guney bursa

Page 1

1


2


3


İçindekiler

Organize Sanayi Bölgesi Ali Osman Sönmez Bulvarı 2. Sokak No: 1 Nilüfer Bursa Tel: 0.224 243 29 29 (Pbx) Fax: 0.224 242 51 00

güneybursa dergisinde yer alan yazı ve fotoğraflar tanıtım amacı dışında izinsiz kllanılamaz. Dergimizde yer alan ilan, yazı ve fotoğrafların sorumluluğu sahiplerine aittir. www.guneybursa.org www.dagder.org.tr

EYLÜL-ARALIK2011

Dağ-Der Yardımlaşma ve Kültür Derneği Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Sorumlusu Erkan Aydın (Dağ-Der Genel Başkanı) Genel Yayın Yönetmeni Sefer Göltekin Yayın Kurulu İsmail Fedai, Hüseyin Koçak, İbrahim Ferik, Fethi Yıldız, Selami Acar, İhsan Aydın İletişim İnönü Cad. Güneş İş Hanı No:74 Kat: 5 Osmangazi - BURSA Tel: 0224 272 58 58 Reklam Rezervasyon 0535 564 94 25 guneybursa@gmail.com Baskı AKMAT Akınoğlu Matbaacılık San. Tic. A.Ş.

BURSA’NIN YEREL KÜLTÜR DERGİSİ SAYI

26

03 Başkan’dan 04 Haberler 06 Neden Pozitif Ayrımcılık - İhsan Aydın 07 Dağlı Efeler - Ömer Faruk Dinçel 10 Dağlılarda Siyaset - Fahrettin Beşli 12 REstorasyonla Büyüyen Kent - Y.Emre Coşan 18 Hazinelerini Saklayan Şehir - Tuğba Özmelek 21 Yörük-Türkmenlerin Soy Kütüğü 22 Kilise ve Tapınaklar 24 Büyükorhan’’da Bir Köy: Hacılar 28 Yarım Hayat / Fotoğraf - Nilay Şahinkanat


03

Bursa’nın yeni kültür merkezi: DKM

M

ERKANAYDIN

Dağ-Der Kültür Merkezi, bizden önce dernek yönetiminde görev yapan arkadaşlarımızın en önemli hayaliydi. Bizler soyut düşünceleri somutlaştırarak bu güzel hayalin tamamlayıcı halkası olduk. Bu vesileyle Kültür Merkezi’mizin Bursa’ya kazandırılmasında büyük küçük ayırd etmeden üstün bir fedakarlık sergileyen tüm dostlarımıza teşekkür ediyoruz.

erhaba değerli Güney Bursa okuyucuları. 2011 yılının son sayısıyla yine sislerle birlikteyiz. Bu sayımız bazı teknik aksaklıklar sebebiyle biraz geç elinize ulaştı. Bu konuda göstereceğiniz anlayışa şimdiden teşekkür ediyorum. Öncelikle Dağ-Der olarak sorumluluklarımızın gereğini yerine getirmenin mutluluğunu taşıdığımızı belirtmek isterim. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz aylar içinde Dağ-Der Kültür Merkezi’mizin açılışını görkemli bir şekilde gerçekleştirdik. Bursa Milletvekillerimiz başta olmak üzere, Bursa ve Türkiye siyasetine yön verenler, Valimiz, Büyükşehir Belediye Başkanımız, Tarihi Kentler Birliği’ne üye şehirlerin temsilcileri, İlçe belediye başkanlarımız, protokol üyeleri ile dağ yöresi ve Bursa merkezden çok sayıda hemşehrimize açılış törenimizi onurlandırmalarından dolayı müteşekkiriz. Artık sadece Dağ Yöresi insanının değil bütün Bursa’nın Tahtakale’de daima açık bir kültür kapıları oldu. Gelen her vatandaşımızı, geleneksel ağırlama kültürümüzün gereği ile karşılayacak

ve yöre kültür ve folklorünü en iyi şekilde tanıtmaya çalışarak sorumluluğumuzu sürdüreceğiz. Dağ-Der Kültür Merkezi, bizden önce dernek yönetiminde görev yapan arkadaşlarımızın en önemli hayaliydi.Bizler soyut düşünceleri somutlaştırarak bu güzel hayalin tamamlayıcı halkası olduk. Bu vesileyle Kültür Merkezi’mizin Bursa’ya kazandırılmasında büyük küçük ayırd etmeden üstün bir fedakarlık sergileyen tüm dostlarımıza teşekkür ediyoruz. Bundan böyle yeni buluşma noktamız, Tahtakale’deki “evimiz” olacaktır. Yine geçtiğimiz aylar içinde gerçekleştirdiğimiz 2. Yağlı Güreş Şenliği de yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Ayrıntılı haber ve görselleri yine bu sayımızda bulacaksınız. Güney Bursa 2012 yılı Ocak ayından itibaren 2 aylık periyotlarla ve daha kapsamlı bir içerikle yayın hayatına devam edecektir. Yeni sayılarda buluşmak dileğiyle selam ve saygılarımı sunuyorum.

ydın A n a k r E


06

HABERLER

BUSMEK’TE TURİZM OTELCİLİK EĞİTİMİ Bursa Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları (BUSMEK) bünyesinde turizm ve otelcilik sektöründe çalışabilecek personel eğitimleri verilecek. Bursa’da vatandaşları hem mesleki anlamda bilgilendiren hem de boş zamanlarını değerlendirmelerine olanak sunan BUSMEK bünyesinde turizm otelcilik sektöründe yetişmiş personel ihtiyacına cevap verecek kurslar açılacak. Bu yıl ilk kez Kestel, Gürsu ve Erikli kurs merkezlerinde açılacak olan kurslarda bagaj taşıyıcılığı, kapı görevlisi, malzeme taşıyıcı, meydancı, santralist, kırsal turizm etkinlikleri gibi branşlarda eğitimler verilecek. Turizm sektöründe başarılı, mesleki beceriye sahip, bilgisayar teknikleri, insan ilişkileri, iletişim ve genel kültür konularında donanım kazanmış bireylerin kazanılması hedefiyle açılacak kursları başarıyla tamamlayacak olan kursiyerler, oteller veya tatil köylerinde farklı departmanlarda görev yapabilecek kapasiteye de sahip olacak. Turizm ve otelcilik sektöründe deneyim kazanmak isteyen kursiyer adayları, http://busmek. bursa.bel.tr adresinden BUSMEK’e online başvuruda bulunabilecekler.

HARMANCIK TARİHİ KİTAP OLDU Harmancık Kaymakamı Kemal Duru, Ömer Faruk Dinçel tarafından kaleme alınan ‘Harmancık Tarihi’ kitabını okurlarla buluşturdu. Yaklaşık 2 yıldır ilçede görev yapan Harmancık Kaymakamı Kemal Duru, ilçenin tarihini kitap haline getirdi. İlçenin önemli tarihçilerinden biri olan Ömer Faruk Dinçel’in yazarı olduğu kitap piyasaya çıktı. Kitabın Köylere Hizmet Götürme Birliği’nin önemli bir kültür hizmeti olduğunu söyleyen Harmancık Kaymakamı Kemal Duru, ‘Kaymakamlığımız ve hayırsever vatandaşlarımız tarafından basılan bu kitapta, Harmancık’ın tarihiyle alakalı bütün bilgiler mevcut. Yörenin Kurtuluş Savaşı’nda kaç şehit verdiği, ilçedeki hayvan sayısından halkın gelirine kadar her türlü bilgi kitapta bulunuyor. 1870 yılında ilçenin kaymakamı, mal müdürü, zabıta memuru ve jandarmaların isimlerinin de yer aldığı kitapta yöre ağzına mah-

sus kelimeler için bir sözlük de bulunuyor. Yöre türkülerinin de derlendiği kitapta 1870lerden bu yana halkın yaşayış tarzı hakkında her türlü bilgiyi bulmak mümkün” dedi. Köylere Hizmet Götürme Birliği hesabına 10 lira yatıran herkes kitaba sahip olabilecek.

ANA OKULU AĞAÇLANDIRILDI Bursa´nın Keles ilçesinde bulunan tek ana okulunun bahçesi ağaçlandırıldı.Keles Orman İşletme Müdürlüğü´nden temin edilen leylandi cinsi 40 adet fidan ana okulunun oyun parkının çevresine dikildi. Okul Aile

Birliği Başkanı Hüseyin Kacar, “Geleceğimiz olan çocuklarımıza ağaç sevgisini aşılamak bizim en önemli görevimizdir. Bunun için okul bahçesine ağaç diktik. Bize destek veren herkese teşekkür ediyorum.”dedi


07

BÜYÜKŞEHİR SPORDA HEDEFE KİLİTLENDİ BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, BU DÖNEM KENTE 100 SPOR TESİSİ KAZANDIRMA HEDEFİNE EMİN ADIMLARLA İLERLİYOR. BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NCE BUGÜNE KADAR PROJELENDİRİLEN, TEMELİ ATILAN VE AÇILIŞI YAPILAN 90 TESİS ARASINDA YER ALAN EMEK SPOR TESİSLERİ DÜZENLENEN TÖRENLE HİZMETE AÇILDI.

B

ursa’nın daha sağlıklı bir kent olması hedefi doğrultusunda yeni nesillerin spora yönlendirilmesi amacıyla bu dönem spor yatırımlarına büyük önem veren Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılan Emek Spor Tesisleri törenle hizmete açıldı. Kentin doğusundan batısına kadar tüm bölgelere halkın yürüme mesafede ulaşabileceği spor tesisleri ve sosyal donatı alanları kazandırmayı amaçlayan Büyükşehir Belediyesi’nin bu tesisi sayesinde başta Emek Spor Kulübü olmak üzere bölgedeki tüm amatör kulüplerdeki genç futbolcular daha sağlıklı şartlarda spor yapma imkanına kavuştu. Hedefe yaklaşıyoruz ‘Spor Kenti’ hedefine ancak tesisleşme ile ulaşılabileceğini ifade eden Başkan Altepe, bu hedef doğrultusunda kentin her köşesinde spor yatırımlarının sürdüğünü kaydetti. Türkiye’nin dördüncü büyük kenti olan Bursa’nın sporda üçüncü sırada yer aldığını kaydeden Başkan Altepe, daha üst sıralara çıkabilmek amacıyla dönem başında belirledikleri 100 spor tesisi hedefine de yaklaştıklarını hatırlattı. Bu güne kadar futbol sahası, kapalı spor salonu, tenis kortu, mini futbol sahası, basketbol, voleybol sahası, yüzme havuzu, kay-kay pisti, su ve çim kayağı tesisi, golf sahası gibi biten, başlayan ve ihalesi yapılan tesis sayımız 90’a ulaştı. Biz Büyükşehir Belediyesi olarak 100 tesisi hedef olarak belirledik. Ancak ilçe belediyelerimizin de bu alanda yatırımları sünüyor. Bu dönem sonunda Bursa’ya kazandırılan spor tesisi sa-

yısı 150’yi aşacaktır” diye konuştu. “Emek spor sahası” Tesis bünyesinde 90 x 60 metre ebatlarında saha, 100 kişilik seyirci tribünü, 2 adet yedek oyuncu kulübesi yapıldı. Saha çevresi 6 metre tel çit ve tampon ağ ile çevrilirken, saha etrafında tretuvar ve çevre düzenlemesi yapıldı. Mevcut soyunma odalarına yeni soyunma odaları ve duşlar ilave edildi. Ayrıca çay ocağı ve bahçede pergole ile binanın komple tadilat ve boya işlemleri gerçekleştirdi.


08


9

BURSA’NIN YENİ KÜLTÜR MERKEZİ AÇILDI TARAFINDAN TAHTAKALE’DE 150 YILLIK SİVİL MİMARİ ÖRNEĞİ BİNANIN RESTORASYONUYLA OLUŞTURULAN DAĞ-DER KÜLTÜR MERKEZİ, GÖRKEMLİ BİR TÖRENLE FAALİYETE BAŞLADI.


10

Tahtakale’de 150 yıllık sivil mimari örneği binanın restorasyonuyla oluşturulan Dağ-Der Kültür Merkezi, görkemli bir törenle faaliyete başladı. Dağ-Der Kültür Merkezi’ne kazandırılan 4 katlı tarihi konak, ‘Osmanlı Coğrafyasında Mahalle Kültürü Sempozyumu’ kapsamında düzenlenen törenle hizmete açıldı. Sempozyuma katılan Tarihi Kentler Birliği üyesi belediyelerin temsilcilerinin de katıldığı açılış töreninde protokol üyeleri, Dağ-Der üyelerinin geleneklerine göre karşılanıp boyunlarına keyfiye takılarak, davul zurna eşliğinde tören alanına getirildi. Dağ-Der Kültür Merkezi’nin Bursa’ya kazandırılmasına en büyük desteği veren Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Bursa’da kültürel mirasın kalkındırılmasına yönelik önemli çalışmalar yapıldığını vurgulayarak, “Dağ yöresinin kalbinin attığı Tahtakale’de bir aradayız. Bursa’da, yöresinin en güzel temsilcisi olan DağDer, Bursalılarla artık bu merkezde

buluşacak. Yörük ve Türkmen kültürü burada yaşayacak” dedi. “Dağ-Der’e yakışan bir merkez oldu” Bursa’nın kültür ve medeniyet şehri olduğunu söyleyen Başkan Altepe, “Bursa, tarih başkenti. Bu kentin yöneticileri olarak, Osmanlı’ya başkentlik yapan Bursa’nın tarihi kimliğini ayağa kaldırıyoruz. Bu eserlere fonksiyon verilerek Bursa, yaşayan, canlı bir tarih şehri ve müzekent oluyor. Bugünden sonra ecdadımızın özkültürü olan Yörük ve Türkmen kültürünün kalbi burada atacak. Mekan, dağ yöresinin misafir odası olacak. Dağ-Der’e yakışan bir merkez oldu” diye konuştu. Kentin değerlerinin öne çıkarıldığı faaliyetlerin artarak devam edeceğini anlatan Başkan Altepe, Yörük ve Türkmen kültürünün tanıtılması konusunda merkezde önemli çalışmalar yapılacağına inandığını söyledi. “Kültürümüze sahip çıkmalıyız” Bursa Valisi Şahabettin Harput da Osmanlı’yı kuran şehir Bursa’nın özel-

likli kimliğine dikkati çekerek, “Bursa, medeniyetimizi yıllarca şerefle, şanla tanıtan bir şehir. Bu bizim kimliğimiz. Kültür, hayat anlayışımız, kıyafetlerimiz, evlerimiz, yemeklerimiz, dilimiz, inanışlarımız, musikimizdir. Kültür, yaşam biçimimizdir. Ona sahip çıktığımız sürece önümüz her zaman açık olacaktır. Bursa’yı gerçek kimliğiyle temsil eden güzel bir eser ortaya çıktı. Buraya sahip çıkmak hepimizin görevidir. Geleceğimizi garanti altına almak demektir” diyerek, Dağ-Der Kültür Merkezi’nin Bursa için önemli olduğunu ifade etti. Dağ yöresinin yetiştirdiği isimlerden biri olan Eskişehir Valisi Dr. Kadir Koçdemir de dağ yöresinde ilkokul çağında yaşadığı anılarını anlatarak, “Dağ heybet, ihtişam, çıkılan, yaslanılan, dünyanın gailesinden kaçılan bir yerdi. Dağ-Der’in bu zamana kadarki çalışmalarını hep hayranlıkla izledim. Bursa’ya geldikçe, fırsat buldukça faaliyetlerine katıldım. Dağ-Der, hiçbirşeye alet olmadan, yöre kültürünü


11


12

tanıtma azminden hiçbirşey kaybetmedi” dedi. Dağ-Der Genel Başkanı Erkan Aydın, Bursa’nın güney kesiminde yaşayan dağ kesiminin kültürel mirasın yaşatılıp tanıtılacağı kültür merkezinin açılışından dolayı mutlu ve gururlu olduğunu söyledi. Bu projenin uzun zamandır hayalleri olduğunu anlatan Aydın, “Tarih ve kültür şehri Bursa’nın bir ayağı bundan böyle burada olacak. Kültür merkezini Dağ-Der’e kazandıran, tarih ve kültür başkenti Bursa’nın değerlerine bizi de dahil edip, hayalimizi gerçekleştiren Büyükşehir Belediye BaşkanıRecep Altepe’ye şükranlarımızı sunuyoruz. Bu kültür merkezinin tabelasında Dağ-Der var ama bu mekanın asıl sahibi Bursalılar-

dır. Bu mekanın yaşatılması da sizin ziyaretinizle, görüş ve düşüncelerinizle daha da güzel olacaktır” şeklinde konuştu. Desteklerinden dolayı Başkan Altepe’ye ve mekanın kazandırılmasına emeği geçen işadamlarına da yörelerine özgür birer yatık hediye etti. Bursa Milletvekili Turhan Tayan, Üsküp Millletvekili Behiiciddin Şehapi, AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın ile Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar ile Orhaneli, Keles, Büyükorhan ve Kınık Belediye başkanları da açılışa katıldı. Protokol üyeleri, açılışta yöresel dizgeyi kırpıklarla keserek, Dağ-Der Kültür Merkezi’ni gezdi. Dağ-Der üyeleri, konuklarına keşkek ikram etti.


13


14


15


16

HARMANCIK KÖYLERİNDE YAPILAN YEMEKLER KÖYDE KLASİK KÖY HAYATINDA GENEL OLARAK SABAH KAHVALTILARINDA TARHANA ÇORBASI, TURŞU, ÜZÜM PEKMEZİ KESME HAMUR DENİLEN ERİŞTE TARZINDA YEMEKLER AKŞAM YEMEKLERİNDE İSE TARHANA ÇORBASI, NOHUT YEMEĞİ, BULGUR PİLAVI, HAMUR AŞI, HOŞAF VE MEYVE OLARAK ÜZÜM YENİRDİ. DÜĞÜN YEMEKLERİNDE İSE KEŞKEK, YOĞURT ÇORBASI VEYA MERCİMEK ÇORBASI, YUFKA BÖREĞİ, SARAYLI, ÜZÜM HOŞAFI, TURŞU OLURDU. DÜĞÜN SAHİBİ VARLIKLI İSE YEMEKTE SULU ET YEMEĞİ OLURDU. HARMANCIK VE KÖYLERİNDE ESKİDEN YAPILAN YEMEKLER VE TARİFLERİ ŞU ŞEKİLDEDİR;

ÖMER FARUKDİNÇEL

Barana: Özel misafirler için hazırlanan bir yemektir. Malzemeler: Su, yumurta, süzme yoğurt, tereyağı, tuz. Yapılışı: Su kaynatılır. Kaynayan suyun içine yumurta çakılır(kırılır) ve pişirilir. Pişen yumurtalar bir kepçe ile tabağa alınır. Tabağın altına süzme yoğurt konur. Üzerine yumurtalar dizilir. Tuz döküldükten sonra yumurtaların üzerine kızdırılmış tereyağı gezdirilir.

Dık Dık Aşı: Malzemeler: Buğday unu, su, tuz. Yapılışı: Bir tencerede su kaynatılır. İçine tuzu konur. Ayrı bir yerde hamur yoğrulur. Bezeler ele alınıp parça parça kopartılarak kaynayan suyun içine atılır. Hamurlar pişince suyu süzdürülür. Yoğurtlu, haşhaşlı, tereyağlı veya sarımsaklı olarak yenir.


17 Kabak Köftesi: Malzemeler: Kara kabak, un, karabiber, kırmızı biber, tuz, soğan, sarımsak, sıvı yağ ve su. Yapılışı: Un, rendelenmiş kara kabak ve diğer malzemelerle birlikte yoğrulur. Elle köfte şekline getirilip yağlanmış tepsiye dizilir. Fırında pişirildikten sonra üzerine tereyağı, sarımsak ve suyun kaynatılmasıyla hazırlanan sos dökülür. Sıcak olarak yenir. Sos ayrı bir tabak içinde kabak köftesinin yanında da servis yapılabilir.

Deliballılar Böreği: Malzemeler: Mısır unu, su, tuz, haşhaş ezmesi. Yapılışı: Önce su kaynatılır. İçine mısır unu atılıp tahta kepçeyle karıştırılır. Tuz ilave edilir. Kıvamını alıncaya kadar karıştırmaya devam edilir. Daha sonra bu karışım tablanın üzerine dökülür. Şekil verilir. Tepsiye konur. Arasına haşhaş ezmesi sürülür. Üzerine yeniden hamur konur. En üste tekrar haşhaş ezmesi sürülür. Fırına verilir. Pişince fırından çıkartılıp baklava dilimi şeklinde kesilir ve servis yapılır.

Saraylı: Malzemeler: Buğday unundan yapılmış yufkalar, ceviz içi, badem içi, haşhaş ezmesi, şeker veya pekmez, ayçiçeği yağı. Yapılış: Tepsinin altına bir tane yufka konur. Üzerine ceviz içi konur. Yufkalar kat kat tepsiye yerleştirilir. Aralarına arzuya göre dövülmüş ceviz, badem ezmesi veya haşhaş ezmesi konur. Tepsinin alt tarafındaki yufka kızarınca ters çevrilip üstündeki yufkanın da kızarması sağlanır. Kızartılma işi bittikten sonra baklava dilimi şeklinde kesilir. Su, şeker veya dut pekmezinden yapılan şerbet, ılık olarak üzerine dökülür ve demlenmesi beklenir.

Kültür: Mısır unundan yapılan gözlemedir. Malzemeler: Mısır unu, su, tuz, ekmek mayası. Yapılışı: Tüm malzeme karıştırılıp hamur haline getirilir. Hazırlanan bu hamur dinlenmeye bırakılır. Daha sonra bezeler haline getirilir. Pide şeklinde elle açılır. Kürekle fırına sürülür. Piştikten sonra fırından alınan kültürler ekmek teknesine yerleştirilir ve üzeri bezle örtülür. Kültür, genelde tereyağı sürülerek yenir. Ertesi güne kalan kültürler, şekerlenir.

İçli Kulak: Malzemeler: Buğday unu, su, tuz, haşlanmış bulgur, karabiber, kırmızı biber. Yapılışı: Hamur kulak memesi yumuşaklığında yoğrulur. Tabla üzerinde oklava ile hamur açılır. Açılan hamur kare şeklinde küçük küçük kesilir. Hamurun içine bulgur, karabiber, kırmızı biber karışımı konur. Üçgen şeklinde dürülür. Kaynayan suda pişirilir. Üzerine tereyağ, sarımsak ve kaynamış su ile hazırlanan sos dökülür.

Kaşıkburnu: Malzemeler: Buğday unu, su, tuz. Yapılışı: Un, sıcak suda haşlanır. İçine tuz konur. Pişinceye kadar karıştırılır. Karışım kıvama gelince tencere ateşten alınıp kenara konur. Bu karışımdan kaşığın ucuyla alınıp bir tepsinin içine dizilir. Üzerine ise sarımsak, tereyağı ve suyla hazırlanan sos dökülür ve servis yapılır.

Dönderme(Höşmelim): Malzemeler: Un, su, tuz ve sıvı yağ. Yapılışı: Tepsi yağlanır. Un, tuz ve su çırpılır. Tepsinin içine konur. Karıştırılıp döndüre döndüre kızartılır. Altı kızarınca ters çevrilir. Kızardıktan sonra ensıran(kesim ve kazıma bıçağı) ile doğranır. Ayrı bir tabağa alınıp sıcak olarak yenir.


18

YUNUS EMRECOŞAN

KELES’TEN BURSA’YA YÜRÜMEK Haberi ilk duyup, paylaştığımızda “yok ya Baraklı’dan öte gidemezler” sesleri kulağımızda yankılanıyordu. Neymiş efendim o kadar yol yürünür müymüş? Bu bir delilikmiş! O tarihte şehir dışında bir yerlerde pinekliyor olmasaydım ben de katılacaktım bu deliliğin içine. Farz edelim ki yürünmez, hayali bile güzel değil mi? Dedelerimizin yürüdüğü yoldan temsili olarak yürümek ve Bursa’nın kurtuluş etkinliklerine katkı sağlamak şimdiye kadar düşünülmemiş güzellikte bir etkinlikti. Dolayısıyla dağın güneyinden kuzeyine yürüyerek gitmek, yollardaki doğanın bir parçası olmak herkesin de harcı değildi. Bunun için yürekli ve bir o kadar da gözü pek olmak gerekiyordu.

Bu yazı aslında sizlere orada olan bir insanın dramatik yanlarını çeltiği çileleri de yansıtabilirdi ama bilirsiniz hep umutlu yanlarını yazmayı severim. Kelesli milislerin torunları 11 Eylül 1922’de dedelerinin yürüdüğü yollardan Bursa’ya geldiklerinde kim karşılayacakmış, kurtuluş etkinliklerinin neresinde olacağız diye de düşünmediler aslında. Sonradan çıkan bazı köşe yazarları “vay efendim kimse bu insanları karşılamadı” diye bastılar yaygarayı. Ben hemen hepsiyle görüştüm. Böyle bir niyetlerinin olmadığı hem yüzlerindeki samimiyetten hem de dillerinin söylediğinden anlaşılıyordu. Hatta bir tanesi “hamam sefası yapıp dönecektik Keles’e” dedi. Doğa ile iç içe ve gönüllerince yaptıkları bu yürüyüş onlara çok da güzel anılar yaşatmış.


19

HABERİ İLK DUYUP, PAYLAŞTIĞIMIZDA “YOK YA BARAKLI’DAN ÖTE GİDEMEZLER” SESLERİ KULAĞIMIZDA YANKILANIYORDU. NEYMİŞ EFENDİM O KADAR YOL YÜRÜNÜR MÜYMÜŞ? BU BİR DELİLİKMİŞ! Gece konakladıkları Bağlı’daki cami, yakılan kamp ateşi, İdris’in hanındaki fareler, yollarda toplanıp afiyetle yenilen böğürtlenler, durup kana kana içilen çeşmeler, patikalarda ayakkabıların kaldırdığı tozlar… Hepsi anıların en rahat yerinde en tatlı uykularıyla uyumaya başladılar bile. Düğün bayrağı denilen yani direğe sarılmış işlemeli yazmalar Temenyeri ve Gökdere sırtlarında Bursa’yı ne de güzel selamlıyordu. Binlerce ağaç, bu yürekli insanları önlerinden geçişi sırasında zaten ‘selam dur’da beklemiyor muydu?

Gelelim yazımızın asıl konusuna… Kurtuluş Savaşı ruhuyla Keles’ten Bursa’ya yürürken ortaya çıkan ilginç ve bir o kadar da düşündürücü anlara… Yürüyenlerin kafile başkanına herhalde Besaş’ın Genel Müdürü Mustafa Bektaş’ı koymalıyız. Zira organizasyon tişörtlerinde, şapkalarında ve kumanyalarda Keles Belediyesi ile birlikte onun katkısı büyük. Bir diğer ayrıntı ise Mustafa Bektaş’ın işlerindeki titizliğinin buradaki yürüyüşe de yansımış olması. Her bir tişörtte yürüyüş istikameti-

nin krokisi çizilmiş. Yani Keles’ten başlayan yolculuk sırasıyla Baraklı, Pınarcık, Epçeler, Deliller, Güney Budaklar, Soğukpınar, Bağlı ve Elmaçukuru köylerinden sonra Bursa’nın 89. Kurtuluş şenliklerinde son bulacak şekilde aktarılmış. Keles Kaymakamı ve Keles Belediye Başkanı da yolculuğun bir bölümüne kadar milislere eşlik etmişler ancak sonraki fotoğraf karelerinde molalarda gözüküyorlar. Bursa’da 2023 ekibinden Aybars Yılmaz ve Eyüp Uslu’da bu yürüyüşün her anında olarak fotoğraflar çekip


20 internetten aktarımlar yapmayı da ihmal etmediler. Hatta Eyüp Uslu babası Ekrem Uslu’yu, Aybars Yılmaz da babası Metin Tekin Yılmaz’ı bu kutsal yürüyüşe ikna etmiş. Tüm bunların yanında Avukat Niyazi Topçu’nun tanıdığımız tarihsel araştırmacı yazarlığının yanına fotoğrafçı kimliğini de sanırım eklememiz gerekecek. Yürüyüşte Mustafa Bektaşla birlikte, Niyazi Topçu ve Ahmet Akbey’i de sayarak 3 avukat olduğunu görüyoruz. İl Genel Meclisi Üyesi Mustafa Özdemir ve Keles’in Eski Belediye Başkanı İbrahim Türkmen, Davut Zeki Akpınar YİBO Okul Müdürü Hüseyin Orhan, Keles Kaymakamlığı yazı işleri müdürü Mithat Yıldırım, Şeref Türkmen Mehmet Nesim gibi isimler de yürüyenlerin kültürel ve akademik yönden de güçlü isimler olduğunu bizlere gösteriyor. Sosyal Yardımlaşma Vakfı Müdürü Erdinç Oğuz’a ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Bu yazıya konu olan fotoğraflar onun emeği çünkü… Hem yürüdü, hem çekti… Milislerimizin köylerdeki eski evlere, köy çocuklarına, tarhana serilmiş tarlalara, kedi üzümlerine, saman yüklü kamyonlara, eşeğe binen ihtiyarlara,ayakkabıları çıkarıp toprak üzerine bağdaş kurup oturmaya(yorgunluktan da olabilir), karşı derin bir özlem duydukları fotoğraflarda kendini belli ediyor. Ayrıca Uludağ’ın güney eteklerinden kaynaklanan buz gibi dere sularında yüz yıkamayalı binlerce yıl geçmiş gibi davranmaları, çam ağaçlarının gölgesinde namazlarını kılmaları, Uludağ’ın çıplak yüzeyine bakıp duaların en samimisini etmeleri; bizlere, yörede iyi şeylerin olacağını haber verir gibi. Yolculuğun ilerleyen bölümlerinde karşılarına çıkan bir ihtiyarın geçmiş yıllardan hatıralar anlatıp bölge coğrafyasından bilgiler sunması milislerimizin gücüne güç katmış. Ay kendini gösterip karanlık çöktüğünde ise Soğukpınar’a gelinmek üzereydi. Yüzlerde yorgunluk belir-

tileri ve karanlık… Ama önlerinde kocaman bir aydınlık ve sabah vardı. Bu sabaha ulaşmak içinde konaklama için bir yer lazımdı. Eski han konaklamak için pek mümkün

olmadığı için milislerimiz geceyi Bağlı’da Cami içerisinde geçirdiler. Öncesinde de kamp ateşi şeklinde bir ateş yakarak ısındılar. Keles Kaymakamı Abdul Kadir Duran, Keles Belediye Başkanı


21 Süleyman Kaynak ve Halk Eğitimi Merkezi Müdürü Gültekin Atar yolculuğun gece molasının verildiği yere ziyaret gerçekleştirdiler. Bu ziyaret milislerimize yollarda zaman zaman karşılaştıkları kedi üzümlerinden sonra en iyi kuvvet veren ikinci şeydi… Burada yemek ihtiyacı bir yemek sanayinin imdada yetişmesiyle gerçekleştirilen ızgara ile giderildi. Camide gece geçirildikten sonra sabah namazına müteakip Bursa’ya ulaşmak üzere kalan yolculuk gerçekleştirilecekti. Ülkücü bıyığıyla eski han içinde poz veren Yılmaz ağabey ve han içindeki iki çift fare handan geriye kalan en önemli hatıralardı belki de. Kahvaltı bir köy evinde yapılıp şimdilerde harap halde olan han önünde fotoğraflar çekilip Bursa yoluna düşüldü. Bursa ilk göründüğünde susuzluğu da atmak için bir sevinç karpuzu kesildi. Sonra arazi yollarından Bursa’ya iniş gerçekleştirildi. Gökdere yakınlarına inen yol sonrası şehir görülmüş, şehirli insanlar Bursa’nın güneyinden gelen bu dağ yöresi insanlarına bakıyordu. ‘Bir elde bayrak bir elde yazmalı direk’ bana şu Osmanlı Marşı’nı anımsattı: “ Ey şanlı ordu, ey şanlı asker Haydi gazanfer, umman-ı safter Bir elde kalkan, bir elde hançer Serhadde doğru ey şanlı asker. Deryada olsa herşey muzaffer Dillerde tekbir, Allahü ekber Allahü ekber, Allahü ekber Ordumuz olsun daim muzaffer. ” Yürüdüler ve tarihteki yerimizi almamızı sağladılar. Bursa’nın gerçek sahiplerine bu güzel yürüyüşleri için ne kadar teşekkür etsek azdır.


22

2.GELENEKSEL (

YAGLI GUREŞ ŞENLIGI DAĞ-DER VE BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ TARAFINDAN ORTAKLAŞA DÜZENLENEN 2. YAĞLI GÜREŞ ŞENLİĞİ BOTANİK PARK’TA YAPILDI. TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR YANINDAN GELEN VE 12 KATEGORİDE TOPLAM 233 PEHLİVANIN KATILDIĞI YAĞLI GÜREŞ ŞENLİĞİ, ER MEYDANINDA BİRBİRİNDEN ÇEKİŞMELİ MÜSABAKALARA SAHNE OLDU.

Bu yıl ikincisi düzenlenen ve gelenekselleşen güreşlerde başpehlivanlık müsabakasında Erzurumlu Savaş Yıldırım ile güreşen Serhat Gökmen son anda yaptığı atakla rakibini yenerek günün şampiyonu oldu. Başpehlivanlık müsabakalarında İkinci Savaş Yıldırım, üçüncü ise Recep Kara ile Kenan Şimşek oldu. 16 başpehlivanın katıldığı güreşlere aralarında Kırkpınar başpehlivanlarından Recep Kara, Kenan Şimşek, Hasan Tuna, Savaş Yıldırım, Ekrem Yavuz Serhat Gökmen, Abdullah Güngör, Ekrem Yavuz, Kadir Ergün, Muharrem Kaya, Yüksel Kalay, Osman Özgün ve Murat Aydoğdu gibi güreşçiler katıldı. Botanik Park’ta düzenlenen yağlı güreş müsabakaları çok zorlu güreşlere sahne oldu. Yer yer izleyiciler ezilme tehlikesi atlatırken, güreş meydanından kemik sesleri geldi. Güreşlerde Recep Kara sakatlandığı için yarı final müsabakasına çıkamazken, kaburgalarından sakatlanan Küçük Orta Boyda Bursa Yıldırım Belediyesi güreşçisi Halit Parlar ambülansla hastaneye kaldırıldı. Parlar’ın durumunun iyi olduğu öğrenildi.


23


24 “GÜREŞLER GELENEKSEL OLARAK DEVAM EDECEK” Dağ-Der Başkanı Erkan Aydın, geleneksel sporlardan olan yağlı güreşin unutulmaması ve gelecek nesillere tanıtılması için organizasyonu düzenlediklerini belirterek, “Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz yağlı güreşlerimiz ile Bursalılarla buluşuyoruz. Ata sporumuz olan yağlı güreşlerin unutulmaması için bu organizasyonu düzenledik. Bizde Dağ-Der olarak gelenekten geleceğe bu etkinliği kapsamında yağlı güreşimizi gençlerimize aktarmak istedik. “ dedi. Dağ-Der Yağlı Güreşleri’ni geleneksel olarak devam ettireceklerini anlatan Aydın, kendilerine destek veren Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’ye teşekkür etti. Büyük çekişmelere sahne olan yağlı güreşlere büyük ilgi yaşanırken, güreşçiler sıcak havaya rağmen şampiyon olabilmek için yoğun mücadele verdi. Güreşler için onlarca kilo yağ tüketilirken, güreşçiler müsabaka sonrasında temizlenmek için uzun süre sabunlanmak zorunda kaldı. “KILÇIK POZİSYONU İLE MAÇI ALDI” Zorlu ve çekişmeli müsabakalardan sonra geçilen başpehlivanlık güreşleri favori gösterilen Savaş Yıldırım’ın aksine Serhat Gökmen güreşlerin şampiyonu oldu. Ani bir atakla Yıldırım’ı yenen Gökmen Bursa DağDer Yağlı Güreşleri’nin başpehlivanı oldu. Geçen yıl birincisi düzenlenen Dağ-Der Yağlı Güreşleri’nin ilk başpehlivanı ise Hasan Tuna olmuştu. Madalya töreninden sonra birbirini tebrik eden güreşçiler kucaklaşarak ayrıldı. Bursa Dağ-Der Yağlı Güreşleri’nin bu yılki başpehlivanı olan Serhat Gökmen müsabaka sonrasında şampiyon olduğu için çok mutlu olduğun belirterek, “Çok güzel güreşler oldu, çok iyi bir organizasyon, emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum. Yağlı güreşin futboldan sonra daha da çok ilgi görmeye başlaması bizi sevindirdi. Benim için iyi bir sonuç, yeni sakatlıktan çıkmıştım. “ dedi.


25

Ani atakla maçı kazandığını belirten Serhat Gökmen, “Benim stilim bu rakiple karıştıktan sonra kontratak yapıp sonuca ulaşmak. Çünkü boy ve kilo olarak onlara karşı biraz az olduğum için genelde teknik ve enstantane ve ani atakla sonuca gitmeye çalışıyorum. “ şeklinde konuştu. Günün ikincisi Savaş Yıldırım ise, Bursa’nın çok güzel bir organizasyona ev sahipliği yaptığını belirterek, “Biz de güreş adına elimizden geldiğince güzey şeyler sunmaya çalıştık. Finalde kaybettim, yinede mutluyum, ikincilikte benim için iyi

sayılır. Bizim her hafta maçlarımız çetin bir şekilde devam ediyor. “ dedi. Finalde avantayı son anda kaybettiğini anlatan Savaş Yıldırım, “Finalde künde kılçık pozisyonu oldu. Ben künde atarken Serhat bana kılçık yaparak açık düşürdü ve kazandı. O pozisyonda bende alabilirdim ama, o aldı, avantaj bende idi ama kaybettim, kendisini kutluyorum. “ şeklinde konuştu. Bursa Dağ-Der Yağlı Güreşleri’nde yapılan kategorilerde şu güreşçiler

şampiyon oldu: Miniklerde 1’de 1. Umur Aydın, Minikler 2’de Ali Osman Erbay, Teşvik 1’de Muzaffer Sülün, Teşvik 2’de Ahmet Uçar, Tozkoparan’da Ahmet Özdemir, Ayak’ta Burak Doğan, Deste Küçük Boy’da M. Ali Şahin, Deste Büyük Boy’da Ali Kamil Yavuz, Başaltında; İsmail Varol, Küçük Orta Küçük Boyda; Hakan Aydoğan, Küçük Orta Büyük Boyda; Serkan Serttürk, Büyük Orta Boyda; Mustafa Okulu, Başaltında ise İsmail Varol.


26

HAYAT ORKUNÇETİN

Günün muhasebesini yaparım akşamları, şayet işime gelirse… İyi bir şeyler yapmışsam mesela öyle bir verimli ve keyifli olur ki o muhasebe saati… Elektriklerin kesilmesini beklemeden yada elektrikleri kesmeyi düşünemeden geçtim muhasebeye geçen gün. Öyle daldım gittim… Kişileştirdim her şeyi, konuşturdum, konuştum sonra onlarla… Sanki somut bir şeymiş, sanki böyle canlı kanlı… Hayat dedim mesela ne kadar ilginç! Sanki onu yaşamıyor, onunla mücadele ediyor gibiyiz. Kapalı bir kutu ve kutunun içinde olduğumuz halde içindekileri görememek, sürpriz işte. Sonra aldım hayatı karşıma söyle bakalım dedim, nedir derdin? Hani derler ya, “Bir dokun bin ah işit” işte tam öyle… Fırçaladı beni hayat… Asıl sizin derdiniz ne benimle dedi, ben daha ağzımı bile açamamışken. “Her şeyin müsebbibi olarak beni gösteriyor, günah keçisi yapıyorsu-

nuz, ah hayat sen öylesin, ah hayat sen böylesin” “Beni siz yaşamıyor musunuz?” dedi bana hayat, “siz yönlendiriyor, siz şekil veriyorsunuz bana, siz nasıl istiyorsanız ben öyle oluyorum” “Ama” dedim, “sen çok zorsun ve her zaman istediğimiz gibi olmuyorsun…” “Sen, senden istenileni yerine getiriyor musun ki, bana istediğin gibi olmadığımı söylüyorsun. Üstelik senden istenilen de o kadar basitken…” “Peki” dedim, “nedir benden istenilen, nedir ki sen bana istediklerimi vermiyorsun?” Önce bir durdu ve gülümseyerek dedi ki; “Çocukluktan bir an önce çıkıp büyümeyi istiyorsunuz, çocukluğu doya doya yaşamak varken… Hani söyleyip de inanmadığınız ve uygulamadığınız bir söz var ya, -her yaşın ayrı bir güzelliği varBüyüyünce bir şeyler dank ediyor herhalde… Yada geçmişteki yaşanmamışlıkları yaşamak geliyor

içinizden, sonra da diyorsunuz ki, Ah bir çocuk olsam… Çalışmak güzeldir, ama siz hırs yapıyorsunuz ve sağlığınızdan oluyorsunuz. Sonra hırsla elde edilenler sağlığı yerine getirmeye çabalıyor, ama nafile… Yarın ne olacak derken bugünü tüketiyorsunuz, sonra yarın, yarından sonrayı… Hep bir kısır döngü… Halbuki dün gitti, yarın gelecek mi meçhul! Öyleyse gün bugündür… Hoşgörü istiyorsunuz, belki biraz anlayış, biraz sevgi, saygı… Ama siz hiç göstermiyorsunuz ki, hiç sevemiyorsunuz, hep suçu bana atıyorsunuz ya da kadere… Yani diyeceğim o ki; olduğunuz gibi görünün, ne istediğinizi bileyim benden…” İstikrarlı bir hayat dedim kendi kendime, sesli düşünmüşüm meğer… Saat çoktan gece yarısını geçmiş, tekdüze hayatta uyku vakti… Bak yine Hayat’a attım suçu… Esen Kalın…


27

BURSASPOR AMBLEMİNDEKİ 5 YILDIZDAN BİRİ: AKINSPOR Cumhuriyet’in kurulluklar yaşamıştır. masından sonra 1924 Bursa Atatürk Stadının yılında Bursa’da kurulan 1948 yılında ilk açılış ilk spor kulübü Sanatmaçında Akınspor, rakikarlar Spor Kulübü’dür. bi Acar İdmanyurdu’nu Bu kulüp 1934 yılında üstün bir oyun sonrasınİdmanyurdu ile birleda 2-1 mağlup etmiştir. şerek önce “Sanatkârlar ÖMER FARUKDİNÇEL Bu müsabakada ilk golü İdmanyurdu” sonra da atan Akınspor’lu Nuret“Acar İdmanyurdu” adını tin Sezgic, aynı zamanda almıştır. Ardından 1927 yılında Atatürk Stadında atılan ilk golün “İnkişâf İdmanyurdu” kurulmuştur. de sahibi olmuştur. Akınspor’un bu Renkleri sarı-kırmızı olan kulübün maçtaki ilk onbiri şöyledir; Fasih, adı 1934 yılından sonra “Akınspor” İlyas(Gürvardar), Büyük Şeref, olarak değişmiştir. Küçük Şeref, Ali Şükrü, Nurettin Akınspor, 7 Temmuz 1927 tarihin(Sezgiç), Hakkı, İsmet (Alpan), de kurulmuştur. Kurucuları arasınAhmet(Alkoç), Fahrettin, Hakkı. da Taşçı Mehmet, Çorapçı Kadri, Akınspor, 1962-63 sezonunda yeHakki Onatcali ve Salih Tuncdöven nilgisiz Bursa Şampiyonu olmuştur. bulunmaktadır. 1940 ve 1941 de Kulüp bir ara kapanma tehlikesiyle Bursa Şampiyonu olmuş, 1944karşı karşıya da kalmıştır. Dönemin 1950 yılları arasında futbolda ve Beden Terbiyesi Genel Müfettişi birçok branşta Bursa’da şampiyon-

olan Burhan Felek Bursa’ya gelmiş ve yaptığı denetim sırasında Akınspor Kulübünün bir çalgılı kahve olduğunu düşünerek Kulübün kapatılması için bir rapor hazırlamıştır. Bursa’nın unutulmaz futbol adamlarından biri olan Faik Tinel bu raporu hasıraltı edince kulüp kapanmaktan son anda kurtulmuştur. Akınspor, Bursaspor’un kuruluşunda yer alan beş kulüpten biridir. Bursaspor; Acar İdmanyurdu, Akınspor, İstiklâlspor, Pınarspor ve Çelikspor gibi beş kulübün birleşmesiyle 12 Haziran 1963 tarihinde kurulmuştur. Bu beş kulüp Bursaspor’un amblemindeki beş yıldız ile temsil edilmiştir. O yıllarda Akınspor’dan Ahmet Konur, Mesut Şen ve Mehmet Tütüneken Bursaspor’un ilk kadrosunda yer alan profesyonel futbolcular olmuşlardır.


28

KALBİMYORULDU kiminin içinde, hayatının tam ortasında kimininse eve girerken kapının dışında bıraktığı şey. bekle diyorsun, bekliyorum. çekip gidiyorsun,susuyorum. dönüyorsun,kabul ediyorum. hoyratça savurduğun kalbim ellerinde yoruldu. karar ver artık. ya at içindeki ateşe yansın kül olsun bu kalp. ya da öyle uzaklara savur ki kutupların soğuğunda donsun, bir daha da çözülmesin duygularım.

NİLAYŞAHİNKANAT


29 MUDANYA




32


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.