

YILDIZ-SEM bünyesinde tam zamanlı olarak çalışan 12 kişilik personel bulunmaktadır. Bunların dışında


Yabancı Diller, Bilgi Teknolojileri, Sertifika ve Uzaktan Eğitim programlarından sorumlu koordinatörler ve çözüm ortaklarımız Merkezimize katkıda bulunmaktadır.

Özellikle hangi alanlarda sertifika programları düzenliyorsunuz? Ön plana çıkanlar hangileri?

YILDIZ-SEM bünyesinde düzenlenen eğitim programları iki farklı şekilde sınıflanabilir. İlk olarak, programları eğitim alanlarına göre sınıfladığımızda; yabancı dil programları, bilgisayar ve teknik programlar, iktisadi ve idari sertifika programları, uzaktan eğitim programları, kültür, sanat ve spor programları olmak üzere beş farklı grupta toplayabiliriz. Programları eğitim amaçlarına ve hedef kitlelerine göre sınıflandırdığımızda ise kişisel, kurumsal ve meslek edindirme programları olmak üzere üç grupta tanımlayabiliriz. Merkezimizde ayrıca yurtdışı eğitim danışmanlığı hizmeti de verilmektedir. Sertifika programlarımız özellikle iktisat-işletme, bilgi teknolojileri ve uzaktan eğitim alanlarında yoğunlaşmaktadır.

Programlarınızı hangi aralıklarla düzenleniyorsunuz?

YILDIZ-SEM akademik yıl süresince eğitimlerini sürdürmektedir. Eylül ayında başlayan eğitim programlarımız Haziran ayına kadar sürmekte. Yaz döneminde ise yoğunlaştırılmış eğitim programları ve yaz okulları ile eğitim hizmetimiz devam etmektedir.

En çok ilgi gören programlar hangileri?

Yabancı dil, bilgi teknolojileri ve sertifika programlarımız çok büyük ilgi görmektedir. Son dönemlerde Dijital Pazarlama, Proje Yönetimi, İnsan Kaynakları Yönetimi ve Mortgage Brokerlığı sertifika programlarımıza talep gittikçe artmaktadır. Kişisel eğitimlerin dışında sertifika programlarımıza ilişkin kurumsal eğitim talepleri de yüksek orandadır.

Katılımcılardan aldığınız geri dönüşler ne yönde?

Eğitim programlarımızın kalitesine ilişkin en büyük güvencemiz, Üniversitemizin alanlarında uzman değerli öğretim üyeleridir. Katılımcılardan aldığımız dönüşler çok olumludur. Eğitim programlarımıza kayıt yaptıran öğrencilerimizin büyük bir çoğunluğu tavsiye üzerine gelmektedir. 2009 yılında 29 olan program sayımızın 2010 yılında 125’e ulaşması ve 2009 yılında 650 olan öğrenci sayımızın 2010 yılında yaklaşık 2500’e ulaşması bu güvenin ve kalitenin en büyük göstergeleridir.

Yeni açacağınız programlar var mı?

2011 yılında iddialı olduğumuz en önemli projemiz uzaktan eğitim programlarımızdır. Özellikle bilgi teknolojileri ve sertifika programlarımızı uzaktan

eğitim platformuna taşıyarak kişilere zamandan ve mekândan bağımsız olarak, farklı eğitim alternatifleri sunmak ve eğitimlerimizi tüm Türkiye’ye yaymak istiyoruz.

> YILDIZ-SEM yeni binasına Şubat ayında taşındı

2011, Üniversitemizin aynı zamanda 100. yılı. Bu seneye özel aktiviteler düzenleyecek misiniz?

2011 yılı gerçekten Üniversitemiz için çok önemli bir yıl olacak. Ancak biz klasik 100. Yıl algısının dışına çıkarak yüzyılın bitişini değil yeni bir yüzyılın başlangıcını kutlamak istiyoruz. Bu bağlamda, düzenleyeceğimiz yüzlerce projenin büyük bir çoğunluğu yeni üniversite anlayışımızı ortaya koyacağımız geleceğimize ilişkin projeler olacaktır. Bu vesile ile bilim, eğitim, araştırma, kültür, sosyal sorumluluk alanlarında yapacağımız çalışmalarla insanların zihninde ve yüreğinde kalıcı projeler üretmeyi ve 100. Yılımızda, anlamına değer katabilmek için önemli sosyal sorumluluk projelerine imza atmayı planlamaktayız. II NİSAN / 11

Yıldızlar 23


AKTİVİTE

100. YILIN EN RAHATLATICI PROJESİ:

HOBİ BAHÇELERİ Toprakla uğraşan Yıldızlılar stresten arınacak. haber, FATİH ATLAS

24 Yıldızlar NİSAN / 11


Y

Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Yerleşkesinde hayata geçirilen Hobi Bahçeleri projesiyle akademik ve idari personel artık domates, biber ve patlıcan yetiştirebilecek. Proje uygulaması Peyzaj Mimarı Tülay Tozar Doktu tarafından yürütülen çalışmanın ilk aşaması tamamlandı. 6’şar metrekarelik bahçelerde kullanılan malzemeler kulübelerde bırakılabilecek. Hobi bahçeleri sahipleri tarafından memnuniyetle karşılanan uygulamada, öğrenciler de unutulmadı. İlk olarak Kulüpler Birliği’ne verilen bahçeler daha sonra öğrencilere açılacak. Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek hobi bahçelerinin, çalışanların streslerini atmaları için yapıldığını, insanların ellerinin toprağa değmesinin daha verimli olmalarını sağlayacağını söyledi. Üniversitede bulunan akademik ve idari personelden gelen talep doğrultusunda yeni alanların da hobi bahçesine dönüştürülebileceğini sözlerine ekleyen Yüksek, Esenler ve Güngören bölgelerinde yaşayan vatandaşların da ilerleyen dönemlerde bu hizmetten yararlanabileceğini belirtti. Hobi bahçelerinde kullanılan tarım aletleri, su ve tohumlar Rektörlük tarafından karşılanacak. Bahçe sahiplerine verilen tohumlar arasında, domates, biber, soğan, sarımsak, altın çilek gibi ürünler bulunuyor.

Davutpaşa Yerleşkesi yeşilleniyor

Yıldız Teknik Üniversitesi 100. Yılında akademik ve idari personel başta olmak üzere öğrencilerin doğum günlerinde fidan dikimine başlamıştı. Davutpaşa Yerleşkesinde meyve bahçeleri çalışması da devam ediyor. Kiraz, böğürtlen, Çilek, Elma ve Kayısı ağaçlarının ekimlerinin yüzüncü yıl bitmeden sonlandırılması planlanıyor. II

NİSAN / 11

Yıldızlar 25


RÖPORTAJ

YILDIZ’LI BİLİM İNSANLARI DÜNYAYI DEĞİŞTİRİYOR YTÜ Kimya Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Nüket Öcal’ın yaptığı ilaç sentezleme çalışması Tüberküloza kesin çözüm oldu. söyleşi, FATİH ATLAS

26 Yıldızlar NİSAN / 11


Y

Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Nüket Öcal yaptığı ilaç sentezleme çalışmasıyla pek çok insanın derdine deva olacak. Yaptıkları çalışmayla Tüberküloza kesin çözüm bulan Hocamız yönetimindeki ekip, Parkinson, Alzheimer ve Şizofreni gibi tedavisi zor olan hastalıklara çözüm arıyor. Prof. Dr. Nüket Öcal yönetiminde devam eden çalışma, Doç. Dr. Çiğdem Yolaçan, Doktora Öğrencisi İrem Kulu ve Yüksek Lisans Öğrencisi Aslı Köprüceli’nin yoğun çalışmalarıyla 2012 yılında tamamlanacak. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin 100. Yılını kutladığı 2011 yılının aynı zamanda Dünya Kimya Yılı olması çalışmanın önemini artırıyor. İstanbul Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden mezun olan Nüket Öcal, Doktora çalışmasını Amerika San Fancisco State ve Almanya Clausthal Technical Üniversitelerinde tamamladı. Yıldız’da 24. Yılını dolduran hocamızla yaptığımız söyleşide pek çok yeni şey öğrendik.

Hocam yaptığınız çalışmaya nasıl başladınız?

2002 yılında Almanya’da çalışmalarımı yürütüyordum. Eski hocam beni ziyaret etti. Uluslararası bir ilaç sentezleme projesinde çalışma teklifinde bulundu. Ön inceleme yaptıktan sonra bu çalışmayı yürütmeyi kabul ettim. Ecuadorian isimli Ekvator bölgesine özgü bir kurbağada bulunan zehirden ilaç sentezi yapmaya çalışılıyordu. Bizden önce bu madde üzerinde çeşitli çalışmalar yapılmıştı. Türkiye’ye döndüğümde TÜBİTAK’la görüştük. Türkiye’de yapılan çalışmalar TÜBİTAK tarafından desteklenirken bizim çalışmamız uluslararası bir çalışma olduğu için desteklendi. Gerekli izinleri aldıktan sonra ekibimle çalışmaya başladım.

Çalışmanız hangi hastalıklara derman olacak?

Üzerinde çalıştığımız madde sinir sistemi hastalıkları üzerinde etkili. Özellikle Parkinson, Alzheimer ve Şizofreni gibi rahatsızlıklarda etkin olacağı öngörülüyor. Şu ana kadar yapılan testlerde olumlu sonuçlar elde ettik. Bizim üzerinde çalıştığımız madde Epiboksidin, Epibatidin maddesinin türevi. Epiboksidin maddesi daha az toksik ama daha aktif. Bu konu üzerinde yaptığımız çalışmalarda elde ettiğimiz 11 maddeyi Amerika’da bulunan Ulusal Sağlık Merkezi’ne gönderdik. Bu maddelerden birisi Tüberküloz hastalığına kesin çözüm oldu.

Neden Amerika’yla çalışıyorsunuz?

Bu çalışmaya başladığımızda Türkiye’de bulunan üniversitelerle irtibat kurduk. Çalışmadan bahsettiğimizde bu konuda bize yardımcı olamayacaklarını,

NİSAN / 11

Yıldızlar 27


RÖPORTAJ

teknik ekipmanlarının bu araştırmayı yürütmede yetersiz olduğunu belirttiler. Bu çalışmayı yürütebilmek için Amerika’da bulunan Ulusal Sağlık Merkeziyle bir anlaşma imzaladık. İlaç üretimi çok zor ve uzun süreli çalışmalar gerektirir. Bizim yaptığımız bu çalışmayı bir sonraki aşamaya onlar taşıyor. İlaç üretiminde aşamalar vardır. Birinci aşamada elde edilen maddelerin toksik olup olmadığı belirlenir. İkinci aşamada aktif olup olmadıkları, üçüncü aşamada hayvanlar üzerinde yapılan deneyler, son aşamada insanlar üzerinde yapılan testlerle yan etkilerinin olup olmadığı incelenir. Hayvanlar üzerinde deneyler devam ediyor. Elde edilen sonuçlar çalışmamızın başarılı olduğunu gösteriyor. Bir sonraki aşamada insanlar üzerinde deneyler yapılacak. Elbette bizim ülkemizde bu deneyleri yapmak mümkün değil.

>> Çalışmalarımızı insanlara faydalı

olmak için yapıyoruz. Bunu yaparken başka canlılara zarar vermemek bilim insanı olarak üzerimize düşen görevdir. Bizim kurbağayla bir işimiz yok. Epibatidin isimli maddeyi ve türevlerini sentetik olarak üretiyoruz. 28 Yıldızlar NİSAN / 11

Geçtiğimiz aylarda yaptığınız çalışma medyada oldukça geniş yer buldu. Geri dönüşler nasıl oldu?

TÜBİTAK araştırmaları üzerinde inceleme yapan bir muhabire bizim çalışmamız önerilmiş. Uluslararası bir çalışma olması, gündemde olan hastalıklara çözüm olacak olması muhabirin dikkatini çekmiş. Bizimle irtibata geçti. TÜBİTAK’la konuşup izin aldıktan sonra haberin yayınlanmasına izin verdik. Çünkü çalışmamız henüz bitmemişti. İnsanlara boş yere ümit vermek istemedik. Biz her ne kadar bu


>> İlaç sentezleme çalışması, pek

çok insanın derdine deva olacak. Özellikle Parkinson, Alzheimer ve Şizofreni gibi rahatsızlıklarda etkin olacağı öngörülüyor.

kaygıları güdüyor olsak da muhabir arkadaş buna özen göstermedi. Bu haber yayınlandıktan sonra telefonlarımız susmadı. Yakınları hasta olan insanlar bizden yardım istemeye başladılar. Biz ortada bir yanlış anlaşılma olduğunu söyledik. Henüz çalışmamızda kesin sonuçlar elde etmedik. Ama bu sonuçları elde etmeye oldukça yakınız. Gerekli testler yapıldıktan sonra bu ilaca ulaşabileceklerini ifade ettik. Elbette bu durum bizi üzdü.

800 kurbağa biçtikten sonra sentezliyor. Morfinden çok daha etkin bir ağrı kesici olmasının yanında sinir sistemi hastalıklarında olumlu sonuçlar alınıyor. Ancak bu maddenin toksik oranı çok yüksek çıkıyor. Bu çalışmaları geliştirmek için Epibatidin maddesi sentetik olarak yeniden üretiliyor. Yani madde ilk olarak bir kurbağa üzerinde bulundu. Ama sonrasında kurbağa kullanılmadı. Bizimde kurbağayla bir işimiz yok. Bu maddeyi ve türevlerini sentetik olarak üretiyoruz.

Çalışmanızı desteklemek için arayanlar oldu mu?

Kullandığımız ilaçların ne kadarı zehirlerle yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkıyor?

Ne yazık ki desteklemek için arayan firma olduğunu söyleyemem. Atabaylar’dan aradılar. Orada çalışan arkadaşım görmüş haberi. Bizim laboratuarlarımızı kullanabilirsiniz dedi. Ama o imkânlar zaten şu an elimizde var. Bize artı bir değer sağlamıyor. TÜBİTAK istememiş olsaydı, haberi şimdi yaptırmazdık.

Haberi okuyanlarda yaptığınız çalışmada kurbağaları kullandığınız yönünde bir algı oluştuğunu düşünüyorum. Bu konuya ilişkin düşünceleriniz nelerdir?

Evet, ne yazık ki böyle bir algı oluştu. Hatta öğrencilerimizden neden Davutpaşa kurbağalarını kullanmadığımız yönünde esprili geri dönüşler aldık. Kurbağa üzerinde çalışmalara başlayan Bilim İnsanı Dali, 1992 yılında çalışmalar yürütüyor. Epibatidin maddesini

Çeşitli hayvanlarda bulunan zehirler üzerinde pek çok çalışmalar yapılıyor. Aslında her kimyasal madde zehirlidir. Dozajını ayarlamadığınız sürece tabi ki. Epibatidin maddesi de kurbağanın derisi üzerinde bulunan zehir incelenerek oluşturulmuş. Bu maddeleri sentetik olarak üretmediğiniz takdirde çalışmalarınızı devam ettiremezsiniz. Örneğin Epibatidin maddesini kurbağalardan alıyor olsaydık bu hayvanların neslini tüketebilirdik. Yapmış olduğumuz çalışmaları insanlara faydalı olmak için yapıyoruz. Bunu yaparken başka canlılara zarar vermemek bilim insanı olarak üzerimize düşen görevdir.

Yaptığınız çalışma gizli mi?

Çok gizli olması gerekmiyor. Bu çalışmayı sonlandırdıktan sonra tüm verileri yayınlayacağız. Bizim yaptı-

NİSAN / 11

Yıldızlar 29


RÖPORTAJ >> Çalışmada kullandığım

reaksiyonlar HEX Sentezleri olarak adlandırılıyor. Geçtiğimiz yıllarda bu yöntemi kullanan 3 araştırmacı Nobel ödülü aldı.

ğımız çalışmayı okuyan tıpçılar ya da bilim adamları bu yayınları okuyup kendi çalışmalarında kullanacaklar. Erzurum’da önümüzdeki aylarda Kimya Kongresi düzenlenecek. Çalışmamızı burada katılımcılara anlatacağız. İngiltere’de düzenlenecek bir kongreye Doktora Öğrencim sunum yapmaya gidecek. Önemli olan bu çalışmaları yayın halinde sunabiliyor olmanız.

2011 yılı dünyada kimya yılı olarak kutlanıyor. Bu yıl Yıldız’ın 100. yılını kutluyoruz. Çalışmanızı bu yıl bitirmeniz halinde okulumuza kimya yılında ne gibi katkıları olacak?

Aslında çalışmanın üçüncü bir noktası daha var. Benim çalışmada kullandığım reaksiyonlar HEX Sentezleri olarak adlandırılıyor. Geçtiğimiz yıllarda bu yöntemi kullanan 3 araştırmacı Nobel ödülü aldı. Bu ödüle sahip olan bir yöntemle çalışmalarımı sürdürmek benim için ayrı bir anlam ifade ediyor. 2011 yılının Dünyada Kimya Yılı olarak kutlanması, aynı zamanda okulumuzun 100. Yılını kutlaması bizim için çok önemli. Yaptığımız çalışmaya ayrı bir anlam katıyor.

Nobel Ödülü alacak bir çalışmaya imza atmak ister misiniz?

Bilim insanlarının önceliği ödüllerden çok insanlara faydalı olacak bilimsel gelişmeler ortaya koymaktır. Daha önce Nobel almış bir çalışma üzerinde çalışmalarımı yürütüyor olmam beni gururlandırdı. Benim amacım ahlaklı bilim insanları yetiştirmek. Biz üzerimize düşen görevi en iyi şekilde yaptığımız sürece takdir edilmek kendiliğinden geliyor.

Bu çalışmayı bitirdikten sonra ne gibi projeler üzerinde çalışmayı düşünüyorsunuz?

Benim çalışmalarım Organik Kimya alanında olduğu için ilaç sentezleme çalışmalarına devam etmeyi düşünüyorum. Biyolojik aktivite üzerinde çok fazla bilgi sahibiyim çünkü yıllardır organik moleküllerle çalışıyorum. Sadece bir konu üzerinde çalışmadım. Amerika’da ve Almanya’da yaptığım çalışmalar geniş bir çerçeve içerisindeydi. Hastalıklara karşı etkin organik molekülleri araştırıp çalışmalarımı ona göre yönlendiriyorum. Bir sonraki çalışmam için çok detaylı bir literatür çalışması yaptım. Onların mümkün olduğu kadar analoglarının yapılmamış olması gerekiyor. Bizim için orijinal olan yönü bu. Onları saptayıp ilgili bir sentez kuruyorum.

Daha önce yapmış olduğunuz bir çalışmalardan ilaca dönüştürülen maddeler oldu mu?

Bulduğum bir madde, Amerikan Ulusal Kanser Araştırma Merkezi’nde incelendi ve prostat üzerinde %40 etkili olduğu ortaya çıktı. Ayrıca Tüberküloz üzerinde %100 etkili olan bir madde bulduk. Bizim yapmış ol-

30 Yıldızlar NİSAN / 11


duğumuz çalışmalar uluslararası düzeyde yayınlanıyor. Bu yayınları okuyan tıpçılar ve farmakologlar bu maddeleri geliştirip ilaç üretebiliyor. Bizim görevimiz aktif olduğunu belirlediğimiz maddeleri belirleyip, onları sentezledikten sonra dünya literatürüne sunmak. İlaç oluşumunda ilk adımı Kimyacılar atar. Sonraki aşama diğer bilim dallarının işidir.

Çalışmalarınızı yaparken karşılaştığınız zorluklar nelerdir?

Şu an bir 50D problemimiz var. Çok iyi asistanlarımız var. Ancak kaybetmek üzereyiz. Doktoraları bittiğinde sözleşmeleri de son buluyor. Bu konuda bir şeyler yapılmasını gerçekten isteriz. Bununla birlikte çalışma alanı ve aletlerle ilgili sıkıntılarımız oluyor. Örneğin deney yapmak için bazı aletlere ihtiyacımız var. Bu aletler henüz okulumuzda bulunmadığı için testler için başka okullara ya da yurtdışına gönderiyoruz çalışmalarımızı. Bu durum bizi yavaşlatıyor. Buna ek olarak proje bütçesinden hizmet alımı için para aktarmamız gerekiyor. Bu ekipman bizim okulumuzda olsaydı bütçemizi çalışmalarımızı geliştirmeye yönlendirebilirdik. Örneğin İstanbul Üniversitesi Merkez Laboratuarında 7 Bin TL paramız var. Testler için kullanıyoruz. Maddeyi orda incelemeye gönderdiğimizde sonuçları almamız birkaç hafta alıyor. Yurtdışına gönderdiğimizde bu süre daha da uzuyor.

Önümüzdeki aylarda Davutpaşa Kampüsü’ne Merkez Laboratuar kurulacak. Bu oluşumla ilgili beklentileriniz nelerdir?

Çalışmalarımızı hızlandıracak ekipmanların olma-

sı elbette öncelikli beklentimiz. Örneğin okulumuz ENAMAR cihazı almıştı. Bu cihazın kullanımıyla ilgili eğitim için asistanlarımı Erzurum Atatürk Üniversitesi’ne gönderdim. Öğrencilerim döndüklerinde çok üzgündüler. Bizim 1 haftada yaptığımız çalışmayı onlardaki ekipmanlarla 5-10 dakikada yapmak mümkün. İstanbul’daki okullara yeterince yatırım yapılmıyor. Bu bölgede bulunan okullarda her cihazın olduğu yönünde bir düşünce var. Bu nedenle yatırımlar çoğunlukla Doğu bölgelerine kaydırılıyor. Okul yönetimimizin kuracağı laboratuarda biz kimyacıların ihtiyaçlarını da göz önünde bulunduracağını düşünüyorum.

İleri Teknoloji cihazların olması elbette avantaj olarak kabul edilir. Ancak işi en temelinden öğrenmek için hali hazırdaki sistemleri kullanmak okulumuzda yetişen bilim insanları için bir artı değer olmaz mı?

Elbette asistanlarımız ve öğrencilerimiz yaptıkları çalışmaları en temelinden öğrenmeli. Biz bu tip bir eğitim sistemi uyguluyoruz. Ancak bazı durumlarda yaptığınız çalışmayı değerlendirmek için zamanı daha iktisatlı kullanmanız gerekiyor. Örneğin bir maddeyi en saf hale getirmek için biz günlerce uğraşırken başka yerlerde 5-10 dakika yeterli oluyor. Testlerinizi yapıp bir sonraki aşamaya geçebiliyorsunuz. Bu süreç zarfında beklemenize gerek kalmıyor. Hizmet alımı yaptığınız paranız sizde kalıyor. Diğer ihtiyaçlarınızda kullanabiliyorsunuz. Okulumuzda güzel çalışmalar sürdürülüyor. Biz Kimyacıların ihtiyaçlarının da karşılanacağına inancımız tam. II

NİSAN / 11

Yıldızlar 31


SOSYAL SORUMLULUK

BU KAN SENİ UNUTUR MU?

YTÜ, Türk Kızılayı ve Metro Turizm işbirliğiyle hayata geçirilen “250 Bin Şehidimizin Anısına 250 Bin Cana Hayat Verin” Kan Bağışı Kampanyası Çanakkale’de başladı. haber, MUHAMMED ATİLLA SEVİM / fotoğraflar, FATİH ATLAS



SOSYAL SORUMLULUK

Y

Yıldız Teknik Üniversitesi, 100. Yılın dev projesine Türk Kızılayı ve Metro Turizm’le birlikte 17 -18 Mart 2011 tarihinde başladı. 17 Mart 2011’de Türkiye’nin 81 ilinden 1000 üniversite öğrencisi Çanakkale’de toplandı. Kızılay Gençlik Kolları’nın organize ettiği kampanya, ülkemizin ihtiyacı olan 2 milyon ünite kanı toplamayı hedefliyor. Çanakkale Savaşında kaybettiğimiz 250 bin şehidin anısına Çanakkale’de başlatılan projenin 2012 yılında tamamlanacağı belirtildi.

Kızılay’a Üye Olun

Ülke genelinde kan bağışı seferberliğini başlatan projenin açılış töreninde söz alan Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek konuşmasında Türk Kızılayı’ına teşekkür etti. 100. Yıl kutlamaları kapsamında gerçekleştirilen sosyal sorumluluk projelerinden birisi olan Kan Bağışı Kampanyası’nın önemine dikkat çeken Yüksek, gençlerden Kızılay Gençlik Kollarına üye olmalarını ve yapılan çalışmaları desteklemelerini istedi. Kan ihtiyacının ülkemizde her zaman var olduğunu ve insanlarımızın bu konu hakkında bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayan Yüksek, Yıldız Teknik Üniversitesi olarak bu yolda atılan adımları destekleyeceklerini belirtti. Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, ülkemizin kan ihtiyacını karşılama yolunda önemli bir adım olan ‘250 Bin Şehidimizin Anısına 250 Bin Cana Hayat Verin’ isimli projenin önemine vurgu yaptı. Türk Kızılayı’nın genç ruhunu koruduğunu ve gençlerle böyle bir proje yapmanın mutluluk verici olduğunu dile getiren Küçükali, projeye destek olanlara teşekkür etti. Gecede İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Mehter Takımı katılan herkesi coştururken, Hilal-i Ahmer (Türk Kızılayı)’in Çanakkale Savaşındaki hizmetlerini ve mücadelesini konu alan belgesel film ve Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Tiyatro Grubu’nun oyunu izleyicilere duygulu anlar yaşattı. Metro Turizm desteğiyle 81 ilden gelen 1000 Kızılay gönüllüsü Gelibolu Yarımadası’nda kurulan Kızılay çadırlarında konakladı. Alanda bulunan Türk Kızılayı Seyyar Mutfak ve İkram Araçları ile de genç gönüllülerin yiyecek ve içecek ihtiyaçları karşılandı.

Başbakan kampanya hakkında bilgi aldı

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü dolayısıyla Çanakkale 18 Mart Stadı ve şehitlikteki törenlere katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Türk Kızılayı’nın kan alma çadırını da ziyaret etti. Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali Başbakan

34 Yıldızlar NİSAN / 11

Erdoğan’a, “250 Bin Şehidimizin Anısına 250 Bin Cana Hayat Verin” kampanyası hakkında bilgi verdikten sonra ziyaretin anısına, üzerinde Türk bayrağı ve Mehmetçik figürü bulunan Şehitler Abidesi maketini hediye etti. Türk Kızılayı Gençlik Kolları üyeleri de Başbakan Erdoğan’a 81 ilden getirdikleri toprağı teslim etti. Gönüllü vatandaşlarımız, Çanakkale Stadyumu ve Eceabat’taki tören alanında kurulan özel çadırlarda Türk Kızılayı’na kan bağışında bulundu.


ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi. -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’yaKaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle ‘bu: bir Avrupalı’ Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi! Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer, Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer. Yedi iklimi cihânın duruyor karşında, Avusturalya’yla beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk: Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk. Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ... Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ! Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil, Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına. Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz... Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz. Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbâb, Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb. Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı; Beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkı; Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin. Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,

Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer; O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer... Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller, Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller. Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre. Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler... Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal’â mı göğsündeki kat kat iman? Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm? Çünkü te’sis-i İlahi o metin istihkâm. Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer; Bu göğüslerse Hudâ’nın ebedi serhaddi; ‘O benim sun’-i bedi’im, onu çiğnetme’ dedi. Asım’ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek. Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi... Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın? ‘Gömelim gel seni tarihe’ desem, sığmazsın. Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb... Seni ancak ebediyyetler eder istiâb. ‘Bu, taşındır’ diyerek Kâ’be’yi diksem başına; Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle, Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle; Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan, Yedi kandilli Süreyyâ’yı uzatsam oradan; Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına, Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına, Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem; Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem; Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana... Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana. Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini, Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin’i, Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran... Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın; Sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât, Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât... Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber. II Mehmet Akif Ersoy

NİSAN / 11

Yıldızlar 35


ETKİNLİK

ELEKTRİKLİ ARAÇ DEVRİMİ YILDIZ’DA KONUŞULDU Yıldız Teknik Üniversitesi ve Enerji A.Ş tarafından 4 Nisan 2011’de “Hibrit ve Elektrikli Araçlar Çalıştayı” düzenlendi. haber, FATİH ATLAS / fotoğraflar, MİNE ATACAN

36 Yıldızlar NİSAN / 11


N襤SAN / 11

Y覺ld覺zlar 37


Y

ETKİNLİK

YTÜ ve İstanbul Enerji A.Ş. işbirliğiyle elektrikli araçlar için altyapı çalışmaları başladı. İstanbul’un elektrik altyapısını bozmayacak şekilde düzenlemenin planlandığı çalışma, BEDAŞ ve AYEDAŞ’la ortaklaşa yürütülecek. Bu bağlamda elektrikli araç şarj altyapısı çalışmaları için ilk adım olan protokol Yıldız Teknik Üniversitesi’yle İstanbul Enerji A.Ş. arasında 7 Mart 2011 tarihinde imzalandı. Protokol doğrultusunda İBB İSPARK otoparkları başta olmak üzere bütün otoparklar, elektrikli araçlar için şarj dolum merkezi olacak.

Elektrikli araçların geleceği Yıldız’da konuşuldu

Yıldız Teknik Üniversitesi ve Enerji A.Ş tarafından 4 Nisan 2011’de Hibrit ve Elektrikli Araçlar Çalıştayı düzenlendi. Etkinlikte birçok üniversiteden katılan akademisyenlerin yanısıra TÜBİTAK, Renault, Ford, Tofaş, Siemens, İnci Akü, Yiğit Akü gibi birçok firmanın yöneticileri yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. Etkinliğin birinci bölümünde araç teknolojileri, daha sonraki bölümlerinde ise batarya ile altyapı ve şebeke teknolojileri gündem konusuydu. Elektrik Elektronik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Galip Cansever açılış konuşmasında, üniversitelerin görevlerinden birinin, toplum refahının geliştirilmesinde bilimsel ve teknolojik çalışmalarla öncülük etmek olduğunu söyledi. Sanayi-üniversite işbirliğiyle bu bilgi birikiminin oluşturulabileceğini ifade eden Cansever, fosil yakıtlarla çalışan arabaların çevreye verdiği zararların, insanları alternatif arayışlara yönelttiğini söyledi. Gelişmekte olan hibrit ve elektrikli araç teknolojisinin ülkemizde taksi ve otobüslerden başlanarak yaygınlaşacağını belirten Prof. Dr. Galip Cansever, katılımcılara ve çalıştayın düzenlenmesinde katkı sağlayanlara teşekkür etti.

Davutpaşa’ya enerji üssü kurulacak

YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Davutpaşa Kampüsü’nü enerji alanında AR-GE çalışmalarının yapıldığı bir üsse dönüştürmeyi planladıklarını söyledi. Yüksek, fosil yakıtların tükenmeye başlaması ve çevreye verdikleri zararın ciddi boyutlara ulaşması nedeniyle, günümüz otomotiv sektörünün hibrit ve elektrikli otomobil üretimine yöneldiğini belirtti. Yapılan bu çalıştayın elektrikli araçların yaygınlaşması sürecinde çok önemli olduğunu dile getiren Yüksek, Davutpaşa Kampüsü’nde bulunan Teknopark’ta 3000 metrekarelik alanı enerji çalışmalarına ayırdıklarını ifade etti. Çalıştaya katılan firmalara seslenen Yüksek, enerji alanında Ar-Ge çalışmaları yürütmek isteyenlere kapılarının her zaman açık olduğunu sözlerine ekledi.

38 Yıldızlar NİSAN / 11

> Elektrik Elektronik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Galip Cansever, İspark Genel Müdürü Kadir Gurbetçi, YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek


*

45 dakikada şarj

Tofaş’ın elektrikli araçlar ile birlikte yaptığı açıklamada Temmuz 2010’da ilk prototipi yapılan elektrikli Doblo şöyle anlatıldı: “Doblo’nun maksimum hızı 110 km ile sınırlandırılmıştır. Aracın performanslı hızlanma süreleri bulunuyor. Menzili şu anda 150 km ve bunun üzerine çıkmak için çalışmalar devam ediyor. Araçta şu anda 21 kWh’lik bir batarya kullanılıyor. Araçta kullanılan önemli bileşenler arasında batarya, elektrikli araç kontrol ünitesi ve yazılımı, vites kontrol ünitesi bulunuyor. Normal şarj ile 7 saatte şarj olabilen Doblo, Avrupa ve Kuzey Amerika normlarına uygun. Hızlı şarj istasyonlarında 45 dakikada dolum yapılabiliyor.”

>> Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek: Davutpaşa Yerleşkesinde bulunan

Teknopark’ta 3.000 metrekarelik alanı enerji çalışmalarına ayırdık. Enerji alanında AR-GE çalışmaları yürütmek isteyenlere kapılarımız her zaman açık. Şarj istasyonları trafiğe göre belirlenecek

İstanbul Enerji AŞ’den Ahmet Kerim Nalbant; hibrit ve elektrikli araçların kullanımına yönelik somut projelerin başladığına yönelik açıklamalarda bulunarak şunları söyledi: “Elektrikli araçların kullanılabilirliğini ortaya koyan yeni şarj istasyonlarının kurulumu devam ediyor. Bu kurulumlarımızın iki amacı var; teknolojinin artık kullanıldığının görülmesini sağlamak ve farklı teknik özellikleri, farklı sistemler arasındaki entegrasyonu test etmek ve coğrafi konumlarını işaretlemek. Şu anda Bostancı ve Cihangir otoparklarında şarj ünitesi var. Bundan sonra hangi bölgelerde şarj altyapısı olacağını herkes merak ediyor. Kadıköy – İSTOÇ otoparkında da yakın bir zamanda şarj istasyonu kurulacak. Bunların dışında ilk etapta Çamlıca, Dragos, Avcılar ve Kasımpaşa sosyal tesislerinde şarj istasyonları kurulumları yapacağız.” Nalbant konuşmasında, İstanbul AŞ’nin elektrikli araç üretimi yapan tüm firmalarla ortak projeler geliştirmeye açık olduğunu da vurguladı. Trafik yoğunluğu haritaları üzerinden şarj noktalarının gözlemlenebileceğini, böylece hangi şarj ünitesinde yoğunluğun olup olmadığının cep telefonlarından da takip edilebilir hale geleceğini, ayrıca akaryakıt alımında olduğu

gibi kullanıcıların nakit veya kredi kartı uygulaması ile enerji satın alabileceğini sözlerine ekledi.

Elektrikli araçların yıldızı parlayacak

YTÜ Elektrik Müh. Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr. Erkan Meşe, Hibrit ve Elektrikli araçların dünya üzerindeki gelişim süreci ve bu alanda çalışma yapılabilecek konulardan bahsetti. Meşe, yüksek moment yoğunluklu elektrik motor tasarımı, ucuz mıknatıs ile elektrik motor tasarımı ve elektrikli motorların çoklu fiziksel sistemleri üzerinde araştırma yapmanın önemini vurguladı. Bunun yanında Sanayi ve Üniversite ortak çalışma fırsatlarından faydalanarak Türkiye’de ürün geliştirme potansiyeli üzerinde duran Meşe, girişimciler için elektrik makine ve güç elektroniği konularında bazı fırsatlara değindi ve Yıldız Elektrik Mühendisliği bölümünün yenilik oluşturmaya ve takibine devam ettiğini sözlerine ekledi.

Toplu taşımada hibrit otobüsler

Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nden Yrd. Doç Dr. Abdulkadir Balıkçı, konuşmasında toplu taşıma araçlarında hibrit teknolojisi kullanımına ilişkin çalışmalarını anlattı. UNIDO-ICHET, GYTE, YTÜ, Güleryüz ve İETT ortak olarak yürüttükleri BM destekli hidrojen ile NİSAN / 11

Yıldızlar 39


ETKİNLİK

> Yıldız Teknik Üniversitesiyle İstanbul Enerji A.Ş. arasında 7 Mart tarihinde imzalanan protokol elektrikli araçları için şarj istasyonu sorununa çözüm olacak.

çalışan hibrit otobüs projesinin detaylarının anlatıldığı konuşmada, şehir içinde insan sağlığı için yeni teknolojinin önemi vurgulandı. Bahsi geçen projede, içten yanmalı ancak yakıt olarak hidrojen kullanılan bir motor, elektrik jeneratörü olarak kullanılacak ve taşıt hareketi için gerekli olan gücü elektrik motorundan sağlayacak. Böylelikle fosil yakıt tüketmeyen çevre dostu bir hibrit otobüs prototipi üretilmiş olacak.

Uzun yol için menzil uzatıcı kullanılacak

Otomotiv mühendisliği alanında dünya genelinde faaliyet gösteren AVL şirketinin temsilcisi Umut Genç, son geliştirdikleri teknolojik yenilikleri anlattı. Genç, toplantıda özetle şunları ifade etti: “Gelişmiş ülkelerde büyük şehirlerde insanlar günlük olarak araçlarıyla 30 ile 50 km arasında seyahat ediyor. İstanbul’da benzer bir şekilde 60 km. kullanılıyor. Fakat daha fazla yolu hibrit araçlarla şu anda katetmek mümkün değil. Tam elektrikli araçlara geçiş aşamasında, menzil uzatıcı araçlarla bu soruna çözüm oluşturuyoruz. Menzil uzatıcı kullanarak, 5 bin Euro’dan 13 bin Euro’ya kadar sadece batarya fiyatında kazanım sağlayabiliyoruz. Bataryalı araçlara eklenen içten yanmalı motor veya basit anlamda jeneratör diyebileceğimiz bir paket ile şu anda üretimde olan araçları 250-300 km.’ye çıkarabiliyorsunuz. Menzil uzatıcılı elektrikli araçlarda eğer 60 km’lik limiti aşmazsanız, sadece elektrik kullanıyorsunuz. Limiti aşmadığınız müddetçe içten yanmalı benzin kutusu devreye girmiyor. Sadece şarjlı bataryadan kullanıyorsunuz. AVL Türkiye olarak bu projenin donanım, yazılım ve elektrik elektroniğine destek veriyoruz. Yakında piyasaya çıkacak ve biz tebessümle bunun bir kısmını Türkiye’de yapmıştık diyebileceğiz.”

40 Yıldızlar NİSAN / 11

2011’de 4 model

*

Türkiye’de üretilmesi planlanan Fluence ZE modelini 2011 yılının ikinci çeyreğinde piyasaya sürmeyi düşünen Renault Dış İlişkiler Departman Müdürü Hakan Tandoğdu, ulaşılabilir fiyatların öncelikli olduğunu söyledi. 2011 yılında 4 yeni modeli satışa sunacaklarını ifade eden Tandoğdu, fiyatların dizel araç fiyatlarına yakın olacağını belirtti. Sunumda, elektrikli araçların avantajları istatistikî rakamlarla anlatıldı.

Çevreci çöp kamyonları

Ford Otosan’dan Yasir Dere de Ford’un yeni teknolojilerle ürettiği araçlarına örnek olarak hibrit çöp kamyonunu gösterdi. AVL Türkiye ile yapılan ortak çalışmalar Ford Cargo’nun 1826 ve 1832 modelleri üzerinde gerçekleştirilmiş. Dere, fizibilite çalışmaları ve araştırmaları sırasında İstanbul’da çöp toplayan araçların süreç çevrimini incelediklerini, birçok çalışma modunun birbirini tekrar ettiğini ve çöp sıkıştırma-kaldırma sistemlerinin hem fazla yakıt sarfiyatına neden olduğunu hem de fazla gürültü çıkardığını tespit ettiklerini söyledi. Ford Cargo, şanzımandan içten yanmalı motor şaftından güç alarak, hareketsiz pozisyonda hidrolikleri besleyen bir üniteye sahip. Aracın şu andaki en büyük dezavantajı olarak otomatikleştirilmiş şanzımanının bulunmaması gösteriliyor.


>> Elektrik Elektronik

Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Galip Cansever: Üniversitelerin görevlerinden biri, toplum refahının geliştirilmesinde bilimsel ve teknolojik çalışmalarla öncülük etmektir.

Batarya teknolojisi hız kesmiyor

Elektrikli araçların yaygınlaşmasındaki en önemli sorunun bataryalar olduğunu anlatan Prof. Dr. Ali Ata, bu konuda acil çözümler üretilmesi gerektiğini belirtti. Elektrikli araçların en pahalı malzemesi olan bataryaların gelişen teknoloji ve yapılacak yeni buluşlarla ucuzlayacağı yönünde ortak söylem dile getirildi. TÜBİTAK, Fatih Üniversitesi, AVL, İnci AKÜ, Yiğit AKÜ gibi batarya teknolojisi üzerinde çalışmalar yürüten kurumların katıldığı etkinlikte yeni nesil batarya üretiminde devlet teşviklerinin önemi vurgulandı.

Sadece elektrikli araçlar girebilir

Çalıştayın son oturumunda altyapı ve şebeke teknolojileri konuşuldu. Doç. Dr. Haluk Görgün’ün başkanlığında gerçekleşen söyleşide Doç. Dr. Mehmet Uzunoğlu, gelecekte şehir içinde benzinli araçların kullanılamayacağını söyledi. Hindistan’da bulunan

Taç Mahal’e zarar verdiği gerekçesiyle benzinli ve dizel araçların şehir merkezine en fazla 15 km yaklaşabildiklerini belirtti. İstanbul’da tarihi yarımada olarak adlandırılan bölgede sadece elektrikli araçların kullanılabileceğini sözlerine ekleyen Uzunoğlu, elektrik enerjisinin pek çok farklı kaynaktan üretilebildiğini ifade etti. Geçmişte cep telefonlarında yapılan hataya düşülmemesi gerektiğine dikkat çeken Uzunoğlu, şarj altyapısında ortak bir standart belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti.

> YTÜ Alternatif Enerjili Sistemler Kulübünün yaptığı hidrojen enerjisiyle çalışan araç sergilendi.

Elektrikli araç için 30 milyar dolar

Amerika’da elektrikli araç dönüştürme sektöründe firma sahibi olan Mesut Köşker, Obama Yönetiminin, elektrikli araçların yaygınlaşması için teşvik çalışmaları yaptığını aynı zamanda elektrikli araç teknolojisinin geliştirilmesi için 30 Milyar Dolar bütçe ayırdığını belirtti. Köşker, Türkiye’nin bu konuda söz sahibi olabilmesi için elini çabuk tutması gerektiğini ifade etti.

Güvenlik için akıllı şebekeler

TÜBİTAK-Uzay araştırma merkezinde çalışmalarını sürdüren Abdullah Nadar, elektrik şebekelerinin akıllı hale getirilmesinin elektrikli araçlar için çok önemli olduğunu vurguladı. Elektrik dağıtım sisteminde kısa devre faz kopuğu gibi elektriksel arızaların akıllı şebeke tarafından tespit edilip çözülmesinin önemine dikkat çeken Nadar, siber saldırılara dayanıklı, yüksek güvenilirlikte kaliteli enerji sunumunun avantajlarından söz etti. Elektrikli araçlar hakkında insanların zihinlerinde oluşan pek çok soruya cevap veren 365 Enerji firması temsilcisi Mesut Yarımbıyıklı, elektrikli araç şarj istasyonları hakkında bilgi verdi. II NİSAN / 11

Yıldızlar 41


ETKİNLİK

SAVUNMANIN YILDIZ’I PARLIYOR Makine Fakültesi ve Makine Teknolojileri Kulübü (MAKTEK) tarafından organize edilen Savunma Sanayi Günleri’nin üçüncüsü yapıldı.

Y

haber, NURAY AYDIN / fotoğraflar, MİNE ATACAN

Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Dekanlığı ve MAKTEK tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Savunma Sanayi Günleri, akademisyenler ve öğrencilerin yoğun katılımıyla 1-2 Mart 2011 tarihinde gerçekleştirildi. Açılış konuşmalarını Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tamer Yılmaz ve Makine Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yunus Çengel’in yaptığı etkinlikte, yerli savunma sanayisinin gelişimi konuşuldu. Üniversite gençliğinin savunma sanayisinin gelecekteki rotası hakkında bilgi edinmesi ve yeni adımlar atılmasında görev üstlenmesinin amaçlandığı etkinliğin, AR-GE çalışmalarının artmasında önemli rol oynayacağı ifade edildi.

Savunma sanayisi yükseliyor

> Makine Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yunus Çengel > FNSS Direktörü Haluk Bulucu

Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı Dr. Faruk Özlü başkanlığını yaptığı panelin açılış konuşmasında, 3 yıldır, düzenlenen Savunma Sanayi Günleri’ne katıldığını belirtti ve organizasyonda emeği geçenlere teşekkür etti. Yapılan çalışmanın çok güzel olduğunu ifade eden Özlü, geçen yıl düzenlenen etkinlikten sonra kurum olarak bir sınav açtıklarını ve başarılı öğrencilerin buna başvuru yaptığını söyledi. Bu yıl yine bir sınav açacaklarını ve Yıldız’lı mezunların başvurularını beklediklerini belirtti. Son 10 yılda Türkiye’nin savunma sanayi sistemlerinde atağa geçtiğini vurgulayan Özlü, yaşanan dönüşümün üretim ağırlıklı yapıdan tasarım ve mühendislik ağırlıklı bir yapıya geçilmesiyle gerçekleştiğin ifade etti. Dr. Faruk Özlü, insansız uçaklar başta olmak üzere, milli gemi, tank ve elektronik harp alanlarında yaşanan gelişmelerin, Türkiye’yi savunma sanayi sistemlerinde dünyada üstün kılma hedefine yaklaştırdığını sözlerine ekledi.

Her şey yedek parça üretimiyle başladı

FNSS Savunma Sistemleri Strateji ve Pazarlama Direktörü Haluk Bulucu, salonun tüm koltukları ile tüm boş alanların öğrenciler tarafından doldurulmasına çok şaşırdığını belirterek, öğrencileri bu güzel ilgileri için tebrik etti. Kendi ölçülerimiz-

42 Yıldızlar NİSAN / 11


N襤SAN / 11

Y覺ld覺zlar 43


ETKİNLİK

> Savunma Sanayi Günleri öğrenciler tarafından ilgiyle takip edildi.

> Rektör Yardımcısı Prof.Dr. Tamer Yılmaz

>> İnsansız uçaklar, milli gemi, milli tank ve elektronik harp

alanlarında yaşanan yerli gelişmeler, Türkiye’yi savunma sanayi sistemlerinde dünyada üstün bir konuma taşıyor. de kararlı adımlar atıyoruz diyen Haluk Bulucu, sunumunda Kara Sektöründe atılan başarılı adımlardan ve gelişmelerdeki FNSS’nin desteğinden bahsetti. Sunumunda, 1950–1960 tarihleri arasında 2. Dünya Savaşından sonra açıkta kalan teknik ekipmanların Türkiye’ye boca edildiğini vurgulayan Bulucu, ancak hibe edilen ürünlerle ilgili yedek parça üretimi için Kayseri ve Adapazarı’nda açılan atölyelerin çok önemli olduğunu belirtti. Savunma sanayisinde atılan ilk adımların bakım ve yedek parça üretimi yapan bu atölyeler sayesinde olduğunu ifade eden Bulucu, Makine Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Rahmi Güçlü ile yaptıkları Tuzla T-Model Jipi’nden de söz etti.

Tolga Kanımtürk, konuşmasında büyük ölçekli firmalarla yoğun rekabet yaşadıklarını anlattı. Dünya savunma sanayi sektöründe ilk yüz firma içinde olduklarını belirten Kanımtürk, ilk on şirketin üretiminin % 60 oranında olduğunu ifade etti. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nın savunma sanayisinde yurtdışına bağımlı olmanın vahim sonuçlarını ülkemize gösterdiğini vurgulayan Kanımtürk, 1975 yılında kurulan ASELSAN’ın sektörün önünü açtığını söyledi. Üniversite gençliğinin savunma sanayinin geleceği hakkında bilgi edinmesinin ve görev üstlenmesinin amaçlandığı etkinlik yoğun ilgi gördü.

Sanal prototip maliyetleri düşürdü

Savunma Sanayi Günleri’nin ilk gününde, TAI yapısal Mühendislik Müdürü Dr. Gürsel Eraslanoğlu, TSKGV Mali İşler ve İştirakler Grup Başkanı Cemal Alagoz, FNSS Strateji Geliştirme Direktörü Haluk Bulucu, STM Kıdemli Sistem Mühendisi Dr. Anıl Karel, Vestel Savunma Proje Mühendisi Gökhan Koyuncu ve ASELSAN Kurumsal Strateji Geliştirme Müdürü Tolga Kanımtürk konuşmacı olarak söz aldılar. Etkinliğin ikinci gününde gerçekleştirilen panele Savunma Teknolojileri Mühendislik’ten Anıl Karel başkanlık yaptı. Elektronik harp sistemlerinin konuşulduğu panel öncesinde TÜBİTAK BİLGEM İş Geliştirme Sorumlusu Alper Ay, OTOKAR Bilgisayar Destekli Mühendislik Müdürü Namık Kılıç, HEXAGON Studio Savunma Sanayi Projeleri Lideri Oğuz Alabay, MKEK Ar-Ge ve Teknoloji Daire Başkanı Zafer Pesen, Baykar Makine AR-GE Lideri Selçuk Bayraktar ve MİKES Sistem Mühendisleri Müdürü Sami Pancaroğlu öğrencilere yaptıkları çalışmaları anlattılar. II

Savunma Teknolojileri Mühendislik, Kıdemli Sistem Mühendisi Dr. Anıl Karel, Savunma Sanayi Günleri’ne üçüncü gelişi olduğunu ancak her defasında aynı heyecanı yaşadığını belirtti. Karel, yaptıkları zırhlı araç tasarımlarından bahsetti. Dr. Anıl Karel konuşmasında zırhlı araç tasarımında dikkat edilmesi gereken parametrelerin, zırhlı aracın bekası, ateş gücü, hareket kabiliyeti, komuta kontrol ve haberleşme, araç elektroniği ve çevresel operasyonel şartlar olduğunu söyledi. Proje tasarımı gerçekleştirildikten sonra sanal prototip üretildiğini ifade eden Karel, bilgisayar simülasyonlarıyla yapısal ve hareket kabiliyetlerinin düzeltildiğini, böylece zaman kaybı ve yüksek maliyet gibi olumsuz etkenleri azalttıklarını ifade etti.

ASELSAN ilk 100’de

ASELSAN Kurumsal Strateji Geliştirme Direktörü

44 Yıldızlar NİSAN / 11

Kimler katıldı


Enerji verimliliği %25 artırılabilir mi?

Avrupa’nın en büyük alüminyum tesisi ABB otomasyon çözümlerinin yardımıyla enerji verimliliğini %25 artırırken üretkenliğini de geliștiriyor. Daha iyi performans ve kaynak tasarrufunu hedefleyen araștırma ve geliștirme faaliyetlerimizle sürekli olarak para ve enerji tasarrufu sağlıyor ve çevreyi koruyoruz. www.abb.com/energyefficiency

Elbette.


RÖPORTAJ

YTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Soygeniş:

DÜNYA ÇAPINDA ÖNEMLİ KONUMLARDA MEZUNLARIMIZ VAR Kentsel dönüşüm, kentlerde çöküntü ve bozulma içindeki alanların ekonomik, fiziksel ve toplumsal açılardan iyileştirilmesi çabalarının tümünü kapsar. röportaj, Uzm. NAGEHAN BİLGE OK / fotoğraflar, FATİH ATLAS

Y

YTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Soygeniş’le kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik. Hocamızla İstanbul’u, kentsel dönüşümü, yapısal deprem tedbirlerini, Üniversitemizi ve Mimarlık fakültesini konuştuk.

Öncelikle yeni görevinizde başarılar diliyoruz. Akademik geçmişinizden bize biraz bahseder misiniz?

İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde doktora çalışmamı tamamladıktan sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde göreve başladım. Eğitimin yanısıra, uzmanlık ve deneyim alanlarım olan mimari tasarım, yapı ve uygulama konularında çeşitli kitaplar ve makaleler yazdım, konferanslar verdim, sergilere katıldım. YTÜ’deki çeşitli görevlerimin yanında, Türkiye’nin de içinde yer aldığı, AIA Europe’ın Güney Avrupa Direktörlüğü görevim de sürmektedir.

Son yıllarda ‘Kentsel Dönüşüm’ sözünü çok duyuyoruz. Kentsel Dönüşüm nedir ve İstanbul için ne anlama geliyor?

Kentsel dönüşüm, kentlerde çöküntü ve bozulma içindeki alanların ekonomik, fiziksel ve toplumsal açılardan iyileştirilmesi çabalarının tümünü kapsar. Fiziksel ve toplumsal bozulmanın nedenlerinin araştırılıp uygun çözümlerin bulunması, farklı disiplinlerin bir arada çalışmasını gerektirir. Bozulma olan bir bölge için kentsel dönüşüm projesi hazırlanacaksa, sosyologlar, mühendisler, mimarlar, ekonomi uzmanları, şehir plancıları gibi birçok disiplinden uzmanlar birlikte konu üzerinde çalışmak durumundadır.

46 Yıldızlar NİSAN / 11


Murat Soygeniş

*

Lisans eğitimini İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde 1982 yılında, lisansüstü eğitimini ABD’de Buffalo Üniversitesi – SUNY’de, Mimarlık Bölümü’nde İleri Yapım Teknolojisi programında 1985 yılında tamamladı. Mimarlık alanı için önemli bir süreç olan yetkin mimar olma sürecini gerçekleştirmek üzere doktora çalışması öncesinde ABD’de staj ve mesleki çalışmalarda bulundu. Akademik ve pratik bilgilerin bütünleşme süreci denebilecek bu süreçte, hem mimarlığın projelendirme ve uygulama alanlarında deneyim elde edip, hem de akademik bilgilerini pekiştirdi. Bu deneyim sonrasında yetkin mimarlık sınavını alarak bu süreci ABD’nin Maryland Eyaleti’nde 1989’da tamamladı ve doktora çalışmasını yapmak üzere Türkiye’ye döndü. NİSAN / 11

Yıldızlar 47


RÖPORTAJ >> Mimarlık Fakültesi için vizyonum; ulusal ve uluslararası

profesyonel ortamlarda yer alabilecek, özgüvenli meslek insanları yetiştirme yolunda fakültemizin yükselerek varlık göstermesidir.

Kentlerin tarihini incelediğinizde görürsünüz ki kentler değişim ve eskime içindedirler. 19. yüzyılda Endüstri Devrimi ve sanayileşme ile kentlerde artan çevre kirliliği kentlerin sağlıksızlaşmasına neden oldu. O dönemde, kentlerde yenileme çabalarının başlamasına, 20. yüzyılda kent merkezleri dışına kaçışın başlamasına ve ‘bahçe şehir’ konseptinin, yani merkez dışında yeni yaşama bölgelerinin oluşmasına tanık oluyoruz. Özetle vurgularsam, kentler eskime ve yaşantının değişmesi ile sürekli bir yenileme ve dönüşüm içindedirler. Süreç içinde farklı dönemlerde dönüşüm yöntemleri de iyileştirme ve canlandırma olmuştur. İyileştirme ve canlandırma müdahalelerini yalnızca fiziki boyutta düşünmemek gerekir. Sosyo-ekonomik, kültürel ve kente entegrasyon anlamında, yani bütüncül müdahaleler olarak görmek doğru olur.

dünya üzerindeki birçok kente kıyasla çok şanslı bir konuma sahiptir. Gelişimini tamamlamış birçok ülkedeki kentlere baktığınızda, fazla bir değişimin olmadığını görürsünüz. Daha durağandırlar. Oysa İstanbul böyle değil. Özellikle son 15 yıl içinde kent ve mimarlık adına çok fazla değişim yaşandı İstanbul’da. Bu hızlı değişimi İstanbul bir fırsat olarak kullanabilmeli diye düşünüyorum. İstanbul’un yapısına baktığınızda tarihsel açıdan katmanlardan oluştuğunu biliyoruz. Bizans’a, Roma’ya, Osmanlı’ya uzanan katmanlar kentin gelişiminde sergilenmeli, vurgulanmalıdır. Bu dünya kentini ziyaret edenler, kentte yaşayanlar bu vesileyle ne kadar değerli bir kentte yaşadıklarını bilmeli ve hissetmelidirler.

İstanbul’la ilgili yazılarınız olduğunu biliyoruz. İstanbul genelindeki değişimleri bir mimar olarak nasıl yorumluyorsunuz?

İstanbul ve Marmara bölgesinin 1999 depremini yaşadığı dönemi hepimiz biliyoruz. Şu günlerde de Japonya’yı yerlebir eden deprem gündemde. Depremler ve diğer doğal afetlere karşı hazırlıklı olmak kent-

İstanbul çok hızlı değişen bir kent olması açısından

48 Yıldızlar NİSAN / 11

Bir mimar olarak İstanbul ve deprem tartışmalarına nasıl bakıyorsunuz?


>> Mimarlık Fakültesi, teori ve uygulamayı bütünleştirmeyi başaran mezunları ile Türkiye ölçeğinde önemli konumlarda söz sahibidir. ler için büyük önem taşır. Tüm ilgili disiplinler, kent plancıları ve mimarlar, akademik dünyada ya da pratikte olanlar bu konuda kafa yormalılar. Teorik olarak fay hatlarında kentleşme olmamalı, yapılaşma sınırlı tutulmalı, nüfus yoğunlukları bu hatlardan uzakta barındırılmalı; mimari olarak da taşıyıcı sistem tasarımı deprem ile dost olmalı, yapı formu ve boyutları, arazi ile ilişkisi depremi göz önünde bulundurularak tasarlanmalı ve uygulanmalı. Bu konular pratikte ne kadar sağlanıyor, deprem için doğru çözümler düşünüldü mü, uygulandı mı, içimiz rahat mı sorularını hep hatırlamalı ve bir şeyler yapmalıyız.

Mimarlık Fakültesi için vizyonunuz nedir? Geleceğe yönelik ne gibi planlarınız var?

Mimarlık Fakültesi için vizyonum; ulusal ve uluslararası profesyonel ortamlarda yer alabilecek, özgüvenli meslek insanları yetiştirme yolunda fakültemizin yükselerek varlık göstermesidir. Günümüzde dünyada tüm meslek alanlarında iletişim çağının getirdiği bilginin hızlı paylaşımı, sosyal, kültürel ve teknolojik alanlarda bütünleşme sözkonusudur. Mimarlık alanı da eğitim ve pratikte bu bütünleşme ve paylaşımdan etkilenmektedir. Etkilenmesi de çok doğaldır. Bu oluşumlar fakültemiz vizyonunu oluşturmaktadır.

Öğretim üyelerimiz, Türkiye ve dünyada mimarlık ve eğitimi alanında güncel olanın peşindedirler. Hedefimiz, öğrencilerimize bu birikimleri, çağımıza uygun olarak aktarmak ve mezunlarımızın Türkiye’nin ve dünyanın her köşesinde ayakta iddialı bir şekilde durmalarını sağlamaktır.

Fakültenizin uluslararası eğitim işbirlikleri ve öğrenci değişim programlarına katılımı var mı? Hangi ülkelerden öğrenciler fakültenizi tercih edip burada öğrenim görmeye geliyor?

Mimarlık Fakültesi, Üniversitemiz bünyesindeki ERASMUS ve FARABİ programları kapsamında yurtiçi ve Avrupa üniversiteleri ile ilişki içindedir. Öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimiz çeşitli kurumlara gitmekte, belirli dönemler için çalışmalarını oralarda gerçekleştirmektedirler. Aynı şekilde diğer üniversitelerden de fakültemize gelen öğretim üyeleri ve öğrenciler günden güne artmaktadır. Bu kapsamda, Avusturya, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Polonya, Romanya, Liechtenstein, Portekiz gibi ülkelerdeki üniversitelere öğrenci ve öğretim üyesi yolladık ve o ülkelerden de bize geldiler. Yurtiçinden de çok sayıda üniversite ile değişim yapmaktayız. NİSAN / 11

Yıldızlar 49


RÖPORTAJ

>> İhtiyacı olan okullara gönderilmek üzere fakültemiz öğretim üyelerinin koordine ettiği kitap bağış kampanyası sürüyor.

gulamayı bütünleştirebilen kişiler yetiştirmek olarak sıralayabilirim. Ayrıca vurgulamam gerekirse, öğrenci odaklı eğitim sürecinden sonra mezunlarımızın, kritik edebilen düşünce yapısına sahip, değer yargıları olan, araştırmacı, yaratıcı ve çağdaş mesleki bilgiyle donanmış kişiler olmasını hedeflediğimizi de belirtmeliyim.

Üniversitemizin 100. yılında fakültenizin planladığı etkinlikler hakkında bilgi verir misiniz?

Mimarlık Fakültesi bölümlerinde verilen eğitim programlarında nasıl bir mezun profili hedefleniyor?

Rektörlüğümüz birkaç ay önce, Üniversitemizin kuruluşunun 100. yılı vesilesiyle bir ‘arama konferansı’ düzenledi. Üniversitemizin geçmişten geleceğe nasıl bir üniversite olduğu ve olması gerektiği konusunda görüşler ve fikirler ortaya koyduk, tartıştık. Fakültemizin temsilcileri olarak bu toplantıya katıldık. Burada elde edilen sonuçların fakültemiz için de geçerli olabileceğini düşünüyorum. Yani fakültemiz eğitim programlarının mezun profil hedefi, üniversite mezun profili hedefleriyle paralellikler içinde düşünüldüğünde, bu hedefleri; yerel sorunları bilen, dünyayı tanıyan ve tüm dünyada mesleğini gerçekleştirebilen kişiler yetiştirmek, özgün bilimsel araştırma odaklı, sanat ve kültüre duyarlı, teknolojik bilgilenme, kuram ile uy-

50 Yıldızlar NİSAN / 11

Yıldız Teknik Üniversitesi’nin kuruluşunun 100. yılı kapsamında fakültemiz çeşitli etkinlikler planlamıştır. Bunlar arasında YTÜ Mimarlık ve Tasarım Kulübü’nün tüm yıla yayılacak çeşitli seminer, atölye çalışması ve sergi etkinlikleri, Mimari Tasarım Eğitimi Ulusal Sempozyumu, 8 Kasım Dünya Şehircilik Günleri Paneli ve Çevre-Tasarım Kongresi sayılabilir. Bu etkinlikler; mimarlık eğitimi, sürdürülebilirlik gibi başlıklara odaklanacaktır. Bunlar dışında ihtiyacı olan okullara gönderilmek üzere fakültemiz öğretim üyelerinin koordine ettiği kitap bağış kampanyası da sürmektedir.

Fakülteniz bünyesindeki öğrenci kulüplerinin, örneğin YTÜ Mimarlık ve Tasarım Kulübü’nün çalışmalarını nasıl buluyorsunuz, beklentileriniz nelerdir?

YTÜ Mimarlık ve Tasarım Kulübü yeni kurulmuş olan bir kulübümüzdür. Çok çalışkan ve yetenekli gençler bu kulüp bünyesinde hemen yoğun bir çalışma programı oluşturmuş durumdalar. Kulübün kuruluş amaçları arasında, üniversitemiz ve fakültemiz bütünü içindeki mekansal konulara yaklaşmak, sorunlara el atmak, çözümler araştırmak, mimarlık ve tasarım


konularında seminerler, atölye çalışmaları ve mesleki geziler düzenlemek, mimarlıkta eskiz kullanımını bu çalışmalar sırasında özendirmek ve kullanımını sağlamak var. Yeni etkinliklerle bu konulara sahip çıktıklarını gösteriyorlar. Ülkemizde ve tüm dünyada kulüp çalışmalarının bir başka boyutu var ki bu da unutulmamalıdır. Eğer bir kulüp bünyesinde yararlı çalışmalar yaptıysanız, bu çalışmaları cv’nize yazabilirsiniz ve bunlar hayat boyu sizde kalır ve olumlu değerlendirilirler. O nedenle fakültemiz bünyesindeki kulübümüze her türlü desteği fakülte yönetimimiz ve öğretim üyeleri olarak veriyoruz. Kulüplerimizden beklentimiz, etkinliklerini daha fazla ses getirecek ulusal ve uluslararası düzeye taşımak için uğraş vermeleridir. Zorluklarla dolu bir yol olduğunu biliyorum ama bu yolda da emin adımlarla ilerleyeceklerinden eminim.

Fakültenizin Türkiye mimarlık eğitimindeki yeri ve geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?

Fakültemiz köklü geçmişi, öğretim üyelerimizin çalışmaları ve öğrencilerimizin motivasyonuna dayanan nedenlerle Türkiye mimarlık eğitimi içinde çok önemli bir yere sahiptir. Teori ve uygulamayı bütünleştirmeyi başaran mezunları ile Türkiye çapında önemli konumlarda söz sahibi olduğu gibi, dünya üzerinde de önemli konumlarda mezunlarımız vardır. Bu mütevazı ama iddialı konumumuzun günden güne daha da üstlere tırmandığını gözlemliyor ve bundan çok mutlu oluyorum. Artık mezunlarımız, öğrencilik yıllarında aldıkları eğitimin birikimini çeşitli coğrafyalarda bulundukları çevrelerle paylaşıyorlar.

>> Mimarlık alanındaki

yenilikleri yakalamak yaşam boyu öğrenmeyi gerektirir. Öğrencilere ve Yıldızlılara bir mesajınız var mı?

Öğrencilerimize; eğitimin, fakültede bulundukları öğrencilik dönemleriyle kısıtlı olmadığının vurgusunu yapmak istiyorum. Özellikle mimarlık alanındaki yenilikleri yakalamak, yaşam boyu süren disipline olmayı ve öğrenmeyi gerektirmektedir. Bu süreci yaşam şekline dönüştürdükleri takdirde hayat boyu başarılı olacaklarına inanıyorum. Yıldızlı olmanın verdiği hazzı ve ayrıcalığı hep hissetmelerini istiyoruz. Fakültemizi daha da ileriye taşımanın, mezunlarımızın bizlere vereceği desteklerle olacağını biliyor ve bu desteği kendilerinden bekliyoruz.

Eklemek istedikleriniz…

Fakültemiz eğitimi öğrencilerimize ulusal ve uluslararası ilişkiler, araştırma projeleri, mesleki tasarım ve uygulamaya yönelik olanaklar, etkinlikler ve alan gezileri bağlamında imkânlar sunmaktadır. Öğrencilerimiz bu olanakları değerlendirmektedir. Öğretim üyelerimiz de kendi şartlarını zorlayarak öğrencilerini en iyi şekilde yetiştirmek için ellerinden gelen her şeyi yapmaktadır. Bu azim ve düşünce ile Yıldız Teknik’in mimarlığı olarak hep daha iyiye, bilimsel ve yaratıcı sonuçlara ulaşacağımıza, tüm çabalarımızda kamunun yararını gözeteceğimize olan inancım sonsuzdur. II NİSAN / 11

Yıldızlar 51


SOSYAL SORUMLULUK

4YY KANSERLE SAVAŞTA ÇOCUKLARIN MUTLULUK KAYNAĞI OLDU YTÜ Sosyal Sorumluluk Kulübü’nün 3 senedir sürdürdüğü 4 Yapraklı Yonca (4YY) Projesi, kanserli çocukların hastane servislerindeki tedavi süreçlerinde onlara ve ailelerine destek oluyor. haber, HANDE TAN / fotoğraflar, FATİH ATLAS

52 Yıldızlar NİSAN / 11


P

Proje gönüllüleri, her hafta düzenli olarak çocuk onkoloji servislerine yaptıkları ziyaretlerle çocukların hastalık nedeniyle yaşadıkları psikolojik olumsuzlukları azaltmayı ve sosyal hayatla olan bağlarını güçlendirmeyi hedefliyor. Ayrıca, kanserli çocukların tedavi sürecindeki ihtiyaçlarına dikkat çekmek ve genel olarak kanser hastalığına dair farkındalık yaratmak için de büyük bir gayretle çalışıyorlar. Çocuk onkoloji servislerinde gerçekleştirilen haftalık etkinlikler; farklı ve değişken çocuk profilleri nedeniyle çocukların isteklerine göre şekilleniyor. Devamlı yapılan etkinlikler arasında resim-boyama çalışmaları, el işi çalışmaları, zekâ ve el-göz koordinasyonunu geliştiren oyunlar bulunuyorken, çocukların derslerine yardımcı olmakla veya sadece sohbet etmekle de etkinlik zamanları değerlendirilebiliyor.

Kampanyalar Düzenleniyor

4YY ekibi çocuk onkoloji servislerindeki doktorların ve hastane yönetimlerinin de desteğiyle projeyi yaygınlaştırmak ve geliştirmek adına etkinliklerini çeşitlendiriyor. Kanser tedavisi sürecindeki kan ve trombosit ihtiyacının önemini fark eden gönüllüler, bu konudaki bilinci ve bağışçı sayısını artırmak için de kampanyalar düzenliyor. Şimdiye kadar Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Çapa Tıp Fakültesi’nde yapılan kan ve trombosit bağışı kampanyalarıyla kanser hastalığındaki en önemli sorunlardan birinin çözümü için uğraş veriliyor. Böylece kan ve trombosit ihtiyacı için başvurulabilecek sabit bir bağışçı veri tabanının oluşması hedefleniyor. 23 Nisan, Anneler Günü gibi özel günleri hastane servislerinde de kutlayan 4YY ekibi, çocukların servis dışındaki hayattan soyutlanmasına engel olmak istiyor. Kimsenin bulunmak istemediği ve genellikle sevilmeyen hastane odaları, bu özel günlerde gönüllülerle birlikte renklenip eğlenceli bir hal alıyor.

Haftalık Proje Etkinlikleri

Şimdiye kadar İstanbul’daki 6 hastanede gerçekleştirilen 4YY projesi, bu sene İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Şişli Etfal Hastanesi’nde sürdürülüyor. 9 Nisan 2011 Cumartesi günü Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde haftalık proje etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte, üniversite rektörlüğünün ve hastane başhekimliğinin de katılımıyla projeyi yaymak ve yaygınlaştırmak için güç birliği yapılarak, proje hakkında bilgi paylaşımı sağlandı. Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek, hastane servisinde kalan çocuklara hediyeler verdi. II


ETKİNLİK

TESİSAT VE ISITMA-SOĞUTMA SEKTÖRÜ’NÜN ÖNCÜLERİ YILDIZ’DA BULUŞTU Türkiye’nin, Tesisat ve Isıtma Soğutma sistemleri alanında pazar payı açısından öncü olduğu vurgulandı.

I I

I

haber, NURAY AYDIN / fotoğraflar, MİNE ATACAN

Isıtma Soğutma ve Tesisat Paneli, YTÜ 100. Yıl etkinlikleri kapsamında 11 Mart 2011 tarihinde Yıldız Oditoryumu’nda yapıldı. Tesisat Sektörü, Yıldız’da genç mühendislerle buluştu. Isıtma soğutma sistemlerinin dünden bugüne konuşulduğu etkinlik büyük ilgi gördü. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Teknolojileri Kulübü (MAKTEK) ile Termodinamik ve Isı Tekniği Anabilim Dalı’nın dördüncüsünü düzenlediği etkinlik, sektörün önemli isimlerini öğrencilerle buluşturdu.

Yüksek verimli ürünler hayal olmaktan çıkıyor

“Üniversite-Sanayii İşbirliği ve AR-GE’nin günümüzdeki yeri ve önemi” başlıklı ilk oturum Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Heperkan başkanlığında gerçekleştirildi. İlk oturumda, küresel ısınmanın çevre şartlarına olumsuz etkileri ve rekabetin giderek artması gibi sebeplerden ötürü mevcut sistemlerin inovatif yaklaşımlara olan ihtiyacı konuşuldu. Oturumda yapılan AR-GE ve ÜR-GE çalışmaları neticesinde verimi yüksek ürünler ortaya koymanın mümkün olduğu yönünde bir görüş ortaya çıktı. Yapılan çalışmalarda başarılı sonuçların elde edilmesi için desteklerin devamlılığının önemi vurgulandı.

Yıldız mezunları ön planda

Uluslararası pazarda yarışabilmek için araştırma ve geliştirme çalışmalarına ayrılan bütçenin artırılmasına ek olarak üniversiteyle sanayi arasındaki ilişkinin artırılmasının vurgulandığı panele Yıldız Mezunu mühendisler damga vurdu. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi mezunu mühendislerin sektörde başarılı işler yaptığı ifade edildi.

54 Yıldızlar NİSAN / 11

Arçelik AR-GE Yöneticisi Dr. Faruk Bayraktar, HSK Genel Koordinatörü Vural Eroğlu ve Friterm Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Metin Duruk, öğrencilere uzun dönem stajerlikleri ve devamında gerçekleştirilen projeleri anlattı. Üniversiteyle sanayinin yaptığı ortak çalışmaların kalifiye mühendis yetiştirilmesinde oynadığı rol ifade edildi. Öte yandan Dizayn AR-GE Yöneticisi Dr. Zafer Gemici, ERENSAN Genel Müdürü Efkan Çeviker ve ODE Yalıtım A.Ş. Genel Müdürü Orhan Turan’ın söz aldığı panelin ilk bölümünde sektörün mevcut durumu ve geleceğe dönük planları konuşuldu.


Türkiye sektörde en güçlü oyuncu

Tesisat ve Isıtma Soğutma sistemleri alanında Türkiye’nin pazar payı açısından öncü olduğunun vurgulandığı panelde, enerji kaynaklarının azalması ve küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin AR-GE politikalarını daha çevreci olmaya doğru ittiği ifade edildi. Bir ülkenin kendi markasını üretebildiği kadar piyasada önemli güç olmak için inovatif yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğunun belirtildiği panelde, teknolojik yapının üniversitelerle yapılacak işbirliğiyle daha hızlı gelişeceğinin altı çizildi.

Başarı için kalite

“Sektördeki Derneklerin Önemi ve Üniversite-Sanayi İşbirliğine Katkıları” konulu ikinci oturumda; ISKAV’ı temsilen panele katılan Arde Klima Genel Müdürü Mustafa Arslancan panel başkanlığını yürüttü. Viesmann Genel Müdürü Dr. Celalettin Çelik, Erensan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Eren ve TTMD Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Ünlü’nün katılımıyla gerçekleşen son bölümde önemli fikirler ortaya çıktı. Uluslararası pazarda güçlü olmak için, kaliteli ürünleri belirli standartlar doğrultusunda üretmenin öne çıktığı ikinci oturumda dikkat edilmesi gereken maddeler anlatıldı. Avrupa Soğutma ve Havalandırma Cihazı Üreticileri (EUROVENT) ve Amerikan Isıtma Klima ve Soğutma İmalatçıları derneklerinin verdiği sertifikaların sektörde rekabet için artı değer olduğu belirtildi. “Sanayi Uygulamaları” başlıklı son oturumda Prof. Dr. Doğan Özgür paneli yönetti. EMO Genel Müdürü Numan Şahin, Testo Türkiye Genel Müdürü Selman Ölmez, Mas Grup Genel Müdürü ve Ytong Satış ve Pazarlama Koordinatörü Nuri Ertokat sanayide uygulanan süreçleri anlattı. II NİSAN / 11

Yıldızlar 55


RÖPORTAJ

MYO Müdürü Prof.Dr. Turgut Kocatürk:

YTÜ ÖN LİSANS ALANINDA DA İDDİALIDIR YTÜ’nün diğer okullara oranla daha fazla tercih ediliyor olması, başarı oranı yüksek öğrencilerin bizim okula gelmesini sağlıyor. röportaj - fotoğraflar, FATİH ATLAS

56 Yıldızlar NİSAN / 11


M

MYO (Meslek Yüksek Okulu) Müdürü Prof.Dr. Turgut Kocatürk’le kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik. Hocamız MYO’da yaptığı çalışmalarını ve genel olarak kurumla ilgili görüş ve düşüncelerini bizlerle paylaştı.

Ders anlatımında özel bir teknik uyguluyor musunuz?

*

Öğrencilerin, problemlerin fiziğini anlamalarını kolaylaştıracak animasyon sunumları hazırladım ve hazırlıyorum. Tüm lisans ve lisansüstü ders notlarımı elektronik ortama aktardım. Dersi anlatırken kullandığım yöntemde animasyon sunumları kullanmak, dersi daha etkin işlememize yardımcı oluyor.

Eğitimde ve iş hayatınızda genel prensibiniz nedir?

Çözüm odaklı olmak diyebiliriz. Eğitimde ya da iş hayatında karşılaştığımız problemlere geçici çözüm yerine kalıcı ve uzun süreli çözüm bulmak birinci önceliğimiz olmalı. Stratejinizi problem çözme üzerine kurduğunuz zaman elde ettiğiniz sonuçların başarılı olma ihtimali artar. Bu prensibi yaptığım danışmanlıklarda, proje ve teknik rapor hazırlamada ve Meslek Yüksek Okulu’ndaki görevimde de uyguluyorum. Oldukça iyi sonuçlar elde ettiğime inanıyorum.

Meslek Yüksek Okulu’nda uyguladığınız stratejinin sonuçları hakkında bilgi verir misiniz?

Elbette. MYO’da çalışan akademik ve idari personelin ihtiyaçlarını araştırdık. Bazı birimlerde bilgisayarlar çok eskiydi, bazılarında yoktu. Rektörümüzün desteğiyle bilgisayarlarımızı yeniledik. Günümüzde sadece bilgisayar yeterli olmuyor. İnternet bağlantımızda ciddi sorunlar oluyordu. Bunu çözdük. Aynı zamanda büro malzemelerinde yenilemeler yaptık. Tüm sınıflarımıza barkovizyon cihazı kurduk ve barkovizyon perdeleri taktırdık. Bazı dersliklerde dış ortama açılan

Prof. Dr. Turgut Kocatürk

Lisans öğrenimini 1988’de Yıldız Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde bölüm birincisi olarak tamamladı. 1989 yılında YÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü’nde Araştırma Görevlisi kadrosuna atandı. Lisansüstü öğrenimini YÜ Fen Bilimleri Enstitüsü İnşaat Anabilim Dalı Yapı Programı’nda 1989 yılında dal birincisi olarak tamamlayan Kocatürk, Doktora öğrenimini 1994 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nde tamamladı. Aynı yıl Yardımcı Doçentlik kadrosuna atandı. 1995 yılında Üniversitelerarası Kurul’dan doçentlik ünvanı alan Kocatürk, 1996 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Mekanik Anabilim Dalı’nda doçentlik kadrosuna atandı, 2001 yılında ise Profesörlüğe yükseltildi. Toplamda 45 civarında olan bilimsel çalışmalarının 25’i SCI kapsamındaki dergilerde makale olarak yayınlanan Kocatürk, kamu kurumlarında ve özel şirketlerde günümüz yapıları ve tarihi yapıların taşıyıcı sistemleri konusunda danışmanlık hizmetleri vermeye devam ediyor. Günümüz yapıları ve tarihi yapılar üzerine hazırlanmış 400 civarında teknik rapor ve uygulama projesi hazırladı... NİSAN / 11

Yıldızlar 57


RÖPORTAJ

*

Kısa sürede büyük değişimler Okulumuzu daha iyi hale getirmek için verdiğimiz çabalarımızda Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek’in katkıları devam ediyor. Yıldız Teknik Üniversitesi’ni dünya üniversiteleri arasına sokmayı hedefleyen Rektörümüz ve okul yönetimimiz olağanüstü bir çaba gösteriyor. Çok kısa sürede Yıldız’da çok büyük değişimler gerçekleşti. Bu değişimler elbette bize de yansıdı. Rektörümüze, Genel Sekreterimize ve yönetimimize teşekkür ediyorum. Bu başarıyı tebrik etmemek mümkün değil. Başarıların devamı en büyük temennimiz.

cıları ile ortak kullanılabilir hale getirdik. Böylece müdürlük sekreterliği daha etkin olarak çalışır hale geldi. Ayrıca bu çalışma neticesinde dış ortamdan hava ve ışık almayan sekreter odasını da dış ortamdan hava ve ışık alır hale getirdik.Elektronik Teknolojisi Programı için laboratuvar oluşturduk. Önceki yıllarda alışkanlık haline gelen “Resmi Ders Programı” , “Gayri Resmi Ders Programı” uygulamasına son verdik ve tüm öğretim elemanlarının, derslerini resmi olarak ilan edilen haftalık ders programına uygun yapmalarını sağladık.

Üzerinde çalıştığınız konular var mı? pencere yoktu, yani sınıflar gün ışığı almıyordu ve dış ortama açılan pencereleri olmadığından havalandırmaları yoktu. Söz konusu sınıflarda hocalarımız ve öğrencilerimiz ders yapmak istemiyorlardı. Bu sınıfları gün ışığı alabilecek ve pencere vasıtasıyla havalandırma yapılabilecek hale getirdik. Yine aynı şekilde sınıflarımızda perdeler yoktu. Tüm sınıflarımıza perde taktırdık. Hem öğrencilerin hem de denetim görevi olan okul idarecilerinin sınıflarda ders olup olmadığını sınıfı rahatsız etmeden anlayabilmelerini sağlamak için, sınıf kapılarına küçük pencereler açtırdık.

Yaptığınız diğer idari çalışmalar nelerdir?

Binalarımız bazı yerlerden su alıyordu. İzolasyon çalışmalarıyla bu sorunları giderdik. Belediyenin katkılarıyla, otopark alanından yapıya su girişi olan kısımları asfaltlayarak bodrum katlara su girişini engelledik. Sınıfları ve koridorları boyadık. Pencere çerçeve ve kanatlarından odalara yağmur suları giriyordu. Bu PVC pencere doğramalarını onardık. Bazı birimlerde pencereleri çift açılır hale getirdik. Müdür odası, müdür yardımcıları odası ve müdür sekreteryasının yeniden düzenlenmesi için gerekli duvar bölme işlemlerini gerçekleştirerek müdürlük sekreteryasını müdür yardım-

58 Yıldızlar NİSAN / 11

Fakültelerde araştırma görevliliği yapmak ve bu esnada yüksek lisans ve doktora öğrenimini tamamlamak, akademik kültür ve disiplin açısından çok önemlidir diye düşünüyorum. Yüksek okulumuzda bulunan öğretim görevlileri, çoğunlukla fakültedeki akademik kültürü ve disiplini almamış oluyor ve program yürütücüsü ve hatta bölüm başkanlarının, öğretim faaliyetlerinin sağlıklı olarak yürütülebilmesi noktasında öğretim elemanları üzerindeki etkinliği zayıf oluyor. Bu nedenle fakültede araştırma görevliliği yapmış ve bu esnada yüksek lisans ve doktoralarını tamamlamış olan akademisyenlerin, Yüksekokulumuza kazandırılmasını hedeflemekteyiz. Böylece fakültelerden gelen akademisyenlerle mevcut akademisyenlerimiz arasında olumlu bir etkileşim olacağını, bu etkileşim sonucunda hem öğretim kalitesi daha yüksek hem de daha fazla ulusal ve uluslararası yayın yapan, iş hayatının ihtiyaçlarına daha iyi çözümler bulabilen bir okul olabileceğimizi düşünüyorum.

Eğitim verdiğiniz bölümleri ve bu bölümlerde öne çıkan olayları bizimle paylaşır mısınız?

Eğitim ve öğretim faaliyetlerimizi Teknik Programlar Bölümü ile İktisadi ve İdari Programlar Bölümü olmak üzere iki ayrı bölüm başkanlığı bünyesindeki muhtelif programlarımız çerçevesinde yürütüyoruz.


İş bulma imkanı yüksek

*

Yıldız mezunlarının iş bulma imkânları diğer yüksekokul mezunlarına kıyasla önemli oranda yüksek. Bununla birlikte, kesin bir rakam verebilmek de mümkün değil, çünkü mezunlarımızla ilgili olarak henüz tatminkâr bir geri dönüş mekanizması oluşturabilmiş değiliz. Bu konudaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Öte yandan özel kesimden gelen staj ve istihdam talepleri ile bazı mezunlarımızdan edindiğimiz izlenim, mezunlarımızın yaklaşık %70 ila 75’inin kendi ihtisas alanlarında iş bulabildikleri doğrultusunda. Genel ekonomik büyüme eğilimleri ve ara elemana sürekli olarak artan talebin gelecekte bu oranların artmasına katkı yapacağını öngörüyoruz.

Teknik programlar bünyesinde Bilgisayar Programcılığı, Elektronik Teknolojisi, İklimlendirme ve Soğutma Teknikleri, İnşaat Teknolojisi, Makine, Basım ve Yayın Teknolojileri, Restorasyon, Seramik, Cam ve Çinicilik, Harita ve Kadastro gibi programlar var. İktisadi ve İdari Programlar Bölümü bünyesinde de Bankacılık ve Sigortacılık, Emlak ve Emlak Yönetimi, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları, Turizm ve Otel İşletmeciliği, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği gibi programlar yer alıyor. Programlarımız, genelde özel sektörün ara eleman talep ettiği ve gelecekte de bu bakımdan talep görecek alanlarda oluşturuluyor. Çağdaş yönelimler ve özel sektörün beklentileri doğrultusunda zaman zaman ders planları revize ediliyor. Burada şunu da belirtmek gerekir, bölümlerimiz fakültedeki bölümlerden farklı bir yapı göstermektedir. Teknik Programlar Bölümü’nde 9 farklı disiplin, İktisadi İdari Programlar Bölümü’nde ise 5 ayrı disiplin bir arada bulunmaktadır.

MYO’yu tercih eden öğrenci sayısında bir değişiklik söz konusu mu?

2002 yılında sınavsız geçiş sistemine geçildiğinden bu yana, okulumuza sadece meslek liselerinden okul türü ve not ortalamasına göre öğrenci alınmaktadır. Diğer birçok meslek yüksekokulunda meslek liselerinden gelenlerin kontenjanları doldurmadığı durumlarda

>> Mezunlarımız; sektörlerde

işçi ile uzman arasındaki kademede ihtiyaç duyulan ara elemanlar olabilecekleri gibi, dikey geçiş yoluyla dört yıllık lisans programlarına yerleşme imkânına da sahipler. üniversiteye yerleştirme sınavları ile de öğrenci kabul edilir. Okulumuzda ise meslek liselerinden gelenler kontenjanları tamamen doldurduğu için tercih durumunu değerlendiremiyoruz. Ancak şunu söylemek gerekir ki her yıl birçok meslek lisesi birincisi ve not ortalaması 5 ve 5’e yakın çok öğrenci kaydetmekteyiz. MYO öğrenci sayılarında ufak tefek dönemsel değişmeler sayılmazsa büyük düşüşler ya da artışlar söz konusu değil, çünkü şu an için fiziki olanaklarımız ve hedeflerimiz çerçevesinde programlarımızın sayısında veya kontenjanlarında bir değişiklik olmadığından, öğrenci sayısında da radikal değişmeler olmuyor.

Yatay geçiş için başvurular ne düzeyde?

Yıldız’dan mezun olmanın ayrıcalığı olduğu için yatay geçiş başvuruları oldukça fazla. Elbette İstanbul’da oturan öğrenciler de başvuruyor. Ancak diplomasını Yıldız Teknik Üniversitesi’nden almak öğrenciler için daha önemli. YTÜ Meslek Yüksekokulu mezunu olmanın ayrıcalığı ve DGS’de başarı oranımızın yüksek olması nedenleriyle de başvuru sayıları yüksek. Yüksekokulumuzda eğitim veren diploma alanlarının gelecek vadeden sektörlerde, artan ara eleman ihtiyacına cevap vermekte olduğu gibi etkenleri de göz önünde bulundurursak Yıldız’ın neden tercih sebebi olduğunu anlayabiliriz. Yüksekokulumuzun çok tercih edilen bir yüksekokul olduğunu söyleyebiliriz. NİSAN / 11

Yıldızlar 59


RÖPORTAJ

*

Teknisyenlikten teknikerliğe MYO mezunu olmak, lise diploması ile teknisyen olarak çalışmak yerine önlisans diploması ile tekniker olarak çalışabilme imkânı sunmaktadır. Mezunlarımız; sektörlerde işçi ile uzman arasındaki kademede ihtiyaç duyulan ara elemanlar olabilecekleri gibi, dikey geçiş yoluyla dört yıllık lisans programlarına yerleşme imkânına da sahipler.

MYO’da okuyan öğrenciler hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Meslek yüksekokulumuzun öğrencileri, bilindiği gibi sınavsız geçiş sistemiyle ÖSYM tarafından merkezi olarak yerleştiriliyor. Bu nedenle, standart bir öğrenci profilinden söz etmek mümkün değil. Bazı dönemler muhtelif programlar, bazense intibak ve başarı dalgalanmaları gözlenmekte ve yaptığımız incelemeler sonucunda bunun en önemli nedenlerinden birisi olarak sınavsız geçiş sistemi öne çıkmaktadır. Sınavla öğrenci alınan dönemlerde, yakalanan başarı oranları ne yazık ki bugün elde edilemiyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen mevcut sistemle en kaliteli öğrencilerin bizim okulumuza geldikleri de rahatlıkla söylenebilir. Yıldız’ın diğer okullara oranla daha fazla tercih ediliyor olması başarı oranı yüksek öğrencilerin bizim okula gelmesini sağlıyor.

60 Yıldızlar NİSAN / 11

Öğrenciler hangi alanlarda zorlanıyor?

Mesleki ve teknik orta öğretim kurumlarından gelen öğrenciler ciddi bir uygulama deneyimine sahip olmakla birlikte, matematik, fizik, kimya, Türkçe gibi temel dersler açısından ciddi yetersizlikler gösteriyor. Dolayısıyla, öğretim elemanlarımızın özverili çabalarıyla normal müfredatımıza ek olarak bu gibi eksiklikleri giderecek şekilde daha detaylı bir eğitim öğretim faaliyeti gerçekleştiriliyor. Öğrencilerimiz Yıldız Teknik Üniversitesi mensubu olmayı çok önemsediklerini ve okulumuzu tercih etmelerindeki en önemli nedenlerden bir tanesinin de bu olduğunu ifade ediyorlar. Bununla birlikte, öğrencilerimizin üniversitemizin diğer birimlerindeki öğrencilerle yeterince kaynaşamadıkları ve istediğimiz oranda bir etkileşim içinde olamadıkları da gözleniyor. Bizi üzen bu durumu gidermek için çeşitli arayışlar içindeyiz.

Özellikle meslek lisesi çıkışlı öğrencilerin MYO’da eğitimlerine devam etmeleri onlara ne gibi avantajlar sağlıyor?

Meslek lisesinden gelen öğrencilerin teorik altyapıları yeterli olmasa bile uygulamalarda daha başarılı oldukları söylenebilir. Öğrenciler MYO’da, liselerde aldıkları uygulama bilgisinin teorik altyapısını öğrenince neyi niçin yaptıklarını daha iyi kavrayabiliyor ve farklı yeni durumlarda nasıl karar verebileceklerini öğrenebiliyorlar. Bu açıdan bakıldığında mesleki ve teknik orta öğretim kurumlarından bize gelen öğrencilerin en önemli avantajı, daha önceki eğitimleri esnasındaki eksikliklerini fark etme ve giderme şanslarıdır. Daha önce de ifade ettiğim gibi, öğrencilerimizin belli bir uygulama deneyimi olmasına karşın temel teorik eğitimlerinde ciddi eksiklikler söz konusu. Üniversitemizin ciddi bi-


>> Diğer yüksekokullarla

karşılaştırıldığında mezunlarımızın yüksek dikey geçiş oranları sergiledikleri ve özel sektör tarafından daha fazla tercih edildikleri göze çarpmaktadır. rikimi ve özverili kadroları ile bu eksiklikler tamamen değilse bile önemli oranda giderilebilmekte, ayrıca öğrencilerimize kendi kendilerini geliştirmeleri doğrultusunda yol gösterilmekte, cesaret verilmektedir. Diğer yüksekokullarla karşılaştırıldığında mezunlarımızın yüksek dikey geçiş oranları sergiledikleri ve özel sektör tarafından daha fazla tercih edildikleri göze çarpmaktadır. Bunlar elbette öğrencilerimizin en önemli avantajlarıdır. Biz bunu, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin ön lisans alanında da iddialı olduğunun tipik bir göstergesi olarak değerlendiriyoruz.

MYO’dan mezun olan öğrenciler iş bulma konusunda sıkıntı yaşıyor mu?

Birçok bölümümüzde sadece çok başarılı öğrenciler değil başarılı ve vasat öğrenciler bile iş bulma olanağına sahip. Ancak dönem dönem genel ekonomik yapı nedeniyle istenilen kariyer ve ücret düzeyinde iş bulunamaması durumu da söz konusu olabiliyor. Aslında bu durumun MYO’ların değil ülkenin genel sorunu olduğu söylenebilir. Zamanla bu durumun

olumlu yönde değişeceğini düşünüyorum. Ayrıca bazı programlardaki öğrencilerimizin çoğu eğitimine devam ederken bir yandan da çalışıyor. Mezunlarımızın iş bulma sıkıntısı yaşadıklarına dair olumsuz bildirimleri bulunmuyor. Mezun olduktan sonra kendi işini kuran, alanında tanınmış söz sahibi kurum ve kuruluşlarda oldukça iyi pozisyonlarda çalışan öğrencilerimiz olduğunu da biliyoruz.

MYO olarak 100. Yılla ilgili projeleriniz nelerdir?

Taykon2011 sempozyumu düzenliyoruz. Sempozyumda tarihi yapıları koruma ve onarım alanında bildiriler sunulmasının yanısıra Basım ve Yayın Teknolojileri Programı, Seramik Programı ve Restorasyon Programı öğrencileri sanatsal çalışmalarını sergileyecek. Ayrıca 100. yılla ilgili çeşitli etkinlikler planlıyoruz. Bunların bir kısmı tamamlanmak üzere, bir kısmının da hazırlıkları devam ediyor. Temel olarak her programımızın kendi ihtisas alanı ile ilgili etkinlikler düzenlemek üzere çalışmalar yaptığını söylemek yanlış olmaz. Bunları yakında tüm YTÜ camiasıyla paylaşacağız.

Öğrencilerin 100.Yıla olan ilgisi hakkında gözlemleriniz nelerdir?

Öğrencilerimizin, 100. yılla ilgili heyecanımızı bizlerle paylaştıklarına inanıyoruz. Bununla birlikte, ana yerleşkelerimizden uzak oluşumuz nedeniyle öğrencilerimizin 100. yıl etkinliklerine yeterince katılıp bu coşkuyu tümüyle yaşayabildiklerini de söyleyemeyiz. Spor alanında bazı çalışmalara katılıyorlar. Örneğin basketbol takımı kuruldu, Maslak Yerleşkesi’nde çalışmalarına devam ediyor. Voleybol ve masa tenisi takımlarımız da çalışmalarına başladı. II NİSAN / 11

Yıldızlar 61


PANEL

RÜZGÂR YILDIZ’DA HIZLI ESİYOR YTÜ Rüzgâr Enerjisi Kulübü düzenlediği Rüzgâr Günleri Paneli’yle, genç mühendisleri sektörün önde gelen isimleriyle bir araya getirdi. haber, ONUR SAMET YILDIRIM, MEHMET TUNCAR fotoğraflar, MİNE ATACAN, FATİH ATLAS

E

Enerji kaynaklarının azaldığı günümüz dünyasında yenilenebilir, çevreci enerji sistemleri ön plana çıkıyor. 9 -10 Mart 2011 tarihinde Yıldız Oditoryumu’nda yapılan etkinlik öğrenciler ve akademisyenler tarafından büyük ilgi gördü. YTÜ Makine Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yunus Çengel açılış konuşmasında, bu tarz etkinliklerin, düzenleyen öğrencilerin kariyerlerine büyük fayda getireceğini ifade etti. Rüzgâr enerjisi sektörünün her yıl yüzde 30 oranında büyüme gerçekleştirdiğini belirten Çengel, bu oranın dünya üzerindeki karşılığının 65 milyar dolar olduğunu ifade etti. ABD’nin lider olduğu rüzgâr enerjisi sektöründe, Çin’in de ön planda olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yunus Çengel, çevre dostu olmanın önem kazandığı günümüzde Türkiye’de de bu alanda ciddi atılımlar yapıldığını ve çalışmaların devam ettiğini belirtti.

YTÜ enerjide Türkiye’nin merkezi olacak

Yaptığı konuşmada Yıldız Teknik Üniversitesi’ni, 100. Yılında Türkiye’nin enerji merkezi haline getirmeyi planladıklarını ifade eden Rektör Prof. Dr.

62 Yıldızlar NİSAN / 11


TOLGA KOROL

Vestas Projeler Direktörü

*

Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu olarak bu etkinliğin Yıldız’da yapılıyor olmasından gurur duyuyorum. Diğer üniversitelerde çeşitli konularla ilgili konuşmalar yapıyorum. Rüzgâr Günleri diğer okullara kıyasla oldukça kapsamlı ve katılımı geniş bir etkinlik. Bunun devam etmesi temennimiz, gelişmeye açık bir sektörde öğrencilerin bilinçlendirilmesi gerekiyor. Okul yönetimiyle konuşup yenilenebilir enerji hakkında ders açılmasını talep etmeyi düşünüyoruz. Bununla ilgili

gerek kurum gerekse kişisel olarak destek vermekten memnuniyet duyarız. Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu olarak Rüzgâr Enerjisi Kulübü’nü desteklemeye devam edeceğim. Bunu şu şekilde özetleyebilirim. Geçtiğimiz günlerde bir haber okudum. Yöneticilerin hangi üniversite çıkışlı olduğunu konu edinen bir haberdi bu. Yöneticilerin büyük çoğunluğunun ODTÜ, Boğaziçi ve İTÜ mezunu olduğu tespit edilmiş. YTÜ sıralamada yoktu. Hâlbuki teknik üniversite olarak baktığınızda Türkiye’de 3 tane teknik üniversite var. YTÜ bunlardan birisi. Bizim zamanımızda öğrenciler bu tip etkinlikler yapmıyordu. Ders dışında Hocalarımızla iletişimimiz olmazdı. Ancak bu durum değişmiş. Okulun vizyon sahibi yöneticileri bu çalışmaları yapmış. YTÜ mezunu bir yönetici olarak okulumdan mezun olan mühendislerin daha çok yönetici olmasını istiyorum. Vizyon sahibi yöneticilerinizle bunun gerçekleşeceğine de inanıyorum. NİSAN / 11

Yıldızlar 63


PANEL

KORAY ALTINKILIÇ

Nordex Projeler Direktörü

*

Ülkemize büyük katkıları olan Yıldız Teknik Üniversitesi’nin 100. Yılını kutluyorum. Birçok ilke imza atan Yıldız, rüzgâr enerjisi alanında da ilk çalışmayı yapıyor. Bu etkinliğe katılmadan önce genel bir araştırma yaptım. Rüzgâr enerjisi alanında çalışmaların yapıldığı ilk ve tek üniversite olan Yıldız’ın, bu konuda öncülük yapması ülkemizde konuya ilişkin farkındalığın artmasında büyük rol oynayacaktır. Biz bu etkinliğin içinde yer almaktan gurur duyuyoruz.

Rüzgâr enerjisi sektörü yeni olduğu kadar, hızlı gelişen bir sektör. Yetişmiş eleman ihtiyacı gün geçtikçe artıyor. Şirket olarak bu alanda çalışabilecek kalifiye mühendislere ihtiyaç duyuyoruz. Öğrencilik yıllarında rüzgâr enerjisi alanında çalışan öğrenciler firmaların öncelikli tercihi olacaktır. Rüzgâr enerjisiyle ilgilenen öğrencilere kapımız her zaman açık.

İsmail Yüksek, Davutpaşa Kampüsü’nde kurulacak merkez laboratuarın buna katkı yapacağını söyledi. Türkiye’deki üniversitelerde rüzgâr enerjisiyle ilgili ilk ve tek öğrenci kulübünün Yıldız’da olmasından gurur duyduklarını belirten Yüksek, çevreci enerji üzerinde çalışmaları yoğunlaştırılacaklarını belirtti. 2011 yılı boyunca yanacak olan 100. Yıl ateşine rüzgâr olacak projenin başarılı olmasını diledi. Rüzgâr Günleri’ne konuşmacı olarak katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Eski Bakanı Dr. Hilmi Güler, konuşmasında yenilenebilir enerjinin Türkiye için ne kadar önemli olduğunun altını çizdi. Türkiye enerji piyasasının 100 milyar dolarlık bir hacme sahip olduğunu dile getiren Güler, rüzgar enerjisi kapasitesinin

64 Yıldızlar NİSAN / 11

48 bin megavat civarında olduğunu, hali hazırda kullanılan kömür, doğalgaz ve barajlardan elde edilen elektrik enerjisinin buna denk olduğunu ifade etti. Türkiye’de 10 bin noktada ölçüm yaparak elde ettikleri rüzgar atlası doğrultusunda konuştuğuna dikkat çeken Güler, güneş enerjisi potansiyelinin de 56 bin megavat olduğunu söyledi. TÜSİAD Enerji ve Çevre Çalışma Grubu Üyesi Zeki Eriş, yaptığı konuşmada sanayicilerin yenilenebilir enerjiye ilişkin görüşlerini öğrencilerle paylaştı. Marmara Üniversitesi YTAM Müdürü ve Dünya Rüzgâr Enerjisi Birliği Başkan Yard. Prof. Dr. Tanay Sıdkı Uyar, Türkiye’de ve dünyada Rüzgâr Enerjisi ile ilgili katılımcılara bilgiler verdi.


METE MALTEPE

General Elektrik Enerji Genel Müdürü Bu etkinliği düzenleyen öğrencileri takdir ediyorum. Özellikle üniversite öğrencilerinin rüzgâr enerjisine böyle önem vermesi çok güzel. Türkiye’de rüzgâr enerjisi alanında çok büyük potansiyel var. Bu alanda yapılan yatırımlar ileride daha da artacak. Genç rüzgâr enerjisi mühendislerinin yetişeceğini görmekten gurur duyuyorum. Ülkemizde rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir enerji sistemlerine yapılan yatırımların artacağını düşünüyorum. İlk etapta dışarıdan gelen makinenin montajı

*

Rüzgâr türbinleri ve özellikleri hakkında Yıldız’lılara bilgi veren Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği Genel Sekreteri Mustafa Serdar Ataseven’den sonra, Türksoy Mühendislik’ten Ferdi Türksoy sözaldı. Etkinliğin ikinci günü de ilk gün gibi yoğun ilgi gördü. Yenilenebilir enerjinin günümüz dünyasındaki önemi hakkında sunum yapan YGA Vakfı Eş Başkanı Gökhan Meriçliler ve YGA Vakfı İstanbul Temsilcisi Utku Simitli’den sonra rüzgâr enerjisi teknolojisinin geleceği konuşuldu. GE Energy Türkiye Genel Müdür Mete Maltepe, Vestas Türkiye Projeler Direktörü Tolga Korol ve Nordex Enerji A.Ş. Proje Yönetim Departman Müdürü Koray Altınkılıç birer konuşma yaptılar. Rüzgâr türbini bileşenleri ve imalat süreçleri hak-

ve bakım-onarımı ön görülüyor. Fakat ilerleyen dönemde bu alanda yerli firmaların daha çok yatırım yapacağını söyleyebiliriz. Bu konuda ya türbin imalatı ya da parça imalatı konusunda çalışmalar olacaktır. Bu çalışmaların pek çoğunun başladığını söyleyebilirim. Rüzgâr enerjisi kulübüyle iyi bir diyalogumuz var. Bundan sonraki çalışmalarında da destek vermeye devam edeceğiz. Türkiye’de rüzgâr enerjisi konusunda uzman arkadaşların yetişmesi bizim için de sektör için de önemlidir.

kında tecrübelerini aktaran Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Enerji Teknolojileri Uzmanı Dr. Cenk Sevim ve Çimtaş Boru Genel Müdürü Cem Geyik öğrencilerle bir araya geldi. Rüzgâr enerjisinin tüm detaylarıyla konuşulduğu Rüzgâr Günleri’nde nakliye ve montaj işlemleri hakkında merak edilenleri de Sarılar Nakliyat Proje Müdürü Serkan Aslan anlattı. Etkinliğin kapanış konuşmasını Rüzgâr Enerjisi Kulübü Danışmanı Arş. Gör. Şaban Pusat yaptı. II NİSAN / 11

Yıldızlar 65


KONFERANS

DOĞA TARİH VE ÇEVREYİ KORUMANIN SON KALESİ: Afet Yönetimi ve Kültür Mirası Üzerine Uluslararası Konferans - “Dört Element ile Uyumlu Yaşamak” Bhutan’da düzenlendi. yazı, Yard. Doç. Dr. Z.GÜL ÜNAL / RESTORASYON ANABİLİM DALI ARAŞ. GÖR. Dr. MELTEM VATAN

66 Yıldızlar NİSAN / 11


BHUTAN

S

Son yıllarda dünyanın dört bir yanında deprem, sel, heyelan, tsunami, fırtına gibi yıkıcı felaketlerin meydana gelme sıklığı artmış, bu afetlerde can kaybının yanısıra büyük oranda maddi kayıp da meydana gelmiştir. Bu maddi kayıpların şüphesiz yerine konulması en zor hatta imkânsız olanı, kültür mirasının en önemli öğeleri olan geleneksel mimari yapılar, yöresel gelenekler, kadim bilgiler, yerel yapı uygulamaları, arşiv belgeleri ve koleksiyonlar gibi soyut ve somut kültür öğelerini içeren kültür mirası öğeleridir. Mitolojiden beri afetlerin meydana gelme nedenleri insanoğlunun merakını uyandırmış, afetleri azaltmanın yolları aranmıştır. Doğa olayları; eski çağlarda tanrıların öfkesi olarak nitelendirilmiş, modern bilimin gelişmesi ile bilimsel olarak açıklanmaya ve sebep - sonuç ilişkileri ile irdelenmeye başlanmıştır.

Uluslararası konferansa YTÜ’den katılım

12-14 Aralık 2010 tarihleri arasında Thimphu, Bhutan’da Afet Yönetimi ve Kültür Mirası Üzerine Uluslararası Konferans “Dört Element ile Uyumlu Yaşamak” adlı bir etkinlik gerçekleştirilmiştir. Amaç, doğa olaylarının afete dönüşmesini engellemek ve afet etkilerinin

azaltılarak kültür mirasının korunması için doğa ile uyumlu yaşamanın önemini vurgulamak ve doğanın sesine kulak vermeyi unuttuğumuz bugünlerde bu gerçeği hatırlatmaktır. Konferansın ana amacı, afet risklerine açık olan kültür mirasının korunmasına yönelik risk azaltma çalışmaları ve afet yönetimi entegrasyonunun önemini vurgulamaktır. Bilimsel etkinlik, tüm katılımcılar davetli olmak üzere, 23 ülkeden 55 uluslararası katılımcı ve 98 Bhutan’lı katılımcı olarak toplam 153 kişilik katılım ile gerçekleşmiştir. Afet Azaltma ve İyileştirme Küresel Birliği (GFDRR), Dünya Bankası (World Bank), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), Birleşmiş Milletler Afet Azaltma İçin Uluslararası Strateji (UNISDR) birimleri bu etkinliğe parasal ve teknik destek vermiştir. Uluslararası konferansa Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü Restorasyon Anabilim Dalı’ndan Yard. Doç. Dr. Z. Gül Ünal ve Taşıyıcı Sistemler Bilim Dalı’ndan Araş. Gör. Dr. Meltem Vatan Kaptan, “Türkiye’de Afete Maruz Kalan Miras Alanlarında Afet – Koruma İlişkisi - Afetlerde Geleneksel Dokuyu ve Mekânın Ruhunu Korumak” başlıklı tebliğler ile katılmışlardır. NİSAN / 11

Yıldızlar 67


KONFERANS

Konferans öncesi teknik geziler

Konferans öncesi iki günlük teknik gezi programı çerçevesinde, yerel mimari ve doğal güzellikler ile Bhutan kültüründe önemli yer tutan eserler gezilmiş ve görülmüştür. Paro Bölgesi’nde bulunan ve 1692 yılında inşa edilen Taktsang Palphug - Tiger Nest Manastır Kompleksi’ne tırmanış yapılmıştır. Ülkenin önemli anıtsal yapılarından biri olan ve 2009 yılında geçirdiği yangın sonrasında önemli bölümü yanarak yok olan, sonrasında yeniden inşa edilen tarihi yapıda yangın önlemleri yerinde incelenmiştir. Phunaka bölgesine teknik gezi yapılmıştır. Phunaka 1950’lere kadar Bhutan’a başkentlik yapmıştır. Phunaka Dzong sel felaketinde hasar alan kale/tapınak olarak tanımlanabilecek bir kraliyet yapısıdır. Yapının büyük bölümünün hasar görmesine neden olan sel sonrasında, nehrin akış yönü değiştirilmiş ve yapıdan uzaklaştırılarak korunması sağlanmıştır. Tango Manastırı ziyaret edilmiştir. Bhutan dilinde at başı anlamına gelen Tango Manastırı başkent Timphu’nun 14km kuzeyinde Cheri Dağları’ndadır. 1688 yılında inşa edilmiş olan yapı, ülkenin din eğitimi veren en tanınmış üniversitesidir. Bu tarihi yapının da karşı karşıya kaldığı en önemli afet türü yangındır. Yapıda yangına karşı alınan önlemler incelenmiştir.

68 Yıldızlar NİSAN / 11

Katılımcılar

* Afet yönetiminin ana aktörleri (hükümet, STK özel sektör)

*

* Kültür mirası korunmasında görev

alan tüm birimler (hükümet, STK, özel sektör)

* Kültür mirası ve afet yönetimi

alanında çalışan akademisyenler ve uluslararası uzmanlar

* Topluluk liderleri * Yerel yapım sistemi geleneğini

devam ettiren ustalar - marangoz, taş ustası vs.

* Yerel toplum paydaşları ve afete maruz kalmış kişiler

Konferansın son gününde tüm katılımcıların oluşturduğu üç çalıştay grubu ile çalışmalar yapılmış ve bu çalışmaların sonuçları, konferans tavsiye kararları olarak bir araya getirilerek toplantı sonunda katılımcılarla paylaşılmıştır.


YTÜ Projesi ‘Kurtarabilirsiniz/ Youcanrescue’ Sergisi

*

Türkiye, dünya üzerinde afete yatkın olarak tanımlanan, doğal afet riskinin en yüksek olduğu ülkelerden biridir. Bilimsel araştırmalar, büyük doğa olaylarının özellikle tasarım ve planlama alanında yapılan hatalar nedeniyle, yerleşim alanlarında bıraktığı etkilerle doğal afetlere dönüşümde önemli pay sahibi olduğunu göstermektedir. Bu kapsamda, YTÜ-ICUS Uluslararası Kentsel Çalışmalar Araştırma Merkezi ve GEA TürkiyeArama Kurtarma Grubu “KURTARABİLİRSİNİZ/ YOUCANRESCUE” başlığı ile düzenlenen ve afet risklerinin azaltılmasında tasarımın - tasarımcının

> Tiger Nest Manastır Kompleksi Taktsang Palphug

Konferans temasının seçimi

Bhutan Kraliyet Hükümeti başbakanı Lyonchhen Jigmi Y. Thinley konferans açılışında yaptığı konuşmada, “Sayısı ve sıklığı artan doğal felaketlerin meydana gelme nedenleri, sadece doğa olayları değil, yanısıra insanların doğaya karşı sorumsuz ve pek çok durumda saygısız yaşam biçimleridir. Kayıplar, umutsuzluk, acılar katlanılmaz ve kabul edilemez. Geçici maddi refah için sürdürülebilir ve mutlu yaşam göz ardı edilemez. Küresel ısınma, iklim değişiklikleri ve beraberinde gelen etkiler doğal felaketleri tetiklemektedir. İnsanoğlunun yapabileceği ve yapması gereken, tüm doğal kaynakları akil bir şekilde paylaşmak ve doğal dengeleri korumak için işbirliği yapmaktır. İnsan ırkı akılcılık ve sorumluluğu unutmak üzere...” demiştir. Her yıl dünyanın dört bir yanında yüzlerce afet meydana gelmekte, bunlar can ve mal kayıplarıyla sonuçlanmaktadır. Doğal afetler ve afet riskleri özellikle gelişmekte olan ülkelerde ve dünyadaki kalkınma politikalarında önemli bir sorundur. Artan afet riskleri, afet etkileri ve küresel iklim değişimi yoksulluk ivmesini hızlandıran ciddi bir tehdittir. En az hazırlıklı olan ülkeler en çok etkilenecek ve en büyük acıları çekecektir. Bu durum, afet risklerinin azaltılması için kapsamlı çalışmaların ivediliğini gerektirmektedir.

rolü ile önemine ilişkin bilinçlenme ve farkındalığın artırılmasını hedefleyen projeye ilişkin bilgiler ve hedefler Bhutan’a götürülerek konferans katılımcıları ile konferans programı içinde yer alan özel sunumlar bölümünde paylaşılmıştır . www.youcanrescue.yildiz.edu.tr

NİSAN / 11

Yıldızlar 69


KONFERANS

> Tango Manastırı

Bu gerçeklerden yola çıkarak, konferans teması “Dört Element ile Uyumlu Yaşamak” olarak seçilmiştir. Toprak, su, ateş ve rüzgârdan oluşan dört element, evreni oluşturan dört ana maddedir. Dört element ile uyumlu yaşamak için çeşitli şekillerde uzlaşma ve yenileme her zaman için insanlık tarihinin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Doğanın bu dört elementi sel, fırtına, toprak kayması, orman yangınları ve deprem gibi doğal afetlerin temel nedenidir. İnsanoğlunun besin kaynağı olan bu dört element ile uyum içinde yaşamak afet etkilerinin azaltılmasının temelini oluşturur. Yerel topluluklar, dört element ile uyum içinde yaşamak için yüzyıllardır kültür ve geleneksel uygulamaların paha biçilmez değerleri olan bilgi ve teknolojiyi yaşamlarına adapte etmiştir.

Konferans hedefleri

*

Afet yönetimi ve kültür mirasının korunması alanındaki ulusal politikalar, programlar ve sistemleri harekete geçirmek için ulusal ve uluslararası ortaklıkları güçlendirmek, Soyut ve somut kültür mirası, yerel gelenekler ve teknoloji bilgisinin paylaşılması ve afet yönetimi çerçevesinde entegre edilmesi, Yerel geleneklerin ve uygulamaların araştırılma-

* *

70 Yıldızlar NİSAN / 11

sı ve afet yönetimine katılmak üzere yeni fikirlerin, araçların ve yaklaşımların geliştirilmesi, Afet yönetimi planlarının hazırlanması ve uygulanması için yerel toplulukları, değerlerini ve geleneklerini içeren çalışma taslaklarının oluşturulması, Kültür mirasının risk yönetimi için anahtar öneme sahip kişiler ve organizasyonların biraraya getirilerek yeni iletişim ağalarının oluşturulması ve mevcut iletişim ağlarının güçlendirilmesi ile bu ağların büyük afet yönetimi ağına katılması Küreselleşme ile birlikte yavaş yavaş kaybolmaya yüz tutan ve ekonomik kalkınmada gözardı edilen yerel gelenekler, özellikle afetler ile sonsuza dek yitip gitme tehdidi ile karşı karşıyadır. Afet yönetimi ve kültür mirası üzerine olan bu konferans, afet yönetimindeki uluslararası girişimlerde önemli bir boşluğu doldurmayı ve afet yönetiminde bu endişeleri vurgulayarak bilgi paylaşımı ve yerel gelenekler ile kültür mirasının tanıtımını artırmayı hedeflemiştir.

* *

Konferans program akışı

Konferans etkinliği, açılış seremonisini takip eden Lungtenzampa Lisesi öğrencilerinin “afet azaltma” temalı şarkısının ardından açılış konuşmaları ile devam etmiştir. Açılış konuşmaları; İçişleri ve Kül-


>> Küresel ısınma,

iklim değişiklikleri ve beraberinde gelen etkiler doğal felaketleri tetiklemektedir. İnsanoğlunun yapabileceği ve yapması gereken, tüm doğal kaynakları akil bir şekilde paylaşmak ve doğal dengeleri korumak için işbirliği yapmaktır.

tür Bakanı Lyonpo Minjur Dorji, Dünya Bankası Afet Azaltma ve İyileştirme Küresel Birliği Sekretaryası Başkanı Saroj Jha, Genel Risk Azaltma Birleşmiş Milletler özel temsilcisi Margareta Wahlstrom, Bhutan başbakanı Lyonchhen Jigme Y. Thinley, İçişleri ve Kültür Bakanlığı Afet Yönetimi Birimi Müdürü Namgay Wangchuk tarafından yapılmıştır. Konferans, afet yönetiminin dört temel aşama temaları çerçevesinde düzenlenmiştir. Bu temalar dâhilinde kültür değerleri ve yerel topluluklar ile geleneksel uygulamaların entegrasyonu sunulmuş ve tartışılmıştır. Paralel oturumların temaları şunlar olmuştur: 1. Afet riskinin azaltılması 2. Afet durumunda/sırasında müdahale 3. Afet sonrası kısa vadeli iyileştirme programları 4. Afet sonrası uzun vadeli iyileştirme programları ve geleceğe dönük planlama aşamaları

Tarihi Haydarpaşa Tren Garı yangını toplantısı

Konferans sırasında ICOMOS - ICORP (International Committee on Risk Preparedness-Uluslararası Riske Hazırlık Komitesi), Uluslararası Anıtlar Sitler Konseyi - Risklere Hazırlık Alt Bilimsel Komitesi ile “Tarihi Haydarpaşa Tren Garı yangını” temalı bir toplantı yapılmıştır. ICORP üyeleri ve Yard. Doç. Dr. Z. Gül Ünal ve Araş. Gör. Dr. Meltem Vatan’ın katılımı ile gerçekleşen toplantıda, dünyada son zamanlarda özellikle onarım sırasında tarihi yapılarda meydana gelen yangın örneklerinin artışına dikkat çekilmiştir. Mimari miras yapı ve çevrelerinin yangın risklerine karşı korunmasına ilişkin temel eylemleri tanımlayan bir belge oluşturulması kararlaştırılmış ve çalışma grubu üyeleri olarak Z. Gül Ünal, Meltem Vatan (Türkiye), Chris Marrion (ABD), Robyn Riddett (Avustralya), Richard Hughes (İngiltere) belirlenmiştir. II NİSAN / 11

Yıldızlar 71


RÖPORTAJ

Prof. Dr. Turgut Uzel:

BÜYÜKLÜK KALİTEYLE ÖLÇÜLÜR İki dalda lisans eğitimi almam, mesleki gelişmemde çok yararlı oldu. röportaj, FATİH ATLAS

D

Değerlerimizden ve eski Rektörlerimizden Prof. Dr. Turgut Uzel’le bir röportaj gerçekleştirdik. Tecrübe ve bilgi birikiminin ne denli kıymetli olduğuna şahitlik yaparak…

Yıldız’da 1963 yılında bitirdiğiniz Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği bölümüne ek olarak İnşaat Mühendisliği bölümünde de lisans eğitimi aldınız. Bunun hikâyesini bize anlatabilir misiniz?

1959 yılında girdiğim Jeodezi Fotogrametri (o zamanki adıyla Harita Mühendisliği) Bölümü’nü 1963 yılında bitirdim. 1964 yılında aynı bölümde yüksek lisansımı tamamladım. Bir yıl çalıştıktan sonra askere gittim. 2 yıl yedek subay olarak askerlik yaptım. Kâğıthane’deki İstihkâm Okulu’nda altı aylık temel eğitimi takiben aynı yerde öğretmen olarak bir buçuk yıl çalıştım. Sonra İstanbul İl İmar Müdürlüğü’nde görev aldım. Oradaki işim genellikle inşaat ile ilgili idi. Bizim okul, ikinci lisans imkânını tanıdığı için bazı fark derslerin sınavını başararak İnşaat Mühendisliği Bölümü’nün akşam programına kaydoldum. Gündüz çalışıp akşam okuyarak 1972 yılında mezun oldum. İki dalda lisans eğitimi almam, mesleki gelişmemde çok yararlı oldu.

Sizin eğitim hayatınıza başladığınız yıllarda Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Okulu adını kullanıyordu. 1969 yılında, İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi oldu. 1982 yılında Yıldız Üniversitesi olan okulun adı sizin Rektör olarak göreve başladığınız dönemde günümüzdeki adına kavuştu. İsim değişikliklerinde etkiniz oldu mu? Öğrencilik

72 Yıldızlar NİSAN / 11

dönemindeyken bu değişiklikler sizin için ne anlam ifade ediyordu?

Biraz önce söylediğim gibi 1959 yılında okulumuzun adı, İstanbul Teknik Okulu idi. Yüksek lisansa başladığımda ismi İstanbul Yüksek Teknik Okulu olmuştu. Öğretim görevlisi olarak işe girdiğim 1974 yılında ise ismi, İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi idi. Rahmetli Bülent Ecevit’in Başbakan olduğu dönemde yeni bir üniversite yasası hazırlandı. Yasalaşmayan bu tasarıda, Paris’tekiler örnek alınarak okulumuz için İstanbul Politeknik Üniversitesi ismi uygun görülmüştü. 1983 yılında yasalaşan 2547 sayılı yasa ile Yıldız Üniversitesi ismi verildi. Bize “Yıldız Teknikliler “ dendiği için ismimizin Yıldız Teknik Üniversitesi ol-


masını istiyorduk. Resmi başvurumuz üzerine YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın desteği, bazı öğretim üyelerimiz ve mezunlarımızın gayretleri ile bu isteğimizin gerçekleşmesi sağlandı. Son sorunuzu, isim önemli midir diye çevirerek cevap vermem daha uygun olur. Bence isim değil yapılan iş ve toplumsal katkı önemlidir. Hepimiz, MIT’i biliriz. İsminden de anlaşılacağı üzere bu, bir enstitüdür ama bağlı olduğu üniversiteden daha ünlüdür. Bence büyüklüğün ölçütü kalite olmalıdır.

Bize Yıldız kültüründen bahseder misiniz?

Öğrencilik yaptığım dönemde, Yıldız mezunu demek, işi bilfiil yapabilen mühendis/mimar demekti. İstanbul’dan Edirne’ye kadar sağlı sollu görünen fabrikaların hemen hemen hepsi, mezunlarımız tarafından kurulmuştu. İşinin ehli, düzgün, dürüst meslek adamları yetiştirme gayreti içerisinde bir eğitim kurumu idi. Öğrencileri, genellikle okulda barındıkları için aralarında çok yakın bir kardeşlik duygusu oluşuyordu. Bu duygu yaşamları boyunca devam ediyordu. Aidiyet duygusu ve dayanışma, meslek hayatı için çok önemlidir. Umarım öğrencilerimiz, bu duygular içinde yetişirler.

Yurtdışında pek çok seçkin üniversitede öğretim üyesi olarak görev aldınız, bu dönemlerde YTÜ ile bu üniversiteler arasında bir kıyaslamanız oldu mu?

Üniversite kavramı, doğal olarak yıllar içinde değişiyor. Benim öğrenciliğim zamanında, bilgi aktarımı yapılıyordu. Buna birinci kuşak dersek ikinci kuşak üniversite kavramını, eğitim ve öğretimin yanı sıra araştırma da yapan kurumlar olarak tanımlayabiliriz.

Yurtdışına çıktığımız zaman aramızdaki fark olarak, bizim hala birinci kuşakta olduğumuzu görüyor ve hayıflanıyorduk. Şimdi, teknoloji geliştiren ve proje yapan, yaptığı projelerle üniversite bütçesinin büyük bir kısmını karşılayan üçüncü kuşak üniversiteler söz konusudur. Üniversitemizde son günlerde bu yönde kıpırdanmalar görüyor ve seviniyorum.

Rektör olarak görev yaptığınız dönemde, yurtdışındaki üniversitelerde gördüğünüz uygulamaları YTÜ’ye uyarladığınız oldu mu?

Biraz önce değindiğim araştırma ve teknoloji geliştirme konularının Üniversitemizde benimsenmesi için epey çaba sarf ettim. Üniversitemizi dışa açma, yerli NİSAN / 11

Yıldızlar 73


RÖPORTAJ

>> Günümüzde teknoloji geliştiren ve proje yapan, yaptığı projelerle

üniversite bütçesinin büyük bir kısmını karşılayan üçüncü kuşak üniversiteler söz konusudur. Üniversitemizde son günlerde bu yönde kıpırdanmalar görüyor ve seviniyorum. sanayi ve yabancı üniversitelerle ortaklaşa proje yapma konusunda çok uğraştım. Dönüşüm kolay/tam olmadı ama en azından yeni bir anlayış geldi.

YTÜ’nün 100. yılını kutluyor olması size ne hissettiriyor?

Kurumlar, içerisinde bulunduğu insanlarla değerlenir. Üniversitemiz, değerli insanların gayretleriyle 100. yılına kavuştu. Umarım, bundan sonra daha da gelişerek eğitim, bilim ve teknolojiye katkılarıyla nice yüzyıllara damgasını vurur. İsmail Bey’in Yıldız için büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Son yıllarda yapılan çalışmaların Yıldız’ı hayal ettiğimiz noktalara getireceğini ümit ediyorum. İsmail Bey ve ekibine yaptıkları çalışmalarda başarılar diliyorum.

74 Yıldızlar NİSAN / 11

YTÜ öğrencilerine tavsiyeleriniz nelerdir?

Kısaca öğrencilere zamanlarını iyi değerlendirmelerini, bilgi dağarcıklarını iyice doldurmalarını, analitik düşünme yeteneklerini geliştirmelerini, sosyal ve kültürel etkinliklerin içerisinde olmalarını, birer hobi kazanmalarını, mutlaka en az bir (İngilizce) yabancı dil öğrenmelerini, eylemlerini ileride yüzlerini kızartmayacağından emin olduktan sonra gerçekleştirmelerini, hümanist, üretken, ülkesini ve insanları seven, topluma yararlı birer insan olma gayreti içerisinde olmalarını tavsiye ederim.

Son olarak eklemek istedikleriniz…

Tüm Yıldızlılara sevgilerimi iletiyorum. Hepsine sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum. II


Güzellik

Moda ve Güzellik Moda dünyasına yön veren, dünyaca ünlü yerli ve yabancı binlerce markayı Astoria’nın seçkin mağazalarında bulabilirsiniz.

Moda

Lezzet Türk ve dünya mutfaklarından en güzel örnekleri, Astoria’nın hem resmi iş yemeklerine hem de dost sohbetlerine ev sahipliği yapan ayrıcalıklı restoranlarında tadabilirsiniz.

Lezzet

Eğlence

e c n e l Eğ Vizyondaki tüm yeni filmleri özel localı, üstün görüntü kalitesine ve Real D özelliklerine sahip Astoria Cinebonus’ta izleyebilirsiniz.

Astoria’da sürprizler asla bitmez...

www.astoria.com.tr T: (212) 215 22 22 ESENTEPE

Ödüller Tüketici Akademisi’nin üniversitelerle beraber verdiği, kalite ve inovasyon uygulamalarında örnek çalışmalar yürüten markalara verilen “AB Kalite Ödülü - 2009”

Özel Uçak Kampanyası AMPD Yılın Pazarlama Kampanyası Ödülü - 2009

Kalitesi ve çizgisi ile Quality Of Magazine Dergisi En Quality AVM Ödülü 2010


SOSYAL SORUMLULUK

ENGELLERİ AŞMANIN İLK DURAĞI: ÜNİVERSİTELER “Kampüsteyiz 2011” Projesi başladı. haber, HANDE TAN / fotoğraflar, MİNE ATACAN

Y

Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Yerleşkesinde engelsiz erişim konusunda uzman akademisyenler, sivil toplum kuruluşları ve belediyeler bir araya geldi. Uzmanların çözüm aradığı konu, üniversiteler başta olmak üzere insanların yaşam alanlarında daha rahat erişim imkânları oluşturarak konuyla ilgili farkındalık yaratmaktı. 25 Mart 2011 tarihinde yapılan “Kampüsteyiz2011” Engelsiz Erişim Çalıştayı ile Engelsiz Yerleşke için ilk adım atılmış oldu. Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık, Şehir ve Bölge Planlama ve Peyzaj Mimarlığı öğrencilerinin başlattığı çalışmaya çeşitli platformlardan destek geldi.

Kampüsteyiz2011 Nedir?

Kampüsteyiz2011 Projesi’nin ana amacı; mimarlık, şehir ve bölge planlama ve peyzaj mimarlığı gibi farklı tasarım disiplinlerindeki öğrencilerin kişisel ve mesleki gelişimleriyle birlikte sürekli içinde bulundukları yerleşke çevresini geliştirmek, engelsiz erişim konusunda tasarım ve uygulama çalışmaları yapmaktır. Proje kapsamında YTÜ Yıldız Yerleşkesi içinde en-

76 Yıldızlar NİSAN / 11

Çalıştay katılımcıları

* Yıldız Teknik Üniversitesi * İstanbul Teknik Üniversitesi * Doğuş Üniversitesi * İstanbul BüyükŞehir Belediyesi * Kadıköy Belediyesi * Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği * Kas Hastalıkları Derneği * Görme Özürlüler Derneği * Alternatif Yaşam Derneği gellilere uygun tasarım çalışmaları yapılacak. Üniversite öğrencilerinin yapacağı çalışmalarda engellilere kullanım kolaylığı sağlamanın yanında yerleşkeyi kullanan herkes için erişilebilir mekânlar oluşturulması hedefleniyor. YTÜ Yıldız Yerleşkesi sit alanı olduğu için, yapılacak çalışmalar öncelikle portatif ürünlerle desteklenecek. Tarihi yapıya zarar verilmeden bahçe ve yollarda peyzaj düzenlemeleri, yer döşemesi, aydınlatma çalışmaları yapılacak. Bina içinde engelli asansörleri, sınıf ve tuvalet düzenlemeleri yapılacak. Ayrıca yerleşke içinde yol bulmak için yön tabelaları ve kabartmalı haritalar, belirlenen noktalara yerleştirilecek. II



ETKİNLİK

YILDIZ’DAN OTOMOTİV DEVLERİ GEÇTİ Yıldız Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen OTEK’11, Türkiye’de otomotiv alanında üretim yapan firmaları Yıldız’lı öğrencilerle buluşturdu. haber, ARDA ÖZEN / fotoğraflar, MİNE ATACAN

78 Yıldızlar NİSAN / 11


Y

Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi ve Makine Teknolojileri Kulübü (MAKTEK) tarafından düzenlenen Otomotiv Teknolojileri Etkinliği, öğrenciler ve sektör tarafından yoğun ilgi gördü. 28-29 Mart tarihlerinde yapılan çalışmalarda otomotiv sektörünün geçmişi ve geleceği uzmanlar tarafından anlatıldı.

GT Askeri Jip üretiminde YTÜ’lü hocalar vardı

Açılış konuşmasında YTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tamer Yılmaz tarafından otomotiv sektörümüzün önemi ve sanayimizdeki yeri vurgulandı. Makine Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Rahmi Güçlü de ülkemizde gerçek manada seri üretim olarak yapılan yerli aracın o dönemdeki adıyla 1013. Ordu Donatım Ana Tamir Fabrikası Tuzla’da yapılan GT model askeri jipler olduğunu belirtti. Bu projede, üniversitemiz öğretim üyelerinden Prof. Necati Tahralı öncülüğünde, kendisinin ve Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Yüksek’in de dahil olduğu bir grup üniversitemiz öğretim elemanının yer aldığını ve üretilen jiplerin gerek teknik gerekse mali açıdan emsallerine göre çok üstün olduğunu, yaklaşık 10 yıl boyunca ordumuzun askeri jip ihtiyacını karşıladığını, ancak bilinmeyen nedenlerle üretiminin durdurulduğunu ifade etti. Güçlü, bu projenin gerçekleştirilmesinde YTÜ öğretim elemanlarının yer almasının üniversitemiz adına ayrı bir gurur kaynağı olduğunu belirterek, gençlerimizin kendilerine güvenmelerini, ülkemizin bağımsızlığı için daima ülke menfaatlerini şahsi menfaatlerin önüne alarak, bu ve benzeri projeleri gerçekleştirmede aktif rol almaları gerektiğini ifade etti.

Yerli oto yapılabilir mi?

Yeni nesil hibrit ve elektrikli araçların da sergilendiği alanda en çok ilgiyi Onuk Sazan isimli spor araba gördü. Geleceğin mühendisleri, Türkiye’nin ilk spor arabası olan Anadol STC 16’nın öyküsünü Dr. Ekber Onuk ve Eralp Noyan’dan dinledi. Onuk Sazan isimli spor arabanın tasarım ve gelişim süreçlerini Gökhan Akış anlattı. Onuk Taşıt A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Dr. Ekber Onuk, STC 16’yı ya da Onuk Sazan’ı yaparken karşılaştıkları zorlukların günümüzde olmadığını, şartların daha iyi olduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yerli araç üretimiyle ilgili çıkışının haklı olduğunu, günümüzde bu çalışmayı yapmanın zor olmadığını, Türk halkının ihtiyaçları doğrultusunda üretilen bir otomobilin piyasada tutunabileceğini sözlerine ekledi. Etkinliğin ilk gününde New York Taksi projesiyle gündemde olan HEXAGON Studio Araç Mühendisliği Müdürü Murat Özkan, OYAK Renault Ar-Ge ProjeNİSAN / 11

Yıldızlar 79


ETKİNLİK

>> Onuk Taşıt A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ekber Onuk:

Günümüzde yerli bir oto üretmek zor değil, Türk halkının ihtiyaçları doğrultusunda üretilen bir otomobil piyasada tutunabilir. ler Koordinatörü Çiğdem Zeytin Derin, Ford Otosan Araç Mühendisliği Müdürü Barış Şenyener, OTAM Ar-Ge Proje Mühendisi Ali Eren tecrübelerini Yıldız’lı öğrencilere aktardı.

Oto firmaları üst düzey yöneticileri öğrencileri bilgilendirdi

OTEK’11 ikinci gün açılış konuşmasını Mercedes – Benz Türk İnsan Kaynakları Uzmanı Çağrı Ungan yaptı. Üniversiteli öğrencilere Mercedes-Benz’deki staj ve iş fırsatlarından bahseden Ungan, şirketlerinde Almanca bilmenin İngilizceye oranla daha geçerli olduğunu söyledi. İnci Akü Ar-Ge Müdürü Sibel Eserdağ, Türkiye akü ihracatının %60’lık payına sahip olma yolunda izledikleri stratejileri anlattı. CADEM tasarım merkezi İş Geliştirme Müdürü Kadir Tuğlu, küçük ticari araç sınıfında piyasaya sundukları UVEYK isimli aracı tanıttı. Türkiye’nin araç üretimiyle birlikte teknoloji geliştiren bir ülke olduğunu ifade eden Tuğlu, elektrikli motor üretiminin yeni hedefleri olduğunu söyledi. Temsa Ar-Ge Proje Mühendisi Nazife Soylu, Martur Ar-Ge Direktörü Recep Kurt ve Tofaş Ar-Ge İleri Araştırmalar Yöneticisi Bülent Haraçcı firmalarını

80 Yıldızlar NİSAN / 11

tanıtan sunumlarını gerçekleştirdiler. Renault Ar-Ge Projeleri Sorumluları Gülin Altundağ Ağırman ve Aras Şentürk etkinlikte öğrencileri Renault’nun Zero Emisyon, diğer adıyla Sıfır Karbon Salınımı projesi hakkında bilgilendirdi. Ford Otosan Ürün Geliştirme Mühendisi İhsan Kalay, öğrencilere Ford Transit’te kullanılan motor hakkında bilgi verdi. II



ETKİNLİK

KABULÜNÜN 90. YILINDA İSTİKLAL MARŞI VE MEHMET ÂKİF

Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nce dört yıldır düzenli olarak tertip edilen Mehmet Âkif ve İstiklal Marşı konuşmaları bu yıl da devam etti. haber, ARŞ. GÖR. İBRAHİM SONA / fotoğraflar, MİNE ATACAN

B

“Beni rahmetle anarsın ya, işitsen, birgün” Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, kuruluşunun sekizinci yılında etkinliklerine tüm hızıyla devam etmektedir. Dil ve edebiyat anabilim dallarında dünyadan ve ülkemizden birçok araştırmacının katılacağı sempozyumlar ve konferanslar Üniversitemizin kuruluşunun 100. yılında da düzenlenmeye devam ediyor. Dört yıldır düzenli olarak tertip edilen Mehmet Âkif ve İstiklal Marşı konuşmaları bu yıl da devam etti. “Kabulünün 90. Yılında İstiklal Marşı ve Mehmet Âkif” üst başlığını taşıyan toplantı, Dekanımız Prof. Dr. Ulvi Avcıata’nın katılımıyla 16 Mart 2011 Salı günü Fen-Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. Şevket Erk konferans salonunda gerçekleşti. Mehmet Âkif ve İstiklal Marşı hakkında Türk edebiyatında çalışmalar yapan öğretim elemanlarımız Prof. Dr. Yakup Çelik, Yard. Doç. Dr. Ali Yıldız ve Öğr. Gör. Dr. Didem Ardalı Büyükarman bildirilerini sundular.

Bildiriler ilgi uyandırdı

Toplantının başlangıcında İstiklal Marşımızın kabulü ve Mehmet Âkif Ersoy belgeseli, sinevizyon gösterisiyle sunuldu. Daha sonra Öğr. Gör. Dr. Didem Ardalı Büyükarman “Yeni Bir Nesil Teklifi: Âsım” başlıklı bil-

82 Yıldızlar NİSAN / 11


dirisiyle, Mehmet Âkif’in 2296 mısradan oluşan Âsım adlı eserini ayrıntılı olarak değerlendirdi. Dr. Büyükarman, Mehmet Âkif’in kafasında oluşturduğu ideal genç profilini ve zihnindeki genç tipinin özelliklerini maddeler halinde sıraladı. Yard. Doç Dr. Ali Yıldız “İki Bağımsızlık Destanı Üzerine: Çanakkale Şehitlerine ve İstiklal Marşı” başlıklı bildirisinde, Mehmet Âkif’in bu şiirleri yazdığı andaki ruh halinden yola çıkarak, “Çanakkale Şehitleri” ve “İstiklal Marşı”nın benzeşen yönlerini ayrıntılı olarak değerlendirdi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Prof. Dr. Yakup Çelik “Örnek Bir Aydın: Mehmet Âkif” başlığını taşıyan bildirisinde, Âkif’in yaşadığı dönemin toplumsal sorunlarını ve bu sorunların çözümünde

üstlendiği rolü, Safahat mısralarına göndermeler yaparak irdeledi.

“Resmim için”

Mehmet Âkif üzerine yapılan bu toplantıda öğretim üyelerimiz, şâiri birbirinden farklı yönleriyle ele aldılar. Mehmet Âkif “Resmim İçin” adlı şiirinde her ne kadar, Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince, Günler şu heyûlâyı da, er geç, silecektir. Rahmetle anılmak, ebediyet budur amma, Sessiz yaşadım, kim beni, nerden bilecektir? diyorsa da İstiklal Marşı okundukça “O” hiçbir zaman unutulmayacaktır. II NİSAN / 11

Yıldızlar 83


RÖPORTAJ Bedi Korun

*

1930’da İzmir’de doğdu.1953’te Yıldız Teknik Okulu Makine Mühendisliği’nden mezun oldu.

1953-1954 yılları arasında Türkiye Motor A.Ş. Teknik Kısım Mühendisi, 1955-1957 yılları arasında Nato Enf. Ankara’da Klima Tesisat Mühendisi, 1958-1960 yılları arasında Emekli Sandığı İnşaat Müdürlüğü’nde Kontrol Mühendisi, 1961-1962 yılları arasında Winkerstrater GmbH Franfurt’ta Klima Tesisat Mühendisi olarak çalıştı. 1962-1964 yılları arasında The City University of New York’da master yaptı aynı zamanda Sidney Barbanel Cons. ve Kasın&Guttman Cons.Co firmalarında klima tesisatı proje mühendisliği konularında çalıştı.1965 yılında Form Koll. Şti Ankara’da şirket ortağı ve Genel Müdür olarak göreve başladı.1973 yılından beri Form Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevini sürdürmektedir.

84 Yıldızlar NİSAN / 11


YTÜ Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Bedi Korun:

MEZUNLARLA DAHA FAZLA İLETİŞİM ŞART

Y

Bizim zamanımızda askeri disiplin gibi bir düzen vardı. röportaj, MEHMET SAİT EKİNCİ / fotoğraflar, ÖZLEM ŞAHİN

YTÜ’den 58 yıl önce mezun olan Bedi Korun, okulun vakfında hala faaliyet gösteriyor, YTÜ’den hala minnetle bahsediyor. 100 yıl demek biraz da bu muazzam birikim demek herhalde. Çok kıymetli mezunumuzla, dolu dolu bir söyleşi gerçekleştirdik…

şirket kurduk o dönemde. Teknopark’ı kurduk. Vakıf Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığında bulundum. Daha sonra 2 dönem Vakfın Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptım. Halen de Vakfın mütevelli heyetinde ve icra kurulunda görev yapmaktayım.

Yıldız’da öğrenci olarak ne zaman bulundunuz ve alanınız ne idi?

Sizin döneminizle günümüzdeki YTÜ arasında ne gibi farklar görüyorsunuz?

1949-1953 yılları arasında okuldaydım. O zaman müfredatta her şey vardı. Çok iyi talebe yetişiyordu. Çok da iyi hocalarımız vardı, Hilmi İleri, Suavi Eyice gibi. Aldığımız eğitim ve bilgilerden çok memnun kaldık. Hayatta çok işimize yaradı, faydalandık.

Mezuniyetten sonra nasıl bir kariyeriniz oldu?

İstanbul’da özel sektörde işe girdim mühendis olarak. Bir süre sonra askere gittim. Orada ağır bakım fabrikası vardı iyi tecrübe oldu bizim için. O dönemde NATO radar sistemleri kuruyordu, projede ben de çalıştım ve tüm Türkiye’yi dolaşma imkânım oldu. Sonra büyük ve lüx otel inşaatlarında çalıştım. Her tarafta otel yapılıyordu, özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir’de. 1960 yılında Almanya’ya gittim, yerinde görmek için. Almanlar bu işte çok iyiydi. Sonra ABD’ye gittim mastır için. Newyork Üniversitesi’nde Isıtma-soğutma-klima sistemleri üzerineydi yüksek tahsilim. Okurken aynı zamanda çalıştım orada. Dönünce Türkiye’ye evlendim.1965 yılında FORM şirketi kuruldu.

Yıldız’la ilişkileriniz, iletişiminiz var mı? Ne seviyede?

1997’de YTÜ Vakfı Mütevelli Heyeti’ne girdik. Bir iki

Bizim zamanımızda çok ciddi bir tedrisat vardı. Askeri disiplin gibi bir düzen vardı. Üst sınıflara yaklaşamazdık mesela. Onlar ağabeydi, çok değer verilirdi onlara. İmkânlar az olduğu için herkes bunları iyi değerlendirmek için azami gayret sarfederdi, bir daha ele geçmez diye. Bunun sonuçları da iyi oldu. Hem Türkiye’de hem de dışarıda bizim mezunlar iyi mevkilere geldi. Çok iyi performansları vardı. Şimdi çok iyi bilmiyorum ne durumdayız. Bizde de var 10-15 Yıldız mezunu. Fena değiller. Ama mühendisleri mezun olduğu okula göre sınıflandırmak doğru değil. Mühendislik masada değil sahada belli olur. Problemlerle karşılaştıkça, hata yaptıkça iyi mühendis olunuyor. Hatalar unutulmuyor çünkü. Bizim mezunlar iyi mühendislik yapıyor.

YTÜ’nün 100.yılı kutlanıyor bu sene. Neler söylemek istersiniz bu konuda?

100 yıllık üniversite bir çınar demektir. 2-3 senelik üniversiteler var, kıyas kabul etmez. 100 yıl hoca yetiştiriyorsunuz, öğrenci yetiştiriyorsunuz; onlar da başkalarını yetiştiriyor. Muazzam bir birikim…

Neler yapılmalı 100. yılda?

Mezunlarla temas şart. Bunu iyi yapamadık maNİSAN / 11

Yıldızlar 85


RÖPORTAJ

>> Mezunlarımız imalatta çok başarılı. YTÜ iyi bir okul. alesef. Sekreteryayı güçlendirmek lazım bu konuda. İyi bir organizasyon ve danışmanlarla güçlü bir sekreterya oluşturmak lazım. Diğer kolejler mesela bültenlerle mezunlarıyla iletişim ve haber köprüsü kuruyor. Mezunların ilgisi için onlara bilgi ve haber ulaştırmak lazım. Kim nerede çalışıyor, ne yapıyor tasnif etmek lazım. Lisan önemli. Boğaziçi ve ODTÜ’nün esas esprisi burada. Yurdışına açılım mühim. Öğretim görevlisi transferleri yapmak lazım. Talebe değişimi daha fazla ve yoğun olmalı. Yıldız’ın verdiği eğitim iyi ama tanıtımı eksik.

Öğrencilere mesajlarınız…

Okurken piyasayla irtibat kurabilirlerse çok iyi olur. İşlerin nasıl yapıldığını görebilmeleri açısından. Özellikle 3.ve 4.sınıflarda. Mezuniyetten sonra iş hayatına uyum sağlamaları kolay olur böylece, bocalama yaşamazlar. Piyasayı takip etmek, staj ya da okurken çalışmak gibi yöntemlerle bunu yapabilirler. Mezunlarımız imalatta çok başarılı. Boğaziçi ve ODTÜ mezunları daha çok temsilcilik alıp ithalat yapıyorlar. Ama YTÜ mezunları imalatta-sanayide çok iyi. YTÜ iyi bir okul.

Eklemek istedikleriniz…

Derginizi bize ulaştırmanızı isterim. Ayrıca tüm illerde YTÜ Vakfı şubelerini açmak gerekir. Özellikle büyük şehirlerde ofisler ve irtibat büroları bulundurmak lazım. Bunlar mezunların işyerleri de olur illa ayrı yer

86 Yıldızlar NİSAN / 11

tutmak gerekmez. Mesele, görüşmek ve temas kurmakta. Arkadaşlarla hep aynı şeyi düşünüyoruz. YTÜ bize çok şey verdi; bilgi verdi, eğitim verdi. İş sahibi olduk bu sayede, hayatta bir yerlere geldik. Biz ne verebiliriz bunun karşılığında. Bunun bedeli yok aslında. Ama maddi-manevi ne verilebilir diye konuşuyoruz. Altyapımız iyi ama temas ve iletişimde noksanlarımız var üniversite olarak. Bültenlerle, organizasyonlarla, özel kokteyl ve davetlerle bu insanlara ulaşması gerekir okulun. Sonuçta kendi mezunları verecek ne verecekse, başka okulların mezunları değil. II


Sultan gibi hissedin Feel like a Sultan

Cankurtaran Mah. Bab-覺 Humayun Cad. No.1 34122 Sultanahmet, 襤stanbul Tel: 0212 517 35 35 www.ayasofyahurremsultanhamami.com


SEMPOZYUM

1864 KAFKAS GÖÇÜ: SAVAŞ VE SÜRGÜN YTÜ Balkan ve Karadeniz Araştırmaları Merkezi (BALKAR), 1864 Kafkas Göçüyle ilgili uluslararası bir sempozyum düzenlenmesine öncülük etti. yazı, PROF. DR. GÜLER ARAS


S

Sempozyumda Kuzey Kafkasya’nın Rus hâkimiyetine girmesiyle 1864 yılında ve takip eden yıllarda yaşanan zorunlu göç ele alındı. Sayıları beşyüzbin ile iki milyon arasında tahmin edilen ve Çerkes diye adlandırılan Kuzey Kafkasyalı Müslümanlar (Adıge ve diğer Kafkasyalı gruplar) Osmanlı topraklarına göç etmek zorunda kaldı. Türkiye’de ondört farklı üniversiteden ve birçok Doğu ve Batı Avrupa ülkesinden (Almanya, Rusya, Bulgaristan, Yunanistan, Danimarka, İngiltere) toplantıya 35 tarihçi, siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler uzmanı, dil bilimci ve sosyolog katıldı. Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryum ve Sergi salonlarında iki gün boyunca gerçekleşen toplam 10 oturumda, 1864 zorunlu göçünün kamuoyu ve tarih yazımındaki konumu, göçün nedenleri, göç süreci, göçmenlerin Anadolu, Balkanlar ve Arap coğrafyasında iskân edilmesi, entegrasyon süreçleri ve sorunları, günümüzde Çerkes diasporasının durumu ve Kuzey Kafkasya’daki siyasal durum tartışıldı. Toplantının önemli özelliklerinden biri, yüksek lisans ve doktora öğrencisi konumundaki genç araştırmacılarla alanında tanınmış deneyimli bilim adamlarının bir araya gelmesi oldu. Genç araştırmacılar, toplantıda konuyla ilgili daha önce gün yüzüne çıkmamış yeni arşiv belgelerini ve alan çalışmalarını sunarken, tartışma aralarında Prof. Dr. Fikret Adanır ve Prof. Dr. Nedim İpek gibi uluslararası düzeyde isim yapmış bilim adamları, yapılan çalışmaların yöntemleriyle ilgili çok değerli ve yön gösterici nitelikteki önerilerini paylaştılar. Genç araştırmacılar ve deneyimli hocaların oluşturduğu kombinasyon kaliteli bir toplantının gerçekleşmesini sağladı ve dinleyici sandalyelerindeki lisans öğrencilerini de bilimsel araştırmaya teşvik edici bir atmosfer oluşturdu. Ayrıca 1864 muhacirlerinin torunları Çerkeslerin toplantıya yoğun ilgisi toplantıda heyecanlı tartışmalar yaşanmasına neden oldu.

Tartışmaların odağındaki sorular

*

1864 Olaylarına “Göç” demek ne derece doğrudur? Bunların “zorunlu göç”/”sürgün” veya “soykırım” olarak tanımlanması gerekmez mi? 1864 Olayları, yüzbinlerce insanın ölümü ve sürgünüyle sonuçlanmasına rağmen neden şimdiye kadar dünya kamuoyunda ve tarih yazımında ilgi görmedi? Türk, Batı Avrupa ve Rus tarih yazımında 1864 olayları nasıl değerlendiriliyor? Başka birçok soru yanında bu soruların ağırlık kazanması, özellikle “göç” mü, “soykırım” mı sorusu, heyecanlı tartışmalar yaşanmasına neden oldu. Çok farklı görüşler dile getirildi. Genel olarak 1864 olaylarının bir zorunlu göç olduğu, çok sayıda insanın göç öncesinde, esnasında ve sonrasında farklı nedenlerle (öldürülme, salgın hastalık vs.) hayatını kaybettiği, bunun ne şekilde adlandırılması gerektiğinin daha detaylı incelenmesi gerektiği fikri ağırlık kazandı. Bu amaçla 1864 Olaylarının periyodik toplantılarla gündeme getirilmesi ve yeni araştırmaların bu toplantılarda ele alınması gerektiği üzerinde duruldu. YTÜ Balkan ve Karadeniz Araştırmaları Merkezi (BALKAR)’in iki yılda bir 1864 Olayları Toplantısı düzenlemeyi planladığı belirtildi. Bu toplantı sonucunda toplantıda sunulan bildirilerin bir derleme kitap halinde yayınlanması ve bilim kamuoyuyla paylaşılması düşüncesi öne çıktı. Toplantıda sunulan bildirilerin özetleri BALKAR’ın internet sitesinden okunabilir. II

* *

NİSAN / 11

Yıldızlar 89


ETKİNLİK

İEEE BU YIL DA ÇOK AKTİF İEEE Öğrenci Kulübü pek çok başarılı etkinliğe imza attı. haber, MERYEM BAYRAKTAR / fotoğraflar, MİNE ATACAN

90 Yıldızlar NİSAN / 11


7. RLC Günleri Altı senelik geçmişinin verdiği deneyimden ve sektörde edindiği özel konumundan aldığı güçle bu sene 7.si yapılan RLC Günleri 22-23-24 Şubat tarihlerinde Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu’nda gerçekleştirildi. Öğrencilerin sektörle ilgili sorulara cevap bulmalarına yardımcı olmak ve üniversite-sanayi işbirliğine katkıda bulunmak amacıyla gerçekleştirilen organizasyonda, sektör çalışanları ve akademisyenler, üniversite öğrencileri ile biraraya geldi. Gerçekleştirilen özel oturumlarla elektrik-elektronik, otomasyon, enerji gibi sektörlerle üniversitenin karşılıklı olarak birbirlerinden beklentilerinin tartışıldığı bir platform oluşturuldu. Ayrıc, geçtiğimiz senelerden farklı olarak İnsan Kaynakları (İK) alanında üst düzey yöneticilerin ve CEO’ların bulunduğu bir oturum düzenlendi. Organizasyonun amaçlarından biri öğrencileri sektörün dünü, bugünü ve yarını hakkında bilgilendirerek sektör için daha kaliteli ve bilinçli bireylerin yetişmesine katkıda bulunmaktır. Organizasyona sektörde söz sahibi önemli firma, dernek ve alanında uluslararası düzeyde başarılı projelere imza atmış akademisyenler katılımcı olarak destek verdiler.

6. İltek Günleri Altı senedir düzenlenen “İLTEK Günleri” ‘nde telekomünikasyon ve bilişim sektörünün öncü firmaları üniversitemizde ağırlanmakta, organizasyon boyunca çeşitli seminer ve paneller ile sektör öğrenciler tarafından mercek altına alınmaktadır. “Sadece Derse Girerek Mühendis Olunmaz!” sloganıyla 2006 yılında başlayan İLTEK Günleri, sektörün önemli firmalarının destek vermesi ve katılımı sayesinde kısa zamanda telekomünikasyon ve bilişim alanında kariyer planlaması yapan üniversite öğrencilerinin gözde organizasyonları arasındaki yerini aldı. İLTEK Günleri, bu sektörü inceleyen en eski ve köklü organizasyondur. Her geçen yıl büyüyen katılımcı kitlesiyle profesyonelleşen bir yapıya sahip olan İLTEK Günleri, Türkiye’de sanayi-üniversite işbirliğine katkıda bulunarak hem yeni projelerin üretilmesine hem de kariyer imkânlarının oluşturulmasına ortam yaratmıştır. Öncelikli amaç, firmalarla öğrenciler arasında iletişim sağlamak, öğrencilerin gelişen teknolojiye ayak uydurmasını kolaylaştırmak ve sektörün önemli firma ve akademisyenleriyle buluşturarak bilgi aktarımına olanak sağlamaktır.

Sektörel Gelişim Sempozyumu: Yeşil Enerji Zirvesi Geçtiğimiz senelerde ilk olarak ASELSAN, HAVELSAN, OTOKAR gibi büyük firmalarla “Savunma Sanayi ve Teknolojileri”ni, ardından Taleworlds, Sobee, Ceidot, Yoğurt Teknolojileri, Oyungezer gibi firmalarla “Oyun Sektörü”nü incelediğimiz etkinliğimizde bu sene de “Doğa Dostu Yeşil Enerji ve Enerji Verimliliği” konusu Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu’nda ele alındı.

6. İLTEK Günleri bünyesinde, geleneksel olarak gerçekleştirilen telekomünikasyon ve bilişim panellerinin yanısıra geçtiğimiz sene ilk kez düzenlenen CEO Forum, teknik seminerler ve bu sene ilk kez düzenlenen özel oturumlar gerçekleştirildi. Öğrenciler, etkinliğe sponsor olan firmaların oditoryum fuaye alanında açtıkları stantlarda bu firmalarla yüz yüze irtibat kurma şansı buldular. Ayrıca katılımcı şirketler öğrencilerden CV toplayarak stajyer alımı ve işe alım yaptılar. Bazı oturumlarıda ise katılımcılar çekilişlerle sürpriz hediyeler kazanma şansı yakaladılar.

NİSAN / 11

Yıldızlar 91


ETKİNLİK 10. Yıl Hatıra Ormanı IEEE Öğrenci Kulübü’nün on yıllık hatıraları bir orman olarak can buldu. Fidan dikim ve orman açılışı 14 Nisan 2011’de YTÜ Yeni Elektrik Elektronik Fakültesi önünde gerçekleştirildi. Zaman kimine göre acımadan geçer. Bize göre ise tüm can yakıcılığına rağmen insanı olgunlaştırır ve sakinleştirir. On yılımız, gençliğin heyecanlarının yanına mantığımızı koyarak geçti. Gittikçe daha ilkeli, daha yetkin bireyler ve daha güçlü bir kulüp olduk. Geleceğe bakan yüzümüz karanlık değil, sabahyıldızı gibi parlıyoruz, peşimizden gelecek daha aydınlık günlerin emaresi ve nişanesi olarak. Amatör ruh ve profesyonel işlerle geride bıraktığımız on yıl içinde bize kalan en büyük şey tecrübelerimiz ve hatıralarımız.

Dünya Kadınlar Günü Özel Etkinliği 8 Mart’ta düzenlenen “Dünya Kadınlar Günü Özel Etkinliği”nin katılımcıları ünlü piyanist Anjelika Akbar, başarılı yazar Ece Vahapoğlu, Avea İnsan Kaynakları Uzmanı Neşe Apak Doğu ve Üniversitemizin Elektrik Mühendisliği bölümü akademisyenlerinden Yrd. Doç. Dr. Nur Bekiroğlu idi. Katılımcılar, kadınların sosyal hayat ve iş yaşamındaki konumundan bahsettiler, gözlemlerini aktardılar ve kişisel deneyimlerini öğrencilerle paylaştılar. II

92 Yıldızlar NİSAN / 11


ETKİNLİK

ULUSAL KALİTE GÜNLERİ’NDE HİZMET SEKTÖRÜ KONUŞULDU Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite ve Verimlilik Kulübü tarafından bu yıl 13.sü düzenlenen Ulusal Kalite Günleri’nde, Hizmet Sektörü Yıldızlı Öğrencilerle buluştu.

G

haber, MURATCAN ŞEN / SELİN UZUNOĞLU

Güçleşen Dünyanın Güçlenen Yüzü: Hizmet Sektörü’ başlıklı etkinliğe özel konuk olarak Pascal Nouma katıldı. Diğer üniversitelerden öğrencilerin de katıldığı ve 4 gün süren etkinlik 17 – 20 Mart 2011 tarihleri arasında Yıldız Oditoryumu’nda yapıldı. Ulusal Kalite Günleri, kariyerinin zirvesinde olan pek çok ismi bir araya getirdi. Alem FM tarafından canlı olarak yayınlanan etkinlik, İETT Genel Müdürü ve YTÜ Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hayri Baraçlı’nın konuşmasıyla açıldı. IBM Genel Müdür Yardımcısı Jale Akyel, Google Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Bölge Pazarlama Müdürü Mustafa İçil, Coca Cola İnteraktif Pazarlama Müdürü Yüce Serey, Dow Corring Genel Müdürü Michel Bassons ve Borusan Otomotiv’in katılımıyla gerçekleşen etkinlik, öğrenciler tarafından yoğun bir ilgi gördü. 4 Gün Boyunca Önemli Sunumlar Yapıldı Şirketlerin öğrencilerden staj başvurusu ve iş için özgeçmiş aldığı Ulusal Kalite Günleri’nde, İkeda Consulting Kurucusu Serdar Yurdakul marka dene-

yimi hakkında bir sunum yaptı. Brand Experience Designers Marka Deneyim Danışmanı Eser Hakim’in sunumu ile program devam etti. Günün üçüncü oturumunda pazarlama dünyasında yeni trendler konusunda tecrübe ve bilgilerini öğrencilere aktaran Nestle Waters Pazarlama Direktörü Engin Arkman ilgiyle dinlendi. Günün son oturumundaysa gençlerin en çok kullandığı sitelerden biri haline gelen ‘fizy. com’un kurucusu Ercan Yarış konuştu. Üçüncü günde FLO Genel Müdürü Selim Taşkın, ‘Sürecini yönet, Hizmetini sat’ başlıklı konuşmasında perakende sektöründe başarılı olmanın yollarını anlattı. Simit Sarayları’yla gıda sektöründe farklı bir bakış açısı ortaya koyan Haluk Okutur tecrübelerini öğrencilerle paylaştı. Petrol Ofisi Pazarlama Müdürü Acun Güneş, rekabette öne çıkma stratejileri ile ilgili sektörden örnekler verdi. Ulusal Kalite Günleri’nin son sunumu ‘hizmet sektöründe kalite olguları’ başlığıyla Goldaş Kalite Müdürü Hakan Erdoğdu tarafından yapıldı. II NİSAN / 11

Yıldızlar 93


PANEL

YENİ TÜRK TİCARET KANUNU YATIRIM CAZİBEMİZİ ARTIRACAK YTÜ 100. Yıl etkinlikleri kapsamında, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ve Uluslararası Finansal Yönetim Enstitüsü (UFE) tarafından “Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun Muhasebe ve Finans Uygulamalarına Etkisi” konulu bir panel düzenlendi. yazı, Prof. Dr. GÜLER ARAS / fotoğraflar, MİNE ATACAN

94 Yıldızlar NİSAN / 11


C

Conrad Otel’de 24 Mart 2011 tarihinde düzenlenen panele, TBMM Türk Ticaret Kanunu (TTK) Tasarısı Komisyonu Başkanı Prof.Dr. Ünal Tekinalp, Prof. Dr. Mustafa Aysan, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Yahya Arıkan, İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkan Yardımcısı Vehbi Karabıyık ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu Başkanı Bülent Üstünel konuşmacı olarak katıldılar. Panelin açılış konuşmasını yapan UFE Başkanı Taner Kerman, uzun yıllar üzerinde emek sarfedilen Türk Ticaret Kanunu’nun getirdiği prensiplerin ülkemiz şirketleri açısından yeni bir dönem başlatacağını belirterek, işletmelerin yaşayabilmesi için hayati bir unsur olan karlılığın artık tek başına bir hedef olmadığını, önemli olanın yaratılan karlılığın uluslarası normlara uygunluğu ve sürdürülebilirliği olduğunu ifade etti. Panelde, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun hassasiyetle üzerinde durduğu kurumsal yönetişim ve şeffaflık ilkelerinin şirketlere getireceği rekabet avantajları ele alındı. Denetimin ve denetim mesleğinin yeniden yapılandırılması irdelendi ve yol haritası ortaya kondu. Kanunun uzun bir süreçle hazırlandığını belirten TTK Tasarısı Komisyonu Başkanı Prof.Dr. Ünal Tekinalp, kanunun şirketlere şeffaflık getireceğini söyledi. YTÜ İ.İ.B.F Fakültesi Dekanı ve UFE kurucularından olan Prof. Dr. Güler Aras, günümüzde işletmelerin en önemli hedefinin uluslararası düzeyde rekabet gücünün kazanılması ve bunun kalıcı performansa dönüştürülmesi olduğunu belirterek, bunun en temel göstergelerinin uluslararası standartlar ve düzenlemelere uyum ve kurumsal yönetim anlayışı olduğunu belirtti. Bu anlamda yeni TTK’nın, çağdaş bir düzenleme çerçevesi çizen ve işletmelerin temel hedeflerine ulaşmasını kolaylaştıran bir yapıda olduğunu kaydetti. Aras, kanunun makro düzeyde ve uzun vadede, kurumsal yönetim ve denetim ile ilgili getireceği düzenlemelerin, yatırım ortamının iyileştirilmesi açısından çok önemli bir değişim oluşturacağını vurguladı.

Şirket bilgileri şeffaflaşacak

Toplantının ana tema konuşmacısı ve söz konusu kanunun mimarlarından olan Prof. Dr. Ünal Tekinalp, yeni kanunla iş dünyasının uluslararası seviyede bir düzenlemeye sahip olacağını belirterek kanunda öne çıkan noktaların altını çizdi. Tekinalp, ‘devrim niteliğinde’ olduğu kabul edilen kanunun, 5 yıllık bir süreçte, her biri 5’er saatlik 673 oturum gerçekleştirilerek hazırlandığını belirtti. TTK’nın Türkiye’deki tüm şirketleri göz önünde bulundurarak düzenleme getirdiğini vurgulayan Tekinalp, kanunun tüm şirketlere internet sitesi kurma mecburiyeti getirdiğini kaydetti ve “Bu kanun, şirketlerin internet sitesini, bilgi hizmetine özgülemesini

>> Kanun, 5 yıllık bir süreçte, her biri 5’er saat süren 673 oturum gerçekleştirilerek hazırlandı. öngörmüştür. Bilgi hizmetleriyle kastedilen, toplumun doğru bilgiye ulaşması demektir. Verilen bilginin sınandığı, denetlendiği ve bilgilere engellenmeden ulaşılması demektir. Şirketlerin bütün mali tabloları, yönetim kurulu faaliyet raporları, denetim raporu gibi belgelerin konulması mecburidir. İnternet sitelerinin kurulması mecburiyeti, yasanın yürürlüğe girmesinden 1 yıl sonra uygulanacaktır. Bu kanun, Türk şirketlerinin uluslararası piyasaların dilini konuşmasını sağlayacak, uluslararası standartlarda ve bağımsız denetim getirecektir” dedi.

Yeni TTK Türkiye için bir şanstır

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Yahya Arıkan, Türkiye’de 85 bin mali müşavir ve yeminli mali müşavir bulunduğunu, yeni kanunun başarıyla uygulanabilmesi için binlerce üyenin katılacağı kapsamlı eğitim çalışmaları yapılacağını söyledi. Ayrıca bu süreçte kurumsallaşmaya da çok önem vereceklerini belirten Arıkan, “TTK’yı Türkiye için bir şans olarak görüyoruz. Türkiye’de şeffaflığın, hesap verilebilirliğin gelişmesi açısından yeni kanunu çok önemsiyorum” diye konuştu. Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu Başkanı Bülent Üstünel ise kanunun, Türkiye’nin uluslararası bir dil kullanmasını sağlayacağını, bunun da yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisini artıracağını belirterek, “Yatırımcının Türkiye’ye gelmesi için önemli bir fırsat olacak. Yerel mevzuat, yatırımcıya bir şey ifade etmez. Türkiye, muhasebenin tutulması aşamasında bile standart getiren TTK ile AB’den bile bir adım öne geçti” dedi. İstanbul YMM Odası Başkan Yardımcısı Vehbi Karabıyık, mesleğin tarihsel gelişimini özetledi ve meslek mensuplarının yeni kanunun getireceği düzenlemelere uyum sağlayacağına olan inancının tam olduğunu ifade etti. II NİSAN / 11

Yıldızlar 95


RÖPORTAJ

FLO Genel Müdürü Selim Taşkın:

YTÜ DÜNYA ÜNİVERSİTESİ OLMA YOLUNDA İLERLİYOR

Yıldız’daki dinamizmi görüyoruz. Biz dinamik genç arkadaşlara perakende sektöründe gerçekten çok ihtiyaç duyuyoruz.

Y

röportaj ve fotoğraflar, FATİH ATLAS

Yıldız Teknik Üniversitesi, 100. Yılında dünya üniversitesi olma yolunda önemli adımlar atıyor. Bunda mezunlarının büyük emeği var. Ayakkabı sektöründe Türkiye’nin önde gelen markalarından Flo’nun Genel Müdürü Selim Taşkın, ‘YTÜ Ulusal Kalite Günleri’ne konuşmacı olarak katıldı. Kalite ve Verimlilik Kulübü tarafından düzenlenen etkinlikte öğrencilere tecrübelerini aktaran Taşkın’la biz de bir röportaj gerçekleştirdik.

Yıldız Teknik Üniversitesi’ni tercih etmenizin sebebi neydi?

İstanbul’da bulunan üniversiteler benim için çok önemliydi. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin tarihçesini tam olarak bilmesem de Türkiye’nin en köklü üniversitelerinden birisi olduğunu biliyordum. Ayrıca Yıldız Yerleşkesine daha önce gelmiştim. Çok hoşuma gitmişti. İstediğim Elektronik Haberleşme Bölümü, İTÜ ve YTÜ’de vardı. Yıldız Yerleşkesinde okuyacağımı düşünerek Yıldız’ı tercih ettim. Tabi sonra hayal kırıklığına uğradım. Bizim bölüm Maslak Yerleşkesindeymiş. İstanbul, günümüzdeki kadar gelişmemişti o yıllarda. Maslak’a gitmek için otostop çekerdik. Bölüm Başkanımızla konuşup Yıldız’da ders yapmak istediğimizi defalarca söylediğimizde, bize hep Maslak Yerleşkesinin avantajlarından bahsederdi.

100. Yılını kutlayan köklü bir üniversitenin mezunu olmak sizin için ne ifade ediyor?

Rektör Bey’den bir yazı geldiğinde öğrendim bunu.

96 Yıldızlar NİSAN / 11


Selim Taşkın

*

1973 yılında İstanbul’da doğdu. Pertevniyal Lisesi’ni bitirdikten sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. İşletme Yüksek Lisansını İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde tamamlayan Taşkın, ABD ve İngiltere’de dil eğitimi aldı. Bilişim sektöründe 1993 yılında iş hayatına başlayan Taşkın, Bilgi İşlem Müdürü olarak görev yaptı. 2004 yılından itibaren perakende sektöründe çalışmaya başladı. Projeleriyle öne çıkan Taşkın, 2009 yılında Flo Mağazacılık’ta Genel Müdür Yardımcısı olarak göreve başladı. Selim Taşkın geçen seneden beri de firmanın Genel Müdürü.


RÖPORTAJ

>> Ben her mühendislik mezununa işletme eğitimi almasını öneririm. İş hayatında tek başına teknik bakış yetmiyor. Mezun olduktan sonra Yıldız’la çok temasım olmadı. Yıllardan sonra tekrar iletişim duygulandırıyor, aynı zamanda gururlandırıyor. Mezun olduktan sonra iş hayatına çok fazla kaptırıyorsunuz. Bir gün masanızda okulunuzun 100. yılını kutladığına ilişkin bir mektup görünce bir şeyler hissetmemek mümkün değil. Köklü olduğunu, 100. yıl olduğunu duyunca daha çok etkileniyorsunuz. Sonrasında okulunuzla iletişime geçiyorsunuz, uzun süre iletişim halinde olmasanız bile. Okulum için ne yapabilirim düşüncesi zihninizde oluşuyor.

Bugüne kadar okulla iletişiminiz neden az oldu?

Bunun çeşitli sebepleri olduğunu söyleyebilirim. Ama beni ve arkadaşlarımı en çok etkileyen, gazete ilanlarında Yıldız’ın adını görememek olmuştur. Bütün sosyal hayatınızı bırakıp ders çalışıyorsunuz. Okulu bitirdiğinizde iş aramak için gazete ilanlarına baktığınızda ODTÜ, Boğaziçi ve İTÜ mezunlarının tercih edildiğini görüyorsunuz. Bu ister istemez bizi üzmüştü. Mezunlar arasında iletişimsizlik olduğu için bu tür durumlarla karşılaştığımızı düşünüyorduk. Sınıf arkadaşlarımızla konuştuğumuzda mezunlar ne yapar diye

98 Yıldızlar NİSAN / 11

birbirimize sorardık. Yaptıkları çok bir şey yok diye düşünürdük. Bizi okuldan bunun soğuttuğunu söyleyebilirim. Birlik beraberlik ruhunu hissetmedik biz. Ama şu anda ciddi gelişmeler olduğunu görüyorum. Samimi çalışmalar yapıldığını söyleyebilirim. Bunu gördüğüm zaman ben de katkıda bulunmak istiyorum. Mezunlarla ilgili çalışma yapmak isteyen bazı arkadaşlarımız oldu. Ama yeterli desteği alamayınca onların da soğuduğunu gördüm. Demek ki o iklim, ruh tam oturmamış. Bunu İTÜ ve ODTÜ’de çok fazla görüyoruz. İş hayatında insan, kendi okulundan mezun olan kişiyi tercih edebiliyor. Yıldız’lıların da kendi mezunlarını iş hayatında tercih ediyor olması kariyer anlamında Yıldız’lıların öne geçmesini sağlayacak. Üniversiteye giriş aşamasında bu durumu bilen liseliler de Yıldız’ı tercih edecek. Dolayısıyla nitelikli bir eleman ve öğrenci yetiştirme döngüsü başlayacak. Hatta biz başladık. Yıldız mezunu arkadaşlarla çalışmaya başladık. Önümüze bir özgeçmiş geldiğinde Yıldız ismini görünce ister istemez etkileniyoruz.

Sizin döneminizde öğrenci kulüpleri etkin miydi? Öğrencilerin kulüplerde yaptıkları etkinliklerle ileride iş hayatına daha avantajlı


*

Perakende dersleri Yıldız’da perakende yönetimiyle ilgili bir ders açmak istiyoruz. Bu konuyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Yeni akademik takvime yetiştirmeyi planlıyoruz. Bu bizimle öğrenciler arasında bir kanal oluşturabilir. Aynı zamanda öğrencilerin sektörle erken tanışmasını sağlar. Ayrıca iş hayatında nitelikli eleman bulmak çok önemlidir.

gireceklerini düşünüyor musunuz?

Bizim öğrencilik yıllarımızda kulüpler bu kadar etkin değildi. Derse gidiyorduk, sınava girip çıkıyorduk. Bu tip aktiviteler lüks sayılırdı. Bugün Yıldız’da kulüplerin yaptığı çalışmalar birçok açıdan önemli. İş hayatıyla öğrencilik yıllarında tanışıp, şirketinizin değerleriyle birlikte gelişim sürecini tamamlamanız çok önemli. Dışarıdan yetişmiş nitelikli eleman almakla sizinle beraber yetişmiş elemanla çalışmak çok farklı diye düşünüyorum. Yıldız’daki dinamizmi görüyoruz. Biz bu dinamizmi şirket olarak kendi içimizde de yaşıyoruz. Bu iki dinamizm birleştiği zaman daha hızlı sonuçlar alınabilir diye düşünüyorum. Biz dinamik genç arkadaşlara perakende sektöründe gerçekten çok ihtiyaç duyuyoruz. Çok hızlı büyüyor sektör. Öğrenci kulüplerinin yaptığı bu çalışmalar iş hayatlarında daha hızlı yükselmelerini sağlayabilir.

En sevdiğiniz dersler hangileriydi? Bu dersleri sevmenizde hocalarınızın rolü oldu mu?

İşaret işleme adında bir dersimiz vardı. Sinyalleri analogdan dijitale, dijitalden analoğa çevirme gibi bir çalışmamız vardı. Hocamızın çok sıcak ve samimi bir anlatım tarzı vardı. Biz o hocamızın dersinde çok eğlenirdik. Bizim derslerimiz manyetik alan, anten sistemleri gibi soyut konular üzerinde olduğu için ağırdı. İşaret işleme dersini, soyut olmasına rağmen Hocamızın bizimle kurduğu sıcak iletişim sayesinde çok severdik. Özellikle deneyler ve laboratuar derslerini daha çok seviyordum. O zaman 11 tane dersimiz var, altı ayda her birinden 2 sınav, bir de final. Yılda 66 sınava giriyorsunuz. Nefes alacak zaman bulamıyorsunuz.

Öğrencilik yıllarınızda Yıldız’la diğer üniversiteler arasındaki olumlu ve olumsuz farklar size göre nelerdi?

Ben şunun sıkıntısını çok çekmişimdir: Maslak’ta okurken tek katlı bina vardı. Meslek Yüksek Okulu yoktu. Bizim fotokopi çekecek yerimiz yoktu. Fotokopi bir öğrenci için çok önemlidir. Biz İTÜ Matematik Mühendisliği’nin, Uçak Uzay Fakültesi’nin binasına

fotokopi çekmeye giderdik. Daha sonra oto sanayide bir iş merkezi açıldı. Burada bir fotokopici açıldı. Sonraları oraya gitmeye başladık. Bu dükkânı açan arkadaş bizim okuldaydı. Daha önceleri fotokopi çoğaltıp getirirdi. Sonra işi büyüttü. Bu, imkânsızlığın boyutunu gösteriyor sanırım. Bir de otobüs çok nadir geçerdi. Üst sınıflar okulun olduğu yere kurtların indiğini söylerdi. Bizim oraya kar yağardı şehir merkezinde hiç olmazken. Bina çok fazla yoktu. Otostop çekerdik. Şimdi orada trafik tıkanıyor. Maslak sonradan çok gelişti. Dolayısıyla okulun sunduğu imkânlar, sessiz sakin bir ortamdı öğrenciliğin o dinamizmini yaşatacak bir ortam yoktu. Sosyal hayat için İTÜ Fen Edebiyat’ın kantinine ya da Sarıyer’e giderdik. İTÜ’de bayağı bir arkadaşımız olmuştu. Hatta ben İTÜ’nün servisine abone olmuştum. Merter’de oturuyordum. İTÜ’ye kadar yürürdük. İTÜ’nün servisiyle eve giderdik. Köklü bir üniversite için bunlar büyük eksiklerdi o yıllarda. Ancak şu anda böyle durumların olduğunu sanmıyorum.

Olumlu yönler?

Daha yalın bir ortamdaydık. Bölüm başkanımıza isteNİSAN / 11

Yıldızlar 99


RÖPORTAJ >> Hoca bizimle iletişim kurduğu zaman derse daha çok ilgi gösteriyorduk. Aslında dersi değil hocayı seviyorduk.

diğimiz zaman çıkabiliyorduk. Hocalarımızla iç içeydik. Derslerin niteliği ve içeriği konusunda hocalarımız çok başarılıydı. Teorem geliştiren hocalarımız vardı. Dersler içerik olarak çok kaliteliydi. Ama öğrenciye hitap konusunda çok dikkat edilmiyordu. Hocalarımızın konularını çok iyi bildiklerini düşünüyorduk.

Günümüzde Yıldız hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizin döneminizden bu yana büyük değişimler olmuş mu?

Çağ atlamış olarak görüyorum. Dünya üniversitesi olma yolunda önemli adımlar atılıyor. Öğrencilere sunulan imkânların çok daha fazla geliştiğini düşünüyorum. Bizim zamanımızda bu tip imkânlarımız yoktu. Öğrenci arkadaşlarla konuştuk. Öğrenci kulüplerinin yaptığı çalışmalar bizim dönemimizde yoktu. Şimdi gördüğüm şeyler benim aklımda olan şeyler değil. Bambaşka bir Yıldız gördüm. Çok güzel etkinlikler düzenliyorlar. Aynı zamanda eğleniyorlar. İkisinin dengesini kurabilmek çok önemli, çünkü kendilerini geliştirebiliyorlar. Biz ders odaklıydık. Dersi riske atamazdık. Ona hakkımız yok diye düşünüyorduk. Şu anda ikisini de yapabiliyor öğrenciler. Bu imkânı da üniversitenin sunduğunu düşünüyorum.

100 Yıldızlar NİSAN / 11

Elektronik ve Haberleşme Mühendisi olduğunuz halde farklı bir alanda çalışıyorsunuz. Bu alana nasıl yöneldiniz?

Bu bölümü isteyerek seçtim. Evde devreler yapıyordum. Abim de Elektronik Haberleşme Mühendisliği okuyordu. Ondan da etkilenmiş olabilirim. İş hayatına girdikten sonra elektronikten çok network ön plana çıkıyor. Türkiye’de elektronik haberleşme alanında çok fazla firma yoktu. Para da kazanmanız gerekiyor. O yüzden çok fazla seçim şansınız olmuyor. Daha sonradan bu alanı sevdim. Ama zamanla Teknik insan olarak iş hayatında yaşlanmanın çok iyi olmadığını düşünmeye başladım. Yani kendinizi işletme bilgisiyle donatmanız, bakış açınızı geliştirmeniz şart. Ben her mühendislik mezununa işletme eğitimi almasını öneririm. Tek başına teknik bakış yetmiyor. İşletmenizi anlamak için o şart, kariyerinizi geliştirmek için o yeteneği kazanmanız gerekiyor. Zamanla yöneticiliğe doğru geçtikçe sizin işletme tecrübeniz ve bilginiz yoksa teknik bakış yeterli olmuyor. Yükseldikçe kavramsal özellikleriniz artar teknik özellikleriniz azalır. Çünkü teknik detayları size bağlı çalışanlara devredersiniz. Siz işletmeye daha tepeden bakarsınız. Ben o zaman şunu düşündüm, uzun yıllar


>> Ben maaş için değil başarı için çalışılması taraftarıyım. Başarı gelince kariyer de para da geliyor. böyle gitmez. Aşırı tekniğin içindeyiz. Çok analitik düşünüyoruz. Bu bir artı değer. Ama ömür boyu gidecek bir süreç değil. İşletme alanında başarılı olacağımı hissettim. Her insan farklı olabilir bazıları teknik alan dışına çıkmayabilir. Ama ben işletme tarafımın da güçlü olacağını hissettim. Uzun vadeli kariyer planlarım açısından işletme alanına yöneldim. Faydasını da gördüm. Sonra iş geliştirme yöneticiliği yaptım. Orda çok yeni şeyler öğrendim. Sonrasında kendimi burada gördüm. Yöneticilikte ürünün ne olduğu çok önemli değildir. Sizin yapmanız gereken şirketleri kara geçirmektir. Mühendis olmanız bu süreçte size çeşitli avantajlar sağlıyor bana göre.

Ayakkabı sektöründe lider olan bir şirketin Genel Müdürüsünüz. Bu konuma gelene kadar yaşadığınız tecrübeleri Yıldız’lı öğrencilerle paylaşır mısınız?

Ben kendime hedefler koyan bir insanım. Tabi bunlar yazılı hedefler değil. İşte demişimdir ki ben 35 yaşında üst düzey yönetici olacağım. Mezun olduğum zamandan beri fabrikada çalışmak istemediğimi biliyordum. Yönetici olmak istiyordum. Yabancı firmalara gittiğimizde ofiste çalışanları gördüğümde bu hedefimi daha da pekiştirdim. Ben böyle ortamlarda çalışmak istiyordum. İnsan içinden geçirdiğinin yolculuğuna çıkıyor aslında ve o yolda ilerliyor. Biz o yolculukta da yalnızdık. Kimse bize yol göstermedi. Zaten anlatmazlar. En azından eskiden böyleydi. Şimdi daha farklı olduğunu düşünüyorum. En azından ben şimdi anlatıyorum. Siz

niyeti kafanıza koyduktan sonra kısmetinizde varsa yani kapılar açılıyorsa o kapıdan giriyorsunuz. Ama aramıyorsanız o kapı da olmuyor. Yolculuğu önce kafanızda başlatmanız gerekiyor. Ondan sonra da çok çalışmanız gerekiyor. Ben çok çalıştım. Çalıştığınız kurumda farklı bir şeyler yapmak dürtüsü vardır. Bu nedenle ben çok proje geliştirdim. Farklılık yaratmak ciddi anlamda önemlidir. Belirli bir pozisyona gelmek önemli değil. Bu başarıyı devam ettirmek ve geliştirmek daha da önemlidir. Bu durumda kendinizi nasıl aşarsınız diye düşünmeniz gerekiyor. Başarı kendiliğinden geliyor. İnsan geliştikçe şirket ya da toplumlar, ülkeler gelişiyor. Şu anda çalıştığım kurumda bunu yapıyorum. Gece geç yatıp internette daha çok şey ararım. Bu alanda çalışmalar yapmak benim için önemli. Sessiz ortamda daha verimli olduğumu düşünüyorum. Belki öğrencilik yıllarımdan kalma bir alışkanlık. Ben maaş için değil başarı için çalışılması taraftarıyım. Başarı gelince kariyer de para da geliyor. Yeni mezun arkadaşlara bunu şiddetle öneriyorum. Kısa sürede bir yere gelmek istiyorlar. Siz çalışın zaten başarılarınız sizi bir yere getiriyor.

Eklemek istedikleriniz…

Bir Yıldız mezunu ve yıllardır üniversitemle temasta olmamış, hiçbir etkinliğinde bulunmamış biri olarak son dönemde tekrar üniversitemle buluşup samimi havayı gördükçe daha çok heyecanlanıyorum. Okulum için bir şeyler yapma düşüncelerim güçleniyor. Bunu ekibimle de paylaşıyorum. Yıldız’da çok farklı projelere de katkıda bulunmak istiyorum. II NİSAN / 11

Yıldızlar 101


TANITIM

102 Y覺ld覺zlar N襤SAN / 11


YTÜ İSTANBUL TARİHİ YARIMADA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KURULDU İSTYAM’la, tarihi yarımada ile ilgili faaliyetlerin tek çatı altında toplanacağı bir ortam sunuluyor. yazı, FERAH AKINCI

NİSAN / 11

Yıldızlar 103


2

TANITIM

2007’den 2011’e uzanan süreçten sonra merhaba… Yerel Yönetim-Üniversite işbirliği çerçevesinde oluşturulan YTÜ İstanbul Tarihi Yarımada Uygulama ve Araştırma Merkez (İSTYAM) Projesi ile Yarımada’da yapılacak her çalışma, disiplinlerarası yaklaşım içinde irdelenme fırsatı bulabilecek ve sözü olabilecek herkes aynı çatı altında bir araya gelebilecek. Çok kültürlülüğü yaşayan Yarımada, sorunlarına çözüm ararken çok renkli fikirleri bir arada görebilecek. Bu ortamı sağlayacak YTÜ İstanbul Tarihi Yarımada Uygulama ve Araştırma Merkezi, ürettiği fikirleri Fatih Belediyesi’ne aktarma şansı bularak hayata geçirilmesinde önemli misyonlar da üstlenecek. Sirkeci-Eminönü’nden başlayan Yarımada; Marmara Denizi yönünden Yedikule sınırına, Haliç yönünden ise Ayvansaray yerleşimine kadar uzanan geniş bir alanı kapsamaktadır. Yarımadanın zengin tarihi ve kültürel yapısının korunması ve kültürel süreklilik bağlamında geleceğe aktarılması büyük önem arzetmektedir. Mimarların, kent planlamacıların, tarihçilerin, mühendislerin, heykeltıraşların, ressamların, rehberlerin, sosyologların ve nice meslek insanlarının üzerinde söz hakkı isteyeceği bir alandır. Kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler, meslek odaları, üniversiteler gibi birimler alan üzerine çalışmalar yapmış ve yapacaktır. Ancak Yarımadada yapılan faaliyetler birbirinden kopuk olmaktadır. Kuşkusuz iyi niyetli bu çalışmalar, coğrafi alanın potansiyelini artırıcı yöndedir. Fakat çalışmaların birbiri ile bağlantısını sağlamak güçtür, koordinasyonu yoktur. Dolayısıyla tekrar eden çalışmalar sorunsalı doğmaktadır.

Kuruluş Amaçları

İSTYAM’la faaliyetlerin tek çatı altında toplanacağı bir ortam sunuluyor. Bu gereksinimin en temel amacı kültürel sürekliliğin doğru bir altyapı bulabilmesidir. Ayrıca aynı çatı altında disiplinlerarası çalışmalar yer alacak, uygulamada daha doğru çözümler sağlanacaktır. Meslek insanları Yarımada için derinlemesine uzmanlaşacak, Merkez sayesinde genç meslektaşlarını yetiştirebilme şansı da bulabileceklerdir. “Yarımada Gönüllüleri” gencinden yaşlısına kadar aynı çatı altında faaliyetlerini yapma fırsatı bulacaktır. Ayrıca son yılların “alan yönetimi” kavramına güzel bir örnek teşkil edecektir.

Merkezin yeri

Yarımada sınırları içinde planlanan zengin çalışma faaliyetlerinin gerçekleştirilebileceği binayı, Fatih Belediyesi Merkez’e temin etmiştir. Dolayısıyla İstanbul Tarihi Yarımada Uygulama ve Araştırma Merkezi, Fatih Belediyesi tarafından tahsis edilen ve desteklenen çalışma alanında yer alacaktır. Fatih Belediyesi, yapı-

104 Yıldızlar NİSAN / 11

> Ayasofya


İSTYAM’ın hedefleri

* Arşiv, veri tabanı ve network oluşturmak

* Mekânsal Analiz ve İzleme laboratuarı (GIS) kurmak

*

* Tarihi Yarımada Müzesi kurmak; Eğitim Programlarını oluşturmak

* Araştırma ve Proje Ofisi kurmak * Seminer/Kongre/Konferans/Fuar organizasyonları düzenlemek

* Sivil toplum örgütleri, üniversiteler, resmi kurumlar, özel şirketler, araştırma merkezleri, enstitüler vb. kurumlarla işbirlikleri geliştirmek

* Disiplinlerarası anlayışı geliştirmek * Fiziksel, sosyal, doğal, ekonomik, kültürel, sanatsal, teknolojik ve mühendislik alanlarında eşgüdüm ilişkileri yapılandırmak

* Konuyla ilgili her çeşit basın ve yayın hizmetlerini yürütmek.

>> Üniversitemizin her alanından öğretim üyeleri ve yardımcılarının

desteği ile oluşturulan bu sürece dâhil olmak isteyecek herkesi bekliyoruz.

lan bir protokolle Yedikule Mahallesi’nde 5 bin 400 metrekarelik arazi içinde 2000 m2 kapalı alanı olan bir binayı 20 yıl boyunca YTÜ İstanbul Tarihi Yarımada Uygulama ve Araştırma Merkezi’ne tahsis etmiştir.

> İstanbul Tarihi Yarımada Uygulama ve Araştırma Merkezi (İSTYAM) binası

Eğitimler

Merkez, proje üretim faaliyetlerini binasında sürdürürken, binada çeşitli eğitimler de verecektir. Üniversitemizin zengin kültürü ile Tarihi Yarımada’da yaşayan halkımız çeşitli eğitim süreçlerinde bir araya gelme şansı bulacaktır. Bölge halkına, yabancı dil, bilgisayar, teknik sertifika, kültür, sanat, içerikli çalışmaları oluşturacak fiziki mekânlar yeterlidir. Merkez binasında

ayrıca alana yönelik bir kütüphane de yer alacaktır. Üniversitemizin her alanından öğretim üyeleri ve yardımcılarının desteği ile oluşturulan bu sürece dâhil olmak isteyecek herkesi bekliyoruz. II NİSAN / 11

Yıldızlar 105


KONFERANS

SERMAYE PİYASALARININ OTORİTELERİ YILDIZ’DA BİRARAYA GELDİ YTÜ İ.İ.B.F’nin 100. Yıl ekinlikleri kapsamında düzenlediği “Halka Arzda Kurumsal Otoritelerin Rolü” konulu konferans için Türkiye Sermaye Piyasalarının liderleri Yıldız’da buluştu. yazı, Prof. Dr. GÜLER ARAS / fotoğraflar, MİNE ATACAN

106 Yıldızlar NİSAN / 11


Y

Yıldız Teknik Üniversite İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin 2010 yılında düzenlediği halka arz toplantılarının üçüncü ve sonuncusu olan final toplantısı yapıldı. Toplantıda Sermaye piyasalarının beş büyük otoritesi biraraya geldi. Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray, İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, Türkiye Sermaye Piyasaları Aracı Kurumlar Birliği Başkanı Nevzat Öztangut, Takasbank Genel Müdürü Dr. Emin Çatana ve Merkezi Kayıt Kurumu Genel Müdürü Doç. Dr. Yakup Ergincan, “Halka Arzda Kurumsal Otoritelerin Rolü”nü YTÜ Oditoryumu’nda tartıştı. Beş liderin biraraya geldiği toplantıda Türkiye sermaye piyasalarının geleceği konuşuldu.

Birinci ve ikinci toplantılar

İ.İ.B.F Dekanı Prof. Dr. Güler Aras, açılış konuşmasında daha önce yapılan toplantıların sonuç raporlarını açıkladı. Firmaların halka arz ile ilgili beklenti, ihtiyaç ve sorunlarının tartışıldığı ilk toplantının ardından ikinci toplantıda, halka arzda aracılık sisteminin etkinliğini ve bu etkinliğin artırılmasının yollarının tar-

tışıldığını belirtti ve bu toplantıların sonunda ortaya çıkan temel noktaları katılımcılarla paylaştı. Oturum Başkanlığı’nı İ.İ.B.F. Dekanı Prof. Dr. Güler Aras’ın yaptığı toplantıda Türkiye’de sermayenin tabana yayılması amacıyla başlatılan ve geliştirilen sermaye piyasasının henüz istenilen gelişmişlik düzeyinde bulunmadığı, ancak mevcut potansiyeli de yeterince kullanmadığı dile getirilerek, aslında her türlü altyapı ve temel gerekliliklerin gerek piyasalar, gerekse kurumlar açısından mevcut olduğu belirtildi. Sermaye piyasasının talep yönünü oluşturan işletmeler kesiminin, sermaye piyasası yoluyla fon sağlamak amacıyla daha fazla bu piyasaya gelmesi için motive edici ve kolaylaştırıcı çalışmaların devam edeceği bütün başkanlar tarafından ifade edildi. Toplantıda ayrıca, halka arz seferberliğinin yarattığı farkındalığın canlı tutulması için çalışmaların devam edeceği ve 2011 yılının sermaye piyasasının fon arzı yönünü kuvvetlendirecek olan yatırımcı seferberliği yılı olacağı da SPK başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray ve İMKB başkanı Hüseyin Erkan tarafından açıklandı. II NİSAN / 11

Yıldızlar 107


RÖPORTAJ

Aylin Yavaş:

FULBRIGHT ABD’DEKİ EN PRESTİJLİ BURSTUR Yurtdışı eğitimi, bireylerin içindeki kendini gerçekleştirme gücünü ortaya çıkarıyor. röportaj, M. OKAN SARAÇOĞLU

108 Yıldızlar NİSAN / 11


Y

Yurtdışında eğitim almanın öneminin arttığı günümüzde Amerika’nın en prestijli burs programlarından biri olan Fulbright, öğrencilere güzel fırsatlar sunuyor. Senatör J. William Fulbright’ın adını verdiği programla dünyadaki her ülkeden ABD’ye giden öğrenciler eğitim ve kültür alanında büyük kazanımlar elde ediyor. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra başlatılan programa yüksek lisans, doktora ve doktora tez aşamasında araştırma yapmak için başvuru yapılabilir. Bursu kazanan öğrencilere, uçak bileti ve sağlık sigortasının yanısıra yıllık 30.000 Dolar veriliyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu’nda İngilizce Öğretim Görevlisi olarak çalışan Aylin Yavaş, 2009-2010 yıllarında Fulbright bursuyla Cornell Üniversitesi’nde araştırma çalışmaları yaptı. Yavaş, bizlerle bu alandaki tecrübelerini paylaştı.

Hocam Fulbright Burs Programı hakkında biz öğrencilerin merak ettiği bazı şeyler var. Bu konuda aklımıza takılan soruları sizinle paylaşmak istiyoruz.

Elbette değerli öğrencilerime yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.

Yurtdışı eğitimi hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Yurtdışı eğitimi günümüzde bir gereksinim olmuştur. Bireylerin içinde kendini gerçekleştirme gücü olduğunu düşünüyorum. Yurtdışı eğitimi bu gücü ortaya çıkaran önemli bir eylem, yeni şeylerin ortaya çıkmasını

sağlıyor. Bunu öğrencilerime açıklamak için şöyle bir benzetme kullanabilirim: Her birey içinde in ve nova kelimelerinin birleşimi olan innovation yani yenlik gücü bulundurmaktadır. Farklı kültürleri ortamları tecrübe etmenin getirdiği artı değerler bu süreci hızlandırıyor. Öğrencilerin Yurtdışı eğitimini, ileriye dönük planlarında bulundurmalarını öneriyorum.

Yurtdışında eğitim almak için sizi birisi mi yönlendirdi? Yoksa kendiniz mi tercih ettiniz?

2001 – 2005 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi İngilizce Mütercim – Tercümanlık bölümünde lisans eğitimimi tamamladım. Ankara’da okuduğum yıllarda farklı bir kültürle karşılaşmıştım. Hacettepe kültürü ve Ankara kültürü olarak adlandırabileceğim bu kültürler, bana farklılıkla gelen gelişimi sunmuştu. Üniversite birinci sınıfta yurtdışı eğitimini ciddi anlamda düşünmeye başlamıştım. 17 yaşımda ilk düşünceler oluşmuştu. Ama üniversite yıllarımda bu düşünce olmaktan çıkıp benim için hedef oldu. Bu bakış açısını öğrencilerime kazandırmaya çalışıyorum.

Fulbrigt Bursu Programını diğer programlara tercih etmenizin bir sebebi var mıydı?

Bu program Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en prestijli burstur. Bu fırsatı kolayca yakalayamazsınız. Elde ettiğiniz bu başarı size yeni kapıların kolaylıkla açılmasını sağlar. Başarı, başka başarıları çeker şeklinde özetleyebilirim. Yurtdışında doktora hayalim vardı. Bu sizin hayatınızdan 5 yılınızı alacak bir süreçtir. Bunun NİSAN / 11

Yıldızlar109


RÖPORTAJ yerine daha kısa süreli ama daha etkin bir programla yurtdışına gitmek bana mantıklı geldi. Bana sunulan imkânların yüksek olduğu bir program sonrasında, akademik eğitimimi yurtdışında sürdürmeme karar vermemde rol oynayacaktı. Yani yurtdışında doktora yapmalı mıyım, yapacaksam hangi programları tercih etmeliyim sorularına cevap bulmamı sağlayacaktı. Bu doğrultuda Fulbrigt’ın FLTA denilen Yabancı Dil Asistanlığı programına başvurdum ve kabul edildim. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde eğitim programları üzerine yüksek lisans eğitimim devam ediyordu. Gerekli izinleri aldıktan sonra 2009 – 2010 yılları arasında Cornell Üniversitesi’nde çalıştım. Cornell’de Yakın Doğu Çalışmaları Bölümü’nde Temel Türkçe dersleri verdim. Bu bana Türk kültürünü Amerikalılara anlatma fırsatı vermişti. Okul içi ve dışı aktiviteler organize ettim. Mesela Türk Yemekleri Kulübü, Türk Şarkıları Gecesi gibi organizasyonları düzenledim. Yabancı öğrencilerle baklava, kısır ve börek yaptık. Fulbrigt’ın sunduğu imkânları hem kendi gelişimim için hem de kültürümüzü diğer milletlere anlatmak için bir fırsata dönüştürdüm.

Amerika’da bulunduğunuz süre içinde yaşadığınız ve unutamadığınız bir olayı bize anlatır mısınız?

Ben Cornell Üniversitesi’nin Kuzey Kampüsü’nde doktora öğrencilerinin kaldığı bir yurtta kalıyordum. Ofisim ise Güney Kampüsü’ndeydi. Birgün yine dersten

>> Fulbrigt’ın sunduğu imkânları hem kendi gelişimim için hem de

kültürümüzü diğer milletlere anlatmak için bir fırsata dönüştürdüm. çıkmıştım. Yeni yağmur yağmıştı. Yurduma dönüş yolunda güzel havalarda kendimi doğayla baş başa buluyordum. Kafama fındık atan sincaplar, yolumu kesen ceylanlar ve şırıl şırıl akan bir şelaleyle bürülü bir yoldu bu. Yolda yağmur sonrası sürünen sayısız solucan vardı. Bu sırada bir şey dikkatimi çekti. Yol üzerinde annesinin yanında minik bir çocuk eğilmiş bir solucanı dikkatle izliyordu. Annesinin kucağında ise daha küçük bir kardeşi vardı. Yanlarına gittim ve onlara merhaba dedim. Çocuğun göz hizasına çömelip beraber solucanla sohbet etmeye başladık. Bu esnada bayan kucağındaki çocuğa İspanyolca bir şeyler söyledi. Ben de merak edip sordum İspanyolca biliyor musunuz diye. Bayanla tanıştık ve kendisinin Kosta Rika’lı olduğunu öğrendim. Bana neler yaptığımı nelerden hoşlandığımı sordu. Ona kısaca bilgi verdikten sonra çocukları çok sevdiğimi, onlarla beraber vakit geçirirken çok mutlu olduğumu, fırsat buldukça yurtların hemen karşısındaki çocuk parkına gidip onlarla oyunlar oynadığımı söyledim. Ayrıca bayana çocuklarla beraber

110 Yıldızlar NİSAN / 11

deneysel bir ortamda bulunup bilimsel anlamada kendimi geliştirebileceğim, onlarla beraber bolca vakit geçirebileceğim bir laboratuar hayalimin olduğunu söyledim. O da bana neden Infınt*Lab ( 0-3 yaş arası çocukların beyinlerinin, davranışlarının ve uzay algılarının araştırıldığı bir laboratuar) alanında çalışmadığımı sordu. Ben şaşırdım çünkü bu tarz bir çalışma ülkemizde yoktu ve konuyla ilgili herhangi bir bilgi sahibi değildim. Bayan, Cornell’de böyle bir laboratuarın olduğunu hatta bu laboratuarın müdürünün kendisi olduğunu söyledi. Kader beni tam da aradığım türden bir insanla çok ilginç bir zamanda buluşturmuştu. Bu tanışmadan sonra Laboratuara gittim ve bilingual (iki dil bilen) çocukların dil ve uzay algılarıyla ilgili deneylerine katılmama izin verildi. Ben de hayal ettiğim laboratuarlarda deney ve gözlem yapma ve kendimi geliştirme imkânı elde ettim. Solucanlarla başlayıp laboratuarda biten bu anım, benim Amerika’daki geçmişime dair en mutlu olduğum anılarımdan biridir.

Amerika macerasından sonra


>> Enerji bir ekonomik meta olmaktan çıkıp bir güvenlik konusu haline geldi. Enerji bağımsızlığı artık ülke bağımsızlığı kapsamında değerlendiriliyor.

Türkiye’ye döndüğünüzde kendinizde ne gibi değişiklikler hissettiniz ya da hayata ve sisteme bakış açınızda ne gibi farklılıklar oluşmaya başladı?

Daha önce ailemden ayrı kalmıştım. Ancak okyanus ötesi bir ülkede bu kadar uzun bir süre bulunmak farklı bir duygu. Bu süreç, problem çözme ve analitik düşünme yeteneklerimi geliştirdi. Hayata bakış açınızı değiştirirken sizi daha güçlü yapan bir tecrübe olduğunu söyleyebilirim. Amerika’da her şey sistematik bir düzen içinde işliyor. Çalışanların net bir görev tanımı var. İnsanlar görevlerinin ne olduğuna bakmaksızın işini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. İnsanlar birbirini kandırmaya çalışmıyor. Amerika’nın dünya devi olmasında en önemli etkenin kurmuş oldukları sistem olduğunu düşünüyorum. Türkiye’ye baktığınızda insanların iş yapmaktan kaçındığını görebilirsiniz. Elbette işini en iyi şekilde yapmaya çalışan insanlarımız var. Zamanla iş yapmaktan kaçınan insanların da onlara uyum sağlayacağına inanıyorum.

Üniversitelilerin büyük çoğunluğu yüksek lisans ve doktora yapmayı düşünüyor. Bu yolda ilerlemek isteyenlere ne gibi önerilerde bulunabilirsiniz?

Bu yolda sizlerden önce yürümüş ve yürümeye devam eden birisi olarak tecrübelerimi paylaşmak beni mutlu eder. Üniversiteye başlayan her öğrenci ilk yıl itibariyle staj yapmalı. Piyasada işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmeli. Bununla birlikte hedef belirlemek çok önemlidir. Günlük, haftalık, aylık ve yıllık planlar yapılmalı. Bu planlar, uzun vadede örneğin 5-10 yıllık süreçte bir hedefe ulaşmaya yönelik oluşturulmalıdır. Hedefinize ulaşamasanız bile yaklaşmanız başarılı olmak adına önemlidir. Üniversite sınavında derece almak lisedeki hedefimdi. Bu hedefi gerçekleştirmek için çok çalıştım ve Türkiye 212.si oldum. Elbette ilk üçte yer almak benim için öncelikliydi ama hedefime yaklaşmış olmak uyguladığım sistemin başarı getirdiğini görmeme sebep oldu. Hedeflerinize ulaşmaya çalışırken pek çok sorunla karşılaşmanız mümkün. Önemli olan bu sorunları çözebilmeniz. Karşılaştığınız her sorun sizi daha güçlü hale getirir. Sonrasında karşılaşacağınız sorunları daha hızlı çözmenize yardımcı olur. Eğitim hayatında başarının en önemli unsuru dayanıklılıktır. Zorlukları çözerken vazgeçmemenizi, ne kadar dayanıklı olduğunuz sağlar. Zorluklarla karşılaşmaktan korkmamalısınız. Başarıya ulaşırken aştığınız her sorun sizin dayanıklılığınızı artırır. II

NİSAN / 11

Yıldızlar 111


ETKİNLİK

GELECEĞİN BİLİM İNSANLARI PROJELERİNİ YTÜ’DE SERGİLEDİ

TÜBİTAK Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığı (BİDEB) tarafından her yıl düzenlenen Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yapıldı.

Y

haber, FATİH ATLAS / fotoğraflar, MİNE ATACAN

Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ulvi Avcıata’nın TÜBİTAK Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri İstanbul-Avrupa Bölgesi Koordinatörlüğünü yürüttüğü yarışmada geleceğin bilim insanları görücüye çıktı. Davutpaşa Yerleşkesinde 29 – 31 Mart 2011 tarihleri arasında sergilenen 123 projenin kazananları, 1 Nisan 2011 tarihinde Yıldız Oditoryumu’nda düzenlenen törenle ödüllerini aldı. Projelerin sergilendiği günlerde İstanbul’da bulunan liselerin ziyaret ettiği sergi alanında birbirinden ilginç çalışmalar vardı. Edirne Süleyman Demirel Fen Lisesi öğrencileri Merve Güney ve Ayşe Nur Gökkaya yaptıkları projede başarının kalem tutuş şekilleriyle belirlenebileceğini savundu. İnsan eli için en doğru, en rahat, en verimli kalem tutuş şeklini öğrencilerden alınan örnek resimler ve yapılan anketlerle belirlemeye çalışan proje Matematik dalında ikincilik ödülü aldı.

112 Yıldızlar NİSAN / 11

Kahvaltıda gazete okumak sağlığınıza zarar verir

123 projenin katıldığı yarışmada orijinal çalışmalar dikkat çekti. İstanbul Özel Burç Safiye Sultan Fen Lisesi öğrencileri Esra Merve Naralan ve Hanife Sağlam’ın yaptığı çalışma, kahvaltı masasında gazete okumanın ya da gazeteyi sofra bezi olarak kullanmanın sağlığı tehdit ettiği ile ilgiliydi. İstanbul Özel Kültür 2000 Koleji öğrencileri Merve Oruç ve Nedim İbrahim Kadiç’in projesi ise son yıllarda fiyatı artan benzine alternatif olarak karton atıklardan biyoyakıt üretimi üzerine idi. Yaptığı eserlerle Türk Mimarisini dünyaya kabul ettiren Mimar Sinan’ın en önemli eserlerinden biri olan Mihrimah Sultan Camisi’nin geometrik modellemesi, İstanbul Ulus Özel Musevi Lisesi öğrencileri Cesi Eskinazi ve Selin Deseban tarafından projelendirildi.


Doğu Roma’dan bu yana İstanbul’da semt isimlerinin değişimini ortaya koyan çalışmaysa, İstanbul Özel Beylikdüzü Okyanus Anadolu Lisesi öğrencileri Cemre Alkan ve Selen Çetin’a aitti.

Kazananlar Ankara yolcusu

Birbirinden ilginç projelerde dereceye girenler 13-15 Mayıs 2011 tarihleri arasında Ankara’da düzenlenecek finale katılmaya hak kazandı. TÜBİTAK yarışmasına katılmak için Avrupa Bölgesinden 454 proje başvuru yaptı. Çeşitli üniversitelerden 27 jürinin değerlendirmesinden geçen 123 proje dikkate alındı. 17 Mayıs 2011 tarihinde Ankara’da yapılacak finale katılmaya hak kazanan öğrenciler ödüllerini Yıldız Teknik Üniversitesi’nde aldı. TÜBİTAK tarafından birinci olan projelere 500 TL, ikinci olanlara 300 TL, üçüncü olan projelereyse 200 TL para ödülü ve sertifika verildi. II

NİSAN / 11

Yıldızlar 113


RÖPORTAJ

Selva Ünal:

YAPTIĞINIZ İŞLERİ SEVEREK YAPIN

Emekli olalı neredeyse 15 sene oldu. Hala gönüllü olarak faaliyetlerime devam ediyorum. röportaj, GÜLİN ÇELİK / BURCU POLAT

114 Yıldızlar NİSAN / 11


Y

Yıldız’ın yaşayan en eski hocalarından Selva Hocamızla bir söyleşi gerçekleştirdik. Yaptıklarıyla üniversitemize çok şeyler katan Hocamız emekliliğinden sonra da Yıldız için faaliyetlerine ve proje üretmeye devam ediyor. Bu sene YTÜ 100.yılını kutluyorsa ve bu noktaya ulaştıysa bunda Selva Ünal gibi çınarların rolü unutulamaz.

Merhaba, öncelikle sizi biraz tanımak isteriz. Bize kendinizden kısaca bahseder misiniz?

12 Aralık 1928’de İstanbul’da doğdum. Dr. Salim Ahmet Çalışkan’ın kızıyım. Babam o dönemin en iyi doktorlarındandı. Çok ileri görüşlüydü. Fatih İlkokulu’nu bitirdikten sonra, yabancı dil öğrenimi için İngiliz Kız Ortaokulu’na gittim. O zaman sadece ortaokuldu. Oradaki eğitim bittikten sonra Amerikan Koleji’ne gidiliyordu fakat babam, Türkiye gerçeklerini görmem için beni İstanbul Kız Lisesi’ne gönderdi. O dönemin en iyi liselerinden biriydi. Liseden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne devam ettim. Halide Edip Adıvar ve Mina Urgan, çok kıymetli hocalarım olmuştur. 4 yılda bu bölümü bitirdikten sonra, Kız Lisesi’nde 2 yıl kadrosuz hocalık yaptım.

Yıldız Teknik Üniversitesi’nde göreve nasıl başladınız?

Kandilli’de Hayriye Hanım diye bir spor hocası bana, ‘İstanbul Teknik Okulu adında bir okul var, oraya İngilizce hocası arıyorlar’ dedi. 1954’ün ilkbaharında, büyük oğlum doğmadan, İstanbul Teknik Okulu’na geldim. Barbaros Bulvarı o zaman yoktu. Serencebey yokuşundan araya araya okulu buldum. Okula geldiğimde o dönemin ünlü hocası müdür yardımcısı Prof. Ahmet Karadeniz ile görüştüm. Ahmet Karadeniz bana, ‘Burada sadece bir tek bayan öğrenci (Nefise Abalıoğlu) ve bir tek bayan hoca (Perihan Güven) var, diğer bütün öğrenciler erkek’ dedi. Nefise Abalıoğlu, şu an İsviçre’de ve kendisiyle görüşmeye devam ediyorum.

Yıldız’da unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Bir inşaatta çalışan öğrenci, 3.kattan düşüyor ve iki ayağı kesiliyor. Annesi onu tekerlekli bir iskemleyle okula getiriyordu. Önce ona yeni bir tekerlekli iskemle aldırdım, sonra aklıma bir fikir geldi ve Koç Holding’ten ( O zaman orada çalışan büyük oğlumun aracılığıyla) birilerine ulaştım. Ve iki ayağı kesik olan öğrenci için özel bir araba yapıldı. O arabanın çocuğa teslim edildiği günde çocuğun gözlerindeki ifadeyi unutamıyorum. Bunun gibi unutamadığım birçok anımı bir hatırat olarak yazacağım.

USDK (Uluslararası Staj Değişim Kulübü) IAESTE Faaliyetleri üniversitemizde sizin öncülüğünüz ile başlamıştır. Bu konu ile ilgili bize bilgi verebilir misiniz?

1984 yılında IAESTE (Uluslararası Öğrenci Staj Değişim Programı) kuruldu. İstanbul Teknik Üniversitesi işbirliğiyle, ilk olarak Portekiz’deki IAESTE kongresine, yabancı dil bilgimin çok iyi olması sebebiyle götürüldüm. Ve o günden bugüne kendimi uluslararası bir ailenin içinde buldum. Emekli olduktan sonra IAESTE’nin onursal üyesi olarak kongrelere katılmaya devam ettim. Finansmanını ben emekli olduktan sonra, Yıldız Teknik Üniversitesi Vakfı ve iki eski IAESTE stajyeri olan oğullarım karşılamaktadır.

ÖREM’i kurma fikri nasıl ortaya çıktı?

İngilizce hocası olarak çalışmaya başladığımda, öğrenciler yurt olarak Çukursaray’da kalıyorlardı ve kendimi öğrencilerin problemleriyle ilgilenirken buldum. O sırada eğitimimin öğrenci problemleriyle ilgili alanda yeterli olmadığını gördüm. 1960 yılında Fulbright bursuyla 6 ay Amerika San Francisco State College’da eğitim aldım. Öğrencilerin ders dışı faaliyetleri ve öğrenci sorunlarıyla nasıl ilgilenildiğini bizzat yerinde inceledim. Türkiye’ye dönünce o zamanki NİSAN / 11

Yıldızlar 115


RÖPORTAJ > Selva Önal bir grup öğrenci ve öğretim üyesiyle 1961

>> Davutpaşa’ya bir ilköğretim okulu yapmak istiyorum. Bunu da başaracağıma inanıyorum. Bir de hatırat yazmayı planlıyorum. rektör Prof. Suha Toner, her türlü yardımı yapmaya hazır olduğunu söyledi ve mimarlık hocası Prof. Bozkurt Güvenç ‘in (MIT mezunu) önerisiyle ÖREM bürosunu kurduk. Türkiye’de o devirde, bir Yıldız Teknik Üniversitesi’nde bir de Hacettepe Üniversitesi’nde vardı bu kurum. 1962 yılında bu alanda daha fazla gelişmek için AID bursuyla, bir yıllığına Amerika Kolombiya Üniversitesi’nde master eğitimi aldım. Tekrar döndüğümde mektepte tam zamanlı çalışmaya başladım. Bu sefer psikolojik danışmanlık konusunda eksiğimi fark edip, Kolombiya Üniversitesi’nin sağladığı bursla 1966-67 yıllarında rehberlik ve psikolojik danışmanlık diploması aldım. Son gidişimde ailecek gittik. Tekrar döndüğümde ÖREM bürosu daha da gelişti. ÖREM’in kuruluşunda yardımcı olan matematik hocası Aysel Ugan ve Günay Gökhan’ın yardımları unutulmaz. Ben yurtdışında eğitimdeyken büroyu idare etmişlerdir.

Davutpaşa Yerleşkesinde yaptırdığınız Kız Öğrenci Yurdu fikri nasıl çıktı? Süreç hakkında bilgi verir misiniz?

Eğitim almalarında yardımcı olduğunuz öğrencilerle görüşüyor musunuz?

Başarılı olsunlar, yaptığı işleri severek yapsınlar.

Yardımcı olduğum öğrencilerle görüşmekteyim.

Lise arkadaşlarınızla hala görüşüyor musunuz?

Lise arkadaşlarımla hala toplanıp görüşüyoruz.

116 Yıldızlar NİSAN / 11

İstanbul Kız Liseliler Derneği üyesi olduğumdan, dernek başkanı Birnur Özümert’le konuşurken yerimizin müsait olduğu Davutpaşa Yerleşkesine kız öğrenci yurdu yapılması fikri çıkmıştır. O zamanın mimarlık fakültesi dekanı Emre Aysu’nun Proje çizimiyle yurt yapılmıştır. O zamanki projeye göre 8 tane yapılması planlanıyordu. Fakat gelen yönetimle plan uygulanamadı. Daha sonra Davutpaşa Yerleşkesine bir kreş yapıldı.

Yeni projeleriniz var mı?

Yeni projem, Davutpaşa’ya bir ilköğretim okulu yapmak. Bunu da başaracağıma inanıyorum. Bir de hatırat yazmayı planlıyorum.

Öğrencilere ve Öğretim elemanlarına tavsiyeleriniz nelerdir? Okulumuzun 100. Yılı sizin için ne ifade ediyor?

Emekli olalı neredeyse 15 sene oldu. Ve hala gönüllü olarak faaliyetlerime devam ediyorum. Bu 100. Yıl çok önemli. II


YĹldĹzĹmĹz YILDIZ HİSAR’da ParlĹyor.

YILDIZ TEKNÄ°K ĂœNÄ°VERSÄ°TESÄ° HÄ°SAR TESÄ°SÄ° a.Rumeli HisarÄą Mah,Salih Bey Sk No:6 HisarĂźstĂź-SarÄąyer/Ä°stanbul t.0212 287 70 45 - 0212 257 11 10 - 0212 257 17 00 f.0212 257 11 10 w. www.yildizhisar.com


SPOR

118 Y覺ld覺zlar N襤SAN / 11


B

YTÜ SPORTİF ALANDA DA BAŞARILARINI SÜRDÜRÜYOR

YTÜ’de Beden Eğitimi Bölümü vasıtasıyla, gerek üniversite içi gerek üniversitelerarası müsabakalar olmak üzere sportif alanda da hizmet veriliyor. haber, OKUTMAN ÇETİN ERDEM SONAL

Beden Eğitimi Bölümü; Yıldız Teknik Üniversitesi Senatosu’nun kararı ile 7 Ekim 1983 tarihinde, Prof. Dr. Raif Durak’ın ilk bölüm başkanlığında, Rektörlüğe bağlı bir birim olarak kurulmuştur. Uzun bir süre görevini başarı ile yürüttükten sonra emekli olan hocamızdan sonra bu görevi Prof. Dr. Ahmet Açlar üstlendi. 2003-2010 yılları arasında Prof. Dr. Nur Tunalı Türkmen görevi devraldı. 2010 yılından itibaren de bölüm başkanlığı görevini, Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Mehmet Özkan sürdürmektedir. Beden Eğitimi Bölümü faaliyetlerini, Üniversitemizin Davutpaşa ve Maslak Yerleşkeleri’nde bulunan Kapalı Spor Salonlarında yürütmektedir. Bu faaliyetler, Çetin Erdem Sonal, Şener Günay, Erşan Ekmekçi, Selim Akbıyık ve Gülsüm Sonal’dan oluşan 5 öğretim elemanı ile hem üniversite içi hem de üniversitelerarası birçok alanda ve başta müsabakalar olmak üzere çeşitli branşlarda olmaktadır.

Sportif faaliyetleri Beden Eğitimi Bölümü organize ediyor

Bölüm, Beden Eğitimi dersleri dışında, öğrencilere yönelik ders dışı etkinlikler, akademik ve idari personelimize de kişilerin birbirleri ve rakiplerine karşı ortak hareket edebilme, ortak karar verebilme, rekabet duygularını geliştirip kontrol altına alabilme gibi yetileri kazandırabilmekle ilgili çeşitli faaliyetler düzenlemektedir. Bununla birlikte, gerek Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu, gerek özel ve tüzel kurum ve kuruluşların düzenlediği turnuva ve organizasyonlarda yer alarak üniversitemizi en iyi şekilde temsil etmektedir. Bu organizasyonlarda yer alan takımlarımızın hazırlık aşaması da Beden Eğitimi Bölümü öğretim elemanlarımız tarafından sağlanmaktadır. Bir asırlık geçmişi geride bırakan Yıldız Teknik Üniversitesi; akademik ve idari personel ile öğrencilerimize, akademik eğitimle birlikte birçok kültürel ve sosyal faaliyetler de sunmuştur. Bu faaliyetlerin yanında, uzun yıllardan beri Rektörlüğe bağlı bir birim olan Beden Eğitimi Bölümü vasıtasıyla, gerek üniversite içi gerek üniversitelerarası müsabakalar olmak üzere sportif alanda da hizmet vermektedir. YTÜ Beden Eğitimi Bölümü Öğretim Elemanları tarafından antrene edilen sporcu öğrencilerimizle beraber, geçmişten günümüze kadar birçok spor dalında Türkiye Şampiyonluğu da olmak üzere çeşitli dereceler alan Üniversitemiz; bu geleneğini sürdürmeye devam ediyor. NİSAN / 11

Yıldızlar 119


SPOR

>> Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu’nun 2009–2010

eğitim ve öğretim yılı içerisinde müsabakalara katılım ve alınan dereceler baz alınarak yaptığı değerlendirmesinde YTÜ, 138 üniversite arasında 29. sırayı almıştır. YTÜ Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Müsabakaları’na katılıyor

Ağırlıkla mühendislik ve teknik alanlarda eğitim veren bölümlerden oluşan Üniversitemizde, akademik ve idari personel ile öğrencilerimize yönelik üniversite içerisinde faaliyetler düzenlemiş olan Beden Eğitimi Bölümü, ayrıca özel kuruluşlar ile Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından düzenlenen Badminton, Basketbol, Bowling, Dans, Futbol, Halk Oyunları, Hentbol, Korfbol, Masa Tenisi, Okçuluk, Satranç, Taekwando, Tenis ve Voleybol branşlarında müsabakalara katılmıştır. Bu müsabakalar sonucunda Basketbol, Bowling, Dans, Futbol, Hentbol, Tenis ve Voleybol dallarında kız ve erkeklerde dereceye girerek kupalar almanın yanında Üniversitemiz, ilk olarak salon sporlarında geçen sene bir müsabakaya da ev sahipliği yaparak organizasyona katkıda bulunmuştur. Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu’nun 20092010 eğitim ve öğretim yılı içerisinde müsabakalara katılım ve alınan dereceler baz alınarak yaptığı değerlendirmesinde YTÜ, 138 üniversite arasında 29. sırayı almıştır. Listede akademisi olan üniversiteler

120 Yıldızlar NİSAN / 11

ile sporculara verdiği burslarla özel üniversitelerin olduğu düşünüldüğünde bu derecenin büyük bir başarı olduğu unutulmamalıdır. 2010-2011 eğitim ve öğretim yılında da akademik ve idari personel ile öğrencilerimize yönelik üniversite içerisinde faaliyetler düzenlemekte olan Beden Eğitimi Bölümü, yine bu müsabakalara katılmış olup Badminton, Basketbol, Bowling ve Futbol branşlarında Üniversitemize dereceler kazandırmıştır. Ayrıca akademik ve idari personelimizle; Esenler Belediyesi tarafından düzenlenen Voleybol turnuvasına katılıp derece almıştır. 2009-2010 eğitim ve öğretim yılında düzenlenen Basketbol müsabakaları organizasyonunu hem katılan üniversitelerce hem de Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından memnuniyetle karşılanmıştı. Bu memnuniyetin sonucunda Üniversitemiz, 2010-2011 eğitim ve öğretim yılında da yaklaşık olarak 40 üniversitenin katılımı ile 21 Şubat-04 Mart tarihleri arasında Kadın-Erkek Türkiye 1. Lig Basketbol Grup Birinciliği ile 14-30 Mart 2011 tarihleri arasında Kadın-Erkek Türkiye 1. Lig Voleybol Grup Birinciliği müsabakalarına ev sahipliği yapmıştır. II



RÖPORTAJ

YILDIZ 100. YILINDA MEZUNLARINI UNUTMADI Mezunlar için internet sitesi kuruldu. röportaj ve fotoğraflar, FATİH ATLAS

Y

Yıldız Teknik Üniversitesi 100. Yılında mezunlarıyla olan ilişkilerini güçlendiriyor. Mezunlar ve Öğrencilerle İletişim Koordinatörlüğü bünyesinde yapılan çalışmalarla önemli adımlar atılıyor. Mezunlar ve Öğrencilerle İletişim Koordinatörlüğü’nü YTÜ Mimarlık Fakültesi Hocalarımızdan Yrd. Doç. Dr. Deniz Güney yürütüyor. Taşıyıcı Sistemler Bilim Dalında Öğretim Üyesi olarak görev yapan Güney’le birlikte Öğr. Gör. İdris İbiş ve Bilgisayar İşletmeni Mukaddes Evran Albayrak çalışıyor. O Blok 2. Katta 2 ofisi olan Koordinatörlüğün Çukursaray’da bulunan sınav merkezinin yanında da bir ofisi bulunuyor. Devam eden restorasyon çalışmaları tamam-

122 Yıldızlar NİSAN / 11

landığında tek bir merkezden çalışmalarını yürütecek olan birim, 100. Yılında Yıldız’ı mezunlarıyla buluşturuyor. Çalışmaları hakkında bilgi almak için Koordinatör Yrd. Doç. Dr. Deniz Güney’e sorularımızı yönelttik.

Mezun ve Öğrencilerle İletişim Koordinatörlüğü’nün kurulmasını hazırlayan süreç nasıl gelişti?

Yıldız Teknik Üniversitesi 100. Yılında geleceğe yürürken; hem kısa, orta, uzun vadeli hem de yurtiçi ve yurtdışı hedeflerini belirlemek için geniş katılımlı ve iki gün süren bir beyin fırtınası yapmıştı. Bu çalışma, Üniversitemizin güçlü ve zayıf yönlerini de ortaya çı-


karmıştı. Çıkan çarpıcı sonuçlardan biri de, YTÜ mezunlarının okullarına olan aidiyet duygusunun çok zayıf olduğu ve YTÜ mezunları ile işbirliği potansiyelinin çok iyi değerlendirilemediğiydi. Mevcut durumda çeşitli mezun dernekleri faaliyetlerine devam ediyor. Ancak bu özverili çalışmaların, tüm mezun potansiyeline ulaşacak çapta ve etkinlikte olmadığı görülmekteydi. YTÜ Rektörlüğü, bu eksikliği gidermek adına 2009 yılı sonlarında Mezunlar ve Öğrencilerle İletişim Koordinatörlüğü’nü kurdu.

Koordinatörlüğün amacı nedir?

Koordinatörlüğün amacı; mezunlar başlığı altında, çeşitli alanlarda faaliyet gösteren YTÜ mezunlarına ulaşmak, mezunların üniversiteleri ve bölümleri ile güçlü ilişki tesis etmelerini sağlamak, mezun-öğrenci ve mezun-akademisyen işbirliğini sağlayarak projeler geliştirmektir. Öğrenciler başlığı altında ise YTÜ çatısı altında çok değişik alanlarda faaliyet gösteren 41 öğrenci kulübünün faaliyetlerini koordine ederek verimliliklerini artırmak, projeler geliştirmek, YTÜ markasının güçlenmesi için katkıda bulunmak şeklinde özetlenebilir.

Koordinatörlüğün faaliyetleri nelerdir?

Mezun ve Öğrencilerle İletişim Koordinatörlüğü’nün kuruluşunu takiben ilk etapta teknolojik altyapı kurulması ve güçlendirilmesi için çalışmalara başlanmıştır. Bu kapsamda YTÜ Enformatik Bölümü desteği ile www.mezun.yildiz.edu.tr internet sitesi kurularak faaliyete geçirilmiştir. Bu sitede Mezun Bilgi Sistemi ile sosyal paylaşım ağları mantığı ile çalışan bir bilgi bankası hayata geçirilmiştir. İnternet adresinde çeşitli kaynaklardan edinilen iş ve staj olanakları Yıldızlı öğrenci ve mezunlarımıza ilan edilmektedir. Bu kapsamda kısa sürede 60’ın üzerinde iş ilanı sisteme girilerek Yıldızlıların ilgisine sunulmuştur. Ayrıca sitede üniversitemiz mezunu olup çalıştıkları alanlarda öne çıkmış, başarılı isimler “Yıldız Mezunlarımız” başlığı altında duyurulmaktadır. Web sitemizde YTÜ ile ilişkili mezun dernek ve vakıflar hiçbir ayırım gözetmeksizin ilan edilmiştir. Yıldızlılar kolaylıkla dernek ve vakıflara sitemiz aracılığı ile ulaşabilmektedir.

100. yılda hangi çalışmaları yapmayı planlıyorsunuz?

YTÜ 100. yılını kutlarken, Koordinatörlüğümüz de 100. yıl projeleri geliştiriyor. Bunlardan en önemlisi 28 Mayıs Yıldız Günü projesidir. Bu yıl ilk defa kutlanması planlanan Yıldız Gününde, mezun, öğrenci, akademisyen ve personelimiz sevdikleri ile birlikte YTÜ Davutpaşa Yerleşkesinde bir gün geçirecek. Çeşitli etkinliklerin yapılacağı bu günde uzun zamandır Yıldıza gelmemiş ve özellikle Davutpaşa Yerleşkesini son zamanlarda görmemiş mezunlarımız, buradaki değişim ve gelişimleri görme imkânı elde etmiş olacaktır.

Yıldızlılık kimliğinin yeniden öne çıkması hedeflenmektedir. Bu günde öğrenci kulüpleri de stant açarak faaliyetlerini ve projelerini Yıldızlı ağabey ve ablalarına, büyüklerine anlatarak onlardan kendilerine yol göstermelerini, katkı sağlamalarını, teşvik etmelerini isteyeceklerdir. Ayrıca Yıldızlılığın ne demek olduğunu öğrencilerimiz, Yıldızlı büyüklerinden dinlemiş olacaklardır. Yıldız Teknik Üniversitesi, büyük hedefleri olan ve bu yolda emin adımlarla hızla büyüyen köklü bir üniversitedir. Bu hedeflere ulaşmak için en önemli dayanak noktalarından biri de Yıldızlı Mezun lobisi olacaktır. Yıldız Teknik Üniversitesi markasını güçlendirmek, yükseltmek, Türkiye’de ve Dünyada hak ettiği yere gelmesini sağlamak için; öğrenci, mezun, akademisyen ve personel işbirliği ve iletişimini sağlayarak Yıldızımızın daha güçlü ışıldamasını hep birlikte sağlayacağız. II NİSAN / 11

Yıldızlar 123


YTÜ İLETİŞİM BİLGİLERİ REKTÖRLÜK

34210 Esenler, İstanbul

34349 Yıldız-İstanbul

Faks: 0212 383 41 06

Faks: 0212 227 69 90

Web: www.fed.yildiz.edu.tr

Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı

Tel: 0212 383 41 04

Tel: 0212 383 20 53

E-posta: www.fed.yildiz.edu.tr

E-posta: ozelkalem@yildiz.edu.tr Web: www.yildiz.edu.tr

GENEL SEKRETERLİK

Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız-İstanbul Tel: 0212 383 20 62

Faks: 0212 261 43 60

E-posta: gsek@yildiz.edu.tr

Web: www.gsek.yildiz.edu.tr

İLETİŞİM KOORDİNATÖRLÜĞÜ

Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız-Istanbul Tel: 0212 260 08 00

Faks: 0212 327 37 69

E-posta: hik@yildiz.edu.tr

Web: www.bythi.yildiz.edu.tr

YILDIZ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (YILDIZ-SEM)

Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız-İstanbul Tel: 0212 383 31 45

Faks: 0212 383 31 49

E-posta: sem@yildiz.edu.tr

Web: www.sem.yildiz.edu.tr

FAKÜLTELER

EĞİTİM FAKÜLTESİ

GEMİ İNŞAATI VE DENİZCİLİK FAKÜLTESİ

Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız-İstanbul Tel: 0212 383 29 80

Faks: 0212 383 29 89 - 236 41 65 E-posta: gidf@yildiz.edu.tr

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Tel: 0212 383 25 17

383 20 00 / 2515-2516

E-posta: iibfkl@yildiz.edu.tr Web: www.iib.yildiz.edu.tr

İNŞAAT FAKÜLTESİ

Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız-İstanbul Tel: 0212 383 51 00

Faks: 0212 383 51 02

E-posta: ins@yildiz.edu.tr

Web: www.ins.yildiz.edu.tr

KİMYA-METALÜRJİ FAKÜLTESİ

Davutpaşa Kampüsü - Davutpaşa Cad. 34210 Esenler, İstanbul

Tel: 0212 383 4551 / 4552

Web: www.kim.yildiz.edu.tr

E-posta: kimfkl@yildiz.edu.tr

Faks: 0212 383 48 08

MAKİNE FAKÜLTESİ

Web: www.egf.yildiz.edu.tr

34349 Yıldız-İstanbul

ELEKTRİK ELEKTRONİK FAKÜLTESİ

Faks: 0212 261 66 59

Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı Tel: 0212 383 27 65-66 E-posta: makfak@yildiz.edu.tr

Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı

Web: www.mak.yildiz.edu.tr

Tel: 0212 261 19 98 - 383 23 85

MİMARLIK FAKÜLTESİ

E-posta: elk-fkl@yildiz.edu.tr

34349 Yıldız-İstanbul

34349 Yıldız-İstanbul Faks: 0212 259 49 67

Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı

Web: www.elk.yildiz.edu.tr

Tel: 0212 383 25 87

FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ

E-posta: mmrdekan@yildiz.edu.tr

Davutpaşa Kampusu - Davutpaşa Cad.

124 Yıldızlar NİSAN / 11

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Faks: 0212 259 42 02 -

Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı

34210 Esenler, Istanbul

E-posta: egf@yildiz.edu.tr

ENSTİTÜLER

34349 Yıldız-İstanbul

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ

Faks: 0212 383 4557

Tel: 0212 383 48 03

Sanat ve Tasarım Fakültesi Davutpaşa Kampus Davutpaşa Cad. 34210 Esenler- -İstanbul Tel: 0212 383 50 01 - 383 50 05 Faks: 0212 383 50 08 E-posta: sts@yildiz.edu.tr Web: www.sts.yildiz.edu.tr

Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı Çukursaray Binası 34349 Yıldız-İstanbul Tel: 0212 383 31 08 Faks: 0212 227 44 70 E-posta: fbe-mdr@yildiz.edu.tr Web: www.fbe.yildiz.edu.tr

Web: www.gidf.yildiz.edu.tr

Davutpaşa Kampusu Davutpaşa Cad.

SANAT VE TASARIM FAKÜLTESİ

Faks: 0212 261 05 49

Web: www.mmr.yildiz.edu.tr

Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı Çukursaray Binası 34349 Yıldız-İstanbul Tel: 0212 383 31 15-17 Faks: 0212 227 44 71 E-posta: sbemdr@yildiz.edu.tr Web: www.sbe.yildiz.edu.tr

YÜKSEKOKULLAR

MESLEK YÜKSEKOKULU

Büyükdere Cad. Maslak - İstanbul Tel: 0212 285 05 30 (4 Hat) Faks: 0212 276 68 88 E-posta: myo@yildiz.edu.tr Web: www.myo.yildiz.edu.tr

MİLLİ SARAYLAR VE TARİHİ YAPILAR MESLEK YÜKSEKOKULU

Merkez Kampus - Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız-İstanbul Tel: 0212 383 20 84 Faks: 0212 327 37 82 E-posta: mst-mdr@yildiz.edu.tr Web: www.mst.yildiz.edu.tr

YABANCI DİLLER YÜKSEK OKULU

Davutpaşa Kampusu Davutpaşa Cad. 34210 Esenler, İstanbul Tel: 0212 383 49 04 Faks: 0212 383 49 03 E-posta: ybdmdr@yildiz.edu.tr Web: www.ybd.yildiz.edu.tr




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.