WoMEN Dergisi Şubat 2017

Page 1

WOMEN

ISSN 2147-530X

Sayı: 19 ŞUBAT 2017

Röportaj- ‘‘Hakan Kakız’’

‘‘Bacaklarım benden daha ünlü diyebilirim’’

NAFTALİN KOKULU KADİFE ‘‘ Maskülen bir tarafı da var kadifenin. ‘‘

VALENTINE’S DAY

‘‘Hikayesi hüzünlü olsa da her sene sevgililer bugünü büyük bir aşkla kutluyorlar...’’

2016’nın Sevgi Temalı Filmleri ‘‘14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel tahmin edeceğiniz gibi yüzlerce hatta binlerce film mevcut.’’


İMTİYAZ SAHİBİ VE GENEL YAYIN YÖNETMENİ Berna Tuğçe Çil bernatugcecil@womendergi.com SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Beyza Laro beyzalaro@womendergi.com SOSYAL MEDYA YÖNETİCİSİ Ayça Sezer aycasezer@womendergi.com MODA EDİTÖRÜ Gizem Akkaya gizemakkaya@womendergi.com GÜZELLİK EDİTÖRÜ Beyza Laro beyzalaro@womendergi.com GRAFİK TASARIM Ayça Sezer aycasezer@womendergi.com YAZARLAR Aslı Bal Aysu Özbay Berna Tuğçe Çil Beyza Laro Bilge Maya Ergun Saylak Deniz Erozan Deniz Hasgüler Derya Gökçe Gizem Akkaya Gülben Yanardağ Meltem Canpolat Merve Kaya Mesut Özuzun Nihan Kırlıkovalı Sinan Sönmez Özge McAree Tuğçe Aksoyoğlu WOMEN DERGİSİ İLETİŞİM womendergi.com info@womendergi.com REKLAM VE İŞ BİRLİKLERİ İÇİN reklam@womendergi.com WOMEN DERGİSİ 'nde yayımlanan tüm yazıların hakları WOMEN DERGİSİ’ ne aittir . Yayınlanan ilanların sorumluluğu ise ilan sahiplerine aittir . WOMEN DERGİSİ yayınlanan ürünlerde yapılan fiyat değişikliklerinden sorumlu değildir. YAYIN TÜRÜ : Süreli aylık. YAYIN TARİHİ : OCAK 2017

ISSN 2147-530X


EDİTÖRÜN KALEMİNDEN

Merhaba sevgili WoMEN okurları . Geldik yılın 2. ayına. Aşkların hediye paketine dönüştüğü bir ay . ‘’Aşkın ayı olur mu ?’’ diye sorduğumuz bir ay ama ne hikmetse kucağımızda hediyelerle kapı çaldığımız bir ay. Aşk kasımda başkadır diyip şubatta eyleme geçirdiğimiz gerçeği de bir garip gelir bana. Aşk sadece sevgiliye duyulan bir his değildir. Bir kuşa, yavru bir kediye, yıllarca atmaya kıyamadığınız ceketimize, bir ruja, bir filme, bir şiire, bir fotoğrafa... Kim bilebilir belki de bir avuç toprağa. Bu sayımız işte böyle bir aşkı işleyen bir sayı oldu. İyi ve keyifli okumalar. Aşkla kalın. Sevgilerimle Berna Tuğçe ÇİL


İ ç i n d e k i l e r 27

a d mo iler Günü

35

ız k a K n a k a H : j a t r o p Rö

39

ha

den da

ı c n a ş i N u g y u D : j a port

en arım b l k a c a B

‘‘

ntik l roma en e z ü G gel lifi; ilik tek n, tek taş ile l v e r i nırke cak b kazına lar yudumla a r a l hafıza ğinde şarap e ‘‘Belki z ki.’’ am yem bir akş . Kim isteme ollif trend r a bir tek d a uk lerce b larıyla, e n e S n . anıyor i olan detay aslında insa y a d a ğ me ıllar enim uzun y rın anısı ve e er ediyor. D göre ruh k o ç i h ay na ılla in tari tımızd inde y rçaları ‘‘Denim kumaş, üzer oyutta haya ğı denim pa r dı rb muş bi nda farklı bi ların kullan n o a her sez ırmasını, ins d n a tır.’’ sınıfl m i yansı n i yapayı r e l k l ı l n ha ı i g bir çıl ip gezmesin p i y i d i giy ıyor ını yaş ucci terlikler ğ a ç n altı üG bu yıl sonuçta tüyl r.’’ ı r a l n la ma m tıracak k canı k eşof ‘‘Soka ; ‘’ ne olaca göz kamaş r yla diyenle r’’yorumları a l an biliyor r yand i i b a d aslın riniz imde, le kombinle n h i z et im da ben adife bir cek a s r ı d K nin. anlan eyler c a var kadife ş r i b tik ıd Roman len bir taraf ‘ ‘ i skü le siz da ma bilirsiniz. ’’ uşlar i ir n u k o a ne b nik d oluştur nız mi uar önerileri ı ğ a c a yap kses rzınıza klı kılacak a a t n i l far ‘‘Ge rinden e l r e ğ i d ‘ alım. ‘ göz at asla ilinizi t s e v ip. acak kurtar k forma sah e z i s aca nde r saati uyum sağlay e en büyük cınız e h n ü ‘‘Gün eden size birini v ir şeye ihtiya n i ç e m S r b değişti müş, bronz.. n başka hiç e t ü a g Z , Altın nizi takın. ri küpele ak. ‘‘ ac olmay

11

Sevgil

15

k a c a r a t r u K n a t k ı l n a d a r ı S i r e l B ey ri e l i r e n Ö r a l r a u s e s Ak

29

r a l m r o F ni e Y a d r a l Kazak

31

ı s a y s o D l i t S n e y z i Par

eD nim Aşkı

21

z a m k ı Ç t 14 Şuba

a t a H k i t i r ında 14 K

ı k ş A e f i d Ka u l u k o K alin t f a N 23

‘‘

im iyebilir ünlü d


e z ü

g 43

k i ll

eanı, b ir l o ı r sa eb erlere a şeklind m s e p k, olara orum. Pom i r i b y eri miş dene lanını ön e d i o ng embe iki re ‘‘ Her lilere ise p ‘ ‘ en yaz t aja sahip. l ir amba ğun b ı o y a yağ ınız aklar a kakao d u d ad ra n son uygulam a t k ı Bu lad uygu utmayın. i n i lem eyi un ing iş m ‘‘ Peel dirici sür caktır.’’ n e ya neml çok yara e işiniz

M

ı r a l z a B akyaj

45

uD daklar

49

. . . e s o D e O ve r

ayaca m r ı t p el a ına y aşk min’ d a k Bir . Ey ılan? . Uçuran.. k ı l n ka sen sızı im yerden ke im!’’ n a k im rı ğil midir n. Ayakla yle biri de l i ğ e bö ‘‘D aya i olm urun ben y e ş ı ğ d . Hey aşk..

L ov

51

! n i s l e z n Gü

ni, cildi ir i b a t b li geçer cilt daha a d a o rınd da mala i olduğun a l u g rjis ı uy akım el bir ene b t l i c üz urum nin g ‘‘Bu d unan kişi k ze do ! ’’ r ışılda

A ş ı ks a


p 53

o k si

y a D s ’ e Valenti

ir yük b ü b ü ugün nüyorlar. b r e l i ü l sevgi ğunu düş dığını e n e rs ldu şan da he bir aşk o aşkın ya a s l o ek ük lü üzün a da büy üzde gerç h i s e y m r ay ‘‘Hik utluyorla a da günü k s l aşkla uz aşk o ’’ m . Konu müyorum bu ğim; n n e ü c ş e ü d d se nü n bah bir düşü ke a t k ı l ı ı z c es anna acılarını dar arab ’’ y l l o zp ka üm e? e bira çmişteki t tamam o e kalan n z i s a riy Ge m rad m bu yninizde. a… Tama ir defa ge a t e t nb ‘‘İş izin be ğın s kilalı e düşünü a l d a v ç tu ec ka , sad i ,bir şimd ayacağız m vbağla sa, se z a m lan p kut ü l ü nr nüştü ar sanki… larda insa ö d e l l oniy n yı ıyor serem inan(a)m u telaş, so r i b b a ük , büy oldukların sınız ama . n ü g mı ldu ‘‘Bu sevgili ında tına alır o , k r r e l a i f l , gi al yorum skacı Bilmi ha çok kı i a , sevg r ları d o y i gi d da in sev k her çağ r e d n Aş uyula Fromm. inci, ilham d ı ş r a ‘ ch ev lığa k nalist Eri yaşama s biridir. ‘ r a v a n a , k e k ı rd aş ağ Psi kayn rvetle cusu , bir b ‘‘Aşk ının kuru ın enerji büyük se n n kuram r. Aşk insa ya daki e ı n aynıd aşk ki dü , i s peri

57

H

l a v u T r a ya t B i

59

eS vdiğin

61

ü r m Ö r ı Kadard

i l ’ i g v Se

n

z ü n ü n ler Gü

K

! n u s l utlu O


E D E 65

iB r Gün A

T A Y I B

i m Ü n n l a rs ı

n a c z u ğ O r a ş a Y t

iiri’’

Ş ‘‘Ayın

67

an r. Yaz r. u l o rın za t yaza öylece ya bir e y i an rse akim yse h nasıl iste na ; sırad i t t e cih i, sa yı ter il de ney lduğum a m u o ğ ok aşık ibi de atap ‘‘ Muh istediği g azıyorum n ıy okuru ki Aşk’ . ’’ m Made p olmasın bir ka n e u l t ge esmek ımıza tiva eder k l k a rsa nde i ih eçleri uretini m n Ali’ye so cak m e n tti dö ıl s tıra zorlu ayatın as yu Sabaha da karış n ı t a ru ha ay ut h iyat h ıdır? Yah da? Bu so klımızı da b e d m ‘‘E sın erek a ktası r ara l çış no iz sayfala tından gü di. ’’ l g ir a raren e bıyık eğlenebil d belki ar vererek l cevap

p u t k e M Aşk’a

69

t a y i b e d E n i c İ Kimin


S R Ü T L KÜ 71

T A AN

i r 4 e l m tım. 1 l ş ı i m F ş a ı l a payl hatta bine l m r e l e z iT ini ni si lerce

g zel aşk filmleriğiniz gibi yüzi temalı filmler v e S n ı 2 0 1 6 ’ n rda, çekilmiş enözgeül tahmin ıendaezcebile olsalssuenvg..’’ utlu o nü’ne 6 yılın n yılla ‘‘ Geçe evgililer Gü sefer 201 Günü’nüz k S Bu r Şubat m mevcut. . Sevgilile fil um lerce paylaşıyor e sizinl

75

e r i a m r e t R o geç

a ük bir aşkın ayeg r a M e v hik büy s i r ımda fotoğrafın anlada z r a y e r a f - F verler. Bu ısıtan bir bu zam

Fo t o ğaba sevgili fotaoğğmraefnsieçimi daaihhaticyoakç duyduğumuz r ç h ‘‘Mer ama buna evgiye çok .’’ S im n çekile atacağım. asını diler l m n l sini a ze örnek o i m i hep


SP 73

R O

e n t i F e iye’d

r a l n o l ss Sa

ı

a n a ş a nda Y

ha ir. Da lı t ş i m ter rlık e gös ordu. Ağı Bu m ş i l ge u. uy yılda nu bulun ı mevcutt 0 1 r n la alo so nları fitness s obik salon yoktur. ‘‘ o l a s a yıd -aer ness azla de fit çok az sa boks, step türü çok f ’ e y i ‘‘Türk yıllarda kvando, alonu kül i s te öncek karate, e fitness d k olara le ülkemiz n nede

Türk

r a l n u n Sor


R T S A 85

u m u r o zun Y

I J O

L O

i enerj f i t i z o da p eşini ara n ı s ı r h ilk ya üredir ru n ı l ı s y n zu ları orum ileri ve zu y ç r bu lişk 2017 n süreli i n i ç i iler r uzu . ‘‘ ‘‘İlişk ir. Yıldızla leyecektir k r göste ı da deste r yanla

uB r c u n u



Mo da

SEVGİLİLER GÜNÜ H

erkese tekrardan selam. Yeni yılı geride bıraktığımız şu günlerde; yeni bir yıl yeni heyecanlar diyorum ve konuya giriyorum. Özel günler hiç bitmez; yeni yılı, doğum günü, yıl dönümü… Şimdilerde ise yaklaşan özel gün, tabi ki sevgililer günü…Eğer aklınızdaki hediye, takı ya da aksesuar almaksa, bu yazıyı okumadan geçmeyin. Herkes o güne özel

Belki hafızalara kazınacak bir evlilik teklifi; Güzel romantik bir akşam yemeğinde şaraplar yudumlanırken, tek taş ile gelen bir teklif. Kim istemez ki.

11


Ama gel gelelim şu sıralar moda olan bir akım var ki; oda pandora bileklikler. Dünya çapında mağazaları olan, takı ve mücevher firması Pandorayı sıradan bir aksesuar üreticisinden farklı kılan en en önemli özellik, charm adı verilen ve kolye/bilekliklere takılan, aksesuarınızın size özel olmasına olanak veren küçük ikonlar. Her biri farklı tasarımda olan ve ayrı anlamlar ifade eden ikonlar, adeta tasarım harikası ve kendi hikayesini üzerinde taşımak isteyenler için (özellikle bayanlar) biriktirilmesi büyük bir zevk. Farklı bir hediye düşünenler için anlamlı olacak bu bilekliklerin daha nice çeşitleri var. Tek taştan, kolyeden, çiçekten sıkıldım diyorsanız, birbirinden güzel anlamları olan bu charm’ları tercih etmeniz, doğru olacaktır.

12


Herkese aşk dolu bir şubat ayı diliyorum. Mutluluk sizinle olsun.

Deniz HASGÜLER

13



DENİM AŞKI Denimin tarihi çok uzun yıllara dayanıyor. Senelerce bu kadar trend olmuş bir kumaş, üzerinde yılların anısı ve emeği olan detaylarıyla, her sezonda farklı bir boyutta hayatımızda yer ediyor. Denim aslında insan sınıflandırmasını, insanların kullandığı denim parçalarına göre ruh hallerini yansıtır. Her yükselişe geçen denim markası, farklı bir sınıfa hitap eder. Hep daha iyisine, hep daha fazlasına. Denim olmayan bir gardırop, ne gençliğini yaşamıştır; ne de şık ve rahat olmayı bir arada tutabilmiştir. Eğer sizin için de böyleyse; gardıroplarınızda denime fazlaca yer açmanız gerekecek!

15


Bizce nedir bu ‘denim’ neden bu kadar zamansız ve vazgeçilmez? Kadınlar için herzaman kolay, uyumlu, rahat ve tarz. Erkekler için ise kolaylıkla birlikte gelen rahatlığı temsil ediyor. Ben eminim çoğumuz rahatlıkta, eşofmandan çok denim tercih ediyoruz. Hayatımızda bu kadar önemi olan ve hatta gardırobumuzun yarısını oluşturan denim, yeni sezonda daha fazla ve daha iddialı bir şekilde karşımızda.

KOVBOY Postal botlar, kovboy modası darken; denim trendinde de aynı derecede devam ediyoruz. Boru paça denim pantolonlar, metal cepli denim gömlekler, oversized denim ceketler, denim detaylı çantalar ve tabii ki vazgeçilmezimiz; ‘denim on denim’. Kovboy modasını denimle tamamlayacağınız bir diğer anahtar parça ise; metal tokalı deri kemerler.

‘‘Denim olmayan bir

gardırop, ne gençliğini yaşamıştır; ne de şık ve rahat olmayı bir arada tutabilmiştir.’’ BOOT CUT Skinny kesim denim pantolonlarınızı cope atmanızın tam sırası. Çünkü artık devir, ‘boru paça devri’. Skinny jean’in yerini alan boot cut furyası, bize kovboy trendinin ne kadar kalıcı olacağını anımsatacak. Kıvırın paçalarınızı, beyaz balıkçı yaka bir triko, üzerine denim bir gömlek. Ayağınıza sivri burun postallarınızı da alın. Evet işte sezona hazırsınız!

16


NAKIŞ Nakış detaylarına daha önceden aşina olsakta, bu trend kolay kolay geçmeyeceğe benziyor. Öne çıkan denim trendiyle beraber her detayında göreceğimiz nakış detayı yaz kış kullanabileceğimiz ve rahat kombinleyebileceğimiz zamansızlardan olacak. Nakış detayının denimle bu denli uyumlu halinin sebebi; hem şık hem de rahatlığından ödün vermeyen bayanlarımız için vazgeçilmez olması. Nakış detaylı denim bir jeanle, rahat bir sneaker ve beyaz bir t-shirt. Bu kombini hem yaz mevsimine hem de kış mevsimine uyarlayabilirsiniz. Seçim sizin.

KÜRK DENİM Kürkün her haline alıştığımız detaylarını bir kenara bırakıyoruz. Artık kürkün en trend arkadaşı ‘denim’. Kürk yakalı denim ceketler, içi kürk denim montlar. Eğer kürk detayını ben yaratırım diyenlerdenseniz; kürk bir parça ile denim parçalarınızı tamamlamaktan korkmayın!

Genel olarak ‘denim’ uzun yıllar daha top trend olacağa benziyor. En öne çıkan detaylarıyla; ağartılmış, beyazlatılmış, boya efekti verilmiş, yırtık denim. Cepli denim gömlekler, içi ekoseli, kapitoneli denim mont. Bu detayları düşünerek denim parçalarımızı nasıl kombinlemeliyiz?

17


Denim her zaman avantajlı bir parçadır. Her parça ile kolayca harmanlanabilir. Gündüz kombininzde kullandığınız denim bir pantolonu, gece şık bir davete de alternative olarak kullanabilirsiniz. Gün içinde ofisteki stilinizde kullandığınız kürk detaylı denim ceketinizi, gece bir partide omzunuza atabilirsiniz. Seçimi kolay, taşıması kolay, yıkaması kolay. Daha ne olsun?

Önceden beri denim pantolonlarla ya da denim ceket ve gömleklerle kullandığımız trikolar, bu sezonda oldukça iddialı. Daha bol, daha oversized trikoları denim pantolonlarla özellikle de yine oversized cepli ceketlerle kullanmayı deneyin. Hatta trikoların kombin listesine önü metal düğmeli denim eteklerinizi de eklemeyi unutmayın!

Bu ay ‘denim aşkı’ ile başlasın. Benim Şubat ayından aldığım tek bir şey varsa o da; sadece insanlara duyduğum aşk değil. Yapmayı sevdiğim bir işe, çok kullandığım bir nesneye duyduğum aşk.

‘‘Bu ay ‘denim aşkı’ ile başlasın.’’! 18


Aşkla ve sevgiyle yaptığınız, aşkla ve sevgiyle hazırladığınız herşey size aynı enerjiyle geri dönecektir.

Bu sezonda aşkla ve sevgiyle hazırlayın kombinlerinizi. Ama uzun süre sürecek olan bu ‘denim aşk’ını yabana atmayın derim. Sevgiyle kalın. 14 Şubat Aşk Gününüz Kutlu Olsun

19

Gizem AKKAYA



14 ŞUBAT ÇIKMAZINDA 14 KRİTİK HATA Sevgiliye Not:

En başta kabullenelim ki; bu sevimli günü sevimsizleştiren, üzerine saplantılı bir şekilde bin bir anlam yükleyen yine biziz! ‘’Ne giysem?’’ sorusunu rafa kaldırıp ‘’Ne giymemeliyim?’’ sorusuyla baş başa kalmamak için son kullanma tarihimiz 13 Şubattır.

1.Lüks bir restoran, güzel bir otel, romantik gün, 14 Şubat! Ne nişan töreni, ne de düğün dernek kına gecesi. O zaman saçlarımızı gelinin

kız kardeşi topuzu yapmıyoruz! Bırak dağınık kalsın modeli bile daha akla yatkın.

2.Bu yılın trend parçaları hepimizin dolabında yerini alsa da, kombinlerinizin içine bir tutam ‘’kendin’’ koymazsan, giydiğin her parça kopya olarak kalacaktır. Yılbaşı, sevgililer günü gibi konsept dayatılan günlere baş kaldırışı simgeleyen jeanler, bence çok başarılı. Kaldı ki; bu yıl gerçekten model model üstüne olduğu düşünülürse, alternatif konusu bizleri hiç yormayacak.

21


3.İkiz kardeşi yok diye üzülenlere; katlar, büzgüler, fırfırlarla hareketlenen parçalar gelsin ki, bir elmanın iki yarısı gibi mekanlarda birbirinizi tamamlayın.

4.Çizgili parçalar bu dönem rotasını değiştiriyor; tartıdaki ibrenizin yönü sola doğru değişmiyorsa… 5.Ezbere kullanılan aksesuarlar; hangisinden başlasam acaba? Kemer kullanmak bildiğiniz sanattır

diyeceğim ama bu gerçekten başlı başına bir yazı konusu. Bu konuda emin değilseniz boş verin gitsin.

6.Sokak eşofmanları bu yıl altın çağını yaşıyor diyip bir çılgınlık yapayım diyenler; ‘’ ne olacak canım sonuçta tüylü Gucci terlikleri giyip gezmesini biliyorlar’’yorumlarıyla göz kamaştıracaklar. 7.Her yıl bir hayvan moda, moda olmasına da; gördüğüm kuş desenleri nedeniyle gerçekten mevsimsiz göç edesim var.

8.Yukarıdaki maddeyi yazıp, leopar desenden bahset-

memek ayıp olur dimi? İşte bu kadar bahsedebilirim ancak.

9.Yeşil, sarı, mavi, pembe.. Hepimiz hevesimizi aldıy-

sak, saçlarımızı rahat bırakmaya ne dersiniz? Doğaya ve doğal olana dönüş vakti geldi.

10.Hem basit, hem de gereksiz bir detaya daha hoşçakal demenin vakti geldi.(Zikzak ipler) Kritik hata yapmak isteyenler, zevkle kullanabilir

11.Mutlaka o gece Choker’larınızı kulanın ki; mekanlarda damsız girilmez modasının geçtiği bu yıllarda, tasmasız girilmez akımı başlasın.

12.O da ne? İnce askılı elbiselerin altından çıkan kısa kollu tişört mü? 13.Gece kıyafetlerinde tamam; abiyelerde de tamam ama kazaklarımızı bir rahat bıkar

mısınız? Tabi ki omzu açık parçalardan bahsediyorum.

14.Kim demiş 14 tane yazmam gerektiğini :) Sevgiyle kalın,

Nihan KIRLIKOVALI

22


NAFTALİN KOKULU KADİFE AŞKI N

aftalin kokusu gibi.. Nostaljik bir şeyler oluşturuyor insanın zihninde. Modern parçalarla birleştirdiğinizde zarif bir görünüm için doğru tercih. Son zamanlarda trendleri takip ediyorsanız; mutlaka gözünüze çarpmıştır. Not: trend olduğu için yazı gündemimiz değil elbet. Yumuşak ve rahat hissinin yanında, zarif duruşu benim de tercihim olma nedeni. Soğuk kış günleri için de yerinde bir tercih olabilir.

Peki nasıl parçalar seçmeliyiz? Nasıl kombinler yapabiliriz? Tek parça bir elbise de olabilir; Asimetrik kesimli, yarım kollu mini kadife bir elbisede. Şarap rengi kadife elbise bazen beyaz bir gömlekle buluşabilir. Ya da bileklerinizde biten kadife bir elbise de olabilir. Kısa botlarınızla ve boynuza bağladığınız bir şalla rahat ve ekonomik bir kombin yapabilirsiniz. Tek parçayla şıklık yaratmak her zaman bu kadar kolay olmayabilir değil mi?

23


Romantik bir şeyler canlandırsa da benim zihnimde, aslında bir yandan da maskülen bir tarafı da var kadifenin. Kadife bir ceketle kombinlerinizi oluşturabilirsiniz. İş yeri için de uygun olabilir. Günlük hayatta da renkli kadife bir ceket , koyu renk bir jean pantolon ve Oxford ayakkabılarla maskülen bir şıklık yaratabilirsiniz.

Kadife pantolonlara gelelim; Yüksek bel kısa paça bir pantolonu, crop top ile kombinleyebilirsiniz. Bu biraz daha spor bir şıklık olur. Yüksek bel ispanyol kesim pantolonunuzu şifon bir gömlekle kombinlediğinizde, işin içine biraz daha ciddiyet katabilirsiniz. Biraz daha resmi fakat romantizmden uzaklaşmış sayılmak: Sanırım benimde en sevdiğim bu. Birbirine uzak görünen kumaşları kombinlemek ve böylelikle daha cool bir görüntü elde etmek.

24


Son zamanlarda sık karşılaştığınıza emin olduğum parçalardan biri: Askılı kadifeler. Küçük dantel detayları olabiliyor içlerinde. Beyaz basic bir tişört üzerine tercih edebilirsiniz. Ve göz alıcı kombinlerden biri de, kadife takımlar. İş hayatında da tercih edebileceğiniz günlük hayatta da kullanabileceğiniz desenli kadife takımları, stilettolarınız ile kombinlemekten çekinmeyin. Zarafet orda saklı.

Yine son zamanlarda sık karşımıza çıkan kadife ayakkabılar: Jean bir pantolonla ya da kalem etekle; şık bir elbiseyle ya da mini boy bir etekle. Kısacası, her yerde kullanabileceğiniz bir aksesuar. Mutlaka almanızı tavsiye edeceğim. Kadife ayakkabılar, en kararsız anlarınızda bile tek başına star olabilecek potansiyele sahip.

25


‘’BEAUTY BEGINS THE MOMENT YOU DECIDE TO BE YOURSELF.’’ COCO CHANEL

Tuğçe AKSOYOĞLU

26


BEYLERİ SIRADANLIKTAN KURTARACAK AKSESUAR ÖNERİLERİ B

eylere favori aksesuarınız ne diye sorsak azımsanmayacak birçoğunun “saat” cevabını vereceğinden eminim. Gerçekten favori olduğundan mı yoksa beyler için aksesuar denilince akıllara saatten başka bir şey gelmeyeceğinden mi, orası meçhul. Gelin tarzınıza yapacağınız minik dokunuşlar ile sizi diğerlerinden farklı kılacak aksesuar önerilerine bir göz atalım.

1.Yaka İğnesi

Sezonun gözde trendleri arasında olan yaka iğneleri sade bir takımı zirveye taşıyacak dokunuşlardan biri. Sadece yakaya takılarak değil farklı kombinasyonlarla da kullanılabilir.

2.Fular Geçen sezonun kocaman örgü atkıları bu sezon yerini ipek, daha şık duran fularlara bıraktı. Aksesuar olarak şık bir fular seçimi soğuk geçen kış mevsimi için hem işlevsel hem de trend bir seçim olacaktır.

27


3.Mendil Kravatınızdan bağımsız desenli veya renkli takacağınız mendil sizi sıradanlıktan kurtaracak, daha still sahibi gözükmenize neden olacaktır.

4.Renkli Çorap Klasik lacivert bir takımın altından gözüken turuncu çoraplar… Karşımızda duran bu beyefendiye karşı hemen o “sıkıcı” algımız değişiyor değil mi? Bana göre sezonun en iyi trendlerinden biri.

5.Bileklik Saatin yanına veya tek kullanılan yuvarlık taşı bilekleri son zamanlarda birçok erkeğin kolunda görüyoruz. Bana kalırsa o da sıradanlaştı. Farklı materyallerden yapılmış bileklikler sizi de farklı kılacaktır.

P.S: Unutmayın, size yakışacak olan en güzel, en eşsiz aksesuar sıcacık , içten bir gülümseme. :) Aysu ÖZBAY

28


KAZAKLARDA YENİ FORMLAR U

zun süredir oversized kalıba alıştık. Bu kalıba alışmışken; her sezon yenilenen formlarıyla, daha kalın ve daha yünlü kumaşlar dolduracak gardıroplarımızı. Kazaklar artık yalnız değil! Onları tek başına kullanmak zorunda da değiliz. Yanına en yakışacak aksesuar; oversized küpeler! Triko kazakların en tepede olduğu ilk sezonu hatırlayın: Her combine rahatlıkla uyum sağlayan, hem şık hem casual görünümü elde edebileceğiniz, salaş kumaşlarla da şık görünebileceğiniz, balıkçı yaka, yarasa kol, V yaka… Daha milyonlarcası, gardıroplarımızın baştacı oldu. Hem soğuk kış günlerinde bizi, hem de en zor zamanlarımızda stilimizi kurtararak, en tepeden inmeyecek ‘top trend’ haline geldi.

Şimdi biraz farkla, casual formdaki yün ve örgü kazakları en güzel tamamlayan tabii ki aynı forma uygun ‘küpeler’. Geniş şal yaka kazaklarınızı, aksesuar kutunuzda bulunan en büyük küpeyle tamamlayın. Standart kalıpların dışına çıkmak istiyorsanız, bu kazakları düz bir jean ile değil, cigarette kalıp ya da tamamen bol inen pantolonlarla kombinleyin. Alternatif bir tercih olarak sezonun yeni trendlerinden olan ‘mom jeans’ kalıbını da deneyebilirsiniz.

29


Günün her saatinde size kurtaracak ve stilinizi asla değiştirmeden size uyum sağlayacak forma sahip. Altın, gümüş, bronz.. Seçin birini ve en büyük küpelerinizi takın. Zaten başka hiçbir şeye ihtiyacınız olmayacak. Renk seçimini yaparken: mutlaka soft renklerden ilerleyin. Kış mevsiminin artık vazgeçilmez tonları; uçuk pembe, somon, bebe mavisi, deve tüyü renklerini, kar beyazı havayla zamansız hale getirin. Kocaman bir detay olarak küpelerinizi eklemeyi unutmayın!

Sakın yapmayın: Seçtiğiniz trikoların içine artık beyaz tişört giymeyin. Çünkü zaten trikonuz oversized olacağından, size olduğunuzdan daha salaş ve özensiz bir görünüm verecektir. Stilinizde yün ya da örgü trikolarınızı kullanacaksanız; çanta seçiminiz küpelerinizin aksine daha minimal olmalı. Clutch ya da portföy tarsi çantaları tercih edin. Stilinizdeki bir detayı büyütürken, diğer bir detayı ufakta olsa saklamakta fayda var.

Artık kazaklarınızla skinny kalıptaki pantolonlarınızı kombinlemeyin! Skinny modası silinmek üzere. Mutlaka salaş, belden yüksek, paçalara doğru bol inen kalıpları tercih edin. Sizleri bu yeni trendle başbaşa bırakıyorum. Keyfini çıkarın..

Gizem AKKAYA

30


PARiZYEN STiL DOSYASI 31

Paris modanın başkenti. Yaklaşık 7.YY’dan bu yana modaya hizmet vermiş bir şehir. Haliyle orada yaşayan Paris kadını, diğer tüm kadınlardan farklı oluyor. Yüzyılların şekillendirmiş olduğu bir moda kültürüne sahip Parizyen Kadın; stilini uydurması zor, sade ama bir o kadar da şık Paris’i ve modayı tümüyle yansıtan bir kadındır. Parizyen kadın için seçtiği parçaların rahatlığı, duruşu ve kendi tarzını yansıtması çok önemlidir. Parçaları sadece moda olduğu şekilde kullanmaz; kendi stilinden ve yaratıcılığından mutlaka izleri vardır. Parizyen bir kadın, marka giymeyi sever ancak baştan aşağı marka olmayı sevmez. Lüks marka bir trençkot ile sıradan bir trikoyu çok rahat kombinleyebilir. Parizyen Stili Nasıl Oluşturulur? İlk olarak gardırobunuzdaki modası geçecek, ilerdeki sezonlarda asla şansı olmayan gereksiz parçaları temizleyerek başlamalısınız. Eğer bir Parizyen kadınıysanız; her zaman sadelik ve detaylarla ön planda olmalısınız. Tarzınız abartı değil, cool olmalı. Breton desen giyin Breton, yatay çizgilerden oluşan bir desendir. Ve Parizyen olmanın bir numaralı kuralı, bu desendeki üstleri her parçayla bütünlemektir. Bu deseni gündelik hayatımızda biz, sıradan parçalarla kombinlerken, Parizyen kadını hiç akla gelmeyen, alışılmadık parçalarla kombinler. Breton desenli bir tişört ile büyük taşlı bir mücevher kullanır.

Erkek gardırobundan çalınan parçaları giyin Boyfriend gömlek ve jean onun vazgeçilmez parçalarındandır. Erkek pantolonu, erkek ayakkabısı, loafer ve tuxedo, bizim gardırobumuza almadığımız, alsakta kullanamayacağımız parçalarken, parizyen kadını bu parçaları feminen detaylarla bütünler. Yeri gelir erkek gömleğini şık bir kalem etekle kombinler; yeri gelir paletli şıkır şıkır bir bluzu erkek pantolonuyla giyer. Rock N Roll ile feminen stili harmanlayın Ne feminenlikten vazgeçer, ne de rahatlığı/asiliği vurgulayan rock n roll’dan. Bu iki stili karıştırarak kullanır. Paris sokaklarında, rock bir tişörtün üzerine, inci ya da pırlanta kolye takan parizyen kadınlar görebilirsiniz.


Tuxedo takım ile spor ayakkabı giyin Parizyen kadını ultra lüks ve resmi smokin ceket ile converse/new balance/adidas spor ayakkabı giyebilir. Siz de parizyen bir stili uygulamak istiyorsanız; takım elbise ile sneaker’ı bir arada kullanın.

Eğer Parizyen bir kadın olmak istiyorsanız; Mutlaka Parisli blogger Lady Moriarty’I takibe alın! Parizyen bir kadının asla yapmayacağı stil hataları: Düşük bel pantolonun altına asla tanga giymez. Plajda/havuz başında ışıltılı bikini ve mayoyla gezmez. Külotlu çorap rengini, ayakkabı ve çanta rengine uydurmaz. Parizyen bir kadının gardırobunda bulunması gerekenler: MUST HAVE: Burberry trençkot, kaşmir kazak, siyah gece elbisesi, erkeksi ceket, lacivert kazak, beyaz gömlek, bir çift babet, louboutin stiletto, chanel/hermes çanta, deri ceket, renkli fular. Sevgiler

Gizem AKKAYA

32


Parizyen’in Aksesuarları Aksesuar genelde stilin tamamlayıcı parçası olarak görülse de, aslında o tarzın ne olduğunu bize anlatan dilidir. Parizyen stilinde de aksesuarlar, stilin bize anlatmak istediği şey gibi ; “less is more” anlayışı şeklindedir. Sade ama şık, gösterişten uzak ama bir o kadar iddialı… Sevgilinin dolabından giyilmiş gibi duran ceketin içine takılmış, renkli bir fular; basic tshirt-kot pantolon ikilisine yabancı ama bir o kadar “olmuş” Chanel çanta gibi…

Tipik bir Parizyen, modanın ikonik simgelerinden uzak durur. Sahte ayakkabılar, taklit çantalar onun üzerinde asla görmeyeceğiniz parçalardandır. Kaliteli kumaşlar ise onun vazgeçilmezleri arasındadır. Örneğin; pamuklu basic bir t-shirt, üzerine takılan ipek renkli bir fular, Parizyen’in imzası gibidir. Sokakta karşılaşacağınız bir Parizyen’de yüksek olasılıkla göreceğiniz aksesuarlardan biri de, güneş gözlüğüdür. Bu bazen klasik bir model, bazen geçmişin izlerini taşıyan vintage bir model ya da gelecekten bize ışık yakan, fütüristik bir model olabilir.

33


Bileklerinde, boynunda, kulaklarında abartılı, plastik şeyleri çok göremezsiniz. Değerli taşlar, inciler, yüksek değerli takılar, Parizyen’in seçeceği aksesuarlardandır. Parizyen’in dolabında mutlak suretle olan aksesuarlardan biri de, fötr şapkalar. Bu şapkaları boyfriend pantolonun, sneaker ayakkabıların üzerinde de görebilirsiniz, ipek bir elbisenin de.

Aysu ÖZBAY

34


röpo rtaj

HAKAN KAKIZ - Hakan Kakız kimdir? Bize biraz kendinden bahseder misin? Hakan Kakız çok eğlenceli biridir :) 24 Ağustos’ta doğmuş tipik bir başak burcuyum, ağır takıntılı, hastalık derecesinde disiplinli, fazla titiz ama bunların yanı sıranda başta söylediğim gibi eğlenceli biriyim :) Anadolu Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı ve İstanbul Film Akademi Oyunculuk mezunuyum. İstanbul’da yaşıyor ve İstanbul’u çok seviyorum :) Lisanslı tenisçiyim, olmazsa olmazım çantamdaki makyaj çantamdır :) Kim olduğumu uzun uzun anlatmayım gözleriniz kanar okurken :) - Nasıl fenomen oldun nasıl başladı? Aslında mesleğim sunuculuk ve oyunculuk, sosyal medya maceram 2010’da telefonuma twitter’ı indirmekle başladı :) Hiç ummazdım bu günleri. Okan Bayülgen’in Disko Kralı programına konuk olmuştum 2011 yılında ve sonrasında kendisiyle çalışmaya başlamıştım, attığım tweetlerin bazılarını retweet ederdi Okan Bey :) bu sayede tweetlerim yüzbinlerce kişiye ulaştı, baktım ki herkes beni ve bacaklarımı konuşuyor :) Türkiye ve Dünya tt’sinde yer aldım, şaka gibiydi :) Ama sonra alıştım ve yıllardır sosyal medyanın en çok konuşulan birkaç isminden biriyim :)

- İnstagramdaki bu takipçi sayını ve fenomenliğini neye borçlusun? Twitter’da ismim iyiden iyiye duyulduktan sonra instagram hesabımı açtım :) Açmaz olaydımmm :) Şaka Şaka :) Nereden bilebilirdim ki verdiğim pozların bu kadar ilgi çekeceğini :) Türkiye’de vücudunu estetik şekilde sergileyebilen tek erkek ünlü benim sanırım :) Bir başkasının benim verdiğim pozları verebilecek cesarete sahip olabileceğini asla düşünmüyorum. Beni instagramda ünlü yapan şey cesaretimdir. Özellikle yaptığım uzun tatillerde verdiğim cesur pozlar ve bu pozları takip eden eğlenceli videolarım oldu instagramda takipçi sayımı yükselten :) Size bir sır vereyim mi ? Türkiye’deki erkeklerin hepsi beni gizli gizli takip ediyor :) Böyle cesur pozlar veren bir erkeği takip ettiklerinde etraflarındaki insanlar ne düşünür diye korkuyorlar ve beni takip edemiyorlar :) Gizli gizli takip edip DM’den mesaj atıyorlar genelde :) 90 bin takipçim var görünsede aslında 500 bin’e yakın takipçim var diyebilirim, paylaştığım videolarımın ve fotoğraflarımın bir çoğu 500 bin görüntülenmeye ulaşıyor. - Dj ‘lik yapmaya nasıl başladın ? Nasıl tepkiler alıyorsun? 2-3 senedir sosyal medyadaki popülerliğimden dolayı Club’lardan Dj’lik teklifi alıyordum ve geçtiğimiz yıl bir anda başladım :)Aslında yaptığım şey Dj’lik değil. Ben, beni sevenleri bir araya toplayıp onları eğlendiriyorum, gündemdeki şarkıları çalıp arada da mikrofonda şakalar ve espriler yapıp, beni görmeye gelen insanlara keyifli vakitler geçirtiyorum :) Aslında enerji satıyorum. Beni görmek isteyen binlerce insan var ve beni uzun uzun görüp fotoğraf çekilip unutamayacakları anlar yaşadıkları tek yer Club’lar :) Club sahipleride bu fırsatı kaçırmayıp kazanca dönüştürmek adına seve seve mekanlarında sahneye çıkarıyorlar beni.Bu durumdan herkes kazançlı çıkıyor dolayısıyla :)

35


- Kıskanılacak derecede güzel bir fiziğin var. Ve sosyal medya da konuşulan konulardan bir tanesi de bacakların. Özel bir şey yapıyor musun? Yıllardır verdiğim röportajların vazgeçilmez konusu bacaklarım :) Bacaklarım benden daha ünlü diyebilirim :) Özel bir şey yapıyor muyum, aslında çok çok özel bir şey yaptığım yok, çocukluğumdan beri yoğun spor yapıyorum, yanı sıra sürdüğüm kremler var ama bacaklarımın genelin üstünde bir uzunluğa ve düzgün şekle sahip olması tamamen Allah vergisi tabi :) Mesela yazlık mekanlardaki sahnelerimde mayo şortlar giyerek sahneye çıkıyorum ve fanlarım benle fotoğraf çekildikten sonra bir de bacaklarımın fotoğrafını çekiyorlar :) Kıyamam onlaraaaaaa :) - Hakan Kakız’ ın ölmeden önce yapılacaklar listesi var mı? Benim tek bir ilham perim olmadı. Hayatın her alanında, hatta sohbet ortamlarında bile bir söz, bir hikaye, bir müzik beni heyecanlandırabiliyor. Gözlem yapmayı, insanları incelemeyi seviyorum. Gördüğüm şeylerin bana kattığı heyecana kapılıp, tasarımlarıma one göre yön veriyorum. Böylece tasarımlarıma ilgim de hiç kaybolmuyor.

- Çantanda olması gereken, olmazsa olmazların neler ? Ayyy benim çantam tam bohça :) içinde yok yok :) genelde büyük çantalar kullanırım ve dışarı çıkarken sanki her dakika başıma bir şey gelecek ve bir şey lazım olacakmış hissiyle çantamda her şeyi bulundururum :) Yarı ecza dolabıdır çantam :) Ama olmazsa olmazlarıma gelecek olursak, tabi ki makyaj malzemelerim, küçük bir kolonya, şarj aletlerim ve saç fırçam asla eksik olmazzz :) - Hayatta herkesin bir sırrı vardır. Hadi birini bizimle paylaş. Oldu canımmmm :) herkesin bildiği sır değildir unutmayalım :) O yüzden bu soruya pas diyorummm :)

36


- Ben hayatta kimseyi kıskanmam ama ....... hariç diyebileceğin biri var mı? Kıskançlık benim için göreceli bir kavram. Ben genelde sevdiğim insanları diğer insanlardan kıskanıyorum, yani bir insanın işini, başarısını, sosyal statüsünü, maddi gücünü falan asla kıskanmam, tam aksi o kişiyi ve başarılarını örnek alır, bende onun gibi başarılı olmak için iyi anlamda hırslanırım. Bu bağlamda kıslanmak demeyelim de kariyer ve duruş anlamında kendisi gibi olmak istediğim birkaç ünlü var. Bunlardan biri iş disiplini ve değişmeyen tarzıyla Öykü Serter’dir.

- Mesleğini biraz anlatır mısın? Günlük hayatta dinlediğin şarkıları mı çalıyorsun? Mesleğim Sunuculuk ve Oyunculuk ama şu an gece clublarının yoğun ilgisi üzerine Dj kabinlerinde sevenlerimi eğlendiriyorum :) Bu nasıl Dj’lik diyeceksiniz. Ama yukarıdaki bir soruda da söylediğim gibi benim mesleğim dj lik değil, şu anki popülerliğim doğrultusunda ünlü gece clublarının tekliflerini değerlendirip Dj kabinlerinde show yapıyor ve beni görmeye gelen sevenlerime keyifli saatler yaşatıyorum.

37


‘‘Bacaklarım benden daha ünlü diyebilirim’’

- Playlistini neye göre hazırlıyorsun? Tamamen kendi sevdiğim ve genelde gündem olan şarkıları çalıyorum :) Çünkü eğlendirebilmem için önce benim eğlenmem gerekir :) Genelde Türkçe ve Yabancı Pop çaldığımı düşünebilirler ama aralarda çaldığım Sibel Can ve İbrahim Tatlıses şarkılarında mekan stadyum gibi oluyor, o an ki atmosferi görmeniz lazım, işte o anlarda çok eğleniyoruz :) - Mesleğini biraz anlatır mısın? Günlük hayatta dinlediğin şarkıları mı çalıyorsun? Mesleğim Sunuculuk ve Oyunculuk ama şu an gece clublarının yoğun ilgisi üzerine Dj kabinlerinde sevenlerimi eğlendiriyorum :) Bu nasıl Dj’lik diyeceksiniz. Ama yukarıdaki bir soruda da söylediğim gibi benim mesleğim dj lik değil, şu anki popülerliğim doğrultusunda ünlü gece clublarının tekliflerini değerlendirip Dj kabinlerinde show yapıyor ve beni görmeye gelen sevenlerime keyifli saatler yaşatıyorum.

WoMEN Dergisi ailesi olarak sevgili Hakan Kakız’ a bu keyifli sohbet için teşekkür ediyoruz.

Berna Tuğçe ÇİL

38


BİR TASARIM HİKAYESİ DUYGU NİŞANCI JEWELERY Onu sosyal medyaya hakim olanlarımız instagram’dan tanıyoruz. Takı tasarımı konusunda basamakları hızla çıkan bir tasarımcı. Samimi, sıcak ve cana yakın. Bu özelliklerini tasarımlarına yansıtmış. Hayatını hep birşeyler üretmek adına yaşayan biri. ‘Duygu Nişancı’. Minimal ve herkesin kendinden birşeyler bulacağı tasarımların sahibi, bu genç tasarımcımız women ekibini kırmayarak, birkaç sorumuzu cevapladı. Evet tasarlamak zor iş, bu süreci en çok merak edenlerdenim sanırım.

Duygu Nişancı kimdir? Bize biraz kendinden bahseder misin? 2011 yılında Yeditepe Moda ve Tekstil Tasarımını bitirdim. Mezun olduktan sonra bir tekstil firmasında çalışmaya başladım. 1 yıl çalıştıktan sonra Londra LCF ( London College Of Fashion ) da “Uluslararası Pazarlarda Moda ve Marka Yönetimi” konusunda eğitim aldım. Daha sonra Türkiye’ye geri döndüm ve yurtdışı üretim yapan köklü bir tekstil firmasında “Merchandiser “ olarak çalıştım. Hayatımın en güzel çalışma dönemiydi. Park Bravo’nun Özlem Kaya ile çalıştığı dönemlerde tasarım departmanında çalıştım. Daha sonra e-ticaret platformu olan Trendyol ‘a geçtim. Trendyolda da 1 yıla yakın çalıştım ve kendi işimi yapmak istediğim için ayrıldım. Daha sonra kendi adıma bir marka kurarak , takı tasarımına başladım. Duygu Nişancı ne yapıyor? Tam olarak iş tanımını anlatir misin? Duygu Nişancı bir takı markası. Tekstil okumuş bir kişiyim ama tekstilde olsanız bile takıyla , formlarla , kullanımlarla hep iç içe oluyorsunuz. Sadece kullanılan materyal değişir. Bir de ilginin olması gerek. İşin tanımını yapmak gerekirse ; Duygu Nişancı Jewelry, bireylerin kendilerini iyi hissedebileceği , keyifle takabileceği , minimal ama bir o kadar da ışıltılı , kombinlenmesi kolay takılardan oluşan bir marka.

39


Duygu Nişanci Jewelry nasıl başladı? Her zaman derim; takıyla beni tanıştıran, güzel takı nasıl fark edilir? Daha doğrusu takı nedir? kavramlarını bana gösteren ve öğreten annemdir. Küçüklükten beri ilgim vardı. Hep annemin kıyafetlerini giyer ve de takılarını takardım. Öyle düzinelerce resmim vardır. Bu merakım iş alanındayken daha artmaya başladı. Ben de bir deneyeyim dedim. Bu dediğim denedi, tuttu olayı değil. Meraklı olduğumdan ötürü kapalıçarşıya giderdim, atölyeleri gezerdim ve en önemlisi “Rotaforte “ nin düzenlediği İstanbul Jewellery Show’lara giderdim hala “Rotaforte” düzenliyor fakat üzülüyorum eskisi gibi değil. Eskiden fuarlar tek kelimeyle muhteşemdi. Tasarımlarında nelerden ilham alırsın? İlk iki koleksiyonumda tasarımlarımı genelde sade , minimal ,zarif olarak tasarlamıştım. Tasarlarken herşeyden ilham alırsınız. Okurken bize; nasıl ilham alabiliriz? Nelerden besleniyoruz? diye hep düşündürülürdü. Şimdi düşünüyorum da, hocalarımdan çok şey öğrenmişim ve onlara çok şey borçluyum. Sanattan ,sanatçılardan ,müzikten ,mimariden ilham alıyorum. Günlük hayatında kendi tasarımlarını mı kullanıyorsun? Günlük hayatımda mümkün olduğu kadar kendi tasarımlarımı takıyorum çünkü bir nevi vitrin görevindeyim :)) . Karşınıza kimin çıkacağı belli olmuyor , inanın bana ve o an bütün kapılar size açılabiliyor. Bunun yanı sıra manevi değeri önemli olan birkaç takım var, onları hiç çıkarmam. Duygu Nişancı Jewelry nereden satın alabiliriz? En geniş yelpaze www.duygunisanci.com adresinde mevcuttur. Türkiye’nin her yerine gönderim yapılmaktadır. Onun dışında İstanbul Lunapark Galata’da , www.lidyana.com , www.365ist.com , Bodrum Salty ‘de ve Alaçatı Design Market da satışım mevcuttur.

40


Asla takmam dediğin bir aksesuar var mı? Bu soruyu hiç düşünmemiştim ama sanırım yok. Herşeyi takarak denerim. Güzel durduysa yada gözüme hoş geldiyse alırım yada eğer tasarladıysam prototip olarak üretime geçerim. Daha sonra tekrar kontrol ederim hatta bir süre kullanıp , artı ve eksilerine bakarım. Herşey mümkün olsaydı bunu da yapardım dediğin şey? Hem kolye , hem bileklik ,hem yüzük hem de küpe olan bir tasarım yaratmak isterdim. Ama deniyorum birgün yaratıcam , kararlıyım :))) Yada en azından iki farklı takı olabilir.

Tasarim yapmak senin icin nasil bir duygu? Tasarım yapmak , tarif edilemez bir hissiyat. Ve yapılan tasarımın insanlar tarafından övgü alması işte o paha biçilmez bir duygu. Tasarımın beğenilmesi , takıldığında görmek , dışardan bakan bir çift göz olmak; bunlar da tarif edilemez. “ Tasarlamanın en güzel tarafı özgür hissetmeniz ve o anın sadece size özel olduğu gerçeğini bilmek. “ Herşey mümkün olsaydı bunu da yapardım dediğin şey? Hem kolye , hem bileklik ,hem yüzük hem de küpe olan bir tasarım yaratmak isterdim. Ama deniyorum birgün yaratıcam , kararlıyım :))) Yada en azından iki farklı takı olabilir. WoMEN Dergisi’nin bu ayki konugu olmak nasil bir duyguydu? İlk söylendiğinde çok sevindim ve memnun oldum. Röportaj yapılmak için tercih edilmem çok gururlandırıcı birşey. Bir de seviyorum. Çünkü birçok insan beni yani tasarımcıyı tanımak ister veya isteyebilir. Ulaşılmaz olmak bana göre değil. Instagram hesabım da bile tüm mesajlara ben cevap veriyorum. Hatta diyorum “ ben Duygu Nişancı. Bizzat bana sorabilirsiniz. Ben ilgilenmek istiyorum diye. “ Bunlar benim için önemli şeyler. İstekler , düşünülen veya yapılabilir mi diye sorulan tasarımlar ,o sorulardan birsürü model ,tasarı çıkıyor. Evet bir tasarımcı tasarlar,düşünür , yaratmak için uğraşır ama insanlar da bir o kadar tasarımcıdır ve aslında tasarımları besleyen en yüce varlıklardır. Her zaman bunu derim.

41

Gizem AKKAYA



GÜZE LL IK

MAKYAJ BAZLARI M

akyaj bazları hakkında hepimiz bir şeyler duymuşuzdur. Makyaj yapmayı seviyorsanız alıp kullanmışsınızdır da. Peki nedir bu makyaj bazları? Cildimize neler vaat ederler? Kadınların ve hatta artık günümüzde erkeklerin cilt bakımlarına gösterdiği özen, ve bu uğurda ayrılan dev bütçeler su götürmez bir gerçek. Hepimiz cildimiz ışıl ışıl parlasın istiyoruz. Bunun için de kullandığımız ürünleri özenle seçmeye çalışıyoruz. Makyaj bazları da, makyaj öncesi cildimize uygulandığında, adeta bir bariyer görevi üstlenerek, cildimizdeki nemi deyim yerindeyse içine hapsediyor ve aynı zamanda cildimizde pürüssüzlük etkisi oluşturarak makyajımız için konforlu bir alan oluşturuyor.

M

ac’in Natural Radiance Base Lumiere isimli bazı bu konuda sevdiğim ürünlerden. Her ne kadar tanışmamız yaptığım bir alışveriş sonrası gelen hediye tester şeklinde olsa da, sonrasında tereddüt etmeden aldığım ürünler listesine eklenmeyi başardı. Ürünün iki rengi mevcut. Her iki rengi de denemiş biri olarak, esmerlere sarı olanı, beyaz tenlilere ise pembe olanını öneriyorum. Pompa şeklinde bir ambalaja sahip. Bir pompa tek seferde yetiyor. Zaten makyaj bazlarının ince sürülmesi öneriliyor ki, fondöten ile birlikte çok kalın bir görüntü olmasın. Ürün zaten ince ve hafif ışıltılı bir yapıya sahip. Aynı zamanda cildi nemlendiriyor ki, çok kuru bir cilde sahip değilseniz ayrıca nemlendirici sürmenize gerek kalmıyor.

43

Aslı BAL



DUDAKLAR Çarpıcı ve mat rujları kullanmaktan çekinmeyin! Dudaklarımızın da yoğun bir ilgiye ihtiyacı vardır. Kış aylarında ne yazık ki dudaklarımız çatlıyor ve kuruyor. Özel günleriniz, özel yemekleriniz de kabusa dönüşebiliyor. Öncelikle sabahları yüzünüzü yıkamanız gibi, bakımınızı da rutine bağlamaniz gerekmektedir. Güzellik süreklilik ister. Cildiniz bir gün yapmayı unuttuğunuz bakımınızı ertesi gün affetmez. Dudaklarımız da yüzümüzün en narin bölgelerinden biridir.

Peki nedir dudaklara özel bebek gibi bakım uygulamaları? Öncelikle rujunuzu sürmeden önce işe peeling uygulayarak başlayın. Şeker ve hindistancevizi özlü ürünler işinize oldukça yarayacaktır. Peeling ürünleri elinizde yoksa eski diş fırçanızı güzelliğinize alet edebilirisiniz.

45


Diş fırçanızı aynen bilinen kullanımı ile dudaklarınıza uygulayabilirsiniz. Yalnız hassas olun! Dişler sert bir yapıda olurken dudaklarımız yumuşak yapıdadır. Gereken özeni gösteriniz. Bu uygulama dudaklarınızdan ölü derinin kaybolup gitmesine yardımcı olacaktır. Peeling işlemini uyguladıktan sonra dudaklarınıza yoğun bir nemlendirici sürmeyi unutmayın. Bu uygulamada kakao yağı işinize çok yarayacaktır. Böylece yumuşacık ve pürüzsüz dudaklarınızı öpmek bile isteyebilirsiniz! Nemlendirici ürünleri kullanabileceğiniz gibi, birçok markanin ‘dudak bazı’ ürünleri de var. Yani seçeneğiniz bir hayli fazla.

Bu işlemden sonra dudaklarınız ruj sürme işlemine hazır hale gelmiş durumda olacaktır. Ek olarak, nemlendirici sürdüğünüz dudaklarınızda ıslak bir görünümde kalabilir. Bunun için ruj uygulama öncesinde nemli olan dudaklarınıza pudra sürebilirsiniz. Pudra, süreceğiniz ruj rengini netleştirmede ve rujunuzun kalıcılığını arttırmada işinize çok yarayacaktır.Her zaman mat rujlar kullanmak istemiyorsanız da, mat yapılı ürününüzün üzerine tek kat clear bir parlatıcı sürerek, rujun rengini vurgulayabilir ve çarpıcı bir parlaklık kazanabilirsiniz.

46


Aynı zamanda ultra parlak görünümlü dudaklar herkese yakışmayabilir. Bunun için doğal ve her tona uygun olarak hazırlanmış rujlar, göz kamaştırmanıza destek verir!

Bunun için alacağınız ürünün cilt tonunuza uyup uymadığını iyice gözden geçirmeniz gerekmektedir. Unutmayın! Bakımlı dudakların sırrı, sağlıklı dişlerden geçiyor. Dişlerinize de dudaklarınıza gösterdiğiniz özeni gösterin.

‘‘Dudaklarımız da yüzümüzün en narin bölgelerinden biridir. ’’

47

Beyza LARO



Love over dose... AŞK... Değil midir imkansızı imkanlı kılan? Bir kadına yaptırmayacağı şeyi olmayan. Ayakları yerden kesen. Uçuran... Ey aşk min’el aşk... Hey durun ben böyle biri değilim! Hayır yani tabi ki aşk bana da çok şey yaptırabilir ama ben bu kadar romantik değilim. Ayakkabı, çanta aşklarının bile mazide kaldığı, günümüzde instagram sayesinde sağolsun erkekler de rahat nefes alır oldu. Yani diyeceğim odur ki artık ne gitmiş, ne takmıştım? Erkek arkadaşı kimmiş yerine, MAC’te yeni koleksiyon çıkmış, herkesten önce ben almalıyımlar bunların yerini aldı.

Otobüste metrodan, yani halkın arasına karıştığım her gün, insanların yüzlerine yaptıkları makyajlarını inceleyip; bazen üzerlerine atlayıp zigzag eyeliner ya da rujunu düzeltmemek için kendimi gerçekten zor tutardım. Ama son dönemlerde insanlar videoları izleye izleye “sonunda” jileeet eyeliner da sürdüğünü kusursuz dudakta yapmaya başladığını görüyorum. Gerçekten sizlerle gurur duyuyorum. Azmettiniz başardınız. AŞK ile yaptınız.

49


Elinde kaç tane ruju olduğunu benden başka bilmeyen var mı? Ya da birden fazla maskarası olanı ya da makyaj yapmadan markete bile gitmeyen... O zaman gözünüz aydın AŞIKSINIZ!!! Bu öyle bir aşk ki hem de yaşı yok sınırı yok. Hem de aşkların en güzelleştireni, en kendini iyi hissettiren, en acısızını, sonsuza kadar gidenine. Ohhh var mı sizden mutlusu? Düşünün yeni Mariah Carey koleksiyonundan başka ne bu kadar masum olup tarif edilemez duygular yaşatabilir ki? En gizli silahımız, en yakın arkadaşımız her şeyiniz sarılın onlara öpün! Aşkla kalın.

Bilge MAYA

50


AŞIKSAN GÜZELSİN!... G

üzellik içimizde! Merhaba Sevgili Women Okurları; Bu sayfada güzellik için buluştuk hep, güzellik uygumalarını, güzelliğe dair sistemleri ve bilgileri en heyecanlı halimizle sizlerle paylaştık.

Güzellik algısı aslında içten dışa uzanan bir bütünlemenin varoluşumudur. Sevgiyle yapılan her şey sizi ruhen ve bedenen güzelleştirecektir, mesleki olarak en önemli deneyimlerimden biri bu sanırım.Bilgileri en heyecanlı halimizle sizlerle paylaştık.

51


Enerji diye bir şey var değil mi? Bu konuda hemfikiriz. Mesela gergin bir ortamdayken bulunduğunuz ortamın enerjisi size de geçer. Konu güzellik ise vücut bakımlarında yapılan masaj uygulamarında işte bu enerji çok önemlidir. Direkt temas olduğu için masaj terapisti sizin enerjinizi alır ve siz de onun. Bu sebeple enerjisinin güzel olduğuna inandığınız kişilere masaj yaptırmanızı öneririm.

Bu durum cilt bakımı uygulamalarında da geçerli tabi, cildinize dokunan kişinin güzel bir enerjisi olduğunda o cilt daha bir ışıldar! Başka bir örnek verecek olursak, bu denli sevdiğimiz makyaj uygulaması güzellikleri ortaya çıkarma sanatıdır ama bazıları için yetersiz kalabilir. Her zaman üstünde durduğumuz güzellik kavramı aslında kalbin yüze yansımasıdır. Kalp kötüyse güzellik ürünleri ve uygulamaları kişiyi güzelleştirmek için yeterli gelemeyebilir ve asıl güzelleştirmeye başlamamız gereken yer kalbimizdir. Bunun da en güzel yöntemi sevmek. Var mı itirazı olan? O zaman sevin efendim! Hatta aşık olun, mutlu olun, gülün, gulün ki güzelleşin. Boşuna dememişler, aşıksan güzelsin!

Mesut ÖZUZUN

52


ps iko

VALENTİE’S DAY 14 Şubat Sevgililer Günü nasıl gelenek haline geldi? Kim, neden 14 Şubatı kutladı ve yüzyıllardır çiftler bu günü neden kutlamaya devam etti? Sevgilinize hediye almadan önce hiç bugünü araştırdınız mı? Kol düğmesi Kravat Gömlek Yüzük Kızlar şimdiden internet sitelerinde ünlü markaların indirimini takip ediyorsunuz. Edin! Etmeyin demiyorum. Ama bir geleneğin hikayesini araştırmadan sevgilinize hediye almayın derim. Gelin birlikte 14 Şubatın hikayesine birlikte göz atalım.

Sevgililer gününün tarihçesi 3. yüzyılda Aziz Valentine’nin gizlice kıydığı nikahlara dayanıyor. M.S. 3. yüzyılda Roma İmparatoru Claudius II, ordusunu güçlendirmek için genç erkeklerin evlenmesini yasaklamıştır. Rivayete göre bu yasağa karşı gelen Aziz Valentine, gizli nikahlar düzenleyerek gençleri evlendirmeye devam etmiştir. İhanetin karşılığını canıyla ödeyen Aziz Valentine M.S. 270 yılında 14 Şubat’ta idam edilmiştir. Bu nedenle her yıl 14 Şubat’ta Sevgililer günü kutlanmaktadır.

53


Hikayesi hüzünlü olsa da her sene sevgililer bugünü büyük bir aşkla kutluyorlar ya da büyük bir aşk olduğunu düşünüyorlar. Konumuz aşk olsa da günümüzde gerçek aşkın yaşandığını düşünmüyorum. O çok beğendiğiniz hediyeyi sevgilinize belki de eski sevgilisi hediye etmiştir. İçinize kurt düşürmeyeyim. Hediyeyi hediye etmek peygamber geleneği, kesinlikle bu geleneği devam ettiriyor sevgiliniz.

“Sevgilinize hediye almadan önce hiç bugünü araştırdınız mı?” Yıldız ablamızın dediği gibi her sene 14 Şubat aşkı da yalnızlığı da bir güne sığdırmayın, günü kutlamayın demiyorum. Fakat abartmadan kutlayın.Milletin gözüne sokmadan kutlayın.Ona pahalı gömlek almak yerine yünden atkı örün.Öyle lüks restoranlara gitmektense, sıcacık aşk dolu evinizde onun için yemekler pişirin.Sesinizin güzel olması gerekmiyor ona aşk dolu bir şarkı söyleyin. Ritmi farketmez dans edin.Size bir öneri; sevgilim olsaydı eğer ona telgraf çekerek minik bir sevgi notu gönderirdim.Herkesleşmeden yaşayın aşkınızı.Sonra ikiniz de herkes gibi herkesleşirsiniz. Belki günümüzde çok ağız alışkanlığı olsa da ona “SENİ SEVİYORUM” deyin. Derin bir nefes alıp sevginizi ruhunuza üfleyin. O zaman aşkınız ruhunuza yansır. Bu sene de olmadı belki seneye kutlarım diyenler, bana beklerim. Hep beraber mısır patlatıp dram konulu film izler, biraz da ağlarız.

Derya GÖKÇE

54




HAYAT BİR TUVAL B

ir tuval düşünün aklınızın alamadığı kadar renkler var üzerinde ve sonsuz fırça darbeleri işte bu sizin hayatınız. Her bir renk geçmişinizden bir anı, bir acı, bir gülüş yani tüm duygularınız. Her güldüğünüzde ve her ağladığınızda bir fırça darbesi atılıyor. Silemiyorsunuz. Silmeye çalıştıkça renkleri birbirine karıştırıyorsunuz.

Tam da düzeltmeye çalışırken bocaladığımız gibi… Doğduğunuz an, okul hayatınız, ilk aşkınız, ilk ölüm acınız, aileniz, arkadaşlarınız, yalanlarınız, kandırılmalarınız, diğer aşklarınız, evliliğiniz, çocuklarınız ve ölümünüz. Tüm bunları düşündüğünüzde bir tuval belirdi mi gözlerinizin önünde?

57


İşte tam burada size biraz pollyannacılıktan bahsedeceğim; bu tuval sizin beyninizde. Geçmişteki tüm acılarınızı bir düşünün şimdi , birkaç dakilalığına… Tamam tamam o kadar arabeske bağlamayacağız, sadece düşünün bir defa geriye kalan ne?

Umutsuzluk sancıları mı? Bir tuvali birlikte boyayacağız şimdi. Bir rengi silemezsiniz ama tuvalin üzerine yeni bir beyaz kumaş ekleyebilirsiniz. Tıpkı kendimizi iyileştirmemiz için yapacaklarımız gibi; olaylara iyi yanından bakmanın kime ne zararı var ki? Mesela biri hayatınızdan çıkmışsa bu size daha fazla kötülük yapamadan kurtulduğunuzun göstergesidir. Bu ve bunun gibi, dün dünde kalıyorsa eğer, yarınlarınızı aydınlatın, aydınlatın ki tuvaliniz sizin isteklerinize göre çizilsin. Sevgili günlük ve sevgili okurlar bugün yarınımız için şuraya da biraz geleceği parlak insanlar çizelim mi?

Meltem CANPOLAT

58


SEVDİĞİN KADARDIR ÖMRÜN Her şey kalp, her yer kırmızı… Her şey sevgiye, sevgiliye dair… Son bir haftadır dikkat ediyorum da hangi gazeteyi elime alsam, hangi dergiyi okusam, hangi televizyon veya radyo kanalını açsam, muhakkak, ‘Sevgililer Günü’ ile alakalı bir şeyler... Tamam, kabul ediyorum. İnsanların birbirlerine hediye alıp vermeleri güzel ve mutlu edici bir şey! Lakin anlamadığım, bunun sanki olmazsa olmaz bir ‘hediye günü’ olarak kabul etmesi..

Cidden anlam veremiyorum. Yok efendim, “Aldığın hediye çok basit, bana bunu mu layık gördün? Bugünü nasıl olur da unutursun? Bugün için yaptığın organizasyon bu kadar mıydı? Herkes kutluyor, biz de kutlamalıyız” gibi konuşmalar beni çılgına çeviriyor. Nedense samimiyetsiz buluyorum. Bugün, büyük bir seremoniye dönüştürülüp kutlanmazsa, sevgililer, sevgili olduklarına inan(a)mıyorlar sanki… Bilmiyorum, farkında mısınız ama bu telaş, son yıllarda insanları daha çok kıskacı altına alır oldu. Yabancı kökenli bu gün, nasıl oldu da özel oldu ülkemizde, nasıl kabul ettirdi kendini, böyle hemencik? Herneyse… Evet, ‘Sevgililer Günü’ telaşesini her ne kadar saçma, gereksiz ve özenti bir durum olarak nitelendirsem de yine de günün anlam ve önemini ortak payda da buluşturan ‘sevgi’ye dair bir şeyler yazmak istiyorum, bugün.

‘‘Her şey kalp, her yer kırmızı…’’ 59


Sevgi… Ne güzel bir kelime! Ne yüce bir his. Şükran sebebi... Dolu dolu, içten, anlamlı ve sıcacık… Tüm canlıları kuşatan, var olmalarını, mutluluklarına mutluluk katmalarını sağlayan ne müthiş bir his! Yaşam sevinci, yaşama olanca kuvvetinizle tutunma nedeni. Gönülde var olanın yüze, güne, çevreye yansıması… En mutlu döngü. Sevdikçe tazelenir insan, hayatı anlar. Mutluluğu, nefes alıp vermenin güzelliğini daha bir hisseder olur. Sevdikçe daha çok fark eder, gözlerindeki ışığı. Sevdikçe güzelleşir dünya, sevdikçe öğrenilir. Peki, ya sevgili? “Yanında tüm detayları bıraktığın, kendine aktığın, ondan doğduğundur sevgili. Uykunda bile deliler gibi özlediğindir. Şekillendirmeye çalıştığın değil, geldiği gibi bağrına bastığındır. Geçmişin sonudur, sevgili. Yarınlara attığın güvenli adımların, sağlıklı düşünen tertemiz beynindir. En sıradan şeyi bile bir gülümsemesiyle büyülü hale getirebilendir. Onsuz her şeyin eksik kaldığıdır sevgili.” Sizinle meydan okuyandır, her türlü zorluğa, çaresizliğe hatta imkansızlığa... Koşulsuz, şartsız her durumda sevgisi ile sizi yücelten, koruyup kollayan, sahiplenip, destekleyendir. Onun yanında bitmek bilmeyen amansız korkularınız uçar gider, yeniden doğmuş gibi olursunuz. Size onu, ona sizi ve size bu hayatı verdiği için yaradana şükran duygularıyla dolar taşar her gününüz. Hayatınızın “iyi ki” yanıdır o. Hem en yakın arkadaşınız, dostunuz, sırdaşınız, hem de gününüzü aydınlatan, karanlığa ışık tutan en güçlü kahramanınız, yol arkadaşınız… Eskilerden kalma bir taş plakta çalan 45’liklere avaz avaz, keyifle eşlik ettiğinizdir. Bir göz süzüşünüze, hiç şüphesiz, canını ortaya koyacak -yürekli- bir cengaverdir, sevgili. Bir damla gözyaşınıza nehirler akıtacak, okyanus yürekli sevdiceğinizdir. Sizi bir gün değil, bir ömür sevecek olan, içinizde var olan güzellikleri size hissettiren, yaşatandır. Kısacık hayatı yıldızlandıran, ömrünüze anlam katan, size belki de uzun zamandır hissetmediğiniz duyguları yaşatandır. ‘Sevginin varlığı için, ille de, dip dibe olmak gerekmez ki’ cümlesini somutlaştıran en güzel örnektir. Sevgiyi yüreğimizde, tüm benliğimizde hissettiren(ler)e ne kadar teşekkür edersek edelim eminim ki az kalacaktır.

Bir de sevgilisi olmayanlar, olduğu halde ‘Sevgililer Günü’ne yakın ayrılarak hediye işinden kaçmış olanlar, bütün kalpli vitrinleri taşlamak isteyenler, sinirden evden çıkmak istemeyenler, eski sevgilisini yad edenler, sevgilisinden ayrılan arkadaşlarını teselli edenler, bu özel günü kutlamayı unuttu diye sevgilisine küsenler, tavır yapıp, trip atanlar, sevgilisinden gelen hediyeyi kimse görmesin diye saklamaya çalışanlar, acaba bana ne hediye alacak diye sabaha kadar meraktan uyuyamayanlar var. Sevgiyi tüm benliğimizde hissedebilmek için aslında o kadar çok şeye sahibiz ki. Şöyle bir silkelensek, bir baksak, bir düşünsek... Günü şükürle taçlandıracağımız o kadar çok şeye sahibiz ki... İlla ki benimsenecekse bu gün, o zaman bence sevgiyi yüreğinde hisseden herkesin günü olmalıdır, 14 Şubat. Sevgililerin değil, sevginin günü… Yürekte her gün hissedilen sevgi duygusunun doruğa tırmandığı gün… Aslına bakarsanız, hislerinizi sevdiklerinizle paylaşmak için, 1 saat sonrası bile çok geç olabilir. Sevgi konusunda ne kadar cömert olursanız, o kadar kazanırsınız. Sevdiklerinize yönelteceğiniz samimi, içten, duygu yüklü, özel ve güzel sözler sadece 14 Şubat’larla sınırlı kalmasın. Sadece özel günlerde değil, her yeni doğan günle birlikte sevgiyi iliklerinize kadar hissedip, hissettirip yaşayın, yaşatın. Unutmamalıyız ki bir damla sevgi bile, büyük bir okyanusa bedeldir çoğu zaman. Eğersiz, çünküsüz, kıyaslamasızdır, gerçek sevgi. Can Yücel ne kadar güzel söylemiş: Unutma, ne kadar yaşarsan yaşa sevdiğin kadardır ömrün. Sevdiğin kadar sevilirsin. Ömür kotan sınırsız değil, bunun bilinciyle farkındalıklarını arttırarak yaşamayı seç. Hayat o kadar kısa ki, sevdiğiniz insanları incitmeden önce, onları kaybettiğinizde canınızın ne kadar çok yanacağını bir düşünün. Sunulan fırsatları değerlendirmenin, kırılan kalpleri tamir etmenin bir daha dönüşü olmayabilir. Sevgiyle…

Uzm. Psikolog Merve KAYA

60


‘Sevgi’liler Gününüz Kutlu Olsun! Sevgililer Günü, her yılın 14 Şubat günü birçok ülkede kutlanan özel gündür. Kökeni, Roma Katolik Kilisesi’nin inanışına dayanan bu gün, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır. Bu sebeple bazı toplumlarda “Aziz Valentine Günü” denir. Valentine kelimesi, Batı medeniyetlerinde hoşlanılan kişi veya sevgili anlamlarında da kullanılır. Aşk, bir başka varlığa karşı duyulan derin sevgi diyor, sevgi kuramının kurucusu Psikanalist Erich Fromm. Aşk her çağda aynıdır. Aşk insanın enerji kaynağı, yaşama sevinci, ilham perisi, aşk ki dünya daki en büyük servetlerden biridir. İnsanlar aşkı için yıllarca şarkılar yazdı, binlerce film yaptı, kimi öldü, kimi dağları deldi, kimisi de tüm imkansızlıklara rağmen her şeyi ardında bırakarak aşkının peşinden gitti. Peki ya siz? Böyle bir servete sahipken kalbinizdekinin kıymetini bilmiyor musunuz? Öyleyse hata ediyorsunuz. Mayıs 1959 tarihli bir notta, Nazım Hikmet Vera’ya şöyle sesleniyor:’’Lanet olsun, ne muazzam şey seni sevmek! Sen benim aşkım, sen benim kızım, sen benim yoldaşım, sen benim küçük annemsin. Canım, seni sevmeden önce dünyayı sevmeyi bile bilmiyormuşum. Bu şehir güzelse senin yüzünden, bu elma tatlıysa senin yüzünden, bu adam akıllıysa senin yüzünden.’’ Ne kadar da güzel yazmış sevgili Nazım Hikmet.

61


Yalnız olmaktan kötü bir şey varsa o da 14 şubat sevgililer gününde sevgiliden ayrılmaktır. Çok güzel bir aydayız. Her sokak aşk kokuyor sanki. Etrafta bu kadar aşık varken ben yalnızım diye üzülüyor musunuz? İşte bu bunalımlardan kurtulmak için öneriler; -Elleri çiçeklerle dolu çifte kumruları görmek istemiyorsanız, kendinizi eve kapatın. -Bol bol komedi filmleri izleyin, aşk filmlerini yasaklıyoruz. -Çikolata tüketin. Çikolatanın bilimsel olarak hormonları harekete geçirip mutluluk hormonu salgıladığı kanıtlandı. -Kendinize hediyeler alın!

Alışveriş her sorunla başa çıkabilecek bir antidepresan gibidir. -Kendinize gül alın ve kendinizi şımartın. -Kız arkadaşlarınızla toplanıp dedikodu yapın! Bu çok iyi gelecektir. -Bu günü kendiniz için yalnızlar günü olarak nitelendirin. -Eğer bir sevgiliniz olsaydı ‘’ne giyeceğim, ne hediye alacağım’’ derdiniz başlayacaktı. Bunlardan kurtulacağınız için sevinin! -Cebiniz dolu kalacağı için şükredin. -Bekarlığın tadını çıkartın.

62


Sizi sürekli kısıtlamaya çalışan, sürekli nerede olduğunuzu soran biri yok. -Arkadaşlarınızla özgürce gezmenin keyfini çıkarın. -Makyaj yapın. -Günü öldürmek için uyuyun. -Müzik-Kitap-Kahve üçlüsünün size yardımı dokunabilir. -Alt tarafı bir yıl içerisindeki başka bir sıradan gün. Önemsemeyin ‘Bekarlık Sultanlıktır!’ Sevgili Goethe der ki; Aşkım için her şeyden vazgeçerim, fakat özgürlüğüm için aşkımdan da vazgeçerim. Sonuçta tek yalnız siz değilsiniz. Bu güne uymak zorunda değilsiniz. Silkelenin ve kendinize gelin. Siz ayakları yere basan bir insansınız. Kendinizden başkasına ihtiyacınız yok. Eğer hala birileriyle tanışmak istiyorum diyorsanız; en güzel elbisenizi giyinin ve dışarıya(cafe,park,sahil vb..) çıkın. Belki oralarda sizi bekleyen yalnız bir prens vardır. Üzülmeyin siz kendinize yetersiniz. Sevgili yoksa sıcak su torbası var! Aşkın büyüsü üzerinizde olsun. Beyaz atlı bir prensiniz bir yerlerde ve bir gün karşınıza çıkacak! Aşk sihirlidir. Bol şanslar! Ve son olarak bunu unutmayın. Aşk bir gün değil her gün özeldir!

Meltem CANPOLAT

63



ay in s iir i

BİR GÜN ANLARSIN Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez. Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya, Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar ne yastık. Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık. Onun unutamadığın hayali, Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine. Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu. Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin. Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için, Vurursun başını soğuk taş duvarlara. Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın. Duyarsın, Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin. Niçin yaratıldığını. Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini. Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini. Boşuna geçip giden günlerine yanarsın. Dolar gözlerin, için burkulur. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

65


Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların. Sevilen gözlerin erişilmezliğini. O hiç beklenmeyen saat geldi mi? Düşer saçların önüne, ama bembeyaz. Uzanır, gökyüzüne ellerin. Ama çaresiz, Ama yorgun, Ama bitkin. Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın. Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın hayal kurmayı; Beklemeyi, ümit etmeyi. Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi. Lanet edersin yaşadığına... Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın. O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden. Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Berna Tuğçe ÇİL

66


Aşk’a Mektup ... Muhatap okumayı tercih ettiyse hakimiyet yazarın olur. Yazan okurun istediği gibi değil de neyi, nasıl isterse öylece yazar. Madem ki Aşk’ı yazıyorum aşık olduğum sana ; sıradan bir mektup olmasın . Yapmacık , sıkıcı gelebilecek klasik aşk sözleri içeren kısımları atıyorum . Mesela övgülerle dolu sığ bir mektup olmasın. Aramızdaki Aşk o kadar doğal gelişti ki yapay cümlelerle devamını bozmak istemiyorum. Eğer beklentin övgülerle dolu bir mektupsa okumadan bir kenara koy. İnan sana kızmam. Eğer beklentin seninle beraber Aşk’tan öğrendiklerimin en saf halini sözcüklere dökülmüş olarak görmekse kelime kelime açılıyorum önünde. Oku yeter...

E D E B IYAT

Aşk yarenlikmiş... Yeni tanışan iki kişinin gözlerinden başlayıp kalplerinin derinliklerine doğru inen zorlu yolda birbirlerine sonsuz güvenle yarenlik etmesiymiş.

Aşk inkarmış...Uzun zaman çevremizdekilere hatta kendimize bile karşı savaşarak içimizdeki duyguları inkar ettik. Sadece arkadaşız dedik güldük geçtik. Ne gariptir ki inkar ederken bile hiç ayrılmadık. Birlikte güldük , birlikte eğlendik, birlikte ağladık. Aşk istisnaymış... Herhangi bir günde, herhangi bir kişiye karşı hissedilemezmiş. Olmadık zamanda, en aykırı haliyle, hiç hesapta olmayan kişiye karşı da hissedilirmiş. Aşk rastlantıymış... Davetsizce hiç beklemediğin bir anda geliyormuş . Kontrol edilemiyormuş .

67


Aşk merak etmekmiş.. Suskunca sana bakarken o gece farkına vardım ki aslında ben uzun zamandır sana dokunmayı merak ediyormuşum. Aşk izlemekmiş... Saatlerce ellerini izlemişim ve tutmamak için kendimi dizginlemişim. Gözlerini süzmüşüm gizliden gizliye. Aşk dokunmakmış... Bir akşam tesadüfen tenim tenime dokundu ve içim titredi. Sonra Aşk’la ilgili unuttuklarımı hatırladım. Sana sarılmayı, saçlarını okşarken göğsümde nefes alışını hissetmeyi hayal etmişim. Aşk cevapmış...Yüreğindeki boşluğu dolduracak hislerin cevabıymış. Merak ettiğin soruların mesela yaz şarabının tadı nasıldır sorusunun cevabıymış. Aşk şükretmekmiş... Dudaklarındaki tadını alabildiğin , sıkıca sarılabildiğin için şükretmekmiş. Aşk özlemekmiş... Her an yanında olmasını isteyecek kadar bencilleştiriyormuş insanı. Avutacak başka bir şey koyamıyormuşsun yerine . ‘’Rastlantıdır’’ demiştim. Sana rastladığım için şükrediyorum. Çünkü seninle birlikte gülmek bana huzur veriyor. Var olduğunu bilmek, yanında olmak mutluluk veriyor. ‘’Merak etmektir’’ demiştim. Bir anlamı varmış seni merak etmenin, hayal etmenin. Seninle geçir saniyelerin bile tadını hatırlıyorum. ‘’Özlemekmiş’’ demiştim. Gece uykumdan bile kalkıp yanımda uyumanı izleyecek kadar çok özlüyorum seni.

Gülben YANARDAĞ

68


KİMİN İÇİN EDEBİYAT Edebiyat hayatın zorlu dönemeçlerinde aklımıza gelen bir kaçış noktası mıdır? Yahut hayatın asıl suretini mi ihtiva eder esrarengiz sayfalar arasında? Bu soruyu Sabahattin Ali’ye sorsak belki de bıyık altından gülerek aklımızı daha da karıştıracak cevaplar vererek eğlenebilirdi. Aslında bu konuda ne düşündüğünü tahmin etmek sanıldığı kadar zor olmayabilir. O, kitaplardaki karakterleri semtinde bulamayışından yakınmış ve yalnızlığını buna bağlamıştı. Edebiyata dönecek olursak, o; hayatın içinde aradığımızı bulamadığımızda bize kucağını açmaktan imtina etmemişken, diğer yandan hayatlarımızdan beslenmiş, yaşanmışlıklarımızla devleşmiş ve ne zaman başladığı belli olmayan, her iki tarafın yararlandığı bir ilişkide taraf olmuştu. Peki zor zamanlardan geçtiğimizde, elimizden tutup bizi kendine çeken edebiyat, aynı şeyi toplumlara da yapamaz mı? Ya da soruyu şöyle sorayım; toplumları eğitip, geliştirmek, arızalı yanlarını tamir etmek, onları gelişmiş medeniyetler seviyesine çıkarmak, toplumsal kafa yapılarını değiştirmek, biçimlendirmek edebiyatın görevlerinden midir?

69


Daha da önemlisi, edebiyat bu konuda istekli midir? Elbette bunu belirleyen de edebiyatın yaratıcılarından başkası değil. Bu konuda farklı dönemlerde, farklı görüşlere rastlamak mümkün. Örneğin Türk edebiyatının tarihsel sürecine baktığımızda, özellikle tanzimat döneminde politik bir edebiyatın baskın olmasına karşın, ikinci dönem tanzimat yazarlarından Recaizade Ekrem sanat sanat içindir ilkesini benimsemiş, yazılarında hüzünlü ve romantik öğeleri ön plana çıkarmıştır. Günümüz yazarlarından Gürsel Korat ise, bir yazısında şunları dile getirmiştir; “Edebiyata bir yığın dinsel, politik, toplumsal ödevler ve görevler yükleyenler, onun yaşama bir bütün olarak bakmasından nefret edenlerdir. Böyle kişiler için, günü yaşayan “insanoğlu” (oğludur mutlaka) o günle ilgili sloganlardan birini yinelerse edebiyat işlevini tamamlar. Edebiyatın insanla değil, tanrıyla veya herhangi bir toplumsal durumla ilgili “farkındalık yaratma” eylemi olduğunu düşünenlerle yollarımı en çok bu nedenle ayırmışımdır.” Edebiyatın toplumsal işlevlerini nitel yaklaşımlarla kavramaya çalışmak zor olduğu kadar beyhude bir çaba. Yine de sanat sanat için inşa edilse ve tüm bağlayıcı kavramlardan kendini soyutlayarak özgürlüğünü ilan etse dahi, toplumların edebiyata olan ihtiyaçları keza edebiyatın toplumlara kazandırdıkları yadsınamaz. Bu bağlamda edebiyatın işlevlerini bir yana bırakacak olursak, ve onun tek işlevinin kendisini üretmek olduğunu varsayarsak, onu bir kez daha keşfetmek için bugünlerden daha iyisi olamaz.

Aslı BAL

70


KÜLTÜR SANAT

2016’nın Sevgi Temalı Filmleri

71

Geçen yıllarda, çekilmiş en güzel aşk filmlerini sizlerle paylaşmıştım. 14 Şubat Sevgililer Günü’ne özel tahmin edeceğiniz gibi yüzlerce hatta binlerce film mevcut. Bu sefer 2016 yılının az bile olsa sevgi temalı filmlerini sizinle paylaşıyorum. Sevgililer Günü’nüz kutlu olsun.

1. Me Before You

2016 yılının en iyileri arasında yer alan Me Before You, oldukça romantik ve bir o kadar da duygusal bir film. Emilia Clarke’ı Game of Thornes’da Khaalesi olarak izlemeye o kadar alışmışız ki başlarda onu hafif şapşal, hafif deli ve aşırı sevimli görmek çok garipti. Ama filmin 10. dakikasından sonra insan karaktere öyle bir alışıyor ki her sahnede o olsun istiyor. Aynen de öyle aslında. Filmin başkarakteri Louisa adında şirin mi şirin, rengârenk ve biraz farklı giyinen bir kadın. Kendisi bir türlü işlerde tutunamaz ve ailesinin ısrarı ile yeni iş arayışına girer. Zengin bir ailenin engelli oğlunun bakımı için işe başlar. Bu inatçı olan ve sinirli görünen William adlı genç ile aralarında elbette ki bir şeyler olacaktır. Film sevgiden çok belki de hayatı sevmeyi, hiçbir fırsatı kaçırmamayı ve hep eğlenmeyi ve gülmeyi anlatıyor bize.

2. Cafe Society

Tabi ki romantizm ve ilişkiler denilince akla Woody Allen gelmezse olmaz. Eğer sevgiliyle bir film izlenecekse ve romantik olunmak stiyorsa tercihim hep Allen’dan yana olurdu sanırım. Bunun nedeni romantik komedi yönetmeni olması filan değil aslında. Woody’nin filmleri genellikle hayat sevgisi, eğlence, aşka olan açlık veya özlem üzerine olur. Cafe Society de biraz öyle aslında. Belki de hiç gülmeyeceğiniz ince esprilere sahip karakterlerle süslenmiş film. Yine her bir karakteri güzel güzel tanıyor hatta bazılarını seviyorsunuz. Yine ortada aşık olan ve elde edemeyen bir genç adam, yaşlı bir adama aşık bir genç kadın, kavuşanlar ve kavuşamayanlar ve yetmezmiş gibi bol bol ihanete uğrayanlar var. Eğlence sektöründe dayısının yanında işe giren genç bir adamın hayatının bu şaşaalı dönemini izliyoruz filmde. Yeni insanlar, yeni ortamlar ve hiç bilmediği eğlenceler ile başı dönen bir genç. Sonrası malum. rını artık siz izleyince göreceksiniz. Sürprizleri kaçırmak istemediğim için hikâyenin üzerinde durmuyorum. Kesinlikle izlemeniz gerekir diyor sonraki filme geçiyorum.


3. La La Land

Film yılın en pozitif yorumlarını aldı diyebilirim. Müzikal olan bu film, sıradan ve alışılagelmiş eski aşk filmlerinin verdiği hissi veriyor. Aslına bakarsanız aşk filmi bile değil kendisi. Bundan daha da güzel bir konuya sahip. Oyuncu olmak isteyen bir kadın ve bir caz müzisyenin hikâyesini anlatıyor. Zar zor para kazanıp hayata tutunmaya çalışan iki insan var karşımızda. Bu tür karakterlere her zaman kendimizi yakın hissederiz. Belki de o yüzden film oldukça etkileyici. Film bize iki insanın hayallerinin peşinden koşma çabalarını gösteriyor. Günlük hayatlarında yaşadıkları zorluklar, hissettikleri mutlulukları onlarla birlikte hissediyoruz. Müzikal sevmem ben diyenler olacaktır aranızda. Her ne kadar saygım sonsuz olsa da, bu diğer müzikaller gibi değil demeyi kendime görev bilirim. Çünkü gerçekten başarılı bu filmi, Sevgililer Günü’nde izlemelisiniz. Başrollerde ise bir çok kadının âşık olduğu Ryan Gosling var. Zaten nerede romantik ama bir yandan da cool olan âşık adam varsa Ryan Gosling’i onu oynarken görmek mümkün. Başrolü paylaşan ise o tatlı gülüşüyle Emma Stone.

4. The Light Between Oceans

Diğer hafif komik ve eğlenceli filmler yerine, daha ağır bir film istiyorsanız buyurun. Bol bol mendile ihtiyaç duyacağınız bir filmle devam ediyorum. He tabi ben ağladım diye siz de ağlayacaksınız demiyorum ama olsun, tedbirli olmak lazım. Öyle bir film ki bu, size her türlü hissi yaşatıyor ve şapşala dönüyorsunuz. Üzülüyorsunuz, seviniyorsunuz. Bazen durup dururken gözünüz doluyor. Bu yalnızca oyunculukların mükemmel olması ile ilgili değil. Genellikle, benim en sevdiğim türlerden olan dönem filmleri bu tür hisleri yaratır insanda. Hele bir de romantik içerikli bir filmse bu işte o zaman yandınız. Çünkü size geçmişi hatırlatır. Bazen keşke o zamanlarda yaşasaydım her şey daha kolay olurdu düşüncesini verir bir an. Sonra bakmışsınız hayal kırıklığı yaşıyorsunuz karşıdaki karakterler yerine. Ya da tam tersi, onların mutluluğunu paylaşıyorsunuz. Filmin yönetmeni diğer bir romantik dram olan Blue Valentine filminin de yönetmeni. Başrollerde de favorilerimden Michael Fassbender ve Alicia Vikander var. Savaştan dönmüş ve doğal olarak psikolojisi bozuk Tom, sessiz ve sakin bir hayat istediği için Janus Rock denilen bir adaya yerleşiyor. Orada deniz feneri görevlisi oluyor. Orada yaşayanlardan biri olan ve savaşta kardeşlerini kaybetmiş Isabel ile tanışıyor. Öyle bir çift var ki karşımızda, sempatiden ölüyoruz. Bir yandan da empati kurup boğuluyoruz.

72


5. Passangers

Bu filmin de romantik bir film olmadığını belirteyim. Aksiyon filmi olarak nitelendiriliyor ama emin de olamıyorum. Yine de içinde az da olsa duygu barındırdığı için ekliyorum buraya. Oyunculuklar büyük ölçüde iyi, hikâye desek yeterince güzel. Kısacası izlemesi oldukça zevkli bir film. Aslında reklamı yapıldığı kadar harika bir film değildi ve kötü eleştirilere de maruz kaldı ama Sevgililer Günü’nde izlenilecek filmlerden bahsediyoruz şu an ve mükemmel bir film sunmaya da gerek yoktur herhalde. Pek bir şey de beklenmiyordu açıkçası filmden ama beklenen kadarını da verdi diyebilirim.2016’nın Aralık ayında vizyona giren filmin başrollerinde yakışıklı mı yakışıklı Chris Pratt ve güzel mi güzel Jennifer Lawrance var. 120 yıllık bir seyahattedir iki karakter. Başka bir gezegene gitmektedirler fakat uyku kapsülleri gerekenden 90 yıl önce uyandırır onları. Bu olayın arkasındaki gizemi çözmeleri gerekmektedir derken şöyle böyle.. Gerisini izlersiniz.

6. The BFG

Gördüğünüz üzere listedeki filmler illa aşk üzerine değil. Bu sefer de direk “sevgi” kavramını bize gösteren bir filmle devam ediyorum. BFG aslında bir çocuk kitabı. Bunun filmini çeken de Steven Spielberg. Sophia adında küçük bir kız iyi kalpli bir dev ile tanışır. Korkutucu görünen bu devi tanımaya başlar. Diğer devler bu devi sevmemektedir çünkü kendisi çocukları yemeyi reddetmektedir. Film aslına bakarsanız duygusal. İlla içinde hüzün barındırması da gerekmiyor. Bazı güzel duygular da insanı bir garip hissettirebiliyor açıkçası. Bence tüm ile ile izlenilebilecek çok güzel bir film The BFG. Bize dışlanmanın nasıl bir şey olduğunu, neler hissettirdiğini, yanlışları doğruları, önyargının çirkinliğini ve koşulsuz sevgiyi ve arkadaşlığı anlatıyor. Tam sevgi dolu bir güne özel değil mi?

7. Manchester by the Sea

Bu sefer de aileye duyulan sevgi ve aile baları üzerine bir filmden bahsedelim. Başrollerde Casey Affleck, Lucas Hedges ve Michelle Williams var. Abisi ölen Lee, yeğeninin tek vasisi olduğunu öğrenir. Bunun üzerine işini bırakıp Patrick’e bakmaya gider. Bu arada eski eşiyle ayılmaları konusu önümüze gelir, ağız tadıyla o hikâyeyi de izleriz. Çocukluğunu geçirdiği kasaba ve yaşadıkları da işin içine girince doyamadığımız bir film çıkıyor ortaya. Lee abisi olmadan, Patrick ise babası olmadan yaşamayı öğrenmek zorundadır. Ailenin ne kadar önemli olduğunu bize hatırlatan bir film. Her zaman her şey güzel olmasa da sevdiklerimize ve bize değer verenlere sahip olmaya devam edeceğimiz bir dünyanın varlığını hatırlatıyor bu güzel film. Bir şeylerin değerini anlamamız hatta bazı şeyleri sorgulamamıza da yaramıyor değil hani.

Deniz EROZAN

73



FOTOĞRAF- Ferris ve Margaret Romaire Merhaba sevgili fotoğraf severler. Bu yazımda büyük bir aşkın geç çekilen ama buna rağmen içimi daha cok ısıtan bir fotoğrafın hikayesini anlatacağım. Sevgiye çokça ihtiyaç duyduğumuz bu zamanlada hepimize örnek olmasını dilerim. Lise aşıkları Ferris ve Margaret Romaire çifti 1946’da evlendiler.

Ferris ve Margaret Romaire çifti o çok istedikleri düğün fotoğraflarını çektirebilmek için 70 yıl beklediler ve sonunda o fotoğrafları çektirdiler.

‘‘Ferris ve Margaret Romaire’’ 75


Ferris ve Margaret Romaire çifti o çok istedikleri düğün fotoğraflarını çektirebilmek için 70 yıl beklediler ve sonunda o fotoğrafları çektirdiler.

1946 yılında lise zamanında tanışan ve birbirine aşık olan Ferris ve Margaret Romaire çifti kısa süre içerisinde evlendiler. Ne yazık ki o yıllarda teknolojinin gelişmemesinden ötürü bir kamera bulamadılar ve düğünlerindeki o özel anları kaydedemediler. Şimdi, 70 yıl sonra çiftin torunları olan Amanda Kleckley düğün fotoğraflarını çekmek için çift için özel bir düğün hazırladı.

76


89 yaşındaki Margaret lavanta rengi elbisesi ve elinde çiçeği Ferris ise smokini ile yeniden bir düğün düzenlediler. 70 yıl öncesine geri dönen çift çok özel fotoğraflar çektirerek bir nebze de olsa özlemlerini dindirdiler. İşte 70 yıl sonra çektirilen düğün fotoğrafları... Bu arada Sevimli çiftin fotoğraflarını ise Lara Carter çekti.

Sinan SÖNMEZ

77


spor

Türkiye’de Fitness Salonlarında Yaşanan Sorunlar Türkiye’de fitness salonları son 10 yılda gelişme göstermiştir. Daha önceki yıllarda çok az sayıda fitness salonu bulunuyordu. Ağırlıklı olarak karate, tekvando, boks, step-aerobik salonları mevcuttu. Bu nedenle ülkemizde fitness salonu kültürü çok fazla yoktur. Fitness salonlarında nasıl davranılacağı, neler yapılacağı ya da yapılmayacağı pek de bilinmemektedir. Şu günlerde salonlarda yaşanan sorunları dile getiren birçok üyeye sahibim. Birçoğu, en fazla şikayet ettiği sorun olarak “kötü koku” dan yakınmaktadır. Elimize taktığımız deri spor eldivenler fazla kullanıldığı için koku yaratıyor. Spor kıyafetleriyle birlikte bu eldivenlerin de hijyeninin sağlanması gerekiyor. Polyester ürünler yıkanmasına rağmen koku yaratabiliyor. Bunu önlemek için polyester ürünlerin gün aşırı yıkanmasına özen göstermeliyiz. Bunun dışında parfüm kullanımı da önemli bir sorun yaratıyor. Günlük yaşantınızda ve özel günlerde kullandığınız parfümleri spor yaparken sıkmamaya dikkat edin. Bazı insanların bazı parfümlere alerjisi olabilir veya sıkılan parfümün kokusu çok ağır olabilir. Spor yaparken bu parfümlerin yerine deodorant tercih etmenizde fayda var.

Günümüzde öne çıkan ve çok popüler olan bir egzersiz türü olan Pilates de tamda hamilelere uygun bir egzersiz türüdür. Pilates hem fiziksel hem de ruhsal gelişiminizi olumlu yönde etkiler. Yapacağınız nefes egzersizler ve pilates hareketleri sizi doğuma mükemmel bir şekilde hazırlar. Pilates hocası için hamile bir öğrencinin egzersiz seviyesini belirlemesi çok önemlidir. Çünkü süreç ilerledikçe kadının vücudun da belirgin birçok değişiklik meydana gelmeye başlar. Hocanız bu değişimlere uygun bir program uygulaması ve sizin de bunları rahatlıkla yapmanızı beklemesi gerekir. Kişinin spor özgeçmişi ve hareketlere verdiği tepki burada önemlidir.

78



Bir diğer sorun ise havlu kullanımı. Genelde spor yapan birçok üye havlu kullanımını ihmal ediyor. Fazla terleyen bireyler, spor aletlerine temas ettiği anda, ter direkt aletlere geçiyor. Bu da birçok deri hastalığının habercisi oluyor. Bu nedenle havlu sererek aletleri kullanmak sağlık ve hijyen açısından önemlidir. Bir diğer hijyen gerektiren konu ise dışarıda giydiğiniz spor ayakkabıların salonda giyilmemesidir. Salonda giyilen spor ayakkabı hijyenik, hava alabilen, esnek ayakkabılardır. Bunları sporda giymeye özen göstermelisiniz. Salon sahibiyle aranızın açılmasını istemem :)

Sporda sabır da çok önemlidir. Salonda vücudu çok atletik görünen kişiler olabilir ve onlar gibi görünmek isteyebilirsiniz. Hatta bunun bir an önce olmasını dileyebilirsiniz. Fakat bu mümkün değildir. Vücut geliştirme işini profesyonel olarak yapan sporcular, belli bir kassal kuvvete sahip olduğu için bazı zor hareketleri yapabilirler. Onların uyguladığı antrenman programlarını veya hareketlerini taklit etmeniz sakat kalmanıza davetiye çıkaracaktır. Her eğitmenin verdiği program kişiye özeldir. Bu programa sadık kalarak spor yapmanız gelişiminiz ve sağlığınız için önemlidir. Fitness salonlarında yaşanan diğer bir sorun da “kişilerin çıkarttığı yüksek ses” tir. Spor hareketlerini yaparken, fazla zorlanmaktan çıkan yüksek sesler salonda gürültü kirliliği yaratır. Hiç kimse rahatlamak ve spor yapmak için geldiği bir ortamda bu iniltilere maruz kalmak istemez. Spor yaparken bu konuya özen göstermelisiniz.

81


Diğer bir konu ise tamamen önyargılara dayanan “dedikodu” konusudur. Fiziği iyi olan insanların genelde dedikodusu yapılır; “Kesin steroid kullanıyor!” , “Protein tozu almadan bu vücuda ulaşması imkansız!” vb… Hiç kimse, fiziği iyi olan bu insanların ne kadar emek harcadığını, nasıl beslendiğini, ne amaçla yaptığını bilemez. Bir de gidip onlara bu olumsuz eleştirileri söylersek, hoşlarına gitmeyebilir. Herkesin emeğine saygı göstermeliyiz.

Ekipmanların kullanıldıktan sonra tekrar yerine konulması konusu da önem taşımaktadır. Sebebi ise, kassal kuvveti iyi olan birinin kaldırabildiği bir ağırlığı, kuvveti iyi olmayan birinin yerden alıp kullanması veya kaldırması zor olabilir, sağlık açısından riskler taşıyabilir. Lütfen kullandığınız ağırlıkları yerine koyunuz. “ Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak!”

82


Spor salonlarının son yıllarda üstlendiği diğer bir işlev ise “sosyalleşme mekanı” olmasıdır. Ancak bu sosyalleşme mekanını olumsuz yönde kullananlar –erkek yada bayan farketmiyor- olmaktadır. Kişilerin bakışları, hal ve hareketleri rahatsız edici boyuta ulaşabiliyor. Sırf bu yüzden salon değiştiren veya üye olduktan sonra gitmeyen birçok insan mevcut. Gittiğiniz salonda belki de evleneceğiniz insanla tanışacaksınız, fakat rahatsız etmeden bu tarz ilişkileri kurmaya özen gösterin J Fitness salonlarında yaşanan bu sorunların çözümü aslında çok basit. Bu yazımda da bu sorunlara ve çözüm önerilerini dile getirmeye çalıştım, umarım faydalı olmuştur. Kendinize çok iyi bakın, sağlıklı kalın, spor yapmayı unutmayın :)

Ergun SAYLAK

83



Y

eni yılla birlikte yeni 2017 burçları sizlerle. Bu yıl hem özel hayatınızda hem de kariyerinizde birçok başarı yaşayacaksınız. Bu yol boyunca neşeli anlar, aynı zamanda dönemeçler ve mücadeleler bekleyebilirsiniz.

astroloji

İlişkiler için 2017 burç yorumları yılın ilk yarısında pozitif enerji gösterir. Yıldızlar uzun süreli ilişkileri ve zuzun süredir ruh eşini arayanları da destekleyecektir. Biriyle tanışmak için olabilecek en büyük şans baharın sonlarında ve yaz aylarında söz konusu olacaktır. Bu yıl bir şeyleri hızlandırmaya çalışmak iyi bir fikir değildir. Burç yorumları ise bunun tersine kaderinizi buluncaya dek beklemenizi önerir. O zaman aşkınız çok daha kuvvetli olacaktır. Kariyerinizde, yükselme ve kendinizi gelişteceğiniz bir yıl. Ancak hayatta hiçbir şey karşılıksız değildir, bu sebeple 2017 yılında risk almaktan korkmamalısınız. Hedeflerinizi kesin bir şekilde belirledikten sonra istediğiniz hedefe gitmek için doğru anın ne zaman geleceğini tam olarak bileceksiniz.

Koç : Sürekli sinir harbi yaşayan Koçlar bu aya beklenenin aksine daha huzur dolu ve huzurlu bir başlangıç yapıyorlar. Bunda tabi ki Koç burcunun yönetici gezegeni olan Mars’ın Şubat ay boyunca Balık burcunda olmasının etkili olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Koçlar bu ay gerginliklerini üzerlerinden atma şansı yakalayabilirler. Düzenli uyku ve egzersizlerle bu süreçten azami verim almanız da mümkün. . Evren size, bu kendini yenileme bölgesiyle uyumlu bir şekilde, iç dünyanıza adım atmanızı ve yavaşlamanızı söyler. 11 Şubat tarihinde gerçekleşecek Ay tutulması Koçlara yeni planlar ve yeni ilişkilerin kapılarını açabilir. Yine 26 Şubat tarihinde gerçekleşecek olan Güneş Tutulmasını da şansa çevirmek elinizde.

Boğa : Uzun süren kalp kırıklıklarının ardından yaraları sarma zamanı geldi Sevgili Boğalar… 5-6 Şubat tarihlerine dikkat etmenizde yarar bu dönemde yoğun bir iş temposu yaşayacaksınız ama ay sonunda bu size getiri olarak geri dönecek. 11 Şubat 2017 tarihinde gerçekleşecek Ay Tutulması maddi ferah vaat ediyor. Şubat’ın 12’nde sizin için önemli bir sır açığa çıkabilir. . Venüs bu bölgede olacağından iş arkadaşlarınızla da iyi vakit geçireceksiniz. 26 Şubat’ta yaşanacak Güneş Tutulması size eviniz ve ailenizle ilgilenmeniz için gerekli alanı açmanıza yardım edecek. İkizler : İkizler için iş ve kültür dolu bir ayı müjdeleyelim. Özellikle ihmal ettiğiniz aileniz ve dostlarınıza da vakit ayırmanız gerektiğini hatırlatmak yarar var. Bu noktada Ay tutulması sizin için bir fırsat olabilir. 12 -26 Şubat tarihlerinde kariyerinizle ilgili önemli adımlar atabilirsiniz.

85


Yengeç : Sevgili Yengeçler bu ayı kendinizi geliştirmeye adayacaksınız gibi görülüyor. 11 Şubat’ta gerçekleşecek olan Ay Tutulması ve sonrasında özellikle işiniz ile ilgili fırsatlar ve toplantılar sizi bekliyor olacak. Bu süreçte yeni insanlarla tanışmanı da olası. . Güneş tutulmasının etkisiyle aile içi maddi planlarınızı yeniden gözden geçirmeniz gerekebilir.

Aslan : Sevgili Aslan burcu sizin için Şubat ayı tam bir sosyalleşme süreci olacak. Bu nedenle önceden doğru bir bütçe planlaması yapmanızda yarar var. Yakın ilişkilerinizin önem kazandığı Şubat ayı süresince sevdiklerinizle bol bol zaman geçireceksiniz. Hatta ufukta evlilik bile gözüküyor diyebiliriz. Bu ay sizin için önerimiz kararlarınızı alırken ve harcama yaparken iki kez düşünmeniz…

Başak : Herşeyi ince eleyip sık dokuyan, içlerinde bir asi saklayan Başaklar bu ay özellikle kararlarınızda aceleci ve fevri olmamanızı öneriyoruz. 6 Şubat’ta Güneş ve Merkür’ün Uranüs ile alacakları yarım kare konumu karmaşık fikirlere saplanmanıza sebep olabilir, dikkat! Ancak korkmayın 7 Şubat’ta Merkür-Güneş birlikteliği sizin yardımınıza koşacak. Egonuzu ve bilincinizi aynı paralele getirecek bu açı ile kendinizi çok daha net ifade etme şansı yakalayacaksınız.

Terazi : İçinizdeki cevheri artık iş yaşamınıza yansıtmanızın zamanı geldi. 11 Şubattaki Ay Tutulması, yaşamınızdaki otorite sizden daha çok taviz isteyebilir. Aile ilişkilerinde biraz daha dikkatli olmanız gerekebilir. Belki de bu sizin için yeni bir ev imkanı olabilir. Aşk hayatınız da çok keyifli bir dönem. İlişkinizin tadını çıkartın. Bol gezmeli zamanlar var önünüzde. İş hayatınızın hareketlendiği bir aya hoşgeldiniz.

86


Akrep : Sevgili Akrepler, yine yoğun duygular ve mantık arasında gidip geleceğiniz ancak aşka da yelken açacağınız bir döneme giriyorsunuz. İş hayatında biraz sıkıntılar görülebilir. Hatta önerilerinizin dikkate alınmaması canınızı sıkabilir. 11 Şubat 2017 Ay tutulması da sizi tetikleyerek duygularınızı uçlarda yaşamanıza sebep olabilir. Biraz sakin olmanızı salık veriyoruz. Kıskançlık ve arzularınızın üzerinde daha oto kontrollü olmanız da gerekebilir.

Yay : Evdeki problemleriniz iş yaşamınızı biraz daha etkileyecek. Ancak bunu önlemek için doğru bir planlama yapmanız gerektiğini hemen hatırlatmakta fayda var. Söylemlerinizin sertliği de yanlış anlaşılmalara neden olabilir. Bu ay özellikle sanatsal faaliyetler ruhunuzu dinlendirmenize yardımcı olacak. 26 Şubat’taki Güneş Tutulması ile heyecan, enerji artışı ve pek çok parlak fikre kavuşacaksınız.

Oğlak : Şubat ayında geleneksel sınırlarınızın ötesine geçmek hedef noktanız olacak. Bu ayın başında iş yaşamınızda elinizde olanları iyi yönetmek yerine hırslı düşünerek daha fazla kazanacağınızı göreceksiniz. Şubat ayında duygularınızın peşinden gitmenin gerçekler hakkında klasik kalıplara sadık kalmaktan daha fazla işinize yaradığını fark edeceksiniz.

Kova : Bu ay kovalar için şanslı geliyor . İş planlamalarını doğru yaptığı sürece ve dikkatini topladığı sürece şubat sizin başlangıçlarınızın ayı olabilir. Hayatın toz pembesinden çıkıp biraz gerçeklerini görme vakti. Aşk hayatınızın ivme kazandığı bir dönemdesiniz. İlişkisi olan kişiler , ilişkilerinde çok daha mutlu ve huzurlu , ilişkisi olmayanlar içinse güzel frekans yakalayabilecekleri bir sürece giriyorsunuz. 87


Balık : Bu ayın başında gündelik işlerden sıkılabilir ve kaçmak isteyebilirsiniz. Fakat yapmanız gereken gerçeklerden kaçmak değil zengin hayal dünyanızı çevrenize yansıtarak onları motive etmeniz gerekmekte. Endişe ve sıkıntılarınızı bir kenara bırakarak yaşamınızdaki olumlu değişikliklerin tadını çıkarın.

88



issue.com/womendergisi www.womendergi.com womendergisi

WoMenDergisi

womendergisi


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.