Family Hug Mart 2015

Page 1

Türkiye’nin tüm aileyi kucaklayan ilk online dergisi

FAMILY HUG www.familyhug.us

Biradambirbebek Mart 2015 Yıl 3 Sayı 2


2 | FAMILY HUG

Family Hug Biradambirbebek

İMTİYAZ SAHİBİ Turcreative adına Cesur Doruk GENEL YAYIN YÖNETMENİ Cesur Doruk

Cesur Doruk Her gün içimdeki korku büyüyor geleceğe yönelik, minik kızımı düşündükçe. Geçen ay içinde yaşananlar kabus gibi...Bir şey okuyasaım yok yazasım yok, bitti söz adete. İlk değildi son da olmayacak biliyorum ama çok dokundu bu seferki... Sevgiler, cesur d.

REKLAM Turcreative BÖLÜM EDİTÖRÜ Pemra Uğural BÖLÜM EDİTÖRÜ Görkem Pamukçu YAZARLAR Pemra Uğural Tuğçe Acaröz Oğuz Ayşegül İşlekeller Bozca Özge Kelebek Nilsu Emre

İpek Ağaca Derya Pabuç

Eğitim Bölümü İçin Özel Sezin Okulları’na Teşekkürler ONLİNE DAĞITIM familyhug.us Turkcell Dergilik REKLAM VE İLETİŞİM bilgi@turcreative.com


FAMILY HUG | 3


4 | FAMILY HUG

RENKLi ZEBRA

www.renklizebra.com


FAMILY HUG | 5


6 | FAMILY HUG


FAMILY HUG | 7

RENKLi ZEBRA

www.renklizebra.com


familyhugatolye.com AtaĹ&#x;ehir



10 | FAMILY HUG

Sarımsak Tüketmek İçin 8 Neden

Yemeklerde, salatalarda, mezelerde ve soslarda verdiği o harika lezzet ile sarımsağa bayılırız. Sarımsağın kendine has kokusundan ve tadından allisin adlı madde sorumludur.

. Sarımsağın içerisinde bulunan “allisin” maddesi yüzyıllardır hastalıklara karşı insanlığı koruduğu bilinmekte. Tansiyonu çok düşük olan kişiler, sarımsak alerjisi olanlar, mide rahatsızlığı olan kişiler dışında herkes sarımsağı güvenle tüketebileceğini belirten beslenme uzmanı İpek Ağaca, sarımsağın tüketilmesindeki faydaları açıkladı.

2. Sarımsak, prebiyotik özellikteki bir besindir. Yani probiyotikler dediğimiz vücut için faydalı bakterilerin etkinliğini ve sayısını arttırmaya yardımcı olur. Dolayısıyla sarımsak, bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkilere sahiptir.Vücudun savunma mekanizmasını güçlendirmesi özelliğinden dolayı sarımsak düzenli tüketilmelidir.

1. Sarımsak yaklaşık 30 adet sülfür bileşiği, çeşitli enzimler ve amino asitler, flavonoidler mineraller, A vitamini , B ve C vitaminleri içermektedir.

3. Hem vitaminler, mineraller ve diğer zengin besin içeriğinden dolayı hem de prebiyotik özelliğinden dolayı sindirim sistemi üzerinde olumlu etkiye sahiptir.


FAMILY HUG | 11

Sarımsak yaklaşık 30 adet sülfür bileşiği, çeşitli enzimler ve amino asitler, flavonoidler mineraller, A vitamini , B ve C vitaminleri içermektedir.

4. Sarımsak kolesterol problemine de iyi gelmektedir. Kandaki iyi huylu kolesterolü (HDL) yükseltip, kötü huylu kolesterolü (LDL) ve trigliseriti düşürmektedir. 5. Tansiyonu yüksek olan kişiler de, sarımsağı düzenli tüketmeye çalışmalıdır; çünkü sarımsak tansiyon düşürücü etkiye sahiptir. 6. Kansere karşı da koruyucudur. Yapılan bilimsel çalışmalar; düzenli sarımsak yiyenlerin, sarımsak yemeyenlere oranla mide kanserine % 50 daha az yakalandığı göstermiştir.

7. Damar sertliği sorununa karşın sarımsak iyi bir koruyucudur. 8. Kan şekerinin dengelenmesinde yardımcı rol oynar. 9. Sarımsak sigaranın, kirli hava koşulları ve çeşitli kimyasalların vücuda verdiği zararlı etkilerin giderilmesi içinde çok önemlidir. Vücutta biriken toksinlerin atılmasında yardımcı görev alır.


12 | FAMILY HUG


FAMILY HUG | 13


14 | FAMILY HUG

Kadının Menopozu Varsa Erkeğin Andropozu Var! Yaşlanma sadece kadınlarda değil; erkeklerde de ciddi değişimlere neden oluyor. Eşiniz ya da babanızda aşırı terleme, sıcak basma, sürekli halsizlik, yorgunluk gibi menopozda görülen şikayetleri görmeye başladıysanız yaşlanan adam sendromu olarak da bilinen andropoz dönemiyle karşı karşıya kalmış olabilirsiniz.

Yaşlanan adam sendromu olarak da bilinen Andropoz nedir? Yaşın ilerlemesiyle beraber erkeklik hormonu olan testosteronun kandaki seviyesinin azalması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan şikayetlerin oluşturduğu duruma andropoz ya da yaşlanan adam sendromu denir. Andropozda kadınlarda görülen menopoza benzer şikayetler görülür. Çünkü bu dönemde aynı kadınlarda olduğu gibi erkeklerde de

hormon seviyelerinde değişiklikler görülmeye başlar. Her erkek 40’lı yaşlardan sonra 10 yılda bir, kanında bulunana testosteronun %10’unu, 50 yaşından sonra ise %25’ini kaybeder. Kesin bir yaş sınırı olmasa da, 50 yaşından sonra tüm erkeklerin ürolojik olarak takibe alınmaları gerekir. Bu takip, erkek sağlığı için önemli olan prostat hastalıkları ve yaşlanan adam sendromunun erken tanısı için önem taşır.


FAMILY HUG | 15 Andropozun belirtileri nelerdir? Erkeklik hormonu olan testosteron cinsel faaliyetlerin yanı sıra hem erkekte hem de kadında ruh halini düzenler. Cesaret, iyi olma hali, entelektüel aktivite, kas gücü, karın bölgesinde yağlanma ve kilo artışı gibi vücuttaki birçok faaliyetin düzenlenmesinde bu hormon etkilidir. Testosteron seviyesi düşen erkeğin psikolojisi olumsuz etkilenir, kaslarında zayıflama başlar, göbek bölgesinde yağlanma oluşur ve entelektüel aktivitesi zayıflar. Bununla birlikte depresif ruh hali, uyku bozuklukları, cilt değişiklikleri, cinsel isteksizlik ve ereksiyon problemleri de ortaya çıkar. Yaşlanan Adam Sendromu’nun belirtilerini göz ardı etmeyin! Yaşlanan adam sendromu hem psikolojik hem bedensel hem de cinsel fonksiyonlar yönünden belirtiler gösterir. Bu belirtiler dikkate alınmalı ve en kısa zamanda bir üroloji uzmanından destek alınmalıdır.

Psikolojik belirtiler; • Kendinizi iyi hissetmiyorsanız, • Hayattan zevk almamaya başladıysanız, • En iyi zamanlarınızın geride kaldığını hissediyorsanız, • Kendinizi tükenmiş, dibe vurmuş hissediyorsanız, • Karamsarlık, kaygı ve huzursuzluk hislerinizle başa çıkamıyorsanız, • En ufak şeylere alınmaya ve sinirlenmeye başladıysanız,

• Sırt ağrılarınız, yaygın kas ve eklem ağrılarınız varsa, • Memelerinizin büyüdüğünü fark ediyorsanız, • Kemik erimesi ve kemik kırıkları görülmeye başladıysa, • Deri altı ve karın içi yağ dokunuzdaki artışla birlikte göbek bölgenizde yağlanma varsa, • Kansızlık şikayetleriniz başladıysa, • Uyku problemleri yaşıyorsanız, • Zihinsel faaliyetlerde zayıflama

Bedensel belirtiler; • Aşırı terleme, sıcak basması problemleri yaşıyorsanız, • Cildinizde kuruluk ve tüylerinizde azalma varsa, • Sürekli bir halsizlik ve yorgunluk hissiyle kendinizi daha güçsüz hissediyorsanız, • Dikkatinizi toplamakta zorlanıyorsanız,

Cinsel belirtiler; • Cinsel isteğinizde azalma varsa, • Sertleşme problemi yaşıyorsanız, • Meni miktarında azalma ve kıvamında değişiklik görüyorsanız, • Sabah ve gece sertliğinde azalma varsa mutlaka bir üroloji uzmanına başvurmanız gerekir.


16 | FAMILY HUG Nasıl tanı konulur? Yaşla birlikte testosteron seviyesinde düşme başlar, fakat bu düşüş herkes için aynı değildir. Total testosteron ve serbest testosteron, FSH, LH ve prolaktin hormon düzeylerinize bakılır. Testosteron hormonu sabah 8 ile 11 saatleri arasında kanda en yüksek seviyededir bu nedenle bu saatler arasında kan testi yaptırmanız daha sağlıklı sonuç almanızı sağlar. Ölçümlerde testosteronda düşüklük varsa ve yukarıda sayılan belirtilerin bir kısmı veya hepsi o zaman andropoz veya yaşlanan adam sendromu tanısı konulabilir. Tedavi olarak ne yapılmalıdır? Ölçümlerde total testosteron seviyesi 350 ng/dl altında ise tedavi gerektirir, bu durumda dışarıdan takviye olarak testosteron verilmelidir. Testosteron tedavisi, oral tabletler, vücuda sürülen jeller ve kas içine yapılan iğnelerden oluşur.


FAMILY HUG | 17


18 | FAMILY HUG

“Güvenmek’’ çocuğu büyütür mü? Sağlıklı ve dengeli beslenmenin, düzenli uykunun, açık hava aktivitelerinin çocuğun gelişimindeki olumlu etkilerini bilmeyen yoktur. Her ebeveynin kendi yaşam koşulları içinde farklılıklar gösterse de bunların çocuğu büyüten .etmenler olduğu kanıtlanmıştır


FAMILY HUG | 19

Ancak çocuklar fiziksel büyümenin yanı sıra bir de duygusal ve sosyal açıdan büyümeye ihtiyaç duyarlar. Her ebeveyn çocuğunu korumak-kollamak ister, hiçbir zarar gelmesin, saçının teli incinmesin ister ama acaba aşırı korumacı tavır gerçekten çocuğumuza iyi geliyor mu? ‘’Elinden tut, düşmesin, Sen yedir, önüne dökmesin, Suyunu sen içir boğazına kaçmasın, Giysilerini giydir… ve daha nice iyi niyetli cümleye şahit olarak büyütüyoruz çocuklarımızı. Ama daha sonra kendi kararlarını vermelerini ve sorumluluk almalarını bekliyoruz. Bu arada geçen sürede çocuklarımıza tecrübe etme ve hata yapma imkanı vermediğimizde çocuğumuz tek başına ne yapacağını bilemez hale geliyor. Böyle aşırı destekleyerek büyüttüğümüz çocuğumuzun davranışlarıyla ilgili neredeyse

aynı kişilerden ‘’Hala sen mi yediriyorsun?, Ayakkabısını bağlamayı bilmiyor mu?, Odasını neden toplamıyor?, Ödevini kendi yapmıyor mu?’’ soruları geliyor ardından. Evet kendi başına yemiyor çünkü üstüne dökmek istemiyor, kendi giyinmiyor çünkü denemesine olanak vermedik, her an anne/ babayı yanında istiyor çünkü kendi hiç kendi başına kalmasına izin vermedik. Çocuğumuzun kendi kararlarını verebilen, hata yapmaktan çekinmeyen, denemekten korkmayan, başarıyı da başarısızlığı da kabullenebilen, kendine güven duyan bir birey olmasını istiyorsak ona özgür olacağı alanlar sağlamalı ve öz denetimini geliştirmesi için mümkün olduğunca az müdahalede bulunmalıyız.


20 | FAMILY HUG Düşmeden büyümesini beklemek yerine çevre güvenliğini sağlayarak kontrolünü sağlamasına olanak sağlamalıyız. Üstüne dökmeden, etrafı kirletmeden yemeğini bitirsin diyerek elimizde kaşıkla peşinden gezmek yerine birkaç ay daha fazla çamaşır yıkmayı göze almalıyız. Odasını, yatağını belki bizim istediğimiz kadar düzgün şekilde toplayamaz ama ona ait olan alanların sorumluluğunu çocuğumuza vermeliyiz. Her diş fırçalama çabasını takdir etmek ve desteklemek, diş fırçalama süresini minik oyunlarla belirlemek, fırçalamanın ardından diş dansı gibi küçük eğlenceler bulmak belki emek ve zaman isteyebilir. Ancak çocuğumuzun ağız sağlığı bilinci kazanması dişlerini bizim fırçalamamızdan daha etkili olacaktır. Herhangi bir davranışın kalıcı olması için en temel kural, o davranışın sıklıkla tekrar edilmesi ve geri bildirimlerle desteklenmesidir. Çocuğumuzun kendine güvenmesini istiyorsak önce biz ona güvenmeliyiz. Anne/ baba olmak demek bazen hata yapmasına da imkan vermek demektir. Bağlı ama bağımlı olmayan bir yetişkin olması için çocuğumuza güvenmeyi öğrenmeli ve inisiyatif almasını desteklemeliyiz. - Çevreyi güvenli hale getirin; Yürümeye başladığında etrafta ona zarar verebilecek sivri, keskin köşeleri, riskli eşyaları düzenleyin. Zıplamasını engellemek yerine ona özel bir alan ayarlayın. - Alternatifler sunun; Akşam yemeğini hazırlarken sıcak tencereyi karıştıramaz belki ama masaya peçeteleri, kaşıkları götürebilir. Bardakla su içmek istediğinde plastik bardak yerine kalın ve dayanıklı bir bardak önerin. Siz nasıl içiyorsanız çocuğunuzda onu kullanmak isteyecektir. - Hedefleri gelişime göre belirleyin; Tüm giysilerini kendi başına giyip çıkaramasa bile çoraplarını çıkarıp kirliye atmasına destek olun.


FAMILY HUG | 21 - Zaman ayırın; Ayakkabılarını kendi giymeye çalışırsa geç kalırız diye düşünmek yerine, hazırlanma süresini ona zaman ayıracak şekilde düzenleyin. - Hataya hoşgörülü olun; Boyalar dökülür, oyuncaklar kırılır, eller kirlenir, terlikler ters giyilir, kelimeler yanlış söylenir… Herkes hata yapar. Çocuğunuzun hata yapmasına izin verirseniz kendine güveni gelişir. Eğer yanlış yapmaktan korkarsa denemekten de korkar. Ancak hayat boyu sadece en iyi olduğumuz yönlerimizle yaşarsak kendimizi geliştiremeyiz. - Riskleri azaltın; Atıştırmalıklarını taşımaya çalışırken yerlere döküldüğünde yerler kirlendi/yiyecekler ziyan oldu diye üzülüyorsanız, yerlere daha kolay temizlenen bir halı yerleştirip çocuğunuzun taşıyacağı miktarı azaltıp derin bir kase kullanmasını sağlayabilirsiniz. Çocuklarınızı büyütürken arkalarına geçip onları itmeyin, önlerinden ilerleyip onları çekiştirmeyin. Yanlarında olup kişiliklerini, yeterliliklerini ve isteklerini keşfetme süreçlerinde onlara eşlik edin. Her yaşam yaşayan tarafından deneyimlenmelidir. Siz, çocuğunuzun gelişme yolundaki çabasına onu severek ve sayarak destek olun... Yaşı kaç olursa olsun evlatlarımız bizim gözümüzde ‘’bebek’’ olarak kalsalar da, yaşam yolculuğunda sağlam bir karakterle ilerlemeleri için çocuklarımızın büyümelerine izin vermeliyiz. Tuğçe Acaröz Oğuz Çocuk Gelişimi Uzmanı Facebook/ cocugunuzuanlamak


22 | FAMILY HUG

ÇOCUKLU TATİLİN EN GÜZELİ: DISNEYLAND


FAMILY HUG | 23 Çocuklu arkadaşlarım sık sık benzer sorular soruyorlar; • “0-6 yaş Disneyland’e götürmek için erken mi; bu yaş grubu orada nelere binebilir kii?” • “Bu kadar küçük çocukla onca yol gitmeye değer miiii?!” • Hangi mevsim gidilir; kaç gün kalınır; nerede kalınır... gibi gibi gibi… Biz eşimle çocuklar doğmadan önce Disneyland da dahil olmak üzere Amerika’daki çeşitli Temalı Parkları keyifle gezmiştik. Çocuklar doğduktan sonra da “Bir an evvel büyüseler de hep birlikte de gitsek…” diye dört gözle bekliyorduk ki; geçen yaz Selin 1 yaşına gelmek üzereyken iki çocukla bu seyahate kalkışmaya kendimizi artık –biraz da bu konsepti özlemiş olduğumuz için- hazır hissettik.

(Eşimle gittiğimiz yıllarda genellikle onun tercih ettiği hızlı ride’lara binerken uzaktan uzağa bana göz kırpan ve içimde hep bir ukte olarak kalan o Minnie’lerden, o Prenseslerden yada ne bileyim pembe masum Pony’lerden falan ben de çocuklar sayesinde hevesimi almış oldum böylelikle ne yalan söyleyeyim;)

Ne var ki 2 çocukla ilk sefer için Amerika uçuşunu göze alamadık ve öncelikle Paris’teki Disneyland’i gezmeye karar verdik…Ve ben en son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim: Eren doğduğundan beri; yani son 3,5 yıldır çocuklu hayatımızda yaptığımız en güzel, en keyifli (ve her birimize hitap edebildiği için de en “kolay” geçen) tatilimiz kesinlikle bu tatildi diyebilirim: “Nerede Kalmalı?” Haydi önce otel sorunsalından başlayalım. Sevgili arkadaşlar; canınızı hiç sıkmayın; başta Disney’in kendi otelleri olmak üzere Park’ın çevresi birbirinden keyifli; şirin mi şirin tematik otellerle dolu. Ve bunların çoğunun önünden 10-15 dakikada bir Park’a ücretsiz ulaşım sağlayan shuttle’lar kalkıyor ve sizi yine yaklaşık 10-15 dakika içinde Disneyland’e ulaştırıyor.

Shuttle dediysem öyle küçücük itiş kakış bir şey de gelmesin gözünüzün önüne. Kocaman otobüslerde; rahatça pusetinizi yerleştirerek püfür püfür ulaşıyorsunuz Harikalar Diyarına gün içinde istediğiniz her saatte ve de kolaylıkla...Üstelik bu tematik otellerde oyun alanından top havuzuna; çocuk dostu menülü ve mama sandalyeli restoranlardan; bakıcı ablalara ve hatta palyaçolara kadar Disneyland’in sihirini otelinize de taşıyan birçok eğlenceli özellik de mevcut. “Hangi Ride’lar Okul Öncesi Minikler İçin Uygundur?” 3 yaşındaki Eren için bile birçok “acaba” ile yola çıkmışken; henüz 1 yaşına bile gelmeyen Selin’in Disneyland’de bu kadar çok oyuncağa binebilmesi ve oyuna katılıp gülüp eğlenmesi ailece hepimizi çok keyiflendirmişti.


24 | FAMILY HUG O zaman Sevgili Arkadaşlar işte size tam liste; bunların tümüne miniklerinizle birlikte gönül rahatlığıyla binebilirsiniz. Korku yok, hız yok; keyif garantili turlar tam liste aşağıdaki gibidir: (Bunlar dışında binmeyi planladığınız ride’lar için Disneyland’in web sayfasındaki yada ilgili bölümlerin girişinde yazılı bulunan minimum boy ölçüleri ve kurallara göz atmalısınız.) •STORYBOOK LAND CANAL BOATS •KING ARTHUR CARROUSEL •IT’S A SMALL WORLD” TOUR •ALICE IN WONDERLAND •DISNEYLAND RAILROAD TRAIN (Bir yandan parkı çepeçevre turlarken emzirmek ve biraz da kestirmek için ideal:) •MARK TWAIN RIVERBOAT • EREN’İN FAVORİSİ “AUTOPIA” •TOMORROWLAND, ASTRO ORBITOR •CASEY JR. CIRCUS TRAIN Burdan sonrasayacaklarım ise; küçük çocuklu ailelerin gezinip; içlerinde yer alan birbirinden farklı çocuk parklarında oynamaları, resim çekip dolaşmaları vb. için ideal olabilir: • Adventureland • FRONTIERLAND, SAILING SHIP COLUMBIA & THE PIRATES OF THE CARIBBEAN • ALAADDIN @ ADVENTURELAND • Ve Tomorrowland.


İlk gidişimiz değil diye biz yapmayız sanıyordum ama her ailenin Disneyland tatillerinde mutlaka başına geldiği gibi; Eren’ciğim, Babasının gazabına uğradı ve yaşıtlarından daima önde giden boy ölçüsü tutuyor diye Big Thunder Mountain Roller Coaster’a Babasıyla birlikte binme “gafletinde” bulundu. Gaflet diyorum; çünkü, bu Coaster Eren’in boyuna göre olsa da kesinlikle yaşına göre fazla hızlı ve yer yer korku içerikliydi. Tur boyunca çığlıklar atan oğluş o trenden indiğinde; -suçluluk ve pişmanlıktan- o anda Babasının yüzü mü daha soluktu; yoksa hayatının heyecanını yaşamış olan canım oğlumun mu daha soluktu karar veremedim… Ama “Neyse, tatillerde olur böyle minik şaşkınlıklar…” diyip, bu tren macerasının rüyalarına girmemesi için içimden dualar ede ede bu tecrübeyi de ardımızda bırakarak yolumuza devam ettik “Peki Bunlara Binmek Dışında Baska Neler Yapılabilir Disneyland’de?: Önce bu noktada şunu söyleyeyim; bu kadar küçük çocuklarla Temalı Park gezmek için en uygun mevsim kuşkusuz İlkbahar. Ne Kışın soğuğunda; ne de Yazın o aşırı sıcağında miniklerle kuyruk beklemek; oradan oraya pusetleri sürüklemek ; bir giyin bir soyun derken… keyifli olmayacaktır. Kaldı ki; tesis, hava durumuna bağlı olarak bazı Ride’ları o gün; yada belirli saatler için çalıştırmayabiliyor (biz gittiğimizde yağan birkaç saatlik yağmurun birkaç eğlenceyi ertelememize neden olduğu gibi); ki bu da Disneyland deneyiminizin eksik kalmasına sebep olabilir. Bu noktada bizim gibi İlkbaharda gitmeyi tercih ederseniz kuvvetle muhtemel denk geleceğiniz en keyifli programlardan biri “The Spring Parade” geçit gösterisi olacaktır. Bunun gibi tüm Disney Karakterlerinin Geçit Törenini, Prenses Ablaların yada Mickey’nin hangi saatte, nereden geçeceğini… daha sabahtan çok iyi bellemeli ve programınızı ona göre yapmalısınız ki; miniklerinizin (ve pek tabii sizin de) Disneyland deneyimleri gerçekten mükemmelliğe ulaşmış olabilsin. Bu programların gün, saat, başlangıç noktası ve içeriği ile ilgili daha detaylı bilgi için mutlaka Disneyland’in web sayfasına ve girişten edineceğiniz haritalar üzerindeki notlara göz atmalısınız. “Sihirli Krallık” o kadar büyük ki; bu notlara bakılmadığı takdirde hemen yan sokağınızda hayallerinizdeki gösteri süregeliyor ve sizin ruhunuz bile duymuyor olabilir! Benden söylemesi; sonra hayıflanmayın…

FAMILY HUG | 25


26 | FAMILY HUG Bunlara ilaveten her zaman City hall ve çevresinde dolaşmak süprizlerle doludur ve fotoğraf çekimleri için size en iyi kareleri sunar. Atlı tramvay, Disneyland’de yer alan bir diğer güzelliktir; ister binersiniz ister önünde resminizi çekersiniz… Fantasyland’de Uyuyan Güzel'in Şatosu’ndan geçip masalların dile gelişine şahit olabilir; The Main Street’te yürüyüş yapıp birşeyler atıştırarak; karşılaşacağınız komik kostümlü karakterlerin, birbirinden ilginç araçların keyfini çıkartabilirsiniz. “Bebişlere Uygun Yiyecek Birşeyler Bulabilecek Miyiz?!” Cevap veriyorum: Evet! Disneyland içerisinde yer alan tüm restoranlarda mama sandalyesi ve çocuk menüleri mevcut... Taze sıkılmış meyve sularından dilim dilim kesilmiş elmalara kadar işinize yarayabilecek atıştırmalıklar; meyveler, sebzeler...-hiç merak etmeyin-hayatınızı kolaylaştırıyor. Bunlar dışında özellikle tavsiye etmek istediğim bir restoranın; gördüğüm en kapsamlı şubelerinden biriyle Park sonrası alışveriş ve yemek için dolaşacağınız harikalar diyarı Downtown Disney'de yer alan (evet Downtown Disney’i de not alın ve buranın da köşe bucak mağazalarıyla, restoranlarıyla, belirli saatlerdeki gösterileriyle… ailecek keyfini MUTLAKA iyi sürün!) “Rainforest Cafe” olduğunu da antiparantez belirteyim. Walt Disney World Park Disneyland'ın hemen yanında yer alan bu parka da 1 gün ayırmalısınız. Disneyland’den sonra biraz daha küçük gibi görünse de burada da yapacak öyle güzel şeyler var ki: • "Cars Quatre Roues Rallye"e ve • "Slinky Dog Zig Zag Spin"e binip Şimşek McQueen'e doyabilirsiniz; • "Singing in the Rain"cilik oynayıp serinleyebilirsiniz;


FAMILY HUG | 27 • Backlot'ta "Moteurs, Action! Stunt Show'da yan giden arabaları; koca koca tankerlerin filmlerde nasıl patlatıldığını izleyebilirsiniz (tabii hepsinin birer “şaka” olduğunu minnoşlara anlatabilmek kaydıyla!); • ve "Behind the Magic, Studio Tram Tour"'a katılabilirsiniz. Bunların hiçbiri 0-6 yaş grubu için bir hız, tehlike vs içermiyor. Disneyland Paris Hakkında Şuradan Buradan Notlar… • Disneyland Paris 1992 yılında sizin de hatırlayacağınız gibi “Euro Disney” adıyla açılıyor ancak daha sonra isim 1994 yılında Disneyland Paris olarak değiştiriliyor. • Geneline bakıldığında (2 temalı park, 6 otel, alışveriş yerleri, kamp ve golf alanlarıyla) Dünyadaki 2. Büyük Disney bölgesini oluşturuyor. • İçerisinde alkol satılan tek Disneyland burası. • Çalışma saatleri: Disneyland Park > 10:00-22:00; Walt Disney Studios > 10:00-19:00. Avantajlı bilet yada otel fiyatları ve kampanyalar için web sayfasını takip etmekte fayda var. • Çocukların uyku saatini denk getirebilirseniz Disney Dreams Show da kaçmaması şiddetle tavsiye edilen gösterilerden: Işık, renk, lazer ve havai fişek gösterilerden oluşan bir Showla böyle büyülü bir Disney gününe veda etmek gerçekten şahane oluyor. Tam saat ve tarihler için yine kitapçıklara ve internet sayfasına bakmayı unutmayın. (Ve de kesinlikle vakitlice gidip çocuklarla rahat izleyebileceğiniz güzel bir yer kapın!)

• Disney’in otellerinden birinde kalıyorsanız ve tatiliniz sırasınca bir doğumgünü kutlamanız olacaksa otele girişte pastanızı ne zaman ve nereye istediğinizi belitebiliyorsunuz. ;) • Yemek rezervasyonlarından merak ettiğiniz her tür soruya kadar ihtiyaç duyabileceğiniz yardımları City Hall’den temin edebiliyorsunuz. • Puset kiralama ve alt değiştirme/bakım odaları da tesis içerisinde çeşitli noktalarda mevcut. • Daha az kuyruk beklemek isterseniz haftaiçi gitmeyi tercih edin. • Havaalanından kalkan VEA Airport Shuttle’a binerseniz sizi direk Disney’e ulaştırıyor. (3 yaş altı ücretsiz.) Aynı zamanda parkın hemen çıkışında yer alan tren garından RER, TGV, and Eurostar’a da binebilir ve hemen hemen her yere ulaşabilirsiniz. • Ve son olarak: bazı aktivitelerde ıslanabilir ve de kirlenebilirsiniz. -Çocuklu aileye bu hatırlatılmaz ama- yanınızda yedek kıyafet taşımayı sakın unutmayın! Disney’in sihirli dünyasında elbet bunlardan fazlası da vardır. Bunlar, bizim bu ilk seferimizde yaptığımız; çok küçük çocuklarla birinci elden denenmiş ve gönül rahatlığıyla sizlere tavsiye edebildiğim aktiviteler. Buradan sonrası Disney’in sihirli dünyasında sizlere kalıyor. Sizin de en az bizler kadar unutulmaz ve sihirli bir tatil geçireceğinizi umar; ailecek çooook keyifli gezmeler dilerim!

NİLSU EMRE


28 | FAMILY HUG

Çocuğumuzla Kalİtelİ Zaman

Baharın bu güzel ilk ayında yine Merhabalar

Geçİrmek, Pekİ

Ayşegül İŞLEKELLER BOZCA

Bu Ne Demek?


FAMILY HUG | 29 Baharın bu güzel ilk ayında yine Merhabalar , Yoğun çalışıyoruz, yoruluyoruz buna bir de bahar yorgunluğu ekleniyor ve eve geldiğimizde günlük işlerimizi hızlıca tamamlamak ve dinlenmek istiyoruz. Ama aklımızı kurcalayan bir şey var o da çocuğumla kaliteli zaman geçirdim mi? Nedir bu kaliteli zaman? Ne kadar zaman geçirmeliyim ki yeterli olsun? Ve bu zamanı nasıl yaratmalıyım? Bu yazımızda cevap arayacağımız sorular olacak. Kaliteli zaman nedir? Kaliteli zamanın tanımını yapmak zor olsa da, çocuğunuzun ve sizin birlikte geçirdiğiniz zamandan zevk alarak, birbiriniz ve dünya hakkında yeni şeyler öğrenmeniz olarak tanımlanabilir. Kaliteli zaman ne kadar olmalı? Bu noktayı tabii ki sizin yaşam tarzınız, günlük çalışma sisteminiz belirleyecek. Fakat en önemli söylenecek şey çocuğunuzla geçirmek istediğiniz kaliteli zamanın süresi değil içeriği ve niteliğinin önemli olduğudur. Bu zamanda neler yaptığınız, sizin neler gözlemlediğiniz, onun neler öğrendiği önemlidir.

Çocuklar neden bu zamana ihtiyaç duyarlar? Aslında çocukların ihtiyaç duyduğu ailesiyle, ona en çok değer veren insanlarla zaman geçirmek ve yeni şeyler öğrenmektir. Bu çocuğun iletişim becerilerini geliştirecek, kendisine ve çevresine güven duygusunu arttıracak, ailesini tanımaya ve ailesiyle birlikte dünyayı tanımaya fırsat verecektir. Dünyayı tanımak çocuklarımızın gün içindeki tek hedefidir. Annem ya da babam nelerden rahatsız oluyor? Neden? İyiler kimdir, kötüler ne yapar? Çevrede bizi ne gibi tehlikeler bekleyebilir? Neden balıklar yüzer, kuşlar uçar? Camın önündeki ağaç neden yeşil yapraklar çıkarıyor, daha üç-dört ay önce tüm yapraklarını yerlere bırakmıştı? gibi milyonlarca bilgiyi ailesiyle, şarkılarla, masallarla, yaptığı resimlerle, izlediği çizgi filmlerle öğrenmeye çalışırlar. Kaliteli zaman geçirmede ise karşılıklı bir öğrenme söz konusu. Çocuğunuz her gün yeni şeyler öğreniyor, değişiyor, büyüyor. Siz de çocuğunuzun değişen gelişen özelliklerini gözlemleme ve öğrenme şansını kendinize yaratıyorsunuz. Bir anda ne kadar da büyüdü, yerine her aşamasında ben yanındaydım, ondan çok şey öğrendim, birlikte çok güzel zaman geçirdik diyebiliyorsunuz.


30 | FAMILY HUG Nasıl zaman yaratabilirim? Yoğun çalışıyor, eve geldiğinizde ise yapacak işeriniz olduğundan yakınıyorsanız. İşte sizin tüm bunları yaparken en büyük yardımcınız ve enerji kaynağınız çocuğunuz. Bu akşam yemeğini hazırlarken, yemeğin içine koyduklarınızı tanıtarak başlayabilirsiniz. Bu arada uygun bir dolabın içindeki plastik saklama kaplarını sizin için düzenleyebilir.

Bu hazırlıklar bittiğinde ise 15-20 dk yı tamamen çocuğunuza ayırmanız onun için yeterli olacaktır. Bu zamanda kitap okuyabilir, resimler üzerinden tartışabilir, boyama çalışmaları yapabilir, oyuncaklarıyla oynayabilirsiniz. Gelecek ay bahar aylarında çocuklarınızla birlikte yapabileceğiniz kaliteli zaman etkinliklerini inceliyor olacağız. Huzurlu, mutlu, tadına vararak geçireceğiniz bir Mart ayı diliyorum. Ayşegül İŞLEKELLER BOZCA Eğitim Uzmanı-Danışman


FAMILY HUG | 31


32 | FAMILY HUG

Anneysen.com Yenilendi!


FAMILY HUG | 33

Uluslararası arenada ödüllere sahip, Türkiye’nin en çok takip edilen annelere özel web sitesi Anneysen.com, altyapısı ve tasarımını tamamen yeniledi. Türkiye’de internet üzerinde anneler ve anne adayları için en önemli bilgi kaynaklarından biri olan anneysen.com, kendileri de birer anne olan Pınar Şimşek ve Aylin Çakır tarafından 2010 yılında kuruldu. Anne ve anne adayları için hem uzman bilgisi alabilecekleri, hem de diğer annelerle iletişim kurarak yaşanmış tecrübelerden faydalanabilecekleri bir platform olarak anne çocuk internet sektöründe hızla yükseldi. Kuruluşundan bu güne Innovate 2010 ve Genç Liderler ve Girişimciler (JCI) Derneği ödülü de dahil 5 ayrı ödülün sahibi olan site, 2012’de internet dünyasının tecrübeli ismi Çağlar Erol’dan ve 2013’te Melek Yatırımcı Hasan Aslanoba tarafından yatırım aldı. 2015 yılını yeni altyapı ve tasarımıyla karşılayan Anneysen.com’un kurucu ortağı Pınar Şimşek, sitenin yenilenme ihtiyacının, Dünya’da ve Türkiye’de internette yaşanan gelişmelerden ve kullanıcı alışkanlıklarındaki değişimlerden kaynaklandığını ifade ediyor. Bu doğrultuda siteye yapılan geliştirmeleri Şimşek, şöyle sıralıyor: • Mobilde siteyi ziyaret eden annelere responsive site tasarımı üst düzeyde hizmet verme • Uzmanlarla iki yönlü iletişime ek olarak uzmanları takip etme, randevu talebi yapma • Bilgiye erişimi Videolar ile de sağlama • Site içi bildirimlerle verilen cevap, yapılan beğen ve paylaşımlara anında ulaşma • Zaman Tüneli yapısında site geneli ve kategori alanlarında üretilen içeriklere kolay erişim • Anneysen Çarşı ile markalar ve anneler arasında iki yönlü bir iletişim kurma Anne hedef kitlesine ulaşmak isteyen markalara yeni nesil olanaklar sunan anneysen. com, 2015’te de büyük hedeflere koşuyor.


34 | FAMILY HUG bira döküp hayatta kalmaya çalıştığınız, günlerce tek kelime bile konuşmadığınız oldu mu? Dayak yedikten sonra girdiğiniz komadan bir gözünüzü kaybetmiş olarak çıkıp tekrar parklara döndüğünüz… Annenizi kaybettikten sonra hapiste yatarken babanızı kaybettiğiniz oldu mu? Benim oldu! Peki ya sonra o yabancı ülkenin dilinde şakır şakır konuşup hatta seslendirme yönetmenliği bile yaptığınız… O ülkedeki Siz hiç 150 kilo oldunuz filmlerde başrol oynadığınız… 70 kilo verip filinta gibi mu? olduğunuz… Yeni ve mutlu bir Sizin hiç yabancı bir ülkede hayat kurduğunuz…

EVRENDEN TORPİLİM VAR

bavulunuzu kaybettiğiniz, sabahları mısır gevreğine

Doğru beslenme alışkanlığı çocuklukta başlar! Sevgili anneler! Beslenme saatine hazır mısınız? İşte ilk kural: Severek yiyen çocuklar, sağlıklı büyür! Çocuğumuza bebekliğinden

BESLENME SAATİ

itibaren kazandıracağımız doğru yeme ve beslenme alışkanlıkları, onun sağlıklı bir yetişkin olmasında önemli bir rol oynar… “Sayarak Zayıfla” yöntemini geliştiren Doktor Ayça Kaya bu kez çocuklarımız

için kolları sıvadı ve ortaya Beslenme Saati çıktı. Kilo kontrolü... Çocuk beslenmesinin püf noktaları... Çocuklar için besleyici yemek tarifleri... Gebelik döneminde beslenme…

KİMSE TEK BAŞINA KURTULAMAZ Yakından bakınca hepimize çok benzeyen bir çiftin hikâyesi. Çok sevdiler. Delicesine âşık oldular. Evlendiler ve iki çocukları oldu. Yıllar geçti ve şimdi yeni ayrılmış çocuklu bir çift olarak yaz tatillerini planlamak üzere bir akşam yemeğinde buluştular. Birbirlerine dokunmadan,

suratları asık ve dillerinde özenle seçilen sözcükler, karşılıklı oturuyorlar. İkisinin de aklında aynı sorular… Nerede yanlış yaptılar acaba? O tutkulu aşk ilk kez ne zaman öfkeye dönüştü? Belki de çocukken yeterince


FAMILY HUG | 35

SOYTARIM LEAR

TAVSİYE

Altıdan Sonra Tiyatro ve Pangar ortak yapımı Soytarım Lear, mart ayı boyunca Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde...

W. Shakespeare’in “Kral Lear” oyunundan Yiğit Sertdemir’in uyarlayıp yönettiği Soytarım Lear, İstanbul Tiyatro Festivali’nin katkılarıyla 2014 mayıs ayında 19. İstanbul Tiyatro Festivali’nde dünya prömiyerini yaptı. Yazan: W. Shakespeare Uyarlayan - Yöneten: Yiğit Sertdemir Sahne Tasarımı: Candan Seda Balaban Müzik: Tuluğ Tırpan Kostüm, Maske, Kukla, Makyaj Tasarımı: Candan Seda Balaban Işık Tasarımı: Yüksel Aymaz Ses Tasarımı: Meriç Şeker, Aras Tüysüz, Okan Yalabık Oyuncular: Tomris İncer, Berkay Ateş, Demet Evgar, Okan Yalabık, Sezin Akbaşoğulları, Umut Kurt, Yiğit Sertdemir Akordeon: Hakan Ali Toker

Kontrbas: Aydın Balpınar, Çiğdem Tachouli Bu güçlü ve şimdiye dek belki de binlerce kez sahnelenmiş oyun, bir tragedya. Ancak biz yolculuğumuza, Lear’ın ve çevresindekilerin hikâyesini; Lear’a en yakın kişi olan, bütün gerçekleri ve fikrini hiç çekinmeden dillendirebilen, fakat her nasılsa oyunun bir yerinde kaybolan ve bir daha adı bile geçmeyen, Soytarı’nın gözünden başladık. Oyunun o bilinmedik anında kaybolan Soytarı, yanına aldığı bu hikâyeyi, başka soytarılarla yeniden anlatmayı seçse; Lear’ın yaşadıklarını, hem de kendi gözünden paylaşmayı tercih etse, ortaya ne çıkardı? Bu nedenle oyunu grotesk dille yeniden yaratmak ve seyirciyle “soytarıca” bir Lear hikayesini paylaşmak istedik.

PATRON DEĞİL LİDER OL

Başarının Elinde

Anahtarı

Liderin

Başından kriz geçmemiş bir şirkete tarihte hiç rastlanmamış. Zaman değiştikçe ve insanlık geliştikçe bu krizleri atlatmanın, hatta onları birer fırsata dönüştürmenin yolunu bulmak da kaçınılmaz olmuş. İşte, ABD’nin tanınmış motivasyon koçu Simon Sinek yeni kitabında tam da bu konudan hareketle liderlere sesleniyor. Krizlerle, borçlarla, huzursuz ve güvensiz çalışma ortamıyla çalkanan şirketlerin liderlerine işlerini, itibarlarını ve güvenilirliklerini yeniden kazanmanın, dolayısıyla sürdürülebilir başarının yollarını gösteriyor.


36 | FAMILY HUG

Yapabileceklerini keşfetmeye hazır mısın?


FAMILY HUG | 37

familyhugatolye.com AtaĹ&#x;ehir


38 | FAMILY HUG


FAMILY HUG | 39

Hatırlatma Dergi içeriği sadece bilgilendirme amaçlı olup hiç bir şekilde tıbbi öneride bulunma amacı taşımaz. Derginin okuyucuları riski tamamen kendilerine ait olmak üzere dergi ve içeriğine erişmeyi kabul ederler. Derginin yazılması ve yayınlanmasında görev alan ve üçüncü kişiler erişimden ve/veya dergideki bilgilere güvenmelerinden kaynaklanan herhangi bir zarar ve/veya kayıptan sorumlu tutulamazlar. Dergi, diğer web sitelerine linkler ve köprüler içermektedir. Family Hug, söz konusu sitelerinin içeriklerinden ve bu sitelerden dolayı kaynakla-nan herhangi maddi ve manevi zarar ve kayıplardan sorumlu tutulamaz. İçerikteki yazı ve resimlerin izin alınmadan, izin alındıktan sonra da kaynak gösterilmeden yayınlanması yasaktır.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.