08 Temmuz 2011

Page 11

MAKALE

Y

8 TEMMUZ 2011 CUMA

9

Farkýnda mýyýz ne yiyor, ne içiyoruz? fersadoglu@yeniasya.com.tr

iyip içtiklerimizin ruh, duygu ve iç dünyamýza da tesir ettiðini biliyoruz. Bunun içindir ki, Kur’ân, Sünnet-i Seniyye, helâl dairesinde yaþamamýzý, helâl kazanmamýzý, helâl dairesinde yememizi emreder. Haziran’ýn son haftasýnda, Kafkas Üniversitesi talebeleri için tertiplenen okuma programý için

Y

Kars ve Iðdýr’a gittik. Hayvancýlýðýn merkezlerinden birisi olan Kars’a da ‘Angus’lar girmeye baþlamýþ. Hormonla þiþirilmiþ inek ithal ediliyor! Diðer taraftan haberimiz olmadan ne kadar et geliyor ve kasaplara daðýtýlýyor! Türkiye hariç, nerede ise bütün Ýslâm ülkeleri, yabancý memleketten et ithal edeceklerinde, kasaplarýn namaz kýlmasýný bile þart koþuyor. Namaz kýlmýyorsa onun et kesmesini istemiyor. Ne yazýk ki, Türkiye’ye her türlü gýda maddeleri giriyor. Bunlarý kim kontrol ediyor? Hiç kimse? Gazetelerde bazý büyük otellerde domuz eti yedirdiklerini okuyoruz. Piþip sofraya konduktan sonra ne eti olduðu anlaþýlmaz... Diðer taraftan jelatin, hayvan ve bitkilerden üretiliyor. Hayvanî gýda üretiminde donmuþ hay-

van yaðý alýyor Türkiye. Meselâ Avustralya’nýn Victoria eyaletinde helâl donmuþ yað üreten tek bir fabrika var. Helâl olmayan yað üreten yüzlerce... Türkiye yaðlarýný, mayalarýný kimden, nerden alýyor? Türk vatandaþý helâl gýda talebinde bulunmalý, þuurlanmalý. Eþek eti mi, domuz eti mi, ölü eti mi yediriyorlar, belli deðil. Yüzde 99’u Müslüman bir ülke olan bir ülkede buna karþý gelinmesi, çok garip bir durumdur! Yüzde 99 Müslüman olan ülkede helâl et iþini halledememiþ. Singapur helâl et istiyor, Malezya'nýn yüzde 60’ý Müslüman, helâl et istiyor. Türkiye et ihraç etmiyor. Halbuki Ýslâm devletleri istiyor. Ancak ‘helâl gýda’ uygulamasý yapmadýðý için Türkiye’den almýyorlar.

Ýslâmî kuruluþlar, Avrupa’nýn, Avustralya’nýn þekerine, balýna, tuzuna, peynirine bile helâl gýda sertifikasý veriyor. Ve öylesine cezaî müeyyideler var ki, hiçbir þirket hile yapamaz, buna cesaret bile edemez. Çünkü her maddenin üstünde helâl gýda damgasý vurduruyor. Ve hile yapanlara 5 yýl hapis cezasý var. Türkiye bir an önce helâl gýda iþini kanunlaþtýrmalý. Bir ara gündeme geldi. Fakat laikliðe aykýrý diye, üstlerine gittiler, geri çekildiler. Mesele kapandý böylece. Ne yazýk ki, iktidar bu meseleyi gündeme bir kere getirdi, küçük bir tepki olunca korktu, geri çekildi. Bir iktidar uðruna ya Rab, ne tavizler veriliyor, millete neler yediriliyor, neler içirtiliyor!

Devlete kafa tutan vali: Kavalalý için iyi dersler çýkarmayý baþardý. Mýsýr'da kaldýðý sürece, tarýmda, endüstride, sanayide ve bilhassa askerî donanýmda yenilikler yapmaya çalýþtý. Bunda da büyük ölçüde muvaffak oldu. Halkýn yararýna birtakým baþarýlara imza atmasýyla, bölge halkýný da kendine ýsýndýrdý ve yakýnlaþtýrmýþ oldu.

haliluslu1951@hotmail.com

Gýdalarda EHEC bakterisi! aðlýklý yaþamak ve saðlýkla uzun ömürler geçirmek bütün beþeriyetin vazgeçilmez hayat tarzýdýr. Baþta, Dünya Saðlýk Teþkilâ tý (WHO) olmak üzere, bütün týp dünyasý kendi mihverleri altýndaki nükleer santrallerin ürettiði zehirli gazlar ve beþerin “canlý hücreler üzerinde” yaptýklarý tahribatlar neticesinde sarî hastalýklar çoðalmaktadýr. Son dönemlerde Almanya’da baþlayan (EHEC) bakterisi salgýný, Avrupa ülkeleri arasýnda büyük tedirginlik husûle getirmiþtir. GDO derken þimdi de EHEC çýktý. Rusya, EHEC virüsünün kaynaðýnýn meyve sebzelerle ilgisi olmadýðý yönünde yapýlan açýklamaya raðmen, Avrupa’dan tarým ürünlerinin ithaline yasak koymuþtur. Çünkü, kendi ülkelerindeki hastalýklarla azamî derecede uðraþmaktadýrlar. Tepki gösterenlerin baþýnda Rusya Baþbakaný Vladimir Putin gelmektedir. Bu hususta Almanya Baþbakaný Angela Merkel, Baþkan Putin olmak üzere bütün AB ülkelerinden özür dilemiþtir. Fakat hastalýk alabildiðine devam etmektedir. Ölümcül virüsün etkilediði kiþi sayýsýnýn bin 500’ü geçmesiyle, Almanya’da klinikler kan baðýþý çaðrýsý yaptý. Bu arada Türkiye Saðlýk Bakanlýðý Basýn ve Halkla Ýliþkiler Müþavirliðinin yazýlý ve görsel basýna yaptýðý yazýlý bir açýklamasýna göre bakteri zehir üretiyor. Bu ölümcül hastalýða sebep olan EHEC virüsünün, çok kuvvetli bir zehir üretebiliyor olmasa korkutucudur. Hastalýk bu kuvvetli zehrin etkisiyle oluþmaktadýr. Gýdalara dikkat! Bu bakteriler insanlara, sýklýkla yiyip içtiðimiz gýdalarla bulaþmaktadýr. Bu bakteri insanlara, yedikleri çið sebze ve meyveler aracýlýðýyla bulaþabildiði gibi, bunun yanýnda iyi piþirilmemiþ et, tavuk ve süt ürünleriyle veya bakteriyi taþýyan hayvanlar yoluyla da bulaþabilmektedir. Dolayýsýyla bu hastalýðýn ve onun etkeninin salatalýkla sýnýrlandýrýlmasý konunun önemini azaltabilir.” Bundan önceki makalemde GDO üzerine araþtýrmalarýmý zikretmiþtim. Son günlerde bitki ler üzerine bir katliâm ve bir imha hareketi var. GDO yani “genetiði deðiþtirilmiþ organizma.” Bilim adamlarý 25 yýl önce, genleri DNA’dan “hücre çekirdeðinde bulunan kromozomu içinde bulunduran protein”i ayýrarak baþka bir canlýya yerleþtirebileceklerini keþfettiler. GDO’lu bitkiler yüksek alerji riski taþýyor. Ýnsan bilmediði besini tüketerek kendini riske atabiliyor. Rusya’da bir grup bilim adamý son beþ yýl içerisinde alerji belirtisi gösteren hastalarýn sayýsýnda 3 kat artýþ olduðunu ve bunun altýnda yatan sebebin genetiði deðiþmiþ ürünlerin (GDO) tüketimi olabileceðini açýkladýlar. Bu ürünlerin nasýl ve ne kadar kullanýlacaðý önemlidir. Rastgele ve yanlýþ ölçülerde kullanmak, istenmeyen sonuçlar doðurabilmektedir. Ayrýca bu bitkilerde GDO’lu maddeler olmamasý için Tarým Bakanlýðýnýn denetiminde olmasý çok önemlidir. Acaba ne kadar denetleniyor? Ne yiyip içtiðiniz çok önemli. Þimdiye kadar tesbit edilmiþ gýdalar ve en çok sorumlu olan kaynaklar þunlardýr. Az piþmiþ hamburgerler, taze elma püresi (pastörize edilmemiþ), süt, yoðurt ve peynir (pastörize edilmemiþ), et çeþitleri (iyi piþirilmemiþ veya pastörize edilmeden hazýrlanmýþ olanlar), çið köfteler ve emsali ve her türlü bilhassa dýþ dünyadan gelen ve o familyadan olan, baþta salatalýk ve domates ve amcazadeleri ve onlardan üretilen meyve ve su ürünleri üzerinde dikkatle durulmalýdýr. Bütün ilim dünyasýnda artýk mecburen kabul ettikleri çýkýþ yolunu Efendimiz (asm) 14 asýr önce çizmiþtir. Sirkenin her cihetle kullanýmý. Bilhassa yaz ve bahar aylarýnda. Etlerin iyi piþtikten sonra yenmesi gerekir. Sütler pastörize ürün alýnarak veya kaynatýlarak tüketilmelidir. Çið yenen her türlü sebze ve meyveler sirkeli suda çok iyi yýkanmalýdýr. Evvelâ eller, sonra meyveler yýkanmalý. Esasýnda sünnet buradan baþlýyor. Az ve ölçülü ye mek, bünyenin mukavemetini ve dayanýrlýðýný saðlar, sýhhate yardýmcý olur. Her meyveden bir tane yeter, her gün bir meyve ve bir salatalýk ayda 30 yýlda 365 eder. Yetmez mi? Yýllýk yediklerimizi ayrý bir makalemde ele alacaðým. Acaba kim kim den þekvacý? Can boðazdan nasýl geçermiþ acaba?

S

latif@yeniasya.com.tr

avalalý Mehmed Ali Paþa, Sultan III. Selim'in fermânýyla Mýsýr Valiliðine atandý. (8 Temmuz 1805) 1769'da bugünkü Yunanistan'ýn sýnýrlarý içinde kalan Kavala'da dünyaya gelen M. Ali Paþa, fýtraten gayet zeki, cevval ve azimli bir kiþiliðe sahipti. Gittiði her yerde, bulunduðu her ortamda kýsa zamanda sivrilir ve bu meziyetleriyle temâyüz ederdi. Bazý kayýtlara aslen Arnavut olduðu rivâyet edilmekle beraber, aslýnýn Anadolu'dan (Konya) Rumeli'ye göç etmiþ bir Türk aileye dayandýðý þeklindeki rivâyet, tarihçiler arasýnda genel kabul görmüþtür.

K

Büyük sýkýntýlar çekti Kavalalý, henüz küçük yaþlarda iken babasý vefat etti. (Babasý, Kavala'nýn bekçibaþýsý olan Ýbrahim Aðaydý.) Babasýnýn vefatýyla, amcasýnýn himayesi altýna girdi. Yine de, çok büyük sýkýntýlar, dayanýlmaz acýlar çekti. Çekmiþ olduðu sýkýntý ve acýlar, onu hem yoðurmuþ, hem de kýsa sürede olgunlaþtýrmýþ oldu. Öyle ki, henüz 18 yaþlarýnda orduya intisap etti. Osmanlý donanmasýnda bir nefer olarak hizmete baþladý. Bu tarihlerde (1798), Fransýz Ge nerali Napolyon Bonaparte Mýsýr'a asker çýkarmýþ ve bölgeyi iþgale baþlamýþtý. Ýskenderiye'den sonra kýsa sürede Kahire'yi de iþgal etti. Bunun üzerine, Osmanlý donanmasý Mýsýr üzerine sefere çýktý. Donanmanýn Kaptan–ý Deryasý ise, Küçük Hüseyin Paþaydý. Ýþte, Kavalalý M. Ali Paþanýn yýldýzý da, bu sefer esnasýnda parladýkça parladý. Fransýzlarla olan mücadele safhalarýndan, kendisine verilen vazifeleri hakkýyla ifa ettiði gibi, hiç umulmayan bazý baþarýlara da imza attý. Büyük düþündü M. Ali Paþa, bir yandan Fransýz kuvvetleriyle çarpýþýrken, bir yandan da taraflarýn teknik sahadaki geliþmelerini mukayese etmeye çalýþtý. Baktý ki, Avrupalýlar sanayi ve teknolojide çok ileri gitmiþler. Osmanlý devleti ise, nisbeten geri durumda kalmýþ, kendini yenileyememiþtir. Büyük düþündü ve bu durumdan gelecek

Merkez sarsýlýrken, Mýsýr toparlandý

Osmanlý devlet merkezi bunca sýkýntýlarla kývranýp dururken, Mýsýr ve çevresinde ise, toparlanma ve hemen her sahada inkiþâf devam etti. Kavalalý M. Ali Paþanýn bu bölgede gittikçe güçlendiðini gören merkezî idare, onu Mý sýr'dan çý ka rýp Hi caz'a va li o la rak Her tarafta karýþýklýk var tayin etmek istedi. 1800'lü yýllara geçildiði dönemde, OsM. Ali Paþa, buna razý olmayýp diretince manlý coðrafyasýnýn hemen her tarafýnda de, Mýsýr Valisi olma gayesinde muvaffak birtakým dinî, millî, fikrî, siyasî ve mezhebî oldu. (8 Temmuz 1805) karýþýklýklar baþgöstermiþ durumdaydý. Yeni Mýsýr valisi M. Ali Paþa, bölgedeki Özetle: Kö le men ler le Su dan'a mü da ha le et ti ve * Mýsýr, Fransýzlarýn saldýrýsýna ve iþgali- burayý da kendine baðladý. ne uðramýþ; yerli halktan bazý gruplar OsDaha sonra Girit ve Mora'daki isyanlarý manlýya karþý ayaklandýrýlmaya çalýþýlýyor- da bastýrma ve bölgede sükûneti saðlama du. çabalarý gösterdi. * Girit'te büyük bir gaile baþlamýþ, Mora Ardýndan, Hicaz'daki Vahhabî gruplarýn taraflarýnda ise isyanlar ayyuka çýkmýþtý. isyanlarýný bastýrdý. Böylelikle, Hicaz, Fi * Vahhabiler, Arabistan yarýmadasýnda listin ve Suriye'yi de içine alan geniþ bir hakimiyeti ele geçirme mücadelesine giriþ- coðrafyada hakimiyet tesis etti. miþ, hatta Taif'i muhasara altýna almýþlardý. Ýþte, bu derece güçlenen bir vali, gitgide * Bal kan lar'da Sýrp is yan la rý baþ la mýþ, zaten zaafa uðramýþ olan merkezî otoriteBelgrad elden gitmiþti. Bu vahim durum, ye de kafa tutmaya baþladý. bölgedeki diðer etnik unsurlarýn da iþtahýný Sultan II. Mahmud zamanýnda, devletin kuvvetleri ile Mýsýr valisinin kuvvetleri arasýnda bazý çatýþmalar vuku buldu. Vali sini maðlup etmede zorlanan padiþah, Ýngiltere ve Fransa'dan yardým istedi. Ýngiltere "Bu iþe karýþmam" dedi. Fransa ise M. Ali Paþaya yardým etme yolunu seçti. Sul tan Mah mud, bu du rum da "yý la na sarýldý" ve Kavalalýya karþý Rusya ile Hünkâr Ýs ke le si Ant laþ ma sý ný im za la dý. (8 Temmuz 1833) Rus donanmasý, Ýstanbul'a geldi. Bu geliþ, hiç de hayýrlý olmadý. Rusya, Boðazlar üzerindeki haklarý bu vesileyle elde etmiþ oldu. *** Sultan II. Mahmud'un Kavalalý'ya karþý Kavalalý Mehmed Ali Paþayý tasvir eden bir tablo. almýþ olduðu tedbirlerden hiçbiri iþe yaramadý. Durum daha da kýzýþtý. kabartmýþtý. Ýki tarafýn kuvvetleri 28 Haziran 1839'da * Osmanlý devletinin, Fransa dýþýnda ay- Nizip'te karþý karþýya geldi. Devletin ordu rýca Rusya ile bir savaþ gailesi vardý. 1806 su, Valinin kuvvetleri karþýsýnda bozguna yýlý sonlarýnda yeni bir Osmanlý–Rus savaþý uðradý. patlak verdi. Kargaþadan istifade eden ÝngiNizip Bozgunu haberi, padiþahý üzüntülizler de, donanmalarýný Çanakkale Boðazý sünden verem etti. (S. Mahmud'un vefatý, önlerine sevk ettiler. (Boðazý geçen bazý sa- boz gun dan üç gün son ra, 30 Ha zi ran vaþ gemileri, 20 Þubat 1807 günü Ýstanbul 1839'da vuku bulmuþtur.) önlerine kadar geldi.) Baþka hiçbir çare bulamayan devlet, M. * Çetin mücadeleler neticesinde Fransýz- Ali Paþanýn isteklerini kabul etmiþ, neticelardan kurtarýlan Ýskenderiye (Mýsýr), 20 de Mý sýr, Su dan, Hi caz, Fi lis tin, Su ri ye, Mart 1807'de bu kez Ýngilizlere teslim ol - Girit ve Cidde'yi kendisi ve oðullarýnýn idu. daresine verilmesi cihetine gidilmiþtir. * Bütün bu sýkýntý ve gaileler yetmezmiþ 1845'te Ýstanbul'a gelerek padiþaha baðgibi, bir de merkezi otoriteyi sarsan "Ka- lýlýðýný bildiren M. Ali Paþa, 1949'da Kahibakçý Mustafa Ýsyaný" patlak verdi. (25 Ma- re'de vefat etti. Onun neslinden gelenler, yýs 1807) tâ 1950'le re ka dar Mý sýr'ýn yö ne ti min de Bir anda, diðer bütün gaileleri bastýran etkili oldu. ve hepsini geride býrakýrcasýna alevlenen Son olarak, Ýttihatçýlarýn elebaþýlarýndan bu isyan hareketi, Sultan III. Selim'in halli Said Halim Paþaný da, Kavalalý M. Ali Paile neticelendi. Dahasý, zincirleme çalkantý - þanýn torunu olduðunu, bu vesileyle hatýrlarla, iþ padiþahýn katledilmesine kadar týr- latmýþ olalým. mandý.

GÜN GÜN TARÝH

Turhan Celkan

turhancelkan@hotmail.com

fikihgunlugu@yeniasya.com.tr www.fikih.info (0 505) 648 52 50

Malýn kirinden nasýl arýnacaðýz?

Adapazarý’ndan Hüseyin Bey: “Kur’ân’da ‘Kim zerre miktar þer iþlese karþýlýðýný görür’ buyruluyor. Bu ayet zerre miktarlara da bakýlacaðýný bildiriyor. Oysa kiþiler arasýnda taneciklerle ifade edilen haklar söz konusu olabiliyor. Meselâ esnaf ve müþteri arasýnda ne kadar hassas terazi ile de tartýlsa, tanecikler halinde haklar ya esnafta kalabiliyor, ya da müþteriye geçmiþ oluyor. Bu haklar nasýl telâfi edilecek?” iç þüphesiz mal sahibi bilerek veya bilmeyerek kazancýna kul hakký karýþtýrmýþ olabilir. Ve hiç þüphesiz bilerek yenen kul hakký zekâtla telâfi edilmez. Bunun telâfisi için, bire bir malý mal sahibine geri ödemek gerekiyor. Fakat mal sahibinin malýna, bahsettiðiniz gibi, bütün dikkatlerine raðmen, bilmeyerek, tanecikler halinde de olsa, kul hakký karýþmýþsa, cömertçe verilen zekât, maldaki böyle bilinmeyen kul hakkýnýn meydana getirdiði kirliliði giderir. Meselâ ortaklar arasýnda, komþular arasýnda, arkadaþlar arasýnda, kardeþler arasýnda, müþteri ile satýcý arasýnda, taraflardan birine bilmeyerek tanecikler halinde de olsa hak geçmesi söz konusu olabilir. Kazanç paylaþýmýnda ortaklar küçük ayrýntýlara girmemiþlerdir ve iki taraftan birisine pek belirgin olmasa da hak geçmiþtir. Adamýn tavuðu, komþusunun ürününe zarar vermiþtir. Satýcýnýn terazisinde bilinmeyen bir arýza vardýr ve eksik tartmýþtýr. Satýcý belki haklý sebeplerle malý pahalý tutmuþtur. Alýcý almak zorunda kalmýþtýr; fakat satýcýnýn fazla para aldýðýný düþünmektedir. Örnekleri arttýrmak mümkündür. Böyle bilinmeyen durumlarda taraflardan birisine kul hakký geçme risklerine karþý, dil ile helâlleþmek bir çözüm olmakla beraber, bilâhare fakire verilen zekât da bu helâlliði pekiþtirmekte ve malý bilinmeyen kiþilerin haklarýndan doðan kirlerden arýndýrmaktadýr. Böylece mal ayrýntýlarla gelen kirlerden temizlenir, helâl hüviyet kazanýr ve sahibine bir mahþer yükü olmaktan çýkar.

H

SEYAHAT NOTLARI - 1 Geçtiðimiz Çarþamba günü Ýzmir’den üç yol ve dâvâ arkadaþý olarak, dört mahalde derse katýlmak üzere yola çýktýk. Ýlk duraðýmýz Karamürsel oldu. Gemlik’ten Tevfik Aðabey ile Yalova’dan Mehmet Beyi de yanýmýza aldýk. Gözümüze takýlanlarý kýsaca aktaralým: Yalova, güzel insanlarýn katkýsýyla çok güzel bir hizmet merkezi yapmýþ. Yaklaþýk yirmi beþ öðrenci ayný anda okuma programý yapabiliyor. Üst katlar, öðrenci çalýþma ve yatma odalarý, ders salonu... vs hemen hemen tamamlanmýþ. Bodrum katý, mutfak ve seminer salonu olarak plânlamýþlar. Fakat henüz burasý bakir bir alan. Göz önünde deðil; ama burada yapacak çok þey var. Cennet meyvelerine talip ehl-i himmetin el atmasýný bekliyor. Orhan Gazi’nin ilk Kaptan-ý Derya’sý (Deniz Komutaný) Kara Mürsel Alp’in þehri Karamürsel’deyiz. Þehre giriþte saðda, ýþýklarýn yanýnda türbesi var. Iþýklar kýrmýzý yandý. Mehmet Bey diyor ki, “Bu ýþýklar burada hep kýrmýzý yanar. Kara Mürsel’e Fatiha okumak için.” Þehrin fatihine Fatihalar okuyoruz. Az sonra dersanedeyiz. Karamürsel’in müstakim cemaati de oradalar. Hep birlikte meleklerin kaydýna giriyoruz. Karamürsel’in manevî fatihleri ile sohbete doyum olmuyor. Bir arsalarý var Karamürsellilerin. Üzerine bina plânlýyorlar. Kýyamet gününde Nur hizmetine hüsn-ü þehadet edecek bir bina olacak. Gayretleri bu yönde. Allah yardýmcýlarý olsun. Ali Aðabey, elleri öpülesi validesinin bir duâ ve rahmet çeþmesine döndürdüðü cennet hanesinden geliyor derse. “Onlardan biri ya da her ikisi senin yanýnda yaþlanýrlarsa…” 1 âyetinden berat almýþ bir nümune-i imtisal görüyoruz karþýmýzda. Muhterem validesine Allah sýhhat ve afiyet versin. Dersten sonra Gemlik’e dönüyoruz. -Seyahat Notlarý devam edecek.Dipnot: 1- Ýsra Sûresi: 23.

VECÝZE Ey nefis! Böyle ebleh olmamak istersen: Allah namýna ver, Allah namýna al, Allah namýna baþla, Allah namýna iþle, vesselâm. Sözler, 1. Söz, shf.18


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.