Inovatif Kimya Dergisi Sayi 64

Page 1

Kimya Dergisi

İNOVATİF Kimya Dergisi YIL:6 SAYI:64 KASIM 2018

GENLER UNUTMAZ


EKİBİMİZ YAVUZ SELİM KART PELİN TANTOĞLU HATİLE MOUMİNTSA TUĞBA NUR AKBABA ÖZGENUR GERİDÖNMEZ MERVE ÇÖPLÜ HACER DEMİR NURSELİ GÖRENER ZELİŞ GİRGİN RABİYE BAŞTÜRK NESLİHAN YEŞİLYURT ELİF AYTAN ÖMER AKSU SİMGE KOSTİK PETEK AKSUNGUR SUDE ÖZÇELİK CANAN MOLLA AYŞEGÜL KAVRUL RABİA ÖNEN BAŞAK SULTAN DOĞAN İPEK AKHTAR MELİKE OYA KADER BETÜL ULAŞ DİCLE OĞUZ SENA SAATÇİ SENA AŞKIM TEMİR MUAZ TOĞUŞLU EDA AKIN LEYLA YEŞİLÇINAR

DERGİYİ OKUMADAN ÖNCE İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek, kullanmış olduğunuz yazıların kaynağını ise dergi olarak belirtmek durumundasınız. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. Dergimizde yayınlanmasını istediğiniz yazıları info@inovatifkimyadergisi.com mail adresine göndermelisiniz. Gönderdiğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editör tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Dergi ekibi gönüllü kişilerden oluşmuştur. Dergi ilk kurulduğu andan beri böyle ilerlemiştir. Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır. Gelen kişilere en başta bu kural söylenir. Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bozan kişiler ekipten çıkarılır. Siz de bu ekip içinde yer almak istiyorsanız web sitemiz üzerinden kuralları okuyarak başvurabilirsiniz. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları kabul etmiş sayılırlar. İNOVATİF KİMYA DERGİSİ

REKLAM VERMEK İÇİN reklam@inovatifkimyadergisi.com adresinden web site ve e-dergi için fiyat teklifi alabilirsiniz.

http://www.inovatifkimyadergisi.com https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi https://twitter.com/InovatifKimya https://instagram.com/inovatifkimyadergisi https://www.linkedin.com/in/inovatif-kimya-dergisi-00629484/


REKLAM İÇİN reklam@inovatifkimyadergisi.com

BİNLERCE KİŞİNİN OKUDUĞU DERGİMİZE ONBİNLERCE KİŞİNİN ZİYARET ETTİĞİ WEB SİTEMİZE REKLAM VERİN

BİNLERCE KİŞİYE ULAŞIN


MAGNEZYUM MUCİZESİ

5

TÜRK LİSE ÖĞRENCİSİ, 'GÜNEŞ IŞIĞINDA RENK DEĞİŞTİREN KUMAŞ' PROJESİYLE DÜNYA BİRİNCİSİ OLDU

8

GENLER UNUTMAZ

9

ÇAY ÜRETİMİNDE BOR GÜBRESİ KULLANILSIN ÖNERİSİ

12

YAPAY FOTOSENTEZ İÇİN ÇEVRE DOSTU NANOPARTİKÜLLER

13

BOR, PROSTAT KANSERİNE KARŞI KULLANILABİLİR

16

20


MAGNEZYUM MUCİZESİ Magnezyum Nedir? Magnezyum insan vücudunda bulunan en yaygın mineraller arasında dördüncü sırada yer alıyor. Vücutta birçok kimyasal reaksiyonun gerçekleşmesinde rol oynuyor. Bu sebeple vücudumuz için oldukça önemli bir rolü

bulunmaktadır. Hücrelerimizi hayatta tutan bu mucize mineral yetişkin bir insan vücudunda, kemikte% 53, kasta% 27, yumuşak dokuda% 19 ve serumda% 1'den az olmak üzere ortalama 25 gram miktarında bulunuyor.

Magnezyum Neden Önemlidir? Magnezyum iyonları, enzim kofaktörleri olarak rolleriyle vücuttaki 300'den fazla biyokimyasal reaksiyonu düzenler. Bu reaksiyonlardan birkaçı: • Protein sentezi • Kas kasılması • Sinir fonksiyonu • Kan glikoz kontrolü • Hormon reseptörü bağlanması • Kan basıncı düzenlemesi [1] Bunlara ek olarak magnezyum, enerji üretimine ve nükleik asit sentezine dahil olmaktadır. Bunlar: • •

Oksidatif fosforilasyon Glikoliz [1]

5


Magnezyumun Sağlığımıza Etkileri Nelerdir? Kemik Sağlığı Magnezyum kemik oluşumu için önemlidir. Kalsiyumun kemik tarafından yardımcı olur ve böbreklerdeki D vitamini aktivasyonunda rol oynar. Sağlıklı kemikler için D vitamini ve kalsiyum gereklidir. [2]

Diyabet Magnezyum karbonhidrat ve glikoz metabolizmasında önemli bir rol oynar, bu nedenle magnezyum durumu da diyabet riskini etkileyebilir. Birçok çalışma, daha düşük bir diyabet riski ile birlikte daha yüksek magnezyum alımını sağlamıştır. [2]

Kalp Sağlığı Magnezyum, kalp de dahil olmak üzere kasların sağlığını korur ve vücuttaki elektrik sinyallerinin iletilmesini sağlar. Yeterli magnezyum alındığında atardamar duvarlarında yağ birikimi, hipertansiyon ve yüksek tansiyon riski azalır. [2]

Migren Baş Ağrıları Yapılan çalışmalar, magnezyum tedavisinin baş ağrısını önlemesine veya hafifletmesine yardımcı olabileceğini ortaya koymuştur. [2]

Magnezyum Vücudumuzda Ne kadar Miktarda Bulunmalıdır ve Hangi Besinlerde Bulunur? Yaş 6 aylık bebekler 7-12 aylık bebekler 1-3 yaş arası 4-8 yaş arası çocuklar 9-13 yaş arası çocuklar Erkekler Kadınlar Hamile kadınlar Emziren kadınlar

Gereken Miktar 30 mg 75 mg 80 mg 130 mg 240 mg 400-20 mg 310-320 mg 350-360 mg 310320 mg

Tablo 1. Magnezyum miktarı [3]

6


Magnezyum birçok gıdada doğal olarak bulunur. Bu gıdaları yiyerek magnezyumu vücudumuza alabiliriz.

Avokado Avokadolar oldukça iyi bir lif kaynağıdır ve aynı zamanda yüksek miktarda potasyum, B ve K vitamini içerirler. Bunun yanında avokado magnezyum kaynağıdır ve 1 fincan avokado yaklaşık olarak 39 mg magnezyum içerir. [4]

Ispanak Koyu yeşil yapraklı bitkilerimizden olan ıspanak önemli bir magnezyum kaynağıdır. 1 fincan çiğ ıspanak 24 mg, pişmiş ıspanak ise 157 mg magnezyum içermektedir. [4]

Kabak Çekirdeği Kabak çekirdeği oldukça lezzetli bir magnezyum kaynağıdır. 1/4 Fincan kabak çekirdeğinde 191 mg kabak çekirdeği bulunur. [4]

Kaju Fıstığı Kaju bir tropikal iklim bitkisidir ve zengin magnezyum kaynakları arasındadır. 1/4 fincan kaju fıstığı yaklaşık olarak 89 mg magnezyum içermektedir. [4]

Badem Badem severek tükettiğimiz çerezler arasında ve bademin faydaları saymakla bitmiyor. 1/4 fincan miktarındaki badem 97 mg magnezyum içerir. [4] Kaynaklar [1] N.-E. L. Saris, E. Mervaala, H. Karppanen, J. A. Khawaja, and A. Lewenstam, “Magnesium: an update on physiological, clinical and analytical aspects,” Clinica Chimica Acta, vol. 294, no. 1-2, pp. 1–26, 2000. [2] www.medicalnewstoday.com, “Why Do We Need Magnesium”, 2017 [3] “Magnesium Fact Sheet for Consumers”, National Institues of Health [4] www.patienteducation.osumc.edu , “Food Sources of Magnesium”,2016

Eda Akın Kimya Mühendisi (Mezun) eda.akin.399@gmail.com

7


TÜRK LİSE ÖĞRENCİSİ, 'GÜNEŞ IŞIĞINDA RENK DEĞİŞTİREN KUMAŞ' PROJESİYLE DÜNYA BİRİNCİSİ OLDU

İzmir Atatürk Lisesi 10'uncu sınıf öğrencisi Pelin Kaya, TÜBİTAK tarafından ödüle layık görülen projesiyle yurt dışında da birincilik ödülü kazanmayı başardı.

Geliştirdiğim sistem zararlı ultraviyole ışınlarını gördüğü zaman kumaş renk değiştiriyor. Bu sistemi günlük hayatta kullanılan bileklik, broş gibi bazı aksesuarlarda yaptım. İnsanlar bu aksesuarla dışarı çıktığında ultraviyole ışınlarının zararlı olduğunu anında anlayabilecekler. Bu sistemin 2 lira gibi bir maliyeti var. Ekonomik ve çevre dostu bir sistem."

Geçtiğimiz aylarda, TÜBİTAK lise öğrencileri araştırma projeleri yarışmasında birinci olan projesiyle ülkemizi yurt dışında temsil etmeye hak kazanan Pelin Kaya, göğsümüzü kabarttı. Portekiz'de düzenlenen uluslararası yarışmada (Youth Science Meeting) ülkemizi temsil eden Pelin Kaya, oradan da birincilikle döndü.

Atatürk Lisesi Müdür Yardımcısı ve Proje Danışmanı Benal Hepsöğütlü ise öğrencisi ile gurur duyduğunu şu sözlerle ifade etti: "İngilizce olarak sunumunu yaptı sonra da diğer öğrenci ve öğretmenlerin sorularına İngilizce olarak cevap verdi, çok başarılıydı. Yarışmada bu yıl sadece 2 tane ödül verdiler mansiyon ve birincilik ödülü. Öğrencimin adı okunduğunda çok gurur duydum, ülkemize böyle bir ödülü getirdiğimiz için çok mutluyuz."

Yarışmadaki tüm sunumunu İngilizce yapan ve sunumu bittikten sonra İngilizce sorulara soğukkanlı yanıtlar veren Pelin Kaya, birincilik ipini göğüsledikten sonra sevinçten havalara uçtu. Pelin Kaya, projesiyle ilgili şunları söyledi: "Ozon tabakasının incelmesiyle yer yüzüne ulaşan ultraviyole ışınlarının miktarı arttı. Bunun sonucunda da ultraviyole ışınlarının neden olduğu katarakt, deri kanseri gibi hastalıkların görülme sıklığı da arttı.

8


GENLER UNUTMAZ

Psikolojimiz Genler ile Aktarılır mı ? Mendel 1800 yıllarının ortalarında çalıştığı ve daha sonra etkisini yıllar boyunca yaşayacağımız bir gizemin haritasını bize çizdi: Bezelyeler. Bir papazın kendi dünyasına ,genetik bilimi gözüyle bakması fikri ile arka bahçesine diktiği yeşil ve uzun

bezelyeleri incelemesi ile başlar. Mendel de bu yana bir bezelyeden daha öteye giden ama bir hücredende büyük olmayan bilgi birikimiiz yeni bir esrar ile karşı karşıya ; acaba genler unutur mu?

Birikimlerini dünyadaki farklı türlerde olduğu gibi her organizma bir sonraki neslile aktararak 4,54 milyar yıl yaşındaki dümyanın tüm birikimlerini depoladığımız sarmallar ortaya çıkıyor. Bu sarmalalara kromozom diyoruz ve genlerden oluşan bu bilgi havuzu aslında nesiller öncesinin bize armağanıdır.

içinde büyüleyici bir oluşumdan ibarettir. Gelişim aşamasındaki ufak bir gen hatasının ömrümüzün sonuna kadar yüzümüzde taşırız. Örneğin holorpsemsefali ( beynin iki yarım kümesinin düzgün oluşmadığı bir anomalidir, görülen kişilerden zeka geriliği ve nöbetler görülür ) bu hastalığın görüldüğü kişilerde, en büyük belirtisi gözlerin birbirinden derin ve yakın çukurda olmasına neden olan orbital hipotelorizm rahatsızlığında görüldüğü ve buna neden olan bir genin fetüsteki hareketindeki sıkıntıdan olduğu anlaşılmış.1

Birikimlerimize bakacak olursak , geçmişte atalarımızın yakalandığı hastalıklardan, gelecekteki çocuklarımızda görülebileceği hastalıkları görebilmemiz mümkün. Bunun yanında vücudumuzda oluşan mutasyonların nedenlerini, fizyolojik hasarların oluşum sebeblerini ve ihtimal donör olmamızı dahi genlerimize borçluyuz. Şöyle ki kan bağını işaret eden benzerliklerimizin dışında yüzlerimizin genellikle nereden geldiğini pek düşünmeyiz. Fakat yüzün oluşum hikayesi kendi

9


Özetle genlerdeki yanlış bir hareketin birbirile bağlantılı bir çok rahatsızlığa sebeb olduğu aşikar bir durumda fakat ilginç olan taraf fiziksel özelliklerimizide etkileyen bu durum ya aynı etkiyi psikolojik durumumuzuda belirliyorsa ve hatta bu nesillere aktarılma ihtimali var mıdır? İngiltere ve Kanada’dan bir grup bilim insanının ikizlere ( tek yumurta ) yaptığı psikolojik bir deneyde, bireylereden birine zorbalıpa karşı travmatik tutumlarını ölçmek ve etkilerini görmek için bir dizi deney sürecinden geçirdiler. Yıllar sonra tekrar kontrol edilen deneklerden zorbalığa maruz kalmış olan kişide ciddi epigenetik farklılıklar görülmüş.Zorbalığa maruz kalan ikizlerde, nöroiletici serotinini nerönlara taşımaya yardım eden protein için kodlamaya yapan SERT adlı genin promotör bölgesinde çok fazla DNA metilasyonu olduğu görülmüş.2 İkizlerde görülen bu etkinin kökenlerine bakıldığında stres anında yükselişe geçen kortizon hormonunun işlevinde bir tahribata yol açtığı görülmüş. İkizlerin genetik miraslarına bakıldığında aynı durumun devam ettiğini ve post-travmatik stres bozukluğu ( PTSD ) diye adlandırılan hastalığın görüldüğü ortaya çıkmıştır. Son olarak yazının sonuna gelirken bu tür psikolojik bir etkinin gen hafızasına kaydedildiğini düşünürsek ve bu tek kişi bazlı bir olayda bu etkiler ortaya atıldığını görüyorsak, toplumun en temek birimi olan bireyin

kitlesel bir travmaya maruz kalınca nasıl değişime uğradığını tahmin edebilir miyiz? 11 Eylül’de yapılan terör saldırısına maruz kalan hamile kadınlar ve daha sonra doğan çocuklar üzerinde yapılan PTSD testlerinde ilginç bir sonuca vardılar. Terör saldırısı sonrası kortizon seviyelerinin düşük olduğu gözlenlenmiş hatta saldırı sonrası doğan çocuklarında aynı şekilde kortizon seviyesinin düşük olduğu ve PTSD hastalığının görüldüğü gözlenlenmiş. 3

10


Özetle, fiziksel özelliklerimizi belirleyen genler aynı zamanda karakter oluşumumuzda ciddi etkilerinin olduğu araştırmalar tarafından bulunduğu gayet açık. Psikolojik tutumumuzu düzenleyen hormonlar ve diğer salgı elemanlarını tetikleyen kimyasal süreci başlatan genler, atalarımzdan nesillerimize ve çocuklarımıza aktarılmaktadır.4 Not: Bu konu hakkında bir yazı yazmamı isteyen Gizem İkiz’e teşekkürlerimi sunarım. Kaynaklar 1- The National Center for Biotechnology Information, www.ncb.nlm.nih.gov 2-T.Franklin (2010) Epigenetic transmisson of the impact of early stress across generations, Biological Psycgiatry 68:408-415 3-R.Yehuda (2010) Gene expression patterns associated with post traumatic stress disorder following exposure to the World Trade Center Atacks, Biological Psycgiatry 4- Genler Hayatımızı Nasıl Değiştirdi? Dr. Sharon Moalem , Ntv Yayınları

Muaz Toğuşlu Kimyager (Lisans Öğrencisi) mutazzam@gmail.com

11


ÇAY ÜRETİMİNDE BOR GÜBRESİ KULLANILSIN ÖNERİSİ

Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Korkmaz, Türkiye'de insanların günde ortalama aldığı 1 miligram borun, sağlıklı bir yaşam için yeterli olmadığını, özellikle günlük yaşantımızın bir parçası olan çayda bor gübresi kullanarak, vücuttaki bor alımını artırılabileceğini söyledi. MCBÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Korkmaz, borun insan sağlığı üzerindeki önemine dikkat çekti. Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerin yeni bir düzenleme ile bor elementinin toprakta analizinin ücretsiz yapılarak destek kapsamına alınması gerektiğini savunan Prof. Dr. Korkmaz, "Çayda bor gübresi kullanımını önemsiyoruz. Türkiye'de insanlar ortalama bir günde su, gıda ve benzeri tüm bileşiklerden 1 miligram ile 1 buçuk miligram arasında bor alabiliyorlar. Bu bor alımı sağlıklı ve kaliteli bir yaşam için yeterli olmadığını düşünüyoruz. Dolayısı ile mevcut bitkilerimizin bor taşıyıcı özelliğinin arttırılması gerekiyor. Bor alımının doğal yollar ile artırtılması gerekiyor. İlk etapta 4 veya 5 miligramlar seviyesine çıkması gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda karar alıcılarımızın ve yöneticilerimizin tekrar bu yeni veriler ışığında çalışma yapması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle çaydaki. Çünkü çay tüm

Türkiye'de içtiğimiz, günlük hayatımızın bir parçası. Bor alımını arttırmamız hem çaydaki ekonomik verimi artırıyor, hem de kaliteyi artırıyor. Ayrıca bizlerin çay yoluyla bir miktar bor alımını da düzenlemiş oluyoruz. Bu anlamda çok önemsiyoruz" diye konuştu. Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN) tarafından Türkiye'nin bor haritasının çıkarıldığını, bor zengini olan bölgelerde bor gübresi kullanmanın gerekmediğini ifade eden Prof. Dr. Korkmaz, şöyle devam etti: "Bor gübresi kullanamadan önce mutlaka toprak analizlerinin yapılması gerekiyor. Gerçekten o bölge de bor gübresi kullanılacak mı kullanılmayacak mı, ona göre mühendisimizin karar vermesi gerekiyor. En önemlisi bu. Özellikle ülkemizin batı kesiminde çokta fazla bir bor açığı yok. Doğu ve kuzey bölgelerde eksik fazla. Oda yer yer ve bölge bölge kendini gösteriyor. Onun için eksikliği olan yerde uzmanın ve mühendisin önerisi noktasında kullanmak bizi daha efektif bir noktaya taşıyacaktır"

12


YAPAY FOTOSENTEZ İÇİN ÇEVRE DOSTU NANOPARTİKÜLLER Her geçen gün hayatımızda daha fazla yer edinen nanopartiküller şimdide yapay fotosentezle karşımızda! Üstelik çevre dostu.

Peki nasıl? Gelin hep beraber bir göz atalım.

Nanopartikül nedir? Nanopartiküller, kendilerini çevreleyen ara yüzey tabakasına sahip, 1 ila 100 nanometre (nm) büyüklüğündeki parçacıklardır.

Nanopartiküllerin kullanım alanları nerelerdir? Nanoparçacık şu anda biyomedikal, optik ve elektronik alanlarındaki çok çeşitli potansiyel uygulamaların gerçekleştiği yoğun bir bilimsel araştırma alanıdır.

Hangi özelliklere sahip olmalıdır? Bir dökme materyal, boyutuna bakılmaksızın sabit fiziksel özelliklere sahip olmalıdır, ancak nano ölçekte bu durum genellikle geçerli değildir. Yarı iletken parçacıklarda kuantum hapsi, bazı metal parçacıklarında yüzey plazmon rezonansı ve manyetik malzemelerde süper paramanyetizma gibi boyut bağımlı özellikler gözlenmiştir. Materyallerin

özellikleri, büyüklükleri nano ölçüye yaklaştıkça ve bir malzemenin yüzeyindeki atomların yüzdesi önemli hale geldikçe değişir. Bir mikrometreden büyük dökme materyaller için yüzeydeki atomların yüzdesi, malzemenin toplam atom sayısına göre küçüktür.

13


Nanopartiküllerin yapay fotosentez araştırmalarındaki rolü nedir? Zürih Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, indiyum bazlı kuantum noktalarının yüzeyine çinko sülfür ekleyerek yapay fotosentez için nanopartikül tipi yeni bir yöntem geliştirdiler. Bu kuantum noktalar, su ve güneş ışığından temiz hidrojen yakıtı üretebildiği için sürdürülebilir bir enerji kaynağıdır. Araştırmacılar güneş fotokatalizine yeni çevre dostu ve güçlü malzemeler sunmaktadır.

birkaç nanometre boyutunda olan bu malzeme yapıları, moleküllerin veya atomlarınkine benzer bir davranış sergiler ve bunların formları, boyutları ve elektronları sistematik olarak modüle edilebilir. Bu, elektrik ve optik özelliklerinin yeni görüntüleme teknolojileri, biyomedikal uygulamalar, fotovoltaikler ve fotokataliz gibi bir dizi hedef alan için özelleştirilebileceği anlamına geliyor.

Kuantum noktalar, her açıdan geçerlidir. Sadece

Şekil1: Tipik bir deneyde InP / ZnS kuantum noktaları ile fotokatalitik hidrojen üretiminin şematik bir temsilidir.

Güneş ışığı ve su kullanarak yakıt üretimi Diğer bir uygulamaya yönelimli araştırma çizgisi, doğrudan su ve güneş ışığından hidrojen üretmeyi amaçlamaktadır. Temiz ve verimli bir enerji kaynağı olan hidrojen, metanol ve benzin de dahil olmak üzere yaygın olarak kullanılan yakıt formlarına dönüştürülebilir. Daha önceki enerji araştırmalarında kuantum noktalarında en fazla umut vadetmesi nedeniyle

kadminyum kullanılıyordu, sonrasında toksisitesi nedeniyle kadminyum içeren birçok ürün yasaklanmıştır. Zürih Üniversitesi Kimya Bölümü'nden Profesör Greta Patzke ve Chengdu'daki Güneybatı Petrol Üniversitesi'nden bilim adamları ve Çin Bilimler Akademisi, fotokataliz için toksik bileşenler içermeyen yeni bir türde nano malzemeler geliştirdi.

İndiyum içeren ince çinko sülfit katmanlı çekirdek Üç nanometre parçacığı indiyum fosfid çekirdeğini çok ince bir çinko sülfit ve sülfid ligandları tabakasıyla çevreler.

ışık ve sudan hidrojen üretme konusunda da oldukça verimli oluyorlar’’, diyor Greta Patzke.

’’ Kadmiyum içeren kuantum noktalara kıyasla, yeni kompozitler yalnızca çevre dostu değil aynı zamanda

Kuantum nokta yüzeyindeki sülfid ligandlarının, yük taşıyıcıların etkili bir şekilde ayrılması ve bunların nanoparçacık yüzeyine hızlı bir şekilde aktarılması

14


gibi, ışıkla çalışan kimyasal reaksiyonlarda yer alan kritik adımları kolaylaştırdığı bulunmuştur.

Çevre dostu uygulamalar için büyük potansiyel Yeni geliştirilen kadmiyum içermeyen nano malzemeler, çeşitli ticari alanlar için daha çevre dostu bir alternatif olarak hizmet etme potansiyeline sahiptir. "Suda çözünebilen ve biyo-uyumlu indiyum bazlı kuantum noktaları, gelecekte biyokütle olarak hidrojene dönüşme açısından da test edilebilir. Ya da düşük toksikli biyosensörler doğrusal olmayan optik materyaller olarak geliştirilebilirler." diyor Patzke.

Üniversite Araştırma Öncelik Programı "LightChEC" kapsamında yapay fotosentez için katalizörlerin geliştirilmesine odaklanmaya devam edecek. Bu disiplinler arası araştırma programı, kimyasal bağlarda güneş ışığı enerjisinin doğrudan depolanması için yeni moleküller, materyaller ve süreçler geliştirmeyi amaçlamaktadır. Daha yaşanılabilir bir gezegen ve gelecek nesillerimize daha güzel bir yaşam için daha çok çalışmalı ve daha çok araştırmalıyız. Bilimle kalın.

Kaynaklar • Shan Yu, Xiang-Bing Fan, Xian Wang, Jingguo Li, Qian Zhang, Andong Xia, Shiqian Wei, Li-Zhu Wu, Ying Zhou, Greta R. Patzke. Efficient photocatalytic hydrogen evolution with ligand engineered all-inorganic InP and InP/ZnS colloidal quantum dots. Nature Communications, 2018; 9 (1) DOI: 10.1038/s41467-01806294-y • University of Zurich. "Eco-friendly nanoparticles for artificial photosynthesis." ScienceDaily. ScienceDaily, 1 October 2018. <www.sciencedaily.com/releases/2018/10/181001101929.htm>.

Rabiye Baştürk Kimya Mühendisi (Lisans Öğrencisi) odtulurabiya@hotmail.com

15


BOR, PROSTAT KANSERİNE KARŞI KULLANILABİLİR

İyi huylu prostat büyümesi hastalığının engellenmesinde etkin olduğu ispatlanan bor madeninin prostat kanserine karşı da kullanılabileceği düşünülüyor. Prof. Dr. Mehmet Korkmaz, "İyi huylu prostat büyümesindeki iltihaplanmanın engellenmesinde yeni sentez dediğimiz bor bileşiğinin etkin olabileceğini ispatladık" dedi

huylu prostat büyümesindeki iltihaplanmanın durdurulmasına yönelik, "Benign prostat hiperplazisinin bor türevleri ile tedavisi" projesini tamamladı. Dünya üzerinde ilk defa Manisa'da geliştirdiği projesini 2017 yılının Mayıs ayında tamamlayan Korkmaz, patent başvurusunda bulundu.

Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Korkmaz, dünyada 40'lı yaşlardan itibaren her 3 erkekten birinde ortaya çıkan iyi huylu prostat büyümesi (Benign prostat hiperplazisi) hastalığına karşı bor madeninin etkin olabileceğini ispatladıklarını söyledi. Korkmaz, elde ettikleri bulgulara göre bor madeninin prostat kanserine karşı da etkili olabileceğini düşündüklerini ifade etti.

Bulguların ilk defa, araştırmaları sonucu ortaya çıktığını savunan Prof. Dr. Korkmaz, "2009 yılında bor sahasında yaşayan erkekler üzerinde yapılan çalışmada doğal yolla alınan bor miktarının 6,5 miligram civarında prostatı engellediği konusunda ilk bulgulara ulaşmıştık.

MCBÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Korkmaz, TÜBİTAK'ın desteğiyle 3 yılık bir çalışmanın ardından iyi

2014 yılında TÜBİTAK'ın desteği ile 3 yıllık bir proje başlattık. Bunun temelinde nasıl bir mekanizmanın yattığı ve biz bu alanda tedavi amaçlı yeni bir bor bileşiği sentezleyip, sentezlemeyeceğini bu alanda kullanıp kullanamayacağımızın araştırmalarına ağırlık verdik.

16


3 yıl süren araştırma sonucunda 2 noktada önemli bilgiye ulaştık. Bunlardan birincisi iyi huylu prostat büyümesinin mekanizmasında iltihaplanmanın rol adlığı ve iltihaplanmanın durdurulmasında yeni sentez dediğimiz bor bileşiğinin etkin olduğunu ortaya koyduk. Biz bu ilaç prototipi yeni bir buluş olarak patent başvurusunda bulunduk. Şu anda

inceleme aşaması devam ediyor. Bundan sonraki aşamada hayvan deneyleri olacaktır. Ondan sonrada bunun ticari aşamalarında devam edecektir diye düşünüyorum. Böyle bir çalışma Türkiye'de de, dünyada da yok" diye konuştu.

Bor Bileşiği Tedavi Amaçlı Kullanılabilir İlk bulguları bor sahasında yaşayan erkekler üzerinde elde ettikten sonra hücre türü ortamında moleküler araştırmalar gerçekleştirdiklerini belirten Prof. Dr. Korkmaz, "36 aylık bir proje desteği aldık. 2017 Mayıs ayında projeyi bitirdik. Bu aşamadan sonra oldukça ciddi bulgulara eriştik. İyi huylu prostat büyümesinin mekanizması tam net değildir ama son yıllarda iltihaplanma olarak ifade edebileceğimiz bu türde araştırmalara ağırlık verilmektedir. Biz de araştırmalarımızda tekrardan konuyu ele alarak, yine iyi huylu prostat büyümesinin oluşumunda iltihaplanmanın etkin olduğunu ortaya koyduk. Bu iltihaplanmanın engellenmesinde yeni sentez dediğimiz bor bileşiğinin etkin olabileceğini

ispatlamış olduk. Bor bileşiğinin tedavi amaçlı daha etkin olabileceği hem tedavi hem de koruyucu amaçla kullanabileceğini düşünüyoruz. Bizim bulgularımızda prostat kanserine dahi kullanabileceği dahi işaret ediyor. Fakat prostat kanserinin nedenlerinin çok farklı olması sebebiyle hangi düzey ve hangi noktada etkin olabileceği konusunda düşünülmektedir. İyi huylu prostat konusunda sahadan aldığımız verilerle laboratuvar verileri örtüşüyor. Her üç erkekten birisinin başına gelen bir olay. 40'lı yaşlarda başlayıp 50'li yaşlarda daha sık görülen bir hastalık. Onun için biz bu konuyu daha çok önemsiyoruz" diye konuştu.

17


Ultraviyole bir lamba altında, gösterilen bu bileşik akuamarin gibi parlamaktadır. Kaunas Teknoloji Üniversitesi öğrencisi Matas Steponaitis, bromotrifenilamin ve bis (metoksifenil) asetaldehidi karıştırarak, asit katalizörü ekledi ve ardından reaksiyon ürününü arıtarak flüoresan molekülünü hazırladı. Bileşiğin görünür ışığı serbest bırakma özelliğine rağmen, güneş ışınlarında ışığı yakalamaya yardımcı olan maddelere yol açacağı düşünülüyor.Buna benzer moleküller, güneş ışığı altındaki hareketlerinden sonra elektronların bir güneş pili içinden geçmesine izin veren yük taşıyıcı malzemeler yapmak için kullanılabilir.Bu mobil elektronlar, elektrik şeklinde kullanışlı enerjiye çevrilirler. Zeliş Girgin


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.