Haber Gazetesi Nr. 22

Page 25

25

HABER

JANUARI / OCAK 2012

Evliya Çelebi de Hollandaca’ya tercüme edildi

T

ürk kültür değerlerini Hollanda’caya terüme etmeye devam eden Hollanda Türkevi Araştırmalar Merkezi ünlü seyyah Evliya Çelebi’nin de tanıtılması amacıyla geniş kapsamlı bir Hollandaca “Evliya Çelebi” kitabı hazırladı. Hollanda Türkiye diplomatik ilişkilerinin 400’üncü yılı etkinlikleri çerçevesinde Amsterdam Vrije

Üniversitesi'nde SUN Öğrenci Derneği ile ortaklaşa gerçekleştirilen kitap tanıtım programına özellikle gençler büyük ilgi gösterdiler. Daha önce Mevlana, Yunus Emre, Ahi Ervan, Nasrettin Hoca gibi tanınmış düşünürlerle ilgili eserler de kaleme alan Abulwahid van Bommel tarafından hazırlanan kitap, Türk Dil Kurumu başkanı Prof. Şükrü Akalın’ın “Seyyah-ı Alem Evliya Çelebi” ve Kültür Bakanlığı yayınları arasında çıkan “Seyahatnameden Seçmeler” isimli eserlerden faydalanılarak hazırlandı. Günümüz Müslümanlarının kimseyle konuşmadığını, dinlerinden, kültürlerinden fazla

bahsetmediğini ve bu yönüyle kapalı kutu gibi olduklarını anlatan Van Bommel, hazırladığı kitabın sadece bir giriş mahiyetinde olduğunu devamının gelmesi gerektiğine vurgu yaptı. Kitapta, Evliya Çelebi’nin kendisi ve Seyahatnamesi hakkında bilgilerin yer aldığına işaret eden Van Bommel, “Burada büyüyen Türk ve Müslüman çocukları kendi kahramanlarını bilmeli. Onun için dört kahraman üzerine çalıştık daha önce. Yunus Emre, Mevlana, Ahi Evran ve Evliya Çelebi. ” diye konuştu. Türkevi Araştırmalar Merkezi Başkanı Veyis Güngör ise, Yunus Emre, Dede Efendi, Nasrettin Hoca ve Mevlana’dan sonra Evliya Çelebi’yi anlatan bu kitabı da Hollandacaya çevirmekten büyük bir memnuniyet duyduklarını söyledi. Türk kültür tarihimizin genç nesiller başta olmak üzere içinde yaşadığımız ülke insanlarına tanıtılmasını kendimize bir misyon olarak görmekteyiz. Özellikle 2012 yılında, Hollanda Türkiye diplomatik ilişkilerinin 400. yılında bu misyon daha da belirgin hale gelecektir diyen Veyis Güngör, benzer çalışmalara bundan sonra da devam edecekleri mesajı verdi.

Leerdam Halk Derneğinde Bilgilendirme Toplantısı Leerdam Halk Derneğinin organize ettiği bilgilendirme toplantısına derneğin başkanı Haydar Yeter’in yanısıra, T.C Lahey Büyük Elciliği Çalışma Müşaviri Mehmet Sevim, İOT müdürü Ahmet Azdural, DSDF Genel Başkanı Zeki Baran, Hollanda Göç Kurumu (NMI) sorumlusu Memiş Demirci, yöneticiler ve çok sayıda vatandaş katıldı. Emeklilik, şu anki politik hava, Türkiye’ye kesin dönüş ve buna benzer birçok konunun ele alındığı toplantıda, konuşmacılar dinleyenleri bilgilendirdi. IOT Müdürü Ahmet Azdural yaptığı konuşmada “Eğitimdeki durumuz iç acıcı değil. Ancak %40’ımız yüksek veya üniversite eğitimi almaktadır. Oysa bu oran Hollandalılarda %70tir” dedi. DSDF genel başkanı

Mini-BLOG

Zeki Baran yaptığı konuşmada DSDF’nin öncülüğünde Rotterdam’da bir Göçmen İsçi Anıtı dikileceğini söyledi. Son olarak söz alan Leerdam Halk Derneği Başkanı Haydar Yeter önce DSDF Genel Başkan Yardımcısı Reyhan Abaka ve DSDF Maassluis Çalışma Gurubu Başkanı Selda Mermer’den toplantıya hanımların katılmamasından dolayı üzgün olduklarını dile getirdiler.

willem.lageweg@haber.nl

Streekproducten winnen op dit moment sterk aan populariteit. Streekproducten zijn producten die dicht bij huis en in uw eigen regio worden gemaakt en geleverd. Goede voorbeelden hiervan tref je aan bij levensmiddelen en in de horeca. Denk aan groente, kaas, fruit en vlees. Ook energie wordt steeds meer lokaal opgewekt, bijvoorbeeld via zonnepanelen of windmolens. Het voordeel van streekproducten is dat de energie- en transportkosten laag zijn en dat de uitstoot van CO2 vaak veel beperkter is dan bij producten die van ver weg komen. Daarnaast stimuleren streekproducten de regionale werkgelegenheid en bovendien leggen deze producten ook vaak een verbinding met de producent en de historie van het gebied waar ze worden geproduceerd. Vaak hebben streekproducten ook een geheel eigen smaak. Kortom, streekproducten zijn vaak duurzame producten met een goed verhaal dat steeds meer mensen aanspreekt.

streekproducten

Willem Lageweg

Directeur MVO Nederland

OTTOMAN SARNIÇ ENTERNASYONEL PLATFORMDA DA BAŞARILI

O

ttoman Sarnic Restoran'ın önderliğinde, 3 ay önce Meram Restoran’ının ortaklarından olan Hasan Tanyeri ile Ottoman Sarnıç'ın sahibi Burak Erkan, Osmanlı Mutfağını tanıtmak amaçlı gittikleri Estonya'da Osmanlı Türk Mutfağını ve Kültürünü tanıtmalarından sonra, Estonya Ticaret Sanayi Odası Başkanı Tullio Liblik ve okul heyeti Hollanda'da misafir edildi. Bu bağlamda Den Haag Hotel Management Okulu ile beraber çalışma kararları alınıp, Ottoman Sarnıç Restoran bu iki okul arasında bir köprü görevi kurarak birlikte çalışma adına faydalı bir projeye imza attı.

Devlet ve ‘Sivil’ Toplum (II) HDV’nin amacı aslında çok yalın: Hollanda’da yaşayan Müslüman Türklere verilen din hizmetlerini organize etmek; Bu amaçla Türkiye’den din görevlileri getirip bağlı camilerde görevlendirmek; Cami/ibadet yerleri inşa ve tesisinde yerel girişimlere gereken teknik desteği vermek.

AHMET SUAT ARI Geçen sayıdaki “Devlet ve Sivil Toplum” başlıklı köşe yazıma oldukça fazla tepki aldım. Tepkilerin istisnasız hepsi konuyu irdelememden duyulan memnuniyeti dile getirmekteydi. Bu da demek oluyor ki, benim dışımda bir çok kişi devleti temsil edenlerle sivil toplum arasındaki ilişkilerin yolunda gitmediğini düşünmektedirler. En önemlisi de artık bu ilişkilerin sağlıklı bir hale gelmesi yönünde çok belirgin bir talebin olmasıdır. Net bir görev ve yetki tanımıyla bu yolda önemli bir adımın atılacağından eminim. “Devlet ve Sivil Toplum”da devleti temsil eden bazı bürokratları eleştirmiştim. Ancak eleştiriyi sadece bürokratlara yöneltmenin haksızlık olacağını kabul etmek gerekir. Nitekim doğru gitmeyen, taraflar arasında sürekli çatışma olan durumlarda tüm tarafların sorumluluğu vardır. Belki birisi bir diğerinden daha az sorumludur, o kadar. “İşler kendi istediğimiz istikamette gittiği sürece iyi, aksi takdirde kötü” anlayışı problem çözücülükten çok uzaktır. Yanlış bulduğumuz tavır ve icraatları yetkilelerle ‘kavga’ etmeden önce de belirtme medeni cesaretini göstermeliyiz. İşte tam da bu noktada oldukça sıkıntılı bir toplumuz. Birisi bir bürokratı eleştirse hemen cümbür cemaat eleştiri yapanın üstüne çullanırız. Ne eleştirinin içeriğine bakarız ne de elestirinin sebebine. Hepimiz aslan kesilip bürokratımızı ‘korumaya’ alırız adeta. Bununla da yetinmeyiz aslında. Her türlü jurnalleme ve karalama kampanyasına da ortak oluruz. Kraldan çok kralcı kesiliriz adeta. Bunu hem sıradan insanlarımız hem de belli bir kurumsal sorumluluğu olanlar yapmaktadırlar. İşin, koruyup kollama ve gammazlama boyutu olduğu gibi, bir de yağcılık boyutu vardır. Yerli yersiz her ortam-

suat.ari@haber.nl da bürokratlara yağ çekmek, onlarla her fırsatta illa da bir fotoğraf karesi içinde olmak için yapılmadık şaklabanlık kalmaz. Bunun için gidilmedik davet, toplantı, eğlence, dinlence ve bilimum etkinlik kalmaz. Şayet bu ortamlarda fırsat bulurlarsa yetkililere bir teşekkür etmeyi de ihmal etmezler. Bazan öyle laflar edilir ki, sanki bürokratların işleri halka hizmet etmek değilmiş de, lütuf yapıyorlarmış hissine kapılırsınız. Böyle tiplerin yakalarında mutlaka bir rozet vardır. Rozetleri onların referanslarıdır, haliyle onsuz olmaz. Halbuki beşeri her alanda, hizmet verenle hizmet alanın karşılıklı sorumlulukları vardır. Hizmet veren, hizmet alanın taleplerini dikkate alacak, hizmet alan da hizmet verenin. Nasıl ticarette üretici ve tüketici ilişkileri belirli kurallara göre işliyorsa, bürokraside de durum aynıdır. Devletin memuru vatandaşına hizmet vermek için vardır. Bu onun asli görevidir. Bu görevin yeterince yerine getirilmediği kanaati oluşmuşsa, bu mutlaka dile getirilmedir. Tabii ki bunun değişik yolları vardır. Biz yazarların yaptığı aslında en son yapılması gerekendir. Daha doğrusu diğer bütün çabaların sonuçsuz kalması durumunda eleştirilemizi kaleme alarak kamuoyu oluşturmaktır, bizim yaptığımız. Ancak bu, gerek organize olmuş sivil toplum gerekse fertlerin kontrol ve eleştiri sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Tam aksine onların bu sorumluluklarının şuuruna varmasını sağlar. Yazarlığın yanı sıra sivil toplum yöneticiliği de yapan birisi olarak yapıcı eleştirilerin çok faydalı olduğunun altını kalın çizgilerle çizmek itiyorum. Yapıcı eleştiriler hizmetlerin kalitesini artırırken yağcılık ve jurnalcilik yetkililerin her şeyi iyi yaptıkları hüsnü kuruntusuna sebep olmaktadır. Her şey ‘iyi’ gidince de değiştirilecek bir şey yoktur, ne de olsa!

Ahmet Suat ARI is groepsleerkracht en onderbouwcoördinator op een VSO ZML-school te Enschede. Hij schrijft columns in diverse bladen en is o.a. secretaris van UETD-Nederland.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.