4 Mevsim Bahçeşehir Sayı 73

Page 1

607 10 28

AYLIK AKTÜALİTE ve YAŞAM DERGİSİ

MART 2017 - YIL: 8 - SAYI: 73

Sayfa 74

Sayfa 100

Sayfa 52

Sayfa 64

0212












ADVERTORIAL

NEDEN DİYET YAPAMIYORUM? Deniz Seki, Tarkan ve Yasmin Erbil gibi birçok ünlü isme beslenme danışmanlığı sağlayan Esteticium Beslenme Birimleri Koordinatörü Uzm. Diyetisyen Bahar Aktan yapılan birçok diyetin başarısızlıkla sonuçlanmasının sebeplerini yazdı. Uzun zamandır hatta belki yıllardır diyet yapmış, kâh başarılı olmuş kâh olamamış, ya da büyük başarılar elde etmiş fakat sonrasında verdiği kiloları geri almış olmak. Ya da olmamak? Nedir bizi bu kadar yo-yo gibi bir aşağı bir yukarı götüren neden? Peki neden bazı diyetlerin başı var da sonu yok? Ya da aynı diyet bir kişide mucizeler yaratırken diğerinde nasıl oluyor da hezimete dönüşüyor? Tüm bu soruların aslında tek değil birkaç cevabı var, fakat o cevapların hepsi tek yerde, zihnimizde! Diyete başlamak, başarı ile sürdürebilmek bir insanın hayatında 1-2 kere başına gelebilecek bir durum. Sürekli diyet yapmış (aslında yaptığını sanmış) olan kişilere sorduğunuzda kafasının diyet mevzusu ile yoğun bir şekilde dolu olduğunu görürsünüz. Hayatının odak noktası tamamen “diyet” olmuştur. Hatta öyle bir an gelir ki; diyet tüm hayatını yönetmeye başlar. Nasıl mı? Şöyle; G Diyet yaparken sosyal ortamlardan uzak durur, G Yemekler onun için sadece kalorilerini saydığı varlıklardır, G Spor yapmak bile diyetin bir parçasıdır, diyet varsa o da vardır, yoksa o da yoktur, G En yakın arkadaşlarının diyetlerini sabote ettiği gibi bir saplantılı düşünce ile yaşarlar, G İş/okul hayatlarındaki tempoları, diyetteki başarı ve başarısızlıklarına göre dalgalı seyreder, G Sürekli daha ince bir görünümünün peşindedirler (36-38 beden olsalar dahi), hele ki düğün, tatil, doğum günü gibi bol fotoğraflı bir törensel aktivite varsa daha da ince görünmek şarttır, G Detoks gündelik hayatın bir parçası olmuştur, G Birkaç günlük açlığa yakın sıkı diyet (ona diyet denmez, olsa olsa açlıkla imtihandır onun adı) sonrasında binge eating atakları yaşarlar, G Ödül mekanizması yerli yersiz işler, G İşteki kötü bir gün, çocuğuyla kötü iletişim, eşiyle/sevgilisiyle sorun, ailesel sıkıntılar hep daha ince olmadığı için gerçekleşir (kendini değersizleştirme kilolu insanların birçoğunda görülür), G Zaten diyetisyeni de kötüdür, (diyet yaparken kişisel sorumluluğun %90,

Uzman Diyetisyen Bahar Aktan

diyetisyen sorumluluğunun %10 olduğu anlatılmalıdır), G İstediğini yemedikten sonra hayatının tadı mı çıkar canım??? (diye düşünürler) G Diyelim diyet bitti, ne yani ben ömür boyu böyle az mı yemek zorundayım? (Diyetteki başarısına rağmen alışkanlıklarını değiştirememiş kişi davranışı). Hayatım diyet, diyetim hayatım… Bu algısal yanılma düzeltilmediği sürece yaşam boyu kilolu olmak kaçınılmaz. Öncelikle algıyı düzeltelim; şu bir gerçek ki kilolu olduğunu düşünen insanlar fazla kilolarını birkaç günde almadı, demek ki o kilolar birkaç günde gitmeyecek. Başka bir algı değişikliği de şu noktaya lazım; bedenini sevmek. Unutma, sen her halinle güzelsin! Ailendeki, çevrendeki insanların hiçbiri 5-10 kilo eksik olduğunda seni daha fazla sevmeyecek, sen her koşulda sevilmeye değersin. Evet fazla kilolar sağlıklı değil, peki ya mutluluğun akıl sağlığına etkisi. Önce mutlu ol, kendinle barış, sonra diyet yap. Ancak böyle başarılı olabilirsin. Kendine yaptığın her değersizleştirme girişimi işleri kolaylaştırmıyor, sadece daha da zorlaştırıyor. Kendini seven, kendine değer veren insan her konuda başarılı olur ve kabul görür. Diyette başarı için önce kendinle, bedeninle barış!

Toplumsal baskılar… Türk toplumu olarak yapıcı değiliz, bunu artık biliyoruz. Herkesin her konu hakkında bilgi sahibi olması ve nedense bu bilgilerin genellikle de hep olumsuz örneklemeler yapması bu sebeple. Diyet yapan birini gördük mü dayanamıyoruz, başlıyoruz anlatmaya; şu diyetisyen onu demiş, diğeri bunu vermiş, bir arkadaşı 1 ayda 10 kg vermiş, aslında sen diyeti yanlış yapıyormuşsun da onu dinlesen daha kolay kilo verirmişsin… Zırva… Dinlememek, içselleştirmemek, empati duymamak elde değil, hele ki fazla kiloları kafasını darma duman etmiş bir diyet yorgunu için kafa karışıklığı kaçınılmaz son. Bu durum için tavsiyem şudur; diyet yaptığınızı, yediğiniz-içtiğinizi kimse ile paylaşmayın, zorunda değilsiniz. Kendi içinizde, kendi huzurunuzu arayın, kendi dünyanıza eğilin. Başkalarının diyet hikayeleri size başarı getirmez. Mucizevi bir diyet hikayesi de şimdiye kadar yaşanmadı, bilginize. Bir de hazır olmak lazım, o “anı” beklemek lazım. İnsan nasıl anlar o “t anının” geldiğini? Şöyle ki, hayatınız sosyal açıdan bir keşmekeş durumunda ise sakın başlamayın! Yeni bir iş yeni bir aşk yeni bir düzen, olmaz, sakın başlamayın! Sigarayı mı bıraktınız yenilerde, sakın başlamayın! Seyahatler bu ara üst üste mi, sakın başlamayın! Daha önce dedim ya, başarılı diyet hikayeleri insanın ömründe 1-2 kere yazılır, o hikayelerin başlangıç anları yani o “t anı” çok kıymetlidir. Bedenimizin, ruhumuzun en sakin en dingin olduğu döneme denk gelmiştir mutlaka o anlar. Sabırla, usulca bekleyin ta ki “evet, tamam şimdi” diyebilecek netliğe ulaşana kadar. Evet diyet yapmak kolay değil, kimse öyle vaat etmedi ya zaten. Kolay olduğunu, yorulmayacağınızı size vadeden biri ile çalışmaya başladıysanız hemen kaçarak uzaklaşın. Çünkü diyet yapmak, yüksek oranda sabır isteyen, zaman zaman duygu durumunuzu zorlayan, bazen enerjinizi azaltan bir süreç. O uygun zaman geldiğinde başladığınız diyetinizin sonucuna odaklanarak azıcık da olsa keyfini çıkarmaya çalışın. Unutmayın, verilen fazla kilolar sadece bedeninizi değil ruhunuzu da hafifletecek.

Süleyman Demirel Cad. No:34 Esenkent/ İstanbul Tel:: 444 99 49 www.esteticium.com www.esteticium.com www.esteticiumestetik.com


8 Mart kam-a4_baskı.pdf

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

1

02/03/17

15:04




PROFESYONELLER

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU

PROFESYONELLER ÖZEL ÖĞRETİM KURSU Yeni dönem kayıtlarımız erken kayıt avantajlarıyla başlamıştır.

Eğitim profesyonellerin işidir... Eğitimde 11. yılımız...

Defne 5 Villa 1 Bahçeşehir

669 20 03









ADVERTORIAL

BAHÇEŞEHİRLİLERE Artık Bahçeşehirliler, plastik cerrahi ve estetik hizmeti almak için saatlerce trafikte kalıp, başka ilçelere gitmeyecek. Çünkü Dr. Mehtap Vatansever Bahçeşehir Birinci Kısım'da kaliteli ürünleri ve son teknoloji cihazlarıyla kişiye özel hizmet vermeye başladı. Dr. Vatansever ile detayları konuştuk. Böyle bir merkezi neden başka bir semtte değil de Bahçeşehir açtınız? Yıllarca estetik plastik cerrahi hastaneler grubunda görev yaptım. O dönemde Bahçeşehirden bir çok hastanın kliniğimize başvurduğunu gördüm. Nedenini sorduğumda kendilerine hitap edecek fazla bir merkezin olmadığını ifade ediyorlardı. Daha önce Bahçeşehirde oturuyordum ve burayı çok seviyordum. Nihayetinde Bahçeşehire taşınıp, Bahçeşehirlilerin arzu ettiği güzel hoş bir konsept oluşturmaya kara verdim. İçini FDA onaylı üst kalite cihazlarla donattık. KİŞİYE ÖZEL HİZMET Bu merkezi hangi hedeflerle açtınız? Hastaların Bahçeşehir’den, Nişantaşı’na, Bağdat caddesine gitmesi yerine bölgelerinde kalıp trafik çekmeden evlerinin hemen yakınında bir merkezden hizmet alması gerektiğine karar verdik ama bu merkez aynı zamanda butik olmalıydı, ve kişiye özel hizmet vermeliydi, Yılların tecrübe ve birikimini buraya taşıdık. Henüz yeni hizmet vermemize rağmen çok olumlu tepkiler aldık, ben Bahçeşehirlilerin bu hizmetlerden memnun kalacağını umuyorum. Hangi hizmetleri sunuyorsunuz, sıralayabilir misiniz? G Antiagenig yüz gençleştirme

Dr. Mehtap Vatansever, “Merkezimizde iple yüz germe sistemlerimizde 4 boyutlu iplerle yüzü asıyoruz ve anında yüz yukarıya kalkıyor.” diyor.

sistemleri G Leke tedavileri G Gözenek tedavileri G Sivilce izleri G Medikal cilt bakımı G Zayıflama mezoterapi ve bölgesel incelme Sanırım kullandığınız ürünlerde de iddialısınız! Kullandığımız ürünlere çok dikkat ediyoruz. Mesela cilt bakım ürünlerimiz klinik etkinliğini kanıtlanmış seçkin kliniklerde hekim tavsiyesiyle önerilmiş ürünlerden oluşuyor. Yüz gençleştirme parkurumuz ise FDA onaylı çok ciddi klinik çalışmaları olan cihazlardan oluşuyor, kliniğimizde son zamanlarda çok popüler cihazlardan olan altın iğne cilt gençleştirmede çok başarılı bir cihazdır. Yine Ultrasonik yüz germe cihazı Hifu ise ağrısız acısız tek seansda yüz germe işlemini yapmaktadır.

AKILLI DOLGU SİSTEMİ Beslenme uzmanınız da var... Hacettepe Üniversitesi beslenme bölümünden mezun olan çok donanımlı çok deneyimli bir arkadaşımız var. Bölgesel incelmede yağ parçalayıcı enjeksiyon çok etkili selülit mezoterapilerimiz var. Dolgu ve botoks uygulamalarında diğer merkezlerden nasıl bir farkınız var? Biz merkezimizde akıllı dolgu sistemini kullanıyoruz. Akıllı dolgular yüze volüm vermekle kalmıyor yüzdeki kolejeni uyararak aynı zamanda gençleştirip geriyor. Dolgularımızda 1 yıllık 2 yıllık 3 ve 4 yıllık seçeneklerle dolgu seçme imkanı sunuyor. Yine iple yüz germe sistemlerimizde 4 boyutlu iplerle yüzü asıyoruz ve anında yüz yukarıya kalkıyor. Bu iplerin germe etkisi çok yüksek.

Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Vali Recep Yazıcıoğlu Cad. Ilgaz Ada Villa 3 No:4


/drmehtapvatansever

Dr. Mehtap Vatansever

'’ESTETİK' HİZMET... YAPILAN İŞLEMLER Ameliyatsız yüz germe Ultrasonik yüz germe Hifu 4D iple yüz germe Altın iğne Leke tedavileri Saç tedavileri Dolgu Botox El gençleştirme Bölgesel incelme

www.drmehtapvatansever.com Tel: 0530 975 5489 / 0532 566 4422




‘DE NELER VAR?

EDİ TÖR ,ün Notu

Çorbaya bir fiske tuz atabildiysek ne mutlu bize İlkbaharın ilk ayından herkese merhaba... Bu ay da yine sizlere dergimiz konularını hazırlarken yaptığımız röportajlarda yaşadıklarımdan bahsedeceğim. Hani dizi çekimlerinin sonunda gösterirler kamera arkası görüntüleri diye ya, işte ben dergimizin kamera arkası görüntülerini sizlerle paylaşacağım. Niye mi? Çünkü bu ay hazırlık aşamasında yine hem üzüldüm, hem sevindim, hem de düşündüm. Öncelikle konuyu anlatayım sizlere... Dergimiz kapak konusu için bu ay yayın kurulumuz, Mart ayında bulunan tuz haftası dolayısıyla bu konuyu işlemeye karar verdi. Herkesi çok yakından ilgilendiren 3 beyazdan biri olan tuz ile ilgili hem de uzmanının ağzından bilgileri keyifle okuyacağınızı düşünüyorum. Eğer biraz olsun sizleri bilgilendirebiliyorsak ne mutlu bize. Dergi toplantısında kapak konusuna karar verilip araştırma kısmına geçildiği zaman karşımıza “Çorbada Tuzun Olsun” Derneği çıktı. Daha öncesinde duymuştum ama araştırma konumuz tuz olunca bu sefer biraz fazla araştırdık. Taksim bölgesinde evsizlere her akşam çorba ekmek dağıtımı yapan bir dernek olduğunu öğrendik. Neden olmasın çorbada bizim de bir tuzumuz olsun dedik. Dernek telefonunu aradığımda karşıma Yasemin Hanım çıktı. Ses tonundan, konuşma tarzından tahminen orta yaşlarda bir bayan diye düşündüm. Yaptıkları işi anlattı ama “anlatmakla olmaz yaşamanız gerekiyor” dedi ve buluşma günümüzü kararlaştırdık. Yanımıza kızlarımızı da alarak buluşma gününde derneğe gittik. Çocukları yanımıza aldık çünkü hayatın sadece onların yaşadığından ibaret olmadığını farklı hayatların da olduğunu görsünler istedik. Derneğin kapısından girdiğimizde bizi gencecik 20-25’li yaşlarda pırıl pırıl gençler karşıladı. Kapı her açıldığında içeri girenlerin gençler olması ayrı bir mutluluktu. Orada günümüz gençliğinin sanal yaşadığı gerçeğinin yok olduğu anlara tanıklık ediyorduk. Bu gençlerin sosyal hayatlarından vazgeçip her akşam evsizlere çorba dağıtmak için orada buluşuyor olmaları beni çok sevindirdi. Orada öyle güzel bir organizasyon var ki. Eee dile kolay 882 gündür soğuk-sıcak, kar-yağmur demeden her akşam aynı şeyi yapıyorlar. Herkes ne yapacağını nasıl yapacağını biliyor. Kağıt kapaklı tabaklar, plastik kaşıklar, ekmek herşey hazır. Sıra çorbayı almaya geliyor. Çorba şimdilik Şevkat Derneği’nde pişiyormuş. Önce oraya yürüyoruz. Orada evsizlere nasıl davranmamız gerektiği konusunda eğitim veriyorlar. Sigara isterlerse vermeyeceğiz, fotoğraflar flaşsız çekilecek ve evsizlerin yüzleri görünen kareleri olmayacak gibi gibi... Çorba arabasını alıp tekrar kalabalık bir grupla yürümeye başlıyoruz. İlk durağımıza yaklaşırken ileride sıraya girmiş bekleyen insanları görünce gözlerimin dolmasına engel olamıyorum. Belki gün boyunca ağızlarına bir lokma birşey koyamamış-

Yazı İşleri Müdürü: Melike Güntürk Sorumlu Haber Müdürü: Hatice Gülçür İnanç Tasarım ve Uygulama: İmtiyaz sahibi: HAZAN YAPIMEVİ

Hazan Yapımevi

Genel Yayın Yönetmeni: Hasan Güntürk

Aziz Serdar Taştan

Teknik Müdür:

26

I MART 2017

lar ve şimdi sıcacık bir çorba için kuyruğa girmiş bekliyorlar. Hele sırayla çorbasını alıp bir köşeye çekilip çorbalarını sessizce yedikleri manzara içimi parçaladı. Tekrar yürümeye başlılyoruz. Yol üzerinde de duraklarımız vardı. Köşelerde konuşlanmış evsizler için çorba tenceresi açılıyor, ekmek, kaşık afiyet olsun deyip yola devam ediliyor. Gelemeyenler için belli noktalara karton kaselerin kapakları kapatılıp belli sayıda çorbalar bırakılıyor. Meraklı ve dolu dolu gözlerle yaşanan süreci takip ederken, yaklaşık 2 km’lik bu özverili yolculukta geçtikleri yerdeki evsizlere selam verip hal hatır sorup adeta ailelerinden biri gibi ilgi ve sevgilerini belli ediyor olmaları yapılan işin sadece karın doyurmak olmadığını da gözler önüne seriyor. Taksim Gezi Parkı’na geldiğimizde yine aynı manzara. Hem de ne iç acıtıcı bir manzara... Kuyruk oluşmuş ve çorba arabasını bekliyorlar. Yaşlısı, genci hatta içlerinde küçücük çocuklar bile var. Yine sırayla çorbalarını alıp buldukları yere çöküyorlar. O an sanki onlarla birlikte benim de içim ısınıyor. Hele hele çorba sonrası bizimde ufacık bir fiske katkımız olsun, ağızları tatlansın diye Taşfırın’ın sahibi İsmail Bey’in desteğiyle ikram ettiğimiz ekler pastanın yarattığı yüzlerdeki mutluluk ifadesi görülmeye değerdi. Zaten yardımsever birçok insan çoğu akşam çorbanın yanına çeşitli yiyeceklerle katkıda bulunabiliyormuş bilgisini de paylaşmak isterim buradan. Çorbada tuzum olsun diye gelenlerin bir kısmı orada bulunanların ihtiyaçlarını sorarak, mont, bot, kıyafet yardımı da getiriyormuş. Başta yazdığım ‘hem üzüldüm, hem sevindim, hem de düşündüm’ cümlesinin sevinç ve üzüntü kısmını anlattım sizlere bir de düşündüm kısmı var. Orada her akşam gencecik insanlar tarafından 882 gündür her gece kendi hayatlarından fedakarlık yaparak evsiz, sokaklarda yaşayan insanların hayatlarına bir nebze de olsa katkı sağlayan gencecik insanların yaptığı bu oluşumu acaba etrafımda kaç kişi yapabilir, ben yapabilir miyim diye kendi kendime düşünmeden edemedim. Orada emeği geçen herkesi yürekten tebrik ediyorum. Ve bir konuya daha değinmeden yazımı bitirmek istemiyorum. Çorba dağıtımı sırasında üzerinden bir süre geçince soğuktan ürperdik. Yanımıza yaklaşan genç bir evsizin, “Siz şu kadar kısacık zamanda üşüdünüz dimi?” diye sorması karşısında, onların 24 saati o soğukta sokaklarda geçirdiğini düşününce ne cevap vereceğimizi bilemedik. ☹ Beraberimizde götürdüğümüz kızlarımızın gördükleri karşısında yüzlerine yansıyan endişe ve belirsizlik ifadesi, yaşadıkları bu deneyim, eminim onların hayatında büyük bir yer edinecek. Siz de çocuklarınızı yanınıza alarak bir akşam onların yüreklerine dokunmaya gidip, çorbaya bir fiske tuz atmaya ya da dernekle iletişime geçip ihtiyaçlarına göre destek olmaya ne dersiniz: 0505 996 71 34 :) Sıcak evlerimizde musmutlu günler dileklerimle...

Reklam Müdürü: Nurcan Ercan Güler Yayın Kurulu: Hatice Gülçür İnanç Kazım İlter İnanç Kapak Çizim-Tasarım: Naci Koç Hukuk Danışmanı: Av. Baycan Şabudak

Melike Güntürk

İLETİŞİM: Boğazköy Hoşseda Sit. H Blok 7/14 Bahçeşehir/Başakşehir/İst. Tel: 0212 607 10 28 e-mail: 4mevsimbahcesehir@gmail.com 4mevsim@4mevsimbahcesehir.com Facebook: Dört Mevsim Bahçeşehir www.4mevsimbahcesehir.com

Dağıtım: 4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi Baskı: Veritas Basım Merkezi 444 1 303

28. Kısa haberler 52. Amerika’da ev sahibi olmak hayal değil! 54. Dikkat, akciğer kanserinde erken teşhis, tedavinin anahtarıdır 56. “Kuru Göz” kör edebilir! 58. Ortodontik tedaviye ihtiyacınız var mı? 60. DOĞAL YAŞAM Çaya çorbaya limon 64. KAPAK KONUSU Azı karar çoğu zarar Günde 5 gram 74. Sizin de çorbada bir tuzunuz olsun 82. ÇYDD kadınlarla el ele 86. Bir kalbe dokun 88. “Bir çocuğun üstün zekalı olduğu nasıl anlaşılır?”

64

HER AY SİZLERLE 34. EMLAK- Bilge Özdemir 38. DAMAKLARDA İKİNCİ BAHARBahar Rüzgarı 42. EKONOMİ- Kayhan Öztürk 46. HAVADAN SUDANMüjde Köseoğlu 48. EKRANLARDA NELER OLUYOR- Elif Yakar 92. EĞİTİMDoç. Dr. Mehmet İnan 94. SPOR- Savaş Kahraman 96. GÜZELLİK - Yasemin Yurtman Candemir 100. MODA - Damla Duman 102. ASTROLOJİ- Nisa 104. OTOMOBİL- Tunç Altınbaş 106. POLİTİKA - Cemal Subaşı 107. HUKUK - Av. N. Pelin Tüzüner Yaşar 108. KÜLTÜR SANATHatice Gülçür İnanç 109. EN GÜZEL ÇOCUKLAR 110. BULMACA 112. REHBER

4 Mevsim Bahçeşehir Dergisi ayda bir yayınlanır. Bahçeşehir’de binalar, villalar ve işyerleri başta olmak üzere, Ispartakule, Ardıçlı Evler, Ardıçlı Göl Evleri, Spradon, Mesa Nurol, Eston 1-2-3-4, Armina, City Court, Günışığı, Uphill, Banu Evleri, Kelebekler Vadisi, Asmalı Evler, Akbatı Garanti Koza, Hill Park, Dumankaya, N Tepe, Park City, Yeni Ispartakule (Efes, Olimpos, Garanti Koza 1-2, Avrupa Konutları 1-2) sosyal tesislerinden, Esenkent ve Boğazköy (seçilmiş villalar ve tüm işyerleri) bölgelerine ücretsiz dağıtılır. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazı sahibine, reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir.

Katkıda bulunanlar: Ece Sevinç, H. İldeniz İnanç, Murat Sevinç, Onur Yurtseven, Serkan Güler, Yasemin Sevinç, Z. Hazan Güntürk



KISA HABERLER

Dört Mevsim Bahçeşehir

Bahçeşehir’in kadınlara özel tek spor merkezi

Pola Fitness Center 3 yaşında Bahçeşehir’de kadınlara özel hizmet veren tek salon olma özelliğini taşıyan Pola Fitness Center 3. yaşını kutluyor. 8 Mart 2014’te kapılarını açan Pola, butik bir salon olması sebebiyle sadece satın aldığınız hizmeti ödediğiniz bir sisteme sahip. Pola Fitness Centerʼda içeriğinde bulunan powerplate, aletli pilates (reformer), pilates mat, Wave (EMS), hidrolik fitness, Helix, ozon sauna hizmetlerinden sadece birini veya bir kaçını sizinle beraber seçip, size uygun olan programı uyguluyorlar. Tercihinize bağlı olarak grup veya personal training ders seçebiliyorsunuz. Çocuklu hanımlar da düşünülmüş Polaʼda. Spor yaptığınız süre boyunca çocuğunuz ücretsiz olarak özel bir odada çocuk gelişimi mezunu abla ile vakit geçiriyor. Pola'da en önemli şey sizin mutlu olmanız. Bunu sağlamak için profesyonel ve güleryüzlü kadroyla sizi karşılıyorlar. Detaylı bir sunum sonunda; doğru salon, doğru antrenman, doğru hizmet, doğru bütçe ile Pola sizin de vazgeçilmeziniz olacak. Defalarca başlayıp yarım bıraktığınız spor deneyimlerini bir kenara bırakın. Çünkü: Polaʼda herşey size özel...

Oğuzkaan Okulları Bahçeşehir’de

Oğuzkaan Okulları yönetimi 25 yıllık tecrübesi ve başarısı kanıtlanmış eğitim geleneğini Bahçeşehir'e de taşımaya karar verdi. Eğitim öğretime Çapa, Bakırköy (Lise ve Ortaokul), Bahçelievler, Halkalı ve Maltepe Kampüslerinde devam eden Oğuzkaan Okulları, Bahçeşehirʻe de bir şube açtı. Oğuzkaan Okulları Bahçeşehir şubesinde anaokulu, ilkokul ve ortaokul öğrencilerine eğitim verecek. Uygulamakta olduğu sınavlara hazırlık programlı kolej eğitimi ile hem TEOG ve LYS'de hem de anaokulundan itibaren verdiği en az iki yabancı dil eğitimi ve eğitimde kaliteye verdiği önemle dikkatleri üzerine çekiyor. Yeni şubede anaokulu, ilkokul ve ortaokul öğrencilerine eğitim verecek olan Oğuzkaan Koleji, 2017-2018 eğitim öğretim yılı için kayıt almaya başladı. Oğuzkaan Okulları Yönetim Kurulu Üyesi ve Eğitim Koordinatörü Hatice Yılmaz, “Eğitim kalitemiz ve TEOG'da %100, LYS'de %98 başarımız nedeniyle velilerden yeni şube açma konusunda yoğun talep almaya başladık ve Bahçeşehir'de yeni şube açmaya karar verdik” dedi.

28

I MART 2017

Yeni tatlar Frenk Pide ve Lahmacun ile Hill Park Çarşı’da

Bahçeşehir Hill Park Çarşıʼda eski Dominoʼs Pizzaʼnın yerine açılan Frenk Pide ve Lahmacun; Gaziantep, Hatay ve Şanlıurfa mutfağının taşfırında pişen ürünlerini sunuyor. Pide ve lahmacun ürünlerine ek olarak menüsünde sunduğu Hatay Tava, Kilis Tava, Patlıcanlı Tepsi Kebabı ve Siverek Tava ile Bahçeşehirʼin alışıla geldik yemek alışkanlıklarının biraz dışına çıkıyor. Başlangıç olarak çorba, kızartma içli köfte ve çiğ köfte sunan Frenk Pide ve Lahmacunʼun tatlı menüsünde ise Katmer, Künefe ve Sütlü tatlılar bulunmakta. Adını, Güneydoğu mutfağında “domates” anlamına gelen “Frenk” kelimesinden alan restoranın sahibi gıda mühendisi. 24 kişilik misafir ağırlama kapasitesine sahip restoran, web sitesi, AppStore ve GooglePlayʼdeki Frenk Online Sipariş uygulaması ve Telefon aracılığı ile de evlere hızlı servis yapmaktadır. Detaylı bilgi için: 0212 669 69 20 www.frenk.com.tr



KISA HABERLER

Dört Mevsim Bahçeşehir

Dünyaca ünlü markaların birbirinden şık güneş gözlükleri

Uygun fiyatlarla Işıl Optik’te 2012 yılında kurulan Işıl Optik, günümüzde bölgenin tanınmış gözlük mağazalarından biri olmuştur. Esenkent (Bahçeşehir'e komşu) Elitium Tıp Merkezi yanında bulunan mağaza 2016 yılının Eylül ayında caddenin Avm konseptli ilk mağazası olarak açıldı. Işıl Optik, dünyaca ünlü gözlük markalarını sizlerin beğenisine sunarken bir yandan da şık, rahat ve konforlu mağazasıyla müşterilerine diledikleri şekilde gözlük seçimi yapmalarını sağlıyor. 180 m2 alana kurulu mağazada teşhir, satış ve atölye hizmeti verilmekte. Ayrıca; işini severek yapan ve her biri optisyenlik bölümü mezunu uzman kadrosuyla da sizlere uzun yıllar hizmet verme amacında. Dünyaca ünlü markalar, en uygun fiyatlarla Işıl Optikʼte sizleri bekliyor. Detaylı bilgi için: 0212 568 69 69 http://isiloptik.com

İstinye Üniversitesi Hastanesi’nde

Damar Sağlığı ve Yaşam Merkezi açıldı İstinye Üniversite Hastanesi DAS - Damar Sağlığı ve Yaşam Merkezi, vasküler cerrahi alanının önde gelen hekimlerinden Prof. Dr. Yusuf Kalkoʼnun yönetiminde faaliyetine başladı. Son 4 yılda şah damarı kaynaklı felç geçiren 500 hasta, uygulanan vasküler cerrahi girişimlerle yeni ve daha konforlu bir yaşam şansı yakaladı. Prof. Dr. Yusuf Kalko bu alandaki çalışmalarını İstinye Üniversite Hastanesi bünyesinde sürdürecek. Çağımızın vebası damar hastalıkları her geçen gün daha tehlikeli boyutlara ulaşarak genç yaşlarda da görünmeye başlandı. Kalp krizi, şah damarı kaynaklı inmeler, bacak damarı tıkanıklığına bağlı kangrenler en sık görülen damar sorunları arasında yer alıyor. Ölüme sebebiyet verebilecek bu hastalıklar karşısında erken tanı ve doğru müdahale hayat kurtarabiliyor. Üniversite hastanesi bünyesinde hizmet verecek DAS Damar Sağlığı ve Yaşam Merkezi; İnme Cerrahisi, Minimal İnvaziv Damar Cerrahisi, Doğumsal Damar Anomalileri ile Diyabetik Ayak ve Varis Tedavileri olmak üzere beş ayrı bölümden oluşuyor. Prof. Dr. Yusuf Kalkoʼnun yönetiminde; invazif radyoloji ve radyoloji, anestezi ve reanimasyon, nöroloji, enfeksiyon hastalıkları, kardiyoloji, beslenme- diyetetik ve endokrinoloji branşlarından 5 hekim görev yapacak.

30

I MART 2017

Bahçeşehir’in ilk Maker atölyesi Mini Makers Club kapılarını açtı

3. endüstriyel devrimin izinde gelişen teknolojinin hem kullanıcısı hem üreticisi olmak isteyen çocukların gelişimi ve eğitimi için gerekli donanım ve imkanların sağlandığı Maker atölyeleri tüm dünyada hızla yayılmakta. Bahçeşehirʼin ilk Maker atölyesi Mini Makers Club 25 Şubatta kapılarını açtı. Açılışta düzenlenen ücretsiz Maker Day etkinliğiyle 5-14 yaş arası çocuklar Maker dünyasıyla tanıştı. Çeşitli istasyonlarda kurulmuş Maker Projelerini eğitmenler eşliğinde eğlenceli oyunlarla uygulayan çocuklar 3 boyutlu yazıcı, Elektronik kodlama ve robotik dünyasına giriş yaptılar. Her ay farklı uygulamalarla 5-7 yaş ve 8-11 yaş çocuklara 4ʼer haftalık maker eğitimi verecek olan atölyede hafta içi Anaokul ve İlköğretim öğrencileriyle maker projeleri yapılacak ve Maker gruplarına çalışma alanı bireysel ya da okul projelerini hayata geçirebilmeleri kullanıma açılacak. Detaylı bilgi için: www.minimakersclub.com





EMLAK

Dört Mevsim Bahçeşehir

YANI BAŞIMIZDAKİ TARİH; KÜÇÜKÇEKMECE BİLGE ÖZDEMİR

c Emlakchi&Reda a ve Proje Pazarlam Satış CEO’su

Bölgemizin gayrimenkul pazarının gelişmesinde önemli katkıları olan Turyap Holding Pazarlama ve Satışdan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Bilge Özdemir, İstanbul tarihinin başladığı, bugünün dikkat çeken, yarının gözdesi olacak Göl&Doğa&Deniz ve Geleceğin Buluşma noktası” Küçükçekmece'nin gelişen yüzünü 4 Mevsim’e özel derledi:

Küçükçekmece ilçesinin tarihi, İstanbul'un tarihidir. Küçükçekmece, Bizans, imparatorluğun batısındaki toprakları Avrupaʼya bağlayan “Via Egnetia” adı verilen ana yol üzerinde bulunmanın sağladığı stratejik konum ile tarih boyunca İstanbulʼa yapılan akınlarda hedef haline gelmiştir. Küçükçekmece, İstanbulʼun fethinden hemen önce Türk hâkimiyeti altına girmiş ve fetihten sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından yolları ve köprüsü tamir ettirilerek imar edilmiştir. Çekme-i Küçük (Küçük-Çekme) adını alan kasaba, camiler, medreseler, hanlar, hamamlar ve çeşmeleriyle önemli bir konaklama yeri olmuştur. Tarih ve Yarımburgaz Mağaralarıʼnda rastlanan buluntular, İstanbulʼdaki yaşam izlerinin başlangıç noktasının Küçükçekmece olduğunu göstermektedir. Birçok jeolog ve antropolog tarafından yapılan araştırma ve incelemeler, bölgenin oldukça eski bir geçmişe sahip olduğunu ve burada tarih öncesinde insanların yaşadığını, buraya ilk yerleşen insanların balıkçılık ve avcılıkla geçinmekte olduklarını ortaya koymaktadır. Küçükçekmece; İstanbul'un 39 ilçesi arasında “Deniz ve Gölʼe kıyısı olan yerleşim alanları ve “sunduğu yaşam kalitesi ile en-

deks sıralamasında 12.ʼdir. 14 km'lik bir alan kaplayan Küçükçekmece Gölü; son jeolojik dönemdeki buzullaşmanın erimesiyle denizlerin seviyelerinin yükselmeleri sonucu Çanakkale Boğazıʼnın yarılarak Marmara Çukuru'nun dolması, bu deniz istilasıyla eski vadi ağızlarının boğularak ʻriaʼların ortaya çıkması sonucu önce koy, zamanla da kıyı kordonuyla kaplanarak lagün (yalı) haline gelmesiyle oluşmuştur. Dünyada pek ender oluşan lagün göllerden birisi ve bir doğa harikasıdır. Genellikle ferdi yapılaşmanın görüldüğü ilçede, 1990'lardan başlayarak "toplu konut" yapılaşmaları da hızlanmış, 2 binli yıllar ile “kentsel dönüşümün” adresi olmaya başlamıştır. Metrobüs, Marmaray durağı, belediye otobüsleri, minibüsler, Havalimanları, Küçükçekmeʼnin ulaşım seçeneklerini

arttırmıştır. E-5 ve Tem otoyollarından; E-5, ilçenin güneyinden geçerken, TEM otoyolu ilçeyi ortadan ikiye bölmektedir. E-5 ve Temʼi birbirine bağlayan ve ilçenin doğusundan geçen Havaalanı-Tem Bağlantı Yolu ile İstanbulʼun ulaşım üssü olmuştur. Küçükçekmece ilçesinde; Organize Sanayi Bölgesi yatırımları, buradaki sanayinin gelişimini de hızlandırmıştır. Bugün 200'ün üzerinde büyük fabrika, sanayi-ticari siteleri ile yaklaşık 10.000 sanayi işletmesi ve atölye içinde 33.000 iş yeri bulunan İkitelli Organize Sanayi Bölgesi mevcuttur. Bu bölge Konum ve çevresel faktörler ile en modern hastanesinden, eğitim kurumlarına; eğlencesinden, dinlencesine; sporundan, kültürüne; ticaretinden, alışveriş olanaklarına kent yaşanın tüm gereksinmelerini sunmaktadır. Adı, “Kanal İstanbul projesi” ile anılan Küçükçekmeceʼnin tarihine Keleşoğlu Holding ve Metal Yapı Konut geliştirdikleri projeler ile yön vermek-te, bölgesel gelişim/rekabet çıtasını yükseklere taşımaktadır.

BLUE LAKE:

Göl ve denizin buluşma noktası; Blue Lake bir Metal Yapı Konut

34

I MART 2017



EMLAK projesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Denizin mavisini, gölʼün gizemi ile yeniden tanımlayan proje 2017 son çeyreğinde teslim sürecine hazırlanmaktadır. Yapının S mimari konsept avantajı; konutlara olağan üstü manzara sunmaktadır... Projenin 16. Katında 6.500 m2ʼlik gök teras, havuz ve koşu parkurları Dünyada ve Türkiyeʼde ilklerin öncüsüdür. Çevreden kopmadan, çevre ile birlikte harmanlanan ticari ve sosyal olanaklar 5 yıldızlı konforu evinize getirmektedir. Chapman Taylorʼun proje iç mimarisini üstlendi Blue Lakeʼde 1+0ʼdan 5+2ʼye değişen farklı konut alternatifleri bahçe katlarında villa ve normal katlarda residans keyfi sunmaktadır.

CENNET KORU:

Bölgesel gelişim trendlerini yakından takip eden ve gelişecek/gelişmekte olan bölge keşifleri ile takipcilerine yarım asırdır yön veren ve kazandıran Keleşoğlu Holding Küçükçekmeceʼnin gelişiminde önemli bir marka değeri... İsmi ile uyum içinde, bir proje Cennet Koruʼda teslimler ile birlikte yerleşim ve yaşam sürecine geçilmiştir. Günlük Sosyal, eğlence ve sportif aktivitenin proje içinde çözümlendiği Cennet Koruʼda kreşinizden; kuaförünüze, marketinizden; terzi/kuru temizlemeye, cafenizden; restoranınıza her ihtiyaçlarınız elinizin altında, yanı başınızdadır. Panaromik Göl Manzarasını, doğanın lütfü “Eşsiz Koru” eşliğinde evinizin içinde hissediyor Keleşoğlu Holding kalite ve ayrıcalığını tanıklık ediyorsunuz. “Bahçe ve Balkon keyfi” kavramı Cennet Koruʼda “yeşil ve mavi” ile farklı bir anlam bulmaktadır... 1+1ʼden 5+1ʼe değişen aile yaşam alternatifleri ile Cennet Koru; teslim, yönetim hizmetleri, bölgesel rekabetçi fiyat avantajları ve yatırım değeri ile değerlendirilmeye değer.. Sizleri, 4 Mevsim aracılığı ile Göl ve denizin tarih ile buluşma noktası, ayrıcalıklı site olanaklarını paylaşmaya, kısacası kendinize yatırım yapmaya davet ediyorum.I

36

I MART 2017

Dört Mevsim Bahçeşehir

Turyap güvencesi ile kiralama ve yatırımınıza yön verebileceksiniz Dergimiz 4 Mevsim Bahçeşehir’deki yazı ve öngörüleri ile yatırımcılara ve sektör temsilcilerine yol gösteren Bilge Özdemir’i, Turyap Holding bünyesindeki görevi için tebrik ediyor, yeni görevinde başarılar temenni ediyoruz.

Bilge Özdemir, Turyap Holding bünyesine satış ve pazarlamadan sorumlu icra kurulu üyesi olarak T. C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığıʼnın satış yetkisi Turyapʼta olan Emlak Konut projelerinin; yönetim, pazarlama, satış ve iş modelleri geliştirme konusunda sorumluluk alarak danışmanlık hizmeti vermektedir. Bilge Özdemir - Turyap Holding tarafından sataşa sunulan İstanbulʼun yükselen değerleri Başakşehirʼin gözde yerleşim alanları Kayaşehir ve Bahçekent Emlak Konut Projeleriʼnde yatırım ve yaşam fırsatlarını değerlendirmeye çağırıyor. Çünkü; G Bir kaç yıl içinde teslim edilecek proje fiyatları ile karşılaştırdığınızda 1+1 fiyatına; 3+1 daire alabileceksiniz. G Avantajın “fiyat” olduğunu göreceksiniz. M2 satış değerlerinin, Kayaşehir bölgesinde 5 bin, Bahçekent bölgesinde 4 bin lira seviyelerinde olduğu pazarda Kayaşehirʼde 3 bin-Bahçekentʼde 2 binʼli seviyelerde yer alma avantajını yatırım değerine dönüştürebileceksiniz. G Daire brüt alanları ile net alanları karşılaştırdığınızda m2 kaybınızın yok denecek kadar az olduğunu, kullanacağınız alanlara bedel ödediğinizi göreceksiniz. G 1+1ʼden 4+1ʼe geniş m2ʼli daire alternatiflerini değerlendireceksiniz G Proje proje dolaşmaya son verip; kısa sürede yerleşime geçeceksiniz. G Tapularımız devre hazır olduğu için dilediğiniz bankadan satış bedelinin %75ʼine kadar mortgage/konut kredisi kullanabileceksiniz.



Dört Mevsim Bahçeşehir

DAMAKLARDA İKİNCİ BAHAR

21 yıldır yönetimi ve kadrosu değişmeyen mekan

Bella Vista Damaklarda İkinci Bahar’da bu ay Bahçeşehir’in ilk mekanı Bella Vista’yı sahibi Ali Karahasan ve genel müdürü Gökhan Karacı ile konuştuk...

Bahçeşehir Gölet’ine hayat veren otantik güzeller güzeli Bella Vista, seni anlamak ve anlatmak çok zor, anlatmak için seni yaşamak lazım. Duvardaki tabaklarına, yağlı boya tablolarına, çerçevelenmiş eski oyuncuların fotoğraflarına saatlerce oturup bakmak lazım. Aslında ben bir lokantaya sadece karın doyurmak için gitmem, ayıptır söylemesi ama çok lezzetli yemekler pişiririm. O kadar ki hiç dışarda yemesem de olur. Lokantaya gitmek bir değişikliktir bizim için. Yeni yerler görmek, yeni tatlarla tanışmak, ev dışında değişik sohbet alanları bulmak için. O nedenle lokantalara sadece yemek Bella Vista’nın sahibi Ali Karahasan genel müdür Gökhan Karacı, Ümit bey ve aşçımıza ilgilerinden dolayı teşekkür ederim

kalitesi açısından da bakmam. Manzarası, atmosferi, dekoru, müşteri kalitesi, servisi, sunduğu keyif atmosferi de en az yemekleri kadar ilgimi çeker. O yüzden Bella Vista Restaurant’a adım atar atmaz çok doğru bir yerde olduğumu anladım. Başka ve artık var olmayan bir dünyaya giriyorsunuz sanki. Adeta otantik bir yer, klasik ve modern uygarlığın sentezi. Özlemini duyduğumuz hoşgörülü bir uygarlığın belki lokanta olarak Türkiye’de son temsilcisi. Konforlu ve lüks. İnsana huzur veren, her müşteriyi eşit kucaklayan bir mekan.

BAHAR RÜZGA

RI

Girdiğimde güler yüzlü, hoş, asil bir bayan karşılıyor beni -Merhaba, ben Birsen, hoş geldiniz... Kendimi tanıtıyorum ve restoran sahibi Ali Karahasan Bey’i bekliyorum. Zarif, kültürlü, sistematik ve detayları göz ardı etmeyen bir çalışma tarzı var. Röportaj yapmak istediğimde hoşgörü ile karşılayan ve sorduğum her soruya anlayışla cevap veren çok başarılı ve sadık bir işletmeci. 15 yaşından beri Viyana’da yaşıyor ve Avrupa kültürü ile büyümesine rağmen çok sıcak kanlı, çok misafirperver. - Biraz kendinizden bahseder misiniz? diye başlıyorum konuşmaya.

1959 Trabzon doğumluyum. Çocukluğumdan beri bu işin içindeyim. Ailecek Trabzon’da lokantalarımız var ve bu vesileyle aşçılığı orda öğrendim.15 yaşına geldiğimde Avusturya’ya gittim ve 19 yaşında kendi işimin patronu oldum. Avusturya’da ilk döneri ben yaptım. Orada restoranlar açtım ve şimdi Türkiye ve Avusturya’da toplam 15 lokantam var. 1995 senesinde Nurol ve Mesa’nın daveti üzerine Bahçeşehir’in ilk kurulumu ile birlikte Türkiye’ye geldim ve Bahçeşehir’de önce Bella Vista sonra Prima Pub, Kule Bar, Göl Et-Balık, Şehir Meyhanesi mekanlarını ve daha sonra Türkiye’nin başka yerlerinde de restoranlar açtım. -Bahçeşehir’e nasıl geldiniz?

38

I MART 2017



DAMAKLARDA İKİNCİ BAHAR

Dört Mevsim Bahçeşehir

Bella Vista benim için piyano ve kemanın İtalyan lezzetleri ile buluşma noktası. Eski bir İstanbul konağı gibi özgün bir estetik anlayışı, gösterişten uzak bir ortam

-Bu kadar başarılı olmanın sırrı nedir sizce?

İşimi çok seviyorum. Her daim programlı ve disiplinli çalışıyorum.

-Bella Vista’nın çok otantik ve şık bir havası var, dizaynı size mi ait?

Evet, bütün çiniler, dolaplar, duvarlardaki bütün tabloları her şeyi kendim Avusturya ve İtalya’dan getirdim ve kendi zevkimle dekore ettim. Ali Bey’e çok teşekkür ediyorum ve muhteşem sanat galerisinde gezmeye devam ediyorum. Ne tarafa baksan ayrı bir masal anlatıyor sanki. Toto Cutugno’nun şarkısıyla birlikte enfes İtalyan yemeklerin kokusu geliyor. Kendi masama geçiyorum ve bu muhteşem kurumun Genel Müdürü Gökhan Bey’in gelmesini bekliyorum. Kendisi işine hâkim, ciddi aynı zamanda güler yüzlü, başarılı bir genel müdür. Gözünden hiçbir detay kaçmıyor ve bu mükemmeliyetçilik lokantanın her köşesine sinmiş. Burası Bahçeşehir’in ilk kurulan mekanı diye başlıyor anlatmaya... 21 yıllık mekan. Tamamen Ali Bey’in emeğiyle kurulmuş ve o zamandan beri yönetimi ve kadrosu değişmemiş bir mekan. Hiçbir zaman değişmeyen bir tat ve lezzetimiz var. Açıldığımızdan beri her dönem (4 yıl da bir) İtalyan aşçılar gelir eğitim anlamında yenilenme yaparlar.

-Peki şefiniz İtalyan mı?

40

I MART 2017

- Çalışanlarınız da açıldığınızdan beri burada mı yoksa değişiyor mu?

Ben, restoran müdürümüz Ümit Bey ve mutfağımızdaki aşçılarımız 21 senedir buradayız. Diğer arkadaşlar da en az 5-6 senedir bizimle beraberler yani uzun soluklu bir çalışma zamanımız var. Ürün kalitesi, hijyen, sunum, imalat.

-Olmazsa olmazınız nedir?

- Biraz müşteri profilinden bahseder misiniz?

Açıldığımız zaman, 7 yaşında olan arkadaşlarımız, gençlerimiz, çocuklarımız, şimdi 27-28 yaşında oldular, 20 yaşındaki gençlerimiz 41 yaşında oldular ve şimdi eşleriyle, çocuklarıyla beraber buraya geliyorlar. Burası gerçekten anılarla dolu bir mekan. İstanbul’un her yerinden de geliyorlar. Menünün içinde ve tabii ki Gökhan Bey’in tavsiyesi üzerine Special Sanremo,

peynir tabağı ve Tiris Makarna Tabağı seçiyorum. Peynir tabağında parmesan, en lezzetli rokfor, emmental, füme, mozarella peynir çeşitleri, üzüm, kayısı, ceviz ve domates, kalitesi ve lezzeti yanında sunum olarak da çok hoşuma gitti. Bir kadeh şarap eşliğinde benim için mükemmel bir akşam yemeği oldu. İş seyahatlarim nedeniyle çok sık İtalya’ya gidiyorum ve yediğim makarna tabağı oradaki yediğimle birebir aynı. Makarnalar al dente. İstanbul’da başka hiçbir lokantada İtalya’daki kaliteye bu kadar yakınını bulacağınızı sanmam. Bir diğer özelliği de az ve (tahminime göre) nişastalı suda haşlanmaları ve sosun her bir makarna tanesine iyi entegre olması. Special Sanremo güzeldi, hiç sert değildi, adeta mineral içeren derin bir tadı vardı. Üzerindeki sos ise gayet başarılıydı. Menüdeki İtalyan Asıllı Tiramisu eminim herkesi mest eder. Ama onu da benim yerime siz deneyin ve afiyet olsun. Bella Vista benim için piyano ve kemanın İtalyan lezzetleri ile buluşma noktası. Eski bir İstanbul konağı gibi özgün bir estetik anlayışı, gösterişten uzak bir ortam, otantik osteria kültürüyle mazide kalmış ama modern ruhuyla birleşmiş ve ortaya güzel bir başarı çıkmış bir mekan. Başta Ali Karahasan Bey ve Gökhan Karacı Bey olmak üzere tüm Bella Vista ailesine misafirperverliğinden dolayı teşekkür eder ve bana yaşattıkları güzel akşam için şükranlarımı sunarım. I



Dört Mevsim Bahçeşehir

EKONOMİ

2016’nın ışığında 2017 beklentileri Uzmanlara göre piyasalar 2017’de, geçen yıla göre daha agresif hareketlerin yaşanacağı bir yıl olacak Geçen ayki yazıda 2016’da piyasaları ve ekonomiyi etkileyen önemli gelişmeleri irdelemiştik. Bu yazıda ise 2016’dan yola çıkarak, 2017’ye ışık tutmaya çalışacağız. Her yeni yıl yeni umutları beraberinde getirir. 2016 yılı piyasalar açısından pek iç açıcı geçmese de, 2017 yılı yine sonuçlarının olumlu hava yaratmasını umduğumuz yoğun bir gündeme sahne olacak gibi duruyor. 2016 yılı çok sayıda şokun yaşandığı bir yıl oldu. Kasım’daki ABD seçimleri sonrasında, destekleyici maliye politikaları nedeniyle büyümenin ivme kazanacağı ve Fed’ın para politikasını öngörülenden daha hızlı sıkılaştırabileceği beklentileriyle, yılın son çeyreğinde piyasa faizlerinde yükselişler yaşandı. Dolar değerlendi. Gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışları hızlandı.

Türkiye’de ise küresel piyasalarda yaşanan oynaklığın yanında, jeopolitik gelişmeler ve belirsizliklerle, yurt içi finansal piyasalarda dalgalı bir seyir izlendi. Döviz kuru ve piyasa faizleri olumsuz ayrıştı. Buna karşılık finansal sistemi destekleyici makro ihtiyati politikalar, Merkez Bankası’nın (MB) aldığı likidite tedbirleri ve kamu teşvikleri sayesinde kredi kullanımında görülen artış ile ekonomide bir toparlanma bekleniyor. Yılın ilk iki ayında kredi derecelendirme kuruluşlarının not indirimleri ve yaptığı değerlendirmeler piyasalarda epey bir sarsıntı yarattı. Ama bundan sonraki sürece Türkiye’nin kendi iç dinamikleri açısından baktığımızda 16 Nisan’daki başkanlık referandum süreci ön plana çıkacak.

İç dinamikler

Yılın ilk iki ayında kredi derecelendirme kuruluşlarının not indirimleri ve yaptığı değerlendirmeler piyasalarda epey bir sarsıntı yarattı. Ama bundan sonraki sürece Türkiye’nin kendi iç dinamikleri açısından baktığımızda 16 Nisan’daki başkanlık referandum süreci ön plana çıkacak.

RK KAYHAN ÖZTÜ.COM

M FİNANSGÜNDE ETMENİ YÖN GENEL YAYIN sgundem.com kozturk@finan

Ayrıca hükümetin mali ve Merkez Bankası’nın (MB) parasal politikalarının ekonomik canlanmaya katkıları dikkatle izlenecek parametrelerin başında geliyor. Faiz artışı ile kur artışı arasında tercihin hangisinden yana olacağı da bir başka önemli ayrıntı olarak karşımızda duruyor.

2016 yılının ardından siyasi ve jeopolitik gelişmelerin yeniden etkili olması piyasalardaki yaygın beklenti olarak duruyor. Trump’ın ABD Başkanı olmasıyla birlikte tüm dünya açısından yeni bir dönem başladı demek yanlış olmaz. Trump’ın halen öngörülmesi zor siyasi ve ekonomik uygulamaları bizim gibi gelişen ülkeler için potansiyel tehdit görünümünde. Bunun yanı sıra, 3 faiz artırımına gitmeyi hedefleyen FED’in politikaları da yakından izlenecek. Diğer merkez bankaları ECB, BOE ve BOJ’un kararları da önemli piyasa hareketlerinden olmaya devam edecektir. Avrupa Birliği’nden (AB) ayrılmayı kafasına koymuş İngiltere’deki süreç ile Başbakan Renzi’nin istifası ile çalkalanan İtalya’daki gelişmelerin piyasalar üzerindeki etkileri yıl içerisinde takip edilecek. Gözler bir yandan da milliyetçilik akımının kuvvetlendiği Kıta Avrupası’ndaki Almanya ve Fransa’daki genel seçimlerde olacak. Üretimi kısma konusunda hayli yolu arkasında bırakan petrol üreticilerinin arz politikaları da özellikle petrol piyasaları üzerinde etkili olacaktır. 2017 dönüm noktası olacak mı? Bu kadar değişken parametrenin etkili olacağı bir dönemde piyasaların nasıl evrileceğini kestirmek de kolay

Yurt dışı etkenler



EKONOMİ değil. Bu konuda çeşitli analizler ve görüşler ileri sürülüyor. Örneğin Deutsche Bank Sabit Getiri Kıymetler Baş Stratejisti Jim Reid’e göre 2017 yılı küresel piyasalar açısından bir dönüm noktası olacak. 'Küresel politikalarda ve varlık fiyatlarında 35 yıllık bir döngünün sonuna yaklaşıldığını söyleyen Reid, “2017 yılının finansal piyasalarda bir dönüm noktası olacağını düşünüyorum” diyerek şunları söylüyor: “2017'de küresel büyüme görünümü şüphesiz ki son 3-6 ayda olumlu anlamda gelişti. Bununla birlikte, küresel siyasi belirsizlikteki artış nedeniyle global büyümenin seyrindeki oynaklık tartışmasız bir şekilde artıyor. Her ne kadar piyasalar için bu yılın iyi bir yıl olması muhtemel ise de, önümüzdeki aylarda piyasa fiyatlarındaki oynaklıkta dönemsel artışların görülebileceğini tahmin ediyorum. Buna ek olarak, küresel politikalarda ve varlık fiyatlarında 35 yıllık bir döngünün sonuna yaklaşmamızdan dolayı, 2017 yılının finansal piyasalarda bir dönüm noktası olacağını düşünüyorum. Bizlerin hayatlarında uzun yıllardır alışageldiğimiz trendlerde 2017'de kalıcı geri dönüşlere şahit olabiliriz.” Bütün bu tespitlerden sonra bu yıl piyasaların seyri hakkında piyasa uzmanlarının yaptığı analizlerde öne çıkan tahminler ise şöyle: G FED faiz artışı ve buna bağlı olarak dolar kuru 2017 yılında yatırımcıların ilgi alanında olmaya devam edecek. 2016 yılında yaşanan sert çıkışın düzeltmesi gerçekleşecek. Dolar/TL kurunun 3,00- 3,70 aralığında dalgalanması beklenebilir. Ancak Merkez Bankası'nın faiz konusunda adım atmaması veya ülke içerisindeki siyasi risklerin artması kurun 4 liranın üzerine çıkmasına neden olabilecek.

2017 piyasa tahminleri

44

I MART 2017

Piyasalardaki dalgalanmalar biriktirmek yerine "al-sat'ların öne çıkmaya devam etmesine neden olacak

G Dolar, euro’ya göre güçlü seyrini sürdürecek. Parite 1,00 seviyelerinde dip yapacak. Bu seviyenin altına gerçekleşebilecek kaymalar ise kalıcı olmayacak. G 2017'de jeopolitik ve politik risklerin etkileri hissedilmeye devam edecek. G 2017'de endekste dalgalanmalar yüksek olacak. BIST 100 Endeksi yeni zirve denemeleri yaparken en düşük seviyeler 70 binlerde kalacak. Yükseliş denemelerinde 95 binli seviyelerde satışlar artacak. Borsada çıkışın öncüleri banka hisseleri olurken büyüme odaklı yüksek temettülü şirketler ilgi görecek. Beklenmeyen gelişmelerde 70 binin altı test edilse de hareketler kalıcı olmayacak. G Altının onsu 2010 yılından bu yana hiç bin doların altına kaymadı. 2017'de de bin doların üzerinde tutunması beklenebilir. Bu seviyeden hareketle yılın zirvesinin 1.550-1.600 aralığında oluşması beklenmeli. Altın geleneksel olarak yatırımcıların ilgi odağında kalmaya devam edecek. G Piyasalardaki dalgalanmalar biriktirmek yerine "al-sat'ların öne çıkmaya devam etmesine neden olacak,

Dört Mevsim Bahçeşehir

G FED'in faiz artışına paralel yurt içerisinde hareketli seyir gözlenecek. Mevduat faizleri yatırımda öne çıkacak. Gösterge faizde 10,30 dip seviyeleri oluştururken en yüksek 12'li seviyeler hedef olacak. G FED'in faiz politikası gelişmekte olan ülkelerde satış baskısı yaratmaya devam edecek. G ABD'nin 45'inci başkanı seçilen ve 20 Ocak'ta göreve başlayacak olan Donald Trump'ın alacağı kararlar, 2017'de küresel piyasaları etkileyecek. G Global ölçekte etki gücüne sahip merkez bankalarının para politikaları küresel çapta gündemi belirleyecek. G Çin'de büyümenin yavaşlamaya devam etmesi küresel resesyon endişelerini artırabilir. G Anayasa değişikliği ve başkanlık tartışmaları yıl boyunca konuşulacak, G Bireysel emeklilikte yeni dönem, sistemin büyümesine imkan sağlarken tasarrufları artıracak. G Yatırım fonlarında; kamu dış borçlanma araçları fonları ve hisse senedi fonları ile altın fonları getirileriyle öne çıkarken sabit getirili fonlara da ilgi artacak. G Fitch, 27 Ocak’ta notu düşürmenin ardından 21 Temmuz 2017’de tekrar Türkiye raporunu açıklayacak. S&P ise kredi notu ve görünümü 5 Mayıs ve 3 Kasım'da gözden geçirecek. Not görünümüne ilişkin olumlu gelişmeler yaşanması halinde piyasalarda coşku yaşanabilir.I



Dört Mevsim Bahçeşehir

HAVADAN SUDAN

Dünya Büyüyünce “Yavrusunu besleyen hayvancağızı gösteren bir sosyal medya paylaşımının ardından, yazmaya bile elimin varmadığı bir annenin bebeğini denize atma görüntüleri, öfkelendiğimiz zaman insanlara hayvan diyerek hakaret ettiğimizi zannettiğimiz oysa iltifat ettiğimizin bir kanıtı.” İnsana dair ne kadar "loji" var ise öğrenmek isterdim. Psikoloji, sosyoloji.... Ne var yoksa hepsini belki insanı çözerdim. İmkansızı istiyorum, bilmesine biliyorum. Çözemeyeceğini bildiğim noktada da insanları olduğu gibi kabul et klişesine geliyorum; ama edemiyorum. Sosyal medyasız günlerde daha az insanı tanıma şansına sahipken, olduğu gibi kabul etme kabulü ile mutlu mesut yaşama lüksüne sahiptim. Lakin sosyal medya sayesinde o kadar çok karakter tanımaya başladık ki dehşet duygusu, sağım solum önüm arkam her yanımı sardı. İnsanın insana kıyması, insanın hayvana eziyeti, insanın acımasızlığı, tahammülsüzlüğü, sahteliği, dizginleyemediği öfkesi, insanın insana değer vermemesi, nedensiz güç savaşı, paranın kölesi olma, değerlerin savrulması, şiddet,

46 I MART 2017

niceleri. Hadi gel de insanı olduğu gibi kabul et. Yavrusunu besleyen hayvancağızı gösteren bir sosyal medya paylaşımının ardından, yazmaya bile elimin varmadığı bir annenin bebeğini denize atma görüntüleri, öfkelendiğimiz zaman insanlara hayvan diyerek hakaret ettiğimizi zannettiğimiz oysa iltifat ettiğimizin bir kanıtı. Umudumu çok yitirdim insanlar ve insanlık hakkında. İnsanlar hep mi böyleydi de dar dünyamız da bilemiyorduk. Sosyal medya, dünyayı ayağımıza getirip, dünyamızı büyütünce mi fark ettik ne olduğumuzu. Eğer böyle ise ben gerçeklerden kaçmak istiyorum. Küçük dünyamda her şeyden habersiz yaşamak istiyorum. Diğer bir yanım ise gerçeklerden kaçma, fark ederek yaşa, mutsuzluğu göze al diyor. Diğer bir yanım ise iyi insanlar çoğunlukta bu

MÜJDE KÖSEO

örnekler az, mücadele et, kaçma, bir insanı pozitif yönde değiştirmek, belki de dünyayı değiştirecek diyor. Bir yanım da bir şeyler diyor. Ona da kulak vermem lazım. O da, neredeyse her televizyon dizisinde var olan şiddet bilinçaltını kötü etkiliyor diyor, bir moda programının adının bilmem ne savaşları olması normal değil diyor, şiddete karşıyız deyip, milyonlara hitap eden programlarda şiddete davetiye çıkarılıyor diyor, o halde iyi insanlar daha duyarlı olacak diyor. Yaptıkları işlere dikkat edecekler diyor. Benim her bir yanım çok şey diyor. Bu ay ki dergimizin kapak konusunu, kendime örnek alarak susuyorum şimdilik. Azı karar çoğu zarar diyerek. Sağlık, mutluluk, huzur dileklerimle...I

ĞLU



EKRANLARDA NELER OLUYOR?

Dört Mevsim Bahçeşehir

Kazanmak için önce takım olmanız gerekir

Gerçekten de başarının sırrı takım olabilme becerisindedir. Hayatınızın her evresinde önünüze çıkan tüm insanlarla takım olabildiğiniz, bu durumu iyi yönetebildiğiniz sürece geride bıraktığınız zaman sizin için değerlenir, ilişkileriniz kuvvetlenir. Kendinize bir bakın, eşinizle, patronunuzla, arkadaşlarınızla, çocuklarınızla veya ailenizde ki herhangi bir birey ile takım olabilmiş misiniz? Bu saydıklarımdan hangisi ile en iyi takımı kurmuşsanız hayatınızın o noktasında en başarılı olmuşsunuzdur diyebiliriz. İnsan doğası bireysel düşünmek üzerine kurulmuştur maalesef. Millet ELİF YAKAR olarak atasözümüz bile var bunun üzerine 'Önce can sonra canan' diye. Maalesef bu sözün gerçekleşdiği ve bu şekilde kendimizi birçok paradokstan kurtarmışlığımız vardır mutlaka, kabul. Ancak bir takımın paylaşımlarımdan edinilebilecek güzellikleri de es geçmemek gerek. Kendi kendimize yetinelim yetinmesine bu olgunluğa erişelim ancak takım olabilme becerilerimizi de geliştirelim ki bireysel ferahlık alanımız genişlesin. Üzerinde günlerce düşünüp altından kalkamadığınız ve kendinizi en aciz hissettiğiniz bir olay karşısında bir kahve eşliğinde yapılan herhangi bir muhabbetin 'konuyla alakalı ya da alakasız olmasından bağımsız' size verdiği rahatlık hissi paha biçilemez. Ve sözü 'Yalnızlık Allah'a mahsusdur' atasözü ile bağlayalım ve gelelim bu ay ki başlığımızın esin kaynağı dizisine, Adı Efsane.

Benim doğduğum senelerde Amerika'da çekilmiş Beyaz Gölge dizisinin Türkiye' deki ikinci uyarlaması imiş. Şahsen ilkini izleme fırsatı bulamadım ama ikinci versiyonunu çok beğendim. Sakatlanmış ve yaşı kemale ermiş bir basketbol oyuncusunun koçluk yaptığı öğrencilerine 'Basketbol, sokak kavgasına benzer, birinde vücudundan kan fışkırır, diğerinde ter... Kazanmak için takım olmanız gerekir... Basketbol, asla arkadaşını arkada bırakmamaktır..' sözleri ile belki de bir spor dalı için en özenilesi lafları tüketen ve ilerlemiş yaşına rağmen benim yeni keşfettiğim Erdal Beşikçioğlu. Yani bir insana tarzı ve rolü bu kadar mı yakışır dedirtecek cinsten, çok beğendim. Uzun zamandır bir sonraki bölümü için heyecan duyduğum bir dizi. Yani aslında bir dram ve ben dramları hiç sevmem. Evet, bencillik ama amaaan benim derdim bana yetiyor bir de kurgu dram seyredemiycem diyenlerdenim. Ama bu dizi kendini izletiyor gerçekten. Son dönemde dikkatimi çeken klasik okul dizilerinin gençlere verdikleri başarılı vurguları diyebilirim. Hayat Bazen Tatlıdır dizisinden geçen yazımda bahsetmiştim. Ve Adı Efsane ile birlikte öncelikle çocukları o kadar düzgün ve güzel bir şekilde yönlendiriyorlar ki hayran oldum. Konu dediğim gibi dram, bir

48

I MART 2017

babanın kendisine aşık karısının kardeşi ile çocukları için savaşını anlatıyor. Yani amiyane tabirle bu ağdalı konusuna rağmen yaralanmış bir halde kızının balosuna yetişmeye çalışan ancak yürümekte zorlandığı için koluna giren öğretmen arkadaşına kolundan çıkmasını isteyen ve 'kızım beni taşınırken çok gördü' cümlesi ile bence yılın babası olmaya hak kazanan bir karakter Tarık. Yazık ki gerçekten taşınırken görünen babalar hep var ve muhtemelen var olmaya devam edecekler. Ama bunun farkına varıp kendi ile düzelme mücadelesi yapan herkes

sonucu her ne olursa olsun kazanmıştır. Umalım ki farkına varanlar varmayalardan fazla sayıda olsunlar. Diziler gençlere güzel mesajlar veriyor derken aklıma gelen bir durumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir nevi uyarı mahiyetinde. Aslında alenen bilinen bir durumun benim tarafımdaki yansıması da diyebiliriz. Eskiden TV başına geçen insanlar hakkında günlerce konuşulur vay efendim asosyalleştiriyor, vay efendim düşünmeyi engelliyor, vay efendim zihni geriletiyor. Ve geçen gün radyoda duyduğum bir anonsla kendime geldim, geldiğimiz nokta: 'telefonu bırak, yola bak'. Yani her 10 yıllık periyotlarda hayatımıza katılanlara ve etkilendiğimiz tüm olaylara bakarsanız her gün bir öncekini arar buluyoruz kendimizi. İnternet çağın buluşu, hakikaten de öyle oturduğunuz yerden yiyecek, içecek, mekan, bilgi, haber, siyaset, arkadaş, iyi ya da kötü sayısız partner, emoji dolu muhabbetler vs. vs. Akıllı telefonlarınızı sesinizle yönetiyorsunuz. Eşlerin bazen birbirlerinden çok şu muhteşem Siri ile konuştuklarına şahit olmuşluğum var. Ve ne yazık ki bu kalabalıkta kaybolan insanlar, ahlak bozumları, ilişki bozumları ve 1990’lı yılları sizi bilemem ama bana aratır oldu. Maalesef Türk halkı olarak önümüze sunulan gelişmeleri o kadar kötü kullanıyoruz ki sonunda fayda sağlamamız gereken olaylardan zararlı çıkmayı en iyi şekilde başarıyoruz.



EKRANLARDA NELER OLUYOR? Okumuyoruz, düşünmüyoruz, kendimizi telefonumuzun ya da tabletimizin kucağına bırakarak yaşamaktan fayda sağlamaya çalışıyoruz. Bir haberi 10 yerde ayrı ayrı okuyabiliyorsunuz, şanslıysanız sizin okuduğunuz doğru olur yoksa yandınız. Çünkü aynı haberi farklı yerlerden okumuş insanların benim okuduğum daha doğru muhabbeti içerisinde geçiyor hayatınız. İnsan her bilgiye ulaşınca kimseye ihtiyacı da kalmıyor gibi geliyor ama yine de emeğe, tecrübeye saygı göstermek gerek. Internet'ten, nereden hangi kaynaktan öğrenildiği belli olmayan bir sürü yalan yanlış bilgi ile kendini alim sananların içerisinde kendimize yer bulmaya çalışıyoruz. Yeni bir nesil yetiştiriyoruz diyoruz ancak ne kadar acı ki biz değil evimizde ki sınırsız internetimiz yetiştiriyor. Yazık, kötü bir durum ve yapılacak bir şey yok maalesef. Üzerine yetkili insanların çok kafa yorması gereken bir memleket meselesidir bence. Yapılabilecek tek yorum: Yeni neslimizi mümkün olduğu kadar bilgiyi en doğru yerden edinmeye itmeliyiz. Ülkemizin geleceğini internetin eline bırakmayalım. Ve her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi biten diziler de yeterince çoktu açıkçası 2017'de. Bu tip durumlarda 'nasıl bilirdiniz' sorusu aklıma gelir hep::) İyi bilirdik iyi, zaten niye bu kadar sürdüğünü hiç anlamadım, aa o daha yeni başlamamış mıydı? Veya amaaan yeni bir dizide oynayacakmış bilmem kiminle. Bunlar da biten dizinin ardından sarf edilen sözler olur genelde. Evet şimdi bana göre iyi bilirdik yorumunu Seviyor Sevmiyor, Poyraz Karayel, Kiralık Aşk, ve Bana Sevmeyi Anlat dizileri haketti. Özellikle Poyraz Karayel dizisi. Bitmesinin ardından İlker Kaleli'nin sosyal medya hesabından yazmış olduğu o uzun yazıyı okudum. Okumanızı da tavsiye ederim. Önceden de belirttiğim gibi iyi oyuncu rolünü özümsemiş oyuncudur, İlker Kaleli iyi bir oyuncu. Yazısından da anlayacağınız gibi aslında dizi veya ekibi ile değil rolü ile, Poyraz ile vedalaşıyor, ilginç bir yöntem. Örneğin bir ilişkiniz bittiğinde o ilişkide büründüğünüz ruh haliniz ile vedalaşsanız, yeni bir hayata başlayabilmek adına işe yarar mı bence yarar. Denemekte fayda var:) Bu dizilerle birlikte ekrana adeta göz kırpan Yıldızlar Şahidim dizisi de bitti. Mutlaka dahası vardır benim dikkatimi çekenlerdi yalnızca bu diziler. Kısa sürede veya bir kaç bölümde biten dizilerde

50

I MART 2017

gerçekten emeğe ve umutlara üzülüyorum. Bu da sanıyorum ki bir yapımcıyı yapımcı yapan en önemli özellik oluyor. Bu iş tutulur veya tutulmaz, sakın başlamayalım diyebilmek. İstisnai olarak yanıldıklarım olsa da ve bazı durumlarda AB grubu ile ters düşsek te aramızda kalsın ben de iyi bir yapımcı formatında görüyorum kendimi:) İstanbullu Gelin Ve dizi tarihinin temel taşlarından biri olan, Türk halkının tüm ağa ve konak egosunu besleyen Asmalı Konak dizimizden sonra bir Özcan Deniz çıkarması daha:))) (Şak şak şak alkışlar) İstanbullu Gelin, açıkçası yalnızca fragmanını izleyebildim ancak üstün yetenekli bir yapımcı edası ile diyorum ki 'bu iş tutar':) Kabul edelim Özcan'da bir metroseksüel ağa tipi var. Yakışıyor yani, bir

Dört Mevsim Bahçeşehir

inşaat işçisi olarak izlediğimizde nasıldı düşünün bir? Ih ıh olmamıştı değil mi? Her birimizin içerisinde bir konağa gelin gidememenin verdiği veya aldığımız gelini oturtacak bir konağımızın olmaması ezikliği içerisinde seyredeceğimiz dizide yine konağa yabancı bir gelin gelecek, kaynana istemeyecek, adam bu gelini çok sevecek vs. vs. Allah'ım neden bu sektör bazı konularda bir gram ilerlemiyor:) Ağalık yok, sistem çöktü onlar iş adamı ve konak dediğiniz yeni nesil restore edilmiş lüks evleri diye bağırasım var:) Ve kaynana sizi istemezse o evliliğin gün yüzüne çıkması için maksimum %50 şansınız var, bir ihtimal sonrasında değişir ama artık siz o kadar yorulmuşsunuzdur ki mücadelenizden, o evlilik sizi tatmin etmez. Ama olsun ağam, paşam biz bu diziyi kotarırız görürsünüz, AB grubumuz yeter:) Gelelim bu ay ki yabancı dizi önerime: Bones, Yine yakışıklı bir FBI ajanı ve antropolog olan güzel parteri ile kemikler üzerinden cinayetlere ışık tutan ikilinin hikayesi. Tam bir asosyal bir antropolog olan Dr. Brennan'ın bu asosyalliğini komik bir hikaye ile harmanlayan hem sizi gülümseten hem de bir insanın hayatını işe adamasının ne demek olduğunu anlatan bir dizi. Küçük yaşlarda profesör olan insanları tabii ki takdir ediyorum ama eğer ki bunun bedeli asosyal bir hayat ise gelin, vazgeçin, yapmayın, değmez:)) Hepinize iyi seyirler. I

AYIN ELEŞTİRİSİ: Zengin insanlar neden hep kısır oluyor? AYIN REPLİĞİ: Poyraz Karayel, 'İnsan neresi ile aşık olur? Kalbiyle mi? O zaman neden deliriyorum?' AYIN ŞARKISI: Adı Efsane, Gripin, Böyle Kahpedir Dünya. AYIN ÖNERİSİ: Sevilen karakterlerini öldürerek final yapmasın diziler. AYIN REYTİNGLERİ PAZARTESİ: İçerde SALI: Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz ÇARŞAMBA: Kara Sevda PERŞEMBE: Cesur ve Güzel CUMA: Aşk ve Mavi CUMARTESİ: Adı Efsane PAZAR: Bodrum Masalı


Beslenme tarzınız parmak iziniz gibi size özeldir...

Çocukluk döneminde sihirli dokunuş:

Dengeli ve Yeterli Beslenme Her dönemde önemli olan, sağlıklı beslenme, özellikle çocukluk döneminde alışkanlık kazanıldığında gelecek yıllar için iyi bir yatırımdır. Sağlık yaşam boyunca sahip olduğunuz en kıymetli varlıktır. Güne 1 yumurta ile başlamak: Anne sütünden sonra en kaliteli protein içeren besindir. Özellikle kolin vitamini, selenyum ve çinko minerallerinin kaynağıdır. Özel bir sağlık problemi olmayan çocukların kahvaltısının olmazsa olmaz besindir. Tam tahıllı ürünler tercih etmek: Güne başlarken kahvaltının olmazsa olmazı ekmek tercihimiz, tam tahılllıdır. İçeriğinde bulunan lifli yapı ve b grubu vitaminleri, selenyum ile dengeli beslenme planınızda günlük bulunmalıdır. Kişisel durumlara göre miktarı değişirken, aşırı tüketilmemesi gerektiğini hatırlatmak isterim. Gün boyu süt ve süt ürünleri tüketmek: Büyüme çağında en çok ihtiyacımız olan minerallerden birisi olan kalsiyumun kaynağı süt ve ürünlerini, günde 3-4 su bardağı (500-1000 ml) tüketmeyi ihmal etmeyin. Çocuğunuzun sağlık durumuna göre, az yağlı süt tercihleri yapmanızın sakıncası olmadığı gibi kalori dengesi de sağlamış olabilirsiniz. Bağırsaklarınızı koruyun: Çocuğunuzun Süt ve yoğurt tercihlerinde probiyotik- prebiyotik etki gösteren kefirprobiyotik yoğurt tercihleri ile bağırsaklar için dost besinleri tercih etmiş olursunuz. Düzenli bağırsak hareketleri, özellikle bağışıklık sistemi olmak üzere, sağlıklı yaşamak için sağlıklı bağırsaklara ihtiyacınız vardır. Küçük bir uyarı, probiyotik ve prebiyotikler bağımlılık yapmaz, ömrünüz boyunca tercih edebilirsiniz. Haftada en az 2 gün balık: Omega 3 içeriği özelliği ile balık, çocuklarınızın beyin gelişimi için sofralarda balıklara yer verin. Çocuğunuz balık yerken zorlanıyor ise, balık köftesi, balık çorbası, balıklı sandviç, balıklı salata olarak alternatif yemek tercihleri deneyebilirsiniz. Eğer hiç balık tüketmiyor ise, belirli balık yağı markalarını tercih edebilirsiniz. Haftada 2 gün kırmızı et: Özellikle B12

www.mervediyet.com info@mervediyet.com

vitamini, Demir minerali açısından, olmazsa olmaz kaynaklardan kırmızı et, çocuklarınızın beslenmesinde ihmal edilmemelidir. Çocuklarınız kırmızı et tüketmeyi sevmiyor ise köfte, yemekler içinde, çorba içinde, sarmalarda, dolmalarda kullanarak farklı alternatifler ile yedirmeye çalışabilirsiniz. Gün içinde ara öğünlerde kuruyemiş: Öğünler arasında acıkan çocuklarınıza, kuruyemiş ile ara öğünler sağlıklı atıştırmalıklar hazırlayabilirsiniz. Özellikle sınavlara hazırlanan çocuklarınız günde 1 avuç badem, fındık, ceviz tüketmeli. Kuruyemişlerin de vitaminli ve çinko mineralinden zengin olduğunu hatırlatmak isterim. Günde 2-5 porsiyon sebze tüketmek: Sabah kahvaltılardan, akşam yemeklerine her öğünde az da olsa sebzeye yer vermeyi ihmal etmeyin, çocuğunuz sebze yemeğini sevmiyor ise salatalarda, sebzeli köftelerde, sandviçler içinde hazırlamayı ihmal etmeyin. Gün içinde sağlıklı atıştırmalıklardan olan meyveler ara öğün tercihleriniz olabilir. Çocuğunuzun sağlık durumuna göre, sebze ve meyveleri, taze sıkılarak tüketmesini de tercih edebilirsiniz. Abur-cubur tüketimlere dur demek: Özellikle çocukluk çağı obeziteleri, bu dönemde tüketilen sağlıksız atıştırmalıklar nedeni ile olur. Aile içinde olan beslenme alışkanlıkları ile aburcubur atıştırmalıkları belirli gün ve saatlerde tüketmeye çalışarak, tüketim sıklığı azaltılmalıdr. Hareket şart: Çocuklarınızı okullarındaki spor aktivitelerine ve hafta sonu spor kurslarına başlamalarına teşvik edin. Çocuklarınızın sağlıklı kas gelişimi için haftada 150- 300 dk hareket etmeleri çok önemli. Sağlıklı günler dilerim...

Diyetisyen Merve Kalelioğlu Çiftci

KİMDİR? Hacettepe Üniversitesi beslenme ve diyetetik bölümünden 2012 yılında Şeref Öğrencisi olarak mezun olan diyetisyen Merve Kalelioğlu Çiftci eğitimi süresince ve mezuniyet sonrasında, TC Cumhurbaşkanlığı, Medical Park International Hospital ve çeşitli hastane, eğitim kurumları, dernek ve kuruluşlarda diyetisyen olarak aktif rol aldı. 2014 yılı itibari ile Kalelioğlu Beslenme Danışmanlığı Merkezi kurucu diyetisyeni ve 2016 Merve Diyet Beslenme Danışmanlığı Merkezi kurucu diyetisyeni olarak görev almaya devam etmektedir.

0543 214 88 08

İLETİŞİM : facebook / twitter/ instagram/ pinterrest: mervediyet

BAHÇEŞEHİR 2. KISIM ŞELALE CADDESİ TERRACE GARDEN RESIDENCE KAT:3 NO:39 BAHÇEŞEHİR / İSTANBUL


ADVERTORIAL

Amerika’da ev sahibi artık hayal değil!.. Trusa Invesment Management kurucusu Erdem Sezer, “Türkiye’de emlak amortisman süreleri 20-25 yıl iken Amerika’da bu süre 10-12 yıl arası değişiyor. Trusa satılan evin aylık kira getirisini satış kontratına yazar ve her ayın 7’sinde banka hesabınıza yatırır” diyor... İşte Amerika’da ev sahibi olmanın ayrıntıları. satışı yapabilen başka bir firma yok. Trusaʼnın satış komisyonu %5ʼtir ve tüm tapu, avukat, muhasebe ve emlak ücretleri bu tutara dahildir. Yatırımcılar bunun dışında bir ücret ödemez.

Kısaca Trusa’yı tanıyabilir miyiz? 2010 Yılında Amerikaʼda kurulan Trusa Investment Management, 2015 yılından itibaren Türkiyeʼde de hizmet vermeye başlamıştır. Trusa, Amerikaʼda Florida, New York, Kaliforniya, Arizona ve Illinois Eyaletlerindeki hizmet noktaları ile Amerikaʼnın tüm Eyaletlerindeki gayrimenkul fırsatlarına ulaşabilen bir altyapıya sahip. Trusa ayrıca, 2016 yılında almış olduğu Global Real Estate Licence sayesinde artık Dünyanın herhangi bir ülkesinde satış yapabilme kapasitesine sahip. Bunun yanında Trusa 4binʼin üzerindeki gayrimenkul portföyü ve 3 binʼe yaklaşan yatırımcı portföyü ile her gün büyüyen bir yatırım merkezi. Yatırım yapmayı düşünen okurlarımıza önerileriniz nelerdir?

Yatırım denilince hepimizin aklına gelen ilk ve en güvenli liman Gayrimenkuldür. Genel tabir ile akmaz kokmaz ve durdukça da para kazandırır. Aslında yatırım araçları arasında en az ilgi gerektiren ve dönüşümünde kafanız rahat olacak şekilde para kazanabileceğiniz en doğru yatırımda budur. Ancak her gayrimenkul yatırımı aynı değildir. Bunu görmek için sadece kazanç oranlarına bakmanız yeterli olacaktır. Gayrimenkul alımında amacınız para kazanmak ise yer, yıl, durum değil size kira getirisinin ne kadar olduğu öncelikli hedefiniz olmalı. Mesela çok güzel olan bir evin kira getirisi 1200 ise, sadece konumu itibari ile 1500 getiren bir ev sizin için çok daha avantajlı bir yatırım ürünüdür. Peki Amerika’da ev almanın avantajları nelerdir? Amerikaʼdan ev almak, doğru yön-

TRUSA INVESTMENT

Kiracı garantisi ile gayrimenkul satışı nedir?

Erdem Sezer

tem ve seçim unsurları ile bulunan evler söz konusu olduğunda çok karlı olabilir. Ancak birçok konuda olduğu gibi burada da hâkim olmadığınız bir alanda atmak istediğiniz adım size faydadan çok zarar da getirebilir.

Biraz açabilirmisiniz?

Amerikaʼdan alınacak evde ilk adım internet üzerinden yapılan araştırmalar ile başlayabiliyor ancak burada sizden gizlenen ve bilmeniz gereken birçok unsur var. Mesela avukat, muhasebe, emlak ve tapu giderleri hakkında yeterince bilgi sahibi olamıyorsunuz. Tam bu ev ne kadar ucuzmuş dediğinizde bu faturalar ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Burada size önerim muhakkak bir profesyonelden destek almanız olacak. Türkiyeʼde TRUSA Investment haricinde kiracı garantisi ile gayrimenkul

Mall of İstanbul-Flat Office B Blok No:13

Aldığınız ev, yaptığınız yatırım ancak elinize geçen para kadar karlıdır. Bir ev şu kadar çok kira getirecek denilip bir beklenti oluşturulabilir ama bu sözün arkasını getirmediğiniz sürece yatırımcınızı memnun edemezsiniz. Bir yatırımcı da bu söz olmadan tatmin olmamalı diye düşünüyorum. Kiracı garantisi, Trusaʼnın ev sahibine satış esnasında taahhüdüdür. Trusa satış Kontratında açıkça satılan evin aylık kira getirisi yazar ve her ayın 7ʼsinde banka hesabınıza yatar. Ozaman yatırımcılarınız kiracı aramıyor? Peki bu garantiyi nasıl verebiliyorsunuz?

Yatırımcılarımız asla kiracı aramazlar. Biz gerekli bölgede reklam veririz, evi potansiyel kiracılara gösterir ve kontratlarını yaparız. Trusa kiracı garantisinin yatırımcıya maliyeti %8ʼdir. Yani evin 500 Dolar kira getiri var ise yatırımcımıza 460 Dolar net olarak banka hesabına yatırılır. Trusa Investmentʼın Amerikaʼdaki çözüm ortakları ile anlaşması da bu şekilde zaten. Yatırımcılarımızın evlerini kiracı garantisi olmadan da alma hakları var. Ancak Amerikaʼdan para transferi zaten ortalama 40 Dolar tutmakta, Trusa bu ücrete zaten kiracı garantisi vermekte. Peki Trusa Amerika’nın hangi Eyaletlerinden gayrimenkul opsiyonları sunabiliyor? Trusa Investment Management,

+90 850 822 47 07 - 0532 202 24 00


olmak

aldığı lisans ile Global Real Estate Licence sahibidir ve Tüm Dünyada Broker hizmeti verebilmektedir. Dolayısı ile Amerikanʼnın tüm Eyaletlerinde, tüm şehirlerinden gayrimenkul opsiyonlarına sahiptir.

Sadece Yatırım mı? Kendimiz oturmak istesek?

Yatırım zaten insanların ikinci bir kapı olarak kendilerine sağladıkları güvencedir. Birçok yatırımcımız aldıkları evlerde oturmayı ve belli bir süre Amerikaʼda kalmayı planlıyorlar. Vizeniz size bir yıl içerisinde altı ay Amerikaʼda kalma hakkı vermekte. Birçok müşterimizin de tercihi bu yönde oluyor. Orada olmadıkları süre zarfında da evlerini kiralayarak kendilerine gelir sağlıyoruz. Örnek bir ev ve getirisinden bahsedermisiniz?

Gayrimenkul dışında hizmetleriniz var mı?

Trusa ile Amerikaʼda şirket kurabilir ve vergi mükellefi olup bir kredi skoru oluşturabilirsiniz. Bu ilerisi için size orada yaşam ve kredi imkanları sunacaktır. Trusa olarak ayrıca ofis, arsa ve diğer tüm emlak yatırımlarını da sunuyoruz. Avukatlarımız sayesinde yatırımlarınız sonucunda Green Card ve Vatandaşlık gibi sonuçlara varmak isterseniz Trusaʼdan bu konuda da hizmet alabilirsiniz. I

www.trusainvestment.com

Geleceğiniz Trusa'yla garanti altında! Amortisman

Satış Fiyatı

Kira Getirisi

130 Ay (11 Yıl)

$ 65 bin=248 bin TL

$ 500=1,910 TL

138 Ay (11.5 Yıl)

$ 90 bin=343 bin TL

$ 650=2,485 TL

153 Ay (12.5 Yıl)

$ 115 bin=440 bin TL

$ 750=2,865 TL

143 Ay (12 Yıl)

$ 165 bin=630 bin TL

$ 1150=4,400 TL

*Dolar kuru: 3,82 TL

Trusa portföyündeki tüm evlerin ortak özelliği, satış fiyatının düşük, kira getirisinin yüksek olmasıdır. Yani alırken uygun, kiralarken yüksek kazanç. Bu bağlamda portföyümüzden birkaç örnek verecek olursak; 65.000 Dolarlık bir ev aylık 500 Dolar kira getiriyor. (Bu ev Arizonaʼda) 105.000 Dolarlık bir ev ise 780 Dolar kira getiriyor. (Bu ev ise Floridaʼda) 250.000 Dolarlık bir ev ise şu anda 1.470 Dolardan kiralanmış durumda. (Bu ev Texasʼda) Bu bahsettiğim oranlar Türkiyeʼdeki emlak getirilerine göre çok yüksek. Ülkemizde 105.000 Dolarlık bir evin kira getirisi ortalama 300-350 Dolar. Ayrıca amortisman süreleri Türkiyeʼde 20-25 yıl iken Trusa ile yapılan yatırımlarda bu süre 10-12 yıl arası.


ADVERTORIAL

DİKKAT, AKCİĞER KANSERİNDE ERKEN TEŞHİS, TEDAVİNİN ANAHTARIDIR Akciğer kanseri, akciğer dokularındaki hücrelerin kontrolsüz çoğaldığı bir hastalıktır. Bu kontrolsüz çoğalma, hücrelerin çevredeki dokuları sararak veya akciğer dışındaki organlara yayılmaları ile (metastaz) sonuçlanabilir. Çeşitli ülkelerden yayınlanan raporlar göz önüne alındığında, akciğer kanserinin tüm dünyada kanser türleri arasında, erkeklerde ve kadınlarda en sık ölüme neden olan kanser türü olduğu görülmektedir. Tüm dünyada her yıl yaklaşık 1.3 milyon kişinin ölümüne neden olmaktadır. Peki, dünyada bu kadar çok ölüme sebebiyet veren akciğer kanserinin tedavisinde en başarılı sonuçları elde edebilmek için neler yapılmalıdır? Medicana International İstanbul Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Oğuzhan Özyurtkan, bu yaygın kanseri türü hakkında tüm sorularımızı sizler için yanıtladı: Peki hangi durumlarda akciğer kanserinden şüphelenmeliyiz?

Akciğer kanserinin çok çeşitli bulguları olabilir. Ama genel olarak bakıldığında, bitmek bilmeyen ve zamanla daha kötüye giden bir öksürük, kalıcı göğüs ağrısı, kan tükürmek, nefes darlığı, hırıltılı nefes alıp vermek, sık sık zatürre veya

Medicana International İstanbul Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mehmet Oğuzhan Özyurtkan

bronşit olunması ve geçmemesi, boyun ve yüzde şişkinlik olması durumlarında hemen doktora başvurmak gerekir.

Akciğer kanseri tanı yöntemleri nelerdir?

Akciğer kanseri, yakın bölgede lenf bezelerine veya başka organlara yayılım göstermeden önce nadiren belirti verdiğinden hastaların çok az

“Tüm dünyada her yıl yaklaşık 1.3 milyon kişinin ölümüne Akciğer kanseri neden olmaktadır.”

bir kısmına erken tanı konur. Ülkemizde yapılan bir çalışmada tanı anında akciğer kanserli hastaların %85’inin ileri evrede oldukları ortaya çıkmıştır. Erken tanı, çoğu zaman tesadüfen, başka bir hastalık nedeniyle çekilen Akciğer Grafisi (röntgen), Bilgisayarlı Tomografi, Manyetik Rezonans Görüntüleme, PET/CT tetkiklerinde kitlenin görülmesi ile konur. Balgam örneğinin incelenmesi, havayollarının endoskopik olarak değerlendirilmesi anlamına gelen bronkoskopi ve bronkoskopik biyopsi, bazı durumlarda ultrasonografik tanı yöntemleri ile tanı koyulabilir. Hastalığın yerine göre bazı durumlarda tanı, radyolojik olan bilgisayarlı tomografi eşliğinde iğne batırma yöntemi ile de koyulabilir. Bazı durumlarda da akciğer dokusundan parça çıkarılarak (wedge rezeksiyon) tanı koyulabilir. Radyolojik olarak bölgesel lenf bezelerine yayılımdan şüphe ediliyorsa bu bezelerin değerlendirilmesi için mediastinoskopi ve torakoskopik cerrahi uygulanır. Akciğer kanseri nasıl tedavi edilir?

Küçük hücreli akciğer kanserinde temel tedavi prensibi kemoterapi ve radyoterapidir. Cerrahi bu hastalarda çok az düşünülür, zira bu kanser türü en çok yayılmayı seven türdür ve tanı koyulduğunda oldukça yüksek oranda hasta ileri evrededir. Buna karşılık küçük hücreli olmayan akciğer kanserlerinde (seçilmiş hastalarda) cerrahi uygulanması yaşam şansını direkt olarak arttırır. Akciğer kanserinde erken tanı çok önemlidir. Erken dönemde hastalıkta cerrahi tedavi ile uzun süreli yaşam %85 gibi yüksek oranlara varmaktadır. Akciğer kanserinden ölümlerin nedeni çoğunlukla uzak metastazlardır. Bu da erken tanının önemini arttırmaktadır.



SAĞLIK



?

DİŞ SAĞLIĞI

ORTODONTİK TEDAVİYE İHTİYACINIZ VAR MI Çenelerin kötü konumlarının diş çapraşıklıklarının diş hareketi ve çene ortopedisi ile veya gerektiğinde çene ameliyatı ile düzletimesine ortodontik tedavi denir. Halk arasında ʻdişlere tel takmakʼ olarak anılan ortodontik tedavi günümüzde çok yaygın olarak yapılan bir diş düzeltme tedavisidir. Pek çok kimse böyle bir tedaviye ihtiyacı olduğunun farkında değildir. Peki tedaviye ihtiyacınız olup olmadığını nasıl anlayabilirsiniz? Aslında en kolayı bir diş hekimine veya bir ortodontiste gidip muayene olmaktır. Ama hemen anlamak için şu soruların cevaplarına bakabilrisiniz:.. 1- Dişlerinizde kolayca farkedilen bir çapraşıklık, alt veya üst çenenizde göze batan bir ilerilik, gerilik, eğrilik veya yüzün diğer kesimleri ile bir uyumsuzluk var mı? 2- Gülümsemenizde sizi rahatsız eden bir durum var mı? Örneğin gülerken dişetleriniz aşırı gözüküyor veya ağız kenarlarında karanlık boşluklar oluşuyor mu? Dişleriniz görünmüyor mu? 3- Çene ve diş ilişkileriniz yüzünden ısırma ve çiğneme problemi yaşıyor musunuz? 4- Şiddetli ağız solunumu yapıyor, parmak emiyor, tırnak yiyor musunuz? veya geçmişte bunun gibi bazı uzun süren alışkanlıklarınız oldu mu? 5- Ağzınızı kapatmakta güçlük çekiyor dudaklarınız kapanışı sağlamaya yetmiyor mu? 6- Çene eklemlerinizden ses ge-

58

I MART 2017

liyor, çene kaslarınızda ağrı hissediyor veya çene kilitlenmeleri yaşıyor musunuz? Alt çeneniz sanki üst çenenizin içine hapsolmuş gibi mi? 7- Dudak damak yarığı veya benzer bir sendromla mı doğdunuz? 8- Ailenizde ortodontik problem yaşamış veya dişlerini çok erken yaşta kaybetmiş bireyler var mı? 9- Ağzınızda en az bir eksik diş varsa ve diğer dişler o bölgeye doğru kaymaya başlamış sarkmış mı? 10- Çapraşıklık sebebiyle dişlerinizi iyi temizleyemiyor ve bu nedenle

dişeti problemleri yaşıyor ya da dişlerinizi beyazlatma ihtiyacı duyuyor musunuz? 11- Dişlerinizin arasında geniş boşluklar var mı? 12- Diş hekiminiz kaplamanızı veya dolgunuzu ya da implantınızı yapmadan once dişinizin pozisyonundan kaynaklanan bir zorluk yaşıyor mu? 13- Erken süt dişi çekimi yapıldı mı? 14- Dilinizi ön dişlerinizin arasına sokarak yutkunuyor ve konuşuyorsanız, arka dişlerinizi kapattığınızda kesici dişleriniz dikey yönde birbiri ile temas etmiyor mu? bütün bunlar ortodontik tedaviye aday olabileceğinizin göstergesidir.I

Ortodontist Dr. Pervin Bilginer Bilgilendirme amaçlıdır reklam değildir...



DOĞAL YAŞAM

Sağlık deposu... Çaya çorbaya

Dört Mevsim Bahçeşehir

LİMON

Limon denildiği zaman aklımıza ilk önce limon suyu ve C vitamini gelir. Yemeklerimize tat vermesi için kullanılan limonu grip olduğumuzda çayla, et suyu çorbayla beraber içerek C vitamini eksikliğimizi gideririz. Aslında çaya çorbaya, salataya, balığa vs. limon sıkmak vazgeçemediğimiz bir alışkanlık haline gelmiştir çoğumuzda. Derleyen: Hatice Gülçür İnanç

Limonun sadece suyu değil kabuğu, yağı da sağlığımız için onlarca fayda sağlayan bir sağlık deposu sanki. Ben de bu sayımızda limonla ilgili bilinen ve bilinmeyenleri araştırıp bilgileri sizin için derleyeyim istedim.

Limonun Faydaları

Bu şifa deposu meyvenin faydalı saymakla bitmiyor; Limonun sağlığa faydalı olmasını sağlayan C Vitamini, B kompleks vitaminleri, kalsiyum, demir, fosfor, magnezyum, potasyum ve lif içeren besleyici bir gıda. Elmadan ya da üzümden daha fazla potasyum içeriyor. Bununla birlikte, limon kanserle savaşan antioksidan, kompozit ve flavonoidler içeren bir meyvedir. Bu besinler, diyabet, kabızlık, yüksek kan basıncı, ateş, hazımsızlık ve birçok diğer sorunların tedavisinde kullanılır ve aynı şekilde deri, diş ve saç bakımında kullanılırlar. Amerikan Üroloji

Derneğiʼnin yürüttüğü çalışmalar sonucunda limonata ve limon suyunun kristallerin oluşmasını engelleyen üriner sitrat üreterek böbrek taşı oluşumunu engellediğini ortaya koymuştur. Bağışıklık sisteminizi destekler: C vitamini bağışıklık sistemimizi destekler, limon da C vitaminiyle doludur. C vitamini seviyesi stresli olduğunuz zamandaki tüketmeniz gereken ilk gıdalardan biridir. Mükemmel bir potasyum kaynağıdır: Bahsedildiği gibi, potasyum açısından zengin olan limon kalp, beyin ve sinir fonksiyonlarının sağlığı için faydalıdır. Sindirime yardım eder: Limon suyu sindirim sistemini toksinlerden temizleyip sağlıklı bir sindirim sağlamasının yanı sıra mide yanması, şişkinlik ve geğirme gibi hazımsızlık belirtilerini hafifletir. Sistemi temizler: Enzim fonksiyonunu geliştirerek ve karaciğerinizi harekete geçirerek vücuttaki toksinleri atmaya yardım eder.

Eklem ağrıları için bire bir... Bu tarifi uyguladım ve bende işe yaradı. Umarım sizin de işinize yarar. 2 büyük organik limonun sadece kabuklarını küçük bir kavanoza koyun. Üzerini kapatacak kadar zeytinyağı ve 5-6 tane okaliptüs yaprağı koyup ağzını sıkıca kapatın. Karışımı karanlık bir yerde 2 hafta bekletin. İki hafta sonra karışımı uzun ve kalın bir sargı bezinin içine dökün ve ağrılı bölgelerin üzerine yerleştirin. İdeal olarak tedaviyi gece uygularsanız bu karışım siz uyurken iyice cildinize işler. Limon kabuğunda bulunan esans yağlarının kan damarlarını rahatlatıp ağrı hissini önemli ölçüde azaltan iltihap sökücü bir etki yaparak eklem ağrılarını azalttığı görülmüştür.

60

I MART 2017

Nefesinizi tazeler: Diş ağrısını ve dişeti iltihabını hafifletmeye yardım eder. Fakat sitrik asit diş minesini aşındırabilir, bu nedenle limonu suyu içtikten sonra dişlerinizi fırçalayın. Cildinizi lekelerden uzak tutar: Limon suyundaki antioksidanlar, sadece lekeleri azaltmakla kalmaz, cildinizdeki kırışıklıkları da azaltır. Ayrıca limon suyunu yara izlerine ve yaşlanma lekelerinin üzerine uygulayıp görünümlerini azaltabilirsiniz. Limon suyu eşit oranda su ile karıştırılırsa ve bu karışımla yüzdeki sivilceler silinirse sivilceler zamanla yok olduğu iddia ediliyor. Kilo vermenize yardım eder: Limonun içerisinde bulunan pektin lifi açlıkla savaşmanıza yardım eder. İltihabı ve eklem ağrılarını azaltır: Düzenli olarak limon suyu içerseniz vücudunuzdaki hastalık haline yol açan asitlik derecesi azalacaktır. Ayrıca iltihabın nedenlerinden biri olan eklemlerinizdeki ürik asit limonla yok olur. İnternette görüp uyguladığım limon-zeytinyağ-okaliptüs yaprağı karışımı eklem ağrılarımda bana bir nebze yardımcı oldu (solda). Enerji desteği verir: Limon suyu sindirim sistemine girdiğinde enerji verir, aynı zamanda endişeyi ve



DOĞAL YAŞAM depresyonu azaltmaya yardım eder. Hatta limon kokusunun sinir sisteminde sakinleştirici bir etkisi vardır. Kafeini kesmeye yardım eder: Sabahları kahve yerine bir fincan sıcak suya sıkılmış limon suyu çok faydalıdır. Kendinizi yenilenmiş hissedersiniz. Viral enfeksiyonlarla savaşmaya yardım eder: Ilık limon suyu viral enfeksiyonları ve boğaz ağrısını hafifletmenin en etkili yollardan biridir. Grip, nezle, soğuk algınlığı gibi hastalıklarda önceki sayılarda tarifini verdiğim bal-zencefil-limon tarifini kullanabilirsiniz. Yüksek tansiyona iyi gelir: Tedavi amacıyla kullanmamak şartıyla, limon suyunun kan basıncını düşürücü etkisi vardır. Tansiyon düşürme adına limonlu su içmek sarımsaktan daha faydalıdır. Topuk Dikeni: Limondan yuvarlak ve kalın bir dilim kesip topuğunuzun altına yerleştirin. Naylon ile Sarın. (Bu işlem suyunun akmaması için) üzerine kalın çorabınızı giyerek yatın. Sabah olduğunda üzerine basmadan çıkarın. Söylendiğine göre biraz ağrılı olabiliyormuş ama 2-3 gece uygulandığında işe yaradığını söyleyenler var. Ayrıca ayak topuğunuzdaki çatlaklar için aynı uygulamayı 1 saatlik olarak

yaparsanız faydalı olduğu söyleniyor. Bu işlemi kurumuş dirsek ve dizlerinize de 10 dakika olarak uygulayabilirsiniz. Limon-maydanoz kürü: 15-16 adet taze ve ilaçsız maydanozu, iki yemek kaşığı limon suyu ve yarım bardak içme suyu ilave ederek 1-2 dakika robot ya da blendırdan geçirin. Sabahları aç karnına kahvaltıdan 1015 dk. önce için. Bu kürü 15 gün uygulayıp 7 gün ara verin, sonra 15 gün daha uygulayın. Her defasında taze olarak hazırlayın. 6 ay aralıklarla ihtiyaç halinde kürü tekrarlayabilirsiniz. Bu kür yağ yakma özelliğinin yanında, karaciğer yağlanmasına faydalıdır, deri altında iltihaplanma varsa onu atar, cildi parlak ve genç gösterir, Hepatit B ve C hastalarının kullandığı ilaçlar karaciğerde yağlanmaya neden olur. Bu ilaçları kullananlar için de mükemmel bir destekleyicidir. Tansiyonu düşürdüğü için düşük tansiyonluların bu kürü uygulaması tavsiye edilmiyor.

Dondurulmuş limon ve portakalla yaptığım limonata tarifi Büyük boy 1 adet portakal ve 1 adet limonu derin dondurucuda en az 24 saat bekletip donduralım. Bu işlem kabuğundaki acı tadı azaltıyor. Meyveleri derin dondurucudan çıkarınca 1520 dk. Bekletelim ve parçalara bölelim. Rondoya atıp üzerine isteğe göre 1-1.5 su bardağı toz şeker koyalım ve lapa haline gelene kadar birkaç dakika çekelim. 5 su bardağı su ve 1 limon suyu ekleyip 10 dk. kadar bekletelim. Sonra tülbent ya da süzgeçten süzüp üzerine isteğe göre biraz daha su ilave ederek kapaklı şişelerle buzdolabında bekletelim. İsterseniz içine taze nane yaprağı koyarak farklı bir aroma yaratabilirsiniz. Ben diyabet sorunumuz olduğu için yarım bardak şeker koyuyorum. Çok az sıcak suda Stevia tatlandırıcıyı eritip tadını onunla ayarlıyorum. Tarifte 2 yemek kaşığı limon tuzu koyabileceğimiz yazıyor ama katkı maddesi olduğu için ekşiliğini limon suyuyla ayarlıyorum.

62

I MART 2017

Dört Mevsim Bahçeşehir

Dondurulmuş Limon: Limonu iyice yıkayalım, buzdolabınızın buzluk bölümüne koyarak donuncaya kadar bekletelim. Donmuş limonu rendeleyerek limon kullanılan her türlü yemeğinize kullanabilirsiniz. Kabuğuyla rendelenen limonun sadece suyunda bulunandan 10 kat daha fazla vitamin içerir. Bunun yanı sıra rendelenmiş olan limonun dinçleştirici ve vücuttaki toksinleri giderici etkisinden faydalanmak için limonu buzluğa atın, donsun ve her gün yemeklerinizin üzerine rendeleyin. Limonu kabuğuyla kullanırken dikkat etmeniz gereken en önemli nokta ilaçlı veya mumlanmış olmamasıdır. Limonu kabuğuyla kullanacaksam dalından koparıldığı gibi alabildiğimden emin olmaya çalışıyorum. Ve yine de sirkeli suda bekletip kurulayarak poşetle derin dondurucuda saklıyorum. Dondurulmuş limon bilinen faydalarının yanı sıra kanser hücrelerini öldüren mucizevi bir besin kaynağı olarak bilinmektedir. Antidepresan etkilidir ve strese ve asabi bozukluklara karşı iyi gelmektedir. Limon ağacından elde edilen bileşiklerin, bütün dünyada kemoterapi uygulamasında kullanılan ürünlerden 10.000 kat daha iyi olduğu belirlenmiştir, kanser hücrelerinin gelişimini yavaşlattığı belirlenmiştir. Daha da şaşırtıcı gözlem ise limon özü kötü huylu kanser hücrelerini tahrip ederken sağlıklı hücrelere hiç zarar oluşturmamaktadır. Dondurulmuş limon ve portakalla yaptığım limonata tarife de bir göz atın derim :) Herkese sağlıklı günler diliyorum.

Limonun Zararları

Çok faydalı olan limonun zararları da var tabii. Asitli olduğu için diş erozyonuna, mide problemlerine (mide yanması, reflü, ülser), içinde oksalat olduğu için böbrek ve safra kesesi problemlerine zaten probleminiz varsa bunun artmasına neden olabilir. Unutmayın bitkisel tarifleri destek amaçlı değil de tedavi amaçlı tüketeceksek doktor kontrolünde yapmalıyız.I Kaynaklar: https://evdesifa.com/ http://hatunzade.com www.limon.web.tr http://www.organikgunler.com http://saglikuzmanlari.blogspot.co https://www.sifalibitkitedavisi.com http://sifamarket.com http://www.tansiyon.gen.tr/



KAPAK KONUSU

Dört Mevsim Bahçeşehir

AZI KARAR ÇOĞU ZARAR

GÜNDE 5 GRAM Bizzat insan vücudunun da bir bölümünü oluşturan bu kristal parçacıkları sadece gündelik yaşamı tatlandırmakla kalmamış, tarih boyunca verimliliğin sembolü olmuş, yapılan araştırmaların sürekliliği veya verilen sözlerin tutulması hep tuzla ifade edilmiştir. Canlılar için tuz olmazsa olmaz. Peki ya ne kadar oranda tuz bizim için ideal? Vazgeçilmez bir lezzet kaynağı mı yoksa masum görünüşlü bir zehir mi? Mart ayı içerisinde yer alan Tuz haftası dolayısıyla biz de bu sayı kapak konumuza taşıdığımız tuz hakkında merak edilenleri Medicana International İstanbul Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Murtaza Çit ile konuştuk. Hatice Gülçür İnanç Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Uzm. Dr. Murtaza Çit

64

I MART 2017

1976 yılında Diyarbakır'da doğdum, 2002 yılında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesiʼnden mezun oldum. Çeşitli yerlerde pratisyenlik görevi yaptım. 2003 yılında Ankara Başkent Üniversitesiʼnde Kalp Damar Cerrahisiʼnde ihtisasa başladım ancak tamamlamadım. 2004-2009 yılları arasında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesiʼnde İç Hastalıkları ihtisası yaptım. Akciğer

kanserlerinde tedavi ile ilgili tez hazırladım. 2009-2016 yılları arasında Şanlıurfa Birecik'te İç Hastalıkları uzmanlığı ve hastane yöneticiliği görevlerinde bulundum. 2006 yılından beridir de Medicana International İstanbul Hastanesiʼnde İç Hastalıkları uzmanı olarak çalışmaktayım.

Çok eski tarihlerde tuz günümüzden çok daha önemliymiş ve uğruna savaşlar yapılmış. Bir dönem para gibi kullanılmış. Tuzun önce öneminden



KAPAK KONUSU

Dört Mevsim Bahçeşehir

“Tuz, ana bileşen olarak %40 Sodyum, %60 Klor'dan oluşan hayatımıza ve yemeklerimize tat, vücudumuza sıhhat katan en önemli hayat kaynaklarımızdandır.” düşmektedir. Yapılan çalışmalarda daha düşük sodyum değerlerinin kalp yetmezliği ve hipertansiyonda olumsuz sonuçlara yol açtığı görülmüştür. Dolayısıyla alınması gereken ideal tuz oranının günlük 4 ila 6 gr arasında olması gerektiğini söyleyebiliriz.

bahsedelim istiyoruz. Vücudumuz için tuz neden önemlidir?

Tarihte tuza günümüzde olduğundan çok daha fazla önem verilmiş. Birçok medeniyet tuz ocaklarına yakın yerlerde kurulmuş. Tuz için savaşlar yapılmış. Ticarette tuz altın gibi kullanılmış. Hatta tuzun az olduğu yerlerde tuza beyaz altın dendiği bile olmuş. Yine dinimizde de tuzun önemine dikkat çekilmiş. Kuran-ı Kerim tuzu, kılıç ve ekmekle birlikte üzerine yemin edilecek derecede kutsal maddeler arasında gösteriyor. Peygamberimiz, Hazret-i Aliʼye “Yemeğe tuz ile başla, sonunda da yine tuz ile bitir. Tuz, ölüm hariç, yetmiş derde devadır!” buyurmaktadır. Buradan da anlıyoruz ki tuz, aslında insan için her zaman çok önem arz etmiş hayati değerde, vücudumuzda ve tabiatta olmazsa olmaz maddelerden biridir. Öncelikle tuz nedir? Ondan bahsedelim. Tuz, ana bileşen olarak %40 Sodyum, %60 Klor'dan oluşan hayatımıza ve yemeklerimize tat, vücudumuza sıhhat katan en önemli hayat kaynaklarımızdandır. Tuz doğada bir çok maddede, bir çok besinde bulunmakta, dolayısıyla tabiatın yapı taşlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani tuzsuz bir dünya ve tabiat düşünülemez. İnsan da doğanın küçük bir numunesi olduğu için insanın da yapı taşlarındaki en önemli minerallerden biri tuzdur. Yani sodyum ve klor maddeleridir. Şimdi biraz tuzun yani tuz deyince aklımıza esas gelmesi gereken sodyum mineralinin vücudumuzdaki

66

I MART 2017

Günlük ihtiyacımız olan miktarı aşınca tuzun fazlası vücutta birikiyor mu, hangi organlarda birikiyor?

etkilerinden ve fonksiyonlarından bahsedelim. Tuz yani sodyum, vücudumuzda bir çok hayati fonksiyonun devamı için gerekli minerallerin başında gelmektedir. Vücudumuzun üçte ikisi sudur ve su dengesi için gerekli olan madde tuzdur. Ayrıca tuz, sinir sistemimizin çalışması esnasındaki sinir iletimi için, besin maddelerinin ve özellikle de glukozun hücre içine alınması için, kaslarımızın sağlıklı kasılması için ve vücudumuzun asit ve baz dengesi için gereklidir. Bu fonksiyonlardan herhangi birinin kusuru karşımıza çok ciddi ve hayatı tehdit eden hastalıklar olarak çıkmaktadır. Azı karar çoğu zarar olduğunu bildiğimiz tuzun günlük ihtiyacımız olan miktarı ne kadardır?

Vücudumuzun gereksinim duyduğu minimum tuz miktarı 500 mg, maksimum 6 gr'dır. Dünya Sağlık Örgütüʼnün önerdiği günlük tuz kullanım miktarı 5 gr'dır. Tabii bu normal sağlıklı bireyler içindir. Kalp ve Hipertansiyon problemi olan hastalar için bu oran günlük 2,8 gr'a kadar

Günlük alınması gereken miktar aşıldığı zaman, zamanla vücuttaki sodyum dengesi ve tuz dengesi bozularak kalp, böbrek ve damar hastalıklarına yol açmakla beraber aşırı sodyum yani tuz alımı ve vücutta aşırı sıvı kaybı damar içinde aşırı sodyum yani tuz birikimine ve hipernatremi dediğimiz hayatı tehdit edici bir tuz birikim hastalığına neden olabilmektedir. Fazla tuz alınması, zamanla kemiklerde, kas dokusunda ve deride sodyum birikimine neden olmakta ve yapılan çalışmalarda derideki sodyum miktarı fazla olan bireylerin tansiyon değerleri de diğer bireylerden yüksek saptanmıştır. Aşırı tuz ve su kaybı belirtileri nelerdir, hangi hastalıklarda ortaya çıkar? İlk yardım olarak ne yapmalıyız?

Vücudumuzda yaklaşık 100-120 gr sodyum bulunmaktadır. Bunun da yaklaşık %10'u kanımızda bulunmaktadır ve biz kandaki bu '10'luk sodyum miktarına bakarak sodyum miktarımızın yani vücudumuzdaki tuzun eksik ya da fazla olduğunu söylüyoruz. Kandaki tuz miktarı 135 Meq ile 145 Meq arasında hassas bir ölçüde bulunmaktadır. Sodyumun 135 Meq'nın altına düşmesi hiponatremi denen sodyum düşüklüğü hastalığına neden olmakta ve bu durumda düşüklüğün derecesine göre halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık, kas ağrıları ve kramplar, zihin bulanıklığı, solunum yetmezliği ve komaya



KAPAK KONUSU

Dört Mevsim Bahçeşehir

malarda çocukken fazla miktarda tuzlu beslenen bireylerin ilerde tansiyon hastası olma sıklığının yüksek olduğu saptanmıştır. Fazla tuz tüketiminin istatistiki olarak hastalıklara yol açtığının kanıtlanmasıyla mı artık restoran vb. yerlerde masalardan tuzluklar kaldırıldı? Bu konuda toplumu aydınlatmak için neler yapılabilir?

neden olabilmektedir. Hiponatremi dediğimiz tuz düşüklüğü , vücutta sıvı fazlalığı, kusma ve ishal gibi tuz kaybettiren durumlar, beyin fonksiyon bozukluğu ve ADH gibi bazı hormon bozuklukları sonucu oluşur. Fazla tuz tüketiminin başta kalp damar, hipertansiyon, kemik ve böbrek hastalıkları olmak üzere birçok hastalığın ortaya çıkmasına sebep olduğunu çeşitli kaynaklardan okuyoruz. Hangi hastalıklara yol açtığını konunun uzmanı olarak ayrıntısıyla sizden dinleyebilir miyiz?

Tuzun Zararları

Mide kanseri G İnme G Kalpte büyüme G Kalp yetmezliği G Vücutta şişlik G Böbrek hastalığı G Böbrek taşı G Kemik erimesi G

Fazla tuz tüketimi öncelikle damar içindeki sıvı miktarının artmasına ve böbrekte sodyum fazlalığına bağlı olarak oluşan bazı maddelerden ve hormanlardan dolayı hipertansiyon ve böbrek hastalıklarına, yine çeşitli kalp hastalıklarına neden olmaktadır. Yine sodyum yüksekliği durumlarında böbreklerimizden fazla miktarda kalsiyum atılarak kemik erimesi dediğimiz osteoporoz hastalığına neden olmaktadır. Ayrıca bazı mide kanserlerinin yüksek sodyum miktarlarıyla ilişkili olduğu yapılan çalışmalarda görülmüştür. Şimdi bu hastalıklardan özellikle hipertansiyon ve tuz ilişkisine ayrı bir parantez açmakta fayda var. Çünkü fazla tuz alımı deyince akla gelen ilk şey hipertansiyondur. Yapılan geniş epidemiyolojik çalışmalar ile günlük sodyum alımı ile hipertansiyon sıklığı arasında bir ilişki olduğu gözlenmiştir. Fazla miktarda alınan sodyumun damar içi sıvı miktarını artırarak, sempatik sinir sistemini aktive ederek ve damar direncini artırarak

68

I MART 2017

hipertansiyona neden olduğu düşünülmektedir. Yapılan klinik çalışmalarda da sodyum alımındaki azaltılmanın kan basıncındaki düşme ile paralellik gösterdiği ortaya çıkmıştır. Diyette her 6 gr tuz azaltılmasının sistolik kan basıncında 8 mmHg, diastolik kan basıncında 5 mmHg tansiyonu düşürdüğü gözlemlenmiştir. Bu hastalıklarda yaş sınırlaması var mı, mutlaka orta yaş ve sonrasında çıkacak diyebilir miyiz?

Fazla sodyum alımına bağlı hastalıklar daha çok orta ve ileri yaşlarda ortaya çıkmasına karşın şu da unutulmamalıdır ki fazla tuzlu beslenme bir damak alışkanlığı problemidir ve bu alışkanlık çocukluk yaşlarında kazanılır. Yine yapılan çalış-

Ülkemizde toplumumuzun tuz kullanım sıklığını ve hipertansiyonla ilişkisini göstermek açısından 2008 yılında sonuçları açıklanan saltürk-1 ve sonrasında saltürk-2 çalışması yapılmıştır. Saltürk-1 çalışmasında Türk toplumunun günlük tuz tüketiminin olması gerekenin yaklaşık 3 katı kadar yani 18 gr/gün olduğu görüldü. Daha sonra yapılan Saltürk-2 çalışmasında ortalama tuz tüketimi günlük 14,8 gr olduğu görüldü ki bu değerde hala olması gerekenin çok üstünde bir değerdir. Bu çalışmalardan sonra ülkemizde farkındalık çalışmaları yapılarak bir dizi tedbir alındı. Restoranlardaki tuzlukların kaldırılması da bu tedbirlerden biridir. Günümüzde farkına varmadan birçok yiyeceğin içeriğinde tuz özellikle de Çin tuzu (MSG) kullanılmakta. Çin tuzunun diğer tuzlardan farkı nedir? Lezzeti de arttırdığı için bağımlılık yaptığı doğru mudur?

Kısa adı MSG olarak adlandırılan Monosodyum glutamat Çin tuzu olarak adlandırılmaktadır. Japonyaʼda kambu adı verilen bitkinin suyunun çıkarılması ve kristallendirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Kısa Kodu E-621 dir. Normal olarak Çin tuzunun herhangi bir tadı yok fakat hangi gıdaya katılırsa katılsın o gıdanın tadını pekiştirici, tadı güzel hale getirme etkisi vardır. MSG; kırmızı et, balık, tavuk eti, çok sayıda sebze, sos, çorba ve terbiye karışımlarıyla iyi uyumludur. Her şeyin fazlası gibi bunun da fazlası zararlıdır.

Göl tuzlarının sağlıksız, çekilmemiş kaya tuzu alıp çektirerek onu kullanmamızın daha sağlıklı olduğu, kimi zaman da deniz tuzu kullanmamızın iyi olacağı yazılıp çiziliyor. Bir dönem hepimiz iyotlu tuza yönelmiştik, bu bir algı yönetimi mi bilemiyoruz ama yukarıda saydığımız tuzlara yöneltilmeye başladık. Sizce doğrusu



KAPAK KONUSU

Dört Mevsim Bahçeşehir

Tadına bakmadan önüne gelen her yemeğe tuz atan bir grup var ne yazık ki. Onları vaz geçirmek için bazen uyarmak da yeterli olmuyor. Tuz bağımlılığı için de bir tedavi yöntemi var mı? Ya da ne kadar süre tuzsuz yemeliyiz ki damak zevkimiz tuz arayışından vaz geçsin?

nedir? Sofralarımızda hangi tuzları, neye göre seçmeliyiz?

Sadece sodyum ve klordan oluşan, çeşitli katkı maddeleriyle inceltilmiş ve akıcı hale getirilmiş rafine edilmiş bileşim sofra tuzu olarak adlandırılmaktadır. Rafine tuzun %97.5ʼi sodyum klorür; geri kalan %2.5ʼinde iyot ve nem soğurucu kimyasallar içermektedir. Bunun dışında kayalardan, göllerden, denizlerden elde ettiğimiz doğal tuzlar da vardır ki doğal tuzun %84ʼü sodyum klorür; geri kalan %16ʼlık bölümünü lityum, fosfor, selenyum, magnezyum, kalsiyum gibi doğal mineraller oluşuyor. Bunlar sodyum ve klorun yanında toplamda vücudumuzun ihtiyaç duyduğu 84 mineral içermektedirler. Dolayısıyla Rafine tuzların içerdiği katkı maddelerinden dolayı mümküm olduğunca az kullanılması ve vücudumuz için minerallerden zengin olan doğal tuzların daha çok kullanılmasının daha doğru ve sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Tuz lambalarının sağlık için faydalı olduğu söyleniyor. Bunun bilimsel bir kanıtı ya da bu konuda yapılmış bir çalışma var mı?

Evet, son zamanlarda popüler olan konulardan biridir tuz lambası. Tuz lambası kullanımının; stres, yorgunluk, uykusuzluk, baş ağrısı, astım gibi rahatsızlıkları düzeltip, solunum kapasitesini artırdığı, vücuda zindelik verdiği ve bağışıklık sistemini artırdığına dair görüşler ve çalışmalar vardır. Dolayısıyla evimizin bir köşesinde hem güzel bir aksesuar olarak hem de sağlık açısından bulunmasında yarar oldu-

70

I MART 2017

ğunu düşünüyorum.

Fazla tuzlu yediğimizi fark ettiğimiz günlerde tuzu vücudumuzdan nasıl atabiliriz? (Çok su içerek, spor yaparak vb.)

Öncelikle fazla tuzdan kaçınmamız gerekir. Eğer aldığımız fazla tuz vücudumuzda ödem ve hipertansiyona neden olmuşsa zaten alacağımız fazla su ödemi artıracaktır. Ayrıca spor yapmak ta alınacak fazla tuzun zararlı etkilerini baskılamaz. Yapmamız gereken az tuzlu yiyip, bol sıvı tüketmek ve düzenli egzersiz ve spor yapmaktır.

Evet, maalesef yemeğin tadına bakmadan yemeğe tuz katmak ve fazla tuz tüketmek bağımlılık düzeyinde bir alışkanlıktır ve bu alışkanlık daha çocuk yaşlardan kazanılır. Dolayısıyla çocuklarımıza mutlaka az tuzlu bir damak tadı alışkanlığı kazandırmalıyız. Biz de erişkinler olarak, mümkün olduğunca az tuzla pişirip, az tuzlu yiyecekleri tercih etmeliyiz ve sofraya tuz koymamalıyız. Yemekler pişirilirken tuz ihtiyacı hissettirmemek için baharat ve çeşitli otlardan da faydalanabiliriz. Sonuç olarak şunu söyleyelim; Biz yemeklere hiç tuz koymasak bile aldığımız doğal yiyeceklerle yeterince tuz alıyoruz. Toplumumuzda kişi başı ekmek tüketiminin yaklaşık 500 mg olduğunu göz önünde bulundururarak söyleyebiliriz ki sadece 500 mg ekmekle günde yaklaşık 4 gr tuz alıyoruz ki bununla günlük bütün tuz ihtiyacımızı zaten karşılamış oluyoruz. Az tuzlu bol sağlıklı günler diliyorum...I

TUZ Hakkında Pratik Bilgiler

Tuzsuz bir yaşam düşünülemez ancak yeterli beslenen bir kişide tüketilen gıdaların içinde bulunan tuz yeterlidir. I Yemeklere hiç tuz katmadan yaşamak mümkün. I Gıdaların bozulmaması için tuza gerek yok, derin dondurucular var. I Günlük tuz tüketiminin günde 5 grama indirilmesi ile her yıl dünyada kalp krizi ve inmeye bağlı 2.5 milyon ölüm önlenebilir. I Tuz alımının günde 3 gram azaltılması dünyadaki yıllık sağlık harcamasını milyarlarca dolar azaltabilir. I Tuzlu yemeye çocuklukta alışıyoruz. I Tuz tadı kazanılan bir alışkanlıktır. I Bebek ve çocuklar az tuzlu/tuzsuz yemeğe alıştırılırsa tuz tadını aramazlar. I



KAPAK KONUSU 1450’de Mali’de tuz, aynı ağırlıktaki altınla eşdeğerdi

BEYAZ ALTIN I Tuzun gıda saklamada kullanılabilirliğinin keşfi, medeniyetin kurulmasını başlatmıştır. Bu keşif, gıdaların sadece sezonunda tüketilme zorunluluğunu ortadan kaldırmış, aynı zamanda uzak mesafelere gıda taşınabilmesinin önünü açmıştır. Ancak eski dönemlerde tuz elde etmek çok zordu ve bu yüzden bazı halklar tarafından tuz bir para birimi olarak kabul edilme derecesinde değerli bir ticaret öğesi oldu. Hatta tarihte tuzun bir diğer adı da “beyaz altın” olarak geçmektedir. Etiyopyaʼda 20. Yüzyıla kadar temel para birimi “amoleh” adı verilen yaklaşık yarım kilo ağırlığındaki tuz çubuklarıydı. 1450ʼde Maliʼde tuz, aynı ağırlıktaki altınla eşdeğerdi. Günümüzde tuz halen Sudan bölgesi ve güneydeki ormanlarda yaşayan yerliler tarafından para yerine kullanılmaktadır.

I Modern yer biliminin sağladığı bilgilerden önce tuzun nerede bulunduğunu bilmeyen insanoğlu, 20. yüzyıla kadar umutsuz bir biçimde tuzun peşinde koştu. Tarih boyunca tuz o kadar değerliydi ki, bazı ülkelerde asker ve işçiler maaşlarını tuz olarak alıyordu. Büyük Roma yollarından ilki, tuzu sadece Romaʼya değil yarımadanın iç kesimlerine de taşımak için inşa edilmişti. Bu yollardan en önemlisi Romaʼyı Adriyatik denizine bağlayan

“Via Salaria” dır (tuz yolu) ve bu yol Romaʻda günümüzde kullanılmakta olan en eski yoldur. Roma İmparatorluğuʼnda bir dönem Romalı askerlere maaş yerine tuz verilmiştir. Latincede tuz anlamına gelen “salarium” kelimesinin kökü olan “sal”dan İngilizce maaş anlamına gelen “salary” kelimesi türemiştir.

I Çinliler, Romalılar, Fransızlar, Venedikliler, Habsburglar ve diğer birçok yönetim, savaşlar için para bulmak üzere tuz vergisi koymuştu.MÖ 250ʼde Çinʼde dünyanın ilk tuzlasını kuran Li Bingʼden 1930ʼda Hindistanʼdaki İngiliz yönetimine karşı “Tuz İsyanı”nı düzenleyen Gandhiʼye gelinceye kadar savaşları, kültürleri, siyasi iktidarları, dinleri, ekonomileri ve elbette ki yemek ve beslenmeyi çeşitli biçimlerde etkileyen tuzun insanlık tarihinde özel bir yer tutması doğaldır.

I Tuzdaki yüksek vergi ve tuz tekeli nedeniyle tuzun çok pahalı oluşu Çinʼden Afrika kıtasına kadar birçok ulusta isyana ve birçok ülkeler arası savaşa neden olmuştur. Fransız devriminin nedenlerinden biri de halkın yüksek tuz vergisine isyan etmeleridir. Hindistanʼın İngiliz işgalinden bağımsızlık savaşını Mahatma Gandi bir avuç tuzu alıp havaya kaldırmasıyla başlatmıştır. Birçok ülke

Dört Mevsim Bahçeşehir

TUZ

savaşta iken kuşatma altına aldığı şehrin tuz üretim tesislerini yok ederek şehrin direncini kırma yoluna gitmiş ve başarılı olmuştur.

I Yazar Kurlansky, et ve balığı tuzlayarak saklayan ilk uygarlığın Mısırlılar olabileceğini belirterek, balığı tuzda saklamaya ilişkin en eski Çin belgelerinin İ.Ö. 2 bine tarihlenirken, çok daha eski tarihlerden kalan mısır mezarlarında tuzlanmış balık ve kuş eti bulunduğuna dikkati çekti. Araştırmalara göre, Mısırlılar Nil deltasında deniz suyunu buharlaştırarak tuz üretiyorlardı.

I Prof. Dr. K. Stupe, az tuz alan yaşlılar üzerinde araştırmalar yapmıştır. Bu araştırmalar sonucu yaşlılarda konsentrasyon zafiyeti, algılama zafiyeti, hafıza zafiyeti görüldüğünü tespit etmişlerdir. Hatta yaz aylarında yeterince tuz ve su almayanlarda kolapsüs (kan dolaşımının durması) sebep olduğunu tespit etmiştir.

I Gelişme çağındaki çocukların az tuz alması halinde gelişme anormallikleri, yorgunluk, baş ağrısı, okulda anlamama, zorlanmalarda nefes darlığı, deri hastalıkları ve erken yaşlarda yüksek tansiyon gibi rahatsızlıklara, sebep olur.

I New Yorkʼtan Prof. Dr. A. Aldermann ve ekibi 1900 erkek ve 1000 bayan üzerinde 4 yıl süren bir araştırma yapmıştır. Bu araştırmalarda az tuz alanların çok tuz alanlara göre daha fazla kalp krizi görüldüğünü tespit etmiştir.

I 1 litre deniz suyunda ortalama 35 gram tuz bulunur. Bulundukları coğrafi konuma bağlı olarak denizlerin tuzluluk oranları farklıdır, ancak ortalama olarak 1 litre deniz suyunda 35 gram tuz olduğu söylenebilir. Deniz suyundaki tuz dendiğinde sadece sofra tuzu (NaCl - sodyum klorür) anlaşılmamalıdır, zira deniz suyunun içerisinde kalsiyum, magnezyum, potasyum, vb. minerallerin tuzları da bulunmaktadır.

72

I MART 2017



HADİ SEN DE GEL

Dört Mevsim Bahçeşehir

Sizin de çorbada bir tuzunuz olsun

“Taksim Beyoğlu’nda, 2 km’lik bir mesafede, sokakta yaşayan ortalama 200 kişiye çorba dağıtıyoruz. Yaklaşık 40 kişilik faal çalışan bir çekirdek halka ekip var. Siz de her akşam 20:3022:30 saatleri arasında evsizlere çorba dağıtımına katılabilirsiniz. Eğer benim de çorbada tuzum olsun diyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz” diyen Çorbada Tuzun Olsun Derneği hakkında Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Türker ile konuştuk. Türker, “Evsiz kalmak kimsenin tercihi değildir ! HADİ SEN DE GEL #CORBADATUZUNOLSUN” diye 4 Mevsim aracılığıyla yardımseverlere çağrıda bulunuyor. Hatice Gülçür İnanç #Çorbada Tuzun Olsun’u bize anlatır mısınız? Nasıl, ne zaman ve nerede başladı?

30 Eylül 2014 tarihinde Şefkat Derneği isimli Atsushi Miyazaki Evsizler Evi çatısında çorba dağıtımı başladı. Çorba dağıtımı başladıktan kısa bir süre sonra, evsizler evinde kalan evsizler ve dışarıdan sivillerle, az sayıda gönüllü ile bu hareket çorba dağıtım temasında bir platform halini aldı. Platformu duyururken

74

I MART 2017

#ÇorbadaTuzunOlsun hashtagʼini kullandık ve daha sonra bu platformun adı oluverdi. Bu platforma destek gösteren gönüllüler olarak, başladığı 30 Eylül 2014 tarihinden itibaren, geceleri aralıksız olarak Taksim Beyoğluʼnda, 2 kmʼlik bir mesafede, sokakta olan ortalama 200 kişiye çorba dağıtıyoruz. İhtiyacı olanları saptayıp battaniye, mont, ayakkabı ve giysi de dağıtıyoruz. Bir dönem ismine kıyafet mağazası dediğimiz, kime ne verdiğimize kadar kaydının tutulduğu bir hassasiyetle sokaktaki insanlara giyecek tedariği

sağladığımız bir merkezi gönüllülerce açmıştık. Fakat daha sonra orayı boşaltmak zorunda kaldığımız için ileride açmak üzere kapadık. 1 evsizin yurtdışında yaşayan ailesini bularak onları Türkiyeʼde bir araya getirdik. 1 kişinin de yurt dışında yaşayan ailesini bularak ailesinin yanına Almanyaʼya yolladık. 5 evsizi bir eve yerleştirdik ve bu evsizler için bir bir lojistik firmasıyla istihdam konusunda sözlü anlaşarak iş imkanı oluşturduk. Gönüllü psikologlarla, psikolojik destek göstermek üzere çalışmalara da başladık. Çünkü


SPRADON ONIKS 551.000 TL FATMA BAYKAL

KİPTAŞ VADİTEPE 435.000 TL FATMA BAYKAL

KİPTAŞ VADİTEPE İŞYERİ SATILIK-KİRALIK FATMA BAYKAL

BEYLİKDÜZÜ YURT 7250m2 110.000 TL VİLDAN TATLI

GÜNEŞLİ 4500m2 OKUL BİNASI 100.000 TL VİLDAN TATLI

BAHÇE CITY 760.000 TL 250m2 VİLDAN TATLI

UPHILL MALİKANE 1.050 DOLAR SERPİL DALYAN

BANUEVLERİ SAFİR VİLLA 3.350.000 TL SERPİL DALYAN

FUNDA D TİPİ MERKEZDE DAİRE 570.000 TL SERPİL DALYAN

AKASYA VİLLA 1.450.000 TL 300m2 YAVUZ MORKAN

AKASYA VİLLA 450.000 DOLAR 284m2 YAVUZ MORKAN

BADEM VİLLA 1.700.000 TL 300m2 YAVUZ MORKAN


HADİ SEN DE GEL

2,5 sene içindeki saha faaliyetlerimiz ve konuyla ilgili araştırmalarımız sonucunda asıl problemin travmalar olduğunu anladık. Daha fazla insani yardım ve topluma kazandırma konusunda faaliyet gösterebilmek, daha kalıcı çözümler alabilmek adına çorba tema platformunu dernekleştirdik. Dernekleşirken, aralarında Çorbada Tuzun Olsun gönüllülerinin olduğu, 2015 senesinden beri mültecilerle ilgili çalışmalar yapan, İstanbul'da 2000 aileye gıda, kıyafet ve ev eşyası yardımı yaparak dokunan “+1 İnsani Yardım” platformunuʼda dernek çatısı altına taşıdık. Dernekleşmekle birlikte daha ciddi çözümler üretmek adına kurumlar, klinikler ve resmî makamlarla görüşmeye başladık. Hayli emek ve gönül işi olan bu projenin devamlılığı için kaç kişi çalışıyor? Kimler bu güzel projeyi destekliyor?

Yaklaşık 40 kişilik faal çalışan bir çekirdek halka ekip var. Bu 40 kişinin çevresinde zaman ve imkan buldukça destek gösteren bir 150-200 kişilik dış halka var. Çorba dağıtımına gelen üniversite toplulukları ve diğer sivil toplum kuruluş veya oluşumları var. Bugüne kadar yaklaşık 6000 insan çorba dağıtımına geldi. Öğrenciler tarafından çok destekleniyoruz. Şefkat Derneği, Çalıkuşu Derneği, Erdemliler Dayanışması, Aşhane, İhtiyaç Haritası isimleriyle koordineli şekilde çalışıyoruz. Özellikle burada evsizler alanında faaliyet gösteren tüm toplulukların (Çorbada Tuzun Olsun Derneği, Şefkat Derneği, Erdemliler Dayanışması, Aşhane) birbiriyle koordineli şekilde çalışmasının sosyal sorumluluk alanında örnek olduğunu söyleyebiliriz.

76

I MART 2017

Dört Mevsim Bahçeşehir

Gönüllüler her akşam saat 8 gibi toplanıp, dağıtım yapılırken nelere dikkat etmeleri konusunda bilgilendirilip ardından çorba dağıtımına çıkıyor...

Özellikle Beyoğlu bölgesini seçmenizin nedeni nedir? Evsizler daha çok İstanbul’un hangi bölümlerinde barınma veya yaşama imkanı buluyorlar?

İstanbulʼda en yoğun evsizlerin bulunduğu yer Taksim Beyoğlu. Daha sonra Beşiktaş, Kadıköy ve Üsküdar ilçelerinde evsiz popülasyonu yoğun diyebiliriz. Özellikle Türkiye genelinde Garlar ve hastane Acillerinde de evsizlerin sığındıklarını gözlüyoruz.

Evsizleri gözleyip tanıma imkanınız olduğu için soruyoruz, eğitim seviyeleri nasıl? Yaş ortalaması nedir? Yani yakınları ilgilenmeyen ya da olmayan yaşlılar mı, evden kaçmış ya da istenmeyen çocuklar mı?

18 yaşını geçerek esirgeme kurumundan çıkanlar evsiz popülasyonu içerisinde ciddi bir kısmı oluşturuyor. Yaşı 60ʼa yaklaşan ve Darülacezeʼye alınmayı bekleyen 50ʼli yaşlarda insanlar da bu popülasyonda kayda değer bir yere sahip. Evsiz popülasyonu içerisinde çocuklar genellikle İstanbulʼa çalışmak için göç eden fakat iş bulamadığı için so-

Yaklaşık 2.5 yıldır kar-kış demeden evsizlere sıcak çorba dağıtılıyor.

kakta yaşam mücadelesi veren çocuklar. Yaşlılar da ailesi olanda var olmayanda var. Fakat ailesi olan yaşlılar konusunda kendileri mi ailelerini reddediyor, aileleri mi bu yaşlıları görmezden geliyor kesin olarak söylemek kendi iç dünyalarını kapadıkları için zor. Başka illerde de şubeleriniz var mı? Varsa birbirinizi destekleyebiliyor musunuz?

Başka bir şubemiz yok. Fakat Türkiyeʼnin dört bir yanından bize bu konuda faaliyet göstermek için mesaj atan farkındalığı olan insanlarımız var. Biz bu farkındalık potansiyelini kendi çorba gruplarını kurmalarında yol göstericilik yapıyor ve elimizden geldiğince destek oluyoruz. Birlikte çalışma göstermemiz gerekecek konular için koordinasyonumuzu karşılıklı koruyoruz.

Evsizlere yemek dışında yardımlarınız oluyor mu? Evsizler için bir mağazanız olduğunu öğrendik? Buraya sadece para bağışı ile mi destek olunabilir? Yoksa ikinci el eşya da kabul ediyor musunuz?

Kıyafet yardımı ve genel olarak temel insani yardım ihtiyacı konusunda faaliyetlerimiz var. Kıyafet mağazamızı, açtığımız yerden çıkmak zorunda kaldığımız için kapadık. Koşulları sağlar sağlamaz tekrar yeni bir kıyafet merkezi açacağız. Kıyafet mağazası projemizin tekrar hayata geçmesinde ilk başta bağış ve sponsorluklar önemli rol oynayacaktır. Kıyafet mağazasını açtıktan sonrası adına konuşmak gerekirse, evet, ikinci el kıyafette alıyor olacağız. Fakat bu konuda da bilinçli olunması konusunda çalışmalar yapmak bizim sorumluluğumuzda ve ajandamızda önceliğimizdedir. Şöyle ki, insanların



HADİ SEN DE GEL

Dört Mevsim Bahçeşehir

“Elbette herkesin maddi veya manevi, çorbada olacak bir tuzu vardır.”

Çorbada Tuzun Olsun Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Türker

yüzden bizde “Gönüllülük ve Sorumlubirşeyin parçası olmaya ihtiyaçları var. kendi giyemeyecekleri şeyleri başkalaluk”, “Gönüllü Yönetişimi” ve “Sürdürürına verdiği bir yaklaşım, ilk kullanıcının Ayrıca ülkemizde ne yapacağını bilmelebilir Gönüllük” kavramlarını kendi yen ancak yardım etmek isteyen ciddi eskiyen eşyasından kurtulması için vebünyemizde esas almakla birlikte, çevsayıda gönüllü potansiyeli mevcut. Biz rildiği bir algıya ve bir toplum davranıbunu gerek saha içinde, gerek interaktif remize bol bol anlatmaya ve bu konuda şına dönüşmemelidir. Aslında bu örnek olmaya çalışıyoruz. konuda tekstil şirketleriyle koordineli bir medya araçlarında geribildirim olarak şekilde çalışarak, giyilmiş ürünlerin geri görebiliyoruz. Aynı zamanda gönüllülük Evsizler konusunda kamusal destek toplumun kalkınmasında bugün Birleşdönüşümü yapılabilir ve kullanılmış alıyor musunuz? Devletin bu konuda miş Milletlerʼin dahi kabul ettiği birşey. ürünleri yeni ürünlere çevirerek dezabir çalışması var mı? Biliyorsunuz geçtiğimiz yıl sonu Türkivantajlı grupların faydalanabilmesi için Daha öncesinde bir dernekle bir kaynak oluşturabiliriz. Şunu unutma- yeʼye BM Gönüllüleri İcra Koordinatör birlikteliğimiz olsa da sadece bir mız gerekir ki sokakta yaşayan insanla- Yardımcısı Toily Kurbanov bu tavsiyeyi platform olduğumuz için herhangi kamu verdi. Gönüllülerin önemine istinaden rın giysi ve ayakkabıları onların hep kurumu veya özel kurumdan ciddi bir de gönüllülük kavramının gelişmesi de üzerindeler. Bu daha çok yıpranma ve destek alamadık. Dernekleşmeyle en az kurumların gelişmesi kadar daha hızlı aşınma payı demektir. Sokaktaki insanların marka değil fakat ka- önemli. Mesela bugün bir çok Sivil Top- birlikte kamu kurumlarıyla diyalog lum Kuruluşu, gönüllüler konusunda ka- kurmaya başladık. Bugüne kadar gösliteli üretilmiş yani dayanıklı ve verimli terdiğimiz faaliyetleri ve şu an yürüttılım ve devamlılık sorunu çektiklerini ürünleri kullanabiliyor olması gerekli. mekte olduğumuz faaliyetleri söylüyorlar. Bu durum aslında gönüllüÖzellikle tüketim ekonomisi ve turbo anlatıyoruz. Evsizler konusunda bildiğilerden değil sivil toplum kuruluşlarının kapitalizmle tüketim ürünlerinin kalitemiz kadarıyla Konya Belediyesiʼnin şu gönüllülüğü yüzeyselce ele alması ve sizleşmesi göz önüne alındığında, ilk an yürüttüğü bir tesis projesi var. Bunun kullanıcı bile eskisi gibi kaliteli ürün kul- (klasik) yönetim güdüsüyle haraket etdışında Aile ve Sosyal Politikalar Balanamazken, kullanılmış eşyaların, gün- mesiyle ilgisi var. Halbuki Yönetim ve kanlığıʼnın yayınladığı son genelgeden Organizasyon alanında günümüz norlerce üzerinde taşıyacağı insanlara memnun olmakla birlikte, kamu kurummal kurumları dahi verimlilik açısından verilmesi, bir farkındalık değil tüketim larının daha önceki yıllara göre daha ilekonomisinin gereğidir. Paydaşlığın far- dikey modellerden yatay modellere gili olduğunu gözlemliyoruz. Bu konuda geçmenin yollarını arıyor. Sivil toplum kına varılıp önem kazandığı günümüz alanında faaliyet gösteren kurumlar üst- Sayın Dr. Fatma Betül Sayan Kayaʼnın dünyasında tüketim ekonomisinden lendikleri rolün farkına varmalıdırlar. Bu etkisi olduğunu söyleyebiliriz. paylaşma ekonomisi denen ekonomi modeline geçmek zoSizin projeyle ilgili ileriye runda olacağızımızın bidönük hedefleriniz lincindeyiz. Bu geçiş neler? sosyal sorumluluk alaAralıksız her gece nında çalışan bizlerin, çorba dağıttık ve dağıtkendisini geliştirmesi ve maya devam ediyoruz emek göstermesiyle birfakat ilk başta özellikle likte kamu ve özel sekhafta içleri parmak sayıtör ile kuracağı doğru sını geçmeyecek kadar diyaloğun verimliliğiyle gönüllü vardı. Bazen hiç orantılı olacaktır. Yardım Derneğin sürekli destekçilerinden Dürümcü Urfalı Hasan Usta, çorba dağıtmaya gelen edilmesine ihtiyaç olduğu kadar gönüllülerin her gün çorbanın baharatlarını temin ediyor. Olimpia Pastanesi gönüllü biri olmayacak ise günlük poğaça ve simitlerle destek oluyor. riskiyle karşı karşıya de yardım etmeye, iyi

78

I MART 2017


Filiz Kanat Güzellik uzmanlığı eğitimini 1998 yılında alarak cilt & vücut anatomisi üzerine uzmanlaştıktan sonra; cilt bakımı, kalıcı makyaj ve zayıflama üzerine en doğru, güvenilir ve sağlıklı yenilikleri araştırıp içinden süzgeç gibi süzerek siz degerli müşterilerine sunmayı ilke edindi.


HADİ SEN DE GEL

Dört Mevsim Bahçeşehir

Benim de çorbada tuzum olsun derseniz Öncelik olarak sokakta yaşayan insanlarla birebir tanışabilmek için çorba dağıtımına katılabilirsiniz, çorba için malzeme gönderebilirsiniz, sokakta yaşayan insanlar için istihdam sağlayabilecek firmalar ile iletişim konusunda bize destek olabilir, sizin de düşündüğünüz projeleriniz varsa bizimle bir araya gelerek projenin gelişimini sağlayabilirsiniz... kaldık ve çok sıkıntılardan geçtik. Şu an her akşam çorba dağıtımına minimum 20-25 kişilik grup katılımı oluyor. Haftanın her bir gününden sorumlu da bir gün sorumlumuz var. Anlayacağınız üzere farkındalık aracı olan temel gıda yardımı konusunda ciddi bir sistem oturttuk. Şimdi bir adım öteye giderek topluma geri kazanım projesine başladık. Aynı şekilde zorluklardan geçiyoruz fakat aynı özveriyle birlikte geçmiş tecrübelerimizi kullanarak zaman içerisinde topluma geri kazanımı sistemleştireceğimizi düşünüyoruz. Uzmanlar ve kliniklerle görüşmeye ve bir model oluşturmaya başladık. Bununla birlikte, evsizlerle ilgili çalışma yapan diğer derneklerle de koordineli bir şekilde çalışarak rapor hazırlayacak ve topluma geri kazanımda destekleyici çözüm planı oluşturmak için diyalog içerisindeyiz.

Unutamadığınız bir anınızı anlatır mısınız?

Bir arkadaşımız evsizler evinde kalıyordu ve biz gönüllülerle birlikte çorbaya çıkıyordu. Daha sonra bu arkadaşımız iş buldu fakat bizimle birlikte halen çorbaya çıkmaya devam etti. Şu anda da İstanbulʼda değil fakat halen konuşup görüştüğümüz çok sev-

80

I MART 2017

diğimiz bir dostumuz. Şu an bu arkadaşımız gibi bir sürü dostumuz sokakta. Normalde bankaya, PTTʼye veya büfeye gittiğinizde, toplumun içinde yaşayan insanların sıra bile kuramadığını, bir birine saygısızlık ettiğini görürsünüz. Bu insanların içinde diplomalı, ünvanlı ve olanaklı insanlar da mevcuttur. Fakat her gece çorba içmeye gelen sokakta yaşayan arkadaşlarımız düzenli bir şekilde sıraya giriyorlar. İkinci bir ekmek istemiyorlar ki arkasındaki arkadaşlara da yetebilsin diye. Bir defasında yolların güvenlik önlemi için kapalı olduğu bir gece, Gezi Parkıʼna çorba götürmek için toprak bir yoldan çorba arabamızı götürmeye çalıştık. Araba düştü ve çorbamızın yarısı döküldü. Çok üzüldük. Çünkü ortalama 200 kişi sıraya geçmiş çorbanın gelmesini bekliyordu. Parkʼa gittiğimizde evsizler bizi öyle üzgün görünce ne olduğunu sordular. Bizde durumu anlattık. Onlar da bize “Her akşam geliyorsunuz zaten bu akşam da çorba içmeyeveririz yarın içeriz, siz üzülmeyin lütfen üzülmeyin” dediler. Bunun gibi bir çok gönüllünün yaşadığı bir başka anı emin olun var ve bu

www.corbadatuzunolsun.org

0505 996 71 34 anılar hepimizin anısı. Bu anılar bizim kolektif bilincimizi oluşturuyor. Bir organizasyonun vizyonu paylaşılarak oluşan bir şeydir. Hepimiz tecrübelerimizi ve öngörülerimizi paylaşarak ortaya bir şey inşa etmeye çalışıyoruz. İnşa etmeye çalıştığımız şey ise, bizim kalplerine dokunmak isterken bizim kalplerimize dokunan insanların, toplumun birlikteliğinde kendini hissedebileceği yaşam alanını kurmak.

Bahçeşehirlilere #Çorbada Tuzun Olsun gönüllüleri olarak bir mesajınız var mı? Sizlere nasıl destek olabilirler?

Sosyal medya hesaplarımızdan bizi takip edebilirler. Bize ulaşarak bizimle tanışabilirler. Gönüllü başvurusunda bulunarak uzmanlıklarını, bilgilerini, becerilerini, deneyimlerini, zamanlarını, enerjilerini, olanaklarını ve kaynaklarını bizimle paylaşabilirler veya bağışta bulunarak projelerimizi hayata geçirmekte zaman kazandırabilirler. Elbet herkesin maddi veya manevi, çorbada olacak bir tuzu vardır. I

Adres: Cihangir Mahallesi, Başkurt Sk. No:19, 34433 Beyoğlu/İstanbul


Varis Esthetic Merkezi Op.Dr.Banu KÜÇÜKPOLAT - Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı

“Varisler yaptığı ağrı ve kramplar dışında rahatsız edici görüntüsü nedeniyle de mutsuzluk kaynağıdır.”

“Varisler erken dönemde tedavi edilmezlerse damar içinde pıhtı oluşması, bacaklarda kramp, geçmeyen ağrılar ve doku kayıpları oluşabilir. Bu nedenle hiçbir varise estetik problem şeklinde bakmayıp ileride ciddi bir sağlık sorununun erken belirtisi olarak algılamalıyız.” diyen Op.Dr. Banu KÜÇÜKPOLAT kadınların korkulu rüyası varisler hakkında bilgiler verdi...

2000 yılından önce varis hastalığının tedavisi genel anestezi altında halk arasında açık ameliyat da denilen vena safena manga stripping (VSM Stripping) operasyonu idi. 2001 yılında dünyada ilk EVLA yöntemi olarakta adlandırılan lazer ile varis ameliyatları yapılmaya başlandı. Halk arasında kapalı ameliyat olarakta bilinen EVLA /EVRA operasyonlarında hastanın genel anestezi almasına gerek yoktur. Kesi, dikiş uygulanmaz. Ağrı yoktur, hasta ameliyattan 2 saat sonra yürüyebilir. Bu avantajlarından dolayı EVL tüm dünyada venöz yetmezlik (varis) tedavisinde ilk seçenek haline gelmiştir. VSM venöz yetmezliğinde EVL de VSM’ye diz seviyesinden Ultrason (US) kılavuzluğunda bir iğne ile girilir, ince bir kateter kasığa kadar ilerletildikten sonra VSM çevresine US kılavuzluğunda tüme-

sen anestezi uygulanır, Kateterin içindeki fiberden lazer enerjisi verilerek VSM kasıktan diz seviyesine kadar kapatılır. Hastaya kozmetik anlamda rahatsızlık veren örümcek ağı şeklindeki yüzeysel kılcal damarlar halk arasında iğne tedavisi olarakta bilinen skleroterapi ile tedavi edilebilir. Skleroterapide polidocanol denilen sklerozan bir madde insülin enjektörü ile hastalıklı damarlara verilir. Polidocanol kılcal damarların içinde endotel hasarına neden olur ve hastalıklı damarlar da fibrozis gelişir. Bir kaç ayda bu kılcal damarlar görünmez hale gelir. Son yıllarda popüler olan köpük skleroterapisinde ise polidocanol hava ile karıştırılarak köpük haline getirilir ve hastalıklı damara enjekte edilir. Günümüzde kılcal varisler ve büyük variköz venler için de en sık kullanılan yöntem sıvı skleroterapidir.

Merkezimizde yapılan tedaviler I Lazer ile varis tedavisi I Radyofrekans ile kılcal I I I I I I I I I I I I

damar tedavisi Skleroterapi ile varis tedavisi Köpük ile varis tedavisi Kardiyak muayene Elektrokardiyografi Yara bakımı Mezoterapi Lipoliz (bölgesel zayıflama) PRP tedavisi Örümcek Ağı Botox Dolgu Kalıcı makyaj

Bahçeşehir 1. Kısım Mahallesi Vali Recep Yazıcıoğlu Cad. Ilgaz 1 Villa 6 No:12 Başakşehir/İstanbul

www.varisesthetic.com - info@varisesthetic.com - varis.esthetic@hotmail.com

Tel: 0212 669 50 83 - 0530 085 05 26


KADINLAR GÜNÜ

Dört Mevsim Bahçeşehir

ÇYDD kadınlarla el ele Birçoğumuz “Baba Beni Okula Gönder”, Kardelenler-Çağdaş Türkiye’nin Çağdaş Kızları”, “Anadolu’da Bir Kızım Var, Öğretmen Olacak” gibi kız çocuklarının okutulması için düzenlenen kampanyaları düzenleyerek hayata geçiren Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni duymuş ya da basından okumuş, takip etmişizdir. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde yarının eğitimli, çağdaş kadınları için emek verip çalışmalar yapan ÇYDD’nin Bahçeşehir Şubesi Başkanı mimar Deniz Bayraktar ile yürütülen projeler ve derneğin faaliyetleri hakkında konuştuk. Hatice Gülçür İnanç Artık herkes ÇYDD’yi tanıyor ama tanımayanlar için ÇYDD hakkında bilgi verir misiniz?

1989 yılında merhum Prof. Dr. Türkan Saylan, şu anda başkanlığımızı yürüten Prof. Dr. Aysel Çelikel ve bir grup kadın öğretim üyesinin birleşerek kurmaya karar verdiği genel merkezimiz “Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, geliştirmek, çağdaş eğitim yoluyla çağdaş insan ve çağdaş topluma ulaşmak amacını güden, ülkenin “çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkması” ülküsü için bilgi, beceri ve deneyim birikimiyle, gönüllü çalışan bir sivil toplum örgütüdür. Bugün 106 şubesi, 15 bine yakın üyesi ve binlerce genci, profesyonel çalışanları ve bağışçılarıyla birlikte binlerce çocuğu ve genci desteklemiş, onlarca projeyi hayata geçirmiş ve yeni projeleriyle de yoluna devam etmektedir. Baş-

ÇYDD Bahçeşehir Şubesi yönetim kurulu üyeleri

82

I MART 2017

çalışmalara başladığımız Şubemiz ise resmi olarak 1 Aralık 1999ʼda kurulmuştur. 130 üyemiz var. Bugüne kadar 1569 üniversite 331 ÇTÇG (İlköğretim-lise) öğrencisine burs verdik. Derneğimizde yönetim kurulumuz ve ona koordineli olarak çalışan burs, eğitim, sosyal ve iletişim komisyonlarındaki gönüllü üyelerimizle faaliyetlerimizi devam ettiriyoruz. Derneğimizde bugün bulunan nokta ile gecelekte planlananı öğrencilerimizle birlikte çalıştık ve ana stratejimizi belirleÇYDD Bahçeşehir ne zaman kuruldu? dik. Öğrencilerden alınan geri bildirimlere Kaç üyeniz var, dernekte neler göre yıllık plan oluşturduk. Çalıştaylar yapılıyor? yaptık ve panelist olmalarını sağladık. Hedefler belirledik: 1999 yılında o tarihte uydu kent olan BahçeGÖğrencilere verilen “Toplumsal şehirʼe yerleşen göDüşünce Tartışmaları” olarak belirnüllü arkadaşlenen konularda seçimlere göre larımızla bir çalışmaları önceliklendirmek. araya gelerek GSeminer, çalıştay, workshop söyleşi şeklinde eğitimlerin planlanması GÖğrencileri eğitim süreçlerinin içine katmak Haber müdürümüz GOrta Öğretim öğrencilerine ev Hatice Gülçür İnanç ziyaretleri gerçekleştirmek GOrtave Başkan Deniz öğretim anne ve çocuklarını tiyatBayraktar roya götürmek GÖğrencilerimizi Genel Merkez projelerine yönlendirmek GOrta Öğretimden daha çok kız öğrenci almak GKomisyon üyeleri tarafından ortaöğretim öğrencilerini paylaşmak ve başarılarını yükseltmek için kontrol altında tutmak

kanımız Prof. Dr. Aysel Çelikelʼin söylediği gibi; “Kız çocuklarını küçük bedenlerinin taşıyamayacağı yükler altında ezilmelerinden kurtarmak için onlara yeni bir hayat sunmak, eğitim vermek, meslek sahibi etmek ve kendi kararlarını kendilerinin verebileceği bireyler haline getirebilmek için uğraşıyoruz. ÇYDD, Türkiye'nin derneğidir. Türk toplumu için çalışmaktadır. Ayrımcılık asla söz konusu değildir. Kız çocuklarının eğitim görmesi aynı zamanda bir ailenin eğitim görmesine eşdeğerdir".

ÇYDD’nin kurulma hedeflerinden birinin okumak isteyen ve okumasına izin verilmeyen kız çocuklarını desteklemek olduğunu biliyoruz. Bu güne kadar kız çocukları ile ilgili hangi projeler hayata geçirildi şubenizde?

ʻKardelenʼ, ʻAnadoluʼda bir kızım var öğretmen olacakʼ, ʻBaba beni okula



KADINLAR GÜNÜ

Dört Mevsim Bahçeşehir

gönderʼ, ʻBir ışıkta siz yakınʼ, ʻDeniz Yıldızıʼ, ʻTürkel Minibaşʼlar yetişiyorʼ ve en son ʻEğitim Evleriʼ projeleri yapılıyor. Bizim de sorumlu olduğumuz Ferhat Şenatalar Eğitim Evi 3 yılda birçok öğrenciye eğitiminde hizmet vermiştir. Genel Merkezʼe bağlı olarak yürütülen Mentörlük projemiz var: Üniversite mezunlarımıza özgüven kazandırmak istiyoruz, nasıl iş aranır, nasıl özgeçmiş hazırlanır, nasıl giyinilir, nasıl davranışlar sergilenmeli gibi konularda bilgilendirmeler yapıyoruz. Sonuç olarak okulun dışındaki eğitimlerine de önem veriyoruz. Derneğinize sadece kız çocukları değil veliler de geliyor ve bir kısmıyla çok güzel çalışmalar yaptığınızı biliyoruz. Bunlardan biri de “Kadınlarla El Ele” projesi. Bu projenin amacı neydi, kaç kişi katıldı, geri dönüşleri nasıl oldu? ICF’den de kısaca bahseder misiniz?

ICF Uluslar Arası Profesyonel Koçluk Derneğiʼnin kısaltılmış ismidir. Genel Merkezimizin 10 yıldır sürdürmekte olduğu ʻGençlerle Eleleʼ projesinden alınan ilhamla oluşturulan ʻKadınlarla Eleleʼ projesi, burs verdiğimiz ÇTÇG (ortaöğretim) annelerine ve gönüllülerimize farkındalık ve gelişim kazandırmayı hedefleyen 6 haftalık 15 günde bir eğitim düzenlendi. Hafta sonları saat 10-13.00 arasında düzenlenen bu eğitim ICF Koçları Didem Yılmaz ve Hakkı Bosnalı tarafından verildi. Eğitimde velilerimize, Nuray Akmeriç ve Gönül Çağdaş koordinatörlük yaptı. Eğitimin sonunda kursiyerlerimize; GKendine güven GKendini ve çevresindekileri takdir etme Gİletişim dilini güzelleştirme Gİç eleştirmenini ayırt edebilme ve eylemlerini seçebilme GGüçlü yanlarını görebilme GYargılayan zihniyetini ve ön yargılarını fark edebilme GHayatı için hayaller kurup, hedefler belirleyebilme GKendini ifade edebilme nitelikleri kazandırıldı. Velilerimizle çok keyifli ve verimli saatler geçirdik. Geri dönüşler çok iyiydi. Zaten gelişmeye ve bilgiye açık olan kadınlarımız hafta sonu öğrendikleri bilgileri hayata geçirerek bir sonraki hafta aile, çocuk ve arkadaş ilişkilerinde ne kadar olumlu ve çözümleyici olabildiklerini ifade ediyorlardı. Kendilerini tanıma, ifade edebilme ve özgüven kazanma konusundaki gelişme süreçleri 6 hafta içinde inanılmazdı. Kadınlarla El Ele Projesi dışında ÇYDD tarafından kadınların gelişimi için yapılan hangi projeler var?

ʻKadınlarla el eleʼ projesinin 2. bölümü yazılım aşamasında. 1. projeye katılan

84

I MART 2017

“Evlatlarımıza yaşayabileceği bir ülke bırakabilmek için elinden geleni yapabilecek herkese derneğimizin kapısı açıktır.”

velilerimizle birlikte merak ve heyacan içinde beklemekteyiz. Ayrıca Şubemiz tarafından ʻİlmek ilmek Psikolojiʼ projesi Mart ayı içinde velilerimizle başlatılacaktır.

Derneğiniz partiler üstü ve tamamen gönüllülerden oluşan bir sivil toplum kuruluşu. Toplumdan yeterince destek alabiliyor musunuz?

Çok duyarlı gönüllülerimiz var. Desteğini esirgemeyen tüm üye ve gönüllülerimize teşekkür ederiz. Ne kadar çok gönüllüye ulaşabilirsek, o kadar çok genci projelerimize kavuşturabiliriz. Okumak için çırpınan ama ulaşamayan bilgiye susamış ve erişemeyen, o kadar çok öğrenci var ki! Gönüllü ya da üye olarak size nasıl destek olabilirler?

Üyelik için; T.C. vatandaşı ve 18 yaşın üstünde olmaları yeterli. Çok cüzi bir üyelik aidatımız var. Üye olmadan da gönüllü olarak destek verebilecek: haftada şu kadar saat vaktimi dernek çalışmalarına ayırmak istiyorum, örneğin çorbada benim de tuzum olsun diye kitap, kırtasiye, yün, kumaş, incik-boncuk, kurdele, kumaş boyası, kağıt vb. malzeme alabilirim veya emeğimi, bilgimi paylaşmak isterim; çocuklara matematik, satranç, müzik, resim vb. ders verebilirim, gezilere, seminer-

lere, sinema günlerine veya diğer sosyal faaliyetlere katılarak destek verebilirim, benim vaktim ve emek harcayacak durumum yok ama maddi destek sağlayabilirim, aracımla çocukları sinemaya, tiyatroya götürmenize yardım ederim, onlara kumanya yardımında bulunurum, evimde müzik aleti var (piyano, keman, flüt vb.) bağışlayabilirim diyen eğitimi ülkemizin tek umudu olarak gören tüm gönüllülerimizi derneğimize bekliyoruz. ÇYDD’nin Bahçeşehirlilere mesajı nedir? Ne söylemek istersiniz?

Unutmayalım ki bir kadını eğitirseniz bir kuşağı eğitirsiniz. Kadın aydınlanırsa toplum aydınlanır. O zaman kimsenin bu toplumun önüne geçmeye gücü yetmez. Geleceğimize imza atacak olan tüm hemşehrilerimizin, çocuklara, gençlere, yaşlılara, eğitime, çevreye, mimariye, yeşile, kültüre, sanata ve birbirimize duyarlı olmalarını arzu ederken, bu Dünyaʼya herkesin farklı bir pencereden baktığını ama bizlerin doğruyu görebilmesi gerektiğini ve evlatlarımıza yaşayabileceği bir ülke bırakabilmek için elinden geleni yapabilecek herkese derneğimizin kapısının açık olduğunu ifade etmek isteriz. Tüm Bahçeşehirli kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günüʼnü kutluyoruz. Saygı ve sevgilerimizle I ÇYDD Bahçeşehir Şubesi iletişim bilgileri: Enver Paşa Cad. Yakup Cemil Sok. Açelya Evleri E:39 D:6 (Regnum Elitkent Uyum Market Sokağı) Esenkent Tel: 0212 672 01 05 Fax: 0212 672 51 85 E-posta: bahcesehir@cydd.org.tr


%$+ %$+&(6(+ +&(6(+ 6 L5

& $ / 4*


KADINLAR GÜNÜ

Dört Mevsim Bahçeşehir

Dünyanın en büyük kadın sivil toplum kuruluşu Inner Wheel’in 2016-2017 teması

Bir kalbe dokun

Inner Wheel dünyada 5 kıta, 103 ülkede yaklaşık 3900 kulüp ve 120.000’den fazla üyesiyle faaliyette olan, dünyanın en büyük kadın sivil toplum kuruluşudur. Öncelikli olarak kadınlar, çocuklar olmak üzere ihtiyacı olan herkese, her yıl yeniden belirlenen teması rehberliğinde, el uzatmaya çalışıyor. Inner Wheel’in bu yılki teması ‘Bir kalbe dokun’

Dünyanın en büyük kadın sivil toplum kuruluşu Inner Wheelʼi 2016-2017 IW 242. Disrict Chairman Bölge Başkanı Müge Es anlatıyor. “Atatürk ilkelerine bağlı çağdaş, laik, aydın Türk kadınları olarak, ilerici bir düşünce ile, sevgi ve dostluk bağları içinde, insanlık adına hizmet verdiğimize inanıyoruz. İlk IW Kulübü 10 Ocak 1924ʼde İngiltereManchesterʼde kurulmuştur. 1928 yılında İngiltereʼde ilk Bölge kurulmuş 1934 yılında da İngiltere ve İrlanda Kulüpleri federasyon kurmuşlardır. İngiltere, İrlanda, İskandinavyaʼdan sonra diğer ülkelere hızla yayılan IW, 1967 yılında Uluslararası kimliğini kazanmıştır. IWʼin ayrıca Birleşmiş Milletlerʼde temsilcileri bulunmaktadır. Ülkemizde Edirneʼde ilk IW Kulübümüz 1990 yılında kurulmuştur. Türkiyeʼnin Uluslararası IW yazışması ve çabaları sayesinde KKTC 2 Kulübümüz Girne ve Lefkoşa Kulüplerimiz bağımsız olarak kabul edilmiştir. Kulüplerimiz Charter (Kulüp Lisansı) Belgelerini alarak Uluslararası kimliklerini kazanmışlardır. Kulüplerimizin 242. Bölge Federasyonu ilk İstanbulʼda, ikincisi 244. Bölge Federasyonu İzmirʼde kurulmuştur. Türkiyeʼde 13 Kulüp ve yaklaşık 450ʼye yakın üye ile hizmet vermekteyiz. Önemli bazı faaliyetlerimiz, projelerimiz ve ödüllerimizi sıralarsak: 1. Kız öğrencilerimiz başta olmak üzere burs vererek öğretimleri boyunca eğitimlerine destek vermekteyiz. 2. Spina Bifida (Ayrık Omurga)

86

I MART 2017

hastalığını önlemek için Kadın Eğitim Projesi, 3. Çocuk ve Kadın istimarı önleme projesi, 4. Sağlık hizmetleri projesi, 2016-17 dönemi ortak projemiz kapsamında Memeder ile meme, Kalp Vakfı ile kalp, Beyoğlu Göz Hastanesi ile göz taraması, Diyabet Vakfı ile diyabet arama projeleri. 5. Nisan 2012 tarihinde 15. Konvansiyonu İstanbulʼda organize edip Dünyaʼdan gelen 2500 üyemizi konuk ettik. Özveri ile gerçekleşen Konvansiyan hem Türkiyeʼnin tanıtımı hem de başarılarımızı bir kez daha öne getirmiş oldu. 6. Omurilik Feçlileri Derneğiʼne ve Zihinsel Engelilerʼe ihtiyaç talebine göre gerekli desteği sağlamak, Fiziksel aktivitelerini genişletmek için Yurtiçi ve Yurdışı Engelliler Kamplarıʼnda hoşça vakit geçirmelerini sağlamak. 7. Margarette Golding Ödülü; Margarette Golding Ödülüʼnün verilmesine 2000 yılında İsveç, Stockholm'daki Konvansiyonda karar

verilmiş ve ödül 2001 Eylül ayından itibaren verilmeye başlanmıştır. Bu ödül kamu yararına büyük övgüye layık bir hizmet yapmış kimselere verilmekte olup şimdiye kadar TÜRKİYE IW dahil 200'ü aşkın kişiye verilmiştir. 8. 8 Mart Kadınlar Günü ve Haftası etkinliği; Bu yıl kadınlar günü 09 Mart 2017 tarihinde IW 242. Bölge Federasyonuʼnun görevlendirdiği Beyazıt IW Kulübü Akatlar Kültür Merkeziʼnde saat 11:00 itibariyle gerçekleştirecektir. 9. Okullarımıza ihtiyaçları doğrultusunda kırtasiye ve okul ihtiyaçlarını, öğrencilerimize giysilerini temin edip ulaştırmak, 10. Çocuk yuvalarındaki çocuklara ve ilköğretim öğrencilerine güzel vakit geçirmelerini sağlamak amacıyla Akvaryum Tiyatro ve Tema Parklarına, Müze ziyaretlerini gerçekleştirmek, İlköğretim öğrencilerine ünlü şarkıcılarımızı, tiyatrocularımızı, yazarlarımızı, sanatçılarımızı tanıştırıp hoşça vakit geçirmelerini ve faydalı bilgileri almalarını sağlamak, 11. Engellilere ihtiyaçlarına göre sağlık hizmeti desteği vermek ve özel araç gereçleri, özel, sınıf düzenleme taleplerini temin edip ulaştırmak, 12. Eğitim ve sağlık seminerleri organize ederek halkımızı bilinçlendirmek, 13. Huzur Evlerini ziyaret edip onlarla güzel vakit geçirip ihtiyaçlarını temin edip ulaştırmak, 14. Doğal afetlerde halkımıza destek vermektir.



ADVERTORIAL

“Bir çocuğun üstün zekâlı olduğu nasıl anlaşılır?” Okyanus Kolejleri Üstün Zekalılar ve Üstün Yetenekliler Bölümü’ne akademik destek veren üstün zekalı çocukların eğitiminde Türkiye’deki ilk profesörlerden Prof. Dr. Ümit Davaslıgil, üstün zekalı çocuklar ile ilgili bilmemiz gereken detayları sizler için anlattı... Bir çocuğun üstün zekâlı olduğu nasıl anlaşılır? Çocuğunuzun zaman zaman farklı davranışlarını görüpte ʻAcaba bu çocuk üstün zekâlı mıʼ diye düşünüyorsanız o zaman bu sayfalar tam sizin için. Okyanus Kolejleri Üstün Zekâlılar ve Üstün Yetenekliler Okulu Eğitim Danışmanı, üstün zekalı çocukların eğitiminde Türkiyeʼdeki ilk profesörlerden olan Prof. Dr. Ümit Davaslıgil, üstün zekalı çocuklar ile ilgili bilmemiz gereken detayları anlattı... Bir çocuğun üstün zekâ potansiyeline sahip olup olmadığı evde aile gözlemleri ve eğer devam ettiği bir okul öncesi eğitim

Prof. Dr. Ümit Davaslıgil

88

I MART 2017

varsa buradaki öğretmen gözlemlerinden yola çıkılarak saptanabilir. Bunun yanında akran mukayesesi ve arkadaş görüşleri de bu konuda ipucu verebilir. Bebeklik döneminde ise gelişim testleri sonuçları, anlamlı bakışlara sahip olması, amaçlı el ve ayak hareketleri, bir oyuncakla kendini oyalayabilmesi çocukların üstün zihin kapasitesine sahip olabilece- ğinin göstergelerindendir. Dil gelişimi, dikkat suresi, sorgulayıcı yapıya sahip olma, okuma becerisini kendi kendilerine kazanma gibi özellikler okul öncesinde öğrencilerin saptanmasında genel ortak ipuçları olarak sıralanabilir. Birden çok işi aynı anda yapma isteği, dünya sorunlarına ve çevreye karşı duyarlılık, keskin adalet duygusu, lider olma eğilimleri ve kendi kararlarını alma konusundaki başarıları üstün zekâlı çocukların belirlenmesinde yararlanılan ipuçları olarak sıralanabilir.

Üstün zekâlı bir çocuğa sahip olan ebeveynlerin çocuklarına karşı davranışları nasıl olmalıdır? Her şeyden önce ebeveyn olarak çocuklarımızı çok iyi tanımak gerekiyor. Güçlü ve zayıf yönlerini iyi gözlemlemek, anlamak ve bu durumu çocuğa iyi bir şekilde anlatmak gerekiyor. Üstün olduğu alanları anlatırken bunun tek başına başarı için yeterli olmayacağını ve ek çabalar gerektirdiğini açıklamak gerekir. Çocukların ilgi alanlarını iyi gözlemlemek ve bu ilgi alanlarındaki taleplerini karşılamak gereklidir. Sorgulayıcı yapıları karşısında iyi bir rehber olarak onları bilginin kaynağına yönlendirmek onlara verilebilecek en büyük destektir. Eğitim ortamlarında ve günlük hayatlarında hem kendileri gibi üstün zihin kapasitesine sahip bireylerle hem de normal düzeyde olarak nitelenen bireylerle iletişim içinde olmaları sağlanmalıdır. Başkaları tarafından anlaşılmadıkları konularda kendi düzeylerindeki bireylerle paylaşımda bulunabilir ve bu konuda tatmin olabilirler. Arkadaş gruplarında zihinsel açıdan tatmin olabiliyorken sosyal açıdan bu grup kendilerine yeterli gelemeyebilir. Bu gibi durumlarda onları ayni zamanda başka arkadaş gruplarına da yönlendirmek gerekir. İlgi alanları doğrultusunda ve


Okyanus Kolejleri

zihin sel olmaktansa bedensel berecilerini kullanabilecekleri ortamlar arkadaş grupları için tercih edilebilir. Okyanus Kolejleri Üstün zekâlı çocuklara nasıl bir eğitim imkânı sunuyor?

Öncelikle, Okyanus Kolejleri, üstün zekâlı ve yetenekli çocuklar için farklılaştırılmış eğitim teknikleriyle zenginleştirilmiş eğitime 2010 yılında Bahçeşehir kampüsünde başlamış ve 2012 yılında Ataşehir, 2015 yılında ise Kemerburgaz kampüslerinde açılarak büyümeye devam etmiştir.

OKYANUS’UN EN DERİN YERİ

Okyanus Kolejleri, Dünya Üstün Zekâlılar Konseyiʼnin 21 farklı ülkeden akreditasyon verdiği 32 kurumdan biridir. Tamamı üstün zekâ kapasitesine sahip (Uluslararası geçerliliği ve güvenirliliği olan zekâ ölçekleri ile belirlenen) öğrencilerden oluşan maksimum 18 kişilik sınıflarda toplam 300ʼe yakın öğrenciye, farklılaştırılmış eğitim tek-

nikleriyle zenginleştirilmiş, akademisyen destekli özgün bir müfredat uygulanmaktadır. Okyanus Kolejleri aynı zamanda Maltepe Üniversitesi Özel Eğitim Bölümü Üstün Zekâlılar Öğretmenliği Anabilim Dalı Resmi uygulama okuludur.

Okyanus Kolejleriʼnde bulunan yaklaşık 300 üstün zekâlı ve yetenekli öğrenciye Üstün Zekâlılar ve Yetenekliler Öğretmenliği lisans programından mezun üstün zekâlılar öğretmenler aracılığıyla, homojen sınıflarda; hızlandırma, gruplama ve zenginleştirme çalışmaları uygulanmaktadır. Uygulanan eğitim müfredatı, üstün potansiyelli çocukların ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte farklılaştırılmış eğitim teknikleriyle de desteklenerek oluşturulmuştur. Ayrıca çocukların bilişsel ve sosyalduygusal gelişimlerini desteklemek amacıyla; Üretken Düşünme Becerileri, Sosyal Duygusal Gelişim, Zekâ ve

Akıl Oyunları, Astronomi, Drama ve Lego-Robotik-Kodlama dersleri de örgün eğitim kapsamında programa dâhil edilmiştir. Maksimum 18 öğrenci kontenjanına sahip sınıflarda eğitim gören öğrenciler, bireysel projeler ve sosyal sorumluluk projeleri ile de desteklenmektedir. Okyanus Kolejleri Üstün Zekâlılar ve Yetenekliler İlkokulu’na öğrenci seçimi nasıl olmaktadır?

Öğrencilerin eğitim-öğretim faaliyetlerini üstün zekâlılar okulunda devam ettirmesi 3 aşamanın sonunda gerçekleşmektedir. G Öğrenciler ilk olarak hazırlanan Genel Akademik Beceri Sınavıʼna dahil olmaktadır. G Olumlu sonuç alan öğrenciler için okul psikologları aracılığıyla Gözlemlenmektedir. G Her iki aşamanın da olumlu sonuçlandığı öğrencilere Uluslararası geçerliliği ve güvenirliği olan zekâ ölçekleri uygulanmaktadır. I

MART 2017 I

89


www.eurosun.com.tr


608 1 000 (pbx)


EĞİTİM

Hayatımızdaki ‘Mit’ler... Türk Dil Kurumu “mit” kavramını; “geleneksel olarak yayılan veya toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren alegorik bir anlatımı olan halk hikâyesi, mitos”, veya “efsaneleşen kavram veya kişi” olarak tanımlar. Mitoloji de, mitlerin nasıl ortaya çıktıklarını, ne anlama geldiklerini yorumlayan bir bilim dalı olarak tanımlanır. Geçmişe dönük eğitim-öğretim yaşantılarına bakıldığında masalların, efsanelerin, hikâyelerin, öykülerin çoğunun hafızalardaki yeri anımsanır. Kim hatırlamaz dedeler, anneanneler, babaanneler, büyük abiler, ablaların ve tabii ki öğretmenlerinin sınıfta anlattıkları hikayeleri, masalları.. Kimi zaman merakla, heyecanla, sabırsızlıkla, dikkatle, soluksuz, keşke bitmese diye ve “hadi bir daha anlat” ısrarıyla, kimi zaman da korku, ürkek, endişe, kaygıyla “sığınacak bir yer ararcasına” dinlenir masallar, efsaneler, hikayeler.. Nedir bu “mit” lerin, bir şeyi dinlerken ki insan üzerindeki etkisi? Bir öğrenme ortamında eğitmen (öğretmen=sunum yapan) dinleyenlerin (öğrenci=katılımcı) dikkatini çekmek için onlarca yol dener ve dinleyicilere daha etkili bir sunum yapmaya çalışırken “mit” yoluyla bir anda duygu-biliş (zihin) durumlarını değiştiren bu büyülenmiş etki neden olur? Türk Dil Kurumu “mit” kavramını; “geleneksel olarak yayılan veya toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren alegorik bir anlatımı olan halk hikâyesi, mitos”, veya “efsaneleşen kavram veya kişi” olarak tanımlar. Mitoloji de, mitlerin nasıl ortaya çıktıklarını, ne anlama geldiklerini yorumlayan bir bilim dalı olarak tanımlanır. Öğretmenler sınıf ortamına gelmeden önce konu, kavram, tema, öğrenme alanları ile ilgili sayısız etkinlikler hazırlarlar. Öğrenmenin daha kalıcı olması için çaba harcarlar. Öğrencilerin edinecekleri kazanımların hangi yollarla olacağını gözlemlediklerinde, farkına vardıklarında o yolları daha sık kullanırlar. Planlı bir öğretmen

92

I MART 2017

öğrenme çevresinde öğrencilerinin öğrenme çıktılarının kalıcı izli davranışlara yerini bırakması ve gelecekte de bu davranışları tekrarlamaları için efor sarf eder. Öğrenmede hikâyelerin, mitlerin önemi ile ilgili akademik bilgilere göz gezdirirken Caine&Caine (2002) çalışmasından küçük bir kesiti sizlerle paylaşayım: “Hikâyeler ve mitler, içeriği birbirine bağlamaya yardım eder ve doğal belleğe destek olur… Hikâyelerin güçlü bir etkisi vardır, çünkü zaman içindeki bilinti ve kavrayışları birbirine iliştirirler. Aslında, bilintinin hikâye formunda örgütlenmesinin beynin doğal bir işleyişi olduğuna inanmak için güçlü nedenler vardır. Yerel sistemin hayatımızda süregelen yaşantıların her an kaydını tuttuğumuzu hatırlayalım. Bunu tamamen rastgele bir biçimde yapmaz, sürekli olarak yaşantıları anlam çıkarmak için elemeden geçirir. En alt düzeydeki hikâye anlamlı bir teması olan bir yaşantılar dizisidir. Lokal sistem her bireyin hayat hikâyesini kaydeder. Esasında her birimiz bir hikayeyi yaşıyoruz ve başkalarıyla ilişki kurduğumuz yollardan birisi onların hikayeleriyle empati kurmakla oluyor. Şema ve içerikler belleğe destek olurlar. Beyin araştırmaları da bu kanıtları doğrular ve hikâyelerin neden bu kadar önemli olduğunu açıklar... Öğretmenler yeni bir konuyu bazı geçmiş olayları anlatarak getirdiklerinde hikâyelerin gücünün farkına varırlar. Sorun şu ki, kuru bir tarihsel anlatı, genellikle hikâyenin gücünün kaybolmasına neden olur. Bizim yaşantılarımız heyecanlandırıcıdır. Duygu, gizem, gerilim ve heyecanın doruğa ulaştığı anları içerirler. Hayal ürünü veya

gerçek DOÇ. DR. olabilirler. MEHMET İNAN Kilit nokta hikâyeleri kullanma sanatının öğrenilmesidir… Arayış (düşler), kişisel iddialarımızı ve kendi derin anlamlarımızı içine oturttuğumuz bir hikâyedir. Wimbledon’da kazanmayı, uzay mekiğinde uçmayı, büyük bir roman yazmayı, yeni büyük bir bilgisayar programı geliştirmeyi arzulayan insanlar, kişisel bir düş yaşamaktadırlar. Yaşantılarını derinden gelen dürtüleri etrafında birleştirir ve genel temaya çok benzer bir şekilde kendi kendilerine örgütlerler. Bundan, bir şekilde öğrencinin düşlerini işe koşmaya iten bir projeyle okulda da yararlanılabilir”. Esasında hikâyeler, mitler sadece okul ve öğretmenin kullandığı bir araç gibi görülse de yaşamın pek çok alanında bilerek ya da bilmeyerek onlara yer veriliyor. Okul ve öğretmen için bunlar hedefler/kazanımlar doğrultusunda yapıldığında, öğretilmek istenilen konu daha kalıcı olabilir. Çocuğunuzun uyku saati geldiğinde ona okuyacağınız hikâyeler gelecekte onun hayatında ne kadar tatlı bir anı bırakacaksa, öğrencilerimiz için de hedefe yönelik mitleri kullanmak onların geleceği kurgulamalarında yararlanacakları ipuçları olarak hizmet edecektir. Günümüzde yaşadığımız gerçek bir olay belki gelecekte bir “mit” olacaktır.. Kim bilebilir ki? I KAYNAKÇA: Caine, R. N & Caine, G. (2002). (Editör: Gülten Ülgen). Beyin temelli öğrenme. Nobel yayın dağıtım. Ankara.



SPOR

SAVAŞ KAHRA

MAN

BAHÇEŞEHİR VOLEYBOL SP OR KULÜ KOORDİNATÖR BÜ Ü

Yürüyerek zayıflayın Değerli okurlarımız yeni sayımızdan hepinize merhaba, kış mevsimini geride bıraktığımız ay olan mart sayımızda daha öncede buradan sizlerle paylaştığım bir konu olan kilo verme ve spor ilişkisi üzerinde duracağım. Tekrar bu konuya değinmemin sebebi mesleğim gereği çevremdeki bir çok insanın bu konuda bana değişik sorular yöneltmesi oldu. Yaklaşan bahar ayları ve ardından gelecek olan yaz mevsimi sebebiyle kışlık kalın giysilerimiz üzerimizden çıkacak ve daha ince ve rahat kıyafetler bunların yerini alacak, haliyle kışın alınan fazla kilolar da ortaya çıkacak, maalesef bana yöneltilen sorular da daha çok estetik kaygılarla soruluyor. Yine de ben bir spor insanı olarak egzersizin mevsimlik bir faaliyet olarak değil tüm yıla yayılan bir etkinlik olarak planlanmasını, bir yaşam felsefesi olması gerektiğini dile getiriyorum. ‘Hocam tabii ki sizin için söylemesi kolay çünkü mesleğiniz gereği siz hep spor yapıyorsunuz, biz işten ve çocuklardan spor yapmaya vakit ayıramıyoruz’ diyenler çoğunlukta ama ‘hocam söz bir başlayayım bir daha bırakmayacağım’ diyenler de var. Değerli okurlarımız, kilo vermek ve fit bir vücuda sahip olmak için sizlere önerebileceğim en temel egzersiz

94

I MART 2017

Sabah saatlerinde sadece bir saat ayırarak yapacağınız tempolu yürüyüş ile gün boyu enerji dolu bir bedene ve hızlı bir metabolizmaya kavuşabilirsiniz. Güne spor yaparak başladığınızda kalori yakımı artar, vücudunuz güne hazırlanır, esner ve enerji toplar.

yürüyüştür. En az maliyetle yapabileceğiniz bir egzersiz olan yürüyüş için baharla birlikte açık alanları tercih edebilirsiniz, yani pahalı spor salonlarına gidip üyelik yaptırmak zorunda değilsiniz. Günde yaklaşık bir saatinizi ayırarak hem kilo verip fit bir vücuda sahip olabilirsiniz. Tabii ki mutfak kısmına da dikkat etmeniz gerekiyor, unutmayın kilo vermek alınan ve yakılan kalorilerle alakalı bir durumdur. Sabah saatlerinde sadece bir saat ayırarak yapacağınız tempolu yürüyüş ile gün boyu enerji dolu bir bedene ve hızlı bir metabolizmaya kavuşabilirsiniz. Güne spor yaparak başladığınızda kalori

yakımı artar, vücudunuz güne hazırlanır, esner ve enerji toplar. Yürüyüşün ardından sağlıklı bir kahvaltı yapmanız önemlidir. Günün ilk öğünü olan kahvaltı, bir poğaça ya da simitle geçiştirilemeyecek kadar önemlidir. Eğer sabah saatlerinde spor yapmak için yeterli zaman ve uygun koşulunuz yok ise akşam saatlerinde de yürüyüşe çıkabilirsiniz. Yani mutlaka sabah yürüyeceksiniz diye bir kural yok. Sadece sabah saatlerinde yürümenin vücuda olan etkisi akşam saatlerine oranla daha yüksektir ama sonuçta akşam yürüseniz de olur. Yürüyüş ve koşu sırasında yanınızda mutlaka su bulundurun, yemeklerden hemen sonra egzersiz yapmayın, uzun süredir spor yapmıyorsanız ani yüklenmeler yapmadan yavaş yavaş sürenizi ve temponuzu arttırın. Başlangıçta ısınma, bitirişte ise mutlaka soğuma egzersizleri yapın. Yanınızda sohbet edeceğiniz bir arkadaşınızın olması sıkılmanızı engeller ve motivasyonunuzu artırır. Arkadaş bulamıyorsanız kulaklıkları takıp müzik dinlemek de çok eğlenceli oluyor. Değerli okurlarımız diğer sayımızda buluşuncaya dek hepinize sağlıklı ve fit günler diliyorum. Sevgiyle ve DÖRT MEVSİM SPOR’la kalın…I



GÜZELLİK

GÜZEL FİKİRLER

Bu yıl siz değil, yüzünüz konuşacak! YASEMİN YURTMAN CANDEMİR

Bu yıl ojeden allığa, rujdan maskaraya tüm ürünler renkleniyor. Yeni sezonda “ne kadar renkli olabilirseniz o kadar iyi” diyor makyaj uzmanları. Ama doğallığı da unutmayın. Yüzünüze uygulayacağınız fondöten kesinlikle çok ince olmalı, renkler abartmadan harmanlanmalı.

Bu yıl özellikle gözde ve dudakta çarpıcı renkler, yüzümüzde ise birden fazla bölgenin aynı anda ön plana çıkarılacağı bir makyaj uygulaması kadınları bekliyor. Özellikle yazın çok renkli ve eğlenceli makyajlar ile karşılaşacağız. Kadınların alışılmış, tekdüze makyajları, yerini; turunculara, mavilere, yeşillere, fuşyalara bırakıyor. Metalik dokular, kremsi efektler renkli dudaklar, yüzün yanı sıra ruhumuzu da renklendiriyor. Doğru uygulamalar için Sephora Ulusal Make-up artisti Murat Beklerʼin anlattıklarına kulak verin. Bu sene sıklıkla yüzde ombre uygulamaları ve draping görüyoruz. Nedeni nedir?

Ombre dudaklar 90ʼların günümüze uyarlanmış hali diyebiliriz. Dudak çerçevesi ruja göre biraz daha koyu fakat 90ʼlarda ki gibi net değil: daha harmanlanmış degradeli geçişler var.

Bu yıl kadınlar renkli jumbo kalemleri, renkli glossları ve renkli maskaraları çantalarına mutlaka eklesinler.

96

I MART 2017

Kalıcı makyaj uygulamaları ve ürünlerinin talep görmesini neye bağlıyorsunuz. Bu kimyasal açıdan zararlı mı?

Kadınlar makyaj konusunda yeteneklerini keşfetmedikleri ve


VÜCUDUNU YAZA PRONAIL İLE HAZIRLAMAYA NE DERSİN?

Hemen Randevu Al,

%30

12 SEANS 1.900TL Yerine

1.500TL

Ultrasound ile Çatlak Tedavisi

’a Varan

İNDİRİMLERİ KAÇIRMA! Radyo Frekans ile

Selülit Tedavisi

12 SEANS 1.400TL Yerine

1.200TL

PRONAIL BAHÇEŞEHİR

1. Kısım Süzer Bulvarı 3M Migros İçi Dükkanlar Bahçeşehir / İstanbul Tel: 0212 672 18 29 Instagram: @pronailbahcesehir Online Randevu İçin: www.pronail.com.tr

8 SEANS 900TL Yerine

700TL

Ultrasound ile Bölgesel Zayıflama

Mezo Terapi ile Kırışıklık Giderme

8 SEANS 1.600TL Yerine

1.200TL


GÜZELLİK

Ojeden allığa, rujdan maskaraya tüm ürünler renkleniyor... pratik yapmadıkları için kalıcı makyaj kolaylarına geliyor. Bu sebeple tercih ettiklerini düşünüyorum. Fakat bir süre sonra kadınlar bu durumdan pişman oluyorlar çünkü trendler devamlı değişiyor fakat onlar hep aynı görüntüde kalıyor. Ne kadar renkli o kadar iyi diyebilir miyiz bu sezon için?

Bu trend ile birlikte bütün renkli makyaj ürünleri de ön plana çıkacak: ojeden allığa, rujdan maskaraya tüm ürünler renkleniyor. Yeni sezonda ne kadar renkli olabilirseniz olun diyorsak bir o kadar da doğallığı unutmayın diyoruz. Yüzünüze uygulayacağınız fondöten kesinlikle kalın olmamalı, doğal görüntü ciltte yine çok önemli. Aslında cilt bakımının önemi çok büyük. Nemli ve aydınlık bir cilt çok önemli. I

Aydınlık cildin kuralı!

Cilt bakımına önem vermeliler, peeling ve haftalık maske yapmalarını öneriyorum. Kağıt maskeler bunun için birebir. Hem çok pratik hem de cilde anında etki ediyor. Doğal bir görünüm için kendi ten renklerinde bir fondöten seçmeliler, ten renginden daha koyu fondötenler kadınları doğallıktan uzaklaştırıyor.

98

I MART 2017


BAKIMLI EL VE AYAKLAR İÇİN SİZİ DE BAHÇEŞEHİR PRONAIL’E BEKLİYORUZ EXPRESS MANİKÜR

SIGNATURE

MANİKÜR

39.

29.

REÇETELİ PROTEZ TIRNAK

90 TL

JEL PROTEZ

TIRNAK

125.

50.

150.

00 TL

00 TL

MEDİKAL PEDİKÜR

49.

90 TL

90 TL

KALICI OJE EL

MEDİKAL MANİKÜR

DEFORME TIRNAK

00 TL

TIRNAK MANTARI

60.

65.

89.

00 TL

90 TL

NASIR BAKIMI

00 TL

BATIK

ÇATLAK TOPUK

TIRNAK (TEL)

45.

45.

00 TL

00 TL

300. 00 TL

Hizmetlerimiz’den Hem Bay Hem Bayan Müşterilerimiz Faydalanabilir. DİĞER HİZMETLERİMİZ

975 TL

850 TL

190 TL

700.

600.

KALICI DUDAK RENKLENDİRME

MICRO BLADING NANO KIL TEKNİĞİ KAŞ DİZAYNI

00 TL

150.

00 TL

00 TL

İPEK KİRPİK UYGULAMASI

PRONAIL BAHÇEŞEHİR

1. Kısım Süzer Bulvarı 3M Migros İçi Dükkanlar Bahçeşehir / İstanbul Tel: 0212 672 18 29 Instagram: @pronailbahcesehir Online Randevu İçin: www.pronail.com.tr


İlkbahar/Yaz New York Moda Haftasından MODA

http://www.benguarslan.com / http://www.instagram.com/benguarslan

Uzun ve zorlu bir kışın ardından nihayet ilkbahara kavuştuk! Güneş içimizi ısıtırken, mağaza vitrinlerindeki şişme kabanların yerini tiril tiril kumaşlar almaya, giyimlerimiz DAMLA DUMAN konusunda seçeneklerimiz çoğalmaya başladı. Peki siz ilkbahar gardırobunuzu oluşturdunuz mu? Moda haftalarından ilham almak ve ilkbaharın genç ruhunu yansıtmak isteyen tüm moda severler, şimdi gardırobunuzda biraz yer açın ve kaynağını bu senenin New York moda haftasından alan 2017 İlkbahar/Yaz trendlerine bir göz atın.

Yaz tatilini iple çekerken şık bir motivasyon kaynağı ister misiniz? Yepyeni tasarımlarla karşımıza çıkan “denizci” trendi, deniz, kum güneş üçlüsünü özleyenler için birebir. Kırmızı, lacivert ve beyazın muhteşem birleşimi, incecik denizci çizgileri bu kez detaylarda saklı.

Bel bölgesi vurgulanmış feminen kesimler, bu sezonun en uygulanabilir trendi olabilir. Zarafetinizi öne çıkaracak dar kesimli klasik takımları, ofis için hiç düşünmeden tercih edebilirsiniz. Kalın kemerlerinizi takmayı unutmayın!

100 I MART 2017


Trendleri

Dört Mevsim Bahçeşehir

Pastel tonlar olmadan bir ilkbahar mevsimi düşünemiyorum, ya siz? Bu sezon pasteller, her zamankinden daha soğuk tonlarda karşımıza çıkıyor. Başrollerde ise pembe ve sarı var. Bahar mevsimi gelmişken, biz neden çiçek açmayalım? Sezonun çiçekleriyle kimi zaman 70’lerin “çiçek çocuk” esintisiyle zamanda yolculuk yapabilir, kimi zamansa bunları limon, ananas gibi meyvelerle bir araya getirerek modern ve eğlenceli bir stil oluşturabilirsiniz.

Nasıl olduğu hiç fark etmez, bu sezonun yaygın trendlerinden biri, çizgiler! İster kalın, enine çizgilerle spor bir hava yakalayın, isterseniz de dikine çizgilerle boyunuzu olduğundan daha uzun gösterin. Klasik çizgilerle Coco Chanel havasına bürünmekse, asla modası geçmeyen bir seçim.

Mevsim ve trendler ne olursa olsun siyahtan vazgeçemeyen biriyseniz, sizin stiliniz için de ilham verebilecek muhteşem bir alternatif var: 70’ler Rock Star stili. Sezonun siyah parçaları, zaman zaman Iggy Pop, zaman zaman kovboy stiliyle bir araya geliyor. MART 2017 I

101


ASTROLOJİ

Bahçeşehir'in vazgeçilmez tarotçusu Nisa, artık İsveç Yotebori'de yaşıyor ama her ay olduğu gibi, aylık burç yorumlarıyla bu sayımızda da yine sizlerle...

nisadincer03@gmail.com

Ofis içinde yapacağınız çalışmaların şekil değiştirmesi ya da işiniz ile alakalı bir takım gelişmelerin meydana gelmesi söz konusu. Mesleğiniz ile ilgili sizi rahatsız eden problem olarak gördüğünüz konular daha da gün yüzüne çıkabilir. Çok çalışıp az kazanıyor olabilir ya da kendinizi ortaya koymakta zorlanabilirsiniz. Gireceğiniz yeni ve farklı sosyal gruplar içerisinde kimliğinizi kabul ettirmekte abartıya kaçmadan hareket etmeniz son derece önemli. Aksi taktirde göreceğiniz tepkiler sizi duygusal anlamda zedeleyebilir ve aşırı tepki vermenize neden olabilir.

KOÇ

Evlilik ve ortaklıkların altının çizildiği bu Dolunay ile birlikte bir takım farkındalıklar yaşayarak kararlar almak durumunda kalacaksınız. Duygusal olarak dengenizi sağlam tutmak zor olsa da bazı taşları yerinden oynatmanız gerekebilir. Sağlığınızla alakalı sürpriz gelişmeler yaşamamak adına gerekli tetkikleri yaptırmayı ihmal etmeyin. Somut başarılar yaratma arzusu içinde olabilirsiniz. Ancak bir takım kısıtlanmalar, gecikmeler ve artan sorumluluklar sizi oldukça zorlayabilir. Amaçlarınıza ulaşmak isterken karşınıza çıkan fırsatlardan yararlanamayabilirsiniz.

BOĞA

Kimi İkizler çocuklarının geleceği ile ilgili bir takım sorunlarla yüzleşmek durumunda kalabilirler. Kimi İkizler ise aşk hayatlarında kendilerinden cevap bekleyen partnerlerine karşı duygularını ifade ederek ortaklaşa bir sonuca ulaşmaya çalışacaklar. Her türlü sorunu çözmek için hislerinizi zor da olsa net bir şekilde ifade etmeye çalışın. Kısıtlanmalar, gecikmeler ve artan sorumluluklarla karşılaşabilirsiniz. Eş ya da ortaklarınızla alakalı üzerinize aldığınız yükümlülükleri yerine getirmekte zorlanabilir hatta kaçabilirsiniz. Prestij kaybı yaşayabileceğiniz gibi otorite figürlerinin desteğini kaybedebilirsiniz.

İKİZLER

Ailevi konular, ev ve yerleşim ile alakalı bir takım farkındalıklar yaşayabilirsiniz. Tamirat, tadilat, ev, semt ve ülke değişimi gündeminize gelebilir. Ebeveynlerinizin size olan ihtiyaçları bu Dolunay ile beraber daha görünür bir hal alırken onların taleplerine karşılık vermek durumunda kalabilirsiniz. Uluslararası işlerle ilgili yapacağınız yeni başlangıçlar, seyahatler, yabancılarla ilgili konular gündeminize gelebilir. Eğitimdeki başarılarınızı devam ettirmek ve somut bir şekilde sonuç almak adına çalışmalarınızı düzenli ve sistemli bir şekilde devam ettirmelisiniz. Sağlığınıza dikkat edin.

YENGEÇ

102

I MART 2017

İletişim konularının ön plana çıktığı bu Dolunay ile birlikte özellikle yakın çevre, akrabalar hatta komşularınızla ilgili bir takım kararlar almak durumunda kalabilirsiniz. Eğitim ve öğretim hayatında olanlar ise çok ciddi bir çalışma temposunda kendilerini bulabilir, durumlarını kolaylaştırmak adına farklı ve alternatif çözüm yolları geliştirebilirler. Her yeni başlangıçta son derece temkinli hareket etmelisiniz. Aşk hayatınızda geçmişe ait sorunların tekrar ortaya çıkması canınızı sıkabilir. Objektif olmakta zorlanacağınız bu süreçte olaylar karşında doğru karar alamayabilirsiniz.

ASLAN

Kendinizde var olan yeteneklerinizin ortaya çıkmasına yardımcı olacak bu Dolunay ile birlikte bir takım farkındalıklar yaşayabilirsiniz. Finansal konularda kendinizi güven altına almak adına kazançlarınızı değerlendirmek üzere kafa yorabilirsiniz. Bu sayede özünüzde gerçekleştirmek istediğiniz değer duygusunu yaratabilirsiniz. Beraberlik yaşadığınız kişi ile bir takım yeni başlangıçlar yapabilir ya da hayatınıza yeni birini katabilirsiniz. Ortaklaşa yapacağınız işlerde büyük riskler almadan hareket etmeli, önünüze çıkacak engellere karşı temkini elden bırakmamalısınız.

BAŞAK

Duygusal hayatınız ve psikolojiniz ile alakalı konularda farkındalık yaşayarak kendinizle alakalı bazı kararlar alabilirsiniz. Karşınızdaki kişilerde gördüğünüz hataları analiz ederek bunların aslında kendiniz kökenli olduğunu algılayabilirsiniz. Bu durum kişisel anlamda gelişmenize neden olabilir. Sağlığınıza gereken önemi verin. Özellikle sağlığınız ile ilgili ihmal ettiğiniz ya da var olan problemlerinizle alakalı bir takım başlangıçlar yapabilirsiniz. Eğitim ve araştırma konularında zorlu bir süreçten geçiyor ve mesuliyetlerin altında ezilmişlik hissi ile mücadele ediyor olabilirsiniz.

TERAZİ

Arkanızdan dönen gizli dolapların bu dönem gün yüzüne çıkması, dost görünen düşmanlarınızla yüzleşmeniz söz konusu. Yeni olaylar karşısında bir takım problemlerle yüzleşmeniz söz konusu. İlişkinizde karşı tarafa göstermeniz gereken şefkat ve ilgiyi gösteremeyebilir ya da göremeyebilirsiniz. Kendinizi daha açık ve net ifade etmeye çalışın. Çocuklarınızın geleceği ile alakalı meydana gelen yeni oluşumlara dengesiz tavırlar sergileyebilirsiniz. Hayata daha geniş açıdan bakmaya çalışarak durumunuzu değerlendirmeli, akılcı bir şekilde ilerlemelisiniz.

AKREP


Dört Mevsim Bahçeşehir

Yarınlarınızla ilgili planlarınızı gerçekleştirdiğiniz bu Dolunayʼda hayatınızla ilgili önemli kararlar alarak birtakım farkındalıklar yaşayabilirsiniz. Ekipçe yapılan işler, organizasyonlar gündeminize gelebilir. Fikirlerinize ters düşen kişilerle güç mücadelesi içine girmeniz söz konusu. Uzlaşmacı yönünüzü ortaya koyarak sorunlarınıza çözüm bulmaya çalışın. Aile, yuva ve ebeveynlerle ilgili konularda yeni başlangıçlar ve düzenlemeler yapabilirsiniz. Özellikle kariyerinize ait yakalamış olduğunuz fırsatları hayatınıza dahil ederken içsel anlamda kendinizi son derece yalnız, depresif hissetmeniz mümkün. Yeni bir eve taşınma ya da tamirat tadilat konuları gündeminize gelebilir.

YAY

Kariyerinizle alakalı yapmış olduğunuz bazı işlerin sonuçlanması ile bu konularda farkındalık yaşayabilirsiniz. Eğer geçmişte yanlış insanlarla masaya oturmuş iseniz bu tutulma ile birlikte gösterdiğiniz tutumu değiştirerek kendinize yeni bir yol çizebilirsiniz. Aile ve iş hayatınızla ilgili dengeyi kurmakta zorlanıyorsanız bu sorunu çözmenin çarelerini arayın. Yakın çevre, akrabalar, kardeşlerle ilgili konularda yeni bir takım oluşumlar meydana gelebilir. Eğitim hayatınıza devam ediyorsanız alacağınız kararlara çok dikkat edin. Aksi taktirde sonrasında pişman olabilirsiniz. Yapmak istediklerinizi ortaya koymakta güçlük çekebilirsiniz.

OĞLAK

Yurtdışında eğitim amaçlı bulunuyorsanız yaşadığınız olaylar sebebiyle bazı farkındalıklar yaşamanız mümkün. Bu dönemde sorumluluklarınızın ağırlığı bunları yerine getirmek konusunda alternatif yollar bulma arayışı içine girmenize neden olabilir. Kendinizi fazla strese sokmadan sistemli ve organize bir şekilde çalışmalarınıza devam etmenizi öneririm. Kişisel yeteneklerinizi kazançlarınızı arttırmaya yönelik kullanmak adına yeni bir takım girişimlerde bulunabilirsiniz. Geleceğinizle ilgili hayatınızı etkileyecek kararlar alırken arkadaşlarınızdan gereken desteği bulamayabilir, sizinle aynı görüşte olmayan kişilerle mücadele etmek durumunda kalabilirsiniz. Bir anlaşmanın altına imza atacaksanız son derece temkinli olmalı, bilirkişilerden destek almalısınız.

KOVA

Ortaklar ve eşten gelen kazançlar, miras, banka kredisi, borç, alacak verecek konularında farkındalık yaşayarak bazı kararlar almak durumun- da kalabilirsiniz. Eşinizden gelen parasal kaynaklarda olumlu ya da olumsuz gelişmeler yaşamanız mümkün. Kariyerinizle ilgili somut başarılar ortaya koyma arzusu içinde olmanıza rağmen bazı engeller ve gecikmelerle karşılaşabilirsiniz. Kendinizi daha rahat bir şekilde ifade etmek isterken yanlış anlaşılabileceğinizi düşünerek oldukça net olmaya çalışın. Güzelleşmek adına yapılacak değişiklikleri bu dönem tercih etmeyin ya da gerçekten çok güvendiğiniz uzmanlardan yardım alın.

BALIK

MART 2017 I

103


OTOMOBİL

Honda Yeni Civic RS ile

Evet, Honda’dan bahsediyorum. Sadece Avrupa’daki satışlarını geçen sene yaklaşık %21 arttıran Japon markadan. 2 yıldır ürün gamını sağlam bir şekilde yenileyen ve genişleten Honda önce bizi SUV sınıfındaki yeni bombalarıyla etkisiz hale getirdi: CR-V ve HR-V, SUV sınıfında en çok satan modeller arasında. Honda Jazz ile kendi sınıfında dünyada en çok satanlar arasında üçüncü sırada yer alıyor. Türkiye’de başarıyla üretilen Honda Civic Sedan ile bu segmentte dünya satışlarında şu anda 7. sırada. Türkiye’de Ekim ayında satmaya başladıkları Civic Sedan ile 2016 bitmeden 2.5 ayda 6,623 adetlik bir satış rekoruna imza atmışlar. Yeni Honda Civic RS mükemmel bir otomobil

Honda daha ne kadar sürpriz yapabilir derken, bir baktık ki kapıda kıpkırmızı, spor agresif çizgileri olan bir RS modeli belirmiş… Bu nedir derken Civic Sedan’dan ayrışan sportif hatlara sahip, ondan daha lüks 182 beygirlik bir canavar, sadece 1.5 litrelik bir Honda turbo motordan çıkarılmış. Bu tüm dünyanın bildiği gerçeği yeni nesil okuyordur diye tekrar dile getirmek istedim. Komşumun Honda Civic’i sanırım en az 20 yıllık, ona hiç bakmıyor fakat kar kış demeden kilometresinin 500 binin üzerinde olduğunu düşündüğüm bu Civic yola devam ediyor. Geçen gün onu ilk defa yıkattığına şahit oldum ve inanın hala mükemmel gözüküyordu. Avrupa’ya gidin hemen hemen her sokakta bir kişinin park halinde eski ama hala tertemiz gözüken Civic’ini görebilirsiniz. Çünkü Honda motorları ölümsüzdür, otomobilleri yıllara insanlar Honda motorları ölümsüzdür!

104 I MART 2017

kadar dayanıklıdır. Yeni Honda Civic RS, V-TEC turbo motoru sayesinde şimdiye kadar üretilen en sportif sedan, C segmentine yepyeni bir nefes getiriyor. Civic RS 1.5 litrelik küçük motorundan neredeyse 2 litrelik bir otomobil kadar 182hp güç çıkartmış. Bunu yaparken de ortalama benzin tüketimi 6 litrelerde geziyor.

Honda Civic RS ile 3. köprü yolundan Riva’ya gittik, güçten hafifçe homurdanan motor sesi, otomatik şanzımanın geçiş mükemmelliği, maksimum 208 km’yi gördüğüm hız kadranıyla bana 2 litrelik D sınıfı lüks bir otomobili kullanıyorum hissini verdi. Yeni RS ile eski Honda Accord müşterileriyle eş zamanlı performans arayan müşterileri hedefleyen Honda, C sınıfının üstünde, D sınıfında giriş yapan bir model geliştirmiş. 110 bin TL’ye alabileceğiniz Honda Civic RS’de yok yok. Diğer markalardan alabileceğiniz sonu gelmeyen opsiyon listesinin hepsi RS Türkiye paketinin içinde standart olarak geliyor. Test sürüşü tecrübesi

110 bin liraya D sınıfından hiçbir model alamazsınız

Şimdi bir kıyaslama yapacak olursak, elinize bir fiyat listesi alın, D segmentinde giriş seviyesindeki modellerin fiyatlarına bir bakın. 110 bin liraya bir tane bulursanız beni arayın. Aşağıda telefon numaramı veriyorum :). Bulamayacağınızı bildiğim için veriyorum numaramı. Bulmadan ararsanız açmam!

Honda Civic RS de hem performans hem de lüks var

Bu yıl 1,500-1,800 adetle toplam satışlarının %10’unu hedefleyen Honda Türkiye Başkanı ve Genel Müdürü Hideto Yamasaki-San’a en az 2,500 adet satacak-

Bir önceki Autoshow Fuarında ‘Her şey şimdi başlıyor’ sloganını Honda’dan ilk kez duyduk. Bir baktık ki SUV sınıfında çok satan yeni modeller CR-V, HR-V ve yenilenen Civic Sedan ile bu iddialarının altını yeni ikonik modellerle sağlamlaştırdılar…

larını söyledim, hatta garanti ettim. Çünkü sadece ben en az 10-15 kişiye bu araçtan aldıracağım… Buna yıl sonunda kendimi bile dahil edebilirim. Sonuç: Efsane geri dönüyor demek bir klişe olacak ama olan tam da bu. Honda efsane bir marka oldu hep tüketici gözünde, çünkü markayı yaratan Soichiro Honda-San’ın içindeki tutkuyu herkes bilir. Şimdi emin olun bu tutku geri dönüyor. Şu an bir otomobil ihtiyacım olsa, hiç düşünmeden kıpkırmızı spor, son derece lüks ve güvenli aynı zamanda da bir performans canavarı RS’i satın alırım. I


Dört Mevsim Bahçeşehir

Yeniden Efsane Olacak

Dikkat! Range Rover senin için geliyor!

22 Şubat Çarşamba günü, Land Rover yaklaşmakta olan yeni modelleri Range Rover Velar’ın teaser fotoğrafını yayınladı. Velar'ın üstteki panoramik camından gördüklerimiz içeride dev bir ekran bilgi-eğlence sistemi olduğunu gösteriyor. Ek olarak, SUV'ın arkasına entegre bir spoyler, çevresini dönen farlar ve Range Rover markasının karakteristik stil özelliklerine sahip. Velar, Range Rover'ın Evoque ile Sport

arasındaki fiyat aralığını kapatmasını ve markanın bu arada bir fiyat arayan müşterileri edinip, elinde tutmak için yeni bir konuma getirecek Buna ek olarak Velar, Audi'nin ikinci nesil Q5’i ve Porsche Macan'ı karşısında Range Rover'a gerçek bir rekabetçi güç katacak. Kardeş marka Jaguar'ın çarpıcı F-PACE'sinden hiç bahsetmiyorum… I MART 2017 I

105


POLİTİKA

Ne oldu da mutluluğumuz arttı?

CEMAL SUBAŞ

I

TÜİK’in son araştırmasına göre, Türkiye’de mutlu olanların sayısı artmış. Hem de OHAL döneminde ve FETÖ darbe girişimi sonrasında. Peki ne oldu da daha mutlu olduk? TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) her yıl kasım ayında hanelere anket düzenleyip 18 yaş ve üstü bireylerden veri topluyor, sonuçları da izleyen şubat ayında yayımlıyor. Açıklanan 2016 sonuçları şaşırtıcı; 2016’da mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 61.3’e fırlamıştı. 2015’teki yüzde 56.6’dan 4.7 puanlık bir artış vardı. Böyle bir durum daha önce, 2009 yılından 2010’a gelindiğinde yaklaşık 7 puanlık bir artışla kendini göstermişti. Bu durum anlaşılabilirdi; çünkü 2008 sonunda patlayan küresel kriz, Türkiye’yi de 2009’da ekonomik olarak sarsmış, 2001’den sonra ilk defa ekonomi küçülmüştü. İşsizlik tavan yapmıştı. 2010’da yeniden sert biçimde ekonomik toparlanma olunca moraller yerine gelmişti. Kötünün geride kalması hissi mutluluğu kayıtlar üzerinde de yükseltti. Peki, ne oldu da mutluluğumuz arttı?

106

I MART 2017

Anketin detaylarına baktığımızda ilginç verilerle karşılaşıyoruz. FETÖ darbe girişimi sonrasında 5 bine yakın hakim ve savcının görevden atıldığı adli hizmetlerde; memnun olanların oranı, 2016’da tam 7.5 puanlık artışla yüzde 57.9’a çıkmış. Bu memnuniyet oranının bir rekor; 2003’ten bu yana en yüksek zirve. Araştırmadaki diğer ilginç nokta eğitimde. Eğitim durumuna göre mutluluk oranının dağılımı bize tüm fotoğrafı özetliyor. 2015’ten 2016’ya gelindiğinde üniversite eğitimi olanların yaşam memnuniyeti sadece 0.6 puan artarken, bir okul bitirmemişlerde 5.8, ilkokul mezunlarında 8.9 puanlık artış olmuş. Özetle, düşük eğitimli bireylerde 2016’da ‘mutluluk patlaması’ olmuş. Yine TÜİK’in araştırmasına göre, hanedeki birey sayısına göre gelirin hane ihtiyaçlarına yetişip yetişmemesi konusunda çok hızlı bir

‘iyileşme’ oluvermiş 2016’da. Hane gelirinin hane ihtiyaçlarına yetişmesi konusunda “zor” ve “çok zor” olarak yanıtlayanların toplamı 2015’de yüzde 46.9’dan 2016’da yüzde 40.4’e düşmüş. Bu arada bu araştırmanın OHAL dönemine denk geldiğinin de altını çizelim. Yani bu dönemde mutlu olmuşuz. Üstelik yanıtları, cumhurbaşkanlığı referandumunun gölgesinde gerçekleştirildiğini de unutmayalım. Aslında, bu rakamlara bakınca, Başbakan Binali Yıldırım’ın ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mitinglerde neden özellikle terörü ön plana çıkardıklarını da daha iyi anlıyoruz. Çünkü vatandaş artık terörün bitmesini istiyor, normalleşme istiyor. Bu uğurda birileri tutuklanmış, gözaltına alınmış pek umursamıyor. Bu durum özellikle eğitimsiz kesimde tavan yapmış durumda. I


HUKUK

SAĞLIK HUKUKU

Bu ay ki yazımda genel olarak sağlık hukuku alanına değinerek, ülkemizde hızla gelişen, insan hakları boyutuyla özel önem kazanan ve uzmanlık gerektiren bu alanda siz değerli okurlarımızı aydınlatmak isterim.

Tıbbi uygulama hataları özellikle KUK BÜRO son yıllarda çok TÜZÜNER HU gündeme gelen bir konu olarak dikkat çekmektedir. Hastaların konu hakkında bilgilenmeye başlamaları daha önce fark edilmeyen birçok hatanın gün yüzüne çıkmaya başlamasına sebebiyet vermiştir. Hasta hakları ile başlayan bu bilinçlenme kısa sürede bu tip olaylara bağlı davaların da artmasına neden olmuştur. Türkiye’de 2004 yılında hekim hatalarını dava eden hasta sayısı 600 iken, 2011 yılında bu sayı 12.000’e yükselmiş ve günümüz itibariyle de bu sayı 30.000’lere ulaşmış durumdadır. İnsanların en temel hakkı yaşama hakkıdır. Kişinin başka haklarını kullanabilmesi için herşeyden önce sağlıklı olması gerekir. Bu husus İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 3. maddesinde “Yaşamak herkesin hakkıdır” hükmü ile açıklanmıştır. Yine aynı bildirgenin 25. maddesinde de sağlık hakkı temel insan hakkı olarak kabul edilmiştir. Sağlık hukuku, sağlık hizmetini sunan gerçek veya tüzel kişiler ile bu hizmeti sunan diğer kişileri denetlemekle görevli sorumlu en üst düzey kurum olan devlet ile bu hizmetin sunumundan faydalanan kişiler arasında hizmetin sunumunda ortaya çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkların tespiti ve çözüm yollarını içeren bir bilim dalıdır. Tarihin en başından beri, hastalıkları önlemek ve gidermek için sağlık hizmetine ve tabiplere ihtiyaç duyan insanın bu ihtiyacı son yüzyıllarda teknolojinin ve bilimin gelişmesiyle daha rahat karşılanmakta olup, özellikle hastanelerin büyüdüğü, kurumsallaştığı bu dönemde hasta ve doktor, hastane devlet hastanesi ise hasta ve devlet arasında çıkan ihtilafların çözümü adına sağlık hukuku da her geçen gün gelişmektedir. Sağlık hukuku alanında temel uyuşmazlıklar, hasta haklarının ihlali neticesinde oluşmaktadır. Hekimlerin yükümlülüklerini dikkat ve özen göstererek yerine getirmemesi sonucunda hastanın haklarını öğrenip, hekimin kusurunun tespiti akabinde hastanın hukuki imkanlarını ve taleplerini, hekime, hastaneye veya idareye yöneltmesi neticesinde hukuki ihtilaflar oluşmaktadır. Hastanın haklarını genel bazda 3 ayrı başlık altında toplamak mümkündür. A) Tıbbi Müdaheleden önce hastanın hakları a. Hastanın Sağlık Hizmetlerine Ulaşma Hakkı: Hastanın sağlık hizmetlerinden hak ve

Av. N. Pelin AR TÜZÜNER YAŞ SU

adalete uygun olarak yararlanma ve öğrenme hakları vardır. b. Hastanın Hastalığı Konusunda Bilgilenme Hakkı: Hasta kendisine uygulanacak tıbbi işlemleri, bu işlemlerin faydalarını ya da sakıncalarını ve başka bir seçeneğinin olup olmadığını öğrenme hakkına sahiptir. c. Hastanın Tıbbi Müdahele için Rızasının Alınması: Hastanın yapılacak tıbbi müdahele ile ilgili açık olarak hiçbir etki ve baskı altında kalmadan onayı alınması gerekmektedir. Bu husus oldukça önem arz eden ve hastanın hakları kapsamında önemli yer tutan bir husustur. B) Tıbbi Müdahele sırasında hastanın hakları a. Hastanın kaliteli hizmet alma ve teknolojik, bilimsel yeniliklerden yararlanma hakkı: Hasta en yeni teknolojik gelişimler içeren bakım hizmetlerini isteme hakkına sahiptir b. Hastanın Güvenlik Hakkı: Hastanın can ve mal güvenliklerinin sağlanması açısından tanınan bir haktır. c. Hastanın Kişiselleştirilmiş Tedavi Hakkı: Bu hak insan sağlığının ön planda olması gerektiğini hatırlatmakta ve kişilere göre endekslenerek mali durumlarına bakılmadan tedavi uygulaması imkanını sağlamaktadır. C) Tıbbi Müdaheleden sonraki hastanın hakları a. Hastanın çektiği acıdan kurtulma hakkı: Hastanın yaşamını kurtarma ya da sağlığını koruma olanağının kalmadığının belirlenmesi durumunda bile acının giderilmesi ya da azaltılması için gerekli çaba ve tıbbi özen gösterilmelidir. b. Hastanın Şikayette Bulunma ve Tazminat isteme Hakkı: Hastanın sahip olduğu hakların kullanılmasının engellenmesi durumunda yasal sınırlar içerisinde her türlü başvuru, şikayet yapabilmesi ve zarar görmesi halinde ise dava açarak zararın karşılanmasını (maddi- manevi) isteme hakkı mevcuttur. Hastanın yukarıda belirtilen haklarının ihlali halinde veya tıbbi bir hatanın varlığı halinde hasta maddi ve manevi tazminat talebi için kusuru bulunanlara başvurabilecektir. Hukuki anlamda en fazla ihtilaf tıbbi müdaheleden kaynaklı ihtilaflar olarak karşımıza çıkmaktadır. Tıbbi müdahele, hastanın bedensel, fiziksel ve psikolojik yönden oluşan bir eksikliğini gidermeye yönelik teşhis, bakım ve tedavi sürecinde yapılan her türlü davranışlardan oluşur. Hekim her aşamada hastanın zarar görmemesi adına dikkat ve özen göstermekle

yükümlüdür. Tıbbi müdahele / uygulama hataları çok farklı şekilde görülebilir. Ancak başlıca hata tiplerini; Giletişim eksiklikleri ve kayıt hataları, (hekimin tam ve doğru olarak hastalığı ve uygulanacak tıbbi müdaheleyi aktaramaması) GHekimin yetki sınırlarını aşması ve konsültasyonda hatalar, (Doktorun kendi uzmanlık alanı dışındaki konularda karar vermesi halinde geçerlidir) GAydınlatma ve Onam (Hastanın planlanan tedavi hakkında tüm detayları ile yeterince aydınlatılmaması) GTanı Hataları (Eldeki olanaklarla tanı konulabilecek bir hastalığın tanısının konulamaması -burada özellikle ve en çok karşılan durum doğum uzmanlarının bebek ve annedeki anomelleri tanıyamamasına ilişkindir) GHatalı Karar (Doktorun en büyük sorumluluğu bu alanda ortaya çıkmaktadır. Ameliyat kararları ve ilaç seçimlerinde ilaç etkileşimlerinin doktor tarafından iyi tespit edilmesi gerekmektedir) GGirişim Hataları ve Teknik Hatalar (Vücutta unutulan yabancı cisimler, doğum sırasındaki hatalar ve genel olarak tıbbi uygulama hataları bu kapsamda yer almaktadır) GTerk Etme ve Özen Eksikliği (Tıbbi özenin devam etmesinin gerekli olduğu durumda, doktorun geçerli bir bildirimde bulunmadan veya yerine yeterli bir tıbbi bakım sağlayacak olan birisini bırakmadan hekim-hasta ilişkisini kesmesine dayanmaktadır) olarak saymak mümkündür. Hastaların bu haklarını bilerek hareket etmeleri ve ihlali halinde mevcut haklarını aramaları sağlık hukukunun daha da ilerlemesini sağlayacaktır. Bu kapsamda oluşabilecek hususlarda Hukuk büromuzdan daha ayrıntılı bilgi almanız mümkündür. Sağlıklı günler geçirmeniz dileğiyle...

0212 608 10 45 - 0532 558 10 09

Görüş ve bilgi almak için: info@tuzunerlaw.com

MART 2017 I

107

Tahtakale Mah. Fırat Cad. Bahçecitys Residence A Blok Ofis 17 (Bahçeşehir) Avcılar/İst. www.tuzunerlav.com / Mail: info@tuzunerlaw.com / ptuzuner@tuzunerlaw.com


Dört Mevsim Bahçeşehir

‘Barış ve Dostluk İçin Dans Et’ 7-12 saatlik Bootcampların ve 4 farklı salonda dünya çapında tanınmış DJ’ler eşliğinde sabaha kadar sürecek temalı dans partilerinin düzenleneceği 6. İstanbul Uluslararası Dans Festivali, 29 Mart - 3 Nisan 2017 tarihleri arasında Harbiye’de Hilton Istanbul Bosphorus Hotel’de gerçekleştirilecek.

6. İstanbul Uluslararası Dans Festivaliʼnde, “Barış ve Dostluk için Dans Et” sloganı ile Amerikaʼdan Uzak Doğuʼya, Avrupa'dan Afrikaʼya dünyanın dört bir tarafından, 80 civarı ülkeden 3.500ʼden fazla dans severin katılacağı, popüler yabancı ve yerli dans gruplarının gösteriler sergileyeceği, ünlü dans eğitmenleri tarafından gündüzleri çeşitli dans türlerinde başlangıç, orta ve ileri düzeyde 8 ayrı salonda derslerin verileceği, Türkiyeʼnin en iyi salsa dans sporcularının yarışacağı, profesyoneller için ünlü dansçılarla aynı sahneyi paylaşma imkanına sahip olunacak. Daha önce hiç dans etmemiş olan katılımcılar için festival süresince gündüzleri Beginners/First Timers Program kapsamında tüm dans türlerinde başlangıç

ANAT seviye dans eğitimleri gerçekleştirilecektir. Başlangıç seviye derslerine katılanlar, 4 gece 5 gün aralıksız devam edecek festival süresince birlikte ders aldıkları diğer katılımcılarla pratik yaparak hem sosyalleşme hem de dans becerilerini geHATİCE GÜL ÇÜR liştirme imkanı bulacakİNANÇ lar. Detaylı bilgi için info@istanbuldancefestival.org veya 0216 580 90 00 iletişime geçebilir, biletleri biletix.com ya da dans okullarından edinebilirsiniz. KÜLTÜR-S

Sizin için seçtiğimiz konser ve etkinlikler; G Fantastik Hikayeler Makinası 19 Mart 2017 İş Sanat Kültür M. G Yaşar ÖzelSadettin Kaynak ve Selahattin Pınar’ın Eserleri 22 Mart 2017 CRR Konser Salonu G Demet Akbağ “Bir Demet Muhabbet” 22 Mart 2017 - MOİ G Bizim Havalarımız Türkülerimiz ve Danslarımızla Bahara Merhaba 24 Mart 2017 CRR Konser Salonu G İrem Derici 25 Mart 2017 - MOİ

G Jolly Joker Konserleri G Levent Yüksel . . . . .17 Mart G Gökhan Tepe . . . . . .18 Mart G Tuna Kiremitçi-Pamela Spence . . . . . . . . . .23 Mart G Selami Şahin . . . . . .24 Mart G Tan Taşçı . . . . . . . . .25 Mart G Koray Avcı . . . . . . . .29 Mart G Cem Adrian . . . . . . .8 Nisan G Hakan Altun . . . . . .12 Nisan

G Allahaısmarladık Cumhuriyet 14, 25 Mart 2017 Tatavla Sahnesi G West Side Story-Batı Yakası’nın Hikayesi 14-18 Mart 2017 Zorlu PSM G Aşk-ı Memduh 15 Mart 2017 MOİ G Cenk Eren 17 Mart 2017 Bostancı Gösteri Merkezi G Moğollar 18 Mart 2017 KadıköySahne G Demet Akalın 18 Mart 2017 Bostancı Gösteri Merkezi G Sertab Erener Sertabʼın Oda Müziği 18 Mart 2017 TİM Show Center

108 I MART 2017

G Leman Sam 25 Mart 2017 KadıköySahne G Jose Carreras-Final World Tour 25 Mart 2017 Ülker Sports Arena G Canım Kardeşim Müzikali 2 26 Mart 2017 - MOİ G Anadolu Ateşi-Kıvılcım 26 Mart, 9 Nisan 2017 MOİ G Yalın 28 Mart 2017 Zorlu PSM G Alevli Günler 29 Mart 2017- MOİ G Serap Çiftçi-Dünya Çingene Şarkıları 31 Mart 2017 CRR Konser Salonu

G Üç Tutku: Kitap Kahve Çikolata Festivali 31 Mart-9 Nisan 2017 Harbiye Askeri Müze ve … G Nil Karaibrahimgil 1 Nisan 2017 Bostancı Gösteri Merkezi G Rock Off Yerli: MFÖ & Şebnem Ferah 1 Nisan 2017 Volkswagen Arena G Sibel Can 1 Nisan 2017- TİM Show C G Swan Lake Reloaded 2 Nisan 2017- Zorlu PSM G Suzan Kardeş & Istanbul Arabesque Project 7 Nisan 2017 Garajistanbul G Göksel 8 Nisan 2017 Bostancı Gö. M.

Vizyona girecek filmler 17 MART: Güzel ve Çirkin, Space: The Space Between Us, Yaşam Kürü, Kidnap, Tatlım Tatlım: Haybeden Gerçeküstü Aşk, Kırmızı Kaplumbağa, Ben Ölmeden Önce, Aquarius 24 MART: Power Rangers, Hayat, Sonsuz Aşk, AlexCamera10, Nane ile Limon: Kayıp Zaman Yolcusu, David Lynch: The Art Life, Geri Döndü, Beyaz Balina

31 MART: Hizmetçi, Kabuktaki Hayalet, Patron Bebek, The Zookeeper’s Wife, Aşkın Krallığı, Biz Size Döneriz, Gen 2: Kurban, Sarıkamış Çocukları, Aşk Uykusu 7 NİSAN: Şirinler: Kayıp Köy, Sümela’nın Şifresi 3: Cünyor Temel, Satanic, Bambaşka, Baraka, Koca Dünya, Bordo Bereliler Suriye 13 NİSAN: Hızlı ve Öfkeli 8


EN GÜZEL ÇOCUKLAR

EMİR & SARP AKIN

CAN

A

R

ÜLE

G TEŞ

EMİ

RCA

N ER

CAN

N

ASYA ŞİMAL ERCA

UMUT AYDIN

ARDIR

YELDA İŞV

ÇOCUĞUNUZUN EN ÖZEL ANININ (En güzel güldüğü, ağladığı, doğum gü FOTOĞRAFINI BİZ nü v.s.) E YOLLAYIN YAYIN LAYALIM... BEBEĞİNİZİN, ÇO CUĞUNUZUN DE RGİMİZDE YER ALMASINI İS TİYORSANIZ 4

mevsimsizden@g mail.com ADRESİNE YOLLA YIN

SİZİN ÇOCUĞUN UZ DA SAYFALARIMIZI S ÜSLESİN...


BULMACA

110 I MART 2017

Dรถrt Mevsim Bahรงeล ehir



NÖBETÇİ ECZANELER

REHBER Başakşehir Belediyesi Bahçeşehir Karakolu İtfaiye Alo Ambulans

76D

146T BO'AZKÖY-BAHÇE)EH(R-YEN(KAPI MARMARAY hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 156 dakika NORMAL, TEK B(LET

05:30 05:45 06:00 06:15 06:30 06:45 06:57 07:10 07:22 07:35 07:47 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:12 09:25 09:37 09:50 10:02 10:15 10:27 10:40 10:52 11:04 11:16 11:28 11:40 11:52 12:04 12:16 12:28 12:40 12:52 13:04 13:16 13:28 13:40 13:52 14:04 14:16 14:28 14:40 14:52 15:04 15:16 15:28 15:40 15:52 16:04 16:16 16:28 16:40 16:52 17:05 17:17 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10

GÜMÜŞSUYU PERON Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

06:30 06:45 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:28 09:40 09:50 10:00 10:10 10:20 10:32 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:35 22:55 23:15 23:35 23:55 00:10 Notlar: Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. 05:50 06:10 06:30 06:45 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:40 10:50 11:00 11:10 11:20 11:30 11:40 11:50 12:02 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:42 13:54 14:06 14:18 14:30 14:42 14:54 15:06 15:18 15:30 15:42 15:54 16:06 16:18 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:50 22:10

07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:12 10:25 10:37 10:50 11:02 11:15 11:27 11:40 11:52 12:05 12:17 12:30 12:42 12:55 13:07 13:20 13:32 13:45 13:57 14:10 14:25 14:37 14:50 15:02 15:15 15:27 15:40 15:52 16:05 16:17 16:30 16:42 16:55 17:07 17:20 17:32 17:45 17:57 18:10 18:22 18:35 18:47 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:15 23:30 23:45 00:00 00:20

07:45 08:00 08:20 08:40 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:40 12:50 13:00 13:10 13:20 13:30 13:40 13:50 14:02 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:42 15:54 16:06 16:18 16:30 16:42 16:54 17:06 17:18 17:30 17:42 17:54 18:06 18:18 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:45 20:00 20:15 20:30 20:45 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:45 23:00 23:20 23:40 00:00 00:20

BOĞAZKÖY SON DURAK Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

05:20 05:40 05:55 06:10 06:25 06:35 06:45 06:55 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:05 08:20 08:30 08:40 08:55 09:10 09:25 09:40 09:55 10:15 10:35 10:55 11:10 11:25 11:40 11:55 12:10 12:25 12:40 12:55 13:10 13:25 13:40 13:55 14:10 14:25 14:40 14:55 15:10 15:25 15:35 15:45 15:55 16:05 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:20 19:40 20:00 20:20 20:40 21:00 21:20 21:40 22:00

OTOLAR AVCILAR YANYOLA GİRMEZ, E-5 YOLUNDAN GİDER.

76E BOĞAZKÖY SON DURAK Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 05:50 X 06:10 K 06:20 06:45 K 07:00 X 07:20 07:40 08:00 X 08:20 08:45 09:15 X 09:45 10:10 10:35 11:00 X 11:25 11:50 12:15 X 12:40 13:05 13:30 X 13:55 14:20 14:45 15:10 X 15:35 16:00 16:25 X 16:50 17:15 17:40 X 18:05 18:30 19:00 19:30 X 20:00 20:30 21:00 X

07:00 X 07:30 08:00 08:30 09:00 X 09:30 10:00 10:30 X 11:00 X 11:30 12:00 12:25 12:50 X 13:15 13:40 14:05 X 14:30 X 14:55 15:20 15:45 16:10 X 16:35 17:00 17:30 X 18:00 X 18:30 19:00 19:30 20:00 X 20:30 21:00 21:30X

GÜMÜŞSUYU PERON Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 07:10 07:30 08:00 08:25 08:50 09:15 09:40 10:05 10:25 10:45 11:15 11:45 12:10 12:45 13:10 13:35 13:55 14:15 14:40 15:10 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:25 18:50 19:20 19:55 20:30 21:05 21:40 22:20 23:00

07:10 07:30 08:00 08:25 08:50 09:15 09:40 10:05 10:25 10:45 11:15 11:45 12:10 12:45 13:10 13:35 13:55 14:15 14:40 15:10 15:30 15:55 16:20 16:45 17:10 17:35 18:00 18:25 18:45 19:10 19:35 20:00 20:30 21:00 21:30 22:00 22:30 23:00

05:20 05:40 05:55 06:05 06:15 06:25 06:35 06:45 06:55 07:10 07:20 07:30 07:40 07:50 08:00 08:13 08:26 08:39 08:52 09:05 09:18 09:31 09:44 09:57 10:10 10:23 10:36 10:49 11:02 11:15 11:28 11:41 11:54 12:07 12:20 12:30 12:40 12:50 13:02 13:15 13:28 13:41 13:54 14:07 14:20 14:33 14:46 14:59 15:12 15:25 15:40 15:55 16:10 16:25 16:40 16:55 17:10 17:25 17:40 17:55 18:10 18:25 18:40 18:55 19:10 19:25 19:40 19:55 20:10 20:25 20:40 21:00 21:20 21:40 22:00

05:30 05:45 06:00 06:15 06:30 06:45 07:00 07:15 07:30 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:12 09:24 09:36 09:48 10:00 10:12 10:24 10:36 10:48 11:00 11:12 11:24 11:36 11:48 12:00 12:12 12:24 12:36 12:48 13:00 13:12 13:24 13:36 13:48 14:00 14:12 14:24 14:36 14:48 15:00 15:12 15:24 15:36 15:48 16:00 16:12 16:24 16:36 16:48 17:00 17:12 17:24 17:36 17:48 18:00 18:12 18:24 18:36 18:48 19:00 19:15 19:45 20:00 20:20 20:40 21:00 21:20 21:40 22:05

YENİKAPI Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

06:00 06:15 06:25 06:35 06:45 06:55 07:10 07:25 07:40 07:55 20:10 20:25 20:40 20:55 21:10 21:25 21:40 21:55 22:10 22:30 22:50 23:10 23:40 00:10

06:00 06:15 06:30 06:45 07:00 07:20 07:35 07:50 20:20 20:40 21:00 21:15 21:30 21:45 22:00 22:15 22:30 22:50 23:10 23:40 00:10

06:30 06:50 07:05 07:20 07:35 07:50 20:20 20:40 21:00 21:20 21:40 22:00 22:20 22:40 23:00 23:20 23:40 00:10

Günlük nöbetçi eczane listesini www.istanbulsaglik.gov.tr adresinden öğrenebilirsiniz.

MK15 BO'AZKÖY/BAHÇE)EH(R-OL(MP(YATKÖY METRO hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 120 dakika NORMAL, METRO ENTEGRE BOĞAZKÖY SON DURAK Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil Notlar: Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. SABAH İLK AKŞAM SON SERVİSLER HARİÇ BÜTÜN SERVİSLER RING ÇALIŞIR Güzergah Değişiklikleri: AŞIRI TRAFİK NEDENİ İLE OTOLAR BASIN TESİSLERİ DURAĞINDAN SONRA İSTOÇ ARKA YOLU KULLANARAK DEMİRCİLER SANAYİ SİT. DURAĞINDAN GÜZARGAHA GİRER.

06:00 06:25 06:50 07:10 07:50 08:30 09:05 09:50 10:50 12:05 13:05 14:20 16:40 17:15 17:50 18:25 19:00 19:30 20:00 20:40 21:20 23:00

06:00 06:30 07:10 07:45 08:30 09:00 10:00 10:50 12:15 13:10 14:40 17:00 18:00 19:10 19:40 20:10 21:40 23:10

E-57

BO'AZKÖY-BAHÇE)EH(R-TAKS(M hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 150 dakika Ç(FT KATLI, 2 TAM B(LETL(

05:50 X 06:10 K 06:20 06:45 K 07:00 X 07:20 07:40 08:00 X 08:20 08:45 X 09:15 09:45 10:10 10:35 X 11:00 11:25 11:50 X 12:15 12:40 13:05 X 13:30 13:55 14:20 14:45 X 15:10 15:35 16:00 X 16:25 16:55 X 17:25 17:55 18:25 19:00 X 19:40 20:20 X 21:00

212 669 63 60 212 669 86 86 212 672 09 46 212 669 16 00 212 669 85 10 212 669 80 25

BAHÇE)EH(R/ESENKENT-TAKS(M hatt› Gidi -Dönü sefer süresi: 180 dakika Ç(FT KATLI, 1 TAM, 1 IND. BAHÇEŞEHİR Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 05:15 05:30 05:40 05:48 05:56 06:04 06:12 06:20 06:28 06:36 06:44 06:52 07:00 07:10 07:20 07:32 07:45 08:00 08:15 08:30 08:45 09:00 09:15 09:30 09:45 10:00 10:15 10:30 10:45 11:00 11:15 11:30 11:45 12:00 12:15 12:30 12:45 13:00 13:15 13:30 13:45 14:00 14:15 14:30 14:45 15:00 15:15 15:30 15:45 16:00 16:15 16:30 16:45 17:00 17:15 17:30 17:45 18:00 18:15 18:30 18:45 19:00 19:15 19:30 19:50 20:10 20:30 20:55 21:20 21:40 22:05 22:30

212 444 06 69 212 669 26 21 212 669 31 37 212 669 55 66

Bahçeşehir Aile Sağlık Mer. Bahçeşehir Taksi Durağı Esenkent Taksi Durağı PTT 1. Kısım Muhtarlık 2. Kısım Muhtarlık

08:40 09:10 09:40 10:10 10:40 11:10 11:40 12:10 12:40 13:10 13:40 14:05 14:30 14:55 15:20 15:45 16:15 16:45 17:15 17:45 18:10 18:35 19:00 19:25 19:50 20:15 20:40 21:05 21:30 22:00 22:30 23:00

Notlar: Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. X İŞARETLİ SAATLER ISPARTAKULE GİRMEZ EXPERES GİDER K İŞARETLİ SAATLER KİPTAŞ 3 ETAPTAN HAREKET EDER GÜMÜŞSUYUNDAN HAREKET EDEN TÜM OTOLAR FIRAT CADDESİNDEN GİDER

ESENKENT BAHÇE)EH(R-BAKIRKÖY hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 100 dakika EKSPRES, 2 TAM B(LETL( ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

0212 608 00 26 0212 803 15 66 0212 607 12 15 0212 669 93 00 0212 608 00 37 0212 669 34 34 0212 608 05 72 0212 607 06 06 0212 672 15 56 0212 669 96 59 0212 672 43 03 0212 605 02 14 0212 669 70 10 0212 397 01 24 0212 672 01 03 0212 579 33 41 0212 672 33 32 0212 669 18 27 0212 672 94 01 0212 672 33 30 0212 596 55 53 0212 669 59 51 0212 669 16 60 0212 669 44 66 0212 669 97 97 0212 608 17 27 0212 669 09 11 0212 607 08 10

BAKIRKÖY Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

06:10 A 06:35 K 07:00 X 07:15 K 07:45 X 08:10 A 08:45 09:15 09:45 10:15 X 10:45 11:15 X 11:45 12:15 12:40 13:05 13:30 X 14:00 14:25 X 14:50 15:20 15:50 16:20 16:50 X 17:20 17:50 X 18:20 18:50 19:20 19:50 20:20 X 20:50 21:20 X

06:15 07:00 22:50 x 22:45 22:40 06:35 K 07:30 07:00 X 08:00 X 07:15 K 08:30 07:45 X 09:00 X 08:15 09:30 08:45 10:00 09:15 10:30 Güzergah Değişiklikleri; 09:45 11:00 10:15 X 11:30 X Bakırköy-Bahçelievler-Kirazlı 10:45 12:00 Metro çalışmasından dolayı 11:15 X 12:30 X Bakırköy meydanda bulunan 11:45 13:00 peron alanı Bakırköy Metro 12:15 13:30 12:40 14:00 yanındaki yeni peron alanına 13:05 14:30 taşınacaktır. Yeni peron alanı 13:30 X 15:00 X çalışmaları tamamlanana kadar 14:00 15:30 E-57 numaralı hat ring olarak 14:25 X 16:00 X çalışacaktır. 14:50 16:30 15:15 17:00 15:40 17:30 16:05 18:00 16:30 X 18:30 X 17:00 19:00 17:25 X 19:30 X 17:50 20:00 18:15 20:35 18:45 21:10 19:15 19:45 X 20:15 20:45 X 21:15 Notlar: Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. A İŞARETLİ SAATLER AQUA DOLPINDEN HAREKET EDER X İŞARETLİ SAATLER ESENKENT ISPARTAKULE BAKIRKÖY ÇALIŞIR K İŞARETLİ SAATLER KİPTAŞ 3 ETAPTAN HAREKET EDER BÜTÜN SEVERLER RİNG ÇALIŞIR

07:00 08:40 09:30 10:30 11:30 12:30 13:30 14:30 15:30 16:30 17:30 18:30 19:30 20:20 21:20 23:20

OLİMPİYATKÖY METRO Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil 06:50 07:25 08:00 08:30 09:40 10:50 12:00 13:10 15:30 16:05 16:40 17:15 17:50 18:25 18:55 19:35 20:10 21:50 22:30 00:20

06:50 07:30 08:10 08:50 09:40 11:10 12:00 13:30 15:50 16:50 18:05 18:35 19:10 20:20 20:45 22:25 00:20

07:50 09:30 10:30 11:30 12:30 13:30 14:30 15:30 16:30 17:30 18:30 19:30 20:30 21:10 22:20 00:25

E-58 ESENKENT-BAHÇE)EH(R-MEC(D(YEKÖY hattı Gidi -Dönü sefer süresi: 100 dakika Ç(FT KATLI, 2 TAM B(LETL( ESENKENT Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

MECİDİYEKÖY-M.BUS Kalkış saati İş Günleri Cumartesi Pazar/Tatil

05:50 06:02 06:10 K 06:30 X 06:45 K 07:10 X 07:30 A 08:05 08:35 09:10 09:40 X 10:25 11:05 X 11:40 12:15 12:50 13:15 X 13:50 14:25 X 15:00 15:35 16:10 16:40 X 17:10 17:45 18:20 X 19:00 19:45 20:30

07:00 07:35 X 08:10 X 08:45 09:20 X 09:55 10:30 11:05 11:40 X 12:20 13:00 X 13:35 14:10 14:45 15:20 X 15:55 16:30 X 17:05 17:35 18:05 18:40 19:10 X 19:45 20:15 X 20:50 21:25 22:00

06:00 06:15 K 06:40 X 06:55 K 07:20 X 07:45 08:30 09:10 09:50 X 10:30 11:05 X 11:40 12:15 12:45 13:15 X 13:50 14:25 X 15:00 15:35 16:10 16:45 X 17:20 17:55 X 18:30 19:05 19:40 20:15 X

07:00 08:00 08:50 X 09:40 10:30 X 11:20 12:10 13:00 13:45 X 14:30 15:15 X 16:00 16:45 17:30 18:15 X 19:00 19:45 X 20:30

07:10 07:45 08:20 X 08:55 09:30 X 10:05 10:40 11:15 11:50 X 12:25 13:00 X 13:35 14:10 14:45 15:20 X 15:55 16:30 X 17:05 17:40 18:15 18:50 X 19:25 20:00 X 20:35 21:10 21:45 22:10 X

09:30 10:30 11:20 X 12:10 13:00 X 13:50 14:30 15:10 15:50 X 16:30 17:10 X 17:50 18:30 19:10 19:50 X 20:30 21:15 X 22:00

Notlar: Kırmızı renkli seferler ÖHO ve OAŞ; siyah renkli seferler İETT’ye aittir. X İŞARETLİ SAATLER ESENKENT ISPARTAKULE M.KÖY ÇALIŞIR K İŞARETLİ SAATLER KİPTAŞ 3 ETAPTAN HAREKET EDER A İŞARETLİ SAATLER AQUA DOLPINDEN HAREKET EDER

Otobüs saatleri 4 MART 2017 tarihinde www.iett.gov.tr sitesinden güncellenmiştir

ÖNEMLİ TELEFONLAR

3. CADDE ECZ. AKKOZA PLUS ECZ. ANADOLU ECZ. ARMAĞAN ECZ. BAHÇ. AYDIN ECZ. BAHÇEŞEHİR ECZ. BAHÇ. PARK ECZ. BOĞAZKÖY ECZ. CAN ECZ. DEFNE ECZ. DENİZ ECZ. DERMAN ECZ. DİLEK ÖZ ECZ. ECZANE AKBATI ECZANE FİLİZ ECZANE NATÜREL ELİT ECZ. ELVİN ECZ. GÜNGÖR ECZ. İSTANBUL ECZ. KENT ECZ. MAVİ ECZ. NEVAL BİRİCİK ECZ. OKSİJEN ECZ. SU ECZ. ŞEHİR ECZ. ŞELALE ECZ. YILDIZ ECZ.


Bahçeşehir'in ODTÜ'lü hocalarından

TEOG-YGS-LYS

İlkokul-Ortaokul-Lise arasınıf öğrencileri için derslere yardımcı

İngilizce eğitim gören öğrenciler için ingilizce kaynak ve müfredatla, ingilizce dersler

M

M

İlkokul, Ortaokul TÜM DERSLER Lise MATEMATİK, GEOMETRİ, FİZİK - Konu anlatımı ve tekrarı - Soru çözümü - Birebir danışmanlık

- Öğretmen gözetiminde ekstra bireysel çalışma saatleri

0505 685 72 82 0555 525 08 21







Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.