Hava-iş dergisi Eylül - Ekim 2006

Page 1

S i v i l

H a v a c ı l ı k

Ç a l ı fl a n l a r ı n ı n

S e s i

Eylül - Ekim 2006 Türkiye Sivil Havacılık Sendikası Aylık Yayın Organı

“UÇUfi GÖREV ve D‹NLENME SÜRELER‹” ile ilgili SHGM düzenlemesi bilimsel kriterleri ve uluslararası temel r eferansları yok saymaktadır.

KİGEM Genel Sekreteri Ayla Yılmaz: Özelleştirme dünyayı yöneten çok uluslu şirketler için yapılıyor Sayfa 16

Prof. Dr. Mümtaz Soysal: Kamu işletmelerinin verimsiz ve hantal olduğu inanışı yaygın ama yanlıştır Sayfa 13

Gazeteci-yazar Aydın Çubukçu ile 12 Eylül üzerine konuştuk: 12 Eylül’ün kötü izlerini emekçilerin mücadelesi silecek Sayfa 16

Brezilya Ulusal Havayolu VARIG satıldı; uçuşları durduruldu

Sayfa 27


BU SAYIDA

Eylül - Ekim 2006

GÜNDEM Hava-‹fl Sendikası uçufl görev ve dinlenme sürelerinde bilimsel kriterlere uyulması talebinden vazgeçmeyecektir 2

TÜRK -‹fi ve ITF üyesi HAVA-‹fi

‹DAR‹ YER : HAVA-‹fi SEND‹KASI ‹ncirli Cad. 68/1 Bak›rköy-‹ST.

GÜNCEL THY yönetiminden personelin çalıflma koflullarının düzeltilmesi yönünde güvence alındı

Tel: 0.212.660 20 95 Faks: 0.212.571 90 51 www.havais.org.tr havais@havais.org.tr

Türkiye Sivil Havac›l›k Sendikas›

6

HABER YORUM Siyasi iktidar, halka ra¤men Ortado¤u’ya asker gönderen tezkereyi çıkardı

Ayl›k Yay›n Organ› Ad›na SAH‹B‹

10

Genel Baflkan AT‹LAY AYÇ‹N

SORUMLU

ÖZELLEfiT‹RME Prof. Dr. Mümtaz Soysal: Kamu iflletmelerinin verimsiz ve hantal oldu¤u inanıflı yaygın ama yanlıfltır

YAZI‹fiLER‹ MÜDÜRÜ

13

Genel Baflkan Yard›mc›s› EYLEM ATEfi

TASARIM ve OFSET HAZIRLIK

DOSYA Gazeteci-yazar Aydın Çubukçu: 12 Eylül’ün kötü izlerini, emekçilerin mücadelesi silecek

Mavi Kare Reklamc›l›k

20

0.212.266 55 31 www.mavikarereklam.com

BASKI

DÜNYADAN Brezilya ulusal havayolu VARIG sat›ld›; uçufllar› durduruldu...

fian Ofset 0.212.289 24 24

27

38


BAfiYAZI

Ortado¤u’da yaflananlar, savafl de¤il, iflgaldir ABD ve ‹srail’in iflgali alt›nda bulunan Lübnan topraklar›nda konuflland›r›lacak bar›fl gücü askerlerinin içinde Türk askeri olmal› m› olmamal› m›? Kamuoyunun gitmemesi yönünde var olan tepkisine ra¤men, günlerdir tart›fl›lan konu bu. Mecliste yap›lacak oylama sonucu, aritmetiksel olarak gidilmesi yönünde ç›kacak gibi. Hava-‹fl Sendikas› olarak bizler de asker gönderilmemesi yönünde düflünüyoruz. Bu yönlü düflünmemizin bir çok hakl› nedenleri var, karfl› ç›kan her bireyin kendince nedenleri oldu¤u gibi. Gidilmesinden yana olanlara ise flöyle bir ça¤r› yap›lmas› do¤ru olur düflüncesindeyim. “Asker gönderilmeli” diyenlerden gönüllü olarak oluflturulacak birlik, burada görev yapmak üzere gönderilecek diyerek bir ça¤r› yap›ls›n. Yap›lacak bu ça¤r›ya gösterecekleri tepki, düflüncelerinde ne kadar samimi olduklar›n› gösterecektir. Çocuklar›n› göndersinler diyemiyorum, çünkü çocuklara k›yam›yorum. ‹ki ‹srailli askerin kaç›r›lmas› gerekçe gösterilerek, önce Filistin, daha sonra Lübnan topraklar›nda estirilen emperyalist terör sonras›nda oluflan iflgal ortadan kalkmad›kça, bu topraklarda bar›fl olamaz. Çünkü bar›fl, gönüllülük temelinde taraflar›n özgür iradesiyle, adaletli ve eflitlik temelinde olursa bir anlam ifade eder. D›flar›dan bar›fl ithal edilemeyece¤i gibi, d›flar›dan gönderilecek hiçbir gücün, uluslar›n kaderini belirlemek gibi bir yetkisi olamaz. Bu iflgal ABD’nin Büyük Ortado¤u Projesinin emperyalizmin yay›lmac› iflgal politikalar›n›n gere¤i olarak, Ortado¤u topraklar›na yönelik bafllatm›fl oldu¤u uzun yürüyüflün önemli duraklar›ndan biridir. Irak’da, Afganistan’da bafllat›lan kanl› yürüyüfl, Filistin ve Lübnan’la devam etmektedir. Bu, ülke insanlar›n›n açl›¤›, ac›s› ve yok olufllar› pahas›na, devam etmektedir. Bu nas›l bir bar›flt›r? Ça¤›n en son teknolojisiyle donat›lm›fl askerlerin, boynunda memesiyle anas›n›n kuca¤›ndaki bebeyi canl› hedef noktas› yapmas›, s›¤›naklarda bar›nmaya çal›flan sivil halk›n üzerine bombalar›n at›lmas›, yani tek tarafl› olarak ABD destekli, ‹srail askerlerinin yapt›¤›

kanl› sald›r›n›n, vahfletin ad› ne zamandan beridir savafl oldu? Bu yap›lan savafl de¤il iflgaldir. ‹flgal alt›ndaki topraklarda bar›fl olmaz, o topraklara gönderilecek askerlerde bar›fl gücü olamazlar. Gidecek olan güç, iflgalci, yay›lmac› vahfli emperyalizmin ç›karlar›n›n bekçili¤ini yapmak için görevlendirilmifl, uluslararas› iflgal gücü olur. O gücün görevi, iflgal alt›nda olan bir halk›n tüm de¤erleri ile, sald›rgan devletlerin ç›karlar›na uygun olarak biçimlendirilmifl yeni politikalara uyumlaflt›r›lmas›n› sa¤lamak olur. fiimdi soruyorum, bizim bu gücün içerisinde iflimiz ne? Ba¤›ms›zl›k mücadelesi verdi¤imiz iflgalcilerle birlikte iflgalci devlet olarak an›lmam›za yol açacak bir yanl›fl›, hangi masum gerekçelerle aç›klayabilirsiniz? Masumane olarak sunulacak bir gerekçe oldu¤u kan›s›nda de¤ilim. Çünkü hiçbir gerekçe yoktur ki, insanlar›n yaflam özgürlü¤ünün ve uluslar›n kaderlerini kendilerinin belirleme hakk›n›n ellerinden al›nmas›n› hakl› k›labilsin. Bu ve benzeri nedenlerle ‹fiGALC‹ GÜÇLERLE olmamal›y›z, asker göndermemeliyiz. Yap›lacak tek fley var. ‹srail en k›sa zamanda iflgal alt›nda tuttu¤u topraklardan çekilmelidir. Açm›fl oldu¤u maddi ve manevi tahribat›n bedelini tazmin etmelidir. Bu kanl› iflgale karar veren baflta ABD Baflkan› Bush ve ‹srailli yetkililer uluslararas› adalet divan›nda yarg›lanmal›d›rlar. Saygı ve sevgilerimle. AT‹LAY AYÇ‹N Hava-‹fl Sendikası Genel Baflkanı

1


GÜNDEM

2

Hava-‹fl Sendikası uçufl görev ve dinlenme sürelerinde bilimsel kriterlere uyulması talebinden vazgeçmeyecektir Özlem Ergun Hava-‹fl Basın Yayın Uzmanı ozlemergun@havais.org.tr

73 y›ll›k ulusal havayolumuz THY, ciddi bir prestij kayb› yaflarken, THY Genel Müdürü Temel Kotil, sorunun as›l nedenini görmezden gelen aç›klamalar›yla tabiri caizse “durumu idare etti.”

THY yönetimi son 1-2 y›lda filosundaki uçak say›s›n› 70’den 100’e, y›ll›k yolcu kapasitesini ise 12 milyondan 20 milyona ç›karmay› hedefledi. Aç›lan uçufl noktalar›na her gün bir yenisi eklenir, uçak ve yolcu say›s› h›zla art›r›l›rken, uçufl operasyonunun en önemli bileflenlerinden olan insan faktörü ise her zaman oldu¤u gibi yine es geçiliyor. THY’nin son y›llardaki uçak ve yolcu art›r›m›na karfl›n personeli artt›r›lmak flöyle dursun, var olan tecrübeli personeli yafl› gerekçe göstererek emekli edildi. Emekli edilen personel say›s›n›n sadece teknikte 79 kifli oldu¤unu ve bunlar›n halen özel sektörde çal›flmaya devam etti¤ini düflünürsek, THY yönetiminin içinde bulundu¤u gaflet halini daha iyi anlayabiliz. Kalifeye bir teknik personelin yetiflmesinin azami 5 y›l oldu¤u düflünüldü¤ünde ise tek bafl›na bunun bile uçufl emniyeti aç›s›ndan önemli sorunlar yaratabilece¤ini söyleyebiliriz. Havayolu tafl›mac›l›¤›nda personel eksikli¤inin ne gibi sonuçlar do¤urabilece¤ini ise Haziran ay›nda yaflanan

rötar ve iptallerle hep birlikte tecrübe ettik. Personel eksikli¤inin gündelik çal›flma hayat›na yans›mas› ise mevcut personele ek ifl yükü gelmesi fleklinde oldu. Uçucu ekipler, ulusal ve uluslaraas› havac›l›k otoriteleri taraf›ndan belirlenen uçufl görev ve dinlenme süre ihlalleri ile, planlanm›fl ayl›k uçufl programlar›n›n d›fl›nda ve uçufl görev sürelerinin üzerinde, görev yapmaya zorland›. Uçufl emniyetinin en büyük düflman› olan “yorgunluk” faktörü sorumsuzca gözard› edildi. Geçti¤imiz ay boyunca tüm bu nedenlerle yaz›l› ve görsel bas›n› hakl› olarak hayli meflgul eden 73 y›ll›k ulusal havayolumuz THY, bu anlamda ciddi bir prestij kayb› yaflarken, THY Genel Müdürü Temel Kotil, sorunun as›l nedeni görmezden gelen aç›klamalar›yla tabiri caizse “durumu idare etti.” THY yetkilileri, rötar ve iptallerin nedeni olan personel eksikli¤ini; ekibin görev yapamamas›n› hastal›k gibi öngörülmeyen baz› aksakl›klarla aç›klamaya çal›fl›rken (Milliyet Gazetesi 17 Haziran


GÜNDEM 2006), Hava-‹fl Sendikas›’n›n dayanaklar›yla birlikte duyurdu¤u uçufl güvenli¤i ile ilgili uyar› ve endifleler kamuoyunu uzunca bir süre meflgul etti. Yönetim personelin çalıflma flartlarıyla ilgilenmedi Kotil ise bu süreçte “THY en güvenli havayolu” demekten öte gitmeyen, konuyla ilgili “iddialar›” yan›tlamaktan uzak ve asl›nda hiçbir fley söylemeyen “aç›klamalar” yapmakla yetindi. Say›n Kotil’in “Ülkemizin bayrak tafl›y›c›s› havayolu flirketi THY, çal›flanlar›n güvenli¤ini en üst düzeyde gözetmekte, uçufl emniyetinden asla taviz vermeyecek bir yaklafl›m sergilemektetir.“ türünden gazete demeçlerinden “en üst düzeyde gözetilen uçufl güvenli¤inin” nas›l sa¤lanaca¤›na dair fikir edinmek ise mümkün olamad›. Daha fazla kâr anlay›fl›yla filosunu ve yolcu kapasitesini geniflletirken, sürekli uçufl güvenli¤inin “tam” ve “sa¤lam” oldu¤undan sözeden yönetim, insan unsurunun böylesine belirleyici oldu¤u bir ifl kolunda personelin çal›flma flartlar›yla ilgilenmedi. Taki konu bas›na yans›y›p, sa¤›r sultan duyuncaya kadar. 10 A¤ustos’ta Temel Kotil sendika genel merkezini ziyaret etti. Hava-ifl Sendikas›, THY yönetiminin bu ziyaret s›ras›nda, kendilerine 7 ay boyunca anlatmaya çal›flt›klar› personelin çal›flma flartlar› ve uçufl güvenli¤i ile ilgili talepleri yaz›l› olarak iletti. NTSB’nin (Amerka Ulusal Güvenlik Kurulu) raporuna göre “yorgunluk ulaflt›rma kazalar›n›n %20-30’una yol açmakta ve ticari havac›l›k operasyonlar›nda ölümlü kazalar›n %70’i insan hatas›yla ba¤lant› olarak meydana gelmekte. Yorgunluk ise ölümlü kazalar›n %1520’sine yol aç›yor. Bugün SHGM Ulusal Talimat› SHT 6A-50 ile günde üst s›n›r 14 saat olan uçucu ekipler mesai süresinin havayolu iflletmelerinin uygulamalar› sonucunda sorumlu kaptan pilot karar› ile 16 saate veya ana üsse pas dönüfller bu süre kapsam› d›fl›nda b›rak›larak 17 saate kadar ç›kar›labiliyor. Bu konuda yukar›da yeni AB düzenlemesi mesaiyi en fazla 13 saat ile s›n›rland›p, her iniflte 30 dk. azalt›lmas›n› düzenleyerek, gece uçufllar›na da daha a¤›r k›s›tlamalar

getirdi. ‹ki y›l önce THY’nin uçak filosunda 70 uçak ve yaklafl›k 11 bin personel bulunurken, bugün 2006’da uçak say›s›n›n 100’e ç›kmas›na, uçufl noktalar›na her gün bir yenisinin eklenmesine ra¤men personel say›s› yine ayn›. Yani 11.250. Oysa uçucu ekiplerin SHGM Genel Müdürlü¤ü’nün talimat›na göre uçufl personelinin ayda 7 bofl günleri bulunmakta ve bu bofl gün say›s› kimi havayollar›nda 10 günden 14 güne kadar ç›kmakta. “Kendini uçufla hazır hissetmeme hakkı” Bugün tart›fl›lan tüm bu ve benzer sorunlar ise havac›l›k ifl kolu için hiç de yeni bir tart›flma de¤il. Hava-‹fl Sendikas›’n›n 2006’n›n fiubat›ndan itibaren bas›n aç›klamalar› yoluyla kamuoyuna duyurmas›n›n ve yönetime konuyla ilgili “art›k bir fleyler yapmas›n›n vaktinin geldi¤ini” hat›rlatmas›n›n üzerinden yedi ay geçti. Hava-‹fl Sendikas› 16-18 A¤ustos tarihleri aras›nda “Uçak Yolcular›m›za ve Kamuoyuna, Tüm Uçucu Ekipler Ad›na Aç›k Mektup” bafll›¤›yla 8 ulusal gazetenin Türkiye bask›lar›na verdi¤i ilanlarla uçucu ekiplerin bugüne kadar kullanmad›klar›(kullanamad›klar›) 2920 Say›l› Türk Sivil Havac›l›k Kanunu’nun ilgili yasa maddesinde aç›kça tarif edilen ve do¤rudan uçucu personele yönelik haz›rlanan “Kendini Uçufla Haz›r Hissetmeme Hakk›n›” bu kez kullanacaklar›n›

Daha fazla kâr anlay›fl›yla filosunu ve yolcu kapasitesini geniflletirken, sürekli uçufl güvenli¤inin “tam” ve “sa¤lam” oldu¤undan sözeden yönetim, insan unsurunun böylesine belirleyici oldu¤u bir iflkolunda personelin çal›flma flartlar›yla ilgilenmedi.

3


GÜNDEM

4

Çal›flanlar, bu giriflimin grev yani ifl b›rakma olmad›¤› aksine tam da Binali Y›ld›r›m’›n flu an görev yapt›¤›nı, bakanl›¤a ba¤l› Sivil Havac›l›k Genel Müdürlü¤ü talimat›ndan gelen, ilgili maddede aç›kça tan›mlanm›fl ve uçufl güvenli¤i ile do¤rudan ilgili talimat maddesini hayata geçireceklerini beyan ediyorlard›.

duyurdu. Sözkonusu kanunun ilgili maddesi flöyle; Uçucu Ekip Uçufl Görev ve Dinlenme Süreleri ile Uygulama Esas› Talimat› (SHT6A Rev.50) Genel Hussular Madde 12:…. Uçucu ekipler e¤er bilinen bir yorgunluk durumu varsa veya uçufl görev süresinin uzat›lmas› durumunda, kendilerini uçufl emniyetinin sa¤lanmas› hususunda elveriflli durumda hissetmiyorsa, bu hava arac›ndaki uçufl faaliyetine devam edemez. …. Taflımacılık ifl kolunda grev yasa¤ı yok Say›n Ulaflt›rma Bak›n› Binali Y›ld›r›m, ilan›n gazetelerde yay›nlanmas›n›n ard›ndan, tafl›mac›l›k ifl kolunda grev yasa¤› oldu¤unu söyleyerek, THY’de yap›lacak bir grevin yasal olmad›¤›n› belirtti. Y›ld›r›m, “e¤er bu grev yap›lacaksa bu, yasal bir grev olmaz. Yasal olmayan bir ifllemi kim yaparsa sonuçlar›na da katlan›r.” diyerek çal›flanlar› bir anlamda tehtit etti. Oysa ki, çal›flanlar bu giriflimin grev yani ifl b›rakma olmad›¤› aksine tam da Binali Y›ld›r›m’›n flu an görev yapt›¤› bakanl›¤a ba¤l› Sivil Havac›l›k Genel Müdürlü¤ü talimat›ndan gelen, ilgili maddede aç›kça tan›mlanm›fl ve uçufl güvenli¤i ile do¤rudan ilgili talimat maddesini hayata geçireceklerini beyan ediyorlard›. Yani yasayla tan›mlanm›fl ancak flimdiye kadar mevcut yönetimin yanl›fl personel politikalar› sebebiyle hayata geçirilmesi mümkün olamam›fl ve bakan›n “yasak, suç” diye

tan›mlad›¤› ama kendi bakanl›¤›na ba¤l›, havac›l›k otoritesi taraf›ndan yasayla güvence alt›na al›nan bir maddeydi sözkonusu olan. Ve asl›nda hava tafl›ma ifl kolunda grev yasa¤› da yoktur. Bakan bu konuyu da çarp›tm›flt›r. Hava-‹fl Sendikas› sözkonusu taleplere yan›t verilmedi¤i yani personelin çal›flma flartlar› düzeltilmedi¤i ve uçufl güvenli¤inin halen riske at›lmaya devam etti¤i durumda; bir gün süreyle, yasayla aç›kça tan›mlanm›fl bu haklar›n› kullanacaklar›n› duyurdu. “Bir havayolu flirketinin kurallara aykırı davranması söz konusu de¤ildir” Bu ilan›n 3 gün süreyle ulusal gazetelerde yay›nlanmas›n›n ve bas›n›n önemli gündem maddelerinden biri haline gelmesinin ard›ndan Temel Kotil, 10 bin çal›flan› hat›rlayarak, gönderdi¤i e-mail’ler yoluyla günah ç›kartt›. Gazetelere “THY Çal›flanlar›n Gönlünü Almak ‹çin Harekete Geçti.” bafll›¤›yla yay›nlanan haberde Kotil, personele hitaben; “yo¤un bir sezonun daha sonuna yaklafl›yoruz. Büyüyen filomuz 18 milyona yaklaflan yolcu say›m›z ile uluslararas› alanda dikkat çeken bir kurum haline geldik. Geçmifl y›llarda oldu¤u gibi yine sizlerin yo¤un özverisi ile bir tarih yaz›yoruz. Hepinize yürekten ayr› ayr› teflekkür ediyorum.” dedi. Sorunlar›nda Eylül 2006 itibariye çözülece¤ini söyleyerek, meseleyi bir baflka bahara erteledi. Ayn› günlerde yap›lan bir baflka Kotil aç›klamas›nda, flöyle deniyordu: “havayolu tafl›macal›¤›, ulusal ve uluslararas› düzenleci kurumlar›n kurallar› çerçevesinde yap›lmaktad›r. Ülkemizde de uçucu ekiplerin uçufl görev ve dinlenme süreleri Sivil Havac›l›k Genel Müdürlü¤ü’nce s›k› bir flekilde takip edilmektedir. Bir havayolu flirketinin bu kurallara ayk›r› hareket etmesi söz konusu de¤ildir” (18 A¤ustos 2006 Radikal Gazetesi)


GÜNDEM THY Yönetimine ceza Yine ayn› günlerde Ulaflt›rma Bakanl›¤›’na ba¤l› ve havac›l›k mevzuat›n› düzenlemek ve uygulamay› denetlemekle görevli (Kotil’in düzenleyici kurum diye sözetti¤i) Sivil Havac›l›k Genel Müdürlü¤ü’nden, THY A.O’ya idari para cezas› konulu bir tebli¤ geliflinin Kotil’in bu aç›klamas›yla çak›fl›yor olmas› ilginç bir tesadüf müdür? Kimbilir… Ancak benzer bir ironik çak›flma Haziran ay›nda da yaflanm›flt›. Rötar ve sefer iptalleriyle gündeme gelen THY ‘ye, “üstün baflar›lar›ndan” dolay› TSE ISO 2001 Kalite Belgesi’nin verilmesi gibi. Sivil Havac›l›k Genel Müdürlü¤ü’nün tebli¤inde 2920 say›l› Türk Sivil Havac›l›k Kanunu’nun 145. maddesi gere¤ince; eksik kabin personeli ile gerçeklefltirilen uçufl bafl›na, 381 YTL. olmak üzere toplam 1.524 YTL idari para cezas› veriliyordu. Yine Sivil Havac›l›k Genel Müdürlü¤ü ayn› tebli¤in arkas›na ilifltirilen bir baflka dilekçe ile bu kez; uçufl sürelerinin afl›m› gerçekleflen her bir uçufl personeli için 381 YTL: olmak üzere toplam 17 personel için 6.477 YTL idari para ceza verilmesine karar veriyordu. Çünkü; SHT 6A-50 Talimat›n›n 4. Revizyonunun 13. Maddesi “her bir uçufl ekip üyesi için, uçufl süresi bir takvim ay›nda 110 saati, birbirni takip eden 3 takvim ay›nda 300 saati, 1 takvim y›l› içinde 1000 saati aflamaz” hükmünü içeriyor. Ve Sivil Havac›l›k Genel Müdürlü¤ü “THY A.O’yu kasdederek, “Ortakl›¤›n›zda yap›lan denetim sonucunda yukar›da yer alan talimat hükmüne uyulmad›¤› tespit edilmifltir.” diyordu. Bakan Binali Y›ld›r›m yukar›da ki aç›klamay› yapar, çal›flanlar›n olas› bir grev durumunda “cezaland›r›laca¤›n›” duyururken, kendi bakanl›¤›na ba¤l› Sivil Havac›l›k Genel Müdürlü¤ü, sözkonusu ihlaller yüzünden THY A.O’ya para cezas› veriyordu. Kurallara uymad›¤› için toplam 8 bin YTL.’lik para cezas›na çarpt›r›lan THY yönetimi bas›n müflaviri Ali Genç ise, “‹fl yükünün art›¤› do¤ru de¤il. Bütün operasyon, uluslararas› sivil havac›l›k kurallar›n›n belirledi¤i kurallar içinde yürütülüyor. Bu iddian›n arkas›nda belge olmas› laz›m, ama yok.” diyerek inand›r›c›

olmaktan uzak talihsiz bir aç›klama daha yap›yor. Hava-‹fl’in taleplerini kabul etti 18 A¤ustos Hava-‹fl Sendikas› ile THY Yönetim Kurulu aras›nda konuyla ilgili yap›lan toplant› sonras›nda ise, THY Yönetimi, Hava-‹fl’in konuyla ilgili taleplerini ve yeniden düzenlenmesi gereklili¤inin vurguland›¤› çal›flma flartlar› konusunda hem fikir olunuyor. Öyle umuyor ve diliyoruz ki, verilen sözler tutulacak ve ulusal havayolumuz THY ve THY’yi THY yapan çal›flanlar bundan böyle, asl›nda böylesine geri ve ilkel bir tart›flman›n konusu olmayacaklar. Çünkü uçufl emniyeti, bir havayolu flirketi için tart›flmas›z bir konudur ve koflulsuz olarak emniyetin gerekleri yerine getirilmelidir. Maddi kay›plar bir flekilde telafi edilebilse de, insan hayat›n›n telafisi takdir edersiniz ki mümkün de¤il. Bu sebeple THY Yönetim Kurulu’nun uçufl güvenli¤i kavram›n› ne kadar önemsedi¤ini, bunu vazgeçilmez ve hiçbir koflulda taviz verilmez bir flirket politikas› haline getirdi¤ini, “biz en güvenli flirketiz “ türünden aç›klamalar›ndan de¤il, yaflam›n içinde ki uygulamalar›ndan takip edece¤iz. Hava-‹fl Sendikas›, uçufl emniyeti ve yorgunluk aras›nda bilimsel bir iliflki oldu¤unu bu nedenle uçucu ekiplerin görev ve dinlenme sürelerininde uluslararas› standartlar ve bilimsel kriterler gözetilerek s›n›rlamalar getirilmesi talebinden vazgeçmeyecektir.

5

THY Yönetim Kurulu’nun uçufl güvenli¤i kavram›n› ne kadar önemsedi¤ini, bunu vazgeçilmez ve hiçbir koflulda taviz verilmez bir flirket politikas› haline getirdi¤ini, “biz en güvenli flirketiz “ türünden aç›klamalar›ndan de¤il, yaflam›n içindeki uygulamalar›ndan takip edece¤iz.


GÜNCEL

THY yönetiminden personelin çalıflma koflullarının düzeltilmesi yönünde güvence alındı A¤ustos 2006 tarihinde THY Yönetim Kurulu ile Hava-‹fl Sendikas› aras›nda gerçeklefltirlen toplant›da, Hava-‹fl, THY Yönetim Kurulu’na afla¤›da ki talepleri iletti. Uçucu Ekiplerle ilgili öne sürülen talepler üzerinde anlaflma sa¤lanamamas› halinde, uçucu personel, 17 A¤ustos’tan sonra herhagibir gün 2920 say›l› Türkiye Sivil Havac›l›k Kanunu’nun SHT-6A.50 Rev.04 Talimat›’n›n uçucu personelin görev ve dinlenme süreleriyle ilgili Genel Hussular 12. Maddesi’nde tan›mlanm›fl olan “kendini uçufla hazır hissetmeme” haklarını kullanacaklar›n› gazete ilan›yla kamuoyuna duyurmufllard›. Ancak 18 A¤ustos’ta THY Genel Müdürlük Binas›’nda gerçeklefltirilen toplant› ile söz konusu maddelerde anlaflma sa¤lanarak, THY Yönetimi’nden uçufl emniyetini do¤rudan etkileyen personelin çal›flma koflullar›yla ilgili iyilefltirme önlemlerinin al›naca¤› yönünde güvence al›nd›. Hava-‹fl Sendikas›’n›n THY Yönetimi’ne iletti¤i ve üzerinde hemfikir olunan talebler flöyle:

ücret kesim cezalar›, kredili uçufl kesintileri ve idari cezalar kald›r›lmal›d›r. 2- Uçucu Ekiplerin bir takvim ay›ndaki bofl günleri 07-029 Yönetmeli¤i 14. Maddesi’nde yaz›ld›¤› gibi “takvim günü” olarak kulland›r›lmal›, bofl takvim günlerinde yerel saatle 00.00’› geçen uçufllar planlanmamal›d›r. 3- Uçucu Ekiplerin ana üsse dönüflteki pas süreleri 07-029 Yönetmeli¤i 11. Maddesi’nde yaz›ld›¤› gibi “asgari uçufl görev süresi” içinde kalmal›d›r. Yani Tablo 2’deki 1413-12 saatleri geçmeyecek flekilde planlanmal›d›r. 4- Uçucu Ekiplerin yay›nlanan ayl›k uçufl program›ndaki ay içindeki de¤iflikler minumuma indirilmelidir. Uçufl de¤ifliklikleri Uçucu Ekiplere 24 saat önceden, dinlenme ve bofl süreleri d›fl›nda bildirilmelidir. 4- Pilotlar›n 150.000 USD tazmin de¤erli Lisans Kayb› Sigortas› hemen uygulanmal›d›r. 5- fiu anda Kabin Memurlar›na imzalat›lan ifl sözleflmelerindeki hamilelikle ilgili yapt›r›m bu sözleflmelerden ç›kar›lmal›d›r.

Uçufl ‹flletme Ünitesi 1- Uçucu personele geçen A¤ustos ay›nda yönetim kurulunuzca de¤ifltirilen 07-029 Yönetmeli¤i’nin tek tarafl› uygulanmas›ndan do¤an ve Uyuflmazl›klar› Çözüm Kurulu tamamlanmadan verilen

Yer ‹flletme 1- Crew consept uygulamas›, personelin ifl tan›mlar›n›n ve durum fiflinin yeniden yap›lmas›, Yer ‹flletme (GOM) ve Uçufl Harekat (FOM) el kitaplar›na bu prosedürün resmi olarak konulmas›,

18

6

THY Yönetimi’nden uçufl emniyetini do¤rudan etkileyen personelin çal›flma koflullar›yla ilgili iyilefltirme önlemlerinin al›naca¤› yönünde güvence al›nd›.


GÜNCEL personelin yeterli e¤itimi ve SHGM’nin onay›na havi sertifikaland›r›lmas› ifllemlerinden sonra uygulamaya konulmal›d›r. fiu anda hukuki olarak eksik zeminde yürüyen bu uygulaman›n flirket için önemli bir risk tafl›d›¤› kabul edilmelidir. 2- Yer ‹flletme personelinin 1 saatlik yemek paydos süreleri ay bafl›nda isim listeleri ile belirlenmeli ve belirlenen saatte bu izinler kulland›r›lmad›r. 3- E¤er bu sa¤lanam›yorsa yeterli say›da personelin al›nd›¤› da düflünüldü¤ünde vardiya çal›flma saati 7.5 saate düflürülerek ara dinlenmeleri yar›m saat uygulanmal›, buna ba¤l› olarak servis saatleri eski sisteme çekilerek vardiyalar 07-15, 15-23, 2307 olarak yeniden belirlenmelidir. 4- Yer iflletme yemekhanesi flu anda d›fl hatlardaki personel için çok uzak oldu¤u kadar, yemeklerin kalitesizli¤i ve iç hatlardaki yemekhanenin hijyen ve fiziki koflullar›n›n olumsuzlu¤u büyük sorun yaratmaktad›r. Çal›flanlar›n T‹S’in 35. Maddesi hükümlerine göre verilmesi gereken 1 ö¤ün yemek hakk› en k›sa sürede yerine getirilmelidir. 5- D›fl ve iç hatlar personeli 14.55’te kart bast›¤› için servis kalk›fl yeri olan B Kap›s›’na gelifller gecikmekte ve di¤er personel yaklafl›k 30 ilâ 45 dakika

servislerde beklemektedir. Kart basma ile ilgili tolerans süreleri en az 15 dakika olmal›d›r. 6- Resmi giyim eflyas› ve koruyucu malzemelerin kalitesi ve kolay kullan›labilirli¤i ile mevsimsel koflullara uygunlu¤u konusunda önemli flikâyetler bulunmaktad›r. Bu konuda ilgili yönetmelik taraflarca kurulacak bir komisyon ile yeniden ele al›nmal› ve al›m komisyonu öncesi sendikan›n görüflleri dikkate al›nmal›d›r. Di¤er 1- Personel eksikli¤i nedeniyle özellikle taflrada yapt›r›lan fazla mesailer derhal ödenmeli, ifl yasas› ve T‹S’e ayk›r› çal›flma programlar› derhal düzeltilmelidir. 2- Geçici görevler ile ilgili T‹S maddesine uyulmal› ve protokol ile imza alt›na al›nan otelde bir ö¤ün yemek verilmesi taahhüdünüz yerine getirilmelidir. 3- Emeklili¤i gelmifl personele flifahi olarak yap›lan iflten ayr›lmas› yönündeki bask›lara son verilmelidir. Bu konuda flifahi bask›lar› kabul etmeyenlere uygulanan keyfi tayin ifllemleri durdurulmal›d›r. 4- Resmi yaz›l› talebimize ra¤men toplanmayan T‹S’in 51. Maddesi’ndeki iflçi sa¤l›¤› kurulu en k›sa sürede toplanmal›d›r. 5- T‹S’in 39. Madde hükmüne ra¤men, vak›f taraf›ndan geçen Ocak ay›nda krefl ücretlerine yap›lan zamm›n halen uygulanmamas› nedeni ile üyelerimizin sürekli vak›f ile tart›flmas›na ve ma¤duriyet yaratan duruma son verilmelidir.

Yer iflletme yemekhanesi flu anda d›fl hatlardaki personel için çok uzak oldu¤u kadar, yemeklerin kalitesizli¤i ve iç hatlardaki yemekhanenin hijyen ve fiziki koflullar›n›n olumsuzlu¤u büyük sorun yaratmaktad›r. Çal›flanlar›n T‹S’in 35. Maddesi hükümlerine göre verilmesi gereken 1 ö¤ün yemek hakk› en k›sa sürede yerine getirilmelidir.

7


GÜNCEL

8 Bahadır Altan Kaptan Pilot Uçufl ‹flletme Temsilcisi

‹ki gazete ilan› var elimizde biri Ulaflt›rma Bakan›na “Türk Pilotlar› ad›na flükranlar›n› sunan”; di¤eri ayn› konuda bütün uçucular ad›na hukuka, bilime sayg›ya davet eden ve aksi halde “bir gün uçufla haz›r hissetmeme hakk›n›n” kullan›laca¤›n› hayk›ran.

Sinekler ve Arılar fiu s›ralar internette bir öykü dolafl›p duruyor: Bir cam kavanoza sinekler ve ar›lar koyulup taban taraf› ›fl›kland›r›larak aç›k olan a¤›z taraf› karanl›kta b›rak›l›yor. Ar›lar ›fl›¤a ulaflmak için taban tarafta toplan›yor ve cam› aflmaya çal›fl›yorlar. Sinekler ise aç›k olan taraftan karanl›¤a s›v›fl›veriyorlar. Hemen sinekleri ak›ll›, di¤erlerini aptal sanmak ne büyük yan›lg›. Ifl›¤a do¤ru yürüyenlerin önünde hep engeller olur onlar engellere ra¤men ›fl›ktan vazgeçmeyenler, gerekirse bu u¤urda ölenlerdir. Yürek, sevgi, ilkelilik, dürüstlüktür onlara bunu yapt›ran; onurdur. Sinekler karanl›kta s›v›flan kaçaklard›r. Sinsi, ilkesiz, korkak varl›klard›r. Sadece kendi yaflamlar› önemlidir. Nerede yemek varsa, nerede rahat yaflam ve çok para varsa oraya koflarlar. Karanl›¤a aç›lsa da yollar›, onursuzca elde edilse de para, onlar için önemi yoktur. Ar›y› kovalarsan›z direnir, hatta

ölece¤ini bilse de i¤nesini saplar. Savafl›r kovan› için, de¤erleri için. Sinekler kaç›p sonra y›l›fl›k y›l›fl›k yine gelirler, her türlü pisli¤e konarlar. Bu nedenle ar›lardan korkulur ama sinekler mide buland›r›r. ‹ki gazete ilan› var elimizde biri Ulaflt›rma Bakan›na “Türk Pilotlar› ad›na flükranlar›n› sunan”; di¤eri ayn› konuda bütün uçucular ad›na hukuka, bilime sayg›ya davet eden ve aksi halde “bir gün uçufla haz›r hissetmeme hakk›n›n” kullan›laca¤›n› hayk›ran. Birine göre ulusal havac›l›¤›m›z bayram y›llar›n› yafl›yor, di¤erine göre ise sorunlar büyük. Birini TALPA vermifl di¤erini Hava-‹fl. ‹ki tutum sergilendi A¤ustos ay›nda Uçufl ‹flletmede biri yönergeye ayk›r› ve limitleri aflan planlamalar devam ederse “kendini uçufla elveriflli hissetmeme” hakk›n› kullanaca¤›n› söyledi; di¤eri yine gazetelere televizyona hem de meslektafllar›n›n “Dernek Baflkan›” s›fat›yla, TALPA ve TASSA olarak “uçufla Haz›r›z” diye demeçler verdi. Bakanlar›n, genel müdürlerin yanlar›nda fo-


GÜNCEL to¤raflar›n› görsek de, kurallar meslektafllar› aleyhine çi¤nenirken, yönergelere ayk›r› uçufllar yapt›r›l›rken, hiç seslerini duymad›¤›m›z bu arkadafllar›m›z susmay› da beceremeyip meslektafllar›n›n karfl›s›nda boy gösterdiler. Sendikan›n görüflmelerden umudu kesip, üyesine dönerek durumu günlerce toplant›larda anlatmas› ve uçucu üyelere dan›flarak tamamen demokratik yöntemle izlenecek yolu belirlemesi üzerine üyeler, öyle bir kararl›l›k gösterdi ki, “pilotlar kat›lmaz, hostesler korkar” vb yalanlar› adeta sahiplerinin a¤›zlar›na t›karak sendika çat›s›nda topland› ve bunun do¤al sonucu olarak baflar› geldi. Kimse durup dururken uçufla gitmeyece¤im dememiflti oysa. Sadece kurallara ayk›r› ve uçufl emniyetini ihlal eden görevlendirmelere bir son vermekti amaç. Plans›zl›ktan kaynaklanan ve flirketimize hiçbir fayda sa¤lamayan hatta çok zarar veren bu anlay›fl›n yanl›fll›¤› o kadar aç›kt› ki yüzde yüz hakl› taleplerimizin karfl›lanaca¤›n› THY yetkilileri yaz›l› olarak aç›klad›. Böylece sorun flimdilik çözüldü. fiimdilik diyoruz çünkü Lisans Kayb› Sigortas›nda oldu¤u gibi sözünde durma konusunda pek de temiz sicile maalesef sahip de¤il yönetim. Ekip Planlama Baflkanl›¤› ise uza¤› görüp planlayacak bir gözlü¤e kavuflmufl görülmüyor. Eylül programlar›ndan birkaç örnek bunun için yeterli. Örne¤in 109 saat uçufl planlam›flsan›z ve 4 gün rezerve ay›rm›flsan›z, niyetinizin 110 saat limitini takmayaca¤›n›z oldu¤u anlafl›lmaz m›? fiimdi iflveren buna ne gerek vard› sorusunu “Ekip Planlama” Baflkanl›¤›’na sormal›d›r. Günlük mesai limitleri afl›larak, ya da bofl süreler takvim günü olarak verilmeyip UTC olarak planland›¤›nda ne yarar sa¤lanm›flt›r flirketimize? Uçucularla karflı karflıya getirilen ekip planlama ve ekip tahsis çalıflanlarının çabaları onların sadece ruh sa¤lıklarını olumsuz etkilemifl, uykularında bile planlama yapar hale getirmifl ama yönetim anlayıflının açıklarını kapamaya yetmemifltir. Sadece bir günlük uza¤› görebilen

ve daha uzun vadede planlama yapamayan baflkanl›k, günü kurtarma mant›¤›yla flirkete büyük zarar vermifltir. Halbuki uçucular›n mesaileri salt günlük de¤il haftal›k ve ayl›k s›n›rlamalarla zaten afl›lamaz, nitekim flimdi 3 ayl›k limit 300 saat afl›m›ndan uçurulamayan bir çok arkadafl yok mu? Bunun neresi verimlilik? O halde bunlara ne gerek vard›? Neden personelle diyalog yerine gereksiz hem de haks›z yere didiflme yolu seçilmifltir? SHGM taraf›ndan cezalar verilmifl, kamuoyunda flirketimizin yönetim anlay›fl› küçük düflürülmüfltür. fiirketin bu zarar›n›n sorumlular› kimlerdir? Pilot ve kabin görevlileri kenetlenerek hukuka, meslek ahlak›na ve flirketlerine sahip ç›km›fllard›r. fiimdi bu birlikteli¤in her fleyin anahtar› oldu¤unu toplum daha iyi kavram›flt›r. Do¤al olarak karanl›kta s›v›flmay› tercih edenler ve bu beraberlikten rahats›z olanlar tek tük de olsa ç›km›flt›r. Yine de ç›kacakt›r. Hat›rlay›n›z bunlar her zaman meslek ahlak›n›n gerektirdi¤i yerde de¤il patronlar›n›n yan›nda yerlerini al›rlar. Uçucular, Ulusal Yönerge konusunda bakanl›¤a dileklerini mi iletiyorlar bunlar karfl›d›r. Özel flirketlerde pilotlar ücret indirimine “hay›r” m› diyorlar (MNG yi hat›rlay›n›z) bu arkadafl›m›z patronun yan›ndad›r sanki dernek pilotlar derne¤i de¤il TUS‹AD! Toplu ‹fl Sözleflmesi’nde evrensel koflullar m› talep ediyorlar, yine karfl›m›zdaki koroda “sahibinin sesi” olarak duyar›z seslerini! Önümüzde bir toplu sözleflme dönemi yaklafl›yor, yine karfl›m›zda saf tutacaklard›r. Art›k onlar›n ›fl›¤a yönelmeleri konusunda umut kalmam›flt›r, karanl›kta kaybolmaya mahkumdurlar. Yaz›n›n bafl›nda özetlemeye çal›flt›¤›m deney kendi sorunlar›m›za dal›nca yar›m kald›, bir de en önemli ayr›nt›y› unutmufllar ben ekleyeyim, ar›lar bal üretir sinekler hiçbir fley! Engellere ra¤men ›fl›¤a yürüyenlere, ›fl›k saçanlara …

Kimse durup dururken uçufla gitmeyece¤im dememiflti oysa. Sadece kurallara ayk›r› ve uçufl emniyetini ihlal eden görevlendirmelere bir son vermekti amaç. Plans›zl›ktan kaynaklanan ve flirketimize hiçbir fayda sa¤lamayan hatta çok zarar veren bu anlay›fl›n yanl›fll›¤› o kadar aç›kt› ki yüzde yüz hakl› taleplerimizin karfl›lanaca¤›n› THY yetkilileri yaz›l› olarak aç›klad›.

9


HABER YORUM

Siyasi iktidar, halka ra¤men Ortado¤u’ya asker gönderen tezkereyi çıkardı

10

Ortado¤u’nun enerji sahalar›n›n kontrolünü elinde tutmak, ‹ran, Suriye gibi “potansiyel düflman” ülkeleri kontrol ve tehdit alt›nda tutmak amac›ndaki ABD, planlad›¤› “yeni” Ortado¤u için, tüm bölge ülkelerini de içine alan bir atefl çemberi yak›yor.

‹srail kaç›r›lan iki askerini bahane ederek temmuz ay›ndan itibaren Lübnan’›n kentlerini ve köylerini bombalamaya bafllad›. Haftalarca süren bu korkunç sald›r›da, ço¤unlu¤u sivil olan binin üzerinde Lübnanl› hayat›n› kaybetti. ‹srail, dünyan›n her yerinden kendisine karfl› yükselen tepki seline ra¤men, ABD’nin aç›k deste¤i ve Birleflmifl Milletler gibi kurumlar›n ne ifle yarad›¤›n› bir kez daha gösteren basiretsiz uluslararas› “aray›fllara” ald›rmadan Lübnan’›n güneyini iflgal etti. Yüz binlerce Lübnanl› evini ve do¤du¤u, yaflad›¤› yerleri terk ederek göçe zorland›. ABD’nin Büyük Ortado¤u Projesi kapsam›nda bafllayan ‹srail sald›r›s› Irak ve Filistin’de kan ve gözyafl› döken Ortado¤u’yu yeni karmafl›kl›klara sürükledi. Uzunca bir süre yaln›zca “ne yapaca¤›n›” kararlaflt›rmaya çal›flmakla zaman kaybeden BM’nin müdahalesiyle sald›r›lar durduruldu. Ama Lübnan vahfletinin yaratt›¤› toz ve duman arkas›nda gizlenen emperyalist amaçlardan ne ABD’nin ne de onun güdümündeki ‹srail’in vazgeçti¤ini söylemek olanaks›z. Ortado¤u’nun enerji sahalar›n›n kontrolünü elinde tutmak, ‹ran, Suriye gibi “potansiyel düflman” ülkeleri kontrol ve tehdit alt›nda tutmak amac›ndaki ABD, planlad›¤› “yeni” Ortado¤u için, tüm bölge ülkelerini de içine alan bir atefl çemberi yak›yor. Masaüstünde çizdi¤i yeni haritalar› ve yeni uluslararas› iliflki biçimlerini bölge halklar›na kabaday›l›k yaparak dayat›yor. Emperyalistler aras› güç iliflkileri, Fransa, Almanya gibi ülkeleri Lübnan’daki sürece muhalif gösterse de son noktada Lübnan’›n ve Ortado¤u halklar›n›n gelece¤ini gözeten hiçbir olumlu ad›m at›lm›yor. BM karar›yla bölgede konuflland›r›lacak


HABER YORUM olan uluslararas› askeri güç de bu ad›mlardan biri. Türkiye hükümeti, tüm halk›n aktif muhalefetine ra¤men 5 Eylül günü TBMM’de parmak demokrasisiyle oylatt›¤› “tezkere” karar›n› ç›kard› ve Lübnan’da “görev” yapacak uluslararas› güçte, Türk Silahl› Kuvvetleri’nin de yer almas›n›n önünü açt›. Hükümet, savafl›n resmen sona ermedi¤i ve ne olaca¤› belirsiz bir “ateflkes” sürecinin yafland›¤› bölgeye asker gönderiyor. Bölgede görev yapacak Bar›fl Gücü’nün yetki ve sorumluluklar› da kas›tl› bir belirsizlik perdesinin alt›nda tutuluyor. Bu koflullarda, “riskin en aza indirildi¤i”, “Hizbullah’›n silahs›zland›r›lmas› faaliyetine kat›l›nmayaca¤›” gibi mu¤lak ifadelerle geçifltirilen tehlike, yaln›zca askerlerimizin Lübnan’da kirli bir savafla alet olmas› ihtimali de¤ildir. Türkiye, etkileri bak›m›nda on y›llar boyu sürebilecek bir kaos ortam›n›n içine sürüklenmek istenmektedir. Bölge halklar›n›n, din ve millet eksenli kutuplaflmalarla birbirine düflman edilip yine birbirine k›rd›r›lmas›n› hedefleyen Amerikan projeleri karfl›s›nda siyasi iktidarın tutumu, kendisini Amerikan suyunda ak›nt›ya b›rakmakt›r. Türkiye halk›n›n Ortado¤u sorunu ve ABD politikalar› konusundaki aç›k ve her f›rsatta tekrarlanan tutumu belliyken, tehlikeli bir emperyalist oyuna figüran olarak kat›lmak son derece tehlikelidir. ‹srail sald›r›lar›yla tahrip olmufl, kentleri y›k›lm›fl, altyap›s› zarar görmüfl, insanlar›n› kaybetmifl, çok say›da yaral› vermifl ve korkunç bir göç sorunuyla karfl› karfl›ya kalm›fl Lübnan’a yo¤un insani yard›mlarda bulunman›n yollar›n› aramak yerine, bölgede yeni askeri güçlerle tozu dumana kar›flt›rmak

bölgedeki hiçbir ülkenin ve halk›n yarar›na de¤ildir, olamaz. ‹srail’in kanl› sald›r›lar›n› haftalar boyunca engelleyemeyen “uygar” dünyan›n öncülü¤ünde oluflturulmufl planlar›n ve askeri güçlerin kime hizmet edece¤ini tahmin etmek zor de¤ildir. Türkiye, gençlerini, ateflle oynanan bir bölgeye barutla göndermeye zorlanm›fl ve hükümet bu zorlamay› gocunmadan kabul ederek uygulamaya bafllam›flt›r. Yap›lmas› gereken, Ortado¤u’da, tüm ülkeleri kapsayan, tüm halklar›n özgür iradeleriyle kat›labilecekleri bir bar›fl plan› oluflturarak bunu uygulamaya geçmektir. Bunun ilk koflulu ise bölgedeki tüm emperyalist iflgal askerlerinin

çekilmesi, Irak, Filistin ve Lübnan’daki tüm iflgal birliklerinin bu topraklar› terk etmesi, bölge halklar›n›n özgürlefltirilmesidir. Türkiye’ye düflen de içinde yaflad›¤› bölgenin sorunlar›na, emperyalistlerin penceresinden de¤il, tüm halklar›n gönüllü ve özgür birlikteli¤ini hedefleyen bir perspektiften bakmakt›r. Halk›n tutumu zaten bu yöndedir. Lübnan’da yaflanacak aksilikler ve bunun sonunda Türkiye’nin sürüklenece¤i olas› kötü senaryolar›n sorumlulu¤u, asker gönderme karar›n› alanlar›n ve y›llard›r ba¤›ms›z bir d›fl politika gelifltirmeyip emperyalist ç›karlar›n kuyru¤unda gezinen hükümetlerin olacakt›r.

Yap›lmas› gereken, Ortado¤u’da, tüm ülkeleri kapsayan, tüm halklar›n özgür iradeleriyle kat›labilecekleri bir bar›fl plan› oluflturarak bunu uygulamaya geçmektir. Bunun ilk koflulu ise bölgedeki tüm emperyalist iflgal askerlerinin çekilmesi, Irak, Filistin ve Lübnan’daki tüm iflgal birliklerinin bu topraklar› terk etmesi, bölge halklar›n›n özgürlefltirilmesidir.

11


GÜNCEL

Crew concept uygulaması uçufl emniyetini tehlikeye atıyor Kaya Say›n Hava-‹fl Teflkilat Sekreteri kayasayin@havais.org.tr

12

Crew concept e¤itiminin, 6 saatte teorik olarak verildi¤i ve her konunun asl›nda kendi bafl›na birer bafll›k oldu¤u düflünülürse sözkonusu e¤itimin yetersizli¤ini görebiliriz. Ayr›ca bu e¤itimi alan kiflilerin teknik e¤itim ve a¤ırlıklı olarak yabancı dil konusundaki eksiklikleri de göz önünde bulunduruldu¤unda konunun ne kadar önemli oldu¤unu anlayabiliriz.

THY bak›m prosedürleri el kitab› Sivil Havac›l›k Genel Müdürlü¤ü’nünde onay› ile uygulanmas› gereken bir prosedürdür ve sivil havac›l›k talimat› olarak de¤erlendirilmelidir. Bu talimat, “teknik hizmet, sorumlu kaptan pilotun koordinesiyle THY istasyon yönetimi taraf›ndan verilir” demektir. Bu günkü uygulamada istasyon yönetimi taraf›ndan verilen teknik hizmet, uygun olmayan kiflilere yapt›r›lmaya çal›fl›l›yor. Uygun de¤iller çünkü teknik alt yap›lar› yok. As›l görevleri farkl› (hareket memuru, operatör, vs.) Ald›klar› 6 saatlik tan›t›m e¤itimi ise sertifikaland›r›lam›yor. Bak›m prosüdürleri el kitab›nda (sayfa 4); Non-Maintinance Stations Maddesi; “kapan pilot Walk A Raund Check’i istasyon flefli¤inde Prefli¤ht Check’in Walk A Raund Check kapsam› d›fl›ndaki bölümlerini yapar ve bunlar›n neticesinde Prefligt Check hanesi sorumlu kaptan pilot taraf›ndan onaylan›r” demektir. Crew concept uçufllarda ise; “bu prosedürün di¤er bölümlerinde anlat›ld›¤› üzere sorumlu kaptan pilot ilgili ifllemleri yapmaktan sorumludur” der. AMPL beyaz, yeflil ve k›rm›z› sayfalardan oluflmaktad›r. Tüm kay›tlar beyaz sayfaya yap›l›r ve di¤er sayfalara kopyalan›r. A- Uçufltan önce yap›lan ifllemler B- Uçufl esas›nda motor parametrelerinin yaz›ld›¤› bölüm C- Uçufltan önce yetkili teknik personelin yap›lan ifllemler ile ilgili doldurdu¤u bölüm. Bu bölümde crew concept uygulanan hat istasyonlar›nda baz› sorumlu pilotlar›n bu haneyi doldurmad›¤› görülmektedir. Bu da motor/APU/IGD ya¤ miktarlar›n›n kontrolü sonras›nda mutlaka doldurulmal›d›r. Ayn› ifllem hidrolik seviyeleri için de sözkonusudur. D- Bu bölüm uça¤›n ar›zalar›n›, bu ar›zalarla ilgili yap›lan ifllemleri aç›klar. Bu bölümle ilgili karfl›laflt›¤›m›z çok ciddi s›k›nt›lar yaratan olumsuzluklar›n olmas›d›r. Ar›zan›n deftere yaz›lmayarak telsizden ilgili birime bildirilmesi ve ar›zan›n giderilmesi talebi do¤ru sonuçlar vermemekte hatta bildirilen ar›zaya zaman zaman hiç bak›lmamaktad›r. E- Uça¤›n etops statüsünün belirlenerek AML üzerinde iflaretlenmesi (etops uçaklar› için) için düzenlenen bölümdür. F- Bak›m› yapan yetkili teknisyen taraf›ndan doldurulur. “Crew concept uygulanan

hat istasyonlar›nda prefligt kontrol prosedürünün tamamlanmas› sonucunda uçufl öncesi Walk Arond kontrolü yap›ld›ktan sonra sorumlu kaptan pilot taraf›ndan doldurulur.” denmektedr. Buna göre; F4’te belirtilen Prefl›gt/Trans›t Check hanesi uçufl öncesi Walk Around kontrolü yap›ld›ktan sonra prosedürün tamamlanmas› ile sorumlu kaptan pilot taraf›ndan doldurulur demektedir. Ancak hareket memuru veya as›l ifli teknik olmayan di¤er personelin yapt›¤›, yapmaya çal›flt›¤› Prefl›gt Check konusunu kaptan›n kabul etmesi söz konusu de¤ildir. Çünkü F/5 ‘te belirtilen; “yap›lan ifllerin aksi söylenmedikçe JAR-145 gerkelerine uygun olarak yap›ld›¤›n› ve bu ifllerle ilgili olarak uça¤›n servise verilmeye haz›r oldu¤unu tasdik ederim” demektedir. Halbuki yap›lan ifller kurallara uygun de¤ildir ve kaptan›n bu haneyi onaylamamas› gerekmektedir. Kendi ifli olmad›¤› halde; hareket memuru, operatör vs. personele verilen crew concept e¤itiminin konular› flunard›r. 1- A/C Work Hazard Areas 2- Safety Dur›ng Apu and Engine Run 3- General Informat›on About B 737400/800& A320 A/C A›r Frame & Powerplant 4- A/C Marshal›ng Pr›nc›ples 5- General Informat›on About - Head Set, Tow›ng/Push-Back, De-Ic›ng/ Ant› Ic›ng, Fuel›ng, Bus›nes Class Curta›n& Convert›ble Seats (B737 400/800) 6- Prefl›gt Check Ust Presentat›on of B737400/800&A320 A/C 7- L›ne Ma›ntenance Out Stat›ons Check L›st Presentat›on - For Controll›ng Work Tobe Done Before A/C D›spatch Bu e¤itimin 6 saatte teorik olarak verildi¤i ve her konunun asl›nda kendi bafl›na birer bafll›k oldu¤u düflünülürse sözkonusu e¤itimin yetersizli¤ini görebiliriz. Ayr›ca bu e¤itimi alan kiflilerin teknik e¤itim ve teknik prosedürde kullanılan a¤ırlıklı yabancı dil konusundaki eksiklikleri de göz önünde bulunduruldu¤unda konunun ne kadar önemli oldu¤unu anlayabiliriz. Bu nedenle kaptanlar›m›z olay› bilmeliler. Sadece Prefligt Check konusu de¤il yukar›da belirtilen di¤er ifllemlerinde yetkin olmayan kifliler taraf›ndan yap›ld›¤› ve tüm bunlar›n uçufl emniyetini ortadan kald›rd›¤› gerçe¤i böylesine aç›kken crew concept konusunda do¤ru tavr› sergilemeleri gerekmektedir.


ÖZELLEfiT‹RME

Prof. Dr. Mümtaz Soysal: Kamu iflletmelerinin verimsiz ve hantal oldu¤u inanıflı yaygın ama yanlıfltır Mümtaz Soysal, 1 Temmuz 2006 tarihinde Hava-‹fl Sendikas› toplant› salonunda “Özellefltirme ve Gerçekler” konulu panelde THY çal›flanlar› ile bulufltu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakultesi’nde uzun y›llar Anayasa Profesörü olarak ders veren Mümtaz Soysal, 1991 y›l›nda SHP listesinden meclise girdi. Sonraki y›llarda ise DSP’den Zonguldak Milletvekili seçilen Soysal, aktif politika içinde görev ald›¤› tüm bu zamanlarda muhalif tavr›yla, hem kendi partisinin hem de koalisyon orta¤› partilerin tepsine maruz kald›. Çekiç güç, ola¤anüstü hal, demokratikleflme, K›br›s, özellefltirme gibi konularda hükümet politikalar›n› elefltiren Soysal, özellikle özelefltirme konusunda ki yetki yasalar› için Anayasa Mahkemesi’ne yapt›¤› baflvurularda hükümetin koalisyon orta¤› DYP’lilerin tepsini çekmiflti. Anayasa profesörü Soysal, Hava-‹fl üyeleriyle bulufltu¤u toplant›da, özellefltirmenin emekçiler ve genifl y›¤›nlar için ne anlama geldi¤ini anlatt›. Afla¤›da, Soysal’›n özellefltirme ile ilgili konuflmas›n› sayfam›z›n s›n›rlar› elverdi¤ince yay›nl›yoruz. … Türkiye’de yayg›n olan bir inanç var: “Kamu kurulufllar› hantald›r, verimli çal›flamaz, çok büyümüfllerdir, küçük

birimlere indirgenmesi daha verimli olur, hatta böylece bunlar aras›nda rekabet de olur. Verimlilik artar.” Birincisi, bu iki varsay›m yayg›n olan varsay›mlard›r ama do¤ru de¤ildir. ‹kincisi, dünyada çok denendi ve genellikle de korkulan›n gerçekleflti¤i görüldü. Korkulan neydi? ‹nsanlar› küçük hissedar durumuna getirirseniz onlar, ‘önce biz de sahip olduk’ diye düflünürler. Sonra ise kolayl›kla ilgileri azal›r çünkü önceden bir aile flirketi olup da daha sonra kolektif, hatta bir anonim flirket haline gelmifl flirketlerde de as›l sermaye büyük sermayedar›nd›r. Onlar›n anonim flirket olufllar› görüntü bak›m›ndand›r ve o görüntü onlara çeflitli kolayl›klar sa¤lar. Ama gerçekten paran›n sahibi olan insanlar ya bir ailedir ya da birkaç kiflidir. Bakt›¤›n›zda hisseler çok da¤›lm›fl görünebilir ama onun içinde de bir çekirdek vard›r ve asl›nda o yönetir. Halka arz›n yaratt›¤› durum zamanla özellikle ‹ngiltere’de Thatcher zaman›nda çok göründü. Halka arz özellefltirmenin bir paravanas› bir kamuflaj› biçiminde oldu. ‹nsanlara sempatik gelsin diye ‘halka arz yap›yoruz’ dediler. ‹nsanlar da küçük hisseler ald› ve ‹ngiltere’de birçok kamu kuruluflu bu flekilde sat›lm›fl oldu. Sonuçta bu hisseler büyük sermayedar›n elinde topland› ve belki de blok halinde sat›lmas› daha iyi bir sat›fl olabilecekken bu flekilde

13

Halka arz özellefltirmenin bir paravanas› bir kamuflaj› biçiminde oldu. ‹nsanlara sempatik gelsin diye ‘halka arz yap›yoruz’ dediler.


ÖZELLEfiT‹RME

14

“Özel verimlidir. Kamu hantald›r. Özel iyi çal›fl›r.” Bunlar, tüm dünyada yayg›n olan önyarg›lar. Oysa yönetim bilimi denen bir bilim var. Bunu kamuda da uygularsan›z verim artar. Özelde uygulamazsan›z orada da kötü olur. Bu bilim yoksa, uygulanm›yorsa, sonuç özelde de kamuda da ayn›d›r.

yap›lm›fl sat›fl, kamuyu da zarara u¤ratt›. … THY, flimdiye kadar özellikle çal›flanlar›n›n özverisi sayesinde, yönetimi her zaman çok mükemmel olmasa da, halk›n da bir gurur kayna¤› olmas› dolay›s›yla, baflar›l› say›lan kamu iflletmelerimizden. Bunu ele geçirmek isteyenler çeflitli ortakl›k formüllerini zaman zaman deniyorlar. Ama do¤rudan böyle bir ortakl›¤a ‘evet’ demektense, ‘halka arz’ yoluyla kap›y› açmak sermaye aç›s›ndan daha elveriflli bir yol oluyor. ‹kincisi bölme, Teknik A.fi. durumunda oldu¤u gibi. Dedi¤im gibi bu ‘kamu verimsizdir’ varsay›mdan hareket ederek gelifltirilen bir yöntem. ‘Özel verimlidir. Kamu hantald›r. Özel iyi çal›fl›r.’ Bunlar da yaln›z bizim ülkemizde de¤il, tüm dünyada yayg›n olan önyarg›lar. Oysa yönetim bilimi denen bir bilim var. Bunu kamuda da uygularsan›z verim artar. Özelde uygulamazsan›z orada da kötü olur. Bu bilim yoksa, bu bilim uygulanm›yorsa, sonuç özelde de kamuda da ayn›d›r. … Onun için hantald›r dedi¤iniz bir iflletme, diyelim ki Teknik A.fi. ‹lle de hantal olmak zorunda de¤ildir. Çal›flan say›s› kaç olursa olsun bu flirketin kurulufl ilkelerini, organizasyon flemas›na, gelifltirdi¤i örgütlenme biçimi ba¤l›d›r. Teknik A.fi.’nin pekala THY’nin teknik hizmet birimi olarak bir bütün halinde muhafaza edilmesi mümkün idi. Hele hele; ‘ikiye böldük, flimdi daha verimli olacak’ diyorsan›z, orada baflka niyet

aramak gerekir. … Türkiye’de bu özellikle elektrikte yafland›. Eskiden TEK diye tüm elektrik üretim, da¤›t›m konular›n› kapsayan, Türkiye’nin elektrik kurumu vard›. Ad› gibi tekti. Tek olman›n yarar› konuyu bir bütün olarak görebilmektir. Ama tek olmas› demek illaki orada bir hantall›k olacak demek de¤ildir. Elektrik konusunun çeflitli aflamalar›n›, üretim, da¤›t›m gibi.. Bunlar› iyi tahlil edip ona göre bir yönetim flemas› kuruyorsan›z, yetki devri yelpazesi iyi saptanm›flsa faydalar› çoktur. Birinden elde etti¤iniz yarar, öbürünün yarar›n› art›rabilir. Ya da petrol sektörünü ele alal›m. Türkiye’de petrol de ayn› flekilde da¤›t›ld›. Oysa bakt›¤›n›z zaman ilk kuruluflunda Türkiye Petrolleri Anonim Ortakl›¤› petrol arayacakt›. Petrol arama iflleri kâr getiren bir fley de¤il. Ama petrol konusunda bugün müthifl kâr getiren Tüprafl gibi müthifl pazar› olan bir kuruluflu da o bütünün içinde muhafaza edebiliyorsan›z, o zaman birinden kâr elde edebiliyorsunuz. Kâr elde etmedi¤iniz için kapatmak m› gerekir? Yani Türkiye’de petrol aramaktan vazgeçmek mi gerekir? Hay›r, petrol aramak için sermaye gerekliyse, o sermayeyi siz petrol sat›fl›yla elde edersiniz. Bakt›¤›n›z zaman dünyadaki büyük petrol flirketleri de böyle yap›yorlar. Yani sat›fl, da¤›t›m, vs. oradan muazzam para kazan›yorlar ama ayn› zamanda da arama flirketleri var. ‹flte BP, British Petroleum Türkiye’de petrol ar›yor. Ve bunu devlet pekala petrol konusunu çeflitli alanlara bölerek bir bütünlük içerisinde, birbirini besleyen flekilde örgütleyebilirdi. …. Özellefltirmeyle, hantall›k flüphesi duyulan kurulufl, bu defa daha hantal iki kurulufla dönüfltürülüyor. Bakt›¤›n›z zaman ne oluyor flimdi? Teknik A.fi.; onun da Genel Müdürü olacak, onun da müdür yard›mc›lar› olacak. Yani siz bürokrasiyi art›rm›fl oluyorsunuz. Daha önceden 100 kifliyle görülen ifl, flimdi 200 kifliyle görülüyor. Çünkü bürokratik örgütlenme ister istemez bir müdür, müdür yard›mc›lar›, odac›lar, vs. diye büyüyor. Buradaki çeliflkiyi iyi görmek laz›m. Yap›lmak istenen fley


ÖZELLEfiT‹RME çok fl›k bir etiketin alt›nda saklan›yor. Hantall›¤› önlüyoruz derken, hem konuya bir bütün olarak bakma olana¤›n› yitiriyorsunuz, hem de daha çok hantall›k yaratm›fl oluyorsunuz. … ‹ncelenmesi gereken bir dördüncü kuvvet, medya. Medya kurcalamak için de¤il, örtbas etmek, cilalamak, sat›fl› kolaylaflt›rmak için çal›flmaya bafllad›. Yani yine tersine iflleyen bir ifllev ile karfl› karfl›yay›z. Medya niye var? ‹flte devletin kendi denetim mekanizmalar› yeterli olmayabilir. Halk›n ilgisi yeterli de¤ildir. Sorgulamak terbiyesi belki eksiktir. ‹flte medya olacak ki, her gün gündeme getirecek. Özellefltirme konusunda da Türkiye’deki medya görevini yapmad›. Böyle olmas›n›n çeflitli nedenleri var. Zannediyorum o nedenlerin bafl›nda hem ifladam› olmak, hem de medyada iddial› olmak gibi, sermayenin bu iki alana birden el atm›fl olmas› geliyor. Bütün kitaplarda kuvvetler ayr›l›¤›, kuvvetlerin birbirini denetlemesinden bahsedilir, devlet yap›s›nda da öyle, toplumda da öyle. Ama elefltirmesi gerekenle elefltirileni ayn› yerde toplad›n›z m› o hizmet görülemiyor. Türkiye’de böyle bir problemimiz var. Özellefltirme konusunda da bunu yaflad›k. Çünkü bafl›ndan itibaren Türkiye’de medyam›z bu konuya gereken elefltirel bak›flla bakmad›. Bakmamaya da devam ediyor. … Ekonomik bak›mdan devlet son derece zay›flam›fl durumda. Özellefltirme piyasaya ç›kt›¤› zaman s›k s›k söylenen bir fley art›k söylenemiyor. ‘E¤itimimiz zay›f, devletimizin gücü yetmiyor, sa¤l›k hizmetlerimiz zay›f, çünkü devletin baflka alanlara da¤›lm›fl hizmetleri var. Devlet onlardan vazgeçsin ki, iflte sosis yapmas›n, sütle, orman ürünleri falan, devlet bu gibi fleylerle u¤raflmas›n, bunlar› elden ç›kars›n, bunlar›n sat›fl› ile gelir sahibi olsun ve ondan sonra da daha iyi e¤itim, daha iyi sa¤l›k olsun.’ Sonuca bak›yorsunuz, bunlar sat›ld›, devlete bir tak›m gelirler geldi. Çok beklenen de olmad› ama; ucuza gitti. E¤itimimiz bugün çok daha paral› olmaya bafllad›. ‹yi e¤itim, ancak çok para sahibi olanlar›n ulaflabilece¤i bir fley haline geldi. Bununla da

kalmad›, e¤itimimizin a¤›rl›k merkezi okullardan dershanelere kayd›. … Ticaret konusu olmamas› gerken iki konu; e¤itim ve sa¤l›k, ticaretin konusu haline geldi. Özellefltirmenin sonucu bu ‘E¤itim ve sa¤l›kta baflar›l› olabilmek için özellefltirme gerekir’ deniyordu ancak özellefltirme gerçekleflti¤inde sonuç beklendi¤i gibi olmad›. Özellefltirme sadece iflsizlik yaramad›, devleti zay›flatt›, halk›n devlete olan güvenini sarst›. San›ld›¤›ndan çok daha köklü zararlar› oldu.Çimento fabrikalar›n› satt›k. Alan bir Fransa devlet kuruluflu. Fransa kendisi çimento üretimini devlet olarak yap›yor çünkü altyap›n›n falan temel ürünlerinden biri oldu¤unnu fark›nda. Sonra Frans›z devleti, kendisi bunu bir kamu iflletmesi olarak ayakta tutarken, karma yani devletin de pay› var özel sektörün de, akl› pekala buna yatm›flken, Türkiye’de geliyor ve çimento fabrikalar›n› al›yor. Siz çimento gibi önemsemedi¤iniz, asl›nda çok zaruri olan bir üretimi bu flekilde elden ç›kar›yorsunuz. ... ‘Devlet sosisçilik mi yapacak, devlet hayvan kesicili¤iyle m› u¤raflacak’ diyerek et ve bal›k kombinalar›n› Do¤u’da satt›n›z. Türkiye’nin en güzel meralar›n›n bulundu¤u yerler, kuzeydo¤umuz boflalm›fl durumda. Çünkü oralarda devletin hayvanc›l›¤› ayakta tutabilmek, o meralarda hayvanc›l›¤› gelifltirmek için kurdu¤u kombinalar sat›ld›. Süt ürünleri SEK ile sat›ld›. Ne oldu? Satt›¤›n›z fabrikalar› sat›n alanlar söküp fabrikalar› daha çok kazanç elde edecekleri ‹stanbul gibi yerlere tafl›d›lar. Güneydo¤uda meralar boflald›. fiimdi, ‘Et ve Bal›k Kurumu neden kapand›, gerekliymifl me¤er.’ denilerek sat›n al›n›yor yavafl yavafl. Para vererek, bunlar› yeniden kurmak gerekiyor. Çünkü ülkenin yap›s› de¤ifliyor. ‹nsanlar iflsiz kal›nca göç bafll›yor. Dengesizlikler art›yor, bölgeler aras› eflitsizlikler ço¤al›yor. Sonuçta, özellefltirme sadece iflçileri, sizleri, bizleri ilgilendiren bir fley de¤il. Ülkenin bütününü ilgilendiren bir fley ve yenildi¤imizi düflünmeden, mücadeleye devam etmemiz gerekiyor.

Dengesizlikler art›yor, bölgeler aras› eflitsizlikler ço¤al›yor. Sonuçta, özellefltirme sadece iflçileri de¤il ülkenin bütününü ilgilendiren bir fley. Ancak yenildi¤imizi düflünmeden, mücadeleye devam etmemiz gerekiyor.

15


ÖZELLEfiT‹RME

K‹GEM Genel Sekreteri Ayla Yılmaz:

Özellefltirme dünyayı yöneten çokuluslu flirketler için yapılıyor Günümüzde dün-

K‹GEM Genel Sekreteri Ayla Yılmaz

16

Özellefltirmenin ne anlama geldi¤ini K‹GEM (Kamu ‹flletmecili¤ini Gelifltirme Merkezi) Genel Sekreteri ve Birgün Gazetesi yazarı Ayla Y›lmaz ile konufltuk.

yan›n en büyük 300 endüstri flirketi 20 trilyon dolarl›k üretken aktif portföyün yüzde 25’ini kontrol etmektedir. Bu flirketler,çok önemli politik kararlar› veto edecek ve istedi¤i ülkenin ekonomisine yön verecek güçtedirler. Kapitalizm, s›k›flt›¤› dönemlerde politikalar›na “yeni” sözcü¤ü ekleyerek politikalar›n› daha cazip k›lma yollar›n› aramaktad›r. Oysa “yeni liberal politikalar” asl›nda eski politikalar›d›r. Dayatt›¤› bu politikalar yeni ülkeler ve ülkelerde kendine yeni alanlar yaratma çabalar›d›r. Bu politikalar›n söylemleri ülkeler aras›ndaki ekonomik ve sosyal eflitsizliklerin ortadan kalkaca¤›na ve ülkelerde refah›n sa¤lanaca¤›na iliflkin söylemlerdir. Bunun da küreselleflme ile afl›laca¤› söylenir. Küreselleflme kimin ad›nad›r? Bu sermayenin varl›¤›n› sa¤layan emek için küreselleflme söz konusu mudur? Hay›r. O zaman bu, “yeni” ad› alt›ndaki liberal politikalar ve geliflmeler hiçbir zaman emek ad›na olmayaca¤› gibi, eme¤in sömürülmesinin artmas› anlam›na gelmektedir. Çünkü küreselleflen yaln›zca para ve o paran›n sahibi flirketlerdir. Ekonomistlerin kabaca yapt›klar› hesaplara göre, günümüzde dünyan›n en büyük 300 endüstri flirketi 20 trilyon dolarl›k üretken aktif portföyün yüzde 25’ini kontrol ettikleri gibi, hükümetleri zay›flam›fl ülkelerde çok önemli politik kararlar› veto edecek güçtedirler. O zaman küreselleflmenin kimin için yararl› oldu¤unu daha net görebilmek için dünyay› yöneten bu flirketleri dikkatle izlememiz gerekir. Kimdir bu flirketler? Hangi ülkenin flirketleridir? Bir sektörde mi yo¤unlafl›rlar? Tüm bunlar› K‹GEM (Kamu ‹flletme-

cili¤ini Gelifltirme Merkezi) Genel Sekreteri Ayla Y›lmaz ile görüfltük. Birgün Gazetesi’ndeki yaz›lar›ndan da tan›d›¤›m›z Ayla Y›lmaz, “THY’deki halka arz›n sonuçlar› ortada. Yar›n karfl›m›za çokuluslu bir flirket, büyük pay sahibi olarak ç›kacakt›r. Asl›nda bugünden büyük bir ortak var. Ama flirkette temsili yok. Yar›n o da olacak. Halka arz diyerek toplumu kand›r›yorlar, oysa halka arz da özellefltirmenin bir baflka flekli. ‹flte küreselleflme kime yar›yor görüyoruz.” diyor. Konuya bu noktadan bakt›¤›m›zda, küreselleflmenin bir argüman› olan özellefltirme dünyay› yöneten yaklafl›k bu 300 flirket için mi gerçeklefliyor? Elbette. Ülkemizde özellefltirmenin gerçekleflmesi için yap›lan yasal düzenlemelere bak›nca bunu çok aç›k görebiliyorsunuz. ‹MF ile yap›lan niyet mektuplar›ndaki talepler hep yabanc› sermaye için “dikensiz gül bahçesi” talepleridir. Öyle de olmad› m›? ‹MF ve Dünya Bankas› “içimizden biri” aldatmacas› ile gönderdi¤i kifliyi hükümete Bakan olarak yerlefltirdi ve “15 günde 15 yasa” Devlet Bakan› Kemal Dervifl’in eseri oldu. B›rak›n›z 1980’lerden sonra özellefltirmenin cazibesini anlatmak için söylenenleri. Hani hat›rlars›n›z “Devlet asli görevlerini yerine getirmelidir. Kamu kurulufllar› devletin s›rt›nda bir yüktür. Özellefltirmeden elde edilecek gelir ile devlet asli görevi olan e¤itim, sa¤l›k gibi temel konularda yat›r›mlar yapacakt›r. Özel sektör kârl›d›r, verimlidir, istihdam yarat›r.” Bu söylemlerin bir aldatmaca oldu¤u ortaya ç›kt›¤› gibi, özel sektör dedikleri de bugün çokuluslu flirketler oldu. Ülkemizdeki özellefltirme uygulamalar› s›ras›nda sizce önemli dönemeç noktalar› neler oldu? Ülkemizdeki özellefltirmeyi dünyan›n di¤er ülkelerinde yap›lan özellefltirmelerden baz› noktalarda ay›rmak gerekir.


ÖZELLEfiT‹RME Ancak, özellefltirmenin temel hedefi her yerde ayn›d›r. Bu da ülkenin geliflmifllik düzeyi nedeniyle farkl›l›klar gösterebilir. Özellefltirmenin gerekçeleri kamuoyuna yukar›da sayd›¤›m söylemlerle anlat›l›rken ikna yolunda medya çok büyük rol oynad›. Özellefltirmenin uygulay›c›s› olan hükümetlerin yan›nda yer ald›, hatta özellefltirmeden büyük oranda pay da ald›. Ülkemizde medya dedi¤imizde en fazla 5 holding karfl›m›za ç›kar. Medya patron medyas›d›r. Bu holdinglerin gazeteleri, televizyon kanallar›, radyolar› ve dergileri vard›r. Rumeli Holding (Uzanlar) çimento sektöründe kartel oluflturmufllard› y›ld›zlar› sönene kadar. Park Holding (Ciner) madencilik, enerji ve havaalanlar› yer tafl›mac›l›¤› alan›nda güçlü oldu. Do¤an Holding POAfi’› sat›n alarak (‹fl Bankas› ile) akaryak›t da¤›t›m›nda tek flirket yani tekel oldu. Bunlar› örnekler ile geniflletmek mümkün hatta ayr› bir yaz› konusu bile olabilir. Medyan›n deste¤ini yan›na alan hükümetler özellefltirmenin “Avrupa yapt› bitirdi, biz geç kald›k” üzüntüsü ve telafl› içinde özellefltirme uygulamalar›na h›z verdi. Hükümet orta¤› olmufl bütün siyasi partilerin özellefltirmenin ülkede her boyutu ile yaratt›¤› tahribatta pay› vard›r. Kimse muhalefette iken, özellefltirme karfl›tl›¤› yapmaya kalkmas›n. Hatta, stratejik iflletmelerin özellefltirilmesine karfl›y›z bile demesin. Çünkü, stratejik olman›n anlam›n› da bilmedikleri ortaya ç›kacakt›r. Bugün EBK’nun kamulaflt›r›lmas› çal›flmalar› niye yap›lmaktad›r? Bir zamanlar “Devlet sosis, sucuk mu üretsin? diye EBK’y›(Et Bal›k Kurumu) küçümseyenler ülkenin hayvanc›l›¤›n›n bu nedenle öldü¤ünü her halde stratejik bulmuyorlard›r. Siyasilere medya d›fl›nda destek baflka nereden gelmifltir? Aldat›lan halktan ve o iflletmelerde çal›flan iflçilerden. Bu yanl›fl anlafl›lmas›n burada konunun bir baflka boyutunu dile getirmeye çal›flaca¤›m. Yani kamu iflletmelerinde çal›flan iflçilerin bir k›sm›n›n özellefltirme

ma¤duru olmalar›na karfl›n, sand›¤a gittiklerinde onlar›n geleceklerini karartan siyasi partilere oy vermeleridir. Bunu benim akl›m hiç almad›. Bu önemli bir nokta. Bunun böyle olmas›nda yerel siyaset unsurlar› öne ç›k›yor herhalde. Kafa kar›fl›kl›¤› içinde özellefltirmenin anlat›lmas› görevi büyük ölçüde sendikalar›n oldu. Sendikalar›n baz›lar› da kendi sektörlerinde özellefltirmenin yaflanabilece¤ini düflünemediler, haz›rl›ks›z yakaland›lar. Yine de özellefltirmeye karfl› sendikalar›n etkinli¤i oldu. Türkiye’deki üç iflçi konfederasyonundan Türk-‹fl en çok kamuda örgütlü oldu¤u için Türk‹fl’e ba¤l› sendikalar özellefltirmeye karfl› mücadeleyi sürdürdüler. Hak-‹fl Konfederasyonu EBK ve SEK gibi önemli kurulufllarda örgütlü idi ancak, o da siyasi görüflünün do¤rultusunda iktidar- muhalefet süreçleri yaflad›. Özellefltirmeye karfl› mücadelede K‹GEM’in kurulmas›yla hukuk savafl› öne ç›kt›. Ve mücadelenin önemli aya¤›n› oluflturdu. Sendikalar K‹GEM’den hukuki destek ald›lar ve davalar açt›lar. Hukukun üstünlü¤ünü savunan ve yarg›n›n ba¤›ms›zl›¤›na inananlar zaman zaman buradan da darbeler yediler. Yarg›n›n verdi¤i kararlar bu kez hükümetler taraf›ndan hukuksuzluk içinde uygulanmad›. Ben süreci çok ana hatlar›yla özetleyerek anlatmaya çal›fl›yorum, çünkü bunlar›n hepsi ayr› ayr› ve detayland›r›lmas› gereken konulard›r. Özellefltirme uygulamalar›n›n olumsuz sonuçlar›n› Türkiye yeni

Medyan›n deste¤ini yan›na alan hükümetler “Avrupa yapt› bitirdi, biz geç kald›k” üzüntüsü ve telafl› içinde özellefltirme uygulamalar›na h›z verdi.

17


ÖZELLEfiT‹RME

yeni anlamaya bafllad›. Oysa bunun böyle olaca¤› bilim çevreleri taraf›ndan çoktan aç›klanm›flt›. ‹flte, o albenili sözlere halk›n birçok kesimi aldan›verdi. Hatta, iflçiler eylem yaparken o kurulufllardaki memur statüsünde olanlar destek bile vermediler. Halk da “aman bofl oturup para kazan›yorlar, hem de iflsiz kalaca¤›z, diye ba¤›r›yorlar” dedi.

18

Özellefltirme ‹daresi’nin de uygulamalar s›ras›ndaki hukuka ayk›r›l›klar› da var. En baflta sat›lmak istenen iflletmenin gerçek de¤erinin aç›klanmamas›.

Türkiye’deki özellefltirme uygulamalar› s›ras›nda konuyla ilgili mevzuatlara uyuluyor mu? Do¤ru söylüyorsunuz. Türkiye’de özellefltirme yap›lm›yor. Türkiye’de kamu kurulufllar› haraç mezat, de¤erinin alt›nda hükümetlerin yandafllar›na peflkefl çekiliyor. Biraz önce de¤indik, özellefltirme dünyay› yöneten çokuluslu flirketler içindir diye. Bizim ülkemizde özellefltirmenin iki hatta ikiden fazla aflamas› oluyor. Önce ihaleye giren flirketlere bak›yorsunuz ço¤u o sektör ile ilgili de¤il. Hemen o ifli de yapabilece¤i bir flirket kuruyor ya da varolan flirketinin ana sözleflmesinde de¤ifliklik yaparak örne¤in madencilik konusunu da ekliyor. Bazen bunlar›n hiçbirisine gerek görmeden ihaleye giriyor. Çünkü kimse ona “sen buras›n› neden almak istiyorsun” diye sormuyor ki. Sat›ls›n da kime sat›l›rsa sat›ls›n gözüyle bak›yor. Sat›n alan kifli ya da flirket zaten o iflletmenin üretimine devam etmesi için de¤il arazisi için sat›n al›yor. Bak›yorsunuz bir süre sonra o da bir baflkas›na satm›fl, kapatm›fl ve arazinin daha da de¤erlenmesi için bekletiyor ve içindeki makineleri de götürüp sat›yor.

Bugün ORÜS (Orman Ürünleri Sanayi) iflletmelerin bir ikisi d›fl›nda hepsi kapal›. Üretime devam edenler ise, bir süre sonra yabanc› ortak bularak yavafl yavafl karl› olarak elden ç›karman›n yolunu ar›yor. ‹flte burada yabanc› ortak devreye giriyor. Yabanc› sermaye de¤il, yabanc› ortak. Çünkü yabanc› yat›r›m için gelmiyor, kurulmufl, az çok iflleyen, pazar pay› olan kurulufllar› ele geçiriyor, bir süre sonra da yerli orta¤›na “güle güle” diyor. Al›c›lar taraf›ndan baflka özellefltirmeyi yapan Özellefltirme ‹daresi’nin de uygulamalar s›ras›ndaki hukuka ayk›r›l›klar› da var. En baflta sat›lmak istenen iflletmenin gerçek de¤erinin aç›klanmamas›. Bundan sonraki aflamalarda yap›lanlar her zaman dava konusu olarak gündeme gelmifltir. En belirgin ve yak›n örnek olarak söyleyeyim Tüprafl’›n özellefltirilmesi için ihaledeki usulsüzlük. Petrol-‹fl taraf›ndan dava konusu edilmifl, dava kazan›lm›fl ama “yerli” dedi¤imiz Koç Holding ad›na davan›n son aflamas›nda karar de¤iflikli¤e u¤ram›flt›r. Özellefltirme uygulamalar›n› düzenleyen 4046 say›l› yasa hat›rlad›¤›m kadar›yla 8 kez de¤iflikli¤e u¤ram›flt›r. Ne ad›na? Al›c›lar ad›na, çal›flanlar›n aleyhine. Özellefltirmede giderek yabanc›laflman›n varoldu¤undan ve bunun kaç›n›lmazl›¤›ndan söz ettiniz. Sektörler olarak durum nedir acaba? ‹lk yabanc›laflma 1992 y›l›nda Frans›z K‹T’i olan SCF taraf›ndan 5 çimento fabrikas›n›n sat›n al›nmas›yla bafllam›flt›r. Bu flirket daha sonra ‹talyan Çimento fiirketi ile ortakl›k kurarak Set‹talmenci ad› alt›nda ülkemizde faaliyet göstermektedir. Bugün çimento sektöründe OYAK-SABANCI, OYAK-GAMA yan› s›ra Y‹B‹TAfi-Lafarge ve Rumeli Holding’in (Uzanlar›n) elinde bulunan SEK’lerin özellefltirilmesi s›ras›nda Koç, Sabanc›, P›nar ve Ülker bugün Nestle, Danone, Kraf, Jacobs, Sumitoma gibi çokuluslu flirketlerle ortakl›klar kurmufllar ve flirketteki paylar›n›n giderek azalmas› noktas›na gelmifllerdir. Önemli bir sektörde finans sektörüdür. Bugün bankac›k sektöründe yabanc› bankalar›n say›s› giderek artmaktad›r. Zaten yabanc› bankalar yani finans kurulufllar› müflterilerini izlerler ve de


ÖZELLEfiT‹RME girdikleri ülkedeki özel büyük müflterilere yönelirler. Citibank bunlar›n en bafl›nda olan›d›r. Garanti Bankas›’na ortak olan General Electric ayn› zamanda Mortgage sisteminin temsilcisi olan bir çokuluslu flirkettir. Neden önce banka orta¤› oldu? Çimento sektörü zaten yabanc›laflt›, Mortgage de geldi. Onun için her fley haz›r. Konut a盤› olan ülkemizde pazar onlar için cazip. Tütün ve içkide de durum farkl› de¤il. Türkiye’de yabanc› sigaran›n giriflinin serbest b›rak›lmas›ndan önce hat›rlarsan›z televizyon kanallar›n›n birisinde Parliament sinema kufla¤› vard›. Yabanc› film gösterilirdi. Biz uzunca bir süre o Parliament mavisini gördük ve al›flt›k, bizden birisi gibi oldu. Sonra yabanc› sigara markalar›n›n ülkeye girifli serbest b›rak›ld›. Hemen, Parliament almaya bafllad›k, o bize tan›d›k geldi. Ya da Marlbora sigaras›. Çocuklar›n okul defterlerinin kapaklar› üzerinde Marlbora amblemi olan yar›fl arabalar› resimleri ile kapl› idi. Kendi tütünümüzden üretilen sigaralar› bir kenara b›rakarak bunlar› içmeye bafllad›k. Supermarketler deseniz ayn› durumda tekelleflerek sizleri mahkum ediyorlar ve o ne satarsa onu yemek içmek durumunda kal›yorsunuz. Onlar›nda ço¤u zaten yabanc› flirketler. “Küresel Düfller” adl› bir çeviri de okumufltum. Bilgi ifllem teknolojisi küreselleflmenin en temel araçlar›ndan birisi olmufl ki öyle. Kitapta flöyle diyor: Günde 2 trilyon dolardan fazla para elektronik bilgi parçalar› inan›lmaz uzakl›klara gitmektedir. Bilgi ifllem teknolojisi en çok küresel bankac›l›¤›n çehresini de¤ifltirmifltir. Dünyan›n bir ucundan di¤er ucuna milyonlarca dolarl›k transferin maliyeti yaln›zca 18 cent’tir.” THY’daki halka arz›n sonuçlar› ortada. Yar›n karfl›m›za çokuluslu bir flirket büyük pay sahibi olarak ç›kacakt›r. Asl›nda bugünden büyük bir ortak var. Ama flirkette temsili yok. Yar›n o da olacak. Halka arz diyerek toplumu kand›r›yorlar, oysa halka arz da özellefltirmenin bir baflka flekli. ‹flte küreselleflme kime yar›yor görüyoruz. Bundan sonraki sürece bak›nca, özel-

lefltirme de her fleyin bitti¤ini söyleyebilir miyiz? Asla. Önce bu bir siyasi irade gerektirir. Siz ülkenizin gelece¤i konusunda yapaca¤›n›z birçok fleyin oldu¤una inanmal›s›n›z. Bu ülkenin sahibisiniz. Özellefltirme bugün belki K‹T’lerin sat›fl›n›n tamamlanmas› ile son bulmufltur diye düflünebilirsiniz ama özellefltirme yaln›zca K‹T sat›fl› de¤ildir. Giderek talepler de¤iflik boyutlar kazanmaktad›r. Hazine arazileri, yani topraklar›n sat›fl›. Devletin küçültülmesi mant›¤› ile hizmetin her türlüsünün özel sektöre devri projesi, önümüzdeki günlerde, enerji ve su kaynaklar›m›z gündeme gelecektir. Enerji geldi bile. ‹letifliminiz nas›l bir flirket oldu¤unun kay›tlar› bile bilinmeyen bir yabanc›n›n elinde, havayolu tafl›mac›l›¤›m›z içinden kemirilerek yok edilmeye çal›fl›lmakta. Onlar›n talepleri daha yeni bafll›yor. ‹flte burada emekçilere çok görev düflüyor. Ama gerçek görev. Elimizden al›nanlar› tekrar geri al›r›z ya da bir yenisini kurar›z. Özellefltirmeden en büyük darbeyi alan emekçiler mücadeleden vazgeçmediler. Sorun yaln›zca ifllerini kaybetmeleri de¤il, sorun çocuklar›n›n geleceklerinin kayb›d›r. Ben Ayla Y›lmaz olarak buna inan›yorum, temsil etti¤im K‹GEM’in de bu mücadelede emekçilerin yan›nda oldu¤umuza inanmalar›n› istiyorum.

‹letifliminiz nas›l bir flirket oldu¤unun kay›tlar› bile bilinmeyen bir yabanc›n›n elinde, havayolu tafl›mac›l›¤›m›z da içinden kemirilerek yok edilmeye çal›fl›lmakta. 19


DOSYA

Gazeteci-yazar Aydın Çubukçu:

12 Eylül’ün kötü izlerini, emekçilerin mücadelesi silecek

20 Söylefli: Özlem Ergun Hava-‹fl Basın Yayın Uzmanı ozlemergun@havais.org.tr

12 Eylül darbesiyle birlikte, neredeyse resmi ve sivil tüm kurumlar alafla¤› edilerek yeni bafltan yap›land›r›ld›; elbette iflçi s›n›f›, tüm çal›flanlar ve genifl y›¤›nlar aleyhine.

12 Eylül 1980 askeri darbesi, üzerinden geçen 26 y›la ra¤men sonuçlar› aç›s›ndan bugün bile hükmünü koruyor. 12 Eylül’ün tarifi zor ac›lar›, o y›llar› yaflam›fl milyonlarca insan›n kiflisel tarihinde silinmez bir kâbusu iflaret ederken, toplum ve onun dinamikleri aç›s›ndan da yeni bir karanl›k dönemin habercili¤ini yap›yordu. ‹ki kutuplu dünyan›n so¤uk savafl y›llar›nda, bir yandan emperyalistlerin pazar paylafl›m›, di¤er yandan özellikle yoksul ülkelerde yükselen devrim mücadeleleri sürerken, Türkiye’de de yükselen sosyalist harekete karfl› yap›lan hamle 12 Eylül darbesi oldu. 70’li y›llarda dünyada ve buna paralel olarak Türkiye’de s›n›f mücadelesi ve yükselen devrimci hareket emperyalizmin ileriye dönük planlar› ve pazar alanlar› aç›s›ndan tehlike olarak görülüyordu. Bu h›zl› yükseliflin durdurulmas›, iflçi hareketinin ve onun 1960 Anayasas› ile elde etti¤i kazan›mlar›n tasfiyesi gerekiyordu. Türkiye’deki sermaye s›n›f›, o günlerde IMF ve Dünya Bankas› ile birlikte haz›rlad›¤› ve asl›nda yabanc› sermayenin ülkeyi dizginsizce talan› anlam›na gelen “24 Ocak 1980 Kararlar›”n› ç›kartmaya haz›rlan›yordu

ki, bunu tek bafl›na ve ola¤an koflullarda yapmas› olanaks›zd›. ‹flte sermayenin bir askeri bask› rejimine ihtiyaç duymas› böyle bir döneme denk geldi. Bundan sonras› toplumun her kesiminde, her alan›nda hissedilen topyekun sald›r›lar olacakt›. 12 Eylül darbesiyle birlikte, neredeyse resmi ve sivil tüm kurumlar alafla¤› edilerek yeni bafltan yap›land›r›ld›; elbette iflçi s›n›f›, tüm çal›flanlar ve genifl y›¤›nlar aleyhine. 60 Anayasas› ile elde edilen görece özgürlük ortam›, 12 Mart 1971’deki askeri müdahale ile zaten geriye çekilmiflken, 12 Eylül sonras›nda kat› faflist bir rejim boy gösterdi. Emekçilerin birçok hakk› neredeyse bir gecede “suç” s›n›f›na geçiverdi. Sendikalaflman›n ve örgütlenmenin önüne, k›sa sürede afl›lmas› olanaks›z engeller kondu; grev yapmak, miting düzenlemek uzak bir hayal olmufltu ki, 1984 y›l›na kadar iflçiler tek bir grev girifliminde dahi bulunamad›lar. 12 Eylül 1980 askeri darbesini izleyen günlerde sendikal haklar büyük ölçüde k›s›tland›. Darbe ile tüm toplu sözleflmeler "ask›ya" al›n›rken Türk-‹fl d›fl›ndaki konfederasyonlar ve üye sendikalar kapat›ld›. Örgütlenme hakk›na do¤rudan yasak ve k›s›tlamalar yan›nda toplu sözleflme hakk›na k›s›tlamalar


DOSYA getirildi. 1961 Anayasas›’n›n getirdi¤i özgürlükler ortam›ndan ç›kart›lan 274 ve 275 say›l› yasalardaki kazan›mlar›n önemli bölümü bu ortamda yok edildi. Ç›kart›lan 2822 Say›l› Toplu ifl sözleflmesi Grev Lokavt Yasas› yan›nda 1475 say›l› ifl Yasas›’nda ve bu yasalara ba¤l› olarak ç›kart›lan tüzüklerde önemli de¤ifliklikler yap›ld›. Toplu sözleflmelerde gün say›s› artt›r›labilen k›dem tazminat›na memur katsay›s›na ba¤l› olarak s›n›r getirildi. Toplu ifl sözleflmesinin uygulanmas› durumunda gerçeklefltirilebilen hak grevi tümüyle yasakland›. Birçok iflkoluna ve iflyerlerine grev yasaklar› getirildi; böylece sendikalar›n hak arama yollar› t›kanmaya çal›fl›ld›. Milli Güvenlik Konseyi, 18 Eylül'de yay›nlanan 8 No'lu karar› ile D‹SK'in tafl›n›r ve tafl›nmaz mal varl›klar›na el koydu¤unu aç›klad›. 11 Kas›m'da D‹SK üyesi sendikalar›n yönetimine S›k›yönetim Komutanlar›nca belirlenen kayy›mlar atand›. 7 Aral›k'tan itibaren 2364 say›l› Yasa ile tüm sendika üyelerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu uygulamas›na geçildi. 12 Eylül'de gözalt›na al›nan altm›flyedi D‹SK yöneticisi tutukland›. Türk Hava Yollar›’nda 84 günlük grev sonunda imzalanan 8. Dönem Toplu ‹fl Sözleflmesi YHK (Yüksek Hakem Kurulu) karar› ile 3 y›l uzat›ld›. YHK’ya iflverenin sundu¤u teklif ile 130 esas 2 geçici maddeden 94’nün T‹S’den ç›kar›lmas› önerilmiflti. YHK’da 22 haziran 1982 günü 2 lehte 1 aleyte muhalefet oyu ile mevcut T‹S’den 22 esas 2 geçici madde ç›kar›lm›fl, 84 madde de haklar geriye götürülmüfltür. Sendikalar›n siyasal ve toplumsal yaflama iliflkin s›n›rl›da olsa varolan kat›l›m›, tümüyle yasakland›. Toplu sözleflme sürecinde Yüksek Hakem Kurulu'nun yetkileri ola¤anüstü

artt›r›l›rken bu kurulun ald›¤› kararlara itiraz hakk› kald›r›ld›. Sendikal haklar›n k›s›tland›¤› bu dönemde iflçi ücretleri önemli ölçüde geriledi ve iflçiler mutlak yoksullaflma sürecine girdi. Kenan Evren, ücretlere yüzde 70 zam yapacaklar›n› ve hiç kimsenin iflten at›lmayaca¤›n› söyleyerek, iflçilerin tepkisini pasifize etti. Ancak, 1987'ye kadar gelinen süreçte ücretler geriledi, enflasyon yükseldi, iflsizlik art›, özellefltirme ve tafleronlaflt›rma ile yay›lan kurals›zlaflma çal›flma koflullar›n› a¤›rlaflt›rd›. 12 Eylül’ün tek sonucu ekonomik de¤ildi elbet. Bask› ve zor yoluyla de¤ifltirilen ekonomik alt yap›daki yeni durum, k›sa sürede kendini hayat›n her alan›nda duyurdu. Korku, bask›, antidemokratik uygulamalar her yerdeydi. 23 bin 677 dernek faaliyetten men edildi, 650 bin kifli gözalt›na al›nd›, 50 bin kifli siyasi mülteci olarak Avrupa ülkelerine s›¤›nd›, 700 idam istendi, 480 idam cezas› kesinleflti, 48 kifli idam edildi. Aç›lan 210 bin davada 230 bin kifli yarg›land›. 400 gazeteci için 4 bin y›l hapis cezas› istendi. 39 ton gazete ve dergi imha edildi. 300 kifli kuflkulu flekilde öldü. 171 kiflinin iflkencede öldürüldü¤ü belgelendi. Bu kara listeyi daha da uzatmak mümkün. Ancak Kenan Evren’in k›sa, ama o günlerin tarifi olacak denli “özlü” bir sözü, tabloyu özetleyen tarihi bir belge niteli¤indeydi. Evren idama mahkûm edilen iflçiler ve gençler için so¤ukkanl›l›kla flöyle söylemiflti: “Asmayal›m da besleyelim mi?” 12 Eylül’ün büyük bir insanl›k ve demokrasi dram› olarak tarihimize girmesinin üzerinden 26 y›l geçti. Ülkeyi bütün dinamikleriyle birlikte geriye götüren, emekçilerin büyük mücadelelerle kazan›lm›fl haklar›n› silah zoruyla tasfiye eden askeri darbenin y›l dönümünde, 12 Eylül’ü cezaevinde karfl›layan bir ayd›nla konufltuk. fiimdi sözü, “12 Eylül,

12 Eylül’ü cezaevinde karfl›layan bir ayd›nla konufltuk. Evrensel Kültür Dergisi Genel Yay›n Yönetmeni ve gazeteci-yazar Ayd›n Çubukçu “12 Eylül, toplumsal tarihimizde kaybedilmifl bir ‘muharebe’dir; ama büyük savafl henüz bitmedi” diyor.

21


DOSYA

Baflta sendikalar ve siyasi partiler olmak üzere, halk›n mücadele arac› olarak kulland›¤› bütün örgütler darbenin ana hedefi oldu.

Foto¤raflar: Evrensel Gazetesi arflivinden alınmıfltır.

22

toplumsal tarihimizde kaybedilmifl bir ‘muharebe’dir; ama büyük savafl henüz bitmedi” diyen Evrensel Kültür Dergisi Genel Yay›n Yönetmeni ve gazeteci-yazar Ayd›n Çubukçu’ya b›rakal›m. - 12 Eylül 1980 askeri diktatörlü¤ü hangi koflullarda ortaya ç›kt›? - Dünyada, Reagen-Teatcher ikilisinin, yeni bir dünya düzeni hakk›ndaki propagandalar›n›n bafllang›ç tarihi 1980’dir. Bu, SSCB’nin büyük ölçüde güç kaybetti¤i, emperyalist-kapitalizmin ise neo-liberal politikalar için yeni hegemonya alanlar› kazanmak üzere yeni mücadelelere girecek kadar güçlendi¤i bir zamand›r. Bundan çok k›sa bir süre önce, bölgemizde ‹ran ‹slam Devrimi gerçekleflmiflti. Bu, emperyalist hegemonya zincirinde büyük bir boflluk do¤urdu ve bütün bölge ülkeleri gibi,

Türkiye’deki toplumsal muhalefeti de etkiledi. Bir yandan sol, sosyalist, demokrat, ilerici güçlerin ola¤anüstü yayg›n ve etkili muhalefeti, di¤er yandan bu önemli dünya geliflmeleri, emperyalizm ve iflbirlikçileri aç›s›ndan ola¤an araçlarla kontrol edilemeyecek bir durum ortaya ç›kard›. 12 Eylül, ola¤anüstü koflullarda, ola¤anüstü yönetim araçlar›n›n kullan›lmas›na bir örnektir ve söz konusu koflullar›n ürünüdür. - 12 Eylül darbesinin sosyal, ekonomik, politik anlam› neydi? Genifl y›¤›nlar ve özellikle iflçi s›n›f› hareketi aç›s›ndan 12 Eylül ne tür sonuçlar do¤urdu? - 12 Eylül, sosyal bak›mdan tepkisiz ve kolay denetlenebilir, kolay yönlendirilebilir bir toplum hedefliyordu. Ekonomik olarak, dünya çap›nda IMF reçetelerine göre yeniden düzenlenecek olan sermaye hareketleri önündeki engellerin kald›r›lmas›n› amaçl›yordu. Bu iki ana hedef, baflta iflçi s›n›f› olmak üzere, toplumun bütün emekçi kesimlerine yönelik fliddetli bir sald›r›yla gerçeklefltirilebilirdi. O dönemin koflullar›nda, haklar›n› savunmay› ve yeni haklar kazanmay› uzun mücadele deneyleri içinde ö¤renmifl olan Türkiyeli iflçi ve emekçileri, kullan›lagelen yöntemlerle durdurmak olana¤› yoktu. Baflta sendikalar ve siyasi partiler olmak üzere, halk›n mücadele arac› olarak kulland›¤› bütün örgütler darbenin ana hedefi oldu. Baflta içi s›n›f› olmak üzere, bütün emekçiler tam anlam›yla örgütsüzlefltirildiler. Sendikalar›na, derneklerine düflman haline getirilmeye çal›fl›ld›lar. Grev, toplu sözleflme, sendikalaflma gibi bafll›ca silahlar ifllevsizlefltirildi. Zaman içinde, bunlar yasal olarak da kullan›lamaz, kullan›sa bile etkisiz araçlar haline getirildi. Sendikalar büyük


DOSYA

üye kay›plar›na u¤rad›lar ve yeni üye kazanmakta büyük güçlüklerle karfl›laflt›lar. - Yerli sermayenin IMF ve Dünya Bankas› ile birlikte haz›rlad›¤› ve IMF’den gelecek kredilerin yolunu açan 24 Ocak 1980 ekonomik kararlar› ne tür bir ekonomik model sunuyordu? 12 Eylül askeri diktatörlü¤ü ile 24 0cak 1980 kararlar› aras›nda nas›l bir iliflki kurabiliriz? - Henüz darbeden aylar öncesinde, 24 Ocak kararlar› tart›fl›l›rken, dönemin muhalefet lideri Bülent Ecevit, bu kararlar›n ancak Latin Amerika tipi bir askeri diktatörlük alt›nda topluma kabul ettirebilece¤ine iflaret etmiflti. Bu bir kehanet de¤ildi; o dönemde Latin Amerika’da, Arjantin, fiili gibi ülkelerde iktidarda bulunan diktatörlüklerin amaçlar›na ve temel ald›klar› ekonomik programlara bak›larak yap›lm›fl bir tespitti. Sosyal haklarda genifl çapl› bir k›s›nt›, sendikalar üzerinde bask›, grev yasa¤›, siyaset yasa¤›, a¤›r enflasyonist politikalar, düflük ücret ve pahal› hayat, IMF’nin önerilerinin küçük bir özetidir. Ard›ndan, sa¤l›k ve e¤itim baflta olmak üzere toplumun temel ihtiyaçlar›n›n hepsinin paral› hale getirilmesi plan› da vard›. Bu, ancak günümüzde, yine 12 Eylül’ün yaratt›¤› sosyal ve siyasal temele dayanarak gerçeklefltirilme sürecindedir. Latin Amerika’da ise, çok yayg›n ve a¤›r bir toplumsal fliddet politikas›, ekonomik uygulamalara paralel gidiyordu. Genifl halk kitlelerin bütün temel ç›karlar›na karfl› olan bu ekonomik plan›n uygulanabilmesi, o kitlelerin sindirilmesine, direnemez hale getirilmesine ve örgütsüzlefltirilmesine ba¤l›yd›. Dolay›s›yla 12 Eylül’ün, bafll›ca nedenleri aras›nda, di¤er bölge ve ülke koflullar›n›n yan› s›ra, böyle bir program›n uygulanmas› amac›n› da ilk baflta saymak gerekir. Amerikan Baflkan›’na söylenen “darbeyi yapan bizim çocuklar” sözü, bu çerçevede anlaml›d›r. Hem Türkiye’nin olas› bir devrimle kaybedilmesi tehlikesi bertaraf edilmifltir, hem de gelece¤e iliflkin emperyalist planlar aç›s›ndan son derece elveriflli bir durum kazan›lm›flt›r.

- 24 Ocak kararlar›n›n hayat› geçebilmesi için 12 Eylül 1980 faflist darbesi bir ön koflul muydu? Bugün, 24 Ocak kararlar›ndan çok daha a¤›r ekonomik uygulamalar yaflama geçiriliyor. Bu, darbenin iflçi s›n›f› hareketinde yaratt›¤› kal›c› tahribat›n bir sonucu olabilir mi? - Yukar›da da de¤indi¤im gibi, darbe olmasayd›, 24 Ocak kararlar› uygulanamazd›. Bugün ise, daha a¤›r programlar, darbesiz koflullarda uygulanabiliyor. Bu, darbenin toplumumuzu, iflçi s›n›f›m›z› ne kadar derinden ve uzun vadeli etkiledi¤ini göstermektedir. Her fleyden önce, sendikalar üzerindeki a¤›r bask› devam etmektedir ve sendikas›zlaflt›rma hareketi, tafleronlaflt›rma, esnek çal›flma gibi yeni uygulamalarla sürekli hale getirilmifltir. Dolay›s›yla, iflçi s›n›f›n›n darbeyle elinden al›nan mücadele olanaklar›, darbenin üstünden geçen çeyrek as›rl›k dönem içinde yeniden kazan›lamam›flt›r. Daha da geriye gidilmifltir. Görünüflte 12 Eylül Darbesi, resmi olarak 1984 Genel Seçimleriyle sona ermifltir! Oysa bu darbe hâlâ devam etmektedir ve bunun kan›t› da iflçi ve emekçilerin sosyal, ekonomik, siyasal hayatlar›nda görülen büyük yoksunluk ve yoksulluktur. Bugün iflçi s›n›f› ve sendikal hareketin geldi¤i noktay› da, bu süreklili¤in sonucu olarak görmeliyiz. Hak alma ve eldeki haklar› savunma bak›m›ndan iflçi s›n›f›m›z üstüne örtülen “ölü topra¤›”n› tam olarak silkeleyememifltir. Bunda, bir kaç mücadeleci sendikay› hariç tutarak söyleyecek olursak, sendikal hareketin de büyük suçu vard›r. Geçen 26 y›l, ne yaz›k ki, yaln›zca iflçi s›n›f›m›z› de¤il, bütün toplumumuzu a¤›r bir karanl›¤a mahkum etmifltir. Ama bu etkilerin silinmesi, göründü¤ü kadar zor de¤il. ‹flçilerin ve kamu emekçilerinin, üretici köylülü¤ün her f›rsatta kendisini gösteren inatç› mücadelesi toplumsal gidiflat›m›z› daha iyiye götürmek için umutlar›n var oldu¤unu gösteriyor. 12 Eylül, toplumsal tarihimizde kaybedilmifl bir “muharebe”dir; ama büyük savafl henüz bitmedi.

Görünüflte 12 Eylül Darbesi, resmi olarak 1984 Genel Seçimleriyle sona ermifltir! Oysa bu darbe hâlâ devam etmektedir ve bunun kan›t› da iflçi ve emekçilerin sosyal, ekonomik, siyasal hayatlar›nda görülen büyük yoksunluk ve yoksulluktur.

23


HUKUK

Uçufl görev ve dinlenme süreleri ile ilgili hukuk mücadelemiz sürüyor Mustafa Ya¤c› Hava-‹fl Sendikası Genel Sekreteri havais@havais.org.tr

24

Sendikam›z Uyuflmazl›klar› Çözüm Kurulu tutana¤›nda üzerinde uzlaflmaya var›lamayan konularda, 07-029 Yönetmeli¤i’nin iptali ile ilgili Bak›rköy ‹fl Mahkemesi’nde dava açt›. Aç›lan davada Bak›rköy ‹fl Mahkemesi “uçucu personelin ifl yasas› kapsam›nda olmad›¤›” fleklindeki genel de¤erlendirilmesi ile davaya bakmay› reddetti. Ancak Yargıtay, bu kararı lehimize bozdu.

Bilindi¤i gibi, zaman›n THY genel müdürü Abdurrahman Gündo¤du’nun oluru ile, uçucu ekiplerin görev ve dinlenme sürelerini düzenleyen Ortakl›k Yönetmeli¤i 07-29 ile Ulusal Talimat SHT-6A-50’n›n sendikam›zla THY iflvereninin ortaklafla uyumlaflt›rma çal›flmalar› sonucu yay›nlanan ve kazan›lm›fl haklar› koruyan düzenleme 2005 y›l› A¤ustos ay› içinde THY Yönetim Kurulu karar› ile tek tarafl› de¤ifltirilmiflti. Sendikam›z›n ça¤r›s› üzerine toplanan Toplu ‹fl Sözleflmesi Uyuflmazl›klar› Çözüm Kurulu’nda konu yeniden ele al›nm›fl ve yeni yay›nlanan 07-029’nun baz› maddeleri yeniden düzenlenmiflti. Sendikam›z daha sonra Uyuflmazl›klar› Çözüm Kurulu tutana¤›nda üzerinde uzlaflmaya var›lamayan konularda, 07-029 Yönetmeli¤i’nin iptali ile ilgili Bak›rköy ‹fl Mahkemesi’nde dava açt›. Aç›lan davada Bak›rköy ‹fl Mahkemesi uçucu personelin ifl yasas› kapsam›nda olmad›¤› fleklinde ki genel de¤erlendirilmesi ile davay› bakmay› reddetti. Sendikam›z bu karar› Yarg›tay’a temyize götürdü. Bu temyiz davas›nda Yarg›tay, sendikam›z›n temyiz gerekçesini hakl› bularak davan›n ‹fl Mahkemesi’nde bak›lmas›na karar verdi ve mahkemenin karar›n› bozdu. Bu dava da Yarg›tay’›n verdi¤i karar›n en önemli noktas› uçucu personelin her ne kadar ‹fl Yasas› kapsam› d›fl›nda olmas› söz konusu ise de THY’de uçucu ekiplerin sendika üyesi olmas› ve toplu ifl sözleflmesinde 105 Madde hükmünün yönetmeliklere at›f yapmas› nedeniyle, üyelik ba¤› ve toplu ifl sözleflmesinin ba¤lay›c› hükümleri çerçevesinde davaya ‹fl Mahkemesi’nin bakabilece¤ini belirlemesidir. Özellikle sendika üyesi ve toplu ifl sözleflmesi olmayan iflyerlerinde çal›flan uçucu ekiplerin ‹fl Yasas› kapsam›nda olmamalar›ndan dolay› k›dem ihbar tazminat›ndan mahrum edilmeleri, hatta ifle iade davalar›ndan bile yararlanmalar› konusunda önemli engeller ç›kar›lmas› sendikal› olmanın ve toplu ifl sözleflme kapsam›nda bulunmanın yararlar›n› ortaya ç›karmaktad›r. Yukar›daki süreçten ülkemizde hukuk

yoluyla hak araman›n nas›l engellerle dolu oldu¤unu görebilirsiniz ancak, sendikam›z y›lmadan ve usanmadan bu konudaki ›srarl› mücadelesine devam etmektedir ve edecektir. Bilgi için Yarg›tay’›n bu örnek karar›n› afla¤›da yay›nl›yoruz. Yarg›tay Karar› Davac› sendika, daval› iflveren ile yürürlükteki toplu ifl sözleflmesinin eki olan 07/029 nolu “Türk Hava Yollar› Anonim Ortakl›¤› Uçucu Personel Uçufl Görev ve Dinlenme Saatleri Yönetmeli¤i” hükümlerinde iflverinin yapm›fl oldu¤u tek tarafl› de¤iflikliklerin sendika üyesi uçucu ekiplerin “pilot, kabin memuru ve yükleme görevlileri” dinlenme çal›flma ve günü birlik uçufl sürelerinin düzenlemelerinin toplu ifl sözleflmesi ve kazan›lm›fl haklara ve yasaya ayk›r›l›k oluflturdu¤unun tespiti ve taraflar aras›ndaki çekiflmenin giderilmesine karar verilmesini istemifltir. Mahkemece, tespit ve sataflman›n önlenmesi istenen hususlar›n 4857 Say›l› ‹fl Kanunu 4. Maddesi’nde belirtilen istisnalar› kapsad›¤›ndan ‹fl Mahkemesi’nin bu davaya bakmaya görevli olmad›¤› gerekçesiyle görevsizlik karar› verilmifltir. Oysa 5521 say›l› ‹fl Mahkemeleri Kanunu gere¤ince sadece iflçi ve iflveren aras›ndaki hizmet aktinden ve kanundan do¤an uyuflmazl›klar›n yan›nda 2822 say›l› Toplu ‹fl Sözleflmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nun 62/2. Maddesi uyar›nca an›lan kanundan do¤an uyuflmazl›klar›n çözümü ‹fl Mahkemesi’dir. Uyuflmazl›k toplu ifl sözleflmesinin eki kabul edilen yönetmelikte iflverenin tek tarafl› olarak yapt›¤› de¤iflikli¤in (‹fl Kanunu kapsam›nda olan konularda) toplu ifl sözleflmesine uygun olup olmad›¤› tespiti davas›d›r. Davan›n ‹fl Mahkemisi’nde görülmesi gerekir iken yaz›l› flekilde hüküm kurulmas› hatal› olup olmad›¤› tespiti davas›d›r. Davan›n ‹fl Mahkemesi’nde görülmesi gerekir iken yaz›l› flekilde hüküm kurulmas› hatal› olup bozmay› gerektirmifltir. Sonuç: Temyiz olunan karar›n yukar›da yaz›l› sebepten bozulmas›na, peflin al›nan temyiz harc›n›n istek halinde ilgiliye iadesine, 11.7.2006 gününde oy birli¤i ile karar verildi.


ARAfiTIRMA

Dört kiflilik ailenin açlık sınırı 574 YTL, yoksulluk sınırı 1.870 YTL Uluslararas› Para Fonu IMF Birinci Baflkan Yard›mc›s› Anne Krueger, 12 Temmuz’da yapt›¤› asgari ücret aç›klamas› ile y›l›n en traji komik demeçlerinden birine imza att›. Güler misin, a¤lar m›s›n? dedirten Krueger incileri de söyleyen IMF oldu¤undan m› yoksa söylenenin traji komik bir piyes trad› tad›nda olmas›ndan m› nedir bilinmez; hayli yaz›ld› çizildi. Özetle 350 milyon asgari ücretin fazla oldu¤unu söyleyen Krueger’in aç›klamas›ndan ö¤rendik ki, Türkiye ekonomisi’nin bu zavall› halinin müsebbibi me¤er bu 350 milyonlarm›fl. Tüm bu zenginlikleri yaratan, patronlar› için sermaye art›r›m› sa¤layan iflçilerin 350 milyonlar›… Asgari ücretin böylesine yüksek seviyelerde seyretmesinin iflgücünü ve birimlerin ekonomik aktivitelerini olumsuz yönde etkiledi¤ini söyleyen Krueger, bir gazetecinin “Türkiye’deki asgari ücretle geçinebilir misiniz?“ sorusuna ise evlere flenlik ama bir o kadar da tarihi bir yan›t verdi. "E¤er mecbursan›z, mecbursunuzdur. Birçok insan bunun çok daha alt›nda

rakamlarla yaflam›n› devam ettiriyor. Çünkü asgari ücret bile alm›yorlar; çünkü kay›t d›fl› ekonomideler. Verimlilik, flu anda insanlara daha fazla ödeme yapmak için uygun de¤il. Bunu düzeltmek istiyoruz; ama bu zaman alacak. Sorun sadece asgari ücret de¤il. Bana göre, insanlar›n ifle al›nmas› ve at›lmas› tüm iflgücü piyasas›n› çevreleyen koflullar›n gözden geçirilmesi laz›m." “Mecbursan›z mecbursunuz” Krueger’e sormak gerek; bu ülkenin mecbur köleleri eme¤inden baflka satacak bir fleyi olmayan ve onu da satt›¤›nda karn›n› bile doyuramadan yar› aç yar› tok gezen yoksul iflçiler ve onlar›n aileleri midir? Bu 350 milyonu bir gecede harcarken zenginli¤inin kayna¤› meçhul “zenginlerin” bu ülke için yapacak bir fleyi yok mudur? Y›llard›r ülkenin do¤al ve ulusal

350 milyon asgari ücretin fazla oldu¤unu söyleyen IMF Birinci Baflkan Yardımcısı Anne Krueger’in aç›klamas›ndan ö¤rendik ki, Türkiye ekonomisinin bu bu zavall› halinin müsebbibi me¤er bu 350 milyonlarm›fl.

25


ARAfiTIRMA

26

G›da ile birlikte kira, ulafl›m, yakacak, elektrik, su, haberleflme, giyim, e¤itim, sa¤l›k, iletiflim, kültür gibi temel ihtiyaçlar için yap›lmas› gereken harcama da dikkate al›narak bir ailenin yapmas› gereken toplam harcama tutar›na, di¤er ifadesiyle “Yoksulluk S›n›r›”na ulafl›lmaktad›r.

kaynaklar›n› ABD ve onlar›n kurumlar›na peflkefl çeken politikac›lar›n, Amerika memuru bürokratlar›n flimdi gelinen noktada asgari ücreti düflürmekten baflka planlar› yok mudur? Ya da zaten yapmak istedikleri tam da böyle bir fley mi? Yoksullu daha yoksullaflt›rarak giderek insanl›¤›ndan uzaklaflt›rmak hepten sesi ç›kmaz hale getirip, bu arada zengini daha da zenginlefltirerek semirtmek mi? Ve Krueger’in dedi¤i gibi “iflgücü piyasalar›n›n gözden geçirilmesi gerek”. Gerek elbet, ama tersten. ‹flgücü piyasas› denen ve eme¤ini satanla alan›n karfl›laflmas›yla oluflan bu piyasada üretilmifl mal veya hizmet bu kadar pahal›ya sat›l›rken bu ürünü yaratan emek neden bu kadar ucuzdur? IMF politikalarıyla bir yandan tarımı çökerterek kırsal kesim nüfusunu %10’lara indirmeye ve insanları iflsizler ordusu olarak flehirlere yı¤maa çalıflıyorlar. Di¤er yandan iflçilerin sendikasızlaflmasını engellemek, toplu pazarlık hakkını kullandırtmamak için ellerinden geleni yapıyolar. Sonra da insanların asgari ücrete, hatta daha azına bile “mecbur” olmasını bir do¤a yasasıymıfl gibi sunmaya çalıflıyorlar. Açl›k s›n›r›n›n 574 YTL, yoksulluk s›n›r›n›n ise 1.870 YTL oldu¤u bir ülkede hangi asgari ücretin neresini k›sacaks›n›z, ne taraf›ndan k›rpacaks›n›z? Ve sonra bu yoksul insanlar ne yapacak, ne yiyip ne içecek ve nas›l yaflacaklar. Asgari ücreti fazla bulan Krueger, bunlar›n yan›tlar›n› da biliyor mudur? Afla¤ıda TÜRK-‹fi’in açlık ve yoksullukla ilgili arafltırmasını bulacaksınız. A¤ustos ayı için açlık ve yoksulluk sınırı TÜRK-‹fi taraf›ndan her ay düzenli olarak yap›lan “açl›k ve yoksulluk s›n›r›” çal›flmas›n›n A¤ustos 2006 sonucuna göre, dört kiflilik bir ailenin dengeli ve sa¤l›kl› beslenebilmesi için yap›lmas› gereken g›da harcamas› tutar› 574,03 YTL, insan onurunun gerektirdi¤i yaflam düzeyinin sa¤lanmas› için yap›lmas› gereken toplam harcama tutar› ise 1.869,81 YTL olarak hesapland›. Yoksulluk konusunda yap›lan çal›flmalarda; k›rsal kesimde yaflayanlar›n, hanehalk› büyüklü¤ü fazla olan›n, e¤itim durumu yetersiz olan›n, yoksulluk riski alt›nda bulundu¤u tespiti yap›ld›. ‹flsizlerin durumu ise, iflsizlik yard›m› gibi sosyal devlet uygulamas›n›n bulunmad›¤› ülkemizde içler ac›s› bir hal ald›.

Türkiye’de açl›k ve yoksulluk boyutunda varolan olumsuz yap› “çal›flanlar›n yoksullu¤u” ile giderek önemini art›rd›. Son aylarda meydana gelen fiyat art›fllar› aile bütçesini olumsuz etkiledi. Çal›flanlar önceki y›l›n ayn› ay›na göre bugün, g›da için 54.- YTL, temel ihtiyaçlar› için toplam 176.YTL daha fazla harcama yapmak durumunda kald›. Hedeflenen enflasyon oran› temel al›narak ücretli-emekli gelirlerinde yap›lan art›fllar, y›l›n ilk sekiz ay›nda gerçekleflen fiyat art›fllar› ile anlam›n› yitirdi. Sat›nalma güçleri giderek geriledi. Bu geliflmeye ra¤men, 2007 y›l›nda, kamu kesimi taraf›ndan belirlenen ücret ve maafllar›n enflasyon hedefiyle uyumlu olmas› gere¤ine resmi raporlarda vurgu yap›ld›. Gerek fiyat istikrar› gerekse makro ekonomik istikrar› sa¤lama gerekçesiyle dar ve sabit gelirli kesimlerin fedakarl›¤› temel al›narak yürütülen gelirler politikas› sonucu çal›flanlar›n ve emeklilerinin gelir art›fllar› hedeflenen enflasyon ile s›n›rl› tutulmas›na karfl›n, son aylarda enflasyonda art›fl devam etti. Beslenme kal›b›, Türk-‹fl Konfederasyonu’nun talebi üzerine, Hacettepe Üniversitesi taraf›ndan oluflturulmufltur. Bir iflçinin ailesi ile birlikte, fizyolojik ihtiyaçlar› ile tutarl›, yeterli ve dengeli beslenmesini sa¤lamak için gerekli olan kalori say›s› ve bunu karfl›layacak besinlerin cins ve miktar› bilimsel olarak belirlendi. Bu beslenme kal›b› temel al›narak, çal›flanlar›n yo¤un olarak al›flverifl yapt›klar› market-pazar yerlerinden fiyatlar derlenmekte ve yap›lmas› gereken asgari düzeydeki g›da harcamas›na ulafl›lmaktad›r. “Açl›k S›n›r›” olarak tan›mlanan tutar dört kiflilik bir ailenin g›da harcamas› tutar›d›r. G›da ile birlikte kira, ulafl›m, yakacak, elektrik, su, haberleflme, giyim, e¤itim, sa¤l›k, iletiflim, kültür gibi temel ihtiyaçlar için yap›lmas› gereken harcama da dikkate al›narak bir ailenin yapmas› gereken toplam harcama tutar›na, di¤er ifadesiyle “Yoksulluk S›n›r›”na ulafl›lmaktad›r. Bu tutar, bir bak›ma insanca geçim flartlar›n›n asgari düzeyidir. Yoksulluk s›n›r› bir bak›ma haneye girmesi gereken toplam gelirin alt s›n›r›d›r. TÜ‹K’in 2003-2004 Hanehalk› Tüketim Harcamalar› Anketi’ne göre “g›da harcamalar›”n›n toplam tüketim harcamalar› içindeki pay› yüzde 30,70 oran›ndad›r.


DÜNYADAN

Brezilya ulusal havayolu VARIG sat›ld›; uçufllar› durduruldu... Bir Latin Amerika ülkesinde daha, bir milli havayolunun tarihe kar›flmas›na tan›k olundu. Ad› Brezilya ile özdeflleflmifl olan Varig, Temmuz sonunda, sadece 24 milyon dolara sat›ld›. Varig, uzunca dönemdir biriken borçlar›ndan dolay› iflas tehdidi alt›nda yafl›yordu. Bugün yeni al›c›lar, ‘Yeni Varig’ ad› alt›nda yap›land›racaklar› havayolunda, Varig’in borçlar›n› devralmayacaklar. Borçlar ‘Eski Varig’e’, (yani son kertede Brezilya halk›n›n omuzlar›na) kalacak. fiirketi alan sermaye grubu derhal en kârl› iç hat d›fl›ndaki tüm hatlardaki uçufllar› ikinci bir duyuruya kadar durdurdu, çal›flanlar›n ço¤unu iflten ç›kartt› ve

10.000 çal›flan›n sadece 2.000’ini tutmay› hedefledi¤ini aç›klad›. Bu sat›fla kadar nas›l gelindi? 2005 y›l› May›s ay› itibar›yla Varig’in 76 yolcu, 11 kargo olmak üzere 87 uça¤› vard›. Yine 2005 y›l› Haziran ay› itibar›yla havayolunun net 2.5 milyar dolar zarar› ve bilançosunda 2.8 milyar dolar, bilanço d›fl›nda ise 2.0 milyar dolar borcu mevcuttu. 17 Haziran 2005 tarihinde VARIG, tam sekiz gün önce ç›kart›lm›fl olan bir yasaya göre “yasal yoldan yeniden yap›land›r›lmas›” için Rio de Janeiro’daki Ticari ‹flas ve Yeniden Yap›land›rma Mahkemesi’ne baflvurdu. Bu yasaya göre Varig gibi borçlu flirketlerin faaliyetlerini

Varig 1927 y›l›nda kurulmufltu. 1965’te hükümet o güne kadar ülkenin bayrak tafl›y›c› havayolu olan Panair’i kapatmaya karar verdikten sonra Varig bayrak tafl›y›c› havayolu haline geldi ve Atlantik ötesi uçufllar›n› da bafllatt›. 1945’ten bu yana, Varig’in ço¤unluk hissesi Ruben Berta Vakf›na (RBF) aitti. Bu 1945’te kurulmufl kâr amaçl› olmayan ve flirket çal›flanlar›na sosyal haklar sa¤layan bir vak›ft›. On y›l öncesinde, Varig Brezilya’n›n havac›l›¤›nda % 50 pay sahibiydi. Daha sonraki y›llarda ise özellikle TAM ve Gol gibi özel havayollar› karfl›s›nda pazar pay› kaybetti. Bu y›l Haziran ay›na gelindi¤inde Varig’in pazar pay› % 10.5’a düflmüfl, TAM’›n pazar pay› % 47.6, Gol’ün ise % 35 olmufltu. TAM bafllang›çta bir grup pilot taraf›ndan kurulmufl, daha sonra ise Brezilya’daki Amaro ailesinin mülkiyetine geçmifl bir özel havayolu. Gol ise Constantino ailesine ait olarak kurulmufl ve 2001 y›l›nda uçufllar›na bafllam›fl olan bir ucuz tarifeli havayolu. Gol’ün hisse senetlerinin de¤erinde, Varig’in irtifa kaybetmesi sonucunda yaflanan yükselifl, 2005 y›l›nda Constantino ailesini Forbes dergisinin yay›nlad›¤› dünya milyarderleri listesine sokmufltu. Bu y›l yaflananlar da yine en çok bu iki havayoluna yarad›. Gol havayolunun hisselerinin de¤erleri yine astronomik oranlarda artt›.

Pınar Erol Hava-‹fl Dıfl ‹liflkiler Uzmanı pinarerol@havais.org.tr

Varig, Temmuz sonunda, sadece 24 milyon dolara sat›ld›. Varig, uzunca dönemdir biriken borçlar›ndan dolay› iflas tehdidi alt›nda yafl›yordu. Bugün yeni alıcılar Varig’in borçlar›n› devralmayacaklar. Borçlar ‘Eski Varig’e’, (yani son kertede Brezilya halk›n›n omuzlar›na) kalacak.

27


DÜNYADAN

28

Yaklafl›k 300 Varig çal›flan› ve 10 kadar milletvekili ise Lula’n›n baflkanl›k saray›na yürüyordu. ‹flçiler “Baflkan Lula, Varig bekleyemez” “‹hmalkâr Hükümet, verdi¤in sözler nerede?” yaz›l› pankartlar tafl›yorlard›.

sürdürmesine ve mal varl›klar›n› ve ifllerini kontrol etmeyi sürdürmesine izin veriliyordu. Ancak yasa bu durumdaki flirketlerin çeflitli parçalara ayr›larak sat›lmas›na da izin veriyordu. Bu kapsamda Varig’in kargo flirketi olan VarigLog bu y›l›n Ocak ay›nda Volo Brasil isimli bir konsorsuyuma ve yine Varig’in bak›m merkezi olan VEM de Portekiz havayolu TAP’›n baflkanl›k etti¤i bir konsorsiyuma sat›ld›. 11 Nisan günü Varig çal›flanlar› Sao Paulo’daki ülkenin en yo¤un havaliman› olan Congoshas Havaliman›’n› sabah 40 dakika boyunca bloke ettiler. ‹ki di¤er ildeki terminallerde de protesto yürüyüflleri düzenlediler. fiirket çal›flanlar›n› temsilen bir grup ise Lula ve kabinesi ile görüflme talebiyle baflkent Brasilia’ya gitti. Çal›flanlar›n temsilcisi, Varig’de 21 y›ld›r pilot olarak görev yapan kaptan Aro Pereira yapt›¤› aç›klamada; “Hükümet Varig’e s›rt›n› dönemez” diyordu. Bu eylemin bir hafta öncesinde Varig’in en üst düzey yöneticisi flirketin yaklafl›k 3.26 milyar dolarl›k borcunu yeniden yap›land›r›rken uçufl operasyonunu sürdürebilmesi için hükümetin kredi vermesine ihtiyac› oldu¤unu aç›klam›flt›. Ayn› gün yaklafl›k 300 Varig çal›flan› ve 10 kadar milletvekili ise Lula’n›n baflkanl›k saray›na yürüyordu. ‹flçiler “Baflkan Lula, Varig bekleyemez” “‹hmalkâr Hükümet, verdi¤in sözler nerede?” yaz›l› pankartlar tafl›yorlard›.

Varig grubu çal›flanlar›n› temsilen TGV taraf›ndan imzalanm›fl olarak Lula’ya sunulan belgedeki talepler flunlard›: Havaliman› vergilerinin ödemesinin befl ay ertelenmesi; yak›t ödemeleri için iki ayl›k bir süre verilmesi (her iki ödeme de iki kamu kurumuna yap›lacak ödemelerdi); Varig emeklilik fonundan 150 milyon dolar›n kullan›lmas›na yetki verilmesi ve ayr›ca hükümetin, 1980’lerin sonlar›nda ve 90’lar›n bafllar›nda enflasyonu dizginlemek için bilet fiyatlar›n› dondurmaya zorlanm›fl oldu¤u için Varig’e verilecek olan tazminat›n verilmesini h›zland›rmas›. TGV sözcüsü hükümetin bugün Varig’in ana alacakl›s› konumunda oldu¤unu ve flu anda alacakl›lar› taraf›ndan yönetilmekte olan flirketin batmas›na izin vermesinin ak›lla ba¤daflmayaca¤›n› söylüyordu. Ancak Lula’n›n Brezilya’daki büyük patronlarla ortak hükümeti bu ça¤r›lara yan›t vermedi¤i gibi, bunun hemen sonras›nda Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› Varig’in emeklilik fonunu devrald›. Ayr›ca sivil havac›l›k otoritesinin Varig’in uçufllar› durdurulursa sat›lm›fl biletler için yolcular› di¤er havayollar›n›n tafl›mas› için organizasyon yapt›¤› duyuldu. Hükümetin Varig’i kurtarmak için destek vermeyece¤inin anlafl›ld›¤› bu günlerde Varig’in hisse senedi de¤erleri de h›zla düflüyordu. 9 May›s 2006 tarihine gelindi¤inde VARIG’e atanm›fl olan kayy›m flirket için bir kurtarma plan› üzerinde anlafl›ld›¤›n› aç›klad›. VARIG asgari 860 milyon dolar teklif alacak flekilde ihaleye ç›kart›lacakt›. 25 May›s 2006’da Varig’in uçak leasing ücretlerini ödeyememesinden dolay› VARIG’in Boeing 777 uçaklar›ndan birine ABD’nin New York flehrindeki John F. Kennedy Havaliman›’nda US Bank taraf›ndan el kondu. 8 Haziran günü Varig’in (borçlar› ç›k›ld›ktan sonra kalan) varl›klar› için aç›lan ihale Rio de Janeiro’da yap›ld›. ‹lk tur teklifler al›nd›¤›nda 860 milyon dolar teklif veren olmad›¤› görüldü. Bir asgari s›n›r›n konulmad›¤› ikinci tur tekliflerde bir grup Varig çal›flan› havayolu için 449 milyon dolarl›k tek teklifi verdi. Bu miktar belirlenen asgari limitin alt›nda oldu¤u için havayolunun sat›fl›na iliflkin karar


DÜNYADAN

iflas hakimi Luiz Roberto Ayoub’un önüne geldi. Ertesi gün ise iflas hakimi havayolunun filosunu iflletmesine son vermesi ve aktif jetlerini 16 Haziran tarihine kadar sahiplerine geri vermesi yönünde bir ihtar yay›nlad›. 2O Haziran tarihi itibar›yla Brezilya Mahkemesi, havayolunun TGV isimli havayolunun çal›flanlar›n› temsil eden konsorsiyuma sat›fl›n› onaylad›. Ancak 21 Haziran’a gelindi¤inde Varig 356 uçuflundan 180’ini iptal etmiflti. Havayolu bu uçufllar›n 28 Haziran’a kadar iptal edildi¤ini duyurmufltu. Bir ABD iflas mahkemesi de havayolunun 16 adet leasing yap›lm›fl uça¤› ancak 21 Haziran tarihine kadar uçurmaya devam edebilece¤ine karar vermiflti. Bu ortamda, sat›n alma için kendilerine ortak olacak yat›r›mc›larla anlaflmaya çal›flan TGV, 23 Haziran Cuma günü itibar›yla ilk taksit olan 75 milyon dolar› ödeyemedi¤i için, Brezilyal› hakim bu ihaleyi iptal etti. 26 Haziran Pazartesi günü itibar›yla, daha önce Volo ve ABD’li bir yat›r›m fonu olan Matlin Patterson taraf›ndan sat›n al›nm›fl olan ve Varig’in eski kargo birimi olan VarigLog, 500 milyon dolarl›k bir teklif yapt›. Teklifte derhal ödenecek bir 20 milyon dolar ve havayolunun uçmaya devam etmesini sa¤lamak üzere o gün ödenecek 3 milyon dolar da yer al›yordu. 20 Temmuz 2006 günü ise Varig en sonunda Volo’ya 24 milyon dolara sat›ld›. Sat›fl Varig’in iki flirkete bölünmesini öngörüyor. ‘Eski Varig’ ve Volo do Brasil ismindeki Brezilyal› grup ile ABD yat›r›m fonu MatlinPatterson’un kontrol edece¤i ‘Yeni Varig’. Volo Varig’in eski borçlar›n›

devralm›fl olmayacak. Yaln›zca baz› mali reformlar› tamamlayarak havayolunu tekrar operasyon yapar hale getirecek. ‘Eski Varig’ aktif bir havayolu sertifikas›na sahip olmay› sürdürecek ve kuzey Brezilya için Varig’in eski bölgesel yan flirketi olan Nordeste ad›na tek bir uçakla uçacak. Reuters haber ajans›n›n 21 Temmuz tarihli aç›klamas›nda bu konuda flunlar söyleniyor: “Volo Varig’in uçufl hatlar›ndan birço¤una ve filosunun büyük bölümüne sahip olacak. Varig’in filosu sadece birkaç ay öncesinde 60 uçaktan 13 uça¤a düflmüfltü. Volo ayr›ca Varig’in 6 milyon üyesi olan frequent flyer program› Smiles’› da devralacak. Ancak Varig’in 3.1 milyar dolardan fazla olan ezici borcunu devralm›fl olmayacak. Bu borcun Varig’in uzun süre havayolunu kontrol eden hissedar› olan bir baflka flirket taraf›ndan, Ruben Berta Vakf› ad›ndaki, kâr amac› tafl›mayan bir flirket taraf›ndan ödenmesi gerekecek. Varig’i kötü yönetti¤i için çokça elefltiren vak›f, havayolunun pilot e¤itim merkezini ve di¤er flirket binalar›n› elinde tutacak. Yine ayr›ca bir iç hatt› da nakit ak›fl›n› sa¤lamak için elinde tutacak.” Sat›fltan bir gün sonra ‘Yeni Varig’ Rio de Janeiro-São Paulo uçufllar› d›fl›ndaki tüm uçufllar›n› iptal etti. 28 Temmuz günü ise Varig çal›flanlar›n % 60’›n›n iflten ç›kart›ld›¤›n› aç›klad›. Bu arada Varig bugün THY’nin de davet edildi¤i için övündü¤ü Star ‹ttifak›’n›n Latin Amerika’daki tek üyesiydi. Demek ki ittifak üyesi olmak bir havayolunun batmas›n› engellemiyor. Kaynaklar: Reuters, Wikipedia, ITF

29

Varig bugün THY’nin de davet edildi¤i için övündü¤ü Star ‹ttifak›’n›n Latin Amerika’daki tek üyesiydi. Demek ki ittifak üyesi olmak bir havayolunun batmas›n› engellemiyor.


DÜNYADAN

ITF’in 41. Kongresi Güney Afrika’da yap›ld›

30 Kemal Ülker ITF E¤itim Bölümü Uzmanı ulker_kemal@itf.org.uk

41. ITF Ola¤an Genel Kurulu, ITF sektörel bölümlerinin konferanslar› yan› s›ra çok say›da atölye çal›flmas›, panel, toplant› ve film gösterilerimlerine de ev sahipli¤i yaptı.

Benden birkaç gün önce Hava-‹fl’in dergisine ITF’in 41. Kongresi ile ilgili bir yaz› yazmam istedi¤inde tereddüt etmeden, “olur, elbette yazar›m,” dedim. Ne de olsa benim görevlerimden bir tanesi kongre raporu ve günlük kongre gazetesi için konuflmalar› not almakt›. Kongrede yap›lm›fl bütün konuflmalar›n notlar›n› elinde tutan biri için böyle bir yaz›y› yazmaktan daha kolay ne olabilir ki? Evet, ilk bak›flta tereya¤›ndan k›l çekmeye benziyor gerçekten de. Ama sadece ilk bak›flta. Yaz› için bir plan yapmaya giriflince iflimin hiç de görüldü¤ü kadar kolay olmad›¤›n› fark ettim. Bunun bafll›ca nedeni ITF’in Durban Kongre program›n›n son derece zengin olmas›. Ola¤an Genel Kurul toplant›lar› ve ITF sektörel bölümlerinin konferanslar› yan› s›ra kongre program› çok say›da atölye çal›flmas›, panel ve tart›flma toplant›s›, film gösterileri, kültürel etkinlikler ve programda yer almayan ama hepimizin en az birkaç tanesinde yer ald›¤›m›z gayr›-resmi etkinlik efllik ediyordu.

fiimdi bu kadar çok etkinlik k›sa bir yaz› çerçevesinde nas›l özetlenebilir? ‹flte karfl›ma ç›kan en büyük zorluk bu oldu. MFÖ’nün Bordum Bodrum flark› sözlerini m›r›ldanmaya bafllad›m: “Nereden bafllasam, nas›l anlatsam…” Hay›r, kesinlikle her fleyi anlatmak mümkün de¤il. ‹flin kötü yan› günümüzde insanlar uzun yaz›lar› okumaya pek de hevesli olmuyorlar ve pek çok fleyi atlamay›m derken hemen hemen hiç kimse taraf›ndan okunmayacak bir yaz› yazmakta bana çok ak›l kâr› gözükmüyor. Bütün bu ç›kmazlar› birer birer ve h›zla belirledikten sonra “çözümü” bulmam –e¤er gerçekten çözüm denebilirse buna- çok zor olmad›. ITF’in Durban Kongresi ile ilgili kimi temel bilgileri içeren klasik denebilecek bir girifl yazmay› ve bunu sivil havac›l›k bölümünün konferans›nda yap›lan tart›flmalar›n özetinin özetini vererek tamamlamay› kararlaflt›rd›m. Peflinen kabul ediyorum ve itiraf ediyorum böyle bir yaz› kongrenin ancak kabaca yüzde 5’ini bil-hakk›n yans›tacak. Ancak baflka bir çare bulam›yorum. 4 y›l önce ITF’in Kanada’n›n Vancouver flehrinde yap›lan


DÜNYADAN 40. kongresine Hava-‹fl’i temsilen kat›ld›¤›mda kongrede yap›lan tart›flmalar› merak eden Hava-‹fl üyelerine aktarabilmek için bir kitapç›k haz›rlam›flt›m. Ancak bu kez o flansa sahip de¤ilim. Benden sadece bir makale yazmam istendi. Küresel olarak örgütlenmek: haklar›m›z için mücadele etmek ITF’in en büyük dünya kongresi Güney Afrika’n›n Durban flehrinde 2 - 9 A¤ustos tarihlerinde gerçeklefltirildi. Kongreye 108 ülkeden 342 sendikay› temsilen 1.107 delege ve dan›flman kat›ld›. Bu ITF’in Afrika’da düzenledi¤i ilk kongreydi. Kongreler ITF’in dört y›ll›k dönem için çal›flma gündeminin ana rotas›n› belirliyor ve 41. kongrenin temas› bu yaz›n›n bafll›¤›n› oluflturuyor: Küresel olarak örgütlenmek – haklar›m›z için mücadele etmek. ITF Genel Sekreteri David Cockroft kongrede yapt›¤› konuflmada bu tema ile ilgili olarak flunlar› söyledi: “Son iki kongre, küresel düzeyde faaliyet gösteren iflverenlerin önümüze koydu¤u güçlükleri aflmak için sendikalar› seferber etmemiz ve yeni örgütlenme yollar› gelifltirebilmek için dünya çap›nda ulaflt›rma sendikalar› olarak küresel yan›t›m›z› gelifltirmemiz gerekti¤ini ortaya koydu.” David Cockroft “küresel düzeyde faaliyet gösteren iflverenler” derken ne demek istiyor diye düflünebilirsiniz. Tek bir örnek Cockroft’un ne demek istedi¤ine aç›kl›k getirmek aç›s›ndan yeterli olacakt›r. Deustche Post – DHL’in ad›n› eminim hepiniz biliyorsunuzdur. Peki ama bu flirketin 220’ye yak›n ülkede faaliyet gösterdi¤i, 99 ülkede do¤rudan yat›r›mlar›n›n oldu¤unu, yar›m milyona yak›n (evet

yanl›fl okumad›n›z yar›m milyona yak›n) personel istihdam etti¤ini biliyor muydunuz? Elbette bunlar flirketin do¤rudan istihdam etti¤i personelin say›s›. Di¤er bir deyiflle bu rakam DHL’e ya da DHL ad›na hizmet veren yüz binlerce tafleron iflçiyi içermiyor. Belki de havac›l›k iflçilerinin kafas›nda flirketin boyutlar› ile ilgili daha berrak bir resim oluflturabilmek için DHL’in sahip oldu¤u uçaklar›n say›s›na, yani uçak filosunun büyüklü¤üne iflaret etmek en do¤rusu olacak: 427! DHL’in uçak filosu dünya üzerindeki pek çok ulusal bayrak tafl›y›c›s› havayolu flirketinden çok daha büyük. Cockfort, Durban Kongresi’nde yapt›¤› aç›l›fl konuflmas›nda flunlar› da belirtti: “Geçti¤imiz dört y›l boyunca dünya daha da küreselleflti ve ITF ve üyesi sendikalar ulaflt›rma alan›nda iflçilerin gündemini oluflturmaya çal›flmaya devam ediyorlar. Küresel olarak örgütlenmek: Haklar›m›z için mücadele etmek temas› ITF’i uluslararas› dayan›flman›n güçlerinin dünya ça¤›nda daha güçlü ve daha etkili sendikalar infla etmek için kullan›labildi¤i bir örgüte dönüfltürmeyi amaçl›yor.” Cocroft’un sözünü etti¤i fley bir fanteziyle ya da uzak bir rüya ile ilgili de¤il. Bu sendikalar için bir ölüm kal›m sorunu. ‹ki buçuk y›l önce ITF’te çal›flmaya bafllad›¤›m zaman bu örgütün

ITF’in en büyük dünya kongresi Güney Afrika’n›n Durban flehrinde 2 9 A¤ustos tarihlerinde gerçeklefltirildi. Kongreye 108 ülkeden 342 sendikay› temsilen 1.107 delege ve dan›flman kat›ld›. Bu ITF’in Afrika’da düzenledi¤i ilk kongreydi.

31


DÜNYADAN

32

Kongrede, sivil havac›l›k sendikalar› ayn› zamanda düflük fiyatl› havayolu flirketlerine karfl› küresel bir kampanya bafllatmay› da karar alt›na ald›lar.

dünya çap›nda temsil etti¤i ulaflt›rma iflçisi say›s› 5 milyondu. Kongre öncesinde bu say› 4.5 milyona geriledi. Kongre öncesinde yap›lan son yürütme kurulu toplant›s›nda ITF sekretaryas› bu say›n›n 4.2 milyona inece¤ini öngörüyor. Yürütme kurulu üyelerinin birço¤u kendi sendikalar›ndaki üye kayb›na bakarak bunun iyimser bir tahmin oldu¤unu düflünüyorlar. Oysa bütün dünyada ulaflt›rma iflçilerinin say›s› büyük bir h›zla art›yor. Yani ulaflt›rma sendikalar›n›n reel üye kayb› nominal kay›plar›ndan da büyük. Sivil Havac›l›k Konferans›’nda yap›lan tart›flmalara geçmeden önce, iflin bafl›nda posta flirketi olan ancak üretimin küreselleflmesi sürecinde lojistik flirketlerine dönüflen 4 dev ulus-ötesi flirketle ilgili bir istatistik daha vermek istiyorum. DHL + UPS + TNT + FedEx’in do¤rudan istihdam ettikleri iflçi say›s›n› tahmin edebilir misiniz? 1.3 milyondan fazla. Bu rakam ITF’in dünya çap›nda temsil etti¤i bütün ulaflt›rma iflçilerinin yüzde 30’una yak›n bir bölümüne karfl›l›k geliyor. Ve yap›lan tahminlere göre bu 1.3 milyon iflçinin yüzde 80’inden fazlas› sendikas›z. Sivil havac›l›k sendikalar› neleri tart›flt›lar? Sivil havac›l›k sendikalar› sektörde yorgunlukla ilgili 12 ayl›k bir araflt›rma

projesi gelifltirmeyi ve bu araflt›rman›n sonuçlar› do¤rultusunda yorgunlu¤a karfl› küresel bir kampanya düzenlemeyi kararlaflt›rd›lar. Hepinizin malumu; k›sa süre önce THY’de uçucu personel tam da bu nedenle bir günlük ifl b›rakman›n efli¤ine geldi. Sözkonusu araflt›rma hava trafik kontrolörleri, yer personeli ve uçucu personel aras›nda duygusal stresin ve yorgunlu¤un nedenlerine e¤ilecek. Araflt›rman›n ortaya koyaca¤› sonuçlar havac›l›k güvenli¤inden sorumlu kurumlar›, hükümetleri, havayolu flirketlerini, hava trafik servis sa¤lay›c›lar›n› ve kamuoyunu hedef alan birleflik bir kampanyan›n temellerini oluflturacak. Sivil havac›l›k bölümü ayn› zamanda sektörün karfl› karfl›ya oldu¤u temel sorunlarla ilgili –özellefltirme, tafleronlaflt›rma ve yeni havayolu flirketleri konular›n› ele alan- üç günlük bir örgütlenme ve kampanya yürütme atölye çal›flmas› düzenlemeyi kararlaflt›rd›. Bu e¤ilimler iflçi hareketini zay›flat›yor ve sendikalar› gittikçe daha fazla tehdit ediyor. Atölye çal›flmas› bu sorunlara ne tür yan›tlar oluflturulabilece¤ini ele alacak. Sivil havac›l›k sendikalar› ayn› zamanda düflük fiyatl› havayolu flirketlerine karfl› küresel bir kampanya bafllatmay› da karar alt›na ald›lar.


HABER

Rus Uçak Kazas›nda Almanya Sorumlu Bir Alman Mahkemesi, Almanya’n›n hava sahas›n›n kontrolünü özel bir flirkete tafleron olarak vermekte hatal› oldu¤una ve 2002 y›l›ndaki 71 kiflinin ölümüne yol açan bir Rus yolcu uça¤› ile bir kargo uça¤›n›n çarp›flmas›nda sorumlulu¤u oldu¤una karar verdi. Karar, Bashkirian Havayollar›’n›n açm›fl oldu¤u dava sonucunda verildi. Bir Bashkirian uça¤› ile bir DHL kargo uça¤› ‹sviçre s›n›r› yak›nlar›nda Ueberlingen isimli bir Alman köyünün üzerinde çarp›flm›flt›. Mahkeme karar›nda, hava sahas›n›n kontrolünü özel bir ‹sviçre flirketi olan Skyguide’a tafleron olarak vermekle, Almanya’n›n Anayasas›n› ihlal etti¤ine ve Almanya’n›n kazan›n tazminat›ndan sorumlu oldu¤una hükmedildi. Kazan›n oldu¤u 1 Temmuz 2002 tarihinde Skyguide tek bir hava trafik kontrolü ile ifllem yap›yordu. Trafik kontrolörü Rus uça¤›n›n pilotuna çarp›flmay› engellemesi için alçalmas›n› söylemifl, oysa

uçaktaki erken uyar› gereçleri pilotlara yükselmeleri gerekti¤ini iflaret etmiflti. DHL’in Boeing 757 uça¤›n›n otomatik çarp›flma engelleyici sistemi de pilotlar›na ayn› düzeye alçalmas›n› iflaret etmiflti. Boing’in kuyruk kanad› Rus yolcu uça¤›n› yarm›fl ve her iki uçak 15 saniye sonra radar ekranlar›ndan kaybolmufltu. Rus jetinde ço¤unlu¤u çocuklar olmak üzere 69 kifli ve Alman uça¤›n iki pilotu ölmüfltü. Mahkeme karar›nda Skyguide’›n güney Almanya’n›n ço¤unlu¤unun üzerindeki hava sahas›n› kontrol ederken operasyonunu “ciddi organizasyonel eksikliklerle” yürüttü¤ü belirtildi. Kararda “Bu durum, o anda sadece tek bir hava trafik kontrolörünün çal›fl›yor olaca¤› bir fazla çal›flma yüküne ve eninde sonunda iki uçak aras›ndaki çarp›flmaya sebep olmufltur” denildi. Kaynak: Reuters

‹flçi önderi Kemal Nebio¤lu aram›zdan ayr›ld›. Mücadelesi ve an›s› önünde sayg›yla e¤iliyoruz… 5 Aral›k 1926, Rize ‹li Ardeflen ‹lçesinde do¤an Kemal Nebio¤lu, Devrimci ‹flçi Sendikalar› Konfederasyonu D‹SK’in kurucusu ve eski genel baflkan›yd›. Kemal Nebio¤lu, gerçek bir iflçi önderi olarak, Türk sendika ve sol tarihinde ad› her zaman sayg›yla an›lacak isimlerin bafl›nda yer al›yor. ‹flçili¤e 1946 y›l›nda lise ö¤renimi s›ras›nda bafllayan Nebio¤lu, sendikal yaflama OLEY‹S’te girdi ve ilk görevi sendikan›n sekreterli¤i oldu. Bir y›l sonra da boflalan ‹stanbul ‹flçi Sendikalar› Birli¤i’nin sekreterli¤ine atand›. 1956 y›l›nda Türkiye Petrol ‹fl Sendikas› Genel Sekreter yard›mc›l›¤› ve daha sonra da Türkiye G›da, Otel, Lokanta ‹flçileri Sendikas› Genel Sekreterli¤ine seçildi. 1961 y›l›nda Türkiye ‹flçi Partisi’nin kurucular› aras›nda yer ald›. Parti içinde Genel Yönetim Kurulu üyeli¤i, genel saymanl›k ve genel sekreterlik görevlerinde bulundu. 1965 genel seçimlerinde T‹P listesinden Tekirda¤

Milletvekilli¤ine seçildi. 1967 y›l›nda D‹SK’i kuran befl sendikac›dan biri olan Nebio¤lu Konfederasyonun Genel Yönetim, Yürütme Kurulu üyelikleri ile Genel Baflkan Vekilli¤i görevlerinde bulundu. D‹SK’in büyük eylemlerinden 15-16 Haziran Büyük ‹flçi Direnifli, 1 May›s 1976 kutlamas›nda Konfederasyonun Eylem Komite Baflkanl›klar›n› yürüttü. Nebio¤lu S›k›yönetim dönemlerinde Sendikal görevlerinden dolay› bir çok defa gözalt›na al›nd›. 1975 y›l›nda Sosyalist Devrim Partisi’nin kurucular› aras›nda yer ald› bir süre de ‹stanbul ‹l Baflkanl›¤›n› yapt›. 12 Eylül 1980’de D‹SK

davas›ndan dolay› tutukland› ve 4 y›l tutuklu kald›, idamla yarg›land›. 16 Mart 1978 günü üniversite giriflinde bombalanan ve yedi ö¤rencinin katledilmesi nedeniyle D‹SK’in uygulad›¤› 20 Mart Faflizme ihtar eylemi gerekçe gösterilerek 6 aya mahkum oldu. Bunun d›fl›nda hakk›nda aç›lan bütün davalardan beraat etti. D‹SK’in çal›flmalar›na yeniden bafllamas› üzerine 1992 y›l›nda toplanan D‹SK 8. Genel Kurulu’nda Konfederasyon Genel Baflkanl›¤›na seçildi ve bu görevini 10. Genel Kurula kadar sürdürdü. Kemal Nebio¤lu, 2000 y›l›nda toplanan CHP 11. Ola¤anüstü Genel Kurulu’nda CHP Parti Meclisi üyeli¤ine seçildi. Bir süre önce beyninden ameliyat olan ve etkisinden kurtulamayan Nebio¤lu, evli ve dört çocuk babas›yd›. Çok yönlü kiflili¤iyle tan›nan Kemal Nebio¤lu’nun “uyan” isimli bir fliir kitab› da bulunuyordu. Mücadelesi ve an›s› önünde sayg›yla e¤iliyoruz.

33


KÜLTÜR-SANAT

Asırlık bir Anadolu sanatı; çini 34

‹nsanl›k tarihi kadar eski olan seramik, ilk kez ateflin bulunmas› ile hayat buluyor. Suyu tafl›mak, muhafaaz etmek için kaplar yapma zorunlulu¤u, insanlar› topraktan ve ateflin de yard›m›yla bir tak›m formlar üretmeye zorluyor. Topraktan flekillendirilerek piflirilmifl her türlü forma insanl›k ilk ne zamandan “seramik” dedi bilemiyoruz ama, tüm bu toprak ürünlerinin genel ad› bugün seramik diye biliniyor. Seramik, yüzy›llar boyunca kap kacak yap›m›nda kullan›lm›fl, gerek eski ça¤larda gerek günümüzde yap› tulas› üretiminde kullan›lan temel bir gereç olmufltur. Anadolu çeflitli kültürlerin yaflad›¤› bir bölge olmas› sebebiyle yap›lan birçok arkeolojik kaz› sonucu tarihe ›fl›k tutan seramik eserlere rastlanm›flt›r. ‹lk kez yeni tafl döneminde ç›kan serami¤in en eski örnekleri Anadolu’da; Hac›lar, Çatalhöyük, Beyce Sultan, Demirci Höyük vb.arkeoloji kaz›lar›nda bulunan seramik kaplard›r. Bu yap›tlar bezemelerini yan› s›ra, biçimleri ile de dikkat çekmektedirler. M.Ö. 3500 Kalkalitik devir, M.Ö. 2500 - 1000 Truva, Hitit, M.S. 11. ve 13. yüzy›llarda Selçuklu, 10. yüzy›lda Anadolu’ya gelen Osmanl›lar, Selçuklulardan kalan seramik kültürünü sürdürerek 15.

yüzy›lda kendi özelli¤ini oluflturmufl, belli dönemlere damgalar›n› vurmufl ve hepsi birbirinden güzel örnekler b›rakm›fllard›r. Seramik insanl›k tarihi kadar eski, köklü bir u¤rafl olarak günümüze kadar uzan›r. Çini Türk çini sanat› ise vatan› olarak kabul edilen Kütahya ve ‹znik topraklar›nda as›rl›k bir geçmifle sahip. Geleneksel Türk sanatlar›ndan olan çini, genellikle mimari yap›lar›n, cami, köflk, saray, çeflme, türbe ve benzeri yap›lar›n iç ve d›fl süslemelerinde kullan›lm›fl bir seramik ürünü... Özellikle Karahanl›lar Devleti (955) döneminde mabetler çinilerle süslemeye bafllam›fllard›. Dönemine ait yap›larda görülmeye bafllayan çini süsleme gelene¤i, Türk çini sanat›n›n bin y›l› aflk›n bir geçmifle sahip oldu¤unu gösteriyor. Bu tercih Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçuklular› zaman›nda gelenek halini alm›fl ve daha sonralar› Osmanl›lar döneminde de devam etmifltir. ‹lk Osmanl› devri çinileri, Selçuklu gelene¤inin devam›d›r. Figürlü geometrik yaz›, nebati süslemelerle sar›, yeflil renkler farkl› kullan›lm›flt›r. Bizansl›lar zaman›nda bir seramik merkezi olan ‹znik, Osmanl› ‹mparatorlu¤unun da en önemli çini merkezi olarak 14. Yüzy›ldan, 18. Yüzy›la kadar üstünlü¤ünü korumufltur. Tarihi dönemlerde geliflme gösteren Türk çini sanat› 16. yüzy›lda ‹znik ve Kütahya çinileri ile zirveye ulaflm›flt›r.


KÜLTÜR-SANAT S›r Çini Seramik Atölyesi ‹flte tüm bu sözünü etti¤imiz çini sanat›n›n en güzel örneklerini Kuledibi’ndeki bu küçük atölyede görmek mümkün. Sadullah Çekmece, S›r ad›n› verdi¤i atölyesinde çininin gelenekselden moderne uzanan yolculu¤unda renklerin ve desenlerin anlaml› buluflmas›na arac›l›k ediyor. 1974 Antakya do¤umlu Çekmece, 9 Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk El Sanatlari Çini Bölümü’nden 2002 y›l›nda mezun olmufl. Okuldan sonra Tüzün K›z›lcan, Birol Akal›n gibi çini sanat›n›n önemli ustalar›yla çal›flan Çekmece, son 1,5 y›ld›r da kendi atölyesinde önce çamura sonra da renklerle serami¤e hayat veriyor. Çekmece, çini sanat›n›n figür aç›s›ndan çok zengin bir skalada hareket etti¤ini söylerken, çini sanat›na geleneksel motiflerin d›fl›nda modern çizgilerinde uyarlanabilece¤ini söylüyor. “Sadece geleneksel motifler kullan›lacak diye bir kural yok, ça¤dafl ve modern figürler de kullan›labilir. Osmanl›da sadece lalede 140 tane farkl› figür var ama bu desen kurgusuna ba¤l› kal›narak yeni düzenlemeler de yap›labilir. Gelenekselin d›fl›nda sadelefltirilmifl modern desenler de üretebilirsiniz. Ben de böyle çal›fl›yorum. Çini ilk zanaat olarak ç›k›yor, sarayl› zanatç›lar›n saray ve medreseleri çiniyle süslediklerini görüyoruz. Anadolu’da seramik öncelikle ihtiyaçtan daha sonra mimari de estetik amaçl› kullan›lm›fl.” Atölyenin sokaktan geçerken görüp gelen merakl›lar›n›n yan›nda, ifli merak

ötesine tafl›y›p hobi edinen kursiyerleri de var. Çininin, kiflinin ilgisi varsa kolayl›kla ö¤ernilebilecek ve zaman içinde gelifltirilebilicek keyifli bir u¤rafl olabilece¤ini söyleyen Çekmece, burada iflin merakl›lar›na bu zengin dünyan›n kap›lar›n› aral›yor. “Kurs iki aflamal›: çini ve seramik” diyen Çekmece, kurs zamanlar›n› ö¤rencilerin kendilerinin belirledi¤ini söylüyor. “Önce desen anlat›yor, f›rçan›n nas›l kullan›laca¤› ö¤retiliyor. Çünkü çini de f›rça önemli. Belli bir süre f›rça egzersizleri yap›larak gelifltiriliyor. Seramik dersinde ise çamur flekillendirilerek çeflitli formlar yap›l›yor. Bana gelen ö¤rencilerin bir k›sm› çal›flan insanlar, akflam üstü ifl ç›k›fl› gelip yorgunluk at›yorlar. Çünkü toprakla u¤raflmak stresi azalt›yor. Ev kad›nlar› geliyor sonra. Gerekli tüm malzemeler buradan karfl›lan›yor, yap›lan ifller ise kursiyerlerin oluyor. Çini amatörce yap›ld›¤›nda hobi oldu¤u için sadece ilgi duymak yeterli bence. Kursun zamanlar›n› ö¤renciler kendi programlar›na göre belirleyebiliyorlar.” S›r Çini Seramik Atölyesi: Serdar Ekrem Sokak No:66/1 Beyo¤lu/Galata Tel: 0212- 293 36 61

35


K‹TAP Harem ve Kuzenler Özgün ad›: Le Harem et les Cousins Çeviri: Nükhet Sirman, fiirin Tekeli Yay›ma Haz›rlayan: Müge Gürsoy Sökmen Kapak Foto¤raf›: Hatice Tuncer Metis Yayınları

36

Geleneksel akdeniz toplumlar›n›n ortak özelli¤i olan akraba evlili¤i, kan davas›, namus cinayeti, kad›nlar›n mirastan mahrum edilmesi ve baflörtüsü gibi geleneklerin ortaya ç›k›fl›n› ve geliflimini araflt›ran bu kitapta Germaine Tillion, kimli¤in ve kültürel yap›n›n her bir toplumun kendi özünden de¤il, düpedüz topra¤a el koyma biçiminin örgütlenmesinden ve bu örgütlenmenin farkl› toplumsal ak›mlar karfl›s›nda geçirdi¤i de¤iflimden kaynakland›¤›n› ileri sürüyor. H›ristiyan ve Musevi topluluklara ait hat›r› say›l›r mirastan da örnekler

vererek, kad›n bedeni üzerinde hak iddias›nda bulunan ve günümüzde yanl›fl olarak ‹slamiyet'e atfedilen sosyal örgünün köklerinin ta tarihöncesi ça¤larda, neolitik toplumda yatt›¤›n› gösteriyor. Özellikle akrabal›¤›n nas›l ekonomik, siyasi ve ahlaki bir düzen oldu¤unu anlat›fl›yla, günümüz Türkiyesi'nde a盤a ç›kan kimi tart›flmalar› bildik modernleflme tart›flmalar›n›n ötesinde, çözülen toplumsal yap›lar› da dikkate alarak yorumlayabilmemiz için çok önemli bir f›rsat sunuyor.

Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana Bir Ada Hikayesi 1 Yaflar Kemal YKY Yayınları 318 sayfa Roman Yaflar Kemal'in Bir Ada Hikayesi dörtlüsü, savafllardan, kırımlardan, sürgünlerden arta kalan insanların, mübadele kararıyla Yunanistan'a gönderilen Rumların boflalttı¤ı bir adada yeni bir yaflam kurma çabalarını ele alıyor. Bu dörtlünün ilk kitabında Yaflar Kemal bizi devirdi¤imiz yüzyılın ilk

çeyre¤inde Anadolu'da Rum, Yezidi, Ermeni, Türk, Kürt, Arap tüm insanların yafladı¤ı savafllar, acılar, ölümler, yıkımlar ve yine de ölmesine izin vermedikleri umutları ile tanıfltırıyor. Büyük yazarımızın bu destansal romanı kendimizi anlamak için mutlaka okumamız gereken kitaplardan.


K‹TAP Evlerden Biri Orhan Kemal Epsilon Yay›nevi Roman 'Evlerden Biri', Devlet Demiryollar›'ndan emekli Sadi Bey'in emekli ikramiyesiyle ald›¤› ufac›k evde yaflanan dram› anlat›rken, afla¤›l›k duygusu alt›nda ezilen küçük memurlar›, iflçi k›zlar›, zor koflullarda okuyan befl paras›z üniversite ö¤rencilerini, hayallerine yap›flarak yaflama sevincini yakalamaya çal›flan küçük insanlar›n mücadelesini de hikâye eder. Sadi Bey'in çocu¤u yafl›ndaki Nursen'le müflterek bir hayat hayal ederken tutundu¤u en önemli koz olan Cibali'deki ev, hukuk fakültesinde

okuyan küçük o¤lu aç›s›ndan s›n›f atlamas›n› kolaylaflt›racak bir basamak; küçücük bir memur olan büyük o¤lu için köfleyi dönmesini ve sevgilisine mutlu bir gelecek sunabilmesini sa¤layacak tek umut; k›z› için ise gelece¤inin güvencesidir. ‹ki arada bir derede kalan, evdeki varl›¤›n› kimsenin umursamad›¤› anne, çocuklar›n›n aras›nda oradan oraya savrulurken, bir süre sonra bireysel beklentiler hepsini birbirine düflürüp aileyi darmada¤›n edecektir.

37

Öfke Dans› Dr. Harr›et Lerner Varl›k Yay›nlar› Öfkenin nedenleri ve modelleri üzerinde duran bu kitap, önemli iliflkilerde anlaml› ve uzun vadeli de¤iflikliklere olanak tan›yacak özel stratejiler sunuyor. Yazar, vard›¤› sonuçlar› uzun süreli klinik araflt›rmalara, psikanalitik sistemler ve aile sistemleri ile ilgili en son bulgulara dayand›rarak, kavga ve suçlamayla ya da sessizlik ve duygusal uzaklaflmayla d›fla vurulan öfkenin, mevcut iliflki dinamiklerini neden ve nas›l korudu¤unu aç›kl›yor. Ayr›ca kad›nlar›n öfkeyi daha güçlü ve ba¤›ms›z bir benlik duygusu kazanmak için kullanmakta yaflad›klar› zorluklar› da dile getiriyor. Kad›nlar›n öfkeli ve suçlay›c› bir

konumdan, kendi karmaflas›yla yüzleflmeye do¤ru yapt›¤› yolculuklar› anlatan Öfke Dans›, öfkemizi yap›c› bir güce dönüfltürerek yaflam›m›z› yeniden flekillendirebilmemiz için size rehberlik edecektir. Dr. Harriet Lerner, kad›n psikolojisi ve ailelerde de¤iflim süreci konular›nda en sayg›n oteritelerden birisi. Kansas’taki Menninger Klini¤in’de psikoterapinin yan› s›ra, dan›flmanl›k da yap›yor ve çal›flma atölyelerini yönetiyor. Yazar›n Öfke Dans›, Kand›rma Dans› ve Dans Eden Benlikler’den oluflan üçlemesi iki milyon sat›fla ulaflm›fl ve yirmibefl dile çevrilmifl bulunuyor.


ÜYELER‹M‹ZDEN

38

EVLENENLER • HAVA-‹fi Sendikas› emekli müdürümüz Günay Çelikkol’un o¤lu Gökhan ile Yasemin 09.09.2006’da, • HAVA-‹fi Personelimiz Özhan Duran 08.09.2006’da, • THY Yer ‹fll Bflk Temsilcimiz Binali Bekiro¤lu’nun kardefli 15.07.2006’da, • THY Üyemiz Yasemin Kahveci ile Hasan ‹ltüzer 09.07.2006’da, • THY Uçufl ‹flletme üyemiz Melike Aytaç ile Sezgin 15.07.2006’da, • THY Kargo üyemiz Mehmet Kocaakman ile Aliye Atalay 20.04.2006’da, • THY Kargo üyelerimiz Gönül Gülen ile Onur Urar 21.07.2006’da, • THY Genel Müdürlük üyemiz Nihal Aksoy ile Zafer 04.08.2006’da, • THY Üyemiz Gamze Alver ile Ufuk ‹ldeç 29.07.2006’da, • THY Teknik Temsilcimiz fienol Eliyaz›c›’n›n k›zkardefli Aynur ile Nuri 21.07.2006’da, • THY Üyemiz Suzan fien ile Günay Özdo¤an 08.07.2006’da, • THY Teknik üyemiz Serkan Kurter ile Ilg›n 06.08.2006’da, • THY Teknik üyemiz Ulafl Mahir Baflaran 05.08.2006’da, • THY Teknik üyemiz Faruk Önal ile Tu¤ba 22.07.2006’da, • THY Uçufl ‹flletme üyemiz ‹skender Engin ile Demet 12.08.2006’da, • THY Kargo üyemiz Yavuz Atl›’n›n k›z› 06.08.2006’da, • THY Dalaman üyemiz Cahit Gül ile Di¤dem 17.08.2006’da, • THY Yer ‹fll Üyemiz Mesut Öktür ile Y›ld›z Gencer 10.10.2006’da, • THY Rezervasyon üyemiz Tu¤ba Atefl ile Gökhan 12.08.2006’da, • THY Apron üyemiz Kas›m Ayd›n’›n o¤lu Aziz 20.08.2006’da, • THY Kargo üyemiz Özgür Uzun 19.08.2006’da, • THY Samsun personeli Bora Alkan ile Zuhal Topal 15.08.2006’da, • THY Teknik üyemiz Yücel K›yak ile Deniz 27.08.2006’da, • THY Yer iflletme üyemiz Erdo¤an Kaya’n›n o¤lu Adem ile Kübra 16.09.2006’da, • THY Yer ‹fll üyemiz fiahan Afl›k ile Genel Müdürlük üyemiz Yeliz Koçak 02.09.2006’da, • THY Yer ‹fll üyemiz fiener Taflk›r ile Zuhal 16.09.2006’da,

• THY Yer ifll üyelerimiz Müjde Yürükel ile Tu¤rul Özlafl 15.09.2006’da, • THY Yer ifll üyemiz Yunus Akbulut ile P›nar Somer 16.09.2006’da, • THY Yer ifll üyemiz Neslihan Seletli ile Nadir Özdemir 03.09.2006’da, • THY Yer ifll üyemiz Cevat Aydemir ile Sevil 09.09.2006’da, • THY Yer ‹fll üyemiz Süleyman Denli’nin o¤lu Bayram ile Fatofl 06.09.2006’da, • Hava-‹fl Antalya fiubesi E¤itim ve Teflkilatland›rma sekreteri Murat Yaflar Y›ld›z ile Arzu 08.07.2006’da, • STFT eski üyemiz Nihat Atalay’›n k›z kardefli 19.08.20069’da, • THY Antalya Kargo üyemiz Ahmet Deveci ile ‹smet 20.08.2006’da, • Hava-‹fl Antalya fiubemiz Yönetim Kurulu üyemiz Engin Toncer’in kardefli 22.07.2006’da, • Ankara Sat›fl üyemiz Gamze Yasin Akdemir 10.06.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Mehmet Karagöz’ün k›z› 15.06.2006’da, • Ankara Teknik A.fi. ‹smail Kandemir’in k›z› 15.06.2006’da, • Ankara Sat›fl üyemiz Merve Do¤ru ile Volkan 22.07.2006 tarihinde evlenmifllerdir; ömür boyu mutluluklar dileriz. N‹fiAN • THY Teknik üyemiz Fuat Sarp’›n k›z› Fatma ile Atakan 03.09.2006’da niflanlanmıfltır. Kendilerine mutluluklar dileriz. SÜNNET • THY Yer ‹fll Gnl Md Yrd bafltemsilcimiz Haz›m Özmert’in o¤lu Efe 18.06.2006’da, • THY Üyemiz Cumhur Ayd›n’›n çocuklar› Osman, Rahman, Onur 10.06.2006’da, • THY Kayseri üyemiz Mustafa Yüksel’in o¤lu Osma Eren 07.07.2006’da, • THY Apron üyemiz Ülker Atefl’in o¤lu ‹lhan 07.07.2006’da, • THY Teknik üyemiz Mustafa Ertan’›n o¤lu 03.09.2006’da, • Ankara Teknik A.fi. üyemiz Erdal Temel’in o¤lu 20.08.2006 tarihinde sünnet olmufltur. Geçmifl olsun dileklerimizi iletir, hayatta baflar›lar dileriz.


ÜYELER‹M‹ZDEN DO⁄UM • THY Genel Müdürlük üyemiz fiule Özel’in o¤lu Ka¤an 02.08.2006’da. Ankara ‹stasyon Feda Yücel’in bir o¤lu 11.06.2006’da, Ankara ‹stasyon üyemiz Müzeyyen Gürsoy’un bir o¤lu 29.07.2006’da, Ankara ‹stasyon üyemiz Burak Özcan’›n bir o¤lu 04.08.2006’da, Ankara Teknik A.fi. üyemiz Kas›m Aslan’›n bir o¤lu 05.09.2006’da, Konya Temsilcisi üyemiz Dürdane Çimen’in bir k›z› 01.09.2006 tarihinde dünyaya gelmifltir. Sa¤l›kl› ve uzun ömürlü olmalar›n› diliyoruz. RAHATSIZLANMA • THY Kargo üyemiz ‹sa Tekin’in o¤lu Erdi Tekin, • THY Uçufl ‹fll üyemiz Fatma Çelik 02.08.2006’da, • THY E¤itim Bflk üyemiz ‹smet Devlet Mursal›o¤lu, • THY Uçufl ‹fll Üyemiz Kaptan Naci Gölgeç 07.08.2006’da, • THY BT üyemiz Engin Demir, • THY Teknik üyemiz Ferit Sushun 21.08.2006’da, • Hava-ifl Antalya fiubesi Yönetim Kurulu üyesi ‹lhan Cankara’n›n babas› Mehmet Cankara 05.07.2006’da, • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Suat Sar› 22.08.2006’da, • THY Antalya ‹stasyon temsilcimiz Mehmet Coflkun’un efli 14.08.2006’da, • THY Antalya ‹stasyon üyelerimiz Burçin Çetinkaya, Özcan Y›ld›r›m, Halide Yolcu, • THY Antalya fiube sekreteri Orhan Karabulut’un yengesi Hasibe Karabulut, Ankara Kargo üyemiz Kemal Gemalmazo¤lu 10.06.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Yavuz Kurt’un o¤lu 12.06.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Sinan K›rb›y›k 07.08.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Arif Sami Ünür’ün o¤lu 08.08.20006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Elif Alparslan’›n k›z› 24.08.2006’da, • Ankara Kargo üyemiz fieref Yard›mc›’n›n o¤lu 01.09.2006 tarihinde rahats›zlanm›fllard›r; kendilerine acil flifalar diliyoruz.

VEFAT • THY Genel Müdürlük üyemiz Arzu Averisli’nin babas› 10.07.2006’da, • THY Genel Müdürlük üyemiz Esra Toksoylu’nun annesi 26.07.2006’da, • THY Uçufl ‹flletme emekli üyemiz Ayd›n Balç›k 26.07.2006’da, • THY Yer ‹fll üyemiz Fazile Karamehmeto¤lu’nun babas› 27.07.2006’da, • THY Rezervasyon üyemiz Nuran fiener Yolsal’›n annesi 01.08.2006’da, • THY Genel Müdürlük üyemiz P›nar Do¤an’›n amcas› 03.08.2006’da, • THY Kargo üyesi Serap Türkmen’in annesi 18.06.2006’da, • THY Teknik Emekli üyemiz Recep Atefl 24.07.2006’da, • THY Kargo üyemiz Tuncay Bilim’in babas› ayn› zamanda emekli personelimiz Aydo¤du Bilim 15.08.2006’da, • THY Rezervasyon üyemiz Esen Ba¤›rkan’›n annesi 01.09.2006’da, • THY Teknik üyemiz Yaflar Çolakdemirci’nin annesi 15.08.2006’da, • THY Teknik üyemiz Serdar fiengüleç’in babas› 21.08.2006’da, • THY Teknik üyemiz U¤ur Babatafl’›n babas› 05.09.2006’da, • THY Üyemiz Mustafa Bafl’›n abisi 05.09.2006’da, • THY Antalya fiehir bilet sat›fl muhasebe servisi üyemiz Nurdan Onaran’›n efli 09.08.2006’da, • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Hali P›nar’›n annesi 31.08.2006’da, • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Cengiz Tuncer’in amcas› 04.09.2006’da, • THY Antalya ‹stasyon üyemiz Ünal Fakir’in annesi 08.09.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Baflak Akman’›n dedesi 26.06.2006’da, • Ankara ‹st. Kabin ‹çi üyemiz Dilek ‹¤demir’in babas› 07.08.2006’da, • Ankara Sat›fl üyemiz Özlem Tekerel’in efli 15.06.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz H. Ayfle Y›lmaz’›n babas› 08.09.2006’da, • Ankara ‹stasyon üyemiz Aysen Sönmez’in halas› 08.09.2006 tarihinde vefat etmifllerdir. Vefat edenlere Tanr›dan rahmet, yak›nlar›na baflsa¤l›¤› diliyoruz.

39



SUN EXPRESS SEND‹KA KARfiITI HAVAYOLUDUR! %50’si THY’nin olan SunExpress Havayolu’nda örgütlenme çal›flmalar›n› sürdüren sendikam›z, Türkiye’nin her yerinde oldu¤u gibi temel demokratik anayasal haklardan olan sendikal› olma ve toplu ifl sözleflme hakk›n› sa¤lama ad›na giriflti¤i bu çal›flmada iflverenin sald›r›s› ile karfl› karfl›ya kald›. Bünyesinde çal›flt›rd›¤› Alman kökenli pilotlar Almanya’da sendika üyesi oldu¤u halde, kendi ülkesinin insanlar›na bu hakk› çok görerek 4 kabin memuru ve 1 pilot üyemizi iflten ç›kard›. Üye olanlar› sorgu odalar›na çekerek sendikadan istifaya zorlad›. Geçen hafta bas›n toplant›s› düzenleyen SunExpress’in Genel Müdürü Paul Schwaiger, flirketin bu dönemde geçen seneye oranla üçte bir oranda büyüdü¤ünü belirterek; “Turizm pazar›ndaki gerilemeye ra¤men, 2006’n›n ilk 7 ay›ndaki yolcu say›m›z›, geçen y›la oranla %33 art›rarak 1.2 milyona ç›kard›. Ayn› dönemdeki ciromuz ise %26 büyüyerek 128.2 milyon Avro’ya ulaflt›.” dedi. Sun Express’in yar› orta¤› olan Avrupa devi Luftansa’n›n yat›r›m yapmak için Türkiye’yi seçmesi ise tabi ki tesadüf de¤ildi. Tam da Genel Müdür Schwaiger’in dedi¤i gibi bu kârl› yat›r›m› daha da anlaml› hale getiren adres Türkiye’ydi. Çünkü emek, baflka herhangi bir Avrupa ülkesi ile k›yaslanamayacak kadar ucuz... Sun Express, önce uçak sonra zaten ucuz olan personel say›s›n› art›rarak genel müdürün yukar›da aç›klad›¤› rakamlara ulaflt›. Ulusal ve uluslararas› dernek, meslek örgütleri ve kamuoyu nezlinde teflhir edilen Sun Express Yönetimini bu ça¤d›fl›, ilkel, emek düflman› tutumundan vazgeçmeye ça¤›r›yoruz. Hava-‹fl Sendikas›, SunExpress örgütlenmesine yap›lan bu sald›r›lara karfl› uluslararas› üst örgütü ITF ve ETF ile dayan›flma içindedir. Bu demokratik ve anayasal hakk› al›ncaya kadar mücadelesini sürdürecektir. Türkiye Sivil Havac›l›k Sendikas› (Hava-‹fl)


1 EYLÜL DÜNYA BARIfi GÜNÜ

Savafl uçaklarının de¤il, barıfl güvencinlerinin uçtu¤u bir dünya için

EMPERYAL‹ST SALDIRGANLI⁄A HAYIR


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.