Necip Fazıl Kısakürek - Vahiduddin

Page 44

Günler geçti, tekrar yalnız olarak Padişahla görüşmek istedim. Beni bu sefer de kabul etti. Ben ilk nokta-i nazarımda musir görünen bir adam tavriyle, belki de mukaddemesiz aynı vadide konuşmaya başladım. Vahidüddin seri bir intikal ile bana cevap verdi: — Paşa, ben her şeyden evvel Đstanbul halkını doyurmak mecburiyetindeyim. Đstanbul halkı açtır. Bunu temin etmedikçe, alınacak her tedbir isabetsiz olur. Bu cümlenin nihayetinde Zât-ı Şahane gözlerini Kapadı. Ben tilki tabiatinde her entrikanın her şahidi olduğum yüzlerce misallerinden biri bulunduğuma büyük teessürle kaani oldum. Düşündüğüm şu idi: Zâtı Şahane evvelâ Đstanbul halkını kazanmak istiyor, kendisinin teşebbüsat-ı zâtiyesi için kuvvet ve istinat noktasını burada arıyor. Fakat yine düşündüm ki, şerait-i umumiye ıslah edilmedikçe politikacılık nokta-i nazarından doğru olsa bile, bu arzunun temini kabil olabilir miydi?» Açıkça bellidir ki, Dünya Harbinin Osmanlı Đmparatorluğu ve Türk ordusu bakımlarından çöküş devresinde Mustafa Kemal Paşanın biricik muradı, Vahidüddin'i doğrudan doğruya ordunun başına geçirmek ve kendisini de ona Genel Kurmay Başkanı tâyin ettirmektir. Fakat Sultan Vahidüddin'in Mustafa Kemal Paşadaki emeli sezmesi, işi şahıs plânının üstünde ve halk çapında ele alması ve buna rağmen muhatabına nazik davranmakta devam etmesi üzerine, Paşa, Padişaha itiraz etmeye kadar gidiyor Đşte kendi lisaniyle Vahidüddin'e mukabelesi: «— Çok doğru düşünüyorsunuz. Fakat Đstanbul halkını doyurmak için alınması lâzım gelen tedbir ve teşebbüsler, Zât-ı Şahanenizi bütün memleketi kurtarmak için alınması lâzım gelen mübrem (zorlayıcı) ve müstacel tedbirlere tevessül etmekten menedemez. Heyet-i umumiyenın selâmetini temin edecek mesai (çalışmalar) ancak makinenin hey'et-i umumiyesinin işlemesiyle mümkün olur.» Bundan sonra Mustafa Kemal Paşa, Sultana söylediklerinin doğru olduğuna inandığını, ancak böyle hareket edilirse bir neticeye varmanın mümkün olabileceğini haber veriyor ve sözleri fazla telâkki edilse bile söylemeğe mecbur olduğu kaydiyle diyor ki: «— Yeni Padişahın mebde-i hareketi (iş başlangıcı) kuvvete tesahup etmek olmalıdır. Devleti, milleti ve bütün menfaatleri müdafaa eden kuvvet, başkasının elinde bulundukça sizin padişahlığınız dahi lâfzı (sözde padişahlık) olmaktan kurtulamaz!» Vahidüddin'i bütün kuvvetleri eline almaya ve her şeye hâkim olmaya, ondan sonra da Mustafa Kemal Paşayla elele çalışmaya davet eden bu sözlere padişahın verdiği cevap son derece kapalı ve bir o kadar da manalıdır. Mustafa Kemal Paşadan naklederek bildiriyoruz: «Padişahın verdiği cevaba şu cümle karıştı: — Ben icabeden şeyleri Talât ve Enver Paşa Hazretleriyle görüştüm! Bunu söyleyen zât, daha birkaç ay evvel, Veliahtlığında Talât ve Enver Paşalardan müteneffir (tiksinici) olduğunu anlatan ve bu adamların memleketi mahvolmaktan başka bir neticeye isal etmesi (vardırması) mümkün olmayan hareketlerini tenkid eden Vahidüddin'di. Şimdi Padişah ve Halife Vahidüddin, bu zevatla görüşmüş, memleketin selâmeti için icabeden tedbirleri almış bulunuyor... Vahidüddin demek istiyordu ki: — Siz vazife ve selâhiyetiniz fevkinde benimle lâubalilik mî etmek istiyorsunuz? Bu maksadı anladıktan sonra, Vahidüddin'in karşısında benim vicdanî vazifem hitam bulmuştu. Ayağa kalktım. Müsaade talep ettim. Gözlerini kapadı ve hiç bir kelime telâffuz etmeksizin elini uzattı.» Hiç bir kıymet hükmü koymaksızın aynen Mustafa Kemal Paşanın lisanından naklettiğimiz bu tablodan sonra sözü yine kendisine verelim: «Salondan çıktığım vakit, Naci Paşa gözlerimdeki teessürü okumuş gibi göründü. Kelime teati etmeden uzaklaştım. Perapalastaki daireme geldim ve düşünmeğe başladım. Hacı zannettiğimiz zâtın ziri-bagalde (eğerin altında) haçı çıkmıştı. Artık başka bir şey aramak lâzımdı. Birkaç gün daha geçti. Vakitsiz kimseyi ürkütmek istemediğimden, Cuma selâmlık merasiminde, Yıldızın Sultan Hamid yapısı camiinde ben de ordu kumandanı sıfatiyle ispat-ı vücut etmekteydim. Bir gün namazdan evveldi, bir salonda Başkumandan Vekili Enver Paşa, îzzet Paşa, Vehip Paşa, Balkan muharebesini idare etmiş büyük kumandanlarla beraber namaz vaktini


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.