İnovatif Kimya Dergisi Sayi 6

Page 1

İNOVATİF Kimya Dergisi

YIL : 2 SAYI : 1 OCAK 2014

KÜRESEL ISINMA Hosgeldin

2014

KÜRESEL ISINMA

PROF. DR. SELAHATTİN SERİN İLE

GIDA SEKTÖRÜ-GIDAMIZ

AYIN RÖPORTAJI

KİMYAMIZ

SİKLODEKSTRİNLERİN

KARKİM-KARİYERİMİN KİMYASI

ENDÜSTRİYEL ÖNEMİ

BİLGİYE ULAŞMAK

3 BOYUTLU ÇİZİM İÇİN GOOGLE SKETCH-UP KULLANIMI



Sahibi : İnovatif Kimya Dergisi Kurucuları

Genel Yayın Yönetmeni : Yavuz Selim Kart Yayın Danışmanı : Sevgili İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları, Dergimiz Kimya hakkında bilgiler vermesi, siz okuyucularımızın ufkunu açması, bildiklerimizin pekiştirilmesi, bilmediklerinizin öğrenilmesi amacıyla hazırlanmıştır. Dergimiz sizlerin göndereceği makaleler, yazılar ile oluşacaktır. Diğer bir deyişle bu derginin içeriğini sizler hazırlayacaksınız. Dergimizin içeriğinde

Ayşe Emir Dergi Editörleri : Ayşe Emir Caner Kavraz Gültekin Özdemir Ebru Çetinkaya

* Kimya Sektörü ile ilgili bilgiler * Kimya Sektörü ile ilgili yazılar ve makaleler olacaktır.

Röportajı Yapan :

Ayrıca çeşitli bulmacalar,hos yazılar ve resimler ile de sıkılmayacağınızı ümit ediyoruz.

Dergi Tasarımı :

Güzel bir dergi olacağı düşüncesindeyiz. Fayda sağlaması dileklerimizle...

Yavuz Selim Kart

İnovatif Kimya Dergisi

Bize Ulaşın

İsmail Kanbaz

Facebook Yönetimi : Yavuz Selim Kart Ayşe Emir Ebru Çetinkaya M. Ahmet Karabulut Hatile Moumintsa Twitter Yönetimi :

facebook.com/InovatifKimyaDergisi twitter.com/InovatifKimya inovatifkimyadergisi@gmail.com

Yavuz Selim Kart Caner Kavraz


Yazarlarımız

YAVUZ SELIM KART

AYSE EMIR

GÖKBEN KÖPRÜCÜ

VAHIT KENAR

ELIF NIDA KILIÇ

GÖKHAN ISIK

ISMAIL KANBAZ

İNOVATİF

Kimya Dergisi


İNOVATİF KURALLARI Kimya Dergisi

1. İnovatif Kimya Dergisi, yazılarını herhangi bir

makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek durumundasınız. Ayrıca kullanmış olduğunuz bu yazıların kaynağını bu dergi olarak belirtmek durumundasınız. 2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında eğer bir sorun yaşıyorsanız ilk yazara ulaşacaksınız. 3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. 4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimler kesinlikle kaynak belirtilmektedir. Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak hallediniz. Çünkü bizim yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek resimlerini dökümanlarına eklemeleri. Burdan çıkacak problemlerden direkt yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu değildir. 5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise. Yazıları için AYŞE EMİR ile konuşmaları gerekmektedir. www.facebook.com/groups/147842018740235/ Grubu aracalığı ile ulaşabilirler. Bu gruba yanlızca yazarlık yapan ve gerçekten yazmayı düşünen arkadaşları almaktayız. Burada çeşitli görüşler fikirler tartışılmaktadır. Bunun harici sayfamızı takip edenler için girişteki ÖNSÖZ kısmında gerekli adresler mevcuttur. 6. Aşırı yazar bolluğu olmadığı takdirde her yazıyı yayınlamaya gayret edeceğiz. Amacımız hem yazan hem de bilgili güzel bir gençlik sağlamaktır. Ya benim yazım niye yayınlanmadı tarzı soruları üstte belirtmiş olduğum isimlere sorabilirsiniz. 7. Sayfamızda yayınlanmasını istediğiniz yazıları inovatifkimyadergisi@gmail.com mail adresine göndermeniz rica olunur. Bu mail adresine gönderdiğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editörlerimiz tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir dergi çünkü.

8. Dergimizde konu gönderen arkadaşlar, bazı tarz

yazılar bazı kişilere verilmiştir. Misal , Ünlü bir kimyagerin hayatı ve kimya eğlence tarzı bölümler bazı arkadaşlarımıza verilmiştir. Bu konuları özellikle isteyenler olmuştur. Ama bu sizin bu konularda yazı yazmayacağınız anlamına gelmez. Yazı yazıp gönderirseniz illaki yayınlanacaktır. Bir yazar arkadaşımızın olur ya işi olur yazamassa, o zaman o yazıyı sizin adınız altında ekleriz. Hem dergi zaman kaybetmemiş olur. Hem de süreklilik sağlanmış olur. Ayrıca aynı konu hakkında birden fazla yazı dergide olursa bu seferde dergi amacından sapmış olur. 9. Dergimize göndereceğiniz yazılar en fazla 6 sayfa olabilir. 6 Sayfayı geçmemeye çalışın. Geçen yazılar 2 bölüm halinde yayınlanabilir. Bu konuda son söz hakkı dergi yönetimine aittir. 10. Dergimize yapacağınız eleştirileri de arkadaşlarımıza saygısız bir biçimde değilde ölçülü bir biçimde sayfalarda yapmaya dikkat ediniz. Bu işi herkes gönüllü yapıyor. Saygıda lütfen kusur etmeyiniz. 11. Son olarak Dergimizde yazabilecceğiniz konular aşağıda listelenmiştir.

*Akademik Makaleler *Endüstriyel Yazılar *Üniversite Hayatında Kimya *İş Hayatında Kimya *Laboratuvar Üzerine *Kimya Güvenliği 12. Bu konulardan baska konular olsun istiyorsanız. Edtörlere ve vermiş olduğumuz gruba ulaşabilirsiniz.Yazılarımız Kimya içeriği dışına çıkmamaya çalışılacaktır. İş hayatı ve okul hayatnda kişisel gelişime yönelik ek yazılar olabilir. Bunun hakkında da çalışmalar yapılacaktır. 13. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu arkadaş buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine sahiptir. 14. Dergiyi okuyanlar bu kuralları kabul etmiş sayılırlar. İnovatif Kimya Dergisi


“EDİTÖRDEN”

Merhaba İnovatif Kimya Dergisi Okuyucuları Yanımızda olan çalışkan ekibimiz ve siz değerli okurlarımız ile altıncı sayımızda tekrar sizlerle, yeni bir yıla girmenin gururu ve mutluluğunu yaşamaktayız. Bizler; bu dergi ile editörlüğü ve yazmayı öğrenmeye çalışıyoruz, hemde yazmayı öğretmeye çalışıyoruz. Çoğumuz bu dergi ile yazmaya başladık ve bundan sonrada daha iyi yazılar yazmaya çalışacağız. Çünkü, bizler yazdıkça yazmayı öğreniyoruz. Bize; hayatında hiç yazmayan öğrenci arkadaşlarımız “acaba bizde yazabilir miyiz” diye başvurduğunda, onlara siz neden yazamayasınız dedik ve güven verdik. Bu zamana kadar bizi takip eden siz değerli okurlarımız, hayatında hiç makale yazmamış ve acaba bende yazabilir miyim, diyen öğrenci arkadaşlarımızın yazılarını okudunuz ve bir kısmınız o yazıları beğendiniz. Bu ayda bize yazı gönderen üç tane öğrenci arkadaşımız var. Bazen lise öğrencisi olan arkadaşlarımız, bizlere başvuruyor ve “kimya okumuyorum; ama kimyaya ilgi duyuyorum ve araştırmalarım var, bende yazabilir miyim’’ diyor. Yazabilirsiniz diyoruz ve ön yargılı yaklaşmayarak güzel yazının kimden çıkacağı belli olmaz felsefesine inanıyoruz. Lise okuyup da bilime ve kimyaya ilgi duyan bu arkadaşlarımız, bizleri gururlandırıyor ve onlarla aynı ülkede yaşamaktan mutluluk duyuyoruz. Yazarlıkta üniversite ayrımı yapmayıp, kimyaya ilgi duyan herkese kapımızı açıyoruz. Bizlere gelen yazılar arasında, başkalarının yazmış olduğu yazıyı bize gönderip, yazıya kendi ismini yazıp, kendi yazısıymış gibi gösteren kişilerde oluyor. Bu durumla her ay karşılaşıyoruz. Başkalarının emeğine olan saygımızdan, ve yazılarda orjinalliği ve yaratıcılığı önemsediğimizden, bu yazıları yayınlamıyoruz. Dergimizde, Kimya endüstrisi ve akademik kimyaya hitap ediyoruz. Bu ay dergimizde, farklılık olarak haber kısmı yaptık. Aralık ayında gerçekleşen kimya haberlerinden seçtiklerimizi sizlerle paylaşmak istedik. Aralık ayında yapılan Kimya İstişare Toplantısında konuşulanları (Kimya sektöründe yaşanılan sigorta sorunu ve ISG yönetmeliği yönetmeliği tartışılmıştı) haber sayfamızda sizlere aktardık. Bu ay yine bir yazarımız, Karkim etkinliğindeki konuşmacıların tecrübelerini bizlerle paylaştı. Karkim yazısı, iş bulma sürecinde ve öğrenci olan okurlarımıza hitap eden bir yazı. Bu ay, Çukurova Üniversitesi Fakülte Dekanı ile roportaj yaptık. Hocamız ülkemizde kimya sektörünün durumunundan bahsetti, kimya ile ilgilenen herkesin okuması gereken bir yazı. ‘’Gezegenimiz Bize Ne Anlatmak İstiyor’’ yazısında, aşırı karbon salınımının dünyayı ısıtacağını, bu durumda dünyada gelecekte ne gibi tehlikelerle karşılaşacağımızı ve havadaki karbonu azaltmak için alacağımız teddirlerden bahsedilmiş. Bu yazımızda sadece kimyagerleri değil yaşayan tüm insanları ilgilendiren bir yazı. ‘’Bilgiye Ulaşmak’’ yazısı ile internette kaynak nasıl aranır ve kaynak aramanın püf noktalarından bahsedilmiş. Herkes için oldukça faydalı bir yazı. ‘’Gıda Sektörü-Gıdamız Kimyamız’’yazısı ile genel olarak gıda sektöründen bahsedilmiş, yazarımız her ay olduğu gibi, bu ayda faydalı ve güzel bir yazı yazmış. Dergimizin Genel Yayın Yönetmeni, her ay olduğu gibi bu ay da bilgisayar bilgisini kullanarak üç boyutlu çizimi bizlere anlatmış. Siklodekstrin maddesinin ilaç, kozmetik ve diğer sektörlerde hangi amaçla kullanıldığından bahsettik. Bu zamana kadar yayınladığımız sayılarımızda eleştiri ve önerileri ile yanımızda olan ve bundan sonraki sayılarımızda da yanımızda olacak olan siz değerli okurlarımızın, yeni yılını kutlar ve mutluluklar dilerim.

Ayşe EMİR Dergi Editörü


İçindekiler İnovatif Kimya Dergisi

10

“Siklodekstrinlerin Endüstriyel Önemi”

“Gıda Sektörü-Gıdamız Kimyamız”

17

“Karkim-2013 Kariyerimin Kimyası Etkinliğinde olanlar”

“Ayın Röportajı- Prof. Dr. Selahattin Serin ile Türkiye’de Kimya Sektörü”

33

26

“Küresel Isınma-Gezegenimiz bize ne anlatmak istiyor?”

“Bilgiye Ulaşmak-Google’da arama yaparken dikkat edilmesi gerekenler”

45

14

41

“3 Boyutlu Çizim için Google Sketch-Up Programı Anlatımı


51

“Kimya Sektöründen Haberler”

“Her ay sizlere faydalı olabilecek 3 web sitesi.”

56

55

“Kimya Bulmacası”

“Kimya Bulmacası Çözümleri (Geçen Ay)”

57



Ayşe EMİR

ayseemirr_2008@hotmail.com

KIMYAGER (MEZUN)

Gaziosmanpaşa Üniversitesi

“SİKLODEKSTRİNLERİN ENDÜSTRİYEL ÖNEMİ” denir. Bu komplekste siklodekstrin ev sahibi, dışarıdan gelen molekül ise misafirdir. Misafir molekülün siklodekstrinle bağlanması kalıcı değildir. Misafir molekülün boyutu, kompleks oluşumu için önemlidir. Misafir molekülün boyutu siklodekstrinden büyük veya küçük olduğunda, kompleks oluşumu gerçekleşmez. İyi bir inklüzyon kompleksi oluşması için bağlanacak molekülün siklodekstrin boşluğunu doldurması ve boşluğun çeperleri ile temas halinde olması gerekir.

Anorganik kimyada, moleküllerin içindeki boşluğun bir başka molekül tarafından doldurulması ile bir kompleks oluşur; oluşan bu komplekse inklüzyon denir. Molekülün kendisine; ev sahibi dışarıdan gelip, boşluğu dolduran maddeye de misafir denir. Moleküllerde ev sahibi-misafir kompleks ilişkisi ilk ‘’siklodekstrin’’ maddesi ile bulunmuştur. Siklodekstrin molekülünün içindeki boşluğun başka bir molekül tarafından doldurulması ile oluşan boşluğa ‘’siklodekstirinin inklüzyon kompleksi’’

İNOVATİF Kimya Dergisi

Siklodekstirinler çeşitli maddelerle inklüzyon kompleksi oluşturmasından dolayı endüstride önemli bir molekül olmuştur; birçok sektör ve ürünlerde kullanılmaya başlanmıştır. Çünkü siklodekstrin molekülü; misafir moleküllerle kompleks oluşturduğunda misafir molekülün, fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini değiştirmektedir. Siklodekstrin inklüzyon kompleksi oluşturduğunda, misafir molekülün oksidasyon, hidroliz ve fotokimyasal reaksiyonlara karşı dayanımı artmaktadır.

10


Diyelim ki ürünümüz içerisinde oksidasyona dayanıksız bir madde var (madde oksijenle tepkimeye giriyor), siklodekstrinle kompleks oluşturarak, maddemizin oksijenle kompleks oluşturmasını engeller ve ürünümüzü dayanıklı hale getiririz. Siklodekstrinler bazı maddelerin mikroorganizmalar tarafından bozunmasını önler. Siklodekstrin uçucu olan bir madde ile kompleks oluşturarak, uçucu bir maddenin buharlaşma hızını azaltmaktadır. Siklodekstrinler kötü koku yayan misafir molekülle kompleks oluşturarak, kötü kokunun maskelenmesini sağlar. Düşük çözünürlüğe sahip maddemizin çözünürlüğünü artırmak istediğimizde, siklodekstrinle inklüzyon kompleksi oluşturarak çözünürlüğünü arttırabiliriz. Dispers boyar maddeleri düşük çözünürlüğe sahiptir ve dispers boyar maddelerinde siklodekstrin kullanımı uygundur. Siklodekstrin molekülü misafir molekülün özelliklerini değiştirerek molekülü istediğimiz hale getirdiği için siklodekstrin maddesine sihirli madde demek istiyorum. Siklodekstrin bu sihirli özelliğinden ve zararsız oluğundan dolayı endüstride çok geniş kullanım alanı bulmuştur. Gıda, ilaç, kozmetik, tekstil, çevre koruma, paketleme, biodönüşüm vb. sektörlerinde her birinde farklı amaçlarla kullanılmaktadır.

İlaç Sanayisinde Siklodekstrin Kullanımı: İlaç formülasyonlarında, yeni geliştirilen ilaçların aktif maddelerinin fiziksel özelliklerini iyileştirmek ve mevcut ilaçların yeniden düzenlenmesini sağlamak için siklodekstrin kullanılır. Siklodekstrin molekülü ilaç etken maddeleri ile inklüzyon kompleksi oluştu-

11

rarak ilaçların hücreye alımının kolaylaşması, çözünürlük ve stabilitenin arttırılması, uçuculuğun azaltılması, raf ömrünün uzatılması ve yan etkilerinin azaltılması gibi etken maddelerin birçok özelliklerini iyileştirirler.

Siklodekstrinler, gastrointestinal ilaç iritasyonunun azaltılmasında kullanılırlar. Siklodekstrinler; misafir molekülle etkileşime girdiklerinde, sıvı olan misafir molekülü toz ve katı hale dönüştürürler. Sıvı olan ilaçları katı hale dönüştürmek içinde siklodekstrin molekülü kullanılır. İlaç-ilaç etkileşimini önlemek içinde siklodekstrinler kullanılır. Bir ilacın hücre içine geçebilmesi için çözünebilmesi lazım, vücudumuzda su var; fakat suda çözünmeyen ilaçların hücre içine geçmesini istediğimizde, siklodekstrin molekülü ile ilacın çözünürlüğünü artırarak hücre içerisine geçmesini sağlamış oluruz. İlaç aktif maddelerinin birçoğu, suda çözünmediğinden organik çözücüler ve surfaktantlarla muamele edilirler. Bu çözücülerin ise bazı dezavantajları vardır. Bunlar cildi tahriş eder ve istenmeyen reaksiyonlara sebep olurlar.

İNOVATİF Kimya Dergisi


Oysa siklodekstrinle, kompleks oluşturarak; çözünmeyen ilaç aktif maddesinin çözünürlüğünü artırırız. Siklodekstrinler zararsızdır ve biyolojik olarak parçalanabilirler. Siklodekstrinler, ilaç molekülünde kötü tadı maskelemek ve uçucu olan maddelerin uçuculuğunu azaltmak içinde ilaç endüstrisinde kullanılırlar. Sporonox, sıvı bir ilaçtır ve yapısında suda çözünmeyen 10g/ml antifungal itracozanole içerir. Itracazanole, çeşitli kosolventlerle çözünür hale getirilmekte; fakat bu durumda midede çöküp absorbe edilmemektedir. Itracazanole maddesini, hidroksipropil β-siklodekstrin ile çözündürdüğümüzde maddenin midede çökmesinin önüne geçmiş oluruz. Ve ilacı enjeksiyonla kullanmayıp, ağız yolu ile kullanımını sağlamış oluruz. Yapılan çalışmalarda, steroid esterleri, anti kanser ilaçları, prostaglandin gibi ilaçların formülasyonlarında siklodekstrinlerin kullanılması ile ilaçların stabilitelerinin arttığı gözlemlenmiştir. Dextromethorphan bromide ve Ceterizine ilaçlarının formülasyonlarında, acı bir tat vardır, bu acılığı gidermek için siklodekstrin molekülü kullanılır.

Kozmetik Sektöründe Siklodekstrin Kullanımı: Siklodekstrinler kozmetik sektöründe, stabilizasyon, koku kontrolü, sıvı maddelerin katı hale dönüşmesi, aktif maddelerin deriye alınması ve uçuculuğun azaltılması amacı ile kullanılırlar. Parfümlerde, uçucu bileşiklerin sik-

İNOVATİF Kimya Dergisi

lodekstrin maddesi ile kompleks oluşturması ile uçuculuk azaltılmakta ve parfümlerde koku kalıcılığı arttırılmaktadır. Koku yayan madde siklodekstrin maddesi tarafından tutulmaktadır. Siklodekstrinler, ısı ve ışıktan etkilenen maddeleri kompleks oluşturarak korurlar. Kozmetik ürünlerinde bazı bitkiler, ısı ve ışıktan etkilenir; bu maddelerde stabilizasyonu artırmak için siklodekstrin molekülü kullanılır. Örneğin; kozmetik ürünlerinde kullanılan çay çiçeği yağının bileşimindeki terpenler, ısı ve ışığın etkisi ile cildi tahriş eden terpenlere dönüşmektedirler. Siklodekstrin kullanarak çay çiçeği yağının, ısı ve ışığa karşı stabilizasyonunu artırmış oluruz. Cilt kremlerinde kullanılan hidrokinon ve kojik asit gibi bileşiklerin pH, ısı ve ışığa karşı stabilizasyonunu artırmak için siklodekstrin kullanılır. Güneş kremlerinde siklodekstrin kullanılarak cilt ile UV ışığının etkileşimi azaltılır. Yaşlanmayı geciktirici ürünlerin formülasyonunda kullanılan retinal, siklodekstrin ile kompleks oluşturduğunda retinal maddesinin çözünürlüğü arttırılmaktadır. Ayrıca bu bileşiğin; UV, ışık ve oksijene karşı stabilizasyonu sağlanmaktadır.

Gıda Sektöründe Siklodekstrin Kullanımı: Siklodekstrinler %80-90 oranında gıdada kullanılmaktadır. Acı tat birçok gıda ürününün, reddedilmesine sebep olmaktadır. Siklodekstrin, kötü tat veren madde ile kompleks oluşturarak gıdada tadın iyileştirilmesini sağlar.

12


Meyve suları, kahve, alkollü içeceklerde acılığın azaltılması için siklodekstrin kullanılır. Portakal ve greyfurt sularında, narinin ve limoninden gelen acı tat β-siklodekstrin kullanılarak azaltılmaktadır. Siklodekstrin, gıdada koku maskelenmesi içinde kullanılmaktadır. Japonya’da 20 yıldır, taze gıdaların kokularının hapsedilmesi ve balık yağının stabilizasyonunu sağlamak için siklodekstrin molekülü kullanılmaktadır. Süt tereyağı ve yumurta gibi ürünlerde siklodekstrin kullanılır ve bu sayede ürünlerden % 80 oranında kolesterol uzaklaştırılmış olur. Siklodekstrin; yağlarda serbest yağ asitlerini ayırarak, yağın kızartma kapasitesini artırmaktadır. Siklodekstrin molekülü, inklüzyon kompleksi oluşturarak istemediği renkleri maskeleyebilir. Meyve sularında bulunan polifenoksidaz enzimi, renksiz bileşikleri renkli bileşiklere dönüştürerek meyve sularında kararma oluşturmaktadır. Siklodekstrinler, polifenoloksidaz enzimini ya da fenolik bileşiklerini ortamdan ayırarak kararmayı engeller.

Siklodekstrinlerin Diğer Sektörlerde Kullanımı: Siklodekstrinler, tekstil sektöründe kumaşlarda kullanıldığında; ter ve sigara gibi istenmeyen kokuları hapseder. Kumaş boyamada kullanılarak, boyanın kumaş tarafından alımını artırıp; atık sudaki boya miktarında azaltmıştır. Siklodesktrin, atık sulardaki zararlı maddelerle etkileşime girer ve böylece çevreye olan zarar azaltılmış olur. Atık sularda bulunan tekstil maddelerinin uzaklaştırılması içinde siklodekstrin

13

kullanılır. Sinir gazları olarak bilinen somon ve sarin gazlarının, zehirli etkisini azaltmak için siklodekstrin kullanılır. Siklodekstrinler; tohumlarda nişastayı parçalayan enzimleri yok ederek, tohumların çimlenmesini sağlar. Endüstriyel öneme sahip olan ve birçok kullanım alanı bulunan siklodekstrinler, nişastanın parçalanması ile üretilirler. Nişastanın ucuz olması, sınırsız miktarda bulunması ve basit bir enzimatik dönüşümle üretilmesinden, üretiminin çevre kirliliği oluşturmaması ve birçok endüstride kullanım alanı bulmasından dolayı, siklodekstrin maddesinin üretimi avantajlı olmaktadır. Almanya, Macaristan, Japonya, Fransa ve ABD’de siklodekstrin maddesinin üretim tesisleri vardır ve bu ülkelerde binlerce ton siklodekstrin maddesi üretilmektedir. Çok fazla teknik anlatarak siz okuyucularımı sıkmak istemedim, sormak istediğiniz ve anlamadığınız yer olduğunda her zaman sorularınızı cevaplamaya hazırım. Tüm okuyucularımın yeni yılını kutlar, esenlikler dilerim. Kaynaklar: 1)Siklodekstrinlerin İnklüzyon Kompleksleri, E. Perrin Akcokoca ve Rıza Atav, Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Bölümü 2)Doktora tezi, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı, Ayşe Avcı, Ankara 2010 3)Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı, Dilek Ceylan, Ankara 2009 4)http://www.dunyagida.com.tr/haber. php?nid=931 Görsel Kaynaklar: www.kimyasanal.net

İNOVATİF Kimya Dergisi


Vahit KENAR

vahitkenar@gmail.com

KIMYAGER (MEZUN)

GIDA SEKTÖRÜ GIDAMIZ KİMYAMIZ

Sakarya Üniversitesi

Merhaba arkadaşlar, Bu ay ki konumuz, insan yaşamının en temel ihtiyaçlarından olan ve toplum sağlığı açısından stratejik önem taşıyan gıda sektörüdür. Zengin tarımsal kaynakları ile gıda sanayi, Türkiye ekonomisinde ilk kurulmuş sektörlerden biridir. Cumhuriyet’in kurulmasından sonra Türkiye’nin sanayileşme süreci bu sektörle başlamıştır.[1] Gıda Sektörünün alt başlıkları genel hatlarıyla; et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri, un ve unlu ürünler, meyve ve sebze ürünleri, katı ve sıvı yağlar, şeker ve şekerli ürünler, alkolsüz içecekler, alkollü içecekler, fermente ürünler, hazır tüketilen gıdalar ve bebek mamaları olarak özetlenebilir. TÜİK ihracat verilerine göre, 2012 yılı toplam ihracatımız 153 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. İhracatımızın yaklaşık %10’luk kısmını gıda ürünleri ve içecek, tarım ve hayvancılık ile balıkçılık alanlarında yapılan üretimimiz oluşturmaktadır.[2]

İNOVATİF Kimya Dergisi

Bir ülke ekonomisi için, sağlıklı ve dinamik işleyen bir gıda sektörü iktisadi kalkınma ve sanayileşme sürecinin önemli bir tamamlayıcısıdır. Türk gıda içecek ve tütün sektörü, yabancı yatırımcılar için en cazip alanlardan birini oluşturmaktadır. Küresel yatırımcılara kârlı yatırım fırsatları sunduğundan, müthiş oranda doğrudan yabancı yatırımı çekerek son on yılda yaklaşık 4 milyar ABD dolarına ulaşmıştır.[3] Ekmeğin Türkiye’de temel gıda maddesi olması nedeniyle, Türk tarımında tahılın büyük önemi vardır. Ayrıca, Türkiye’nin bakliyat üretimi yapan ülkeler arasında kayda değer bir yeri ve dünya ticaretine hakim olma potansiyeli vardır. Türkiye’de fındık ve diğer kuru meyve üretimi oldukça yüksektir ve bu ürünlerin çoğunda (fındık, kayısı, kuru üzüm vs.) Türkiye dünya pazarlarına hakim konumdadır. Türkiye’nin büyük tarım potansiyeli, konservesi yapılan geniş sebze ve meyve tarımını doğurmuştur. Türkiye’de hızlı büyüyen gıda sanayi sektörlerinden biri de dondurulmuş sebze ve meyve sanayidir.

14


satın almasına yol açmıştır (şeker, et, süt, unlu mamuller).[5] Sıra geldi en can alıcı bölüme;

Sektörün İş yeri Sayısı ve İstihdamı

Türkiye, tarımsal potansiyelinin avantajıyla bitkisel yağ üretiminde de kalite ve miktar yönünden diğer ülkeler arasında önemli bir yere sahiptir. Teknolojideki gelişmeler ve son yıllarda artan yatırımlar ile şekerleme, çikolata ve kakao ürünleri, pasta ve bisküvi sektörleri Türk gıda sanayisinde büyük gelişme gösteren sektörlerdir. [4] Dikkat edilmesi gereken önemli diğer bir sorun da, tarımsal Ar-Ge harcamalarının yetersizliğidir. Ülkemiz yıllarca bazı ürünleri iç ve dış talebin üstünde üretmiş, talep fazlası ürünleri imha etmiş ya da maliyetin altında fiyatlarla pazarlayarak zarar etmiştir (çay, tütün, şeker). Üretimi mümkün olan bazı ürünlerin yanlış politikalar nedeniyle ithalatı yapılarak döviz kaybı yaşanmıştır. Üretim olanağına rağmen yanlış planlama ya da politikalardan kaynaklanan üretim yetersizliği (mısır, ayçiçeği, hububat) sorunun bir başka boyutudur. Yanlış destekleme politikaları sonucunda ürün kalitesinde gerilemeler meydana gelmiş (buğday), yine yanlış politikalar halkın temel gıda maddelerini dünya ve AB ülkelerine göre çok pahalı

15

Genelde iş hayatına atılacak, kendi işini kurmak isteyen arkadaşlarımız ilk olarak gıda sektörünü tercih eder. Ancak bu sektör sürprizlerle ve risklerle doludur. Biz kimyacılar da sektörün esas oyuncuları arasında yer almaktayız. Birçok gıda firmasında, genellikle gıda mühendisi ve kimyagerler tercih edilmektedir. Hatta kimyacılar daha da çok diyebiliriz. Özellikle Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre, 2009 yılında gıda sektöründe 36.396 iş yeri faaliyet gösterirken iş yeri sayısı yaklaşık %11 artış ile 2012 yılında 40.377’ye yükselmiştir. Gıda sektörüne ilişkin istihdam da ise 2009 yılında 338.852 kişi çalışırken 2012 yılında % 20 artışla 406.091 kişiye ulaşmıştır.[3] Son olarak günümüzde çoğu sektörde olduğu gibi gıda sektöründe de illegal oyunlar oynanmaktadır. Gıdanın imalatında maliyeti düşürmek için kullanılan gerek insan sağlığına gerekse çevre için zararlı maddelerin kullanımı konusunda dikkatli olmalı, gerekirse araştırma yapmalı ve insanları uyarmalıyız. Her zaman dediğim gibi kısa vadeli kazançlar uğruna hiçbir canlının hayatı hiçe sayılmaması gerekmektedir. Bu konuda üzerimize düşen görevi yapmalıyız. Unutmamalıyız ki canları yakarken canımız da yanabilir.

İNOVATİF Kimya Dergisi


Mesleki ve vicdani olarak böyle bir sorumluluğumuzun olduğu kanısındayım. İnsanları bilinçlendirmeliyiz. Özellikle de kola konusunda :)…Çünkü gıda öyle bir şey ki hata veya hileyi affetmez. Yaptığınız sahtekarlık ya da hata hiç ummadığınız bir anda, ummadığınız yerden sizin ve en yakınlarınızın yakasına yapışabilir.” Konuyla ilgili çalışmak isteyen arkadaşlarım da gıda sektöründe sorumlu yöneticilik el kitabına buradan ulaşabilirler. http://topluluk.comu.edu.tr/gida/eski/ elkitabi.pdf Kaynaklar: [1] DONDURAN, Murat, Selma TOZANLI, Aylin ATAY (2007), “Uluslararası Rekabet Stratejileri: Türkiye Gıda Sanayii”, TÜSİAD Rekabet Stratejileri Dizisi-10, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği, TÜSİAD/T-2007-09-442, Eylül, İstanbul [2] TÜİK SEKTÖREL VERİLER [3] Sektörel Raporlar ve Analizler Serisi,SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ [4] Ekonomi Bakanlığı, İhracat Genel Müdürlüğü Gıda İşleme Makineleri Sektör Raporu 2012, s.1 [5] İSO (2006), “Gıda Sektörü”, Avrupa Birliği’ne Tam Üyelik Sürecinde İstanbul Sanayi Odası Meslek Komiteleri Sektör Stratejileri Geliştirilmesi Projesi, İstanbul Sanayi Odası Yayınları, No:2006/1, İstanbul-http://www.iso.org.tr/tr/web/ statiksayfalar/kutuphane_yayinlar_detay.aspx,alıntı: 04.05.2011 Görsel Kaynaklar: http://www.firmasec.com/resim/4/ dink-gida-sanayi-susam-uclu-57f49dca663-mdbbcm.png

İNOVATİF Kimya Dergisi

16


Elif Nida KILIÇ

elifnidaklc@gmail.com

KIMYA MÜHENDISI (öGRENCI) Yıldız Teknik Üniversitesi

“KARKİM” Hepimiz güzel bir geleceğin hayalini kuruyoruz. İyi bir iş yeri, iyi bir mevki, iyi bir maaş, güzel bir çalışma ortamı, esnek çalışma saatleri ve dahası... Peki şirketler bizlerden ne bekliyor, elemanlarını nasıl seçiyor? İyi bir kariyer için neler yapabiliriz? Bu ay ki sayımızda sizleri bütün bu soruların cevaplandığı KARKİM etkinliğine götüreceğim.

17

İNOVATİF Kimya Dergisi


KARKİM NEDİR? KARKİM; Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite ve Verimlilik Kulubü’nün düzenlediği 2 günlük seminer programı, teknik gezi ve sosyal aktiviteden oluşan Kariyerimin Kimyası projesidir. Karkim her yıl kimya, kimya mühendisliği, ziraat mühendisliği, gıda mühendisliği, biyokimya, biyomühendislik, çevre mühendisliği lisans ve yüksek lisans öğrencileri ile mezunlarını şirketlerle buluşturuyor. Yaklaşık 900 kişiyi ağırlayan etkinlik, şehir dışından gelen misafirler için de konaklama imkanı sağlıyor. Bu yıl 5.si düzenlenen Ulusal Kariyerimin Kimyası; etkinliği ve seminerleri, 2-3 Aralık’ta Yıldız Teknik Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Etkinlikte İKMİB, Unilever, Deva Holding, ÜLKER, Sanovel İlaç, Abdi İbrahim İlaç, Anadolu EFES PİLSEN, HENKEL, Kopaş, Adli Tıp Kurumu gibi dev şirket ve kurumlardan konuşmacılar yer aldı. Etkinliği 2 günlük seminer programı, 2 teknik gezi ve bir eğitim ile geçtiğimiz günlerde geride bıraktık. Peki, etkinlikte neler anlatıldı, neler soruldu bunları derleyip, sizler için özetledim.

İNOVATİF Kimya Dergisi

18


19

İNOVATİF Kimya Dergisi


* İş mülakatı öncesi kesinlikle prova yapın. Kendinizi videoya çekin, izleyip kendinizi değerlendirin. Deva Holding – Arzu SARAÇ

* Mülakatta olabildiğinizce doğal olun, kendinize güvenin ve göz temasını kaçırmayın. Deva Holding - Arzu SARAÇ

* Erkekler! İş görüşmelerinde kravat takmayı unutmayın! Deva Holding - Arzu SARAÇ

* CV’nizdeki ön yazınızı hem Türkçe hem İngilizce hazırlayın. Deva Holding - Arzu SARAÇ

İNOVATİF Kimya Dergisi

20


* Yabancı dilinizi üst seviyede tutun, kendinize yatırım yapın. Sadece para kazanmak için çalışmayın. Deva Holding - Arzu SARAÇ

* Geniş düşünün! Kimya veya kimya mühendisliği mezunu olarak satış pazarlamada da çalışabilirsiniz. Satacağınız ürünün arka planını bilmeniz size avantaj getirecektir. Abdi İbrahim – Cihan ALP

* Bir yerden başlayın ve kendinizi geliştirin. Büyük firma veya küçük firma diye değerlendirmeyin; sizin için doğru olan iş yerini bulun. İKMİB – Murat AKYÜZ

* ‘‘Siz benden ne bekliyorsunuz? ’’ Bu soruyu iş görüşmenizde karşınızdaki insan kaynakları uzmanına mutlaka sorun. Deva Holding- Arzu SARAÇ

21

İNOVATİF Kimya Dergisi


* Değişime karşı çıkarsanız yok olursunuz, ayak uydurursanız kaybedersiniz. Değişimi şekillendirin! Unilever – Cem Tarık YÜKSEL

* Kendinizi asla sınırlamayın. Bizim için en önemli şeyler yaratıcılık, analitik düşünme, iletişim ve takım çalışmasına yatkınlık. HENKEL – Begüm NALCI

* Benim için başarı, yüreğindekini gerçekten gerçekleştirebilmektir. Bunu yapın! Aret VARTANYAN

İNOVATİF Kimya Dergisi

22


SORU & CEVAP * İKMİB Firması olarak işe alımlarda nelere dikkat ediyorsunuz? Okuduğumuz üniversitelerdeki not ortalaması sizler için önemli mi ? ** İş hayatı not ortalaması yüksek olanların iyi olduğu bir yer değildir. Staj ve kişinin üniversitedeki etkinlikleri, yüz yüze konuşma ve yaptığımız kişilik envanteri testi etkili oluyor. İnsan kaynakları öncelikle sizin kim olduğunuza, hayatta neler yapmak istediğinize bakıyor. * İlaç sektöründeki yerel firmalarda, işçi çıkarımı sayısının arttığını görüyoruz. İlaç sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz? ** Son beş yıldır ilaç sektöründe birtakım sorunlar mevcut. Eleman çıkarımları hala devam ediyor. Ancak bu ilaç sektörünün geleceğinin kötü olduğunu göstermez. İlaç, hala başvurabileceğiniz önde bir sektör. Ama geniş bakmalısınız. Örneğin, marka patentte kimya mühendisi olan bir arkadaşım vardı. Patentler değerlendirilirken kimya bilgisini kullanıyordu. Sizler de bu tür iş fırsatlarını değerlendirebilirsiniz. (İKMİB) * Deva Holding’te mülakatlar İngilizce mi yapılıyor? **Evet, bazı mülakatlarımız İngilizce yapılıyor; ama bu mülakatların dışında da yabancı dile oldukça önem veriyoruz. Seçeceğimiz çalışma arkadaşımızın İngilizcesinin iyi bir düzeyde olması gerekli.

Bunları Biliyor Muydunuz? * Abdi İbrahim İlaç, bundan tam 101 yıl önce kuruldu. Her yıl %70’i kimyager ve kimya mühendisi, %30’u eczacı olmak üzere 120 tane stajyer alıyor. Stajyerler, CV incelenmesi ve İngilizce sınavı değerlendirilmesinin ardından seçiliyor. Staj için 3. ve 4.sınıf üniversite öğrencileri çoğunlukla tercih ediliyor. * Yapılan araştırmalara göre iletişimin %7’sini sözcükler, %38’ini paralinguistik (aksan, tonlama, vurgu) ve %55’ini yüz ifadeleri oluşturuyor.

23

İNOVATİF Kimya Dergisi


* Bir gıda mühendisi veya kimya mühendisi olarak Yıldız Holding bünyesinde satış temsilcisi, kategori yönetimi, ticari satın alma, kalite-denetim departmanlarında çalışabilirsiniz. * Adli Kimya laboratuvarlarının, müşterileri mahkemeler ve morglardır. Alınan bir numunenin analizinin tamamlanması ve raporun hazırlanması yaklaşık 3 ay sürer. Rapor teslim edilirken numunenin küçük bir kısmı 7 yıl saklanmak üzere adli tıp kurumu arşivinde kalır. * Şirketlere göre, uzun süre tek bir iş yerinde çalışıp ayrılmış bir eleman adayı, 10 farklı iş yerinde kısa sürelerle çalışıp ayrılmış bir eleman adayına göre daha önde. Çünkü şirketler istikrara büyük önem gösteriyor. * Türkiye’de adli vakalar, sadece Adli Tıp Kurumu’nda incelenip mahkemelere gönderiliyor. Ancak Adli Tıp Kurumu’na kimyager veya kimya mühendisi alımı için yüksek bir KPSS puanı isteniyor.

İNOVATİF Kimya Dergisi

24


* Abdi İbrahim, şirket çalışanlarının eğitimleriyle de ilgileniyor; çalışanlarına yıllık Pharma Mini MBA, Medico Marketing Institude gibi bazı eğitimler veriyor. 3 yılını doldurmuş çalışanlara işin yönetimi ve ilişkinin yönetimi eğitimleri veriliyor. Karkim Proje lideri Nedime AKYÜZ başta olmak üzere bütün KARKİM takımına, yardımları için teşekkürlerimi sunarım. http://www.ytukvk.org.tr/karkim

25

İNOVATİF Kimya Dergisi


AYIN RÖPORTAJI TÜRKİYE’ DE KİMYA SEKTÖRÜ

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 1952, Tarsus doğumluyum. İlk ve ortaokulu Tarsus’ta okudum.1966 yılında Mersin Öğretmen Okulu’na gittim. 2 yıl Mersin Öğretmen Okulu’nda okuyup çok başarılı öğrencileri yüksek öğretmene seçiyorlardı. Dolayısıyla başarılı olduğum için 1968 yılında Çapa Yüksek Öğretmen Okulu’na seçildim.1968-1969 yılında hazırlık sınıfını bitirdim. 1969 yılında da İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi’ne kayıt yaptırdım. Daha sonra 1974 yılında İstanbul Üniversitesi Kimya Yüksek Mühendis’i olarak mezun oldum. 1974 yılında askerlik görevimi yapmak üzere orduya katıldım. 128. Dönem Yedek Subayı Levazım Okulu’nda dönem birincisi olarak, meslek kurasında İzmir Kimya Evi’ne gittim ve orada Kimya Evi Müdür Vekilliği görevini yürüttüm. 1976 Nisan ayında teskere aldım ve hemen Tarsus’ta bir yağ fabrikasına Kimya Mühendisi olarak girdim ve çalışmaya başladım. 1977 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde asistan olarak göreve başladım. Kimya Yüksek Mühendisi olduğum için direkt doktora çalışmalarına başladım ve 1981 yılının başlarında doktoramı tamamladım. 1984 yılında yardımcı doçent olarak KTÜ Fen Fakültesinde göreve başladım. 1985 yılında da Çukurova Üniversitesi Kimya Bölümü’ne yardımcı doçent olarak geçiş yaptım.

İNOVATİF Kimya Dergisi

26


1988 de doçent oldum. 1994 yılında profesör oldum ve 1995 yılında da Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Fen Edebiyat Dekanı olarak görevlendirildim, aynı zamanda Çukurova Üniversitesi’nde Öğretim Üyesi olurken 6 ay sonra KSİÜ’ye Rektör yardımcısı oldum. 2003 yılı 1 Eylül’e kadar Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı olarak devam ettim. Bu süre zarfında çok sayıda master ve doktora öğrencisi yetiştirdim. Yaklaşık 10’un üzerinde doktorant yetiştirdim. 30 civarında yüksek lisansını tamamlayan öğrencim var. 1977 yılından bu yana hem sanayi işbirliğini gözeterek üniversite-sanayi İş birliği çerçevesinde sanayi ile ortak projeler yürüttüm. Bu bağlamda TÜMSİAD İstişare Kurulu üyeliği yaptım, Akdeniz İhracatçılar Birliği’ne danışmanlık yaptım. Aynı zamanda TOBB’un AR-GE Kimya alt grubunda AR-GE komitesinde üye olarak da görev yapıyorum. 2013 yılının Ocak başında da Çukurova Üniversitesi’ne Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı olarak atandım. Şu anda da Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı’nı yürütmeye devam ediyorum. Dünya’da kimya sektöründe bilimsel gelişmeler nanoteknoloji, biyokimya, katalizör, genetik, organik kimya ve polimer kimyası alanlarında gözlemlenmektedir. Bununla ilgili Türkiye ne konumdadır? Dünya’da kimya sektörüne bakıldığı zaman gerekli atılımı yapmadığımızı görüyoruz. Değişik alanlarda belki şu an ürettiğimiz kimyasallar var; ama genel anlamda değerlendirdiğimizde, dünya kimyasal madde ticareti yaklaşık 2,6 trilyon dolar civarında. Bunun içerisindeki Türkiye’nin payı %1’lerin altında. 2012 yılı ihracatımıza baktığımız zaman kimya sektörüyle ilgili ortalama 16 milyar dolar ihracatımız var. Buna karşılık 40 milyar dolarlıkta ithalatımız var, yani cari açığa olumsuz katkımız var. Dolayısıyla, Kimya sektöründe özellikle ithal edilen kimyasalların ülkede üretilir hale getirilmesine ihtiyaç var. Şuanda, dünyada bilinen kimyasal bileşik olarak baktığımızda 60 milyon civarında kimyasal madde biliniyor. Endüstride yaygın olarak 80.000 civarında kimyasal var. Ülkemizde bundan 2600 tane kimyasal üretebiliyoruz. Bir kısmında ise dışa bağımlıyız. Yani, A maddesini getirip B maddesini üretir gibi halimiz var. Şimdi bu genel rakamlar içerisinde baktığımızda, dünyada hiçbir gelişmiş ülkeyi gösteremiyorsunuz ki kimya sektörü üç gelişmiş sektörün biri kimya olmasın. Yani Kimya sektörü gelişmeden ülkenin gelişmişliği mümkün değil. Öbür taraftan başka bir gerçek daha var, Üniversite-Sanayi gelişmemiş hiçbir ülkede yok. Yani üniversite-sanayi işbirliği gelişmeden, ülkenin gelişmesi mümkün değil. Bu bağlamda ne yapılabilir? Hangi sektörde olursa olsun kendi teknolojinizi üretmeniz lazım. Bizim Kimya alanında kendi teknolojimizi üretir hale gelmemiz lazım. Bu nasıl olur? Üniversiteler bilgi üretim merkezleridir, yani Dünya’da bilgilerin %99’u üniversitelerde üretilir. Gelişmiş ülkelerde üretilen bilgi, teknolojiye transfer edilir. Gelişmemiş ülkelerde ise rafta kalır. Dolayısıyla, bizim üniversitelerde ürettiğimiz bilgileri teknolojiye transfer etmemiz gerekiyor.

27

İNOVATİF Kimya Dergisi


Kimya sektöründe üretimin 2007 yılında %8,7 artmasına karşın ekonomik krizin etkisi sonucu 2008 yılında %0,3 oranında daralmıştır. Türkiye, yaşanan ekonomik kriz sonrası kimya sektöründe bir kayıp yaşamış mı? Şimdi, hakikaten ekonomik krizler pazar daralmasına sebebiyet veriyor; ama şunu gözlemliyorum. Bilim adamıyım siyasetten anlamam; ama bir vatandaş olarak ve bilim adamı olarak her türlü krize rağmen son zamanlarda ülkemizin bu konuda gayet rahat olduğunu ve iyi ilerlediğini görüyorum. İhracat konusunda, baktığımız zaman her yıl artan ihracat potansiyelimiz var. Bu son sürece baktığımız zaman çok daha farklı olaylar bile bizim ekonomik çalkantıya girmememize, herhangi bir sıkıntı yaşamamamıza sebebiyet veren düzenlemeler içerdiğini görüyoruz. İhracat konusunda, baktığımız zaman her yıl artan ihracat potansiyelimiz var. 2002 yılında 39 milyar dolar civarında ihracat varken, bildiğim kadarıyla geçtiğimiz yıl 152,5 milyar dolar bir ihracata ulaştık. Bu demektir ki şuanda ihracatımız Dünya’ya açılmış ve Dünya ile entegre olmuş durumdayız. Her türlü kriz ve Pazar daralmasına rağmen, çevre ülkelerdeki olumsuzluklara rağmen ihracatımızda azalmalar değil, artmalar olduğunu görüyoruz. Öyle inanıyorum ki, bu ortaya konulan desteklerle önümüzdeki yıllarda da çok iyi konuma geleceğiz. 2008 yılında dış ticaretin %52’si AB ülkeleri ile yapılırken bu rakam 2009 yılında %51, 2010 yılında %49,2 şeklinde azalmış. Yaşanan ekonomik krizle yeni pazar arayışına girilmiştir. Yeni pazar arayışında sektörlere öneriniz nelerdir? Biliyorsunuz Dünya’da hakikaten, işte Afrika’dan tutunda başka bölgelerde, yeni bir takım pazar söz konusu ve az önceki soruda da ifade ettiğim gibi hem Ekonomi Bakanlığı hem Bilim Teknoloji bakanlığı hem de Kalkınma Bakanlığı’nın özel gayretleriyle ekonomik alanda faaliyetlerini izliyorum. Yeni pazarlarla, ortaya koyduğu bağlantılarla, Avrupa Birliği ülkelerle yapılan ihracat azalmasına rağmen belirli oranlarla; ama toplam ihracatımızın azalmaması, yeni pazar arayışının devreye girmesiyle açıklanabilir. Dolayısıyla, yeni pazarların aranması bir ihtiyaçtır. Bunun, önümüzdeki yıllarda da artacağı inancını taşıyorum. Tabi ki Dünya’da bir rekabet var, bir takım güç kaymaları söz konusu olabiliyor. Kimya sektörüyle ilgili yeni aktörler ortaya çıkabiliyor. Bu dengelere bakıyorsunuz, ÇİN aktörü var, Pakistan’ın Kimya sektöründe bayağı geliştiğini görüyorsunuz. Plastik sektörü, boya sektörü, ara kimyasallarda birtakım yeni güçlü merkezlerin oluştuğunu görüyorsunuz. Ama her şeye rağmen bizim, ülke olarak istikrarı yakalamış olmamız hem yabancı sermayenin gelişimine hem de yeni dış pazarların oluşmasına önemli katkılar sağladığına inanıyorum. Yani, bir ülkede istikrar varsa bu ülkenin önünü açacaktır diye inanıyorum. Kimya sektörü, sermaye-teknoloji yoğun bir sektör olduğu için iş gücü yoğunluğu düşüktür. Artan teknolojik gelişmeler ülkemizde kimya sektöründe iş istihdamını ne türlü etkilemektedir? Şimdi tabi bir şeyi üretirken iş gücünü azaltmak da, çoğaltmak da mümkündür. Yani, üretim yönteminizle alakalıdır. Bu, uyguladığınız teknolojiye de bağlı.

İNOVATİF Kimya Dergisi

28


Dolayısıyla, yeni bir takım kimyasal madde üretimini az önce belirttiğim gibi 2600 tane üretirken çok daha fazlasını üretir hale gelirsek iş istihdamını artırıcı olacaktır. Yani belki bir iş yerinde bir üretim yapan bir yerde teknolojiyi geliştirerek iş gücünü azaltmak mümkün; ama yeni üretim tesislerinin kurulması yeni istihdam alanları yaratacaktır. Dolayısıyla bizim ülkemizde kimya sektörü eğer düşündüğümüz gibi yeni bir takım kimyasalları veya yeni bir takım ürünleri üretir hale gelen tarzda gelişirse, istihdamı artırıcı olacaktır diye düşünüyorum. Dolayısıyla, verilen teşviklerle ülkede üretilmeyeni üretebilmeye, getirilecek teşviklerle önümüzdeki yıllarda kimya sektöründe daralma değil genişleme olacak, hem istihdam açısından hem üretim açısından diye söyleyebiliriz. Ülkemizde Kimya Sektörü denilince plastik ve kauçuk ürünleri sektörü önemli bir yere sahiptir. Bunun nedeni nedir? Acaba geri dönüşümü kolay malzeme olduğu için mi? Yani, bu ihtiyaçtan doğan bir şeydir. Plastik ve kauçuk sektörüyle ilgili kullanılan malzemelerde son zamanlarda önemli ölçüde artışlar var dolaysıyla, hakikaten kimya sektörü içerisindeki paya, büyüklüğe bakıldığında, dediğiniz doğru. Ama bu bizim ülkemiz için bu durumdayken, önümüzdeki yıllarda da yine bu belki belli büyüme seyrini gösterirken başka alanlarda da ben yeni yatırımlarla birtakım büyümeler olacağını düşünüyorum. Dolayısıyla, şu andaki genel manzara plastik sektörünün hakikaten bayağı güçlü olduğunu söyleyebiliriz. Deterjan ve temizlik maddeleri sektöründe ham madde açısından dışa bağımlıyız. Ülkemizde bununla ilgili çalışmalar var mı? Şimdi, sadece temizlik ürünleri ve deterjanlarda dışa bağımlı değil, diğer sektörlerde de dışa bağımlıyız; ama tabi ki bir kozmetik sektörüne bakıldığı zaman 3000 tane kimyasal girdisi var. Bunun birçoğunu dışarıdan alıyoruz. Temizlik ürünleri ana kimyasal girdisi yüzey aktif maddelerdir. Yüzey aktif maddeler içerisinde anyon aktif madde olan LABSA’dır. LABSA’yı biz Lineer Alkil Benzen olarak üretiyoruz; ama Türkiye’de Lineer Alkil Benzen üretilmiyor. Yani en büyük temizlik ürünlerinde paya sahip olan LAB’ın dışa bağımlı olması önemli bir olay. Bizim mutlaka bunu veya bunun yerine ikame edebileceğimiz kimyasalı ülkede üretir hale gelmemiz lazım. Bu konuda çalışmalar var. Benimde yaptığım çalışma var, yani LABSA yerine kullanılabilecek bir anyonik yüzey aktif maddenin ülkede üretilebilir hale gelmesi. Bunu ben San-Tez haline de getirdim. Beyaz kâğıtla birlikte Sanayi Bakanlığı’nda bu projeyi savunmaya çalışıyorum. Önümüzdeki yıllarda, eğer başarabilirsek yağ rafinasyon atığı olan sofstoktan yağ asidini elde edip onun metil esteri ve sülfolanmasıyla elde edilen bir anyon aktif maddeyi LABSA yerine daha çevreci olarak kullanmak mümkün. Biliyorsunuz gelişmiş ülkelerde çevreye olan duyarlılık daha fazla. O yüzden LAB’ın ortaya çıkardığı bir takım olumsuz etkileri de ortaya çıkarmayacak, az önce belirttiğim ürünü ortaya çıkarmayı başarırsak hem çevre dostu olan bir kimyasalı ikame etmiş olacağız hem de LAB’da dışarı bağımlılığı azaltmış olacağız.

29

İNOVATİF Kimya Dergisi


Bunun gibi birçok deterjan ve temizlik ürünlerinde çalışmalar var ve ileri ki yıllarda bu sektörlerde madde alımında dışa bağımlılığı azaltmış olacağız. Amacımız dışa bağımlı olduğumuz kimyasalların ülkede üretilebilir hale gelmek. Belki bütün kimyasalları üretmek mümkün değil; ama hiç olmazsa katma değeri yüksek spesifik kimyasalları artık biz üretir hale gelmeliyiz, diye düşünüyorum. Benim bildiğim, kendi yaptığım, kimya bölümümüzde yapılan çalışmalardan rahatlıkla söyleyebilirim ki, önümüzdeki yıllarda kimyasal madde açısından dışa bağımlılıkta belli azalmalar ve kendimiz üretir hale gelmeler gerçekleşecektir. İlaç sanayisinde ülkemizde sektör sahip olduğu potansiyele rağmen Dünya parametrelerinde etkinliğini henüz kazanmış değil. TÜİK’e göre bu oran %0.2. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz? İlaç sektörü, benim ilgili olduğum bir sektör değil; ama yine kimya ile ilgili olduğu için biliyorum. İlaç sektöründe ürün geliştirmek çok uzun süreç ve bunu çok güçlü firmalar yapıyor. Türkiye’de ilaç sektöründe hakikaten güçlü firmalar da var; ama bildiğim kadarıyla bir takım aktif maddeleri alıp belli formülasyonlarda değişiklik yaparak sıvı veya katı tablet hale getiriyorlar. Onun kendine göre zorlukları farklı toplantılarda dile getirildiğinden biliyorum. O alanda söz sahibi olmak belki daha ilerleyen zamanlarda mümkün olacak. Kendi ortaya çıkarttığımız ilaçları görmek zaman alacak diye düşünüyorum. Çünkü zor bir sektör, bir ilaç kabul ettirmek çok zaman alıyor ve çok büyük paralara mal oluyor. 2012-2015 yıllarını kapsayan Türkiye Kimya Sektörü Strateji Belgesi’nin genel amacı ‘’Yüksek katma değerli, çevreye ve insan sağlığına duyarlı süreç ve ürünlerde kimya sektöründe sürdürülebilir ve rekabetçi bir şekilde dış ticaret dengesini ülke lehine geliştirerek Dünya’da söz sahibi bir konuma gelmek’’ şeklinde belirlenmiştir. Bununla ilgili neler yapılıyor? Buna katılıyorum, böyle olması lazım. Bizim kimyasallar yani ucuz ve yığın kimyasallar üretmek yerine, katma değeri yüksek spesifik kimyasallar üretmek lazım. Bu konuda bildiğim kadarıyla değişik kurumların, İhracatçılar Birliği’nin çalışmaları var, bende katılıyorum bu çalışmalara. Kimya Komitesinin İhracatçılar Birliği’nin çalıştayları Kimya sektörünün gelişmesi için ne yapılması gerektiğiyle ilgili bir takım toplantılar gerçekleştiriyor. Bunların raporları ilgili bakanlıklara yani İktidara iletiliyor. Az önce ifade ettiğim gibi teşvikler, destekler, bu ilişkilerle ortaya çıkan bir takım olumlu sonuçlar görüyorum. Dolayısıyla, ilgili kurumların son zamanlarda bu doğrultuda hakikaten büyük bir gayret içerisinde olduğunu görmekten mutlu oluyorum. Dolayısıyla, ben hem bir akademisyen olarak hem bir vatandaş olarak bu tip çalışmalara destek vermeye çalışıyorum. Bu tip destekleri artırmak lazım ve bu şekilde devam ederse öyle zannediyorum ki, konulan hedefler ne kadar yakalanır bilemiyorum tabi; ama kimyasal madde ihracatında bu desteklerin devam etmesi durumunda 2023’te 50 milyar dolarlık konulan hedef çok büyük bir hedef değil yakalanabilir diye düşünüyorum.

İNOVATİF Kimya Dergisi

30


Türkiye’de bor madeni oldukça önemli bir yere sahiptir. Dünya rezervlerinin yaklaşık %73’ü Türkiye’de bulunmaktadır. Peki Bor madeni üzerinde çalışmalar yapılıyor mu, bu çalışmalar nelerdir? Şimdi, Bor Enstitümüz var biliyorsunuz, ciddi çalışmalar yapıldığını takip ediyorum. ETİBOR’un da kendi içerisinde çalışmaları var. Yani borun temizlik maddeleri kullanımı, borda yeni ürünler elde edilerek bunun kullanılabilirliği dolayısıyla bu konuda çalışmalar yapılıyor. Ama şu bir gerçek, elinizde bir kıymet potansiyel varsa ve bunu ticari ürün haline dönüştürmüyorsanız hiçbir kıymeti yok. Borun kıymetli ürünlerini üretir hale gelmemiz lazım. Bildiğim kadarıyla bor madenini çıkarıyoruz, bu haliyle de satıyoruz. Ne kadar ürün üretiyoruz bordan belli, çok fazla değil. Bir ara perborat üretiyorduk, borik asit, sodyum borat üretiyoruz. Bir enerji kaynağı üretimi, sodyum bor hidrür ile son derece önemli. Bu konuda Kimya Bölümü’nden de bizim buradan da TÜBİTAK destekli proje yapıldı; ama sonucunu bitti mi bitmedi mi şu anda bilemiyorum. Ama mutlaka bu söylediğim gibi bir takım kıymetli ürünleri ülkede üretilir hale gelmesi lazım; ama üretimin hemen olması mümkün değil. Bir şey üretebilmek için bilgi birikimine ihtiyaç var. Her şeye rağmen Bor Enstitüsü, üniversitelerde borla ilgili yapılan çalışmaların belli bir süre sonra meyvesini göreceğiz kanaatindeyim. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? Ben teşekkür ediyorum. Türkiye’de ve Dünya’da aslında Kimya Sektörü önemlidir. Artık çevreye duyarlı kimyasallar ortaya koymak ve üretim yöntemlerini de ona göre ayarlamak lazım. Bunun için bizim ülkemizde Cumhuriyet Dönemi öncesinde de Kimya eğitimi var. İstanbul Üniversitesi’nde Kimya ilmi 1930’lu yılların öncesinde de vardı; ama 1933 yılında İstanbul Üniversitesi kurulduğunda Kimya ilmine başlandı. Daha sonra da değişik üniversitelerde kimya lisans eğitimi var. Ancak bu eğitim sisteminin yine, yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bütün bu söylediklerimizin olabilmesi için bizim üniversitelerde kimya öğretimiyle ilgili eğitimimiz yeniden gözden geçirilerek yetiştirdiğimiz, öğrencilerin ayakları üzerinde duran, Kimya’yı bilen ve bir takım üretimleri yapabilecek cesareti olması lazım. Ama bunun olabilmesi için de bizim eğitim sistemini gözden geçirerek iyi kimyacıları nasıl yetiştirebiliriz, Dünya’da kimya eğitiminin nasıl yapıldığını, inceleyerek ortaya koymamız gerekiyor. Böyle bir görevimizde var. Yani, Kimya bölümündeki öğrencilerimizin iyi yetiştirilmesi, bu söylediklerimizin Kimya Sektörü’nün ülkede gelişmesinde önemli katkı koyacak. Ama şunu maalesef üzülerek görüyorum. Bizim öğrencilik yıllarımız, ben 1969 üniversite girişliyim, o zaman bizim sahip olduğumuz alt yapı, eğitim sistemi ve öğretim üyelerinin bize aktardıklarına bakıldığında bugün yaptığımız kimya eğitiminden daha güçlü. Oysa giderek güçlenmesi giderek, düzelmesi gerekirken maalesef gittikçe gevşeyen, bozulan, zayıflayan bir kimya eğitimi görüyorum. Mutlaka düzeltmemiz lazım. . Benim şu anda hem öğretim üyesi olarak hem Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı olarak bunun düzeltilmesi için projelerim var. Bizim üniversitemizde ve fakültemizde bir KİMYA VADİSİ oluşturmak idealim. Ne kastediyorum KİMYA VADİSİ’nde: İşte bakıyorsunuz, Amerika’da SİLİKON VADİSİ var.

31

İNOVATİF Kimya Dergisi


İşte Standfort Üniversitesi Teknokent de oluşturmuş bunu. 1950’li yıllarda bir arsa tahsisi ile dev bir vadi haline gelmiş. Sanayicilerin ve bilim adamlarının bir arada barındığı, dev şirketlerin bulunduğu, bildiğim kadarıyla Google’ların, Apple’ların,Magintoch’ların yer aldığı bir bölge ve bir firmanın orada hayret edersiniz yıllık geliri 155 milyar dolar gibi söyleniyor, çok önemli rakamlar. İşte buna benzer tarzda eğer burada küçük de olsa bir KİMYA VADİSİ oluşturabilirsek güzel olur. KİMYA VADİSİ öğrencilerimizle ve öğretim üyelerimizle birlikte, sanayicinin ihtiyaç duyduğu kimyasalları nasıl üreteceğini gösteren pilot sistemlerden oluşmuş bir bölge. Biz orada hem işin teorik kısmını hem deneysel kısmını yaparak bu ülkede üretilmesi mümkün olan ham maddeleri göstermek ve nasıl üreteceği bilgisini de sanayiciye aktarmayı sağlayacak bir bilim şeklinde çalışan bir yapılanmanın kurulması gerektiğine inanıyorum. Bu doğrultuda da elimden geleni yapacağımı ifade etmek istiyorum. Röportaj yapılan kişi: Sayın Profesör Doktor Selahattin SERİN FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ DEKANI / ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ Kendisine Çok Teşekkürler edip saygılarımızı sunuyoruz. Röportajda emeği olan Sayın İsmail KANBAZ Bey’ e de çok teşekkürler.

İNOVATİF Kimya Dergisi

32


Gökben KÖPRÜCÜ

koprucugokben@gmail.com

KIMYA MÜHENDISI (öGRENCI) İstanbul Üniversitesi

“KÜRESEL ISINMA”

GEZEGENİMİZ BİZE NE ANLATMAK İSTİYOR? Eğer Colorado’daki dev yangınların fotoğrafları veya klimanızın sebep olduğu elektrik faturanız hala sizi ikna etmeye yetmediyse, iklim değişikliği ile ilgili bazı sindirimi zor sayılara buyurun: 2012’nin Haziran ayında ABD’de 3215 ayrı yüksek sıcaklık rekoru egale edildi. Haziran, kuzey yarım küre için kayıtlardaki en sıcak Mayıs ayının hemen ardından ve tüm gezegen için 20. yüzyıl ortalamasının aşıldığı birbirini takip eden 327. ay olarak kayda geçti, ki bunun şans olma ihtimali 3.7 x 1099, yani evrendeki tüm yıldızların toplam sayısının hayli üzerinde.[1] Aslında bu durum, bugün yüzleştiğimiz bir gerçek de değil. Yüz yılı aşkın bir süredir bilinmekte. Bu saptama, ilk kez, İsveçli bilim adamı August Svante Arrhenius (1859-1927) tarafından 1906’da yapıldı. Arrhenius bir başka tahminde daha bulundu: “Havadaki karbondioksit oranı ikiye katlanırsa Dünya’nın ısısı 5 derece santigrat artar” dedi. Bu, Dün-

33

ya’daki yaşamı imkansız hale getirebilecek bir artıştır. Gelgelelim Arrhenius, geçen yüzyılın başında bu savı ortaya atarken, bu artışın ancak birkaç yüzyılda meydana gelebileceğini düşünüyordu. Şimdi birçok bilim adamı “Havadaki karbondioksit bu yüzyılın sonundan önce ikiye katlanır” diyor. Arrhenius bunları söylediğinde, sözlerine inanan pek çıkmamıştı. Tıpkı, bugün küresel ısınmanın dünyayı insanlar için yaşanmaz hale getirebileceğine inananların sayısının pek de yüksek olmaması gibi. [2] Peki,nedir bu? Bu başlı başına gezegenimizi tehdit eden küresel ısınma gerçeğidir. Küresel ısınma tanımına , kısaca göz atalım. Küresel ısınma, başlıcası atmosfere salınan gazların neden olduğu düşünülen sera etkisinin sonucunda, dünya üzerinde yıl boyunca kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıklarda görülen artışa verilen isimdir. Dünya iklim sisteminde değişikliklere neden olan küresel ısınmanın etkileri en yüksek zirvelerden, okyanus derinliklerine, ekvatordan kutuplara kadar dünyanın her yerinde hissediliyor.[3]

İNOVATİF Kimya Dergisi


Şöyle düşünelim: Son üç milyon yıldan beri gezegenimizin iklimi, mutlaka iki kararlı denge halinden birinde bulunmuş. Gezegenimiz bir kararlı halde bulunurken evrendeki konumunu sanki hafif çukurun içindeymiş gibi hayal edelim. Güneş ışınımların da ki küçük değişmeler, bizi kararlı denge haline itecek enerjiyi sağlamış. Daha serin çukurda olduğumuzda gezegen bir buzul çağına girmiş oluyor; daha sıcak çukurda olduğumuzda da gezegenin iklimi, şu an içinde yaşadığımız iklime çok yakın bir şey oluyor. İnsanlık tarihinin tamamı da böyle bir iklimde geçmiş zaten. Sorun şurada ki, fosil yakıtları kullanma tarzımız, bizi o küçük kararlı çukurumuzdan çıkarıp gitgide daha uzağa, şu tepenin öbür taraftaki yamacına doğru itip duruyor. Devrilme noktası da, tepenin doruğunu aştığımız nokta oluyor: o noktadan sonra gezegenimizi çok daha sıcak bir yer olmaya doğru itmemize gerek kalmıyor artık; o kendi başına oraya doğru yuvarlanıp gidecek zaten.

Yeryüzünün küresel sıcaklık değişimi (IPCC) . Devrilme noktası, iklim sistemlerinde mevcut olan bir dizi artı geri besleme mekanizmasından kaynaklanıyor: bu

İNOVATİF Kimya Dergisi

mekanizmalar da insan yapısı ısınmanın etkilerini çok güçlendirerek iklim değişiminin her türlü denetimin dışına çıkmasına yol açıyor. Bu kritik eşiği aşarsak, dünyada sıcaklıklar 6 derece kadar fırlayabilir[4]. Böyle bir şey olursa eğer neler olacağına bir göz atalım.

Dünya 1 derece ısınırsa, Kuzey Ku-

tup dairesi, yılın yarısı boyunca buzdan yoksun kalacak ve efsanevi Kuzey Batı Geçidi, gemilerin geçebileceği şekilde açık olacak. Bengal Koyu’nun etrafındaki on binlerce evi sel basacak. Güney Atlantik’i kasırgalar vuracak. Batı Amerika’daki şiddetli kuraklıklar, küresel tahıl ve et pazarlarında kıtlığa yol açacak. Amerika Birleşik Devletleri’nin batı yarısında çöller oluşacak. Teksas’tan Kanada sınırına kadar olan bölge, hiçbir ürünün yetişmeyeceği aşırı kurak alanlara dönüşecek.

Dünya 2 derece ısınırsa, Grön-

land’ın buzulları yok olacak. O kadar çok buzul eriyecek ki, kutup ayıları hayatta kalma mücadelesine girecek. Böcekler yeni yönlere doğru göç edecek. Amerika’daki ılıman iklim kuzeye doğru kayarken, çam böcekleri ormanları yok edecek. Bu, boz ayıların en önemli besin kaynağının da yok olması demek. Büyük Okyanus’taki birçok ada sular altında kalacak. Tropik mercan resiflerinin büyük bölümü kaybolacak.

Dünya 3 derece ısınırsa, Amazon

Yağmur Ormanları kuruyacak. Alpler’in karlı zirveleri yok olacak. El Nino’nun şiddetli baskınları sürekli hale gelecek.

34


Akdeniz ve Avrupa’nın bazı kısımları yaz mevsiminde kavurucu bir sıcak yaşayacak. Büyük sıcaklık dalgaları yaşanacak. Ortadoğu’da görülen sıcaklıklar, Kuzey Avrupa’ya taşınacak. Gezegenin temel yaşam destek sistemleri bozulacak.

Küresel İklimde Gözlenen Değişiklikler

Temel olarak insan etkinlikleri sonucunda atmosferin bileşiminde ortaya çıkan önemli değişiklikler sonucunda, küresel yüzey sıcaklıklarında 19. yüzyılın sonlarında başlayan ısınma, 1980’li yıllarla Dünya 4 derece ısınırsa, okyanuslar birlikte daha da belirginleşerek, hemen yükselecek ve milyonlarca insanın yuher yıl bir önceki yıla göre daha sıcak vası olan yoğun nüfuslu deltaları yok olmak üzere, küresel sıcaklık rekorları edecek. Bangladeş denize karışacak. kırdı. Yerküre ikliminde gözlenen ve baMısır’ı sel basacak. Venedik sular altınzılarının insan etkinlikleriyle bağlantılı da kalacak. Buzullar yok olacak. Milolduğu kabul edilen küresel ve bölgesel yarlarca insana temiz su akışı kesilecek. ölçekteki önemli değişiklikler şöyle özeGüney Kutbu’nun bütün Batı Kutup tlenebilir: Küresel ortalama yüzey sıkitlesi kopacak ve deniz seviyesi daha da caklığı, 20. yüzyılın başından günümüze yükselecek. Dünya, bugünkü haline hiç değin yaklaşık olarak 0.8 C° arttı. Kürebenzemeyecek. sel olarak, 1990’lı yıllar 1860 yılından sonraki aletli gözlem kayıtlarındaki Dünya 5 derece ısınırsa, Kuzey ve en sıcak on yıl; 1998 ise, +0.58 C°’lik Güney yarımkürelerde eskiden ılıman anomali ile en sıcak yıl oldu. İkinci en olan iki büyük kuşak, yaşanılmaz hale yüksek sıcaklık rekoru, +0.47 C° ile gelecek. Los Angeles, Kahire, Bombay 2002 ve 2003 yıllarına aittir. gibi dünyanın büyük şehirlerini besleyen kar ve su kaynakları kuruyacak. İklim mültecilerinin sayıları yüz milyonlara yükselecek. Canlı türlerinin çoğu büyük Yapılan araştırmalara göre, dünya bir iklim şoku yaşayacak ve yok olacak. yüzeyinin ortalama sıcaklığı 20. yüzyıl Geleneksel toplumsal yapılar alt üst olboyunca 0,6 ºC kadar artmış, son kırk acak. yıldır atmosferin 8 kilometrelik alt kısmında sıcaklıklar yükselmiş, kar Dünya 6 derece ısınırsa, okyanuslar örtüsü ve buzlanma ise %10 civarında uzaktan bakınca masmavi görünse de azalmıştır. Bilim adamlarının yaptığı aslında denizler bir çöl haline gelecek. araştırmalara göre, 11 bin 700 yıl önce Çöllerse kıtalara doğru fethe çıkan orAfrika’yı etkisi altına alan hava dalgasıydular gibi yayılacak. Doğal afetler, gün- la oluşan Kilimanjaro buzulu erimeye delik olaylara dönüşecek. Dünyanın en başladı. büyük şehirleri sular altında kalıp terk edilecek. Tarihin en büyük soy tükenmesi yaşanacak. Bunun adına küresel yok oluş da denilebilir.[5]

35

İNOVATİF Kimya Dergisi


Science dergisinde yayımlanan araştırmada, “uydu verilerine bakılırsa, 2020 yılında Kilimanjaro’nun beyaz şapkası yok olacak” deniliyor. Yok olacağından söz edilen Kilimanjaro’nun tepesinde bulunan buz tabakası, şu anda bile susuzluk çeken Tanzanya’nın nehirlerini besleyen ana kaynak. 2025 yılı itibariyle dünya nüfusunun neredeyse yarısının su kıtlığıyla karşı karşıya kalacağı tahmin edilmektedir. Yeni gözlem sonuçlarına göre, 2004 yılı, küresel olarak en sıcak dördüncü yıl olurken, kuzey yarım kürenin en sıcak yılı olan 1998’den sonraki en sıcak ikinci yıl oldu. Gece en düşük hava sıcaklıklarında yaklaşık her on yılda 0.2 C° olarak gerçekleşen artış, gündüz en yüksek hava sıcaklıklarındaki artışın yaklaşık iki katıdır. 20. yüzyılda sıcaklıklarda gözlenen bu ısınma, geçen 1,000 yılın herhangi bir dönemindeki artıştan daha büyüktür. Atmosferin en alt 8 kilometrelik bölümündeki hava sıcaklıkları da, geçen 40 yıllık dönemde belirgin bir artış eğilimi göstermektedir. Öte yandan, 20. yüzyılda, orta enlem ve kutupsal kar örtüsü, kutupsal kara ve deniz buzları ile orta enlemlerin dağ buzulları azalırken, küresel ortalama deniz seviyesi, yaklaşık 0.1-0.2 m arasında yükseldi ve okyanusların ısı içerikleri arttı. Yağışlar kuzey yarım kürenin orta ve yüksek enlem bölgelerinde her on yılda yaklaşık % 0.5 ile % 1 arasında artarken, subtropikal karaların (Akdeniz Havzası’nı da içerir) önemli bir bölümünde her on yılda yaklaşık % 3 azaldı. Sera gazlarının atmosferik birikimleri ve onların ışınımsal zorlaması, insan etkinliklerinin bir sonucu olarak artmaya devam etti.

İNOVATİF Kimya Dergisi

WWF (World Wildlife Fund Doğal Hayatı Koruma Vakfı) tarafından yapılan araştırmaya göre, küresel ısınma bu yüzyılın sonunda bitki ve hayvan habitatının üçte birini tehdit ediyor. Nadir görünen türler ve bölünmüş ekosistemler şimdiden kirlilik ve ormanların yok edilmesinden dolayı tehdit altında ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya 1990’lar geçen yüzyılın en sıcak yıllarıydı. Küresel ısınmanın etkileri en yüksek zirvelerden, okyanusun derinliklerine, Ekvator’dan kutuplara kadar hissediliyor.Küresel ısınmanın etkileri gezegenin her yanında görülüyor, milyonlarca insanı sel, kuraklık ve susuzlukla karşı karşıya bırakıyor. Avustralya’da 2002 yılında yaşanan şiddetli kuraklığın ana nedeni küresel ısınmaydı. Kuzey Pasifik’te somon popülasyonunda, bölgedeki sıcaklığın normalden 6 derece artması yüzünden büyük düşüş görüldü.

36


California kıyılarında yüzlerce deniz kuşunun, denizlerin ısınması yüzünden besin kıtlığı yaşamalarının sonucunda, öldüğü görüldü.Okyanuslardaki ısının artmasıyla mercan kayalıklarının büyük zararlar gördüğü belirlendi. Avustralya’daki Great Barrier Reef, sürdürülebilir olmayan balıkçılık yöntemleri, yapılaşma ve iklim değişikliği yüzünden çok yakında kaybedilme tehlikesiyle karşı karşıya. Atina ve Yeni Delhi gibi şehirlerde ölüm çanları artarak çaldı, sıcak hava dalgalarından bunaldılar. Yükselen deniz seviyesi Pasifik Adaları ve Hint Okyanusu’ndaki adaların çoğunu tehdit ediyor. Büyük kasırgalar, seller, kuraklık ve sıtma gibi hastalık salgınları bizi bekliyor. Küresel ısınma, çevre felaketlerin etkilenen mültecilerin zorunlu göçleri yüzünden bölgesel çatışmalar yaşanabilir. Küresel ısınma yüzünden dünya ormanların ve hayvan türlerinin üçte biri tehdit altında. 2011 Ocak ayı içerisinde yayımlanan bir çalışma, küresel ısınmanın bitkilerde polen dönemini uzattığını ortaya koydu. Kuzey Amerika’da yapılan bu çalışmaya göre Ambrosia bitkisinin polen dönemi kuzey bölgelere doğru ilerledikçe ciddi bir şekilde uzuyor. Bu durumun başka bitki türlerinde de geçerli olduğunu işaret eden birçok çalışma mevcut fakat bu tip kapsamlı sonuçlar henüz Ambrosia ile sınırlıdır.

37

Peki ya Türkiye’de neler olacak? Son 5 bin yıldır Avrupa’daki buzulların şu an en alçak durumunda olduğuna da dikkat çeken bilim adamları, bu yaşanan ani iklim değişikliklerinin 600 bin kişiyi etkilediğini ve sadece 2006 yılında 18.5 milyar dolarlık zarara yol açtığını kaydetti. Bilim adamlarının çıkardığı haritaya göre; Türkiye’de 3 - 3.6 derece oranında ısınacak. Özellikle güneyde artış daha fazla görünüyor.

Türkiye karbondioksit salınımında %1.3’lük payla 13. sırada yer alıyor. 1990 yılında atmosfere yıllık olarak 200 milyon ton karbondioksit bırakırken bu salım 2004 yılında yaklaşık 350 milyon tona yükseldi. Türkiye’de 2010 yılında ise bu miktarın 400 milyon tonları aşması bekleniyor. Şu anda %72.6 oranındaki karbon salınımı artışıyla OECD ülkeleri arasında en yüksek salınım artışına sahip ülkeyiz.

İNOVATİF Kimya Dergisi


Küresel ısınmanın sebep olduğu pek çok etkiyi halihazırda yaşamaktayız. Verimli ovalarımız gitgide çölleşmekte, nehirlerimiz ve göllerimiz kuruyup su kaynaklarımız azalmakta, Türkiye fauna ve florasında bulunan pek çok canlı türü yok olmakta, her yıl “en sıcak yaz”ı yaşamaktayız. Diğer yandan her geçen artan çevre kirlilikleri de ülkemizi olumsuz yönde etkilemektedir. İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer bilimleri Enstitüsü’nün hazırladığı bir senaryoya göre, küresel ısınma aynı şekilde devam ederse, 2070 yılında Türkiye’de yaşanan sıcaklıkların 6 °C’ye kadar artması söz konusu.

yer alıyor. Son 70 yılda 70 istasyonda kaydedilen sıcaklık verilerine göre, Türkiye’nin yıllık ortalama sıcaklıkları artma eğilimindedir. Özellikle Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki ısınma oranları, her 10 yılda 0.07- 0.34 derece arasında artıyor.

Türkiye’nin batı ve kuzey bölgelerinde sıcaklıklar 5 ila 6 °C, Orta ve Doğu Anadolu ile Güneydoğu Anadolu’da ise 3 ila 4 °C kadar yükselecek. Kış aylarında da sıcaklıklarda 2 – 3 °C arasında bir yükselme bekleniyor. Türkiye’nin ekosisİklim değişikliği göçlere de sebep temi değişiyor ve pek çok canlı türü yok olacak; insanlar kuzeydeki bölgelere olma tehlikesi yaşıyor. yerleşmeye çalışacak.Bu arada dünya çapındaki buzulların erimesinin etMevsimler birbirine karışıyor, baharı görmeden yaz geliyor. Dünyanın her kisiyle Türkiye’deki deniz seviyesi de yerinde görülmeye başlayan kavurucu yükselecek. Kıyı şeridi ve deltalardaki sıcaklar, kuraklık, seller, insanlığın yeni tarım alanları, plajlar, yat limanları kulkabusu küresel ısınmaya işaret ediyor. lanılamaz hale gelecek. Olumsuz zamanlarda yağan ani şiddetli yağmurlar ülkemizde çeşitli bölgeleri Bu konu üzerine daha global bir bakış olumsuz yönde etkilemektedir. Bazı açısıyla konuya yaklaşılması çözüm bölgelere şiddetli yağan ama bazı bölge- bulma adına son derece önemli bir adım olacaktır.[6] lere hiç yağmayan yağmurlar küresel ısınmanın ülkemizde ki olumsuz etkilerini göstermektedir. NELER YAPABİLİRİZ? Ankara Ticaret Odası’nın hazırladığı “Küresel Isınma Kıskacında Türkiye” raporuna göre, Türkiye iklim değişikliğinin olumsuz etkileri açısından “risk grubundaki ülkeler” arasında

İNOVATİF Kimya Dergisi

Şimdi de iyi haber geliyor: Bunların hiçbiri, kaçınılmaz bir kader değil. Henüz hala olanağımız varken harekete geçmenin zamanı.

38


.Şunu artık fark etmemiz şart: sera gazı salımlarını bilimin gösterdiği çerçeve içinde azaltmak için ne yapmamız gerektiği konusunda bir esrar perdesi yok önümüzde. Yapmamız gereken, tüketimi azaltmak.[7]

1200 kg. karbondioksit tasarrufu sağlanabilir.

Günlük hayatımızda bazı küçük önlemler alınarak evrenimize çok büyük iyilikler yapabiliriz. Aşağıdaki sayısal örnekleri incelediğinizde ne demek istediğimi daha net anlayacaksınız.

• Su ısıtıcıları kışın 2 derece yukarı, yazın 2 derece aşağı ayarlamalıyız.Bu basit ayarlamayla yılda 1000 kg karbondioksit tasarrufu yapılabilir.

• Çöpü % 10 oranında azaltarak 600 kg karbondioksit tasarrufu yapabiliriz.

• Daha az su tüketen bir duş başlığı ile 175 kg, giysileri soğuk su ya da ılık suda yıkayarak da, 250 kg. karbondioksit tasarrufu yapılabilir.

•Elektronik cihazları tamamen kapatmak:Evde ortalama 8 saat stand by konumunda bırakılan TV, DVD, müzik seti gibi elektronik cihazlar, yılda 450 kg karbon gazının atmosfere yayılması an• Tek bir kişi yılda ortalama 49 bin lamına gelir. 140 litre suyu tuvaletlerde tüketir. Sifonun bir kez çekilmesi ile • Her yıl en azından bir ağaç dik10 lt su harcanır. Yeni teknolojiler mek: sayesinde standart modellere göre Hem çevrenin korunmasına hem % 60 daha az su tüketen klozetler de çevrenin güzelleşmesine katkı bulunmaktadır. sağlamaktadır. Bir ağaç ömrü boyunca 1 ton karbondioksit emdiği • Standart ampullerin tasarruflu varsayılırsa ağaçların ne kadar ampuller ile değiştirilmesi yılda 75 önemli olduğu daha iyi anlaşılır. kilogram (kg) karbondioksit tasar- [8] rufu sağlar. • Araba kullanılmayan her 2 kilometre için 0,75 kg karbondioksit tasarruf edilecektir. • Düzgün şişirilmemiş lastiklerle litre başına alınan yol % 3 oranında artar. Buradan sağlanacak her 4 litre benzin tasarrufu 10 kg CO₂’i atmosferden uzak tutar. • Evlerden çıkan çöplerin sadece yarısını geri dönüştürerek yılda

39

Yani tüm bunları yaparak karbon ayak izimizi azaltabiliriz.

Karbon Ayak İzi Nedir? Karbon ayak izi, her insanın ulaşım, ısınma, enerji tüketimi veya satın aldığı her türlü ürün neticesinde atmosfere yayılmasına neden olduğu karbon miktarını anlatmak üzere kullanılan bir terimdir.

İNOVATİF Kimya Dergisi


Başka bir ifadeyle, aldığımız her ürün veya gerçekleştirdiğimiz her faaliyet için gerekli olan enerjinin üretilmesi sırasında atmosfere salınan karbon gazı toplamını ifade etmektedir.

mış küresel ısınmanın önüne geçmek, insanlık tarihinin en önemli görevi ve bu görev sırası şu an bizde. Biz görevimizi yerine getirmezsek, hayatımızda başarmak için uğraştığımız tüm anlamını yitirecek. Bizden önceki kuşaklar Örneğin ısınma sırasında ev içi sıcak- bu sorun hakkında hiçbir şey bilmiyorlığını 1 0C daha azalttığımızda yılda lardı[10]. Bize gelince, bizim hala biraz en az 300 kg CO₂’in atmosfere salımını vaktimiz var! Gezegenimize kulak vereengellemiş oluruz. Aynı şekilde gereksiz lim .Hemen harekete geçmeliyiz ! yere yanan lambaları söndürerek de en az 250 kg CO₂ salımını da engellemiş Kaynaklar: oluruz. [9] [1] Bill McKibben ,Küresel Isınmanın Dehşetengiz Yeni Aritmetiği ,2012 [2]Metin Münir, 01 Temmuz 2009,Milliyet köşe yazısı [3] http://tr.wikipedia. org/wiki/K%C3%BCresel_%C4%B1s%C4%B1nma(son erişim:09.12.2013) [4] [7][10]Leo Murray, Wake Up, Freak Out – then Get a Grip,2008 [5] http://hayattakalmak.wordpress. com/author/mgurgan/page/10/(son erişim:10.12.2013) [6] [8]http://www.cevreonline.com(son Bir Kişinin Tipik Karbon Ayak İzi’nin erişim:01.12.2013) [9] www.kadikoy.bel.tr(son Ölçümü erişim:03.12.2013) Sonuç olarak kimse bütün soruların Görsel Kaynaklar: cevaplarını bilemez elbette, ama bunun önümüzdeki hayat tarzı olmadığını http://ulusgazetesi.com/wp-content/uphepimiz biliyoruz. Bu hayat tarzının hepimizi ortadan kaldıracağı neredeyse loads/2013/12/207842.jpg kesin bir gerçeklik olduğuna göre, bazı alternatifleri gözden geçirmemizde fay- http://upload.wikimedia.org/wikipedia/ commons/d/db/Turkey_topo.jpg da var. Bugün, iklim değişikliğine karşı savaşı fiilen kazanabilmemiz için, her http://www.haberler.com/haber-resimbirimizin kendi yaşam tarzında köklü değişiklikler yapmak gereklidir. leri/904/ani-sicaklik-degisimine-uzman-uyarisi-3898904_3205_o.jpg Daha önce hiç görülmemiş bir dönemden geçiyoruz. Denetimden çık-

İNOVATİF Kimya Dergisi

40


Gökhan IŞIK

gokhanisik90@gmail.com

KIMYA MÜHENDISI (MEZUN) Atatürk Üniversitesi

“BİLGİYE ULAŞMAK”

Merhaba arkadaşlar internette üyesi olduğum gruplarda, sorulan soruların aslında internette arandığında bazılarına çok kolay erişildiğini, bazılarına ise kısa bir araştırma ile rahatlıkla ulaşılabileceğini görünce böyle bir yazı yazarak, bunu sizinle paylaşmak istedim. Bilgiye ulaşmak artık eskisine oranla çok daha kolay ve günümüzde bu kolaylığı bize sağlayan kaynaklar arasında internet ilk sırada. Artık, hemen hemen herkesin rahatlıkla ulaşma imkanı olduğu internet sayesinde bilgi edinmek istediğimiz konularla ilgili kaynaklara, zaman kaybetmeden erişebilme olanağına sahibiz. Böyle bir kaynağa sahibiz; ancak ondan tam olarak yararlanabiliyor muyuz? Daha da önemlisi, kullanabiliyor muyuz? Bu gibi sorular son günlerde aklıma takılmaya başladı. İnternette arama yaparken, arama sonuçlarına ulaşmanın aslında sanılandan çok da zor olmadığını belirtmeliyim. Arama yaparken, öncelikle bir arama motoru kullanmamız gerekmektedir. Günümüzde birçok insan “Google” adlı arama motorunu tercih ediyor. El-

41

bette bunun dışında da arama motorları mevcut ve her arama motorunun farklı özellikleri bulunuyor. Bunların; arama dizini (directory), arama motoru (search engine) veya metasearch gibi farklı türleri olabilir. Arama dizini, bilgileri kategoriler halinde sıralar, seçme bilgiler vardır. Site sahiplerinin gönderdiği özet bilgi içinde arama yapılır. Arama motoru, aranan sözcükleri içermesi koşuluyla her tür siteyi kullanıcı karşısına getirir. Metasearch, birden fazla arama motorunda arama yapan sitelere verilen addır. Her arama motorunun farklı özellikleri olduğunu unutmamak gerekir. Ben şuan “Google” arama motoruyla ilgili arama yaparken bizi aradığımız cevaplara daha hızlı götürebilecek birkaç özelliğinden bahsedeceğim.

Tırnak İşareti ( “ “) Tırnak işareti ile arama, bir cümle ya da kelime grubu aramada kullanılabilir. Örneğin; “kameralı cep telefonları” şeklinde arama yapıldığında Google bize

İNOVATİF Kimya Dergisi


bu 3 kelimeyi ayrı ayrı değil olduğu gibi içeren siteleri gösterecektir. Kameralı cep telefonları şeklinde tırnak işareti kullanmadan yapılan aramada Google bize 177,000 sonuç gösterirken, “kameralı cep telefonları” şeklinde yapılan aramada Google bize 144,000 sonuç gösteriyor.

Aramalarda (+) ve (-) Kullanmak Aramalarımıza bir kelime dahil etmek istediğimizde yada bir kelimenin aramalarımız arasında bulunmasını istemediğimizde + ve – işaretlerini kullanabiliriz. Örneğin; “film”+”savaş” şeklinde arama yaptığımızda Google bize savaş ile ilgili filmleri gösterecektir. “film”-“savaş” şeklinde yapacağımız aramada da film araması yapacak ve bu sonuçlar içerisinde savaş kelimesinin geçtiği sonuçları göstermeyecektir.

Site içi arama Bu arama şekli belli bir site için arama yapmaya yaramaktadır. Örneğin; wikipedia.org sitesinde ilaç kelimesini aratmak istediğimizde, Google’ın arama çubuğuna ilaç site:wikipedia.org şeklinde yazmamız gerekiyor. Böylece sadece istediğimiz sitedeki sonuçlara ulaşmamız mümkün.

Dosya tipi Arama yaparken, özellikle belli bir dosya tipi için arama yaptığımız zamanlar oluyor. Bu tarz aramalar yaparken, Google’ın dosya türüne göre arama yapabilme özelliğinden yararlanabiliriz. Örneğin; su arıtma filetype:ppt

İNOVATİF Kimya Dergisi

yazdığımızda sonuç olarak .ppt uzantılı dosyalar içeren siteler karşımıza gelecektir.

Bu Komutları Kullanmamız Bize Arama Yaparken Ne Gibi Avantaj Sağlayacak?

Arkadaşlar bu komutlar bize filtreleme sağlayacak, yani arama yaparken bizim işimize yaramayacak sonuçları eleyerek, istediğimiz bilgiye daha çabuk ulaşmamızı, bir nevi samanlıkta iğne aramaktan kurtaracaktır. Örnek vermek gerekirse;

Google’a Wave energy yazarak sade bir arama yapınca 161.000.000 sonuç, “wave energy” 686.000 sonuç, “wave energy” filetype:doc ise 5.420 sonuç gösteriyor.

Buradan da gördüğümüz gibi, bizim isteğimiz sonuç olan “wave energy” filetype:doc 5.420 sonuç verirken, bu yazım şeklini kullanmadan wave energy şeklinde arama yapsaydık 161.000.000 sonuç arasında samanlıkta iğne arayacaktık.

Ayrıca tüm bunları Google’ın gelişmiş arama kısmına girerek yapabilirsiniz

42


Yukarıda gelişmiş arama sekmesine tıklayarak ayarlar sekmesine gidlmesini görmektesiniz.

İnternet, Sana Güvenebilir Miyim? Arkadaşlar, araştırmamızı yaptık ve bir takım bilgiler elde ettik. Bu elde ettiğimiz bilgilerin doğruluğundan nasıl emin olabiliriz? Forum sitelerinde olsun kişisel sitelerde olsun insanlar, sürekli bilgi paylaşımında bulunuyorlar. Bizler araştırmalarımızı yaparken, bulduğumuz bilgilerin ayrıca doğruluklarından da emin olmalıyız. Bilginin doğruluğunu resmi bir siteden ya da bilimsel makaleden edinebiliriz. Bunun içinde size şu yolu önerebilirim; ulaştığınız bilgilerin hangi sitelerden ya da kişilerden geldiğine dikkat etmeniz ve herkes tarafından kabul gören gerçekliğinden emin olduğunuz sitelerden ya da kişilerden elde edilen bilgilere güvenmenizden yana olacaktır. Örneğin; tıp ile ilgili araştırma yapıyorsak bulduğumuz kaynakların bir doktor tarafından yazılmış olması gibi. Böylece, doğru bilgiye ulaşabiliriz, aksi takdirde yanlış bilgiler edinebiliriz ki bu bir kimyacı için kimi zaman tehlikeli olabilir.

43

Kelimelerin Gücü Arama yaparken tüm bu komutları kullanmamıza rağmen, sonuç bulamazsak ne yapmamız gerekli? Bu durumda, arama motoruna yazdığımız kelimeleri değiştirmeliyiz. Biliyoruz ki, aynı şeyi tarif etmede kullandığımız kelimeler büyük değişiklikler yaratabilir. Bu, gerçek hayatta da internette arama yaparken de büyük farklar yaratabilir.

Ayrıca, araştırma yaparken konunun alt başlıklarını da araştırarak, ya da başlıkların yeterli gelmediği durumlarda konu içeriğindeki anahtar kelimelerin araştırılmasının büyük faydası olduğunu göreceksiniz(Ben bu yöntemi sıkça kullanmaktayım).

İNOVATİF Kimya Dergisi


Evrensel Dili Kullanın Kimya ile alakalı kaynakların ne yazık ki çok çok az bir kısmı Türkçedir. Bir bilim adamı, başka bir ülkeye bilimsel bir faaliyet için gittiğinde orada İngilizce konuşur. Yazılarını tüm dünyanın kabul etmesi ve alanlarındaki gelişmeleri takip edebilmesi için İngilizce yazar. Çünkü, nereye gidersek gidelim uluslararası anlamda herkesin konuştuğu ortak dil İngilizcedir. Bu yüzden internette aradığını bulmanın altın kuralı, evrensel dil olan İngilizceyi kullanmaktır. Burada İngilizcenin propagandasını yapmıyorum, elbette sadece bu dili kullanmanın bilgiye erişmede çok önemli bir rol oynadığını söylemeye çalışıyorum.

geçirirken gerçekten de arama yapmayı bilmiyor olabilirler mi? Kaynaklar: http://tr.wikipedia.org/wiki/Arama_motoru http://www.chip.com.tr/bilgisayarkursu/internet-12-diger-anahtar-sozcukler_2842_7.html

Arayanlar Bulamaz Ama Bulanlar Arayanlardır Söyleyenin Beyazıd-ı Bistami olduğunu sonradan öğrendiğim bu sözünü bize zamanında kimya mühendisliği bölüm başkanımız söylemişti. Bir konuyu araştırmak ya da aramak bulmayı gerektirmez. Bulamayabilir insan ve bundan normal bir şey yok. Fakat bulanlar arayanlardır. Çünkü bulmak bir sonuçtur ve biz, bulan insandan şunu anlarız ki o aramıştır. Yazımın başında da belirttiğim gibi birçok sorulan soru internette kısa bir aramadan sonra rahatlıkla bulunabiliyor. Öyleyse neden bu sorular sorulmaya devam ediyor, diye düşünüyor insan. Benim aklıma 2 şey geliyor, bilmiyorum sizde bana katılır mısınız? İlki soru sormak cevap aramaktan daha kolay geliyor insanlara, o yüzden cevaba ulaşmak için yeterli çaba gösterilmiyor. İkinci ihtimal olarak ise, arama yapmayı bilmiyorlar diye geldi. Oysa ki, günümüzde birçok genç insan saatlerini bilgisayar başında

İNOVATİF Kimya Dergisi

44


Yavuz Selim KART

kim_muhselim@hotmail.com

KIMYA MÜHENDISI (MEZUN) Cumhuriyet Üniversitesi

“3 Boyutlu Çizim için Google Sketch-Up ”

Kimya Mühendisliği Eğitiminde, çizim programlarının da önemli olduğu düşün cesindeyim. Birçok üç boyutlu programlar ve bunların çeşitli versiyonları mevcut. Bunlara başlarken de çok çabuk sıkılabilirsiniz. Ayrıca bazı programlar, çok güzel olmasına rağmen öğrenmesi oldukça zaman alıyor. İşte bu noktada yardımınıza Google Sketch-Up yetişmiş. Programımızın temelinde çok fazla bir şey yok. Çok gelişmiş ara yüzey özelliklerine sahip değil. Olan şekilleri kendiniz düzelterek ve düzenleyerek istediğiniz şekilleri elde edebiliyorsunuz. Profesyonel bir program olmamasına karşın, profesyonel çizimler elde edebiliyorsunuz. İlk önce programımız nelerden ibaret bir inceleyelim.

Şekildeki resim üzerinden gidelim. 1-) Nesneleri seçmek için kullanacağınız kısım. 2-) Çizim yaparken kullanacağınız kısım yani kaleminiz. 3-) Dikdörtgen ya da kare yapabileceğiniz kısım. 4-) Daire çizebileceğiniz kısım. 5-) Şekil üzerinde herhangi iki nokta seçerek, o iki nokta üzerinde daire çizmenize olanak sağlayacak kısım. 6-) Kamera ve görüntünün gölgesini ayarlayabileceğiniz kısım. 7-) Bileşenleri silmek için kullanacağınız silgi. 8-) Ölçülü çalışıyorsak ölçüm yapabileceğiniz kısım. Alan ve yarıçap ölçecek kadar iyi. 9-) Yaptığınız çizimleri boyamak için gerekli olan kısım. Bu kısımla taş, tahta, metal vb. gibi boyayabilir gerçeğe yakın görünmesini sağlayabilirsiniz.

45

İNOVATİF Kimya Dergisi


10-) Bir şekil çizdiniz ve bu şekli enlemesine boylamasına 3 boyutlu hale getireceğiniz kısım. 11-) Şeklin herhangi bir noktasından istediğiniz yere çekmenize olanak sağlayan bir kısım. İsterseniz şeklin hepsini seçerek istediğiniz yere taşıyabilirsiniz. 12-) Şeklinizi çizdiniz ve döndürmek istediğiniz noktayı bu imleç ile seçerek, istediğiniz yönde 360 dereceye kadar çevirebilirsiniz. Ayrıca yeni şekillerde oluşturabilirsiniz. Tamamen yaratıcılığa kalmış bir imleç. 13-) Seçtiğiniz yüzey alanı üzerinde yeni bir alan oluşturmanıza olanak sağlar. 14-) Görüntüyü sağa sola yukarı çevirip görüntünüzü 3 boyutlu görmenize olanak sağlayan kısım. 15-) Sağa sola çekmeyle görüntüyü görmenizi sağlayan kısım. 16-) Görüntünüze yakınlaşmak için kullanacağınız kısım. 17-) İstediğiniz kısma yakınlaşmak için yapılmış bir kısım. Siz istediğiniz bölgeyi seçip bu imlece tıklayın, o yakınlaşsın. 18-) Yaptığınız çalışmaları yayınlayabileceğiniz alan ya da yapılmış olan çalışmaları görebileceğiniz yer diyelim. alışmalarınızı yayınlayabilmek için Google’da üyeliğiniz bulunmalı, G-Mail türü hesabınız olmalı. Diyelim ki, bir küp yapmak istiyorsunuz. Bu işlemde, ilk önce üç boyutlu, alanımıza 3 numarada anlattığım kısım ile herhangi bir yere şeklimizi çiziyoruz ve 10 numarada anlattığım kısım ile 3 boyutlu hale getiriyoruz.

İNOVATİF Kimya Dergisi

46


Bundan sonra şeklimizi 3 boyutlu hale getiriyoruz. Bu işlemi de yine 10 numarada anlattığım bölüm ile yapacaktık. Yaptıktan sonraki şeklimiz aşağıdaki gibidir.

Bu kutunun üst tarafından bakıldığında boş görünmesini istiyorsak, o zaman boş görünmesini istediğiniz tarafta iken sağa tıklayıp “Erase” tuşuna basacaksınız. Şekilde kutunun nasıl boş olduğunu görebilirsiniz.

47

İNOVATİF Kimya Dergisi


Eğer bu şekli boyamak isterseniz, 9 numarada anlattığım kısma tıklayarak şeklinizi boyayabilir ve güzel bir görünüme kavuşturabilirsiniz. Oldukça güzel boya efektleri mevcut. Gerçek şekle yaklaştıracak kadar iyi tasarlanmış. Şekilde nasıl yaptığımı görmektesiniz.

İNOVATİF Kimya Dergisi

48


Ayrıca programda hazır şemalarda bulunuyor. Bu şemaları kullanarak daha güzel işler çıkarabilirsiniz. Bu şemalara “window” penceresine tıklayıp oradan “Components” i seçerek ulaşabilirsiniz. Çeşitli kategorilerde çeşitli resimler mevcuttur. Aşağıdaki resim de bu kategorilerden alınmış bir resim.

49

İNOVATİF Kimya Dergisi


Yaptıklarınızı “File-Export” ile 2-D yi seçerek jpeg ya da png halinde kaydedebilirsiniz. Yapılmış olan şekillerin kaydedilmiş hallerini gösteren bir resim yandaki ve aşağıdaki gibidir.

Fazladan şekil yardımı ile daha profesyonel çalışmak için Google’ın sitesine girip, bileşenleri indirip kullanabilirsiniz. Yaptığınız şekilleri Google WareHouse yardımıyla paylaşabilirsiniz. Siz, de başkalarının yaptıkları şekillerini WareHause yardımıyla görebilirsiniz. Programı, internette “Google Sketch Up” ile aratıp bulabilirsiniz. Çeşitli versiyonları mevcut. Sitesinden girip indirmenizi öneririm, aksi halde virüs yemeniz olası. Programın profesyonel tarafı ücretli. Öğrenciler ve eğitimciler için çeşitli seçenekler yardımı ile programı, web sitesinden indirmeniz mümkün. Güzel kullanışlı bir program. http://tr.wikipedia.org/wiki/SketchUp sitesinden daha fazla konu hakkında bilgi alabilirsiniz. Kaynaklar: Yazı herhangi bir kaynaktan yararlanmadan. Son resimler google WareHouse’dan.

İNOVATİF Kimya Dergisi

50


iNOVATiF KiMYA DERGiSiİ’NDEN

HABERLER

Kimya Sektörünün İhracat Sorunları Konuşuldu

AKMİB( Akdeniz Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği); Hatay’da ihracatçı firmalarla bir araya gelerek, kimya sektörünün ihracat sorunları değerlendirme toplantısı düzenledi. Bu toplantı, ihracatçıların sorunlarına ortak çözüm aramak için oluşturulmuştur. AKMİB Başkanı Uğur Ateş toplantıda “Hatay’ın 2012 yılında 2 milyar 83 milyon dolar olan ihracat payı, 2013 yılı Kasım sonu itibariyle 1 milyar 845 milyon dolardır. Hatay’ın ihracat rakamı daha da artacaktır. Sorunlarımızla alakalı olarak değerlendirme toplantıları yapacağız. Üyelerimizin faaliyet gösterdiği tüm illerde bu toplantıları yapıp, sorunlarını dinleyeceğiz ve üyelerimizin problemlerine çözüm üreteceğiz. Bundan sonraki süreçte sık sık bir araya geleceğiz. Karşılaştığınız her türlü sorun için bizimle irtibata geçebilirsiniz’’ dedi.

51

İNOVATİF Kimya Dergisi


Kimya Sanayi İstişare Toplantısında Konuşulanlar

Kimya sektörünün temsilcileri, TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar’ın başkanlığında Ankara’da toplandı. Toplantıda sigorta sorunu ve endüstriyel kazaların önlenmesine yönelik çıkarılan yönetmelik tartışıldı. Sigorta sorununa yönelik yapılan konuşmalar; Boya ve kimya sanayicileri, sigorta firmalarının risk analizi yapmak için uzman göndermediğinden yakındı. TOBB Türkiye Kimya Sanayi Sektör Meclis Başkanı Timur Erk , sigorta sorununa çözüm bulunana kadar, firmaların durumunun zorunlu sigorta kapsamına alınmasını ya da kamu bankalarına ait sigorta firmaları tarafından sigortalanmalarını önerdi. Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Ahmet Genç ‘’2012 yılında sigortacılık kanununda yapılan değişiklikle, teminat bulunamayan riskler konusunda ‘olağan dışı riskler yönetim merkezi’ oluşturulabileceğini ve Hazine Müsteşarlığı olarak sorunu çözmeye talip olacak sektörel girişimleri destekleyeceğiz. Risk inceleme uzmanı talep eden her firmaya bir uzman gönderilmesi lazım. Adam göndermeden sigortalanıp sigortalanmadığını bilemezsiniz’’ dedi. Türkiye Sigorta Birliği Koordinatörü Alper Tan ‘’Sigorta şirketleri karlı görmedikleri işlere temkinli yaklaşıyor, sigorta sektöründe 2014 yılında daha pozitif gelişmeler bekleniyor, bu durum sigorta şirketlerinin risk kabul politikalarını geliştirmesi için bir şans yaratacaktır’’ dedi. Sektörel Girişim adına konuşan Gökçen Süer ’’Riskinizi sigortalayamıyoruz demek çok kolay bir yaklaşım. Bütün sanayiciler mutlaka risk analizi yaptırabilmeli’’ dedi. Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, sigorta meselesinin Kocaeli’ndeki Sanayiciler içinde ciddi bir sorun olduğunu söyleyerek, imalat sektörü üzerinde durdu. Sektör temsilcileri, ÖTV konusunda yaşanan sıkıntıların üretimin önünde ciddi bir engel oluşturduğunu ve teminat mektubu miktarının düşürülmesini talep ettiler.

İNOVATİF Kimya Dergisi

52


Endüstriyel Kazaların Önlenmesi Yönetmeliği konusunda konuşulanlar; Toplantıda Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü Hakkında Yönetmelik( SEVES Yönetmeliği) ile ilgili konuşuldu. Sektör temsilcileri, 2012 yılına kadar yayınlanması gereken güvenlik raporu hazırlama rehberine ilişkin doküman yayımlanmadığı için yönetmeliğin uygulama süresinin 01.01.2014’e uzatıldığını, sektörün güvenlik raporu detaylarına ilişkin tebliği beklediğini açıkladılar. Kimya Sektör Meclis üyeleri yönetmelikle, hazırlıklarını tamamlayamamış firmalara faaliyetlerini durdurma-kapatma cezaları öngörülmesinin de kabul edilemez olduğunu belirterek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın rehberi yayınlamasından sonra yürürlüğe girmek üzere en az iki yıl erteleme talep ettiler.

Kimyasal Silahlar Kaldırılsın Diyen OPCW 2013 Nobel Barış Ödülünü Aldı

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW), 2013 Nobel Barış Ödülünü kazandı. OPCW örgütünün Genel Direktörü Ahmet Üzümcü, 2013 Nobel Barış Ödülü’nü Oslo’da düzenlenen törenle aldı. Ahmet Üzümcü, Orhan Pamuk’tan sonra Türkiye’den Nobel Ödülü alan ikinci kişidir. OPCW, 1901’den beri ödülü kazanan 22. uluslararası örgüt olarak kayıtlara geçmiştir. Norveç’in Başkenti Oslo’daki Nobel Komitesi, OPCW’nin kimyasal silahların ortadan kaldırılması için harcadığı kapsamlı çalışmaları nedeniyle Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldüğünü açıkladı.

53

İNOVATİF Kimya Dergisi


Fırat Üniversitesinden Elektrik Kesintisine Çözüm

Fırat Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Cihat Tuna, elektrik kesintilerinin enerjinin su formunda depolanması ile önlenebileceğini vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti: ‘’Belli başlı bölgelerde pompaj depolanmalı HES bulunsaydı, kesintiler olmayacaktı. Burada gaye suyu bir yerde biriktirmek, elektrik talebi arttığı dönemlerde kullanmaktır. Ülkemiz gibi kesintili karakterde yenilebilir kaynakları olan ülkelerde bu tip HES’e gerek vardır. Türkiye’de elektrik tüketiminin artışı 2016’dan sonra önemli sıkıntılara neden olabilir. Bu sene geçen seneye göre enerji tüketimi %10 arttı. Elektrik tüketimi artarken üretimi artmazsa, enerji alanında bir bunalım yaşanır. Enerji alanında büyümenin yetersiz kalması sebebiyle elektrik kesintisi yaşanıyor. Enerji alanında yetersizliğin temel nedeni; yatırımlar noktasında bürokratik safhalar, bağlantı sorunları, ÇED belirsizlikleri ve planlama hatalarıdır. Bu sıkıntılara kısa vadede çare bulunamaması enerjide büyümeyi yavaşlattı. Kaynakları depolama imkanları artırılmalı’’ dedi.

Kaynaklar 1) www.türkiyegazetesi.com.tr 2) http://www.hataygundem.com/antakya/kimya-sektorunun-sorunlari-ele-alindi-h16223.html 3) http://www.haberler.com/kimya-sanayi-istisare-toplantisi-5406516-haberi/ 4) http://www.objektifhaber.com/iste-nobel-baris-odulunu-alan-turk-215650haber/

İNOVATİF Kimya Dergisi

54


İNOVATİF Kimya Dergisi

Yararlı Siteler Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin açmış olduğu, Kimya Mühendisliği ile ilgili notlar barındıran güzel bir site. Siteye girince Kimya Mühendisliği nedir ne değildir bunun hakkında bir bilgi ve dökümanlar bulunmakta. Siteyi hazırlayan kişinin gerçekten insanlara yardımcı olma gibi bir düşün cesinin olduğunu siteye girip notlar bölümünü inceleyince görüyorsunuz. Her sınıfa ait ders notu ve ödev çözümü olan bu siteyi Kimya Mühendisleri kesinlikle incelemeli ve notları arşivinize katmalısınız.

http://www.seckingokce.com Kimya ile ilgili güzel yararlı bir site daha. Her ne kadar yeni bir site olmasına karşın, içindeki kimya notlarının sizlerin işinize yarayacağından eminiz. LYS tarzı hazırlanmış bu notlar belki çevrenizdeki kimya sever arkadaşların işine de yarayabilir. Notların LYS türünde olması ve kısa kısa olması okunma kolaylığı sağlamış. Böyle küçük notları arşivinize katmanızı öneririz. Yıllar sonra bile elinizin altında böyle güzel kimya dökümanlarının olması size yarar sağlayacaktır.

http://www.tolgakizgin.com Wikipedia’nın kimyası olmaz ya demeyin. Bu site her ne kadar ingilizce bir site olmasına karşın wikipedia tarzında yapılmış yararlı bir site.Fizikokimya, Organik Kimya, Analitik Kimya, İnorganik Kimya ve Teorik Kimya üzerine bilgilerin soru ve çözümlerin olduğu muhteşem bir site. İçeriğinde görselliğin de olması siteyi gerçekten güzel kılmış. İngilizce bilmeyenler için pek bir anlam ifade etmese de, ingilizce bilenler için ciddi anlamda güzel bir site. Siteyi incelemenizi öneriyoruz.

http://chemwiki.ucdavis.edu/

55

İNOVATİF Kimya Dergisi


İNOVATİF Kimya Dergisi

Kimya Bulmacasi 1 2

3

4 5 6

7

8

9

Soldan Saga

Yukaridan Asagiya

3. Bir çözelti içerisindeki küçük iyon veya moleküllerin yari geçirgen bir zardan geçmesi ve büyük iyon veya moleküllerin geçmemesi islemi.

1. Bir maddenin belirli miktardaki bir çözücü veya bir çözeltinin içindeki göreceli miktari.

4. Atomlarin bilesik olustururken elektron alarak ya da vererek en dis enerji seviyelerindeki toplam elektron sayisinin helyum gibi 2 olmasi hâlidir.

2. Elektron, proton ve alfa parçacigi gibi yüklü parçaciklara çok yüksek kinetik enerji kazandiran alet. 4. Sivi haldeki bir maddenin kati hale geçmesi. 5. Belirli bir noktada birim zamanda (saniyede) geçen dalga sayisidir.

6. Kristal yapisinda belirli miktarlarda su molekülü içeren bilesiklerdir. 7. Bir maddenin kisa dalga boylu radyasyon ile uyarilmasi sonucu isik yaymasi uyarici ortamdan uzaklastirildiginda isik yayma islemi durur. 8. Çekirdegin kararsizligindan dolayi bir kendiliginden çesitli olarak isimalar yapmasi. 9. Kimyasal reaksiyonlarda isi degisimini inceleyen kimya bilimi.

İNOVATİF Kimya Dergisi

56


Geçen Ayın Çözümü

İNOVATİF Kimya Dergisi

Kimya Bulmacasi 1

P

E

R O

K

2

S

I

T

T 3

N Ö

T

R O

N

K I Y 4

P

R O

T

O

N

M 5 6

K

O

N

S

A

N

T

R

L

A

E T

7

C K

T

S i

8

Ü A

Y

i

T S

Y

K

O

R M A I

N

M

L i 9

K

Soldan Saga 1. 02-2 iyonunu oksit bilesiktir. [PEROKSIT] 3. Atomun çekirdeginde bulunan ve kütlesi yaklasik 1 akb olan yüksüz tanecik. [NÖTRON] 4. Atomun çekirdeginde bulunan kütlesi 1 akb'lik +1 yüklü atom alti parçaciklari. [PROTON] 5. Degismeyen madde miktari. [KÜTLE] 7. Karisimi olusturan maddeleri fiziksel yöntemlerle ayristirma. [AYiRMA] 8. Çözeltide çözünmüs olan göreceli madde miktardir.Düsük konsantrasyonlu çözeltilere seyreklik yüksek konsantrasyonlu çözeltilere de derisik çözelti denir. [KONSANTRASYON]

A

Y

N

A

M A

Yukaridan Asagiya 2. Kimyasal reaksiyondaki giren maddelerle, ürünler arasindaki iliski. [STOKIYOMETRI] 6. Termal iliski içindeki maddeler arasinda meydana gelen isi akisini tanimlayan fiziksel özellik. [SiCAKLiK] 7. Bir elementin tüm kimyasal özelliklerini gösteren en küçük parçasidir. [ATOM]

9. Bir sivinin buhar basincinin ortam basincina esit olmasi. [KAYNAMA]

57

İNOVATİF Kimya Dergisi


İNOVATİF Kimya Dergisi

Bende Yazmak İstiyorum Dergide bende yazmak istiyorum benim de yazılarım olsun diyorsanız. ***Yazacağınız konuyu belirleyin. (Kimya içeriği olan herhangi bir konu olabilir) Örnek: Polimerden ya da organikten bir konu ya da sanayide gördüğünüz bir şey ile ilgili bir konu. Kendi cümleleriniz ile olması şart. Alıntı alıyorsanız kesinlikle kaynak belirtmelisiniz. ***Konuda kullanılan resimlerin kaynakları belirtilmeli. ***Yazılar kesinlikle facebook üzerinden bizlere gönderilmemeli. Çünkü bu oldukça işimizi zorlaştırıyor. Yazılar inovatifkimyadergisi@gmail.com adresine gönderilmeli. ***Dergi editörlerimiz olan Ayşe Emir, Caner Kavraz,Gültekin Özdemir,Ebru Çetinkaya arkadaşlarımıza ulaşması gerekmektedir. ***Yazıları gönderdikten sonra kendiniz ile ilgili bilgileri de mail ile bize göndermelisiniz. Yoksa yazınız yayınlanmayacaktır. ***Ad Soyad Ulaşılabilecek Mail Adresi(Hızlı ulaşılabilecek sık kullanılan bir mail olmalı) Bitirdiğiniz ya da okumakta olduğunuz Üniversite İsmi Çalışıyor iseniz çalıştığınız kurumdaki pozisyonunuz. Dergiye koyabileceğimiz türden bir profil resminiz. ***Şubat 2014 ayı sayısı için yazılarınızın son teslim tarihi. 20 Ocak 2014 dür. Her ayın son yazım tarihi 20. de bitecektir. 20. den sonra göndereceğiniz yazılar Bir sonraki ay yayınlanacaktır. ***Ve son olarak kopyala-yapıştır ile yazıyı ben yazdım gönderiyorum derseniz yazınız kesinlikle yayınlanmaz. Bu şekilde yazı olmaz. Böyle uyanıklık yapıp kolaya kaçmak fark edilmeyecek bir şey değil. Sonuçta yazılarınızı okunuyor araştırılıyor. Bir şeylere emek verip orjinal şeyler çıkarırsanız rağbet görürsünüz. Lütfen bu konulara dikkat edelim. ***Yazılarınızı word dosyası halinde maile atacaksınız. Resimleriniz varsa da konu içinde aralarda en az bir tane resim olsun. Fikir düşünce tarzı kimya sektöründe sorun yazıları çözüm yazılarında olmayabilir ama diğer konularda en az bir tane olmalı çünkü görsellik yazıya çok şey katıyor. ***Şimdilik aklımıza gelenler bunlar sorun olursa eklemeler-çıkarmalar yaparız. ***İnovatif Kimya Dergisi gönderdiğiniz yazıların yayınlanıp yayınlanmaması hakkını elinde tutar.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.