Hometextile Sayı 109 / Issue 109

Page 1

GELECEK TRENDLERDE THE FUTURE

IS IN THE TRENDS

21-2

5 Ni sa 2020 n/April

109

Temmuz-AÄ&#x;ustos 2019 / July-August 2019




TÜRK EV TEKSTİLİNİN GELECEĞİ İÇİN

DÜNYAYA AÇILAN KAPI... FOR THE FUTURE OF TURKISH HOME TEXTILES

GATE TO THE WORLD… Ürettikleri ev tekstili ürünlerini dünyanın dört bir yanında, markaları ile sunan binlerce sanayici ve işadamı, TETSİAD fuarları, dergileri, trend analizleri, dünya bağlantıları, eğitimleri, konferansları ve daha pek çok etkinliği ile dünya ev tekstili modasına katkı sağlıyor...

The thousands of industrialists and businessmen who offer their home textile products with their brands all over the world contribute to the home textile fashion of the world with TETSİAD fairs, magazines, trend analysis, world connections, trainings, conferences and many other events…

Geleceğimiz için TETSİAD, tekstil dünyası güçbirliğini dünyanın her noktasına yaymaya devam ediyor...

For the future, TETSİAD continues to spread the union of forces of the textile world to every corner of the world...


BAŞKANDAN... / FROM THE PRESIDENT...

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

3

ALİ SAMİ AYDIN

BAŞKAN / PRESIDENT TÜRKİYE EV TEKSTİLİ SANAYİCİLERİ ve İŞADAMLARI DERNEĞİ TURKISH HOME TEXTILE INDUSTRIALISTS' AND BUSINESSMEN'S ASSOCIATION

Değerli TETSİAD Üyeleri, Değerli Paydaşlar,

Dear TETSİAD Members, Dear Stakeholders,

Gelecek, Almanya’da başlayan “Endüstri 4.0”ın makineleşmesi-dijitalleşmesi ile insanların varoluşunu sağlıklı devam ettirme üzerine fikirler üretilen ve Japonya’dan dünyaya yayılan “Toplum 5.0” akımlarının çatışması ya da uzlaşması üzerine yapılanıyor. Buna bir de dünyanın yok olması tehlikesine karşı uygulanmaya çalışılan “sürdürülebilirlik” yönetim sistemi eklenince bizim de gelecek vizyonumuzun değişmesi gerekiyor. Dünyaya ihracat yapma derdi olan bir ülkenin iş insanları olarak, dünyanın sorunlarına karşı, sanki bizi etkilemeyecekmiş gibi davranmanın hem kendimize hem de iş birliği yaptığımız alanlardaki kişi ve kurumlara karşı doğru olmadığı aşikâr.

The future is based on the confrontation or reconciliation of the “Society 5.0” currents from Japan that spread ideas from Japan to the world through the mechanization and digitization of Industry 4.0, which began in Germany. Adding to this is the “sustainability” management system, which is tried to be implemented against the danger of the destruction of the world, and our vision of the future needs to change. Obviously, as business people of a country that is concerned with exporting to the world, it is obvious that acting against the problems of the world as if it will not affect us, is not true both to ourselves and to individuals and institutions in the fields we cooperate with.

Üretim şeklimizi, üretimde kullandığımız emtia ve hammaddeleri, üretime destek veren enerji kaynaklarımızı, insan kaynaklarımızı, markamızın ürün ve kurumsal değerini, ülke potansiyelimizi ve daha pek çok unsuru sadece şu an kâr etmek için değil; gelecek kuşaklara temiz bir doğa, kullanabilecekleri yenilenebilir enerji, sağlıklı üretim ve yaşam alanları ile koşulları bırakmak üzerine yapılandırmamız gerekiyor. Bu da doğal olarak gelecek planlamalarımızda yukarıda sözünü ettiğim durum ve unsurların üzerine yoğunlaşmamız gerektiğini ortaya koyuyor.

Our way of production, the commodities and raw materials we use in production, our energy resources that support production, our human resources, the product and corporate value of our brand, our country's potential and many other elements are not only for profit. we need to build a clean nature, renewable energy, healthy production and living spaces for future generations. This, of course, reveals that we should focus on the situations and elements mentioned above in our future plans.

Bu yıl 25. yılını kutladığımız EVTEKS’te gerek katılımcılar ve gerekse ziyaretçiler ile başarılı bir sezonun açılışını yaptık. APRIL EFFECT konumlandırmasının özellikle yabancı ziyaretçiler nezdinde yerine oturduğunu gördük. 160 bin metrekarelik fuar alanımızda 1000’den fazla marka, 120 ülkeden 150 bine yakın ziyaretçi 2020 yılı konseptlerimizi sunduk. Gelecek yıl yapılacak olan EVTEKS APRIL’da yeniliklere devam edip, bazı sektörlerde trendlerin öncüsü olacağımızın sinyallerini de verdik. Perde, perde aksesuarları, tül, döşemelik kumaş, mutfak ve yemek odası tekstili, havlu ve banyo grubu ürünleri, uyku ve yatak odası tekstili, iplikler, yer kaplamaları, duvar kaplamaları ve dekorasyon ürünleri gibi çok çeşitli ürünlerin sunulduğu EVTEKS Fuarı’nın katılımcı ülkeleri arasında ise ABD, İspanya, İtalya, Fransa, Yunanistan, Çin, Portekiz Fas, Avusturya, Almanya, Makedonya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan, Endonezya, Hindistan, Mısır, Hollanda, Bulgaristan ve Bosna Hersek yer aldı.

We celebrated the 25th anniversary of EVTEKS this year with the opening of a successful season with both participants and visitors. We have seen that the positioning of the APRIL EFFECT is particularly relevant for foreign visitors. In our exhibition area of 160 thousand square meters, we presented our concepts for 2020 with more than 1000 brands and 150 thousand visitors from 120 countries. The innovations presented this year in EVTEKS APRIL were the signals that our industry will be a pioneer in the world in the coming years in the products of curtains, curtain accessories, tulle, upholstery fabric, kitchen and dining room textiles, towels and bath group products, sleep and bedroom textiles, yarns, floor coverings, wall coverings and decoration products. Among the participating countries of the EVTEKS Fair, the United States, Spain, Italy, France, Greece, China, Portugal, Morocco, Austria, Germany, Macedonia, Saudi Arabia, the United Arab Emirates, Pakistan, Indonesia, India, Egypt, the Netherlands, Bulgaria and Bosnia and Herzegovina.

EVTEKS APRIL öncesi Denizli, Bursa ve İstanbul’da EVTEKS APRIL için gerçekleştirilen yemekli toplantılarımızda CNR desteğiyle bir araya geldik. Üyelerimizle bir diğer buluşma ise EVTEKS APRIL konseptinin ve 2020 trendinin anlatıldığı toplantılardı.

Before EVTEKS APRIL, we organized events for our exhibitors in Denizli, Bursa and Istanbul with CNR support. In those events, our members were given presentations about the concept of EVTEKS APRIL and 2020 trends.

TETSİAD çatısı altında, üyelerimizin genel anlamda iş kapasitelerini genişletecek pek çok çalışmayı üç yıl boyunca hayata geçirdik. Yeni çalışmaların planlarını yapmaya devam ediyoruz.

Under the roof of TETSİAD, we have implemented many activities that will widen the business capacities of our members for three years. We continue to make plans for new projects.

TETSİAD’da Ağustos ayında gerçekleştireceğimiz Genel Kurul Toplantısı ile derneğimizin yeni dönem kurullarını birlikte seçeceğiz. TETSİAD olanakları ile üyelerimizin iş kapasitelerini geliştirme yolunda daha önceki yönetimlerde olduğu gibi seçilecek yeni kurulların da canla başla çalışacaklarına, ülke ekonomimize katkı sağlayan sektörümüzü büyütme yönünde önemli adımlar atacaklarına eminim. Şimdiden bulunduğum Yönetim Kurulu adına gelecek yeni Yönetim ve diğer Kurul Üyelerine başarılar dilerim.

At the General Assembly Meeting to be held in TETSİAD in August, we will select the new term boards of our association together. I am confident that the new boards to be elected will work with great enthusiasm as in the previous administrations in order to improve the business capacity of our members with the opportunities of TETSİAD and they will take important steps towards expanding our sector which contributes to our country's economy. I wish success to the future members of the Board of Directors and other members of the Board of Directors.

Güzel bir yaz dönemi geçirmenizi dilerim.

I wish you all have a nice summer.


4

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

İÇİNDEKİLER / INDEX

EVTEKS 2019

TÜRKİYE EV TEKSTİLİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ TURKISH HOME TEXTILE INDUSTRIALISTS’ AND BUSINESSMEN’S ASSOCIATION Ali Sami Aydın Başkan - President A.Serdar Sütçüoğlu Ali Rıza Hasoğlu Başkan Yardımcıları - Vice Presidents Cengiz Özmen Genel Sekreter – General Secretary Abdülhadi Köseoğlu Mali Sekreter – Financial Secretary Üyeler-Members Ufuk Oçak Mehmet Fatih Dereköylü Can Tanrıverdi Remzi Kırayoğlu Hüseyin Memişoğlu Murat Zümbülyuva Mustafa Kösemusul Arif Şensöz Cihan Aktaş İsa Dal Faruk Hürdana Mehmet Keçeci Ercan Karakuş Kadir Beytekin Ahmet Nuri Baytimur Mustafa Moral Denetleme Kurulu - Board of Auditors İsmail Ağaoğlu Yavuz Demirel Emrah Demir Mehmet Pamuk Berk Vardar Hasan Kürşat Bayram Eren Nazik Fatih Özdemir M. Atilla Bulut Sorumlu Yazı İşleri Müdürü - Responsible Editor Neşe Altıntaş İletişim ve Reklam Sorumlusu - Communication and Advertising Specialist Ekibimiz – Team Harun Üstgül Hasan Ersan Melissa Papuçciyan Ömür Işık İDTM Blokları A3 Blok Kat:16 No:461 Yeşilköy-Bakırköy/İstanbul Telefon: +90 212 292 04 04 www.tetsiad.org Her hakkı saklıdır. Hometextile Dergisi ücretsiz olarak dağıtılır. Dergimizde yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Yazı ve haberler kaynak belirtilmek şartı ile kullanılabilir. All rights reserved. Hometextile Magazine is complimentary. All articles belong to the authors. Texts and news can be used with citation.

8

Türkiye’nin En Büyük Fuarı EVTEKS 25. Yaşında Turkey's Biggest Exhibition EVTEKS Celebrates It’s 25th Year MAKALE / ARTICLE

20

RE-COLLABORATION 2020 Trendleri Arka Plan RE-COLLABORATION 2020 Trends Background BÜLENT FİDAN Brand Suite İstanbul Marka Danışmanı Brand Suite Istanbul Brand Consultant

MAKALE / ARTICLE

Kırmızı Retro Buzdolabı, 40 Yıldır Evli Olan Bir Çiftin Birbirine Sevgisinin Nişanesi Olabilir Mi? Red Retro Refrigerator, Can A Couple Married for 4o Years Still Be Engaged in Love?

34

PROF. DR . U ĞU R BATI

EV TEKSTİLİ / HOME TEXTILE

Yazlık Evleriniz Hazır Mı? Are Your Summer Houses Ready?

38



6

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

İÇİNDEKİLER / INDEX MAKALE / ARTICLE

MAKALE / ARTICLE

44

Büyüyünce Ne Olacaksın? What Will You Be When You Grow Up S AL İM KA DIBE ŞE Gİ L R epMan İt ib ar Ar aşt ır ma l ar ı Me rke z i Kur u c u D an ış ma Ku r u lu Üye s i Repman Reputation Res earch C e nte r Founder- Adv i s or y B oard Me mbe r

50

Mutluluğun Sakıncaları The Drawbacks of Happiness FATMA NU R E R D O ĞA N IPPA C OMMUNICATIONS İl e t iş i m St rate j ist i C ommunication Strateg i st

TOPLUMSAL / SOCIAL

56

İyi Şeyler Dükkanı “LSV Dükkan” Good Things Shop “LSV Shop” YAYIN YÖNETİM PUBLICATION MANAGEMENT

MAKALE / ARTICLE

Cihangir Mah. Sıraselviler Cad. Yeni Yuva Sok. No: 18 / Kat 2 / Daire 3 Cihangir / Beyoğlu / İstanbul www.brandsuiteistanbul.com Tel: 0212 973 73 75 Bülent Fidan Genel Yayın Yönetmeni / Editor in Chief Sonay Ertekin Gülüm Editör / Editor Elif Tuğçe Gülırmak Editör / Editor Adem Tayfun Eser Görsel Yönetmen / Art Director Elma Basım Yayın ve İletişim Hizmetleri San.Tic.Ltd.Şti. Tevfikbey Mah. Halkalı Cd.No:162/7 Sefaköy – Küçükçekmece/İstanbul Tel: (0212) 697 30 30 www.elmabasim.com Yayının dili: Türkçe-İngilizce Publication Language: Turkish/ English Yayının Türü: Ulusal Süreli Yayın Publication Genre: National Periodical Publication Hometextile dergisine internette, tetsiad.org adresinden ulaşabilirsiniz. Access Hometextile magazine on the internet at tetsiad.org

Sen Kimsin? Who Are You?

60

HAY DA R ÖZKÖMÜ RCÜ Dij it a l Paz arl ama D anış manı ve Growt h Hacke r D ig ital Marketing C onsultant and Grow th Hacker KÜLTÜREL MİRASIMIZ... / CULTURAL HERITAGE...

64

Karadeniz Bölgesi’nin Kültürel Mirası: Yöresel Bezleri Cultural Heritage of the Black Sea Region: Local Cloths

GEZİ / TRAVEL

Şile’den Kaçkar Dağları’na Yolculuk The Journey from Şile to Kaçkar Mountains

70


İstanbul, 2017 EVTEKS Fuarında Esat Sivri

İstanbul, 1970 Beyoğlu Olgunlaşma Enstitüsü Sergi Salonunda İbrahim Ödel

Esat Sivri, Denizli’de tekstil üretiminin sanayileşmesi ve mesleki örgütlenmelerde en önemli üstadlardandır. Esat ağabeyin vefatını üzüntüyle öğrendik, Allah rahmet eylesin! 1970’li yılların başında Ödel Buldan atölyemize Bedri Rahmi Eyüboğlu’nu getirmişti, babamla tanıştırmak için. 2000’li yıllarda Denizli İhracatçılar Birliği yönetim kurulunda uzun süre beraber yer aldık. Recep Yazıcıoğlu Denizli’ye vali olarak atandığı ilk günlerde birlik yönetim kurulunu ziyaret etmişti. Esat ağabey, her zaman ki nazik, kendinden emin bilge edasıyla valiye “Hoş geldiniz, Denizli’ye vali olarak bizce uygunsunuz” dedi. Devletin atadığı Vali, Recep Yazıcıoğlu da başka bir bilge kişi elbette. Karşısındaki bu yaşlı beyefendiye aynen şöyle dedi; Bu iş kolaymış, sınıfı geçtik o halde... 2006 yılında TRT Televizyonu “Bizden Birileri” adlı program için Esat Sivri’nin belgeselini yapmış. Bir yıl sonrasında TRT Denizli’de bu kez bir başka kişi hakkında belgesel yapmaya karar vermiş ve kendisine danışmışlar; Kimi önerirsiniz? Esat Sivri benim adımı vermiş, Allah razı olsun. TRT yapımcıları üç gün Denizli ve Buldan’da çalışarak Halis Ödel belgeseli hazırladılar ve defalarca yayınlandı. EVTEKS, İstanbul’da düzenlenen ev tekstili fuarına her yıl gelir firmamız dahil bir çok hemşerimizin standını ziyaret ederdi. Türkiye sanayileşmenin henüz başında ne yazık ki. Biz “Sanayi Devrimi”ni kaçırmışız. 1980’li yıllarda, 12 Eylül Askeri Darbesi sonrasında devletin uyguladığı teşvik politikası ve girişimci ruha sahip, çalışkan hemşerilerimiz sayesinde Denizli’de tekstil sanayii hızla gelişti. Ancak o zamana kadar atölyeden öteye gidememiş üretim birden fabrikalaşmaya dönüşüp, ürün çeşitliliği “Kıt”, sermaye birikimi “Yetersiz” olunca kısa zamanda sorunlar yaşanmaya başladı... Esat Sivri’nin sanayicilik geçmişi 1980’lerin çok öncesindedir; Denizli, Sarayköy “Köprübaşı” mevkiinde yer alan tekstil fabrikası ile başlar. 1970’li yıllarda “Denizli Basma Sanayi” yurt çapında tanınmakla birlikte, önemli ölçüde de ihracat gerçekleştirir. Fabrika KOBİ “Küçük ve Orta Ölçekli” işletme kapsamından çıkıp devasa bir boyuta ulaşır. Sonrası hepimizce malum, “Esat Ağabey” hiç layık olmadığı bir şekilde işini kaybetmeye başlar, çalışanları da mağduriyet yaşar, ne yazık ki... Esat Sivri “Denizli’de Tekstil Sanayi” için adeta bir okuldur! Tüm girişimciler onun hayatını; Kendini yetiştirmişliğini, bilgelik, efendililik, mütevazılığı yanına iş hayatında ki hırsını iyi irdelemelilerdir. Yaşamından çıkarılacak çok ders vardır... Türkiye, Sanayi Devrimini yaşamamıştır ancak üretim için gecesini gündüzüne katarak çabalayan girişimciler ve emekçilerle doludur. Bir çok siyasetçimizin nitelikleri “Ne yazık ki” girişimcilerimizin, hatta bazı alanlarda halkımızın niteliklerinin gerisinde kalmıştır. Girişimci ruha sahip nitelikli kişiler özellikle 1980 sonrasında siyasete ilgi duymamışlar, adeta korkarak çekinmişlerdir… Yaşadığımız bu topraklara, ülkemiz Türkiye’ye ve insanlığa vefa borcumuz var! Esat ağabey ruhun şad olsun, Allah rahmet eylesin!

Dr. Halis ÖDEL

Bu bir ilandır.


8

Hometextile / Temmuz-AÄ&#x;ustos 2019 / July-August 2019

EVTEKS 2019


Türkiye’nin En Büyük Fuarı Turkey's Biggest Fair EVTEKS EVTEKS 25. Yaşında Celebrates It’s 25th Year Ev tekstili markası olarak uluslararası arenadaki kuruluşların sayılarını her geçen gün arttırmayı, daha çok sayıda marka ile dünya vitrinlerinde yer alabilmeyi ve bütün kıtalara yayılarak çok sayıda evde Türk ürünlerinin kullanılmasını sağlamayı hedefleyen Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TETSİAD), 25 yıldır Türkiye’nin en büyük fuarı EVTEKS’i düzenlemektedir.

Home textiles to increase the number of organizations in the international arena as a brand with each passing day, many more could take place in the world to showcase the brand and aims to provide the use of a large number of home Turkish products spread to all continents, Turkey Home Textile Industrialists' and Businessmen's Association (TETSİAD), organizes Turkey's biggest fair EVTEKS for 25 years.

İlk olarak 3-6 Aralık 1992 tarihleri arasında İstanbul Mövenpick Otel’de “Hometex 92” adıyla ve 69 katılımcı firma ile düzenlenen EVTEKS Fuarı, dünyanın çeşitli ülkelerinden katılan 1000’in üzerinde marka ile 160.000 metrekarelik alanda Türkiye’nin en büyük fuarı olarak 25. kez kapılarını dünyaya açtı. Ev tekstili sektöründe Türkiye'deki potansiyelin dış pazarlara tanıtılması amacıyla düzenlenen EVTEKS Fuarı, 2002 yılından beri TETSİAD ve CNR Holding iş birliği ile CNR Expo’da gerçekleşmektedir.

The first Evteks fair was organized with 69 participants on 3-6 December 1992 with the name of "Hometex 92" . In 2019, EVTEKS with over 1000 participants from various countries in 160,000 square meters as Turkey's largest trade fair opened its doors to the world for 25th time. Home textile industry first organized EVTEKS Fair for the purpose of introducing the foreign market potential in Turkey since 2002, CNR Holding TETSİAD and takes place in cooperation with the CNR Expo.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle CNR Holding CEO’su Ali Bulut’un oğlu Sarp Bulut’un konuşmasıyla başlayan açılış programı; CNR Holding CEO’su Ali Bulut, TETSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sami Aydın, İTO Başkanı Şekib Avdagiç ve TİM Başkanı İsmail Gülle’nin açılış konuşmaları ile devam etti. Açılış konuşmalarının ardından kurdele kesimi çocuklarla birlikte yapıldı. Açılışta ayrıca DTO Başkanı Uğur Erdoğan, UTİB Başkanı Pınar Taşdelen Engin, İTHİB Başkanı Ahmet Öksüz, İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe, Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem, TETSİAD yönetim kurulu üyeleri ve sektör paydaşları yer aldılar.

The opening program started with the speech of Sarp Bulut, son of Ali Bulut, the CEO of CNR Holding, on the occasion of 23 April National Sovereignty and Children's Day. Ali Bulut, CEO of CNR Holding, Ali Sami Aydın, Chairman of TETSİAD, Şekib Avdagiç, President of ITO and İsmail Gülle, President of TİM, continued with the opening speeches. Following the opening speeches, ribbon cutting was done with the children. The opening ceremony also included DTO President Uğur Erdoğan, UTİB President Pınar Taşdelen Engin, İTHİB President Ahmet Öksüz, İHKİB President Mustafa Gültepe, Zorlu Holding Chairman Ahmet Nazif Zorlu, CNR Holding Chairman Ceyda Erem, TETSİAD board members and sector stakeholders.


10

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (TETSİAD) CNR Fuarcılık ile birlikte gerçekleştirdiği, Türk ev tekstili üreticilerinin ve dünya tekstilcilerinin bir araya geldiği 25. EVTEKS İstanbul Uluslararası Ev Tekstili Fuarı, “Alternatif Varoluşlar” 2020 trend konseptiyle bu yıl 160 bin metrekarelik bir alanda, 1000’den fazla marka ile 120 ülkeden, 150 bin ziyaretçiyi ağırladı.

EVTEKS 2019

25th EVTEKS International Istanbul Home Textiles Exhibition, an event organized by Turkish Home Textile Industrialists' and Businessmen's Association (TETSİAD) and CNR named the trend concept of 2020 as "Alternative Existences" this year in the exhibition area of160 thousand square meters hosted over 150 thousand visitors from 120 countries with more than 1000 brands.


EVTEKS Fuarı için hazırlanan, 2020 ev tekstili trendlerinin özel bir tasarımla sergilendiği EVTEKS Fuarı Trend Alanı, fuar süresince ziyaretçiler tarafından gezilip incelendi. TETSİAD’ın her yıl EVTEKS öncesi üyeleri ile paylaştığı yeni trendler; bu yıl Moda Tasarımcısı Bahar Korçan liderliğinde, Tasarımcı Bige Ökten, Pınar&Viola Tasarım Ofisi’nin kurucuları Pınar Demirdağ ve Viola Renate, trend tahmini ve danışmalık hizmeti veren Başak ve Defne Kocabıyıkoğlu kardeşlerin yer aldığı ekip tarafından belirlendi. “EVTEKS 2020 Trendleri”, “Alternatif Varoluşlar” ana trend konsepti başlığı altında Sakin Dokunuş, Yaratıcı Bakış, Zevkü Sefa ve Yapay-Doğal Deneyim olarak dört temadan meydana geliyor.

EVTEKS Fair Trend Area prepared for EVTEKS Fair, where 2020 home textile trends are exhibited with a special design, was visited by visitors during the fair. The new trends that TETSİAD shares with its pre-EVTEKS members every year; This year, under the leadership of Fashion Designer Bahar Korçan, Designer Bige Ökten, the founders of Pınar & Viola Design Office, Pınar Demirdağ and Viola Renate, and the team consisting of Başak and Defne Kocabıyıkoğlu sisters, who provided trend forecasting and consultancy services. “EVTEKS 2020 Trends” consists of four themes: Silent Room, Playful Room, Tasteful Room and Artificially Natural Experiences under the main trend concept.


12

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

2018 yılından itibaren Nisan ayında yapılmaya başlanan ve “April Effect” konumlandırması ile tüm dünyaya tanıtılan EVTEKS Fuarı, bu konumlandırma kapsamında doğayı örnek alarak ev tekstilinde özellikle tasarım trendi açısından dünyaya yön veren uyanışı, gelecek sezonun ürün ve tasarımlarını sunmayı, dünya ev tekstili oyuncularını yenilikte buluşturmayı, böylece tasarımda Türk ev tekstili ürünlerini kullanacak olan markalara farklı bir bakış açısı getirmeyi amaçlıyor.

EVTEKS 2019

EVTEKS Fair, which started to be held in April starting from 2018 and introduced to the world with the April Effect ”positioning, is the awakening that gives direction to the world especially in terms of design trends in home textile. Within the scope of this positioning, introducing the products and designs of the next season and bringing innovation to the home textile players of the world. Thus aims to bring a different perspective to the brands that will use Turkish home textile products in their designs.


Yaptığı açılış konuşmasında sözlerine Türkiye Büyük Millet Meclisi`nin açılışının 99’uncu yıldönümünü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayarak başlayan TETSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sami Aydın şöyle devam etti: “EVTEKS ile geçen 25 yıl fuarımızın tüm taraflarına farklı deneyimler sunduk. Bu farklı deneyimlerde ortak bir nokta yakaladık: TASARIM.

TETSIAD Chairman of the Board Mr Ali Sami Aydın started his speech by celebrating the 99th anniversary of Grand National Assembly of Turkey opening in April 23th . This celebration is also called the April 23 National Sovereignty and Children's Day. Mr Aydın continued: "In EVTEKS we presented a diverse experience to all parties our exhibition for last 25 years. We have a common point in those different experiences: "DESIGN".


14

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

Dünyada tüketiciler sadece bir ürün değil, aslında temelde bir tasarım fikri satın alıyorlar. Üretilen her üründe tasarım, onun daha ayrıcalık kazanmasına, daha değerli olmasına katkı sağlıyor. Tüketici de doğal olarak satın aldığı eşyada kendini daha değerli hissetmek istiyor. Tüketiciyi asıl tatmin eden de birbirine çok benzeyen ürünler arasından kendini de değerli hissedeceği, tasarımla bezenmiş olan ürünler. Bu nedenle EVTEKS APRIL her sene bir dünya trendi konseptiyle yola çıkar. Bu sene de fuarda, 2020’de dünyada moda olacak trend akımlarını hazırladık. Trendden modaya ve tasarıma, tasarımdan da ürünlere olan yansımaları fuar stantlarımızda görebilirsiniz.

EVTEKS 2019

Consumers around the world are not just buying a product, they are basically buying a design idea. In every product produced, design contributes to gaining more privilege and making it more valuable. The consumer naturally wants to feel more valuable in the goods they buy. Among the similar products that satisfy the consumer, they will also feel valuable and are decorated with design. That is why EVTEKS APRIL sets out with a world trend concept every year. This year at the fair, we prepared the trends that will become fashion in the world in 2020. You can see the reflections from trend to fashion and design and from design to products in our exhibition stands.



16

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

EVTEKS 2019

25. yılında EVTEKS APRIL’ın iki ana ortağı olan TETSİAD ve CNR Holding, önümüzdeki yıllar fuarı daha da büyütme kararlılığı içindedir. Bu amaçla yeni adımlarımızı atmaya devam ediyoruz. Tasarımın üretime yansıdığı nice 25 yıllara…”

TETSİAD and CNR Holding, the two main partners of EVTEKS APRIL in its 25th year, are determined to expand the fair further in the coming years. To this end, we continue to take new steps. 25 years in which design is reflected in production… ”

“Design Seminars by EVTEKS” programı kapsamında düzenlenen eğitim seminerlerinde bu toplam 15 oturum gerçekleşti; birbirinden değerli birçok tasarımcı ve akademisyenin eğitim verdiği seminerlere, tasarımcılar, öğrenciler, marka yetkilileri ve alıcılar yoğun ilgi gösterdi.

15 seminars were held in the seminar design by EVTEKS education program. Designers, students, brand officials and buyers showed great interest in the seminars where many valuable designers and academics trained.


Perde, perde aksesuarları, tül, döşemelik kumaş, mutfak ve yemek odası tekstili, havlu ve banyo grubu ürünleri, uyku ve yatak odası tekstili, iplikler, yer kaplamaları, duvar kaplamaları ve dekorasyon ürünleri gibi çok çeşitli ürünlerin sunulduğu EVTEKS Fuarı’nın katılımcı ülkeleri arasında ise ABD, İspanya, İtalya, Fransa, Yunanistan, Çin, Portekiz Fas, Avusturya, Almanya, Makedonya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan, Endonezya, Hindistan, Mısır, Hollanda, Bulgaristan ve Bosna Hersek yer aldı.

Curtains, curtain accessories, tulle, upholstery fabric, kitchen and dining room textiles, towels and bath group products, sleep and bedroom textiles, yarns, floor coverings, wall coverings and decoration products were presented by the participating countries of the EVTEKS Fair such as, the United States, Spain, Italy, France, Greece, China, Portugal, Morocco, Austria, Germany, Macedonia, Saudi Arabia, the United Arab Emirates, Pakistan, Indonesia, India, Egypt, the Netherlands, Bulgaria and Bosnia and Herzegovina.


18

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

EVTEKS 2019

EVTEKS 25. Yaşını Kokteyl ile Kutladı!

EVTEKS Celebrated its 25th Anniversary with Cocktail!

Uzun yıllardır Türk ev tekstili sektörünün tüm dinamiklerini bir araya getiren Evteks bu yıl, tüm sektörü 25. Yıl kokteylinde buluşturdu. 25. yıl kapsamında TETSİAD ev sahipliğinde Trend Alanı’nda düzenlenen kutlama kokteylinde; sektör duayenleri, katılımcılar, TETSİAD üyeleri, alıcı ve ziyaretçiler bir araya gelerek caz performansı eşliğinde keyifli zaman geçirdiler. Sıcak sohbet ortamının yanı sıra davetliler, trend alanında sergilenen gelecek yılın trendlerini inceleme fırsatı da buldular.

Bringing together all the dynamics of the Turkish home textile sector for many years, Evteks brought the whole sector together in its 25th year cocktail. At the celebration cocktail held in the Trend Area hosted by TETSİAD within the scope of 25th year; industry veterans, participants, TETSİAD members, buyers and visitors came together and enjoyed the jazz performance. In addition to the warm chat environment, the guests had the opportunity to examine the trends of the next year in the trend area.

25. yıl kutlamasının yanı sıra Yönetim Kurulu Danışmanımız Haşim Büyükbalcı’nın eseri “TETSİAD’ın Kısa Tarihi” isimli kitabın lansmanı yapıldı, eser yazarı tarafından imzalanarak katılımcılara hediye edildi. Bunun yanında, derneğimizin Kurucu Başkanı Metin Özçelik’in “Şuurlu Uyanış” isimli kitabının tanıtımı da kokteylde gerçekleştirildi.

As well as celebrating the year 25, our Board of Directors Advisor Haşim Büyükbalcı launched his book “A short history of Tetsiad” Mr Balcı signed his book for the members of industry and participants of the fair as a gift. In addition, the presentation of the book “Conscious Awakening’ by Metin Özçelik, the Founding President of our association, was also held in the cocktail.



20

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

BÜLENT FİDAN Brand Suite İstanbul Marka Danışmanı Brand Suite Istanbul Brand Consultant

MAKALE / ARTICLE


RE-COLLABORATION 2020 Trendleri Arka Plan RE-COLLABORATION 2020 Trends Background

Öncesi...

Previous...

Dünya, özellikle 2008 küresel ekonomik kriz sonrasında refahın yükseldiği, kaynakların daha akıllı kullanıldığı ve adaletli paylaşıldığı bir yöne doğru gidiyor, diye düşünülürken, istenilen olmadı.

As well as celebrating the year 25, our Board of Directors Advisor Haşim Büyükbalcı launched his book “A short history of Tetsiad” Mr Balcı signed his book for the members of industry and participants of the fair as a gift.

İnişli çıkışlı bir sürecin devamında dünyayı etkileyen Arap Baharı, Brexit, Trump etkisi gibi pek çok konuyu tanımlayan “Post-truth” kavramı gündeme oturdu. Karışık zihinlerle iş yapmaya çalışan milyarlarca insan, siyasetten ekonomiye kadar pek çok alandan hem etkilendi hem de beslendi.

The concept of “post-truth layan, which defines many issues such as the Arab Spring, Brexit and Trump influence, has been on the agenda in the course of a bumpy process. Billions of people trying to do business with mixed minds were both influenced and nurtured in many areas from politics to economy.

Küresel ekonomide ABD FED faiz etkileri, Çin-ABD ticaret savaşı, AB’de ekonomisini revize etmeye çalışan ülkeler, Ortadoğuluların ve Afrikalıların sınırsız göçleri ve yeni göç yolları.

US FED interest rate effects in the global economy, China-US trade war, countries trying to revise their economy in the EU, unlimited migrations of Middle Easterners and Africans and new migration routes.

Endüstri 4.0 ilanından zaten çok önce başlayan robotlaşmaya karşı, Japonya'dan Toplum 5.0 kavramı gündeme getirildi.

The concept of Community 5.0 from Japan was brought up against the robotization that began long before the Industry 4.0 announcement.

Gelecekte, Gig ekonomisi olarak yapılanan sistemin daha da büyüyeceği ve dünyayı saracağı gibi bir eğilim var. 50 yıl önce ortada pek hissedilmeyen, ancak büyük kentlerde hava kirliliği ile ilk belirtilerini gösteren karbon etkisi, hemen ardından ozon tabakasının incelmesi, tatlı suların azalması, doğal felaketlerin artması, daha önce bu kadar şiddetli olmayan doğa olaylarının yaşanması, kıt kaynakların rezervlerinin hızla azalması artık eskinin mega trendi iklim değişikliğinin çok ciddi ele alınmasını zorunlu kılıyor. Sürdürülebilirlik projelendirmeleri ve organik ürün üretimi artıyor.

In the future, there is a tendency that the system, which is structured as the Gig economy, will grow further and encompass the world. The climate change which has been the mega trend of the last few decades must be addressed very seriously at the moment due to the air pollution in the big cities showing the carbon effect, thinning of the ozone layer, the decrease of fresh water, the increase in natural disasters, the occurrence of giant hurricanes and tsunamis and the scarcity of natural resources. Sustainability projects and organic product production are increasing.


22

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

MAKALE / ARTICLE

Çin, ekonomik güç olmanın yanı sıra ABD, AB, Rusya çevresi sonrasında, yeni siyasi güç olarak geleceği tehdit ediyor. Kredi alamayan, durumu kötü olan küçük ülkeleri ekonomik olarak kendine bağladı.

In addition to being an economic power, China is threatening the future as a new political force in the aftermath of the US, EU and Russia. China attached the poor uncredible countries to herself, simply by financing them unlike the west.

Venezuela’ya el atmaya çalışan ABD, dünya gözünde değerini etik anlamda yitirse de ekonomisin ve silahlanmasının gücü, sanat ve kültür hâkimiyeti onu hala dokunulmaz kılıyor.

Although the United States, which is trying to seize Venezuela, has lost its value ethical value in the eyes of the world, the power of its economy and its army, the dominance of art and culture still makes it untouchable.

AB'de Kuzey Afrika'dan göç edenlere karşı Fransa'nın tutumuna tepki gösteren İtalya, eski sömürge defterlerini açtı. Hatta artık kullanılmaması gereken Frank'ın eski sömürgelerde Fransa tarafından zorla kullandırıldığını iddia ederek parlamentoya şikâyet etti. Dijitalleşme hızını kesmedi. Her alanda giderek büyüyor ve artık günlük yaşantımızın hemen her noktasında dijital bir deneyim yaşanıyor. Neler oluyor? Etkileri neler? Bunun sonucu olarak Y sonrası Z kuşağı daha çok mobil üzerinde yaşıyor. Bir kısmı vasıf gerektirmeyen, serbest çalışmaya uygun işler artıyor. Servis elemanlığı, Uber şoförlüğü, paketleme, kuryelik, telefonda hizmet desteği, temizlikçilik, bloggerlık, influencer olmak. Start up projeciliği, kod yazma, rehberlik, tasarımcılık, bakıcılık, mobil emlakçılık... Belli bir maaş yerine, serbest çalışarak, kendi istediği zaman diliminde, kendi istediği kadar çalışma durumu hızla artıyor. Yeni nesil, bir mekâna (ev ya da ofis, hatta bir kent ya da ülke) bağlı olmaktan ve onu, o mekâna bağlayacak olan eşya ediniminden uzaklaşıyor. Böylece kendini özgür, sınırlanmamış, kendi kararlarını verebilen ve bağımsız hissediyor. Bu durum gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerde giderek artıyor. Gig ekonomisi aslında geleceğin ciddi bir işsizlik ve sosyal güvenlik sorununun temelini şimdiden oluşturuyor. İşsizlik ve toplumsal sorun şu anda bir mega trend durumunda. Bu mevcut durum, Avrupa’da birkaç yıldır süren “az tüketme, eskiyi onararak kullanma, uzun süreli kullanma” akımının da artmasına neden olacak. Anlaşılacağı üzere Avrupalı tüketici giyim, eşya ya da otomobilde az tüketime daha çok yönelecek. Zaten bu alanlarda düşme yaşanıyordu. Şimdi etkisi daha çok görülecek. Yine inovatif ürünler sunan markalar bu tüketiciyi yakalayacak. Sürdürülebilirlik çerçevesinde üretimler onlar için doğru seçenek. Markalar bu çıkışı kullanabilirler. Gig ekonomisi zaten giderek yükselen "kendin yap" akımını giderek artırıyor.

Italy, who reacted to France's attitude towards immigrants from North Africa in the EU, opened its old colonial books. Italy even complained to parliament, claiming that French Franc, which should no longer be used, had been extorted by France in the former colonies. Digitalization hasnt been slowing down.. It is growing in every field and now there is a digital experience in almost every part of our daily life. What's going on? What are the effects? Trends are the best and first areas we can see reflections in economic processes. Connecting mobile solutions to mobile phones has changed the way they do business. Gig economy is growing. As a result, the post-Y generation Z lives mostly on mobile. Some of the jobs that do not require qualification, suitable for self-employment are increasing. Service staff, Uber driver, packaging, courier service, telephone service support, cleaning, blogging, influencer. Start up projecting, code writing, guidance, designer, babysitter, mobile real estate agency ... In any time period, the number of working conditions is increasing rapidly. The new generation is moving away from being attached to a space (home or office, even a city or country) and acquiring goods that will connect it to that space. Thus, he feels free, unrestricted, able to make his own decisions and independent. This situation is increasing in developing and developed countries. Gig's economy is already the basis of a serious unemployment and social security problem of the future. Unemployment and social problems are now a mega trend. This will lead to an increase in the current “low consumption, repairing the old, long-term use that has been going on for several years in Europe. As it can be understood, the European consumer will focus more on less consumption in clothing, goods or automobiles. There was already a fall in these areas. Now the effect will be more visible. Again, brands that offer innovative products will catch this consumer. Sustainability is the right choice for them. Brands can use this output. The Gig economy is already increasing the "do it yourself " trend.


Verilere göre tüm dünyada yaşanan ekonomik durgunluk giderek artacak. Bu da yine tüketimi etkileyecek. İnsanlar az harcayacak. Az harcama durumunda sigorta şirketleri ve yatırım şirketleri tüketicilerin peşine düştü ve tasarruf yapmaları konusunda onları ikna etmeye çalışıyorlar. Bu da aslında yeni sigorta poliçeleri üretmek demek. Dünyada internet üzerinden sigortayı, sigortalının kendisinin yaptığı birkaç örnek var. Bunlardan biri de Türk. Quick Sigorta... Göç belki de gelecekte Gig ekonomisine destek veren en önemli konulardan biri olacak. Kuzey Amerika, Avrupa ve Ortadoğu’da Türkiye ve çevresi en çok göç alan ve göç yolu olma konumunda. Göçler durmuyor. Göç aynı zamanda beraberinde pek çok yeni olguyu da yaratıyor. Göçle birlikte kültürler taşınıyor. Yerel simgeler taşınıyor ve gittikleri coğrafyada zamanla o coğrafyanın da simgesi haline geliyorlar. Tasarımlarda, yemeklerde, alışveriş şeklinde, siyasi bakış açısında, inovasyonda, yeni kuralların oluşmasında etkili oluyorlar. Göçlerde son yıllarda yaşanan enteresan bir durum var. Göç edenler, gittikleri yerde kendi gıdalarını bulamadıkları için internet üzerinden yine kendi ülkelerinden sipariş veriyorlar. Ekonomik durgunluk artacak dedik. Göstergeler bu yönde. Bu ortamda markalara olan inanç da azalıyor. Bu da güven eksilmesi demek. Önüne nasıl geçilir? Markalar son yıllarda yaptıkları birlikteliklerle bu sorunu aşıyorlar. Bir araya gelerek yeni iş birlikleri yapan markalara olan güven birden artmaya başlamış ve tüketici bu iş birliklerini önemsemekle kalmayıp, güven artırıcı rolü olduğunu ifade etmişler. Bu da bu işbirliklerini artırıyor. Apple ve SAP, Louis Vuitton ve BMW, Leica ve Huawei gibi. Böylece markalar en güçlü oldukları alanları kendilerine eşdeğer ya da yüksek statülü markalarla bir araya getiriyorlar ve güvenlerini de artırıyorlar. 2020 ve sonrası bu yeniden iş bilikleri dediğimiz trend devam edecek. Sosyal konularda insanlar giderek daha çok duyarlılık göstermeye başladılar. Almanya’da doğan ve “daha çok ekonomik fayda üretme” ile insan yerine şirketlerin güçlenmesi temelinde bir adım atan endüstri 4.0 yerine Japonya, teknolojinin insanların fiziksel ve psikolojik yaşamlarını iyileştirme yönünde bir adım için geliştirilmesini ifade eden toplum 5.0 düşüncesini ortaya attı. Bu da markaların insanlara fayda temelli hareket etmeleri yönünde hem bir yol gösterici hem de yeni bir trend belirledi. Sürdürülebilirlik ve kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları kurumlarda artmaya devam edecek.

According to the data, the recession in the world will increase gradually. This will also affect consumption. People will spend less. In case of under-spending, insurance companies and investment companies go after consumers and try to convince them to save. This means actually producing new insurance policies. There are a few examples in the world that the insured himself makes the insurance over the internet. One of them is Turkish. Quick Insurance ... Migration will perhaps be one of the most important issues that support the Gig economy in the future. North America, Europe and the Middle East, Turkey and surrounding roads in the position of being the most popular immigration and migration. Migrations do not stop. Migration also creates many new phenomena. Cultures move with migration. Local symbols are being moved and in time they become the symbol of that geography. They are effective in the design, food, shopping, political perspective, innovation, and formation of new rules. There is an interesting situation in migration in recent years. Migrants, they can not find their own food on the internet where they go to order from their country again. We said economic recession will increase. The indicators are in this direction. In this environment, the belief in brands is decreasing. That means a lack of trust. How to avoid? Brands have overcome this problem with their cooperation in recent years. Together, the trust in the brands that started new business began to increase and the consumer not only cared about these business partnerships but also expressed their confidence-building role. This increases these collaborations. Apple and SAP, such as Louis Vuitton and BMW, Leica and Huawei. In this way, brands combine the areas in which they are most powerful with equivalent or high status brands and increase their confidence. In 2020 and beyond, this trend will continue as we call business circles. Social issues are becoming more and more sensitive. Instead of industry 4.0, which was born in Germany and took a step on the basis of generating more economic benefits and empowering companies rather than human beings, Japan put forward the idea of society 5.0, which represents the development of technology for a step towards improving people's physical and psychological lives. This marked both a guiding and a new trend for brands to


24

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

Yeni bir tüketim kuşağı devrede. Bugüne kadar daha çok sağlık ve din turizmi alanlarında hizmet ve ürün sunulan “gümüş kuşak” olarak adlandırılan 60 yaş ve üstüne yapılan yatırım gündemde. Bu kuşak “rahat yaşama kuşağı” ve ellerinde paraları var. Amaç onlara para harcattırmak değil. Markaların onlara yönelik olarak ürün ve hizmet geliştirmelerini sağlamak. Trend giderek yükseliyor. Son zamanlardaki araştırmaların sonuçları mega olmasa bile bir alt trend olarak şu dönem, hatta belki bir akım olarak gündemimizde. Yeni Zelanda, Sri Lanka katliamları, katedralin yanması, geçtiğimiz senelerde yaşanan din kisvesi altındaki terör saldırıları, IŞİD’in onu yaratanlar tarafından bitirilmesi... İnsanlar zorunlu bile olsa empati yaparak karşı tarafı anlamaya yönelmenin ötesinde, onu koruma, onun da kendi hayatı içinde bir yerinin olduğunu hissetme yönünde duygularını göstermeye başladılar. Geçtiğimiz birkaç yılda savaşlardan bıkmanın bir göstergesi olarak, yeşil tonlu kamuflajların sarı, mavi ve turuncuya döneceğini aktarmamız gibi şimdi de daha açık tonlara ve aynı zamanda tam zıttı olarak siyah-gri ve beyaz karışımına döneceğini ekleyelim. Tasarımcıların dikkatine. Öykülü ürünler... Markaların kendileriyle ilgili anlatılan öykülerine şimdi de ürün ve hizmetleri daha çok yön verecek. Bir kahveyi yudumlarken öyküsünü bilmek, yemek yaptığınız tavanın tarihçesini anlatmak, kıyafetinize şu ana kadar kimlerin öykülerinin dahil olduğunu bilerek onu taşımak... Bunda en çok teknoloji ve mobilite destek verecek. Teknoloji giderek daha çok hayatımızda olacak. IKEA’nın 2020’de sunacağı, evin havasını temizleyen perdelerinin yanında diğer markalar da hayata teknoloji katmaya başlayacak. Güneş paneli olan perdeler, odadaki havayla kendini temizleyen döşemelik kumaşlar, yerdeki tozları kendine çeken halılar, oda ısısına göre yatağı ısıtan ya da serin tutan nevresimler... AR-GE’niz ne kadar güçlü ise markanız geleceğe o kadar hazır olacak. Teknik tekstil 2020’den itibaren daha da önem kazanacak. Teknoloji hayatımızın bu kadar içindeyken aynı zamanda bir o kadar da ürkütücü ve itici

MAKALE / ARTICLE

act on a benefit-based basis. Sustainability and corporate social responsibility efforts will continue to increase in institutions. A new generation of consumption is engaged. To date, investment in the age of 60 and above, which is called the silver belt , which provides services and products in health and religious tourism, is on the agenda. This generation is the “generation of comfortable living” and they have money in their hands. The goal is not to make them spend money. To enable brands to develop products and services for them. The trend is rising. The results of recent research, even if not mega, are now a sub-trend, perhaps even as a current. New Zealand, Sri Lankan massacres, the burning of the cathedral, the terrorist attacks under the guise of religion in recent years, the termination of ISIS by the creators of it. They began to show their feelings to feel that there was a place. As an indication of the boredom of the wars over the past few years, let's add that green-toned camouflages will turn to yellow, blue and orange, and now turn to lighter shades and, at the same time, contrast to black-gray and white. Attention designers. Storytelling products... Mark Now the products and services will give more direction to the stories told by the brands themselves. Knowing the story of a coffee while sipping, telling the history of the ceiling where you cook, knowing who has been included in your clothes so far to carry it ... Most technology and mobility will support it. Technology will be increasingly in our lives. In addition to the curtains that IKEA will offer in 2020, which cleans the air of the house, other brands will also start to add technology to life. Curtains with solar panels, upholstery fabrics that clean itself with the air in the room, carpets that attract the dust on the floor, bed linens that warm the bed or keep it cool according to the room temperature... If your R&D is strong, your brand will be ready for the future. Technical textiles will gain even more importance from 2020 onwards.



26

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

durumda. WGSN’in bu olumsuz durumda önerisi, bunu bir renk tonuyla ortamı yumuşatma araştırmaları “mint”, taze yeşil tonu gündemimize getirdi. Yeşil ton simgesel olarak teknoloji ve insanın uzlaşması olarak yorumlanıyor ve 2020’de açık yeşil-açık turkuaz yeşil en gözde renk olacak. Bunun yanı sıra turuncu, mor, mavi, kızıl tonları en göze çarpan renklerken, dengeyi sağlayacak bej, gri ve beyaz renkleri otomobilden duvar boyasına, kıyafetten ev tekstiline her yerde hayatımızda olacaklar. Renk demişken kumaşa da dokunalım. Kadife, yumuşaklığı ile şiddete karşılığın en önemli ürünü olarak özellikle perdede çok görünecek. Döşemelik kumaşlarda desenli kadifeye dikkat edelim. Tuşeyi unutmayalım. Pamuklu kumaşlar ve ipek de en çok tercih edileceklerden. Yün 2020’de daha az. Kumaşları süsleyecek olan sentetikler teknoloji ile birlikte kullanılacak. Bilgisayar oyunları içerdiği pek çok öğeyi tasarımlarla hayatımıza sokacak olan tasarımcıları da ön plana çıkaracak. Ahşap ve metalin birleşimine kumaşlar eşlik etmeye devam edecekler. Gri ve bakır-bronz renk metal, dokunacağımız mobilya unsurları olacak. Bu arada, kadife dedik mi 50 ve 60’ların zarafet çizgilerini unutmayalım. Bu zarafet çizgisi 70’lerin glam döneminin rüküş lüks sunumunu da beraberinde getirecek. Art dekonun sert ama etkin küçük dokunuşları da olacak... Desen dediğimiz çizgiler, çizimler asitmetri dünyası sunacak bizlere. Suluboya efektleri, degradeler, “yerel motifler”in evrensel motifleri yıkması... Çünkü göçler, yeni işbirlikleri, sıradanlığı bozan gig, farklılaşma isteği düz ve birbirini takip eden desenler dünyasını yıkmak istiyor. 2020 ve sonrası için bunu başaracak.

MAKALE / ARTICLE

Technology is so scary and repulsive in our lives. WGSN's suggestion in this negative situation has brought this to the agenda of “mint”, fresh green hue, in the research of softening the environment with a hue. The green tone is symbolically interpreted as a compromise between technology and man, and by 2020 light green-light turquoise green will be the most popular color. In addition, orange, purple, blue, red tones are the most prominent colors, while the balance beige, gray and white colors from cars to wall paint, clothes to home textiles will be everywhere in our lives. Speaking of color, let's touch the fabric. Velvet, with its softness, will be the most important product of violence against violence, especially on the screen. Let's note the patterned velvet in upholstery fabrics. Let's not forget the touch. Cotton fabrics and silk are the most preferred ones. Wool is less in 2020. Synthetics that will decorate fabrics will be used with technology. Computer games will bring to the fore the designers who will bring many elements to our lives with designs. The combination of wood and metal will continue to accompany the fabrics. Gray and copper-bronze color metal, will touch the elements of furniture. By the way, let's not forget the velvet lines of the 50s and 60s. This grace line will bring the luxury presentation of the gloom of the 70s. The art deco will also have hard but effective little touches ... The lines and drawings that we call patterns will offer us the world of acidmetry. Watercolor effects, gradients, “local motifs m destroying universal motifs. Because migrations, new collaborations, gig that breaks the mediocrity, desire to differentiate want to destroy the world of flat and successive patterns. He'il do it for 2020 and later.



28

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

MAKALE / ARTICLE

İnsanlar artık etraflarında olan biteni daha net görmek istiyorlar. Devletin, çalıştıkları kurumların, arkadaşlarının, sevdikleri markaların ve daha pak çok şeyin şeffaf olmasını önemsiyorlar. Geçen yıl yoğun olarak başlayan daha geniş bakmak, daha çok anlamak, sınırsız bakış açısı, şeffaf bir ufuk arayışı ürünlere yansıdı ve 2020’de de yansımaya devam edecek. Çok geniş çerçeveli gözlükler, açık renk gözlük camları, perdesiz pencereler, akıllı camdan oluşan ev duvarları, çerçevesiz cep telefonları, bükülerek-çekilerek büyüyen ekranlar ve televizyonlar... Otomobil tasarımcıları ön taraftaki sağ ve solda yer alan kör noktaları kaldırma çabası içindeler... Bu açı, markaların 2020’de üzerinde durması gereken bir duygu ve ürünlerinde yansıtacakları bir ayrıntı.

People now want to see more clearly what's going on around them. They care about the transparency of the state, the institutions they work for, their friends, the brands they love and more. A broader look, more understanding, an unlimited perspective and a search for a transparent horizon, which started last year intensively, were reflected in the products and will continue to be reflected in 2020. Very wide-frame glasses, light glasses, fretless windows, smart glass house walls, frameless mobile phones, twist-pull screens and televisions ... Automobile designers are trying to remove the blind spots on the right and left front ... This is a feeling that brands should focus on in 2020 and a detail they will reflect on their products.

Hayatı kolaylaştırmak... Sadece elektronik teknoloji ile değil. Tüketicilerin yeni talepleri marketten- mağazadan aldıkları ürünleri yıpranmadan evde dolaplara yerleştirmek ve o şekilde muhafaza etmek. Bence bu güçlü bir gelecek trendi. Mobil yaşantının da bir uzantısı. Arkasını siz düşünün...

Making life easier... Not just with electronic technology. The new demands of the consumers are to put the products they buy from the store to the cabinets at home without wearing them and keep them in that way. I think this is a strong future trend. It is also an extension of mobile life. You think about it ...


2020 ve sonrasının en güçlü bakış açısı ise yıkıcı düşünce ile hareket. Bunun yıkıcı inovasyonla karıştırılmaması gerekir. Yıkıcı düşünce bir olayı, nesneyi, durumu, fikri normal algılandığından farklı algılanmasına yönelik yeni ve yaratıcı bir bakış açısıdır. Bunun en iyi örneklerini şöyle sıralamak mümkün. Evinizin güneş gören perdeleri sizce sadece birer perde midir? Yoksa aslında onlar geleceğin ev içi enerjiyi üreten güneş panelleri mi? Elektronik otomobil sadece bir otomobil midir? Yoksa aslında o, sağlık kontrolünden barınmaya kadar tüm ihtiyaçlarınızı karşılayan bir elektronik cihaz mıdır? Farklı düşünüp, nesneleri farklı algıladığımızda onların hayatımıza katacağı olumlu dönüşümleri unutmayın. Yukarıda sıraladığımız her şeyi bir de bu bakışla değerlendirin. Göçler aslında göç müdür? Renk sadece renk midir? Kumaş sadece bir kaplama malzemesi midir? Ruj sadece bir estetik malzeme midir? Yine Z kuşağına bağlı olarak ve Gig etkisiyle kişiselleştirme, buna bağlı olarak da deneyim ekonomisi gündemini artırarak sürdürecek ve tavsiye ekonomisiyle birleşecek. 4D yazıcı, 5G, siber sistemlerin gelişmesi bunlara destek verecek yönde ilerliyor. En önemli amaç, gerçek zamanlı olaylara adapte olmak ve gerçek zamanlı duygulara hitap etmek.

The strongest point of view in 2020 and beyond is the movement with destructive thinking. This should not be confused with destructive innovation. Disruptive thought is a new and creative perspective to perceive an event, object, situation and idea differently from normal perception. The best examples of this are possible. Do you think the sun-shading curtains of your house are just curtains? Or are they actually solar panels that produce the domestic energy of the future? Is the electronic car just a car? Or is it actually an electronic device that meets all your needs, from health check to shelter? Don't forget the positive transformations that will be added to our lives when we think differently and perceive objects differently. Consider everything we have listed above with this perspective. Are migrations actually migration? Is color only color? Is the fabric only a covering material? Is lipstick just an aesthetic material? Again, depending on the Z generation and with the effect of Gig, personalization will continue to increase the agenda of experience economics and will be combined with the recommendation economy. The development of the 4D printer, 5G, cyber systems is advancing to support them. The most important goal is to adapt to real-time events and to address real-time emotions.


30

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

Sonrası… 2020 ve ardından 2021 kolay bir yıl olmayacak. En azından işi tasarım olan sektörler için. Temel trendlerimizi eskiden olduğu gibi 4 ya da 6 konsept üzerine değil, 3 ana temaya ayırdık. Tüm anlattıklarım ise bu iki ana tema içinde yer alıyor. Yorumlayarak markaların ürün ve hizmet tasarımlarına uyarlamak tasarımcılarımızın vizyonuna kalıyor. Gerçekten olur mu, dediğin an, o artık yeni bir adımdır. Tasarımı özgürleştirmek de budur. Sihirli Dokunuşlarla Geleceği Yapılandırmak… Teknolojiyi tasarım sürecine eklemek, aynı zamanda geleceği keşfetmek yerine, geleceği bizzat tasarımcının yaratmasına destek olmak demek. Artık mobil dünyada her birey bir tasarımcı. Markaların tasarımcıları ise bireylerdeki tasarım ruhunu keşfedip, onların düşündüklerini hayata geçiren sihirbazlar olarak görevlerini yerine getirmek... Dünya giderek daha da küçülüyor. Bu küçülen dünyayı tekrar büyütmek, hacmi genişletmek, yeni keşiflerle renklendirip mutlu bir küresellik yaratmak tasarımcıların sihrinde. Ve gelecek için dünyayı genişletirken bireysel özgürlüklerle kıt kaynakları birleştirmek, teknolojinin umarsızlığı ile insanların duygularını uzlaştırmak, zıt malzemeler arasında uyum sağlamak ve yaşamı güzelleştirmek tasarımcılara evrensel bir görev olarak sunulmuş durumda. Empati Yoksa Hayat Yok. Olumsuzu olumluya çevirmek, yaşanabilir bir sokağa çıkıp yürümek gibi. Sen nasıl bir sokakta nefes almak, o sokakta nasıl bir kahveyi yudumlamak, yine o sokakta haz alacağın keşiflerin önündeki sınırları nasıl kaldırmak istiyorsan bunları başkaları da istiyor. Ve başkaları sadece o sokağı değil, sokağı geçip caddeye ulaşmak istiyorlar... Kant’ın dediği gibi “kendin için istediğin iyiyi herkes için iste”. Üreteceğin her şey kullanacağın malzeme ortak değerler yaratabilir. Onu da hisset. Yıkıcı Düşünce! Fark yaratabilmenin başlangıç adımı, farklı bir adım atmaktır. Hiçbir şey sen onu farklı yorumlayana kadar aslında yoktur. Dünyayı dönüştürmek mi, değiştirmek mi istiyorsun? Oturduğun koltuğu, duvardaki boyayı, banyodaki havluyu, yerdeki halıyı, garajdaki otomobili, gittiğin ofisi, kullandığın sosyal medyayı, içtiğin kahveyi, seyrettiğin gökyüzünü bir daha düşün. Bir daha. Onları farklı algılanabilecek kadar tekrar tekrar yorumla zihninde. Gerçekten olur mu, dediğin an, o artık yeni bir adımdır. Tasarımı özgürleştirmek de budur.

MAKALE / ARTICLE

Post… 2020 and then 2021 will not be an easy year. At least for the industries whose job is design. We divided our main trends into 3 main themes, not 4 or 6 concepts as before. All I'm talking about are these two main themes. It is up to the vision of our designers to interpret and adapt them to the product and service designs of brands. It's a new step. That's how to free design. Configuring the Future with Magic Touches… Adding technology to the design process means helping the designer create the future instead of exploring the future. Now every individual in the mobile world is a designer. The designers of brands discover the spirit of design in individuals and fulfill their duties as wizards who realize what they think ... The world is getting smaller and smaller. It is in the magic of the designers to enlarge this shrinking world, expand the volume, color with new discoveries and create a happy globality. And while expanding the world for the future, combining individual freedoms and scarce resources, reconciling the emotions of people with the despair of technology, harmonizing between contrasting materials and beautifying life has been presented to designers as a universal task. Empathy or No Life. Turning the negative into a positive is like walking up a livable street. Just as you want to breathe in a street, sip a coffee in that street, and how you want to remove the borders in front of the discoveries that you will enjoy in that street. And others don't just want to cross that street, they want to cross the street and reach the street ... As Kant said, iste ask for what you want for yourself için. Everything you produce can create common values. Feel him too. Disruptive Thought! The first step in making a difference is to take a different step. Nothing is actually there until you interpret it differently. You want to transform the world or change it? Think of the seat, the paint on the wall, the towel in the bathroom, the carpet on the floor, the car in the garage, the office you go to, the social media you use, the coffee you drink, the sky you watch. Again. Interpret them again and again in your mind to be perceived differently. It's a new step. That's how to free design.



32

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

INFOGRAFİK / INFOGRAPHICS

E-TİCARETE YÖNLENDİRME STRATEJİLERİ THE ROUTING STRATEGIES FOR E-COMMERCE %49

%45

%44

%43

%43

Koşulsuz para iadesi

Aynı gün teslimat

Belli miktarın üzerine ücretsiz kargo

Teslimat için saat aralıkları sunma

Her hafta belirli günler ücretsiz kargo

Unconditional Refund

Same day delivery

A certain amount over free shipping

For delivery time intervals offer

Every week specific days free shipping


%41

Perakendeci web sitesi üzerinden kargo takibi Retailer website over cargo tracking

%40

Dönemsel ücretsiz kargo sunma Seasonal free shipping offer

%36

%35

Kargoyu çeşitli noktalardan teslim alma seçeneği Cargo variety the point receiving options

Ürün mevcut değilse uyarı gönderme

%3

Product available if not warning sending

Yıllık sabit ödeme karşılığında sürekli ücretsiz kargo sunma Annual fixed payment in return continuous free shipping offer

Kaynak: Nielsen Küresel E-Ticaret Raporu 2018 Source: Nielsen Global E-Commerce Report 2018


34

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

MAKALE / ARTICLE

Kırmızı Retro Buzdolabı, 40 Yıldır Evli Olan Bir Çiftin Birbirine Sevgisinin Nişanesi Olabilir Mi? Red Retro Refrigerator, Can A Couple Married for 4o Years Still Be Engaged in Love? PROF. DR . U ĞU R BAT I


(...) pasta tutkusu ya da sık yıkanmayla başlayan hazcılık insanı vücuduna bağlar. (...)The passion of pastry or hedonism that begins with frequent washing ties people to his body. Gregory Norminton John Stuart Mill ile giriş yapacağız: “Önemli olan iktisadi objenin nasıl olduğu değil ne kadar olduğudur. Önemli olan nitelik değil niceliktir.”

John Stuart Mill: "what matters is the economic object it's not how it is, it's how much it is. The quality that matters not quantitative.”

Hedonizm gibi çok kapsamlı bir konudan bahsediyoruz. Düşünsenize, psikolojiden felsefeye taşınmış, önemli bir kavramsallık. İktisatta bir doktrin olarak algılanıyor. Aslında derdini en iyi burada anlatıyor. İngiliz iktisatçı John Stuart Mill'in görüşleri bunda çok etkili. Mill, çok kısaca iktisadi hedonizmi şöyle açıklıyor: “Önemli olan iktisadi objenin nasıl olduğu değil ne kadar olduğudur. Önemli olan nitelik değil niceliktir.” Örnekleyelim mi?

We are talking about a very comprehensive issue like hedonism. Think about it, an important conceptuality that has moved from psychology to philosophy. It is perceived as a doctrine in economics. Actually, this is where he's best described. The views of British economist John Stuart Mill are very influential in this. Mill briefly explains economic hedonism: “What matters is not how the economic object is and how much. What matters is not quality but quantity. Shall i exemplify?

Varsayalım açsınız. Garson önünüze aynı türden iki yiyecek getiriyor. Bir tabakta küçük ama leziz bir yengeç, diğerinde ise koca bir tabak makarna var. Yengeç çok nefis görünse de amaç doymaktır, bu nedenle birey iki seçenek arasından belki de sıklıkla yediği makarnayı tercih edecek ve yengeci unutmak zorunda kalacaktır. Çünkü önemli olan nitelikten ziyade niceliktir.

Suppose you're hungry. The waiter brings two foods of the same kind to you. One plate has a small but delicious crab and the other has a whole plate of pasta. Although the crab may look very yummy, the aim is to be satisfied, so the individual will probably choose the pasta he eats often and forget the crab. Because what matters is quantity rather than quality.


36

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

Durum böyle olunca, ortalama bir insanın, bir dilim meyveli pastaya tutku duyması ya da bahar kokulu duş jeline müptela olması, yine ortalama bir tavır haline geliyor. Bununla da kalmıyor. 40 yıldır evli olan ve 4 çocukları olan bir çiftin birbirlerine sevgisinin nişanesi “o kırmızı retro buzdolabını alıvermek” oluyor. Ne kadar gerçek bu? Ne kadar adil? Ne kadar insani? Değil tabii. Aslında büyük saçmalık! Ama ne diyoruz? Yaşasın hedonizmin gücü (!) Geleneksel olarak felsefi ve psikolojik olmak üzere iki tür hedonizmden söz edilmektedir. Felsefi hedonizmde amaç, hazzın maksimize edilmesidir. Yaşamanın amacı, ihtiyaçları tatmin etmektir. İkinci tür hedonizm ise psikolojiktir ve güdülenme ile açıklanmaktadır. Hedonizm ve ondan kaynaklı olarak gelişen hedonik alışveriş, tüketicinin bencilliği ve duygularının hoş tutulmasıyla ilgilidir. Hedonizm, beş duyu organıyla hissetmekten daha derinden hissetmek, yani yalnızca duyusal değil duygusal olarak hissetmektir. Dolayısıyla hedonizm zihinsel imajlarla ve fantezilerle ilişkilendirilerek değerlendirilmektedir. Hedonik alışveriş tüm bu nedenlerden ötürü “eski beyin”in en sevdiği davranış tipi olabilmektedir. Hedonizmi nörolojik bir olgu olarak ele alan bir araştırmada, batı ülkelerinde yaygınlaşan obezite hastalığının çıkış noktasının, hedonizmin moleküler yüzü olduğu ve hedonizmin hastalıkların nedeni olabileceği iddia edilmektedir. Bir diğer araştırmada ise psikolojik aşırılıkların nedenlerini bulmaya çalıştıkları araştırmalarında, aşırılıkların beş temel nedeninden birisi olarak hedonizm gösterilmektedir. Yavuz Odabaşı, hedonik alışverişin genel nedenleri olarak; sosyal deneyimler, ortak ilgilerin paylaşımı, bireyler arası cazibe, hazır statüler ve yarış heyecanı gibi faktörlere değinmektedir. Tüm bu faktörler, bireyin duygusal açıdan tatmin olmasını sağlayan önemli unsurlardır. Beynimizin karar verirken tüm bu unsurları somut faydaların önünde tuttuğu ve bu bağlamda tepkiler verdiği artık tartışılmaz bir gerçektir ve tüm nöropazarlama uygulamaları da bu yönde gerçekleşmektedir. Para kazanma fikri hazcı mıdır? Mutluluğun aslında bir beklenti içerisinde olunduğunda ortaya çıkan bir duygu olduğu varsayımını kanıtlar nitelikte bir araştırma da Knutson´un, Ivan Pavlov´un köpekler üzerindeki ünlü araştırmasından esinlenerek gerçekleştirdiği araştırmadır. Video oyununu kazanan deneklerini yemek yerine parayla ödüllendiren Knutson, deneklerin ödülü almadan hemen önce

MAKALE / ARTICLE

When this happens, it becomes an average attitude for an average person to have a passion for a slice of fruit cake or to add a spring-scented shower gel. Not only that. A couple who have been married for 40 years and have 4 children is the sign of love for each other mek to buy that red retro fridge ”. How real is this? How fair? How human? Of course not. Actually, big bullshit! But what do we say? Long live the power of hedonism (!) Traditionally, there are two types of hedonism, philosophical and psychological. In philosophical hedonism, the aim is to maximize pleasure. The purpose of living is to satisfy the needs. The second type of hedonism is psychological and explained by motivation. Hedonism and the hedonic shopping arising from it is about the selfishness of the consumer and the pleasing of their emotions. Hedonism is to feel deeper than feeling with five senses, that is, not only sensory but emotionally. Therefore, hedonism is evaluated in relation to mental images and fantasies. For all these reasons, hedonic shopping can be the favorite type of behavior of the "old brain". In a study that treats hedonism as a neurological phenomenon, it is claimed that the origin of obesity disease, which is widespread in western countries, is the molecular face of hedonism and that hedonism may be the cause of the diseases. In another study, in which they try to find the causes of psychological extremism, hedonism is shown as one of the five main reasons of extremism. Yavuz Odabaşı, as the general reasons of hedonic shopping; social experiences, sharing common interests, inter-individual attraction, ready status and excitement of race. All of these factors are important factors that ensure the individual's emotional satisfaction. It is an indisputable fact that our brains prioritize all these elements when making decisions and react in this context and all neuromarketing practices take place in this direction. Is the idea of making money hedonistic? A study that proves the assumption that happiness is actually a feeling that emerges when one is in expectation is the study of Knutson, inspired by Ivan Pavlov's famous research on dogs. Knutson, who rewarded the video game winners with money instead of eating, pointed out that the subjects occurred in a different region known as nucleus acumbens, not in the left prefrontal cortex of the brain, in connection with the pleasant feeling created by


gerçekleştirdiği ölçümlemelerde para kazanma fikrinin yarattığı hoş duyguyla bağlantılı olarak beynin sol prefrontal korteksinde değil de alt bölgesinde nükleus akumbens adıyla bilinen değişik bir bölgede meydana geldiğine işaret etmiştir. Deney sonucunda, para kazanma ihtimalinin deneklerde diğer ödüllere yönelik verilen tepkilerden çok daha farklı bir tepkiye yol açtığı gözlemlenmiştir. Açıkçası Burada Söz Konusu Olan Rahatlama Etkisidir! Eğer bir ürünün satışı üzerinde çalışıyorsanız, duygusal açıdan rahat bir müşterinin sadece fiyattan dolayı bir anlaşmayı iptal edebilmesinin daha düşük ihtimali olduğu nettir. Deneyler, insanların rahat ruh halindeyken nesneleri olağandan daha değerli olarak değerlendirebildiğini göstermişse de, rahatlama gerçek bir olayda yüksek fiyatlama için bir araç olmaktan çok birçok satın almada yaşanan fiyat telaşıyla başa çıkmanın bir yolu olarak görülebilmektedir. Çok mu ödüyorum acaba? Rakip firmada daha iyi bir fiyat yakalar mıyım? Haftaya fiyat düşer mi? Makul fiyatlanmış ürünler bile bu sorulara tabi olur ve rahatlama etkisi anlaşma düşmanı bu soruların etkisini yumuşatmaya yardımcı olur. Gerçek hayatta birçok durumda, elbette ki müşterilerinize bir rahatlama videosunu oturtup seyrettiremezsiniz. Fakat konforlu, rahat bir çevre yaratmak doğru yönde bir adımdır. Hoş ve rahatlatıcı dekor, sakin müzik, belki biraz atıştırmalık ve çerez, tüm stresi azaltarak rahatlamayı arttırır. Evrimsel psikoloji kavramlarıyla konuşacak olursak, tehdit seviyesini azaltırsanız bu da rahatlamanın ana etmenlerinden biri olarak tanımlanır. Yüksek kalite araba satıcıları, rahatlatıcı bir çevreyi genellikle kendi satış süreçlerinin bir parçası olarak kullanırlar. Ya da lüks restoranlarda, fast food restoranlarından farklı olarak daha konforlu mobilyaların daha koyu renklerin ve daha rahatlatıcı müziklerin seçilmesinin nedeni de budur. Müşterilerinin oturma alanlarının rahat olması için yüksek sesle tartışan kişilerin olmadığı, genellikle finansal durum ve küresel gelişmelerden bahseden bir haber kanalının açık olması gibi bir detayın bu yerlerde atlandığı görülmektedir. Stres yüklü haberlerin, mimari, rahat sandalye vb. çevre düzenlenmesinin sağlandığı rahatlamayı tersine çevirme potansiyeli vardır. Rahatlamış müşteriler bir ürünün özel faydalarına odaklanma meyillidir. İyi satışçılar bu şekilde yıllardır satış yapmaktadır. Eğer bir sağlık kulübü üyeliği satıyorsanız, aslında çekici bir görünüş ile sevgi ve hayatta başarı satıyorsunuz demektir.

the idea of earning money in the measurements performed just before the award. As a result of the experiment, it was observed that the probability of making money caused a much different reaction in the subjects than the reactions to other prizes. Obviously, the Relaxation Effect! If you're working on the sale of a product, it's clear that an emotionally relaxed customer is less likely to cancel a deal just because of the price. While experiments have shown that people can evaluate objects as more valuable than usual in relaxed mood, relaxation can be seen as a way to deal with the price hustle in many purchases rather than as a tool for high pricing in a real event. Do I pay a lot? Can I get a better price at a competitor? Will the price fall next week? Even reasonably priced products would be subject to these questions and the relief effect helps soften the impact of these questions on the enemy of the deal. In many situations in real life, of course, you can't have your customers sit and watch a relaxation video. But creating a comfortable, comfortable environment is a step in the right direction. The pleasant and relaxing decor, calm music, maybe some snacks and snacks increase relaxation by reducing all the stress. Talking about the concepts of evolutionary psychology, if you reduce the level of threat, this is defined as one of the main factors of relaxation. High quality car dealers often use a relaxing environment as part of their sales processes. Or that's why more comfortable furniture, darker colors and more relaxing music are chosen in luxury restaurants, unlike fast food restaurants. It is seen that there are no people arguing loudly for the comfort of their customers' seating areas, and a detail such as the fact that a news channel about financial situation and global developments is open is omitted in these places. Stress-laden news, architecture, comfortable chairs and so on. it has the potential to reverse the relaxation of environmental regulation. Relieved customers tend to focus on the specific benefits of a product. Good salesmen have been selling in this way for years. If you sell a health club membership, you are actually selling love and success in life with an attractive appearance.


38

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

EV TEKSTİLİ / HOME TEXTILE

Yazlık Evleriniz Are Your Summer Hazır Mı? Houses Ready? Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde, kıyı uzunluğu sebebiyle birçok bölgede yazlık ev dediğimiz hayat tarzını benimsenmiştir. Mevsim sıcaklıklarını iyice hissetmeye başladığımız bugünlerde ise her sene olduğu gibi yazlık evler için telaş başladı diyebiliriz. Genelde bahar aylarında yapılmaya başlanan bakım, tadilat vb. unsurlar bir süredir sezonun içinde yapılmakta. Bizler de Hometextile Dergimizin Temmuz-Ağustos sayımızı hazırlarken, tatilinizi doya doya geçireceğiniz yazlık evleriniz için birkaç tüyoyu sizlerle paylaşmak istedik. Herkes için güzel bir yaz tatili olmasını dileyerek başlayalım… Önceliğimiz yazlık denildiğinde akla ilk gelenler. Yani balkonlar, teraslar ve bahçeler. Sabah uyandığınızda uzun uzun keyifle kahvaltılarınızı yaptığınız, öğleden sonra çaylarınızı içtiğiniz, akşam yemeklerini serin serin yediğiniz bu alanlarda mümkün olduğunca büyük masa ve bol sandalye kullanmak gerekiyor. Malum yazlık evlerin hem geleni gideni çok oluyor hem de tatiller gerçekten kalabalıkla keyifle geçiyor. Balkonunuzun

In our country, which is surrounded by seas on three sides, because of the coastal length, the lifestyle that we call summer house is adopted in many regions. Nowadays, when we are beginning to feel the heat of the season, we can say that the rush for summer houses has started. In general, the maintenance, renovation, etc. started in spring. elements have been made during the season for a while. While we were preparing our July-August issue of Hometextile Magazine, we wanted to share with you a few tips for your summer houses. Let's start by wishing for a nice summer holiday for everyone… Our priority is summer cottage. So balconies, terraces and gardens. When you wake up in the morning, you have to use as big tables and plenty of chairs as possible in these areas where you have your breakfast, enjoy your afternoon tea, and eat your meals in cool and cool. As it is known, summer houses are very busy and the holidays are really fun. You can equip your balcony or


veya terasınızın uygun gördüğünüz yerlerini bol bol çiçeklerle donatabilir, duvarlarına süs eşyalarınızı asabilirsiniz. Epey vakit geçirilen bu yerlerin, şık ve keyif verici olması, sizi tatil boyunca çok daha iyi hissettirecektir. Bahçeler için ise hamak, salıncak ve dekoratif bahçe takımları en çok tercih edilen ürünler arasında.

terrace with suitable flowers and hang ornaments on the walls. You will feel much better during your holiday as these places are stylish and enjoyable. For gardens, hammocks, swings and decorative garden sets are among the most preferred products.

Yazlık evlerin en büyük problemi şüphesiz ki temizliktir. Plajdan gelen kumların evin her tarafına yayılması, bazı zamanlar işinizi zorlaştırabilir. Bunun için yazlık evlerde gerekirse yıkayarak bile hızlıca temizlenebilen zeminlerin seçilmesinin sizleri rahat ettirebileceğini hatırlatalım. Doğal taş kaplama veya seramik karoların seçimi, işinizi kolaylaştırırken evinize de ayrı bir hava katacaktır.

The biggest problem of summer houses is undoubtedly cleanliness. The spread of sand from the beach all over the house can sometimes make your job more difficult. For this reason, it should be reminded that choosing the floors that can be cleaned quickly by washing even if necessary in summer houses can make you comfortable. The choice of natural stone cladding or ceramic tiles will make your work easier and give your home a distinctive feel.

Tatiller sadece belli bir süreleri kapsadığı için yazlığınıza gittiğinizde sizi oyalamayacak, hızlıca keyfini sürmeye başlayacağınız bir ev olması önemlidir. Bu sebeple, iç mekânları mümkün olduğunca büyük masa ve sandalyelerden uzak tutmaya çalışalım. Daha çok teraslarda, bahçelerde veya balkonlarda zaman geçirildiği için masa ve sandalye kullanımını bu alanlarda gerçekleştirmemizin daha sağlıklı olacağından bahsetmiştik. Geniş ve tüylü halılar yerine ise ince, sadece dekor amaçlı kullanılan birkaç kilim ya da cıvıl cıvıl renkli paspaslar işinizi görecektir. Evinizi mümkün olduğunca çıplak ve yalın tutmak, kışın sıkıcılığını üzerinizden atmanızı da sağlayacaktır.

Since the holidays only cover a certain period of time, it is important to have a house that will not keep you entertained when you go to your cottage and start enjoying quickly. Therefore, let's try to keep the interiors as large as possible from tables and chairs. We mentioned that it would be healthier to use tables and chairs in these areas since time was spent mostly on terraces, gardens or balconies. Instead of large and fluffy carpets, a few rugs or chirping-colored mats that are used only for decoration purposes will work. Keeping your house as naked and lean as possible will also allow you to get rid of the boringness of winter.


40

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

EV TEKSTİLİ / HOME TEXTILE

Mobilya seçerken her ne kadar kışlık evin kullanılmayan veya eski eşyalarını kullanmak tercih edilse de, her mekânın farkı bir ambiyansı olduğu için buraları da bir yaşam alanı olarak görmeli ve ona göre şekillendirmeliyiz. Eski eşyalar kullanılacaksa bile döşemeleri yenilenmeli, gerekli yerleri farkı renklere boyatılmalıdır. Bu yaşam alanlarında sakinleştirici renklerin ve gözü yormayan eşyaların öncelikli olarak kullanılması gerekiyor. Açık renkli, serinleten ve hafif mobilyaların kullanımı; mekâna hem ferahlık verir hem de evlerin daha büyük görünmesini sağlar. Diğer önemli bir detay ise mobilyaların terleten kumaşlara sahip olmaması; serin ve hafif olmasıdır. Bu sebeple, sade mobilyaların yazlık evlere çok daha uygun olduklarını belirtelim.

While choosing furniture, it is preferable to use the unused or old furniture of the winter house, because each place has a different ambiance, we should see these places as a living space and shape them accordingly. Even if old items will be used, their floors should be renewed and the necessary places should be painted in different colors. In these living spaces, calming colors and unobtrusive items should be used as a priority. Use of light colored, cooling and light furniture; gives the space both spaciousness and makes the houses look larger. Another important detail is that the furniture does not have sweaty fabrics; That is cool and light. Therefore, simple furniture is much more suitable for summer houses.

Eğer eviniz eski bir binaysa, binanın karakterine dokunmadan, özgünlüğünü yansıtmanızı tavsiye ederiz. Daha çok maviye boyalı demir kepenkler, Akdeniz ve Ege coğrafyasında sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bu geleneksel yapıya sahip olmayanlar ise evlerine taş duvarlar yaptırabilirler. Sıcak iklime daha uygun oldukları ve iç mekânı serin tutma özelliklerine sahip oldukları için yığma taş duvarlar hemen herkes tarafından önerilir.

If your home is an old building, we recommend that you reflect the authenticity of the building without touching its character. Iron shutters, mostly painted in blue, are frequently encountered in the Mediterranean and Aegean regions. Those who do not have this traditional structure can build stone walls in their houses. Masonry stone walls are recommended by almost everyone because they are more suitable for the warm climate and have the ability to keep the interior cool.

Taş duvarlar olmazsa olmaz değildir. Ama beyaz renk neredeyse olmazsa olmazdır. Beyaz rengin özellikle dış cephelerde sıklıkla kullanılma sebebi, evlerde ışığı yansıtması ve daha aydınlık ortamlar yaratmasıdır. Bodrum ve Ege adalarındaki

Stone walls are not a must. But the white color is almost essential. The reason why white is frequently used especially on the exterior is that it reflects light in the houses and creates brighter



42

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

evlerin bembeyaz olması sadece güzel durduğu için değil aynı zamanda insanların iklim koşulları karşısında nasıl daha iyi yaşayacaklarını deneyimlemelerinin sonucudur. Yazlık evlerdeki detayları inceleyecek olursak; genelde karşımıza ilk önce deniz ve denizcilik ile ilgili süslemeler çıkar. Deniz kabukları, çapalar, dümenler evlerin çeşitli köşelerinde yerlerini alırlar. Kimisi her sene yenilenir, kimisi ise uzun zamandır aynı yerindedir. Otantik ve oryantalist objeler de yazlık mekânların en sık olduğu yerlerdedir. Çünkü daha özgür ve sıcak bir temanın hâkim olduğu her detay, size kendinizi daha iyi hissettirecektir. Çakıl taşları, deniz kabukları, denizyıldızları, kestaneler gibi denizden çıkan pek çok şey, evlerin dekorasyonunda şıklık yaratmanıza yardımcı olacaktır. Eviniz denize doğru bakıyorsa, öncelikle gereksiz duvarlardan kurtulmanız, manzarayı daha fazla izlemeniz sizi çok daha keyifli hissettirecektir. Yazlık evlerdeki perde kullanımı için ise mümkün olduğu kadar ince ve açık renkli kullanımın doğru olacağını belirtelim. Yine aynı şekilde, nevresim ve çarşaf gibi yazlık evlerde sayı olarak en fazla bulunan bu ürünlerin, terletmeyen, pamuklu kumaşlardan yapılmış olmasına özen gösterilmelidir. Son olarak sizlere, yaz mevsiminin dinlendirici havasını daha fazla kaçırmamak ve evlerinize tüm ferahlığı yansıtmak için bir an önce işe koyulmanız gerektiğini hatırlatmak isteriz…

EV TEKSTİLİ / HOME TEXTILE

environments. The fact that the houses in Bodrum and the Greek islands are white is not only because they look good, but it is also the result of people experiencing how to live better in the face of climatic conditions. If we examine the details of summer houses; Usually we first come to the sea and nautical decorations. Seashells, anchors, rudders take their places in various corners of houses. Some are renewed every year, some have been in the same place for a long time. Authentic and orientalist objects are the places where summer spaces are most common. Because every detail with a more free and warm theme will make you feel better. Many things from the sea, such as pebbles, seashells, starfish, chestnuts, will help you create elegance in the decoration of the houses. If your house is looking towards the sea, first of all, getting rid of unnecessary walls, watching the landscape more will make you feel much more enjoyable. For the use of curtains in summer houses, it should be noted that as thin and light colored as possible can be used. Similarly, care should be taken to ensure that these products, which are the most common in summer houses such as bed linen and sheets, are made of non-sweaty cotton fabrics. Finally, we would like to remind you that you should start to work as soon as possible in order not to miss the relaxing atmosphere of the summer and to reflect all the freshness to your homes…


Heimtextil Rusya 16-18 Eylül 2019

Premiere Vision Istanbul 17-20 Eylül 2019

Heimtextil Messe Frankfurt 7-10 Ocak 2020

www.ozkanmerve.com


44

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

MAKALE / ARTICLE

S AL İ M KA DI BE ŞE Gİ L R e p Man İt ib ar Araşt ı r ma l ar ı Me rke z i Ku r u c u D an ışma Kur u lu Üye si Repman Reputation Res earch C enter Founde r- Adv i s or y B oard Member

Büyüyünce Ne Olacaksın? What Will You Be When You Grow Up?


1980’li yılların başında ABD’de iken Türk öğrencilerle bir araya geldiğimiz bir partide herkes ne okuduğunu söylüyordu. Tarsuslu bir kız öğrencinin “ben tıp mühendisliği” okuyorum dediği an diğer öğrencilerin ne okumakta oldukları benim için çok önemsizleşmişti.

At the beginning of the 1980s, when we were in the US, we met with Turkish students and everyone was saying what they were reading. When a female student from Tarsus said ‘ I am studying medical engineering’ what the other students were reading became very insignificant for me.

1970 ve 1980’ler işletme, pazarlama, marka ve bu kavramlarla yan yana geldiğinde “şık” duran alanlarda eğitim almak için herkesin birbiri ile yarıştığı yıllar olarak tarihe geçti. Daha sonra bilgisayar, bilişim, endüstri mühendisliği gibi alanlar “büyüyünce ne olacaksın” sorusunun cevapları arasındaydı. “Doktor, mimar, mühendis” olacağım şeklindeki -olmayacağımızı bildiğimiz halde- cevapların modası zaten geçmişti ve bizim kuşağın ezberini bile bozmaya yetmiyordu. Bu mesleklerin bugün geldiği noktada ortaya çıkan uzmanlık alanlarındaki dağılım algılarımızın sınırlarını zorluyor. Ama bugün algılarımızın sınırlarını zorlayan bu mesleklerin kapsama alanı ile ilgili lise okuduğumuz yıllarda hangi ipuçlarına sahiptik? Örneğin girişimci radyolog olmak hiçbir arkadaşımızın rüyalarını süslemiyordu!

The 1970s and 1980s went down in history as years when everyone competed with each other in order to receive education in the fields of business, marketing, brand and “elegant” when they came together. Later, computer, informatics and industrial engineering were among the answers to the question what will you be when you grow up? The answers that I was going to be a “doctor, architect, engineer -even though we knew we wouldn't- were already outdated and it wasn't enough to spoil even the generation of our generation. The distribution of the areas of expertise that emerge at the point where these professions come today pushes the limits of our perceptions. But what clues did we have in our high school years about the coverage of these professions that push the limits of our perceptions today? For example, being an entrepreneur radiologist didn't decorate any of our friends' dreams!

Günümüzde gençlere sorduğumuz zaman cevabını bile anlamakta zorlandığımız temel soru ”büyüyünce ne olacaksın?”. Sadece biyoloji ve genetik alanında meslek kıvamında sayılabilecek yüzlerce alan var. Verecekleri her hangi bir cevabın ne anlama geldiğini kavrayabilecek miyiz endişesi zaten çoğu zaman bu soruyu sormamıza da engel oluyor.

Nowadays, when we ask young people, the main question that we find it hard to understand is ”what will you be when you grow up?”. There are hundreds of fields that can only be regarded as occupational in the field of biology and genetics. The question of whether we will be able to comprehend what any answer they mean will often prevent us from asking this question.

Bir dönem Türkiye merkezli ama Afrika, Orta Asya ve Orta Doğu’da büyük bir özel fon şirketinin CEO’su olan arkadaşımın o zamanlar 12 yaşındaki oğluna sormuştum büyüyünce ne olmak istediğini. Tereddütsüz Barcelona’da futbol oynamak istediğini söylemişti. Ortaokula yeni başlamış, dersleri kıskanılacak kadar iyi, piyanoda caz çalabilen, fıkra anlatabilecek kadar iyi İngilizce konuşan, Barcelona hayallerini gerçekleştirmek için bir yandan İspanyolca ders alan arkadaşımın oğluna “ya Barcelona’da futbol oynayamazsan” diye bir soru sormuştum. Yine tereddütsüz cevap verdi; “o zaman babam gibi CEO falan olurum herhalde”! Aradan yıllar geçti. Eline Barcelona alt yapısına katılma şansı da geçti ama onlar ABD’ye göçtüler. Şimdi hem üniversitede okuyor hem de ABD Ulusal Lig oyuncusu!

A term-based Turkey, but in Africa, Central Asia and my friend who is the CEO of a large private fund company in the Middle East once he had asked the 12 year old son he wants to be when you grow up. Without hesitation, he said he wanted to play football in Barcelona. I started a junior high school, the lessons are good enough to be jealous, can play jazz on the piano, speak good English enough to tell a joke, Barcelona to fulfill his dreams on the one hand the son of my friend, "I can not play football in Barcelona," I asked a question. Again I replied without hesitation; “Then I would be a CEO or something like my father”! Years have passed. He also had the chance to join the Barcelona infrastructure, but they migrated to the United States. Now he is a college student and a US National League player!

Yine o yıllarda başka bir arkadaşımın 11 yaşındaki kızına sormuştum aynı soruyu. Dersine çok iyi çalışmış bir öğrenci edasıyla “yunus eğitimcisi olmak istiyorum” dedi! NatGeo gibi kanallardan iz sürerek yaptığı araştırmalarla ne yapmak istediğini çok iyi biliyordu. Yunus eğitimcisi olmak için aranan özellikler, dünyada bu eğitimlerin nerelerde verildiği, nerelerde iş imkânlarının olduğu ve tabii bir yunus eğitimcisinin yılda kaç para kazandığı… Hayallerini gerçekleştirdi mi bilmiyorum ama bu olmadıysa buna yakın bir yaşamla buluşturmuştur kendini.

Again in those years I asked another friend's 11-year-old daughter the same question. He said, I want to be a dolphin trainer! He knew exactly what he wanted to do with his research by tracking through channels such as NatGeo. The features sought to be a dolphin trainer, where these trainings are given in the world, where there are job opportunities and how much money a dolphin trainer earns in a year I don't know if he realized his dreams but if he didn't, he met himself with a life close to this.

Aslında çocuklarımız “ne olacaklarını gayet iyi biliyorlar”. Ama bizler sanki onların “bir baltaya sap olmaları meselesine hala takık gibiyiz.” Yapay zekânın bildik bilinmedik tüm mesleklerin üzerinden bir silindir gibi geçmekte olduğu bir dönemde her halde bir çocuğa sorulacak en anlamsız soru onların büyüyünce ne olacakları ile ilgili olanıdır! Daha adı konmamış meslekler arasından nasıl bir seçim yapmaya yönlendirebiliriz ki onları! Aslında oturup biraz konuştuğumuzda onların büyüyünce ne olacaklarından çok hangi sorunun çözümünün bir parçası

In fact, our children “know exactly what to expect”. At a time when artificial intelligence passes over all of the usual unknown professions, the most meaningless question to ask a child is about what will happen when they grow up! How can we lead them to choose from unnamed professions! In fact, when we sit down and talk a little, we see that they are thinking about which problem will be a part of the solution rather than what will happen when they grow up. Being part of the solution requires them to concentrate in more than one discipline. They are also aware of this. In other words, the young friend who is obsessed with plastic pollution in the oceans and has adopted an idealistic career in spending his life in the solution of this problem may have to carry dozens of closely related disciplines to


46

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

olacaklarına kafa yorduklarına tanık oluyoruz. Çözümün bir parçası olması ise birden fazla disiplinin içinde yoğunlaşmalarını gerektiriyor. Bunun da bilincindeler. Yani okyanuslardaki plastik kirliliğine kafayı takmış ve ömrünü bu sorunun çözümü içinde geçirmek konusunda idealist bir kariyeri benimsemiş genç arkadaş, birbiri ile yakın ilişkili onlarca disiplini aynı zaman dilimi içinde çözüm odaklı formatlara taşımak durumunda kalabilir. Tabii bunların tamamında uzman olmayabilir. Bu da beraberinde aynı idealleri paylaşan farklı disiplinlerdeki kişilerin yetkinliklerinin aynı amaç için bir araya gelmesi sonucunu ortaya çıkarır. Ülkemizde bu formatın en güzel örneklerinden biri Buğday Ekolojik Dönüşüm Derneği’dir. Kurucusu Victor Ananias üniversite mezunu bile değildi. Ama açtığı şemsiyenin altındaki perma kültür uzmanları, ziraat mühendisleri, biyologlar, tarihçiler, çevre bilimciler, iklim uzmanları, şehir plancıları ve diğerleri aynı ideali bir kariyer hedefi yaptılar. Omuz omuza vererek, dayanışmayı öncelikli bir hedef olarak benimseyerek. Bizlere ekolojik dönüşümün önemini anlattılar. Tohum takas şenliklerini, %100 ekolojik pazarları, TaTuTa çiftliklerini hayata geçirdiler. Organik tarım sertifikasyonunda uluslararası uzman kurum oldular. Büyüyünce ne olacaksın sorusunun cevapları ile birlikte anlamını kaybetmesi biz yetişkinleri çocuklarının geleceği için panikletirken, çocuklar tarafında suların sakin olduğunu gözlemliyoruz. Onlarda panik yok. (Sınav baskısı da olmasa…) Onlar kendilerinden emin. Üniversitelerdeki mevcut bölümlerin onların beklentilerini karşılamayacağını çok iyi biliyorlar. Üniversitelerin verebileceklerinden çok daha fazlasına ihtiyaçları olduğu gerçeğinden hareket ederek ellerindeki teknolojiyi kendi ilgi alanlarını keşfetmeye yönelik maksimum kullanma çabası içindeler. Dahası, alacakları eğitimin sonuçları ile “büyük adam olduklarında” sorunların değil çözümlerin yanında saf tutmaları gerektiği konusunda da bir bilinç var ama “para” meselesi ne olacak sorusunun cevabı kafaları karıştırıyor. Yine bir arkadaşımın oğlu üniversitenin felsefe bölümünü kazanmıştı. Tebrik ettim ve “bu dönemde okunacak en iyi bölümlerden biri” dedim. Alaycı bir ifade ile “tabii Ankara-Eskişehir yolunda yan yana bir sürü felsefe fabrikası var, girer birinde çalışır mezun olunca” demişti. Aslında bu kariyer meselesinde, sondan başa gelmek lazım. Bugünü ve geleceği tehdit eden “bir” numaralı tehdit “küresel ısınma”. Sadece insanoğlunu değil doğal hayatın içindeki her şeyi yok etmeye odaklanmış bir gündem var önümüzde. Gezegenin sorunlarını görmezden gelerek yapabileceğimiz bir kariyer yok. Yapmaya kalkarsak kariyerimiz “sorunlar duvarına toslar” ve belki de bir daha ayağa da kalkamayabilir. (2008 küresel finansal krizi bunun en çarpıcı örneklerini yansıttı) Birleşmiş Milletler çözüm odaklı çalışmaları 17 başlık altında tanımlamış. Söz konusu 17 başlık, din, dil, ırk, cinsiyet, coğrafya ayrımı gözetmeksizin herkesi çözüm üretmeye davet ediyor. Sağlıktan, planlı kentleşmeye, organik tarımdan, içilebilir su kaynaklarına kadar bugünü ve geleceği ilgilendiren onlarca kariyer seçeneği var bu başlıklar altında. Sanıyorum arkamızdan gelenler bizlerden daha farkında, nasıl bir kariyer yapmaları gerektiği ile ilgili önlerinde duran seçeneklerin.

MAKALE / ARTICLE

solution-oriented formats within the same time frame. Of course, he may not be an expert at all. This means that the competences of people from different disciplines who share the same ideals come together for the same purpose. One of the best examples of this format in our country is the Wheat Ecological Transformation Association. Its founder Victor Ananias was not even a university graduate. But under the umbrella he opened, perma cultural experts, agricultural engineers, biologists, historians, environmental scientists, climate experts, city planners and others made the same ideal career goal. Shoulder to shoulder, adopting solidarity as a priority goal. They told us the importance of ecological transformation. They have implemented seed exchange festivals, 100% ecological markets and TaTuTa farms. They became international experts in organic agriculture certification. When we grow up, we observe that the water is calm on the children's side, while adults panic for the future of their children. They don't panic. (Without exam pressure) They are confident. They know very well that existing departments in universities will not meet their expectations. Acting on the fact that universities need more than they can give, they are striving to use their technology to explore their interests. Moreover, with the results of the training they will receive, there is also awareness that when they become “big men they should keep the ranks aside as well as solutions, but the answer to the question of “ money or is confusing. Again, the son of a friend of mine won the philosophy department of the university. I congratulated him and said, biri This is one of the best chapters to read.. In a cynical expression, he said, “Of course, there are many philosophy factories side by side on the Ankara-Eskişehir road. Actually, in this career issue, we have to come to the end. The number one threat that threatens the present and the future is tehdit global warming ”. We have an agenda focused on destroying not only human beings but everything in natural life. There is no career we can do by ignoring the planet's problems. If we try to do it, our career will to hit the wall of problems ”and maybe it will never get up again. (The 2008 global financial crisis reflected the most striking examples of this) The United Nations defined 17 solution-oriented studies. These 17 titles invite everyone to come up with solutions regardless of religion, language, race, gender or geography. From health to planned urbanization, from organic farming to potable water resources, there are dozens of career options that concern today and the future. I think the people behind us are more aware of us, the options that stand before them about what kind of career they should be doing.


www.tanriverdi.com


Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

INFOGRAFİK / INFOGRAPHICS

TÜRKİYE’DE E–TİCARET SON 5 YILDA ÖNEMLİ BİR GELİŞİM KAYDETTİ E-TİCARET GELİŞİMİ, 2018 E-COMMERCE DEVELOPMENT, 2018

100

Alan büyüklüğü : Nüfus Area size: Population

90

Polonya Poland

80 Online Alışveriş Penetrasyonu (%) Online Shopping Penetration

48

Çin China ABD USA

TÜRKİYE TURKEY

70

2018

60 50 40 30 20

2013

10 0

0

5

10

15

20

Online’ın Toplam Perakende Satışlarındaki Payı (%) Online Share in Total Retail Sales (%)

5.3% Online’ın Payı Online's Share

25

67% Online Alışveriş Penetrasyonu Online Shopping Penetration

30


E-COMMERCE IN TURKEY SAVE THE LAST 5 YEARS AN IMPORTANT DEVELOPMENT TÜRKİYE E-TİCARET HACMİ ve DEĞİŞİMİ TURKEY E-COMMERCE VOLUME AND CHANGE

38%

6.5

-

Milyar $ Billion $

2018 vs 2017 E-Ticaret Büyümesi E-Commerce Growth

2018

E-TİCARET İÇİN HARCANAN YILLIK TUTAR VE KİŞİ BAŞINA GSYH İÇİNDEKİ ORANI ANNUAL AMOUNT FOR E-COMMERCE RATE OF GDP PER PERSON 833$

181$

858$

1.819$

392$

3%

3%

10% 8%

2% Global Ortalama

Türkiye

Çin

ABD

Polonya

Global Average

Turkey

China

USA

Poland

Kaynak /Source : TUBISAD & We Are Social, 2018


50

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

FATMA N U R E R D O Ğ AN IPPA C OMMU N IC AT IONS İlet iş im St r atejist i C ommunication Strateg i st

MAKALE / ARTICLE


Mutluluğun TheDrawbacks Sakıncaları of Happiness Pozitif psikoloji alanına yoğunlaşan bir psikolojik danışman olarak insanı hazza dayalı mutluluk peşinde koşturarak, yaratılan içsel boşluğun bıraktığı tatminsizlikten fayda sağlayan markaların yavaş yavaş yön değiştirmeye başladığını görmek umut verici. Pozitif psikoloji, temelde bireylerin, kurumların ve toplumun yaşam kalitesini hangi faktörlerin nasıl artırdığı ile ilgilense de, “pozitif ” kelimesi, bu bilim alanının “mutluluk bilimi” olarak ün salmasına ve kurumlarda mutluluk furyasının da başlamasına ister istemez etken oldu. Mutluluğa böylesine derin bir istekle sarılma ihtiyacı duymamıza çok da şaşırmamak gerek. Son 9 yılda antidepresan kullanımı %160 oranında artış gösterdi. Her 10 kişiden biri antidepresan kullanıyor. Antidepresan yerine “mutsuzluğunuz için alışverişi deneyin” önermesine sarılan markalar elbette arzu ettiğinize kavuşmanın verdiği hafiflikle sizleri birkaç saatliğine de olsa iyi hissettiriyor. Bu küçük kaçışlar cebinizi hafifletirken aynı zamanda sıkıntılarınızı da bir müddet hafifletiyor. Ama sıkıntının bir müddet yok olması mutlu olduğunuz anlamına gelmiyor. Tıpkı, depresyonda olmamanızın mutlu olduğunuz anlamına gelmediği gibi.

As a psychological counselor focused on positive psychology, it is encouraging to see that the brands that benefit from the dissatisfaction of the inner emptiness created by the human being pursue the pleasure-based happiness and gradually begin to change direction. Although positive psychology is mainly concerned with what factors increase the quality of life of individuals, institutions and society, the word “positive, has inevitably caused this science field to become famous as“ science of happiness ve and the happiness of happiness in institutions. No wonder we need to embrace happiness with such a deep desire. Over the past 9 years, antidepressant use has increased by 160%. One in ten people are on antidepressants. Instead of the antidepressant brands deney try shopping for your unhappiness ”, of course, you can feel good for a few hours with the lightness of getting what you want. These small escapes alleviate your pocket while at the same time alleviating your problems for a while. But that doesn't mean you're happy for a while. Just like you don't mean you're not depressed.


52

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

Hayatın amacının mutluluk olduğu varsayımından yola çıkarak mutluluğu odağınıza almanız, mutsuz ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir yaşantıya göz kırptığınız anlamına gelir. Hayat özünde çeşit çeşit zorluklar, trajediler ve travmalarla doludur. Çözülmesi gereken sorunlar ve bir türlü bitmek bilmeyen olaylar hayatın parçasıdır. Hiçbir film senaryosu yoktur ki her şey güllük gülistanlık olsun. Olaysız bir film ne seyirciye heyecan verir ne de o filmle aranızda bir bağ kurdurur. İnsan seyrettiği filmde hayatın içinden bir kare bekler ve kendi acısının benzerini bir başkasında görerek huzur bulmak ister. Hayatınızda öyle zamanlar olur ki, mutlu olmanız mümkün olmaz. Ölümler, finansal sorunlar, boşanmalar, yıkılan hayaller, hedefe giderken önünüze çıkan engeller olduğunda mutlu olmanızı beklemek pek akıl kârı değildir. Mutluluğun en üst mertebe olması düşüncesi ve her daim mutluluk hissinin yaşanmasına dair bir dayatma, zorluklar, acılar, felaketler ve üzüntülerle dolu dönemlerden geçtiğiniz zamanlarda utanç duymanıza sebep olur. Hayatta her duyguyu yaşamanın gerekliliği vardır: Üzgün olmak, şefkatli olmak, agresif olmak, sevinçli olmak gibi. Ruh sağlığı yerinde bir insan, farklı olaylar karşısında, her tür duyguyu ustalıkla sergileyeceği şekilde olaylara tepki verir. Bu durum bize duyguların salt mutluluk ya da mutsuzluk boyutuna indirgenemeyeceğini gösterir. En basit ifadeyle, mutluluğu yaşamınızın odağına koymak, deneyimlerinizi değersizleştirir. Tüm bu acıların varlığı, mutluluğun iyi bir şey olmadığı ya da mutlu olmak için çaba sarf etmeye gerek olmadığı anlamına gelmiyor. Mutluluk, bir insanın yaşayabileceği en olumlu ve coşkusu yüksek duygulardan. Ona rastladığınızda tadını çıkarmak, doyasıya o hissi yaşamaktır en doğal olan. Nihayetinde, uçucu olduğunu da unutmadan… “Mutlu olmak istiyorum” diyen birinin yakarışlarını duyduğunuzda genelde kişinin anlatmak istediği şey “artık acı çekmek, kaygı duymak, üzülmek ve zarar görmek istemiyorum” ifadesidir. Pozitif psikoloji biliminin öncülerinden Tal Ben-Shahar mutluluğu “keyifli ve anlamlı bir yaşamdan edinilen deneyim” olarak ifade eder. Yani acıdan tamamıyla soyutlanmış bir mutluluğun olamayacağına atıfta bulunur. Acıdan kaçmak, size anlamlı bir hayatı sunacak tüm olasılıklardan kaçmaktır. Korkuları yenmenin en başarılı yolu korktuğunuz şeylerden kaçmak değil, korkularınızla yüzleşmektir. Mutluluğun varlığı da, benzer şekilde, acıyla yüzleşebilme gücünüzden geçer. Bu yüzden yüklendiğiniz sorumlulukların ve anlamlı aktivitelerin varlığı kritik önem taşır. Tüm mesele, yaşamınıza anlam katacak ve tutkuyla bağlanabileceğiniz bir şeyler bulmaktan ibarettir. Mutluluğa odaklanarak onu aramak, bulmak ve kaybetmemek üzerine oluşturulmuş bir yaşam yerine beş boyutlu iyi oluş modelinden faydalanarak yaşamınızı iyileştirmeniz daha sağlıklı bir yöntem olacaktır. İyi oluştan kastımız, iyi hissetmek ve iyi işlevde bulunmaktır. İyi oluş düzeyinizi artırmak için yapacağınız çalışmalar kısaca şöyle ifade edilebilir:

MAKALE / ARTICLE

Based on the assumption that the goal of life is happiness, focusing happiness on you means you are winking an unhappy and disappointing life. Life is inherently full of all kinds of difficulties, tragedies and traumas. The problems to be solved and the endless events are a part of life. There is no film script so that everything is a rose. An event-free film does not excite the audience or make a connection between you and that film. In the film he watches, one waits for a frame from life and sees the pain of his own in another and wants to find peace. There are times in your life that you can't be happy. Deaths, financial problems, divorces, demolished dreams, obstacles to your way to the goal of waiting for you to be happy is not very profitable. The idea of happiness being the highest level and an imposition of a feeling of happiness at all times will cause you to feel ashamed when you go through periods of difficulties, pain, disasters and sorrow. It is necessary to experience every emotion in life: to be sad, to be compassionate, to be aggressive, to be happy. A person in a mental health place reacts to different events in such a way that he can skillfully display all kinds of emotions. This shows us that emotions cannot be reduced to the dimension of happiness or unhappiness. In simple terms, putting happiness at the center of your life makes your experiences worthless. The existence of all these pain does not mean that happiness is not a good thing or that there is no need to make an effort to be happy. Happiness is one of the most positive and enthusiastic emotions a person can experience. When you come across it to enjoy, to the fullest is to experience that feeling is the most natural. Ultimately, without forgetting that it is volatile… When you hear the supplications of someone who says birinin I want to be happy , what the person usually wants to say is “I don't want to suffer anymore, worry, feel sorry and suffer zarar. Tal Ben-Shahar, one of the pioneers of the science of positive psychology, expresses happiness as deneyim experience from a pleasant and meaningful life.. In other words, it refers to the fact that there can be no happiness completely isolated from pain. Escape from pain is to escape all possibilities that will give you a meaningful life. The most successful way to overcome fears is not to escape from what you fear, but to face your fears. The existence of happiness likewise passes through your ability to face pain. Therefore, the responsibilities and meaningful activities you undertake are critical. It's all about finding something that will add meaning and passion to your life. Instead of a life based on happiness, looking for it, finding it and not losing it, it will be a healthier way to improve your life by making use of the five-dimensional well-being model. What we mean by good is to feel good and function well. Your efforts to increase your level of well-being can be briefly stated as follows: Ensuring that your positive emotions are felt more frequently than negative ones, having deep and satisfying relationships, establishing your belief that your life is meaningful by providing


Olumlu duygularınızın olumsuzlara nazaran daha sık oranda hissedilmesinin sağlanması, derin ve doyurucu ilişkiler kurduğunuz birlikteliklerin olması, anlamlı aktivitelere yer vererek yaşamınızın bir anlamı olduğuna olan inancınızın oluşması, yaptığınız işlerde kendinizi başarılı hissetmeniz ve tutkuyla bağlanarak keyif aldığınız meşguliyetlerinizin olması. Senin İyi Oluşunun Marka Yönetimi ile Ne İlişkisi Olabilir ki? Konuya teknoloji şirketlerinden bir örnek üzerinden bakacak olursak, geçtiğimiz yıllarda facebook’da çalışan yazılımcıların bir kısmı işinden ayrıldı ve teknolojiden uzak doğaya yakın yerlerde yaşamaya başladı. Bir kısmı da farklı şirketlere geçiş yaptı. Sebebi, iş hayatından sıkılıp Bodrum’da kafe açmak hayalleri değildi elbette. Şirketin üst düzey yöneticilerinden Andrew Bosworth’un Cambridge Analytica skandalının ardından, “büyümek için her şey mubahtır” anlayışını savunması, CEO Mark Zuckerberg’in olaydan günler sonra konuyla ilgili açıklama yapabilmesi, vatandaşların #deletefacebook kampanyasını başlatması, çalışanların yaptıkları işte buldukları anlamla kişisel değerleri arasında bir çatışma yaşamalarına neden oldu. Geçtiğimiz yıl, Facebook’un kurulduğu yıllarda kullanıcı sayılarının artırılmasından sorumlu genel müdür yardımcısı Chamath Palihapitiya, Stanford Üniversitesi’nde yapılan panelde sosyal medya platformları yöneten teknoloji şirketlerinin iş anlayışlarının, sosyal ve kültürel yapının yıpranmasına neden olduğunu, bu tür tüketici interneti şirketlerinin kitleleri çok hızlı manipüle ederek, kısa süreli dopamin yüklemesiyle sizi bağımlı kılmaya çalıştığını ifade etti. Bu anlayışla çalışan şirketlerin insanlar arası ilişkileri ve iş birliğini bozduğunu söyledi. Palihapitiya, facebooktan ayrılarak 2011 yılında Social Capital isimli “dünyanın en zor problemlerini çözerek insanlığın gelişmesine katkı sağlamak” misyonuyla hareket eden bir yatırım şirketi kurdu. Kişisel serveti 1.2 milyar dolar olan Palihapitiya’nın kurucusu olduğu Social Capital bünyesinde 68 şirket bulunuyor. Yukarıdaki örnek, bazı şirketlerin kurumsal markalarını günümüzde hangi dinamikler üzerinde şekillendirdiklerine dair önemli tüyolar veriyor. Bu dinamiklerin de insan üzerindeki etkisine kısaca değiniyor. Bu örnekleri çoğaltmak çok mümkün. Kendi sektörünüzün değişmesine neden olan girişimlere ve gelişmelere şöyle kabaca bir bakacak olursanız, benzer örgüleri rahatça görebilirsiniz. Marka dendiğinde çoğunuzun aklına ürün markaları geliyor, oysa kurumsal markaların yönetimi günümüzde şirketlerin ayakta kalma başarılarının ardındaki itici ve kanımca en birinci ve en kritik faktördür. Kurumsal markasını doğru yönetmeyi başaran yönetimler, şirketlerine dair her tür konuyu daha net bir şekilde karara bağlayıp, şirket performansına olumlu etki sağlayabilir. Benzer şekilde, sahip oldukları diğer ürün markalarını bugün olduğundan çok ama çok daha başarılı yönetebilirler. Çünkü ürün markası, kurum markasını oluşturan bileşenlerden ayrı düşünülemez. Keza, çalışan markası da kurumsal markanın, sadece tek bir bileşenidir ve tek başına asla yönetilemez. Şirketlerin gün içerisinde çözmeye çalıştığı sorunlar görüldüğü gibi mutluluk sorunları değildir.

meaningful activities, feeling yourself successful and being busy with your passion. What is the relationship between your well-being and brand management? If we look at the subject from an example of technology companies, in recent years some of the software developers working on facebook quit their jobs and began to live near the remote nature of technology. Some of them switched to different companies. The reason was not the dreams of opening a café in Bodrum. Following the Cambridge Analytica scandal, Andrew Bosworth, one of the top executives of the company, advocated the idea that everything is worthwhile to grow, CEO Mark Zuckerberg's explanation on the subject days after the event, citizens starting the #deletefacebook campaign, and the personal values of the employees. caused a conflict. Last year, when Facebook was founded, Chamath Palihapitiya, executive vice president responsible for increasing the number of users, stated that the technology companies that manage social media platforms at the panel held at Stanford University caused the wear and tear of the social and cultural structure and the masses of such consumer internet companies were manipulated very quickly. by trying to make you addicted with short-term dopamine loading. He said that companies that work with this understanding disrupt relations and cooperation between people. Palihapitiya left Facebook and established an investment company called Social Capital in 2011 with the mission of contributing to the development of humanity by solving the most difficult problems in the world ”. Social Capital, which is the founder of Palihapitiya, which has a personal fortune of $ 1.2 billion, has 68 companies. The example above gives important tips on the dynamics of some companies that shape their corporate brands today. It briefly touches on the impact of these dynamics on human beings. It is possible to duplicate these examples. If you take a rough look at the initiatives and developments that have caused your sector to change, you can easily see similar weaves. When you think about brands, many of you think of product brands, whereas the management of corporate brands is the driving force behind the survival of companies and in my opinion the first and most critical factor. Administrations that manage to manage their corporate brand correctly can decide on all kinds of issues related to their companies more clearly and have a positive effect on company performance. Similarly, they can manage their other product brands far more successfully than they do today. Because the product brand cannot be considered separate from the components that make up the corporate brand. Likewise, the employee brand is only one component of the corporate brand and can never be managed alone. The problems that companies try to solve during the day are not happiness problems. The fact that happiness is a goal in companies managed by targets leads not only the employee but also the customer to a very weak and fragile purpose. It was full of people who used to stay in the same position for 2030 years, but realized that when they got up 20 years later, they


54

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

Hedeflerle yönetilen şirketlerde mutluluğun bir hedef olması, sadece çalışanı değil müşteriyi de oldukça zayıf ve kırılgan bir amaca yöneltir. Eskiden aynı pozisyonda 20-30 yıl kalan, ama oturduğu koltuktan 20 yıl sonra kalktığında kayda değer pek de bir şey yapmadığını fark eden insanlarla doluydu şirketler. Bu insanların kariyerleri değil, işleri vardı aslında. Onlar yönetimden, aldığı ücretten, iş çalışma anlayışından, düşük yaratıcılıktan ve daha birçok şeyden şikâyet eden ama yer değiştirmeye de cesareti olmayanlardı. Ardından dönemin değişmesiyle birlikte imkânlar arttı ve beklentiler de farklılaştı. Bu insanlar yeteneklerini optimum seviyede kullanma ihtiyacı ve ısrarı olanlardı. Onlar, yeteneklerini kullanabilecekleri, yaşamak istedikleri hayatla örtüşen şekilde hareket eden kurumsal markaları bulamayınca, aynı koltukta bir yıl dahi oturmak istememeye başladılar. Aynı kişiler, şirketlerin yarattığı ürün markalarına baktığında, ürünlerin de tıpkı şirketlerin içinde deneyimledikleriyle benzer bir dokuya sahip olduğunu gördüler. Kimisiyse ürün markası ile kurum markası vaatleri arasında uçurumlar olduğunu fark etti. Bu yüzden onlar ne markalara ne de ürünlerine sadık kaldılar. Bir bütünlük içerisinde hareket edemeyen bu şirketlerin onlarda bıraktıkları izler nasıl olduysa, benzer izleri şimdi onlar markalar üzerinde bırakmaya başladılar. Seni haz odaklı mutlu etmek için var eden marka, şimdi aynı hazza dayalı davranışları sergileyen bir müşterin ya da çalışanın olarak arana katılıyor. Şirketler, kurumsal marka algısı ve beklentiler arasındaki uyumsuzluktan doğan durumun kendilerine itibar, müşteri ve yetenek kaybı olarak döndüğünü fark ettiler fakat bunu müşterilerin “artık hiçbir markaya sadakatlerinin olmamasıyla” açıkladılar. Sanırım epey yanıldılar. Çözümü nedir tüm bu uyuşmazlıkların diye soracak olursanız, benim kurguladığım ve başarıyla hayata geçirdiğim kurumsal marka yönetimi modeli iyi oluşa dair çalışmalara dayanıyor. Bilirsiniz, Zara, içinden geçtiği rekabetin zorluklarına çözüm olarak, öncü bir yaklaşımla ürün gamının %70’ini 15 günde bir değiştirdi. Zara’nın operasyonlarındaki bu çeviklik kanımca oldukça takdir edilesi ve operasyonel mükemmeliyetçilik adına alkışlanmalıdır. Ne var ki Zara, Inditex Grubu’nun bir markasıdır. Inditex kurumsal markadır ve ürün markalarından Zara’ya nasıl bir değer kattığı muammadır. Inditex Grubu’nun markaları arasında Oysho, Massimo Dutti, Pull and Bear gibi markalar da bulunuyor. Oysa sektör çalışanlarının şirketle ilgili kısıtlı bilgisi dışında Inditex Grubu ve kurumsal marka vaadi hakkında siz ne biliyorsunuz? Kurumsal marka yönetimi, özünde insanın iyi oluşu ile yakından ilişkilidir. Her 15 günde bir mağazada yeni bir ürünle karşılaşıyor olmak kısa vadede size hazza dayalı minik mutluluklar verebilir ama kısa hazların bıraktığı boşlukları doldurmanıza yetmeyecektir. Eve döndüğünüzde antidepresanlara sarılmak yerine, iyi yaşamı oluşturan beş boyutlu iyi oluş modelini kullanarak hareket etmek, müşteri sadakatini yeniden geri kazanmanızı hem çalışanlarınızın hem de içinde bulunduğunuz toplumun size büyüme iznini vermesini sağlar.

MAKALE / ARTICLE

didn't do much of anything worthwhile. These people actually had jobs, not careers. They complained about the administration, the wages, the understanding of working, the low creativity and many other things, but they did not have the courage to move. Then, as the period changed, opportunities increased and expectations changed. These people were those who needed and insisted on using their talents to an optimum level. When they could not find the corporate brands that could use their abilities and act in a way that coincided with the life they wanted to live in, they did not want to sit in the same seat even for a year. When the same people looked at the product brands created by the companies, they found that the products had the same texture as the ones experienced in the companies. Some have noticed gaps between product brand and corporate brand promises. That is why they remained loyal to brands and their products. The traces left by these companies, which could not act in unity, somehow started to leave similar traces on the brands. To make you happy with pleasure, the brand now joins you as a customer or employee with the same pleasure-based behavior. The companies realized that the situation arising from the mismatch between corporate brand perception and expectations turned to them as a loss of reputation, customer and talent, but explained that the customers asıyla no longer have loyalty to any brand. I think they were quite wrong. If you ask what is the solution of all these disputes, the corporate brand management model that I have created and successfully implemented is based on the studies of well-being. You know, Zara has changed 70% of its product range every 15 days with a pioneering approach to address the challenges of competition. This agility in Zara's operations should be highly appreciated and applauded for operational excellence. However, Zara is a trademark of Inditex Group. Inditex is a corporate brand and the value it adds to Zara, a product brand. Inditex Group's brands include Oysho, Massimo Dutti, Pull and Bear. However, what do you know about Inditex Group and the promise of corporate brands, apart from the limited knowledge of the sector employees about the company? Corporate brand management is closely related to human well-being. Having a new product in the store every 15 days may give you little joy based on pleasure in the short term but it will not be enough to fill the gaps left by short pleasures. Instead of hugging antidepressants when you return home, using the five-dimensional well-being model that creates good living allows you to regain customer loyalty, allowing both your employees and your community to allow you to grow.



56

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

İyi Şeyler Dükkanı “LSV Dükkan” 1998 yılında çocuk ve yetişkin, lösemi ve kanser hastalarına destekler götürmek, onları hayata bağlamak, toplumu kansere karşı bilinçlendirmek amacıyla kurulan LÖSEV Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı yıllar içerisinde geliştirilen projeler ile büyümeye; hastalıklar mücadele eden çocuk ve yetişkinlere maddi ve manevi bakımdan destek olmaya ediyor. 2000 yılında Türkiye'nin ilk ve tek Lösemili Çocuklar Hastanesi LÖSANTE’yi, 2008 yılında lösemili çocukların ücretsiz kolej eğitimi alabilecekleri Lösemili Çocuklar Okulu’nu, 2010 yılında ise tedavileri için Ankara dışından gelen ailelerin tedavi esnasında uzun veya kısa dönem konaklayabilmeleri için Lösemili Çocuklar Köyü’nü hayata geçiren LÖSEV; bu süre zarfında sadece lösemili çocuklar ve kanser hastalarını değil, tüm Türkiye’yi lösemi, kanser ve korunma yolları konularında bilinçlendirerek; köklü çözümler yaratmayı, toplumsal ve kalıcı hizmetler vermeyi sürdürüyor. Günümüzde yüzlerce çalışanı, on binlerce hasta ve ailelesi, milyonlarca gönüllüsü ile kocaman bir aile olan LÖSEV’in 2000 yılında birkaç anne ile başlayan Anne Üretim Atölyeleri, bugün “LSV Dükkân” adıyla ulusal bir markaya dönüşerek, başarılı bir proje olarak günden güne büyümeye devam ediyor.

TOPLUMSAL / SOCIAL

Good Things Shop “LSV Shop” Founded in 1998 to support children and adults, leukemia and cancer patients, to connect them to life, to raise awareness of the society against cancer, the LÖSEV Children's Leukemia Health and Education Foundation has been expanding through projects developed over the years; to support children and adults struggling with diseases financially and morally. Turkey's first and only Leukemia in 2000, Children's Hospital LÖSANTE of 2008 children with leukemia free college education could receive for Children with Leukemia School of the, and in 2010 for treatment during the treatment from the family outside Ankara in order to accommodate long or short term Leukemia Children's Villages' LÖSEV; During this time not only children with leukemia and cancer patients, all of Turkey leukemia, cancer awareness and prevention issues; continues to create deep-rooted solutions and provide social and permanent services. Today, a large family with hundreds of employees, tens of thousands of patients and families and millions of volunteers, LÖSEV's Mother Production Workshops started with a few mothers in 2000 and today continues to grow day by day as a successful project with the name of V LSV Shop “. .


Annelerin El Emeği Göz Nuru Çocukların Ücretsiz Tedavisine Kaynak Oluyor Lösemi ve diğer kanser türleriyle mücadele eden hastalara ve ailelerine 21 yıldır destekleri sunan LÖSEV, hasta çocuklar ve yetişkinlerin yanı sıra onların aileleri için de birbirinden farklı projelerle, zorlu geçen tedavide çektikleri sıkıntıları hafifletmeyi ve onların yanında olmayı hedefliyor. Bu kapsamda yıllar önce lösemili çocukların fedakâr anneleri için açılan uğraş ve üretim atölyeleri bugün hastalıkla mücadele eden çocukların annelerine ve kendisi hastalıkla mücadele eden kadınlara umut oluyor. Meslek uzmanları tarafından eğitim verilen atölye anneleri vakit ve emeklerini LÖSEV sayesinde en doğru şekilde değerlendiriyor böylece çocukların ücretsiz tedavisine kaynak sağlıyorlar. LSV Dükkân Mutfağı İstanbullular ile Buluşuyor Dikiş atölyesinin yanı sıra mutfak atölyelerinde de uzman desteği ile hünerlerini sergileyen LÖSEV anneleri, Levent’te bulunan şirin dükkânda İstanbullular ile buluşuyor. Tamamı doğal malzemelerden üretilen ürünleri yerinde tadabileceğiniz gibi, www.lsvdukkan.com sitesini ziyaret ederek de siparişini verebilirsiniz.

Mothers' Handicraft is a Resource for Children' Free Cure Providing support to patients and families struggling with leukemia and other cancers for 21 years, LÖSEV aims to alleviate and support the problems they face in difficult treatment with different projects for sick children and adults as well as their families. In this context, the struggle and production workshops opened for the devoted mothers of children with leukemia many years ago become hope for the mothers of the children who struggle with the disease and the women who struggle with the disease itself. The workshop mothers, who are trained by professional experts, evaluate their time and effort in the most accurate way thanks to LÖSEV, thus providing resources for free treatment of children. LSV Shop Kitchen Meets Istanbulite LÖSEV mothers who exhibit their skills with expert support in kitchen workshops as well as sewing ateliers meet with Istanbul residents in the quaint shop in Levent. You can taste all products made of natural materials on site or you can order by visiting www.lsvdukkan.com.


58

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

HABER / NEWS

“Doğaya Dokunuş” Temalı 7. Ev ve Plaj Giyimi Tasarım Yarışması

7th Home and Beachwear Design Contest with “Touching to the Nature” Theme

Denizli İhracatçılar Birliği’nin (DENİB), T.C. Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Birliği (TİM) desteği ile gerçekleştirdiği “Ev ve Plaj Giyimi Tasarım Yarışması” bu yıl Kasım ayında yedinci kez düzenlenecek.

7th Home and Beachwear Design Contest will be held in November by Denizli Exporters Association (DENİB) with Turkey’s Ministry of Commerce and Turkey Exporters Association .

Ev ve plaj giyimi sektörünün ihracatını arttırmak, ev ve plaj giyimi sektöründe yeni tasarımcılar yetiştirilmesini teşvik etmek, sektördeki motivasyon, iş birliği ve dayanışmaya katkıda bulunmak amacıyla düzenlenen Ev ve Plaj Giyimi Tasarım Yarışması ile birlikte, 2023 İhracat Stratejisi kapsamında Türkiye’de, AR-GE ve tasarım kültürünün yerleşmesi ve teknoloji ile bütünleşecek altyapıyı oluşturmak için önemli bir adım atılmaktadır. Bu yıl “Doğaya Dokunuş” teması ile tasarımda sürdürülebilirlik yaklaşımına dikkat çeken yarışmanın tanıtım toplantısı, DENİB Başkanı Hüseyin Memişoğlu, Yarışma Komitesi Başkanı Mukaddes Başkaya, Yarışma Komitesi Üyeleri Selim Yaymanoğlu ve Bekir Serdar Mutlubaş, Yarışmadan sorumlu Şube Müdürü Şadiye Baykent ile yarışmanın Kreatif Direktörü Uğurkan Erez’in katılımlarıyla 25 Nisan 2019 tarihinde İstanbul Feriye Palace’da düzenlendi. Bugüne kadar bu yarışmanın sektöre birçok genç tasarımcı kazandırdığına dikkat çekerek, bu yıl da yarışmada tasarımcıların, modellerinde dünyaca ünlü Denizli kumaşlarını kullanmaları için teşvik edildiğini belirten DENİB Başkanı Hüseyin Memişoğlu, Türkiye’nin en büyük markalarının dokumalarını yapan Denizli’nin ihracatının %54’ünün tekstil üzerine olduğunu da vurguladı.

Home and Beachwear Design Contest will play a vital role for increasing the amount of exports of home and beachwear industy, the contest will encourage new designers to be trained, will motivate the stakeholders in the industry, will increase the awareness within the circles of business associations and related NGO’s; the contest will also be a milestone for the 2023 Export Vision in Turkey with the R&D, the design thinking culture and the intagration of manufacturing infrastructure with technology. With this year’s eye catching theme of “Touching to the Nature”, the contest will draw attention to the concept of sustainability. A press conference held on April 25, 2019 at Feriye Palace in Istanbul with the participation of DENİB President Hüseyin Memişoğlu, Competition Committee President Mukaddes Başkaya, Competition Committee Members Selim Yaymanoğlu and Bekir Serdar Mutlubaş, Competition Branch Director Şadiye Baykent and Creative Director Uğurkan Erez. DENİB President Memişoğlu said that many young designers became a part of home textile industry due to this contest. He indicated that the competitors are being encouraged to use the world famous Denizli fabrics in their designs. Also, he pointed out, textiles hold a portion of 54% of the entire Denizli exports.



60

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

HAY DA R ÖZ KÖM Ü RC Ü Dijit a l Pa zarl ama D an ışman ı ve Grow t h Ha cke r D ig ital Marketing C onsultant and Grow th Hacker

MAKALE / ARTICLE


Sen Kimsin? Who Are You?

Marka. Belki de içinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli detayı markadır. Bu yüzyıla dek insanlar sadece metaya para ödediler. Ancak artık insanların alışkanlıkları, önem verdiği şeyler değişti. Artık tamamen markaya para ödüyoruz. Bütün dünya kendi markalarına yatırım yapma derdindeyken, bu muazzam markalaşma yarışının içindeyken bizler ne yapıyoruz? Her gün kendimize sormamız gereken ilk soru bu bence. Elimdeki markayı daha da büyütmek için bugün ne yaptım? Kendi çapımızda her birimizin güzel marka hikâyeleri bulunuyor. Mesela Çengelköy hıyarı en ilgimi çekenlerden biri. Hıyarı marka yapabilmişiz. Evet, süper de, bu markalaşma sadece “kendi çapında” kalabilmiş. Tayvan’da insanlar Çengelköy hıyarı aradığı zaman bu gerçek bir başarı öyküsü olabilir ancak. Artık o klişeleşmiş soruya daha derinlemesine bakmak gerekiyor. Bizden dünya markası çıkar mı? Net bir cevap vermek gerekirse, bu kafayla çok zor. Peki neden?

Brand. Perhaps the most important detail of the century is the brand. Until this century, people only paid for the commodity. But now people's habits and things that they care about have changed. We are now completely paying the brand. What do we do when the whole world wants to invest in our own brands, and we are in this great competition of branding? I think that's the first question we have to ask ourselves every day. What did I do today to expand my brand? Each one of us has beautiful brand stories. For example, Çengelköy cucumber is one of my most interesting. We made cucumbers. Yeah, well, this branding has only been "on its own." This may be a real success story when people in Taiwan look for Çengelköy cucumber. Now you need to look at that stereotyped question in more depth. Is there a world brand? To give a clear answer, it is very difficult with the head. So why?


62

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

MAKALE / ARTICLE

Doğruyu söylemek gerekirse iş “dünya markası” çıkarmaya gelince şirketlerin yapabilecekleri oldukça kısıtlı. İcraatın çoğunluğu devletten gelmeli. Almanya’yı bir otomobil devi yapan, Çin’i bir parça üretim devi yapan ya da Japonya’yı ileri teknoloji devi yapan şeylerin ardında büyük bir devlet politikası gizli. Ancak bizde, sektöre ya da markalarımıza yönelik teşviklerden çok seçimden seçime kalkınma planları daha çok gündemde. Ne demek istediğimi ufak bir örnekle açıklayayım.

To tell you the truth, when it comes to creating a "world brand" companies can do very little. The majority of the enforcement should come from the state. There is a great state policy behind what makes Germany an automobile giant, makes China a manufacturing giant, or makes Japan a high-tech giant. However, rather than incentives for the sector or our brands, development plans from election to election are more on the agenda. Let me explain what I mean by a small example.

Şu anda Türkiye’de markasına yatırım yapan ve Türk sermayesiyle cep telefonu üreten 3 marka var. Vestel, Casper ve General Mobile. Reeder, Kaan, Teknosa, Turkcell T’yi bu 3’lü arasına özellikle almıyorum. İlk 3’ünü zaten büyük ihtimalle bu makalede ilk kez duydunuz, Turkcell’in telefonlarını ise tamamen iç pazara yönelik ucuza telefon çıkarmak için yapılmış bir hamle olarak görüyorum. Bu 3 telefon markasının içindeki parçalarının nerede üretildiğinin falan hiç önemi yok. Markalar bize ait. iPhone’un bazı parçalarını Samsung üretiyor diye kimse Güney Kore malı demiyor.

Currently investing in the brand in Turkey and there are 3 brand that produces mobile phones with Turkish capital. Vestel, Casper and General Mobile. I do not include Reeder, Kaan, Teknosa, Turkcell in particular among these 3s. You've probably heard the first 3 in this article for the first time, and I see Turkcell's phones as a move to make cheap phones for the domestic market. It doesn't matter where the parts inside these 3 phone brands are manufactured or anything. The brands are ours. Nobody says South Korean is because Samsung produces some parts of the iPhone.

Geçtiğimiz yıl bu yerli bir markaların birinden, ithal telefonlara ek vergi koyulması yönünde yeni bir vergi talebi gelmişti. Bu kafayla zor dememin sebeplerinden birisi de bu. Dünya markası çıkarabilmek için en sık gidilen yollardan birisi önce iç pazarda rekabete dayalı olarak inovasyonda çıtayı yükseltmek, ürünü mükemmelleştirmek ve sonunda dış pazara açılmaktır. Dış pazara açıldığınızda içeride edindiğiniz deneyimi ve nakit akışını kullanarak daha rahat hareket edersiniz. Ancak iç pazarda tekelleşmek sizi tamamen hantal bir yapıya dönüştürür. Bu hantallıkla evet, kâr oranlarınız artar ancak dış piyasada sizi yerler. Bizim iç piyasada rekabeti arttıracak, yerli ürünlerin daha çok tercih edilmesini sağlayacak yaklaşımlara ihtiyacımız var. Cep telefonu pazarında farklılaşabilmek için herkesin 2 yıl garanti verdiği telefonlarda siz +3 yıl garanti verebilirseniz pazar payınızı rahatlıkla arttırabilirsiniz. Devletten teşvik alınması gerekiyorsa bunu ek vergi isteyerek tüketicinin sizden nefret etmesini sağlayarak değil, yerli ürünlerde cep telefonuna taksit seçeneğini geri getirterek sağlayabilirsiniz. Eğer yerli cep telefonlarında taksit seçeneği ya da ÖTV/KDV indirimleri gelirse bu markalara yönelik talepler artacaktır. Bu sayede AR-GE’ye daha çok yatırım yapma şansı ve müşteri deneyimini arttırmaya yönelik daha fazla hareket alanı kazanılmış olacaktır. Sanırım ülkemizdeki girişimcilik ruhunun da en büyük problemi bu. “KPSS’yi kazanamadım, öyleyse girişimci olayım.” Kafasıyla dünya ile rekabet edebilecek ürünler geliştirmek çok zor. Garantici, tekelci yaklaşımlardan çok rekabeti nasıl daha çok geliştirebiliriz yaklaşımını benimsememiz gerekiyor. Dünya markası çıkarma noktasında fırsatlar hiç olmadığı kadar çok günümüzde. Özellikle dijital dünyanın getirdiği yeni nesil küreselleşme markanızı kolayca dünya genelinde tanıtabilmenize olanak sağlıyor. Ancak dijital dünya ile bu kadar iç içe olmuşken halen markalarımız yurt dışı pazarlara açılırken ilginç “kabotaj” ayrıcalıklarıyla distribütörlere bağlanıyorlar. B2C ürünlerde distribütörlere bağlılık dönemi artık bitti. Biraz daha ek yatırımla doğrudan satışlarınızı istediğiniz coğrafyaya

Last year a new tax request came from one of these domestic brands to impose additional taxes on imported phones. That's one of the reasons I said hard with this head. One of the most common ways to create a global brand is to raise the bar in innovation, to perfect the product and to open up to the foreign market. When you open to the foreign market, you can move more easily by using the experience and cash flow inside. However, monopolizing the domestic market turns you into a completely cumbersome structure. Yes, your profit rates increase, but they eat you in the foreign market. We need approaches that will increase competition in the domestic market and make domestic products more preferred. In order to differentiate in the mobile phone market, you can easily increase your market share if you can give +3 year warranty on the phones that everyone gives 2 years warranty. If government incentives are required, you can do so by asking for additional tax, not by letting the consumer hate you, but by bringing the installment option back to your mobile phone in domestic products. If the installment option or SCT / VAT discounts come on domestic mobile phones, the demands for these brands will increase. In this way, we will have the chance to invest more in R&D and gain more space to increase customer experience. I think this is the biggest problem of the entrepreneurial spirit in our country. “I didn't win KPSS, so I'm an entrepreneur. It's hard to develop products that can compete with the world with his head. We need to adopt the approach of how to improve competition more than the guarantor and monopolistic approaches. Opportunities at the point of launching the world brand are now more than ever. Especially the new generation of globalization brought by the digital world allows you to easily promote your brand worldwide. However, while they are so intertwined with the digital world, our brands are connected to distributors with interesting “cabotage” privileges while opening our brands to foreign markets. The period of loyalty to distributors in B2C products is now over. With a little additional investment, you can direct your sales to the desired geography. You can take a step by starting to sell your products in marketplaces such as Amazon and AliExpress.


gerçekleştirebilirsiniz. Amazon, AliExpress gibi pazaryerlerinde ürünlerinizi satmaya başlayarak bir adım atabilirsiniz. Görünen o ki uzun bir süre Türkiye’de döviz kurları yüksek seyredecek. İç pazara hitap ederek yüksek büyüme oranlarını yakalamanın oldukça zor olduğu bir dönemdeyiz. Yüksek kârlılık oranlarını yakalayabilmek için dış pazarlara doğrudan açılmadığımız her gün zarara bir adım daha yaklaşıyoruz. Çin bizim için harika bir örnek olmalı. Xiaomi ve Huawei gibi markalarını hele hele Made in China algısına rağmen tüm dünyaya kabullendirdiler. Japonya’nın 50 sene önce yaptığını şimdi de Çin yapıyor. Peki, biz ne yapıyoruz? Diasporamızı ne kadar kullanıyoruz? Türkiye dışında yaşayan milyonlarca Türk var. Bu Türkler sadece seçimden seçime akla geliyor tüm Türkiye’de. Özellikle Almanya’daki Türklerin Türkiye’ye karşı kültürel bağını hiç koparmamış olanları tam bir potansiyel marka elçisi. Almanya, Fransa ya da Hollanda’ya açılmak için öncelikle oradaki Türkleri hedefleyen, onların çevreleriyle ürününüzü paylaşacağı kampanyalar kurgulamak gerekiyor. Bu kampanyalarda da asıl ağırlığı Euro D gibi TV kanallarından çok hepsinin kullandığı sosyal ağlar üzerinden yapmak çok daha mantıklı. Çünkü özellikle Avrupa’daki genç göçmen nesil TV izlemiyor. Fuardan fuara pazarlama aktivitelerinden çok süreklilik arz eden çalışmalara ihtiyacımız var. Ulusal kaynaklarla bir marka yaratmak ta seçeneklerden birisi. THY bu yolda güzel gidiyor. Ancak tüm markalar için tercih edilebilecek yol maalesef bu değil. Bunun yerine asıl odaklanılması gereken yöntem Asya Kaplumbağası denilen premium ürünler çıkarıp dünya genelinde en iyi ürünü, yüksek fiyattan vermek olmalı. Ancak bu şekilde Made in Turkey’i daha anlamlı kılabiliriz. Lafı geçmişken, Made by Turkish daha etkili bir slogan olabilir. Halen bizi hindiyle bağdaştıranlar çok fazla. Asya Kaplumbağası örneğini temellendiren marka Haier. 85 yılında arızalı üretilen yüzlerce buzdolabını işçilere balyozlarla kırdırmış bir firma. İşçilerin maaşlarının kat be kat üstünde olan bu buzdolaplarını işçilerin ağlayarak kırdığını söylerler. Marka özellikle bu olay üzerinden ünlendi. Peki, bizde bunu yapabilecek yürek var mı? İşte bu yürekle Asya Kaplumbağası rotası işe yarayabilir. Hatanın, müşteri memnuniyetsizliğinin en aza indirgenmesi ve bu memnuniyet oranını yıllar yılı duyurmakla. Fakat bizdeki durumu hepiniz anımsarsınız. Şikayetvar’daki ilk şikâyeti gören patron, “beğenmiyorlarsa kullanmasınlar kardeşim” der. Haier şu anda dünyanın en büyük beyaz eşya üreticisi. Bunu sağlayan tek şey ise hatasız ürün üretimine odaklanmış olmaları. Biz Türkiye pazarında pek görmüyoruz ancak General Electric’in Appliance bölümünü 5.4 milyar $’a satın alabilmiş bir şirketten söz ediyoruz. Bir dünya markası çıkarabilmek için odaklanmamız gereken AR-GE’ye yatırım yapmak ancak bunun da ötesinde odağımızın müşteri memnuniyetine, mükemmel ürünler üretmeye kaymasıyla mümkün. Eğer ben de mükemmel ürün/hizmet sunuyorum diyorsanız da size kötü bir haberim var. Sizin adınızı daha önce duymadık. Bunun da sebebi dijital reklama yeterince yatırım yapmamış olmanız.

It seems a long time to exchange rates in Turkey remains high. We are in a period where it is very difficult to reach high growth rates by addressing the domestic market. In order to achieve high profitability rates, we are taking a step closer to the loss every day we do not open directly to foreign markets. China should be a great example for us. Xiaomi and Huawei brands, especially in Made in China, despite the perception of the world accepted. What Japan did 50 years ago is now China. So, what are we doing? How much do we use our diaspora? There are millions of Turks living outside Turkey. The Turks are coming to mind only the choice to select from all over Turkey. In particular, a full cultural potential brand ambassadors of which the bond against the Turks in Germany, Turkey has never cut. In order to open to Germany, France or the Netherlands, first of all, it is necessary to construct campaigns targeting the Turks there and sharing their product with their environment. In these campaigns, it makes more sense to focus on social networks that all of them use, rather than TV channels like Euro D. Because the young immigrant generation in Europe does not watch TV. We need works that are more continuous than fair to fair marketing activities. Creating a brand with national resources is one of the options. THY is going well on this road. Unfortunately, this is not the preferred way for all brands. Instead, the main focus should be on producing premium products called the Asian Turtle and delivering the best product at a high price worldwide. Only in this way can we make Made in Turkey more meaningful. Speaking of which, Made by Turkish could be a more effective slogan. There are still so many people who connect us with turkeys. Haier is the brand that builds the Asian Turtle example. Hundreds of malfunctioning refrigerators produced in 85 is a company that broke workers with sledgehammer. They say that workers are crying and breaking these refrigerators, which are many times more than their salaries. The brand became particularly famous through this event. Well, do we have the heart to do that? With this heart, the Asian Turtle course could work. By minimizing the error, customer dissatisfaction and announcing this satisfaction rate for years. But you all remember the situation in us. Seeing the first complaint in the complaint, the boss says, a If they don't like it, they shouldn't use it, bro. Haier is currently the largest home appliance manufacturer in the world. The only thing that ensures this is that they are focused on producing flawless products. We do not see much in Turkey's market, but part of the $ 5.4 billion General Electric Appliance's a promise we could buy a company. Investing in R&D, which we need to focus on in order to create a global brand, is possible only by shifting our focus to customer satisfaction and producing excellent products. If you say I offer excellent products/services, I have some bad news for you. We haven't heard your name before. This is because you have not invested enough in digital advertising.


64

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

KÜLTÜREL MİRASIMIZ... / CULTURAL HERITAGE...

Karadeniz Bölgesi’nin Cultural Heritage of Kültürel Mirası: the Black Sea Region: Yöresel Bezleri Local Cloths Yeşilin ve mavinin sayısız tonunu görebileceğiniz, ülkemizin en özel bölgelerinden biridir Karadeniz. Doğal güzellikleriyle öne çıkan bu topraklarda, bölge halkının geçmişten günümüze sahip çıkarak yaşatmayı başardığı birçok yöresel dokuma ve bez bulunuyor. Sizlere bu sayımızda, geçmişin hediyesi bu değerli mirasa sahip çıkan bölgeleri ve bu bölgelerde dokunan bezleri kısaca tanıtmak istiyoruz. Haydi, hep birlikte İstanbul’un Karadeniz’e olan kıyısı Şile’nin özel bezinden başlayarak Rize’nin Feretikosuna uzanan bir yolcuğa çıkalım…

Black Sea is one of the most special regions of our country where you can see countless shades of green and blue. There are many local woven fabrics and cloths in these lands, which come to the fore with their natural beauties, which the people of the region have managed to survive from the past to the present. In this issue, we would like to briefly introduce the regions that protect this valuable heritage and present the glands woven in these regions. Let's take a journey all the way from the special cloth of Şile, the coast of Istanbul to the Black Sea, that extends to Rize's Feretikos…

Ayancık Keten Bezi:

Ayancık Linen Cloth:

Sinop’un Ayancık ilçesinde, keten bitkisinden elde edilen ip ile yerel tezgâhlarda dokunarak elde edilen Ayancık Keten Bezi, yörenin en ünlü el dokumasıdır. Ürünün hammaddesi keten ipliği olduğu için gerçek rengi kahverengiye dönük mat ve koyudur. Kullanım rengi ise odun külü ile kaynatılarak ve ağartılarak elde edilen krem rengidir. Keten ipliği esası itibariyle tek kat ve bükümlü özelliğe sahiptir. Birçok kullanım alanına sahip olan bu yöresel bezin en belirgin özelliği, yazın serin tutması, terletmemesi ve teri emmesidir. Uzun emekler sonucunda ortaya çıkan, eskiden iç giyimde de kullanılan Ayancık keten bezi, günümüzde yöresel kıyafetlerin yanı sıra giyim ve ev tekstili ürünlerinde de kullanılmaktadır. 2018 yılında tescillenen keten bezi; yatak çarşafı, örtü, perde, giysi, heybe, peşkir, havlu ürünlerinde sıklıkla karşımıza çıkmaktadır.

The rope obtained from the flax plant in Ayancık district of Sinop and the Ayancık Linen Cloth obtained by touching on local looms are the most famous hand weaving of the region. Since the raw material of the product is linen yarn, its true color is matte and dark brown. The color of use is the cream color obtained by boiling and bleaching with wood ash. Linen yarn is essentially single ply and twisted. The most distinctive feature of this local cloth, which has many uses, is to keep it cool in the summer, not to sweat and absorb sweat. Ayancık linen cloth, which was used as a result of long labor and used in underwear, is used in clothing and home textile products as well as local clothes. Linen registered in 2018; bed sheets, covers, curtains, clothing, saddlebags, towels, towels are often encountered in our products.


Şile Bezi:

Şile Cloth:

İstanbul’un Karadeniz kıyısında bulunan şirin ilçesi Şile, dünyaca ünlü Şile Bezinin doğduğu noktadır. El tezgâhlarında pamuk ipliğinden dokunarak, tamamen Şile’ye özgü bir bez haline gelen Şile Bezi, yıllar yılı birçok ailenin geçim kaynağı olmuştur. Vücut terini kolay emme özelliğinden dolayı, aynı zamanda sağlıklı bir ürün olan Şile Bezi, rahat, hafif, ucuz ve doğal olma özellikleriyle geniş bir kullanım alanlarına sahiptir. Genelde beyaz, krem ve bej rengin kullanıldığı bu özel dokumaların en sık karşımıza çıktığı alanlar; gömlekler, bluzlar, işlemeli salon perdeleri, sehpa ve masa örtüleri, namaz örtüleri, mutfak önlükleri, nevresim ve pike takımlarıdır. Kültürel ve sanatsal motifler ve rengârenk floş ipliklerle işlenen; hem süs hem de aksesuar olarak tercih edilen bu yöresel bezler, yabancı turistlerin de epey ilgisini çekmektedir. Son yıllarda Şile Bezi dokuyan tezgâhlar birer birer kaybolmaya başlasa da, bölge ile özdeşleşmiş dokumalar, hala ilçenin gözbebeği.

Located on the shores of the Black Sea, Şile is the birthplace of the world famous Şile Gland. Şile Cloth, which has been woven from cotton thread in hand looms and became a diaper peculiar to Şile, has been the livelihood of many families for years. Due to its easy absorption of body sweat, Şile Cloth which is also a healthy product has a wide range of usage with its comfortable, light, cheap and natural features. In general, white, cream and beige color is used in the most common areas of this special weaving; shirts, blouses, embroidered living room curtains, coffee table and tablecloths, prayer covers, kitchen aprons, linens and pique sets. It is embroidered with cultural and artistic motifs and colorful flush threads; These local cloths, which are preferred both as ornaments and accessories, also attract the attention of foreign tourists. Although the looms weaving in Şile Cloth have started to disappear one by one in recent years, the fabrics that are identified with the region are still the eye of the district.


66

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

KÜLTÜREL MİRASIMIZ... / CULTURAL HERITAGE...

Rize Bezi (Feretiko):

Rize Cloth (Feretiko):

Kendir ipliğinden el dokuma tezgâhlarında üretimi yapılan, çözgüsü yüzde yüz pamuk, atkısı kendir ipliğinden oluşan Rize Bezi, geçmişi tamamen Rize kültürüne ait bir dokuma türüdür. En eski adı Feretiko olan bu kültür mirasının ilk yazılı belgelerinin 1400’lü yıllara kadar uzandığını bilinmektedir. Feretiko, vücudun terini emerek dışarı atar ve terlemeden dolayı oluşan kokuları yok eder. Dokusu sayesinde vücutta var olan elektriği de dışarı atma özelliğine sahiptir. Günümüzde halen üretilen ve yaşatılan bir kültürel miras olan Rize Bezi, sağlam ve doğal kumaş kullanımı ile şık bir görüntü sergilemektedir. El tezgâhlarında dokunan bu özel bez, kıyafet olarak kullanımının yanı sıra yemek odası sehpalarını ve masalarını süslemekte, ayrıca perde olarak da kullanılmaktadır.

Rize Cloth, which is produced from hemp yarn in hand looms, consists of 100% cotton warp and hemp yarn of weft, is a type of weaving which belongs entirely to Rize culture. It is known that the first written documents of this cultural heritage, whose oldest name was Feretiko, date back to the 1400s. Feretiko absorbs the body's sweat and expels the odors caused by sweating. Thanks to its texture, it has the ability to discharge the electricity that exists in the body. Today, Rize Cloth which is a cultural heritage which is still produced and lived, displays an elegant appearance with the use of robust and natural fabric. This special cloth woven on hand looms, besides being used as clothes, decorates dining room tables and tables and is also used as curtains.


Tamzara Dokuması:

Tamzara Weaving:

Tamzara Dokumasının üretimine, ilk olarak Giresun’un Şebinkarahisar ilçesinde, 1937 yılında Mustafa Kemal Atatürk imzalı bir kararname ile yöre halkına ekonomik gelir sağlaması amacıyla kooperatif kurularak başlanmıştır. Tamamen ipliklerle, hiçbir kimyasal işlem görmeden üretilen Tamzara Dokumasının, 19. yüzyıldan itibaren dokunmaya başlanarak kervanlarla Akdeniz, Mısır ve Suriye’ye kadar gönderildiği bilinmektedir. Doğal ve sağlıklı bir bez çeşidi olan Tamzara dokumasından giysiler, aksesuarlar ve çeşitli ev tekstili ürünleri üretilmeye devam etmektedir. Günümüzde Tamzara Mahallesindeki tarihi binada, Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünce açılan kurs kapsamında bölge kadınları tarafından Tamzara Dokuması yaşatılmaya devam etmektedir. Tamzara Dokuması, Şebinkarahisar Kaymakamlığı, Şebinkarahisar Belediyesi ve Tamzara Mahallesi Güzelleştirme Derneği’nin çabaları ile yaşatılan bir el sanatı haline getirilmiş olmasına rağmen halen ticari anlamda eski günlerini özleyen bir sanat olarak varlığını sürdürmektedir. Anadolu’nun birçok yöresine ait benzer dokumalar gibi yerel nitelik taşıyan Tamzara dokumacılığı daha da geliştirilmeli; yerel idareler, üniversiteler ve çeşitli sanayi kuruluşlarında yardım alınarak kurulacak yeni atölyeler ve evlere yapılacak tezgâhlar ile el dokuma kumaş üretimi desteklenmeli ve üretim arttırılmalıdır. Tamzara Dokuması, gerek moda gerekse ev tekstili sektörü tasarımcıları tarafından ele alınmalı ve daha çok alanda kullanıma sevk edilmelidir.

The production of Tamzara Weaving was first started in Şebinkarahisar district of Giresun by establishing a cooperative in 1937 in order to provide economic income to the local people by a decree signed by Mustafa Kemal Atatürk. It is known that Tamzara weaving, which was produced entirely with yarns, without any chemical treatment, started to be woven from the 19th century and sent to the Mediterranean, Egypt and Syria by caravans. Garments, accessories and various home textile products continue to be produced from Tamzara woven which is a natural and healthy type of cloth. Today, in the historical building in Tamzara Neighborhood, Tamzara Weaving continues to live by the women of the region within the scope of the course opened by the Directorate of Public Education Center. Although Tamzara Weaving has been turned into a handcrafted art with the efforts of Şebinkarahisar District Governorate, Şebinkarahisar Municipality and Tamzara Neighborhood Beautification Association, it still exists as an art that misses its old days in a commercial sense. Tamzara weaving, which has local characteristics, like similar weavings from many parts of Anatolia, should be further developed; The production of hand-woven fabrics should be supported and production should be supported by the looms to be built in new workshops and houses to be established with the help of local administrations, universities and various industrial institutions. Tamzara Weaving should be handled by the designers of both fashion and home textile sector and should be used in more areas.


68

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

KÜLTÜREL MİRASIMIZ... / CULTURAL HERITAGE...

Trabzon Peştamalı:

Trabzon Peshtemal:

Trabzon’un hemen hemen her ilçesinde yaygın bir şekilde dokunan peştamal, özellikle bölge halkının günlük yaşamında sıklıkla kullandığı bir üründür. Günümüzde pamuk ipliğinden yapılan peştamal, Keşan, çarşaf, potlu çarşaf, astar, kaput bezi, yazmalık bez gibi yörede dokunan tüm dokumalar, genellikle peştamal tezgâhı olarak bilinen tezgâhlarda dokunmaktadırlar.

Peshtemal, which is widely woven in almost every district of Trabzon, is a product that is frequently used by the people of the region in daily life. Today, all woven fabrics such as loincloth, Keşan, linen, pot linen, lining, hood cloth, writing cloth made of cotton yarn are woven in looms known as loincloth looms.

Bu özel dokuma, çok önceleri el tezgâhlarında el eğirmesi yöntemiyle elde edilen kendir ipliğinden dokunmaktaydı. Günümüzde pamuk ipliği kullanılarak meydana gelen dokumalardan Maçka, Çarşıbaşı, Beşikdüzü ve Şalpazarı'nda, başta peştamal ve Keşan olmak üzere, perde, gömleklik, şal, başörtüsü, kuşak vb. ürünler üretilmektedir.

This special weaving was woven from hemp yarn obtained by hand spinning in hand looms. Today, weaving using cotton yarn in Maçka, Çarşıbaşı, Beşikdüzü and Şalpazarı, especially in the loincloth and Keşan, curtain, shirting, shawl, headscarf, belt and so on. products are produced.

Günümüzde maalesef Anadolu’nun çoğu yerinde olduğu gibi Trabzon'da da geleneksel el dokumacılığında gerileme söz konusudur fakat peştamal ve Keşan, özellikle bölge halkının günlük hayatta kullanımına devam etmesiyle varlığını sürdürebilmektedir. Türk Patent Enstitüsü'nce 2008 yılında mahreç işareti olarak tescillenen el emeği göz nuru Çarşıbaşı Keşan bezi ve geleneksel dokuma peştamal, Trabzon’u ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlerin de ilgisini çekmekte, yöreden alınan hediyelik eşyalar arasında ilk sırada yer almaktadır.

Today, unfortunately, as in most parts of Anatolia, there is a decline in traditional hand weaving in Trabzon, but the loincloth and Keşan continue to exist, especially with the continued use of the people of the region in daily life. Çarşıbaşı Keşan cloth and traditional woven loincloth, registered by the Turkish Patent Institute in 2008 as a sign of geographical, attract the attention of local and foreign tourists visiting Trabzon and are among the souvenirs purchased from the region.



70

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

GEZİ / TRAVEL

Ayancık Şile

Rize Şebinkarahisar

Trabzon


Şile’den Kaçkar Dağları’na The Journey from Şile to Kaçkar Mountains Yolculuk Yaylalar, bol oksijen, berrak-serin sular, tarihi yerler, doğal güzellikler, şelaleler, sahiller, yeşil, daha çok yeşil, en yeşil… Şüphesiz Karadeniz Bölgesi’nde, yerli ve yabancı turistler, gezi severler ve maceracılar için görülmeyi bekleyen sayısız tarihi yer, tabiat harikası ve saklı kalmış güzellikler var. Hepsi birbirinden muhteşem bu özel yerler arasından, Şile’den Kaçkar Dağları’na doğru bizim rotamıza takılan bazılarını sizler için derledik...

Plateaus, plenty of oxygen, clear waters, historical sites, natural beauty, waterfalls, beaches, green, more green, mostgreen.. It is certain that the Black Sea Region is waiting for domestic and foreign tourists, sightseeing lovers and adventurers. There are numerous historical sites, natural wonders and hidden beauties. These special places are all magnificent, we have compiled for you those who take our way from Şile to Kaçkar Mountains ...


72

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

GEZİ / TRAVEL

Şile

Şile

Tarihi MÖ 7. yüzyıla kadar dayanan Şile, Antik Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı uygarlıklarına ev sahipliği yapmıştır. Eski Yunancada “Vahşi Çiçek” anlamına gelen İstanbul’un Karadeniz kıyısındaki bu şirin ilçede, plajları, köyleri ve yemyeşil ormanları sayesinde yılın her mevsimi tatil yapmak mümkündür.

Şile, which dates back to the 7th century BC, was home to the ancient Greek, Roman, Byzantine and Ottoman civilizations. It is possible to have a holiday in all seasons of the year thanks to its beaches, villages and lush forests in this charming district on the Black Sea coast of Istanbul, which means “Wild Flower in Ancient Greek.

1858-1859 yılları arasında, Anadolu Fenerinden sonra inşa ettirilen Şile Feneri, bugün ilçenin simge yapılarından biri haline gelmiştir ve uluslararası standartlarda birinci sınıf deniz feneri sınıfında bulunmaktadır. Havanın açık olduğu gecelerde yaklaşık olarak 35 mil mesafeye ışığın yayabilen ve İstanbul Boğazı'ndan görülebilen bu fener, deniz trafiği için de büyük önem taşımaktadır. Şile Feneri’nin 600 metre gerisinde bulunan ve taşlar arasından çıkan bir su kaynağı olan Ağlayan Kaya; ismini, akış biçiminin ağlayan bir insanın gözyaşlarına benzetilmesinden dolayı almıştır. Bu mevkide aynı zamanda Ağlayan Kaya plajı da bulunmaktadır. Plaj özellikle İstanbul ve çevresinde ikamet edip yakın yerlerde denize girmek isteyenler tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. Beyaz renkli kireç taşlarının kullanımı ile inşa edilmiş Şile Kalesinin, 2000 yıl önce Cenevizliler tarafından denizden gelebilecek saldırılara karşı koyabilmek amacıyla inşa edildiği bilinmektedir. İlçenin simge yapılarından biri olan kale, yerli ve yabancı turistlerin de epey ilgisini çekmektedir. Kırmızı ve turuncu renkli değişik yapıda kumlardan meydana gelen ve Şile’nin turistik bölgelerinden biri olan Kumbaba Tepesi, kumlarının pek çok hastalığa iyi gelmesi, hatta bu kumların Bizans zamanından beri birçok romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanılması ile biliniyor. Kamandere Köyü içerisinde bulunan ve yapay bir göl olan Saklı Göl, Şile’ye gelmiş hemen herkesin en beğendiği mevkilerden biridir. Saklı Göl, yemyeşil doğasında temiz hava eşliğinde yürüyüş yapıp kahvaltı yapabileceğiniz bir yer.

Built between 1858-1859 after the Anatolian Lighthouse, Şile Lighthouse has become one of the iconic structures of the district and is in the first class lighthouse class in international standards. This lighthouse, which can be seen from the Bosphorus and emit light at a distance of approximately 35 miles on nights when the weather is clear, is also of great importance for maritime traffic. Ağlayan Kaya, which is a water source between the stones and 600 meters behind the Sile Lighthouse; it was named because the flow pattern was likened to the tears of a crying person. There is also the beach of Ağlayan Kaya. The beach is especially preferred by those who live in and around Istanbul and want to swim nearby. It is known that the Şile Castle, which was built with the use of white limestone, was built 2000 years ago by the Genoese to resist the attacks from the sea. The castle, which is one of the landmarks of the district, attracts the attention of local and foreign tourists. Kumbaba Hill, which is one of the touristic regions of Şile, which is composed of red and orange colored sands, is known for its good health for many diseases and even for the treatment of many rheumatic diseases since the Byzantine period. Saklı Lake, an artificial lake in the village of Kamandere, is one of the favorite places of almost everyone who came to Şile. Hidden Lake is a place where you can walk and have breakfast with fresh air in its lush nature.


Ayancık

Ayancık

Sinop'un ikinci büyük ilçesi Ayancık, tarihi ve turistik yerleri ile keşfedilmesi keyifli ve önemli yerlerden biridir. Tarihi ilk çağlara kadar uzanan Ayancık, önceleri Kastamonu’ya bağlı iken Cumhuriyetin ilanından sonra Sinop’a bağlanmıştır.

Ayancık, the second largest district of Sinop, is a pleasant and important place to discover with its historical and touristic places. Ayancık, whose history dates back to the early ages, was initially attached to Kastamonu, but was connected to Sinop after the proclamation of the Republic.

Ayancık’ın İnaltı Köyünde bulunan İnaltı Mağarası, ulaşılması zor ama görülmeye değer bir yerdir. Denizden 1070 metre yükseklikteki İnaltı Mağarasının ortalama uzunluğu 658 metredir. Daralarak ilerleyen mağarada sarkıt, dikit, sütun ve damlataş havuzları bulunmaktadır. Ayancık- Kastamonu yolunun yirmi beşinci kilometresinde, yoldan ise üç kilometre içeride, orman içinde bir yerleşim olan Çangal, çevresindeki geniş göknar ormanları ile hem kış turizmi hem de av ve dağ turizmi için oldukça uygundur. Hamsilos Koyu, Türkiye’nin en kuzey noktasında İnceburun yakınında yer alır. Buzul aşındırması nedniyle denizin yükselmesi ve Deveci Deresi Vadisi‘ndeki büyük yarığın su ile dolması sonucu limana dönüşmüştür. 1991 yılında 1. derece doğal sit alanı ilan edilerek Kültür Bakanlığı tarafından koruma altına alınmıştır. Geçmişte savaş gemilerini gizleyen koy, günümüzde balıkçı teknelerini fırtınalı havalarda korumaya devam etmektedir.

The İnaltı Cave, located in the İnaltı Village of Ayancık, is a difficult place to visit but worth a visit. At an altitude of 1070 meters, the average length of the Inalti Cave is 658 meters. There are stalactites, stalagmites, columns and dripstone pools in the cave which progresses narrowly. Çangal is a settlement in the forest at the twenty-fifth kilometer of the Ayancık-Kastamonu road and three kilometers from the road. Hamsilos Bay, located near the Inceburun in Turkey's most northern point. Due to glacial erosion, the sea was elevated and the large crevasse in the Deveci Creek Valley was filled with water. It was declared a first degree natural site in 1991 and was taken under protection by the Ministry of Culture. The bay, which hides warships in the past, continues to protect the fishing boats in stormy weather.

Yalı Mahallesinde yer alan Ayancık Kilisesi, güneyden kuzey yönünde alçalan eğimli bir arazi üzerinde geniş bir avlu içine yapılmıştır. Kilisede görülen farklı çeşitlerdeki duvar tekniklerinin nedeninin, yapının farklı dönemlere ait inşa evreleri olduğu bilinmektedir.

The Ayancık Church located in the Yalı neighborhood was built into a large courtyard on a sloping land descending from north to south. It is known that the different types of wall techniques seen in the church are caused by the building phases of the building belonging to different periods.

1863 yılında inşa edilen İnceburun Feneri, Türkiye'nin en kuzey noktasında yer alır. Sinop’un merkezine 20 kilometre uzaklıkta yer alan fener denizden 38 metre yüksekliktedir. Günbatımının muhteşem manzaralarına eşlik edebileceğiniz İnceburun Feneri’ne Sinop-Ayancık veya Sinop-Hamsilos yollarından ulaşabilirsiniz.

It was built in 1863 by İnceburun Lighthouse, located in Turkey's most northern point. Located 20 kilometers from the center of Sinop, the lighthouse is 38 meters above sea level. İnceburun Lighthouse, where you can accompany the magnificent views of the sunset, can be reached via Sinop-Ayancık or Sinop-Hamsilos roads.

Ayancık’a 30 kilometre uzaklıkta yer alan Gebelit Koyu, çay yatağının alüvyonları ile oluşmuştur. Tabiatın, çayın iç kesimlerine kadar teknelerin yanaşmasına müsaade etmesi bu koyun barınak gibi kullanılabilmesini sağlamaktadır. Gebelit Koyu’ndan civardaki birçok koy ve kumsala da geziler düzenlenmektedir.

Located 30 kilometers from Ayancık, Gebelit Bay is formed by alluvials of the tea bed. The fact that the nature allows the berthing of the boats up to the inner parts of the tea makes it possible to use this sheep as a shelter. Excursions to the many bays and beaches in the surrounding area from Gebelit Bay.


74

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

GEZİ / TRAVEL

Şebinkarahisar

Şebinkarahisar

1933 yılında Giresun iline bağlanan Şebinkarahisar, Osmanlı döneminde Şarkikarahisar olarak anılmaktadır. Karahisar-ı Şarki şeklinde de adlandırılan bölgenin ismi "Doğu Karahisar" anlamına gelir.

Şebinkarahisar, which was connected to Giresun in 1933, is known as Şarkıkarahisar during the Ottoman period. The name of the region, which is also called as Karahisar-ı Şarkı, means "Eastern Karahisar".

Anadolu'nun en görkemli kalelerinden biri olan Şebinkarahisar Kalesi’nin ilk kuruluş yıllarının Roma öncesine kadar uzandığı, surlarının büyük bölümünün Mengücekler zamanında yeniden yapıldığı yönünde bilgiler bulunmaktadır. Arazinin topografik yapısına göre şekillenen kale, dış ve iç kale olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Şehirden basamaklı bir yolla ulaşılan kalenin giriş kapısı sivri kemer açıklıklı olup, girişin iki yanında yarım daire planlı birer kule vardır. Taş malzeme ile inşa edilen ve Selçuklu Kapısı olarak da anılan bu kapının 15-20 metre kuzeydoğusunda, sonradan kapandığı anlaşılan ve Bizans Dönemi’ne ait olduğu belirtilen başka bir kapı daha bulunmaktadır.

It is known that Şebinkarahisar Castle, which is one of the most magnificent fortresses of Anatolia, dates back to the first years of the foundation of Rome and that most of its walls were rebuilt during Mengücekler period. The fortress, which is shaped according to the topographical structure of the land, consists of two parts: outer and inner fortresses. The entrance gate of the castle, which is reached by a stepped path from the city, has a pointed arch opening and there are semi-circular towers on both sides of the entrance. There is another gate, which was built with stone material and is also known as Seljuk Gate, 15-20 meters northeast of this gate, which was later closed and was reported to belong to the Byzantine Period.

Meryem Ana Manastırı, Şebinkarahisar ilçe merkezine 13 kilometre uzaklıktaki Kayadibi Köyünde yer almaktadır. Manastır, kayaya oyulmuş 4 katlı ve 32 odadan oluşan ihtişamlı bir yapıdır. Manastırın kitabesi günümüze ulaşmadığı için tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmemekte fakat Trabzon Pontus Rum İmparatorluğu zamanında yapıldığı tahmin edilmektedir. Üç bölümden oluşan Meryem Ana Manastırı, ihtişamlı yapısı ve duvarlarındaki freskleri ile dikkat çekmektedir. Şebinkarahisar ilçe merkezine 11 km uzaklıkta Şalıca Köyünün Licese Mahallesinde yer alan Licese Kilisesi, Aziz Georgios’a ithafen yapılan Rum Kilisesidir. 1874 yılında inşa edilen Licese Kilisesi, tahrip olmasına rağmen günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır. Şebinkarahisar ilçesine bağlı Dikmetaş Yaylası, ormanları, masmavi göleti, buz gibi içme suları ve bol oksijenli havası hayranlık uyandıran bir bölgedir. Yayla içinde, yeşilliklerin arasında bulunan Dikmetaş Göleti ise doğal güzelliği ile dikkat çekmekte ve çevresi mesire alanı olarak kullanılmaktadır. Şebinkarahisar ilçesine 2 kilometre uzaklıkta olan Tamzara Mahallesi, eski bir Ermeni mahallesidir. Uzun yıllar boyunca dokumacılık yapılan mahallenin adı “parlak şafak” anlamını taşımaktadır. Temiz havası, bol oksijeni ile adeta bir şifa kaynağı olduğu söylenen bölgeye özellikle astım hastaları tedavi için ilgi göstermektedir.

The Monastery of the Virgin Mary is located in Kayadibi Village, 13 kilometers from Şebinkarahisar district center. The monastery is a magnificent structure consisting of 4 rooms and 32 rooms carved into the rock. Since the inscription of the monastery has not survived to the present day, it is not known exactly when it was built but it is estimated that it was built during the Pontus Greek Empire of Trabzon. The Virgin Mary Monastery, which consists of three parts, attracts attention with its magnificent structure and frescoes on its walls. Licese Church, which is located in the Licese Quarter of Şalıca Village, 11 km away from Şebinkarahisar district center, is a Greek Church dedicated to St. Georgios. Licese Church, which was built in 1874, has survived to the present day despite being destroyed. Dikmetaş Plateau of Şebinkarahisar district is a region that is admirable for its forests, azure pond, icy drinking water and plenty of oxygen. Dikmetaş Pond, which is located among the greenery in the plateau, attracts attention with its natural beauty and its surroundings are used as a recreation area. Tamzara Neighborhood, which is 2 kilometers away from Şebinkarahisar district, is an old Armenian quarter. Weaving for many years, the name of the neighborhood "bright dawn" means. The region, which is said to be a source of healing with its fresh air and abundant oxygen, is particularly interested in treating asthma patients.


Trabzon

Trabzon

Trabzon, temiz havası, doğal güzellikleri ve yeşilin her tonunu görebileceğiniz, 4000 yıllık geçmişi ile sizi büyüleyecek Karadeniz’in en ünlü illerinden biri. Karadeniz’in göz bebeği şehir, bol oksijenli yayları, manastırları ve Uzungöl’ü ile her yıl binlerce turisti ağırlayarak kendine hayran bırakmaya ve ününe ün katmaya devam ediyor.

Trabzon is one of the most famous cities of the Black Sea where you can see all shades of green, with its fresh air, natural beauties and 4000 years of history. The city, the heart of the Black Sea, welcomes thousands of tourists every year with its abundant oxygen springs, monasteries and Uzungöl, and continues to admire and gain fame.

Trabzon’nun Maçka ilçesinde, Karadağ’ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulmuş olan Sümela Manastırı, rivayete göre; Bizans İmparatoru I. Theodosius zamanında (375-395) Atina’dan gelen Barnabas ve Sophranios isimli iki rahip tarafından kurulmuştur. Halk arasında "Meryem Ana" adı ile de bilinir. Vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikte bulunan yapının "Sümela" adını "siyah" anlamına gelen "melas" sözcüğünden aldığı söylenmektedir.

Sumela Monastery, which was founded on a steep rock in the foothills of Montenegro in Maçka district of Trabzon, is reported to be; It was founded during the reign of Byzantine Emperor Theodosius I (375-395) by two priests named Barnabas and Sophranios from Athens. Popularly known as "Virgin Mary". It is said that the structure, which is approximately 300 meters high from the valley, takes the name "Sumela" from the word "molasses" which means "black".

Maçka ilçesinde bulunan bir diğer manastır ise Vazelon Manastırıdır. Buranın diğer manastırlardan farkı, içerisinde mağaraların ve ayazmanın bulunmasıdır. 270 yılında inşa edildiği tahmin edilen Vazelon Manastırının ismini, bulunduğu Zabulon Dağından aldığı rivayet edilmektedir. Yağmur Ormanları ile ünlü olan tam bir tabiat harikasıdır Uzungöl. Günümüzde daha çok yabancı turistlerin ilgi gösterdiğin bölgenin bitki örtüsü oldukça geniş ve zengindir. Uygun dönemlerde yırtıcı kuşların göçleri kolaylıkla gözlemlenebilir. Sekizinci yüzyılın ortalarında Maçka’nın Şimşirli Köyü yakınlarında kurulmuş olan Peristera Manastırı, Kuştul-Hızır İlyas Manastırı olarak ta anılmaktadır. Günümüze temelleri ve çok az bir bölümü ulaşabilmiştir. Eğer Trabzon’u yüksekten seyredip keyif yapmak istiyorsanız Boztepe’yi ziyaret etmeden dönmemelisiniz. Muhteşem bir deniz manzarasına ve günbatımına sahip tepede temiz hava eşliğinde çayınızı yudumlamak şahane bir fikir olacaktır.

Another monastery in Maçka district is the Vazelon Monastery. The difference from the other monasteries here is that there are caves and springs. It is rumored that Vazelon Monastery, which was estimated to have been built in 270, took its name from the Mount Zabulon. Uzungöl is a natural wonder that is famous for its rainforest. Nowadays, the interest of foreign tourists is very wide and the vegetation of the region is very wide and rich. Migrations of birds of prey can be easily observed at appropriate times. Peristera Monastery, which was established near Şimşirli Village of Maçka in the middle of the eighth century, is also known as Kushul-Khidir Ilyas Monastery. The basics and very few of them have survived to the present day. If you want to enjoy Trabzon from high altitude, you should not return without visiting Boztepe. It will be a great idea to sip your tea with fresh air on the hill with a magnificent sea view and


76

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

Saklı cennet: Çal Mağarası… 8 milyon yılda bugünkü haline geldiği düşünülen mağaranın içinde bulunan yürüyüş yolunun altında debisi dönem dönem artan bir su yolu vardır. Ulaşılabilir alanının yaklaşık 8 kilometre olduğu belirtilen ve "Dünyanın en uzun ikinci mağarası" kabul edilen Çal Mağarası, içindeki sarkıt ve dikitlerden oluşan doğal şekilleri, deresi, şelaleleri ve göletleri ile size unutulmaz bir yolculuk yaşatabilir. Trabzon’un Maçka ilçesi sınırlarında yer alan Altındere Vadisi, zengin bitki örtüsü, cıvıl cıvıl kuş sesleri ve el değmemiş doğası ile ziyaretçilerine Doğu Karadeniz’de görebilecekleri en güzel manzaraları sunuyor. Trabzon’daki Tabakhane Deresinin doğusunda bulunan St. Eugenius Kilisesi, ismini Trabzon’un koruyucu Azizi Eugenius’tan almıştır. 13. veya 14. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen ve günümüze kadar sağlam kalmayı başaran kilise, İstanbul’un fethinden sonra camiye dönüştürülmüştür. Günümüzde Yeni Cuma Camii olarak hizmet vermektedir. Doğu Karadeniz’in en temiz ve düzenli yaylalarından biri olan Garester Yaylası, Uzungöl’ün güneyinde bulunur. Dünyanın sonu diye tabir edilen Garester Yaylasından Uzungöl’ü seyretmeye doyamayacaksınız. Trabzon’a 40 kilometre mesafedeki Düzköy ilçesinden güneye doğru 12 kilometre uzaklıkta kalan Düzköy (Haçka Obası) Yaylası 1784 metre yüksekliktedir. Kasap, bakkal, manav, fırın ve kır kahvesinin bulunduğu yaylada, konaklamak isteyen misafirler için pansiyonlar da mevcuttur. Kızlar Manastırı, Trabzon-Hamsiköyü yolu üzerinde Kiremitli Köyü vadisi üzerinde Boztepe yamacında şehre hakim bir bölgede kurulmuştur. İki teras üzerine inşaa edilen manastır kompleksi yüksek bir koruma duvarı ile çevrilmiştir. Manastır III. Alexios zamanında (1349-1390) kurulmuş birkaç defa onarılmış son şeklini 19. yüzyılda almıştır.

GEZİ / TRAVEL

sunset. Hidden paradise: Çal Cave , which is thought to have become the present day in 8 million years, has a waterway whose flow rate increases gradually under the walking path. The cave is considered to be the second longest cave in the world and its natural shape, including stalactites and stalagmites, creeks, waterfalls and ponds can give you an unforgettable journey. Altındere Valley, located at the borders of Maçka district of Trabzon, offers its visitors the most beautiful landscapes in the Eastern Black Sea with its rich vegetation, chirping bird sounds and untouched nature. Located east of the Tabakhane Creek in Trabzon. Eugenius Church is named after Eugenius, the patron saint of Trabzon. The church, which was estimated to have been built in the 13th or 14th century and has survived until today, has been converted into a mosque after the conquest of Istanbul. Today, it serves as Yeni Cuma Mosque. Garester Plateau, one of the cleanest and most organized highlands of the Eastern Black Sea, is located to the south of Uzungöl. You cannot get enough of watching Uzungol from Garester Plateau, which is called the end of the world. Düzköy (Haçka Obası) Plateau, which is 12 kilometers to the south from Düzköy district, which is 40 kilometers to Trabzon, is 1784 meters high. Butchers, grocery stores, grocery stores, bakery and country coffee is available in the plateau, hostels are available for guests who want to stay. The Kızlar Monastery was founded on the Boztepe slope over the Kiremitli Village valley on the Trabzon-Hamsiköy road. The monastery complex, built on two terraces, is surrounded by a high protection wall. Monastery III. Founded in the time of Alexios (1349-1390), it was restored several times and took its final shape in the 19th century.


Rize

Rize

Muhteşem doğası ile Karadeniz’in en güzel illerinden biri olan Rize, ülkemizde özellikle yayla turizminin akla gelen ilk adresidir. Sıcak yaz aylarında bu büyülü ve serin atmosferin içinde yer almak oldukça keyifli olacaktır.

Rize, which is one of the most beautiful provinces of the Black Sea with its magnificent nature, is the first address that comes to mind especially in the plateau tourism in our country. During the hot summer months, it will be quite enjoyable to get involved in this magical and cool atmosphere.

“Rize’de gezilecek yerler” denilince akla ilk gelen yer, namı ülke sınırlarını aşan Ayder Yaylasıdır. 1350 metre rakımı ile hem yerli hem de yabancı turistleri ağırlayan Ayder Yaylası, misafirlerine yeşilin sayısız tonunu sunuyor. Rize’nin tarihi değerlerinden biri olan İslampaşa Camii, il merkezinde bulunduğu için kolaylıkla ziyaret edebileceğiniz yerlerdendir. 1571 yılında inşa edilmiş olan cami, Kurşunlu Camii olarak da adlandırılmaktadır. Adrenalin ve doğa tutkunlarının ilk adresi olan Fırtına Deresi, 57 kilometre uzunluğundadır ve Karadeniz’e dökülür. Raftinge uygun parkurlara sahip olan yerlerden biri olduğu için bu sporu sevenlerin sık sık ziyaret ettiği bir yerdir. Çamlıhemşin ilçe merkezinin 15 kilometre güneyinde yer alan Zil Kale, deniz seviyesinden 750 metre, Çat Deresi’nden ise yaklaşık 100 metre yüksekliktedir. Kimler tarafından yapıldığı bilinmeyen,1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer alan tarihi Zil Kalesi, bölgeye gelen yerli ve yabancı turistler ile doğaseverlerin her daim ilgisini çekmektedir. Kaçkar Dağları’nın eteklerinden Kavrun Deresi’ne sularını bırakan Gelin Tülü Şelalesi, şelalenin suyu akarken gelin duvağına benzediği için Gelin Tülü Şelalesi adını almıştır. Sık ağaçlar arasında yer alan şelalenin olduğu bölge her daim nemli bir havaya sahiptir. Gelin Tülü Şelalesi’nin tamamının görülebileceği en iyi nokta, Ayder’in üstünde yer alan Huser Yaylası’dır.

The first place that comes to mind when it comes to gezil places to visit in Rize Ay is the Ayder Plateau, which goes beyond the borders of the country. Ayder Plateau, which welcomes both domestic and foreign tourists with its altitude of 1350 meters, offers its guests countless shades of green. İslampaşa Mosque, which is one of the historical values of Rize, is one of the places you can easily visit since it is located in the city center. The mosque, which was built in 1571, is also called Kurşunlu Mosque. The first address of adrenaline and nature lovers, Fırtına Creek is 57 kilometers long and flows into the Black Sea. Rafting is one of the places that are suitable for this sport is a place frequently visited by lovers. Zil Kale is located 15 kilometers south of Çamlıhemşin district center, 750 meters above sea level and approximately 100 meters above Çat Creek. Unknown by whom, 1. The historical Zil Castle, which is located in a highly archaeological site, attracts the attention of local and foreign tourists and nature lovers. Gelin Tülü Waterfall, which leaves its waters to Kavrun Creek, one of the skirts of Kaçkar Mountains, is named as Gelin Tülü Waterfall because the waterfall looks like a bridal veil. The area where the waterfall is located among the dense trees always has a humid atmosphere. The best point to see the whole of the Gelin


78

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

Rize’nin İkizdere ilçesine 35 kilometrelik bir mesafede yer alan Anzer Yaylası da Rize’de gezilecek yerler listemizde yer alıyor. Ünlü Anzer balının üretildiği bölge olan Anzer Yaylası’nda yamaç paraşütü, zirve tırmanışları ve trekking sporları yapılabiliyor. Muhteşem manzaralara sahip bu yayla, fotoğrafçıların her an mükemmel fotoğraflar yakalayabileceği fonlara sahip. Osmanlı döneminde inşa edilmiş olan Mikron Köprüsü, Fırtına Vadisi’nde bulunan tarihi köprüler arasında yer alıyor. Uzunluğu 30 metre, yüksekliği ise 12 metreyi bulan Mikron Köprüsü Çamlıhemşin ilçesine 2 km uzaklıktadır. Rize Kaçkar Dağları Milli Parkı, 1994 yılında Milli Park ilan edilerek koruma altına alınmıştır. 51.500 hektarlık bir alandan oluşan parkın büyük bir kısmı Ayder Yaylası sınırları içerisinde yer almaktadır. Dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan canlı ve bitki türlerine sahip olan Kaçkar Dağları Milli Parkı’nda göller, çayırlar, ormanlar ve buzul vadileri bulunmaktadır. Rize-İkizdere’de bulunan Çağrankaya Yaylası, adını çevresinde bulunan dik yamaçlı tepe ve uçurumlar nedeniyle oluşan ses yankılarından almıştır. Burada özellikle sis çöktüğünde muhteşem bir manzara oluşmaktadır. Rize’de doğal güzellikleri ile sizi büyüleyecek bir başka yer şüphesiz Ovit Yaylası’dır. İçerisinde 40-50 ev bulunan Ovit Yaylası, İkizdere ilçe sınırında, 2400 metre rakımda konumlanmaktadır. Her yıl düzenlenen şenliklerle birlikte yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çeken bir bölgedir. Rize-Çamlıhemşin’de bulunan Palovit Şelalesi, bölgenin en yüksek debili şelalesidir. Palovit Şelalesi’nin çevresinde doğal ormanlar, çeşitli bitki örtüleri, yaban hayatı ve tarihi köprüler bulunmaktadır. Şelaleye Çat yönünden ulaşabilirsiniz.

GEZİ / TRAVEL

Tülü Waterfall is the Huser Plateau above Ayder. Anzer Plateau, which is 35 kilometers away from İkizdere district of Rize, is also on our list of places to visit in Rize. Paragliding, peak climbing and trekking sports can be done in Anzer Plateau, where the famous Anzer honey is produced. This plateau with magnificent views has the funds that photographers can capture perfect photographs at any time. The Mikron Bridge, built during the Ottoman period, is one of the historical bridges in the Storm Valley. The Micron Bridge, which is 30 meters long and 12 meters high, is 2 km from Çamlıhemşin district. Rize Kaçkar Mountains National Park was declared as a National Park in 1994 and taken under protection. The area of 51.500 hectares is located within the borders of Ayder Plateau. There are lakes, meadows, forests and glacial valleys in the Kaçkar Mountains National Park, which has living and plant species not found anywhere else in the world. Çağrankaya Plateau, located in Rize-İkizdere, is named after the sound echoes due to the steep hills and cliffs around it. Here, especially when the fog collapses, a magnificent landscape occurs. Another place that will fascinate you with its natural beauties in Rize is undoubtedly Ovit Plateau. Ovit Plateau with 40-50 houses is located at İkizdere district border at an altitude of 2400 meters. It is a region that attracts the attention of local and foreign tourists with the annual festivals. Palovit Waterfall in Rize-Çamlıhemşin is the highest flow waterfall in the region. There are natural forests, various vegetation, wildlife and historical bridges around the Palovit Waterfall. You can reach the waterfall from the direction of Çat.


Rize’de gezilecek yerler arasında Palovit Yaylası da yer alır. Çamlıhemşin’e dört saatlik araba yolu uzaklığında bulunan Palovit Yaylasının hemen karşısında da Meleskur Yaylası bulunmaktadır. Bu iki yayla Apevanak Yaylasından gelen dereyle birbirinden ayrılmaktadır. Fırtına Vadisi'nden güney yönüne doğru manzaralı bir orman yolundan ulaşabileceğiniz Gito Yaylası, yoğun sisin oluşturduğu muhteşem görüntülere ev sahipliği yapar. Karadeniz’in ayaklarınızın altında olacağı Gito Yaylası’nda bulutlara dokunduğunuzu hissedeceksiniz. Taş evleri ile ünlü Samistal Yaylası, 2508 metre rakıma sahiptir. Karadeniz’in tadını çıkarabileceğiniz en yüksek, en özel yerlerden biri olan yayla, sala benzeyen büyük taş kütleleri ve eski yöresel mimari özellikleri ile dikkat çeker. Kavrun Yaylası, 2350 metre yükseklikte Yukarı Kavrun, 2020 metre yükseklikte ise Aşağı Kavrun olarak ikiye ayrılır. Kaçkarların en popüler yaylalarından birisidir. Hem dağcılar hem de halk tarafından çok sevilir. 240 ev bulunan yaylada yaz sezonunda nüfus değişkenlik göstermektedir. Ağustos ayında yayla nüfusu 2500-5000 kişi arasında değişmektedir.

Places to visit in Rize include Palovit Plateau. Meleskur Plateau is just across the Palovit Plateau, which is a four-hour drive from Çamlıhemşin. These two plateaus are separated from each other by the creek from Apevanak Plateau. Gito Plateau, which you can reach through a scenic forest road from the Storm Valley to the south, is home to spectacular views of dense fog. You will feel the clouds touching the Gito Plateau where the Black Sea will be at your feet. Samistal Plateau, famous for its stone houses, has an altitude of 2508 meters. The plateau, one of the highest and most special places you can enjoy the Black Sea, attracts attention with its large raft-like stone masses and old regional architectural features. Kavrun Plateau is divided into Upper Kavrun at an altitude of 2350 meters and Lower Kavrun at an altitude of 2020 meters. It is one of the most popular plateaus of Kaçkars. It is loved by both climbers and locals. There are 240 houses and the population varies during the summer season. In August, the plateau population varies between 2500-5000 people.

Rize gezi rotasındaki bir başka yayla olan Sal Yaylası, kenarları evlerle çevrili düzlüklere sahiptir. Sal Yaylasındaki evlerin tamamı ahşaptır. Ağustos ayında ziyaretçi sayısı artan yayla evlerinden Kaçkar Dağlarının yüksek noktaları görülebilmektedir.

Sal Plateau, another plateau on the Rize excursion route, has plains surrounded by houses. All the houses in Sal Plateau are wooden. The high places of the Kaçkar Mountains can be seen from the highland houses that have increased the number of visitors in August.

1800 metre yükseklikte yer alan Elevit Yaylası, Çamlıhemşin’e bağlı Küşüve, Mollaveyis, Omokta ve Goluna Köyleri tarafından kullanılan bir yayladır. Rize’de gezilecek yerler arasındaki Elevit Yaylasında horon şenlikleri düzenlenir, çeşitli yarışmalar ve aktiviteler yapılır.

Elevit Plateau, located at an altitude of 1800 meters, is a plateau used by Küşüve, Mollaveyis, Omokta and Goluna Villages of Çamlıhemşin. Horon festivals are held in Elevit Plateau among the places to visit in Rize, various competitions and activities are held.

Kaynakça:

www.kulturportali.gov.tr

www.gezilecekyerler.com


80

Hometextile / Temmuz-Ağustos 2019 / July-August 2019

Duayen İş Adamı Esat Sivri’yi Kaybettik… Duayen İş Adamı Esat Sivri’yi Kaybettik… Denizli Sanayi Odası’nın ve Denizli İhracatçılar Birliği’nin kurucuları arasında yer alan, şehrin duayen iş adamı çok sevgili Esat Sivri, 86 yaşında hayata veda etti. Ölümü başta Denizli olmak üzere tüm ülkeyi yasa boğdu. Tatil amacıyla Aydın’ın Didim ilçesinde bulunan Esat Sivri, geçirdiği mide kanaması sonucunda Didim’de kaldırıldığı hastanenin ardından, ambulansla Denizli’de özel bir hastaneye sevk edilirken yolda kalbinin durması sonucu hayatını kaybetti. Sivri’nin cenazesi, 28 Haziran Cuma günü, Müftü Ahmet Hulusi Efendi Camisinde kılınan öğle namazı sonrası Denizli Asri Mezarlığında toprağa verildi. 86 yıllık hayatının büyük bir bölümünü Denizli sanayisi için harcayan Esat Sivri, 16 yaşında babası Mustafa Kazım Sivri’nin yanında çalışmaya başladı. Tekstil alanında babası ile birlikte çalışan ve tecrübe kazanan Sivri, askerliğin ardından ise tam anlamıyla iş dünyasına atıldı. Denizli ve çevresindeki dokuma tezgâhlarının entegrasyonunu sağlamak için boya baskı fabrikası kuran, 100 ortakla Denizli Basma Sanayi Fabrikasını kuran, uzun yıllar DEBA ile Denizli ekonomisinde büyük rol oynayan Esat Sivri’yi ve Türk tekstiline katkılarını Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği olarak unutmayacağız…

HABER / NEWS

We Lost The Doyen Businessman Esat Sivri One of the founders of Denizli Chamber of Industry and Denizli Exporters Union, Esat Sivri, dear businessman of the city, passed away at the age of 86. His death drowned the whole country, especially Denizli. Esat Sivri was in the Didim district of Aydin for the purpose of vacation, as a result of his stomach bleeding in Didim an ambulance was transferring him to a hospital in Denizli, his heart stopped during the transportation and sadly he passed away. Sivri's funeral was buried in Denizli Asri Cemetery on Friday, June 28 after the noon prayer in Mufti Ahmet Hulusi Efendi Mosque. Esat Sivri, who spent most of his 86-year life in Denizli's industry, started to work with his father Mustafa Kazım Sivri at the age of 16. Working with his father in textile field and gaining experience, Sivri was literally embarked into the business world after his military service. To ensure the integration of smaller surrounding looms in and around Denizli, he established the dye printing factory with 100 partners under the name of "Denizli Basma Industry Factory" and played a major role in the economy of Denizli for many years with his company Deba. As the Turkish Home Textile Industrialists' and Businessmen Association we will never forget the contributions of Mr Sivri to our industry...




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.