Necip Fazıl Kısakürek - Vahiduddin

Page 43

adalet, irade ve siyaset bakımlarından üstün bir anlayış ve şahsiyet belirtici «Hatt-ı Hümayûn»u, o felâket yılında, geç kalmış bir ışık gibi pırıldayıp sönüyor.

YENĐ PADĐŞAH HUZURUNDA Veliaht Vahidüddin Efendiye Almanya seyahatinde refakat eden Mustafa Kemal Paşa'nın (Karlsbad)da tedavideyken yaveri Cevat Abbas'tan aldığı telgraf üzerine istanbul'a geldiğini ve bu defa Sultan Vahidüddin ile karşılaşmak üzere saraydan gün istediğini ve aldığını kaydetmiş ve oradan cülus merasimine geçerek bu sahneyi ileriye bırakmıştık. Sırası geldi: Mustafa Kemal Paşa'nın istanbul'a gelmeden Sultan Reşad'ın ölüm ve Sultan Vahidüddin'in cülus haberini alınca saraya çektiği bir tebrik telgrafı vardır ki, onun Vahidüddin üzerindeki bütün görüş ve kıymet hükmünü belirtir. Aynen: «Efendimizin tahta cülusları, bendenizde vatanımızın saadet ve selâmeti nokta-i nazarından fevkalâde ümitler tevlit etti. Sultan-ı merhumun ziya-ı ebedîsinden müteessir olmakla beraber, vatanın, milletin, ordunun bâzice (oyuncak) olmaktan halâs edileceği kanaat-ı tâmmesi, tesir-i vâkn tâdil eylemiştir. Ubudiyet (kulluk) ve tazmimat-ı çakerânemin (kölece saygımın) Zât-ı Şahaneye arzını rica ederim. 19 Temmuz 1918 Ordu Kumandanı Mustafa KEMAL.» Mustafa Kemal Paşa'nın yeni Padişah huzurundaki tavrını yine kendi ağzından dinleyelim: «Seyahat arkadaşım, Veliahd Vahidüddinle bir-kaç ay müfarakattan sonra, yeni Padişah Vahidüddin'in salonuna Naci Paşa delaletiyle girdim. Bu andaki tahassüslerimi şöyle izah edebilirim: Tabt'a oturmadan evvel çok şeyleri çok açık görüştüğümüz ve benim bütün nokta-i nazarlarıma tasdikkâr mukabelelerde bulunan bu zât, acaba hükümdar olduktan sonra benim aynı tarzda görüşmekliğime müsaade eder mi ve aynı mukabelelerde bulunur mu? Bunda mütereddittim- işte Padişah Vahidüddin ile bu tereddüt içinde karşı karşıya geldik. Beni çok nazik kabul ettiğini söylemeliyim. Veliahdliği zamanında olduğundan daha fazla mültefitti. Oturdu, bana da karşısında yer gösterdi ve aramızdaki tabure üzerinde bulunan sigaralıktan bir sigara alıp verdi, kendisi de bir sigara aldı ve yaktığı kibriti bana uzattı. Bu tavırdan çok ümitvar oldum. Evvelâ kendisini münasip bir lisanla tebrik ettim. Sonra çok mühim bir ânda Osmanlı taht'ını işgal etmiş olduğunu izah ederken, dedim ki: — Seyahatimiz esnasında bütün fikirlerimi çok açık lisanla söylemiştim. Bu dakikada aynı tarzda görüşmekliğime müsaade buyurulur mu?.. — Hay, hay!... Dedi. Đntizar ediyordum. Uzun mütalâalarım içinde esas nokta şuydu: — Derakab Başkumandanlığı bizzat uhdenize alınız, kendinize vekil değil, bir Erkânı Harbiye Reisi tâyin ediniz! Her şeyden evvel orduya sahip ve hâkim olmak lâzımdır. Ancak ondan sonra düşünülecek münasip kararlar tatbik olunabilir! Vahidüddîn bu teklifim üzerine tıpkı kendini ilk defa Veliahd iken ikamet ettiği sarayda gördüğüm vakit olduğu gibi, gözlerini kapadı ve az sonra şu cevabı verdi: .— Sizin gibi düşünen başka rüesa-yı askeriye var mıdır? — Vardır! Dedim. — Düşünelim... Dedi. Mükâlememiz kendiliğinden münkati olmuştu. Đzin aldım. Birkaç gün sonraydı. Naci Paşa, Padişahın beni Đzzet Paşa ile beraber kabul etmek hususundaki iradesini tebliğ etti. Đkimiz Vahidüddin'in huzurundayız. Ben bu daveti, aynı fikir ve mütalâa üzerine ikimizi birden dinlemek arzusunda bulunmuş olmasıyla tefsir ediyordum. Konuştuğumuz esnada bu nokta-i nazarımı takibe çalıştımsa da, mükâlemeyi umumî mevzulardan çıkarmaya muvaffak olamadım. Vahidüddin çok ih-tiyatkâr tavırlıydıNihayet neticesiz bir mülakatla padişahın yanından ayrıldık.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.