WoMEN Dergisi Mart 2017

Page 1

WOMEN

ISSN 2147-530X

Sayı: 20 MART 2017

Röportaj -‘‘AYŞE TEKİNBAŞ’’ ‘‘Stiletto asla giymem. İnce topuk rugan ayakkabı da.’’

Feminist Sinemaya Ufak Bir Bakış

‘‘ Yılın en sevdiğim ve en gururlandığım hatta belki de en

hüzünlendiğigünü olan 8 Mart’ı bu filmlerle anmak güzel olacaktır.‘‘

KİM BU KADIN

‘‘Şimdi güzel kadınlardan bahsedeceğim; henüz bir cenin iken, perdenin arkasında olanları bilemiyoruz. ’’

Düğünler ve Gelinler

‘‘Aklınızdaki Gelinlikler’’


İMTİYAZ SAHİBİ VE GENEL YAYIN YÖNETMENİ Berna Tuğçe Çil bernatugcecil@womendergi.com SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Beyza Laro beyzalaro@womendergi.com SOSYAL MEDYA YÖNETİCİSİ Ayça Sezer aycasezer@womendergi.com MODA EDİTÖRÜ Gizem Akkaya gizemakkaya@womendergi.com GÜZELLİK EDİTÖRÜ Beyza Laro beyzalaro@womendergi.com GRAFİK TASARIM Ayça Sezer aycasezer@womendergi.com YAZARLAR Aslı Bal Aysu Özbay Berna Tuğçe Çil Beyza Laro Bilge Maya Ergun Saylak Deniz Erozan Derya Gökçe Demet Güngör Gizem Akkaya Gülben Yanardağ Gülban Yalçın Gülden Güçlütürk Karataş İzel Aytaç Meltem Canpolat Merve Kaya Mesut Özuzun Nihan Kırlıkovalı Sinan Sönmez Selin Tuğçe Aktaş Özge McAree Tuğçe Aksoyoğlu WOMEN DERGİSİ İLETİŞİM womendergi.com info@womendergi.com REKLAM VE İŞ BİRLİKLERİ İÇİN reklam@womendergi.com WOMEN DERGİSİ 'nde yayımlanan tüm yazıların hakları WOMEN DERGİSİ’ ne aittir . Yayınlanan ilanların sorumluluğu ise ilan sahiplerine aittir . WOMEN DERGİSİ yayınlanan ürünlerde yapılan fiyat değişikliklerinden sorumlu değildir. YAYIN TÜRÜ : Süreli aylık. YAYIN TARİHİ : MART 2017

ISSN 2147-530X


EDİTÖRÜN KALEMİNDEN

Resmen zaman akıp gidiyor. Daha dün yeni yıl kutlarken şimdi mart ayına giriş yapmış bulunmaktayız. 2017 akıyor resmen. Bu ay sizlere ayın anlam ve önemi olarak sadece kadınlar üzerinden bir sayı hazırladık. Kadınların değeri sadece 8 Mart’ta bilinmese keşke diye temennide bulunmak isterim ama, maalesef ki çok bir işe yaramıyor. Cinayetler devam ediyor, kadınlar ezilmeye devam ediyor. Hemcinsleri bile kendinde hak görmüyor ki, karşı cinsler kadında hak görsün modunda ilerliyoruz. Kadın annedir, kadın vicdandır, kadın güçtür, kadın ahlaktır, kadın namustur hayır efendim KADIN KADINDIR ve sırf bu yüzden değeri milyon kere hak eder. Bu ay da sizlere okuması keyifli yazılar hazırladık. İyi okumalar keyifli zamanlar. Hoş kalın. Berna Tuğçe ÇİL


İ ç i n d e k i l e r 31

a d mo G e z i n i p i T ücut

z u n u s o y ni i y i G i M öre

?

uza cudum li. ü v , ı r a rçal nem ğru pa kten bile ö nuz o D . a t e nok etm yorsu mli bir ndleri takip ayı satın alı e n ö k ir parç kten ço ek, tre ‘Gerçe ekilde giym ğendiğiniz b orsunuz.’’ ş ıy be uygun a duruşunu un kullanam ıd yg Siz ask ut tipinize u z c ü ilirsini b a y a ama v r uta uğ ıklığın gelinliğini m r ı k l a bir hay nuzda ermediğiniz u ğ u t ş bulu ans v nlikle e hiç ş i l v e n g u l i ızdak ikal o ‘‘Aklın yüzden rad bu bence eyin. ’’ en laka d tox ızın de ım ı r a l lap ırd r ve do zin için araşt o y ı r a k i e çı e, s örücüy pmadan önc g i n i r e işi ya ürünl sezon ezon alışver .’’ i n e y ni s atın alar ‘‘Mark rı geliyor. Ye rine bir göz le la zaman sesuar trend k a an ğımız r yand i i b a d aslın riniz imde, le kombinle n h i z et im da ben adife bir cek a k s r o ı Ç d ; K in. nlan kası yler ca var kadifen a fabri a karşı e ş m u r i k b o bun ir d fı da ntik tinde b iş günleri ve ‘Roma len bir tara ‘ n e k k skü Yor un da ma bilirsiniz. ’’ n New lları, çok uz i n ’ D B u a ‘‘A oş oluştur lışma k ağır ça k ücretler. ‘‘ şü çok dü

8M

T U A H n a ş ı k a Y A ’ T AR

11

V

17

r e l n i l e G e v r e l n ü Düğ

23

E R E T U O C E

ı s a y s o D il t S n ı r a l c 53 Bur Ş A B N İ K E T E Ş Y A : j a t r po ö R 39

A r a h a B 2017

27

E r ke k l

i r e l d n e r T ks e s u a r

s a m l O a d n u b o r ı d r erin Ga

A Ç R A P 6 n ı G e r e ke

29


e z ü

g 41

k i ll

lana zor ett k a b lm le bu vakit kay i b e ird ra ir şeh tıktan son b k ü ş üy la gibi b le elime u r i m z iy iİ ipariş krem ‘‘ Bu internet s ‘‘ e . dım v denedim n umede g uyg n i l e ula Pe ayın. er bu uyg m t u ı un ciltl pmay e akneli a y g lı v elin in pe larla olma ç i t l i ir c lık ıklı b belli ara l ğ a S ‘ ’ z lıdır.’ larını lama kaçınma an olam mada a t t a aya r. H yanla yetkiye d nız a m l a o ğu lar ve rmiş oldu likle yapm n a l o ve esin lisi sevgi ı olmanın anız ve k z i n i an am des ünüz akyaj uzm asla yapm n ü g ı , m şansl ’’ arken ardır ‘‘Yine .Uzun yıll akyaj yap istiyorum. r yanla sizlerle m aylaşmak , p narak n şeyleri e şgerek ün ba ğ ü l n bütü bi saçları u b a gi d ımız cildimiz ip olmak r a l ç Sa an sah ütün. soğuğund n saçlara b r i b mı lgu nın kavra Kış ayları lak ve do dim.’’ k i l l e r ‘‘Güz den biri! Canlı, pa nelim iste n i i . r r rolle etkileni ktaya değ a o mız d kaç püf n r i b için

m a e r C e b o r t S Mac

43

Geri S

47

.. ı d a l ş a a yı m B

.

j a y k a M

49

S

m h İ ı z ı n acları

. . . n i y e al Etm


p 51

K

o k si

miyo e l i b n arı olanl azdık. O a a d n ı tm as in ark melerini a ıyoruz n e d r pe aşl tek iken, çıkarın’’ lamaya b n i n ağ an r ce üz bi eni burad bir güzel n e h ra ‘’b m; eceği lmak için yoruz. Son ’ d e s h ’ an ba , orada ka yeni görü pıyoruz. d r a l dik ekle e ya adın zel k edebilsey rt gözle b ta sıvısı il ü g i d ‘‘Şim er tahmin ak bizi dö mu plesen r ğ u ruz. E r ve ilk ola ken solun yen y o ı iste lım geliy karnında a m at e p oku uların fes a t (Ann i k omş nkta ki ba ığından, k e d l i al ah nim s rkeğin fen u. ’’ e b , ,e on ken sterir alığından ormuşum ö g i ikiy tenh mıy ‘Gece ; gecenin ş ben anla m u anne arıyorm n ğında

? n ı d a K im Bu

55

s e S n ı n Kadı

r e V k a l ine Ku


E D E 57

d a z h u r ğ Fer

rde ık şii ir, t r A . şa lar yayım kitabıyla i n i r se Bu adlı e üksektir. tır.’’ ş u ğ Do yi y mış niden tsal düze ere yol aç e Y , na uğ ikl a Für idir ve sa i değişikl k d n ı l ı ic y en ha ’ m t y e a 3 e l n z 6 i ö k 9 e ‘‘1 aşma d in ve et rv rdu l ilindi şi yapıyo ası ɾ n g e u v d g e l s i e o da ram ıo iirind an ya a karşılığ cavüze uğ c İran ş o K te az. par ayırm ederler, ‘ ahişelerin e s F im z rsin k er.Tecavü çalışırlar. e y k l ya er ya da da irilmez’ d k yırtma n ı s a a t ya g n or urar ‘‘Yolu indir, ‘ara damgası v s etmiş ötü kadın tının k ebiya eyi d e diye ş gibi! ’’ pon kay ı e, Ja irlikte, hi eniys hakm r i k ere eb ned am g vmemekl enzerlik m a l se çık nb imi a bu tabiri öze çarpa ğ i t t e da rg ahs en b lan –aslın de yer ye d m i ’’ ayı erin t, k n top e m ‘‘Eve evski’si s er analizl uyorume ız eg t y lm erkek ayacağım aDosto ş ve karak ahsur bu , a d ar ay m lı pam ele a anmakta ız bu eyince ya e bu yazı m ı ğ l ı l d t d le ku kutla ahi, biz is ı bir kez ü n ’ n ü ı d r Gün rda ıkla ınlar zamanla rı ve yapt d a K o çi la Emek issedildiği an kadın a y n y Dü üh ıtla im ki ğının güçl ı bize kan d e t s ‘İ lı n . ’’ adığı n var lumu şeyin olm kte analım li hiçbir a hep bir l cılığıy

Ay

u r u F : i ın Şair

59

. . . k a m l O n ı d a Z o rd u r K

61

a m ş ı n Ta

63

67

T A Y I B

‘‘Yas

S İ E H İ R TA

I T L A İ N İMLERİ

A Y L R E L N HARF

r da maalesesfıl a l n ı d a K arı konularını, hakkını na u l u k o K n ’ ’ n istism yapacağı i k u m c o e e ç

n e ciz v çaresizce var. ’’ a t , i tler erin kitle inaye yan, ailel geniş bir c n ı ‘‘Kad yansıma eyen çok a basın ağını bilm c araya

IN D Y A Ş I ZDIRM

Z I M I R A L KADIN


S R Ü T L KÜ kış 69

T A AN

üzde ünüm ıştı g r a kad tılm er ne ım böyle a ’dan H . i t ag tlik ad ve eşi olsa da ilk vaş Kopenh erkek i r e y dın yor ir iş ş ya zsiz b cadele veri rildi. Yava ’de ise ka i c a t , mü 945 r ve tleri a saa or, her gün asına kara ar Günü. 1 m ş ı l olm dınl aşıy un ça a uyg ları için sav zel bir gün yıldı bu Ka h a d ö ey ya ak i tek ş ve kadın h ları üzerine İsviçre’ye r e l k i k n ed e ‘‘Gİst r eşitlik içi i. Kadın ha lmanya v A t a l kadın mı gelecek marka’ya, alandı. ’’ z ni va ve de ya’ya, Da nlaşma im a r u r Avust üzerine bi i eşitliğ

Fe m

a m e n i inist S

a B r i B k y a U fa


SP 73

R O

ı ğ ı l n a k

nalışka eu b r şil ile iş kiş rmemiş ki ler m r i t ane e ge geti halin ür haline i size bah r ü t l kü ült ekl sporu n, bunu k yniniz sür n e r Be iba rke tan it vam ettiri ı zordur. k u l k s e u ‘‘Çoc ı kolay d kazanma ‘‘ n ı ı . ğ r r ı lıkla alışkanl dıracaktı u rin b ek sizi kan r t üre e

ş ı l A r Spo


k a f t u m 75

. . . a r a ayanl

, erken l l e g en ye esini iyileşme i m ü y r ın bü davisinde bakterile r a l n rak o larının te enler bu a sağlıklı a r ı d l sa dah şün talık plara yolu has ğunu dü rak, kışa o r k i du ,m m ra riler i solunu zayıf ol ini arttı e t k a m i b b in et gi temin iyotik zit, n tük ‘‘ Prob ezle, sinü ışıklık sis , ve ayra n rt ağ grip, sağlar. B nir, yoğu y me katkı süzme pe eslen ob ) n ğ çi ep içere ilirler. ‘‘ Raw ( hem de d b ! e ” r i D ç r ge liyo FOO RAW imizi yeni “ i l er şek nme em hücrel e l s e ler b or h popü rjik tutuy n e arın ene manl dumuzu iyor. ‘‘ a z n ‘‘So em vücu inden ed r h şekli yağları ye lanan

E

r A a f i vde Ş

81

YALLAH

A L L A Y R KİLOLA

. Ş I K Ş I K R A L O L İ K Ş H. KIŞ KI



Mo da

KADINLAR İÇİN: VÜCUT TİPİNİZE GÖRE Mİ GİYİNİYORSNUZ ? K

adınlar olarak hepimizin sorunu giyinmekten çok, vücudumuza uygun şeyler giyebilmek. Kimimiz vücudumuza uygun parçaları bulmakta zorlanırken; kimimiz bu parçaları doğru kullanmayı bilmiyoruz. Gerçekten çok önemli bir nokta. Doğru parçaları, vücudumuza uygun şekilde giymek, trendleri takip etmekten bile önemli. Siz askıda duruşunu beğendiğiniz bir parçayı satın alıyorsunuz ama vücut tipinize uygun kullanamıyorsunuz. Çoğu kadın bunun farkında olmayıp, seçtiği parçalarla kendini olduğundan kilolu gösterecek şeyler giyiyor. Bu yanlışa bir dur demenin zamanı geldi!

Genel olarak sahip olduğumuz ya da etrafımızda rastladığımız vücut tiplerini adlandırırsak;

11

Armut Vücut Tipi Ters Üçgen Vücut Tipi Dikdörtgen Vücut Tipİ Kum Saati Vücut Tipi Elmas Vücut Tipi Oval Vücut Tipi


Önce işe, bu vücut tiplerinden kendi vücudunuza uygun olanı bularak başlamalısınız. Vücudunuzun hangi şekle ya da hangi tipe ait olduğunu bulduktan sonrası çocuk oyuncağı! Vücut tipinizi bilmek, doğru ve dengeli alışveriş yapmanızı sağlayacaktır. Üzerinizde düzgün durmayan bir parçaya servet harcayacağınıza, gerçekten sizing vücut hatlarınız için yaratılmış ömürlük bir parçaya servet harcamak, kulağa daha hoş geliyor. Haydi başlayalım:

12


ARMUT VÜCUT TİPİ: Eğer armut vücut tipine sahipseniz; vücudunuzun üst bölümü daha küçük, alt kısmı daha geniştir. Tipik Türk Kadını vücudu. Düzgün bir bele sahipsiniz. Feminen bir bel çevreniz vardır. Bu vücut tipini anlatan en bilindik ünlülerimiz; Beyonce, Jennifer Lopez Armut vücut şekline gore kıyafet önerileri: Alt kısmınız daha geniş olduğundan, tüm odak noktası üst kısım olmalı. Bunu ilk olarak aksesuarlarla sağlayabilirsiniz. Büyük (oversized) küpe veya kolye ilk tercihiniz olmalı. Ne giyerseniz giyin, mutlaka büyük bir mücevherle taçlandırmalısınız. Odağı üst bölgeye çekmelisiniz ki, gözler kalçalarınızdan kalksın. Çok dar kıyafetler seçmemeye özen gösterin. Üst parçaları seçerken, mutlaka baskılı ya da renkli olmasına dikkat edin. Fazla bol üstlerden kaçının. Kalçanızı kapattığını sandığınız uzun parçalar, aslında kalçanızı olduğundan daha büyük gösterir. Etek ve pantolon seçerken, büzgülü kemerlerden yararlanın. Asla baskılı veya çok açık renkli pantolonlar tercih etmeyin. Yüksek bel ve crop top gardırobunuzun baş tacı olmalı. Çizgiyi en güvendiğiniz bölgeniz olan belinizde belirlemelisiniz. Akıcı kumaştan olan pantolonları tercih edin.

TERS ÜÇGEN VÜCUT TİPİ: Eğer ters üçgen vücut tipine sahipseniz; geniş omuzlarınız, normal ölçülerde beliniz, ince kalçalarınız ve uzun bacaklarınız var demektir. Mükemmel bacaklarınızı ön plana çıkarmaktan korkmayın. Ve göğüsleriniz ilgi çekmek, dekolte kullanmak için ideal. Bu vücut tipini anlatan en bilindik ünlülerimiz; Angelina Jolie, Demi Moore Ters üçgen vücut şekline gore kıyafet önerileri: Fazla süzülen parçalardan uzak durun. Geniş omuzlu (vatkalı) ceketler sakın giymeyin. Yamalı cep detaylı parçalar kullanın, geniş omuzlarınızı dengeleyecektir. Çan etek modelinde genişleyen etekler tercih edin. Düşük kemerler, ilginin belinize yönelmesini sağlar ve görünümünüzü dengeler.

13


DİKDÖRTGEN VÜCUT TİPİ: Eğer dikdörtgen vücut tipine sahipseniz; üst bedeniniz ile alt bedeniniz eşittir. Göğüs kafesiniz büyük, bedeninizin alt kısmı düzdür ve bacaklarınız incedir. Bacaklarınız sizing için servettir. Onları ön plana çıkarmaktan korkmayın. Bu vücut tipini anlatan en bilindik ünlülerimiz; Cameron Diaz, Gwyneth Paltrow Dikdörtgen vücut şekline göre kıyafet önerileri: Kolsuz üstleri tercih edin, omuzlarınız vurgulansın. Mutlaka gardırobunuza korselı bir üst veya korseli bir elbise ekleyin. Korse detaylı parçalar sizi kıvrımlı bir görünüme kavuşturacaktır. V yakalı üstler boynunuzu ince gösterir. Çok düşük belli pantolonlar tercih etmeyin. Asimetrik etek uçlarını deneyin. Düz kesim etekleri de tercih edebilirsiniz. Kemer sakın kullanmayın. Orta bölümde bollaşan elbiseler seçin. Kısa eteklerle, uzun ceketler; uzun kesimli eteklerle de uzun gömlekleri bütünleyerek kullanın.

14


KUM SAATİ VÜCUT TİPİ: Eğer kum saati vücut tipine sahipseniz; küçük bir kemik yapınız, belirgin beliniz, düzgün bacaklarınız ve kavisli kalçalarınız var demektir. Bu vücut tipini anlatan en bilindik ünlülerimiz; Sophia Loren, Halle Berry Kum saati vücut şekline göre kıyafet önerileri: Vücudunuzu saklayan dalgalı üstlerden kaçının. Büzgülü parçalar (şalvar) belinizi vurgular ve bacaklarınızı ön plana çıkarır. Düşük bellı pantolonları tercih edin. Üzerinize seçtiğiniz parçaların, tam kalça hizzasında bitmemesine özen gösterin. Mutlaka üzerinize outran parçalar seçin. Parlak renkler yerine, doğal renklerden yana seçim yapın.

ELMAS VÜCUT TİPİ: Eğer elmas vücut tipine sahipseniz; omuzlarınız ince, kalçalarınız ve baldırlarınız geniştir. Armut vücut şekli ile karakteristik olarak birbirine benzer vücut tipiniz vardır ama elmas vücut tipindeki kadınların vücudu, daha kavislidir. Üst bedeniniz daha incedir. Bu vücut tipini anlatan en bilindik ünlülerimiz; Salma Hayek, Catherine Zeta Jones Elmas vücut şekline göre kıyafet önerileri: Arka kısmında detay olan pantolonlardan uzak durun. Kalçanıza doğru bollaşan ceket, triko ve bluzleri; üzerinize oturan gömlekleri tercih edin. Pileli bir etek yanlış bir seçim olacaktır. Bol ve dökümlü elbiseler üst bölgenizi gizler ve bacaklarınızı ön plana çıkarır.

15


OVAL VÜCUT TİPİ: Eğer oval vücut tipine sahipseniz; büyük göğüsleriniz, geniş göğüs kafesiniz, yuvarlak bir alt bölgeniz, dar bir kalçanız, ince ve düzgün bacaklarınız var demektir. Bacaklarınızı mutlaka ön plana çıkarmalısınız. Bu vücut tipini anlatan en bilindik ünlülerimiz; Kate Winslet, Elizabeth Hurley Oval vücut şekline göre kıyafet önerileri: V yaka parçalar boynunuzu uzun gösterir. Yaka dökümü olan parçaları tercih edebilirsiniz ancak çok abartılı detaylardan kaçının. Üzerinize yapışan parçalardan uzak durun. Oversized ve uzun gömlekler, ilginin bacaklarınıza yönelmesini sağlar. Dökümlü üstler ve boyundan askılı elbiseler, baldır hatlarınızın ortaya çıkması açısından iyi bir seçim olacaktır. Mutlaka ince dikey çizgili parçalar tercih edin. Geniş kemerler kullanmayın. Gardırobunuza kısa etekler ekleyin.

Vücut tipiniz her ne olursa olsun, giydiğiniz ve yaptığınız herşey tüm kadınlara yakışır. Sadece içinizdekini yansıtmaya çalışın. Tüm kadınlara kucak dolusu sevgilerimle

Gizem AKKAYA

16


DÜĞÜNLER ve GELİNLER B

ir yandan soğuk havaların etkisinin devam ettiği şu günlerde bir yandan da yaz planları yapılmaya başladı. Malum yazın vazgeçilmez organizasyonlarından düğünlerin de tarihleri ve yerleri belli oldu. Çocukluğumuzdan hayallerini kurmaya başladığımız o büyülü gün için tatlı telaşlar başladı. Doğru gelinliği seçmek hayallerdeki fotoğraf karesini yakalamak elbette zor. Gelinlik seçiminde en önemli şeylerden biri son ana bırakmamak. Onca telaşın arasında gelinliğiniz çok önceden hazır olmalı. Aklınızdaki gelinlikle buluştuğunuzda hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz bence bu yüzden radikal olun ve hiç şans vermediğiniz bir gelinliğini mutlaka deneyin.

Bir diğer önemli konu ise misafirlerinizle tek tek ilgileneceğiniz, oturmaya fırsat bulamayacağınız uzun saatler süren bu güzel organizasyonda sizin konforunuz her şeyden önemli. İçinde rahat hissettiğiniz, özgür hareket ettiğiniz bir kumaş tercihinde bulunmanızı öneririm. Işıltıların, işlemelerin büyüsüne kapılıp içinde rahat hissetmediğiniz gelinliği almayın. Bütün gece yüzünüzde damadı da üzecek bir ifade olmasını istemeyiz.

17


Gelelim bütçeye. Her bütçeye uygun gelinlik bulmak mümkün. Kullanılan malzemeye , tasarımcıya göre fiyatlar değişkenlik gösteriyor. Hayalinizdeki gelinliği bulursunuz bütçeniz uygun değildir, bütçenize uyan içinize sinmez.

Bu konuda tüm içtenliğimle şunu söylemek isterim; ne giyerseniz giyin o günün ışıltısı sizin güzel gülüşünüz olsun ve eminim bu her şeyin önünde sizin melek gibi görünmenizi sağlayacak.

18


Sizin için birkaç gelinlik modeli seçtim. Umarım bu süreçte size yardımcı olur.

Saten gelinlik modelleri Açıkcası zor bir kumaştır. İnce işçilik ister. Dikişler özenle olmalıdır. Hatayı çok çabuk ele verir. Tercihen benim uzak durduğum bir kumaştır lakin iyi bir kumaş ve dikişle bir araya gelince elegant bir görünüm yakalayabilirsiniz.

19


Düşük omuzlu gelinlik modelleri Tüm vücut tipine rahatlıkla önerebileceğim bir model. Omuz dekoltesi incecik bir kolye ile bir araya geldiğinde zarif bir görüntüye kavuşacaktır.

Prenses gelinlik modelleri Kabarık model sevenler için oldukça gösterişli bir tercih olur. Gerçekten adı üzerinde prensesler gibi bir giriş yaparsınız düğününüze. Size tavsiyem yoğun tüllerden oluşan bu modellerde taş ve pul işlemelerinden uzak durun. Hepsi bir araya geldiği zaman abartılı,sizi gölgeleyen bir görüntü oluşur. A kesim gelinlik modelleri Favorim olan bu modeli sona bıraktım. Ben bir gelinin romantik ve elegant görünmesinden yanayım. A kesim bir gelinlik tercih edecekseniz dantel işlemeleri , tadında bir sırt dekoltesi çok yerinde bir seçim olacaktır. Üstelik düğün boyunca rahatlıkla hareket edebileceğiniz konforlu bir model.

20


Balık gelinlik modelleri Son yılların en çok tercih edilen modellerinden. Vücut şekliniz bu modeli tercih ederken oldukça önemli. Bedeninizi saran bu tarz gelinlikler kusurları ön plana çıkarabilir. Bölgesel kilolarınızdan özellikle karın bölgenizdeki yağlanmalardan şikayetçiyseniz bu tarz gelinlikleri tercih etmemelisiniz. İnsan hayatındaki ‘en özel anlar’ listesine eklenmeyi hak eden bu gün için size söylemek istediğim tek şey, içinde kendinizi en mutlu hissetiğiniz işte bu dediğiniz gelinliği seçin. en güzel aksesuar ,kusursuz bir kıyafet, göz alıcı bir makyaj yüzünüzdeki gülümsemeden daha iyi olamaz.

21

Tuğçe AKSOYOĞLU



2017 Bahar Aksesuar Trendleri B

ahar aylarına yavaştan giriş yapıyoruz. Markalar yeni sezon ürünlerini görücüye çıkarıyor ve dolaplarımızın detox zamanları geliyor. Yeni sezon alışverişi yapmadan önce, sizin için araştırdığımız aksesuar trendlerine bir göz atın.

Choker ; 90’lardan günümüze gelen choker kolyeler bu yaz da trend olmaya devam ediyor. Sadesi, zincirlisi ve ya taşlısı. Tarzınıza ve modunuza uygun choker’lar, boyunlarımızı doldurmaya devam ediyor. Aynı Olmayan Küpe-Tek Küpe ; Artık küpelerinizin teklerini kaybettiğinizde üzülmeyeceksiniz çünkü bu sezon küpelerde, hem iki kulağa farklı küpe takma hem de tek küpe takma trendi var. Uzun ve sallantılı küpelerinizi, sade küpelerinizle kombinleyebileceğiniz gibi, tek küpe takıp bu trende ayak uydurabileceksiniz.

23


Broş ; Broşlar bu sezon tahtlarını korumaya devam ediyor fakat artık daha ışıltılı. Kullanım alanları daha da genişleyen broşları artık yakamızda, elbise kemerinde ve aksesuar olarak kullanmaya başlıyoruz.

İri Kolye ; Kolyeler bu sezon gitgide büyüyor. İri zincirli ve iri taşlı olanlar ön planda. Sade kıyafetlerinizi bu kolyelerle hareketlendirebilirsiniz.

24


Bileklik ; Bileklikler arm party çılgınlığına devam ediyor. İster iki kolunuzda isterseniz de tek kolunuzu taşlı bilekliklerle donatabilirsiniz.

Halhal ; Halhallar bu yaz sadelikten çıkıp altın çağlarını yaşıyorlar. Taşlı bilekliklerden hallice olanlarla, bu yaz beach partilerde gözler ayak bileklerinizde olacak.

25


Korse Kemer ; 1830’lu yıllara dayanan korseler bu sezon kemerlerle birleşerek, ince belleri ortaya çıkarıyor. Tişörtlerin ya da elbiselerin üstlerine takıp, tarz görünmek isteyenler bu trendi mutlaka denemeli...

Eldiven ; Soğuk havaların kurtarıcısı eldivenler, daha naif bir havaya büründüler ve zamansız parçalar arasına girdiler

Selin Tuğçe AKTAŞ

26


BAHARA HAZIRLIK: GEÇİŞ DÖNEMİNDE ERKEKLERİN GARDIROBUNDA OLMASI GEREKEN 6 PARÇA E

rkekler için “Ne bulursam giyip çıkarım!” dönemi biteli çok oldu. Her seferinde söylediğim gibi tarz olmak artık sadece kadınların ilgilendiği bir konu değil. Tarz olmak, iyi parçalar bulmak; ne eskisi gibi zor, ne de eskisi gibi pahalı. Yani; yok öyle ekoseli gömleğin içine baskılı tişört giymeler!

Yazın basic beyaz tişört ve Jean kombini bile kurtarıcı olurken, geçiş dönemlerinde dengesiz havalardan kaynaklı çok fazla parçayı hem işlevsel kullanmak hem de iyi kombinlemek gerekiyor. Dolayısıyla bu geçiş döneminde işler biraz daha zor. O yüzden hayat kurtarıcı parçalar bu dönemde daha da önemli hale geliyor. Gelin size ilham olabilecek o parçalara göz atalım.

1. Basic Kazaklar

Kazaksız bir gardırop tabi ki düşünülemez. Ama kazağın dokusu, kumaşı, rengi, kesimi çok önemli. Her erkeğin mutlaka vücut tipine uygun bir koyu (lacivert, siyah), bir de toprak tonlarında kazağının olması gerek. Hem Jean, hem de kanvas pantolon içine; gömlek veya tişört ile birden fazla şekilde kombinlenebilir. Mutlak suretle dikkat edilmesi gereken şey ise; kazağın tüylenmemiş olması.

2. Siyah Deri Mont

Sıra, baharın gelişinin habercilerinden biri olan siyah deri montta. Neredeyse her tarzla uyumlu olabilmesi bakımından, özellikle bu ayların joker elemanı. Ama bu parçada da kesim ve doku çok önemli. Kişisel veya maddi nedenlerden ötürü, gerçek deri kullanmak istemeyebilirsiniz. Naylon görünümlü, parlak ve kalitesiz duran yapay deriler, koşarak uzaklaşılması gerekenler arasında.

27


3. Blazer Ceket Takım elbise giyilecek kadar değil ama jean-gömlek ile de gidilmeyecek resmiyetteki organizasyonlar için doğru adres: blazer ceket. Siyah ya da lacivert renkli, dar kesim bir blazer ceket her erkeğin dolabında olmalı.

4. Jean Pantolon Birçoğumuz jean pantolonları günlük hayatımızda sıkça kullanıyoruz. Bu sıklık da hataları beraberinde getiriyor. Aşırı taşlanmış ya da çok düşük bel pantolonlar bizi olduğumuzdan daha kilolu gösterebilir. Doğru seçilmiş bir jean ise dolabımızın jokerlerinden olabilir. İster tişört, ister gömlek, ister basic kazaklar ile harika kombinler yaratılabilir.

28


5. Güneş Gözlüğü Erkeklerin kapatıcısı yoksa güneş gözlüğü var! Uykusuzsunuz, yorgunsunuz ya da o gün kendinizi iyi hissetmiyorsunuz ama evden çıkmanız ve tarz gözükmeniz gerek. İşte ilacınız: yüzünüze cuk diye oturmuş bir güneş gözlüğü. Kalitesiz gözükmesinden çok sağlıksız olması nedeniyle sahte olan gözlükler, uzak durulması gerekenlerden.

6. Fular Yazmaktan usanmayacağım favori aksesuarımı sona sakladım. Kışın ya da böyle geçiş dönemlerinde hem işlevsel hem de çok tarz oluyor fularlar. Kullanıldığında bir anda tüm “look”un havasını değiştiriyor. Montun her türlüsü, takım elbise, blazer ceket gibi neredeyse tüm parçalar ile kullanılabilmesi bakımından da, dolabın jokerlerinden.

Bahara harika bir başlangıç yapmanız dileğimle,

29

Aysu ÖZBAY



8 MART’A YAKIŞAN HAUTE COUTERE E

vet sonunda geldi bahar ayları. Bu ayın biz kadınlar için önemi büyük! 8 Mart Dünya Kadınlar günümüz kutlu olsun! Peki bu ay nasıl ortaya çıktı? ABD’nin New York kentinde bir dokuma fabrikası; Çok ağır çalışma koşulları, çok uzun iş günleri ve buna karşı çok düşük ücretler. Koşulların her geçen gün daha da dayanılmaz hale gelmesi, kadın işçilerin artık tahammül sınırını zorlamaya başladı. Greve çıkma kararı alan kadınlar, taleplerini de açıkladılar: “Daha iyi koşullarda çalışmak, 10 saatlik iş günü, eşit işe, eşit ücret. ”Bu sırada çıkan olaylar sırasında fabrika içinde şüpheli bir yangın başladı ve 129 kadın, yangında hayatını kaybetti. Takvimler 8 Mart 1857’yi gösteriyordu. İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katıldı.

Bu aya yakışan en güzel defileler ise bana göre tasarımcıların haute couture koleksiyonları. Çünkü herşey el emeği, herşeyde ince detaylar ve yüksek hayal gücü yer alıyor. Bazı tasarımcıların İlkbahar/Yaz Couture 2017 defileleri Paris Couture Haftası kapsamında sunuldu. Evet bu defileler Ocak ayının sonlarında gerçekleşti ama ben sevdiğim birkaç defileden bahsetmek istiyorum. Couture denilince benim ilk aklıma gelen Lübnanlı tasarımcı Zuhair Murad oluyor! Murad denilince ise akla ilk işlemeler ve ihtişamlı kırmızı halı görünümleri gelir. Yine bu kural bozulmadı ama bu kez tulumlar da göze çarptı.

31


Pastel tonları, maviler, yeşiller ve kırmızı-pembe, siyah-beyaz matchleri ile podyum yine dolu doluydu. Bu kış kendini gösteren puantiyeli çoraplar ise Murad’ın defilesinde dikkatlerden kaçmadı. Esrarengiz tasarımcı (esrarengiz diyorum çünkü Margela ve ekibinin ortalarda neredeyse hiç fotoğrafı yok hatta böyle bir kişinin hayal ürünü olduğunu bile söyleyenler var) Martin Margiela’nın tasarımları, yine birbirinden ilginç ve gözalıcı! Defilede siyah-kırmızı ve siyah-beyaz matchlerin hakim olduğunu görüyoruz ve kesinlikle bu farklı tasarımlara bayılmamak elde değil. Özellikle ben, beyazın üstüne siyah tüllerden kadın silüetinin oluşturulduğu tasarıma ba-yıl-dım!!!

Valentino ise Yunan tanrılarından ilham alarak abartıdan uzak, oldukça sade, genelde pastel tonlarının ağırlıkta olduğu bir koleksiyonla karşımıza çıkıyor. Burada göze çarpan detaylar ise; uzun uçuşan elbiseler, pililer ve tüller oluyor. Bu detayları önümüzdeki günlerde bol bol göreceğiz hatta görmeye başladık bile diyebiliriz.

32


Işıltılar, işlemeler, pullar, payetler eğer sizing de ilgi alanınızsa; Elie Saab’ın koleksiyonu tam size göre! Chanel defilesinde en göze çarpan detay kesinlikle bel kemerleri. Chanel’in ikonikleşen tüvitlerinde, gümüş ve ışıltıların arasında yani her bir parçasında bel kemerlerini görebiliyoruz. Bir diğer göze çarpan detay ise; renkli tül ve püsküller oldu.

Paris Haute Couture haftasında en çok konuşulan defile şüphesiz, Christian Dior’a aitti. Bu defile, Maria Grazia Chiuri’nin Dior adına hazırladığı ilk koleksiyondan oluşuyor. “Hayal kurma fikrini ve yeteneğini kaybetmek istemiyorum. Ama bu hayalleri, couture adına giyilebilmesi mümkün bir forma dönüştürmek istiyorum” diyor, Dior’un yeni kreatif direktörü. Öyle de oldu gerçekten. Defilede daha çok siyahın hakim olduğunu görebiliyoruz ve diğer coutere defilelerinde olduğu gibi aşırı işlemeler yerine, daha belli belirsiz işlemeler görüyoruz. Bu yılın vazgeçilmezi kadifeler de, bu defilede yerini almış durumda.

33


Givenchy defilesinde en göze çarpan detay, victorian tarzı oldu. Zaten son yıllarda hep geçmişe dönüşler başlamamış mıydı? İşte Givenchy de bize tam olarak bunu gösterdi bu defilesinde. Ayakkabı ve kıyafetlerin aynı desenlerde olması ise yeni bir moda akımının habercisi gibi, benden söylemesi Bunlar dışında çoğu tasarımcının defilesinde gördüğümüz gibi yine kuş tüyleri ve püskül detayları yer alıyordu.

İzel AYTAÇ

34


BURCLARIN STiL DOSYASI 35

B

urcumuz çoğu zaman karakterimizin aynasıdır. Huylarımız, zevklerimiz her burçta olduğu gibi birbirinden farklıdır. Nasıl bazen burcumuza göre hareket ediyorsak, günlük hayatımızdaki kullandığımız kıyafetleri de burcumuza göre düzenleyebiliriz. Çoğumuz belki de bunun farkında olmadan giyiniyor. Gelin burcunuza uygun stil dosyasını birlikte inceleyelim, belki bilmediğiniz birçok yönünüz çıkacak ortaya.

Koç Burcu Her burcun karakteristik özellikleri farklı olduğu için,burçların kendi içlerindeki stilleri de oldukça farklıdır. Tüm dikkatleri üzerinde toplayan hava bir kadın mı gördünüz? Yoksa Koç Burcu mu? Aksesuar onun vazgeçilmez bir parçasıdır, aksesuarları büyük bir zevkle kullanmaya bayılırlar. Gösterişli ve şatafatlı giysiler tam onlar içindir. İpekli kumaşları tercih ederler. Alışverişe çıkması için plan yapmasına gerek yoktur.Görür, beğenir ve alır.Mağaza mağaza gezmesinin sebebi görsel zevkini doruklarda yaşama sevdasıdır. Kırmızının dikkat çekici güçlü duruşu Koç Burcu Kadınını en iyi yansıtandır. Ayrıca gök mavisi ona çok yakışır. Liderlik yönü baskın olan bu güzel kadınlar fabrikadan çıkmışçasına birbirine benzeyen parçaları kullanmayı sevmezler. Saten kumaşı sevdikleri kadar, keten ve trikoda yakaladıkları sportif uyum hoşlarına gider. Gözlük ve saat konusunda hassas ve seçicidirler. Mariah Carey, Nurgül Yeşilçay, Norah Jones, Aslı Tandoğan ünlü Koç burcu stil kadınlarındadır.


Balık Burcu Duygusal Balık kadını, kullandığı parçalarla da kendini belli eder. Naif ve soft kumaşları/renkleri tercih eder. Dikkat çekmek yerine, sadelikleriyle ön plana çıkarlar. Bahriyeli etek, jile ve kapişonlu parçaları severler. Gardıroplarında bulunan parçaların hepsi yumuşak ve ipeksi bir dokuya sahiptir. Kumaş seçimine önem verirler. Ayakkabı aşığı olan Balık kadını, aksesuar olarak sadece halhaldan şaşmaz!

36


37



röpo rtaj

AYŞE TEKİNBAŞ Çılgın, hareketli, yerinde duramayan, samimi. Görsel vitrin tasarım uzmanlığı, tasarımcılık, stylist’lik.. Daha ne olsun? Moda ile ilgili hayatının her adımında herşeye yer var. Hareketli karakterini tasarımlarına ve stiline de yansıtmış. Çalışmaları oldukça başarılı. Benim diyen, gelsin görsün! Bu ismi aklınızdan çıkarmayın! Ayşe Tekinbaş! İleride fazlaca duyacaksınız.

- Ayşe Tekinbaş kimdir? 1991 doğumlu, İstanbullu tasarımcı bir babanın kızıyım. - Moda sektörüne nasıl adım attın? Aslında adım atmadım. Ben doğmadan once kaderimin bu sektöre yazıldığına inanıyorum. Çok küçük yaşta kumaşların, iğne-ipliğin ve tasarımların içinde gözümü açtığım için çok şanslı hissediyorum kendimi. Babamın gençliğini yaşıyorum diyebilirim. Sevdiği işi yapan, işine aşık, mutlu bir insanım.. - Asla giymem dediğin bir parça var mı? Evet! Stiletto asla giymem. İnce topuk rugan ayakkabı da. - Bu sektörde çalışna bir çok ünlü isim var. Seni diğerlerinden ayıran şey nedir? Beni sektördeki diğer isimlerden ayıran tek şey ‘kendim gibi’ olmam. - İşini yaparken ilham aldığın şeyler neler? Müzikten ilham alıyorum. O günkü ruh halim ve toplumsal olaylar tabii ki işime yansıyor. Ürettiğim tüm fikirler benim ilham kaynağım.

39


- Ayşe Tekinbaş günlük hayatında nasıl bir stil kullanmayı tercih ediyor? Yine giydiğim kıyafetler ruh halime göre şekilleniyor. Bu konuyla ilgili net bir cevap vermek doğru olmaz o yüzden. Kimi zaman rengarenk; çılgın bir kız. Kimi zaman ise sade; minimal bir kadın. - Stilini en çok beğendiğin ünlüler/tasarımcılar var mı? Stilini tek beğendiğim isim; Chiara Ferragni - Bu benim mesleğim değil, tutkum’ diyorsun. Bu sektörü tercih edenlere bir önerin var mı? Tabii ki! Tek sırrı, çok çok çok çalışmak!

- Gardırobunun olmazsa olmaz parçaları nelerdir? Her daim denim!

Gizem AKKAYA

40


GÜZE LL IK

MAC STROBE CREAM M

akyajını ışıltılı bitirmeyi sevenlere bahsetmek istediğim bir ürün var. Mac’ten Strobe Cream. Bu kremi İzmir gibi büyük bir şehirde bile bulmakta zorlandım ve internet siparişiyle elime ulaştıktan sonra vakit kaybetmeden denedim. Nede olsa biz kadınlar olarak, ilk kez deneyeceğimiz her kozmetik ürünle mucize bir güzelliğe kavuşacağımıza inanıyoruz içten içe. Ve o muhteşem güzelliğe kavuşmak için ne kadar acele edersek, rekabetin acımasız çarkları arasından o kadar çabuk sıyrılacağımızı düşünüyoruz. Gelelim ürün ile ilgili deneyimlerime:

Eğer makyajınızı mat bir görünümle sona erdirmekten hoşlanıyorsanız, sizin ürününüz olmayabilir. Ama küçük dokunuşlarla, belli belirsiz ışıltılar katmak istiyorsanız, doğru ürünü buldunuz demektir. Burada anahtar kelime doğal görünüş. Çünkü ışıl ışıl parlatan bir ürün değil asla. Burnunuzun ucunda, elmacık kemiklerinizin üzerinde ışığı yansıtan ıslak ama göze batmayan bir makyaj vadediyor. Fondötenin altına baz olarak kullanıldığında ise, makyajınızın canlı görünmesini sağlıyor. Ben makyajımda hafif parıltıları seviyorum. Daha genç ve fresh bir görünüme hayır diyemiyorum. Bu nedenle makyaj çantamın enleri arasına girmeyi başardığını rahatlıkla söyleyebilirim.

41

Aslı BAL



Geri sayım başladı! Ö

zel bir gün, en yakın arkadaşının doğum günü partisi, kardeşinin nişanı ya da sein evlilik günün! Güzelliğine güzellik katmak için, geri sayım sürecinde dikkat etmen gerekenleri özenle derledim. Geri sayım için cilt bakımınıza en az altı aydan önceden başlamanız gerekmektedir. O gün geldiğinde tamamen hazır olmalı ve parlamalısınız. -Sürecin başlangıcı için sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez cilt bakımınızı yapmanız gerekiyor. -Cildinizi derin uykusundan uyandırmak için ona bir merhaba deyin. -Her sabah temiz cildinize yüz yıkama jelleri ile masaj yaparak uygulamanıza başlayın. Bu işlemin daha çok işe yaraması için gözeneklerinizin de temiz ve açık olması gerekir. Gözenekleriniz için de yine günde iki kez olmak üzere özel olarak cildinizde kullanabileceğiniz fırçalar ile uygulamalara başlayın. Bu başlangıç işlemleri bile cildinizin pürüzsüz olmasına yardımcı olacaktır.

Sağlıklı bir cilt için peeling yapmayı unutmayın. Peeling uygulamalarınız belli aralıklarla olmalı ve akneli ciltler bu uygulamadan kaçınmalıdır. Peeling içeriğindeki taneciklerle akneli ciltlerde tahrişe neden olabilir. Böyle ciltlerde önce akne tedavisi uygulanmalıdır. Tüm uygulamalar için kaliteli markaların ürünlerini tercih etmenizde fayda var. İşlemleri kolaylıkla evinizde uygulayabilirsiniz. Ya da bir güzellik merkezini tercih edebilirsiniz.

43


-Yüz güzelliğiniz kadar ayak güzelliğinize de dikkat etmelisiniz. Ayaklarınıza da gereken önemi gösterirseniz mutluluğa ayak atmış olursunuz! Ayaklarınıza da maske yapıp, kremler sürmelisiniz. Düzenli olarak pedikür yaptırmayı da unutmayın. -Özel gününüze doğru kendinize güvenebileceğiniz bir saç tasarımcı ve bir makyöz bulmalısınız. İhtiyacınız olduğunda kendinizi bir solukta yanında bulabileceğiniz bir tasarımcı ve makyaj sanatçısı olmalı. -Makyaj trendlerine dikkat eden sezonun en önemli renklerini cikdinizde kullanmaktan korkmayın. Turuncular, maviler, şeftali tonları, şekerimsi renkler... Kırmızıyı hu yıl her yerde göreceğiz; dudaklarda, gözlerde, yanaklarda... Cildinize yakışan tonları kullanın. Cildinize yakışmayan renkleri kullanmak sizi daha soluk veya daha yorgun gösterebilir. Sürenizi iyi kullanın ve cildiniz için en uygun makyaj malzemelerini ve renklerini modaya uygun bir şekilde kullanın.

44


-Tırnak bakımı da bu güzellik sürecinde önemli hir noktadır. Tırnaklarımızın bakımlı görünmesi size ayrı hir hava katacaktır. Güçlü, sağlıklı ve aynı boyda tırnaklar için düzenli olarak manikür yaptırmalısınız. Bu işlemi diğer işlemler gibi evde kendiniz de yapabilir ve güzel tırnaklara kavuşabilirsiniz. Her hafta tırnaklarınızı kesip törpüleyebilir ve yoğun nemlendirme özelliği olan içeriği vitaminlerle zenginleştirilmiş olan bir el kremi ile de bakımınızı yapabilirsiniz. -Stressiz bir gün için özenle hazırlanmış bir duş size çok iyi gelecektir. Rahatlatıcı etkilere sahip olan ürünlerle kendinizi şımartabilirsiniz.

-Özel gün yaklaştıkça bakımlarımızı yaptıktan sonra makyaj tercihlerinizi artık netleştirmelisiniz. Özellikle fondöten! Fondöten seçiminiz çok önemli. Yüzünüzde sıkıntılı olarak gördüğünüz bölgeleri ve yorgunluk izlerinizi kapatacak bir ürünü makyaj çantanıza koymuş olmalısınız. Doğal bir kapatıcılığa sahip ve ışıltılı, canlı görünüm veren ürününüzün mineral içerikli olması size daha faydalı olacaktır. Ve elbette gözenekleri tıkamayan bir fondöten olmalıdır. -Özel güne son iki hafta kala saçlarınızı bu güne hazırlamayı unutmayın. Saçınız boyalı ise diplerinizi kontrol edin ve cilt renginize uygun olduğuna ‘emin olduğunuz’ saçınızı tekrar boyatın. -Saçlarınız için belirttigim iki haftalık sürecin sebebi, boyanan saç ilk günlerde yapay bir görünümde olur. Boya iki haftalık süreçte akar ve renk daha çok oturacaktır. Boya sebebiyle sertleşen saçınız eski yumuşaklığına kavuşacaktır. Tüm bu süreçlerin yanısıra cildiniz, vücudunuz ve sağlığınız için bol bol su içmeyi ve sağlıklı bir beslenme alışkanlığını rutin haline getirmenizi tavsiye ederim. Unutmayın! En ışıltılı güzellik, sağlıklı güzelliktir.

45

Beyza LARO



MAKYAJ Çok şükür bir sevgililer gününü sevgilisiz, kazasız, belasız atlattık bir kısmımız. Sevgilisi olanlar sizi hiç kıskanmadık !? Suratımıza elimize geçen bütün makyaj malzemelerini yüzümüze gözümüze boca edip, asla sevgili aramadık zaten. Yine şanslı gününüzdesiniz sevgilisi olanlar ve olmayanlar. Hatta olamayanlar. Uzun yıllardır makyaj uzmanı olmanın vermiş olduğu yetkiye dayanarak, sizlerle makyaj yaparken, asla yapmamanız ve kesinlikle yapmanız gereken şeyleri paylaşmak istiyorum. Ayyy çok heyecanlı! Son günlerde herkes makyaj uzmanı, herkes her şeyi biliyor malum.

1. Eğer gözenekleriniz gözle görünür derecede ise ve olmaz olası siyah noktaya sahipseniz; Kural; cildinize ıslak bitişli fondöten kullanmamanız ve bir de o yetmezmiş gibi highlighter kullanmamanız. Çünkü gözenekli cilt akşama doğru yağlanır bir de highlighter üzerine tuz biber eker, böylece hem cildiniz çok yağlı görünür hem de gözeneklerinizin boyutu iki kat büyük olur. Mat görüntü gözeneklerinizi daha küçük ve cildinizi daha pürüzsüz gösterecektir. 2. Kural; 644267 kat maskara sürmeyin. Kirpiklerimizi daha yoğun ve uzun göstereceğiz derken evde öldürdüğümüz örümceklerin bacaklarını takma kirpik olarak kullanmış gibi görünürsünüz. Bu yıl az maskara daha trend.

47


3. Koyu ve mat liquid mat rujlar su sıralar çok tercih ediliyor. Pürüzsüz ve çarpıcı dudaklar sizin de hayalinizse bu konudaki tavsiyem öncelikle dudak peelingi kullanarak dudaklarınızı ölü deriden arındırmanız. Ben bugün liquid mat ruj denerken altına mac essential oil kullanıp dudaklarımı nemlendirip ondan sonra ruju uyguladım. Böylelikle daha yumuşak mat bir doku elde edip pürüzsüzlüğü sağladım. Mutlaka deneyin.

4.Sizlerinde benim gibi gözaltlarınızda koyuluklar varsa mutlaka göz çevresi kremi kullanın. Gözaltlarınıza çok açık renklerde kapatıcı kullanmayın. Açık renkler ışığı daha çok yansıtacağı için gizlemek yerine daha da ortaya çıkaracaktır. İçinde pembelik olan orta tonda bir kapatıcı kullanın ki, rengi kırsın ve akşama doğru yeşil ya da griye dönüşmesin. Aydınlık olmasını istiyorsanız da üzerine hafifçe açık renk geçebilirsiniz. Pudra ya da açık renk farı gözaltınıza uygulamayın. Hem göz çevrenizi kurutur hem de yoğun bir katman görüntüsü olur.

5.Gelelim kaşlarımıza; çok inçe alınmış kaşlar artık yerini daha naturel, doğal yapısı bozulmamış, hatta neredeyse hiç dokunulmamış kaşlara bıraktı. Eğer kaşlarınız istediğiniz kalınlıkta değilse, kaş renginizle aynı renkte kaş kalemi ile boşlukları doldurarak ( bitmiş bir maskara fırçanız bile olur onunla ) taradığınızda sizi kurtaracaktır. Umarım makyaj deneyimlerinize ayna olabilmişimdir. Makyajla kalın!

Bilge MAYA

48


SAÇLARINIZI İHMAL ETMEYİN ! M

erhaba Sevgili woMEN Okurları;

Güzellik kavramı bir bütün. Saçlarımız da bu bütünlüğün başrollerinden biri! Kış aylarının soğuğundan cildimiz gibi saçlarımız da etkilenir. Canlı, parlak ve dolgun saçlara sahip olmak için birkaç püf noktaya değinelim istedim. Saçlarınızı hem içeriden hem de dıştan bakıma almak sağlıklı sonuçlara ulaşmanızı sağlamak için önemli bir adım. Güzellik vitamini olarak duyabileceğiniz ‘biyotin’ içeren besinler saçlarınızın güçlenmesine yardımcı bir etkendir. Biyotin takviyesi almak sağlıklı sonuçlara ulaşmanıza, potasyum içeren besinler saçlarınızın uzamasına katkı sağlayabilir. Protein, demir, çinko, B12 ve folik asit içeren gıdaları da tüketmek oldukça faydalıdır.

Ağır ve şok diyetler saçlarınız için olumsuz etki yaratacaktır. Saç dökülmeleri ile ilgili problemler beslenmenizle de ilgili olabileceğinden kan değerlerinizin gerektiği düzeyde olmasına dikkat etmelisiniz. Yoğun stres dönemleri de saçlarınızın dökülmesine neden olabilir. Saçlarınız ne renk olursa olsun ‘keratin’ adı verilen bir proteinden oluşur. Bu sebeple kırılan, yıpranan, cansızlaşan saçlarınıza keratin takviyesi yapmalısınız. Keratin içeren saç bakım ürünleri kullanarak saçlarınızı güçlendirebilirsiniz.

49


Saçlarınıza uygulayacağınız bitkisel yağlar, doğal bir bakım yaparak saç tellerinin nemini arttırır, kırılmaları önlemeye yardımcı olabilir. Zeytinyağlı, badem yağlı, defne yağlı saç şampuanları kullanmak; saç problemleri ve kepeğin önlenmesine katkıda bulunabilir. Saç derisinin PH’ı 5.5 olduğu için bu değere yakın şampuanlar ve saç kremleri kullanmayı tercih etmelisiniz. Soğuk ve sıcak su uygulaması yaparak saç derinizdeki kan dolaşımının hızlanmasını sağlamanız deri açısından faydalı olacaktır. Saç derinize yapacağınız masajlar da kan dolaşımını hızlandırır.

Saçlarınızı düzenli olarak kestirmek ve sıkı toplamamak, uzun süre güneş ışığında kalmamak, yaz aylarında deniz suyuna karşı ürünler ve koruma bantları kullanmak da saçlarınızı korumak için alabileceğimiz önlemler arasında. Cilt bakımı gibi, saç bakımı uygulamaları da hem sağlık hem de güzellik için bir gerekliliktir. Estetik görünümün yanında, sağlıklı bir fiziki yapıda ve görüntüde olabilmek en asıl amacımız. Renk değişimleri, saç açma ve boyama uygulamaları, geçici ve kalıcı şekil verme yöntemleri uzmanlar tarafından yapılmalıdır. Bilinçsiz yapılan uygulamalar, saçlarınızın yıpranmasına, kopmasına ve yanmasına neden olabilir. Eğer profesyonel bir yardım almak isterseniz; kuaförünüzdeki saç bakım uzmanınıza bu konuda danışabilirsiniz. Trend saç bakım yöntemlerinden biri de; saç botoksu! Saçlarınızın profesyonel bir bakım ile canlanmasını ve ilk seansta dahi farklılığı görmek istiyorsanız, kuaför salonlarında yapılan bu uygulamayı deneyimleyebilirsiniz.

Mesut ÖZUZUN

50


ps iko

KİM BU KADIN ? B

ugüne kadar kusursuz olan her şeyi güzel olarak nitelendirdik. Angelina Jolie kâinat güzeli iken, Kibariye’ nin annesine gollum muamelesi yapıldı. Görselleri yan yana getirdiğinizde hala güldüğünüzü görebiliyorum. Bu bir mizah değil. SORU 1: Güzellik nedir ve kimlere güzel denir? SORU 2: Algılarımıza rövaşata atsak gerçek resmi görebilir miyiz? SORU 3: Biz kimiz? Cevapları istiyor musunuz? O halde benimle kalın.

Şimdi güzel kadınlardan bahsedeceğim; henüz bir cenin iken, perdenin arkasında olanları bilemiyoruz. Eğer tahmin edebilseydik, orada kalmak için ‘’beni buradan çıkarın’’ tekmelerini atmazdık. O an geliyor ve ilk olarak bizi dört gözle bekleyeni görüyoruz. Sonra bir güzel ağlamaya başlıyoruz (Anne karnındayken solunumu plesenta sıvısı ile yapıyoruz. Akciğerlerimiz bu sıvı ile dolduğu için, ağlayarak dışarı atıyoruz. Bilimsel açıklamayı yaptığımıza göre biraz duygu kasacağım). Çok arabesk olmayacaksa, ilk tokatı orada yiyoruz (Ve tam burada ortalık duman altı olur). Ağlamak dışında iletişim kuramadığımız evreler başlıyor. Her şey güllük gülistanlık derken, o küçük beden büyüyor. Bir kadın silueti belirdi mi gözlerinizde?

51


Bu kadın, ayakları üzerinde durmaya çalışan bir işçi. Bu kadın, okuluna giden bir öğrenci. Bu kadın, yemek pişiren bir aşçı. Bu kadın, her yeri mis gibi yapan bir temizlikçi. Bu kadın, yaramazlık yapan çocuğuna terlik atan, usta bir frizbi oyuncusu. Bu kadın, son ütü bükücü. Bu kadın, erkek arkadaşı seviyor diye gözlerini mor, dudaklarını kan kırmızısı yapan bir makyaj sanatçısı. Bu kadın, yolunda giderken, erkekleri şair yapıp şiir yazdıran bir ilham perisi. Bu kadın, birileri mutlu olsun diye her şeye iyi yanından bakan bir Pollyanna. Bu kadın, belki de çocuk yaşta bir anne. KİM BU KADIN?

Hepiniz çok yakından tanıyorsunuz. Naif bir dille yazdığım gerekli insanlık mesajını hepimiz aldıysak, cevaplara geçebiliriz. GERÇEK 1: Güzellik; ‘’İnsanın ruhu güzel olsun’’ diyerek cümleye başladığımız, ama buna kendimizi bile inandıramadığımız yalan tanesi ile başlar. Günümüzün güzellik anlayışı, güle gıpta ile bakıp kaktüsü görmemektir. Gülün güzelliği dikenlerini sansürler, kaktüs ise ilk bakışta cezbedici gelmediği için dikenleriyle kendini anımsatır. Kaçınızın aklına kaktüs çiçeğinin o muazzam hali geldi? Sorun değil. Gülü de soldurmuyor muyuz zaten? GERÇEK 2: Aynada kendinize bakarken 70 yaşındaki halinizi hayal edin. Kırışıklıklar gözünüze mi batıyor? Yapmayın. Onlar sizin yaşanmışlıklarınız, onlar sizin parçanız. 70’li hallerinizde gençliğinizdeki kadar güzel misiniz? Bence evet. Ama size göre hayır olan kısımla örnek vereceğim; yaşlı biri var şu an karşınızda ve güzelliğiniz ile kibirlenemiyorsunuz, peki ya ruhunuz? Yavaş yavaş onun güzelliği ile tanışmanız gerekiyor öyle değil mi?

52


GERÇEK 3: Biz duyguların adım haliyiz. Düz ayakkabıların sesi yoktur ama, topuklu ayakkabıların bir müziği vardır. Aşkla, hırsla, umutla, korkuyla ve bazen de hüzünle çalar. Dönem dönem hepsini çaldığım oldu. Kalbinin titreşimi gittiğin yola her zaman ritim tutar. Bazen çocukça ayaklarını sürterek, bazen ağır ağır, bazen hırslı adımlarla, bazen dans eder gibi, bazen aşka çağırır gibi, bazen ona gider gibi ve bazen kendinden kaçar gibi. Sen sen ol sakın ayaklarının yara olmasından korkup, yanında düz ayakkabı taşıyan kadınlardan olma! Yolda kalırım düşüncesiyle başlarsan o yola çıkamazsın. Unutma! Boyun uzasın diye giyersen, boyunun ölçüsünü alırsın. Merhaba! Ben topuklu ayakkabılarıyla gökyüzüne uzanan kadın, stiletto ile arnavut kaldırımını tercih ettim.

Meltem CANPOLAT

53



KADININ SESİNE KULAK VER Ş

ubat ayı nasıl aşk ayı ise, Mart ayı da bir o kadar kadın ayıdır.

Zor bu dünyada kadın olmak demişti annem, kütüphaneden kitap seçiyorken ben. Neden dedim? ‘Saat kaç?’ diye sordu. ‘İkiyi gösteriyor’ dedim. ‘Bu saatte sahildeki bankta oturup seçtiğin kitabı okuyamıyorsan, saat geç. Tekin değil diye gidemiyorsan, zor kızım’ dedi ‘bu dünyada kadın olmak’. Nasıl haklıydı annem, oysa arkadaşlarımla çıktığım zaman sürekli arayıp nerede olduğumu sorduğunda yersiz yere aradığını düşünüyordum. Gece ikiyi gösterirken, benim sahildeki bankta kitap okumamı isteyen annem; gecenin tenhalığından, erkeğin fenalığından, komşuların fesatlığından arıyormuş ben anlamıyormuşum onu.

55


8 Mart Dünya Kadınlar Günü değil mi bu ay? Mart ayı. Herkes bir günlüğüne sosyal medyalarda nasıl da kadınların haklarını savunuyor. Instagramda kadınlar gününü kutlayan, evinde annesine, kardeşine, karısına şiddetin her türlüsünü gösteriyor. Şiddet yalnızca darp ile olmaz. Bakış ile olur, söz ile olur hitap ile olur. 8 Mart’ın hikayesini size özetlemek istiyorum.

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katıldı. Nasıl hüzünlü değil mi önemli günlerin anıldığı tarih Bugünün kutlanması için yaşanan üzücü olaylar. KADININ SESİNE KULAK VER Bir kadın topuklu ayakkabı giydiğinde size şehvetin, kadın olmanın sesini duyurmak istemiyor. Attığı her adımda çıkan o topuk sesi, onun çok güçlü bir kadın olduğunu bilmenizi istiyor. Ha bir de kadın erkek eşitliği diyor bazıları. Ben eşit olduğumuzu düşünmüyorum. Mesela kadın, erkeğin soyunu çoğaltıyor, mucize bu ya bir damla kan pıhtısından 9 ay boyunca karnında taşıdığı çocuğu, yine bir mucize ile dünyaya getiriyor. Erkeklerin de hakkını yemeyelim şimdi. Yemek yapmak için açamadığımız kavanozları o güçlü kaslarından destek alarak tek seferde açıyorlar. TEMENNİDE KALMASIN DÜNYA KADINLARIN ERKEKLER KADAR ÖZGÜRCE DOLAŞTIĞI BİR GEZEGEN OLSUN. Bu görev Anne olan kadınlara düşüyor. Kızlarınızı ‘Namuslu ol’ nasihatleri ile büyütmeyin. Oğullarınıza deyin ki; ‘ Bir kadını incitmeden sevin.’ Tıpkı kız kardeşinize bir erkeğin nasıl davranmasını istiyorsanız, bir kadına da öyle davranın. Umut bu ya belki bizde bir gece saat ikide sahildeki bir bankta sevdiğimiz kitabı korku duymadan okuruz .

Derya GÖKÇE

56


ay in s a irI

Furuğ Ferruhzad

57

İ

ranlı şair, yazar, oyuncu, yönetmen, ressam. İran’ın 20. yy’da yetiştirdiği en önemli kadın şairlerindendir.

Babası Albay Muhammed Ferruhzad ve annesi Turan Veziri Tebar’ın yedi çocuğundan üçüncüsüydü. Mahalle mektebinde 9. sınıfa kadar devam ettikten sonra kız sanat okuluna gitti. Burada resim, dikiş-nakış ve el sanatları öğrendi. Hicivci şair Füruğ, 16 ya da 17 yaşlarına geldiğinde Perviz Şaρur ile evlendi. Eğitimine kocasının yanında Ahvaz’da devam etti. Bir yıl sonra tek çocuğu olan Kāmyār’ı dünyaya getirdi. Evliliğinden iki yıl sonra 1954 yılında Füruğ, eşinden ayrıldı. Mahkeme Kāmyār’ın velayetini babasına verdi. Füruğ, Tahran’a geri dönüp şiir yazmaya devam etti ve ‘Esir’ adını verdiği ilk kitabını yayımladı. 1958 yılında İbɾahim Gülistan’la tanışır ve dokuz ayını Avrupa’da geçirir. Şair bu dönemde yaşamının esin kaynağı olan şiiɾleɾine devam eder ve hızla iki kitabını daha piyasaya sürer. Bunlardan ilki ‘Duvar’ ve diğeri de ‘İsyan’ dır. İranlı cüzzam hastalaɾını ve onların sorunları ile ilgili olarak Tebriz’de film yapar. 1962 yılında ‘Kara Ev’ adını veɾdiği filmiyle dünyanın çeşitli yeɾleɾinde ödüller kazanır. Film çekimi sıɾasında cüzzamlılae evinde tanıştığı Hüseyin Mansur isimli çocuğu evlat edinir. 1963 yılında Füruğ, Yeniden Doğuş adlı eserini yayımlar. Artık şiirde olgunlaşma dönemidir ve sanatsal düzeyi yüksektir. Bu kitabıyla şair, İran şiirinde deɾin ve etkileyici değişikliklere yol açmıştır. 13 Şubat 1967 tarihinde öğleden sonɾa saat 14.30’da stüdyoya gitmek için hızla seyir halindeyken karşısına çıkan okul aɾacına çarpamamak için direksiyonu kıran Füruğ, aracından fırlayıp, boynunun kırılmasıyla 32 yaşında hayata gözlerini yummuştur.


Modern İran şiirine önemli katkılar sağlayan şairin ölümünden sonɾa çalışmaları Soğuk Mevsim adı altında bir kitapta toplandı. Michael Hillman, Yalnız Kadın adıyla onun hayatını ve şiirlerini 1987 yılında yayınladı. Şairin şiirleri ve yaşamı hakkında daha pek çok makale ve kitap yayımlandı, hayatı filme çekildi. Füruğ Ferruhzad şiirlerinde derin bir yalnızlık duygusu dikkat çeker. Bunun yanında, şiirlerinde kadınların sorunlarını da ele almakta, İran toplumunun kadınlara karşı uyguladığı ayrımcılığı eleştirmektedir. Bu fikirleri zaman zaman şiddetli tartışmalaɾa yol açmıştır. İran’da kadınların yaşamlarının daha iyi hak ve koşullaɾa kavuşmasını savunmaktaydı. Dönemindeki Şah’ın despotluğuna da karşı çıkmıştır. Şiirleri kimi zaman İran toplumunca erotik bulunmuştur. ”Şiir benim tanrımdır , işte ben şiiri bu denli seviyorum.. Gecem gündüzüm bunu düşünmekle geçiyor , kimsenin söylemediği yeni bir şiir , güzel bir şiir söyleyeyim diye. Kendimle baş başa olmadığım ve şiiri düşünmediğim günüm , anlamsız ve hiç sayılır. Belki şiir görünüşte beni mutlu kılamaz , ancak ben mutluluğu kendim için başka türlü yorumluyorum. Mutluluk benim için güzel elbise iyi yaşam ve iyi yemek değil. Ben, ruhum memnun olduğu zaman mutluluk duyuyorum ve şiir benim ruhumu memnun ediyor. Şayet insanların elde etmek için çırpındıkları bu güzellikleri bana verseler ve karşılığında şiir söyleme yeteneğini benden alsalar intihar ederim. Siz benden vazgeçin , siz bırakın ben sizce mutsuz ve aylak olayım , ancak ben hiçbir yaşamımdan yakınmayacağım..” Demiş Furuğ Ferruhzad ne güzel söylemiş. Şiir seven insan çok güzel sever, sevmeyi sever, aşkı sever. Seven insan mutludur. Bir kedi miyavlamasını, bir yaşlı nasihatını, bir çocuk kahkahasını, bir papatya falına bakmayı sever. Şiir sevin, her şeyi sevmeyi sevin. Ve sevgiyle büyütün bütün duyguları ve bütün canlıları. Sevgiliyle kalın

Berna Tuğçe ÇİL

58


Zordur Kadın olmak...

E D E B IYAT

Z

ordur kadın olmak. Açıksan, her şeye açıksındır. Tesettürlüysen, gizemli, Sarışınsan, zaten yollusun. Mini etekliysen, her türlü tacizi hak ediyorsun demektir. Güzelsen, akıllı olman beklenmez. Çirkinsen, kadın yerine bile konmazsın. Zayıfsan, ‘kadın dediğin etli butlu olur. Bu ne hal?’ derler. Kiloluysan, kadından sayılmazsın, sevilmeni, sevgilin olmasını hak bile görmezler. Makyaj yapmazsan, paçoz, yaparsan, boya küpü gibi olmuşsun derler. Babet giysen, ‘kürek gibi ayakların var. Nesine giydin?’ olur. Topuklu giyersin,’ yürümeyi bile becermiyorsun, giyme.’ Derler.

Araba kullanırsın trafikte en ufak hatana bakar, kadın şoför işte diye ezerler. Seversin ilgiden bunaldım diyip kaçarlar. Sevmez, istemezsen peşini bırakmazlar. Gece dışarıya yalnız çıkamazsın. Çıkarsan başına gelebilecek her kötülüğe hazır ve razısın demektir. Bekâr ve işinde başarılıysan, ‘evde kalmış kız kurusu işte’ derler, işini senin beğenmemek için silah olarak kullanırlar. Aynı işi yaptığın erkekten daha çok çalışırsın, sırf kadınsın diye az maaş verirler. Evli ve çalışıyorsan, yoruldum dersin otur evinde kocan baksın derler. Hele anneysen, çocuk sadece senin ve tüm sorumluluk sendedir. Yoruldum diye biraz isyan edecek olursun, ‘anne olmak kolay değil mecbursun’ derler.

59


Boşanırsın. ‘Dulsun ihtiyaçların vardır’ derler, daha da çirkinleşir sinek gibi yapışırlar üzerine. Kitap okur, film seyreder, kendini geliştirirsin ‘entel feminist’ derler. Alışveriş, makyaj tutkun olur, ‘kadının aptalı da çekilmiyor, tek derdi güzellik’ derler. Siyaset ve futboldan anlaman zaten beklenemez. ‘Kadın kısmı ne anlar ofsayttan, memleket meselelerinden, sus.’ derler. Fazla konuşmaz, gülmezsin ‘soğuk nevale’ derler. Konuşur, güler, hatta kahkaha atarsın ters ters bakar, içlerinden ‘fingirdek’ derler. Asılır, taciz ederler görmezden, anlamazdan gelirsin ‘nazlanıyor haspam’ derler. Tacizlerinden bıkar isyan edersin, tepkini koyarsın, ’istemiyorum seni defol’ dersin. ‘Nasıl bir kadın olduğunu herkes biliyor. Bana mı nazın?’ diye iftira ederler. Yolun ortasında dayak yersin kimse ayırmaz. Kocan ya da sevgilindir ve zaten hak etmişsindir, ‘araya girilmez’ derler. Tecavüz ederler, ‘para karşılığı o işi yapıyordu’ diye kötü kadın damgası vurarak yırtmaya çalışırlar. Fahişelerin tecavüze uğraması hakmış gibi! En yakın akrabası durduk yere tecavüz eder aile kararı ile öldürülüp ‘namusumuzu temizledik’ derler. Tecavüz edenin namusu, şerefi varmış gibi ses etmezler. Acımasız dünyada zordur kadın olmak. Bu satırlara sığmayacak kadar zordur. Hele Türkiye’de kadın olmak çok daha zordur. Kendi evine, ailesine, kadınına namus bekçisi, dışarıdaki kadınlara zerre saygısı olmayan erkeler yüzünden beş beter zordur. En acı yanı ise bu acımasız, kadınları yerden yere vuran, nefislerinin keyfine göre kadına her kötülüğü reva görebilen erkekleri biz kadınların yetiştiriyor olmasıdır. Gülben YANARDAĞ

60


TANIŞMA O

nunla tanışmayı mümkün olduğunca ertelemeye çalışmıştım. Ne kadar ertelersem, sanki tanışma anı o kadar -nasıl tarif etsembüyüleyici ve unutulmaz olacaktı. Bazı hisleri kelimelere dökmek, onları kalıplara sığdırmaya çalışmak çok zordur. O zamanlar kafamda pek çok farklı tanışma senaryosu kurmuştum. Hangisini seçeceğimi bilmemek, o an geldiğinde, herşeyin spontan bir akışta gerçekleşmesi demekti ve böylesi çok daha heyecan vericiydi. Ne zaman tanışmaya niyetlensem, araya başka meşgaleler sokuyor, deyim yerindeyse kendi muhafızlığıma soyunuyordum. Nihayetinde olan bitene engel olamayacak ve hiç ummadığım bir yerde ve anda, kendimi onu okurken bulacaktım. Üstelik tüm olasılık hesaplarımın dışında, bambaşka bir senaryo ile!

Evet, kimden bahsettiğimi açıklamam gerekirse, Japon edebiyatının Dostoyevski’si sayılan –aslında bu tabiri sevmemekle birlikte, hikayeyi ele alış ve karakter analizlerinde yer yer göze çarpan benzerlik nedeniyle kullanmakta mahsur bulmuyorum ve 20. Yüzyıl popüler yazarları arasında kendine özgün bir yer edinen Haruki Murakami’nin ismini zikredebilirim. Popülerizmden bahsetmişken, popüler olanın her zaman içi boş, yüzeysel ve günü kurtaran yayınlardan olmadığını da aklınızın bir köşesinde tutmakta yarar olabilir. Zaten edebiyat denilen olgu da, zaman zaman fikirlerimizi tersyüz etmeye yaramaz mı?

61


ten edebiyat denilen olgu da, zaman zaman fikirlerimizi tersyüz etmeye yaramaz mı? Tanışma hikayeme dönecek olursak, havalanına giderken girdiğim bir kitapçıda, Murakami’nin daha önce okuma konusunda ön sıralara yerleştirmediğim bir kitabına gitti elim. “Sahilde Kafka” Ve böylelikle havalanın uğultulu bekleme salonunda kendimi enteresan bir hikayenin – sanırım böyle demekle hata etmem- içinde buluverdim. Söylemek zorundayım ki, beklentilerimi ziyadesiyle karşılayan bir tanışma oldu. Dün seyahat notlarıma göz atarken, şöyle bir not aldığımı farkettim: Murakami’yi okumak, içinden çıkmak istemeyeceğiniz büyük bir ormana dalmak gibi.

Aslı BAL

62


TARİHE İSİMLERİNİ ALTIN HARFLERLE YAZDIRMIŞ AYDIN KADINLARIMIZ S

adece Türkiye’de değil, dünyada da kadının ismi çok fazla anılmazken, fikirleriyle aydın duruşlarıyla yaptıkları icraatlarla pek çok kişinin arasından sıyrılmış kadınlarımız var bizim. Onları ve yaptıklarını size aktarırken dahi içimde, ceketimin önünü ilikleme hissi uyandıran kadınlar... İstedim ki Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladığımız bu ayda, erkek egemen toplumun varlığının güçlü hissedildiği o zamanlarda dahi, biz isteyince yapamayacağımız hiçbir şeyin olmadığını bize kanıtlayan kadınları ve yaptıklarını bir kez de bu yazı aracılığıyla hep birlikte analım. Heykeltraşından opera sanatçısına, yazarından pilotuna yaşadıkları devrin koşullarından sıyrılıp, başarıyı yakalamış işte o kadınlardan yalnızca birkaçı.

Halide Edip Adıvar Kurtuluş Savaşı’nda cephede Mustafa Kemal’in yanında görev yapmış bir sivil olmasına rağmen, rütbe alarak ‘savaş kahramanı’ sayılmıştır. Savaş yıllarında Anadolu Ajansı’nın kurulmasında rol aldı. Yirmi bir roman, dört hikaye kitabı, iki tiyatro eseri ve çeşitli incelemeleriyle Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemleri Türk edebiyatının en çok eser veren yazarlarından olmuştur. Ateşten Gömlek, Sinekli Bakkal ve Vurun Kahpeye gibi olağanüstü romanlar, kendisinin imzasını taşımaktadır. Kadın haklarının en büyük savunucularından biri olan Adıvar’ın aynı zamanda İstanbul Üniversitesi’nde edebiyat profesörü olarak uzun yıllar görev yapmıştır. Türkiye’deki edebiyat eğitimini yaygınlaştırmak adına da çeşitli çalışmalar yürütmüştür.

Sabiha Bengütaş 1904 doğumlu Sabiha Bengütaş Türkiye’nin ilk kadın heykeltraşı olarak birçok başarıya imza atmış kadın sanatçılarımızdandır. Taksim Meydanı’ndaki Cumhuriyet Anıtı’nı yapan ünlü İtalyan heykeltıraşı Pietro Canonica’nın bir dönem asistanlığını yaptı. Galatasaray sergilerine kendi eserleriyle ilk kez katılan kadınlar arasındaydı. O sergide Ahmet Haşim’in büstü de olmak üzere 3 eseri bulunmaktaydı. Eserleri arasında Çankaya Köşkü’nde yer alan Atatürk heykeli de bulunmaktadır. Sabiha Bengütaş’ın heykelleri dünya genelinde birçok övgü aldı.

63


Semiha Es Semiha Es, ilk Türk kadın savaş muhabiri ve fotoğrafçımızdır. Fotoğrafa eşi ünlü gazeteci Hikmet Feridun Es’in röportaj seyahatleriyle başladı. 25 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’nda Kore Savaşı’na katılmak üzere 4 bin 500 kişilik silahlı birliğin, Birleşmiş Milletler emrine verilmesi kararlaştırıldı. Hürriyet Gazetesi, savaşın görüntülenmesi için Semiha Es’i görevlendirdi. 11 Kasım 1950 tarihinde gazetede verilen Kore eki ile Türkler savaşı, Semiha Es’in objektifinden görme olanağı buldular.

Semiha Berksoy Müzik alanında göğsümüzü kabartan kadınların başında geliyor Semiha Berksoy. İlk Türk kadın opera sanatçısı olan Berksoy, aynı zamanda 1939’da Richard Strauss’un ‘Ariadne Auf Naxos’ isimli operasındaki Ariadne rolü ile Avrupa’da sahne alan ilk Türk opera sanatçısıdır da. Nitekim opera kariyerine 1934’de başlamış olan Semiha Berksoy Türkiye, Almanya ve Portekiz’de sahneye çıkmıştır. 1940’da Türkiye’ye dönen Semiha Berksoy, Carl Ebert’in rejiliğinde ‘Tosca’ ve ‘Madame Butterfly’ operalarında oynamıştır. Ayrıca ‘Deli Dolu’ ve ‘Lüküs Hayat’ operetlerinde de görev almıştır. 1998’de devlet sanatçısı ünvanıyla ödüllendirilmiştir.

64


Sabiha Gökçen Birçoğumuz onun ismini zaten biliyoruz. 1912 yılında Türkiye’nin ilk uçağını kullanan kadın, Sabiha Gökçen oldu. Atatürk’ün manevi kızı olan Sabiha Hanım, Türkiye’nin ilk kadın askeri pilotudur. Atatürk’ün, Türk kadınının her alanda başarılı olabileceğine inandığını göstermek için kendisini yetiştirdiği bilinmektedir. Havacılığa başlayan Sabiha Gökçen, Sovyetler Birliği’nde Yüksek Planör Okulu’nu bitirdi ve planör öğretmenliği yaptı. Türk havacılık tarihinin en önemli ismi olarak görülen Sabiha Gökçen sonrasında, daha birçok kadın havacı tarihe imza attı. Türkiye’de uçağa binen ilk kadın, Belkıs Şevket Hanım’dır. İlk kadın savaş pilotumuz ise, Şenay Günay’dır. Hukuk fakültesinde okurken, Hava Harp Okulu’na kız öğrenci alınmaya başlamasıyla birlikte bir kız arkadaşıyla kaydolmuştur. İki yıl eğitim alan Günay, asteğmen olarak mezun olmuştur. Daha sonra İzmir – Gaziemir’de bulunan uçuş okuluna gitmiştir. Ardından Eskişehir Jet Filo Komutanlığı’nda eğitimini sürdürmüştür. Burada jet brövesi almış ve jet pilotu olmuştur. Selma Rıza Türkiye’nin ilk kadın gazetecisi, Selma Rıza’dır. Özel öğretmen denetiminde eğitim alan Selma Rıza, 19. yüzyıl sonunda ailesinden gizli İstanbul’dan kaçar ve Paris’te Jöntürk liderlerinden olan abisi Ahmet Rıza’nın yanına gider. Sorbonne Üniversitesi’ne giden Selma Rıza, 10 yıl boyunca Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye olur. Bu cemiyetin tek kadın üyesidir. Fransızca olarak Paris’te yayımlanan Meşveret Gazetesi ve Türkçe yayınlanan Şuray-ı Ümmet Gazetesi’nde çalışır. Meşrutiyet’in ilanından sonra İstanbul’a döner, ancak burada gazeteciliğe devam etmez. Bunun yerine, yeniden teşkilatlandırılan Hilal-i Ahmer Cemiyeti’inde çalıştı. Beş yıl boyunca genel sekreterlik yaptı, ancak yönetimdekilerle görüş ayrılığına düşünce kurumdan ayrıldı. Birinin adı, ‘Uhuvvet’ olan toplamda 3 adet roman yazdı, ancak hiçbirini yayımlamadı. 1899 yılından itibaren “sosyal açıdan kadın” konusu ile ilgilendi; bu konuda bir uzman kabul edildi. Hanımlara Mahsus Gazete ve Kadınlar Dünyası gibi yayın organlarında yazılar yayımladı. İstanbul’da müslüman Osmanlı kadınları için okullar açılması uğrunda mücadele etti. İlk Türk kadın gazeteci ünvanını, Paris yıllarındaki çalışmaları ile aldı.

Gülban YALÇIN

65



‘’Yasemin’’ Kokulu Kadınlar ‘Kadınlar günü neden var? ’ diye düşündüğümde; bunun en güzel cevabının bence ‘‘İnsanlık Günümüzün ‘’olmayışı olduğudur. Ve hatta olayın trajedisini en iyi açıklayan durum, şuan toplumumuzda ‘Pozitif Ayrıcalık’ diye bize inandırılmaya çalışılan ayrışmadır. Çünkü gerçek birlik ve beraberliğin eşitlikten geldiğine inanan bir kişi olarak, ne negatif ne pozitif herhangi bir ayrıcalık olmasını istemem. Kadın cinayetleri, taciz ve çocuk istismarı konularında maalesef basına yansımayan, ailelerin çaresizce ne yapacağını, hakkını nasıl arayacağını bilmeyen çok geniş bir kitle var. Bu ölümler; toplum içinde ölümün trajedisine, kadının ne kadar güzel olduğuna, ölüm, taciz ya da istismarın gerekçesine, ne kadar reyting alabileceğine göre de değişiyor. Bu konuyu kaleme almak, harflere dokunmak bile o kadar yaralayıcı ki. Her ölüm zamansız, her ölüm acı doludur ama hangi ölüm bu kadar insanın yüreğini yakar geçer, yıkar geçer? Kadınlarımız, çocuklarımız ve insanlarımız hayatlarını kaybediyor. Siyaset zincirine takılan yasalar yüzünden, çaresiz ve yapayalnız hissettiğimiz o anda bir el omzumuza dokunuyor. Hepsi isimsiz ve gerçek kahramanlar. Peki kim mi bu melekler? Taciz, cinayet, çocuk istismarı davalarını takip eden, görülecek davalar için öncesinde bildiri yayınlayıp basın açıklaması yaparak kamuoyu oluşturan, tamamı gönüllülerden oluşan, 365gün iyilik hareketidir. Bu iyilik hareketini daha yakından tanımak, yardım etmek ve gönüllü çalışmak isterseniz;

www.kadincinayetlerinidurduracağiz.net kadincinayetlerinidurduracağiz@mail.com

67


BİLİYOR MUYDUNUZ ? • 2016 yılında 328 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü, • 2017 Ocak ayı verilerine göre; erkekler tarafından 37 kadının öldürüldüğünü, 34 çocuğun cinsel istismara maruz kaldığını, 14 kadına cinsel şiddet uygulandığını, • 2008 yılından günümüze kadar öldürülen tüm kadınların anısına, adlarının yazılı olduğu dijital bir ‘Anıt Sayaç’ olduğunu Ve bu anıt sayacında adı yazılı kadınların içinde, eğer ki mücadele etmezsek bir gün kendi adınız, kız kardeşiniz, teyzeniz, halanız, tanıdığınız, arkadaşınız yani ciğerinizden kopan bir isim yazılabilir. Bu yaşanan trajedide neler yaşandığını anlamak, yardım etmek için başınıza gelmesini beklemeyin. Teyzem, anne yarım Yasemin Varıcı, arkadaşım Eda Okutgen’e ve tüm hayatını kaybeden kadınların anısına…

Nihan KIRLIKOVALI

68


KÜLTÜR SANAT

FEMİNİST SİNEMA’YA UFAK BİR BAKIŞ

69

Y

ıl 1908, yer New York. On binlerce dokuma işçisi kadın tekstil fabrikalarında, daha iyi çalışma şartları kazanmak için greve başladı. Polislerin müdahalesi sonrasında 129 kadın hayatını kaybetti. İstedikleri tek şey daha uygun çalışma saatleri, tacizsiz bir iş yeri ve eşitlikti. Her ne kadar günümüzde kadınlar eşitlik için ve kadın hakları için savaşıyor, her gün mücadele veriyor olsa da ilk adım böyle atılmıştı ve devamı gelecekti. Kadın hakları üzerine özel bir gün olmasına karar verildi. Yavaş yavaş Kopenhag’dan Avusturya’ya, Danimarka’ya, Almanya ve İsviçre’ye yayıldı bu Kadınlar Günü. 1945’de ise kadın erkek eşitliği üzerine bir anlaşma imzalandı. Peki, ne kadar eşit olduk, ne kadar özgürleştik? İlk oy verme hakkı kadınlara tanındıktan sonra çok uzun bir süre eşitlik için ayrı uğraşlar vermek iyiye işaret değildi. Durum böyle olunca, biz hala evlerimizde bile şiddet görmeye, sokaklarda tacize tecavüze uğramaya, saygısızlıklara maruz kalmaya devam ederken sinema sektörü ve bu sektörün güzelim kadın hakları koruyucusu, sosyalist ve feminist yönetmenleri ve yazarları boş duramazdı. Yıllarca bu haksızlıklar, kadınların canını dişine takıp “Biz de buradayız!” demek için verdikleri savaşlar bir şekilde yansıdı ekrana. Yılın en sevdiğim ve en gururlandığım hatta belki de en hüzünlendiğimi günü olan 8 Mart’ı bu filmlerle anmak güzel olacaktır. Herkesin Kadınlar Günü kutlu olsun

1. Suffragette 1900’lerin başlarında İngiltere’de seçme ve seçilme hakkını savunan kadınları (süfrajet) anlatan bir film. Carey Mulligan başrolde ve oldukça iyi bir oyunculuk sergilemiş. Film ve karakterler size bu dönemin en önemli anlarını size aktarıyor. 3 dakikalık bir Meryl Streep oyunculuğu da var ve o 3 dakika için bile ödül alabilir dedirtiyor. Helena Bonham Carter’ın oyunculuğu da ayrı bir güzel. Her şeyi amaçları uğruna kaybetmeye hazır olan bu radikal kadınları anlatan filmi izleyerek o dönemi biraz da olsa “kurgu” halinde öğrenebilirsiniz. Yine de izlemeden önce bir araştırın derim.


2. The Help

Tabi ki de listenin en önemli filmlerinden olan The Help var sırada. Bakmayın 1, 2 diye gittiğime, bu sıra en iyi en kötü sırası değil. Aklıma geldikçe yazıyorum diyebiliriz. The Help hatırlarsanız 2011 yılının en iyi filmlerinden biriydi. Peki neden? Film 1960’larda Mississippi’de yaşayan 3 kadını anlatıyor. Konu biraz farklı aslında. Eugenia adında bir yazar, beyaz çocuk yetiştiren siyahi hizmetçileri anlatıyor. Bana sorarsanız filmin en güzel yanı (belki de tek güzel yanı) siyahi oyuncuların gerçekten başarılı olması. Sizi etkilemesini sağlayan şey sadece bu oyuncular bile olabilir. Ama ödüller aldığını ve çok satan bir kitabı ele aldığını düşünürsek iyi yorumlar almış ve tutmuş olması şaşılamaz. Viola Davis inanılmaz oyunculuğuyla göz dolduruyor. Her bir filmine tüm varlığını verip kendini kaybedene parıl parıl parlayan bir oyuncu kendisi. Sadece onun “kadın gücü” için bile izlenebilir bu film. Filme daha geniş bir açıdan bakarsanız, evlerde çalıştırılan hizmetçilere (yardımcılara) kötü davranılmasını ele aldığını görebilirsiniz. Durum burada sadece siyahi olmak değil. Irkçılık meselesinin o yıllarda yüksek olduğunu zaten biliyoruz. Ama burada durum daha da beter. Maalesef ki Amerika’da hizmetçilerin çoğunu siyahi ve hispanik kadınlar oluşturuyor. O nedenle bu filmi birçok açıdan izlemek en iyisi.

3. He Named Me Malala

Listede en saygı duyduğum film bu. Film demek yanlış oluyor, belgesel diyelim. Yönetmenimiz Davis Guggenheim. Malala Nobel Barış Ödülü kazanmış Pakistan’lı bir aktivist. 2012’de Taliban’ın saldırısından kurtulmuş. Bu güzel kadın, cinsiyet eşitliliği ve kadın özgürlüğü için savaşmış ve şimdi İngiltere’de yaşıyor. Yönetmen bu güzel insanın ailesiyle görüşerek bu belgeseli çekmiş. Malala babasının sert öğretme şekillerinden ve çocukluğundan, yaşadığı o korkunç dönemlerden bahsederken, babası “Biz iki bedende tek bir ruhuz” diye anlatıyor ilişkilerini. Günümüzün siyasi ve sosyal yapısını anlatıyor belgesel aslında. Pakistan ve İran gibi kadınların değersiz olduğu, haklarının savunulamadığı ve her gün melek gibi kadınların güzelliklerinin ve iyi kalplerinin yok edildiği bu zamanda böyle zar zor kaçmış kurtulmuş insanların olduğunu görmek insanı iyi hissettiriyor. Malala bir gün Swat’a geri dönmek istiyor.

4. Ida

İkinci Dünya Savaşında bir manastıra bırakılan ve rahibe olarak yetiştirilen bir kadını anlatıyor film. Hayatın kendini getirdiği yer aslında istediği (çoğumuz için geçerli bir durum) yer olmadığını anlayan bir kadın. İkinci Dünya Savaşında tüm tanıdıklarını kaybetmiş ve yalnız bir kadın. İnanç olarak nerede bulunduğunu bilemeyen ve yeni şeyler gördükçe özgür olmak isteyen bir kadın Ida. Diğer Kadın Hakları filmleri gibi olmasa da o dönemde yaşayan kadınların yaşadıkları psikolojiyi güzel anlattığı için ve mükemmel bir eser olduğu için izlenmeli.

70


5. Norma Rae

Kadın haklarına geri dönelim. Norma Rae tekstil fabrikasında çalışan bir kadın. Maaşlar berbat, çalışma saatleri uzun, sağlık önlemleri yok. Reuben adında bir işçi sendikası kurucusu bu kötü şekillerde çalışan işçilere yardıma gelir. Maalesef ki tekstil fabrikalarında kabul görmeyen şeylerin başında sendikalar gelmektedir. Tabi filme romantik anlar katmasalardı olmazdı. Ama siz o kısımları boş verin. Yönetmen Martin Ritt gayet güzel bir şekilde sizi hiç sıkmadan anlatmış Norma’nın verdiği savaşı. Karakterin iki çocuk annesi olması da ayrı bir güç katıyor. Ne de olsa anneler en güçlü değiller midir?

6. Fried Green Tomatoes 1991 yapımı filmi ilk izlediğim zamanı dün gibi hatırlıyorum. Güçlü kadınlarla ilgili pek bir şey izlemişliğim yoktu ve tek derdim korku filmleriydi. O dönemi bu filmle bitirdim diyebilirim. Bir anda sinemanın başka bir yönünü görmüş oldum. Filmler sadece boş değildi artık gözümde. Filmi abartacak bir şey yok. Aslında listede önce gelen filmlere baktığınızda size sıradan da gelebilir ki öyle de zaten. Ama olayı da orada zaten. Sıradan olan şeyler bize kendimizi daha çok hatırlatıyor çünkü. İki farklı hikayesi var filmin. İlk olarak Idgie (erkek gibi dedikleri tarzda kadınlardan) ve Ruth (kadın gibi kadın dediklerinden) adlı iki kadını izliyoruz. Idgie Ruth’a kalbini kaptırmış ve flashback halinde onların ilişkisini izliyoruz. Diğer kısımda ise mutsuz bir evliliği olan Evelyn (Kathy Bates) Ninny ile tanışıyor. Yaşlı bir kadınla genç güzel bir kadın arasındaki arkadaşlığı izlemeye başlıyoruz. Kadınların kurduğu arkadaşlıklar ve bağlara değiniyor film. Feminist yapıtlar arasında da başlarda yer alıyor.

7. Frida

Güçlü kadınlardan bahsederken Frida’yı atlamak olur mu? Dünanın en tartışılan ve en başarılı ressamlarından biri olan Frida’nın hayatını anlatıyor film. Salma Hayek’in oynadığı Frida Kahlo cesur, sözünü esirgemeyen, dik duran ve yaşadığı onca şeye rağmen asilliğini ve gücünü tam anlamıyla yitirmemiş bir kadındı. Ve yaşadığı o yorucu ve acılarla dolu hayatı ama yine de içinden eksik olmayan sevinci resimlerinde de görmek mümkün. Üstüne çok durmayacağım. Frida’nın çektiği acıları ve hayata bir şekilde tutunuşunu, aşklarını ve kayıplarını görmek istiyorsanız buyurun izleyin.

71


8. Percepolis

Kadınların özgürlüğünden bahsediyorsak Percepolis’i es geçemeyiz. Animasyon olan film, İran İlam Devrimi sonucunda değişen yaşamı anlatıyor. 9 yaşında olan ve yaşıtlarına göre daha büyük görünen Marjane’nin gözünden anlatılıyor bu dönem. Hakların daraltılması, kara çarşaf zorunluluğu, camiye gitme zorunluluğu gibi birçok dini baskıya maruz kalınıyor 70’lerde İran’da. Bir çocuk bundan nasıl etkileniyor? Hayalinde daha iyi bir yaşam varken belki de şirin şirin hayaller kurarken bir anda tüm hayallerinin gerçekleşemeyecek hale gelebileceği korkusu nasıl bir şey? Yönetmenimiz de Marjane Satrapi. Bu rejimden kaçıp Fransa’ya gidiyor ve özgürlük nedir görüyor. Başka yönleri ortaya çıkmaya başlıyor kıyaslamalar yaparken. Belki de sonunda kabuğundan çıkmayı başarıyor ve kendi oluyor.

9. North Country

Son olarak Charlize Theron’un başrolde oynadığı bu filmi ekliyorum. Josey bir annedir. Kendisini döven sevgilisinden kaçar ve yuvasına döner. Ne yazık ki iyiliği orada da bulamaz. Ne olursa olsun suçlu olan hep kadındır. Ya aldatmıştır, ya kıskançlık yaratacak başka bir şey yapmıştır. Anlayacağınız sadece Türkiye’de değil bu durum böyle. Kadın her yerde her olayda suçludur. Madende çalışmaya başlar. Başlarda patron kabul etmese de sonunda kabul eder. Kadınların yapmaması ve yapamayacağı şeyler olduğundan bahseder (günümüz muhabbetleri). 30 madenci ile çalışmaya başlar ve tek kadın kendisidir. Josey güzel de bir kadın, doğal olarak erkeklerin pis tacizlerine de maruz kalmaya başlar. Çoğu bu erkek işi senin ne işin var burada tavırları sergileyerek nefret kusar. Film gerçek bir hayattan esinlenilmiştir. Louis Jenson adlı bir kadının yaşadıklarını anlatıyor film. Amerikan tarihinde ilk toplu cinsel taciz davasını açan kadındır. EVTAC madenindeki diğer kadınların adına da almıştır bu davayı. 1992’de şirketin tüm çalışanlarını cinsel taciz üzerine eğitmesi emri verilmiştir. 1998’de 15 kadına 3,5 milyon dolar ödenmesine karar verilmiştir. Yine de yönetmenin Lois’den esinlendiğini fakat kurgu olduğunu da söylediğini belirtelim. Tüm bu güzel filmlerin yanında izlemenizi önerdiğim belgeseller de var. Vessel (Yasal açıdan kürtaj olma hakları olmayan kadınlara deniz üzerinde kürtaj yapan bir doktor üzerine), Sister (Etiyopya, Kamboçya ve Haiti’de kadınların hamilelik ve doğum yaşadıkları komplikasyonlar ve bunu en aza indirgemek için çalışan insanlar üzerine), No Woman No Cry (anne ölümleri üzerine çalışmalar yapan bir aktivist ve bu durumun büyüklüğü hakkında), Dark Girls (Siyahi kadınların karşılaştıkları haksızlıklar üzerine), Half the Sky (10 ayrı ülkenin baskıcı yapısı üzerine), Girl Rising (kız çocuklarının eğitimi üzerine). Elimden geldiğince bu ay da size hem görsel açıdan lezzetli, hem de güçlü kadınlar, kadın hakları ve eşitlik açısından değerli filmleri aktarmaya çalıştım. Umarım sevgi dolu bir ay geçirirsiniz. Her günü kendi günümüzmüş gibi yaşamak dileğiyle.

Deniz EROZAN

72


spor

SPOR ALIŞKANLIĞI 2 gün spora gidiyorum sonra gitmeye üşeniyorum diyenler, bu yazım tam size göre. Spor alışkanlığı sorunu günümüzde sıklıkla karşılaşılan bir sorun haline geldi. Sporu severek mi, sağlığınız için mi, yoksa güzel görünmek için mi yapıyorsunuz? Bu soruları kendinize sormalısınız. Genellikle yaptığımız egzersizin amacı, sağlıklı olmak içindir. Eğer bunun için spor yaparsak fiziksel olarak iyi bir görünüme sahip olacağız, böylece kendimizdeki değişimi fark ederek sporu sevmeye başlayacağız. Eğer kilo vermek için ya da iyi bir görünüme sahip olmak için spor yaparsak, 2 güne kalmadan spordan sıkılmaya başlıyorsunuz. Bunun pek çok örneğine spor salonlarında şahit oldum. Spora bir heves başlayıp kilo verdikten sonra hemen bırakan üyeler, birkaç yıl sonra daha fazla kilo alarak spora tekrar başlıyorlar. Aslına bakarsanız sporun, hayatımızda yeme-içme gibi bir öneme sahip olması gerekiyor. Haftada en az 3 saatinizi spora ayırırsanız, zamanla spor yapmayı alışkanlık haline getirmiş olacaksınız. Şunu unutmayın ki, insanoğlu alışkanlıklarından kolay kolay vazgeçemez. En büyük sorun da bunu nasıl alışkanlık haline getireceğimiz.

Sporu alışkanlık haline getirmek için motivasyon ögeleri kullanmak işinizi kolaylaştıracaktır. Bunlardan bazıları; yeni bir spor ayakkabı almak, yeni bir spor kıyafeti denemek, antrenman yapacak bir partner bulmak (bu sizi inanılmaz derecede motive eder), rekabet ortamı yaratılan bir arkadaş grubuyla spor yapmak, spor yaparken hareketli bir müzik dinlemek… Kendinize kısa vadeli hedefler belirleyin; ‘şu kiloya geleceğim’, ‘şu kıyafete gireceğim’ gibi… Spora başlamadan önce kan değerlerinizi kontrol ettirin ve belirli aralıklarla bunu devam ettirin. Kendinizdeki olumlu değişimi gözlemledikçe motivasyonunuz kat ve kat artacaktır. ‘Before-After’ fotoğraflar çekin. Hedeflerinize ulaşmaya başladığınızda bunu çevrenizle paylaşın. Olumlu yorumlar aldıkça daha çok hoşunuza gidecek ve bu da sizi sürekli motive edecektir.

73


Çocukluktan itibaren sporu kültür haline getirmiş kişiler bu alışkanlıklarını kolay devam ettirirken, bunu kültür haline getirmemiş kişilerin bu alışkanlığı kazanması zordur. Beyniniz sürekli size bahaneler üreterek sizi kandıracaktır. ‘Bugün spor yapma yarın yaparsın’, ‘Pazartesi kesin spora başlarsın’, ‘İşyerinde çok yoruldum’, ‘Arkadaşlarımla plan yapmıştım’ gibi bahaneler spor yapmanıza engel olacaktır. İşte tam da burada partner devreye giriyor. Sizi spora götürmeye çalışan bir partneriniz varsa, onu sakın bırakmayın. Çoğunlukla, beyninizi değil kalbinizi dinlemeye çalışın. Sebebi ise, yürekten yapılan işlerin daha kalıcı olmasıdır. Amacınız her zaman sağlıklı olmak olsun. Bırakın güzelliğiniz kendiliğinden ortaya çıksın. ‘’Zafere gidilen yolda çekilen çile kutsaldır .’’

Ergun SAYLAK

74


EVDE ŞİFA ARAYANLARA…. P

robiyotik bakterilerin ürettiği temel besinler içeriğinde vitamin ve enzimler bulundurduğundan, bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek, zararlı mikroplardan vücudumuzu korumaya yardımcı olur.

MUTFAK

Probiyotik bakteriler ,mikroplara saldırarak onların büyümesini engellerken, grip, nezle, sinüzit, gibi solunum yolu hastalıklarının tedavisinde iyileşmeye katkı sağlar. Bağışıklık sisteminin zayıf olduğunu düşünenler bu bakterileri içeren süzme peynir, yoğurt, ve ayran tüketimini arttırarak, kışa daha sağlıklı geçirebilirler. Bakteri dendiğinde akla hep hastalık yapıcı ve vücuda zarar verici mikroorganizmalar akla gelir. Fakat bağırsağımızda yaşayan ve vücudumuza fayda sağlayan yararlı bakteriler de bulunuyor. Prebiyotikler bağırsakların hareketlerini düzene sokan ve probiyotiklerin etkisini artıran sindirilmemiş, suda çözünebilen liflerdir. Bunlar da mikroorganizmaların çoğalmasını önlemekte etkilidir. Aynı zamanda kalsiyum ve magnezyum gibi minerallerin emilimini arttırırlar. Prebiyotiklerin en iyi kaynakları soya fasulyesi, kuru baklagiller, enginar, soğan, sarımsak, muz, yulaf, pırasa, keten tohumu ve arpadır. Probiyotik bakterilerin ve prebiyotiklerin bağışıklık sistemini güçlendirmek dışında da vücuda pek çok yararlı etkileri mevcuttur. Besinlerin bağırsaktaki sindirimlerini kolaylaştırarak kabızlık sorununu ortadan kaldırırken, kanseri önleyici etkisi, yağ emilimini azaltması ve kan kolesterol seviyelerini düşürmesi de kalbe iyi geliyor. Probiyotik yoğurt Probiyotik yoğurtlara normal mayaya ek olarak probiyotik bakteriler ilave edilerek hazırlanıyor. İçerik olarak yüksek miktarda yararlı bakterileri içerse de, meyvelileri şeker ilaveli olduğundan dikkat edilmelidir. Kilo problemi olanların özellikle sade olan probiyotik yoğurtlara yönelmeleri gerekiyor. Yoğurt Ekşi bir süt ürünü olan yoğurt süte göre içeriği biraz daha zengindir. Laktoz intoleransı olan kişiler için iyi bir süt alternatifidir. Asit konsantrasyonu yüksek olduğu için zararlı bakteriler çoğalamaz. Yoğurt oluşumu sırasında probiyotik yükü artarak savunma sistemine yardımcı olurlar. Gribe karşı korunmak için hergün en azından 1 kase yoğurt tüketilmelidir.

75


EV YAPIMI YOĞURT TARİFİ Malzemeler

• •

2,5 litre sut 1 kaşık yoğurt (sulu olmamalı)

Yapılışı… Öncelikle tenceremizin içerisine sütümüzü ekliyoruz. Sütümüzün içerisine fincan tabağı koyup ocağın altını yakıyoruz. Bu işlem sütümüzün taşmasını engelleyecektir.Sütünüzü tencerenize bıraktığınız andaki seviyeye bakınız. İlk baştaki seviyeden bir parmak aşağıya düşünceye kadar süt kaynatma işlemine devam ettirmelisiniz. Sütün içerisinde bulunan suyun buharlaşıp yok olmasını sağlamalısınız. Çok fazla kaynatmadığınız zaman yoğurdunuz sulu olacaktır. Kaynama işlemi bittikten sonra sütten kepçe yardımıyla kavanozlara boşaltalım. Kavanozları mayalayacak ayarlayacağınız yere götürün. Sabitleyin. Çünkü mayalandıktan sonra hareket etmesi iyi olmuyor. Yerine yerleştirilen kavanozlar ara ara mayalanma ısısına geldi mi diye bakılmalıdır. Mayalanma ısısına geldiğini küçük parmağımızı kavanozun tam ortasına batırarak içimizden 10 ‘a kadar sayabiliyorsak tamam demektir. Tam kıvamına gelen sütün içerisinden 1 kaşık süt alıp maya yapacağımız 1 çorba kaşığı yoğurdumuzun içine koyup karıştırıyoruz ve homojen bir hale gelmesini sağlıyoruz. Sonrasında her kavanozun içine bir tatlı kaşığı maya ekleyip 5-6 tur karıştırınız amaç mayanın her noktaya yayılmasını sağlamak. Mayalama işlemi bittikten sonra delikli süzgeç ile kavanozların üzerine kapatın ve etrafını güzelce bir bezle sarın. Yalnız eleğin en tepe kısmı açık kalmalı ki buhar yapıp sulanmasın. İkinci bir bez daha üzerine atılmalıdır. İşte o ikinci bezle her yanı sarılmalı. Örneğin gece 12 de mayaladığınız yoğurt sabah 7 gibi buzdolabına konmak için hazır olacaktır. Buzdolabında da 1 gece tam olarak bekleyince karşınızda taş gibi tamamen organik ve tadına doyulmaz bir lezzetle buluşmuş oluyorsunuz. Hadi bakalım herkes kendi yoğurdunu yapsın. Afiyet olsun. EV YAPIMI SALEP Marketlerden hazır kutu ya da toz halinde salepler temin edebilirsiniz. Bu her ne kadar size pratik bir seçenek gibi görünse de; aslında doğal ürünlerin daha lezzetli olacağı kesin… Aktarlar bu anlamda en doğru adreslerden biri. Tek yapmanız gereken salebin öğütülmüş kök yumrularından bulmak. Sonra çeşitli tariflerle farklı lezzetler elde edebilirsiniz. Örneğin; salep tozunu, suyla kaynatıp bal ve zencefil ile tatlandırıp içebilirsiniz. Başka bir tarif ise, bir fincan süt ile bir kaşık salep tozunu kaynatıp toz tarçın ile süsleyip içebilirsiniz.

SALEP HAKKINDA *Türk mutfağının önde gelen lezzetlerinden olan Maraş dondurmasının en önemli sırrı içinde salep olmasıdır. Bu farklılığı sağlayan ise; Kahramanmaraş’ta yetişen bir orkide türünden elde edilen salebin tercih edilmesidir. *Yorgun günleriniz için iyi bir alternatif. Enerji verir, zihni güçlendirir, iştah açar. *Ülkemizde birçok orkide türü olmasına rağmen, en iyi salep Burdur Bucak ilçesinden elde edilir. *Salep bitkisi, nesli tehlikede olan türler arasında kabul edilmektedir ve izinsiz üretilmesi ve toplanması suç sayılmaktadır.

76


MUTFAK TERİMLERİ ALDANTE: Normalden daha az pişirme usulü-Daha çok makarnalar için kullanılan terim ANTRE: Ordövr. Ana yemeklerden önce yenen başlangıç yemeği KONKASE: Tavla zarı şeklinde doğrama usulü. BEZE: Hamur topağı. Yumurta akı ve şekerden yapılan kuru pasta, mereng AYOLİ: Zeytinyağı ile yapılmış mayonez cinsinden sarımsak cinsinden sarımsaklı sos.

PİŞİRME VE SAKLAMA ÖNERİLERİ - Pişirme esnasında ahşap ve silikon malzemeler tercih edin. - Saklama kaplarınız porselen ya da cam olmasına özen gösterin. Metal ve türevlerinden üretilmiş ürünler gıdalar ile etkileşime girebilir. - Sebzelerin yapraklarını çürümediği takdirde koparmayın. Bu yapraklar sebzenin daha uzun süre taze kalmasını sağlar. -Sebze , peynir ve et kesme tahtalarınız aynı olmasın. Bu işlemler için farklı renklerde kesme tablaları alabilirsiniz. - Dondurulmuş sebzeleri çözmeden pişirin. - Dondurulmuş ve çözülmüş gıdayı tekrar dondurmayın.

77


MART AYINDA NE YENİR Balık: Levrek, kalkan, kefal, tekir, midye. Sebze: Ispanak, havuç, pırasa,kırmızı turp, brokoli. Meyve: Elma, muz Bu ay sofranızdan eksik etmeyin: Mart, yaza hazırlık ayıdır. Hafif beslenmeye ve diyet yapmaya başlamanın tam zamanıdır. Mart, aynı zamanda ilkbahara geçiş ayıdır. Bu nedenle hafif bir o kadar da direnç verici besinleri tüketmeye özen göstermek gerekir. Balık, ızgara et, sebze ve meyveler bol tüketilmeli.

KEFİRLİ TAVUK PARÇALARI HAZIRLAMA SÜRESİ:15 DK PİŞİRME SÜRESİ:30 DK 4 KİŞİLİK 1 Su bardağı kefir 1 tatlı kaşığı dijon hardalı 600 gr tavuk göğüs eti 2 su bardağı galeta unu Tuz,karabiber kırmızı biber Tavuk parçalarını kalın şeritler halinde kesin. Geniş bir kapta kefir tuz karabiber pul biber ve hardalı karıştırın. Tavuk parçalarını karışıma batırıp galeta ununu bulayın ve yağlı kağıt serili tepsiye dizin.200 dereceye ayarlanmış fırında kızarıncaya kadar pişirin. Çeşitli soslarla servis edebilirsiniz.

78


PESTO SOS 1 Demet fesleğen 2 Diş sarımsak 3 yemek kaşığı dolmalık fıstık 1 çay bardağı zeytinyağ Tuz karabiber 1 demet fesleğen 2 diş sarımsak 3 yemek kaşığı dolmalık fıstık tuz ve karabiberi havanda ezip karıştırın. 1 çay bardağı zeytinyağı ilave edip iyice karıştırın. Salatalarla peynir ve domatesle birlikte servis yapabilirisiniz. ZEYTİNYAĞLI MİDYE DOLMA Malzemeler

• • • • • • • • • • •

30-35 adet büyük midye 2 su bardağı pirinç (Her midye için 1 tatlı kaşığı pirinç hesaplayınız. İç malzemesini yine midye sayısına göre hesaplayın.) 1 su bardağı zeytinyağı 4 orta boy soğan 1 çorba kaşığı çam fıstığı 2 çorba kaşığı kuş üzümü Yarım demet maydanoz, dereotu 2 çay kaşığı kuru nane 2 çay kaşığı tuz limon 1 çay kaşığı tarçın, yenibahar, şeker

İç malzemesinin hazırlanışı: Soğan rendelenir, maydanoz, dereotu sapları ince doğranır. Fıstıkla beraber zeytinyağı ile hafif pembe kavrulur. Ayıklanıp yıkanmış pirinç katılıp birkaç kere çevrilir. İki bardak sıcak su konup orta ateşte suyunu çekinceye kadar pişirilir. 10- 15 dakika kapak kapalı olarak buharı ile demlendirilir. İnce kıyılmış maydanoz, dereotu, nane, temizlenmiş üzüm, tarçın, yenibahar, karabiber, tuz, şeker, limon suyu konup karıştırılır. Hazırlanan sebzelere doldurulur veya sarılır. Tencereye dizilip 2 bardak sıcak su konur. Orta ateşte suyunu çekinceye kadar pişirilir. Üzerine yarım kahve fincanı zeytinyağı gezdirilir. Soğuyuncaya kadar kapak aralık tutulur (kurumaması ve parlak olması için). Tabağa dizilip, limon dilimleri ve maydanoz yaprakları ile süslenir.

79


Midyelerin hazırlanışı: 30- 35 tane büyük ve siyah midyeye bir avuç tuz atılıp 1- 2 saat bırakılır. Sonra bıçakla kazınarak yıkanır. Midyelerin düz taraflarına bıçak sokularak kitap gibi ikiye açılır. İçindeki tüyler kesilip iyice yıkanır. Hazırlanan zeytinyağlı dolma içi midyelere sıkıca doldurulup tekrar kapatılır. Tencereye yerleştirilip ölçülü suyu konur (2 su bardağı). Üzerine madeni bir tabak kapatılır. Sonra da tencerenin kapağı örtülerek orta ateşte pişirilir. Suyunu tamamen çekince yarım bardak şarap ilave edilir. Tencerenin kapağı tekrar kapatılıp 5- 10 dakika daha ateşte tutulur. Kapak aralanarak soğutulur. Midyeler birer birer silinip parlak olması için zeytinyağı sürülür. Kıvırcık yaprakları ve limon dilimleri ile tabağa yerleştirilir.

Gülden GÜÇLÜTÜRK KARATAŞ

80


YALLAH KİLOLAR YALLAH. KIŞ KIŞ KİLOLAR KIŞ KIŞ. B

iz kadınlar sürekli tatlı krizi ataklarını nasıl geçireceğiz? Hadi atakları geçtim yiyip yiyip nasıl kilo vereceğiz? Evet, aynen bu denklemsel hesaplamaları yaparken “Kafamda deli sorular?” tribine geçtiğim sırada kafa da bir ışık çakması, yok artık nasıl yani, batan geminin malları bunlar dediğimiz yağlarımızdan kurtulduk mu yoksa, mutluluğu içinde kendimi yengeç dansı yaparak, bulutlar üzerinde hissediyorum ve klişe olan TÜM BİLDİKLERİNİZİ UNUTUN sözü ile yazıma devam etmek istiyorum. Son zamanların en popüler beslenme şekli “ RAW FOOD”! Raw ( çiğ ) beslenme şekli hem vücudumuzu enerjik tutuyor hem hücrelerimizi yeniliyor hem de depolanan yağları yerinden ediyor. Yani işte YE YE KİLO ALMA SİHRİNİN TA KENDİSİ! – Tabi abartmayın yine de küçük hanım. Her şeyi nasıl çiğ yerim diyenlerdenseniz, en azından normal beslenmenizden vazgeçmeden de besin değişimi yaparak bu mutfağın keyfine varabilirsiniz. Bu donduran kış günlerinde kahvenin yanına mis gibi yakışacak “ RAW CHOCOLATE CHEESSCAKE” tarifi için şimdi sıkı dur ve tadını iliklerine kadar hissetmeye başla.

81


Malzeme listesine geçmeden önce ufak bir hatırlatma yapmak istiyorum. İçerisine koyacağımız tüm malzemeler “ÇİĞ” olmalı, yani tüm kuruyemiş malzemelerimiz kavruk olmayan ham hali ile! Şimdi kâğıt kalemler hazırsa başlıyoruz alınacak listesini oluşturmaya; ¬ ¬ ¬ ¬ ¬ ¬ ¬ ¬ ¬

1 su bardağı ceviz 250 gram Kaju ( 1 gece önceden suda bekletilecek ya da en geç 3-4 saat suda kalacak) 6 adet hurma (tercihen iri tatlı hurma) Yarım Su bardağı Hindistan cevizi yağı 2 çay kaşığı saf vanilya özütü ya da çok az saf çubuk vanilya 1 su bardağı raw kakao ( hemen hemen artık her büyük markette bulunuyor) Yarım su bardağı Raw bal 1 çimdik tuz 1 adet kelepçeli kek kalıbı

Malzeme Listemiz bittiğine göre geldik en keyifli kısma. Güzelce tezgâhımızı verimli bir alana çevirmeden önce Hurmalarımızı 1 gece önceden suda bekletebilirsek, hem daha çok tatlımsı olmasını sağlayabiliriz hem de beklettiğimiz suyu 1 hafta dolapta saklayıp tatlandırma olarak smoothie’lerimize ya da başka tariflerimizde kullanabiliriz. Öncelikle Cevizimizi mutfak robotumuzda küçük parçalara ayırıyoruz ve ballanan hurmalarımızın çekirdeklerini ayırıyoruz ve ufak ufak doğruyoruz. Sonra da bu malzemelerimizi Çukur bir kapta ekstra yarım su bardağı kakao, 1 çay kaşığı vanilya özütü ekleyerek karıştırmaya başlıyoruz. Bu karıştırma işlemini elimizle hamur yoğurur gibi yaparsak daha kolay olur çünkü bu bizim alt tabanımız. Hamur haline getirdiğimiz malzemelerimizi Kek kalıbımızın içine alıp tabanına kalıbın şeklini vererek yaydıyoruz. Burada dikkat etmeniz gereken malzemenizin kalıba az gelmemesi. Eğer az gelir ise tabanımız ince olur ve üst dolgu ile tat uyumunu yok eder ve çabuk dağılır. Üst taban alt taban dengesine dikkat edersek efsane bir lezzet ortaya çıkaracağımız kesin. Tabanımız bittiğine göre ıslattığımız kajumuzu rondoya alıyoruz ve üzerine Hindistan cevizi yağı, bal, kalan yarım su bardağı kakao, 1 çay kaşığı vanilya özütü, yarım su bardağı su ve son olarak anne ölçüsü ile 1 çimdik tuzumu ilave ediyoruz ve güzelce rondo da iyice karışmasını sağlıyoruz. Krema kıvamına geldiğini hissettiğimiz an artık mutlu sona doğru yaklaşıyoruz demektir. Rondonun kapağını açıp bir kez kokladığında ağzının sulandığını ve dayanamıyorum kaşıklayacağım dediğini duyar gibiyiz ama şimdi sakin ol ve yavaşça muhteşem kremamsı karışımını alt tabanının üzerine boşalt ve güzelce düzelt. Tam bir usta pastacı edası ile bu işi yapabilirsin. Bu bir sanat çünkü. Hem hücrelerin hem tat duyuların bayram edecek. Her şey kontrol altında ise şahane eserini 4 saat buzdolabında bekletmek için artık dolaba koyabilirsin. Beklerken de rondoda kalan harcın gerisini artık kaşıklar mısın yoksa parmaklarınla mı dalarsın orası sana kalmış, bizim tek bildiğimiz kilo korkusu olmadan bu harika lezzeti midene indirebileceğin. Geri sayım için son 240 dakika… Veee işte son dokunuşlar. Dolaptan çıkardığın cheescake süsleme kısmı tamamen yaratıcılığına kaldı. İster meyvelerle süsle, istersen Cacao Nibs ile şölen yarat. Biz ta buradan yapmış olduğun kahvenin kokusunu duyar gibiyiz. En keyifli kısma geçmeden önce muhteşem bir sunumla #womendergi etiketi ile bizimle paylaşırsan o tadı alamasak ta mutluluğu yaşayacağımız kesin. O zaman ne diyoruz “Afiyet sağlık olsun.” Son bir not daha; hepsi bitmedi diye dert etmek yok. Kalanı buzluğa kaldır acil durumlarda hemen çıkart hafif çözülmesini bekle ve tataaammm…

Demet GÜNGÖR

82


issue.com/womendergisi www.womendergi.com womendergisi

WoMenDergisi

womendergisi


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.