Göktürk Dergisi Sayı 17

Page 1

Göktürk Göktürk

HABER HABER HABER KÜLTÜR KÜLTÜR KÜLTÜR veve MAGAZİN veMAGAZİN MAGAZİN DERGİSİ DERGİSİ DERGİSİ

YIL:4YIL:4 YIL:4 SAYI: SAYI: SAYI: 17 ÜCRET: 17 17ÜCRET: ÜCRET: 20 20 TL20TLKASIM TLKASIM KASIM - ARALIK - ARALIK - ARALIK 2020 2020 2020

psultan Eyüpsultan Eyüpsultan Belediye Belediye Belediye Başkanı Başkanı Başkanı

slararası Uluslararası Uluslararası Ödül Almak Ödül ÖdülAlmak Almak Büyük EnEn Büyük Hayalim Büyük Hayalim Hayalim

Oguz Oguz Oguz Özyaral Özyaral Özyaral ))

erat Berat Berat EfeEfe Efe Parlar Parlar Parlar

Prof. Prof. Prof. Dr. Dr. Dr.

)

Deniz Deniz Deniz Köken Köken Köken Şehre BuBu Şehre Borcumuz Şehre Borcumuz Borcumuz Var Bizim Var VarBizim Bizim

Anne Anne Anne Sütü Sütü Sütü

Erdal Erdal Erdal Güvenç Güvenç Güvenç

Tek Tek Tek Parça Parça Parça Elbiseler Elbiseler Elbiseler

zm.Uzm. Dr. Uzm.Dr. Dr.

Yeliz Yeliz Yeliz Polat Polat Polat

uklarda Çocuklarda Çocuklarda Ateş ve Ateş Ateş Ateşli veveAteşli Çocuğa AteşliÇocuğa Çocuğa Yaklaşım Yaklaşım Yaklaşım

efChef Chef

Muhsin Muhsin Muhsin Ertürk Ertürk Ertürk

enekten Gelenekten Gelenekten Geleceğe Geleceğe Geleceğe Anadolu Anadolu Anadolu Mutfağı Mutfağı Mutfağı

ılmaz Yılmaz Yılmaz TaşTaş Taş

nbul’da İstanbul’da İstanbul’da SalgınSalgın Hastalıkların SalgınHastalıkların Hastalıkların Tarihi-1 Tarihi-1 Tarihi-1

k. Psk. Psk.

Yeliz Yeliz Yeliz Arda Arda Arda

ğlıklı Sağlıklı Sağlıklı Bir İletişimde BirBirİletişimde İletişimde “BEN““BEN“ Dili “BEN“Dili Dili

p. Dr. Op. Op.Dr. Dr.

Aret Aret Aret Kamar Kamar Kamar

Bebek Tüp Tüp Bebek Tedavisi BebekTedavisi Tedavisi ile 45ileile45 45 ında Yaşında Yaşında Anne Olmak Anne AnneOlmak Mümkün OlmakMümkün Mümkün

Zeki Zeki Zeki Sincar Sincar Sincar arıyı Başarıyı Başarıyı Zirveye Zirveye Zirveye Taşıyoruz Taşıyoruz Taşıyoruz

Gözde Gözde Gözde Bakkal Bakkal Bakkal Yiğit Yiğit Yiğit

Okuryazarlığının Fen Fen Okuryazarlığının Okuryazarlığının Öğrenci Öğrenci Öğrenci Üzerinde Üzerinde Üzerinde Etkileri Etkileri Etkileri

elgin Belgin Belgin DalDal Dal

enBeden veBeden Ruhun veve Ruhun Şifasında RuhunŞifasında Şifasında Taşların Taşların Taşların Rolü Rolü Rolü

ÖZGE ÖZGE ÖZGEÖZDER ÖZDER ÖZDER SINAN SINAN SINANGÜLERYÜZ GÜLERYÜZ GÜLERYÜZ




afilibalikgokturk afilibalikgokturk afilibalikgokturk Rez Rez Rez 0 (212) 00(212) (212) 322322 322 04 04 62 04-62 62 0532 - -0532 0532 281 281 58 281 26 58 5826 26

İstanbul İstanbul İstanbul Cad. Cad. Cad. Nazlı Nazlı Nazlı Sok.Sok. Sok. No: No: 28/19 No:28/19 28/19 Göktürk Göktürk Göktürk - Eyüpsultan/İstanbul - -Eyüpsultan/İstanbul Eyüpsultan/İstanbul


1


ARCADIUM ÇARŞI'DA HER SALI CANLI MÜZİĞİN ADRESİ

1


Scalini Göktürk, menüsünde İtalyan yemeklerinin yanı sıra Dünya mutfağından lezzetler barındırıyor. Leziz yemekleri ve içecek çeşitleri ile günün her saati keyifle oturulabilen Scalini Göktürk’te, dostları, aileleri, iş buluşmalarını, keyifli sohbetleri ve lezzet tutkunlarını bir araya getiren mekanımızda bir restorandan çok daha fazlasını bulabilirsiniz.

EN İYİ MALZEMELER En taze ürünlerden hazırladığımız menümüzü siz değerli misafirlerimize sunuyoruz!

Göktürk Merkez Mah. İstanbul Cad. Arcadium Life Çarşı No:26/Z Göktürk – İSTANBUL Rez: 0212 322 55 72 scalinigokturk


alirizabarseafood Rez 0 (212) 322 04 62 - 0532 281 58 26 Göktürk Merkez Mah. İstanbul Cad. 1. Begonya Sok. No: 28 Göktürk/İstanbul 4


İş çıkışı günün İş çıkışı günün yorgunluğunu mu atmak yorgunluğunu mu atmak istiyorunuz? asla istiyorunuz? YaYa dada asla unutamayacağınız unutamayacağınız lezzetleri dostlarınızla lezzetleri dostlarınızla birlikte mi birlikte miistiyorsunuz? tatmak tatmak istiyorsunuz? O zaman Göktürk’ün yeni O zaman mekanıGöktürk’ün Ali Rıza tamyeni size göre. İçinizi ısıtacak mekanı Ali Rıza tam size müzikler göre. İçinizieşliğinde ısıtacak barda oturup eşliğinde barda müzikler atıştırmalıkları deneyebilir, oturup dev ekranımızdan spor atıştırmalıkları deneyebilir, müsabakalarını izleyebilir dev yaekranımızdan da özel olarakspor dekore müsabakalarını izleyebilir edilmiş mekanda çoğundeniz ürünlerinden yaluğu da özel olarak dekore oluşanmekanda menününçoğunkeyfini edilmiş çıkarabilirsiniz. Özel luğu deniz ürünlerinden dekorasyonu, atıştırmalık oluşan menünün keyfini ya da yemek menüsü ve çıkarabilirsiniz. Özel uygun fiyatları ile Ali Rıza dekorasyonu, atıştırmalık vazgeçilmeziniz olacak. ya da yemek menüsü ve uygun fiyatları ile Ali Rıza vazgeçilmeziniz olacak.

5


6


7


İksir Kebap

Adana Ocakbaşı

8


GÖKTÜRK'E KALİTELİ YEMEK YEDİREN İKSİR

Göktürk Merkez Mah. Göktürk Cad. Reyhani Sok. No:1 Eyüpsultan/İST 0212 322 87 01 - 0552 422 87 01 iksirkebap

M

üşteri memnuniyetini ön planda tutan ve özel ürünleriyle sıradışı bir ocakbaşı konseptiyle İksir Kebap Adana Ocakbaşı Göktürk'te

kapılarını açtı. Denenmesini tavsiye ettiğimiz "İksir Kebap" ve daha bir çok özel ürünüyle İksir Kebap Adana Ocakbaşı sizleri bekliyor.


a

mii m

u

a k

n

k nii sıı

u

u n ull r

KISA KISA KISASÜREDE SÜREDE SÜREDEYÜKSEK YÜKSEK YÜKSEKKALORİ KALORİ KALORİ 30 30Dakikada Dakikada Dakikada2500 2500 2500Kalori Kalori Kalori

VACU VACU VACU MAGIC MAGIC MAGIC

Fazla Fazla Fazla kilolarınızdan kilolarınızdan kilolarınızdan kurtulun! kurtulun! kurtulun! Vacu Vacu Vacu Magic Magic Magic BeautyLine BeautyLine BeautyLine fiziksel fiziksel fiziksel egzersizi egzersizi egzersizi IRIR IR ışını ışını ışını ve ve vakumla ve vakumla vakumla birleştirir. birleştirir. birleştirir. BirBirBirlikte likte likte çalışan çalışan çalışan tüm tüm tüm faktörler, faktörler, faktörler, geleneksel geleneksel geleneksel egzersiz egzersiz egzersiz progprogprogramına ramına ramına göre göre göre daha daha daha fazla fazla fazla kalori kalori kalori yakmanıza yakmanıza yakmanıza yardımcı yardımcı yardımcı olur. olur. olur. Kızılötesi Kızılötesi Kızılötesi ışık, ışık, ışık, vücut vücut vücut sı-sısıcaklığını caklığını caklığını ve ve terlemeyi veterlemeyi terlemeyi artartarttırarak tırarak tırarak metabolizmanızı metabolizmanızı metabolizmanızı hızlandırır. hızlandırır. hızlandırır. Aynı Aynı Aynı zamanda zamanda zamanda ciltcilt cilt hücrelerinizin hücrelerinizin hücrelerinizin yeniyeniyenilenmesine lenmesine lenmesine ve ve (ısıtarak) ve(ısıtarak) (ısıtarak) kaslarınızın kaslarınızın kaslarınızın rahatlarahatlarahatlamasına masına masına yardımcı yardımcı yardımcı olur. olur. olur. Vacu Vacu Vacu Magic Magic Magic herher her ikiiki iki tarafında tarafında tarafında güçlü güçlü güçlü IRIR IR lambalarla lambalarla lambalarla donatıldonatıldonatılmıştır. mıştır. mıştır. Vakum Vakum Vakum etkisi, etkisi, etkisi, belin belin belin altındaki altındaki altındaki bölgelerde bölgelerde bölgelerde yağyağ yağ asidi asidi asidi salınımını salınımını salınımını hızlandıracak hızlandıracak hızlandıracak şekilde şekilde şekilde yağyağ yağ dokusuna dokusuna dokusuna sağlasağlasağlanannan nan kankan kan akışını akışını akışını arttırır. arttırır. arttırır.

BatBaBt at tantantan iyeiyeiye YıkYıkYık amamam aa a

YoYrorYor gagnangan vv v YıkYık YeıkeYaYsaes Yas amam amtıktık tık aa a

0212 0212 0212360 360 36038 38 3844 44 44 0533 0533 0533398 398 39814 141497 97 97


Natural Yöntem daha daha Temiz Halılar Halılar ROLL MAGIC

Fazla Fazla kilolarınızdan kilolarınızdan kurtulun! kurtulun! Roll Roll masajı, masajı, dönen dönen silindire silindire sabitlenmiş sabitlenmiş ahşap ahşap çubuklar çubuklar sayesinde sayesinde gerçekleştirilen gerçekleştirilen lenf lenf masajıdır. masajıdır. Masaj, Masaj, selüliti selüliti azaltır azaltır ve ve fazla fazla yağlarınızı yakmanıza yardımcı olur. yağlarınızı yakmanıza yardımcı olur. Kullanıcı, Kullanıcı, karşılık karşılık gelen gelen pozisyonlardan pozisyonlardan birine birine geçerek, geçerek, masaj masaj sırasında sırasında istenen istenen vücut vücut bölgelerini uyarabilir. bölgelerini uyarabilir.

Kollajenle Roll Masajı

Avantajlar Avantajlar –– Rahatlatır Rahatlatır ve ve cildi cildi sıkılaştırır sıkılaştırır –– Selüliti azaltır Selüliti azaltır –– Yağ Yağ dokularını dokularını mekanik mekanik olarak olarak yok yok eder eder –– Kasları Kasları çalışma çalışma için için hazırlar hazırlar ve ve ısıtır ısıtır –– Kas Kas esnekliğini esnekliğini arttırır arttırır

A. A. Kemerlife Kemerlife 21 21 Çarşı Çarşı Göktürk/İstanbul Göktürk/İstanbul T. 0533 063 23 50 0212 T. 0533 063 23 50 - 0212 322 322 91 91 85 85

kernekhaliyikama.com kernekhaliyikama.com estemia.com.tr kernekhaliyikama.com kernekhaliyikama.com estemia.com.tr

// estemia //// haliyikamakernek //haliyikamakernek haliyikamakernek estemia haliyikamakernek haliyikamakernek haliyikamakernek 11






25

IÇINDEKILER 64

46

34 100

62

İMTİYAZ SAHİBİ VE GENEL YAYIN YÖNETMENİ Ümit ÖNER YAYIN GRUBU MALİ MÜŞAVİRİ Şenol Uğraç HUKUK DANIŞMANI Av. Gizem Can Av. Begüm Gürel REKLAM VE PAZARLAMA Çiğdem Öner YER SAĞLAYICI TE Bilişim EDİTÖR Aynur Tümen Eylül Ayça Karakuş Çiler Özceylan DERGİ ASİSTANI Pınar Kara

FOTOĞRAF Oğuzhan Fidan GEZİ Melis Büyükerk Semra Kara YAŞAM Aynur Tümen Çiler Özceylan Gülbahar Bilgin GÜNDEM İlknur Gülebaş GRAFİK Hakan Candan

96

ASTROLOJİ Vedat Delek EĞİTİM Begüm Şenbağ İbrahim Altınışık Ebru Doğdu MAGAZİN Ayşe Şengüneş SAĞLIK Op. Dr. Nurhan Takar Dyt. İrem Murdan Diş Hekimi S. Dilara Peker Diş Hekimi Mıgır Gülezyan Klinik Psikolog Tuğba Çevik Psikolog Berrin Çelikel TARİH Yılmaz Taş

KATKIDA BULUNANLAR

DEKORASYON Gamze Birgül Pelin Kaleci GÜZELLİK Canan İstanbullu Kürklüoğlu GURME Sevinç Yılmaz KÜLTÜR-SANAT Eylül Ayça Karakuş SPOR Murat Karabulut MODA Oktay Seven Aydan Koçali

GAYRİLMENKUL Remax Gerçek BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ Erdinç Koyun info@gokturkdergisi.com Matbaa: PLUSONE BASIM ZF3 34025 Zeytinburnu/�IST. Tel: 0.212 544 58 20 REKLAM VE ABONE Ofis : 0212 322 17 07 Gsm : 0541 271 24 48 Göktürk Merkez Mahallesi 2. Kartal Sokak, G1 Konutları B Blok D: 7 Göktürk-Eyüpsultan/ İstanbul

Adem Arlı, Dilek Biçer, Engin Tosun, Suzan Dereli, Taner Gök, Serkan Tatlıcı, Sadi Kabacı

Bu Dergi Basın, Yayın ilkelerine uymayı taahhüt eder, dergide yayınlanan yazı, fotoğraf ve illüstrasyonların her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. Yazıların sorumluluğu yazarlara, yayınlanan ilanların sorumluluğu ise sahiplerine aittir. Baskı Tarihi: 19/10/2020 Yıl : 4 Sayı : 17 Ücret : 20 TL


Sonbahar Lezzetleri,

Gurme de.

Göktürk Merkez Mah. İstanbul Cad. No:42 (0552) 915 43 71 Taptaze meyve sebze dünyası, dalından koparılmış ürünlerin doğallığıyla sofranızda fark yaratan Kemerburgaz Gurme CarrefourSA’da.

3- 31 EKiM 2020 /gurmecarrefoursa /gurmecarrefoursa


ÖNSÖZ

Ümit ÖNER İMTİYAZ SAHİBİ VE GENEL YAYIN YÖNETMENİ

EVİMDEN SES VERİYORUM, GÖKTÜRK DERGİSİ EVİNİZDE MİSİNİZ SEVGİLİ DOSTLAR

D&R MAĞAZALARINDA

#EvdeKal sloganıyla tüm sevenlerimize, tüm takipçilerimize sonsuz ve saygılarımla merhaba... En içten uzun sevgizamandır ve saygılarımla Gündemi meşgul tümvesevenlerimize kucak eden hemen hemen hepimizin psikolojisini alt üst eden Korona dolusu sevgilerimle Virüsü illetinden merhabalar...bahsetmek istiyorum sizlere. Biliyorum hepiniz bu konuyu Malumunuz son yedi aydır sürekli duymaktan bıktınız ama zor günlerden geçiyoruz. bizlere düşen önemli görevler var, Mesafeli günler, sosyal mesafe bunları sizlerle paylaşmak benim için kıymetli sevgilihijyen dostlar.tedbirlerimizin kuralları, Bir yayıncı olarak doğru artmasıyla beraber hayatımız kaynaklardan net bilgiyi sizlere stresli ve kaygılı geçiyor. ulaştırmak benim boynumun Bizler elimizden borcu. Ben ve ekibim gelenin gece gündüz sizlere kaliteli hizmet verebilmek fazlasını yapmaya çalışarak için ayaktayız. Bu süreçte hiç alışık tüm takipçilerimize, kıymetli olmadığımız bir hayatı yaşıyoruz okuyucularımıza Göktürk genci yaşlısı, çoluk çocuk... Kabul Dergisinin sayısını ediyorum evdeyeni oturmak çok sıkıcı rengarenk hazırladık. geliyor hele ki bahar yüzünüYine göstermişken. yetişkin insanlara dopdolu birBizkültür-sanat büyük rol düşüyor. Bizler bu virüsü dergisiyle sizlerleyiz. yok edeceğimiz günlerin hayalini Ben ve korona virüs kurarak varekibim gücümüzle yapılması salgınının devam ettiği gereken ve bizlerden istenilenbu uygulamaları yerine getireceğiz. günlerde çalışmaya devam Çocuklarımız ve yaşlılarımızı etti. Hayatın sıkıcılığınızapt etmek biliyorum çok zor. Akıl bir nebze olsun gölge de yolunu kullanarak duygusallığa yer bırakmak içinincitmeden daha iyisini vermeden, onları bu yapabilmek, sizlere dahaikna sürecin geçici olduğuna onları etmeliyiz. Sizler de biliyorsunuz keyifli haberler sunmak için ki kolları ben değil günlerce sıvadık. Veoturmak başardık... açık havada on dakika bir bankta Şimdi sizlere iki güzel oturamam. Hareketli, aktif, hızlı duyurum var dostlarım. düşünen ve yerinde duramayan birBundan adamım. böyle Ve inanın bana sevgili bizim dostlar ben ve ailem günlerdir sizlere, sizlerin de bizlere evimizdeyiz. Bir yandan çalışıyor, ulaşması çok daha kolay. üretmeye devam ediyor bir yandan dört bireğlenceli yanında iseTürkiye’nin bu ev hali günlerini hale Göktürkçalışıyoruz. Dergisi ve Anne getirmeye Sevgili eşim Çiğdem Hanım’ ın özveriyle ve sabırla

16 18

bizlere olan yaklaşımına inanın hayret ediyorum. Bir tek benim eşim değil elbet, tüm kadınlarımız şu an Çocuk Dergisini D&R bu durumda. Eşleri ve çocukları mağazalarından temin sürekli evdeler ve günlük rutinlerinin dışına çıktılar. Kadınlarımızın tüm edebilirsiniz. Takdir ederseniz düzeni bozuldu ve hepsi özveriyle ki Türkiye’nin en büyük kitap, evlerinde sağlıklı bir şekilde bu süreci dergi mağazası olan D&R atlaymaya çalışıyorlar. Şahsım adına a girmek kolay Hanım’a olmadı ama önce eşim Çiğdem daha gururla biz bunu sonra tüm söylüyorum kadınlarımıza gönülden teşekkür ediyorum. başardık. Sizlerin de emeği Türk toplumu geçmişten ve desteğiyle olarak hep birlikte günümüz tarihine kadar bir çok başardık. savaşlar bir çok doğal afetler ve Veçok gelelim haberi bir krizler diğer gördükgüzel yaşadık. Bu Korona Virüsü de onlardan sizlerle paylaşmaya... biri. Eğer bizlergünleri bir olursak ben Perşembe Kanal inanıyorum ki bu sağlık krizinden Ümit Öner İle Hayata Dair TV de sağ salim çıkacağız. Bugüne programıyla evlerinize kadar kaybettiğimiz insanlarkonuk oldu olmanınbundan heyecanın yaşıyorum. maalesef, sonrasında kayıp için,konuklarımla virüse yenik Her yaşamamak hafta sürpriz düşmemek için hep birlikte ama hayatı paylaşmaya kaldığımız evlerimizde bu mücadele devam yerden devam edeceğiz. edeceğiz... Yeni bir beslenmeyi döneme merhaba Sağlıklı ihmal etmeden, özenGöktürk derken hijyenimize sizlere şimdi göstererek, olan Dergisi'nisporumuzu renkli sayfalarını imkanlarımızla yaparak ve tabi çevirmeniz için emanet yüreğimizde ümidi yeşerterek var ediyorum.dimdik ayakta duracağız. gücümüzle Stres, endişe vekalmalarına kaygılı ikna Büyüklerimizi evde etmek bizlerin işi, unutmayalım. günlerin geride kalacağına Ve şimdi biraz da güzel şeylerden olan inancımla hepinize sevgi bahsetme zamanı. Geçtiğimiz ve saygılarımı sunuyorum. günlerde bildiğiniz üzere ulusal ve Yaşama dokunun, ümitsiz yerel basında Göktürk Dergisi Yılın En Ödül Töreni Kemer Country Hotel’de kalmayın... değerli katılımcılarımızla gerçekleşti. Bu yıl ikincisini gerçekleştirdiğimiz Ümit ÖNER ödül törenimiz çok ses getirdi ve hala sesi yankılanmakta. Daima başarımızı alkışlayan, mutluluğumuza ortak olan, yeni hedeflerimizde varlığıyla

gokturkdergisi

0541 271 24 48 gücümüze güç katan tüm değerli dostlarımıza minnettarım ve şahsım adına teşekkür ediyorum. Şimdilerde evlere kapandığımız bu günlerimizde sanmayın ki miskinlik yapıyoruz, tembellik yapıyoruz. Biz evimizde otururken kendi sağlığımızla birlikte sizlerin de sağlığını koruyoruz. Sağlıkla üretmeye, çalışmaya devam ediyoruz. Güzel günler, sokaklarda tozu dumanı attıracağımız günler kapıda sevgili dostlarım. Biraz daha sabırla evde kalalım sonrasında sizlere buradan söz veriyorum festivallerle, davul zurnalarla ve özlediğimiz bizi biz yapan tokalaşmalarımız ve kucaklaşmalarımızla korona virüsünün tarihe karışmasını kutlayacağız. Bu yazıyı okurken ben de evimdeyim diyen herkese kucak dolusu sevgilerimle sağlıklı günler diliyorum. Ümitsiz kalmayın, sevgiyle kalın.



YAŞAM

Aynur TÜMEN

GERİ DÖNÜŞ YASASI

Merhabalar mutlaka bir yerlerde konuşulurken duymuşsunuzdur Belki de siz bir zaman bir şekilde telaffuz etmişsinizdir “ne yaparsan sana geri dönecek”, “Ne yaptıysam bana geri döndü”, “biliyorum bir şekilde bu yaptıklarım bana geri dönecek”, “Onun bu yaptığı yanına kalmayacak” Sonuçta verdiğimiz enerji, her şey, bu her ne ise bize geri döneceğini söyleyen yasa “geri dönüş yasası” dır. Şimdi düşünün hayatınızda gün boyunca neler veriyorsunuz çevrenize? Belki para, belki sevgi, hizmet, zaman, hediye. Aslında ne verdiğinizin pek bir önemi yok. Önemli olan nasıl verdiğiniz. Bir koşula bağlı olarak veya karşılığını bekleyerek mi veriyorsunuz, yoksa sadece içinizden geldiği için mi? Yardım etmek için mi? Hizmet etmek ve mutlu etmek için mi? Verdiğiniz esnada neler hissediyorsunuz? Sevgi, korku, endişe, eksilmişlik, zorlama. Eğer negatif bir duygu içinde veriyorsanız vermeyin daha iyi. Verirken sevgi ile içinizden gelerek ve sizden bir şeylerin eksilmeyeceğini bilerek vermelisiniz. Biliyorsunuz ki, verdiğiniz her şey size katlanarak geri dönecekse; hangi duygu ile verdiğiniz burada büyük önem taşıyor. Çünkü verirken titreşim ve neden-sonuç yasaları iş başında. Bu sebeple mutluluk titreşiminde verdiğiniz her ne ise onun karşılığında beklentisiz olmanıza rağmen nedensonuç yasası” yüzünden katlanmış mutlu çoklukla karşılaşacaksınız. Vermekte zorlanan insanlar yoksunluk bilincinden çıkamayan insanlardır. Bu kişiler verdikleri şeyin hayatlarında eksilmediğine inanırlar. Evrendeki bolluğun herkese yetmeyeceği kanaatinde olan insanlar mutluluk içinde veremezler. Hepimiz Kolektif bilinçaltına bağlı olduğumuz için, insanlığın ortak bilinç

20

AİLE DİZİM TERAPİSTİ VE YAZAR

altından gelen kıtlık ve yoksunluk dönemlerinden kalan acıların izleri de bizleri etkiler. Bu nedenle yoksunluk bilinci daha fazla önem kazanmaktadır. Gerçekte bilmemiz ve kabul etmemiz gereken kendi refah ve zenginliğimizi sağlarken kimsenin fakir olmasına yol açmayacak olmamızdır. Para bir enerji ise ve enerji sürekli hareket ediyorsa, kaynağına geri döneceğini hatta fazlasıyla döneceğini bilmenin rahatlığı içinde davranmalıyız. Paranın yetmeyeceği, olmayacağı ve biteceği korkusu taşıdığınız da “Titreşim Yasası” devreye girecek ve korktuğunuz başınıza gelecektir. En başa dönüp “Teklik yasasını” düşünün. Bu yasaya göre zaten bolluk refah ve zenginlik sizin değil miydi, bunları almak için kendinize gönül rahatlığı ile izin vermekten başka yapmanız gereken bir şey bulunmamaktadır. Korku ve endişelerden arınarak, evrenin sonsuz bolluk içinde olduğunu anlamak, kendinizi serbest bırakmak ilk adımınız olacaktır. Size daha fazlası geldiğinde, siz de Çevrenizde daha

aynurtumen

aynurtumen

fazlasını paylaşacak ve artarak bereket deneyeceksiniz. Çevrenizde neyi daha çok verebileceğinizi sorgulayın. Evet hemen şimdi ve onu sevinç içinde verin. Hizmet edin, paylaşın. Sorgusuzca, bir şey beklemeden. Bu yasayı uygulamaya başlamanızla birlikte, günler içinde, sonsuz nedensiz mutluluk halleri deneyimlediğinizi gözünüzün yüzünüzün parladığını, auranızın değiştiğini hissedeceksiniz. Vermek için hiçbir fırsatı kaçırmayın. Çünkü artık biliyoruz ki binlerce katı bize geri gelecek. Ne demişler “İyilik yap denize at balık bilmezse Halik (yaratan) bilir. Sevgimde kalın.


arbat_istanbul

0212 505 77 77 Arcadium Life II Göktürk/İstanbul


Kemer Akademi Kurucu Yöneticileri Gökhan Uğurlu ve Sefer Turan ile Göktürk’ün yeni sanat ve sosyal aktivite merkezi Kemer Müzik ve Dans Akademi hakkında konuştuk... Bize Kemer Müzik ve Dans Akademiden bahseder misiniz? Sefer Turan: Okulumuz görsellerimizden de anlaşılacağı üzere, Göktürk kemerinin hemen dibinde doğayla iç içe yeşillikler içinde müstakil bir yapıdadır. Ayrıca her odasına ve sınıfına kendi kapısından girilebilen sosyal mesafeli, tüm hijyen kurallarının en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğü bir müzikal kompozisyonla dizayn edilmiştir, ama bizim için bundan daha da önemlisi, okulumuzun kuruluşundaki en önemli avantajımızın doğal yapımızın güzelliğinden ziyade, mesleğinde 25 yılı aşkın süredir sanata hem akademik hem de popüler olarak hizmet vermiş, müziğe ve dansa tutkuyla bağlı bir öğretmen kadrosunu bir araya getirebilmenin naçizane başarısı olarak görüyoruz, bununla birlikte bizim bir çok müzik eğitim kurumundan nitel olarak ayrıcalığımızın, en başında her öğrencimize bilimsel ve akademik parametreler ile düzenlediğimiz işitsel ve ritimsel (Dalcrozze) testini yapıp, şansa yer bırakmayacak şekilde öğrencinin seviyesine ve yeteneğinin niteliğine göre bir eğitim müfredatı oluşturmak olduğunu düşünüyoruz... Müzik eğitimi sizce nasıl bir süreçtir? Gökhan Uğurlu:1924'te İzmir Kız Muallim Mektebi'nin ilk açıldığı sene, genç öğretmen adaylarından birisi Atamızın herkezce bilinen müzik sevgisine istinaden, Atam

22


sizce Müzik hayatta insana lazım mıdır? Diye sorar. Atamız da; gülerek “Lazım değildir evladım, zaten Musiki hayattır...” der. Gerçekten atamızın da dediği gibi müzik hayatımızın ve ruhumuzun bir imzasıdır. Yetenekli olsak da olmasak da hepimizin hayatında müzik gerek profesyonel ya da amatör dinleyici ya da çalıcı olarak bir şekilde olmuştur, önemli olanda bu müzik zevkinin bize kattığı haz ve mutluluğu, yaşarken bize kazandırdığı akademik ya da sosyal avantajlar ile de kişinin bilişsel ve duyuşsal zekasına kattığı yeteneklerini geliştirebilmesiyle dahada önemli hale geldiğini ifade etmek isteriz. Bizce de önemli olan ilk etapta öncelikle müzik ve dans ile mutlu olmak ve bununla da birlikte teknik ve müzikal bir derecelendirme ile öğrencinin tekniğini zorlamadan müzikalitesini geliştirerek gelişmesine yardımcı olmaktır. Her başarıda olduğu gibi, Enstruman eğitimi de bir istikrar ve müzikal disiplin gerektirir, bu disipline bağlı kalıp çalışanlar daha da gelişip üst

İLETİŞİM: Mithatpaşa Mah. Selanik Bulvarı No:196 Kemerburgaz - Eyüpsultan/İstanbul 0212 360 35 05 kemermuzikakademi

düzey sanatsal eserleri icra ederek üst düzey müzikal mutluluklar yaşarken, diğerleri de çalışma hayatlarının yada tutkularının izin verdiği oranda bir sanat ve müzik çabası ile popüler kültürün eserleriyle bu mutluluğu ve hazzı yaşarlar ve her durumda biz müzikten ve sanattan istediğimiz ölçüde istifade ederiz. Okulunuzda ne eğitimleri veriyorsunuz, Uluslararası bir sertifika programına dahil misiniz? Sefer Turan: Okulumuzda her enstrumanın eğitimi öğrencimizin isteğine göre değerlendirilerek Akademik olarak verilmektedir, ayrıca Avrupa Birliği Sanat program otoritesi LUCAS’ın onayladığı ve tavsiye ettiği en önemli sanat sertifika programlarından olan L.C.M (London Collage of Music) ve ayrıca Dansın resmi olarak dünyada ki tek sertifikalı Dans Programı olan Rockscholl dans ve Enstruman Programı Türkiyede ikinci yetkili kurum olarak okulumuzda bulunmaktadır. Okulumuzda Street Dance, Jazz Dance, Modern Dans eğitimleri sertifikalı olarak verilmektedir. Bununla birlikte, 30 yılı aşkın bir Dans deneyimi olan ve özellikte Kadın Tekniğinde Türkiye’de duayen bir isim olan ve aynı zamanda Milli Tango Hakemi olan öğretmenimizden de Milonga, Habenera, Boanes Arias Tangosu dersleri de ustalıkla alınabilmektedir. Sertifikalı Enstruman dersleri olarak piyano, bateri, gitar (bas-elektro- klasik) keman, çello, klarnet, saksafon ve flüt başta olmak üzre bir çok çalgı eğitimi ile birlikte Klasik ve Popüler Şan dersleride okulumuzda verilmektedir. Bünyemize çok değerli hocalarımızla birlikte Yoga,Resim gibi renkli başlıkları da dahil ettik. Ama belirtmek isteriz ki bu konuda ki en çok talep gören çalgılar, çocukların Beyin gelişiminde ve özellikle Beyin Hücrelerini (Nöron) birbirlerine bağlayan Sinaptik bağlantıları geliştiren ve beyinde fırtınalar yaratan Piyano Ve Bateridir. Şunuda eklemeliyiz ki; 2011 yılında İngiliz Nörologlar ve İsveçli Pedagoglar tarafından 5 yıl süre ile yapılan bir bilimsel araştırmada günde en az 10 dakika Piyano veya Bateri çalan çocukların Sinaptik bağlarının çalmayanlardan 7 kata kadar daha fazla gelişerek kalınlaştığı ve tek bir senkronda ve zamanda bir çok duruma konsantre olabildiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu anlamda sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki; hem Nörolojik olarak hemde Ruhsal ve Bilişsel olarak müziğin hayatımızda ki ve ruhumuzda ki gelişimini bilerek resmi sertifika programlarımızı her öğrencimize ayrı ayrı bir recete ve incelikle seçip o müfredat dahilinde ilerliyoruz.

23


Fotoğraf: Fehime DÖNMEZ

RÖPORTAJ

Berat Efe Parlar 24

BİR ÇOK DİZİ, FİLM VE TİYATRO’DA KENDİNİ GÖSTEREN GENÇ OYUNCU BERAT EFE PARLAR İLE YAŞANTISI HAKKINDA KEYİFLİ BİR SOHBET GERÇEKLEŞTİRDİK

“ULUSLARARASI ÖDÜL ALMAK EN BÜYÜK HAYALIM”


◊ Berat Efe Parlar’ı biraz tanıyabilir miyiz? Ben 14.10.2004 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldim. Lise 3. sınıfta okuyorum. Ailemin tek çocuğuyum. “Cem Yılmaz ile Başrol Oldum” ◊ Berat Efe bu sektöre nasıl ve kaç yaşında başladın? Oyunculuk hayatım 4 yaşında bir reklam filmiyle başladı. Daha sonra (Geniş Aile Poyraz Karayel) dizilerinde ve 2015 yılında çekimlerine başladığımız Sinema filminde Cem Yılmaz la başrolü paylaştığım İFTARLIK GAZOZ filminde rol alarak bu sektörde yer aldım. “Üniversitede Hedefim, Sinema-Televizyon” ◊ Liseyi bu sektör üzerinde okuyorsun. Üniversitede de bu sektörde mi okuyacaksın? Özel Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesinde Sinema TV. Bölümünde 3.ncü sınıfı okuyorum. Liseden sonra Üniversitede yine sinema televizyon okuyacağım. “Uluslararası Ödül Almak En Büyük Hayalim” ◊ Bu sektör de hayalin nedir? Senaryosunu yazdığım, yönetmenliğini yaptığım benimde rol aldığım bir filmle uluslararası bir film festivalinden ödül almak en büyük hayalim. ◊ Güldüy Güldüy desek bize ne dersin? BKM bu alanda çok büyük bir yapı. Bu çatı altında üretilen her iş beğeniliyor Güldüy Güldüy Show da bunlardan biri. Hem tiyatro gösterilerimiz hem de Sinema filmlerimizle rekorlar kırıyoruz. Sayın Necati Akpınar, Yılmaz Erdoğan ve Zümrüt Arol Bekçe’ye bize bu imkanı verdikleri için çok teşekkür ediyorum. “Cem Yılmaz’a Çok Şey Borçluyum” ◊ İlerlediğin bu yolda kimi kendine örnek alıyorsun? Kendime Cem Yılmaz’ı örnek alıyorum. Kendisini çok seviyorum. İftarlık Gazoz'un çekimlerinde aramızda sıkı bir bağ oluştu ve çekimlerde bana çok yardımcı oldu. Ona çok şey borçluyum. ◊ Hayranlarının seni bu kadar sevmesi sana ne hissettiriyor? Sevenlerimle aramızda çok güzel bir bağ var. Büyüklerim beni çocukları gibi seviyor, yaşıtlarımla da arkadaş gibiyiz. Hiç tanışmadığım yan yana gelmediğim kişilerin beni böyle sevmesi tarifsiz bir mutluluk. Bazı mesajları okuduğumda gözlerim doluyor onların bu sevgisine mümkün olduğunca karşılık veriyorum. ◊ Bu yaşına birçok proje, ödül ve başarı sığdırdın. Bizi ilerleyen dönemlerde nasıl projeler bekliyor? Yeni sezonda vizyona girmeyi bekleyen bir sinema filmim var (Afacanlar İş Başa Düştü). Artık 16 yaşındayım. Ekimde 17'ye gireceğim. Ajansım icon talent kariyer planlamamı gençlik rolleri üzerine yapıyor. Sürpriz bir proje ve sürpriz bir rolle karşınıza çıkabilirim. ◊ Berat Efe bu sektör de olmasa idin, hangi sektör içinde olurdun? Babam antikacılık yapıyor. Bende bu mesleği çok seviyorum. Her eserin bir hikayesinin olması beni çok cezbediyor. Ya antikacı olurdum ya da film yapım şirketi kurardım herhalde. ◊ Tiyatro mu sinema mı desek, senin için hangisi daha ağır basıyor? Tiyatronun sanata katkısında çok özel bir yeri olduğunu biliyorum ama ben her zaman sinemayı daha çok seviyorum. Oynadığım filmlerle sinema tarihimizde yer alma fikri

benim daha çok hoşuma gidiyor. ◊ Ailen senin en büyük destekçin, fakat biraz daha özel olsun. İlişkileriniz nasıl? Bundan 5 sene öncesine kadar herşeyimle annem ilgileniyordu. Geçirdiği rahatsızlıktan dolayı artık babam ilgileniyor işlerimle. Annemle ve babamla ilişkilerimiz çok iyi benim onayımı almadıkları hiçbir şeyi yapmazlar. Onları çok seviyorum. ◊ Berat Efe günlük hayatında neler yapar? Bende yaşıtlarım gibi okuluma gidiyorum, arkadaşlarımla vakit geçiriyorum, spor yapıyorum bisiklete biniyorum günlerim böyle geçiyor. ◊ İlgi duyduğun oyunculuk harici alanlar nelerdir? Oyunculuk haricinde dediğim gibi antikaya merakım var, bundan dolayı da benimde çok ciddi bir antika fotoğraf makinası, kamera, film oynatma makinaları kolleksiyonum var. İleride sinema tv müzesi açmayı planlıyorum. “Sosyal Medya Olmazsa Olmaz” ◊ Sosyal Medya ile aran nasıl? Bizim alanımızda Sosyal medya olmazsa olmaz gibi görünüyor. Ben çok fazla ilgilenemiyorum, genelde ailem ve

sosyal medya uzmanımız bakıyor. Bende müsait oldukça bakıyorum. ◊ Klasik bir soru ama ıssız bir adaya düşsen yanına alacağın 3 şey nedir? Annem, Babam ve Telefonum. (Annem ve babam olmadan hiçbir yere gitmem.) “Küçücük Virüs Dünyamızı Değiştirdi” ◊ Pandemi sürecinde kendine çıkardığın dersler nelerdir? Küçücük bir virüsün tüm dünyayı nasıl durdurabildiğini, aynı zamanda bir virüs sayesinde kitap okuma, aileyle daha çok vakit geçirme, sağlık temizlik, hijyen gibi kurallara daha çok uyma gibi alışkanlıklarımızı yeniden kazanabildiğimizi gördük. ◊ Sana bir de bizi sorsak? Bizim ve dergimiz için neler düşüyorsun? Göktürk Dergisi ailesiyle geçen yıl 2.nci Yılın Enleri Ödül töreninde tanıştım. Ümit Bey ve eşi Çiğdem Hanımın Medya Bilişim ve Reklamcılık alanında çok güzel işler yaptığını ve devamlı atılım içerisinde olduklarını görüyoruz. Göktürk Dergisi ailesine çok teşekkürler ediyor ve başarılar diliyorum.


HAKKIMDA

B

en Nahal Malekmohammadi. Ben İranlıyım, Tahran'da doğdum Sanat üniversitesinden mezun oldum, ilk lisans derecem tiyatro oyunculuğuydu ve ikinci lisans derecem ise tiyatro yönetmenliğiydi, 2009 yılında altın ve gümüş tasarlamaya ve yapmaya başladım. İlk sergimi 2011 Tahran Sinema Müzesinde yaptım, yaklaşık 15 yıl Dubai'de yaşadım ve orada işimi sergilemek için dükkanlarım vardı. Şairim ve her eserin bulunduğu mücevher dünyasına sanatsal ve modern tarzı tanıttım. Arka planı olmayan ve sebepsiz yaratılan hem güzel hem de anlamlı olan tasarımım ilk sergimde sadece güzellik için yaptım. Tasarımlarım el yapımıydı, farklı isimlerle yaptığım küpeler ve tasarım çok ilgi gördü çünkü her biri farklı küpe, bilezik ve hatta çanta tasarımlarında kendi ismini kullandım. Ayakkabılar ve kemerler bu bir tür sanatsal ve modern bir mücevherdir. Çalışmalarımın çoğunda rumis şiirini kullanıyorum. Altın ve gümüşün değerine rağmen, ancak bütçesi olan herkesin bu etkiye sahip olduğu ve bizi ayıran bir tarz yaratıyorum. Kuyumculuk pazarında, tasarım ve inşaa da öğretiyorum. Bunu çocuktan yetişkine her yaşta öğrenmek isteyen herkes, ilk pratik eğitim seansından sonra basit bir yüzük yapmaya başlayabilir.

Nahal Malekmohammadi Tasarımcı/Designer

I

ABOUT ME

’m nahal malekmohammadi I’m persian girle, i was born in Tehran. I graduated frome the university of arts, my first bachlors degree was in theatre acting and my second bachlors degree was in theatre directing. I started designing and making gold and silver 2009 and had my first exhibition 2011 at the tehran cinema museum, i lived in Dubai about 15 years and Iihad shops there to show my work, i’m poet and introduced the artistic and modern style to the world of jewelry, where every work that is designed has background and is note created for no reason, or it is both beautiful and meaningful. Only for beauty, all my works are handmade in my first exhibition, earrings that I made with diffrent peoples names and design aattracted a lot of attention. Because every one could use their own name with diffrent designs of earings or bracelets, or even bags. Shoes and belts this is kind of artistic and modern jewellery, in most of my works. I use rumis poem and create a style that, despite the value of gold and silver, but anyone with any budget can have that effect, and that is separates us frome the jewellery market, i also teach design and construction. Anyone who is interested in learning this at any age frome child to adult can start having simple ring after the first practical training session.

26


NAHAL JEWELRY

nahaljewelry nahaalmkm 0552 497 71 13

27


NEXTGEN SPOR TESİSLERİ

NEO CLASSIC

29 Eylül 1985 tarihinde İstanbul’da doğan Levent İkan ilk ve orta öğrenimini İstanbul’da tamamlamıştır. Üniversite eğitimini Yeditepe Üniversitesi Mimarlık bölümü ve İç Mimarlık bölümünde burslu olarak dereceyle tamamlamıştır. Üniversiteden 2 Lisans derecesiyle Mimar ve İç Mimar olarak mezun olduktan sonra birçok projede çalışmış ve sonrasında 2010 yılında mimarlık firması Mimarq ve inşaat taahhüt firması İkan Yapıyı kurmuştur. Mimarlıkta estetik, zamansız, cesur, doğaya saygılı ve sürdürülebilir tasarımlarıyla ön plana çıkmaktadır. Alanına uzman ekibiyle birlikte yurtiçi ve yurtdışı başarılı projeleri hayata geçirmektedir.

28

DESTİJL DESIGN

29 HOMES

LEVENT İKAN

YEMEK ODASI TASARIMI


ALAÇATI VİLLA

PILAWBOX

Mithatpaşa Mah. İstanbul Cad. No:102 - Eyüpsultan / Istanbul www.mimarq.com.tr

info@mimarq.com.tr

0212 360 25 12 - 0543 360 25 12

RESIDANCE

DİKİLİ KOMAR EVİ

mimarq

SALON TASARIMI

VİLLA TASARIMI

29


DEKORASYON

Gamze BİRGÜL gamzebirgul_desing

SONBAHAR DEKORASYONU:2020

· Zeytin yeşili sonbahar kış sezonu için tavsiye ettiğimiz bir diğer renk seçeneğidir. Zeytin yeşili sıcak tonlar arasında mükemmel bir alt zemindir. · Sıcak karamel ve tarçın tonları aksesuarlar kullanarak evinize sıcak bir dokunuş yapabilirsiniz. Kurumuş dal yaprakları, kozalaklar kullanılabilir. · Ekoseler ve tartan desenleri 2020’de bir trend olarak geri döndüler. Eski bir tarz olarak düşünürseniz siyah ve gri tonlarını kullanarak alternatif oluşturabilirsiniz.

30

Güneşli yaz günlerini yavaştan geride bıraktığımız bu günler de, sonbahar mevsiminin güzelliklerine açıyoruz kapımızı.. Günlerin kısalmasıyla ve havaların soğumasıyla evde geçirdiğimiz vakit de artmaya başlamaktadır. Evinizde de küçük değişiklikler ile yeni ve taze ruh hali yaratabilirsiniz. Bu yazımızda bu yılın sonbahar dekorasyon trendlerine birlikte göz atalım... · Sonbahar ev dekorasyonun da huzur ve rahatlık teması ön plandadır.


· Ev dekorasyonun da sonbahar renkleri; Sonbaharda evimizden dışarı baktığımızda gördüğümüz renklerdir hakim olan. Toprak tonları, kahverengi, kırmızı, sarı tonları.. Sıcak renklerin dışında daha soğuk ve yalın renklerden hoşlanıyorsanız yeşil, gri, beyaz ve siyah renkler de tercih edilebilir. Evi aydınlık gösterecektir. Toprak renklerine kontrast bir renk olarak da pastel yeşili tercih edilerek zıt bir denge oluşturulabilir.




YAZAN: PELİN KALECİ DESIGN & INTERIORS

Günümüzde insanların büyük bölümü, halen geçmişin izlerini taşıyan geleneksel mimariye sahip evlerde yaşıyor. Günümüzde, en yeni mimari tasarımlar bile halen 50 ila 100 yıl öncesinin temel niteliklerini üzerinde barındırmaktadır. Hala evlerimiz mutfak, salon, yatak odası ve banyo gibi ayrı mahallerden oluşuyor.

Pelin KALECİ Firma: Pelin Kaleci Design & Interiors Web: www.pelinkaleci.com E Posta: pelin@pelinkaleci.com

Geleceğin evlerini düşünmek hayal gücümüzü zorlayıcı bir iş. Fütüristik, alışılmışın dışında yaşam alanları tasarımları üzerinde spekülasyonlar yapmak, iyi bir beyin egzersizi olduğu gibi, geleceğin dünyası hakkında belli bir fikir edinmemize de yardımcı olabilir. Geçmişten günümüze kadar mimari anlamda köklü değişiklikleri evlerimizde pek de görememiş olsak da, bu gelecekte de durumun aynı olacağı anlamına gelmiyor. Peki geleceğin evlerinde neler ön plana çıkacak ?


ÇEVRECİ, YÜKSEK PERFORMANSLI, SÜRDÜRÜLEBİLİR MEKANLAR Binalar uzun süre dayanıklı olması için yapılır. Günümüzde bin yıllar öncesinden kalan antik yapılar, mesela piramitler bunun en güzel kanıtıdır. Ancak eski çağlarda inşaa edilen yapıların bu kadar uzun ömürlü olmasının temel sebebi, o çağlarda en yaygın, bulunması kolay ve doğal bir malzeme olan taşların kullanılmış olmasıdır. Ağaç, beton gibi malzemeler, çok daha ucuz, hafif ve işlemesi/şekillendirmesi çok daha kolay olacağından tercih edilecektir.

TEKNOLOJİK VE VERİMLİ BİNALAR

Günümüzde çevre dostu yaşam ve evler önemli bir trend ve belki şimdiden enerji verimliliği yüksek pencerelere sahip olacağız. Belki 50 yıl içinde değil ama gelecekte eviniz güneş panelleri veya rüzgar türbinleri ile kaplanmış olacak.

Gelecekte günümüzde kullandığımız pek çok elektronik cihazın ve makinenin daha iyi ve daha verimli olacağını söylemek için kahin olmaya kesinlikle gerek yok. Gelecekte evlerimiz, bize hizmet eden teknoloji ile çevrelenecek. Çoğunlukla evinizde gizlenmiş, gözle görülmeyen, kullanımı kolay ve hassas olacak. Evdeki bütün makine ve cihazlardan bilgileri toplayan ve kontrol eden dokunmatik ekranlı kumandalar yardımı ile herşey daha kolaylaşacak. Günümüzde bir evi böyle bir teknolojiye kavuşturmak zor olsa da, gelecekte evler için bu teknoloji su ve elektrik gibi vazgeçilmez olacaktır.

Bu noktada karşımıza çevrecilik tekrar çıkıyor. Bizler sadece uzun ömürlü binalara sahip olmak istemiyoruz, bizler aynı zamanda çevreye en az zararı veren ve çevre ile en uyumlu olan binalar istiyoruz. Aynı aynı zamanda da düşük maliyetli olmasından yanayız. Araştırmacılar inşaat sektöründe kullanmak üzere, sürekli yeni malzemeler bulmak ve var olan malzemelerin özelliklerini iyileştirmek için çabalıyorlar. NÜFUS ARTIŞINA PARALLEL FARKLI KONUT ALANLARI Gelecekte nüfus artışıyla beraber yer yüzünde konut alanı bulmamız zorlaşabilir. Evlerimizi kara parçalarında değilde denizin üzerinde yapmamız muhtemel. Yerden kazanmak için gökyüzünü evlerimizi konumlandırmak için kullanabiliriz. Metropollerde nüfusun hızla artışı ve dünya iş yoğunluğunun oralarda toplanması bizi kutu gibi evlerde yaşamaya zorlayabilir. Daha az alanda, daha fazla nüfusu barındıran binalar olması kuvvetle ihtimal. Bunun sonucunda evlerimizdeki eşyalar azalabilir. Evlerimiz daha sade olabilir. Daha fazla ışık alan alanlar ve farklı tasarımlar. Yer yüzündeki yaşanabilir alanların azalmasından dolayı denizler üzerine küçük şehirler kurulabilir.


AA

A.A. Studio İç Mimarlık +90 552 795 52 52

@aa.studioicmimarlik

studio interior design

aastudio.designers@gmail.com

Dr. Amirali Asbaghi

Kurucusu Mimar ve İç Mimar olan Amirali Asbaghi’nin olduğu A. A. Studio İç Mimarlık olarak mimari ve iç mimari alanlarında hizmet veren; daima bireylerin yaşam kalitesini ve konforunu amaçlayan tanımlı mekanların, tanımlı işlevlerle, kullanıcı için biçimlendirilmesi ve tasarlanmasını ilke edinmiştir. Ürettiğimiz tasarımların insan merkezli oluşu, günlük hayata katkısı, kent estetiği kaygısı vizyonel yaklaşımımız olmuştur. A.A. Studio İç Mimarlık mekan tasarımının ilk aşamalarından, etütlerinden, uygulamaların bitimine kadar ki süreci profesyonel alanında uzman ekibimizle hayata geçiririz. Projeyi tasarım aşamasında hızlı ve etkin bir şantiye organizasyonuyla çalışmaktayız.

“ Seçmek, yetenektir.”

Amirali Asbaghi

İç Mimar Mı Arıyorsunuz? Başlayalım mı?

Arama veya Mesaj

Keşif

Projelendirme

Bizlere ücretsiz ulaşarak sizlerin talepleriniz doğrultusunda en uygun hizmeti belirleyerek teklifinizi alın !

Hayallerinizi nasıl gerçekleştireceğimizden bahsedelim; mekana gelerek gerekli ölçülerini ve verilerini alalım !

Projenin büyüklüğüne göre 1 ile 4 hafta arasında projenizin teknik anlamda ve 3 boyutlu olarak tüm detaylarını oluşturalım.

Uygulama Proje onaylandıktan sonra belirlenen tarihe kadar mimar ve iç mimarlardan oluşan uzman ekiplerimizle programlı bir şekilde aşamaları takip edebileceğiniz bir süreç başlatıyoruz!

Anahtar Teslim Yeni mekanınız sizler için tüm ince detaylarına kadar tasarımı tamamlandı ! Artık hayallerinizin gerçekleştiği mekana taşınabilirsiniz !


Danışmanlık Üretim ve ekipler konusunda kendiniz mi ilerlemek istiyorsunuz. O zaman size profesyonel danışmanlık hizmetimizden yararlanmanızı öneririz. Böylelikle projenizin tasarlayan tarafından denetlenmesi ve aynı kalitede hayata geçirilmesi için gerekli önlemleri almış olacaksınız.

Tadilat Projenizin genel mobilya yerleşimini görebileceğiniz iki boyutlu plan çalışması yapılır. A.A. Studio İç Mimarlık firmasının projelerinde çalıştığı ekibi ile tadilat projenizi kendiniz güvenle ilerletebilirsiniz. Ekip bulma derdi olmadan, işçilik garantili bir tadilat süreç deneyimleyin.

Projelendirme

Projenizi uygulayabilmeniz için gerekli tüm 2D çizimler en ince detayına kadar hazırlanır. Projenizin son halini uygulamaya başlamadan en ince detayına kadar görebilir, bu görselleri uygulama ekibiniz ile paylaşabilirsiniz. Uygulama aşamasında danışmanlık ya da takip hizmetimizden yararlanarak projenizi kontrol altına alabilirsiniz.

Konut-Rezidans-Villa

Günün yorgunluğu sonrası yaşam alanlarımıza geldiğimizde yapısal olarak yanlışlıkların olması , uygulama da sıkıntıların olması gibi konular mevcutsa psikolojik olarakta bizlere etkisi olur. Bizlere kolayca ulaşarak maddi ,zamansal tüm kayıplarla uğraşmadan profesyonel uzman ekiplerimizle yerinize özel tasarımlar sunarak kısa sürede, kaliteli ve ekonomik olarak hayallerinizdeki yaşam alanlarını sizler için oluşturabiliriz.

Ticari Projeler

Kendi işinizi, ofisinizi, kafenizi,mağazanızı açıyorsanız, müşterilerinizi etkilemek ,yatırımınızı dengeli ve planlı yapmak, konforlu ,ergonomik ve yerinize özel tasarımlar oluşturarak yatırımınızı doğru bir şekilde değerlendirmenize yardımcı olabiliriz.

Müteahhit Firmalarla Projeler

A.A. Studio olarak müteahhit firmalarla yaptığımız işbirliği ile üzerilerindeki iş yükünü hafifleterek; mimari ve iç mimaride yaptığımız detay çözümleriyle kullanım alanlarını değerlendirirken;ayrıca seçilen modern ve doğru malzemeler ile müşteri memnuniyetini kazanarak ilerlemekteyiz.


ÇOCUK

Esra Ertuğrul

HAMİLE EĞİTMENİ EMZİRME DANIŞMANI bebeimgeliyor bebeimgeliyor@gmail.com

YENİ ANNELERE MUCİZEVİ ÖNERİLER Bebeğimizi kucağımıza aldığımız an itibariyle heyecanımız başlıyor. Emzirme, uyku, bakım gibi pek çok konu hakkında bilgiye daha doğrusu püf noktasına ihtiyacımız oluyor. Ben de sizlere bu ipuçlarını bir araya topladım. İşinize yarayacaktır, diye düşünüyorum. 1-En en önemlisi Ten teması. Yapılacak iş bebeğiniz ile kucak kucak olmak. Çünkü dünya değiştirmiş olan bebeğin en sevdiği yer annesinin kokusunu duymak, onun sıcaklığını hissetmeği sever. Yapılacak uygulama anne üst tarafındaki tüm kıyafetleri çıkarıyor. Bebeğiniz de sadece beziyle kalıyor ve kucağınıza alıyorsunuz. 15-20 dk bebeğinizle ten teması halinde olun. Bu süre içinde bebeğiniz sizin kokunuzu duydukça emme güdüsü artacak, sakinleyecek. Annenin de bebeğin kokusunu ve teninde hissetmesiyle oksitosini artıp anne sütünün artmasına da katkı sağlayacaktır. 2-Anne yanı yatak; Bebekler doğduktan yaklaşık 4. Aya kadar yoğun bir emzirme süreci var. Gece sık sık kalkabilir. İşte bu dönemde anne için çok yorucu olabiliyor. Ayrıca bebek anne yanında olduğunda kendini güvende hissetmesi, her an

38

isteklerinin karşılanması çok önemli. 3-Bebekten gelen işaretlere duyarlı olun. Bebekler doğduklarından itibaren her isteklerini anlatabilmek için ağlarlar. Yeni anne ve babalar da bu ağlamalardan çok endişelenir. Tam olarak bebeğin ne istediğini öğrenene kadar bu durum anne ve baba için sıkıntılıdır. O nedenle ben annelere ilk günler de günlük tutmalarını tavsiye ediyorum. Bu günlük ile bebeklerinin rutinlerini öğrenebilirler.

5-Sling Kullanımı. Slingler özellikle Wrap tarzı slingler anne ve baba ile bebek arasındaki bağın güçlenmesine destek verirken, bebeğin hep kucağınızda olmasına bağlı bel boyun ağrılarına da iyi gelecektir. Bebeğiniz özellikle kalbinizin olduğu tarafa yatırırsanız, kalp sesinizi duyarak gevşemesine, rahat uykuya dalmasına yardımcı olur. Sürekli sizin kokunuzu duyacak bu da emme güdüsünü destekleyerek sizi emmesi için teşvik edecektir.

4-Bebeğinizi kundaklayın. Bebeklerde moro refleksi bulunuyor. Bu refleks uyku sırasında özellikle sıçramasına neden olur. Bu sıçrama sırasında elleri kolları serbest olan bebek kendini sıçratıp, uykusundan uyanabiliyor ve kendini güvensiz hissedebiliyor. Anne karnındayken de bu refleks var ama bebek amniyon kesesinde olduğu için keseye dokunup bebek uyumaya devam ediyor. Bizlerde bebeğiniz dönmeye başlayınca kadar yaklaşık 3-4 aya kadar bebekleri kundak yapmalıyız. Ama kundak yaparken yarım kundak yapmalıyız ki , bebeklerin kalça sağlığına zarar gelmesin.

6- Bebeğinizi kucağınıza alın. Bebeklerinizin ilk günlerde size her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. O nedenle hep memeniz de hep kucağınızda olmak isterler. Biz anneler de bunu desteklemeliyiz. Bebeğiniz ne zaman istiyorsa hep kucağınıza almalı, hep emzirmelisiniz. Sizin kokunuzu duyması hem bebeğin emme güdüsünü arttırır, hem de annenin sütünü arttırın. ’ Bebeği hep kucağa alma, kucağa alışır’ düşüncesine kesinlikle katılmıyorum. Bebeklerimizi kucağımıza alıp, sevgimizi hep vermeliyiz. Daha detaylı bebek bakımı ve gelişimi ile ilgili bilgi için ‘’ Yenidoğan Bebek Bakımı ve İlkyardım ‘’ kitabımdan ulaşabilirsiniz.

İster hazır kundak isterseniz de müslinle yarım kundak yapın.


Bebek bakımı ve ilkyardımla ilgili bütün soruların cevabı bu kitapta! Deneyimli Hemşire Esra Ertuğrul, Yenidoğan Bakımı ve İlkyardım kitabında, hamilelikten yenidoğan bakımına, bebek beslenmesinden ilkyardıma kadar herkesin bilmesi gereken temel bilgileri tek bir rehberde bir araya getiriyor. “Doğum çantasında neler olmalı?”, “Bebek yatağı, bebek arabası ve taşıyıcı alırken nelere dikkat edilmeli?”, “Doğum planı nasıl yapılır?” gibi sorulara cevap verirken, bebek odası dekorasyonu için sağlık ve konforu da dikkate alarak çok değerli öneriler sunuyor. Tutma pozisyonlarından çişli bezlere, bebek banyosu hazırlığından masaja, uyku takviminden büyüme ataklarına dek, bebeğiniz eve geldiği andan itibaren hayatınıza girecek tüm ritüel ve sorunlara rahatlatıcı çözümler getiriyor. Esra Ertuğrul, hıçkırık, kabızlık, pişik, sarılık, kolik gibi problemler karşısında almanız gereken önlemleri sunarken tarama testleri, aşı takvimi gibi konulara da açıklık getiriyor. Ayrıca Yenidoğan Bakımı ve İlkyardım, bebeğin kendi kendine beslenmesi için kullanabileceğiniz bir teknik olan BLW ve ek gıdaya geçiş süreciyle ilgili pek çok ipucu içeriyor. Uygulayabileceğiniz birbirinden lezzetli yemek tarifleri de sizleri bekliyor. Tüm bunlara ek olarak ateş, solunum yolu tıkanıklığı, alerjiler, zehirlenme, yaralanma, yanıklar gibi hem bebeğinizin hem de kendinizin karşılaşabileceği acil durumlarda işinize yarayacak ilkyardım bilgileri veriyor. Bu anlamda bebek bakımının yanında hayati önem taşıyabilecek ilkyardım üzerinde durarak türünde bir ilke imza atıyor. Hemşirelik deneyiminin yanı sıra doğum ve bebeğe hazırlık eğitimleri de veren Esra Ertuğrul, 2008 yılından beri bebeimgeliyor isimli bloğu ve sosyal medya hesapları üzerinden paylaşım yapmaya devam ediyor.


YAZAR

DÜNYANIN EN BÜYÜK SERVETİNİN ÇOCUKLAR OLDUĞUNUN BİLİNCİYLE

Dünyanın en büyük servetinin çocuklar olduğunun bilinciyle; UNUTMAYALIM; her çocuk haklarıyla çocuktur. Dünya Çocuk Hakları günü, uluslararası birliktelik, dünyadaki çocuklar arasında farkındalık yaratmak ve çocukların refahını artırmak için her yıl 20 Kasım’da kutlanmaktadır. Dünyada çocuklardan daha güzel bir amaç, onların sorumluluğundan daha büyük bir sorumluluk yoktur. Hiçbir çocuk, açlık, hastalık, savaşlar yüzünden ölmemeli! Eğitimden yoksun olmamalı! Bunun yanı sıra; çocuk istismarlarının önüne geçmek için çocuklarımıza öğretmemiz gereken davranışlar var. Çocuklara herhangi birisi onlara istemedikleri şekilde dokunduğunda veya onların Kendilerine /başkalarına dokunması istenildiğinde “hayır” demeyi öğretmeliyiz. Konuşmaya başladıkları yaşlarda çocuklara tüm vücut parçalarının adı öğretilirken, göz, kulak, burun gibi “özel bölgeleri” nin de adları öğretilmeli. Bu bölgelerin anatomik olarak düzgün

40

Gülbahar Bilgin EĞİTİMCİ/ YAZAR

isimlerinin öğretilmesi ve “takma” veya “oyun” isimler kullanılmaması çocuğun bir sorun yaşadığında yardım istediği yetişkinlerle doğru anlaşabilmesi için önemli. Ebeveynlerin de çocuklarının vücut sınırlarına her zaman saygılı davranması önemli. Çocuğa sormadan onlara dokunmamalıyız. Çocuk istemese de öpmek, sarılmak, mıncıklamak, gıdıklamak, okşamak gibi… Bu dokunuşlar hiçbir istismar içermese de çocuğa kendi vücudu üzerinde etkisi ve hükmü olmadığını öğretir ve çocuk istismara kırılgan olur. Gelelim eğitime! Bugün bilime inanmış, akılcı toplumlar, en büyük yatırımın, çocuklar olduğunun, ülkenin geleceği olduğunun bilincine çoktan varmışlardır. Aynı çağdaş toplumlar, eğitimi de bu yüzden büyük uğraş haline dönüştürmüşlerdir. 11 Ocak 1995 tarihli Başbakanlık Genelgesi uyarınca da, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ilke ve hükümlerinin ülkemizde uygulanmasının izlenmesinden Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Genel Müdürlüğü koordinatör

kuruluş olarak sorumlu kılınmıştır. Bilinmelidir ki; engelli bireyler, parçalanmış ailelerin çocukları, yalnız hayat mücadelesi veren çocuklar asla yalnız bırakılmamalı! Çocuk hakları sadece çocuğun yaşadığı ülke sınırları içerisinde değildir. Çocuk hakları evrenseldir. Unutmayalım ki; her çocuk Allah’ın mührüdür. Her çocuk biriciktir. Einstein’in söylemiş olduğu gibi; “Dünyada bir tane dahi çocuk mutsuz olduğu sürece, büyük icatlar ve ilerlemeler hiçtir.” Hiçbir çocuk ağlamasın; yetim, öksüz kalmasın! Hiçbir çocuğun kılına zarar gelmesin! Yürekleri kanamasın! Sahip çıkalım onlara, sevgiyi, şefkati eksik etmeyelim! Tıpkı bir çocuk masumluğuyla; Dil, din, ırk ayrımı yapmadan bütün çocukları sahiplenelim!


KAHVALTI & PİDE

Adres: Mithatpaşa Mahallesi Selanik Bulvarı No:141 Eyüpsultan/İstanbul

0212 360 35 33 yesilormankahvaltipide

SERPME KAHVALTI

DOĞAL ÜRÜNLER

PİDE. GÖZLEME

DOĞUM GÜNÜ, NİŞAN

LAHMACUN ÇEŞİTLERİ

DÜĞÜN ORGANİZASYONLARI

WAFFLE, DONDURMA

AT BİNİCİLİK DERSLERİ


itimat artık GÖKTÜRK’te

.

. . SIPARIS, HATTIMIZ

0549 644 35 34 . Istanbul Cd. Kemer Corner Sitesi No:15 I Göktürk (Petrol Ofisi Çaprazı) 0212 322 36 47

42

itimatgokturk

SIZ . . ISTEYIN


.

BIZ . . GETIRELIM 43


SAĞLIK

Yeliz Arda PSİKOLOG/ EĞİTMEN

SAĞLIKLI BİR İLETİŞİMDE BEN DİLİ Sağlıklı bir iletişimde gerçek ”ben dili” nasıl kullanılır? Kullandığımız ”Ben dili”, ‘Benim duygum sana bağlı’ mesajı verir. Peki gerçek ‘ben dili’ nasıl kullanılmalı?

44 44

BEN DİLİ VE EMPATİ ‘Ben dili’ empatiyi öğretmez. Üzüleceğiz diye karşımızdakine baskı yapamayız. Biz üzülsek de üzülmesekte karşımızdakinin fikrini söylemeye hakkı vardır. Eleştiriden gerçekten üzülüyorsam, benimle ilgilidir ve eleştirinin neden üzdüğünü keşfetmem, yarayı iyileştirmem gerekir. Neden duygularımızı söyleriz? Duyguları ifade etmenin yararı ne? Biz duygularımızı, karşı tarafla etkili iletişim ve sağlıklı ilişki kurmak için söyleriz. Aksi takdirde sağlıklı ilişki kurmamız çok zor olabilir. OTORİTER ÖĞRETMEN Öğretmen, “Çocuklar gürültü yapınca sizi duyamıyorum ve üzülüyorum” diyor. Öğretmen neden üzülüyor? Bu soruyu öğretmenlere sorunca farklı yanıtlar aldım. “Otoritemin sarsılmasından ve sınıf dinlemeyince başarısız hissediyorum”, “Gürültü olunca müdür kızıyor” veya “Başka çocukların haklarını koruyorum”. Öğretmen duygusunu söylemek zorunda değil. Sadece şunu sormalı: “Ben neden otorite kurmak zorundayım?” Otorite kurma ihtiyacını ortadan kaldırdığı an, üzülmesine gerek yok. Öğretmenin üzüntüsü çocuklarla değil, kendisiyle. AİLEDE “BEN DİLİ” İki saat yemek yaptıktan sonra, yemeğini yemeyen çocuğuna, anne “Yemek yemezsen üzülürüm” diye

söylüyor. Çocuğun yemek yememesini kendisine saygısızlık olarak algılıyor. Annenin üzülmesi çocukla değil, kendisiyle. Kısacası bu durumlarda duygumuzu söylemek çokta doğru değil. Sadece duyguyu oluşturan yarayı (otorite kurma veya yok sayılma) bulup onu iyileştirmesi gerekiyor. Diyelim ki duygunuzu keşfettiniz ve iyileşmeye başladınız. Ama kendi duygunuzdan dolayı, başka birisiyle ilişkiniz bozuldu. O zaman ‘Benim duygum bana bağlı’ şeklinde duygumuzu söylemeliyiz. Gerçek ‘ben dili’ budur. Nasıl mı? 9 yaşında ki iki gün boyunca huysuzluk yapmış ve anne bu davranışa anlam verememiş. Sonra annesine şöyle bir şey söylemiş: “Anneciğim, iki gündür huysuzum farkındayım. Bunun seninle ilgisi yok. Sen komşunun kızıyla çok ilgilendin diye sanırım ben seni kıskandım.” Küçük kız, gerçek ‘ben dili’ni kullanmış. “Huysuzluğum komşunun kızıyla ilgilenmenle değil, benim kıskançlığımla ilgili” mesajını vermiş. Anne empati göstermiş ve sarılmışlar. EVLİLİKTE DOĞRU İLETİŞİM Danışmanlığını yaptığım aile AVM’de yemek yemeye karar vermişler. Kocası “Ne yemek istersin” diye sormuş. O da “Sen karar ver” demiş. Kocası “Sen söyle işte” demiş. Anne

psikologyelizarda psikologyelizarda@gmail.com

de birden sinirlenmiş “Ya sen karar ver diyorum anlamıyor musun” diyerek bağırmış. Orada tartışmışlar ve yemek yemeden eve dönmüşler. Anne eve gidince de kocasına :“Küçükken ailem tercihlerimi sormazdı. Tercihlerimi söyleyince de kabul etmezlerdi. Ben tercih yaparken endişeleniyorum ve başkası karar verince rahatlıyorum. Tekrar sorunca sinirlendim. Bunun seninle ilgisi yok. Benimle ilgisi var. “Benim duygum (öfke) bana bağlı”. Gerçek ‘ben dili’. İTİRAF ‘Benim duygum bana bağlı’ mesajı veren gerçek ‘ben dili’ söylemlerinde bir itiraf vardır. Kişi yarasını söyler. Bu şekilde söylenen ‘ben dili’, ilişkilerin kalitesini arttırır. Maalesef kültürümüzde insanlar arasında güven olmadığından, yaralarımızı açmaktan korkuyoruz. Çünkü, insanların yaralarımızın üstüne basacağını, bize karşı kullanacağını ve aciz olarak görmelerini istemiyoruz. Unutmayalım ki yaralarımızı açmadan sağlıklı ilişki kurmak zordur. Kendimizi ve yaralarımızı olduğu gibi kabul edebilirsek, korkularımız da kalmayacak. Eksikliklerimizi acizlik olarak görmediğimizde, diğer insanlar da görmeyecektir. Böylelikle bizler, daha özgür, huzurlu ve gerçek ilişkiler yaşayabiliriz...


45


SEMRA ÇETİNKAYA

HÜSNÜ AYIK ÖZEL BAKIM MERKEZİ Türkiye Omurilik Felçliler Derneği genel başkan yardımcısı Semra Çetinkaya ile omurilik felçli bireylerin yaşamlarına dair kısa bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisi Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’ne bağlı, Hüsnü Ayık Özel Bakım Merkezi hakkında bilmediğiniz ve merak ettiğiniz tüm soruları cevapladı. ◊ Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’ni bize kısaca anlatır mısınız? Merhaba. 1998 yılında Türkiye omurilik felçlileri derneğini kurduk. Derneğimiz kamu yararına hizmet veren bir dernektir. Başta omurilik felçlilerinin olmak üzere tıbbi, mesleki ve ekonomik sorunlarının çözülmesi ile ilgili birçok ulusal ve uluslararası projeleri eş zamanlı gerçekleştirmekteyiz. Aynı zamanda 81 ilde hizmet vermekteyiz. ◊ Hüsnü Ayık Özel Bakım Merkezi nasıl kuruldu? Bakım merkezimiz 13 yıl önce kuruldu. Hikâyesi şöyle; Derneği yeni kurduğumuzda bir telefon geldi. Telefonu ben açtım ve cevapladım. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden bir doktordu ve kendisi şunları söyledi. Siz omurilik felçlileri derneğisiniz şu anda hastanenin bahçesinde bir omurilik felçlisi bayanı eşi terk etti dedi. Kocası kadını seni

46

tedavi ettireceğim gerekçesiyle İstanbul’a getirmiş ve burada yalnız bırakıp gitmiş. Şimdi biz daha küçük bir derneğiz, kimse bizi tanımıyor. Kadının ismi Nejla’ydı. Gidip kendisini aldım ancak benim evim ufaktı ve kendisini misafir etmekte çok zorlandım. Daha sonra kadın sığınma evlerini aradım, mor çatıyı aradım ama hiçbir yerde Nejla’nın kalabileceği erişime uygun bir bakım merkezi yoktu. Fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi hastanesinin başhekimiyle artık yakın dostluğumda oluşmuştu. Kendisini bir süre fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi hastanesi misafir etti. Daha sonra bu bize bir ilham kaynağı oldu ve omurilik felçlilerinin bakımlarının sağlayabilecek bir merkez yapılması gerektiği fikrine vardık. Bunun için çok çabaladık. Derneğimizi tanıyan bir bağışçımız rahmetli Hüsnü

Buranın yaşaması ve hizmetlerine devam etmesi sizin elinizde. Bağışlarınız için: Hesap adı: Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Banka adı: T.C Ziraat Bankası Şube adı-kodu: Atrium - 1672 Hesap numarası: 11366055 - 5001 IBAN No: TR16 0001 0016 7211 3660 5550 01


Ayık Beyefendi, kendisinin Beylikdüzü Gürpınar'da bir arsası olduğunu ve bu arsayı bize bağışlayarak üzerine istediğimiz yapıyı yapabileceğini söyledi. Ve bu yapıyı yaparak bize teslim etti. Bundan sonrası için iç donanımını tamamlamak üzere büyük çabalar gösterdik. ◊ Buraya nakit ihtiyacını nasıl karşılıyorsunuz? Derneğimizin geliştirdiği projeler çerçevesinde elde ettiğimiz gelirlerle, bazı sanatçıların katılımıyla gerçekleştirdiğimiz gecelerden elde ettiğimiz paralarla, sanatsal faaliyetlerle, katıldığımız maratonlarla, toplumsal bağışlar ve internet bankacılığından elde ettiğimiz gelirlerle bunu başardık. Tabii ki bu arada rahmetli Hüsnü Ayık Bey’e dualarımızı devamlı yolluyoruz. Bizce cennetin en güzel yerindedir. ◊ Bakım merkezinde kaç kişi kalıyor? Bakım merkezimiz 22 yataklıdır ve şu anda 18 arkadaşımızın burada bakımı yapılmaktadır. Bakım merkezimizde bir odamızı Türkiye’nin muhtelif yerlerinden

İstanbul’a muayene ve ameliyat için gelecek olan engelliler için boş bekletiyoruz. ◊ Hangi prosedürlerle bu kişileri seçiyorsunuz? - Daha önceden bilim kurulumuz tarafından istediğimiz evraklara bakılarak sosyal incelemesi yapılıyordu. İstanbul’da ise bizzat evlerine gidiliyordu. Şimdi kurum müdürümüz sosyal incelemesini yapıyor ve yönetim ile birlikte karar veriyor. ◊ Bakım merkezinin giderlerini nasıl karşılıyorsunuz? Bakım merkezimizde psikolog, fizyoterapist, aşçı, özel bakım elemanları dahil bütün personel şefkatli yaklaşımlarıyla sakinlerimize hizmet veriyor. Buranın oldukça yüksek bir gideri var ve biz her ay bunu temin etmek zorundayız. Devletin sadece bize vermiş olduğu katkı burada kalan engellilerin evde bakım maaşlarının biz alıyoruz ama tabii ki bu çok yetersiz. Onun dışındaki bütün giderleri yine Derneğimizin projelerinden elde ettiğimiz gelirlerle ve toplumsal bağışlarla halletmeye çabalıyoruz. Hepimizin bildiği gibi bu koronavirüs belası bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ekonomiyi oldukça etkiledi. Dolayısıyla toplumsal bağışlar bir hayli düştü. Ama biz yine de yıkılmıyor, desteklerimize güveniyor ve onların ellerini bizim üzerimizden çekmeyeceğini umut ediyoruz. Ayrıca aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından da

denetleniyoruz. ◊ Türkiye’de nerelerde böyle bir bakım merkezi var? Avrupa’da ve Türkiye’de bakım merkezimiz tek. ◊ Hüsnü Ayık Özel Bakım Merkezi hakkında sizin düşünceleriniz nelerdir? Türkiye’de tek olan bakım merkezimizi kurduğumuzda her ilde sadece omurilik felçlerine hizmet veren bakım merkezi olmasını çok arzu ettik ancak hala tekiz. Hayal ettiğimiz bir yer kurduk. Bu merkezde tekrar hayata bağlanan sakinlerimizde oldu. Mesela memurluk sınavını kazanan arkadaşlarımız oldu. Birbirine âşık olup evlenen arkadaşlarımız oldu. Onlar ayrıldılar onların yerine başka ihtiyaç sahibi sakinlerimiz oldu. Bende bir trafik kazası sonrasında omurilik felçlisi olmuş bu birey olarak söylüyorum ki, bakım merkezimiz benim için çok değerli.

47


EĞITIM

İNGİLTERE’DE OTURUM VE ÇALIŞMA VİZESİ NASIL ALINIR? ANKARA ANTLAŞMASI

40

’ımdan sonra herşeyden vazgeçip herhangi bir ülkeye illegal yollar ile göç etmem mümkün değildi. Herseyi kurallara uygun yapmaya alışmış bir Subay çocuğu olarak başka yolları düşünmem söz konusu bile olamazdı ne yaptım? 40 yaşından sonra başka bir ülkeye yepyeni bir hayat kurmaya gittim. Gördüm ki başvuru surecı ve sonrası okuduklarımdan cok daha kolaymış. Bu yüzden size elimden geldiğince en anlaşılır şekilde Ankara Antlaşması’nın ne olduğunu, size verilen hakları, gerekli evrakları, zorluklarını ama bir yandan da hayatınızı nasıl değiştirdiğini bu yazımda anlatmaya çalışacağım. United Foreign Educatıon Consultancy olarak ekibim ve ben sadece Eğitim Danışmanlığı değil Ankara Antlaşması Danışmanlığı da yapıyoruz. İngiltere’nin en iyi Avukatlık bürosu ile yaptığımız işbirliği sonucu ekipteki 11 Avukatımız ile harikalar yaratıyoruz diyebilirim. Gelen Başvurular ilk olarak benimle muhattab oldukları ve herkes ile bizzat ilgilenmeyi tercih ettiğim için tüm endişeleri heyecanı korkuları danışanlarım ile birlikte yaşamak beni Eğitim Danışmanlığı m kadar heyecanlandırıyor çünkü burada da söz konusu olan insan hayatı ve bizler bu insanların hayatına en derin yerlerinden dokunmuş oluyoruz. Bugüne kadar ne bir şikayet ne bir memnuniyetsizlik geri bildirimi almamış bir ekip olarak yolumuza tüm profesyonelliğimiz ve dürüstlüğümüz ile devam etmekteyiz. Şimdi size tüm dürüstlüğüm ile söylüyorum bu iş kolay değil lakin zor da değil. Tek yapmanız gereken sizden istenen evrak listesini oluşturmak iyi bir avukat bulmak bütçenizi oluşturmak ve başvurmak. Zor tarafı psikolojik olarak ülkeyi aileyi eşi dostu geride bırakmak oluyor ona da alışıyorsun çünkü gittiğiniz ülke sadece 3.5 saat uzaklıkta 1000TL’ye bilet bulabiliyorsunuz... ◊ Öncelikle Ankara Antlaşması nedir? Tek ya da aileniz ile başvurabiliyor musunuz? Çocuklarınız ve eşinizin hakları nelerdir? Türk İş İnsanı Vizesi ya da İngiltere Ankara Antlaşması Vizesi (ECAA Vizesi) ile İngiltere’de bir iş kurmak isteyen Türk Vatandaşları 31 Aralık 2020 tarihine kadar başvuru yapabilrler. 31 Aralık’tan sonra farklı bir vize tipi ile devam edilecek onu da bir

48 48

Ebru Doğdu EĞİTİM DANIŞMANI İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ UFED LONDON KURUCUSU

sonraki yazımda anlatacağım. Avrupa Birliği ile Türkiye arasında 1963 yılında imzalanan Ankara Antlaşması sayesinde İngiltere Türk Vatandaşlarına girişimci olarak İngiltere’de iş kurma ve oturum hakkı vermektedir. Bu sayede İngiltere’de uzman olduğunuz alanda iş kolunuz ile ilgili bir şahıs veya limited şirket kurarak kendi şinizi yapabilirsiniz. Örnek olarak ben 20 yıllık bir eğitimci olarak Eğitim Danışmanlıgı şirketi kurdum. Yaptıgım tüm yatırımı İngiltere devletinin Mart ayından başlamak sureti ile Ekim sonuna kadar ödediği yardımlar ile de geri almış oldum. Evet doğru okudunuz Ankara Antlasması ile şirket kurmus olan bizlere de devlet hibe olmak sureti ile her ay ciddi rakamlar ile yardım yaptı. Ankara Antlaşması ile çekirdek aileniz de sizinle birlikte İngiltere’de oturum hakkı kazanır. Eğitim ve sağlık gibi İngiliz vatandaşlarının yararlandığı hizmetlerden ücretsiz olarak yararlanır. Yani çocuklarınız bedava okur eşinizin de çalışma izni olur. Siz taahhüt ettiğiniz işi yapmak zorundasınız başka yerde çalışamazsınız fakat eşiniz çalışır. Bu sebepten vizeyi isterseniz eşiniz üzerine alıp siz serbest kalırsınız isterseniz siz alır eşinizin çalışma olanaklarını daha serbest kılarsınız. Kimler Başvurabilir? 18 Yaşını geçmiş olan herkes başvurur. Adli Sicilinizin temiz olması gerektiği şaşırtıcı değildir diye düşünüyorum. Kurmak istediğiniz iş ile ilgili eğitim almış olmanız tercih edilir. Sertifika ,diploma, meslek lisesi, lisans ya da yüksek lisans olabilir. Aynı alanda iş tecrübeniz de bakılan önemli bir kriterdir. Basvuracak kişinin maddi birikiminin olması bu birikiminin kaynağını göstermesi şarttır. Lakin bu vize en az birikim gerektiren vize tipidir. Kuracagınız işe göre bu birikim 5000 Sterlinden başlar. Avukat ücretini de eklersek toplamda 7500 pounda başvurunuzu yaparsınız ve şirkeinizi kurarsınız. Bu paranın sadece 2500 poundu Avukatınızındır onun dışındaki rakam zaten sizin paranızdır ve sizde kalacaktır. İngiltere sadece işi kurma sermayenız var mı onu görmek ıster paranızı almaz. En az maliyetli olanını örnek verdim sizin kuracağınız iş daha büyüktür sermayeniz daha yüksek çıkar. Örneğin restorant açıcam dersenız

5000 sterlin sermaye yeterli olmayacaktır. İngilizce Bilmem gerekiyor mu? Vallahi 30 yıldır İngiltere’de yaşayıp tek kelime İngilizce bilmeyen bir sürü Ankara Antlaşması ile göç etmiş insanlar gördüğümden gönül rahatlığı ile bu sorunun cevabını hayır olarak buraya bırakıyorum. Lakin İngiliz vatandaşı olabilmek için geçmeniz gereken bir sınav var tabii ki ama süresiz oturum vizesi ile yetinen pasaportu istemeyen bireyler hiç öğrenmemeyi tercih edebiliyorlar. Ben size çok kısaca toparlayayım. Yaptıgınız bir iş var ve bu konuda iyi olduğunuzu düşünüyorsunuz. Bunu sertıfıkalarınız dıplomanız veya iş deneyiminiz ile referans mektuplarınız ile kanıtlayabiliyorsunuz kenarda da az bir birkiminiz var ve yurtdışında yaşamak istiyorsunuz. Bizi arıyorsunuz en doğru danışman ve avukatlar ile biz sizi oraya taşıyoruz. Vizeyi alınca tası tarağı toplayıp geliyorsunuz işinize canla başla sarılıyorsunuz evlatlarınız bedava İngiliz okullarda okuyor eşiniz iş bulup size yardımcı oluyor Pound kazanmaya başlıyorsunuz 1 yıl işinizi yapıp fatura kesip verginizi ödüyorsunuz kendinizi kanıtlıyorsunuz vizenize 3 yıl daha uzatma alıyorsunuz. Sonra devam 3 yılın sonunda süresiz oturum ve İngiliz vatandaşlığına doğru beraber yürüyoruz. Azıcık üzülüyorsunuz özlüyorsunuz vatanı milleti teyzeleri dayıları atlayıp geliyorsunuz havaalnında 100 pound bozdurunca para harca harca bitmeyince beni arayıp teşekkür edıyorsunuz. Oralarda ülkemizi en iyi şekilde temsil eden Türkler olarak “Sizi ateş olarak gönderiyorum Alev alarak geri dönün”diyen liderimizin izinde yolumuz tekrar Vatan olacak şüphesiz. Sebebiniz sadece macera olabilir, kendiniz ve aileniz için yeni ve daha iyi bir yaşam olabilir, işinizi büyütmek her yerde bayrağımızı temsil etmek olabilir, küskünlük olur kırgınlık olur ne olursa olsun size bu yeni çıktığınız yolda eşlik edecek tüm deneyimlerimi de açıkça paylaşmaya devam edeceğim. @ufedlondon @ebrudgdu ebru-dogdu-444120196 E- mail : ufedlondon@gmail.com


DOĞAL KAYNAK SUYU

www.lilasu.com.tr Lila Doğal Kaynak Suyu lila.dogalkaynaksuyu

www.kemersu.com.tr Kemer Doğal Kaynak Suyu kemer.su

0212 322 01 91

49


1988 yılında İstanbul’da dünyaya geldim. Babamın mesleği dolayısıyla eğitim öğretim hayatımı Türkiye’nin farklı illerinde geçirdim. İlkokulu Ankara’da, ortaokulu Van’da ve liseyi tekrar Ankara’da tamamlamamın ardından üniversite eğitimime Konya Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü’nde devam ettim. Lisans mezuniyetimin ardından Hacettepe Üniversitesi’nde Pedagojik Formasyon eğitimini, yine Ankara ilinde staj eğitimimi bitirdim. Bunların yanında Eğiticinin Eğitimi, Fen Bilgisi ve Biyoloji Öğretmenleri Uygulama Eğitimi gibi çeşitli kurs ve seminerlere katılarak “Hayat Boyu Eğitim” felsefesi ile hem bilgilerimi taze tutmaya hem de yeni bilgi ve beceriler kazanmaya devam etmeyi amaçladım. 2015 yılında Ankara ili Ayaş ilçesinde Fizik öğretmeni olarak göreve başladım. Devamında Ankara Eryaman Doğa Koleji’nde Fen Bilimleri Öğretmeni olarak görev aldım ve burada zaman içerisinde öğretmenliğin yanı sıra öğrencilerime danışmanlık ve kurumuma yayın yazımı konularında destek verdim. Öğrencilerimi akademik olarak hazırladım ve bireysel olarak sınavlara hazırlık eğitimleri verdim. 2020 yılı başında Göktürk’e taşınmamın ardından bir yandan Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisans eğitimime devam ederken bir yandan da her öğrencinin özel olduğu düşüncesi ile çeşitli öğrenme teknikleri kullanarak ve deneyler yaparak bireysel akademik çalışmalara ve sınav hazırlık derslerine devam etmekteyim.

Gözde Bakkal Yiğit Fen Bilimleri/Fizik Öğretmeni

_gozde_ogretmen

GÖZDE ÖĞRETMEN 50


n ı n ı ğ ı l r a z a y r u Fen Ok e Etkileri d n i r e z Ü i c Öğren

F

en okuryazarlığı; toplumdaki tüm bireylerin en temel düzeyde bazı bilimsel kavramları, olguları anlayabilmesi ve açıklayabilmesi ve teknolojik gelişmeleri izleyip yaşamında kullanabilme becerisine sahip olabilmesidir. Fen okuryazarı öğrenci yetiştirmede amaç; öğrencilere problem çözebilme, işbirliği içinde çalışabilme, doğayı tanıma, çevredeki olaylarda neden-sonuç ilişkisi kurabilme, sorgulama, araştırma gibi özellikleri kazandırmaktır. Konuyu anlamak için öncelikle Çoklu Zeka kavramı ile öğrenme stil ve stratejilerinden bahsedelim. Çoklu Zeka Kuramı’nı ortaya atan Howard Gardner’a göre “Zeka tek bir boyutta değildir ve her birey farklı derecelerde ve çeşitli türlerde zekaya sahiptir.” Tabii ki bu kuram öğrenciler için de geçerlidir ve her öğrenci farklı derecelerde ve farklı zeka türlerine sahiptir. Bunlardan bazıları sözel-dilsel zeka, mantıksalmatematiksel zeka, görsel-uzamsal zeka, müziksel-ritmik zeka, bedensel-kinestetik zeka, sosyal zeka, içsel zeka, doğa zekası olabilir. Buna paralel olarak her öğrencinin öğrenme stili de farklılık gösterir. Kimi öğrenciler görsel referanslar ile daha kolay öğrenirken, kimi öğrenciler işitsel referanslar ile daha kolay öğrenir, kimi öğrenciler ise kinestetik yani bedensel referanslar ile öğrenmeyi kolaylaştırır. Bu kadar çok çeşitli zeka ve öğrenme stili varken, tek bir öğrenme metodunun doğruluğunu savunmak gerçekçi olamaz. Sadece önündeki kitabı yeterli görmek, hayatta bununla nasıl karşılaşacağını bilmeden öğrenmeye ve öğretmeye çalışmak büyük bir hata olur. Dolayısıyla derslerde görsel, işitsel vb. deneyler yapmak, günlük hayattan örnekler vererek öğretmek, öğrenciye

sorumluluk vererek öğrenme sürecine aktif katılımını sağlamak, araştırmaya yöneltmek büyük önem taşır. Bu sayede öğrenci, öğrenmeyi kolaylaştıracağı gibi, bilgiyi sadece öğrenip unutacağı bir olgu olmaktan çıkarıp hayattaki örneklerini de görerek kalıcılığını sağlayacaktır. Fen okuryazarlığının bir öğrencide gelişmesi için hem öğrencinin hangi tür zekaya yatkın olduğunun tespiti hem de öğrencinin hangi öğrenme stili ile daha kolay öğreneceğini belirlemek en doğru yol olacaktır. Dolayısıyla fen okuryazarlığının gelişiminde iyi bir öğretmen hayati derecede önemlidir. İyi bir öğretmen, öğrencisinin bireysel farklılıklarını göz önünde bulundurarak, stratejisini doğru kurmalı ve öğrencisine kendisine uygun öğrenme stratejisini keşfetme konusunda yardımcı olmalıdır. Bunlar değiştirmeden yazma, altını çizme gibi tekrar stratejileri; benzetim yapma, özet çıkarma, not alma gibi anlamlandırma stratejileri yada dikkat yoğunlaştırma, kaygıyı azaltma (güven sağlama) gibi duyuşsal stratejiler olabilir. Öğrencinin hangi stratejiye yatkın olduğu bu stratejilerden hangisinin doğru seçenek olduğunu belirleyecektir. En nihayetinde fen okuryazarlığı, öğrencinin sadece derslerinde başarılı olmasına katkıda bulunmayacak, ayrıca hayatı anlamasına, neden-sonuç ilişkileri kurabilmesine, işbirliğini öğrenmesine, çevresinde olan bitene merak duymasına, sorgulama ve araştırma yeteneği kazanmasına yardımcı olacaktır. Hayatın temelinde yer alan fen, onu anlayana imkanlar sunacak, kendini bulmasına yardım edecektir. Ve bu yetinin kazandırılmasında fen bilimine ilgili ebeveynlerin ve iyi bir öğretmenin rolü şüphesiz ki çok önemli olacaktır.

51


Gülşah ÖZTAŞ EYD UZMANI EĞİTİMCİ gullsah.oztas

0530 644 21 10

İsmim Gülşah ÖZTAŞ.1981 İstanbul doğumluyum. Eğitim Yönetimi ve Denetimi Uzmanı-İdareci-Öğretmen-Eğitim Koçu-Editör-Yazar–Stilist olmakla birlikte üç Çocuk annesi bir eğitimciyim. Anadolu Ünivertesi “Türk Dili ve Edebiyatı “(2015) bölümü mezunuyum. Formasyanumu İstanbul Üniversitesi'nde tamamladım. Yüksek Lisans(Master-2017) Yıldız Teknik Üniveristesi “Eğitim Yönetimi ve Denetimi “alanında bölüm dördüncülüğüyle bitirdim. İkinci üniversite olarak İstanbul Üniversitesi lisans programı“Çocuk Gelişimi“ bölümünde okumaktayım. Yıldız Teknik Üniversitesi TURKCESS 2019 Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi'nde “Okul Yöneticilerinin Sosyal Zeka ve İnisiyatif Alma Düzeylerini İnceleme“ tez araştırmamı sunarak ve yayınlayarak kongrede bulundum. Kendime ait “Senden Habersiz” isimli bir şiir kitabım var. İkinci kitabıma hazırlık yapmaktayım. Öğretmenlik görevimi yaparken (2016-2017 ) 11 ve 12.sınıf öğrencilerimle birlikte çıkardığım okulun ilk şiir kitabı ”Şiirle Kalplere Yolculuk”, geçtiğimiz sene 20192020 9.sınıf öğrencileri ile birlikte Masal-Fabl-Hikaye-Deneme üzerine çıkardığımız “Şeker Tadında“ çalışmalarım olmuştur. By Protokol Dergisi'nde her ay Eğitim Yönetimi ve Denetimi Uzmanı olarak yazılarım yayınlanmaktadır. Derginin 2020 Temassız Ödülleri–Eğitimci kategorisinde ”Özel okullarda En İyi Öğretmen ve Girişimci Ödülü"nü aldım. Pandemi döneminde üniveristelerden bir çok değerli hocalarımla - Prof Dr.-Doç.Dr.-Uzman eğitimcilerle - birlikte Instagram üzerinden (gullsah.oztas) canlı yayınlarla hem veli hem öğrencilerimize eğitime dair bilgilerle katkıda bulundum.

52

ETKİLİ DERS ÇALIŞMA YÖNTEMİ BAŞARIYI GETİRİR

gulsahoztas34@outlook.com.tr

Aynı zamanda hem Eğitim Koçu hem de Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni olarak özel dersler vermekteyim. Bir çok alanımla ilgili ayrıca eğitimler aldım. Kongre ve seminerleri yakından takip etmekte olup dünyadaki yenilikleri, değişimleri, teknolojiyi, psikoloji, ekonomi gibi, kitap ve makaleleri okumayı, araştırma yapmayı, doğayı, gezmeyi, yeni yerler keşfetmeyi seviyorum. Alanımla ilgili yararlı her bilgiyi öğrenip hayata geçirmeyi, her öğrencinin kalbine dokunmayı, öğretmen olarak her güne yeni bir bilgiyi öğrenen ve öğreten olmak ve bunun için özveriyle çok çalışmak gerektiğini düşünerek çalışıyorum. Kutsal bir meslek olan öğretmenliği; severek, öz motivasyon, öz denetim, farkındalık yaratıcılıkla, daima öğrencilerimin eğitimin içinde olmaktan her zaman mutlu ve gururlu oldum. Hiçbir şey imkansız değil. Yeter ki içindeki o, hayata karşı başarmak için çalışmayı, azimi, umudu ve merakı yitirmemek gerekir .En önemlisi “Ben yapabilirim.” O içten gelen sese kulak vermek ve istemekten geçer. Başarıdaki en temel öğe asla pes etmemektir. Ne olursa olsun doğru bildiğin yoldan ayrılmamaktır. Bugün daha farklı neler yapabilirim? Eğitimin daha etkin ve verimli bir hale gelmesi için neler gerekli? Özgün, yaratıcı, yeni şeyler üretmek için vb. konuları üzerine araştırma yaparak ve sorular sorarak disiplinli bir şekilde çalışarak güne yeniliklerle başlamayı seviyorum. Şu an Özel Koşuyolu Koleji'nde Müdür Yardımcısı olarak görev yapmaktayım. Göktürk Dergisi'nde yazılarımla sizlerle birlikte olmaktan dolayı çok mutluyum.

Ö

ğrencilerimizin bu sene online eğitimle birlikte 2020-2021 Eğitim-Öğretim ders zili çaldı. Pandemi dönemin de öğrencilerin evde kendilerine uygun çalışma bir ortam hazırlayarak hedeflerine giden yolda emin adımlarla yürümelidir. Bu durumda yapılabilecek en güzel ve verimli ders, okullarımızın uygulamış olduğu plan ve programlara uymaktır. Dersleri etkili ve verimli hale getirmek için öncelikle kişinin başarıya olan inancı ve motivasyonudur. Bu motivasyon nedir? Kişinin içten gelen, kimsenin zorlaması olmadan kendi özdenetimiyle birlikte derslere etkin ve koşulsuz katılmasıdır. İlerideki yıllarda kendini nerede ve nasıl görmek istediğiyle doğru orantılıdır. Bu yol içerisinde tabii ki zorluklar ve engeller olacaktır. HİÇBİR BAŞARI TESADÜF DEĞİLDİR Amaç en iyi şekilde ve doğru biçimde hedefine ulaşmaktır. Bazen kaygılar yaşanabilir. Bu çok normaldir. Fazla kaygı ve stres başarıyı engeller. Kendini başarı yolunda hem beslenme hem uyku düzenine dikkat etmelidir. Sağlıklı yaşam için spor, müzik ders dışı aktiviteler öğrenmede bilinci daha açık hale getirmesine yardımcı olur. Uyku büyüme çağında ki çocuklar için çok önemlidir. İyi bir uyku almış öğrencinin öğrenmesinde dikkat ve odaklanma noktasında çok önemlidir.Aynı zamanda öğrencilerin yeme alışkanlıkları ve düzeni öğrenmesine katkısı çok büyüktür. Sabahları mutlaka kahvaltı yapılmalıdır. Öğle ve akşam yemekleri geç kalmadan vaktinde yemeli. Meyve, sebze, kuruyemiş vb. yiyeceklerden vitamin içerik noktasında alınmalıdır. Sizler için hazırlamış olduğum başarının altın kurallar aşağıda sıralanmıştır. Azim+Çalışma +İnanç= BAŞARI


Etkili ve verimli ders çalışma bir öğrenciyi başarıya götürecek en önemli faktörlerden biridir. Hedeflerimize ulaşmak için verimli çalışma yöntemlerinin neler olduğunu öğrenmek ve hayatımıza adapte etmemiz gerekiyor. 1. Amaçlarınızı belirleyin Başarılı olabilmek için mutlaka amacın açık ve net bir tanımının yapılmış olması, kişinin buna inanması gerekir. Amaçlar davranışları başlatır, sonuçlarda bu davranışların etkisiyle elde edilir. Plan, sanıldığı gibi sadece ders çalışma sürelerini planlamak için yapılmaz. Planın en önemli işlevi aynı zamanda kendinize zaman ayırmaktır. Hangi dersi ne zaman ve nasıl çalışmanız gerektiğini düşündükten sonra sıra plan yapmaya gelir. Plan yaparken hangi aralıklarda hangi derse çalışacağınızı, dinlenmek için ne kadar vakit ayıracağınızı ve uyuyup uyuyacağınız saati belirlemelisiniz. 2. Günlük, haftalık ve dönemlik planlar yapın Zamanınızı en iyi şekilde değerlendirmek ve hedeflerinize ulaşabilmek için günlük, haftalık ve dönemlik planlar yapmak çok önemlidir. Bir gün önceden, bir hafta önceden ve aylar öncesinden bitirmeyi hedeflediğiniz konular için

planlar yapın. Konuların hangi tarihe kadar bitmesi gerektiğini önceden belirlemelisiniz. Son ana yığılmış olan konular sizi yalnızca strese sokar ve veriminizi büyük oranda düşürür. Konu dağılımı ve ders planında sayısal ve sözel olarak yapın. Saatlerce ders çalışmak yapılan en büyük yanlışlardan biridir. Bir süre sonra veriminizi tümüyle kaybetmiş olacağınız için zamanınız da boşa gidecektir. 40 dakikada bir çok uzun olmayacak şekilde molalar verin. 3. Zamanını Etkin Kullanma Herkes bedensel, zihinsel, duygusal yapıları, ilgileri ve yetenekleri bakımından birbirlerinden farklıdır. Öğrencinin ilk olarak kendini tanıması gerekir. Kendini tanıyan öğrenci planını oluştururken hangi derse ne sıklıkla çalışacağını ve hangi yöntemle çalışacağını bildiği için planı uygulaması daha kolay olacaktır. Görsel,duyuşsal ve not alarak ders çalışılmalı.Bu çalışmaların ardından mutlaka tekrar yapılmalıdır.Tekrar yapmak kısa bellekten uzun belleğe aktarımda çok önemli bir yöntemdir. 4. Uygun çalışma ortamı oluşturun Günlük olarak kullandığınız çalışma defter ve kitaplarını üzerinde bulundurabileceğiniz bir çalışma masanız olmalı. Çalıştığınız odada takvim ve saat bulundurmalısınız.

Odanın ışığı yeterli olmalı.Ses ,gürültü vb ortamı ve dikkati dağıtacak eşya ve görseller olmamalıdır. Örneğin duvara hedeflerinizin yazdığı kağıtlar asabilirsiniz. Çalışılan odanın ısısından, uyku düzeni, kaygı, telefon ve sosyal medyaya kadar birçok etken ders çalışırken veriminizi düşürecektir. Örneğin programınızda 40 dakikalık bir çalışma aralığı varsa o 40 dakika boyunca çalışacağınız ders dışında hiçbir şeyin dikkatinizi dağıtmaması gerekir. Bu sebeple ruhen ve fiziki olarak olumsuz etkenlerden arınmış olunmalı. 5. Derse hazırlıklı gidin Okula, kursa , yahut özel derse giderken işleyeceğiniz konuya hazırlıklı olarak gitmek, anlamak ve odaklanmak için daha az çaba göstermeniz yeterli olacağı için işinizi büyük oranda kolaylaşacaktır. 6.Motivasyon Sizin motivasyonunuzu düşerecek konu ve ortamlarda uzak durun. Kendi içsel düşünce ve duygularınızla başaracağınıza inanın. Başarmak inanmanın yarısıdır. Hedeflerinize engel olacak süreçteki olumsuzluklara yer vermeyin.Başarıdaki altın kural "Asla pes etmemek"dir.

53


54


55


Klinik Psikolog Pelin Öztaş ile Travma üzerine yaptığı çalışmalarda kullandığı yöntemlerden Emdr Terapisi ve pandemi döneminde karşılaştığı şikayetler üzerine söyleşi gerçekleştirdik. Merhabalar Pelin Hanım. Pelin Öztaş kimdir biraz kendinizden bahseder misiniz?

Klinik Psk. Pelin Öztaş

Merhaba. 1982 Samsun doğumluyum. Üniversiteye kadar Samsun da yaşadım. 2004 yılında çok severek okuduğum Hacettepe Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldum. Bir süre Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesinde çalıştıktan sonra yüksek lisansımı tamamlamak üzere İstanbul’a geldim. 2008 yılında Doğuş Üniversitesinde yüksek lisansımı tamamladım. Sonrasında klinik deneyimim Başkent Üniversitesi İstanbul Hastanesinde ve bazı özel danışmanlık merkezlerinde klinik psikolog olarak devam etti. Şu anda İstanbul Anadolu yakasında bir ofisim var. Yetişkinlerle bireysel olarak çalışıyorum. Evliyim ve 2 çocuğum var. Mesleki olarak yaptığınız çalışmalardan ve odaklandığınız alanlardan bahseder misiniz? Mesleğimin erken dönemlerinde çocuk ve ergenlerle çalıştığım oldu. Fakat uzun yıllardır sadece yetişkinlerle ve bireysel olarak çalışıyorum. Travmatik yaşam olayları ve bu yaşam olayları sonucu ortaya çıkan psikolojik yansımalarıyla çalışıyorum. Kaygı, depresyon, yas, fobiler, erken dönem travmatik yaşam olayları, değersizlik, yetersizlik, öfke, başarısızlık, ihmal, güvensizlik, bağlanma sorunları, performans sorunları, kilo problemi, taciz, tecavüz, kazalar, doğal felaketler sonucunda ortaya çıkan travmalar ve performans geliştirme, motivasyon sıklıkla çalıştığım alanlar diyebilirim.

Çalışmalarınızda hangi terapi ekollerinden faydalanıyorsunuz? Avrupa onaylı akredite EMDR Terapistiyim ve EMDR Danışmanlık/Süpervizörlük sürecindeyim. Klinik çalışmalarımda ağırlıklı olarak EMDR Terapisi uygulamakla birlikte Bilişsel Davranışçı Terapi, Şema Terapi ekollerine yönelik eğitim ve çalışmalarım bulunmakta. Peki travma çalışırken sıklıkla kullandığınız Emdr Terapisi nedir bir anlatır mısınız? Emdr Terapisi travma sonrası stres belirtilerini azalttığı araştırmalar yoluyla kanıtlanmış, Dünya Sağlık rgütü başta olmak üzere bir çok sağlık kuruluşu tarafından kabul edilen etkili bir psikoterapi yaklaşımıdır. Açılımı Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşlemleme (Eye Movement Desensitization and Reprocessing). EMDR terapisinin iyileştirici etkileri kısa sürede kendini göstermeye başlar. Sıklığı danışanın ihtiyacına ve sürecine göre ayarlanabilmesi de bir avantaj. Ard arda seanslar yapılmasına müsait bir terapidir. Dolayısıyla kişinin imkanı var ise yaşadığı problemi daha kısa bir zamanda çözüme ulaştırma imkanı oluyor. Hepimizin beyninde iyileşmeye yönelik bir mekanizma bulunur. Emdr buna bilgi işleme modeli diyor. Bilgi işleme sistemi yaşanan deneyimleri yararlı şeylerle entegre etmek ve geride bırakabilmek için var. Yani bir nevi deneyimin sindirilmesine yardımcı oluyor diyebiliriz. Ama bazen öyle anlar vardır ki rahatsızlık düzeyi çok yüksek olduğu için bilgi işleme sistemi bozulur ve deneyimin sindirilmesi gerçekleşemez. Bunlar işlemlenememiş anılar olarak kalırlar. Bu anılar aradan uzun zaman hatta yıllar geçmesine rağmen rahatsız ederler. Hani bazen deriz ya o gün bugün gibi aklımda diye. İşte öyle. Emdr terapisinde kişinin şimdiki şikayeti geçmişteki işlenmemiş anılarının bir sonucu olarak görülür ve o anılar sürecin içerisinde tek tek çalışılır. Kişi için rahatsız edici olan anılar Emdr Terapisi ile çalışıldıktan sonra artık rahatsız etmemeye başlar. Aslında olan şey ise şudur: zamanında işlenmemiş anıyı Emdr ile çalışarak beynin zamanında yapmakta zorlandığı, yapamadığı işlemlemeyi yapmasına yardımcı olmak. Fakat kişinin şikayetinin geçmesi için sadece geçmiş anıları çalışmıyoruz. Aynı zamanda geçmiş problemin bugüne yansıyan kısımlarını ve gelecekte olası durumlarda başa çıkabilmesinin yollarını çalışıp terapiyi o zaman sonlandırıyoruz. Pandemi döneminde danışanlarınızın şikayetlerinin özellikle yoğunlaştığı alanlar nelerdir? Pandemi sürecinin kendisini kişi covid pozitif olsa da olmasa da başlı başına travmatik bir süreç olarak marttan itibaren sıklıkla çalıştım diyebilirim hala da bu yönde başvurular var. Pandemi öncesinde günlük yaşamında zaten zorlanan, kaygı düzeyi yüksek olan, kişisel kaynakları, destekleri yeterince iyi olmayan kişiler bu süreçte geçmiş yükleri de tetiklendiği için psikolojik olarak daha fazla zorlandılar. Bunun yanı sıra öfke problemi, ölüm kaygısı, belirsizlikleri tolere edememe, kontrolle ilgili meseleler, geçmişteki travmatik deneyimlerin tetiklenmesi, eş ile ilgili problemler, ev yaşamındaki sorumlulukların adil şekilde paylaşılmaması, ev işleri-iş ve aile arasındaki dengeyi sağlayamamak ve beraberinde gelen çaresizlik hisleri bu süreçte sıklıkla karşılaşılan problemler diyebilirim.

56


Danışanlarınıza özel olarak pandemi süreci ve sonrasındaki sürece adaptasyon noktasında sunduğunuz farklı yaklaşımlar var mı? Evet var, adı RTEP (The Recent traumatic Episode Protokol). RTEP, Emdr Terapisinin travmatik olayın hemen ardına uygulanabilmesi amacıyla geliştirilmiş bir müdahale protokolüdür. Travma yaşayan kişinin motivasyonu, stabilizasyonu sağlandıktan sonra yaşanan travmatik deneyimin gerçekleştiği andan şimdiye kadarki sürecin öyküsü alınır ve rahatsız edici görüntüler RTEP protokolüyle çalışılır. Pandemi sürecinde de tıpkı diğer doğal afet, kaza, patlama vs gibi yakın zamanlı travmalar da olduğu gibi bu travmatik deneyimi danışanlarımla RTEP ile çalışıyorum. Travmatik anıyı mümkün olan en yakın zamanda çalışmak kişinin ileride karşılaşabileceği travmaya bağlı psikolojik ve fizyolojik yansımaların önüne geçmesine yardımcı oluyor. Bu çalışmadan sonra kişi yaşadığı travma ile ilgili çok daha baş edebilir ve yaşadığı zorluğa dayanabilir hale geliyor. Bir yası var ise bu yası daha sağlıklı yaşayabilir hale geliyor. Peki siz pandemi sürecini nasıl geçiriyorsunuz? Bu süreçte seanslarımı çoğunlukla online olarak yürütüyorum. Gönüllülük çalışmaları ve online seansların dışındaki vaktimi ailem ile elimizden geldiğince birbirimize destek olarak geçiriyoruz. Uzun süre zaruri ihtiyaç dışında dışarı çıkmadığım için evde kendime vakit ayırarak kendime iyi gelmeye çalıştım. Online yazarlık eğitimlerine katıldım ve eğitimlerim hala devam ediyor. Bu dönem uzun süredir aklımda olan kitabımı yazmak için daha çok vakit ayırabildiğim bir dönem oldu. Boyaları renkleri her zaman çok severdim, bu süreçte daha çok temas ettim. Bitkileri çok severim, evdeki bitkilerimle toprakla fazla vakit geçirmeye çalışıyorum, bitkilerim ve ihtiyaçlarıyla ilgili daha fazla bilgi edinmeye çalışıyorum. Bana iyi geliyor. Pandeminin başladığı dönemde meslektaş ve arkadaş grupları oluşturup düzenli olarak görüşmeler yaptık, birbirimize bu süreçte çok destek olduk ve hala oluyoruz. Son olarak meslek hayatınız boyunca danışanlarınızda ilk görüşmelerde en sık duyduğunuz şikayetler nelerdir? Var mı böyle bir listeniz? Tabi var. Şu şekilde listeleyebilirim. Hatta okuyanlar bu cümlelerin biri veya birkaçını kendilerine yakın hissediyor ve bu sıkıntılar günlük yaşamlarını etkiliyorsa profesyonel bir destek alma zamanı diye düşünebilirler.

•Öfkemi/kaygımı kontrol edemiyorum •Ne yaparsam yapayım kendimi başarılı, yeterli ve değerli hissedemiyorum. •Hayatın anlamı yok. •Baş edemiyorum, en ufak bir şeyde öfkeleniyorum. •Kendimi çok çaresiz hissediyorum. •Hiçbir yere ait hissetmiyorum. •Her şeyi erteliyorum. •Kimseye bağlanamıyorum /ayrılamıyorum. •Hiçbir yerde güvende hissedemiyorum •Zamanımı yönetemiyorum •Her şeyde kendimi suçluyorum. •Kendime vakit ayıramıyorum. •Kedi/köpek/uçak vs fobim var. Korkuyorum. •Kendimi sevmiyorum/kendime güvenmiyorum. •Yalnız hissediyorum. •Bir türlü şeçim yapamıyorum. •Kilo veremiyorum. •Tüm kontrollerimi yaptırdım doktorlar bir şey yok dedi. Ama… •Mükemmel olmalıyım. •Hayır diyemiyorum •Yakınlığın mümkün olmadığı ilişkiler seçiyorum. •Annem e/babama benzeyen kişileri seçtiğimi fark ettim.

psikologpelinoztas www.poetpsikoloji.com 0552 378 41 51

57


Bernis Ceviz Bahçesi Kurucusu ve Türkiye Omurilik Felçliler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi/Gönüllüsü Kadın Girişimci Merve Özvardar Özkan ile gerçekleştirdiğimiz söyleşi sizlerle... Merve Hanım öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Saint Benoit Fransız Lisesini bitirdikten sonra 2014 yılında İstanbul Üniversitesinden Fransızca Öğretmeni olarak mezun oldum. Aynı zamanda P4C eğitmeniyim ve 2014 yılından bu yana Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği gönüllüsü ve yönetim kurulu üyesiyim. Şuanda da sevgili babam Eyyüp Özvardar ile birlikte 2011 yılında tohumlarını ektiğimiz Bernis Ceviz Bahçesinin üreticiliğini ve satış-pazarlamasını üstlenmiş bulunmaktayım. Bernis Ceviz Bahçe’sinin nasıl ve ne zaman oluştuğundan bahsedebilir misiniz? 2011 yılında yeni bir ceviz çeşidi olan chandler cevizinin Türkiye’ye gelip kabul görmesiyle içimizdeki üretim sevdasını gerçekleştirebilmek, doğa ve toprakla iç içe olabilmek adına böyle bir yola çıktık. Ve bu yolda sağlıklı yaşamı ilke edinmiş bir aile olarak “İyi Tarım Uygulaması(ITU)’’ sertifikamızla sizlere cevizin insan sağlığına en uygun halini sunuyoruz.

Merve Özvardar Özkan

Ürününüzün tedarik kısmı size mi ait?

Kadın Girişimci

Hayır. Bize ait değil. Çünkü bu konuda ihtisas sahibi değildik. Piyasadaki sertifikalı chandler fidanlarını satın almak suretiyle ekimimizi yaptık. Ceviz temin etmek için okurlarımız nasıl ve size hangi yollar ile ulaşabilirler? Sosyal medya hesaplarımız, whatsapp iletişim hattımız veya internet sitemiz üzerinden online alışveriş yapabilirler. Yelpazenize başka ürün ekleyecek misiniz? İleriye yönelik düşünceleriniz nelerdir? Biz yaptığımız işi layıkıyla yapmayı seven bir aileyiz. Bu nedenle cevizle çıktığımız bu yolda şuan için kendimizi en iyi hale getirdiğimize inanana kadar bu şekilde devam etmeyi planlıyoruz. İleriki yıllarda ceviz tarlamızın bulunduğu Kavacık Köyünde üretilmiş yöresel lezzetlerin de olacağı (erişte, tarhana, reçel vs.) bir ürün yelpazesi oluşturma isteğimiz var. Ama bunun için biraz zamana da ihtiyacımız var. Ekibiniz kaç kişiden oluşuyor ve ekibinizi seçerken nelere dikkat ettiniz? İşimizin sorumluluğunu taşıyan geniş bir ekibimiz var. Bize profesyonel anlamda destek veren iki ziraat mühendisimiz ve sosyal medyada Ceviz Adam olarak tanınan Ahmet Kasım Erdönmez ekibimizi zenginleştiren isimlerden. Ekibimizi oluştururken işini çok seven ve en özenli şekilde yapmak için emek veren kişilerin olması bizim için çok kıymetliydi. İyi Tarım Hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? İyi Tarım Uygulamaları (İTU) FAO tarafından, "tarımsal üretim sisteminin sosyal açıdan yaşanabilir, ekonomik açıdan karlı ve verimli, insan sağlığını koruyan, hayvan sağlık ve refahı ile çevreye önem veren bir hale getirmek için uygulanması gereken işlemler" olarak tanımlanmaktadır. İyi Tarım Uygulamalarının amacı insan sağlığına ve çevreye zarar vermeyecek üretimin yapılmasıdır.


Böylece iyi tarım uygulamaları şartlarına uygun şekilde elde edilen ürünün, insan sağlığına zararlı kimyasal, mikrobiyolojik ve fiziksel kalıntılar içermediği; çevreyi kirletmeden ve doğal dengeye zarar vermeden üretildiği; üretimi sırasında insan ve diğer canlıların olumsuz etkilenmediği; üretildiği ve tüketildiği ülkelerin tarımsal mevzuatına uygun olarak üretildiği belge ile garanti altına alınmış olan üretim şeklidir. “Ceviz” kelimesi sizin için ne anlam ifade ediyor? Ceviz kelimesinin en kuvvetli karşılığının sabır demek olduğunu düşünüyorum. 2011 yılında çıktığımız bu yolda henüz 2 yıldır hasat yapmaya başladık. Yıllardır ilmek ilmek dokuduğumuz ağaçlarımızın bakımı, büyütülmesi, aşılanması, budanması, ırk ıslahının yapılması gibi meyve vermesi için geçilen tüm evreler gerçek bir emeğin ve sabrın ürünüdür. Bu nedenle Bernis Ceviz Bahçesi ekibi olarak her bir cevizimizde var olan emeği insan sağlığına uygun şekilde yetiştirip sizlere sunmakla gerçekten iyi bir iş çıkardığımızı düşünüyoruz! Tesisinizden kısaca bahseder misiniz? Bu yıl kurmuş olduğumuz ceviz işleme tesisimizdeki yeni ve modern makinalarımızla artık kendi ürünümüzü kendi bünyemizde işleyip, kabuklu şekilde satışa hazır hale getiriyoruz. Tesisimizde soyma, kurutma, üfleme ve kalibrasyon olmak üzere cevizlerimiz 4 farklı aşamadan geçirilerek cevizin en güzel ve sağlıklı haliyle mutfağınızın bir parçası haline getiriyoruz. Firmanızın ve sizin sosyal sorumluluk projeleri ile ilgili yapmış olduklarınızı öğrenebilir miyiz? Uzun yıllardır Türkiye Omurilik Felçlileri Derneğine gönül vermiş biri olarak, yaptığım her işte bu yuvaya nasıl bir katkım olur diye düşünürüm. Bernis Ceviz Bahçesi ile birlikte derneğin projelerine destek sağlamaya devam etmekteyim. Çorbada herkesin tuzu olsun istedik ve herkese sosyal sorumluluk projelerinde yer almış olmanın güzelliğini yaşatmak benim için büyük mutluluk!

berniscevizbahcesi www.bernisceviz.com 0530 173 40 49 Edirne, Uzunköprü, Kavacık Köyü


YAŞAM belgindal

Belgin DAL ZİHİNSEL ŞİFALI TAŞLAR VE BİO ENERJİ UZMANI

BEDEN VE RUHUN ŞİFASINDA TAŞLARIN ROLÜ Şifalı Taşlar ve Bio enerji Uzmanı Belgin Dal Zihinsel, Beden ve ruhun şifasında taşların rolünü anlattı. Bu pandemi günlerinde sevdiklerinize bir şey olacak korkusu ile kendinizi yorgun, bitkin ve tükenmiş mi hissediyorsunuz? Yaşam da artık nefes alamıyor musunuz? İşte tam bu döngü içerisinde boynunuza takacağınız bir Turmalin taşı ile mutluluk hormonunuzu harekete geçirerek enerjinizi yükseltebilirsiniz. Bir taş bu kadar etki ediyor mu? Tıbbın babası olan İbni Sina’nın kitapların da ve Edirne selimiye külliyesinin duvarında dahi yer alan şifalı Taşlar günümüz de de etkili olarak önemini korumaktadır. Taşları kullanır iken de dikkat etmemiz gereken unsurlar var. Turmalin taşından oluşan bir kolye ucu mutluluk hormonunu aktive ederken bir dizi Turmalin taşı ise yüksek tansiyonlu kişiler de. Tansiyonunu daha fazla yükselterek kişiye zarar verebilir. Taşlar içeriğinde mineraller taşımaktadır. Hastalıklar da mineral azlığı ve fazlalığından oluşur. Deri gözeneğimiz

60 60

açık olduğundan dolayı taşlarda ki Mineraller deri gözeneğimiz den içeri girer. Bundan dolayı bir taşın zararı da, faydası da olabilir. Taşları kullanır iken mutlaka taşıdıkları mineral kısmına dikkat etmeliyiz. Uzmandan yardım almalıyız. Taşlar kişiye özeldir.. Ben Ametist taşını beğendim diye Ametist taşı kullanamam. Hele ki bir de Hipertiroid hastası isem. Ametist taşı içeriğin de lityum minerali taşır. Lityum minerali Hipertiroit hastalarına zarar verdiği gibi obsesif bozukluğu ve takıntısı olan kişilere faydası vardır. Bir kişinin hem takıntıları hem de hipertiroiti varsa kişiye özel beyni rahatlatan, tiroite iyi gelen Kiyanit taşı önerilir. Kiyanit taşı rüyaları net görmemizi sağlar. Kabus tarzı olan rüyalar görmemizi engeller. Kemik ve kas problemlerine

iyi geldiği bilinmektedir. Kişiye özel olan taşların sayıları da çok önemlidir. Aktardan alınan bir bitki gibi düşünün. Bilinçsiz ve gramının ölçüsünü aşan bir bitki kullanılmayacağınız gibi, taşların sizlere uyup uymadığı gibi taşların sayısı önemlidir. Taşların seçimi kadar taşların temizliği de çok önemlidir. Kullandığımız taşlar kendi bünyesinde ki Mineralleri sizin bedeninize yükler iken negatif enerji ye de iyi gelmektedir. Mineralsiz kalarak negatif enerjiye dönüşen her bir taşı toprağın içine koyarak pozitife çevrilmelidir. Her bir taşın sertlik derecesi vardır. Sertlik derecesinden dolayı her bir taş tuzlu ya da sirkeli suyla yıkanmaz. Taşlar mutlaka topraklanmalıdır. Zihinsel, bedensel ve ruhların şifasın da taşlar önemlidir.


Eko

Daha Temiz Yaşam

Dete

rjanl

Alanları İçin

arla

Hijy

enik

Bize Güvenebilirsiniz

HALI YIKAMA

lojik

Yıkam

a

Seyrantepe Kemerburgaz Sarıyer

0212 325 63 21 0212 294 64 34 0212 242 43 01

www.altunhaliyikama.com.tr


GEZI Herkese merhabalar Pandemi gerginliği ile bu Yaz biraz spontan olmakla birlikte 3 kısa kaçış yaşadığım Çanakkale’de geçti diyebilirim. Sizlere bu sayıda en son yaptığım yolculuk Gökçeada’dan bahsedeceğim. Cennet güzellikte ki ülkemizde az sayıda görmediğim bölge var ve Gökçeada bunlardan biriydi. Bir turlu zamanlama olarak denk getirememiştim. Nihayet bu yaz kısmet oldu da iyi ki de görebilmişim dedim… Neden mi? · Ülkemizin en batı ucu ve en büyük adamız (Bozcaada’dan 8 kat daha büyük), · İlk ve tek su altı milli parkımız burada, · Sınırları içinde Havalimanı ve Volkanik bir dağı var, · Ada halkının ve kuşların tuz ihtiyacını gideren bir Tuz gölü var, · Ülkemizin önde gelen sörf merkezlerinden biri, · Homeros un İlyada destanında İmroz olarak adı bir çok yerde geçer, · Dünyada 300 milyon Ortodoks Hristiyan’ın ruhani lideri olan Patrik 1.Bartholomeos Zeytinliköy’de doğmuş.. Bence meraklandınız artık gezmeye başlayalım :) Gökçeada (İmroz) Denizler Tanrısı olan Poseidon’un adası olarak bilinir ve adanın eski ismi olan İmroz’un kelime anlamı Yüce Ana Tanrıça anlamına gelen Imaura kelimesinden türetildiği düşünülür. Ada’ya İstanbul’dan TEM otoyolu üzerinden Tekirdağ Keşan Gelibolu Eceabat istikametinde ilerleyerek Gökçeada feribotunun kalktığı Kabatepe Limanın’dan ulaşılıyor. Gökçeada Türkiye’nin en büyük adası ve en batı ucunda yer aldığı için ‘güneşin en son battığı yer’ olma ünvanına sahip. Köyler, zamanında korsan saldırılarından korunmak için yüksek tepelere ve denizden uzak bölgelere kurulduğundan, yüz ölçümü büyük olan bu yerde gezinirken Ada’da olduğunuzu unutuyorsunuz. Ada içinde kendi aracınız ya da araç kiralama ile yolculuk yapmanızı öneririm Zira alan çok büyük ve köyler arası mesafelerde yaya yol almak ya da toplu ulaşım mümkün değil. Ada’da merkez dışında 10 tane köy var. Bunlardan Bademli, Zeytinli, Tepeköy ve Dereköy kentsel sit alanı

Semra KARA blacksemra.art

ilan edilerek koruma altına alınmış Rum köyleri. Sadece Kaleköy koruma kapsamı altına alınmamış ve diğerlerinden farklı olarak günümüzde hiç Rum nüfusunun olmadığı tek köy. Tüm köyleri gezemedim ancak gezdiklerim arasında Zeytinliköy beni benden aldı. Ne olacak bu taş toprak ve yaşanmışlık merakım hiç bilmiyorum. Rum mimarisi taş evleri, birbirinden şirin kafeleri, her yandan fışkıran rengarenk çiçekleriyle insani büyüleyen bir film platosu gibi Ada. Her köşeyi hafızama kaydetmek ister gibi sakince izledim ve tabii fotoğraf çekmelere doyamadım. Ada’nın en eski kilisesi Agios Georgios da Zeytinliköy’de. Köylerin çoğunda taş kaplı yollar, kahveler, kiliseler, Osmanlı döneminden kalma çamaşırhaneler hala sağlam, görülebilir.


Köyler arası yolculuk yaparken Ada’nın genelinde yapılar taş olmasına rağmen içinize huzur veren bir yeşilliğe şahit oluyorsunuz. Çünkü her yer zeytinlik.. Zeytin ağacı ve onun nimetleri Ada’nın yüzyıllar öncesinden gelen ve hala yaşatılan değerleri. 300-400 senelik zeytin ağaçlarını gezinirken görmek mümkün. Gökçeada tabiattan yana şanslı. Denizi, ülkemizin en temiz denizlerinden biri. Yüzmek, dalış yapmak ve sörf için çok ideal. Rüzgarlı iklimi sayesinde sadece Türkiye’nin değil dünyanın önde gelen sörf merkezlerinden biri sayılıyormuş. Özellikle Windsurf ve Kitesurf’e yeni başlayanlar için ilkbahar aylarında Tuz Gölü ideal bir pratik yapma yeri. 7 tane plajı olan Ada’nın en bilindik

ve tercih edilen plajı Aydıncık. Aydıncık ve Kefaloz planlarının hemen ortasında ise Tuz Gölü yer alıyor. Ben göremedim ama Sonbaharda yağmurlarla birlikte dolmaya başlayan göl flamingoların ziyaretiyle muhteşem bir görsel şölen oluşturuyormuş. Yeniden gelmek için sebep listeme yazdım bu detayı. Çok sayıda su kuşu türüne ev sahipliği yapan gölden çıkan siyah çamur bazı hastalıklara iyi geldiği düşünülerek turistler tarafından vücuda sürülüyormuş. Yapılan analizlerde ise, içerisinde bol miktarda kükürde rastlanmış olup çamur kürü tedavisi yapıldığında, romatizma, sedef, kireçlenme gibi hastalıklara iyi geldiği görülmüş. Adada yoğun olarak keçi ve koyun yetiştiriciliği yapılıyor. Ama diğer yerlerden farklı olarak serbest

hayvancılığın köklü bir gelenek olduğu Ada’da hayvanlar, çobansız ve özgür bir şekilde otluyor. Bu hayvanlardan çok lezzetli ve organik diyebileceğimiz kırmızı et elde ediliyor. O yüzden adanın et yemeklerine doyum olmuyor. Veee sonuç .. Hala keşfetmeyen varsa İstanbul’a çok yakın olan Gökçeada’ya yolunuzu düşürüp ara sokaklarında kaybolmanızı, Köy meydanında; bademli kurabiye, minik kafelerinde; dibek kahvesi içmenizi, Ara sokaklarında dolaşırken yüzyıllar öncesinden kalan arnavut kaldırımlı yolları, evleri, kiliseleri büyülenerek izlemenizi, Kaleköy Poseidon Restaurant’a gün batımını izlemenizi öneririm. Yeni gezilerde buluşmak dileği ile Sağlıcakla kalın


TARIH

dndnbgnistanbul dundenbuguneistanbul Dundenbuguneistanbul

Salgın Hastalıkların Tarihi: İstanbul-I

Yılmaz TAŞ

2019 sonlarında Çin’de başlayıp 2020 başlarında tüm Dünya’ya yayılan Covid 19 yani Corona virüsü ile insanlık olarak topyekün mücadele ediyoruz. Salgın bir dönem Dünya üzerinde ki canlılar içinde bir tek insanoğlunu evlerine hapsetti. Yaşam tarzımızda da önemli değişiklikler yaptı. Maske ve dezenfektanlarımız hayatımızın bir parçası haline geldi. Virüse yakalanmamak için sevdiğimiz veya yakın olduğumuz kişilerle sımsıkı kucaklaşamıyor, tokalaşamıyoruz bile. İstanbul’da ki salgın hastalıkların tarihini yazmadan önce geçmişteki ve günümüzde ki sağlık çalışanlarımızın hepsine bu dönemlerde ki cansıperane ve özverili çalışmalarından dolayı sonsuz sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Tarih boyunca deprem, yangın, kıtlık ve iklim değişiklikleri gibi doğal afetlerin yanında insan ölümlerinin bir diğer önemli kaynağı da salgın hastalıklar oldu. Kısa sürede hızla yayılarak binlerce hatta milyonlarca insanın ölümüne yol açan salgın hastalıklar imparatorluklar çökertmiş, orduları kırmış, toplum psikolojisinde derin tahribatlar yapmıştır. İnsanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip olan salgın hastalıklar toplumların birbirleriyle olan ticaret münasebetleri, savaşlar ve göçler sayesinde yeni yayılma alanları bularak daha evvel hiç görülmedikleri alanlarda çok sayıda ölüme ve güçlü devletlerin

64 64

zayıflamasına sebep olmuştur. Bazı bölgelerde hayat tarzlarının neden olduğu sağlıksız ortamlar, çevre dengesinin bozulması, kıtlıklar, doğal afetler ve daha birçok sebep sonucunda salgın hastalıklar ortaya çıkmış ve tedavi usulleri bulununcaya kadar toplu ölümlere yol açmış ve insanlık tarihinde önemli rol oynamıştır. Kıtalararası konumu nedeniyle uluslararası ulaşım ve ticaret yollarının kesiştiği İstanbul, tarih boyunca veba, kolera, frengi, cüzzam, verem, sıtma, kuşpalazı, tifüs, influenza gibi hastalıklarla

mücadele etti ve şehirde pek çok can aldı. I. Justinianos zamanında 541’de başlayan ilk büyük veba salgını “Jüstinyen Vebası” adıyla tarihe geçti. Jüstinyen Vebası denmesinin sebebi İmparator Jüstinyen’in de bu hastalığa yakalanmış olmasıydı. O yıllarda İstanbul sakinlerini beslemek için Mısır’dan tahıl ithal ediliyordu. Mısır’dan limana gelen gemilerdeki farelerin taşıdığı veba kısa sürede kenti ele geçirdi. Ölü sayısını artmasıyla kent karantinaya alındı. Günlük ölü sayısının 5 bini bulduğu İstanbul’da veba yaklaşık


200 sene can almaya devam etti. O zaman nüfusu 600 bin civarı olan İstanbul’da 240 bin kişi hayatını kaybetti. Fetihten sonraki ilk salgın Avrupa’yı kasıp kavuran veba 1467 yılında İstanbul’a sıçramıştır. O tarihlerde herhangi bir kayıt tutulmadığı için günlük ölü sayısına dair bir veri bulunmamaktadır. Fakat kentte hayatın durduğu ve ölülerin bedenlerinin bile bir süre sokaklardan kaldırılmadığı iddia ediliyor. Tarihçilerin tahminine göre o tarihte 100 binin üzerinde İstanbul’lu hayatını kaybetmiştir. Veba kente yayılırken Rumeli seferinden dönen Fatih Sultan Mehmet salgın haberini alınca İstanbul’a değil Sırbistan’ın Misya kentine geçmiş ve veba bitene kadar Misya’da kalmıştır. İstanbul’da yaşanan önemli salgınlardan biri olan 1491 veba salgını kentteki gündelik yaşamı felç etmiş ve kısa süreli kıtlığa neden olmuştur. Sultan II. Beyazıt vebadan dolayı kentteki ölümlerin artması üzerine hastalığın kendisine bulaşacağından korkup Edirne’ye gitmiştir. Bu tarihlerden sonra çok defalar salgın hastalıklara maruz kalan İstanbul’da 1560 yılı ile beraber mahalle aralarındaki mezarlıklara, kilise ve cami bahçelerine defin

işlemi yasaklandı. O zamanlar boş ve kırlık olan Taksim mezarlık alanı olarak tahsis edildi. Şimdiki Askeri Müze’den Gezi Parkı’na uzanan arazi Ermenilere, şimdiki AKM’nin arkasından Gümüşsuyu Askeri Hastanesi’ne inen bölüm Müslümanlara ve arada kalan bölüm Rumlara mezarlık alanı olarak verildi. Ardından İstanbul 1637’de “Büyük Taun” ve 1655’de “Şiddetli Taun” adı verilen veba salgınlarıyla sarsıldı ( Taun : Veba’nın Osmanlıca ismi ). O dönemdeki salgınlarda İstanbul’da bulunan Avrupa’lılar ve dönemin Levanten’leri Boğaziçi’ndeki köylere çekiliyorlardı. Böyle zamanlarda en revaçta olan yerler Tarabya, Büyükdere ve Kefeliköy’dü. Bu tarihlerden sonra veba salgını İstanbul’da sıkça görülen bir durum haline geldi. Kentin Karaköy gibi işlek bir limana sahip olması dönemin hijyen alışkanlıkları sebebiyle kentte defalarca veba ve kolera salgını yaşandı. Tarihçi Halil İnalcık’ın verdiği bilgilere göre 1625, 1637, 1648, 1653, 1673, 1765, 1792, 1812, 1837, 1845 ve 1847 yıllarında salgın hastalıklar görüldü. Bir sonra ki sayımızda yazımızın ikinci bölümü ile yine birlikte olacağız. Sağlıcakla kalın

65


YAZAR

Bünyamin ince

SİTE YÖNETİMLERİ VE HUKUKİ DANIŞMANLIK Şehirleşmeyle birlikte çok katlı yapıların yapılmasıyla yaşamanın gereği bir takım haklar ve sorumluluklar ortaya çıkmaktadır. Site sakinlerinin istek ve gereksinimlerinin en doğru biçimde karşılanması ve beraberinde de daha yüksek seviyelerdeki idari ve ekonomik yönetimin en şeffaf şekilde gerçekleştirilebilmesi gibi pek çok faktör öne çıkıyor. Bu durumda site yönetimi avukatı ve hukuki danışmanlık hizmetleri çok daha önem arz ediyor. KAT MALİKLERİNİN GÖREVLERİ VE SORUMLULUKLARI 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu görev ve sorumlulukları düzenleyen ve ihtilaflarda uygulanabilen kanundur. KMK Madde 15 – Kat malikleri kendilerine ait bağımsız bölümler üzerinde, bu kanunun ilgili hükümleri saklı kalmak şartıyla, Medeni Kanunun maliklere tanıdığı bütün hak ve yetkilere sahiptirler.

Kat Maliklerinin borçları: KMK Madde 18 – Kat malikleri, gerek bağımsız bölümlerini, gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kaidelerine uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla, karşılıklı olarak yükümlüdürler. Bu kanunda kat maliklerinin borçlarına dair olan hükümler, bağımsız bölümlerdeki kiracılara ve oturma (Sükna) hakkı sahiplerine veya bu bölümlerden herhangi bir suretle devamlı olarak faydalananlara da uygulanır; bu borçları yerine getirmeyenler kat malikleriyle birlikte, müteselsil olarak sorumlu olur.

66 66

AVUKAT

Anagayrimenkulün bakımı, korunması ve zarardan sorumluluk: KMK Madde 19 – Kat malikleri, ana gayrimenkulün bakımına ve mimarı durumu ile güzelliğini ve sağlamlığını titizlikle korumaya mecburdurlar.

Anagayrimenkulün genel giderlerine katılma : Madde 20 – (Değişik birinci fıkra: 13/4/1983-2814/9 md.) Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça: a) Kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak; b) Ana gayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında katılmakla yükümlüdür. c) Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz. (Değişik: 13/4/1983-2814/9 md.) Gider veya avans payını ödemeyen kat maliki hakkında, diğer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafından, yönetim planına, bu Kanuna ve genel hükümlere göre dava açılabilir, icra takibi yapılabilir. Gider ve avans payının tamamını ödemeyen kat maliki ödemede geciktiği günler için aylık yüzde beş hesabıyla gecikme tazminatı ödemekle yükümlüdür. Birinci fıkradaki giderlere, kat maliklerinden birinin veya onun bağımsız bölümünden herhangi bir suretle fayda-

av.benyamin_ince lanan kişinin kusurlu bir hareketi sebep olmuşsa, gidere katılanların yaptıkları ödemeler için o kat malikine veya gidere sebep olanlara rücu hakları vardır.

Ortak giderlerin teminatı: KMK Madde 22 – (Değişik birinci fıkra: 13/4/1983 - 2814/10 md.) Kat malikinin, 20 nci madde uyarınca payına düşecek gider ve avans borcundan ve gecikme tazminatından, bağımsız bölümlerin birinde kira akdine, oturma (sükna) hakkına veya başka bir sebebe dayanarak devamlı bir şekilde faydalananlar da müştereken ve müteselsilen sorumludur. Ancak, kiracının sorumlulu- ğu ödemekle yükümlü olduğu kira miktarı ile sınırlı olup, yaptığı ödeme kira borcundan düşülür. Kat malikinin borcu bu yolla da alınamazsa, mahkemece tesbit edilen borcunu ödemiyen kat malikinin bağımsız bölümü üzerine, varsa yöneticinin yoksa kat maliklerinden birinin yazılı istemiyle bu borç tutarı için, diğer kat malikleri lehine kanuni ipotek hakkı tescil edilir. (Değişik son cümle: 14/11/2007-5711/10 md.) 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 893 üncü maddesinin son fıkrası hükmü burada da uygulanır. -KMK 32.madde; Kat malikleri, kat malikleri kurulunun kararlarına uymakla yükümlüdür. -Kat maliklerinden her biri kapıcı, kaloriferci, bahçıvan, bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak katılmakla yükümlüdür (Md.20/a). Ortak yaşam alanlarımızda haklarımız ve sorumluluklarımızla huzurlu yaşamalıyız.


YAZAR

GÖKTÜRK SPA MERKEZİ

0212 322 54 55 0546 512 52 46 Gokturk Caddesi YesHill Sitesi No: 48J Göktürk - Eyüpsultan/İstanbul

gokturkspamerkezi

67


YAZAR

SOSYAL MEDYA ARACILIĞIYLA TEHDİT SUÇU Daha önceki bir yazımızda sosyal medya aracılığıyla hakaret suçundan bahsetmiştik. Şimdi ise yine sosyal medya aracılığıyla da işlenebilen tehdit suçundan kısaca bahsedeceğiz; Sosyal medya artık hayatımızın her alanında, her kesiminde mevcut olduğundan, amacının dışına çıkabilmekte ve sosyal medya bir suç aletine dönüşebilmektedir. Bazı sosyal medya kullanıcıları kendilerine ulaşılamayacağı düşüncesi ile aralarında husumet bulunan kişilere veya hiç tanımadıkları kişilere karşı kendi kullandıkları hesaplardan veya sahte oluşturdukları hesaplardan hakaret veya tehdit suçlarını işlemektedirler. Halbuki kanun o kadar açıktır ki; Hakaret suçunda olduğu gibi, tehdit suçunun da oluşabilmesi için “sadece yüz yüze işlenmesi” gibi bir şart bulunmamaktadır. Kanun, tehdit suçunun işlenmesi için, suçu işleyen ve mağdurun aynı ortamda yüz yüze bulunmasını aramamaktadır. Tehdit suçu TCK’nın Hürriye Karşı Suçlar” başlığı altında 106. maddede düzenlenmiştir; Tehdit Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara

68 68

Gizem Can AVUKAT

uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. (2) Tehdidin; a) Silahla, b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, c) Birden fazla kişi tarafından birlikte, d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir. Tehdit suçu, haksız bir zarara veya kötülüğe uğratılacağının bir kimseye bildirilmesiyle meydana gelir. Yapılan bildiri ,endişeye sebebiyet veriyorsa , kişinin iç huzurunu bozacak nitelikteyse , kişinin karar verme ve özgür hareket etme özgürlüğünü kısıtlayacak nitelikteyse tehdit suçundan bahsedebiliriz. Yukarıda bahsettiğimiz gibi sosyal medya da sahte bir hesap oluşturularak tehdit suçunun işlenmesi hali TCK 106. madde 2. fıkranın (b) bendine girmekte ve suçun cezası ağırlaştırılmaktadır.

TCK 106. Madde 2. Fıkranın (b) bendi; “Tehdidin; Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle, işlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” demektedir. Tehdit suçuda tıpkı hakaret suçunda oluğu gibi şikayete bağlı bir suçtur. Dolayısıyla, tehdit suçunun soruşturma ve kovuşturma yapılabilmesi için mağdurun şikayetine bağlıdır. Tehdit suçuna mağruz kaldığınız noktada en yakın polis merkezine veya savcılığa suç duyurusun da bulunarak şikayetinizi gerçekleştirebilirsiniz. Sosyal medya aracılığıyla işlenen suçlarda en önemlisi ise görsel ve yazılı delillerinizi yanınıza alarak hareket etmenizi öneririm. Sevgilerle,

canhukukdanismanlik avgizemcan avgizemcan E- mail : av.gizemcan@gmail.com Gsm : 05054878391 Yeni Mecidiyeköy Yolu Cad. Yüksel Apt. No:16 K:5 D:12 Mecidiyeköy/İST.


MUZİPO KİDS ŞİŞLİ ile HAREKET BAŞLASIN

69


YAZAR

Begüm GÜREL AVUKAT

KİRALANAN TAŞINMAZLARIN İLAMSIZ İCRA YOLUYLA TAHLİYESİ İlamsız icranın konusu kural olarak para (veya teminat) alacağıdır. Bunların dışındaki talepler için ilamlı icra yoluna başvurmak gerekmektedir. Bu çerçevede kiralanan bir taşınmazın tahliyesini sağlayabilmek için öncelikle kiracıya genel mahkemelerde tahliye davası açmak gerekmektedir. Davacı bu davasının sonucunda ilamlı icrayla taşınmazın tahliyesini sağlayabilecektir. Ancak belirli birtakım şartların bulunması halinde ilamsız icra yoluyla da taşınmazın tahliyesine imkân tanınmıştır. İcra İflas Kanunu’nda 269 ve 276 maddeleri arasında düzenlenen kiralanan taşınmazların ilamsız icra yoluyla takibi yalnızca iki durumda söz konusu olur. Bunlar kira bedelinin ödenmemesi ve kira süresinin sona ermesidir. Birinci durumda hem bir para alacağına kavuşma hem de tahliye; ikinci durumda ise sadece tahliye imkânı mevcuttur. Bu takip yoluna ancak kira sözleşmesi ile kiralanmış taşınmazlar için başvurulabilir. Taraflar arasında bir kira sözleşmesi bulunmuyorsa; bu takip yolu ile taşınmazın tahliyesi sağlanamaz. Kira süresinin soma ermesi sebebiyle takip yapılıyorsa kiraya verenin kiracıdan bir yazılı tahliye taahhüdü almış olması gerekmektedir. Kiracı kirayı ödemezse; kiralayan ödenmeyen kira bedellerini icra dairesi aracılığıyla göndereceği para borcunun ifasını içerir ödeme emriyle isteyebilir. Fakat kiralayan ödenmeyen kira bedelleriyle birlikte söz konusu taşınmazın tahliyesini de istiyorsa; burada kural olarak ilamsız tahliye takibi yapılmalıdır. Kiralanan taşınmazın

70 70

tahliyesi için başvurulan bu takip yolunda kira sözleşmesinin bulunması gerektiğine değinmiştik. Bu kira sözleşmesinin yazılı olması gerekmemektedir. İcra müdürünün kira sözleşmesinin varlığını takip yaparken inceleme yetkisi bulunmamaktadır. Takip talebinde alacaklı olarak kiraya veren, birden fazla kiraya veren varsa bunların tümü, borçlu olarak kiracı veya birden fazla kiracı varsa yine bunların tümü gösterilmelidir. Tahliye bölünemez olduğundan kiracıların tümüne karşı takip yapılması gerekmektedir. Kiraya verenler ve kiracılar böyle bir durumda zorunlu takip arkadaşıdırlar. Takip alacağı olarak ödenmemiş kira bedelleri yazılır, borcun sebebi olarak kira ilişkisi ve varsa yazılı kira sözleşmesi belirtilir. Kiraya veren takip talebinde hem ödenmemiş kira bedellerinin ödenmesini hem de taşınmazın tahliyesini talep etmelidir. Kira süresinin sona ermesi sebebiyle ilamsız takip yoluna başvurabilmek için alacaklı-kiraya verenin elinde yazılı bir kira sözleşmesi ya da tahliye taahhüdünün bulunması gerekmektedir. Özellikle konut ve çatılı işyerlerinde kiralanan yerlerin

avbegumgurel

tahliyesi için sürenin bitmesi ve sadece kira sözleşmesinin yazılı olması da yeterli değildir; kiracı kira sözleşmesinin yapılmasından sonraki bir dönemde ve geçerli bir şekilde kira süresinin sonunda kiralananı tahliye edeceği yönünde yazılı tahliye taahhüdü vermiş olmalıdır. Ayrıca yazılı bir kira sözleşmesi bulunmasa da sadece yazılı bir tahliye taahhüdünün bulunması yeterli olacaktır. Kiralayan kira sözleşmesinin sona ermesinden sonra sözleşmeyi yenilemek istemiyorsa; kira sözleşmesinin sona ermesinden itibaren bir ay içerisinde icra dairesine başvurarak kiracının tahliyesini talep etmelidir. Bu süre hak düşürücü süre olduğundan icra mahkemesinin bunu kendiliğinden gözetmesi gerekir. Takip talebinde kiraya veren takip konusu ve seçtiği takip yolu olarak tahliyeyi belirtir. Takibin dayanağı olarak yazılı kira sözleşmesi veya yazılı tahliye taahhüdünü de takip talebine eklemelidir. İcra-İflas Kanunu’nda takip türleri yer almaktadır. Bu takip türlerinden biri de kiralanan taşınmazın tahliyesi yoluyla takiptir. Kiralanan taşınmazın tahliyesi yoluyla takip; kira bedelinin ödenmemesi veya kira süresinin bitmesi nedeniyle başlatılabilecektir. Bu iki duruma göre tahliye davasının ispat vasıtaları ve gereklilikleri değişecektir. Kiralanan taşınmazın tahliyesi yoluyla takipte kira bedellerinin ödenmemesi veya kira süresinin bitmesi ile oluşan durumun kiralayan açısından olumsuzlukları cebri icra yoluyla giderilmektedir.


71


“Tüp bebek tedavisi ile 45 yaşında anne olmak mümkün” Tüp bebek tedavisinde yaşanan teknolojik gelişmeler ile kadınların ilerlemiş yaşına rağmen anne olma şansının arttığını söyleyen İstanbul Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aret Kamar, “Şu an evli olmayan ya da kariyer yapan bir kadın bugünkü teknoloji ile genç yaşta yumurtalarını dondurarak 45 yaşında da anne olabilir.” dedi.

Op. Dr. Aret Kamar

Kadın Hast. ve Doğum Uzm.

Sağlık alanında her geçen gün gelişen teknoloji bir çok hastalığın tedavisine umut olmaya devam ediyor. Teknolojinin elinin dediği önemli alanlardan biri de tüp bebek tedavisi özellikle yumurta ve embriyo dondurma konusunda ciddi yol kat etmiş durumda. İstanbul Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Aret Kamar ile tüp bebek tedavisinde yaşanan gelişmeleri konuştuk.

Tüp bebek tedavisinde yaşanan son gelişmeler nelerdir? Tüp bebek tedavisinde teknolojinin oldukça geliştiğini söyleyebiliriz. Özellikle embriyo ve yumurta dondurma konusunda önemli gelişmeler yaşanmakta. Artık embriyoları birer birer dondurabiliyor ve çözdüğümüzde neredeyse yüzde 99’u sağlam çıkıyor. Rahmi iyi olmayan, hormonları cevap vermeyen, tedavi sırasında sıkıntısı olan hastalarda, istediğimiz anda hiç çekinmeden embriyoyu dondurup, şansının en iyi olacağı zamanda çözebilme imkanımız bulunuyor. Bunun dışında laboratuvarda kullandığımız medium sıvılarının gelişmesi ile embriyoları daha rahat 5. güne götürebiliyoruz. 5. güne gelmiş embriyoların da 3. güne göre rahme tutunma şansı daha fazla oluyor. Bu da bizim gebelik oranlarımızda ciddi bir artış sağlıyor. Bu arada genetik teknolojisi de önemli bir yol katetti. Zamanında bilmediğimiz birçok hastalığın artık genetik kodunun olduğunu, mutasyona bağlı olduğunu biliyoruz. Hastalar daha önce sağlık sorunları olan bir bebek dünyaya getirdilerse, tekrarlayan düşükler olduysa ya da aileden gelen hastalıklar varsa bunların hangi genden kaynaklandığını tespit edip, sağlıklı olan embriyoyu seçip, rahmin içerisine koyarak daha sağlıklı bir bebeğin dünyaya gelmesini de sağlayabiliyoruz. Gebelik sırasında yapılan testlerde de önemli gelişmeler var. Önceden sadece amniyosentez ile bebeğin sağlıklı olup, olmadığını anlarken bugün anne kanından bebeğin tüm genlerini araştırarak gebeliğin üçüncü, dördüncü ayı gelmeden sağlıklı olup, olmadığını anlayabiliyoruz. Tüp bebek tedavisinde en büyük gelişmeler embriyo dondurma ve 5. güne gidiş teknolojisi. Bunun dışında ‘Tüp Bebekte Yeni Uygulamalar’ diye anlatılan PRP, kök hücre tedavileri gibi birçok konu aslında tartışmalıdır. Bu tedavilerin çoğu deneysel tedaviler ki biz bunları doğru bulmuyoruz. Çare arayan insanların kafasını karıştıran yöntemler bunlar. Kimler tüp bebek tedavisi görerek çocuk sahibi olabilir? 1 yıl boyunca korunmasız cinsel ilişkiye rağmen gebelik oluşmamasına infertilite denir. Aşılama, yumurta takibi gibi diğer yöntemlerle gebe kalamayan tüm çiftler tüp bebek tedavisi görerek gebe kalabilirler. Yaşı çok ilerlemediği sürece her kadın çocuk sahibi olabilir. Bu arada yaş çok önemli. 35 yaşında bir kadın ile 45 yaşında bir kadın arasında fark var tabii…


Ne kadar ileri bir yaştan bahsediyoruz? Teorik olarak yaşı ilerlemiş olan kadının da çocuk sahibi olabilme ihtimali var. Ancak yaş ilerledikçe hem yumurtanın gebelik getirebilme özelliği hem de yumurta sayısı azalıyor. İleri yaşta tüp bebek tedavisine başlanıldığında deneme sayısı fazlalaşıyor. Mesela şu anda 45 yaşında gebe olan bir hastanın 48 denemesi var. Ancak bu işin amacı genç yaşlarda, az denemeler ile çocuk sahibi olmaksa kadınların mümkün olduğu kadar erken yaşlarda, 40’lı yaşlara gelmeden tedaviye başlamalarını öneririm. Evli olmayan kariyer yapan bir kadın bugünkü teknoloji ile yumurtalarını dondurarak ileri ki yaşlarda anne olabilir. Tabii burada yumurtaları genç yaşta dondurmak önemli. Örneğin 30-35 yaşında yumurtalarını donduran bir kadının ileri ki yaşlara geldiğinde de anne olması mümkün. Tüp bebek tedavisinin yaptığı önemli hizmetlerden birisi de doğurganlığın korunması. Tedavi başladıktan ne kadar süre sonra sonuç alınabiliyor? Önemli 2 kriterimiz var. Birincisi kadının yaşı ikincisi kişiden kaç yumurta alındığıdır. Eğer kadının yaşı genç ve yumurtası çoksa gebe kalma şansı yüzde 80’leri buluyor. Hatta gebe kalmayan olursa niye diye sorguluyoruz. 40’lı yaşlarda ise bu oran yüzde 30- 35’lere kadar düşebiliyor. 43 yaş ve üzeri ise bu şans yüzde 15’lerde. Tabii bu yüzde 15’lik şansı ilk denemede yakalayanlar da var. Adet dönemi ile başlanan yumurta büyütme ve toplama süreci 13-14 gün sürüyor. Eğer her şey yolunda ise genelde yumurta toplandıktan 3-5 gün sonrası embriyoyu yerleştiriyoruz. Bugün için tedavi ettiğimiz hastaların çoğunda embriyoları dondurup sonrasında transfer yapıyoruz. Bu da gebelik şansını artıyor. Dondurulmuş embriyo transfer tedavisi daha doğala yakın oluyor. Bugün şansı artırmak için kullanılan bir teknoloji. Kliniğimizde yaptığımız tedavilerin yüzde 85’i embriyoları dondurarak transfer etme şeklinde. Yüzde 15’lik bir kısımda taze embriyo transferi şeklinde. İstanbul Tüp Bebek Merkezi’nde kaç yıllık dondurulmuş embriyolar bulunuyor? Merkezimizde 13 yıl boyunca saklanan donmuş embriyo ile hamile kalarak 50 yaşında tekrar anne olan bir hastamız var. 37 yaşında tüp bebek tedavisi sonrası ilk bebeğini kucağına aldı. 13 yıl sonra dondurulmuş embriyolarıyla ilk denemede gebe kaldı. Çünkü embriyolar 37 yaşında iken dondurulmuştu. Eğer 50 yaşında yumurta toplasaydık gebe kalma şansı yok gibidir. Tedavi başladıktan sonra anne adayları nelere dikkat etmeliler? Normal hayatlarına devam edebilirler. Sadece tedavi sırasında, yumurta büyüme döneminde anne adayının çok fazla hareketli işlerden kaçınmasını, ağır spor yapmamasını istiyoruz. Ancak günlük işlerine devam edebilirler. Embriyonun donmuş olarak kalma süresi nedir? Türkiye’de ilk etapta kanunen tanınan süre 5 yıl. Ancak sonrası için mazeret bildirerek sağlık müdürlüklerinden süre uzatılabilir. Yurt dışından da merkezinize tedavi için gelen çok fazla hastanız var. Sağlık turizmi bu anlamda önemli bir yer tutuyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bence sağlık turizmi Türkiye için çok önemli. Bizim Orta Doğu’dan, Kuzey Afrika ülkelerinden hatta Avrupa ülkelerinden gelen hastalarımız var. Tüp bebek konusunda hem tedavi hem de maddi açıdan çok daha iyi konumdayız. Türkiye çok tercih edilen bir ülke ve bizim de hasta sayımız gün geçtikçe artıyor.

Adres: Gümüşsuyu İnönü Cad. Dersan Han No:46/1 Taksim/İstanbul Mail: info@istanbultupbebek.com.tr istanbultupbebek.com.tr

Telefon: 0212 292 49 19 Instagram: istanbultupbebekmerkezi


SAĞLIK

Yeliz POLAT

ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALILARI UZMANI uz.dr.yelizpolat

ÇOCUKLARDA ATEŞ VE ATEŞLİ ÇOCUĞA YAKLAŞIM Vücut sıcaklığında yükselme olarak tanımlanan ateşi çocukluk döneminde sık görülen ve aileleri en fazla endişelendiren durumlardan biridir. Bu nedenle ateşin ve ateşe yaklaşımın aileler ve çocuğun bakımını üstlenen kişilerce iyi bilinmesi gerekir. Ateşle ilgili bilgilerin sürekli güncellenmesi, ateş ölçümünde farklı yöntemler kullanılması ve ateş tedavisinde farklı görüşlerin olması gibi nedenlerden dolayı yapılan çalışmalar ateş korkusunun hem aileler hem de sağlık profesyonelleri arasında hala devam ettiğini göstermektedir. Bir çok hastalığın önemli semptomlarından biri olan ateş, özellikle çocuklarda acil polikliniğe ve ya aile hekimlerine gitmeyi gerektiren en şık şikayettir. Aynı zamanda ateş, iyileşmeyi kolaylaştıran ve hızlandıran, hastalıklara karşı gelişen normal fizyolojik bir yanıttır. Ateşe bağlı geçirilen nöbetler nedeniyle aileler sıklıkla korku ve endişe yaşarlar. Ayrıca aileler için ateşli çocuğa nasıl yaklaşılması gerektiği de çok ciddi ve karmaşık bir sorundur. Ateş, vücut sıcaklığının, ölçüldüğü yere göre ortalamadan 1 derece ve ya daha yüksek olmasıdır. Ateş immün sisteme tehdit olarak algılanan herhabgi bir durumda cüvudun otamatik, davranışsal ve nöroendokrin olarakverdiği normal, koordineli ve kompleks bir fizyolojik yanıttır. Viral ve bakteriyel patojene maruz kalan vuücutta bir çok svunma mekanizması açığa çıkar. Ateşe yol açan etkenler ortadan kalkınca, oluşan semptomlar kaybolur ve ateş normale döner. Ateşin nedeni, öyküsü iyi alınan ve fizik muayenesi dikkatli yapılan çocuklarda genellikle kolayca belirlenebilir. Ateşin nedenleri; enfeksiyonlar(bakteri, virüs, mantar vs.), kollogen doku hastalıkları(sistemik lupus eritematozis, poliarteritis nodasa, dermatomyazit, romatizmal ateş), malign hastalıklar(lösemi, lenfoma), metabolik hastalıklar(hipertiroidizm), kardiyovasküler sistem hastalıkları(miyokard

74 74

infarktüsü, tromboemboli), gastrointestinal sistem hastalıkları(inflamatuvar barsak hastalıkları) gibi bir çok etmenler olabilir. Ayrıca çocuklarda nedeni bilinmeyen ateşle de sık karşılaşılır. Nedeni bilinmeyen ateş, üç haftadan daha uzun süren, fizik muayene ve rutin tetkiklerle ateşin nedeninin bulunamaması olarak tanımlanır. Ateş, çocukların genel durumunun kötüleşmesine sebep olduğu için aileleri tedirgin edip korkutsa da immün sistemin bazı komponentlerine yararlı etkisi vardır. Özellikle viral enfeksiyonlarda vücudun korunmasına ve iyileşmesine yardımcı olmaktadır. Ateşin olumlu etkileri; vücut sıcaklığının yükselmesi invazyon yapan bakterilerin makrofajlarca öldüğrülmesini kolaylaştırır. Nötrofillerde antibakteriyel madde üğretimini arttırır. Ateş sırasında gelişen iştahsızlık sebebiyle mikroorganizmanın glikoz gereksinimi azalır. Kana serbest glikoz geçişinin azalması bakteri üremesini engeller. Ateşin olumsuz etkileri; oksijen, kalori ve sıvı gereksinimleri arttığından dolayı kalp ve beyin kanlanmasında sorun olan hastalarda genel durum kötüleşebilir. Kas yıkımı artar, vücut ağırlığı azalır. Zihinsel yeteneklerin geçici olarak azalması bilinç değişikliğine(baygınlık, sayıklama) neden olabilir ve konvülziyona yol açabilir. Vücut sıcaklığı 42 derecenin üzerine çıktığı durumlarda nörolojik sekele neden olabilir. İdeal bir ateş ölçümü; güvenilir, invaziv olmayan, düşük maliyetli, zamanı etkin kullanmayı sağlayan, kolay uygulanabilir ve iç vücut sıcaklığını doğru bir şekilde ölçmemizi sağlamalıdır. Çocuklarda ateş; rektal, oral, timponik, temporal arterden temaslı - temassız kızılötesi yolla (alından ve ya ciltten) ölçülebilir. Rektal yolla sıcaklık ölçümü diğer yöntemlerle kıyaslandığında, ateşin belirlenmesi konusunda, iç sıcaklığa en yakın değere ulaşabileceğinden ve dış ortam koşullarından daha az etkilendiğinden klinik olarak altın standarttır. Sıcaklık ölçümünün; oral 37,8 derece, oksiler 37,2 derece, rektal 38

derecenin üzerinden olması ateş olarak değerlendirilir. Ateşli bir çocuğa yaklaşım plan; * 3 ay ve altındaki tüm bebeklerin mutlaka tıbbi değerlendirilmesi gereklidir. * Yüksek ateş, özellikle küçük çocuklarda hızlı sıvı kaybına neden olur. Bu nedenle sıvı kaybını en gellemek amacıyla su, meyve suları, ayran gibi sıvı gıdalar verilmeli. Bebekler ise daha sız emzirilmeli. * Alın, şakaklar, koltuk altı, kasıklar ve bacak arkalarına ıslak ve ılık su ile duş aldırılabilinir. * Çocuklara ince kıyafetler giydirilmeli, uyuturken giysiler daha da azaltılmalıdır, üzerleri battaniye gibi örtülerle örtülmemelidir. * Soğuk su ve alkol ateşte daha fazla yükselmeye sebep olabilecek titremeye yol açacağından kesinlikle kullanılmamalıdır. * Bulunduğu ortamın sıcaklığı 21 - 22 derece arasında tutmaya dikkat edilmeli * Genel durumuı iyi, beslenme durumu bozulmamış, ateşi 38,5 derecenin altındaki çocuklar evde semptomatik ateş tedavisi ile 3 güne kadar izlenebilir. Şayet ateşin süresi 3 günü geçiyorsa mutlaka bir çocuk hekimi muayenesi gerekiyor. * 38.9 dereceden daha düşlük vücut ısısına sahip ateşli çocukların çoğunda; eğer çocuğun genel durumu iyi ise, ilaç ihtiyacı olmayabilir. 38.9 derece üzerinden ise, astaminafen ve ya ibuprofen içeren ateş düşürücüler çocuğumuzun yaş ve kilosuna göre önerilen dozlarda verilmelidir. Sevgili anne ve babalar; çocuğumuzun ateş takibini nasıl yapmanız konusunda bilgi sahibi olmayı önemseyiniz. Ancak lütfen panik yapmayınız. Gereklilik halinde çocuk hekiminizden destek almaktan çekinmeyiniz. Sevgiyle Kalın

Cep: 0544 351 95 90

AVRUPA ŞAFAK HASTANESI

Adres: Merkez Mah. Hastane Sk. No: 2-4B Gaziosmanpaşa/İstanbul Telefon:0212 417 00 00


75


SAĞLIK

Oğuz Özyaral MİKROBİYOLOG KORUYUCU SAĞLIK UZM. oguzozyaral

ANNE SÜTÜ Yeni doğan bir bebeğin sağlıklı gelişimi ve büyümesi için anne sütü tek başına yeterlidir. İlk 6 ay başka hiçbir gıda takviyesine gerek kalmadan bebekler anne sütüyle beslenmelidir. Her annenin sütü bebeğine özeldir. Yeri doldurulamaz bu besinin hem bebeğe hem de anneye sağladığı faydalar saymakla bitmez. Protein, mineral, çinko, yağ açısından zengindir. Bebeğin gelişmesi için gerekli olan tüm değerleri bünyesinde barındırır. Annenin ilk 5 gün içereceği anne sütünde bulunan kolostrum da bulunan büyütme faktörü sayesinde organ ve sistemlerin gelişimi sağlanır. Alerjik reaksiyonların gelişmesini engeller. Obezite riskini azaltır. İleriki yaşlarda yaşanabilecek rahatsızlıkların oluşumunu azaltır. İçerisinde barındırdığı akyuvar ve koruyucu maddeler sayesinde enfeksiyon riskini azaltır. Bağışıklık sistemini oluşturur ve korur. Anne sütü ile beslenen bebeklerde kansızlık daha az görülür. A vitamini açısından zengin olan anne sütü göz hastalıklarına karşı da koruyucudur. İshal ve kabızlık daha az görülür. Ani bebek ölümlerinde riski düşürür. Aynı zamanda sakinleştirici etkisi vardır. Daha az ağlar, daha rahat uyur ve bu sayede daha mutlu büyür. Zeka gelişimi konusunda tartışılmaz bir önemi vardır. Anne için Emzirmenin Faydaları İlk emzirdiğiniz andan itibaren bebeğinizle aranızda kalıcı ve özel bir bağ oluşmaya başlar. Ten teması bebeğinizin kendisini rahat ve güvende hissetmesini sağlar. Anne sütü için para ödemeniz gerekmediği gibi istediğiniz

76 76

anda ideal sıcaklıkta, hazır halde bulunur ve herhangi bir şeyi sterilize etmek, dışarıdayken yanınızda bir çanta dolusu eşya taşımanıza da gerek olmaz. Ayrıca sizin sağlığınız için de emzirmenin faydaları tartışma götürmez. Doğumun hemen ardından bebeğin anne memesini alması, sevgi hormonu olan oksitosin salgılanmasını tetikler ve memeye bebek için süt salgılaması sinyali gönderir. Oksitosin ayrıca rahmin küçülmesini ve hamilelikten önceki boyutuna geri dönmesini sağlar. Anne için ezirmenin faydaları arasında tekrar regl olmaya başlamayı da geciktirebilmesi sayılır. Böylelikle vücuttaki demir muhafaza edilir. Ancak bu dönemde hamile kalma ihtimali daha düşük olsa da buna kesin bir yöntem olarak güvenmemek gerekir. Araştırmalarda elde edilen emzirmenin faydaları: Yumurtalık ve rahim kanseri riskini azalttığı, Menopoz öncesi meme kanseri riskini azalttığı, Kemikleri güçlendirerek yaşamın ileriki dönemlerinde kırık sayısını ve osteoporoz riskini azalttığı, Uzun dönemde Tip 2 diyabet riskini azalttığı sonuçlarına ulaşılmaktadır. Ayrıca emzirmenin faydaları üzerine yapılan araştırmaların; annelerin oksitosin düzeyindeki artışa bağlı olarak doğum sonrası endişe ve depresyonunu azalttığını, emziremeyen annelere göre bu süreci daha hafif geçirdiğini göstermektedir. Anne sütüyle beslenen bebeklerde; solunum yolu enfeksiyonu, ishal ve gastroenterit olasılığı daha düşük olduğundan, doktorunuzu ziyaret etme gerekliliği ve buna bağlı yaşadığınız stres de azalacaktır. Süt üretiminden sorumlu prolaktin hormonunun anneyi sakinleştirici bir etkisi olduğu da emzirmenin faydaları arasında düşünülmektedir. Emziren annelerde metabolizmanın değişerek kan şekeri düzeyini düzenlediği ve bu sayede verimli kilo kaybı ve iyi kolesterollarının dengelendiği gözlemlenmektedir. Emziren annede kalp sorunu yaşama olasılığı da azalır. Bebek için Emzirmenin Faydaları


Anne sütü; bebeğiniz için özel olarak üretilen, bebek büyüdükçe yalnız onun ihtiyaçlarına uygun olarak yapısı değişen tek gıdadır. Anne sütündeki besinler, hazır süt ya da mamaya göre daha kolay emildiği için bebeğin aldığı besinden maksimum yararı sağlar. Bebeğe anne sütü ile iletilen antikorlar ile bağışıklık sistemi güçlenir, hastalıklardan korunur. ilk altı ay sadece anne sütü ile beslenme hem kısa hem de uzun dönemde birçok fayda sağlar Bebek emmeye başlar başlamaz bir rahatlık ve güven duygusu hisseder.lk üretilen süt olan kolostrum, bebeğin ilk kakasını üreterek mekonyumu (anne karnındayken sindirilen maddeleri) atmasına yardımcı olur. Mide ve bağırsakların iç duvarlarını kaplayarak bakteri ve virüslere karşı daha güçlü koruma sağlar. Ailenizde diyabet ya da alerji öyküsü varsa bebeği emzirmek bu rahatsızlıkların bebeğinizde de oluşma olasılığını azaltır. Kaka daha yumuşak olduğundan kabızlık olasılığı daha düşüktür ve ishal vakalarına da daha az rastlanır, Gaz ve beslenme sonrası kusma sorunu daha az yaşanır, İdrar yolu enfeksiyonları daha az görülür, Kulak enfeksiyonları daha az yaşanır, Gastroenterit ve solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle hastaneye yatış durumları daha nadir görülür. Anne sütünde bebeğin beyin, retina ve merkezi sinir sisteminin gelişimi için yaşamsal önem taşıyan maddelerin yanı sıra büyüme faktörleri ve hormonlar da bulunur. Uzun Dönemde Bebek için Emzirmenin Faydaları 7 yaşına kadar göğüs enfeksiyonu yaşama olasılığının daha düşük olduğunu, Egzama ve astım gelişme olasılığının daha düşük olduğunu, Yaşamının ileriki dönemlerinde obezlik ve yüksek kan basıncı, kalp hastalığı, diyabet ve diş çürüğü sorunu yaşama riskinin daha düşük olduğunu, Zekâ gelişiminin daha ileri olduğunu göstermektedir. Prematüre Bebeklerde Emzirmenin Faydaları Bebeği güçlendiren ve enfeksiyonlardan korumaya yardımcı olan anne sütü özellikle prematüre bebekler için daha faydalıdır. Eğer bebeğiniz meme ememiyorsa sütünüzü ve kolostrumu sağarak diğer yollarla bebeğinize verebilirsiniz. Eğer

bebeğiniz çok küçükse ya da sütü kabul edemeyecek durumdaysa sağmış olduğunuz sütünüzü dondurarak daha sonra kullanabilirsiniz. Emzirmenin anneye faydaları Doğum sonrası kanamaların geçişini hızlandırır. Rahim, doğum sonrasında emzirmeyle birlikte daha çabuk normale döner. Süt için salgılanan oksitosin hormonu anneyi daha huzurlu ve daha mutlu kılar. Emzirmek anneyi dinlendirir ve rahatlatır. Rahim ve meme kanserine yakalanma riskini azaltır.

Menopoz döneminde yaşanma riski bulunan kemik erimesi problemini en aza indirir. Doğal doğum kontrolü olanağı sağlar. Sütün kalitesini arttırmak için; Bebeğiniz uyuduğu zaman siz de dinlenin. Mümkün olduğunca stresli ortamlardan uzak durun. Ilık duşu ihmal etmeyin. Malt içeren besinler tüketebilirsiniz. Isırgan otu, rezene, anason çaylarının net olmamakla birlikte anne sütünü arttırdığı biliniyor. Ancak bitki çaylarını dozunda tüketmenizde fayda var. Bol su için.

77


Micro Plus Nedir? Micro Plus, mikro ve galvanik akım ile birleştirilerek en üst düzeyde kullanılan özel geliştirilmiş elektro terapi cihazıdır. Benzerleri arasında en güvenli teknolojiye sahip olan tek sistemdir. Lokal kilo problemlerinin olduğu yerde etkilidir. Vücudun doğal formuna kavuşmasını sağlar Selülitin giderilmesini, zayıflamış liflerin bağlayıcı dokularını yenileyip onarılmasını sağlar. Konnektif (Bağ) doku aktivitesini

arttırarak, kolajen ve elastin üretimini hızlandırır. Kan dolaşımını protein sentezini arttırıp hücre metabolizmasını hızlandırarak cilt yapısını yeniler. Böylece hücre içinde sağlanan iyileşme ve aktifleşme, selülitin yarattığı etki olan portakal kabuğu görünümündeki bozulmayı düzenler ve selüloitli bölgedeki dokuların yeniden normal cilt dokusuna kavuşmasına, cildin sıkılaşmasına yardımcı olur.

Micro Plus Ne İşe Yarar? Cildi Sıkılaştırıyor

Micro Plus uygulamaları farklı dalga boyunda elektrik akımı verilerek kasların uyarılması temeline dayanıyor ve kaslarda izometrik kasılmalar yaratarak vücudun kendini toparlamasına yardımcı oluyor. Kas dokusu ilk önce ihtiyaç duyduğu enerjiyi ATP kullanarak elde etmeye çalışıyor. Ancak ATP kısa sürede tükendiği için bu kez kaslar kendi dokularındaki glikojen ve yağı kullanmaya başlayarak enerji topluyor. Böylece enerji kullanılarak vücutta belli bölgelerde lokalize olan yağ dokusunu da azaltabiliyoruz. Bölgesel selülitlerin toparlanmasıyla düzelme sağlanıyor. O bölgelere verdiğimiz elektrik stimülasyonları deriden geçerek kasa ulaştıkları için bağ dokusunun temel hücresi fibroplastı uyarıyor. Bu da derinin yeniden canlanması ve toparlanmasını sağlıyor. Fibroplast kolajeni, elastik lifleri ve derideki ekstreselleri matris bileşenleri dediğimiz gençlik ve dirilik sağlayan moleküllerin hepsini üreten hücrelerdir.

62 78 84

Zayıflama ve vücut toparlama için özel olarak geliştirilen bu cihazın spor etkisi de gözlerden kaçmıyor. Spor yapmaktaki temel amaç da zaten kasları kullanmak ve kasların hareket etmesini sağlamaktır. Micro plus ise izometrik ve izometrik kasılmalar ile gerçekleştirdiği elektro terapiyle spor yapmadan kasların harekete geçmesini sağlıyor. Buna hem sporcular kaslarının atrofe olmasını engellemek için kullanılabiliyor hem de kronik hastalıklar sonrasında uzun bir nekahet dönemi geçirdiğinde ya da iyileştirme programlarına destek olarak vücudun kendi yapısını ve formunu koruması için ihtiyaç var. Özellikle sporcuların tercih ettiği Micro Plus spor yapmaya üşenenler için de etkili bir alternatif. Direk hedefimiz kası stimüle etmektir. Micro Plus kasılma sağlıyor ve direk spor etkisi oluşturuyor. Adeta spor yapılmışçasına vücut sıkılaşıyor ve sarkan bölgelerde toparlanma meydana geliyor.

Ağrısız Ağrısız Bir Bir Yöntem Yöntem Micro Plus’ın sıkılaşma ve inceltme etkisinin yanı sıra gençleşmeyi destekleyen bir özelliği de var. Cilt sarkmasını tedavi ederken cildin sıkılaşmasına ve toparlanmasına yardımcı olan bu cihazın etkisini ilk seansın sonucunda hissedebiliyorsunuz. Ancak asıl sonuç haftada 2 gün 12 seans sonunda belirtiliyor. Altı hafta içinde yüzde toparlanma gençleşme dirileşme ve lifting etkisi açıkça hissediliyor. Benzer etki kol, karın, basen ve bacaklar gibi vücudun diğer bölgelerinde de görülüyor. En etkileyici yanı ise acının çok az olması hasta elektrik uyarıları verilirken sadece sinek ısırığı gibi çok az sinyaller hissediyor. Onun dışında şiddetli bir ağrı kesinlikle yok sadece kaslar uzun bir süre çalışmadığından ilk birkaç seans sonunda hafif sızlamalar hissetmek olası. Yıllarca spor yapmayan ya da ağır bir işi olmayan biri spor yaptığında nasıl kaslarında kramplar ve kasılmalar hissediyorsa, burada da aynı durum söz konusudur. Bu tedavinin aşırı kilolu hastalarda mutlaka bir diyetisyen eşliğinde gerçekleştirmesi gerektiğinin de altını çiziyorum. Yeteri kadar hareket edip spor yapmadığı için vücudunda sarkmalar ve bölgesel yağlanmalar meydana gelen kişiler için etkili bir yöntem olan Micro Plus tam anlamıyla bir tembel sporu yattığınız yerde kaslarınız çalışırken, belli bir süre zarfında da vücudunuzda gözle görülür bir sıkılaşma meydana geliyor.

Teknik Özellikler Power Supply: 110/220 - 240 Wolt 50-60 HZ Power Absorption: 350-400 W RF Frequency: 01 HZ - 2000 HZ Out Power: 68 W


Uygulama Alanları Yüz Gençleştirme

Göğüs Sıkılaştırma

Micro plus yüz gençleçtirme uygulamasının yüzde toparlamayı, sıkılaştırmayı ve cilt yapısını canlandırmayı sağlayan gözle görülür etkileri var. Yüzde 8-12 yaş arası cildin sıkılaşması ve toparlanmasına yardımcı olan micro plus etkisini ilk seansın sonucunda hissedebiliyorsunuz. Ancak asıl sonuç haftada iki gün 12 seansın bitiminde belirtiliyor. Altı hafta içinde yüzde toparlanma, gençleşme, dirileşme ve lifting etkisi açıkça görülüyor.

Microplus göğüs sıkılaştırma farklı dalga boyunda elektrik akımı verilerek kasların uyarılması temeline dayanıyor. Kaslarda izometrik kasılmalar yaratarak göksün kendini toparlamasına yardımcı oluyor. Aynı zamanda micro plus göğüs bölgesinde ki dolaşım sistemini uyarıyor buda lenfatik drenajı arttırıyor. Tüm bu etkiler göğüste , canlanma, dirileşme, toparlanma ve gençleşme etkisi gösteriyor.

Boyun Gençleştirme Yaş ilerledikçe derinin altındaki yağ dokusu azalıyor, yer çekimi nedeniyle gevşeyen dokuda sarkma oluşuyor. Ayrıca derinin orta tabakası olan dermisteki kollajen ve elastin miktarının düşmesi, ciltteki gerginlik ve elastikiyeti azaltıyor. Microplus yüz lifting uygulaması kaslara 36 saat spor etkisi yaratırken kollojen ve elastin aktivasyonu %41 attırdı gözlemlenmiştir. Yüzde 8/12 yaş aralığı gençleşme ve toparlanma görülmektedir.

Sırt Toparlama

Karın Toparlama

Microplus sırt toparlama galvanik akımı verilerek kasların izometrik kasılmalarından dolayı spor yapmadan metabolizmayı ve yağ yakımını hızlandırarak zayıflamak ve sıkılaşmak için çok başarılı bir yöntemdir. Uygulama sırasında

Çalışma prensibi 3 farklı dalga boyu galvanik akım verilerek karın kaslarını güçlendirmek, sıkılaştırmak ve 1-3 beden arası inceleme etkisi göstermektedir. Spor yapmadan metabolizmayı ve yağ yakımını hızlandırarak bölgesel incelme ve sıkılaşmada çok başarılı bir yöntemdir.

Selülit Tedavisi

Popo Kaldırma Microplus popo kaldırma uygulaması 3 farklı dalga boyunda elektrik akımı verilerek kasların uyarılması temeline dayanıyor. Kaslarda izometrik kasılmalar yaratarak vücudun kendini toparlamasını sağlıyor. Aynı zamanda Micro Plus bölgedeki dolaşım sistemini uyarıyor buda lenfatik drenajı arttırıyor. Tüm bu etkiler deride canlanma, dirileşme, toparlama ve sıkılaşma etkisi gösteriyor.

Bacak ve Bacak içi Sıkılaştırma Bacak ve iç bacak Microplus uygulamaları farklı dalga boyunda elektrik akımı verilerek kasların uyarılması temeline dayanıyor ve kaslarda izometrik kasılmalar yaratarak vücudun kendini toparlamasına yardımcı oluyor. Oluşturduğumuz bu kasılmalar vücudun enerjiye ihtiyaç duymasını sağlıyor. Kas dokusu ilk önce ihtiyaç duyduğu enerjiyi ATP kullanarak elde etmeye çalışıyor. Ancak ATP kısa sürede tükendiği için bu kez kaslar kendi dokula-

bölgesel kan dolaşımı ve lenf drenajında belirgin miktarda artış görüldü?ü için sarkma ve gevşeme ortadan kalkar. 1-3 beden daralmanın gözlemlendiği sırt toparlama uygulaması 12 seans haftada 2 gün olarak programlanır.

rında ki glikojen ve yağı kullanmaya başlayarak enerji topluyor. Böylece enerji kullanılarak vücutta belli bölgelerde lokalize olan yağ dokusunu da azaltıyor. Bacak ve bacak içlerindeki yağlı ve selülitli görüntü düzelirken aynı zamanda dolaşım sistemini uyarıyor bu da lenfatik drenajı arttırıyor. Tüm bu etkiler 1 ila 3 beden daralmayı sağlarken aynı zamanda deride canlanma, dirileşme, toparlanma ve gençleşme etkisi gösteriyor.

Micro Plus selülitin giderilmesini ve zayıflamış liflerle bağ dokularının yenilenip onarılmasını kolaylaştırıyor. Konneklift (Bağ) doku aktivitesini arttırarak, kolojen ve elastin üretimini hızlandırıyor. Micro Plus sayesinde hücre içinde iyileşme ve aktifleşme sağlanıyor. Selülitin yarattığı portakal kabuğu görünümündeki bozulma kayboluyor. Micro Plus selülitli bölgedeki dokuların yeniden normal cilt dokusuna kavuşmasına ve cildin sıkılaşmasına yardımcı oluyor. Kan dolaşımını ve protein sentezini arttırıp hücre metabolizmasını hızlandırarak cilt yapısını yeniliyor. Selülitler düzeliyor cilt dokusu normale dönüyor.

A. Kemerlife 21 Çarşı Göktürk/İstanbul T. 0533 063 23 50 - 0212 322 91 85 estemia.com.tr

/ estemia

79


SAĞLIK

Sevim Kuruçay Çam BABYHOUSE ANNE BEBEK AKADEMİ

sevimkuruçayçam

BEBEK NE ZAMAN OTURTULUR E

beveynlerin merakla bekledikleri ve birazda endişe ettikleri bir konuda, bebeklerini ne zaman oturtmaya başlamalarıdır. Çünkü bu konuda etraftan çok müdahale vardır, oturtma beli batar, ağrır, omurgası eğri olur gibi söylentiler aileleri huzursuz eder. Her konuda olduğu gibi oturma zamanı her bebekte değişiklik gösterebilir, diğer bebeklerle kıyaslama yapılmamalıdır. Ortalama süreç 4.ve 8.ayların sonudur. Bebeğiniz 4.ayını bitirdikten sonra artık yavaş, yavaş, kucağınızda, oturtma yastığında veya etrafına yastıklar koyarak destekli oturtabilirsiniz. Bu oturma alıştırmalarda bebeğiniz kesinlikle yalnız bırakılmamalı ve etraf güvenliği sağlanmalı, özellikle koltuk üstünde bırakılmamalıdır. Artık 6.aydan sonra ek gıdaya da başlayacağı için özellikle mama sandalyesinde desteksiz oturtmalara başlayabilirsiniz. Bebeğimizin oturması için kaslarının güçlü olması, boynunu tutabilmesi ve

80 80

dengesini sağlayabilmesi gerekir. Eğer 8.ayda daha desteksiz oturmuyorsa mutlaka doktora danışılmalıdır. Yüzüstü dururken başını kaldırıp, kafasını tutuyorsa, Kuvvetli tekmeler atıyorsa. Siz elinizi uzattığınızda, size doğru atılma hareketleri yapıyorsa. Elini tuttuğunuzda, öne atılıp oturmaya çalışıyorsa, bebeğimiz artık oturmaya hazır demektir. Artık ayıda uygunsa destekli oturtmalara başlayabiliriz. Bazı bebek erken, bazı bebek geç alışır. Önce kucağınıza destekli oturtmalara başlayabilir, sonrasında oturma yastığı (emzirme yastığı da olur), ya da etrafına yastıklar koyarak, sizde yerde oturarak oyuncakları önüne koyup teşvik edebilirsiniz. Oturmaya başladığında yanlara, arkalara hafif düşmeler olabilir, panik yapmayın, sakin yaklaşın ve cesaretlendirin. Tamamen desteksiz oturmaya alışana kadar, sert zemin değil, yumuşak zemin olmalıdır. (yan, arkaya düşerse zarar görmemesi için.)

Göktürk Merkez Mahallesi 1. Ceviz Sokak. No. 7 Göktürk/Eyüpsultan 0535 564 44 37


ÇİK LATA VE KAHVALTI EVİ GÖKTÜRK

cikolataevi.gokturk Kemerlife 21 Çarşı Göktürk

0212 322 83 14

Eyüpsultan/İstanbul


SAĞLIK

OP. DR.

Nurhan TAKAR

GEBELİKTE CİLT DEĞİŞİKLİKLERİ

H

amilelik kızarıklığı; çevrenizdekilerin fark ettiği sizin farketmediğiniz, artan kan hacmi nedeniyle yanaklarda oluşan kızarıklıktır. Bunun nedeni de deri yüzeyinin hemen altındaki çok sayıdaki kan damarlarıdır ve ciltteki yağ bezlerinin artan salgısı cilde kızıl bir parlaklık verir. Birçok hamile kadının yüzündeki bu kızarıklık hamile olmayan kadınların heyecanlı olduklarında, ağladıklarında ya da kalp atışlarını artıran (hamilelikte bu sürekli olur) başka şeyler yaptıklarındaki kızarıklığına benzerdir. Hamilelik maskesi: Hamileliğin üçüncü çeyreğinde Kloazma (veya hamilelik maskesi (olarak da bilinir) adı verilen kahverengi ve sarımtırak yamalar yüzünüzün her yerinde görülebilir; fakat daha çok alın, üst yanak, burun ve çenede görülür. Hamilelik hormonları östrojen ve projesteron derideki melanin hücrelerini daha fazla pigment üretmeleri için uyarır fakat bu hücreler eşit oranda ekstra pigment üretmedikleri için, yüz derinizi lekeli bir renge bürünebilir (daha önce oral doğum kontrol hapı almışsanız, bu durumu hormonal yan etki olarak tecrübe etmişsinizdir). Kumral ve koyu renkli kadınlar gözlerinin etrafından göz halkalarına benzeyen kararmış halkalar fark edebilir. Kloazma önlenemez fakat melanin üretimini daha fazla uyaran ultraviyole ışınlarına (güneş gibi) kalmayı sınırlayarak bu lekeli, siyah noktaların yoğunluğunu en aza indirebilirsiniz. Akne: Gebelikte oluşan hormonal değişiklikler ciltte akne oluşumuna neden olur. Her ne kadar hamilelikteki akneler ergenliktekiler kadar ağır olması çok nadir olsa da, ergenlikteki bazı sivilce temizleme ritüellerine

82 82

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM UZMANI

geri dönmeniz gerekebilir. Neyse ki, hamilelik ergenlikten çok daha kısa sürer; sivilce ve kabarcıklar doğumdan kısa bir süre sonra bitecektir. Aşırı ovalama ve eksfoliantlardan sakının, hamile cildi bu tür yumuşatıcılar, yulaf bazlı yüz ovucular(gıda mağazalarında vardır) için fazla hassastır. Doğum sorunlarından riskinden dolayı, akne karşıtı ilaçlar hamilelik boyunca reçete edilemez. Linea nigra: Kadınların göbek deliğinden kasık kemiğinin merkezine doğru uzanan linea alba denen beyaz hat vardır.Hamilelikten önce görülmesi zordur (orda olduğunu hiç bilmememiniz bile mümkündür) hamileliğin ikinci çeyreğinde linea alba, daha fazla fark edilebilen linea nigraya dönüşebilir yani rengi koyulaşan bir çizgi olarak izlenebilir. Bazı kadınlarda bu hat göbekten de yukarıya uzayabilir. Linea nigra koyu tenli kadınlarda daha koyu olup doğumdan birkaç ay sonra kaybolur. Koyu alanlar daha da koyu olur: Hamilelikten önce oluşan küçük ben ve benekler daha da büyüyebilir; kahverengi nokta ve doğum lekeleri daha kahverengi olur. Yeni benler de oluşabilir (bu benler ciddi biçimde artar, koyulaşırsa veya düzensiz sınırlara sahipse doktorunuza veya dermatologa başvurun). Areola ve meme uçlarınız her zamankinden daha koyu olacaktır; vücudunuzun diğer alanları hamilelikten sonra eski haline dönerken, areolanız muhtemelen hamileliğinizden öncekinden daha koyu kalacaktır. Kırmızı avuç içi ve ayak tabanları: Hamileliğin erken dönemi olan ikinci ayda bile ellerinizin içi ve ayaklarının altı kaşınabilir ve kızarık bir renk alabilir; bu duruma palmar eritem denir.

takarnurhan

Örümcek damarlar: Bunlar, artan kan hacmiyle birlikte ciltte görünür hale gelen kılcal damar ağlarıdır Sıcaklık döküntüsü: Zaten fazlaca ısınan hamile vücudun aşırı terlemeyle ve deri ovmadan kaynaklanan sürtünmeyle birlikte oluşan acı verici sıcaklık döküntüsü sivilceli olup hafif de olsa tahriş edebilir. Göğüs arası ve göğüs altında, alt abdomen çıkıntısının kasık bölgesinin üst bölgesine değdiği noktada ve kaba etlerin iç kısımlarında daha çok gelişirler. Kaşınma: Cildinizin bazı bölümleri kuru ve pul pul olduğu için kaşınabilirken diğer kısımlar da yukarıda da belirtildiği gibi acı veren döküntüler yüzünden kaşınabilir. Gebelik ürtikeri: Gebelerin yaklaşık yüzde biri abdomen, kaba etleri, kalça ve kol ve bacakları üzerinde kaşınan, kızarık, şişkin lekelerden dolayı şikayet eder.. Bu durumun adı hamilelik ürtikeri olarak bilinir. Hamileliğin ikinci yarısında oluşup gelişme eğiliminde olsa da nerdeyse her vakada doğum sonrasında kaybolurlar. Sağlıkla ve Sevgiyle Kalın.

Cep: 0505 773 06 12

ŞAFAK HASTANESI

Adres: Eskiedirne Asfaltı Hürriyet Mah. 124/B ve 255. Sk. No:16 Gaziosmanpaşa/İstanbul Telefon:0212 614 56 56

BELDE TIP MERKEZI

Adres: Gaziosmanpaşa Merkez Mah. Eyüp Cad. Gopark Tesisi D Blok No No:3 Gaziosmanpaşa/İstanbul Telefon: 0212 614 67 00


B

Gayane Yıldızbakan

18

yıllık araştırma ve tecrübemizle yapmış olduğumuz mucize ürün ciltteki lekeleri, sivilceleri, doğum, lazer lekesi ve buna benzer tüm lekeleri yok eden, botoks etkisi gösteren aynı zamanda cildinizi 5 yaş gençleştiren mucize karışım değerli müşterilerimiz için satışta. Herhangi bir yan etkisi bulunmayan alerji, reaksiyon yaratmayan yenilebilecek kadar tamamen doğal olan bitkisel yağ ve krem %98 dönüşüm alan ve faydalı olan ve aynı zamanda 5 yaş gençleştirme özelliğine sahip olduğunu siz de fark edeceksiniz.

en Gayane Yıldızbakan. Erivan doğumluyum. Öğrenimimi Jinekoloji üzerine Erivan Üniversitesi'nde tamamladım. Okuduğum yıllarda anneannemde yaşıyordum ve kendisi oralarda ünlü bir şifacı ve herbalist olarak insanlara yardımcı oluyordu. Ben de kendisi ile beraber yaşadığım için kendisinden birçok bilgi ve tecrübe edindim ve son olarak el aldım eşim kendisi Eylül Baharat'ın kurucusudur. Bitkileri araştırma ve sevmemden dolayı bu vesileyle eşim ile tanışmış olduk ve evlendik. Kendi mesleğime ikiz çocuklarım olduğu için devam edemedim. Daha sonra karar verip bitkiler ile tedavi tıbbi aromatik araştırmalar ve uygulamalara başladım. Özellikle bayanların cilt sorunları ile ilgili şok araştırmalar ve uygulamalar yaptım. Ben de doğumdan sonra oluşan lekeler ile ilgili çalışmalar başlatıp cildimdeki lekeleri yok edince o dönemde çevremdeki birçok arkadaşa yapmış olduğum kremi tavsiye ettim. Geri dönüşümü çok iyi olunca Eylül Baharat'da bu işleri hızlandırmaya karar verdim ve yaklaşık 14 yıldır yapmış olduğum incelemeler, araştırmalar ve klinik testler sonucunda herkes için her cilt için mutlaka bir bitki ve karışımı

mutlaka vardır. Önemli olan insanların hastalıkta mutlaka doktor tavsiyelerini dinlemelidir. Ben de raporları olmadan hiç kimseye bir şey tavsiye etmiyorum ama alternatif tıp ve tamamlayıcı tıp olarak doğal organik bitki kürlerden herkes faydalanabilir. Ben insanlara hem bu bitkilerin özelliklerini hem faydalarını hem yetiştirilme şekillerini, kurutulma şekillerini anlatarak, öğreterek insanlara faydalı olmaya ve faydalı bitkileri araştırmaya yönlendirdim. Göktürk'te yaklaşık 6 yıldır işletmiş olduğumuz şubeyi kendimi geliştirmeyi ve insanlara faydalı şeyler üretmeye çalışarak birçok dost edindim. Tedavilerin hepsinde inanmak tedavinin yarısıdır felsefesi ile hem bitkilerin gücü hem de psikolojik destek ile birçok olumlu sonuçlar elde ettim. Tamamen doğal ürün ve ekstraktlardan. Özellikle üzüm çekirdeği, çay ağacı ekstraktları propolis kaktüs yağı ve buna benzer 28 ürün karışımdan oluşmuş olan mucizevi kremimiz özellikle doğum lekesi, güneş lekesi, sivilce ve buna benzer ciltte oluşan tahribatları yok eden mükemmel ve mucizevi bir krem ve buna benzer yapmış olduğum birçok karışım ve bitkilerin özelliklerini size anlatmaya, tanıtmaya davet ediyorum.

Göktürk Şubesi

Göktürk Mah. Çamlık Cad. No:18/C Eyüpsultan/Istanbul

Reşitpaşa Şubesi

Reşitpaşa Mah. Tuncay Artum Cad. No: 16 Sarıyer / İstanbul

hasimazer@gmail.com eylulbaharat_gayane eylulbaharat_gokturk 0535 597 59 83 0532 346 85 25

83


SAĞLIK

BerrinÇelikel Çelikel Berrin

ACT VE PSİKOLOJİK “ŞİMDİ”TAM ESNEKLİK ZAMANI

PSİKOLOG PSİKOLOG

berrin@berrincelikel.com berrin@berrincelikel.com 0531 50 04 0531 552552 50 04

Yaşamın içinde olarak Merhaba sevgilisürekli okurlarım beklenmedik olaylarla karşılaşırız ve Bugün kendinizi yenileyebileceğiniz yaşamımızda sürekli yeni değişiklikler en etkili psikoterapi yöntemlerindenolur. bir Yanıtlarını sandığımız bir için sizlerlebulduğumuzu buluşuyorum. anda, tamamen değişir. ACTsorular (Acceptance and commitment Belirsizliğe katlanamıyor olmamızın therapy) ile psikolojik esneklik birtakım belirtileri vardır: kazanarak hayatta daha mutlu ve · Her sorunun kesin bir yanıtının, başarılı olabilirsiniz. her sorunun tamdavranışlarını bir çözümününkendi olması ACT, insanın gerektiği beklentisi içinde olunur. değerleri doğrultusunda yeniden · Öne sürülen çözümün kesin bir planlaması üzerine odaklanır. sonuç vermesi gerektiği beklentisine ACT, davranış değişim stratejilerigirilir. ile · Olmaesneklik olasılığı düşük, istenmedik psikolojik sağlamak için çeşitli olaylar olacak diye hep kaygı duyulur. şekillerde harmanlanmış kabul ve · Belirsizlik, kötü bir şeyler farkındalık stratejilerini kullanır. olacağı biçiminde sürekli Günlük hayattayorumlanıp çevremizde gelişen başkalarından güvence istenir / beklenir. ve bize etkileyen birçok olayda, · Bu belirsizlik sürecine mükemmeliyetçilik algımız katlanılamıyorsanız sebebiyle kendimiziyapılacak işler sürekli ertelenir, yapılması gerekenler suçlayabiliriz. yapılmayabilir ya da karar vermek için, İstenmeyen/acı gereğinden çok başkalarının görüşlerine veren/rahatsız edici başvuruluyor olabilir. düşüncelerden kaçmak veya · Olabilecekleri öngörememekten ve azaltmaya çabalamak yorucu ve bu yüzden büyük bir gerginlik yaşanır. sonuçsuzdur. · Sonucun kötü olacağını bilmenin, Mükemmeliyetçilik sonucu bilmeden yaşamaktan daha iyi dışında başka algılardan dolayı

da çevremizdeki ve hayatımızdaki durumları kabullenmekte zorluk çekebiliriz. ACT (Kabul ve Kararlılık Terapisi) adından da anlaşılacağı üzere tam da bu durumun insan üzerinde yarattığı olumsuz etkiye karşı geliştirilmiştir. ACT’nin diğer terapilerden en büyük farkı insanlara düşünceleri, duyguları, hatıraları veya diğer kişisel olayları kontrol etmek yerine, onlara fark etmeyi ve benimsemeyi öğretmesidir. Terapi uygulamasında kişiye ihtiyaç duyduğu birçok beceri kazandırılır. Kazandırılan bu beceriler kişinin hayatına daha uyumlu, mutlu ve sağlıklı devam edebilmesi içindir. Kişinin yaşamına anlam kazandırılarak, onun için önemli durumları belirleyerek adım adım hızla ilerlenir. Kişiye mutlu olmasını sağlayacak şekilde gerçek

68 84 84

@berrin_celikel berrin_celikel

olduğu düşünülür. Hayatımızda öncelikle, –meli, -malı’larla dışa vurduğumuz dayatmalarımızdan kurtulmanız gerekir. Çünkü, dünya, olması gerektiği gibi değil, olduğu gibidir. Onu değiştiren, onunla başa çıkma biçimlerimizdir. Hiçbir olay, yalnızca biz öyle istediğimiz için öyle olacak değildir. Başka olasılıklara da açık olmamız gerekir. Mesela bindiğimiz uçak düşebilir, ancak düşebilir olması düşecektir anlamına gelmez, böyle bir olasılık son derece düşüktür. Benzer bir biçimde, aldığımız hedefler konulur. piyango biletine büyük ikramiyenin çıkma ACT / Kabul ve Kararlılık olasılığı da son derece düşüktür, ancak Terapisi Nedir? piyango biletleri de yok satar. ACT insan aklının çalışma Belirsizliğe katlanamamanın yarattığı şekliyle ilgili, son zamanların sıkıntı ve gerginlikten kurtulma çabası da güçlü bir psikoterapisidir baş etmeyi güçleştiren diğer bir etkendir.

Batı felsefesi “insanların kendi doğalarında normal ve sağlıklı olarak yaşadığını” varsayarken, ACT bu normallik yerine, “insan zihninin değişimine” odaklanır.

ACT prensipleri nelerdir? ACT danışana psikolojik esneklik için yardımcı olurken 6 temel prensip kullanır: · Bilişsel ayrılma: Düşünce, duygu ve olayların nasıl görüldüklerinden çok, ne olduklarına odaklanmak. · Kabul: Düşünce duygu ve olaylara mücadele ederek acıya takılı kalmamayı engellemek. · Şimdiki zamanla uyum: Şimdiki zamanın ve yerin farkında olmak ve yeniden tecrübe etmek. · Değişimi gözlemek: Kişinin düşünce, duygu, his ve hatıralardan uzaklaşmadan, gözlem yaparak farkındalığını geliştirmek.

Bu sıkıntıdan kurtulma çabasıyla olmadık girişimlerde bulunmak yerine, bu sıkıntıyı da bir ölçüde doğal kabul edip gerekli diğer önlemleri almak gerekir. Mesela iş yapış şeklinizi hatta sektörünüz değiştirmek için tam vaktidir. Veya bir beyaz yakalıyken girişimciye dönüşmek için harika bir kuluçka zamanıdır. O kitabı yazmak için evde mesai yapabileceğiniz iyi bir imkandır. Bitmemiş işleri ya da yıllardır koltuk altınızda bekleyip zaman gerektiren tüm işleri tamamlama vaktidir. Olumlu sonuç verebilecek diğer bir yaklaşım da, yaşanan an’a odaklanmaktır. Olası olumsuz gelecek senaryolarına odaklanmaktansa, yaşadığımız an’a odaklanacak olursak, kaygı, korku ve kuruntularımızdan uzaklaşır ve düşüncelerimizi toparlayabiliriz. Bunun için,·kendimizi bir rekreasyona Değerler:sevdiğimiz Kişinin gerçekten kaptırabilir veya yukarıda bahsettiğim kendisi için en önemli olan değerlerle seçeneklerden buluşması. yol alabilirsiniz. Bu olasılığını · salgın Kararlısırasında, adımlar:bulaşma Sorumluluk düşürmek için insanlarla aramıza nasıl taşıyan, kişisel değerlerine uygun, belirli bir uzaklık koymamız gerekiyorsa, hedefler belirlemek ve uygulamak. kimiACT zaman kendi düşüncelerimizle bu süreç içerisinde hayatadeuyum aramıza bir uzaklık koymamız gerekir. sağlamayı, psikolojik esnekliği artırmayı “Değiştirebileceklerimiz için değiştirme hedefler. gücüne, değiştiremeyeceklerimiz Bu psikoterapinin bir başka kalıcı ve değiştirip özelliği ise değiştiremeyeceğimizi “kendinize uygulandıktan bilemeyeceklerimiz katlanma gücüne sonra” yaşamınızıiçin değiştirmekte etkin ve bu ikisini birbirinden ayırtolmasıdır. etmek için ve kalıcı olma özelliğinin akılBen yürütme gücünegibi” gerek buna(muhakeme) “bisiklet sürmek olmasıdır”. “Siyah değilse beyazdır” diyorum. Bir kere öğreniyorsunuz ve düşüncesinden kurtulabilirsek, hiçbir sonra uygulamak istediğiniz her an sizin şey yapmamaktansa, yapabileceklerimiz hizmetinizde. üzerine alabileceğimiz önlemler üzerine Çok ve kısa süreli ve etkin terapilerin daha çok odaklanabiliriz. başında gelen ACT’yi dilerseniz Dolayısıyla,birebir, bu sınırlı belirsiz zamanı terapinizde dilerseniz kendimize veya işimize yatırım zamanına psikoeğitimle de edinebilirsiniz. çevirebiliriz. Pek çok ücretsiz eğitim web Hayatınızı değiştirmenin, kendinizi sitelerinde mevcut. Birçok kütüphane korumanın, mutlu ve başarılı olmanın arşivini genel kullanıma anahtarı artık elinizde.açtı. Biraz çaba, biraz farklı bakış yeni bir hayata Güncel terapiaçısıyla ve psikoeğitim tarihleri merhaba.. için danışabilirsiniz. Sağlıklı mutlu

başarılı başlangıçlarınızda buluşmak üzere. Sevgilerimle.


HAYATINIZ HAYATIMIZ

BEGÜM SAĞLIK KABİNİ Özel Begüm Sağlık Kabini Göktürk'te evde sağlık hizmeti vermektedir. Acil durumlarda hastalara müdahale ediyor. Özel Begüm Sağlık Kabini, sağlık kabinlerin verdiği enjeksiyon, serum takma, serum çıkarma, pansuman, yanık tedavisi, sonta takma, sonda çıkarma, tırnak çekme, kulak delme, kulak yıkama, kan grubu, gebelik testi, AKS(şeker) ve diğer tahliller vb. hizmetleri sunuyor.

Göktürk Merkez Mah. Belediye Cad. No:3 D.1 Göktürk İstanbul Gsm: 0544 334 25 80 Gsm: 0507 242 24 81 Faks: 0212 322 48 25

LI ADEM AR

85


SAĞLIK

Tuğba Çevik KLİNİK PSİKOLOG

Çocuk Gelişimi

ÇOCUKLARDA SORUMLULUK BİLİNCİ İçinde bulunduğumuz bu zor süreçte önemli değerlerden birisi “sorumluluk”.. Sorumluluk, başkalarının haklarına saygılı olmak ve kendi davranışlarının sonuçlarını üstlenmektir. Bizlerde sağlığımız ile ilgili şu anda bazı sorumluluklar almalıyız. Hem kendimiz için hem ailemiz için hem toplumumuz için.. Çocuklar sorumluluk duygusuyla doğmazlar. Ön görülen belli bir yaşta da kendiliğinden sorumluluk kazanmazlar. Sorumluluk, yavaş yavaş ve deneyimler sonucunda kazanılır. Çocuğun yaşına ve kavrayışına uygun meselelerde seçimler yapma ve karar verme konusunda pratikler yapmasını gerektirir. Sorumluluk eğitimi, çocuğun hayatında çok erken yaşta başlatılabilir. Sorumluluk, her nerede olursa olsun, çocukların fikirlerini söylemelerine ve onları etkileyecek konularda seçim yapmalarına izin vererek geliştirilir. Sorumluluk bilinci çocukluktan beri aşılanması gereken bir duygudur. Peki sorumluluk bilincini geliştirmede ailenin rolü nedir? Birkaç noktayı sizin için maddeleştirdim; · Kuralları belirlerken çocuğunuzun yaşını ve özel durumlarını dikkate alın. · Beklentilerinizde gerçekçi olun. · Sorunlarla karşılaşmadan önce doğru davranışı hatırlatın. · Kuralların uygulanmasında onlara aktif roller verin. · İyi davranışını kullanacağı uygun ortamlar sunun. · Her türlü durum için değil; sizi olumsuz etkileyen alanlarda kurallar koyun. · Çocuğunuzun sizi tartışma ortamına çekmesine izin

86 86

vermeyin. Net olun. · Çocuğunuza değer verdiğinizi, sevdiğinizi hissettirin. · Çocuğunuzu değil, davranışını eleştirin. · Çocuğunuza hata yapabilme olanağı tanıyın. · Onları uygun davranışları için yüreklendirici mesajlar kullanın. · Sınırlandırılmış seçenekler sunun. · Çocuğunuz için iyi bir dinleyici olun. · Onun duygularını anladığınızı ifade edin.

psikologtugbacevik

· Notlar ve şekiller ile kuralların hatırlanmasına yardımcı olun. · Mümkünse sonuçları onun da görmesini ve anlamasını sağlayın. · Ve en önemlisi çocuğunuza iyi örnek olun. · Unutmayın, çocuklar bizim uyguladığımız yöntemleri kullanırlar. Yaşlara uygun sorumluluklar 2-3 yaş: -oyuncakları toplamak -kitapları rafa koymak -kirliyi sepete atmak 4-5 yaş: -yatağını toplamak -çiçekleri sulamak -masayı toplamak 6-7yaş: -masayı kurmak -odasını düzenli tutmak -çamaşırları ayırmak 8-9 yaş: -bulaşıkları makineye koymak -basit yiyecekler hazırlamak -yerleri süpürmek


SIZIN HALA EHLIYETINIZ YOKMUUU…

NEDEN BİZ

25 YILLIK TECRÜBE VE GÜVEN.. 16 SAAT SİMÜLATÖR DESTEKLİ DİREKSİYON EĞİTİMİ 34 SAAT PROJEKSİYON DESTEKLİ TEORİK DERSLER TECRÜBELİ BAY VE BAYAN UZMAN ÖĞRETİCİ KADROMUZ İLE DİREKSİYON DERSİ KİŞİYE ÖZEL ÖDEME SEÇENEKLERİ EHLİYETİ OLAN ADAYLARIMIZA İSTANBUL TRAFİĞİNDE BİREBİR ÖZEL DİREKSİYON DERSİ OSMANBEY SÜRÜCÜ KURSLARINDAN ALDIĞINIZ EĞİTİMLE TRAFİĞE ; İYİ EĞİTİMLİ , SORUMLULUKLARINI BİLEN VE KENDİNE GÜVENEN SÜRÜCÜLER OLARAK HAZIRLANIRSINIZ TÜM EHLİYETLERİN VERİLMESİ (OTOMOBİL, MOTOSİKLET, OTOBÜS, KAMYON, TIR) ‘’ İYİ BİR SÜRÜCÜ OLMAK İÇİN SİZİ KURSUMUZA DAVET EDİYORUZ’’…

MERKEZ

ŞİŞLİ (OSMANBEY) Halaskargazi Cad. Yasan Office Center No :101 Kat 3 Osmanbey –Şişli /İSTANBUL tel: 0(212) 247 53 53 gsm : 0(541) 929 53 53

ŞUBE

Eyüp (GÖKTÜRK) tel: 0(212) 322 73 53 gsm: 0(541)822 53 53 Göktürk Mah. Göktürk Cad. No:11 Kat 4 Göktürk Meydanı –Eyüp /İSTANBUL (Onur Marketin Üstü) 87


SAĞLIK

Mıgır Gülezyan DİŞ HEKİMİ

ORTHERO NEDİR? Orthero tedavisi ortodontik bir çözümdür. Dişlerini olması gereken ideal pozisyona kavuşturur. Metal diş tellerine gerek kalmadan, ağzında fark edilmesi güç olan şeffaf plaklar ile dişlerin ideal konuma gelir. Neden şeffaf plak tedavisi? Giderek artan sayıda hekim artık ortodonti tedavilerinde birçok avantajından dolayı şeffaf plakları tercih ediyor. Şeffaf plaklar: · Fark edilemeyecek kadar şeffaftır. · Takıp çıkarabilir. · Diş temizliğini negatif yönde etkilemez. · Dişleri tek tek kontrol etme imkanı sunar. · Kontrollü kuvvet verme imkanı sunar. Konforlu · Metal diş tellerine kıyasla çok daha acısızdırlar. · İstediğin zaman takıp çıkarabildiğin için dilediğin yemeği yiyebilirsin. · Metal diş tellerindeki gibi diş fırçalarken ve diş temizliğinde zorluk çekmezsin.

Herkes için orthero!

Muayene

Orthero kalıcı dişleri çııkmış her birey için uygulanabilir. Birçok ortodontik vaka Orthero ile çözümlenebilir. Tek dikkat etmen gerek plaklarını düzenli kullanmak! İstediğini yemekte özgürsün!

Ağız içi ve ağız dışı fotoğrafları, alt-üst çene silikon ölçüleri ve hastanın mum kapanışını almanız gerekmektedir. Eğer intraoral tarayıcı kullanıyorsanız ölçüleri dijital olarak alabilirsiniz.

Metal diş tellerinde olduğu gibi yemek sınırın yok. Takıp çıkarabilir şeffaf plaklar ile istediğini yemekte özgürsün. Kullanım kolaylığının keyfini çıkar! Orthero plakları istediğin zaman takıp çıkarabilirsin. Ortodontik tedavi gördüğünü kimse anlamayacak. Tek dikkat çeken senin gülüşün olacak.

3D Tarama ve 3D Analiz

Hayalindeki gülüş birkaç plak ötede! Her iki haftada bir değiştireceğin ve günde 22 saat takacağın plaklar ile birkaç ay içinde gülüşündeki değişimi görmeye başlayacaksın. Kullanım kolaylığının keyfini çıkar! Orthero plakları istediğin zaman takıp çıkarabilirsin. Ortodontik tedavi gördüğünü kimse anlamayacak. Tek dikkat çeken senin gülüşün olacak!

Sağlıklı ve güvenilir

Tedavi Süreci

· Orthero şeffaf plaklar ağız içine uygun materyalden üretilmiştir. · BPA içermez. Hepsi hijyenik özel poşetlerde gelir. · Tedavi, hekim tarafından planlanıp uzman kontrolünde ilerlediği için güvenilirdir.

Doğru endeksiyon ve hasta kooperasyonu Orthero tedavisinin en önemli iki unsurudur. Hastanın kontrendike bir durumu yoksa ve kendisi Orthero plakları günde 22 saat kullanmaya istekliyse, tedaviye gönül rahatlığıyla başlayabilirsiniz. Tedaviye başlamadan önce hastanın tüm çürüklerinin tedavi edilmesini ve diş taşlarının giderilmesini önermekteyiz.

88 88

migirgulezyan

Kaydınızın portal üzerinden alınması ve kargonun tarafımıza ulaşmasını takiben, yüksek hassasiyetli 3D lazer tarayıcılarımızla gönderdiğiniz ölçüler dijital ortama aktarılır. Dijital çene modelleri ortodonti uzmanlarımız tarafından incelenir, hastanın ideal diş dizilimi portaldan paylaşmış olduğunuz bilgilere dayanarak oluşturulur. Bu kayıtlar 5 iş günü içinde incelemeniz için portala yüklenir. 3D Analiz Onayı Portal üzerinden kullanıcı adı ve şifrenizle giriş yaparak, hastanızın 3 boyutlu diş hareketlerini görüntüleyebilir ve analiz adımlarını kontrol edebilirsiniz. Bu aşamada ayrıca hastanın dişlerinin tedavi sonunda ulaşacağı pozisyonu inceleyebilirsiniz. Tedavi adımları ve gerekli Orthero plak sayısı da bu aşamada kesinleşmiş olacaktır. Tedaviye onay verebilir ya da revizyon isteyebilirsiniz.


SICAK VE ÇITIR LOKMANIN İÇİNE NE DOLDURALIM? Bavyera kreması mı, Belçika çikolatası mı? İstersen her ikisini de!

SON KÜÇÜK ŞIMARIKLIKLAR

Fındık, Antep fıstığı, Badem, Lotus bisküvisi, Cicibebe, Brownie, Negro, Rulokat, M&M, Çilek, Muz ve Kivi...

Telefon : 0212 322 25 26 Göktürk Merkez, Mahallesi, Çamlık Cd. No:20 Eyüpsultan/İstanbul

89


SAĞLIK

Dilara PEKER

DİŞ BEYAZLATMA

DİŞ HEKİMİ dt.dilarapeker

Diş beyazlatma yöntemleri Ev tipi diş beyazlatma Ofis tipi diş beyazlatma Tek diş beyazlatma (İlk iki yöntemle beyazlatılamayan kanal tedavili dişler için) Kombine diş beyazlatma (Ev+Ofis) 1)Ev tipi diş beyazlatma: Diş hekiminiz tarafından ağız içinden ölçü alınarak kişiye özel uygun beyazlatma plakları hazırlanır. Hazırlanan bu plağın içine belirli miktarlarda beyazlatma jeli uygulanır.Plak gün içinde en az 4-6 saat kullanılacak şekilde ortalama 10-15 gün kullanılır. Ev tipi beyazlatma uygulamalarında dikkat edilmesi gereken en önemli şey, diş etlerini tahriş etmemek için jeli belirtilen miktar ve şekilde uygulamak çok önemlidir. Eğer plak içinden taşan bir jel olursa diş etlerine zarar verir. Böyle bir durumda diş ve diş etleri hemen yıkanmalı ve diş hekimi ile iletişime geçilmelidir. 2)Ofis tipi diş beyazlatma: Diş hekiminiz tarafından diş hekimi koltuğunda kısa sürede uygulanan diş beyazlatma yöntemidir. Diş hekiminiz tarafından önce diş etlerinize bariyer jel sürülür ardından dişlerin üzerine sürülen beyazlatma jeli UV ışını ya da lazer yardımıyla aktif hale getirilir ve beyazlama ortalama 40 dakika sürer. Kontrol tamamen doktorunuzda olacağından oldukça güvenilir bir yöntemdir, herhangi bir dokunuz zarar görmez. 3)Tek diş beyazlatma: Kanal tedavisi sonrası renk değiştiren dişlere uygulanır. Dişteki kompozit dolgu çıkarılır, dişin içerisine beyazlatma jeli uygulanır ve diş geçici dolgu ile kapatılır. İstenilen renge ulaşıncaya kadar bir kaç gün gün aralıklarla seanslar tekrarlanır. Ardından kalıcı dolgu yapılarak işlem sonlandırılır. Kanal dolgusu çok iyi yapılmış ve jel ile düzgün şekilde izole edilmişse bir zararı yoktur.

90 90

4)Kombine diş beyazlatma: Diş hekimi tarafından klinik ortamında yapılan beyazlatmanın üzerine hazırlanan özel plaklar ve evde uygulanmak üzere verilen jeller ile tonun daha da açılması ve beyazlamanın daha kalıcı hale gelmesi için yapılır. En etkili beyazlatma bu şekilde gerçekleştirilir diyebiliriz. Beyazlatma işlemi kalıcılığı: Beyazlatma sonrasında renk zamanla kaybolmaya başlar. Bu süre hastanın renkli sıvılar (çay, kahve, kırmızı şarap vb) tüketimine ve sigara kullanımına göre değişir. 6 ay ile 1 yıl arası kalıcıdır. 4-6 ayda 1 ya da 2 seans ile desteklenirse diş beyazlatma daha kalıcı hale getirilir. Beyazlatma işleminde dikkat edilecekler: Beyazlatma sonrasında 2 gün çay, kahve, kırmızı şarap gibi renkli sıvılar salça gibi renklendirici içerikli yiyecekler ve sigaradan kesinlikle uzak durulması gerekir. Kullanılması durumunda yapılan işlem boşa gider ve dişler renkleşir. İşlem sırasında hassasiyet: Diş beyazlatma işlemi kozmetik görünen bir işlem olsa da dişlerinizin buna uygunluğu hekiminiz tarafından karar verilir. Şiddetli hassasiyet ve ağrı

oluşturabilecek diş çatlakları, çürükler var ise öncelikle bu problemler ortadan kaldırılır. Yine de çok az bir hassasiyet işlem sonrasında olabilir; bu diş hassasiyeti çok sıcaksoğuk yiyecek ve içeceklere karşı olabilir. Bu durum normal ve beklenen bir yan etkidir. Diş hassasiyetinin genellikle 24-48 saat içerisinde geçmesi beklenir. Beklenmeyen bir durum ile karşılaşıldığında mutlaka hekime başvurulmalıdır. Doğal yollarla diş beyazlatma: Dişlerinizi günde en az 2 kez fırçalamak ve diş ipi yapmak ağız bakımınız için yeterli olacaktır, düzenli bakımınızı yaptığınızda dişleriniz temiz görünecektir. Ancak dişlerinizi beyazlatmak istiyorsanız bir diş hekiminden yardım almanız gerekmektedir. Karbonat, limon türevi maddeler dişlerinizi aşındırmaktan başka hiç bir işe yaramamaktadır ve dişlerinize zarar vermektedir. Sağlıklı günler, beyaz gülüşler.

İLETİŞİM BİLGİLERİ 02123223309 05428228107 Göktürk Merkez Mahallesi Camii Sokak Nef 04 Sitesi Göktürk Eyüpsultan/İstanbul


91


SAĞLIK

İrem Murdan DİYETİSYEN

BALIK TÜKETİMİNİN SAĞLIK AÇISINDAN KANITLANMIŞ 7 TEMEL FAYDASI Balık , gezegenimizdeki en sağlıklı yiyecekler arasında ilk sıralarda yer alıyor. İçerdiği protein , D vitamini ve omega-3 yağ asitleri onu soframızdan eksik etmememiz için sayabileceğimiz ilk nedenler arasında gösterilebilir. Sağlıklı ve Kalitesi yüksek bir yaşam için; kaliteli beslenmek gerekiyor. Kaliteli beslenmek için de Sofralarımızda Besin çeşitliliği sağlamak , besinleri mevsiminde ve taze olarak tüketmek geliyor diyebiliriz. Balık Tüketiminin Yapılan araştırmalarla desteklenen 7 faydası; 1- Yüksek kaliteli protein , vitamin ve mineral kaynağıdır; Balık; kaliteli protein, iyot ve çeşitli vitamin ve mineraller dahil olmak üzere birçok önemli besin maddesi bakımından yüksek içeriklidir. Özellikle birçok kişide eksikliği görülen D vitamini açısından zengindir. Somon , alabalık, sardalya gibi yağlı balıklar, optimal vücut ve beyin işlevi için çok önemli ve birçok hastalık riskinin azalmasıyla güçlü bir şekilde bağlantılı olan omega-3 yağ asitlerine sahiptir. 2- Tam bir Omega-3 Deposu Omega-3, vücudun üretemediği ve balıkta bol miktarda bulunan son derece faydalı bir yağ asitidir. Omega 3, özellikle anne karnındaki bebeğin beyin ve göz gelişimi için önemlidir. Bu nedenle hamile ve emziren kadınların yeterince omega-3 almaları önerilir, ancak yüksek civa içeren balıklardan kaçınmaları gerekir. Hamile kadınların sadece somon, sardalya ve alabalık gibi düşük cıva içeren balıkları tüketmesi uygundur. 3-Zeka gelişimine faydalı; Balık, iyot açısından zengin bir besin kaynağı olup, zeka gelişiminde önemli bir rol oynar. Gebeliğinin ilk 3 ayında düzenli balık tüketen annelerin bebeklerinde öğrenme, algılama, kavrama gibi yetilerinin hızlı bir şekilde geliştiği tutmak gibi el fonksiyonlarının güçlü olduğu saptanmıştır.

92 92

4-Depresyon tedavisinde etkilidir; Depresyon şu anda dünyanın en büyük sağlık sorunlarından biridir. Yapılan çalışmalar, hem omega-3 yağ asitlerinin depresyona iyi geldiğini hem de antidepresan ilaçların etkinliğini arttırdığını ortaya koymaktadır. 5- Bağışıklık sisteminin güçlenmesinde etkin rol oynar; Özellikle mevsiminde taze olarak tüketilen balığın içerdiği yağ asitlerinin , kaliteli protein ve vitamin minerallerle birlikte güçlü bir antioksidan ve antiinflamatuar etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Haftada 2 kez balık tüketilmesi bağışıklık sisteminin kuvvetlenmesinde önemli rol oynar. 6- Kronik Hastalıkların Tedavisinde Etkilidir; Yıllardır yapılan çalışmalar yeterli balık tüketiminin; insan yaşam süresini ve kalitesini ciddi şekilde etkileyen kardiyovasküler hastalıklar olan tansiyon , diyabet ve obezite üzerine tekili olduğunu göstermiştir.

diyetisyeniremmurdan

7-Lezzetli ve Hazırlaması kolaydır; Mevsimine göre bol ve taze bulunan balık türlerini diyetinize dahil etmek nispeten daha kolaydır. Doğru balığı tercih ettikten sonra ise en önemli nokta doğru pişirme yöntemleri ile balıktan maksimum faydayı sağlamaktır. Fırında Pişirilmiş, ızgara veya buğulama yöntemi kullanılarak hazırlanacak balık, çeşitli sebze ve tahıllarla da iyi eşleşecek, sofralarımızda sağlıklı ve lezzetli bir seçenek oluşturacaktır. Haftada bir veya iki kez balık tüketmek, faydalarından yararlanmak için yeterli kabul edilmektedir. Tam da mevsimi açılmışken bol ve ucuz olarak ulaşabileceğimiz, faydalarını saymakla bitiremeyeceğimiz balık çeşitlerine sofralarınızda daha fazla yer vermeye ne dersiniz ? Hem leziz, hem doyurucu, hem sağlıklı hem de hafif bir öğün arayanlar için; kinoa ve avokadolu somon salatası! KİNOA VE AVOKADOLU SOMON SALATASI · 1 dilim somon · 3-4 dal taze kekik veya defne yaprağı · 1/4 avokado · 1/4 su bardağı kinoa · 1/4 demet roka · 3-4 adet çeri domates · Yarım limon · 1/2 adet kivi veya yeşil elma · 1 ince dilim ananas · 1 tatlı kaşığı zeytinyağı · Tuz Hazırlanışı: Dilim somonu yıkayıp baharatladıktan sonra yağlı kağıt üzerine alın ve 180 derecede ısıtılmış fırında 15-18 dk kontrollü olarak pişirin. Kinoayı bir kaseye koyun ve üzerine su ekleyin. 10-15 dakika suda beklettikten sonra orta ateşte yaklaşık 15 dakika pişirin. Pişen kinoayı salata kasesine alın. Üzerine dilimlenmiş avokado, doğranmış roka , meyveler ve domatesi ekleyin. Salatanıza zeytinyağı, tuz, ve limonu da ekleyip karıştırın. Fırından çıkan balığınızı da üzerine ekleyin. Afiyet olsun! Bu salatayı öğle ya da akşam öğününde gönül rahatlığıyla tüketebilirsiniz. Avokado ve kinoa sizi uzun süre tok tutacaktır.


Doğal & K atk ısız H AT AY'ın Gerç ek L ezzetleri ile B uluş turuyoruz...

www.hatya.c om.tr

/hatyagida /hatyagida +90555 011 1131

93


ZEN

GÖKTÜRK 20 yılı aşkın deneyim ve uzman kadromuzla yeni normale uygun olarak hizmetinizdeyiz

0212 322 8 322 zengokturk Belediye Cad Doğa 77 Konutları C Blok No: 22-D Göktürk - Eyüpsultan / İstanbul

94

Dt. Özgecan Kasnak


HİZMETLER İmplant Ortodonti Diş Beyazlatma Gülüş Tasasrımı Diş Taşı Temizliği Laminate Veneer Çocuk Diş Tedavileri Dolgu Kanal Tedavisi Pembe Estetik (Diş Eti Estetiği)

95


RÖPORTAJ

“Bu Şehre Borcumuz Var Bizim” ◊ Deniz Köken neden belediye başkanı olmayı seçti? - Ben, bu işin 25, 26 yıldır içerisindeyim. Şimdiye kadar da üst düzey yerel şehircilik hizmetleri verdim. En verimli döneminde de başkan olarak bulunduğum şehre hizmet vermek için talip oldum. Bu şehre borcumuz var bizim. “Hedefimiz Vatandaşın Bu Şehirde Daha Huzurlu Yaşaması” ◊ Başkan adaylığı sürecinizdeki yapmış olduğunuz çalışmalar nelerdir? - Ben buralıyım. 15 yıl Anadolu’da görev aldığım için, 15 yıllık bir boşluk oluşmuş oldu. Ben buradan görev icabıyla gittiğim zaman, 15 yaşındaki çocuk 30 yaşına gelmiş. Haliyle seçmen profili değişmiş. Bizim çocuk dediklerimiz genç çağlara gelmişler. Şehrin gidişatına yön verenler olmuş, üniversiteler bitirmişler. Tekrardan tanışıp büyükler, küçükler ve orta nesil arasında diyalog kurmak gerekir. Ben ona vakit harcadım. O aşamayı geçtikten sonra zaten 90 gün boyunca günde 15 bin adım atmak şartıyla yoğun tempoyla hedefimiz şuydu; gittiğimiz mahalle dışında siyaset yapmayacağız. Yerel siyasetin dışına çıkmadan vatandaşın sokağındaki, mahallesindeki ve ilçesindeki sorunlarını, çözüm yollarını ve onların bu şehirde daha huzurlu yaşayabileceği argümanlar neler olabilir, bunları konuştuk. Yani polemik konusu siyasi argümanlara farklı şeyler söyleyenlerin hiçbirisi aradığını bulamayınca hepsi yerel siyasete döndüler. Beni siyasi arenaya çekemediler. Çünkü yaptığımız iş yerel. Yerel işin ideolojisi olmaz. Yerel yöneticilik yemek yemek gibi bir şey. Yemeğin ideolojisi olur mu? Ancak kalitesi olur. Kalitesinde yarış edilir. Birisi doyumluk yemek yapar. Mesela bir zincir fast food restaurantındaki ürünlere hem doyurucu hem lezzetli diyemezler. En doyurucu diyebilirler. Ama biz hem doyurucu hem de lezzetliyi sunmak istiyoruz.

96

Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken ile seçimlerden pandemi sürecine, yeni normale ve projelerine dair sohbet ettik.

RÖPÖRTAJ Ümit ÖNER


“Şehrin Röntgenini Çektik”

◊ Başkanlık seçimini kazandıktan sonra ilk değiştirdiğiniz şey neydi? - Seçim stratejimde belirlediğim acil planlar vardı. Öncelikle ekibimizle bütün mahallelerde sabah buluşması yaptık. 100 personel ile şehrin röntgenini çektik. Bugün 100 - 150 personel ile önce gözle görelim istedik. Bunlar 20 gün sürdü. Yani 20-25 günde şehrin röntgenini çekmiş olduk. Yanlış olan yer, kaldırım olmayan yer, korkuluğu olmayan yer… Mesela Sakarya mahallesinde kaç yıldır bekleyen yol çalışması vardı. 200 metrelik bir yol, vatandaş oraya ulaşabilmek için çok zorlanıyordu. Orayı gözümüzle gördük. Bu fiziki şartlarda neye çabuk müdahale ederiz diye düşünüyoruz. Biliyorsunuz, hastaneye gidersiniz, ağrınız vardır. Önce ağrıyı keserler, sonra hastalığın gerçek sebebini öğrenirler. Ondan sonra ana müdahaleyi yaparlar. Bizde önce ağrılarla ilgili tespitleri yaptık. Yani bu tarama çok işimize yaradı. Şehrin tamamının röntgenini çekmiş olduk. “Şehrimizle ne kadar iyi ilgilenirsek o derecede iyi olacaktır” ◊ Peki belediye olarak 5 yıl içerisinde planladığınız hastane, okul, spor tesisleri gibi projelerinizden biraz bahseder misiniz? 28 mahalle olarak yola çıktık ama ben dörde böldüm bu şehri. Dört bölgeden oluşturdum. Şimdi niye öyle yaptım daha iyi anlıyorlar. İyi ki böyle bir şey yapmışız. Şimdi Eyüp dediğimizde; Göktürk de Eyüp, Akpınar da Eyüp, Yeşilpınar da Eyüp, Eyüp Camii’nin oralardaki mahalleler de Eyüp, Alibeyköy de Eyüp. Bunlara bakarsanız Göktürk’ün talep, ihtiyaç ve beklentileri farklı, Akşamsettin’in farklı. İkisi de 50 bin nüfuslu mahalleler. On maddelik ihtiyaç listesinde sekizi farklıdır ikisi arasında. Haliyle bizim o zaman bölgesel bir modele geçmemiz lazımdı. Ben de Eyüp’ü ayrı bir bölge, Alibeyköy’ü ikinci bir bölge, Akşamsettin bölgesini üçüncü bir bölge ve Göktürk-Kemerburgaz bölgesini dördüncü bir bölge olarak aldım. Ve

hemen Eyüp Stadı’nı hayata geçirdik. Hem stat çimi kötüydü hem de tribünler yarım kalmıştı. Mesela şuan Eyüp stadında iki bin tane insan yürüyor. Bunların yüzde sekseni hanımefendi. Bu çok önemli bir şey. Öte yandan Kemerburgaz’daki Adalet Bakanlığı ile birlikte Bağımsızlık Köyünü hayata geçirdik. Keşke oradan başlamasaydık ama en çok talep orada vardı. Yara neredeyse oraya parmak basmak gerek. Gençlerle ilgili önemli bir sorun vardı orada. Tedavi ve rehabilitasyon merkezini açmış olduk. Bunu böyle şeyler azalsın diye yaptık. Aslında ne kadar çok spor tesisi yaparsak o kadar az rehabilitasyon merkezi yapmış oluruz. Sloganımız bu bizim. Her şey ilgiyle alakalı. Biz şehrimizle nasıl iyi ilgilenirsek şehrimiz de o derecede iyi olacaktır.

“Halkın İhtiyacını Halka Sunuyoruz”

◊ Kemerburgaz’a hastane planı hakkında ne düşünüyorsunuz? - Buranın en önemli sorunları ilk olarak hastane, ikinci olarak okul ve üçüncü olarak da spor salonu. Kemerburgaz’ın böyle sıkıntıları var maalesef. Hastane konusunda ciddi beklentilerimiz vardı. Tarım ve hazine konusunda oldukça sıkıntılar vardı ama hepsini çözdük. Yeri aldık ve Sağlık Bakanlığı’na teslim ettik. Sağlık Bakanlığı da aldı, kabul etti. Bu önemli bir aşamaydı. Mahkeme süreci vardı, onu çözdük. Daha sonra Sağlık Bakanlığı bize hastane yapabilmek için yeri boş göstermemiz gerektiğini söyledi. Biz iki üç tane yer var zannettik ama otuza yakın iş çıktı işin içinden. Onları da temizledik. Sonra yerel gazetelerden birkaç kişi aleyhimizde haberler yaptı. Hastane yapıyoruz diye bu işin aleyhinde kampanya yapılıyor olması tuhaf. Sonuçta biz kimsenin tapulu malını işgal etmedik, etmeyiz de. Buranın halkının en müzdarip olduğu konu hastaneydi. Ben onu yapmak istiyorum. Çünkü bu gerekli bir ihtiyaç. İkinci olarak okul meselesi, şu anda Nejat Sabuncu 1000 mevcudu olan bir okul. Aynı zamanda karakol meselesi var. Göktürk karakolu karşısında 4000 metrekarelik derslik yaptırıyoruz. Bunu da Valimizle görüştük. Bunu da yapacağız İnşallah. Yedi, sekiz okul projemiz var ama ilki burası. Ondan sonra Göktürk futbol sahasını yapacağız. Daha sonra kültür merkezi çalışmalarımızı devam ettireceğiz.

“Ben Yapmayacağım İşleri Konuşmam”

◊ Bu 5 yıl içerisinde bu projelerin teslim süreleri nedir? - Hastaneyi 2021 yılında başlatmayı düşünüyoruz. Eğer başlatabilirsek 2023 yılında bitmiş olur. Onun dışında okulu da 2021 yılı programına dahil etmeyi düşünüyorum, çünkü bunu

yapmam lazım. Ben yapamayacağım işleri konuşmuyorum. Çünkü 5 yıl sonra vatandaşlarla yine bir araya geleceğiz. ◊ Kültür ve sanata düşkün olduğunuzu biliyoruz, peki bu konularda projeleriniz nelerdir? - Öncelikle kütüphanemizi hemen açıyoruz. Eski karakol sokağında büyük bir binamız vardı. Büyük, üç katlı. Orayı boşalttık, oraya kütüphane açıyoruz. Ama her dört bölgenin tamamında birer kütüphanemiz olacak. ◊ Pandemi sürecinde Eyüpsultan Belediyesi neler yaptı? - 12 Mart itibari ile sokakları ilaçlamaya başladık. Müdürlerle konuşup personellerini ikiye bölerek dönüşümlü gün çalıştırmalarını söyledik. Halkın çok girdiği kuaförler, berberler AVM’ler, marketler gibi yerleri ilaçladık. Daha sonra yaşlılarımıza yasak gelince onlara evde hizmet verdik. Vaka sayısı yoğun olan ilk beş mahalleden temizliğe başladık. Ramazan ayı ile bir araya gelince pandemi süresince dağıttığımız paket sayısı beş binken bu sayıyı otuz bine çıkardık. Eyüpsultan halkı da bizi görünce daha duyarlı bir şekilde davrandılar. Bu şekilde İstanbul’un ilçeleri arasında ortalamanın altında kalıyor bizim ilçemiz. “14 Gün Evde Kalmalarını Rica Ediyorum” ◊ Yeni normal hayat süreci için Eyüpsultan Belediyesi’nin planları neler? - Bir kere vatandaşın daha da duyarlı olması gerekir. Çünkü bundan sonraki süreçte çember daraldı. Kime nerde ne zaman vuracağı belli değil. Ben özellikle Anadolu’dan gelenlere 14 gün evde kalmalarını rica ediyorum. Şu anda okulların tamamının boyanması ile ilgili çalışmalar yapıyoruz. İlçe Sağlık Müdürlüğü ile irtibat kurarak ilaçlamalarımızı bu doğrultuda yapıyoruz. Yeni dönemde okul devam edip etmemesine göre kararlarımızı vereceğiz. Çünkü artık Anadolu’dan gelenlerle İstanbul’un vaka sayısının artacağını biliyoruz. Ben Anadolu’dan gelenler için 14 gün karantina yapmalarını rica ediyorum. Bu hem kendileri için hem mahallesi için kısacası herkes için. ◊ Başkanım sorularımızın yavaş yavaş sonuna geliyoruz eklemek istediğiniz başka bir şey var mı? - Sizin işlerinizi yapmak yetenek ister. Gerçekten bu sektör aslında tam bir arşivlik. O yüzden görseller, arşivler olmalı bence. Bundan 10 yıl sonra ki nesil bunları görecek ve bakacaklar dergi nasıl yapılır, neler koyulur diye ilham alacaklar. 15 yıl o kadar uzun bir zaman ki ben 15 yıl öncesine baktığımda öyle değişmiş ki her şey. Başkanım çok teşekkür ederiz bizim sorularımıza cevap verdiğiniz ve zaman ayırdığınız için. Ben teşekkür ederim. Pandemi sonrası yeni normalde bunları konuşmamız gerçekten iyi oldu.

97


98


99


Röportaj ÜMİT ÖNER

◊ Özge Hanımla birlikte ‘Senle Ben’ düeti inanılmaz beğenildi ve milyonlar izledi, paylaşımlar yaptı. Yeni Düet ‘Gidersen Eğer’ de bir o kadar yeni çıkmasına rağmen yoğun ilgi görüyor. Sizce bunun sebebi nedir? - Sanıyorum her şeyden önce samimiyet var. Özge’yle yaptığımız her şey o kadar doğal ve içten oluyor ki, bu izleyici tarafından görülüyor ve sahiplenilmeye başlanıyor. Müzikte her zaman dikkat edilen bir husus var, oda izleyici veya dinleyiciye ne kadar hitap ettiği. İnsanlar bu şarkılardan nasıl kendi hikayelerine pay çıkardığı, kendini şarkının içinde nasıl kaybettiği, bunların hepsi çok önemli ve sanıyorum bizim yaptığımız şarkılarda herkes kendini hikayenin tam ortasında buluyor. Gidersen Eğer şarkısı bir o kadar samimi ve gerçek. Bugüne kadar söylerken en çok zorlandığım şarkı oldu. Bunun en büyük etkisi tabii ki şarkıyı Özge’nin yazmış olmasıdır. Düşünsenize düet yapacaksınız, hem de hayat arkadaşınızla ve biliyorsunuz ki okuyacağınız parça onun size olan hisleri. Bence bu tarifsiz bir anlatım. ◊ Sinan Bey ‘Aşk Sensiz de Gülüyor’ şarkınız da iyi bir single çalışması, nasıl geri dönüşler aldınız? - Aslında bu dönem zor bir dönem olduğu için müthiş beklentilerle yapmadık o şarkıyı, çünkü bu kadar moral bozukluğu varken pandemiden ötürü hareketli kıpır kıpır bir şarkı yapmak biraz riskliydi açıkçası. İnsanlar daha duygusal şarkılara yöneliyor genelde bu dönemlerde. Gerçi çevremdeki birçok arkadaşımda “Bu dönemde çıkartmak iyidir herkesin morale ihtiyacı var.” diyerek beni oldukça motive ettiler. Ben yaptığım her şarkıyı, her yeni eseri beğenerek sunuyorum dinleyici ve izleyici karşısına. Bir dönem izlenmelere çok takılırdım ve üzülürdüm. Zaman geçtikçe amaç sayıyı arttırmanın ötesinde izleyen veya dinleyen kişiye hakkıyla dokunmak, kendisinden ufak tefek hikayeleri yaptığımız işler de bulmasını sağlamak daha anlamlı geldi bana. İstenileni verdi mi bu her zaman tartışılır tabii ki ama benim için yaptığım her yeni parça benim hikayeme dev katkıları olan birer basamak olmaya devam ediyor.

ÖZGE ÖZDER SİNAN GÜLERYÜZ Ünlü çift Özge Özder ve Sinan Güleryüz ile "Gidersen Eğer" şarkıları, müzik piyasasından oyunculuğa dair gerçekleştirdiğimiz röportajımız sizlerle 100


EVLİLİK ALGIMIZ BİRBİRİMİZİ YAŞAMAK

◊ Size ulaşan her hayranınıza yanıtlar vermeye çalışıyorsunuz, bu enerjiye bu tempoya nasıl yetişiyorsunuz? - Sevgi ve Saygı karşılıklı çoğalan bir his bence, beni seven insanlar bana karşı güzel duygularını gösterirken bende onların bu duygularını karşılıksız bırakmamaya çalışıyorum. Boş olduğum zamanlarda bana veya Özge’ye yazılanları okuyup, birçoğuna dönüş yapmaya çalışıyorum. Hepsine cevap vermem tabii ki imkansız çünkü o zaman her saniyemi telefonda veya bilgisayarda geçirmem demektir. Ama olabildiğince insanlarla iletişim halinde kalmaya çalışıyorum. Çünkü yaptığımız iş insanların duygularıyla alakalı. Sürekli platonik bir ilişki yaşayan kişi zamanla karşısındakinden sıkılır diye düşünüyorum. ◊ Sinan Bey şarkı seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz? - Kesinlikle kaliteli olması, benim hep gıpta ile baktığım 90’lar dokusunu kaybetmemesi ve yaptığım parça duygusal ise kalbe, hareketli ise enerjiye bir katkı sağlaması ile tanımlayabilirim. Bireysel yaptığım yavaş tempolu şarkılarda da, Özge’yle yaptığımız düetlerde de hep bir kaç şeye odaklanıyorum “kaliteli okuma, hissetme, hikaye ve aktarım”. Bunlar benim olmazsa olmaz dediğim maddeler çünkü yapmak için yaptığınızda belirli bir zaman sonra silinip gidersiniz. Fakat yaptığınız eserin “unutulmazlar” arasına girmesi için gerçekten her dinleyeni etkisi altına alması gerekir. Çok şükür ki yaptığım işlerde aldığım yorumların neredeyse tamamı bu yönde. Yani mutlaka birilerinde en saklıyı, gizliyi ve güzeli ortaya çıkartıyor... ◊ 2020 Türkiye’sinde ki müzik piyasasını nasıl buluyorsunuz? - Açıkça söylemek gerekirse ben kendimi de dahil ederek şuan çok ciddi zorlu bir süreç yaşıyoruz, sektörün tamamı olarak. Tahminimce benim gibi

ekmeğini müzikten sağlayan birçok kişide bu zorluğun tam ortasında. Çünkü iş yok. İş olmaması demek giderlerinde düşüyor olduğu anlamına gelmiyor maalesef çünkü giderler sabit fakat gelir yok. Üretmek, yapmak ve yeni şeyler çıkartmak sürekli istiyoruz ama her şey bir maliyet. Pop kültürü olarak düşünecek olursak da ciddi bir gerileme var son yıllarda, sanki her şey aynı gibi geliyor kulağa ve maalesef iş iyice ticari boyuta

döndü. Artık radyolar bile 4 dakikadan uzun şarkı çalmıyor ve dinleyenlerin şarkıdan şarkıya atlaması maksimum bir kaç saniye kadar hızlı. Bunun en büyük nedeni 1- Pop müzik çağa ayak uyduramadı ve bu yüzden rap bunun önüne geçti, 2- Dijital dünya bizi çok hızlı tüketmeye itiyor. Bu kadar hızlı tüketmenin bu kadar hızlı gündem değişiminin içinde bir parçayı çıkardığın an çok hızlıca tüketiliyor ve eski olma adımını atıyor. İşte burada da PR lazım. Sadece bir şarkıyı yapmak ve onu kendine göre iyi yapmakla bitmiyor konu. Onu aynı zamanda

iyi de pazarlamak, satmak gerekiyor. Yani sektörde kısacası kendi reklamını yapacak gelirin yoksa çok çok iyi bir şarkı bile bir yere kadar yükselişte kalıyor, onun dışındaki şarkılar ise tozlu raflarda yerini alıyor. ◊ Artık dijital platformlar ön planda bu geçişi nasıl değerlendirirsiniz? - Global ve her şeye anında ulaşılabilen bir dünya var artık. Yararlı olduğu gibi zararlı olduğunu da düşünüyorum. Tabii ki teknolojiyi nasıl kullandığınızla da alakalı bu durum. Benim yaşım 35 ve zamanında çıt çıtlı televizyonlar vardı, tüm aile toplanıp bir şeyler izlemek veya dinlemek için ekranın karşısına kitlenirdik. Yapılan işe, emeğe saygı vardı, yapılan işin bir önemi vardı. Şimdi o kadar hızlı tüketiyoruz ki, artık hiçbir şeyin kıymeti ve ağırlığı yok maalesef. Üzücü olan her yapılan işin arkasında ciddi bir emek ciddi ve bir hikaye var ama o kadar hızlı tüketilip bir kenara atılıyor ki, çok yazık! Bir şarkıyı oluştururken sıfırdan bir şey yapmak ne kadar yoğun ve yorucu bir iş tahmin bile edemezsiniz. Parçayı bulma veya sözleri yazma, sonra bestesini, müziğini yapma, aranjesini oluşturma, tek tek hangi enstrümanlar çalınacak onu belirleme, mükemmele yakın bir yorumlama yapma, uygun ortam ve alanı bulup doğru bir ekiple klip çekme, doğru zamanda piyasaya sürme, reklamını veya PR çalışmasını yapma, sonra dinleyici ile buluştuğunda bir yukarı kaydırma hareketi ile o emekler geride kalabiliyor. Teknoloji bir Fast Food havasında artık. Bir İtalyan restoranına gittiğinizde ya da şık herhangi bir restorana yemek gelirken ki bekleyiş, yemek geldiğinde ki yavaş hareketler, hemen bitsin istemeyiz, çünkü onda ciddi bir emek vardır. Ama Fast Food larsa tam aksine kendini kaybedercesine en hızlı ve ilkel şekilde yemek yiyen kişileri görürsünüz. Bir tarafta yemeğe ve yapan kişiye saygı varken, diğer tarafta sadece tüketmek ve anlık açlık ihtiyaçları gidermek vardır.


◊ Sinan Bey ve Özge Hanım koleksiyonel anlamda tutkunu olduğunuz bir şey var mıdır? - (Özge) Beatles a ait her şey var bende. Köpeğimin adı da Beatles zaten  Müzik ve film üstüne de fena bir koleksiyonum olmadığını düşünüyorum. (Sinan) Sormayın valla Özge benim koleksiyonlarımı pek sevmez hiç kullanmasam da Tesbih ve Bıçak koleksiyonlarım var. Ayrıca ciddi anlamda bir ayakkabı hastasıyım. Belki de açılmamış en az 7 çift ayakkabım vardır hala evde. Ciddi bir hastalık valla...  ◊ Sinan Bey ve Özge Hanım iş konusunda muazzam bir uyumunuz var peki ev de durumlar nasıl? (Ortak Cevap) (Özge) Evde de öyleyiz. Mutfakta yemeği de temizliği de bahçe işini de her şeyi birlikte yapmaktan keyif alıyoruz. Hatta birlikte seçip izlediğimiz dizileri ben bir bölüm merak edip açsam Sinan sitem ediyor. O gün işi yoksa sete ziyarete gelip vakit geçiriyor. Alışverişlerimizi birlikte yapıyoruz. Biz birbirimizi dolu dolu yaşıyoruz, çünkü evlilik algımız da böyle. (Sinan) Allahım nazarlardan korusun bizi. Valla Özge de çok içten olduğu için her şeye ortak karar veriyoruz. Ben çok onsuz bir şeyler yapmam çünkü zaten geç bulmuşum onu bari dolu dolu yaşayalım kafasındayım. Bir kere inanılmaz bir el lezzeti vardır, çok güzel yemek yapar hatta kendi kanalında bazen bunları çekiyor, problemli kısım kendisi sadece tadına bakarken ben kalanını yediğimden bana sıkıntı oluyor tabii ki. Onun dışında çok hamarat, valla biraz dağınıktır ama bi off gelirse ona, her şey düzene girmiş ve anında toplanmış bulursunuz. Hayatta boş duramaz, mutlaka bir uğraşı, işi, toplantısı vardır. Ben ondan daha rahat yaşıyorum bu konuda. Ama yine de kendine çok güzel zaman ayırır. Sadece hep diyorum, fazla iyi niyetli bir karım var. ◊ Özge Hanım, Sinan Bey ile düetleriniz sayesinde sizin de oyunculuğunuzun yanı sıra harika bir sesinizin olduğunu duymuş olduk. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz şarkı söylerken? - Yanımda Sinan’ın olması çok anlam katıyor tabii ki. Hepsine Sinan vesile oldu zaten. Harika bir anılar yığını olması, aynı zamanda dinlemeye değer bir şeyler çıkması da sevindirici. Ben durup dururken “hadi bir şarkı patlatayım” kafasında ve özgüvenine sahip bir oyuncu değilim, utanırım da. Ama bir şekilde görevimse bu, yani

102

müzikal de oynamış bir oyuncu olarak söylüyorum, o rolün arkasına sığınıp en iyi şekilde görevimi yaparım. Sinan’la şarkı söylerken hayatın ta kendisi gibi oluyor… ◊ Peki eşiniz Sinan Bey ile şarkı söylemek nasıl bir his? - Yukarda da tarif ettiğim gibi çok akışında ve doğal geliyor. Bazen aşırı duygulanıyorum. Son şarkının klibinde de belli oluyor zaten. “Gidersen Eğer” İ gerçek duygularla ve kendi iç dünyamı

yansıtarak yazmış olmamın da etkisi büyük tabii. ◊ Özge Hanım oyunculuk konusunda kendinizi kanıtlamış birisisiniz. Yeni sezonda dizi-sinema gibi projeleriniz var mıdır? - Çoktan ekrana geldi bile  Şu an izleyici ile Sadakatsiz dizisinde buluşuyoruz ve çok heyecanlıyız. Hayatımda heyecan verici çok daha fazla şey de var tabii ki. Zamanla paylaşacağız.


◊ Youtube kanalınız çok aktif ve abone sayınız oldukça fazla. Güzel insanlar ile güzel sohbetlerinizle izlenimleri bol videolarınız mevcut, samimi ve doğalsınız. Kanalınız da bu videoları çekerken nelere dikkat ediyorsunuz? - Sadece içimden geleni yansıtmaya, çekincesizce kendim olmaya, hayatı ve hayata bakışımı özgürce ve özgece anlatmaya dikkat ediyorum. “Bu izlenir mi? Kaç tık alır?” kafasıyla yaklaşmıyorum kanala, dijital güncel gözüyle anı biriktiriyorum, insanları yanımda, hayatımda ve yakınımda hissedip öyle hissettirmeye gayret ediyorum. Çok mahremimi ifşa etmeden… Ben izlediğimde gözüm doluyor mesela. Yorumlara çok seviniyor, duygulanıyorum. Kanalın öyle profesyonel içerik üreticileri vs yok para kazanmaya yönelik. Her şeyiyle ben ilgileniyorum. Çünkü beni en iyi yansıtan yayın aracı ve çok kıymetli. Bundan sonrada başka yayın aracına, aracıya ihtiyacım olmayacak kendimi insanlara anlatmak için, o yüzden çok önemsiyorum. Benimle ilgili en doğru haberleri de, hayata dair yansımayı da herkes orda arayacak ve bulacak. Birilerinin beni kafasına göre tanımlaması, daha fazla tık için söylediklerimi kesip biçmesi ya da kafasına göre ekleyip baharatlandırması hoşuma gitmiyor. Keşke daha önce kurabilseydim bu kanalı ve kanal ekibimi! YouTube da olmayı çok seviyor ve sağlıklı bir buluşma yolu olarak görüyorum. ◊ Özge Hanım evlilik için bize bir kadın olarak neler söyleyebilirsiniz? - Evlilik hayatın tek amacı ve tasarlanacak, yaslanacak bir şey olarak görülmemeli. Önce kendilerini bulmalı, kendini tasarlayıp tanımlamalı, mutlaka bir meslek sahibi olmalı ve bir birey olarak kendini değerli hissetmeli kadın. “Bilmem kim beyin eşi” olarak anılmamalı, Prof X bey ve eşi tanımında ki “eş” olarak değil, kendisi Prof olarak tanımlanmalı. O kadın özgüven içinde olursa, kendi inşaasını iyi gerçekleştirirse ve yaslanmak için değil, gerçekten yol arkadaşlığı için birini seçerse, en sağlıklı ve en mutlu evliliği yapacaktır zaten. ◊ Sinan Bey ve Özge Hanım size ortak ve son soru olarak Kadına

Şiddet konusuna karşı cümlelerinizi alabilir miyim? - (Özge) Bu çağda bu konuyu hala konuştuğumuza inanmak bile istemiyorum. Oğullarını aslan oğlum, paşam mantığı ile yetiştirmek yerine daha başka bir bakışla yetiştiren annelere, okullarda ki eğitim sistemine öğretmenlere çok iş düşüyor! Kız çocuklarına verilen kıymet ve okuma okutma mücadelesi ile ama en önemlisi de yasaların caydırıcı olması ile ilerlenebilir ancak! Onun dışında bir erkeğe bağımlı yaşamayı, bir erkeğin kredi kartı ya da bütçesiyle yaşamayı kendine övünç değil, onur meselesi yapan, çalışan, üreten genç kadınlar yetiştirmeliyiz. Birine maddi olarak bağımlı hale gelirseniz kendinize ait bir hayatınız da yok demektir maalesef! Kızlarımızın bunu anlaması şart! (Sinan) İnsanlık suçu diyeceğim fakat insan olana denecek şeydir bu. Benim için kadın, çocuk, bebek ve hayvan kırmızı çizgimdir. Onlarla alakalı bir durum olduğunda bende insanlıktan çıkan bir hal alıyorum. Arkamızda bir yasa olsa bu yasalar vasıtasıyla ceza verilse zaten bu kadar kolay kimse suç işlemez. Ama karşınızda bir yaptırım bir ceza ya da caydırıcı bir etken olmayınca maalesef bunlar yaşanmaya devam edecektir. Eğitim her toplum için o kadar önemli bir durum ki bir çiçeğe, böceğe yaklaşırken bile insanın vicdanıyla hareket etmesini sağlıyor. Caydırıcı ceza, eğitim ve tabii ki aile sevgisi en önemli üçlü bence...

103 103


104

◊ Müzik ile aranızda ki bağı tek bir cümle ile söyleyin desek ne söylersiniz? - Diyemem! Müzik o kadar aslında hayatımın ya da hayatımızın içindeki bunu açıklamam ya da yokluğunu kabullenmem imkansız. Müzik her şeydir, müzik hayattır, müzik ışıktır, müzik aşktır, müzik üzüntüdür, müzik duygusallıktır, sevgidir, öfkedir, hırstır. Kısacası Müzik Hiç Durmamalı... ◊ Dinlemekten haz aldığınız kişi/ kişiler kimlerdir? - Spesifik bir seçimim yok fakat tabii ki dönem dönem değişik müzikleri dinlediğim oluyor, kahvaltıda Jazz ve Blues, antrenmanda Rock ve Elektronik, gün içerisinde Enstrümantel, oldukça sıklıkla Soundtrack şarkılar, Türkçe’de 90’lar söyleyen herkes Kayahan, Sertab Erener, Sezen Aksu, Toygar Işıklı yeni çıkan birçok isim yabancılarda Elvis Presley, Dean Martin, IL Divo vs vs. ◊ Eviniz siz ve eşiniz hariç kalabalık aslında, evde sizinle kaç tane değerli dostumuz var? - Aslında bu çok değişken oluyor bizim ev için, sabit iki köpeğimiz var Lucy ve Beatles fakat annemin köpeği Ateş ve Kurtköy Ormanlarından kurtardığımız çok yakın bir arkadaşımızın sahiplendiği Dogo cinsi Zaphod da bize sık sık uğruyor. ◊ Sizin youtube kanalınız da çok eğlenceli programlar oldu ve devam da ediyor. Bize kanalınızla ilgili biraz daha bilgi verir misiniz? - Benim YouTube kanalım sadece Akustik Müzik üzerine bir kanal, biraz daha kanalı büyüttükten sonra kanalıma konuk sanatçılarda almayı düşünüyorum. Bir çok YouTube kanalı sahibinin aksine ben kanalımı konsept konsept yapmayı planlıyorum. Yani müzik tarzı, enstrümanların çeşitliliği, mekanın değişimini sürekli göreceğiz. Dedim ya henüz daha bir bebek gibi kanalımız çok yeni ama kısa zamanda güzel işlere imza atacağımıza eminim.


105


GURME

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE GELENEKSEL ANADOLU MUTFAK KÜLTÜRÜNÜN GELİŞİMİ İnsan, geçmişten günümüze gelinceye kadar beslenme ihtiyacını çeşitli şekillerde karşılamıştır. Buna göre konumuzu oluşturan Geleneksel Anadolu Mutfak Kültürü’nün ortaya çıkışı ve gelişimini 5 ana grupta değerlendirebiliriz. Avcı Toplayıcı Beslenme Süreci: İnsanın yeryüzünde görülmesinden yerleşik düzene (Neolitik Dönem) geçinceye kadarki süreçtir. Bu süreçte insanlar, doğadan topladıkları ve avlandıkları bitki ve hayvanları yiyerek beslenmelerini sağlamışlardır. Anadolu’da İlk Yerleşik Düzene Geçilmesinden (MÖ 9-8 bin yıl

106

Muhsin Ertürk CHEF

chefmuhsinerturk

önce), M.S. X. Yüzyıla Kadarki Süreç; Bu süreçte Anadolu’da birçok yerleşim yerleri ve Devletler kurulmuştur. Bunlardan önemlileri Hattiler, Hititler ve Urartulardır. Bunların beslenmelerinin ana ürününü tahıl ve tahıl ürünleri, baklagiller ile koyun, Keçi, sığır ve kümes hayvanları oluşturmuştur. Anadolu Selçukluları ve Beylikler Dönemi: Anadolu’ya özellikle 1041 yılından itibaren büyük gruplar halinde gelip yerleşen Selçukluların mutfak kültürleriyle ilgili bilgileri Kaşgarlı Mahmut’un Divan-ü Lügat-it Türk (1072), Yusuf Has Hacip’in Kutadgu Bilig (XI.Yüzyıl), Mevlana’nın eserleri (Mesnevi, Divan-kebir, Mektübat, Mecalis-i Seb’a XIII. Yüzyıl) ve 14. yüzyılda yazılı hale getirilmiş Dede Korkut hikâyelerinde bulabiliriz. Bu dönemde Orta Asya’dan getirilen mutfak kültürü, Anadolu’da yerleşik insanların kültürleriyle bütünleşmiştir. Osmanlı İmparatorluğu Dönemi: Bu dönem Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşundan (1299), Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna (1923) kadarki süreci kapsar. Osmanlı İmparatorluğunun gelişimine paralel olarak, mutfak kültürü de gelişmiştir. Mutfakta aşçılar, padişah ve saray ileri gelenlerin hoşuna gidecek yemekleri yapabilmek, ziyafetleri daha gösterişli hale getirmek için adeta birbirleriyle yarışarak, Osmanlı Mutfak Kültürü’nün zenginleşmesine katkıda bulunmuşlardır. Cumhuriyet Dönemi (1923-Günümüz): Başlangıçta Anadolu mutfak kültürüyle ilgili kaynaklar daha çok İstanbul mutfağına ait olmasına karşın, bunun ekonomik ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak iletişimin artmasıyla zamanla gelişerek daha da zenginleştiğini söyleyebiliriz. Gelişmeye bağlı olarak yörelere özgü yemekler diğer yörelerde de bilinir duruma gelmiştir. Günümüzde Geleneksel Anadolu Mutfak Kültürü’nü teknolojik gelişmeler daha fazla etkilemiştir. Yağların rafinasyonu,


biçimimizi tüm doğa ile barışık bir hale getirmeliyiz.

DEDENİN YEDİĞİNİ TORUNLARA SEVDİRMENİN YOLLARINI BULMALIYIZ

tereyağı ve iç yağlarının yerini margarinlerin alması, tatlandırıcı olarak bal ve pekmez yerine şekerin yoğun olarak kullanılması, buğdayın saflaştırılarak tam buğday unu yerine, beyaz unun kullanılması, konserve, hazır yemeklerin, gıda katkı maddelerinin ve tatlandırıcıların mutfağa girmesi, yemek pişirme araçlarının değişmesi, GDO’lu ürünlerin piyasaya girmesi gibi nedenler Geleneksel Mutfak Kültürü’nün değişmesinde rol alan başlıca etmenler olarak karşımıza çıkmaktadır.

İŞİN MUTFAĞINDA İLHAM KAYNAĞIMIZ NEDİR ? İşin Mutfağına gelince konu aslında daha bir derin hale geliyor. Çünkü mutfak bir yaşam biçimi ve direk toprak ile bağlantılı bir oluşum.

Sağlıklı beslenmenin de temelleri Mevsimsellik ise peki biz neyi nerde yanlış yapıyoruz diye düşünmeliyiz. Marketlerde 4 mevsim bulunan sebzeler, dayanıklılık süresi uzatılmış doğal olmayan yöntemler ile satılan birçok şey. Sürekli değişen Trendler ve beslenme alışkanlıklarımızdaki değişimler. Tüm bunların içinde iken unuttuğumuz en değerli konu mevsim sebze ve meyvelerinden uzak geçirdiğimiz dönemler. Kolay olanı seçmek gelecekte farklı sağlık problemlerine yol açıyor. Grip olduğumuzda nane ve limon içmek, kendimizi kötü hissettiğimizde Tarhana çorbasını tüketiyor olmak mı çözüm. Yoksa bize miras kalan bu yöntem ve teknikleri mevsiminde sık aralıklar ile tüketerek yaşam biçimi haline getirmek mi? Toprağın bize anlatmak istediği fısıldadığı çok şey var. Artık dikkatli bir şekilde dinlemeliyiz ve yaşam

Günümüzde mutfak kültürümüzün en derin problemlerinden birisi dedenin yediğini torunu sevmiyor olmasıdır. Peki onlara bu mutfağı nasıl sevdirmeliyiz. Bu noktada bence geleneksel düşünüp global hareket etmeli. Artık tüm toplumlar birbirlerinin yeme içme ve yaşam kültüründen haberdarlar. Bu sebeple tüketim ve tercihlerde merak uyandıran birçok tekniğin kültürlere entegre olduğunu görebiliriz. Geleneksel ürünlerden uzaklaşmadan, farklı birçok teknikten faydalanarak yemeklerimizi Global yorumlar ile ulaşılabilir seviyelerde insanlara tattırmak gerekiyor. Lezzetli olan her işletmenin bir o kadar da sağlıklı ve temiz koşullar ile çalışıyor olması gerekiyor. Reçetelerin doğru bir şekilde tekniksel olarak elden geçmesi gerekiyor. Birçok teknikten ilham alarak farklı çeşitlerle buluşmak gerekiyor. Dünyanın ilk hazır Çorbasının Tarhana olduğunu biliyor muydunuz? Peki neden Tarhanaya tek bir ürün gözü ile bakıyoruz. Doğal Fermantasyon ile üretilen bu ürün farklı çeşitler ile raflarda yerini neden almıyor. Çünkü bizler ürünlere sadece isim ve yöresi ile bakıyoruz. Daha fazla işin kimyasına girerek ilham alıp farklı şekillerde geliştirmeliyiz bu oluşuma destek vermeliyiz. Toprağa dokunduğumuz her an tabiatın bize ne kadar cömert davrandığını görüyoruz. Doğa bir işletme için inanılmaz bir modeldir. Üretiyor, büyütüyor ve paylaşıyor. Doğada bir çok canlı bir arada yaşıyorlar. Bizlerde doğa ile bir arada yaşamanın gerekliliklerini sağlayarak geleceğe daha temiz bir mutfak ve kültür mirası bırakabiliriz.

107


GURME

DERİN DONDURUCUNUZ KIŞA HAZIR MI?

Sevinç YILMAZ

GIDA MÜHENDİSİ

Dondurucunun kışa hazırlanması temizliği ile başlar. Peki dondurucu ne zaman ve nasıl temizlenir? Markası ve modeli ne olursa olsun dondurucunuzda; Kötü bir koku oluşmuşsa, Kirlenme ve yiyecek bulaşısı olmuşsa, 0.5 cm civarı bir buzlanma varsa, Bir yıldır temizlenmemişse zamanı gelmiştir. Derin dondurucular kış sonunda boşalır yaz sonuna doğru tekrar doldurulur. İşte içinde az yiyeceğin olduğu bu dönemlerde (Eylül gibi) gözden geçirmekte fayda var.

sevinjoy

108 108

sevinjoy sevinjoy

Öncelikle ilk olarak hazırlık aşamasının yapılması temizliği yarım saat civarında bitirmenizi sağlayacak, dışarıya aldığınız paketler çözülmeden yerine yerleşecektir. Bunun için tezgâhınızın üzerine kalın ve büyük bir sofra bezi veya havlu serin. Aynı şekilde üzerine örtmek için bir ikinci havluyu da hazır tutun. Zemindeki havlu paketlerin dışındaki nemi çekecek ve kaymadan durmalarını sağlayacak üzerindeki ise erimeyi geciktirecektir. Sonra temizlik suyunuzu hazırlayın bunun için ben 1lt. suya 1 yemek kaşığı karbonat koyup eritiyorum. İsterseniz 1lt. suya 1 su bardağı sirke koyarak da hazırlayabilirsiniz. Sonra dolabınızın çalışmasını durdurun ve temizlik bitene dek kapağını kapatmayın. Rafları hazırladığınız zemin üzerine boşaltın ve üzerini sıkıca örtün. Rafları ve çıkarılabilen tüm parçaları çıkartarak ılık su ve sabunlu bezle güzelce yıkayın. Kurulayın. Dondurucunun içi de bu süre içinde biraz ısınmış olacaktır. Donmuş gövdeye ve borulara ılık su değdirmek bile mikro çatlaklara neden olabileceğinden gövde temizliğini raflardan sonra yapmalıyız. Hazırladığınız karbonatlı su ve temiz bir sünger ile güzelce tüm iç yüzeyi silin. Sadece su ile durulayın ve pamuklu bir bez veya bol kağıt havlu ile iyice kurulayın. Rafları yerleştirin. Kenara ayırdığınız yiyecekleri tekrar raflara yerleştirin. Yerleştirmeye üst raflardan başlayın. İlk olarak onları tüketin. Yeni hazırladıklarınızı da alt raflara yerleştirin. Böylece besin kaybı olmayan bir döngü oluşturursunuz.


FINDIKLI SEMİZOTU SALATASI MALZEME LİSTESİ ◊ 1 Bağ semizotu ◊ 1 kase taze nane ◊ 1 Kase maydanoz ◊ 1 Orta boy salatalık ◊ 2 Dal yeşil soğan ◊ 1 Kase sadece ikiye

bölünmüş kavrulmuş fındık ◊ 1 Dilim beyaz peynir ufalanmış Sos: ◊ 1 portakal suyu ve rendesi ◊ 1/2 limon suyu ◊ 1/2 Çay bardağı zeytinyağı ◊ Tuz ◊ Süslemek için nar taneleri kullanabilirsiniz.

Karadeniz’de fındık hasadı yeni bitti. Özellikle Ordu ve Giresun’da yaygın olarak fındık yetiştiriliyor. Dünya fındık üretiminin %70’i bu iki sahil bölgesinden sağlanıyor diyebiliriz. Ben de Ordu/ Perşembe’de bulunduğum süre içinde hasat devam ediyordu. Giresun’daki sel felaketi nedeniyle harmanda ve tarladaki fındığın büyük kısmı kaybedildi ne yazık ki. Güçlü bir E vitamini kaynağı fındığı diyetinizde mutlaka bulundurun. Ben bir Karadenizli olarak yemeklerimde, tatlılarımda çok sevdiğim fındığı sık sık kullanırım. Evet yemek. Fındık sadece çikolata ve pastacılık endüstrisi girdisi değil yemeklere ve salatalara da çok yakışan bir tat. Bu yazımda zamanı bitmek üzere olan yabani semiz otu ile nefis bir fındıklı salata tarifim var. Semizotunun sağlıklı içeriği fındığın lezzeti ve katkısı ile güçlendi.

109


110


grandpizzeria11

111




neociftlik

Neo Çiftlik olarak ortak tutkumuz; Anadolu mutfağının kültür mirasını korumak, eşsiz lezzetlerini nesiller boyu yaşatmak ve sevilen bu lezzetleri geçmişten günümüze tüm tazeliğiyle sizlerin damak tadıyla buluşturarak doğru ve doğal beslenme biçimini desteklemek.

İşte bu tutkunun doğru tüketme ve hazırlama yöntemlerini desteklemek ve Anadolu ‘ da yeni oluşan Kadın Kooperatiflerini destekleyen bir kahramanlık öyküsüdür .

114


Hedefimiz alışılmış ürünlerin ötesinde genetiği henüz bozulmamış toprakların peşine düşerek burada saklı kalmış ürün ve üreticileri destekleyerek Anadolu ‘da tarım istihdamına destek olmak. Nice uygarlıkların beşiği Anadolu’nun, her ocağında ayrı tüten o eşsiz lezzetlerin en taze ve en doğal hali ile soframıza taşımak , yola çıkış noktamızdır. Neo Çiftlik olarak, Göktürk ‘te açacağımız ilk projemize başladığımız ilk günden bu yana, Anadolu’nun Unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerini hazırlamak için ihtiyaç duyulan ürünlerin en doğal ve en taze şekilde tüketici ile buluşması ve bu ürünlerin doğru hazırlama yöntemlerini eğiten ve öğreten mutfak atölyeleri gerçekleştireceğimiz oluşumumuzda yerel üreticilere destek olacağız. Mutfağında doğallığı ve yöresi ile meşhur, hakiki lezzetleri arayan herkesin zahmetsizce ulaşması için Neo Çiftlik ‘ te bir araya getiriyoruz.

Bu hikayemizin destekleyicisi olan hemen yan tarafa oluşumu henüz devam eden NEOLQANTA projesinde ise bu ürünler ile hazırlayacağımız Özel yorumları ile özgün lezzetleri Avrupa standartlarında hazırlayıp sunacağız. LQANTA konseptinde aynı şekilde topraktan ilham alarak Özel Seramik sanatçımız Ezgi Yasemin elleri ile oluşturduğu ve doğadan ilham alarak yaptığı tabaklar ile Anadolu Mutfağını geleceğe taşımayı hedefliyoruz. İstiyoruz ki her tadım bir deneyim olsun. NEOÇİFTLİK ve LQANTA ile her lokmada Anadolu’nun özlenen lezzetlerini keşfedeceğiniz unutulmaz bir yolculuğa çıkmaya hazır olun. Çünkü biz Topraktan sofraya tüm süreçleri kapsayan bir oluşum ile her daim sizlerin yanında olacağız.

ÇOK YAKINDA NEO VİSTA ÇARŞI'DA S İ Z L E R L E BULUŞUYORUZ

115


116


117


SİZ İSTEYİN BİZ GETİRELİM PAKET 0212 322 77 75 SERVİS 0545 520 76 55 Göktürk Merkez Mah. İstanbul Cad. Arcadium Life No:26 Göktürk - Eyüpsultan/İstanbul

ali_baba_kanaat_lokantasi


ÇORBA - SULU YEMEK - DÖNER - IZGARA - KANAT - TATLI


Dünya

SARIMSAK

Marka tescilli ve TUBİTAK ürünlerine bandrol basabilen başlıca ürün kalemlerinden olan Taşköprü sarımsağı, sarımsak ekstraktı, sarımsağın işlenmiş ve işlenmemiş hali, unlu mamuller, bakliyatlar, reçeller ve marmelatlar. Ve nitelikli olarak yöreselleşmiş bir çok ürünlerini e-ticaret siteleri üzerinden çevrimiçi satışa sunmaktalar. Dünya Sarımsak'ın amacı başta Kastamonu’nun doğal yöreselleşmiş lezzetlerini ve tüm yöreselleştirilmiş ürünleri, siz değerli müşterilerine sunmak.

120


Dünya Sarımsak, Çokcan Gıda Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin bir markası olarak 8 Temmuz 2020’de kurulmuştur.

DÜNYA SARIMSAK Adres: Göktürk Merkez Mahallesi, Çamlık Caddesi No.:20/B, Eyüpsultan/İSTANBUL E-Mağaza : www.dunyasarimsak.com dunya_sarimsak Telefon: 0212 322 25 26

121


SEÇ BAKLAVALARI GÖKTÜRK'TE ◊ Merhaba Koray Bey, öncelikle sizi biraz tanıyalım. Merhaba; Koray HIŞVACI ben. 1983 Gaziantep doğumluyum. 20 yılı aşkın süredir İstanbul’da yaşıyorum. ◊ Bu işe ne zaman ve nasıl başlama kararı aldınız? Aslında Babam (Mustafa HIŞVACI) bu işe başlamaya karar verdi ve bizi de dahil etti. Seç Baklavaları sahibi Sayın Ömer KONUKOĞLU ile babam çocukluk arkadaşı kendi aralarındaki konuşmadan sonra bu sektöre adım attık ◊ Neden Seç Baklavaları'nın frechasing şubesini açmak istediniz Seç Baklavaları ile aile dostluğumuz var. Ama bu işi farklı bir zaman dilimi içerisinde yapacak olsa idik bile kalitesinden ödün vermeyen kendinden emin olan ustaların ellerinden çıkan lezzeti sadece ben değil her birey satmak ister Seç Baklavaları sadece marka değil Usta işi onun için bizler bu firma ile birlikteyiz. ◊ Baklavalarınız nasıl böyle lezzetli? Baklavalarımızda kullanılan ürünler hem A kalite ve tamamen doğal işinin ehli ustaların ellerin bol malzemeler ile yapılıyor. Her ürün kendine has lezzeti ve görüntüsü ile damaklarda bıraktığı tadı tekrarlamanız için uğraşılıyor. Afiyet olsun …. ◊ İşinizle ilgili en çok nelere önem verirsiniz? İlk önce ticaret ahlakı tatbikîde içinde bulunduğumuz zamanda da hijyen şartlarına, çalışma saatlerimiz günlük gelen ürünler olduğu için değişkenlik gösteriyor ama her gün düzenli bir şekilde işimize gelmeyi kendimize ilke edindik. Şöyle bir tabir caizse biz babadan böyle gördük. ◊ İyi bir baklava nın nasıl olması gerekir? Kötü Baklava yoktur zaten sadece iyi malzeme vardır. Kalitesiz bir baklavada bile emek vardır emeği görmemek olmaz. ◊ Baklava alırken nelere dikkat etmeliyiz? Öncelikle A veya B firması diye ayrım yapmadan hizmete ve tazeliğe bakılmalı, Baklava her gün aynı tazelikte ve aynı lezzette olmalı, bu tarz gıda ürünleri aldığınız yerlerde samimi kurumsallıktan kaçınılmış olması da ayrı bir dikkat etmeniz gereken bir önergedir.

122


0552 700 27 34

0212 660 27 34 0552 660 27 34

secbaklavalarigokturk

secbaklavabakirkoy

İstanbul Caddesi Artell Forum Çarşısı No: 38/N Göktürk - İstanbul

Kartaltepe Mah. Olgunlar Sk. No: 19/B Bakırköy - İstanbul

123


Limon ismi nereden geliyor?

Limon ismi hiç aklımızda yoktu. İlk başta pastanemizi kurmaya karar verdikten sonra aile bireylerimiz ile iki hafta süren istişare dönemimiz oldu. Böyle akılda kalıcı telaffuzu kolay ismi söylendiğinde iç açıcı fresh bir isim olması için çok düşündük. Bir anda dilimizden Limon ismi çıktı ve böylelikle ismimiz Limon Pastanesi oldu.

124

Serkan Demirtürk


Bize kendinizden bahseder misiniz? Serkan Demirtürk 48 yaşında İstanbul doğumluyum. Baba tarafı Selanik göçmeni, anne tarafı Bolulu. Bu sektöre girişinizden bahsedebilir misiniz? Ortaokulu bitirdikten sonra dedem vasıtasıyla 1987 yılında Emirgan Abdullah Efendi Restoranında çırak olarak başladım. Dedemden ve oradaki ustalardan askere gidene kadar kendime çok şey kattım. Askerden döndükten sonra Florence Nightingale Hastanesinde devam ettim. Bir dönemde Yeniköy Tribeca de devam ettim ardından Göktürk’te Mulino Pastanesinde usta olarak çalıştıktan sonra 2008 den beri kendi aile pastanemizi işletmeye devam ediyoruz.

Hizmet verdiğiniz bölge hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Yaptığımız işte kalite ve hijyen den bu zamana kadar ödün vermeden çalıştık Göktürk ve Kemerburgaz’daki müşterilerimize hizmet vermekten onur duyduk. Bu zamana kadar işimizi severek yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Göktürk ve Kemerburgaz halkına teşekkür ederiz. Butik Pastanecilikteki amacınız? Butik pastanecilikte eski tariflerle yeni tarifleri harmanlayarak daha iyi lezzetler sunmak amacımız. İşinizde başarınızı neye borçlusunuz? Öncelikle yaptıkları işe saygı duysunlar mesleki hayatlarında yeniliklere her zaman açık olsunlar başarı kendiliğinden gelecektir.

Adres: Göktürk Merkez, Çamlık Cd. 36/A, 34077 Eyüpsultan/İstanbul Telefon: (0212) 322 78 85

125


YAZAR

UZUN ZAMANDIR SİZDEN ACCESS CONSCIOUSNESS DİYE BİR ŞEY DUYUYORUZ. NEDİR BU ACCESS? Access Consciousness Bilince erişim demek.Bunda. 30 yıl önce Gary M. Douglas tarafından bulunmuş ve kurulmuştur.İlerleyen zamanlarda şimdiki Access Conscciousness’ın kurucu ortağı olan Dr. Dain Heer’ın katılımıyla beraber şu anda dünyada 170 den fazla ülkede uygulanan bir sistem haline gelmiştir. Hayatınızı daha kolay,daha izin veren alandan,daha keyif ve neşeyle yaşamanız için tasarlanmış bir sürü araçlar ve prosesleri içeren bizi güçlendiren bir bilinç merkezidir. Eğer dünya bilinçli bir yer olsaydı şu anda var olan neler mevcut olmaya devam edebilirdi ki? Her şeyi bakış açılarımızın oluşturduğunu düşünürsek, onlar orada durduğu sürece sıkışıp kaldığınız tüm alanlarda bir kısır döngünün içinde kalmaya devam ediyor olacağız. Einstein’ın da söylediği gibi “Her zaman aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek deliliktir”. Herkesin inanç sistemleri birbirinden tamamen farklı olabilir.Birisinin para kazanmak zordur inamcı vardır ve tüm yaşamı boyunca parayı tamda düşündüğü çok ama çok zor kazanıyordur. Paranın kolaylıkla kazanılabilineceğine inanmadığı sürece hee zaman para hayatına zorlukla dahil olacaktır. Bir başkası yaşamı boyunca diyetisyenlere gider en katı rejimleri uygular deliler gibi spor yapar ve sonunda zayıflar.Ancak bu zaferin sürekliliği olamaz.Kısa bir süre içinde eski kilosuna hatta daha fazla bir kiloyla yaşama geri döner. Neden mi?Kilolu olmak için onun için güvenli olabilir.Kilolu olmak toplumda görünmek için tutunduğu bir duygu olabilir. Tüm bu kararları çoğunlukla 0-15 yaş aralığında yaşadığımız olaylar karşılaştığımız durumlarda bizzat

126

kendimiz alıyoruz. Hatta kim bilir kaç yaşamdır tutunuyoruz her birine …sadece yıllardır var olduklarını zannederek.

ACCESS THE BARS EĞİTİMLERİ VERİYORSUNUZ. İÇERİĞİ NEDİR?

“Access The Bars “ “Barlara Erişim” demek. Başımızın üzerinde bulunan enerji yüklü 32 noktaya hafifçe parmak uçlarıyla dokunularak hiç bir çaba gerektirmeden size hizmet etmeyen tüm duygu, düşünce, hisler ve yargılarınızı serbest bırakmanız için tasarlanmış bir tekniktir. Access The Bars Uluslararası Lisanslı Uygulatıcılık Sertifika eğitimi 1 tam gün sürüyor. Sınıf sonunda hem kendinize hem başkalarına Access The Bars seansları yapabilmeyi öğreniyorsunuz. Daha dingin bir zihin, daha rahat bir uyku, daha hafif bir beden, daha özgür bir ruh, daha güçlü bir sen için… Kendin olman için… Access’in mantrası “Hayatın tümü bana kolaylık,neşe ve ihtişamla gelir”Her gün defalarca söyleyin. Çünkü evren ne istediğinize değil ne söylediğinize ve ne düşündüğüne göre cevap verir. Access Facelift ( yüz germe) nedir peki? Onun eğitimlerinide veriyorsunuz? Yaşlanmanın yüzümüzdeki görünümünü tersine çeviren mucizevi bir uygulamadır.En az 20 kere uygulandığında kalıcı olduğu bilinmektedir. Cilt kırışıklarını azaltır öncelikle yüz bölgesi olmak üzere tüm bedende etkillidir. Cilt parlar,dokuları sıkılaşır,cilt esnekliğini geri kazanır,yaşlanmayla ilgili tüm bakış açılarını temizler,sivilce,yara,güneş lekesi ya da

Beste Acar travma izlerinini azaltır ya da tamamen yok eder. Minik bir Access Bars seansıyla başladığı için de kısmi bir Bars seansıda almış olursunuz. Access’in kurucusu Gary M. Douglas bedenlerden ve bize aslında nasıl birer hediye olduklarından bahseder. Ve tüm Access Consciousness sınıflarında enerjetik alanların temizliği yapılırken sorular sorulurken ve prosesler çalıştırılırken “Ben ve Bedenim” diye 2 ayrı kişiden bahhsediyor gibi ifadeler kullanılır. Bedenlerimiz duyusal,algısal bir organizmadır.Bedenlerimiz bize dünya üzerinde var olan bütün enerjilerin bizi çevreleyen her bir enerjetik alanın farkındalığını vermek için var olmuştur. Bedenlerimiz bir sürü alıp kabul ettiğimiz duygu,düşünce ve hislerin enerjisel yoğunluğuna ev sahipliği yapar. Bedenlerimizde katılaştırdığımız her bir bakış açısı”Doğru,yanlış,iyi ,kötü,güzel,çirkin,mümkün olan olmayan diye sınırladığımız hesaplamalarla sonuca vardığımız her şey tüm hücrelerimizin hafızasında ustalıkla


depolanır.Gün gelir bedenlere ağır gelir ve hastalıklar baş gösterir. Bu yolu seçmenizdeki sebep nedir? Ben MSÜ Devlet Konservatuvarı Klasik Bale Bölümünden mezun oldum.Eskiden ilkokulu bitirir bitirmez 2 basamaklı bir sınav sonunda okula kabul edilir ve Üniversiteden mezun olana kadar aynı okulda okurdunuz. Uzun bir yolculuktu benim için .Kendim olabildiğim harika bir yolculuktu. Klasik müzik ve dans çok yüksek bir frekans.Neden o yıllarda çok mutlu olduğumu şimdi çok iyi biliyorum.O yıllarda ülkemizde yaşanan bazı sorunlar nedeniyle AKM de dansçı olmanın bana hizmet etmeyeceğini anladım ve dans hayatımı noktaladım. Büyük oğlumun okulunda kısa bir süre bale öğretmenliği yaptım sadece. Okul yıllarımda zorunda olduğum için bir şeyler yapmak kendimi kısıtlıyormuşum gibi gelirdi. Konservatuvar’a girme fikri de babama aitti.Ben Psikolog olmak istiyordum. Dinlemenin çok büyük bir sanat olduğunu şimdi en yüksek boyutuyla deneyimliyorum.Söylemek yerine dinlemek.Bilir kişi guru olmak yerine insanlara güçlerini yeniden hatırlatmak… Access Consciousness’la digital platformda ki videolarla yıllar önce tanıştım. Yargısız alanda olacağım, benimle benzer insanlarla beraber keyifle ve neşeyle yapacağım bir işe niyet ettim hep. Bana kendimi izlemeden önceki halimden çok daha iyi hissettiren o videoların benim mucizem olacağını bilmeden… Ölümden çok ama çok korkan ben akciğer kanseri olduğu için son günlerinde nefes alamadığı için entübe edilmiş uyutulmuş babamın eli ellerimdeyken 12 saat boyunca son yolculuğunda ona eşlik etmiştim. 3 Nisan 2015 saat 07:08 babamın öldüğü benimde doğduğum gün oldu. Access’te çok güzel bir soru var bir araç “Bunun bana hediyeleri nedir?” Babamın gidişi benim kendimle tanışmama alan açtı.Her kız babasının prensesi, babasıda onun ilk ve en büyük aşkııdır.Son nefesine kadar bana maddi manevi olduğu katkı muhteşem bir hediyeydi.Kendimi sonsuz bir güven içinde hissettiğim için sadece babamdı önemli olan.Onun yaptıkları onun söyledikleri… O gidince hayatım sessizleşti.Sanki her şey durdu.Ben ne yapacağımı gerçekten bilemiyordum.2 çocuğum vardı ama bende sanki onlar gibiydim. Babamı kaybettikten sonra karşılaştıklarım beni bu alana daha fazla itti.

Hep kendini ispat etmeye haklı olduğunu anlatmaya çalışan bir Beste vardı ki o Beste’nin var oluş hali seçtiği kimlik sonsuz varlığımdan ve sistemdeki sonsuz olasılıklardan beni fazlasıyla uzaklaştırmıştı. Dedimki Beste artık büyüme zamanı, yetişkin versiyonunla tanışma vakti geldi. Kendim için çıktığım bu yol beni uyandırdı. Farkındalığıma izin verirken, hayatımda olmasından mutlu olduğum herkesi ve her şeyi olduğu gibi alıp kabul ederken,istemediğim her şeye ve herkese KOCAMAN KOCAMAN “HAYIR” lar demeye başladım ve gördümki her birisine HAYIR dediğinde kendine EVET diyorsun. Ben kendim olmanın keyfini çıkarıyorum ve her gün babama teşekkür ediyorum.

Beste neler yapıyor? günlerini nasıl geçiriyor? Beste ben biliyorum alanından değil daha neler var sırada öğrenebileceğim diyerek heyecanla Access Consciousness sınıflarına öğretirken öğrenci olmaya devam ediyor. Geçen haftalarda yıllardır ön koşullarımı yerine getirmek için aldığım onlarca sınıftan sonra Access Consciousness Facilitator (CF) oldum. Yani Üniversiteden mezuN olmak diyebilirz. Bu anlatılmaz anlaşılmaz sadece seçilir ve deneyimlenir.Access The Bars ve Access Facelift sınıflarından sonra İleri seviye sınıflarıda yapabilir hale geldim artık.Bundan daha iyi nasıl olur?(BDİNO?) Bu Acces’in muhteşem sorusunu her gün sorabilirsiniz.Sizin bakış açınıza göre iyi olan ve ya kötü olan her durumda. Sizi ötesine taşıyacaktır.

127


zeli Bosna Hersek gü ret şöh seçildikten sonra çıkan la basamaklarını hız ncel, Jelena Jugovic Tu i döeldiğ ülkemize iş için g lendiği ev nemlerde tanışıp cel ile n iş adamı Metin Tu ocukiz ç mutlu yuvasını ik ırdı. larıyla taçland

ÇOCUKLARIYLA

KAMERA KARŞISINDA

128


Birçok Avrupa ve Türkiye’de ünlü markaların yüzü olan Jelena Jugovic Tuncel, evlendikten sonra iş almadı ve köşesine çekildi. Eşi ve çocuklarına sadece vakit ayıran usta model yıllar sonra ikizleri Mert ve Kalina Tuncel ile kamera karşısına geçti. Çocuk giyiminde yaptığı çalışmalarla sektöründe ön plana çıkan JingleBabe, isimli firmanın çekimleri için çocuklarıyla

kamera karşısına geçen Jelena Jugovic Tuncel “Annelik yaradanın bana bahşettiği en güzel duygu, çocuklarımı hakkıyla büyütmek istiyorum. Doğal ürünler bir anne olarak çocuklarımda tek tercih ettiğim durumdur. Dünyada bir ilki gerçekleştiren el örgüsünü seri imalat haline dönüştüren ve GOTS ve ECO- TEX100 Sertifikalı organik Pamuk kullanarak üretim yapan JingleBabe için kamera karşısına

çocuklarımla geçmek bana mutluluk verdi” dedi. JingleBabe kısa sürede Dünyada Tercih edilebilirliği Öncelikli olan Önemli Markaların arasına öncü olarak girmeyi başardı. Uluslararası e ticaret/e-ihracat yolu ile dünyanın her yerine hizmet vererek Organik Bebek Ürünlerini hızlı ulaşılabilir hale getiren firma alanında bir Dünya markası olma yolunda da hızla ilerliyor.

129


YAZAR

Eslem ÖNAL

YAZAR

İSTANBUL'DA KAYBOLMAK

eslemonall

K

alabalık bir şehirde yaşıyorsanız, trafik ve gürültü kavramlarına da aşinasınızdır. Boş bir yol gördüğünüzde şaşırır, normalde gürültülü olduğunu bildiğiniz bir yolun sessiz olduğunu fark ettiğiniz zamanlarda birkaç saniyeliğine gözlerinizi kapatıp yüzünüze sahici bir tebessüm yerleştirirsiniz. Hayatının tamamını İstanbul’da geçirmiş biri olduğum için ben de bu duyguların yabancısı değilim. Yoğun geçen bir okul gününün ardından bindiğim tramvayda oturmanın ne kadar önemli olduğunu, Cumartesi akşamları arkadaşlarla edilen sohbetlerin değerini biliyorum. Biz, yani kalabalık şehirlerde yaşayan insanlar olarak böyle zamanların kıymetini biliriz. Bu söylediklerimi yakarış olarak algılamanızı da istemem. Tüm zorluklarına rağmen bu şehirden kolay kolay kopamazsınız. Bir deniz sevdamız var, vazgeçemiyoruz. İstanbul’da yaşayan insanlar için denizin olmadığı şehirler herhangi bir çölden farksızdır. Bazen Galata manzarasını izleriz karşı kıyıdan, sonra Üsküdar’dan Kız Kulesini... Bazen de vapura binip İstanbul’u izleriz. Hızlı ulaşım araçlarının varlığı hayat kurtarıcıdır ama deniz üzerinden yolculuk yapmayı da ayrı severiz. Güneşin batışına denk gelirseniz, çok daha etkileyici bir görüntü ile karşılaşacağınızı da belirtmek isterim. Sonra martılar var, sizinle birlikte bir kıyıdan başka bir kıyıya giden martılar... Birkaç vapur yolculuğunun ardından insan kendini, onları beslemek için simit alırken bulur. Bu kısa yolculuk süresince hayallere de dalarsınız. Beklentileriniz, sevinçleriniz, hüzünleriniz, ilk aşkınız ve hayatınıza daha girmemiş olan kimselerin hayalleri bir anda aklınızı doldurur. Siz düşünceler aleminde dolaşırken kulağınızda da güzel bir melodi yankılanmaya başlar. “Fikrimin ince gülü...” Vapur müzisyenlerinin sizin yanınızda olduğunu da o an anlarsınız. Tam da hayallerinize kapıldığınız sırada vapurun iskeleye

130

*Çizimler Alpay ÖNAL tarafından yapılmıştır. Çalışmalarına alpayonal Instagram adresinden ulaşabilirisiniz.


yanaştığını fark edersiniz ve gerçek dünyanın kapıları aralanır. Vapur bazen Üsküdar’a, Kadıköy’e, Karaköy’e, Beşiktaş’a yanaşır. İndiğinizde de yeni bir serüven başlar. Yürümeyi sevmeyen bir insan olsanız dahi Beşiktaş, Kabataş arasındaki ağaçlı yolda yürürken keyfiniz yerine gelir. Kişisel olarak, maç günleri ve yağmurlu günlerde de ağaçlı yolu deneyimlemenizi tavsiye edeceğim. Ardından Maçka Parkında yürüyüş yaparsınız, büyük bir ağacın gölgesinde kendinize yer bulup yağmur sonrası toprak kokusunun keyfini çıkarırsınız. Üsküdar’da, Kız Kulesini karşınıza alıp çay içersiniz. Kadıköy’de sahaflar arasında kendinizi kaybedersiniz de bir süreliğine bulamazsınız. Çengelköy’de tarihi fırından simit alıp, Çınaraltı’nda arkadaşlarınızla birlikte keyifli sohbetler edersiniz. Sarıyer’de yürüyüş yaparken yaktığınız kalorileri, Ortaköy’de kumpir yiyerek kutlarsınız. Eminönü’nde baharat ve kahve kokuları eşliğinde çarşıları dolaşırsınız. Şimdi fark etmişsinizdir ki, tüm kalabalığına rağmen İstanbul kendini her zaman sevdirir. Şeytan tüyüne sahiptir. Beş gün trafikten şikayet edersin ama hafta sonu denizi gördüğün an ‘Başka şehirde yaşayamam!’ dersin.


RÖPORTAJ

TURGAY YILDIZ İLE YAŞAM YOLCULUĞU

◊ Göktürk Dergisi okuyucularımız için bize kendinizden bahseder misiniz Turgay Bey? - Tokatlı bir anne ve babanın dört evladından üçüncüsüyüm. Ankara’da doğdum büyüdüm. İlk orta lise ve üniversite hayatım Ankara’daydı. Kendimi Ankaralı sayarım. Bizans yani İstanbul ekmek kapımız olduğu için çok gittim geldim ama hep döndüm memlekete. Tiyatro eğitimi aldım. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Fakültesi Tiyatro bölümünden mezun oldum. Sonrasında çeşitli özel tiyatrolarda oyunculuk. Ardından kendi tiyatrolarımızı kurma serüveni. Çoğul ekinin nedeni var anlatması uzun dinlemesi yorucu bir hikaye. Belki başka zaman dile getiririm. ◊ Tiyatro serüveniniz, sosyal medyanın sevilen ismi olma yolculuğunuz nasıl başladı? - Son olarak kurduğumuz tiyatronun adı Ankara Komedi Sahnesi idi. Üç arkadaş Hüseyin Gazi İnce, Ali Okyar ve ben birlikte kurduk. Uzun yıllar birlikte onlarca oyunun altına imza attık. Ben tiyatroda oyuncu yazar yönetmen besteci ve genel sanat yönetmeni olarak görev yaptım. Yanı sıra televizyon ve radyo işleri gündeme geldi. TRT ile başlayan televizyon serüveni özel kanallara uzanarak devam etti. Sunuculuk, skeç yazarlığı dizi oyunculuğu bu zamanlardadır. Yirmi dört yaşımdayken yazdığım Palyaço Prens adlı çocuk oyunum İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda sahnelendi yönetmenliğini Erhan Yazıcıoğlu müziklerini rahmetli Esin Engin yapmıştı. O güne değin hazırlanmış en pahalı çocuk müzikali prodüksiyonuydu yanlış anımsamıyorsam. Üç seneden fazla sahnelerde kaldı. Aynı oyunu Ankara Devlet Tiyatrosu repertuarına aldı ve sahneledi. Ağırlıklı çocuk oyunları

132

Eylül Ayça Karakuş ile Hayatın İçinden sayfasının değerli konuğu Turgay Yıldız’a sizler adına sordum soruları. Keyifli sohbetimize katılmak ister misiniz? Benden size söylemesi, bu sohbet kaçmaz sevgili dostlar... Hayata dair, sanatın her dalından bir tutam sözü var Turgay Bey’in. Öyleyse kahveler sizden, bu özel sohbetin detaylarını vermek benden.

olmak üzere yirminin üzerinde oyun yazdım, bir çoğunun müziklerini yaptım; yine bir çoğunda oyuncu ve yönetmen olarak görev aldım. 94 yılında Flash TV’nin önerdiği bir programla hayatım başka bir yöne doğru evrildi: Politik mizah! Hem de canlı canlı. Evet o yıldan 2008 yılına dek aralarda boşluklar olsa da program adı değişse de içindeki insanlar azalsa da canlı politik mizah programlarını sürdürdüm. Ağırlıklı olarak Bahadır Tokmak’la birlikte

gerçekleştirdik bu yayınları. Onlarca ödül de aldık mahkemelere de çıktık. Övgü de işittik küfür de ama yılmadık. Son olarak Avrasya TV’de Türk Kahvesi programını yapıyorduk Ergenekon operasyonu başladı biz kapı dışında kaldık. Sonrası ekransız ve yasaklı günler. Aralarda “zararsız yayınlar”da oyunculuk ile geçim arayışları yazarlıklar... 2014’te ani bir kararla Amerika’ya gidiş. Sinema filmi niyetiyle gidip dil kursuna razı olup Los Angeles ve Boston’da yaşanan günler. Sonra Avcılar Belediyesi Konservatuarı’nda oyunculuk hocalığı. 6 senede onlarca öğrenci yetiştirme. İstanbul’u terk ediş. Pandemi günleri. Elbette tüm bu hay huyun içerisinde sizin de benimle ilgilenmenize neden olan telefonun kamerasıyla çektiğim yüzlerce politik skeç ve onun sosyal medya üzerinden estirdiği rüzgar. Eksik gedik hikayemiz bu. ◊ TRT Ankara Televizyonunda metin yazarlığı, oyunculuk, program sunuculuğu gibi önemli görevler üstlendiniz. Bu kadar yoğun tempoda çalışırken kendinizi nasıl yeniliyordunuz? - Yenilenmek için ekstra bir zamana gereksinimiz olmayabilir. Severek yaptığınız iş yormadığı gibi size daha fazla güç de verebiliyor. ◊ Sizin için yazmak mı yoksa oynamak mı daha zor? - İkisi de keyifli. Güzel olana ulaşmak zordur ama her zor olan güzel değildir. Ben iki güzelliğe ulaşmayı istedim. Ayrıca zorluk ulaşılacak olanı daha da çekici yapıyor.


◊ Sayısız öğrencileriniz oldu. Öğrencilerinize öğrettiğiniz en kıymetli bilgi neydi? - Her şeyi elde edebilirsiniz her meslekte boy gösterebilirsiniz ama önce iyi insan olun. İyi olun ve bu iyiliği herkese her yere ulaştırın bulaştırın. İyiliğin olmadığı yerde sahip olduklarınızın hiç bir hükmü yoktur. ◊ Sanata dair sandıkta sakladığınız, kimseyle paylaşmadığınız bir bilgi var mı? Sadece ben bilmeliyim bu bilgiyi dediğiniz bir bilgi mesela... - Nasrettin Hoca’dan kırk yıllık sirke isteyen adam gibi oldunuz bu soruyla. Hoca diyor ya her isteyene versem hiç o sirke kırk yıllık olur mu? Paylaşmamı istediğiniz şey sakladığım sır; yani kırk yıllık sirke . Şaka bir yana meslekte bildiğim ne varsa öğrencilerime aktarmaya çalışırım. Onlar ne kadarını alır bilemem ama ben gösteririm anlatırım. Çünkü sırrın değerini de bilmek gerek. Anlatırsınız o gider en önemsiz yerinin ucundan tutar mücevheri kaçırır. Sizin biçtiğiniz değer ile öğrencinin verdiği değer ne yazık ki örtüşmez çoğu zaman. O kısa yolun, hemen fark edilen ışığın peşindedir; bizde ise kalıcı olan ve anlaşıldıkça parlayan tevazünün sükunetin demlenmişliğin ışığı vardır; derinden gelir sonsuzluğu talep eder dingin bir güzellik sunar, heyecansal değildir ama çekim alanı güçlüdür, gündelik perdelerin ışığında fark edilmez asudeliğini muhafaza eder. ◊ Sanatın her alanında olduğunuzu biliyorum. Metin yazarlığı, öğretmenlik, , tiyatro oyunculuğu ve televizyon oyunculuğu derken kocaman bir sanat dünyasının içinde

yıllarca var oldunuz ve olmaya da devam ediyorsunuz. Peki Turgay Yıldız’ın bunları başarma sırrı nedir? - Bu bir başarı değil kendini o dünyalarda iyi hissetme halidir. Sevgilinin peşinde koşarsınız, acıktığınıza doyarsınız, bulduğunuzun değil aradığınızın talibi olursunuz. Ben sevdiklerimleyim sadece. ◊ Evinizde kocaman bir kütüphane var. Okuduğunuz kitapların her biri mutlaka çok değerli. Bize kitaplarınızdan bahseder misiniz? - Kitap, bizim var oluş maceramızda yol gösteren, umut kapısı açan, şaşırtan, değiştiren, dönüştüren, evreni anlamamıza yardımcı olan, haz veren, derinleştiren ama bütün bu nedenlerden ötürü bizi biraz daha yalnızlaştıran kötü gün dostudur. ◊ Sosyal medya da sizi seven insanlar olduğu kadar yayınladığınız videoları eleştiren, kabul etmeyen insanlarda oluyordur hiç şüphesiz. Moralinizi bozup, motivasyonunuzu düşürüyor mu eleştirisel yorumlar? - Kendinizi bilirseniz ne iyi sözlerle kibirlenirsiniz ne de kötü sözlere moraliniz bozulur. Bir üzüntü varsa o da bilgiden uzak insanların ezbere bir nefretle donanmış olmalarıdır. Dogmanın nereden kimden gelirse gelsin kötüdür. Aynı düşünceyi aynı inancı paylaşmıyor olmak kimseyi kötü yapmaz, kimseye de hakaret hakkını

vermez meğer ki o düşünceyi ya da inancı karşıdakine dayatmasın. ◊ Günümüz de her şeye çok çabuk ve hızlı ulaşıyor. İnternet aracılığıyla herkes her şeyi çok rahat servis edebiliyor. Bunun avantajları ve dezavantajları var mı? - İnternet inanılmaz bir olanak alanı. Veriye erişmek, veriyi ulaştırmak saniyeler içerisinde gerçekleşebiliyor. Ama salt hıza dayalı bir kültür kabul edilebilir değildir. Hız ayrıntıyı yok eder, kabalaştırır. Hızlı erişim hızlı yanılmayı da beraberinde getirebilir. İnternet kötü bilgileri yanlış bilgileri tehlikeli bilgileri bir süzgeçten geçirme yeteneğine sahip değil. İyi de kötü de, güzel de çirkin de, doğru da yanlış da kendisini mutlak ve değişmez gibi sunabilir ve ilk onunla karşılaşan kişileri yanıltabilir. İnsan giderek doğadan ve doğasından kopuyor ve bu kopuş gerçekten sanala evrilen yaşayışımızı “gibi” bir topluma götürüyor. Dokunmadan, hissetmeden emojilerle animasyonlarla kopyala yapıştırlarla size ait olmayan beylik sözlerle ki çoğunun altında yazan kişiye ait olmayan o sözler başka sığlaşmanın kapısını da açar- sizi yalan bir dünyanın figüranı haline getiriyor. Üzerinde iyi düşünmek gerek sanırım. ◊ Yeni projeleriniz var mı? - Proje sözcüğünü sevmiyorum çalışmalarım diyorum; beni bekleyen onlarca dosyam, sosyal medya üzerinde gerçekleştirmeyi istediğim yeni işlerim var. Okumam gereken yüzlerce kitap var. Bestelemem gereken sözlerim var. Ömrüm olursa dünyadan göçmeden ardımda kalıcı eserler bırakmak istiyorum. Henüz anlayamadığım yaşam denilen içinden geçeceğim zamanı ve mekanı anlamak istiyorum, var mı yok mu olduğunu bilemediğim ölüm sonrasını, bizim dışımızdaki evrenlerin varlığını, var oluşun kaynağını bilmek istiyorum. Göktürk Dergisi okuyucularına vermiş olduğu bu özel röportaj için Turgay Yıldız’a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Eylül Ayça Karakuş

133


YAZAR

Şenol Uğraç SM MALİ MÜŞAVİR SM Mali Müşavir senol@maliturk.com 0532 302 17 17

BİRDEN FAZLA İŞVERENDEN ÜCRET ALANLARIN VERGİLEMESİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER ◊ Tek işverenden ücret alanların yıllık brüt gelirleri 600 bin TL’yi aşıyorsa beyanname vereceklerdir. 7 Aralık 2019 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı Kanun’la, tek işverenden alınan ve tutarı 2020 yılı için 600 bin lirayı geçen ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde önemli değişiklikler söz konusu. Öte yandan birden fazla işverenden alınan ücretlerin vergilendirilmesinde önemli bir değişiklik yok. Sadece tek işverenden alınan ve 600 bin lirayı geçen ücretlerin vergilendirilmesi ve beyanı ile ilgili bir takım düzeltmeler yapıldı. ◊ Ücret geliri elde edenlerin beyanı 7194 sayılı Kanun’la tek işverenden alınan ücret tutarının 2020 yılı için 600.000 lirayı geçmesi durumunda beyanı söz konusu. Birden fazla işverenden alınan ücretler için de düzenleme yapıldı. Birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birden sonraki işverenden alınan ücretlerinin toplamı, 103. maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (2020 yılı için 49 bin lira) ve birinci işverenden alınan dahil ücret gelirleri toplamı 103. maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde yer alan tutarın (2020 yılı için 600 bin lira) aşılmaması durumunda, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler için beyanname verilmesine gerek bulunmamaktadır. Öte yandan, 2020 yılında elde edilen ve stopaj yoluyla vergilendirilmiş olan ücretler için aşağıdaki durumlarda beyanname verilmesi gerekeceği tabiidir.

134 134

◊ Tek işverenden alınan ve toplamı 600 bin lirayı geçen ücretler için beyanname verilmesi gerekmektedir. · Birden fazla işverenden alınan ve birinci işverenden alınan ücretler de dâhil olmak üzere toplamı 600.000 lirayı aşan ücretler için beyanname verilmesi gerekmektedir. · Birden fazla işveren alınan, birden sonraki işverenden alınan ve toplamı 49.000 lirayı aşan ücretler için beyanname verilmesi gerekmektedir. ◊ Birden fazla işverenden ücret alınması durumunda stopaj uygulaması nasıl olacaktır? Bir çalışanın aynı anda iki işverenden ücret alması durumunda, her bir işveren, diğer işverenin/ işverenlerin ücret ödemelerini dikkate almadan, ödediği ücret tutarına gelir vergisi tarifesinde yer alan oranı uygulaması gerekir. ◊ Beyanname verilmesi için esas alınması gereken ücret ve tutarı İster tek işverenden ister birden fazla işverenden alınan ücretlerin beyan edilip edilmemesi ücret tutarına bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Örnek; tek işverenden alınan ücret toplamı 600 bin lirayı geçiyorsa beyan edilmesi gerekmektedir.

Kaynak: https://www.gib.gov.tr


GÖKTÜRK

Camii Sk. No: 17 B Göktürk - Eyüpsultan /İstanbul suatustamersintantuni

Paket Servis

0212 322 20 25 11.30 - 02.00 Saatleri arasında hizmetinizdedir. 135


◊ Günlük yaşamdaki Tunç Öz'u biraz tanıyabilir miyiz? - Günlük yaşantısı gayet sakin, mutlaka erken uyanan ve boğaz hattında yürüyüşünü yapan biriyim. Yoğun günler beni strese sokar o yüzden günlük programımı ona göre planlarım. İşim yoksa ya evde kalırım ya da ailemle olurum o gün. ◊ Müzik sektörüne zaman, nasıl başladınız? - Tam zamanlı olarak sahneye ağırlık verdiğim, artık benim işim bu dediğim yıl, 2002. Müziğe ilgim hep vardı. Ailemden dolayı müziğin eksik olmadığı bir evde büyüdüm. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarına girdiğim gün müzik daha profesyonel olarak hayatımda yerini aldı. Aslında Türk Halk Oyunları ana sanat dalı mezunuyum ancak konservatuarda çok değerli hocalardan Türk Müziği Batı Müziği ve Halk Müziği dersleri aldım. Müzik yoğun şekilde o yıllardan beri hayatımda.

TUNÇ ÖZ 136


BESTECİLİK PROFESYONEL MÜZİK HAYATIMIN AMATÖR KALMIŞ BİR YANI ◊ Kendinize ait söz ve besteleriniz var mıdır? - Aslında hep bir şeyler yazdım çizdim, bazen de melodiyle döktüm ama hiçbiri gün yüzüne çıkmadı. Profesyonel müzik hayatımın amatör kalmış Bir yanı belki de bestecilik. ◊ Sahnelere pandemi dolayısıyla ara verildi ama Haziran sonrası ufak ufak esnemeler yaşandı. Hemen sahnelere döndünüz mu? - Psikolojik olarak zor bir süreçti benim için. Sağlık işlerinde çok huylu Bir adamımdır. Kimse hasta olmasın isterim. Sahneler açılmaya başlandığında aslında tedirgin olmadım değil. Çokça düşündüm sahneye çıkmalı mıyım diye. Toplumca daha önce tecrübe etmediğimiz Bir durum olduğu için nasıl davranmamız gerektiğini bilmiyorduk. O yüzden hem kendi hem ailemin sağlığını tehlikeye atmamak için hemen dönmedim sahneye. Öncelikle durumu Bir gözlemlemek istedim. ◊ Yeni single çalışmanız var mıdır ? - Bu ara çokça şarkı dinliyorum. Elbette hayat devam ediyor, her şeyin hayırlısını dileyerek günlük rutinimize dönmemiz gerekiyor. Üretim durmamalı. Ben de yeni single için ön hazırlıklara başladım. ◊ Müzik piyasasında idol olarak aldığınız isim ve isimler var mıdır? - Sezen, Sezen, Sezen… Bu Dünyadan değil gibi geldi hep bana. Şarkıları konuşur dertleşir gibi naif ve samimi. ◊ Enstrüman çalıyor musunuz? Çalıyorsaniz size ne hissettiriyor? - Konservatuvar yıllarımda enstrüman çaldım. Ama daha sonraları üzerine çok düşmedim. Köreliyor insan tabii ki. Çalıyorum desem, müzisyen arkadaşlarıma haksızlık etmiş olurum.

“MÜZİK TARZLARININ İTİBARSIZLAŞTIRILMASINDAN ÇOK SIKILMIŞTIM” ◊ Müzik piyasası için neler düşünüyorsunuz? - İnanılmaz renkli bir müzik piyasasını hep birlikte takip ediyoruz son birkaç yıldır. Tekdüzelikten kurtulduk artık. Çok sıkılmıştım bazı müzik tarzlarının itibarsızlaştırılmasından. Artık herkes kendi

mecrasında kendine bir yer edinme şansını yakaladı. Müzik ve sosyal medya birbirini çok iyi tamamlar oldu. Rekabet her zamanki gibi büyük, ama bu da tarz ne olursa olsun kaliteli işlerin çıkmasına vesile oluyor. Keyifle izliyorum, keyifle dinliyorum.

137


Zeki Sincar öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? 12.09.1981 tarihinde Mardin de doğdum. İlkokul, ortaokul ve liseyi İstanbul, da tamamladım.

ZEKİ SİNsCırArıR başarısının

◊ Sektöre başlangıç hikayenizi dinleyebilir miyiz? Ailemin sanat camiasındaki tanınmışlığından dolayı ailemin izinden giderek 2016 yılında film ve müzik yapımcılığına başladım. 2019 yılında “BAHTSIZ BEDRİ” sinema filminin yapımcılığını yeğenim Adem Sincar ile üstlendim. Daha sonraki süreçte “MÜZİK YAPIMCILIĞI” belgesini de alarak “ZEKİ SİNCAR PRODUCTION” yapım şirketini kurdum. ◊ Daha önceki yapmış olduğunuz projeler nelerdir? Sırası ile; Bayhan Gürhan ve Berna Tan ikilisine “DUYGULARIM” isimli single çalışmasını, ünlü haber spikeri Gökhan Taşkın ve Doğu Kılıç’a ünlü şair Ömer Faruk Güney’in “BEN SEVİNCE” isimli eserini farklı bir yorumla piyasaya çıkarttık. Film yapımcılığını Adem ile üstlendiğimiz “BAHTSIZ BEDRİ” filminin Bayhan Gürhan tarafından seslendirilen “BAHSTIZ BEDRİ FİLM MÜZİĞİ” eserinin de yapımcılığını yaptık. En son pandemi dolayısıyla ertelediğimiz Ceberruh isimli korku türünde sinema filmimizi çektik. Adana yapımı olan ve birçok

138

ünlü simanın proje içerisinde bulunduğu “ARAYIŞ” isimli internet dizisi için de kolları sıvadık. Çekimleri için çalışmalara başladık. Üretmeye devam ediyoruz. Pandemi sürecinde Wilma Elles ile reklam filmi projesi çektik. ◊ Yeni projelerinizden biri olan Ceberruh filminden bize biraz bahsedebilir misiniz? Sıradışı bir korku filmi geliyor. Pandemi dolayısıyla ertelediğimiz sinema filmi çekimlerimizi yeni bitirdik. Çok güzel bir iş çıkardık. Şu an filmimiz kurgu montaj aşamasında. Buğra Kekik yönetmenliğinde Erkan Çelik'in de kadrosunda yer aldığı filmimizin çok ses getireceğine inanıyorum. İzleyici daha önce izlemediği tatda bir korku filmi izleyecekler. Ezber bozacak bir korku filmi geliyor. ◊ Yeni bir müzik prodüksiyon şirketi kurduğunuzu biliyoruz. Oradaki çalışmalar nasıl ilerliyor? Cihangir de yeni bir müzik stüdyosu kurduk, şu an çalışmalar güzel gidiyor. Bir çok tanınmış, başarılı sanatçının yeni uğrak noktası olacak. Yapım aşamasında. Çok kısa bir süre içerisinde yeni yerimizde yine işimizin

başında olacağız. ◊ Sektörün zorlu yanları ve iyi olan yanlarını sorsak bize neler söylersiniz? Sektörün iyi olan yanı çevremiz de beraber çalıştığımız kişilerle güzel bir dostluk içerisinde olmamız. İş yaptığımız insanlarla güzel diyaloglar kurmak, uzun yıllar beraber çalışmak iyi tarafı diyebiliriz. Zorlu yanları daha fazla tabi. Özellikle pandemi sürecinde piyasa durdu. Birçok meslektaşımız iş yapamadı. Zorlu bir süreçten geçti herkes. Biz bu durumdan etkilenmedik ama sektörün cilveleri bunlar. Bunun yanı sıra film sektörü de, müzik sektörü de üretme aşamasında sancılı olabiliyor. Güzel işler çıkarmak için tatlı sancılar diyelim. ◊ Zeki Sincar iş konusunda disiplinli midir? Fazla hassas ve disiplinliyim. Kurallarım var. Yeğenim Adem Sincar bana nazaran daha ılımlı olabiliyor. Ben biraz daha fazla hassasım işlerin işleyişi konusunda. ◊ Bir proje de nelere dikkat ediyorsunuz? Sizin için tercih konusunda önemli olan nedir? Kalitesi çok önemli. Film yapımcılığı yapacağımız zaman senaryosuna, ekibe dikkat ediyoruz. Senaryo


tap nokta. Ekip çok önemli. Kimlerle çalıştığımız çok önemli. Müzik prodüksiyonluğun da ise şarkı seçimi ön planda oluyor. Sanatçının tarzına uygun olması önemli etkenlerden biri. ◊ İş konusunda kendinizi nasıl tanımlarsınız? Disiplinli ve hassas bir insanım. Yaptığımız her işi iyi bir şekilde sunabilmek için başarılarımızı zirveye taşımaya gayret ediyoruz. Başarılı birçok işe imza attık. Bu da iş konusundaki hassasiyetimiz ve özverili çalışmalar yürütmemizden kaynaklıyor. ◊ Ekibinizi seçerken nelere dikkat ettiniz? Çalışkan, yetenekli ve bizim çalışma disiplinimize uyacak bize ayak uydurabilecek egosuz kişiler olmasına dikkat ediyoruz. Mütevazı olmak, erdemli olmak başarı getirir çünkü. Algısı açık, bizi yormayacak kişileri tercih ediyoruz. ◊ Bu sektör olmasa hangi sektör de sizi görürdük? Avukatlık yapıyorum aynı zamanda. Bakırköy, de avukatlık bürom var. ◊ Zeki Sincar’ı biraz daha yakın tanımak istesek, normal hayatta neler yaparsınız, ailesi ile nasıl vakit geçirirsiniz? Eşim ve çocuklarımla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Fırsat buldukça tatile gidiyoruz. Beraber ailecek geçirdiğimiz vakitleri verimli değerlendirmeye çalışıyoruz.

139




NİLÜ'DEN BUTİK MAĞAZA Tek bir mağazada bir çok zevke hitap eden ürünün bulunması mümkün mü? Hepimiz bir çok ihtiyacımızı tek bir noktadan çözmeyi isteriz. Nilü'den Butik ile günlük giyim, spor giyim, özel davet ve etkinlikler için elbiselerinizi tek bir noktadan kendi zevkinize göre kombinleyerek gardırobunuzun en sevdiğiniz köşesinde saklayabilirsiniz. Nilü'den Butik Mağaza tekstil sektöründeki bilgi birikimiyle farklı ve bir çok zevke hitap eden, ağırlıklı ithal ve marka ürünler ile sizlerin uğrak noktalarından olmaya aday.

9 11 0 1 1 6 549 an/ 0 psult l ü a y i E at) k noffic öktür uites 2. K e G d 8 u l ni : 1/2 ktürk S ö d. No

Ca si G ayırı ul Cadde Ç r ı y Pana ul (İstanb b n a İst

142


143


RÖPORTAJ

SİS LOVE MARKASIYLA HARBİYE YE İMZA ATTI

Tuğçe Sayın

Eski Futbol S pi Saraysbosnalı keri Güzel Tuğçe Sayın ile geldik. Kendi bir araya sin tanıma fırsat i yakından ıb Ünlülerin ter ulduk. cihi genç mod acı Tuğçe Sayın oldu. ◊ Biraz kendinden bahseder misin? Aslen Saraybosnalıyım. İstanbul’da doğdum. Ailemle beraber İstanbul’da yaşıyorum. İşletme mezunuyum ardından sunuculuk, spikerlik eğitimi aldım. Sonrasında moda eğitimi alarak bu yönde ilerlemeye karar verdim. ◊ işletme mezunusunuz. Spikerlik ve moda nerden aklınıza geldi. Sunucu olmak benim çocukluk hayalimdi. En başta hobi olarak Başkent

144

İletişim Bilimleri Akademisin den Spikerlik-Sunuculuk eğitimi almaya başladım sonrasında. Yerel bir kanaldan süper lig için futbol spikerliği teklifi aldım ve program sunmaya başladım. Ardından futbol plus dergisine fanatik ünlü isimlerle röportaj yapıp yazdım. Sonrasında magazin editörü olarak mesleğe kısa süre devam ettikten sonra o renkli camiia beni sevmiş olsa da ben yeteri kadar sevemedim. Giyime kuşama olan

merakımdan Vakko Esmod’ dan Moda Eğitimi almaya başladım sonrasında dünyaca ünlü Hollywood starlarını giydiren Zeynep Arcay markasında 6 yıl boyunca marka yöneticiliği ve moda danışmanlığı yaptım Madonna, Jennifer Lopez, Victoria Secret Melekleri, Kendall Jenner, Jessica Biel... Ve aklınıza gelen dünyaca ünlü Amerikalı kadınları giydirmenin gururunu yaşadım. Risk almadan hiç bir şey olmuyor. Modaya olan sevdam bu işte. Kendi başıma


ilerlemem gerektiğini söyledi ve kendi markamı kurmaya karar verdim. ◊ Peki Hollywood’da tarzını en beğendiğiniz kadın kim? Kesinlikle dünyanın en cool kadını Kate Moss. Bir röportajında “Ben bir moda tasarımcısı değilim. Moda okumadım, çizim yapamam. Ama bir eşarptan bile elbise yapabilirim’’ demiş Kate Moss ◊ Neden spikerliği bıraktınız? Beni moda sektörü çok daha mutlu ediyor. İnsanları giydirmek ya da tasarladığım ürünleri insanlar üzerinde görmek çok daha mutluluk verici. Sevdiğiniz işi yaparsanız bir gün bile çalışmak zorunda kalmazsınız. Bu söz benim çok hoşuma gidiyor bende öyle yapıyorum işimi severek ve aşkla yapıyorum. ◊ En çok yaptığınız hangi işinizi kendinize yakın buldunuz? Ben terazi burcuyum. Yani, zarafet burcu oluyormuş, aslında seçtiğim her iki meslekte beni yansıtıyor. Moda bende bir tutku ama yaşam tarzım günün her anı evde bile uyum içinde olmalıyım kendimi aynaya baktığımda hep tarz bulmalıyım. İyi ki moda… Benim için çok doğru meslek. ◊ Entelektüel bir yapınız var? Meslek Dışında başka uğraşlarınız var mı? - Öncelikle çok teşekkür ederim evet sosyal bir insanım ve meraklı bir yapım var neye merakım olursa o işi de bilgim olmalı mesela profesyonel makyaj yapıyorum ama sadece kendim için eğitim aldım onun dışında at biniyorum ve çocukluğumdan beri çok

iyi bir buz pateni kullanıcısıyım. Piyano çalıyordum lise yıllarımda aslında tekrar başlamayı çok istiyorum. Yardım severim birçok kurumdan ödüllerim var. Elimden geldiğince kendimi geliştirmeyi, öğrenmeyi öğrendiklerimi aktarmayı seviyorum. ◊ Berkay’ı Harbiye'de bu sene siz giydirdiniz. Öncelikle markamı yaklaşık 8 ay önce kurdum. Aslında bu yola çıkarken sadece kadınları giydirmeye başladım. Önce Hande Yener, Emel Yıldırım gibi.. Ve markamı kurduğumda Berkay’ı bu yıl harbiye sahnesinde ben giydireceğim diye hayal ettim aslında Berkay hayranı olarak kendisini her yıl en önde harbiye’de izleyen biri olarak büyük bir gurur yasadım aslında. Arkasından Aşkım Kapışmak İzmir açık hava ve Gürkan Şef gibi isimleri giydirdim. Sürpriz isimlerde yakında... ◊ Sizce moda nedir? Moda; öylesine ışıltılı bir dünya ki, dışarıdan bakan çoğu kişi bu göz kamaştırıcı ve şaşaalı dünyanın içine girmek; renklerin, desenlerin büyüsüne kapılmak, hayallerini, farklılıklarını özgürce yaşamak tüm bunanların yanında şöhret, imaj, güç ve sonuç olarak da paranın getirdiği o lüks hayatın sahibi olmak istiyor. Ama moda dünyasının içinde yer edinebilmek, hele ki bu gerçek üstü dünyanın başrolünü paylaşan tasarımcılardan biri olabilmek, dışarıdan görüldüğü kadar kolay değil. Bu büyülü kapıdan içeri girebilmek için öncelikle azim, sabır, ciddi bir eğitim, yetenek, büyük bir tutku ve bir hayli de şanslı olmak gerekiyor. Ama , bu renkli dünyanın içine “moda tasarımcısı “ olarak girmeye karalıysanız o zaman “ Nasıl moda tasarımcısı olunur? ” sorusunun cevabını öğrenmekle ilk adımı atabilirsiniz. Belki de bu konuda en çok merak edilen soru “ Moda tasarımı kariyerine başlamanın bir yaşı var mı? ” Buna

şöyle cevap verebilirim, ister 14 yaşında olun, ister 40 eğer içinizde moda tutkusu varsa, sizin için ne çok erken ne de çok geç. Şunu söyleye bilirim ki, okuldaki profesörlerimden biri, bu mesleğe yıllarca bambaşka bir alanda çalıştıktan sonra 40’lı yaşlarda başlamış ve yıllarca dünyanın sayılı markalarının koleksiyonlarını hazırladıktan sonra, şu an halen moda dünyasına yeni yetenekler yetiştirmek için okulda dersler veriyor ve ne mutlu ona ki, geçtiğimiz ay 75. yaş gününü öğrencileri ile birlikte kutladı. Bir keresinde, eğitmenlik hayatı boyunca yetiştirdiği en yetenekli öğrencisinin, bu işe 15 yaşında başladığını şu anda 20’li yaşlarda olmasına rağmen kendi firmasını kurup milyon dolarlar kazandığını ayrıca Marc Jacobs’un 14, Pierre Cardin’in 15 yaşında bu işe başladığını anlatmıştı. Yani, burada anlatmak istediğim şey, içinizde moda tutkusu olduğu sürece, tasarım işine, ne başlamak nede bırakmak için yaşınızın hiç bir önemi yok! ‘’Moda değişir ama stil devam eder.’’ Coco Chanel... ◊ Son olarak neşeli ve pozitif bir yapınız var Kendinizi motive etmek için güne nasıl başlarsınız? Her zorluğun altında bir güzellik olduğuna inanırım. Öncelikle kendimi hep böyle motive ederim ama geçen gün okuduğum bir yazı beni son derece motive ederken aynı zamanda duygulandırıp ağlattı. Yazıda “sadece hayal et, bundan 10 yıl sonra, evlisin. İstediğin eve sahipsin. iyi bir işin var tatildesin. Çocukların uyuyor. Sen ve eşin oturmuş sohbet ediyorsunuz. Dışarıda kar yağıyor ve yarın cumartesi. Yaşadığın tüm zorlukları hatırlıyorsun. Hepsi bugün içindi. Sen başardın. “ yazıyordu. Bundan daha iyi motive edici bir yazı olamazdı benim için. Sevgilerimle.

145


ERKAN ASLAN YURTSEVEN KOORDİNATÖR

H. EMRE ALBOSTAN 2. KADEME VOLEYBOL ANTRENÖRÜ BESLENME VE DİYETETİK UZMANI

GÖZDE DÖŞ 2. KADEME VOLEYBOL ANTRENÖRÜ BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENİ

DENİZ ÜRGÜN 1.KADEME VOLEYBOL ANTRENÖRÜ WINCHESTER ÜNİVERSİTESİ SPOR VE EGZERSİZ PSİKOLOĞU

KEMERBURGAZ GÖKTÜRK FENERBAHÇE SPOR OKULU S

ağlık Bakanlığının belirlermiş olduğu hijyen kurallarına ve yeni normalleşme prosedürlerini yerine getiren spor okulumuz Basketbol Okullar Birliği tarafından “Güvenli Spor Okulu” sertifikası almaya hak kazanmıştır. Göktürk Atletik Spor Kulübü ve Kemerburgaz Göktürk Fenerbahçe Spor Okulumuz, FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ’ nün lisanslı Basketbol ve Voleybol okuludur. Antrenman programlarımız ve metotlarımız FENERBAHÇE SK’ ün belirlemiş olduğu sistem ve kendi antrenörlerimizin bilgi, birikimleri ile birleştirerek değerli sporcularımıza Basketbol ve Voleybol eğitimi vermek temel amacımızdır. 19.08.2017 tarihinden itibaren Kemerburgaz Göktürk FENERBAHÇE BASKETBOL okulu olarak Kemerburgaz Şehit Er Sinan Şen Ortaokulu SPOR SALONUNDA 5 - 17 yaş arası tüm kız ve erkek çocuklarımız için hizmette başlamıştır. Kemerburgaz Göktürk Fenerbahçe Spor Okulu olarak gençleri bağımsız, kendilerine güvenen, bireysel olarak ulaşabileceklerinden

146

daha büyük hedefler için takım çalışmasının gereğini ve önemini anlayan, bu tip çalışmaya açık bireyler haline getirmek, onlara paylaşma, yardımlaşma ve dayanışmanın önemini ve gücünü öğretmek öncelikli hedefimizdir. Çocuk ve gençlere Basketbol ve Voleybol’ un temel tekniklerini ve inceliklerini öğreterek spor yapabilecekleri, enerjilerini doğru yere yönlendirerek zihnen ve bedenen sağlıklı bireyler haline gelmelerini sağlayacak ortam sunmak hedeflerimizin arasındadır. Bu planlama dahilinde amacımız, sporcularımıza spor sevgisini hissettirmek, sporcu ruhunu ve prensiplerini bilen ve spor ahlakı olan bireyler yetiştirmek temel amacımızdır. Tüm genç sporcu adaylarını, Fenerbahçe Spor Kulübü farkı ile eğitim almaları için Göktürk Atletik Spor Kulübü ve Kemerburgaz Göktürk Fenerbahçe Spor Okulumuzda görmekten büyük mutluluk duyarız. Detaylı bilgi için 0850 304 1907 – 0536 071 59 97 nolu telefon numaradan arayabilirsiniz


BASKETBOL EKİBİ VOLEYBOL EKİBİ

KAAN ALPAY BAŞ ANTRENÖR A KADEME BASKETBOL ANTRENÖRÜ

UĞUR SAĞOL YARDIMCI ANTRENÖR E KADEME BASKETBOL ANTRENÖRÜ

MEHMET BEKERECİ YARDIMCI ANTRENÖR E KADEME BASKETBOL ANTRENÖRÜ

fenerbahcekemerburgazsporokulu

0850 304 19 07 0536 071 59 97 Kuruluş Tarihi: 2017 Kurucu: Erkan Aslan YURTSEVEN Kemerburgaz Şehit Er Sinan Şen Ortaokulu – SPOR SALONU Mithat Paşa Mahallesi Rauf Orbay Cad. No:24 / 1 Eyüpsultan/İstanbul

147


ASTROLOJİ

BOĞA

KOÇ

20 NİSAN - 20 MAYIS

21 MART - 19 NİSAN

İKİZLER

21 MAYIS - 21 HAZİRAN

YENGEÇ

22 HAZİRAN - 22 TEMMUZ

k Vedat Dele

ASLAN

23 TEMMUZ - 22 AĞUSTOS

BAŞAK

23 AĞUSTOS - 22 EYLÜL

148


TERAZİ

23 EYLÜL - 22 EKİM

YAY

22 KASIM - 21

ARALIK

AKREP

23 EKİM - 21 KASIM

OĞLAK

22 ARALIK - 19 OCAK

KOVA

20 OCAK - 18 ŞUBAT

BALIK

19 ŞUBAT - 20 MART

http://www.astrologvedatdelek.com/1/tr E – Mail : info@astrologvedatdelek.com http://www.youtube.com/c/AstrologVedatDelek

149


150


151


152


153


GÖKTÜRK NAZMİ ARIKAN FEN BİLİMLERİ KURS MERKEZİ

2020 YKS

SAYISAL TÜRKİYE 1.Sİ Eğitim ciddi kurumların işidir!

YENİ NESİL

VIP EĞİTİMİN

ÖZEL DERS

GERÇEK ADRESİ

YKS - LGS HAZIRLIK PROGRAMLARI

BUTİK EĞİTİM


NEDEN BİZ? ÖZEL SINIFLAR

DENEYİMLİ ÖĞRETMEN KADROSU

EYS ÖĞRENCİ TAKİP SİSTEMİ

BİREBİR DERS TAKVİYESİ

YENİ NESİL ZENGİN KAYNAK

HAFTALIK ÇALIŞMA PROGRAMI

BİREYSEL KOÇLUK

TÜRKİYE GENELİ SINAVLAR

Belediye Cad. Işıldar Sk. Göktürk İş Merkezi No:1 K:3-4 Göktürk - Eyüpsultan/İstanbul

0212 322 59 29 155


156


157


KEMER ROOF PROJEMİZDE YAŞAM BAŞLADI Her sabah kuş sesleri ve orman havası ile uyanmak ister misiniz?

Şehrin trafiğinden sıkıldıysanız ve sessiz bir yaşam istiyorsanız bu proje tam size göre KAPALI HAVUZ FITNESS SALONU 2 ARAÇLIK OTOPARK AÇIK ve KAPALI OYUN PARKI DAİRELERE ÖZEL DEPOLAMA ALANI ORGANİZASYONLAR İÇİN ORTAK ALAN

Satış Ofisi: Mithatpaşa Mahallesi Bahçeköy Caddesi No: 39/B Kemerburgaz - Eyüpsultan/İstanbul

158

0539 883 8787

0212 801 86 14

www.roofyapi.com.tr

roofyapi.com.tr


Kemerburgaz'ın incisi

Toplamda 2750 metrekare arsa üzerine kurulan "Aile kompleksi" projemizde yaşam başladı. Yerinizi ayırtmanın tam zamanı. Toplamda 24 daireden oluşan projemiz 3+1 ve 4+1 dairelerden oluşmaktadır. Kahvaltınızı bahçenizde yapmak isterseniz; bahçeli dairelerimiz ve müthiş orman manzarası ile güne merhaba demek isterseniz de orman manzaralı dairelilerimiz sizleri bekliyor. KONUM BİLGİSİ İÇİN BARKODU OKUTUN

Proje Alanı: Mithatpaşa Mahallesi Karaçam Sokak No:18 Kemerburgaz - Eyüpsultan/İstanbul


afilibalikgokturk afilibalikgokturk afilibalikgokturk afilibalikgokturk Rez 0322 (212) 04 -281 0532 281 Rez Rez Rez 0 (212) 0 0(212) (212) 322 322 04322 04 62 04-62 62 0532 -62 -0532 0532 281 58 281 26 58 5858 26 2626

İstanbul Cad. Nazlı Sok. No: 28/19 İstanbul İstanbul İstanbul Cad. Cad. Cad. Nazlı Nazlı Nazlı Sok. Sok. Sok. No: No: 28/19 No: 28/19 28/19 Göktürk - Eyüpsultan/İstanbul Göktürk Göktürk Göktürk - Eyüpsultan/İstanbul - -Eyüpsultan/İstanbul Eyüpsultan/İstanbul

160




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.