HAVA-İŞ Dergi, Mayıs - Haziran 2007

Page 1


BU SAYIDA

May›s - Haziran 2007

Baflyaz› 1

‹flverenin uzlaflmaz tutumu, toplu ifl sözleflme görüflmelerini ç›kmaza sürüklüyor 2

TÜRK -‹fi ve ITF üyesi HAVA-‹fi

RÖPORTAJLAR ‹DAR‹ YER :

4

HAVA-‹fi SEND‹KASI ‹ncirli Cad. 68/1 Bak›rköy-‹ST. Tel: 0.212.660 20 95

“Maliyetler” ve gerçekler!

Faks: 0.212.571 90 51 www.havais.org.tr

7

havais@havais.org.tr

1 May›s’ta iflçiler alanlardayd› 9

Türkiye Sivil Havac›l›k Sendikas› Ayl›k Yay›n Organ› Ad›na SAH‹B‹ Genel Baflkan AT‹LAY AYÇ‹N

THY Genel Kuruluna ve yabanc› ortak MOB‹US’a selam! 14

SORUMLU YAZI‹fiLER‹ MÜDÜRÜ Genel Baflkan Yard›mc›s› EYLEM ATEfi

Toplumsal muhalefetimizin dönüm noktas›; 89 Bahar Eylemleri Hava döndü iflçiden… 16

ED‹TÖR ÖZLEM ERGUN

Mete Çubukçu: Savaflın travmaları on yıllar boyu sürecek Özlem Ergun

20

TASARIM ve OFSET HAZIRLIK Mavi Kare Reklamc›l›k 0.212.266 55 31

Önceli¤imiz uçufl güvenli¤idir Bahad›r Altan

23

www.mavikarereklam.com

KÜLTÜR SANAT BASKI

35

Ümit Matbaası

ÜYELER‹M‹ZDEN Baskı Tarihi: May›s 2007

38


Sefaleti paylaflt›k, flimdi refah› paylaflmak istiyoruz Cumhurbaflkanl›¤› seçim sürecini tasarlad›¤› senaryoya uygun tamamlayamayan siyasi iktidar›n yanl›fl hesaplar› Ba¤dat’tan dönmeye bafllad›. H›rs, öfke, kin ve nefret tavan yapm›fl durumda. Kime karfl›? Tando¤an Meydan›’nda do¤up, ‹stanbul’da ça¤layana dönüflen selin içerisinde olan, k›sacas› kendilerinden olmayan herkese karfl›. Bu bast›r›lamaz h›rs ve öfke dinmeden bir fleyler yap›lmas› gerekiyordu, yap›ld›. Bask›n erken seçim karar› al›narak 22 Temmuz 2007 tarihinde yap›lacak genel seçimlere kadar Türkiye gündemi belirlenmifl oldu. Art›k seçimlerle yat›p seçimlerle kalkaca¤›z. Oysa ki, bizler biliyoruz ki hayat sadece seçimlerden ibaret de¤il, tüm ac›mas›zl›¤›yla bu güne kadar yaflananlar bundan böyle de yaflanmaya devam edecek. ‹flte böylesine toz duman bir ortamda bu ülkenin üretim cefas›n› çeken iflçiler hak alma mücadelesi verecekler ve onlar›n üyesi olduklar› sendikalar› üyeleri ad›na toplu sözleflme yapmaya çal›flacak. Hava- ‹fl Sendikas› olarak bizler de bu sürecin içinde olan sendikalardan biriyiz. THY’de 21,Teknik A.fi’de1.dönem toplu sözleflme görüflmelerimiz yaklafl›k bir ayd›r devam etmekte. Geçen süre içinde olumlu herhangi bir geliflme yaflanmam›flt›r, var olan iflveren tavr›n›n devam etmesi halinde olmas› da mümkün görünmemektedir. Kamu sektörü olma özelli¤ini yitirmifl her iki flirketin bafl›nda bulunan yöneticileri, bu statüyü yakalamadan önce, kendilerinin özel sektör anlay›fl›na sahip ve bu gelenekten geldiklerini söylüyor ve buna uygun davranmaya çal›fl›yorlard›. Ancak flirketlerin kamu olmas› önlerinde ciddi bir engel oluflturuyor, düflündüklerini uygulayam›yor, bürokratik engellerden dert yan›yorlard›. Örne¤in, ücret maddesi ile ilgili olarak flunu söylediklerini iyi hat›rl›yorum. “Para var, bizi kendi halimize b›raks›nlar daha iyi bir teklif sunabiliriz.” fiimdi yapmaya çal›flt›klar› ise bunun tam tersi bir yaklafl›m› içeriyor. Rekabet edebilir olmak için maliyetlerde k›s›nt›ya gitmeleri (personel maliyeti) gerekti¤ini, aksi halde ayakta duramayacaklar›n› söylüyorlar. Oysa ki flirket gerçekleri iflverenlerin aksine iflaret ediyor. Son iki y›l içerisinde flirketlerin her ikisinde yap›lan hesaplara uygun hedefler yakalanm›fl, yat›r›mlar artm›fl, büyüme politikalar› h›z kazanm›flt›r. Bu büyüme sektör gerçe¤ine uygun olmay›p risk tafl›yor olmas›na karfl›n. fiimdi yap›lan yokluk ve yoksulluk söylemleri do¤ru olmamakla beraber, üyelerimizin yapt›klar› özverinin karfl›l›¤›nda yaratm›fl olduklar› “marka flirket” görüntüsüne de gölge düflürmektedir. Biz tafl›d›¤›m›z sorumlulu¤un

gere¤i olarak, buradan bir kez daha flirket yetkililerini uyar›yor, kamuoyunu bilgilendiriyor ve diyoruz ki; “ARTIK YETER” Son iki dönemdir, kamu sözleflmelerini bahane ederek düflük tuttu¤unuz ücretlerle çal›flmaya, T‹S masas›nda kabul ettiremedi¤iniz esnek çal›flmay› ifl yerlerinde bask›yla kurma anlay›fl›n›za, “Önce yolcu memnuniyeti” diyerek, tüm flirket çal›flanlar›n› yok sayan yaklafl›m›n›za, ‹flsizleri örnek göstererek, çal›flanlar›n hak aramalar›na olan tahammülsüzlü¤ünüze, çal›flanlar aras›nda yarat›lan adaletsizliklerin çal›flma bar›fl›n› tehdit eder noktaya varmas›na, flirketlerin büyüme politikalar›n da Alman Lufthansa flirketini, çal›flanlar›n haklar› söz konusu olunca iflsizleri örnek gösterip, aba alt›ndan sopa gösteren ça¤d›fl› düflüncelerinize ve yöneticilik anlay›fl›n›za, “ARTIK YETER” diyoruz. Bu sayd›¤›m›z rahats›zl›klar›n ve benzeri sorunlar›n ortadan kald›r›lmas› tüm flirket çal›flanlar›n›n ortak talepleridir. ‹nand›r›c›l›ktan yoksun do¤ru olmayan ve her toplu sözleflme dönemlerinde iflverenlerin ortaklaflt›rd›klar› kronikleflmifl gerekçelerle taleplerimizi bast›rmaya çal›flan her giriflim demokratik ve yasal zeminde karfl›l›¤›n› bulacakt›r. Biz çal›flanlar› kriz ve s›k›nt› günlerinde hat›rlayan flirket yöneticilerinin, flirketlerin vars›l günlerinde de bizleri hat›rlamaya, sadece sefaleti de¤il, refah› da paylaflmaya davet ediyor bunun bir erdemlilik oldu¤unu hat›rlatmak istiyoruz. Aksi halde haklar›m›z› aramak ve almak mücadelesinde yasal ve meflru tüm olanaklar›m›z› kullanaca¤›z. Kamuoyuna ça¤r›m›z fludur: Bar›fl, hiçbir zaman tek tarafl› olmaz, taraflar›n karfl›l›kl› olarak haklar›na sayg›l› olmalar›yla mümkündür. Sayg› ve sevgilerimle Atilay Ayçin Hava-‹fl Sendikas› Genel Baflkan›

1


‹flverenin uzlaflmaz tutumu, toplu ifl sözleflme görüflmelerini ç›kmaza sürüklüyor

2

En temel ve basit talepleri bile kaba bir patron üslubuyla “israf”, “lüzumsuz” gibi sözlerle karfl›layan iflveren temsilcileri THY’nin tasarruf kalemi olarak yaln›zca personel giderlerine göz dikmifl görünüyor.

THY A.O.’da 21., Teknik A.fi.’de 1. Dönem Toplu ‹fl Sözleflmesi görüflmelerinin 1. oturumu, geçti¤imiz nisan ay› içerisinde tamamland›. Üyeye aç›k gerçeklefltirilen görüflmelerin ikinci oturumu, 3 May›s’ta Genel Müdürlük Binas›’nda bafllad›. Toplu sözleflme, 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren geçerli olacak ve bundan sonraki iki y›l boyunca THY A.O. ve Teknik A.fi.’de toplam 11 bin 339 çal›flan›n ekonomik, sosyal ve özlük haklar›n› belirleyecek. ‹flverenin yaklafl›m› olumsuz Toplu sözleflme masas›nda, Belediye ‹flveren Sendikas› Genel Sekreteri Rahmi C›b›ro¤lu taraf›ndan temsil edilen iflveren taraf›n›n, talepler karfl›s›nda “personel maliyetleri çok yüksek” fleklindeki olumsuzluk bildiren ifadelerine s›kça tan›k olduk. Görüflmeler s›ras›nda ele al›nan baz› konular ve bu bafll›klar›n tart›fl›lmas› s›ras›nda taraflar›n tutumlar› flöyle geliflti: Belirli süreli sözleflmeliler Belirli süreli sözleflme maddesinin ifl bar›fl›n› bozdu¤unu söyleyen Hava-‹fl Sendikas› Genel Sekreteri Mustafa Ya¤c›, part-time çal›flanlar›n da tam mesaili çal›flt›klar›n› hat›rlatt›¤›nda, Rahmi C›b›ro¤lu’nun yan›t›, “Az bir süre gidiyorlar zaten” oldu. Hava-‹fl Genel Baflkan› Atilay Ayçin ise C›b›ro¤lu’nu, “Tan›k olmad›¤›n›z bir sürecin sözcülü¤üne soyundunuz. fiirket zarar da etse, kâr da etse personelden fedakârl›k istiyorsunuz” diyerek yan›tlad›. Sendikal izinler Sendikal izinlerle ilgili olarak, iflveren temsilcisi Rahmi C›b›ro¤lu, “Daha ilk günden bafllad›n›z” diyerek, hukukta sendikal izin diye bir fley olmad›¤›n› iddia

etti. Oysa ki bu iznin iflverenin inisiyatifine tabi olmad›¤› çal›flma hukukunda aç›kca tarif edilmifl. Ayr›ca izin ve programlarla ilgili sorunlar› yöneticilerin de¤il, çal›flanlar›n yaflad›¤›n›, özellikle uçufl iflletmedeki 3.800 kifli, gündelik çal›flma pratiklerinden zaten biliyorlar. Esnek çal›flma Esnek çal›flmay› seçenekmifl gibi sunan iflveren kesimine, Hava-‹fl Sendikas› Avukat› Abdi Pesok’un yan›t› ise gayet net oldu: “Esnek çal›flma, ulusal menfaatleri düflünüyor olmakla ba¤daflmaz. Esnek çal›flma, emperyalist ülkelerin daha iyi sömürmek için uydurdu¤u bir çal›flma biçimi. ‹nsan›m›z› ‘esnek çal›flma’ ad› alt›nda köle gibi çal›flt›rmak istiyorlar. Esnek çal›flman›n e’sini bile temsil etti¤imiz gruba uygun bulmuyoruz.” Mustafa Ya¤c› ise, “Geriye götürücü hiçbir maddede anlaflamay›z” diyerek sendikan›n tavr›n› özetledi. Yemek Yemek konusuyla ilgili olarak Ayçin, “Söyledi¤iniz anlamda iyilefltirmeler yap›lm›fl olsayd› zaten maddelerde de¤ifliklik yapma ihtiyac› duymazd›k. THY çal›flanlar›n›n hiçbirinin 7 y›ld›zl› otelde kalmak gibi bir niyeti yok. Sadece servis ve yemek sorunu yaflamak istemiyorlar. fiirket çal›flan› nas›l oraya hizmet üretsin diye gönderildiyse, iflveren de yükümlülüklerini yerine getirmek durumunda. Siz iki y›l önce bu maddenin alt›na imza att›n›z, flimdi neden savsakl›yorsunuz?” derken, Rahmi C›b›ro¤lu’nun yan›t› politikti: “Yönetimçal›flan ayr›m›n› ortadan kald›rman›z laz›m. Adam gibi çal›flaca¤›z, adam gibi yaflayaca¤›z. Lüzumsuz gereksiz


harcamalardan birlikte kaç›naca¤›z.” Asl›nda hiçbir fley söylemeyen, “ayr›m› kald›rmak”, “adam gibi çal›flmak ve yaflamak”, “lüzumsuz harcamalar” ifadelerinin nas›l bir gerçekli¤e denk düfltü¤ünü, lüzumsuz harcama ile neyin kastedildi¤ini anlamad›k; ama hemen arkas›ndan, iflçi sa¤l›¤› ve güvenli¤i maddesi baflka bir konunun polemi¤i oldu. ‹flçi sa¤l›¤› ve ifl güvenli¤i ‹flçi sa¤l›¤›n›n, iflverenin yükümlülü¤ü oldu¤u ve sa¤l›k konusunu maliyet unsuru olarak görmenin yanl›fll›¤›, sendika taraf›ndan bir kez daha hat›rlat›l›rken; Rahmi C›b›ro¤lu, “Her bölümde sa¤l›k ünitesi açabilmek mümkün de¤il. THY sa¤l›k ünitesi de¤ildir. Dramatize etmeye gerek yoktur” derken, Genel Sekreter Mustafa Ya¤c› ise, iflyeri hekimli¤inin ifllev ve amac›n› özetledi: “‹flyeri hekimli¤i sadece poliklinik hizmeti veren yerler de¤ildir. Buralar› sadece ilaç yaz›lan yerler olarak görmüyoruz. ‹flyeri hekimli¤i; araflt›rma yapmak, meslek hastal›klar› ile ilgili veri toplamak, hastal›¤› önlemek ve koruma anlay›fl› getirmek durumunda. Al›nmayan önlemlerin yaratt›¤› maliyet çok daha fazla. Hangi ünitede ilkyard›mla ilgili e¤itim yap›ld›? Gürültü yönetmeli¤i var. Mesela apronda gürültüyü ölçtünüz mü? Radyasyonu ölçtünüz mü?” C›b›ro¤lu’nun buna yan›t› ise, “Kontrol ettik ne olacak?” fleklindeydi. C›b›ro¤lu, “Hava meydanlar›nda çal›fl›yorsan›z, bir parça gürültüye raz› olun” mesaj›n› verdi¤i çal›flanlara, ifl güvenli¤i yerine “r›za ve flükür” ö¤ütledi. Sa¤l›k konusunun Türkiye için de önemli bir sorun oldu¤unu belirten C›b›ro¤lu, THY sözleflmesinin bu konuda piyasadan ve kamudan ileri oldu¤unu söyleyerek THY sözleflmesinin hakk›n› verdi ama… ‹fadelerinden, örnek olarak Türkiye koflullar›n› referans ald›¤› anlafl›l›yordu ki; kötünün örnek olamayaca¤›n›, ç›tan›n “geri olana” göre

belirlenemeyece¤ini bir kez de buradan söylemek gerekiyor belki. Disiplin cezalar› Disiplin cezalar›n›n toplu sözleflmeyle düzenlenmesini talep eden sendikaya karfl›l›k, yönetmelikleri öne süren iflverenin konuya yaklafl›m› “eski köye yeni adet getirmek” fleklinde oldu. ‹stenildi¤inde tek tarafl› olarak de¤ifltirilebilecek ve iflverenin keyfi uygulamalara yol açabilecek yönetmelikleri “amirlerin otoritesi” olarak gören iflverene cevaben Mustafa Ya¤c›, “Otoriteyi cezayla sa¤lamak ça¤dafl bir yönetim anlay›fl› de¤ildir” diyerek sendikan›n yaklafl›m›n› özetledi. Yukar›da örnek olarak verdi¤imiz birkaç madde üzerinden geçen diyaloglar, iflverenin toplu sözleflmeye, dolay›s›yla iflçi haklar›na yaklafl›m›n› özetlemekte. Çal›flanlar› kastederek “fiirketin sahibi sizlersiniz” demeyi ihmal etmeyen iflverenin, gerçek niyetini hak talepleri karfl›s›ndaki ifadelerinden kolayl›kla anlayabiliyoruz. Bu noktada tüm çal›flanlar›n, Teknik-THY ayr›m› gözetmeden birlikte hareket etmek kaç›n›lmaz bir zorunluluk olarak önümüzde duruyor. Toplu sözleflme ile ilgili di¤er ayr›nt› ve maddelerin durumlar›n› internet sitemiz www.havais.org.tr adresinden takip edebilirsiniz.

‹flverenin ifadelerinden, örnek olarak Türkiye koflullar›n› referans ald›¤› anlafl›l›yordu ki; kötünün örnek olamayaca¤›n›, bir kez de buradan söylemek gerekiyor belki.

3


Sözleflmenin çal›flanlar›n lehine sonuçlanaca¤›na inan›yorum

Nurcan Ceyhan Gelir Yönetim Operasyon Müdürlü¤ü

Sendikam› toplu sözleflme görüflmelerinde son derece yeterli, bilgili ve donan›ml› buluyorum. Karfl›m›zdaki insanlar› da az çok tan›yor, onlar›n tepkilerini de biliyoruz. fiu ana kadar gidiflat pek iyi de¤il. De¤ifliklik teklif etti¤imiz bir çok maddenin önemli bir k›sm› ertelendi. ‹flveren rekabeti gerekçe göstererek, personel maliyetlerinin yüksek oldu¤unu her f›rsatta söylüyor, ama ben buna hiçbir flekilde kat›lm›yorum. Baflkan›m›n dedi¤i gibi, baz› fleyler ek maliyet getirebilir ama bu ek maliyetin karfl›l›¤›nda da gelirler artacakt›r. Baz› maliyetlere kazanç elde etmek için

katlanmak gerekiyor. Personele yap›lan yat›r›m da bunlardan bir tanesi. Sözleflmenin biz çal›flanlar aç›s›ndan iyi bitece¤ini umuyorum, öyle olaca¤›na da inan›yorum. Bu sefer kararl›y›z diye düflünüyorum. Özellikle uçucu arkadafllar›m›z›n, bizden uzak davrand›¤›n› düflündü¤ümüz zamanlar olmufltur ama flimdi görüyorum ki onlar da son derece duyarl›lar ve görüyorum ki bu iflin içindeler. Tekni¤i ay›rmalar›na ra¤men, teknisyen arkadafllar›m›z›n da yan›m›zda oldu¤unu biliyoruz, biz de onlar›n yan›nday›z.

Uçufl emniyetine ayk›r› bir sözleflme olamaz 4

Haz›rlanan tasla¤› sendika ve çal›flanlar aç›s›ndan çok olumlu buluyorum. Zaten bu taslak önemli ölçüde, üyelerle yap›lan anketler sonucunda flekillendi. ‹flvereni bu maddeler zorlayacak. Ancak bu maddeler biz çal›flanlar aç›s›ndan vazgeçilemez ihtiyaç ve zorunluluklara iflaret ediyor. Uçufl emniyeti ihmal ediliyor. Uçufl emniyeti ve tarife de etkinlik önemli konular. Güvenli¤in olmad›¤› bir havayolu flirketinde tek bafl›na yolcu memnuniyeti bir fley ifade

etmiyor. O sebeple tüm sözleflme maddelerinin tamam›n›n geçmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Pek çok konuda Luftansa’y› örnek al›yoruz. Luftansa’da çal›flanlara sormak gerek; “uçufl emniyeti ve tarifede etkinli¤i bu güne kadar bir kez olsun ihmal etmifller mi?” Uçufl emniyetine ayk›r› bir toplu sözleflme olamaz, uçufl emniyeti riske at›lamaz. ‹fl huzuru ve ifl bar›fl›n›n sa¤lanmas› için bu maddelerin tamam›n›n geçmesi gerekiyor.

fiaziye Tülay Erinç Kabin Amiri- Hava-‹fl Amatör Yöneticisi

Birlikte hareket edersek iflveren karfl›nda daha güçlüyüz

Mustafa Do¤anc› Teknik Afi.- ‹flyeri Temsilcisi

fiu anda THY aç›s›ndan, sözleflmenin ç›kmazda oldu¤unu görüyorum, ama teknik Afi’nin görüflmeleri daha olumlu geçiyor. ‹flveren kesimi asl›nda hiçbir fley vermek istemiyor, zaten iflverenlerin genel tavr› da hep böyledir. Ama birlik ve beraberlik içinde hareket edebilirsek iflverenin karfl›s›nda daha etkili olabilece¤imizi düflünüyorum. Teknik

ve THY aras›nda özelikle bir ayr›l›k yarat›ld›. Böl-parçala–yönet anlay›fl› hakim. Bu flirketi bugünlere bu personel getirmifltir ve flimdi hak etti¤ini almas› gerekiyor. Sendikam›z›n iflveren karfl›s›nda do¤ru politika izledi¤ini düflünüyorum, zaten o yüzden buraday›m.


Personel maliyetleri yüksek de¤il ‹flverenin, “personel maliyetleri yüksek” söylemine kat›lm›yorum, çünkü bunlar› bire bir yaflanlardan biri de benim. Kendi istekleri do¤rultusunda gayet güzel para harcayan flirket, personel için de harcama yapmak zorunda. Nas›l , “personel sayesinde buralara geldik” diyorlarsa personel için de özveride bulunulmal›.

Beklentimiz, haz›rlad›¤›m›z tasla¤›n tümüyle geçmesi ama bunun iflverenin tavr› aç›s›ndan zor olabilece¤ini görüyorum. Anlay›flla yaklaflmad›klar›n›, do¤ru bak›fl aç›s›na sahip olmad›klar›n› görüyorum. Hak alma noktas›nda THY ve Teknik çal›flanlar› olarak birlikte hareket etmek kaç›n›lmaz bir zorunluluk.

Nefle Vardeniz Yat›r›m Yönetim Baflkanl›¤› Genel Müdürlük Bafl Temsilcisi

Ücretlerimiz Luftansa’n›n üçte biri

Ferhan Bugay D›fl hatlar Yer ‹flletme Bafl Temsilcisi

Lehimize olan konularda yasalar› dayat›p, Avrupa’yla k›yasl›yorlar ama çal›flan haklar› söz konusu oldu¤unda en geri unsurlar örnek olarak gündeme geliyor. ‹flveren, Luftansa’n›n politikalar›n izlediklerini söylerken, çal›flan hak ve ücretleri gündeme geldi¤inde çok daha geri bir baflka havayoluyla k›yasl›yor. Ücretlerimiz Luftansa’n›n üçte biri. Çeliflki de burada zaten. Mevcut yasalar çal›flan haklar›n› geriye götürürken toplumsal muhalefetin olmad›¤›n› görüyoruz. ‹flverenin anlaflma ve uzlaflmaya aç›k olmayan tavr›n›n siyasi

oldu¤unu düflünüyorum. ‹flveren, bu yaklafl›m›yla grevi hak ediyor. Burada temel sorun yasal süreler. 60 günlük süreler sendika ve çal›flanlar› zor durumda b›rakmak için haz›rlanm›fl. Zaten Avrupa’da bu tür süreler yok; sendikalar istedi¤i zaman anlaflma imzalay›p, istedi¤i zaman greve ç›kabiliyor. ‹flveren bu 60 gün süresince çal›flanlar› oyalamaktan baflka hiçbir fley yapm›yor. Bu ba¤lamda iflimiz çok zor, ilk 60 gün içinde iflvereni masaya getiremezseniz geri kalan süreç çal›flanlar›n aleyhine iflliyor.

‹fl yükümüz art›yor, ücretlerimiz düflük Toplu sözleflme görüflmeleri flimdilik istedi¤imiz gibi geçiyor. Türkiye’de genel olarak tüm sektörlerde ücretler çok düflük oldu¤undan, iflveren personel giderlerini fazla buluyor. Ancak havac›l›k sektörü standartlar›na bakt›¤›n›zda ve her geçen gün artan ifl yükümüzü düflündü¤ünüzde ücretlerimiz hayli düflük. Uçak ve yolcu say›s› sürekli artarken, bizler eskiden 10 kifli yapt›¤›m›z ifli, bugün 3-4 kifliyle yapmak zorunda kal›yoruz. Esnek çal›flmay› dayat›yorlar, keza kimi yerlerde baflard›lar da. Esnek çal›flmak bizim için; daha çok ifli daha

uzun zaman diliminde az paraya yapmak anlam›na geliyor. ‹flveren, iflçi ücretlerini düflürerek hükümet politikas›n› THY’de uygulamaya çal›fl›yor. THY, ücret ve çal›flma koflullar› aç›s›ndan havac›l›k sektöründe örnek al›nan, öncü kabul edilen bir kurumdu. Bu flirketin, bu duruma gelmesini önemli nedenlerinde biri de tafleronlaflma. THY’de Türkiye’nin küçük bir modeli asl›nda, ülke nas›lsa biz de biraz öyleyiz. Sendikamdan memnunum, Hava‹fl’le tan›flt›ktan sonra 10 y›ld›r gönüllü olarak iflyeri temsilcili¤i görevimi sürdürüyorum.

Do¤an Karayurt Apron ‹flçisiYer ‹flletme Temsilcisi

5


fiirketin “sahibiyiz” ama hakk›m›z› alam›yoruz

Salih Özkurt Kargo iflçisiKargo Bafltemsilcisi

17 y›ld›r kargoda çal›yorum ve bafl temsilciyim. ‹lk defa böyle bir yönetimle yüz yüze geliyoruz, tabiri caizse ilk defa böyle büyük bir aymazl›kla karfl› karfl›yay›z. Toplu sözleflme masas›nda, “bu flirket personelin” deniyor, ama biz biliyoruz ki, asl›nda yönetim hiç böyle bir anlay›fla sahip de¤il. Bu flirkette b›rak›n flirketin “sahibi olmay›”, çal›flan alt tabaka iflçiyi adam yerine bile koymuyorlar. Kargo’da ilkokul mezunu floför operatör arkadafllar›m›z, bugün iki üç günlük sözüm ona e¤itimler sonunda, “tehlikeli madde evra¤›n›” ç›karmaya

zorlan›yor. Yaz›flmalar›n tümü ‹ngilizce, ama arkadafl›m ‹ngilizce bilmiyor ki. Gidiflat hiç iyi de¤il, biz de çal›flan arkadafllar›m›z› ona göre haz›rlayaca¤›z. 18 y›ld›r THY’de çal›yorum, ald›¤›m para 1.300 YTL. THY kâr eden bir flirket, yöneticiler çok iyi yerlerde olduklar›n› söylüyorlar, öyle de olsunlar. Biz bu flirket için çok fedakarl›k yapt›k, 3-4 ay ücretimizden %10 feda ederek bu flirkete katk›da bulunduk. Bu anlamda flirketin sahibiyiz ama bize hakk›m›z verilmiyor. Masada; tabiri caizse, ipe un serip, 40 dereden su getiriyorlar, ama bu böyle gitmeyecek.

Önceli¤imiz olan uçufl emniyetinden tasarruf edilemez

6

Uçucular aç›s›ndan temel s›k›nt›, iflverenin kendi yay›nlad›¤› talimatlara uymamas›. Toplu sözleflmeye; bu s›k›nt›lar› yaflamayaca¤›m›z sa¤lam bir hukuki zemin oluflturmak aç›s›ndan yaklafl›yoruz. Çünkü hukuka ve yönetmeliklere ayk›r› uçufllara zorlan›yoruz. SHGM, talimatlara ayk›r› uçufllar yap›ld›¤› için THY Yönetimine 100 milyarlarla ceza verdi. Hem kendi, hem uluslararas› yönergelere uymayan bir yönetimle karfl› karfl›yay›z. Dolay›s›yla toplu sözleflme tek dayana¤›m›z. Yönetim kendi yönetmeliklerini tek tarafl› olarak istedi¤i gibi de¤ifltirebiliyor. Örne¤in; y›ll›k maksimum uçufl limiti, simülatör uçufllar›

dahil, 1000 saattir. 2006 y›l›nda herkes 1000 saatin üstünde uçufla zorlan›rken, “simülatör buna dahil de¤ildir” dendi. Bu, e¤itim uçuflunu angarya kabul etmektir ki; e¤itim bizler için çok önemli. Bizler bu tür ihlallere olanak vermeyecek bir toplu sözleflme istiyoruz. Bu; ülkenin sivil havac›l›¤› aç›s›ndan da önemli. Personel ücretleri aç›s›ndan, bir çok Afrika ülkesindeki havayolu flirketinden bile daha kötü durumday›z. Uçuculukta, “uçufl emniyetinin maliyeti” diye bir fleyden söz etmek, bafll› bafl›na havac›l›¤a tezat bir durum oluflturuyor. Can›n maliyetini nas›l ölçersiniz? Önceli¤imiz uçufl emniyetidir, uçufl emniyetinden tasarruf edilmez.

Bahad›r Altan Uçufl ‹flletme Temsilcisi Kaptan Pilot

Avrupa’yla yar›fl›yorsak, ücretlerimizin kriteri de Avrupa olmal›

Meliha Sevencan Gelir Yönetim Baflkanl›¤› Hava - ‹fl Amatör Yönetici

‹flverenin çok uyumlu oldu¤unu düflünmüyorum. Esnek çal›flma sistemini getirmek için çaba gösteriyorlar ancak, esnek çal›flma asla kabul etmeyece¤imiz bir çal›flma biçimi. Çal›flan›n birebir yaflad›¤› olaylar›n her birini münferit küçük birer örnekmifl gibi reddediyorlar. Ben bunu uzlaflmas›z bir tutum olarak kabul ediyorum. Toplu sözleflmeyle ilgili olarak olmazsa olmazlar›m›z var. ‹statistiklerle de kan›tlad›¤›m›z gibi, ücretlerimizin zaman içinde giderek eriyor. ‹fl yükü sürekli art›yor, tam intibak›

sa¤lanmam›fl part-time personelle ifller yürütülmeye çal›fl›l›yor. Bu anlamda bak›nca, personel maliyetleri zaten olabildi¤ince afla¤› çekilmifl durumda. Ve rekabet edildi¤i söylenen havayollar›yla k›yasland›¤›m›zda, onlar›n personel maliyetleri bizimkilerden çok daha yüksek. ‹flverenin bir baflka söylemi de; “Türkiye koflullar›na göre kendimizi de¤erlendirelim”. Bunu kabul etmiyorum çünkü bizler Avrupa’yla Dünya’yla yar›flan bir havayoluyuz, ücretlerimizin kriteri de bu olmal›.


“Maliyetler” ve gerçekler! Sürmekte olan toplu sözleflme görüflmelerini izleyen üyelerimiz çok iyi biliyorlar, iflveren taraf› üyelerimizin en makul talepleri karfl›s›nda bile hiç istisnas›z “maliyetleri kontrol alt›nda tutman›n zorunlulu¤unu” vurguluyor. Ayn› gerekçe ile kazan›lm›fl haklar›m›z›n geri götürülmesine yönelik iflveren taraf›nca gündeme getirilmifl çok say›daki karfl› teklif de masaya getirilmifl durumda. Bu nedenle toplu ifl sözleflmeleri görüflmelerine damgas›n› vuran bu maliyet heyulas› konusunda berrak bir anlay›fla sahip olmam›z gerekiyor. Kuflkusuz bir havayolu flirketinde maliyet düzeyi belirleyen çok say›da etken var. Bu etkenlerin bir bölümü -uçak yak›t› fiyatlar› ve havaalan› vergi ve harçlar›- d›flsal olarak belirlenen etkenler. Kullan›lan uçaklar›n boyutlar› türünden etkenler ise havayolu flirketinin faaliyetinin do¤as›yla yak›ndan iliflkili. Birim emek maliyeti ve bu eme¤in ne derece verimli kullan›ld›¤› ise yaln›zca kendi bafllar›na önemli birer maliyet kalemi oluflturmuyorlar, fakat

ayn› zamanda genel olarak bütün maliyet kalemlerini de etkiliyorlar. Bu ba¤lamda Avrupa’n›n önde gelen bütün geleneksel havayolu flirketlerinin birbirleriyle orta mesafeli ve yo¤un iflleyen hatlarda, birbiriyle büyük ölçüde k›yaslanabilir (birçok durumda ayn› tip) uçaklar› kullanarak rekabet ettikleri Avrupa ülkeleri aras›nda (AB + Türkiye) yap›lan uluslararas› uçufllar anlaml› bir karfl›laflt›rma yapabilmek ve maliyetleri belirleyen faktörleri daha net görebilmek aç›s›nda anlaml› bir örnek oluflturuyor. Bu örnekte geleneksel havayollu flirketlerinin günlük uçak utilizasyonu aras›nda büyük bir farkl›l›k söz konusu de¤il. Uçaklar›n finansman maliyetleri özdefl olmasa bile birbirine çok yak›n düzeyde ve varolan farkl›l›klar›n havayolu flirketlerinin toplam maliyetleri üzerindeki etkisi marjinal düzeyde. Yedek parça maliyetleri de (hele ki uçak tipi ayn›ysa) hemen hemen ayn›. Kullan›lan uçak yak›t›n›n maliyeti de karfl›laflt›r›labilir nitelikte.

7

Veriler, THY yönetiminin toplu ifl sözleflmesi masas›nda “maliyet” eksenli iddia ve çekincelerinin bütünüyle abartmaya dayal› oldu¤unu, bütün yükü çal›flanlar›n omuzlar›na yüklemeyi amaçland›¤› aç›kça ortaya koyuyor.


Avrupa ölçe¤inde THY üç Do¤u Avrupa ülkesi havayolu flirketi ile birlikte en düflük ücret maliyetine sahip havayolu flirketleri aras›nda yer al›yor.

8

Birbiriyle rekabet eden havayolu flirketlerinin ayn› havaalan›n› kullanmalar› durumunda havaalan› ve uçufl vergi ve harçlar› da ayn› düzeyde olacakt›r. Örne¤imiz kapsam›nda di¤er maliyet kalemleri (uçufl s›ras›nda yap›lan ikram›n, yer ekipman›n›n, havaalan›ndaki bürolar›n, reklam verilen alanlar›n maliyeti vb.) her bir havayolu yönetiminin verece¤i karara göre birbirinden önemli ölçüde farkl›laflacak olsa da bunlar aras›ndaki fark bir havayolunun rekabet gücünü belirleyecek boyutlarda olmayacakt›r. Bütün bu maliyet kalemlerinin az çok karfl›laflt›r›labilir oldu¤u bir ortamda, emek maliyetleri ayn› hatlar üzerinde birbiriyle rekabet halindeki havayolu flirketlerinin maliyet farkl›l›klar›n› belirleyen en önemli etken olarak karfl›m›za ç›k›yor. Avrupa ülkeleri (AB + Türkiye) örne¤i üzerinden devam edersek personel bafl›na ücret maliyetlerinin farkl› Avrupa ülkelerinde çok farkl› düzeylerde seyretti¤ini görüyoruz. Avrupal› havayolu flirketleri aras›nda 2002 y›l› verileri üzerinden yap›lan ve en yüksek ücret düzeyine sahip olan SAS’taki ortalama ücretler (fazla mesai, sosyal kesintiler dahil) 100 kabul edilerek yap›lan endeksleme karfl›m›za THY yönetiminin “hiçbir talebinize olumlu yan›t veremeyiz, aksi halde maliyet yap›m›z bozulur” iddias›n› bütünüyle çürüten bir tablo koyuyor. Afla¤›daki tabloda Avrupa’n›n önde gelen 18 tarifeli uçufl yapan havayolu flirketinin personel bafl›na y›ll›k ortalama maliyetlerinin endeksi

Personel bafl›na Ortalama maliyet indeksi* SAS Swiss Airlines KLM Air France Finnair ‹beria Austrian Alitalia British Airways British Midland Air Portugal Cyprus Airways Olympic LOT Polish Airlines Turkish Airlines Malev Czech Airlines

100 94 91 89 81 80 78 77 76 66 61 58 53 40 39 34 24

yer al›yor. Görüldü¤ü gibi Avrupa ölçe¤inde THY üç Do¤u Avrupa ülkesi havayolu flirketi ile birlikte en düflük ücret maliyetine sahip havayolu flirketleri aras›nda yer al›yor. Üstelik LOT, Malev ve Czech Airlines afl›r› personel istihdam›n›n getirdi¤i yükle bu avantaj› yeterince kullanam›yorlar. Bu da ücret maliyeti konusunda THY’yi Avrupa’da muazzam derece avantajl› bir konuma yerlefltiriyor. Veriler, THY yönetiminin toplu ifl sözleflmesi masas›nda “maliyet” eksenli iddia ve çekincelerinin bütünüyle abartmaya dayal› oldu¤unu, bütün yükü çal›flanlar›n omuzlar›na yüklemeyi amaçland›¤› aç›kça ortaya koyuyor.


1 May›s’ta iflçiler alanlardayd› 1 May›s ‹flçi Bayram› Kad›köy’de binlerce kiflinin kat›l›m›yla kutland›. 1977 1 May›s katliam›n›n 30. y›l›nda yaflam›n› yitiren 36 kifliyi anmak isteyen D‹SK, KESK ve TTB üyesi iflçiler ise Taksim’de polisin sald›r›s›yla karfl›laflt›. Kad›köy’deki 1 May›s mitinginde özellefltirmeye, sosyal güvenli¤e, ifl güvencesi ve örgütlenme özgürlü¤üne yönelik sald›r›lara tepkiler dile getirilirken s›k s›k, “Kahrolsun IMF, tam ba¤›ms›z demokratik Türkiye” sloganlar› at›ld›. Türk-‹fl’e ba¤l› sendikalar›n yer ald›¤›

mitinge Deri-‹fl ve Yol-‹fl sendikalar› ifl b›rakarak kat›l›rken Hava-‹fl Sendikas› da alandaki yerini ald›. Tek G›da-‹fl sendikas›nda örgütlenme çal›flmalar›n› sürdüren Dand Sak›z Fabrikalar› ve Danone iflçileri ise sendika haklar›n›n tan›nmas›n› istediler. Taksim’de iflçilere yönelik sald›r›lar›n k›nand›¤› mitinge; valili¤in tüm yollar› kapatmas› nedeniyle Taksim’e ulaflamayan Disk üyesi baz› sendikalar da Kad›köy mitingine kat›ld›lar.

9


Foto¤raf: Özcan Yaman / Soyut

Engellilerin çal›flma flartlar› giderek a¤›rlaflt›r›l›yor 10

‹fle girdi¤imiz ilk zamanlarda kimi konulardan muaft›k. Yemek paydosu dahil gün içinde 2 saat 15 dakika dinlenme zaman›m›z vard›. fiu an ise 1 dakika gecikti¤imizde dahi fleflerimiz, ‘geç kald›n›z’ diyerek serzeniflte bulunuyor.

THY ça¤r› merkezinde çal›flan 96 engelli, saat bafl› verilen sadece 5 dakika dinlenme aralar›yla günde 1000’lerce yolcuya hizmet veriyor. Ço¤unlu¤unu görme özürlülerin oluflturdu¤u çal›flanlar, ifle girerken kendilerine vaat edilen çal›flma koflullar›n›n çok uza¤›ndaki uygulamalar›n muhatab› durumundalar bugün. Engelli kadrosundan ifle giren bu insanlara bafllang›çta söylenen, “Yoruldukça gözlerinizi dinlendirebilirsiniz” sözleri, bugün yerini, “1 dakika geçti nerede kald›n” ithamlar›na b›rakm›fl durumda. Dinlenme süreleri ve çal›flma koflullar› aç›s›ndan sa¤l›kl› insanlarla ayn› muameleyi gören engelli çal›flanlar, zaten zor ve yorucu olan çal›flma flartlar›nda, gözlerindeki sa¤l›k sorunlar›n›n giderek artt›¤›n› anlat›yorlar: “Yemek, çay ve ihtiyaç molalar› 5 dakikalarla s›n›rl›. ‹fller çok yo¤un ve bazen beynim o kadar çok a¤r›yor ki dinlenmek için 5 dakika hiçbir flekilde yetmiyor. Sabahtan akflama kadar zaten bozuk olan gözlerimizle bilgisayar ekran›na bak›yoruz ve ekranlarda filtre bile yok. Gözlerimdeki sorun giderek art›yor. Çal›flma flartlar›m›z

çok a¤›r ve kald›ram›yoruz.” 1 dakika geciksek sorun yafl›yoruz Ça¤r› Merkezi’nin bahçesinde konufltu¤umuz engeli arkadafllar›m›z›n çok önemli bir k›sm› çal›flma koflullar›ndaki s›k›nt›lar›n› anlatmak için gelmifllerdi; ama yine çok önemli bir k›sm›, tam da anlatmak istedikleri gerekçelerle yan›m›zda neredeyse hiç bulunamadan ifllerine geri dönmek zorunda kald›lar. Çünkü 5 dakika dinlenme aras›, bahçeye ç›k›p geri dönene kadar bitmifl, “Biz geri dönmek zorunday›z “diyerek aram›zdan ayr›lmak zorunda kalm›fllard›. Bu manzara bile yönetimin konuya yaklafl›m›n› anlatmak için yeterli, ama biz yine de onlar›n ifadelerine geri dönelim. “‹fle girdi¤imiz ilk zamanlarda kimi konulardan muaft›k. Yemek paydosu dahil gün içinde 2 saat 15 dakika dinlenme zaman›m›z vard›. fiu an ise 1 dakika gecikti¤imizde dahi fleflerimiz, ‘geç kald›n›z’ diyerek serzeniflte bulunuyor. Dinlenme sürelerimiz sa¤l›kl› arkadafllar›m›z›nkinden farkl› de¤il. 1 saat yemek aras› ve saat bafl› 5 dakika dinlenme süresi kullan›yoruz. 5 dakikay›


geçirdi¤imizde fleflerimizle sorun yafl›yoruz. Bu yüzden bizden savunma bile istiyorlar.” Günde, 100’ün üzerinde telefon yan›tl›yoruz A¤›r ifl yükü ve zor çal›flma koflullar› alt›nda, sa¤l›klar› her geçen gün biraz daha bozulmufl olarak günde 8 saat mesai yapan engelli çal›flanlar›n ayl›k ücreti 647 YTL. Görme bozuklu¤u olan bir baflka arkadafl›m›z yaflam koflullar›n› flöyle özetliyor: “300 milyon lira kira veriyorum, evliyim ve 9 ayl›k bir çocu¤um var. Sadece onun masraflar› 300 milyon ve kredi kart› borçlar›m var. Her ay›n borcunu ve giderini bir sonraki aya ertelemek zorunda kal›yorum. E¤itim ald›¤›m›z 3 ay süresince ise ücret alamad›k ve o süre zarf›nda borçland›k. fiu an hâlâ o borçlar› ödemeye çal›fl›yoruz. Çal›flma koflular› ve ücret konusundaki iyilefltirme noktas›nda tek ümidimiz toplu sözleflme. flartlar› ve yap›lan iflin karfl›l›¤›n› alamamam›z yüzünden flu anda ço¤u arkadafl›m›z›n morali bozuk. Çok ciddi bir yo¤unluk var. Yapt›¤›m›z görüflmeler güne göre de¤ifliyor, bazen öyle oluyor ki; 100’ün üzerinde telefona yan›t veriyoruz.” Vergi kesintileri halen geri ödenmedi Engelli çal›flanlar›n Ça¤r› Merkezi’nde yaflad›¤› bir di¤er sorunsa, vergi kesintileri. Hukuki olarak vergiden muaf tutulan çal›flanlar›n, maafllar›ndan kesilen vergilerin halen geri ödenmemesi, zor çal›flma koflullar›na bir de bürokrasi ma¤duriyetini ekliyor. THY yönetimi, “Vergi indirimi yaz›n›z ilk çal›flt›¤›n›z flirkete yaz›lm›fl, bize yaz›lmam›fl” derken, Maliye, “Ben yaz›y› bir kez yazar›m, tüm flirketler onu kullan›r” diyor. Protokol ve yaz› trafi¤i böyle sürüp giderken, engeli çal›flanlar bir baflka hak gasp›na daha u¤ramaktan kurtulam›yor.

Servis ve yemek sorunlar› sürüyor Servis ve yemek problemleri ise iflyerindeki yaflam› zorlaflt›ran baflka iki neden olarak öne ç›k›yor. 1 saatle s›n›rl› yemek paydosunun önemli bir k›sm›, bitmez tükenmez yemek kuyruklar›nda geçerken, servislerin güzergâhlar› baflka bir problem olarak karfl›lar›na ç›k›yor. Ama belki tüm bunlardan daha önemli, daha yak›c› bir baflka problem var ki, birkaç küçük giriflimle çözülmesi olanaks›z görünüyor. “Baz›lar›” ve kurumsal kimlik Bir baflka arkadafl›m›z, di¤er tüm engelli çal›flanlar›n her gün bir kez daha yaflamak zorunda kald›¤› insanl›k ay›b›n› flöyle anlat›yor: “Bizler buraya gelmeden önce e¤itim ald›k, ancak yöneticilerimizin de yöneticilik e¤itimi almas› gerekiyor. Çal›flan› yapm›fl

Engelli çal›flt›rma zorunlulu¤u bulunan THY, sadece bu insanlar› çal›flt›rmakla de¤il, onlar için uygun çal›flma koflullar›n› haz›rlamakla da yükümlü. Bu, insani bir durum olman›n yan› s›ra, yasalarla da aç›kça tarif edilmifl durumda.

11

oldu¤u hatadan dolay› ikaz etmek, uyarmak baflka bir fley, toplumun içinde azarlamak, rencide etmek baflka bir fley. Bir insan› toplum içinde ezmek kabul edilebilir bir fley de¤il.” Engelli arkadafl›m›z›n kastetti¤i elbete tüm yöneticiler de¤il; “baz›lar›” diye ay›rmay› ihmal etmiyor. Ancak THY gibi bir kurumdan söz ediyorsak e¤er, “baz›lar›” ayr›m›n›n kurumsal kimlikle, kurumsal yönetim anlay›fllar›yla ba¤daflmayaca¤›n› hepimiz biliyoruz. Engelli çal›flt›rma zorunlulu¤u bulunan THY, sadece bu insanlar› çal›flt›rmakla de¤il, onlar için uygun çal›flma koflullar›n› haz›rlamakla da yükümlü. Bu, insani bir durum olman›n yan› s›ra, yasalarla da aç›kça tarif edilmifl durumda.


THY Genel Kurulu’na ve yabanc› ortak MOB‹US’a selam!

12

Bundan sonra vurulacak tek bir darbe kalm›flt›r. Stratejik orta¤a verilecek belli bir payla THY’yi yabanc›lara devretmek. Acaba bu bir hisse devri midir? Yoksa kabotaj haklar›m›z›n devri midir? Daha aç›k tabirle, uçufl hatlar›m›z›n pazardaki haklar›n›n devri midir? Yafland›¤›nda görülecek...

“Sivil havac›l›kta küreselleflme”, dünyada yaflanan “küreselleflme” ivmesinden daha büyük bir h›zla etkilerini göstermifltir. Aflama olarak bak›ld›¤›nda sivil havac›l›ktaki küresel rüzgar, öncelikle kamunun sahibi oldu¤u ulusal havayollar›n›n özellefltirilmesi ve sektörün deregülasyonla (kurals›zlaflt›rma) serbestlefltirilmesi ve tekelleflme süreçlerini yaratm›flt›r. As›l olarak bu rüzgar, oldukça düflük kâr marj› ile yönetilen bu sektörde en temel maliyetler içinde yer alan personel maliyetlerine sald›rmakla ifle bafllam›flt›r. Bir çok havayolunda ifller parçalanm›fl, tafleron sistemi yayg›nlaflm›fl, düzenli istihdamdan, part-time, geçici süreli çal›flma ve ödünç iflçi gibi sendikal örgütlenmeleri ve toplu ifl sözleflme düzenini tahrip eden yeni geliflmeler temel politika olarak kabul edilmifltir. Dünyada bu süreç 1980’li y›llarda h›zla ilerlerken ülkemizde Özal Hükümeti’nin 1986’da starta bast›¤› “Özellefltirme Master Ana Plan›” ile önemli bir ivme kazanm›flt›r. Yabanc› küresel kapitalizmin dan›flman firmalar›nca yap›lan bu planda, Türkiye özellefltirmelerinin yolu çizilmifltir. Plan›n o dönem ile ilgili temel tespiti çok çarp›c›yd›, “fiu anda özellefltirmeye kalk›flmay›n, önce toplumun özellefltirmeyi kabul edece¤i zemini yarat›n” ve öyle de oldu. Ülkede beyinler, medya, devletin elindeki kamusal güçler ve hükümet politikalar› ile, “kamu kötüdür, özel iyi” propagandas› ile yo¤ruldu. Bu çerçevede dünyada sivil havac›l›kta yaflanan, küreselleflme eksenli büyük küresel havayolu patronlar›n›n kapal› kap›lar ard›nda oluflturduklar› politikalar ülkemizde de ayn› paralelde tüm hükümetlerce eksiksiz sürdürüldü. ‹kram›n THY’den ayr›larak 1989’da blok olarak yabanc›lara sat›lmas›, yer hizmetlerinin tasfiyesi için Havafl’›n kurdurulmas› ve 1995’te Havafl’›n Turgay Ciner’e bir y›ll›k kâr› kadar fiyata 4 taksitte hibe edilmesi, 2 kez denenen blok sat›fl›n baflar›s›z olmas› sonucu çok daha sinsi bir planla

“halka arz” sistemi ile yap›lan sald›r› ve tekni¤in bölünerek ayr› bir flirket kurulmas› süreci... Ülkemizde ulusal bir sivil havac›l›k politikas› oluflturmak yerine ulusal sivil havac›l›¤›m›z›n temel kurumu olan THY’nin yok edilmesi sürecine yönelen ve basamak basamak giden politikalar tüm karfl› ç›k›fllar›m›za ra¤men hedefine ulaflmada önemli yol ald›. 24 Nisan 2007 tarihinde yap›lan THY Genel Kurulu’nda % 9 hisseye sahip oldu¤u söylenen bir küresel kapitalist yabanc› oyuncuya 2 Yönetim Kurulu üyeli¤i hediye edilmesi ile art›k süreç tamamlanma aflamas›na gelmifltir. Bundan sonra vurulacak tek bir darbe kalm›flt›r. Stratejik orta¤a verilecek belli bir payla THY’yi yabanc›lara devretmek. Acaba bu bir hisse devri midir? Yoksa kabotaj haklar›m›z›n devri midir? Daha aç›k tabirle, uçufl hatlar›m›z›n pazardaki haklar›n›n devri midir? Yafland›¤›nda görülecek... 1989-2007 tam 18 y›ld›r b›kmadan usanmadan yürütülen bu süreçte elde ne kalm›flt›r? Dün kamudayken ikram hizmetleri bölümünü kapatanlar, bu gün tam yabanc›lara devir politikalar›n›n sonuçlanmas›na ramak kalm›flken, flirketin kasas›ndan nakit 60 trilyon koyup yeni ikram flirketi kuruyorlar kimin için? Halbuki kamu kurulufllar›n› kötüleyerek özellefltirme yolunda avantaj sa¤lamaya çal›flan özellefltirmeci mant›k, ulusal havayolumuzun dünya ölçe¤inde yaflanan ac›mas›z rekabete ve y›llarca elinin kolunun ba¤lanmas›na karfl›n çal›flanlar›n›n yüksek sahiplenme kapasitesi ve flirkete duyduklar› aidiyetle oluflturduklar› performansa hep hayretle bakm›fllard›r. Siyasiler aç›s›ndan defalarca h›rpalanan THY, buna ra¤men krizlerle çöken bir sektörde ayakta kalmas›n› bilmifltir. B›rak›n devletten kaynak sa¤lamay›, özellefltirmeden elde edilen gelirleri bile elinden al›narak hazineye aktar›lan bu flirkete “kötü” deme f›rsat›n› hiçbir zaman yakalayamam›fllard›r. Ama ulusal sivil havac›l›¤›m›z› tafleronlaflt›rma ad›mlar›ndan da hiçbir zaman vazgeçmemifllerdir.


24 Nisan 2007 tarihinde yap›lan THY Genel Kurulu’nun ald›¤› bu kararlar halen hukuken tart›flmal›d›r. Hava-‹fl Sendikas›’n›n Dan›fltay’da, “3. halka arz” ifllemi ve Teknik A.fi’nin bölünmesinin iptali ile ilgili açt›¤› dava henüz sonuçlanmam›flt›r. Geri döndürülmesi güç sonuçlar do¤uracak bu kararlar neden bu kadar h›zla al›nmaktad›r.? Al›nan kararlar›n›n bir çok konuda etkisi olaca¤› aç›kt›r. Bu etkiler bilindi¤i halde hukuki süreç devam etti¤i halde yap›lanlar yap›lmaktad›r. Bak›n Ö‹B Dan›fltay’da açt›¤›m›z davada savunmas›nda ne diyor. “ Türk Hava Yollar› Teknik A.fi’nin sermayesinin tamam› THY’ye aittir. Davac›n›n dilekçesinde belirtti¤i flekilde yeni kurulan flirketin sermayesinin de aynen THY sermayesinde oldu¤u gibi %75,18’inin kamuya ait %24,82’sinin ise halka aç›k olmas›n›n gerekti¤i iddias› gerçe¤i yans›tmamaktad›r.fiöyle ki; THY halka aç›k bir flirket olmakla birlikte yeni kurulan flirket halka aç›k bir flirket olarak kurulmam›flt›r ve sermayesinin tamam› THY tüzel kiflili¤ine aittir. THY’nin ortaklar› dolayl› olarak yeni kurulan flirketin de orta¤› durumundad›r. Siz Ö‹B bu savunmayla ne demek istedi¤ini anlayabildiniz mi? Ancak savunmas›na flöyle devam ediyor. “ 2006 May›s ay›nda gerçeklefltirilen üçüncül halka arz sonras› THY’deki kamu pay› % 50’nin alt›na düflmüfl olmakla birlikte yönetim hakk› kamunun elindedir. Halka arz ile yönetim hakk› devredilmemifltir. Dolay›s›yla THY’nin %100’ü sahip oldu¤u Türk Hava Yollar› Teknik A.fi’de de yönetimdeki ço¤unluk kamudad›r. Dolay›s›yla davac›n›n dilekçesinde söz konusu etti¤i gibi Mark Mobius’un yönetimle hiçbir iliflkisi yoktur.” Peki THY A.O’nun ‹MKB’de yay›nlanan 2006 y›l› mali bilançosunda THY Teknik A.fi. nas›l tan›mlanmaktad›r?

Grup ve flirketler nitelik olarak bilançoda afla¤›daki gibi tarif edilmektedir. “Ba¤l› ortakl›k, flirketin do¤rudan ve/veya dolayl› olarak kendisine ait olan hisselerle ilgili oy kullanma hakk›n›n %50’den fazlas›n› kullanma yetkisi kanal›yla mali ve iflletme politikalar›n› flirketin menfaatleri do¤rultusunda kontrol etme yetkisi ve gücüne sahip oldu¤u grubu ifade eder. Ba¤l› ortakl›k kim? THY Teknik A.fi Bu durumda Mobius’un adamlar› THY Yönetim Kurulu üyeli¤inde çelik çomak m› oynayacak? Bir baflka yönden bakal›m, Özellefltirmeci zihniyetin en önemli çarp›tmalar›ndan olan, “özellefltirme ve özellikle halka arz, sermayenin tabana yay›lmas›d›r bu asl›nda çok iyidir” fleklindeki çürümüfl yaklafl›m›n “halka arz” ile THY’nin sermayesini yayd›¤› tabana ne oldu ? THY’de 40.000’e yak›n hisse alan yat›r›mc›lar›m›z m› güçlü, flirketin tek bafl›na neredeyse %15 den fazla hissesini alan ve yönetime 2 kifli sokan MARK MOB‹US MU? Mobius’a ve özellefltirmecilere k›zman›n bir alemi yok onlar, 18 y›ld›r bu flirketin kuyusunu kaz›yorlar. Ama iflin birde kendi aç›m›zdan ac› taraf› var. Bu gün meydanlar› dolduran “ülke sat›l›yor”, “ba¤›ms›zl›k elden gitti”,“ikinci kurtulufl savafl› laz›m” hayk›r›fllar› ile dolduranlar 18 y›ld›r özellefltirmeye karfl› etiyle kemi¤iyle kora kor mücadele edenlerin sesini hiç duydu mu, duymak istedi mi? Yeri geldi¤inde vatan haini ilan edilen, gerçek yurtseverlerin ‹MF’ye, kapitalizme, küreselleflmeye ve emperyalizme karfl›, “baflka dünya mümkündür” 盤l›klar›n› hiç duydular m›?

“halka arz” ile THY’nin sermayesini yayd›¤› tabana ne oldu ? THY’de 40.000’e yak›n hisse alan yat›r›mc›lar›m›z m› güçlü, flirketin tek bafl›na neredeyse %15 den fazla hissesini alan ve yönetime 2 kifli sokan MARK MOB‹US MU?

13


Petrokimya devi Petkim özellefltirme k›skac›nda

14

H›zla büyüyen ve yüksek katma de¤er yaratarak ekonominin geliflmesine önemli katk› sa¤layan bir üretim alan› olan petrokimya sanayisi; 1990'lara kadar yurtiçi talebin % 70'ini karfl›l›yordu.

Petrokimya sanayinin Türkiye’deki en önemli temsilcisi Petkim, hükümetin apar topar ald›¤› bir karar sonucu flimdi özellefltirilme tehlikesiyle karfl› karfl›ya. Hemen her çeflit ara ve nihai ürün üreten Petkim, tek bafl›na Türkiye petrokimya sanayinin lokomotifi görevi görüyor. 700 milyar dolar de¤erinde pazara sahip olan petrokimya sanayisinde Petkim, dünya kimyasal ürünler pazar›n›n % 30'unu, toplam ticaret hacminin ise % 8'ini oluflturuyor. H›zla büyüyen ve yüksek katma de¤er yaratarak ekonominin geliflmesine önemli katk› sa¤layan bir üretim alan› olan petrokimya sanayisi; 1990'lara kadar yurtiçi talebin % 70'ini karfl›l›yordu. Petkim,1987 y›l›nda özellefltirme kapsam›na al›n›rken yine ayn› sebeple; büyük kapasiteli, yeni tesislerin kurularak, flirketin büyütülüp gelifltirilmesi tüm çabalara ra¤men engellenmiflti. Tüm bu olumsuz uygulamalara ra¤men Petkim, toplam 3.595 kifli olan yetiflmifl ve nitelikli çal›flan› ile dünya standartlar›ndaki ürün kalitesini koruyarak, üretimine ve tevsii yat›r›mlar›na devam ediyor. fiimdi ise bu büyük, kârl›, sanayimizin itici gücü olan flirket; hükümetin özellefltirme politikalar›n›n kurban› olmak üzere. Toplumun ekonomik ve kültürel tüm varl›klar›n›, “sat›l›k” olarak gören hükümet, Halkbank, Tekel fabrikalar›n›n

sat›fl› ve Sosyal Güvenlik Reformu gibi halk aleyhine giriflimlerini “tepki alaca¤›” endiflesiyle seçim arifesinde ertelerken, Petkim’le ilgili farkl› bir tutum sergiledi. 16 Mart 2007 tarihinde Petkim’in özellefltirilmesi için ihale ilan› veren hükümet, böylece bir baflka halk birikimini, halka ra¤men peflkefl çekmek için harekete geçmifl oldu. Petrol sanayisinde yaflanan bu son ya¤man›n en büyük karfl› koyuflunu örgütleyen ise Petrol-‹fl Sendikas› oldu. Petkim’in kuruluflunun 42. y›ldönümüne rastlayan 3 Nisan’da Petrol-‹fl Genel Merkez Binas›’nda konuyla ilgili düzenlenen bas›n aç›klamas›nda, Petrol ‹fl Genel Baflkan› Mustafa Öztaflk›n, Petkim ve özellefltirmeyle ilgili bilgi verirken; özellefltirmelerin karfl›s›nda olan Hava‹fl Genel Baflkan› Atilay Ayçin ve Deri‹fl Baflkan› Yener Kaya da toplant›da haz›r bulunarak Petrol-‹fl’e destek verdi. Kapat›lma tehlikesiyle karfl› karfl›ya Öztaflk›n; “‹hale ilan›nda, ön yeterlilik baflvurusunda bulunacak firmalar›n sektörde uzmanlaflma ve tecrübe sahibi olmalar› kriteri yer almaktad›r” derken Petkim’in özellefltirme yan›nda tamamen kapat›lmas› tehlikesiyle de karfl› karfl›ya oldu¤unu belirtti. Petkim'in öz sermayesinin, 1 milyar dolar›n üzerinde oldu¤unu, toplam varl›klar›n›n de¤erinin ise 1,3 milyar dolar oldu¤unu söyleyen Öztaflk›n, bu


de¤erlerin, ihale ilan›ndaki finansman kriterlerinin 6,5-7 kat› kadar büyüklükte oldu¤unu da hat›rlatt›. “Al›c› firmalar›n, sadece toplam öz sermayelerinin 150 milyon dolar, toplam varl›klar›n›n ise 200 milyon dolar olmas› yeterli finansman kriteri olarak görülmektedir” diyen Öztaflk›n, dev sanayi kuruluflumuz Petkim'in, finansal ve teknik performans› yetersiz, herhangi bir özel flirket taraf›ndan ele geçirilece¤ini belirtti. ‹lk kez 2005 y›l›nda % 34’ü “halka arz” ad› alt›nda özellefltirilen hisselerin % 24’ü yabanc›lara sat›lm›flt›. KOB‹’ler zarar görecek Öztaflk›n, petrokimyasallar›n üretiminde tek kurulufl olan Petkim özellefltirmesi ile küçük ve orta ölçekli iflletmelerin ve nihai tüketicilerin de zarar görece¤ine dikkat çekerken, “Petrokimyasallar›n üretiminde tek kurulufl olan Petkim, kamusal niteli¤ini kullanarak, KOB‹'lerin hammaddeye ucuz ve kolay ulaflmalar›n› sa¤lamaktad›r. Petkim'in özellefltirilmesi durumunda, petrokimya sektöründe denetim ve kontrol özel flirkete geçecektir.

Petrokimya ürünlerinin üretim miktar›, bileflimi ve fiyatlar› özel kesimin kâr e¤ilimine göre belirlenecektir. Bu durumdan petrokimyasal ürünlerinin kullan›c›lar› ve ekonominin dinamikleri olan KOB‹'ler ve tüketiciler zarar görecektir” dedi. Öztaflk›n’›n dikkat çekti¤i bir di¤er tehlike ise; üretimin durdurularak flirketin altyap› olanaklar›n›n kullan›larak ithal kimyasal maddelerin ticaretini yap›ld›¤› tank çiftli¤i haline getirilmesi. Hükümetin her özellefltirme öncesi dile getirdi¤i, “Zaten kârl› de¤il, devletin s›rt›nda yük” türünden meflrulaflt›rma giriflimleri, Petkim’in mali bilançosunun yan›nda bir kez daha anlams›zlafl›yor. Çünkü kurum 2,2 milyon ton petrokimyasal ürün üretimi, 1,6 milyar dolar ciro, 5 milyon dolar vergi ödemesi, 41 milyon dolar net kâr gerçeklefltiriyor. 42. kurulufl y›ldönümünde eylem kutlama bir arada Petkim’in 42. kurulufl y›ldönümünü; “Petkim’e sahip ç›k” pankartlar› tafl›yarak yapt›klar› eylemle kutlayan ve ayn› zamanda sat›fl› protesto eden Petkim iflçileri de flirketlerine sahip ç›kacaklar›n›n mesaj›n› verdi.

Petrokimyasallar›n üretiminde tek kurulufl olan Petkim, kamusal niteli¤ini kullanarak, KOB‹'lerin hammaddeye ucuz ve kolay ulaflmalar›n› sa¤lamakta.

15


Foto¤raflar Evrensel Gazetesi arflivinden al›nm›flt›r.

Toplumsal muhalefetimizin dönüm noktas›; 89 Bahar Eylemleri

Hava döndü iflçiden…

16

Toplumsal haf›zam›za “89 bahar eylemleri” olarak geçen süreç, 600 bin kamu iflçisinin t›kanan toplu sözleflme görüflmelerini protesto eylemlerini içeriyordu. Bahar eylemleri, kamu iflçilerinin 1989 y›l›n›n mart, nisan ve may›s aylar› boyunca, ifl yavafllatma, ifli geç bafllatma, toplu vizite alma, servis ve yemek boykotu, sessiz yürüyüfl, alk›fll› protesto, fabrika önünde so¤an ekmek yeme, oturma, yolu trafi¤e kapama gibi bir dizi protestoyla yaflama geçti. Aradan geçen 18 y›la ra¤men bugün halen “89 bahar eylemleri” diye bilinen bu sürecin toplumsal dinamiklerimiz aç›s›ndan bu kadar belirleyici olmas›n›n bir di¤er nedeni de 12 Eylül kuflkusuz. 600 bin kamu çal›flan›n›n t›kanan toplu sözleflme görüflmeleriyle paralel ilerleyen bu süreç, 12 Eylül darbesiyle t›rpanlanan, geriye götürülen çal›flma yasalar›na ve yasaklara da baflkald›r› niteli¤i tafl›yordu. ‹flçi s›n›f›, aleyhine yarat›lan gerilemeyi, insani olmayan çal›flma

koflullar› ve ücretleri protesto eden 600 bin kamu çal›flan› hakk›n› aramak için art›k sokaklardayd›. Bas›n›n ve kamuoyunun da genifl deste¤ini arkas›na alan kamu çal›flanlar›n›n bu direnifli, 12 Eylül’den sonra iflçi s›n›f›n›n yeniden dirilifli olarak yorumland›. 1989 y›l› en fazla kamu iflçisinin greve ç›kt›¤› y›l oldu. 30 bin 153 kamu çal›flan› greve ç›km›flt› ve tüm bu direnifl insanca çal›flma koflullar› ve insanca ücret talebini içeriyordu. Kamu kesimindeki iflçilerin yapt›¤› grev ve eylemlere, özel sektördeki sendikal› ve sendikas›z iflçiler de ek zam, alacaklar›n ödenmesi, iflçi atmalar›n durdurulmas› gibi taleplerle kat›ld›lar. Y›l boyunca yap›lan grev ve direnifllere kat›lan iflçi say›s› 1,5 milyonu buldu. Bu dönem, ayn› zamanda s›n›f hareketinin siyasallaflt›¤› y›llard›. Bahar eylemleri öncesinde % 40 civar›nda ücret zamm›ndan söz eden hükümet, eylemlerin ertesinde % 140 ücret zamm›n› kabul etmek durumunda kald›. Hava dönmüfl, yel iflçiden yana esmeye bafllam›flt›. Yapay ayr›mlar›n geri plana itildi¤i, s›n›f dayan›flmas›n›n öne ç›kar›ld›¤› eylemlerde, iflyeri ve fabrikalarda kurulan komiteler sayesinde iflçilerin birli¤i sa¤land›. ‹flçilerin gerçek ve yaflamsal taleplerinin dile getirildi¤i bu eylemlerde, do¤al iflçi önderleri de pratik içinde kendili¤inden ortaya ç›kt›.


Hava-‹fl Genel Baflkan› Atilay Ayçin: Bahar eylemlerini anlamak için 12 Eylül’e bakmal› Hava-‹fl Genel Baflkanl›¤›’na ilk kez 1989 y›l›nda seçilen Atilay Ayçin’le, 89 bahar eylemlerinin mücadeleci ruhunu ve Hava-‹fl’i konufltuk.

yerine oturtmak mümkün de¤il. 89 ise bütün bunlar›n final aflamas›, olmak ya da olmamak durumuydu. Bu anlamda 89 bahar eylemleri önemli.

- 89 Bahar Eylemleri’ni yaratan dinamikler nelerdi? Tarihimizin önemli direnç noktalar›ndan biri olarak görülen Bahar Eylemleri hangi ihtiyac›n sonucu olarak ortaya ç›kt›? 89’un sa¤l›kl› tarifi için öncesine bakmak durumunday›z. 12 Eylül faflist darbesi sonras›nda, demokratik ve sendikal haklar, özgürlükler ask›ya al›nm›flt›. Hakim anlay›fl, s›n›fsal mücadelenin siyasallaflmas›ndan rahats›zd›. Ve bu siyasallaflmayla birlikte, hak arama mücadelesi; genifl kitleler taraf›ndan sahiplenilerek fabrikalarda ve ülke genelinde yap›lan eylemlerle somutland›. Her türlü demokratik hak ve özgürlü¤ün ask›ya al›nd›¤› 12 Eylül bask›c› rejimine verilen bir yan›tt› asl›nda bahar eylemleri. 12 Eylül darbesini yapanlar, bugün Amerika’n›n Irak ve Ortado¤u halklar›na yapt›¤› gibi, “bar›fl” için yapt›k dediler. Bu bilinçli olarak seçilmifl bir söylemdi. Örgütlü kifli say›s› salt sendikalarda örgütlü olanlarla s›n›rl›yd›. Cunta da örgütsüz insanlara örgütlüleri hedef göstererek mesaj›n› onlara veriyordu. “Bar›fl” slogan›n›n kayna¤› da böyle bir fley. O günden bugüne yaflanan pek çok toplumsal olguda 12 Eylül felsefesinin tahribat› çok büyük. O yüzden 12 Eylül süreci yarg›lanmadan, faillerinden hesap sorulmadan tafllar›

- 89’dan sonra pek çok sektörde oldu¤u gibi havayolu çal›flanlar› için de yeni bir süreç bafllad›. Yükselen muhalefet ortam›na havayolu iflçileri nas›l dahil oldu? 80’li y›llar boyunca THY’de teknisyen olarak çal›fl›yordum. Türkiye’de on binlerce insan›n maruz kald›¤› iflkence ve hapishane gibi 12 Eylül uygulamalar›ndan ben de nasibimi ald›m. Bugün genel baflkan› oldu¤um sendikan›n üyesiydim. Sendikan›n toplu sözleflme yapma yetkisi elinden al›nm›fl, “Yüksek Hakem Kurulu” taraf›ndan üzerine siyah bant at›lm›fl kitapç›klar›m›z bas›lm›flt›. Yani sendikalar›n, pazarl›k yapma, hak talep etme, elde etti¤i hakk› kullanma flans› elinden al›nm›flt›. Çal›flanlar olarak devletin tek tarafl› olarak ba¤›tlad›¤› maddelere tabiydik. 12 Eylül’ün, iflçi hareketini devlet ve mevcut siyasi iktidarlar ad›na denetlemekle görevlendirilmifl sendikal anlay›fla bile tahammülü olmad›. ‹flçinin sendikas›na ulaflmas› mümkün de¤ildi, sendikan›n da zaten üyesine ulaflmak gibi bir derdi yoktu. 12 Eylül’le birlikte sendikalar da bask› alt›na al›nm›flt›. Böyle bir sürecin sonunda 89 bahar eylemleri, süregelen sendikal anlay›fla baflkald›r›y› da içeriyordu. Cuntac›lara teslim edilen s›n›f örgütleri tabandan gelen bu hareketlilikle gerçek sahiplerini buluyordu. 12 Eylül siyasal ve ekonomik anlamda en büyük darbeyi iflçi s›n›f›na vurmufltu. 89 bahar eylemleri 12

89 Bahar Eylemleri, 12 Eylül darbesiyle t›rpanlanan, geriye götürülen çal›flma yasalar›na ve yasaklara da baflkald›r› niteli¤i tafl›yordu.

17


18

Zonguldak yürüyüflü ve Hava‹fl’in bu sürece denk gelen 38 günlük grevi o dönemin önemli olaylar›ndan sadece birkaç›.

Eylül’ün bir anlamda finaliydi. Bu havayolu iflçilerine de yans›d›. ‹flçiler olarak bir muhalefet süreci bafllatt›k. Y›llarca yoksullu¤a mahkum edilmifl kesimin öncü bir kadroya ihtiyac› vard› ve o dönem ortaya ç›kan Hava-‹fl yönetimi böyle bir ihtiyaca denk düflüyordu. ‹flkolumuzdaki tüm çal›flanlara ulaflarak, genel kurula da bu anlay›fl› tafl›d›k. O dönem bu rüzgardan etkilenen baflka iflkollar› da oldu. Liman-‹fl, Harb-‹fl, TÜMT‹S bunlardan bir kaç›. Zonguldak yürüyüflü ve Hava‹fl’in bu sürece denk gelen 38 günlük grevi o dönemin önemli olaylar›ndan sadece birkaç›. - Bugün kaz›n›lm›fl haklar›n önemli bir k›sm›n› o dönemin iflçi harekine borçluyuz demek yanl›fl olmayacak. Bugün geldi¤imiz noktay›, demokrasi ve çal›flan haklar› aç›s›ndan nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Sendikal hareket politiktir ya da öyle

olmal›d›r. Geldi¤imiz yer aç›s›ndan bakarsak, bunun yeterli oldu¤unu söylemek mümkün de¤il. Mücadelenin olgunlaflt›r›larak ve gelifltirilerek sürdürülmesi gerekiyor. Sistem çeliflkilerini kendi içinde yaratt› ve derinlefltirmeye devam ediyor. Çeliflkilerin böylesine derinleflti¤i bir yerde solun bir alternatif olarak görülmemesi benim için çok üzücü. Çünkü sol dedi¤imiz ideoloji, asl›nda çal›flanlar›n ideolojisi. Bütün bu partilerin halkla yüzleflti¤i ve birbirlerinden farkl› olmad›klar›n›n görüldü¤ü yerde iflçileri harekete geçirecek oluflum ve örgütler nerede? Mücadelenin sa¤l›kl› bir zemine oturtulamad›¤›n› görüyoruz. Böylesine bir yükselifl döneminin ard›ndan bugün, özellefltirme uygulamalar›yla geri bir noktaya düfltük. Bunun en yak›n örne¤ini yine 2007 1 May›s’›nda görüyoruz. 1 May›s’› ortaklaflt›ramamak bile bunun en basit örne¤ini gösteriyor bence. Türkiye’nin içinde bulundu¤u, ekonomik, siyasi ve kültürel flartlar içinde bu bir lükstür. Ayr›flt›ran noktalardan çok birlefltiren noktalara bakmak bir zorunluluk.


Karfl› atak

Kemal Ülker Hava-‹fl E¤itim Uzman›

KARfiI ATAK

1980’li y›llar emekçi karfl›t› ideolojilerin baflta ekonomik konularda olmak üzere toplum hayat›na önceki dönemlerle karfl›laflt›r›lamayacak kadar egemen oldu¤u y›llar oldu. “Uygulanan politikalar›n alternatifi yoktur!” iddias›yla kamuoyuna sunulan yeni ekonomik modelin pek çok ö¤esi zaman içinde sistematik slogan ve klifleler yard›m›yla bütün topluma benimsetilmeye çal›fl›ld› ve bunda da büyük bir baflar› sa¤land›. Bu arada “alternatif yok” iddias›, uygulamaya konulan politikalar gibi orijinal de¤ildi ve Turgut Özal taraf›ndan “There is no alternative” diyen ve bunun bafl harfleri ile TINA doktrinini oluflturmufl olan Margaret Thatcher’dan ödünç al›nm›flt›. 1980’li y›llarda bu flekilde yayg›nlaflt›r›lan “serbest piyasa ekonomisi”, “hür teflebbüs”, “orta direk”, “köfleyi dönme”, “ifl bitiricilik” gibi terimler bu türden bir ideolojiyle yüklü olan terimlerdi. Elbette sermaye çevreleri odalar›, dernekleri ve vak›flar› yoluyla bu kliflelerin dayand›¤› görüfllerin yayg›nlaflmas› için yo¤un bir seferberlik içine girdiler. O y›llarda ilk özel televizyon olarak faaliyete geçen Star’da hergün akflam haberlerinden sonra Meriç Köyatas› ve Engin Ard›ç, televizyonculuk deyimiyle “prime-time”da yapt›klar› yorum programlar›yla bu ideolojik tav›rlar›n yerleflmesinde önemli bir rol oynad›lar. Daha sonras›nda bütün kitle iletiflim organlar›, büsbütün büyük sermayenin egemenli¤i alt›na girdi ve Türkiye’nin siyasi tarihinin en bask›c› dönemlerinden birinde, ekonomik konularda “liberal” bir görüntü tafl›yan bir söylem taraf›ndan kesintisiz bir ideolojik bombard›mana tabi tuttulduk. Bu köfle havac›l›k sektörü özelinde bu ideolojik sald›r›n›n savlar›n› çürütmeyi ve havac›l›k iflçileri saflar›nda iflçi s›n›f› kültürünü yeniden filizlendirmeyi amaçlamaktad›r. Havac›l›k sektöründe teknolojik geliflmenin itici gücü kim? Havac›l›k sektöründe teknolojik geliflmenin lokomotif gücü kamu sektörüdür, bu hep böyle olmufltur ve günümüzde de böyle olmaya devam etmektedir desem flafl›r›r m›s›n›z? Kapitalist ekonominin kalesi ve havac›l›k sektöründe teknolojik geliflmenin koçbafl› olan ABD’de bile 1915 y›l›ndan günümüze kadar devlet hem sivil hem de askeri uçak talebinin ve arz›n›n flekillendirilmesinde belirleyici bir rol oynuyor. ABD’de istisnas›z bütün hükümetler havac›l›k sektöründe araflt›rma çal›flmalar›n› destekliyor, tasar›m gelifltirme çal›flmalar›n› teflvik ediyor ve askeri teknolojinin sivil alana transferini özendiriyor. B52 bombard›man uça¤›n›n yak›t ikmal uça¤› temel al›narak gelifltirilen ve ticari havac›l›¤›n günümüzdeki yayg›n ve geliflmifl konumuna gelmesinde öncü olan Boeing 707 bu transfer uygulamas›n›n en tipik örneklerinden biridir. Ayr›ca ABD’de hükümetler Douglas, McDonnell ve Lockheed’in de içinde yer ald›¤› sivil uçak imalatç›lar›na zor duruma düfltükleri dönemlerde destek vermifltir. Günümüzde yayg›n kabul gören liberal dogmalar paralelinde Ekonomik Kalk›nma ve ‹flbirli¤i Örgütü (OECD) bir yay›n›nda havac›l›k sektöründe yeniliklerin özel sektör flirketleri aras›ndaki “rekabet” taraf›ndan sa¤land›¤›n› öne sürüyor. Bu saptaman›n do¤rudan sonucu ise flu oluyor: havac›l›k sektöründe devletin rolü temel bilim alan›yla ve “yeniliklerin ortaya ç›kmas›n› sa¤layacak uygun politikalar› oluflturmakla” s›n›rl› olmal›. OECD’nin bu konudaki örne¤i ise Uzay Meki¤i. (Jean Guinet ve Dirk Pilat, ‘Promoting innovation – does it matter?’ OECD Observer 217/8, Yaz say›s› 1999.) Oysa Uzay Meki¤i bu iddian›n tam tersine bir kamu kuruluflu olan ABD Ulusal Havac›l›k ve Uzay Dairesi’nin (NASA) havac›l›k teknolojisini ileriye tafl›mak için yürüttü¤ü kapsaml› giriflimlerin bir

parças›n› oluflturmaktad›r. NASA’n›n Geliflmifl Subsonik Teknoloji Programlar› optik sistemleri, kompozit yap›lar›, daha geliflkin motorlar› ve gelifltirilmifl kanat tasar›mlar›n› içermektedir. NASA ayn› zamanda bütün kanatlar›n kontrol yüzeyleri olarak görev yapt›klar› Aktif Aeroelastik Kanat gibi yeni kavramlar gelifltirmektedir. NASA’n›n çal›flmalar› süpersonik uçufl ve hava trafik kontrolü alanlar›nda sa¤lanan yeniliklere de damgas›n› vurmaktad›r. Ancak ABD’de ve dolay›s›yla dünya genelinde havac›l›k sektöründe teknolojik dinamizmin tek kayna¤› NASA de¤ildir. Hava tafl›mac›l›¤›nda devrimci geliflmelere yol açan Bilgisayarl› Rezervasyon Sistemlerinin kökleri ABD SAGE (Yar› Otomatik Yer Sistemleri) askeri erken uyar› sisteminde yatmaktad›r. ABD’li imalatç›lar ve havayolu flirketleri kamu taraf›ndan üretilmifl olan bu teknolojileri ticari olarak kullan›labilir hale getirebilmek için önemli yat›r›mlar yapt›klar› inkâr edilemez. Ne var ki özel yat›r›mc›lar›n teknolojik belirsizlikten her zaman çok korktuklar› da bilinen bir gerçektir. Hükümetlerin havac›l›k sektörde bütün temel teknolojileri kamu eliyle gelifltirmelerinin bafll›ca nedeni de budur. Hükümetler bunun yan› s›ra sektöre on y›llard›r gerekli fiziksel ve elektronik altyap›y›, uygun kredi olanaklar›n› da sa¤lad›lar, iflletme prosedürlerini gelifltirdiler ve hatta tarihsel olarak pilotlar›n ço¤unu e¤itip yetifltirdiler. Peki bu muazzam kamusal çaba baflar›l› oldu mu? Bu sorunun cevab›n› 1925-1975 dönemi için ABD’nin önde gelen teknoloji ve ekonomi otoritelerine b›rakal›m: “Hangi performans kriteri ile –üretim, ihracat, üretkenlik ya da ürün gelifltirmede¤erlendirirsek de¤erlendirelim ticari uçak sektörünün Amerikan ekonomisinin en önde gelen sektörü olarak görülmesi gerekir.” (D. C. Mowery ve R. Rosenber, ‘Technical Change in the Commercial Aircraft Industry, 1925-75’ içinde R. Rosenberg, ‘Inside the Black Box: Technology and Economics’, Cambridge University Pres, 1982.)

19


Mete Çubukçu: Savaflın travmaları on yıllar boyu sürecek 20

Söylefli: Özlem Ergun Hava-‹fl Bas›n Yay›n Uzman›

fiimdi üzerinden savafl geçmifl, dünyan›n bu “uzak” ülkesinde, iflgalin y›k›nt›lar› aras›ndan “al›n demokrasinizi gidin” 盤l›klar› yükselirken, Amerikan’›n emperyal politikalar›n›n insanl›k için ne anlama geldi¤ine bir kez tan›kl›k ediyoruz.

Amerika’n›n Irak’› iflgalinin dördüncü y›l›nday›z. Amerika’n›n 4 y›l boyunca Ortado¤u halklar› üzerinde estirdi¤i iflgal ve terör politikalar› 1 milyona yak›n insan›n hayat›na mal olur, bir o kadar›n› da göç etmek zorunda b›rak›rken; geride öksüz ve yetim çocuklar, ne yapaca¤›n› bilemez genifl y›¤›nlar b›rakt›. Savafl ka¤›t üzerinde bitmifl görünse de, yapay mezhep savafllar›n›n t›rmand›r›ld›¤› bölgede kan, gözyafl› ve nerede, ne zaman patlayaca¤› belli olmayan bombalar, bugün günlük hayat›n süren ola¤anlar› aras›nda. Haf›zalar›m›z› k›saca tazelemek gerekirse; Irak’›n elinde bulundurdu¤u iddia edilen kimyasal silahlar›n, savafl›n resmi gerekçesi olarak sunuldu¤unu hepimiz hat›rlar›z. Hatta iflgalin ilerleyen günlerinde ayn› kimyasal silahlar›n ABD eliyle Irak halk›n› hedef alarak atefllendi¤ini de. Yine sonras›nda Amerika’n›n Irak’a ihraç edece¤ini söyledi¤i “demokrasi ve özgürlük “ 盤›rtkanl›¤›n› da… fiimdi üzerinden savafl geçmifl, dünyan›n bu “uzak” ülkesinde, iflgalin y›k›nt›lar› aras›ndan “al›n demokrasinizi gidin” 盤l›klar› yükselirken, Amerikan’›n emperyal politikalar›n›n insanl›k için ne

anlama geldi¤ine bir kez daha tan›kl›k ediyoruz. Irak halk›n›n üzerinde yaflad›¤› zengin petrol yataklar›, sömürgeci ABD için savafl›n yeter kofluluyken, bu büyük insanl›k ay›b›, emperyalizmin vard›¤› yer olarak tarihe geçti bile. Savafl›n ard›ndan, bölgeye s›kl›kla giden deneyimli gazeteci NTV Haber Müdürü Mete Çubukçu’yla Ortado¤u’da savafl ve bölgede sürdürülmeye çal›fl›lan günlük hayat› konufltuk. Çubukçu, “Ortado¤u’da Savafl Dosyas›” adl› haberiyle bu y›l 10. Metin Göktepe ve Sedat Simavi Gazetecilik ödüllerine lay›k görülürken, konuyla ilgili olarak kaleme ald›¤›, “Bizim Filistin”, “Atefl Alt›nda Gazetecilik”, “Ortado¤u’nun Yeniden ‹flgali” isimli kitaplar› da bulunuyor. Çubukçu, savafl›n her anlamdaki travmalar›n›n, bundan sonraki 10 y›llar boyunca gelecek kuflaklara aktar›laca¤›n› söylerken, “bugün yaflanan, bugün bitmiyor” diyor. “Vicdan›m›z› ve insanl›¤›m›z› kaybettik” diyen Çubukçu, bu insanl›k dram› karfl›s›ndaki yabanc›laflmam›z› da, “Amerika’n›n gösteriflli bask›n yapmas›, en az 200 kiflinin ölmesi gerekiyor ki, haber olsun. Oran›n


koflullar›n› normal görmeye bafllad›k, yani ‘savafl normal ve bu koflullar içinde olabilir.’ diyoruz. Savafl› normallefltidi¤imiz zaman, zaten bu tuza¤a düflmüfl oluyoruz.” diyerek özetliyor. ‹ran, Lübnan, Filistin, ‹srail, Suriye… Irak’taki savafl ve istila sürecini bölge geneline yönelik politikalar aç›s›ndan de¤erlendirebilir misiniz? Pek çok fley söylendi ama bir kez daha özetle söylenecek olursa, ABD Irak iflgaliyle neyi hedefliyor? 4 y›l önceki iflgalin görünürdeki temel amac›, imparatorluk mant›¤› dedikleri, faflizan, evangelist ideolojileri çerçevesinde kendi flekillerini vermek. Bir di¤eri tabii ki, Ortado¤u’da sistem d›fl›na ç›kan, ç›kmaya çal›flan, bir dönem kendileriyle birlikte çal›flm›fl diktatörlükleri, monarflileri “yola sokmak” ve Ortado¤u’nun petrol gibi önemli enerji kaynaklar›na el koymak savafl›n en büyük nedenlerinden biri. Saddam Hüseyin, Amerika Birleflik Devletleri’nin politikas› s›n›rlar› içinde hareket etti¤i sürece, ABD aç›s›ndan hiçbir rahats›zl›k yaratmad› asl›nda. Ta ki 1991 y›l›nda Kuveyt’i iflgal ederek, sistemin d›fl›na ç›kmaya çal›flana dek. ‹ran-Irak savafl›nda Irak’› destekledi. Bütün kimyasal silahlar›n alt yap›s› ve bilgisi Amerika ve bat›l› flirketler taraf›ndan sa¤land›. Irak, ne zaman sistem d›fl›nda “petrolü yönetmek istiyoruz” dedi, Amerika müdahale etti. Ortado¤u’ya aç›lmak için “demokrasi”, kullan›lan önemli bir söylemdi. ABD, ideolojik kendine güven, küstahl›k ve yanl›fl istihbaratla tereya¤›ndan k›l çeker gibi bu ifli sonland›raca¤›n› düflündü ama bunun böyle olmad›¤›n› geçen 4 y›l içinde gördük. Yavafl yavafl kaleleri düflürece¤ini hesaplad› ama Ortado¤u baflka bir yer, dinami¤i farkl› ve asl›nda kolay okunan bir yer de¤il. So¤uk savafltan sonra uluslararas› politikada aktörler de¤iflti. Bir anlamda asl›nda ABD, mezhepsel farkl›l›klar ve etnik bölünmelerle kendi karfl›t›n› da yaratt›.

fiimdi de san›r›m bir anlamda kriz ç›kartarak götürmeye çal›flacaklar. Bir de Amerika’n›n Ortado¤u’daki en önemli müttefiki ‹srail var... Amerika, Irak iflgali boyunca pek çok takti¤ini ‹srail’den ald› asl›nda. Çevir, bast›r ve yok et politikas›, ‹srail’in Filistin iflgali s›ras›nda hayata geçirdi¤i taktikler. ‹srail Amerika’n›n Irak’dan çekilmesini istemiyor, çünkü oradaki Amerikan varl›¤› ve kaos bir flekilde ‹srail’in ifline yar›yor. Dolay›s›yla Amerika ve ‹srail ç›karlar› örtüflüyor. ‹srail politikalar›, kendi plan›n› dikte ediyor “bizim koflullar›m›zda bar›fl istiyorsan›z buyurun, aksi takdirde biz bar›fla yanaflmay›z” diyor. Saddam Hüseyin gittikten sonra bölgede bir tek ‹ran kald›. Ve ‹srail bölgede kendisini tehdit edecek hiçbir unsur istemiyor. Bomba bilançolar›n›n yan› s›ra Irak’ta gündelik yaflam›n koflullar› nelerdir? Irakl›lar nas›l bir yaflam sürüyor? Irak’da günün hangi saati, nerede bomba patlayaca¤› belli de¤il. Okullar kapal›, öksüz yetim kalan çocuklar ve ölü say›s› kadar da dul kalan kad›n var. ‹nan›lmaz bir sosyal problem söz konusu. Belli mezhepler kendi sokaklar›, mahalleleri d›fl›na ç›kam›yor. ‹sminiz Osman, Ömer ya da Ali ya da Hüseyin’se, yer de¤ifltirmek için kimlik de¤ifltirmek zorundas›n›z. Üniversiteler giderek kapan›yor. Dükkan› olan ya da devlet dairesinde çal›flan, akflam dönüp dönemeyece¤ini bilmeden, sabah

Irak’da günün hangi saati, nerede bomba patlayaca¤› belli de¤il. Okullar kapal›, öksüz yetim kalan çocuklar ve ölü say›s› kadar da dul kalan kad›n var. ‹nan›lmaz bir sosyal problem söz konusu. Belli mezhepler kendi sokaklar›, mahalleleri d›fl›na ç›kam›yor.

21


22

Ba¤dat’ta gazetecilik yapman›n koflulu kalmad›. Sokakta dolaflam›yor, kaç›r›l›yor ve öldürülüyorsunuz. Gazetecilere yönelik bu tavr› Amerika bafllatt›. Bu, bir anlamda ortam› karart›p haber ve bilgi ak›fl›n› engellemeye yönelikti. O sebeple bugün Irak’tan gelen haberlere dikkatli bakmak gerekiyor.

evden besmele çekerek ç›k›yor. Orada bir hayattan söz etmek mümkün de¤il. Geçen gün Irakl› bir kad›n›n demecini okudum, flöyle diyordu; “Bari sabahlar› evlerimizin önündeki cesetleri toplasalar da, çocuklar› okula gönderebilsek.” fiimdi böyle bir ortam› düflünebiliyor musunuz? Geceleri evleri kimin basaca¤›n›n, kimin taraf›ndan öldürülece¤inizin bilinmedi¤i bir süreç yaflan›yor Irak’da. Irak’a son gidiflim, insan kaç›rmalar›n yafland›¤› ilk döneme rastl›yor. Felluce’de bir tak›m ‹slami gruplar taraf›ndan yakaland›k, deyim yerindeyse gözalt›na al›nd›k. Yan›m›zdaki insan›n referans›yla, H›ristiyan ve ajan olmad›¤›m›z› kan›tlad›ktan sonra serbest b›rak›ld›k. Ama göz alt›na al›nd›¤›m›z yerde, birkaç ay önce 4-5 Amerikan özel güvenlik görevlisinin yak›larak öldürüldü¤ünü biliyoruz. 90’lar›n bafl›ndan beri bir sürü savafl, çat›flma ve kriz ortam› gördüm ama Irak beni en çok etkileyen, travma yaratan yerlerden birisidir. O ilk bombard›man gecesini unutamam. Bir ülkenin, bir kültürün çöküflünü ve insanlar›n onurlar›n›n ayaklar alt›na al›nd›¤›n› gördüm. Asl›nda, birkaç sene içinde bir ülkenin bu hale gelebilece¤ini tasavvur da edemiyorsunuz. Gazetecilik yaparken de, “ben sadece gördü¤ümü anlat›r›m, ölü yaral› say›s› veririm” ötesinde, meseleye baflka türlü bakmaya bafll›yorsunuz. Gazetecilik sadece uzaktan bak›p rapor vermek de¤il, bizzat orada olan›, taraflar›yla eflit olan olmayan ayr›m›n› da ortaya koyarak, savafl›n alt›nda hangi nedenlerin yatt›¤›n› yans›tarak, insanlara

bakarak, insani de¤erler üzerinden gazetecilik yapmay› her zaman savundum. Ama bu savafl bana bir fleyi aç›kça gösterdi; Amerika politikalar›; hem dünyay›, hem Ortado¤u’yu hem de insanl›¤› atefle at›yor. Ve her geçen gün insanl›¤›m›zdan kaybediyoruz. Bir de o ülkede yaflayan insanlar› düflünün. Onlar›n yaflad›¤› travma ve düflmanl›klar bundan sonraki on y›llara yay›lacak. Bugün yaflanan bugün bitmiyor. Savafl öncesinden bafllayarak sürecin neredeyse tüm aflamalar›nda Irak ve Ba¤dat’ta gazetecilik yapt›n›z. Kuflkusuz çok zor olmal›, bu deneyimi biraz sizden dinleyelim. Ayr›ca bölgeden do¤ru ve gerçek haber alabiliyor muyuz? Ba¤dat’›n bombaland›¤› ilk gece oradayd›m ancak her gidiflimde Irak’taki durumun her anlamda daha da kötüye gitti¤ini gördüm. 2004’ün sonundan beri gazeteci olarak özellikle Ba¤dat’a gitmiyorum, gidemiyorum. Çünkü art›k orada gazetecik yapman›n koflulu kalmad›. Sokakta dolaflam›yor, insanlarla konuflam›yor, kaç›r›l›yor ve öldürülüyorsunuz. Gazetecilere yönelik bu tavr› Amerika bafllatt›. Gözda¤› vermekti amaçlar›, sonra bölgedeki bir tak›m gruplar, insanlar› kaç›rmaya ve öldürmeye bafllad›. Bu bir anlamda karfl›l›kl› olarak ortam› karart›p haber ve bilgi ak›fl›n› engellemeye yönelikti. O sebeple bugün asl›nda Irak’tan gelen haberlere dikkatli bakmak gerekiyor. Ba¤dat’ta bulunan Amerikal› ve ‹ngiliz gazeteciler büyük, gayet korunakl› kale gibi otellerde ya da kendi evlerinde, merkezlerinden gelen bilgileri, tekrar canl› yay›nla merkezlerine iletir duruma geldiler. Hayat›n› tehlikeye atarak gazetecilik yapan birkaç kifli var tabii ki ama bu geneli yans›tm›yor. Bat›l› bir tak›m akademisyen ve iletiflimciler, orduyla birlikte hareket eden, haber kaynaklar›n› ordudan alan gazetecilerin haberlerine, “ilifltirilmifl gazeteci” ibaresini eklemeyi öneriyorlar. Gazetecili¤in temel koflullar› art›k Irak’ta kalmad›.


Önceli¤imiz uçufl güvenli¤idir Sky Life Dergisi Mart say›s›nda, yolcuya hitaben Say›n Genel Müdürümüz bafl yaz›s›nda flöyle diyor: “ …THY olarak, müflteri memnuniyetini her zaman birinci önceli¤imiz olarak görüyoruz…” Ve müflteri memnuniyetinin müflteriyi anlamaktan geçti¤i düflüncesiyle “gizli müflteri ve fahri gözlemci” projesini bu amaçla hayata geçirdiklerini söylüyor. Bu yaz›y› müflteri gözüyle okuyunca 9 y›ld›r çal›flt›¤›m flirketimizde yaflanan baz› olaylar flerit gibi gözümün önünden geçti. 6 y›l kadar önce uzun u¤rafl›larla ilk kez “kurald›fl› davran›fl içindeki yolculara” karfl› cayd›r›c› olacak bir uygulama, flirketimizde baflar›lm›fl ve bu konuda bir yönerge haz›rlanm›flt›. Bizler de o yönergeye, flirket hukukçular›n›n yolcunun hakareti tacizi veya sald›r›s›na maruz kalan personelin yan›nda hukuki destekte bulunmas›n› sa¤layacak bir madde eklemeye çal›flm›flt›k. Hiç olmazsa mesai saatlerinde ve ‹stanbul ile s›n›rl› da olsa THY avukatlar›ndan küçücük bir deste¤i personel olarak yan›m›zda görmek istemifltik. O zamanki yönetim bunu yönergeye yazmasa da hukuki destek sözü vermiflti. Bundan bir ay kadar sonra Almanya’dan ‹stanbul’a dönüflte sald›rgan bir yolcu s›cak yiyecek seçene¤i kalmay›p sadece tavuk eti oldu¤undan sorun ç›karm›fl ve arkadafl›m›z›n kendi yeme¤ini bile teklif etmesine hakaretlerle karfl›l›k verip

Bahad›r Altan kokpite girmeye çal›flm›flt›. Havada bütün ekibe ve flirketimize hakaretler Kaptan Pilot- Uçufl ‹flletme Temsilcisi ya¤d›rm›fl ben de buna flahit oldu¤um için hep birlikte davac› olmufltuk. Yerde ayn› tavr› polislere de gösteren ve memurlarca gözalt›na al›nan bu kad›n yolcumuz beni, “Bir steward için de¤er mi, bak›n siz kaptans›n›z benim yönetim kurulunda bir sürü tan›d›klar›m var sizin için iyi olmaz” diye tehdit bile etmiflti. Bafl Pilotluk yaz›l› talebime olumlu bak›p Genel Müdürlükten hukuki destek istemifl ve davan›n takibini talep etmiflti, Tacize, hakarete, çünkü konu salt hakaret de¤il, Uçufl Güvenli¤i idi. fiirket avukatlar›n›n fiili sald›r›ya ilgilenmedi¤i ve sendikam›z›n avukat› u¤ray›p üstüne Say›n Kemal Keleflo¤lu’nun, takip etti¤i davada savc› maalesef takipsizlik karar› üstlük bir de verdi. flikayet edilen ve Bu örnekleri ço¤altmak olas›d›r; flirketçe suçlan›p tacize, hakarete, fiili sald›r›ya u¤ray›p üstüne üstlük bir de flikayet edilen ve cezaland›r›lan, flirketçe suçlan›p cezaland›r›lan, kabin kabin amirli¤i amirli¤i al›nan birçok arkadafl›m›z var; al›nan birçok ama, daha ceza alan ya da dava aç›lan bir yolcu maalesef yok. Kara liste arkadafl›m›z var; uygulamas› da lafta kalm›fl durumda. ama, daha ceza Bunu do¤ald›r ki kötü niyetli yolcular da biliyor ve “müflteri her zaman hakl›d›r” alan ya da dava mant›¤›yla hareket eden idari anlay›fl›n aç›lan bir yolcu çal›flanlar üzerinde yaratt›¤› bask› ve ifl maalesef yok. Kara güvencesi korkusunu “çok iyi kullanan” yolcular›m›z maalesef gün geçtikçe liste uygulamas› da art›yor. fiimdi buna bir de “ ben gizli lafta kalm›fl yolcu olabilirim haa…!” eklendi. Gizli müflteri ve fahri gözlemci durumda.

23


24

Genel Müdürümüz bir de “gizli personel” uygulamas› yapsa da personelin çektiklerini saptamaya çal›flsa keflke. Bu “gizli personel” bir Ankara yat›s›nda Etap Alt›nel Otel’de 10 saatten 8 saate indirilen “asgari dinlenme” sonras› sabaha karfl› 03.00 da bizimle kalk›p ‹stanbul ve devam›nda Tripoli‹stanbul uçuflu yapsa; hatta bunu “tebdili k›yafetle” kad›n k›l›¤›nda yapabilse ne iyi olurdu…

uygulamas› Abdülhamit döneminden kalma sadece ve sadece personel üzerinde bask› amac›yla yap›lan bir uygulama olarak prati¤e geçiyor. Düflününüz, gerçekten “müflteri beklentilerini anlay›p bu do¤rultuda THY’nin gelece¤ini planlamay› düflünen bir yönetim bunu neden ilan etsin? Bu araflt›rmay› ilan etmeden, duyurmadan her zaman yapamaz m›? Hatta yanl›fl davran›fl içinde oldu¤unu düflündü¤ü personeli çok rahat izleyebilir. O halde neden ilan ediliyor? Sorun buradad›r. Personele ve özellikle uçucu personele, “Big Brother seni izliyor aya¤›n› denk al” denerek sopa sallanmaktad›r. Yolcuya ise “THY personeli kulunuz emrinize amadedir, ne yaparsan katlanacakt›r s›k›ysa g›k desin!” denmektedir. Genel Müdürümüz bir de “gizli personel” uygulamas› yapsa da personelin çektiklerini saptamaya çal›flsa keflke. Bu “gizli personel” bir Ankara yat›s›nda Etap Alt›nel Otel’de 10 saatten 8 saate indirilen “asgari dinlenme” sonras› sabaha karfl› 03.00 da bizimle kalk›p ‹stanbul ve devam›nda Tripoli-‹stanbul uçuflu yapsa; hatta bunu “tebdili k›yafetle” kad›n k›l›¤›nda yapabilse ne iyi olurdu… Personelin özellikle bu otel için flikayetlerini de anlam›fl olurdu belki… Havada ve yerde sald›r›ya u¤rayan taciz edilen hakarete u¤rayan o kadar çok arkadafl›m›z var ki, flirketin bu konudaki tavr› onlar› sindirmifl ve tacize

sessiz kalmaya mahkum etmifltir. Bunu maalesef yolcu da hissederek istismar etmektedir. Bu konuda cayd›r›c› olacak örneklere ihtiyaç varken yolcuya hitaben “memnuniyetiniz birinci önceli¤imizdir” demek bu tutumdaki kötü niyetlileri k›flk›rtt›¤› gibi öncelik konusunda kafa kar›fl›kl›¤› yarat›yor. Çünkü havac›l›kta öncelik her zaman, dünyan›n her yerinde ayn›d›r. Uçucular›n ve asl›nda herkesin, teknikten kargoya, e¤itimden ikrama bütün havac›lar›n önceli¤i UÇUfi GÜVENL‹⁄‹D‹R. Yolcu memnuniyetini ise onun güvenli¤ini her fleyin üzerinde tutan, kurallar› ihlal ederek kâr etmektense para kaybetmeyi ye¤leyen bir anlay›fl›n yönetti¤i ve yetifltirdi¤i personel sa¤lar. Böyle motive edilen personelin gösterece¤i güler yüz ve net bilgilendirmeler sa¤lar. Yolcuyu ikramla adeta fl›martmak memnuniyeti art›rmaz. Çünkü esas faaliyet insanlar› bir yerden bir yere güvenle tafl›makt›r. Uçak gökyüzü restoran› de¤ildir. Yolcular da daha çok güvenli ve dakik olduklar›ndan flirketleri tercih ederler havyar ikram ediyorlar diye de¤il. Daha nisan ay›nda uçufl programlar› alt üst olan ve y›¤›nla de¤ifliklikle kurallara ayk›r›, limit üstü uçufllara zorlanan (Buna “teklif” diyorlar art›k) dinlenme süreleri azalt›l›p haftal›k, ayl›k limitleri taflan uçucularla hizmet verdi¤iniz yolculara alt›n tepside kaymakl› baklava da sunsan›z nafile. Yine bu yaz 01.00’da varaca¤›m›z bir ‹stanbul-Antalya seferinde ar›za ve


uçak de¤iflikli¤i nedeniyle 04.30 da varmam›za ra¤men her aflamada bilgilendirdi¤imiz ve ar›zal› uçakla kalk›fltansa güvenli¤e öncelik vererek geç varmay› tercih etti¤imizi; zaman kayb›n›n minimum olmas› için ne tedbirler ald›¤›m›z› da aç›klayan anonslarla gerçeklefltirdi¤imiz uçufl sonunda bu kadar gecikmeye ra¤men güvenliklerine verilen önemden dolay› teflekkürlerle uça¤› terk eden “memnun yolcular›m›z” oldu¤unu hat›rl›yorum. Küçücük bir ayr›nt›d›r anons ve temelinde insana verilen de¤er yatar. Samimi ve güven dolu bir ifadeyle yap›lan bilgilendirmeler bazen her türlü flikayeti yok eder. O anonsu yapacak ya da samimi güler yüzü gösterecek olan personel bunu yolcu hak etti¤i için yapacakt›r, hafiye yolcu var diye de¤il. Ald›¤› biletle içindekilerle beraber uça¤› sat›n ald›¤›n› düflünen, çal›flanlar› afla¤›lamay› huy edinmifl kiflinin, veya her kaprisli mankenin flikayetinde ça¤›r›p suçlu ifllemi gören bir kabin. Yolcu da s›n›r›n› bilmelidir. Bu s›n›r çal›flanlar›n insanl›k onurudur, kad›nl›k onurudur. THY personelinin onuru ayn› zamanda ulusal onurdur. Bunun ötesine geçmeye yerli, yabanc›, VIP, CIP kimse cüret edememelidir. Ona flirketçe haklar›n› ve s›n›r›n› hat›rlatacak yüreklili¤i gösterecek bir bilinçte olmak gerekiyor. Yaflananlar ve flirketin tavr› özellikle kabin memuru k›zlar›m›z› sinip geri çekilmeye ve i¤renç tacizlere sessiz kalmaya itmektedir.

Yönergeler ise sessiz kalmay› de¤il uygun yollarla hatta yaz›l› olarak kural d›fl› davran›fl içindeki yolcunun uyar›lmas›n› ve ayn› tutumu devam ederse kendisini tafl›may› reddedece¤imizi ona söylememizi istiyor. Kibarca uyar›lar› zay›fl›k olarak de¤erlendiren ve arkadafllar›m›z›n insanl›k onurunu, kad›nl›k onurunu hiçe sayan kifli de nerede olursak olal›m polis nezaretinde uçaktan inmeyi hak ediyor demektir.Yeter ki kaptanlar ve kabin görevlileri uzun bir uçufl sonu yorgunlu¤un üzerine 3-4 saat daha u¤raflmay›, ifade vb. ifllemleri göze alal›m. Ne dersiniz buna de¤mez mi? fiirketimizden böyle durumlarda hukukçular›yla yan›m›zda olmas›n› bekliyoruz. Korkuya gerek yoktur bu tutum çal›flanlar› fl›mart›p yolcuya çirkin davran›fllara neden olmaz; tam tersine daha profesyonel, güler yüzlü davran›fllara neden olacakt›r. Yolcunun da e¤itimi sa¤lanarak genifl ço¤unlu¤un memnuniyeti ve takdiri böylece sa¤lanacakt›r. Kimse kusura bakmas›n bizim önceli¤imiz uçufl güvenli¤idir. Havac›l›k kültürünün gere¤i budur. Son y›llarda sektörde her fleyi parayla, maliyetle tan›mlayan bir anlay›fl›n yaratt›¤› erozyonu yafl›yoruz. Buna “dur” diyecek; meslek onuruna, insanl›k onuruna sahip ç›kacak bir duruflu hep beraber sergilememiz gerekiyor.

Kimse kusura bakmas›n bizim önceli¤imiz uçufl güvenli¤idir. Havac›l›k kültürünün gere¤i budur. Son y›llarda sektörde her fleyi parayla, maliyetle tan›mlayan bir anlay›fl›n yaratt›¤› erozyonu yafl›yoruz. Buna “dur” diyecek; meslek onuruna, insanl›k onuruna sahip ç›kacak bir duruflu hep beraber sergilememiz gerekiyor.

25


Türk Tabipler Birli¤i Baflkan› Gençay Gürsoy: Sa¤l›k hakt›r, parayla sat›lamaz Söylefli: Özlem Ergun Hava-‹fl Bas›n Yay›n Uzman›

26

Türk Tabibler Birli¤i Baflkan› Gençay Gürsoy

Devlet, toplumun en üst düzey örgütlenmesi olarak ifllev görüyor ve yurttafllardan ald›¤› vergilerle temel sistemleri düzenliyor. Bunlar›n vazgeçilmezleri aras›nda ise kuflkusuz, e¤itim ve sa¤l›k hizmetleri geliyor. Özellikle 1980’li y›llar›n sonundan itibaren tüm dünyada görülen sosyal devletin tasfiyesi ve temel hizmetlerin özellefltirme yoluyla kamu alan›ndan ç›kar›lmas›, ülkemizi de etkileyen bir süreç olarak geliflti. E¤itim ve sa¤l›k gibi en temel haklar›n özellefltirme yoluyla bir “kâr alan›” haline getirilmesi, bu hizmetlerden yararlanacak insanlar› gelir gruplar›na göre kategorilendirmesi aç›s›ndan da, e¤itim ve sa¤l›¤›n parasal de¤erle k›yaslanamayacak önemi aç›s›ndan da kabul edilemez bir durum. Sa¤l›k çal›flanlar› bu sorunun en yak›n takipçileri olageldiler. Onlar›n, sa¤l›k sistemindeki aksakl›klara ve sa¤l›k çal›flanlar›n›n sorunlar›na dikkat çekmek için düzenledikleri eylemler Sa¤l›k Bakanl›¤› ve öteki hükümet yetkilileri taraf›ndan daima, halkla çal›flanlar› karfl› karfl›ya getirecek bir olanak olarak görüldü ve istismar edildi. Sorunu “insanlar› sa¤l›k hizmetlerinden

mahrum edemezsiniz” demagojisiyle ele alan ve gerçekte, “insanlar›n sa¤l›k hizmetlerinden mahrum edildi¤ine ve bu alan›n çal›flanlar›n›n koflullar›na” dikkat çekmek için yap›lan eylemleri manipüle etmeyi amaçlayan bu tutuma pek çok kez medya da çanak tuttu. Geçti¤imiz 14 Mart’ta T›p Bayram› nedeniyle ifl b›rakma eylemi yapan sa¤l›k çal›flanlar› da benzer bir tutumla karfl›laflt›lar. Biz de sa¤l›k alan›nda çal›flan dostlar›m›z›n temel sorunlar›n› ve Türkiye’de sa¤l›k sisteminin içinde bulundu¤u durum ile çal›flanlar›n sorunlara çözüm önerilerini birinci a¤›zdan aktarmak istedik. Türk Tabipleri Birli¤i Merkez Konseyi Baflkan› Prof. Dr. Gençay Gürsoy sorular›m›z› yan›tlad›. Sa¤l›k çal›flanlar›n›n çal›flma flartlar› ne kadar sa¤l›kl›? Sa¤l›k personelinin günlük çal›flma pratikleri içinde, sorunlar nerelerde yo¤unlafl›yor? Sa¤l›k çal›flanlar› bugün, piyasalaflt›r›lm›fl, ekip anlay›fl›ndan uzaklaflt›r›lm›fl, rekabetçi bir ortamda, gerçekten çok zor koflullarda görev yap›yorlar. Biliyorsunuz, hekimlerin haftal›k çal›flma saatleri di¤er meslek gruplar›ndan daha fazla. Bütün kamu görevlileri haftal›k 40 saat süreyle görev yaparlarken, hekimler için bu süre 45


saat. Buna uzun nöbet süreleri ekleniyor. Türkiye’nin pek çok yerinde sa¤l›k çal›flanlar› yetersiz t›bbi malzemeyle ve araç-gereç ile görevlerini yürütmeye çal›fl›yorlar. Büyük özveriyle çal›flmalar›na karfl›n emekliliklerine yans›yacak yeterli ücret alm›yorlar. Sa¤l›k Bakanl›¤› “performans” ad› alt›ndaki ek ödemelerle sa¤l›k çal›flanlar›n›n ücretlerinin yükseltildi¤ini ileri sürüyor. Oysa, performans tam bir aldatmaca. Emeklili¤e yans›m›yor, sa¤l›k çal›flanlar›n› olumsuz rekabete itiyor ve hangi kriterlere göre verildi¤i belli bile de¤il. Üstelik iktidar, tüm bu olumsuzluklar›n nedenini hekimler olarak göstermeye ve hekimlerle vatandafl› karfl› karfl›ya getirmeye çal›fl›yor. Tabii, her gün bir yenisi ç›kar›lan düzenlemeler, bir gün vazgeçip bir gün baflka flekilde karfl›m›za ç›kart›lan uygulamalar nedeniyle sa¤l›k ortam›n›n iyice kaotik hale gelmesi, gelece¤e dönük belirsizlikler de sa¤l›k çal›flanlar›n›n yaflad›klar› günlük s›k›nt›lar›n cabas›. Ertelenen Genel Sa¤l›k Sigortas› hangi anlay›fl›n sonucu olarak ortaya ç›kt›? Yeni yasa; toplumun sa¤l›k hizmetlerinden yararlanmas› ve sa¤l›k çal›flanlar›n›n özlük haklar› aç›s›ndan ne anlama geliyor? Genel Sa¤l›k Sigortas› uygulamas›, Sa¤l›kta Dönüflüm Program›’n›n en önemli ayaklar›ndan biri ve az önce de belirtti¤im gibi Dünya Bankas› ve IMF’nin Türkiye’ye y›llard›r dayatt›¤› neoliberal politikalar›n ve piyasac› anlay›fl›n bir sonucu olarak ortaya ç›kt›. Biliyorsunuz asl›nda bu yeni bir düzenleme de¤il. Dünya Bankas› ve IMF’nin bundan önceki hükümetlerin önüne de getirdi¤i ve onlar›n bir türlü yasalaflt›rmay› göze alamad›klar› bu düzenlemeyi, AKP Hükümeti bu ülke vatandafllar›n› yok sayarak, önceki hükümetlerde görülmemifl bir cüret ve pervas›zl›kla TBMM’de kabul etti. Ancak yasan›n kritik baz› maddeleri Cumhurbaflkan› Ahmet Necdet Sezer taraf›ndan geri çevrildi ve hükümet yasay› ertelemek durumunda kald›. Zaman neyi gösterecek bilinmez ama flu andaki tablo AKP’nin kurucu üçlüsünden biri olan Abdullah Gül’ün, cumhurbaflkan› seçilmesi durumunda TBMM’deyken onaylad›¤› bu yasay›

bekletmeden kabul edece¤ini göstermektedir ne yaz›k ki. Oysa Genel Sa¤l›k Sigortas›, Türk Tabipleri Birli¤i olarak bafl›ndan beri karfl› ç›kt›¤›m›z gibi, sa¤l›k finansman sistemini bütünüyle de¤ifltirecek bir uygulamad›r. Sa¤l›k “hakk›”n› sa¤l›k “yard›m›”na dönüfltüren bir uygulamad›r. Sa¤l›¤›n finansman›n›n vatandafltan toplanacak primlerden sa¤lanmas› öngörülmektedir; ancak bunun Türkiye gibi kay›t d›fl› çal›flan nüfusunun yüksek oldu¤u bir ülkede uygulanmas› mümkün de¤ildir. Prim toplamada aksakl›klar meydana gelecektir. Düflük gelirli vatandafl›n sa¤l›k hizmetinden yararlanabilmesi olanaks›z hale getirilmektedir. Sistem ileri sürüldü¤ü gibi sa¤l›k hizmetlerinin niteli¤ini ve etkinli¤ini art›rmayacakt›r. Tam tersine, müflteri odakl› hizmet anlay›fl› ile sa¤l›k hizmetleri piyasa koflullar›na aç›larak, serbest piyasan›n ac›mas›z, her türlü insani de¤erden uzak ellerine teslim edilecektir. Sa¤l›k çal›flanlar›n›n mesleki ba¤›ms›zl›¤› ortadan kalkacak, her türlü hekimlik de¤erinin paran›n egemenli¤i alt›na al›nd›¤› bir sistem oluflacakt›r. 14 Mart T›p Bayram›’nda “beyaz eylemler”le bir kez daha gündeme gelen sa¤l›k çal›flanlar›n›n, bu eylemliliklerde öncelikli talepleri neydi? AKP Hükümeti’nin 4 y›l› aflk›n süredir uygulad›¤›, bir parça çerçevesini çizmeye çal›flt›¤›m bu Sa¤l›kta Dönüflüm Program› ile ülkemiz sa¤l›k ortam› tam bir yap-boz tahtas›na döndü. ‹ktidar, uygulad›¤› politikalarla sa¤l›k ve hekimlik

Müflteri odakl› hizmet anlay›fl› ile sa¤l›k hizmetleri piyasa koflullar›na aç›larak, serbest piyasan›n ac›mas›z, her türlü insani de¤erden uzak ellerine teslim edilecektir.

27


“Sa¤l›kta Dönüflüm Program›”, sa¤l›¤›n özellefltirme program›d›r

28

ortam›n›n hiçbir sorununu çözemedi¤i gibi, bir de bu olumsuzluklar›n sorumlusu olarak hekimleri gösterme çabas›na devam ediyor. Biz tüm bu süre içinde bu uygulamalara olan itirazlar›m›z› çeflitli vesilelerle dile getirdik. Ama iktidar bir türlü bu itirazlar›m›z› dikkate almaya yanaflmad›. Hat›rlayacaks›n›z, eylemlerimizden bir süre önce hükümet “ithal doktor”, zorunlu mali sorumluluk sigortas›, flef ve flef yard›mc›lar›n›n Sa¤l›k Bakanl›¤› taraf›ndan atanmas› gibi unsurlar› da içeren “Torba Yasa”y› gündeme getirmiflti. Bütün itirazlar›m›za karfl›n Torba Yasa’y› mecliste kabul ederek sa¤l›k çal›flanlar›n›n taleplerine karfl› ne kadar duyars›z olduklar›n› bir kez daha gösterdiler. Bizler de, 4 y›ld›r sürüp giden bu anlay›fl içerisinde hekim eme¤inin ucuzlat›lmas›, aile hekimli¤i kand›rmacas›, Genel Sa¤l›k Sigortas›, t›p fakültelerinin çökertilmesi, hastanelerin iflletmelefltirilmesi, kadrolaflma, reçete k›s›tlamalar›, mecburi hizmet, yetersiz ücret, hekime yönelik fliddet, güvencesiz çal›flma ve Torba Yasa ile bunlara eklenen ithal hekim, mesleki sorumluluk sigorta k›skac› gibi uygulamalara karfl› bir kez daha sesimizi yükseltmek istedik. Amac›m›z, Türkiye sa¤l›k ve hekimlik ortam›n› tahrip eden bu politikalara son verilmesini sa¤lamak. Bu konudaki mücadele azmimiz ve kararl›l›¤›m›z halen sürmektedir. Bugün gelinen noktada sa¤l›k sisteminin t›kand›¤›n›, herkes için do¤al hak olan sa¤l›k hizmetinin

piyasa koflullar› içinde, di¤er tüm meta de¤ifl-tokufllar› gibi al›n›r sat›l›r bir ticaret nesnesi haline getirildi¤ini söylemek yanl›fl olmayacak. Bu tabloyu, küreselleflmenin sa¤l›k sektöründeki tezahürü olarak yorumlamak mümkün mü? Evet, tabii. Bugün neoliberal dünya sistemine bakt›¤›m›z zaman gördü¤ümüz fley, sa¤l›k ve e¤itim alanlar›n›n piyasaya b›rak›lma çabalar›d›r. Bunun uygulay›c›lar›na bakt›¤›m›z zaman ise karfl›m›za tek kutuplu dünyan›n imparatorlar› ve onlar›n küresel finans kurulufllar› Dünya Bankas› ve IMF ç›k›yor. Sa¤l›kta Dönüflüm Program› da dünyan›n baflka ülkelerinde de uygulanan prototip bir Dünya Bankas› projesidir. Gerçekten, flöyle bir inceledi¤iniz zaman, bu projenin bize benzer ülkelerde kurulan projelerle neredeyse birebir çak›flt›¤›n› göreceksiniz. Felsefesinin alt›nda yatan fleyin ne oldu¤unu da art›k hiç kimse makyajl› sözcüklerle ifade edebilecek durumda de¤il. Bu sa¤l›¤›n özellefltirilmesi program›d›r ve uluslararas› sermaye piyasas›na aç›lmas›d›r. Bu yüzdendir ki, Türkiye’nin sa¤l›k ortam› ad›m ad›m piyasan›n kurallar›na teslim edilmeye ve piyasa kurallar› ifllemeye bafllad›ktan itibaren de sa¤l›¤› sosyal güvencesi olan kesimler için bile ad›m ad›m paral› hale getirmeye bafllam›flt›r. Bu projenin felsefesi neoliberal dünya görüflünü ifade etmektedir.


ABD-AB aç›k gökler anlaflmas›: ‹lk etkiler ve kimi gözlemler Bu yaz› 20 Nisan 2007’de kaleme al›nd›. Kuflkusuz bir yaz›ya bafllaman›n çok say›da yolu var ve yukar›daki cümlenin s›kl›kla görülen, ola¤an girifl cümlelerinden biri olmad›¤› çok aç›k. Ancak konumuz Amerika Birleflik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birli¤i (AB) aras›nda 30 Nisan’da imzalanmas› kararlaflt›r›lan “aç›k gökler” anlaflmas›n›n havac›l›k sektöründe yaratt›¤› ilk etkiler oldu¤u için yaz›n›n hemen bafl›nda tarih atmay› zorunlu gördüm. Bu gerçekten de zorunluydu, çünkü 22 Mart’ta Avrupa Komisyonu’ndan ABD ile aç›k gökler anlaflmas›n›n imzalanmas›na destek verme karar› ç›kar ç›kmaz geliflmeler zembere¤inden boflanm›fl bir yay gibi h›z kazand›. Siz bu yaz›y› okurken büyük olas›l›kla burada özetlenen geliflmelerin üzerine yenileri -belki de çok daha önemlilerieklenecek ve bu yaz› bir ölçüde eskimifl, güncel geliflmelerin gerisinde kalm›fl olacak. 22 Marttan bu yana neler oldu? Avrupa Komisyonu’nun ABD ile aç›k gökler anlaflmas›n›n imzalanmas›na oybirli¤i ile destek vermesinin üzerinden daha henüz bir hafta geçmiflken, 30 Mart’ta açgözlü bir yat›r›m flirketi olan Texas Pacific Group (TPG), ‹spanya’n›n

bayrak tafl›y›c›s› ‹berya’ya hisse bafl›na 3,60 avro (4,80 dolar) önererek talip oldu. 2 gün sonra, 2 Nisan’da ciddi mali s›k›nt›larla bo¤uflmakta olan Alitalia’n›n taliplileri de netlik kazand›. fiirketin yapt›¤› aç›klamaya göre 2 konsorsiyum (birinde TPG, di¤erinde ise Aeroflot yer al›yor) ve bmi (Britanyal› bir havayolu flirketi) ‹talya’n›n bayrak tafl›y›c›s›na teklif vermifl durumdalar. Birkaç gün sonra British Airways, bmi’den haftal›k 51 slot sat›n ald› ve Heathrow’daki egemenli¤ini daha da pekifltirdi. K›sa bir süre içinde Avusturya Havayollar›’n›n, SAS’›n ve LOT’un sat›fl›n›n da gündeme gelece¤i konufluluyor. Bu arada havac›l›k uzmanlar› tam, “Acaba düflük fiyatl› havayolu flirketleri bu anlaflman›n sonucunda transatlantik pazara girirler mi?” diye tart›flmaya bafllam›fllard› ki, ‹skoç seyahat flirketi Hugh and John Boyle, Nisan ayn›n›n ikinci haftas›nda Londra ile New York aras›nda Zoom Airlines (‹skoç’lu kardefller taraf›ndan 2002 y›l›nda Ottawa’da bir Kanada flirketi olarak kurulmufl olan ve as›l olarak Britanya ile Kanada aras›nda turist tafl›mac›l›¤› yapan bir havayolu) ile düflük fiyatl› uçufllar düzenleme karar› ald›. Bunun

Kemal Ülker Hava-‹fl E¤itim Uzman›

29

K›sa bir süre içinde Avusturya Havayollar›’n›n, SAS’›n ve LOT’un sat›fl›n›n da gündeme gelece¤i konufluluyor.


AB hükümetleri her ne derlerse desinler hem ‹talya’da hem de ‹spanya’da yabanc›lar›n ulusal varl›klar›n› bu flekilde sat›n almas›ndan rahats›z olanlar›n say›s› hiç de az de¤il.

30

hemen ard›ndan Avrupa’n›n önde gelen düflük fiyatl› ve sendika karfl›tl›¤› konusunda birincili¤i sektörde kimselere b›rakmayan havayolu flirketi Ryanair de transatlantik pazara girmeyi düflündü¤ünü aç›klad›. Ayn› günlerde Star ittifak› üyesi United Airlines ve bmi transatlantik uçufllarda kapsaml› bir iflbirli¤i anlaflmas› yapmak istediklerini belirterek anti-tröst yasalar›ndan muaf tutulmak için ABD hükümetine baflvuruda bulundular. Özetlemek gerekirse, 22 Mart’tan bu yana yaflananlar Avrupa Birli¤i üyesi ülkelerde havayolu flirketlerinin pazar paylar›n› koruyabilmek için sat›n alma ve birleflmelere yönelmifl durumdalar ve bu e¤ilim önümüzdeki günlerde de h›zlanarak sürece¤ini söylemek için müneccim olmak gerekmiyor. Di¤er bir deyiflle transatlantik aç›k gökler anlaflmas› ile AB ülkelerinde bayrak tafl›y›c›l›¤› sisteminin tasfiyesinin önündeki son engel kalmam›fl oluyor. Tekelleflmenin önündeki kimi pürüzler Elbette bu sat›n alma giriflimleri pürüzsüz süreçler olmayacak. Örne¤in ‹beria’n›n en cazip yanlar›ndan biri olan Latin Amerika a¤› ayn› zamanda en önemli sorunlar› yaratma potansiyeline sahip. Çünkü ‹beria’n›n Latin Amerika’da sahip oldu¤u uçufl hatlar› AB-ABD aç›k gökler anlaflmas› kapsam›nda yer alm›yor. Dolay›s›yla ‹spanyol olmayan bir al›c›n›n bu ülkelerdeki ve dünyan›n di¤er köflelerindeki havac›l›k otoriteleri ile anlaflmaya varmalar› gerekiyor. Ayr›ca AB hükümetleri her ne derlerse desinler hem ‹talya’da hem de ‹spanya’da yabanc›lar›n ulusal varl›klar›n› bu flekilde sat›n almas›ndan rahats›z olanlar›n say›s› hiç de az de¤il.

Özellikle Aeroflot’un teklifinin ‹talya’da büyük rahats›zl›k yaratt›¤›ndan söz ediliyor. Uzmanlara göre ‹beria için verilecek mücadele uzun bir mücadele olacak. TPG’nin mevcut teklifi flirketin flimdiki hisse de¤erinin epeyce alt›nda. Ayr›ca ‹beria’n›n yüzde 10’una sahip olan British Airways’in sat›fla karfl› ç›kmas›, TPG ile iflbirli¤i yapmas› ya da kendi ad›na bir teklif vermesi de mümkün. Lufthansa’n›n da burada yar›fla dahil olmas› kuvvetle muhtemel. Bu arada British Airways’in yapt›¤› gibi flirketlerin slotlar›n› art›rmaya yönelmeleri de beklenmeli. Özellikle sat›n almalar›n çok karmafl›klaflmas› durumunda birçok havayolunun bu yola gidece¤inden söz ediliyor. Peki iflçilere ne olacak? ‹beria yönetim kurulu AB-ABD aç›k gökler anlaflmas›n›n imzalanaca¤›n›n kesinleflmesinin hemen sonras›nda kendilerini sat›n almak isteyenlere gerekli incelemeleri yapabilmeleri için mali kay›tlar›n› açmay› kararlaflt›rd›. Di¤er havayolu flirketleri ile k›yasland›¤›nda ‹beria’n›n mali durumu “fena de¤il” fleklinde özetlenebilir. fiirket düflük fiyatl› havayolu flirketlerine karfl› rekabet alan›nda iyi bir performans gösterdi¤i gibi tarihsel ba¤lar›n›n güçlü


oldu¤u Latin Amerika’da bir çok rakibinin iflas edip piyasadan ç›kmas›ndan dolay› önemli bir gelir art›fl› elde edebilmifl bir havayolu. Nakit ak›fl› ve bilançosu aç›s›ndan da sektörün standartlar› çerçevesinde iyi denebilecek bir konumda. 2006 y›l›nda flirketin net borcu kay›tl› sermayesinin yüzde 55’i düzeyindeydi. ‹spanya dünya üzerindeki en gözde tatil ülkelerinden biri olmaya devam ediyor ve bu da ‹beria’y› potansiyel al›c›lar› için daha cazip hale getiriyor. Buna ek olarak birçok Avrupal›n›n ikinci evlerini bu ülkede sat›n ald›klar›n› göz önünde bulundurmak gerekiyor. ‹flçiler aç›s›ndan en önemli geliflme ise sektör uzmanlar›n›n ‹beria’n›n potansiyel al›c›lar›n› yeterince cezp edebilmesi (2007 fiyat/kazanç oran›n›n istenilen düzeye gelmesi) için personel giderlerini yüzde 25 oran›nda afla¤›ya

çekmesi ve yönetimin sendikay› buna raz› etmesi gerekti¤ini söylüyor olmalar›. Bu örnek AB ülkelerinde bafl döndürücü bir h›zla geliflece¤i anlafl›lan tekelleflmenin iflçiler için ücret ve hak kay›plar› anlam›na gelece¤ine iliflkin öngörümüzü aç›k bir biçimde do¤ruluyor.

Ne zaman uygulamaya girecek?

31

Baflta plan uygulaman›n bu y›l›n Ekim ay›nda bafllat›lmas› yönündeydi. Ancak Britanya’n›n talebi ile AB bakanlar› aç›k göklerin uygulanmas›na 2008 y›l›n›n Mart ay›nda bafllanmas›n› kararlaflt›rd›lar.

Anlaflma havac›l›k operasyonlar› aç›s›ndan ne anlama geliyor? Çok basitlefltirildi¤inde anlaflma AB ile ABD aras›ndaki hava yolculu¤una yönelik “k›s›tlamalar›” (elbette kurallar› “k›s›tlama” olarak adland›rmak son derece ideolojik bir tan›mlama, t›pk› “serbestlefltirme”, “esnek çal›flma”, “aç›k gökler” vb.’leri gibi) azaltmay› amaçl›yor. Buna göre merkezi AB’de bulunan bir havayolu flirketi AB üyesi ülkelerin herhangi bir flehrinden ABD’deki herhangi bir flehre uçabilecek. Örne¤in Alman havayolu flirketi Lufthansa bundan böyle yaln›zca Frankfurt’tan de¤il fakat Madrid’den ya da Roma’dan da ABD’ye do¤rudan uçabilecek. Elbette bunun tersi de do¤ru.

AB ülkelerinde bafl döndürücü bir h›zla geliflece¤i anlafl›lan tekelleflme iflçiler için ücret ve hak kayb› anlam›na gelecek.


Airbus’ta Amerikan fonlar›, THY’de Mobius P›nar Erol Hava-‹fl D›fl ‹liflkiler Uzman›

32

10 bin iflçinin ifline son verecek plana karfl› ç›kan iflçiler, Fransa’da 17 bin kiflilik, Hamburg’da yaklafl›k 20.000 kiflilik gösteriler düzenlediler ve birer günlü¤üne ifli aksatt›lar.

Avrupa uçak sanayii daha önce görülmemifl bir kriz yafl›yor. Airbus 10.000 iflçinin ifline son verme yönünde bir plan aç›klad› ve Power8 ad› verilen bu plan karfl›s›nda flirketin Almanya, Fransa, ‹ngiltere ve ‹spanya’daki üretim birimlerinde önemli iflçi eylemleri yafland›. 10 bin iflçinin ifline son verecek plana karfl› ç›kan iflçiler, Fransa’da 17 bin kiflilik, Hamburg’da yaklafl›k 20.000 kiflilik gösteriler düzenlediler ve birer günlü¤üne ifli aksatt›lar. ‹spanya’daki iflçiler bir saat ifl b›rak›rken, ‹ngiltere’de de Airbus iflçileri protesto eylemi düzenlediler. Asl›nda Airbus’ta yaflananlar flirkete rakibi Boeing’in büyük bir darbesi olarak görülebilir. Bu darbeyi mümkün k›lan ise esasen Airbus’›n geçti¤imiz y›llarda özellefltirilmifl olmas›. Bu özellefltirme, Airbus’› kontrol eden holding olan EADS’nin denetimini Amerikan fonlar›n›n ele geçirmesine yol açt›. AB Sözleflmesinin ise haks›z rekabete yol açmamak gerekçesiyle devlet müdahalesini ve devlet deste¤ini yasakl›yor olmas› dolay›s›yla, özellikle baflkanl›k seçimlerinin canl›l›¤›n›n yafland›¤› Fransa’da bu sorun her siyasi

liderin gündeminde olsa da, flirketin yeniden millilefltirilmesini savunanlar d›fl›nda tüm siyasiler bu iflten ç›karmalar›n kaç›n›lmaz olaca¤›n›n itiraf etmek zorunda kal›yorlar. Ayn› süreçte THY’nin özellefltirilmesi sonucu THY hisselerinin % 9.94’ünü elinde bulundurdu¤u söylenen Templeton fonu kurucusu Mobius THY yönetimine iki temsilcisini sokuyor. Havac›l›k sektörünün ilgilendi¤i, bildi¤i bir konu olmad›¤›n› söyleyen eski Turkcell yöneticisi Muzaffer Akp›nar ile daha önce de yönetimde olan Hüseyin Atilla Öksüz THY yönetiminde Mobius’un fonunun temsilcisi olacak. Businessweek dergisinin haberine göre Airbus’taki iflçi ç›karma plan›n›n nedeni A380 program›ndaki gecikmeler ve di¤er idari ve mali sorunlardan dolay› ana flirket EADS’nin tahmin edilen kar›n›n 5 milyar Euro kadar azalm›fl olmas›. 10 bin iflçi ç›kartmay› kapsayan Power8 plan›n›n 2010 y›l›na kadar 5 milyar Euro tasarruf sa¤lamas› hesaplan›yor. Avrupa’da oldu¤u gibi Türkiye’de de uçak sanayiinin ve havac›l›k sektörünün gelece¤inin güvencesi flirketlerin uluslararas› spekülatif fonlar›n denetimine terk edilmesinin engellenmesinde, bu önemli ulusal flirketler üzerinde kamusal mülkiyet yoluyla ulusal egemenli¤in sa¤lanabilmesindedir.


Pedro Zamora’n›n özellefltirme karfl›t› sendikal mücadelesi ve öldürülüflü Guatemala küçük ama güzel bir ülke. 12 milyon vatandafl›n›n yaklafl›k yar›s› yerli halktan, a¤›rl›kl› olarak da Mayalar›n torunlar›ndan olufluyor. Ancak ne yaz›k ki Guatemala Maya kültürü geçmiflinden çok kendi halk›na karfl› fliddetin hakim olmas›yla ünlü. 1954 y›l›ndaki darbenin ard›ndan yüzde 83’ü yerli halktan olan yaklafl›k 200 bin kifli “yok oldu” (yani öldürüldü) ve hükümet güçleri birçok insan haklar› ihlaline imzas›n› att›. 1996’da bir Bar›fl Anlaflmas› imzaland›. Anlaflma savafla son veriyor ve umutlar› yeflertiyordu. Toprak anlaflmazl›klar› için bir çerçeve öneriyor, k›rsal kesimlerdeki yoksullu¤a, toprak da¤›l›m›ndaki eflitsizli¤e ve Maya halk›n›n siyasal süreçlerden d›fllanm›fl olmas›na çareler ar›yordu. Aralar›nda ABD, Kanada, Japonya, Norveç, Finlandiya, Belçika, Hollanda, Almanya, ‹sviçre, ‹sveç ve ‹ngiltere’nin de bulundu¤u bir dizi ülke halen Guatemala’ya bu Bar›fl Anlaflmas›ndaki taahhütlerini yerine getirmesi için yard›mda bulunuyor. Ancak gerçekte ülkeye bar›fl gelmifl olmaktan çok uzak. Halen cinayetler cezas›z kalmaya devam ediyor. 15 Ocak 2007 tarihinde bir liman iflçisi, STEPQ liman iflçileri sendikas›n›n Genel Sekreteri Pedro Zamora evinden iki çocu¤u ile ayr›ld›. Liman tesislerinin içerisinde yer alan sa¤l›k oca¤›na gidiyordu. Zamora ve sendikas› uzunca süredir Puerto Quetzal liman›n›n bütünüyle veya k›smen özellefltirilmesi planlar›na karfl› ve ayr›ca geçerli toplu sözleflmenin hükümlerine riayet edilmesi için mücadele ediyordu. Özellefltirmeye karfl› mücadele sadece Zamora’n›n sendikas›n›n üyelerinin çal›flma koflullar› ile ilgili kayg›larla yürütülmüyordu. Bunun d›fl›nda ülkenin en önemli liman› olan Puerto Quetzal liman› federal bütçe için önemli bir gelir kayna¤› idi. Bu gelirin bir k›sm› flehir için son derece gerekli olan yerel altyap›n›n inflas›nda kullan›l›yordu.

Liman yönetimi iflçileri korkutmak ve bast›rmak için polisi kullanmaya karar verdi. ‹flçiler korkmufllard› ama ifllerini ve gelirlerini kaybetmekten de korkuyorlard›. Kamuya ait bir liman›n bundan böyle sadece özel sektör ç›karlar›na iflletildi¤ini görmek istemiyorlard›. Sendika liman›n modernize edilmesi gerekti¤ini kabul ediyordu ve hatta bu yönde öneriler sunmufltu. Ancak önerileri yok say›lm›flt›. ‹flçiler bunun üzerine birlik olmaya ve mücadele etmeye karar verdiler. Bu günlerde Pedro Zamora takip edilmeye baflland›. ‹flçi gösterilerine polis gönderiliyordu. Sendika flikayetlerini en üst makamlara kadar, hatta ülkenin cumhurbaflkan›na kadar ulaflt›rd› ama herhangi bir yan›t alamad›. 15 Ocak günü saat 19:30’da Pedro limandaki sa¤l›k oca¤›ndan ayr›ld›, arabada iki çocu¤u da vard›. Limandan ç›kt›ktan hemen sonra takip edildi¤ini farketti. Kaçmaya çal›flt› ama s›k›flt›r›ld›¤› için arabas› bir duvara çarparak durdu. Tepkisi an›nda çocuklar›n› korumak oldu. Onlar› yere itti (üç yafl›ndaki o¤lu olayda yaraland› ama flimdi iyileflti). Arabaya 100 mermi isabet etti, Pedro’ya ise 20 mermi. Onu hastaneye götüren tan›klara göre bafl›ndan da vurulmufltu. ITF yetkilileri Pedro Zamora’n›n öldürülüflünün onun iflçilerin ifllerini korumak için mücadelesini engellemeye yönelik oldu¤u kanaatindeler. Guatemala’l› yetkililerin konuyla ilgili sessizli¤ini suç ortakl›¤› olarak görüyorlar.Dahas› geriye kalan sendika yöneticilerinin de yine ölüm tehditleri ald›klar›n› aç›kl›yor ve yetkilileri soruflturmay› suçlular› bulacak flekilde sonuçland›rmaya ve geride kalan sendikac›lar›n güvenli¤ini sa¤lamaya davet ediyorlar. ITF’nin Transport International dergisi Nisan-Haziran 2007 say›s›ndan derlenmifltir.

33


Zamora için adalet: Kampanya devam ediyor... Guatemala’da bu y›l›n bafl›nda Uluslararas› Tafl›mac›l›k ‹flçileri Federasyonu ITF’nin üyesi STEPQ sendikas› Genel Sekreteri Pedro Zamora’n›n öldürülmesi karfl›s›nda, ITF’nin suçlular›n bulunmas› ve cezaland›r›lmas› ve sendikaya yönelik süren bask›lar›n son bulmas› için bafllatt›¤› genifl çapl› kampanya devam ediyor. Hava-‹fl’in talebi sonras›nda Türk-‹fl konfederasyonu ve ona ba¤l› sendikalar da kampanyaya kat›larak Zamora için adalet isteyen mektuplar› ITF arac›l›¤›yla Guatemala yetkililerine iletmifllerdi. Bu dergimizde Zamora’n›n sendikal mücadelesi ve öldürülüflüyle ve sürdürülen kampanyayla ilgili daha detayl› bilgi vermek istiyoruz. ITF’nin öncülü¤ünde üst düzey bir sendikal heyet fiubat ay›nda Guatemala’ya gitti. Heyet yapt›¤› gözlem ve görüflmelerin ard›ndan liman iflçileri 34 sendikas› liderinin öldürülmesine iliflkin soruflturmaya dair ciddi kayg›lar›n› dile getiriyor: “23 Ocak günü heyet olarak Guatemala’daki küçük bir Pasifik sahili kenti olan Iztapa’daki polis istasyonunda bulunan minibüsü görmeye gittik. Bizlere Kongre’nin ‹nsan Haklar› Komisyonunun tahsis etti¤i silahl› korumalar da bize efllik ediyordu. Yüksek kalibreli silah mermileri ile delik deflik edilmifl olan arac›n çevresinde topland›k. Bu araç Guatemala’da Puerto Quetzal liman iflçileri sendikas› STEPQ Genel Sekreteri Pedro Zamora’n›n hayat›n›n son buldu¤u yerdi. Zamora o gün bu araç ile çocuklar›n› sa¤l›k oca¤›ndan alm›flt›. Bu görüntü cinayetin düzgün bir flekilde soruflturulmas›n› ve sendika yönetiminin geri kalanlar›n›n güvenli¤inin sa¤lanmas›n› hedefleyen ITF-ITUC heyeti için a¤›r bir bafllang›çt›. ‹zleyen günlerde heyet bir dizi siyasi ile ve kurumlarla görüfltü. Polis bize –limanda aylarca sürmüfl olan anlaflmazl›k ve ITF Genel Sekreteri Stuart Howard Zamora’n›n ailesini ziyareti s›ras›nda. Zamora’ya ve di¤er sendika

ITF ile ITUC flimdi kampanyalar›n› Pedro Zamora’n›n katillerinin bulunmas›, adalete teslim edilmeleri ve geriye kalan STEPQ yöneticilerinin ölüm tehditlerine karfl› korunmas› için sürdürüyor.

yöneticilerine yönelik olarak bir y›ld›r yap›lan öldürme tehditlerine karfl›n- olas› bir yerel anlaflmazl›k d›fl›nda herhangi bir do¤rultuda soruflturma yürütmediklerini ifade etti. Soruflturmay› yürüten üst düzey hükümet görevlileri Zamora’n›n bedenini hiç görmemifl olduklar›n› söylediler. Adli t›p raporlar› ile çal›fl›yorlard› ancak bu raporlar Zamora’y› hastaneye götürmüfl olan tan›klar›n anlatt›klar› ile çelifliyordu. ‹nsan haklar› görevlilerinden ise Guatemala’da siyasi cinayetlerin tümüyle cezas›z kald›¤› bir iklimin egemen oldu¤unu ö¤reniyorduk. Bu iç karart›c› gerçeklere ra¤men, Pedro’nun annesinin ve ailesinin vakar›na ve adaletin yerine getirilmesi için kararl›l›klar›na flahit olduk. Kendini adam›fl, çok kez faaliyetlerinden dolay› kendi yaflamlar›n› riske atan insan haklar› aktivistleriyle karfl›laflt›k. Ve ayr›ca STEPQ sendikas› üyelerinin ola¤anüstü cesaretleri ile risklere ve kendilerine ve ailelerine yönelik tehditlere karfl›n mücadelelerini sürdürme kararl›l›¤›na flahit olduk. Heyetimiz ziyaretleri esnas›nda limanda sürdürülen yeniden yap›lanma esnas›nda iflten ç›kart›lm›fl olan dokuz sendika üyesinin yeniden ifle al›nmas›n› talep etti. Bu sendikan›n gücünü korumak için çok önemliydi. Ayr›ca uluslararas› mali kurumlarla da görüflerek onlardan insan haklar› ihlalleri sürerken yat›r›mlar›n› sürdürmemelerini talep ettik. Heyetin ayr›lmas›n›n ard›ndan birkaç gün içerisinde liman yönetimi “uluslararas› kamuoyu ilgisi nedeniyle” dokuz iflçiyi ifllerine geri almak zorunda kald›. Uluslararas› bankalar ise ciddi kötü muameleler sürdü¤ü sürece yat›r›m gerçeklefltirmeyeceklerinin güvencesini vermiflti. Yine bir di¤er zincirleme etki ise bir di¤er Guatemala liman›n›n 15 y›ld›r ilk kez sendikalarla müzakere etmeyi kabul etmesi ile yafland›. ITF ile ITUC flimdi kampanyalar›n› Pedro Zamora’n›n katillerinin bulunmas›, adalete teslim edilmeleri ve geriye kalan STEPQ yöneticilerinin ölüm tehditlerine karfl› korunmas› için sürdürüyor.”


2. Uluslararas› ‹flçi Filmleri Festivali Bafllad›

Festival filmleri ‹stanbul’dan sonra Anadolu’yu gezecek ‹lki geçen y›l gerçeklefltirilen ‹flçi Filmleri festivali bu y›l 1-7 may›s tarihleri aras›nda 20 ülkeden 40 filmi izleyicisiyle buluflturacak. 1-7 May›s tarihleri aras›nda ‹stanbul, Ankara ve ‹zmir’de efl zamanl› olarak gerçeklefltirilecek festival’in geçen y›l oldu¤u gibi bu y›l da büyük ilgi görmesi bekleniyor. Festival bu kentlerdeki gösterimini ard›ndan baflta Adana, Artvin, bursa ve Eskiflehir olmak daha pek çok Anadolu flehrine tüm y›la yay›lan bir uzun bir yolculu¤a ç›kacak. Festival; neo - liberalizm karfl›t› deneyimleri paylaflarak, yaflad›¤›m›z dünyan›n dününe, bugününe ve gelece¤ine emek cephesinden bakmay› amaçl›yor. ‹flçilerin yurt içinde ve yurt d›fl›nda kendi s›n›f› ile iletiflim kurmas› için sineman›n çevirmenli¤in yararlanan festivali, geçen y›l yaklafl›k 8000 izleyiciye ulaflarak amac›na ulaflma noktas›nda önemli bir mesafe kaydetti. Dördü yabanc› kurmaca, befli yerli kurmaca, 23’ü yabanc› belgesel, 8’i yerli belgesel olmak üzere 40 filmin yer ald›¤› festivalde, bu y›l da çok say›da sinema

klasi¤i ve yeni yap›m izlenebilecek. Böylece Almanya’dan Rusya’ya, ‹talya’dan Arjantin’e; Çin’den Irak’a dek birçok ülke ve bölgede olup bitenleri medyan›n süzgecinden geçmeden ö¤renmek mümkün olabilecek. Festivalde baz› filmler sunumlu gösterilirken, yerli ve yabanc› konuklarla söylefliler düzenlenecek. Bu y›l ayr›ca festivalin genifl emekçi kesimlerle daha fazla buluflmas› amac›yla, sendika flubelerinde ve Halkevleri taraf›ndan yoksul mahallelerde özel gösterimler yapacak. Festival kapsam›nda Foto¤raf Sanatç›s› Tolga Sezgin'in "Göçmen ‹flçiler" konulu foto¤raf sergisi’de izlenebilecek. Geçti¤imiz y›l Halkevleri, Sendika.org, Bas›n-‹fl ve Sine-Sen taraf›ndan düzenlenen festivale destek veren kurumlara bu y›l Petrol-‹fl, Birleflik Metal-‹fl ve Hava-‹fl’de kat›ld›.

Ankara Ekin Tiyatrosu’nun, “Vatan Kurtaran fiaban” adl› oyununu Hava-‹fl üyeleri topluca izledi.

Ankara Ekin Tiyatrosu oyuncular›, Hava-‹fl’e tiyatroya olan ilgi ve katk›lar›ndan dolay› teflekkür plaketi verdi.

THY Sosyal Yardım Vakfı Krefl’inin çocuklarınının çalıflmaları

35


Ameleden ‹flçiye: Erken Cumhuriyet Dönemi Emek Tarihi Çal›flmalar› Ahmet Makal ‹letiflim Yay›nlar› Erken Cumhuriyet döneminde emek tarihine iliflkin geliflmeleri çeflitli yönleriyle ele alan kitap, bu dönemin politik ve sosyal tahliline dönük çal›flmalara katk› sa¤l›yor. Kitab›n çok önemli bir özgün katk›s›, Türkiye’de çocuk iflçili¤in tarihi üzerine kapsaml› bir de¤erlendirme sunmas›. Makal, 1920-1960 döneminde çocuk iflçili¤inin hukuksal ve nicel boyutlar›n›n net bir resmini çiziyor. “Top oynay›p ac›kamayan çocuklara” ayr›lan bu bölüm, emekçilerin köleamele-iflçi ‘statüleri’ aras›nda s›k›flmas›n›n en çarp›c› cephesine ›fl›k tutuyor.

‹stanbullular Buket Uzuner Everest Yayınları 36

Yaz 2005. Yaln›zl›klar ve imkâns›z aflklar flehri ‹stanbul. Atatürk Havaliman›. Belgin, Ayhan ve di¤erleri... Sonunda art›k hiçbirinin eskisi gibi olmayaca¤› 4 saatlik serüven. ‹stanbullular roman›, Atatürk Havaliman› d›fl hatlar terminalinde, sevse de sevmese de hepsinin ‹stanbul'la gönül, ifl, ekmek, yurt ve/veya kimlik ba¤lar› olan, 15 kiflinin hayatla, kendileriyle, hiç beklenmedik büyük bir tehditle ve ‹stanbul'un kendisiyle yüzleflmelerinin hikâyesini anlat›yor. ‹stanbul'un kendisinin de bir anlat›c›-karakter oldu¤u roman, genetik bilimciden-gurbetçi iflçiye, taksi floföründen-ünlü bir heykelt›rafla, tuvalet temizlikçisinden-mimarlar odas› eski baflkan›na kadar ‹stanbullu 15 kiflinin yollar›n›n kesiflti¤i bir ortamda, yüzy›l›m›z›n göçlerle genifllemifl ‹stanbul’undan, dolay›s›yla Türkiye’sinden bir kesit sunuyor.

IMF Gözetiminde On Uzun Y›l Ba¤›ms›z Sosyal Bilimciler Yordam Yay›nlar› Ba¤›ms›z Sosyal Bilimciler (BSB) ‹ktisat Grubu, kamuoyuna her y›l düzenli olarak sunmakta oldu¤u y›ll›k de¤erlendirmelerini bu çal›flma ile sürdürmekte. 2006 y›l› bafl›nda ülkemizin ekonomik, siyasal ve sosyal yaflam›na iliflkin de¤erlendirmelerin sunuldu¤u bu raporun ana temas›n›, Uluslararas› Para Fonu (IMF) ile 1998’de bafllat›lan Yak›n ‹zleme Anlaflmas› sonras› Türkiye ekonomisinin geliflim dinamiklerinin ve sorunlar›n›n irdelenmesi oluflturmakta. IMF’nin iktisadi tarihimizde oldukça uzun geçmifle dayal› bir yeri olmas›na karfl›n, iktisat politikas› içindeki konumu özellikle 1998 Yak›n ‹zleme Anlaflmas›’ndan bu yana daha da belirginleflmifltir.


Dalgalar Virginia Woolf ‹letiflim Yay›nlar› Virginia Woolf, Dalgalar’da d›fl dünyay› yok eder. Üç kad›n ve üç erkek çocukluklar›ndan yafll›l›k dönemlerine kadar tüm hayatlar›n› anlat›ld›¤› kitapta, d›fl dünya nesnel olarak de¤il, ancak kiflilerin iç dünyalar›na yans›d›¤› kadar›yla verilir. “Bir olay örgüsüne uyarak de¤il, bir ritme uyarak yaz›lan kitap, “fiiir olmayan herhangi bir fley edebiyata neden girsin ki” diyen Woolf taraf›ndan iki y›l içinde üç kez yaz›l›r ve dalgalar›n sesine uydurularak, fliir gibi yüksek sesle okunarak düzeltilir…

Ortado¤u’nun Yeniden ‹flgali Mete Çubukçu Kalkedon Yay›nlar› 1992’den bu yana dünyan›n dört bir yan›ndaki savafl ve kriz bölgelerinden haber geçen Mete Çubukçu bu kitab›nda dünyan›n kanayan yaras› Ortado¤u'yu ele al›yor. Reel politikalar›n Irak’›n iflgali ile iflas etti¤i bu dönemde masa bafl›nda haz›rlanan politikalara karfl› vicdani ve insani durufllar da büyük önem kazan›yor. “Ortado¤u’nun Yeniden ‹flgali” adl› kitap da bölgeyle sadece insani duygularla ilgilenenler için de önemli referanslar içeriyor.

Mektup Aflklar› Leyla Erbil Kanat Yay›nlar› Tek ilkesi ikiyüzlülük olan bir toplumda birey ahlakl› kalabilir mi? Birbirlerine dayanarak ikiyüzlü bir toplum içinde ayakta kalmaya çal›flan, dahas› onu de¤ifltirmeyi düflünebilen bu genç insanlar›n aflk aray›fllar› sadece küçük bir grubun de¤il, ‹kinci Dünya Savafl›'ndan sonraki y›llar› yaflayan Türkiye'nin de bir betimini gerçeklefltiriyor. Leylâ Erbil, yaflanan bireysel dramlar›n içe ifllemesini sa¤l›yor. [...] kiflilere özgü olarak kurdu¤u anlat›m biçimlerinin yetkinli¤i ise özellikle vurgulanmal›.

37


ÜYELER‹M‹ZDEN

38

EVLENENLER • THY Genel Müdürlük üyemiz Sare Taflç› ile Emre Y›ld›r›m 18.03.2007’de, • THY Yer ‹fll üyemiz Baflar Arz›k ile Sevgi Karacakaya, • THY Yer ‹fll üyemiz Mehmet Uyar ile Rabia Korkmaz 14.04.2007’da, • THY Yer ‹fll üyemiz Serkan Arslan ile Özlem Y›ld›z 14.04.2007’da, • THY Yer ‹fll üyemiz Hakan Yafl öle Damla Gülen 05.05.2007’de, • THY Uçufl ‹fll üyemiz Mustafa Tolga fientürk ile Funda Turpçuo¤lu 09.06.2007’de, • THY Gnl Md Teknik Yrd üyemiz Ünal Akbay ile Jale 29.04.2007’de, • THY Gnl Md Teknik Yrd üyemiz Meral Erol’un k›z› Seda ile Serdar 05.05.2007’de, • Hava ‹fl Ankara fiube Personelimiz Veysel Ba¤r›aç›k’›n o¤lu Ali ile Gülflen 13.05.2007’de, • Ankara Kabin içi flefli¤i üyemiz Figen AYDIN 27.01.2007 tarihinde, • THY A.O ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ünde çal›flan üyemiz Nusret ASLANTAfi 21.04.2007 tarihinde evlenmifllerdir. Kendilerine ömür boyu mutluluklar dileriz. DO⁄UM • THY Genel Müdürlük üyemiz Taner Erim in k›z› Melike 19.02.2007’de, • THY Yer ‹fll Bflk üyemiz Ufuk Apayd›n’n›n k›z› Melis 23.02.2007’de, • THY Üyemiz Emre Küçükcan’›n Bensu ad›nda k›z› 12.02.2007’de, • THY Yer ‹fll üyelerimiz Levent ile Yasemin Özgül ün Harun Efe isminde o¤lu 26.02.2007’de, • THY Teknik üyemiz Ayten Genç’iin Elif ad›nda bir k›z› 16.03.2007’de, • THY Yer ‹fll üyemiz Osman Emre Küçükcan’›n Bensu isminde k›z› 12.02.2007’de, • THY Yer ‹fll üyelerimiz Burcu ve Bülent K›l›çarslan’›n o¤lu ‹smail Görkem 24.01.2007’de, • THY Yer ‹fll üyemiz Enis Erdem’in Samet Enis ad›nda o¤lu 15.03.2007’de, • THY Yer ifll üyemiz Ebru Saraço¤lu’nun o¤lu

14.06.2006’da, • THY Yer ‹fll üyemiz Feriz Hot’un Arda isminde o¤lu 13.04.2007’de, • Ankara ‹stasyon üyemiz Osman SAYDAM’›n k›z› 02.11.2006 tarihinde, • Ankara Kargo Md. üyemiz Göksenin KUMBARO⁄LU nun k›z› 21.11.2006’da, • Ankara Kargo Md. üyemiz fiefik K›flla n›n k›z› 30.11.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Erdem YÜCEL in k›z› 27.12.2006’da, • Ankara Teknik A.fi. üyemiz U¤ur Gürel ÇALIfi ›n k›z› 29.12.2006’da, • Ankara Sat›fl Md. üyemiz P›nar DO⁄AN’›n ikiz bebekleri 12.01.2007’de, • Ankara ‹stasyon üyemiz fiahibe fiAH‹N’in k›z› 22.12.2006’da, • Ankara istasyon üyemiz Özgül TÜLEK’in o¤lu 20.12.2007’de, • Ankara Kargo üyemiz ‹rfan Mete ARSLAN’›n k›z› 09.02.2007 de, • Ankara Teknik A.fi. üyemiz Mustafa ÇAKIR’›n o¤lu 07.02.2007’de, • THY A.O ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ü’nde çal›flan üyemiz fiehnaz B‹L‹R ve Tolga B‹L‹R’in (her ikiside üyemiz) 28.04.2007 tarihinde, • THY-Antalya kargodan üyemiz Dilek DUMAN’›n ‹rem isminde bir k›z› olmufltur .09.04.2007, • THY-Antalya flehir bilet sat›fl dan üyemiz Betül ALTUNDA⁄’›n Begüm isminde bir k›z› 17.02.2007’de do¤mufltur. Sa¤l›kl› ve uzun ömürlü olmalar›n› diliyoruz. RAHATSIZLANMA • THY Harekat memuru üyemiz Kadir Özgür O¤uz’un babas› 23.02.2007’de, • THY Yer ‹fll üyelerimiz Taner ve Caner Erdem 11.09.2007’de, • THY Kargo üyemiz ‹smail Ayd›n’›n k›z› Berna Nur 06.04.2007’de, • THY Uçufl üyemiz Deniz Molu 25.04.2007’de, • Ankara Teknik A.fi.üyemiz Hasan ARSLAn ›n annesi 21.11.2006 tarihinde, • Ankara ‹stasyon üyemiz Hakan ALPTEK‹N (fib.Yön.Krl.Üyesi)


21.11.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Mustafa KARASIRT 04.12.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Abdülkadir YELER 25.12.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Köksal ACARBAfi’›n annesi 25.12.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Murat OLUZLU (fib. Yön. Krl. Üyesi) 27.12.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Belgin KEND‹R 26.12.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Songül ÖZEK‹N (fib. Muhabere Temsilcisi)’in annesi 26.12.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Ahmet DEM‹R in annesi 10.01.2007’de, • Ankara Teknik A.fi. üyemiz Muzaffer YILMAZ 12.01.2007’de, • Ankara ‹stasyon üyemiz Mehmet ÜRÜN 16.01.2007’de, • Ankara Teknik A.fi. üyemiz Osman ERKANAT’›n efli 19.01.2006’da, • Ankara Sat›fl Md. üyemiz Tülin BAfiALAN 22.01.2007’de, • Ankara Kargo Md.üyemiz Bülent YERL‹’nin K›z› Aleyna 29.01.2007’de, • Ankara ‹stasyon üyemiz ‹smail ÖZCAN’›n babas› 27.01.2007’de, • Ankara ‹stasyon üyemiz Kadir ÖZDEM‹R’in efli 26.01.2007’de, • Ankara ‹stasyon üyemiz Hikmet DEM‹RC‹ 27.01.2007’de, • Ankara ‹stasyon üyemiz Fulya Yeliz KAHRAMAN’›n bebe¤i 29.01.2007 tarihinde, • Hava-‹fl ‹zmir fiubemizin emekli eski fiube Baflkan› Mustafa YALÇIN 21.02.2007 tarihinde kalp krizi geçirmifltir, • THY A.O ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ü’nde çal›flan üyemiz Türkay KARADAVUT’un kardefli ‹lkay Önal KÖKSAL 03.03.2007 tarihinde, • THY A.O ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ünde çal›flan üyemiz Hüseyin SEZER’in annesi Gülçin SEZER 07.03.2007 tarihinde ameliyat olmufltur, • THY A.O ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ü’nde çal›flan üyemiz Burç BUDAGEÇER’in efli 10.03.2007 tarihinde trafik kazas› geçirmifltir, • Hava-‹fl ‹zmir fiubesi Yönetim Kurulu üyemiz Hatem ERTOSUN’un kardefli 16.03.2007

tarihinde ameliyat olmufltur, • THY A.O ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ü’nde çal›flan üyemiz Akif ÖREN’in annesi 23.03.2007 tarihinde, • THY A.O ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ü’nde çal›flan üyemiz ‹lter YILMAZ’›n babas› 10.04.2007 tarihinde ameliyat olmufltur, • Hava-‹fl ‹zmir fiubesi Disiplin Kurulu Üyemiz Ahmet KURNAZ’›n k›z› Emine ALAN 01.05.2007 tarihinde ameliyat olmufltur, • THY A.O ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ü’nde çal›flan üyemiz ‹brahim UMÜR’ün annesi Arabi UMÜR 01.05.2007 tarihinde ameliyat olmufltur, • Hava-ifl Antalya flube sekreteri Orhan KARABULUT gözünden ameliyat oldu 04.04.2007, • HY-Antalya flehir bilet sat›fldan üyemiz Özlem AKIN’›n annesi Keziban KABAKÇI, • Hava-ifl Antalya flube yönetim kurulu üyemiz Mehmet GÜNGÖR’ün babas› 04.04.2007’de, • Hava-ifl Antalya flubesi yönetim kurulu üyemiz Avni ÇAY’›n annesi Han›m ÇAY 22.03.2007’de, • Hava-ifl Antalya fiubesi E¤itim ve Teflkilatland›rma Sekreteri üyemiz Murat Yaflar YILDIZ’›n babaannesi 10.04.20074de, • THY- Antalya istasyondan üyemiz Ünal FAK‹R 01.03.2007’de, • STFA’dan eski üyemiz Serhat KODAMAN 01.03.2007’de, • THY-Antalya istasyondan üyemiz Ömer Ali ÇÖKMEZ’in annesi Hatice ÇÖKMEZ 17.04.2007’de, • Hava-ifl Antalya flube sekreterimiz Orhan KARABULUT’un ye¤eni Hatice AKTAfi 14.03.20074de, • THYAntalya istasyondan üyelerimiz Çi¤il P›nar BA⁄IfiLAYICI, Alper ÇUKULTAY, Mehmet TUNCER, Hasan ÇAY, Bahar ONUKMAN, Yasemin AKKUfi, Neslihan KURT, Serkan AKIN ve kargodan üyemiz ‹brahim KURT iflten ç›kt›klar›nda 09.04.2007’de kaza geçirmifllerdir. Kendilerine acil flifalar diliyoruz.

39


40

ÖLÜM * THY Uçufl ‹fll Bflkan› Nefle Kocao¤lu’nun annesi 07.03.2007’de, • THY Teknik üyemiz Ersin Yüksel’in annesi , • THY Teknik üyemiz Ümit Akil 08.03.2007’de, • THY Gnl Md üyemiz Fatih Gezer’in babas› 08.03.2007’de, • THY Teknik üyemiz Hüseyin Demir 21.02.2007’de, • THY Teknik üyemiz Sabri Erenerun’un babas› 09.04.2007’de, • THY Rezervasyon veri iletiflim müdürü Bülent Varangil 16.04.2007’de, • THY Uçufl ‹flletme üyemiz Turgut Akgül’ün babas› 05.04.2007’de, • THY E¤itim üyemiz Ahmet Aynur Çal›flkan’›n kay›npederi 03.05.2007’de, • Ankara Euroserve üyemiz Teoman YILDIRIM 22.11.2006’da, • Ankara fiube çal›flan›m›z Veysel BA⁄RIAÇIK ›n efli 18.12.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Mehmet AYDO⁄AN’›n annesi 26.12.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Nuri YILDIZ’›n babas› 28.12.2006’da , • THY A.O

‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ünde çal›flan üyemiz Mehmet NO⁄AY’›n annesi 09.03.2007 tarihinde, • THY A.O ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ü’nde çal›flan üyemiz Mert ‹ÇTEN’in babas› 11.03.2007 tarihinde, • Hava-‹fl ‹zmir fiube E¤itim ve Teflkilatland›rma Sekreterimiz Ça¤lar BOZKURT’un kardefli 03.04.2007 tarihinde, • THY A.O ‹zmir ‹stasyon Müdürlü¤ünde çal›flan üyemiz Ramazan CALPB‹N‹C‹’nin amcas› 17.04.2007 tarihinde, • Antalya fiube Sekreterimiz Orhan KARABULUT’un ye¤eni 02.04.20074de, • THYAntalya istasyondan üyemiz Serkan AKCAN’›n kay›nvalidesi 02.04.2007’de, • THY-Antalya istasyondan üyemiz Necati HASTÜRK’ÜN kay›nvalidesi, Hatice HASTÜRK’ün annesi 23.04.2007’de, • THY-Antalya istasyondan üyemiz Ahmet ALBAYRAK’›n dedesi 27.04.2007’de vefat etmifltir. Vefat edenlere Tanr›’dan rahmet, yak›nlar›na baflsa¤l›¤› diliyoruz.


Hava-‹fl ‹zmir fiubesi 1 May›s’ta ve Petkim’in özellefltirme karflıtı mitinginde di¤er iflçilerle birlikte alanlardayd›.



Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.