Inovatif Kimya Dergisi Sayi 32

Page 1

Kimya Dergisi

İNOVATİF Kimya Dergisi YIL:4 SAYI:32 MART 2016

ATOMİK ABSORPSİYON SPEKTROSKOPİSİ

BİR MUCİZEVİ MOLEKÜL DAHA HYALURONİK ASİT GOFRET ÜRETİMİNDE BORAKS KULLANILMASI ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ KİMYA İHRACATI OCAKTA YÜZDE 16 AZALDI

DÜNYANIN İLK HİDROJEN İLE ÇALIŞAN HİBRİT UÇAĞI İÇİN DÜĞMEYE BASILDI KİMYA BÖLÜMÜ GİRİŞİMLERİ HIZLANDI BU FABRİKANIN İŞÇİLERİ ÖĞRETİM ÜYELERİ ÇİN, ALMANYA’NIN HİDROJEN PLAZMASI REKORUNU KIRDI!


KURALLARIMIZ

1. İnovatif Kimya Dergisi yazılarını herhangi bir makalenizde veya yazınızda kullanmak için yazısını aldığınız kişiye mail atarak haber vermek, kullanmış olduğunuz yazıların kaynağını ise dergi olarak belirtmek durumundasınız. 2. Dergide yazılan yazıların sorumluluğu birinci derece yazara aittir. Bu konu hakkında bir sorun yaşıyorsanız ilk olarak yazara ulaşmalısınız. 3. Dergide yer alan bilgileri kullanarak başınıza gelebilecek felaketlerden ya da işlerden dergi sorumlu değildir. 4. Dergide yazarların kullanmış olduğu resimlerde, yazılarda kesinlikle kaynak belirtilmek zorundadır. Aksi durum olduğu zaman bunu yazarın kendisine ulaşarak sormalısınız. Çünkü bize yazı gönderen yazarlarımızdan ricamız telif haklarına riayet ederek fotoğrafları dökümanlarına eklemeleri. Buradan çıkacak problemlerden doğrudan yazarlar sorumludur. Dergi sorumlu değildir. 5. Dergide benim de yazım olsun diyen yazarlarımız var ise yazılarınız için Yavuz Selim KART ile konuşabilirsiniz. Dergi ile iletişim kurmak için ise iletisim@inovatifkimyadergisi.com adresine mail atabilirsiniz.

SOSYAL MEDYA

6. Dergimizde yayınlanmasını istediğiniz yazıları info@inovatifkimyadergisi.com mail adresine göndermelisiniz. Bu mail adresine gönderdiğiniz yazılarda bir eksiklik var ise editör tarafından incelenecektir. Eksik kısımları var ise size geri dönüş yapılacaktır. Düzeltmeniz için tavsiyelerde bulunulacaktır. Lütfen geri dönüş yapılınca bunu

kendinizi küçümsemek olarak görmeyin. Amaç daha güzel bir yazı ve daha güzel bir dergi. 7. Tarafımıza çok yazı gelmediği takdirde her yazıyı yayımlamaya gayret edeceğiz lakin başkalarının yazılarını kendi yazmış gibi gönderenler, kaynaksız yazı gönderenler, çok kısa yazı göndenlerin yazılarını maalesef yayımlamayacağız. 8. Dergide dini ve siyasi içerikli yazılar yayımlanmaz. Herhangi bir dini grubu temsil eden ya da herhangi bir siyasi grubu temsil eden söz ve kelimeler yazınızda olursa dergi o kısımları değiştirmeniz konusunda sizi uyarır. Değiştirmezseniz dergi yayımlamama hakkını ya da yazının o kısmını değiştirme hakkını elinde tutar. Bu konuda son söz dergi yöneticisine aittir. 9. Bu dergide kimya ilmi üzerine okuyan, kimya ilmine meraklı, kimya ilmi ile ilgili araştırma yapmayı seven herkes yazabilir. 10. Dergi ekibimiz gönüllü kişilerden oluşmuştur. Bu dergi ilk kurulduğu zamandan beri böyledir. Dergi ekibinde olan herkes bu kuralı kabul etmiş sayılır. Gelen kişilere en başta bu kural söylenir. Görevini yapmayan, dergide anlaşmazlık çıkaran, huzur bozan, dergi yöneticisini dinlemeyen kişiler ekipten çıkarılır. 11. Dergi tasarım ve yönetiminden sorumlu kişi buraya ek maddeler koyup değiştirme yetkisine sahiptir. 12. Dergiyi okuyanlar ve dergi ekibi bu kuralları kabul etmiş sayılırlar.

http://www.inovatifkimyadergisi.com https://www.facebook.com/InovatifKimyaDergisi https://twitter.com/InovatifKimya https://instagram.com/inovatifkimyadergisi http://inovatifkimyadergisi-blog.blogspot.com.tr https://www.youtube.com/channel/UCmIkYbQtd8LtCP6GVL0tVGQ https://plus.google.com/+Inovatifkimyadergisi https://www.linkedin.com/profile/view?id=AAIAABHWzAYBk8n_O2Xp0LJgn9bB-aLM6w0-3pw


Ekibimiz YAVUZ SELİM KART KİMYA MÜHENDİSİ KURUCU-YÖNETİCİ PELİN TANTOĞLU KİMYAGER FACEBOOK EDİTÖRÜ

HATİLE MOUMİNTSA KİMYA FACEBOOK EDİTÖRÜ TUBA ÜNÜGÜL KİMYA MÜHENDİSİ FACEBOOK EDİTÖRÜ

SİZ DE EKİBİMİZE KATILIN


EDİTÖRDEN

Merhabalar Öncelikle sürekli artan ilginiz için çok teşekkür ediyoruz. Kimya sektöründe her geçen gün ilerleme olsa da ülkemizin bu konuda iyi bir seviyeye ulaşamadığı aşikar. Bu ay, bu konuda olumlu olan gelişmelerden bazılarını okuyacaksınız. Bu ay yine birçok yazı geldi. Bu yazılarda çeşitli şeyler okuyarak bilgileneceksiniz. Yazı gönderen arkadaşlarımıza emekleri için çok teşekkür ediyorum. Bize her zaman sektör ya da kimya ile ilgili bir konuda yazıp gönderebilirsiniz. Keyifli okumalar dileğimizle


İÇİNDEKİLER

GOFRET ÜRETİMİNDE 7 BORAKS KULLANILMASI DÜNYANIN İLK HİDROJEN İLE ÇALIŞAN HİBRİT UÇAĞI İÇİN DÜĞMEYE BASILDI 9 KİMYA İHRACATI OCAKTA YÜZDE 16 AZALDI

10

ATOMİK ABSORPSİYON SPEKTROSKOPİSİ 11 UÇAK’TA LİTYUM İYON PİL TAŞINMASI 19 1 NİSAN’DA YASAKLANIYOR! TÜRK PLASTİK SEKTÖRÜ DÜNYADA 20 ALTINCI SIRAYA YÜKSELDİ BİR MUCİZEVİ MOLEKÜL DAHA 22 HYALURONİK ASİT PROF. DR. AKAY: TÜRKİYE’NİN 26 ENERJİ İHTİYACININ YÜZDE 30’U ATIKTAN KARŞILANABİLİR KİMYA BÖLÜMÜ GİRİŞİMLERİ 28 HIZLANDI 30 ÇİMENTO ENDÜSTRİSİ ÇİN, ALMANYA’NIN HİDROJEN PLAZMASI REKORUNU KIRDI! BU FABRİKANIN İŞÇİLERİ ÖĞRETİM ÜYELERİ KALSİYUM AYIN WEB SİTESİ

37 38

KİMYA BULMACA

39

KİMYA BULMACA ÇÖZÜMÜ

40

34 35


KİMYA SÖZLÜĞÜ 41

İÇİNDEKİLER

YAZARIMIZ OLUN

42


ZEHRA SEVDE HATİPOĞLU KİMYA MÜHENDİSİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİSİ zehrasevde.hatipoglu@gmail.com

GOFRET ÜRETİMİNDE BORAKS KULLANILMASI

G

ünümüzün en büyük sorunlarından biridir aslında, tükettiğimiz ürünlerin içeriği. Özellikle son zamanlarda, önceki yıllara oranla fabrikasyon ürün tüketimi oldukça artmıştır. Buna bağlı olarak bazı gıda üreticileri, ürünlerini daha çekici hale getirebilmek için çeşitli hilelere başvurmaktadırlar. Burada amaç, ürünü daha kaliteli göstermektir (?) Kalite anlayışı; tüketiciye göre, ürünün lezzetinin iyi olması ve içeriğinin sağlığa zararsız maddelerden oluşması iken, üreticiye

göre ise, ürünün görselliği ve lezzetinin iyi olması anlayışıdır. Üretici, ulaşmak istediği görsellik ve lezzet için, maliyeti de göz önünde bulundurarak çeşitli hilelere başvurabilmektedir. Fakat bu bütün gıda üreticilerinin hile yaptığı anlamına gelmez. Genellikle küçük çapta üretim yapan işletmeler ve merdiven altı üretimler için bu durumun söz konusu olduğunu söyleyebilirim.

GOFRET ÜRETİMİNDE NEDEN BORAKS? Gıda sektörünün birçok alanında çeşitli hilelere başvurulduğu gibi, gofret üretiminin de hilesi borakstır. Boraks kullanımı, glutenden kaynaklı olumsuzluğu gidermekte, gofret hamurunun

viskozitesini ayarlamakta ve gofret yapraklarının piştiği plakalara yapışmasını engellemektedir. Aynı zamanda gofretin çıtır çıtır olmasını da sağlamaktadır.

BORAKS NEDİR? Boraks; sodyum borat, sodyum tetraborat veya disodyum tetraborat adlarıyla da bilinir. Borik asidin tuzudur. Toz boraks beyaz renklidir ve suda kolay çözünen yumuşak renksiz kristallerden oluşur. Genellikle Na2B4O7.10H2O şeklinde tanımlanır. (B4O5(OH)4)2- iyonu ihtiva ettiğinden Na2(B4O5(OH)4).8H2O şeklinde gösterilmesi daha doğrudur. Boraks, su, oksijen, sodyum ve bordan meydana gelen doğal bir mineraldir. Antiseptik, antifungal, antibiyotik özellikleriyle güçlü bir doğal dezenfektandır. Mantar oluşumunu önlediğinden koku giderici olarak kullanılabilir, yine bu özelliğiyle küflenmeyi de önler.

7


BORAKSIN KULLANIM ALANLARI Boraksın birçok alandaki kullanımına rastlanılmaktadır. Deterjanın, kozmetik ürünün ve emaye sırının hammaddesidir. Biyokimyada tampon solüsyonların yapımında kullanılmaktadır. Suyun sertliğini indirger. Klasik ahşap teknelerdeki çürümeyi önlemek amacıyla kullanılmaktadır. Karınca tuzaklarının içerisinde kullanılmaktadır. Ayrıca tarım topraklarında verimliliği artırmak gibi birçok amaçla kullanılmaktadır.

Tüm bu kullanımlarının yanı sıra gıda sektöründe de E285 koduyla koruyucu gıda katkısı ve gıda bileşeni olarak kullanılmaktadır. Örnek olarak, Mersin balığı yumurtası (havyar)’da ve gofret, külah üretiminde kullanıldığı bilinmektedir. Ayrıca, meyveler % 5-8 oranında boraks içeren çözeltiyle yıkanarak küf mantarlarının zararlı etkileri önlenmektedir. ABD gibi bazı ülkelerde boraks kullanımı yasaklanmıştır.

BORAKSIN ZARARLARI 1. Yapısı itibari ile zehirli bir madde olan boraks fazla solunduğunda akciğerler için bir tehlike arz etmektedir. Bu zehirlenmeyi anlamanın yolu ise kişinin kullanım sonucu kusması, ishal olması ve karın ağrısı çekmesidir.

Ölüme sebebiyet verebilme ihtimali vardır. 3. Boraks kullanımı bittikten sonra genelde ürünün ardında bıraktığı atık çöpe atılır. Fakat bu madde oldukça tehlikelidir. Birçok bitkiye ve hayvana zarar verebilmektedir.

2. Boraks zararları arasında besinlerde kullanılması önemli bir yere sahiptir. Özellikle boraksın yapışmama özelliğinden dolayı dondurma külahı ve gofret yapımında içeriğe eklenmektedir. Fakat bu insan sağlığı için son derece tehlikeli bir durumdur.

4. Kimyasallara karşı duyarlı olan kimselerde boraks kullanımı sonucu deride dökülme, kaşıntı, karaciğerde ve merkezi sinir siteminde ciddi olabilecek hasarlar meydana gelebilmektedir.

SONUÇ Gofret üretiminde boraks kullanımı işletmenin işin kolayına kaçtığını gösterir. Plakalardaki yapışma ürün formülünün yani reçetenin düzenlenmesi, lesitin miktarının ayarlanması ve fırın sıcaklığının değiştirilmesi ile bu yapışma ayarlanabilmektedir. Bu ayarı tutturabilmek için deneme-yanılma sürecinde istenilen ürün kıvamına ulaşılabilir. Ayrıca, enzim kullanılması gofret hamurundaki sorunları da önlemektedir. Gofret hamuru için proteaz enziminin kullanılması ile hamur viskozitesi ayarlanır, kuru madde artışı, homojen gofret yapısı ve gevrek yapı sağlanmış olur. Kaynaklar : 1- https://en.wikipedia.org 2- www.simyager.com 3- www.katkıdeposu.com 4- http://www.zararlari.org

8

Bu şekilde gofret üretiminde çıkan sorunlar azaltılabilir. Fakat maalesef ki bazı üreticiler için maliyet söz konusu olduğunda sağlık çok fazla önem arz etmeyecektir. Bu yüzden benim tavsiyem, tüketeceğiniz ürünlerin üretildiği işletmeleri geniş kapsamlı bir şekilde araştırmanızdır. Güvenmediğiniz işletmelerin ürünlerini tüketmeyiniz. Mümkün olduğunca fabrikasyon ürünler yerine doğal gıdalar tüketmeye önem gösteriniz.


Haber Yabancı

DÜNYANIN İLK HİDROJEN İLE ÇALIŞAN HİBRİT UÇAĞI İÇİN DÜĞMEYE BASILDI

Hidrojen emisyonu ile çalışacak ilk hibrit uçağını test etmeye hazırlanan EasyJet, bu işlemin ardından ortaya çıkan atık suyu arıtıldıktan sonra yolculara servis etmeyi planlıyor.

benzin faturalarını da gözle görülür bir oranda düşürecek. Yapılan açıklamaya göre, bu sistem ile gücünü sağlayacak uçakların yaygınlaşması şirkete tahmini olarak 35 milyon dolarlık (105 milyon TL) bir tasarruf imkanı sağlayacak.

Yakıt tasarrufu sağlamak için yeni teknolojilere yatırım yapan EasyJet, enerjisini hidrojen yakıt hücrelerinden alan uçağı kullanan ilk havayolu şirketi olmaya hazırlanıyor.

Enerjisini hidrojen emisyonu ile sağlayan hibrit sistemin tek negatif yanı, bu işlemin bir sonucu olarak ortaya çıkacak su.

Temiz bir enerji sağlayan yeni teknoloji uçakların

Atık Su Yolculara Servis Edilecek Ancak şirketin elde edilecek suyun nerede kullanılacağına ilişkin de bir planı mevcut. Şirketin mühendis takımının başındaki isim olan Ian Davies basına yaptığı açıklamada ortaya çıkan suyun, arıtılmasının ardından yolculara servis edilebileceğini belirtti.

Ian Davies, hidrojen emisyonu neticesinde elde edilecek suyun, uçaktaki, tuvaletlerde de kullanılabileceğinin altını çizdi.

Denemeler Ne Zaman Başlayacak? Hava taşımacılığında bir ilk olacak olan bu sistemin bu yılın sonunda test edilmesi planlanıyor.

9


Yerli

Haber

KİMYA İHRACATI OCAKTA YÜZDE 16 AZALDI

Ocak ayında kimya sektörü ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16’lık azalmayla 1 milyar dolar oldu.

oldu. İhracat kayıplarımız maalesef devam ediyor artık yeni bir formulasyona ihtiyacımız var. Çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor.”

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre ocak ayında kimya sektörü ihracatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16’lık azalmayla 1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Sektör otomotiv ile hazır giyim ve konfeksiyonunun ardından üçüncü sırada yer aldı. Sektörün ihracat kaybında euro-dolar paritesi ve düşen petrol fiyatlarının etkisi büyük.

Komşu ülkelerdeki sıkıntıların ana ihracat noktalarını etkilediğine dikkat çeken Akyüz, “En büyük pazarlarımızdan Mısır’da düşüşler devam ediyor. Mısır’ın Mart ayında yürürlüğe girecek yeni yaptırımı da ihracatçılarımızın önünde büyük bir engel. Komşu ülkelerdeki bu gibi sorunlar maalesef kısa sürede çözülebilecek gibi değil. İhracatçılarımız farklı noktalara yoğunlaşmaya başladı. Kısa vadede olmasa da orta ve uzun vadede ihracatımızı rahatlatacağını ümit ediyorum. Diğer yandan Suudi Arabistan’a yeni kralın gelmesi ülkemizle olan ilişkilerini daha olumlu bir boyuta taşıdı. Suudi Arabistan’ın ilk üçe girmesini bekliyorduk, bizim için sürpriz olmadı. Bu artış gelecek aylarda da devam edecek. Avrupa’daki pazarımızı sağlamlaştırmaya çalışıyoruz. Bazı noktalarda azalış olsa da ihracatımız düzenli artıyor. Zayıf olduğumuz noktaları güçlendirmeye devam edeceğiz. Bu yıl hedef pazarlarımız arasında ABD, Panama, Arap ülkeleri, Uzakdoğu’da Vietnam, Kamboçya ve Afrika Sahra Altı yer alıyor.” dedi.

Yılın ilk ayında kimya sektörünün en fazla ihracat yaptığı ülke 68 milyon dolarla Almanya oldu. İkinci sırada yer alan Suudi Arabistan bir önceki yıla göre rekor ihracat artışı yaşadı. Geçtiğimiz yıl 15 milyon dolar olan ihracat, yüzde 300 artarak 60 milyon dolara ulaştı. Kimyanın en önemli pazarlarından Mısır’daki kayıp ise sürüyor. Ülkeye ihracat yüzde 35 oranında azaldı ve 51 milyon dolar olarak gerçekleşti. Irak, İtalya, Birleşik Arap Emirlikleri, İspanya, İran, Yunanistan ve İngiltere kimyanın en fazla ihracat yaptığı diğer ülkeler olarak sıralandı. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, yılın ilk ihracat performansı için şunları söyledi: “Ülke genelindeki tüm sektörlerde olduğu gibi yıla düşüşle başladık. Bu düşüşte emtia fiyatları, euro-dolar paritesi ve düşen petrol fiyatları etkili

10


ERMAN GİRGİN KİMYAGER GAZİ ÜNİVERSİTESİ MEZUN ermangirgin2006@yahoo.com

ATOMİK ABSORPSİYON SPEKTROSKOPİSİ

S

pektroskopi ve Kromatografi enstrümental analizin iki farklı kutubunu oluşturur. Kromatografi karbon bazlı yani organik materyallerin analizinde kullanılan bir yöntemken Spektroskopi genel olarak inorganik materyallerin analizinde kullanılır. Eğer bir arazi sahibiyseniz ve bu arazide altın madeni olduğundan şüpheleniyorsanız

doğru adrestesiniz. Atomik absorpsiyon spektrofotometresi yani kısaca aas cihazı ile bu analizi kolayca yapabilirsiniz. Sadece bu kadarla kalmayıp arazinizdeki başka bir değerli metal olan platin miktarını hatta çengel bulmacaların gediklisi zirkonyum veya rubidyum metalinin miktarını da ölçebilirsiniz.

GENEL ÇALIŞMA PRENSİBİ

11


ALEVLİ AAS ŞEMASI

AAS cihazı ile yetmişin üzerinde metalin analizi yapılabilir. aas, teknik olarak performans/ maliyet açısından en iyi spektroskopi cihazıdır. Bu oran hesaplanırken cihaz maliyeti ve işletim maliyeti düşünülmelidir. Avantajlarının yanında dezavantajlarıda vardır. İyi bir performans/maliyet oranına rağmen günümüzde yerini ICP ve ICPMS cihazlarına kaptırmaktadır. Aslında bunun tek nedeni aynı anda tek bir element okuması ve spektral girişimlerden dolayı her analizde kullanımı uygun olmadığı içindir.

hariç cihaz tamamen aynı prensiple çalışır. AAS cihazı 6 bölümden oluşur. Işık kaynağı, splitter, atomize edici, monokromatör, dedektör, yazılım/ bilgisayar. Sistemin prensibi, metale özgü oyut katot lambasından üretilen ışığın, atomize edilmiş numune tarafından absorplanması ve sayıca azalmış ışık demetinin detektöre ulaştırılarak aralarındaki oranının yazılım sayesinde yapılan hesaplama ile sayısal değere dönüşmesidir. Beer-lambert yasası cihazın çalışma prensibine belirler.

AAS cihazı iki farklı teknik ve üç farklı modda çalışabilir. Günümüzün AAS cihazları hem absorbans ölçümü alınabilen AAS cihazı hemde emisyon ölçümü alınan atomik emisyon spektrofotometresi yani AES teknikleriyle çalışmaktadır. En basit ve eski teknik olan alevli atomik absorpsiyon (Flame Atomic Absorption Spectrofotometer) cihazı ilk sırayı alır. Ppm (milyonda bir) seviyelerinde analiz imkanı vardır. Grafit fırınlı aas (GFAAS) diğer modudur. Düşük ppb seviyelerinde analizler için uygundur. Standart fırınlı veya zeeman zemin düzeltmeli modelleri vardır. Son mod ise hidrür tekniğinin kullanıldığı Hidrür oluşumlu aas (Hydrite generation AAS) cihazıdır. Yalnızca uçucu ve hidrür oluşturabilen elementlerin analizinde kullanılabilir ve düşük ppb analizleri için uygundur. Ticari olarak kullanılan alevli ve grafit fırınlı modeller tek cihazda dönüşümlü kullanılabilir veya farklı farklı cihazlar olabilir. Alevli aas ve grafit fırınlı aas arasındaki tek fark numunenin atomize edildiği bölümdür. Bu kısım

12


ALEV KAFASI

ALEV KAFASI

13


Işık Kaynağı:

ATOMİZASYON ENERJİ ŞEMASI Oyuk katot lambası ışık kaynağı olarak kullanılır. Oyuk katot lambası her elemente özel olarak üretilir ve amacı metale özgü dalga boylarında ışın demetini, odaklanmış şekilde atomizasyon bölümüne göndermektir. Lambanın içerisi neon veya argon gibi bir gaz ile doldurulmuştur. Lamba içerisine yüksek voltaj uygulanır ve bu gazın pozitif yüklenerek lamba içerisinde bulunan katoda hızlıca çarpması sağlanır. Katot, analiz edilecek metalin saf veya alaşımlı halidir. Bu çarpışma sonucu enerji transferi olur ve

metalin uyarılarak bir üst enerji seviyesine geçmesi sağlanır. Maddeler her zaman en kararlı halinde geri dönmek isterler. Uyarılmış atom kararlı haline yani ilk enerji seviyesine dönmek için ışıma yapar. Bu ışıma sırasında kendine has dalga boylarında ışık saçar (emisyon). İşin gerçeği elementler her dalga boyunda emisyon yapar fakat bazı dalga boyları hem yeterli şiddette hemde diğer atomlardan oldukça izoledir.

OYUK KATOT LAMBASI

ULTRA LAMBA

Bu sayede analiz için kullanacağımız i0 yani maksimum sayıda ışık demetimizi elde ettik. Ticari olarak çoklu lambalar bulunmaktadır. Bu lambalarda katot olarak birkaç metalin alaşımı kullanılır ve bu sayede tek lamba ile aynı anda olmasada aynı lamba kullanılara birden fazla metalin analizini yapmak

mümkündür, dezavantajı ise çeşitliliğinin kısıtlı olmasıdır. Oyuk katot lambalar teknolojisinin diğer bir ürünü ise ultra lambalardır.

14


Bu lambalar aynı akımda çalışsada özel yapısı sayesinde daha güçlü ışık üretir ve daha hassas analizlere imkan verir. Genel olarak tek bir oyuk katot lamba ile sadece bir element analizi yapılabilirken yüksek enerjili xenon lamba modelli

cihazlarda farklı bir lambaya gerek duymadan tüm elementlerin analizini yapmak mümkündür. Oyuk katot lambası en yaygın kullanılan ışık kaynağıdır. Üretilen ışık, splitter bölümünden geçerek atomize edici bölüme gönderilir.

Splitter/Döteryum Lambası: Splitter’ın amacı gelen ışığı ikiye ayırmaktır. Işığın bir bölümü iletilirken diğer bölümü optik aynalar sayesinde detektöre ulaştırılır. Buradaki amaç bir kısım ışığı numuneye temas etmeden detektöre ulaştırmaktır. Dedektör bu ışığı kendine referans alır ve bu sayede analiz harici zamanda atomizasyon bölümü ve optik yoldan geçen ışığın değerindeki düşmeyi ölçerek düzeltme yapar. Ticari olarak tek ışık yollu cihazlarda bulunmaktadır. Bu cihazlarda

splitter bulunmaz ve tüm ışık atomizasyon bölümüne gönderilir. Döteryum lambası ise zemin düzeltici olarak görev alır ve ışığını atomlaştırma alanı ve monokromatör bölümünden geçirerek zemin düzeltmesi yaparak cihazdan gelecek hataları en aza indirir. Döteryum lamba uv bölgede oldukça etkindir. Zeeman zemin düzeltmeli cihazlarda ihtiyaç yoktur. Zeeman aas haricinde yaygın olarak kullanılırlar.

Atomizasyon Bölümü (Alevli İyonlaştırma): AAS, ICP, ICP-MS gibi spektroskopi cihazlarına numune göndermeden önce numuneye ön işlem yapılmalıdır. Asit veya asit karışımları ile numuneyi ısıtarak asitte parçalamak ve saf/ultra saf su ile seyreltmek gerekir yada mikrodalga numune hazırlama cihazı ile yüksek sıcaklık ve yüksek basınç altında asit ortamında parçalama yaptıktan sonra seyreltme işlemi en bilinenleridir. Su veya organik faza alınan numune, kapiler bir hortum ile atomlaşmanın olduğu alev başlığına gönderilir. Ticari AAS cihazlarında iki tip alev kullanılır. Bunlar 1800 – 2250 derece aralığında kullanılan asetilen/ hava karışımı veya 2600 – 3100 dereceye çıkabilen azot protoksit(NO2)/Asetilen gazları karışımıdır. Gaz karışım oranları değiştirilerek kabaca sıcaklık optimizasyon yapılabilir. Hava asetilen alevi ısıya dayanıklı metal oksitleri atomize etmek için yeterli sıcaklık üretemez bu nedenle NO2/Asetilen karışımı kullanılır. Sıvı çekişi alevin yarattığı vakum sayesinde olur. Nebulizer adı verilen bulutlaştırıcı sayesinde sıvı numune, aerosol yani küçük zerreler haline getirilir ve yanıcı/yakıcı gaz karışımı ile ittirilerek, ön karışımlı veya ön karışımsız olarak aleve ulaştırılır. Aleve ulaşan numune ilk aşamada suyunu kaybeder ve yüksek sıcaklık varlığında atomlaşma sağlanır. Her element kendi dalga boyundaki ışığı absorplama eğilimi gösterir. Oyuk Katot lambasında ürettiğimiz “metal spesifik” ışık, numune içerisindeki kendi

atomları tarafından absorplanır. Abosorplanmayan ışık yoluna devam eder. Böylece i1 yani son ışığıda elde ettik. Sistem ilk ışık (io) ve son ışığın (i1) oranının logaritmasını alarak absorbans değeri elde eder. Alevli aas cihazının en büyük avantajı oldukça hızlı şekilde numunenin aleve ulaştırılması ve dolayısı ile en kısa sürede atomizasyon sağlanıp sonuç vermesidir. Düşünüldüğünde minimum düzeydeki işletim maliyetide unutulamaz fakat dedeksiyon limitinin ppm seviyelerinde kalması ciddi bir dezavantajdır.

15


Atomizasyon Bölümü (Grafit Fırın): Grafit fırın, grafit elektrotlar sayesinde kontrollü ve çok hızlı şekilde yüksek sıcaklıklara çıkılabilen tekniktir. Oto örnekleyici sayesinde, kapiler bir tüp ile 10-40 mikrolitre hacmindeki numune, grafit fırın içerisindeki grafit tüpe aktarılır. Alevli sistemlerde kontrolsüz yapılan desolventasyon ve atomizasyon burada tamamen kullanıcının elindedir. İlk aşama

olarak 80 – 120 derece aralığında fırın ısıtılır. Numune bu sıcaklıkta bir süre bekletilerek solventin uçurulması sağlanır. Sonraki aşama 300 – 800 derece arasında yapılan ısıtma ile numunenin küllenmesi yani organik materyalin yanması sağlanır. Yeterli süre beklendikten sonra atomizasyonun yapılacağı 1800 – 2400 derece sıcaklıklara çıkılır.

GRAFİT FIRIN ŞEMASI Bu süre içerisinde okumanın yapıldığı süre hariç, sistemden inert özelliği olan argon gazı geçirilerek fırın parçalarının (electrode, shroud) ısıdan zarar görmesi engellenir ve sıvı buhar dışarıya atılır. Her elementin matriksine uygun olarak kendine özgü maksimum absorbans verdiği sıcaklık vardır ve bu sayede atomizasyon sıcaklığı ayarlanarak iyi bir optimizasyon yapılabilir. Bu sıcaklık parametreleri ve numunenin bekletildiği süreler, her numune matriksine ve analiz edilecek elemente göre değişiklik gösterir. Bu nedenle metot optimizasyonu

oldukça önemlidir. Optimizasyondan uzak bir metot kullanıldığı durumda tekrarlanabilirlik sağlanamayabilir veya istenilen dedeksiyon limitlerine inilemez. Düşük ppb analizleri için çok kullanışlı olan GFAAS cihazının en büyük dezavantajı analiz süresidir. İşletim maliyeti yüksek olmayan, ppb hatta yüksek ppt seviyelerinde analiz yapabiliyorsunuz fakat üç tekrarlı kalibrasyon eğrisi çizdirerek numune okuması sırasında kahve moldası verebilirsiniz.

ALEVLİ AAS GÖRÜNÜM

GRAFİT FIRIN AAS GÖRÜNÜM

16


Atomizasyon Bölümü (Zeeman Grafit Fırın): Bu yöntem teknik olarak grafit fırın ile benzerlik gösterir. Farkı ise fırın içerisine çok kuvvetli bir manyetik alan uygulanarak enerji sevilerinde değişmeler meydana getirilir. Optik bölümünde

bulunan bir ayna sayesinde ise zemin düzeltme yapar. Hem uv bölgede hemde görünür bölgede etkin bir zemin düzeltme yapılabilir. Cihaz maliyetini düşünmezseniz belkide en başarılı tekniktir.

Atomizasyon Bölümü (Hidrür Tekniği):

HİDRÜR SİSTEMİ

Hidrür tekniği yalnızca düşük sıcaklıklarda uçucu özellik gösteren ve hidrür tepkimesine uygun civa, selenyum, arsenik, bizmut, antimon, kalay, tellür gibi elementlerde kullanılabilir. Numunenin, bir hücre içerisinde sodyum bor hidrür ve asit (HCl) varlığında uçucu metal hidrürlerine dönüşmesi sağlanır. Argon gazı ile bu uçucu hidrürler taşınarak kuartz hazneye ulaştırılır. Sadece civa için alev veya ısıtma ihtiyacı olmadan (soğuk bugar tekniği) okuma yapılabilirken

diğer elementler için alev veya elektronik ısıtıcılar kullanılarak hücre ısıtılır. Düşük ppb analizleri için oldukça ideal bir yöntemdir. Teknik olarak az sayıda element analizi harici bir dezavantajı olmasada uygun oranda ve günlük hazırlanmayan sodyum borhidrür çözeltisi nedeniyle sonuçlar hatalı çıkabilir veya tekrarlanabilirlikte problem olabilir.

17


Monokromatör:

MONOKROMATÖR Monokromatör; slit, grating ve optik aynaları içeren AAS cihazı için belkide en önemli bölümdür. Slit adı verilen bölüm farklı boyutlarda deliklerden oluşur. Temel amacı monokromatöre ulaşan ışık miktarını ayarlamak, ışık saçılmalarına engel olmak ve spektral izolasyonu sağlamaktır. Işık miktarının çok yani slit aralığının yüksek olması sinyal/gürültüyü yükseltir fakat iyi bir emisyon hattı izolasyonu sağlayamadığı için tercih edilmez. Slit aralığının düşük olması ise rezulüsyonu oldukça iyileştirse de sinyal/gürültü oranı düşeceğinden uygun değildir. Her firmanın cihazına uygun olarak önerdiği elemente özgü slit değerleri vardır. Gelen ışık uygun slit aralığından geçerek monokromatöre ulaşır. Ticari olarak farklı tiplerde monokromatörler kullanılır. Ebert

monokromatör, Czerny-Turner monochromator veya ikili (double) monokromatörler bunlara örnektir. Monokromatörlerin temel amacı içerdiği optik aynalar sayesinde gelen ışığı dalga boylarına ayıran prizmaya yani grating bölümüne göndermek ve grating bölümünden çıkan dalga boylarına ayrılmış ışığı, istediğimiz dalga boyunda seçip, odaklayarak detektöre göndermektir. Grating gelen ışığı bütün dalga boylarına ayırır. Monokromatör ise analizde belirtilen dalga boyunu seçerek dedektöre gönderir. Ticari olarak Echell grating, holographic diffraction grating, diffraction grating gibi farklı tiplerde gratingler kullanılır.

Dedektör: Genel olarak dedektör tipi olarak foton çoğaltıcı tüp (PMT, photon multiplier tube) kullanılır. PMT dedektörü aslında kendisine ulaşan ışığın yoğunluğuna bağlı olarak elektrik sinyali üreten bir vakumlu tüptür. Bu tüpün içerisi fotokatot adı verilen özel bir yüzeyle kaplanmıştır ve ulaşan ışık demeti bu yüzeyden elektron koparır. Kopan bu elektronlar her seferinde hızlanarak dinot adı verilen elektrotlara çarpar ve bu sayede daha fazla sayıda elektron üreterek sinyalin arttırılmasını sağlar. Bu işlem detektöre ismini veren yöntemdir. Dinot bulunmayan dedektör tipleride bulunur.

Atomik absorpsiyon cihazları spektroskopik analiz tarihine damga vurmuş en eski ve en yaygın tekniklerden biridir. Kimya Laboratuvarlarının vazgeçilmezidir. Maden/toprak analizleri, kanda ağır metal, çevre (atık su, atık yağ) numunelerinde ağır metal, gıdalarda ağır metal, ilaç sektörü gibi alanlarda kullanılan kapsamı oldukça geniş bir cihazdır.

TEŞEKKÜR Agilent yetkili distributörü SEM Laboratuar Cihazları’na görseller için teşekkür ederim

18


Haber Yabancı

UÇAK’TA LİTYUM İYON PİL TAŞINMASI 1 NİSAN’DA YASAKLANIYOR!

Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), yolcu uçaklarındaki güvenliği artırmak için yeni bir düzenlemeye gidiyor. Hemen hemen herkesin kullandığı cep telefonu, dizüstü bilgisayar ve fotoğraf makinesi ile tabletlerde bulunun lityum iyon pillerin yani yeniden doldurulabilir pillerin 1 Nisan’dan itibaren uçakların bagajlarına alınmayacağı açıklandı. Teknolojinin geliştiğini ve her insanın yukarıda saydığımız aletleri kullandığı düşünüldüğünde insanın aklına çeşitli sorular gelebilir. Ancak ICAO tarafından lityum iyon pillerin uçağa alınmaması kararı yolcuları doğrudan etkilemiyor. Sözü edilen yasak, yolcu ve kargo uçaklarının bagaj bölümünde toplu halde taşınan pilleri içeriyor. Cep telefonları ve dizüstü bilgisayarlar gibi ürünler ile artık hayatımızın her yerinde olan lityum iyon pillerin, uçaklarda taşınması yasaklandı. Cep telefonu, fotoğraf makinası, tablet ve dizüstü bilgisayar gibi cihazlar ile hayatımızın her yerinde olan Lityum iyon piller, büyük bir tehlikeyi de beraberinde getiriyor. Yolcu uçaklarını daha güvenli hale getirmek için yeni kararlar alan Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), lityum iyon pillerin 1

Nisan itibariyle uçakta taşınmasına izin vermeyecek. Yolcu beraberinde taşınan piller, yasaktan etkilenmiyor. Yasak, bagaj bölümünde toplu halde taşınan lityum iyon pilleri kapsıyor. Shiftdelete’in haberine göre yasağın kalkması için lityum iyon pillerin yangın önleyici şekilde paketlenmesi gerektiğini belirten ICAO, arızalı tek bir pilin bile diğer pillerin patlaması için yeterli olduğunu vurguluyor. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO), yolcu uçaklarındaki güvenliği artırmak için önemli bir değişikliğe gidiyor. Herkesin kullandığı cep telefonu, fotoğraf makinası, tablet ve dizüstü bilgisayarlardaki lityum iyon pillerinin, 1 Nisan’dan itibaren uçak bagajına alınmayacağı açıklandı. Yasak yolcuları doğrudan etkilemiyor. Söz konusu yasak, yolcu ve kargo uçaklarının bagaj bölümünde toplu halde taşınan lityum iyon pillerini kapsıyor. Yapılan testlerde toplu taşınan piller arasında bir tek pilin bile bozuk çıkması, diğer pillerin yanmasına ve infilak etmesine sebep olduğu belirtiliyor. Daha önce de şarj olmayan lityum metal pillerin uçaklarda taşınması yasaklanmıştı. 1 Nisan’dan itibaren geçerli olacak olan yeni yasağın, 2018 yılının sonuna kadar geçerli olması bekleniyor. Yasağın kalkması için lityum iyon pillerinin, yangının önleyecek şekilde paketlenmesi gerektiği açıklandı. Şirketler, özellikle tıbbi ve askeri alanlarda kullanılacak olan Lityum iyon pillerinin, uçakla taşınamayacak olmasının birçok alanda zorluklara sebep olacağını savunuyor.

19


Yerli

Haber

TÜRK PLASTİK SEKTÖRÜ DÜNYADA ALTINCI SIRAYA YÜKSELDİ

Plastik sektörü kapasitesini yüzde 73 kullandı

Türk plastik sektörü 2015 yılında dünya plastik liginde 7. sıradan 6. sıraya yükseldi. Türk plastik sektörü 2015 yılında 8,6 milyon tona ulaşan üretimiyle Avrupa ikinciliğini korurken, dünya plastik liginde 7. sıradan 6. sıraya yükseldi. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) açıklamasına göre, çoğu küçük ve orta ölçekli firmalar olmak üzere 6 bin 500 civarında üretici firmanın faaliyet gösterdiği ve yaklaşık 250 bin kişiye istihdam sağlayan plastik sektörü, 2015 yılında ülke ekonomisine 13 milyar dolarlık katkı sağladı. Sektör, geçen yıl yakaladığı başarılı üretim grafiği ile Avrupa’da ikinciliğini devam ettirdi. 2014 yılında dünya sıralamasında 7. olan sektör, 2015’te yüzde 2,7 payla 6. sırada yer aldı. Plastik sektörü 2015 yılında büyümeyi üretimde yakaladı. Sektörün 2015 yılında mamul üretimi bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 3,2 artışla 8,6 milyon tona yükseldi, değer bazında ise yüzde 6,6 azalışla 32,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Değer bazındaki gerilemede, petrol fiyatlarındaki düşüş ve avro/dolar paritesindeki dalgalanmalar etkili oldu.

Geçen yılki 8,6 milyon tonluk toplam plastik mamul üretimi içinde 3,4 milyon tonla plastik ambalaj malzemeler ilk sırada yer alırken, bu ürün grubunu 1,9 milyon tonla plastik inşaat malzemeleri takip etti. Plastik sektörü söz konusu üretimle kapasitesini yüzde 73 kullandı. Sektörün 2015 yılında iç pazardaki tüketimi miktar bazında önceki yıla göre yüzde 4,1 oranında artarak 7,6 milyon tona yükseldi. Sektörün 2015 yılında makine teçhizat yatırımı yüzde 3 azaldı ve 839 milyon dolar olarak gerçekleşti. Plastik sektörü 2003-2015 yılları arasında yüzde 78’i ithalatla olmak üzere toplam 8,1 milyar dolarlık makine ve teçhizat yatırımı yapmış oldu. Türk plastik sektörünün mamul ihracatı 2015 yılında 2014’e kıyasla miktar ve değer bazında geriledi. Miktar bazında ihracat yüzde 1,6 düşüşle 1,58 milyon ton, değer bazında ihracat yüzde 12,8 düşüşle 4,34 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2015’te plastik sektörünün en çok plastik mamul ihracatı yaptığı ülkeler Irak, Almanya ve İngiltere olarak sıralandı.

20


İthalatta ödenen vergiler rekabeti olumsuz etkiliyor

Gümrük Birliği anlaşması çerçevesinde Avrupa Birliği (AB) ülkeleri dışındaki ekseri ülkeye gümrük vergisi uygulanıyor ve bu durum Türk plastik üreticilerinin rekabetçiliğini olumsuz etkiliyor. AB, sanayicilerinin rekabetçiliğini korumak üzere ‘Askıya Alma ve Tarife Kontenjanı’ sistemi uyguluyor. Buna göre Türkiye ve AB’de üretimi bulunmayan hammadde ve ara mamul niteliğindeki ürünler için askıya, AB ve Türkiye’de üretimi bulunan ancak yetersiz olan hammadde ve ara mamul niteliğindeki ürünler için ise tarife kontenjanına yani kotaya tabi tutuluyor.”

PAGEV 2015 değerlendirmesine göre, sektörün en önemli sorunu olan hammadde ithalatındaki yüksek vergi problemi 2015 yılında da devam etti. 2014 yılına kıyasla sektörün hammadde ithalatı miktar bazında yüzde 3,7 artarak 6,3 milyon tona ulaşırken, değer bazında yüzde 15,1 azaldı ve 9,4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye plastik sektörünün 2015 yılında toplam plastik hammadde üretimi yaklaşık 1 milyon ton civarında gerçekleşti. Aynı dönemde plastik hammadde ihracatı miktarda yüzde 2,6 artışla 688 bin tona yükseldi, değerde ise yüzde 17 azalışla 933 milyon dolar oldu. Sektör 2015 yılında en çok hammadde ihracatını Almanya, Mısır ve Rusya’ya yaptı.

Eroğlu, Türkiye’de yeteri kadar üretilmeyen polipropilen (PP) için yaptıkları kota başvurularına hem AB’li üreticilerin itiraz etiklerini hem de AB pazar durumuna göre kapasite ayrılarak kendilerine kısıtlı hammadde verildiğini dile getirdi. Bunların yanı sıra, verilen hammaddelerin fiyatlarının da farklılık gösterdiğini ifade eden Eroğlu, şu açıklamalarda bulundu:

“Yurt içindeki plastik tüketimi sektörü yüzde 4,1 büyüttü” Açıklamada görüşlerine yer verilen PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, Türk plastik sektörünün 2015’teki ihracat performansıyla ülke ihracatından yaklaşık yüzde 3,6 pay aldığını ve ihracatçı ilk 10 sektör içinde yer aldığını belirtti. Eroğlu, şunları kaydetti: “Yurt içindeki plastik tüketimi sektörümüzü yüzde 4,1 büyüttü. Her yıl Gayri Safi Milli Hasıla’nın (GSMH) üzerinde büyüyen bir sektörün temsilcileri olarak ihracatta miktar ve değer bazında yaşadığımız düşüşler nedeniyle büyüme önceki yıl ile aynı seviyelerde kaldı. Plastik için en kötü senaryo GSMH kadar büyümek ve maalesef bu sene bu gerçekleşti.

“Bu durum ülkemiz plastik endüstrisinin rekabetçiliğini azalttığı gibi tedarik yönünden de zor durumda bırakıyor. Bakanlığımızdan yerli üretimi yeterli olmadığından ithal edilen plastik hammaddeler için vergisiz kota oluşturulmasını talep ediyoruz. Söz konusu kotanın verilmesi halinde hem Türk plastik sektörü çok daha ileri gidecek hem de Türkiye ekonomisi kazançlı çıkacaktır. Bu konuda Bakanlığımıza hem AB ile Gümrük Birliği güncelleme süreci ile ilgili teklifimizi hem de kota talebimizi ilettik, süreci takip ediyoruz.”

Yüzde 85 oranında olan plastik hammadde ithalatı sektörün performansını olumsuz etkiledi. İthalatta

21


HATİLE MOUMİNTSA KİMYA YANYA ÜNİVERSİTESİ MEZUN hatile_m@hotmail.com

Bir Mucizevi Molekül Daha Hyaluronik Asit

K

adınların vazgeçilmezlerinden biranesi de hep güzel kalmaktır. O yüzden elinden geleni yapmaya çalışır. Günümüzde kozmetiğin bu kadar ilerlemiş olmasının da bunun bir nedeni. Hyaluronik asit kozmetikte sıkça kullanılır. Fakat sadece kozmetikte değil başka bir sürü daha yerlerdede kullanılır. Elinize bir krem ya da bazı jeller ve serumlar aldığınız zaman bir çogunun içinde olduğunu göreceksiniz. İnceleyelim hep beraber neden bu kadar kullanılmaktadır diye.

Bu dokunun diğer dokulara nazaran hücre sayısı az, ara maddesi ve lifi çoktur. Kemik, kas, kan damarı, sinir gibi birçok dokunun birbirleriyle irtibatını ve bütünlüğünü sağlayan bu doku, bir mânâda inşaattaki çimento gibidir. Çimentonun içinde, dokuya çeşitli özellikler kazandıran farklı organik bileşikler vardır. Bunların en önemlisi hyaluronik asittir (HA).

Bağ dokusu, vücudumuzdaki en yaygın dokudur.

22


Bağ dokusunu oluşturan hücre ve lifler, hyaluronik asitle birlikte birçok maddenin teşkil ettiği matrikse yerleşmiştir. Bu aside, bağ dokularındaki temel bileşik olmasının yanında, nörolojik başta olmak üzere, birçok biyolojik fonksiyonun yerine getirilmesinde önemli roller verilmiştir. Hyaluronik asit (C14H20NNa11), uzun zincirli bir polisakkarittir. Bu asit, insan vücudunda bir yapıtaşı olarak, her türlü dokuda (epitelyumdan sinir dokusuna kadar) ve eklem sıvısında bulunan mu'cizevî bir moleküldür. Gözün camsı sıvısı, kıkırdak, eklem sıvısı, alt deri (dermis), üst deri (epidermis) ve göbek kordonu gibi vücutta farklı bölgelerde bulunur. Yüksek molekül ağırlıklı ve negatif yüklü oluşu ona viskoelastik bir özellik kazandırır. Tabiî ve sentetik polimerlerden daha fazla (kendi hacminden bin kat fazla) su tutar. Horoz ibiği, bebek kordonu ve diğer bazı hayvanî kaynaklardan saflaştırılır. Ayrıca, bakteriden fermantasyon ve doğrudan ayırma (izolasyon) metotlarıyla elde edilebilir. Bir kısmı da dalakta metabolize olur. Herhangi bir şekilde alerjik reaksiyonlara sebep olmaz.

Hyaluronik asit, dokuların hidratasyonu (kimyevî reaksiyon sonucu su ile birleşmesi) ve nemlenmesinde, dokulardan madde geçişinde, hücrelerin hareketinde, farklılaşmasında ve bölünmesinde, eklem kayganlığının sağlanmasında, kan akımıyla yaşayan cilt hücrelerine temel besinlerin taşınmasında vazife görür. Bu yüzden ortopedi, romatoloji, oftalmoloji, dermatoloji ve kozmetolojide kullanılmaktadır. Hyaluronik asit, enjekte edildiği yerde, yapısında ve şeklinde uzun süre deformasyon olmadığı için yara tedavisinde de kullanılır; en çok tercih edilen dolgu maddesidir. Mekanik ve kimyevî zararlara karşı cildi yumuşatıcı bir rol oynar. Vücudun ürettiği Hyaluronik asidin % 50’si üst deride bulunur ve kandaki yarılanma ömrü çok kısa (2,5-5,5 dk.) olduğu için kısa sürede vücuttan atılır.

Hyalüronik Asidin Faydaları Nelerdir? -Cildinizin genç ve kırışıksız kalmasına yardımcı olur. -Su tutma ve cildi nemlendirme özelliği en önemli özelliğidir. Bu nedenle hyalüronik asit nemlendirici kremlerde kullanılmaktadır. -Cilt pürüzsüz ve esnek tutmaya yardımcı olur. -Hyalüronik asit akne izlerini önlemek için de yararlıdır.

-Dokuların tamir edilmesi ve elastikiyetinin korunması hyalüronik asidin faydalarından biridir. Bu özelliği sayesinde cildin yaşlanmasını önlemektedir. -Kollajen liflerinin oluşumu ve bakımına yardımcı olur. Kollajenin azalması cildin elastikiyetini kaybetmesine sebep olur.

23


-Aynı zamanda cilt iltihabı ve tahrişi ile savaşmaya yardımcı olur. -Yaşlandıkça hücre mitoz hızı azalır, böylece hücresel yenilenme ve onarım süreci yavaşlar. Hiyalüronik asit varlığı durumunu tersine çevirmede yardımcı olur. Hyalüronik asit cilt dışında kişinin görmesini de

iyileştirmektedir. İnsan gözünün neredeyse %80’ini oluşturmaktadır. Göz bakımı ile birlikte, romatoid artrit ve osteoartrit gibi hastalıkların tedavisi için de kullanılır. Eklem yüzlerini yağlar, tampon görevi görür ve bu bölgedeki inflamasyonun iyileşmesini sağlar.

Hyalüronik Asit Hangi Besinlerde Bulunur? – Hayvansal Kaynaklar: Hayvansal ürünler hyalüronik asidin en iyi doğal kaynakları olarak kabul edilir. İnsanlarda olduğu gibi, hayvanlarda da hyalüronik asit deri ve nöral dokuların önemli bir bileşenidir. Bu nedenle her tür et bu asidin zengin bir kaynağıdır. Tavuk ve et suyu da yüksek miktarda bağ dokusu ve kollajen içerir. Kırmızı etler A vitamini açısından zengin kaynaklarıdır ve retinol formunda hyaluronik asit salgılamaya yardımcı olurlar.

– Baharat ve Biber: Askorbik asit olarak da bilinen vitamin C, vücudumuzda hyalüronik asit için iyi bir kaynak olabilir. Ayrıca sarı, kırmızı, yeşil ve turuncu biber de dahil olmak üzere pek çok biber çeşidi C vitamini açısından zengindir. Kişniş ve maydanoz gibi sıklıkla baharat olarak yemeklerde kullanılan otlar, aynı zamanda C vitamini içerirler.

– Taze Meyveler: Limon, portakal, ıhlamur ve greyfurt gibi narenciyeler C vitamini açısından büyük bir kaynaktır. Bu meyvelerden elde edilen meyve suları ve hatta bu meyvelerin kabukları büyük miktarlarda C vitamini içerir, içeceklerde ve yemeklerde kullanılabilirler. C vitamini açısından zengin diğer meyveler şunlardır; guava, mango, kiraz, kivi, portakal, yaban mersini, ahududu ve tüm üzüm çeşitleri. Elma, muz, domates, avokado, ananas, kavun, şeftali ve armut gibi magnezyum açısından zengin meyveler de hiyalüronan düzeylerini artırmada yardımcı olur.

24


– Sebzeler: Araştırmalar patates ve tatlı patates gibi nişasta içeren, özellikle kök sebzelerinin hyalüronan üretmek için vücuda fayda sağladığını göstermektedir. Magnezyum da hyalüronik asit sentezi için gereklidir. Ispanak, karnabahar, brokoli, kuşkonmaz, yeşil marul, Brüksel lahanası ve yeşil fasulye gibi sebzeler magnezyum açısından oldukça zengindir ve vücutta hyalüronik asit düzeylerinin arttırılmasına yardımcı olur. Balkabağı, maya, fıstık, kepekli tahıllar, fasulye ve kahverengi pirinç gibi çinko içeren gıdalar da hyalüronanın iyi bir kaynağıdır.

– Soya Ürünleri: Soya da hyaluronik asit kaynağıdır. Testler cilde soya sütü uygulandığında haftalar içinde asit seviyesinin arttığını göstermiştir. Bir çok güzellik ve anti-aging kreminin soya bazlı maddeler içermesinin bir nedeni de budur. Hyaluronik asitin oluşturulmasını artırmak için kişinin beslenmesine dahil edilebileceği bir çok soya ürünü vardır. Fermente soya sütü protein açısından zengin bir kaynaktır ve fermantasyon süreci vücudun soyada mevcut çinko, demir, magnezyum ve diğer mineralleri kolaylıkla dönüştürmesine yardımcı olur. Kaynaklar : https://en.wikipedia.org/wiki/Hyaluronic_acid

25


Haber Yabancı

PROF. DR. AKAY: TÜRKİYE’NİN ENERJİ İHTİYACININ YÜZDE 30’U ATIKTAN KARŞILANABİLİR

Atık maddeleri kullanarak Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 30’unun karşılanabileceğini söyleyen Kimya ve İşlem Mühendisi Prof. Dr. Galip Akay, Türkiye’de kuracakları sistemin dünyada bir ilk olacağını belirtti. İngiltere’deki Unilever Araştırma Merkezi ve Newcastle Üniversitesi’nde görev yapan ve çalışmalarına Türkiye’de Ondokuz Mayıs Üniversitesi Karadeniz İleri Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde devam eden Kimya ve İşlem Mühendisi Prof. Dr. Galip Akay, uzun bir süredir üzerinde çalıştığı araştırmaları sonucu uygulanacak sistemle Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 30’unu karşılayabileceklerini söyledi. 10 yıl önce İstanbul’da kurdukları fabrikada kullanılan kataliz sistemini daha da geliştirdiklerini ifade eden Akay, yeni geliştirdikleri katalizlerin dünyada bir ilk olduğunu belirtti. Türkiye’de kurulacak olan fabrikaların elektrik enerjisi, gaz ve sıvı yakıt üretebileceğini ifade eden Akay, bu sistemler küçük olduğundan her ilde bu fabrikaların kurulabileceğini söyledi. Enerji kullanımında çöplerin ve atıkların kullanıldığını kaydeden Akay, az bir maliyetle ekonomik ve zararsız fabrikaların her ile kurulabileceğini dile getirdi.

İlk Örneğini Türkiye’de 10 Yıl Önce Yaptık İngiltere’de çeşitli teknolojiler geliştirdiğini ifade eden Akay, “Bu teknolojinin Türkçe adı ‘Proses İntensifikasyon (İşlem Yoğunlaştırılması)’. Amacı ise çok büyük ölçeklerde yapılan işlemleri çok küçük ölçeklerde yapmak ve aynı zamanda da kapasitesini aynı tutmak. Bu yöntemi kullanarak ortaya çıkan işlemler çok daha ucuz ve maliyetleri de çok daha ucuz oluyor. Bu nedenle küçük ölçekteki işlemleri yapmak mümkün oluyor. Benim yaptığım ve şu anda da dünyada kabul edilen işlem yoğunlaştırılması iki unsurdan oluşuyor. Bunlardan bir tanesi geliştirdiğim bir maddenin tarıma uygulanması, diğeri ise atıklardan elektrik, gaz ve sıvı yakıt elde edilmesi. Şu an üzerinde çalıştığımız konu elektrik, gaz ve sıvı yakıt üretimi. İngiltere’de yaptığım çalışmalar sonucu patentini aldığım bir çalışmanın devamı olarak bu çalışmanın ilk örneğini Türkiye’de 10 yıl önce yaptık. İstanbul Kemerburgaz’da bir tane gazlaştırma fabrikası kurduk. Fabrika, o zamanın Başbakanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıldı. Daha sonra bu sistemi İngiltere’de daha da geliştirdik. Şu anda bu işlemi yapabilen İngiltere’de birkaç tane fabrika var” dedi.

26


Bu Sistem Dünyada İlk Defa Yapılacak

Bu Sistemle Türkiye’nin Enerji İhtiyacının Yüzde 30’unu Karşılayabiliriz Son on yıldır yaptıkları çalışmalar sonucu bu sistemi çok daha ilerlettiklerini ifade eden Akay, “Yapmak istediğim şey yeni geliştirdiğim bu sistemi Türkiye’de yapmak. Yapmak istediğim şey, bu sistemi Türkiye’de kurarak asgari Türkiye’nin enerji ihtiyacının yüzde 30’unun karşılanabilmesi. Bu sistemle belediye atıkları, zirai atık ve bütün atıklardan faydalanılarak elektrik enerjisi, gaz ve istenilirse sıvı yakıt üretilmesi amaçlanmaktadır” diye konuştu. Bu sistemde kullanılan birkaç unsurun olduğunu söyleyen Akay, “Bunlardan biri gazlaştırma fabrikası. Diğeri elde edilen gazın temizlenmesi. En son aşamada ise temizlenmiş gazın sıvıya dönüştürülmesi. Bunun için her aşamada çeşitli reaktörlere ihtiyaç var. Bu reaktörlerin hepsini biz geliştirdik. En son aşama olan gazın sıvıya dönüştürülmesinde katalizör kullanılması gerekir. Burada gördüğünüz resim bu katalizlerden bir tanesi. Böyle bir kataliz dünyada yoktu. Umut ediyoruz ki bu tür katalizler yaygınlaşacaktır. Benim üzerinde en çok durduğum konu gaz elde etmek. Benim istediğim Türkiye’deki imkanları kullanarak enerjide Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmak” şeklinde konuştu.

Türkiye’de kurmak istedikleri tesislerin yerel düzeyde kurulacağını anlatan Akay açıklamasını şöyle tamamladı: “Bu tesislerde yerel olanaklar kullanılacak. Bunun için çeşitli belediyelerle görüştük. İzmir’de Seferihisar Belediyesi ile görüştük. Ümit ediyoruz ki bu tesislerin ilkini oraya kuracağız. Bu fabrikaların en önemli özelliği yerel atıkları kullanabilmeleri olacak. Bu fabrikalar küçük çapta olmasından dolayı az maliyetli olacaklar, böylece her ilde kurulabilecekler. Bu sistem dünyada ilk defa yapılacak. Bu sistem yenilenebilir enerjinin kullanımının faydalı olabileceğinden bütün dünyaya satmak mümkün olacak. Türkiye’nin inşaat sektöründe dünyaya vermiş olduğu hizmetin bir benzeri olacaktır. Böylelikle teknoloji ithalatı yerine teknoloji ihracatı yapmamız mümkün olacaktır. Bu teknoloji için gerekli olan bütün olanaklar patent olarak elimizde mevcuttur.”

27


Yerli

Haber

KİMYA BÖLÜMÜ GİRİŞİMLERİ HIZLANDI

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Kimya ve Maden Konseyi, sektörün ara eleman ihtiyacına çözüm bulmak amacıyla Uludağ Üniversitesi (UÜ) Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu’na kimya bölümü açılması için girişimlerini hızlandırdı. BTSO’nun Türkiye’deki oda ve borsalara rol model olan 18 sektörel konseyi, kent ve ülke ekonomisine değer katan çalışmalarını sürdürüyor. Sektörel Konseyler, iş dünyası, kamu kurum temsilcileri ve akademisyenlerin ‘ortak akıl’ vizyonu ile beyin fırtınası yaparak, sektörlerin yol haritasının belirlendiği bir platform haline dönüşüyor. Kimya ve Maden Konseyi üyeleri, sektörün gündemindeki konuları değerlendirdiği toplantıda bir araya geldi. Oda Hizmet Binası’ndaki toplantıya, BTSO Yönetim Kurulu Üyesi İlker Duran, Kimya ve Maden Konseyi Başkanı Cemal Tuna, UÜ Teknik Bilimler Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mehmet Karahan ve konsey üyeleri katıldı.

İş Dünyası İstiyor BTSO Yönetim Kurulu Üyesi İlker Duran, toplantıda yaptığı konuşmada, sektör temsilcilerinin, teknolojik gelişmelere ayak uydurup uluslararası arenada

rekabet gücüne kavuşmaları için önemli çalışmalara imza attıklarını ifade etti. Türkiye ihracatında ciddi bir paya sahip olan kimya sektörünün nitelikli ara eleman sıkıntısı yaşadığını belirten Duran, “Sanayicilerimizden gelen her talep bizim için önemli. Yaklaşık 1 yıldır Uludağ Üniversitesi ile gerçekleştirdiğimiz istişarelerde kimya sektörünün taleplerine yönelik çözümler üretmeye çalışıyoruz. Sektörümüzün ara elaman ihtiyacına yönelik adımlarımızı hızlandırdık. Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu bünyesinde bir kimya bölümü açılmasını hedefliyoruz” dedi. BTSO Kimya ve Maden Konseyi Başkanı Cemal Tuna da kimya bölümünün açılması halinde sektörün önemli bir ihtiyacının çözüme kavuşacağını kaydetti.

Önemli Adım UÜ Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mehmet Karahan da kimya bölümünün açılması noktasında en kısa sürede Yüksek Öğretim Kurumu’na başvuruda bulunacaklarını ifade ederek, “BTSO ile Uludağ Üniversitesi, kente fayda sağlayan projelere imza atıyor. Üniversite-

28


sanayi işbirliği kapsamında firmalarımızdan gelen her talebe önem veriyoruz. Bu noktada kimya bölümü için üzerimize düşen sorumluluğu

yerine getirmeye hazırız. En kısa sürede yeni bölümün açılması için YÖK’e başvurumuzu gerçekleştireceğiz” diye konuştu.

29


YAVUZ SELİM KART KİMYA MÜHENDİSİ CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ MEZUN kim_muhselim@hotmail.com

Çimento Endüstrisi

Ç

imento (İtalyanca "cemento" kelimesinden alınmıştır), esas olarak, doğal kalker taşları ve kil karışımının yüksek sıcaklıkta ısıtıldıktan sonra öğütülmesi ile elde edilen hidrolik bir bağlayıcı malzeme olarak tanımlanır. Çimento, esas olarak, doğal kalker taşları ve kil karışımının yüksek sıcaklıkta ısıtıldıktan sonra öğütülmesi ile elde edilen hidrolik bir bağlayıcı malzeme olarak tanımlanır. Hidrolik bağlayıcı maddeler, su ile

Çimento Üretiminin Tarihçesi

reaksiyonu sonucu sert bir kütle oluşturduktan sonra su içersinde dağılmayan, sertliğini ve mukavemetini muhafaza eden veya artıran bağlayıcı maddelerdir. Diğer bağlayıcı maddeler gibi çimentolar da, CaO, MgO gibi alkalin öğeler ve SiO2, Al2O3 ve Fe2O3 gibi hidrolik öğelerden oluşur. Alkalin ve hidrolik öğelerin oranları da bağlayıcı maddenin niteliğini belirler. Çimento tanelerinin göz açıklığı 5 ila 90 mikron arasındadır.

Çimento sektörü; başlıca silisyum, kalsiyum, alüminyum, demir oksitlerini içeren ham maddelerin teknolojik metotlarla sinterleşme derecesine kadar pişirilmesi ile elde edilen yarı mamül madde “klinker”in, tek veya daha fazla cins katkı maddesi ile öğütülmesi yoluyla üretilen hidrolik bağlayıcıları içeren bir sektördür. Türkiye’de İlk çimento fabrikası 1911 yılında tek fırınla Darıca’da kurulmuştur. 1950’li yıllara kadar

Ankara, Zeytinburnu (İstanbul), Kartal (İstanbul) ve Sivas’ta çimento fabrikaları açılmıştır. 1950’den sonra Türkiye Çimento Sanayi kurulmasıyla üretim artışı sağlanmasına rağmen 1970’lere dek talep yeterli derecede karşılanmamıştır. 1978 yılı sonlarında temeli atılmış olan 15 kadar çimento fabrikası projesinin hammadde araştırmaları Devlet Planlama Teşkilatı o zaman ki ismi Maden Tetkik Arama Enstitüsü olan MTA Genel Müdürlüğü’nü görevlendirmiştir.

Portland Çimentosu nedir?

Dünyada ilk çimento üretimi 1824 yılında İngiltere’nin Leeds kentinde Joseph Aspdin tarafından ince taneli kalker ve kil karışımının pişirilmesinin ardından öğütülerek gerçekleştirilmiştir. Üretilen çimentonun özellikleri ve rengi bu Leeds’e yakın Portland isimli adadan getirilen doğal yapı taşına benzediği için adına Portland çimentosu denilmiştir. Çimento yeterli sıcaklıkta pişirilmediği için bazı olumsuz (yetersiz) tarafları görülmüştür. 1845 yılında Isaac Johnson isimli İngiliz, Portland çimentosunun özelliklerini iyi pişirmeden sonra geliştirerek bugün dünyanın her tarafında kullanılır hale getirmiştir.

30


Çimento Üretim Aşamaları

Şekil : Çimento üretim şeması pişirilir.

Çimento üretimi sırasında belli aşamalardan geçmektedir. Şekil ’de görülen çimento üretim şemasına göre;

6. aşamada döner fırından klinker olarak çıkan yarı mamül ürün soğutucuda soğutularak klinker stok holünde stoklanır. Alçıtaşı ve üretilecek çimento cinsine uygun katkılarla çimento değirmenlerinde öğütülür.

1. aşamada ocaklardan patlatılarak çıkarılan çeşitli hammaddeler nakil araçlarına yüklenerek kırılmak üzere konkasörlere taşınır.

7. aşamada çimento cinslerine göre ayrı silolarda stoklanan çimento, torbalı ve dökme çimento olarak satışa sunulur.

2. aşamada konkasörlerde kırılan hammaddeler ayrı ayrı stoklanır. 3. aşamada stoklardan alınan hammaddeler belli oranlarda karıştırılarak farin değirmenlerinde öğütülür. 4. aşamada Farin adını alan karışım pişirilmek üzere farin stoklarında stoklanır. 5. aşamada ön ısıtıcılardan geçirilerek döner fırına sevk edilen farin yaklaşık 1400-1450 0C sıcaklıkta

Çimento Tipleri Nelerdir?

Çimento belirli standardlara dayanılarak üretilmektedir. Avrupa ülkelerinin çoğunluğu için geçerli olacak çimento standrdlarının hazırlanmasına 1973 yılında Avrupa Standardizasyon Komitesi’nin teknik komitesi TC 51 ile başlanmıştır. Çeşitli Avrupa ülkelerinde çok sayıda çimento türünün yerel standardlara uygun olarak kullanılmakta olduğunu dikkate alan komite, genel çimentolar için hazırladığı EN 197-1 de çok sayıda çimento türüne yer vermiştir. Doğrudan Türk standardı olarak kabul

edilen bu Avrupa standardı da genel amaçlı Türk çimentolarının yerini almıştır. Yeni genel çimentolar TS EN 197-1’de “CEM Çimentosu” olarak adlandırılır.

31


Buna göre;

CEM Çimentosu: Hidrolik sertleşmesi öncelikle

kalsiyum silikatların hidratasyonu sonucu meydana gelen ve içindeki reaktif CaO ve reakstif SiO2 toplamının kütlece en az %50 olması gereken çimentodur. Bileşimi portland çimentosu klinkeri, kalsiyum sülfat ve çeşitli mineral katkılardır.

arasındadır. Katkı türüne bağlı olarak bu gruptaki çimentolar Portland Cüruflu, Portland Puzolanlı gibi isimler de almaktadır. CEM III: Bu grupta Yüksek Fırın Cüruflu Çimentolar bulunur. Katkı miktarı % 36-95 arasındadır.

CEM IV: Bu grupta Puzolanik Çimentolar yer alır.

Standarda göre CEM Çimentoları, 27 alt çeşidi kapsayan 5 ana tiptir.

Bunlarda cüruf veya kalkar katkı maddesi olarak kullanılmaz. Katkı madde oranı puzolan ve uçucu kül katkıları ile birlite %11-55 arasında değişmektedir.

CEM I: Bu grupta klinkerin sadece kalsiyum sülfat

CEM V: Bu grupta Kompoze Çimentolar bulunur.

ve minör bileşen olarak ağırlıkça en fazla % 0-5 arası mineral katkı ile öğütülmesi sonucunda Portland Çimentosu elde edilir.

CEM II: Bu grupta mineral katkı miktarı % 6-35

Bunların haricinde gerek klinker üretimi sırasında, gerekse sonradan ilave edilen mineral katkılar sayesinde özel kullanım amaçlı olarak üretilmiş, TS EN 197-1 standardının kapsadığı 5 çeşit daha çimento bulunmaktadır. Bunlar:

Bunlara hem cüruf (%18-50) ve hem de puzolan ve uçucu kül (%18- 50) miktarı belirlenen sınırlar içerisinde değiştirilerek birlikte katılır, miktarları klinker oranı %20- 64 arasında kalacak şekilde ayarlanır.

Sülfatlara Dayanıklı Çimentolar: Trakalsiyum

alüminat miktası sınırlanmış (max %5) olarak üretilen klinkerin kalsiyum sülfat ile birlikte öğütülmesi ile elde edilir.

32


Beyaz Portland Çimentosu: Özel nitelikli kil ile Sözlük : kireçtaşının birlikte pişirilmesiyle elde edilen beyaza yakın klinkerin bir miktar kalsiyum sülfat ile birlikte öğütülmesiyle elde edilir.

Harç Çimentosu: Dayanım gelişmesi için gerekli Portland Çimentosu Klinkeri içeren ince öğütülmüş hidrolik bağlayıcırı. İlave bileşene ihtiyaç duyulmadan sadece kum ve su karıştırılarak duvar, sıva ve kaplama işlerinde kullanıma uygun harç yapımını sağlar. Yüksek Fırın Cürufu Katkılı, Düşük Erken Dayanımlı Çimentolar: Sınırlandırılmış

Hidrolik Bağlayıcı: Hidrolik bağlayıcı maddeler, su ile reaksiyonu sonucu sert bir kütle oluşturduktan sonra su içersinde dağalmayan, sertliğini ve mukavemetini muhafaza eden veya artıran bağlayici maddelerdir Hidratasyon: Çimentonun su ile karışımından sonra başlayan kimyasal reaksiyon. Priz: Hidratasyonun başlamasının ardından çimento ve su karışımından oluşan hamurun katılaşmasına verilen ad.

hidratasyon ısısına sahip, yüksek fırın cürufu katkılı ve erken dayanımı düşük olan çimentodur.

Çok Düşük Hidratasyon Isılı Özel Çimentolar: Su ile karıştırıldığında hidratasyon

reaksiyonları ve prosesler nedeniyle priz alan ve sertleşen bir hamur oluşturan, sertleşme sonrası suyun altında bile dayanımı ve kararlılığını koruyan ve geliştiren, genel çimentoların hidratasyon reaksiyonlarına sahip bir çimentodur.

Kaynaklar : http://www.tcma.org.tr/index.php?page=icerikgoster&menuID=54 https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87imento http://www.mta.gov.tr/v2.0/birimler/redaksiyon/ekonomi-bultenleri/2012_16/223.pdf

33


Haber Yabancı

ÇİN, ALMANYA’NIN HİDROJEN PLAZMASI REKORUNU KIRDI!

Çinli bilim insanları, yeni füzyon reaktörü ile Alman bilim insanlarını hidrojen plazmasını saklama rekorunu kırdı. Wendelstein 7-X ismi ilk olarak geçtiğimiz Aralık ayında hayatımıza girdi. Alman bilim insanları tarafından geliştirilen bu füzyon reaktörü, ilk olarak helyum plazmasını ardından da geçtiğimiz günlerde hidrojen plazmasını elde etti. Ancak görünüşe göre uzak doğudan Wendelstein 7-X’e ciddi bir rakip geldi. Çinli bilim insanlarının Experimental Advanced Superconducting Tokamak (EAST) olarak adlandırdığı yeni füzyon reaktörü, Wendelstein 7-X’in plazma saklama süresi rekorunu kırdı. Wendelstein 7-X, 80 milyon santigrat dereceye çıkarak ürettiği hidrojen plazmasını saniyenin dörtte biri kadar tutmayı başarmıştı. Çin yapımı EAST ise 49.999 milyon santigrat dereceye çıkarak hidrojen plazmasını tam 102 saniye boyunca muhafaza etmeyi başardı.

Çin merkezli Hefei Institute of Physical Science’ın (HIPS) elde ettiği sonuçlar oldukça etkileyici. Reaksiyonlardan elde edilen enerjiyi toplamak için bu denli yüksek sıcaklıkların muhafaza edilebilmesi, kontrollü nükleer füzyon için kritik bir adım. Bu sayede plazmayı reaktör duvarlarından ayırmak için gereken manyetik alanlar daha stabil bir şekilde sıralanabiliyor. Bu bilgilerin doğrudan HIPS tarafından paylaşıldığını belirtelim. Reaksiyonun nasıl gerçekleştiğine dair resmi belgeler henüz yayınlanmadığı için Wendelstein 7-X ile ciddi bir karşılaştırma yapılamıyor. Ancak HIPS tarafından yayınlanan sonuçlar doğrulanırsa, Wendelstein 7-X ile EAST arasında ilginç bir rekabet oluşacaktır. EAST’in avantajı muhafaza süresiyken, Wendelstein 7-X daha yüksek derecelere çıkabiliyor.

34


Yerli

Haber

BU FABRİKANIN İŞÇİLERİ ÖĞRETİM ÜYELERİ

Türkiye’nin ilk ve tek özel sektör destekli Hidrojen Enerjisi ve Bor Araştırma Merkezi’nde, “sanayi asistanı” modeli hayata geçirildi. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, “Sanayi asistanı modeli, özlenilen üniversite-sanayi işbirliği modelinin belki de en başarılı örneği olacak” dedi. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin akademik kadrosu, Türkiye’nin ilk ve tek özel sektör destekli Hidrojen Enerjisi ve Bor Araştırma Merkezi’nde, katma değeri yüksek sanayi ürünlerinin geliştirilmesinde bilfiil görev alarak “sanayi asistanı” modelini hayata geçirdi. Kurulan üretim merkezinde çalışan öğretim üyeleri, dünyada da yenilikler içeren roket yakıtlarının ham maddesinin üretiminden, hidrojen jeneratörlerine, yakıt tüketiminde tasarruf sağlayan yeni nesil bor ürünlerine kadar pek çok ileri teknolojinin geliştirilmesinde rol oynadı. Merkezde geliştirilen ürünlerin uluslararası patent başvuruları yapılırken akademisyenlerin dünya literatürüne katkı sağlayan yayınları da göz dolduruyor.

Sanayi Asistanlığı En Başarılı Örnek

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, Hidrojen Enerjisi ve Bor Araştırma Merkezi’nin, Ankara Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle özel sektör tarafından kurulan Türkiye’nin ilk merkezi olduğunu ifade etti. Merkezle Türkiye ve hatta dünya için yeni olan “sanayi asistanı” modelini hayata geçirdiklerini belirten Doğan, “Modelimizde, üniversitedeki araştırma görevlileri ve yüksek lisans öğrencileri, diğer üniversite personeliyle birlikte bu sanayi kuruluşunda bilfiil üretim aşamalarında görev alıyor. Bu modelle yıllardır kurulmaya çalışılan üniversite-sanayi işbirliğinin gerçek anlamda başarılabilecek bir model olduğunu düşünüyoruz. Özlenilen üniversitesanayi işbirliği modelinin belki de en başarılı örneği olacak” dedi.

Patent Başvurusu Yapıldı “Sanayi asistanı” modeliyle üniversite akademik personelinin üretim yeteneğinin geliştirilmesini, akademik bilgi birikimi ile sanayicinin buluşmasını sağladıklarını dile getiren Doğan, bu sayede özel sektörün nitelikli personel ihtiyacının da karşılandığını vurguladı. Prof. Dr. Doğan, bu yeni modelin ileri teknoloji ürünleri geliştirme

35


hedefindeki Türkiye için de büyük önem taşıdığını söyledi. Merkezde yürütülen projelerde katma değeri yüksek pek çok bor ve hidrojen temelli ürünlerin endüstrileşmesinin sağlandığını ifade eden Doğan, merkezde pilot sistemlerin kurulduğunu ve uluslararası patent başvurularının yapıldığını bildirdi.

Hidrojen Jeneratörü Yolda Merkez sorumlusu ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi

Mühendislik Fakültesi Enerji Sistemleri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mükerrem Şahin ise milli tasarımlı hidrojen jeneratörü üzerinde çalıştıklarını belirtti. Jeneratörün, hidrojeni sudan üretip gaz haline getirebilen bir makine olduğunu anlatan Şahin, ürünün dünyadaki modellerinden farklı birçok yeniliğe sahip olduğunu ifade etti. Mükerrem Şahin, Türkiye’de büyük oranda doğalgaz kullanım kapasitesine sahip üretim merkezlerinde bu jeneratörün kullanılmasını ve doğalgazdan büyük oranda tasarruf yapılmasını hedeflediklerini de kaydetti.

36


KALSİYUM

Simgesi: Ca Grubu: 2A (Toprak alkali metal) Atom numarası: 20 Bağıl atom kütlesi: 40,078 Oda sıcaklığında: Katı Erime noktası: 839°C Kaynama noktası: 1484°C Yoğunluğu: 1,55 g/cc Keşfi: 1808 - Sir Humphrey Davy Atom çapı: 2,23 Å Elektronegatifliği: 1 2 2 6 2 6 2 Elektron dizilimi: 1s 2s p 3s p 4s Yükseltgenme basamağı (sayısı): 2 Kalsiyum, toprak alkalileri grubundan metalik bir element. Sembolü “Ca”dır. İsmi Latincede “kireç” anlamına gelen “calx” sözcüğünden gelmektedir. İlk defa 1808’de Lumphru Davy tarafından kalsiyum hidroksitten elektroliz yoluyla elde edilmiştir. Metalik kalsiyum gümüş gibi parlaktır. Özgül ağırlığı 1,55 g/cm³tür. 851 °C’de erir. 1439 °C’de kaynar.Vücudumuzda makro yapıda bulunur. Elektriği iyi iletir. Gevrek (kırılgan) olmasına rağmen yumuşaktır. Sertliği sodyum ile alüminyum arasındadır. Haddelenebilir ve dövülebilir. Çekme mukâvemeti 438 kg/cm²dir. Oksidasyon değeri 2+’dır. Atom numarası 20, atom ağırlığı 40,078’dir. Yeryüzünde altı tabiî izotopu bulunmaktadır: Ca40, Ca42, Ca44, Ca46 ve Ca48. Dünya üzerindeki kalsiyum elementinin % 97’si Ca40 izotopudur. Sun’î olarak pek çok radyoaktif izotopları elde edilmektedir. Bunlardan birisi Ca45 olup, kemikte kalsiyum kalıntısı üzerinde yapılan araştırmalarda, su tasfiye işlemlerinde, deterjan aktivitesi için ve yüzey ıslanması hâdiseleri üzerindeki çalışmalarda kullanılmaktadır Kalsiyum’un Elde Edilmesi Bugün metalik kalsiyum yalnız eritilmiş kalsiyum klorürün elektrolizi ile elde edilmektedir. Elektrolit kabı olarak porselen veya demir kaplar kullanılmaz. Çünkü yüksek sıcaklıkta yapılan bu işlemde erimiş kalsiyum klorür, bu tür kaplara tesir eder. Bu sebeple grafitten yapılmış kaplar kullanılmaktadır. Bundan başka kimyevî yollarla da kalsiyum elde edilebilir. Bunlardan biri eritilmiş kalsiyum iyodürü sodyum ile muamele etmektir: CaI2 + 2Na → Ca+ 2NaI denklemine göre ayrılan kalsiyum, sodyumun fazlasıyla sıcakta alaşım yapar, soğukta kristallerden saf alkol ile sodyum uzaklaştırılarak kalsiyum elde edilir. Kullanım Alanları Toryum, uranyum ve zirkonyum gibi metallerin hazırlanmasında ve çeşitli alaşımların eldesinde kullanılır. Sıvı yağların dehidrasyonunda da kalsiyumdan yararlanılır. Canlıların kemik, diş, kabuk ve benzeri dış iskelet yapılarında yer alır. Bitkilerin bünyesinde de bulunur. Dünya kabuğundaki en bol beşinci element olması karşın, çok reaktif olması nedeniyle asla element halinde bulunmaz. Kireçtaşı, jips ve floritin yapısında da vardır.

37


Ayın Web Sitesi

Eğer çeşitli kimyasalların 3 boyutlu hallerini görmek istiyorsanız bu site tam size göre. Organik, inorganik ve polimer kimyasına ait birçok yapının bulunduğu bu görsel sitenin hem derslerinize hem de çeşitli projelerinizde kaynak olacağını düşünerekten sizlere öneriyoruz.

http://www.chemtube3d.com

38


KİMYA BULMACA

1 2

3 4 5

6

7

8

9

10

Soldan Saga

Yukaridan Asagiya

3. Bir çözeltide (analit) bulunan madde miktarinin , derisimi kesin olarak bilinen bir titrantla verdigi kimyasal tepkime sonrasinda harcanan hacmi, esdeger gram sayisi yardimi ile bulunmasi için kullanilan yöntemdir. 5. Alfa isinlarini ince altin bir levha üzerine göndermis bilim adamidir. 7. Kimya biliminin bir alt disiplini olup elektronik bir iletken(metal,grafit veya yari iletken) ile iyonik bir iletken(elektrolit)arayüzeyinde gerçeklesen reaksiyonlari inceler.

1. Merkez atomuna bagli olan nötr molekül veya anyonlara denir. 2. 1898 yilinda yaptigi yaptigi çalismalarla negatif yüke sahip elektronlari bulmustur. 4. Yerküredeki dogal kimyasal olaylari inceleyen bilim dalidir. 6. Bir elementin atomlarinin uzayda farkli farkli sekillerde dizilmesiyle olusan yapiya denir.

8. Tarim bilimlerindeki kimyasal uygulamalari kapsar. 9. Kimya biliminin bir alt dali olup ilgi alani kimyasal reaksiyonlarin isi ile olan iliskileridir. 10. Bir fotonun isin yayici bir yüzeye çarpmasi sonucu kopan bir elektron.

39


KİMYA BULMACA (GEÇEN AYIN ÇÖZÜMÜ)

1

3

A

O

K

T

T

A 5

A

B

6

S

O

I

R

E

L

U

B

T

Y

N

i 8

R

A

T

R 10

D

I

M E

M

L I

O

S

I

A M A

E S

Z

7

M 9

N

R P

D

Z

4

B

2

I

T

R

I

A

D

A Ç

R

Soldan Saga 4. Canli bünyesinde gerçeklesen kimyasal tepkimeleri hizlandiran bilesik [ENZIM] 5. Bir cismin bir yüzeye baglanmasi. [ABSORPLAMA] 8. Benzer element veya bilesiklerin üçlü grubu. [TRIAD] 9. Enzimin üzerinde islerlik kazandigi molekül. Tepkimeye giren madde. [SUBSTRAT] 10. Ayni iki molekülün moleküller arasi baglarla birlesmesi sonucu olusan molekül [DIMER]

Yukaridan Asagiya 1. Grafik üzerinde ayni sicakliga karsi gelen noktalardan geçen çizgi. [IZOTERM] 2. Okyanus ve denizlerde bulunan polihalojen bilesiklerinden biri. [DAKTILIN] 3. Açik hava basincini ölçmek için kullanilan düzenek [BAROMETRE] 6. Uluslararasi birim sistemi. [SI] 7. Bir maddeyi digerlerinden ayirmada kullanilan maddelere denir [AYiRAÇ]

40


İNGİLİZCE-TÜRÇE KİMYA SÖZLÜĞÜ Condense

Yoğunlaşmak

Coprocessing

Birlikte İşleme

Dependent

Bağımlı

Pressure

Basınç

End Point

Titrasyonda Son Nokta

Excess Air

Fazla Hava

Fines

Elek Altı

Foam

Köpük

Gas Coke

Gaz Koku

Halite

Kaya Tuzu

Boiling

Yoğuşma

Humid

Nem

Immersion

Daldırma

Inversion

Çevrilme

Junk

Hurda

Journal

Dergi

Lemon Oil Leaching

Limon Esansı Katıdan Özütleme

Lime

Kireç

Mill

Değirmen

Metric

Metrik

Moist

Nemli

Mud

Çamur

41


YAZARIMIZ OLUN

KOŞULLAR 1-) KİMYA VEYA KİMYA SEKTÖRÜ İLE İLGİLİ BİR KONUDA KAYNAKLARINIZI BELİRTEREK YAZIN 2-) HER AYIN 20. GÜNÜNE KADAR info@inovatifkimyadergisi.com adresine AD-SOYAD SIK KULLANDIĞINIZ MAİL ADRESİ BİTİRDİĞİNİZ/OKUDUĞUNUZ OKUL İSMİ PROFİL FOTOĞRAFI YAZINIZIN WORD FORMATI İLE GÖNDERİN. BİR SONRAKİ AY BİLGİLERİNİZ İLE YAZINIZI YAYIMLAYALIM


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.