Göktürk Dergisi Sayı 16

Page 1

Göktürk Göktürk

HABER KÜLTÜR MAGAZİN DERGİSİ HABER HABER KÜLTÜR KÜLTÜR ve MAGAZİN veveMAGAZİN DERGİSİ DERGİSİ YIL:4YIL:4 SAYI: YIL:4 SAYI: 16 SAYI: ÜCRET: 1616 ÜCRET: ÜCRET: 20 TL2020 TLTL

Göktürk Göktürk Göktürk Dergisi Dergisi DergisiYılın Yılın Yılın Enleri Enleri EnleriÖdül Ödül Ödül Töreni Töreni Töreni

İsmail İsmailKüçükkaya Küçükkaya İşimde İşimdeKendimi Kendimi Özgür ÖzgürHissediyorum Hissediyorum

Emel EmelBilenoğlu Bilenoğlu BuBu Güzel Güzel Coğrafyada Coğrafyada Kadın Kadın Olmak Olmak

Toprak ToprakSergen Sergen Ailece Ailece İzlenecek İzlenecek Masalın Masalın Yeni Yeni Anlatıcısı Anlatıcısı

iLKER iLKER iLKER AYRIK AYRIK Evinizin Evinizin Evinizin Konuğu Konuğu Konuğu

Ebru EbruDoğdu Doğdu Doğru Doğru Danışman Danışman Doğru Doğru Okul Okul Demektir Demektir

Ailenizin Ailenizin Ailenizin Sunucusu Sunucusu Sunucusu

“Geleceğin “Geleceğin Sağlığını Sağlığını Tasarlıyoruz” Tasarlıyoruz”




a

i m

u

a k

n

k i ı

u

u n l r

KISA KISA KISASÜREDE SÜREDE SÜREDEYÜKSEK YÜKSEK YÜKSEKKALORİ KALORİ KALORİ 30 30Dakikada Dakikada Dakikada2500 2500 2500Kalori Kalori Kalori

VACU VACU VACU MAGIC MAGIC MAGIC

Fazla Fazla Fazla kilolarınızdan kilolarınızdan kilolarınızdan kurtulun! kurtulun! kurtulun! Vacu Vacu Vacu Magic Magic Magic BeautyLine BeautyLine BeautyLine fiziksel fiziksel fiziksel egzersizi egzersizi egzersizi IRIR IR ışını ışını ışını ve ve vakumla ve vakumla vakumla birleştirir. birleştirir. birleştirir. BirBirBirlikte likte likte çalışan çalışan çalışan tüm tüm tüm faktörler, faktörler, faktörler, geleneksel geleneksel geleneksel egzersiz egzersiz egzersiz progprogprogramına ramına ramına göre göre göre daha daha daha fazla fazla fazla kalori kalori kalori yakmanıza yakmanıza yakmanıza yardımcı yardımcı yardımcı olur. olur. olur. Kızılötesi Kızılötesi Kızılötesi ışık, ışık, ışık, vücut vücut vücut sı-sısıcaklığını caklığını caklığını ve ve terlemeyi veterlemeyi terlemeyi artartarttırarak tırarak tırarak metabolizmanızı metabolizmanızı metabolizmanızı hızlandırır. hızlandırır. hızlandırır. Aynı Aynı Aynı zamanda zamanda zamanda ciltcilt cilt hücrelerinizin hücrelerinizin hücrelerinizin yeniyeniyenilenmesine lenmesine lenmesine ve ve (ısıtarak) ve(ısıtarak) (ısıtarak) kaslarınızın kaslarınızın kaslarınızın rahatlarahatlarahatlamasına masına masına yardımcı yardımcı yardımcı olur. olur. olur. Vacu Vacu Vacu Magic Magic Magic herher her ikiiki iki tarafında tarafında tarafında güçlü güçlü güçlü IRIR IR lambalarla lambalarla lambalarla donatıldonatıldonatılmıştır. mıştır. mıştır. Vakum Vakum Vakum etkisi, etkisi, etkisi, belin belin belin altındaki altındaki altındaki bölgelerde bölgelerde bölgelerde yağyağ yağ asidi asidi asidi salınımını salınımını salınımını hızlandıracak hızlandıracak hızlandıracak şekilde şekilde şekilde yağyağ yağ dokusuna dokusuna dokusuna sağlasağlasağlanannan nan kankan kan akışını akışını akışını arttırır. arttırır. arttırır.

BatBaBt at tantantan iyeiyeiye YıkYıkYık amamam aa a

YoYrorYor gagnangan vv v YıkYık YeıkeYaYsaes Yas amam amtıktık tık aa a

0212 0212 0212360 360 36038 38 3844 44 44 0533 0533 0533398 398 39814 141497 97 97


Natural Yöntem daha daha Temiz Halılar Halılar ROLL MAGIC

Fazla kilolarınızdan kurtulun! Roll masajı, dönen silindire sabitlenmiş ahşap çubuklar sayesinde gerçekleştirilen lenf masajıdır. Masaj, selüliti azaltır ve fazla yağlarınızı yakmanıza yardımcı olur. Kullanıcı, karşılık gelen pozisyonlardan birine geçerek, masaj sırasında istenen vücut bölgelerini uyarabilir.

Kollajenle Roll Masajı

Avantajlar – Rahatlatır ve cildi sıkılaştırır – Selüliti azaltır – Yağ dokularını mekanik olarak yok eder – Kasları çalışma için hazırlar ve ısıtır – Kas esnekliğini arttırır

A. Kemerlife 21 Çarşı Göktürk/İstanbul T. 0533 063 23 50 - 0212 322 91 85

estemia.com.tr kernekhaliyikama.com kernekhaliyikama.com

/haliyikamakernek estemia // haliyikamakernek /haliyikamakernek


HASTALIKLARDAN HASTALIKLARDAN KORUNMAK KORUNMAK İÇİN; İÇİN;

BAĞIŞIKLIĞINIZI BAĞIŞIKLIĞINIZIGÜÇLENDİRİN GÜÇLENDİRİN Sen evde kal biz geliriz! Evinizde veyaveya Sen evde kalsana biz sana geliriz! Evinizde “online “online (görüntülü) (görüntülü) doktor” doktor” ile durumunuzu ile durumunuzu değerlendirelim. değerlendirelim.

Bağışıklık Bağışıklık sistemini sistemini etkileyen etkileyen hastalıklar hastalıklar viral,viral, bakteriyel bakteriyel ya da ya fungal da fungal (mantar) (mantar) enfeksiyonlarını enfeksiyonlarını kolaylaştırır, kolaylaştırır, özelliközellikle spesifik le spesifik tedavisi tedavisi olmayan olmayan viral hastalıklarda viral hastalıklarda risk daha risk daha fazladır. fazladır. Bu hastalıkların Bu hastalıkların tanınması tanınması spesifik spesifik bağışıklık bağışıklık test-testleri ileleri mümkün ile mümkün olabilmektedir. olabilmektedir.

Tedavileriniz Tedavileriniz içiniçin evinize evinize kadar geliyoruz! kadar geliyoruz!


HİZMETLERİMİZ HİZMETLERİMİZ İç İç Hastalıkları (Dahiliye) Hastalıkları (Dahiliye) Fiziksel Fiziksel TıpTıp veve Rehabilitasyon Rehabilitasyon Çocuk Çocuk Sağlığı Sağlığı veveHastalıkları Hastalıkları Dermatoloji Dermatoloji (Cildiye) (Cildiye) Plastik Plastik veve Estetik EstetikCerrahi Cerrahi Saç Saç Ekimi Ekimi - Kaş - Kaş Ekimi Ekimi- Sakal - SakalEkimi Ekimi PRP PRP - Mezoterapi - Mezoterapi Medikal Estetik veveGüzellik Medikal Estetik Güzellik

Ağız Ağızve veDiş DişSağlığı Sağlığı Kulak Kulak- -Burun Burun--Boğaz Boğaz Kadın KadınHastalıkları Hastalıklarıve veDoğum Doğum Ortopedi Ortopedive veTravmatoloji Travmatoloji Radyoloji Radyoloji(Açık (AçıkMR, MR,Röntgen, Röntgen,Mammografi) Mammografi) Tüm TümTıbbi TıbbiTahlil Tahlilve veLaboratuvar Laboratuvar Hizmetleri Hizmetleri Check-Up Check-Up

7/24 7/24Acil AcilServis Servis

Anlaşmamız Anlaşmamız Özel ÖzelSağlık SağlıkSigortası Sigortası vardır. vardır. geçerlidir. geçerlidir.

www.monotipgokturk.com www.monotipgokturk.com

www.monohairclinic.com www.monohairclinic.com

@monotipgokturk @monotipgokturk

@monohairclinic @monohairclinic

Göktürk Göktürk Merkez Merkez Mahallesi, Mahallesi, Açelya Açelya Sokak, Sokak,2/A, 2/A,34077, 34077,EYÜP EYÜP/ İSTANBUL / İSTANBUL

0850 0850 241 241 13 13 03







İletişim: Belediye Caddesi Kemerlife 21 Çarşı Göktürk – Eyüpsultan/İstanbul

0212 322 85 81 masterchef.steakhouse www.masterchefsteakhouse.com






IÇINDEKILER



ÖNSÖZ

Ümit ÖNER İMTİYAZ SAHİBİ VE GENEL YAYIN YÖNETMENİ

EVİMDEN SES VERİYORUM, EVİNİZDE MİSİNİZ SEVGİLİ DOSTLAR #EvdeKal sloganıyla tüm sevenlerimize, tüm takipçilerimize sonsuz ve saygılarımla merhaba... Gündemi uzun zamandır meşgul eden ve hemen hemen hepimizin psikolojisini alt üst eden Korona Virüsü illetinden bahsetmek istiyorum sizlere. Biliyorum hepiniz bu konuyu sürekli duymaktan bıktınız ama bizlere düşen önemli görevler var, bunları sizlerle paylaşmak benim için kıymetli sevgili dostlar. Bir yayıncı olarak doğru kaynaklardan net bilgiyi sizlere ulaştırmak benim boynumun borcu. Ben ve ekibim gece gündüz sizlere kaliteli hizmet verebilmek için ayaktayız. Bu süreçte hiç alışık olmadığımız bir hayatı yaşıyoruz genci yaşlısı, çoluk çocuk... Kabul ediyorum evde oturmak çok sıkıcı geliyor hele ki bahar yüzünü göstermişken. Biz yetişkin insanlara büyük rol düşüyor. Bizler bu virüsü yok edeceğimiz günlerin hayalini kurarak var gücümüzle yapılması gereken ve bizlerden istenilen uygulamaları yerine getireceğiz. Çocuklarımız ve yaşlılarımızı zapt etmek biliyorum çok zor. Akıl yolunu kullanarak duygusallığa yer vermeden, onları incitmeden bu sürecin geçici olduğuna onları ikna etmeliyiz. Sizler de biliyorsunuz ki ben değil günlerce oturmak açık havada on dakika bir bankta oturamam. Hareketli, aktif, hızlı düşünen ve yerinde duramayan bir adamım. Ve inanın bana sevgili dostlar ben ve ailem günlerdir evimizdeyiz. Bir yandan çalışıyor, üretmeye devam ediyor bir yandan ise bu ev hali günlerini eğlenceli hale getirmeye çalışıyoruz. Sevgili eşim Çiğdem Hanım’ ın özveriyle ve sabırla

16

bizlere olan yaklaşımına inanın hayret ediyorum. Bir tek benim eşim değil elbet, tüm kadınlarımız şu an bu durumda. Eşleri ve çocukları sürekli evdeler ve günlük rutinlerinin dışına çıktılar. Kadınlarımızın tüm düzeni bozuldu ve hepsi özveriyle evlerinde sağlıklı bir şekilde bu süreci atlaymaya çalışıyorlar. Şahsım adına önce eşim Çiğdem Hanım’a daha sonra tüm kadınlarımıza gönülden teşekkür ediyorum. Türk toplumu olarak geçmişten günümüz tarihine kadar bir çok savaşlar bir çok doğal afetler ve bir çok krizler gördük yaşadık. Bu Korona Virüsü de onlardan biri. Eğer bizler bir olursak ben inanıyorum ki bu sağlık krizinden de sağ salim çıkacağız. Bugüne kadar kaybettiğimiz insanlar oldu maalesef, bundan sonrasında kayıp yaşamamak için, virüse yenik düşmemek için hep birlikte ama evlerimizde bu mücadele devam edeceğiz... Sağlıklı beslenmeyi ihmal etmeden, hijyenimize özen göstererek, sporumuzu olan imkanlarımızla yaparak ve tabi yüreğimizde ümidi yeşerterek var gücümüzle dimdik ayakta duracağız. Büyüklerimizi evde kalmalarına ikna etmek bizlerin işi, unutmayalım. Ve şimdi biraz da güzel şeylerden bahsetme zamanı. Geçtiğimiz günlerde bildiğiniz üzere ulusal ve yerel basında Göktürk Dergisi Yılın En Ödül Töreni Kemer Country Hotel’de değerli katılımcılarımızla gerçekleşti. Bu yıl ikincisini gerçekleştirdiğimiz ödül törenimiz çok ses getirdi ve hala sesi yankılanmakta. Daima başarımızı alkışlayan, mutluluğumuza ortak olan, yeni hedeflerimizde varlığıyla

gokturkdergisi

0541 271 24 48 gücümüze güç katan tüm değerli dostlarımıza minnettarım ve şahsım adına teşekkür ediyorum. Şimdilerde evlere kapandığımız bu günlerimizde sanmayın ki miskinlik yapıyoruz, tembellik yapıyoruz. Biz evimizde otururken kendi sağlığımızla birlikte sizlerin de sağlığını koruyoruz. Sağlıkla üretmeye, çalışmaya devam ediyoruz. Güzel günler, sokaklarda tozu dumanı attıracağımız günler kapıda sevgili dostlarım. Biraz daha sabırla evde kalalım sonrasında sizlere buradan söz veriyorum festivallerle, davul zurnalarla ve özlediğimiz bizi biz yapan tokalaşmalarımız ve kucaklaşmalarımızla korona virüsünün tarihe karışmasını kutlayacağız. Bu yazıyı okurken ben de evimdeyim diyen herkese kucak dolusu sevgilerimle sağlıklı günler diliyorum. Ümitsiz kalmayın, sevgiyle kalın.



GÜNDEM

Aynur TÜMEN AİLE DİZİM TERAPİSTİ VE YAZAR

♥ AŞKA RAZI OLMAK

Günümüzde aşk tamamen bir beklenti dünyası ve ilişkiler beklentiler üstüne kuruluyor. Eğer karşı taraftan beklentiniz karşılanıyorsa aşk olmasa da mutlu olabilirsiniz. Eksik olan yanımı tamamlayan bir şeyse mutlusunuzdur; bunun adı aşk mı, sevgi mi, güven mi bu önemsizleşir. Bazı kadınların beklentisi güvendir. Çünkü adam bir defa terk edip gitmiştir. Bir daha gitmeyeceği ne malumdur, diğer tarafta denenmiş bir şey vardır. Kötü gününde asla gitmeye- cek bir adam vardır. İyi günde, kötü günde çocuğuna sahip çıkmış olan bir karakterdir bu kişi. Burada kişi ihtiyaca yönelik hareket edebilir. Demek ki cinsellik mi, güven mi, ikileminde çoğu kadın güveni seçer. İnsanlar içgüdüsel olarak uzun vadede ihtiyaç duyduğu duyguya yönelir.

18

Bazısı karşı tarafın onu sevmesine razı olur. Bazıları da rahatlık alanına çok düşkündür; yeni insanlar tanımak istemez, karşısına çıkana razı olur, elindekiyle yetinmeye karar verir. Böyle bir ilişki yürür mü? Evet yürür. Kişi kendisini aşkla ilgili sınırladıysa, yeterlilik duygusu yanımda var olsun, aynı evde olsun demesi aşkı görmesi için yeterlidir. Onun beklentisi budur. Bazıları ilişkide kimle ne yaparsa yapsın ama akşamları eve gelsin durumuna bile razı olur. Razı olan mutluysa bu ilişki yürür. Razı olacağınız şeyi iyi bilip, kendinizi iyi tanıyarak razı olmanız gerekir. Çünkü gelecekte sadece bu durumla yetinmeniz gerekmektedir. Niye insanların razı olabileceğini bir danışan örneği ile anlatalım: Orta yaşa yakın, herkes tarafından alımlı kabule dilen bir kadınım.

aynurtumen

aynurtumen

Evlendim ve boşandım. Boşandıktan sonra hesap- lamadığım bir şekilde çok çekici bir yatak arkadaşım oldu. Ama arkamı döndüğüm an beni aldatacağını tecrübelerimle biliyordum. Yakın arkadaşlarım hatta kız kardeşim onun için bir aşk hedefiydi. Bu işkence gibi ilişkiye iki yıl tahammül edebildim. Sonra şu an evli olduğum adam karşıma çıktı. Bana nazik ve ilgiliydi ama ona âşık değildim. Evlilik sonrası ilişkim beni öyle hırpaladı ki ikinci eşimin aşkına razı oldum. Bu konuda kendimi kötü hissetmiyorum, aşka da inanmıyorum zaten... Erkeklerde bu durum bazı klişelerle sağlama alınmış: Eğlenecek kadın, evlenecek kadın. Çünkü erkekler çok çekici olan, güzel vakit geçirdiği kadınların güvenilmez olduğunu, bir gün kolayca gidebileceğini düşünüyor. Genelde âşık olunacak ölümcül çekicilikte kadınlarla değil, razı oldukları makul kadınlarla evlenmeye itina gösteriyorlar. Aşkından vazgeçemeyip evlenen erkekler de diken üstünde bir ilişkiye devam edebiliyorlar. Sonuçta, seçen bedeli neyse ona razı olmak durumunda... Bu konu üstüne Türkiye’de şöyle bir kod sergileniyor: Aman sen çok sevme, eşin seni daha çok sevsin, o yüzden sevdiğini belli etme. Seni sevenle evlen ki değer gör, rahat et çünkü sen çok seversen o erkeğin seni üzme ihtimali vardır inancı eskiden beri ülkemizdeki evliliklere gölgesini düşürüyor. Bir kişi sizi sizin sevdiğinizden daha fazla seviyorsa size değer vereceği doğrudur. Aslında bu teorinin denenmiş ve doğruluk payı olan bir düşünce olduğu söylenebilir. Aşkta muhakkak bir taraf daha etken, bir taraf daha edilgendir. Siz hangi tarafsınız? Bulunduğunuz pozisyona razı mısınız? Farklı olmasını ister miydiniz? İstiyorsanız beni bulun!



YASAM ,

HAYATINIZDAKI INSANLAR SIZIN FREKANS EŞLERINIZDIR Binnur DUMAN HOLISTIK ŞIFACI Dünyanızdaki herkesin orada olması için bir neden vardır. Yeni yönleri bulmanıza yardım etmesi için ruhunuzun size sunduğu hediyelerdir. Bazı insanlar ilgi alanlarınızı paylaşarak ve yeteneklerinizi onaylayarak özgüveninizi geliştirmenize yardımcı olabilir. Bazıları hayat derslerinizi öğrenmenizde yardımcı olacak katalizörlerdir. Kimileri sizleri yeni fikirlere ve potansiyele ulaştırır. Enerjiden ibaret titreşen bir varlık olduğunuzun ve hepimizin birbirimizin içine işleyen farkındalık alanları bulunduğunu bilebilecek durumda olduğunuz anlamına gelir. Karmaşık gibi görünse de, birbirimizle olan ilişkimizin ne kadar zarif bir sadelikte olduğunu hissedebilirsiniz: özünde, hepimizin içsel frekansı birbiri ile tek bir içsel

20

frekansta birleşir. Hepimiz sevginin evrensel titreşiminde titreşiriz. Duygusal olarak üzücü de olsa, mükemmel bir uyumla geçiyor da olsa ilişkilerinizde karşınızdaki insanın sizinkine benzer bir frekans kalıbı bulunur. Dünyanızda bulunan insanlar sizin frekans eşlerinizdir. Hayatınıza biri girer ve içsel algılayıcınız onu fark ederse, ortak bir kişisel titreşimi paylaşıyorsunuz demektir. Onlar sizin dünyanızda ortaya çıkıyorsa, siz de onların dünyasında ortaya çıkarsınız. Tabii ki sizinle aynı değiller ama benzer frekansları paylaşırsınız. Bir kere bir araya geldiğinizde kişisel alanlarınız birleşir ve bir ilişki alanı var olur. Bu ilişki alanı, enerji, eski tecrübelerden edinilmiş bilgiler gibi ortak kaynakları size sunarak bir çift olarak yaşayacağınız deneyimleri besler ve

yeni yeteneklere ulaşmanızı sağlar. Bunun sayesinde diğer kişinin bildiklerini bilmek mümkündür. İlginç bir şekilde, fazlaca uyumsuz titreşim tarzlarına ve çok az ortak noktaya sahip insanlar birbirlerinin gerçekliğinde yer almaz. İstediğimizi değil, benzerimizi kendimize çekeriz. İlişkiler hep ortaklaşa yaratılır ve yok edilir Ruhunuzun birine bağlanmaya ihtiyacı yok ise, ne kadar olumlama yaparsanız yapın bu gerçekleşmez.

binnur_duman Binnur Duman Binnur Duman e-mail: dmnbinnur@gmail.com Tel: 05335241253


TAYTCIYIZ a y n a d a k i

m o d a n


B

iz Göktürk’te yeni açılan bir çiçek stüdyosu olarak hizmet vermekteyiz. Stüdyomuzu kendinizi rahat ve huzurlu hissetmenizi amaçlayarak dizayn ettik. Burada çiçek tasarımları yaparken aynı zamanda sizlerle keyifli zaman geçirmeyi istiyoruz. Stüdyomuzda hoş sohbet ve kahve eşliğinde tamamen sizlerin isteği doğrultusunda çiçek aranjmanları yapıyoruz. Buketlerimiz için sizlere geniş bir seçenek sunuyoruz. Çiçeklerin yanı sıra mum ve vazo gibi dekorasyon ürünlerini de stüdyomuzda bulabilirsiniz. Burada amacımız hazır kalıpların dışına çıkıp her bir bireyin hayalleri doğrultusunda, herkes için özel aranjmanlar yaratmak. Sizlerle sohbet etmek ve sizleri çiçeklerimizin renkli dünyasıyla tanıştırmak için stüdyomuza bekleriz.

22 22

SEEDS CRAFT STUDIO


seeds_craftstudio www.seeds-flowerstudio.com

İLETİŞİM: Göktürk Cad. No: 38/B Gökada Suites Göktürk – Eyüpsultan/İstanbul


RÖPORTAJ

GAZETECİ OLMASAYDIM TENİS ŞAMPİYONU OLMAK

İSTERDİM

Röportaj AYŞE ŞENGÜNEŞ

İsmail Küçükkaya Geçtiğimiz günlerde Göktürk Dergisi tarafından düzenlenen “ Yılın Enleri Ödül Töreninde” “ Yılın En İyi Sabah Programı” seçilen “Çalar Saat” adlı programın sunucusu İsmail Küçükkaya ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. 24

◊ İsmail Küçükkaya “Çalar Saat” programına nasıl hazırlanıyor? - Gerçekten çok yoğun efor ve emek istiyor. Ben ve ekip arkadaşlarım bu konuda çok yoğun çaba sarf ediyoruz. Sizinle röportajı yaptığımız saat 10.15, benim programım 10.00’da bitiyor. Normal günlerde benim programdan çıkıp, gidip bir saat uyumam gerekiyor. Çünkü saat 04.00’te kalktığımız ve yoğun bir tempo geçirdiğimiz için çok yoruluyoruz. Genel olarak bir saat uyurum sonra uyanıp önce kahvaltı, sonrasında spor yapıyorum. Öğleden sonra başlıyor bizim maraton. Saat 15.00 civarında ertesi gün hazırlıklarına başlıyoruz. Evden

hazırlıklarımı yapıyorum, ekip arkadaşlarıma da mail atıyorum. Ertesi günün yol haritası belirlenmiş oluyor. Akşam ana haberimizi izliyoruz. Fox ana haberden de akışımıza uygun bazı haberleri de seçiyoruz. Daha sonra yeniden yorumlayabilecek şekilde gazetelerin manşetleriyle seçmelerimizi yapıyoruz. Bu arada da en son okumalarımı yapıyorum; şiir, edebiyat, kitap seçmelerimi ve müzik seçmelerimi yapıyorum. Ertesi gün ekibim benden de önce geliyor. Onlar hazırlıklarını yapıyorlar, ben geldiğim zaman da gecenin sıcak gelişmelerini alıyorum ve gazeteleri okuyarak gazete manşetlerini seçiyorum.


◊ Gazetecilikten televizyonculuğa geçiş sürecinizden bahsedebilir misiniz? - Gazeteciliğe Hürriyet Gazetesinde 1992’de başladım. Orada 2 yıl çalıştıktan sonra Sabah Gazetesine girdim, Sabah Gazetesinden Star Gazetesine, oradan da 2000 yılında Akşam Gazetesine geçtim. Akşam Gazetesinde 5 yıl hem Ankara temsilciliği yaptım hem de gazetenin genel yayın yönetmenliği yaptım. Dolayısıyla bir haberci, bir gazeteci deneyimim vardı. Televizyoncu değildim fakat 2013 yılında Doğan Şentürk’ün beni televizyona teşvik etmesi ve yönlendirmesiyle 7 yıl önce televizyon maceram başlamış oldu. ◊ İsmail Küçükkaya gazeteci olmasaydı ne iş yapardı? - Avukat olabilirdim. Birde fantezi olarak beni en çok etkileyen ses Tenis turnuvalarını kazandıktan sonra şampiyonların seyirciyle kurdukları diyalog ve Nobel veya Oscar törenlerini kazandıktan sonra yapılan konuşmalar. Ama gazeteci olmasam bir tenis şampiyonu olmak isterdim. ◊ Kendinizi gazetecilik yaparken özgür hissediyor musunuz? - Tam olarak özgür hissediyorum. Bunu da hem kendi ruhuma, bağımsızlık yanlısı karakterime hem de kanalımın ve haber merkezimizin bize sunmuş olduğu özgürlüğe borçluyum. Biz tam olarak editöryal özgürlüğe sahibiz. ◊ Televizyonculuk ve gazetecilik kimliğinizi bir yana bıraktığımızda İsmail Küçükkaya dışarda nasıl biri? - Göründüğüm gibiyim. Benim yayınım klasik bir haber programı gibi olmadı. 7 yıl önce başladığımda mevcut kalıplarla hareket etmedim. Ben tamamen kendime özgü bir program formatı geliştirdim. Kendim nasılsam, bu programda yansıttığım gibiyim. Kitap okuyan, çiçek seven, şiir okuyan, spor yapmaktan hoşlanan, maçlara giden, müzik tutkunu her hafta mutlaka bir konsere gitmeye çalışan, birde ailesine ve kardeşlerine düşkün birisiyim. ◊ ‘Korkma’ ve ‘Biraz Cesaret’ adlı kitaplarınızda özellikle isim bazlı herhangi bir mesaj vermek istediniz mi? - Ben böyle bir mesaj vermek istedim. Bir yere gittiğim zaman en çok karşılaştığım cümle şu; “Korkmuyor musunuz?”. Ben de dedim ki bir insanım, ülkemde ki hakim iklimi biliyor ve görüyorum. Tabi ki benim kaygılarım var, çekincelerim var, yer yer korkularım var. Ama kaygısı, çekincesi ve korkusu var diye yapması gerekenden vazgeçecek bir karakterde değilim, işimi yapıyorum. İşimin cesaret istediğini de düşünmüyorum. Çünkü hukukun içindeyim. RTÜK mevzuatlarına uyan birisiyim. Anayasaya çok bağlı, Vatandaşlık yükümlülüklerini yerine getiren birisiyim ve özgürce gazetecilik yapıyorum. Bu bence Türkiye’nin bir zenginliği. ◊ Yeni bir projeniz ya da tekrar kitap yazmayı düşünüyor musunuz? - Çok teklif geldi asında hala da geliyor. Fakat doğrusunu söylemek gerekirse kitap yazacak bir vakit ve konsantrasyonum yok. Çünkü bütün benliğimle, bütün hücrelerimle işime odaklanıyorum ve işimi çok seviyorum. İş çok başarılı oldu, fakat bundan şımaracak değilim, bu sorumluluklarımı arttırdı. Ülkeme dair sorumluluklarım var. Dolayısıyla bu işi daha iyi yapmak ve bu işi yıllarca yapabilmek istiyorum. Çok ilerde yaşlandığım zaman, kitaplar yazmak istiyorum. Ama o kitaplar edebiyat kitapları olacak. Beni ödüle layık gördüğünüz için Göktürk Dergisine teşekkür ediyorum. Akşam 21.00’de yatıp sabah 04.00’te kalktığım için çok istemiş olmama rağmen ödül törenine katılamadım, tekrardan sizlere teşekkür ediyorum.


MİMAR VE İÇ MİMAR Dr. AMİRALİ ASBAGHİ

MİMARLIK BİR ŞİFREDİR, HER YERİN FARKLI BİR ŞİFRESİ VARDIR BAŞARILARININ SIRRINI VE GELECEK HEDEFLERİNİ GÖKTÜRK DERGİSİ’NE ANLATTI:

26

◊ Ortadoğu’da bilinen ve Türkiye’de son dönemlerde adını sıkça duyduğumuz Amirali Asbaghi’yi tanıyalım. Türkiye’ye gelmeden önce Ortadoğu’da imzanızı taşıyan projeler ile Türkiye’de devam eden mimari proje hayatınızdan bahseder misiniz? - Türkiye’ye 2011-2012 yıllarında geldim. Bunun öncesinde Ortadoğu’da İran’ın en yüksek ve en büyük binası olan Milad Tower’da belirli yerlerini değiştirerek iç tasarımlarını yaptım. İran’da yaptığım işlerin dışında, Dubai’de birkaç sene önce kaybetiğimiz dünyaca ünlü Mimar Zaha Hadid ile aynı proje de çalışma fırsatı buldum. Ondan sonra da Dubai’de City Center’da birçok mağazanın iç tasarımını projelendirdim. İngiltere’de Oxford French Connection mağazasının iç tasarım ve dizayn çalışmalarında bulundum. İtalya’da 150 seçilmiş mimarın arasından ”En İyi Dizayn Konseptler “ kategorisinde ödül aldım. Türkiye’de 2017 senesinin sonlarına doğru “En İyi İç Mimar ” kategorisinde ödüle layık görüldüm. Türkiye’ye ilk geldiğim zamanlarda Taksim’de butik oteller, kafeler, lobiler gibi birçok bilinen yapıda restorasyon, mimarlık, iç mimarlık çalışmalarını gerçekleştirdiğim yolculuğumda, şimdilerde ise Türkiye’nin heryerinde otel ve konut projelerinde daha etkin rol almaktayım.


◊ Bundan sonraki hedefleriniz nelerdir? - Son dönemlerde mimari projelerde bilinen firmalarıyla birlikte ortaklaşa ilerleyerek projelerinde uygun iç mimari tasarım, plan, konsept çalışmalar, 3 boyutlu görselleştirme hizmetleri, danışmanlık hizmetleri (malzeme,renk seçimleri vb..) ve uygulama hizmetleriyle projelerine hem değer kazandırıp hemde iş yüklerini üstlerinden alarak doğru sonuçlar kazandırmaya çalışmaktayım. İleri tarihlerde daha çok kitlelere ulaşıp hayatlarında kalıcı, olumlu bir etki bıraktığım projelerin altında imzamın olmasını hedefliyorum.

“ÜRETTİĞİM PROJELERDEKİ AMACIM KENDİ ÇİZGİMİ VE FARKIMI GÖSTEREBİLMEK”

◊ Başarılı mimari projelerin olmazsa olmazları nelerdir sizce? Bence başarılı bir proje için takım çalışması gerekiyor.Sahip olduğum ekibimin aynı frekans düzeyinde olmaları gerekiyor. Çünkü bunlardan biri olmazsa olmuyor. En önemlisi de mimarın projenin başından sonuna kadar, uygulaması dahil, işin başında olması gerektiğine inanıyorum. Mimar veya iç mimar yaptığı projeden koptuğu zaman başka yorumlar gelmeye başlıyor ve proje bütünlüğünü kaybediyor. ◊ Peki, bu kadar tanınmanızı sağlayan mimari çizimlerdeki farklılıklarınız nelerdir? - İç mimarlık bir şifredir, her yerin farklı bir şifresi vardır. Ben her adımın, her yerin şifresini çözüyorum. Her mekanın kendine ait bir ruhu vardır. Çünkü her mekan kendisine ait farklı frekanslara sahiptir. Dizayn sadece renk değildir, mobilya değildir; dizayn psikolojik durumlarla bağlantılıdır. Dizayn bir hayattır. ◊ Amirali Bey, siz mimarlığın şifresini nasıl çözdünüz? - Günümüz mimarlık anlayışının dışında farklı bir vizyona sahip olduğumu düşünüyorum. Çünkü ben şifreyi çözüyorum, mekanı biliyorum, mekanı hissediyorum, renkleri hissediyorum. Ben her rengin tadını biliyorum. Tasarımlarımda da, rengin gücüne inanıyorum. Çünkü, mekana ve zamana göre doğru rengi bulabilmek ve hissedebilmek, bu işin püf noktasıdır.

“SEÇMEK, YETENEKTİR.”

◊ Peki, tasarımlarınızda özel renkler kullanıyor musunuz? - Bu değişkenlik gösteriyor aslında. Çünkü o ana özel, koşula özel, insana özel renkler vardır hayatta... Aslında her seferinde kendi rengimi yaratıyorum.

aa.studiodesign amiraliasbaghi “YENİLENİYORUZ” ◊ Bugünlerde yeni bir isimle işlerinize devam eden bir geçiş döneminizdesiniz. Bu duruma yenilenme süreci olarak adlandırabilir miyiz? - Hayat, her zaman olumlu yada olumsuz, değişim ve gelişim içeriside silkelendiğini düşünüyorum. Özellikle bu dönemlerde fazlasıyla hissetmekteyiz,maalesef ki.. Kendi açımdan ise hayatımda yaşadığım bu sürecin olumlu etkileriyle arındığımı hissediyorum.Kurucu ortağı olduğum şirketi kapatarak kendi ismimle ve ekibimle dinamik, yenilikçi tavrımızla işlerimize devam etmekteyiz. Bu etkiyle kabuk değiştirdiğim bir yenilenme dönemi olarak adlandırabiliriz.


DEKORASYON

EV DEKORASYONUNUN TAMAMLAYICI PARÇASI HALI SEÇİMİNİ NASIL YAPMALIYIZ

Evimizin dekorasyonunda olmazsa olmazımız tamamlayıcı öğemiz halılar. Peki tercihimizi nasıl yapmalıyız ? Dekorasyonumuzda tamamlayıcı mı olmalı yoksa ön planda mi olmalıdır? Eğer şık bir arka plan olmasını istiyorsanız doğal renkleri tercih etmelisiniz. Gri , bej , toprak tonları kullanabilirsiniz. Bu renkler dekorasyonunuza alt yapı oluşturup daha yalın bir görünüm elde etmenize olanak sağlayacaktır. Eğer halınızın göze çarpmasını istiyorsanız yeşil , mavi , kırmızı gibi tonları tercih edebilirsiniz. Veya desenli halılar tercih edebilirsiniz.

26 28

Gamze BİRGÜL gamzebirgul_desing


Halı seçimi yaparken öncelikle mobilyalarınız size yol gösterecektir. Mobilyanızın tarzı ve rengine göre tercih yapmalıyız. Örneğin ceviz , meşe gibi koyu tonlarda bir mobilyamız var ise halı seçiminiz açık renklerde olması daha doğru olacaktır. Açık renkte mobilyanız var ise daha koyu halı tercih etmeniz gerekmektedir. Çünkü algı da yanılma olmasın. Koyu ya koyu tercih de mobilyalarınız ve yer zemininiz iç içe bir

algı yaratacaktır. Hem koltuklarınız desenli hem halınız desenli olmamalıdır. Karışık bir görünüm ortaya çıkacaktır. Eğer koltuk döşemeleriniz düz ise halınızı desenli bir model tercih edebilirsiniz. Halı alırken dikkat etmeniz gereken şeylerden biride kolay temizlik sağlanmasıdır. El dokuma ve kök boyalı halılar kilimler doğallıktan yana ve temizlik sıkıntısı çekmek istemeyenler için önerebilirim.


mimari proje konsept tasarÄąm uygulama


OFİS MAĞAZA SHOWROOM EV

532 373 75 22 İNFO@CARRETASARİM.COM

CARRE_TASARİM

CARRETASARİM.COM


G

öktürk Dergisi olarak sokağa çıkma kısıtlaması yaşadığımız 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı’nda değerli okurlarımız ve takipçilerimiz için sokakları boş, sessiz olan İstanbul’u fotoğrafladık. Bu değerli proje de profesyonel olarak da fotoğrafçılık ile ilgilenen Hakan Ka’ya bize eşlik etmesini rica ettik. Ve kendisi de makinesini aldığı gibi ricamızı kırmayarak bize katıldı. Oyuncu ve sunucu geçmişi ile tanıdığımız ve birçok projede yer almış olan Hakan Ka aslında profesyonel olarak da tam bir fotoğraf tutkunu. Fotoğrafçılık ve yaşadığımız 19 Mayıs gününe dair söyleşimize geçelim; Öncelikle bizimle olduğunuz için çok teşekkür ederiz. ◊ Fotoğrafçılık tutkusunu kendinizde ne zaman fark ettiniz? - Fotoğrafçılık tutkumu aslında biliyorsunuz ki bir oyuncu ve sunucuyum. Oyunculuktan gelen drama alışkanlığı var. Işığı doğru takip etmek ve ışığın drama da ki etkilerini çok iyi bilen biriyim. Pskolojik olarak kendimi köşeye sıkışmış hissettiğim bir dönem de psikolog bir arkadaşımdan yardım aldım. Onun bana dediği ‘’Hakan sen oyuncusun ve dramayı iyi bilen bir adamsın, eminim fotoğrafik bir yönün vardır. Çık, gez, fotoğraf çek, seni çok rahatlatacaktır. Bir ilaç tedavisi uygulamaktansa telkin yöntemi seçmelisin’’ dedi. Ve fotoğraf çekmeye o zaman başladım. Daha sonra çektiğim fotoğrafların sonucunda olumlu tepkiler almaya başlayınca da, işi ilerletmeye devam ettim. Hala da sımsıkı sarılıp fotoğraf çekmeye devam ediyorum.

32

19 MAYIS ‘DA TÜM TÜRKİYE EVDE İKEN HAKAN KA İLE İSTANBUL’U FOTOĞRAFLADIK

HAKAN KARAYAŞAR hakanka


◊ Fotoğrafçılığın sizde hissettirdiklerinden bahsedebilir misiniz? - Fotoğraf öncelikle bana özgürlük hissi veriyor. Pek çok sosyal mecra var fakat ben instagram kullanmayı çok seviyorum. Sosyal medyam da çekmiş olduğum fotoğrafları paylaşıyorum. Diyorum ki fotoğraf çekmek için gezen biri 1- Sağlık için yürüyüş yapmış oluyor. 2- Fotoğrafı çektiği yerle ilgili bilgi edinmiş oluyor. İster istemez ben ne, neyi ve neden çekiyorumu bilmek istiyorsunuz. Sizi hem fiziksel hem de kültürel olarak besleyen bir şey fotoğraf. O yüzden fotoğrafın bana kattığı çok fazla şey var. ◊ Çekmiş olduğunuz fotoğrafları daha sonra sergi yapmayı düşünüyor musunuz? - Fotoğraflarım ile ilgili pek çok sergi

teklifi geldi bu zamana kadar. Fakat çok had bulamamıştım kendimde yakın geçmişte. Ama artık bu tür teklifleri daha ciddiye alacağım bir dönem yaşıyorum. Çünkü fotoğraf anlamında kendimi çok daha fazla geliştirdiğimi düşünüyorum. Kim bilir belki de Göktürk de sizlerle beraber bir sergi yaparız. ◊ 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı’nda eskisi gibisi olmasa da ve her zamankinden farklı olmasına rağmen renkli kareler ortaya çıktı. Boş İstanbul sokakların da sizde fotoğraflarınızı konuşturdunuz diyebiliriz. Hem günün önemi ile ilgili mesajınızı hem de sokağa çıkma kısıtlaması olan İstanbul için neler söylemek istersiniz? - 19 Mayıs da Göktürk Dergisi

Ümit’ciğim ile çok güzel bir organizasyona imza attık. İstanbul sokaklarını boş hali ile çekme fırsatı yakaladık. Pandemi sürecin de sağlıklı kalabilmek için sokağa çıkma kısıtlaması Devlet büyüklerimiz tarafından uygun görülmüştü. Sokağa çıkma kısıtlaması gerekli ise uygulanması gereken bir şey ve gerekli olduğu bir süreçte çok da iyi bir uygulama idi. Harfiyen uyduğumuz bir dönem de proje ve bir belge amaçlı çekim gerçekleştirdik. Göktürk Dergisi ile İstanbul fotoğrafları çektik. İnsanlara belge olsun bu süreçte yaşananlar tarihe kazınsın, arşivde yer edinsin istedik. Bunları da Göktürk Dergisin de sizlerle paylaşıyoruz.


HAKAN KARAYAŞAR hakanka

34


◊ Dergimizin yapmış olduğu etkinlik için düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? - Bu etkinlik de benimle birlikte hareket ettiği için öncelikle dostum Ümit’e çok teşekkür ediyorum. Bunun dışında Göktürk Dergisi kendi içinde bir tarzı olan insanlara doğru içerikler üretmeyi hedef edinen çok değerli bir dergidir. İsmi bir semte ait olmasına rağmen ulusal mecrada da son derece takip edilen bir dergi, dolayısıyla da çok mutluyum bu tür bir iş birliği yaptığım için. Göktürk Dergisi’ne çok çok teşekkür ediyorum. Böyle bir projede bizim ricamızı kırmayıp katıldığınız için teşekkür ederiz.


GÖKTÜRK’ÜN İLK SANAL GERÇEKLİK MERKEZİ AÇILDI Göktürk’te mart ayında hizmete açılan Avatar VR Game sizleri sanal gerçekliğin büyülü dünyasıyla tanıştırmaya bekliyor.

VALVE INDEX TÜRKIYE ILK KEZ AVATAR VR GAME’DE

30 36


12 METREKARELIK OYUN ALANLARI

Mesa Studio Plaza AVM İstanbul Caddesi No: 42 Göktürk - Eyüpsultan/İstanbul 0212 322 45 21 avatar_vrgame_istanbul www.avatarvrgame.com


ÇOCUK

BEBEKLER GECE NEDEN SIK UYANIRLAR? Bebekler gibi uyumak… Bu sözü duyduğumuzda ilk aklımıza gelen şey birinin kesintisiz mışıl mışıl şöyle derin bir uyku çekmesidir, öyle değil mi? Ancak, bebekler “Bebekler gibi uyuma” tabirinin hakkını verebiliyorlar mı dersiniz? Bu sözün tam aksine ne yazık ki bebekler özellikle

hayatlarının ilk yıllarında pek rahat uykuya dalamıyor, ya da gece boyunca sıkça uyanabiliyorlar… Peki neden bebekler gece boyunca sıkça uyanırlar? Hadi gelin birlikte gece uyanmalarını etkileyebilecek olası sebeplere göz atalım. Açlık: Yenidoğan

Lesli Maya tatlıuykusirlari

döneminde bebekler gece boyunca beslenme ihtiyacı ile uyanırlar. Yenidoğan döneminden sonrası için bebeğinizin gece boyunca kaç kere beslenmesi gerektiği konusunda doktorunuza danışmanız uygun olacaktır. Bebeğinizin 24 saat içerisinde ayına uygun tükettiği süt/ katı gıda miktarı kısacası beslenmesi uyku açısından önemlidir. Destekli uyku: Yenidoğan döneminde bebekler uykuya dalmak için birtakım desteklere ihtiyaç duyabilirler. (kucakta salınım, pışpışlanma, emzirilme gibi) Yenidoğan dönemi bittikten sonra bebeğinizi destekli olarak uyutmaya devam ettiğinizde, bebeğiniz de derin uykudan hafif uykuya geçtiği uyku döngülerinde yine bu desteği arayacağından dolayı sıkça uyanabilir. Bebeğinize bu desteklere ihtiyaç duymadan uyuyabileceğini gösterdiğinizde, bundan kaynaklı olan uyanmalar azalacak, bebeğiniz uyku geçişlerini rahatça atlatmaya başlayacaktır. Uyku düzeni: Bebeklerin iç saatlerinin oluşmasında, uyku saatlerinin düzenli olması rol oynamaktadır. Uyku saatleri düzensiz olan,

38 32

TATLI UYKU SIRLARI Telefon: 0537 764 1434

Telefon: 0537 764 1434 www.tatliuykusirlari.com www.tatliuykusirlari.com info@tatliuykusirlari.com info@tatliuykusirlari.com tatliuykusirlari tatliuykusirlari


gündüz uykularını iyi almamış, çok yorgun yatırılmış olan bebeklerin hem uykuya geçişleri daha zorlu olmakta, hem de gece uyanmaları artmaktadır. Hastalıklar: (tıbbi sebepler) Gaz sancıları, reflü, alerjiler, ateşli hastalıklar, öksürük, soğuk algınlığı, kulak enfeksiyonları, diş çıkarma vs gibi sebepler bebeklerin gece boyunca sıkça uyanmalarına sebep olabilir. Büyüme atakları ve gelişimsel sebepler: Büyüme atağı dönemlerinde ya da yürümek, emeklemek, konuşmak gibi yeni bir becerinin kazanıldığı dönemlerde uykular etkilenerek bölünebilir. Ayrılık kaygısı: Ayrılık kaygısının arttığı dönemlerde, bebeğinizin size daha yakın olmak istemesi uykularını kesintiye uğratabilir. Yeterli gün ışığı ve temiz hava almama: Gündüz ışığa ve gece karanlığa maruz kalmak, bebeklerin biyolojik ritimlerinin oluşmasına ve gece daha iyi uyumalarına yardımcı olur. Gün içerisinde, temiz hava

ve güneş ışığı almak bebekler için faydalıdır. Gün içi yeterli enerjiyi harcamama: Bebeklerin aylarına uygun aktiviteler yaparak uyanıklık süresini etkin şekilde geçirmeleri ve harcamaları gereken enerjiyi harcamaları uykular için yararlıdır. Uyarıcı bir ortam: Aşırı uyarıcı bir ortam bebeğinizin kolayca sakinleşmesini zorlaştırabilir. Bebeğinizin uyuduğu odanın gürültülü, fazla aydınlık, aşırı sıcak

ya da soğuk olması uyku kalitesini bozar. Akşam uyku rutinlerine geçmeden bir süre önce hareketli ve heyecanlı aktiviteler yerine daha sakin aktiviteleri tercih etmenizi tavsiye ederim. Bunun yanı sıra, bebeğinizin uyku saatinden en az 1 saat önce televizyon ve diğer elektromanyetik cihazlara maruz kalmamasına özen gösteriniz. Uygunsuz bir uyku ortamı: Bebeğiniz nerede uykuya daldıysa, uyku döngülerinde yine aynı yerde olmayı bekleyecektir. Bebeğinizin yatağının ve odasının uykuya elverişli olmasına (sıcaklık, ses, karanlık, uyarıcılık) dikkat ederek güzel bir uyku almasına yardımcı olabilirsiniz. Islak ya da kirli bir bez: Bu da bebeğinizin gece uykularını bölebilir. Genel olarak bu sebepler, bebeklerin gece uyanmalarında etkilidir. Uykuyu etkileyebilecek tüm faktörlere bütüncül bir bakış açısıyla yaklaştığımızda, çözüme ulaşmak çok daha kolay olacaktır. Mışıl mışıl uykular...


GÜNDEM

Gülbahar Bilgin

MESAJIMIZ VAR!

Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve Covid-19 adı verilen hastalığa yol açan korona virüsü, Türkiye dahil 170’ten fazla ülkeye yayıldığı bu dönemde insan olarak sorgulamamız gereken değerler olduğunu bize hatırlattı. Neyin peşindeyiz? Bizler, bu dünyada sadece birer misafir değil miyiz? “Modern insan” olmaya çalışırken, neleri unuttuk, nelerden ödün verdik? Çocuklarımıza daha iyi bir dünya bırakmamız gerektiğini unutmadan, ilk sorgulamamız gereken, daha iyi bir insan nasıl olurum, olmalıdır. Öncelikle değerliliği karşı tarafın bakışlarında ve sözlerinde değil kendi içimizde arayalım. Kendinize inanmadığınız sürece bunu yapamazsınız. Önce kendinize inanın! Kendinize bakın içinizdekini arayın, bulun, paylaşın ve dünyaya verin. Hiç kimsenin size teşekkür etmesini beklemeyin, bazen kendiniz kendinize teşekkür

34 40

EĞİTİMCİ

Doğa tahrip edilmemeli ve ülke olarak da daha fazla doğal hayat alanları kurulmalıdır.

edeceksiniz. Çok temiz ve zarif olun! Daha çok düşünün, daha çok okuyun, çalışın ve üretin! Dünyanın daha hoş görünmesini sağlamak için alabileceğimiz küçük eylemler vardır. Çevresel yıkımın önünü kesmek ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için bireysel olarak önlem alabiliriz. Bireysel önlemler evimizde başlar. İşte sadece bir kaçı! Geri dönüşüm çöp kutularından yararlanarak kirliliklerin önüne geçip, bilinçli insan olarak çevremizdeki çalışmaları takip etmeliyiz.

Doğal enerji kaynaklarından yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmalıdır. Şehirlerde çevre düzenlemelerinde doğal bitki örtüsü korunmalıdır. Belki de en önemlisi; bilinçli tüketimi hayatımızda odak noktası yapmalıyız. Tüketim alışkanlığımızı gözden geçirerek sadece ihtiyacımız kadar tüketmeyi öğrenmeliyiz. Arzularımıza göre değil de, ihtiyaçlarımıza göre tüketmeye başladığımızda, farklı bir kişisel tatmin yaşadığımızı ve dünya için bir şeyler yapmanın huzuruna erdiğimizi göreceğiz. Hepimiz küçücük şeyler yaparak, büyük insanlar olabiliriz. Dünyada büyük olan hiçbir şey, büyük olan insanlar olmadan elde edilemez ve insanlar yalnız öyle olmaya karar verdikleri zaman, büyük olurlar. “Charles DE Gaulle”


KEDİ MOR’UN MACERALARI

G

erçek sihir insanın içindeki cesarettir. Yazarın çocuklar için yazmış olduğu kitabı sizler de zevkle okuyabilirsiniz! Neden mi? “Umut olmazsa insanlar mutsuz olur. İnsan umudu kadar tutunur hayata.” derken yazar, sizi alıp gizemli dünyalara götürüyor. Biz ebeveynlerin “Çocuk daha bunlar, anlamazlar ki…”düşüncesi yerine, çocukların karamsarlığa ve anlamlandıramadıkları durumlarda onların minik akıllarını mutsuzluğa itmek yerine, uygun bir dille gerçeği anlatmaları gerektiğini vurgulamış eğitimci-yazar. İki macera var kitabın içinde. Diğer değişle iki kitap, tek kitap içinde. Akran zorbalığı, kardeş sevgisi, aile

bağları, umut ve sevgi ana başlıklar! Doğa kirliliği, küresel ısınma, yakın gelecekte susuz kalabileceğimizin de altı çizilmiş. Bunları çocuklarımıza mutlaka anlatmalıyız. Çünkü yarınlar çocuklarımız demek! Geleceğimizi şekillendirecek olan, bizim çocuklarımız! Kitap İkiz kardeşler Rana ve Arda’nın mor bir kedi bulması ile başlıyor. Tabii ki, ikizler bu kedinin konuştuğunu ve uzaylı olduğunu sonra öğreniyorlar. Kedi Mor’un maceraları bir seri olarak düşünülmüş. Kitabın içindeki resimler ise, çocukların ilgisini çok daha fazla çekecek nitelikte! Eğitimci yazarımız Gülbahar Bilgin, özellikle ilkokullarda yapılan söyleşi ve imza

günlerinde, çocukların çok büyük ilgisini görmekte “Sorunun ne olduğunu bulman, sorunu çözmen demektir.” “Güçlü olmak sadece kaba kuvvet kullanmak değildir. Güçlü olmak; bildiğimiz doğrulardan hiçbir zaman vazgeçmemektir.” “Bilim insanına icat bulduran umuttur. Umut eden hayal eder. Hayal eden gerçekleştirir. Hayalleri başarıya götürür.” Yazar’ın çocuk kitabı dışında basılan üç psikolojik romanı “Benim adım Hiç, Reh-güzar ve Fısılda” ile, onun akıcı kalemiyle tanışıp, kullandığı psikolojik kurgu ile de mistik yolculuklara çıkabilirsiniz! Umutla, sevgiyle ve kitapla kalın!


42


Özellikle içinde bulunduğumuz yaz günlerinde yer yer kendinizden bile fazla önemsediğiniz evcil hayvanlarınızın fazla tüylerinde arındırırken kaliteli ve sevgi dolu bir ortamda bunu sağlamaya ne dersiniz? Cevabınız evet ise Göktürk’te hizmet vermeye başlayan Glamour Pet Kuaför tam da aradığınız ortamı sizlere sunuyor. Glamour Pet Kuaför Kurucusu Teti-

ana Romanchuk ile gerçekleştirdiğimiz söyleşimiz sizlerle…

◊ Glamour Pet Kuaför ile ilgili neler söylemek istersiniz? Sunduğumuz hizmetlerin öncesinde yaptığımız işi sevgi ile yaptığımızı söyleyebilirim. Glamour Pet Kuaför’ün kuruluşun temelinde bir parçamız gibi gördüğümüz evlerimize duyduğum sevgi yatıyor

"Evcil hayvanlarınız için ev sıcaklığında bir ortam"

sayesinde tıraş işlemlerinde anestezi kullanmadığımızı özellikle belirtmek isterim. Sunduğumuz diğer hizmetler ise; makasla tıraş, makine tıraş, tırnak kesimi, kulak temizliği, yıkama, boyama ve fön çekimi. Severek yaptığınız her işte başarıyı yakalıyor ve daha iyisini nasıl yapabileceğinizi araştırırken büyük bir keyif alıyorsunuz. Glamour Pet Kuaför'de ev sıcaklığında bir ortamı sunabilmemizi sağlayan önemli faktörlerden birisi de bu sanırım.

diyebilirim. Eğitim aldığım kurumlar ise Jazz Pet Grooming School(Odessa-Ukrayna) ve Milord Pet Grooming Academy (Samara-Rusya) ◊ Glamour Pet Kuaför olarak sunduğunuz hizmetler nedir? Öncelikle evcil hayvanlar için sunduğumuz ev sıcaklığında ortam, uzman ekibimiz ve sevgiyle yaklaşmamız

Göktürk Merkez Mahallesi Göktürk Caddesi No: 46 E Eyüpsultan/İstanbul (PTT Göktürk Şubesi Karşısı) 0546 955 85 85

gpetkuafor@gmail.com glamour_pet_kuafor


44


Excellent Beef Marburg Almanya

Kemerburgaz Konut Zemin kat planı

0212 322 12 04 0530 970 46 37

fanamimarlik.com fanamimarlik@gmail.com Çamlık Cad. No: 5/1 Göktürk – Eyüpsultan/İstanbul fanamimarlik

Çatı arası piyesi planı


DEKOER MİMARLIK GÖKTÜRK'TE AÇILDI

SUNULAN HİZMETLER

• • • • • • • • • •

Doğal taş Saray tavan İtalyan boyası Dekoratif aynalar Led ışık bandı alçıpan Anahtar teslim tadilat Doğal gürünümlü panel Boya ve dekoratif boyalar İç ve dış mimari tasarımlar İtalyan ve yerli duvar kağıtları


dekoermimarlik 0541 306 10 81 - 0212 322 79 61 Cami Sokak No 10/a Göktürk - Eyüpsultan/İstanbul


Hayata geçirdikleri markalı konut, turizm işletmesi, çok amaçlı sosyal mekan ve sağlık yapısını özgün bakış açısıyla insan odaklı, efektif ve öznelleştirerek tasarlayan Via Arte Home İç Mimar Evrim Erdal ve Cihan Güneş ortaklığıyla faaliyetlerine 2016 yılında başladı. Bugüne kadar gerçekleştirilen projelerde planlamadan tasarım aşamasına dünyadaki tasarım trendlerini de takip ederek kendilerini güncel tutarak faaliyetlerine devam etti. Via Arte Home; üretim ve tasarımlarını gerçekleştirdikleri mobilyaları sergilemek için 2020 yılında Göktürk’te showroomunu açtı.

VIA ARTE HOME YENİ DENEYİMLER YAŞAMAK YAŞATMAK İÇİN GÖKTÜRK’TE

48

Cihan Güneş


Sıra dışı bir yaklaşım getirmenin profesyonel bir ekibin uyum içinde çalışmasıyla gerçekleştiğine inanan Via Arte Home, yurt içi ve yurt dışında elde ettikleri başarılar sonucunda aldıkları ödülleri; alanında uzman bir kadroyla hizmet vermelerinin doğal bir sonucu olarak görüyorlar. Via Arte Home kurucularının ortak mesajı ise “Bugün itibarıyla başlangıçta belirlediğimiz hedeflerimize ulaşmış ve hatta çok daha ilerisine geçmiş olmaktan kıvanç duyuyoruz. Şimdi sıra, geleceğin tasarımlarını oluşturmakta ve uzmanlıktan aldığımız gücü yeni projelere yansıtmakta. Yeni deneyimler yaşamak ve yaşatmak için… “ şeklinde. Çeşmebaşı Caddesi No:25/B Göktürk – Eyüpsultan/İstanbul 0212 322 87 35 0533 678 09 24 viaartehome

Evrim Erdal


METİN AKPINAR PROJE VE UYGULAMA

“Metin Akpınar Proje ve Uygulama”yı tanıyabilir miyiz ? Metin AKPINAR tarafından kurulan “Metin Akpınar Proje ve Uygulama” öncelikle endüstriyel imalat olmak üzere inşaat sektöründe mağaza, ofis, depo, yaşam alanı gibi bir çok alanda hizmet vermekte olup, aynı zamanda profesyonel olarak projelendirme, yerinde imalat, uygulama, dekorasyon, tadilat gibi işleri uygun fiyat ve hızlı proje teslimiyle hizmet vermeyi garanti eden bir firmadır. Firmamız yüklenici olarak dahil olduğu her projeye, birlikte çalıştığımız, bize güvenerek iş teslim eden dostlarımıza, müşterilerimize başka yerde bulamayacakları, -bunun altını çizmek isterim- başka yerde bulamayacakları uygun fiyat ve özenli işçilikle çözümler sunuyoruz. Metin Akpınar Proje ve Uygulama olarak plan, proje, imalat, montaj, gibi uygulamaların yanında inşaat sektörüne dair her türlü düşüncenizi projelendirerek, hayallerinizi, isteklerinizi gerçekleştiriyoruz. Yaptığımız her işin altına imzamızı atmaktan çekinmeyen bir anlayışa sahibiz. Firmamın kendi adımı taşıması da bu yüzden. Yaptığım her işin sorumluluğunu sonuna kadar aldığımı göstermek istiyorum çünkü. İşinde usta, mahir takım arkadaşları, ekibiniz olmadan bu imzayı atmaktan söz edemezsiniz tabi. Firmamız ürün kalitesi, işçilik kalitesi ve maliyet üçgeninde yeni ve güncel uygulamaların kadar mevcut yapılarda da en iyiyi, en uyguna ilkesiyle hizmet vermeyi amaçlar. Metin Akpınar Kimdir ? İstanbul Şişli gibi kozmopolit, gelenek ve gelecek arasında hızlı değişen bir semtte doğdum. Biz aile olarakta Şişli’ye çok benzeriz. Anadolu ile Avrupa arasında özünü kaybetmeden, gözünü çağın imkan ve ilerlemesine dikmiş, aslen Sivaslı bir aileden geliyorum. Mimari anlayışımı sadece gördüğüm eğitime değil, birazda bu Asya Avrupa sentezine borçluyum diyebilirim. Türkiye İç Anadolu’dan Akdenize, Ege’den Karadenize müthiş bir senteze ve yapısal zekaya sahip bir ülke. Yaptığım yurtdışı seyahatlerinde yakından inceleme imkanı bulduğum Yunanistan ve İspanya gibi ülkelerde, her eser sahibinin imzasını atmak için sarfettiği çaba özellikle ilgimi çekmiştir. Bir duvar ustası bile sanki yaptığı sıvanın yüzyıllara meydan okumasını istemiştir. Benim de daimi arzum yaptığım işlerin teknik yanı kadar ruhunu da yakalamak olmuştur. Eğitim hayatımdan biraz bahsetmek isterim. Yapı Meslek Lisesin’de başlayan serüvenim Uludağ Üniversitesi İnşaat ve Açık Öğretim İşletme ile noktalandı. 2006 yılında ya nasip diyerek çalışma hayatına atıldım. İnşaat sektöründe uzmanlığımı kazanırken aynı zamanda Mekanik İklimlendirme’nin de aralarında bulunduğu 10 kadar alanının önde gelen mimarlık firmasında saha deneyimi kazandım. Son beş

50

benim için, kendime yapıyormuş özenle yapmaktan yanayımdır gerçekleştirdiğim her projeyi. Hangi Hizmet Sektörüne Neler Yaptım; -Çelik Konstrüksyon Depolar -Özel raf sistemleri -Mağaza Tadilatları -Fitness ve Crossfit Salonları -Youtube İçerik Stüdyosu -Çalışma Ofisleri -Yaşam Alanları, Daire tadilatları Her yeni işte yeni bir heyecan!

yıldır kendi firmamla bir çok farklı, deneyimli olduğum alanda yüzlerce müşteriye hizmet vermenin mutluluğunu yaşıyorum. Sosyal medya ve referanslarım aracılığı ile bize ulaşan talepleri, projelendirmesinden anahtar teslim aşamasına değin, en ince ayrıntısıyla bizzat ilgilenerek ekip arkadaşlarımla birlikte gerçekleştirmekteyim. İç ve dış tasarım, projelendirme,iç dizayn, iç dekorasyon, tadilat,tamirat,onarım,restorasyon,dekorasyon ve aklınıza gelebilecek her türlü konuda deneyimli, uzman ve becerilerine güvendiğim ekibimle her zaman müşteri memnuniyetini ön planda tutuyorum. İş asla başkasının işi değildir

Tadilat ve uygulamaları hayata geçirirken tüm enerjimle kendi evimi veya kendi ofisimi yaparcasına her noktasına ayrı özen gösterip emek harcıyorum. Bundan büyük keyif alıyorum. Müşterilerimin, dostlarımın talep ve zevklerini göz önünde bulundurarak yada onların özellikle istediği aradığı her ne ise daha iyisini kendim bizzat tedarik ediyorum. Gerekirse mağaza mağaza dolaşıp aksesuar veya herhangi bir mobilyada olabilir arayıp bulmayı ve onlara sunmaya çalışıyorum. Mimarlar, teknikerler, mühendisler, restoratörler ve en büyük ilham kaynağım olan ustalarımla yeni tadilat yada yeni bir proje oluşumundan önce bir araya gelerek fikir alış verişi yapmaktan keyif alıyorum. İşimi ve mesleğimi icra ederken zorunda olduğum için değil keyif aldığım için başarıya ulaştığımı düşünüyorum. Yeniliğe ayak uyduruyorum; Yeni bir talep geldiğinde hızlı bir biçimde müşterilerin yaşam tarzını göz önünde bulundurarak global olarak dekorasyon araştırmalarına başlıyorum. Şu ana kadar müşterilerime sunmuş olduğum bütün fikirlerim, kabul görmüş, hayata geçmiştir.


Sosyal Medyanın gücünü kullanıyorum; Her geçen gün daha çok insan tarafından kullanılan sosyal medya tüm dünyada insanların hayatlarının önemli bir parçası haline geldi. Bu sayede dijital ortamda yaptığım işlerimi çok daha rahat kendi kitleme ulaştırıp yeni müşteri potansiyelini de zaman zaman yakaladığım oluyor. Bazı zamanlar ortaya çıkardığımız uygulamaları hedef kitleye sözlü ve yazılı olarak bizzat kendim anlatarak aktarmaktayım. Değiştirmeden önce yenilemeyi deniyorum; Mesela bir kapı görüntüsünden dolayı değiştirilmesi talep ediliyorsa önce mevcut var olanın üzerinde çalışarak neler yapabiliriz ona bakıyorum. Olanı değerlendirmeyi seviyorum. Örneğin eski bir demir kapıyı aynı ölçülerde Autocad programı üzerinde desenler oluşturup lazer kesim yaparak giydirmeyi tercih ediyorum. Slogan: Soğuktan Doğan Sıcaklık… Endüstriyel Dekorasyon: Benim işim! Endüstriyel Dekorasyonda bir yapı tasarlarken her ne kadar görüntü salt ve modern olsa da bu stilde bir çok farklı amaçlarda kullanabileceğiniz farklı objelere rastlayabilirsiniz. Böylelikle endüstriyel bir üslup yakalayacağınız zaman bunları kullanarak yeni yaşam alanınız yada ticari mekanınız için farklılık oluşturabilirsiniz. Uygulama esnasında zıtlıklarla yakalayacağınız enfes uyumu, gücü ve zamanın eşyalara kazandırdığı aşınmışlığı çekinmeden ortaya koymanız gerekliliğini unutmamalısınız. Yani olmaması gereken bir şeyi yerine yakıştırabilirim diyorsanız. Ortaya çıkacak modern ve kişilikli mekanlar için risk almaya değer diye düşünüyorum. Endüstriyel stilin soğukluğuna eklenen obje ve imalatlar, beklenenin aksine sıcak ve havalı bir alan ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.

Ayrıca herhangi bir ortam dekore edilirken bir ortamda farklılık isteniyorsa en çok kullanmayı sevdiğim materyaller; demir, çelik, metal eşyalar, eskitme görünümlü veya gerçekten eskimiş metal bir obje kullanıp yeniliğe harmanlayarak ortaya yeni ve kadimin harmanlandığı mekanlar çıkarmaya bayılıyorum. Tasarımlarımı yaparken mekanın rahat ve sıcak olmasını en önemlisi de kendine has enerjisi olmasını hedefliyorum. Her iş hacmine aynı önem; İstanbul Yeni Havalimanında 1,5 yıl boyunca 16 farklı teknik binada çelik konstrüksiyon üzerine tasarımlar ve imalatlar yaptık. Sorunsuz olarak teslim ettik. Buradaki işimize verdiğimiz önem nasıl ise herhangi bir semtteki bir daire içerisinde küçük bir duvarı yaparkende verdiğimiz önem ve titizlik aynıdır. Evlerde Duvar Tasarımına Artan Talepleri; Bir evin ya da yaşam alanının karakterini ortaya koyan en pratik uygulamalar duvarlar üzerinden yapılır. Ancak kullanacağınız detayların avantajları olduğu gibi olumsuz özellikleri de söz konusudur. Duvarlarınızı tasarlarken odalarınızın yapısını, mobilyaları, aksesuarları ve tarzı dikkate alırsınız. Çünkü duvarların göze hoş gelmediği, akıcı bir havada olmadığı yaşam alanları istenen etkiyi ortaya çıkarmaz. Bu yüzden kusursuz bir dekorasyon için doğru duvar tasarımı çok önemlidir. Burada müşterilerim son dönemlerde taş kaplamalara eğilim göstermektedir. Bu oldukça yerinde bir karar çünkü taş görüntüsünün verdiği rahatlık ve dinlendirici özelliği, bir duvar kağıdı ile yakalamak çok zor. İklimlendirme Cihazları Binanızın En Önemli Organlarıdır Slogan: “Kendi işimde ilk adımlarım”, Günümüzde Plazalar,avmler, iş merkezleri başta olmak üzere bir çok yüksek katlı yada yüksek sayıda mahal içeren yapılarda merkezi iklimlendirme ve havalandırma(VRF/VRV) sistemleri kullanılmaktadır. Çok yüksek maliyetler ile kurulan bu sistemler binalarda ısıtma soğutma ve taze hava emiş-üfleme gibi hususlarda büyük önem arz etmektedir. Cihazların her ne kadar dış ortama uygun olarak üretimi sağlanmış olsada örneğin çok sık gözden kaçan bir nokta şu ki, dış hava sıcaklığının 7°C’nin altına düşmesiyle birlikte buzlanma oluşmakta ve bu olumsuz durum arttıkça ısı transferi güçleştiğinden verim ve ısıtma

performansı düşmektedir. Bunun önüne geçebilmek adına cihazların düzenli bakımı yapılması dışında tüm cihazların VRF Dış Ünite Koruma sistemi ile izole edilmesi , konfor artışına ve enerji maliyetlerinin büyük ölçüde azalmasını sağlayacaktır. Bu düşünce ile “VRF dış ünite koruma sistemi” adı altında tasarımı ve uygulaması tamamen kendime ait bir proje geliştirmiş bulunmaktayım. Bu uygulama ile hem cihazların binaların dış görünümünde ortaya çıkardığı olumsuz ve karışık görüntünün önüne geçmeyi , hemde cihazların enerji maliyetlerini düşürerek daha performanslı çalışmasını sağlamayı hedefliyorum. Böyle bir projeye imza atarak Türkiye’nin önde gelen kurum ve kuruluşlarında bu projemi hayata geçirmeye başlamış bulunmaktayım. Geliştirmiş olduğum projenin avantajları; - Cihazların korunması sayesinde yüksek verimlilik - Uzun ömürlülüğün sağlanması - Enerji tasarrufunun sağlanması - Performans düşmesinin engellenmesi - Yedek parçaların donmasını engellemek - Servis maliyetlerinin minimum seviyeye indirilmesi - Görsel görünüm kazandırması Projelerde karşılaştığınız sorunlar başarınızı olumsuz olarak etkiliyor mu ? Kuruluşumuzun ilk gününden beri pek çok uygulamada çeşitli problemlerle karşılaştık ve bunların tamamını başarıyla çözümledik. Özellikle Anahtar teslimi projelerdeki farklı ve geniş tecrübemiz aracılığı ile işçilik, dekorasyon, dizayn, projelendirme,imalat, montaj, tadilat aşamasından bakım onarım dahil olmak üzere büyük veya küçük her iş hacmine aynı ilgi ile özen gösterilmekteyiz. Bu büyük özen ve anlayış içerisinde geçen süreçteki sorumluluğumuz yaptığımız işlerde bize yüksek düzeyde başarı sağlamaktadır.

Merkez Mah. Bağlar Cad. Mega103 b blok D: 108 Kağıthane/İstanbul metinakpinarproje metinakpinarproje 0537 384 43 15 metinakpinarproje@yahoo.com metinakpinarproje.com


YASAM ,

ESRA KÖKSAL YAZAR

KORONA VE DEĞIŞEN DÜNYA Korona hayatımıza girdiğinden beri ne çok şey değişti hayatımız değil mi? Her şey hızla anlamını yitirdi. Sevdiklerimizle içtiğimiz kahve sohbetlerinin arasına bir metrelik mesafeler girdi. Sınırlandırıldık adeta. Bundan aylar önce biri bize hayatınıza korona girecek caddeler sokaklar boşalacak, evlere kapanacaksınız deseydi elbette hiçbirimiz hadi canım daha neler derdik… Ama şimdi bunu deneyimlemeye başladığımızdan bu yana bal gibide hadi canım dediğimiz her şeyi yapmaya başladık… 2020’yi alkışlarla kutlamalarla karşıladık. Ancak birçok kişi 2020 yılını belki de yaşanmamış sayacak. Nasıl saymasın ki aylardır ölüme bir kala yaşar gibiyiz. Bir tarafta sevdiklerimize zarar gelme korkusu, diğer tarafta gelecek kaygısı. Ekonomik sorunlar geçecek mi kaygıları ve daha fazlası… Peki, korona bize en çok neyin önemli olduğunu anlattı sizce? Bence en çok da dokunabilmenin ve özgürlüğün kıymetini hatırlıyoruz bugünlerde… Korona öyle bir girdi ki hayatlarımıza daha önce hiç deneyimlememiştik böyle bir şeyi. Hepimiz ilk kez bu bela ile savaşıyoruz. Hem de ne savaşma. Öyle ki en sevdiklerimize bile dokunamıyoruz, özgürce dolaşamıyoruz… Şimdi bir virüs devasa orduların, nükleer silahların yapamadığını yaptı… Zengin fakir demeden alıyor canını yakaladığının… Hani bundan önce hep tüketiyorduk, tüketmiştik, hatta kurutmuştuk sevgiye dair ne varsa… Hani yine bundan önce hep katlediyorduk, katletmiştik, doğayı,

52

esrakoksal07

çocukları, kadınları, insanları, hayvanları, ormanları ve canlıları… Hani yine bundan önce haset ederdik, etmiştik, onda o var bende de olsun, bunda şu var bende de olsun. Unutmuştuk iyi tarafımızı… Besledikçe besliyorduk kötü tarafımızı… Bir paylaşamamıştık şu ölümlü dünyayı… Ve unutmuştuk gerçekten bu dünyayı sevginin kurtaracağını… Biz ne mi olduk… Bence biz en başta insan olduğumuzu unuttuk… Basit yaşamayı unuttuk… O ne der bu ne der

diye düşünmekten, komşu ne der diye yaşamaktan gittiğin restoranda yemeği beğenmemekten, onu azarlamaktan, yaşlılara saygısızlıktan her şeyi unuttuk. İnsanlıkta tek kelimeyle sınıfta kaldık… Bak şimdi en pahalı ayakkabıyı giyecek bir özgürlüğün, gidecek bir restoranın, kahve içecek bir kafen, azarlayacak bir garsonun dahi yok… Hiçbir şeyin anlamı kalmadı… Ülkelerin savaştan bir farkı kalmadı… Şehirler hayalet şehre döndü sadece silahlar konuşmuyor… Koskoca meydanlardan


çıt çıkmıyor… Peki, bu kadar mıydı her şey? Tabi ki değil. Korona bizi evlere hapsederken içimizdeki gücü de ortaya çıkardı. Çoğumuz bu dönemi fırsata çevirip Normalleşmenin ilk adımları atıldı ancak hala tehlike geçmedi. Hala sevdiklerimize zarar gelecek diye onlara dokunmaktan korkarak yaşıyoruz. Milyonlarca insan ekonomik krizle boğuşuyor. Çünkü aylardır çalışmıyor. Sanki dünya insanlardan intikam alıyor… Dünyanın akciğeri olan ormanlar

yıllardır yanıyor, hunharca katlediliyor… Korona da insanları akciğerlerinden yakalıyor. Nefes aldırmıyor. Yanına yaklaşanın canına okuyor… Yıllardır dünyanın dört bir yanında yaşanan acılar vardı ama ortak değildi… Şimdi ise dünya tek nefes oldu ve aynı gemide olduğunu hatırladı… Peki, şimdi ne olacak? Bizi neler bekliyor? Korona’dan sonra hayatımız nasıl şekillenecek? Bence çok değişecek… Dokunmanın ve özgürlüğün kıymetini

o kadar iyi anladık ki, çok farklı bir dünya oluşacağına inanıyorum… Ormanlara, insanlara, canlılara zarar vermeyen bir insanlığın yeniden doğuşunu hayal ediyorum ve mutlaka sevgi diyorum… Çünkü mutlu olabilmemiz için sevgi şart… Hem de koşulsuz sevgi… Yeşil ve mavi bir dünya olsun herkes eşit olsun, huzuru yeniden bulsun. Özgürce yaşamak ümidiyle tüm renklerimizle… Sevgiyle Kalın…


Çağla Öz, Genç yaşında iş hayatına atılmış başarılı ve merak edilen bir İnfluencer.

ÇAĞLA ÖZ Başarı ile yürüdüğü bu yolda kendisini tanıyalım; ◊ Çağla Öz kimdir biraz kendinden bahsedebilir misin? 11 Haziran 1999 doğumluyum. Beykent Üniversitesi işletme bölümü okurken aynı zamanda kendi işimin başındayım. Üniversiteye başlarken kendi işimi de hemen kurdum. Çünkü hayalimde hep genç yaşta işletme sahibi olarak okul okumak vardı, çok şükür başardım... Çağla Öz kimdir ne yapar diye bahsedecek olursam, çalışıyor olmam ve okuduğum okul haricinde herhangi bir zamanım kalmadığı için pek aktivitemin olduğu söylenemez şuan sadece okuyarak ve çalışarak geleceğime yatırım yapıyorum. Benim için önemli olan sadece bu. ◊ Bu işi yapmaya ne zaman başladın? Nasıl karar verdin? - Sosyal medyada göründüğünden daha da çok kitlem var. Takip edenler kadar takip etmeden izleyenler de var. Ve küçüklüğümden beri paylaşımlarımla göz önündeydim aslında. Ailem sosyal medya hayatını pek onaylamıyordu ilk zamanlar, ‘boş zaman kaybı’ olarak nitelendiriyorlardı. En sonunda sosyal medya üzerinden kendime iş kurdum ve kurduğum ilk günden beri işimi çok severek yapıyorum. Kısa sürede hayal ettiğim başarının çok çok daha üstüne çıktım. Bu açıdan çok mutluyum. ◊ Kendi markanızı yaratıyorsunuz bu nasıl devam edecek? - Evet şuan çok yoğun tempoda kendi markam için çalışıyor ve uğraşıyorum. Hiç aklımda yoktu aslın-

54

da, nişanlımın ailesiyle her konuşmamızda bu konu geçiyordu. Fabrikaları olduğu için benim kendi markamı oluşturmamı ve onlarında üretimin de olmak gibi düşünceleri var. Tabi bu benim için pek kolay değil çünkü kitlem ve müşterilerim hep marka üzerinde yoğunlukları var. Bu yüzden ilerleyen dönemler de kendi markama geçiş dönemim olacak. Hayırlısı olması için dua ediyorum. İlerleyen dönemlerdeki hedefin nedir? - İlerleyen dönemlerde hedeflerim arasında ilk başta şubeleşmek var tabi

ki! Ama bundan önce yaptığım güzel işlerle herkes tarafından tanınmak ve başarılarımla takdir edilmek istiyorum. Şuan bunu başarmış vaziyetteyim ama ikizler burcuyum hep daha fazlasını isteyen bir yapım var, benim istediğim İstanbul’un her semtinde bir Luxury Boutique Turkey Mağazamın olması fakat şuan sattığım ürünlerle bu mümkün değil. Az önce de dediğim gibi kendi markama ve lüks ürünlere geçişim ile yavaş yavaş olacak. Kitleyi de yakaladığımız zaman bizi kimse


durduramaz. ◊ Sosyal medya da gençlere başarınla örnek olduğun için ne hissediyorsun, gençlere tavsiyelerin neler? - Çok mutluyum, daha yolun çok başındayım ve gerçekten sayamayacağım kadar insan başarılarımı görüp beni örnek alarak bu işe başlıyor. Umarım benim aldığım sonuçları hayal ederken sonları hüsran olmaz. Çünkü gençler benim işime iki ürün paylaşıp bir sürü para kazanayım gözüyle bakıyorlar. Hepsinin sonrasında sonu hüsran oluyor. Buna bende onların adına üzülürüm, çünkü ben çok çalışıyorum ve çok emek veriyorum. Mağazacılık cebimde harçlığım olsun ya da 3-5 kuruş kazanayım yeter demek değildir. Hedeflerimi ve hayallerimi hep yüksek tutuyorum, hep daha fazlasını istiyorum ve başarıyorum. İşimi en iyi yerlere getirmek için hayatım boyunca da çalışırım. Benim için önemli olan kazanılan paradan çok budur. Umarım gençlerde istikrarlı bir şekilde bu işi yapar ve sonucunu fazlasıyla alırlar. İstikrar olmazsa başarı olmaz. Herkese bu yolda istikrar ve başarılar dilerim. ◊ Gelen talepler nasıl sizi mutlu ediyor mu? - Gelen talepler gerçekten mükemmel. Müşteri memnuniyetlerim de aynı şekilde sürekli paylaşıyorum zaten, herkesin güvenini kısa sürede kazanmış olmak beni çok gururlandırıyor. Ve insanlar beğendikleri modelleri bana atarak ‘’Çağla Hanım sizden başkasına güvenemem bunları üretir misiniz’’ diyerek ilk bana soruyorlar. İnanın bunlar tarif edilemeyecek güzellikler... ◊ Hayatınızda işiniz ne kadar önemli? - Benim için önemli olan önce sağlığım sonra kesinlikle işim. Allah sağlık verdiği sürece hep işimin başında olacağım. Maalesef ki hayat tozpembe gözükse de değil. Güçlü olmak zorundasın, herkes gelir gider ayaklarının üzerinde kimse olmadan durmak zorundasın. Bunun için işim benim her zaman önceliğimdir. ◊ Hayallerinizdeki meslek bu muydu peki? - Hayalimdeki meslek buydu diyemem ama kesinlikle ‘işletme sahibi’ olmaktı. Bunun ne üzerine olacağını hiç düşünmemiştim. İyi ki giyim üzerine seçmişim ve insanlara bu şekilde hitap etmek beni çok mutlu ediyor. ◊ Merak edecek olan okurlarımız için günde kaç sipariş alıyorsunuz? Ortalama fiyat aralığınız nedir? - Şuan günde 150 - 200 adet kargomuz çıkıyor.

◊ Bu süreçlerde en büyük destekçin kimdi? - Annem, zaten hayatım boyunca da bu böyleydi. Annem olmasa ben tek başıma işimde devam edemezdim. 21 yaşındaki birinin kaldırabileceği sorumluluklar değil ve çok zor. En ufak bir pes etmeye kalktığımda ya da çok yorulduğumda annem tutar elimden ve benimle bir konuşma yapar. Hemen toparlanıp işimin başına geçerim. O yüzden Allah eksik etmesin onu başımdan. Onu çok seviyorum ve İyi ki var. ◊ Sosyal medyada şahsi hesabına da ilgi oldukça fazla sence bunun sebebi

nedir? - Yaptığım paylaşımlar olduğunu düşünüyorum, çünkü bizim neslimizde gençler lüksü, gösterişi, markaları seviyorlar. Benim paylaşımlarımda hep bu yönde oluyor genelde ve ilgi alanlarına giriyorum diyebilirim. ◊ Birazda sizi tanımak adına boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz genelde? - Boş zamanlarımda alışveriş yapıyorum. Alışverişe gitmek, mağazaları gezmek çok hoşuma gidiyor. Tam ifadesi ile bana terapi gibi geliyor. Hem de yeni sezonlar neler ne tarzlar gelmiş modayı yakından işim gereği de takip ediyorum. ◊ Luxury Boutique Turkey Mağazanızın çalışma saatlerini okurlarımız için öğrenebilir miyiz? - Sabah saat 10.00’da işimizin başında oluyoruz. Akşam da 20.00’a kadar çalışıyoruz. ◊ Mağazanız çok kalabalık oluyor bu durum sosyal medya müşterilerinizi yani kargo çıkışlarınızı etkiliyor mu? - Hayır etkilemiyor. Mağazamda toplam 10 kişi çalışıyor 5 kişi mağazama hâkim olarak 5 kişi sosyal medyalarımı yönetiyor. O yüzden problem yaşamıyoruz ama yoğunluktan bazen geç dönüşlerimiz olabiliyor. Onun için müşterilerimizin affına sığınıyoruz.

Maden Mah. Kuğu Sk. Skyline Plaza No:11/A Sarıyer/İstanbul 0534 211 02 16 luxuryboutiqueturkey




Ebru DOĞDU EĞİTİM DANIŞMANI İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ UFED LONDON KURUCUSU

LONDRA’DAN SELAMLAR HERKESE Gecen sayımızda hatırlarsanız size Londra’da yaptığım işlerden bahsetmiştim ve bir Eğitim Danışmanı olarak buradan bilgiler aktarırken kendi deneyimlerimden ve buraya gelen öğrencilerimin deneyimlerimden faydalanacağımı söylemiştim. Sizin ya da çocuğunuzun belki de ilk yurtdışı deneyiminde adeta kendisine yol arkadaşlığı yapacak ve sorun yaşama ihtimallerini sıfıra indirebilecek tek kişi emin olunuz ki iyi bir Eğitim Danışmanıdır. Bu yüzden size bu yazımda eğitim danışmanının önemini anlatacağım. Kendi deneyimim demişken geçenlerde bir anne ekibimden günlerce ve telefonda saatlerce danışmanlık alıp, çocuğu için en doğru okulu beraberce seçip, ama siz bundan para kazanıyorsunuzdur deyip! Okuldan kendisi fiyat alacağını tüm rahatlığı ile ekibime söyleyince bekleyin dedim dönecek:) ve tabii ki neredeyse 500-600 pound fazla bir fiyat alınca bize yine tüm “rahatlığı” ile geri döndü. Şunu bilmeniz gerekir. Eğitim danışmanları okullardan özel fiyat alırlar çünkü onlar o okula onlarca öğrenci gönderiyorlardır. Demem o ki eğer işini çok iyi bilen, güvenilir bir eğitim danışmanı bulabilmişseniz, bu insanların tabii ki size bedava hizmet vermeyeceğini de aklınızda tutarak(sonuçta marketten ekmeği bile bedava alamıyorsunuz değil mi?) çocuğunuzu emanet edin. Çünkü hele ki eğitim danışmanınız kendisi de bir öğretmen ise, size ya da çocuğunuza her konuda adım adım eşlik edecek ve yolunu aydınlatacaktır. Unutmayın ki gıda ve eğitimde ucuza kaçar ve bilinçsiz hareket ederseniz uzun vadede daha çok zarara uğrarsınız. Çocuğunuzu imkanınız olduğu halde ucuz bir okula verip sonuç alamayıp, eve özel ders için hocalar tutup yine olmayıp, yurtdışına gönderip orada da yanlış tercih yaptığınızda tüm emekleriniz çöpe gidecektir.

42 58

ebrudgdu ufedlondon

süreci sorunsuz geçirmeleri için elimden geleni yapmış olurum. Bizim zamanımızda Eğitim Danışmanları yoktu. İnanın olsaydı ben ve belki de siz de şu anda bulunduğumuz durumdan çok daha farklı yerlerde olabilirdik. Biz kendi yolumuzu kendimiz bulduk.

Öyle Eğitim Danışmanlığı şirketleri var ki, size ucuza eğitim paketini satıp ortadan kaybolanlar mı dersiniz, öğrenci indiğinde karşılama olmayan, kalacak yeri ayarlanmamış, gösterilen fotoğraflar ile alakası olmayan kampüsler, yurtlar ve daha neler neler. Bu yüzden işini titizlikle yapan eğitim danışmanlarının kıymetini bilmek lazım. Ufed Danışmanlık olarak bizim farkımız çok daha büyük. Çünkü şirketin kurucusu olarak ben, inanın New York’a bile okul görmeye uçtum kendi imkanlarım ile. Çünkü Eğitim Danışmanlığı bana göre bir vicdan işidir ve size emanet edilen en nihayetinde bir “evlat” tır eşya değil. Kalacakları yerleri de ziyaret edip video çekiyorum:) biraz takıntılı bir danışmanım galiba. Özellikle İngiltere’de tabii ki daha güçlüyüm. Çünkü buraya gelecek olan herkes gelmeden önce benden tüm detayları almış olurlar ve tüm

Kalacak yer demişken; Londra’ya yerleşmeden önce herkes bana ay en büyük sorun konaklama orada demişlerdi. İnanmamıştım sonuçta. Emlakçıya gidilir, ev tutulur demiştim. Öyle olmuyormuş. Burada emin ellerde değilseniz konaklamanız kabusa döner ve hayattan soğursunuz inanın. İngiltere biliyorsunuz ki İsviçre›den sonra en pahalı ülke bu bir, ikincisi emlak şirketleri sizi asla ve asla ev sahibi ile muhattap etmeden önce geçmişinizi, şirketinizi, yıllık kazancınızı incelemeden evi vermiyor, ne kazancı, daha yeni gelmişim. Ne yani ev tutamayacak mıyım? Evet tutamayacaksınız. Yine tabii bir Türk dostunuz yardımınıza koşmaz ise. Diyelim ki kazancınız var, şirketiniz de var, yine ev sahibinin adını bile öğrenemeden aynı anda evi isteyen diğer kişiler ile eve teklif koyuyorsunuz. Tüm bilgileriniz ile birlikte ve ev sahibi oturup o başvuran kişilerden seçiyor. Artık Türk sever mi? Sizi seçer mi? Tabii orası da meçhul. Seçmiyor. O zaman seçenek ev paylaşımı, yani birisinin yanında oda kiralamaca. Bu yaştan sonra peki diyorsun, çıktık bir yola katlanacağız. Girersin eve büyük hevesle anlaşamazsın. Hooop 2 ay sonra başka oda ara. Şükür ev arkadaşı ile anlaşamama hariç hepsini yaşadım. Şimdi şükür güzel bir evim var ama etrafımda yaşananlar hep aynı. Buralara yerleşmek hep çok cazip gelir ama zorlukları da çoktur. Şimdi bu durumda öğrenci ne yapar? Önce 18 yaş altı için konuşalım. Yaz okulu ise kesinlikle kampüste kalır, eğer liseyi ya da ortaokulu


burada okuyacak ise yine kampüste kalır ya da yanında bir velisi ya da gardiyanı - yani veli statüsündeki bir büyüğü - ile kalır. Yurtlarda tek kişilik oda isterse daha pahalı olur. Paylaşırsa 2-3-4 kişilik odaları tercih eder ve daha ucuz olur. İkinci seçenek aile yanı konaklamadır ya da benim ev. Sevdiğim ailelerin çocuklarını alıyorum bazen yanıma. Aile yanı konusunda yine çok iyi bir danışman ile çalışın derim. Gidip aile ile tanışma fırsatı olur ise süper olur. 18 Yaş üstü için seçtiği okulun yurdu yine paylaşımlı ya da tek kişilik oda, aile yanı ya da konaklama şirketleri. Konaklama şirketleri de yine bizim gibi eğitim danışmanları ile çalışır ve özel fiyatlar verirler. Benim çok memnun olduğum var bir tane. Her lokasyonda binaları var. Çok temiz ve çok memnunuz. Yine aile yanında kalabilirler. Okula 30-40 dk. mesafede oluyorlar genelde Londra için. Londra dışındaki aile konaklamaları okula daha yakın olabiliyor. Her halükarda bilinmesi gereken şu ki; yurtdışında Türkiye’deki konforu bulabilmeniz çok mümkün değildir ve hayatı minimalize edip küçük ama konforlu ve temiz odalarda kalabilirsiniz. Herkesin ben dahil çok şaşırdığı başka bir nokta ise konaklamanın okul ücretinden daha fazla olmasıdır. Örnek 600 pound aylık okul ücretiniz ise emin olun 1000 pounda yakın konaklama için ödersiniz. Bu ilk başta çok inandırıcı gelmiyor. Sonra ben bir kendim yer bakayım deyip kişi yine bize dönüyor. Çünkü olmuyor, olamıyor. Airbnb falan ile hiç olmuyor. Fiyatlar fena. Ucuz buldunuz diyelim. Okula uzaktır. Bu sefer yol parası ve mesafesi sizi çok yorar, aynı kapıya çıkar.

O zaman ne yapıyoruz. Kendimize iyi bir Eğitim Danışmanı seçiyoruz, onun sektördeki onlarca yılına, gönderdiği yüzlerce öğrenciye, okuttuğu yüzlerce çocuğa, deneyimlerine güveniyoruz ve kendimizi teslim ediyoruz. Mart ve Nisan aylarında İstanbul ofisimde olacağım. Sizi orada ağırlamaktan da mutluluk duyarım. Asistanım Dilek Hanım da meslektaşımdır. İngilizce Öğretmenidir. Ekibimin eğitmenlerden oluşmasına hep çok önem verdim, bizler farklıyız. Üzgünüm ama öyle. Eğitmen olan bir eğitim danışmanı her zaman farklı olacaktır. Ona da ulaşıp benimle görüşmek için randevu alabilirsiniz. 0534 020 7464 Harika bir hikaye ile bu ay ki yazıma son vermek istiyorum: Sadi Irmak öğrenci olduğu zamanlarda İstanbul Üniversitesi’ndeyken okulun panosunda bir ilan görür. İlanda “Avrupa’ya talebe yollanacaktır.” yazmaktadır. Ülke savaştan yeni çıkmış Lozan yeni imzalanmıştır. Bu durumda Avrupa’ya talebe yollamak lüks gibi gelir herkese. Sadi Irmak da şansını denemek isteyen 150 kişinin içindedir. Sonradan seçilen 11 kişi arasında şanslı bir şekilde kendisine yer bulur. Atatürk bizzat kendisi Sadi Irmak’ın isminin yanına “Berlin Üniversitesi’ne gitsin” diye not düşer. Fakat gitmek ile gitmemek arasında kafası karışıktır. Kendisi o zaman yaşadığı bu çıkmazı ve karar verişini şu sözlerle anlatır; “Vakit geldiğinde ise Sirkeci Garı’ndayım; ama kafam çok karışık. Gitsem mi, kalsam mı?

Beni orada unuturlar mı? Para yollarlar mı? Tam gitmemeye karar verdiğim, geri döndüğüm sırada bir posta dağıtıcısı ismimi çağırdı. “ Mahmut Sadi! Mahmut Sadi! Bir telgrafın var.” “Benim” dedim. Telgrafı açtım, aynen şunlar yazıyordu: “Sizleri bir kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz. İmza- Mustafa Kemal» Okuyunca düşündüklerimden utandım. “Şimdi gel de gitme, git de çalışma, dön de bu ülke için canını verme.” dedim. Çok başarılı oldum. Ülkeme alev olarak döndüm. Önce İstanbul Üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji Enstitüsü’nü kurdum. Kürsü Başkanı oldum. Daha sonra ülkemin başbakanlığını yaptım. Ben kim miyim? Ben sadece iki satırlık bir telgrafın yarattığı bilim adamıyım... Unutmayın ki talih cesurlara torpil geçer. Çıkın yola ve alev olarak dönelim inşallah yurda. Hepinize Sevgiler

Whatsapp: +90 532 618 36 41 +44 (0) 7388 822325 ufedlondon@gmail.com London Office: 248 Chase Road Block A 2nd Floor Southgate, London N14 6HF İstanbul Office: Büyükdere Cad. Esentepe Mah. Maya Akar Center Regus Office 06 Şişli 0212 800 57 42


. .

(

EGITIM

SELİN DURHAT EĞITMEN

OKUL ÖNCESI DÖNEM VE KORONAVIRÜS

Çocuklarımız çevrelerinde gelişen durumlara karşı farklı tepkiler gösterebilir. 0-6 yaş grubu çocuklar, çevresindeki kişilerin duygularından etkilenir.

60

Ebeveynlerin yapıcı ve sakin konuşmaları çocuğa güven vereceği için kaygıları azalır. Okul öncesi dönemdeki çocuklar, değişen farklıları anlamlandıramadıkları için, ebeveynlerinin bu olay karşısındaki davranışlarını gözlemleyerek benimserler. Ebeveyn endişeli veya stresli ise çocuk da bu tutum içindedir.Toplum ile ilgili bir konu hakkında çocuklarla konuşurken yaş grubuna dikkat etmeliyiz.0-6 yaş grubu döneminde gelişimi

süregelen çocuklar bilişsel olarak bu konuları sağlıklı değerlendiremeyebilirler. Bu sebeple ayrıntılı bilgi aktarmaktan kaçınılmalıdır. Çocukların sorduğu sorulara cevap verilip, sakin bir üslup ile tatmin ve güven duygusunu pekiştirmiş oluruz.Covid-19 salgınını, çocuklara gelecek ile ilgili güven veren cümlelerle, çok detaylı bilgiye girmeden yalın bir dille ve çeşitli örneklerle anlatabiliriz. ‘’Çevremizde bazı kişiler şu an da sağlık

sorunu yaşıyor, biz kendimize dikkat ediyoruz gerekli önlemleri alıyoruz ; maskemizi takıyor, ellerimizi her zaman olduğu gibi sık sık yıkıyoruz.’’Covid-19 ve diğer hastalıklardan korunmak için düzenli olarak yapmamız gereken şeyler; uyku düzenimize dikkat etmeliyiz. Sağlıklı beslenmeli ve el temizliğine dikkat etmeliyiz. Ellerimizi ağız ve yüz çevresine temasından kaçınmalıyız. Diyerek çocuklarımıza hatırlatmalar yapabiliriz.



Çocuk ergonomisine uygun ferah sınıflar ve 600 metrekarelik yeşil alan. Farklı branşlarla desteklenmiş, Multidisipliner Yaklaşım ile hazırlanmış eğitim programı. Yaşam becerilerini temel alan öğrenim modeli. Yoğunlaştırılmış İngilizce Eğitimi. Mevsimine uygun ve günlük kalori hesabına göre hazırlanan menüler.



EĞITIM

Begüm ŞENBAĞ

COVID-19 ‘UN 2019-2020 ÖĞRETİM YILI’NA ETKİLERİ Hayat, geleceğe dair planlar yapmaya ya da geçmiş deneyimlere takılıp kaldığımız bir anda kendini hatırlatır bize. Günlük hayatta birçoğumuz; konuştuğumuz sözün, yürüdüğümüz yolun, dinlediğimiz sesin ya da yediğimiz yemeğin aslında ne kadar farkındayız. Belli ezberlerle, yoğun ajandalarla bazen kendimizin, bazen başkasının davullarını çalarak geçiriyoruz yaşamı. Ama o çalan davulların gürültüsü gerçek sesleri kaçırmamıza neden oluyor! 2020 yılına girerken her yeni yıl gibi dileklerimiz, umutlarımız, beklentilerimiz vardı. Artık olağanlaştırdığımız birkaç doğal afet, savaşlar, çatışmalar, kazalar oldu. Birkaç gün içinde unutuverdik, hayat yine koşturmayla, günlük kaygılarla sürdü. Ta ki Ocak ayının ilk günlerinde çok uzaktan Çin’den gelmeye başlayan virüsün hızla bize ve Dünya’nın büyük bölümüne yayılmaya başlamasına kadar. Bugün 2020 yılının Mart ayının son günlerindeyiz. Dünyada da 175 ülkede 500.000’nin üzerinde hasta ve 20.000’nin üzerinde can kaybına neden olan Covid 19 (Korona ) virüsüyle savaşıyoruz. Ve işte bugünde ve bu An da kalakaldık! Çünkü tüm rutin yaşam faaliyetleri değişti. Kısıtlamalar, karantinalar, tedbirler ve yaşamın devamını sağlayan hayati faaliyetler var bugün. Sağlık, gıda, bankacılık gibi zorunlu hizmet alanları dışında çalışma hayatı durdu denecek kadar yavaşladı. Çok hazırlıklı yakalanmadığımız bu virüse karşı yeni bir Dünya düzeni oluşturulmaya çalışılıyor adeta. Bu yeni düzen; yaşam, çalışma, sosyalleşme gibi alanların hepsini Ev’e getirmeye yönelik. Kısacası online bir hayata merhaba dedik! Biz yaklaşık 2 haftadır bu düzene adapte olmaya çalışıyoruz. Virüse karşı alınan tedbirlerde ilk olarak okullar ve tüm eğitimöğretim kurumları tatil ilan

48 64

ÖZNE ÖĞRETİM KURUMLARI KURUCUSU

Eğitim Yöneticisi Yurtiçi Eğitim Danışmanı Özne Eğitim Kurumları begumsenbag@ozne.com.tr

05522122326 - 0212 3222326

edildi. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından online eğitim altyapıları hazırlanmaya başladı. İlk hafta açıklanan tedbirler daha kısa süreli ve belirsiz görünse de bu hafta açıklanan kararlar ile bu eğitim-öğretim yılının 2. Dönemini uzaktan eğitimle sonlandıracak gibi görünüyoruz. Bakanlık açıklaması uzaktan eğitim süresinin 30 Nisan 2020 ye kadar uzayacağı yönünde. Netlik kazanan diğer açıklamalar ise, LGS (Liselere Giriş Sınavı) tarihinin değişmeyeceği 7 Haziran 2020 ‘de uygulanacağı. LGS ‘de öğrencilerin sadece 1.Yarıyıla ait konulardan sorumlu olduğu. Yüksek Öğretim Kurumları tarafından yapılan açıklamalar ise üniversiteye giriş sınavı olan YKS’nin 20-21 Haziran 2020 yerine 25-26 Temmuz 2020 tarihlerine ertelendiği yönünde. Ayrıca Yüksek Öğrenim Kurumları olan üniversitelerin bu dönem eğitimlerine sadece uzaktan devam edeceği de verilen bilgiler arasında oldu. Bu paylaştığımız bilgiler tabi ki Mart ayının son haftasına ait, küresel salgının seyrine ve Ulusal yetkili birimlerin alacağı kararlara göre ilerleyen tarihlerde değişiklikler olabilir. Hayat işte bu acil durumlarda bile planlar ve ajandalar olamadan olmuyor. Peki, bugüne dönersek, içinde bulunduğumuz an ve yaşadığımız günlerde eğitim adına Online bir çağ açıldı. Yaşamın tüm alanlarında olduğu gibi, eğitim de uzaktan internet ve ulusal tv kanalları desteği ile devam ettirilmeye çalışılıyor. Aslında Dünya’da daha yaygın olmak ile birlikte ülkemizde de uzun zamandır pek çoğumuz farklı uygulamalar ve programlar aracılığıyla online olarak akademik ya da kişisel gelişime yönelik derslere katılıyoruz. Yüz yüze yapılan bir ders ile online yapılan dersin pedagojik farkındalığı ya da verimi üzerine tartışmalar oldukça fazla. Fakat bu süreçte bunlar ile zaman kaybetmek yerine online eğitimin

yaygınlığını ve verimini arttırmaya yönelik çalışmalıyız. Online akademik bir ders şüphesiz eğitimden çok bir öğretim programıdır. Hedef odaklıdır, problemi çözme, zamandan ve insan gücünden tasarruf etme artıları vardır. Salgın hastalıktan kaynaklı karantina ve benzeri dönemlerde istenilen temel eksikliği gidermesinin yanı sıra sosyalleşme sürecine de katkısı yüksektir. MEB akademik takvimi online olarak kendi kaynaklarıyla tüm öğrenciler için hizmete sunarken, MEB’e bağlı birçok özel okulda kendi öğrencileri için geliştirdikleri online destekleri eş zamanlı olarak hizmete sundu . Bazı Özel okullar kullandıkları veli ve öğrenci bilgilendirme sistemleri aracılığıyla ödevlendirme, takip ve online dersleri şu an da daha sistemli kullanmakta. Sadece özel okullar değil merkezi sistem sınavlarına hazırlık ve ders desteği veren kurslar, yabancı dil kursları gibi kurumlarda kendilerini hızlıca online derslere ve takibe adapte etmeye başladı. Özellikle LGS ve YKS hazırlık sürecinde olan öğrencileri motivasyonlarını hiç düşürmeden bu dönemi bir fırsata çevirmeliler. MEB’in ve okullarının sistemlerini iyi takip etmeli, Online ders desteği alabilecekleri kurum ve kişilere ulaşmalılar. Hatta birçok yayınevi kaynaklarını internet üzerinden hizmete açtı, bu yayınlar takip edilebilir. Uzun zamandır kullanılan fakat yaygın olamayan online Deneme Sınavları önem kazanacak, bu sınavların güncellenecek takvimleri takip edilmeli ve katılım sağlanmalıdır. Ümidim bize, eğitim –öğretim ve yaşamın her alanında birçok yeni tecrübe kazandıracak bu süreci en kısa sürede sağlıkla atlatmamız. Unutmayalım ki sakin, yavaş, anın farkında olmaya, fırsat bulunan zamanların ve sabrın sonu üstün yaratıcılıkları ve büyük başarıları getirebilir.


GÖKTÜRK KAHVALTI EVİ Göktürk'te kahvaltı üzerine en lezzetli ve keyifli mekanlardan Göktürk Kahvaltı Evi yeni yerinde yeni lezzetleriyle sizlerle...

Ekmeğin

Özel Susurluk Tostu

den Mih aliç Peyniri'n e her şeyiyle S usurluk'a özgü bir lezzet

Yöresel Kahvaltı

Yöresel K ahvaltı ürünlerin de mevs imsel ürünlerd e değişikle r yapan Göktürk Kahvaltı Evi sizleri m isafir etm ek için bekli yor.

Nazlı Sk. Neo Studio Sitesi No: 3 Göktürk - Eyüpsultan/İstanbul 0507 503 22 75 gokturkkahvaltievi


YAŞAM

Yeliz Arda PSİKOLOG/ EĞİTMEN

ÇOCUKLARDA VE AİLELERDE CORONA VİRÜSÜ’NÜN PSİKOLOJİK ETKİLERİ Dünya ve Ülkemiz olarak gerçekten çok zor zamanlardan geçmekteyiz. Öncelikle bugünlerinde geçeceğine, bu durumundan üstesinden gelebileceğimizi lütfen unutmayalım! Çin’in Hubey eyaletinde Wuhan balık pazarından yayılmaya başlayan Corona Virüs dün Türkiye’de de görüldü vaka sayıları da giderek artmakta. Elbette bu durum insanların daha da kaygılı olmasına neden oluyor. Tamamen tedbir amaçlı Eğitim-Öğretim kurumları ve bir çok kurum tatil edilmek zorunda kalındı. Peki, bu özel süreçte Corona Virüs çocuklara nasıl anlatılabilir? Ve Corona Virüs nedeniyle psikolojinin olumsuz etkilenmemesi için neler yapılabilir? Corona Virüsü (SARS-CoV), ilk kez 2003 yılında Çin’de görülen ve şiddetli akut solunum yetmezliğine neden olan bir virüstür. Günümüzde aralarında Japonya, Tayland, Güney Kore, ABD, Singapur, Vietnam, Almanya, Fransa, İtalya, İran ve Tayvan olmak üzere birçok ülkede görülen virüs ülkelerin sorunu haline gelmiştir. Özellikle hayvanlardan insanlara bulaşan bu virüs insanlarda mutasyona uğrayarak insandan insana geçmektedir. Belirtilerine gelince de kişilerde yüksek ateş, öksürük, kas ağrısı, ishal, zor nefes alma, iştahsızlık, bulantı ve çeşitli vücut ağrıları şeklinde şikayetlere neden olmaktadır. Virüs yaşlılarda, kanser ya da bağışıklığı baskılayan hastalıkları olanlarda, akciğer hastalıkları bulunanlarda daha ağır bir sürece neden olabilmektedir. Görüntüsü itibariyle grip benzeri bir hastalık olmasına karşın gripten daha ağır bir tablo seyrederek ölümlere de sebep olabilmektedir. Virüs özellikle yakın temas sonucunda oluşur. Belirli bir tedavisi olmamakla birlikte çeşitli korunma yolları vardır. Hatta bu konular hem Sağlık Bakanlığımız tarafından hem de çeşitli resmi kurumlar ve kişiler tarafından sık sık hem tv kanallarından hem de sosyal

50 66

medya hesaplarından paylaşılmaktadır. Koruma yolları arasında; elleri sık sık yıkamak, temel hijyen kurallarına uyma ve kapı kolları gibi sık dokunulan alanları dezenfekte etmek gibi adımlar da sayılabilir. CORONA VİRÜSÜ’NÜN PSİKOLOJİK ETKİLERİNE GELİNCE Çin’de başlayarak tüm dünyayı etkisi altına alan Corona virüsü ülkemizde de korku, kaygı,endişe unsuru olmuş durumda. Virüsün yayılma gücünün yüksek ve çok hızlı olması insanların belirsizlik yaşamasından dolayı da korkularını,kaygıları daha da arttırıyor. Belirsizlik her zaman “korku”yaratır. Neyle karşı karşıya olduğunu bilmek ve olası riskleri nelerdir neyle karşı karşıya olduğunu bilmek insanı rahatlatır. Ancak bu konuda çok fazla bilgiye maruz kalmak “Yakınlık Yanılsaması” dediğimiz durumu oluşturur. Sonucunda da kaygı, korku seviyesi giderek artar. Sosyal medya aracılığıyla hızlı bir şekilde paylaşılan farklı kaynaklardan bilgilerin yanlış bilgiden ayırt edilmesini giderek zorlaşıyor. Bu yüzden eğer bilgi almak istiyorsak mutlaka devlet resmi kurumlarının sayfalarından bilgi edinmeye çalışalım. Sosyal medya daki bilgilerin doğruluğunu teyit etmeden de dikkate almamaya çalışalım. Küresel anlamda maruz kalınan bu durumun psikolojik yansımaları elbette olumsuz olabiliyor. Salgın hastalıkların beklenmedik ve yaşamı tehdit eder yapısı korku ve kaygı uyandırıcı olmakla birlikte bireylerin yaşamsal faaliyetlerini değiştirmelerine ya da kısıtlamalarına neden olabiliyor. İnsanların konser alanları, alışveriş merkezleri veya toplu taşımalar gibi kalabalık yerlere zorunlu olmadıkça gidilmemesi konusunda Devlet Kurumlarından gelen uyarılarla kişinin sosyal hayatı, iş hayatı veya eğitim hayatını izole şekilde yaşaması insanları olumsuz etkiliyor. Yani,belirsizlik ve tehdit

psikologyelizarda psikologyelizarda@gmail.com

uyandıran salgın, insanların psikolojini olumsuz etkilemeye devam ediyor. Kişilerde panik atak, yüksek düzeyde stres, fobi, uykusuzluk, yeme sorunları gibi rahatsızlıkların artmasına neden oluyor. Bu kaygı ve korkular corona virüsü hakkında daha çok bilgi edinilmesine ve insanları korunma yollarının araştırılmasına yöneltti. Aynı zamanda salgın karşısında psikolojik dayanıklılığımızı korumak bir diğer önemli konu. CORONA VİRÜSÜ’NÜ ÇOCUKLARA NASIL ANLATMALI? Aynı zamanda Corona hakkında haberlere veya yetişkinlerin konuşmalarına maruz kalan çocuklar korku yaşayabilir ayrıca ebeveynlerdeki kaygılı ve panik hali çocuklarda aynı olumsuzluklara neden olabilir. Bu sebeple ebeveynlerin çocukların yanında yapacakları konuşmalara dikkat etmeleri son derece önemlidir. Sakin kalmak ve gerekli önlemleri almakla işe başlayabiliriz! Tamamen sessiz kalarak gerçeği yok saymakta çocuğun endişelerini arttıracaktır. Evde sürekli haber kanallarının açık olması, felaket senaryoları içeren konuşmaların yapılması yine çocuklarımızın kaygısını arttırabilir. Çocuğun yaşına ve gelişim düzeyine uygun olarak Corona virüsü ve diğer tüm hastalıklardan korunma yolları açısından bilgi vermek en doğrusu olacaktır. Virüse yönelik farkındalığın artması, gerekli tedbirlerin doğru zamanda alınması, yaşanan olumsuz psikolojik durumların kontrol altına alınmasında önem taşıyor. Bu gerçeği kabul ettikten sonra panik halinden çıkarak gerekli önlemler konusunda bilinçlenerek buna uygun adımlar atılması çok önemli. Gerekli korku düzeyinin bilinçli hareket etmemizde bize yardımcı olacağını fakat günlük yaşantımızı olumsuz etkilemeye başladığında kontrol altına almamız gerektiğini unutmamalıyız. Böyle durumlarda mutlaka bir uzmandan destek alınmalıdır.


. Öğrenci Koçluğu . Tercih Danışmanlığı . Anne Baba Koçluğu . Birebir ve Grup Özel Ders

RANDEVU ve BİLGİ

0505 074 95 03


Özel Tasarım Bebek ve Genç Odalarının Adresi Mina Genç Bebek

Mgenç inabebek

Mina Genç Bebek 10 yılı aşkın süredir hayalinizi gerçekleştirmek için sizlerle… Hayalinizdeki bebek, genç ve yatak odasını bulamadınız mı? Mina Genç Bebek ile hayalinizdeki bebek odasını, genç odasını ve/veya yatak odasını isteğinize özel ölçülerde gerçeğe dönüştürebilirsiniz. Bunların yanı sıra Mina Genç Bebek beşik, montessori yatak, sedir yatak, ray dolap, çalışma masası, emzirme koltuğu, anne yanı beşik, dolap, yatak ve şifonyer

gibi ürün kategorilerinde de sizlerin hizmetinde. İster hazır bir çalışmanın görseli ile istediğiniz ölçülerde imalatını isteyebilir, isterseniz de özel olarak tasarım çalışması sonrası hayalinizdeki ürünü gerçeğe dönüştürebilirsiniz. Ürünlerde kullanılan boyalar su bazlı ve kurşunsuz olup bebek ve çocuk sağlığı için uygunluğa sahiptir. Mina Genç Bebek, işlemleri kusursuzlaştırmak için özel ölçüye sahip ürünlerde ölçümü yerinde ücretsiz bir şekilde gerçekleştiriyor.


MOBİLYALARDA KURŞUNSUZ BOYA KULLANILMAKTADIR

0533 740 58 22 0505 422 73 64 Fetih mah. Karadeniz Çarşı Sk. No: 71 Ataşehir/İstanbul minabebegenc


TADİLAT İSTANBUL Sadece Yaşanan Değil Yaşayan Mekanlar Sunuyoruz

2000 yılından günümüze İstanbul geneli alçı, boya, kartonpiyer, stropiyer, asma tavan, bölme duvar işlemlerini % 100 müşteri memnuniyetini esas alarak gerçekleştiriyoruz. Tadilat İstanbul sizlere “ işte benim yuvam “ demenizi sağlayacak bir hizmet sunuyor. Herkes bilir ki, doğru seçilmiş kaliteli bir ürün ve kaliteli bir ekip, mekanın çehresini değiştirebilir. Siz değerli müşterilerimizin yıllardır bize göstermiş olduğu güven ve destekle uzun yıllardır bu

52 70

sektörde hizmetimize devam etmek bizim için büyük onurdur. Vizyonu geniş ve usta çalışanlarımız ile her türlü talebi yerine getirme gayretindeyiz. Bu sayede müşterilerimizin; her türlü plastik ve saten boya, alçı, kartonpiyer, stropiyer, asma tavan, bölme duvar işleri, iç cephe mantolama gibi iç dekorasyon ve tadilat tamirat alanında 20 yıldır güvenle hizmet sunmaktayız. “ Eviniz Evimiz.” “ Bizim için siz hayatın en değerli rengisiniz.” sloganlarıyla bu sektörde bayrağımızı taşımaya devam ediyoruz... Vizyonumuz Değişen ve gelişen iş dünyasında üretkenliği, dinamizmi, kaliteyi, özgün

fikirleri, pozitif bakış açısını ön planda tutarak, müşterilerimiz ile uzun vadeli bir iş birliği içerisinde çalışmak, en uygun ve en iyi çözümleri sunarak sektörlerde yeni, güçlü imajlar yaratarak kalıcı üstünlükler sağlamak.

İLETİŞİM:

TADİLAT İSTANBUL tadilat@hotmail.com tadilatistanbul 0546 699 77 27



YAZAR

SALGIN HASTALIKLARDA KARANTİNA SÜRECİNİN HUKUKİ ETKİSİ

Ülkemizde yaşanılan üzücü ve vahim olan bir durum ile karşı karşıyayız. Dünya Sağlık Örgütü tarafından (WHO) yapılan açıklama ile Koronavirüsü (Covid-19) pandemi ilan edildi. Bundan dolayı evrensel hukuk sisteminde ve Türk Hukuk sisteminde kanunlar hükmetlere yetkiler tanımıştır. İzlediğimiz haberler de sıkça karantinadan kaçma haberleri görüyoruz. Bu durumlarında alınan tedbirlere uymamanın kanuni olarak cezası nedir? Türk Ceza Kanunu›nun (TCK) 195. Maddesi›nin bu konuda düzenlemeler mevcuttur. TCK’da yer alan Madde 195’in hükmü ise şöyledir;’’Bulaşıcı hastalıklardan birine yakalanmış veya bu hastalıklardan ölmüş kimsenin bulunduğu yerin karantina altına alınmasına dair yetkili makamlarca alınan tedbirlere

54 72

Gizem Can AVUKAT

uymayan kişi, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’’ Bu maddedeki düzenleme sadece bir kurumda karantinaya alınanları değil, evde de karantina altına alınmasına karar verilen kişileri de kapsadığını bilmemiz gerekmektedir. Karantina altına alınan bir kişinin yetkililerden izinsiz dışarı çıkması veya alınan tedbirlere aykırı davranması durumunda bu maddeyi ihlal etmiş sayılırlar. Ayrıca karantina altında alınanlar, bulunduğu yerden ayrılmamaları yanında ;maske takması gerekiyorsa maske takmak zorunda ve belirlenen hijyen kurallarına uymak zorundadır. Kısaca alınan tüm tedbirlere uymak zorundadırlar. Bu suçlar için şikâyet koşulunun gerekmemektedir. Savcılık doğrudan soruşturma açabilmektedir. Tedbirler kapsamında iş yerlerini kapatmayanlarla ilgili de idari para cezalarının söz konusu olduğunu

belirtmek isteriz. Yaşanılan bu süreçte yetkililerin uyarılarına özenen gösterelim, kurallara ve alınan tedbirlere titizlikle uyalım. Bu hassasiyetimizin sadece kendi sağlığımız için değil, sevdiklerimiz ve tüm toplum için önemli olduğunu unutmayalım . Bir hukukçu olarak naçizane tavsiyem, kuralların ve kanunların koyduğu yasaklarla değil, bilinçli bir Türk vatandaşı olarak ülkemiz ve geleceğimiz için lütfen #evdekal

canhukukdanismanlik avgizemcan avgizemcan E- mail : av.gizemcan@gmail.com Gsm : 05054878391 Yeni Mecidiyeköy Yolu Cad. Yüksel Apt. No:16 K:5 D:12 Mecidiyeköy/İST.



YAZAR

Günce Kurtdere

AVUKAT İŞÇİNİN KORONA (COVID-19) VİRÜSÜNE YAKALANMASI “İŞ KAZASI” KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLEBİLİR Mİ ? “İŞ KAZASI” OLARAK NİTELENDİRİLME NEDEN ÖNEMLİDİR?

G

ünümüzde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından “pandemi” hastalık olarak ilan edilen bir virüsle karşı karşıya kalmış bulunmaktayız. Pandemi nedir? Bir kıta, hatta tüm dünya yüzeyi gibi çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklara (epidemi) verilen addır. Virüsün, günlük hayatımıza etkileri sadece sağlık açısından tehdit oluşturması ile sınırlı olmayıp, hukuki olarak da birtakım olumuz yansımaları olmaya devam ediyor. Bu yansımalardan biri de şüphesiz işçi- işveren ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklardır. Bu yazımızda, işçinin corona virüse yakalanması halinin hangi şartlar altında “iş kazası” olarak kabul edilebileceği ve bu durumda işçinin hukuken hangi haklara sahip olduğu ve iş kazası olarak nitelendirilmenin neden önemli olduğundan bahsedeceğiz. Coronavirüsün, iş kazası kapsamında değerlendirilmesi noktasında öncelikle “iş kazası” sayılmanın kriterlerini düzenleyen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13. Maddesindeki düzenlemeye bakmak gerekmektedir. İlgili Kanun maddesine göre iş kazası; a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna

56 74

süt vermek için ayrılan zamanlarda, e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olay “iş kazası” olarak belirtilmiştir. Kanun koyucu genel hatları ile “iş kazası” sayılma kriterlerini bu şekilde belirlemiş olsa da Yargıtay kararlarında iş kazası tanımının yorumu geniş tutulmaktadır. Nitekim, bu konuda Yargıtay tarafından verilen bir kararda “İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle Ukrayna’ya yapılan sefer sırasında kendisine H1N1 (domuz gribi) virüsü buluşan tır şoförü olan işçinin, Türkiye’ye döndükten sonra meydana gelen ölümünün iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiğini” belirtmiştir. Bu karar, Corona virüsü açısından da önümüzdeki günlerde emsal teşkil edebilecek niteliktedir. Anılan kanunun hükmünden ve Yargıtay kararından da açıkça anlaşılacağı üzere, bu neviden salgın hastalık teşkil eden durumların “işçinin sigortalı olarak yürütmekte olduğu iş dolayısıyla, iş yerinde ya da işverenin talimatıyla görevli olarak iş yeri dışında bulunduğu esnada gerçekleşmesi, işçinin ruhen ya da bedenen zarara uğraması ve zarar ile olay arasında uygun illiyet bağı kurulması” halinde “iş kazası” olarak nitelendirilebilmesi

avgunceekurtdere avguncekurtdere@gmail.com

hukuken mümkün olacaktır. Bu kapsamda İşverenin, işyeri sağlığı ve güvenliği açısından gerekli tedbirleri alması oldukça elzemdir. Aksi halde, işçinin koronavirüse yakalanması neticesinde zarar görmesi veya hayatını kaybetmesi durumunda işveren hem hukuki hem de cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecektir. Bu durumda işveren açısından hukuksal boyutu değişik olan üç tür dava gündeme gelecektir. Bunlar, kazaya uğrayan işçinin açabileceği maddi (tedavi giderleri, çalışamamaktan doğan zararlar, gelir kaybı, ölen işçinin yakınları tarafından talep edilecek destekten yoksun kalma tazminatı) ve manevi tazminat davaları, Sosyal Sigortalar Kurumunun kazaya uğrayan işçiye yaptığı yardımları işverenden geri alma (rücu) davalarıdır. “İş kazası” olarak nitelendirilmenin neden önemli olduğu konusuna gelecek olursak, Sigortalı çalışırken hastalık veya iş kazası dışındaki sebeplerle ölenlerin eşine ve çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için belirli bir yıl ve prim gün sayısını doldurması aranırken, iş kazası nedeniyle ölümlerde bu koşullar aranmaz. İşçi işe başladığı gün geçirdiği kazada yaşamını yitirse bile yakınlarına ölüm geliri bağlanır. İşçi açısından diğer bir faydası ise, İş kazası sayılmayanların yakınlarına bağlanan ölüm aylığı, ödediği prim gününe göre değişir. Prim süresi düşük ise aylık da düşük olur. İş kazası nedeniyle ölenlerin yakınlarına ise, son üç aydaki prime esas kazancının yüzde 70’i oranında ölüm geliri bağlanır. Tüm bu nedenlerle “iş kazası” sayılmasının ve ona ilişkin hükümlerin uygulanmasının işçi açısından oldukça büyük önemi ve faydaları bulunmaktadır.



YAZAR

Begüm GÜREL AVUKAT

6284 SAYILI AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN HAKKINDA

Bu Kanunun amacı; şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla, alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa kapsamında uygulanacak tedbirler çok çeşitli olmakla birlikte, koruyucu ve önleyici tedbirler olmak üzere 2 ana başlık altında toplanmaktadır. -Koruyucu Tedbir Kararları · Mağdurun iş yerinin değiştirilmesi · Mağdurun evli olması hâlinde müşterek yerleşim yerinden ayrı bir yerleşim yerinin belirlenmesi · Türk Medeni Kanunu’nun aradığı şartların varlığı hâlinde ve talep üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması · Mağdurun hayati tehlikenin bulunması ve bu tehlikenin önlenebilmesi için diğer tedbirlerin yeterli olmayacağının anlaşılması hâlinde hâkim tarafından bilgilendirildikten ve onay alındıktan sonra kimlik ve diğer bilgi ve belgelerinin değiştirilmesine dair karar verebilir. ·Önleyici Tedbir Kararları · Şiddet mağduruna yönelik, şiddet uygulayanın tehdit, hakaret, aşağılama ve küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmaması · Şiddet uygulayanın birlikte yaşanılan konuttan derhal uzaklaştırılması, müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi, · Şiddet uygulayanın korunan kişilere, bu kişilerin konutuna, iş yerine ve okuluna yaklaştırılmaması · Çocuklarla ilgili daha önceden verilmiş bir kişisel ilişki kararı varsa görüşmenin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin

58 76

sınırlandırılması ya da tümüyle kaldırılması · Şiddet uygulayanın gerekli görülmesi hâlinde mağdurun yakınlarına, tanıklarına ve çocuklarına (kendilerine şiddet uygulanmamış olsa da) yaklaşmaması · Şiddet uygulayanın, mağdurun kişisel eşyalarına ve ev eşyalarına ·arar vermemesi · Şiddet uygulayanın mağduru iletişim araçlarıyla veya başka yollarla rahatsız etmemesi · Şiddet uygulayanın bulundurması ve taşımasına izni olan silahlarını kolluğa teslim etmesi · Şiddet uygulayan kamu görevi nedeniyle silah taşıyorsa bu silahı

avbegumgurel

kurumuna teslim etmesi · Şiddet uygulayanın alkol, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaması, bu maddelerin etkisindeyken mağdura veya bulunduğu yere yaklaşmaması, bağımlılığı varsa tedavi görmesinin sağlanması · Şiddet uygulayanın bir sağlık kuruluşuna muayene ve tedavi için başvurması, tedavisinin sağlanması Hâkim şiddet uygulayanla ilgili olarak yukarıda sayılan tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzeri nitelikteki başka tedbir kararları verebilir. Ayrıca gerek görülmesi hâlinde hâkim Çocuk Koruma Kanunu’nda yer alan koruyucu ve destekleyici tedbirler ile Türk Medeni Kanunu’na göre velayet, kayyım, nafaka ve kişisel ilişki kurulması hususlarında da karar verebilir. Kararlar ilk seferde en fazla altı ay için verilebilir. Ancak gerekli görülmesi hâlinde bu süre hâkim tarafından uzatılabilir. Ancak şiddet veya şiddet uygulanma tehlikesinin devam edeceğinin anlaşıldığı hâllerde, resen, korunan kişinin ya da Bakanlık veya kolluk görevlilerinin talebi üzerine tedbirlerin süresinin veya şeklinin değiştirilmesine, bu tedbirlerin kaldırılmasına veya aynen devam etmesine karar verilebilir. Şiddet olduğu sürece uzatmanın bir sınırı yoktur. 6284 sayılı yasa kapsamında verilen tedbir kararı ihlal edilirse, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre hâkim kararıyla üç günden on güne kadar zorlama hapsine tabi tutulur. Tedbir kararının gereklerine aykırılığın her tekrarında, ihlal edilen tedbirin niteliğine ve aykırılığın ağırlığına göre zorlama hapsinin süresi 15 günden 30 güne kadar değişkenlik gösterebilmektedir. Ancak zorlama hapsinin toplam süresi altı ayı geçememektedir. Zorlama hapsine ilişkin kararlar, Cumhuriyet başsavcılığınca yerine getirilir.



SUNULAN HİZMETLER

78

İpek kirpik ; İpek kirpik uygulaması gerçek kirpiklerin uzunluğu ve kalınlığını arttıran bir yöntemdir. Kişinin kendi kirpiğine özel medikal yapıştırıcılarla yapıştırılır. Gözde asla bir ağırlık yapmaz. Aylık periyodik bakımlarını yaptırıldığı sürece 90 gün kullanılabilir. Kirpik Lifting ; Kirpiklere kıvrım kazandırma , dolgunlaştırma ve kirpikleri kaldırma misyonu taşımaktadır. Kirpikler için bakım işlemi olarak da nitelendirebildiğimiz lifting içerisinde vitamin, keratin ve pigment takviyeleriyle kirpikleri uzun,güçlü ve daha kıvrık hale gelmesini sağlar. Kaş Laminasyonu ; Düşük kaşlara sahip olanlar iiçn ideal uygulamadır. Kaşlara hacim kazandırır. İstediğiniz yön ve şekilde biçimlendirildikten sonra sürülen vitaminlerle güçlendirilir. Protez Tırnak ; Tırnak tıkanıklığı, tırnak yeme alışkanlığı veya estetik açısından isteyen herkese uygulanabilir. Bu yöntemle kırılgan ,uzaması zor , yapısı ince ve tırnak yeme alışkanlığınıza veda edebilirsiniz. Tırnaklarınızın sağlığı açısından uzman kişiler tarafından yapılmalıdır. Kalıcı Oje ; Tırnakta uzun süre herhangi bir deformasyona uğramaksızın kalıcılığını koruyan uygulamadır. Düzgün, pürüzsüz, parlak ve bakımlı bir görünüm elde edilir. Tırnak kusurlarını kapatır. Hava ve su geçmesini engellemediği için tırnağa zarar vermez ve sarartmaz. Medikal El-Ayak Bakımı ; Medikal elayak bakımında normal manikür-pedikür uygulamalarında kullanılan kesici aletler olmadan tıbbi cihazlar ve özel freze uçlar yardımıyla yapılmaktadır. Kişide bulunan nasır, batık, ayakkabı vurması, tırnağın yanlış kesimi, mantar gibi rahatsızlıkları medikal bakım ile eski sağlığına kavuşturuyoruz. Lazer Epilasyon; Lazer ışığı, bildiğimiz ışıktan farklı olarak, ışığın tek dalga boyunda düz bir demet halinde yayılmasıdır. Lazer epilasyon, istenmeyen tüylerin lazer enerjisi kullanılarak kalıcı ve sağlıklı olarak yok edilmesidir. Milisaniyelik atışlarla cilde uygulanan lazer ışını, kıla rengini veren melanin pigmenti tarafından emilir ve çevre dokuya zarar vermeden seçici olarak kıl kökünde yoğunlaşır. Birbirini izleyen birkaç seans sonunda uygulama yapılan bölge tüylerden arınır.


G5 Lenf Drenaj; Hepimizin içinde bizi sağlıklı tutmaya çalışan sessiz bir sistem bulunur. Buna lenf sistemi adı verilir. Lenf sistemi olmadan vücudumuz bir balon gibi şişer ve vücudumuzdaki sıvılar durgunlaşıp hücrelerimizi öldürür. Bağışıklı sistemimizi düzenleyen vücuttaki atık maddelerden kurtulmamızı sağlayan , vücuttaki fazla suyun yani ödemin dışarı atılmasını sağlayan lenf sistemimiz için geliştirilmiş lenf drenaj masajı ile sistemimizin düzgün ,hızlı ve sağlıklı çalışması çok önemlidir. Uzman kişiler tarafından yapılan bir lenf drenaj masajı ile lenfatik sistemimizin çalışması ve lenf akış hacminin 20 kat arttırılmasıyla ödemin vücuttan daha hızlı atılması sağlanmaktadır. Cilt Bakımı; Cilt gün içerisinde çok fazla olumsuz etkene maruz kalır. Bu yüzden sık sık bakım yaptırmak gerekmektedir. Bakım yapıldığında cilt rahatlar ve nem dengesi sağlanır. Çok fazla olumsuz etmen bir araya geldiğinde ciltte bozulmalar ve deformasyonlar meydana gelir. Bu yüzden cilt tipinize sorununuza uygun olarak uzmanlar tarafından yapılan medikal cilt bakımı temizliği cilt sağlığı için çok önemlidir. Kalıcı Makyaj; Mikro pigment genel uygulamasıdır. Kişiye özel tek kullanımlık steril iğneler kullanıldığı için son derece güvenlidir. Kalıcı makyaj ile dövme işlemini birbirine karıştırmamak gereklidir. Kalıcı makyajla dövmenin en büyük farkı ciltteki kalıcılık süresidir. Ömrü genel olarak 2-5 yıl arasıdır. Ancak bu süre kişinin cilt yapısına yaşına ve yaşadığı çevresel faktörlere göre değişir. Leke Bakımı; Cilt çok güçlü bir yapıda olmasına karşın zamanın ve dış etkenlerin yıpratıcı etkisi karşısında hassaslaşır ve olumsuz etkenlere karşı savunmasız kalır. Dermapen (Mikro iğneleme) ile cilde tahribat vererek cilt yenilenme mekanizmasını harekete geçirerek ciltte oluşan lekelere etkin çözümler sağlıyoruz. Çatlak Tedavisi (Striot Metodu ); Brezilya menşeili yeni nesil bir tedavi yöntemi olan striort, uygulanan tek bir seans ile cilt çatlaklarını %80’e kadar azaltabilen bir çatlak tedavisidir. Deri yırtığı olarak tanımlanan vücut çatlaklarının barındırdığı kolajeni orta moleküler bir sistem ile yeniden canlandırma temeline dayanan tedavi iğne, kesi ya da lazer gibi içermiyor. İnvaziv ve cerrahi bir yöntem olmayan çatlak tedavisi metodunda özel bir vakum sistemi kullanılmaktadır. Striort, Latin Amerika’da 250 binden fazla başarılı sonuca imza atan bir çatlak onarım metodudur.

Şenlikköy Mah. Tezgel Sk. N:6 D:3 Bakırköy/İstanbul 0532 054 72 89 nosreves


İNANÇLARIMIZ KADERİMİZİ ŞEKİLLENDİRİYOR

E

vrende var olan her şeyin, görünen katı cisimlerin ve düşüncüler gibi görünmeyen soyut şeylerin dahi bir enerjisi olduğu artık tüm bilim adamlarınca kabul edilmektedir. Kuantum Fiziği ile konunun detayları bir çok deneyle ispat edilmiştir. İşte bizler de düşüncelerimizin enerjisi frekansına karşılık gelen olayları ve kişileri yaşam alanımıza çekmekteyiz. Buna da kader demekteyiz. Oysa hayatımızı geçmiş deneyimlerimize göre şekillendirmeyi bırakıp, bilinçaltımızın farkına varıp orayı değiştirdikçe, düşüncelerimiz ve yaşamımızdaki olayların seyri de değişecektir. Örneğin değersizlik duygusuna sahipseniz ve “ben değersizim” düşünceniz varsa, yaşam da size kendinizi değersiz hissedeceğiniz kişileri verecektir. Küçükken “erkeklere güvenilmez” inancıyla büyümüşseniz, sizi aldatacak, kandıracak, güven kaybı yaşatacak erkeklere çekilirsiniz. “Para insanı bozar, para insanın elinin kiridir” gibi inançlarınız oluştuysa, parayla mutlaka sorunlar yaşarsınız. Evren daima ‘nötr’dür. Siz olumlu ya da olumsuz neye inanırsanız, onunla karşılaşırsınız. Bu kaderin matematiğidir. Frekansınız neyse aynı titreşimdeki kişileri hayatınıza dahil edersiniz. Negatif kök inançlarınız sizin kader yazılımınızı oluşturur. Bu sebeple hayatınızda hangi konuda tıkanıklık varsa, orayla ilgili bakış açınızı, inançlarınızı, duygu ve düşüncelerinizi gözden geçirmelisiniz. Ve yine her duygunun ve düşüncenin bir enerjisi olduğu için, aynı evde yaşayan bireyler ya da aynı ortamda bulunan kişiler, sözel olarak iletişimde olmadıkları konularda dahi enerjisel alanda çoktan birbirlerine veri aktarmaktadırlar. Bu yüzden bizler bazı sorunlarımızı çocuklarımızdan gizlesek bile onlar aslında her şeyi bilirler. Yine bazı kişilerden sebepsiz uzaklaşma isteğimizde bundandır, mutlaka enerjisel alanda bizi rahatsız eden bir veri olmuştur. Bu sebeple iyi ebeveynler olmak ve çocuklarımızı fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı yetiştirmek istiyorsak, önce kendi sağlımıza önem verip, hayatımızı mutlulukla şekillendirmeliyiz. Çocuklarımız için kendimizi yok saymak erdem değil, onların da bunu rol model alarak ileride benzer durumlar yaşamalarına sebep olacak bir davranış modeli olacaktır.

GEÇMİŞLE VEDALAŞMA VAKTİ…

Suçluluk, değersizlik, yetersizlik, yalnızlık, yok gibi olma ilişkilerinizi, para alış verişimizi, yükselişimizi etkileyen en negatif duygulardır. Annemizden, babamızdan yeterince takdir

ve sevgi alamadıysak karşı cinsle olan ilişkilerimizde sorunlar yaşamamız kaçınılmazdır. Ancak aslında öğrenmemiz gereken konu, değerimizin kimsenin ilgi ve sevgisine bağlı olmadığı, Allah’ın ruhundan üfleyerek yarattığı varlıklar olarak yaradılışımızdan bize bahşedildiğidir. Çocukluğunuz mutsuz geçmiş olabilir ancak bu ‘şimdi’de yeni bir sayfa açarak, mevcut negatif düşüncelerinizi değiştirerek mutlu bir hayata geçmenize asla engel değildir. Karşı cinsle, ilişkilerle, evlilikle, parayla, yükselişle, hayatla, dünyayla ve Allah ile ilgili düşüncelerinizi gözden geçirmenizi tavsiye ederim. Çünkü fark etmek dönüşümün ilk ve en büyük adımıdır.

ÖNCE KENDİMİZİ SEVMELİYİZ

Siz sandığınız kişiden çok daha fazlası olabilirsiniz. Dünyada kaç milyar insan yaşarsa yaşasın, parmak iziniz bir tanedir, çünkü siz bir tanesiniz. Bilinçaltınızı negatif duygularınızdan arındırarak,ve onu sizin mutluluğunuz için isteklerinizi gerçekleştirmek üzere programlayarak kaderinizi yeniden şekillendirebilirsiniz. Evren bir düşünce ile yaratıldı. Bizler bir düşüncenin ürü-

nüyüz ve kendi hayatlarımızda bizim düşüncelerimizin bir ürünü. Hasattan memnun değilsek, bahçemizi yabani bitkilerden, kurumuş çiçeklerden arındırarak yeni tohumlarla çiçeklendirebiliriz. Kendimizi sevmeyi öğrenip, yaşamın sonsuz olasılıklar dünyasına açılabiliriz. Ancak mutlaka önce kendimizi her halimizle onaylamalı ve hak ettiğimiz özdeğeri vererek, yeteneklerimizi kullanmalı kısacası kendimizi gerçek anlamda VAR etmeliyiz. Gerektiğinde “hayır” demeyi bilmeli, bizi mutsuz eden durumları terk etmeliyiz. Kimseyi kaybetmemek, sevgi ve onay almak için onlara hizmet etmemeliyiz. Sizi seven zaten her halinizle sevmeli. Ama önce siz kendinizi her halinizle sevmeli, geçmişin tozlu sayfalarını kapatarak artık kim olmayı ve nasıl bir hayat sürmeyi istediğinizi seçmelisiniz. Bu filmin senaristi, yönetmeni ve başrol oyuncusu sizsiniz. Filmin konusunu değiştirebilirsiniz. Yaşamınızın sorumluluğunu ele alarak kendinize, çocuklarınıza , sevdiklerinize ve bütüne ışık ve ilham olabilirsiniz.

anilsehirlioglu


“İÇİNDEKİ MUCİZE” İLE TANIŞMAYA HAZIR MISIN? İLİŞKİLERİNİZDE NEYİ SABOTE EDİP MUTSUZLUĞA DAVETİYE ÇIKARIYORSUNUZ?

Kuantum Düşünce Uzmanı Anıl Şehirlioğlu ilk kitabı "İÇİNDEKİ MUCİZE" de “İstiyoruz ama olmuyor! Diyenlere, farklı bakış açıları sayesinde her şeyin üstesinden nasıl gelinebileceği konusunda ipuçları sunuyor. Yediveren Yayınları tarafından yayımlanan “İÇİNDEKİ MUCİZE” kitabı, insanın istediği takdirde hayatını şekillendirebileceği konusunda

bir yol haritası niteliğinde. Kitabıyla ilgili ; “zayıflamak da dahil olmak üzere evliliğimizi daha mutlu hale nasıl getirebiliriz? Yeteneklerimizi kullanarak nasıl başarılı olabiliriz’ gibi soruları yanıtladım.” Açıklamasını yapan Anıl Şehirlioğlu, kendisine uyguladığı kuantum düşünce çalışmalarıyla 1.5 yılda 30 kilo verdiğinin altını çizdi.




Micro Plus Nedir? Micro Plus, mikro ve galvanik akım ile birleştirilerek en üst düzeyde kullanılan özel geliştirilmiş elektro terapi cihazıdır. Benzerleri arasında en güvenli teknolojiye sahip olan tek sistemdir. Lokal kilo problemlerinin olduğu yerde etkilidir. Vücudun doğal formuna kavuşmasını sağlar Selülitin giderilmesini, zayıflamış liflerin bağlayıcı dokularını yenileyip onarılmasını sağlar. Konnektif (Bağ) doku aktivitesini

arttırarak, kolajen ve elastin üretimini hızlandırır. Kan dolaşımını protein sentezini arttırıp hücre metabolizmasını hızlandırarak cilt yapısını yeniler. Böylece hücre içinde sağlanan iyileşme ve aktifleşme, selülitin yarattığı etki olan portakal kabuğu görünümündeki bozulmayı düzenler ve selüloitli bölgedeki dokuların yeniden normal cilt dokusuna kavuşmasına, cildin sıkılaşmasına yardımcı olur.

Micro Plus Ne İşe Yarar? Cildi Sıkılaştırıyor

Micro Plus uygulamaları farklı dalga boyunda elektrik akımı verilerek kasların uyarılması temeline dayanıyor ve kaslarda izometrik kasılmalar yaratarak vücudun kendini toparlamasına yardımcı oluyor. Kas dokusu ilk önce ihtiyaç duyduğu enerjiyi ATP kullanarak elde etmeye çalışıyor. Ancak ATP kısa sürede tükendiği için bu kez kaslar kendi dokularındaki glikojen ve yağı kullanmaya başlayarak enerji topluyor. Böylece enerji kullanılarak vücutta belli bölgelerde lokalize olan yağ dokusunu da azaltabiliyoruz. Bölgesel selülitlerin toparlanmasıyla düzelme sağlanıyor. O bölgelere verdiğimiz elektrik stimülasyonları deriden geçerek kasa ulaştıkları için bağ dokusunun temel hücresi fibroplastı uyarıyor. Bu da derinin yeniden canlanması ve toparlanmasını sağlıyor. Fibroplast kolajeni, elastik lifleri ve derideki ekstreselleri matris bileşenleri dediğimiz gençlik ve dirilik sağlayan moleküllerin hepsini üreten hücrelerdir.

62 84

Zayıflama ve vücut toparlama için özel olarak geliştirilen bu cihazın spor etkisi de gözlerden kaçmıyor. Spor yapmaktaki temel amaç da zaten kasları kullanmak ve kasların hareket etmesini sağlamaktır. Micro plus ise izometrik ve izometrik kasılmalar ile gerçekleştirdiği elektro terapiyle spor yapmadan kasların harekete geçmesini sağlıyor. Buna hem sporcular kaslarının atrofe olmasını engellemek için kullanılabiliyor hem de kronik hastalıklar sonrasında uzun bir nekahet dönemi geçirdiğinde ya da iyileştirme programlarına destek olarak vücudun kendi yapısını ve formunu koruması için ihtiyaç var. Özellikle sporcuların tercih ettiği Micro Plus spor yapmaya üşenenler için de etkili bir alternatif. Direk hedefimiz kası stimüle etmektir. Micro Plus kasılma sağlıyor ve direk spor etkisi oluşturuyor. Adeta spor yapılmışçasına vücut sıkılaşıyor ve sarkan bölgelerde toparlanma meydana geliyor.

Ağrısız Ağrısız Bir Bir Yöntem Yöntem Micro Plus’ın sıkılaşma ve inceltme etkisinin yanı sıra gençleşmeyi destekleyen bir özelliği de var. Cilt sarkmasını tedavi ederken cildin sıkılaşmasına ve toparlanmasına yardımcı olan bu cihazın etkisini ilk seansın sonucunda hissedebiliyorsunuz. Ancak asıl sonuç haftada 2 gün 12 seans sonunda belirtiliyor. Altı hafta içinde yüzde toparlanma gençleşme dirileşme ve lifting etkisi açıkça hissediliyor. Benzer etki kol, karın, basen ve bacaklar gibi vücudun diğer bölgelerinde de görülüyor. En etkileyici yanı ise acının çok az olması hasta elektrik uyarıları verilirken sadece sinek ısırığı gibi çok az sinyaller hissediyor. Onun dışında şiddetli bir ağrı kesinlikle yok sadece kaslar uzun bir süre çalışmadığından ilk birkaç seans sonunda hafif sızlamalar hissetmek olası. Yıllarca spor yapmayan ya da ağır bir işi olmayan biri spor yaptığında nasıl kaslarında kramplar ve kasılmalar hissediyorsa, burada da aynı durum söz konusudur. Bu tedavinin aşırı kilolu hastalarda mutlaka bir diyetisyen eşliğinde gerçekleştirmesi gerektiğinin de altını çiziyorum. Yeteri kadar hareket edip spor yapmadığı için vücudunda sarkmalar ve bölgesel yağlanmalar meydana gelen kişiler için etkili bir yöntem olan Micro Plus tam anlamıyla bir tembel sporu yattığınız yerde kaslarınız çalışırken, belli bir süre zarfında da vücudunuzda gözle görülür bir sıkılaşma meydana geliyor.

Teknik Özellikler Power Supply: 110/220 - 240 Wolt 50-60 HZ Power Absorption: 350-400 W RF Frequency: 01 HZ - 2000 HZ Out Power: 68 W


Uygulama Alanları Yüz Gençleştirme

Göğüs Sıkılaştırma

Micro plus yüz gençleçtirme uygulamasının yüzde toparlamayı, sıkılaştırmayı ve cilt yapısını canlandırmayı sağlayan gözle görülür etkileri var. Yüzde 8-12 yaş arası cildin sıkılaşması ve toparlanmasına yardımcı olan micro plus etkisini ilk seansın sonucunda hissedebiliyorsunuz. Ancak asıl sonuç haftada iki gün 12 seansın bitiminde belirtiliyor. Altı hafta içinde yüzde toparlanma, gençleşme, dirileşme ve lifting etkisi açıkça görülüyor.

Microplus göğüs sıkılaştırma farklı dalga boyunda elektrik akımı verilerek kasların uyarılması temeline dayanıyor. Kaslarda izometrik kasılmalar yaratarak göksün kendini toparlamasına yardımcı oluyor. Aynı zamanda micro plus göğüs bölgesinde ki dolaşım sistemini uyarıyor buda lenfatik drenajı arttırıyor. Tüm bu etkiler göğüste , canlanma, dirileşme, toparlanma ve gençleşme etkisi gösteriyor.

Boyun Gençleştirme Yaş ilerledikçe derinin altındaki yağ dokusu azalıyor, yer çekimi nedeniyle gevşeyen dokuda sarkma oluşuyor. Ayrıca derinin orta tabakası olan dermisteki kollajen ve elastin miktarının düşmesi, ciltteki gerginlik ve elastikiyeti azaltıyor. Microplus yüz lifting uygulaması kaslara 36 saat spor etkisi yaratırken kollojen ve elastin aktivasyonu %41 attırdı gözlemlenmiştir. Yüzde 8/12 yaş aralığı gençleşme ve toparlanma görülmektedir.

Sırt Toparlama

Karın Toparlama

Microplus sırt toparlama galvanik akımı verilerek kasların izometrik kasılmalarından dolayı spor yapmadan metabolizmayı ve yağ yakımını hızlandırarak zayıflamak ve sıkılaşmak için çok başarılı bir yöntemdir. Uygulama sırasında

Çalışma prensibi 3 farklı dalga boyu galvanik akım verilerek karın kaslarını güçlendirmek, sıkılaştırmak ve 1-3 beden arası inceleme etkisi göstermektedir. Spor yapmadan metabolizmayı ve yağ yakımını hızlandırarak bölgesel incelme ve sıkılaşmada çok başarılı bir yöntemdir.

Selülit Tedavisi

Popo Kaldırma Microplus popo kaldırma uygulaması 3 farklı dalga boyunda elektrik akımı verilerek kasların uyarılması temeline dayanıyor. Kaslarda izometrik kasılmalar yaratarak vücudun kendini toparlamasını sağlıyor. Aynı zamanda Micro Plus bölgedeki dolaşım sistemini uyarıyor buda lenfatik drenajı arttırıyor. Tüm bu etkiler deride canlanma, dirileşme, toparlama ve sıkılaşma etkisi gösteriyor.

Bacak ve Bacak içi Sıkılaştırma Bacak ve iç bacak Microplus uygulamaları farklı dalga boyunda elektrik akımı verilerek kasların uyarılması temeline dayanıyor ve kaslarda izometrik kasılmalar yaratarak vücudun kendini toparlamasına yardımcı oluyor. Oluşturduğumuz bu kasılmalar vücudun enerjiye ihtiyaç duymasını sağlıyor. Kas dokusu ilk önce ihtiyaç duyduğu enerjiyi ATP kullanarak elde etmeye çalışıyor. Ancak ATP kısa sürede tükendiği için bu kez kaslar kendi dokula-

bölgesel kan dolaşımı ve lenf drenajında belirgin miktarda artış görüldü?ü için sarkma ve gevşeme ortadan kalkar. 1-3 beden daralmanın gözlemlendiği sırt toparlama uygulaması 12 seans haftada 2 gün olarak programlanır.

rında ki glikojen ve yağı kullanmaya başlayarak enerji topluyor. Böylece enerji kullanılarak vücutta belli bölgelerde lokalize olan yağ dokusunu da azaltıyor. Bacak ve bacak içlerindeki yağlı ve selülitli görüntü düzelirken aynı zamanda dolaşım sistemini uyarıyor bu da lenfatik drenajı arttırıyor. Tüm bu etkiler 1 ila 3 beden daralmayı sağlarken aynı zamanda deride canlanma, dirileşme, toparlanma ve gençleşme etkisi gösteriyor.

Micro Plus selülitin giderilmesini ve zayıflamış liflerle bağ dokularının yenilenip onarılmasını kolaylaştırıyor. Konneklift (Bağ) doku aktivitesini arttırarak, kolojen ve elastin üretimini hızlandırıyor. Micro Plus sayesinde hücre içinde iyileşme ve aktifleşme sağlanıyor. Selülitin yarattığı portakal kabuğu görünümündeki bozulma kayboluyor. Micro Plus selülitli bölgedeki dokuların yeniden normal cilt dokusuna kavuşmasına ve cildin sıkılaşmasına yardımcı oluyor. Kan dolaşımını ve protein sentezini arttırıp hücre metabolizmasını hızlandırarak cilt yapısını yeniliyor. Selülitler düzeliyor cilt dokusu normale dönüyor.

A. Kemerlife 21 Çarşı Göktürk/İstanbul T. 0533 063 23 50 - 0212 322 91 85 estemia.com.tr

/ estemia


SAĞLIK

Sevim Kuruçay Çam BABYHOUSE ANNE BEBEK AKADEMİ

BEBEĞİNİ ANLAMAK

64 86

Artık hayatınız boyunca sevip koruyacağınız minik bir yavrunuz oldu. Bebeğimizin ne istediğini ihtiyaçlarını anlamakta ilk günlerde zorlanabılırsınız ama çok kısa zamanda ne istediklerini anlarsınız. Ve çok kısa sürede zaten bir düzen kendiliğinden oluşur. Önemli olan Bebeğimizin sinyallerini, ihtiyaçlarını, ataklarını anlamak ve bakımlarını belli bir düzende yapmak. Bebeklerde rutin oluşturma saatli bir program değildir. Bebekler yer ve ısı değişimlerini, kalabalık, yüksek ses sevmezler. Çünkü anne karnında alıştığı bir rutin vardır.Bebeğimizin ihtiyaçlarını anlamak ve ona göre davranmak gerekir. Bebekler henüz anne demeselerdi ihtiyaçlarını çok güzel anlatırlar. Ağlama şekillerinden bile ne ıstedıgını anlayabiliriz. Beslenme,uyku,aktivite (alt değiştirme bile bir aktivitedir) ıhtıyaçlarını doğru şekilde ihtıyacına göre yaparsak rutin kendiliğinden oluşur. Özellikle en çok yaptığımız yanlışlardan biri bebeğimizi sese alışsın diye sesli ortamlarda uyutmak bu bebeğimize daha çok uyarı verir uykuları sağlıksız ve düzensiz olur buda bir düzen kurmamızı çok zorlaştırır. Bebekli düzene alışmak biraz zaman alabilir. Artık o eski hayatınız yerini yeni bir düzene bırakır.Bu sürece ve sorumluluklara alışmak ilk günlerde yıpratıcı olabilir

sevimkuruçayçam

ama zamanla hersey yoluna girer.Daha sık uyanmalar, ağlamalar,emzirme,sosyal hayat, eş ve diğercocuklara göre düzen,yemek düzeni,ev düzeni biraz yorucu olabilir. Âmâ dünyanın en güzel hediyesine sahipsiniz artık. Bizim önceliğimiz önce anne ihtiyaçlarını karşılamalı ki bebeğine daha iyi bakabilsin. Mutlu Anne Mutlu Bebek. Göktürk Baby House Anne Bebek Akademi de Bebeğim Rutinim Seminerleri ıle —Bebekli Hayata Alışmak, Bebeğimizin İhtiyaçlarını Anlamak, Bebekli Düzene Alışmak, Bebeğimizin Sinyallerini ve Ataklarını Anlamak, Annelik Kaygılarını Azaltmak ve Uyku Rutini Oluşturmak başlıkları altında seminerlerimiz devam ediyor. Bebeğinizle herşeyin ve her anın keyfini çıkarın. İlk zamanlarda zor gibi görünseler dünyanın en güzel günleri aslında .Bebisimiz düzen sever ve çok uyumlu davranır yeteri ne demek istediğini anlayalım. Bebişinizle Sağlıklı Keyifli Günler Sevgıler Sevim Kuruçay Çam— uzman Anne Bebek Koçu İntagram adresimizden seminer ve etkinliklerimizi takıp edebılırsınız.

Göktürk Merkez Mahallesi 1. Ceviz Sokak. No. 7 Göktürk/Eyüpsultan 0535 564 44 37


Göktürk Merkez Mah. İstanbul Cad. Gök Ofis Binası Kat:2/3 Göktürk – Eyüpsultan/İstanbul

0212 322 82 31 0532 163 47 57 gokturkspa www.butterflytouchspa.com


SAĞLIK

OP. DR.

Nurhan TAKAR

GEBELİKTE BAĞIŞIKLIK Bağışıklık sisteminin güçlü olması her yaş diliminde önemlidir. Fakat bu durum hamilelik döneminde daha da önem kazanır. Çünkü hastalıklardan korunmanın olmazsa olmaz koşulu güçlü bir bağışıklık sisteminden geçer. Hamilelik, anne adayının vücudunda fiziksel ve ruhsal olarak birtakım olumsuz değişikliklerin yaşandığı hassas bir süreçtir. Bebeğin anne karnındaki en ideal gelişimini sağlaması için hormon seviyesi değişir ve bununla birlikte birçok değişiklikler meydana gelmektedir. Anne adayının bağışıklığı gebeliğin ilk haftasından başlayarak son haftasına kadar tüm süreç boyunca zayıflama eğilimi gösterebilir. Anne adayı gebeliği süresince çeşitli enfeksiyonlara ve hastalıklara karşı daha hassas ve korumasız olabilir. Her gebe kadının yaklaşık olarak % 85 – % 90’ında bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı olarak bazı belirtiler ortaya çıkmaktadır. Hamilelik sırasında viral yollarla bulaşan hastalıkların ve enfeksiyonların hızla yayılmasının sebebi de budur. Anne adayının hastalıklara karşı etkin bir şekilde kendini koruması için bağışıklığını destekleyecek besinler tüketmesi gibi birçok faktöre önem göstermesi gerekmektedir. Anne adayının bedeninde görülen bağışıklık sisteminin zayıflamasının en önemli nedeni hormonal durumlardaki dengesizliktir. Hamilelik hormonu olarak bilinen HCG

66 88

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM UZMANI

hormonunun gebelik süreci boyunca artması ile birlikte vücutta birçok değişiklikler görülmektedir. Bu hormon seviyesindeki artış sayesinde erken görülen gebelik belirtileri de ortaya çıkmaktadır. Örneğin regl kanamalarının kesilmesi, ruh halindeki gerginlik, aşırı yorgunluk ve bulantı gibi mide sorunlarının artması beslenme bozukluğuna bu da yeterli mineral ve vitaminlerin alınamamasına neden olur. Zaten vücutta bebeğin yabancı bir cisim olarak algılanıp atılmasına engel olması için baskılanmış bağışıklık sistemi beslenmenin bozulması ile de iyice bozulur. Hamilelik sürecinde anne adayının antibiyotik gibi ilaçları kullanımı kısıtlıdır. Bu nedenle enfeksiyonel bir hastalık yaşamaması için bağışıklık sistemini koruması çok önemlidir. Gebelikte bağışıklık sistemini güçlendirmenin en basit yolu her açıdan sağlıklı olan bir yaşam tarzı tercih etmektir. Sağlıklı yaşam tarzı için hafif tempolu yürüyüşler yapmak, kaslarını güçlendirmek için hamilelik yogası veya pilatesi yapmak, bol bol su içmek, düzenli bir uyku rutini oluşturmak stresten uzak durmak, sigara ve alkol gibi kötü alışkanlıkları bırakmak ve vitamin & mineral açısından dengeli bir beslenme planı oluşturmak yapılması gerekenler arasında yer almaktadır. Ayrıca mümkün olduğunca abur cubur gıdalardan, fast food gibi yağlı ve şekerli yiyeceklerden uzak durulmalıdır. Besinleri çeşitlendirmek, lezzetli yemekler yemenizin önünü açarken, vücut

takarnurhan

direncinin gelişmesine de destek olur. Süt ve ürünleri, et, yumurta, kuru baklagiller, sebze ve meyve, tahıllar beslenmenin içinde yer almalıdır. Protein, vücut direncini arttırmak için önemli bir kaynaktır. Et, yumurta, süt gibi besinlerde diğer besinlere oranla protein daha çok bulunur. Bu besin grubu ayrıca B vitamini açısından da zengindir. Kırmızı et demir yönünden zengin bir öğündür ve haftada 2 kez tüketilmelidir. Kırmızı et tüketemediğiniz durumlarda ise kuru fasulye, nohut, bezelye, mercimek gibi kuru baklagilleri tüketebilirsiniz. Beyaz et grubunda yer alan ve omega-3 bakımından zengin olan balığın haftada en az 2 kere tüketilmesi önerilir. A ve C vitamini, kalsiyum, demir, magnezyum yönünden zengin olan portakal, mandalina, greyfurt, nar gibi meyvelerin yanında maydanoz, dereotu, roka gibi yeşillikleri tüketmeye özen gösterin. Ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişlerin yenmesi E vitamini alımını artırır ve tok tutar. Bu nedenle ara öğünlerinizde kuruyemiş tüketebilirsiniz. Sıvı alımı günde 2-3 litre olmalıdır. Haftada ortalama 3-4 gün (2 günde bir) düzenli olarak egzersiz yapmalısınız. Egzersiz ve yürüyüş planınızı aşırı terleme, bitkinlik, çarpıntı olmayacak şekilde ayarlamalısınız. Egzersiz süresince 5-10 dakikada bir kısa molalar verebilirsiniz. Sağlıkla ve sevgiyle kalın. Cep: 0505 773 06 12

ŞAFAK HASTANESI

Adres: Eskiedirne Asfaltı Hürriyet Mah. 124/B ve 255. Sk. No:16 Gaziosmanpaşa/İstanbul Telefon:0212 614 56 56

BELDE TIP MERKEZI

Adres: Gaziosmanpaşa Merkez Mah. Eyüp Cad. Gopark Tesisi D Blok No No:3 Gaziosmanpaşa/İstanbul Telefon: 0212 614 67 00



SAĞLIK

Berrin Çelikel PSİKOLOG

“ŞİMDİ” TAM ZAMANI Yaşamın içinde sürekli olarak beklenmedik olaylarla karşılaşırız ve yaşamımızda sürekli yeni değişiklikler olur. Yanıtlarını bulduğumuzu sandığımız bir anda, sorular tamamen değişir. Belirsizliğe katlanamıyor olmamızın birtakım belirtileri vardır: · Her sorunun kesin bir yanıtının, her sorunun tam bir çözümünün olması gerektiği beklentisi içinde olunur. · Öne sürülen çözümün kesin bir sonuç vermesi gerektiği beklentisine girilir. · Olma olasılığı düşük, istenmedik olaylar olacak diye hep kaygı duyulur. · Belirsizlik, kötü bir şeyler olacağı biçiminde yorumlanıp sürekli başkalarından güvence istenir / beklenir. · Bu belirsizlik sürecine katlanılamıyorsanız yapılacak işler sürekli ertelenir, yapılması gerekenler yapılmayabilir ya da karar vermek için, gereğinden çok başkalarının görüşlerine başvuruluyor olabilir. · Olabilecekleri öngörememekten ve bu yüzden büyük bir gerginlik yaşanır. · Sonucun kötü olacağını bilmenin, sonucu bilmeden yaşamaktan daha iyi

68 90

berrin@berrincelikel.com 0531 552 50 04 @berrin_celikel

olduğu düşünülür. Hayatımızda öncelikle, –meli, -malı’larla dışa vurduğumuz dayatmalarımızdan kurtulmanız gerekir. Çünkü, dünya, olması gerektiği gibi değil, olduğu gibidir. Onu değiştiren, onunla başa çıkma biçimlerimizdir. Hiçbir olay, yalnızca biz öyle istediğimiz için öyle olacak değildir. Başka olasılıklara da açık olmamız gerekir. Mesela bindiğimiz uçak düşebilir, ancak düşebilir olması düşecektir anlamına gelmez, böyle bir olasılık son derece düşüktür. Benzer bir biçimde, aldığımız piyango biletine büyük ikramiyenin çıkma olasılığı da son derece düşüktür, ancak piyango biletleri de yok satar. Belirsizliğe katlanamamanın yarattığı sıkıntı ve gerginlikten kurtulma çabası da baş etmeyi güçleştiren diğer bir etkendir.

Bu sıkıntıdan kurtulma çabasıyla olmadık girişimlerde bulunmak yerine, bu sıkıntıyı da bir ölçüde doğal kabul edip gerekli diğer önlemleri almak gerekir. Mesela iş yapış şeklinizi hatta sektörünüz değiştirmek için tam vaktidir. Veya bir beyaz yakalıyken girişimciye dönüşmek için harika bir kuluçka zamanıdır. O kitabı yazmak için evde mesai yapabileceğiniz iyi bir imkandır. Bitmemiş işleri ya da yıllardır koltuk altınızda bekleyip zaman gerektiren tüm işleri tamamlama vaktidir. Olumlu sonuç verebilecek diğer bir yaklaşım da, yaşanan an’a odaklanmaktır. Olası olumsuz gelecek senaryolarına odaklanmaktansa, yaşadığımız an’a odaklanacak olursak, kaygı, korku ve kuruntularımızdan uzaklaşır ve düşüncelerimizi toparlayabiliriz. Bunun için, kendimizi sevdiğimiz bir rekreasyona kaptırabilir veya yukarıda bahsettiğim seçeneklerden yol alabilirsiniz. Bu salgın sırasında, bulaşma olasılığını düşürmek için insanlarla aramıza nasıl belirli bir uzaklık koymamız gerekiyorsa, kimi zaman kendi düşüncelerimizle de aramıza bir uzaklık koymamız gerekir. “Değiştirebileceklerimiz için değiştirme gücüne, değiştiremeyeceklerimiz ve değiştirip değiştiremeyeceğimizi bilemeyeceklerimiz için katlanma gücüne ve bu ikisini birbirinden ayırt etmek için akıl yürütme (muhakeme) gücüne gerek olmasıdır”. “Siyah değilse beyazdır” düşüncesinden kurtulabilirsek, hiçbir şey yapmamaktansa, yapabileceklerimiz üzerine ve alabileceğimiz önlemler üzerine daha çok odaklanabiliriz. Dolayısıyla, bu sınırlı belirsiz zamanı kendimize veya işimize yatırım zamanına çevirebiliriz. Pek çok ücretsiz eğitim web sitelerinde mevcut. Birçok kütüphane arşivini genel kullanıma açtı. Biraz çaba, biraz farklı bakış açısıyla yeni bir hayata merhaba..


HAYATINIZ HAYATIMIZ

BEGÜM SAĞLIK KABİNİ Özel Begüm Sağlık Kabini Göktürk'te evde sağlık hizmeti vermektedir. Acil durumlarda hastalara müdahale ediyor. Özel Begüm Sağlık Kabini, sağlık kabinlerin verdiği enjeksiyon, serum takma, serum çıkarma, pansuman, yanık tedavisi, sonta takma, sonda çıkarma, tırnak çekme, kulak delme, kulak yıkama, kan grubu, gebelik testi, AKS(şeker) ve diğer tahliller vb. hizmetleri sunuyor.

Göktürk Merkez Mah. Belediye Cad. No:3 D.1 Göktürk İstanbul Gsm: 0544 334 25 80 Gsm: 0507 242 24 81 Faks: 0212 322 48 25

LI ADEM AR


SAĞLIK

Tuğba Çevik KLİNİK PSİKOLOG

Çocuk Gelişimi

ÇOCUKLARDA ÖFKE KONTROLÜ

psikologtugbacevik

‘’ÇOCUĞUM ÖFKELENDİĞİNDE NASIL DAVRANMALIYIM?’’ Öfke; sevinç, heyecan, ya da korku gibi her insanda doğuştan var olan, normal ve yaşanması gereken bir duygudur. Ancak bu duyguyu yaşayış biçimimiz ve hangi yoğunlukta yaşadığımız önemli. Çünkü öfke duygusunun çevreye ve ait olduğu bireyin kendisine yansımaları oldukça farklı olabilir. Olumsuz her duygunun kabul edilmesi ise pek kolay olmayabilir. Öfkeyi doğru şekilde ifade edebilme becerisine “öfke kontrolü” denir. Öfke, saldırganlıktan farklıdır; saldırganlık, öfkenin kontrol edilemediği durumda ortaya çıkan bir davranıştır. Öfke kontrolünde temel amaç; saldırganlıktan uzak, şiddet içermeyen, çocuğun kendisine ve çevresindekilere zarar vermeyecek şekilde duygusunu ifade etme becerisini kazanmasıdır. Öfkenin kontrol edilememesi durumunda, fiziksel şiddetin (vurma, itme, dövme) eşyalara zarar verme (kırma, dökme, parçalama) davranışının, sözsel şiddetin ve kendine zarar verici davranışların sergilenmesi öfkenin olumsuz dışa vurumu anlamına gelir. Bunlar ciddiye alınması ve nedeni mutlaka araştırılması gereken davranışlardır. Bir çocuğun tavrını değiştirmek pek kolay değildir. Ancak çocuğunuzun öfkesini kontrol altına almasına yardımcı olabilirsiniz. Öfke kontrol sorunu yaşandığında, Öfkeye öfkeyle karşılık vermeyerek, sakin olmayı çalışın. Çevredeki gürültüyü engelleyerek, fazla ışıkları söndürün. Konuşmanıza dikkat edin, yumuşak, sakin ve net ses tonu ile konuşun. Çocuğun söylediklerini

70 92

sabırla dinleyin, tartışmaya girmeyin. Çocuğun çevresinde zarar verebileceği, kırıp dökebileceği şeyleri kaldırın. Onu bir şeyler yiyip içerken konuşmaya davet edin. Bu dönemde emredici konuşmayın. Kendisine her türlü zarar verme durumunda engel olun (ancak bazı çocukların gösteriş biçiminde yaptıkları davranışları da göz ardı etmeyip hemen müdahale etmemek gerekebilir). Öfke nöbetinde önce buna sebep

olabilecek bir olay olup olmadığını düşünün ve bulmaya çalışın. Ancak çocuk sakinleştikten sonra sorunu konuşun, nasıl çözümleyeceğinizi ve başka alternatifleri tartışın. Kendini nasıl daha iyi ifade edebileceğini ve makul isteklerini yerine getirebilmenin ancak böyle mümkün olacağını anlatın. Çocuğunuz gün içinde 15 dakikadan uzun süre ile sık öfke nöbetleri geçirerek kendisine veya çevresine zarar veriyor, siz ise çocuğunuzun öfke nöbetleri sırasında duygularınızı kontrol edemiyor ve nasıl davranmanız gerektiğini bilemiyor iseniz bir uzmana danışmalısınız.

EV ORTAMINDA ÇOCUKLARA ÖFKE KONTROLÜNDE NASIL YARDIMCI OLABİLİRSİNİZ?

Ö

fkeli olmadığı anlarda ya da az da olsa sakin kalarak zor bir durumla başa çıktığında onu takdir edin. Onunla anlaşma yapın. Ya belli bir süre öfkesini dışa vurmamalı ya da anlaştığınız şekillerde öfkesini ifade etmeli. Bu çalışma için aşamalı zaman uygulaması yapabilirsiniz. Örneğin öfkesini önce bir saat, iki saat ve sonra beş saat kontrol etmesi gibi. Daha sonra çabasını ve gelişmesini takdir edebilirsiniz. Duygularını fark etmek ve bunu paylaşmak, duygularının kaynağını ve sonucunu gözlemleyebilmek, duyguların yönetilmesinde yardımcı

olur. Örneğin günlük tutmak, ya da resimlerle duygularını anlatmak. Daha önce belirttiğimiz gibi, öfke model alındığı için de öğrenilmiş olabilir. Bu yüzden anne babaların çocuğu için uygun model olması gerekir. Ev ortamında; sorun çözme ve etkili iletişim becerilerinin kullanılıyor olması öfke kontrolünü olumlu yönde etkileyebilir. Öfke krizlerinde mola almak, ortam değiştirmek veya nefes egzersizleri yapmak, sakinleştirici durum ve manzaraları zihnimizde hayal ederek canlandırmak gibi teknikler sakinleşmede yardımcı olabilir.



SAĞLIK

Mıgır Gülezyan

DİYABETLİ YAŞAMDA AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI Diyabet (şeker hastalığı) nedir? Genelde şeker hastalığı olarak bilinen diyabet, insan vücudunda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insülin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişen ve ömür boyu süren kronik bir hastalıktır. Diyabet ağız ve diş sağlığını etkiler mi? 1971’den 2012’ye kadar olan zaman içerisinde Amerika’daki verilere göre, diyabetli hastaların en az 21 tane dişinin olma oranı %69 iken, sağlıklı olan hastalarda bu oran %87 olmuştur. Diyabetli kişilerde sağlıklı olanlara oranla iki kat daha fazla diş eksikliği görülmektedir. Diyabetli kişilerde sağlıklı olan kişilere oranla iki kat daha fazla diş eksikliği görülmektedir. Diyabette, ağız ve dişte en sık görülen problemler nelerdir? ◊ Diş eti hastalıkları (çene kemiklerinde erime) ◊ Ağız kuruluğu ◊ Diş çürükleri (kök çürüğü) ◊ Ağız mukozasında enfeksiyonlar (ağız mantarları) ◊ Ağız ülserleri ◊ Ağız mukozasında yanma ve yaralar ◊ Tat değişimleri ◊ Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı diş kayıpları

94 72

DİŞ HEKİMİ

◊ Ağız kuruluğundan dolayı protez kullanma güçlüğü Diyabet ve diş eti hastalıkları arasındaki bağlantı nedir? Diyabetin diş eti problemleri ile direk bağlantısı kanıtlanmıştır. Kan glukozunun stabil olmadığı durumlarda diş eti hastalığına sıklıkla rastlanır. Bu durum aynı şekilde eğer diş eti eti hastalığı mevcut ise, diyabetli kişilerde kan glukozunun kontrolü zorlaşabilir. Diş eti hastalığına neden olan mikroplar oldukça agresif ve dokuyu saran bir durum sergiler. Bu durum tedavi edilmez ise diş eti hastalığının hızlı bir şekilde ilerlemesine ve çene kemiğinin erimesine neden olabilir. Kök çürükleri diyabetli hastalarda sık görülür mü? Diyabetli hastalarda yaşlılığa ve diş eti hastalıklarına bağlı oluşan diş eti çekilmelerinde kök çürüklerine sık rastlanmaktadır. Kök yüzeyi mineye göre daha az organik madde içerdiğinden çürük gelişimine daha yatkındır. Ne yazık ki, kök çürüğü tedavisinde önerilen dolgular, çürüğün diş etine yakınlığından ve dentin diş dokusunun daha çok organik madde içermesinden, mine kadar güçlü olmadığından, dolgunun dişle bağı güçlü olmaz. Bu yüzden de dolgular pek uzun ömürlü olmamaktadır. Diyabetli hastalarda takma dişler için öneriler Diyabetli hastalarda önceden bahsettiğimiz ağız ve dişte sık görülen problemlerden dolayı diş kayıpları olabilir ve hastalar takma diş takmak zorunda kalabilir. Ağız mukozasında enfeksiyonlar (diş mantaları), sık görülen ülserler,

migirgulezyan

ağız mukozasında yanma ve yaralar ayrıca ağız kuruluğundan dolayı protez kullanımında güçlükler görülebilir. ◊ Diş hekiminin takma dişlerin doku uyumunu rutin bir şekilde kontrol etmesi önerilir. ◊ Yumuşak dokuların sık kontrolleri ve takma dişe bağlı oluşan ağız yaralarının erken teşhisini sağlar. ◊ Takma dişler akşamları çıkarılıp yumuşak dokulara dinlenme olanağı sağlanmalıdır. ◊ Takma dişlerin her öğünden sonra temizlenmesi önerilir. ◊ Diş hekimi takma dişlerin temizlenmesi için gerekli ürünler tavsiye edebildiği gibi ağız kuruluğuna bağlı, takma dişlerin yumuşak dokulardaki rahatsızlığını azaltıcı ek önerilerde de bulunabilir. Diyabette ağız sağlığı ile ilgili komplikasyonlar nasıl önlenir? ◊ Rutin kan glikozunun ölçülmesi ◊ Düzenli diş hekimi kontrolleri ( 3 veya 6 ay) ◊ Diş eti hastalıkları ve enfeksiyonal durumlarda görülen ağızdaki kızarıklıklar, yaralar ve ağız kokusunu görmemezlikten gelmemek ◊ Sağlıklı ve dengeli beslenme ◊ Etkili diş fırçalama alışkanlığı ve diş aralarını temizleme ürünlerinin kullanılması. Örneğin diş ipliği/diş ara fırçaları (Diş hekimleri fırçalama teknikleri konusunda hastaları bilgilendirir.) ◊ Elektrikli diş fırçalarının plakların dişlerden temizlenmesinde daha etkili olduğu kanıtlanmıştır. ◊ Sigara ve alkol kullanılmaması tavsiye edilir ◊ Diyabetli yaşamda koruyucu hekimliğin önemli bir yeri vardır. Ağız gargara kullanımları, kalsiyum, fosfat ve fluorid içeren diş vernikleri ve macunları diş hekiminin tavsiyeleri doğrultusunda kullanılırsa diş çürüklerinin önlenmesinde büyük yarar sağlanmaktadır.


Kasap Bilal Göktürk’te açıldığı günden bugüne 10 yıldır İstanbul geneline hizmet vermeye devam ediyor. Göktürk sınırlarını aşan Kasap Bilal’in sırrı etlerini taze olarak Balıkesir bölgesinden temin ediyor olması. Özellikle chadol, lagalbi gibi seçenekleri ile geniş bir Güney Koreli müşteri portföyüne sahip. Etlerini taze olarak Balıkesir bölgesinden temin eden Kasap Bilal’in etlerinin lezzetini deneyimlemek isterseniz İstanbul’a paket servis hizmeti de sunduğunu belirtelim.

PAKET SERVİS

10 YILDIR GÖKTÜRK’TE

Göktürk Merkez Mahallesi Çamlık Caddesi No:19/A Eyüpsultan/İstanbul 0533 473 85 67

kasapbilalgokturk


SAĞLIK

Dilara PEKER DİŞ HEKİMİ

KÖK KANAL TEDAVİSİ K

anal tedavisinin amacı hastanın rahatsızlığını gidererek dişin estetik ve fonksiyon bakımından daha uzun süreler hizmet etmesini sağlamaktır. Endodontik tedavinin iyi yapılabilmesi ve başarılı olması için bir çok teknik geliştirilmiştir. Zaman içerisinde kök kanal tedavisi aletleri iyileştirilmiş daha kaliteli bir hale getirilmiştir, döner alet sistemlerine geçilmiştir ve kök kanal dolgu materyal kaliteleri artırılmıştır Klinisyenlerin ve hastaların kanal tedavisiyle ilgili en yaygın endişesi kanal tedavisi yapılan dişin hastaya ne kadar zaman hizmet vereceğidir. Kök kanal tedavisinin başarısını etkileyen pek çok faktör vardır: Kullanılan aletler (apeks locaterlar, rotary ve resiprokal sistemler), uygulanan yöntem, kanal dolgu maddeleri, daimi restorasyon, hastanın immün sistemi, kanal tedavisi sonrası başarıyı etkilemektedir. Kanal tedavisi prosedürü ağrılı mıdır? Kök kanal tedavisi prosedürü dişin içerisinde yer alan canlı pulpa dokusunun sinirlerinin ve damarlarının enfekte ya da hasarlı olduğu zamanlarda yapılmaktadır. İnsanlar kök kanal tedavisinin ağrılı olduğunu düşündükleri için genelde korku duymaktadır, aslında tedavi edilen çoğu hasta hiç bir ağrı hissetmediğini belirtmiştir. Kök kanal tedavisi tamamen lokal anestesi altında gerçekleştirilir, yani herhangi bir ağrı hissetmezsiniz. Kök kanal tedavisinden sonra hassasiyet ne kadar sürmektedir? Başarılı bir kök kanal tedavisi az miktarda hassasiyete neden olmaktadır ve bu durum geçicidir, bu hassasiyet en fazla 1 haftaya

74 96

kadar sürmektedir. 1 haftadan daha uzun süre geçmeyen bir ağrı ile karşılaşırsanız diş hekiminiz ile iletişime geçmeniz gerekmektedir. Kök kanal tedavisi ne kadar sürer? Basit bir dişte kök kanal tedavisi 30 dk ile 60 dk arasında sürmektedir, ancak daha kompleks vakalarda ise 90 dakikaya kadar uzayabilir. Dişinizin kök kanal tedavisine ihtiyacı olduğunu nasıl hissedebilirsiniz? Geçmeyen diş ağrısı, gece uykudan uyandıracak tarzda diş ağrısı ya da sıcak ve soğuk uyaranlarla oldukça şiddetli ağrı oluşması durumları kanal tedavisi ihtiyacı için ipucu olabilir, ancak en güvenilir yöntem bir diş hekiminin ağız içi muayene ve radyografilerle doğru teşhis koymasıdır. Canlılığını kaybetmiş bir diş ağızda kalabilir mi? Dişler içindeki damar sinir paketinin enfekte olması nedeniyle canlılığını zamanla kaybedebilmektedir. Cansız bir dişin içerisinde kan dolaşımı gerçekleşmez. Canlılığını kaybeden her diş karşımıza ağrı ile çıkmayabilir, ama içerisinde enfekte bir kaynak olduğu için genel sağlığı etkileyebilir ve diş kökünün etrafında kist lezyon benzeri oluşumlara sebep olabilir, biz bunu radyografilerde kolaylıkla görüntüleriz. Böyle dişlere kök kanal tedavisi yapıldığında lezyonun büyüklüğüne göre kolaylıkla iyileşme sağlanır, ancak boyutları çok büyük ise cerrahi operasyonla alınması gerekebilir, çok daha büyük lezyonlarda en kötü tablo ise bu dişlerin kaybı olabilmektedir. Dişin sağ kalımını etkileyen en önemli faktör bu durumda erken tanıdır. Kök kanal tedavisi gören dişler her zaman kaplanır mı? Dişin üzerindeki madde kaybına göre bunun kararı verilir. Ancak günümüzde çoğunlukla kaplamaya ihtiyaç duymadan gelişen adeziv sistemlerle dişteki madde kaybı restore edilebilmektedir.

dt.dilarapeker

Kanal tedavisi sonrası ne zaman normal hayatınıza devam edebilirsiniz? Bu konuda bazı hastalar endişe duymaktadır, ancak dişinizdeki uyuşukluk geçtikten sonra yemek yiyebilir, aynı gün işinize gidebilir, rutin günlük hayatınızda herhangi bir aksama yaşamazsınız. Kök kanal tedavisi mi çekim mi? Kök kanal tedavisi iyi bir şekilde yapıldığında kendi dişiniz size uzun yıllar hizmet etmeye devam eder, ancak tedavi şansı var iken dişinizi çektirmeyi tercih ederseniz yerine yapılacak restorasyon (köprü protez veya impant) hem doğal dişiniz gibi olmayacak hem de maliyet açısından daha büyük bir bütçe gerektirecektir. Tabi ki her diş kök kanal tedavisi ile kurtarılamayabilir, ancak bunun kararını diş hekiminizle beraber vermeniz çok daha doğru olacaktır. Kök kanal tedavisi sırasında genel anestezi tercihi tercih edilebilir mi? Yoğun anksiyete duyan veya bazı sistemik hastalıkları olan hastalarda kök kanal tedavisi genel anestezi altında gerçekleştirilebilir, ancak bu durum çok nadirdir, kök kanal tedavisi çoğunlukla diş hekimi koltuğunda lokal anestezi ile ağrısız şekilde gerçekleştirilir. Diş hekimi korkusunu gidermeye neler yardımcı olur? Korkuyu diş hekiminizle paylaşmak muayene randevusunda yalnızca işlem hakkında konuşarak öncelikle güveni sağlamak. Düzenli olarak nefes egzersizleri yapmak.

İLETİŞİM BİLGİLERİ 02123223309 05428228107 Göktürk Merkez Mahallesi Camii Sokak Nef 04 Sitesi GöktürkEyüpsultan/İstanbul


doğal mineralli su

www.buzdagisu.com.tr www.buzdagisu.com.tr

// BuzdagiSu BuzdagiSu

Göktürk Göktürk- Kemerburgaz - Kemerburgaz Bayii Bayii Sipariş SiparişHatları Hatları 0212 0212322 32280805858 0544 0544741 74174740505


SAĞLIK

İrem Murdan

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİZİ NASIL GÜÇLENDİRİRSİNİZ ? Tüm uzmanların deşiği gibi ellerini günde 10 kez yıkıyorsun ve yüzüne dokunmayı bıraktın. Sağlığınızı iyileştirmek ve hataları önlemek için başka neler yapabilirsiniz? Uzun bir kış dönemi oldu havalar hala soğuk. Güneş yüzünü bir gösteriyor bir tamamen derinliklerde kayboluyor. Sabah akşam değişen hava sıcaklıkları sayesinde herkesin soğuk algınlığı vardı şimdi üzerine bir de korana virüs salgını eklendi. Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek artık daha acil bir durum, ancak daha fazla portakal yemenin ve en iyisini ummanın ötesinde başka neler yapabiliriz? BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ TANIYALIM Manchester Üniversitesi›nde bir immünoloji profesörü olan Sheena Cruickshank, bağışıklık sisteminize nasıl bakacağınızı bilmek için, önce cephaneliğinizdeki silahları anlamanız gerektiğini söylüyor. Daha önce hiç tanışmadığın bir mikropla temas ettiğinde vücuduna girmesini durdurmak için; deri, bunun yanı sıra mukus ve Mikrobiyom (hücre içi ve dışında yaşayan tahmini 100tn mikrop) gibi çeşitli engeller vardır. Bunları aştığı durumlarda ise beyaz kan hücrelerimiz ve bağışıklık hücrelerimiz(makrofaj) ile mücadele etmesi gerekir. Bazen aksaklıklar olabilir, yeni tanıştığın mikroorganizma tüm bu sistemleri alt edebilir. Bunun önüne geçebilmek için hayat tarzı değişikliğine gitmeli; -açık havada yürüyüş ve egzersiz yapmalı, -sigara ve alkolle arana mesafe koymalı, -ellerini sık yıkamalı, -uyku düzenine dikkat etmeli , -beslenmeni düzenleyerek sağlıklı hale getirmelisin.

76 98

DİYETİSYEN

BAĞIRSAK FLORANI ÇEŞİTLENDİR! Yaşlı insanlar ve alerji, astım, romatoid artrit ve diyabet gibi iltihaplanma ile karakterize olan hastalıkları olanlarda daha az çeşitli bağırsak mikrobiyomları olma eğilimi vardır. Bağırsak florasını beslemek için Cruickshank “çok miktarda lif içeren gıdalarla daha çeşitli bir diyet yemeyi” önerir. ****** GÜÇLÜ BAĞIŞIKLIK İÇİN ÖNCE MUTFAK! Bağışıklık sistemini güçlendirmek istiyorsan ilk adım doğru bir liste ile market alışverişi yapmak olmalıdır. C Vitamini içeren taze meyveler-sebzeler başta olmak üzere günlük en az 500gram sebze ve 500 gram meyve tüketimine dikkat etmelisin. Haftada 1 veya 2 defa alacağın meyve-sebzenin miktarını evdeki birey sayısını da dikkate alarak yapmayı unutmamalısın. Alışveriş listene ekleyerek; mutfağına şifa getirip, bağışıklığını kuvvetlendirecek bu süper besinlere bakacak olursak; Sarımsak; içeriğindeki allisin ile özellikle enfeksiyonların başlangıcında önemli bir koruma sağlıyor.

diyetisyeniremmurdan

Narenciye; içerdikleri bol C vitamini ile enfeksiyonlarla savaşın güçlü anahtarlarıdır. Greyfurt, portakal, mandalina, limon gibi turunçgilleri günlük menünüze ekleyeme özen gösterin Brokoli; içerdiği yüksek mineral ve vitamin içeriğine bol lifli yapısı da eklenince bir süper besin olarak karşımıza çıkıyor. Kırmızı biber; Kırmızı biber neredeyse 2 kat fazla c vitamini içeriği ve içerdiği beta-karotenle hem cilt hem göz sağlığımız için koruyucu hemde kuvvetli bir antioksidan olarak bağışıklık kuvvetlendiricidir Zencefil; Yoğurt / Kefir; Doğal kalsiyum içeriklerinin haricinde içerdikleri bakteri sayısı ve çeşitliliği ile bağırsak floramızı koruyarak bağışıklığımıza güç katarlar. Ispanak; Badem; Zerdeçal; Kivi; BAĞIŞIKLIK GÜÇLENDİREN ÇAY Akşam, ailenizle birlikte geçirdiğiniz vakitte zamanı nefis sıcacık bir çay ile bağışıklıklarına destek olmanın tam zamanı. Malzemeler · 1 çubuk tarçın · 5-6 karanfil · 1 adet kabuğu soyulmuş limon · Bir tutam ıhlamur · 2 fındık büyüklüğünde taze zencefil · 1 litre sıcak su Su hariç tüm malzemeleri demliğe alın. Suyu ayrı bir yerde kaynatıp demliğe boşaltın. Birkaç dakika demlenmesi için beklettikten sonra tüketebilirsiniz. 5 dakikadan çok demlenmesine izin vermeyin.


Mevlana

PİDE

Türk mutfağının geleneksel lezzetlerini kaliteli ürünleriyle harmanlayan Mevlana Pide, siz değerli müşterilerini Çeşmebaşı Caddesindeki mekanına bekliyor.

7 yıllık tecrübe Konya a Pideleri i Lahmacun Etli li Etmek Bıçak Arası Bıçak k Arası M ı Mevlana Mevlana Ve daha bir çok ür ün sizleri bekliyor.

Ustasıyla beraber 7 senelik tecrübesinin ardından Mevlana Pide’yi açmaya karar veren Ömer Serttaş: “Daha önce ustamızla beraber yedi sene başka yerlerde bu mesleği yapıyorduk. Belli bir süre sonra, ‘neden kendimizde bir yer açmayalım?’ diye düşündük. Daha kaliteli ürünler yapıp müşterilerimize sunmak istedik. Şuan Göktürk’ün Çeşmebaşı Caddesinde Mevlana Pide olarak yerimizi açtık. Burada Konya’nın pidelerini yapıyoruz. Bunun dışında lahmacun, etli ekmek, bıçak arası, bıçak arası Mevlana ve Mevlana gibi birçok ürünü yapıyoruz. Dil, paça ve mercimek çorbası yapıyoruz. Mercimek çorbamız kemik suyunda pişiyor. Son olarak tatlılarımız var künefe ve sütlaç olarak. Ürünlerimizde kaliteyi ön plana çıkararak etin ve unun en kalitelisini kullanıyoruz. Göktürk halkını ve müşterilerimizi dükkânımıza davet ediyoruz.” diye konuştu.

Çeşmebaşı Caddesi NO: 6C Göktürk - Eyüpsultan/ İstanbul

0212 322 51 03


RUHUN MU AÇ

YOKSA

BEDENİN Mİ?

DUYGUSAL AÇLIK VE GECE YEME SENDROMU İLE İLGİLİ THETAFİT UYGULAMASI BUGÜNLERDE İŞTAH VE KİLO PROBLEMİ YAŞIYORSAN THETAFIT UYGULAMASINI EVDE ONLINE OLARAK ALABİLİRSİN Gece yemek yeme, tatlı yeme sendromu yaşıyorsan, sürekli iştah problemin varsa Thetafit yöntemi ile bedenine format atabilirsin. Meltem Şarkışlalı’ nın uyguladığı yöntem ile tek seans sonrasında iştahınızın kapandığını, kilo vermeye başladığınızı hissedeceksiniz. Bu uygulamanın thetahealing uygulamasının bir versiyonu olarak kullanılmaktadır. Meltem Şarkışlalı ile kilo verme ve zayıflama için Thetafit yöntemi 2 yıldır MEL’s Slim Light merkezlerinde uygulanmaktadır. Eğitimlere ilginin büyük olması nedeniyle ön kayıtla başvurular alınmaktadır. Birçok başarılı danışanımız oldu ve hala yeni danışanlara hizmet vermeye devam ediyoruz. Theta Fit yöntemi bedeninizin, ruhunuzu ve bilincinizin ideal ritmini bulmanıza yardımcı olacak. İçimizdeki güzelliği keşfetmemizi sağlayacak harika bir yöntemdir. Bu yöntem dünyada kullanılan en gözde ve bilinçaltında oluşturduğunuz olumsuz kodlamaları dönüştüren, bedenimizi ve ruhumuzu sağlıklı tutmak amacı ile kullanılan sistemlerden en etkili olanlardan bir tanesidir. Thetafit ile ne istersen o olabilirsin. Vücudunu ve beynini istediğin gibi programlayabilirsin. Zayıflamak mı istiyorsun? Bölgesel incelmek mi istiyorsun? Theta Fit ile bedenine format atabilirsin! Örneğin; ‘Metabolizmam hızlı değil programını, metabolizmam hızlanabilir bu mümkün ve güvenlidir. Bunu kabul ediyorum. İzin veriyorum. Bunu yaşamak hakkımdır.’ programını Meltem Şarkışlalı ile Theta frekansında kişiye yüklediğimizde kişinin duygu durumu değişir, eskiden iki porsiyonla doyarken, yarım porsiyon bile yeterli olabilir. Bunun nedeni yemeğe yüklediğiniz anlam değiştiği içindir. Beden ve bilinçaltı bir bütündür. Theta, beyin dalgalanmasına verilen isimdir. Kuantum mantığı ile çalışan yöntemin ilk kuralı “Şahit Olma” işlemidir. Hayatınızdaki değişikliklerin farkına vardığınızda, nasıl mutlu olduğunuzda ve iyileştiğinize şahit olduğunuzda bu felsefe amacına ulaşmış olur. Bilinçaltınızı kontrol ederek günlük hayatınıza yansıttığınızda işlem başarılı olacaktır. Theta Fit Programı hangi konularda etkilidir? Theta Fit Programıyla aslında aklınıza gelebilecek pek çok konuyla ilgili çalışma yapılabilir. Bunlardan bazıları; sevgisizlik, ilgisizlik, ilişki bağımlılığı, depresyon, yeme bozuklukları, duygusal açlık gibi olumsuz programları dönüştürür. Kişinin seanstan sonra karbonhidrat ve şeker isteği azalır. Meltem Şarkışlalı ile bazı duygulara göre his yüklemeleri;

78 100

Meltem Şarkışlalı


YEMEKLE İLGİLİ HİS YÜKLEMELERİ - Daha az yemek yemenin nasıl hissedildiğini biliyorum - Doğru beslenmenin tanımını anlıyorum - Nasıl doğru besleneceğimi biliyorum - Her şeyin yaratıcısının doğru beslenme perspektifini biliyorum - Bunun mümkün ve güvenli olduğunu biliyorum - Buna izinli olduğumu zaten öyle olduğunu biliyorum

GÜZELLİKLE İLGİLİ HİS YÜKLEMELERİ - Güzel olmanın nasıl hissedildiğini biliyorum - Günlük hayatımı güzellik içinde nasıl yaşayacağımı biliyorum - Güzel olmanın mümkün olduğunu biliyorum - Çekici ve ince olmanın tanımını anlıyorum - Çekici ve ince olmanın mümkün olduğunu biliyorum - İlişkide kendimi güvende hissederim - Diğerleriyle birlikte kendimi güvende hissederim - Bunun mümkün ve güvenli olduğunu - Zaten öyle olduğunu - Buna izinli olduğumu - Bunu hak ettiğimi biliyorum

Karantina günlerinde evde kal ama evde kilo alma Thetafit programı ile ilgili detaylı bilgi için instagramdan meltemsarkislaliofficial hesabıyla iletişime geçebilirsiniz.

Meltem Şarkışlalı instagram iletişim: meltemsarkislalis Diğer hizmetler ve bilgi için melsslimlight ya da www.meltemsarkislali.com.tr

Meltem Şarkışlalı Kimdir?

E

kranların beğeniyle izlenen sağlık programı yapımcısı ve sunucusu Meltem Şarkışlalı Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema bölümünden mezundur. Meltem Şarkışlalı daha sonra Marmara Üniversitesinde Halkla İlişkiler Bölümünde master yapmıştır. Bunların yanında TORINO AKADEMİSİNDE beslenme üzerine İtalya’da Dr. Fabrizzio

Didonna ile birlikte 3 yıl boyunca, çalışmalar yaptı, DAVRANIŞÇI TERAPİ ÖĞRETİSİ İLE HAFİFLEME VE BESLENME EĞİTİMİ konularında eğitim aldı. Tasarım öğretisi yapmaktadır. Kişilere kilo verdirme konusunda da uzmanlaşmış durumda. Ayrıca İtalya’da ve Dr. Bauman Leyla İnanır’dan estetik konusunda sertifikalar aldı. Ayrıca Yeni Yüz Yıl Üniversitesi Beslenme Diyet Bölümü 2 yıl eğitim

sertifikası almış, Kiriv Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik mezunudur. Televizyonculuk kariyerinde birçok ulusal kanalda sağlık ve estetik programları hazırladı ve sundu. Şuan kurduğu MEL’s Slim Light güzellik merkezlerinde zayıflama ve güzellik uzmanı olarak detox, bilinçaltı zayıflama, thetafit, theta healing, cilt bakımları, selülit bakımları, bölgesel incelme, soğuk lipoliz, kilo verme, çatlak uygulamaları ve diyetisyen ekibi ile birlikte diyet konusunda danışanlara hizmet vermektedir.


ATOM SEVİYESİNDE TARAMA VE DENGELEME ‘Geleceğin Sağlığını Tasarlıyoruz’ projesi ile Well World Markasının Medikal Direktörü Dr.Burak Tuncer ile Söyleşimiz; ◊ Burak Tuncer’i kısa olarak tanıyabilir Yeni Markanız Well ◊ Yeni miyiz? Markanız Well World projeWorld projenizinhikayesini başlangıç öğrenebilir hikayesini nizin başlangıç öğrenebilir miyiz? miyiz? - Projenin temelleri, Türkiye’de 20 yıl önce sağlık turizmini başlatarak, 30 ülkeye ofis kurmuş, 100 ülkeden hasta getiren Türkiye’nin ilk Estetik ve Plastik Cerrahi Hastane Grubu Esteworld’ün Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mustafa Tuncer ve Medikal Direktör olarak benim liderliğimde 3 sene önce atılmıştır. ◊ Well World projemizin nerede kurulduğunu öğrenebilir miyiz? - İstanbul’da, Karadeniz’in kıyısında, % 91’i ormanlarla çevrili Şile’de 300.000 m2 alanda Sağlıklı Yaşam Dünyası, markamız “WELL WORLD” Kuruluyor! ◊ Peki Well World projeniz ile ilgili geniş bir bilgi alabilir miyiz? - Tabi ki de. Biz proje için çok heyecanla başladığımız bu yolda öncelikle inancımızın tam olduğunu belirtmek isterim. Detaylarını sizlere hemen anlatayım, çok kez duyduğumuz şey olan Bilim insanları, “İnsan ömrü uzuyor,” diyor ve verilerle de bunu kanıtlıyor. Fakat biliyorsunuz ki insanlara uzun yaşamak yetmiyor, bir de bu süreyi sağlıklı tamamlamak gerekiyor. WELL WORLD projesi bunun mümkün olabilmesi için geliştirilmiş, dünyada bu denli kapsamlı örneği olmayan, çok ayrıcalıklı ve multidisipliner bir modeldir. Biz Bütünsel İnsanlık yaklaşımını ele alarak, hastalık etkinliğini ortadan kaldırmak ya da buna karşı güçlendirici sistemler oluşturuyoruz. 3 temel ayak olan detaydan sizlere bahsedebiliriz. 1. MEDICAL WELLNESS Bu kısım WELL WORLD’ün en temel kısmını oluşturur. WELLNESS; BEDEN,

RUH ve ZİHİN sağlığını dengede tutma, koruma ve artırma temelli bir yaklaşımdır. Amerika kökenli olan bu kavram holistik, yani bütüncül ve dinamik bir sağlık anlayışını temsil eder. Wellness; rahatlatıcı masajlar, vücut bakımı, banyolar, spa, sağlıklı içecekler ve çaylar gibi yalnızca hedonik yaşama hizmet eden pasif uygulamalardan ibaret değildir. Wellness kavramının en önemli tarafı, bireyin kendi sağlığını korumaktan ve geliştirmekten kendisinin de sorumlu olmasıdır. Bizim için bireyler, tüm uygulamalarda aktif rol oynamalı, istekli olmalı, öğrenmeli ve bu disiplini bir yaşam stili haline getirmelidir. Çünkü ‘iyi olma ve iyi kalma hali’ yalnızca sürdürülebilir olduğunda işe yarar. Wellnes başlığımızın altında da 3 önemli yaklaşım mevcuttur; A. ATOM SEVİYESİNDE TARAMA VE DENGELEME Mucit Nikola Tesla’nın dediği gibi “Eğer evrenin sırrını çözmek

istiyorsanız; enerji, frekans ve titreşim üzerine düşünün.” En önemli bilim insanlarından Nicola Tesla, yıllar önce alternatif akım, kablosuz elektrik ve jeneratör gibi icatlarını bu 3’lüye odaklanarak gerçekleştirmiştir. Bizde Well World olarak detaylı tarama yaparak başlıyoruz. Bu taramada en küçük birim olan atom seviyesini ele alıyoruz. Bu teknoloji, hastalıkları henüz atom seviyesindeyken fark etme imkânı sağlıyor. ◊ Anlatmış olduğunuz Atom seviyesinde taramanın bize faydalarını sıralamanızı rica edebilir miyiz? - Burda insanın en küçük birimi atoma eriştiğimiz için faydası oldukça büyük, Erken Teşhis Potansiyeli! Olası Hastalıklara Karşı Önlem Alma Şansı! Well World olarak bununla da sınırlı kalmıyor, Holistik Wellness Taramalarla da bu bilgiyi destekliyoruz.


◊ Dosyanız da bir diğer yaklaşım olan Gümüş Havuzlar’dan bahsediliyor. Merak uyandırıcı bir durum, rica etsek konudan bahsedebilir misiniz? Elbette, bir diğer önemli unsur Collaidal Silver Havuzlar. B.COLLOIDAL SILVER (GÜMÜŞ) HAVUZLAR - İsviçre'den getirdiğimiz gümüşleri laboratuvarda kolloidal hale getiriyoruz. Kolloidal gümüş suyu, Amerika’da 1930’ların ortalarına kadar enfeksiyonlarla savaşan yaygın bir antibiyotik tedavisi olarak kullanılmıştır. Gümüş, tarihte bilinen en eski antimikrobiyaldir. Birçok patojeni eş zamanlı olarak yok edebilme özelliğine sahiptir. Antibakteriyel, antivirüs, antifungal (Mantar önleyici) ve aynı zamanda çok güçlü bir antienflamatuar (enfeksiyon giderici) olarak bilinir. ◊ Wellness kısmının 3. Unsuru olan Piramit ile ilgili de merakımızı giderebilir misiniz? - Logomuz da da görmüş olduğunuz üzere piramit etkisinin çok öenmli olduğunu belirtmek isterim. C. PİRAMİT TERAPİ Piramit doğru konumlandığı ve doğru materyal kullanıldığı takdirde şekli gereği önemli bir manyetik enerji alanı oluşturuyor. Bu kozmik enerji alanı, yüzyıllar evvel Mısırlılar tarafından “ Pyramid Healing” (Piramit Şifası) olarak keşfedilmiş, daha sonra dünyanın pek çok farklı yerinde kullanılmıştır. Optimal hesaplamalarla inşa ettiğimiz bu yapı, iç içe geçmiş iki piramitten oluşturulmuş ve manyetik kuzeye göre hizalanmıştır. Piramit geometrik şekil, terapötik enerjileri saklama ve yayma özelliğine sahiptir. Ölçek olarak da dünyanın en büyük ikinci Model Piramididir. Yine dünyanın en büyük model piramidi de projemizde olacaktır. Piramidin enerji merkezinden, Kuvars taşları ile su akmakta. Böylece suyun bilimsel olarak da kanıtlanmış kopyalama özelliğinden hem fiziksel hem de zihinsel boyutta faydalanılmaktadır. Yerden ve gökyüzünden gelen pozitif ışınların oluşturduğu ve manyetik alan sayesinde vücudumuzun % 75’ini oluşturan su, içindeki kristalleri düzenler. Günümüzde tedavi nitelikli taşların başında gelmektedir. Kişinin çevresinde oluşan negatif enerjiyi yok eder, pozitif enerjiyi toplar, aktif hale getirir ve aynı zamanda da biriktirir. Piramit enerjisi terapisi ile daha az stres, daha kaliteli uyku, daha açık bilinç ve net bir odaklanma mümkündür.

◊ Well Clinic kısmı sanırım EsteWorld ile yapmış olduğunuz ve burda da devamını sağlayacağınız bir birim olarak görüyorum. Yoksa bu projede ilaveler var mıdır? 2.WELL CLINIC (Aesthetic & Longevity) Bu bölüm, Medical Wellness bölümüyle hem bağlantılı hem de özerk yapılı alanlardır. WELL CLINIC estetik ve sağlıklı uzun yaşama (longevity) dair tedavi ve terapiler sunmaktadır. Aynı zamanda yaşam kalitesini EN SIK BOZAN, ancak tedavisi için birimine EN AZ RASTLANAN ya da HİÇ RASTLANMAYAN özel birimlerden oluşan bir kliniktir. WELL CLINIC’te Yer Alacak Branşlardan Bazıları: Golden Phi Method Insomnia (Uyku Bozukluğu) Algoloji (Ağrı Tedavisi) Psikosomatik Hastalıklar Diyabet Ünitesi Özellikli Nutrition Dermatoloji Kök Hücre Tedavileri Healthy Aging Plastik Cerrahi Saç Tedavileri Medikal Estetik Vücut Şekillendirme ◊ Well Food alanın hem lokasyon olarak bulunmuş olduğunuz yerden kaynaklı avantajlı olduğunuzu görüyoruz. Sanırım üretim ile tüketimin de direkt bazlı olacağını görüyoruz. Well Food ile ilgili bilgi verebilir misiniz? - Aslında Şile doğası açısından İstanbul için çok değerli bir lokasyonda bulunuyor. Karadeniz’e kıyısı olan, %91’i ormanla çevrili Şile aynı zamanda toprağı tarım açısından her mevsim bereketli yapıya sahiptir. Sera anlamında bilgimizin çok eskiye dayandığını da belirtmek isteriz. Ayrıca orada yaşayan halk içinde istihdam oluşturmuş olacağız. 3.WELL FOOD Yediğimiz şeye dönüştüğümüz gerçeğini artık hepimiz biliyoruz. Tüm avantajları ve Türk ekonomisine ve yöre halkına katkısı da göz önünde bulundurularak, bölgenin zaten hali hazırda yaptığı organik tarım ürünleri de WELL WORLD projesine dâhil edilerek WELL FOOD alanımızı oluşturacak. Şile’nin kendi yeraltı kaynak suları ile oluşturulacak seralarımız sayesinde muzu bile dalından koparıp yeme

fırsatını yakalayacaksınız. 1Well World Medical Wellness ile ilgili kaç programınız mevcuttur? 9 programdan oluşan kürlerimiz mevcuttur, bunlar; MEDICAL WELLNESS PROGRAMLARI · “B’WELL” PROGRAM: Well World’ün temel programıdır. Temel bir tarama içerir. En az 4 gün konaklama gerektiren, holistik bir wellness protokolü sunan, kısa sürede etkin sonuç veren bir programdır. · “B’YOUNGER” PROGRAM: Antiaging uygulamaların ağırlıklı olduğu bir programdır. Non-invasive uygulamalar içerir. Hem içeriden hem dışarıdan ‘geriye yaşlanmayı’ amaçlar. · “B’RECHARGE” PROGRAM: Özellikle bir anti-stres ve detoksifikasyon programıdır. · “B’LIGHT” PROGRAM: Vücut kitle endeksi ortalamanın üzerinde olup, sağlıklı kilo vermek isteyenlerin tercih edebileceği bir programdır. ·”B’ REBALANCE” PROGRAM: Bedenen, zihnen ve ruhen arınma ve dengelenmeyi amaçlar. Odaklanmayı, zihinsel kapasite ve farkındalık seviyesini yükseltmeyi amaçlayan bir programdır. · WELL LONGEVITY PROGRAM: Sağlıklı uzun ömürlülük esasına dayanır. Bu program, lifelong accomadation (yaşam boyu konaklama) misafirlerine özel bir programdır. Süreklilik gerektirir. · JR. WELL PROGRAM: 3-12 yaş misafirlerimiz için özel olarak geliştirdiğimiz bir programdır. Sağlıklı yaşam bilincinin erken yaşta hayat biçimi haline getirilmesine yardımcı aktivite ve uygulamalar içerir. · LONG WEEKEND PROGRAM: Perşembe günü başlayıp pazar gününe kadar süren bir konaklama sistemi içerir. Buna uygun 4 günlük efektif bir programdan oluşur. · DIGESTIVE WELLNESS PROGRAM: Sindirim sistemindeki sorunların düzeltilmesini hedefleyen bir programdır. Ne yediğimiz kadar neyi sindirebildiğimiz de çok önemlidir. Sindirimi sanata çeviren bir programdır.

www.thewellworld.com İstanbul: 0216 443 55 69 / Şile: 0216 711 35 35 Instagram / Facebook logo ile WellWorldMedicalWellness Twitter logo ile WellWorldWell


DOĞAL LEZEET TOPLARI DONDURMACCİ İLE GÖKTÜRK’TE 70’li yıllarda onlu yaşlarında bir çocuk sıcak yaz günlerinde kulağı sokakta bir satıcı nidasını beklerdi “DONDURRMACCİİİİİ”! Kaymak, limon ve kakao bu aşkın en saf en katkısız haliydi... İşte o günlerde başlayan platonik bir sevdanın, bugün ilan-ı aşkıdır “DONDURMACCİ”. Günümüz toplumunun doğala dönme ve gıdasına sahip çıkma ihtiyacına bir cevap olarak; tadı mazide , tınısı kulağımızda kalan o saf ve doğal dondurmayı günümüze taşıma çabasıdır “DONDURMACCİ”

ÜRETİM Dondumacci kendilerinin ve çocuklarının yiyebileceği üretimi ve kendilerini geliştirme çabasıyla 10 yıldır faaliyet gösteriyor. Ari sertifikalı bir çiftlikten tedarik ettiklerini sütü, antibiyotik ve hijyenik testler sonrası pastörize ediyor. Üretimde salep, keçiboynuzu çekirdeği tozu ve pektin gibi doğal ürünler kullanan Dondurmacci, aromolarını meyve, yemiş ve baharatlardan kendisi üretiyor. Gıda aroması kullanmıyorlar. Ürünler renklerini kullanılan doğal ürünlerden alıyor. Şeker olarak %100 pancar şekeri kullanılıyor. Turkiye’de ilk defa Stevia kullanarak “Light” dondurma üretimini gerçekleştirdi. Glisemik endeksi çok düşük ve kan şekerini yükseltmeyen dondurma ve sorbeleri özel müşterileriyle buluşuyor. Sorbeleri mevsiminde yapılan ve en az %50 meyve içeren ve aynı zamanda da vegan ürünler. Ayrıca vegan dondurmaları soya ve badem sütünden üretiliyor. Sporcular yönelik protein dondurmaları da mevcut.

SERTİFİKALAR HACCEP ISO 22000 Ayrıca ; süreçler “TESTO DIGITAL HIJYEN KONTROL SİSTEMLERİ “ ile kayıt ve kontrol altına alınmaktadır.


İstanbul Caddesi Arcadium Life 2 No. 26 Dükkan No:20(Arcadium Life Çarşı) Göktürk - Eyüpsultan/ İstanbul 0212 322 81 80

dondurmacci.com dondurmacci


FOTOĞRAF: OĞUZHAN FİDAN

İLKER AYRIK

106 84


Röportaj ÜMİT ÖNER

EVİNİZİN KONUĞU AİLENİZİN SUNUCUSU Sunucusu olduğu Yaparsın Aşkım ile evlerimize konuk olan İlker Ayrık ile boğazda yer alan Beylerbeyi’ndeki şahane ofisinde, kendisinin de kurucularından olduğu Pervasız Yapım, Yaparsın Aşkım ve diğer projeleri üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. İlker Bey merhaba, sizinle bu röportajı boğazda, Beylerbeyi’ndeki şahane ofisinizde yapıyoruz, bizi ağırladığınız için teşekkür ediyoruz… Ben teşekkür ediyorum, hoş geldiniz. Burası zamanında Beylerbeyi Sarayı’nın bahçıvanının oturduğu bir köşkmüş. Taşınmadan önce biz de orijinal haline sadık kalarak tadilatımızı yaptık ve Pervasız Yapım olarak çalışmalarımıza başladık…

◊ Pervasız Yapım demişken biraz bahsedelim mi? - Tabi, Pervasız Yapım benim de ortaklarından biri olduğum M. Serdar Fırat ve Serhat Sarı ile 3 ortak kurduğumuz yapım şirketimiz. Logomuz uçurtma uçuran çocuk saflığı ve temizliği; uçurtmanın yedi renkten oluşan kuyruğundaki her renk, sanatın yedi rengini temsil ediyor… Pervasız Yapım; kurulduğu günden beri pek televizyon programı, sinema filmi prodüksiyonları, tiyatro oyunu prodüksiyonu, müzik prodüksiyonu gibi içerikler üretip, yapımlarını üstlenmiş bir şirket…


“TELEVİZYON İŞİ BİR LABORATUVAR İŞİ” ◊ Yani işin mutfağında da varsınız? Aynen öyle, sonuç olarak televizyon işi bir laboratuvar işi, özellikle de bizim gibi içeriklerini kendi üreten şirketler için. Orijinal %100 yerli üretim formatlar hazırlayan değerli bir ekibimiz var. Bu işin ticareti kadar, üretim misyonumuz da var. Bu sebeple şirket bünyesinde bu amaca hizmet eden çok başarılı bir içerik ekibimiz var. Onlar sürekli arayışta; fikir üretiyor, demolar çekiyor, analizler yapıyorlar. Bunun dışında şirketimizde elliye yakın sabit çalışanımız var. Mesela çekim günlerimizde Yaparsın Aşkım için söylemek gerekirse; bizim için çalışan kişi sayısı, iki yüze ulaşıyordur…

86 108


“SEYİRCİMLE KURDUĞUM BAĞ ÇOK DEĞERLİ” ◊ İlker Ayrık televizyon izleyicisinin tereddütsüz evine konuk aldığı, aileden saydığı biri bunu neye borçlusunuz? Öncelikle bu takdir seyircinin, bana sadece bununla gurur duymak düşer. Biliyorum ki bu takdiri kazanmak kolay değil; emek istiyor, samimi olmayı gerektiriyor. Bu bağı seyircilerimle kurmuş olmak çok değerli. Bana ve ekibime daha fazla çalışmayı, bu itimada layık olmayı işaret ediyor ki sanırım bu en iyi yaptığımız şey, zorlanacağımızı düşünmüyorum

“SEYİRCİLER BENİ AİLERİNDEN BİRİ GİBİ GÖRÜYOR” ◊ Yaparsın Aşkım efsanesiyle başlayalım mı? Bizim evden örnek vereyim. Fox’ta “Yaparsın Aşkım” varsa o gece bizim evde hayat duruyor, nedir bu işin sırrı? Valla Ümit’ciğim yukarıdaki soruda aslında sen de bahsettin; ilk sebebi beni ailelerinden biri gibi görmeleri olabilir. İkinci ve en önemli sebep de izleyen her ailenin, yarışmacı ailelerden birisi olma ihtimali, kendi ailesinden bir şeyler bulması. Yani ailece evde oturmuş Yaparsın Aşkım izliyorsunuz, orada yarışan yarışmacı çiftlerin her anlattığı muhtemelen sizin ailenizde olmuş, olabilecek konular. İzlerken evinizde siz de bu konular hakkında konuşuyor, tartışıyor, eğleniyorsunuz. Birbirinden eğlenceli onlarca oyunu evinizde deniyor, belki başka bir aileye meydan okuyorsunuz. Meydan okuma demişken; geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım söyledi programın sıkı izleyicisi olan iki aile sosyal medya üzerinden Yaparsın Aşkım oyunlarıyla birbirlerine meydan okuyarak bir akım başlatmış… Artık sosyal medyada meydan okumalar çok meşhur. Sanırım Yaparsın Aşkım oyunları da bu aktiviteler için çok uygun


Hatta eğer stüdyoda yarışmacı Ne demek Ümit’ciğim her zaman, filminizin vizyona girmesine 2 gün olmak istiyorsanız bu videoları bizi keyifle … kala korona virüs salgını ortaya çıktı etiketleyerek paylaştığınızda kolayca ◊ Pervasız tiyatro olarak, bir ve vizyon ertelendi? yarışmaya başvurabiliyorsunuz. Türk tiyatrosu klasiği Keşanlı ali Evet maalesef ülkemiz ve tüm ◊ İnsanlar sokakta görünce size Destanı’nı oynuyorsunuz biraz dünya çok zor bir süreçten geçiyor, nasıl davranıyor, en çok ne soruyor? bahseder misiniz? bu süreci umarım tüm insanlık, Sağ olsunlar rahatlıkla hal Keşanlı Ali Destanı Haldun olabilecek en az zararla atlatır, hatır sorup, iletişim kurmakta Taner’in yazdığı, müziklerini Yalçın temennimiz bu yönde… zorlanmıyorlar. Selfie çekenler, Tura’nın yaptığı, Türk tiyatrosunun İnsanların bu durumla karşı yanımda görüntülü arama yapıp göz bebeği, ülkemizi dünyanın pek karşıya kaldığı bir ortamda filmi eşiyle mutluluğunu paylaşanlar… çok ülkesinde temsil etmiş, tabiri vizyona sokmayı inanın bir dakika Bunlar beni de çok mutlu ediyor… caizse milli bir oyunumuz… bile düşünmedik. Hemen hemen gittiğim her ortamda İlk kez 1964 yılında Gülriz Sururi Bu bizim ikinci filmimiz inşallah yarışmaya başvurmuş birileri kesin ve Engin Cezzar‘ın başrollerini daha nice filmlerimiz de olur, yeter oluyor ve başvuru durumlarını ki sağlık olsun. Müstakbel Damat bu oynamış olduğu Keşanlı Ali soruyorlar, bu konuda doğal olarak Destanı sonrasında da defalarca süreç atlatıldığında vizyona girecek cevap veremiyorum. Malum müthiş ve inanıyorum ki insanlara çok moral sahnelendi… bir başvuru sayısı ve bunları Ben ve ortaklarım Serhat, verecek harika bir film. değerlendiren, hakkaniyetli seçimler ◊ Bu süreci atlattıktan sonra filmle Serdar ve Aykut için oyunun yapmak için çok sistemli çalışan bir hakkını vererek, o ihtişamlı haliyle ilgili de harika bir röportajın sözünü kast departmanımız var … sahneleyebilme fikri; çok heyecan alalım o zaman? Bana en çok sorulan soruysa, verici bir o kadar da cesaret isteyen Arabayı gerçekten veriyor bir karardı. musunuz? Yıllardır bu soruyu Oyunu yapmaya karar verdikten hep sordular ve ben sonra ilk işimiz rejisini Keşanlı hep dedim ki elbette Ali Destanı’nı daha önce 2 kez veriyoruz ‘’Çünkü Ben daha yönetmiş olan Yücel Erten Sizi Tutuyorum’’ hocamıza teslim etmek oldu. ◊ Yaparsın ◊ Keşanlı Ali’yi sizin Aşkım’a başvurular oynadığınızı biliyoruz oyuncu nasıl oluyor, nasıl kadrosundan bahsedebilir Böylesine büyük prodüksiyonlu bir oyunu yapmak hele hele değerlendiriliyor? miyiz? bu dönemde hiç kolay değil sizi tebrik ediyorum… Çeşitli başvuru Birce Akalay, Aykut Ben ve ortaklarım tiyatroya yapılan yatırımı ticari amaçlı dükanallarımız Taşkın, Köksal Engür, şünmüyoruz, hepimizin yolu tiyatrodan geçti, geçiyor ve her var, Fox’un Meral Çetinkaya, Nilgün zaman da geçecek. Biz profesyonel hayatımızdan kazandığımız resmi internet Kasapbaşoğlu, Hilmi Özçelik, parayla tiyatroya yatırım yapmayı, tiyatroyu ayakta tutmaya sitesinden form Cem Cücenoğlu, Ayhan katkıda bulunmayı bize bu yolu açan tiyatro için bir misyon doldurabilirler Anıl, Burak Şentürk gibi çok ve hizmet olarak görüyoruz. Belki zarar ediyoruz ayrıca Yaparsın değerli bir oyuncu kadrosuyla ama gönlümüz de içimiz de rahat… Aşkım resmi çalışıyoruz. Instagram hesabını etiketleyerek, programda oynanan herhangi bir oyunu deneyip paylaşabilirler, Harikasınız, 20 Şubat’ta şu günleri atlattıktan sonra yine bunu da başvuru sayıyoruz. prömiyer yapan oyununuz, bu Maslak Tim Show Center’da Pervasız Yapım kast ekibi geniş bir tarihten sonra sahnelendiği tüm izlenebilecek ve yine sağlıklı tarama yapıyor ve programa uygun seanslarını kapalı gişe oynadı. günlerle birlikte turne planı gördüğü çiftleri ikinci aşama için Fakat içinde bulunduğumuz yapmayı da planlıyoruz. şirketimize davet ederek yüz yüze malum dönemde maalesef Size içten cevaplarınız için mülakat yapıyor bu mülakatlar sahnenizi kapattınız. Bu teşekkür ediyoruz, aileniz ve sonucunda uygun olan çiftler final dönem bittiğinde oyun nerede Pervasız Yapım ailesi olarak sağlıklı değerlendirmesine tabi tutuluyor izlenebilecek… günler diliyoruz… ve seçimler gerçekleşmiş oluyor. Oyunun çok ilgi gördüğü Ümit’ciğim ben de derginize Sonra da onları stüdyomuzda misafir doğrudur, sergilendiği günden beri konuk ettiğiniz çok teşekkür ediyoruz, hem birlikte muhteşem tiyatro seyircisinin büyük ilgisiyle ediyorum, samimi bir röportajdı… bir an sahibi oluyoruz hem de her karşılaştık, sağolsunlar… Ama Umarım kısa zamanda ülkemiz ve bölüm bir çifte sıfır km bir araba maalesef yine korona yüzünden tüm dünya sağlıklı günlerine geri armağan ediyoruz … oyunun da gösterimini durdurduk. döner. Çok güzel bir dergisiniz ◊ Biraz da sinemadan bahsedelim Keşanlı Ali Destanı, sağlıkla ‘’BEN SİZİ OKUYORUM’’ mi? Müstakbel Damat sinema

“TİYATROYA KATKIDA BULUNMAK BENİM İÇİN BİR MİSYON VE HİZMET”

YAŞASIN TİYATRO…

110



Bolluca Mahallesi Mavi Göl Cad. No:22 Arnavutköy/İstanbul 0212 322 79 91 - 0532 261 81 14 worldhavuz.com tuzklorjenerator.com worldhavuz


UYGULAMA ADIMLARI

1

TUZ KLOR JENERATÖRÜNÜN AVANTAJLARI

-

Normal filtrasyon devam ederken, gerekli Serbest Klor, özel elektroliz hücresinde oluşturulur ve havuz besleme hattından havuz suyuna gönderilir.

2

Bu sayede bakteri ve virüsler bertaraf edilir,suyun berrak,temiz ve hijyenik olması sağlanır. Sistem Otomatik olarak çalışır, Kontrol Modülündeki uyarı ışıklarına göre gerektiği zaman, havuz suyuna az miktarda TUZ ilave edilmesi,sürekli dezenfeksiyonun sağlanması için yeterlidir.

-

Tuzlu Su –Klor Jeneratörü ile üretilen klor ,diğer klorlu bileşikler gibi suyun, pH, Alkalinite ve Kalsiyum sertliği değerlerini etkilemez,daha ekonomiktir ve su dengesini sağlamak daha kolaydır.

-

Yeni teknoloji Rutenyum kaplı Titanyum Plakalı özel elektroliz hücresi sayesinde plakalar etrafında Fosfat ve Kalsiyum birikintisi oluşmaz. Bütün havuz sularında olduğu gibi suyun pH değeri özenle 7,2-7,6 aralığında tutulmalıdır.

20 YIL DENEYİM )

Yasam alanlarınıza deger katıyoruz ,

3

Hiç TUZ eklenmemiş olan havuz suları için, havuzun su hacmine göre gerekli TUZ miktarı 4 kg/m³ olacak şekilde hesap edilerek ilave edilir.

Elektroliz Hücresi Filtreden çıkıp havuza dönen besleme hattı üzerinde en son noktaya (varsa ısıtıcıdan sonra) 2 adet 90° kapalı dirsek yardımıyla monte edilir. Kontrol Modülü Elektroliz hücresine yakın bir yere monte edilir. Filtrasyonla beraber çalışması için ana kumanda panosunda zaman saatine veya filtrasyon pompasına paralel elektrik bağlantısı yapılır.

. Proje . Bakım . Tadilat . Montaj . Taahhüt . İzolasyon . Filtrasyon

HİZMETLER


GURME

PIRASALI KIRMA Tüm dünya zorlu bir sınavda gibiyiz. Saygı göstermeden sorumsuzca kullandığımız doğa bizden intikam alıyor sanki. Tüm ülkeler bu zorlu süreci yönetip en az zararla atlatma mücadelesi veriyor. Birey olarak bize de düşen görevler var. Öncelikle kendimizin, sonra yakın çevremiz olmak üzere herkesin sağlığı için hijyenimize ve temizlik kurallarına çok dikkat etmeliyiz. Düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve sosyal izolasyona dikkat ederek bu süreci geçirmeliyiz. Kış bitmek üzere, bahar yaklaşıyor. Isırgan demetleri tezgahlarda görülmeye başladı. Pırasa ve ıspanakta henüz bulunuyorken sevgili kayın validemden öğrendiğim güzel bir muhacir ekmeği reçetesi paylaşacağım. Bol otlu, bağışıklık sistemini destekleyen, lezzetli bir tarif. Pırasalı Karma.

sevinjoy

114 90

sevinjoy sevinjoy

Sevinç YILMAZ

GIDA MÜHENDİSİ

MALZEME ◊ 3 Adet pırasa ◊ 1 Bağ ıspanak LİSTESİ ◊ 1 Bağ ısırgan otu ◊ 1 Küçük boy çay bardağı zeytinyağı ◊ 1,5 Su bardağı mısır unu Pırasaları soyup, yıkayıp incecik halka şeklinde doğrayın. Ispanağı temizleyip tepe kısımlarını ayırıp ( derin dondurucuma kondu sonra değerlendirilecek) yaprakları incecik doğrayın. Eldiven ile kalın sap kısımlarını ayırarak ısırganı ayıklayıp yıkayın. İncecik doğrayın. Tüm sebzenin suyunu iyice süzüp geniş bir karıştırma kabına alın. Tuzu ekleyip ovun. Sebzeler suyunu salınca unları, baharatları ve yağı ekleyip iyice karıştırın. Ilık su ekleyerek kek hamurundan biraz daha yoğun bir hamur elde edin. Yağlanmış bir fırın kabına 2 cm’den daha kalın olmayacak şekilde döşeyin. Bir kaseye 2 kaşık buğday unu, ılık su ve biraz zeytinyağı alıp boza kıvamında bir bulamaç hazırlayıp tüm yüzeye elinizle sıvayın. Bu bulamaca İlme deniyor. Bu tarz ekmeklerin daha gevrek olup ve

◊ 1/2 Su bardağı buğday unu ◊ 1 Çay kaşığı tuz ◊ 1 tatlı kaşığı kuru nane ◊ 1 Çay kaşığı kekik ◊ Ilık su

kızarmasını sağlıyor. Ayrıca yüzeydeki otları kapatarak yanmalarına da engel oluyor. Hazırladığınız Karma’yı 180 derece sıcak fırına verip kızarana dek pişirin. ilme yapmadan tavada ocakta alt üst kızartarak pişirebilirsiniz. Ayrıca otları zevkinize ve mevsime göre çeşitlendirebilirsiniz.


! I ILD

Sevinç YILMAZ

MALZEME LİSTESİ

GIDA MÜHENDİSİ

Bu zeytinyağlı reçetesi tam bir sebze kokteyli. Tabanda rezene kullandım. Sevmiyorsanız ya da bulamazsanız halka pırasa veya piyazlık soğan da olur.

Göktürk Merkez Mh. Nazlı Sk. No:28/19 Eyüpsultan/İSTANBUL

◊ 4 Adet orta boy kereviz ◊ 1 Adet Rezene ◊ 1 Çay bardağı zeytinyağ ◊ 2 Havuç ◊ 1 Yeşil elma ◊ 1 Iri portakal suyu ◊ 2 mandalina suyu suyu ◊ 1 Tatlı kaşığı tuz tuz ◊ 1 Su bardağı su su ◊ Üzerini süslemek için dereotu

100 cl Yeni 70 cl Yeni 50 cl Yeni 35 cl Yeni 20 cl Yeni

En altta zeytinyağında yarım halka doğranmış rezene ve kerevizin yeşil saplarını soteleyin. Üzerine 1,5 cm. kalınlığında halka kereviz dilimlerini yerlestirin bir sıra. Bol rende havuç ve yeşil elmarendesini harmanlayıp kerevizleri örtecek kadar yerleştirin. Ikinci katı da aynı sıra ile yapın. 1 Büyük portakal, 2 mandalina suyu ve 1 su bardağı sıcak su ekleyip tuzunu ekleyin. Bitti. Önce yüksek ateşte kaynasın. Sonra en kısık ateşte sebzeler yumuşayana dek pişirin. Soğuyana dek tencerede dinlensin. Biraz daha zeytinyağı gezdirin üzerine. Servis tabağına önce kerevizleri alın kalan malzemeyi üzerine paylaştırın düzgünce. Ince kıyılmış dereotu ile süsleyin. Biraz seyredin, şükredin, afiyetle yiyin.

ZEYTİNYAĞLI REZENELİ KEREVİZ

0212 322 04 62 Mezesiz

5 Çeşit Meze + Meyve Tabağı

330 TL 230 TL 170 TL 130 TL 100 TL

390 TL 290 TL 230 TL 190 TL 160 TL

Not: Havuç, portakal ve mandalina suyunun şekeri çok yeterli ilave şeker eklemeyin. Elma mayhoş olursa çok güzel şekeri dengeler.

Afili Lezzetler Afili Fiyatlarla


Bir markanın doğuşu... MARKANIN OLUŞMA HİKAYESİ Kahveye duyulan tutku ile insanlara daima kendini iyi hissettirecek keyifli sıcacık bir ortam yaratma arzusunun birleşimi , bizlere Picculina’yı meydana getirme olanağı verdi. Bu sektör de yeni olmak ama işimizi diğer sektörlerde olduğu gibi bu sektörde de en iyi şekilde en dürüst şekilde yapıyor olmak bizlere acemilik çektirmedi.. En önemlisi Bunda Göktürk sakinlerinin katkısı çok fazla oldu. Geri dönüşlerin hep üst düzey olumlu olması, bizlere samimi bir şekilde kucak açılması işimizi daha ileriye taşıma fırsatı verdi. Ve bu pozitif durum gün geçtikçe katlanarak devam ediyor. Tecrübelerimizi onların samimi duyguları sayesinde geliştiriyoruz..Mevcut durumdan, insanların gönlünde ve hafızasında yer almış olmaktan son derece mutluyuz..

CORONA SONRASI ALINAN ÖNLEMLER Biz zaten tam da Pandemi dönemi kapılarımızı açtık. Fakat açılış gerçekleştirmeden bir takım kısıtlamalar geldi.

picculinacoffee

Bu durum bizleri çok fazla etkilemedi. Take Away satışlarımız ile mevcut durumda hizmetlerimizi sunabildik. Önlem konusunda bizlerde sadece şart koyulan kurallar ekstradan uygulandı. Sosyal mesafe dezenfektan ve maskeden bahsediyorum... Onun dışında zaten Picculina ‘ nın sahibesi olarak ben, ultra titizlikle hayatımı sürdürdüğüm gibi coffe house’m da ciddi hijyen uygulamaları ve kontrolleriyle gününü tamamlar. Bu şekilde, gerçek anlamda her alanda tertemiz bir ortamda hizmet almak benim en büyük handikapım olmuştur. Bu yüzde şuan insanlara bu koşullarda hizmet veriyor olmaktan çok memnunum..


İLERLEYEN DÖNEMLERDEKİ HEDEF Aslında ticari hedef ve kaygıdan çok, sosyal çevrenin memnuniyeti ile gönüller de kalmak, kalite ile anılmak en büyük arzum oldu kuruluşta... Dolayısıyla ileride ki hedefim de kuruluş arzum gibi, insanlara dürüst, kaliteli ve hafizada daimi yer eden hizmetlerimi hep bir adım ileriye taşıyarak devam ettirmek olacaktır elbette...


Size ve sevdiklerinize en iyi lezzetleri ulaştırabilmek adına titizlik ve hijyen kurallarına azami derecede özen gösteren Kuytu İşkembe, kalitesinden ödün vermediği menüsüyle 7 gün, 24 saat hizmet sunuyor.

98 118


Kuytu Kebap İskembe Özenli, sağlıklı ve kaliteli ürünleri misafirlerine hızlı bir biçimde sunmayı hedefleyen Kuytu Kebap İşkembe; menüsündeki çeşitlilikle dikkat çekiyor. İşkembe, mercimek, şırdan ince kıyma, damar, ayak paça, kelle paça ve daha birçok çorba çeşidinin yanı sıra nefis ve özenli ızgara çeşitlerini, tandır çeşitlerini, kebap çeşitlerini, dürümleri ve salataları damaklarınıza taşıyor. Tadını unutamayacağınız yemeklerin ardından Kuytu İşkembenin lezzet şölenini, tatlılarıyla devam ettirebilirsiniz.

Merkez Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi, Cami Sokak, Numara 7/A, Göktürk/ İstanbul

0212 322 20 40 kuytu_iskembe


MUSKA TÜRK MUTFAĞI GÖKTÜRK’TE AÇILDI


Standart esnaf lokantalarına yeni bir soluk getiren yeni nesil esnaf lokantası Muska Türk Mutfağı, Göktürk’te açıldı. Anadolu mutfağının güzide lezzetlerini deneyimli personelleriyle harmanlayan Muska Türk Mutfağı, kaliteli hizmet anlayışıyla misafirlerinin karşısına çıkıyor. Gerek nezih ortamı, gerek hijyenik hizmet anlayışıyla dikkatleri üzerine çeken Muska, bir esnaf lokantasında görebileceğiniz tüm yemekleri

menüsünde barındırıyor. Bunların yanı sıra sıcak ve samimi dekorasyonunu uygun fiyat perspektifiyle birleştirerek siz değerli misafirlerine kaliteli hizmet vermeyi hedefliyor. Muska Türk Mutfağı sahibi Kazım Çevik; “Göktürk’te İstanbul Caddesinde yeni bir atılım yaptık. Göktürk’te böyle bir açık gördük ve buraya modern esnaf lokantasını getirmek istedik. Amacımız burada her kesimden insana

hitap etmek. Herkesi yeni açtığımız mekânımıza bekliyoruz. Yemeklerimizden bahsedersek; bir esnaf lokantasında bulunabilecek her türlü sulu yemeğe sahibiz. Bunun yanında ızgara çeşitlerimiz var, ileriki dönemlerde döner çeşitlerimizle devam edeceğiz. Dediğimiz gibi amacımız burada sadece üst kesime hitap etmek değil, her türlü insana, her kesime hitap etmek. Herkesi Muska Türk Mutfağına bekliyoruz.”dedi. Göktürk Merkez Mahallesi, İstanbul Caddesi, Palms Residance 15. Dükkan Göktürk Eyüpsultan/İstanbul

muskagokturk


GAYANE YILDIZBAKAN Ben Gayane Yıldızbakan. Daha önceden bahsettiğim gibi Jinekoloji mezunuyum, fakat Ermenistan’da okuduğum için Türkiye’de görev alamadım. Anneannem eski yöntemler ve çok eski terkipler ile hazırladığı doğal ürünler ile şifacı olan bir kadındı. Ondan yararlı şeyler hazırlamayı öğrendim. Kendisi eski yöntemlere dayanarak, güzel formüller bularak birçok ürün geliştirdi. Ben de bu işe devam etme kararı aldım. Eşim aynı zamanda Herbalist. Ondan da yardım alarak kürler hazırlamaya başladım. Doğadan kendi ellerimle taze bitkiler toplayarak; özellikle KOAH hastalığı, akciğer kanseri, karaciğer kanseri, alerjik astım ve bronşit, şiddetli öksürme ve buna benzer birçok önemli hastalıklar için kürler hazırladım. Bu zamana kadar hazırlamış olduğum kürler bana %90 olumlu sonuçlar verdi. Şifa elbette Allah’tandır ama hazırlamış olduğum kürler hastalıkların geçmesine vesile oluyor, her şeyden önce geçeceğine inanmamız gerekiyor. Aynı zamanda, tamamen doğal kremler hazırlıyorum. Lekeler, kırışıklıklar, sedef ve egzama, mantar ve buna benzer... 6 yıldır Göktürk’teki şubemi yönetiyorum, 2019 Eylül ayından beri ise Reşitpaşa şubemiz hizmetinize açıktır... Ciltteki oluşan doğum, güneş, lazer ve yanık lekesine aynı zamanda ciltteki kırışıklıklarına iyi gelen, kaz ayağa bölgesini sıkılaştıran her cilt için uygun olan tamamen doğal bitkisel yağlardan yenilebilecek kadar doğal olan tüm cilt sorunlarınıza birebir fayda gösterecek olan ürünümüz cildinizi aynı zamanda 5 yaş gençleştirme özelliğine sahip olduğunu siz de fark edeceksiniz.

100 122

Tabiat ananın bize vermiş olduğu değerli ve özel bitkileri kendi ellerimle ormanda çayırda toplayıp extrait haline getirdim. Ürünlerimizin faydası çok fazla özellikle akciğer rahatsızlığına alt ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına çok faydalı olup aynı zamanda astım bronşit nefes darlığına öksürüğe faydalı ürünler bunların dışında diğer iç organlarımızda da karaciğer yağlanması böbrek ve idrar yolu enfeksiyonlarına çok fayda gösterdiğini gördük birçok müşterimize çevremize ve arkadaşlarımıza verdiğimizde geri dönüşümü çok iyi ve çok faydalı olduğunu gördük. Sizlerde Bu üründen faydalanmak istiyor iseniz bizimle iletişime geçiniz.


Göktürk Şubesi

Göktürk Mah. Çamlık Cad. No:18/C Eyüpsultan/Istanbul

Reşitpaşa Şubesi

Reşitpaşa Mah. Tuncay Artum Cad. No: 16 Sarıyer / İstanbul

hasimazer@gmail.com eylulbaharat_gayane eylulbaharat_gokturk 0535 597 59 83 0532 346 85 25


GÖKTÜRK DERGİSİ “2. YILIN ENLERİ ÖDÜL TÖRENİ” KEMER COUNTRY HOTEL’DE YAPILDI

“Göktürk Dergisi” imtiyaz sahibi Ümit ÖNER tarafından büyük bir özveriyle düzenlenen “Yılın Enleri Ödül Töreni” Merve AKINCI’nın sunumuyla 18 Şubat 2020’de Kemer Country Hotel’de yapıldı.

YILIN EN İYİ İLETİŞİMCİSİ

“Göktürk Dergisi”nin bu yıl ikincisini düzenlediği ‘‘Yılın Enleri Ödül Töreni’’ 18 Şubat 2020’de Kemer Country Hotel’de yapıldı. Kurulduğu ilk günden bu yana birbirinden renkli ve eğlenceli organizasyonlara imza atan “Göktürk Dergisi”nin geçen yıl birincisini gerçekleştirdiği ödül töreninin ikincisi, 18 Şubat 2020’de Kemer Country Hotel’de düzenlendi. Geçen sene ilki düzenlenen ve ulusal

ÖZGÜR ARAS

medya platformlarında yoğun ilgi gören ‘‘Yılın Enleri Ödül Töreni’’ bu yıl iş, sanat, spor ve medya çevrelerinden birçok isimi bir araya getirdi. Katılımın özel davetiyeyle gerçekleştiği VIP ödül töreni, alışılmışın dışında yemekli bir şekilde gerçekleşti. Törende alanında duayen isimlere farklı kategorilerde çeşitli ödüller verildi. Düzenlenen törenle “Down Sendromu Derneği’ne” destek olundu.

YILIN EN İYİ DÜETİ YILIN İNGİLİZCE EĞİTİMCİSİ

DİLAN AYŞE DEMİR

“MOD” MUSTAFA SANDAL ZEYNEP BASTIK ÖDÜLÜ MENAJER MESUT UYANIK ALDI.

YILIN EN İYİ KADIN RADYO PROGRAMCISI

YILIN EN İYİ ERKEK GARDROP STİLİSTİ

HASAN ÖZAY

DUYGU ATAKAN

YILIN EN İYİ ORKESTRASI

“ENBE ORKESTRASI” BEHZAT GERÇEKER

124 104

YILIN EN İYİ ŞİRKETLER GRUBU

‘EVO GRUP’


YILIN EN İYİ ESTETİSYENİ

YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ

İZZET GÜNAY

DİLAY ŞAHİN YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ

SUNA SELEN

YILIN EN İYİ ERKEK GİRİŞİMCİSİ

TANJU MENTEŞ

YILIN EN İYİ ALBÜMÜ

“NOKTA” ERSAY ÜNER

YILIN EN İYİ ERKEK POP SANATÇISI

GÖKHAN TEPE ADINA CANAN YILMAZ ÖDÜLÜ ALDI

YILIN EN İYİ KADIN ARABESK SANATÇISI

LİNET

YILIN EN İYİ SABAH MAGAZİN PROGRAMI

2.SAYFA YILIN EN İYİ MAGAZİN PROGRAMI

KANAL D MAGAZİN

Ödülleri Kanal D Magazin Müdürü Asiye Acar aldı.

YILIN EN İYİ RADYO PROGRAMI

“GAZOZ AĞACI” CEM ARSLAN

YILIN EN İYİ IŞIK SAHNE TASARIM FİRMASI

FASHIONART


YILIN EN İYİ ÇOCUK OYUNCUSU

EFE PARLAR

YILIN FİLM SENARYOSU

BİR TÜRK MASALI TOPRAK SERGEN

YILIN EN İYİ MODEL OKULU

‘OKS MODEL AGENCY’

YILIN EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN İŞLETMESİ

‘PORT OF POINT’

126 106

YILIN EN İYİ KARADENİZ SANATÇISI

YILIN EN İYİ OPTİK MAĞAZASI

EKİN UZUNLAR

TARABYA OPTİK


YILIN EN İYİ TİYATRO ÇİFTİ

YASEMİN YALÇIN - İLYAS İLBEY ADINA ÖDÜLÜ YASEMİN YALÇIN’IN KIZI EYLÜL ATEŞLER ALDI

YILIN YARDIMSEVER ELÇİŞİ

HAKAN NERGİS

YILIN EN İYİ MODA İKONU

IVANA SERT

YILIN EN İYİ MODA KUMAŞÇISI

‘KUMAŞÇI CAFER’


YILIN EN İYİ KOLEKSİYON TASARIMCISI YILIN EN İYİ GÜZELLİK UZMANI

BİNNUR ÇAYDAŞ

WORLD OF SOHO BEAUTY

YILIN EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN KADIN SANATÇISI

IRMAK ARICI

YILIN EN İYİ MEDYA GİRİŞİMCİSİ

‘ULUDÜZ MEDYA’ GÖRKEM ULUDÜZ

YILIN EN İYİ STİL DANIŞMANI

AYDAN KOÇALİ

YILIN EN İYİ MÜZİK VE SİNEMA YAPIMCISI YILIN EN İYİ SAHNE PERFORMANS SANATÇISI

FARUK EMRE KÜRKLÜOĞLU

128 108

ZEKİ SİNCAR


YILIN EN İYİ SİNGLE ÇALIŞMASI

“BIÇAK SIRTI”İPEK DEMİR

YILIN RUHSAL SPİRİTÜEL DANIŞMAN VE HOLİSTİK TIP UZMANI YILIN EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN ESTETİK MERKEZİ

BİNNUR DUMAN

‘NOS REVES GÜZELLİK MERKEZİ’

Oğuzhan Fidan'a katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi.

YILIN EĞİTİME KATKI ÖDÜLÜ

BEYZA TOKSOY

YILIN MODERN ENERJİ KOÇU VE EĞİTMENİ

AYNUR APAYDIN

DOWN SENDROMU ÜMİT ÖNER'E TEŞEKKÜR PLAKETİ TAKDİM ETTİ


YILIN EN İYİ VİP TRANSFER FİRMASI YILIN SAĞLIK DANIŞMANI

İLKNUR DURMUŞKAYA

‘ASOS TURİZM’ YILIN EN İYİ ESTETİK VE SAĞLIK TURİZMİ İŞLETMESİ

FELİÇİTA BEAUTY STUDİO

YILIN EN İYİ GÜZELLİK VE ZAYIFLAMA UZMANI

MELTEM ŞARKIŞLALI YILIN EN İYİ SAĞLIK REHBERİ

İREM MURDAN

YILIN EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN TURİZM ŞİRKETİ

‘ÇAĞIL TURİZM’

YILIN EN İYİ GÜVENLİK BARİYER SİSTEMLERİ

110 130

‘ARMA KONTROL SİSTEMLERİ’

YILIN EN İYİ PROJESİ

‘TÜRKİYE-AZERBAYCAN KARDEŞLİK ÖDÜLLERİ’ ATAKAN TAŞUR


YILIN EN İYİ KLİBİ

“İYİ Kİ GELDİN” TUĞBA ÖZAY

YILIN EN İYİ SAĞLIK VE GÜZELLİK MERKEZİ

‘ESTEMİA’

YILIN EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN ERKEK SANATÇISI

SİNAN GÜLERYÜZ

YILIN EN İYİ YABANCI KADIN DİZİ OYUNCUSU

WİLMA ELLES

EN İYİ SPORCU ONUR ÖDÜLÜ

HASAN KABZE YILIN EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN EĞİTİM KURUMU

‘BİLTES KOLEJİ’

Cahit Kaygalak'a katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi.


KEMER COUNTRY CLUB GENEL MÜDÜRÜ CANAN YILMAZ

KEMER COUNTRY CLUB'a katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi.

Hakan Karanfil'e katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi.

112 132


“GÖKTÜRK DERGİSİ” YILIN ENLERİ ÖDÜL TÖRENİ’NDE ÖDÜL ALAN İSİMLER 1. YILIN EN İYİ ROCK SANATÇISI: HALUK LEVENT 2. YILIN EN İYİ SABAH PROGRAMI: “ÇALAR SAAT”İSMAİL KÜÇÜKKAYA 3. YILIN EN İYİ KADIN POP SANATÇISI: SİMGE SAĞIN 4. YILIN EN İYİ ERKEK POP SANATÇISI: GÖKHAN TEPE

Özlem Demir'e katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi.

5. YILIN EN İYİ SİNGLE ÇALIŞMASI: “BIÇAK SIRTI”- İPEK DEMİR 6. YILIN EN İYİ PROJESİ: ‘TÜRKİYE-AZERBAYCAN KARDEŞLİK ÖDÜLLERİ’ ATAKAN TAŞUR 7. YILIN EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN KADIN SANATÇISI: IRMAK ARICI 8. YILIN EN İYİ ERKEK GİRİŞİMCİSİ: TANJU MENTEŞ 9. YILIN EN İYİ ERKEK SİNEMA OYUNCUSU: İSMAİL HACIOĞLU 10. YILIN EN İYİ DÜETİ: “MOD” MUSTAFA SANDAL ZEYNEP BASTIK 11. YILIN EN İYİ TEKNİK ADAMI: GIOVANNI GUIDETTI

Ali Akın'a katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi.

12. YILIN EN İYİ ORKESTRASI: “ENBE ORKESTRASI” BEHZAT GERÇEKER

27. YILIN İYİLİK ELÇİSİ: GÜLBEN ERGEN

52. YILIN EN İYİ ESTETİK VE SAĞLIK TURİZMİ İŞLETMESİ: ‘FELİÇİTA BEAUTY STUDİO’

28. YILIN EN İYİ RADYO PROGRAMI: “GAZOZ AĞACI” CEM ARSLAN

53. YILIN EN İYİ VİP TRANSFER FİRMASI: ‘ASOS TURİZM’

29. YILIN EN İYİ MAGAZİN KANALI: “UÇANKUŞ TV” TAYYAR IŞIKSAÇAN

54. YILIN SAĞLIK DANIŞMANI: İLKNUR DURMUŞKAYA

30. YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ: İZZET GÜNAY

55. YILIN EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN TURİZM ŞİRKETİ : ‘ÇAĞIL TURİZM’

31. YAŞAM BOYU BAŞARI ÖDÜLÜ: SUNA SELEN 32. YILIN FİLM SENARYOSU: BİR TÜRK MASALI TOPRAK SERGEN 33. YILIN EN İYİ TİYATRO ÇİFTİ: YASEMİN YALÇIN İLYAS İLBEY 34. YILIN EN İYİ ÇOCUK OYUNCUSU: EFE PARLAR 35. YILIN EN İYİ YABANCI KADIN DİZİ OYUNCUSU: WİLMA ELLES 36. YILIN EN İYİ KLİBİ: “İYİ Kİ GELDİN” TUĞBA ÖZAY 37. YILIN EN İYİ MODA İKONU: IVANA SERT 38. YILIN EN İYİ SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ: “KELEBEK ÇOCUKLAR” FULDEN URAS

56. YILIN EN İYİ GÜZELLİK VE ZAYIFLAMA UZMANI: MELTEM ŞARKIŞLALI 57. YILIN EN İYİ SAĞLIK REHBERİ: İREM MURDAN 58. YILIN EN İYİ GÜVENLİK BARİYER SİSTEMLERİ: ‘ARMA KONTROL SİSTEMLERİ’ 59. YILIN EN İYİ SAHNE PERFORMANS SANATÇISI: FARUK EMRE KÜRKLÜOĞLU 60. YILIN EN İYİ MÜZİK VE SİNEMA YAPIMCISI: ZEKİ SİNCAR 61. YILIN EN İYİ MODEL OKULU: ‘OKS MODEL AGENCY’ 62. YILIN EN İYİ MODA KUMAŞÇISI: ‘KUMAŞÇI CAFER’ 63. YILIN EN İYİ OPTİK MAĞAZASI: ‘TARABYA OTİK’

40. YILIN EN İYİ TEKNİK ADAMI: GIOVANNI GUIDETTI

64. YILIN EN İYİ KOZMETİK MARKASI: ‘ASABI PARFÜM’

41. YILIN EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN EĞİTİM KURUMU: ‘BİLTES KOLEJİ’

65. YILIN EN İYİ ENERJİ İÇECEK MARKASI: ‘VERSAGE’

42. YILIN YARDIMSEVER ELÇİŞİ: HAKAN NERGİS

66. YILIN EN İYİ KARADENİZ SANATÇISI: EKİN UZUNLAR

43. YILIN İNGİLİZCE EĞİTİMCİSİ: DİLAN AYŞE DEMİR

67. YILIN EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN ERKEK SANATÇISI: SİNAN GÜLERYÜZ

18. YILIN EN İYİ KADIN DİZİ OYUNCUSU: ÖZGE ÖZDER

44. YILIN EN İYİ MEDYA GİRİŞİMCİSİ: ‘ULUDÜZ MEDYA’ GÖRKEM ULUDÜZ

68. YILIN EN İYİ KOLEKSİYON TASARIMCISI: BİNNUR ÇAYDAŞ

19. YILIN EN İYİ ERKEK DİZİ OYUNCUSU: TOLGAHAN SAYIŞMAN

45. YILIN MODERN ENERJİ KOÇU VE EĞİTMENİ: AYNUR APAYDIN

69. YILIN EN İYİ GÜZELLİK UZMANI: ‘WORLD OF SOHO BEAUTY’

20. YILIN EN İYİ ALBÜMÜ: “NOKTA” ERSAY ÜNER

46. YILIN RUHSAL SPİRİTÜEL DANIŞMAN VE HOLİSTİK TIP UZMANI:BİNNUR DUMAN

70. YILIN EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN İŞLETMESİ: ‘PORT OF POINT’

15. YILIN EN İYİ KADIN RADYO PROGRAMCISI: DUYGU ATAKAN 16. YILIN BAŞARILI MENAJERİ: HALUK ŞENTÜRK 17. YILIN EN İYİ KADIN ARABESK SANATÇISI: LİNET

21. YILIN EN İYİ KADIN TİYATRO SANATÇISI: DOĞA RUTKAY KAMAL 22. YILIN EN İYİ SABAH MAGAZİN PROGRAMI: 2.SAYFA 23. YILIN EN İYİ HABER PROGRAMI: “ATV HABER” ÖZLEM AKTAY

Merve Akıncı'ya katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi.

VE GÜZELLİK MERKEZİ: ‘ESTEMİA’

39. EN İYİ SPORCU ONUR ÖDÜLÜ: HASAN KABZE

13. YILIN EN İYİ SENARİST VE YÖNETMENİ: MAHSUN KIRMIZIGÜL 14. YILIN EN İYİ ŞİRKETLER GRUBU: ‘EVO GRUP’

İlyas Ekinci'ye katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi.

26. YILIN EN İYİ TÜRK HALK MÜZİĞİ SANATÇISI: ABDULLAH POLATÇI

24. YILIN EN İYİ MAGAZİN PROGRAMI: KANAL D MAGAZİN 25. YAŞAM BOYU ONUR ÖDÜLÜ: MUSTAFA KESER

47. YILIN EN İYİ STİL DANIŞMANI: AYDAN KOÇALİ 48. YILIN EN İYİ ÇIKIŞ YAPAN ESTETİK MERKEZİ: ‘NOS REVES GÜZELLİK MERKEZİ’ 49. YILIN KADIN GİRİŞİMCİSİ: GÜLÇİN GÖK 50. YILIN EĞİTİME KATKI ÖDÜLÜ: BEYZA TOKSOY 51. YILIN EN İYİ SAĞLIK

71. YILIN EN İYİ İLETİŞİMCİSİ: ÖZGÜR ARAS 72. YILIN EN İYİ ESTETİSYENİ: DİLAY ŞAHİN 73. YILIN EN İYİ SİNEMA FİLMİ: MUCİZE 2 AŞK 74. YILIN EN İYİ ERKEK GARDROP STİLİSTİ: HASAN ÖZAY 75. YILIN EN İYİ IŞIK SAHNE TASARIM FİRMASI: FASHIONART


Dilaver Sözcü Asos Turizm Yönetim Kurulu Başkanı

V

İNSANA DEĞER VERİYORUZ

an’da doğmuş ve büyümüş bir insan olarak hayatım doğu batı arasında yolcuklarla geçti diyebilirim. Eğitimi tamamladıktan sonra 2000 yılında inşaat sektöründe müteahhit olarak iş hayatına atıldım. 2001 yılında Çanakkale Biga Demir Çelik Fabrikası, 2002 yılında Muğla Dalaman ilçesinin sanayi inşaatını, 2003 yılında Zonguldak Elvan Pazarcılık Kasabası’nın inşaatını tamamlayarak, ayrıca 2006-2007 yıllarında ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri, Park ve Bahçe işlerinin ihalelerini alarak almış olduğum bu işleri de başarılı bir şekilde İstanbul Belediyesi’ne teslim ettim. Türk kültürünü ve Türk misafirperverliğini özünde taşıyan bir birey olarak, seyahatlerimde edindiğim deneyimleri de yanıma alarak 2008

134 114

yılında Asos Turizm & Transfer şirketini kurdum. Kaliteli bir ekip oluşturduktan sonra şirket olarak artık hizmet sektörüne farklı bir soluk getirmeye karar verdik. Yolcu olarak geçirdiğim zamanlarda seyahat şirketleriyle ya da araçlarda yaşadığım eksiklikleri kendi değerli misafirlerimin yaşamaması adına hizmet sektörünün sürekli gelişime açık bir sektör olmasını da göz önünde bulundurarak, her zaman yenilikçi ve yolcu memnuniyeti odaklı şirket vizyonumuzla, bugün rakiplerimizin hep bir adım önünde olduğumuzu bilmek hatta onlar tarafından örnek alındığımızı görmek bana gurur veriyor. Referanslarımız da adeta bu başarıyı tasdikliyor, bu referanslar arasında Hummel, Pepsi co. , Be Travel Kenes, Panasonic, İstanbul Ramada

Hotel’leri, Grand Cevahir Hotel, Mercure Hotel Taksim, The Marmara Hotel Şişli, Legacy Ottoman Hotel Fatih, Lazzoni Hotel Sütlüce, Royal Hotel Galata, The Parma Hotel Taksim, Dora Hotel Taksim, Grand Star Hotel Taksim, Pera Center Hotel Taksim, Assist Tur, Nov Otel Karaköy, Hilton Hotel Sütlüce, Point Hotel Taksim gibi birçok partnerlerimiz yer almaktadır. Verdiğimiz hizmet VIP Yolcu Transfer-Taşıma olduğu için bizim için çok kıymetli olan misafirlerimizin hem can güvenliklerinin hem de konforlarının bize emanet olduğunun bilincinde olan bir şirket olarak, bu bilinci aklına kazımış, pozitif ve güler yüzlü bir ekiple en kaliteli ve yenilikçi hizmet anlayışımızı İstanbul başta olmak üzere neredeyse Türkiye’nin her yerinde sürdürmeye devam ediyoruz.



TARIH

dndnbgnistanbul dundenbuguneistanbul Dundenbuguneistanbul

Yılmaz TAŞ yilmaztas1907

Günümüzde kültür, sanat, iş ve eğlence merkezi olan Beyoğlu, Bizans döneminde yerleşim alanı olmayan, bağ ve bahçelerden oluşan bir yerdi. Bizanslılar buraya “karşı yaka” anlamına gelen PERA adını vermişlerdir. Beyoğlu adının ortaya çıkışına ilişkin çeşitli rivayetler vardır. Bir rivayete göre Fatih Sultan Mehmet zamanında Trabzon’daki Rum Pontus Devleti alınınca son imparatoru David Komennos ve sülalesi İstanbul’a getirilir. Bunlardan Kalayanis Komennos’un oğlu Aleksiyos müslüman olunca Tünel civarına yerleştirilir. Bundan sonra buraya Beyoğlu denilmeye başlar. Bir başka rivayete göre de Venedik elçisi Andre Giritti’nin oğlu Luigi Giritti’nin bir konağı vardı. Kanuni Sultan Süleyman’ın dostu olan Luigi’yi sık sık ziyaret eder. Yapılan yazışmalardada kendisinden Beyoğlu diye hitap edilir. Bundan dolayıda buraya Beyoğlu denmeye başlar. İlk müslüman yerleşimi 1491’de II.Beyazıt’ın armağan olarak verdiği arazi üzerinde İskender Paşa’nın bir mevlevi tekkesi kurmasıyla başlar. II.Beyazıt tarafından dört yol diye tarif edilen, asmaların olduğu mescit bugün yerinde olmasada, buranın adı halen Asmalı Mescit olarak anılmaktadır. Osmanlı Devleti’nde temsil yetkisi olan ilk sefaretler 1550-1610 yılları arasında Beyoğlu’na yerleşti. Beyoğlu’nu seçmelerinin nedenlerinden biri, Suriçindeki Müslüman

116 136

hayat yapısına girmek istememeleri ve Osmanlı‘daki gelişimi uzaktan takip etmektir. 1800’lü yıllarda 10’a yakın sefaret kurulmuş ve çok sayıdaki ticaret adamı, gayrimüslim, üst düzey elçilik görevlileri ve Levanten bölgede yaşamaya başlamıştır. ( Levant “Doğuya giden” demektir. Başta İtalyan ve Fransız’lara denirken sonraları Katolik ve Protestan olan tüm yabancılara “Levanten” denmiştir.) 1839’da Batı dünyası içinde büyük bir buluşun, fotoğrafın atası Dagerotipin ortaya cıktı. İstanbul 1850’lerden itibaren yabancı fotoğrafçıların vazgeçemediği duraklardan biri oldu; dahada önemlisi bazı fotoğrafçılar Pera’ya yerleşti. James Robertson , Albert Caranza ilk İstanbul karelerine imza attılar. Bunları 2. Kuşak yerli fotoğraf tutkunları takip etti. Abdullah Freres ve Vasilaki Kargopulo ilk büyük stüdyoları açtılar. Onlari G. Berggren, Pascal Sebah, Boğos Tarkulyan ve Gülmez Kardeşler takip etti. Osmanlı Devleti’ninde destak vermesiyle Beyoğlu sadece İstanbul’un değil bütün Yakın Doğu’nun fotoğraf başkenti olmuştur.

1854’de gaz aydınlatması geceleri yaşanır kılar. Sponeck, Viyana, Grand Brasserie Centrale gibi pastaneler ve bira evleri, Percas ve Gambetta gibi restorantlarla başlayan yeni hayat Paris’in, Roma’nın St. Petersburg’un gerisinde kalmak istemiyordu. Çok sayıdaki dansing, birahane, tiyatro, sinema, opera, gece kulübü, balohane, kafeşantanlarla beraber Suriçi’nde yaşayan Osmanlı halkı önceleri Beyoğlu’na eğlenmeye daha sonrada yerleşmeye aktı. 28 Aralık 1857’de sadece Beyoğlu ve Galata semtlerini kapsayan “6. Daire-i Belediye” kuruldu. Bugünkü anlamda modern belediyeciliğin ilk örneğidir. Belediye, Belediye Reisi, Belediye Meclisi gibi tabir ve ünvanlar burada kullanıldı. Beyoğlu gelişti binalarla kaplandı. Ama ortada henüz ne doğru dürüst bir cadde ve sokak ortamı vardı ne de sağlıklı bir yaşam ortamı. 17. Yüzyılın 2. yarısında büyük bir veba salgını baş göstermiş ve Beyoğlu’nu kırmış geçirmiştir. “Beyoğlu Hariki-i Kebiri” adıyla tarihe geçen 1870 büyük yangınında 3000 civarı ev kül olmuştur. Bu yangından sonra boşalan arsalar üzerine yeni şık konaklar yaptırma fırsatı doğdu. Bugün gördüğümüz Beyoğlu az sayıda istisnalar dışında 1871 sonrası oluşmuş Beyoğlu’dur. Abdülaziz döneminde gelişme hızlanır. Cadde ve sokaklar taşlarla döşenir, kanalizasyon ve alt yapı


hizmetleri, elektrik getirilir. Bugün dünyanın en eski 2. tüneli ile Beyoğlu Karaköy’e bağlanır. Önce atlı sonra elektrikli tramvaylar hizmete girer. Beyoğlu’ndaki caddeye ilk zamanlar “Grand Rue de Pera” sonraları “Cadde-i Kebir” denmiş Cumhuriyet’le beraber “İstiklal Caddesi” ismini almıştır. Osmanlı zamanında Mutasarrıflıkla idare edilen Beyoğlu 1923 yılında ilçe olmuştur. 1918’de düşman uçakları İstanbul’u bombalar ve sonrasında şehir işgal altına girer. O günlerden sonra 1923’de şehri terkedene kadar terör estirirler. Beyoğlu o dönemde kötü bir sınav verir. İşgal kuvvetlerinin Cadde-i Kebir yürüyüşünden kalma fotoğraflar, Yunan bayrağının Pera Palas’tan dalgalanışı belleklerden silinmez. Cumhuriyet sonrası “İstikal Caddesi” ismi bu yüzden verilmiştir. Bu tarihten sonra ülkede pek çok şey değişmesine rağmen Beyoğlu’nda sadece eski yazı ve yabancı tabelalar değişti. Ama Beyoğlu özünü yitirmedi. Yine alış veriş ve eğlencenin merkeziydi. İnsan yoğunluğu hiç azalmadı. İnanılmaz derecede kozmopolit olan Beyoğlu’nun ihtişamı azınlıklara uygulanan Varlık Vergisi ve 1955 yılında 48 saat süren ve tarihe “6-7 Eylül Olayları” geçen saldırıların ardından bozulur. Bu olaylar İstanbul’un utanç sayfaları arasında yer alır. Kısa sürede şehrin pek çok mahallesine , hatta Adalar’a bile yayılan olaylar için merkez üs Beyoğlu seçilmiştir. 1950’lerden itibaren Cumhuriyet’in genç aydınlık kuşakları caddeye aktı. Caddede o zamanlar 30’a yakın kitapçı 20 tiyatro salonu vardı. O dönemlerde Beyoğlu pastaneleri çok önemli edebiyat akademisi gibi çalışırdı. Haftanın belirli günlerinde ünlü yazarların katıldığı edebiyat sohbetleri yapılırdı. 1970’ler ise sinemaların altın cağıydı ve caddede 19 sinema salonu hizmet veriyordu. 2000’lerden itibaren Beyoğlu kültürel ruhunu kaybetmeye başladı, artık daha çok alışveriş ve eğlencenin adresi olmaya başladı. Ama halen İstanbul’un en kalabalık ve en havalı caddesidir. Beyoğlu’nun biri üstten gündüz akan alışveriş ve gezinti, diğeri alttan akan gece hayatı ve eğlencede ilerleyen iki farklı hayatı ve kimsenin kayıtsız kalamadığı bir çekim merkezi olmuştur. İşte onun içindir ki “Beyoğlu’na gidilmez, Beyoğlu’na ÇIKILIR.”


GEZI

“EVDEYİZ”

Merhaba sevgili Göktürk Dergisi okuyucuları.. Öyle garip bir zamandayız ki, Corona Virüsünün ülkemize gelişinin 14. gününde evimden yazıyorum bu yazıyı. Yani toplum olarak son 10 gündür neredeyse evlerimize kapanıp yeni bir düzene geçtiğimiz, günler. Biraz tedirgin , henüz yakınlarımızda görülmediği için belki biraz rahatız. Her gün salgın sebebiyle kaybettiğimiz onlarca kişi için çok üzgün, gece gündüz ölüm riskine karşı bizler iyi olalım diye mücadele eden sağlık personelimize müteşekkiriz. Henüz tedavisi bulunmamasıyla korkutucu, değişen ekonomik koşulları düşününce kaygılıyız. Bu ve bunlar gibi yüzlerce düşüncenin içimizden geçtiği karmakarışık yeni bir ben yeni bir düzen olgusuna varmak üzere yolculuktayız. Dergimizin son 4 sayısına seyahat yazılarımla eşlik ettim. Bu sayıda malum günler nasıl bir seyahat yazacağım diye düşünürken birden farkettim ki taaaa en başa dönmeliyim.. En gerekli yolculuğa Kendimize, içimize doğru olana.. Bu sebeple Virüslü günlerde yeni dünya düzeninde ki 2 haftalık yolculuğumu anlatmayı daha doğru buldum. Bu 2 haftada neler değişti hayatımda oradan başlayayım. Ben Gelenekli Sanatların bir kolu olan TEZHİP Sanatçısıyım. Profesyonel olarak hayatımı bu işten kazanıyorum. Ve Göktürk’te AG Sanat Atölyesinin ortağıyım. Corona virüsü ülkemize geldiği andan itibaren Atölyemizde ki sanat çalışmalarımıza ara verdik. Ama atölyenin kapalı olması Sanat’tan uzak duracağım anlamına gelmedi. Kağıtlarımı ve boyalarımı toplayarak evde kendime bir çalışma alanı

118 138

Semra KARA blacksemra.art

oluşturdum. Bu yeni bir düzen, evde daha fazla vakit geçirmeye ayarlı yine aynı gün tüm Whatsapp gruplarını sessize aldım ve bilgi paylaşım kirliliğinden kendimi korudum. İyi niyetle bile olsa hepimizin hassasiyetleri farklı, kaynağı belirtilmemiş olan bir bilgi ile kaosa girmek istemedim. Çeşitli haber gruplarından sabah ve akşam bilgiler alarak gündemi takip edip güvendiğim ve açıklamalarını

yalın bulduğum bir kaç doktorun önerilerini dinledim. Henüz bilimin bile şekillendiremediği bir virus hakkında yapacak çok şey olmadığını anladığımda, gerekli tedbirleri aldıktan sonra zaruri alışveriş dışında dış dünya ile temasımı kestim.. Bu süreçte yakınlarım, sevdiklerimle gün içinde konuşarak hem sosyallikten uzak kalmadım hem de yakınımda olmayan herkesin sağlıklı olduğundan


emin oldum. İlk bir kaç gün oldukça yoğun ve sanırım hayatımda ki en verimli üretim yaratım ve uygulama günlerini yaşadım... Şimdi düşününce fark ediyorum ki aslında, aklımı, ve gönlümü çevremde ki kaostan kurtarmak için bir kaçış yolu olarak görmüşüm sanatımı. Iyi ki de öyle yapmışım.. Kimseyi eleştirmiyorum, yanlış anlaşılmak istemem. Dünya üzerinde ki en güzel ülkelerden birinde yaşıyoruz. Bu güzel ülkede halk olarak o kadar çok şey gördük, o kadar farklı konuların içinde bulunduk ki sayısı çok tarifi yok. Sanıyorum ilk defa hiç bir sosyal, ekonomik ve kültürel ayrıma bakmaksızın aynı konu sebebiyle büyük bir kısıtlanma ve korku içine düştük. Dayısı olanın, yüksek makamlarda tanıdıkları olanların, çok parası olduğundan ya da büyük bir yeri yönettiği için sorunu çözebilenlerin olmadığı son derece eşit ve adil bir korku karşısında hep birlikte çaresiz kaldık. Elbette sevindirici değil ancak başımıza gelen her şerde bir hayır varsa bu olay da bizi birbirimize kenetleyecek. Bakın hayalet şehir oldu çevremiz. Yani birimiz olmadan öbürünün kıymeti yok. Ne AVM’lerin, ne mağazaların, ne café ve restaurantların, ne de yeni kıyafet ve ayakkabıların .. Bu büyük çaresizliğin henüz başlarındayız ve herkes önlemlerini kendi görgüsünce alıyor. Kimi stok yapıyor, kimi umursamıyor, kimi telaşlı.. Ama sonuçta her birimiz son derece büyük bir bilinmezlik

karşısında korkuyoruz. Ve bu korku dünya insanlarını eşitledi. Herkes evinde. Ben bu günleri, varlığın getirdiği unuttuğumuz değerleri hatırlama günleri olarak adlandırdım. Çekirdek aile birlikte vakit geçirmeyi öğreniyor. Dış dünyadan medet ummadan üretmeyi öğreniyor. Yaşam alanlarında günü daha kaliteli geçirmek için sadeleşmeye gidiyor. Korkunun getirdiği haberleri izlemekten farklı bilgi akışına kayamıyor ve kendinde kalıyor. Hobi geliştiriyor ve düşünüyor. Belki kendi adımıza hiç olmadığı kadar düşünüyoruz. Vicdan muhasebeleri yapıyoruz. Medeniyet seviyesi yükseldikçe kopan bağlardan biri olan komşuluk gündeme geliyor. Komşumuzu merak ediyor ihtiyacı varsa yardımcı olmaya çalışıyoruz. Yaşlılarımızı hatırlıyoruz. Evet, geçmişten gelen her kod iyi değil belki ama onlar bizim geçmişimiz, kaybetmek istemediğimizi fark ediyoruz… Velhasıl ben insan olma, iyilik yapabilme, harcayarak sahip olma düzeninden çıkıp yepyeni sade ve egosuz bir düzene girmeye başladığımızı düşünüyorum. Bu yeni düzen umarım hepimize iyilikler ve güzellikler getirsin. Büyük kayıplar vermeden birbirimizin kıymetini bilerek yaşayacağımız,, sürekli yeni maddi basamak hedefleri belirlemek yerine sahip olduklarımızn kıymetini bileceğimiz ve sağlıkla nefes alabildiğimiz her anın paha biçilmez olduğunun farkına varacağımız yeni günler diliyorum. Sağlıcakla kalın.


EĞITIM

gorkemuluduz

ÜLKEMDE BULUNMAKTAN, YENİ GİRİŞİM YAPTIĞIM MEDYA SEKTÖRÜNDE OLMAKTAN DOLAYI MUTLUYUM Uludüz Medya Kurucusu Görkem Uludüz ile Medya sektörüne, hayatına ve gelecek hedeflerine dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

140

“ALMANYA MACERAM HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI OLDU” ◊ Bize özetle kendinizi tanıtabilirmisiniz? - Öncelikle kıymetli vaktinizi bana ayırdığınız için teşekkür ederim. Sorularınızı cevaplandırmadan önce değinmek istediğim bir iki önemli konu var. Son dönemlerde yoğun olarak aldığımız şehit haberleri, tüm toplumumuzu olduğu kadar, bizleri de derinden üzmektedir. Ateş düştüğü yeri yakar derler ancak bu ateş tüm milletimizin bağrına düşen bir ateştir. Kahraman evlatlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, ailelerine taziyelerimi iletmek istiyorum. Başımız sağolsun. Öte yandan tüm dünyayı olduğu kadar, ülkemizi

de derinden etkileyen Koronavirüs Pandemisi’nden en kısa zamanda ve en az hasarla çıkacağımızı umut ediyor, toplumsal sağlığımız için #evdekal çağrılarının önemini tekrardan vurgulamak istiyorum. Bendeniz 30 Kasım 1982 tarihinde Ankara’da doğdum. Diplomat bir babanın çocuğu olarak, hayatımın büyük bir kesimi farklı ülkelerde geçti. Ailece birlikte gittiğimiz, babamın dört sene yurtdışı ve iki sene yurtiçi tayinlerinin ardından, 2002 yılında ünivesite öğrenimim için Almanya’yı tercih ettim. Henüz 19 yaşında iken başladığım Almanya maceram, bana getirdikleri ve benden aldıkları ile adeta hayatımın dönüm noktası olmuştur. İşletme,

Ekonomi, Sosyoloji ve Siyaset Bilimi bölümlerindeki öğrenimlerimi, 2006 yılında Erlangen Friedrich-Alexander Üniversitesi Ekonomi ve Sosyoloji çift anadal yüksek lisans mezuniyeti ile tamamladım ve ardından 2009 yılında finans bölümünde doktora yaptım. ◊ Türkiye’de medya sektörüne giriş yaptınız. Daha öncesinde hangi sektördeydiniz? - Evet. Açıkcası hem İstanbul, hem de medya girişimi hayatımda yeni bir sayfa oldu benim için. 2019 Aralık ayında Göktürk’e yerleştim ve Vadistanbul’da ofisimi açtım. Bunun öncesinde yurtdışında yaşıyor ve Almanya ile İngiltere arası gidip geliyordum. 2009 yılından bu yana


kendi şirketim ile finans sektörünün içerisindeyim. ◊ Medya sektörüne geçişiniz nasıl oldu? Ne zamandır sektördesiniz? - Aslında geçiş değil, yeni bir girişim oldu benim için. Uzun süredir İstanbul'a yerleşme planlarım vardı zaten. Burada finans sektörünün dışında yeni bir alana yatırım yapmak istiyordum. Gerçekleştirdiğim analizler neticesinde, elimdeki bütçe ve bağlantıları Türkiye’de en verimli şekilde değerlendirebileceğim sektörün bu olduğu kanısına vardım. Başlangıcımız 2019 yılı sonbahar döneminde, menejerliğini de üstlendiğim değerli dostum DenizCem’in ‘Tamam Tamam’ projesi ile başladı. Gerçekleştirdiğimiz doğru yatırımlar Deniz’in enfes performansı ile birleşince, şarkı oldukça rağbet gördü ve özellikle sosyal medyada milyonlara ulaştı. Ardından Ocak 2020’de Vadistanbul’da ofisimi açtım ve 15 Mart 2020’de futbolun efsane

isimleri ile sosyal medya fenomenlerini birleştirdiğim ‘Şöhretler Sahada’ projemi hayata geçirdim. “MEDYA SEKTÖRÜNDE OLMAKTAN, ÜLKEMDE YAŞIYOR OLMAKTAN MUTLUYUM” ◊ Bu sektörde kendinizi mutlu hissediyor musunuz? - Kesinlikle evet. ‘Yurtdışından İstanbul'a taşınılır mı? - Finans sektöründen medyaya girişim yapılır mı? - Mutsuz olursun! Terk edersin!’ şeklinde sayısız eleştiri aldım. Ancak bunlar benim için olcukça alışık olduğum durumlardı zaten. Özellikle iş hayatında, hayallerinizden olduğu kadar, aldığınız kararlardan da sizi vazgeçirmek isteyen insanlar her daim olacaktır. Burda önemli olan sizin gerçekten ne istediğiniz ve nerede mutlu olduğunuzdur. Ben ülkemde bulunmaktan, İstanbul'da yaşıyor olmaktan ve yeni girişim yaptığım medya sektöründen gayet memnunum ve kendimi mutlu hissediyorum. ◊ İş hayatı dışında Görkem Uludüz nasıl birisi? - Gezmeyi ve sürekli yeni yerler görüp, değişik kültürlerle tanışmayı seven bir insanım. Okuduğum kitapların neredeyse tamamının siyaset ve tarih içerikli olmasına rağmen, romanlara dalmışcasına hayal kurabilmeyi unutmayan bir yönüm de vardır. Dost canlısı olmam kimi zaman en çok özeleştirdiğim yanlarımdandır. Birlikte getirdiği tüm stres ve yorgunluğa rağmen, hareketli bir yaşamı tercih edip, aynı zamanda ailesine sık vakit ayırıp, burada huzur arayanlardanım diyebilirim. Çocukluğumdan bu yana en büyük tutkum ise kesinlikle Futbol’dur. “TEK İDOLÜM BABAM” ◊ Hayatınızda idol yada kahraman olarak gördüğünüz insanlar var mı? - Bir çok erkek çocuğunda olduğu gibi, hayatımdaki en büyük rolmodel ve idolüm rahmetli babamdı. Ülkesine aşık, yardımsever, disiplinli ve dürüst, tam bir görev adamı, çok iyi bir diplomattı. Yurtdışında görev yaptığı sürelerde vatandaşlarımıza olan babacan tutumları, onu konsolostan öte toplumun Mustafa ağabey’i yaptı. Hayatımın her döneminde gurur duyduğum tek idolümdür babam. Öte yandan kahraman diye sordunuz ancak fikrimce bizler bir başka Mustafa’yı, Mustafa Kemal’i okuyup anlayarak, severek yetiştirilmiş şanslı nesilleriz. Hayatında Atatürk olan bir insanın başka kahramanlara da ihtiyacı yoktur düşüncesindeyim. ◊ Unutamadığınız bir anınızı

anlatmanızı istesek? - Hayatım süprizlerle dolu geçti desem yeridir. İyisi ve kötüsü ile anlatabileceğim o kadar çok anı ve dönüm noktaları varki aslında. Almanya’daki öğrencilik dönemlerimden beni hala gülümseten bir anımı anlatayim size. Sosyoloji bölümünde yoğunlaştığım alan ‘Gender Studies’ altında ‘İslamiyet ve Türk Kadını’ üzerineydi. Öğrenimim bünyesinde Nuremberg’te staj için elektronik mail ile başvuru yapıp kabul aldığım bir kurum olan Kadın Koruma Yurdu’na gittiğim ilk günümde, güvenliğin beni kapıda görünce, eşi tarafından şiddete mağruz kalan bir kadının yakınlarından birisi zannedip, korku içerisinde kapıları kilitlemesi enteresan bir anım olarak yer edinmiştir hayatımda. Derdimi anlatana kadar kuruma polis çağrılmış ve staj dönemime olaylı bir şekilde başlamıştım. Türk kimliğim ve görünümüm ile ilgili önyargıları kırma mücadelemin başladığı gündü diyebilirim. ◊ Göktürk Dergisi ödül töreninde ‘En İyi Medya Girişimcisi’ ile sektörde ilk ödülünüzü aldınız. Bu ödülün sizin için önemi nedir? - Öncelikle bu ödülü bana layik gören, projelerime güvenen, başta Ümit bey olmak üzere, tüm Göktürk Dergisi ekibine canı gönülden teşekkür ederim, çok güzel bir geceydi. Tabiki yeni girişim yaptığım bir sektörde böyle bir ödüle müneasır bulunmak, beni gururlandırdı ve aynı zamanda da motive etti. Kısa zamanda büyük işler başardığımıza inanıyorum. Bundan sonra da, çok gerçekleştireceğizdir. Tüm ekibime emeklerinden ötürü ayrı ayrı teşekkür ediyorum. ◊ Son olarak, bundan sonraki hedefleriniz nelerdir? 2020 yılına girdiğimizde, süprizlerle dolu bir yıl bizleri bekliyor demiştim. İşlerim açısından her ne kadar heyecan verici ve başarılı projelere başlamış olsak dahi, özellikle pandemi hayatın her alanda tüm akışını olumsuz yönde etkiledi. Bu anlamda ne yazıkki kötü süprizlerle başladı 2020. Dolayısıyla bizim de plandığımız projelerimizde bir takım ertelemeler oldu. ‘Her musibette bir hayır vardır’ şeklinde çok güzel atasözlerimiz vardır bizim. Bu anlamda moralleri yüksek tutmalı ve hayattaki önceliklerimizin bize hatırlatıldığının farkına varmalıyızç Fikrimce dünyadaki tüm insanların 2020 için hedefleri ortaktır: ‘Sağlık ve sıhhat içerisinde atlatacağımız bir 2020!’.


AİLE DANIŞMANI NİLGÜN AKYÜZ İLE DAHA İYİSİ MÜMKÜN ile Danışmanı ve Yaşam Koçu Nilgün Akyüz ile bir araya gelip gündemi meşgul eden korona virüsü ve bu virüsün aileler üzerinde yarattığı stresi konuştuk. Sizlerin de akıllarında olan ve birçoğumuzun günlük yaşantısını neredeyse tamamını alt üst eden soruları sordum. İşte akıl karıştıran sorunların çözüm odaklı cevapları bu özel röportajda. ◊ Merhaba Nilgün Hanım, Göktürk Dergisi okuyucularına kendinizden bahseder misiniz lütfen... Merhaba Eylül Hanım, öncelikle değerli vaktinizden bana zaman ayırdığınız için size ve Göktürk Dergisinin değerli ailesine teşekkür ediyorum. Ben 1972 yılında İzmir'de doğdum. Yıllar sonra da Antalya'ya yerleştim. Burada kızımla yaşıyorum. Öncelikle sahne sanatları mezunuyum. Seneler sonra kendimi buldum dediğim koçlukla ve NLP ile tanıştım. Yeni yaşam yolculuğum böyle başladı. Sonrasında sosyoloji okuyup klinik psikoloji yüksek lisansımı tamamladım. ve aile danışmanlığı aldım. Bu dünyaya eğitmek ve eğitilmek için gelmişim diyorum kendime. Bunun için de kurumlarda eğitimler seminerler düzenliyorum. Danışmanlık, çift terapisi, öğrenci performans koçluğu derken hayatıma küçük küçük farkındalıklar ekleyerek büyük resmi görmeye çalışıyorum. ◊ Sizin de bildiğiniz üzere dünya olarak çok zor günlerden geçiyoruz. Ailenin tüm bireyleri ayrı ayrı bu virüsün yarattığı psikolojik baskı altında. Yani ailece delirdik desem yeridir. Sizin bu konuda danışanlarınıza önerileriniz ne oluyor? - Şöyle ki; delirdik mi yoksa hayatın anlamına dair yeni sorgulamalar mı elde ettik düşünmek gerekir diyorum. Bu süreci doğru algılamanın ilk noktası sanırım ''Bu niye bizim başımıza geldi sorusunu bırakıp bu süreci nasıl yönetebilirim ''sorusunu sormaktır. Böylece kişilerin öncelikle çözüm odaklı olmasını sağlayabiliriz. Eylül Hanım bu hayatta değiştirebileceklerimiz ve değiştiremeyeceklerimiz var. Bu, bizim için şu anda değiştiremeyeceğimiz bir şey. Tıpkı trafikte sıkışıp kalmış bir araç gibi. Korna çalmamızın bir faydası olur mu? Olmaz tabii kendimizi yormuş oluruz. Demek ki ilk yapmamız gereken sakinleşmek ve hangi durumu

142

eylulaycaakarakus@gmail.com

A

Göktürk Dergisi okuyucularına sevgi ve saygılarımla sağlıklı günler dileyerek sizleri çok keyifli bir sohbete davet ediyorum.

yaşadığımızı fark etmek. Bu bir krizse bunu fırsata çevirmek. Hızlı bir hayat koşturması içinde yapmak isteyip de yapamadığımız pek çok şeyi keşfetmek. Özellikle bu noktada farkındalık çalışmaları öneriyorum. ◊ Öğrencilere vermiş olduğunuz eğitim ve seminerlere ara vermek zorunda kaldınız. Bu süreçte uzaktan eğitime devam ediyor musunuz? - Bu süreç bana da klasik yöntemlerden çık ve yeni yöntemler keşfet dedi. Tıpkı mutlaka kitap elimde olsun sayfalarına dokunayım derken pdf okumayı öğrenmem gibi. Uzaktan eğitimin kendi dilini keşfettim ve yoğun bir şekilde devam

ediyorum. ◊ Sizce bu zorlu günlerde aile bireylerinden en çok etkilenen kişiler kimler? - Aile bireylerinden en çok kim etkilenmiştir dersek herkes eşit sanırım. Çocuklar bu süreci anlamlandırmada sıkıntı yaşıyorlar ve dışarı çıkma özgürlükleri yok. 65 yaş üstü büyüğümüz varsa evde onlar için ayrıca bir sıkıntı. Yaşamlarının bu döneminde sosyalleşme algılarını yeniden formatlayan büyüklerimiz bunu uygulayacak alandan mahrum kaldılar ve hareketsizler. Bu başlı başına bir sorun. Anne ve babaya gelince dengeler yerinden oynadı ve pek çok durumu aynı anda düşünme sürecine girdiler.


Ekonomik kaygılar ve ilişki kaygılarını beraberinde getirdi. ◊ Antalya da tanınmış, sevilen eğitimcilerden ve yaşam koçusunuz. Bir başka insanın hayatına dokunmayı, onun ruhuna iyi gelmeyi nasıl başarıyorsunuz? - Eylül Hanım çok güzel bir soru. Nasıl başardığıma gelince önce kendime faydalı olmayı öğrendim süreçte. Bu biraz şuna da benziyor. Ürünün işe yarayıp yaramadığını test etmek gibi aslında. Kendinize faydanız yoksa kimseye faydanız olamaz. Bir de iyi dinleme. Herkesin sorunu kendine göre büyüktür ve dinlenilmeyi hak eder diye düşünüyorum. ◊ Aile danışmanlığı yapıyorsunuz, genelde ailelerin size gelmelerinde kırılma noktası ne oluyor? - Kırılma noktamız ne biliyor musunuz Eylül Hanım, tabi ki iletişim Birbirini dinlemeyen, birbirini dinlemeye tahammülü kalmayan çiftlerle çalışıyorum ve ilk hedefimiz var olanı yeniden keşfetmek yoksa da yaratmak. Emin olun sevgi bağı devam eden bütün ilişkiler düzeltilebilir istek varsa... ◊ Ben çözüm odaklı ilerlemeyi seviyorum. Nasıl yani sevgili hocam? - Yani sorunlarını anlatan çiftlere anlaştıkları iletişim kurabildikleri herhangi bir noktaları olup olmadığını soruyorum. Ne oldu da anlaşabildiniz, iletişim kurmayı başarabildiniz diye soruyorum . Evlilik bir ipte yürümek gibi. Dengeyi kurmak iki kişinin elinde. Öyle bir denge kurmalısınız ki ikinizin de düşmesini engellemelisiniz. Peki bu nasıl olacak sorusunu siz sormadan hemen ben cevaplamak istiyorum. Yürekten çaba sarf ederek ilmek ilmek örülmeli bir evlilik ve sağlam ilmekler atılarak yapılmalı bu. Çünkü ördüğünüzü beraber giyeceksiniz. Hem sıkı olmalı hem de içine değişimleri katabilecek kadar geniş olmalı. ◊ Size gelen çiftler arasında uyumu nasıl sağlıyorsunuz? Sizi zorlayanlar oluyor mu? - Bizi zorlayan çiftler tabi ki oluyor. Evliliğe, ilişkiye, beraber yaşamaya, aile olmaya ilişkin bütün kalıplarını gözden geçiriyoruz. Tutunacak dallarını oluşturuyoruz beraber. ◊ Peki Nilgün hocam size bu dönemde en çok gelen sorular neler? Bana bu günlerde en çok sorulan sorulardan biri ; Hepimiz çoluk çocuk eş haftalardır evdeyiz. Bu süreci en sağlıklı şekilde

atlatmak için aynı çatı altında nasıl huzur buluruz? - Ben de diyorum ki; farklarımızı bilip buna saygı göstermek ve bu noktadan ilerleyip bize özel kendi dinamikleri olan bir ilişki modeli geliştirmek. Huzur bulmak aynı zamanda kişinin kendini iyi tanımasıyla mümkün . Böylece mutlu olma yöntemlerimi de geliştirebilirim. Çünkü kendimizi mutlu etmeden bir başkasını mutlu etme olasılığımız yok. Çok güzel bir söz okumuştum ''Bizi güçlü kılan yediklerimiz değil sindirdiklerimizdir.' O kadar doğru ki önemli olan bildiklerimiz değil bunu hayatımıza ne kadar geçirebildiğimizdir. Nasıl bir hayat istiyorsan onu yaratırsın. ◊ Daha iyisi mümkün, ben buna inanıyorum. Sen niye inanmayasın? - Sanırım bu kadar sorunun ardından size sorulması gereken en

önemli sorum şu olmalı; birilerine yaşam koçluğu yaparken hiç şüphesiz enerjiniz tükeniyor olmalı. Kendinizi nasıl yeniliyorsunuz? Umut insanları ayakta tutan en önemli unsurdur bence. Hayatı daha yaşanır bir hale getirme noktasında insanların yaşamına katkı sağlıyorsunuz. Benim misyonum da sanırım bu. Enerjimi yerine getiren, umudum. Her gün yataktan kalkmamı sağlayan, daha doyumlu bir hayata olan inancım. Göktürk ailesi ve değerli okuyucularımız adına size çok teşekkür ediyorum. Kıymetli açıklamalarınızla bir çok aileye rehberlik edeceğinize yürekten inanıyorum. Elbette yaşadığımız sürece saha iyisi mümkün ve ben buna canı gönülden inanıyorum sevgili Nilgün Akyüz.


YAZAR

Şenol Uğraç KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ NEDİR? KISA ÇALIŞMA UYGULAMASI Genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak en az üçte bir oranında azaltılması veya süreklilik koşulu aranmaksızın işyerinde faaliyetin tamamen veya kısmen en az dört hafta süreyle durdurulması hallerinde, işyerinde üç ayı aşmamak üzere sigortalılara çalışamadıkları dönem için gelir desteği sağlayan bir uygulamadır. ◊ Kısa çalışma uygulaması bakımından “Genel Ekonomik; Bölgesel; Sektörel Kriz ve Zorlayıcı Sebepler Nedir?” Ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olayların, ülke ekonomisi ve dolayısıyla işyerini ciddi anlamda etkileyip sarstığı durumlardır. Ulusal veya uluslararası olaylardan dolayı belirli bir il veya bölgede faaliyette bulunan işyerlerinin ekonomik olarak ciddi şekilde etkilenip sarsıldığı durumlardır. Ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olaylardan doğrudan etkilenen sektörler ve bunlarla bağlantılı diğer sektörlerdeki işyerlerinin ciddi anlamda sarsıldığı durumlardır. İşverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine imkân bulunmayan, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumları ya da deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik gibi durumlardır. ◊ Kısa Çalışma Kapsamında ne tür ödemeler sağlanmaktadır? - İşçilere kısa çalışma ödeneği ödenmesi, - Genel Sağlık Sigortası primleri ödenmesi, hizmetleri sağlanmaktadır. ◊ İşyerinde Kısa Çalışma Uygulanabilmesi için neler gerekir? - İşverenin; genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle işyerindeki çalışma süresinin önemli ölçüde azaldığı veya durduğu yönünde İŞKUR’a başvuruda bulunması ve İş Müfettişlerince yapılan uygunluk tespiti sonucu işyerinin bu durumlardan etkilendiğinin tespit edilmesi gerekmektedir.

122 144 122

SM MALİ MÜŞAVİR

◊ İşçinin Kısa Çalışma Ödeneğinden Yararlanabilmesi İçin neler gerekir? - İşverenin kısa çalışma talebinin iş müfettişlerince yapılacak inceleme sonucu uygun bulunması, İşçinin kısa çalışmanın başladığı tarihte, çalışma süreleri ve prim ödeme şartlarını sağlamış olması, İş müfettişlerince yapılacak inceleme sonucu kısa çalışmaya katılacaklar listesinde işçinin bilgilerinin bulunması gerekmektedir. ◊ Kısa Çalışma Talebinde Bulunulması ve Talebin Değerlendirilmesi aşaması nasıldır? - İşverenler, genel ekonomik, sektörel, bölgesel kriz veya zorlayıcı sebeplerle Kısa Çalışma Talep Formunu ve kısa çalışma yaptırılacak işçilere ilişkin bilgileri içeren listeyi tanzim ederek kısa çalışma başvurusunda bulunulabilir. Kısa çalışma başvuruları, işçiler adına işverenler tarafından yapılır. İşçiler kısa çalışma talebinde bulunamaz. ◊ Yeni Tip Koronavirüs (Covid-19) Talebin Değerlendirilmesi aşaması nasıldır? - Buna ilişkin kanıtlarla birlikte Kısa Çalışma Talep Formu ile kısa çalışma yaptırılacak işçilere ilişkin bilgileri içeren listeyi bağlı olduğu İŞKUR biriminin elektronik posta adresine, elektronik posta göndermek suretiyle kısa çalışmaya başvuru yapabilir. İşverenlere başvurusunun alındığı yine aynı yolla en kısa sürede bildirilecek ve başvurular uygunluk tespiti amacıyla Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına gönderilecektir. ◊ İşverene Kısa Çalışma Talebinin Sonucunun Bildirilmesi Nasıldır? - Koronavirüsten olumsuz etkilendiği gerekçesiyle kısa çalışma talep eden işverenlere başvurularının sonucu, elektronik posta yoluyla taleplerini gönderdikleri adrese yapılır. Talebi uygun bulunan işverenler, Kurumca bildirilen sürede Kısa Çalışma Bildirim Listesini güncelleyerek başvuru yaptıkları İŞKUR biriminin elektronik posta adresine gönderir. ◊ Kısa Çalışma Ödeneği Süresi, Miktarı ve Ödenmesi Nasıldır?

SM Mali Müşavir senol@maliturk.com SM Mali Müşavir 0532 302 17 17 senol@maliturk.com 0532 302 17 17

- Sigortalının son oniki aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının % 60’ıdır. Aylık asgari ücretin brüt tutarının % 150’sini geçemez. Kısa çalışma ödeneği, işçinin kendisine ve aylık olarak her ayın beşinde ödenir. Ödemeler PTT Bank aracılığı ile yapılmaktadır. Kısa çalışma ödeneğinin süresi üç ayı aşmamak kaydıyla kısa çalışma süresi kadardır. ◊ Kısa Çalışma Ödeneği Kapsamında Fazla veya Yersiz Ödemelerin Tahsili durumunda uygulama? - İşverenin hatalı bilgi ve belge vermesi nedeniyle yapılan fazla ödemeler, yasal faizi ile birlikte işverenden, işçinin kusurundan kaynaklanan fazla ödemeler ise yasal faizi ile birlikte işçiden tahsil edilir. ◊ Kısa Çalışma Ödeneği Alınan Süre İçin Ödenen Primlerin Durumu? - İşçinin kısa çalışma ödeneği aldığı süre için genel sağlık sigortası primleri ödenmektedir. Söz konusu dönemde kısa ve uzun vadeli sigorta primleri aktarılmaz. ◊ Kısa Çalışmanın Erken Sona Ermesi Durumunda Uygulama? - İşverenin, kısa çalışma uygulaması devam ederken, normal faaliyetine başlamaya karar vermesi halinde durumu Kurum birimine, ve işçilere altı işgünü önce yazılı olarak bildirmesi zorunludur. Geç bildirimlere ilişkin oluşan yersiz ödemeler yasal faizi ile birlikte işverenden tahsil edilir. ◊ Kısa Çalışma Ödeneğinin Kesilmesi Durumunda Uygulama? İşe girmesi, yaşlılık aylığı almaya başlaması, silâh altına alınması, kanundan doğan çalışma ödevi nedeniyle işinden ayrılması veya geçici iş göremezlik ödeneğinin başlaması durumunda geçici iş göremezlik ödeneğine konu olan sağlık raporunun başladığı tarih itibariyle kısa çalışma ödeneği kesilir. ◊ Kayıt Tutma Zorunluluğu? Kısa çalışma yapan işveren, işçilerin çalışma sürelerine ilişkin kayıtları tutmak ve istenilmesi halinde ibraz etmek zorundadır.



ARKA KAPAK YAZISI

Siz ölümle özgürleşenlerden mi yoksa ölüme tutsak olanlardan mısınız? Hikâyem bu soruyla başladı. Bu soruyu kendime sorduktan sonra arabayı durdurdum ve ters yönde yürümeye başladım. Başkalarının kararlarıyla kendime değerler biçmiş, yollar çizmiş, sıfatlar yaratmıştım. Korkularımı bile başkaları belirlemişti. Nasıl sevileceğini onlardan öğrenmiştim. İçimdeki boşluğun sebebi buydu. Herkes... Mutluluk ruhumdan çekilmiş, geriye görse de anlamayan, duysa da dinlemeyen,

124

hissetmeyen, sevemeyen, kendini yüz yaşında zanneden bir beden kalmıştı. Yaşadıklarım mı beni böyle bir insan yapmıştı yoksa korkularım mı hayatı böyle yaşamamı sağlamıştı bilmiyorum? Bildiğim tek şey; şimdiye kadar kendime hiç fırsat tanımadığımdı. Her şeyi kuralına uydurmuştum ama kuralları kimin yazdığını hiç sorgulamamıştım. “Çok geç kaldın!” diyordu içimden bir ses. Düşüncelerim bile zincirlenmişti kuyuya... Değişmenin, umudun hayali bile kalmamıştı sanki.


23 MART'TAN İTİBAREN D&R VE TÜM KİTABEVLERİNDE. AŞAĞIDAKİ ADRESLERDEN DE ULAŞABİLİRSİNİZ. www.eyobiyayinlari.com www.dr.com.tr www.kitapyurdu.com www.kitapsec.com www.okuoku.com http://www.tikla24.de(Avrupa'dan siparişler için)


TÜRKİYE'DE 50 YIL SONRA İLK

"MASAL GİBİ MASAL FİLMİ" Çekim ve post prodüksiyonu tamamlanan film, cinsellik, şiddet ve küfür içermeyen yapısıyla sinemamıza tertemiz bir nefes katmayı amaçlıyor. Özellikle son yıllarda gerek Televizyon Dizilerinde gerekse Sinema Filmlerinde sık sık vurgulanan ve zaman zaman büyük tepki çeken olumsuz öğelerden uzak durarak da iddialı ve keyifli bir film çekilebileceğinin en büyük kanıtı olan Bir Türk Masalı Filmi, Ülkemizi ve dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgınının bitiminden hemen sonra izleyiciyle buluşacak. Film, adından da anlaşılabileceği üzere bir masal ama alıştığımız gibi yeniden uyarlama bir masal değil, tamamen sıfırdan yazılan ve yazılırken Anadolu Coğrafyasının öğelerini işin merkezine alan bir masal. Öyle ki, senaryosu yazılırken konunun uzmanlarına sık sık başvurulmuş ve kültürel öğelerimizin doğru şekilde işlenmesine dikkat edilmiş bir masal. Yeşilçam sinemasının en son masalını yaklaşık 50 sene önce çektiğini düşünürsek, filmin yapılış amacının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Hatta 1970`li yıllarda Keloğlan masalının uyarlamalarıyla ve sesiyle hepimizin kalplerinde taht kuran Rüştü Asyalı, filmin anlatıcısı aynı zamanda. Filmin yapımcısı, yönetmeni, senaristi ve başrol oyuncularından biri olan Toprak Sergen`in dediği gibi; “Dünyanın hayran olduğu masallarımız var bizim. Son masalını 50 yıl önce çeken Yeşilçam sinemamıza saygı duruşunda bulunmak ve 8’den 88’e oyuncu kadromuzla her yaşın izleyebileceği, Anadolu’dan bir Türk Masalı çektik.”

148 126


Bu açıklamaya bakılınca insan düşünmeden edemiyor, Dünya sineması bile milyon dolarlık yatırımlarla binlerce yıllık Anadolu Coğrafyasına yönelirken ve bu topraklarda bu denli güzel ve eşsiz hikâye varken biz neden hala birbirinin aynı ve devşirme senaryoları izliyoruz ki? Filmin bu konuda da bir sürprizi var, eşine çok ender rastlanacak bir şekilde film, İngilizce dublaj seçeneğiyle de dünyaya kocaman bir mesaj veriyor. Sadece İngilizce değil Arapça altyazı seçeneğiyle de aslında Mezopotamya’ya da bir selam var filmde. Türkiye`deki vizyon tarihiyle hemen hemen aynı zaman diliminde, Balkanlar`da, Avrupa`da ve Azerbaycan`da da gösterime girecek olan film, kültürel bağlantılarımıza da vurgu yapıyor. Bir Türk Masalı Filmi Toprak Sergen`in de aslında tek cümleyle özetlediği gibi; uluslararası klasik bir “epik saga” versiyonu. Biraz da filmin hikayesine bakalım. Film, “evvel zaman içinde” geçen, gerçek olamayacak kadar güzel ama sonuna kadar gerçek ve rengarenk bir doğada yaşayan Mutluluk Ülkesi karakterlerinin, Karanlık ve Aydınlık tarafından kaderinin değiştirildiği bir çerçeve çiziyor. Bu çerçeveyi çizerken; aşkı, komediyi, aksiyonu ve gerçeküstü ögeleri harmanlıyor, yani aslında tam manasıyla çocukluğumuzda hafızamıza işlenen ve tadına asla doyamadığımız o muhteşem masalları anımsatıyor bize. Filmin başka bir önemli misyonu da “ustalarımıza saygı” diyor, Toprak Sergen. Filmde hepimizin yakından tanıdığı ve görmeyi çok özlediği isimler var. Kimler mi? Mesela Ahmet Mekin, mesela Suna Selen, mesela İzzet Günay,

Kayhan Yıldızoğlu ve Füsun Erbulak. Yeşilçam’ımızın bu dev isimleri Bir Türk Masalının oyuncu kadrosundalar. Bir zamanların aranan isimlerinin son yıllarda ihmal edilmiş olmasına da mesaj niteliği taşıyan filmde, 24 senedir izleyicisinden uzak olan İzzet Günay`ı görmek özleyenlerini bir hayli mutlu edecek gibi gözüküyor. Yeni neslin yetenekli oyuncularıyla aynı sette olmak eminiz ki ustalarımıza da çok iyi gelmiş ve yine eminiz ki genç oyuncularımız da ustalarından çok büyük feyzler almışlardır. Burada şunu da belirtelim; filmin mesajlarından biri de “8`den 88`e.” Yani filmde gelecekte adından çok sık bahsedeceğimize emin olduğumuz çocuk oyuncular da var. 5 tane birbirinden yetenekli yıldız adayı, Yeşilçam`ın ustalarıyla aynı filmde olmanın mutluluğu ve gururunu yaşıyordur. Film, sadece ana oyuncu kadrosuyla değil her bir detayıyla da dikkat çekiyor aslında. Devlet Opera ve Balesi Dansçılarının dans ettiği, Türkiye’nin en

kalabalık çocuk korosunun müziklerini seslendirdiği, milli savunma sanatları sporcularımızın dövüştüğü, Erkin Koray ve Barış Manço gibi ustalarımızın eserlerinin yorumlandığı bir başyapıt adayı. Türkiye’nin pek çok coğrafyasında 24 gün gibi kısa sayılabilecek bir zaman diliminde çekilip animatik unsurlarla bezenmiş, bir masal seyredeceğiz. Bu arada tam olarak açıklanmasa da filmin ikincisinin hazırlıkları da başlamış durumda. Toprak Sergen, daha önce dünyada hiç işlenmemiş ve yine bizden, bir devam filmiyle karşımıza çıkacak gibi duruyor. Açıkçası daha önce işlenmemiş konu ne diye merak ediyoruz ama Toprak Sergen sadece “Sürpriz” diyor, ilk filmin konusu ve oyuncu kadrosunu düşünürsek ikinci filmde de bizi gerçekten çok büyük sürprizler bekliyor olacak. Sürpriz demişken, filmin soundtrack`i başrol oyuncularından Amine Gülşe`nin sesinden bir klip haline getirildi ve çok yakında müzik platformlarında yayında olacak. Toprak Sergen’in yönettiği ve başrollerini; abisi Burak Sergen, Cemal Hünal, Amine Gülşe, İclal Aydın, Doruk Sarıduman, Orçun İynemli, Ege Aydan, Caner Kadayıfçı, Aslı İnandık, Işıl Sergen, Poyraz Demirci, Leya Kırşan, Muhittin Oymakçıer gibi çok geniş bir kadroyla paylaştığı filmde aynı zamanda, Yeşilçam`ın usta isimleri; Ahmet Mekin, İzzet Günay, Suna Selen, Kayhan Yıldızoğlu ve Füsun Erbulak da yer alıyor.


ŞIKLIĞA ŞIKLIK KATAN BUTİK: GİZELLA MODANIN YENİ FENOMENİ

GİZEM SERTYALÇIN KİMDİR?

10.04.1986 yılında Eskişehir’de doğdum ve büyüdüm. 2009 Anadolu üniversitesi iletişim Bilimleri fakültesi mezunuyum. 2010 yılında THY şirketine kabin memuru pozisyonunda işe başlamam ile birlikte uçuş hayatıma başlamış oldum. 10 yıldır havacılık sektöründeyim ve halen aktif olarak THY'de kabin amiri olarak görev yapmaktayım. Gizella benim çocukluğumdan beri hayalini kurduğum bir mekan ve haliyle hayallerimin başlangıcı. 6 aydır aktif olarak Göktürk'te hizmet vermekteyiz. Ürünlerimiz kargo imkanı sayesinde Türkiye’deki her şehre ulaşabilmektedir. Biz Gizella Butik olarak hem şık hem spor olmayı seven, günlük hayatında da tarz sahibi olmayı hedefleyen hanımefendilere hitap etmeye çalışıyoruz.

150


Gizella Butik olarak hedefimiz şıklığına şıklık katan tarz sahibi müşteri profilini günden güne büyütmüş; farklı il ve ilçelerde de perakende satış noktaları bulunan; bir gün kendi tasarımlarını da Türk kadınlarının beğenisine sunabilecek kadar tekstil alanında deneyim kazanmış bir marka olmaktır. Bizi tercih eden müşterilerimiz mağazamızda hafta sonu yürüyüşlerini rahatlıkla yapabilecekleri tayt tshirt ya da basic sweat shirt çeşitlerini bulabilecekleri gibi; ailecek yenilecek bir akşam yemeğine katılırken rahatlıkla kullanabilecekleri kalem etek ve şık bir gömlek kombinini de bulabilirler.

gizellabutik

0533 022 67 26 - 0507 666 78 48

Göktürk Cad. 46 F Çetinkaya Apt. Göktürk - Eyüpsultan/İstanbul (PTT Göktürk Şb. Karşısı)


GARDROP DETOKS SIRLARI

130 152

Aydan Koçali

İSTANBUL MODA AKADEMİSİ (İMA) VAKKO ESMOD GÖKTÜRK DERGİSİ MODA EDİTÖRÜ

image-styling.com image_styling

Tüm Kıyafetler Dışarı Tüm kıyafetlerimizi kategorilerine göre çıkaralım. Pantolonlar, gömlekler, ayakkabılar gibi. Böylece aldığınız ve unutmuş olduğunuz parçaları da göreceksiniz. Kendimize Soru Soralım ? Şu ayakkabıları vitrin de bugün görsem alır mıydım? O gömleği son bir sene hiç giydim mi? Bu etek ile rahat edebilir miyim? Verdiğiniz cevaplar HAYIR ise ya bir yere bağışlayın ya da ikinci alışveriş sitelerinde satın. Keyif Veren Kıyafetler Bir kıyafeti giymekten keyif alıyorsanız, bir kere bile giyseniz bile onu atmayın. Hatta ona iyi bakın, temiz tutun ve gamboç ya da kılıfta saklayın. Bir gün mutlaka giyeceksinizdir. Başkalarının Fikirlerinin Önemi ! Vizyonuna güvendiğiniz arkadaşınıza fikrini sorun ve özellikle istif yapmayı seviyorsanız bu çok önemli. Vox-Pop Kimseye fikrini soramıyorsanız, sosyal medya da paylaşın ‘Evet – Hayır’ anketini açın. ‘Hayır’ denilen giysileri beğenenlerden birine hediye edin. Ayrıca bu durumu ‘whatsApp grubu’ açıp, yakın arkadaşlarınıza sorabilirsiniz. Eskimiş ve Yıpranmış Kıyafetlerden Kurtulun Solmuş ve yıpranmış olan tüm kıyafetlerini ayırın ihtiyacı olan kişilere verin. Belediyelerin geri dönüşüm kutularından da yararlanabilirsiniz.


Satın ya da Dönüştürün ‘Moda Cruz’ ya da ‘Dolap’ gibi ikinci el sitelerin de hangilerini satabileceğinize karar verin. Böylelikle gardrop detoksunu hem maddi hem manevi olarak size kattıklarının keyfine varın. Askı Sisteminizi Düzenleyin.. Kaliteli askılar alın. Kıyafetlerinizi renk ve tarz olarak kategorilere ayırın. Giysilerinizi yerleştirirken tamamlayıcı parçaları da yanlarına koyun. (Üzerine giyeceğiniz ceket ya da takabileceğiniz fular gibi) Gardırobunuzu Hep İzleyin Prensibiniz yeni bir parça dolabınıza girdiğinde, eski bir parçanın çıkması gibi olabilir.

Harcadığınız paraya limit koyun. Aşırıya kaçmayın. Alışveriş yapmak biz kadınların en çok sevdiği hobidir. Yenilenmek isteriz. Ancak bu yenilenmeyi gerçekleştirirken gardroplarımızı unuturuz eski parçalar dururken, yeni parçalar aldığımız da gardrobumuzu unuturuz. İşte tam bu anda, beden ölçülerim şu anda bunu giymeye uygun mu? Terziye versem hallolur mu?( Kısaltmak, daraltmak gibi) ve giydiğimde mutlu oluyor muyum? Bu sorulara verdiğimiz cevaplar üzerinden harekete geçebiliriz. Dolabı yerleştirirken, renklerine, çeşitlerine (Etek,gömlek,ceket gibi) bir arada olmalarına özen gösterelim. Evde kalmak zorunda olduğumuz bugünler de, tüm ailemizin ve kendimizin giyinme odaları ve gardroplarını düzenleyerek bahar aylarında bunun keyfini çıkartabiliriz. Sağlıkla kalın..

131 153


MODA

2020 2020 İlkbahar /Yaz sezonu trendler biraz daha sakinleşiyor. Diz altı etekler, bej rengin her tonu ve büzgülü hacimli parçalar. Bu sezonda sokaklarda sıkça karşılaşacağımız trendlerden ilki diz altında etekler. Biraz vintage görünümlü bu parçaları sıkça göreceğiz. En iyi tarafıysa diz altı etekleri istediğiniz şekilde kombinleyebilir olmanız. Yakası hareketli, bağlanan bir gömlek, dik yakalı kazak, blazer ceketlerle diz altı eteğinizi kombinleyebilirsiniz. Şifonlar, çıtır çiçek desenli etekler ve pliseli etekler harika. Çizmeler ya da sneakerlarla giyebilir stilinizi tamamlayabilirsiniz. 2020 modasında sakinliği hatırlatan tonlar yer alıyor. Bej, krem rengi ve devetüyü gibi tonlar çok revaçta olucak. Bej rengi ve bahar deyince akla gelen tek parça trençkotu gardırobunuzdan eksik etmemelisiniz bence . Bir başka trend fırfırdan korkmayın. Çünkü bu sezon da karşımıza çıkacaklar. Eğer minimalizm pek size göre değilse, bahar aylarının enerjisini stilinize katacağınız fırfırlı parçalarla yansıtabilirsiniz. Klasik bir jean üzerine yakası ya da kolları fırfırlı bir bluz ile istediğiniz romantizmi yakalayabilirsiniz. Eteği fırfırlı elbiselere bir şans tanıyabilirsiniz. Fırfırları hayatımızın her noktasında kullanabiliriz. Omuz detayı da olabilir etekte de kol ucunda da vücudumuzda her bölgemizde fırfırları görebiliriz. Yine harika aksesuarlarla kombinlerinizi daha şık ve gösterişli hale getirebilirsiniz. Hasır ve deri örgü kemerler bu sezonun vazgeçilmezleri arasında. Plajlarda sıkça göreceğimiz hasır çantalar ve Kova çantalar en öne çıkan detaylar arasında. Çizgili bluzlar ve trikolar her sezon olduğu gibi bu sezonda ön planda olacak. Minimal boyuttaki kot short ile lacivert beyaz çizgili bir kombini kullanabilir veya çizgili trikonuzun altına spor bir ayakkabı kullanabilirsiniz. Harika parçaların bizlerle buluşacağı güzel bir sezon bizleri bekliyor...

154 128

Oktay SEVEN oktaysevenofficial

İLKBAHAR / YAZ SEZONU



156


ki! Hangisini anlatalım bilemiyorum. Aslında her şey birbirine halka halka bağlı ve bu halkaların her biri de ailenin temel harcını oluşturan kadına bağlı. Bir çocuğun doğumundan okul yılları ile başlayan sosyal hayatına kadar geçen süre İçerisinde annesi ile geçirdiği her anla başlıyor kadının toplumsal önemi. Ama hal böyle iken, yani zaten anne mutsuzken, ya da kafasında ödenmemiş faturalar, işsizlik, belki şiddete eğilimli bir eş, hatta çalışan bir Kadın ise iş yerinde uygulanan sözlü baskı, hep bir kendini ispat çabası. Hep ben de buradayım, ben de yapabilirim çabası. Evde anneyi verimli bir ebeveyn yapamıyor maalesef. Tabii ki bu anlattıklarım benim kendi tecrübelerimle gördüklerim. Aslolan konunun uzmanlarının değerlendirmeleridir. “KADINLARIMIZ ÖZ GÜVENLİ OLMALI” ◊ Anladığımız kadarıyla sizin siyasetin içinde bulunma nedeniniz de biraz bu gibi. Yani ülkemizde kadın ve kadın problemleri - Tam olarak bu değilse de temel olarak bu. Zira öyle ağır hikayeler duyuyoruz ki ya da görüyoruz ki kayıtsız kalmak mümkün değil. Üstelik toplumun her kesiminde bu böyle maalesef. Plazada çalışan bir kadında, tarlada çalışan bir kadında hem psikolojik hem fiziksel şiddet görebiliyor. Üstelik toplumdaki baskı ve korkudan bunu ya saklıyor ya da bu şiddeti hak ettiğini düşünüyor, Bakın kısa bir anektod anlatayım; Birlikte çalıştığımız bir tasarımcı kızımız bir gün işe kolunda ve yüzünde morluklarla geldi. Sorduk

tabii ki, otobüste düştüm dedi. Birkaç hafta sonra yine yeni morluklar olunca bu defa erkek arkadaşının şiddetine maruz kaldığını ama tartışma esnasında onu kışkırttığı için erkek arkadaşını haklı bulduğunu söyledi ve bu durum mükerrer defalar tekrar etti maalesef. Ne kadar konuştuysak buna çözüm bulamadık. İşte tam da bu nedenle kadınlarımızın öz güvenli olması gerek. Terk edilmekten, terk etmekten, dur demekten, istemiyorum demekten korkmamaları gerek. Kadın ve çocukları arasında da ciddi bir iletişim olmalı. Çocuk anneden korkmamalı, ona içini açmalı, yaşantısındaki önemli şeyleri cesaretle anlatmalı. Gerek duyduğunda anne uzman kapısı çalmaktan çekinmemeli, utanmamalı, korkmamalı. Ülkemizde aile içi şiddet kadar ensest vakaları da hiç öyle azımsanacak gibi değil. Ancak çocuklar korkuyor, dertlerini anlatamıyor, işte bu nedenle annenin bu konuda bilgili ve dikkatli olması gerekiyor. Daha da önemlisi erkek çocuklarımızın kadınlara, annesine, kız kardeşine, komşu teyzeye saygı ve sevgi duyarak büyümesi gerekiyor. Erkeklerin daha çocuk yaşta kendi sınırlarını öğrenmeleri gerekiyor. Kendi duygu, ego ve isteklerini kontrol etmeyi öğrenmeleri gerekiyor. Aksi taktirde karşısındaki kadını kendinden daha güçsüz varsaydığı için kontrol altında tutmaya çalışıyor. ◊ Emel Hanım kadınların iş hayatında ve siyasette yer bulabilmeleri ile ilgili ne düşünüyorsunuz? - Çok utanarak söylüyorum ki ülkemizde sanki kadınlara özel

meslekler var ama erkeklere özel bir meslek yok! Beyler her işi yapabilir ( ev işleri hariç ) ancak kalınlar bazı işleri yapabilir. Oysa ki yüzlerce insan taşıyan uçakları havalandıran kadınlar var, tiren kullanan, gemi hatta şilep kullanan, iş makineleri kullanan, çok iyi cerrah, çok iyi aşçı, mühendis, mimar olan. Yani örneğin bir Kadın tarlayı sürebilir ama köyde muhtar olamaz çünkü eksik etektir, aklı yetmez, bilmez, fikir yürütemez..... ne acıdır ki bu fikirleri yürütebilen oğulları biz kadınlar yetiştiriyoruz, tabiiki köy, tarla örneği bir benzetmeydi aynı örnekleri kendi ilçemizde ya da büyük şehirlerde de gösterebiliriz. Bir kadını genel müdür, yada otobüs şöförü, itfaiyeci, yada milletvekili, öğretmen gördüğüm zaman sanki dünyanın tüm oksijenini ciğerlerime doldurmuşum gibi geliyor, çünkü biliyorum o başarının arkasında başarıdan daha büyük bir mücadele vardır. ◊ Düşüncelerinizi özgürce ifade eder misiniz? Kendinizi şu anda yaptığınız iş ve alanda Özgür hissedebiliyor musunuz? - Ben düşüncelerimi uygun bir dille ifade etmekten hiç kaçınmadım, kaçınmamda. Ancak özgürlük ülkemizde göreceli bazen bir şiir, bazen bir şarkı alıverir özgürlüğünüzü elinizden. Bu anlamda bu kadar acı varken suskunca yas tutan bir toplumun parçası olarak kendimi özgür hissetmiyorum. Nasıl bir dünya hayal ediyorsunuz, elinizde bir güç olsa neyi değiştirirdiniz? - Bu soruya tek bir cevap vereceğim, elimde bir güç olsaydı da bunu gerçekleştirirdim. İnsanların hoyratça yaşadıkları bu dünyada bir anlığına geleceğe gidip kucaklarından indirmedikleri hani uğurlarına canlarını bile verebilecekleri çocukları ve torunları İçin nasıl bir dünya bırakacaklarını görmelerini isterdim. Yok ettikleri ormanlar, su kaynakları ve her gün biraz daha tüketen bir toplumun, içlerindeki kin ve öfkenin, umarsızlığın geleceğe ödeteceği bedelleri görmelerini isterdim. ◊ Emel Hanım son olarak ülkemiz kadınları ile ilgili ne söyleyeceksiniz? - Şunu belirteyim yeni nesil, genç kızlarımız süper geliyorlar, akıllılar, çalışkanlar, öz güvenleri yüksek işte bunu tüm ülkeye yansıtmamız gerek. Çok çalışmalıyız kadınlarımızı hayata katmalıyız, ben bunu kendi ilçemde yapıyorum, kadınlarla müthiş projeler yapıyoruz azıcık da olsa onlara bir başlangıç İçin yol açıyoruz. Ancak en önemlisi şu üç kelime biz Mustafa Kemal Atatürk’ün bize verdiği haklarla hiçbir zaman YILMAYACAĞIZ SİNMEYECEĞİZ KORKMAYACAĞIZ. Sevgiyle kalınız


ANNELİĞİN EN GÜZEL YANI

ÇOCUKLA ÇOCUK OLMAK Hem anne olup hem başarılı bir kariyere imza atan Oyuncu ve sunucu Yasemin Demirbaş ile Göktürk Dergisi’ne özel çalışan bir anne konusu üzerinde söyleşi yaptık. Demirbaş, anneliğin en güzel yanının ‘çocukla çocuk olmak’ olduğunu belirtti. ◊ Yasemin Demirbaş Kimdir? - 5 Ağustos 1988 İstanbul doğumluyum. Aslen Balıkesirliyim. Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde okudum. Üniversiteye giderken bir yandan da aktif olarak aile mesleğimiz olan tekstil sektöründeydim. 2014’te evlendim. Bir oğlum oldu. O büyüyünce kendimi bildim bileli yapmak istediğim mesleği yapmaya karar verdim. Haber spikerliği... Ve bunun için Can Gürzap-Arsen Gürzap’tan haber spikerliği ve sunuculuk eğitimi adı altında Diksiyon ve Etkili Konuşma dersleri aldım. Mezun olduktan bir ay sonra Beyaz TV’de internetin ve sosyal medyanın trendlerini anlatan Diji-hal adlı bir program sunmaya başladım. Şimdiyse yepyeni bir konsept olan ‘Nedir Bu?’ Ya başladık. Herkesin bilir gibi yaptığı ama bilmediği konuları tek tek ele alıyoruz. Her cumartesi 12.40’ta görüşmek üzere. ◊ Çalışmalarınız Nasıl Gidiyor? - Program aktif olarak her hafta devam ediyor. Evde oğlum uyuduktan sonra internetten indirdiğim bazı metinleri evde ayna karşısında okumaktan çok keyif alıyorum. Ek olarak bir iki oyuncu oyunculuk eğitimi veren kişilerle görüşmelerim devam ediyor. Hedefim kapsamlı bir oyunculuk eğitimi almak. ◊ Beyaz TV’de Yer Almak Sizlere Neler Katacak? - Beyaz TV tabiri caizse ilk göz

134 158

YASEMİN DEMİRBAŞ Röportaj

HAKAN KANBUROĞLU


ağrım olduğu için yeri bende daima başka kalacak. Çalışma arkadaşlarımın hepsi çok değerli, her gün birbirimizden yeni şeyler öğreniyoruz. Montaj, editörlük, teknik kısım vs. Yani işin mutfağını öğrenmekte benim için çok kıymetli. Ayrıca her türlü konuyla ilgili gündem, eğlence olsun aktif bir kanal olduğu için kariyerime pozitif anlamda büyük katkısı olacaktır. ◊ Çalışan Bir Anne Olmanın Zorlukları Nelerdir? - Ben ailemin desteğiyle başardım ‘çalışan bir anne olmayı’… Zaten oğlum da büyüdü ilkokula başlıyor bende artık kendi hayatıma yön veriyorum. Hiçbir şey için geç değil. Herkes mutlaka hazır olduğunda bir yerden başlamalı. ◊ Anneliğin En Keyifli Olayı Nedir? - Benim için en değerli tarafı kötü anımda gözümün önüne oğlumu getirdiğimde daima rahatlamam ve şükretmemdir. Diğer somut şeylere değinmem gerekirse onunla birlikte futbol oynayıp çocuklar gibi eğlenmemiz kuşkusuz benim için en keyifli yanı. Kısacası çocukla çocuk olmak beni de çok rahatlatıyor. ◊ Bloggerlık Yapmayı Düşündünüz Mü? - Aslında çevremdeki herkes özellikle yakınlarım beni buna çok teşvik ediyorlar. Bilemiyorum, belki de ileride neden olmasın... (Gülüyor) ◊ Tarzınız Çok Beğeniliyor, Kendiniz Mi Yaratıyorsunuz? - Evet… Belki de hayal gücüm bu konuda yaratıcı diye düşünüyorum. Çünkü bir şey alırken ya da ne giyeceğimi düşünürken gözümü kapattığımda aynadaki ilk görüntüm genelde iyi seçim olmuş oluyor. Hemcinslerime tavsiyem ilk tercih her zaman doğru tercihtir... ◊ Nasıl Bu Kadar Fit Kalıyorsunuz? - Benim tek diyebileceğim şey, günde iki öğün yiyip akşam 19.00’dan sonra bir şey yemiyorum. Günde yaklaşık 4 lt su içiyorum. Hatta Instagram’da bazı paylaşımlarımın arka planlarında su şişelerimi görebilirsiniz. (Gülüyor) Ve gerçekten eğer spor yapacak vaktiniz yoksa evde yattığınız yerden tv izlerken bile az da olsa yer hareketleri yapın, çok etkisini göreceksiniz. ◊ Çocuklu Annelere Öneriniz Nedir? - Kesinlikle sabırlı olmak ve empati yapabilmek... (Gülüyor) Onun ileride geleceğin bir bireyi olacağını unutmayıp öyle yetiştirelim derim…


RÖPORTAJ

LEVENT

ACARER

Özel sektörde yönetici olan Levent Acarer ile hayali olan müzik ve ilk albümü “Doya Doya” ve yeni albümü “Yine Deli Olsak” özelinde gerçekleştirdiğimiz sohbetimiz sizlerle…

◊ Biraz kendinden bahsedebilir misin? Levent Acarer kimdir? - 6 Ekim 1979 İstanbul doğumluyum. Çocukluğum Yeşilköy’de geçti, 11 yıldır ise Göktürk’te yaşıyorum. İstanbul Üniversitesi Elektronik Mühendisliği ve İstanbul Kültür Üniversitesi İşletme yüksek lisans eğitimi aldım. Şu an özel sektörde satış alanında yönetici olarak çalışıyorum. Evliyim, biri 7 yaşında ve diğeri 8 aylık olmak üzere 2 çocuğum var. Bunlarla birlikte Müzik de hayatımın en vazgeçilmez temel parçaları arasında yer alıyor. ◊ İlgi alanların nelerdir? Boş zamanlarında neler yaparsın? Gün içerisinde yoğun iş temposundan arda kalan zamanımın hemen hemen büyük bir çoğunluğunu aileme ayırabildiğimi belirtmek isterim. Bununla birlikte spor ve müziğin hayatımda çok farklı bir rolü olduğunu belirtmek isterim. Uzunca bir süre lisanslı sporcu olarak masa tenisi oynadım. Ayrıca vakit buldukça basketbol, fitness ve futbol oynamaya çalışıyorum. Sporun her türlüsünün vücudumuz ve zihnimizin en büyük ilacı olduğunu, günlük hayatta karşılaştığımız en büyük problem olan strese de deva olduğunu düşünüyorum. Evde olduğum boş zamanlarımda ise gitar ve org çalıp yeni müziklerimi besteliyorum. Son zamanlarda özellikle çocuk sahibi olduktan sonra kişisel gelişim kitaplarına çok önem verdim şimdilerde ise biraz daha ilgimi çeken yazarların romanlarına geri dönüş yaptım diyebilirim.

160

leventacarer lacarer


“GÜNLÜK HAYATTAKİ DUYGULARIMI MÜZİKLE BİR ARAYA GETİRMEYİ ÇOK SEVİYORUM”

◊ Müzikle tanışman nasıl oldu? - Çocukluğumdan itibaren müziğe ilgim vardı. Okul yıllarımda piyano ve müzik eğitimi aldım sonrasında Üniversite yıllarımda aklıma gelen melodileri kaydetmek ve her ortamda çalabilmek için gitar eğitimine başladım. Bundan sonra müziğe olan sevgim daha da arttı. Artık sevdiğim şarkıları çalabiliyor onlara solo çıkarabiliyor ve kayıt yapıp dinleyebiliyordum. Özel davetlerde, açılışlarda, düğün organizasyonlarında canlı müzik yaptım. Evde elime geçebilecek tüm müzik enstrümanlarını öğrenip bir şeyler çıkarmaya çalışıyorum. Synthesizer, Aranjör klavye ve gitar evimde sıklıkla kullandığım enstrümanlarım. Günlük hayattaki tüm duygularımı müzikle bir araya getirmeyi çok seviyorum. Evlilik teklifim için eşime bir şarkı bestelemek, çocuğumuz doğduktan sonra onun adına şarkı yapmak gibi veya bir kitap okuduktan, film izledikten sonra da şarkı bestelemek gibi. ◊ Albüm fikri? - İlk çocuğumuz dünyaya geldiğinde ona bir şarkı besteledim ve bunu

stüdyo kaydına alıp ona güzel bir hatıra bırakmak istedim. Sonrasında bu fikri tüm şarkılarıma uygulamak istedim ve ilk albümüm “Doya Doya” ortaya çıktı. Hatta o albümde oğluma bestelediğim şarkıyı da ekleyip kendisine iyi bir hatıra bırakabildiğimi düşünüyorum. Bizim gibi hayatını farklı alanlarda sürdüren profesyoneller için tüm dünyanın dijitalleşmesi bu tür hayallerin gerçekleşmesine olanak sağlıyor. Çünkü, tüm yapabileceğiniz ürünlerin bilgilerine internet üzerinden ulaşmanız mümkün. Müzik de bunlardan bir tanesi. Artık tüm şarkılara internet üzerinde ve tüm dijital müzik platformlarından ulaşabiliyorsunuz. İlla ki bir müzik markete gidip fiziksel bir CD alıp bunu da çalabilmek için bir CD çalar edinmenize gerek yok. Cep telefonunuz bile bu iş için harika bir araç. Günümüzde artık herkes internetin ve dijitalleşmenin imkanıyla hobilerini hayata geçirebiliyorlar. İster yazar olun ister müzikle ilgilenin veya yemek pişirmek olsun her türlü hobinizi günümüzde sadece dakikalar alacak şekilde milyonlarla buluşturabilirsiniz. Ben de bu imkandan faydalandım. Şarkılarımın stüdyo kayıtlarını tamamladıktan sonra Musiki Eseri

sahipleri grubu meslek birliği (MSG)’ne üye oldum. Kendimi ve eserlerimi buraya kaydettim. Geriye bu işler için yetkilendirilmiş dijital müzik dağıtım firmaları bulmak ve birisini seçip şarkılarınızın dağıtımını yapman kalıyor. İlk albümüm 2017 yılı sonunda lanse ettiğim “Doya Doya” tüm dijital müzik kanallarında 400.000’in üzerinde dinlendi ve dinlenmeye de devam ediyor. Bu albümde yer alan “Bir tek sen” adlı şarkım uzunca bir süre haftanın listesinde yer aldı ve ilk video klibim de bu şarkıya çekildi. Ayrıca “Bitanem” ve “Yanlış anlamışım” adlı şarkılarım da en çok dinlenen şarkılarım oldu. Şimdi 2020 yılıyla “Yine Deli Olsak” adlı şarkımla ikinci albümümü yayınladım. Bu şarkıyla elbette ki hedefim, bir önceki albümümün elde ettiği rakamları daha yukarıya taşımak olacaktır. Şarkı şimdiden bazı müzik platformlarının “Sıcak Sıcak” adlı listelerinde yerini alıp en çok dinlenenleri arasında yer almaya başladığını söyleyebilirim. Şarkının sözleri Ela Artun’a, müziği ise bana ait. Şarkının aranjmanı ise bence Türkiye’de Rock müziğin en iyi aranjörlerinden Koner Memili tarafından yapıldı. Ne tür müzikler besteliyorsunuz? Hangi sanatçıları daha çok dinliyorsun? Romantik bir müzik tarzım var ve geleneksel müziğin ön planda olmasını tercih ediyorum. Şarkılarımı bestelerken de zaten her zaman bu konuya dikkat ettim. Hafif Batı ve Klasik müzik eserlerinden ilham alıyorum ve Pop ve Soft Rock türünde şarkılar besteliyorum. Enrico Macias, Jose Feliciano, Sezen Aksu ve Kayahan hayranı olduğum ve ilham aldığım sanatçılardır.

“EN BÜYÜK HAYALİM ŞARKILARIMI DAHA FAZLA İNSANA ULAŞTIRMAK”

◊ Son olarak? - Benim gibi iş ve ev yaşamı arasında vakit bulabilip bu tip hobileri hayata geçirmek bazen zor olabiliyor. Özellikle İnternet ve çağımızın en önemli unsuru dijitalleşmeye uyum sağlayabilirsek gerçekleştiremeyeceğimiz hayalimizin olmadığını düşünüyorum. Bu hobiler, stresli iş ve ev yaşamında insanları en motive edici unsurlar haline gelebiliyor. Bundan sonra en büyük hayalim, albüm ve şarkılarımı ulaştırabileceğim kadar çok insana ulaştırabilmek. Şarkıları dinleyen insanların güzel yorumları, en ufak beğenileri bile benim için yaptığım işin ne kadar doğru ve motive edici olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte devamı için de beni cesaretlendiriyor. Daha nice albümlerde görüşmek üzere.





Ä°brahim Yattara ve


ASTROLOJİ

BOĞA

20 NİSAN - 20 MAYIS

KOÇ

9 NİSAN

21 MART - 1

iniz, akraKardeşler iile ilişkiler balarınız e irin. Bilgiy nizi gelişt in. Kısa se önem ver n a t çıkmak yahatlere , kısa kısa korkmayın . Bilginizi, zın yazılar ya sanlar ile i in birikiminiz an korkkt paylaşma tta kafamayın. Ha amandır nz nızda uzu ya rtmak ve a ık ç p a it k u ar ise bun yazmak v erçekleşkg muhakka ler almak tirin. Eğitim yın. Bilgia tan kaçınm anın. in e nin gücün

İKİZLER 21 MA

YIS - 21 HA

ZİRAN

Kendi kaynaklarınızı kullanmayı öğrenin. Çalışma gücünüze, kendi imkanlarınız ile para kazanmaya önem verin ve maddi değerlerinizin farkına vararak geliştirin. Borç, kredi gibi konulardan uzak durun. Mesleğinizin getirilerini sonuna kadar değerlendirin.

Ben dem ey anlamay i, kendi değerinizi a çalışın. Ev eşiniz ile uğraşma liyseniz k kendi geli yerine şiminize önem verin. Biz demek y erine ben dem eyi bilin, bencil olun ama b abartma unu yaparken yın Kendi çık , can yakmayın. arlarınızı ön planda tu tun. En b üyük yatırımı k en görünüşü dinize yapın, dış nüzü güz elleştirin .

144 144 166

k Vedat Dele

YENGEÇ

22 HAZİRAN - 22 TEMMUZ

Ruhsallığınızın farkına varın. Özellikle yaşlı, çocuk bakım evlerine yardımlarda bulunun. Ruhsal gelişiminiz için kendinize yatırım yapın. Eğer uzun zamandır ameliyat gibi bir konu gündeminizde var ise bu ameliyattan kaçınmayın, korkmayın. Sağlık sorunlarınız ile yakından ilgilenin.

ASLAN

23 TEMMUZ - 22 AĞUSTOS

Arkadaşlıklara, sosyal çevreye, derneklere, sosyal yardım derneklerine üye olun ve çalışın. Arkadaşlık ilişkilerinizi geliştirin. Arkadaşlarınızın sorunları ile yakından ilgilenin. Sosyal kulübe üye olarak orada çalışmaktan kaçınmayın, yardım edin. Hayatta size yardım etsin. Ne diyoruz kısaca, iyilik yap iyilik bul! Dileklerini gerçekleştirmek için sonuna kadar çalış ve dileklerini gerçekleştir.


TERAZİ

BAŞASTKOS - 22 EYLÜL 23 AĞU

nıza önem Kariyer hayatı çalışmaları verin. Gerekli le ktan, mücade a m ş lı a Ç . ın p ya es ın ama sakın p etmekten sak an anız ile yakınd b a B . in y e tm e rinizi sonuna ilgilenin. İlişkile n. kadar geliştiri

AKREP

23 EKİM - 21 KASIM

Kendi maddi imkanlarınızı değil başkalarının imkanlarını değerlendirin. Kredi kullanmak işinize yarayacaktır. Ayrıca hemen bu konuda bir örnek vereyim size. Daha kolay anlayın. Diyelim ki bir arkadaşınız emlakçı, diğer arkadaşınız ev arıyor. Hemen aralarında diyalog kurun ve emlakçı arkadaşınızın alacağı komisyondan sizlerde komisyonunuzu alın. Bu bir örnekti. Daha kolay anlamanız için. Bilinmeyen alemler ile ilgili araştırmalar yapın. Astroloji, tarot gibi konular ile yakından ilgilenin, eğitim alın.

KOVA

20 OCAK - 18 ŞUBAT Çocuk yapma zamanınız geldi. Şans oyunlarında şansınızı deneyin, yeteneklerinizin farkına varın. Yaptığınız iş ile popüler olmaktan korkmayın. Sanat ile ilgilenin, eğlenin, çocuklar ile zaman geçirin. Ve aşık olun. Aşk size çok iyi gelecektir. Cinselliğe önem verin ama bunu hoyratça kullanmayın.

23 EYLÜL - 22 EKİM Yurt dışı gezileri yapın. Uzun zamandır üniversite ile ilgili bir adım atmak istiyorsanız atmaktan geri kalmayın. Eğer mahkemelik bir durumunuz söz

konusu ise hakkınızı adaletten yana kullanın ve adım atmaktan korkmayın. Felsefe, din gibi konularda bilgiler edinin, araştırmalar yapın. Dini yerleri ziyaret edin.

YAY

ARALIK 22 KASIM - 21

fanızda ilgilenin. Ka ortaklık a evlenmek, onular Ortaklıklar ik . kurmak gib emde önem verin dan ın ön k d a var ise bu Eşiniz ile y k e sakın m e d n atmaktan ım d a ilgilenin, be i . Sizin demey kaçınmayın mesaj yerine biz li in in en önem meyi iç bilin. Eşiniz iz de katkı ben değil b gelişimine n u n sağlayın. O akından bilmeniz. ey il ı sorunlar

OĞLAK

22 ARALIK - 19 OCAK Çalışmaktan, hizverin. Size hizmet met etmekten sakın eden kişilere iyi davkaçınmayın. Alterranın, sağlığınız ile natif tıp ile yakından yakından ilgilenmeyi ilgilenin. Hatta bu sakın ama sakın dönemde 1 evcil ihmal etmeyin. Çahayvan edinmek lışanlarınız ile bilgi sizlere çok iyi gelepaylaşmaktan, oncektir. Çalışanlarınız ların gelişimine katkı ile ilişkilerinizi geliş- sağlamaktan sakın tirin, onlara önem vazgeçmeyin.

BALIK

19 ŞUBAT - 20 MART Aileniz ile yakından ilgilenin. Eviniz ile ilgili konulara önem verin. Anneniz ile yakından ilgilenerek ona verdiğiniz değeri ona hissettirin. Uzun

zamandır almak istediğiniz ev ile ilgili girişimde bulunun, ertelediğiniz bir taşınma işlemi var ise adım atmaktan sakın korkmayın.

http://www.astrologvedatdelek.com/1/tr E – Mail : info@astrologvedatdelek.com http://www.youtube.com/c/AstrologVedatDelek

145 167


146

Deep Fish


Deepfishtr Deepfishtr

Tel: 0 212 777 55 31 Adres: İstWest, Değirmenbahçe Cd, No: 17A1 / 25-26 Yenibosna, İstanbul E-posta: info@deepfish.com.tr






TARİHİN LEZZET KOKAN 35 YILI


PAKET SERVİS Belediye Cad. Larus Loft No: 21/E Göktürk Eyüpsultan/İstanbul 0531 866 11 50 yucel_simit_gokturk


KISA KISA KISASÜREDE SÜREDE SÜREDEYÜKSEK YÜKSEK YÜKSEKKALORİ KALORİ KALORİ 30 30Dakikada Dakikada Dakikada2500 2500 2500Kalori Kalori Kalori

VACU VACU VACU MAGIC MAGIC MAGIC

Fazla Fazla Fazla kilolarınızdan kilolarınızdan kilolarınızdan kurtulun! kurtulun! kurtulun!

Vacu Vacu Vacu Magic Magic Magic BeautyLine BeautyLine BeautyLine fiziksel fiziksel fiziksel egzersizi egzersizi egzersizi IRIR IR ışını ışını ışını ve ve vakumla ve vakumla vakumla birleştirir. birleştirir. birleştirir. BirBirBirlikte likte likte çalışan çalışan çalışan tüm tüm tüm faktörler, faktörler, faktörler, geleneksel geleneksel geleneksel egzersiz egzersiz egzersiz progprogprogramına ramına ramına göre göre göre daha daha daha fazla fazla fazla kalori kalori kalori yakmanıza yakmanıza yakmanıza yardımcı yardımcı yardımcı olur. olur. olur. Kızılötesi Kızılötesi Kızılötesi ışık, ışık, ışık, vücut vücut vücut sı-sısıcaklığını caklığını caklığını ve ve terlemeyi veterlemeyi terlemeyi artartarttırarak tırarak tırarak metabolizmanızı metabolizmanızı metabolizmanızı hızlandırır. hızlandırır. hızlandırır. Aynı Aynı Aynı zamanda zamanda zamanda ciltcilt cilt hücrelerinizin hücrelerinizin hücrelerinizin yeniyeniyenilenmesine lenmesine lenmesine ve ve (ısıtarak) ve(ısıtarak) (ısıtarak) kaslarınızın kaslarınızın kaslarınızın rahatlarahatlarahatlamasına masına masına yardımcı yardımcı yardımcı olur. olur. olur. Vacu Vacu Vacu Magic Magic Magic herher her ikiiki iki tarafında tarafında tarafında güçlü güçlü güçlü IRIR IR lambalarla lambalarla lambalarla donatıldonatıldonatılmıştır. mıştır. mıştır. Vakum Vakum Vakum etkisi, etkisi, etkisi, belin belin belin altındaki altındaki altındaki bölgelerde bölgelerde bölgelerde yağyağ yağ asidi asidi asidi salınımını salınımını salınımını hızlandıracak hızlandıracak hızlandıracak şekilde şekilde şekilde yağyağ yağ dokusuna dokusuna dokusuna sağlasağlasağlanannan nan kankan kan akışını akışını akışını arttırır. arttırır. arttırır.

BatBaBt atB tantantatnta iyeiyeiyneiy YıkYıkYeıkY amamaıkma a a ama

YoYrorYoYr gagnaonrggan v va v YıkYık YeYıkeYanYsaveseYYas amamıkaamtıktıkasttık a a maa ık

0212 0212 0212 360 360 360 38 38 38 44 44 44 0212 360 38 44 0533 0533 0533 398 398 398 14 1414 97 97 97 0533 398 14 97


Natural NaturalYöntem Yöntem daha daha daha Temiz TemizHalılar Halılar

kernekhaliyikama.com kernekhaliyikama.com kernekhaliyikama.com

// haliyikamakernek /haliyikamakernek / haliyikamakernek haliyikamakernek



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.