POSTA212 - SAYI 50 - EK

Page 1

Çılgın Türklerin Rockçı İmam çılgın havaalanı New York’u salladı ■ Nevada Çölü’nde her yıl düzenlenen Burning Man (Yanan adam) adlı festivale bu sene ünlü Türk mimarlar damga vurdu. Mimarlar, Nevada Çölü’nde kumdan bir havaalanı tasarladı.

8’DE

Yabancılar İstanbul’u daha çok tercih ediyor ■ Türkiye İstatistik Kurumu’nun mart ayı verilerine göre yabancıların konut alımlarındaki ilk tercihi İstanbul oluyor. İstanbul’u, Antalya, Bursa ve Muğla takip ediyor.

■ Ahmet Muhsin Tüzer... Türkiye'de ‘Rockçı İmam" olarak tanınıyor. Müzik ve aşkı uğruna her şeyi göze alıp başaran Tüzer, geçtiğimiz günlerde Brooklyn Issue Project Room’da çok özel bir projeye imza attı. 9’DA

13’TE

HAFTALIK ÜCRETSİZ

A M E R İ K A’ D A K İ

TÜRKLERİN

GAZETESİ

www.posta212.com • YIL 1 • SAYI 50

GENÇLER ARTIK DOĞURMAK İSTEMİYOR

ABD’de etkinlikler

ABD hapishaneleri yol geçen hanı gibi ■ Filmlere konu olan ve hastanelerin 10 katı fazla ruh hastasının bulunduğu hapishanelerde durum giderek tehlikeli bir hâl alıyor.

İstanbul Fikirtepe’ye Brooklyn Park 13’DE

14’TE

4’TE

Amerika’da 23 Nisan çoşkusu ■ 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı başta New York ve Washington olmak üzere pek çok kentte coşkuyla kutlandı.

ABD’de sağlıklı yaşam ve doğum yapma eğilimlerine ilişkin yayınlanan son raporlar ve veriler ülke genelinde gençlerin doğurganlık sayılarının endişe verici boyutlara ulaştığını gösteriyor. Doğum oranının özellikle son 20 yılda azalmasının başlıca nedeni ise doğum kontrolü. 7’DE

30 Nisan 2014 Çarşamba

2’DE

Türk filmi Buffalo Film Festivali’nde ■ Bu yıl 8’incisi düzenlenecek film festivaline ‘Çok Uzun Bir Hikayenin Tam Ortası’ filmi ile yönetmen Ertuğ Tüfekçioğlu da katılıyor

Vizyondaki filmler

14’TE

5’TE

1,6 milyon ABD’linin tuvaleti bile yok

3’TE

SOHO Babylon’un büyülü dünyası

■ Babylon Lounge’un SOHO’daki farklı konseptlerin iç içe olduğu mekanında misafirlere dört dörtlük bir eğlence sunuluyor.

Life & Style

Türkçe şarkılarla nostalji yolculuğu

Belki size inanması zor gelebilir ama dünyanın en zengin ülkesi olan ABD’de, 630 bin evde su tesisatı yok. Amerikan Toplum Anketi’ndeki veriler 1,6 milyon kişinin evinde tuvalet, lavabo ya da duş olmadığını gösteriyor.

16’DA

Gelmiş geçmiş en iyi Ferrari’ler

14’TE

6’DA

■ New York gece hayatının popüler mekanı DROM, “80’ler ve 90’lar Türkçe Pop 3’TE Partisi”ne ev sahipliği yapacak.

ABD’nin doğa harikaları ■ Amerika, görür görmez sizi büyüleyecek birçok doğa harikasına sahip bir ülke. Bu birbirinden benzersiz güzellikleri görmek çok kolay olmasa da mutlaka keşfetmelisiniz.

15’DE


Toplum Yaşam

30 Nisan 2014 Çarşamba

Türk Filmi Buffalo Film Festivali’nde Bu yıl sekizincisi düzenlenecek Buffalo Niagara Film Festivali’ne “Çok Uzun Bir Hikayenin Tam Ortası” adlı kısa metrajlı bir Türk filmi de katılıyor. 29 Nisan’da gösterilecek olan filmin yönetmeni Ertuğ Tüfekçioğlu

Türk heykeltıraştan 4 haftalık workshop

SERKAN KALFA NEW YORK - POSTA212

B

u sene 8’incisi düzenlenecek olan Buffalo Film Festivali’ne bir Türk yönetmen konuk oluyor. Daha önce de bir çok kısa metrajlı film ve belgesel yapmış, bu filmleriyle festivallerden ödülle dönmüş olan Ertuğ Tüfekçioğlu’nun son filmi “Çok Uzun Bir Hikayenin Tam Ortası” Nisan ayının 29’unda festivalde gösterilecek. Film Fransızca 1996 yılında Los Angeles’a taşınmış olan yönetmen, USC Sinema Ve Televizyon Okulu yapım bölümünden mezun olduktan sonra 2003 yılında Califa Productions’a katılıyor ve Jason Stewart ile çalışmaya başlıyor. Çeşitli kısa film ve belgeseller yapıp bunları Türkiye ve ABD’de dağıtımlarını sağlıyor. Daha sonra Türkiye’ye gidip gelmeye başlayan Tüfekçioğlu, orada İrem Altuğ’un başrolünü oynadığı “Direk Aşk” filmini çekiyor ve bu filmiyle festivallerde büyük başarı sağlıyor. Bu başarının ardından yolları yazar Hakan Günday’la kesişen Ertuğ Tüfekçioğlu Kültür Bakanlığı’nın desteğiyle “Çok Uzun Bir Hikayenin Tam Ortası” adlı filminin çekimlerini Fransa’da yapıyor. Gösterim 29 Nisan’da Dünya gösterimi 50. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yapılan film daha sonra Türkiye’de ve dünyada birçok festivale katılıyor. 29 Nisan’da Buffalo’da gösterilecek filmin bir sonraki durağı ise mayıs ayında gerçekleşecek olan Cannes Short Film Corner. Tüfekçioğlu, “Festivale katılacak olan filmimin

(VIRGINA - POSTA212) Eserlerinde atlara geniş yer ayıran heykeltıraş Gökşin Carey, heykelciliğe merakı olan sanatseverler için dört haftalık bir workshop programı düzenliyor. Heykel ve heykelcilik ile ilgili daha önceden bir tecrübesi olmayanların da katılabileceği, ‘başlangıç ‘ seviyesindeki sanatseverler için organize edilen bu programda, katılımcılar plastilinin yağ bazlı heykel çamuru üzerindeki kullanımı konusunda bire bir eğitim alacak. Ayrıca, öğrenciler kendi sanatsal tarzlarını ortaya çıkararak, heykel sanatının ana prensipleri ile ilişkilendirecekler. Fairfax Art League Village Gallery’de gerçekleşecek dört haftalık heykeltıraşlık workshopu ile ilgili detaylı bilgi almak için www. newsite.fairfaxartleague.net adresini ziyaret edebilirsiniz.

kendine özgü bir yapısı ve anlatımı var. Buffalo Niagara Film Festivali’nde iddialı değilim ama orada gösterileceği için çok memnunum” dedi. Yazar Hakan Günday ile üzerinde çalıştıkları 2 uzun film senaryosu olan başarılı yönetmen şu anda Türkiye’deki projelerine yoğunlaşmış durumda. Festival ve film hakkında daha ayrıntılı bilgi için https://www.facebook.com/CokUzunBirHikayeninTamOrtasi sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Abd’de Nazım Hikmet rüzgarı

Boston’da Türk eserleri (BOSTON-POSTA212)

13

Boston Türk Film ve Müzik Festivali’nde ünlü piyanist Ayşegül Durakoğlu’nun resitali müzikseverlerden tam not aldı.

“AMACINA ULAŞTI” Boston’daki resitalinde çağdaş Türk bestecilerinin eserlerine özellikle yer verdiğini belirten piyanist Ayşegül Durakoğlu, bestecilerimizin dünyada yeterince bilinmediğini ve bu nedenle çağdaş Türk bestecilerinin tanıtılmasını kendisine misyon edindiğini ifade etti ve bu açıdan konserin amacına ulaştığını söyledi. JUILLIARD MEZUNU Müzik öğrenimine İstanbul’da başlayan ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki saygın

Senaryoya 15 bin dolar (NEW YORK - AA) Sinema dünyasının efsanevi yönetmenlerinden Orson Welles'in kamerası, kül tablası ve "Yurttaş Kane" filminin senaryosu, açık artırmada satıldı. Heritage Müzayede Evi yetkilileri, açık artırmada Welles'e ait 67 eşyanın toplam 180 bin dolara satıldığını söyledi. Ünlü yönetmenin 1941 tarihli "Yurttaş Kane" filminin senaryosu, 15 bin dolara alıcı buldu. Welles, sinema tarihinin en iyi filmlerinden biri kabul edilen "Yuttaş Kane"in yönetmenliğini ve senaristliğini üstlenmiş, aynı zamanda filmde rol almıştı. Dokuz dalda Oscar'a aday gösterilen filme sadece En İyi Senaryo Ödülü verilmişti. Senaryoya 2 bin dolar değer biçilmişti. Welles'in İspanya'da bir boğa güreşini kaydetmek için kullandığı Bell & Howell marka kamerası, 37 bin dolara satıldı. Ünlü yazar Ernest Hemingway'in hediye ettiği gümüş kül tablası da 5 bin dolara alıcı buldu.

müzik okulu Juilliard’da devam eden Ayşegül Durakoğlu daha sonra doktorasını New York Üniversitesi’nde Claude Debussy’nin piyano etütleri üzerine yaptı. Amerika’da ve birçok ülkede verdiği resital ve konserler büyük ilgi çeken Ayşegül Durakoğlu, halen müzik kariyerine New York’ta devam ediyor. Boston Türk Film ve Müzik Festivali’nin müzik programı 2006 yılından beri çağdaş Türk sanatçılarının çeşitli formlardaki özgün programlarını geniş bir yelpazede sunmakta ve sanatçılarımızı müzikseverlerle buluşturmaktadır. Festival’in film programı ise 2001 yılından beri her yıl Türk sinemasının seçkin örneklerini Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nde sinemaseverlerle buluşturmaktadır. Boston Türk Film ve Müzik Festivali’ne ilişkin daha fazla bilgi festival web sitesinde yer almaktadır: http://www. BostonTurkishFilmFestival.org

(NORTH CAROLINA-POSTA212) Türk Kültür Vakfı’nın sponsorluğunda North Carolina’da 6’ncı kez Nazım Hikmet Şiir Festivali düzenlendi.

366 ŞAİR KATILDI Dünya çapında bir şiir yarışması ve festival oluşturmak adına Türk Kültür Vakfı (TCF) tarafından bu yıl 6’ncısı gerçekleştirilen Nazım Hikmet Şiir Festivali Şiir Yarışması’na 366 şair 1000’in üzerinde şiirle katıldı. 43 eyaletten ve 25 ülkeden yapılan başvurular sonucunca, 10 şair finalist olurken, 2 katılımcıya da mansiyon verildi.

HEANEY ONURLANDIRILDI 6’ncı Nazım Hikmet Şiir Festivali’nde Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen Seamus Heaney de onurlandırıldı. Heaney’in resmi bibliyograflarından Rand Brande’in da etkinliğe konuşmacı olarak katıldı.

ÖDÜLLER DAĞITILDI Festival kapsamında geçtiğimiz yıllarda başlatılan "Çeviri Projesi” ile Türk şairin eserlerinin İngilizceye kazandırılması için ilk adım atılmıştı. Bu yıl başlayan “Meral Divitçi Çeviri Yarışması” kapsamında Melih Cevdet Anday’ın şiirlerinin çevirisini yapan Sidney Wade - Murad Efe ikilisi 1000 dolarlık ödüle layık görüldü.


Toplum Yaşam

30 Nisan 2014 Çarşamba

Babylon’un büyülü dünyası Mehmet Akçetin ve Ali Rıza Doğan (Ali Baba) ortaklığında kurulan ve iki şubesi bulunan Babylon Lounge’un SOHO’daki mekanı misafirlerine dört dörtlük bir eğlence sunuyor or, çünkü burası konsept itibariyle öğlen yemeği için çok lüks görünüyor. Amerikalılar yemek yapmayı sevmediği için genelde iki öğünü de dışarda yemek zorunda kalıyor. Haliye öğle yemeğini geçiştiriyor. Ama bunun için de bir formül düşünüyoruz” diye ekliyor.

SERKAN KALFA NEW YORK - POSTA212

B

ir inanışa göre Tanrı, Babil İmparatorluğu zamanında insanların kendisine ulaşmak için kule yapmalarını kendini beğenmişlik olarak görür ve o zamana kadar aynı dili konuşmakta olan insanların dillerini karıştırarak birbirlerini anlamalarını engeller. Farklı dillerin ve kültürlerin doğuşu olarak da bilinen bu efsane ne kadar doğrudur orası tartışılır. Ama SOHO’daki mekanını ziyaret ettiğimizde, Babylon bütün haşmetiyle bizi (Babil) farklı eğlence anlayışlarını bir arada sunan bir ev sahibi gibi karşılıyor. FARKLI KONSEPTLER İÇİÇE BabylonSOHO dışardan bakıldığında herhangi bir restorandan farksız gibi görünüyor. Kaldırıma açılan büyük camlara kurulmuş masalarıyla tam bir New York ruhunu yaşatan mekan, asıl güzelliğini içeri girince göstermeye başlıyor. İçinde kocaman bir barı, farklı dekoruyla ustaca mekanın diğer bölümlerinden ayrılmış bir restoranı, ortada bir tür çukura kurulmuş nargile bölümü, dans pisti ve arkada sohbet için ayrılmış özel alanıyla ilginç bir konsepti olan Babylon, konuklarına başından sonuna kadar güzel ve eğlenceli bir gün sunuyor. M. AKÇETİN-ALİ BABA KLASİĞİ Çok başarılı mekanlara imza atan Ali Rıza Doğan ve Mehmet Akçetin’in ortaklığında kurulmuş bu mekanın işletmesini Tolga Bilen yapıyor. Genç ve dinamik bir adam olan Bilen’le mekanı ziyaret ettiğimizde

karşılaşıyoruz ve bazı sorular yöneltiyoruz. Tolga Bilen, sadece bir yıl önce açılmış Babylon gibi, genç ve dinamik biri. Önce mekanın barına oturuyoruz ve bize güzel bir şarap ikram ediyor ve sohbetimiz başlıyor. 4 yıldır New York’ta olan Bilen, mekanın çok yeni olmasına karşılık gece eğlenmeyi sevenlerin uğrak yerlerinden biri olmayı başardığını anlatıyor. Özellikle her cuma ve cumartesi günü mekanın çok dolu olduğunu söyleyen Bilen, bunu mekanın mimarisine, sunumuna ve SOHO’da olmasına bağlıyor. ‘Zaten buranın sahipleri işlerini iyi bilen insanlar. Yılların getirdiği tecrübeyi değişik bir konseptle birleştirmişler. Sevilmemesi mümkün değil’ diyor.

lamaya başlayacaklarını anlatmaya başlıyor. Yakın zamanda Çarşamba caz gecesi, Perşembe de Latin gecesi olacağını söyleyen işletmeci, cuma, cumartesi eğlencelerinin ise aynı şekilde devam edeceğini anlatıyor. “Cuma, cumartesi burada yılanla show yapan oryantalimiz bile var. İsteyenler önce akşam yemeklerini yiyor ardından da nargile bölümünde içki içip güzel müziklerle sabah dörde kadar eğleniyor’ diyen Bilen’e müşteri profilini soruyoruz. ‘Hemen hemen her ırktan müşterimiz var. Hookah çok sevilen bir şey çünkü mekan içlerinde sigara içmek yasak olduğundan en güzel alternatif. Bir de alışılmışın dışında bir konseptle verdiğinizde herkesin ilgisini çekiyor’ diye anlatıyor.

YILANLI ŞOV VE CAZ GECESİ Bilen daha sonra haftanın dört gecesi için değişik konseptler ugu-

MENEKŞE DEKORLU SARMA Daha sonra bizi alıyor ve restoran kısmında kurulmuş masaya

götürüyor. Mekanın menüsü Türk, Akdeniz yemeklerinden oluşuyor. Masa tam cam kenarında, yanımızdan insanlar geçiyorlar ve karşısında çok büyük olmasa da bir park var. Yeşillik görerek yemek yemek için ideal. Zaten hemen yanınızda, saksılar içinde rengarenk canlı çiçekler var. Masanın üstünde duran yaprak sarma tabağına da menekşeler konulmuş. Sunumu güzel olduğu için ordan başlıyoruz. Mezeleri lezzetli. Özellikle acılı ezme ve menekşesiyle göze de hitap eden yaprak sarması. Tabii mezelerin güzelliğini, onların ardından gelen iç pilavli tandır alıp götürüyor. Nedendir bilinmez ama biz en çok tandır yediğimizde kendimizi Türkiye’de gibi hissettiğimize karar veriyoruz. Tolga Bilen, dağıtım da yaptıklarını söylüyor. Ayrıca öğlen yemeği ve akşam yemeği için fiks menüleri de varmış. “Öğle çok gelen olmuy-

Türkçe pop partisi kaçmaz! NEW YORK - POSTA212

N

ew York ve çevresinde yaşayan Türk toplumu tarafından büyük bir heyecanla beklenen bu gecenin detaylarını etkinliğin organizatörlerinden Deniz Türkan ile konuştuk. “80’ler ve 90’lar Türkçe Pop Partisi’nin çıkış noktası New York’ta yaşayan Türkler’in Türkçe müzik ile eğlenme taleplerinin fazla karşılanamamasına olan inancımız” diye

belirten New Yorklu showgirl & aktris Türkan, “Avrupa’da birçok önemli organizasyona imza atmış Cansu Koçak ve yine İstanbul gece hayatının ‘party animal’larından Ömer Oral’ın yollarının New York’ta kesişmesiyle Türkçe Pop 80’ler ve 90’lar partisi yapma fikri doğdu” diye anlattı. Öncelikle New York’ta yaşayan Türkler’e alışılmışın dışında bir parti düzenlemek istediklerini belirterek, “Konukları o gece dillere dolanmış 80’ler ve 90’ların unutulmaz pop

ALTAY VE FARUK K KONSERLERİ Yemeğimizi bitirdiğimizde işletmeci “Şimdi nargile zamanı” diyor ve bize çok güzel sunulan buzlu ve sütlü bir nargile hazırlatıyor. “Nargilemiz güzeldir. Ayrıca değişik bir uygulamamız da var. ‘Smoke&Take’ nargile siparişi verene, buradan ayrılırken küçük bir de nargile hediye ediyoruz. Özellikle yabancıların çok hoşuna gidiyor bu.” diyen Bilen, verdikleri partileri de anlatıyor. Bazı Türk sanatçılarını da getiriyorlarmış mekana. Daha önce Faruk K ve Altay gelmiş. “Mekan çok doluydu ve insanlar çok eğlendiler. Haliyle biz de eğlendik. Zaten müşteri eğleniyorsa biz iyi iş çıkarıyoruz demektir” diyor işletmeci. “Bahar ve yaz yeni başlıyor. Asıl bundan sonra güzel eğlencelerimiz olacak. Ayrıca sürekli yeni ve güzel ne verebiliriz diye düşünüyoruz. Çünkü eğlence, müşterilerine müzik açıp dans etmelerini bekleyerek olmaz. Çeşitli şovlarla müşterilerin keyfini sürekli ayakta tutuyoruz.” Babylon SOHO gerek dekoruyla, gerek farklı konseptiyle gidilip görülmeye değer güzellikte. Özellikle nargile seviyorsanız Babıl’ın Aslanlı figürlerinin altında, güzel danslar ve kokteyller eşliğinde duman tüttürmek için biçilmiş kaftan. Bu sefer SOHO’dakini ziyaret ettik. Çok yakın zamanda Midtown’daki mekana da gitmek istiyoruz. Sizi de bekleriz.

şarkılarıyla coşturarak, onlara sahne showlarıyla süslenmiş muhteşem bir gece sunacağız” dedi. Deniz Türkan “80’ler ve 90’lar Türkçe Pop Partisi” ile ilgili son olarak şunları söyledi: “Dj Arman’ın müziğiyle coşarken Acapella Boğaziçi grubunun sahne performansını izleyerek, Quueniee ile Türkçe karaoke yaparken kahkahanın dibine vurmak ve daha birçok sürprizlerle hazırlanmış bir gece beklemektedir. Hepsi ve daha fazlası 24 Mayıs Cumartesi gecesi DROM’da New York’ta yaşayan 80’ler 90’lar dinlemekten zevk alan bütün Türkler’i ve Türkçe müziğe ilgi duyan yabancı konuklarını bekliyor olacak.” Etkinlik ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için www. dromnyc.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Serdar İlhan “Fuat Güner Project” Kuzey Amerika’da 1979 Eylül ayı İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ne başladığım ilk günler ve akademi sanat bayramında sahnede İpucu Beşlisi var. Fuat ve Özkan da sahnede “Heyecanlı çok heyecanlıyım” parçasını söylüyorlar. O gün ilk kez Fuat Güner ile tanışıyoruz. ● Yıl 1984 okul bitiyor. Rota Reklam Ajansı’nda birlikte televizyon reklamı çekiyoruz MFÖ ile. Yönetmen Tunca Yönder ben de Hüsnü Atasoy ile fotağrafları çekiyorum. “Siz merdivenlerde bir şeyler çalın ben fotoğraflarınızı çekeceğim diyorum” bir saat boyunca karşılıklı eğleniyoruz sabah saat 5 AFM stüdyolarında! ● Mayıs 1999 New York’ta MFÖ konseri için davet ediyorum kendilerini ve bütün gelirini de Kosova’da mağdur kalanlara bağışlıyorum. Fuat abi model uçak meraklısı. Birlikte model uçak dükkanlarını alt üst ediyoruz bir kaç uçakla dönüyor İstanbul’a. ● Haziran 2009 Summer Stage’ten teklif alıyorum bir konser düzenlemek için ve aklıma gelen ilk grup MFÖ. Hemen Fuat abiyi arıyorum ve ilk İstanbulive gerçekleşiyor, konsere 7000 kişi geliyor ve Summer Stage kapıyor kapılarını. Bir kısım izleyici dışarıdan dinlemek zorunda kalıyor. ● Ertesi sene Fuat abi arıyor hadi bir turne yapalım diyor. 6 konser yapmak için yola çıkıyoruz. Son ikisini iptal etmek zorunda kalıyoruz. Mazhar abi, “Ben daha fazla çalmayacağım” diyor çünkü! ● Bu aralıkta bir arkadaşımın restorantında oturuyoruz İstanbul’da. Fuat abi arıyor ve buluşuyoruz. Ve bu sefer “Fuat Güner Project”i Kuzey Amerika’da sahnelemeye karar veriyoruz. 2 Mayıs Şikago, 3 Mayıs New York ve 4 Mayıs Boston. Fuat abi bugün indi New York’a. Yine hiç değişmeyen pozitif enerjisi ve heyecanıyla başladık kahvelerimizi içerken sohbet etmeye… ● 1966 yılında Kaygısızlar ile müzik hayatına başladınız, onun öncesinde ne yapıyordu Fuat Güner? Öğrenciydim, St.Joseph’te okuyordum. Dayım gitar hediye etmişti, çalmayı öğrenmeye ve beste yapmaya çalışıyordum. ● Kaygısızları Mazhar Alanson ile kurdun, nasıl tanıştınız? Hayır Kaygısızlar’ı ben kurdum, Mazhar ile Kalamış’ta karşılaştık. Elinde Beatles’ın Rubber Soul plağı vardı, tanıştık. Kaygısızlar’a katılmasını teklif etti, kabul edince 40 küsur yıllık birliktelik başlamış oldu. ● MFÖ Türkiyenin en önemli gruplarından, ben sizle 3-4 kez konserler yaptım, nasıl ince bir dengesi var grubun biliyorum, bu konuda size çok yük düşüyor. Çok mu zor oldu bunca sene birliktelik bahseder misin biraz. Ee tabi zor. Grup kurmak kolaydır, zor olan bunca yıl devam etmek. Düşün 3 ayrı karakter, 3 ayrı ruh... Her konuda anlaşmak imkansız. Ama müziğe olan sevgimizden, MFÖ’ye olan inancımızdan grubu hep yaşatmaya çalıştık. ● Çok kişi bilmez ama sen Ferhan Şensoy’un Şahları da Vururlar oyununun müziklerini hazırladın ve oyunda Özkan’la birlikte rol aldınız. Ve bu oyundan bazı parçaların değişimi ile yaklaşık bir sene liste başı olan ‘Ele Güne Karşı’ albümü geldi. O günlerden bahseder misin biraz. Evet ‘Şahları da Vururlar’ ve ‘Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı’ oyunlarının müziklerini ben yaptım. İkisi de Ferhan’ın çok başarılı eserleridir. Güzel günlerdi. Tiyatro sahnesi farklı bir tecrübe, oyunculuğa dair her şeyi orda öğrendim. Oyunun iki şarkısı, ‘Döndü Pervaneler’ ve ‘Gam Yeme Sen Ey Süreyya’, Mazhar’ın yeniden söz yazmasıyla ‘Ele Güne Karşı’ ve ‘Yalnızlık Ömür Boyu’ oldu. 26 hafta liste başında kaldı. ● Bir de Beatles Alaturka Projesi vardı, hatta birlikte Arif Mardin’e de dinletmiştik 1999 yılında New York’ta. O proje Londra ve Türkiye’de sahnelendi bildiğim kadarıyla. Rafa mı kalktı? O projeyi Erdal Kızılçay ve Dağhan Baydur ile DEF Orkestra adıyla yaptık. Liverpool’da gerçekleştirilen Beatles Festivali’ne iki kere davet edildik. 25 kişilik orkestrayla ve Beatles şarkılarına getirdiğimiz farklı alaturka yorumla dinleyici açısından etkileyici konserler verdik. Proje, albüm olarak da piyasaya çıktı. Ben son yıllarda benzer projeler yürütüyorum. Yabancı hit şarkıları aynı aranje anlayışıyla işliyoruz. Sahne çalışmaları yapıyoruz. Belki çok yakında yurtdışında yine büyük bir konser vereceğiz. Fuat Güner’in ikinci albümü bu ve bundan sonra Fuat Güner’i solo olarak mı dinleyeceğiz? Evet, 2 yıldır Fuat Güner Project sahnede. Bu albüm ilkinden farklı olarak, benim solo çalışmalarıma ağırlık vermeye başladığım dönemin ürünüdür. İngiltere’de Peter Gabriel’in RealWorld adlı şahane stüdyosunda kaydettik. Böyle devam edeceğim. 1,5 yıl sonra üçüncü albüm çıkacak. Sahne çalışmalarım da sürüyor. Farklı proje işler de gündemde. Ama tabi ki MFÖ de devam ediyor. ● En sevdiğin beşten, en sevdiğin şarkı, Beste olarak bir tane söyleyemem, hepsini severim, ama birkaç tane sayayım: Sakın Gelme, Ele Güne Karşı, Yalnızlık Ömür Boyu, Vurgun Yedim, İstedim ve solo albümümdeki tüm bestelerim. En sevdiğim şarkı da tek değil, Stevie Wonder’dan You And I, Sting’ten La Belle Dame Şans Regrets, Beatles’tan Because, Toto’dan Georgy Progy vs. Bu sevdiğim bestelerim ve sevdiğim şarkılar zaten benim solo konserlerimin repertuarını oluşturuyor. Burda Hüsnü’yle gerçekleştireceğimiz turnede de dinleyicilerimizle paylaşacağız. ● Seni en çok etkileyen müzisyenler desem? Paul McCartney, John Lennon, Stevie Wonder, Stevie Lukather, Eric Clapton, David Crosby, Sting. ● En sevdiğin kitap? En sevdiğim kitap, General Sullivan’dan Umut Bir Yöntem Olamaz, Turgut Özakman’dan Çılgın Türkler. ● En sevdiğin şehir? En sevdiğim şehir İstanbul. ● Fuat Güner durmadan üretti, çalıyor yeni projeler yapıyor, program hazırlıyor ve sunuyor, nereden alıyor bu kadar enerjiyi ve ilhamı? Tek bir şeyden almıyorum, yaşam sevinci, müzik aşkı, spor, sevgi, hepsi etkili. İlham da geliyor konsantre olunca.


Toplum Yaşam

30 Nisan 2014 Çarşamba

ENES BAŞKONSOLOS OLDU Atatürk Okulu 5. Sınıf öğrencisi Enes Bıçakçı, New York Başkonsolosu Levent Bilgen’in koltuğuna oturarak, soruları cevapladı. New York’a bir halkevi yapılmasını isteyen Enes’in en büyük hayali ise futbolcu olmak.

Kaliforniya’da 23 Nisan piknikleri

Başkonsolos Bilgen koltuğunu devretti Atatürk Okulu öğrencileri, New York Başkonsolosluğu'nu ziyaret etti. Başkonsolos Levent Bilgen koltuğunu Enes Bıçakçı’ya teslim etti

Başkonsolos Levent Bilgen

(NEW YORK- AA)

Enes Bıçakçı

A

BD’de, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında Atatürk Okulu öğrencileri, New York Başkonsolosluğu’nu ziyaret etti. Okul Müdürü Tülay Taşkent önderliğinde Başkonsolos Levent Bilgen’i makamında ziyaret eden öğrenciler, onunla sohbet etti. Bilgen’e birbirinden ilginç

sorular soran öğrenciler, ziyarete katılan ailelerini ve Başkonsolosu kahkahalara boğdu. Ziyarette İstiklal Marşı’nın dizelerini dile getiren çocuklar, ayrıca hazırladıkları şiirleri okudular. Bilgen, çocuklara daha güzel bir gelecek hazırlamak için çalıştıklarını belirterek, ‘’Zamanı gelince sizler, bizim oturduğumuz bu makamlara oturacaksınız. Ama bunun için çok çalışmalısınız. Biz sizlere çok güveniyoruz. Siz-

ABD’de 4 şehir 23 Nisan’ı tanıdı

TURKSOTX ve Georgia Türk Amerikan Derneği’nin (TACAGA) girişimleriyle Dallas, Forth Worth, Plano ile Georgia şehirlerinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tanındı NEW YORK - POSTA212

T

eksas- Dallas’ta faaliyet gösteren Teksas Türk Cemiyeti (Turkish Society ot Texas -TURKSOTX) ile Georgia Türk Amerikan Derneği’nin (TACAGA) girişimleriyle Amerika’da 4 şehirde 23 Nisan Çocuk Bayramı coşkusu yaşanacak. TURKSOTX Başkanı Ömür Karaoğlu, aylar öncesinden başlattıkları girişimin sonuç verdiğini belirterek, Dallas, Forth Worth ve Plano belediyelerin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tanıdıklarını söyledi. 1971 yılında UNESCO’nun da tanıdığı Çocuk Bayramı’nı bölgelerindeki yetkililerin de önemseyeceğine inandıkları için böyle bir girişimde bulunduklarını dile getiren Karaoğlu, bu belediyeler tarafından kendi-

lerine konuyla ilgili sertifikaların da takdim edildiğini dile getirdi. Karaoğlu, yaptıkları görüşmelerde bu belediye başkanlarının Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan’ın kendi şehirlerinde de kutlanmasının çok anlamlı olduğunu ifade ettiklerini dile getirerek, şunları söyledi: “Söz konusu belediye başkanları çocuklara yönelik bu tür girişimleri seve seve destekleyeceklerini belirttiler. Aynı zamanda Atatürk’ün gerçekleştirdiği devrimlerden övgü ile bahsettiler ve 23 Nisan’ı çocuk bayramı ilan etmenin Atatürk’ün geleceği şekillendiren çocuklarımıza önemi onun ne büyük vizyon sahibi olduğunu ifade ettiler. Bildiri yayınlayan belediyeler bölgemizdeki en büyük şehirler. Gelecek yıllarda bu

şehir sayılarını artırmayı planlıyoruz.” TÜM DÜNYAYA REFAH GETİRECEK Georgia Türk Amerikan Derneği (TACAGA) öncülüğünde ve Roswell Belediye Başkanı Jere Wood’un girişimi ile hazırlanan bildiri de TACAGA Başkanı Mazlum Kosma’ya takdim edildi. Söz konusu kararda, 93 yıl önce Türk halkına özgürlük, adalet ve barış getiren TBMM’nin açılış günü olması nedeniyle Türk tarihinde önemli bir yeri olan bu günün Atatürk tarafından çocuklara armağan edildiği belirtildi. Kararın devamında Roswell’de yaşayan Türkler’in toplumun eğitim, ekonomi ve kültürel hayatında önemli bir rol oynadığına da değinildi. 23 Nisan Uluslararası Çocuk Bayramı’nın sadece Rosewell’de veya Georgia’da değil tüm dünyaya refah getireceği ifade edildi.

ATA-NC’den coşkulu bayram kutlaması North Carolina Türk Amerikan Derneği’nin (ATA-NC) 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle düzenlediği coşku dolu kutlamaya 200 dansçı ve 500’ün üzerinde izleyici katıldı (NORTH CAROLINA – POSTA212)

A

TA-NC tarafından organize edilen 23 Nisan kutlamalarına bu yıl 11 ülkeden 16 dans

grubu ve yaklaşık 200 dansçı ile 500’ün üzerinde izleyici katılımı oldu. ATA-NC’nin çocuklar için en önemli aktivitelerimizden birinin 23 Nisan olduğunu söyleyen ATA-NC Başkanı Nihat Çubukçu, “Çocuklarımız hem tarihimizi ve kültürümüzü öğreniyor, hem de diğer ülke çocuklarının kültürlerini tanıyarak hep beraber kendilerine adanmış bu bayramı kutluyorlar” diye konuştu.

Bu yılki program çerçevesinde çocuklar, içlerinde nazar boncuğu, kilim dokuması gibi birçok ülkeye özgü el sanatlarından hatıra yaratma imkanı buldu. Bing Bang Boom’un müziğinde saatlerce dans eden çocuklara zaman zaman büyükler de eşlik etti. Yağmurlu havaya rağmen her şeyin planlarımıza uygun gittiğini belirten ATA-NC Başkanı Çubukçu, bu yılki organizasyonun geçen seneki gibi ATANC ve Sister Cities Association of Cary tarafından ortaklaşa hazırlandığını, Town of Cary’nin kendilerine her konuda destek verdiğini ve bu bayramın artık Cary’de bir gelenek haline geldiğini ekledi.

den beklentimiz, barışı, sevgiyi yayarak geliştireceğiniz bir dünya yaratmanız’’ diye konuştu. Ziyarete katılan çocuklardan 12 yaşındaki Enes Bıçakçı, sembolik olarak Başkonsolosluk makamına oturdu. Ziyaretin ardından Başkonsolos Levent Bilgen, çocuklar için özel olarak hazırlattığı, üzerinde Türk bayrağı resmi ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yazan şekerler dağıttı.

(KALİFORNİA-POSTA212) Kaliforniya Türk Amerikan Derneği ( TAACA- Turkish American Association of California) adına Monterey, Bay Area ve Sacremento’da 23 Nisan piknikleri düzenlendi.

GELENEKSEL OYUNLAR OYNANDI 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle Kaliforniya eyaletinin çeşitli yerlerinde düzenlenen etkinliklerinin tadını doyasıya çıkaran çocuklar geleneksel oyunlarla eğlenceli anlar yaşadı. Bu yılki 23 Nisan programına geçtiğimiz yıllara oranla daha büyük bir katılımın gerçekleştiğini söyleyen TAACA Başkanı Berk Evrensel, “Çocuklarla neşe içinde, oyunlar oynayarak, şarkılar söyleyerek, birlik ve beraberlik içinde 23 Nisan’ı kutladık” dedi.

Washington’da 23 Nisan coşkusu (WASHINGTON - AA) Türk Amerikan Kültür Derneği’nce (TACAWA) Seattle'ın en önemli kültür alanlarından biri olan Seattle Center'da, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla "5. Uluslararası Çocuk Festivali" düzenlendi. Washington eyaleti Valisi Jay Inslee ve Seattle Belediye Başkanı Ed Murray de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla 23 Nisan 2014'ü "Uluslararası Çocuk Günü" ilan etti.

3 BİN KİŞİ İZLEDİ Açılış konuşmasını Seattle Belediye Başkan Yardımcısı Hyeok Kim'in yaptığı festivale, eyalette yaşayan Amerikalılar da ilgi gösterdi. ABD’deki 41 milletten 500’e yakın çocuğun katıldığı etkinliği yaklaşık 3 bin kişi izledi. Şehrin iki büyük takımı Sounders ve Seahawks kulüpleri de etkinliğe destek verdi.

DÜNYA VATANDAŞI Etkinlikler kapsamında, çocuklar kendilerine dağıtılan "dünya pasaportu" ile ülke masalarını dolaşıp bilgi aldı. Tüm ülke çıkartmalarını tamamlayan çocuklar, "dünya vatandaşı" unvanı alarak büyük bir çekilişe de katılmaya hak kazandı. Festival bünyesindeki çocuk forumu kapsamında da, iyi, sağlıklı ve bilinçli vatandaş olma konusu ele alınarak çözümler üretildi. Bu öneriler, Seattle Şehir Konseyi’nde yapılan özel toplantıda sunuldu.


Toplum Yaşam

30 Nisan 2014 Çarşamba

PSİKOLOG

Gülhan Akşit Şener glhan07@hotmail.com

Yanlızlığı seviyorum GEÇEN hafta “eksantrik” diye adlandırdığımız bazı kişilerin ‘paranoid’ olabileceklerini tartışmıştık. Bu hafta oldukça farklı ve çoğu kimseye benzemeyen ‘şizoid’lerden bahsetmek istiyorum.

Gençler doğurmak istemiyor AYSEL TAPAN POSTA212 - HABER MERKEZİ

A

BD’de sağlıklı yaşam ve doğum yapma eğilimlerine ilişkin yayınlanan son raporlar ve veriler ülke genelinde gençlerin doğurganlık sayıları endişe verici boyutlarda. Ulusal Sağlık İstatistikleri Merkezi (National Center for Health Statistics) verilerine göre Amerikalı gençlerin doğum yapma oranı tarihinin en alt seviyesine indi. Öte yandan, The County Health Rankings 2014 raporu, ABD’de cinsel yolla bulaşan hastalıklarda 2009’dan bu yana artış olduğunu gösteriyor.

YÜZDE 89’U EVLİ DEĞİL Ulusal Sağlık İstatistikleri Merkezi’ne göre, 15-19 yaş grubunda doğum yapan genç kızların oranı her bin kişiden 30’a kadar geriledi. İkinci Dünya Savaşı sonrası 1957’de ise her bin kişiden 96.3’ü doğum yapıyordu. 1960’da genç annelerin sadece yüzde 15’i evli değilken, bugün 15-19 yaş grubunda doğum yapan gençlerin yüzde 89’u evli değil ve bu kişilerin sayısı 1990’ların başından bu yana düşme eğilimi gösteriyor. Özellikle ekonomik durgunluğun etkilerinin iyice hissedildiği 2007’den 2012 yılına kadar doğum oranlarının 15-44 yaş gru-

bunda olan tüm kadınlarda düştüğü gözlemleniyor. Pew Araştırma Merkezi’nin değerlendirmelerine göre, gençlerin doğum yapma oranının özellikle son 20 yılda azalmasının başlıca nedeni doğum kontrolü. Ulusal Sağlık İstatistikleri Merkezi’nin Aile Büyüme Araştırması (Survey of Family Growth) verilerine göre hiç cinsel ilişkiye girmemiş ve evlenmemiş genç kızların oranı 1988’de yüzde 51 iken bu oran 2006-2010 yıllarında yüzde 43’e düştü. Fakat bu kişilerin yüzde 78’i ilk cinsel ilişkiye girdiklerinde herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanıyor. Uzmanlar, hamileliği önlemek için yürütülen programların etkili olabileceğini düşünüyor.

ABD Ulusal Sağlık İstatistikleri Merkezi verilerine göre, gençlerin doğum yapma oranı tarihinin en alt seviyesine inmiş. Pew Araştırma Merkezi’nin değerlendirmelerine göre gençlerin doğum yapma oranının özellikle son 20 yılda azalmasının başlıca nedeni doğum kontrolü

REALITY ŞOV YÖNTEMİ Veriler, 2009’da yayınlanmaya başlayan MTV programları “16 and Pregnant”, “Teen Mom” ve reality TV şovlarının gençlerin doğum yapma oranının azalmasına katkı sağlamış olabileceğini gösteriyor. Bu programlarda ünlenen genç anneler, uygun olmayan bir yaşta çocuk sahibi olmamak için doğum kontrol yöntemlerine ilişkin bilgi veriyor. Maryland ve Wellesley Üniversitelerinden Profesör Melissa Kearney ve Phillip Levine tarafından yürütülen “Media Influences on Social Outcomes: The Impact of MTV’s

Yaşa göre doğum yapma oranı 1970 - 2012 (Her bin kadında)

Gençlerde doğum yapma oranı 1940-2012 (Her bin kadında)

16 and Pregnant on Teen Childbearing” adlı çalışma, bu programların zararından daha çok yararının olduğunu gösteriyor. Araştırmaya göre, bu programları izleyen gençler derhal internette doğum kontrolü ve kürtaj hakkında araştırma yapıp ve bu konuda tweet atıyor. Kearney ve Levine, “16 and Pregnant” programının gençlerde doğum yapma oranını yüze 5.7 oranında düşürdüğünü söylüyor. Bu da her yıl 20 bin daha az genç anne anlamına geliyor.

KÜRTAJ ORANI DÜŞÜYOR Pew Araştırma Merkezi verilerine göre, 15-19 yaş grubundaki gençlerin doğum yapma oranı 1990’dan bu yana yüzde 44 oranında azalırken benzer şekilde kürtaj yaptırma oranlarında da düşüş yaşanıyor. 1998’te her bin kişiden 43.5’i kürtaj yaptırırken 2009’da 16.3’ü kürtaj yaptırdı. 2009’da neredeyse 700 bin hamile genç kızın yaklaşık yüzde 58’inin kürtaj ve düşük nedeniyle hamileliği sonlandı. Ayrıca Amerikalı kadınlar arasında da kürtaj oranı son 30 yıldan beri tarihinin en alt seviyelerine indi. Guttmacher Institute tarafından yayınlanan bir başka rapora göre, 2011’de doğum yap-

Irk ve etnik kökene göre doğum oranları (Her bin kadında) Hispanik Siyahlar

ŞİZOİD DAVRANIŞ Bugüne kadar girdiğimiz ortamlarda, akrabalarda, arkadaşlarınız da “Kişiliksiz” olduğunu düşündüğünüz kişiler oldu mu? Eminim olmuştur... Olmuştur ve bir türlü anlamlandıramamış olabilirsiniz...Kendilerini çok gizlemezler ancak kendilerinden çok memnundurlar...Bu sebeple tedavi için başvuran çok nadirdir.... Şizoid tipler, kendilerinden memnun ise ‘problem’ nerede? diye bir soru sorabilirsiniz.... Sorun onlarla yaşamak “zorunda” olanlarda.... Ruhsal bozukluk yaşayan kişilerin nedense kendinden ‘memnun’ olma hali çok fazladır...Sosyal, iş, ailevi, evlilik ilişkileri bozulur ama bir türlü ‘ruhun’ da hasta olabileceği akla gelmez... Şizoidler de bu gruba en çok girenlerdir... Şimdi bu ‘tanıdık’, fakat ‘anlamadığımız’ şizoidleri anlamaya başlayalım. Hemen hemen her zaman bireysel aktiviteleri seçerler. Ailenin bir parçası olamazlar, uzak dururlar ve yakın ilişkilere girmek istemezler. Ola ki bir aktiviteye katılmak zorunda kaldı, çok fazla zevk almazlar..Birinci derece akrabalar dışında yakın arkadaş ya da ‘sırdaş’ları yoktur.. Duygusal kopukluk, soğukluk ya da tekdüze bir duygulanım gösterirler. Şayet şizoid birisini tahrik edip kızdırmaya çalışsanız bile, başaramazsınız... Öylesine sakindir ki, helal olsun dersiniz... Alkışlanan bu durum aslında bir sinyaldir... Öfkelerini göstermede zorlanan bu kişiler, duygusuz görünürler.... Genelde bekarlığı sultanlık sayarak ‘yalnız’ yaşarlar ve yalnız başına yapılan işlerde başarılı olurlar. Bilgisayar operatörü ya da programcısı olarak verimli oldukları görülmüştür.... Çünkü, duygusu olmayan bir aletle çalışırken (iletişime girmeden) kendilerini daha iyi hissederler. YALNIZLIĞI SEVIYORUM Yaşanılan olaylarda tepkisiz kalan şizoidler bir şeylerin yanlış gittiğini düşünmedikleri gibi, karşı cins ile iletişimde (cinselliğin haricinde) başarılı olamadıklarını da anlamazlar.... Yanlız yaşama sevdalarına bir kulp bulurlar. Oysa şizoid kişilik bozukluğu olan kişilerin, en gelişmiş ve tanınabilen özelliği ‘bağımsızlık ve yalnızlık’ tercihleridir... Hayat stratejileri, yalnızlığa kavuşmaktır ve kendilerini tanımlamaları da, kendi kendine yetebilen yetenekte olduklarıdır. Bu yetenek zannedilen şeyin altında yatan ise, başkalarını ‘müdahaleci’ olarak algılamalarıdır. Başkalarıyla yaşanan ilişkinin zor, karmaşık olduğunu düşünürler...

Amerikan Hintliler Alaska yerlileri Beyazlar Asyalılar Pasifik Adalılar

ma yaşında olan her bin kadından 16.9’u kürtaj oldu. Bu oran, 2011’de ABD’de 1.1 milyon kürtaj yapıldığını gösteriyor. 2008 verileri ise her bin kadından 19.4 yani 1.21 milyon kürtaj yapıldığını gösteriyor. Kürtaj yaptırma oranında en büyük azalmanın yaşandığı eyaletler ise göreceli olarak daha liberal kürtaj yasalarının olduğu Kaliforniya, New Jersey ve New York. Öte yandan ABD’de en yüksek doğum oranının kaydedildiği eyaletler; New Mexico (47.5), Oklahoma (47.3) ve Mississippi (46.1). Öte yandan, New Hampshire (13.8), Massachusetts (14.1) ve Connecticut (15.1) ise en düşük do-

Kimimiz heyecanlıyken bazılarımız durgundur. Kimimizin enerjisi çok yüksektir ancak çevremizde ‘ağır kanlı’ diye tabir kullandığımız, ağır hareket eden ve daha az şey yapanlar da vardır. Sevecen, paylaşımcı, sıcakkanlı olanlarımız var, üstelik onları çok severiz. Bencil ve soğuk olanlarımız da var az sevsek de onlarla yaşamaktan vazgeçemeyiz. Yani, kişilik çeşit çeşit...

ğum oranına sahip. Son olarak geçen hafta Mississippi Valisi Phil Bryant, gebelik sürecinin orta döneminde yani 20 haftadan sonra kürtajın yasaklanmasına ilişkin bir yasanın çıkabileceği sinyalini verdi. Bu benzeri girişimleri destekleyenler kadınların sağlığı derken, karşı çıkanlar bunun anayasaya aykırı olduğunu söylüyor. ABD’de 15.19 yaş arası gençlerde doğum yapma oranı en yüksek Hispanikler arasında görülüyor. Hispanikleri siyahlar takip ediyor. Geçler arasında doğum yapma oranının en düşük olduğu gruplar ise Asyalılar ve Pasifik Adalı Amerikalılar.

Şizoidleri tanımlayan diğer bir bilgi de, başkalarının inançlarını ve değerlerini onaylamama eğilimleridir..Bunun sebebi de, yetişme dönemlerinde ‘sosyal kopukluk’ ve ‘yabancılaşma’ yaşamış olmalarıdır... ŞİZOİD BİRİSİNİ TANIYORSANIZ Dikkatli olun. Yardım etmek istiyorsanız, büyük ihtimalle sizi ‘müdaheleci’ yani işine burnunu sokan birisi olarak algılayacaktır. Kişinin davranışı kendisi ya da başkası için tehlike taşımadığı sürece, belki müdahale etmemek daha iyi olabilir. ‘Kendi başına olmak’tan çok mutlu olmadıklarını ciddi şekilde farkederseniz, bir uzman tarafından ‘sosyal beceri’ ile tedaviye başlanabilir... Haftaya, Amerika Birleşik Devletleri’nde yüzde 3 oranında görülen ‘Şizotipal kişilik bozukluğunu’ ve çocuklarımızda bu bozukluğun semptomlarını nasıl farkedebileceğimizi tartışacağız...

Doğurganlığı sigara, obezite, şiddet ve işsizlik engelliyor Gençlerde doğum yapma oranının düştüğünü gösteren bir başka rapor ise The County Health Rankings tarafından yayınlandı. The County Health Rankings 2014 raporunda; sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı, beslenme, seks hayatı, sağlık hizmetlerine ulaşım ve sağlık hizmetlerin kalitesi, işsizlik, eğitim, gelir, yoksulluk, genç yaşta doğum yapma, gibi durumlar araştırılarak ABD’nin en sağlıklı ve sağlıksız bölgelerinde yaşam süresi ve yaşam kalitesi değerlendiriliyor. ABD’nin en sağlıksız bölgelerinde yaşayan Amerikalılar’ın ölüm oranı, sağlık-

lı alanlarda yaşayanlardan iki kat fazla. Aynı zamanda yoksulluk içinde yaşayan çocukların ve genç yaşta doğum yapan gençlerin oranları da iki kat daha fazla. Fakat ülke genelindeki eğilimleri ortaya çıkartan verilere göre, ABD’de geleceğe umutla bakmayı sağlayan şu gelişmeler yaşanıyor: ● Gençlerde doğum oranı 2007’den bu yana yüzde 25 oranında düştü. ● 2003-2011 yılları arasında önlenebilir hastalıklardan dolayı hastaneye kaldırılma oranı yüzde 20 oranında azaldı.

● Sigara içenlerin oranı 2005’te yüzde 21 iken 2012’de yüzde 18’e gerilerken fiziksel aktivite yapan kişilerin sayısında artış gözlemleniyor. ● Şiddet suçları son yirmi yılda neredeyse yüzde 50 oranında azaldı. ● 2007-2009 yıllarında yaşanan ekonomik durgunlukta hızla artan işsizlik oranları 2010 yılında bu yana azalıyor. ● 1995’te yüzde 16 olan ABD’de obezite oranı 2005’te yüzde 28’e yükselmişti. 2012 yılına ilişkin son veriler ise obezite oranının yüzde

28’in altına indiğini gösteriyor. ● Son on yılda yüzde 15’ten yüzde 18’e yükselen sigortasız kişi oranı 2011-2012 yıllarında düşme eğilimi gösteriyor. Öte yandan ABD’de kötüye doğru giden bazı durumlar ise şunlar: ● 1990’larda düşen yoksulluk içinde yaşayan çocukların oranı 2007’de yüzde 18, 2012’de ise yüzde 23 olarak kaydedildi. ● Cinsel yolla bulaşan hastalıkların oranı ise 2009’dan bu yana artıyor.

HABER OLMAK İÇİN...

haber@posta212.com


Yaşam

30 Nisan 2014 Çarşamba

1.6 milyon Amerikalı’nın tuvaleti yok İşte formdan çıkarılması düşünülen sorular

ABD Sayım Bürosu, Amerikan Toplum Anketi’ndeki su tesisatı, işe gitme saati, gelir ve engelli olma durumlarına ilişkin soruları çıkartmayı planlıyor. Ama son veriler ABD’de, 630 bin evde su tesisatı olmadığını gösteriyor

İ

NEW YORK - POSTA212

nanması zor gelebilir ama dünyanın en zengin ülkesi olan ABD’de, 630 bin evde su tesisatı yok. Bu da Amerika’da 1.6 milyon kişinin evinde tuvalet, lavabo ya da duş olmadığını gösteriyor. Pew Araştırma Merkezi’nin haberine göre ABD Sayım Bürosu, 416 milyar dolardan fazla federal fonun dağıtımı için her yıl güncellenen Amerikan Toplum Anketi’ndeki (U.S Census Bureau “American Community Survey”) bazı soruları kaldırmayı düşünüyor. Kurum; su tesisatı, işe gitme, gelir ve engelli olma durumlarına ilişkin soruları yeniden değerlendiriyor. İşte Amerikan Toplum Anketi’nden çıka-

rılma olasılığı olan sorular: l Son 12 ayda elde ettiğiniz gelir? l Geçen hafta işe gitmek için evden saat kaçta ayrıldınız? l Fiziksel, zihinsel ya da ruhsal durumlardan dolayı konsantrasyon, hatırlama ya da karar verme durumlarına ilişkin ciddi sorunlarınız var mı? l Bu evde tuvalet var mı? Evet, “21. yüzyılda kimin evinde tuvalet olmayabilir ki?” diye sorabilirsiniz ama son Amerikan Toplum Anketi verilerine göre, ABD’de, 630 bin evde su tesisatı yok. Bu durum, 2014 yılında Amerika’da 1.6 milyon kişinin evinde tuvalet, lavabo ya da duş olmadığını gösteriyor. Özellikle Amerika’nın kırsal bölgelerinde Alabama, Kentucky, Batı

Virginia ve Alaska gibi eyaletlerdeki bazı kasabalarda bulunan evlerde temel su ihtiyacını karşılayacak sistem bulunmuyor. Federal yetkililer söz konusu soruları kaldırıp kaldırmayacaklarına ilişkin kararlarını ise bu yıl sonunda duyurmayı planlıyor. Amerikan Toplum Anketi’nde yapılan değişikliklerin ise 2016 yılında uygulanması bekleniyor.

EVLERDEKİ TUVALETİN TARİHİ Bundan yaklaşık 60-70 yıl öncesine 1940-1950’lilere baktığımızda Amerikalılar’ın üçte birinin evinde tuvalet yoktu. Yani insanların yüzde 70’inden fazlası evlerinin dışındaki tuvaleti kullanıyordu. 1940’larda Mississippi eyaletinde evlerin yüzde

80’inde tuvalet bulunmuyordu. 1960’lara gelindiğinde ise tuvalet olan evlerin sayısında önemli bir artış yaşandı. 1960’larda her altı evden birinde tuvalet yoktu. 1990’larda ABD genelinde evlerin yüzde 3’ünden daha azında tuvalet bulunmuyordu. Bu dönemde kırsal alanların dışındaki birçok bölge ilerleme kaydetti. Örneğin Mississippi eyaletinde evlerin sadece yüzde 4’ünde kanalizasyon ya da fosseptik sistemi yoktu. Öte yandan Shannon County, South Dakota’da evlerin yüzde 14’ünde su tesisatı yok. Bu oran Apache County, Arizona’da yüzde 17’in üzerine çıkıyor. Rio Grande, Texas’da da su olmayan evlerin oranı bir hayli yüksek. Ayrıca, Arkansas’daki evlerin yüzde 12’sinde tuvalet yok.

Fasıl heyeti Amerika’ya hazırlanıyor Türk usulü eğlence denildiğinde fasılsız olmaz. Renkli şovlarıyla fasıl gecelerine ayrı bir anlam kazandıran genç girişimcinin ünü Türkiye sınırlarını aştı. Şimdi Avrupa ve Amerika’da şube açmayı planlıyor

FİGEN ONUR İSTANBUL-POSTA212

G

encecik yaşında kendini eğlence ve restoran işinin içinde bulmuş, çılgın bir kadının hikayesi bu... Ben işimle evliyim” diyecek kadar işkolik, bitmeyen enerjisiyle sürekli yeni fikirler üreten ve hayata geçiren Özlem Mekik, İstanbul’un popüler mekanlarından Ziyade Fasıl’ın sahibi. Her gece eğlencenin doruğa çıktığı bu mekan ünlülerin uğrak yeri. Hatta kimi zaman, Türkiye’ye gizlice gelen Hollywood yıldızları da bu genç işletmecinin konuğu oluyor. Yakın zamanda Amerika’da da şube açmayı planlayan Mekik, iş hayatını ve planlarının POSTA212’ye anlattı.

n Genç yaşta kendi işinin patronu oldun. Nasıl cesaret ettin?

Turizmci bir aileden geliyorum. Ben de turizmci oldum. İstanbul Üniversitesi Turizm İşletme Bölümünde tamamladıktan sonra yurtiçinde ve yurt dışında birçok konuda eğitim aldı. Turizm sektörünün her kademesinde çalıştım. Ama çocuk yaşlardan beri yemek işini seviyordum, restoran işine girmek istiyordum. n Peki, Ziyade Fasıl’ın macerası nasıl başladı?

Bu işe girmeye karar verip harekete geçtiğimde 23 yaşındaydım. Eğlence ve gıda sektörüne farklı bir anlayış getirmeyi hayal ettim. Çok çalıştım ve hayalimi gerçeğe dönüştürdüm. Önce İstanbul Levent’te iki katlı bir villada başladık. Bir süre sonra 1,5 ay önceden bütün rezervasyonlar dolar hale geldi. Bir süre sonra Anadolu yakasında da şube açmamız yolunda talepler gelmeye başladı. Ortaklarımla konuştuk ve 2008’de Suadiye şubemizi açtık.

n Bildik fasıl anlayışından öte bir konseptiniz var

Evet, öncelikle her akşam müzik var. Misafirlerimizi 20.30’da kemanla karşılıyor, onlar için özenle hazırladığımız meze ve yemeklerimizden kurulu sofralarımızda ağırlıyoruz. Saat 21.00 itibariyle fasıl programımız başlıyor, Fasıl’ın ara verdiği dakikalarda şovlarımızla da misafirlerimizi eğlencenin içine her an daha fazla dâhil ederek gece yarısını geçip yarıma kadar kesintisiz ve sürekli artan bir eğlence sunuyoruz. n Eğlence hiç bitmiyor. Ne tür şovlar var?

Şovlarımızda ki asıl amaç misafirlerimizi eğlencenin içine daha çok dâhil etmek. Mesela, daha önce birçok önemli dans topluluğunda önemli görevler almış dansçı arkadaşlarımız tarafından yapılan Roman halkının hayata bakış açısını ve onların renkli dünyasını anlatan harika bir dans gösterimiz var. 20 yaşında Roman gencinin asma davul ile yaptığı inanılmaz bir şov var. Bunlara ilave olarak şov ekibimiz tarafından sürekli yenilenen birçok gösterimiz oluyor. Asıl olarak tabii ki kaliteli bir fasıl mekânı olmakla beraber, şovlarımızla da daha keyifli bir atmosfer yaratmayı hedefliyoruz. n Mekanın mutfağıyla da birebir ilgileniyorsunuz.

Özlem Mekik

Benim yemek sevdam çocukluk yıllarıma dayanıyor, arkadaşlarım evcilik oynarken ben mutfakta annesine yardım etmekten mutlu olan bir çocuktum. Yemek yapmaya olan merakım yaşım ilerledikçe daha da pekişti ve tabii ki restorancılık sektörüne girdikten sonra bu merakım profesyonel çalışma imkanını da beraberinde getirdi. Yemek benim en büyük sevdam, diğer mutfaklara olan merakımı da aldığım eğitimlerle sürekli geliştiriyorum. Şu an halen çalışmalarına devam ettiğim yemek kitabımı en kısa zamanda çıkartmayı planlıyorum. n Türk mutfağı denince ülke dışında hep Kebap çeşitleri ön plana çıkartılıyor bu ne kadar doğru?

Yurt dışında tanıtımımız bugüne kadar hep kebap üzerinden yapılmış olsa da, yurtdışında kebaptan ziyade ön plana çıkartılması gereken çok sağlıklı yemeklerimizde var. Bu anlamda yapılan çalışmaları görmek beni mutlu ediyor ancak yeterli değil. Bu anlamda kendimizi de eleştiriyorum, herkes elini taşın altına koymalı ve kolaya kaçmak yerine Türk mutfağının gizli kalmış, çoğu zaman bizlerin bile unuttuğu artık evlerin mutfaklarında bile pişmeyen birçok özel lezzeti yavaş yavaş tekrar gün ışığına çıkartıyoruz. n Yurtdışı projelerinizden bahsedelim biraz.

Türkiye dışında yaşayan birçok Türk var ve onlar da Türkiye’ye geldiklerinde mutlaka fasıl eğlencesini yaşamak istiyorlar. Ama aynı şekilde azımsanmayacak kadar yabancı müşterimiz de var. Bir süredir bu yönde talepler geliyordu. Bir takım girişimlerimiz oldu. İlk etapta Londra’da şube açmayı hedefledik. Amerika’dan da teklifler var. Bir sonraki adımımız da Amerika olacak.


Yaşam

30 Nisan 2014 Çarşamba

ABD hapishanelerinde ne ararsan bulunuyor

Hollywood filmlerine, dizilere konu olan ABD hapishanelerinde durum gittikçe karışık ve tehlikeli bir hal alıyor. İstatistiklere göre, ABD hapishanelerinde kaçak telefon kullanımı giderek daha çok endişe veriyor NEW YORK - POSTA212

A

BD hapishanelerinde, hastanelerde bulunduğundan 10 kat daha fazla akıl ve ruh hastası bulunuyor. Hapishanelerde uluslararası insan hakları standartları ihlal ediliyor. Ayrıca, suç oranları düşmesine rağmen tutuklu sayısı hızla artmaya devam ediyor. SANKİ TELEFON MAĞAZASI Gardiyanlara rüşvet verilerek, yiyecek konteynırlarına saklayarak ya da güvenlik çitlerinin üzerinden fırlatarak hapishanelere sokulan cep telefonlar tanıkların gözünü korkutmak, uyuşturucu ticareti yapmak ya da hapishaneden kaçma planı gibi yasal yaptırımlar konusunda duyulan kaygının artmasına neden oluyor. ABD’deki yerel, eyalet ve federal hapishanelerde bulunan 2,3 milyon tutuklunun telefonu nasıl elde ettiklerine ilişkin geniş veriler bulunmasa da istatistikler, problemin büyüdüğüne işaret ediyor. Örneğin, 2011’de Kaliforniya’da 15 binden fazla kaçak telefon yakalandı. Bu rakam 2007 yılında bin 400 olarak kayıtlara geçmişti.

zukluk ve beyin hastalığı gibi ciddi problemleri olan akıl ve ruh hastası bulunuyor. Treatment Advocacy Center ve the National Sheriffs’ Association tarafından yapılan bir araştırmaya göre ülke genelinde 356 binden fazla mahkum ruh hastasıyken devlet hastanelerinde tedavi gören psikiyatri hasta sayısı yaklaşık 35 bin. Rapor, ABD’nin 50 eyaletinin 44’ünde ciddi psikiyatrik hastalıklarla ilgili en büyük kurumlarının bir hapishane olduğunu gösteriyor.

ÇOĞU RUH HASTASI ABD hapishanelerinde hastanelerde bulunduğundan 10 kat daha fazla şizofreni, bipolar bo-

İNSAN HAKLARI İHLAL EDİLİYOR Texas Üniversitesi Hukuk Fakültesi İnsan Hakları Kliniği (Human Rights Clinic of the University

of Texas School of Law) tarafından yayınlanan son rapora göre Texas hapishanelerde uluslararası insan hakları standartlarının ihlal edildiğini gösteriyor. Texas’da aşırı sıcaklar 2007’den bu yana en az 14 tutuklunun ölümüne neden oldu. Rapor, devlet tarafından yönetilen kurumlardaki aşırı sıcaklıkların ABD anayasasındaki zalim ve olağan dışı cezaların yasaklanmasını da ihlal edildiğini de gösteriyor. İstatistiklere göre 19 Haziran 2011’de Dallas’ta bir birimde saat 10.30’da en z 65 santigrat derece (149 F) olarak kaydedildi. Texas Department of Criminal Justice (TDCJ) hapishanelerinde 150 bin tutuklu bulunuyor ve bu hapisha-

nelerde klima yok. Ayrıca rapora göre hapishanelerde çalışan 92 memur, 2012’de sıcaklıkla ilişkili yaralanma ya da hastalıklara maruz kaldı. NÜFUS PATLAMASI Global Research’da yer alan bir habere göre insan hakları kuruluşları, insanlık dışı sömürü anlayışının yeni bir versiyonu olarak niteledikleri, ABD’de siyahi ve Hispaniklerin çoğunluğu oluşturduğu iki milyona ulaşan tutuklunun, çeşitli endüstriyel kuruluşlar için çok az ücretlerde çalıştırılmasını şiddetle kınıyor. Hapishane endüstrisine yatırım yapan büyük sermaye sahiple-

ri için ise bu durumu “altın madeni bulmak” olarak yorumladıkları iddia ediliyor. İstatistikler ABD’de diğer ülkelerden daha fazla tutuklu bulunuyor. Nüfusu ABD’den beş kat daha fazla olan Çin’de mahkum sayısı yarım milyonu geçmiyor. Dünyanın hapishane nüfusunun yüzde 25’i dünya nüfusunun sadece yüzde 5’ine sahip ABD’de bulunuyor. 1972’de 300 bin olan mahkum sayısı 1990’larda 1 milyona, 2000’de ise 2 milyona ulaştı ve şu an bu sayıyı bir hayli geçti. Ayrıca, ABD’de suç oranı düşerken hapishanelerdeki mahkum sayısındaki artış devam ediyor. Raporda bu durumun nedeninin ucuz iş gücü için hapishane sektörüne yatırım yapan büyük sermayelerin etkisinin olduğu savunularak uzun tutukluluk sürelerine işaret ediyor. Öte yandan Başsavcı Eric Holder, geçen hafta Adalet Bakanlığı’nın web sitesinde yayınladığı bir video ile genişletilmiş programın yeterli niteliklere sahip kişilerin affetme isteklerini yeniden değerlendirmesine olanak sağlayacağını söyledi. Bu kişilerin şu niteliklere sahip olması gerekiyor: temiz bir hapishane kaydı, silah ve diğer suç örgütleriyle bir bağlantısının olmaması ve en az 10 yıl hapishanede hizmet etmiş olması gerekiyor.

Türkiye’yi onların fotoğrafları tanıtıyor Türkiye ilk defa klasik yolların dışında bir tanıtıma imza attı. Dünyanın en ünlü instagram fotoğrafçıları Türkiye’yi gezerek fotoğraf çekiyor ve bu fotoğrafları paylaşarak sosyal medya aracılığıyla Türkiye’yi tanıtıyor FİGEN ONUR İSTANBUL-POSTA212

H

er zaman zıtlıklar ülkesi olmuştur Türkiye. Bir yandan son aylarda sosyal medya engellemeleriyle dünyanın gündemine oturan Türkiye, şimdi de sosyal medya aracılığıyla yurtdışında tanıtımını yapıyor. Fotoğrafın, görselliğin evrensel dilinin kullanılmasının amaçlandığı bu projenin en önemli özelliği dünyada bir ilk olması. FİKİR CUMHURBAŞKANI GÜL’DEN Cumhurbaşkanlığı’nın öncülüğünde başlatılan Türkiye’nin tarihini, kültürünü, doğasını, insanlarını ve turistik yerlerini anlatmayı hedefleyen sosyal medya projesi #ComeSeeTurkey iki etap olarak planlandı. İlk etap için Türkiye’ye gelen dünyanın en ünlü 10 fotoğrafçısı, 10 gün içinde günde 10 ili gezerek fotoğrafları kendi kültürlerine göre yorumladılar. Çekilen fotoğraflar Instagram, Twitter, Facebook, Printerest, Youtube ve Vine’da paylaşılıyor.

İKİNCİ TUR 14 MAYIS’TA 14 Nisan’da başlayan ilk turda hedef “10 günde 10 şehir” şeklindeydi. İstanbul’dan yola çıkan fotoğrafçılar Trabzon, Artvin, Ardahan, Kars, Ağrı, Van, Mardin ve Gaziantep’i gezdi. Tur tamamlandı. Popüler fotoğrafçıların çektiği fotoğraflar sosyal medyada milyonlar tarafından beğenildi, paylaşıldı. 15 Mayıs’ta başlayacak ikinci etapta ise diğer 10 kişilik fotoğrafçı ekibi Kayseri, Kapadokya (Nevşehir), Konya, Antalya, Aydın, Pamukkale, Dalyan, Bodrum, İzmir ve Çanakkale’yi gezip görüntüleyecek. TÜMÜ INSTAGRAM FENOMENİ 10 Günde 10 il gezerek fotoğraf karesi avlayan fotoğraçı ekibi şöyle: Morgan Stone Grethet ve Sam Horine (ABD), Nicolee Drake (İtalya), Christopher Collin (İsveç), Thomas Kakareko (Almanya),

Fedja Salihbasic, (Danimarka), Sezgin Yılmaz (Türkiye), Putri Anindya, Aditya Zulizar ve Darisz Cahyadi (Endonezya). Projeyi, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB), Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Foto Muhabirleri Derneği’nce (TFMD) destekleniyor. Proje kapsamında paylaşılan fotoğraflara www.comeseeturkey.com adresinden ulaşabilirsiniz. #ComeSeeTurkey projesinin ikinci etabımı da adım adım bu siteden ve yönlendirilen sosyal medya linklerinden takip edebilirsiniz.

Dursun Boran dursunboran@hotmail.com

Senede 500 bin hırsızlığın olduğu Türkiye’de vatandaş gece nöbetinde AMERİKA’DA yaşayan binerce vatandaşımız gibi Türkiye’de yüzbinlerce vatandaş hırsızlık, gasp, kapkaç, dolandırıcılık mağduru Türkiye’nin 1. Meselesi ASAYİŞ ! Büyük şehirlerde yüzbinlerce ev, iş yeri, otodan hırsızlıkta çalınan eşyaların değeri. Milyarlarca dolar New York, New Jersey, Boston ve diğer şehirlerde yaşayan vatandaşlarımız memleketlerinde evlerin, yazlıkların soyulduğunu maddi, manevi mağdur olduklarını anlatıyorlar. Trabzon, Mersin, Diyarbakır, İstanbul, Ankara, Antalya, Giresun, İzmir başta olmak üzere diğer illerde yaz tatilinde gidince oturmak için kurdukları evlerin, villaların hırsızlarca soyulduğunu, psikolojik olarak korku içinde olduklarını izah eden vatandaşlar. TBMM’nin hırsızlığın, gaspların ve diğer suçların önlenmesi için daha sert, caydırıcı kanunlar yapmasını, tedbirler almasını istiyorlar.

İSTANBUL’DA AYDA 9 BİN SOYGUN Emniyet Genel Müdürlüğü rakamları korkunç. Sadece İstanbul’da gecede 300 civarında ev, işyeri, 100 civarında da oto ve otodan hırsızlık oluyor. Ankara, İstanbul, Adana, Bursa gibi illerde olan hırsızlıklar hariç. Polis ve vatandaşlar hırsızlık olaylarına karşı verilen cezaların azlığından şikayet ediyor. Bu cezaların artırılması, hırsızlık yapanların gasptan yargılanması için kanun yapılması, sabıkalı hırsızların İçişleri Bakanlığı veya Emniyet Genel Müdürlüğü’nce teşhir edilmesi isteniyor. Ümitsiz pek çok hırsızlık mağduru netice alınmaz diye polise şikayete gitmiyor. (Gitsem ne olacak diyor) HERKES MAĞDUR Gazeteci Reha Muhtar’ın evi 2 defa soyuldu. Laptopları, ziynet eşyaları, pasaportu çalındı. Nazlı Ilıcak’ın villasını soyanlar ziynet eşyaları vs. çaldılar. Eski Başbakan Tansu Çiller, Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın Sarıyer’de, eski bakanlardan Mehmet Ağar’ın Bodrum’da villaları soyulan yerlerden. TBMM’ de hırsız mağduru çok sayıda milletvekili var. Buna rağmen yeni, tesirli kanunlar yapılmıyor. Cezaevi Müdürleri içerde birden fazla hırsızlıktan sabıkalı binlerce tutuklu, hükümlü var diyor. Birde vatandaşların vergileriyle bu tutuklu hırsızlar senelerce hapiste besleniyor. TBMM’de, e. Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal, E. Emniyet Gen. MY. Necati Çetinkaya gibi AKP milletvekilleri; asayiş meselesini bilen emniyetçiler neden hırsızlık, gaspın bitmesi için Başbakan ile görüşüp yeni kanunlar yapmazlar? CHP, MHP içinde yine eski savcı, hakim, valiler var. Bunlar derhal harekete geçmeliler. Devlet tüm cadde, sokaklara, mahallelere hakim olmalı. Herkes ev ve işyerinde huzur, emniyet içinde yaşamalı. Yurt dışında yaşayan insanlara artık yazlığınız, eviniz soyuldu. Otonuz çalındı haberleri gelmesin. Polis eski bakanları, bazı gazete patronlarını, genel yayın müdürlerini, parti merkezlerini korurken. Vergi veren halkı, esnafı, memurun evini ihmal etmesin. Gazete patronu ve yüksek maaşlı yazarlar, genel yayın müdürleri, emekli olmuş polis ve askerler, cebinden maaşını ödeyip koruma tutabilir. Buralarda koruma yapılan polislerde sokaklarda görev yapar. Edirne ve İstanbul da bazı semtlerde esnaf ve mahalle sakinleri ellerinde, sopalar, baltalar, ruhsatlı silahlarla gece sırayla hırsız nöbeti tutuyorlar. Kuyumcular, Döviz büroları, banka, PTT şubeleri, para nakli yapan kişi ve kurumlar gasp ve soygun korkusuyla yaşıyorlar. Sizlerde konuya dair yeni kanun yapılmasını istiyorsanız. İllerinizin milletvekillerine, konsolosluklara dilekçeler gönderin. Mailler yazın. ANAYASA NE DİYOR ? Devletin temel gaye ve görevleri. Anayasa Madde 5 – Devletin temel gaye ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır. Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı. Anayasa Madde 17 – Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz. Türk Ceza Kanunu (TCK) ya göre hırsızlık suçlarına verilen cezalar şöyle: TCK 141. Hırsızlık Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. TCK 143 Suçun gece vakti işlenmesi Hırsızlık suçunun gece vakti işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte birine kadar artırılır. TCK 116 Konut dokunulmazlığının ihlali (1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur. Haftanın Sözü : Akılsızlar hırsızların en zararlılarıdır. Zamanımızı ve neşemizi çalarlar. Goethe


30 Nisan 2014 Çarşamba

Yaşam

NEvada Çölü’nde her sene DÜZENLENEN BurnIng Man (Yanan adam) festival İNDE

Türk mimarlardan çılgın havaalanı Ünlü Türk mimarlar Nevada Çölü’ne kumdan havaalanı tasarladı. Ancak bu havaalanı hizmetini tamamlayınca yakılacak

DOĞUCAN CÖMERT NEW YORK - POSTA212

N

evada Çölü’nde her sene Burning Man (Yanan adam) adlı bir festival düzenleniyor. Festivale bu sene ünlü Türk mimarlar damga vurdu. Mimarlar, Nevada Çölü’nde kumdan bir havaalanı tasarladılar. Her sene ağustos ayında bir haftalığına düzenlenen festival, dünyanın dört bir yanından gelen sanatçıların akınına uğruyor. ÇILGIN HAVAALANI Sanatçılar dev heykellerini festivalde sergileyip son gün yakıyorlar. İşte böyle çılgın bir festival için ünlü Türk mimar kardeşler Sunay Erdem ve Günay Erdem çılgın bir

havaalanı tasarladı. Nevada Çölü’ndeki kum tepelerinden esinlenen Erdem Mimarlar, havaalanını ahşap, branda ve kumdan tasarladı. Branda ile kaplı ahşap konstrüksiyon, kum fırtınalarına esir bırakılıp kendi kendine oluşacak. DOĞA İLE İŞBİRLİĞİ Peyzaj Mimarı Sunay Erdem bu çalışmanın bir nevi doğa ile bir işbirliği olduğunu ve kum fırtınalarının havaalanına kendi bedenini oluşturacağını belirtiyor. Havaalanı hizmetini tamamlayınca heykellerin akıbetine uğrayacak ve yakılacak. Mimar Günay Erdem tasarladıkları neredeyse tüm projelerde doğa ile işbirliği yaptıklarını, en basit binadan en teknolojik binaya kadar bu faktörü dikkate aldıklarını belirtiyor.

Kendini ifade etme biçimi

Festival dünyanın en çılgın festivalleri arasında gösteriliyor. Tüm dünyadan sanatçılar ve sosyal devrimciler bir hafta boyunca kurulan kentte, çölün sert koşullarına dayanarak, kendilerini ifade edebilecekleri kültürel etkinliklere katılıyorlar. Festival, 8 gün boyunca devam ediyor. Son gün insan bedeni ve onun kalıplarını temsil eden tahta adamı yakarak festivali sonlandırıyorlar.

Günay ve Sunay Erdem mimar kardeşlerin 40'ın üzerinde ulusal ve uluslararası çevreci ödülleri bulunuyor.

Festivale her sene yaklaşık 45 bin sanatçı katılıyor.


Yaşam

Festivalde

30 Nisan 2014 Çarşamba

ezan sesi

Türkiye’de Rockçı imam olarak tanınan Ahmet Muhsin Tüzer, çok özel bir proje kapsamında New York’ta sahne aldı. Sahnede birlikte olduğu grupla birlikte Selâ da okuyan Tüzer, çok büyük bir ilgiyle karşılaştı

27-28 Haziran 2004 tarihinde, İstanbul’da yapılacak NATO Zirvesi öncesi, gazetelerde oyuncak uçak satışının yasaklandığını bildiren haberler çarpar okuyucuların gözlerine. Akşam gazetesini okuyoruz: “Yasağın temelinde olası havadan gelecek bombalı suikast endişesi yatıyor. Polis, mağaza sahiplerine uzaktan kumandalı uçak, helikopter ya da planör satışlarının yasaklandığını duyurdu. Liderlerin toplantılara katılacağı bölgede, hava kontrolü, oyuncak uçak yasağıyla güçlendirilmeye çalışılıyor.”

Pınarbaşı Köyü camisi imamıyım. Kendime ait küçük bir dünyam var. Parada pulda çok gözüm de yoktur. Ama içimdeki Allah sevgisi ve inancı bana kocaman bir dünya sunuyor. Ben de onu içimden geldiğince yaşamaya çalışıyorum. Tepkiler çok umrumda değil. Zaten şaşırdığım birşey de değil. Bekliyordum. Hala da bekliyorum. Şimdi New York konserini yaptım. Belki döndüğümde görevim bile elimden alınmış olabilir.

T

ürkiye’de Rock müziği söyleyen ve grup kuran imam olarak tanıdığımız, geçtiğimiz yıldan beri de Türk ve dünya basınında kendine has bir üne kavuşan Ahmet Muhsin Tüzer, “Drone” müziğin öncülerinden Catherine Christer Hennix ve grubuyla birlikte geçtiğimiz günlerde bir konser verdi. Brooklyn Issue Project Room’da düzenlenen bu konsere ilgi büyüktü. Konser sonrası Rockçı İmam’la Posta 212 olarak konuştuk:

“HASTA OLDUĞUMU SÖYLEYİNCE DÖNDÜ” ■ Eşiniz Hristiyandı şimdi Müslüman oldu. Bundan bahsedelim mi biraz? Nasıl tanıştınız?

“BAŞKA BİR MAKAMDA SELA OKUDUM” ■ Dünyada bir ilk olduğunu söylediğiniz konseri biraz anlatır mısınız?

Evet dünyada bir ilk oldu. Drone müziği eşliğinde ben bazı sureleri seslendirdim. Ayrıca sela okudum. Drone müziği nedir diye sorarsanız değişik felsefesi olan bir müzik diyebilirim. Uzayda kaybolup giden ya da sonsuza doğru akan elektronik aletlerle yapılan bir müzik türü. Benim de yaptığım değişik makamlarda sureleri farklı bir tarzda esere kattım. Kattım diyorum çünkü müzik seyirci salona girdiği anda vardı ve biz çıkıncaya kadar yaklaşık yarım saat kadar sürekli devam etti. Havada asılı kaldı. Biz girdikten sonra da üstüne eserlerimizi okuduk. Müzik yaptık.

Catherine Christer Hennix

“SAHNEDE CATHERINE NAMAZA DURDU” ■ Okuduğunuz Surelerden ve selâdan bahsedelim biraz. Neler hissettiniz?

Kendisi bu müziğin öncülerinden sayılıyor ve bir hayran kitlesi var. 20 yılını New Rockçı imam olarak tanınan Ahmet Muhsin Tüzer, Türkiye’de de konser vermişti.

İstanbul’da uçurtma yasağı

Batı’da oyuncak, bilimin öncüsüdür. Gökyüzünün öfkesi olan yıldırıma uçurtma sayesinde tasma takılır, evcilleştirilir. Bu tasmanın adı “paratoner”dir ve uçurtmanın ipi Benjamin Franklin’in elindedir. Elektriğin bir akım ve enerji olduğunu keşfeden Franklin, bilimin yolunda yeni bir kapı açmayı başarır. Bunu da uçurtmasına bağladığı bir anahtarla yapar!

NEW YORK - POSTA212

■ Catherine Christer Hennix ile tanışmanız nasıl oldu?

@sunayakin62

YALNIZCA güneş mi; uçurtma da, doğudan yükselmiştir. Çinli rahiplerin ruhlarla buluşup gelecekten haber vermek amacıyla gökyüzüne saldığı uçurtma, denizciler tarafından Batı’ya götürüldüğünde bir oyuncağa dönüşür.

SERKAN KALFA

Çok değişik bir deneyim oldu benim için de. İmam olduğum için namaz kıldırıyorum, ayetler okutuyorum ve okuyorum ama belirli kurallar içinde yapıyorum hep bunu. Ama konserde sela okudum fakat Hüseyni makamında değildi. Müziğin akışına bırakmanız gerekiyor kendinizi. Bir de sesim bilgisayarda gecikmeli birkaç defa veriliyor. Sokaklarda akıp giden ezan sesi gibi oluyor. Zaten performansın ilk kısmında grubun başı Catherine Hanım namaza duruyor dakikalarca sahnenin ortasında. Işıklar loş. Fantastik bir dünyada gibiydim.

Sunay Akın

York’ta geçirmiş. Şimdi Berlin – New York dönüşümlü yaşıyor. Bir matematik profesörü aslında. Bana anlattığı, müzik yapmaya başladığı zamanlarda mistik bir yola girmiş ve farklı boyutlardan enerjiler hissetmeye başlamış. Sonra benim kayıtlarıma ulaşmış internetten. İlgisini çekmişim. Kalktı İstanbul’a geldi benimle tanışmaya. Çok çabuk anlaştık. Sonra bana projesinden bahsetti ve işte burdayım. ‘MÜSLÜMAN MAHALLESİNDE SALYANGOZ’ ■ Bir imamsınız ve ayrıca Türkiye’de Rock müzik yapıyorsunuz. Şimdi de konser için

New York’a geldiniz? Tepkiler alıyor musunuz?

Tepki almanın ötesinde hakkımda açılmış bir soruşturma bile var. Çünkü ben Müslüman mahallesinde salyangoz satmaya çalışıyorum başkalarının gözünde. İmam olduğunuz zaman başka birşey yapmaya hakkınız yok çünkü. Ama ben böyle bakmıyorum Allah sevgisine. Rock müziği yaptığım zaman ben ibadet ediyorum. Şarkı sözlerim Allah sevgisinden oluşuyor. Bizim ülkemizde anlaşılması zor tabii. Bugün Müslüman sıfatıyla Allah sevgisini kendine mal etmeye çalışan çok insan var. Çünkü aslında bundan çıkarı var. Ben Kaş’ın

Ben bir zamanlar İstanbul Sultanahmet Camii’nde imamlık yapıyordum. Daha sonra ticarete atıldım ve iş gereği Romanya’ya gitmem gerekti. Orada tanıştık. Birbirimizden çok hoşlandık ama aileler karşı çıktı. Biz evlilik planları yaparken tepkiler yüzünden benden ayrıldı. O an çok yıkıldım. Uzun süre kendime gelemedim. Daha sonra benim gibi müzisyen olan kardeşimin aklına bir fikir geldi. Ona benim çok hasta olduğumun haberini ilettik. O da dayanamadı geldi, hatta ailemle de tanıştı o gelişinde. Karşı olan annem kız arkadaşımla tanıştıktan hemen sonra fikrini değiştirdi hatta çok sevdi. Biz de çok kısa süre sonra evlendik. 3 yıl sonra bana dinini değiştirmek istediğini söyledi. Ben en ufak bir baskı yapmadım. Zaten baskıyla yapılan işlere karşıyım. Örneğin eşimin başı hala açıktır. Onun tercihi. Karışmam. ■ Türkiye’de bir grubunuz var. Albüm var mı?

Kaş’ta Erkin Koray’ın eski gitaristlerinden ve Kramp Grubu’nun kurucularından Doğan Sakin ve baterist İdris Tübcil ile “FiRock” adlı rock grubu kurduk. Tasavvuf ile Rock müziğinin harmanlanmasıyla oluşturduğumuz parçalar vardı. Hatta albüm çalışmalarına başladık. Sonra nedendir bilinmez işler ters gitti. Anlaşma yaptığımız firmayla kontratı fesh ettik. Sonra denedik olmadı. Elimizde sözü müziği bitmiş, hatta bazı stüdyo kayıtları yapılmış parçalar var. Belki de böylesi hayırlıydı. Çünkü yaptığım müzik, ses rengim ve yolculuğum sürekli şekil değiştiriyor. Kim bilir? Daha olgunlaşmış bir albüm çıkarmaktır belki de kısmet. Dinlemek isteyenler için internette birkaç şarkımız mevcut. “METRODA ALLAH’TAN İZLER GÖRDÜM” ■ Yaklaşık 15 gündür New York’tasın. Neler hissediyorsun burası hakkında?

Burası çok güzel bir şehir. Çok büyük ve enerjisi çok yüksek. Provalardan arta kalan zamanda sürekli geziyorum. Çoğunlukla da metrolarda yolculuk ediyorum. Metroda insanları seyrediyorum. Onların yüzündeki enerjiyi ve bir bakıma Allah sevgisini görüyorum. Herkes kendince bir perde çekmiş yüzüne. Onları gönül gözümle aralamasını bilirsem Allah’ı yakınlaştığıma inanırım hep. Çünkü her insan Allah’tan bir iz taşır. O iz size huzuru getirecek olan izdir. Bunu metroda yolculuk ederken bile bulabilirsiniz. New York hep görmek istediğim bir şehirdi. Ama böylesine ilginç bir deneyimle göreceğimi bilemezdim. Tesadüflere inanmam. Herşeyin bir sebebi vardır. Biliyorum ki burası bana bambaşka kapılar açacak. Ben de yolculuğuma devam edeceğim.

NATO Zirvesi öncesinin İstanbul’unda, II. Abdülhamit’in baskı dönemini aratmayacak uygulamalardan oyuncaklar da paylarına düşeni alırlar! Benjamin Franklin’in evcilleştirdiği elektriğin Osmanlı’ya geç gelişinin nedeni de zaten, Abdülhamit’in aydınlığa olan öfkesidir. Ne gariptir ki, bu padişah döneminin sayfalarca uzanan yasaklar listesinde uçurtmanın da adına rastlarız!.. Sadi Borak, Yeni Tarih Dünyası dergisinin 17 Aralık 1954 tarihli sayısında, II. Abdülhamit’e yapılan bir jurnalden haberdar eder bizleri: “Bugünlerde Avrupa’dan bir hayli eczalı ve muhtelif renklerde uçurtma gelerek Nişantaşı ve Şişli taraflarıyla Yıldız Sarayı’na yakın olan yüksek yerlerde yaşları epeyce ileri bazı gençler tarafından uçurulmaktadır. Bu uçurtmalar iki taraflı olduğundan aralarına patlayıcı madde konulması da muhtemeldir. Binaenaleyh bu uçurtmaların İstanbul’a sokulmaması hususunda emri şahaneleri...” Benjamin Franklin’in bilimin kapısını açtığı anahtar, ülkesi Amerika’nın elinde yıllar sonra, ülkelerin bağımsızlığına taktıkları kilitlerin içinde dönmeye başlar. Haksızdırlar ve bunun da farkındadırlar; hem de oyuncak uçaklardan korkacak kadar!.. İstanbul’da çocukların sokaklarda en çok oynadığı oyuncaklar sıralamasında misket ve topaçtan sonra uçurtma gelir. “Misket Sokağı” ve “Topaç Sokağı” olsa da, çocuk seslerinin duyulduğu bir “Uçurtma Sokağı” yoktur İstanbul’un. Bahar geldiğinde, bakkalların saçak altlarına astıkları, kırmızı ve mavi renkli defter kaplarından yaptıkları uçurtmaların kuyrukları, çiçek kokuları taşıyan rüzgârla sallanırdı, nazlı nazlı... Ama o yıllarda, çocuğuna hazır uçurtma almak yerine, onunla birlikte uçurtma yapmanın tadına varmak isteyen babalar da yaşardı. O babalar ki, çocuklarının NATO askeri olarak memleket topraklarından çok uzaklarda ölmelerine de karşıydı. Nasıl olmasınlar ki?.. Uçurtma çıtalarına çivi çakmak istediğinde, parmağına vurur da canını acıtır diye, çekiçleri bile vermezlerdi çocuklarının ellerine... Uçurtma, dünyanın değişik ülkelerinde çok çeşitli anlamlar taşımaktadır. Örneğin, Japonya’da uçurulan bir uçurtmanın yere indiğinde toplanması büyük bir uğursuzluk sayılır. Bunun nedeni, şimşeklerin uçurtmanın toplandığı yere çekileceği inancıdır. Tayland’da ise uçurtmaların cinsiyeti vardır! Bu ülkede yüzyıllardır oynanan bir oyunda “Çula” adlı erkek uçurtmalar “Pakpoa” adlı kız uçurtmaları havada yakalayarak kendi bölgesine çekmeye çalışırlar. Küba’da yapılan uçurtma şenliklerinde de amaç, uçurtmaya bağlanan jiletlerle rakiplerin ipini koparmaktır. Orhan Veli’nin çocukluk arkadaşı Halim Şefik’ten dinlemiştim; çok güzel uçurtma yaparmış Orhan Veli... Öyle ki, onun uçurtması hep en yükseğe çıkarmış. Şairin uçurtma sevdasıyla “Macera” adlı şiirinde karşılaşırız: Bir uçurtma yaptım, telli duvaklı; Kuyruğu ebemkuşağı renginde; Bir salıverdim gökyüzüne; Gökyüzünü gördüm. Halim Şefik, arkadaşı Orhan Veli’yi aramak için evden çıktığında, gökyüzüne bakardı önce... Eğer o gün uçurtmalar bulutlarla oyun oynuyorlarsa en yüksekte olan uçurtmaya doğru yürürdü... Bilirdi ki, o uçurtmanın ipi Orhan Veli’nin ellerindedir!

REKLAM VERMEK İÇİN...

reklam@posta212.com


Seri ilanlar & Eğlence

30 Nisan 2014 Çarşamba

Haftalık Burcunuz KOÇ: Bu hafta ikili ilişkinizde lütfen birbirinize karşı anlayışlı olmaya çalışınız. Her ikinizin de, hedef ve kişilik farklılıklarına saygı duyunuz. Beraberliklerde çok dikkatli olunması gereken bir haftaya adım atıyoruz. Denge, saygı, sevgi ve anlayışın önemi bir hayli fazla. BOĞA: Bu haftanın sonlarına doğru güzel ve olumlu bir enerjimiz var. Ancak Merkür Koç burcunda seyrine başlıyor. Kolayca gerginleşebiliriz veya bir şeyleri düşünürken durumları kendi lehimize olacak şekilde ele alabiliriz. İKİZLER: Oldukça aktif bir haftaya adım atıyoruz. Yeni tanışmalar, karşılaşmalar, davetler, organizasyonlar birçok kişiyle bir araya gelmenizi sağlayıcı gelişmeler söz konusu. Ancak Mars geri hareketini sürdürdüğü için, tanışmaların çoğu ileriye dönük, uzun seyirli olmayabilir. YENGEÇ: Hafta sonunda olumlu bir enerjimiz var. Bu hem romantizmi hediye edici hem de ruhsal sevginin işaretçisi. Hassas duygularınızla sevdiklerinizi kucaklarsınız. Bir çoğunuz için aşık olmak, aşkta aradığınızı bulmak işaretçidir. Rüyalarınız çıkar. Ne zamandır aradığınız huzuru yakalarsınız. ASLAN: Bu hafta Merkür-Koç burcunda ilerleyecek. Sözgelimi yeni biriyle tanıştınız. Bir araya gelebilirsiniz. Ancak bu geliş-gidişler Mayıs sonuna kadar devam edecektir. Tam anlamıyla karar vermemek, onu iyi tanımak lazım. Diyelim ki, bir başka yere yerleşeceksiniz. BAŞAK: Hafta sonunda ikili ilişkilerde romantizm esintileri, hoş buluşmalar, kutlamalar, birbirinizle yakından ilgilenme anlamında enerjiniz gayet olumlu. Güzel bir ortamda etkileyici sözlerle birbirinizin ruhunu okşayabilirsiniz. Bu bir evlilik teklifi bile olabilir. TERAZİ: Bu hafta ilişkilerde ölçüsü kaçan tarzda konuşmalar, iletişimsel sorunlar yaşanması mümkün. O nedenle fikirlerinizi birbiriniz üzerinde baskıyla kabul ettirmeye çalışmayınız. Sert bir hafta olacağı için, istenmeden sarf edilen sözler, bencil düşünmek, partnerin ne dediğini bilmeyen halleri aranızda bir hayli sorun yaşanmasına sebep olur. Mars geri hareket dönemindeyiz. AKREP: Hafta sonunda çok olumlu bir enerjiniz var. Bu aşkı emrinize sunuyor, ruhsal anlamda besliyor, gönülleri birleştiriyor, huzur veriyor. Aşk karşımızda arz-ı endam ediyor, bize gülümsüyor. Olumlu bu enerjinin hepinize aşkı getirmesini, aşkla sarmaş dolaş olmanızı diliyorum şimdiden. YAY: Merkür-Koç burcu geçişiyle içimizden ne geliyorsa anında söyleriz. Hele konu aşk ise, hem zekice hem de etkileyici tarzda konuşarak, yazışarak karşı cins üzerinde etkin oluruz. Sosyal yaşamımız bu hafta gayet aktif olacak. OĞLAK: Ev içinde bir hayli değişim var. Belki bir yere taşınmamız veya bir değişimde bulunmamız icap edebilir. Bu da bizi düşündürüyor. Nerden çıktı bu diyerek bir şekilde işlerimizi yoluna koymak zorunda kalacağız. Venüs hafta sonunda Balık burcunda ilerleyecek. KOVA: Değişik yerleri keşfetmek, görmek isteyeceğiz. Hatta bir yeri ilk gören, ilk keşfeden kişi olmak bizi mutlu edecek. Yakınlarımızla ilginç düşüncelerimizi paylaşacağız. Mars geri harekette olduğu için, bu yolculuklar tekrarlanabilir. Sosyal ilişkilerimizi önemseyeceğiz. Sevdiğimiz kişilerle birlikte olmak bizi mutlu edecektir. BALIK: Geçen hafta Venüs burcunuzda ilerlemeye başlamıştı. Hafta sonunda gayet olumlu bir görünüm yapıyor. Kendimizi, hayatı, çevremizdeki her şeyi güzelleştiriyor, huzurlandırıyor ve sakinleştiriyor. Romantizm, sevgiliye aşkınızı fısıldamak, kutlamak, sanat ve sanatla alakalı konulara yönelmek, bir anda aşık olmak, aşkı teninizde hissetmek, ruhsal anlamda doyuma ulaşmak mümkün.

DETAYLI BİLGİ İÇİN İLAN DANIŞMA HATTINI ARAYINIZ: 347 730 42 36 İlanınız Burada Yayınlansın

Temizlik için yardımcı aranıyor New Jersey – Pompton Lakes’te bulunan evimizde uzun süreli çalışmak üzere; temizlik ve ütü işleri için yardımcı arıyorum.

POSTA212 GAZETESİNE STAJYERLER ARANIYOR POSTA212 gazetesine aşağıdaki pozisyonlar için stajyerler alınacaktır;

Ücret 80 dolar.

$50

Telefon: 973 572 5798

Sunnyside’da kiralık eşyalı oda

Bu Alana İlan Vermek İçin Arayınız 347 730 4236

• Gazete Tasarımcısı • Web Tasarımcısı • Fotoğrafçı • Editör • Yazar • Muhabir • Marketing İlgilenenlerin abone@posta212.com adresine eposta yolu ile veya 347 730 4236 no’lu telefonla başvurmaları rica olunur.

Skillman Avenue’de evimin odasına temiz ve sorumluluk sahibi kiracı arıyorum. 7 treni 46. durak yakınında, Türk marketlerine yakın, temiz eşyalı oda. Manhatan’a ulaşımı oldukça kolay. Oda 1 Mayıs itibarı ile müsait olacaktır.

New Jersey’de yeni yapılanan Italian Restaurantımıza; Pizza ve İtalyan usulü makarna yapabilecek ayrıca lunch time için yemek yapabilecek ustalar aranıyor.

Telefon: 347 666 6965

Telefon: 732 892 4220

NY’ta temizlik için yardımcı Temizlik ve ütü için yardımcı arıyorum. Ayda iki kez olmak üzere uzun süre birlikte çalışmak istiyoruz. Evimiz 1 oda 1 salondur.

Posta 212’ye verdiğiniz seri ilanlar 1 ay boyunca USAilan.com’da ÖZEL İLAN olarak yayınlanır

E-mail: iremsenturk@gmail.com

İlanınız Burada Yayınlansın

Satış elemanı aranıyor

$40

Kozmetik ve giyim mağazamızda çalışmak üzere satış elemanı aramaktayız. Uzun dönemli iş imkanı arayanlar tercihimizdir. Bay veya bayan farketmez. İngilizce düzeyinin orta halli veya üstü olması aranmaktadır. Çalışma motivasyonlu, güler yüzlü ve kolay uyum sağlayabilen özelliklere sahip kişiler email yolu ile iletişime geçebilirler. Eyalet: Florida Telefon: 850 896 9111

Kargo firmasında çalışacak personel aranıyor Long Island City, New York’ta bulunan kargo firmasında çalışacak; çalışma izni olan full time/part time personel aranıyor.

Bu Alana İlan Vermek İçin Arayınız 347 730 4236

İlanınız Burada Yayınlansın

$20

Bu Alana İlan Vermek İçin Arayınız 347 730 4236

Çocuk Bakıcısı Aranıyor Edison Township, NJ’de yaşıyorum. Beş ve yedi yaşındaki oğullarımı okuldan alıp onlarla ilgilenecek, araba kullanıp onları aktivitelerine götürebilecek birini arıyorum.Birinci önceliğim çocuklarla iyi iletişim kurulması. Çocuklar gelmeden önce evin toparlanıp yemek yapılmasını da bekliyorum. Hafif günlük ev işleri sadece. Full time veya part time olabilir. Araba kullanıyorsanız yatılı da düşünebilirim. Telefon: 484 354 2560

Telefon: 718 482 6927

MANHATTAN’DA SATIŞ ELEMANI ARANIYOR Manhattan’daki hediyelik eşya dükkanımızda geçici olarak part time veya full time çalışabilecek bay/bayan eleman aranıyor.

Pazartesi, Cuma günleri arası, saat 1 ile 5 arasında dağıtım, haftada $1300 ile $1400 arasında kazanç sağlayan yolumu kesin dönüş sebebiyle satıyorum. Depo New Jersey’de, dağıtım yeri ise Delaware’de.

Telefon: 212 252 0030

Telefon: 609 817 5400

Seri İlanlar Kazandırır! SERİ İLAN Emlak, Eleman, Vasıta, Alım/Satım, Çeşitli İlanlar SOSYAL İLAN Kutlama, Anma, Teşekkür, Doğum, Vefat İlanları TİCARİ İLAN Ürün Tanıtımı, Kurul, Bilanço İlanları

POSTA212 Seri İlan Sayfaları USAilan.com ile ortak hazırlanmaktadır...

Telefon: (347) 730 4236 E-mail: seriilan@posta212.com

Pedogojik eğitim almış üniversite mezunu emekli hemşireyim. Bebek ve çocuk bakımı, büyütüm ve eğitim konusunda destek bekleyenlerin telefonlarını bekliyorum. New York Telefon: 347 480 9867

Şefkatli çocuk bakıcısı 5 senedir Amerika’da çeşitli yerlerde değişik yaşta çocuklar baktım. Green Card’im var. Uzun süreli, karşılıklı saygı ve güvene önem veren bir aile yanında iş arıyorum. Telefon: 425 516 9805

Part time bay veya bayan host aranıyor New York, Manhattan’da bulunan restoranımızda çalışacak bay veya bayan arkadaşlara ihtiyaç vardır. Bize nowhiring2014@gmail.com adresinden yazabilirsiniz. Türk restaurantına araçlı delivery elemanı aranmaktadır. New York, Telefon: 347 610 7112

USTA ARANIYOR White Plains, New York’ta Türk mutfağına usta aranıyor. Telefon: 914 327 6273 Brooklyn’de bulunan Türk restaurantına tecrübeli bayan garson (waitress) ve erkek komi (busboy) alınacaktır.

Long Island’da garsonlar aranmaktadır. 864 612 7729’dan Şahin ya da 631 855 6165’den Aydener’i arayabilirsiniz.

Satış Elemanları Aranıyor Manhattan Mall ve Jersey Garden Mall’de full time veya part time satış elemanlarına ihtiyacımız var. Uğur: Telefon: 407 668 3511

New York, Manhattan’da Kasiyer Aranıyor Manhattan, New York’ta daha önceden kasiyerlik deneyimi olan ya da yapabileceğine inanan, gece vardiyasında çalışacak bay eleman arıyoruz. Yeterli derecede İngilizce bilmesi gereklidir. Detaylı bilgi için (516) 351-7677 numaralı telefondan Hasan Bey ile sabah 10 akşam 10 arası irtibat kurabilirsiniz.

Restauranta eleman aranıyor Türk restaurantına kasiyer ve delivery yapacak birisini arıyoruz. İngilizce bilmesi şart. Long Island, Suffolk Telefon: 631 569 6667 Gas istasyonuna part time eleman aranıyor. Başvuru yapacakların yasal olması ve loto tecrübesi olması gerekiyor. Yer 2 ile 4 trenine yakın. Bronx, NY E-mail: nycs3rdar34@gmail.com

Bayan Eleman Aranıyor New York, Upper East Side’daki bayan giyim mağazasında part time/full time çalışacak, satış tecrübesi olan bayan eleman aranıyor. Telefon: 201 394 2429 Rose Hanım

Telefon: 646 284 1239

Saat+komisyon ile elemanlar aranıyor Mall cart/kiosklarda çalışacak, Los Angeles ve çevresinde yaşayan, ulaşım sorunu olmayan, iyi derecede İngilizce bilen, çalışkan, sorumluluk sahibi, part time/full time elemanlar aranıyor. Satış tecrübesi olsa dahi tarafımızdan en az 4 gün eğitim verilecektir. Başlangıç olarak saati $8 artı komisyon. E-mail: muranomania@hotmail.com

Seri İlan Sayfaları

www.usailan.com

ile ortak hazırlanmaktadır Detaylı bilgi için ilan danışma hattını arayınız: 347 730 42 36

Posta212 Bulmaca SOLDAN SAĞA: 1) Kuşatmak - Kuzey 2) Başlıca, Asıl - Vücutta çıkar 3) Aşırı, fazla - Kıyı 4) Halk dilinde kayın birader - Bir soru sözü - Kısaca rezil 5) Bir olumsuzluk ön eki - Birtakım, kimi 6) İlgi - Bir meyve 7) Hz. İbrahim’in babasının adı Dünyanın en uzun nehri 8) Mesafe 9) Bir makyaj malzemesi - Ulaştırma 10) Kayseri’nin bir ilçesi - Bir Traktör markasının baş harfleri - Bir bağlaç 11) Tahıl tozu - Kriz 12) Bir iyelik takısı - İneğin iki yaşına kadar olan erkek yavrusu 13) Anadolu’nun Grekçesi - En kısa zaman 14) İpek eşarp - Rütbesiz asker. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1) Mezar giyisisi - Merkep sesi Acayip 2) Ana çok değil - Eski dilde ekmek - Çıplak vücut resmi 3) Şaha ait - Bir çoğul takısı - İlkel su taşıtı 4) İsyan eden - Bir eğlence yeri - Bağlılık 5) Bir Ermeni teşkilatı - Saldırı için gizlenilen yer Mevki 6) Namaza çağrı - Antre 7) Valilik - Kısaca emar Dahil 8) Avrupa’da bir yarım ada - Yabancı - Sanık veya tanıkların tutanağa geçirilen sözleri 9) Bir günlük yol - Birli - Bir olumsuzluk ön eki 10) Kıp kırmızı - Öğrenme veya anlama sevdası - Eski dilde ateş 11) Bir çoğul eki - İsmin bir hali - Meşhur bir türkücü.


Spor

30 Nisan 2014 Çarşamba

Şampiyonlukla gelen son! Yaşadığı 3 Temmuz ve sonrası sürece rağmen dimdik ayakta kalmayı başaran Fenerbahçe’de sevinçler peşpeşe yaşanıyor. Voleyboldaki Avrupa şampiyonluklarının ardından futbolda da sarı-lacivertliler bitime üç hafta kala mutlu sona ulaştı ADNAN ONARAN

İstanbul

HABER MERKEZİ - POSTA212

Ankara

Y

argıtay’ın Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım hakkındaki hapis kararını onamasının ardından önümüzdeki günlerde büyük bir olasılıkla cezaevine girecek olan Aziz Yıldırım başkanlığa şampiyonlukla veda etti. Geçtiğimiz pazar günü Şükrü Saracoğlu’nda Çaykur Rizespor ile berabere kalıp ligin bitimine 3 hafta kala şampiyonluğa ulaşan Fenerbahçe şampiyonluk sayısını da 19’a yükseltti. 1998 yılından beri Fenerbahçe Başkanlık koltuğuna bulunan Aziz Yıldırım 16 yıllık başkanlık dönemini 11’i futbolda olmak üzere 63 profesyonel şampiyonluk kupasıyla kapattı. POSTA 212, Fenerbahçe Başkanlığı’na önümüzdeki günlerde veda edecek olan Aziz Yıldırım’ın şampiyonluk karnesini mercek altına yatırdı... GÖZ YAŞLARIYLA GELDİ VE GİTTİ! Kimler geldi, kimler geçmedi ki! Ortega, Revivo, Anelka, van Hooijdonk, Alex, Kenneth Anderson, Rapaic, gibi dünya ve Avrupa yıldızlarını kadrosunda katan sarı-lacivertliler 14 yıllık Aziz Yıldırım yönetiminde toplam 6 lig şampiyonluğuna ulaştı. 1998 yılında 1 oy farkla Vefa Küçük’ü geride bırakarak başkanlık koltuğuna oturan Aziz Yıldırım ilk şampiyonluğu için 3 yıl bekledi. 2000-01 sezonunda Mustafa Denizli ile şampiyonluğa ulaştı. Bu sarı-lacivertlilerin bir Türk teknik direktörle kazandığı ilk şampiyonluk olma özelliğini de taşıyor. Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe, şampiyonluğa 26 Mayıs tarihinde oynanan Samsunpor deplasmanıyla ulaşmıştı. Sonraki ay Fenerbahçe’ye transfer olacak olan Ali Akdeniz’in golüyle 1-0 geriye düşen Mustafa Denizli’nin ekibi, mutlu sona Yusuf Şimşek ve Haim Revivo’nun kaydettiği iki golle 3-1 kazanarak ulaşmıştı. İlk şampiyonluğu sonrası duygularını kontrol edemeyen Aziz Yıldırım, gözyaşlarına hakim olamamıştı. İKİNCİ ŞAMPİYONLUK DENİZLİ’DE Aziz Yıldırım döneminde kazanılan ikinci şampiyonluksa 20032004’te geldi. Sezona Christoph Da-

um’la giren ancak Kadıköy’de alınan 3-0’lik şok İstanbulspor yenilgisiyle başlayan sarı lacivertliler, sezonun devamında önceki yılın şampiyonu Beşiktaş’ı geride bırakarak şampiyonluk ipini göğüsledi. Denizlispor’u sezonun yıldızı Pierre van Hooijdonk, Tuncay Şanlı (2) ve Ümit Özat’ın golleriyle geçen Fenerbahçe, üç yıl aranın ardından Aziz Yıldırım dönemindeki 2. şampiyonluğuna ulaştı. KADIKÖY’DEKİ TEK ŞAMPİYONLUK 2003-2004 sezonunda kazanılan şampiyonluğun ardından sezona Alex de Souza transferiyle başlayan Fenerbahçe, Aziz Yıldırım döneminde iki yıl üst üste kazanılan tek şampiyonluğu da bu dönemde elde etti. Alex’in 24 gol kaydettiği sezonda şampiyonluğu 33. haftada oynanan Galatasaray maçıyla elde eden Fenerbahçe ezeli rakibini 65. dakikada Marcio Nobre’nin golüyle mağlup etmişti. 100. YILDA ŞAMPİYONLUK İZMİR’DE 2006’da Denizli’de büyük bir hayal kırıklığıyla kaçan şampiyonluğun ardından sezona büyük bir kaosla başlayan Fenerbahçe 100. yılında şampiyonluk için Beşiktaş’la

‘Tiki-Taka’nın beyni Vilanova vefat etti NEW YORK - POSTA212) Barcelona’nın eski teknik direktörü Tito Vilanova geçtiğimiz hafta hayata gözlerini yumdu. 45 yaşındaki Vilanova yaklaşık 3 yıldır kanserler mücadele ediyordu. Barcelona genç takımının eski oyuncularından ve teknik ekip üyelerinden olan Vilanova, Barcelona A Takımının şampiyonluklar ve kupaları ardarda kazandığı dönemde de Guardiola’nın asistanıydı. Öyle ki Vilanova Barca’yı şampiyonluklara ve başarılara taşıyan kısa ve tempolu pas futbolunun (tiki-taka) perde arkasındaki geliştircisi olarak gösteriliyordu. İspanyol teknik adam, Guardiola’nın takımdan ayrılıp teknik direktörlüğe ara verdiği 2012-2013 sezonunun başında takımı devraldı. Vilanova’nın takımın başında olduğu sezonda oynadığı ilk 19 maçtan 18’ini kazanan Katalan devi böylece tarihinin en başarılı sezon başlangıcını da yapmıştı. Ancak daha önce tedavi gördüğü gırtlak kanseri nükseden teknik adam, Aralık 2012’de yerini geçici olarak asıstanı Jordi Roura’ya bırakarak ABD’de tedavi görmeye gitmişti. Ameliyat ve radyoterapinin ardından 10 hafta kaldığı ABD’den dönen Vilanova, Mart 2013’te yeniden başına geçtiği Barcelona’yla şampiyonluğa ulaştı. Tedavisine odaklanmak amacıyla teknik direktörlük görevinden ayrılan Vilanova üzün süren kanserle mücadelesini kaybetti ve hayata gözlerini geçtiğimiz hafta yumdu.

ABD

yarıştı. Sezona Mateja Kezman, Tümer Metin, Diego Lugano, Edu Dracena ve Deivid de Souza gibi sansasyonel transferlerle başlayan Fenerbahçe, şampiyonluğun kilidini İnönü’de Kezman’ın golüyle kazananılan Beşiktaş maçıyla açarken, 32. hafta İzmir’de oynanan ve 2-2 sona eren Trabzonspor maçıyla şampiyonluk ilan etti. SONUN BAŞLANGICI ŞAMPİYONLUK! Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım için belki de manası en derin şampiyonluk 2010-11 sezonunda gelen şam-

piyonluk oldu. Aziz Yıldırım döneminde son maçlarda 2011 öncesi iki, toplamda ise üç şampiyonluk kaybeden Fenerbahçe, bir kez de son maçta güldü. Sivas’ta 4-3 kazanan ve Trabzonspor’u ikili averajla geride bırakan Fenerbahçe’de attığı 28 gol ve yaptığı 17 asistle kaptan Alex de Souza lige damgasını vurdu. Kazanılan şampiyonluğun ardından temmuz ayında başlatılan “Şike Operasyonu’ Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, kulüp ve taraftarlar için Fenerbahçe sevgisinin bir başka boyuta taşınmasına neden oldu.

VEDA VE ŞAMPİYONLUK! 2011’de başlayan 3 Temmuz sürecinde önce göz altına alınan daha sonra da 1 yıl kadar ceza evinde kalan Aziz Yıldırım, takımının ligde play-off’lar sonunda son haftada Galtasaray ile 0-0 berabere kalıp 2. sırada bitirmesine hapishaneden tanıklık etti. 2012-13 sezonunda ise Fenerbahçe UEFA Avrupa Ligi’nde finalin eşiğinden dönerken ligde yine Galatasaray’ın ardında ikinci sırayı aldı. Fenerbahçe 2013-14 sezonuna yeni teknik direktör Ersun Yanal ile 1 yıllık anlaşma imzalayarak girdi. İlk haftada Konya Torku karşısında alınan 3-2 mağlubiyetin ardından temposunu artıran Yanal yönetimindeki Fenerbahçe 5. haftada aldığı liderlik koltuğunu hiçbir rakibine kaptırmadan ipi göğüsledi. Şubat ayında yapılan genel kurulla yeniden başkanlığa seçilen Aziz Yıldırım mayıs ayı başında Yargıtay’ın verdiği hapis cezasını onama kararıyla başkanlığının düşmesi kesinleştikten 2 hafta sonra Fenerbahçe Futbol Takımı ligde şampiyonluğunu garantiledi. Sarı-lacivertliler, 6 lig şampiyonluğunun yanı sıra 2 Türkiye Kupası, 2 Süper Kupa, 1 kez de Başbakan-

lık Kupası’nın sahibi oldu. SPOR KULÜBÜ ARMASI! Futbolda gelen 11 kupanın yanı sıra Aziz Yıldırım komutasındaki Fenerbahçe, basketbol, voleybol, atletizm, boks, yüzme ve masa tenisi dahil olmak üzere toplam 63 kupanın sahibi oldu. 9 erkek basketbol, 29 kadın basketbol, 11 erkek voleybol, 9 kadın voleybol, 1 Atletizm Avruoa şampiyonluğu, 2 Yüzme Avrupa Şampiyonluğu, 2 de Avrupa masa tenisi şampiyonluğuna ulaştı. Fenerbahçe’ye ve Türk sporuna spor kulübü kavramını yeniden kazandıran Başkan Aziz Yıldırım seveni-sevmeyeni, beğeneni-beğenmeyeniyle 16 yıllık başkan yaşantısının sonuna geldi. Sonda da futbol takımının şampiyonluğuyla Aziz Yıldırım, Fenerbahçe’nin başkanlık görevini buruk bir mutlulukla sonlandırmış oldu.

Eurolig’in ‘Final-Four’unda İSPANYOL DAMGASI T

urkish Airlines Eurolig’de şampiyonun belli olacağı Final-Four takımları belli oldu. 16-18 Mayıs tarihleri arasında İtalya’nın Milano şehrinde gerçekleşecek Dörtlü Finalde İspanya’dan Real Madrid ve Barcelona, İsrail’den Maccabi Tel-Aviv ve Rusya’dan CSKA Moskova ekipleri katılma hakkı kazandı. Real Madrid çeyrek finalde son iki sezonun şampiyonu Olympiakos’u 3-2’lik play-off serisiyle mağlup edip Barcelona’nın rakibi oldu. Barça ise bilindiği gibi temsilcimiz Galatasaray Liv Hospital’ı 3 maçta da mağlup etmişti. Dörtlü Final’ın diğer eşleşmesinde iş CSKA Moskova, bir başka Yunan temsilcisi Panathinaikos’u 3-2’lik seriyle mağlup etti. Maccabi Te-Aviv ise müstakbel ev sahibi Emporio Armani Milano’yu 3-1’le geçmişti.


Emlak

30 Nisan 2014 Çarşamba

Emlak sayfası A M E R İ K A’ D A K İ

TÜRKLERİN

GAZETESİ

emlak sohbetleri

Soyak, Amerikan Yeşil Binalar Konseyi’nin üyeliğine seçildi Soyak, Amerika Birleşik Devletleri Yeşil Binalar Konseyi USGBC’nin (United States Green Building Council) Gümüş Üyeliği’ne seçildi. Konseyin web sitesinde yer alan Soyak her yıl üyeliğini yenileyebilecek

www.emlaksohbetleri.com

işbirliğiyle hazırlanmaktadır. Sayfada yer almasını istediğiniz proje bilgilerinizi bize gönderebilirsiniz.

e-mail: erdal@emlaksohbetleri.com

İSTANBUL - POSTA212

S

oyak, 1998 yılından bu yana yeşil binalara sertifika veren Amerika Birleşik Devletleri Yeşil Binalar Konseyi USGBC (US Green Building Council)’nin Gümüş Üye’si oldu. Soyak Hol-

ding CEO’su Dr. M. Emre Çamlıbel USGBC’ye üyelik konusunda şunları söyledi: “Soyak olarak, 2006 yılında Sürdürülebilir Yaşam Raporu ile başlayan sürdürülebilirlik ve yeşil bina yolculuğumuz bizi bugün sektörde en çok yeşil bina üre-

ten firma konumuna getirmiştir” dedi. Binalarda ve projelerde sürdürülebilirlik politikası uyguladıklarını belirten Çamlıbel, “Sivil Toplum kuruluşları ve üniversitelerle işbirliğinden raporlar üretmeye kadar geniş bir çerçevede sürdürülebilirlik

faaliyetlerimizi gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda Amerikan Yeşil Binalar Konseyi üyeliği de bizim için önemli bir açılımdır. Pek çok sektörden üyesi bulunan bu kuruluşta Türkiye’den sadece 18 üye bulunmaktadır” diye konuştu.

Dr. M. Emre Çamlıbel

İncek Loft’ta 218 bin liraya daire Akfen İnşaat’ın Ankara İncek’te konumlandırdığı İncek Loft projesinin lansmanı yapıldı

A

İSTANBUL - POSTA212

Demir İnşaat’a yabancı ilgisi

kfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Selim Akın, Akfen Gayrimenkul Geliştirme ve Tic. A.Ş. Genel Müdürü Barış Barçak ve İncek Loft Mimarı Melkan Tabanlıoğlu'nun katılımıyla İncek Loft projesinin tanıtımı yapıldı.

Geçtiğimiz hafta Dubai International Property Show’da projelerini vitrine çıkaran Demir İnşaat, 19-20 Nisan’da İstanbul Gayrimenkul Yazlık Evler Fuarı’nda da yabancı yatırımcıların ilgi odağı oldu. Özellikle Körfez ülkesi yatırımcılarının katılımıyla dikkat çeken fuar, Arap Türk Gayrimenkul Zirvesi ile paralel gerçekleşti. Körfez ülkelerinin son yıllarda Türkiye’ye olan ilgisinin fuarda kendini gösterdiğini söyleyen Demir İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Demir, etkinliğin Demir İnşaat açısından oldukça verimli geçtiğini belirtti. Özellikle İstanbul’a yatırım yapmak isteyenlerin Demir Romance ve Ayışığı Vadi Evleri’ne büyük ilgi gösterdikleri bilgisini veren Hamit Demir, gerek Dubai’de gerekse İstanbul’da pek çok yabancı yatırımcıyla el sıkıştıklarını söyledi. Hamit Demir, “Demir İnşaat olarak gerek yurt içi gerekse yurt dışında pek çok fuara katılmaya devam ediyoruz. 29 Nisan’da lansmanı gerçekleşecek yeni projemiz Demir La Vida ile birlikte, satışlarımız artarak devam edecektir” diye konuştu.

LEVENT'TEN SONRA İNCEK LOFT Hamdi Akın, “Türkiye'ye değer katan pek çok projede imzamız var. Akfen Holding, 2013 sonu itibariyle 5,4 milyar TL aktif büyüklüğe ulaştı. İstanbul'da büyük ilgi ve talep gören Levent Loft'tan sonra şimdi İncek Loft'u başkent Ankara'da hayata geçirdiklerini” belirtti. Akın, Akfen Holding'in temellerinin de Ankara'da atıldığını hatırlattı. Akın, “38 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Akfen Holding'in temelleri Ankara'da atıldı. Ankara'da kurulduk, Ankara'da büyüdük ve Ankara'da pek çok değerli projeyi hayata geçirdik. Şimdi, Ankara'nın yükselen bölgesi İncek'te, İncek Loft gibi oldukça iddialı ve kazançlı bir projeyi hayata geçirmekten mutluluk duyuyoruz” dedi.

Hamit Demir

İsmet Güngör

Yarışmada aday binalar belli oldu Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından, Türkiye’de ilk kez düzenlenen Depreme Dayanıklı Bina Tasarım Yarışması’na 28 üniversiteden 49 takım başvurdu. DASK’ın depreme dayanıklı bina tasarımı becerisini geliştirmek amacıyla inşaat mühendisliği öğrencilerine yönelik düzenlediği yarışmada 27 farklı üniversiteden 42 bina projesi finale kalmaya hak kazandı. Öğrencilerin ve akademisyenlerin yarışmaya gösterdiği ilgiden son derece memnun olduklarını belirten DASK Koordinatörü İsmet Güngör, zorunlu deprem sigortasının konutları depreme karşı koruduğunu ifade etti. Güngör, “Geleceğin inşaat mühendislerinde deprem bilinci oluşturmayı amaçlıyoruz” dedi. Ön elemeyi geçen projelerin sahipleri, İstanbul’da düzenlenecek finale kadar kağıt üzerinde tasarladıkları binaların maketlerini yapacaklar. İstanbul’daki final organizasyonunda bina maketlerinin depremi simüle eden sarsma masası üzerinde dayanıklılıkları ölçülecek. En yüksek performansı gösteren bina maketleri proje sahiplerine ödül kazandıracak. Birincilik ödülünü almaya hak kazanan takım, üniversitesinin inşaat mühendisliği bölümüne eğitim amaçlı kullanılmak üzere depremi simüle eden sarsma masası kazandıracak. Ayrıca birinci takım 10 bin TL, ikinci takım 5 bin TL, üçüncü takım 3 bin TL değerindeki para ödülünün sahibi olacak.

YENİ CAZİBE MERKEZİ Akfen İnşaat'ın Akfen Holding'in en eski iştiraki olduğunu belirten Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Selim Akın, “Bugüne kadar Atatürk Havaalanı Yeni Dış Hatlar Terminali, TED Ankara Koleji Yerleşkesi, Bursa Şehiriçi Doğalgaz Dağıtım Hattı, Ibis ve Novotel inşaatları, HES inşaatları, Atıksu Arıtma Tesisleri, Devlet Hastanesi inşaatlarına kadar üstyapı, altyapı, çevre koruma ve komple havaalanı projesini başarıyla tamamladık” dedi. Akfen İnşaat'ın Ankara, İzmir ve İstanbul'da konut projeleri hayata geçirdiğini belirten Akın, “Son olarak Tabanlıoğlu Mimarlık imza-

Rakamlarla İncek Loft Mogan gölü manzaralı 108 bin m²lik arazi • 1135 konut • Yüzde 32 kar fırsatı • 6 Adet 20-30 katlı Yüksek Evler; 11 Adet 4-7 katlı Ankara Evleri; 7 adet 6-9 katlı Teras Evleri • 1+1'den 6,5+1'e kadar 71m2 ile 562 m2 arasında değişen daire seçenekleri • Yüzde 75 peyzaj alanları • 1973 m2 sosyal donatı alanı • 2065 araçlık otopark alanı İncek Loft İletişim Bilgileri; http://www.incekloft.com.tr/ Telefon: 444 83 38

sıyla İstanbul'da hayata geçirdiğimiz Levent Loft projesi ile Türkiye'yi yepyeni bir konseptle tanıştırdık. Şimdi ise doğduğumuz yerde Ankara'da, gelişen, değişen yeni Ankara'nın kalbi İncek'te İncek Loft projesini sunuyoruz. Ankara'nın yeni cazibe merkezi İncek'in en büyük konut projesi İncek Loft, iddialı bir konut projesi olmasının yanında başkentlilere sunulan kârlı bir yatırım fırsatı” dedi. TOPLAM 1135 KONUT Proje hakkında detaylı bilgileri aktaran Akfen Gayrimenkul Geliştirme Genel Müdürü Barış Barçak: “İncek Loft, reklam kampanyamızda da ifade edildiği üzere keyifli olduğu kadar kazançlı, kazançlı olduğu kadar estetik bir proje” dedi. Bu kazancı benzersiz bir fiyatlama modeli ile ilk kez ilk günden açıklıyoruz. 3 + 1 odalı bir konut tipi 2016 Nisan tesliminde 594.000 TL, 2015 Hazirana kadar 525.000 TL, 8 Haziran 2014'e kadar 450.000 TL.

218 BİN LİRAYA DAİRE İncek Loft projesi Yüksek Evler, Ankara Evleri ve Teras Evler'den oluşuyor. İncek Loft'ta her aile tipine ve bütçeye göre farklı daire seçeneklerinden oluşan tercih imkanları sunuluyor. 1+1'den 6,5+1'e kadar 71m2 ile 562 m2 arasında farklı tip ve büyüklükte daireler yer alıyor. 1135 konuttan oluşan İncek Loft'ta dairelerin ortalama brüt metrekare fiyatları 3.000 TL'den, daire fiyatları ise 218 bin TL'den başlıyor. Dairelerin lansmana özel, yüzde 1 KDV fırsatı ve yüzde 10 peşinat yada 50 aya kadar vade farksız ödeme planları ile sunulduğunu belirten Barçak : 'İncek Loft ödeme planlarıyla da iddialı olduğu kadar kazançlı bir proje. Akfen bünyesinde 24 aydan 50 aya kadar vade farksız ödeme seçeneği sunuyoruz. Banka kredisi kullanımında da 120 aya kadar vade ve toplam tutarın %75 ine kadar kredi kullanımı imkanı bulunuyor” dedi. Barçak, Nisan 2016 itibariyle daire teslimlerinin

başlayacağını vurguladı. TABANLIOĞLU MİMARLIK İMZASI İncek Loft projesinde Levent Loft ve Loft Bahçe'nin de mimarı, uluslararası işleriyle de tanınan Tabanlıoğlu Mimarlık'ın imzası bulunuyor. Projenin mimarı Melkan Tabanlıoğlu projeyi şöyle tanımlıyor: “Konut ağırlıklı karma bir proje olarak tasarlanan İncek Loft'ta, çağdaş bir mahalle ortamı oluşturuyor. Yeşil peyzaj, gezinti ve rekreasyon alanlarıyla binaların birbirine bağlandığı, kent yapılanmasının doğayla bir arada ele alındığı İncek Loft, geleneksel semt anlayışını 21. yüzyıla taşıyacak. Hem sakinleri hem ziyaretçiler için kentsel değerlere ve doğal kaynaklara saygı çerçevesinde geliştirilen projenin yüzde 75'i peyzaj ve sosyal alan olarak ayrılıyor.” YÜZDE 75’İ PEYZAJ ALANI 108 bin metrekarelik arsa üzerine inşa edilen İncek Loft'ta yüz-

de 75 pejzaj ve donatı alanından oluşmaktadır. Projede 2 kilometre uzunluğunda yürüyüş parkuru, kapalı yüzme havuzu, fitness merkezi, tenis kortu, basketbol ve voleybol sahaları gibi geniş spor alanları, Ankara'da bir ilk olan profesyonel gözlem evi, cep sineması, parti evi, hobi atölyesi, çocuk oyun parkı gibi sosyal donatı alanları bulunuyor. Ankara’da bir konut projesinde ilk kez yer alan Pony Club ise çocukların keyifli vakit geçirecekleri ve binicilikle tanışacakları benzersiz bir deneyim. Projedeki 44 ticari bölüm hem site içine hemde site dışına hizmet verebilecek. SİTE İÇİNDE ARAÇ YOK! İncek Loft'ta her daire için kapalı otopark bulunuyor ve araçların direkt kapalı otoparka girişiyle sosyal yaşam alanına araç girişi engelleniyor. Site içinde 2065 araçlık otopark alanı ve Site girişinde 186 araçlık misafir otoparkı bulunmaktadır.

İzmir’de 600 bin bina dönüşüme girecek İSTANBUL - POSTA212

T

Avrupa Konutları TEM2 mağazaları satışa çıkıyor

ektaş Kentsel Dönüşüm Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Çatalkaya, İzmir’deki binaların yüzde 80’inin riskli olduğunu söyledi. Çatalkaya, “İzmir’de 800 bin bina var. Bunun 600 bini ‘riskli bina’ kategorisine girdi” dedi. Kentsel dönüşüm kapsamında yıkımların başladığını ifade eden Çatalkaya, “Bu güzel şehirde 600 bin binanın tamamı yaklaşık 20 yıl içinde yerini yeni binalara bırakmış olacak” dedi.

Artaş Grubu'nun İstanbul Gaziosmanpaşa'da hayata geçirdiği Avrupa Konutları TEM2'nin cadde mağazaları satışa çıkıyor İSTANBUL - POSTA212

A

vrupa Konutları TEM2’nin merakla beklenen cadde mağazaları açık artırma usulüyle satışa çıkıyor. Bölgenin en hareketli noktasını oluşturacak mağazalara şimdiden yoğun talep geliyor Artaş Grubu’nun Gaziosmanpaşa’da hayata geçirdiği Avrupa Konutları TEM2’nin cadde mağazaları satışa çıkıyor.

TOKİ İştiraki, Emlak Konut GYO hasılat paylaşımı modeliyle inşa edilen Avrupa Konutları TEM2’de mağazaların açık artırması Emlak Konut GYO kontrolünde 10 Mayıs’ta projenin satış ofisinde düzenleyeceği açık artırma ile gerçekleşecek. 64.88 metrekare ile 1.899.37 metrekare arasında değişen 34 adet cadde mağazalarının muhammen bedeli 450 bin TL’den başlıyor.

3 blokta 414 konuttan oluşan Avrupa Konutları TEM2, tam karşısında yer alan Avrupa Konutları TEM projesiyle birlikte bölgenin çekim merkezi halinde. Projenin hemen yanı başında yapımı devam etmekte olan 250 yataklı fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesi ile bölgeye yeni taşınan Taksim İlkyardım Hastanesi, sağlık hizmetleri yatırımcılarının ilgisini cadde mağazalarına yönlendiriyor.

Hakan Çatalkaya

İzmir’in şu anda kentsel dönüşümde İstanbul’un arkasında, ikinci sırada olduğunu hatırlatan Hakan Çatalkaya, “Yaklaşık 1,5 yıl önce, kentsel dönüşüm kanunu çıktığında İzmir’de dönüşüme

giren bina sayısı 10 idi. Şu anda ayda 300 bina kentsel dönüşüm kapsamına giriyor. İzmir, Türkiye genelinde dönüşüm talebi açısından 1,5 sene önce 10’uncu sıradaydı, şimdi İstanbul’un ardından ikinci sırada” dedi. ‘FİYATLAR İKİ KATINA ÇIKAR’ Karşıyaka’da sahilde bulunan binaların artık eğik hale geldiğine dikkat çeken Hakan Çatalkaya, “Şu anda Kordon’da ev fiyatları 500 bin ile 2 milyon TL arasında değişiyor. Kentsel dönüşüme giren binalardaki ev fiyatları iki katına çıkacak” dedi. KAT KARŞILIĞI YENİLENEBİLİR Bazı İzmirlilerin kentsel dönüşüm kredisi kullanmaya ihtiyaç kalmadan, kat karşılığı anlaşmasıyla binalarını yenileyebileceklerini ifade eden Çatalkaya, “Özellikle sahilin arkasında kalan evler şu anda 1-2 katlı. Belediyenin imarına göre yüksek katlı yapılabildikleri için mülk sahipleri binalarını, kentsel dönüşümde ceplerinden para harcamadan kat karşılığı yenileyebilirler” dedi.


Emlak

30 Nisan 2014 Çarşamba

Konut satış istatistikleri Mart 2014

Yabancıların tercihi İstanbul

Satış durumuna göre konut satışı Mart 2014

Türkiye İstatistik Kurumu mart ayı verilerine göre yabancıların konut alımlarında ilk tercihleri İstanbul. Bu kenti Antalya, Bursa, Muğla izliyor İSTANBUL - POSTA212

T

ÜİK tarafından yapılan aylık konut satış istatistiki raporuna göre Türkiye’de mart ayında 87 bin 617 konut satıldı. Konut satışlarında 2014 yılı mart ayında, İstanbul 17 bin 718 konut satışı ile en yüksek paya (yüzde 20,2) sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u, 10 bin 693 konut satışı (yüzde 12,2) ile Ankara, 5 bin 851 konut satışı (yüzde 6,7) ile İzmir izledi. Konut satış sayısının düşük olduğu iller sırasıyla 11 konut ile Arda-

han, 17 konut ile Bayburt ve 23 konut ile Bingöl oldu. BURSA REVAÇTA Yabancılara yapılan konut satışlarında, Mart 2014’te ilk sırayı 478 konut ile İstanbul aldı. İstanbul ilini sırasıyla 459 konut satışı ile Antalya, 65 konut satışı ile Bursa, 64 konut satışı ile Muğla, 59 konut satışı ile Mersin ve 58 konut satışı ile Aydın izledi. 24 BİN 465 İPOTEKLİ KONUT Türkiye genelinde toplam

konut satışları içinde ipotekli satışın payı yüzde 27,9 oldu. İpotekli satışlarda İstanbul 6 bin 79 konut satışı ile en yüksek paya (yüzde 24,8) sahip oldu. Toplam konut satışları içerisinde ipotekli satış payının en yüksek olduğu il yüzde 44,3 ile Tokat oldu. Diğer konut satışlarında İstanbul 11 bin 639 konut satışı ve yüzde18,4 pay ile ilk sıraya yerleşti. İstanbul’daki toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 65,7 oldu. Ankara 7 bin 464 diğer konut

satışı ile ikinci sırada yer aldı. Ankara’yı 4 bin 165 konut satışı ile İzmir izledi. Hakkari’de konut satışlarının tamamı diğer satış türleri ile el değiştirmiştir. 42 BİN KONUT İLK KEZ SATILDI Türkiye genelinde konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 47,9 oldu. İlk satışlarda İstanbul 8 bin 235 konut satışı ile en yüksek paya (yüzde19,6) sahip oldu. İlk satışta, İstanbul’u 4 bin 913 konut satışı ile Ankara ve 2 bin 698 ko-

nut satışı ile İzmir izledi. İKİNCİ EL 45 BİN 634 KONUT İkinci el konut satışlarında da İstanbul 9 bin 483 konut satışı ve yüzde 20,8 pay ile ilk sıraya yerleşti. İstanbul’daki toplam konut satışları içinde ikinci el satışların payı yüzde 53,5 oldu. Ankara 5 bin 780 ile ikinci sırada yer aldı. Ankara’yı 3 bin 153 konut satışı ile İzmir izledi. Yabancılara 2014 yılı Mart ayında bin 362 konut satışı gerçekleşti.

Satış şekline göre konut satışı Mart 2014

Fikirtepe'ye 'Brooklyn Park' geliyor İstanbul'da kentsel dönüşümün başladığı noktalardan Fikirtepe'de Selimoğlu - Pana Yapı Ortaklığı ile Brooklyn Park projesi hayata geçiyor

İnşaat maliyetleri yüzde 5,8 yükseldi

İSTANBUL - POSTA212

İ

stanbul her geçen gün geliştirilen kentsel dönüşüm projeleriyle dikkat çekerken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı önderliğinde sürdürülen Fikirtepe’nin planlı dönüşümü öne çıkıyor. Bölgede yürütülen çalışmalarda Selimoğlu – Pana Yapı ortaklığıyla hayata geçirilen Brooklyn Park ise kentsel dönüşümde örnek niteliğinde konumlanıyor. Bağdat Caddesi, Nişantaşı gibi İstanbul’un çekim merkezileri arasında yerini alacak olan ‘Yeni Fikirtepe’, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın çalışmalarıyla planlı bir şekilde dönüşüme tabi tutuluyor. Fikirtepe’nin dönüşümünde

Selimoğlu Group ve Pana Yapı ortaklığıyla hayata geçirilen Brooklyn Park projesi, kamuya terk edilen alanları, proje özellikleri ve çevresine kazandıracağı değerle örnek niteliğinde konumlanıyor. YENİ FİKİRTEPE Modern şehirciliğin tam anlamıyla uygulandığı Fikirtepe’nin dönüşümüne dikkat çeken Pana Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Kürşat Ufuk; “Modern şehircilik planları New York gibi örneklerde şehirlerin belirli bir ölçeğe geldikten sonra sağlıklı büyümesini sağlamak için veya Dubai’de olduğu gibi ekonomik büyüme için yapılmaktadır. Yeni Fikirtepe şehir planı ise Bağdat caddesi ve çev-

resinde emlak fiyatlarının aşırı artması ve yapılan ulaşım altyapı yatırımlarının daha verimli şekilde kullanılmasını sağlamak için yapılıyor.” dedi. BÜTÜNLEŞİK BİR ŞEHİR OLACAK Fikirtepe’nin dönüşümünde rol almaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Kürşat Ufuk; “Yeni Fikirtepe’nin şehir planı yapılırken duvarlar ile çevrili lüks bir semt olmak yerine çevresi ile bütünleşen ve yaşayan bir şehir olması göz önünde tutuldu. Brooklyn Park projemizi de bu doğrultuda çevresiyle bütünleşen bir yapıda tasarladık. Son derece değerli bir konuma sahip olan Fikirtepe’ye daha da değer kazandıracak bir projeye imza-

mızı atıyoruz. Yeni Fikirtepe E5 VE TEM otobanlarının hemen yanında, iki Metro İstasyonu, Metrobüs ile Marmaray bağlantısı ve 2016 yılında açılacak olan Avrasya Oto Tüneli’nin hemen girişinde bulunuyor. Bu bölge şehrin iki ucu ve tarihi yarımada arasında en kolay ulaşım bağlantısı olan böylesine değerli bir konuma sahip. Burası 4 milyon metrekare inşaat kapasitesi ile, 140.000 kişinin yaşayacağı 60.000 kişinin çalışacağı modern bir kente dönüşecek. Bu bölgede Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kontrolünde planlı bir şekilde yönetilen bir dönüşüm gerçekleştiriliyor. Brooklyn Park projemizle de bu dönüşümün önemli bir parçası oluyoruz. Fikirtepe’nin

“Yeni Fikirtepe” olması yolunda üzerimize düşen görevi hakkıyla yerini getirmek istiyoruz. Bu anlamda yaptığımız çalışmalarla ve bölgedeki ilk yatırımımız olan Brooklyn Park ile kentsel dönüşümde sembol niteliğinde bir projeye imzamızı atacağımızı söyleyebilirim.” dedi.

Kürşat Ufuk

İnşaat maliyetlerindeki artış hız kazandı. İnşaatlarda yılın ilk üç ayındaki maliyet artışı yüzde 5.8’e çıktı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun Bina İnşaatı Maliyet Endeksi verilerine göre, ocak, şubat, mart aylarını kapsayan 2014 yılı birinci çeyreğinde, bir önceki çeyre-

Dumankaya ‘Yatırım için acele edin’ diyor Diyarbakır Girişimci İşamotif sektörlerin başında geldidamları Derneği (DİGİAD) tara- ğini bu alanda yatırım yapmak fından organize edilen ‘Tecrübe isteyenlerin acele etmesi gerekPaylaşım Programı’nın bu ayki tiğine dikkat çekti. konuğu Dumankaya İnşaat Yöİnşaat sektöründe elde etnetim Kurulu Başkanı Uğur Du- tiği deneyim ve tecrübelerini mankaya oldu. pek çok farklı platGayrimenkul formda işadamları ve sektörünün bugüüniversite öğrencilenü yarını ve yatırım ri ile paylaşan Uğur imkânlarını anlaDumankaya 26 Nitan Uğur Dumankasan’da Eskişehir Osya, Türkiye’de gayrimangazi Üniversitesi Uğur öğrencileri ile bir aramenkul sektörünün Dumankaya en dinamik ve lokoya gelecek.

Loft Dragos projesi satışa çıktı İSTANBUL - POSTA212

E

Sefa Demirbaş

Emre Maraşlı

rguvan İnşaat Demirbaş Yapı Ortaklığı’nın üçüncü projesi Loft Dragos, görücüye çıktı. 25 milyon TL yatırımla Dragos’ta hayata geçirilecek projenin inşaatına Mayıs ayının ortalarında başlanacak. 2016 yılının mayıs ayında sahiplerine teslim edilmesi planlanan Loft Dragos projesi, 100 konut ve alanları 350 metrekare olan 1 ticari birimden meydana geliyor. 4 bin 500 metrekare arsa alanı üzerinde 15 bin metrekare inşaat alanına sahip proje; 74 metrekarelik 1+1’ler, 109 - 123 metrekare 2+1’ler ve 150 metrekarelik 3+1 konut tiplerinden oluşuyor. Projedeki daire tiplerine ve konumlarına göre 13- 18 metrekare arasında değişen geniş balkonlar yer alıyor. 55 metre boyunda 18 katlı tek

bloktan meydana gelen projede, konutların tavan yüksekliği 3 metre olarak tasarlanıyor. “DÖNÜŞEN BÖLGELERDE VARIZ” Erguvan İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Emre Maraşlı ve Demirbaş Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Demirbaş’ın ev sahipliğinde gerçekleşen basın toplantısında; projenin yükseleceği bölgeyle ve fiyat politikasıyla ilgili bilgiler de paylaşıldı. Dragos bölgesinin gün geçtikçe istikrarlı bir gelişme gösterdiğine değinen Sefa Demirbaş, “Ortaklık olarak yenilenen ve gelişme gösteren bölgelerde proje geliştirmeye devam edeceğiz. Dragos da son dönemde yıldızı parlayan bölgeler arasında yer alıyor. İstanbul’un yeni gözde yerleri arasında gösterilen bölge, gelişme potansiyeli sebebiyle büyük bir ya-

ğe göre yüzde 5.8, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 11.3 arttı. İnşaatlarda üç aylık maliyet artışları, genel olarak konutlarda yüzde 5.7 ve ticari, idari, sıhhi yapılar ve okullar gibi diğer kategorisine giren binalarda yüzde 6.0 düzeyinde gerçekleşti.

tırımcı kitlesi çekiyor. Sanayi tipi yapılaşmalar yerine nitelikli konut ve rezidans projelerinin yükseldiği Dragos, planlı ve güvenli bir şekilde gelişmeye devam ediyor. Parlak bir geleceği olan Dragos’a tren, minibüs, deniz otobüsü, metro ve benzeri araçlarla ulaşmak mümkün. Doğa ve denizle iç içe olmasından dolayı tertemiz bir havaya sahip olan bölge, İstanbul'un merkezi denilen noktalara kolay ulaşım imkanı sunuyor” diye konuştu. METREKARESİ 4 BİN 500 TL Projedeki fiyat politikasıyla ilgili de bilgi veren Emre Maraşlı, “Bu bölge için Anadolu yakasının sahile yakın tek kentsel dönüşüm noktası” ayrıca açıklanan metrekare fiyatı lansmana özel 4 bin 500 TL olduğunu, “Bu rakamın kısa bir zaman sonra değişeceğini” söyledi.

Rakamlarla Loft Dragos Projenin adı: Loft Dragos Lokasyonu: Dragos Yatırım değeri: 25 milyon TL Yapan şirket: Erguvan İnşaat Demirbaş Yapı Ortaklığı İnşaata baş. tarihi: 15.05.2014 İnşaat bitirme tarihi: 15.05.2016 Arsa alanı: 4 bin 500 metrekare İnşaat alanı: 15 bin metrekare Ticari alanı: 350 metrekare Konut sayısı: 100 Dükkan/mağaza sayısı: 1 Konut tipleri: 1+1, 2+1, 3+1 Metrekare satış fiyatı: 4.500 TL Konut

Metrekare

Fiyat

1+1

74

2+1

109-123 468-715.000

3+1

150

300-400.000 708-931.000


Kültür Sanat & Etkinlikler

30 Nisan 2014 Çarşamba

VİZYON

HAFTANIN FİLMLERİ Nurdan Yüzbaşıoğlu

HALDUN AR

MAĞAN

nurdanusa@gmail.com

Koşun yeni telefon çıktı S on yıllardaki yeni model telefonu kapma yarışı herkesi etkisiz hale getirmiş durumda. Bir kara delikte dönüp duruyoruz elimizde son model telefonlarla. Bu şuursuz yarışın sonu ne olur tahmin etmek zor. Yeni aldığımız modelin bir öncekinden ne farkı olduğunu araştırmaya bile gerek duymadan saldırıyoruz telefonculara. Daha incesi daha uzunu daha zoomlusu darken kıvrılanı büküleni de yolda. Bu akıllı telefonların biz akılsız insanoğlunu esir aldığını tüm dünyayı onların yönettiğini bakalım ne zaman farkedeceğiz. Hadi soğan doğrasa, iki tencere ovsa, çarşafları değiştirse neyse, o da yok. Gerçi uzaktan kumanda ile kapıları kilitleme, kahveyi ateşleme, ışıkları açıp kapatma gibi yetenekleri varmış ben söyleyenlerin yalancısıyım. Peki sürekli yeni model telefon alırken elinizdeki eski telefonları ne yapıyorsunuz? Eğer yenisini aldığınız yere geri vermediyseniz evdeki çekmecelere atıp arada bir karşılaştıkça eski günleri mi yad ediyorsunuz? İşte araştırmışlar ve bu gözden düşmüş telefonları tekrar nasıl değerlendirebilirsiniz diye seçenekler sunmuşlar. Öncelikle telefon çağı gelmiş çocuğunuza veya yakın akrabalar-

AMAZING SPIDER MAN 2

dan sizin kadar telefon delisi olmayan birisine hediye edebilirsiniz. Çocuğunuza ilk telefonunu en son çıkan modelden almayın bence. İlerde sizin gibi çalışıp kendi paralarını kazanınca alsınlar. Bu telefonları recycle eden şirketler var onlardan birine verebilirsiniz. Doğru uygulamayı yükleyerek uzaktan kumanda olarak kullanabilirsiniz. Bağışlayabilirsiniz. Tüm dünyada bunu yapan kurumlar var. Toplanan telefonları uygun amaçlar için değerlendiriyorlar. Veya Ğlyde’de satabilirsiniz. Evi telefon mezarlığına çevirmeden en azından eskisinin bir işe yaradığını görerek biraz vicdanımız rahatlayabilir. Gözden düşmüş sevgili muamelesi yaptığımız eski telefonumuz da yeni birisinin ellerinde yaralarını sarabilir.

Sanatçı Andy Warhol hayranlarına müjde P

op-Art akımının temsilcisi kimdir desem hemen herkes Andy Warhol der. “Öyle bir gün gelecek ki herkes 15 dakikalığına ünlü olacak” sözüyle de tarihe geçen, kapitalizmi ve kültürel yozlaşmayı eleştiren çağımızın neredeyse en önemli sanatçısının cephesinden yeni bir haber var. Andy Warhol Müzesi, pop kültüründe önemli etkileri olmuş ünlü şanatçının 1985 yılında deneysel olarak Amiga bilgisayarlarla yaptığı çizimlerin ortaya çıkarıldığını duyurdu. Carnegie Mellon Üniversitesi Bilgisayar Kulubü ve Frank-Ratchye STUDIO tarafından yürutülen ortak çalışmayla kurtarılan çizimler arasında Warhol’un Muz, Maril-

yn Monroe, Campbell domates çorbası gibi birçok popüler eserinin bilgisayar versiyonları yer alıyor. Bu çizimlerin, bilgisayarların grafik gücünü göstermesi için Commodore International tarafından sanatçıdan istendiği belirtiliyor. Kurtarma projesinin arkasında ise Warhol’un Amiga kullanarak yeteneklerini sergilediği videoyu YouTube’da izleyen sanatçı Cory Arcangel’in çabaları yatıyor.

Dünyanın en iyi porselenleri A

nneler günü yaklaşıyor. Haftaya daha detaylı hediye seçenekleri sunmayı düşünüyorum ancak bu hafta da bir tanesine değinmek isterim. Eğer anneniz porselen meraklısı ise özellikle de koleksiyon yapıyorsa size bazı markalar önerebilirim. Konuyla ilgili kişiler çok iyi bilirler bu markaları. Gün geçtikçe sağlam kalmış güzel ve değerli eski por-

selen eşyalara rastlamak daha da zorlaşırken siz sıkı bir araştırmayla bazı parçalara ulaşabilirsiniz.Bunun için bir iki gün internet başında sörf yapmanız yeterli. LLADRO Valencia’da bulunan bir İspanyol markası.1953’de kurulmuş. HUMMEL Goebel isimli bir Alman firma tarafından üretiliyor.1935 yılında kurulan şirket çoğunlukla çocuk figürleri kullanıyor. LENOX Oldukça ünlü Çin porselen markası.

LOMONOSOV St.Petersburg’da bulunan bir Rus markası. SIBANIA 1998’den beri porselen üreten bir İtalyan marka. Özellikle porselen bebek figürlerine odaklanmıştır.

İlk filminde örümcek güçlerini ortaya çıkarıp hayatları kurtaran Peter Parker’ın maceraları kaldığı yerden devam ediyor. Kahraman olmanın getirdiği zorlukların ağır gelmeye başladığı Örümcek Adam’ın bu sefer de Electro ile başı dertte. Electro New York’un altını üstüne getirirken, yavaş yavaş çözmeye başladığı geçmişi de Örümcek Adam’ı alt üst edecek. Başrollerinde Andrew Garfield ve Emma Stone var. Vizyon Tarihi: 2 Mayıs 2014

MR. JONES Geçen sene Tribeca Film Festivali’nin ses getiren korku filmi Mr. Jones şimdi de sinema salonlarına konuk oluyor. Bir çiftin ormandaki eve taşındıktan sonra, komşularının atölyesindeki garip olayları keşfetmeleri ve sonrasında ortaya çıkan görünmeyen güçlerin saldırılarına karşı koymalarını anlatan film, el kamerası tekniği kullanarak yaşanmış bir olayın kaydedilmesi mantığında çekilmiş. Vizyon Tarihi: 2 Mayıs 2014

NEW YORK’TA etkinlikleri

FOR A WOMAN

Lava – Tracks DANS Akrobatik dans grubu Lava, yeni gösterileriyle izleyenleri büyülüyor. Tracks adını verdikleri bu gösteriyle grup, insanoğlunu jeolojik kökenlerine metaforik bir anlatımla bağlıyor. Bilimsel verileri de kullandıkları performanslarında dünyanın köklerine ait bilgilerle karşılaşıyor, öğreniyor ve birbirinden güzel danslarla yerkürenin özünü hissediyorsunuz. Bu ilginç yolculuğu denemeniz gerek. Adres: 161A Chrystie St Lower East Side Fiyat: 15-23 $ Web: lavabrooklyn.org

Of Mice And Men TİYATRO Ünlü ve yakışıklı oyuncu James Franco, bir John Steinback klasiği olan Of Mice and Men (Fareler ve İnsanlar) ile Broadway sahnelerine konuk oluyor. Birbirine zıt iki karakterin süregelen dostluğu ve kimi zaman kavgasıyla, bir çiftlik evi alma hayallerinin peşinde yaşadıklarıyla Amerikan sistemini şiirsel bir dille eleştiren, Herkesin en azından bir kez adını duymus olduğu bu eser, şimdi muhteşem bir

SERGİ Brezilyalı sanatçı Vik Muniz’in heykel ile başlayan kariyeri ileriki zamanlarda fotoğrafa kaymış. Daha sonra çektiği fotoğraflardan heykeller oluşturup bunların fotoğrafını çekmeye başlamış. Şimdi ise her türlü fotoğraf ve posta kartlarından yararlanarak eser yaratmaya devam ediyor. Toplama eserlerinin olduğu bu sergiyi kaçırmayın. Adres: 530 W 22nd St Chelsea Fiyat: Ücretsiz Web: sikkemajenkinsco.com

kadro ile yeniden sahnelerde. James Franco’ya Chris O’Dowd eşlik ediyor. Adres: 220 W 48th St Midtown West Fiyat: 42-135 $ Web: ofmiceandmenonbroadway.com

Vik Muniz “Album”

Orijinal adı “Pour Une Femme” olan bu Fransız filminde bir yazar olan Anne, fotoğrafları ve mektupları kullanarak ailesinin karmaşık ilişkisini ve tuhaf amcası arasındaki bağlantıyı yavaş yavaş çözmeye başlar. Benoit Magimel, Melanie Thierry ve Sylvie Testud başrolleri paylaşıyorlar. Vizyon Tarihi: 2 Mayıs 2014

BLUE RUIN

The Black Fives SERGİ Basketbol severler için güzel bir sergi var şehirde. 1900’lerin başından 40’lara kadar olan zaman dilimde Afrikalı-Amerikan amatör ve profesyonel basketbol takımlarının fotoğrafları, videoları ve eşyalarından

oluşan bu sergi hem tarihe hem de basketbolun doğuşuna tanıklık etmek isteyenler için güzel bir seçenek. Adres: 170 Central Park West Upper West Side Fiyat: 6-18 $ Web: nyhistory.org

İlk defa Cannes’da gösterilmiş bu gerilim filmi, dışlanmış ve avare bir adamın hayatının, aldığı uğursuz bir haberle değişmesiyle başlıyor. Bu haberle doğduğu ve çocukluğunun geçtiği kasabaya geri dönecek, zamanında ailesini katleden caniden intikamını alacaktır. Yönetmen koltuğunda genç yönetmen Jeremy Saulnier oturuyor. Vizyon Tarihi: 25 Mayıs 2014


Tatil

30 Nisan 2014 Çarşamba

Abd’nin en ilginç doğa harikaları ABD’de görür görmez size büyüleyecek birçok yapı bulunuyor. Bu benzersiz güzellikleri görmek çok kolay olmasa da bu eşsiz dünyaları mutlaka keşfetmelisiniz. İşte ABD’nin nefes kesici, güzel hatta gerçek olamayacak kadar ilginç doğa oluşumları:

B

Tufa Tepeleri

NEW YORK - POSTA212

ryce Kanyonu Ulusal Parkı, Utah (Bryce Canyon): Kanyondan daha çok ilginç bir doğal oluşum olan Bryce, devasa bir doğal amfi tiyatro şeklinde. On binlerce yıl içinde buzların donup erimesiyle oluşmuş doğal harikalar özellikle gün doğumu ve gün batımında olağanüstü görünüyor.

Bryce Canyon

Tatil ve tedavi hepsi bir arada Sağlık turizmi, Türkiye’de son yıllarda hızla yükselen trendler arasında yer alıyor. Kanser gibi ciddi hastalıkların yanı sıra, saç ekimi, diş ve estetik tedaviler için de Türkiye’nin kapısını çalan sağlık turistinin sayısı günden güne artıyor İZMİR - POSTA212

B

ir alternatif turizm çeşidi olan sağlık turizmi; kişinin ikamet ettiği ülkeden başka bir ülkeye tedavi amacıyla gitmesi olarak tanımlanıyor. Sağlık turizmi; hastanelerde tedavi ve ameliyat gibi işlemleri içeren tıp turizmi, termal tesislerde rehabilitasyon ve dinlenme gibi hizmetlerin verildiği termal turizm ile yaşlı ve engelli turizmi şeklinde üç başlık altında inceleniyor. İnsanları sağlık turizmine yönlendiren temel nedenleri ise şu şekilde sıralamak mümkün: l Kişinin ülkesinde yüksek teknolojili sağlık hizmetleri ve profesyonel insan kaynaklarının azlığı veya yokluğu, l Tedaviyle birlikte tatil yapma arzusu, l Sağılık hizmetlerinin kendi ülkelerinde pahalı olması, l Daha kaliteli sağlık hizmeti almak,

l Kendi ülkesinde herhangi bir sebepten dolayı ameliyat bilgisini saklama arzusu (Estetik cerrahi ve infertilite tedavisi gibi), l Ülkesinde iklim ve coğrafi olarak tatil için kısıtlı imkan olması, l Kronik hastaların, yaşlıların ve engellilerin başka ortamlara gitme ve tedavi olma isteği, l Uyuşturucu gibi bağımlılıkları olanların farklı veya daha uygun ortamlarda olma isteği, l Kişinin hayata tutunma ve yaşam isteği.

Crater Lake

Krater Gölü, Oregon (Crater Lake): Dünyanın en büyük krater görü olan mutlaka görülmesi gereken doğal oluşumlardan biridir. Kraterlerin tabanlarında suyun birikmesiyle bir göl meydana gelir ve bu tür göllere krater gölü denir. Mazama Dağı Krater Gölü, neredeyse 150 yıl önce meydana gelmiş.

Bryce Canyon

Güzellik Havuzu Yellowstone Ulusal Parkı (Morning Glory Pool): Algler ve bakteriler sıcak suda hızla üreyerek ışık saçıyor ve ortaya rengarenk bir görüntü çıkıyor.

Sağlık turistleri en çok hangi ülkelerden geliyor? Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesindeki bilgilere göre ülkemizde uluslararası standartlarda akredite olmuş 42 sağlık kuruluşu bulunuyor. Başta İstanbul ve Ankara olmak üzere özel, kamu ve üniversite hastanelerine çok sayıda hasta geliyor. Türkiye, termal turizm kaynağı açısından dünyada yedinci Avrupa da ise birinci sırada bulunuyor. Türkiye’ye hasta en fazla Almanya, Hollanda, Fransa, Türk Cumhuriyetleri, Avusturya ve Orta Doğu ülkelerinden geliyor. Sağlık turizmini tercih edenlerin en fazla başvurduğu branşlar ise göz, diş, ortopedi, kardiyoloji, onkoloji, plastik cerrahi ve beyin cerrahisi.

Tufa Tepeleri, Mono gölü, Sierra Nevada (Tufa Towers): Kapalı bir havza olan Mono Gölü’ e giren susun çıkabilmesinin tek yolu kaynaması. Kalker kayalarından oluşan ilginç görünümlü tepeler unutulmaz bir görüntü oluşturuyor.

Dalga Utah

Dalga, Utah (The Wave): Bilim insanlarının bile açıklayamadığı bu doğal oluşum, Navajo kumtaşıyla kaplı. Bu doğa mucizesini görmekte sanıldığı kadar kolay değil. Örneğin, geçen yıl günde sadece 20 kişinin bu cenneti ziyaret etmesine izin veriliyordu hem de kura çekerek.


New York’tan Carla Bruni geçti NEW YORK - POSTA212

E

ski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin eşi; model, oyuncu, şarkıcı Carla Bruni New York’ta sahneye çıktı. Son albümündeki şarkılarını ilk defa canlı olarak söyleyen Bruni, en

ön sıradan şarkılarını dinleyen eşi Nicolas Sarkozy için de şarkı söyledi. Cumartesi gecesi Town Hall’da konser veren Bruni, “Mon Raymond” şarkısını “Bu şarkı eşim hakkında. İsmini değiştirmek zorunda kaldım ve ona

www.posta212.com

bir takma isim koydum” sözleriyle tanıttı. “Mon Raymond” şarkısında Bruni, “Raymond’um büyük bir silah, atom bombası” diyor. Seyircilerin anlattığına göre konserden önce selfie için büyük bir kalabalığın hücumuna uğra-

• YIL 1 • SAYI 50

yan Sarkozy, son derece dost canlısı bir tavır sergilemiş. New York Dail New gazetesine konuşan bir seyirci Bruni’nin konserini “Performansı güzeldi. Bir saatten fazla şarkı söyledi ve herkesi hipnotize etti. Gecenin sonunda herkes ona aşık oldu” diye anlatıyor.

30 Nisan 2014 Çarşamba

Gelmiş geçmiş en iyi Ferrariler Alfa Romeo’nun yarış takımı olarak 1929’da kurulan ve 1947’de otomobil üretimine başlayan Ferrari adı o tarihten beri lüks ve efsane ile birlikte anılıyor NEW YORK - POSTA212

F

errari efsanesi, İtalya’nın Maranello kasabasında 1946 yılında

başladı. Enzo Anselmo Ferrari’nin araba tutkusu unutulmayacak bir isim yarattı. Otomobil üretimine yarış arabası yaparak başlayan,

daha sonra günlük kullanım için spor araba üreten dünyanın en prestijli arabası Ferrari’nin en özel modellerini sizler için seçtik.

F12 Berlinetta F12 Berlinetta modeli, ulaştığı 340 km/s’nin üzerindeki son hız değeriyle Ferrari tarihine en güçlü ve en hızlı model olarak adını yazdırıyor. Sadece 3.1 saniyede 0-100 km/s hızına ulaşan bu aracın en düşük fiyatı 320 bin dolar.

Ferrari 3.2 Mondial Cabriolet Spor arabalar arasında ün salmış Ferrari’nin nadir ürettiği 4 koltuklu modellerden biri olan Mondial, saatte 250 km hız yapabiliyor.

Ferrari Enzo Formula-1 yarışlarına katılan otomobillerden esinlenilerek Enzo’ya ithaf edilen Ferrari’nin bu modeli 12 silindir ve maksimum 301 km hıza ulaşıyor. Bu modelin en düşük fiyatı ise 350 bin dolar.

Ferrari 250 GT Berlinetta lusso Ferrari 365 GTS4 365 GBT’nin Cabrio versiyonu olan bu model ilk lansmanını 1969 Frankfurt Motor Show’da yapmıştı. Bu gün hala çarpıcı bir görünüşe sahip olan tasarım otomobil dünyasının kült eserlerinden kabul edilir.

Ferrari Dino

Üretilmiş en unutulmaz modellerden biri olan 250 GT Berlinetta lusso, kelime anlamı lüks olan Lusso Pininfarina tasarımlarından biridir.

Ferrari F50 Ferrari’nin 50. kuruluş yıldönümü için 1995-1997 yılları arasında üretilen Ferrari F50, diğer modeller gibi yüksek performansa sahip bir araba. V12 motoruyla 8000 devirde 513 hp güç üreten bu aracın 1995 yılındaki satış fiyatı yaklaşık 500 bin dolardı.

Enzo, oğlu Dino’nun adını yaşatmak için Ferrari Dino serisini yarattı. Bu araçta, Ferrari logosu yerine dino logosu vardır.

Ferrari 458 Italia Tümüyle yeni bir tasarımla ortaya çıkan bu modelde, hız ve teknoloji birleşiyor. Ferrari’nin 458 Italia modelinin en düşük fiyatı 300 bin ila 400 bin dolar arasında değişiyor.

Yüzbinlerce dolarlık modifiye otomobiller N

ew York Otomobil Fuarı’nda özel olarak hazırlanmış modifiye otomobiller görücüye çıktı. Manhattan’daki Javits Fuar Merkezi’ndeki New York Oto-

mobil Fuarı’nda, binlerce dolar para harcanarak motor özellikleri, renkleri ve müzik sistemleri değiştirilen otomobiller sergilendi. Bunlar arasında Ferrari, Lambor-

gini, AUDI R8, Rolls Royce, Ford Mustang gibi yüzbinlerce dolar değerindeki otomobiller yer aldı. Fuarda oyuncak otomobiller de satılıyor. (Cem Özdel - AA)


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.