Hometextile Sayı 107 / Issue 107

Page 1

BAUHAUS EKOLÜNDEN GÜNÜMÜZE TASARIMDA EVRENSEL İLKELER FROM BAUHAUS SCHOOL TO PRESENT UNIVERSAL PRINCIPLES IN DESIGN

107 Mart-Nisan 2019 / March-April 2019




TÜRK EV TEKSTİLİNİN GELECEĞİ İÇİN

DÜNYAYA AÇILAN KAPI... FOR THE FUTURE OF TURKISH HOME TEXTILES

GATE TO THE WORLD… Ürettikleri ev tekstili ürünlerini dünyanın dört bir yanında, markaları ile sunan binlerce sanayici ve işadamı, TETSİAD fuarları, dergileri, trend analizleri, dünya bağlantıları, eğitimleri, konferansları ve daha pek çok etkinliği ile dünya ev tekstili modasına katkı sağlıyor...

The thousands of industrialists and businessmen who offer their home textile products with their brands all over the world contribute to the home textile fashion of the world with TETSİAD fairs, magazines, trend analysis, world connections, trainings, conferences and many other events…

Geleceğimiz için TETSİAD, tekstil dünyası güçbirliğini dünyanın her noktasına yaymaya devam ediyor...

For the future, TETSİAD continues to spread the union of forces of the textile world to every corner of the world...


BAŞKANDAN... / FROM THE PRESIDENT...

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

3

ALİ SAMİ AYDIN

BAŞKAN / PRESIDENT TÜRKİYE EV TEKSTİLİ SANAYİCİLERİ ve İŞADAMLARI DERNEĞİ TURKISH HOME TEXTILE INDUSTRIALISTS' AND BUSINESSMEN'S ASSOCIATION

Değerli Paydaşlar,

Dear Partners,

Yoğun iş programımızın bir parçası da dünyadaki etkinlikleri takip ve bazılarına da iştirak etmek… Bunlardan biri de her sene TETSİAD üyeleri olarak yer aldığımız Frankfurt'taki Heimtextil Fuarı. Bu fuar dünyada, karar vericilerle koleksiyonlarını sunanların bir araya geldiği önemli bir fuar. Bu nedenle fuardaki ilgi noktaları hem trendleri yansıtıyor, hem de bir sonraki sene için akıllarda kalıyor.

A part of our busy schedule is to follow global events and to participate in some of them... One of them is the Heimtextil Fair in Frankfurt, which we take out place every year as the members of TETSIAD. This fair is a major fair where decision makers come together with those displaying their collections. Thus, points of interests in the fair both reflect trends and become lasting for the next year.

Son yıllarda TETSİAD, Türk Ev Tekstiline olan ilgiyi arttıran çalışmaları ile özellikle hem fuar standı hem de tüm fuar alanlarındaki paylaşımlarıyla Heimtextil'de yükselen bir ilgiyle izlenmeye başlandı. Fuarın hemen her yerinde ziyaretçilerle yüz yüze görüşen TETSİAD görevlilerimizle, fuar standında gerçekleştirdiğimiz caz konserinden Türk stantlarına yönlendirmelerimize... Bu yıl standımızı tamamen imaj ağırlıklı bir konsepte çevirdik ve ilginin daha da yükseldiğini gördük. “April Effect” vurgusunu güçlendiren dev kelebek kanatları fuarın en ilgi çeken noktası ve selfie alanı oldu. Fuar boyunca 5 binden fazla kişi TETSİAD standında kelebek olup fotoğraf çektirdi. Konserimiz, bu yıl da insanları fuar yorgunluğunda rahatlatarak, onlara keyifli saatler yaşattı. Önümüzde yine dünyanın en önemli fuarlarından biri olan ve TETSİAD ile CNR'ın düzenlediği EVTEKS APRIL var. Yoğun bir süreç yaşıyoruz. Şimdi, dünyadan binlerce karar verici ve satın alma yetkilisini davet ederek ev sahipliği yapacağız. Burada önemli olan, 2020 trendlerini, ziyaretimize gelen konuklarımızla paylaşabilmemiz. Bu nedenle, Nisan ayındaki EVTEKS APRIL'a kadar, 2020 trendlerini yansıtan koleksiyonlar hazırlamak, bu koleksiyonları sergileyeceğimiz stant tasarımlarını tamamlamak, fuar öncesinde de daha önceki yıllarda bizlerle bir şekilde temasa geçen yabancı konuklarımızı e-posta, mektup, doğrudan telefon ya da ön ziyaretlerle davet etmek gerekiyor.

Lately, TETSIAD is being closely followed with an increasing attention in Heimtextil with its works aimed towards increasing attention towards Turkish Home Textile, for its fair booths and what it shares in fair area. From TETSIAD representatives that meet visitors face to face all around the fair, to the jazz concert in the fair booth where visitors are directed to Turkish booths... We converted our booth with an image-focused concept this year and received higher interest. Giant butterfly wings that represent "April Effect" emphasis became a place of attraction and selfies. Throughout the fair, over 5 thousand people took photographs in TETSIAD booth. Our concert eased the exhausting of the fair and gave people enjoyable hours. There is EVTEKS APRIL on the roadmap, one of the most important fairs organized by TETSIAD and CNR. We are in a busy period. Now, we will invite thousands of decision makers and purchasing authorities all around the world and host them. What matters here is for us to share 2020 trends with our guests. For this reason, we need to prepare our collections that reflect 2020 trends, complete booth designs where we will display our collections, and to invite foreign guests we came into contact with in the previous years directly on the phone, via e-mail, letter or visits before the fair begins.

Doğal olarak yabancı konuklar EVTEKS APRIL'a, Heimtextil sonrasında, Heimtextil'de gördükleri tasarımlardan farklı, ancak trendleri yansıtmaya devam eden Türk Tasarımlarını görmeye geliyorlar. Bu doğrultuda EVTEKS APRIL'a katılacak her katılımcı Türk şirket ya da markasının sorumluluğu, sadece kendisiyle sınırlı değil.

Naturally, foreign guests come to EVTEKS APRIL after Heimtextil, in order to see Turkish designs that are different from what they have seen in Heimtextil but still reflect trends. In this direction, responsibilities of each Turkish company to take part in EVTEKS APRIL do not just end with them.

EVTEKS APRIL, Türk Ev Tekstili için bir gelecek projesi, tüm ülke tasarımlarının toplu halde sunulduğu, beğeniye çıktığı bir fuar. Bu nedenle Türkiye'ye özel bir tasarım çizgisi ile 2020 trendlerini yansıtması fakat bu yansıtmanın da firmaların özgün, koleksiyon oluşturan tasarımlarından oluşması önemli. Elbette bu tasarımların, tasarım ağırlıklı stantlarda sergilenmesi de ayrı bir özen gerektiriyor.

EVTEKS APRIL is the future project for Turkish Home Textile, where the nation's designs are displayed in whole. This is why it is important for Turkey to have designs that reflect 2020 trends with a unique design approach and this reflection must come from companies' unique designs. Of course, it takes even more attention to display our designs in design-focused booths.

Her yıl olduğu gibi,2020 trendleri ile ilgili bilgiler de TETSİAD üyeleri ile paylaşılıyor. Trendlerin paylaşımıyla firmaların tasarım süreçleri, ajansları, marka danışmanları, stant tasarım ve uygulama firmaları ile birlikte yoğun mesaileri de başlamış oluyor. Herkese bu yoğun süreçte kolaylıklar diliyorum.

As in every year, information regarding 2020 trends are shared with TETSIAD members. With the share of trends, long and busy work hours involving companies' design processes, agencies, brand consultants, booth design and application companies begin. I wish the best to everyone in this busy period.

23-27 Nisan tarihleri arasında EVTEKS'te görüşmek dileğiyle...

Hoping to see you in EVTEKS on 23-27 April...


4

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

İÇİNDEKİLER / INDEX

TRENDLER / TRENDS

ALTERNATİF VAROLUŞLAR

8

ALTERNATIVE EXISTENCES TÜRKİYE EV TEKSTİLİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ TURKISH HOME TEXTILE INDUSTRIALISTS’ AND BUSINESSMEN’S ASSOCIATION Ali Sami Aydın Başkan - President A.Serdar Sütçüoğlu Ali Rıza Hasoğlu Başkan Yardımcıları - Vice Presidents Cengiz Özmen Genel Sekreter – General Secretary Abdülhadi Köseoğlu Mali Sekreter – Financial Secretary Üyeler-Members Ufuk Oçak Mehmet Fatih Dereköylü Can Tanrıverdi Remzi Kırayoğlu Hüseyin Memişoğlu Murat Zümbülyuva Mustafa Kösemusul Arif Şensöz Cihan Aktaş İsa Dal Faruk Hürdana Mehmet Keçeci Ercan Karakuş Kadir Beytekin Ahmet Nuri Baytimur Mustafa Moral Denetleme Kurulu - Board of Auditors İsmail Ağaoğlu Yavuz Demirel Emrah Demir Mehmet Pamuk Berk Vardar Hasan Kürşat Bayram Eren Nazik Fatih Özdemir M. Atilla Bulut Sorumlu Yazı İşleri Müdürü - Responsible Editor Neşe Altıntaş İletişim ve Reklam Sorumlusu - Communication and Advertising Specialist Ekibimiz – Team Harun Üstgül Hasan Ersan Melissa Papuçciyan Ömür Işık İDTM Blokları A3 Blok Kat:16 No:461 Yeşilköy-Bakırköy/İstanbul Telefon: +90 212 292 04 04 www.tetsiad.org Her hakkı saklıdır. Hometextile Dergisi ücretsiz olarak dağıtılır. Dergimizde yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Yazı ve haberler kaynak belirtilmek şartı ile kullanılabilir. All rights reserved. Hometextile Magazine is complimentary. All articles belong to the authors. Texts and news can be used with citation.

HABER / NEWS

16

Bahar Korçan'dan Türk Ev Tekstilinin 2020 Trendleri... 2020 Trend Forecast of Turkish Home Textile from Bahar Korçan... MAKALE / ARTICLE

Bauhaus Ekolünden Günümüze Tasarımda Evrensel İlkeler From Bauhaus School to Present Universal Principles in Design

20

Bülent Fidan Brand Suite İstanbul Marka Danışmanı Brand Suite Istanbul Brand Consultant MAKALE / ARTICLE

Sevgili CEO, Yetenek Açığım Var Diyorsan, Bu Yazı Sana Dear CEO, If You Say You Lack Talented People, This Article is For You

28

Fatmanur Erdoğan IPPA Communications İletişim Stratejisti Communication Strategist of IPPA Communications MAKALE / ARTICLE

Sosyal Medyanın Altın Çağı Sona Erdi… Golden Era of Social Media Has Ended... Haydar Özkömürcü Dijital Pazarlama Danışmanı ve Growth Hacker Digital Marketing Adviser and Growth Hacker

32

RÖPORTAJ / INTERVIEW

“Sahip Olduğumuz Kültürel Çeşitlilikler Bize Kimlik Duygusu Kazandırıyor” "Cultural Diversity We Own Gives Us A Sense of Identity" 36 Jülide Konukoğlu Kutnia CEO ve Kurucu Ortak CEO / Co-Founder of Kutnia



6

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

İÇİNDEKİLER / INDEX

RÖPORTAJ / INTERVIEW

“Türkiye, Bugün Dünyanın En Saygın Ev Tekstili Üreticilerinden Biri” " Today, Turkey is One of the Most Respected Home Textile Manufacturers in the World" Cenk Mommarje Tasarımcı / Designer

48 EV TEKSTİLİ / HOME TEXTILE

MAKALE / ARTICLE

“Nereden Geldik, Nereye Gidiyoruz…” "Where Were We, Where Are We Going..." Prof. Dr. Emre Alkin Ekonomist / Economist

42

Dünyaya Geldiğimiz Anda Bizi Sarıp Sarmalayan Özel Bir Ürün: HAVLU A Special Product That Wraps Us Around the Second We Are Born: TOWEL

54

YAYIN YÖNETİM PUBLICATION MANAGEMENT

HABER / NEWS

Cihangir Mah. Sıraselviler Cad. Yeni Yuva Sok. No: 18 / Kat 2 / Daire 3 Cihangir / Beyoğlu / İstanbul www.brandsuiteistanbul.com Tel: 0212 973 73 75 Bülent Fidan Genel Yayın Yönetmeni / Editor in Chief Sonay Ertekin Gülüm Editör / Editor Elif Tuğçe Gülırmak Editör / Editor Adem Tayfun Eser Görsel Yönetmen / Art Director

Türk Ev Tekstili Markaları, Heimtextil'de Nisan Etkisi Yarattı! Turkish Home Textile Brands Created April Effect in Heimtextil!

58 TOPLUMSAL / SOCIAL

“Eğitimde Fırsat Eşitliği” ile “Eğitimle Değişen Yaşamlar” "Changing Lives Through Education" with "Equality in Education"

66

Armada Tercüme Çeviri - Translation Kültür Sanat Basımevi Litros Yolu 2. Matbaacılar Sit. ZB7 – ZB11 Topkapı – Zeytinburnu / İstanbul Tel: 0 212 674 00 21 www.kulturbasim.com Yayının dili: Türkçe-İngilizce Publication Language: Turkish/ English Yayının Türü: Ulusal Süreli Yayın Publication Genre: National Periodical Publication Hometextile dergisine internette, tetsiad.org adresinden ulaşabilirsiniz. Access Hometextile magazine on the internet at tetsiad.org

KÜLTÜREL MİRASIMIZ... / CULTURAL HERITAGE...

16. Yüzyıldan Günümüze Ulaşan Dokuma: The Weaving From 16. Century to Today:

KUTNU

68

GEZİ / TRAVEL

“Gazi” Şehrin Canlı Tarihi Lively History of "Veteran" City

72



8

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

TRENDLER / TRENDS

ALTERNATİF VAROLUŞLAR ALTERNATIVE EXISTENCES EVTEKS 2020 TRENDLERİ EVTEKS 2020 TREND FORECAST

Bahar Korçan Başak Kocabıyıkoğlu Bige Ökten Defne Kocabıyıkoğlu Pınar Demirdağ Viola Renate


ALTERNATİF VAROLUŞLAR

ALTERNATIVE EXISTENCES

Öyle bir zaman dilimi içersindeyiz ki; çokluğun getirdiği kaçış hissi bizi kendi yalnızlığımıza itiyor. Bu kendine dönme hissiyatı, yaşamımızı geçirdiğimiz alanları değişen iç dünyamıza göre yeniden tanımlamamız ihtiyacını doğuruyor.

We are living in such spesific times that the feeling of escapism brought by the presence of multitude push us to discover our own aloness. This urge to turn inward gives birth to an impetus of re-defining our living spaces with the light of the change taking place in our inner world.

Yeni insan modelleri şekilleniyor. Yeni algı sistemleri gelişiyor. Bildiğimiz kullandığımız iletişim sistemleri, yeni halimize uyumlu olmak adına dönüşüyor. Yeni insan, kendini hayallerinden yaratırken içinde varolduğu dünyanın kaynaklarının sınırlılığı karşısında başka bir tüketici modeli yaratıyor. Geleneksel bakış açıları ve yeni model insan görüşü baş edilemez gibi görünen kaoslar yaratsa da çözümün, pozitif olma halini sürdürmek ve bunu soluk aldığmızı her alana yaymak olduğu ortak görüşü çıkıyor. Alternatif varoluşlar, sıkışan dünyanın gerçekliğinden kaçarak farklı oluş şekilleri yaratmak aslında. Bu görüş karşımıza duvarları esnek düşünme ve yaratma süreçleri ve imkânları çıkartıyor.

New human models are being shaped. New systems of sense and perception are developing. The networks and systems of communication that we widely use are transforming to resonate with our new way of being. While the newly defined human creates and re-creates him/herself from his own dreams, he also helps shape a brand new consumer model who is aware and mindful about the finiteness of Earth's resources. The rift between traditional perspectives and the newly constructed concept of human's point-of view seemingly causes caos, but the solution resides in maintaining a positive outlook and proliferating this awareness in every brething moment. In its core, Alternative Existences stands for creating different existense patterns by moving away from confined realities of the world.This perspective enables us to create and think in an environment where walls are elastic and extensible.


10

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

TRENDLER / TRENDS

SAKIN DOKUNUS POZITIF TASARIMIN YAŞAM ALANLARINDA VAR OLMA HALI Kendin olma halinin dingin ve yumuşak tonları. Pozitif tasarımın yaşam alanlarında varolma hali. Sakin tonlar ve geçişler. Doğal tonların rahatlatan dünyası. Ruh halime ve tenime uyumlu yumuşak dokular. Dış dünyanın karmaşasından, kendi sığınağıma güvenli geçiş. Yeni mantramın tınısında uyumlu dokunuşlarla oluşturulmuş bir alan. Evim benim ruh halimden doğan bir platform. Benim sığınağım, gülümseten koruyan alanım.

SILENT ROOM EXISTENCE OF POSITIVE DESIGN IN LIVING SPACES

Calm and soft colors of self-discovery. Existence of positive design elements in living spaces. Peaceful tones and smooth transitions. Comforting world of natural colors. Soft textures that resonate with my mood and my skin. A safe trasition from the mayhem of the outside world, to my own sanctuary. New living spaces created harmoniously with my own new mantra. My house is a platform born from my spirit and vision. It is my own safe haven.


YARATICI BAKIS ZANAAT VE AKILLI TASARIM ANLAYISININ BIRLESIMI El işinin keyif alanı. Zanaat ve akıllı tasarım anlayışının birleşimi. Renklerle cesurlaşmak. Çocuksu, saf dokular. Deneysel, özgür girişimler. Renklerin canlı ve farklı birleşimi; yeni pencerlerden bakmak dünyaya… Kendimize bu keşif duygusunu yaşamak için izin vermek ve çok gülümseyebilmek: İçimizdeki özgür alanların dışa vurumu. Hayal dünyamızın gerçekliğe yansıması. Çocuksu yaratıcılık. Sanatçının derin dünyasıyla tanışmak. Tüm bu yeni deneyimlerden çıkan cesaretle el işi ve zanaat ile oynamak, farklı dokuları birleştirmek. Kahkahanın pozitif enerjisine kavuşmak.

PLAYFUL ROOM A UNION OF craftsmanshıp and ıntellıgent desıgn

Where craft meets pleasure. A union of craftsmanship and intelligent design. Getting bold with colors. Naive and child-like textures. A freely experimental approach to design. Vibrant and distinct combination of colors. Seeing the world through new and different lenses... Letting myself to experience this feeling of discovery, and smiling: External manifestation of my inner free space. Spaces where my dream world projects onto my reality. Child-like creativity. Stepping into the vast worlds of artists. Playing around with craftsmanship and art. Using the courage distilled from these new experiences to combine contrasting textures. Reuniting with the positive energy of laughter.


12

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

TRENDLER / TRENDS

ZEVKU

SEFA taste-

FUL

room

ZEVKÜ SEFA KENDi ZEVKiNi TANIMLA VE BU TANIMLA YOLCULUKLARA ÇIK Yeni lüks anlayışı ile sunulanın dışındakini keşfet. Farklı sanatçılarla buluş. Kendi zevkini tanımla ve bu tanımla yolculuklara çık. Dokuları araştır. Zanaatkârlarla sohbet et. Bilmediğin renklerle buluş. Kendi aleminin yaratıcısı ol. Kendini şımart. Art Deconun derinliğinde kaybol. Sefan olsun, keyfine bak.

TASTEFUL ROOM DEFINE YOUR SENSE OF pleasure AND START YOUR JOURNEY Discover what lies behind the surface by embracing the new feeling of luxury. Explore different artists and their taste. Define your sense of pleasure and start your journey. Search through different textures and enjoy meaningful chats with artisans. Get acquainted with colors unknown to you. Be the creator of your own realm. Get lost in the depths of Art Deco. Enjoy yourself and indulge.


Heimtextil 2020 07 - 10 January Hall 8.0 Stand L80

Evteks 2019 23 - 27 April Hall 5.0 Stand B01.1


14

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

ARTI

FICIALly NATUREL

LAND-

scapes

TRENDLER / TRENDS

YAPAY-DOĞAL DENEYİM doĞal kaynakların sınırlılığının farkIna varIp olaNI ihtiyaca GÖre dÖnÜştÜrme Doğal kaynakların sınırlılığının farkına varıp, olanı yeni ihtiyaca göre dönüştürmek. Ham dokular, bio-dokular. Tüketim ihtiyaçlarını yeniden belirlemek. Gelişen teknolojinin; insan olma halimize kattığı çoklu seçimin içinde kaybolmak yerine dünyayı da düşünerek seçimler yapabilmek. Teknolojiyi yeni insan bilinciyle kullanabilmek. Yeni dokuların ve malzemelerin keşfi. Farklı malzemelerden doğan ışıltı. Teknolojiyi insanın ve doğanın kollektif bilinciyle kullanmak.

ATRIFICIALLY NATURAL EXPERIENCES REALIZING THE FINITENESS OF NATURAL RESOURCES AND TRANSFORMING THE STATUS QUO Realizing the finiteness of natural resources and transforming the status quo. Raw and bio-textures. Redefining consumer needs. Making conscious decisions with mindfulness about our planet, rather then getting lost in the translation in the wake of advancing technological era. Using technology with newly desined and curated human consciousness that respects the nautral collective spirit. Dicovering new textures and unorthodox materials. Differently combined textures and materials shining together.



16

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

HABER / NEWS

Bahar Korçan'dan Türk Ev Tekstilinin 2020 Trendleri...

2020 Trend Forecast of Turkish Home Textile from Bahar Korçan...

Türk Ev Tekstilinin 2020 trendlerini belirleyen ve açıklayan Bahar Korçan, okuyucularımız için kısaca trendleri nasıl analiz ettiklerini aktardı. Bu yıl 23-27 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek EVTEKS Fuarında, yüzlerce firma Bahar Korçan'ın açıkladığı trendlere uygun sunumlarını sergileyecek.

Bahar Korçan, setting and stating 2020 trends of Turkish Home Textile, described how they analyze trends for our readers. In EVTEKS Fair to take place on 23-27 April, hundreds of companies will display their presentations in accordance with Bahar Korçan's trends.

Günümüzün hızla dönüşen dünyasında tasarım ile ilgili her disiplin iç içe geçmiş durumda.

In today's rapidly evolving world, each discipline related to design is interconnected.

Bilgiye kolay erişmemiz karşısında seçeneklerin zenginliği, kafa karıştırmak yerine bizi kendi alanımızı oluşturmaya doğru itiyor.

In return for ease to reach information, richness of options force us to create our own fields instead of confusing us.

Bu anlamda, seçimlerimiz karakterimizin bir yansıması ve her seçim yukarıdan baktığınızda birbirleri ile yakın temasta. Yani ne giydiğiniz, nasıl beslendiğiniz ve evinizdeki yaşam alanlarınızda kullandığınız materyallerin seçimi sizi ifade ediyor. Yani hepsi bir küre. Bu sizin yaşam küreniz ve siz değiştikçe size uyumlu bir şekilde değişiyor, dönüşüyor ve neticede sizi anlatıyor.

In this context, our decisions are reflections of characters and each option is closely connected to each other when we take a step back and look. So, what you wear, what you eat, materials you use in your living space at home describe you. It is all a globe. This is your life globe and as you change, it changes with you, evolves with you and as a result, describes you.


Birey olarak her birimizin bir hikâyesi var. Bu hayat hikâyesinde, en önemli alanların başında “ev” geliyor. Ev, bizim dış dünyaya hem bağlantılı hem de dış dünyadan kaçış yaptığımız bir sığınak. Son yıllarda bilginin bu kadar kolay ve hızlı bir şekilde bizlere hizmet etmesi aslında kendi dijital kaosumuzu da yarattı. Bilmek yeterli gelmiyor artık, o bilgi ile ne yaptığımız önemli. Yani deneyimler ön plana çıktı. Başkalarının deneyimi de en merak ettiğimiz konuların başını çekti. Tüm bu çoklukta kendimizde kalma hali, önümüzdeki yıllarda daha da öne çıkacak. Çünkü sakinliğe, kendi alanımızı korumaya ve düşünmeye ihtiyacımız var. 2020 trendlerini oluştururken bu duygular ve akımları öngörerek dört grup oluşturduk. Ev tekstili ve tüm elemanları, gelecek zaman diliminde ihtiyaçlarımızı çok net ifade eden derin bir disiplin. İhtiyacın ötesinde başka dünyalar yaratmaya ve farklı tasarım disiplinleriyle iş birliği içinde üretmeye çok uygun. Bu anlamda oluşturduğumuz öngörümüzün ve ana trend konseptimizin başlığı ALTERNATİF VAROLUŞLAR. Yaşadığımız bu zaman diliminde dönüşen ve bilinçlenen yeni insan figürünün ifade şeklinden doğan her biri keyifli alanlar oluşturulabilecek alt dört grup ve trend başlığı ortaya çıktı. Moda dışında özel ilgi alanım olan ev dekorasyon ve ev tekstilinde şahane arkadaşlarımla birlikte çalışmak ayrıca Türkiye ihracatında ve iç piyasanın perakende kısmında pazarın önemli bölümünü oluşturan ev tekstili sektörüyle tanışmak ve sizlerin ürettiklerinizle buluşmaktan çok mutlu oldum.

As individuals, we all have our stories. In this story of life, one of the most important spaces is "home". Home, is a shelter both connected to the outer world and also a shelter we run away to. Lately, information serving us so easily and rapidly actually created our very own digital chaos as well. Knowing is no longer enough, it is important what we do with the knowledge. New experiences take the spotlight. Experiences of others are among the topics we want to know the most. State of being alone with ourselves in all this abundance will be even more prevalent in the following years. Because we need calmness, to protect our own space and to think. While setting 2020 trends, we predicted such feelings and movements and created four groups. Home textile and all its elements is a deep discipline that clearly define our needs in the future time period. It is highly suitable to create worlds outside only the needs and to work in cooperation with different design disciplines. Title of the predictions we formed in this context and our main trend concept is ALTERNATIVE EXISTENCES. Four sub groups and main trends came up that can each create joyous moments that stemmed from the narratives of the new human figure who is evolving and growing more conscious in this time period we live in. I am pleased to work with my wonderful friends in home decoration and home textile which is my personal area of interest outside fashion, to meet home textile sector which forms a big portion of the market in Turkish exports and retail portion of the domestic market and to see what you have produced.


18

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

HABER / NEWS

Şimdi dilerseniz Bahar Korçan ve ekibini yakından tanıyalım… Now, let's take a closer look at Bahar Korçan and her team... Bahar Korçan Kimdir?

Who is Bahar Korçan?

1992 yılında İTKİB Türkiye Stilistler yarışmasında “Naturel” adlı koleksiyonu ile Türkiye birincisi olan ve ismini duyuran Bahar Korçan, 1993 yılında Türkiye'nin ilk moda tasarım ofisini açmıştır. 1999 yılına geldiğimizde ise 2000-2001 kış koleksiyonu ile Paris Premier Vision'da yer alan ilk Türk tasarımcı olma onuruna erişmiştir.

Ranked 1st in Turkey in ITKIB Turkey Stylists competition in 1992 with her collection titled "Naturel" and making a name for her, Bahar Korçan founded the first fashion design office of Turkey in 1993. In 1999, she had the honor of being the first Turkish designer to take place in Paris Premier Vision with her 2000-2001 winter collection.

Türkiye'de birçok koleksiyon defilesi sunan moda tasarımcısı Bahar Korçan'ın, özellikle 90'lı yıllarda Almanya ve Fransa'da sergilemiş olduğu koleksiyon defileleri, uluslararası moda basınında geniş yer tutmuştur. Yıllar içerisinde birçok medya kuruluşu ve etkinlerde ödüller alan Korçan, “Yaratıcılık ve farkındalık üzerine” çeşitli konferanslar, eğitim kurumları ile workshop'lar gerçekleştirmiştir. Otellerden hastanelere, eğitim kurumlarından alışveriş merkezlerine kadar birçok kurum ve markaya kurumsal kimlik koleksiyon çalışmaları hazırlamıştır.

With numerous fashion shows presented in Turkey, Bahar Korçan took her place in international fashion press especially with her fashion shows in Germany and France in the 90s. Receiving awards from numerous media corporations and events over the years, Korçan organized various conferences on "Creativity and awareness" and realized workshops with educational institutions. From hotels to hospitals, educational institutions to shopping malls, she worked on corporate identity collections studies for numerous corporations and brands.

Bahar Korçan, birçok giyim markasına koleksiyon hazırlayarak kreatif direktörlüklerini yapmış; tasarım yarışmalarının, festivallerin ve farklı etkinliklerin kreatif danışmanlığını yürütmüştür. Ayrıca, farklı sergilerin ve sanat galerilerinin ses getiren projelerine imza atmıştır. 2005 yılında, Türkiye Giyim Sanayicileri Derneğinin yönetim kuruluna seçilen ilk moda tasarımcısı olmuştur; 2006 Nisan ayında da Moda Tasarımcıları Derneğinin Kurucu Başkanlığına seçilmiştir.

Bahar Korçan worked as creative director for numerous clothing brands, preparing collections for them; and conducted creative consultancy for design competitions, festivals and different events. Also, she is the name behind groundbreaking projects of different exhibitions and art galleries. In 2005, she became the first fashion designer to be elected for the board of directors of Turkish Clothing Manufacturer's Association; in April 2006, she was chosen as the Founding President of Fashion Designers Association.

Ünlü tasarımcı, uzun yıllar Ankara Devlet Opera ve Bale Modern Dans Topluluğunun kostüm ve tasarım uygulamalarını gerçekleştirmiştir. Türkiye'nin popüler pop sanatçıları ve klasik müzik sanatçılarına imaj danışmanlığı yapmıştır. Aynı zamanda öykü yazarı olan Korçan, bir süre çeşitli yayınlarda köşe yazarlığı yapmıştır.

The famous designer performed costume and design applications of Ankara State Opera and Ballet Modern Dans Group. She also worked as the image consultant for popular pop singers and classical music artists of Turkey. Also a story writer, Korçan worked as a columnist in numerous publishings for a while.


Trend Ekibinin Diğer Üyeleri

Başak ve Defne Kocabıyıkoğlu Pınar Demirdağ ve Viola Renate Bige Ökten Tasarıma uzun yıllar önce New York'ta başlayan Bige Ökten, Parsons School of Design'da aldığı tasarım eğitiminin ardından Ageless Home isimli mağazaları açarak, kendi tasarladığı mobilya ve ev aksesuarlarını satmıştır. Firmalara özel olarak tasarladığı ürünleri satarak on iki sene boyunca New York'ta sektöre hizmet veren tasarımcı, aynı zamanda New York Üniversitesi'nde Müze İşletmeciliği dersleri almıştır. New York'ta geçirdiği on altı yılın ardından İstanbul'a dönüp İstanbul Modern'de müze mağazacılığına adım atmıştır. Dört sene boyunca mağazaların konumlanması, ürün yelpazesinin belirlenmesi ve mağazaların işletmesiyle ilgilendikten sonra sekiz senedir Sakıp Sabancı Müzesi'nde ürün tasarımcısı olarak çalışmakta; çeşitli müze ve mağazalara danışmanlık yapmakda, İstanbul Moda Akademisi'nde ise styling dersleri vermektedir. Starting design long years ago in New York, Bige Ökten opened stores named Ageless Home upon receiving her education in Parsons School of Design to sell furniture and home accessories she designed. Serving the sector for twelve years in New York by selling companies custom design products, the designer also received Museum Management lessons in University of New York. After sixteen years spent in New York, she returned Istanbul to step into museum merchandising in Istanbul Modern. After taking care of store positioning, determining product ranges and store management for four years, she has been working as product designer in Sakıp Sabancı Museum for eight years; has been providing consultancy to several museum and stores and giving styling classes in Istanbul Fashion Academy.

Pınar Demirdağ ve Viola Renate tarafından kurulan Pınar&Viola sanatçı ikilisi, cüretkâr işleri ve yenilikçi endüstriyel projeleri ile günümüz görsellerinin modasına şekil veren Avrupalı bir tasarımcı ofisidir. Ürettikleri desenlerini ve vizyonlarını uluslararası platformlarda ses getiren sanat, teknoloji ve moda ürünlerine çevirmektedirler. İstanbul ve Amsterdam arasında yaşayan Pınar Demirdağ ve Viola Renate, içinde bulunduğumuz sosyal çevrenin hızla değişen moda akımlarını yansıtıp, yeni trendler başlatmaktadırlar. Düzenli olarak yaptıkları projelerle ve vizyonları ile moda, sanat ve trend dünyasının takip ettiği dergilerde isimlerini duyururken, işleri de birçok farklı müzede sergilenmektedir. Pınar&Viola'nın kendilerine has imzasını taşıyan, kendi isimleri altında global koleksiyon çıkardıkları kurumlar arasında Google, IKEA, Adidas, Nike, Redbull ve Koché bulunmaktadır. Pınar&Viola artist duo founded by Pınar Demirdağ and Viola Renate is a European fashion office that shapes the fashion of today's visuals with their bold works and innovative industrial projects. They turn their designs and visions into pieces of art, technology and fashion that influence international platforms. Living between Istanbul and Amsterdam, Pınar Demirdağ and Viola Renate reflect fashion movements of rapidly evolving social environment we live in and start new trends. While making a name for themselves in known magazines of art, fashion and trends with their regular projects and visions, they exhibit their pieces in numerous museums. Among corporations for which Pınar&Viola create collections for under their own names and signatures are Google, IKEA, Adidas, Nike, Redbull and Koché.

İki kız kardeş Başak ve Defne Kocabıyıkoğlu'nun kurduğu B&DK, trend analizi, perakende stratejileri, moda iletişimi ve yaratıcılık konusunda istihbarat sağlayan, moda ve perakende alanlarında danışmanlık hizmeti veren bir şirkettir. 2007 yılında kurulan B&DK, dünya çapında lüks, önde gelen markalar ve genç tasarımcılarla çalışmıştır. 2000 yılından beri global perakende sektöründe çalışan Başak ve Defne Kocabıyıkoğlu kardeşler, 2007'de İstanbul'a yerleşene kadar Londra ve New York'ta yaşamış ve bu şehirlerde çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Trend Tahmincisi Kocabıyıkoğlu kardeşler, hızla değişen ihtiyaçlar ve günümüz toplumunun arzularını analiz etme ve bunları trend kalıplarına döndürme yetenekleri ile tanınmaktalar. Founded by two sisters, Başak and Defne Kocabıyıkoğlu, B&DK is a fashion and retailing consultancy service that provide intelligence in the fields of trend analysis, retailing strategies, fashion communication and creativity. Founded in 2007, B&DK works with globally renowned luxurious brands, leading brands and young designers. Operating in global retailing sector since 2000, Başak and Defne Kocabıyıkoğlu sisters lived in London and New York until they settled in Istanbul in 2007 and they continue their work in the city. Trend Forecaster Kocabıyıkoğlu siblings are known for their abilities to analyze rapidly changing needs and societies' desires and turning them into trend patterns.


20

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

MAKALE / ARTICLE

Bülent Fidan Brand Suite İstanbul Marka Danışmanı Brand Suite Istanbul Brand Consultant

Bauhaus Ekolünden Günümüze Tasarımda Evrensel İlkeler

From Bauhaus School to Present Universal Principles in Design

asarım sözcüğü Türkçede kök olup mastar olmayan “tasar” kökünden doğmuştur. Aynı zamanda Arapça “tasavvur” sözcüğü de bazı kaynaklarda tasarım sözcüğünün kökeni olarak gösterilir. Farsça “tasa” sözcüğü de kaynaklardan biri sayılır. Diğer bazı araştırmacılara göre de bu üçünün bir araya gelmesi ile oluşmuş Türkçe sözcüktür. Latin kökenli ve İngilizcedeki “design” sözcüğü de köklerine ayrıldığında “de”, “decision” karar vermek, “sign” ise “signature“ yani imzadan gelir.

The word design is derived from the word “tasar” in Turkish, which is a non-infinitive root. Also, some sources point to the Arabic word “tasavvur” as the possible origin of the word “tasarım”. The farsi word “tasa” is also considered one of the origins. According to some other researches, it is a Turkish word generated by bringing all three of them together. When we break down the English word “design” derived from Latin we see that “de” is derived from “decision”, and “sign” is derived from the word “signature”.

T

Tasarım kavramı, “problem çözme”, “bir kümeden farklı unsurları bir başka kümede yeni bir anlam oluşacak şekilde bir araya getirme, “belirsizlik içerisinde karar verme”, “fiziksel bir yapının doğru fiziksel bileşenlerini bulma”, “şimdiki zamanın gerçeklerinden gelecek zamanın olasılıklarına yönelik üretme”, “bilişsel süreçle çıkan sonuç”, “eylemlilik içinde çıktı”, “bilgi tabanlı oluşum” şeklinde bilim adamları tarafından yorumlanmaktadır. Bu bağlamda tasarım, ortada olan bir problemin çözümüne ya da yaratıcılık ile yeni bir keşfe yönelik etkinlik ve karar verme süreci olarak düşünülebilir. Sonuç olarak tasarım “Derlenen bilginin zihinde bir fikre, fikrin de somut bir ürün ya da hizmete dönüşmesidir”. Tasarım sürecinde, tasarımı oluşturan unsurlar her disiplin ve iş alanı için farklıdır. Bir mimar tasarıma yaşam alanları, antropoloji, iklim ve statik gibi açılardan; bir giyim moda tasarımcısı trendler, dönemsel akımlar, kullanacağı malzemenin insanla ilişkisi ve kişisel tasarımı açısından; grafik tasarımcı logo tasarlarken markanın kimliği, kişiliği, konumlandırması, görsel

Concept of design is described by scientists as "problem solving", "bringing together factors from one group in another group in a sensible way", "to decide in uncertainty", "finding the right physical components of a physical structure", "creating for future possibilities based on today's realities", "result derived from cognitive processes", "output of activity", "data based composition." In this context, design can be thought of as the process of decision and activity towards solving a present problem or discovery through innovation. As a result, design is "transformation of compiled information into an idea, and transformation of the idea into a product or service". In this design process, elements that make up the design is different for each discipline and work field. An architect approaches design from the aspects of living spaces, anthropology, climate and statistics while; a clothing fashion designer approaches it in terms of trends, periodic movements, relation of the material to be used with people and personal design; a graphics designer approaches in terms brand identity, positioning, visual personality and promises while designing a logo; an advertiser considers


TASARIM PRENSİPLERİ PRINCIPLES OF DESIGN DENGE TASARIM BALANCE ÖĞELERİ ELEMENTS OF DESIGN ÇİZGİ LINE

HAREKET MOTION

RİTİM RHYTHM

ZITLIK CONTRAST

DESEN PATTERN

BÜTÜNLÜK INTEGRITY

VURGU EMPHASIS

UYUM HARMONY

ŞEKİL FIGURE

FORM FORM RENK COLOR

DEĞER-TON VALUE-TONE

DOKU TEXTURE

BOŞLUK YARD

kişiliği ve vaatleri açısından; bir reklamcı reklamın tamamı için markanın vaatleri, tüketicide beklenen davranış değişikliği açılarından; bir roman yazarı da yazı dili, kendi öyküleme tarzı, evrensellik ve okuyucu açılarından tasarım sürecini değerlendirir ve ürettiği iş ile süreci sonuçlandırmaya çalışır. Tasarım süreci ve sonucu, bu nedenle her alan için aynı olguları ya da sonuçları ifade etmeyebilir. Ancak ortak noktaları eldeki malzemelerle bir sorunu çözmeye ya da yeni bir fikir, obje ya da olgu yaratma süreci ve işidir. Mimarın tasarım süreci sonunda tasarımı binadır. Moda tasarımcısının tasarımı kıyafettir. Ortaya çıkan sonuç, hepsinde farklı adlandırılsa da “insana, hayvana, bitkiye ya da doğaya” yöneliktir. Tasarım, kullanıcı-ürün ilişkisinin kavramsal, görsel (aynı zamanda diğer duyular olan tat, dokunma, duyma, koku alma için de), işlevsel ve bilişsel anlamda kurgulanışını kapsayan yaratıcı bir eylem ve sonucudur.

brand's promises and expected behavioral changes in the customer while designing an advertisement; a writer considers written language, narrative style, universality and design process from the readers' perspective and tries to finalize the process with the product created. Design process and result, thus, might not equate to the same results or facts for each field. However, the common area is that all try to solve a problem or create a new idea, object or fact through whatever they have available. An architect's final design is a building. A fashion designer's design is a cloth. The final result, although named differently for each of them, is aimed towards “humans, animals, plants or nature.” Design, is a creative action and its result that encompasses the construction of user-product relation in a conceptual, visual (as well as other senses of taste, tactile, hearing and smelling), functional and cognitive sense.

Genel olarak tasarım süreci; “problemin tanımlanması”, “verilerin bir araya getirilmesi”, “kavramsal değerlendirme”, “yaratıcı süreç”, “çözüm araştırmaları”, “çözümlerin uygulama ile en aza ya da teke indirilerek test edilmesi” ve “sonuç” olarak aşamalandırılır.

In general, design process is graded into phases such as “problem description,” “data compilation,” “conceptual evaluation,” “creative process,” “solution research,” “testing of solutions by means of minimizing or coming up with the final solution through application” and “result.”

Günümüzde “endüstriyel tasarım”, “grafik tasarımı”, “moda tasarımı”, “iletişim tasarımı”, “marka tasarımı”, “sosyal yaşam tasarımı”, “spor tasarımı”, “mimari tasarım”, “iç mimari tasarımı”, “teknoloji tasarımı”, “kentsel tasarım”, “inovasyon tasarımı”, “eğitim tasarımı”, “marka deneyim tasarımı” ve “eğlence tasarımı” gibi ürün ve hizmet üretimine yönelik daha çok kullanıcıtüketici tarafına yönelen tasarım alanları bulunmaktadır.

Today there are numerous design fields aimed towards the user-consumer with product and services in mind such as “industrial design,” “graphics design,” “fashion design,” “communication design,” “brand design,” “social life design,” “sports design,” “architectural design,” “interior architectural design,” “technological design,” “urban design,” “innovation design,” “education design,” “brand experience design” and “entertainment design.”


22

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

MAKALE / ARTICLE

Tasarım çoğu zaman sanat kavramı ile karıştırılır. İkisi ayrı kavramlardır. Tasarım günlük fiziksel ihtiyaçlara yönelik bir alanken, sanat “estetik” ve “eleştirel yorum” taşıyan bir alandır. Tasarım alanları, sanatın hemen her alanından yararlanan bir disiplinler arası üretim sürecidir. Tasarım sürecinde edebiyat, resim, müzik, sinema ve sahne sanatlarından yararlanılarak tasarımın daha cezbedici ve değer olarak arttırılması yolu seçilir. Sanat objesi üretiminde ise süreç çıkan bir tasarım olmasına rağmen estetik yapı ve eleştirel durum nedeniyle, bu çıktıya sanat eseri adı verilir.

Design is, most of the time, mistaken for the concept of art. The two are different concepts. While design caters to daily physical needs, art is aimed at “aesthetics” and “critical interpretation.” Design fields is an interdisciplinary process that takes advantage of almost all fields of art. In the design process, literature, painting, music, cinema and performance arts are used to make design more attractive and increase its value. While a piece of art that is being created is a design as a result, due to its aesthetic structure and critical nature, this output is named an art piece.

Her birey tasarım yapar. Ancak her bireyin tasarımı, genel tüketime çıkmaz. Bu nedenle bazı tasarımlar bireye, aileye ve küçük mikro gruplara özel, daha zanaatsal ve gelenek içinde sürdürülen bir sürecin sonucudur. Annelerin yaptığı dantel ve örgüler ya da bir köylünün bahçede yaptığı taş fırın gibi. Bir öğrencinin resim dersinde yaptığı da bir resimdir ama evrensel değerler açısından henüz bir tasarım ya da sanat eseri olarak yorumlanmaz (istisnalar hariç).

Each individual designs. However, not every individual's design is up for general consumption. That's why some designs are results of processes that are continued as more of a craftsmanship and tradition that is specific to individuals, families and small micro-groups. Laces and knits created by mothers, or a brick oven built by a villager, for example. A painting made by a student in art class is also a painting, but can not yet be interpreted as an art piece in terms of universal values (apart from exceptions.)

Tasarım sözcüğü için makalenin başından itibaren ikili bir yapıyı anlattık. Tasarım buna göre hem bir sorunla ilgili olarak “zihinde kurgulama”, “fikir oluşturma”, “görsel ya da dilsel ifadeye dönüştürme” sürecidir, hem de bu tasavvur edilenin (betimlenen) uygulanıp sonuçlandırılmasıdır. İşin başında “eylem” ve işin çıktısı oluştuğunda da ona “isim” olarak yaklaşılır. Tasarım eğitimi aldığımız değişik disiplinlerde bizden önce de, bizden sonra da yaşanan bir olgu her zaman varlığını koruyacak gibi görünüyor. Kuşaklara, trendlere, akımlara, zamana, gelişen teknolojiye ve dönüşen yaşam süreçlerine baktığımızda genel tasarım felsefesi ve tanımları değişmese de bunların her toplam değişiminde tasarım eylem süreçleri ve diğer disiplinlerin tasarımcıların, tasarım sürecine katkısı farklı oluyor. Tasarım sürecini en çok etkileyen, o tasarım alanında kullanılan malzemelerdir. Zihinde oluşan son çıktı olan tasarım objesine ulaşmada, o zamana kadar kullanılan mevcut malzemeler yerine daha uygun, daha kaliteli, süreci hızlandıran, canlılara zarar vermeyen, sorunun tamamını çözebilen gibi yenilikçi malzeme seçimleri, o alandaki ilerlemenin de göstergesidir. Son yıllarda bitkilerden ya da kentsel atıklardan üretilmeye çalışılan kumaşlar; elektrikli otomobiller ya da ameliyatlarda kullanılan yeni aletler gibi. Tasarım kavramına iş dünyası açısından baktığımızda Alpay Er ve Özlem Er'in tanımları belirleyici olmaktadır. “En geniş anlamıyla tasarım pazar ve teknoloji kaynaklı fırsatların ürün/ hizmet bazında üretici ve kullanıcının karşılıklı çıkarlarını gözetecek şekilde optimize edilmesidir”. 1980'lerden bu yana yapılan araştırmalar, tasarım ve özellikle her markanın kendi kimliğine uygun tasarım uygulamaları pazarda, fiyat ve kalite üzerine süren rekabette, fiyattan daha baskın ve güçlü unsur haline gelmiştir. Bu nedenle her marka için üründen önce ilkeleri ve çerçevesi belirlenecek tasarım yönetimi rekabette önde olan markaların tüm iş süreçlerinde marka yönetiminin bir parçası olarak uygulanmaktadır. Genel olarak tasarım denildiğinde üç temel durumdan söz etmemiz gerekir. Temel Tasarım Elemanları, Temel Tasarım İlkeleri ve Evrensel Tasarım İlkeleri.

We explained a binary structure for the word design, since the beginning of the article. According to this, design is both a process of “fictionalizing in the mind,” “creating an idea” and “creating visual or verbal statement” about a problem as well as application and finalization of what is thought of (portrayed.) At the beginning its named "action" and once an output is created it's approached as a "name." A phenomenon that had been there when we were taking education on design and that still is there seems like it is going to remain forever. When we look back at generations, trends, movements, time and advancing technology and transforming lives, although general design philosophies and descriptions do not change, with each change in society, contributions of design action processes and designers from other disciplines to design process change. What affects design process the most is the material used in the design field. Using more appropriate, higher quality and innovative materials that speed up the process, don't hurt living beings that is able to solve the problem in whole while reaching the end product in our minds shows the improvements in the field. Such as fabrics made of plants or urban waste or; electric cars or new tools used in operating rooms in the last years. When we look at design concept from a business world perspective, Alpay Er and Özlem Er's descriptions become decisive. "In the broadest sense, design is the optimization of market and technology-based opportunities in product/services in a way to take care of consumers' and users' mutual profit." Researches conducted since 1980s show that design and especially design applications specific to each company's own identity became much more prominent and dominant factor than price in this competition based on price and quality. Thus, design management that determines principles and context for a brand before its products is applied as a part of brand management in all business processes of leading brands.


Farklı alanlardaki “temel tasarım ilkeleri” ve “elemanları”, 1920'lerde Modernizm ve Bauhaus Okulu'nun tasarım sistemi olarak doğdu. 1960'lara gelindiğinde Bauhaus ekolü diğer ekoller tarafından oldukça fazla eleştiri alsa da temel tasarım ilkeleri, okullardaki temel tasarım dersleri varlığını “temel” yapı olarak sürdürdü. Bu yapı içinde genel olarak Gestalt Algı Prensiplerinden yola çıkılır. Tümevarım ile “aşağıdan yukarıya” temellenen bir kuram olan Gestalt, algıyı etkileyerek, zihinde bilişsel süreci yönlendirir. Oluşturulan kompozisyonda, “nesne”, “nesnenin bulunduğu ortam” ve “nesnenin ortam ile ilişkisi” Gestalt'ın temelidir. Tasarım ilkeleri ve prensipleri, tasarım temelli tüm alanların uygulamadaki temel yapısını oluşturur. Bu nedenle tasarımlarda ortaya çıkan boşluklar, renk armonileri, dokular, tasarımcı tarafından bilinçli olarak tasarımda yerini bulur. Temel Tasarım Elemanları ve İlkeleri: Temel tasarım elemanları, zihninde yarattığımız bir fikri, sistemli bir şekilde somutlaştırabilmemiz ve belirli bir yüzey üzerinde canlandırabilmemiz için gerekli olan öğelerdir. Bireyler, tasarımcılar, sanatçılar, görsel proje hazırlayanlar kendi tasarımlarını gerçekleştirirken bu tasarım elemanları ve ilkelerinden yararlanırlar. Evrensel Tasarım İlkeleri: Genel olarak tasarım yapılırken tasarım ilkeleri, uygulandığı alandaki sorunların çözümüne yöneliktir. Bu nedenle kendi alanını kapsar. Çoğu zaman yapılan tasarım dışarı kapalıdır. Sadece kendisiyle erişimini kabul ettiği kişi ya da gruplara açıktır. Evrensel Tasarım İlkeleri ise bir tasarımın belli bir kesime değil tüm insanlık gruplarına hitap etmesi mantığını ortaya atmıştır. Dil, din, fiziksel ve zihinsel engel, yaş, cinsiyet, mekân, coğrafya, ülke gibi insanları ayıran tüm farklılıklar ile kişiden kişiye değişen becerileri ve fiziksel farklılıkları aşması amaçlanan bir tasarım dünyasından söz ediyoruz. Dünyanın farklı ülkelerinde “evrensel tasarım” kavramını çağrıştıran değişik terimler ortaya atılmıştır. “Herkes için tasarım”(design for all), “kapsayıcı tasarım” (inclusive design), “kullanıcı odaklı tasarım” (user needs design), “gerçek yaşam için tasarım” (real life design), “ömür boyu için tasarım” (life span design), “kuşaklararası tasarım” (transgenerational design) bunlardan bazılarıdır. Terminoloji ve anlamlar bir ülkeden diğerine farklılaşmakta ve genellikle her ulusun toplumsal değerlerini yansıtmaktadır. Ülkeler arasındaki kültürel farklılıklar, bu yaklaşımın kabul edilme biçimini ve geliştirilme yöntemini etkilemektedir. Ancak, hedefler genelde konfor, güvenlik, herkese kucak açma, yeterlilik, bağımsızlık, katılım, sürdürülebilirlik, kaynaştırma, entegrasyon/bütünleşme, kültürel uygunluk, cinsiyete uygunluk, kapsama, maddi ulaşılabilirlik terimleriyle ifade edilmektedir. 1989 yılında Ronald L. Mace tarafından temelleri atılan ve 1996 yılında North Carolina State Üniversitesi'nde Evrensel Tasarım Merkezi (The Center for Universal Design) ismini alan merkez, 1997 yılında “evrensel tasarım” kavramını anlaşılır kılmak ve yol gösterici olmak amacıyla 7 ilke yayımlamıştır.

Generally, when speaking of design, we have to speak of three main aspects. Main Design Elements, Main Design Principles and Universal Design Principles. “Main design principles” and “elements” in different fields was born as the design system of Modernism and Bauhaus School in the 1920s. By 1960s, School of Bauhaus, although criticized greatly by other schools, maintained main design principles as the “main” structure of main design classes in its schools. In this structure, Gestalt Perception Principles is usually taken as basis. A concept based from “bottom to top” by means of induction, Gestalt affects perception, directing cognitive processes of the mind. In the created composition, “object”, “environment the object is located in” and “interaction of the object with the environment” is the basis of Gestalt. Design principles make up the main structure of application of all design-oriented fields. Thus, gaps, color harmonics, textures find their places in design through deliberate efforts of the designer. Main Design Elements and Principles: Main design elements are the elements necessary for us to materialize and realize ideas in our minds on a specific medium. Individuals, designers, artists, people who create visual project use such design elements and principles while creating their own designs. Universal Design Principles: In general, design principles while creating design are aimed towards solving problems in the fields they are used. Thus, they encompass their own fields. Most of the time, design is enclosed to other fields. It is only accessible to people or groups it allows access to. Universal Design Principles, however, created the sense of not just catering to specific groups but to humanity as a whole. We are talking about a world designed to overcome all differences and skills ranging from individual to individual and physical differences such as religion, language, physical and mental challenges, age, gender, environment, geography and country. In different countries of the world, there are different terms that remind of the term “universal design.” “Design for all,” “inclusive design,” “user-centered design,” “real life design,” “life span design,” “trans-generational design” are some examples. Terminology and meaning differ from one country to another and usually reflect social values of each nation. Cultural differences between countries affect how this approach is accepted and developed. However, goals are usually described with terms such as comfort, security, welcoming all, abundance, independence, participation, sustainability, inclusion, integration / union, cultural relevance, gender relevance, inclusion and financial accessibility. Founded by Ronald L. Mace in 1989 and finally titled The Center for Universal Design in North Carolina State University in 1996, the center published 7 principles to guide and make the concept of “universal design” more understandable.


24

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

Evrensel tasarım, kısaca tekrarlamak gerekirse, fiziksel mekânların ve farklı ürünlerin, her yaşta, her yetkinlik düzeyinde kişi tarafından kullanılabilmesini sağlamayı amaçlayan bir tasarım ve düşünce yaklaşımıdır. Yapısı ve yayılması itibariyle bir mega trenddir. Bu düşüncenin temelinde, kişilerin aslında “ortalama” olarak nitelendirilebilecek bir tanıma uymadığı, dolayısı ile bu hayali “ortalama” bireyin sorunları çözüldüğünde tasarım probleminin çözülmediği anlayışı yatmaktadır. Farklı antropometrik, bilişsel ve yetkinlik düzeyindeki (görme, işitme, hareketlilik) bireylerin özelliklerinin anlaşılması ile daha çok kişiyi kapsayan tasarımlar üretilebilecektir. Genel temel tasarım ilkeleri, özellikle niş alanlarda üretim-tasarım yapan kurum ve markaların, “doğru ve iyi tasarım” üzerinden hareket ederek, farklılaşmaları noktasında önem taşımaktadır. Evrensel tasarım ilkeleri ise özellikle ihracat gerçekleştiren kurumlar ve markaların trend, moda ve akımlar ile yerel değerleri, yerel farklı kültür unsurlarını, evrensel kullanıcıları dikkate alarak tasarım yapmasında öncelik kazanmaktadır. Evrensel Tasarım İlkeleri başlıklar ve kısa açıklamaları ile aşağıda sıralanmaktadır. 1-) Eşitlikçi Kullanım (Equitable Use) Tasarım, farklı yetkinlik düzeyleri olan bireyler için kullanılabilir olmalıdır. Her kullanıcı için tasarımda eşit şartlar sağlanmalıdır. Kullanıcılar arasında ayırım olmamalı, kullanıcı kimlik ve kişilik özellikleri ile damgalanmamalıdır. Güvenlik ve mahremiyet ile ilgili kurallar tüm kullanıcıları kapsamalıdır. Tasarım tüm kullanıcıların hoşuna gidecek nitelikte olmalıdır. Tasarımın bu alanda marka kimliğinde, marka özünde de “eşitlikçi kullanım” prensibi yer almalıdır. 2-) Kullanımda Esneklik (Flexibility in Use) Tasarım, farklı bireysel tercih ve yetkinlikleri kapsamalıdır. Farklı kullanım biçimleri olanağı sağlanmalıdır. Ürün, sağ ve sol elini kullananlar için aynı derecede kullanışlı ve kullanılabilir olmalıdır. 3-) Basit ve Sezgisel Kullanım (Simple and Intuitive Use) Tasarım, kullanıcının deneyim, bilgi, dil becerisi ve anlık odaklanma düzeyinden bağımsız olarak kolay anlaşılabilir ve kolay algılanabilr olmalıdır. Karmaşıklıktan kaçınılmalıdır. Kullanıcının beklentilerine ve sezgisel kullanıma aykırı olmamalıdır. Tasarım, geniş bir yelpazedeki okuma düzeyi ve dil becerisini kapsamalıdır. Bilgi, önem derecesine göre sıralanmış olmalıdır. Kullanım sırasında ve sonrasında doğru zamanda kullanım bilgisi ve geri bildirim sağlanmalıdır. 4-) Anlaşılabilir Bilgi (Perceptible Information) Tasarım, kullanıcı için gerekli bilgiyi, ortam koşullarından ya da kullanıcının duyusal algılama becerisinden bağımsız olarak, etkin bir biçimde sunmalıdır. Temel bilgilerin “okunabilirliği” en üst düzeyde olmalıdır. Ürüne özgü unsurlar kullanıcıya kolay açıklanabilir nitelikte farklılaştırılmış olmalıdır. Ürün, duyusal kısıtlılıkları olan kullanıcıları kapsayacak biçimde, uyumluluğu sağlayacak teknikleri ya da arayüzleri içermelidir.

MAKALE / ARTICLE

Universal design, to sum up, is a design and though approach whose goal is to make physical spaces and different products accessible to people of all ages and proficiencies. It's a mega trend due to its structure and expansion. In the basis of this though lies the understanding that individuals do not actually conform to a description that could be described “average”, thus, when the problems of “average” individuals are solved, design problems are not solved alongside. Via understanding individuals of different anthropometric, cognitive and skill levels (sight, hearing, mobility), better designs that include more individuals can be created. Main design principles are based on companies and brands that produce in niche areas based on “true and good design” and carry importance in terms of differentiation. Universal design principles, however, puts emphasis on creating design with universal users, trend, fashion and movements with local values and different local cultural factors in mind specifically for companies and brands that export. Universal Design Principles are explained in titles and short descriptions below. 1-) Equitable Use Design must be usable for individuals of different skill levels. Equal conditions must be provided for each user. There must not be discrimination between users, users should not be labeled for their identity and personal characteristics. Safety and privacy related rules must apply to all users. Design must be in a fashion that is liked by all users. In brand identity and brand essence of this aspect of design must lie “equitable use” principle. 2-) Flexibility in Use Design must embrace different personal choices and proficiencies. It must provide possibilities for different methods of use. A product must be equally usable and practical for those who are left and right-handed. 3-) Simple and Intuitive Use Design must be easy to understand and perceive, regardless of users' level of experience, knowledge, lingual proficiency and ability to focus spontaneously. Complexity must be avoided. It should not contradict users' expectations and intuitive use. Design must include a wide variety of literacy and lingual proficiency levels. Information must be categorized in terms of importance. Usage information and feedback must be provided at the right time during and after use. 4-) Perceptible Information Design must present information necessary for the user efficiently, regardless of environmental factors or users' sensory perception ability. “Legibility” of basic information must be of the highest level. Product-specific aspects must be differentiated in a way easily explainable to the user. Product must include techniques and interfaces that provide adaptability for users with sensory disabilities.



26

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

MAKALE / ARTICLE

5-) Hata için Tolerans (Tolerance for Error)

5-) Error Tolerance

Tasarım, kaza veya istenmeyen davranışlar sonucu ortaya çıkabilecek tehlikeli ve kötü sonuçları en aza indirmelidir. Tasarım unsurlarının en kullanılanları en ulaşılabilir biçimde, tehlikeye sebep olabilecekler ise yok edilmiş, izole edilmiş veya korunaklı biçimde düzenlenmiş olmalıdır. Kaza ve hatalara sebep olabilecek davranış biçimleri ve tasarım unsurları açık olarak ifade edilmiş olmalıdır. Hatalara olanak tanımayan özellikler sağlanmalıdır.

Design must minimize dangerous and bad results that might be caused by accidents or unexpected behaviors. Most used design aspects must be organized in the most accessible fashion possible and if they might cause danger, they must be minimized, isolated or protected. Behaviors that might cause accidents and errors must be clearly indicated. Features that do not enable errors must be provided.

6-) Düşük Fiziksel Güç Gereksinimi (Low Physical Effort)

6-) Low Physical Effort Requirement

Tasarım, etkinlik ve rahatlıkla kullanılabilir olmalı, yorgunluğa en az derecede olanak vermelidir. Kullanıcı, vücudunu doğal olmayan konumlarda bulundurmak zorunda kalmamalıdır. Ürün, kabul edilebilir derecede güç kullanarak çalıştırılabilmelidir. Ürün, üst üste tekrar eden davranışları gerektirmemelidir. Uzun süreli güç kullanımı gerekliliği en aza indirilmelidir.

Design must be usable with efficiency and ease, must minimize fatigue as much as possible. User must not be forced to put their bodies into unnatural positions. Product must be able to run on reasonable power. Product must not require repetitive actions. Long term power draw requirement must be minimized.

7-) Yaklaşım ve Kullanım için Boyut ve Alan (Size and Space for Approach and Use) Kullanıcının vücut ölçüleri, duruş pozisyonu ve hareketliliğinden bağımsız olarak, yaklaşma, uzanabilme, elle kullanım ve genel kullanım için uygun boyut ve alan sağlanmış olmalıdır. Hem oturan, hem de ayaktaki kullanıcılar için önemli kullanım öğelerine engelsiz bakış açısı temin edilmelidir. Kaynaklar: - Artun, A., Geometrik Modernlik: Bauhaus Enternasyonali ve Türkiye'de Sanat. A. Artun & E. Çavuşoğlu, Bauhaus: Modernleşmenin Tasarımı içinde (ss.183-199), İletişim Yayınları, İstanbul 2009. - Çellek, T. , Sağocak, M, Temel Tasarım Sürecinde Yaratıcılık, Grafik Tasarım Yayıncılık, İstanbul, 2014. - Duncan, R., Universal Design–Clarification and Development: A Report for the Ministry of the Environment, Norveç Hükümeti Çevre Bakanlığı için rapor, NC State University, The Center for Universal Design, ABD, 2007. - Er, H. A.; Er, Ö.; Manzakoğlu Bilgen T.; Tasarım, Tanım, Kapsam ve Uygulama; TÜSİAD RAPORU; İstanbul, 2010. - Er, H. A.; Tasarımla Farklılık Yaratmak; Eczacıbaşı Yenilikçi Buluşmalar Seminer Sunumu; İstanbul, 17 Aralık 2003. - Erdoğdu, G. Temel Tasarım Eğitimi: Bir Ders Planı Örneği Basic Design Education: A Course Outline Proposal 7 Geliş tarihi: 04.05.2015 Kabul tarihi: 29.03. Planlama 2016;26(1):7-19 doi: 10.5505/planlama.2016.52714 ARAŞTIRMA / ARTICLE Doğuş Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, İstanbul, 2016. - Fidan, B., Reklam ve Karikatür, Tasarımın Oluşması, Beta- Bamm Yayınları, İstanbul, 2007.

7-) Size and Space for Approach and Use Necessary dimensions and space must be provided for approach, reach, use with hands and general use, regardless of users' body sizes, posture and mobility. Access to important features without hindrance must be guaranteed for users both sitting and standing up. Sources: - Artun, A., Geometrik Modernlik: Bauhaus Enternasyonali ve Türkiye'de Sanat. A. Artun & E. Çavuşoğlu, Bauhaus: Modernleşmenin Tasarımı içinde (ss.183-199), İletişim Yayınları, Istanbul 2009. - Çellek, T. , Sağocak, M, Temel Tasarım Sürecinde Yaratıcılık, Grafik Tasarım Yayıncılık, Istanbul, 2014. - Duncan, R., Universal Design–Clarification and Development: A Report for the Ministry of the Environment, Norveç Hükümeti Çevre Bakanlığı için rapor, NC State University, The Center for Universal Design, ABD, 2007. - Er, H. A.; Er, Ö.; Manzakoğlu Bilgen T.; Tasarım, Tanım, Kapsam ve Uygulama; TÜSİAD RAPORU; İstanbul, 2010. - Er, H. A.; Tasarımla Farklılık Yaratmak; Eczacıbaşı Yenilikçi Buluşmalar Seminer Sunumu; İstanbul, 17 Aralık 2003. - Erdoğdu, G. Temel Tasarım Eğitimi: Bir Ders Planı Örneği Basic Design Education: A Course Outline Proposal 7 Geliş tarihi: 04.05.2015 Kabul tarihi: 29.03. Planlama 2016;26(1):7-19 doi: 10.5505/planlama.2016.52714 ARAŞTIRMA / ARTICLE Doğuş Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, İstanbul, 2016. - Fidan, B., Reklam ve Karikatür, Tasarımın Oluşması, Beta- Bamm Yayınları, İstanbul, 2007.

- Story, M.F., J.L. Mueller ve R.L. Mace, The Universal Design File: Designing for Peopleof All Ages and Abilities, NC State University, The Center for Universal Design, 1998.

- Story, M.F., J.L. Mueller ve R.L. Mace, The Universal Design File: Designing for Peopleof All Ages and Abilities, NC State University, The Center for Universal Design, 1998.

- Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük, http://.tdk.gov.tr/index. php?option=com_gts&kelime=TASARIM, 2006.

- Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük, http://.tdk.gov.tr/index. php?option=com_gts&kelime=TASARIM, 2006.

- Zelanski, Paul & Fisher, Mary Pat,. “Design principles and problems”, 2. Baskı. Fort Worth, TX: Harcourt Brace College Publishers, 1996.

- Zelanski, Paul & Fisher, Mary Pat,. “Design principles and problems”, 2. Issue. Fort Worth, TX: Harcourt Brace College Publishers, 1996.


www.tanriverdi.com 25. İstanbul Uluslarası Ev Tekstili Fuarı 23 - 27 Nisan 2019 6.HALL • 6-G02


28

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

MAKALE / ARTICLE

Fatmanur Erdoğan IPPA Communications İletişim Stratejisti Communication Strategist of IPPA Communications

Sevgili CEO, Yetenek Açığım Var Diyorsan, Bu Yazı Sana

Dear CEO, If You Say You Lack Talented People, This Article is For You

G

O

İşte böyle diyor “Who is Your City?” kitabının yazarı Richard Florida. Bu yazıyı yazmama sebep olan şey, şu an yaratıcı yeteneklerin toplanmış olduğu Kaliforniya eyaletinde bulunmam. Yanımda 2 Stanford'lı öğretim üyesi oturuyor. Biri Alman asıllı, diğeri

This what Richard Florida, the author of "Who is Your City?" says. What made me write this article is that I currently am in California, where creative talents are gathered. There are 2 professors from Stanford sitting next to me. One is of German descent, and the other

Hint asıllı Amerikalı. Ortalarında bir satranç tahtası var. Oldukça sakin bir havada satranç oynuyorlar ve oynarken gelir eşitsizliğinin teknoloji ile nasıl çözülebileceğini tartışıyorlar.

is an American of Indian descent. There is a chess board in the middle. They are discussing how to solve income inequality with the use of technology while playing chess in a calm manner.

Konuşmalarına kulak kabartırken ne hoşuma gidiyor biliyor musunuz? Yapacakları çalışmayı bir sosyal sorumluluk projesi olarak görmemeleri. Bizim çok alışık olduğumuz “Bu projeyle 1000 çocuğa ulaşacağız” sığlığında bir muhabbetten ve işlerden ziyade; işin derinine inip tartışmaları, felsefeye ve teknolojiye odaklanmaları…

Do you know what I liked as I was eavesdropping on their conversation? The fact that they don't consider their study as a social responsibility project. Unlike "we will reach out to 1000 children with this project", the words we often hear and a sense of job; that they discuss the topic in depth and focus on philosophy and technology...

Bu heyecanla kalkıp Silikon Vadisindeki bazı şirketleri gezmek için yola çıkıyorum. Gezdikçe yeniliğin, yaratıcılığın ve yeteneğin

With the excitement I just had, I get up to visit some of the companies in Silicon Valley. As I walk around, I once again unders-

ünümüzün temel ekonomik gelişim faktörlerinden yetenek, yenilik ve yaratıcılık, dünyanın her yerine eşit dağılmamıştır. Bu faktörler belli yerlerde yoğunlaşır. Bugünün büyüyen dünya ekonomisinin yaratıcı ve gerçek kaynağını, yetenekli ve üretken insanların bir araya gelmesi ve gruplaşması oluşturur. Grubun gücü hepimizi daha üretken yapar ve bu da yaşadığımız yeri daha verimli hale getirir, üretimi ve zenginliği önemli ölçüde artırır.”

ne of today's main economic growth factors, talent, innovation and creativity is not equally distributed all around the world. Such factors are concentrated on specific areas. Creative and real resources of today's growing global economy is created by gathered and grouped up, talented and productive people. Power of the group makes us all more productive and this makes the place we live in more efficient, considerably increases production and wealth."


yeşerdiği yerde 3 temel faktörün mutlaka olması gerektiğini bir kez daha anlıyorum.

tand that 3 main factors must exist in a place where innovation, creativity and talent blooms.

Ama önce, yetenekli insanı bulduğunuzda neden fark edemediğinizi ya da elinizde tutamadığınızı anlatmak istiyorum size.

But first, I want to tell you why you can't notice or retain talented people once you find them.

Şirketinizde yetenek açığı yok, yetenekli insanla ne yapmasını bilmeyen üst düzey yönetici var.

There is no shortage of talent in your company, there are high level managers who don't know what to do with talented people.

* Yetenekli dediğiniz insan entelektüel olarak beslenmeyi ister. Sadece şirket içindeki insanlardan değil, hayattan beslenmek ister. * Yetenekli insanın düşünmeye ihtiyacı vardır, bürokraside boğuldukça düşünme zamanı azalır. Düşünemedikçe boğulur, sisteminizde kaldıkça körelir. * Başarılı insan ile yetenekli insan arasında fark vardır. Her başarılı insan yetenekli olmayabilir. * Yetenekli insan sadece şirketin ondan beklentisi ile ilgilenmez. Kendi hedefiyle şirketinin hedefinin örtüşüp örtüşmediğine bakar. * Yetenekli insan kendi vizyonu doğrultusundaki hedeflerini hayata geçirebilmek için şirketin ona nasıl destek olacağını bilmek ister.

* People you call talented like to be fed intellectually. Not just by people inside company, but by life. * Talented people need to think, they lose time to think as they struggle in bureaucracy. They drown as they can't think, dull out as they get stuck in your system. * There is a difference between successful people and talented people. Every successful people might not be talented. * Talented people do not only care about what the company expects of them. They care whether their expectations meet with that of the company. * Talented people want to know how the company might support them in realizing their goals per their own visions. * They do not belong to the company. They belong to their goals. Just like you are.

* Şirkete bağlı olmaz. Hedeflerine bağlı kalır. Tıpkı sizin gibi.

* They do not just get stuck on the fields your company is.

* Sadece şirketinin bağlı olduğu sektöre takılıp kalmaz.

Their information resources are wide, because they are curious and researchers.

Bilgi kaynakları geniştir, çünkü meraklı ve araştırmacıdır. * Yetenekli insan yenilikçidir ve yeniliklere açık olduğunuzu eylemle görmek ister.

* Talented people are innovative and want to see that you are open to innovation through your actions.

* Yetenekli insan yönetilmeyi sevmez. Yönetmelerine izin vermenizi bekler. Yüksek otonomi ararlar. Güvenmenizi beklerler.

* Talented people don't like being managed. They expect you to let them manage. They seek for high autonomy. They expect you to trust them.

* Bireysel çalışmayı takım oyunu kadar fazla önemserler, çünkü yaratıcılık, bireysel; implementasyon, takım işidir.

* They care about individual work just as much as teamwork, because creativity is individual; while implementation takes a team.

* Şık dekore edilmiş bir binada çalışmakla ilgili dertleri yoktur.

* They do not have concerns about working in an elegantly designed workplace.

Şimdi lütfen kendinize sorun. Siz gerçekten yetenek arayışında mısınız? Yaratıcı yeteneği körüklemeye cesaretiniz var mı? Yeteneği bulduğunuzda ne yapmanız gerektiğine dair iyi düşünülmüş bir planınız var mı?

Now please ask yourself this. Are you really looking for a talent? Are you brave enough to encourage creative talent? Do you have a well-thought out plan for when you find the talent?

Yeniliğin Yeşerdiği Yerde Bulunan 3 Temel Faktör

Three Main Factors That Exist Where Innovation Blooms

Kaliforniya gezim, buradaki yaşantımdan edindiğim deneyimler, yenilikçilik, yetenek, teknoloji, psikoloji alanlarında yazılan kitaplardan ve gezdiğim şirketlerden öğrendiklerim yeniliğin yeşerdiği yerde 3 temel faktörün olduğunu gösteriyor:

My travel in California, the experiences I had here, things I learned from books written in the fields of innovation, talent, technology, philosophy and from companies I visited tell me there are 3 main factors that exist where innovation blooms:

Birincisi; çok farklı kültür, iş alanı ve yetenekte insanın bir arada ama bağımsız çalışabilmesi.

First of all; the fact that people from multiple cultures, work places and talents can work together but individually.

İkincisi; iş dünyası ile akademinin çok yakın çalışması.

Second is; that business life and academy work closely.

Üçüncüsü; farklı alanlardaki bilgi ve tecrübeden beslenmenin çok kolay ve ulaşılır olması.

Third is; that it easier and accessible to feed from knowledge and experience from different fields.

Bu üç faktör bir arada olunca entelektüel olarak sizi besleyen, cesaretlendiren ve akışa sokan bir ortamın doğal olarak yaratıldığını görüyorsunuz.

When these three factors come together, you'll see an environment that feeds you intellectually, encourages you and puts you in the flow naturally.


30

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

MAKALE / ARTICLE

Yeteneğin Yeşermesi, Yeniliğin Gelişmesi İçin Bilimsel Bir Öneri

A Scientific Suggestion to Let Talent Bloom and Let Innovation Develop

Peki, pozitif psikoloji biliminin araştırmalarına dayalı çalışmalardan “akışta olmak” tam olarak ne anlama geliyor? “Akış, insanların yoğun konsantrasyon ve kararlılık gerektiren zorlu görevleri yerine getirirken oluşan derin odaklanma durumudur. Akış, net hedeflere sahip olan ve anında geri bildirime imkân tanıyan bir görevin zorluk derecesiyle, o görevi yerine getiren kişinin beceri seviyesinin dengelenmesi sonucunda oluşur.”

So, what does being "in the flow", a study based on the researches of the science of positive psychology exactly mean? "Flow, is a state of deep focus when people accomplish difficult tasks that require dense concentration and determination. Flow happens as a result of balance between the difficulty level of a task with clear goals and makes instant feedback possible and the skill level of the individual undertaking the task."

University of Chicago'nun Psikoloji Bölümü eski başkanı ve Pozitif Psikoloji akımının öncülerinden Prof. Dr. Mihayl Csikszentmihalyi, akışı işte böyle tarif ediyor. Akış durumundayken tamamen yaptığınız işe odaklanırsınız. O işi yapmak için gerekli becerilere sahip olduğunuzu bilmekten kaynaklanan bir özgüven hissedersiniz. İşin zorluğu ile becerileriniz arasında doğru bir denge oluşmuştur. Yani başarısızlıktan korkmayacak kadar yetenekli olduğunuzu bilirsiniz ve yaptığınız iş de sizi heyecanlandıracak ve konfor alanınızdan çıkmaya itecek bir zorluk seviyesindedir.

This is how flow state is described by the previous president of Psychology Department of University of Chicago, Prof. Dr. Mihayl Csikszentmihalyi, one of the pioneers of Positive Psychology. While in flow state, you have full focus on the task at hand. You feel the self-confidence caused by knowing that you have the necessary skills required to complete the task at hand. There is a true balance between the difficulty of the task and the skills you have. So, you know you are skillful enough to not be afraid of failure and the task at hand is at a difficulty level where it excited you and pushes you out of your comfort zone.

Akış durumunda içinde bulunduğunuz ana odaklanırsınız ve zamanın nasıl geçtiğinin farkına bile varmazsınız. Akış durumunda içten gelen bir motivasyon söz konusudur. İşiniz size müthiş bir zevk verir.

In flow state, you focus at the moment and do not even realize how time flows. In flow state, there is a state of inner-motivation. Your job pleasures you immensely.

Akış bilinçli bir olgu değildir. Akış durumunda başkalarının sizi nasıl gördüğünü düşünmezsiniz, hakkınızda ne düşündükleriyle meşgul olmazsınız, yani kendinizi unutursunuz. Akış halinde olmak hayatınızı zenginleştirir; çünkü bu, yeteneklerinizi en üst seviyede kullandığınız, en üretken olduğunuz zamandır. Nasıl hayat işten daha fazlasını ifade ediyorsa, akış da aynen öyledir ve yaşam kalitenizi entelektüel boyutta artırdığından yaşam sevincinizi de yükseltir. Akışla ilgili hatırlanması gereken unsur, akışta olma durumunun her zaman mücadeleyi (zorluğu) de beraberinde getirmesidir. Mücadelenin olmadığı zamanlarda sıkıntı duyarsınız. Mücadele söz konusu olduğunda akışın enerjisini ve heyecanını yoğun bir şekilde hissedersiniz. Akış hali, beceri ve yeteneklerinizi her gün en üst seviyede kullanarak, üretkenliğinizi ve verimliliğinizi artırır.

Flow is not a conscious event. While in flow state, you do not think about how others perceive you, you don't delve in what others think about you, in other words, you forget yourself. Being in flow state enriches your life; because it is the time when you utilize your skills to the fullest, when you are most productive. Just like how life means more than just work, flow is just like that and because it improves your quality of life in an intellectual level, it also increases the joy of life. The thing about flow state one must remember is that, flow state always brings along challenge (difficulty). When there is no challenge, you will be bored. When challenge is there, you will feel the energy and excitement of the flow clearly. Flow state increases productivity and efficiency by helping you use your skills and talents at the highest level possible.

Pozitif psikoloji biliminin çalışmalarını iş yerinizde daha sık deneyimletebilecek stratejik yönetim anlayışlarını ve projelerini ortaya koymak size üç konuda net kazanç sağlar:

Employing strategical management approaches and projects that will help you experience the studies of the science of positive psychology at work place will profit you in three main aspects:

1- Yaratıcılığı ve yenilikçiliği en üst seviyeye çıkartır, yaratıcı yetenekler için mıknatıs rolü taşırsınız.

1- Increase creativity and innovation to the highest level, you will turn into a creative talent magnet.

2- Çalışanlarınızın yaşam kalitesini somut olarak yükseltebilir, şirketinizin performansını belirgin bir şekilde yükseltirsiniz.

You can perceivably improve the quality of life of your employees, significantly improve your company's performance.

3- Benzer şekilde, müşteri sadakatini yeniden kazanmanın müşterilerinizin yaşam kalitesini birkaç farklı boyutta yükseltmekle mümkün olduğunu fark eder, bunu nasıl yapacağınızı öğrenmek için yaratıcı yetenekleri bulur, aksiyona geçersiniz.

3- Similarly, you will realize that the way to retain customer loyalty goes through increasing your customers' quality of life in a few different levels, and look for creative talents to figure out how to do that and take action.



32

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

MAKALE / ARTICLE

Haydar Özkömürcü Dijital Pazarlama Danışmanı ve Growth Hacker Digital Marketing Adviser and Growth Hacker

Sosyal Medyanın Altın Çağı Sona Erdi… Golden Era of Social Media Has Ended...

C

ambridge Analytica bir milat. Sosyal medya pazarlamasının altın çağının bitişine tanık oluyoruz. Olur mu canım? Bak Facebook hala çok yüksek kâr ediyor, herkes Instagram kullanıyor diyebilirsiniz ama ne demek istediğimi açıklayayım. Sosyal medya üzerinden pazarlama yapmayı belki bilerek belki de bilmeyerek insanlara çok yanlış anlattık. Sosyal medyayı yeni bir satış kanalı gibi gösterdik insanlara. E-ticaret siteniz varsa, online hizmet satıyorsanız mutlaka sosyal medyadan satış yapmalısınız dedik. Yanlış yaptık. Neden yanlış yaptığımızı bize zaman gösterdi, onca yatırıma, onca kreatif fikre karşılık sosyal medyadan kimse kayda değer bir satış gerçekleştiremedi. Şu anda büyük e-ticaret sitelerinin çoğu için sosyal medya üzerinden gelen ciroları %3-10 civarında. Satışlarının genelini arama motoru optimizasyonu ve pazarlaması üzerinden gerçekleştiriyorlar. Peki, yapılan sosyal medya yatırımlarının katkısı neydi? Tabii ki marka bilinirliği. Markalar sosyal medyanın marka bilinirliğine olan etkisini net bir şekilde gördüler ve yatırımlarını yaptılar. Ancak büyüklü küçüklü her markanın girmesiyle birlikte özellikle Facebook hayatımıza yeni bir terim soktu. EdgeRank. EdgeRank algoritmasıyla sayfamızı beğenen herkesin değil de önce %10 sonra %2 ve en sonunda da %0.5'inin gönderilerimizi görebileceğini fark ettik. Hal böyle olunca aslında sosyal medyada düzenli bir paylaşım takvimi oluşturmanın ve sürekli olarak içerik üretmenin Facebook tarafında çok da bir anlamı kalmadı. Zaten Twitter çok uzun süredir markaların gözünden düşmüştü. Gerek siyasi ortamı sebebiyle gerekse de genel kitleye hitap edememesi sebebiyle tercih edilmeyen Twitter bize tek alternatif bıraktı: Instagram.

C

ambridge Analytica is history. We are witnessing the end of the golden age of social media marketing. But how is it possible? You might be thinking that Facebook is still profiting in high numbers, everyone is using Instagram, but let me explain. We described social media marketing to people in a very wrong way, either deliberately or by mistake. We described social media as if it's a new sales channel. We said to people that if you are engaged in e-commerce, you have to sell on social media. Which was a mistake. Time showed us why we made a mistake, despite all the investment, all those creative ideas, no one ever made considerable sales on social media. Right now, revenue of most e-trade websites on social media is at 3-10%. Most of the sales are done through search engine optimization and marketing. So, what was the contributions of social media investments? Brand recognition, of course. Brands recognized the contributions of social media on brand recognition clearly and they invested. However, with the engagement of endless brands, both small and big, especially on Facebook, a new term entered our lives. EdgeRank. Through EdgeRank algorithm, we realized that not everyone who liked our page, but at first 10%, then 2% and at last only 0.5% of those will see our posts. As things are, there was no meaning to constantly produce content and to create a regular post schedule on social media, especially on Facebook side. Twitter had already lost its importance for companies for a long while now. Not preferred both due to its political environment and the fact that it can't address to broad masses, Twitter left us with one alternative: Instagram.


Instagram'ın ise çok büyük bir dezavantajı vardı markalar için. Paylaş butonu yoktu. Bizlerde bu eksikliği gidermek için gönderimizin keşfete düşebilmesi için minik oyunlara giriştik. Sahte beğenilerin bu kadar revaçta olmasının ya da bir gönderide alakalı alakasız onlarca hashtag kullanılmasının asıl sebebi bu. Küçük markalar bir şekilde günde 5-10 paket çıkarabilecek şekilde Instagram üzerinden satış yapabilmeye başladı. Bu birçoğu için çok büyük rakam olduğundan Instagram'ı çok sevdiler ve bütün emek, para yatırımlarını Instagram'a yatırdılar. Ancak büyük markalar için iş oldukça sıkıntılıydı. Düşünsenize Hepsiburada'nın Instagram'da ürün kodu paylaşıp Whatsapp üzerinden satış yapmaya çalıştığını. Komik olmasını kenara bıraktım, ne iletişim kazaları, ne büyük bir iş gücü kaybı olurdu.

But Instagram had a huge disadvantage for companies. There was no share button. So we found new tricks to make sure our posts hit the discover page. That's the main reason for fake likes or endless irrelevant hashtags on posts. Small brands somehow managed to make sales on Instagram so much that they could sell 5-10 packages a day. Since this was a big number for most, they loved Instagram and poured all their work and money into Instagram. But this way hugely cumbersome for big brands. Think about it.

Böylece büyük markaların da Instagram'da sadece ve sadece billboarda giydirme yapmak gibi 3-5 görselini hedef kitlesine göstermekten başka yapabileceği mantıklı bir hareket kalmadı. Peki, sosyal medyayı sosyal medya yapan şey insanlara üç beş resim, video gösterebiliyor olmamız mıydı? Kesinlikle hayır. Sosyal medyayı değerli kılan şey veriye hükmedebiliyor olmamızdı. Birçoklarının aksine ben Cambridge Analytica'nın yaptığını doğru buluyorum.

This left big brands with no other choice but to place their ads on billboards on Instagram and to show just 3-5 medium to target masses as the only logical choices. So, are showing a few pictures and video to people what made social media what it was in the first place? Definitely no. What made social media so valuable was that we could command the data. Despite most, I find what Cambridge Analytica did to be correct.

Pazarlama zaten insanları ikna etme işi değil midir? Evet, işin içine biraz yalan dolan karıştırmışlar ama bize çok büyük bir ders verdiler. İnsanların düşüncelerine hükmedebiliyoruz. İstediğimiz insana, istediğimiz ürünü satabiliyor, istediğimiz üründen nefret ettirebiliyoruz. Bir pazarlamacı daha ne ister ki? Ancak bu düş yarıda kaldı. Cambridge Analytica skandalı ortaya çıkınca zaten oldukça kısık olan veri erişimleri neredeyse tamamen kapatıldı. Artık Facebook ya da Instagram üzerinden veri neredeyse hiç çekemiyoruz. Sosyal medyayı güçlü kılan şey, reklamımızı kime göstereceğimizi belirleyebilmemizdi. Öyle dandik "sağlık ile ilgilenenler" diye hedefleme yapmaktan bahsetmiyorum. Direkt olarak kişiyi hedefleyebiliyorduk. Kişinin beğendiği içeriklerden, sayfalardan anlamlı korelasyon çıkarıp markamızın ürününü alıp almayacağını öngörebiliyorduk. Artık yeni sosyal veri alamayacağımız için bir dijital pazarlamacı bunları yapamaz hale gelecek. Yavaş yavaş birçok marka sosyal medyaya ayırdığı paranın heba olduğunu anlamaya başlayacak ve çekilecek. İşin medya satın alma tarafı muhakkak devam edecektir ama içerik yönetimi kısmı gelecek seneyi göremeyecektir. Dijital pazarlama hayatımıza girdiğinden bu yana terimler, yöntemler sürekli değişiyor. Belki geleneksel pazarlamayı 15 sene önce öğrenen birisi şu anda piyasada iş yapabilir durumda olabilir ama geçen yıl dijital pazarlama üzerine çalışan biri askere gidip geldiğinde neredeyse sıfırdan başlayacak durumda oluyor. Artık bu yeni çağ farklı bir yaklaşım gerektiriyor. Eskiden bir şekilde trafiği çektiğinizde satışı gerçekleştiriyordunuz ancak artık alternatifler arttı. Trafik çekmek çok daha zor. Hatırlıyorum da ilk bloğumu açtığım 2003 senesinde saçma sapan içeriklerime 1 milyondan fazla trafik çekebilmiştim. Şimdi elli bin kişi geldiğinde bu ay iyi trafik yaptı diyorum. Tıpkı bunun gibi özellikle e-ticaret sitelerinde

Think about Hepsiburada sharing product code on Instagram, trying to sell on Whatsapp. Let alone how ridiculous it sounds, think about communication problems and loss of workforce.

Isn't marketing the art of persuading people? Yes, there was a bit of lie mixed to the formula, but that tought us a big lesson. We can command the thoughts of the people. We can sell the product we want to the people we want and make them hate the products we want. What more could a marketing person want? But this dream was cut short. When Cambridge Analytica scandal was revealed, already limited data access was almost entirely shut down. Now we can hardly pull any data on Facebook or Instagram. What made social media so powerful was that we could choose who we wanted to show our ads to. I'm not talking about the lame "health enthusiasts" posts here. We could directly target individuals. We could derive meaningful correlations from the pages liked by the individuals and foresee whether the individual would like to buy the product or not. Now, since we can't procure any social data, a digital marketer can no longer do this. Slowly, many brands will realize the money they pour on social media is going to waste and pull back. Media purchase side of things will definitely continue, but content management side of things will die out in the following year. Since digital marketing entered our lives, terms and methods have constantly been changing. Maybe someone who learned about traditional marketing 15 years ago might be able to operate in the market today, but when someone who had been working on digital marketing last year comes back from military service, they'll have to start from scratch. This new age requires a new approach. Since the old days, once you could funnel the traffic, you could perform sales but now there are many alternatives. It is much harder to direct traffic. I remember back in 2003 when I opened my first blog, I could attract over 1 million traffic with my sil-


34

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

bir trafik doyum oranına ulaşmak üzereyiz. Artık gelen trafiği daha iyi sağmamız gereken bir döneme giriyoruz. Artık devir dönüşüm optimizasyonu devri, growth hacking devri. Sitenize sadece trafik çekerek satış yapabildiğimiz dönemler tükenmek üzere, sosyal medyada güzel bir içerik paylaştığımızda bu içeriğin viralleşerek yayıldığı ve bize satış olarak döndüğü devir bitti. Artık gittikçe farklı sitelere yayıldığı için azalan trafiği daha iyi değerlendirme devri. Bunun için sosyal medya içeriklerine yapılan yatırımların A/B testlerine, metin yazımına, teknik SEO'ya yapılması gerekiyor.

MAKALE / ARTICLE

ly content. Now, I consider it good traffic when fifty thousand view my page. Similarly, we are about to reach the point of saturation especially in e-commerce sites. Now we are going into an era where we must manage traffic more efficiently. It is optimization time, it's the era of growth hacking. The times where you could perform sales by directing traffic to your website are about to come to an end, the times where your decent post on social media becoming viral and bring you sales are about to come to an end. Now, it is time to manage already dwindling traffic due to high number of alternatives more efficiently.

Sosyal medyanın altın çağı ya da aynı döneme denk gelen e-ticarete alışma çağında müşterileri bir şekilde web sitesine çektiğimizde alternatif azlığından satışı gerçekleştiriyor ve seviniyorduk. Ancak artan maliyetler ve düşen kârlılık sebebiyle bir müşteriye bir ürün sattığınızda ancak başabaş noktasına gelebiliyorsunuz. Yeni düzende o müşteriye bir kez daha, bir kez daha sonra bir kez daha satmanız gerekiyor. LTV (Life Time Value) dediğimiz metrik daha çok hayatımızda yer etmeli. Müşteri sadakatine ve elde tutmaya daha fazla vakit ve para harcamamız gerekiyor. Çünkü yeni düzende sadece bir müşteriye birden fazla satış yapabilenler ayakta kalabilecek. Lojistik, reklam ve iş gücü maliyetleri giderek artarken kârlılığı başka türlü sağlayamazsınız.

This is why social media investments must be subjected to A/B tests, text writing and technical SEO.

Farkında mısınız? Artık kimse kimseye Adwords reklamları verin, SEO çalışmaları yapın ya da sosyal medyada reklam verin demiyor. Çünkü herkes zaten bunları yapar hale geldi. Piyasa doygunluğa ulaşmak üzere. Fark yaratacak olan bu çekilen trafiği nasıl ciroya çevirdiğiniz. Bitmedi. Aynı trafiğe tekrar satışınız ve aynı trafiğin arkadaşlarını da size göndermesi.

Are you aware? No one ever tells you to put Adwords ads or to make SEO studies or to put ads on social media anymore. Because everyone does those. The market is about to reach a point of saturation. What makes a difference is how we turn this traffic into revenue. It's not over. Selling again and again to the same traffic and that the traffic directs its friends to you.

Affiliate ya da Influencer Marketing de WOMM için halen iyi birer yöntem. Özellikle Influencer Marketing tarafında CreatorDen gibi oluşumların CPC bazlı influencer çalışmalarına başladığını ve çok iyi satış rakamları sağladığını söyleyebilirim. Yeni trend sosyal medyada kendiniz içerik üretmeniz değil, o enerjiyi ve bütçeyi influencerlara aktarmak. Anlamlı ve segmente edilmiş trafiği ancak bu şekilde sağlayabiliyorsunuz.

In the golden age of social media and e-commerce which date back to roughly the same era, we were happy once we funnelled traffic into our website somehow and performed sales. But, increasing costs and reduced profitability, when you sell a product to a customer, you can only compensate for the costs. The new order makes you need to sell to the same customer again and again. The metric we call LTV (Life Time Value) must take more space in our lives. We must spend more on customer loyalty and retainment. Because in the new order, only those who can sell to the same customer multiple times will survive. While logistics, advertisement and work-force costs constantly increase, you can't provide profitability by any other means.

Affiliate or Influence Marketing are also good ways of WOMM. I can say that especially developments such as CreatorDen on Influencer Marketing side has started CPC-based influencer studies and they are reaching really good sales numbers. New trend is not creating your own content on social media but to turn that energy and budget into influencers. That's the only way to provide meaningful and segmented traffic.

Fakat influencer denince akla ilk gelen 5 milyon takipçili hesaplar oluyor. 5 milyon takipçisi olan bir hesabın segmenti olmaz. Mikro influencerların devrindeyiz, unutmayın.

But when we say influence, what comes to mind are accounts with 5 million followers. An account with 5 million followers can't have segments. We are in the era of micro influencers, don't forget that.

Sözün özü, sosyal medyada içerik oluşturmanın bittiği, sosyal data bazlı pazarlama yapmanın imkânsızlaştığı bir dönemde daha kıt trafikle daha çok satış yapmamız gereken bir döneme girdik. Bu dönemde sadece gelen trafiği optimize edebilenler ayakta kalabilecek.

Long story short, we are in a period where content creation on social media is over, where we need to perform more sales with less traffic on a period where it became impossible to make social data based marketing. In this era, only those who can optimize incoming traffic can survive.



36

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

RÖPORTAJ / INTERVIEW

Jülide Konukoğlu Kutnia CEO ve Kurucu Ortak CEO / Co-Founder of Kutnia

“Sahip Olduğumuz Kültürel "Cultural Diversity Çeşitlilikler Bize Kimlik We Own Gives Us Duygusu Kazandırıyor” A Sense of Identity" Hometextile Dergimizin bu sayısı için Kutnia markasının yaratıcısı Jülide Konukoğlu ile Gaziantep'in 16. yüzyıldan beri dokunmaya devam eden yöresel kumaşı kutnunun, tarihçesinden kullanım alanlarına, Kutnia markasının iletişim çalışmalarından Kutnu tanıtım grubunun faaliyetlerine kadar birçok konuyu konuştuğumuz keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

We carried forward a pleasant interview with the creator of Kutnia brand, Jülide Konukoğlu, about the traditional fabric of Gaziantep called Kutnu, woven since 16th century, on topics such as its history and areas of use, Kutnia brand's communications and activities of Kutnu publicity group for this issue of Hometextile Magazine.

Öncelikle, Kutnu Kumaşının tarihçesinden bahseder misiniz?

Before we begin, could you tell us about the history of Kutnu Fabric?

Kutnu kumaşı, 16. yüzyıldan beri Gaziantep'te, Gaziantepli ustalar tarafından geleneksel kara tezgâhlarda dokunuyor. Kutnu kumaşının en önemli özelliği atkısının pamuk, çözgüsünün ipek floş ipliklerden oluşması ile elde edilen boyuna çizgilerden oluşması. Bu boyuna çizgiler, imza niteliği taşıyor. Kutnu, sentetik hiçbir madde içermiyor ve nefes alan bir kumaş olmasıyla dikkat çekiyor. Söküm işleminden çözgüsüne, taharlanmasından dokunmasına tüm aşamalarında birçok ustanın emeği dokunuyor. Kutnu kumaşının tüm yaratım aşamalarında ayrı bir zanaatkârlık gerekiyor. Literatür taramalarında da kutnu hakkında birçok veriye erişim sağladık. 1900'lerin başlarında Osmanlı Devleti ile Amerika Birleşik Devletleri arasında imzalanan ticaret anlaşmala-

Kutnu fabric has been woven in traditional black looms by craftsmen of Gaziantep since 16th century. Primary feature of Kutnu fabric is its vertical lines created as a result of cotton used for its weft and flosh yarns for its warp. These vertical lines are like a trademark feature. Kutnu doesn't include synthetic materials and is known for its permeable feature. From tear-down process to warping, weaving draft to weaving, craftsmen play a huge role in all phases. Kutnu fabrics require expert craftsmanship in all phases of its creation. We have also found data regarding kutnu during our literature surveys. Kutnu trade is mentioned in trade agreements made between the Ottoman Empire and the United States of America.


rında kutnu alışverişi geçiyor. 1903 yılında İstanbul'a yerleşen Fransız ressam Prétaxtat Lecomte'nin bir dokümanında kutnu kumaşından şu şekilde bahsediliyor: “Kutnis olarak söz edilir. Avrupa'da benzeri olmayan, ipek veya pamuk, çubuklu, ekoseli; ana renkleri sarı, kırmızı, siyah, beyaz, krem olan kadın elbiseliğidir.” 1567 Osmanlı kayıtlarında da kadın kaftanı yapımında 90 cm boyunda 6500 tellik ipek kutnu dokumalar geçiyor. 18. yüzyılda Fransızlar tarafından kutnu kumaşına talepler olduğunu, 1957 yılında İngiliz Kraliyet ailesinin döşemelik ve perdelik kullanmak üzere 2000 metre kutnu kumaşı sipariş verdiğini biliyoruz. Bir kültür mirası ve coğrafi marka olarak Kutnu Kumaşı ile yola çıktığınız bu yolculukta, Kutnu Tanıtım Grubu'nun faaliyetlerini ve Kutnia markasının kimliğini anlatır mısınız? Kutnu kumaşı bizim kültürel bir mirasımız. Kültürel miraslar tarihimizle, çevremizle, doğayla kurduğumuz etkileşimlere bağlı olarak kuşaklar tarafından yeniden yaratılıyor; sahip olduğumuz kültürel çeşitlilikler de bize kimlik duygusu kazandırıyor. Herhangi bir kültür mirasını incelediğimde insan yaratıcılığına saygı duyuyor ve bu değerlerin kuşaktan kuşağa geliştirilerek aktarılması gerektiğine inanıyorum. Gaziantep Belediye Başkanımız Sayın Fatma Şahin'in kutnu kumaşının ölmek üzere olması, usta sayısının azalması ve ustalardan sonra oğullarının kutnu ustalığını yürütmek istemediğini görmesi üzerine onun öncülüğünde 2014 yılında Kutnu Tanıtım Grubu kuruldu. Benden de grubun başkanlığını yürütmem istenince, kutnu ile serüvenim başlamış oldu. Kutnu Tanıtım Grubu'nda, bu işe gönül vermiş kişilerle birlikte

In one document by the French painter Prétaxtat Lecomte who settled in Istanbul in 1903, kutnu fabric is mentioned as such: "It is called as Kutnis. It is a woman's garment made out of silk or cotton, chequered and madras with main colours being yellow, red, black, white and cream with no equivalent in Europe." Silk woven Kutnu products 90 cm long with 6500 fibers are also mentioned in Ottoman records as being used in women's robes. We know there was a demand for kutnu fabric by the French in 18th century and that British Royal family ordered 2000 meters of kutnu fabric to be used for upholstery and drapery in 1957. Could you describe the activities of Kutnu Publicity Group and Kutnia brand identity throughout this journey you set off for Kutnu Fabric, a cultural heritage and geographical indication? Kutnu fabric is our cultural heritage. Culturage heritages are recreated by new generations depending on their interactions with our history, environment and nature; the cultural diversity we own gives us a sense of identity. When I see a cultural heritage, I respect the creativity of humankind and I believe such values must be improved upon and handed down from generation to generation. Kutnu Publicity Group was formed in 2011 under the leadership of Mayor of Gaziantep Fatma Şahin, as she realized kutnu fabric was about to die, artisans were dwindling in numbers and the next generation had


38

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

çalışmalarımıza hızlı bir şekilde başladık. Yürütme Grubu, Üretim-Tasarım Grubu, Tanıtım Grubu olmak üzere üç bölüm oluşturduk ve bilgi akışını hızlandırmak adına her gruba bir başkan seçtik. Yapılan çalışmalardan haberdar olan kumaş üreticilerinin ticari güveni yeniden oluşmaya başladı. Diğer yerel üreticiler de Kutnu Tanıtım Grubu'na destek vererek üye sayımızın her geçen gün artmasına vesile oldu. Kutnu kumaşının tasarımı ve üretimiyle ilgili ortaya atılan fikirler gün geçtikçe daha da modernleşti ve yapılan ürünler göz alıcı hale gelmeye başladı. Kutnu kumaşı ile yapılabilen 4 kalem üretim var iken (kumaş, şal, papyon, kravat), 40'a yakın ürün kalemiyle yaklaşık 300 ürün oldu. Yapılan işlerin en iyi şekilde tanıtılması ve duyurulması için "kutnugaziantep" adı altında sosyal ağlarda da tanıtımlara başladık. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'nin açacağı Kutnu Tekstil Atölyesine destek verdik ve süreci hızlandırarak atölyenin açılışını gerçekleştirdik. Kutnu Tekstil Atölyesi, büyük ilgi gördü ve birçok sipariş almaya başladı. Dört yıl boyunca kutnu ustaları ve tasarımcılar ile bir araya gelerek kutnu kumaşından neler yapılabileceği üzerine çalıştık, ürünler geliştirdik. Çeşitli organizasyonlarla kutnuyu dünyaya tanıtmak amacıyla yoğun bir mesai harcadık. Ancak kutnu kumaşının hak ettiği yere gelebilmesi için bu kumaşın folklorik seviyeden çıkarılması, çağdaş beğeniye sunulması, kalıcı talep yaratılması ve sürdürülebilir bir model oluşturulması ihtiyacı vardı. Bundan 2 yıl önce marka danışmanlık firması ile birlikte çalışmaya başladık. Dünyadaki kültür mirası sayılabilecek kumaşları, bugün geldikleri noktayı, başarı ve başarısızlık hikâyelerini inceledik. Araştırmalar doğrultusunda elde ettiğimiz tespitlerle marka stratejilerimizi ve hedeflerimizi belirledik. Sonunda KUTNİA markası doğdu. KUTNİA markasını şu şekilde tanımlayabilirim; özünde kutnu kumaşını barındıran, özgün modaya ilgisi olan, usta emeği ile üretilen, tarihten izler taşıyan, eklektik genleri sayesinde her

RÖPORTAJ / INTERVIEW

no interest in continuing this tradition of Kutnu craftsmanship. When I was asked to take the role of presidency for this group, my kutnu journey began. In Kutnu Publicity Group, we started our work rapidly with people who put their heart into this. We formed three main divisions, namely, Executive Group, Production-Design Group and Publicity Group and elected a president for each group in order to speed up information flow. Fabric manufacturers who heard of the works going on also regained commercial confidence and trust. Other local manufacturers also supported Kutnu Publicity Group and helped increase the member count every day. Ideas regarding the design and production of Kutnu fabric became more modern as time passed and created products became mode attractive. While we had 4 types of products made using Kutnu fabric in the past, (fabric, shawl, bowtie and tie) we now have nearly 300 total products with 40 different product families. In order to promote and publicise our works as efficiently as possible, we started publicity in social networks under the title 'kutnugaziantep'. We supported 'Kutnu Textile Workshop' to be opened by Gaziantep Metropolitan Municipality and sped up the process of opening the workshop. Kutnu Textile Workshop gained huge attraction and received numerous orders. For 4 years we came together with kutnu artisans and designers and worked out what we could create using kutnu fabric and developed products. We spent large work hours to introduce kutnu to the world via numerous organizations. However, there was the imminent need to separate this fabric from its traditional position, to present it to modern liking, to create permanent demand and to create a sustainable model in order to bring kutnu fabric to the position it deserves. 2 years ago we started working with a brand consultancy firm. We looked into stories of success and failure about fabrics that can also be considered cultural heritages all around the world. With the decisions reached as a result of our studies, we set our brand strategies and goals. So the KUTNIA brand was born.


I can describe KUTNIA brand as; a luxurious, timeless and accessible lifestyle brand that incorporates kutnu fabric in its essence, relatable with inventive fashion, created by craftsmans, with traces of history on them, creating harmony in all spaces with its eclectic genes. Who does Kutnia brand cater to, who is the target market and how is it utilized?

ortamda harmoni sağlayan, zamansız ve ulaşılabilir, lüks yaşam tarzı markası. Kutnia markası kime hitap ediyor, hedef kitlesi kimlerdir ve nerelerde değerlendiriliyor? KUTNİA markası ile farklı renkleri ve çizgileri kullanarak bir armoni yaratarak, eklektik, dinamik, genç, heyecan veren, ulaşılabilir lüks yaşam tarzı sunan bir marka yaratmayı hedefliyoruz. Farklı kültürlere, zanaatkârlıklara merak duyan, değer veren, kendine has duruşu olan dünya vatandaşlarına erişmeyi arzuluyoruz. Ürünlerimizi de bu hedeflerimize uygun olarak geliştirmeye çalışıyoruz. Giyimden ev tekstiline, ev tekstilinden kişisel aksesuarlara geniş bir yelpazede dünya trendlerini yakından takip ediyor, bu trendleri KUTNİA markasının kimliği ile yeniden yorumluyoruz. Kutnia markasının, yerel istihdam, üretim kapasitesinin arttırılması, tasarım ve ihracat olgularını ve hedeflerini bizimle paylaşır mısınız? KUTNİA markasına özellikle yurt dışından çok fazla ilgi gösteriliyor. Dünya markası olma yolunda her adımımızı en başta belirlenen stratejiye uygun olarak atıyoruz. Önümüzdeki iki yıl, yurt dışında odaklandığımız pazar Avrupa ve MENA bölgesi. Bu pazarlarda hazır giyim ve ev tekstili koleksiyonumuz ile üst segmente hitap eden departman mağazalar, butikler ve online satış kanallarına girmeyi amaçlıyoruz. Bu doğrultuda showroomlar ve perakende satın alım yöneticileri ile görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Tüm bunlarla birlikte her şeyin dijitalleştiği bir çağda dijital pazarlamanın öneminin farkında olarak online mağazacılık kanalımızı ve tüketici deneyimini güçlendirmek

With KUTNIA brand, our goal is to use different colours and patterns to create harmony and an eclectic, dynamic, young, exciting and accessible brand that provides a luxurious lifestyle. We wish to address to citizens of the earth who are interested in different cultures and value craftsmanship, people with their unique stand in life. We are trying to develop our products in this direction. From clothes to home textile and personal accessories, we follow global trends closely in a wide scale of products and reinterpret such trends under the identity of KUTNIA brand. Could you share the facts and goals of Kutnia brand in terms of local employment, increased production capacity, design and export? KUTNIA brand is receiving considerable demand, especially overseas. We take each step towards becoming a world brand in accordance with the strategy we set out at the beginning. For the next two years, our target markets overseas are Europe and MENA regions. We are planning to open department stores, boutiques and online sales channels that cater to upper segments with our ready-wear and home textile collections. In this direction, we conduct meetings with showrooms and retail purchasing managers. Alongside all this, we are also conducting necessary infrastructure operations in order to improve our online merchandizing channel and customer experience as we are aware of the importance of digital marketing in this age where everything is being digitalized. For the next five years, we want to extend to Far Eastern and American markets, both online and offline, in order to become a global brand.


40

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

RÖPORTAJ / INTERVIEW

amacıyla gerekli altyapı çalışmalarını hayata geçiriyoruz. Sonraki beş yılda da Uzak Doğu ve Amerika pazarlarında online ve offline kanallardan dünyaya yayılarak global bir marka olmayı hedefliyoruz.

We work for the goal of turning this value of our nation into a

KUTNİA markası ile ülkemiz topraklarından çıkacak bir değeri global dünyada sevilen ve tercih edilen bir yaşam tarzı markasına dönüştürmek ve kutnu ustalığı mesleğinin çoğalarak yeni nesillere taşınmasını sağlamak hedefiyle hareket ediyoruz. KUTNİA başarılı olursa Antep başarılı olur, Anadolu başarılı olur, Türkiye başarılı olur diye inanıyorum.

Antep is successful, Anatolia is successful and Turkey is succes-

globally renowned and preferred lifestyle brand and to popularize kutnu craftsmanship and to hand it down to next generations under KUTNIA brand. I believe that if KUTNIA is successful, sful. What was the roadmap you followed while establishing Kutnia brand? Kutnu fabric was, unfortunately, left in a traditional level. Tradi-

Kutnia markasını oluştururken nasıl bir yol izlediniz? Kutnu kumaşı, maalesef folklorik alanda bırakılmıştı. Mevcut kumaşların enlerinin dar olması ve dikime uygun olmaması nedeniyle de oldukça zor bir yapıya sahip olması, kullanım alanını sınırlıyordu. Kutnu, daha çok hediyelik eşya, şal, kravat ve papyon yapımında kullanılıyordu. Biz de KUTNİA markasının temelini ilk attığımızda bu durum ile karşılaştık ve kutnu kumaşı üzerinde yaklaşık 1,5 yıl AR-GE çalışmaları yürüttük. Farklı tuşelerde, kalınlıklarda, ebatlarda, dikime uygun hale gelen, KUTNİA markasına ait bir kutnu koleksiyonu geliştirdik. Bu sayede kumaşın kullanım alanlarını arttırmış olduk. KUTNİA'nın kutnu kumaşlarını giyim, ev tekstili, döşemelik uygulamalarda rahatlıkla kullanabiliyoruz. Biz bu işe başlamadan önce kutnu kumaşı sadece 4 usta tarafından dokunabiliyordu. Biz, kutnu kumaşında yeni bir çağ başlatmış olduk. Yeni ustalar yetişiyor, usta sayısı her geçen gün artıyor. Ekibimizde kutnu kumaşı üzerine tezini tamamlamış, kutnu kumaşını geliştirme sürecimizde çok kıymetli çalışmalara imza atmış değerli akademisyenler ve uzmanlar yer alıyor. Tüm bu çalışmalar bu kültürel mirasın gelecek kuşaklara aktarılması için bir temel çatı oluşturdu, bundan sonra da kutnu kumaşı ustalığının meslek olarak benimseneceğine ve önümüzdeki nesillere aktarılacağına inanıyorum. Özellikle son yıllarda başarılı örneklerine sıkça rastladığımız kadın girişimciliği ile ilgili değinmek istediğiniz noktalar var mı? Kutnia olarak üreten, emek veren, topluma katkıda bulunan kadınlara çok değer veriyoruz; iş hayatına katılımlarını teşvik ediyoruz. Bu doğrultuda, Kutnia'nın yönetimini kadınlar yürütüyor. Çalışanlarımızın %70'ini de kadınlar oluşturuyor. Arkamıza kadınların gücünü alarak ilerleyen bir marka olduğumuzu söyleyebilirim.

tional sizes of the fabric were too small in width and their difficult structure weren't suitable for sewing, which severely limited their areas of use. Kutnu was mostly used in souvenirs, shawls, ties and bowties. This was the situation we found ourselves in when we first established KUTNIA brand and conducted R&D studies for nearly 1,5 years over kutnu fabric. We developed a kutnu collection belonging to KUTNIA brand with different touches, thickness and sizes, ready for sewing. This way, we increased the areas of use for the fabric. We can comfortably use KUTNIA's kutnu fabric for home textile and upholstery applications. Before we began, kutnu fabric could only be woven by 4 masters of this art. We essentially started a new era for kutnu fabric. New artisans are being raised and the number of craftsmen is increasing every day. There are highly esteemed academists and experts in our team who wrote their thesis on kutnu fabric and put effort into priceless studies during the period where we developed kutnu fabric. All these studies created the framework upon which we hand over this cultural heritage to next generations and from now on, I believe kutnu fabric craftsmanship will be recognized as a vocation and handed over to next generations. Would you like to say anything about female entrepreneurs, with successful examples seen especially in recent years? As Kutnia, we value women wo create, work and contribute to society; we encourage participation in business life. In this context, women are in the management of Kutnia. 70% of our employees consist of women. I can say we, as a brand, continue with the power of women behind us.



42

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

MAKALE / ARTICLE

Prof. Dr. Emre Alkin Ekonomist/Economist

“Nereden Geldik, Nereye Gidiyoruz…”

"Where Were We, Where Are We Going..."

Şubat ayının belki de en çarpıcı küresel siyaset ayrıntısı Başkan Donald Trump'ın “Ulusa Sesleniş” konuşmasıydı. Genelde hem ABD hem de dünya tarafından olumlu karşılandı diyebilirim. Ayrıca ABD liderinin bu ay sonunda Vietnam'da Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile nükleer programının tamamen sona ermesi için görüşeceğini açıklaması, piyasa tarafından hem ticaret müzakereleri hem de jeopolitik gelişmeler bağlamında olumlu algılandı. ABD'de ekonomi de şimdilik olumlu seyrediyor. Ancak parametreler kafa karıştırıyor.

Maybe the most striking detail in global politics in February was President Donald Trump's "Address to the Nation" speech. I can say it was well received in both the USA and rest of the world. Also, leader of the USA stating he will meet the North Korean leader Kim Jong Un at the end of the month in Vietnam in order to terminate nuclear program for good was positively perceived in the market in the context of trade negotiations and geopolitical developments. Economy in the USA is positive for the moment. However, parameters are confusing.

Hem yurt içinde hem de yurt dışında yaptığım konuşmalarda genellikle bu başlığı kullanıyorum. Yani, önce geçmişe bakacağız ki gelecek ile ilgili doğru öngörüde bulunabilelim. Çok geriye gitmeden, Şubat ayından başlayacağım.

ABD'de ekonomik canlılık yurt içi taleple devam ederken işsizlik beklenenin üzerinde çıktı ve tüketici güven endeksi düştü. Çin ekonomisi ise 2018 yılında %6,6 ile son yılların en düşük büyümesini gerçekleştirdi. Hatta FED bu sebeple, “Amerikan Ekonomisi iyi yolda ama diğer taraflar bizi endişelendiriyor” diyerek faiz artışları konusunda acele etmeyeceklerini açıkladı. Ticaret tarafına bakarsak; ABD-Çin arasındaki görüşmeler devam ederken, 1 Mart'a kadar bir sonuç çıkmaması halinde gümrük vergilerinin %25 olarak uygulanmasına devam edilecek. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı

I use this title in my speeches both the country and abroad. I mean, we need to first look into past so we can make correct predictions about the future. Without going too far back, I will start from February.

While stamina in USA economy continues with domestic demand, unemployment climbed over expected values and consumer confidence index decreased. Economy of China, on the other hand, had the lowest growth of recent years with 6,6% in 2018. For this reason, FED even said "American Economy is on a good path but we are worried about the other parties", stating they will not be hasty about increases to interest rates. Looking from a trade aspect; while negotiations between the USA and China continues, if no agreement is reached by 1 March, cus-


(UNCTAD) tarafından yayınlanan bir raporda, ABD ve Çin arasında karşılıklı konulan gümrük vergilerinin uluslararası ticareti olumsuz etkileyeceği ve vergilerin tam olarak uygulanması halinde, dünyada kitlesel bir ekonomik kaybın yaşanacağı belirtildi. Başka olumsuz detaylar da vardı ancak yukarıdaki cümle bile endişelenmek için başlı başına yeterli oluyor. 2018 yılı sonunda düşen petrol fiyatlarının bu yılın başından itibaren yeniden yükselişe geçmesi ve neredeyse %20 civarında artması dikkat çekici bir gelişme oldu. Suudi Arabistan'ın petrol ihracatındaki azalma ve ABD'nin Venezuela'ya uyguladığı yaptırımlar, bu yükselmenin sebepleri olarak öne çıkıyor. Yavaşlamakta olan dünya ekonomisi ve Türkiye için olumsuz bir haber diyebilirim. Avrupa'ya dönersek; İtalya'nın resesyona girmesinin ardından Almanya tarafından da olumsuz veriler gelmesi bizleri düşündürüyor. Brexit sorunu ise euro tarafındaki endişelerin devam etmesine neden oluyor. “Anlaşmasız Brexit” ihtimali maalesef olumsuz beklentileri arttırıyor. İngiltere Merkez Bankası, Brexit belirsizliğinin İngiltere ekonomisine olan zararının arttığına dikkat çekti, büyüme tahminini %1,7'den %1,2'ye revize etti. Latin Amerika'dan da bahsedelim. Venezuela'da aylık enflasyon %191 civarında. Bu da yıllık yüzde 2,6 milyon demek oluyor. Ekonominin bir süre böyle devam etmesi halinde enflasyonun yüzde 10 milyonun üzerine çıkacağı öngörülüyor. Sanıyorum, ülke tüm zamanların en büyük iflasına doğru sürükleniyor. ABD'nin burada bazı planları var muhtemelen. Yakında ortaya çıkar.

toms tax will still be applied at 25%. In a report prepared by the United Nations Conference on Trade and Development (UNCTAD), it was reported that mutual customs taxes applied between the USA and China will adversely affect international trade and if taxes are applied in full, a global economic loss will occur in the world. There were other negative details as well, but the sentence above is enough to worry us. Petrol prices that were reduced at the end of 2018 suddenly increasing again this year by nearly 20% has been a noteworthy development. Reductions in Saudi Arabia's petrol exports and the USA's sanctions on Venezuela are thought to be the reasons behind this hike. I can say the recessing global economy is bad news for Turkey. Back to Europe; Negatives data received from Germany after Italy's recession is worrisome. Brexit problem also cause worries on the euro side to continue. Possibility of "No-Deal Brexit" unfortunately increases negative expectations. Central Bank of England emphasized that uncertainty of Brexit harms British economy, revised estimated growth from 1,7% to 1,2%. Let's talk about Latin America. Monthly inflation in Venezuela is at around 191%. Which means 2,6 million percent annually. If the economy continues like this for a while, inflation is predicted to jump over 10 million percent. I believe the country is moving towards the biggest bankruptcy of all times. USA probably have some plans here. We will soon hear about them probably.


44

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

MAKALE / ARTICLE

“Türkiye'nin yüz akı ihracat, ama…”

"Exports is the pride of Turkey, but..."

İhracat konusunda Can Fuat Gürlesel'in yazdığı raporları her zaman ciddiye alıyorum. TİM'de omuz omuza yeni ihracat vizyonu belirlenmesine katkıda bulunuyoruz. Can Fuat üstadın geçenlerde yaptığı değerlendirmeye ben de bir katkıda bulunarak, TETSİAD için paylaşmak istedim.

I always take Can Fuat Gürlesel's reports on exports seriously. We worked shoulder to shoulder in Turkish Exporters Assembly (TIM) to determine the new export vision. I wanted to add to the recent assessments of Can Fuat and share it with TETSIAD.

Türkiye son üç yılda dünya mal ticaretindeki büyümeye paralel bir ihracat performansı gösteriyor. 2016 yılında dünya mal ihracatı içindeki payımız %0,89 civarında gerçekleşmiş. 2017 yılında ihracat artış hızımız dünya mal ihracatı artışının 2,4 puan üzerinde çıkmış. Bu performansla dünya mal ihracatı içindeki payımız %0,91'e yükselmiş. 2018 yılında ise dünya mal ticareti içindeki payımızın %0,90 civarında gibi olacak. Türkiye'nin ihracatı miktar olarak son üç yıldır artış gösteriyor. Miktar olarak ihracatımız 2016 yılında %10,5 artmış. 2017 yılında %10,9 ve 2018 yılında ise %10,1 artmış. Türkiye'nin miktar olarak ihracat artışı dünya ortalamasının oldukça üzerinde seyrediyor. Ancak ihracat ortalama birim fiyatları son üç yıldır zayıf bir performans göstermekte. Türkiye'nin ihracat birim fiyatları 2016 yılında herkesle beraber %11,9 gerilemiş. 2017 ve 2018 yıllarında ise ortalama ihracat birim fiyatları %0,43 ve %0,90 artış göstermiştir. Maalesef bu seviyeler dünya ortalamalarının çok altında. Dünya'ya bakacak olursak; küresel ticaretin 2019 yılında mal bazında miktar olarak %3,6 genişlemesi beklenirken, petrol ve emtia fiyatlarındaki durağanlaşma ile birlikte değer bazında %5,0 büyüyeceği ve 19,68 Trilyon Dolara ulaşabileceği öngörülmekte. Buna bağlı küresel ihracat performansının 2017 ve 2018 yıllarının altında kalacağı düşünülüyor. Bu öngörü Türkiye ihracatı için de önemli bir veri niteliğinde. Türkiye ise 2019 yılı ihracat hedeflerini “Yeni Ekonomi Programı” kapsamında belirledi. Buna göre 2019 yılında 182 milyar dolar ihracat hedeflenmekte. Yani, ihracat artış hedefi %8,3'tür. 2018 yılındaki %7,1 ihracat artışı sonrası 2019 yılında daha yüksek bir ihracat artışı hedefleniyor ama bu ihracat hedefine ulaşılabilmesi için ihracat birim fiyatlarının arttırılması, mevcut pazarlarda payın genişletilmesi ve yeni pazarlara erişim ile ürün çeşitliliğinin arttırılması gerekiyor. Bu kolayca yapılacak bir iş değil. Sadece kaynak değil, farklı yaklaşımlar da gerektiriyor. Belki de 2019'da ihracatçıların taleplerini ve ihtiyaçlarını birinci öncelikli olarak değerlendirerek bu sürece destek olabiliriz diye düşünüyorum. Bu yıl büyüme hızının %2.3 civarında beklenmesi çerçevesinde, dolar cinsinden milli gelirin bir önceki yıla göre daha yüksek olacağı bekleniyor. Açıkçası bu beklenti ile IMF beklentileri biraz çelişiyor ama hem Ankara'nın hem de uluslararası kuruluşların ortak beklentisi Türkiye Ekonomisinin 2020'den itibaren yükselişe geçmesi. YEP yani eski ismiyle Orta Vadeli Plan Hedeflerinde de benzer bir yaklaşımı fark etmiştik.

For the last three years, Turkey has been displaying exports performance parallel to the global growth in merchandise trade. Our share in global merchandise trade in 2016 was 0,89%. Our score in exports growth in 2017 climbed over global merchandise trade growth by 2,4 points. With this performance, our share in global merchandise trade increased to 0,91%. In 2018, our share in global merchandise trade will be around 0,90%. Turkey's export keeps increasing in volume for the last three years. In volume, our export increased by 10,5% in 2016. It increased by 10,9% in 2017 and 10,1% in 2018. Turkey's increase in exports is well above global average. However, exports average unit price is not showing promising performance for the last three years. Turkey's export unit price in 2016 recessed by 11,9% as everyone else in 2016. In 2017 and 2018, however, export unit prices increased by 0,43% and 0,90%. Unfortunately, these numbers are well below global averages. If we look at the world, global trade is expected to extend in quantity by 3,6% on merchandise basis in 2019, and on value basis, it is expected to grow by 5,0% due to recession in petrol and commodity prices and to reach 19,68 Trillion Dollars. Dependently, global exports performance is predicted to fall below 2017 and 2018 results. This prediction is a valuable and important data for Turkish exports. Turkey has determined its 2019 exports goals in the "New Economy Program." According to the program, 182 billion dollar exports is the goal for 2019. So, the goal in exports growth is 8,3%. Following the 7,1% increase in exports in 2018, even higher exports rate increase is expected in 2019 but in order to reach this goal, export unit prices must be increased, shares in current markets must be increased and new markets must be reached and product variety must be enriched. This is not an easy task. It requires not only resources, but different approaches as well. Maybe in 2018 I believe we can primarily evaluate the demands and needs of exporters and support this process. Within the context of expected growth rate of 2.3% this year, dollar-based national income is expected to be higher compared to the previous year. Honestly, this expectation is in conflict with IMF's expectations but the joint predictions of both Ankara and international corporations is that Turkish Economy will rise starting with 2020. We noticed a similar approach in YEP (New Economy Plan), or Medium-Term Program as it was previously called.


Ancak Şubat ayının son bölümünde üst üste bazı veri açıklamaları oldu ve söz konusu veriler biraz akılları karıştırdı diyebilirim. Önce 2018 yılının Aralık aylarına ait sanayi üretim rakamları açıklandı. Rakamlar her iki tarafta da oldukça sert bir düşüşü işaret ediyor. Bu da 2018'in son çeyreğinden, beklentimizden daha büyük bir daralma yaşayabileceğimizi ortaya koydu. Peki, bu durumun 2019 yılına yansıması nasıl olacak? Gelin inceleyelim. Büyüme rakamları her zaman “bir önceki yılın aynı dönemine göre” hesaplandığı için 2018'in son çeyreği ne kadar kötü çıkarsa 2019'un son çeyreği o kadar yüksek çıkacak. Demek ki bu yılın son çeyreği büyük bir talihsizlik olmazsa, büyüme rakamının %2 üzerinde kalmasını sağlayabilir. Tek problem şudur ki 2018 yılının ilk iki çeyreğinde ekonomik aktivite oldukça yüksek seyrettiği için büyüme rakamları da rekor seviyelerde çıkmıştı. Bu sebeple bu yılın ilk yarısında açıklanacak büyüme rakamları moralleri bozabilir. Enflasyonun yüksekliği sebebiyle 2019 yılının ilk yarısında Türkiye tam anlamıyla bir “stagflasyon” sürecine girecek diyebiliriz. Geçen yıldan beri işsizlik rakamlarının yüksek seyrettiğini de görmekteyiz. Bu seyir devam ederse işsizlik rakamının %13 üzerine çıkması ihtimal dâhilinde. İşletmelerin “seçimden sonra bakarız” diye erteledikleri harcama ve yatırımları, Nisan ayından itibaren gerçekleştirmeleri halinde 2019 yılının ikinci yarısında toparlanma başlar. Yani “dengelenme” başlamadı. Hatta başlaması için biraz daha bekleyeceğiz gibi. Bütçe Performansına Hazine'ye aktarılan Merkez Bankası kâr payının yaptığı etki bir kenara bırakılırsa, sıkıntı devam ediyor diyebiliriz. Bu arada Maliye ve Hazine Bakanı Sn. Albayrak, uzun süredir ödenmeyen KDV iadelerini ödemeye başlayacaklarını açıkladı. En son sorduğumda iadelerin toplamı 150 Milyar TL civarındaydı. Bu rakamın iş dünyasına ödenmesi elbette büyük moral olacak. Ancak bütçe gelir-gider dengesine göz attığımda, bu kaynağın nasıl oluşturulacağını tam olarak anlayamadığımı söyleyebilirim. Mahsuplaşma konusunda çeşitleme yapılsa bile ödenmesi gereken ciddi bir miktar ortaya çıkıyor. Merakla bekliyorum. Özetle, bütçe performansı, geride bıraktığımız dönemden olumsuz seyrediyor. Şu ana kadar kamu kesimi tasarruf etmek yerine, harcamalara kaynak bulmak peşinde diyebilirim. Bu durum faiz dışı fazla vermemizi önlüyor. Ödemeler Dengesine bakalım. Büyümenin yavaşlaması sebebiyle ithalatın daralması cari işlemler açığını küçültüyor. Büyüme ve cari açık Türkiye'de her zaman yan yana ilerlediği için her ikisi de beraber genişler ve daralır. Bu durumu değiştirecek tek faktör, petrol ve doğal gaz fiyatlarının hızla artması olur. Bu durumda büyüme azalırken cari açık artabilir. Şu an için böyle bir tehlike yok ancak olmayacak anlamına gelmiyor. Cari açıkta şu an görünen tek sorun, finansman metodu. Takriben 22 Milyar Dolar civarında nereden geldiği belli olmayan bir kaynak ile cari işlemler açığını finanse etmiş gözüküyoruz. Bu çapta bir ekonomi için kabul edilebilir bir “net hata ve noksan” kalemi değil bu. Merkez Bankası'nın bu rakamın kaynağını açıklamakta zorluk çekmesi de ayrıca bizleri düşündürüyor. Bankacılık ve Finans tarafına geçtiğimizde ise kredi/mevduat oranının geçmiş döneme göre biraz normalleştiğini görüyoruz. Ancak bu durum kredilerdeki yavaşlama ve mevduattaki hızlı yükselmeden kaynaklanıyor. Özellikle döviz mevduatlarındaki

However, in late February there were some consequent data declarations and said data was a little confusing. First, in December 2018 industrial production values were declared. Numbers point towards a harsh decline on both sides. Which made it clear that we might expect an even bigger recession than we thought starting from last quarter of 2018. So, how does the situation affect 2019? Let's look into it. As growth numbers are always calculated in relation to "the same term of previous year," the worse the final quarter of 2018 is, the higher the last quarter of 2019 will be. Which means, unless we have grave misfortune, growth value can be kept above 2%. The only problem is, as economical activity was really high in the first two quarters of 2018, growth numbers had also reached record levels. Thus, growth values to be declared in the first half of this year might be demoralizing. Due to high inflation, Turkey might completely fall into a period of "stagflation" in the first half of 2019. We see high rate of unemployment since the last year. If this trend continues, unemployment rate might climb over 13%. If the investments and expenditures put on hold by businesses for "after the election" are finally realized following the month of April, recovery might begin in the second half of 2019. So a "balance" hasn't started yet. We might even have to wait a while for it to start. If we disregard the effects of Central Bank's profit share transferred to the Treasury on Budget Performance, we can say the problem continues. By the way, Minister of Treasury and Finance Mr. Albayrak said they will start paying VAT returns, which has not been paid in a long while. The last time I asked, total amount of returns was at around 150 Billion TRY. It will be a huge morale boost if this value is paid back to the business world. However, when I look at the budget income and expenditure balance, I can say I don't understand exactly how this resource will be created. Even if variation is made in netting, there is still a considerable amount to be paid. I am waiting curiously. In summary, budget performance is still on the negative due to the previous term. Until today, public sector has been chasing ways to find resources for expenditures instead of saving. This prevents us from having non-interest surplus. Let's look at Balance of Payments. Constriction in imports due to slowdown in growth shrinks current accounts deficit. As growth and current deficit always goes side by side in Turkey, they shrink or grow at the same time. The only factor to chance this situation would be a rapid increase in petrol and natural gas prices. In such a situation, current deficit might increase while growth decreases. There is no such danger at the moment, but it doesn't mean it can't happen in the future. The only visible problem in the current deficit at the moment is the method of financing. It seems we are financing the current accounts deficit using approximately 22 Billion Dollars with no known source. For an economy of this scale, this is not an acceptable "net error and omissions" item. Central Bank having difficulties explaining this number is also worrying us. When we look at Banking and Finance, we see normalized credit/ deposit rate compared to previous terms. However, this is caused


46

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

hızlı yükseliş dikkat çekici. Demek ki seçimlerden sonra döviz kurlarının yükseleceği beklentisiyle, özellikle Dolar/TL'nin gevşediği seviyelerden yüklü alımlar yapıldığı gözüküyor. “Döviz ne olacak ?” Elbette döviz kurları ile ilgili sorularda, Dolar/TL üzerine birbirinden farklı yorumlar yapıldığına şahitlik ediyoruz. En son sosyal medyada bir anket yaptım. Binlerce kişinin verdiği cevaba göre “ekonomi” en çok konuşulan konular arasında. Ardından siyaset, futbol ve diğer konular geliyor. Demek ki 2018'in ikinci yarısında başlayan zorlu şartlar odak alanını değiştirmiş. Döviz kurunun sakin seyretmesine rağmen döviz mevduatlarında başlayan artış da dikkat çekici. Dolayısıyla bu konuda dışarıdan bir göze ihtiyaç olduğunu düşünerek, bazı analizlere göz attım. Uluslararası finans kurumları arasında “yıl sonuna kadar 5.005.10 bandına oturur” diyen de var, risk almamak için beklenti bandını “5.30-5.70 arasında yılı tamamlarız” diyerek biraz geniş tutan da var. Ancak tüm yorumlar bugünkü parametreler dikkate alınarak yapılıyor. Peki, parametrelerde değişiklik olacak mı? Elbette olacak. Geçen aydan beri Türkiye'nin hem Ege hem de Doğu Akdeniz'de tarihinin en büyük planlı tatbikatını yapacağını raporlarda belirtiyorum. Bu tatbikatın birkaç amacı bulunuyor. Öncelikli amaç, 15 Temmuz'dan beri içinde temizlik harekâtı yapılan Türk Silahlı Kuvvetlerinin moralini yükseltmek. Diğer önemli hedef ise Ege ve Akdeniz'de Türkiye'nin sorumluluk alanını gözle görülür şekilde çizmek, hatta “oldubitti”lerle daraltılmış alanı genişletmek. Bu tatbikat aynı zamanda Petrol ve Doğal Gaz arama faaliyetlerindeki ciddiyetimizi de ortaya koyacak gibi gözüküyor. Umarım çok büyük bir sıkıntı çıkmadan bu süreç tamamlanır. Diğer taraftan seçimlerin sonuçlarına göre siyasi ve diplomatik dalgalanmaların yaşanabileceği de düşünülmeli. Her ne kadar dalgalı kur rejiminde döviz yükselişleri “likidite ve ihtiyaç” ile sınırlansa da, ABD ve Rusya ile yaşanabilecek sıkıntıların kurlar üzerinde etkili olabileceğini düşünüyorum.

MAKALE / ARTICLE

by the recession in credits and rapid growth in deposits. Especially the rapid growth in foreign currency deposits is interesting. Which means, with the expectation that exchange rates will increase following the elections, people are making large purchases at current levels where Dollar/TRY rate is smoothened. "What will happen to foreign currency?" Of course we see different comments on Dollar/TRY rate on questions about foreign currency rates. I created a poll on social media recently. According to the answers given by thousands of people, "economy" is one of the most discussed topics. Which is followed by politics, football and other topics. So, difficult conditions that started in the second half of 2018 changed the area of focus. The increase in foreign exchange deposits despite the calm state of exchange rates is also interesting. So, thinking we need an outside perspective to this subject, I looked at some analysis. Among international corporations, some say "by the end of the year it will settle at 5.00-5.10 range" and in order not to take risks, some say "we might end the year at between 5.30-5.70 range" , keeping the range a little wider. However, all comments are made while taking today's parameters into consideration. So, will parameters change? Of course they will. Since the last month I have been stating in reports that Turkey will conduct the biggest planned maneuver of both Aegean and Eastern Mediterranean region. There are several reasons for this maneuver. Primary goal is to boost the morale of Turkish Armed Forces who has been in a cleansing state since 15 July. Another important goal is to visibly draw the line of responsibility in Aegean and Mediterranean region of Turkey and to even extend the area previously shrunk by "fait accompli" policies. This maneuver will also display our seriousness in our operations to look for Petrol and Natural Gas. I hope this phase will be completed without big troubles. On the other hand, we should think that political and diplomatic fluctuations might occur in relation with election results. Although escalations of foreign currencies in floating rate regimes are limited by "liquidity and needs", troubles with the USA and Russia might be effective on exchange rates.

Aslına bakılırsa, finans kuruluşlarının kur yükselişlerine karşı tek güvencesi büyümenin hızla yavaşlaması. Ancak, petrol fiyatlarının tekrar yükselmeye başlaması cari işlemler üzerinde negatif etki yapmaya başlarsa, kurların tekrar yükselme ihtimali her zaman bulunuyor. Bu durumun enflasyon ve faizler üzerinde negatif etki yaratacağını söylemeye gerek yok.

Actually, the only insurance of financial institutions against foreign currency increases is rapidly slowing growth. However, if a re-increase in petrol prices create negative effects on current accounts, there is always a chance exchange rates might rise. Without a doubt, inflation and interests will be negatively affected by such a situation.

Umarım ki yukarıda bahsettiğim olumsuz ihtimallerden hiçbiri gerçekleşmesin ve döviz kurları, yıl sonuna kadar ihracatçıyı da üzmeyecek şekilde sakin seyretsin. Tekrar ediyorum, bu yıl ihracatçıya çok ihtiyacımız olacak.

I hope none of the negative possibilities will be realized and exchange rates will continue calmly until the end of the year and not disrupt the exporters. I repeat, we will gravely need exports this year.



48

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

“Türkiye, Bugün Dünyanın En Saygın Ev Tekstili Üreticilerinden Biri”

RÖPORTAJ / INTERVIEW

Cenk Mommarje Tasarımcı / Designer

" Today, Turkey is One of the Most Respected Home Textile Manufacturers in the World"

Hometextile Dergimizin Mart-Nisan sayısı için Tasarımcı Cenk Mommarje ile tekstil sektöründeki 30 yıllık tecrübelerini, ev tekstili sektörünün ve EVTEKS Fuarının yıllar içindeki gelişimini, Türk ev tekstilinin yurt dışındaki algısını konuştuğumuz keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Bizler de Hometextile Dergisi olarak, Türk ev tekstili sektörüne sağladığı tüm katkıları için kendisine teşekkürlerimizi sunuyoruz.

For the March-April issue of Hometextile Magazine,

Meslek hayatınızda 30. yılınızı doldurdunuz. Bu uzun tecrübelenme sürecini değerlendirip, başladığınız noktadan bugüne Cenk Mommarje'nin sektör içindeki tasarım sürecini nasıl anlatırsınız?

You have just had your 30th year in your career. How would you evaluate this lifetime of experience and how would you describe Cenk Mommarje's design process within the industry starting from when you started to today?

İnanması bana da güç geliyor ama zaman akıp geçiyor. Bu yıl mesleğimde 30. yılımı yaşıyorum. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil/Moda Bölümünden mezun olduğumda genç, tecrübesiz ve sektörün acımasızlığıyla henüz tanışmamış iyi niyetli bir çocuktum. Yaşanılan her deneyimin, başınıza gelen her olumlu ya da olumsuz gelişmenin, bir sonraki adımı atmanıza sebep olduğunu yıllar içinde öğrendim. Ve kişiliğiniz üzerine bir tuğla daha koyup inşa ettiğiniz benliğinizin, bu süreçte kişiliğinizi de oluşturduğunu.

I can hardly believe it, but time flies. It is my 30th year in this job this year. When I graduated from Dokuz Eylül University's Faculty of Fine Arts, Textile/Fashion Department, I was a naive, young child without experience who was yet to meet the cruelty of the industry. Each experience one goes through, each positive or negative development carries you through your next step, that's what I learned through the years. And that this self you build on top of your personality makes up your character.

we carried forward a fun interview with Cenk Mommarje, talking about his 30 years of experience in textile industry, development of home textile industry and EVTEKS Fair over the years and perception of Turkish home textile abroad. We, as Hometextile Magazine, would like to give our thanks to him for all his contributions to Turkish home textile industry.


Ben yaşadığım 30 yıllık deneyim sürecinde şunu öğrendim: Tasarım uzun soluklu bir iş, akşam çizdim sabah pişirdim, ertesi gün yedim gibi bir dünya yok. Bolca araştırma, sürekli öğrenme, yeni teknolojileri, duyguları, moda eğilimlerini, renkleri, dokuları bıkmadan araştırmak ve hep sabretmek, iyi bir tasarımcının olmazsa olmaz özelliği olmalı. Sabrının sonrasında ise tasarımcının cesareti ve vicdanı olmalı.

This is what I learned after 30 years of experience I had: Design is a long-term job, you can't plan in the evening, cook and eat in the morning. You need a lot of research, need to constantly learn new technologies, emotions, fashion trends, colours and textures and need to research without an end and always be patient, such must be the must-have characteristics of a decent designer. Following this patience must be the designer's bravery and conscience.

Tasarımlarımı geliştirirken hep bunlara dikkat ettim. Başarı bunların ardından geliyor. Cesaret önemli. Herkesin gittiği güvenli sularda yüzmeden, cesaretle ama bilgisine ve hislerine de güvenerek açık denizlere açılmayı göze alabilmeli bir tasarımcı.

I paid attention to such aspects when I developed my designs. Success follows all those. Bravery is important. A designer must be brave enough to afford opening up to wide seas, depending on his or her bravery but with knowledge and emotions, rather than swimming on the shore where everyone is.

Türkiye'de tekstil neredeydi şimdi nerede bir diye bir kıyaslama yapacak olsanız, neler söylemek istersiniz? Ülke olarak kendimizi bu alanda nasıl geliştirdik? Bu sıçramalar nasıl meydana geldi? Yıllar içinde sektörde neler gözlemlediniz? Türk tekstili son 15 yılda çok büyük bir ivme kazandı. Buna bağlı olarak ev tekstili sektöründe de büyük bir değişim yaşandığını söylemek yanlış olmaz. Bana göre en büyük yenilik, evin tabu olmaktan çıkması ve yaşanılan, üzerinde estetik kaygılarla düşünülüp emek harcanması gereken bir mekân olduğunun kabullenme süreci oldu. Eskiden ev kutsal bir tabuydu, özellikle ülkemizde ev ile ilgili tasarım, moda kavramları günümüzdeki kadar oturmamıştı. Bence en önemli çabalardan biri Türkiye'de gelişen ve halkın büyük bölümünün de bağımlı olduğu dizi sektörünün gelişimiyle ev, halka açıldı. Dizilerin sayesinde evin içindeki farklı yaşam alanları görünür ve şık dekore edilir oldu. Bu arada ev tekstil ürünleri de giyim kadar ilgi çeken arzu nesnelerine dönüştü. Bana göre ev tekstilindeki gelişimi en çok tetikleyen adımların başında dizi sektöründeki gelişmeler yer alıyor. Ardından tasarımın giyim sektörü kadar ev tekstili için de önemli olduğunu fark eden bilinç gelişimi, tasarım ve tasarımcıların sektörde artışı önemli adımlar atılmasını sağladı. Sektörde şirket sahipleri tasarım ve tasarımcılar için kadrolar açıp bütçeler oluşturdu. Yeni ve genç bir jenerasyon, üniversiteli tasarımcılar sektöre girdi. Ayrıca şirketlerin makine parkını

If you were to compare textile in Turkey for its past and where it is now, what would you like to say? As a country, how did we develop ourselves in this field? How did we manage such leaps? What did you observe in the sector throughout the years? Turkish textile gained quite the momentum in the last 15 years. As a result, it can't be wrong to say there has been a huge change in home textile industry as well. For me the biggest change was that homes stopped being a taboo and the phase began where it became a space one must think on with aesthetic concerns and put effort into it. In the past, home was a sacred taboo, especially in our country, design and fashion aspects regarding homes wasn't there in the past as much as it is today. I think the biggest endeavour was that television series that developed in Turkey, which the population quickly grew fond of, made homes into public places. Thanks to television series, different living areas inside homes became visible and elegantly decorated. Meanwhile, home textile products became products of desire, as attractive as clothes. I believe one of the biggest driving forces behind the development of home textile is the development in tv series. Followed by the growing conscience that design is just as important for home textile as it is for ready-wear and the increasing number of design and designers in the sector. Company owners in the industry opened up positions for design and designers and made budgets. New and young generation, graduate designers


50

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

yenileme çabaları, teknolojinin yenilenmesi, yeni ve modern makinelerle elde edilen işler sektörün önünü açtı diyebiliriz. Bu arada son 15 yılda ev tekstili sektörüyle ilgili yaşanan en önemli gelişmelerden biri şüphesiz sunum konusunda oldu. Mağazacılık ve sunum çok gelişti. Çok daha şık dekore edilmiş, müşteriyi etkisi altına alan ve tamamen ev tekstili odaklı mağazalar açıldı, hatta zincirler oluştu. Tabii fuarcılık konusunda da çok ilerleme yaşadığımızı da eklemek gerekir. Türk ev tekstilinin yurt dışındaki algısı nedir? Geçmişi ve günümüzü değerlendirip, gelecekte neler yapılması gerektiği ile ilgili neler söylemek istersiniz? Eğer soruyu tersten cevaplayacak olursak, bugün dünyanın saygın ev tekstil üreticilerinden birinin artık Türkiye olduğunu gururla söyleyebiliriz. Eskiden fasoncu, taklitçi diye küçümsenen ülkemizin, o eski imajı yıkılalı yıllar oluyor. Bu öğüneceğimiz bir başarıdır. Yurt dışında artık kaliteli üretimin yapıldığı bir ülke olarak tanınıyoruz ama bu yeterli mi emin değilim. Zira dengeler her an değişebilir. Tekstil ve tasarım kaygan zeminde dans ediyor. Ülkemizde alınan politik kararlar bazen sektörü etkiliyor. Güvenilir olmak ve güven vermek çok önemlidir. Eğer çalıştığınız, iş yaptığınız şirket üç-beş yıl sonra kaybolup gidiyorsa siz milyonlarca dolar bütçeli uluslararası reklamlara da yer verseniz, insanların gözündeki istikrarsızlığınızı yok edemiyorsunuz. Bana göre ev tekstilinin geleceği için yapılması gereken en önemli adım, yenilikçi bir ülke imajı çizebilmektir. Eğer tasarımlarınızla yenilikçi bir ülke olduğunuz imajı oturursa, sonrası çok daha kolay gelişir. Ama kopyacı ve fason üretim yapan devasa bir atölye imajı çizilirse baştan kaybedeceksiniz demektir. Bugün İtalya kreatif ruhunu pazarlamıyor mu? Bu durum neden Türk ev tekstili için de geçerli olmasın? Yenilikçi ve sürekliliği olan istikrarlı bir tekstil sektörü hem kazanır hem de kazandırır. Bu yıl Nisan ayında 25.'si gerçekleşecek olan EVTEKS Fuarı ile ilgili neler söylemek istersiniz? Fuarın yıllar içerisindeki değişimini ve gelişimini anlatır mısınız? İlk kez 1993 yılı ocak ayında Heimtextil fuarına gittiğimde, fuarların ne kadar önemli ve bilgilendirici mecralar olduğunu deneyimlemiş oldum. Benim gibi tasarımla ilgili işi

RÖPORTAJ / INTERVIEW

rushed into the sector. Also, companies' works towards renewing equipment pool, renewed technologies and new boundaries reached by new and modern machinery paved the way for the industry. Meanwhile, one of the biggest improvements in the last 15 years regarding home textile industry, without a doubt, has been presentation. Retailing and presentation grew considerably. Aesthetically decorated stores that captivate customers that are aimed completely towards home textile were opened and even chain stores began showing up. I should also add that we grew considerably in terms of fair organization. What is the perception of foreign countries in terms of Turkish home textile? Evaluating the past and today, what would you say should be done? If we were to backtrack the question, we can proudly say that one of the most respected home textile manufacturers of the world is now Turkey. Our country, which was called a contractor and imitator in the past, has long broken that image. This is a success to be proud of. We are known as a country with quality manufacturing abroad now, although I'm not sure if this is enough. As tables could turn at any time. Textile and design dance on slippery slope. Political decisions in our country sometimes affect the sector. It is vital to be trustworthy and to be assuring. If a company you work with disappear in three to five years, you can't dispel this illusion of inconsistency you caused in people's eyes even if you create multi-million dollar international advertisement campaigns. For me, the most important step for home textile's future is creating an image of an innovative country. If you can create the image of a country of innovative design, rest will soon follow. But if you imitate and continue contract manufacturing and looks like a giant factory, it means you've lost to begin with. Doesn't Italy market its creative spirit today? Why can't this be valid for Turkish home textile, too? Textile industry with innovation and consistency will earn and win. What would you like to say about the 25th EVTEKS Fair to take place in April this year? Would you tell us about the development of the fair through the years? When I first visited Heimtextile fair back in January, 1993, I experience how important and instructive fairs were. For people


P U P i L L A

A

NEW

C O L L E C T I O N

PUPILLA

AN OUTSTANDING COLLECTION

www.pupillacollection.com


52

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

RÖPORTAJ / INTERVIEW

olan birinin, firma sahiplerinin bu fuarları izlemesi gerektiğini gördüm. Aynı yıllarda İstanbul'da ise EVTEKS Fuarı düzenlenmeye başladı. Geçmişte bazı anlaşmazlıklar da oldu. Aynı anda hem CNR hem de TÜYAP'da fuarların düzenlendiğine de tanık oldum. EVTEKS Fuarının da açıldığı günden beri 25 yıldır düzenli olarak takipçisi oldum.

like me who are involved in design and company owners, I realized that it is important to follow such fairs. In the same years, EVTEKS Fair began in Istanbul. Back then there were disagreements. I witnessed fairs being organized both in CNR and TUYAP at the same time. Since EVTEKS Fair was first organized, I've been regularly visiting them for 25 years.

O günlerde minicik bütçelerle yokluk içinde başlayan fuarlar, şimdi son derece ciddi bütçeler ve profesyonel ekiplere yaptırılan stantlarla fazlasıyla gösterişli bir hal aldı. Fuarın nisan ayına alınması da son derece doğru bir karar oldu. Sezonu yakalamak için daha uygun bir tarihe denk geldi. Yine de son birkaç yıldır hem Heimtextil hem de EVTEKS Fuarında ciddi bir enerji kaybı var. Bunlar global krizin etkileri olsa da fuarlar, aksaklığa uğramadan devam etmeli.

Fairs that began with minimal budgets with basically nothing, now became highly attractive with considerably serious budgets and booths that are built by professional teams. It was a spot-on decision to change the date of the fair to april. It is a much more appropriate date to catch up with new season. Still, there is a huge loss of energy for the last few years both in Heimtextile and in EVTEKS. Althought that's caused by the global crisis, fairs must continue without a hitch.

Yıllardır tasarımcı kimliğiniz ile ön plana çıkıyorsunuz, kendinizi bu anlamda nasıl geliştirdiniz? Bunca yıllık birikiminizle tasarımcı gençlere vermek istediğiniz tavsiyeler var mı? Ben bu mesleğe çok severek yönlendim. Daha lisede okurken stilist olacağım derdim hep. O yıllarda, o sözcüğün anlamını bırakın bilmeyi “Böyle bir meslek mi var?” deniyordu. Sonrasında hep tekstil sektörü içinde çalıştım. Kaytaran değil, çalışkan bir çocuk oldum. Ama sanırım cesaretim, araştırmayı, öğrenmeyi seven kişiliğim, sabrım ve ondan daha önemli inatçılığım bana başarıyı getirdi. Kim ne derse desin aklıma koyduğumu uygulama ve deneme cesareti gösterdim. Hep fuarları gezdim, evimde muhteşem bir arşivim vardır. Yıllardır yurt içi ve dışından yayınları takip eder, saklarım. Seyahatler en iyi öğrenme yoludur. Saatlerce mağazaları gezer, pazar hakkında fikir edinirim. Bu deneyimlerimi genç tasarımcılara da tavsiye ederim. Yeni yetişen tasarımcı gençlerde maalesef sabır görmüyorum. Herkes sosyal medyada adından bahsedilsin, bilinir olsun telaşında. Peki, ortaya ne koydunuz? Hiçbir şey. Yeni yetenekler var ama zaman en iyi sınavdır. 30 yıldır tasarım yapıp birilerine ekmek kazandırıyorsanız, kimse size yüzüğünüzün taşı parlıyor diye yaklaşmıyordur, bilgiyle ışığınız yani siz parlıyorsanız bunlar oluyordur. Yeni tasarımcı arkadaşlarımın önce sabretmeyi öğrenmesi gerekiyor. Denemekten korkmadan, cesurca yeni ifade yolları bulmaları onları diğerlerinden ayıracak ve fark edilmelerini sağlayacaktır. Tabii yılmadan çalışmak da bu işin olmazsa olmazıdır.

You come up with your designer identity for years, how did you improve yourself in this aspect? Are there any advices you'd like to give to young designers with your years of experience? I chose this occupation with love. I used to say I was going to be a stylist back in high school. Back then, let alone knowing the meaning of the word, people used to say "Is there such a job?" Then I always worked within textile industry. I didn't slack, I have always been a hard worker. But I think my bravery, my curious and learning individuality, my patience and more importantly my persistence brought me success. No matter what anyway says, I always had the courage to try and apply what I thought of. I always visited fairs, I have an amazing archive at home. I have been following publishings both domestic and abroad and keep them. Travelling is the best way of learning. I used to visit stores for hours and gain an idea about the market. Such experiences would be my advice to young designers. I unfortunately can't see much patience in young developers. Everyone wants to be known and talked about in social media. But, what did you achieve? Nothing. There are new talents, indeed, but time is the best test. If you have been helping people earn money by designing since 30 years, you can be sure it's not because you are just lucky. It's only possible if you have a light of knowledge. New designer friends must first learn how to be patient. Finding new ways of experession without fear will set them apart. Then again, working without undauntedly is a must as always.



54

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

EV TEKSTİLİ / HOME TEXTILE

Dünyaya Geldiğimiz Anda Bizi Sarıp Sarmalayan Özel Bir Ürün:

A Special Product That Wraps Us Around the Second We Are Born:

Her yeni güne başlarken mutlaka dokunduğumuz, yüzümüze sürdüğümüz, duş sonrası sarındığımız havlu, belki de insanın daha dünyaya gözlerini açar açmaz dokunduğu, tenine değen ilk ürün…

A product that we definitely touch each new day, rub on our faces, wrap around us after shower, where some people even touch the moment they are born, the first product to come in contact with the skin...

Günümüzde hayatımızın vazgeçilmezi haline gelen, tarihte kullanımının 17. yüzyıla kadar uzandığı bilinen havlu, etimolojik olarak ince ve yumuşak tüy anlamına gelen “hav” kelimesinden türemiş, zamanla hav kelimesinin sonuna -lı eki getirilmesi ile “havlı” kelimesi ortaya çıkmıştır. Ekin, küçük ses uyumu gereği +lı şekline evrilmemesi nedeniyle de bir süre sonra sözcük, havlu olarak kullanılmaya başlanmıştır.

A must-have in our daily lives, with its first use in history dating back to 17. century, deriving from the word "hav" which etymologically means thin and soft hair, later on evolved into the word havlu (towel) by taking the lı- suffix later on. As the suffix couldn't stay as +lı due to labial assimilation rule, the word later on was used as "havlu" (towel).

HAVLU TOWEL

Bugün ev tekstili sektörünün en bilinen ürün gruplarından olan, dünyanın birçok noktasına ülkemizden ihraç edilen havlunun, yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda ilk olarak Bursa şehrinde kullanıldığı bilgisine ulaşılmıştır. Yüzyıllar içerisinde Osmanlı Devleti'nin sınırları genişledikçe, havlunun da kullanım

One of the most well-known products of today's home textile, exported to numerous points in the world from our country, towel is known to be first used in the city of Bursa in archaeological studies. Through the centuries, as the borders of Ottoman Empire grew, areas where towels are used also extended. Highly expensive to produce at its first year, towels took their


bölgeleri yaygınlaşmış ve çoğalmıştır. İlk yıllarında üretimi oldukça maliyetli olan havlu, pamuk ticaretinin çoğalması ve endüstrileşme ile beraber, her eve girmeye başlamıştır. Havluya olan talebin artması, ürünün zamanla şekil değiştirmesine ve daha farklı tasarımların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Bugün dünyaca ünlü Türk havlusu, teknolojideki ilerlemeleri takip ederek hayatımızı kolaylaştırmaya devam etmektedir. Havlu seçimi yaparken, daha çok su emme kabiliyeti ve yumuşaklık gibi özelliklere dikkat edilir. Bir diğer önemli faktör ise dayanıklılıktır. Özellikle bornoz alımlarında kullanım süresinin uzun olabilmesi açısından en çok dikkat edilen özelliğin su emme kabiliyeti ile birlikte dayanıklılık olduğunu söyleyebiliriz. Havluların, bambu ve modal içermesi, dikişlerinin kalitesi gibi ayrıntılar da tercih nedenlerini etkileyen diğer detaylardandır. İpliğinin cinsi, hidrofilitesi ve boya kalitesinin de önemli olduğu hatırlatarak, havlunun kullanım alanlarına bir göz atalım. Hijyen sağlamak ve korumak adına çok daha sık yıkanması nedeniyle tüketim hızı diğer havlu çeşitlerine göre daha fazla olan havlu çeşidi, şüphesiz el ve yüz havlularıdır. Banyomuzda ellerimizi ve yüzümüzü yıkadıktan sonra şartlı bir refleks

places in each home as a result of cotton trading and industrialization. Increasing demand for towels caused the product to change in shape and have different designs. World renowned Turkish towel makes our lives easier by following technological improvements. While choosing the right towel, features such as water retaining capacity and softness should be taken into consideration. Another important factor is durability. Especially for bathrobes, most sought after feature is water retaining capacity along with durability for a long lasting product life. Ingredients such as bamboo and modal, and details like seam quality also affect the decision-making process while buying towels. We would like to remind you that type of thread, hydrophility and dye quality are also important and now let's take a look at towels' areas of use. The type of towel with higher consumption rate compared to others as they are washed more frequently in order to provide and preserve hygiene is hand and face towels. A product that we search for in a conditioned reflex after washing our hands or face in the bathroom, hand/face towel became an important aspect of bathroom decoration with their textures, colors and different design aspects.


56

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

ile direkt olarak etrafımızda aradığımız bir ürün olan el/yüz havlusu, dokusu, renkleri ve farklı tasarımlarının da etkisi ile banyo dekorasyonunun önemli bir ögesi haline gelmiştir. Yaz aylarının vazgeçilmez ürünü olan plaj havlusu, canlı renkleri ve yılın moda trendlerine uygun tasarımları ile her yaz kumsalları defile yapılan bir sahneye dönüştürmektedir. Mayo ve terlik ile uyumlu olmasına dikkat edilen plaj havlularının çabuk kuruması da önemli bir tercih sebebidir. Banyo yapmak ve duş almak rutin vücut temizliğimiz için hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıdır. Fakat banyo ve duşun temizlenmeye ek olarak farklı faydaları da bulunmaktadır. Bunların en önemlisi uygun sıcaklıkta yapılan banyonun strese ve kas ağrılarına iyi gelmesidir. Havlu ve bornoz, yumuşak dokuları ile insanın vücudunu saran ve banyo sonrası çok daha iyi hissetmemizi sağlayan ürünlerdir. Kaliteli bir havlu ve bornoz, banyo yapma konforunun artması açısından çok önemlidir. Bornozlar; organik pamuk, bambu karışımlar, kadife havlu ve pamuk bukle havlu kumaşlar gibi farklı havlu kumaşlardan üretilebilirler. En çok tercih edilen bornoz modelleri ise kapüşonlu, kimono tipi, tam boy, orta boy ve küçük boy bornozlardır.

EV TEKSTİLİ / HOME TEXTILE

A must-have of summer season beach towel, turns beaches into a fashion show stage with its lively colors and designs that are fit for the year's fashion trends. With usually its harmony with swimsuit and slippers taken into consideration, rate at which they dry is also another important consideration when buying one. Taking a bath and shower is a routine part of our life for body care and cleanliness. However, bath and shower have additional benefits as well. The most important one being a shower taken in ideal temperature helps with stress and muscle pain. Towel and bathrobes, with their soft textures, are products that will wrap you around and feel much better following a shower. A high quality towel and bathrobe is highly important in increasing bath comfort. Bathrobes can be made using different fabrics such as organic cotton, bamboo mix, velvet and cotton boucle towel fabric. Most preferred bathrobe models are hooded, kimono type, full size, mid-size and small bathrobes.


Farklı tür, model ve desenlerde hayatımıza renk katan havlunun, karşımıza çıktığı bir diğer kullanım yeri de mutfaklardır. Daha küçük boylarda dokunmuş halleri ile bulaşıklarımızı, ellerimizi, mutfak tezgâhımızı kurulamak için kullanabileceğimiz mutfak havluları, mutfak dekorasyonumuza hareket katan ürünler arasındadır.

Livening our lives with different types, models and designs,

El ve vücut temizliği için kullandığımız havlu ve bornozların sıklıkla yıkanması gerekmektedir. Bu konuda hassas olmamak bazı hastalıklara sebep olabilir. Bu nedenle uygun sıcaklıkta, kumaşa uygun deterjanlar kullanılarak ve ürün etiketinde yazan yıkama talimatlarına sadık kalarak ürünlerinizi yıkamayı unutmayın. Özellikle dantel ve güpür gibi detaylar mevcutsa diğer çamaşırlarla karıştırmadan ve renklere göre ayırarak yıkamak, havlu ve bornozlarınızın kullanım ömrünü uzatacaktır.

washed frequently. Insensitivity to this topic might cause some

Denizli, Buldan, Babadağ ve İstanbul'da, Türk havlu ve bornozunun kalitesini, değerini ve bilinirliğini arttırmak amacıyla 2011 yılından beri her yıl Mart ayı içerisinde Dünya Türk Havlu ve Bornoz Festivali kutlanmaktadır.

World Turkish Towel and Bathrobe Festival is celebrated in March every year since 2011 in Denizli, Buldan, Babadag and Istanbul in order to increase awareness and quality of Turkish towel and bathrobes.

towels also take place in kitchens. Used to dry our hands, dishes and kitchen counter in their smaller sizes, kitchen towels also spice up kitchen decoration. Towels and bathrobes used for hand and body hygiene must be diseases. For this reason, be sure to wash your products using the right temperature, detergents suitable for the fabric while reading the washing instructions on the product label. Especially if there are details like lacework and guipure, separating from other clothes and according to colors will increase the life-span of your towels and bathrobes.


58

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

HABER / NEWS

Türk Ev Tekstili Markaları, Heimtextil'de Nisan Etkisi Yarattı! Turkish Home Textile Brands Created April Effect in Heimtextil!

8-11 Ocak 2019 tarihleri arasında Frankfurt'ta düzenlenen Heimtextil Fuarı, dünya ev tekstili sektöründe tasarım ve üretim konularında söz sahibi firmaları ve dünya markalarını bir araya getirdi. 65 ülkeden 3025 katılımcı firmanın yer aldığı, 156 ülkeden 67.500 ziyaretçinin ağırlandığı ve 2019 yılının ilk sunumlarının yapıldığı Heimtextil Fuarı'na, dünya ev tekstili sektörünün en önemli oyuncularından biri olan Türkiye 290 firma ile katıldı. Dünyanın birçok ülkesinden gelen tasarımcıların ve satın alma yetkililerinin ziyaret ettiği Türk stantlarında, bu yıl da güncel trendlerin tasarımlara yansıtıldığı; döşemelik kumaşlardan, perdelere, masa ve mutfak örtülerinden banyo tekstiline, yatak odası tekstili ürünlerinden dekoratif kumaşlara birçok ürün yer aldı.

Heimtextil Fair, organized on 8-11 January 2019 in Frankfurt, brought home textile sector's leading companies and global brands in terms of design and production together. Turkey, one of the leading actors in world's home textile industry, participated with its 290 companies in Heimtextil Fair with a total of 3025 participants from 65 countries and 67.500 visitors from 156 countries where first presentations of 2019 were introduced. Various products ranging from upholstery to drapery, table and kitchen sheets to bathroom textile, bedroom textile products to decorative fabrics where current trends are reflected into designs were exhibited in Turkish booths, visited by designers and purchasing officials from several countries around the world, TETSİAD (Turkish Home Textile Industrialists' Association), the umbrella organization of Turkish home textile continued presen-


Türk ev tekstili sektörünün çatı kuruluşu TETSİAD (Türkiye Ev Tekstili Sanayicileri ve İşadamları Derneği), bu yıl iki farklı holde, toplam iki stant ile fuara katılarak Türk ev tekstilini dünyaya tanıtma faaliyetlerine hız kesmeden devam etti. 2018 yılı fuar ve iletişim çalışmalarını, APRIL EFFECT konsepti ve konumlandırması üzerine yapılandıran TETSİAD, EVTEKS Fuarı'nın yapıldığı Nisan ayının, tekstil dünyası için tıpkı doğanın uyanışı gibi yeni tasarımları, inovatif yaklaşımları, yenilik ve tazeliği de sunduğunu anlatan iletişim çalışmalarını Heimtextil Fuarı'nda da sürdürdü. Geçtiğimiz yıl, APRIL EFFECT konsepti doğrultusunda Heimtextil Fuarı için özel olarak hazırlanan ve büyük beğeni toplayan “Color Edition” tasarım kataloğunun hediye edildiği ziyaretçilere bu yıl, doğadan esinlenerek üretilen kumaş dokularıyla doğanın tasarıma yansımasının anlatıldığı “Texture Edition” doku kataloğu hediye edilerek ziyaretçiler, Nisan ayında TETSİAD tarafından CNR Fuarcılık iş birliği ile düzenlenen EVTEKS APRIL'a davet edildiler.

ting Turkish home textile to the world with two different booths in two different halls this year. Constructing its 2018 fair and communication studies on APRIL EFFECT concept and positioning, TETSIAD once again continued its communication studies under the same concept in Heimtextil Fair, the effect of April which brings new designs, innovative approaches, freshness and revitalization to textile industry, just like in EVTEKS Fair. Visitors who received "Color Edition" design catalogue that was prepared specially for Heimtextil Fair in accordance with APRIL EFFECT concept which received positive feedback last year, were surprised with "Texture Edition" texture catalogue where reflections of nature on design via the use of fabric textures inspired from nature was explained, and they were invited to EVTEKS APRIL, to be organized by TETSIAD in April, with the cooperation of CNR Expo.


60

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

Ayrıca, kelebek kanatlarından oluşan selfie çekilme alanları ile TETSİAD standı, bu sene fuarın en çok ilgi gören stantlarından biri oldu; özellikle de bulunduğu holde farklı ve renkli bir atmosfer oluşturdu.

HABER / NEWS

Also, TETSIAD booth with selfie areas made out of butterfly wing shapes became one of the most attractive booths of the fair; creating a colourful atmosphere in the hall it was located.

Fuarın ilk günü akşam saatlerinde TETSİAD standında düzenlenen APRIL EFFECT konseptli kokteylde ise katılımcı firma temsilcileri, ziyaretçi ve davetliler, Trio Panamericana grubunun keyifli müzikleri eşliğinde bir araya geldi. TETSİAD Başkanı Ali Sami Aydın, Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçılar Birliği Başkanı Sn. Ahmet Güleç, Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Sn. Hüseyin Memişoğlu, Frankfurt Ticari Ataşesi Sn. Tansu Günendi'nin katılımları ile gerçekleşen kokteylde, çok değerli birlik başkanları ve TETSİAD yönetim kurulu üyeleri tarafından kesilen pasta, misafirlere ikram edildi.

During the APRIL EFFECT themed cocktail that took place in TETSIAD booth on the first evening of the fair, participating company representatives, visitors and guests came together to Trio Panamericana's pleasant music. During the cocktail, with the participation of the President of TETSIAD Mr. Ali Sami Aydın, the President of Wood and Forestry Products Exporters Association Mr. Ahmet Güleç, the President of Denizli Exporters Association Mr. Hüseyin Memişoğlu and Frankfurt Commercial Attache Mr. Tansu Günendi, the cake cut by esteemed presidents of associations and TETSIAD executive board members was served to guests.

İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı Sn. Ahmet Öksüz ve Başkan Yardımcısı Sn. Ahmet Şişman ise fuarı ziyaret ederek Türk katılımcıları yalnız bırakmadı.

President of Istanbul Textile and Raw Materials Exporters' Association Mr. Ahmet Öksüz and Vice President Mr. Ahmet Şişman visited the fair to show their support to Turkish participants.


Başkan Ali Sami Aydın ile birlikte Uludağ Tekstil İhracatçılar Birliği standında UTİB Başkanı Sn. Pınar Taşdelen Engin'i ziyaret eden heyet, Denizli İhracatçılar Birliği standında DENİB Başkanı Sn. Hüseyin Memişoğlu ile bir araya geldi. Türk katılımcıların stantlarına uğrayarak, Türk tasarım koleksiyonlarını sundukları ve Türk ev tekstilinin kabiliyetlerini tüm dünyaya gösterdikleri için teşekkürlerini iletti. Ayrıca Frankfurt Başkonsolosumuz Sn. Burak Karartı, fuar esnasında TETSİAD standını ziyaret ederek, Türk ev tekstilinin yurt dışındaki algısı ile olumlu düşünceleri paylaştı.

The commitee that visited the president of UTIB, Pınar Taşdelen Engin, at Uludağ Textile Exporters Association's booth together with President Ali Sami Aydın also met the President of DENIB Mr. Hüseyin Memişoğlu at Denizli Exporters' Association's booth. Gave his thanks to participants from Turkey for presenting Turkish design collections and showing the capabilities of Turkish home textile to the whole world. Also, Mr. Burak Karartı, Consul General of Frankfurt, visited TETSIAD booth in the fair to share his positive thought on the perception of Turkish home textile abroad.

TETSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sami Aydın, başarılı geçen fuarın ardından, fuar ve Türk ev tekstili ile ilgili görüşlerini aktardı: “Özellikle ihracat yapan firmalar için tasarım konusu büyük önem taşıyor. Bu konuda dikkat edilmesi gereken üç önemli nokta var. Birincisi, ihracata yönelik yapılan üretimde o döneme ait küresel tasarım trendlerinin yansıtılmasının önemi. Bu trendler kumaş dokusundan renklere, kullanılan ham maddeden desenlere kadar her noktada daha önceden, trendsetterlar

President of TETSIAD Mr. Ali Sami Aydın told us about his thoughts regarding the fair and Turkish home textile after a successful fair: "First of all, design plays a vital role, especially for companies that export. There are three key areas that must be kept in mind. First, for export-focused manufacturing, it is important to reflect current period's global design trends. Such trends are set by trendsetters in advance with all spects considered, ranging from fabric's texture to the raw material used, to patterns. Since active


62

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

tarafından belirlenmiş oluyor. Gündemdeki tasarım trendi önceden belirlendiği için bizim sektör olarak bu tasarım trendlerine uygun, güncel tasarımlar üreterek diğer ülke ihracatçılarından öne geçmemiz gerekiyor. Çünkü ancak bu sayede 'o ülke tasarımı iyi yapıyor' deniliyor. İkincisi, her firmanın kendi kurum markasını oluşturduğu kendine özel olan kurumsal-marka kimliği olmalı. Her firma markasının özü itibariyle diğerlerinden ayrışmalı. Bu önemli çünkü her firma, biraz önce sözünü ettiğimiz küresel trendleri, kendi markasındaki özelliğe göre farklılaştırmalı. Kendi tasarım ruhunu katmalı. Firmaların 'koleksiyon' dediğimiz tasarım sunumları da böyle ortaya çıkıyor. Burada 'yorumlama' ve 'firma tasarım gücü' önem kazanıyor. Taklitten uzak, firmanın kimliğini yansıtan dokunuşlar, yapılan ürünü hem rakiplerden ayrıştırır hem de değerini arttırır. Üçüncüsü de firmanın hem kendisini hem de yeni sezon ürünlerini tanıtması gerekliliği. Tanıtım, en az üretim kadar değerli ve yatırım yapılması gereken bir alan. İşin en başında marka kimliğinin oluşturulması

HABER / NEWS

design trends are set in advance, we must manufacture up-todate designs in accordance with such design trends and have the upper hand over other countries' exporters. This is the only way to be know as 'a country that makes good designs.' Secondly, each company must have a corporate-brand identity where their own corporate brand is formed. Each company must differ from the other with the essence of their company. This is important because each company must add to the aforementioned global trends with their brand's unique aspects. They must add their own design perspective. This is how companies bring together their design presentations that we call 'collections.' Here, 'interpretation' and 'company design power' carries huge importance. Without imitation, unique touches that reflect a company's identity will differentiate a product from its competitors and increase its value. The third aspect is the need for a company to introduce both itself and its new season products. Advertisement is just as important as manufacturing and is a field companies must invest in. At the beginning of the work, it is


önemli, çünkü her şey onun üzerine yapılandırılıyor. Ardından web sitesinden kataloglara, sosyal medya reklamlarından halkla ilişkiler çalışmalarına, fuar etkinliğinden doğrudan pazarlama iletişimine kadar her noktada ilgili hedef kitleye varlığımızı duyurmak, onun ilgisini çekmek ve bizimle temasa geçmesini sağlamak zorundayız. Bunları ısrarla sürdürür ve tekrarlarsak rekabette önümüzdeki engellerin kalktığını göreceğiz. Heimtextil, işte tam da bu açıdan büyük önem taşıyor. Türk ev tekstili, yılın ilk büyük organizasyonunda 'trend', 'tasarım' ve 'marka' konularında bir bütünlük sağlamalı. Bu fuarda dünyaya bu üç noktada en önemli oyuncunun Türkler olduğu vurgusu sözle değil, bu önemli üç unsur ile yapılmalı. Heimtextil aynı zamanda fuara gelen ziyaretçileri Nisan'daki EVTEKS Fuarımıza davet ettiğimiz bir organizasyon. Yabancılar öncelikle dünyanın en büyük iki fuarını takip ediyor: Heimtextil ve EVTEKS. Heimtextil'deki başarımız hem EVTEKS'e hem de doğrudan üretim kapasitesi ile Türkiye ekonomisine katkı sağlıyor.”

vital to create brand identity, because everything is built on that. Following that, we must inform target masses of our presence, ranging from catalogues to social media advertisements, to PR studies, to fair events and direct marketing, to draw their attention and to get them to contact us. If we consistently and repeatedly carry forward with these practices, we'll see all the obstacles on our path will disappear. This is exactly where Heimtextil comes into play. Turkish home textile must establish coherence in the first major organization of the year in terms of 'trend', 'design' and 'brand'. In this fair, the fact that Turkey is one of the three largest actors in the world must be fleshed out with actions, rather than just by words. Heimtextil is also an organization where we invite visitors to our EVTEKS Fair in April. Foreigners primarily follow the two biggest fairs in the world: Heimtextil and EVTEKS. Our success in Heimtextil contributes to both EVTEKS and directly to Turkish economy with its production capacity."


64

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

HABER / NEWS



66

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

TOPLUMSAL / SOCIAL

“Eğitimde Fırsat Eşitliği” ile “Eğitimle Değişen Yaşamlar”

"Changing Lives Through Education" with "Equality in Education"

Türkiye'nin eğitim alanındaki ilk sivil toplum kuruluşu olan Darüşşafaka Cemiyeti, annesi veya babası hayatta olmayan, maddi olanakları yetersiz ve yetenekli öğrencilere, 1863 yılından bu yana “Eğitimde fırsat eşitliği” misyonuyla kaliteli eğitim olanağı tanıyarak yaşamlarını değiştiriyor. Tarihi boyunca ülkenin gelişiminin bireylerin gelişmesine paralel olacağı ilkesi ile hareket eden ve “Eğitimle değişen yaşamlar” misyonunu benimseyen Cemiyet, Türkiye'nin dört bir yanından sınavla seçilen 930 öğrenciyi; 10 yaşında ailelerinden emanet alarak, İstanbul Maslak'taki Darüşşafaka Eğitim Kurumları'nda 8 yıl boyunca tam burslu ve yatılı okumalarını, yabancı dil ağırlıklı kaliteli bir eğitim sürecinden geçmelerini, sosyal ve kültürel anlamda tam donanımlı bireyler olarak yetişmelerini sağlıyor.

Darüşşafaka, Turkey's first non-governmental educational organization in education changes lives by providing quality education to underprivileged students whose mothers and/or fathers are deceased, insufficient financial possibilities and talented student since 1863 with the mission of "Equality in education". Operating under the principle throughout its history that the development of any country depends on the development of its people and aligned with its mission "Changing Lives Through Education," the organization is entrusted 930 students by their parents at the age of 10 chosen throughout Turkey with examinations. The foundation aims to bring up individuals for 8 years in Darüşşafaka Education Institutions under full scholarship and pension, through a foreign language oriented and high quality education, fully equipped in terms of social and cultural aspects.

8 yıllık ücretsiz eğitim için Darüşşafaka sınavı 26 Mayıs'ta gerçekleşecek

Darüşşafaka exam for 8 years free education will take place on 26 May

Darüşşafaka Eğitim Kurumları'nın 2019 yılı sınavı, 26 Mayıs 2019 Pazar günü saat 10.00'da Türkiye'nin 24 ilinde düzenlenecek. Adana, Ağrı, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Karabük, Kayseri, Konya, Malatya, Mardin, Mersin, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon ve Van'da gerçekleştirilecek olan sınava Türkiye'nin her ilinden başvuru kabul edilecek. Bu 24 il dışından sınava katılacak öğrencilerin ve velilerinin en yakın sınav merkezine gelmek için yapacakları tüm ulaşım masrafı ise yine Darüşşafaka tarafından karşılanacak.

2019 exam for Darüşşafaka Educational Institutions will take place in 24 cities throughout Turkey on 26 May 2019, Sunday at 10.00 a.m. The exam to take place in the cities of Adana, Ağrı, Ankara, Antalya, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Karabük, Kayseri, Konya, Malatya, Mardin, Mersin, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon and Van can be applied to from any city in Turkey. All transportation costs of students and parents to apply to the exam at the nearest exam center from outside the 24 listed cities will be covered by Darüşşafaka.

Sınava katılmak isteyen adayların başvuru evraklarının, Darüşşafaka Ortaokulu'na 20 Mayıs 2019 Pazartesi gününe kadar elden veya posta yoluyla ulaştırılması gerekmektedir.

Participant who want to take the exam have to submit their application documents to Darüşşafaka Middle School by 20 May, 2019 by hand or by mail.


Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Darüşşafaka Eğitim Kurumları Genel Müdürü Ebru Arpacı, ülkemizin bütün çocuklarının iyi bir eğitim alma hakkı olduğunu düşünen hayırsever kişiler tarafından 1863'te kurulan Darüşşafaka'nın, her yıl sınavla seçtiği öğrencilerin eğitim, sağlık, beslenme, barınma ve giyim gibi tüm gereksinimlerini karşıladığını ifade ederken “Darüşşafaka Eğitim Kurumları'ndan mezun olan öğrenciler, İngilizce bilen, teknolojiye hâkim, en az bir müzik aleti çalabilen, spor yapan, çok okuyan her anlamda donanımlı gençler olarak üniversiteye başlıyor. Darüşşafaka, 21'inci yüzyılın becerilerine sahip olacak şekilde eğitim gören öğrencilerine sadece ortaokul ve lisede kucak açmıyor; aynı zamanda başarılı mezunlarını üniversite eğitimleri süresince de burs vererek destekliyor” dedi.

General Manager of Darüşşafaka Educational Institutions Ebru Arpacı assessed the subject and stated that Darüşşafaka, founded in 1863 by philantropists who think all kids in our country deserve a good education has been covering all needs of students chosen via exams every year such as education, health, nutrition, shelter and clothes and said "Students who graduate from Darüşşafaka Educational Institutions start their college lives as well equipped young people who know English, tech-savvy, capable of playing at least one instrument, involved in one type of sports and read a lot. Darüşşafaka not just welcomes children who are educated in order to meet the qualities of 21st century throughout middle school and high school; but also supports its successful graduates throughout their college education."

Darüşşafaka Avrupa Parlamentosu'nda tanıtıldı

In the exhibition titled "Faces of Turkey: Civil Society" organized between the dates of 8-11 January 2019 in European parliament in Brussels, by Greek European Parliament Member and UN-Turkey Join Parliament Commission Vice-President Miltiadis Kyrkos, Darüşşafaka Foundation alongside other prominent non-governmental organizations in Turkey and their life-changing teachers were introduced.

8-11 Ocak 2019 tarihleri arasında Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu'nda, Yunan Avrupa Parlamentosu Üyesi ve AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Başkan Yardımcısı Miltiadis Kyrkos tarafından düzenlenen, “Faces of Turkey: Civil Society” (Türkiye'nin Yüzleri: Sivil Toplum) adını taşıyan sergide, Darüşşafaka Cemiyeti'nin de aralarında bulunduğu Türkiye'nin önde gelen sivil toplum kuruluşları ve fark yaratan öğretmenleri tanıtıldı. T.C. Brüksel Büyükelçisi Zeki Levent Gümrükçü ve Türkiye'nin Avrupa Birliği Nezdindeki Daimi Temsilcisi Mehmet Kemal Bozay'ın da hazır bulunduğu sergiye, Darüşşafaka Cemiyeti'nin yanı sıra Anne Çocuk Eğitim Vakfı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Kırmızı Kurdele İstanbul, Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, SosyalBen Vakfı, Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı, Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı ve fark yaratan öğretmenler Cevat Ayna ve Dilek Livaneli katılım sağladı.

Darüşşafaka introduced in European Parliament

In the exhibition attended by T.R. Brussels Ambassador Zeki Levent Gümrükçü and Permanent Representative of European Union in Turkey Mehmet Kemal Bozay, other organizations such as Mother Child Education Foundation, the Association for Supporting Contemporary life, Red Ribbon Istanbul, the Health and Education Foundation for Children with Leukemia, Purple Roof Women's Shelter Foundation, SosyalBen Foundation, Turkey Seed and Early Diagnosis of Autism Education Foundation, Turkish Education Volunteers Foundation, Turkish Library for the Visually İmpaired, Turkish Foundation for Children in Need of Protection alongside Darüşşafaka Foundation as well as life changing teacher Cevat Ayna and Dilek Livaneli.


68

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

16. Yüzyıldan Günümüze Ulaşan Dokuma: The Weaving From 16. Century to Today:

KÜLTÜREL MİRASIMIZ... / CULTURAL HERITAGE...

KUTNU

Türkiye'nin değerli kültürel el sanatları arasında bulunan Kutnu dokumacılığı, 16. yüzyılda başlamış olup günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Yalnızca Gaziantep'te dokunan, ipekli bir kumaş türü olan kutnu, uzun yıllar bölge halkının en önemli geçim kaynağı olmuştur.

Listed among one of the most valuable handicraft of Turkey, Kutnu weaving started in 16. century and managed to survive until today. Only woven in Gaziantep, a type of silky fabric, kutnu has been the livelihood of the locals for long years.

Göz alıcı parlaklığı ile İpekyolu'nun en kıymetli ürünlerinden olan kutnu kumaşları, Osmanlı Dönemi'nde saray tarafından en çok tercih edilen kumaş haline gelmişti. Osmanlı padişahları kutnu kumaşını çok beğendiği için kendilerine bu güzel kumaşlardan özel elbiseler diktirtirlerdi. Kutnu, zamanla Anadolu'da da farklı ve özel giyinmek isteyen herkes tarafından tercih edilmeye başlamıştı. Yüzyıllar içinde olumlu yönde gelişen kutnu dokumacılığı, 20. yüzyılın başlarında Gaziantep'te 5000 adet kutnu dokuma tezgâhına ulaşılmasını sağlamıştı.

One of the most valuable items of the silk road with its attractive gloss, kurnu fabric became palace's most preferred fabric during Ottoman Era. Since Ottoman sultans liked kutnu fabric so much, they had clothes made of this beautiful fabric for themselves. Kutnu was preferred by everyone in Anatolia who wanted to wear and look different and special. Having positive developments over the centuries, kutnu weavery reached over 5000 kutnu looms by the start of 20. century in Gaziantep.


El dokuma tezgâhlarında oldukça titiz bir şekilde işlenen kutnu kumaşı, birtakım önemli aşamalardan geçerek son halini alır. İlk olarak bobin halinde olan ipler “devre” adı verilen makine veya el yordamıyla sökülerek çile haline getirilir. Çile haline gelen iplikler, boya aşamasına geçmeye hazırdır. 100 derecelik boya kazanlarında kaynatılıp, bir süre bekletildikten sonra istenilen rengi alması için ipler, boyayı emene kadar bekletilir. Renk sürecinin ardından kazandan çıkarılan ipler, iyice sıkılır ve kurumaya bırakılır. Dokuma esnasında kopmaması için mezekçilere gönderilip düzeltilmesi ve kopuklarının iyice ayrılması sağlanır. Bu işlemin sonunda “taharlanan” yani taraktan geçirilen iplikler, dokunmaya hazır hale gelir. Bundan sonraki süreç ise dokuma tezgâhında devam eder.

Meticulously processed in hand weaving looms, kutnu fabric takes its final form after several phases. First of all, fibers in bobbins were pulled out in machines called "devre" or via hand and turned into hank. Yarns turned into hank are ready to be dyed. After being boiled at 100 degrees in dye boilers and resting for a while, yarns are kept in dye until desired color is reached. After dying process, yarns are removed from boilers, squeezed thoroughly and left to dry. In order to become strong and not break off while weaving, it is send to workers called "mezekçi" and weak points are fixed. At the end of this process, "drafted", which means combed yarns are ready to be woven. Next process takes place in weaving looms.


70

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

KÜLTÜREL MİRASIMIZ... / CULTURAL HERITAGE...

Değişik şekillerde, kendine has renk ve motifler verilerek ortaya çıkarılan bir dokuma türü olan kutnu kumaşı; ağırlıklı olarak Gaziantep'in yöresel kıyafetlerinde karşımıza çıksa da çanta, terlik, turistik giysiler, minder ve yastık yüzleri, döşemelik ve perdelik kumaş gibi farklı ürünlerin kullanımlarında da rastlanır.

A type of weaving with different patterns and unique colors and motifs, kutnu fabric; although mostly seen in Gaziantep's local dresses, are also seen in different products such as bags, slippers, touristic dresses, cushion and pillow cases, upholstery and drapery.

Çoğunlukla el tezgâhlarında, yer yer de motorlu tezgâhlarda dokunan kutnunun altmıştan fazla çeşidi bulunur. Kutnu dokumalarının hâkim rengi sarıdır fakat mor, bordo, yeşil, mavi, siyah, kırmızı renkleri de ürüne göre tercih edilebilir. Kutnu kumaşlarının hammaddesi floş olan suni ipek ve pamuk ipliğidir ve içinde sentetik maddeler bulunmaz.

Mostly woven in hand loom or powered looms, kutnu has more than sixty varieties. Dominant color in kutnu is yellow, but purple, maroon, green, blue, black and red are also preferred depending on the product. Raw material of kutnu fabric is flosh, artificial silk and cotton yarn and doesn't include synthetic materials in it.

Sadece Gaziantep'te üretilen “Antep Kutnu Kumaşı” için gerçekleştirilen coğrafi işaret başvurusu, Türk Patent Enstitüsü (TPE) tarafından onaylanmış, böylelikle bölgenin yöresel zenginliğine bir kez daha sahip çıkılmıştır.

Geographical indication application for the "Antep Kutnu Fabric" which is only manufactured in Gaziantep has been approved by Turkish Patent Institute (TPE), thus protecting the local richness of the region.



72

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

GEZİ / TRAVEL

“Gazi” Şehrin Canlı Tarihi

Lively History of "Veteran" City

Sahip olduğu köklü geçmişinin binlerce yıllık mirasını bünyesinde barındıran Gaziantep, tarihi yapıları ve müzeleri ile her yıl yurt içi ve yurt dışından binlerce turisti ağırlamaktadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi turları içerisinde en çok ziyaret edilen şehirlerin başında gelen Gaziantep, Türkiye turizmine ciddi bir katkı sağlamaktadır.

With thousands of years of heritage in its deep-rooted history, Gaziantep welcomes thousands of tourists, both domestic and foreign with its historical structures and museums. The leading city in Southeastern Anatolia Region tours, Gaziantep contributes to Turkish tourism greatly.

Bölgede yapılan araştırmalar, şehrin tarih yolculuğunun MÖ 10.000'lere kadar uzandığını, Anadolu'ya ilk yerleşilen alanlardan birinin de burası olduğunu göstermektedir. Antep'in Türkiye için bir diğer önemi de şüphesiz, Kurtuluş Savaşı yıllarında halkının göstermiş olduğu üstün kahramanlıklardır. Bu sebeple şehre TBMM tarafından “Gazi” unvanı verilmiş ve bunun sonucunda şehrin adının Gaziantep olmuştur.

Researches conducted in the region show us that the city's historical journey dates back to 10.000 B.C. and that this is one of the first settlements on Anatolia. One other importance of Antep for Turkey is the fact that it was awarded by TBMM with the title of "Veteran" for its outstanding services during the War of Independence and receiving the name of Gaziantep (Veteran Antep) as a result.

Bizler de Hometextile dergimizin Mart-Nisan sayısı için “Gazi” şehrimiz Antep'te bir yolculuğa çıkıp, gezilecek görülecek yerlerini siz değerli okuyucularımız için derledik.

We, as Hometextile magazine, decided to take a journey in our "Veteran" city Antep and to show its must see places for you esteemed readers in our March-April issue. Şahinbey Milli Mücadele Müzesi: Kurtuluş Savaşı yıllarında bölgenin gösterdiği üstün kahramanlık ve direniş mücadelesini tüm yönleri ile etkili bir şekilde sunan Şahinbey Milli Mücadele Müzesinde sergi alanlarının yanı sıra kronolojik olarak İngiliz ve Fransızlara karşı yürüten mücadele ve Gaziantep'te gerçekleşen önemli olaylar anlatılmaktadır. Şahinbey National Struggle Museum: Presenting outstanding bravery and struggle of the region during the War of Independence in all aspects and in an efficient way, Sahinbey National Struggle Museum describes important events that took place in Gaziantep and during the struggle against the British and the French chronologically, alongside exhibition areas.


Zeugma Mozaik Müzesi: Türkiye'yi ziyaret etmek için tek başına bir sebep olarak gösterilen Zeugma Mozaik Müzesi, hem bina büyüklüğü hem de sergilenen mozaiklerin kapladığı alan bakımından dünyanın en büyük mozaik müzesi konumundadır. Büyük ustalık eserlerinden oluşan müzedeki mozaik panoların bazıları 500.000 parçadan meydana getirilmiştir. Mozaikler, ziyaretçilerin Roma Dönemi kent yaşayışını canlandırılmasına ve o dönemin inanışlarını keşfetmeye yardımcı olmaktadır. Bilindiği gibi müzenin en önemli eseri, Zeugma'nın Mona Lisa'sı olarak adlandırılarak antik kentin ve müzenin simgesi haline gelmiş olan Çingene Kızı Mozaği'dir. Geçtiğimiz aylarda 12 parçasının ABD'den Gaziantep'e getirtilmesi ile Çingene Kızı mozaiği törenle ziyarete açılmıştır. Zeugma Mosaic Museum: Considered as a standalone reason to visit Turkey for, Zeugma Mosaic Museum is the world's largest mosaic museum both due to the building size and the area occupied by mosaics on exhibit. Consisting of pieces of art, some of the mosaic panels in the museum are made out of 500.000 pieces. Mosaics help visitors reimagine Roman Period social life and to discover the period's belief systems. As it is known, the most important piece in the museum, known as Zeugma's Mona Lisa is the Gypsy Girl Mosaic, which became the symbol of the city and the museum. With 12 pieces brought back to Turkey from the U.S.A in the recent months, Gypsy Girl mosaic has been opened for visit with ceremony. Rumkale: Yarımada üzerinde bulunduğu ve yarımadanın da hendek ile bağlantısı kesildiği için ulaşımın Gaziantep'in Yavuzeli ilçesine 25 km uzaklıktaki kasaba köyünden veya Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinden tekneler ile yapılabildiği Rumkale, Fırat Nehri ile Merzimen Çayı'nın birleştiği, yüksek kayalarla örtülü bir tepe üzerinde konumlanmıştır. Mimari kalıntılarının Geç Roma ve Ortaçağ'dan izler taşıdığı Rumkale'de, bugün görülebilen yapılar arasında Aziz Nerses Kilisesi, Barşavma Manastırı, çok sayıda yapı kalıntısı, su sarnıçları, kuyu ve hendek yer almaktadır. Rumkale: As it is located on the peninsula and the peninsula's connection is cut via ditches, travel to and from Rumkale is made via boats located in Halfeti district of Sanlıurfa or from village 25 km outside Gaziantep's Yavuzeli district, Rumkale is situated on a hill surrounded by high rocks where Euphrates Rives and Merzimen Brook meet. With traces from late Roman period and Middle Ages in its architectural remains, Rumkale has Saint Nerses Church, Barşavma Monastery, numerous structural remains, water cisterns, wells and dykes as structures that can still be seen today. Gaziantep Kalesi: Tarihte ilk olarak Roma döneminde gözetleme kulesi olarak kullanılmak amacıyla inşa edilen Gaziantep Kalesi, bugünkü şeklini MS. 6. yüzyılda Bizans İmparatoru Justinyanus döneminde almıştır. Türkiye'nin en güzel kalelerinden biri olan Gaziantep Kalesi, tüm ihtişamı ile Alleben Deresi'nin güney kenarında, yaklaşık 25-30 metre yükseklikte görülebilen bir tepe üzerindedir. Gaziantep turizmine de epeyce katkı sağlayan kale, turistler tarafından en çok ilgi gören yerlerin başında gelmektedir. Gaziantep Castle: First built with the purpose of being used as watchtower in Roman period for the first time in history, Gaziantep Castle took its final shape back in 6. century A.C. under the rule of Byzantine Emperor Justinianus. One of the most beautiful castles of Turkey, Gaziantep Castle is located on a 25-30 meters tall hill on southern side of Alleben River with all its glory. Contributing to Gaziantep's tourism considerably, the castle is among the most visited places by the tourists.


74

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

GEZİ / TRAVEL

Bakırcılar Çarşısı: Bakırcılar Çarşısı olarak adlandırılmasına rağmen, birçok farklı el sanatlarının üretiminin yapıldığı çarşılar kompleksinden oluşan Gaziantep Bakırcılar Çarşısı, taşlı sokakları ve ahşap evleri ile ziyaretçilerine farkı bir dönemdelermiş hissi yaşatmaya devam ediyor. 19. yüzyılda yapıldığı düşünülen ve tek katlı dükkânlardan oluşan, bakırcılık sanatının varlığının geçmişten günümüze devam ettirildiği Bakırcılar Çarşısı, Kültür Yolu Projesi kapsamında yer almış, 2007 yılında Tarihi Kentler Birliği'nin “Başarı Ödülüne” layık görülmüştür. Coppersmith Bazaar: Despite the name Coppersmith Bazaar, in this bazaar complex where many art forms are being performed, Gaziantep Coppersmith Bazaar still maintains the feeling of living in a different era with its stone-paved roads and wooden houses. Built to be built in 19th century, consisting of single storey shops, where the art of coppersmithing has been preserved since its history, Coppersmith Bazaar has been included in Kültür Yolu Project (Culture Road Project) and awarded the "Success Award" by Union of Historical Towns back in 2007.

Tarihi Gümrük Hanı: Gaziantep Kalesi çevresinde yer alan hanlardan biri olan Tarihi Gümrük Hanın, 1873-1878 yılları arasında Hacı Ömer Efendi tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. O yıllarda yolcu hanı olarak inşa edilen yapının zemin katı depo kullanımı, üst katları da yolcu odaları için yapılmıştır. Tarihi han, kent merkezinde bulunması sebebiyle, gerek iş amaçlı gerek turistik amaçlı şehre uğrayan herkesin uğramadan dönmediği bir yerdir. “Yaşayan Müze” kimliği ile kaybolmaya yakın el sanatlarının üretiminin ve satışının gerçekleştiği Tarihi Gümrük Han'da, mozaik sanatından ebruya, yemenicilikten kilimciliğe, gümüşçülükten ahşap oymacılığına kadar birçok el sanatı mesleği yaşatılmaktadır. Historical Gümrük (Customs) Commercial Building: One of the historical commercial buildings located near Gaziantep Castle, Historical Gümrük Han is known to be built by Hacı Ömer Efendi back in 1873-1878. Built as passenger inn back then, its ground floor was used as storage and upper floor was built for passengers. This historical building, due to its location in city center, was a place definitely visited by everyone, both for touristic and business related reasons before leaving the city. In the Historical Gümrük Han where almost forgotten handcrafts are still being preserved with its title called "Living Museum", numerous handcrafting artisanship is still being preserved, ranging from mosaics to marbling, hand-printed head-scarf making to rug-making, from silversmithing to wood engraving.

Tarihi Millet Hanı: Lala Mustafa Paşa'nın Antep Beyliği zamanında 1575 yılında Keçeciler Bedesteni olarak yaptırdığı Tarihi Millet Hanı, daha sonradan yapılan ilaveler ile kervansaray niteliği kazanmıştır. Günümüzde turistik el sanatları mağazaları ve dinlenme alanı olarak da tercih edilen bu tarihi han, Kültür Yolu üzerindeki önemli duraklardan birisidir. Otantik atmosferi eşliğinde kahve içmek ise hanın vazgeçilmezlerinden biri olmuştur. Historical Millet Hanı (People's Inn): Built under the name of Keçeciler Covered Bazaar back in Lala Mustafa Pasha's Antep Principality in 1575, Historical People's Inn was turned into a caravanserai with several additions made later on. Preferred by touristic handcraft shops and recreational areas, this historical inn is a major destination on Culture Road. Drinking a cup of coffee in its authentic atmosphere is an irreplacable enjoyment of the inn.


Hamam Müzesi: Osmanlı hamam kültürünün ve mimarisinin en güzel örneklerinden olan Hamam müzesinin yapısının, 1577 yılında Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırıldığı bilinmektedir. Uzun yıllar Paşa Hamamı olarak hizmet veren yapı, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından 2015 yılında restore edilmiş ve Gaziantep hamam kültürünün yaşatıldığı bir müze haline getirilmiştir. Hamam araç ve gereçlerinin, hamam adetlerinin, bal mumu heykellerinin sergilendiği müze, şehrin sevilen noktalarından biridir. Hamam (Bathhouse) Museum: One of the most beautiful examples of Ottoman bathhouse culture and architecture, Bathhouse Museum structure is known to have built by Lala Mustafa Pasha back in 1577. Serving for long years as Pasha bathhouse, the structure was restored by Gaziantep Metropolitan Municipality in 2015 and turned into a museum where Gaziantep bathhouse culture is presented. The museum where bathhouse tools and components, bathhouse traditions, wax sculptures are exhibited is one of the most liked points of interest in the city.

İslam Bilim Tarihi Müzesi: İslam Bilim Tarihi Müzesi, islam kültür coğrafyasındaki bilimsel faaliyetleri, müzecilik anlayışı çerçevesinde ziyaretçiler ile buluşturmak amacıyla Gaziantep'in Şahinbey Belediyesi tarafından yaptırılmıştır. Coğrafya, denizcilik, fizik-matematik, astronomi, kimya ve tıp alanlarında Müslüman bilim adamlarının gerçekleştirdiği çalışmaların yer aldığı müzede, Müslüman bilim adamlarının yaklaşımlarına dikkat çekmek amacıyla farklı bir tasarım ve içerik uygulamasına gidilmiş, ziyaretçilerin o dönemleri deneyimlenmesi istendiği için müze, çeşitli interaktif uygulamalarla zenginleştirilmiştir. Museum of the History of Science in Islam: Museum of the History of Science in Islam was built by Gaziantep's Sahinbey Municipality in order to bring together scientific activities in islamic culture with visitors under museology approach. In the museum where scientific researches performed by Muslim scientists in the fields of geography, maritime, physics-mathematics, astronomy, chemistry and medicine, a different application of content and design was adopted in order to bring attention to the approaches of Muslim scientists and the museum is enhanced with different interactive applications in order for visitors to experience their respective time periods.

Karkamış Antik Kenti: Gaziantep'in Karkamış ilçesi yakınında yer alan, Kadeş Savaşının ve tarihin ilk yazılı anlaşması olan Kadeş Anlaşmasının yapıldığı yer olan Karkamış Antik Kenti, Türkiye-Suriye sınırında yer almakta ve Yakındoğu Arkeolojisinin en önemli yerleşimlerinden biri olma özelliğini sürdürmektedir. Antik kentte yıllarca yapılan kazılar sonucunda bulunan birçok kabartma ve eserin büyük çoğunluğu, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve Gaziantep Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. Ancient City of Karkamış: Located near the Karkamış district of Gaziantep, where the first written treaty of Kadesh War and the history called the Treaty of Kadesh is located in, the Ancient City of Karkamış is located in the Turkish-Syrian border and still maintains the aspect of being the most important settlements of Near Eastern Archeology. Throughout years of excavations performed in the ancient city, numerous reliefs and artifacts were found and most of the pieces found are exhibited in Ankara Museum of Anatolian Civilizations and Gaziantep Museum of Archeology.


76

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

Tarihi Antep Evleri: Dış mekânlardan olabildiğince soyutlanarak inşa edilmiş, avlularına dönük bir şekilde yüksek duvarlar arkasındaki Tarihi Antep evleri, yerli ve yabancı turistlerin en çok ilgi gösterdiği yerler arasında bulunuyor. Genellikle iki kattan oluşan bu tarihi evlerin yapımında, bölgede taş kullanımının yaygın olması nedeniyle havara taşı (yumuşak kalker), topak taşı, keymıh (sert kalker), minare kayası, bazalt (karataş), beyaz mermer, kırmızı mermer ve doğadan toplanan bazı renkli taş cinsleri kullanılmıştır. Pencerelerinin ışık ve hava ihtiyacını karşılamasının yanı sıra binaların süsü olarak da kullanıldığı, yaşantılarının büyük bölümü avlularında geçtiği için buralara “hayat” isminin verildiği, bu hayatların içinde gizli kuyuların ve “ganne” adı verilen havuzun bulunduğu, evlerin üst katlarına genelde dışarıda bulunan merdivenle çıkıldığı tarihi Antep evleri, ziyaretçilerine zamanda yolculuk yapmanın en keyifli dakikalarını yaşatıyor.

GEZİ / TRAVEL

Historical Antep Houses: Built in an abstract manner from open areas inside high walls facing patios, Historical Antep houses are among the places found most attractive by tourists both local and foreign. Usually consisting of two stories, havara stone (soft limestone), cobblestone, keymıh (hard limestone), minaret rock, basalt, white marble, red marble and colourful stones collected from nature were used while building these houses as stones are commonly used for buildings in the area. With windows providing light and air as well as being used as building ornaments, called "hayat" (life) as most of people's lives were spent in patios, with hidden wells and pools called "ganne" in those lives, with stairs outside are taken to reach upstairs, historical Antep houses give a lovely sensation of travelling through time. Yesemek Açık Hava Müzesi: Tarihte ilk defa 1890 yılında, Alman Doğu Araştırmaları Kurumu adına yapılan kazılarda keşfedilerek, bilim dünyasına tanıtılan Yesemek Açık Hava Müzesi, Gaziantep Müze Müdürlüğü tarafından gerekli çevre düzenlemelerinin yaptırılması sonucunda açık hava müzesi haline getirilmiştir. Ayrıca içerisinde bulunan Yesemek Taş Ocağı ve Heykel Atölyesi, 2012 tarihi itibariyle UNESCO Dünya Miras Geçici Listesine adını yazdırmıştır. Yesemek Outdoor Museum: First discovered in the excavations made for German East Researches Organization back in 1890 and reintroduced to science world, Yesemek Outdoor Museum was turned into an outdoor museum as a result of necessary environment planning performed by Gaziantep Directorate of Museums. Also, Yesemek Stone Quarry and Sculpture Workshop located within were temporarily listed in UNESCO World Heritage List back in 2012.


Bedestenler: Çok eski yıllarda alışveriş yapılması amacıyla, ince, uzun ve üstü kapalı çarşılar olarak inşa edilen yapılara bedesten denmekteydi. Gaziantep'teki bedestenlerin sayısı daha önceki yıllarda beş iken, günümüzde sağlam kalmayı başarabilmiş sadece iki tane bedesten vardır. Bunlar da Zincirli Bedesten ve Kemikli Bedestendir. Halk arasında “Kara Basamak Bedesteni” olarak da bilinen, 17. yüzyılda Darendeli Hüseyin Paşa tarafından yaptırılan Zincirli Bedesten, yapılan restorasyon çalışmaları sonucunda yetmişin üzerindeki dükkan sayısı ile ziyaretçilerine mistik bir gezi yaşatmaktadır. 19. yüzyılda Müftü Hacı Osman Efendi tarafından yaptırılan Kemikli Bedesten de doğu ve batı bölümlerinden oluşan iki girişi ile yetmişin üzerinde dükkâna sahiptir. Turistik eşyaların ve baharatçıların yoğun olduğu bu bedestenler, Gaziantep gezilerinin vazgeçilmez noktalarıdır.

Covered Bazaars: Built with the purpose of trading in ancient times as long and covered bazaars, these buildings were called "bedesten" (covered bazaar). While there were up to five covered bazaars in Gaziantep in previous years, today there are only two covered bazaar that could stay intact. Which are called Zincirli Covered Bazaar and Kemikli Covered Bazaar. Commonly known as "Kara Basamak Covered Bazaar", built in 17. century by Hüseyin Pasha, Zincirli Bedesten currently serves its visitors with a mystical journey with over seventy shops thanks to restoration work performed. Built by Müftü Hacı Osman Efendi in 19th century, Kemikli Bedesten also has over seventy shops with two entrances on east and west wings. With numerous souvenir and spice shops, such covered bazaars are a must-visit places in Gaziantep.

Emine Göğüş Mutfak Müzesi: 1904 yılında inşa edilmiş, Türkiye'nin ilk Turizm ve Tanıtma Bakanlarından olan Ali İhsan Göğüş Bey'in doğduğu tarihi Göğüş Konağı'nın restorasyonu, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılmış ve konak 2008 yılında Gaziantep mutfak kültürünü tanıtmak amacıyla Emine Göğüş Mutfak Müzesi olarak hizmete açılmıştır. Türkiye'de kurulmuş ilk mutfak müzesi olma özelliğini taşıyan bu yerde, Gaziantep mutfağında kullanılan araç ve gereçler ile unutulmaya yüz tutmuş yöresel yemekler, görsel halde sergilenmektedir. Müze içerisinde bulunan hediyelik eşya bölümünde ise Gaziantep'e özgü çeşitli baharatların ve bakır ürünlerinin satışı yapılmaktadır. Emine Göğüs Cuisine Museum: Built in 1904, restoration of the House of Göğüs where Turkey's first Minister of Tourism and Advertisement Mr. Ali İhsan Göğüs Bey was born was performed by Gaziantep Metropolitan Municipality and the house was brought into service as Emine Göğüs Cuisine Museum in order to advertise Gaziantep Cuisine back in 2008. Being the first cuisine museum founded in Turkey, in this place tools used in Gaziantep cuisine as well as nearly-forgotten traditional foods are visually exhibited. In the souvenir area within the museum, several spices and copper products unique to Gaziantep are sold.


78

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

GEZİ / TRAVEL

Zengin Çeşitliliği ile Antep'in Dillere Destan Lezzetleri Antep's Famous Delicacies with Its Variety Bir şehri tanımak sadece tarihi yerlerini keşfetmek ile değil aynı zamanda mutfağını tanımakla başlar. Ait olduğu şehrin kültür ve medeniyetini temsil eden, birçoğu çok eski zamanlardan günümüze kadar gelmiş olan yöresel mutfak tatları, kimi şehirlere yeni bir kimlik kazandırır. Hemen hemen her bölgesinin kendine özgü tatları ile meşhur olduğu Türkiye, mutfak çeşitliliği açısından oldukça geniş bir yelpazeye sahiptir. Ama bunlardan biri var ki çoğu zaman diğerlerinin arasından sıyrılır ve hakkıyla “Antep Mutfağı” ismini sonuna kadar yaşatır. İşte dillere destan Antep mutfağından şehir seyahatini uzattıran bazı tatlar… Knowing this city isn't just about discovering the city but it starts with knowing its cuisine. Representing the culture and civilization they belong to, foods of local cuisines that survived from old times all the way to today bring a new identity to some cities. With almost each city having its own unique delicacies, Turkey has a wide variety when it comes to cuisine variety. But one such example is unique among all others, known rightfully as "Antep Cuisine". Here are some of the delicacies of Antep cuisine that'll prolong your stay in the city... Elbette öncelikle baklava… Ünü ülke sınırlarını çoktan aşan, uğruna günü birlik geziler yapılan Antep Baklavasının, dünyada hiçbir tatlıya benzemediği söylenir. Kendi usulünce yapılan Antep Baklavası, çıtır çıtır, bol Antep fıstığı ile hazırlanır. Birçoğunun 100 yılın üzerinde tecrübesinin olduğu Antep baklavacıları, bölgede yerli ve yabancı turistler tarafından oldukça yoğun ilgi görüyor. First of all, baklava... With its fame exceeding the country, some even visiting the city just for it, Antep Baklava is said to be like no other dessert in the world. Made in a unique way, Antep Baklava is prepared using crunchy pistachios in abundance. Antep baklava shops, with most over 100 years of experience behind them, are quite the tourist attraction, both for domestic and foreign tourists.

Katmer: El açması yufkanın, bol fıstığın ve kaymağın bir araya gelerek muazzam bir lezzete dönüştüğü Antep usulü katmer, bir kez deneyenlerin defalarca şehri ziyaret etme sebepleri arasında. Bazı dükkanların mideyi rahatlatmak için sütle birlikle servis ettiğini de belirtmeden geçmeyelim. Katmer: This Antep style flaky pastry that is a combination of hand rolled dough, lots of pistachio and cream is among the reasons for those who taste it to visit the city again and again. We should also say that some shops serve it with milk to ease stomach.


Beyran: Çorba mı yoksa yemek mi olduğu tartışması yıllardır süren beyran, Antep'e gidilip de içilmeden dönülmemesi gereken bir lezzet. Et suyu, pirinç, et, sarımsak, iç yağı ve bol acı ile hazırlanan bu yemek, bakır kapta sunularak tam bir lezzet şölenine dönüşüyor. Beyran: Being discussed since years as to whether it is a soup or a stew, beyran is a delicacy one must definitely taste in Antep. Prepared using broth, rice, meat, garlic, tallow and hot spice is served in a copper pot like part of a feast.

Ali Nazik Kebabı: Közlenmiş patlıcanın üzerine kuşbaşı ya da kıyma şeklinde etin, yoğurdun ve tereyağın eklendiği Ali Nazik kebabı, bölgenin ülke geneline namı yayılmış en leziz yemeklerindendir. Şehirde birçok restoranda bu lezzeti yakalayabilir, uzun süre tadının damağınızdan gitmemesini isteyebilirsiniz. Ali Nazik Kebab: Prepared by adding meat cut into small pieces or minced meat as well as yoghurt and butter on roasted eggplant, Ali Nazik kebab is one of the most widely known delicacy of the region known throughout the country. You can experience this taste in numerous restaurants around the city and wish you never forget the taste.

Batma Kaymak: İnce ve sıcak lavaşların arasına konulan kaymak, daha sonra bunun üzerine eklenen bal, şeker ve bol fıstık… Antep mutfağının en özel tatlıları arasında yer alan Batma Kaymak, tadını yıllardır aynı şekilde koruyor. Batma Cream: Cream added between thin and hot bread and honey, sugar and lots of pistachio on top of that... One of the most unique delicacies of Antep cuisine, Batma Cream has the same taste since ages.

Gaziantep'in mutlaka denenmesi gereken diğer tatlıları arasında fıstıklı kadayıf, şöbiyet, dolama, nişe helvası, şam tatlısı, aşure, zerde, peynirli irmik helvası sıralanabilir. Diğer meşhur yemek çeşitlerinden bazıları ise küşleme, patlıcan kebabı, simit kebabı, orman kebabı, soğan kebabı, tike kebabı, külbastı ve Antep usulü lahmacundur. Ve son olarak tabii ki Gaziantep denilince akla gelen bir diğer önemli şey meşhur baharatlarıdır. Öyle ki Gaziantep'e giden bir tanıdıktan genelde dönerken baharat getirmesi rica edilir… Among other delicacies one must definitely taste in Gaziantep are, pistachio kadayıf, şöbiyet, dolama, nişe halva, şam dessert, noah's pudding, zerde and semolina halva with cheese. Other famous foods are küşleme, eggplant kebab, simit kebab, orman kebab, soğan kebab, tike kebab, cutlet and Antep lahmacun. Last but not least, Gaziantep is always known for its famous spices. So much so that whoever visits Gaziantep is always asked by relatives to bring back spices...


80

Hometextile / Mart-Nisan 2019 / March-April 2019

İNFOGRAFİK / INFOGRAPHICS

HANGI TRENDLER ORTAYA ÇIKARILMALIDIR? WHAT TRENDS SHOULD BE DETECTED?

Mikro Trendler: Güncel Moda ve Akımlar Ürünler Pazarlar Konjonktör Micro: Products Markets Konjuntur

product trends

consumer trends

technology trends

Makro Trendler: Teknoloji Demografi Macro: Technology Demography

Meta Trendler: Medeniyet Doğa

mega trends

meta trends

Meta: Civilisation Natura Kaynakça / Source: Horx Zukunftsinstitut GmbH


on ti

tran si



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.