Country life Nisan 2014

Page 1

aylık yaşam dergisi

countrylife sayı 51 - nisan








■ EDİTÖR

BAHAR EKİNOKSU

G

Güneș ıșınlarını Kuzey yarımküreye cömertçe sunuyor nihayet. Bin bir rengin ebruli cümbüșü ve enfes kokulu İlkbahar bize hoș geldin… g eldin… Doğa tüm güzellikleriyle ttazeleniyor; azeleniyor; evlerde, bahçelerde, içsel yașamımızda da kıpırtılar değișimler bașladı. İlkbahar bizde de ekinoks etkisi yaptı. İstanbul büyük bir Bienal’e ev sahipliği yapacak. İki yılda bir gerçekleșen Çocuk ve Gençlik Bienali bu yıl, 15 Mayıs-15 Haziran tarihleri arasında bașlayacak. Bu șölende performans sanatlarıyla ilgili çalıșmalar yapan çocuklar özellikle șehrin birçok noktasında insanlarla bulușacaklar. Bu yılın teması ise ‘Küçük Olan İyidir’. Bienal heyecanını konușmak üzere Perili Köșk’e gittik ve Bienal Direktörü Gazi Selçuk ile keyifli bir söyleși gerçekleștirdik. Bulușmada bana eșlik eden Sanatçı Süreyya Acar’ın da atölye çalıșmalarına ilerleyen sayfalarımızda yer verdik. ‘sayfamda paylaștığım görsel çalıșmalar atölyenin bașarılı minik sanatçılarına ait.’ Savunma sporları eğitmeni Can Höcük ile İsrail savunma sporu Krav Maga’yı konuștuk. Can hoca silah, bıçak, sopa ya da çıplak ele karșı savunma tekniklerini meraklısına öğretiyor. Mahallemizin kasabı açıldı. Eski kasap kültürünü çiftlikten sofralara tașıyan konseptin ayrıntılarını firma sahibi Hakan Yangın’a sorduk. Mesleğinde bașarıdan bașarıya koșan usta yönetmen ve yapımcı

06

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

Mustafa Uslu ile reklam dünyasını Bir Berber’de masaya tașıdık. Diyet baskısını kaldırıp, hayatına sağlıklı beslenmeyi oturtmaya çalıșmayı kim istemez? Bir gurme mutfağı bunu sizin için yapıyor. Healthy and Fit Nutrition Programme kurucusu Eda Sayer’le sağlıklı ve dengeli beslenme konusundaki çalıșmaları üzerine konuștuk. Hem zinde hem de sağlıklı yașam için sporun değeri tartıșılmaz. Egzersizin özelikle de bayanlar için en vazgeçilmezi pilates mekanları oluyor. Bu mekanlardaki uygulamaları sayfalarımıza tașıdık. Sağlıklı beslenme alıșkanlıklarını bebeklikten itibaren ele alan ilk kaynak Bebeğimin Beslenme Kitabı’nın yazarı Sibel Güngör ile buluștuk. Piruze, bir İstanbul hanımefendisi… İstanbul’dan Șam’a uzanan acılı bir yașamın bașkahramanı... Anneliği tattığı coğrafya ise O’nu bambașka bir hayatın kıyısına sürüklerden kaderi henüz resmedilmemiș bir tuval kadar yalın… Gazeteci Yazar sevgili meslektașım Sinan Akyüz ile yeni romanı “Piruze ve Oğulları” üzerine keyifli bir söyleși gerçekleștirdik. Neșeli, eğlenceli 23 Nisan’lar…. Çocuk Bayramınızı içten dileklerimle kutluyorum..

n Birse

Çelik

İmtiyaz Sahibi Çınar Ajans A.Faruki Çelik Yazı İșleri ve Yayın Yönetmeni Birsen Çelik countrylifetr@gmail.com Art Director Hüseyin Efe Eren Reklam Satıș Direktörü Gülin Ayaz countrylifetr@gmail.com Editör Alev Șahin Kapak Fotoğrafı Züleyha Sarı - Creative Studio Katkıda Bulunanlar Ahmet Fatih Çelik Tasarım / M.Bahaeddin Çelik Tarih Araștırma / Muhammet Öksüzoğlu Araștırmacı-Yazar / Eyyup Altun Hukuk / Avukat Erdal Avcı Sanat / Süreyya Acar Eğitim / Ali Șarkıșla Psikolog / Begüm Akmamıș NLP Uzmanı / Fatma Taș Bisiklet Dünyası / Onur Erkmen Röportaj / Șeref Duran

Baskı Yeri / İHLAS GAZETECİLİK Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No: 11/A 41 Yenibosna - Bahçelievler /İST. Tel: 0212 454 30 00

Tiraj - 5000 Yönetim Yeri / Country Life Mimar Sinan Mah. Dereboyu Sok. No: 2 Kemerburgaz - Eyüp/İstanbul Tel: 0212 322 70 22 GSM: 0505 319 57 20 countrylifetr@gmail.com Reklam Rezervasyon İçin,

322 70 22

Aylık Süreli Yayın Dergide yayınlanan yazıların, fotoğrafların her hakkı saklıdır. Kaynak gösterilerek dahi izinsiz alıntı yapılamaz yayınlanamaz. Bu dergi basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir.



Nisan 2014 - SAYI 51

n İÇİNDEKİLER

Aylık Yașam Dergisi

10

34

PROJE KEMEROĞLU PALAS57

10 KAPAK / FOTOĞRAF ZÜLEYHA SARI SAĞLIKLI VE DENGELİ BESLENMEYE MERHABA!

PILATES HAYDİ HEP BERABER PILATES’E!..

ARAȘTIRMA GÖKTÜRK’TE SAÇ KESİM MODASI

08

34

36

42

C OUNTRYLIFE • NİS AN 2014

KRAV MAGA ȘİDDETE MARUZ KALMAYA SON!

36

52

42

58

44

44

SÖYLEȘİ ANNELER İÇİN İLK VE TEK KAYNAK ‘BEBEĞİMİN BESLENME KİTABI’ 46 MODA EMRE ERDEMOĞLU İLE ERKEK MODASI

36

SÖYLEȘİ MUSTAFA USLU İLE REKLAM FİLMİ MUHABBETİ

52

46

PEYZAJ BAHÇELERDE BAHAR HAZIRLIĞI SİNAN AKYÜZ “HELALLİK ALMAK İÇİN İKİNCİ KİTABI YAZDIM” GEZİ CEMİL BİNGÖL’ÜN GÖZÜYLE NICE

68

58

60

68

HUKUK SAHTE GÜZELLİK ÜRÜNLERİNİN SAĞLIĞA ETKİSİ 78 BİENAL İSTANBUL’U BIENAL HEYECANI SARDI

82



n ADVERTORIAL

Butik yaşam tarzına uygun Kemeroğlu Palas 57 Projesi’ni Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Kemeroğlu ile konuştuk.

10

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014


n Daire tipleri ve özellikleri nedir? Projemiz çeşitli büyüklüklerde 12 adet daire ve 2 adet dükkandan oluşan butik bir proje olup, ailelerin ihtiyaç duyduğu çeşitli tip dairelere sahiptir. Brüt 103 m2 den oluşan 2+1, 130 m2 den oluşan 3+1 ler ve 160 m2 ile 225 m2 arasındaki büyüklüklerdeki dublexler gibi farklı daire tipleri var. Mutfaklarda ocak, fırın ve davlumbazdan oluşan ankastre set kullanılacaktır. Kendimiz de sonuçta bir kullanıcıyız, kendi evimizde yaşarken rahatsız olduğumuz örneğin odalarda yeteri kadar priz olmaması gibi konulara özel önem vermekteyiz. Sonradan görüntü kirliliği ve salonlarda borular olmaması için klima tesisatını biz çekiyoruz. Kullanılacak malzemeler kalite ve dizayn olarak özenle seçiliyor. Bu da bizi farklı kılıyor, çünkü kendimizin beğenmediği malzemeyi projemizde kullanmıyoruz. Her malzemede piyasanın önde gelen ve kaliteli firmalarını çözün ortağı olarak seçiyoruz.

n ADVERTORIAL

n Kemeroğlu Palas projesini diğer projelerden ayıran temel özellikler nedir? Projemiz Göktürk’ün merkezi ve güzel konumlu yerlerinden biri olan Göktürk caddesinde ve caddenin en geniş, ferah bölümünde yer almaktadır. Toplu taşıma araçları önünden geçmekte olup ulaşımı kolay bir lokasyondadır. En son deprem yönetmeliğine uygun olan projede radye temel ve C30 beton kullanılıyor. İç ve dış tüm duvarlarda ytong gazbeton, iki daire arasındaki duvarlarda çift kat arasında yalıtım malzemesi kullanılarak ses ve ısı izolasayonu sağlanıyor. Çatıyı betondan yaparak uygun malzemeyle kaplayacağız. Elektrik ve sıhhi tesisatta 1. sınıf TSE’li kablo ve boru kullanılacak. Dış cephede mantolama ve taş yünü ile kaliteli ve estetik dış cephe kaplaması yapılacak. Projede normal asansörün yanında ayrıca araç asansörü olup, kapalı garaja bu şekilde ulaşılacaktır.

Butik projemizi Aralık ayında teslim etmeyi öngörüyoruz, metrekare fiyatımız 4500 TL den başlıyor. Projemizde kat irtifakı kurulmuş olup, banka kredisine uygundur. n Diğer projeleriniz hakkında da bilgi alabilir miyiz? Kemeroğlu Palas57 Göktürk’teki ikinci butik projemizdir. İlk projemiz Demet sokaktaki Kemeroğlu Evleri07 teslim edilmiş olup yaşam başlamıştır. Göktürk’te proje geliştirmek için çalışmalarımız devam etmektedir.

n Fiyat aralığınız nedir ödeme planlarından da bahseder misiniz?

671 00 95

0212

İletişim: Kemeroğlu Yapı Gayrımenkul

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

11


n LEZZET

ÇOCUĞUNUZA GÜVENLE YEDİREBİLECEĞİNİZ ET ARTIK MAHALLENİZİN KASABINDA

‘Mahallenin kasabını’ kuran Hakan Yangın ”Doğumundan kesime gitmesine kadar tüm sürecini takip ettiğimiz hayvanların nitelikli, sağlıklı, hormonsuz etlerini tüketiciyle buluşturmayı hedefledik.” Reklam, gerilla pazarlama, outdoor, organizasyon ve ithalat ihracat alanında, Türkiye’nin dev şirketlerine hizmet veren YNG Grup bir ilki gerçekleştirerek eski mahalle kasaplarının nostaljisini modern şehir hayatına taşıdı ve ‘Mahallenin Kasabı’ adını verdiği dükkan konseptinin ikincisini Göktürk’te açtı. Biz de Grup başkanı Hakan Yangın ile “Mahallenin Kasabı”nı konuştuk.

12

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

Dede mesleğini yatırıma dönüştürdü.


n LEZZET

n YNG GRUP’UN kuruluş hikâyesi nedir? Aslında YNG GRUP‘un temeli 2000’li yıllarda atıldı, ondan önce Deniz Harp Okulu’nu bitirdikten sonra Deniz Kuvvetleri’nde Sualtı Savunma Grup Komutanlığı’nda (SAS) görev yaptım ve Üsteğmen rütbesindeyken Deniz Kuvvetleri’nden ayrıldım. Kardak Krizi, Avrasya Feribotu’nun kurtarılması gibi birçok yurt içi ve yurtdışı görevlerde bulundum. İş hayatına atılınca Reklam, gerilla pazarlama, outdoor, organizasyon ve ithalat ihracat alanında, Türkiye’nin dev şirketlerinde hizmet veren YNG GRUP’U kurdum. n Peki “Mahallenin Kasabı” fikri nasıl doğdu? Ben Balıkesir Kepsut’ta doğdum ve büyüdüm. Dedem ve babam hayvancılık yapardı. Ben de bayramlarda kurban pazarlarında onlarla çalışır, çobanlık yapardım. Hayvanların başında geceleri çok yattım, gübre kokusunu da bilirim. Aslında bu yeni yatırımım benim için baba hatta dede mesleği diyebiliriz. Ben bir ilki gerçekleştirerek eski mahalle kasaplarının nostaljisini modern şehir hayatına taşıdım ve ‘Mahallenin Kasabı’ adını verdiğim dükkan konseptinin ikincisini Göktürk’te açtık. n Etlerinizi hangi yöreden temin ediyorsunuz? 2011 yılında Lüleburgaz’da Barın çiftliğini kurduk. Çiftlikte 350 büyük baş, başka bir lokasyondaki çiftlikte ise 350 küçükbaş hayvan bulunuyor. Hayvanların doğal yemlerle büyütüldüğü çiftlik 80 dönümlük arazi üzerinde faaliyet gösteriyor. 600 başlık üretim kapasitesine sahip çiftlikte, tüm üretim faaliyetleri son teknoloji kullanılarak gerçekleştiriliyor. n Sizin konseptiniz üreticiden tüketiciye kadar kesintisiz hizmeti mi kapsıyor? Türkiye’de kasap dükkanı bulunanların çiftliği bulunmuyor, çiftliği olan yatırımcıların da kasap dükkanı açmadığı için “Mahallenin Kasabı” konseptini oluşturduk. Bununla doğumundan kesime gitmesine kadar

GÖKTÜRK PAKET SERVİS

0212 322 07 41-42

tüm sürecini takip ettiğimiz hayvanların nitelikli, sağlıklı, hormonsuz etlerini tüketiciyle buluşturmayı hedefledik, gelen talepler de bizim konseptimizin ne kadar isabetli olduğunu ispatladı.

hizmet vermeye başladıktan kısa bir süre sonra ünümüz hemen yayıldı. Avrupa Yakası’ndan bile haftalık etini almaya gelen müşterilerimiz olunca ikinci dükkanımızı Göktürk’te açmaya karar verdik. Ancak bununla da sınırlı kalmayacağız, dükkan sayımızı bu yıl üçe çıkartacağız.

n İkinci “Mahallenin Kasabı”nı Göktürk’te açtınız. Kasap konseptinizi yaygınlaştıracak mısınız? İlkini Dudullu Şerifali’de açtık ve Adres : Göktürk Merkez Mh. 1. Begonya Sk. No:1 Gökmahal Dükkan:2 Eyüp / İstanbul NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

13


■ ADVERTORIAL

GÖKTÜRK’TE BALIĞIN YENİ ADRESİ

DARDENIA

Dardenia ferah mekan konsepti ve ürün zenginliği ile Göktürk’te kapılarını damak tadına önem verenler için açtı. Özellikle șeffaf mutfak tarzını en modern mimariyle yansıtan mekan kendinizi evinizin mutfağında hissettiriyor. Firmanın Genel Koordinatörü Selin Daniyel ile Dardenia’da buluștuk ve çalıșmalarını konuștuk. da bu bölgede ikamet ediyor. Burada șubemiz olmasa olmazdı açıkçası.

S

■ Sizi kısaca tanıyalım? Ben Selin Daniyel, Dardenia’nın Genel koordinatörlüğünü yürütüyorum. 10 senelik bir Dardanel tecrübem var, daha daha önceleri dıș ticaret departmanında çalıșıyordum. çalıșıyordum. 2012’den itibaren șu anki görevime bașladım. ■ Neden Göktürk’te șube açmak istediniz? Göktürk’te bizim müșteri kitlemize uygun bir potansiyel vardı. Üçüncü șubemizden sonra Göktürk üzerinde yoğunlaștık. Sonra beșinci șubemiz olarak burayı açtık. Düșüncemizin doğru olduğunu gördük. Buradaki insanlar balığa, sağlıklı ürünlere çok önem veriyor ve bizi tercih ediyorlar. Sushi de çok beğeniliyor. Burada yașayan kișiler de sushi tüketmeyi çok seviyor. Yönetim kurulu bașkanımız

14

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

■ Mutfaktan biraz bahsedelim? Dardenia tamamen balık üzerine kurulu bir mutfağa sahip. Balığın her çeșidi burada bulunuyor. Atıștırmalıklarımız var; midye, kalamar, karides, dynamite shrimp gibi. Bunların hepsinin arkasında Dardanel güvencesi var. Her ürün Dardanel’in özel tesislerinde hazırlanıyor. Ürünlerimizin %80’inin üretimi bize ait. Hiçbir ürünümüz dıșardan alınmıyor. Ekmeğimiz bize ait. Dıșarıdan ekmek kullanmıyoruz, Çanakkale’deki fabrikamızda üretiliyor. Soslarımız aynı șekilde. Sushilerimiz burada sipariș anında hazırlanıyor. Dondurulmuș ürün kullanmıyoruz. Zeytinyağımız dahi Dardanel’in Çanakkale’deki tesislerinden geliyor. Șaraplarımız bizim için özel olarak Corvus Șarapçılık tarafından üretiliyor, biz üretmiyoruz ancak üzümler bizim bağlarımızdan. Izgara ürünlerimiz teppenyaki denilen bir ızgarada yapılıyor. Mutfağımız açık olarak çalıșıyoruz. Göktürk’ün diğer șubelerden farkı; alkol olması, çok geniș bir sushi menümüzün bulunması.

■ Müșterinin en çok talep ettiği ürünler hangileri? Sushi satıșımızın yaklașık yüzde 30’unu olușturuyor. Sonra somon ve levrek çok tercih edilen ürünler. Somon ekmek bizim markamızın temsilcisi oldu artık. ■ Bir de balık ekmeğiniz var? Balık ekmek zinciri bizden önce yoktu. Kurumsal ve hijyenik anlamda Dardenia bu anlamda bir ilk. Müșterilerimize kaliteli, sağlıklı, hijyen ve uygun fiyata zahmetsiz balık ve deniz ürünleri sunuyoruz. Bizim için sağlık ön planda. ■ Çalıșma saatleriniz nasıl? 12.00’de servis bașlıyor 23.30’da bitiyor. Paket servis imkanımız var.

İstanbul Cad. Country Life Sitesi No: 7-8 0212 500 14 38-43



■ ADVERTORIAL

KEMERBURGAZ

Dusler Satosu

ANAOKULU

Ç

16

2002 yılında Koç Üniversitesi kampüsünde ilk adımlarını atan Düșler Șatosu Anaokulu, bu eğitim yılında Atașehir, Çekmeköy, Kemerburgaz ve Zekeriyaköy’de çocuklarımızla birlikte eğitim yolculuğuna devam etmektedir.

Çocukların zihinsel ve kișilik gelișimlerinin % 70’ini tamamladıkları ve algılarının en açık olduğu okul öncesi dönemde, okulumuzda çocuk ssesinin esinin yetișkin sesinden daha çok duyulduğu d uyulduğu demokratik bir ortamda ulusal u lusal ve uluslar arası programlar konusunda deneyimli eğitimci kadromuz, çocuklarımızı mutlu, bașarılı ve kendine güvenen bireyler olarak yetiștirmeyi hedefler.

okul iklimi içerisinde, rehberlik ve eșlik eden öğretmenler ve el ele verdiğimiz ailelerimizle birlikte çocuklarımızın gelișimsel yolculuklarına tanıklık etmekteyiz. Bu süreçte İngilizce yașayan ikinci bir dil olarak çocuklarımızın yașantısında yer almaktadır. Müzik, bale-dans, sanat ve jimnastik çalıșmaları ile çocuklarımızın ilgi ve yeteneklerini hep birlikte keșfetmekteyiz.

Giderek büyüyen Düșler Șatosu Ailesi Eylül 2013 tarihinden itibaren Kemerburgaz’da masallardaki gibi bir bahçe ve binada yepyeni bir heyecanla çocuklarımızın hayallerini gerçekleștirmek için kapılarını açtı. Her gün yașantımıza katılan çocuklarımızla renklenen anaokulumuzda, çocuklarımızın bașkahraman oldukları merak ve ilgilerini uyandıran bir

Okulumuz 2-5 yaș grubu çocuklara hizmet vermektedir. Her bir yaș grubumuzun sınıfında konusunda deneyimli iki öğretmenimiz yer alır. Yaș gruplarına bağlı olarak yarım gün ve tam gün olmak üzere farklı seçenekler vardır. Sabah 8:00 ile 17:00 arasında eğitimimiz devam etmektedir. Yarım günlük programımız saat 13:00 te sona ermektedir.

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014





BUTTERFLY MODAYI GÖKTÜRK’E TAȘIYOR. BUTTERFLY Göktürk Mağazası Hizmete Açıldı

T

Tüketicilere șıklığı iyi fiyat ve iyi hizmet faydaları altında sunarak, tercih edilen bir marka olma hedefiyle yola çıkan ç ıkan Butterfly Göktürk Mağazası M ağazası 15 Mart 2014 Cumartesi günü hizmete bașladı. Göktürk’te tekstil perakende sektöründe yașanan, șık ve yeni sezon ürünlere uygun fiyatlar ile farklı semtlere veya alıșveriș merkezlerine gitmeden sahip olma, sıkıntısını çözüme kavușturmak amacıyla hizmete bașlayan Butterfly Göktürk kısa sürede yoğun ilgi gördü.

Mimari tasarımı ve konsepti ile de beğeni toplayan Butterfly Mağazası, Göktürk Caddesi üzerinde 100 m² net satıș alanı ve kadın-erkek yeni sezon ürünleri ile hizmet vermektedir. Bilgi için: Fazilet Șahin, (555) 811 33 46 onuryerebakan@yahoo.com

MAHALLEMİZİN KASABI AÇILDI

A

Artık mahallemizin yeni bir kasabı var. “Mahallenin Kasabı” Göktürk’te Gökmahal Çarșı’da hizmet vermeye bașladı. b așladı. Nostaljik kasap kültürünü k ültürünü mahallemize tașıyan firma, mağazasında Lüleburgaz’daki özel çiftliğinde yetiștirdiği hayvanların etlerini satıșa sunuyor. Firma, kırmızı ve beyaz et ürün çeșitliliği yanında özel ev mantısıyla da

oldukça iddialı… Mahallenin Kasabı’nın Kurucusu Hakan Yangın, olușturdukları bu konseptle doğumundan kesime gitmesine kadar tüm sürecini takip ettikleri hayvanların nitelikli, sağlıklı, hormonsuz etlerini tüketiciyle bulușturduklarını açıkladı. Göktürk paket servis 0212 322 07 41-42


OSMANBEY SÜRÜCÜ KURSU GÖKTÜRK ȘUBESI AÇILDI

TERZİLİKTE 24 YIL

G

Göktürk’te 24 yıldır terzilik yapan Gülerman butik atölyesinde çalıșmalarını devam ettiriyor. Bölgenin en en eskimeyen esnaflarından olan olan Gülerman mesleğine așıklardan… Sıfır dikim, tadilat, çanta dikimi ve ev tekstil ürünlerinde sanatını konușturan Gülermen yaratıcı olma yeni bir șeyler üretip ortaya çıkarmanın

E

Eğitime öncelik veren, bilgi güçtür diyen, profesyonelce düșünen ve düșüncelerini ciddi, dürüst bir șekilde uygulayan u ygulayan Osmanbey Sürücü S ürücü Kursu ferah mekanı ve teknolojik ekipmanlarıyla geleceğin sürücülerini yetiștiriyor. Son model

araçlarla sürüș tekniğini kursiyerlere yașayarak öğreten kurs açılıșa özel kampanyası ile de dikkat çekiyor. İrtibat: 0212 322 73 53

kendine büyük keyif verdiğini yenilediğini söylüyor. Tek hobisi haline gene dikișin çocukluğundan beri tutkusu olduğunu belirtiyor. Dürüstlük, olaylara pozitif yaklașım ve sevmek olan hayat felsefesiyle mesleğinde seneleri deviren Gülerman her yeniliğe açık olduğunu söylüyor. İrtibat Tel: 0532 700 02 49 COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

20


EVLİLİKLERİN YÜZDE 50’Sİ BOȘANMA İLE SONUÇLANIYOR

S

Sungur, “Evlilik Dansı” bașlıklı sunumunda evlilikte eșlik ve iletișimin tüm aile yapısını etkileyen dinamiklerini paylaștı. “Kaygı bozuklukları”, “Kognitif ve davranıș terapileri”, “Evlilik terapileri” alanlarındaki çalıșmalarıyla tanınan Prof. Sungur, yaklașık 4 saat süren sempozyumda evlilikte iletișim ve sorun çözme becerilerini kapsamlı biçimde dile getirdi.

Eyüboğlu Eğitim Kurumları İlkbahar Veli Sempozyumu’na konușmacı olarak katılan Marmara Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Zihni Sungur, boșanmanın getirdiği travmaya karșın, bireylerdeki yașamı birlikte sürdürme gereksinimin ağır bastığını ve boșanan kișilerin pek çoğunun tekrar evlendiğini belirtti.

22

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

EVLİLİKLERDE İȘLERİN YOLUNDA GİTMEDİĞİNE DAİR İȘARETLER Mutsuz evliliklerde bir sorun yașandığında eșlerin “birbirlerini” karșılarına aldığını belirten Prof. Sungur, mutlu evliliklerde bir sorun yașanması durumunda ise eșlerin “sorunu” karșılarına aldığını ifade etti ve bu durumun evliliklerde mutluluğu belirleyen

temel etkenlerden biri olduğunun altını çizdi. Evliliklerde sorunlar baș gösterdiğinde eșlerin evliliği bitirme yoluna gittiğini söyleyen Prof. Sungur, “Hayatta sorunlar hep var. Asıl olan ise sorunların nasıl çözüleceği yönünde çaba göstermek.” dedi. Evlilik öncesi dönemde, ödül ve sürprizlerin yoğun olduğunu ve bunun evlilik sonrasında da devam etmesi yönünde eșlerde beklenti yarattığını ifade eden Sungur, konușmasının sonunda “Evlilikler, her eșin üzerine eklemek istedikleri ile sınırlıdır.” dedi.



B&G STORE YENİ SEZONDA YENİ KONSEPTİYLE GÖKTÜRK’TE Yeni sezonda B&G Store iddalı konsepti ve büyükleri kıskandıracak tasarımları ile Göktürk mağazasında. Çocuk modasının öncüsü B&G Store Tyess, First Line, Riccione, RCN Sports,Nebbati Jeans ve BG Baby kolekiyonları ile yine iddalı. Çocuklarında artık modayı takip ettiği ne giymek istediğini bildiği bu dönemde çocuklarımızın tüm istediklerine cevap verdik. Yaz aylarının sıcak renkleri ile dopdolu olan koleksiyon, Kız erkek çocuklarının istedikleri tarzı yansıtmalarına yardımcı olacak. Yep yeni marka LieLea. LiaLea markası, 2012 yılında, kız

çocuklarının ‘’hayal ettikleri gibi’’ giyinebilmelerine olanacak sağlayacak kıyafetler tasarlamak, üretmek ve global bir marka olma hedefiyle dünyaya geldi. İskandinav, Rusya ve Avrupa’da beğeni toplayan LiaLea, 2014 yaz koleksiyonu ‘fossil Sister’ ile B&G Store mağazalarında sizlerle bulușuyor. Dünya markaları, B&G Store çatısı altında Türkiye’de. B&G Store, mağazalarında satıșa sunduğu dünya markalarını türk aileleri ile bulușturarak, dünya modasına hizmet eden anlayıșı ile göze çarpmaktadır. Çocukları için en iyisini isteyen anne ve babaların, bibirinden renkli seçenekler sunan marka, kalitedeb ödün vermeyen bakıș açısıyla sektördeki prestijli yerini korumaktadır.

Patrizia Pepe, Bikkembergs, Brooksfield, Panini, Baby Graziella, yurt dıșında kendini ispatlamıș ve Türkiye’de de en az yurt dıșındaki kadar ilgi gören, dünyanın önde gelen markalarının çocuk Line’larını ilk kez B&G Store Türkiye’ye getirdi. Ayrıca, dünyanın en seçkin bebeklerinin üzerinde görülen, İngiltere’de kraliyet ailesinin tercihi olan Baby Graziella markasının tüm ürünleri de, Türkiye’de sadece B&G Store mağazalarında satıșa sunulmaktadır.

ELİPS HAVALANDIRMA

E ENGLISH HOME ȘİMDİ GÖKTÜRK’TE

E

Ev tekstiline yeni bir soluk getiren English Home 173. mağazasını Göktürk’te açtı. Her dönem birbirinden zarif sezon trendlerini, kendi yorumuyla evlerinize tașıyan English Home, yeni teması Natural Beauty ürünleri ve tüm ürün gruplarına özel kampanyaları ile sizlerle bulușuyor. Birbirinden șık ve kullanıșlı tasarımlardan olușan English Home’un benzersiz ürünleriyle sevdiklerinizle

24

mutlu anlar paylașacağınız evlerinizi yenileyebilir, bahara farklı perde ve nevresimlerle merhaba diyebilirsiniz. Yeni sezon ürünlerimiz ve kampanyalarımız için mağazalarımıza ve www. englishhome.com.tr ‘ye davetlisiniz

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

Elips havalandırma ve klima sistemleri olarak 2014 yılının bașında klișeleșmiș satıș, bakım ve servis anlayıșı yerine tamamı ile profesyonel olarak teknik bilgiler desteğiyle siz değerli Göktürk halkına kaliteli ve doğru hizmeti sunmak; havalandırma ve klima sorunlarınızı çözmek adına faaliyete bașlamıș bulunmaktayız. ‘’Bakımı yapılmayan klimalar hasta eder’’ sloganıyla da bașlatmıș olduğumuz bahar kampanyası ile de evlerinizde ve ișyerlerinizde bulunan tüm

marka klimaların bakımını yaparak temiz hava solumanızı sağlamak istiyoruz. Ayrıca tüm kesimlere hitap edecek markaları da bünyemizde bulundurarak sizlere kaliteli hizmet sunmak amacındayız. İletișim: Merkez Mah. Göktürk Cad. No: 52 B/7 Göktürk – Eyüp Tel: 0212 322 68 91



Plaj modasına yepyeni bir boyut kazandıran Bonesta, Avrupa’ya uçuran kampanyasıyla dolu dolu bir yaz mevsimine hazırlanıyor. 5 Ağustos tarihine kadar Boyner mağazalarından üç adet Bonesta bikini alana çekilișsiz kurasız Avrupa’da 22 noktaya gidiș-dönüș uçak bileti hediye eden marka, bu yazın en konușulan markası olmaya aday...

B

Bonesta ile plajın yıldızı olun… Sezonun trendlerini kumsallara uyarlayan Bonesta ’da mayo ve bikinilerin tamamlayıcısı pareoları, göz alıcı a lıcı detaylarla süslenmiș plaj elbiselerini, rrengârenk engârenk plaj șort ve eteklerini de bulabilirsiniz. Yeni sezonda boncuk ișleme ve püsküllerle zenginleștirilen plaj elbiseleri, terletmeyen kumașları ve özgün desenleri ile plaj șıklığınızın tamamlayıcısı olacak.

26

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

AYO M A T YOR! ONES

B

RU

AV

U YA UÇ ’ A P U R





FIT IN TIME ■ ADVERTORIAL

Göktürk’ün İșletme sahibi Adnan Kaya ile söyleși

S

■ Sizi kısaca tanıyalım bize kendinizden bahseder misiniz? Ailem Yugoslav göçmeni. Evliyim, 6 yașlarında ikiz erkek çocuklarım var. Daha önce ö nce uzun yıllar finans sektöründeydim, ardından a rdından bu sektörde çok yıprandığımı fark edip gayrimenkul danıșmanlığı yapmaya karar verdim. Fakat tüm koșușturma içerisinde spor her zaman hayatımın içinde oldu ve ondan hiç uzaklașmadım. ■ Aktif sporun günlük yașamınızdaki yeri nedir? Aktif spor günlük yașantımdan hiçbir zaman eksik olmadı, spor yapmasını çok seven biriyim. Haftada 5 gün antrenman yapmaya çalıșırım. Egzersizleri aletli yada aletsiz mutlaka uygularım. Spor yapmanın mümkün olmadığı durumlarda bile bir fırsat yaratırım (daha erken kalkarım) ve antrenmanlarımı eksik etmem gündelik yașantımda. Spor yapınca kendimi daha mutlu ve daha pozitif hissediyorum. ■ Fit in Time nasıl bir spor? Aktif yașam içerisinde neyi hedefliyor? Fit In Time çok basit bir anlatımla teknoloji odaklı ve kișiye özel bir antrenman stüdyosu konsepti. Bu yeni konsepti Technology Based Personal Training (Teknoloji odaklı kișiye özel antrenman) șeklinde tanımlıyoruz. Bu yeni nesil antrenman konsepti, “Miha Bodytec” adı verilen ve bugüne kadar geliștirilen en etkili Fitness Teknolojisi eșliğinde, profesyonel fitness antrenörleri gözetiminde yapılan 25 dakikalık eğlenceli ve bir o kadar etkili bir antrenman programından olușuyor. Alman Miha Bodytec sistemi, geliștirmiș olduğu teknoloji sayesinde vücuttaki tüm ana kas gruplarını (bacak, kalça, bel, sırt,

kanat, karın, yan karın, göğüs ve kol) aynı anda, kișinin özgür iradesi ve güç limitleriyle sınırlı konvansiyonel yöntemlerin çok daha üzerinde bir yoğunlukta çalıștırıyor. Hem bir ağırlık antrenmanı etkisi, hem de etkin bir kardiyo antrenman etkisi aynı anda ve sadece 25 dakikada, hiçbir sakatlık riski olmadan sağlanıyor. ■ Fit in Time ile bedensel ve ruhsal kazanımlar neler oluyor? Fit In Time stüdyolarında yapılan 25 Dakikalık tüm vücut antrenmanı sırasında kaslarınız, özgür iradenizin çok daha üzerinde ve herhangi bir antrenman yöntemi ile elde edebileceğinizden çok daha etkili bir aktivasyon sağlar. Bu antrenmanın, konvansiyonel yöntemlerle yapacağınız 4-5 saatlik bir antrenmandan çok daha fazla etki sağladığı Almanya’da yapılan bilimsel araștırmalarla da kanıtlanmıștır. Tüm vücudunuzdaki kaslar aynı anda ve eklemlere hiçbir yük binmeden, özgür iradenizin çok üzerinde bir etkiyle çalıștığı için hormonel ve enzimsel salınım maksimum seviyeye çıkar. Bazal metabolizma hızlanır ve durağan haldeki kalori tüketiminiz maksimum seviyeye ulașır. Bu sayede gerek yağ yakımı, gerek kas yoğunluğunda artıș ve sonuç olarak çok etkin bir vücut șekillendirme gerçekleșir. Özellikle kadınlarda problemli bölgeler diyebileceğimiz; iç bacak, kalça, karın, göğüs ve kollarda sadece 4-5 antrenman sonra bile gözle görülür ve hissedilir sıkılașma sağlanır. Buna ek olarak özellikle doğum sonrası veya menapoz sonrası olușabilecek bel ağrısı, sırt ağrısı, omurga eğrilikleri ve postür bozuklukları gibi kas güçsüzlüğüne bağlı problemlerde

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

■ Göktürk’ü tercih nedenleriniz ve hedef kitlenize mesajlarınız ne olur? Göktürk’ü tercih etmemin o kadar çok sebebi var ki... Her șeyden önce burada yașayanlar ne istediğini bilen insanlar dolayısı ile size gelmeden önce konu hakkında araștırıp bilgi sahibi olarak gelen insanlardır. Mutlu, kültürlü, dinamik ve spor yapmak isteyen insanlar görüyorum burada.. Fit In Time olarak hedef kitlemiz aslında spor yapmak isteyen ama antrenman yapmak için vakti olmayan insanlardan tutun da fiziksel engelleri olan, kas ve eklem rahatsızlıkları sebebiyle egzersiz yapamayan, bel, boyun ve sırt ağrıları yașayan ve kas güçsüzlüğüne bağlı postür bozukluğu yașayan herkes. Stüdyomuzda 13 yașında obezite veya skolyoz problemi olan gençlerden bașlayarak, 75-80 yașında ciddi fiziksel problemleri olan ve bu sebeple egzersiz yapamayan kișilere kadar çok geniș bir üye profiline sahibiz. Hayatında bugüne kadar farklı sebeplerle egzersize yer verememiș veya pek çok spor salonuna üye olup devam etmemiș, etse de sonuç alamamıș herkese tavsiyem:

DAHA SAĞLIKLI VE DAHA FİT BİR VÜCUDA SAHİP OLABİLMEK İÇİN KENDİNİZE HAFTADA 1 GÜN VE SADECE 25 DAKİKA AYIRMANIZ YETERLİ... LÜTFEN DAHA FAZLA ZAMAN KAYBETMEYİN... Ücretsiz demo antrenmanına herkesi bekliyoruz.. İSTANBUL CAD. NO:20 GÖKOFİS İȘ MERKEZI K:5 D:15 TEL: +90 0212 322 10 02

www.fitintime.com.tr

30

tedaviye varan sonuçlar elde etmekteyiz. Ayrıca özellikle normal doğum yapan kadınlarda pelvik zemindeki kas güçsüzlüğüne bağlı (inkontinans) idrar kaçırma probleminin kesin çözümünde de var olan en etkili antrenman yöntemi diyebiliriz. Son olarak da gündelik hayatın zorlukları içinde ihtiyacımız olan güç, kondisyon, zindelik ve kendini iyi hissetme etkisi Fit In Time stüdyolarının sağladığı en önemli katma değerlerden biridir. Tabii tüm bunlara ek olarak hormonların ve enzimlerin hiç olmadığı kadar devreye girmesiyle beraber kendinizi çok ama çok iyi hissedeceksiniz. Ne demek istediğimi sadece ilk deneme antrenmanından sonra bile fazlasıyla hissedeceğinize emin olabilirsiniz.

gokturk@fitintime.com.tr



EGZERSİZ

YAPMAKTAN KAÇMAYIN!

■ MAKALE

Sağlıklı beslenme gibi, düzenli egzersiz yapmak da hep istediğimiz ama vermeyi hep ertelediğimiz bir ‘karar’. Egzersiz yapmaya henüz ‘karar’ verememiș ya da verse de devamlılığını sağlayamamıș olanlara ‘çok etkili’ önerilerim var! YENİ KIYAFET ALIN ■ Yeni egzersiz kıyafetleri alın. Yeni bir șeyler giymek herkesin hoșuna gider. ■ Takım sporları yapmak, egzersizi eğlenceli hale getirebilir. Örneğin arkadașlarınızla birlikte turnuvalar düzenleyebilirsiniz. Bu aynı zamanda olaya heyecan katacaktır.. HEDEF KOYUN ■ Kendinize her gün için yeni bir hedef belirleyin. Koștuğunuz mesafeyi, kaldırdığınız ağırlığı her gün biraz daha artırın. Kendinizi kesinlikle bașkalarıyla kıyaslamayın. ■ Egzersizi aksatmanın (hastalık dıșında) hiçbir geçerli mazereti olamaz. Unutmayın ki, mazeretler sizi fazla kilolarınızdan kurtaramaz.

DOKTOR RANDEVUSU GİBİ… ■ Egzersizi, doktorla randevunuz gibi görün ve kendinize verdiğiniz sözü tutun. ■ Eğer neden egzersize zaman ayırmadığınız konusunda kendinizle tartıșırsanız, durun! Bunu düșünmek için bile kendinize fırsat vermeyin. “Dișlerimi fırçalayıp, saçımı taramaya vaktim yok” diye düșündüğünüz oluyor mu? Tabii ki hayır! Egzersizi de ‘olamazsa olmaz’larınız arasına koyun.

KENDİNİZİ ZORLAMAYIN ■ Bazıları, kendilerini fazla zorladıkları için, ertesi gün egzersiz yapamayacak halde olur. Bu nedenle bir program hazırlarken gerçekçi olun. ● Herhangi bir seyahate çıkmak zorunda kalırsanız bile bunun programınızı bozmasına izin vermeyin. Gittiğiniz yerde de devam etmenin yollarını bulun. Sağlıklı ve düzgün bir vücuda sahip olmak için egzersiz yapmak șart. Ve ișin güzel yanı, bașladıktan 2-3 hafta sonra egzersiz yapmadan duramıyor hale geliyorsunuz. Egzersizin bașka avantajları da var. ● Daha hızlı kilo kaybetmenizi sağlar. ● Așırıya kaçtığınız yiyeceklere karșı olan isteğinizle birlikte iștahınız da azalır. ● Gün boyunca enerjik hissedersiniz. ● Daha iyi uyursunuz. ● Stresiniz azalır.

Göktürk İstanbul Caddesi Suvenue Residans E blok No: 6 Göktürk / İstanbul 0212 322 08 73

Nișantașı Teșvikiye Cad. Ar Apt. No: 47 Kat: 1 Nișantașı Tel. 0532 130 16 55 www.simgecitak.com simgecitak@gmail.com

E

SEVDİĞİNİZİ SEÇİN ■ Eğer sevdiğiniz bir sporu seçerseniz, devamlılık daha kolay olacaktır. Doğru egzersizi bulmak zaman alır, bu yüzden sabırlı olmalısınız. ■ Sizin için en uygun gün ve saatleri belirleyip, bunları takviminizde ișaretleyin.

32

FİT TUTAN İPUÇLARI ● Beslenme günlüğü tutun Yenilenlerin kaydını tutmak; zamanı, yeri, hatta o anki ruh halini not etmek yalnızca kilo vermeyi değil, tekrar kilo almaktan uzak durmayı da sağlar… ● Önce yarısını tüketin Yediğiniz miktarın önce yarısını tabağınıza alın, doymazsanız yine alabileceğinizi unutmayın. ● Kullandığınız tabakların boyutlarını küçültün ● Sofraya çok aç oturmayın ● Yavaș yiyin ve çok çiğneyin. lDaha fazla su için Su içmek için susamayı beklemeyin. ● Midenize kulak verin; doymuș ama yemeğe devam ediyor olabilirsiniz. Besinlere duygusal anlamlar yüklemeyin. ● Sadece yemek yiyin. Televizyon izlerken ya da çalıșırken yemek yerseniz ne yediğinizin ve ne kadar yediğinizin farkında olmazsınız.

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014


Ve artık yaz kÖSeyI dönünce! . UNIQUE SPORTS CLUB’DA BİKİNİ PROGRAMI

Yaz mevsimi birçoğumuz için rahatlama ve eğlence ile eș anlamlı iken, çoğu insan için de stres kaynağı! Yazın ilk akla gelen kısa șortlar, kolsuz üstler ve içinde nasıl duracağınızı tahmin edemediğiniz plaj giysileridir ama bunun yanında belki de vermek için bir kaçya da çok-kilonuz var ise muhtemelen yaz sezonu için heyecanlı değilsiniz. Ama merak etmeyin! Bikini alıșverișine gitmeden önce birkaç kilo vermek için hala bol zamanınız var.

İletișim: Unıque Sports Club Göktürk Cad. Yeshill Sit. No:48 Göktürk-Eyüp/İstanbul 212 322 2325

Eğer “Bikini Diyeti” ile ilgili herhangi biz yazı okuduysanız ekstra kilo verme konusunda ve bunu yaparken eğlenmek için muhtemelen kararlı ve hazırsınız demektir ve yeni bir egzersiz programı ile diyeti birleștirerek metabolizmanızı hızlandırdığınızda daha iyi sonuçlar aldığınızı göreceksiniz! BİKİNİ WORKOUT LEVEL 1 Warm up: 8 dk hızlı tempo yürüyüș veya orta tempo koșu. 2 dk Total Body Ballistic (Hızlı ve hareketli) Stretching 1- Sguat 1 Set 15 Tekrar (Kalça, ön bacak, arka bacak) 2- Front and Rear Lunges 2X15 (Kalça, ön bacak, arka bacak)

3- Lying There Band Chest Press 3X15 (Göğüs) 4- Seated There Band Low Rowing 3X15 (Sırt) 5- Standing There Band Lateral Raises 3X15 (Omuz) 6- There Band Bent Ower Triceps Kick Back 3X15 (Arka Kol) 7- Standing There Band Biceps Curl 3X15 (Ön Kol) 8- Knee Up Crunch 3X15 (Karın) 9- Standing There Band Side Bend 3X15 (Oblique/Yanlar) 10- Lying Lower Back Extension 3X15 (Bel) Cardio: 20 dk hızlı tempo yürüyüș veya orta tempo koșu.Nabız aralığı yok 2 dk Total Body Static (Sabit 6-8 sn bekleyerek) Stretching

DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR ● Setler ve Hareketler arası 40-50 sn dinlenme. ● Diz problemi olan kișiler Lunges ve Sguat hareketlerinde dizleri 30 derece bükmesi diz sağlığı açısından uygundur. ● Egzersize bașlamadan önce kesinlikle ısınma ve stretching yapınız. ● Kardiyo yaptıktan sonra kesinlikle stretching yapınız. ● Yapacağınız egzersizin verimli olabilmesi için yemek yedikten en az 90 dk. Sonra egzersize bașlanmalıdır. ● Antrenman sırasında 20 dk’lık aralarla su tüketilmesi gerekmektedir. ● Toplam egzersiz süresi 60 dk’yı geçmeyecek. ● Program haftada 3 gün gün așırı yapılarak yapılmalıdır. ● Bir ayda toplamda12 antrenman yapılacak. Sonra Level 2 programına geçilecek.

İKİ AY BİKİNİ WORKOUT ALANA

1 AY BEDAVA

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

33


n KAPAK

Healthy and Fit Nutrition Programme kurucusu Eda Sayer’le sağlıklı ve dengeli beslenme konusundaki çalışmaları üzerine konuştuk. n Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Ben Eda Sayer, İşletme bölümü mezunuyum ve Healthy and Fit’in kurucusuyum. Healthy and Fit öncesinde ambalaj sektöründeki aile şirketimizde babam ile birlikte çalışıyordum. Hayatımın belli dönemlerinde çok yüksek kilolara çıktım. O kadar kilo almıştım ki her şişmanlık dönemim bir önceki rekorumu kırar hale gelmişti. Dolayısıyla çok mutsuzdum ve zayıflamak istiyordum. Beslenme konusunda yanlış denebilecek her türlü programı denedim. Bağışıklık sistemim çöktü çeşitli hastalıklar geçirdim. Sonunda zayıfladım ama yine mutlu olamadım. Bu sefer de yemek yemekten korkar hale geldim kilo alacağımı düşünerek. Bu korkuyu atlatınca yoğun bir spor hayatına başladım, spor ile beraber nasıl bir yemek programı uygulamalıyım stresi başladı. Spor hocalarımın da önerileriyle şu an beraber çalıştığım diyetisyenimizle yolum kesişti. Herşeyi yiyebileceğimi; fakat doğru porsiyonlara dikat etmem gerektiğini öğrendim. Benimle aynı sorunları yaşayan birçok kadın olduğunu düşünüp böyle bir program oluşturmaya karar verdim. n Healthy and Fit nedir? Bu program hepimizin kafasındaki diyet baskısını kaldırıp, insanların hayatına sağlıklı beslenmeyi oturtmaya çalışan bir gurme mutfağıdır. Bu programı oluşturmakta ki ana amacımız diyet kavramını unutturmak, sağlıklı ve dengeli beslenmeyi kişilerin kafalarına yerleştirebilmekti. Bu annebabadan çocuğa geçen bir kavram. Biz anneyi babayı sağlıklı beslenmeye alıştırırsak çocuk da o modeli örnek alacaktır. Çocuğa dengeli beslenmeyi

34

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

Eda Sayer

SAĞLIKLI VE DENGELİ

!

BESLENMEYE MERHABA ve spor bilincini öğretebilirsek zaten ilerde diyet kavramından kurtuluruz. Çocukları bu konuda doğru yönlendirmek çok önemli. n Günümüzde teknoloji gıda sektörünü de etkiledi, katkı maddesi içermeyen gıda bulmak artık çok zor. Siz gıda seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz? Öncelikle biz katkı maddesi bulunmayan gıdalar kullanıyoruz. Doğal ve metabolizmayı hızlı çalıştırmaya yönelik gıdalar tercih ediyoruz. Programımızda işlenmiş gıdalara yer vermemekle birlikte beyaz un ve şeker ihtiva eden ürünleri mutfağımızda

bulundurmuyoruz. İnsanların sağlıklarını bize emanet ettiğinin bilincindeyiz. Bunun için kendi çocuklarımıza vermeyeceğimiz hiçbir ürünü mutfağımıza sokmuyoruz. Bizden yemek paketi alan kişiler gün boyunca sadece bizim ürünlerimizi tüketiyorlar. Bunun için oluşabilecek herhangi bir sağlık probleminin sorumluluğu da bize ait. O yüzden buna çok dikkat ediyoruz. Bilinmiş markaların haricinde hiçbir ürün kullanmıyoruz. Dondurulmuş gıdalardan uzak duruyoruz. Pınar, Sütaş, Bahçivan gibi markalarla çalışıyoruz. Et konusunda Günaydın ve Onur kasaptan alışveriş yapıyoruz.


n Programınız nasıl ișliyor, takibini nasıl yapıyorsunuz? Çalışma şeklimizde her kişiye farklı program yaratma var. Diyetisyenimiz danışanlarımızla görüşüyor, yaşam şekillerinden yeme alışkanlıklarına kadar öğreniyor. Sonrasında ölçüm yapılıyor ve danışanımızın vücut oranlarını çıkarıyoruz. Bunlara uygun haftalık programımızı belirliyoruz. Bunu belirlerken de yemeklerimizin lezzetine dikkat ediyoruz ki danışanlarımız hastane yemeği gibi tatsız tutsuz diyet yemekleriyle karşılaşmasın. Kişilerin bize gelmeden yemek taleplerine sıcak bakmıyoruz çünkü aynı kiloda olan iki kişinin bile vücudundaki su ve yağ oranları aynı değildir. Takibe gelince de, haftada bir danışanımızla görüşmek istiyoruz. Bazen bu talebimizi gerçekleştirmek istemiyorlar, yemeklerin direkt gönderimini istiyorlar; fakat o durumda biz karşı tarafa gerektiğinden az veya çok yemek gönderebiliriz. O yüzden danışanımızın metabolizmasını görmek zorundayız. Zaten beslenme uzmanımız bu görüşmeler için ücret talep etmiyor. Bizim görmek istediğimiz sadece diyetin başarılı olup olmadığı, danışanımızın mutlu olup olmadığı. Diyet tamamen motivasyon işi, bu yüzden görüşmeleri düzenli yapmayı çok önemsiyoruz. n Göktürk’te Ocak itibariyle açıldınız, geri dönüșlerden memnun musunuz, tepkiler nasıl? İnsanlar o kadar çok diyet denemişler ki bizi de onlardan bir tanesi olarak düşünüyorlardı. İnançları yoktu. Bir de bizi denemek istediklerini söylediler, ama sonucunda bırakan hiç olmadı. İyi tepkiler aldık. Sürekli danışanlarımızla iletişim halinde olmamızın getirdiği bir sonuç bu. Onlar ne zaman isterlerse

n KAPAK

n Ekibinizi tanıyabilir miyiz? Beslenme ve diyet uzmanımız var, kendisi aynı zamanda Acıbadem Hastanelerinin de diyet uzmanıdır. Yurt dışından gelen gastrolog şefimiz var, hem menü danışmanlığı hem de lezzet konusunda yardımcı oluyor. Gastroloğumuzla beraber çalışan aşçımız ve mutfak ekibimiz var. bizi arayabiliyorlar. Biz sürekli motivasyonlarını kontrol ediyoruz. Bizim bu işi ticari amaçla yapmadığımızı da farkettiklerini düşünüyorum. n Günümüzde kadınların iș yașamına daha fazla dahil olmasıyla beraber evlerde artık eskisi gibi yemek pișmiyor, siz bu soruna çözüm sağlayabiliyor musunuz? Bizim hedef kitlemize baktığınızda; ailesine vakit ayırmaktan kendini geri plana atmış anneler, yalnız yaşayan, yemek yapmaya vakit ayıramayan bayanlar ve baylar, yoğun spor yapan ve yeteri kadar protein almaya özen gösteren sporcularımız ile ergenlikle birlikte kilo kontrolünde zorlanan gençlerimiz programımızın önemli bir parçası. Catering bölümümüzde davetler, özel organizasyonlar dışında günlük yemek isteyen ama illa diyet yapmak istemiyorum diyen insanlara haftalık program dahilinde bu hizmeti sunuyoruz. n Fiyat politikanızı ve paket servis sürecinizi anlatabilir misiniz? Yemeklerimiz günlük pişiyor. Piştikten sonra vakumlu paketlerde hiç hava almadan hazırlanıp akşam 18.0020.00 arası ertesi günün yemekleri danışanlarımıza ulaşmış oluyor. Fiyatlarımız haftalık ve aylık bazda ücretleniyor. Medikal bir sıkıntı olmadan sadece diyet programına katılacaklar için günlük 50 lira civarı bir ücretimiz var. Paketlerde 3 ana, 2 ara öğün, 2 tane de bitki çayı bulunuyor. n V3 ile ortak bir çalıșmanız var bundan bahsedebilir miyiz? Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi misyon edindiğimiz gibi sporun önemini de her zaman vurguluyoruz. Bu nedenle V3 Fitness’la beraber çalışmalarımız

var. Oranın beslenme danışmanlığını yapıyoruz, vitamin barını işletiyoruz. “Boş beyinler şeytanin oyun alanıdır” bu yüzden gençleri sağlık konusunda bilinçlendirmek ve mutlaka spora yönlendirmek gerektiğini düşünüyorum. n Healthbox menüleriniz nelerdir? ● Healthbox slim; zayıflamak isteyenler için, ● Healthbox Sportif; yoğun spor yaparken ihtiyaçları olan protein miktarını doğru dengede ve doğal yollarla almak için, ● Healthbox intolerans; belirli tip yiyecek gruplarına karşı vücudu tepki verenlere yönelik beslenme paketi, ● Healthbox Diyabetik; diyabet rahatsızlığı olanlara yönelik beslenme programı, ● Healthbox Glisemik Indeks; glisemik indeksi düşük gıdalardan oluşan beslenme programı, ● Healthbox Medikal; çeşitli rahatsızlıklardan ötürü özel beslenme programı uygulayan kişilere yönelik beslenme paketi, ● Healthbox 60+; 60 yaş üstü kişilerin kullandığı ilaçlara ve kemik erimeleri dikkate alınarak hazırlanan beslenme paketi, ● Healthbox Teenage; ergenlikle beraber fast food yemeye alışan gençlerin obeziteye karşı önlem almak ve ileride ömür boyu bilinçli beslenme alışkanlığı edinmeleri amaçlı beslenme paketidir, ● Healthbox Vejetaryen; vejetaryenlere özel yemek paketi, ● Healthbox Vegan; Yeni akımların önünde gelen veganların zorlanmadan dengeli beslenmeleri amacıyla düzenlenmiş yemek paketi, ● Healthbox Kosher; Kosher yiyecek arayışında olanlar için yemek paketidir.

İletișim: starthealthyandfit@gmail.com

0532 235 11 73

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

35


V3 FITNESS ÇAĞKAN DEMİRALP

n Neden pilates? Pilates alışkın olduğumuz mobilite odaklı fitness konseptlerinden farklı olarak stabilite odaklı bir disiplindir. Görünürde hareketler vardır ama asil amaç o hareketlere karşı vücudun geri kalan kısmını sabit tutmaya çalışmaktır. Sabitleme ya da postürüw koruma kabaca sıkı durmakla sağlanır ve sıkı durmak sıkılaşmayı beraberinde getirir. Pilates egzersizleriyle kaslarınızın dayanıklılığını ve gücünü arttırırken bazılarını uzatır ve bazılarının da sabitleme gücünü artırırsınız. Bir taşla 10 kuş vurmak gibi. Bu nedenle pilates yavaş tempoda az tekrarla ve yüksek konsantrasyonla yapılır. Vücut farkındalığınız ve kaslarınız üzerindeki kontrolünüz her geçen gün artar. Bu daha efektif antrenman yapmanızı ve daha çok sonuç almanızı sağlar. Dış görünüşünüzdeki değişim kısa zamanda sıkı kollar, uzun ve sıkı bacak kasları, sıkı bir kalça, dik bir postur olarak kendini gösterir. İçeride ise çok daha faydalı değişimler yaşanır. Core diye tabir edilen vücudumuzun merkez bölgesi kuvvetlenir bu sizin gücünüzü günlük aktivitelerinizde çok daha iyi ve stabil aktarmanızı sağlar. Omurganızı ve eklemlerinizi koruyan kaslar inanılmaz şekilde güçlenir ve hareket kapasitesi artar. Sırt, bel boyun omuz gibi bölgelerdeki ağrılar sıfıra indirilebilir. Eğer bu bölgelerden operasyon geçirdiyseniz ya da geçirmek istemiyorsanız, doktorunuz aksini söylemedikçe Pilates birinci kurtarıcınız olacaktır. n Hedef Kitle ve programlama? V3 Fitness’da aletli ve mat pilates antrenman programlaması amaca ve problemlere göre tamamen kişiye özeldir. Boyun ve bel fıtığı, lordoz, kifoz, skolyoz, osteoporoz, donuk omuz, tenis diresiği, ms gibi rahatsızlıklar doktorunuzla iletişim kurularak rehabilite edilebilir. Golf, tenis ve aklınıza gelen tüm sporlara destek olarak pilates yapabilirsiniz. Hamilelik sırasında

36

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

ve sonrasında deformasyonu önlemek ya da hızlı toparlanmak için pilates en uygun sistemdir. Öte yandan yağ oranınızı da düşürmek için pilates seanslarının içine çok etkili fonksiyonel ve interval antrenmanları eklenebilir. n Eğitmen kadronuz kimlerden oluşuyor? l Çağkan Demiralp (Pilates Academy International’da Pilates eğitimini basarıyla tamamlamıştır l Gamze Demiralp (Marmara Spor Akademisi mezunu, Pilates Academy International’da Pilates eğitimini basarıyla tamamlamıştır. n Fiyat aralığınız nedir? Alınan pakete göre fiyatlarımız değişmektedir. Daha fazla bilgi için V3’u arayabilirsiniz İletişim bilgileri İstanbul Cd Selanik Blv no 19 34075 Kemerburgaz 0212 363 04 80 www.v3fitness.com.tr info@v3fitness.com.tr


B-FIT KAMURAN VAROL

n Neden Pilates? Pilates düzenli uygulanarak, dayanıklılığı, vücutla ilgili farkındalığı ve kas kuvvetini arttırmaya yarayan bir egzersizdir. Hareketler akıcı, nefes alıp vermekle kombine ve temel sütunu bozmadan yapılır. Kronik bel ve boyun problemi olan kişilerde ağrılarda ciddi derecede azalma sağlar ve problemin nüksetmesini önler. Pilates egzersizleri, düzenli uygulandığında, gün içinde yaptığımız aktivitelerde, omurgamıza yüklenmeden hareket etmemizi sağlar. n Eğitmen kadronuz kimlerden oluşuyor? Burcu DİNÇER pilates eğitmenimizdir. 1 yıldır devam etmektedir. n Hedef Kitleniz kimleri kapsıyor? Pilates yapmak isteyen ve sağlık açısından uygun olan kadınlarımız pilates aktivitesini uygulayabilirler. Not: Hamilelik pilatesi yoktur.

n Fiyat aralığınız ve program saatleriniz nedir? 1 aylık 8 seans 200.00 TL nakit’tir. Pazartesi ve Perşembe sabah saati 09:00 / 10:00 Haftada 2 gündür. İletişim bilgileri B-fit Göktürk Kadınların Spor ve Yaşam Merkezi İstanbul Caddesi Gökofis iş merkezi No:20 2/5 (Adidas’ın üst katı) 322 90 88 531 579 21 06

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

37


YOGA AKADEMİ GÖKTÜRK ÖZNUR USLU

n Neden pilates? Joseph Pilates’in geliştirdiği diğer adı kontroloji olan bu egzersiz sisteminde nabzınızı yükseltmeden zihin ve beden uyumunu sağlayarak hareketleri yapmak amaçtır. Sağlıklı, düzgün duruşlu, fit ve ince bir vücuda sahip olmak için pilates tercih edilmelidir. Unutmayın vücudunuz sizin geleceğiniz. n Eğitmen kadronuz kimlerden oluşuyor? Derya Yüksel (pilates federasyonu sertifikalı, eski basketbolcu) n Derslerin içeriği? Dersler 50 dakika süren mat dersleridir. Top, lastik ve çember gibi takviye aletler kullanarak hareketler çeşitlendirilir. n Hedef kitleniz kimleri kapsıyor? Fit, düzgün ve sağlıklı bir vücuda sahip olmak isteyen ve vücuduna önem veren herkes Pilates yapabilir. Yoga ve Pilatesi beraber uygulama fırsatı sunan avantajlı paketler sunuyoruz.

38

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

n Fiyat aralığınız ve program saatleriniz nedir? Ders programları: 15 Nisan ‘a kadar geçerli bir KAMPANYAMIZ var. 1 aylık PİLATES paket+1 adet yoga dersi sadece 90 TL … Pazartesi, Çarşamba ve Cuma: 9.45 Pazartesi ve Çarşamba: 11.00 Pazartesi ve Çarşamba: 19.30 Yoga ve Pilates aylık paket seçeneklerimiz mevcuttur. İletişim bilgileri İstanbul Cad. Adidas Mağazası üstü 4. Kat No:11 0532 4028548 kemerburgaz@yogaacademy.com.tr www.yogaacademy.com.tr


PILATES WITH GERDA GERDA ERGÜL n Neden pilates? Aklın yolu birdir. Doğru yapılan işlerin sonuçları görüldükçe, herkes tarafından takip-talep ediliyor ve kabul görüyor. Pilates egzersizlerinin insanlar üzerinde yarattığı fiziksel ve psikolojik olumlu yansımalar ortadayken, katılımların artması ve ilgi görmesi zaten çok doğaldır. Önümüzdeki yıllar içinde, doktor tavsiyeleri ile reçetelerde de Pilates egzersizleri tavsiye edilirse, şaşırmamanızı belirtmeliyim! n Eğitmen kadronuz kimlerden oluşuyor? Şu an tümü, tarafımdan yetiştirilmiş 13 kişilik bir eğitmen kadromuz mevcuttur. Hepsi, Pilates adına tüm repertuarı en doğru şekilde uygulayabilecek, uluslararası düzeyde Pilates eğitmenidir. n Programınızın içeriği nedir? PilateswithGerda, Pilates odaklı olarak, ihtiyacı olan herkese, gerektiği gibi dizayn edilmiş, kişiye özel egzersizler vererek, yardım etmek amacıyla yaratılmıştır. Aletli Pilates yanında, Matwork, Bar Metodu, Zumba gibi güncel ve popüler derslerin yanında Yoga gruplarımızda mevcuttur. Ayrıca, Pilates alanında, profesyonel kariyer yapmak isteyen kişiler için de, Pilates Eğitmenliği Kursları düzenleyen ve Uluslararası Sertifikasyon yapabilen bir akademiyiz. Pilates Akademimizde, öğrencilerimizin sadece güçlü ve mükemmel Pilates egzersizleri ve fonksiyonel Anatomi repertuarına sahip olmalarını değil, aynı zamanda, onların doğru öğretim yöntemlerine vakıf olmalarını ve müşterilerinin devamlı olmalarını sağlayacak gerekli formasyonu edinmelerini de hedef almaktayız. PilateswithGerda olarak inanıyoruz ki, Pilates, müşteri ve öğrencilerimizin ihtiyaçlarına hizmet edebildiği kadar iyidir.

n Fiyat aralığınız ve program saatleriniz nedir? Pazarları hariç, haftanın 6 günü, sabah 07.00, akşam 22.00 arası hizmet vermekteyiz. Alınan hizmetin türü, saati, sıklığı ve ödeme tarzına göre değişmekle beraber, fiyatlarımız 35.00 TL ile 110.00 TL. arasındadır. İletişim bilgileri www.pilateswithgerda.com info@pilateswithgerda.com t. (212) 322 33 63 – 322 74 93 0 530 523 39 22

n Hedef kitleniz kimleri kapsıyor? Genç, yaşlı, profesyonel, amatör, beyaz veya siyah, hiçbir ayrım yapmadan, seçkin bir mekanda, bilinçli ve akıllı egzersiz yapmak isteyen herkes, misafir kitlemizi oluşturmaktadır. NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

39


PORTAKAL SPOR MERVE LOKMACI n Neden Pilates? Pilates egzersizleri omurganın daha sağlıklı olmasını, vücudun doğru pozisyonda duruş alışkanlığını kazanmasını sağlıyor. Pilates’in en önemli özelliği, vücudu esneterek omurların arasını açmasıdır. n Eğitmen kadronuz kimlerden oluşuyor? Dünyada üçüncü kurulan Pilates Federasyonu Matwork ve Reformer eğitimlerinden başarıyla geçen eğitmenimiz ile kontrollü ve bilinçli bir şekilde egzersiz yapmanın keyfini yaşayın.. n Programınızın içeriği nedir? Egzersiz uygulanmadan önce yaş, cinsiyet, sağlık problemleri dikkate alınarak kişiye uygun çalışma sistemi uygulanmaktadır. Kişiye öncelikli olarak kendi vücudunu tanıyarak onu kontrol altına alması hedeflenir. Pilates’in prensiplerine uygun bir şekilde seanslarımız yürütülmektedir.

40

n Hedef kitleniz kimleri kapsıyor? Amacımız kadınlarımıza Pilates’in doğru bir şekilde tanıtılmasını sağlamak ve bununla beraber uygulanmasını sağlamaktır. Ayrıca; her yaş grubundan, her gelir seviyesinden kadınlarımıza Pilates ile beraber rahatlamayı öğrenmek, hem stresi dengelemek hem de bedenimizi doğru kullanmanın önemini anlatmaktır.

sabah ve akşam gruplarından oluşmaktadır. İsteğe göre grup derslerinde gün ve saatler değişkenlik gösterebilir. Ayda 8 seans 240.00 TL. Pilates Reformer, haftanın iki günü kişiye özel bire bir seanslar uygulanmaktadır. Randevular isteğe göre oluşturulmaktadır. Ayda 8 seans 520.00 TL.

n Fiyat aralığınız ve program saatleriniz nedir? Seanslarımız; Pilates Matwork, Salı ve Perşembe günleri 11.30-12.15 / 18.45-19.30

n İletişim bilgileri Çeşmebaşı Cad. No:51/A Göktürk/İstanbul Tel: 0212 322 36 58 Gsm:0507 444 43 53 E-mail: gokturk@portakalspor.com.tr

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014


UNIQUE CLUB YUSUF ULUDAĞ n Neden pilates? Pilates tüm vücudu kapsayan egzersizleri bir araya getirip geliştirerek, zihin ve vücudu bir noktada toplayan nefes, düzgün form, etkin hareket kalıplarına dikkat edip dengeyi, koordinasyonu arttıran, stresi azaltan, oldukça güvenli, zorlayıcı olmayan ve günlük aktiviteyi arttıran spor yapmak isteyen herkesin ihtiyaçlarını karşılayacak bir egzersiz sistemidir. İstatistikler, her 10 kişiden 8’inin, yaşamının bir döneminde, iskelet ve kas sistemi sorunun etkisi altında kaldığını gösteriyor. Pilates egzersizleri omurganın daha sağlıklı olmasını, vücudun doğru pozisyonda duruş alışkanlığını kazanmasını sağlıyor, Pilates’in en önemli özelliği, tüm vücudu esneterek omurların arasını açması. Bu nedenlerden dolayı pilates diğer egzersizlere göre egzersiz ve sağlık açısından daha farklı yerde yerini almıştır. n Eğitmen kadronuz kimlerden oluşuyor? Kadromuz, farklı spor dallarında profesyonel sporculuk ve milli sporculuk kimlikleri kazanmış sporcu ve spor akademisi mezunu eğitmenlerden oluşuyor. Pilates reformer ve mat egzersizi dersi veren eğitmen kadromuz; Oğuz BORA: Spor Müdürü, Marmara Üniversitesi Besyo Mezunu, Branşı: Jimnastik&Yüzme Pilates Eğitim: 1.Kademe Pilates Mat&Reformer Antrenörlük Eğitimi T.C.F Marmara BESYO Pilates Eğitimi BAPS Pilates Mat&Reformer Level 1-2 Fitness Türk Büşra SEVİM: Fitness Eğitmeni, Kocaeli Üniversitesi Besyo Mezunu Branşı: Kürek&Yüzme Pilates Eğitim: Pilates Mat&Reformer Level 1 Judi Ataman Pilates Mat&Reformer Level1-2 Fitness Türk Burçin Sagel: Fitness Eğitmeni, Çukurova

Üniversitesi Besyo Mezunu Branşı: Jimnastik&Dans Pilates Eğitim: 1.Kademe Pilates Mat&Reformer Antrenörlük Eğitimi T.C.F Pilates Mind Body Convention n Programınızın içeriği nedir? Pilates mat üzerinde nefes egzersizi ile başlar, reformer makinesinde kişiye özel program ile devam eder, ayakta duvar çalışmaları ile egzersiz sonlandırılır. Aletli Pilates’e başlamadan önce kişi nefes tekniklerini ve Powerhouse (karın - merkez bölge) kaslarını nasıl kullanması gerektiğini Mat üzerinde yapılan birkaç ders ile Aletli Pilates’e hazırlanmalıdır Hedef kitlenizi kimleri kapsıyor? l Eklemlerini genişletip ve vücudunun rahatlamasını sağlamak isteyen l Doğru nefes alma teknikleri öğrenmek isteyen l Daha sık karın kaslarına sahip olmak isteyen l Vücut direncini arttırmak isteyen l Konsantrasyonunuzu arttırmak isteyen l Duruş bozukluklarını düzeltmek isteyen l Kas kuvvet dengesini düzeltmek isteyen l Dolaşım sistemini düzene sokmak isteyen bizim hedef kitlemiz içindedir. n Fiyat aralığınız ve program saatleriniz nedir? Pilates kişiye özel bir uygulama olmasından dolayı eğitmen ve misafir beraber belirledikleri zamanlarda özel stüdyoda çalışma yapabilmektedirler. Fiyatlarımız ise tek ders 90 lira+KDV, 10’lu ders paketimiz 850 lira+KDV ve 20’li ders paketimiz 1,400 lira+KDV şeklindedir. İletişim bilgileri Unique Sports Club Göktürk Cad.Yeshill Sitesi No:48 PK 34077 KEMERBURGAZ-İSTANBUL 212 322 23 25

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

41


Değişimi Hissedin GÖKTÜRK’TE SAÇ KESİM MODASI

n ARAŞTIRMA

k

CEM SALBAZ

KAIZEN HAIRDRESSING n Göktürk’te kaç yıldır bu sektörde hizmet veriyorsunuz? 8 yıldır Göktürk’te hizmet vermekteyim.18 yıldır bu sektördeyim. n Kesim tekniğiniz konusunda neler söylersiniz? Kesim konusunda alaylı eğitimin şart olduğunu düşünüyorum ama teknik eğitim de olmazsa olmazım. Müşteri talebine göre teknik ve eğitimlerimizi kişiselleştirip sunuyorum. Bu konuda çerçevemiz oldukça geniş.

n Fiyat aralığınız nedir? Fiyatlarımız 70 TL ile 95 TL arasında uygulanan kesime göre değişmekte. n Bu senenin saç kesim trendleri sizce ne olacak? Bu sene daha natürel uzun kesimler ve natürel düşüşler daha ön planda. Farklı kakül çeşitleri de oldukça revaçta. İletişim 0212 322 62 00 telefon numaramız. Ayrıca Erenköy’de de bir şubemiz bulunmakta. Şubemize 0216 411 60 92 den ulaşabilirsiniz.

BÜLENT YILDIZLI

LA MECHE n Göktürk’te kaç yıldır bu sektörde hizmet veriyorsunuz? 2002 yılından beridir bölgede hizmet sunuyoruz. n Kesim tekniğiniz konusunda neler söylersiniz? Kadının var olan güzelliğini ve değerini ortaya çıkartarak şıklık yaratmak istiyoruz. Müşterilerin yüz hatları, vücut yapıları giyim tarzlarını, saç yapılarını değerlendiriyoruz. Bu bilgiler doğrultusunda uzmanlığımızı kullanarak, kesim biçim ve renklendirme neyi nasıl kullanacağımızı belirliyoruz. Bizim fikrimiz herkese aynı işlemleri yapmak

42

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

değil. Müşterilerin yaşantısının içine girerek zevklerini öğrenip uygun olan bir saç yaratmak. n Fiyat aralığınız nedir? Uygulamalarımız 45 ila 75 TL arasında değişiyor. n Bu senenin saç kesim trendleri sizce ne olacak? Kısa ve omuz hizasında saç kesim modelleri 2014 yılında en gözde dönemlerini yaşıyor. Kısa ve orta boy saç kesim modellerinde asimetrik kesimler dağınık saç kesimleri en çok tercih edilen saç kesim trendleri arasında yer alıyor.


Değişimi Hissedin GÖKTÜRK’TE SAÇ KESİM MODASI

n Göktürk’te kaç yıldır bu sektörde hizmet veriyorsunuz? Göktürk’e 2001 senesinde geldim. 2009 senesine kadar kuaför salon müdürlüğü yapıp ardından 1 sene kadar başka bir salon ortaklığım oldu. Son 4 senedir kendime ait olan Yüksel Altun’u kurdum ve işletiyorum. n Kesim tekniğiniz konusunda neler söylersiniz? Yüksel Altun olarak her 6 ayda bir yurtdışında günümüz trendlerinden, kuru ve ıslak saç kesim konularında eğitim alıyorum. Bu eğitimlerimiz sonucu ‘kişiye özel’ tarz yaratıyoruz. Böylece daha doğal ve modern modellerle saç kesimine diplerden başlıyor ve kişiye özel rahat kullanım olanağı sağlıyoruz. Saçın uzama evresi ise bu teknik ile adeta şarap misali uzun süreler formunu koruyor.

YÜKSEL ALTUN n Fiyat aralığınız nedir? Bayan saç kesimi: 70 -100 TL, Erkek saç kesimi: 45 TL, Çocuk saç kesimi: 35 TL. n Bu senenin saç kesim trendleri sizce ne olacak? 2014 saç kesim trendleri: Doğal asimetri, Köşeli asimetri (keskin hatlar), Uzun saçlarda kısa ve geniş perçemler… Değerlendirmeler yüz, vücut ve makyaj yapısına göre yapılır.

n İletişim Çamlık Cad. 36/A Göktürk-Eyüp/İstanbul T. 0212 322 25 48- 322 25 49 Gsm. 0536 493 01 39 www.kuaforyukselaltun.com

MUTLU GENÇ KULİS n Göktürk’te kaç yıldır bu sektörde hizmet veriyorsunuz? Göktürk’te ikinci yılım… n Kesim tekniğiniz konusunda neler söylersiniz? Yenilikçi ve modern güçlü çizgileri severim, rahat şekillendirilen bakımlı saçlar favorim…

n ARAŞTIRMA

k

MUTLU GENÇ

gibi görünen modeller öne çıkıyor. Yandan sade bir şekilde örülmüş saçlar gösterişli aksesuarlarla güçlendiriliyor bu yaz; en sık karşılaşacağımız modellerden. Islak topuzlar gece elbiselerinin vazgeçilmezi olacak.

n Fiyat aralığınız nedir? Fiyatlarımız 50 ve 70 TL aralığında değişiyor. n Bu senenin saç kesim trendleri sizce ne olacak? Bob kesimler yerini kısa fancy daha iddialı saç modellerine bıraktı ama ben uzundan vazgeçemiyorum diyorsanız bakımlı ama yapılmamış

İletişim bilgileri Belediye Cad. Çam Güzeli Sok No: 2 Telefon. 0212 322 77 99

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

43


n KRAV MAGA

KRAV MAGA EĞİTMENİ CAN HÖCÜK İLE SÖYLEŞİ

Şİddete maruz kalmaya son! “Ekmek taşıdığımız poşet bile birisini çok çabuk etkisiz hale getirmemizi sağlayabilir.”

n Bugüne kadar nerelerde eğitim verdiniz? Kamu kurum ve kuruluşlarında eğitim verdim. Zorlu Holding bünyesindeki bir güvenlik şirketiyle çalıştık. Çevik kuvvet ile çalışmalarımız oldu. Kadına şiddete yönelik bir takım ulusal yayınlarda yer aldık. Spor salonlarında faaliyet gösteriyoruz. 12 yaş altı olmamak üzere herkese savunma sporlarını öğretiyoruz.

44

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

n Krav Maga nedir? Basit ama etkili, dünyada özel birimlerin kullandığı bir sistem. İsrailli bir sporcunun birçok savunma sporunu birleştirip ortaya çıkardığı bir kareografiden oluşuyor. 1998’li yıllardan beri ülkemizde faaliyetleri başladı. İngiltere, Almanya, Kore, İtalya gibi birçok ülkede eğitmenler ders veriyorlar. Çok çabuk öğrenilebilen, kişisel gelişime çok etkili bir spor. Değişen durumlara çabukça tepki vermenizi sağlayan bir dövüş sanatı. n Ne kadar zamanda eğitim tamamlanıyor? Minimum 1 yıl devam edilmesini öneriyoruz ama tekrara dayalı olduğu için bu bir yaşam biçimi haline gelirse en büyük verim alınır. Sevildiği sürece yapmaya devam edilmesini tavsiye

ediyoruz. Ama öğrenilmesi için çok uzun bir yolu yoktur. Diğer savunma sporlarına kıyasla daha çabuk, daha etkili bir dövüş sanatıdır. n Salonda verilen eğitim yeterli mi? Sadece salon yeterli olmayabilir; çünkü kavga her an her yerde karşınıza çıkabilir. Biz bunun için dışarıda da çalışmalar yapıyoruz. Örneğin geçen gün bir otobüs kiralayıp orada bir mizansen gerçekleştirdik. Sokakta, sinemada, restorantta her yerde çalışıyoruz. Dönem dönem salonda eğitimler yoğunda oluyor, dönem dönem dışarıda daha çok vakit geçiriyoruz. Bütün versiyonları çalışıyoruz.

“Kalem, araba anahtarı, gazete, dergi, ekmek taşıdığınız poşet bile kendinizi savunmada etkili bir silaha dönüşebilir.”


n KRAV MAGA

“Kadınlar Krav Maga’nın teknikleriyle iri yarı bir adamı çok rahat bir şekilde etkisiz hale getirebilir.”

n Uzakdoğu sporlarında vücut yıllarca çalıştıktan sonra belli refleksler kazanıyor, bu dövüş sanatında da aynı teknik mi var? Aynen öyle, müthiş olan tarafı düşünmeden hareket ediyor olmanız bir bisiklete biner gibi. 10 yılda binmeseniz tekrar bindiğinizde kullanabiliyorsunuz. Biz de kas hafızası oluşturuyoruz düşünmeseniz de vücudunuz hemen tepkiyi veriyor. Bu da refleksleri eğiterek, sürekli tekrar yaparak ortaya çıkıyor. n Peki herkesin kendi fiziki yeterliliğine göre bir tekniği mi var? Evet, iri yarı birine farklı, zayıf birine farklı, kısa birine farklı teknik gösterebiliyoruz. Kişinin fiziğini çok geliştirmesine gerek yok, kendi mevcut haliyle bu sporu yapabilir. Kasları geliştirmekten çok vücudunuzun

hassas bir noktasına yapılacak saldırıyı hızlıca bir kaç vuruşla savuşturmanızı sağlayacak bir teknik öğretiliyor. n Talepleriniz genelde bayanlardan mı geliyor? Her gruptan var. Biz bayanlara özellikle öneriyoruz. Ocak ayından bugüne kadar 738 kadın hayatını kaybetmiş. Kadına yönelik şiddet çok fazla, aslında kendilerini çok basit bir şekilde koruyabilirler. Sadece dövüşmeyi öğretmenin yanında güvenlikle ilgili bilgiler de veriyoruz. Bunları da pratiğe dökebiliyorlar. Krav Maga’nın teknikleriyle iri yarı bir adamı çok rahat bir şekilde etkisiz hale getirebilirler. n Kullandığınız silahlar var mı? Herşey bizim için silah olabilir. Örneğin; kalem, araba anahtarı, gazete, dergi, ekmek taşıdığımız poşet bile birisini çok çabuk etkisiz hale getirmemizi sağlayabilir.

“Kavga her an her yerde karşınıza çıkabilir. Biz bunun için sokakta, sinemada, restorantta her yerde çalışıyoruz.”

Tabii ki bu tarz tekniklerden nasıl kurtulacağımızı da öğretiyoruz. Mesela biri iple arkamızdan gelip bizi boğmaya çalıştığında o kadar basit yöntemlerle bir saniyede o durumdan kurtulabiliriz ki bunları çalışınca, öğrenince anlıyor insanlar. n Başka alanlarda da eğitimleriniz var mı? 18 yaş üstüne silahla atış eğitimi, kondisyona yönelik Elit Combat Fitness eğitimi verebiliyoruz. Yakın korumalar, şirket güvenlik personelleri, itfaiye hastane çalışanları gibi geniş bir kitleye eğitim verme imkanımız var. Bu eğitimleri belgelendirebiliyoruz. n Göktürk’te nerede eğitim veriyorsunuz? Unique Club’da iki üç aydan beri özel dersler veriyoruz. Grup dersleri vermek istiyoruz. Geniş bir kitleye ulaşmak amacımız. Sabah, akşam, hafta içi, hafta sonu hiç farketmiyor ders almak isteyen herkese istediği saatlerde eğitim verebiliyorum. Eğitim almak isteyenler de benim şahsıma direkt ya da Unique aracılığıyla ulaşabilirler. İrtibat: CAN HÖCÜK 0532 294 45 80 canhck34@hotmail.com

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

45


n SÖYLEŞİ Sağlıklı beslenme alıșkanlıklarını bebeklikten itibaren ele alan ilk kaynak Bebeğimin Beslenme Kitabı’nın yazarı Sibel Güngör ile buluștuk.

Sibel Güngör

ANNELER İÇİN İLK VE TEK KAYNAK;

BEBEĞİMİN BESLENME KİTABI 46

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014


n İş, kariyer ve aile üçgenindeki bu başarınızın sırrı nedir? Anne olmak, çok iyi bir organizatör olmanızı gerektiriyor. Hem ev hayatını, hem iş yaşamını, hem çocuklarla ilgili sorumlulukları, hem de yürüttüğü başka projeler varsa bunlar çok iyi organize etmek gerek. Ben çok planlı bir insanım ve iyi organize ediyorum işlerimi. Vaktimi iyi değerlendirmeye çalışıyorum. Her anne aslında iyi bir organizasyonla planladığı şeyleri yapmak için de kendi için de vakit ayırabilir. Eğer baba yeterince destek veriyorsa, kadının başarılı olmaması için bir neden yok. n Çalışan anneler, annelik ve iş kadınlığı rollerini nasıl bir çember üzerinde sürdürebilir? Ben bunun üzerine yazan ve birebir bu durumu yaşayan biriyim. Beş buçuk yaşlarında ikiz kızlarım var. Yine aynı şeyi söyleyeceğim, bu durum çok iyi organizatör olmayı gerektirir. Her zaman “B” planınızın olması gerekiyor. Çevreyle ilişkileri sıcak tutmanız gerekli, ailenizle iletişiminizin yakın olması gerekli. Anne olduktan sonra kadın, annelik çemberine girmek zorunda. Bu yakın yaşlarda çocuğu olan bir komşunuz olabilir, çocuğunuzun okulda iyi anlaştığı arkadaşlarının anneleri olur, bu çembere girmek lazım

n SÖYLEŞİ

n Sizi tanıyabilir miyiz? Ben, Sibel Güngör, özellikle bebeklerde ve çocuklarda sağlıklı beslenme ve yaşam alışkanlıkları üzerine çalışıyorum. Aynı zamanda Liverpool Üniversitesi’nde Toplum Sağlığı bölümünde yüksek lisansıma devam ediyorum. ODTÜ Ekonomi bölümü mezunuyum. 2007 yılına kadar sağlık sektöründe çalıştım. Çocuklarımın olmasıyla birlikte profesyonel iş yaşantımdan ayrılıp sağlıklı beslenme ve yaşam alışkanlıkları üzerine çalışmaya başladım. Özellikle anne olunca çocuklarımızı nasıl daha sağlık besleyebilir ve yetiştirebiliriz diye düşünüp çalışmalarımı bu alana yönlendirdim. Geçen Aralık ayında Bebeğimin Beslenme Kitabı’nı yazdım. İzmirliyim, yemeklerin hem lezzetli hem de sağlıklı pişirildiği bir ailede büyüdüm.

ve destek almayı, yardım istemeyi bilmek lazım. Örneğin çalışan bir annenin çocuğuna bakan yardımcısı vardır ve bir günlüğüne hastalanır, bu gibi durumlarda yardım isteyebileceği biri olmalı. Özünde kadınlar aynı sorunları paylaşırlar. O yüzden sosyal platformlarda aktif olmak gerekiyor. Bu sayede üzerindeki sorumluluğunu paylaşıp, üzerindeki stresi atacaktır.

kendileri bir araya geliyorlar. Örneğin emzirme günleri yapıyorlar. Kadının en yalnız hissettiği anlardan biridir. Aslında Göktürk kapsamında böyle bir ortam yaratılsa anneler birbirleriyle büyük paylaşımlarda bulunmuş olur ve yalnız kalmazlar. Aynı şekilde anne olmuş ve işe geri dönmüş kadınları toplum sağlığı merkezleriyle destekleyen programlar var. Burada da kadınlar biraraya geliyor ve sorunlarını paylaşıyorlar. Türkiye’de bu genele yayılmış ve çok kadına hitap edemiyor. Uygulamalar daha hayatın içinde ve uygulanabilir olmalı. Bizim ülkemizde bir şehirde çok sayıda belediye var bu anlamda hepsi farklı yöntemler uyguluyor. Bu yüzden devletin uyguladığı politikalar her yerde aynı şekilde yansıtılamıyor. Gelişmiş ülkelere baktığınızda devlet politikalarının tabana inebilmesi için yerel yönetim kullanılıyor.

n Bu konu kapsamında şu anki devlet politikasını nasıl buluyorsunuz? Yeterli bulmuyorum. İngiltere’de ve Avrupa Birliği ülkelerinde hem anneyi hem de çocuğu olmayan kadınları destekleyen, yalnız bırakmayan bir yapı var. Daha yerel yapılanmalar söz konusu. Sosyal yapılanmanın daha lokal hale gelmesi gerekiyor. Kadınlara üretmeye ve anneleri ekonomik olarak desteklemeye yardımcı olan kadın merkezleri var. Bölgesel olarak kadınlar

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

47


n SÖYLEŞİ

“KADIN SADECE BOYAMA VE AHȘAP KURSLARIYLA DESTEKLENMEMELİ”

Ülkemizde kadınlar ve anneler için yapılan çalışmalarda en çok gördüğümüz kadını sosyal hayata kazandırmak amacıyla yapılan boyama, ahşap ve resim gibi kurslar. Kadın, çocuğu okuldan eve gelene kadarki iki, üç saatlik zamanında gittiği ahşap kursuyla anca vaktini doldurabilir. Ekonomik olarak da birşey kazanamaz. Kadınlara yol açacak, bir konuda uzmanlık kazandıracak programlar olması gerekir. Kadının eonomik özgürlüğünü kazanması, üretken olması toplumu da yükseltecektir. Hem ekonomik, hem de entellektüel olarak kadını da ülke ekonomisine kattığınızı düşünün. Bu bize nasıl bir yükselme getirecektir. n Kitap yazma fikri nasıl gelişti? Küçüklükten itibaren sağlıklı yaşam alışkanlıkları ailem tarafından bana işlendi. Ne zaman ki bir metropolde yaşamaya başladım, ne zaman ki anne oldum şunu farkettim sağlıklı yaşam dendiği zaman hep yetişkinlere yönelik şeyler var. Aslında bu konular erken

48

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

başlamalı ne kadar erken olursa o kadar o çocuğun içine bir alışkanlık ve felsefe olarak yerleşecek. Çocuklarımın daha fazla sağlıksız olanla karşılaştığını gördüm. Çocukları bilinçlendirmek ve anne babalarında bilinçli davranması gerektiğini düşündüm. İkizlerimi ilk ek gıdalarla beslemeye başladığımda, ne yedirmem gerektiğini sorunca bir kaynak bulamadım. Yurt dışından kaynaklar buldum getirdim ve araştırdım. Türkiye’de Türkçe bir kaynak olmayınca ben de bunu hazırlamak istedim. Bu bir anne tavsiyesinden çok başucu kitabı olsun istedim. Bir annenin kafasındaki tüm soruları karşılasın istedim. Sağlıklı beslenmeyi bebeklikten itibaren başlatalım dedirtmeyi amaç edindim. Kitabı hazırlamam dört yılımı aldı. n Kitabın içeriğinden biraz bahsedebilir misiniz? Bu kitabı anneler bir kaynak olarak kullanabilirler. Sebze ağırlıklı, Akdeniz tipi beslenmeyi baz alarak, dünyadaki uygulamaları katarak bir içerik

oluşturdum. Yüzün üzerinde tarif var, hepsi resimli. Kitap altı ay ile iki yaş arası sağlıklı bebek beslenmesi üzerine. Ek gıdalara başlangıç ve ilerleme konularını ele alıyor. Ay dönemlerine bölünmüş olarak, bir anne bebeğinin bulunduğu döneme göre ona sağlıklı ne yedirebilir bu kitaptan rahatça öğrenebilir. Tüm tarifleri güvenle uygulayabilirler, hepsi kendi kızlarım tarafından tüketilmiştir. Ayrıca çok önemli bir nokta belli dönemlere kadar bebeklere kesinlikle verilmemesi gereken gıdaların da bilgisi kitapta yer alıyor. Buradaki herşey tıbben de tavsiye edilir niteliktedir. Doktor Gülnihal Șarman uzun seneler bebeklerle ilgili tecrübesi bulunan bir doktor. Bebek beslenmesiyle ilgili araştırmalar yapan bir kişi. O da bize çok destek verdi ve bebek gelişimiyle ilgili bir çok bilgi ekledi.

“KİTABIN İLK BASKISININ TELİF HAKKI GELİRİ KORUNCUK VAKFI’NA BAĞIȘLANDI.”


Kitabın ilk baskısının telif hakkını KORUNCUK Vakfı’na bağışladım. KORUNCUK Vakfı, korunmaya muhtaç olan çocukları alıyor. Bolluca’da bir çocuk köyü var, şimdi İzmir’de de bir çocuk köyü kurmayı planlıyorlar. Ben de onların destekçisiyim. KORUNCUK Vakfı’yla ilgili en sevdiğim şey dünyaya çok şanssız doğmuş çocukları alıp ekonomik olarak bağımsız, ayakta durabilir, herkes gibi rekabet edebilir duruma gelene kadar destekliyorlar. Orada her çocuk bir ailesi varmış gibi yetiştiriliyor. Çok takdir ettiğim bir vakıf. Oraya gidip çalışanlarına eğitim de verdim. Kitabımla da onlara destek olmak istedim. O vakfın tanıtımını yapmak istedim. n Kitabınızı hazırlarken, sağlıklı yeme alışkalığı konusunda toplumumuzda hangi yanlışların yapıldığını farkettiniz? Bizim toplumumuzda hafif toplu çocuklar sağlıklı olarak görülür ama aslında bunun gerçeklilik payı yok. Bakarsanız şu an toplumumuz

n Anne ve bebek arasındaki duygusal bağa iyi beslenmenin katkısı var mı? Yemek sevgiyle yapılan birşey. Anne ne kadar rahat, beslenme olayına sevgi dolu yaklaşırsa bebek de o kadar olumlu karşılık verecektir. Yemek birarada yapıldığında güzeldir. O yüzden bebek bile olsa aile sofrasında birlikte yemek yemesi gerekiyor. Çocuğa seçme şansını vermek lazım. 10 tane mevsim sebzesinden hepsini sevmek zorunda değil. Herkesin sevmedikleri vardır. Genel anlamda sebzeyi sevmesi önemli.

oturuyorum. Ben burayı çok seviyorum. Hem çocuklarım için, hem aile hayatını yaşamak için İstanbul içinde saklı kalmış bir yer gibi geliyor bana burası. Buradaki daha doğal çevre benim çabucak evime dönmek istememi sağlıyor. Tek şikayetim, insanlara nefes alabilecekleri alanların çok az bırakılması. Daha çok yeşil alanlar, parklar bulunması gerekiyor. Site dışında da insanların oturabileceği alanlar yaratılması gerekiyor.

n SÖYLEŞİ

gitgide şişmanlıyor, obezite artıyor. Bebeklerde, çocuklarda, ergenlerde obezite çok fazlalaştı. O yüzden bebeklikten itibaren ne kadar yediğinden çok ne yediğine bakılması gerekiyor. Bebeklere, çocuklara doğru şeyi sevmesi öğretilmeli. Başka önemli bir nokta bebeklere tuzlu, salçalı ya da şekerli yiyeceklerin suyundan verilmesi. Aslında bebekler bir yaşına kadar tuz ve şeker yememelidir. Bir yaşından sonra da bebeğin yemeğini ya ayrı pişirmeliyiz, ya da yaptığımız yemeğe tuz ve salça koymamalıyız. Çok erken dönemlerde çocuklar şekerle tanışıyorlar. En çok yapılan hata ek gıdaya sebze püresi yerine meyve püresiyle başlanması. Sağlıklı bebek ve çocuk beslenmesinin temelinde ağız tadı olarak çocuğu sağlıklı olana alıştırmak yatar. O yüzden bebek önce sebze tadını almalı.

n Kızlarınızla severek gittiğiniz alanlar var mı? Carluccios, Delicious, Le Penne ve Kemer Country’nin içinde yapılan oyun parkı sevdiğim yerler. n İleriye dönük projeleriniz neler? Șu an belediyelerle seminerler düzenliyorum, özel şirketlerle çalışan anne olmak ve sağlıklı yaşam konularında projeler oluşturuyorum. Yeni bir projem başlıyor , fit anne isimli. Bu fit anne ile şirketlerle biraraya geliyoruz. Hem ailede, hem işte, hem de sosyal hayatında sağlıklı beslenmesini devam ettirmek amaçlı bir proje.

“0-2 YAȘ AĞIZ TADININ OLUȘTUĞU DÖNEM” Ebeveynlerin çocuklarına güzel bir şekilde anlatarak, sağlıklı ve sağlıksızı tanıtması lazım. Aile bireylerinin rol model olması sağlıklı yiyecekler tüketmesi gerekiyor. 0-2 yaş temel beslenme alışkanlıklarının oturduğu, ağız tadının oluştuğu dönem. Ayrıca temel yağ hücreleri bu aralıkta oluşmaya başlıyor, bu zaman dilimi çocuğun gelecekteki fiziksel durumunu önemli oranda etkileyeceği için çok dikkat edilmeli. n Göktürk hakkında ne düşünüyorsunuz? Yaklaşık 10 yıldır Göktürk’te

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

49


n TANITIM

Dogaüstü

BİR YAŞAM HİKAYESİ...

CountryLife Sitesi hayalleri gerçeğe dönüştürdü. Göktürk’te hayat bulan projede ayrıcalıklı ve huzurlu bir yaşam için her şey en ince detayına kadar planlandı. Mimari projesi Ömer Çamoğlu ve ekibi tarafından tasarlanan CountryLife, hem İstanbul Caddesi üzerindeki konumuyla hem de bünyesinde barındırdığı özellik ve hizmetlerle fark yaratıyor. Projenin detaylarını Müşteri Hizmetleri Sorumlusu Songül Bektaş’tan aldık.

Songül Bektaş Müşteri Hizmetleri Sorumlusu Songul.bektas@tsp.com.tr - 0212 322 88 19

50

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014


n TANITIM n Projenin özelliklerinden bahseder misiniz? Country Life projesi, Göktürk İstanbul Caddesi üzerinde 13.129 m² arsa üzerinde toplam 65 bin metrekare inşaat alanına sahiptir. Proje, toplam 326 bağımsız bölümden oluşmaktadır. Proje kapsamında 247 adet rezidans ünitesi, 6.200 m² net alana sahip 50 adet mağaza, 2.000 m² büyüklüğünde spor merkezi, 2.700 m² net alana sahip 29 adet ofis bulunmaktadır. 750 m² üstü cam tonoz kaplı fuaye, 260 m² büyüklüğünde ana lobi ve yarı olimpik açık havuz ve etrafında rekreasyon alanlarıyla toplam iki dönüm iç bahçe projenin genel ortak alanıdır. Toplam 346 araçlık iki katlı kapalı garaja sahip projenin iki ayrı yerden otopark giriş ve çıkışı mevcuttur. Alışveriş merkezi için ayrıca otoparktan ana fuayeye asansörler bulunmaktadır. n Günümüzün komün yaşam alanlarında üst seviyede aranan güvenlik sitenizde nasıl sağlanıyor? Sitede 3 ayrı güvenlik noktası bulunmakta olup vardiya sistemiyle 12 güvenlik personeli ile hizmet verilmektedir. Site içersinde gezen devriye sorumlusu ile site 7/24 gözlem altındadır. Danışma alanında 3 resepsiyonist ile 7/24 hizmet verilmekte olup, kat maliklerine bilgi verilmeden

daireye gönderim yapılmamaktadır. n Sitenizde ne gibi spor olanakları vardır? Sitemiz içerisinde Zone Club spor ve yaşam merkezi bulunmaktadır. Zone Training (Gym Cardio, Kapalı havuz, Starpool Sauna ve Buhar odası, Personel Training, Pilates, Functional ZONE, ZONE Caffe, Outdoor) ZONE Spa (Hamam, spa klasikleri, Dünya bakımları, Kombolar, Ritueller ve Jakuzi suit) bölümleriyle hizmet sunmaktadır. Zone üyeleri ihtiyaç duydukları malzeme ve ekipmanları kulüp içerisindeki mağazalardan temin edebiliyor.

markaları ile sadece alışveriş değil, aynı zamanda bir yaşam merkezi olarak Country Life Rezidans sakinlerinin birçok ihtiyacına cevap veren bir adres.

n Alternatifler arasında sitenin tercih edilme nedenleri olarak neleri sayabiliriz? Country Life; İstanbul’un parlayan yıldızı Göktürk’te, Yaşamın yoğun akış temposu içerisinde, hayattan daha fazlasını isteyenleri düşünerek tasarlanmış yaşam alanı için Country Life doğru bir tercih... Country Life Rezidans bünyesinde yer alan İstanbul’un en ünlü kafe ve restoranları, dünyaca ünlü seçkin

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

51


n SÖYLEŞİ

EMRE ERDEMO EMRE ERDEMOĞLU Erkek modasında ismini sıkça duyduğumuz Emre Erdemoğlu Mercedes-Benz İstanbul Fashion Week’teki performansını ve çalıșmalarını Country Life’a anlattı.

52

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014


MOĞLU

n Mercedes-Benz İstanbul Fashion Week sizin için nasıl geçti? Çok keyifliydi. Bu 4. sezonumdu, her sezon organizasyon daha keyifli hale geliyor. Yabancı satın almacılar da her sezon daha da çoğalıyor. Yurt dışıyla iş birliği yapmaya başladık. Yurt dışındaki çok önemli fuarlara davet ediliyoruz. Bu sezonda koreografimi sevgili Öner Evez yaptı, çok başarılı bir iş çıkardık. Ekip ruhuna inananlardanım. Styling de Alexander Kokoskeriya çok keyifli bir iş çıkardı. Defile müzikleri Oben Budak’a ait. Muazzamdı… Özetle bol alkış topladığımız bir iş çıktı ortaya.

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

n SÖYLEŞİ

G

n Genç yaşınıza rağmen meslek hayatınıza birçok başarı ve ödül sığdırdığınızı biliyoruz. Günümüzde G ünümüzde de en çok üreten, ü reten, koleksiyonları hem moda eleştirmenleri hem de moda severler tarafından en çok beğenilen Türk tasarımcılardan birisiniz. Bizi başarı öykünüzde bir yolculuğa çıkararak kısaca hayat hikâyenizden, eğitiminizden, ödüllerinizden bahsedebilir misiniz? Modayla yolculuğum çocuk yaşlarda başladı... Lise yıllarında Ressam Ülkü Kaya’dan resim eğitimi aldım.2005 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Moda Tasarım Bölümünü kazandım. Üniversite hayatım boyunca birçok yarışmada ödül alıp, sektördeki önemli isimlerle çalışma fırsatı buldum. Üniversite biter bitmez “SandıkLekesi” koleksiyonumu hazırladım. Bu koleksiyon İtalya’da MED MODA organizasyonunda 200 tasarımcıyı geride bırakarak ilk 10’a girmeyi başardı. Ardından yurt dışındaki ilk defilemi gerçekleştirdim. Defilelerden aldığım olumlu tepkiler yurt dışındaki diğer defilelerimin kapısını açtı. Ardından İstanbul’a taşınıp Türkiye’nin önde gelen erkek firmalarından birinde koleksiyon hazırlamaya başladım. Üç yıl aynı firmada çalıştıktan sonra kendi markamı kurup İstanbul Fashion Week’te “PLANOR” isimli koleksiyonumla defilemi gerçekleştirdim. Bu koleksiyon İtalya’da“Most Creative Collection” ödülüne layık görüldü.

53


n SÖYLEŞİ

aldım. Daha sonra yine bu koleksiyonla İtalya’daki ilk defilemi gerçekleştirdim. Şansına, uğuruna çok inanırım...Çok güzel kapılar açtı bana. Şans yıldızım o benim...

n Yeni koleksiyonundan biraz bahseder misin? Ünlü aktör Clark Gable’ın önemli filmlerinden “A free soul” dan ilham aldım. Clark Gable’ın maskülen havasını koleksiyona taşıdım. Şık takımlar, ıslak görünümlü joleli saçlarla jönleri aratmayacak bir koleksiyon oldu... n Moda tasarımcısı olmak istediğinize nasıl karar verdiniz? İnsanla, kumaşla, kağıt -kalemle duygusal bağ kurmaya başladığım zaman karar verdim. Çok küçük

54

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

yaşlarda...Kafamda deli sorular, çılgın yanıtlar, ardı arkası kesilmeyen hikayeler, kişiler-kimlikler vardı...Bir şekilde dışa vurmam gerekiyordu... n Yurtiçi ve yurtdışındaki yarışmalarda büyük başarı kazanan “Sandık Lekesi” koleksiyonunuz sizin için ilk olması dışında özel bir anlam taşıyor mu? Profesyonel anlamda ilk koleksiyonumdu “Sandık Lekesi”. Eib Moda Tasarım Yarışmasında 2.lik ödülü aldım. Ardından yine bu koleksiyonla İtalya’daki ilk ödülümü

n Bu seneki İstanbul Moda Haftası’nda “A Free Soul” filminden esintiyle “Özgür Ruh” ismini verdiğiniz koleksiyonunuz çok güzel ve olumlu eleştiriler aldı. Her koleksiyonunuzun böyle belirli ilham kaynakları var mıdır? Tasarımlarınızı hazırlarken genelde nelerden ilham alır, nelerden beslenirsiniz? Öncelik her zaman hedef kitledir benim için; Oluşturduğum hikayedeki karakterlerle hedef kitlem arasındabir bağ oluştururum. Bu dengeyi kurmayı başardıktan sonra, “Concept Board”umu hazırlarım. Hazırladığım sezonun temasını belirlemeden önce, anahtar kelimelerimi oluştururum. Bunların anlamlarını, tarihsel boyutundan günümüzdeki yerine kadar araştırmalar yaparım. Anahtar kelimemin sanata, spora, yaşama etkisini araştırırım. Hikayemin içerisine girecek ana ve ara renkleri belirlerim. Konseptimle ilgili yeterince araştırma yaptıktan sonra ortaya çıkan kimlik


n SÖYLEŞİ yüzümde tebessüm oluşturup beni heyecanlandırıyorsa bu doğru yolda olduğumu gösteriyor zaten. İşte bu yüzden bütün koleksiyonlarımın dili oluyor. Söyleyecek bir şeyleri, anlatacakları oluyor. Hikaye tadında oluyor. n Çalışma sürecinize gelecek olursak, nasıl bir çalışma disiplininiz var? Belirli ofis saatlerine göre mi çalışırsınız, yoksa esnek midir çalışma saatleriniz? Çok disiplinliyimdir. Planlı programlı çalışırım. Ajanda tutuyorum uzun yıllardır...Tüm yapılacakları tek tek, tarih tarih yazarım. Önceliğim iştir her zaman. Dakik, otokontrol bilinen en önemli özelliklerimdendir. Başak burcuyum... n Geleceğe dair gerek kişisel gerek mesleki plan ve projeleriniz neler peki?

Keyifli projelerim var. Bunlar içerisinde beni en çok heyecanlandıranları seçtim, şuan onlar üzerine çalışıyorum. Çok radikal bir kararla işimi Ülkemde yapmama kararı aldım. 2 sene içerisinde Londra’ya yerleşmeyi planlıyorum. Ağustos’ta yurt dışında

bir defile gerçekleştireceğim. Şuan tamamen ona konsantre olmuş durumdayım. Ekim’de MBİFW ‘de bir defilemiz olacak. Sonrasında da önemli bir sürprizimiz olacak. Şimdilik paylaşmak istemiyorum. Teşekkür ederiz…

yarışmasında 2.lik ödülüne layık görüldü. Yurt içi ve yurt dışında çeşitli fuar ve organizasyonlarında bir fiil yer alan Erdemoğlu “Pitti Imagine Uomo” erkek moda fuarında son dört sezondur koleksiyonlarını sergilemektedir.

2012 yılında İtalya’da 5. defilesini gerçekleştiren Emre Erdemoğlu son koleksiyonuyla Moda’da “Most Creative Collection” ödülüne layık görüldü. Aynı yıl “Emre Erdemoğlu” Markasını kurdu.

Kimdir? Emre Erdemoğlu Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Moda Tasarımı bölümünden mezun oldu. Haliç Üniversitesi’nde moda tasarımı eğitimleri verdi. İlk Koleksiyonu “Sandık Lekesi” ile EİB Moda Tasarım

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

55


n SÖYLEŞİ

Bir Berber Muhabbeti

‘‘

İstanbul Cad. Artell Forum Çarşı No:38-J Göktürk / Eyüp / İST Tel: 0212 322 50 48

REKLAM FİLMİ ÇEKMEK YEMEK YAPMAYA BENZİYOR

n Bize kendinizden bahseder misiniz? Ben, Mustafa Uslu, 1974 yılında Tokat’ta doğdum. İlk ve orta öğretimi Tokat’ta tamamlayıp, Ankara’ya askeri liseye başladım. 1996’da askeri okuldan ayrıldım, son 12 yıldır 1500’ü aşkın reklam filmi, 200’i aşkın müzik video klibi, 3 tane sinema filmi yaptım. Hali hazırda Show Tv’de dizi yapıyorum. Diğer şirketim Dijital Sanatlarda reklam ve sinemacılık faaliyetleri devam ediyor.

MUSTAFA USLU COUNTRY LIFE’A KONUŞTU Aklınızda yer eden neredeyse bütün reklam filmlerinin yapımcısı Mustafa Uslu ile Bir Berber Erkek Kuaförü’nde buluştuk.

n Reklam sektörü hakkında bilgi verebilir misiniz? Ülke olarak bu sektörde konumumuz nedir? Çok gelişti. Dünya sıralamasında çok iyi noktalardayız. Biz zaten sadece Türkiye’ye hizmet veren bir şirket değiliz. Yurtdışında da ofislerimiz var, Dortmund ve İngiltere’de. Sektör olarak Türkiye çok iyi konumda. Keşke her alanda bu noktada olabilsek. Her şirket reklam için büyük bütçeler ayırıyor, ayırmak zorunda. Çünkü günümüzde herkes fabrikatör artık eskisi gibi değil, önemli olan üretileni satabilen pazarlayabilen kişiler. İleriyi düşünen herkes kendini iyi bir reklamcıya emanet ediyor. n Firmalar iyi reklamcıyı nasıl tespit ediyor? Daha önce yaptğı işlere, o işlerin başarısına bakıyor. Geçen yıl Didi reklamında Naciye Teyzeyle çalıştık, ona sette hiç rol yaptırmadım tamamen kendi gibi davrandı. 25 milyona yakın ürün satıldı, bu bir pazarlama ve reklam başarısıdır.

56

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

“Didi reklamında Naciye Teyzeyle 25 milyona yakın ürün satıldı, bu bir pazarlama ve reklam başarısıdır. “


n Sektördeki rolünüz nedir? Hem yönetmenlik, hem yapımcılık yapıyorum. Kendi yönetmenlerim de var, yerli yabancı. Her filmin her aşamasında kreatif ve prodüksiyonel anlamda bulunmak zorundayım. Diğer prodüktörlere kıyasla farklılıklarım var. Ben kendi reklam senaryonlarını yazan biriyim. O yüzden filmin her aşamasına müdahale edebiliyorum. n Reklamda bütünlük ne kadar önemli? Reklam çekerken herşeyin çok iyi olması gerekiyor. Senaryonun, çekimin, mekanın en iyi şekilde düzenlenmesi lazım. Herkesin çok profesyonel olması gerek. Reklam filmi çekmek kısaca yemek yapmaya benziyor. Prodüktör o işin levazımatçısı, yönetmen aşçıbaşıdır. Yemeğin tarifi senaryodur, tencere lokasyondur, altında yanan ateş hava durumu, içindeki meyve sebzeler oyuncular, üzerindeki baharatlar aksesuvarlardır. Bu zincirin hepsinin mükemmel olması gerekir. n Reklamda teknolojinin önemi nedir? Teknolojinin reklam sektöründe hiç önemi yok. Reklamı ne kadar doğal, ne kadar az teknoloji kullanarak yaparsanız o kadar içten ve samimi olur. Reklam tamamen beyinle alakalıdır. Beynin yaratıcıysa, birşeyler buluyorsa güzel bir iş çıkarırsın. n Bu yaratıcılığı kazanmanın yöntemi var mıdır? Ben üniversitelerde konferanslar veriyorum, öncelikle şunu söylemem gerek ki bu işin eğitimle hiç alakası yok. Eğitimle teknik şeyleri öğrenebilirsin ama reklam yazarı veya yönetmeni olamazsın bu Allah vergisi birşey. Yaratıcılık, bakış açısı öğrenilecek bir yeti değil. n Son projeniz olan bayrak reklamı için fikir nereden geldi? Bizim bir yerden fikir almamıza gerek

yok. Biz Çanakkale savaşını yaşamış insanların torunlarıyız. Bu reklam filmiyle ilgili saçma yorumlarda aldık zombie filmi gibi tarzında. Bu toprağın evladına yakıştıramadığım yorumlardı. Bu ülkenin yaşadığı savaşların, olayların herhangi biri için bile yüzlerce reklam filmi çekilebilir, sinema yapılabilir.

n SÖYLEŞİ

n Dönüşlerini siz takip ediyor musunuz? Tabii ki. Takip etmezseniz yaptığınız işi umursamamış olursunuz. Uluslararası reklam ödüllendirme topluluğu EFI’den geçen yıl 4 tane ödül aldım. Kampanyalar içinde Bruno, Biscolata, Lipton ve uzun soluklu olarak Eti Tutku vardı, bunlarla ödülleri kazandım.

n Peki biz tarihimizi anlatan, o dönemi bütün duygusal coşkusuyla yaşayabileceğimiz sinema filmlerini, belgeselleri, reklamları ne zaman görebileceğiz? Önümüzdeki on yıl içerisinde bu hikayelerin, senaryonların ya bizim tarafımızdan ya da yurt dışından birileri tarafından keşfedilip çekileceğini düşünüyorum. Ben de tarihimizin kahramanlık öykülerinden bir kaç tanesini filme almayı düşünüyorum. n İnanmadığınız bir ürünün reklam filmini çeker misiniz? Asla çekmem. İnanın çektiğim kadar reddettiğim vardır. Faydalı olacağını düşünmediğim ya da insanları kandıracağını düşündüğüm ürünlerin reklamını kesinlikle çekmem. n Sizce Türkiye tüketici toplumu mu, reklamlar tüketimi ne kadar etkiliyor? Tüketim olmazsa üretim olmaz. Yıllar önce ünlülerle ‘Alın verin, ekonomiye can verin’ reklamları çekmiştim, bu çok önemli çünkü önce ülkenin içinde üretim ve tüketim sirkülasyonu düzenli şekilde gerçekleşmeli sonra yurt dışına açılmalı. Ben tüketim toplumu olduğumuza inanmıyorum, sık sık yurt dışına çıkıyorum, gurur duyarak orada markalarımızı görüyorum. Biz üreten bir toplumuz hep de öyle olmalıyız, gerek fikir, gerek ürün her neyse sürekli üretim yapmamız gerek. n Neden Göktürk’ü tercih ettiniz yaşamak için? Ben uzun süredir burada yaşıyorum ve çok mutluyum. 2000 yılından beri buradayım, burası daha şehir olmadı ve çok memnunum bu durumundan. Belki üçüncü havaalanı buraya biraz zarar verir ama hala Pazar günü sessiz bir ortamda dinlenebiliyoruz. Çocuklarım rahatlar, benim at merakım var burada onlarla ilgilenebiliyorum. n Severek gittiğiniz mekanlar var mı? Benzinliğin orada bir ablamız var

“Eğitimle reklam yazarı veya yönetmeni olamazsın bu Allah vergisi bir şey.” çok güzel yemekler yapıyor, onun yemeklerini çok severim. Çok yer ayırmam restorantların hepsini seviyorum burada. n 8 yıl askeri eğitim aldınız, bu iş hayatınıza nasıl etki etti? Benim kısa sürede başarılı olmamın sebebi bence askerlik. Askerlik insanlara azim, iş disiplini, kişisel gelişim olanağı sağlıyor. Bunlar da iş hayatında başarılı olmak için gereken en temel özellikler. n İlerisi için çılgın reklam projeleri var mı? Şimdi biraz dinlenmek istiyorum, geçen ay 45 film yaptım. Bu insan üstü bir çalışmaydı, bunu dünyada hiçbir prodüksiyon şirketi yapamaz, bir ayda 45 film çekemez. İki şirket biraraya gelse belki. Ama o kadar iyi bir planlama yaptık ki, önce bir operasyon merkezi kurduk, 3 tane ekip çıktı Türkiye’ye bu ekipler koordineli çalıştı. Bayrak filmi çok zordu. O kadar insanı toplamak için birçok cast ajansıyla çalıştık, Ak Parti teşkilatıyla çalıştık. Filmler de fırından çıkar gibi birbiri ardına yayınlandı. NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

57


■ PEYZAJ

Bahçem Bahçem GÜZEL BAHÇEM

Yaz gelince hepimiz bahçelerde soluğu almak isteriz. Bahçem yok diyenler üzülmesin küçük bir balkon ya da terasınız varsa bahçe ortamı olușturabilirsiniz. Doğa Country’de oturan BGM Design’in sahibi Begüm Eryılmaz, Evrim Sera ve Çiçekçilik’te Neziha Alıcıoğlu’nun da rehberliğinde fotoğrafladığımız bitkilerle nasıl bahçe ortamı yaratabileceğimizi anlattı. Siz de küçük dokunușlarla harika bahçeler olușturabilirsiniz.

Tasarlarken; bahçenin konumu (Güneye mi, Kuzeye mi baktığı…), rüzgara açıklığı olușturmak istediğimiz bahçedeki tüm bitki seçimlerini etkiler. Örneğin tam güneș alan bir bahçeye Kamelya, Acer, Açelya, Ortanca gibi bitkileri isteseniz de yerleștiremezsiniz. Büyük bir bahçede kullanacağınız bitkinin boyutlarıyla, küçük bir bahçede kullanacağınız bitki boyutları bambașkadır.

Begüm Eryılmaz

58

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

B

Bahçelerin tekrar uyandığı bu dönemde; Peyzajı da tasarlarken ve uygularken ayrı konular ön plana çıkar. Tasarlarken bahçenin konumu, șekli, büyüklüğü, kullanımı; uygularken mevsimsel dönemi, altyapı durumu, bitki karması çalıșmaları tamamıyla șekillendirir.

Uygularken çalıștığınız mevsim çok önemlidir. Her mevsim bahçe yapabilirsiniz ama kullandığınız bitki söküm mü, saksı mı, ilkbaharda çiçeklenenler, kıșın çiçek açanlar bambașka iki grup olarak ortaya çıkar. Bu sezon bahçede renk ve hareket katan bitkiler, sardunyalar, ortancalar, mor salkımlar, mevsimlikler sahnede olacaklar. Bahçe trendleri, bahçe mimari akımlarla ilintili șekillenip mimarinin yansıması olarak bazen taș bahçeleri, zen bahçeleri; bazense renk bahçeleri ön plana çıkıyor.


Teras ve verandalarda; mümkünse kendinize düșük döșeme ile bahçe alanları yaratın. Saksıda bitki nefistir fakat bahçe gibi tasarlanmıș bir 3-4 m² mekana inanılmaz bir değer ve farklılık katıyor. Böyle bir seçenek yoksa, saksıların boyutlarıyla oynayarak renkli ve yeșil bitkileri bir arada kullanarak çok hoș ve zengin köșeler yaratabilirsiniz. ORTANCA (Hydrangea) Türüne göre mart-ağustos ayları arasında çiçekli kalır. Nemli ya da yarı nemli topraklarda sağlıklı gelișim gösterir. Bol güneșli ve açıklık bir yerde değil, duvar diplerinde ya da ağaç altlarında yetiștirmeye özen gösterin. Besin maddelerince zengin,

humuslu ve asitli toprakları çok sever. En uygun budama zamanı ilkbahar aylarıdır. Ortancanın rengi toprağın asit oranına göre değișir. Toprağınıza kireç atarsanız beyaz ya da pembe; çivit koyarsanız mavi; sulama suyuna sirke katarsanız koyu pembe ya da kırmızı olur.

çabuk gelișir. 20-30 metreye kadar boylanabilir. Yapraklarını döken, sarılıcı odunsu bir bitkidir. Sağlıklı gelișim göstermek için iyi cins bahçe toprağına ihtiyaç duyar. Güneșten hoșlanır. İlkbahar donlarının dıșında dayanıklı bir bitkidir. MOR SALKIM ( Wisteria )

AFRİKA ZAMBAĞI (Agapanthus) Yaz aylarından sonbaharın bașına kadar çiçek açar. 30-120cm uzunluktaki saplarda top formlu çiçekleri vardır. Bunlar genellikle lila ya da beyazdır. Sık ve sağlıklı çiçekler açmasını istiyorsanız, düzenli ve bol sulamanız gerekir. Tam güneș alan yerlerde en güzel çiçeklenmeyi yapar. Suyu çok sever, bol bol sulanmak ister. AFRİKA ZAMBAĞI (Agapanthus)

■ PEYZAJ

En son uygulamalarımızda öne çıkan, elim hem heykel – su ve taș öğelerinin de birleștiği köșelerin olduğu bahçelere gidiyor. Mimari donelerin bahçede olması bahçeyi çok farklı bir boyuta tașıyor.

BEGÜM ERYILMAZ KİMDİR? ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu olan Begüm Eryılmaz, BGM Tasarımın kurucusu. AVM, konut ve İșyerlerinde bașarılı peyzaj uygulamalarına imza atan Eryılmaz’ın misyonu bitkileri hayatımızın bir parçası haline getirebilmek… www.bgmtasarim.com

ORTANCA (Hydrangea) SÜSEN (İris) 300’e yakın farklı türü vardır. Kıș sonundan itibaren çiçeklenmeye bașlar. Mayıs, en çiçekli dönemidir. Kök, sap ve yumrularını ayırarak çoğaltabilirsiniz. Yavru süsenler ilk sene çiçek vermez. İlinci yașında size mor, sarı ya da beyaz çiçekler hediye eder. Geçirgen, hafif kumlu ve kireçli topraklar onun için idealdir. Bahçenizin güneș ya da yarı gölge bir bölümüne dikerseniz mutlu olur. Fazla nemden hoșlanmaz. Kontrollü olarak sulama yapın. Kaya bahçelerinde oldukça șık görünür. SÜSEN (İris)

MOR SALKIM (Wisteria) Bahar ve yaz aylarının en dekoratif çiçeklerindendir. Fabaceae familyasına aittir. Hızlı büyüyüp NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

59


■ SÖYLEȘİ

Piruze, bir İstanbul hanımefendisi… İstanbul’dan Șam’a uzanan acılı bir yașamın bașkahramanı… Anneliği tattığı coğrafya ise O’nu bambașka bir hayatın kıyısına sürüklerden kaderi henüz resmedilmemiș bir tuval kadar yalın… Gazeteci yazar Sinan Akyüz ile yeni romanı “Piruze ve Oğulları” üzerine keyifli bir söyleși gerçekleștirdik.

HELALLİK ALMAK İÇİN İKİNCİ KİTABI YAZDIM.

SİNAN AKYÜZ İLE YENİ KİTABINI KONUȘTUK 60

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014


■ Birinci kitabı yazarken ikinci kitapta yer alan hikayeyi de biliyordunuz, öyle mi? Tabii ki biliyordum ama hepsini bir kitapta toplamam imkansızdı. İlk kitap yayımlandığında da devam ettireceğim diye yarıda kesmemiștim zaten. Çünkü o bir kitaptı ve bitmiști. Her șey tadında kalsın diye düșünmüștüm. Geri kalan hikaye de ayrı bir kitaptı. Șimdi 450 sayfalık bir kitabın üzerine 420 sayfa daha koysaydım, yaklașık 900 sayfalık bir kitabı okumak okur için zor olurdu. ■ Piruze’nin oğullarıyla görüștünüz mü ikinci kitap için? Tabii, hepsiyle tanıștım. Hikayenin diğer yüzünü onlardan dinledim. Babalarının neler yașadığını, anneleri olmadan nasıl büyüdüklerini onların gözünden yazdım. Mesela büyük çocuk Amer’in babasına yazdığı bir metin var kitapta ve ben bunun virgülüne dokunmadan koydum. Ayrıca diğer çocukların yașadıkları da gerçek. ■ Piruze’nin eși Wassim ile? Hayır görüșemedim. Zaten anlatılanlara göre gerçekten çok despot ve asabi bir adammıș. Öldüğü güne kadar da çocuklarının üzerindeki baskısı hep devam etmiș. ■ Kitabı yazarken, hikayeyi dinlerken Wassim’den nefret ettiniz mi? Ortadoğu’da erkek olmanın kodları farklı. Fabrika ayarları, Batı toplumlarındaki gibi değil. Hele bir de zenginseniz ya lüks otomobillere ya kadına yöneliyorsunuz. Dolayısıyla da o coğrafyada önce kadını anlamak lazım. Ortadoğu’nun kadını, giyim konusunda Batılı kadınlardan daha cesur. Çünkü

“Kitaba bașlamadan önce üç büyük dinin kitabını okudum. Kur-an’ı Kerim, İncil ve Tevrat’tan alıntılar yaptım.”

eșlerini elde tutma gibi bir savașları var. Wassim de böyle bir Arap erkeğiydi ve bunun bedelini de ödedi. Tabii onunla birlikte Piruze ve oğulları da ağır șekilde ödedi. Babaların günahlarını çocuklar çekti... O nedenle de Wassim’e karșı da pek bir șey hissedemedim. ■ Kitapta çok fazla edebi söz var. Bunlar size mi ait yoksa alıntı mı? O sözlerin hepsi bana ait ve bunu da kitapta bilerek yaptım. Çünkü bir yazar olarak kaygılarım var. Biz okura ne verirsek onu alıyor. Okuru değiștirme șansına sahibiz. Son yıllarda șunu gördüm ki herkesin ilișkilerle ilgili bir sıkıntısı var. Kitabı yazarken de yan karakterler olușturup hem erkek hem kadın gözüyle bunu ortaya koymaya çalıștım. İlișkiler konusunda yönlendirmeye çalıștım. Oturdum kitaba bașlamadan önce üç büyük dinin kitabını okudum. Kur-an’ı Kerim, İncil ve Tevrat’tan alıntılar yaptım. Özellikle Wassim’in annesi Afaf Hanım’ın ağzından verdim bu sözleri. ■ Piruze șu an ne yapıyor? Șu an bir iș kadını ve ișinde çok yükseldi. Kendi ayakları üzerinde duran, mutlu ve torununun seven bir kadın. ■ İkinci kitabı okudu mu? Kitap ona ulaștı. Geçenlerde de konuștuk ve ben de sordum okuyup okumadığını. Bana ‘Bilmiyorum. Okuyacağımı sanmıyorum’ dedi. ■ Neden? Çünkü șu an o kadar mutlu ki... Dolayısıyla da mutluluğa giden yolda yașadıklarını, çektiği sıkıntıları, ödediği bedelleri belki de yeniden yașamak istemiyor.

■ SÖYLEȘİ

■ Yeni romanınız Piruze ve Oğulları, 2011’de yayımlanan Piruze/Șam’da Bir Türk Gelin’in devamı. İlk kez bir devam kitabı yazıyorsunuz. Evet çünkü devam kitabı yazmayı seven biri değilim. Fakat ilk kitaptan sonra okurlardan öyle yoğun mailler aldım ve öyle çok baskı yaptılar ki, ikinci kitabı yazmak zorunda kaldım. Okurlar çocuklara ve Wassim’e ne olduğunu, Piruze’nin ne yaptığını merak etti. Hatta son bir mail almıștım ‘Kitabın devamını yazmazsanız hakkımı helal etmem’ diye. Helallik almak için ikinci kitabı yazdım.

“Ortadoğu’da erkek olmanın kodları farklı. Fabrika ayarları, Batı toplumlarındaki gibi değil.” ■ Erkek yazar olarak așk romanı yazmanın ne gibi avantaj ve dezavantajları var? Bir kere yıllardır yazdığım kitapların bana ait olduğuna inanmadı okurlar. ‘Bir erkek yazamaz’ diye düșündüler. Nedeni de șu: ‘Bir kadın ruhunu bu șekilde bir erkek nasıl anlatır?’ Ben gazeteci kökenliyim. Gazetecilik yaptığım dönemde de araștırmayı ve gözlemlemeyi severdim. Ayrıca uzun yıllar kadınlarla birlikte çalıștım. Bu, yazarlığımda çok ișime yaradı. ■ Piruze Hanım size hikayeyi anlattığında sizi en çok ne etkiledi? Büyük oğlu Amer her akșam sırtı kașınarak uyuyor. Bu annesinden kalma bir alıșkanlık. 21 yıl sonra oğluyla otelde buluștuklarında Amer annesinden sırtını kașımasını istemiș. Piruze ‘Dokunamadım. Çünkü ben beș yașında bir oğlumun sırtını kașıyordum ve o ufacıktı. Șimdi ise 26 yașında genç bir adam yatakta yatıyordu. Elimi attığımda çocuk bedenini bulamadım. Parmaklarım titriyordu dokunup dokunamama konusunda. Ama daha sonra yașı önemli olmadı benim için. O benim oğlumdu ve onu beș yașında gibi hayal ederek sırtını kașıdım’ dedi. İkisi de hayatlarına kaldıkları yerden devam ediyordu ve bana bunu anlattığında çok ağlamıștım. NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

61


n PORTRE

GÜLÇİN SARILAR - MİMAR n Sizi kısaca tanıyalım? İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi 1986 mezunuyum. Evliyim iki kızım var. Uzun yıllar mimarlık yaptım. Kızlarımı büyütmek için ara verdim. Göktürk benim için yeni bir başlangıç oldu tam olarak mimarlığa değil ama tasarım dünyasına geri döndüm. MDAART’ kurdum. Göktürk’e yıllar önce yine çalışmak için gelmiştim. Bugünkü halinden çok farklıydı. Beş yıldır da Göktürk’te yaşıyorum. n Mesleğinizde hoşlandığınız yönler nelerdir? Mimarlık okul günleri ile başlar tüm hayatınıza yayılıp ve yaşamın her alanında tasarımcı bakış açısına sahip olmanızı sağlar. Mesleğinizi yapmasanız da mimar olarak hayata devam edersiniz. Mimarlık eğitimi aldığım için çok memnunum ancak arzu ettiğim ölçüde mimarlık yapamadım. İç mimarlık Mimarlığın açılımlarından biri. Bana göre bir rehberlik görevi. İç mimarlıkta ürünün son kullanıcısı ile karşı karşıyasınızdır. Amaç mekânı kullanacak olanın ihtiyaçlarını hayalini estetik ve teknik olarak hayata geçirmektir. Başarının ölçüsü son kullanıcını mutluluğu ve memnuniyetiyle doğru orantılıdır. Mimarlık mesleğinde ise kafanızda tasarlanmış ürünler uçuşur. Bu bir müze, bir otel, bir köprü olabilir. Bir gün hayata geçirebilmek için beklersiniz. Şanslıysanız bir fırsat çıkar

62

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

ve tasarımınızın sizi memnun etmesi yeterlidir. n Çocukluk hayalleriniz var mıydı? Gerçekleşen düşlerinizden bahseder misiniz? Birçok çocukluk hayalim vardı. Çok mutlu bir çocukluk geçirdim. Mimarlık ailede mimarlar olduğu için hayalimdi. Bir tasarım atölyesine sahip olmak çocukluk değil ama hayallerimden biriydi. Gerçekleştiği için çok mutluyum. Çok seyahat etmek en en en büyük hayalimdi. Tam olarak gerçekleşti diyemeyeceğim çünkü daha görmek istediğim çok yer var. n Göktürk’te severek gittiğiniz mekanlar? Burger House, Tamirhane, Olivo, Kahve Dünyası, Venüs, Köfteque yemek için gittiğimiz yerler. Kızlarımla beraber en sık gittiğimiz yer ise Nezih Kitabevi. n İş dışında aktiviteleriniz sosyal yaşantınız nasıldır?. Benim önceliğim kızlarımdır. Onların istekleri ve ihtiyaçları her şeyin önüne geçer. Onların yaşları ile birlikte değişen aktiviteleri benim zamanımın çoğunu alıyor. Arkadaşlarımla sergi ve mesleki fuarlara gitmeyi, yeni ve mimarisi iyi mekanlarda bulunmayı çok severim. Beni en mutlu eden ve bir yere gitmek istediğimde ilk aklıma gelen ise Emirgan’dır.

n Hobileriniz Neler? Fotoğraf çekmek en sevdiğim ve en çok yapmak istediğim şey. Müzik hayatımın önemli bir parçası. Zamansız eşya toplamak en büyük hobimdi şimdi işimin bir parçası haline geldi. İstanbulevi.net ‘i kurdum. n En son okuduğunuz kitap ve gittiğiniz sinema filmi? Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek. IRVIN YALOM. Kelebeğin Rüyası (Sinema salonlarını sevmiyorum ve çok gitmiyorum.) n Hayat felsefenizi üç kelimeyle özetlerseniz? Akılcı, Özgür, Mutlu… n Sosyal medyayla ilişkiniz hangi boyutlarda iyi bir kullanıcı mısınız? İşim gereği sosyal medyayla ilgiliyim. Vazgeçilmezliğini de kabul ediyorum ancak sevdiğimi söyleyemeyeceğim. Bu nedenlerle de iyi bir internet kullanıcısı ama kötü bir sosyal medya kullanıcısıyım. n İlerisi için hedefleriniz nelerdir? İlerisi için hedefim kurduğum işi iyi bir noktaya getirmek. Çocuklarıma iyi bir ufuk açmak veya açmalarına yardımcı olmak. Türkiye’de ve dünyada, eşimle birlikte çok çok seyahat etmek…


n PORTRE

n Göktürk’te severek gittiğiniz mekanlar? Göktürk’ü seviyorum. Taşındıktan sonra titizlikle her sokağını dolaştım. Her yerini çok sevdim. Her gün yürüyüşlerime ve yeni yerleri öğrenmeye devam etmekteyim. En çok dışarıdan Göktürk’e gelmeyi seviyorum. Yolumun üzerinde eski mesleğimi anımsatan bir kışlanın yanından geçiyor her defasında ayrı anılarımı anımsıyorum. Sonra aşığı olduğum doğayı keyifle seyrediyorum. n İş dışında aktiviteleriniz sosyal yaşantınız nasıldır? Okumayı (gurur duyduğum bir kitaplığım var.), şiir yazmayı, yağlı boya resim yapmayı, oyma ve heykel yapmayı çok seviyorum. “Yara iz bırakmışsa yüreğinde” isimli yaşanmış bir yaşamı, destan olarak anlattığım kitabım var. Yeni şeyler öğrenmeyi ve yeni yerler görmeyi çok severim. Geçmişte önce Türkiye’mi sonra da Avrupa’dan başlayarak dünyayı dolaştım ve devam ediyorum. n Hobileriniz neler? Arabamı kullanmayı, motosikletle seyahati çok seviyorum. n Hayat felsefenizi üç kelimeyle özetlerseniz? Hayat felsefem; Merak ve öğrenmek, herkesi ve her şeyi çok sevmek, hep gülerek yaşamak ve çevreme mutluluğumu yansıtmak.

ÜNAL EROĞLU EMEKLİ SUBAY n Sizi kısaca tanıyalım bize kendinizden bahseder misiniz? 69 yaşındayım. Evli, bir oğlum kimya mühendisi, bir kızım iktisatçı, kızımdan bir kız bir erkek iki torunum var. Emekli subayım. Emekli olduktan sonra tesisat ve inşaat malzemeleri toptan satışı yapan işimi kurdum ve 22 sene sonra şirketimi satarak tam emekli oldum. Geçmişte çok severek çalıştığım her iki

işimden de çok memnunum. Göktürk’e 2013 Haziran ayında ev alarak yerleştim.

n Sosyal medyayla ilişkiniz hangi boyutlarda iyi bir kullanıcı mısınız? Sosyal medyayı yasaklanmadığı zamanlarda takip ediyorum. Dost ve arkadaşlarımla paylaşmayı seviyorum. n İlerisi için hedefleriniz? 69 yaşımda olduğumu söylemiştim. Şunun şurasında yaşayacağım 70 yılım daha var. Onun kıymetini bilmeliyim.

n Çocukluk hayalleriniz var mıydı ve gerçekleşen düşlerinizde bahseder misiniz? Eğer imkanım olsaydı Mimar olmak isterdim. Yenilikler yapmak ve üretmek çok hoşuma gider.

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

63


■ SÖYLEȘİ

SÜRPRİZ

ÜÇÜZLER Bu ayın ağır konuğu Hafize Küçük. Mutlu bir evlilik, sonrası iki küçük kız evlat ve ardından üçüzlerle büyüyen dünyası O’nu dergimizde konuk etmeye yetti. Çoğul Çocuklar Platformu Kurucusu Serpil Sare Emek ile çiçekleri burnunda anneyi evinde ziyaret ettik ve üçüz sürprizlerini konuștuk. ■ Serpil Emek: Öncelikle Üçüz Bebeklerinizi Tebrik eder bir ömür sağlık mutluluk dilerim. Hafize Hanım Sevgili okurlarımıza sizi biraz tanıtıp ardından üçüz sürprizleriniz üzerine konușalım ne dersiniz? Hafize Küçük: 1980 İstanbul doğumluyum. Çocukluğumu Ortaköy İstanbul da geçti. Etiler lisesi 97 mezunlarındanım. İș yașamına atıldım eșimle ișyerinde tanıștık uzun bir flört sonrası çok severek 2006’da evlendik. 2007’de ilk kızım 2008’de ise ikinci kızımızı kucağımıza aldık. ■ S.E: Her șey buraya kadar normal gözüküyor, șimdi sizi diğer ebeveynlerden farklı kılan üçüz bebeklerinizi öğrendiğiniz andan itibaren tüm süreci öğrenmek hatta heyecanınızı paylașmanızı isterim. Çoğul Gebelik müjdenizden itibaren yașadığınız süreci sevgili okurlarımıza tarif eder misiniz neler hissettiniz? H. K: Evet, Serpil Hanım biz iki çocuktan sonra 3.çocuğu düșünmüyorduk. Çalıșma hayatıma geri dönecektim ancak eșim çok istiyordu. Tedbirimi almıștım. Bir sure daha çocuk düșünmüyordum. Ama testler pozitif çıktı. Aman Allahım çift çizgi! İnanamamıștım. Ertesi gün kan testiyle tescillendi gebelik. Çok ağladım. kontrol için tekrar gittiğimde ikizzzz!!! Bir an dünya bașıma yıkılmıștı. Keselerden biri çok küçük kendiliğinden kaybolabilir dediler. Kontrole eșimle gittim doktorun yüzü değiști. Üçüzlerim olacaktı. Korkular șașkınlık sevinç hepsi birbirine karıșmıș bir halde çıktık doktordan. Heyecanımızı tarif etmek için kelimeler kifayetsiz kaldığı anı yașadık.

64

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

■ S.E: Peki, Çoğul gebelik süreciniz nasıl devam etti? Bebekler vaktinde süresini tamamlayabildi mi? H.K: Redüksiyon! Israrla yapılan bu teklifi reddettim. Hangisine kıyabilirdim. Üstelik redüksiyon anlatılırken karșımdaki ekranda bebeklerim kıpır kıpırdı kalpleri atıyordu artık CAN tașıyan yavrularımdı. Gebeliğim çok rahat geçti ama çok dikkat etmem gerekirdi. Günlük hayatımı fazla yorulmadan devam ettirdim. Hatta tatile gidip denize bile girdim. (çoğul anneler bunun ne büyük bir șey olduğunu bilir) Doktorum beni devlet Hastanesi’ne yönlendirdi. Çoğul gebelik olduğu için her olasılık değerlendirilmeliydi. Devlete devrederken yine bir gece acile gittim ve sancılar çıktı yatıș yapıldı. kabus gibi iki gün. Hastanede NST cihazında unuttular beni! İmza atarak çıktım hastaneden duramazdım. Çünkü bir iki güne doğuma alırız dediler. Yeni bir hastane araștırdım. Evde çok daha iyiydim sancılar durmuștu 30 haftalıktım. ■ S.E: Peki Çoğul Bebeklerinizde doğum anınızda kurumdan veya aile mentörlerinden bir hizmet rehberlik aldınız mı? Kurumun hemșireleri, hasta bakıcı, sekreter hepsi çok yardımcı oldular. Bebeklerim 1430, 1450, 1530 gr. olarak dünyaya geldi kuvöze alındılar ertesi gün ancak görebildim. Yaklașık 1 ay hastanede kaldılar. ■ S.E: Peki Üçüz Bebekleriniz ile eve gelince neler hissettiniz? Evde kimlerin desteği ile bebeklerinize nasıl baș ettiniz?

H.K: İște Zafer anımız! Biz bebekler ile eve geldikten sonra koșturmaca bașladı; hastane kontrolleri, steril ev ortamı, prematüre bakımı vs. Annem yanımda olsa da çok zorlanmaya bașladık. Evle diğer çocuklarımla ilgilenemedim. Yardımcı șart ama durum müsait değil maalesef. Bir de maddi tarafı var bu ișin… İki okullu çocuk, üç bebek... Belediye bez, mama yardımı yapıyor ama çok Sınırlı. Üç aylık mama ve bez ancak bir ay yetiyor. Kıyafetler hep hediye veya bașkalarından geldi. Bir de sizin ücretsiz farkındalık rehberliğiniz ve ev ziyaretiniz bizleri rahatlattı, birçok sorumuza cevaplar bulduk. ■ S:E: Ne demek elimizden geleni sizler için sunduk. Bu farkındalığın daha da artarak yayılmasını temenni ediyoruz, değerli uzman arkadașlarımızdan da il-ilçelerde gönüllü desteklerini bekliyoruz. Peki son olarak Çoğul Bebekleriniz için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından öneri ve beklentileriniz nelerdir? sağlık sektöründe çoğul çocuklara özel ayrı bir sistem olușturulmalı devlet maddi destek vermeli. Üç çocuğa yetișmek imkansız. Ayrıca aileye psikolojik destek ve eğitim șart. Siz platform olarak destek sağlıyorsunuz ama devletin maddi ve manevi desteğini de vatandaș olarak hissetmek istiyoruz. S.E: Bizimle paylașımlarda bulunduğunuz için teșekkürler. İlgili firma sahipleri ve gönüllüler Hafize hanıma 0546 478 17 64 numaradan ulașabilir.


■ SÖYLEȘİ

SÜRPRİZ

ÜÇÜZLER NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

65


ÖZGÜVENİ

YÜKSEK ÇOCUK YETİȘTİRMEK

■ SÖYLEȘİ

Özgüven, çocuğun kendine yönelik iyi duygular geliștirmesi ve bunun sonucunda, kendini iyi hissetmesi anlamına gelmektedir. Özgüven çocuğun doğuștan sahip olabileceği bir özellik değildir. Özgüven olușumu çocukta bir gelișim süreci șeklinde seyretmektedir ve bu gelișim zaman almaktadır. Özgüven, çocukluk döneminde olduğu kadar yetișkinlikte de bireyin hayatının birçok alanında ihtiyaç duyduğu temel ve çok önemli duygusal bir gerekliliktir. Begüm Akmaniș Uzman Klinik Psikolog, Psikoterapist begumakmanis@gmail.com

Ö

Özgüven, çocuğun kendine biçtiği değer oranında gelișim göstermektedir. Bir diğer deyișle, çocuğun kendine biçtiği özdeğer oranında özgüveni vardır. Çocuğun kendine vereceği değeri, d eğeri, öncelikle anne-babasının ve diğer d iğer aile bireylerinin çocuğa yaklașım vve e tutumları belirlemektedir. Ailesi tarafından değer gördüğünü hisseden çocuk, kendisini değer verilmeye layık görür. İlerleyen dönemlerde diğer akraba, arkadaș ve akran gruplarıyla kurduğu ilișkilerde bu değerlilik duygusu özgüven gelișimini etkilemeye devam eder. İlk sosyalleșme süreci olan anaokulu ortamında öğretmen ve arkadașlarıyla kurduğu ilișki ve iletișim șekli de özgüven gelișiminde önemli rol oynar. Çocuğunuzun sağlıklı özgüven gelișimi için öncelikle kendini iyi hissetmesi ve kendiyle barıșık olması gerekir. Bunu sağlamada siz anne-babaların büyük katkısı vardır. ÇOCUĞUNUZUN ÖZGÜVENİNİ DESTEKLEMEK İÇİN NELER YAPABİLİRSİNİZ? ● Çocuğunuzu bir bașkasıyla asla kıyaslamayın. Kıyasladığınız kișinin kim olduğu önemli değil, bu onun sevdiği ya da sevmediği biri olabilir. Kıyaslanmak onun bașarısını arttırmayacak, motivasyonunu daha da düșürecektir. ● Çocuğunuzun onaylamadığınız

66

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

Așil Psikolojik Danıșmanlık ve Eğitim Merkezi 0216 372 1 444 0530 113 5 484

davranıșlarında așırı eleștirici ve yargılayıcı olmaktan kaçının. ● Çocuğunuza daha fazla söz hakkı verin. Bırakın o da düșüncelerini, fikirlerini paylașsın. ● Aileniz hakkında alınan kararlarda onun da fikrini sorun. Fikirlerini mutlaka hayata geçirmek zorunda değilsiniz. Onu dinliyor, önemsiyor ve fikrini alıyor olușunuz onun için daha önemli. ● Çocuğunuzun önemsediği durumları siz de önemseyin. Anlattıkları size önemsiz veya çocukça gelse bile önemseyerek dinleyin. ● Yalnızca çocuğunuz için ayrılmıș zamanlar yaratmaya çalıșın. Beraber plan yapın ve beraber hayata geçirin. ● Çocuğunuzun olumlu davranıșlarını mutlaka takdir edin. Sizin tebrik ve takdirleriniz onu motive edecek en önemli ödüldür. ● Çocuğunuzu olumsuz davranıșlarından dolayı cezalandırmadan önce onunla konușun. Davranıșının neden hatalı olduğunu ona anlatın. Onun yerine ne yapması gerektiğini, doğru olanı ona anlatın. ● Çocuğunuzun bașarısızlıklarını ya da olumsuz davranıșlarını büyütmek yerine, olumlu davranıșlarını, bașarılarını, iyi yaptığı șeyleri büyütün, bașkalarıyla bunları anlatın. ● Çocuğunuzun olumsuz davranıșlarını bașkalarının yanında eleștirmekten kaçının. Onu bașkalarının yanında asla

küçük düșürmeyin. ● Çocuğunuza onu sevdiğinizi söyleyin, sevginizi gösterin. Asla onu sevmemekle tehdit etmeyin. ● Duygularını anlıyor olduğunuzu ona hissettirin. Korkularını endișelerini anlıyor olduğunuzu bilmek onu güvende hissettirecektir. ● Çocuğunuza uygun, onun seveceği görevler, küçük sorumluluklar verin. Yaptıklarını mutlaka takdir edin, onu teșvik edin. ● Çocuğunuzla sohbet edin. Onun ilgisini çeken, merak ettiği șeyleri konușun. Onu sabırla dinleyin. Sorduğu soruları cevapsız bırakmamaya gayret edin. ● Çocuğunuzdan beklentilerinizde așırılıktan kaçının. Ondan beklediklerinizi tekrar gözden geçirin ve beklentileriniz konusunda onu bilgilendirin.



CEMİL BİNGÖL’ÜN

n GEZİ

GÖZÜNDEN

68

H

Herkese merhaba, Uzun yıllardır turizm sektöründe çalışıyorum ve bazen iş bazen ise tatil amaçlı seyahatler yapıyorum. Çalıştığım yerdeki arkadaşlar da benim gittiğim yerlerden birine gidecek olduklarında benden bilgi aldıklarından, bu bilgileri böyle bir ortamda herkes ile paylaşmayı tercih ettiğim için, aşağıdaki yazıyı okuyor olacaksınız. Benim notlarım arasında tarihsel veya internetten alınmış bilgi bulamazsınız, çünkü ben sadece gördüklerimi paylaşmayı tercih ediyorum. Sizlere bu sayıda çok yeni gidip geldiğim (iş seyahati olmasına rağmen vakit yaratıp epeyce gezmeye çalıştım) Nice’ten bahsetmek istiyorum. Ayrıca yazım boyunca size yer isimleri ile kullanılan bazı kelimelerin Türkçe okunuşlarını da kolaylık olacağını düşündüğümden paylaşacağım.

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

C NI E Cemil Bingöl


NASIL GEZİLİR THY ile uçtuğunuzda 1 numaralı terminale varıyorsunuz. Pasaport ve gümrük kontrollerini geçtikten sonra varış salonundan direkt karşıya terminal binası dışına çıkıp taksi ile kalacağınız otele gidebilirsiniz. Taksiler pahalı ve merkez tabir edilen yerdeki otel için ödeyeceğiniz fiyat 28-35 euro arası. Ama hesaplı şekilde gitmek isterseniz, biraz zahmetli de olsa, varış salonunda hemen sola dönmenizi (Monaco için helikopter turları satan bankolar var) ve dışarı çıktıktan sonra solda bulunan ofisten (Lignes d’Azur) 7 günlük bilet almanızı (biletler tüm otobüslerde – belirli sınırlara kadar tabii ki- ve tramvay da geçerli) öneririm. Tek seferlik bilet 1.50 euro, 10 seferlik bilet 10 euro ve her ikisi de otobüslerde şoförden de alınabiliniyor. 15 euro değerindeki 7 günlük bilet ise sadece alandaki ve merkez tren istasyonundaki Lignes d’Azur bürolarından temin edilebiliniyor. Eğer kalacağınız süre zarfında otobüse pek binmem, bineceğim zaman bilet alırım diyorsanız mutlaka yanınızda bozuk para, mümkünse tam miktar, bulundurun. Şoförler yardımcı olsalar da adres konularında, para söz konusu olunca pek sevimli olmuyorlar. Ayrıca bilet almadan seyahat etmeyi düşünmeyin çünkü çok sık kontrol yapılıyor ve cezası da (dosya masrafı vs ile) 90 euro’yu buluyor. Tek seferlik bilet ile bir durakta inerseniz, yarım saat içinde ikinci bir aktarmayı yapabiliyorsunuz. Tramvaylar da durak isimleri anons ediliyor ve ekranlarda da yazıyor. Ayrıca tramvay duraklarında, bir sonraki tramvayın kaç dakika sonra

n GEZİ

ALTERNATİF UÇUŞ ROTALARI İstanbul – Nice arasında Türk Hava Yolları’nın hergün aktarmasız uçuşu var. Bunun yanı sıra, Alitalia (Roma) Air France (Paris Charles de Gaulle) Lufthansa (Münih) aktarmalı uçuşlar sunuyorlar. Aktarmalı uçuşlar daha hesaplı ancak doğal olarak 6-7 saate varan bir süre gerekiyor. THY ile ise 3 saatte Nice’e varabiliyorsunuz ama fiyatları yüksek. Nice Cote d’Azur (Nis Kot d’Azür) havalimanı şehre çok yakın, 2 terminali olmasına rağmen çok kolay bir havalimanı.

“Kafelerde otururken size hizmet edildiği için. Üstelik bir de bahşiş bekliyorlar ve 1 euro’dan az bırakırsanız, size pek sevimli bakmıyorlar her ne kadar içtiğiniz içecek 4-5 euro ise de!” binerek, 23 numaralı otobüsün (ve başka yakın kasabalara –Cannes, Monaco, Menton, La Grasse- giden diğer otobüslerin) bulunduğu yere ulaşacaksınız.

orada olacağı bilgisi de yer alıyor. Ancak yoğun olmayan saatlerde vagon sayısı az olduğundan durağın ortasına doğru beklemek daha akıllıca. Duraklardaki ışıklı panodan gelecek tramvayın uzun (tram long) veya kısa (tram court) okuyabilirsiniz. Biletinizi aldıktan sonra biraz ileriye doğru yürüyün ve her 10 dakika da bir kalkan 23 numaralı otobüse binin. Hangi bilete sahip olursanız olun, mutlaka her otobüse bindiğinizde biletinizi otobüslerde bulunan (bazen duraklarda da mevcut) makinelerde onaylatmak durumundasınız. Bana çok saçma gelmişti ama 7 günlük bileti bile her seferinde onaylatmak zorundasınız her ne kadar ilk onaylattığınızda biletin arkasına tarih ve saat yazılmış bile olsa, bu işlem mecburi. Eğer aktarmalı olarak uçarak Nice’e gelir ve terminal 2’ye inerseniz, bagajınızı alıp varış salonundan dışarı çıktığınızda T1’e (terminal 1) giden ücretsiz otobüslere (navette – navet)

23 numaralı otobüs, şehirdeki diğer otobüsler gibi, sabah ve akşamüstleri belirli saatlerde çok yoğun olabiliyor. Bilhassa otobüslerde ‘arkaya ilerleyelim beyler’ kavramının olmadığına, ve yoğun saatlerde annelerin bebek arabaları ile gezme modunda otobüste olmalarına tanık olacaksınız. Otobüsler için bir çok sokakta özel yollar var ama yoğun saatlerde havalimanı – liman arasındaki parkur 1 saat sürebiliyor. OTELLER Şehirdeki otellerin büyük bölümü, sahilde Promenade des Anglais (Promönad dezangle) bulvarında yer alıyor. Bunun dışında diğer oteller, yukarıdaki caddeye paralel sıralanmış, Rue de France, Rue de la Buffa, Boulevard Victor Hugo ve tabiî ki merkez tren istasyonunun yer aldığı bölgede (Gare SNCF – gar es en se ef) bulunuyor. Eğer oteliniz sahil kıyısında ise, 23 numaralı otobüsten Californie (Kaliforni)

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

69


n GEZİ

durağında inmenizi ve caddeyi geçerek 52 numaralı otobüse binmenizi öneririm. Bu otobüs sahil boyunca gidiyor ve Opera binasına bir blok uzaktaki durakta sona eriyor. Eğer oteliniz daha iç kısımda yer alıyorsa biletinizi alırken danışmanızı veya şoförden yardım almanızı öneririm. BU ŞEHRİ YÜRÜYEREK KEŞFEDİN Nice çok turistik bir yer ve genelde İngilizce konuşmayı tercih etmeyen Fransızlar, çat pat olsa da yardımcı oluyorlar. Nice’in merkez caddesi kuzeyden güneye uzanan Jean Medecin (jan medesen) bulvarı ve bu bulvar merkez istasyondan (Gare SNCF – gar es en ce ef) Massena meydanına dek araç trafiğine kapalı. Caddedeyi sadece belirli noktalarda enlemesine geçen araçlar var bir de kuzey güney (veya tam tersi yönde) ilerleyen tramvay. Benim size tavsiyem, ne bir kiralık araba, ne de taksi....Bu şehri, merkezinde yürüyerek (veya uzun mesafeleri otobüs/tramvay kullanarak) keşfetmeniz. İDEAL ALIŞVERİŞ ROTALARI Jean Medecin bulvarında kitap/cd/plak tutkunları için Fransız firması Fnac’ın bir şubesi var. Ayrıca Monoprix (monopri) (tramvayın Jean Medecin durağında) adında alt katı süpermarket, üst katı ise pek marka olmasa da mümkün olduğunca uygun fiyat olarak kabul edilebilecek kıyafet/kırtasiye/bavul/az çeşitli mutfak eşyası satılan bir mağaza. Nicetoile (Nisetuval) ise küçük bir avm. İçinde C&A ve başka tanıdık markaların dükkanları var. Ücretsiz internet kullanımı mümkün.

Bulvarın Massena meydanına yakın yerinde (ki burada aynı adla tramvay durağı var) çok büyük bir Galeries La Fayette (galeri lafayet) mağazası var. Paris’teki kadar görkemli olmasa da çok büyük ve lüks alışveriş için ideal yerlerden biri. Massena meydanının (yönünüz denize doğru ise) sağ tarafında bir çok ünlü markanın butiklerinin bulunduğu sokaklar var. (rue de la France, rue Massena, rue Paradis) Bu sokaklarda gene onlarca restaurant (restoran) ve cafe (kafe) mevcut. Hemen hemen hepsinde fiyatlar dışarıdaki panolara yazılmış durumda ancak bazı cafe/ dondurma/patisserie (patisöri) denen ve hem ekmek hem çeşitli pastalar satılan yerlerde, oturup birşeyler yiyip içerseniz daha fazla para ödüyorsunuz. Otururken size hizmet edildiği için. Üstelik bir de bahşiş bekliyorlar ve 1 euro’dan az bırakırsanız, size pek sevimli bakmıyorlar her ne kadar içtiğiniz içecek 4-5 euro ise de! ŞEHİR PARKLARI Massena meydanının sol tarafında ise kocaman bir park var (Promenad de Paillon- promönad dö payyon) ve içinde çocuklar için hazırlanmış odundan yapılmış çeşitli hayvan figürleri bulunuyor. Mesela yunusun burnunu kaydırak yapmışlar. Zaten Nice’de yürürken bir çok ufak parkın da olduğunu görecek ve neden bunlardan İstanbul’da yok diye üzüleceksiniz. Parklar demirler ile sınırlandırılmış ve gece belli bir saatten sonra kilitleniyor, sabahları ise saat 8’den önce temizlenip sonra da kullanıma açılıyor. Çoğunda bir süs havuzu mevcut. Biraz dinlenmek, kitap/gazete okumak için ideal. Bu parkın içinde ilerledikten sonra, parkın bitiş noktasında (tramvay hattının geçtiği yerden, yani sağınızdan) ilerlerseniz, kendinizi Vieux Nice’de (viyö nis) yani eski Nice’de bulacaksınız. Bu bölgede gene onlarca restoran, bar ve hediyelik eşya satan dükkan var. Buradan alınabilecek en değişik

hediyelerden biri Marseilles (marsey - Marsilya) sabunları. Ayrıca bazı dükkanlarda Nice’e özgü bir yiyecek olan Socca’yı (soka) deneyebilirsiniz. Ben krepe benzettim. Saca dökülmüş malzemeyi spatula ile kazıyarak yağlı kağıda koyup paket veriyorlar ve o şekilde yeniyor. Nice bir sahil kasabası olduğundan ve deniz ürünleri çok tüketildiğinden, burada bulunan restoranlarda deniz kestanesinden istiridyeye kadar herşeyi tatmanız mümkün. 96 ÇEŞİT DONDURMALARI VAR Vieux Nice, Nice’de konakladığınız süre içerisinde her akşam gitmek isteyeceğiniz bir yer. Dar sokaklarda kaybolarak yürümek, sanat galerine bakmak, yerel tadlar denemek için ideal. Benim burada en çok beğendiğim ise Nice’e bir daha gidersem kesinlikle yapmak istediğim ilk şey olacak olan Fenacchio adındaki dondurmacı. Tam 96 çeşit dondurmaları var ve aklınıza gelen herşeyden yapmışlar. Anasonlu, kaktüslü, siyah zeytinli, lavantalı. Maalesef denemelik küçük kaşıklardan vermiyorlar. Ya çok seveceğiniz ve tadını tahmin edebileceğinizi alacaksınız, ya da şansınıza aldığınızı beğenmezseniz, külahı atacaksınız. Ayrıca bizdeki 1 top dondurmayı yarı çikolata, yarı kaymaklı yapmıyorlar. (3 top dondurma 5 euro ama kesin değiyor)

“Nice çok turistik bir yer ve genelde İngilizce konuşmayı tercih etmeyen Fransızlar, çat pat olsa da yardımcı oluyorlar.”

70

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014


EN YÜKSEK TEPEDEN SEYİR Vieux Nice’e sabah erken saatte (veya en geç 16’ya dek) giderseniz, sahile yakın bölümünde Opera binasının arkasına denk düşen yerde Marche des Fleurs (marşe de filör – çiçek pazarı) gezebilirsiniz. Çiçek pazarı kalktıktan sonra etraftaki her yerde birçok restoran var. Bu bölgede gezerken karşınızda bir tepe göreceksiniz. Bu tepe Nice’teki en yüksek tepe. Buraya gitmek için Çiçek Pazarı’nı geçtikten sonra sağınızda (deniz yönünde) bulunan sokaklardan veya büyük kapılardan geçin ve sahil yoluna çıkın. Tepeye doğru ilerlediğinizde (karşınızda Hotel Suisse olacak) yönlendirme levhalarını takip edip Ascenseur’ü (asansör) bulun. Tepeye merdivenler ile çıkmak istemeyenler için yapılmış bir veli nimet. Ücretsiz. Fakat yaz mevsiminde 19, kış mevsiminde ise 18 de kapanıyor. Hatta bu saatler yukarıdan en son iniş saatleri, çıkış saatleri ise bunlardan yarım saat evvel sona eriyor. Asansöre binince hiç bir düğmeye basmayın, o, otomatik olarak sizi yukarı çıkarıyor, zaten uyarı notlarını da her tarafta okuyacaksınız. Tepeye çıkınca hakikaten Nice’in nasıl bir yer olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Nice’e 45 dakika uzaklıktaki dağlarda, kayak yapmak mümkün bu mevsim de bile. Tepenin ucundan denize doğru baktığınızda, sağınızda çok uzun kumsalı ile Nice sahilini, solunuzda ise Nice limanını göreceksiniz. Tepede ayrıca soluk alabileceğiniz parklar, banklar mevcut. Asansör ile çıktığınız tarafın tam karşısından, limana

HARİKA MANZARALAR VE MALİKÂNELER Eğer şehir merkezinden limana otobüs ile gelmek isterseniz 9 ve 10 numaralı otobüsleri kullanmalısınız. Tepeden aşağı indiğinizde sol yerine sağa yürürseniz, deniz kıyısına paralel yerde bulunan otobüs durağından bineceğiniz 100 numaralı otobüs, sizi harika manzaralar eşliğinde, Villefranche (vilfranş), Beaulieu sur mer (boliyö sür mer) Eze sur mer (ez sür mer) Cap d’ail (kap day) üzerinden Monaco’ya oradan da İtalya sınırındaki son Fransız kasabası Menton’a götürecek. 7 günlük abonman biletiniz bu otobüste, Cap d’ail durağına kadar geçerli. Havalimanında otobüs merkezinde ‘‘acaba Monaco’ya en hesaplı nasıl giderim’’ diye sorduğunuzda, size kesinlikle bu otobüsten bahsetmiyorlar ve hemen alandan kalkan ve ücreti 20 euro olan otobüsleri (ki bunlar sadece bir kaç ana durakta duruyor) öneriyorlar. Oysa ki 100 numaralı otobüs ile Cap d’ail dan sonra 1,50 euro daha ödeyip Monaco’ya ulaşmak mümkün. Monaco’ya her yarım saatte bir tren de var ve en aşağıdan gidiyor, fakat trenlerin camları çok çizik ve kirli olduğundan, bir de çok fazla tünele girdiğinden, sahili görmek mümkün değil. Bu nedenle ben eğer vaktiniz var ise, harika manzaraları belediye otobüsü ile gezmenizi öneririm. Üstelik 7 günlük pas biletinizle istediğiniz durakta inip etrafı dolaşıp bir sonraki otobüs ile daha ileriye gitme imkanı var. Yukarıda yazdığım tüm yerleşim yerleri en az 2’şer saatinizi alacak kadar gezmeniz gereken yerler. Gene Nice limandan 81 numaralı otobüse binerseniz bu sefer son derece görkemli malikanelerin bulunduğu Cap St Ferrat (kap sen ferra) burnunu görebilirsiniz. Biletiniz bu parkur için geçerli, ekstra bir ödeme yapmanızı gerektirmiyor. Eğer vaktinizi ayarlayabilirseniz, en azından bir kere güneş batmasına yarım saat kala Nice’den otobüse binip Menton

yönüne gidin ki, harika manzarayı daha da etkilenerek görme imkanınız olsun. MUTLAKA GÖRÜN! Nice’de konakladığınız süre zarfında mutlaka görmenizi önereceğim bir yer ise St Paul de Vence (senpol dö vans). Massena meydanına çok yakın konumda bulunan Meridien otelinin karşısındaki Albert 1er/Verdun (alber prömiye/verdün) durağından hareket eden 400 numaralı otobüs. 7 günlük bilet maalesef burada geçmiyor. Ama 1,50 euro gibi bir ücret ödüyorsunuz ve 1 saatlik bir sürenin sonunda St Paul’e varıyorsunuz. St Paul ve Vence iki ayrı yer. İkisi de tarihi ama St Paul hakikaten çok değişik bir yer. Bir ortaçağ köyü. Tepeye kurulmuş, etrafı duvarlar ile çevrili, bir ana girişi olan ve oyalanarak yürürseniz yarım saat, kırk beş dakikada başladığınız noktaya ulaşabileceğiniz bir yer. Köyün içerisinde mezarlık, kilise ve onlarca sanat galerisi var. İki tane hediyelik eşya satan dükkan var ama hiç birini önermem çünkü benzer eşyalar bizde de bulunuyor üstelik Çin’den bize herhalde daha ucuza gelmiş olmalı ki burada 10 lira verebileceğin bir eşya orada 12-15 euro gibi çok yüksek fiyata satılıyor. Köyü gezerken, her dükkanın, kapının, sokağın detaylarını incelemenizi öneririm. Köyün içerisinde bir çok cafe ve restoran da var, ama fiyatları tıpkı Monaco’da olduğu gibi Nice’den yüksek. Nice’de bir fincan çaya 2.80-3.30 euro öderken burada 6-8 euroyu gözden çıkarmanız gerekiyor. Nice sezonluk bir şehir olduğundan, yazları çok kalabalık oluyormuş. Ben bu mevsimde gittiğimde hava çok yumuşak idi ve Cumartesi gecesi dışında her yerde rahatlıkla gezme, oturabilme imkanı buldum. Hepinize bol seyahatli günler dilerim.

n GEZİ

doğru, yürüyerek inme imkanı var, hatta ana caddeye vardığınızda sola doğru ilerlerseniz Garibaldi meydanına ulaşacaksınız. Bu meydanda bulunan cafeler, iş çıkışı koşuşturan insanlar, turistler gözünüze ilk çarpanlar olacak.

“Tam 96 çeşit dondurmaları var ve aklınıza gelen her şeyden yapmışlar. Anasonlu, kaktüslü, siyah zeytinli, lavantalı…”

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

71


n BİSİKLET DÜNYASI

50.

CUMHURBAȘKANLIĞI BİSİKLET TURU’NUN TANITIMI YAPILDI

50. Cumhurbașkanlığı Türkiye Bisiklet Turu bu yıl 27 Nisan’da Alanya’dan start alacak, 4 Mayıs’ta İstanbul’da yapılacak finișle sona erecek. Tur’un tanıtım toplantısı Çırağan Palace Kempinski Otel’inde gerçekleștirildi. Bu yılki organizasyona 21 takımdan 168 bisikletçinin katılacağı ifade edildi. Torku Șekerspor kıta takımı olarak bu mücadelede yer alacak.

72

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

A

ABDULLAH GÜL, “BÜYÜK ORGANİZASYON” Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL, bu yıl 50. si düzenlenecek organizasyon konusunda görüşlerini şu şekilde dile getirdi. “Böylesine bir mücadeleyi 50 yıldır yapabilmemiz ve bu yıl gümüş yılını organize edişimiz beni fazlasıyla memnun etmiştir. Türkiye’nin bisiklet sporu sayesinde yurt dışında yapılan propagandasının tarifi imkansızdır. Bu konuda emeği geçen herkesi tebrik

ederim. Bu yıl 50. senemiz itibariyle tanıtım TUR’umuzu Cumhurbaşkanlığı Köşkünün içerisinde spor yazarlarıyla birlikte yapacağız bundan memnuniyet duymaktayım. Akdeniz kıyılarında başlayan Ege’de devam eden İstanbul’da sonlanan bu müthiş organizasyonun ülkemize paha biçilmez bir geri dönüşü bulunmaktadır. Bu organizasyona katılan sporculara başarılar diliyorum ve kendilerini kutluyorum. “


TUR’UN YÜZÜ AHMET ÖRKEN Pist Bisikletinde 2011 Gençler Avrupa Şampiyonu ve TUR 2013’ün 2. ve 3. Etap Beyaz forma lideri Ahmet Örken yeni nesil bisikletçilerin başarılı temsilcisi olarak bu yıl TUR reklam görsellerinin yüzü olarak seçildi. Örken kürsüye gelerek “Avrupa Şampiyonu oldum ama TUR’da yapacağım kürsü benim için daha anlamlı olacak” dedi ve “veledrom yapıldığı takdirde Dünya ve Olimpiyat Şampiyonluğu olmam için önümde hiçbir engel kalmayacak” diye konuştu. KOLDRUSH SOĞUTMA SISTEMİ Spor amacıyla bisiklet kullanan kişiler, bu sporun çoğu zaman açık havada yapılması nedeniyle özellikle öğle saatlerinde aşırı vücut ısınması

n BİSİKLET DÜNYASI

MÜFTÜOĞLU “EN BÜYÜK TÜRK MARKASI” Basın toplantısında konuşan Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı ve aynı zamanda Dünya Bisiklet Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Emin Müftüoğlu ise Kırkpınar Güreşleri ve Atatürk Koşusundan sonra en köklü spor organizasyonu olan Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun 50. yılını kutlamanın yapmanın heyecanı içerisindeyiz. “Bisikletin 50 yıllık tutkusu” ve “geleneğe çevrilen pedallar” artık Dünya’nın en büyük organizasyonları arasında gösterilmektedir. 2008 yılında “Kızkulesi’nden Kızılkule’ye pedal pedal Türkiye” sloganıyla İstanbul’dan Alanya’ya koşulan büyük yarışla Dünya’nın ilgisi ülkemize çevrilmişti. Böylece ilk kez 1963 yılında Marmara Bisiklet Turu adıyla uluslararası ölçekte düzenlenmeye başlayan TUR, 2008 yılında profesyonel anlamda bir yarış haline geldi. İçimizdeki heyecanla en başında kervan yolda düzelir cesaretiyle büyük riskler alarak girdiğimiz bu organizasyondan Dünya’nın alkışlarıyla çıktık. Bu inanç içinde çağın aklıyla Türkiye’nin rızasını buluşturduk. “

sorunuyla karşı karşıya kalabiliyorlar. Güvenlik amacıyla takılan kasların da etkisinde daha çok kafa bölgesinde oluşan bu aşırı ısınma sorunu, belirtildiği kadarıyla ciddi performans düşüşlerine neden olabiliyor. Bu sorunu çözmek için yolan çıkan ve KoldRush isimli bir sistem hazırlayan Scott Powers ise, bu projesini hayat geçirebilmek için Kickstarter üzerinde destek arıyor. Su haznesi bisiklet koltuklarının altına takılacak şekilde hazırlanan KoldRush sistemi, sürücünün hareket kabiliyetini sınırlamayacak şekilde hazneden aldığı suyu kaskın içerisine taşıyor ve bu işlem için 8 adet AA bataryadan güç alan bir pompadan yararlanıyor. Bu basit kurulum sonrası gidona yerleştirilen özel buton (Kablosuz) yardımıyla kaskın içerisinden sürücüye su püskürten sistem, genel vücut sıcaklığını düşürüyor ve bu da sıcaklığa bağlı performans düşüşlerini minimum düzeye getiriyor. Toplam ağırlığının 212.6 gram olmasından dolayı büyük bir yük getirmeyen KoldRush sistemi, su püskürten kısmın ince yapısı sayesinde de evrensel olarak farklı kask modelleriyle aktif olarak kullanılabiliyor. Kickstarter üzerinde kısa süre önce başlatılan ve 50,000$ hedef için yolan çıkan KoldRush, bitimine 44 gün kala yapılacak en az 150$ (ABD dışı 15$ kargo) bağış ile 2014 Temmuz ayında elde edilebiliyor.

INTERCITY BİSİKLET VE KOŞU ŞAMPİYONASI Türkiye’nin dört bir yanından 2000’e yakın sporcuyu Intercity İstanbul Park’ta buluşturan Intercity Bisiklet ve Koşu Şampiyonası başlıyor. Şampiyonanın her klasmanda başarılı olan ilk 3 sporcuya kupa, şampiyonanın tamamında toplam derecesi en başarılı olan ilk üç sporcuya para ödülü ve kupa verilecektir. Yarışı tamamlayan tüm katılımcılara anı madalyası verilecektir. Genel klasmanda çekilişle sürpriz ödüller olacaktır. Yarışlar 3 ayaktan oluşmaktadır; 1. Ayak: 6 Nisan 2014 2. Ayak: 11 Mayıs 2014 3. Ayak: 14 Eylül 2014 Kayıtlar yarış tarihlerinden 2 gün önce kapanacaktır. Yarış Programı: 06:00 Kapıların açılışı 08:00 – 10:00 Bisiklet kayıt, numara ve çip dağıtımı 10:40 Bisiklet başlangıç 12:30 Bisiklet bitiş Mesafeler: 21,2 km 4 tur 42,4 km 8 tur Ödüller: 1. 3.000 TL 2. 2000 TL 3. 1000 TL (Para ödülü üç ayak sonunda, toplam zamanına göre 42,4 km mesafe için geçerlidir.)

Hazırlayan: Onur ERKMEN www.bisiklethaber.com info@bisiklethaber.com

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

73


“LÜTFİYE NURİ BURAT DEVLET HASTANESİ BİR BUÇUK YILDA BÜYÜK DEĞİŞİM YAŞADI”

n SAĞLIK

Bir buçuk yıldan beri Lütfiye Nuri Burat Hastanesi’nin başhekimi Dr. Çetin Koç 1971 yılında Mersin’de doğdu. İstanbul’da Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Mehmet Akif Ersoy’un kurucu başhekim yardımcılığı yaptıktan sonra bu hastanede görevine devam etmeye başladı. Buraya göreve geldiğinden itibaren eksiklikleri tespit edip yoğun bir çalışma başlatı. Hastane hem yönetim hem de genel bazda değişim süreci yaşayarak, bir buçuk yılda Sultangazililere daha iyi hizmet verir hale geldi.

“BEKLEME SÜRESİ YOK”

LÜTFİYE NURİ BURAT DEVLET HASTANESİ GÖKTÜRK’E SADECE 15 DAKİKA MESAFEDE BAŞHEKİM DR. ÇETİN ÖZEN KOÇ İLE SÖYLEŞİ

Sultangazi Lütfiye Nuri Burat Devlet Hastanesi Göktürk’e normal trafik koşullarında sadece 15 dakika mesafede bulunuyor. Eksikliği her geçen gün artarak hissedilen devlet hastanesi bölge için acil çözüm bekliyor. Biz de bu sayımızda bize yakınlığı nedeniyle söyleşi talebinde bulunduğumuz Hastanenin Başhekimi Dr. Çetin Koç ile hastaneyi ve sağlık sektörünü enikonu konuştuk.

74

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

Ameliyat sayısı geçen yıl üç bin 220 tane olan hastane günlük bin 500, bin 600 civarı hasta kabul ediyor. 75 yatak kapasiteli hastanede 100 tane fiili yatakla hizmet veriliyor. Kısa bir zaman sürecinde başlaması düşünülen 1. derece yoğun bakımla, çift ve tek yataklı odalar ile bir tane suit odayı hizmete geçirme projesi var. Hasta kabulü tüm devlet hastanelerinde olduğu gibi randevulu sistemle işliyor. Bazı branşlarda doktorun hasta bakma kapasitesinin %30’u kadar randevusuz hasta kabul ediliyor. Bu sistemde hastalar bekleme sorunuyla karşılaşmıyorlar. Hastane girişinde bir kantin, danışma, geniş bekleme ve hasta kabul alanları mevcut. Hasta, hasta yakınları ve çalışan memnuniyetini ilke edinen hastane ameliyatlar dahil uzun bekleme sürelerini en aza indirilmiş durumda. Resmi ve yarı resmi devlet kuruluşlarıyla yapılan anlaşma kapsamında ücretli hastalar devlet hastanesi olması sebebiyle hasta tedavi için kaç lira ücret ödeyeceğini önceden öğrenebiliyor.


HASTANEDE ÇOK SAYIDA BRANŞ HİZMET VERİYOR İç hastalıkları, göğüs hastalıkları, beyin cerrahisi, nöroloji, genel cerrahi, anestezi ve reanimasyon , ortopedi ve travmatoloji, psikiyatri, kulak burun boğaz, üroloji, kadın hastalıkları ve doğum, göz hastalıkları, çocuk sağlığı ve hastalıkları, cildiye, ağız ve diş hastalıkları branşlarında hizmet mevcut. Ayrıca, tam teşekküllü laboratuvar ve radyoloji ünitesinde; ultrason, doppler ultrasonografi, ureteroskopi, endoskopi, gastroskopi işlemleri modern metotlarla yapılıyor. Endoskopi ve gastroskopi için diğer hastanelerde 6 aya kadar uzayan randevular alınması gerekirlen bu hastanede randevu süreleri çok daha kısa. BT ve Emar hastanede yapılmıyor fakat 10 günü geçmeyecek şekilde randevuyu verip yapılacak hastaneye gönderiliyor. Böylece hasta günlerce gidip gelmek zorunda kalmıyor. Ortopedi ve travmatoloji biriminde protez ve artroskopi yapılan hastane, Ağız ve Diş Hastalıkları biriminde engelli hasta diş müdahalelerine önümüzdeki dönemde başlayacak. Bu uygulama bölgede bulunmayan ve sadece Lütfiye Nuri Burat Hastanesi’nde yapılacak bir tedavi olacak.

Fatih Birliği Genel Sekreterliği’ne bağlı çalışan hastane hastaların ihtiyacı olan tüm laboratuvar testlerini karşılayabiliyor. Gerekli görülen tüm laboratuvar tetkikleri için randevu verebiliyor.

EVDE TEDAVİ HAYAL DEĞİL Evde tıbbı bakım gerektiren hallerde hastaneden gönderilen araçla hastaya yerinde müdahale edilebiliyor. Bölgede evde bakım hizmetleri birimi tarafından evde sağlık desteği ihtiyacı olan Bin 727 hastaya ulaşılmış. Bin 111 hasta da evde tedavi birimi tarafından aktif olarak takip ediliyor. Bu rakamlarla Sağlık Bakanlığı’nın ilçe için koyduğu hedefin üzerine çıkılmış durumda.

“SAĞLIK SEKTÖRÜNDE DÜNYADA ÖNDE GELEN ÜLKELERDENİZ.” Hastanenin kurucu başhekimi Dr.Çetin Koç, Türkiye’nin sağlık sektöründeki konumunu değerlendirdi. “Sağlıkta dönüşüm projesinin başlatıldığı ve dünyaya örnek gösterildiği bu projenin ve yapıladırmanın mimari kısmında yer aldım. Ama bunun mimarisi olan grubun tek başına bize ait olduğunu düşünmüyorum. Tüm sağlık çalışanları benimsediği için bu projeyi başardığımızı düşünüyorum. Sağlık

n SAĞLIK

sektöründe dünyada önde gelen bir konuma ulaştık. Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Mehmet Akif Ersoy Hastanesi’ne yurtdışından gelen araştırma heyetleri bu hastanelerimizin Avrupa’da başka bir ülkede olsa ilk 10’a girebileceğini öngördüler. Bizim ilerleyişimizin nedenini de sağlık sektöründeki çalışanların işini sahiplenmesi ve belli disiplin çerçevesinde yürütmesine bağladılar. 10 yıl öncesiyle bugünü sağlık anlamında kıyasladığınızda zaten ilerlemenin ne denli büyük olduğunu görebiliyorsunuz. Artık teknolojiyi kullanarak insanlar beklemekten kurtuldu. Eskiden geceleri kalkarak sıra numarası almaya çalışılıyordu. Hastane kapılarında kilometrelerce kuyruklar oluyordu.”

“SAĞLIKTAKİ BAŞARIMIZ KENDİ DOKTORLARIMIZDAN GELİYOR.” “Sağlık turizminde çok iyi durumdayız. Türkiye tıpta başarısını ispatladı. Ortadoğu ve Arap ülkelerine bakıldığında doktorlarının yüzde 70’ini yabancılar oluşturuyor. Bizde ise yüzde 90 yerli doktorlar çalışıyor. Biz başarılarımızı kendi insanımızla elde ediyoruz. Sağlık turizminde bir fiyat politikası belirlendi. Buraya gelen insan ne ödeyeceğini biliyor. Bu konuda büyük bir altyapımız var. Hem teknolojik, hemde bürokratik olarak tıp alanında sağlam bir altyapı kuruluyor. Tüm sağlık teşkilatı olarak çok büyük bir gelişme yaşandı ve bunu hayata geçirip kullanabildik.” İletișim: 50. Yıl Mah. 2106 Sok. N0: 8 Sultangazi-İstanbul Tel. 0212 594 12 56 Gsm: 0505 229 52 52 NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

75


n MAKALE

MESANE

KANSERİ Mesane ( idrar kesesi ) karın alt seviyesinde leğen kemiğinin hemen altında yer alır. Mesanenin görevi böbrekler tarafından üretilen ve üreter adı verilen ince borucuklar vasıtası ile iletilen idrarı depolamak ve uygun zamanda kasılarak bu idrarı atmaktır. Mesanenin iç yüzeyi ürotelyum olarak adlandırılan ince bir zarla kaplıdır. Mesane kanseri dendiğinde işte bu zarı oluşturan hücrelerden kaynaklanan kanser türü anlaşılmaktadır.

Op.Dr.Ahmet Abbas Üroloji Uzmanı İletişim: Osmanoğlu Hastanesi Abide-i Hürriyet Cad. Dilacar Cad. No: 4 Şişli/İstanbul ahmettabba@hotmail.com 0532 433 24 46

MESANE KANSERİNİN TİPLERİ 1. Değişici epitel hücreli karsinom ( üroepitelyal karsinom): En sık görülen tiptir ve Mesane kanserlerinin % 90’ını oluşturur. Mesanenin iç yüzeyini döşeyen epitel hücrelerinden köken alır. 2. Skuamöz hücreli karsinom: Mesane kanserlerinin yüzde 8’ini oluşturur. Mesanenin uzun süreli enfeksiyon ve irritasyona maruz kalmasından sonra oluşan yassı epitel hücrelerinden kaynaklanır. 3. Adenokarsinom: Mesane kanserlerinin yaklaşık % 2’sinden sorumludur. Bu kanser tipi mesanedeki salgı yapan glandüler hücrelerden köken alır. Ancak pratikte Mesane kanseri deyince değişici epitel hücreli kanser akla gelir ve yukarıda bahsedildiği şekilde mesanenin iç yüzeyini döşeyen epitel hücrelerinden

76

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

kaynaklanır. Eğer mesanedeki kanser, mesanenin iç yüzeyini kaplayan hücrelerde sınırlı kalmış ve derindeki kas demetlerine uzanmamış ise buna YÜZEYEL MESANE KANSERİ denilmektedir. Eğer kanser bu yüzeyel epitel hücrelerinin hemen altındaki kas tabakasına ilerlemişse, kanser artık bu aşamadan sonra mesanenin dış çeperine ulaşır ve mesane çevresindeki yağ dokusuna yayılır. Buna İNVAZİV MESANE KANSERİ denir ve bunu lenf yolunu izleyerek lenf bezlerine ve buradan da vücudun diğer kısımlarına kanserin yayılması izler.


MESANE KANSERİNİN BELİRTİLERİ 1. İdrarda ağrısız kanama: İdrarda ağrısız ve aralıklı kanama hastaların yaklaşık % 85’inde görülmektedir. Kanama ile birlikte idrardan pıhtılar da gelebilmektedir. 2. İdrar yaparken yanma, zor idrar yapma, sık idrara çıkma vb. spesifik olmayan yakınmalar da mesane kanserinin ilk belirtisi olabilir. MESANE KANSERİNDE TANI 1. Tam idrar tahlili: Kan hücrelerinin ( eritrosit ) görülmesi tümör şüphesini ortaya koyar. 2. Görüntüleme yöntemleri: Mesane kanseri tanısında en basit görüntüleme yöntemi Batin Ultrasonografisi’dir. Belirli bir büyüklüğe ulaşmış olan tümör rahatlıkla görülebilir. Diğer yöntemler BT (Bilgisayarlı tomografi), MRI (Manyetik Rezonans), IVP ( İntravenöz Ürografi ) ve PET ( Pozitron Emisyon Tomografisi ) mesane kanserinin yayılım derecesini göstermede çok ya rarlıdır. 3. Diğer idrar incelemeleri: Günümüzde tanıda kullanılan bazı testler mevcuttur. Bunlardan NMP22 ve BTA STAT ülkemizde kullanılmaktadır. Ancak küçük tümörler için sensiviteleri düşüktür.Ayrıca UroVision DNA FİSH ve İmmunoCyt testleri de kullanılmaktadır. UroVision DNA FİSH en yüksek spesifiteye sahipken, İmmunoCyt olasılıkla küçük ve düşük dereceli kanserler

için en yüksek duyarlılığa sahiptir. 4. İdrar sitolojisi: Alınan idrar örneğinin bir patolog tarafından incelenerek kanser hücrelerinin saptanmasına dayalı bir yöntemdir. 5. Sistoskopi: İdrar yolundan ışık yardımıyla optik sistemi olan uzun ince bir aletle mesane içerisine girilerek yaklaşık 10 kat büyütülmüş görüntülerle idrar kesesinin içinin görülmesi ve değerlendirilmesi yöntemidir. Mesane tümöründen şüphelenildiğinde kesin tanı için en kolay ve emin yöntemdir. Ayrıca bu işlem sırasında tümör şüphesi olan alanlardan biopsi örneği alma imkanı da vardır. Lokal anestezi ile de yapılabilen basit ancak çok değerli bir tanı yöntemidir. MESANE KANSERİNDE TEDAVİ SİSTOSKOPİ Mesane kanseri tekrarlama oranı en yüksek kanserlerden biridir. Bu nedenle hasta kontrollerini doktorunun söylediği şekilde aksatmamalıdır. Hastalığın tedavisi tümörün kazınması ( TUR ) ve elde edilen parçaların patolojik olarak incelenmesi ve sonucuna göre belirlenir. YÜZEYEL MESANE KANSERİNDE TEDAVİ İlk operasyondan (tümörün kazınmasından) hemen sonra mesane içerisine verilen tek doz kemoterapi (mitomycin) tümörün tekrarlama oranını düşürür. Eğer tümör 2 cm’den büyükse, birden fazlaysa, CİS mevcutsa, kötü yerleşimliyse mesane değişik kimyasal ajanlarla 6-8 hafta süresince haftada bir yıkanır. Burada amaç kalan tümör hücrelerini öldürmek ve nüks ihtimalini azaltmaktır. Bu amaçla en sık kullanılan ajanlar: Mitomycin, BCG (hafifletilmiş tüberküloz mikrobu),Epirubicin’dir. Operasyondan sonra her üç ayda bir sistoskopi kontrolü yapılmalıdır.

n MAKALE

MESANE KANSERİNDE RİSK FAKTÖRLERİ Mesane kanseri erkeklerde kadınlardan yaklaşık 3 misli daha sık görülür. Her yaşta görülebilirse de genellikle orta ve ileri yaş hastalığıdır. Görülme sıklığı yaşla orantılı olarak artmaktadır. Çoğu mesane kanserinin nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte belli başlı risk faktörleri şunlardır. 1.Sigara: Sigara içenlerde mesane kanseri içmeyenlere göre 4 kat fazla görülür. 2. Kimyasal maddeler: Mesane kanseri kimya, petrol, lastik, boya sanayilerinde çalışanlarda daha sık gözükür. 3. Genetik yatkınlık 4. Tekrarlayan idrar yolları enfeksiyonu 5. Uzun süreli sonda kullanımı 6. Radyoterapiye ve Kemoterapiye maruz kalma

İlerlemiş mesane kanserinde tedavi Mesane duvarında derinleşmiş olan tümörlerde tümörün kazınması (TUR) işlemi kesin tedavi sağlamaz, mutlaka ileri tedavi gerekir. İnvaziv mesane kanserinde tedavi seçenekleri şunlardır: 1.Radikal sistektomi: Bölgesel lenf bezleri ve mesanenin olduğu gibi çıkarılması işlemidir. Bu ameliyat erkekte ve kadında bazı farklılıklar gösterir. Erkekte mesane ile birlikte prostat bazen üretra da çıkarılır. Kadında mesane ile birlikte yumurtalıklar, rahim ve vajinanın üst bölümü çıkarılır. İkinci aşamada üreterler, yani idrarı böbreklerden getiren tüpler, bağırsaklardan değişik yöntemlerle oluşturulan yapay bir mesaneye bağlanır (üriner diversiyon). Daha sonrada bu oluşturulan yapay mesane ya üretraya, yani eski idrar kanalına ya direkt olarak cilde ağızlaştırılarak veya anüse bağlanır. 2. Radyoterapi-Kemoterapi: Operasyona uygun olmayan vakalarda ve uzak organlara yayılmış olan vakalarda kemoterapi ve/veya radyoterapi uygulanır. Ayrıca bu yöntemler ameliyat öncesi ve sonrası dönemlerde de uygulanabilir

Sistoskopik Mesane Tümörü Görünümü

Ameliyat (Tur) Sonrası Görünüm NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

77


■ MAKALE

TAKLİT, SAHTE MAKYAJ, DESTEK VE GÜZELLİK ÜRÜNÜ PAZARI VE BAYANLARIN SAĞLIĞINA ETKİSİ Seçim döneminde kim Makyajı düșünür değil mi? Konu sanki biraz da hukuk dıșı gibi gelebilir size ama inanın hukukun tam içinde.

T

Taklit ürün pazarının en büyük olduğu ülkelerden biri Türkiye, T ürkiye, aslında polisin p olisin içinde taklit ürünle mücadele eden ayrı ve çok ciddi bir birim de var, ülke mücadelesini sürdürüyor ama, öyle çok kanaldan imalat ve paralel ithalat yöntemi var ki bașa çıkmak zaman alacaktır. Özellikle büyük firmalar taklit ürünle savașlarını avukatları vasıtasıyla ciddi olarak yürütüyorlar. Çok büyük bütçeler ayrılıyor bu ișe ama haklılar bir anda sahip oldukları tüm marka imajını yitirmelerine dahi sebep olabilecek bir sektör, düșünün yüzünüze sürdüğünüz makyaj malzemesi içinde ne olduğu belli olmayan kimyasallardan mamul ama üzerinde çok ünlü bir marka var, daha öteye gidelim, dișinize implant veya bașkaca bir ișlem yaptırdınız, estetik amaçlı da olabilir, kullanılan malzemenin taklit ürün olma riski var hiç aklınıza gelir mi diș malzemesi? Bu hususta bayanlar özellikle risk altında, taklit ürün pazarının en gözde mamulleri bayan görseli ve estetiği üzerine, saat ve çanta benzerleri hadi bir parça sağlığa zararları olup olmadığı taktirlerinize, ama özellikle güzellik kuaför ve sağlık temelli bakım

78

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

Avukat Erdal Avcı www.erdalavci.av.tr 0532 6524009

malzemelerinde çok dikkatli olmak gerek. Gazetelerin iç sayfalarında ben son zamanlarda sanki biraz daha sıklıkla görür oldum taklit ürün vb. temelli kazaları.

inse de, özellikle vücut geliștirme, vitamin takviyesi, doğal ürün destekleri gibi alanlarda yani reçete ile satıșın dıșında kalan alanlarda dikkatli hem de çok dikkatli olmak gerek!

Peki bir taklit ürünü satın aldınız veya gördünüz ne yapabilirsiniz, özellikle bilinen markaların internet sitelerine bu hususu bildirirseniz, emin olun onlar hemen avukatlarına avukatlar da taklit ürün araștırma departmanlarına konuyu muhakkak iletirler ve firmaya/ imalatçıya/ithalatçıya en kısa sürede ya ceza ya da hukuk davası yoluyla baskına giderler. Polis veya diğer kolluk birimlerine yapacağımız ihbarlar da bir șekilde taklit ürün firmalarını zor durumda bırakacaktır.

Aslında bu husus bir sağlık hukuku meselesi, kanımca nasıl doktor hatalarında kaynaklı uygulamalara sigorta șemsiyesi getirildi, reçete dıșı takviye ürünlerde sahte ve taklit ürün riskleri de sigortalanmalı bir șekilde.

İzin gereken ürünler için Sağlık Bakanlığı ile Tarım bakanlığına ihbarda bulunabilirsiniz, özellikle ambalaj taklitlerine sahte izin uyarılarına sıkça rastlanmakta. Peki böyle bir üründen zarar gördünüz bu durumda ne yapacaksınız, öncelikle meydana gelen zararın taklit ürün sebebiyle oluștuğunu bir șekilde delillendirmek gerekiyor. Hastane kayıtları, ürün fatura ve fișleri, ürün numune ve șișeleri, kısacası zarar ile illiyet bağını kuracak her șey taklit üründen zarar gören kișilerin zararlarını tazminine yardımcı olabilir. Taklit ilaç sektörü karekod ve diğer otomasyon projeleri ile asgari düzeye

Bayanlar kuaförlerde, masaj ve bakım salonlarında dahi kullanılan ürünlerin ciltlerine ve sağlıklarına etkisi konusunda daha çok sormalı ve sorgulamalıdırlar. Yağlar, kremler, solüsyonlar vb. marka kıymetinin çok aranmadığı ürünlerde Sağlık Bakanlığı o yoksa Gıda Tarım bakanlığı onayı olup olmadığına bakılmalıdır. Bazen sağlığınızdaki sıkıntının hangi üründen kaynaklandığını dahi tespit etmek zordur. Onun için kullanmadan önce sorun sonra cildinize sürün veya kullanın. Özellikle Çin gibi așırı boyutta ve tehlikeli șekilde taklit ürün üreten ve kullanan ülkelerde bu durumda kaynaklı birçok vaka vardır. Bazen sonu ölüme kadar varabilmektedir. Markalı ürün iyi üründür. Onaylı ve izinli ürün iyi üründür, herkese mutlu ve güvende bir yașam, bayanlara güvenli ürünlerle sonsuz güzellik diliyorum. Tabi yazıyı bayanlara hitaben yazdık ama erkekler için de ciddi bir riskli ürün yelpazesi mevcut dikkat.


Ülkemiz genel anlamda genç bir nüfusa sahip. Gençlerin olușturduğu enerji ülkemiz için büyük bir potansiyel anlamına gelir. İnsan dünyaya geldiği andan itibaren evrenin içine giriyor. Oral dönem, anal dönem, odipal dönem, gizil, ergenlik, gençlik, yetișkinlik ve orta yaș olarak devam ediyor. Bu dönemsel evreler insan olmanın evrelerindendir. Ergenlik dönemi her insanın yașadığı bir dönemdir ve kișiye özeldir.

E

Ergenliği on iki yașında bașlar ve on sekiz yașının bitimine kadar devam ediyor diyorduk. Șimdi ise sekiz dokuz yașlarında bașlıyor yyirmi irmi dört yașlarına kadar devam ediyor e diyor diyoruz. Bazı insanlarda yaș ilerledikçe dönemsel olarak da ortaya çıkabiliyor. Bu kadar uzun telaffuz edilmesinin nedeni çağımızın teknoloji ve sanat ile hızlandırılmıș bir sistem içinde büyümesidir. Test odaklı eğitimin gerçek hayattan uzaklaștıran sisteminde çocukların sorunları daha da farklılașıyor. Gençler yapay arkadaș ortamlarında günü yașarken bağımlı hale getiren bilgisayarlar ve cep telefonları gençliğin arkadașlığını yapıyor. Sonuç olarak teknolojide ve sanal yașam içinde mutluluğu arıyor. Ergen, çocukluğunda gördüğü, ișittiği, hissettiği ve yașamın içinde ona ne sunulmușsa doğru ve yanlıș, ergenlikte kazandığı güç ve enerjiyle onu ortaya çıkarıyor. Saygılı, emek verilen ve sevilen bir çocuğun ergenliği sakin ve huzurlu nadiren de olsa küçük enerji atımlarıyla rahat bir dönem geçiriyor. Çocukluğunda eleștiri, kıyaslama, șiddet, değersizlik ve kimlik verilmeden yașayan için ergenlik dönemi çok çalkantılı ve ıstıraplı olabiliyor. Satır araları okunduğunda ‘’Negatif Ödüllendirme’’ ortaya çıkıyor. Zamanında siz bana uyguladınız sıra bende diyor. O nedenle çocukluk evresinde sağlıklı ve özveriyle emek verilirse ergenlikte çocuk da, ebeveynler de rahat bir dönem geçirirler. Bir ergenle sohbetimizde neden annene vuruyorsun bıçakla tehdit ediyorsun dediğimde ortaya çıkan tablo, anne bir dönem psikolojik rahatsızlıklarla

■ MAKALE

ERGENLİĞİ YAȘAMAK

FATMA TAȘ / AİLE DANIȘMANI www.ilgidanismanlik.com - bilgi@ilgidanismanlik.com - 0216 567 69 80 mücadele ederken, çocuğunu bıçakla susturuyormuș. Tabi dayak da uygulanmıș. ‘’Sen beni sevmiyorsun ki’’ cümleleriyle ergenliğe girilmiști. Bazı ergenlerin meta programında özgür olmak vardır. O anı yașamak ve sınır konulmadan kontrolsüz yașamak isteyenlerdir. Bu tip gençler aileleri tarafından yanlıș baskı uygulanarak daha da tetikleniyor. Ailenin istemediği șeyler yapmak, onlarla zıtlașmak, tersini yapmak gibi… Aslında ergen anlașılmak ve dinlenilmek istiyor. Kișilik gelișiminin önemli bir sürecinden ergene doğru yaklașımlarla eğitim disiplinle karșılıklı alınan kararlar kurallar ve çizgiler olușturulursa sağlıklı bir kișilik yerleșmiș olur. Aksi halde kișilik bozukluğu, davranıș bozukluğu gibi birçok rahatsızlık ortaya çıkar. Bunlar ömür boyu tedavi edilmesi gereken problemlerdendir. Çevresindeki insanları yorar. Benim de iki tane genç oğlum var. Eșimle birlikte çok emek verdik. Ergenlik semptomlarını yașamadık. Sabırlı olduk akıllıca eğittik. Hayatı öğrenmeleri ve bilmeleri adına on yașlarından beri yaz aylarında çalıșmalarını sağladık. Kendilerini doğru ifade edebilmelerini, karșı taraflardaki kișileri dinlemelerini ve saygı duymaları gerektiğini, verdikleri emeklerin karșılığını alabilmelerini deneterek ve yașatarak öğrenmelerini sağladık. Yașadıkları ve uyguladıkları her șey için ‘’sana ne öğretti, bundan sonra ne yapacaksın?’’ sorularıyla hayatta güçlü olmaları içi yanlarındaydık ve destek verdik. Kendi çizdikleri alanların içine girmedik. Çizginin dıșına çıkacakları zaman ebeveyn olarak buradayız dedik. Ortak alınan kararlar ve kararların

uygulanması ergende güven olușturur. Onların sadece size emanet olduklarını hatırlayın ve sevdiğinizi ifade edin. Ergenlere nasıl destek vermeliyiz? • Ergenin bir kimlik olduğunu kabul etmeliyiz. • Yașına ve dünya algısına göre doğruları ve yanlıșları olabileceğini kabul etmeliyiz. • Hayatı deneyimleyerek gerçekleri görebileceğini ve öğreneceğini • Ben, siz, biz ve hepimizin ne anlama geldiğini öğrendiğini • Geçmiște siz onu eleștirmiștiniz. Sıra onda sizi eleștireceğini bazen yok sayacağını • Arkadaș odaklı ve onların içinde ait olabilmek için sizi doğrularınızdan uzaklașacağını • Takımın içinde kendini var etmek için mücadele edeceğini • Sizlerle iletișimde köprüleri devirebileceğini fakat sizsiz de olamayacağını bildiğini • Ailesi çok kıymetli ve özel olduğunu bildiği halde bazen görmemezlikten geleceğini ve bütün bunları bilmemiz gerekiyor. Bu tür durumlara hazırlıklı olmanız ve ergen çocuğunuzla nasıl anlașmanız gerektiğini planlamanız gerekiyor. Sağlıklı mutlu gelecekler için biz ebeveynlere sabır ve emek vermek kalıyor.

Sevgide Kalın

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

79


■ SANAT

BORUSAN CONTEMPORARY Borusan Contemporary bahara yeni sergilerle giriyor. İrlandalı sanatçı John Gerrard’ın “Exercise”, Nazlı Gürlek’in küratörlüğünü üstlendiği “Ortak Zemin: Toprak” ve Marco Brambilla’nın “Megaplex Üçlemesi” sergileri 1 Hazirana kadar Perili Köșk’te görülebilecek.

CALLİGRAFFİTİ

Tarih: 7 Mayıs 2014

HİSAR ETKİNLİK Hisar Okulları Kültür Merkezi Cumhurbașkanlığı Senfoni Orkestrası Solisti piyanist Gülsin Onay’ı ağırlıyor. Bugüne kadar dünyanın belli bașlı tüm müzik merkezlerinde dinleyicilerle bulușan sanatçı 2004 yılında bașlayarak kısa sürede dünya genelinde klasik müzik çevrelerinin dikkatini çekmeyi bașaran Gümüșlük Klasik Müzik Festivali’nin sanat danıșmanlığını yapmaktadır. Rachmaninov yorumlarıyla müzik otoritelerinden büyük övgüler alan Gülsin Onay ayrıca, uluslararası alanda sıra dıșı bir Chopin yorumcusu kabul edilmektedir.

TAZE TAZE ÇITIR ÇITIR BİR NİSAN SERGİSİ

Türkiye’de calligraffiti sanatının ilk uygulayıcılarından biri olan Damla Șahin, 28 Șubat-03 Mart 2014 tarihleri arasında Paris’de yılda iki defa düzenlenen Tranoi Femme hazır giyim ve moda fuarına, VSP markasının özel davetlisi olarak katıldı. Șahin, markaya özel olarak tasarladığı kurumsal kimlik ve imaj çalıșmalarıyla moda dünyasından tam puan aldı.

80

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

Piazza Art School Güzel Sanatlar Hazırlık Kursu’na bașladı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi, Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi ve birçok özel üniversiteye burslu öğrenci yetiștiren Piazza Art School, yeni dönem Güzel Sanatlar hızlandırılmıș kurslarıyla sanata gönül verenleri bekliyor. Atölyenin ev hanımları grubu yağlıboya kursu ve çocuk grubu tuval üzerine akrilik boya kursları ise devam ediyor. Yaz dönemi için çocuk grubu, günlük, haftalık, aylık resim kursları çalıșmalarını sürdüren Piazza Art school siz sanatseverleri bekliyor.

Atölye iletișim: Çeșmebașı Cad. Kaynak Sok. Kemer Palas Apt. No: 11/7 0532 495 07 28


■ SANAT

MİNİK ELLER

BİENAL’E HAZIRLANIYOR

Atölyemin kapısından minicik kafasını uzatarak kocaman gözleri ile bakan miniklerin elini yakaladığım anda dahil ettiğim Bienal projemiz iki çalıșmadan olușuyor.

B

Biri “doğa dostu Penguenler”, diğeri “yüreğimde tașıdığım kocaman dünyam.” ‘’Büyük gören küçük gözlerimiz, büyük duyan küçük kulaklarımız, büyük konușan küçük ağzımızdan dökülen kelimelerimizle kendimizi ve çevremizi çamurları yoğurarak yorumlamak istedik ‘’ diyerek bașladılar proje üretmeye... Katılımcı miniklerimiz 6- 15 yaș aralığındadır. Gençlik ve

Çocuk Bienaline katılımın çok önemli olduğunu düșünerek sanatla ilgiliilgisiz tanıdığım, bildiğim her çocuğun katılması için teșvik ettim. Önemli diyorum çünkü sanatla yoğrulan bir bireyin toplumdaki yerini kısaca tarihe baktığımızda tüm dünyada görebiliriz. Süreyya Acar / Sanat Eğitmeni Boğaziçi Ünv.- Eğitim Fak. Göktürk - Tel: 0532 611 44 22

NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

81


n SÖYLEŞİ

İstanbul’u

BİENAL HEYECANI SARDI

Çocukları Sanatla Buluşturan Gazi Selçuk İle Söyleşi

‘‘

Gazi Selçuk

Küçük olanı elde tutabilmek aslında büyük bir başarı olarak görülmeli.

82

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

İstanbul, heyecanla beklenen Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali’ne hazırlanıyor. Biz de bu coşkuya ortak olmak istedik ve bu yoğun tempoda Bienal Direktörü Gazi Selçuk ile Türkiye’nin ilk ofis müzesi Borusan Contemporary’de buluştuk. Müze, Tarihi Perili Köşk’ün

restore çalışmaları sonrası mimari bir başarıya da ev sahipliği yapıyor. Çocukların içindeki yaratıcılığı ortaya çıkarmak ve muhafaza etmek adına projeler yaratmaya kendini adayan Selçuk ile çocukları, geleceği ve Mayıs ayında başlayacak bienali konuştuk.

n Öncelikle sizi tanıyalım? Ben Gazi Selçuk, 1974 Malatya doğumluyum, üniversiteye kadar Avcılar’da oturdum. Marmara Üniversitesi Resim-Heykel, Pasific Oaks College’da Arkeoloji sonra Beykent Üniversitesi’nde SinemaTelevizyon okudum. Marmara Üniversitesi’nden sonra Enka Okullarının sanat bölümünün kuruculuğunu yaptım. Sanat galerisi yarattık. 9 yıl kadar Enka Okulları’ndaki projelerde yer aldım. O süreçte dünyanın neredeyse yarısını dolaşma fırsatı buldum. İTÜ’de ilk çocuk bilim merkezinin kuruluşunda çalıştım. İstanbul

2010 Avrupa Kültür Başkenti ajansında eğitim programlarını yönettim, tüm projelerin genel koordinatörlüğünü yaptım. 3010 Okulda projesi kapsamında yaklaşık 20 bin öğretmene sanatın neden önemli ve öğretilmesi gereken birşey olduğunu anlatan konferanslar verdim. İlçe kültür sanat platformlarını kurduk. 3 bin mikro proje gerçekleştirdik. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’yla Düşler Atölyesi projesi yaptık, onunla ilgili 7. Kitabım baskıya hazırlanıyor. Genel olarak eğitim, sanat ve bilim temelli çalışmalarda yer aldım. Yapı Kredi, Borusan, İKSV bu kapsamda birlikte çalıştığım yerler.


n Çocuk ve Gençlik Bienali sayesinde çocukların gönüllerini fethettiniz; fakat bu etkinliği yapabilmek büyük destek gerekiyor. Bunun için nasıl bir yol izlediniz? 2010 sürecinde önceden de söylediğim 3 ana etken birarada ilerliyordu. Fakat bienal için yapılan çalışmalarda o önemli etkenlerden biri yok. Tabii ki siyasi anlamda ilişkilerimiz iyi gidiyor izinler alabiliyoruz; ama finansal anlamda büyük sıkıntılar yaşanıyor. Mekansal sorunlar vardı, 5 bine yakın çocuk proje üretiyor, bunları insanların kolay ulaşabileceği kamusal yerlerde sergilemek istiyoruz ama o kadar kapalı alan bulamıyorduk. Bu yıl mekan sıkıntımız yok; fakat işin operasyonel yönünü kurtaracak ekibin, genel anlamdaki iletişimin ve giderlerin karşılanması anlamında sorunlarımız

“Yaratıcılık eğitimin ilk kademelerinde kazanılması gereken bir yetkinlik.” var. İstanbul Çocuk ve Gençler Sanat Bienali projesini tamamen bütçelendirdiğimizde karşımıza 2 milyon Türk Lirası gibi bir ücret çıkıyor; fakat mekan ve çoğu işler için bize ücretlendirme yapılmadığı için destek verildiği için sona operasyonel anlamda ödenecekler kalıyor. Bu da 300 bin lira gibi bir rakam. Fakat biz bunu Türkiye’de bulmakta çok zorlanıyoruz. İnsanlara anlattığımızda, bu işi 8, 10 kişiyle yaptığımıza inanamıyorlar. Her kişi, her kurum bu işin içinde olmak istediği söylüyor; fakat sonradan ne yazık ki destek gelmiyor. n Bienalin en önemli amacı sizce nedir? Bütün bienaller bir kentin markalaşmasına önemli ölçüde destek verir. Artı o ülkede yaşayacak insanların yaşam kalitesini uzun vadede yukarıya çekerler. Ayrıca üçüncü bir katkısı da yaratıcı beyinlerin yetişmesine destek olur. Dünyada artık önemli olan yaratıcı olabilmek, yenilik getirebilmek. Dört tane yuvarlağı işaretleyip bir üniversiteye girip bitirebilirsiniz; fakat sonra işe girdiğinizde yine sizden öncekinin yaptığını devam ettirirsiniz. O yüzden artık önemli olan bu değil. Yaratıcı olmak gerekiyor. Yaratıcılık üniversitede kazanılan bir beceri değil, eğitimin ilk kademelerinde kazanılması gereken bir yetkinlik. Bunu o dönemde kazanabilirse, lisede de üniversitede de işinde de yaratıcılığını ortaya çıkarabilir. Dünyadaki hale baktığınız zaman artık kimse diplomasını aldığı mesleği yapmıyor. Bir iş yapıldığında onu yapanın ne mezunu olduğu önemli değil, nasıl yaptığı, ilgi çekip çekmediği, bir yenilik olup olmadığı önemli. Hükümet politikalarına baktığınızda, bu bölgede kalkınmasına destek olmak amacıyla yaratıcılık endüstrisine yatırım yapılıyor. Artık emekten çok

n SÖYLEŞİ

n 2010 Okullarda projesini biraz detaylandırabilir miyiz? Türkiye’de iyi birşey yapabilmek için 3 tane şeyin denk gelmesi gerekiyor. Birincisi paranın bulunması, ikincisi siyasi desteğin olması, üçüncüsü de insanlardan talep gelmesi. 2010 sürecince hepsi vardı. Türkiye’de sanat için çok fazla kafa yorulmuyor. Türkiye’de sanatçı olmakta, bu konuda projeler yapmak da kolay değil. Biz kısa sürede İstanbul’daki bir buçuk milyon öğrenciyi sürece dahil ettik. Bu çocuk bienalinin başlangıcı oldu. 3 bin mikro proje gerçekleşip bunlardan bazıları festival şekline kadar gelince bunun Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali haline dönüştürebileceği kararına vardık. 2010 Avrupa Kültür Başkenti dönemi geldi geçti arkasına baktığınızda böyle yararlı bir etkinlik bırakmasını sağlamış olduk. İlki 2011’de gerçekleşti. Bu kapsamda binlerce öğretmenle direkt iletişime geçebildik ve isteklerini sorabildik, sonra anladık ki öğretmenler bu konuda kendilerini yeterli hissetmiyorlar. Yılın içerisinde mesleki gelişimle ilgili de büyük bütçeler ayıramadıklarını öğrendik. İstanbul Üniversitesi’yle birlikte Öğretmen Sanat Eğitim Akademisi’ni kurduk. Sürekli Eğitim Akademisi’nin altında kuruldu ve sertifika verilebilen bir akademi oldu. Fakat şu sıralar bazı problemlerden dolayı bu proje askıya alındı.

yaratıcılık ön planda tutuluyor. Çünkü İstanbul markalaşacaksa, gelişecekse emekten çok katma değeri yüksek endüstrilerle gelişecek. O yüzden teknoloji ve kültür sanat girişimleri daha çok desteklenmeye başladı. Yukardan bakıldığında böyle yapılması gerektiği görülüyor ama bu yaratıcı adamları sonuçta uzaydan getirmeyeceğiz buna kimse kafa yormuyor. Bienali bir anlamda da uzun vadede ülkenin kalkınmasına destek verecek yaratıcı insanlar yetiştirmeyi sağlayacak ciddi bir organizasyon olarak nitelendirmemiz gerekiyor.

“İstanbul markalaşacaksa, gelişecekse teknoloji ve kültür sanat girişimleri daha çok desteklenmeli.” NİSAN 2014 • COUNTRYLIFE

83


n SÖYLEŞİ

“KÜÇÜK OLAN İYİDİR” Her bienal için bir kavram belirlenir ve bu çerçevede çalışılır. Bu kavram çerçevesinde öğretmenler öğrencileri bilgilendiriyor ve çocuklar hayal güçlerini kullanarak çalışmalar yapıyorlar. Bu süreçte bizle sürekli iletişim içerisinde ilerliyorlar. Öğretmenler böylece projelerini hazırlayıp başvuruyorlar, seçilenler de sergileniyor. Bu sene bianelin konusu “küçük olan iyidir.” Çok enteresan bir konsept oldu. Herşeyin büyük ölçekle ifade edildiği bir dünyada küçüğe sarılmak, küçük olanı elde tutabilmek aslında büyük bir başarı olarak görülmeli.

sponsor arayışı. Biz nihayetinde bir sivil toplum örgütüyüz. Şirketlere kendimizi anlatmakta profesyoneller kadar başarılı olamıyoruz o yüzden hedeflediğimiz bütçeyi tamamlamış değiliz, hala bir %60 kadar açığımız var. Artık belki de borçlarla bunu kapatacağız. Biz tekliflere çok açığız, kendi çocuklarımıza yedirmediğimiz içirmediğimiz ürünlere sahip markalar hariç herkesi kabul ediyoruz. Bu bienalde aslında şirketler için çok büyük bir reklam fırsatı; fakat nedense bu işe girişmiyorlar. Hedef kitlesinde çocuk olan her firmanın böyle bir fırsatı kullanması gerekiyor.

n Bu yıl ki bienalin tarihini ve mekanlarını öğrenebilir miyiz? Bienal 15 Mayıs-15 Haziran tarihleri arasında bir ay sürecek. Performans sanatlarıyla ilgili çalışmalar yapan çocuklar özellikle vapurlarda insanlarla buluşacaklar. Akustik müzik performanslarıyla yolcuları karşılayacaklar. Ses isteyen organizasyonlar için büyük ihtimalle Kadıköy meydanı kullanılacak. Görsel sanatlar için ana mekanımız Mustafa Kemal merkezli Beşiktaş Çağdaş. Burada resim, heykel, video gibi çalışmalar var. Öğretmenler için yapacağımız atölye çalışmalarının büyük kısmı burada yapılacak. Yazarlarla çocukların buluşması da bu kültür merkezinde yapılacak. Anadolu yakasında ise Kadıköy’de Karaköy vapur iskelesinin üstündeki sanat galerisi ve Doğuş Üniversitesi. Bu sene bir sempozyumu da programa aldık 60 kadar Güzel Sanatlar Üniversitesi ile ilgili bir sempozyum olacak. Nisanın sonunda programın tamamı kesinleşmiş olacak.

n Gelecek nesilleri oluşturacak çocuklarımızın sanata bakışı, yaklaşımı, yorumu konusunda biz büyüklere neler anlatabilirsiniz? Çocukların dünyaları çok zengin. Bir çok büyük ressam hep çocuk olmak ister. Çünkü yetişkin olduğunuz anda küçük hesapları düşünmek zorunda kalıyorsunuz. Ama çocuklar bir söz söylediğinde karşıdaki ne düşünür, yanındaki ne anlar gibi hesaplara girmez. Çocuk içinden geçeni söylediği gibi çizebiliyor da. Çocukların zengin dünyalarını korumak istiyoruz ki bu adamlar büyüdükleri zaman ülkeye dünyaya farklı bir vizyon sunabilen insanlar olabilsinler. Yani en yakın örnekler herkesin ellerindeki telefonları yapan adamlara bakın eğitimin kendisine yetmediğini düşünüp, kendi garajında bu işlere başlamış insanlar bunlar.

n Çeşitli şahıslardan veya kurumlardan bu projeyle ilgili aldığınız olumlu olumsuz tepkiler neler? Türkiye’de kime gidersek herkes inanılmaz büyük bir iş olduğunu ve ülkenin saygınlığına büyük destek olacak bir proje olduğunu söylüyor. Medyadan da büyük bir destek alıyoruz. Genel anlamda çocuklarla ilgili bir işin bu kadar ilgi göstermesi sevindirici. Bizim temel kaygımız

84

COUNTRYLIFE • NİSAN 2014

n Ülkemizi, sanatta gelişmiş ülkelerle kıyaslarsak biz hangi noktadayız? Çıtayı yükseltmek için neler yapmalıyız? Eskiden beri hep söylenir dünya sanayi devrimini yaptı, Osmanlı yapamadı geri kaldı sonra devrildi, onlar ilerlediler biz geride kaldık diye. Onların bunu yapmasını sağlayan ‘ben nasıl böyle bir şey inşa ederim’ diye düşünmeleri, yaratıcılıklarını kullanmalarıydı. Biz eğer bugünde kendi teknolojimizi kendimiz nasıl yaparız diye düşünmezsek, bu yaratıcılığa sahip olmazsak biz de devrilip gideriz günün birinde. Kendi yazılımlarımızı kendi bilgisayarlarımızı, kendi markalarımızı yaratamazsak dünyanın böylesine globalleştiği

bir ülkede bizim bağımsızlığımızı korumamız, ekonomik bir güce ulaşmamız mümkün olmayacak. Bugün biz ülke olarak arabadır falandır değil örneğin çip üretmeye çalışmalıyız. Emek yerine, değeri yüksek, teknolojisi ileri işler yapmalıyız. Böyle bir üretim bir araba üretmekten çok daha büyük bir getiri sağlayacaktır. Bizim her yıl değişen eğitim politikasıyla bunu yakalamamızın mümkünatı yok. Okulun idarecisi de, velisi de, öğretmeni de mutsuz bir ülkeyse burada büyük bir problem var. Bizim uzun vadeli bir strateji geliştirmemiz gerekiyor. Başbakanımızın açılımıyla dindar gençlik yetiştireceğiz şu an strateji bu, başka biri geldiği zaman başka birşey söylecek ona göre değişecek. Biraz politikacıların da şapkalarını çıkarıp düşünmeleri lazım. Sürekli yöntemleri değiştirip iyi mi yapıyorlar yoksa sürekli nesilleri yok mu ediyorlar. Benim şahsen gördüğüm iki yılda bir nesiller yok ediliyor. n İleriye dönük projeleriniz neler? Bizim ülkemiz çok büyük bir ülke, ekonomik hacmi çok yüksek. Buna paralel olarak biz bu ülkenin çocuklarının ve ailelerinin yararlanacağı kurumları yaratma noktasında aynı hızda ilerleyemiyoruz örneğin bir çocuk müzemiz yok. Çocukların gelip bilimi deneyerek öğrenebileceği, sergisini açabileceği, dramasını yapabileceği, annelerin babaların alışveriş yapabileceği, lunapark gibi eğlenceleri de bulabilecekleri, sürekli gelmek isteyecekleri bir cazibe merkezi yaratmak istiyoruz. Bu merkezi farklı ekonomik yapılardaki çocukları kapsayacak hale getirebilmemiz gerekiyor. Sokaklarda dolaşıp her türlü olumsuzluğa açık olan çocukları kazanmamız gerekiyor, çünkü değişimi yaratacak olanlar onlar.


AĞIZ KANSERİ

COSMODENT’TE NİSAN AYINDA KANSER TARAMA İŞLEMİ

ücretsİz ! Nisan ayı ‘’Ağız Kanseri Bilinçlendirme’’ ayı! Ağız kanseri konusunda merak ettiklerinizi Özel Cosmodent Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği’ne sorduk: n Ağız kanseri ne sıklıkla görülür? CHICAGO (29 Mart 2012) - Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezlerine göre, ağız kanserlerinde her yıl 30.000’den fazla yeni vaka ve teşhis, 8.000’den fazla ölüm meydana gelir. Ağız kanserleri için beş yıllık sağ kalım oranı yaklaşık% 50’dir. n Ağız kanserini tetikleyen nedenler nelerdir? Bilim adamları, ağız kanserinin nedeninden tam olarak emin değildir. Ancak, sigara kullanımı, aşırı alkol kullanımı, yaş, cinsiyet ve ırk hastalığın seyrinde oldukça etkili olan risk faktörleridir. Erken teşhis ağız kanserleri için hayatta kalma oranını artıran anahtardır. Fırçalama ve günde iki kez diş ipi, her yıl genel iki muayene ile herhangi bir endişe durumunda müdahale ile hayat kurtarır. n Ağız kanseri ölümcül müdür? Teşhisinde geç kalınır ve erken aşamalarında tedavi edilmezse, ağız kanseri ölümcül olabilir. İleri evre ağız kanseri tedavisi kronik ağrı, fonksiyon kaybı, kalıcı yüz ve ağız şekil bozukluğu cerrahisi yapılmasına yol açabilir. Bu durumda erken kanser tespiti ve tedavisi her zaman daha iyi ve olumlu sonuçlar vermektedir.

ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIR n Ağız kanserinde erken teşhisin önemi nedir? Kuzey Amerika’da her gün saatte bir kişi ağız kanserinden ölmektedir. Ağız kanseri sonrası 5 yıl yaşama oranı %52 iken, erken teşhisle bu oran %90 oranında artmaktadır. Tüm dünyada vakaların sadece %35 i erken dönemde teşhis edilebilmektedir. Diğer kanser türlerinden farklı olarak ağız kanserine yakalanan hastaların yaşam şansı son yıllarda hiç artış göstermemiştir. Premalign değişiklikler öncelikle yüzeyin altında, bazal membranda başlamaktadır. Bu değişiklikler ancak hastalık yüzeye kadar ilerlediğinde tespit edilebilir hale gelmektedir. Bu aşama çoğunlukla geç kalınmış teşhis olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemize ait rakamlar ölçülebilir olmadığından Kuzey Amerika referans alınmıştır. n Ağız kanseri nasıl teşhis edilir? Ağız Kanseri Bilinçlendirme Ayı’nda (Nisan), Genel Diş Hekimliği Akademisi hastalara genel bir diş hekimine altı ayda bir diş kontrolü öneriyor. Diş kontrolleri ağız kanseri gibi yaşamı tehdit eden tıbbi durumları teşhis etmeye yardımcı olabilir. Ağız kanseri bazen zor olsa da kendi kendine tanı için uyarı işaretleri verebilir. Kanayan yaralar, iyileşmeyen

Göktürk Merkez Mh. Kartal Sk. Başaran Plaza No: 1/3 A Göktürk -Eyüp / İstanbul Tel. 0212 322 40 04 www.cosmodent.com.tr

yaralar, topaklar, kalın, sert lekeler, ağrı veya bir şey boğazına takılmış hissi, çiğneme veya yutma güçlüğü, kulak ağrısı ve dilin uyuşukluğu olarak belirtiler gösterebilir. n Ağız kanserinin teşhisinde kullanılan yöntemler nelerdir? Ağız kanserinin erken teşhisinde ‘’Florasans Görüntüleme Teknolojisi Yumuşak Doku Tarama Cihazı’’ kulanılmaktadır. El aparatından dokuyu oral kavitenin florasans ışığı ile kaplanmasını sağlayan güvenli bir mavi ışık yayar. Bu şekilde klinisyen normal ve anormal dokular arasındaki florasans farklılarını gözlemleyerek anormal durumları tespit eder. Cihaz kesin olarak yüzeye henüz çıkmamış lezyonların fark edilmesini sağlayan tek cihazdır. Cihaz muayenesi sırasında anormal hücreler normal hücreleri saran yeşil florasan ışık düzensiz ve karanlık bölgelerin ortaya çıkmasını sağlar.

AĞIZ KANSERİ OLMAMANIZ ȘANS, ANCAK EMİN OLMAK İSTEMEZ MİYDİNİZ

?


AĞIZ & DİŞ SAĞLIĞI

Kanaat Elektrik

0212 322 2864

Cosmodent

0212 322 40 04

Teknosa

0212 322 5760

Dt. Ercüment Sucu

0539 956 1010

Reinabi (Apple Teknik Servis)

0212 322 59 51

Kemer İstanbul

0212 322 38 28

Özel Ergene

0212 322 69 98-99

FOTOĞRAF STÜDYOSU Studio İnci

0212 322 18 86

ACİL VE EVDE SAĞLIK HİZMETLERİ Acıbadem Mobil Sağlık

444 9 724

HASTANE POLİKLİNİK & LABORATUAR Acıbadem Göktürk

BANKA

0212 322 56 60

Asmer Medikal El ve Ayak Sağlığı 0212 322 34 64

Akbank

0212 322 36 92

Biruni Laboratuvarı

0212 322 68 22

Denizbank

0212 348 40 30

Eyüp Devlet Hastanesi

0212 417 29 00

Finansbank

0212 322 31 91

Florence Nightingale

0212 322 63 22

Garanti Bankası

0212 322 31 72

Göktürk Polikliniği Dr. Hayri Çelik

HSBC Bankası

0212 322 72 95

Özel Begüm Sağlık Kabini

0212 322 48 25

ING Bank

0212 322 27 10

Özel Dermamed Polikliniği

0212 322 57 37

Türkiye İş Bankası

0212 322 32 58

ISOM Estetik Cerrahi Tıp Merkezi 0212 324 03 24

Vakıfbank

0212 322 52 83

Yapı Kredi Bankası

0212 322 23 96

KARGO

Ziraat Bankası

0212 322 47 50

Aras

0212 322 33 49

MNG

0212 322 66 75

Yurt içi

0212 322 47 19

ÇİÇEK &PEYZAJ

0212 322 16 57

Arelia

0212 322 82 70

Belgras Çiçek evi

0212 360 08 91

KUAFÖR

Esosh Butik Çiçek

0212 322 02 00

Adress Mümin Aşık

0212 322 18 45

Evrim Sera ve Çiçekçilik

0212 360 02 43

Bir Berber

0212 322 50 48

Işık Peyzaj

0212 360 07 68

Bediz Kuaför

0212 322 13 80

Oasis Bitki&Peyzaj

0212 360 0355

Ebil Saç tasarım

0212 322 37 22

DERSHANE

Efraim Micaz

0212 322 02 27

Erdem Kramer

0212 322 55 96

Anafen

0212 322 45 45

En İstanbul

0212 322 88 77

Fen Bilimleri

0212 322 59 29

Kaizen

0212 322 6201-02

Final

0212 322 75 19

La Meche

0212 322 82 90

Sevinç

0212 322 67 67

Pretty Women

0212 322 36 65

Sınav

0212 322 74 74

Reti Mari

0212 322 67 55

Toni&Guy

0212 322 29 02

Yüksel Altun

0212 322 25 48

DİYET Uzm. Dyt. Simge Çıtak

0212 322 0873 KURU TEMİZLEME

DOKTOR

Careplus

0850 226 8203

Aile Hekimi Uzm. Dr. Müge Kardaş 0212 322 29 21

Mevsim

0212 322 58 10

Çocuk Doktoru Mürsel İnanç 0212 322 79 83-84 Titiz

0212 322 79 10

0532 542 75 71 Dr. Faid Hasan

0212 360 03 12

LOSTRA

0532 274 55 80

Kemer Lostra

0212 322 41 02

İç Hastalıklar Uzm. Dr. Demet Elvan 0212 322 91 78

Levent Lostra

0212 360 00 13

ESTETİK &GÜZELLİK SALONU

LEZZET KÖŞELERİ

Fi Form

0212 322 84 63

Abant Çiftliği

Vipderm

0212 322 70 07

Adanalı Hasan Kolcuoğlu

0212 322 09 32

Tanning&Beauty Solaryum

0212 322 64 87

Anna’s Bakery

0212 322 78 32

Türkan Saraç

0535 523 93 94

Bafra Karafırın

0212 322 42 42

Boğaziçi Kuruyemiş

0212 322 81 97

Bolulu Hasan Usta

0212 322 22 88

Burger House

0212 322 3442

ELEKTRİK&ELEKTRONİK Göktürk Dijitürk Bayii

0537 322 4141

0212 322 48 48

COSMODENT

ÖZEL AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI KLİNİĞİ KEMER ŞUBESİ

Göktürk Merkez Mah. Kartal Sok. Başaran Plaza No: 1 Kat: 3 /A 34077 Eyüp- İst. Tel: 0212 322 40 04 www.cosmodent.com.tr


ÇOĞUL ÇOCUKLAR 23 NİSAN’DA BULUŞUYOR Çoğul Çocuklar Platformu 23 Nisan’da büyük buluşmaya hazırlanıyor. Özel Mürüvvet EVYAP Koleji'nin ORTAÖĞRETIM kademe öğrencilerinin hazırlayıp sunduğu "Görsel Sanatlar Çalışması" na "Çoğul Çocuklar (ikiz, üçüz, dördüzler) Platformu da katılıyor. Sapphire AVM’deki sergiye tüm sanatseverler davetli. www.evyapokullari.k12.tr 0533 768 45 41 0530 936 74 98

BİSİKLETİNİZLE İLKBAHARIN KEYFİNİ SÜRÜN Her türlü bisiklet montajı, bakımı, aksesuar çeşitleri, vites ve lastik tamiri, fren ayarları, pedal bakımı, zincir bakımı ile yedek parça konusunda bölgede kapısını çalabileceğiniz bir adres. Bir telefonla bisikletinizi evinizden alan Ata usta tamir edip bakımını yapıyor ve bisikletinizi adresinize teslim ediyor. Haydi asılın pedallara, gönlünüzce bisikletinizin keyfini çıkarın. İrtibat: Ata Karasuluk /Kemerburgaz- 0534 086 46 02

Cafelera

0212 322 89 94

PERDE

Ceviz

0212 322 26 64

Özbal

Cool Bar

0212 322 75 35

City Farm

0212 322 41 21

Dardenia

0212 500 14 38-43

0212 322 79 11 0532 528 26 69

Ufuk Perde

0212 322 60 30

Persan Home Studio

0212 322 82 32

Dry Steak Butcher Kasap

0212 299 99 52

Divan Pastanesi

0212 322 52 78

SPOR MERKEZLERİ

Fırın İstanbul

0212 322 54 05

Super Slow Zone

0212 322 7301

Güven Kuruyemiş

0212 322 12 17

Unique Club

0212 322 2325

Healthy & Fit Catering

0532 235 11 73

V3 Fitness

0212 363 0480

İskele Balıkçısı

0212 360 16 32

Karafırın

0212 322 43 34-42

TERZİ &TEKSTİL

Kardeşler Lokantası

0212 360 13 85

Değişim

Kemeraltı Kahvaltı&Barbekü

0532 272 76 80

Terzi Hikmet

0212 322 58 48

Kemer Cafe Ev Yemekleri

0212 322 01 71

Sarıoğlu Tekstil

0554 771 26 97

Koefteque Restaurant

0212 322 45 02

La Cucina

0212 322 27 62

TAKSİ

La Bakery

0212 322 55 16

Göktürk Merkez Taksi

Le Select Restaurant

0212 322 27 44

Marmaris Büfe Mado

0212 268 34 34 0532 799 82 49

0212 322 74 11-25 0212 322 88 80

0212 322 43 44

0545 322 10 07 Kemer Taksi

0212 360 15 15

Olivo Ristorante

0212 322 32 12

Özsüt

0212 322 73 43

0532 138 18 16

Papa Joh’s Pizza

0212 322 22 58

VETERİNER

Pylos Greek Taverna

0212 322 12 03

Berilyum

Pelit Pastanesi

0212 322 56 11

Çizmeli Kedi

0212 322 3627

Tarladan Eve

0212 322 93 29

Göktürk Veteriner Kliniği

0212 322 7822

Tiba Cafe

0212 322 88 13

0212 322 2093

444 5 788

GEREKLİ TELEFONLAR

Yaprak Pastanesi

0212 322 91 71

Göktürk Sürücü Kursu

0212 322 62 44

Venüs Pastaneleri

0212 322 05 55

Eyüp Milli Eğitim Müd.

0212 581 12 79

Zinde Cafe

0212 322 66 50

Çilingir

0212 322 17 87

Jean Pierre

0212 322 13 63

Doğalgaz

0212 322 55 27-28

Döviz Bürosu

0212 322 78 98-99

Elektrik Arıza

0212 360 00 91

Eyüp Hayvan Barınağı

0212 627 91 87

Göktürk Belediye

0212 322 11 12

Göktürk Orman Fidanlığı

0212 322 82 92

Sütçü

7 Restaurant Kilim Pastanesi

OTO ARAÇ GEREÇ Berklass Lastik

0212 322 16 95

187 0212 322 82 42

İtfaiye

0212 322 18 00

NOTER Ayşe Sibel Oğuz

0212 322 23 56

Göktürk Polis Merkezi

0212 360 30 75

n Ofis Temizliği n Dış Cephe ve Cam Temizliği n Zemin Yıkama Cila Hizmetleri n İnşaat Sonrası Ev Temizliği n Bina Dış Cephe Cam Silme n Ev Temizliği 0537 563 25 81 İstanbul Cad. Göktürk Suites Blok 1. Ofis Katı No: 19 Shell Karşısı Göktürk / İstanbul




aylık yaşam dergisi

countrylife sayı 51 - nisan


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.