Medikal Teknik Ocak'14

Page 1








:1 0 ek or ıy Aç İh ra ca t Pa za rı :1 6 Med ik al Se kt ör ün K ap ıla rı nı sp oM ED 21 . Ke z

Büyüyo r

r G az ia nt ep Şe hi m el i At ıld ı Te in ’n si H asta ne ar D ol arlık Sa ğl ık İç in 3, 5 Mily Ya tır ım z G ül dü rüyo r Erke n Te şh is Yü

:3 2 :5 2 :5 4

IN DE X

GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK İLETİŞİM MAGAZİN GAZETECİLİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. adına İMTİYAZ SAHİBİ MEHMET SÖZTUTAN GENEL MÜDÜR YARDIMCISI AHMET KIZIL ahmet.kizil@ihlasfuar.com EDİTÖR HÜSEYİN AKARSU huseyin.akarsu@img.com.tr REKLAM KOORDİNATÖRÜ AHMET ERASLAN ahmet.eraslan@img.com.tr SANAT YÖNETMENİ İSMAİL GÜRBÜZ ismail.gurbuz@img.com.tr GRAPHIC DESIGNER AHMET YEDEK ahmet.yedek@img.com.tr KURUMSAL İLETİŞİM MÜDÜRÜ EBRU PEKEL ebru.pekel@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER HAKAN KURT hakan.kurt@ihlasfuar.com MUHASEBE MÜDÜRÜ MÜRSEL GÜRLER muhasebe@img.com.tr ABONE İSMAİL ÖZÇELİK ismail.özcelik@img.com.tr CTP • BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No: 11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL +212 454 30 00

Reklam indeksi ABEM KİMYA.................................61

DÜNYA MEDİKAL..........................51

MULTİKAN.............................. 19-23

AGORA TURİZM.............................17

EAR TEKNİK.............................A.K.İ.

OCTAMED......................................83

AJANSFA....................................111

EKİNEXPO...................................107

AKTİF KİMYA................................93

EKİP TIBBİ MALZEME...................95

AMAZON MEDİKAL........................33

ELECTROLUX................................15

AND OUTDOR................................77

EMS..............................................35

SCA............................................A.K.

ARMUTLU TATİL KÖYÜ..................97

İDEAL MAKİNA............................ 4-5

SGMS............................................79

AYDERSAN.............................. 73-75

İHLAS KOLEJİ...............................99

SLEEPWELL 2014.......................103

BEK TEKNİK..................................49

İHLAS PAZARLAMA.....................101

BEYBİ............................................71

İSTEM..................................... 11-13

TARTI............................................63

CDK MEDİKAL......................... 25-27

KEYHAN TERCÜME.......................87

CEYO....................................... 89-91

MEDİMPORT............................ 65-67

DOPA............................39-41-43-45

MES MEDİKAL......................... 29-31

TÜYAP................................. 109-110

DÜNYA KONGRE..........................105

MESİTAŞ.......................................47

VARİTEKS............................ Ö.K.İ.-1

ÖMS............................................ 2-3 SAMSUN CERRAHİ ALETLER ......... 9

TRİMPEKS.......................... 55-57-59 TÜRKİYE HASTANESİ....................81

ADRES 29 Ekim Caddesi No:23 34197 Yenibosna / İSTANBUL Tel.:+212 454 25 00 Faks:+212 454 25 98 www.medikalteknik.com.tr e-mail: info@medikalteknik.com.tr Medikal Teknik Dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. Medikal Teknik Dergisi’nin bütün yayın hakları İletişim Magazin San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. aygın süreli bir yayın olan Medikal Teknik Dergisi ayda bir yayınlanır.


Medikal TEKNİK

Yıl.27 Sayı.324 Aralık 2013

Editör

Zamanı Doğru Kullanmak Bir yılı daha geride bıraktık. Dünyada, ülkemizde ve sektörümüzde birçok değişimin olduğu bir yıl daha geçip gitti. Geriye dönüp baktığımızda nelerin değiştiğini daha iyi görmekteyiz. Medikal Teknik Dergisi olarak bizde yayın hayatımızı başarıyla sürdürmekteyiz. Son yıllarda sağlık alanında çok büyük değişimler yaşandı. Bu değişim beraberinde birçok yeniliği getirdi. Kamu hastaneleri artık hem altyapısı hem de teknolojisiyle üst düzeyde sağlık hizmeti sunuyor. Bunun yanında dijital hastane kavramıyla tanıştık. Uygulama konusunda da önemli adımlar atıldı. Teknolojiyi çok iyi kullanıyoruz. Kullandığımız teknolojiden çok iyi verim elde ediyoruz. Bu durumda birçok alanda bizleri başarılı kılıyor. 2014 yılına girdik. Herkes yeni hedef ve projelerini belirledi. Yeni yatırımlar ve başarılara imza atacak. Bazılarımız için zor, bazılarımız için güzel bir yıl olacak. Hiçbir zaman değişmeyecek olan ise akıp giden zamandır. Bu sebeple zamanı doğru yöneten kazanacaktır. Doğru zamanda doğru yerde doğru bir proje geliştiren büyümeye devam edecektir. Geçmişe sadece ders çıkarmak için bakmalıyız. Yaptığımız tüm olumlu ve olumsuz işlerden ders çıkarmalıyız. Eğer dersimize iyi çalışırsak, sonunda mutlaka başarılı oluruz. 2014 yılının ülkemize ve sektörümüze hayırlar getirmesini temenni ederim. Sağlıklı günler, Saygılarımla.


Aktüel

Gemi Hastanesi Geliyor İlk gemi hastanesi için ihaleye çıkacaklarını söyleyen Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Yatırımın 3 yılda tamamlanması planlanıyor” dedi. •

sağlık turizmi. Balkan ülkelerini, Ortadoğu’yu Türkiye’ye çekmemiz gerekiyor. Batı’da 100 bin dolara yapılan bir ameliyatı 50 bin dolara mal ederek para kazanıyoruz. Bu alandaki potansiyelimizin yüzde 20’sini kullanıyoruz. Önümüzdeki üç yılda oran 70-80’lere çıkacak. 2023 hedefimiz ise bunu yüzde 100’lere ulaştırmak” dedi.

Türkiye’nin ilk gemi hastanesi için tüm hazırlıklar tamamlandı. Önümüzdeki ay ihalesi yapılacak yüzen hastaneyle ilgili Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Fikir başbakanımızındır. Özellikle Pakistan depremi ve Libya’da yaşanan olaylar nedeniyle vatandaşların Türkiye’ye nakli sırasında böyle bir ihtiyacın zorunluluğunu fark ettik” dedi.

Sahte ve Kaçak İlaca Karşı Takip

2 Helikopter Pisti Yer Alacak

Bir gazetede yapılan habere göre; Geçen yıl İstanbul’da üretilen sahte ilaçları onkoloji merkezlerinde tedavi gören birçok kanser hastasının da kullandığının ortaya çıkması, bakanlığı harekete geçirdi. Uzun süredir üzerinde çalışılan İlaç Takip Sistemi (İTS) bu ay hayata geçiriliyor. Mehmet Müezzinoğlu, sistemin özellikle bugüne kadar hem vatandaşı hem de devleti mağdur edenlere karşı önemli bir işlevinin olacağını söyledi.

Hastane, 24 saat hizmet verecek. 200 metre uzunluğunda olan yüzen hastanede 206 yatak, 10 acil poliklinik, 8 ameliyathane, 16 yoğun bakım ünitesi ve diyaliz merkezinin yanı sıra 2 helikopter pisti ve ambulans botlar yer alacak. Ayrıca 122’si sağlık, 35’i ise gemi personeli olmak üzere toplam 157 çalışan bulunacak. Türkiye’nin imajına ciddi katkı sağlayacak hastanenin maliyeti 100 milyon dolar olacak. İhale yapıldıktan sonra yatırımın 3 yılda tamamlanması planlanıyor.

2 Bin 500 Doktor İçin Türkiye’ye Dönüş İmzada

“Ortadoğu’yu Türkiye’ye Çekmemiz Lazım”

Yurtdışında konusunda önemli çalışmalara imza atmış 2 bin 500 doktor bulunduğunu belirten Bakan Mehmet Müezzinoğlu şöyle konuştu: “Bu hekimlerimiz için yasa çıkardık. Şimdi cumhurbaşkanımızın onayında. 6 ay içinde başvuran hekimlerimiz mecburi hizmetten de muaf sayılarak ülkeye dönecek. Herkes için sağlığı geliştiren bir anlayışı merkeze oturttuk.”

Müezzinoğlu, hedeflerinin Ortadoğu ve Balkanlar’ın yanı sıra komşu ülkelerdeki hastaları tedavi etmek olduğunu belirtti. Yüzen gemi hastanelerini önümüzdeki yıllarda artırmayı da planladıklarını söyleyen Müezzinoğlu, “2023 hedeflerimizin en önemli ayaklarından biri

8 Ocak • 2014



Aktüel

ekspoMED 21. Kez Kapılarını Açıyor Avrasya’nın en kapsamlı ve yenilikçi medikal fuarı ekspoMED 3-6 Nisan 2014 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul’da 21. kez profesyonel medikal ziyaretçilerine kapılarını açacak. • Sağlık sektörünün en önemli ticari fuarı olan

yatırımcıları, satınalma yöneticileri, medikal ürün ticareti ile ilgili profesyoneller ve Sağlık Bakanlığı yetkililerinden oluşan ziyaretçi profili 40’in üzerinde ülkenden gelecek katılımcılarla buluşacak.

Ekspomed Fuarı, aynı tarihte düzenlenecek labtekMED fuarları ile birlikte yaklaşık 1200’ün üzerindeki firma ve firma temsilciliği ile 30.000’in üzerinde ziyaretçisi ile birlikte Tüyap Büyükçekmece’de sektörü bir araya getirecek.

Türkiye’nin sağlık alanında ihracat da hedef ülkeler arasında yer alan ülkelerden alım heyetleri fuarlarda ağırlanacak. Avrasya bölgesindeki ülkelerle birebir sürdürülen pazarlama çalışmaları sonucunda Azerbaycan, Irak, Filistin, İran, Gürcistan, Bulgaristan, Kosova, Makedonya, Sırbistan, Libya başta olmak üzere 20 farklı ülkeden Reed Tüyap Tarafından alım heyetleri düzenlenecek.

Bilimsel Etkinlikler, BAU TIP İşbirliği İle İlk Kez Ekspomed’de

Bu sene ekspoMED’ de ilk defa eğitici seminerlere yer verilecek. Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi ile yapılan anlaşma doğrultusunda, fuar süresince BAU Tıp tarafından, Beyin ve Ortopedi Cerrahisi, Rejeneratif tıp ve kök hücre konularında yurtiçinden ve yurtdışından gelecek dallarında öncü uzmanlar tarafından uygulamalı seminerler düzenlenecek. Programla ilgili detaylı bilgiye ulaşmak fuarın internet sitesini ziyaret edebilirsiniz.

ekspoMED Her Zamankinden Daha Uluslararası Fuara yoğun ilgi hem yurt içi hem de yurt dışı katılımlarla devam ediyor. Avusturya-Almanya (Baden-Württemberg) Belçika-Finlandiya-Hindistan-İngiltere-İtalya-Polonya milli katılımlarıyla ekspoMED’de bu yıl ilk kez yer alacaklar. Geçmiş yıllarda milli katılımlarıyla yer alan Almanya (Bavaria), Çin, Fransa, İspanya, Kore, Malezya, Tayvan bu yılda ekspoMED 2014’e katılacaklar.

ekspoMED Yine Katılımcılarına Kazandıracak

Kamu hastane birlikleri yetkilileri, üniversitelerin satınalma komisyon başkanları, rektörleri, dekanları, özel hastane sahipleri ve

10 Ocak • 2014



Aktüel

Dünya Sağlık Turizmi Profesyonelleri Sağlık Turizmi Fuarı’nda Buluştu 19-22 Aralık 2013 tarihlerinde İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleştirilen Sağlık Turizmi Fuarı’nda ülkemizin sağlık turizmi alanındaki potansiyeli sergilendi. •

Tarihi, kültürü ve eşsiz güzellikleri ile dünyanın sayılı turizm cennetlerinden biri olma özelliğinde olan Türkiye; iyi yetişmiş hekim ve sağlık çalışanı, ulaşım kolaylığı, 62 ülke ile vizesiz seyahat imkanı ve yüksek sağlık teknolojisi sayesinde sağlık turizminde öncü ülke olabilecek konumdadır. Ülkemizin her şehrinden devlet, özel ve üniversite hastaneleri, Türkiye turizminde önemli bir yer tutan termal tesisler, spa ve kaplıcalar, göz, ağız ve diş merkezleri ile 76 sağlık kuruluşunun katılımıyla, 2.500 yerli ziyaretçi çeken Sağlık Turizmi Fuarında, 56 Ülkeden gelen 200 kişilik alım heyeti katılımcılarla buluştu.

Sağlık turizminin yurtiçinde ve yurtdışında canlı tutulmasını ve gelişimine katkı sağlamayı amaçlayan Sağlık Turizmi Fuarı süresince yerli hastanelerimizin yurtdışı ile yaptığı anlaşmaların değeri 42 milyon Euroyu buldu. Ülkemizin, dünya sağlık turizmi pazarındaki bilinirliğini arttırmak, verimli iş birliktelikleri için ortam hazırlayabilmek üzere düzenlenen Sağlık Turizmi Fuarı’na; Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı destek sundular. Avrupa’dan, ABD’den, Ortadoğu’dan ve komşu ülkelerden, çok sayıda hasta alan Türkiye’nin Sağlık Turizminde lider ülke konumuna gelmesinde katkı oluşturan Sağlık Turizmi Fuarı’nın ikincisi, 13-15 Kasım 2014 tarihlerinde İFM 9-10-11. Salonlarda gerçekleştirilecektir.

Doktor, aracı kurum, hastane - klinik sahipleri ve hükümet yetkililerinden oluşan Alım Heyeti ile birebir (B2B) toplantılar gerçekleştiren fuar katılımcıları, tanıtımın ve iş birlikteliği başlangıçlarının en büyüğünü yaptı.

12 Ocak • 2014



Aktüel

OHSAD, sektör paydaşlarını

5. kez bir araya getiriyor Kurultay, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, SGK, Özel Hastaneler, Kamu Hastaneleri, Üniversite Hastaneleri, Sağlık Kuruluşları ve Sigorta Şirketlerini bir araya getirecek.

Sağlıkta Ortak Çözüm Toplantılarının 5.’si 23-27 Nisan 2014 tarihleri arasında Antalya’da yapılacak. Sağlık sektöründe yaşanan gelişmelerin tartışılacağı Kurultay, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, SGK, Özel Hastaneler, Kamu Hastaneleri, Üniversite Hastaneleri, Sağlık Kuruluşları ve Sigorta Şirketlerini bir araya getirecek. Tüm sağlık yöneticilerini davet edildiği Kurultay, T.C. Sağlık Bakanlığı, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve T.C. İstanbul Üniversitesi’nin işbirliği ile Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) tarafından düzenleniyor.

lar ve iş görüşmelerine sahne olacak Kurultay’ın panel konuları şöyle: Sağlık Sektöründe Finansal Sürdürülebilirlik; TİG ve Ödeme Sistemlerinin Organizasyonu; Global Hastane Satış, Birleşme ve Organizasyon Modelleri; Özel Sağlık Sektöründe Güncel Konular; Tamamlayıcı Sağlık Sigortaları; Kamu Hastane Birlikleri ve Türkiye Sağlık Hizmet Sektörü; Sağlık Bakanlığı Mevzuat ve Uygulamaları; SGK Mevzuat ve Uygulamaları; Sağlıkta Yetişmiş İnsan Gücü; Sağlık Hizmetinde Yeni Açılımlar, Klinik Oteller; Turist Sağlığı ve Sağlık Turizmi. OHSAD Kurultayı’nın katılımcı profili ise şöyle: T.C. Sağlık Bakanlığı; T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı; T.C. Maliye Bakanlığı; SGK; Kamu Hastaneleri Kurumu; İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu; OHSAD Üyeleri; Kamu Hastaneleri; Üniversite Hastaneleri; Özel Hastaneler; Özel Sağlık Kuruluşları; Sigorta Şirketleri; Medikal Ürün ve Cihaz Şirketler; Kamu ve Özel Sağlık Kurumları, Finans, Satın Alma, Stok, Bilgi İşlem Sorumluları.

“Sağlıkta Kalite İçin El Ele”

Sağlık sektöründeki değişim ve yenilikleri değerlendirerek sektörün sorunlarını, tüm paydaşlarının ortak çözüm alternatifleri ile masaya yatırmanın amaçlandığı OHSAD Kurultayı’nda “Sağlıkta kalite için el ele” sloganı ile yola çıkıyor. Beş gün boyunca çeşitli paneller, toplantılar, workshop-

14 Ocak • 2014



Aktüel

Medikal Sektörün

İhracat Pazarı Büyüyor Murat Akyüz İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı •

Kimya sektörümüzün en önemli alt gruplarından biri olan medikal ürünler sektörü, son yıllardaki ihracat performansıyla dikkat çekiyor. Bu alanda üretim yapan yerli firmalarımızın ihracat yaptığı ülkeleri çeşitlendirmesi de ihracat artışında önemli bir yere sahip. Medikal sektörü ihracatı son beş yılda önemli bir gelişim gösterdi. Sağlık sektöründeki büyüme medikal ürünler pazarındaki yerli üretimi artırıyor. Sektörün ihracat cephesinden gelen haberler de olumlu yönde. Sektörün beş yıldaki ihracat grafiği şöyle; 2008 yılında 413 milyon dolar olan ihracat, 2009 yılındaki ekonomik kriz nedeniyle 389 milyon dolara geriledi. Ancak 2010 yılından sonra hızla yükselmeye başlayan ihracatımız; 2010 yılında 443 milyon dolar, 2011 yılında 559 milyon dolar ve 2012 yılında ise 647 milyon dolara ulaştı. Medikal sektörü ihracatı geçtiğimiz yıl ise 775 milyon dolara imza attı. Medikal sektörünün krizlerden en az etkilenen sektörlerden biri olması, kaliteli üretimi, katma değerinin yüksek olması, girişimcilik gücünün yüksek olması, sektörde önemli bir bilgi birikiminin olması ve lojistik sektörünün de gelişmiş olması önemli artıları arasında yer alıyor. Sektörün üzerinde durulması gereken en önemli problemleri ise, Ar-Ge kültürü ile sanayi-üniversite işbirliğinin yeterli olmaması, medikal üretim bölgelerinin olmaması ve markalaşma olarak sıralanıyor. Alternatif pazarlarla Türkiye ihracatını sırtlayan sektörümüz, medikal ürünler ihracatını artırmak için çalışmalarına da tüm hızıyla devam ediyor. Türk medikal sektöründe üretim yapan yerli firmaların son yıllarda ihracat yaptıkları ülkeleri çeşitlendirmelerinin yanı sıra Ar-Ge yatırımlarını artırdıklarını ve kalite standartlarının yükseltti.

ve tıp sektörünün Ortadoğu’daki en büyük organizasyonu ve sektörümüzü yakından ilgilendiriyor. Arap Health gibi dünya çapındaki fuarlar, bu bölgede yeni iş bağlantılarının kurulması açısından zemin oluşturuyor. Türk medikal sektörünü uluslararası alanda iyi tanıtabilirsek firmalarımıza olan ilgi ve dolayısıyla bu alandaki ihracatımız da artacaktır.

Ortadoğu ülkeleri siyasal belirsizliğine rağmen ihracatçıların gözde pazarı olmayı sürdürüyor. Birleşik Arap Emirlikleri, en çok ihracat yaptığımız ilk üç ülkeden biri olmasıyla ihracatçımız açısından oldukça önemli. Arab Health Fuarı sağlık

16 Ocak • 2014



Aktüel

İhlas Vakfı Doktorlar Grubu Somali İçin Biraraya Geldi •

larda bulunduğunu söyledi. Geçtiğimiz kurban bayramında 200 büyükbaşın kesilerek fakirlere dağıtıldığına vurgu yapan Gümüş, ramazanda gıda yardımları yapıldığını ayrıca İhlas Vakfı Temsilcilik binası kurulduğunu belirtti.

Somali’ye ve Somali halkına Türkiye’den yardım götüren ve onların dertlerine bir nebze de olsa çare olabilmek için önemli projeleri hayata geçiren İhlas Vakfı’nın çalışmaları devam ediyor. İhlas Vakfı bünyesinde bulunan İhlas Vakfı Doktorlar Grubu’nun Fethipaşa Konağı’nda düzenlemiş olduğu yemekte grubun başkanı Dr. Nezih Berksoy ve bazı yöneticiler, vakfın Somali temsilcisi Hasan Gümüş ve ülkemizin Somali Büyükelçisi C. Kani Torun bir araya geldiler.

İhlas Vakfı’na Teşekkür Edildi Somali’deki sağlık problemlerine değinen Dr. Nezih Berksoy’da grup bünyesinde bulunan 70’den fazla doktor ile Somali’de neler yapabileceklerini değerlendirdiklerini söyledi. Somali için birçok fikrin konuşulduğu yemekte büyükelçimiz Kani Torun’da İhlas Vakfı’na teşekkür ederken, bir çok projede birlikte çalışmaktan mutlu olduklarını belirtti. Keyifli bir ortamda geçen gecenin sonunda günün anısına büyükelçimiz Kani Torun’a özel bir hat eseri hediye edildi.

Fikir Alışverişinde Bulunuldu

Oldukça samimi ve sıcak bir ortamda geçen yemekte geçmişte Somali’de yapılan icraatlar konuşulurken gelecek içinde daha fazla neler yapılabilir noktasında fikir alışverişinde bulunuldu. Yemekte Hasan Gümüş, İhlas Vakfı’nın özellikle son 3 yıldır Somali’ye önemli yardım-

18 Ocak • 2014



Aktüel

Sektör İstanbul’da

Uyanıyor

• Yatak ve Teknolojileri sektörünün Türkiye’de-

Kişiyel Özel Çözümler

ki en büyük buluşması olmayı hedefleyen SLEEPWELL EXPO Fuarı, 17 – 20 Nisan 2014 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi’nde kapılarını açıyor. Yatak ve uyku ürünlerinde 2014 trendlerinin sergileneceği fuar, alım grupları ve katılımcı firma zenginliği ile tüm dünyanın ilgisini çekiyor.

Son yıllarda artan bel ve sırt ağlarının nedenlerinden biri de doğru yatak kullanımının göz ardı edilmesinden kaynaklandığı ifade ediliyor. Gün içerisinde büyük bir yük taşıyan omurgalarımızın doğru bir şekilde dinlendirilmesi çok önem taşımaktadır. Daha kaliteli yaşam felsefesiyle yola

20 Ocak • 2014


Aktüel

17-20 Nisan 2014 tarihleri arasında kapılarını açacak olan Yatak ve Teknolojileri Fuarı Sleepwell Expo Sektörün Devlerini Ağırlamaya Hazırlanıyor.

Sektör Profesyonelleri Bu Fuarda Buluşuyor

İşte bu noktada sahasında ilk olan Sleepwell Expo Fuarı, yatak ana sanayi, yan sanayi, makine ve ekipmanlarının profesyonellerini bir araya getirmeyi hedefliyor. Fuar, yeni teknolojilerin, innovatif ürünlerin ve son koleksiyonların tanıtılacağı ideal bir sergi alanı olacak. Fuar dünyadaki son teknolojilerin ve Türkiye’de üretilen yeni ürünlerin bir arada sunulduğu ticari bir platforma ev sahipliği yapacak. Sağlıklı bir yaşam için önemi ve gerekliliği her geçen gün artan yatak ve yan sanayi fuarı, sektörün lider firmalarının ve temsilcilerinin buluştuğu önemli bir organizasyon olma özelliğine sahip. Türkiye’de bu konuda bir fuarın olması, Türkiye’ye ürün satanların ya da bu pazara girmek isteyenlerin ve bu pazara yatırım yapmak isteyen dünya markalarının oldukça ilgisini çekiyor. Dünya yatak sektörünün CEO’ları, üst düzey yöneticileri, satın alma müdürleri, üreticiler, tüketiciler, yurt içi ve yurt dışı temsilcilerin tamamı Sleepwell Expo’da yer alıyorlar.

Yeni İş Bağlantıları İçin Bulunmaz Fırsat

Geleceğin yatak ana ve yan sanayilerinin sergileneceği Sleepwell Expo Fuarı, katılımcılarına yeni iş bağlantıları oluşturmaya ve ihracat avantajları sağlamaya devam ediyor. İstanbul Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek olan Sleepwell Expo Fuarı, 100’ü aşkın firmayı ağırlamaya hazırlanıyor. Yatak ve yatak ürünlerinde, tasarım, renk, detay ve ergonomi adına yeni tasarımlar sunacak olan Sleepwell Expo, katılımcıların verimliliğini en üst düzeye taşıyacak ve yatak endüstrisine yönelik tüm beklentileri karşılayacak. Sektörün lider üreticileri, yeni Ar-Ge çalışmalarını yerli ve yabancı alıcılarıyla buluşturacak. Ziyaretçiler, 17 – 20 Nisan 2014 tarihlerinde, 10:00 – 18:00 saatleri arasında fuarı ziyaret edebilecekler.

çıkan üreticilerde geliştirdikleri yeni çözümlerle bu alanda sürekli yenilik arayışı içinde. Bugün artık kişiye özel yatak üretimleri gerçekleştiriliyor. Gelişen teknolojiyle birlikte kişinin istediği konfor derecesine göre yatak üretilebilmektedir.

21 Ocak • 2014


Aktüel

yorgan makinaları, otomoatik paket yay helezon makinaları, tam otomatik paket yay dizgi makinaları, paket yay dizgi makinaları, bonel yay helezon ve dizgi makinaları, otomatik tutkal hattı, yastık pres makinaları, bordür makinaları, otomatik yatak kılıfı fermuar dikiş makinaları, test laboratuarları, yeni teknolojiler, yatak etiketleri yer almaktadır. 17 – 20 Nisan 2014 tarihlerinde düzenlenecek Sleepwell Expo Fuarı, dünyada ve Türkiye’de yatak üretimine ilişkin çok çeşitli konuların tartışılacağı bir platform.

Yataktan Yorgana, Kumaştan İpliğe…

Yatak ve yan sanayi üreticilerinin tüm boyutları ile değerlendirilip, son gelişmelerin sergileneceği bir ortama ev sahipliği yapacak fuarda sergilenecek başlıca ürün grupları, Sleepwell ve Sleeptech olmak üzere iki ayrı bölümden oluşuyor. Sleepwell başlığı altında, yaylı yataklar, visko yataklar, lateks yataklar, uyku sistemleri, rulo yataklar, karyola sistemleri, visko yataklar, medikal yastıklar, kaz tüyü yastıklar, çocuk yatakları, yatak koruyucu alezler, hareketli yataklar, özel sipariş yataklar, at kıllı yataklar, kişiye özel yataklar, yuvarlak yataklar, doğal yataklar, medikal yataklar, akıllı yataklar, kaz tüyü yorganlar, bazalar, metal karyolalar, yatak başları ve sektörel yayınlar yer almaktadır. Sleeptech başlığı altında ise, kapitone ipliği, yatak yüzü kumaşı ipliği, yatak fitili, dokuma yatak yüzü kumaşı, örme yatak yüzü kumaşı, yatak şeridi, kulp baza kumaşı, baza ayağı, hareketli mekanizma, baza iskeleti, nonwowen kumaş, elyaf, yatak tutkalı, her türlü yatak yayı, yay teli imalatı, sünger, visko, lateks, jel teknolojileri, karyola, yatak fermuarları, yatak kılıfı, dolgu malzemesi, keçe, yatak aksesuarları, yatak hatları, kapitone makineleri, yatak ambalaj makineleri, kenar açma makineleri, dikiş makineleri, yay çekme makineleri, elyaf hazırlama ve karışım makinaları, non-woven elyaf hazırlama makinaları, elyaf geri kazanım makinaları, yastık dolum makinaları, yorgan makinaları, otomatik paket yay helezon makinaları, yastık dolum makinaları,

Dünyanın Gözü Bu Fuarda Olacak

Türkiye’de yatak endüstrisine ait ilk spesifik fuar olma özelliği taşıyan SLEEPWELL EXPO, İhlas Fuarcılık tarafından düzenleniyor. Yatak endüstrisine yepyeni açılımlar sunmayı hedefleyen SleepwellExpo Fuarı, organizasyonlarıyla sektörü canlandırmak ve yatak endüstrisi liderlerini İstanbul’da toplamak amacıyla, organizasyona ev sahipliği yapıyor. Dünyanın dört bir yanından katılımcı ve ziyaretçinin gelmesi beklenen ve sektörde büyük yankı uyandıran Sleepwell Expo Fuarı’na Anadolu’dan da yoğun ilgi var. Fuarda, İstanbul’un yanı sıra Kayseri, Denizli, İnegöl, İzmir ve Ankara’dan katılımcı firmalar yer alıyor.

Detaylı Bilgi İçin:

SLEEPWELL EXPO ile ilgili daha detaylı bilgi sahibi olmak için www.sleepwellexpo.com web sitesini ziyaret edebilir yada aşağıdaki iletişim adresleri ile bağlantı kurabilirsiniz.

22 Ocak • 2014



Aktüel

Hedef 2023’de 5 Milyar Dolarlık İhracat Dr. Saim Kerman Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı •

Son yıllarda Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’nun desteklemiş olduğu strateji ve politikalar ile Türk Sağlık Sektörünün sağlık teknolojilerindeki payının artırılmasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Ülkemizde üretim yapan sanayici, üniversiteler ve sivil toplum örgütleri ile güçlü iş birliği içinde hareket ederek, sektörün 2023’de öngörülen 5 milyar dolarlık ihracat hedeflerine ulaşması, sorunların çözümünün kolaylaştırılması, vatandaşımızın kullandığı tıbbi cihaz kalitesi, güvenliği ve etkinliğinin artırılması, AR-GE çalışmalarının uluslararası rekabet oluşturabilecek seviyeye taşınması, tedaviye erişimin hızlandırılması, etkin piyasa gözetim ve denetiminin sağlanması amacı ile mevzuat çalışmaları yürütülmektedir. “Tıbbi Cihaz Kayıt Yönetmeliği”, ”Tıbbi Cihazlar İçin Elektronik Kullanma Kılavuzu Tebliği”, “Tıbbi Cihaz Depolama, Satış ve Tanıtım Yönetmeliği”, “Tıbbi Cihazların Test ve Kalibrasyonları Hakkında Yönetmelik”, “Klinik Araştırmalar Yönetmeliği” ve “ Tıbbi Ekipman Teknik Servis Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik” leri çalışmalarımız devam etmektedir. Tıbbi Cihaz Depolama, Satış ve Tanıtım Yönetmeliği ile satış yerlerinin tıpkı eczaneler gibi ruhsatlandırılması, görsel ve yazılı basında tüketiciyi yanıltıcı ve doğru olmayan bilgiler ihtiva eden tıbbi cihaz tanıtım ve reklamlarının önlemesi amaçlanmaktadır.

bi cihaz ile ilgili strateji oluşturulması açısından ÜTS (Ürün Takip Sistemi) projesi çalışmalarımız devam etmektedir. Bu program ile tıpkı İlaç Takip Sisteminde olduğu gibi tıbbi cihazların da ürün takip numarası ile tekil bazda takibi yapılacaktır. Ayrıca üreticilerimizin üretim ve kapasitelerinin değerlendirilmesiyle Tıbbi Cihaz Sektöründe stratejik planlamaya başlanmış olup bunun sonucunda Ülkemizde üretilecek stratejik ürünlerin belirlenmesi ve bu sürecin hayata geçirilmesi sonucunda cari açığın ve kaynak israfının önüne geçilecektir. TÜBİTAK tarafından yürütülen 1003, 1007 projeleri kapsamında tıbbi cihazlarla ilgili öncelikli alanların belirlenmesi konusunda çalışmalar yapılmaktadır.

Tıbbi Cihazların Test ve Kalibrasyonları Hakkında Yönetmelik ile test ve kalibrasyon yapan firmalar Kurumumuz tarafından yetkilendirilecektir. Tıbbi Ekipman Teknik Servis Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik ile Kurumumuzun yetkilendirdiği kuruluşlar tıbbi cihazların bakım ve onarımını yapacak, eğitimsiz ve yetkisiz kişilerin cihazlara müdahale etmesinin ve bu alanla ilgili hastanelerin yanlış yönlendirilmesinin önüne geçilecektir. Ürün kalitesi ve güvenilirliğin takibi, etkin piyasa denetiminin artırılması, hasta güvenliğinin sağlanması ve acil/olağanüstü durumlarda tıb-

Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu olarak birlikte çalışmış olduğumuz tüm sivil toplum kuruluşlarına başarılar diler, emeği geçen medikal firmalara teşekkürlerimi sunarım.

24 Ocak • 2014



Aktüel

8. Uluslararası Sağlıkta Kalite, Akreditasyon ve Hasta Güvenliği Kongresi Kongre Türkiye’nin birçok yöresinden katılan sağlık mensuplarına ve dünya çapında önemli isimlere ev sahipliği yapıyor. •

8. Uluslararası Sağlıkta Kalite, Akreditasyon ve Hasta Güvenliği Kongresi 24-27 Nisan 2014 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştiriliyor. 8. kez uluslararası boyutta düzenlenen kongre Klinik Hizmetlerde Kalite İyileştirme, Sağlık Hizmetlerinde Akreditasyonun Yararları ve Risk Yönetimi ana teması ile; Sağlık Akademisyenleri Derneği (SAD) ve (ISHQ) - Integrated Solution For Healthcare Quality LLC katkıları ile düzenlenecek. Kongre son yedi yılda Türkiye’nin birçok yöresinden katılan sağlık mensuplarına ve dünya çapında önemli isimlere ev sahipliği yapmıştır. Ülkemizde önemli kariyerleri bulunan eğitimcileri ile tüm sağlık personelinin eğitim faaliyetlerine de büyük bir katma değer sağlamaktadır. Ülkemizde kalite ve akreditasyon uygulamaları, sağlık hizmetleri gündeminde her gün daha fazla yer almaktadır. Bu durum ise kalite uygulayıcılarını gündemi yakından takip etme zorunluluğu içerisine sokmaktadır. Bu açıdan değerlendirildiğinde dünyadan ve Türkiye’ den birçok uzmanın katılacağı konferanslar ve telekonferanslarla VIII. Uluslar arası Katılımlı Sağlıkta Kalite, Akreditasyon ve Hasta Güvenliği Kongresi gündemi takip etmek açısından bir fırsat oluşturmaktadır. Kongre 4 gün sürecek olup, kongre süresince gerçekleştirilecek sunum, çalıştay, sözlü ve poster bildirileri sayesinde katılımcılar, kullanıcı, hizmet sunucu ve hizmetleri finanse eden organizasyonların işbirliği ile sağlanan sağlık hizmetlerinde kaliteyi arttırıcı yaklaşımları, uygulanan sistemlerin gerek kurumlara gerekse sağlık sistemimize kazandırdıklarını geleneksel yaklaşımların dışına çıkan yeni sistem ve fikirleri tanıma olanağı bulacaklardır.

- Sağlık kuruluşları yöneticilerini, araştırmacıları - Yataklı ve ayaktan tanı ve tedavi hizmeti sunan kuruluş temsilcilerini, - SGK çalışanlarını - Sağlık politikası belirleyen tüm diğer ilgilileri ve - Hastaları kapsamaktadır.

Sağlık hizmetlerinde kalite, akreditasyon ve hasta güvenliği kongresinin multi-disipliner ilgi alanı; “Klinik Hizmetlerde Kalite İyileştirme, Sağlık Hizmetlerinde Akreditasyonun Yararları ve Risk Yönetimi” temasıyla - Hekimler, hemşireler ve diğer tüm sağlık profesyonellerini, - Kalite koordinatörlerini, kalite temsilcilerini, hasta ve çalışan güvenliği ile ilgili komitelerde yer alan tüm sağlık çalışanlarını,

Geçtiğimiz yıl ikinci kez yapılan en iyi sözlü sunum değerlendirmeleri, sonucunda yine en iyi 10 bildiri seçilecek ve bu yıl da yeniden Hakemli dergi olan Sağlıkta, Kalite, Akreditasyon Ve Hasta Güvenliği Dergisi’nde seçilen bildiriler yayınlanacak ve tüm yurt geneli sağlık kuruluşlarına gönderilecektir.

26 Ocak • 2014



Aktüel

Orsa’dan Rekor Üretim ORSA 6 ay gibi kısa bir sürede 89.287 adet Lumbo Sacral Korse, 81.822 adet Cervical Boyunluk, 7705 adet Dinamik Atel, 15639 adet Polycentric menteşeli Dizlik üretti. •

üretilen malzemeler yurtdışında 35 ayrı ülkede satılmaktadır. Üretiminin büyük kısmını yurtdışına gönderen firmamız sektöründe dünyanın en büyükleri arasına girmiştir.

ORSA’dan Bağdat’a 14 tır Ortopedik malzeme ihracatı gerçekleştirildi. Türkiye’de ilklerin öncüsü ORSA dünyada bir ilki gerçekleştirerek 6 ay gibi kısa bir sürede 89.287 adet Lumbo Sacral Korse, 81.822 adet Cervical Boyunluk, 7705 adet Dinamik Atel, 15639 adet Polycentric menteşeli Dizlik üretti. Firmanın yöneticisi Necdet Çapa, “Toplam 194.453 adet ürünle Irak Sağlık Bakanlığına gerçekleştirdiğimiz bu 14 tırlık ihracattan dolayı gururlu, ülkemiz ihracatına ve ekonomisine yaptığımız katkıdan dolayı mutluyuz. Bu süreçte bize destek olan tüm tedarikçilerimize, çalışanlarımıza, meslektaşlarımıza ve dostlarımıza teşekkür ederiz” şeklinde konuştu.

Sağlık İçin Sağlıklı Seçim

“Sağlık için sağlıklı seçim” sloganıyla yola çıkan firmamız bu sloganı kalite politikasının temeline yerleştirmiştir. Hasta insanlara hizmet sunduğumuzu hiçbir zaman unutmamak, üretimlerimizi her zaman hastaların yerine kendimizi koyarak kalite kontrolünden geçirmek ve bu bilinci tüm personelimize aşılamak firmamızın başarısının en büyük etkenlerindendir. Dünyada aranılan marka olmamızı sağlayan diğer önemli etkenlerde; eğitime önem vermek, nitelikli personel kullanmak, Ar-Ge’nin önemini kavramak, kaliteyi hayat felsefesi olarak benimsemektir.

Orsa Ortopedi Sanayi 1976 yılından beri, Tıbbi Korseler-Ortopedik Cihazlar-Felç Yürüme Cihazları-Rehabilitasyon Malzemeleri-Protez ve Ortezler dalında üretim yapmaktadır. Orsa’nın Türkiye genelinde 580 satış noktası bulunmakta,

28 Ocak • 2014



Aktüel

Analog Mamografi Segmentinde Yeni Çözümler Siemens, RSNA Kongresi’nde yüksek hasta kapasitesine sahip hastaneler ile daha küçük kliniklerde, bütçe kısıtlamalarından bağımsız olarak yüksek kalite sunan yeni modeli Mammomat Select’i duyurdu. •

ve ebatlarına göre seçilebiliyor.İlk olarak Kuzey Amerika Radyoloji Derneği – RSNA’de duyurulan Mammomat Select’in analog mamografi segmentinde geliştirilmiş tamamen yeni bir konsept olduğuna dikkat çeken Siemens Sağlık Sektörü X-Ray Ürünleri İş Birimi CEO’su Andre Hartung, hasta ve doktorlara mümkün olan en düşük radyasyon dozunda yüksek kaliteli ve düşük maliyetli mamografi taramalarının avantajlarını sunmayı amaçladıklarına vurgu yapıyor.

Yapısı ve özellikleriyle diğer sistemlerden farklılıklar gösteren Mammomat Select, basit ve sezgisel kullanım olanağı sayesinde tarama sürecinin tamamında klinik personele yön gösteren dokunmatik bir ekranla birlikte geliyor. İzosentrik hareketleri de destekleyen sistem, detektör yüksekliğinin her görüntüleme fazı arasında yeniden ayarlanmasına gerek bırakmıyor. Bu durum, hastaların taranması için gerekli süreyi kısaltıyor. Radyasyon dozunun ayarlanmasında klinik personeli optimum bir şekilde destekleyen Mammomat Select, bunu, yüklü olarak gelen OpDose uygulamasıyla gerçekleştiriyor. Mükemmel görüntü kalitesinden ödün vermeden radyasyon dozunun her bir hasta için ayrı ayrı ayarlanmasını sağlayan OpDose ile uygun parametreler, hastanın meme yoğunluğu

Yeni Mammomat Select ek yetenekleriyle de dikkat çekiyor. Bu yetenekler arasında, dijital mamografi cihazlarını depolama amaçlı fosfor plakaları ile güncelleme amacıyla ek bir arabirim aracılığıyla bir bilgisayarlı radyografi (CR) sistemine bağlanabiliyor.

30 Ocak • 2014



Aktüel

Gaziantep Şehir Hastanesi’nin Temeli Atıldı 875 yataklı olarak planlanan Gaziantep Şehir Hastanesi’nin temeli, düzenlenen törenle atıldı. •

tine sunacağız. Gaziantep’te attığımız bu dev adım son nokta değil, bundan sonra ortaya koyacağımız yeni hizmetlerimiz için önemli bir basamaktır” ifadelerini kullandı.

Gaziantep’in Şehitkamil ilçesi Pancarlı Mahallesi’nde 63 bin metrekarelik alana sahip bin 875 yataklı olarak planlanan Gaziantep Şehir Hastanesi’nin temeli, düzenlenen törenle atıldı. Törene Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Gaziantep Valisi Erdal Ata, Gaziantep milletvekilleri ve çok sayıda davetli katıldı. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu , her alanda 10 yıldır önemli atılımların yapıldığını ve ülkenin yatırımlarla önemli bir noktaya geldiğini söyledi. Sağlık hizmetlerinde, ambulanstan uçak ambulanslara kadar birçok alanda hizmetin artarak devam ettiğini ve bunların başarılı çalışmalar sonucunda ortaya çıktığını söyledi.

Vali Erdal Ata ise, sağlık alanında Gaziantep’e önemli yatırımlar yapıldığını ve son yapılacak Gaziantep Şehir Hastanesi ile Gaziantep’in bölgede sağlık merkezi haline geleceğini söyledi. Vali Ata, hastane kapasitesine de değinerek sağlık üssü olacak. Gaziantep’in Ortadoğu ülkelerine de hitap edebilecek kapasitede olduğunu ifade etti. Açılış konuşmalarının ardından Sağlık Bakanı Dr. Müezzinoğlu hastanenin yapımını üstlenen firma yetkilisine hastanenin 29 Mayıs 2016 tarihinde teslim edilmesini istedi.

Dr. Müezzinoğlu her alanda 10 yıldır önemli atılımların yapıldığını ve Türkiye’nin yatırımlarla önemli bir noktaya geldiğini vurguladı. Her zaman “insanı yaşat ki devlet yaşasın” ve “insanı yücelt ki devlet yücelsin” anlayışını referans aldıklarının altını çizen Bakan Dr. Müezzinoğlu, şunları kaydetti: “Biz yine bu ülke insanına, bu milletimize, fakirine, fukarasına, engellisine, yaşlısına, kimsesizine daha münevver, daha gelişmiş bir ülke oluşturmanın gayreti içerisinde olacağız. Çok daha modern hastaneleri, çok daha modern tesisleri, çok daha gelişmiş bir ülkeyi milletle beraber mutlaka başaracağız.” Günün koşullarına uygun, çağdaş teknolojiyle donatılmış pırıl pırıl bir sağlık kampüsü inşa edeceklerini ifade eden Dr. Müezzinoğlu, “Bu sağlık kuruluşumuzu inşallah birkaç yıl içinde Gaziantepli ve çevre illerdeki vatandaşlarımızın hizme-

Güneydoğu’nun Şifa Merkezi Yapımı tamamlandığında Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük hastanesi özelliğini taşıyacak olan bin 875 yataklı kampüste yer alacak branş hastaneleri şöyle: 636 yataklı Genel Hastane 205 yataklı KVC Hastanesi, 174 yataklı Onkoloji Hastanesi, 112 yataklı Psikiyatri Hastanesi, 498 yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi, 100 yataklı Yüksek Güvenlikli Adli Psikiyatri Hastanesi ve 150 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanesi.

32 Ocak • 2014



Aktüel

VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI Nüve Sanayi Malzemeleri İmalat ve Ticaret A.Ş. kurucularından, Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü

A. Birkan İzgi’nin vefat ettiğini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz. Merhuma Allahü Teala’dan rahmet, başta yakınları, Nüve ailesi ve tüm severlerine başsağlığı ve sabır dileriz.

Medikal Teknik

34 Ocak • 2014



Aktüel

Dentistanbul’dan Bursa’ya

6.5 Milyon TL’lik Yatırım

2001 yılında kurulan Türkiye’nin ilk diş hastanesi Dentistanbul, 2014 yılında 14 noktaya ulaşma hedefiyle bu yılki ilk atılımına Bursa’dan başladı. Bursa Nilüfer’de bulunan Dentatürk Diş Hastanesi’ni 6.5 milyon TL’ye satın alan Dentistanbul, şehir dışındaki ilk yatırımını yapmış oldu. •

devam edecek. Hizmet kalitesini maksimum düzeyde tutmayı ilke edinen Dentistanbul, yeni hastanesinde 2 ameliyathane, 1 sterilizasyon bölümü, 22 tedavi ünitesi, 6’sı uzman 15 diş hekimi, 1 anestezi uzmanı başta olmak üzere toplam 80 personeli ile hizmet veriyor.

İstanbul’da Beşiktaş, Bakırköy, Kozyatağı, Ataşehir, Levent ve yurtdışında Almanya’da bulunan 2 partner klinik ile hizmet veren Türkiye’nin ilk diş hastanesi Dentistanbul, büyüme hedeflerindeki ilk yatırımı Bursa’da yaptı. Bursa Nilüfer’de bulunan Dentatürk Diş Hastanesi’ni 6.5 milyon TL’lik satın alarak bünyesine kattı. 2009 yılında kurulan ve tüm diş hekimliği uzmanlık dallarıyla birlikte 3500 metrekarelik alanda hizmet veren Dentatürk, bundan sonra Dentistanbul markasıyla hizmet vermeye

Hedef 2014’de 14 lokasyonda hizmet vermek 2013 yılında bir yatırım fonundan satın alarak büyüme hedeflerine Bursa’dan başlayan Dentistanbul Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Murat

36 Ocak • 2014


Aktüel

Sağlığı Merkezi adı altında atılmıştır. İsminden de belli olduğu gibi ağız sağlığı ve diş sağlığı adı altında 29 Mayıs 2003’te ise Türkiye’nin ilk ‘Diş Hastanesi’ unvanını almıştır. Dentistanbul, Mart 2007’de kazanmış olduğu tecrübe ve birikimini, tüm dünyada sağlık ve çevre konularına eğilen Amerikalı bir yatırım ortaklığı olan Global Environment Fund’un uluslararası deneyimleriyle birleştirmiş ve Kasım 2010’da RHEA Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı tarafından tüm hisseleri devir alınmıştır. Bu alt donanım, güçlü yapı ve geçmişe sahip Dentistanbul, Temmuz 2013’de İstanbul’da Ağız ve Diş Sağlığı Merkezler zinciri olan Dentinternational Grubu kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özel tarafından tüm hisseleri satın alınmıştır. Bu birleşme ile Dentistanbul markası altında toplanan 1 diş hastanesi ve 5 ağız ve diş sağlığı merkezi yüksek kalite ve donanımlı ekibi ile hizmet vermeye devam etmektedir. Dentistanbul 2008’de, kuruluşundan beri gösterdiği gelişmeler ile ISO 9001:2000 standardizasyon belgesini almıştır ayrıca Dentistanbul, Alman belgelendirme kuruluşu olan TEMOS’un “Uluslararası Diş Sağlığı Kalite Belgesi” ni almaya hak kazanan Türkiye’deki ilk diş hastanesi olmuştur. Yurtdışında da aynı kalitede hizmet vermeyi amaçlayan Dentistanbul, Almanya’nın Bochum ve Berlin Kentlerin de Partner Klinikler oluşturarak burada tedavi görmek isteyen hastaların çözüm ortağı olmuştur. Dentistanbul, Ağız ve Diş Sağlığı alanında hizmet zinciri oluşturma hedefine yönelik çalışmalarında İstanbul ve Türkiye’nin diğer illerinde oluşturacağı hastane ve merkezler ile bu zincire halkalar eklemeye devam etmektedir.

Özel yapmış olduğu açıklamada; “Türkiye’de kurulan ilk diş hastanesi ve diş tedavisinde referans markası olan Dentistanbul ‘u satın aldığımız günden bu güne çok hızlı bir şekilde yenilenme ve büyüme sürecine girdik. Hem yurtiçi hem de yurtdışında yapmaya başladığımız atılımlar ve görüşmeler meyvesini vermeye başladı. İstanbul dışındaki ilk yatırımımızı Bursa’da Dentatürk Diş Hastanesi’ni bünyemize katarak yaptık. Hem satın alma hem de franchising yoluyla özellikle Anadolu’da lokasyon sayımızı hızla büyütmeye kararlıyız. Alman belgelendirme kuruluşu TEMOS’un “Uluslararası Diş Sağlığı Kalite Belgesi” ni alan ilk diş hastanesi olarak, hizmet kalitemizden ödün vermeden 2014’de 14 lokasyonda olmayı hedefliyoruz” dedi….

Dentistanbul

Özel Dentistanbul Diş Hastanesi, temelleri 2 Ağustos 2001’de Özel Dentistanbul Ağız ve Diş

37 Ocak • 2014


Aktüel

dopplex ABIlity PAH için erken teşhis imkanı sunuyor Dopa Dış Ticaret’in Türkiye distribütörü olduğu dopplex ABIlity, bacak ve koltaki atardamar basınçlarını kıyaslayarak tıkanıklık olup olmadığını ölçümlüyor. •

Periferik Arter Hastalığı, kollara, bacaklara ve iç organlara kan akışını sağlayan atar damarların damar sertliği nedeniyle tamamen veya kısmen tıkanması sonucu oluşan bir hastalıktır. Her hastalıkta olduğu gibi PAH içinde erken tanı son derece önemlidir. Dopa Dış Ticaret firmasının Türkiye distribütörü olduğu Huntleigh tarafından geliştirilen dopplex ABIlity ile bacak ve koltaki atardamar basınçlarını kıyaslayarak tıkanıklık olup olmadığını ölçümlüyor.

ondan biraz daha yüksektir. Bacaktaki tansiyon koldaki tansiyonun %90’ının altına düşerse, bacak damarlarında tıkanıklık (periferik damar hastalığı) tanısı güvenli olarak konulabilir. ABI periferik damar hastalığının hem tanısında hem de tedavi sonrası takibinde çok hassas ve güvenilir bir testtir. Ancak damar tıkanıklığının yerini, türünü (darlık-tam tıkanma) ve tıkalı damarların sayısını gösteremez. Bu bilgiler ancak radyolojik görüntüleme yöntemleriyle sağlanabilir.

Ayak bileği-Kol İndeksi (ABI) nedir?

Periferik Arter Hastalığı

Bacak ve koldaki atardamar basınçlarını kıyaslayarak bacak damarlarında tıkanıklık olup olmadığını anlamayı amaçlayan bir testtir. Bunun için her iki kol ve bacaktan tansiyonlar ölçülür. Normalde bacaktaki tansiyon koldaki tansiy-

Periferik Arter Hastalığı, kollara, bacaklara ve iç organlara kan akışını sağlayan atar damarların damar sertliği nedeniyle tamamen veya kısmen tıkanması sonucu oluşan bir hastalıktır.

38 Ocak • 2014



Aktüel

Kimler risk altında?

maalesef yeterince bilinçlendirilmemiştir Hasta kayıplarının en önemli nedeni kalp krizleri ve felç yani inmelerdir. Bu riski son teknoloji ürünü dopplex ABIlity ile mimimuma indirmek artık çok kolay. Ölçüm öncesi dinlenme gerektiren ve yaklaşık yarım saat süren dopler metodunun aksine yeni teknoloji ürünü ABİLİTY ile yaklaşık 3 dakikalık bir ölçüm sonrası hastanın Ayak bileği –Kol kitle indeksine ulaşabilirsiniz.

50 yaş üstündekiler, Sigara kullananlar, Şeker hastaları, Yüksek tansiyonu olanlar, Aşırı kilolu olanlar, Kronik böbrek yetmezliği olanlar, LDL kötü kolesterol- ve trigliserit düzeyi yüksek olanlar, HDL-iyi kolesterol- düzeyi düşük olanlar risk altındadır.

Hastalığın belirtileri nelerdir?

Yürüme ile meydana gelen bacak ağrısı, bacaklarda uyuşukluk, bacaklarda ve ayakta soğukluk, üşüme hissi, ayaklarda renk değişikliği, ayak sırtındaki tüylerin dökülmeye başlaması, ileri vakalarda ise açık yaralar oluşması sayılabilir.

Cihazın teknik özellikleri

Cihaz hastaya bağlandıktan sonra en fazla 3 dk içerisinde LCD ekran vasıtasıyla ABI sonucunu vermektedir. Cihazın manşon (Cuff) hortumları renk kodlu olmalı, bu sayede hortumların hangi sokete ve hastada hangi bölgeye bağlanacağı kolaylıkla belirlenebilmektedir. Cihazın ekranında batarya durumu, PVR dalgaboyları ve ölçülen değerlerin kantitatif / grafik olarak görüntüleri takip edilebilemektedir. Cihaz tek tuş ile çalıştırılabilmeli, ölçüm için herhangi bir başka cihaza ya da PC’ye bağlanmasına gerek duyulmamaktadır.

Peki, bu ölçüm nasıl kişiyi inmeden ve enfarktüsten korur? Öncelikle bu oran tanının konmasında önemli bir yer tutmaktadır PAH tanısı konmuş bir kişinin uygun tedaviyi almadığı takdirde ölüm oranları yüksek seyretmektedir Bu nedenle erken tanı konması kişinin hayatının korunması için çok önemlidir Ancak toplum bu konuda

40 Ocak • 2014



Aktüel

İşbir Yatak’tan “Yaşam Kalitesini Yükselten Çözümler” İşbir Yatak, tedavinizi destekleyecek ve yaşam konforunuzu yükseltecek çözümleriyle beğeni topluyor. •

Horlama problemi için: ViscoSnore

İşbir Yatak, kullandığı son teknolojiyle sağlıklı ürünleri tüketicisiyle buluşturmaya devam ediyor. Bacaklarıyla derdi olanlara Multirest, reflüsüyle başı belada olanlara ReflüMed ve horlama problemine savaş açanlara da ViscoSnore medikal destek yastıklarıyla tedavilerinin yanı sıra ekstra çözüm sunuyor. Ayrıca, İşbir Yatak internet adresinden mevcut şikayetlerinizi azaltacak ve yaşam kalitenizi artıracak doğru yastığı bulabilirsiniz.

Horlama problemi olan birçok insan çeşitli tedavilere başvurmakta ve çözüm aramakta. İşbir Yatak, horlama problemi olan, bu konuda mevcut tedavisi bulunanlara medikal anlamda destek olmak amacıyla ViscoSnore adlı medikal yastığı üretti. Bu yastığın en büyük özelliği, horlamayı azaltıcı özelliklere sahip olması… ViscoSnore, uyku sırasında, hava geçiş yolunda horlamaya neden gevşemiş yumuşak dokuların hafifçe gerilmesini sağlayarak horlamanın azalmasına yardımcı oluyor. Sağladığı pozisyonel avantaj, uykudaki nefes tıkanıklığının kolay ve pratik olarak çözülmesini sağlıyor. Böylece nefes alışverişi de kolaylaşıyor. Nefes alışının kolaylaşmasıyla da uykuda aşırı terleme, mide yanması ve huzursuz uyku önlenmiş oluyor.

Sağlıklı ve güzel bacaklar için:“Multirest”

İşbir Yatak’ın Visco teknolojisi ile üretilmiş Medikal Destek Yastıkları’ndan “Multirest” bacak yorgunluğu, varis problemi ve sırtüstü yatma zorunluluğu olanlar için ideal bir ürün. Multirest bacak altı destek yastığı dizleri bel seviyesinde tutmayı kolaylaştırır. Omurlar arası bağların gerilmesini engeller. Alt vücut ve omurgadaki gerginliği azaltır. Sırtüstü yatma zorunluluğu olan kişilerde rahatlığı sağlamak üzere dizayn edilmiştir. Özellikle kadınlarda yaş ilerledikçe ortaya çıkan varis problemini engellemede ve geciktirmede etkili bir çözüm sunar.

Reflü probleminize medikal destek: “ReflüMed” ve “ReflüMax”

İşbir Yatak’tan ReflüMed Viskoelastik Reflü Yastığı ve ReflüMax Reflü Yastığı, reflü tedavinizde iyileşme oranını artırır, sizi rahatlatır. Hijyenik ve yıkanabilir kılıfa sahip her iki yastık da mikro-organizmaların barınmasına fırsat

42 Ocak • 2014



Aktüel

tanımaz. Sağladığı pozisyonel avantaj ile uyku sırasında mide asidinin yemek borusuna temasını önler. Tedavi sürecini hızlandırır. ReflüMed Viskoelastik Reflü Yastığının üst düzeyi viskoelastik malzemeden üretilmiştir. Yastığın yatılan yüzü basınç azaltıcı viskoelastik malzemeden oluştuğu için hava dolaşımı sağlar ve dolayısı ile de terletmez.

ViscoGold: Boyun Destek Yastığı. Boyun fıtığı veya boyun problemlerine sahip kişiler için ideal dizayndadır... Viscolife: Boyun Destek Yastığı. Açık hücreli viskoelastik malzemeden üretildiği için hava dolaşımı mükemmeldir. Viscoring : Hemoroid Minderi. Hemoroid vb. gibi oturma zorluğu oluşturan rahatsızlıklar için tasarlanmıştır. NeckStar: Boyun Destek Yastığı. Süper elastik PU Lateks malzemeden üretilmiştir. Yolculuk sırasında rahatlık ve kesintisiz uyku sunar. Vücut destek Yastıkları: Viscookne: Düzgün bir kalça uyumu sağladığından, sırt ağrısız bir uyku için idealdir. Viscopil: Boyun, sırt ve bacakları uygun pozisyonda ve formda tutar. Viscolt: Basınç azaltıcı ve anatomik şekliyle bel omurgasının eğimine uyum sağlar. ViscoSit: Oturma Minderi. Vücut alt kısmının desteklenmesi ile doğru duruşu sağlar. Hamilelere özel… PoliRest: Homojen Destek Yastığı. Hamileler için hem sol hem sağ yan destek olarak kullanılabilir. ViscoBaby: Viskoelastik Çok Amaçlı Bebek Yastığı. Viskoelastik dolgulu çok amaçlı destek yastığı, bebeğinizi emzirirken ya da kucağınızda ona yemek yedirirken en önemli yardımcıdır.

İşbir dünyasında çözüm çok

İşbir Yatak dünyasında çözüm çok… Tedavinizi destekleyecek ya da yaşam konforunuzu yükseltecek ReflüMed, Visco Snore ve Multirest medikal ürünlerinin yanı sıra farklı özellikte ve faydalarda ürünler de bulunuyor. Superest: “Diz altı destek yastığı. Bel ve omurga sağlığı açısından Reflü Yastığı kullananlara da önerilir.” ViscoMoon: Viskoelastik Boyun Destek Yastığı. Vücut ısısı ve basınına duyarlı viskoelastik malzemeden üretilmiştir. ViscoRest: Sırt Destek Yastığı. Vücut alt kısmının, sırtın ve yanın desteklenmesi ile doğru duruş sağlar. ViscoFort: Sırt Yastıklı Oturma Minderi. Bele doğru desteği verir. ViscoFix: Sırt Destek Yastığı. Otururken bel omurgasına ideal destek vererek arka ve alt vücut ağrılarını rahatlatır. ViscoFlex: Oturma Minderi Isıya ve basınca dayanıklı viskoelastik malzemeden üretildiği için, otururken kalça ve bacaklardaki basıncı dağıtır.

44 Ocak • 2014



Aktüel

Mustafa Nevzat İnovasyon Liderliği İçin Ar-Ge Yatırımını Artırıyor Geçtiğimiz yıl biyoteknoloji alanında dünya devi Amerikalı Amgen ile güç birliği yaparak Ar-Ge faaliyetlerine hız veren ve 12 milyon TL yatırım gerçekleştiren Mustafa Nevzat İlaç Sanayii, bu alandaki yatırımlarını 2014’te de artırarak inovasyon liderliğine oynayacak. •

Türk ilaç endüstrisinin gelişiminde öncü rol üstlenen, insan sağlığının yanı sıra tüm faaliyetlerini çevrenin korunmasına odaklanarak tamamen yenilenebilir enerji kullanımı ile gerçekleştiren Mustafa Nevzat, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan “Ar-Ge Merkezi” belgesini aldı. Mustafa Nevzat İlaç Sanayii, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge merkezi kurma onayı verilen Türkiye’deki 5 firmadan biri oldu. Hayata geçirdiği çalışmalarla birçok ödüle layık görülen, İlaç ve Eczacılık Sektörü Başarı Ödülleri kapsamında, “Ar-Ge ve Bilim Ödülü” kategorisinde “Altın Havan” ödülü kazanan Mustafa Nevzat İlaç Sanayii, Ar-Ge Merkezi belgesi ile 100’ncü yılında sektörünün inovasyon lideri olmak için çalışmalarına hız verdi.

“Sektörde, Ar-Ge’de Çalışmalarımız İle İlklerin Öncüsüyüz”

Mustafa Nevzat İlaç Sanayii’nin 90 yıllık yolculuğunda birçok ilke imza attığını, FDA onaylı ilk Türk ilaç üreticisi olarak bu ilkleri perçinlemek için çalışmalara hız verdiklerini söyleyen Mustafa Nevzat İlaç Sanayii Genel Müdürü Levent Selamoğlu, “Kuşağında fark oluşturan bir kuruluş olarak, sağlık için bilimin yolunda kendimizi sürekli yeniliyoruz. Amgen’le yaptığımız güç birliği sonrasında da tüm pazarlarda hastalara inovatif ilaçlar sunmak için çalışıyoruz. 1400 kişilik uzman ve deneyimli kadromuzla, ileri teknoloji anlayışı ve modern tesislerimizle Türkiye’de ve 30 ülkede yüksek kalite ve yenilikçi ilaçlarla büyüme hedefliyoruz. Ar-Ge Merkezi’mizde 2’si doktora, 15’i yüksek lisans, 33’ü lisans eği-

46 Ocak • 2014



Aktüel Mustafa Nevzat İlaç Sanayii Genel Müdürü Levent Selamoğlu

“Daha Sağlıklı Bir Yaşam İçin”

tim düzeyine sahip eczacı, kimyager, kimya mühendisi yanında tekniker-teknisyenlerden oluşan toplam 63 uzman personelimiz, tam zamanlı olarak görev yapıyor” dedi.

Mustafa Nevzat İlaç Sanayii Ar-Ge faaliyetleri hakkında da bilgi veren Selamoğlu, merkezin analitik geliştirme laboratuvarları, ofisleri, ürün geliştirme laboratuvarı ile pilot üretim alanlarından oluştuğunu söyledi. Selamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan ‘Ar-Ge Merkezi’ belgesini almak bizleri onurlandırdı. Mustafa Nevzat Ar-Ge Merkezi’nde beşeri tıbbi ilaç ve Ar-Ge çalışmalarıyla tüm dünyada hastaların daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmelerini sağlayacak, etkin, emniyetli, hasta uyumunu sağlayan, inovasyon odaklı çalışmalarımızı sürdürüp, inovatif ekonomik ürünler geliştirerek insan sağlığının hizmetine sunmayı amaçlıyoruz”. “Mustafa Nevzat Ar-Ge Merkezi’nin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından onaylanması ile firmamızda Ar-Ge projeleri üretme, seçme, yönetme ve değerlendirmesinin sağlıklı bir şekilde yapıldığı, performans değerlendirme, insan kaynakları yönetimi, eğitim politikaları, yeni fikirlerin oluşmasını teşvik edici mekanizmaların bulunduğu, ulusal ve uluslararası işbirliklerinin yapıldığı, laboratuvar donanım ve diğer teknolojik varlıkların yeterliliği, çalışanların yetkinliği tescil edilmiştir. Tüm bu yetkinliklerle Ar-Ge Merkezi bünyesinde teknolojik bilgi üretilmesi, yeni ürün geliştirilmesi, verimliliğin artırılması, teknolojik bilginin ticarileştirilmesine yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz”

“Ar-Ge Yatırımında Hız Kesmeyeceğiz”

Levent Selamoğlu, TÜBİTAK – TEYDEB tarafından sağlanan “1501 Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı” kapsamında desteklenen “Enjektabl Onkolitik Ürün Formülasyonlarının Geliştirilmesi” projesinde Ar-Ge alanında başarılı çalışmaları hayata geçirdiklerini belirterek, 5 milyon doların üzerinde yatırımla Ar-Ge merkezi kurulumunun gerçekleştirildiğini, bu alanda 12 milyon TL’nin üzerinde yatırım yapıldığını belirtti. Amgen ile gerçekleştirilen güç birliği ile yeni stratejiler ve önemli hedefler belirlendiğini söyleyen Selamoğlu, “Kendini her geçen gün yenileyen Mustafa Nevzat İlaç Sanayii, 30 ülkede gerçekleştirdiği operasyonla 40 milyon dolarlık gelire ulaştı. 2014 ise bizim için yatırım ve büyümenin yılı olacak. Öncelikle teknoloji alanındaki yatırımlarımızı artıracağız. Bu teknoloji dönüşüm için gerçekleştirmeyi planladığımız 20 milyon TL’lik yatırım AR-GE çalışmalarımızı hızlandıracak, yeni ürünlerimiz için önemli bir ivme kazandıracak. Amgen’in sektör tecrübesi ve teknolojisinden de yararlanarak, Türk ilaç sektöründe yenilikçilik alanında lider bir şirket olmayı hedefliyoruz” açıklamasını yaptı.

48 Ocak • 2014



Aktüel

Bıçakcılar, Trulife’ın Türkiye Distribütörlüğünü Üstlendi Trulife; hasta pozisyonlandırma jelleri ile ilgili ürün ve hizmetleri sunuyor. •

Türk medikal sektöründe 1959 yılından beri tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler alanında öncü rol üstlenen Bıçakcılar, dünyanın dört bir yanına gerçekleştirdiği ihracatın yanı sıra dünyanın en ünlü medikal cihaz markalarının temsilciklerini de yürütüyor.

anında öncü bir rol üstlenen Bıçakcılar A.Ş., akıllı, yenilikçi, güvenli ve çevre dostu tıbbi cihazlar üreterek ve tedarik ederek iş ortaklarına maksimum fayda sağlamayı hedeflemektedir. 80’den fazla ülkeye ihracat yapan Türkiye’nin öncür tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi malzeme üreticilerinden Bıçakcılar, 54 yıldır Türkiye medikal sektöründe tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler üretimi gerçekleştiriyor. Son teknoloji ile donatılan 31 bin metrekare üzerine kurulu İstanbul Esenyurt Üretim Merkezi’nde kaliteli üretim ve üstün hizmet anlayışıyla, üretim yapan Bıçakçılar, 700’ü aşkın çalışan ve Türkiye genelinde 6 bölge müdürlüğü düzeyinde yaygın satış ağıyla hizmet vermektedir. Ürün tasarımından satış sonrası servisine kadar üretimin her aşamasında Toplam Kalite Yönetimi prensiplerine ve GMP kurallarına sıkı sıkıya bağlı olan Bıçakçılar, tek kullanımlık steril tıbbi ürünlerden, ameliyat masa ve lambaları gibi tıbbi cihazlara kadar uzanan geniş bir yelpazede ürünler sunmaktadır.

Trulife’ın Faaliyet Alanları

Geçtiğimiz günlerde Dublin merkezli Trulife’ın da distribütörlüğünü üstlenen Bıçakcılar’ın Satış ve Pazarlama Kıdemli Direktörü Ercüment Bilgen, konuya ilişkin şunları söyledi: “Bıçakcılar olarak üretimimizin yanı sıra dünyanın en önemli firmalarının temsilciliklerini de yürütüyoruz. Bunların arasında ST.Jude Medical, Medtronic, Sorin, Serres, CryoLife, Intersurgical gibi firmalar bulunuyor. Şimdi de İrlandalı Trulife’ın temsilciliğini üstlenmiş olmaktan dolayı son derece mutluyuz. Böylece ürün yelpazemizi ve pazardaki iddiamızı daha da artıracağız.” Dünya çapında üretici bir firma olan Trulife, 500’den fazla çalışanıyla ürünlerini doğrudan pazarlayıp satıyor. Ayrıca ABD, Kanada, İngiltere ve İrlanda’da Ar-Ge ve üretim tesislerine de sahip olan Trulife, pazarlarda 1. sınıf ürünleriyle öne çıkıyor. Trulife; hasta pozisyonlandırma jelleri ile ilgili ürün ve hizmetleri sunuyor. Trulife, silikon jeller, lastik, hidrojeller, köpükler, elastomerler, kaplamalı kumaşlar ve film üretiminde yüksek tecrübe ve beceriye sahip bulunuyor.

80’den Fazla Ülkeye İhracat Yapıyor

Türkiye medikal sektöründe 1959 yılından beri tıbbi cihaz ve tek kullanımlık tıbbi ürünler al-

50 Ocak • 2014



Aktüel

GE’den Sağlık İçin 3,5 Milyar Dolarlık Yatırım GE Başkan ve CEO’su Jeff Immelt, “Biz GE’de önemli meseleler üzerinde çalışırız. Müşterilerimiz ve toplum ile ilgili sorunları çözmek iş stratejimizin bir parçası ve kurumsal kültürümüzün temelidir” diye konuştu. •

General Electric (GE), çevre ve sağlık alanında gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği girişimler ile sosyal sorumluluk çerçevesinde yaptığı çalışmaların topluma somut ve ölçülebilir faydalarının ortaya konduğu “Küresel Etkimiz - 2012” raporunu yayınladı. GE, 2012 yılında ecomagination ve healthymagination yenilikleri ve projeleri için 2 milyar dolar tutarında araştırma ve geliştirme yatırımı yaparken, ecomagination ve healthymagination ürünleriyle 25 milyar dolarlık gelir oluşturdu. GE’nin yanı sıra firma çalışanları ve emeklileri de toplumsal projeler ve eğitim organizasyonları için GE Vakfı’ndan gelen 130 milyon dolar dahil olmak üzere 219 milyon dolarlık

bağışta bulundu. GE’nin Ecomagination yenilikleri için 2010’dan bu yana yaptığı yatırımlar 5 milyar dolara ulaşırken, Healthymagination yenilikleri için 2009’dan bu yana 3,5 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirildi. GE Başkan ve CEO’su Jeff Immelt, “Biz GE’de önemli meseleler üzerinde çalışırız. Müşterilerimiz ve toplum ile ilgili sorunları çözmek iş stratejimizin bir parçası ve kurumsal kültürümüzün temelidir. İşimizi sorumlu biçimde yürütüyor olmaktan, GE Vakfı’nın hayırsever etkinliklerinden ve çalışanlarımızın dünyanın dört bir yanına verdikleri toplumsal katkılardan dolayı gurur duyuyoruz” dedi.

52 Ocak • 2014


Aktüel

yapılan 7 bin 400 girişim sayesinde yaklaşık 1,3 milyon saatlik gönüllü çalışma katkısı sağlandı.

Healthymagination yenilikleri için 3,5 milyar dolarlık yatırım

GE’nin Küresel Etki -2012 Raporuna göre, 2009 – 2012 yılları arasında sağlık alanında bakım kalitesini, maliyet açısından uygunluğu ve toplumun bu teknolojilere erişimini arttırmaya yönelik 66 ürün ve hizmet hayata geçirildi. GE, bu yeniliklerin araştırma ve geliştirilmesi için 3,5 milyar dolarlık yatırım yaptı. Bunun yanı sıra, GE sağlık alanındaki iş ortaklıklarını da geliştirerek, yenilikçi ve kaliteli sağlık hizmetlerini daha erişilebilir ve karşılanabilir hale getiren 10’dan fazla girişimciye ve firmaya yatırım yaptı.

Temiz Teknolojiler İçin AR-GE’ye Yatırım

GE’nin 2012 yılında ecomagination teknolojilerine yaptığı yatırım 1,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2010 ve 2012 yılları arasında yapılan toplam yatırım ise 5 milyar doları aşarak, firmanın 2010 - 2015 dönemi için koyduğu 10 milyar dolarlık toplam yatırım hedefi doğrultusunda gelişim gösterdi.

Ecomagination Ürünlerinde Gelir Artışı

GE, 2010 yılında ecomagination ürünlerinden elde edilen gelirlerdeki artışın, firmanın beş yıl içinde elde ettiği gelirlerdeki artış hızının iki katı olması yönünde iddialı bir hedef belirledi. Ecomagination, 2012 yılında bu hedefi 25 milyar dolar tutarında gelir yaratarak gerçekleştirdi.

Sağlık alanında dünya çapında müşteriler, hükümetler, üniversiteler ve endüstri liderleri ile birlikte çalışan GE, çalışan sağlığının iyileştirilmesine yönelik olarak HealthAhead adını verdiği bir sağlık programı geliştirdi. 2012 sonunda, GE’nin en büyük sağlık tesislerinden 450’den fazlası, çok sıkı sağlık normlarına uygunluğu onaylayan HealthAhead sertifikası aldı. Ayrıca kampüsleri de dumansız hava sahası haline getirmeyi başaran GE’nin “Çalışan Yaşam Tarzını Değiştirme Programları”na yaklaşık 30.000 çalışan katıldı.

2004 yılı baz alındığında GE’nin enerji yoğunluğu yüzde 32 oranında iyileşme gösterdi. Sera gazı salınımları da 2004 yılı ile karşılaştırıldığında benzer şekilde yüzde 32 oranında azaldı. GE, 2015 yılında sera gazı (GHG) salınımlarını yüzde 25 oranında azaltmayı ve işletmelerdeki enerji yoğunluğunu yüzde 50 oranında düşürmeyi hedefliyor.

Küresel Etki Raporu, GE’nin 60 civarında sosyal sorumluluk taahhüdünde elde ettiği sonuçları da ortaya koyuyor. Buna göre GE’nin yanı sıra firma çalışanları ve emeklileri de 2012 yılında, 2011’e göre yüzde 10 oranında artışla, toplumsal projeler ve eğitim organizasyonları için 219 milyon doların üzerinde bağışta bulundu. Bağış programı sayesinde firma ve çalışanları tarafından bağışlanan tutar toplamda 1 milyar doları aştı. 2012 yılında sponsorluğu GE tarafından

2006 yılı baz alındığında GE, tatlı su kullanımını yüzde 46 oranında azaltırken, suyun yeniden kullanımının artırılması için çalışmalar yapıyor. Ecomagination taahhüdü kapsamında Ar-Ge çalışmaları yürüten GE, müşterilerine milyarlarca dolar tasarruf sağlamasının yanı sıra ecomagination ürünleri ile de 2005 yılından bu yana 130 milyar doların üzerinde gelir yarattı.

53 Ocak • 2014


Aktüel

Bayındır Hastanesi Gastroenteroloji ve Hepatoloji bölümünden Prof. Dr. Ahmet Kemal Gürbüz

Erken Teşhis Yüz Güldürüyor Bayındır Hastanesi Gastroenteroloji ve Hepatoloji bölümünden Prof. Dr. Ahmet Kemal Gürbüz, “Araştırmalara göre kolonoskopi ile tespit edilmiş olan her 20 polipten birisinin müdahale edilmezse zamanla kolon kanserine döndüğü saptanmış durumdadır” diye konuştu. •

Dünyada akciğer ve meme kanserinden sonra üçüncü sıklıkta karşılaşılan kalın bağırsak kanseri olarak da bilinen kolon kanserinin toplumda 50 yaştan sonra sıklaşarak görüldüğünü belirten Bayındır Hastanesi Gastroenteroloji ve Hepatoloji bölümünden Prof. Dr. Ahmet Kemal Gürbüz, erken tespitin tedavinin başarı şansını artırdığını belirtiyor.

sinde standart bir risk oranı bulunmayıp, polibin büyüklüğü veya polibin patolojik incelemesi sonunda erişilen bulguların özelliğine göre belirlenen riskler mevcuttur. Her kalın bağırsak polibi kolon kanserine dönmez. Ancak kolonoskopi ile tespit edilmiş olan her 20 polipten birisinin müdahale edilmezse zamanla kolon kanserine döndüğü saptanmış durumdadır.

Prof. Dr. Gürbüz, “Kolon kanseri vakalarının yüzde 90’ında teşhis konulduğunda hasta yaşı 50 ve üzerindedir. Kolon kanseri vakalarının yüzde 95’inde hastalığın başlangıcı kolon polipleri şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yani kolon kanserinin ana nedeni kalın bağırsak polipleridir” diyerek poliplerle ilgili şu bilgileri veriyor:

Kolon poliplerinin büyüklüklerinin iki katına çıkma süresi birkaç yıl ile ifade edilen bir süredir. Dolayısıyla 50 yaşından sonra belirli aralıklarla yapılacak olan takip amaçlı kolonoskopi uygulamaları kolona ait poliplerin mevcut olup olmadığını ortaya koyarak, bu poliplerin yüksek kanser riski taşıyıp taşımadıklarının tespit edilebilmesine imkân sağlar. Böylece riskli kolon polipleri daha polipleri daha büyük boyutlara varamadan teşhis edilip kolonoskopik yöntemle (polipektomi işlemi) çıkartılabilirler. Dolayısıyla rahatsızlık kolon kanseri evresine varmadan durdurulmuş olur.”

“Kolon polipleri kalın bağırsaktan alınmazlarsa ceviz iriliğindeki ölçülere ve bazıları kalın bağırsakların tamamen tıkayacak büyülüklere varabilir. Bu polipler irileştikçe kolon kanserine dönme olasılığı artış gösterir. Bir santimetre çaptaki bir adenomatöz polibin kanserleşme ihtimali yüzde 2-3 iken, 2,5cm bir polibin kansere dönme ihtimali yüzde 50 seviyesindedir. Görüldüğü gibi kolon poliplerinin kolon kanserine dönüşme-

Kolonoskopi İle Erken Teşhis

Çok sık rastlanan bir kanser türü olmasına karşın kolon kanserinin erken dönemde sap-

54 Ocak • 2014



Aktüel tanma şansı olduğunu da vurgulayan Dr. Gürbüz, “İç organ kanserlerinden neredeyse hiçbiri kolon kanserinde olduğu gibi bir öncü anormallik (kolon polipleri) gelişiminden sonra ortaya çıkma özelliğine sahip değildir. Yani sadece kolon kanseri için kanser öncesi dönemde saptanabilme istisnası ve şansı mevcuttur. Dünyada her yıl bir milyon yeni kolon kanseri vakası saptandığı ve yine her yıl yarım milyon insanın kolon kanserinden kaybedildiği göz önüne alındığında kolon poliplerini vaktinde tespit etmenin önemi daha kolay anlaşılır” diye konuştu. Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri sağlık politikalarında şikayeti olmayan, tamamen sağlıklı bireylerde 50 yaştan itibaren 5 yılda bir kolonoskopik tetkikleri yapılması yolu ile kolon kanseri hastalığının yaşamı tehdit edecek düzeylere varmadan teşhis edilmesi ve böylece ileri dönem kolon kanserinin önlenmesinin kabul gördüğünü ifade eden Prof. Dr. Ahmet Kemal Gürbüz, “Bu nedenle kalın bağırsak kanserinin hastalık polip safhasındayken engellenmesi yahut erken evre kanserken başarıyla tedavi edilmesi, yani hayatın kurtarılması öngörülmektedir” diyor ve kolonoskopinin nasıl yapıldığını şöyle anlatıyor:

noskopi ile polip alınan hastaların tedbir açısından işlemden sonraki 24-48 saat boyunca aspirin ve diğer kan sulandırıcı ilaçları kullanmamaları tavsiye edilir. Kolonoskopi yoluyla polip alınması işlemi polibin saplı-sapsız olması, küçük yahut iri olması durumlarında teknik ve zaman açısından bir miktar değişiklik göstermekle beraber kalın bağırsağın içini tamamen dolduracak kadar büyük olanlar hariç, alınamayacak polip yoktur diyebiliriz.”

“Kolon poliplerinin kolonoskopi sırasında alınması işlemi, elektrik kullanılarak polibin sapı yahut tabanından kesilmesi yolu ile gerçekleştirilir. Bu polip alınması işlemi hastada hiçbir ağrı veya rahatsızlık oluşturmaz. Kolonoskopi ile polip alındıktan sonra hastalar aynen sadece kolonoskopi yapıldığında olduğu gibi işlemden 30-45 dakika sonra evlerine gidebilirler. Kolo-

56 Ocak • 2014



Aktüel ENT Tıp Merkezi’nden Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Sümeyra Öztürk

Ses Bozuklukları Hakkında Bilinmesi Gerekenler ENT Tıp Merkezi’nden Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Sümeyra Öztürk; ses bozuklukları, ses bozukluklarının nedenleri, risk altında olan meslek grupları, ses terapisi ve sesin korunmasına yönelik yapılması gerekenlerle ilgili açıklamalarda bulundu. •

dinasyonunun sağlanamaması, ses şiddetinde düşüş, kişinin şarkı söylerken tiz ve pes notalara geçişlerde zorlanması, boğazda acıma, yanma ve kaşıntı hissi, ses bozukluğunun başlıca belirtileridir. Ses bozukluğu, kişinin sosyal ve iş yaşamını olduğu kadar psikolojik durumunu da olumsuz yönde etkiler. Özellikle öğretmen, avukat ve ses sanatçısı gibi; iş yaşamında sesini aktif olarak kullanması gereken kişiler ses bozukluğundan daha fazla etkilenir. Kişi sesinden dolayı sosyal hayatta pasifleşebilir ve iletişim kurmaktan kaçınmak isteyebilir.

Her birey gerek etrafındakilerle iletişim kurmak, gerekse duygularını dışa vurabilmek için sesini kullanmak zorundadır. Ses, çok güçlü bir mekanizma olmakla birlikte kötüye kullanımdan ve çevresel faktörlerden etkilenir. Bireyin çevreyle en etkili şekilde iletişimini koruyabilmesi ve aktif olabilmesi için sesini koruması ve en iyi düzeyde kullanılması gerekmektedir. ENT Tıp Merkezi’nden Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Sümeyra Öztürk; ses bozuklukları, ses bozukluklarının nedenleri, risk altında olan meslek grupları, ses terapisi ve sesin korunmasına yönelik yapılması gerekenlerle ilgili sorularımızı yanıtladı.

Ses bozukluğunun nedenleri nelerdir?

Bağırarak konuşma, aralıksız çok konuşma gibi sesin yanlış kullanımı, dizartri ve ses teli felci gibi nörolojik hastalıklar, sulkus, papillom ve kanser gibi organik nedenler, alkol ve sigara tüketimi gibi alışkanlıklar, gırtlağın alınması ve kalp ameliyatı gibi tıbbi operasyonlar, alerji ve reflü gibi kronik hastalıklar ses bozukluğuna yol açabilir.

Ses bozukluğu nedir? Belirtileri nelerdir?

Ses bozukluğu, sesin perde, şiddet ya da rezonansında meydana gelen anormallik olarak adlandırılır. Kişinin konuşurken zorlanması, ses kalitesinin bozuk (kısık, burundan konuşuyormuş gibi vb.) olması, konuşma esnasında nefes koor-

58 Ocak • 2014



Aktüel Ses kısıklığı ciddi bir hastalığın belirtisi olabilir mi?

mesini, nefes koordinasyonu sağlamasını ve konuşma alışkanlıklarını yeni baştan inşa etmesini sağlar.

Ses bozukluğunun en sık rastlanan belirtisi ses kısıklığıdır. Her 3 kişiden 1’i hayatının belli döneminde ses kısıklığı yaşamıştır. Geçici ses kısıklığının nedenleri grip, boğaz ağrısı ya da sesin fazla kullanımı olabilir. Bir haftadan uzun süren ses kısıklığında ise kişinin vakit kaybetmeden bir KBB hekimine başvurması gerekir. Çünkü yaşanan bu tür ses kısıklığı belirtileri, nodülden kaynaklanabileceği gibi kanser gibi ciddi bir hastalığın habercisi olarak da ortaya çıkmış olabilir. Bu konuda yapılan araştırmalarda, gırtlak kanseri teşhisi konan kişilerin %52’sinin ses kısıklığını önemsiz bir belirti olarak gördüğü ve doktora başvurmayı ertelediği gözlemlenmiştir.

Ses bozukluğundan korunmak için nelere dikkat edilmelidir?

- Günde en az 2 litre su içilmelidir. Su, ses tellerinin nemini korur. - Gürültülü ortamlarda konuşmaktan kaçınılmalıdır. - Telefonda çok uzun konuşulmamalıdır. Uygun olmayan perde ve şiddette konuşulmamalıdır. - Kalabalık bir gruba konuşma yaparken amplifikasyon sisteminden (ses yükselticisi) yararlanılmalıdır. - Grip gibi hastalıklarda fazla konuşmaktan kaçınılmalıdır. - Fısıldayarak konuşmaktan kaçınılmalıdır. - Abur cubur fazla tüketilmemelidir. - Çay, kahve ve asitli içecekler minimum düzeyde tüketilmelidir. - Alkol ve sigara kullanılmamalıdır. - Fazla baharatlı yiyecekler yenmemelidir. - Kullanılan yastık yüksek olmalıdır.

Ses bozukluğuna daha yatkın olan meslek grupları var mıdır?

Bazı meslek grupları, ses kullanım alışkanlıkları nedeniyle ses bozukluğuna daha yatkındır. Ses bozukluğuna en sık rastlanılan meslek grupları; öğretmenler, pazarlamacılar, ses sanatçıları, oyuncular, avukatlar, satış temsilcileri ve çağrı merkezi çalışanlarıdır. Meslekleri gereği çok fazla konuşmaları gereken bireylere ek olarak, gürültülü ortamda çalıştıkları için de risk altında olan meslek elemanları da bu gruba girer. Bunlara örnek olarak servis elemanları, fabrika çalışanları, polis memurları ve öğretmenler verilebilir.

1 haftadan uzun süren ses kısıklıklarında mutlaka KBB (kulak burun boğaz) hekimine başvurulmalıdır.

Ses bozukluğunun tedavisi nedir?

Ses bozukluğuna uygulanacak tedavi yöntemi genel olarak ses bozukluğunun nedeni ile doğrudan ilişkili olarak değişir. İlaç tedavisi, cerrahi müdahale veya ses terapisi ya da birkaç yönteme aynı anda başvurulabilir. Ses terapisi nedir? Ses terapisi, uzman ses terapisti tarafından uygulanan ve özellikle nodül ve sesin yanlış kullanımı gibi vakalarda etkili sonuçlar elde edilen bir tedavidir. Ses terapi teknikleri çok çeşitlidir ve uygulanacak terapi yöntemleri kapsamlı bir değerlendirme sonrasında belirlenir. Ses terapisinde amaç, ses kalitesini yükselterek normal haline ya da normale en yakın hale getirmektir. Ayrıca, sağlıklı ses üretimi için solunum-fonasyon ve rezonans arasındaki dengenin tekrar kurulumu da hedeflenmektedir. Genel olarak terapi sürecinde, kişi ses hijyeni ve beslenme alışkanlıkları konusunda bilinçlendirilir, nefes koordinasyonu sağlanır ve çeşitli egzersizlerle kişinin ses telleri güçlendirilir. Ayrıca, rezonans terapi yöntemleriyle kişi öne odaklı konuşmayı ve ses perdesinde uygun geçişler yapmayı öğrenebilir. Terapist gerekli gördüğü çevresel değişikliklerin yapılmasını isteyebilir. Ses terapisinin süresi, kişiye konulan teşhis, kişinin motivasyonu ve ses kullanım alışkanlıklarıyla ilgili olmakla birlikte genellikle ortalama 6-8 hafta sürmektedir.

Bu meslek gruplarında en sık rastlanan ses hastalığı nedir?

Bu meslek gruplarında en sık rastlanan ses hastalığı, ses teli nodülüdür. Ses teli nodülü, ses telinin serbest kenarlarında oluşan nasırımsı yapılardır. Ses teli nodülü genel olarak sesin yanlış kullanımı (bağırarak konuşma, çok hızlı konuşma, çok fazla konuşma, gürültülü ortamlarda konuşma, sık boğaz temizleme ve öksürme vb.) sonucunda oluşur ve belirtileri; ses kısıklığı, seste yorgunluk, seste çatallanma vs. şeklinde sıralanabilir. Nodül tedavisinde öncelikli olarak ses terapisi tercih edilir, ancak; ses terapisine yanıt vermeyen vakalarda cerrahi müdahale de söz konusu olabilir.

Bu meslek grupları çalışanlarında nasıl bir yol izlenmektedir?

Bahsedilen meslek gruplarında ses bozukluğu meydana gelmeden önce önleyici çalışmalar yapmak büyük önem taşır. Böylece kişide oluşması muhtemel ses problemlerinin önüne geçilerek; günlük yaşamda, iş yaşamında ve sosyal hayatta yaşanabilecek olası sorunlar önlenebilir. Ses terapistinin bu grupla yaptığı çalışmalar kişinin belli egzersizlerle ses tellerini güçlendirmesini, öne odaklı konuşmayı öğren-

60 Ocak • 2014



Aktüel

DR Alanında Yeni Dönem Fujifilm, daha hızlı işlem süresi, hastaya daha az doz uygulanması gibi avantajları olan taşınabilir FDR Go Dijital Röntgen Cihazını, RSNA 2013’e getirdi. •

Fujifilm Amerika Medikal Sistemler, (FUJIFILM Medical Systems U.S.A. Inc.) Fujifilm’in taşınabilir dijital ürünler portföyünde en yeni ürünü olan FDR Go’yu, Chicago, Illinois’de düzenlenen Kuzey Amerika Radyoloji Derneği’nin (RSNA) 99’uncu yıllık toplantısında tanıttı. Fujifilm Amerika Medikal Sistemler Dijital Röntgen Pazarlama ve Ürün Gelişimi Müdürü Rob Fabrizio, toplantıda yeni tasarımları hakkında bilgi verdi. Taşınabilir görüntülemenin tıbbi görüntüleme alanında en zor ve en hızlı gelişen görüntüleme tekniklerinden biri olduğunu belirten Fabrizio, “Kaliteli görüntüleri hızla, güvenle, verimli ve istikrarlı bir şekilde sunmak gerçek bir gereksinimdir. FUJIFILM, röntgen uzmanları için iş akışını kolay ve doğru, hastalar içinse güvenilir hale getirmeye odaklanmaktadır. Hem kullanıcılarımız, hem de hastalar için neyin önemli olduğuna yoğunlaşan, tüm özellikleri bünyesinde barındıran ve yenilikçi görüntüleme teknolojisine sahip bir mobil tasarım geliştirdik” dedi. FDR Go, FUJIFILM’in FDR D-EVO detektörlerinin hız, görüntü kalitesi ve düşük doz avantajlarının yanı sıra; dar alanlarda hareket etmeyi kolaylaştıran, kompakt yapıya sahip, gelişmiş taşınabilir özellikler sunuyor. Bu taşınabilir görüntüleme sistemi sayesinde teknisyenler, ER, ICU, NICU ve OR alanlarında bir röntgen odasının sunduğu tüm özellikleri, hastanın başucuna dek sorunsuz şekilde getirebiliyorlar.

Doz Verimliliği

Radyasyon dozunun azaltılması hastanın güvenliğini ve memnuniyetini arttırmaya yardımcı olduğu için, hastaneler ve sağlık kuruluşları için önemli bir önceliktir. Daha da geliştirilen FDR Go; aralarında FUJIFILM tarafından geliştirilen Irradiation Side Sampling (ISS) ve Dynamic Visualization (DV) teknolojilerinin de yer aldığı, günümüzün DR alanındaki en son yenilikleri kullanıyor. ISS dedektör teknolojisi bir yandan klasik tasarımlara kıyasla doz verimliliğini arttırırken öte yandan görüntünün daha keskin olmasını sağlıyor. Los Angeles, Kaliforniya’daki White Memorial Tıp Merkezi Görüntüleme Servisleri Müdürü Timothy M. Gustafson ise toplantıda, dozun azaltılmasında teknoloji seçiminin oynadığı rolün gözardı edilemeyeceğini söyledi. Gustafson, “White Memorial Tıp Merkezi’nde, FUJIFILM’in FDR-Go DR sisteminde kullanılan sezyum detektörleri sayesinde bir yandan daha kaliteli görüntüler elde ederken öte yandan hastanenin geçmiş CR tekniklerine kıyasla yüzde 50’den daha fazla oranda daha düşük doz uygulayabilir hale geldik” dedi.

Yeni Doğanlar İçin İdeal

Omaha, Nebraska’daki Çocuk Hastanesi ve Tıp Merkezi’nde radyoloji amiri olarak görev yapan Kari Kunze, FDR Go’nun sağladığı kolaylıkları anlatırken, “Yoğun bakım ünitesinde FDR Go gibi mobil görüntüleme ekipmanları, değerli hayatları korumaya yardımcı olmak için zaman ve doğruluktan ödün verme gereği duymaksızın hastalarla ilgili işlemlerin rahatça gerçekleştirilmesine yardımcı olmaktadır.” dedi. FUJIFILM’in taşınabilir Dijital Röntgen cihazı sayesinde, Çocuk Hastanesi’nde yenidoğan ICU hastalarına, kuvöz ortamının sunduğu güvenlik ve rahatlıktan ayrı tutulmadan gerekli çekimler yapılabildiğini belirten Kunze, “Bu hastalar kendi vücut sıcaklıklarını koruyamayacak kadar zayıf oldukları için mümkün olduğunca hareket ettirilmemelidir. FDR Go sayesinde bebeği rahatsız etmeden röntgenini çekebilmekteyiz” diyerek yeni ürünün özelliklerini anlattı.

Anlamlı Bağış

Dijital radyografi alanındaki çözümleri sayesinde FUJIFILM, olağanüstü görüntü kalitesi, düşük radyasyon dozu ve güvenilirlik sergilemektedir. RSNA’da yapılan ürün tanıtımı için http://rsna.fujimed.com adresinden toplantı öncesi kayıt alındı. Ürün tanıtımına çevrimiçi ortamdan yapılan her bir kayıt için Fujifilm, Ulusal Göğüs Kanseri Vakfı’na 25 ABD doları bağışta bulundu.

62 Ocak • 2014



Aktüel Damar İçi Düşük Enerjili Lazer Tedavisi:

Organ Kaybına Son!

Şeker Hastaları Ayak Parmaklarını Kaybetmesin! Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Cafer Abbasoğlu

Son yıllarda Avrupa ülkelerinde çok sık uygulanan ülkemizde ise yeni bir yöntem olan damar içi düşük enerjili lazer tedavisi diyabetik ayaklarda en önemli ve en son tedavi yöntemlerindendir. Damar içi düşük enerjili lazer tedavisinde kansız, bıçaksız seans şeklinde olmak üzere hastaların damar tıkanıklığı ve tıkanıklık seviyeleri göz önünde bulundurularak hastaya verilecek lazer seansları ayarlanmaktadır. Düşük enerjili lazer direk damar yoluyla verilmektedir.

icesinde lazerin etki mekanizması altında dokular beslenir, kanlanır. Bu sayede hastanın bacakları ve uzuvları kesilmeden, açık bacak yaraları uğraşmadan kısa sürede kapanır. Bacak şişmeleri azalır ve ağrıları geçer. Bu tedavi sonucunda hastaların ortalama şeker tahlilleri düşmekte ve hastalar kendi bacaklarıyla yaşam standartlarını yükselterek günlük yaşantılarına devam etmektedirler. Kombine Damar İçi Oksijen ve Lazer Tedavisi: Diyabetik ayak tedavilerinde eğer hastada her iki bacakta diyabete ve damar sertliğine bağlı damar tıkanıklığı, kritik bacak iskemisi mevcut ise hastalarımıza kombine tarzda intravenoz düşük enerjili lazer tedavisi ve intravenoz oksijen tedavisi uygulanmaktadır. Böylelikle her iki bacakta kritik iskemik bacak sendromunda görülen dokunun oksijensizliğine bağlı şiddetli ağrılar giderilmekte ve hastalar bir an önce sağlığına kavuşmaktadır.

Verilen lazer ışını kanın deveranı ve cereyanı etkisi altında ve kan hücresine özelikle hemoglobine emilir. Hemoglobin veya kan hücrelerinin yardımıyla oksijensiz bölgeye gider. Böylece oksijensiz bölgede dokunun yüksek seviyede oksijenlenmesini sağlayarak kansız ve oksijensiz dokuyu besler. Lazer tedavisi sonucunda beslenen ve oksijenlenen dokular zamanla ince kılcal damar oluşturur. Vücudun yaptığı bu ince kılcal damar net-

64 Ocak • 2014



Aktüel

Aort Damarına Ameliyatsız Stent Özel olarak üretilen aort stentleriyle açık cerrahiye gerek kalmadan Aort Koarktasyonu’nu düzeltmek mümkün. •

Aort Koarktasyonu, aortun kalpten çıkışından 15-20 cm sonra olan doğuştan bir darlıktır. Bu darlığın daha ileri kısımlarında da vücut organları yer alır. Bu organlara yeterince temiz kan ulaşamazsa da ciddi birçok sağlık sorunu baş gösterebilir. Özel olarak üretilen aort stentleriyle açık cerrahiye gerek kalmadan Aort Koarktasyonu’nu düzeltmek mümkün.

alınamayan yüksek tansiyon, beyin kanaması gibi ciddi sağlık sorunları oluşur. Erken teşhisin oldukça önem taşıdığı bu hastalıktan ameliyata gerek kalmadan kurtulmak da mümkün. Anjiyo yöntemiyle yapılan tetkik sonrasında hastanın aort damarına uygun boyutlarda stent üretilir ve ameliyatsız stent takma işlemi gerçekleştirilir. YDÜ Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Emin Erhan Babalık’ın da konuyla ilgili; “Genç yaşta yüksek tansiyonu olan ve özellikle ilaç kullanılmasına rağmen tansiyonu yüksek seyreden genç kişilerde mutlaka gerekli kontrollerinin yapılması gerekir.” açıklamalarında bulundu.

Aort Koarktasyonu tedavi edilmediği taktirde; organ yetersizlikleri (böbrek yetmezliği, cinsel fonksiyon bozuklukları, karaciğer yetmezliği, kronik karın ağrıları), yürüme güçlüğü ve ilaçlarla kontrol altına

66 Ocak • 2014



Aktüel

68 Ocak • 2014


Aktüel

69 Ocak • 2014


Aktüel

OKI’den Dünyanın ilk dahili sunuculu DICOM yazıcısı Dahili DICOM (Tıbbi Dijital Görüntüleme ve İletişim) yazılımlı Yeni OKI yazıcı serisi ile röntgen, nükleer tıp, tarama ve ultrason görüntüleri ek bir yazılım veya cihaza gerek duyulmadan kolaylıkla basılıyor. • OKI Tıbbi Dijital Görüntüleme ve iletişim sek-

da başarıyla kullanılıyor. İletişim yolu olarak ağ arayüzünü kullanması sayesinde uzaktan yönetilebilme kolaylığı sunuyor. OKI DICOM yazıcı kullanımı ile çeşitli cihazlar arasında ortaya çıkan iletişim sorunları da ortadan kalkıyor. OKI güvencesi ile üretilen yazıcılar sağlamlığı ile dikkat çekiyor ve mevcut tıbbi ekipmanları ile yüksek uyum içerisinde çalışıyor.

törüne özel olarak geliştirdiği dahili Dicom yazılımlı yeni ürün serisini pazara sundu. OKI’nin dahili DICOM sunuculu (Tıbbi Dijital Görüntüleme ve İletişim) yazılımlı yazıcı serisi, ek bir yazılım veya donanıma gerek kalmadan medikal baskıların uygun maliyet ile alınmasını sağlıyor. OKI, klasik film baskı teknolojisine dayalı mevcut DICOM çözümlerine oranla daha uygun maliyetli, daha hızlı ve daha esnek baskı çözümleri sunan ilk şirket olma özelliğine sahip bulunuyor. DICOM, tıbbi görüntüleme ve diğer ilgili bilgilerin aktarımı, baskı, depolama ve dağıtımı için en önemli uluslararası standart . OKI Dicom yazıcılarında DICOM V3.0 baskı sunucusu tamamen gömülü olduğundan ek bir yazılım ve cihaza (bilgisayar) gerek duyulmuyor.

OKI, Röntgen, nüklüer tıp, tarama, ultrason görüntülerini kağıt baskısı olarak alan, 4 farklı model sunuyorC610 DM ve C711 DM A4 yazıcılar, C831 DM ve C910 DM A3 seçenekleri sunuyor. DICOM yazıcıların kağıda baskı alma özelliği bir çok avantaj sunuyor. Kağıt kullanımı röntgen film basımına kıyasla daha uygun maliyet sağlıyor Kağıdın daha çevre dostu bir araç olmasının yanında diğer hasta kayıtları arasında kolayca depolanabiliyor ve kolayca açıklayıcı notlar eklenebiliyor. Kağıt baskılar röntgenlerden farklı olarak ışığa karşı hassas değil ve güneş ışığına maruz kaldığında aşınmaya uğramıyor.

OKI dahili sunuculu DICOM yazıcılar tıbbi sektör baskı uygulamalarında birçok avantaj sunuyor. OKI’nin bu yeni ürün serisi “tak çalıştır” özelliği sayesinde sürücüye ihtiyaç olmaksızın kurulum kolaylığı sağlıyor; esnek yapıları ve tutarlı baskı kalitesi sayesinde tıbbi görüntüleme alanın-

70 Ocak • 2014



Aktüel

Medisana’dan Antibakteriyel Hava Nemlendirme Cihazı MEDISANA, özellikle klima ya da ısıtıcı çalışan ortamlardaki havanın nem oranının düşmesiyle ortaya çıkan solunum yolu rahatsızlıkları için pratik bir çözüm sunuyor. •

Türkiye distribütörlüğünü GoldMaster’ın üstlendiği MEDISANA, özellikle klima ya da ısıtıcı çalışan ortamlardaki havanın nem oranının düşmesiyle ortaya çıkan solunum yolu rahatsızlıkları için pratik bir çözüm sunuyor. Sağlıklı bir solunum için ortamdaki ideal nem oranının % 45 ile % 55 arasında olması gerekiyor. Bu oranın % 45’in altına düşmesi birtakım solunum yolları rahatsızlıklarına yol açabiliyor. Medisana, bu soruna modern ultrasonik teknoloji ile ürettiği UHW Plus 48522 hava nemlendirme cihazı ile ciddi bir çözüm sunuyor.

Temiz Bir Hava İçin

Türkiye için özel olarak tasarlanan Medisana UHW Plus hava nemlendirme cihazına, Türkiye’deki suların kireç içermesinden dolayı yaşanan problemleri gidermek amacıyla dünyada ilk defa kireç filtresi eklendi. Suyun sertliğini alan kireç önleyici seramik filtresi ile dikkat çeken Medisana UHW Plus, temiz bir hava için ortama iyon veren, negatif enerjiyi alan iyonizer özelliğe sahip. Medisana UHW Plus, mikro incelikte ürettiği buhar kalitesi sayesinde ortama homojen bir şekilde yayılıyor ve bulunduğunuz ortamdaki havanın nem oranını artırdığı gibi solunan havadaki toz, bakteri, virüs gibi partiküllerin zemine inmesini sağlayarak daha temiz bir hava solumamıza yardımcı oluyor.

Nem Oranını Kendiniz Belirleyebilirsiniz

Çok sessiz ve düşük enerji ile çalışan MEDISANA UHW Plus’ın nem sensörü sayesinde ortamın anlık nem oranını görebilir, istediğiniz nem oranını cihaza set ederek ortamın istediğiniz nem oranında sabit kalmasını sağlayabilirsiniz. Dört litre su kapasitesi bulunan, su haznesi boşaldığında otomatik kapanan ve yaklaşık 30 metrekare alan için yeterli olan cihazın, 3 yıl garantisi bulunuyor. Ayrıca, saatte 300 ml nemlendirme özelliği ve zaman ayarlama özelliği ile ön plana çıkıyor.

72 Ocak • 2014



Aktüel

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Hukuku Araştırmaları Birimi Yöneticisi ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dr. h.c. Hakan Hakeri

Türkiye’nin İlk Tıp Hukuku Yüksek Lisans Programı İstanbul Medeniyet Üniversitesine yakın zamanda uzaktan eğitimin başlamasıyla beraber, tıp hukuku alanında da uzaktan eğitim tezsiz yüksek lisans programı da açılması planlanıyor. •

Yeni nesil devlet üniversitesi olarak kurulan ve ilklere imza atmaya devam eden İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Türkiye’nin ilk Tıp Hukuku Yüksek Lisans Programını bünyesinde açtı.

grama ise 25 öğrencinin alınacağı programa başvuru için yabancı dil ve ALES şartı aranmıyor. Bu programa 4 yıllık herhangi bir fakülte mezunları katılabilecek. Ayrıca her iki programa da 2’şer yabancı uyruklu öğrenci alınacak.

Programın koordinatörlüğünü yürüten İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Hukuku Araştırmaları Birimi Yöneticisi ve Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dr. h.c. Hakan Hakeri, programda tıp hukukuna giriş, tıpçılar için hukuka giriş, hukukçular için tıbba giriş, hukukçular için tıbbi terminoloji, tıp ceza hukuku, adli tıp ve hekim hatalarına yaklaşım, tazminat sorumluluğu, tıp hukuku ve insan hakları sorunları, iletişim teknikleri gibi derslerin yer alacağını söyledi.

İstanbul Medeniyet Üniversitesine yakın zamanda uzaktan eğitimin başlamasıyla beraber, tıp hukuku alanında da uzaktan eğitim tezsiz yüksek lisans programı da açılması planlanıyor.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi İstanbul Medeniyet Üniversitesi, İstanbul Anadolu yakasında 2010 yılında kurulan yeni bir devlet üniversitesidir. Yüksek Lisans eğitimine 20112012 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde, lisans eğitimine ise 2012-2013 eğitim-öğretimin güz döneminde başlamıştır. İMÜ, 2012-2013 eğitim-öğretim döneminde Edebiyat Fakültesi (Tarih, Felsefe, Türk Dili ve Edebiyatı) ve Siyasal Bilgiler Fakültesi (İktisat ve Uluslararası İlişkiler Bölümleri) ile lisans eğitimine başladı. 2013-2014 eğitim-öğretim döneminde de Tıp Fakültesine öğrenci alımı ile eğitim-öğretim sürecini sürdürmeye devam etmektedir.

Tezli ve tezsiz iki ayrı programdan oluşan Tıp Hukuku için kayıtlar 20 Ocak tarihinde başlayıp 31 Ocak tarihinde son bulacak. Tezli ve tezsiz yüksek lisans programları için dersler ise 24 Şubat’ta başlayıp 30 Mayıs’ta sona erecek. Tezli programda dersler hafta içi yapılırken, tezsiz programda ise dersler hafta sonu ve akşamları yapılacak. Sadece tıp ve hukuk fakülteleri mezunlarının katılabileceği ve 8 öğrencinin kabul edileceği Tezli programa, yabancı dil ve ALES notlarının 65 olma şartı aranıyor. Tezsiz pro-

74 Ocak • 2014



Aktüel

Başkent Üniversitesi’nde KOAH’a Karşı Sosyal Sorumluluk Projesi Ciddi bir solunum hastalığı olan KOAH’a karşı gençlerdeki bilinci artırmak amacıyla Başkent Üniversitesi’nde Prof. Dr. Simten Malhan yönetiminde bir sosyal sorumluluk projesi hayata geçiriliyor. •

Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Simten Malhan yönetiminde, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı’nın (KOAH) ciddiyetinin gençler arasında daha fazla bilinmesini sağlamak, sigaraya karşı bilinç yaratmak ve bu hastalığa karşı alınacak önlemleri tanıtmak amacıyla önemli bir sosyal sorumluluk projesi başlattı.

Gençlerin Bilinçlendirilmesi Önemli

Sigara kullanımının başlıca etkenleri arasında olduğu KOAH’ın sağlık ekonomisine etkileri ve Türkiye’ye getirdiği mali yük ile ilgili çalışmalar yapan Prof. Dr. Malhan, “Hastalığın ülkemize maliyeti çok yüksek. Birincil dereceden KOAH tetikleyicisi olan sigaranın bırakılmasını ve içilmiyorsa hiç başlanmamasını teşvik etmek gerekiyor. Bu yüzden solunum hastalıkları alanında böyle bir projeyi hayata geçirme kararı verdik. Gençlerin sigaranın zararları konusunda bilgilendirilmesi çok önemli” diye konuştu.

Proje kapsamında yapılan çalışmalar 27 Aralık 2013 tarihinde Prof. Dr. Malhan’ın ev sahipliğinde Başkent Üniversitesi’nde düzenlenen bir toplantıda tanıtıldı. Sosyal sorumluluk projesinde Sağlık Kurumları İşletmeciliği öğrencileri tarafından sigaranın zararları ve KOAH hakkında farkındalık yaratmayı hedefleyen kamu spotları hazırlandı. Yapılan değerlendirmede üniversite öğrencileri tarafından hazırlanan 3 film dereceye girdi. Deniz Güngör, Cansu Aykan ve Şaziye Karaca tarafından çekilen “İş İşten Geçmeden” filmi birincilik ödülüne layık görülürken, ikinciliği İrem İşeri, Cansu Çelik ve Burcu Tosun’un “Kaybolan Hayatlar”, üçüncülüğü ise Kemalcan Uzun, Eralp Erdoğan, Ali Burkay Erbek ve Doğukan Gündoğdu’nun “Kim demiş her KOAH kötü biter diye” isimli çalışmaları kazandı. Dereceye giren kısa filmlerin ödülleri düzenlenen törenle verildi.

Simten Malhan kimdir?

Bilkent Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nden 1993 yılında mezun olan Malhan, 1998’de Başkent Üniversitesinde MBA’ini aldı. Hacettepe Üniversitesinde doktorasını tamamlayan Simten Malhan, 2007 yılında doçent unvanını aldı. Sağlık ekonomisi ve politikaları üzerine çalışan Malhan, solunum yollarına bağlı hastalıkların ülke ekonomisine etkileri üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Başkent Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Tıbbi Dökümantasyon ve Sekreterlik Program Başkanlığı görevini 2009’dan beri sürdüren Malhan 2012’de de Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı olmuştur.

76 Ocak • 2014



Aktüel

Tansiyonunuz Medisana İle Kontrol Altında Diagnostik fonksiyonlu hassas tansiyon ölçümü yapan Medisana HGA41400 bilek tipi dijital tansiyon ölçme cihazı vePLATINUM V51440 kol tipi dijital tansiyon ölçme cihazı Türkçe, İngilizce ve Almanca olmak üzere 3 farklı dilde ayarlanabilen sesli konuşma fonksiyonu ile ön plana çıkıyor. • Medisana iddialı olduğu tansiyon ölçer gru-

Kolay Kullanım

buna iki adet Türkçe konuşma özelliği olan dijital tansiyon cihazını müşterilerinin beğenisine sunuyor. Biri kol tipi diğeri bilek tipi olan 2 model bu ay marketlerde yerini alıyor.

Kolay kullanım ve yenilikçi ölçüm teknolojisi sayesinde güvenilir ölçüm sonuçları ortaya çıkaran cihazın çok fonksiyonlu ekranında büyük-küçük tansiyon, nabız, tarih, saat, aritmi göstergesi izlenebiliyor. Ölçülen değerlerin WHO (Dünya Sağlık Örgütü) değerlendirme sistemine göre bir renk skalası aracılığıyla sınıflandırılması, ölçümlerin daha kolay anlaşılmasını sağlıyor.

Diagnostik fonksiyonlu hassas tansiyon ölçümü yapan Medisana HGA41400 bilek tipi dijital tansiyon ölçme cihazı vePLATINUM V51440 kol tipi dijital tansiyon ölçme cihazı Türkçe, İngilizce ve Almanca olmak üzere 3 farklı dilde ayarlanabilen sesli konuşma fonksiyonu ile ön plana çıkıyor. Türkiye Distribütörlüğünü GoldMaster’ın üstlendiği MEDISANA, Türkçe konuşan bilek tipi ve kol tipi tansiyon cihazını “FDA” ve “Klinik Onaylı” olarak satışa sunuyor. MTA 51440 kol tipi tansiyon ölçme cihazının, 22 mm yüksekliğinde rakamları olan extra large ekranı bulunuyor.

Medisana dijital tansiyon ölçme cihazlarının diğer özellikleri arasında, 2 ayrı kullanıcı için 90 hafıza kapasitesi, ortalama değer hesaplama fonksiyonu, ayarlanabilir ses seviyesi, pil zayıf uyarı fonksiyonu ve saklama kılıfı bulunuyor.

78 Ocak • 2014



Aktüel

Akıllı Cihazlar İle Sağlıkta Yeni Boyut Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri’nin “Uzaktan Kronik Hastalık Takibi: Teletıp Hizmeti’’ kapsamında, artık hastaneye gitmeden her gün düzenli tansiyon ve şeker ölçümlerini yapıp, doktorunuza kontrol olabilirsiniz. •

Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri’nin “Uzaktan Kronik Hastalık Takibi: Teletıp Hizmeti’’ kapsamında, artık hastaneye gitmeden her gün düzenli tansiyon ve şeker ölçümlerini yapıp, doktorunuza kontrol olabilirsiniz. Acıbadem Mobil Sağlık Genel Müdürü Dr. Özgür Turgay, “Teletıp hizmeti, aslında ‘Uzaktan Kronik Hastalık Takip Programı’’ anlamına geliyor. Medikal Koçluk ve Acil Sağlık Hizmetleri’ni de kapsayan kronik hastalık yönetiminin asıl amacı, hastalıkları düzenli takip ederek, hastaların yaşam kalitelerini yükseltmek ve acil durumlar için önlem almak,” dedi.

Teknolojiyle Hastalıklar Erken Teşhis Edilecek

Acıbadem Mobil Sağlık Genel Müdürü Dr. Özgür Turgay, sektördeki gelişmelerden söz ederken, “Sağlık sektöründe teknolojinin giderek daha aktif hale geleceğini göreceğiz. Örneğin kalp krizlerini önceden haber veren, deri üzerine yerleştirilen biosensörlerle ilgili çalışmalar yakın gelecekte tamamlanmak üzere,” diye konuştu ve birkaç yıl içinde uygulanması beklenen bu yeni teknoloji sayesinde kalp krizinden ölümlerin yüzde 50 azalacağını ifade etti. Turgay, Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri’nin de gelişmeleri yakından takip ettiğini söyleyerek kurum olarak ar-ge çalışmalarına verdikleri önemden bahsetti. Teletıp hizmetini de kendi ar-ge ekipleri ve kurumsal işbirlikleriyle geliştirdiklerini söyleyen Turgay, dünyada gelişmekte olan mobil sağlık teknolojilerini yakından takip ettiklerini ve bu alanda çeşitli inovasyonlara öncülük ettiklerini ifade etti. Acıbadem Mobil Sağlık’ın hayata geçirdiği sağlık teknolojileri arasında ‘akıllı tartılar’, ‘riskli gebelik takibi uygulaması’, ‘pıhtılaşma zamanı takibi’ gibi hizmetler var. Üzerinde çalışılan teknolojilerden biri de ‘akıllı mikroküreler sayesinde çocukların ateşini ölçen çocuk atleti’…

Acıbadem Mobil Sağlık Genel Müdürü Dr. Özgür Turgay Hizmeti, Acil Sağlık Hizmeti gibi hizmetleri kapsayan bir uzaktan kronik hastalık takip sistemi. Acıbadem Mobil Sağlık üyeleri, Teletıp adı verilen bu ölçüm cihazıyla her gün düzenli olarak tansiyon ve şeker ölçümlerini yapıyorlar. Bu cihazın bir de şeker ölçüm çubuğu takılabilen bir bölümü bulunuyor. Açlık ve tokluk şekerini ayrı ayrı ölçebilen bu cihaz, hasta şeker çubuğunu taktığı anda şeker ölçümü, çıkartınca tansiyon ölçümü yapıyor. Bu cihazın yanında bir de Gateaway adlı veri iletim cihazı veriliyor. Teletıp cihazıyla Gateway arasında bluetooth iletişimi var. Gateaway, Teletıp cihazının ölçtüğü verileri bluetooth ile oradan alıyor ve içindeki simkartla da ölçüm verileri Medikal Çağrı Merkezi’ne aktarıyor.

Konuşan Cihazlar Sağlığa Yön Verecek Acıbadem Mobil Sağlık Hizmetleri, M2M yani birbiriyle iletişim kuran cihazlar kullanarak mobil sağlığa yön veriyor. Bu sistemin kullanıldığı hizmetlerden biri Teletıp. Teletıp; içinde gateway destekli bir tansiyon & şeker ölçüm cihazı bulunan, telefonda 7/24 Medikal Koçluk

Çağrı Merkezi’ndeki ekranlardan bu veriler 7/24 anlık olarak izleniyor. Normalin dışında bir değer görüldüğünde, tecrübeli sağlık ekipleri, durumuyla ilgili bilgi almak üzere hemen

80 Ocak • 2014



Aktüel hastayı arıyor. Hastanın sağlık geçmişi sistemde kayıtlı olduğundan, hastaya telefonda anında tıbbi danışmanlık hizmeti veriliyor. Örneğin hasta ilacını almadıysa ona ilacını almasını hatırlatıyor, başka bir sorun varsa duruma müdahale için hastaya gerekli bilgiler veriliyor. Hastayı arayıp kendisine ulaşılamadığı takdirde, sistemde kayıtlı olan hasta yakını aranıyor. Gerekli ise hastanın bulunduğu yere bir sağlık ekibi veya uluslararası standartlarda 9 saate kadar yoğun bakım hizmeti verebilen Acıbadem Mobil Sağlık ambulansı gönderilerek duruma anında ve yerinde müdahale ediliyor veya hastanın hastaneye nakli sağlanıyor. Bu ambulansların en büyük özelliği ise, müdahale edilen hastaların yaklaşık yüzde 80’inin hastaneye nakledilmesine gerek kalmadan, olay yerinde anında müdahale ile sağlığına kavuşturulabiliyor olması.

T e m muz ayında, entegre sağlık zincirinin en önemli parçalarından biri olarak Acıbadem Sağlık Grubu bünyesinde kurulmuştur. Kuruluşunun ikinci yılında sektör lideri olan şirket, bugün pazar payını artırmaya devam etmektedir. Acıbadem Mobil Sağlık’ın 7 gün 24 saat görev yapan Medikal Çağrı Merkezi, yılda yüz binlerce çağrı cevaplamaktadır. Bünyesindeki doktorlar ve sağlık ekibiyle her türlü sağlık problemine çözüm üretebilen Acıbadem Mobil Sağlık, “Acil Sağlık”, “Evde Sağlık” ve “İşte Sağlık” olmak üzere üç ana konuda faaliyet göstermektedir. Ayrıca, uzaktan kronik hastalık takibi konusunda önemli bir yenilik olan ‘Teletıp Hizmeti’ sayesinde, özellikle tansiyon ve diyabet hastalarının sağlık durumlarının kontrollü izlenmesi ve acil durumlarda müdahalelerin kolaylaşması sağlanmaktadır. Şirket, geliştirdiği ürünlerle binlerce bireysel üye ve yüz binlerce kurumsal üyeye ulaşmış ve bu sayıları her geçen gün arttırmaktadır. Acıbadem Mobil Sağlık, “İşte Sağlık” çözümleriyle hizmet verdiği kurumlarda çalışan memnuniyetini önemli ölçüde artırarak, iş gücü kaybına yol açan sevklerin azaltmayı ve zaman kayıplarının önlenmesini hedeflemektedir. Şirket çatısı altında bulunan yaşam boyu sağlık merkezi “Avital” ile yaşlı veya uzun dönem bakım gerektiren hastaların konforlu sağlıklı bir hizmet alarak yaşam kalitelerinin yükseltilmesini sağlamaktadır. Şirket, Frost & Sullivan tarafından sınıfının en iyisi seçilerek “2012 Pan European Growth Leadership” (2012 Pan Avrupa Yükselen Liderlik) ödülüne layık görülmüş, yüzde 80’in üzerinde büyüme oranıyla mobil sağlık alanında Avrupa’nın en hızlı büyüyen şirketi olarak kayıtlara geçmiştir.

Uzaktan Kronik Hastalık Takibi, Sağlık Maliyetlerini de Düşürecek

Amerika’da mobil sağlık hizmetlerinin genel sağlık harcamaları içindeki payının yüzde 14 olduğunu söyleyen Turgay “Türkiye’de de büyüme hızla devam ediyor. Mobil sağlığa olan ihtiyaç her geçen gün artıyor çünkü yaşlanan nüfus ile birlikte kronik hastalıklar da artıyor. Dünyada 800 milyondan fazla kronik hasta bulunuyor. Bu hastalar için devletlerin yaptığı harcamalar, toplam sağlık harcamaları içinde yüzde 75-80 civarında bir paya sahip. Örneğin Avrupa’da sadece diyabeti olan bir hastanın devlete yıllık maliyeti 13.000 Euro. Türkiye’de de durum Avrupa’dan farklı değil ve Türkiye’de 2 milyondan fazla diyabet hastası bulunuyor. Bu hastalar mobil yöntemlerle kontrol altına alındığındaysa maliyet 3 bin Euro’ya kadar düşebiliyor. Öte yandan dünyada hastanelere olan ihtiyaç her geçen gün artıyor. Sadece Çin’de her sene 6.000 yeni hastaneye ihtiyaç duyuluyor. Dolayısıyla hastanelerde alınan hizmetleri artık kişilerin bulunduğu yerden mobil olarak alınması çok da şaşırtıcı bir tablo değil. Bu durum, mobil sağlık hizmetlerinin artık lüks değil, ihtiyaç ve gereklilik olduğunu betimler nitelikte. ” dedi.

Acıbadem Mobil Sağlık

Sağlık hizmetlerini evde, işyerinde ve istenilen herhangi bir yerde sunarak, sağlığı taşınabilir hale getiren Acıbadem Mobil Sağlık, 2008 yılının

82 Ocak • 2014



Aktüel

Philips Görüntülemede Çığır Açan İnovasyonlarını Sundu Önde gelen klinisyenlerle işbirliği içinde geliştirilen Philips VEREOS Dijital PET/CT Sistemi ve IQon Spectral CT sistemi en iyi bakıma giden yolu kısaltmak/ hızlı tanı ve hasta takip ve bakımının daha iyi hale getirilmesine yardımcı olmak için tasarlandı. • Kuzey Amerika Radyoloji Derneği’nin (RSNA)

daha gelişmiş görüntü kalitesi, kritik bilgiler ve bağlanırlık özelliğiyle genişletiyor. Philips, en iyi bakıma giden en kısa yolu kaynakları en verimli şekilde kullanarak bulmak amacıyla, sunduğu çözümlerin klinik performansını ve ekonomik değerini artırmak için klinisyenlerle ortak çalışmalar yürütüyor.

Chicago’da düzenlenen 99. Yıllık Toplantısında, Philips geliştirdiği iki yeni sistemin lansmanını yaptı. Etkinlikte tanıtılan Vereos PET/CT komple Dijital Pozitron Emisyon Tomografisi/Bilgisayarlı Tomografi (PET/CT) görüntüleme sistemi ve IQon Spectral CT1 spektral dedektör tabanlı Bilgisayarlı Tomografi (CT) görüntüleme sistemi, Philips’in tıbbi görüntüleme alanındaki teknolojik liderliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Philips Sağlık Türkiye Genel Müdürü Esen Tümer konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Radyologların ve Nükleer Tıp Uzmanlarının karşılaştıkları en büyük zorlukları anlamak için onlarla yakın bir işbirliği içinde çalışıyor ve karmaşık görüntüleme ihtiyaçlarını karşılamak için, bu çalışmalardan öğrendiklerimizi Vereos

Bu yeni inovasyonlar Philips’in entegre Radyoloji ve Nukleer Tıp ürünleri portföyünü, klinisyenler arasında kesintisiz, gerçek zamanlı işbirliği ve güvenli bir karar verme süreci için

84 Ocak • 2014


Aktüel

Philips Sağlık Türkiye Genel Müdürü Esen Tümer

PET/CT ve IQon Spectral CT gibi yenilikçi ürünler geliştirmekte kullanıyoruz. Bu inovasyonlar Philips’in düşük dozlarda görüntüleme yaparken klinisyenlere nasıl olağanüstü bir kalite ve doğruluk sağladığını; onların hastalarına doğru ve daha güvenli tanılar sunmaları için daha ilk görüntülemede cevaba ulaşmalarına nasıl yardımcı olduğunu gözler önüne seriyor.”

foton çiftlerini yakalar ve görüntüyü oluşturur. Philips’in patentli ‘Dijital Foton Sayımı’ teknolojisine dayanan Vereos PET/CT, sektörde geleneksel analog dedektörler yerine yenilikçi dijital silikon ışınçoğaltıcı (photomultiplier) dedektörlerin kullanıldığı ilk PET/CT sistemidir. Dijital sistem, analog sisteme kıyasla sensitivite kazançı, volümetrik çözünürlük ve kantitatif doğrulukta 2 kata varan artış dâhil olmak üzere büyük ilerlemeler sağlamaktadır. Bu radikal gelişmeler, yüksek görüntü kalitesini, daha güvenli tanıları, daha iyi tedavi planlamasını ve daha hızlı iş akışlarını da beraberinde getirir.

Ohio, Cleveland’daki Case Tıp Merkezi Üniversite Hastaneleri ve Case Western Reserve Üniversitesi Radyoloji Bölümü Başkanı Doktor Pablo Ros ise “Hastalık tanılarının zamanlaması ve hassasiyeti birçok hastalığın başarıyla tedavi edilebilmesi açısından hayati önem taşıyor. Bu açıdan Philips Vereos Dijital PET/CT ve IQon Spectral CT sistemlerinin geliştirilmesine katkıda bulunmuş olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz ve bu yeni nesil görüntüleme sistemlerinin potansiyelini gerçekleştirmek için Philips ile işbirliğimizi sürdüreceğiz.” diye konuştu.

Dr. Pablo Ros konuyla ilgili olarak şunları ekliyor: “Kişiselleştirilmiş tıp için hastalıkla ilgili fonksiyonel süreçlerin hastaya özel bir görüntüsüne ihtiyaç duyulacaktır. Dolayısıyla tanı, tedavi ve araştırmada fonksiyonel görüntüleme için süreçlerin doğru değerlendirilmesi önemli bir gereksinimdir. Yeni dijital PET/CT sisteminin sağladığı kantitatif doğruluk ve önemli ölçüde fark oluşturan net görüntüler ileriye dönük önemli bir adımdır.”

Vereos PET/CT

PET taramaları, vücut içinde moleküler ve hücresel seviyede neler olduğu konusunda derin bilgiler veren üç boyutlu görüntülerdir. Muayeneden önce hastaya az miktarda radyoaktif izleyici madde enjekte edilir. Bu madde vücut dokusunda ve organlarda toplanır ve ardından da parçalanır. PET dedektörü parçalanma sürecinde vücuttan yayılan

Kısa süre önce yapılan bir ankete göre, hastalarını PET/CT’ye sevk eden on doktordan dokuzu analog sistemle alınan görüntüler yerine Vereos Dijital PET/CT görüntüleri tercih etmektedir. Philips ABD’de dijital PET/CT sisteminin pazarlamasını yaymak için Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi FDA’dan 510(k) onayını almıştır.

85 Ocak • 2014


Aktüel

IQon Spectral CT1

[1] IQon Spectral CT, 510(k) patent onayı beklemektedir ve ABD’de satılmamaktadır. ABD’de konvansiyonel tarama için NanoPanel Prizma dedektörlü bir Sistem satılmaktadır.

Philips’in RSNA’da lansmanını yaptığı ikinci ürünü IQon Spectral CT sistemi, dünyada spektral görüntüleme için sıfırdan geliştirilmiş ilk spektral dedektör CT sistemidir. Sistem bir görüntünün kompozisyonunu çok zaman alan protokoller olmaksızın belirlemek için renk kullanır. Beyaz ışığın bir renk tayfından oluşmasında olduğu gibi, CT tarayıcılarda kullanılan X ışınları demeti de bir X ışını enerjileri spektrumundan oluşur. Aynı anda birden fazla yüksek ve düşük enerjinin X-ışını fotonları arasında ayrım yapabilen tamamıyla yeni bir spektral dedektörün geliştirilmesi ile, Philips IQon Spectral CT, sadece anatomik bilgi değil, tek taramada materyal yapısına göre yapıların karakteristik özelliklerini de tespit etme imkanı sağlamasıyla CT görüntülemeye yeni bir boyut kazandırıyor.

[2] Analog sistem: Philips GEMINI TF 16. [3] Hastalarını PET/CT’ye sevk eden onkologlar arasında Philips tarafından yaptırılan ve onkologlara Philips Gemini TF 16 (analog sistem) ve Philips Vereos PET/CT görüntülerin (dijital system) gösterildiği yeni bir ankete dayalıdır. [4] Klinik uygulamada iDOSE4 kullanımı klinik göreve, hastanın cüssesine, anatomik lokasyona ve klinik uygulamaya bağlı olarak CT hasta dozunu düşürebilir..Belli bir klinik görevde tanıya yönelik görüntüleme kalitesi elde etmek için radyolog ve doktor tarafından bir kosültasyon yapılarak uygun doz belirlenmelidir.

Bir spektral CT muayenesinin ardından klinisyenler konvansiyonel gri tonlamalı anatomik görüntüleri yorumlayabilir ve gerekirse aynı tarama sırasında elde edilen spektrum bilgilerine erişebilir. IQon Spectral CT sisteminin Philips iPatient platformu sayesinde gerçekleştirdiği geleceğe dönük talep üzerine veri analizi, klinisyenlerin spektral CT’nin avantajlarından geleneksel radyoloji iş akışları içinde rutin olarak faydalanmalarına olanak tanır. CT görüntüleme, erişilebilirliği, hızı ve yüksek doğruluk oranı dolayısı ile birçok farklı hastalık ve yaralanmanın teşhisinde kullanılmakta ve her yıl dünya genelinde yaklaşık 450 milyon görüntüleme prosedürü uygulanmaktadır. Son olarak aynı anda hem CT radyasyon dozunu azaltmak hem de geniş bir uygulama yelpazesinde görüntü kalitesini artırmak için patenti kendisine ait olan iDOSE4 teknolojisini geliştiren Philips, ilk günden bu yana CT’de inovasyona yön vermektedir.

86 Ocak • 2014



Aktüel

400 Türk mühendis, mimar ve teknik elemanın görev alacağı Leh Hastanesi projesi, Akfa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Aktaş, Akfa Holding Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cahit Paksoy, Leh Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Anwar Moussa ve Libya İstanbul Ticari Ataşesi Ali O.A Ohaida’nın katılımı ile gerçekleşen imza töreninde tanıtıldı.

Akfa Holding Leh Hastanesi Projesiyle Büyümesini Afrika’da Sürdürecek AKFA Holding, Türkiye’nin 2023 vizyonuna paralel olarak gelişimini sürdürmeye devam ediyor. Libya Bingazi’deki Leh Hastanesi projesiyle, bölgenin en modern özel hastanesini inşa etmeye başlıyor. • Türkiye’nin yanı sıra yakın ve uzak coğrafya-

dostluğuna vurgu yapılan toplantıda, hayata geçirilecek projenin iki ülke için de önemine dikkat çekilerek, önümüzdeki dönemde Leh Hastanelerinin bölgede genişletilerek Libyalıların sağlık alanındaki tüm beklentilerinin karşılanacağı belirtildi.

daki yenilikçi hizmetleriyle küresel bir aktör olma yolunda emin adımlarla ilerleyen Akfa Holding, sınır ötesindeki çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. 2014 yılında Afrika kıtasına da yoğunlaşacak olan Akfa Holding, Libya’nın Bingazi kentinde bölgenin mimarisinden, teknolojisine, tıbbi ekipmanlarından elektromekaniğine kadar en modern projesini 1 yıl gibi kısa sürede hayata geçirecek.

Libya’daki İlk İmza Akfa Holding’ten

Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Akfa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Aktaş, “Libya için böylesine önemli bir projede, Akfa Holding’in savaş sonrası ilk imzayı atan ana yüklenici firma olarak yer almasından büyük onur duyuyoruz. Holding şirketlerimizden Delta Mühendislik, Kabataş Mühendislik, Atlas Sağlık, Gemtaş, Entegre Satek, Samatıp ve Akfa Mühendisliğin kolektif çalışması ile yapılacak proje, 2014 yılı sonuna kadar tama-

400 Türk mühendis, mimar ve teknik elemanın görev alacağı Leh Hastanesi projesi, Akfa Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Aktaş, Akfa Holding Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Cahit Paksoy, Leh Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Anwar Moussa ve Libya İstanbul Ticari Ataşesi Ali O.A Ohaida’nın katılımı ile gerçekleşen imza töreninde tanıtıldı. Türk-Libya işbirliği ve

88 Ocak • 2014



Aktüel

mlanacak. 10 yıldır hizmet verdiğimiz sağlık sektöründe, Leh Hastanesi projesinin bizim için önemi çok daha büyük. Projenin herkes için hayırlı olmasını diliyorum” açıklamasını yaptı. Yaşanan iç savaş sonrası, Libyalı vatandaşlarının gerekli alt yapı olmadığı için bölge ülkelere tedaviye gittiğini, yıllık 2.5 milyar dolara varan sağlık maliyetleri nedeni ile Libya’da bu alanda gerçekleştirilecek yatırımların hayati önem taşıdığına dikkat çeken Leh Hastanesi Yönetim Başkanı Anwar Moussa, Bingazi’deki ilk projeyi 12 ay gibi kısa sürede bitirdikten sonra bölgede her açıdan en kapsamlı hastaneleri hayata geçirmeye devam edeceklerini belirtti. Anwar Moussa, “Libya’nın doğusunda inşa etmeye başladığımız savaştan sonra ilk, bölgenin en büyük ve en donanımlı hastanesi Leh, dördü hastane, ikisi servis toplam 6 bloktan inşa edilecek. Libyalı vatandaşlarımıza 20.800 metrekare alanda hizmet verecek olan

hastanemiz 150 yatak kapasiteli olacak. Acil bölüm, 3 ana ameliyathane, bir doğum bakım, bir küçük ameliyathane, 12 yoğun bakım, koronel bakım yatağı ve çok sayıda poliklinik yer alacak. Anahtar teslim Akfa Holding’in inşa edeceği hastanemiz, en yeni teknoloji ekipmanlarıyla donatılacak. Herkes için hayırlara vesile olmasını dileriz” dedi.

Akfa Holding 2014 Hedefi Tüm Afrika

Akfa Holding, 2013 yılında başladığı Afrika operasyonlarını 2014 yılı itibarıyla daha geniş bir coğrafyaya yaymayı amaçlıyor. Libya ve çevre ülkelerde anahtar teslim projelerden özel projelere dek pek çok sektörde çalışmalara başlayan Akfa Holding, Cezayir, Senegal, Liberya, Gana, Nijerya, Etiyopya, Güney Afrika Cumhuriyeti’nde ofis açma ve iş geliştirme faaliyetlerini hayata geçirmeyi hedefliyor.

90 Ocak • 2014



Aktüel

Alzheimer’dan Korunmak İçin Zihninizi Emekli Etmeyin Prof. Dr. Kütükçü, emeklilik ile hayattan elini eteğini çekenlerin risk altında olduğunu söyleyerek “emeklilikte de çalışmayı ve zevk aldığınız zihinsel aktiviteleri yapmayı bırakmayın’’dedi. • Yaş ilerledikçe kendini göstermeye başlayan

spor esnasında kontrol ve dikkat mekanizmasını ayakta tutarak daha çok çalışıyor. Bu sayede beyin koordinasyon ve denge için çok fazla güç sarf ediyor.’’ dedi. Prof. Dr. Kütükçü günde 1 saat yürüyüş yapma önerisinde bulundu.

unutkanlık sorunu bunamanın en sık görülen cinsi Alzheimer ile karşı karşıya kalma endişesi oluşturuyor. Yeni bir konuyu öğrenirken beyin hücreleri arasında bağlantı sağlayan amiloid beta türü proteinler ile doğrudan ilişkili olan Alzheimer belirli bir yaştan sonra bu proteinlerin beyinde birikmesiyle ortaya çıkıyor.

Emekli Olup Kenara Çekilmeyin

Emeklilik sonrası birden bire her türlü çalışmayı bir kenara bırakıp, hayattan elini ayağını çekenlerin Alzheimer ve diğer bunama hastalıklarına daha çok ve hızlı yakalandığını söyleyen Prof. Dr. Kütükçü “Emeklilikte de çalışmayı ve zevk aldığınız zihinsel aktiviteleri yapmayı bırakmayın.’’dedi. Emekli olunsa bile zihnin emekli edilmemesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Kütükçü, emeklilere internet kullanımını artırırak beyin ve hafıza egzersizleri yapmalarını önerdi. Mutsuzluk Beyne Kalıcı Hasar Veriyor

Hastalığın 40 – 45 yaşlarında ilk sinyallerini verdiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, beyin omurilik sıvısında ve kanda amiloid seviyesinin ölçülerek hastalığa yakalanma riskinin ölçülebildiğini belirtti. Prof. Dr. Kütükçü “Tüm tespit yöntemleri Alzheimer hastalığının belirtileri ortaya çıkmadan yıllar önce beyinde hasar oluşturmaya başladığını gösteriyor‘’ dedi.

Spor Yapmak Beyne de İyi Geliyor

Mutsuzluğun da alzheimer hastalığının nedenlerinden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kütükçü, depresyon riskini artırabilecek herşeyden uzak durmak gerektiğini vurguladı. Mutsuzluğun beyni kalıcı hasarla etkilediğini söyleyen Prof. Dr. Kütükçü, özellikle bir hobi sahibi olmanın beyni aktif tutmak için önemine değindi. Prof. Dr. Kütükçü, “Bulmaca çözün, çiçek ekin, dans edin, hangisini severseniz sevin ama mutlaka bir hobiniz olsun. Böylece beyin nöronlarına çok farklı uyaranlar göndermiş olup, beyninizi aktif tutabilirsiniz.” dedi.

Kişinin yaşı kaç olursa olsun unutkanlık ile savaşmak için çaba göstermesi gerektiğini anlatan Prof. Dr. Kütükçü , unutkanlığa karşı koymak için beyne daha çok görev vermek gerektiğini vurguladı. Çok çalışan bir beynin daha çabuk yaşlanacağı şeklindeki ön yargıları kaldırmak gerektiğini belirten Prof. Dr. Kütükçü, unutkanlıkla başa çıkmak için spor yapmanın önemini belirtti. Sporun sadece vücut sağlığı için değil, beyin için de güçlü bir uyarıcı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kütükçü, “Spor hem kanın ve oksijenin dolaşımını sağlıyor. Beyin ise,

92 Ocak • 2014



Aktüel

Kozmetik Sektörünün İhracat ve Markalaşma Atağı Sürecek Murat Akyüz İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı •

Kozmetik ürünlerinin yaşamımızda çok önemli bir yeri var. Kişisel temizlik ve bakım için gün içinde kullandığımız ürünleri şöyle bir gözden geçirdiğimizde önemini daha da iyi anlamak mümkün. Ülkemizde olduğu gibi dünyada da kozmetik sektörü hızla büyüyor. Günümüzde herkes daha iyi görünmek, kendini daha iyi hissetmek istiyor… Anti aging ürünlerin kozmetik pazarındaki payının yükselmesinin altında da aslında bu var… Kriz dönemlerinde bile harcamaların arttığı ender sektörlerden bir tanesi. Dünya kozmetik pazarından Türkiye’nin aldığı payı artırmak amacıyla yurtdışı tanıtım ve pazarlama çalışmalarına ve en önemlisi markalaşmaya ağırlık vermek gerekiyor. Kimya ihracatında kozmetik son yıllarda yükselişte olan alt sektörlerimiz arasında yer alıyor. 2013 yılında 1,23 milyar dolarlık bir ihracata ulaştık. Önümüzdeki iki yılda ise hedefimiz kozmetik ihracatımızı 2 milyar dolara çıkarmak.

(Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği) ile işbirliği halinde Kozmetik Tanıtım Grubu’nu kuruyoruz. Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü koordinasyonunda kuruluş çalışmaları gerçekleşecek. Kozmetik sektörünün stratejisini, hedef pazarlarını belirleyerek, Tanıtım Grubu’nun bütçesi oluşturulacak. Türk kozmetik sektörünün dünyaya tanıtılması amacıyla çeşitli reklam, tanıtım faaliyetleri ve etkinliklerinin organize edilmesini hedefliyoruz. Kozmetikte kaliteli ürünleri, uygun fiyata sunabiliyoruz. Uzun yıllardır Avrupa’ya üretim yaptığımız için yüksek kalite standartlarına sahibiz. Firmalarımız değişime hızlı ayak uydurabiliyor. Tek eksiğimiz Ar-Ge’ye ve markalaşmaya daha fazla yatırım yapmak. Türkiye, kozmetik hammaddesi olarak kullanılan bitki özleri bakımından da çok zengin…

İKMİB olarak ihracatçılarımızı bu hedefe ulaştırmak için farklı çalışmalar yapıyoruz. Avrupa, Ortadoğu ve Uzakdoğu’daki uluslararası kozmetik fuarlarına milli katılım organizasyonları gerçekleştiriyoruz. Bu açıdan 2013 yılı kozmetik sektörümüzü farklı coğrafyalarla bir araya getirdiğimiz bir yıl oldu. Mart ayında İtalya’da gerçekleştirilen Cosmoprof Worldwide Bologna Fuarı, Mayıs ayında Dubai’de Beautyworld Middle East Fuarı ve son olarak da Kasım ayında Hong Kong’da yapılan Cosmoprof Asia Fuarı’na milli katılım organizasyonları düzenledik. Diğer taraftan, 41 firmamızın yer aldığı Kozmetik Yurtdışı Pazarlama Takımımız da ticaret heyetlerine devam ediyor. 2013 yılında Panama ve Meksika’nın ardından Nijerya ve Gana’ya giderek buradaki firmalarla görüşmeler yaptılar.

2014 yılı için de önümüzde oldukça yoğun bir iş takvimi var. Kozmetik sektörünün ihracat ve markalaşma atağının sürmesi için çalışmalarımıza önümüzdeki dönemde tüm hızımızla devam edeceğiz.

Aynı zamanda kozmetik sektörümüzle ilgili geçtiğimiz Nisan ayından bu yana yürüttüğümüz çalışmalar sonuç verdi, AKMİB

94 Ocak • 2014



Aktüel

Göz Muayenesi Alzheimer’ın Erken Teşhisi İçin Önemli

Dr. Umur Kayabaşı

Dr. Kayabaşı, alzheimerın tedavisinde erken teşhisin önemine dikkat çekerek, ailesinde bu rahatsızlığı bulunanlara göz muayenesinden geçmelerini önerdi. Dr. Kayabaşı’nın yaptığı sunum, FDA onaylı cihazlarla hasta retinasında Alzheimer plaklarının gösterildiği ilk çalışma özelliğini taşıyor. •

İtalya’nın başkenti Roma’da geçtiğimiz günlerde yapılan ve 27 ülkeden 670 göz hekiminin yer aldığı ‘Dünya OTC (Optical Coherence Tomography Scanner) Kongresi’ne katılan Dünyagöz Altunizade’den Dr. Umur Kayabaşı, Dünyagöz Hastaneler Grubu’nu ‘Alzheimer tanısında OCT ve Fundus Otofloresans (FAF)’ konulu sunumu ile temsil etti.

Alzheimerda erken tedaviyle hastalığın başlamasının geciktirilebileceğini anlatan Dr. Kayabaşı, hastalığın başladığı durumlarda ise daha hafif geçmesinin sağlanabileceğini kaydetti. Dr. Kayabaşı, ailesinde kronik beyin ve göz hastalığı bulunanların yılda 1 kez detaylı muayene yaptırması gerektiğini hatırlattı.

Kongrede konuşan Dr. Umur Kayabaşı, görme siniri ve retinanın beyin dokusunun devamı olduğunu söyledi. Gelişen teknolojiyle beyin hastalıklarında tanı ve tedavisinde gözün model alındığını ifade eden Dr. Kayabaşı, bu tip hastalıkların beyinde yarattığı hasarın göz içerisinde katmanlarda kendini belli edebileceğini anlattı. Dr. Umur Kayabaşı, sinir hücrelerinin hasar görmesi sonucu meydana gelen ve kesin bir tedavisi bulunmayan alzheimerın erken teşhisinin önemli olduğunu vurguladı.

Sunum, Kitap Olacak Dr. Umur Kayabaşı, sunumu ABD’de bulunan Wills Eye Hospital’dan Prof.Dr. Robert Sergott ile birlikte hazırladıklarını ifade ederek, çalışmalarının beğenilen diğer sunumlarla birlikte basılacak olan kitapta yer alacağını söyledi. Dr. Umur Kayabaşı gelecek yıl yine Roma’da yapılacak olan ‘Uluslararası 2. OCT en face’ kongresine davet edildiklerini de kaydetti.

96 Ocak • 2014



Aktüel Türkiye’nin İlk Diş Hastanesi Dentistanbul’dan Bir İlk Daha:

Evde Diş Tedavisi Geçtiğimiz Kasım ayında Türkiye’de ilk kez başlatılan evde tedavi hizmeti ile engelli, yaşlı ya da herhangi bir sebeple evden dışarı çıkmakta zorlanan hastaların diş tedavileri Dentistanbul uzman doktor kadrosu tarafından kendi evlerinde gerçekleştiriliyor.

biraz geç kalındığını düşünüyorum. Hastalarımıza sağladığımız bu hizmet ile ciddi bir ihtiyaca karşılık vermeyi hedefliyoruz.” dedi

Türkiye’nin ilk ‘Diş Hastanesi’ Dentistanbul sağlık sektöründe büyümeye ve Türkiye’de hiç uygulanmayan yöntemler ve hizmetler sunmaya devam ediyor. Alman belgelendirme kuruluşu TEMOS’un “Uluslararası Diş Sağlığı Kalite Belgesi”ni almaya hak kazanan Türkiye’deki ilk diş hastanesi Dentistanbul İstanbul’da mevcut 6 hizmet noktasına ilave olarak Türkiye ve dünya çapında hizmet noktalarını partner kliniklerle büyütüyor.

Evde Tedavi Hizmeti

Engelli, yaşlı ya da herhangi sebeple evden dışarı çıkmakta zorlanan hastaların diş tedavilerini sağlamak amacı ile kurulan evde tedavi merkezi, tedaviye ulaşamayan hastalar için Türkiye’de ilk kez yine ilklerin hastanesi Dentistanbul’da uygulanıyor. Kasım Dentistanbul ayında başlayan bu hizmet Yönetim Kurulu ilk aşamada İstanbul’un tüm Başkanı Murat Özel noktalarında ulaşıyor. 7 gün 24 saat iletişime geçilebileceğini belirten Dentistanbul Protetik Diş Tedavisi Bölüm Bşk. Prof. Dr. Ahmet Umut Güler “Ekibimiz içinde bir diş hekimi, bir diş hekimi yardımcısı, bir yardımcı personel ve bu ekibi çağrı gelen yere ulaştıran sürücümüz var. Hastalarımıza en kısa zamanda hizmet vermeyi hedefliyoruz.” dedi. Ağız ve diş sağlığı merkezlerinde uygulanan tedavilerin hemen hemen her tedavi hizmetinin sağlanabildiğini belirten Güler; “Ekibimiz hastalarımıza ulaşırken tam donanımlı bir hazırlık yola çıkıyor. Karşılarına çıkacak hastanın sağlık durumunu düşünmek bizim birincil görevimiz. Ekibimizi ve ekipmanlarımızı her şeyi yapabilecek şekilde planlıyoruz.” dedi.

Dentistanbul, Ağız ve Diş Sağlığı alanında hizmet zinciri oluşturma hedefine yönelik çalışmalarından bahseden Dentistanbul Yönetim Kurulu Başkanı Murat Özel; “İstanbul’da hizmet noktamızı 6’ya çıkardık. Sağlık alanında franchise sistemine ile ilgili çalışmalar başlattık. Grup olarak İstanbul ve Türkiye genelinde şubeleşme çalışmalarına devam ederken, franchise uygulamasıyla sağlık alanında bir ilki de hayata geçireceğiz. Büyüme çalışmalarımız sürerken ağız ve diş sağlığı alanında hastalarımıza Türkiye’de uygulanmayan hizmet ve tedavi yöntemleri sunuyoruz. Bu anlamda Kasım ayında yine Türkiye’de ilk kez uygulanan evde tedavi hizmetini başlattık. Türkiye’nin sağlık sitemine bakıldığında evde tedavi hizmetleri açısından

98 Ocak • 2014



Aktüel

Emsey Hospital, Yenidoğan Bebek Ölümlerinin Azalmasına Destek Veriyor Eğitime verdiği destekle tıp çevrelerinde takdir toplayan Emsey Hospital, yenidoğan sağlığının önemine dikkat çekti. •

uygulamaları hayata geçirecek personelin yetişmesine destek olma amacı taşıyan eğitim, Emsey Hospital’ın desteğiyle bilinçli, eğitimli personel sayısının artmasına yardımcı oldu.

Uluslararası standartlardaki özel sağlık hizmet kalitesiyle farkını ortaya koyan Emsey Hospital, Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Kurumu tarafından yenidoğan ölümlerinin azaltılması, yeni doğan optimal yaklaşım ve etkin resüsitasyonun uygulanması amacıyla verilen NRP Eğitimine ev sahipliği yaptı. Eğitime verdiği destekle tıp çevrelerinde büyük takdir toplayan Emsey Hospital, yenidoğan sağlığının önemine dikkat çekti.

NRP Eğitimi Katılımcıları Sertifikalarını Aldı

Emsey Hospital bünyesinden 22, İstanbul İli farklı kamu hastanelerinden ise 22 sağlık profesyoneli eğitimlerini başarıyla tamamladı. Türkiye Halk Sağlığı Kurumu (THSK); Çocuk, Ergen ve Kadın Sağlığı (ÇEKÜS) ve İstanbul ili çeşitli hastanelerinden sağlık profesyonellerinin katılımıyla gerçekleştirilen törende, eğitimlerini başarı ile tamamlayan hekim, ebe, hemşire ve anestezi teknisyeninden oluşan 44 personele sertifikaları takdim edildi. Katkılarından dolayı tüm eğitimcilere Emsey Hospital yönetimi tarafından hazırlatılan teşekkür belgeleri sunulmasının ardından, sertifika töreni sona erdi.

Yenidoğan Bakımında Bilinç Geliştiren Özel Bir Eğitim

Doğuma yardım eden sağlık personelinin bilinçlendirilmesi ve böylece yenidoğan ölümlerinin en aza indirilmesi amacıyla düzenlenen NRP (Neonatal Resusitasyon Programı - Yenidoğan Canlandırma Programı) eğitimi, 27 Aralık Cuma günü düzenlenen sertifika töreniyle sona erdi. Bebeklerin ilk nefeslerinde, hayata sağlıklı bir adım atmaları için gereken

100 Ocak • 2014



Aktüel

Akıllı Giysiler Ev Tekstili Sektörünün Ürettiği Ürünler

• Ekrem Hayri Peker- Kimya Mühendisi

- Anti-bakteriyel, stres alıcı, tedavi edici özellik taşıyan yastık, nevresim kılıfı ve çarşaflar. - Kir, su yağ itici; kötü kokuları absorbe eden döşemelik ve perdelik kumaşlar

“NANO”; Elence cüceleştirmek anlamına gelir. Nano bir ölçüdür. Nanometre metrenin milyarda birine eşittir. Dünya ısınması, giysilerin incelmesine yol açtı. Sonrasında nano teknolojilerinin yaygınlaşması, bu teknolojilerin insan yaşamına hızla girmesini sağladı. Doksanlı yıllardan sonra tekstil ürünlerinde kir ve yağ itici, güç tutuşur, buruşmazlık gibi uygulamalar başlamıştı. Nano teknolojiler zamanla giysilerimize ve günlük yaşamda kullandığımız ürünlere de uygulandı. Öncelikle askeri kıyafetlerde ve spor teknolojilerde giysilere uygulanabilecek yeni ürünler konusunda araştırmalar kısa sürede olumlu sonuçlar verdi. Bu araştırmalar sonucunda özellikli giysiler günlük yaşamımıza da girmeye başladı. Bu ürünleri ve bu ürünlerden yapılan giysileri şu şekilde sınıflandırabiliriz.

Yeni Kir ve Leke Tutmazlar

Kir ve leke tutmazlık alanındaki son gelişmeler: Yeni geliştirilen tüm florokarbonlar milyarda birden daha az PFOA free – perfloroalkil asit içerir. Bu değer ölçülebilir limitin altındadır. Buna rağmen Amerika çevre koruma ajansı tarafından yasaklanmıştır. Yeni üretilen leke tutmazlık sistemleri C 6 esaslı olup C 8 fazlı PFOA içeren florokarbonlardan çok daha akıllı çalışır. - Işığı yansıtan perdelik kumaşlar - Böcekleri ve sinekleri kovan perdelik kumaşlar Günlük giysilere gelirsek bunları şu şekilde sınıflandırabiliriz;

Askerlerin ve Sporcuların Kullandığı Ürünler

Nefes Alabilen Kumaşlar:

- Su ve ısı geçirmeyen çadırlar, serinlik, sıcaklık hissi veren, teri dışarı atan, kir tutmayan giysiler - Anti-bakteriyel ürünler - Güç tutuşur giysiler, bilhassa itfaiyeciler için yanmaz tabir edilen kıyafetler - Asker ve sporcular için yapılan iç giysiler.

Bu uygulama özellikle spor kıyafetler ve asker kıyafetleri gibi su geçirmez ve nefes alabilme özelliği isteyen kumaşlara uygulanır. Bu kumaşlar suyun kumaşa girmesini engeller ama vücudun oluşturduğu nemi dışarı atar.

102 Ocak • 2014



Aktüel

koruyucu özelliğe sahiptir. İpek proteinin en büyük özelliği nemlendirici ve cildi yumuşatıcı özelliğe sahip olmasıdır. Kolojen peptit gibi nemlendirme ve cildin yaşlanmasına sebep olan etkilere karşı savaşır. Seramid; cilt bakımı ve nem kontrolünde kullanılan bu madde cildin yüzeyini yeniden şekillendirerek ipeksi ve yumuşak hale getirir. Cildi daha genç ve pürüzsüz gösterir. Skualen; zeytin elde edilen en kuvvetli antioksidanlardan biridir. Penatrasyon özelliği çok yüksektir. Cildin kurumasını önler, dirilik ve esneklik kazandırır. Bu partiküller çok katman, yağ ve su esaslı fazlarda bulunan kesecikler halindedir. Vücudu Dış Etkilere Karşı Koruyan Giysiler

Serinlik Hissi Veren Özel Apreler:

Klitol, skualan, ipek proteini ve eritritol içerir.

Sıcaklık Hissi Veren Özel Apreler

Papatya özü ve capsikum eriyiği içerir. - Likrasız giysilere streç özelliği kazandırmak (uzun süre kalacak kalıcı esneklik kazandırmak). Elastansız ama vücudu saran ürünler. - Giysiye damlayan leke yapıcıları absorbe eden, ovalamayla üzerinden atan yada ilk yıkamada lekeleri atan ürünler - Teri dışarı atma özelliği olan spor giysiler - Sıhhi giysilerde de bahsedeceğimiz toz ve polen tutmama özelliği - Yazın serinlik kışın sıcaklık hissi veren eşofmanlar - Ortamdaki kötü kokuları absorbe eden giysiler - Böcekleri ve keneleri vücuda yanaştırmayan giysiler

- Nano teknolojinin en iyi bilinen ticari uygulama alanı nano partikülleri kullanarak kumaş ve giysilere sıvı itici, yağ ve leke dayanımı kazandırmaktır. Oluşturulan hidrofobik yüzey, su damlacığını kolaylıkla üzerinden akabilmekte ve kendi kendine uzaklaştırmaktadır. Bunu kendi kendini temizlemek olarak ifade edebiliriz. - Sivrisineklerin, sineklerin kenelerin ve diğer böceklerin oluşturduğu başta malarya hastalığı olmak üzere, sivrisineklerin taşıdığı çeşitli virüsler dünyada bilhassa Asya ve Afrika’da yüz milyonlarca insan hayatını yitirmektedir. Nano teknoloji kapsüllerince prosesiyle kumaşa bağlanan nano partiküller insan derisinin sivrisinek tarafından ısırılmasını önleyen sivrisinek materyalin salımını kontrol edebilmektedir. Ülkemizde her yıl onlarca kişi kene ısırmasından ölmekte ve binlerce kişi hastanelere koşmaktadır. - Polen tutmaz giysiler, polen ve toz zerreleri dişlidir. Rahatlıkla giysiye yapışırlar ve uzaklaşmazlar. Oysa yapacağımız nano

Nano teknolojik ürünler sporcular için yapılan kıyafetlere uygulanmaya başlamıştır. Amaç sporcularının performansını arttırmaktadır. Sporcunun vücut ağırlığının %02’sine tekabül eden bir sıvı kaybının atlet performansını %20 ’ye yakın oranda düşürdüğü saptanmıştır. Öncelikle bisiklet yarışçılarına uygulanmıştır. Yapılan araştırmalar bisiklet yarışları sırasında bisikletçilerin performansının üzerindeki giysinin iç ve dış sıcaklıklarından doğrudan etkilendiği saptanmıştır. Bisikletçilerden sonra sıranın yüzücülerin giydiği mayolarda olduğunu söyleyebiliriz.

Cilt Bakımı İçin Geliştirilen Ürünler

Bu nano partiküller aloevera özü, skualen, ipek proteini, seramid, kolojen peptit gibi maddelerden yapılır. Bilindiği gibi aloe özü sakinleştirici, nemlendirici, antioksidan ve cilt

104 Ocak • 2014



Aktüel kimyasal uygulamasıyla kumaş üzerinde bir film tabakası oluşturacağız. Bu şekilde polen ve tozlar kumaşa tutunamayacak hafif bir silkelemeyle giysimizin üzerinden uzaklaşacaktır.

Konforlu Giysiler -

Teri dışarı atan giysiler Toz tutmayan giysiler Kışın sıcaklık veren eşofmanlar Yazın serinlik hissi veren eşofmanlar Hiç leke tutmayan ürünler Elastikiyet (izi-streç) özelliği olan giysiler

Streç özelliği veren mikro kapsüllerle yapılan uygulamalar: Bu işlemde örgü kumaşların elastikiyetini %20-25 arttırabiliriz. Kullanılan elyaflar arasında nano poliüretan sayesinde likrasız kumaş elastikiyet kazanır. Kumaşa özel bir tuşe verir. Bu özel apreyi likralı kumaşlara uygulayabiliriz. Bu şekilde kumaşın zıplama özelliğini ve esnekliğini daha da arttırır. Bu apre t-shirt ve kazakların yaka, kol ve manşetlerine uygulanırsa deformasyonu önler ve ürünlerin kullanım süresini arttırır. Kumaşın vücuda masaj etkisi vardır.

dengeyi güçlendirir, nemlendirici etkisiyle cildi canlandırır. Ginsengli Mikrokapsüller Ginseng canlandırıcı etkisiyle ünlenmiş en doğal bitkidir. Stres ve kas ağrılarını azaltmaya yarayan özellikleri vardır. Vücuda zindelik verir. Ayrıca doğal bağışıklık sistemini yeniler. Lavanta Özlü Mikrokapsüller Bu bitkinin antiseptik, analjezik ve antiinflamatuar etkisi vardır. Rahatlatma ve sakinleştirme özelliğine sahiptir. Cildin En Üst Tabakasında Oluşan Tahrişi Onaran Ürünler Zambak Kokulu Mikrokapsüller Zambağın hafızayı güçlendirdiği, konuşma yeteneğinin iyileşmesine yardımcı olduğuna inanılır.

Kötü kokuları absorbe eden giysiler:

Kötü koku giderici özel apreler: Bu sistem üç farklı şekilde çalışır. İlk önce kokuların buhar basıncımı düşürür. Sonra reseptör etkileşimi sayesinde kötü kokuları nötralize eder ve saklar. En son olarak çok düşük konsantrasyonda hoş ve belirgin olmayan bir koku ile ortamın havası yenilenir. Güneş ışıklarına karşı dayanıklı, rengi solmayan giysiler Vitamin Esaslı Nano Kimyasallarla Üretilen, Cilt Bakımı Yapan Giysiler

SIHHİ GİYSİLER

- Ultra viyole ışınları bloke eden ve derinizi UV koruyan nano ürünlerle yapılan giysiler. Küresel ısınma ve ozon tabakasının incelmesi sonucu deri kanseri hızla yayılmaktadır. İnsan sağlığı için UV ışınlarından derimizi korumamız gerekmektedir. Titanyum dioksit pigment zararsız beyaz ince bir tozdur. Titanyum dioksit nanometre boyutuna indirildiğinde fiziksel ve kimyasal özellikleri değişmekte ve transparan bir hale gelmektedir. Kumaş yüzeyine nano partikül aplike ederek derimizi (UPF) rot düzeyinde koruyabiliriz. - Bakterilerin diğer bulaşıcı hastalıklar yüzünden her yıl milyonlarca insan ölmektedir. Oysa gümüş doğal anti-bakteriyel ve antifungaldır. Lif ve kumaş üzerine nano-gümüş partiküller aplike edildiğinde E. Coli gibi bakteriler elimine edilmektedir. - Anti-stress özelliği taşıyan giysiler - Aloevera özlü yaşlanma geciktirici özellik taşıyan giysiler

Gül, lavanta gibi aromatik kokulu giysiler Cilt Bakımı Yapan Ürünler Vitamin Esaslı Bu kapsüller, A,C ve E vitamini içeren ve bağışıklık sistemini destekleyen antioksidanlardır. C vitamini vücudumuzun sağlığını korumak için almamız gereken temel bir vitamindir. Bu vitaminin bizi toksik minerallere karşı korur. E vitamini, vücudumuzun gençliğini korur ve genç hissetmesi için gereken en önemli vitaminlerdendir. Aloevera’lı Mikrokapsüller Aloevera bitkisi içeriği ve etkisi açısından çok zengin bir bitkidir. Cildi nemlendirir, doğal dengesine ulaşmasını sağlar ve anti-aging etkisi vardır. Ayrıca anti-inflamatuar etkisi vardır ve kas ağrılarını azaltmakta kullanılır. Vücut Losyonları Gül, yasemin taze çiçekler ve ylang-ylang bitkisinin özelliklerinden oluşan bu özel karışımlar vücut ve zihin arasındaki doğal

106 Ocak • 2014



Aktüel

SONUÇ

- Anti oksidan özelliği taşıyan giysiler - Zayıflatma özelliği taşıyan giysiler - Çöl ortamında bile giyilebilecek güneş ışığını yansıtan giysiler (coldblack) Coldblack teknolojisini özel kılan uygulandığı üründe ısı birikimini azaltıp, aynı zamanda güneş ışınlarına karşı koruyuculuk sağlamasıdır. Giysi hem termal konfor sağlıyor, hem vücudu UV ışınlarından koruyor. Bu uygulamadan geçmiş ürünler vücudu 12 0C serin tuttuğunu, güneş ışınlarını %80’e kadar yansıttığı belirtiliyor. Bu proses ürününün görünüşünde bir değişiklik meydana getirmemektedir. Coldblack uygulaması kıyafetlerinde, çadır, tente, şemsiye gibi güneşten koruyan ürünlerde uygulanmaktadır. Amaç zor iklim şartlarına uygun ürünler üretmek. Coldblack teknolojisi özellikle vücudu daha serin tutmasına yardımcı olması bakımından önemlidir. Yağ yakıcı ve zayıflatıcılar: Bu uygulama yapılmış kumaşlar aynı zamanda selülitleri gidermeye yardımcı olur. Uygulanan madde termolojik yağ yakıcı ve zayıflatıcıdır. Cilt tarafından kolaylıkla emilir. Cildi nemlendirir, ferahlık hissi verir, vücuttaki oksijeni arttırarak vücudun savunma sistemini güçlendirir. Hücre yenilenmesine katkıda bulunur. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur.

Giysi üretiminde kullanılacak lif ve boyalı kumaş yüzeylerine uygulanan aplikasyonun şu avantajları vardır. - Aplikasyon işlemi yaş işlemler için mevcut makine parkıyla gerçekleştirilebilir. Yeni bir yatırıma gerek yoktur. - Kullanılan nano kimyasallar çevre dostudur. Çoğu biyolojik olarak parçalanabilir. - Çevreye zararlı kimyasal kullanımı minumuma indirir. - Kumaş nefes alabilirliğini korur. Yüzey aplikasyonu ürünün temel özelliğini değiştirmez. Pantolon hala pantolondur, ancak nano partiküller onları kirlere karşı kendini temizleyebilmesini sağlar. Nano teknoloji uygulamaları için kullanılacak kumaşlar pamuk, keten, Poliamid, rayon ve polyesterden yapılmış kumaşlardır. Günlük giysiler, spor giysileri, üniformalar gibi kıyafetler; perde, yastık, yatak çarşafları ve halılar gibi ev tekstili kumaşları, askeri kıyafetler ve benzeri ürünlerin oluşturduğu pazarın büyüklüğü 2015 yılında yüz milyar doları geçmesi beklenmektedir. ABD, Rusya, Çin ve AB ülkeleri bu alandaki araştırmalara milyarlarca dolar yatırmışlardır. Elde edilen nano partiküller yaşamın her alanına girmiştir

108 Ocak • 2014








Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.