haziran-temmuz2010

Page 1




Başkandan

Dağ-Der Yardımlaşma ve Kültür Derneği Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Sorumlusu Erkan Aydın (Dağ-Der Genel Başkanı) Genel Yayın Yönetmeni Sefer Göltekin Yayın Kurulu İsmail Fedai Hüseyin Koçak İbrahim Ferik Fethi Yıldız Selami Acar İhsan Aydın İletişim İnönü Cad. Güneş İş Hanı No:74 Kat: 5 Osmangazi - BURSA Tel: 0224 272 58 58 guneybursa@gmail.com Reklam Rezervasyon 0535 564 94 25 guneybursa@gmail.com Baskı AKMAT Akınoğlu Matbaacılık San. Tic. A.Ş. Organize Sanayi Bölgesi Ali Osman Sönmez Bulvarı 2. Sokak No: 1 Nilüfer Bursa Tel: 0224 243 29 29 (Pbx) Faks: 0224 242 51 00 güneybursa dergisinde yer alan yazı ve fotoğraflar tanıtım amacı dışında izinsiz kullanılamaz. Dergimizde yer alan ilan, yazı ve fotoğrafların sorumluluğu sahiplerine aittir. www.guneybursa.org www.dagder.org.tr

D

erneğimizin Bursa’ya armağanı olan “güneybursa” yerel kültür dergimizin 2. yaşının ilk sayısını elinizde tutuyorsunuz. Yaz dönemi münasebetiyle birleştirilmiş bir sayı ile karşınızdayız. Bu sayımızla istikrarımızı belgelediğimiz gibi, yöremiz kültürü ve folklorünün de geleceğe Erkan Aydın taşınması gereken önemli blgilerini arşivlik sayılarıDağ-Der mızla kayıt altına aldık. Genel Başkanı Dergimiz bir yıllık süreçte, hem yöremizin sesi oldu hem de Bursa’nın yerel kültür alanındaki yayın boşluğunu doldurdu. Geçirdiğimiz bir yılı, düzenlediğimiz bir basın toplantısıyla değerlendirdik. Yerel basınımızın güzide yazarlarının katılımıyla gerçekleştirdiğimiz toplantımızda, hem dağ-der olarak yapmak istediklerimizi hem de önümüzdeki süreçte yayın organımız olan güneybursa’nın çizgisini değerlendirdik. Elimizden geldiğince dağ yöremize Bursa’dan, Bursa’ya dağ yöresinden haberler vermeye devam edeceğiz. Dağın arkasında kalan yöremizle Bursa arasında sağlam bir köprü vazifesi görmeyi sürdüreceğiz. İsteklerimizi, dertlerimizi, sıkıntılarımızı, çözüm önerilerini, dergimiz aracılığıyla dillendirmeye devam edeceğiz. Dergimizin görsel açıdan desteklenmesinde yardımlarını esirgemeyen BUFSAD Belgesel Atölyesine, yazılarıyla destek veren değerli yazarlarımıza dergimize yaptıkları katkıdan dolayı teşekkür ediyorum. İki ay önce gerçekleşen seçimle yenilenen yönetim kadromuzla bu dönemde de önceden başlattığımız projeleri devam ettireceğiz. Tahtakaledeki binamızın restorasyonunda sona yaklaşıyoruz. Bu dönemde yöremizin en önemli sorunlarından biri olan eğitim konusuna eğilmek istiyoruz. Özellikle kız öğrencilerimize yönelik orta öğretim yurtları ile yöre insanımıza destek olmak istiyoruz. Bütün faaliyetlerimizde bugüne kadar hep sizlerin desteğini yanımızda hissettik. Bir kez daha bu vesileyle teşekkür ediyorm. Yeni sayılarda buluşmak umuduyla...


İçindekiler

6 10 14 16 26

Osmanlı’nın Kuruluş Yıllarında Dağ Yöresindeki Omer Önemli Şahsiyetler Faruk

Dinçel

25. Yıla Girerken

İhsan Aydın

Sultan 1. Murad’ın Vakıf Köyü Kocakovacık

1 yılın ardından

Bursa Folklorü

gb

içindekiler 4 haberler 6 Osmanlı’nın Kuruluş Yıllarında Dağ Yöresindeki Önemli Şahsiyetler Ömer Faruk Dinçel 8 25. Yıla Girerken İhsan Aydı 10 Sultan 1. Murad’ın Vakıf Köyü: Kocakovacık 14 1 Yılın Ardından 20 19. Orhaneli Karagöz Şenliği 22Kocayayla Kültür Şöleni 24 Köylerimizden Haberler 26 Bursa Folklorü 31 Fotoğraf Nilay Şahinkanat


VALİ HARPUT’TAN DAĞ-DER’E DESTEK Bursa Valisi Şahabettin Harput Orhaneli, Keles, Büyükorhan, Harmancık Yardımlaşma ve Kültür Derneği (DAĞ-DER) tarafından restore edilen Dağ-Der Kültür Merkezinde incelemelerde bulundu. Vali Harput, Tahtakale’de restorasyonuna geçen yıl başlanan 150 yıllık binanın çalışmalarını yerinde inceledi. Vali Harput’a Adalet ve Kalkınma Partisi eski milletvekili Faruk Ambarcıoğlu, İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Gedik, Dağ-Der Genel Başkanı Erkan Aydın ve dernek yöneticileri eşlik etti. Vali Harput’a çalışmalar hakkında bilgi veren DağDer Genel Başkanı Erkan Aydın; Dağ-Der Kültür Merkezi inşaatını bu yılsonunda bitirmeyi hedefledikleri söyledi. Aydın, bina bittiğinde Tahtakale’nin eski canlılığına kavuşacağını kaydederek, “Tahtakale eskiden olduğu gibi birçok kültürel faaliyetin yapıldığı bir bölge olacak. Kültürün yaşatıldığı yöresel tatların olacağı binamız 7 gün 24 saat halkımıza hizmet verecek. Büyükşehir Belediyesi’nin destekleriyle 500 bin lira bütçeyle yapılan binayı

derneğimizin kuruluşunun 25. yılına yetiştirip, yılsonunda çalışmaları sonlandıracağız’’ dedi. Vali Harput ise eski eserlerin yaşatılması için yapılan bu çalışmaların kendileri için çok değerli olduğuna vurgu yaptı. İnsanların kültürleriyle varolduğuna dikkat çeken Vali Harput, kültürlerin yaşatılmasının toplumlar için büyük önem taşıdığını kaydederek “Dağ-Der yaptığı bu restorasyonla hem tarihi eselerimizden birini tekrar gün ışığına çıkarıyor. Hem de kendi faaliyetleri ve hizmetleri için bir mekâna sahip oluyor. Biz de Valilik olarak restorasyona katkıda bulunarak saray gibi olan bu binanın bitmesine destek olacağız’’ dedi. Dağder Kültür Merkezi binasının incelenmesinden sonra Vali Harput ve beraberindekiler Yarenler Halk Müziği Folklor Eğitim ve Araştırma Kültür Derneğini ziyaret etti. Vali Harput, Ömer Aniş’in söylediği türküleri dinledi. Ak Parti Bursa eski milletvekili Faruk Ambarcıoğlu da türkü söylerek Aniş’e eşlik etti.


bursa’da renk cümbüşü 24. Uluslararası Altın Karagöz Halk Dansları Yarışması nedeniyle Bursa’da bulunan halk dansları ekipleri, kentin 9 farklı noktasında yöresel danslarını sergileyerek, kültürlerini tanıttı. Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 24.’sü düzenlenen ’Uluslararası Altın Karagöz Halk Dansları Yarışması’, 20 ülkeden 650 dansçı ve müzisyeni ağırladı. Yarışma nedeniyle Bursa’ya gelen yabancı ekipler, kimi zaman kentin tarihi ve turistik mekanlarını gezdi, kimi zaman da yöresel danslarını Bursalılar için sahneledi. Arnavutluk, Belarus, Bosna Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Çin, Gürcistan, İspanya, Karadağ, Kazakistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Macaristan, Makedonya, Moldova, Polonya, Portekiz, Rusya, Senegal, Tataristan ve Yunanistan, Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nun yanı sıra Ahmet Taner Kışlalı Meydanı, Kent Müzesi amfisi, Tophane, Huzurevi, Kestel, Mudanya, Orhangazi Meydanı ve Hürriyet’te performanslarını sergileyerek Bursalılar’a kendilerini tanıttı. Renkli görüntülerin yaşandığı gösterilerde dansçılar, vatandaşlarla da diyalog kurarak, dostluğun en güzel örneğine imza attı. Bursa’da, 12 Temmuz Pazartesi gününe kadar devam eden yarışmaya katılan ekiplerden Macaristan ve Portekiz Tophane’de; Çin, Senegal ve Tataristan da Orhangazi Meydanı’nda gösteri yaptı. Ülkelerine özgü halk danslarını başarıyla sahneleyen dansçılar, sahne performanslarının yanı sıra ilginç kostümleri ve sempatik tavırlarıyla da dikkat çekti. Duygularını danslarıyla ifade eden dansçılar, zaman zaman Bursalılar’ı da eğlenceye dahil ederek, eğlenceli görüntüler yaşattı. Bursa’da barış ve dostluk rüzgarları estiren gösterilerle eğlenen vatandaşlar ise dansçıları, alkışlarıyla ödüllendirdi.


Şahin Baba-Kıranışıklar Köyü-Keles

OSMANLI’NIN KURULUŞ DÖNEMİNDE

DAĞ YÖRESİNDEKİ ÖNEMLİ ŞAHSİYETLER smanlı Devleti’nin kuruluş döneminde(1299-1453) Orhaneli, Harmancık, Keles, Büyükorhan gibi dört dağ ilçesini hatta Gökçedağ’ı da kapsayan Dağ Yöresi, genel anlamda ve idari bir birim olarak Adranos nahiyesi ve Adranos kazası olarak adlandırılmaktaydı. Kazanın Ömer Faruk Dinçel merkezi Beyce idi. Bu dönemde Harmancık(Çardı), Büyükorhan (Orhan-ı Kebir) ve Keles köy statüsündeydi.

O

Osmanlı’nın kuruluş döneminde Dağ Yöresinde faaliyet göstermiş bey, baba ve derviş gibi önemli şahsiyetlerin adları bazı belge ve kaynaklarda zikredilmektedir. Osmanlı Arşivin-

de yer alan belgelerin yanı sıra Kamil Kepecioğlu’nun Bursa Kütüğü’nde bu şahsiyetlerden bahsedilmiştir. Şimdi bunlar hakkında kısaca bilgiler verelim.

KAYGILI BEY Kaygılı veya Kaygulu olarak telaffuz edilmiştir. Sultan Orhan zamanı devlet adamlarındandır. Sultan I.Murad, İlbise köyünü (Başköy, Koçu, Ortaköy ve Süleyman Bey köylerini kapsayan coğrafi saha) Kaygılı Bey’e mülk olarak vermiştir. Kaygılı Bey’de ordunun sefere gideceği sırada beslemiş olduğu cebelü (asker) ile birlikte sefere katılırdı. Kaygılı Bey’in mezarı Bursa/ Muradiye semtindedir.


KILINÇ BEY

İSA BÂLI

Kılıç veya Kılınç Bey adıyla anılır. Osman Gazi’nin oğlu ve Orhan Gazi’nin kardeşi olan Alâeddin Bey’in oğludur. Kılıç Bey, Keles’teki çiftliğini Bursa’da Hisar semtindeki Alâeddin Paşa Camiine 1460 yılında vakfetmiştir. Bu çiftlik, “Danişmend yeri” olarak da bilinmektedir. Fatih Sultan Mehmed zamanında çiftliğin vakfiyeti bozulmuşsa da Sultan II.Bayezıd, hükmü bozulan vakıfların vakfiyetini karar kılmıştır. 1484 yılında çiftliğin çalışır ve işler vaziyette olduğu anlaşılmaktadır.

Kaygılı Bey’in torunudur. Dedesi Kaygılı Bey’e verilen İlbise Köyü onun evladlarından kendilerine intikal etmiştir. Fatih Sultan Mehmed, bu köyün mülkiyetini bozup tımara çevirdiyse de II.Bayezıd zamanında tekrar bu aileye verilmiştir. İsa Bâli’nin; İlyas, Hamza, Halil, Hasan, Hüseyin ve İbrahim adında oğulları olmuştur. Dağ Yöresi’ndeki Balı (Balıoğlu/ Semercibali ve Deli Ballılar) adını taşıyan köylerin bu sülale ile ilgili olduğunu düşünüyorum.

DURDU BEY

1512”den evvel yaşamış bir zattır. Azebler Ağası olan Mustafa Çelebi, Hisarbeyi’nin oğludur. Bu sülalenin Orhaneli’nin Göynükbelen köyü civarında çiftlikleri vardı.

Osmanlı döneminde Sultan I.Murad ve Yıldırım Bayezıd zamanlarında yaşamıştır. Orhaneli’nin merkezi olan Beyce’de bir cami ve bir zaviye yaptırmış, Perçin Köyü’nü de yaptığı bu hayrata vakfetmiştir. Yaptırdığı cami harap olmuş ve Çelebi Mehmed zamanında tamir edilmiştir. Sultan II.Murad zamanında bu caminin hatibi ulemadan Mevlâna Hayreddin idi. Durdu Bey’in vakıflarının yazımını ve kaydını Halil Bey yapmıştır. Orhaneli ilçe merkezindeki Durdu Bey Cami, zamanla harap hale geldiğinden yıkılmış ve 1965 yılında yeniden inşâ edilmiştir.

HISARBEYI

KONUR SEYDI Orhaneli’de İkibaşlı denilen dağda mezarı vardır. Keramet ehlinden bir derviştir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında bu dervişin zaviyesinde Muslihuddin Efendi adında bir şahıs seccade-nişin (Şeyh, İmam) idi. Konur Seydi’nin mezarına bakan ve bu mezarın temizliği ile ilgilenen birkaç da hizmetkâr vardı.

ŞAHIN BABA Halk arasında Şahan Baba olarak da telaffuz edilir. Sultan I.Murad zamanında yaşamış dervişlerdendir. I.Murad, kaynaklarda Şeyh karyesi olarak geçen Kıranışıklar (Kıran Şeyhler-Kıran Şıhlar) köyünü Şahin Baba’ya vakfetmiştir. Şahin Baba’da bu köyü kendi kurduğu zâviyesine vakfetmiştir. Osmanlı döneminde Kıranışıklar köyünde Şahin Baba türbesinde törenler ve etkinlikler olurdu. Buraya gelenler en güzel giysilerini giyerlerdi. Zira Şahin Baba’nın güzel giyinmeyi sevdiğine inanılırdı. Kemaliye köyünden dervişler ellerinde tuğlarla höykürerek gelirler ve törenlere katılırlardı. Gelen misafirler davul ve zurnalarla karşılanır, düğün ve şenlik havasında etkinlikler olur, yöresel oyunlar oynanırdı. Bu oyunlar, Şahin Baba’nın eğlenceyi sevdiğine inanılarak yapılırdı. Kazanlarla et pişirilir, keşkek kaynatılır, misafirlere ikram edilir, namaz kılınır, mevlit okunur, ilahiler söylenirdi. Belenören köyünden Şakir Çavuş’un söylediğine göre Bursa’dan gelen Köse Hoca adında biri “Böyle eğlencelerin uygun olmadığını” söyleyince halkta bu eğlenceleri bırakmıştır. Şahin Baba türbesinde yapılan “Dede geleneği” ve etkinlikler 1924 yılından itibaren yapılmamaya başlanmıştır.

Kaynakça: B.O.A. Tarih: 26/R /1133 (Hicrî)Dosya No:83. Gömlek No:4121. Fon Kodu: C..TZ.. B.O.A. Tarih: 02/Za/1134 (Hicrî)Dosya No:513. Gömlek No:25931. Fon Kodu: C..EV.. B.O.A. Tarih: 16/R /1229 (Hicrî)Dosya No:207. Gömlek No:8541. Fon Kodu: C..ML.. B.O.A. Tarih: 13/M /1242 (Hicrî)Dosya No:402. Gömlek No:20363. Fon Kodu: C..EV.. Bursa Kütüğü. Kamil Kepecioğlu. Cilt 1.Sf 2009

108.

Kepecioğlu. A.g.e. Cilt 2. Sf 7. 2009 Kepecioğlu. A.g.e. Cilt 2. Sf 240 Kepecioğlu. A.g.e. Cilt 3. Sf 40 Kepecioğlu. A.g.e. Cilt 3. Sf 48 Kepecioğlu. A.g.e. Cilt 4. Sf 140 Kepecioğlu. A.g.e. Cilt 3. Sf 30 Uludağ Dergisi. Kasım-Aralık 1945. Sayı 74. Sf 11,12


25.YılaGirerken..

25.YılaGirerken..

25.YılaGirerken.. B

ir sivil toplum örgütü düşünün ki, kuruluşundan bu yana hiç durmaksızın temsil ettiği coğrafyaya hizmet için çabalasın.

Dağ-Der tam 24 yıldır bu uğraş içerisinde. Bayrak yarışı sürüyor, gelen her yeni kadro aldığı emaneti daha yükseğe çıkarabilmek için mücadele ediyor. Dağ-Der önümüzdeki yıl 25. yaşına girecek. 1986 yılında kurulan ve bugün çeyrek asırlık ömre doğru ilerleyen Dağ-Der bir devlet kuruluşu olmamasına rağmen yöre İhsan Aydın insanının büyük ümitler bağladığı dernek haline dönüştü. Dağ-Der’in yoksul bırakılmış yöre insanına çare olabilmek için yürüttüğü mücadele, kent kültürüne yaptığı katkı bugün kendisini Bursa’da çok önemli bir noktaya yükseltmiştir. Bir nevi gerçekleştirdiği kültürel etkinliklerle adeta kentin kültür hamallığını üstlenmiştir. Bugün sevinerek görüyoruz ki, devletin Bursa’daki hemen her kültürel organizasyondu Dağ-Der başı çekmektedir. Dağ-Der’in kent kültürüne yaptıkları bununla sınırlı değildir.


Gerçekten gelecek nesillere bırakılabilecek en güzel eserlerden biri de Tahtakale’de yapımı artık son aşamaya gelen Dağ-Der Kültür Merkezi’dir.

Dağ-Der’in görevleri arsında yöre insanın sosyo-ekonomik yaşamını kolaylaştıracak yatırımların bölgeye getirilmesi de var.

Genel Başkanımız Erkan Aydın’ın büyük özverileriyle restorasyonu süren DKM tamamlandığında Bursa butik bir kültür merkezine kavuşacak.

Bu konuda etkisi ve yetkisi olan hemen her kurum ve kuruluşla temas kuruluyor.

İçinde 24 saat kültürün harmanlanacağı bu merkezin bitmesini bütün Dağlılar gibi doğrusu biz de sabırsızlıkla bekliyoruz. DKM sadece kültüre değil, bir dönem dağ ilçesi insanlarının buluşma noktası olan Tahtakle’yi de yeniden bu yörenin toplanma merkezi haline dönüştürecektir. Bu açıdan DKM’nin o semte yapacağı katkı büyüktür. Hem Tahtakale canlanacak hem Dağlılar’da Tahtakale’yi yeniden bir sahiplenme duygusu başlayacaktır. DKM kadar Bursa’nın ve bölgenin kültürüne hizmet eden bir başka proje ise Güney Bursa dergisidir. Bugün Yayın Yönetmenimiz Sefer Göltekin kardeşimizin üstün gayretleriyle birinci yılını dolduran Güney Bursa dergisi, derneklerin süreli olarak çıkardıkları ve bir yılı yakaladıkları ender yayın organlarından biridir. Burada sadece Orhaneli, Keles, Büyükorhan ve Harmancık ilçeleri değil, aynı zamanda Bursa’nın kültürü de arşivlere sokulmaktadır. Kültüre yapılan bu iki önemli yatırım Dağ-Der’in çıtasını daha da yükseltmiştir. Peki, Dağ-Der sadece kültürel işlerle mi uğraşıyor? Hayır.

Eğitim öncelikli ilgi alanları arasında bulunuyor. Bursa Fan Kulüp ile yapılan işbirliği protokolü bölgedeki kız çocuklarımızın yurt sorununu çözecektir. Dört ilçemize birden yapılması planlanan kız yurtlarıyla orta öğretimde okuma fırsatı bulamayan kardeşlerimiz yaşıtları gibi bu şansı yakalayabileceklerdir. Sırf bu proje bile Dağ-Der’in bölge eğitimine yapacağı büyük ve kalıcı katkılardan biridir. Elbette bugün yöre çocuklarımızın üniversitelerdeki eğitimlerine de yeterli oranda burs katkısı sağlanamamaktadır. Fakat bugün sayıları bin 500’ü bulan ÜNİDAĞ’lı kardeşlerimiz yöremiz için gelecekte büyük bir şanstır. Onlar bir gün mutlaka yöreye olan vefa borçlarını bir şekilde ödeyeceklerdir. Ödemeye başlayanlara da tanığız. Yeni yılda Tahtakale’yi yeniden üs edinmiş bir Dağ-Der, bölge insanına daha çok hizmet verebilmek ve onları kentte en iyi şekilde temsil edebilmek için çabalarını sürdürecektir. Dağ-Der’in büyüyüp gelişmesi, bölgenin Bursa’daki güçlü sesi olabilmesi için hemen her dağlıya önemli görev düştüğünü unutmamalıyız.


10

SULTAN 1. MURAD’IN VAKIF KÖYÜ:

KOCAKOVACIK

ocakovacık Keles ilçesine bağlı bir köy. İlçenin güney doğusunda, Keles’e 30 km. uzaklıktadır. 1908 Yıllığı’na göre Orhaneli’ne bağlı olan köyde 188 hane yaşıyordu. Köy, Domaniç bölgesinden gelen Yörükler tarafından kurulmuş. İlk geldiklerinde, boyu bir metreyi geçmeyen ağaççıkların bulunduğu yer imiş. Halk arasında bu bitkiye kofalık denilmektedir. Kofalık zamanla Kovacık’a dönüşmüş. Eski adı Büyükkovacık’tır. Diğer Kovacık köyünden ayırmak için bu adı almış. XVIII. Yüzyıl tahrirat defterine göre Kite/Ürünlü kazasına bağlıdır. 1895 yıllığına göre Bursa’ya bağlı olarak gösterilen 32 haneli Kovacık bu köy olmalı. Köyde 1927 yılında 248, 1990 yılında 748, 1997 yılında 559 kişi yaşamaktaydı. Türkmen köyüdür. 1954 yı-

K

lında Orhaneli ilçesine bağlı iken, bu tarihte Keles bucağına bağlanmıştır. Köylüler yazın yaylaya çıkma geleneğini sürdürmektedir. Sultan I. Murad’ın vakıf köyüdür. Önceleri köy içinde 2, köy dışındada Otyakan Dede olarak anılan yatırlar vardır. Köyün 400 metre doğusunda bulunan Eski Mezarlık mevkii eski bir yerleşim yeridir. Ayrıca köy yakınlarındaki Kocayaylada köyün yaylasıdır. Köyün 8 km. doğusunda yer alan bir tepede Alfistan Dede, 5 km. kuzeyinde Somadın Dede, 6-7 km. kuzeyde haydar çalı dede yatırı vardır. Halen yörük gelenekleri süren ender köylerden biridir. Bugün köyde; dizge, çizge, kuşak, akkuşak, acemşalı kuşak, göbekli peşkil, fes,gıdıklık, işlemeli entari ve göğüs kapaklı güdük gibi yörük giysileri üretilmektedir. *


11

COĞRAFİ DURUM VE İKLİMİ

makla birlikte genelde aralıklı olarak yağışlı geçer.

Kelese bağlı olan köyümüz Bursanın en son köylerinden biridir. 1200 rakımda bulunan köyümüzün etrafı dağlarla çevrili ve sahip olduğu arazilerinin çoğu orman ile kaplıdır. Genellikle kara çam, gürgen ve meşe ağaçları yaygındır.

EKONOMİK DURUMU

Uludağın son uzantıları ve Domaniç dağlarının birleştiği bölümde yer almaktadır. Kaya başı eteğinde kurulmuş olan köyü tam karşısında bulunan kuz bayır tepe çevrelemektedir. Genelde arazisi yamaç ve engebeldir. Kirmastı çayı ile başlayan ve dağlarla devam eden sınır çigileri çevresini belirlemiştir. Komşusu olan Sorgun, Çayören, (Hereke) Düvenli köylerine hemen hemen 5-6 km. ile eşit mesafededir. Keles’e 30, İnegöl’e 36, Domaniç’e 38 ve Tunçbilek’e 43 km. mesafededir. Tarım arazileri ve yer altı suları bakımından zengin olmasına rağmen topraklar verimsiz ve kıraçtır. Köyü iki tarafından Düvenli dere ve akça dere çevreler. Bu dereler köyün hemen altında birleşerek koca suya dökülürler. Derelere uzantıları boyunca bir çok dere katrılır. Yine etrafı çam ormanları ile çevrili benzersiz güzellikte birde kocayaylaya sahiptir. Kış mevsimi genelde çok sert geçer ve uzun sürer. 80’li yıllara kadar yollar sık sık kapanır ve ulaşım kış mevsiminde ciddi sorun olurdu. Yazlar çok fazla sıcak olma-

Köyümüzün geçim kaynakları, hayvancılık, tarım ve orman olarak sıralanabilir. Bilinçli tarım yapılamaması gibi olumsuz etkenlerden dolayı iyi bir tarım gelirine sahip olmasada hemen hemen bütün meyve ve sebze türleri yetişmektedir. Çilek en çok yetiştirilen ürün olup başlıca geçim kaynağı durumundadır. Hayvancılıktada durum tarımdan farklı değildir. Halen köyde 4000 civarında küçük baş hayvan bulunmaktadır. 1985-1990 yıllarına kadar bu sayı 140.000 adet civarındaydı. Ancak kış aylarında otlak sorunu ve yem girdilerinin yüksek olması geçimini hayvancılıktan sağlayan insanları ne doyurur nede öldürür durumunda bırakmıştır. Bu olumsuz ekonomik koşullar özellikle gençlerin köyden göçerek yaşamlarını Bursa, İnegöl, Domaniç, Tunçbilek, Tavşanlı gibi yerlerde idame ettirmelerine neden olmuştur. KÜLTÜR VE TURİZM Kocakovacık Köyü, gelenekçi toplum özelliklerinin en iyi işlediği ender yerlerden biridir. Köydeki yapıların çoğu çok eski olup yapılış tarihleri bilinmemektedir. Bundan daha eskiye dayanan gelenekler ve geleneklere göre yaşam halen sürmektedir.


12

TRT reperatuvarınada giren Oturmuşlar Herekenin Ağaları türküsünün sözleri. Oturmuşlar Hereke’nin ağaları Ayşem geliyor Yasıl yasıl Kocakavacık Dağları Aman aman Ayşem yazmayı oyaladın mı Kalem gibi kaşlarını boyaladın mı Hereke’nin eğrim üğrüm yolları Kardan beyaz Kız güzel Ayşenin kolları Aman aman Ayşem ben nerelerde durayım Gökte isen çifte merdivenler kurayım Hereke’nin bağlarında üzüm yok Varsın da gitsin Kız gevur Ayşe’de gözüm yok Aman aman Ayşem Akşamlara kalmışsın Yaşın onbeş sevdalara dalmışsın Pek fazla bozulmamış örf ve adetleri ancak son yıllardaki hızlı gelişmeler sonucu yavaş yavaş bozulmaya başlamıştır. Daha 80’li yılların ortalarına kadar kendi otantik elbiselerini giymekte olan köy insanı, şehire olan fazla göç sonucu şehirden etkilenmiş geleneksel elbisesini çıkarmak zorunda kalmıştır. Köcakovacık bin yıla yakın tarihini yine köyde oluşturulan ve Şinasi Çelikkol’unda katkıları ile düzenlenmiş bir kültür evinde sergilemektedir. Hemen her mahallede bir misafir odası bulunmaktadır. Bu odalar önceleri mahalle delikanlılarının oturak yeridir. Düğünlerde, bayramlarda ve özel günlerde bu odalar delikanlılar tarafından kullanılır. En eskileri yaklaşık 700 yıllık geçmişe sahip ve tarihi belgeler bulundurmaktadır. Osmanlı mimarisine sahip Kocakovacık köyü her yıl yerli yabancı birçok turisti ağırlamaktadır. Karagöz Turizm düzenli gezi programları ile 50’şer kişilik gruplar halinde geziler düzenlemektedir. Tamamen organik ve köye has yemekleri ile yine köyümüze özgü el tezgahlarında dokunmuş kumaş ve giysiler, değişik el sanatları ürünleri ve birçok kültür eseri gelenlere sunulmaktadır.

Köyde yakılmış türküleride vardır kocakovacık köyünün. Bu yöndende zengindir. Bu türkülerden bazıları, oturmuşlar Herekenin ağaları, Yaşar çıkar parayı, Süleyman’ın türküsü, Kovacığın mandıradır durağı gibi. EĞİTİM, NUFUS, SAĞLIK Kocakovacık Köyü toplam nufusu tahmini 45005000 civarındadır. Nufusunun çoğunluğu Bursa’da yaşamaktadır. Bunun yanında Tavşanlı, Tunçbilek, Domaniç, İnegöl’e gibi yerlere göç vermiştir Köyde ise 180 hane ve 700 nufusu bulunmaktadır. Eğitimde okur yazar oranı yüksek olmasına rağmen yüksek okul veya üniversite mezunu azdır. Son yıllarda ilköğretim 1.,2. ve 3. sınıf mevcudu 20 kişi dolayındadır. Sayının azlığıda zaten köyün ekonomik bakımdan yeterli olmadığını, nufusun şehirde yaşadığını gösteriyor. Köyde sağlık ocağı, gibi ilk yardım amaçlı bir merkez yoktur. Ebe olarak görev yapan bir personeli bulunmaktadır. *Raif Kaplanoğlu


y e ün

G

ra a m

r a M

ü ğ yü

ü B n

E

n ı ’n

! a ’d

a s r u B

DÜĞÜN, NİŞAN, KINA, SÜNNET, KOKTEYL VE İŞ TOPLANTILARINIZ İÇİN

235 05 00

Merinos, Kanal Cad. No:1-18 Osmangazi / BURSA


14

BİR YILIN ARDINDAN... ağ-Der tarafından Bursa’nın dağ yöresini tanıtan Güney Bursa dergisi 1 yılını tamamladı. Dağ yöresini tüm yönleriyle ele alan bu derginin yöresel kültürü yaşatmak amacıyla hazırladıklarını belirten Dağ-Der Başkanı Erkan Aydın, derginin sadece dağ yöresine değil, tüm Bursa’ya mal olmasını hedeflediklerini söyledi. 1 yılını başarıyla dolduran derginin yöresel kültürün yanı sıra Bursa’nın tarihini içeren bir yayın olduğunu vurgulayan Aydın, “Güney Bursa dergisini yörenin makus talihini değiştirecek bir mihenk taşı olarak görüyoruz” dedi. Güney Bursa dergisinin 1. yılını doldurması nedeniyle, yönetim kurulu üyeleriyle birlikte basın toplantısı düzenleyen Dağ-Der Başkanı Erkan Aydın, 1 yıl gibi kısa bir zamanda derginin başarılı bir seviyeye ulaştığını kaydetti. Bursa’nın dağ yöresini tanıtmak ve yöresel kültürü gelecek kuşaklara aktarabilmek amacıyla geçen yıl yayın hayatına başlayan Güney Bursa dergisinin 1 yılını doldurduğunu ve önümüzdeki ay 13. sayısının çıkacağını ifade eden Aydın, derginin bu günlere gelmesi için emeği geçen herkese teşekkür etti. Derginin, sadece dağ yöresine değil, tüm Bursa’ya mal olmasını hedeflediklerini kaydeden Aydın, yöresel kültür ve Bursa’nın tarihini içeren derginin daha şimdiden arşiv niteliği taşımaya başladığını belirtti. Aydın, derginin belirli bir yazar kadrosunun bulunmadığını ve herkese açık olduğuna dikkat

D


15

çekerek, her türlü yazıya ve öneriye açık olduklarını ifade etti. Derginin fotoğrafları için BUFSAD ile güzel bir işbirliği içinde olduklarını vurgulayan Aydın, “Dergimizde, kaybolan değerlerin tekrar yaşatılması ve gelecek kuşaklara aktarılması için gerekli çalışmaların yer alıyor. Güney Bursa dergisini yörenin makus talihini değiştirecek bir mihenk taşı olarak görüyoruz” diye konuştu. Dağ-Der’in 2 ay önce gerçekleşen seçimle iş başına gelen yeni yönetimini de tanıtan Aydın, yeni bir kadro ile taze bir kan olarak, başlattıkları faaliyetleri başarıyla tamamlamak için yola çıktıklarını belirtti. Aydın, Dağ-Der olarak en

büyük projelerinin; Tahtakale’de restore ettikleri ve Dağ-Der Kültür Merkezi (DKM) olarak faaliyet gösterecek olan 150 yıllık sivil mimarı örneği tarihi konak olduğunu ifade ederek, restorasyonu yıl sonunda tamamlamayı ve tüm faaliyetlerini bu binada yapmayı amaçladıklarını söyledi. Tahtakale’nin dağlılar için çok büyük önemi bulunduğunu hatırlatan Aydın, bir çok dağlının Tahtakale’de anısı olduğunu kaydetti. DKM’nin tamamlanması ile, Tahtakale’nin canlığının tekrar kazanacağına ve bu bölgenin eski günlerine döneceğine inandığını vurgulayan Aydın, bununla birlikte 4 büyük dağ ilçesi olan

Büyükorhan, Orhaneli, Keles ve Harmancık’ta kız öğrencilerin okuması için orta öğretim yurtları yapmak için harekete geçtiklerini belirtti. 14-15 yaşındaki kızların biraz da fakirlik nedeniyle aileleri tarafından evlilik çağına geldikleri gerekçe gösterilerek okula gönderilmediklerine dikkat çeken Aydın, bu durumu ortadan kaldırmak kız çocukların okuması amacıyla 4 dağ ilçesine yurt yapmak için Bursa Fan Kulüp ile protokol imzaladıklarını söyledi. 200 öğrenciye burs verdiklerini ve vermeye devam edeceklerinin altını çizen Aydın, kendilerinden sonra gelecek yönetimlere kurumsallaşmış bir yapı bırakmak istediklerini vurguladı.

NE DEDİLER? AHMET EMİN YILMAZ Zaman çok hızlı bir şekilde akıp gidiyor… Akıp giden zamanda iz bırakan olabilmek de çok önemli. İnsana, değerlere, yaşama, yöreye, kültüre ait geçmişten gelen içleri bugünün ortamında yoğurup geleceğe miras olarak devretmek aslında hem bireylerin, hem kurumların, hem sivil toplum yapılanmalarının görev ve sorumluluk alanı. Nitekim… Her seferinde, temsil ettiği kitlenin özellikleri nedeniyle Bursa’nın en güçlü ve etkin sivil toplum örgütü olduğunu vurguladığımız Dağ-Der Başkanı Erkan Aydın geçen yıl gazetecileri sabah kahvaltısına davet ettiğinde, önümüze Güney Bursa adıyla yayına başlayan dergiyi koymuştu. Dergi… Aslında Dağ-Der’in yayın organıydı. Ama alışılmış dernek yayını dergilerden çok farklıydı. En önemli farkını da o gün Aydın açıklamıştı: “Güney Bursa adıyla yayınına başladığımız dergiyi yalnızca Dağ-Der’in yayın organı olarak görme-

yin. Bu dergi aynı zamanda Bursa’nın yerel kültür dergisidir.” Gerçekten de… Sefer Göltekin’in titiz çalışmalarıyla yayına hazırlanan ve onikinci sayısı yayınlanan Güney Bursa geride bıraktığı bir yıl içinde hedefine ulaşan

bir yayın oldu. Üstelik… Yerel kültür dergisi özelliğini dağ bölgesinin yanı sıra, Bursa’nın her köşesindeki halk kültürü ile buluşturdu. Dergide yayınlanan ve her biri tablo değeri taşıyan fotoğrafları da, kısa adı Bufsad olan Bursa Fotoğraf Sanatı Derneği sağladı. O bakımdan… Hem böyle bir derginin kararını verip yayınına başlayan Dağ-Der yönetimi adına Başkan Erkan Aydın’ı, hem de her sayısı bir birinden güzel ve değerli konularla bu yayını sürdüren Sefer Göltekin’i yürekten kutluyoruz. Dağ-Der Başkanı Erkan Aydın bir yılın ardından bu sabah da Bursa medyasıyla bir araya geldi.


16

Güney Bursa’nın birinci yılı nedeniyle yapılan toplantıda Aydın’ın bir de sürprizi vardı. 2009 yılı içinde yayınlanan Güney Bursa dergileri ciltlenmiş ve özel sayı haline getirilmişti. Aydın, bu uygulamanın her yıl tekrarlanacağını ve böylece derginin kütüphanelerdeki yerini alıp ölümsüzleşeceğini söyledi. Açıkça söylemek gerekirse… Daha şimdiden 2010 yılı cildini beklemeye başladık. Bu arada… Toplantıdaki sohbet sırasında Aydın bazı gelişmeleri de paylaştı. Örneğin… Dağ bölgesinde yaşayıp Bursa kent merkezine gelenlerin yıllardır ilk durak yeri olan ve o nedenle dağlılar için çok özel bir yer olarak bilinen Tahtakale’de Dağ-Der’in satın aldığı 150 yıllık bir Bursa Konağı’ndaki restorasyon çalışmalarının sona yaklaştığını söyledi. Burası… DKM kısa adıyla Dağ-Der Kültür Merkezi olarak haftanın 7 günü 24 saat yaşayan bir mekana dönüşecek. Böylece… Dağlılar için çok özel bir yeri olan Tahtakale, yakın gelecekte DKM’nin devreye girmesiyle

dağ yöresi kültürünü yaşatan bir yer haline gelecek. Dağ-Der yönetiminden başkanvekilleri İsmail Fedai ve Hüseyin Koçak ile yönetim kurulu üyeleri İhsan Aydın, Selami Acar, Ahmet Korkmaz, Alper Yaldız, Recep Koçdemir, Kamil Yılmaz, Mustafa Bay, Reşat Karış’ın da katıldıkları toplantıda Başkan Erkan Aydın hazırlıklarını yaptıkları bir de büyük projeyi paylaştı: “Her yıl Dağ-Der olarak 125, köy dernekleriyle beraber toplam 200 üniversite öğrencimize burs veriyoruz. Ama yöremizde kız öğrencilerin okuyabilmeleri için yurt yok. Bursa Fan Kulüp’le imzaladığımız kardeşlik protokolü sayesinde dağ ilçelerinde kız öğrenciler için yurtlar yapacağız.” Bu arada… Aydın’ın bir de kırgınlığı var: “50’li yıllardan beri her dönem dağ bölgesinden bir milletvekili mutlaka oldu. İlk kez bu dönem milletvekilimiz yok. Gerçi dağ bölgesinden sorumlu olan arkadaşlar ilettiğimiz sorunlarla hemen ilgileniyorlar ama bizden birinin olması tabii ki en büyük arzumuz.” www.ahmeteminyilmaz.com

CENNET CANKILIÇ Orhaneli, Büyükorhan, Keles ve Harmancık ilçelerimizin bulunduğu dağ yöremiz Bursa’nın güneyine denk geldiği için Dağ-Der her ay çıkardığı dergisinin adını“Güney Bursa”koydu. Dergi 1 yıldır düzenli olarak çıkıyor. Genel Yayın Yönetmenliğini Dağ-Der Başkanı Erkan Aydın’ın yaptığı, editörlüğünü Büyükşehir Belediyesi basın bürosunda birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum metin yazarı Sefer Göltekin’in üstlendiği derginin içeriği dağ yöresini sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan ele alan yazı, yorum ve belgesel nitelikli bilgi ile fotoğraflardan oluşuyor. Genel açıdan bakıldığında Bursa adına tam anlamıyla dağ yöremizi birebir anlatan arşiv niteliğinde… Ayrıca Dağ-Der’in genç Genel Başkanı Erkan Aydın’ın da söylediği gibi Bursa’da yöre özellikli tek yerel dergi hüviyetinde. Önceki sabah Merinos’taki Hayat Lokantası’nda Dağ-Der’in geçtiğimiz ay yapılan kongrede yeni seçilen daha doğrusu güven tazeleyen yeni yönetimiyle beraberdik.

Hem Dağ-Der’in yeni yönetiminin Güney Bursa’ya yönelik yeni projelerini öğrenme imkanı elde ettik hem de Güney Bursa Dergisi’nin bir yıllık tüm sayılarının ciltlenerek kitap haline getirildiğini gördük. Derneğin iletişim ve medyadan sorumlu gazeteci arkadaşım İhsan Aydın’ın daveti üzerine gerçekleşen sabah toplantısına biz basın mensuplarının ilgisi de oldukça iyiydi. Erkan Aydın’ın bu 2. dönem başkanlığı. Yönetimde ayrıca bu isimlere ilaveten PTT Baş Müdürü İsmail Fedai, Büyükşehir Belediyesi Zabıta Müdürü Hüseyin Koçak, İbrahim Ferik, Mustafa Bay, Fethi Yıldız ve Selami Acar da yer alıyor. Dağ-Der önümüzdeki yıl 25. yılını kutlayacak. Tam çeyrek asır. Dernek çeyrek asra yakışan etkinlikleri hayata geçirmeyi amaçlıyor. İlk sırada da adını DKM koydukları Dağ-Der Kültür Merkezi konağını hizmete açma var. Konak Tahtakale semtinde. 150 yıllık tarihi bina.


17

Amaçları bu binayı haftanın 7 günü 24 saat yaşayan bir kültür evi durumuna getirmek. Yani o derneklerin bildiğimiz, alışagelmiş lokal işletmeciliği değil… Derneğin ikinci sıradaki çalışması eğitime yönelik. Malum. Bölge Bursa’nın en yoksul kesimi. Eğitim öncelikli sorun. Özellikle ortaokulu bitiren genç kızlarımızın lise tahsillerinde kalacak yer sıkıntısı yaşanıyor. Taşımalı sistem bölgede ihtiyacı karşılamaktan çok uzak. Dernek 4 ilçede yurt yapmaya hazırlanıyor. Erkan Aydın’ın söylediğine göre Bursa Fan Clup ile ön protokol yapıldı. Ayrıca her yıl 200 çocuğa burs veriliyor. Şimdi sayının artması için çalışılıyor.

Dağ-Der Bursa’da örgütlenmesini tamamlamış ve güçlü bir kurumsal yapıya oturtmuş dernek olarak göz dolduruyor. Özellikle 25. yılına geri sayımın başladığı bu dönemde idari, siyasi ve sosyal alanlardaki etkinliği daha da artmış durumda…Dağ yöresi ve kent merkezinde 300 bin kişiyi temsil ediyor. Başkan Aydın bu bilinçle seçim atmosferine girildiği şu günlerde siyasi partilere “Bölgemiz en az 2 milletvekili ile temsil edilmeli” mesajını vermeyi ihmal etmedi. Olay Gazetesi

TÜRKAN GENÇ Bursa’nın dağ yöresini bir çatı altında buluşturan, Orhaneli-Keles-BüyükorhanHarmancık Yardımlaşma ve Kültür Derneği (Dağ-Der), bünyesinde çıkarılan Güney Bursa dergisinin birinci yılını kutluyor. Dernek yöneticileri, Merinos’ta basın mensuplarıyla buluşarak yürüttükleri çalışmaları anlattı. Dağ-Der Başkanı Erkan Aydın. Meslektaşım, Olay gazetesi yazarı İhsan Aydın da, Basın ve İletişim Komisyonu Başkanı. Yönetimde bu kültüre gönülden hizmet eden değerli isimler var. Dağ-Der’i anlatmaya gerek yok. Bilen biliyor. Ülkemizin bu yapıda bir başka sivil toplum örgütü yok. Onlarca köy derneğini ve üniversiteli dağlı gençler topluluğunu bünyesinde barındıran güçlü bir oluşum. Yörenin ve yöre halkının refahı, mutluluğu ve aydınlık geleceği için çalışıyorlar. Hem de çok uzun yıllardır. Gelecek sene, kuruluşunun 25. yılını kutlayacak. Güney Bursa dergisinin mimarı, yöre insanı Sefer Özdemir. Başkan Erkan Aydın’ın da söylediği gibi; Güney Bursa, kısa sürede Bursa’ya mal olan bir yerel kültür dergisi. Bir iletişim kanalı aynı zamanda… Şu an Dağ-Der’in yürüttüğü en büyük proje, Dağ-

der Kültür Merkezi (DKM). Tahtakale’de eski bir konak restore edilerek kültür merkezine dönüştürülüyor. Bu yıl sonuna kadar tamamlanması planlanıyor. Yerel kültüre hitap ettiğinden, alanında rakibi de olmayacak. Dağ-Der’in yeni dönem için projeleri de sırada... Kültür merkezi açılır açılmaz, dört dağ ilçesinde, kız öğrenci yurdu yapmak için kolları sıvayacaklarını öğrendik. Bununla ilgili Fan Kulüp ile protokol imzalamışlar. 300 bin nüfusu kapsayan dağ yöresinin en önemli sorunlarının başında, “eğitim” sıkıntısı geliyor. Dolayısıyla çok isabetli bir karar. Yoğun nüfusuna paralel, en az iki milletvekili ile temsil edilmesi gerekirken, bu dönem yörenin vekilsiz kalması, bölgenin siyasetteki ağırlığını azaltan bir etken. Bunu aşmak için de çaba sarfedilmeli. “Dağlı” en az bir adayın listeye alınması için siyasi partilere itici bir güç oluşturabilirler. Bu, derneğe siyaset karıştırmak anlamına gelmez. Sloganlarında olduğu gibi; Dağ yöresinin “Gelenekle Geleceğe” yürüyüşünde, bölgenin bütün sorunları, sıkıntıları, yatırımları ve projelerinin bütün bir konsept halinde ele alınması zorunlu. DKM önemli bir adım. Bu adımın ilerisi de, koşar adımlarla gelir.


18

Desteğe, ilgiye hasret dağ bölgesi için umut verici çalışmalara imza atan Dağ-Der yönetimini ve bu kültüre hizmet eden, emeği geçen herkesi kutluyorum. Siyasilere de şunu söylemek istiyorum: Mikro milliyetçiliği, lobiciliği bir kenara bırakın. Bursa’da yaşayan, bu kentte doyan herkes, elbette Bursalı’dır ve iyi hizmeti hak eder. Bu şehrin kuruluşundan bile önce yöreye gelen, bu

toprakları koruyan, sahip çıkan güney bölgesini de görmelisiniz, oradaki insanların sıkıntılarıyla samimiyetle ilgilenmelisiniz. Sorunlarını çözmeli, ihtiyacı olan konularda destek olmalısınız. Sadece seçim zamanı gitmek yetmez. Bursa Hayat Gazetesi

OKAN TUNA

Her ne kadar; Bursa’nın 17 ilçesinden biri olsalar da, dağ ilçeleri olarak nitelendirilen Orhaneli, Keles, Büyükorhan ve Harmancık, ne yazık ki Bursa’nın en geri kalmış ilçeleri. Ve; Yıllar yılı da sıralama böyle. Öyle ki; Bu ilçeler, TÜİK’in Türkiye genelindeki gelişmişlik sıralamasında, Güneydoğu’daki pek çok yerleşim yeriyle ya hemen hemen aynı seviyede görünüyor, ya da bir kaç basamak üzerinde. 4 ilçenin de en büyük sorunu göç ve eğitim. Tabii, bu göç Bursa’nın göç sorunu gibi değil, tam tersine. Çünkü insanlar dağ ilçelerinden göç ediyor. Ve; Bursa’da yaşayan dağ kökenlilerin sayısının da 250 bin civarında olduğu zannediliyor. 4 dağ ilçesinde ise kalan toplam nüfusun da 65 binler’e kadar düştüğü aktarılıyor. İşte; Hem bu gidişata “dur” demek, hem de 4 ilçenin her

yönden ortak hareket edebilmesini sağlayıp, kültürünü de yaşatmak amacıyla 1986’da Dağ-Der isminde bir sivil toplum kuruluşu kurulmuştu. Bu nöbet; İki dönemdir, eczacı Erkan Aydın ve arkadaşlarında. Genç yaşta üzerine büyük sorumluluk alan Aydın, dün sabah Hayat Lokantası’nda kurmayları İhsan Aydın, İsmail Fedai, Selami Acar, Hüseyin Koçak, Alper Yıldız, Ahmet Korkmaz, Kamil Yılmaz, Recep Koçdemir, Mustafa Bay ve Reşat Karış’la karşımıza çıktı ve Dağ-Der’in projelerini anlattı. Özellikle iki tanesi ilgimizi çekti. Biri; Tahtakale’de bir kaç yıl önce satın alınan 150 yıllık tescilli bir konağın, yakın bir zaman diliminde DKM (Dağ-Der Kültür Merkezi) olarak hizmete girmesi. Diğeri de; Bursa’da öğrenim gören özellikle orta öğrenimdeki kız ve erkek öğrencilerin barınabilmesi için birer yurt binası. Bu yönde Ali Ademoğlu başkanlığındaki Bursa Fan Kulüp’le de bir sözleşme yapılmış ki, bu işbirliği sayesinde yurt inşaatları için kaynak bulunması hedefleniyor. Doğrusu; Dağ bölgesinde büyüyüp, yetişen sonra da memleketinden iş nedeniyle ayrılan yeterli/donanımlı isimlerin, “memleketleri” ve “insanları” için çaba göstermeleri fazlasıyla takdire şayan. Bursa Hakimiyet

YUSUF KAYIŞOĞLU Mayıs ayında güven tazeleyen Erkan Aydın başkanlığındaki Dağ-Der yönetiminin bir yıldır çıkardığı bir dergi var. Adı güneybursa... Bir yılını doldurdu. Bu nedenle dün Dağ-Der yönetim kurulunun bir basın toplantısı vardı.


19

Yönetim kurulunun hazır bulunduğu toplantıda Aydın, güneybursa’nın kent kültürünün bir parçası olması için çabaladıklarını belirtiyordu. Her ay çıkan derginin bundan sonra da periyodik olarak yayınına devam edeceğini vurguluyordu. Tahtakale’de restorasyonu devam eden Dağ-Der Kültür Merkezi’nin bitirilmesini kendileri açısından en önemli proje olarak nitelendiren Aydın’ın üstünde durulması gereken bir açıklaması daha vardı dün. Orhaneli, Keles, Harmancık ve Büyükorhan yöresinde en önemli sorunun eğitim olduğunu ifade eden Dağ-Der Başkanı Erkan Aydın, kız çocuklarının okuyabilmesi için öğrenci yurtları yapmayı hedefledikle-

rini belirtiyordu. Yoksulluk ve barınma nedeniyle kız çocuklarının okutulmadığını, çocuk yaşta evlendirildiğini ifade eden Aydın, yapılacak yurtlarla bu sorunun büyük ölçüde aşılacağını belirtiyor. Bu noktada çok haklı. Dağ-Der’in bu projesine Bursa da güçlü destek vermeli... Çünkü, bu proje dağ yöresinin kalkınmada öncelikli bölgeler kapsamına alınması kadar önemli. Aydın, bu projede kendilerine ilk destek sözünün Fan Club’ten geldiğinin de altını çiziyordu. Olay Gazetesi


20

19. GELENEKSEL ORHANELİ

KARAGÖZ KÜLTÜR ŞENLİĞİ 18 Haziran Cuma günü Atatürk Anıtı ve karagöz Heykeline çelenk sunulması ile başlayan etkinlikler, Kortej yürüyüşü ve Belediye tarafından araç filosuna katılan iş makinelerinin ve hizmet araçlarının kurban kesimi ile devam etti. Cumartesi sabahı ise tüm Ülke gibi Orhaneli de duyduğu şehit haberleri ile kahroldu. Saat 18:00 de başlayan mehter konserinin ardından, Yaşanan terör olayları ile ilgili olarak, Cumartesi akşamı yapılacak olan müzik eğlence programı iptal edildi. Yerine mehter konseri, şehitler için dua, tasavvuf musikisi ve şiir dinletisi etkinliği yapıldı. Pazar Günkü program Kapalı Spor Açılışı ve MYO Temel Atma törenleri nedeniyle 1 saat rötarlı başladı. Menteşeli Cengiz’in yöresel ezgileri ile başlayan etkin-

liğe vali vekili İsmail Demirhan, AKP milletvekilleri Mehmet Ocakdan, C.Candemir Çelik, Sedat Kızılcıklı, AKP İl Başkanı Nagip Vardar, CHP Bursa Milletvekili Onur Öymen, CHP İl Başkanı Gürhan Akdoğan, B.Orhan Beld. Başkanı S.Selami Türkmen, Harmancık Beld. Başkanı Mustafa Çetinkaya, AKP ve CHP ilçe başkanları, belde belediye başkanları katıldı. Şenliğin Açılış konuşmasını yapan Başkan Tatlıoğlu Hakakri de yapılan saldırının vicdanlarda yeri yoktur ve hiçbir zaman toplumsal barışımızı bozamayacaktır. Bizim için vatan ve bayrak her şeyden önce gelir ve korunması için her Türk evladı canını seve seve verir. Hain saldırı sonucu hayatını kaybeden tüm şehitlerimize Allah’an rahmet, kederli ailelerine başsağlığı,


21

yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum. Terörün amacına ulaşmaması için moralimizi bozmadan, birliğimizi bozmadan, tahriklere kapılmadan olaylara vukur yaklaşalım.” dedi. Tatlıoğlu “Bugün Orhaneli için iki önemli hizmeti başlatmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kapalı Spor Salonumuz hizmete girdi. MYO’nun ise temelini attık. Yıllardır ihmal edilen Dağ Yöresi son yıllarda hizmet ve yatırım gördü. Sayın vekillerimiz daima yanımızda oldu. Bizleri hizmete alıştırdılar. Bizde halkın isteklerini, halkımızın tercümanı olarak onlara iletiyoruz. Kapıkaya ile Bursa arası yolun kısa vadede yapılması bizim öncelikli hedefimizdir. Bu yol yapılırsa Orhaneli yol kazanmayacak, 2,5 milyon nüfuslu Bursa yol kazanacak. Çünkü doğanın ve tabiatın en cömert yeşilini barındıran Dağ yöresi Bursa halkını ağırlayacak” diyerek, taleplerini iletti. Daha sonra kürsiye çıkan Bursa milletvekili Mehmet Ocakdan Genel ve dış politika ile ilgili partisinin politikalarını anlatırken, Karagöz Şenlikleri 19 yıl önce ilk kez yapan ve o dönem Orhaneli Kaymakamı olan Vali vekili İsmail Demirhan anılarına giderek ilk festival günlerini anlattı.

Konuşmaların ardından Çilek - Kiraz yarışmalarında dereceye girenlere ödülleri takdim edildi. İlk sahne alan sanatçı ise Türk Halk Müziği sanatçısı Gülseren Aygün oldu. Ege ve Batı Anadolu Türkülerinden oluşan bir repartuvarla sahne alan Aygün, türkülerini protokol ve halkla birlikte seslendirdi. Ardından Türk Sanat Müziğinin yeni seslerinden Ayşen Birgör sahnede klasikleşmiş şarkıları seslendirirken ardından sahne alan rock grubu Koridor şenlik alanının havasını bir anda değiştirdi. Şenlik alanında özellikle gençlerin coşkusunu arttıran Grup Koridor seslendirdiği parçalarla andrenalini ve seyirci sayısını arttırdı. Seyircinin yoğun ilgisi sebebiyle programını 2 kez uzatmak zorunda kalan Grup Koridor sahne performansı ile izleyicilerden tam not aldı. Programın sunuculuğunu yapan Manken Tuğba Altıntop, sahnede seyirciler arasında güzel ses yarışması düzenledi. Yarışmaya katılan 4 gencin sıralamasını alkışlarla seyirciler belirledi. Saat 20:00 de sahne alan Niran Ünsal ise duygusal parçalarla başladığı konserinde, ilerleyen dakikalarda ritmik parçalara yöneldi. Niran Ünsal 10. Yıl Marşını söyledikten sonra Orhaneli Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu şenliğe katılan tüm halka teşekkür etti


22

KOCAYAYLA’DA

KÜLTÜR ŞÖLENİ Murad Hüdavendigar Han’ın savaş hazırlığı yaptığı ve Orhan Gazi’nin Nilüfer Hatun ile düğününün gerçekleştiği Kocayayla, Keles Belediyesi tarafından düzenlenen 45. Türk Kültürü Şöleni’ne ev sahipliği yaptı. Şölene Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, AK Parti Milletvekili Mehmet Ocakden, Mudanya Belediye Başkanı Hasan Aktürk, Orhaneli Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu, Keles Belediye Başkanı Mustafa Bektaş ve yaklaşık 15 bin kişi katıldı.


23

Şölen alanında vatandaşlara seslenen Altepe, Türk kültürünün yeşerdiği, ecdadın anavatanı olan bu topraklarda bulunmaktan mutluluk duyduğunu söyledi. 700 yıllık bir geçmişe sahip olan şenlikler kapsamında yapılan yarışmada dereceye giren kiraz üreticilerine ödüllerini veren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Kocayayla’yı çekim merkezi haline getirecek bir dizi çalışma yapacaklarının müjdesini verdi. Balkanlar başta olmak üzere Osmanlı kültürünün eseri olan tüm tarihi değerlere sahip çıktıklarını dile getiren Altepe, “Çünkü ecdadımız, dünyaya insanlığı, temizli-

ği, adaletli yönetimi öğretti. Bizler de onların yolundan yürümeye kararlıyız. Bu bağlamda Keles Belediyesi ile işbirliği yaparak bu topraklara onlara yakışır şekilde hizmet vereceğiz.” diye konuştu. Recep Altepe, konuşmasının ardından şölen kapsamında, yapılan ‘en iyi kiraz üreticisi’ yarışmasında dereceye girenlere hediyelerini verdi. Keles Belediye Başkanı Mustafa Bektaş da geçen dönem olduğu gibi bu dönem de Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’den önemli destekler aldıklarını belirterek, günün anısına Altepe ve protokol üyelerine Keles bebeği plaketi hediye etti.


24

KÖYLERİMİZDEN

AKPINAR KÖYÜNDE HIDIRELLEZ ŞENLİĞİ

Harmancık ‘’AKPINAR KÖYÜ VE ULU MAHALLE KÜLTÜR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİ’’ olarak kuruluş amacındaki unsurları takip ederek Kültürel etkinlikleri ile birlik ve beraberliği daha ileriye taşıya bilmek amacı ile 2.Geleneksel Hıdrellez şenliğini 13 Haziran 2010 tarihinde düzenlemiştir. Katılımcılar arasında 22. dönem Bursa millet vekili Faruk Ambarcıoğlu,Ertuğrulgazi ve Osmangazi Yörük Türkmen Kültür Derneği yönetimi,Kemelpaşa Alacaat köyü derneği başkanı Tevfik bey ve Cemil bey, Kayıboyu derneği yönetiminden Nur Karaboğa, İshakder ve Gedikören derneği gibi birçok Bursa civarı derneklerinden yöneticiler ile beraber Harmancık resmi kurum ve kuruluşlardan yöneticiler ve 1500 dolayında misafirler iştirak edip birlik ve beraberlik mesajları vermişlerdir. Organizasyonda mevlüt cemiyeti, yemek ikramı ile başlayarak yöresel halk oyunları ekiplerinden sırası ile Ertuğrulgazi ve Osmangazi Yörükleri derneği folklor ekibi, Keles Kocakovacık köyü halk oyunları ekibi ile derneğimiz Gençlik kolları oyun ekibi yöresel oyunlarını sergilemelerinde Radyo Venüs sunucularından Hakan bey ve Özlem hn, Yöresel sanatcılarımızdan Esra hn sesle-

riyle ve yorumlarıyla ayrı bir renk katmışlardır. Etkinlikte ayrıca köy ağası ihalesi yapılarak 2010 yılı muhtar Mehmet Okyay Akpınar köyü ağası seçilmiştir. Akpınar köyü ve Ulu mahalle kültür, yardımlaşma ve dayanışma derneği 2. geleneksel hıdrellez şenliği tüm katılımcılardan tam not almış olarak şimdiden gelecek yılın planları yapılmaya başlanmıştır.


25


26

Cuma günü oğlan evinde lokum kesilirdi. Kız evi kına çözdürmeye, yani tavuk kestirmeye gelirdi. Cumartesi akşamı erkek evine çalgılar gelir, o gün konuklar düğüne davet edilirdi. Pazar günü öğle namazından sonra gelin almaya gidilirdi. Gelin, kız evinden oğlan evine getirilirdi.

BURSA FOLKLORÜ Doğum Adetleri: Yeni doğan bebeğin göbeği kesilip tuzlu suda yıkanır, kundaklanıp gözleri bağlanırdı. Loğusayı yatağa yatırmadan vspace=5önce yıkarlardı. Anne, kırk gün yataktan çıkmazdı. Yanında annesi durur, ona göz kulak olurdu. Gelenlere şerbet ikram edilirdi. Yedi gün sonra ise bütün mahalleli eve çağrılır, şerbet diye anılan mevlit okunurdu. Bebeğe ad koyma da bir törenle olurdu. Kırkında çocuklar, yıkanıp uzak gezmelere götürülürdü. Yaşının uzun olması için “kırkını uçurmaya” gittiği evin sahibi çocuğa yumurta verirdi. Nazar değmesin diye “kırk çöreotuna” İhlas süresi okunur, omzuna asılırdı. Düğün Adetleri: Evlilikler, kız istemeyle başlardı. Damat adayı gelin adayını beğenirse önce kız tarafına haberler salınır, ağız aranırdı. Bu yoklamada umut belirmişse


27

devreye görücüler girerdi. Bazen erkek tarafı kız tarafına defalarca gitmek zorunda kalırdı. Kız tarafının gönlü olsa da bu nazlanma gelenektendi. Çünkü, kız evi naz eviydi. Kızın daha ilk isteyişte verilmesi doğru görülmez, bu, kızın bir kusuru olduğuna yorulurdu. Düğüne bir hafta kala hazırlıklar başlardı. Salı günü akşamı kız evine çeyiz asılır; o gece herkes çeyizi görmeye giderdi. Kızlar daha çocukken, dantel ve oyalarla çeyiz düzmeye başlanırdı. Bir kız neredeyse evlilik gününe kadar, evi için kendi zevk ve estetiğine uygun elişleri hazırlardı. Çeyiz, bir gelin için bir ömrün el emeği göz nuruydu. Düğüne yakın tüm aile üyeleri, akrabalar ve gelinin arkadaşları çeyize yardımcı olurlardı. Çeyiz, bir anlamda gelinin sanat sergisiydi. Tıpkı bir ressamın, ömür boyu özenle yaptığı resimleri bir sergi salonunda sergilemesi gibi çeyiz de düğünden bir hafta önce sergilenir; tüm mahalleli ya da köylüler, bu sergiyi özenle ve eleştirel bir

gözle gezerdi. Cuma günü oğlan evinde lokum kesilirdi. Kız evi kına çözdürmeye, yani tavuk kestirmeye gelirdi. Cumartesi akşamı erkek evine çalgılar gelir, o gün konuklar düğüne davet edilirdi. Pazar günü öğle namazından sonra gelin almaya gidilirdi. Gelin, kız evinden oğlan evine getirilirdi. Ölüm Adetleri : Ölen bir kişinin karnına şişmesin diye bıçak konulur, çenesi çekilir, ayaklarının iki baş parmağı bezle bağlanır. Ölüye abdest aldırılıp kefenliği giydirilerek tabuta konur ve selâ verilir daha sonra da cenaze namazı kılınır. Helalliği verildikten sonra tabut alınır ve mezarlığa götürülüp defnedilir. Mezarın da üzerine bir ibrikle su dökülür. Daha sonra bu ibrik mezar üzerinde bırakılır. Akşam olunca mukabele okunur. Bu böyle yedi gece sürer. Yedi gece sonra pilav, helva ve ayran verilir. Bursa´nın Ufak Tefek Taşları Kırsal alandaki kına ve düğün gibi eğlencelerde


28

yer yer hala giyilen bu giysiler kent yaşamında artık terkedilmiştir. Bursa´da geleneksel erkek giysileri çarık, yün çorap, potur ya da çakışır, cepken, gömlek ve külahtan oluşurdu. Renkli kumaşlardan yapılan erkek giysileri, işlemelerle süslüdür. Pantolon yerine potur, şalvar, çakşır, üstüne cepken gömlek giyilirdi. Bele üst üste kuşak sarılır, kuşakların arasına cep yerini tutan silahlıklar takılırdı. Başa genellikle fes giyilirdi. Üstüne ağabani sarık sarılan keçe külah da yaygın baş giysilerindendir. Ayağa çarık, mest, yumuşak meşinden yapılmış, yanları dikişli Har yemeni giyilirdi. Kadınların giydiği yöresel kıyafetlerin iki türü olduğu görülmektedir. Birincisi “Şalvar içlik” denilen ve ayakkabı, çorap, şalvar, içlik, kuşak, cepken, başlık ve örtüden oluşan kıyafettir. İkincisi ise, “şalvar-üç etek” adını alır ve birincideki giysilerden başka şalvarın üstüne giyilen, arkası tek parça ve uzun, önü ise ortadan yırtmaçlı üç etektir. Kadınlar, erkeklerden daha çok aksesuar taşırlar. Başlarındaki fes ya da külaha dizili süsler takarlardı. Eski Bursa´da kadın giysileri özellikle kumaşları ve işlemeleriyle dikkat çekerdi. Bursa tezgâhlarında dokunan ipekler, bürümcükler, kadifeler bu giysilere özellik katardı. Mutfak Kültürü Bursa´da iklim ve coğrafyanın tarıma elverişli olması nedeniyle her tür sebze ve meyve çeşi-

di bulunmaktadır. Bu da Bursa mutfakkültürünün zenginleşmeni sağlamıştır. Bursa´nın ünü sınırlarını aşmış beş yemeği vardır: İskender Kebap, İnegöl Köfte, Kemalpaşa Tatlısı, Mihalıç Peyniri ve Kestane Şekeri... Bir de artık genellikle kitaplardaki tanımlarıyla yaşayan tarih olmuş yemekler vardır: Çorbalardan; tarhana çorbası, sütlü oğmaç çorbası, yeşil mercimekli oğmaç çorbası, düğün çorbası, balık çorbası, ekşili baş çorbası, yabani otlardan; kaygana, yaban pırasası, melki, balıkotu vb. Sebze yemeklerinden; Kurutulmuş yeşil fasulye yemeği, kestaneli etli lahana dolması (zeytinyağlısı da yapılıyor), kereviz dolması, patlıcan silkmesi. Etli Yemeklerden; Yörük kebabı, keşkek, av hayvanlarından yapılan yahni, ekşili köfte, İnegöl köfte, ciğer sarması, mumbar dolması, pide kebabı, şipit. Hamur İşleri; mantı (nohutlu,

sade ve kıymalı) cevizli lokum, kuru yufka böreği, mısır böreği, hamur bamyası, asude, pırasa böreği, dızmana. Özel günlerde düğün ve bayramlarda; keşkek, yumurta dolması, patates köftesi, zeytinyağlı yaprak sarması. Tatlılar; cennet köşkü, dilber dudağı, cevizli baklava, peynir tatlısı, incir dolması, zerde. Bulgaristan göçmenleri daha çok köfte, mercimek, kumpir, momelega mısır unundan yapılmış kaçamak yapar. Arnavut ve Boşnaklar ise daha çok hamur işi yemekler ve börek yapar. Özellikle Arnavutlar haftanın 3-4 günü börek yaparlar. Filiye, mişoriz gibi özel yemekleri de vardır. Geleneksel Halk Oyunları Geleneksel Bursa halk oyunları genel olarak; kılıç kalkan savaş oyunu, Uludağ Türkmen oyunları, Rumeli halk oyunları olarak üç bölüme ayrılır. Bursa’nın geleneksel halk oyunlarının canlı ve ritmik


29

bir yapısı vardır. Uludağ Türkmen Oyunları; iki ya da daha çok kişiyle, “karşılama ve halka” biçiminde oynanır. Ekip oyunu özellii vardır. Bölge oyunlarında el ve kol bağlantıları yoktur; genellikle zil ya da kaşık bulunur. Çeşitli yörelerden gelen göçmenlerin oluşturduğu Bursa yöresinin halk oyunları da çeşitlilik göstermektedir. “Güvende”, “Sekme”, “Düz Oyun”, “Büyük Oyun” ve “Cezayir” gibi folklorik dans yer alır.Oyunlar genellikle davul, kudum, bakır ve kaşıktan oluşan çalgılar eşliğinde oynanır. Ayrıca “kadın çalgısı” olarak adlandırılan, kadınların kına gecelerinde çaldıkları bakır kaplara sadece “bakır” adı verilmektedir. Bunların dışında; tef, zil, kaşık, divan sazı, bağlama,çura, zurna, düdük, klarnet, akordion, tulum ile dilli ve dilsiz kaval gibi sazlar da Bursa Halk müziği içindeki yerlerini almışlardır.“Güvende”, “Sekme” ve diğer oyunlar eşliğinde;“Oğlan adın İsmail”, “Usul Usul”, “Merdivenin Kırkayak”, Menekşesi tutam Tutam” ve “Bursa’nın Ufak Tefek Taşları” gibi türküler söylenmektedir. Rumeli oyunlarından “Paydos”,“Çiftçi”, “Köçekce” ve “Karadağ” oyunları oynanmaktadır.neksel Türkmen oyunlarının dışında başlıca oyunları; “Çiftetelli”, “Köroğlu”, “Artvin Horonları”,“Rumeli Horonları” ve “Kılıç Kalkan Oyunları”dır.Uludağ yöresi Türkmen oyunlarının 700 yıllık geçmişi vardır.



31

NEDEN UYUTMUYORSUN BENİ? Haziranın sonu geldi, bahçedeki bülbül sustu, artık ötmüyor geceleri. Uyanıp onu duymak nasıl güzel bir şeydi. Üzülüyorum. Ama biliyorum ki seneye baharda yeniden gelecek. Ötmeye devam edecek. Bahçedeki çiçekler sıcaktan soluyorlar bir bir. Geçiyor zamanları. Kuru kuru dalları kalıyor geriye. Üzülüyorum. Ama biliyorum ki seneye baharda tekrar su yürüyecek dallarına. Yeşerecek, çiçek açacaklar. Zaman su gibi. Akıp geçiyor. Durduramıyorum en sevdiğim anlarında. Güzel şeyler de oluyor ama çoğu hüzünlü geçiyor. Kimse bilmese de. Elime bir şey geçmiyor. İnsanın her istediği olmuyormuş, öğreniyorum. Üzülüyorum. Ama küçük de olsa bir umudum var. Bu hayatta olmasa bile... Üzülmekten mi bahsediyorsun. Üzülmek damarlarımda her an. Ağlama diyorsun ya. Durduramıyorum kendimi. Hüzün damarlarımdan sıyrılıp gözyaşı olarak akıyor dışarı. Varlığın teselli ediyor beni. Sözlerin, duruşun, bakışın, sarışın yaralarımı. Anlamaya çalışman bile yetiyor. Düşünemiyorum yokluğunu. Üzülüyorum. Biliyorum ki gidersen bunun bir baharı yok. Biliyorum ki gidersen bitmiş olur. Gidersen son olur. İşte gerçek üzüntü bu benim için.

Nilay Şahinkanat


32



32


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.