Family Hug Ekim 2014

Page 1

Türkiye’nin tüm aileyi kucaklayan ilk online dergisi

FAMILY HUG www.familyhug.us

Biradambirbebek Temmuz 2013 Yıl 1 Sayı 6

Ekim 2014 Yıl 2 Sayı 9

ÜSTÜN ZEKALI ÇOCUK EĞİTİMİ

Emzirme Haftası

ÇOCUKLUK DÖNEMİ UYKU PROBLEMLERİ

Emzirme döneminde sağlıklı beslenmek ve kilo vermek Dünya genelindeki annelerin farklı emzirme deneyimleri ve yaklaşımları

GDO...

Genetİğİ Değİştİrİlmİş Ürünler hakkınDA BİLMEK İSTEYECEKLERİNİZ...

İNTERNET KULLANIMI VE AİLELERİN DİKKAT ETMESİ GEREKENLER


Family Hug Biradambirbebek

İMTİYAZ SAHİBİ Turcreative adına Cesur Doruk

Cesur Doruk .... .... On beş sene önce daha güzeldi buralar Yüz senelik aşkları anlatırlardı çınar altında kasketli amcalar Şimdi yüz dakika sürmeyen gecelik aşklar var Çarşı çok kalabalık, sokaklar masa sandalye dolu. Ne çok satıcı var, her köşe başı, incik boncuk Kaldırımlar aynı hala, yol gösteriyorlar kıvrımlarıyla bana Damla sakızı kokusu alıyorum. Işıklı tabela dikkatimi çekiyor daracık sokakta Tek camlı, bir basamakla çıkılan ufak dükkanın üzerinde parlıyor. Mavi zemin üzerine beyaz el yazısıyla yazılmış “Sherisa” .... .... (Sherisa’dan) Bir de kısa not: Daha sağlıklı nesiller ve bebeklerin anne sütüyle beslenme hakkının tanınması, konunun önemi ve gündem oluşturması amacıyla, tüm dünyada 1-7 Ekim haftası “Emzirme Haftası” olarak kutlanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bebeklerin ilk 6 ayda sadece anne sütü ile beslenmesini sağlıklı yaşam için vazgeçilmez seçenek olarak önermektedir. Cesur d.

GENEL YAYIN YÖNETMENİ Cesur Doruk REKLAM Turcreative BÖLÜM EDİTÖRÜ Pemra Uğural BÖLÜM EDİTÖRÜ Görkem Pamukçu YAZARLAR Pemra Uğural Tuğçe Acaröz Oğuz Ayşegül İşlekeller Bozca Sernaz Çakır Ercil İrem Doruk İrem Akter Seniha Naşit Gürçağ Süheda İmamoğlu Eğitim bölümü için Özel Sezin Okulu’na teşekkürler ONLİNE DAĞITIM familyhug.us Turkcell Dergilik İLETİŞİM bilgi@turcreative.com



4 | FAMILY HUG

Dünya Genelindeki Annelerin Farklı Emzirme Deneyimleri ve Yaklaşımları Emzirme ürünleri grubunda 30 yıldır emziren annelerin en güvendiği marka Lansinoh tarafından yayınlanan uluslararası “Emzirme Araştırması 2014” ilginç veriler ortaya koyuyor. İngiltere, Amerika, Brezilya, Çin, Fransa, Almanya, Macaristan, Meksika ve Türkiye olmak üzere 9 ülkede, 18-40 yaş arasında, bebeği 2 yaşının altında olan 13 bini aşkın anne ve hamilelerin katıldığı araştırma sonuçları, dünya genelindeki farklılıkları ortaya koyarken, bir yandan da emzirmenin evrensel bir deneyim olduğunu gösteriyor. Anneler, "bebekleri daha sağlıklı olsun diye" emzirmeyi seçiyor Lansinoh tarafından yapılan araştırmada, annelere neden emzirmeyi seçtikleri sorulduğunda, araştırmaya katılan tüm ülkelerde, annelerin büyük bir çoğunluğu "bebeğimin sağlığı için" yanıtını verdi. Bebeklerinin sağlığı için emzirmeyi seçen annelerin oranı en yüksek Brezilya'da yüzde 91, en düşük Fransa'da yüzde 76. Türkiye'de ise bebeğimin sağlığı için emziriyorum diyen annelerin oranı yüzde 89. Araştırma yapılan tüm ülkelerde annelerin çok büyük bir bölümü kendileri emzirmiş olsalar da olmasalar da "emzirmek bir bebeği beslemenin en doğru yoludur" diyor. Türkiye'de bu oran yüzde 96,8.


FAMILY HUG | 5 Annelerin ideal emzirme süreleri ve bu hedefleri gerçekleştirme oranları ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor ancak Türkiye bir istisna! Lansinoh'un araştırmasına göre; yedi ülkedeki (Brezilya, Çin, Almanya, Macaristan, Meksika, İngiltere ve ABD) annelerin büyük oranı ideal emzirme süresinin 6-12 ay olduğunu belirtiyor. Fakat sadece Çin'de anneler bu hedeflerini yüksek oranda gerçekleştirebiliyor. Fransa'da ise hem hedeflenen emzirme süresi oldukça kısa 3-6 ay, hem de bu hedefi gerçekleştirebilen annelerin oranı sadece yüzde 31. Türkiye ise bu konuda bir istisna. Annelerin yüzde 53'nün hedeflediği emzirme süresi 12-24 ay ve yüzde 43 oranında bu hedef gerçekleşiyor. (Dünya Sağlık Örgütü ilk altı ay sadece anne sütü, sonrasında da ek gıdalarla birlikte 2 yaşına kadar anne sütü verilmesini öneriyor.) Tüm dünyada annelerin ortak sorunu "Gece emzirmek için uyanmak" Araştırmaya katılan dokuz ülkede de; "gece emzirmek için uyanmak", emzirme zorlukları konusunda verilen en yaygın üç cevap arasında yer alıyor. Türkiye'de emziren annelerin yüzde 37,7’si bunun kendileri için en büyük zorluk olduğu görüşünde. Türkiye'deki emzirme zorluğu konusundaki en yaygın cevaplar ve oranlar ise şu şekilde: Toplum içinde emzirmek zorunda kalmak (yüzde 30,5) , emzirmeye bağlı yaşanan ağrılar (yüzde 30,2).


6 | FAMILY Alman anneler hariç tümHUG yeni annelerin ka- Toplum içinde emzirmeyi “tamamen doğal” bul ettiği gerçek: Suçluluk Duygusu bulanların oranı yüzde 38 iken, Türk annelerinin yüzde 25’i toplum içinde emzirmeyi “kaçıLansinoh’un emzirme araştırmasında, anne- nılmaz” buluyor. lere "bebeğinizi emziremeseydiniz kendinizi suçlu hisseder miydiniz?" sorusuna 9 ülke- Araştırmaya katılan ülkedeki kadınların büyük nin 8'inden çok yüksek oranda "evet" cevabı bir çoğunluğu göğüs pompası kullanıyor ya da geldi. Sadece Almanya'daki anneler yüzde 61 kullanmayı düşünüyor oranıyla "hayır" dedi. Türkiye'de ise "Emziremeseydim kendimi suçlu hissederdim" diyen Lansinoh'un emzirme araştırmasına göre; Türannelerin oranı yüzde 91. kiye'de bu oran yüzde 72,6. Göğüs pompası Toplum içinde emzirmek en çok Türkiye’de kullanan ya da kullanmayı düşünen annelerin "yanlış" bulunuyor oranı yüzde 85 ile Çin'de en yüksek, yüzde 65 Araştırmaya göre; Çin ve Fransa, toplum için- ile Fransa'da ise en düşük. de emzirmeyi en yüksek oranda "utandırıcı" bulan ülkeler. Diğer yandan; İngilter, ABD "Lansinoh’un gerçekleştirdiği bu araştırma ve Brezilya'daki annelerin büyük çoğunluğu dünya genelinde emzirmeyle ilgili farklılıkları toplum içinde emzirmenin "tamamen doğal" gözler önüne sererken, bir yandan da emzirmeolduğunu düşünüyor. nin evrensel ve benzer bir deneyim olduğunu olduğunu gösteriyor. Tüm ülkelerde annelerin Toplum içinde emzirmenin en yüksek oran- daha uzun süre emzirmeleri için birçok kamu da "yanlış" olduğunu belirten ülke ise Türkiye politikası yürütülüyor. Bu araştırma ise hayat(yüzde 20). larının tam da emzirme döneminde olan annelerin gözünden, emzirmeye bakışı ve emzirme Türkiye’de toplum içinde emzirmeyi "utandı- yaklaşımlarını ortaya koyuyor." -Lansinoh Türrıcı" bulanların oranı yüzde 17; "yanlış" bu- kiye Tüketici Kanalı Pazarlama Müdürü Derya lanların oranı ise yüzde 20 olarak karşımıza İşçioğlu çıkıyor.


FAMILY HUG | 7


8 | FAMILY HUG

“Star Wars Asiler” için Çekilen Işın Kılıçları’yla Guinness Dünya Rekoru Kırıldı! Türksat 4A 12423 H-Yatay 3000 FEC¾ frekansı üzerinden şifresiz yayınlanmaya devam eden Disney Channel’ın yepyeni çizgi filmi Star Wars Asiler’in dünya lansmanı kapsamında Multi Turkey bünyesindeki Forum Alışveriş Merkezleri ve Gordion AVM işbirliğinde çok özel bir etkinlik düzenlendi. Etkinliğin Forum İstanbul ayağında gerçekleştirilen ve her yaştan Star Wars hayranının yanı sıra moda, sanat, televizyon ve cemiyet dünyasından ünlü simaların çocuklarıyla birlikte katıldığı kırmızı halı daveti renkli görüntülere sahne oldu.

Star Wars Asiler’in Disney Channel’da başlaması şerefine Disney Channel ve Multi Turkey işbirliğinde gerçekleştirilen etkinliklere Forum Istanbul AVM düzenlediği kırmızı halı etkinliğiyle ev sahipliği yaptı. Davete Naz Elmas, Özlem Yıldız, Ayşe Kucuroğlu, Bennu Gerede, Ömür Gedik, Ebru Destan, Esin Övet, Ayşe Tolga, Tuğba Coşkun ve Oben Budak gibi moda, sanat, televizyon ve cemiyet dünyasının tanınmış simaları çocuklarıyla birlikte katılım gösterdi.

Etkinliğin gerçekleştiği tüm illerde toplam 601 Star Wars hayranının oluşturduğu kalabalık sayesinde dünyada bir ilk gerçekleştirildi ve “En Geniş Katılımlı Işın Kılıcı Eğitimi” kategorisinde Guinness Dünya Rekoru kırıldı. Rekor denemesi sırasında katılımcılar Işın Kılıcı kullanmanın inceliklerini öğrendiler. Rekor tescili ile birlikte eğitim sertifikalarıyla ödüllendirilen katılımcılara daha sonra Türkiye’de ilk defa Star Wars Asiler’in 44 dakikalık özel bölümünü izleme fırsatı da sunuldu.

İşbirliği kapsamında aralarında İstanbul, İzmir, Trabzon, Aydın, Mersin, Kayseri, Gaziantep, Denizli ve Ankara’nın bulunduğu 9 ilde eş zamanlı düzenlenen etkinliklerde toplamda 601 kişilik katılım ile “En Geniş Katılımlı Işın Kılıcı Eğitimi” kategorisinde Guinness Dünya Rekoru kırıldı. Rekoru takiben Disney Channel’da 4 Ekim’de yayınlanacak Star Wars Asiler’in 44 dakikalık özel bölümünün Türkiye’deki ilk gösterimi yapıldı.


FAMILY HUG | 9 Star Wars Asiler Jedi Padawan Akademisi Forum İstanbul’da! Disney Channel’ın yepyeni çizgi filmi Star Wars Asiler’in 4 Ekim’de ekranlara gelmesi şerefine Forum İstanbul efsanevi bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. 20-21 Eylül tarihlerinde gerçekleşen “Star Wars Asiler Jedi Padawan Akademisi”ne katılan tüm çocuklar, unutulmaz serinin popüler karakterleri Jedi’lardan bir Jedi olmanın inceliklerini ve Işın Kılıcı kullanmanın ustalıklarını öğrendi. Etkinlik kapsamında çocuklar ayrıca Klon Birliği Mensuplarından Stormtrooper’lar ile tanışıp, fotoğraf çektirme şansına da sahip oldu. Çocuklarla birlikte tüm ailenin keyifle vakit geçirebilmesi için tasarlanan ve iki günün toplamında 1000’den fazla ziyaretçinin ağırlandığı etkinlikte katılımcılara Jedi’lar tarafından ışın kılıcı eğitimi verilerek “Güç”ün öneminden bahsedildi. Eğitimin yanı sıra çocuklara etkinlik alanındaki Işın Kılıcı ve Lego Yapımı Atölyeleri’ne katılarak kendi Lego karakterlerini ve ışın kılıçlarını yaratma fırsatı da sunuldu. Akademi eğitimleri sonrasında ‘Jedi Sertifikası’yla ödüllendirilen çocuklar, daha sonra efsane karakterlerle bir araya gelerek fotoğraf çektirme şansına sahip oldu. Macera 4 Ekim’de Başlıyor! Star Wars Asiler, Türkiye’de 4 Ekim Cumartesi günü saat 11:00’de 44 dk’lık özel bölümüyle Disney Channel’da başlıyor. 17 Ekim’den itibaren ise her Cuma saat 18:00’de yeni bölümleriyle yine Disney Channel’da hayranlarıyla buluşmaya devam edecek. Disney Channel’ı Türksat 4A üzerinden şifresiz izleyebilmek için televizyonunuzu12423 H-Yatay 3000 FEC¾ frekansına ayarlayın.


10 | FAMILY HUG


FAMILY HUG | 11


12 | FAMILY HUG

Emzİrme dönemİnde sağlıklı beslenmek ve kİlo vermek


FAMILY HUG | 13 Doğum sonrasında anneler hem ideal kilolarına en kısa sürede ulaşmak isterler hem de emzirdikleri için diyete pek sıcak bakmazlar. Hem emzirmek hem de kilo vermek ikilem gibi gözükse de sağlıklı ve dengeli beslenerek anne sütünü artırmak da hamilelik kilolarından kurtulmak da mümkündür. anneysen.com Beslenme ve Diyet Uzmanları’ndan, Diyetisyen Sernaz Çakır Ercil; emziren annelere doğum kilolarını nasıl ve ne zaman vermeye başlayabilecekleri konusunda bilgiler verdi ve beslenme önerilerinde bulundu. 1. Doğum kilolarını hızlı ya da yavaş vermek hem hamilelikte alınan kiloya hem de emzirmeye bağlı olarak değişebilir. 2. Hamileliğin ilk üç ayı içerisindeki ağırlık kazanımının 2-3 kg, daha sonraki dönemlerde ise haftalık 0.5 kg olması beklenir. Boyu ve kilosu normal olan anne adaylarında ağırlık kazanımının 12.5-17.5 kg arasında, zayıf olanlarda 14-20 kg arasında, şişman olanlarda ise 7-12 kg arasında olması önerilir. 3. Ortalama olarak hamilelikte 12.5-17.5 kg alan anneler birkaç ayda eski kilolarına dönebilirler. Eğer yüksek kiloyla hamileliğe başlandıysa ya da tavsiye edilenden daha fazla kilo alındıysa eski kiloya dönmek 1 yıl ya da daha uzun bir süre gerektirebilir.


14 | FAMILY HUG 4. Önemli olan annenin kilo verme süreci için kendini hazır hissetmesidir. Emzirme dönemi, emzirmeyle beraber günde 500 kalori fazladan yakılacağından kilo vermek için iyi bir dönemdir. Bilinçsiz diyetler ise annenin sütünü azaltacağından mutlaka diyetisyen kontrolünde sağlıklı beslenerek kilo vermek gerekir. Cum nat eria velit am qui dio.

Ut plitate omni dolore comnimp oreprat 5. Annenin idealissimolene kilosunavoluptate possediate et ut ut et ulaşması için beslenmevelproglaborem ventia corerovit autramı diyetisyeni tarafından; Perescre isuamquemus,

annenin beslenme alışkanlıkları, günlük yaşantısı, kan değerleri, herhangi bir rahatsızlığı olup olmadığı göz önüne alınarak planlanmalıdır.

6. Sağlıklı beslenildiğinde annenin süt miktarı ve süt kalitesi de artacağından doğumdan sonraki ilk 20 gün sonrasında diyetisyen ile sağlıklı ve dengeli beslenme programına başlanabilir.

7. Emzirme döneminde ideal kilo verme aralığı ayda 2-4 kg’dır. Ancak bu durum annenin sağlıklı beslenmeye uyumuna, motivasyonuna, herhangi bir rahatsızlığı olup olmadığına, metabolizma hızına ve fiziksel aktivitesine göre değişebilir. 8. Yeni anne olmak ve emzirme dönemi şüphesiz kadının psikolojik olarak büyük değişimler yaşadığı bir süreçtir. Bu dönem-

de bazen annenin kilo alması da mümkündür. Aslında bu özel dönemde kiloyu fazla düşünmemek gerekir. Çünkü stresin de kilo vermeye negatif etkisi olabilir. Kaygıdan, tedirginlikten ya da sadece yemek zamanını düşünmekten kurtulmak için bebeği yürüyüşe çıkarmak, arkadaşlarla telefonda konuşmak ya da gazete, dergi okumak en keyifli oyalanma yollarıdır.


FAMILY HUG | 15 9. Hamilelik sonrasında tedbirli seçimler yapmak sağlıklı kilo kaybını destekler. Emzirme döneminde gıdaları çeşitlendirmek ve dengeli beslenmeye özen göstermek önemlidir. 10. Meyve, sebze ve tam tahıllı gibi yüksek lif içeren besinler uzun süre tokluk ve bazı önemli besinlerin alınmasını sağladığından kilo vermeye yardımcı olur. 11. Besleyici değeri yüksek, kalorisi düşük az yağlı yiyecekleri tercih etmek önemlidir. (Örnek: Balık: İçeriğindeki DHA ve elzem Omega-3 ile yenidoğanın beyin gelişimine ve bağışıklık sistemini geliştirmeye yardımcı olur.) 12. Porsiyonları küçültmek, özellikle sıklıkla yenen ve sevilen geleneksel yemekleri daha küçüğüyle değiştirmek, her zaman işe yarar. 13. Öğün atlamamaya ve böylelikle yararlı besinleri kısıtlamamaya özen gösterilmelidir. 14. El altında sağlıklı besinlerin bulundurulması ve kaçamaktan kaçınmak gerekir. 15. Su içmek kesinlikle ihmal edilmemelidir. Gün içerisinde 3 lt su içmek hem metabolizmayı hızlandırır hem vücudun susuz kalmasını önler hem de tok tutmaya yardımcı olur. Emzirenler için süt artırıcı en temel besin öğesinin su olduğu unutulmamalıdır! Sernaz Çakır Ercil


16 | FAMILY HUG


FAMILY HUG | 17

Her kurban, lösemili çocuklara can! Kurban Bayramı’nda LÖSEV’e vekalet vererek hem kurbanlarınızı dini usullerle kestirebilir hem de bu bağışlarınızla lösemili ve kanserli çocuklarımıza hayat verebilirsiniz.

BANKA

ALO LÖSEV

İNTERNET online bağış

LÖSEV

0 532 755 06 60 0 312 447 06 60

bağış ekranlarından

losev.org.tr

www.losev.org.tr LÖSEV, kâr amaçsız ve kamu yararına çalışan bir vakıftır. Gelirinin tamamı, lösemi ve kanserle mücadeleye aktarılmaktadır.


18 | FAMILY HUG

İNTERNET KULLANIMI VE AİLELERİN DİKKAT ETMESİ GEREKENLER İnternet... Hangimiz vazgeçebiliriz? Sanırım hiç birimiz. Peki, vazgeçmeli miyiz ki? Binlerce konuda, milyonlarca bilgiye ulaştığımız çok hızlı bir kütüphaneden, tabii ki hayır… Her insan başka başka nedenlerle internet kullanıcısı olabilir. Herhangi bir konuda bilgi edinmek, sosyal medyayı kullanmak, sohbet etmek, oyun oynamak, video seyretmek vb. Hepimiz sosyal varlıklarız. İnsanlarla yüz yüze sohbet etmeye, ses tonu, duruş ve mimikleri de gözlemleyerek insan ilişkilerimizi geliştirmeye, gözlem yapmaya, doğada bulunmaya, fiziksel olarak aktivite içerisinde olmaya ihtiyacımız var. İnternetin ve teknolojinin bize sağladığı olanakları da uygun bir şekilde sosyal hayatımızın içine yerleştirdiğimizi düşünecek olursak pek çok kaynaktan beslenen bir durum içerisinde bulunmuş oluruz. Buraya kadar her şey normal ve istenilir durumda.

Bir de bunun farklı bir cephesi var. Sosyal varlık olarak gündelik hayatın içerisinde yer alması gereken insan eğer saatlerini internet başında oyun oynayarak ya da sohbet ederek, elindeki akıllı telefon aracılığı ile gittiği her ortamda etrafındaki insanları fark etmeden ya da bulunduğu ortamın sohbetinden koparak sosyal medyada dolaşmadan duramıyorsa bu duruma bir bakmak gerekebilir.

Özellikle çocukların internet kullanımı söz konusu olduğunda ebeveynlere düşen görev bu konuda ki hassasiyeti biraz daha arttırmaktır. Eskiden sadece evde olabilen internetin kullanımını kontrol etmek daha kolayken artık akıllı telefonlar aracılığı ile bu durum güçleşmiştir.

Dolayısı ile onları sosyal medyadaki olumsuz durumlar hakkında bilgilendirmek ve ne yapabileceklerini, nelere dikkat etmeleri gerektiğini söylemek sonradan olumsuz durumlar yaşanmaması adına yapılabilecek şeylerin en başında gelebilir.


FAMILY HUG | 19

Son verilere göre dünyada Facebook sosyal ağını kullanan insan sayısı 1.2 milyara ulaşmıştır. 2011 verilerine göre, yapılan bir araştırmaya göre çocukların her gün Facebook’ta geçirdikleri ortalama vakit 72,19 dakikadır. Ve normalde Facebook kullanım yaşı olan 13 yaş gittikçe düşmekte, bu yaş düştükçe de olumsuz örneklerden etkilenme oranı artmaktadır. Sanal dünyada paylaşılanlar ile gerçek hayata yansıyabilecek olumsuz durumlar çocuklara mutlaka doğru bir şekilde anlatılmalıdır.

Pek çok çocuğun tanımadığı kişiler ile arkadaş olduğu, bu kişiler ile özel bilgilerini (okuduğu okul, yaşadığı yer gibi) paylaşabileceği unutulmamalı ve dikkatli olunmalıdır. Pek çok çocuğun gizlilik ayarlarını bilmemesi nedeniyle zarar görebileceği göz önünde tutularak bu ayarlar hakkında mutlaka bilgilendirilmelidirler. Belli gizlilik kurallarına uymadıkları takdirde paylaştıkları yazı, fotoğraf gibi özellikleri herkesin görebileceği ve alıp kullanabileceği özellikle belirtilmedir. Yazdıkları, yayınladıkları, paylaştıkları her durumun ya da fotoğrafın sorumluğunun kendilerinde olduğu aktarılmalıdır.

Kendi fotoğrafları başka insanların elinde hoş olmayan bir şekilde kullanılabileceği gibi ergenlik döneminde çocuklar bazen “şaka” yapmak ya da pek hoşlanmadığı bir arkadaşını “kızdırmak” maksatlı başkalarına ait fotoğrafların paylaşmak, bunlarla alay etmek, uygun olmayan ve kişileri küçük düşüren yazı ve paylaşımlar yapmak ile kendilerini zor duruma düşürebilmektedirler.


20 | FAMILY HUG Bu şekilde yaşanan ve yapılan kişiye huzursuzluk yaşatıp pek çok olumsuzluğa yol açan durumlar sanal zorbalığa girmektedir. Çeşitli ülkelerde sanal zorbalık nedeniyle depresyona giren ya da etrafındaki yetişkinlerden yardım isteyemeyip bu güç durumla da baş edemeyerek hayatına son veren ergenler de bulunmaktadır. Görüldüğü üzere interneti nasıl kullandığımız çok geniş bir yelpazede, olumludan olumsuza seyreden pek çok sonuçla karşı karşıya bırakmaktadır bizleri. Ailelerin bu konuda çocuklarına yasaklama yapmak yerine gerekli bilgilendirmeleri yapmaları, neleri izlediğini, neler paylaştıklarını kontrol edebilmeleri, hem kendi hak ve sorumlulukları hem de başkalarının kişilik hakları üzerine sohbet ederek bilgi vermeleri faydalı olacaktır. İrem Akter Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen


FAMILY HUG | 21


22 | FAMILY HUG Uyku çocukların gelişimi için bu kadar önemli iken ne yazık ki, yapılan araştırmalar uyku problemlerinin, çocukluk çağında görülen en yaygın sorunlarından biri olduğunu ortaya koymaktadır. Çocukluk döneminde sıklıkla rastlanan uyku problemlerinden bazıları şunlardır; • Uykuya dalmakta güçlük çekme: Genellikle aşırı kaygılı çocuklarda görülür. Özellikle travma ve yas durumlarından sonra oluşabilir. Böyle durumlarda ebeveynlerin güven telkin edici, rahatlatıcı, uykuya dalmayı kolaylaştıracak rutinler oluşturması önemlidir. • Geç saatlere kadar uyumama: Uyku saatinin gece yarısına hatta sonrasına sarktığı bir durumdur. Çocuk uyukusunu alamadığı için sabahları çok zor uyanma, haftasonları uyku süresini öğleden sonraya sarkıtma, gün içinde yorgunluk, sık sık uyuklama, düşük okul performansı vb. sorunlar yaşar. Ebeveynlerin çocuğa tutarlı bir uyku programı hazırlaması ve haftasonları da kararlıkla uygulaması gerekir.

Çocukluk Dönemi Uyku Problemleri Gelişme çağındaki çocukların fiziksel ve psikolojik sağlıkları için kaliteli ve yeterli bir uyku uyumaları çok önemlidir. Uyku problemleri, çocukların sosyal ve duygusal gelişimini, okul başarısını sekteye uğratan önemli bir faktördür.


FAMILY HUG | 23

Kabus görme...

• Kabuslar görme: Kabuslar genellikle uyukunun ikinci evresinde meydana gelen korkulu rüyalardır. Çocuklar ağlayarak veya ürkmüş şekilde uyanabilirler. Bu durumda, olabildiğince hızlı bir şekilde çocuğunuzun yanına gidin, ona güvende olduğunu hissettirin. Rüyasını anlatması için onu yürüklendirin. • Gece terörü: Derin uyku sırasında korkular ve duygusal patlamalar sonucu aniden gelişir. Çocuğunuz dehşete kapılmış bir şekilde cam gibi gözlerle uyanabilir, titreyebilir veya hızlı nefes alıp verebilir. Öncelikle telaşlanmayın! Kabusların aksine gece teröründe çocuklar tam olarak uyanık olmazlar. Bu nedenle çocuğunuz sizi tanımayabilir. Uyandırmaya çalışmayın. Çocuğunuzun kendine zarar vermediğinden emin olun. Güvende olduğunu hissettirin, bir süre sonra rahatlayıp uykuya devam edecektir.

Aileler çoğunlukla sağlıklı bir uyku alışkanlığının zamanla kendiliğinden oluşacağına inanarak, kararlı bir şeklide adım atmakta geç kalır. Ancak uyku düzeni; yemek yeme veya tuvalet eğitimi gibi ebeveynlerin çocuklarına kazandırması gereken önemli alışkanlıklardan biridir.


24 | FAMILY HUG Ebeveynlere öneriler: • Bir uyku saati belirleyin ve her akşam aynı saatte çocuğunuzun yatağında olmasına özen gösterin. Haftasonları bu saatin 1-2 saatten fazla kaymamasına dikkat edin. • Uyku saati öncesinde ortamdaki ışık ve ses oranını azaltın. • Uykudan yarım saat önce, bilgisayar oyunları, televizyon vb. aktiviteleri kapatıp, çocuğunuzun uykuya dalmasını kolaylaştıracak aktivitler yapın. Örneğin, sakinleştirici hafif bir müzik açın, ona kitap okuyun veya ona okuma alışkanlığı kazandırın. • Çocuğunuzu kendi yatağınızda veya oturma odasında uyutup odasına taşımayın. Kendi odasında uyuma alışkanlığı kazandırın. • Çocuğunuzu uyutmak için yanına yatmak yerine oturmayı tercih edin. Aksi takdirde yanında uyuyup kalabilirsiniz. Tüm bu önlemleri aldığınız ve tavsiyeleri takip ettiğiniz halde, çocuğunuzun uyku bozukluğu devam ediyorsa, bu çocuğunuzun deneyimlediği bazı psikolojik sıkıntılardan kaynaklanıyor olabilir. Çocuk ve aile psikoterapisine başvurmanız, uyku bozukluğunun altında yatan sorunların çözümlenmesine ve çocuğunuz dahil tüm ailenizin daha huzurlu uyumasına yardımcı olacaktır… Seniha Naşit Gürçağ Uzman Psikolog ÇINAR DANIŞMANLIK www.cinarpsikoterapi.com Bağdat Caddesi 148/7 Feneryolu-Kadıköy Tel.: 0216 330 94 98 Cep: 0535 310 44 25


FAMILY HUG | 25


Ü 26 | FAMILY HUG

ÜSTÜN ZEKALI ÇOCUK EĞİTİMİ Ekim sayımızla tekrar merhabalar,

eni eğitim öğretim yılımı- Yeni başlayan çalışmalar umut za başlayalı neredeyse bir vadediyor diyebiliriz. Üstün ay olacak. Çeşitli eğitimsel potansiyele sahip bu çocuklafarklılıklarla başlayan bu rın eğitimlerinin önemi yadsıyılın ilk tartışılan konularından namaz bir gerçek. Bu alanla ilbiri üstün zekalı çocukların eğiti- gili dünyada bir çok üniversite miydi. Eylül ayında İstanbul Üni- çalışmalar yapıyor. Ülkemizde versite’sinde düzenlenen Ulu- de İstanbul Üniversitesi, Anasal Üstün Zekalılar Kongresinde, dolu Üniversitesi ve Maltepe üstün zeÜniDünyada her 100 kişinin kalı çove r2’sinin üstün zekalı olduc u k l ar ı n sitesi, ğu kabul ediliyor. Peki ya bu okulda ve Üstün çocukların eğitimleri için evde nasıl Zekalı ülkemizde neler yapılıyor? fark ediÇ o lebileceği, cukeğitimleların ri, ailelerin bilinçlendirilmeleri, Eğitimi Bölümüne sahip. Geçocukların ve ailelerin yaşadığı lecek yıl, iki üniversitenin sorunlar başta olmak üzere bir daha konuyla ilgili çalışmaçok araştırma sunuldu. Bu ayki lara ve eğitimlere başlayacağı sayımızda sorularla cevaplarla kongrede dile getirildi. kısaca kongrede konuşulanlara değinelim.

Y

İstanbul Üniversitesi 2006 yılından bu yana her yıl Üstün zekalılar öğretmeni mezun ediyor. Bu ne demek ülkemizde üstün zekalı çocukların nasıl eğitileceği, nasıl yetiştirileceği konularında uzman öğretmenlerimiz var. Peki bu öğretmenlerimiz nerelerde çalışıyor? Devlet ve özel okullarda sınıf öğretmeni ve bir kaç özel okulda üstün zekalılar öğretmeni olarak çalışıyorlar. Tam olarak eğitimini aldıkları mesleği yaparak ihtiyaç duyan çocuklara ulaşabiliyorlar mı? Bu tartışma konusu.


FAMILY HUG | 27

Bizler ebeveynler olarak üstün zekalı çocuğumuz olduğunu nasıl gözlemleriz? Üstün zekalı çocuklar genelde akranlarınla kıyaslandığında zihinsel, fiziksel ve sosyal anlamda farklılıklar gösterebilirler. Başladıkları işi bitirmek isterler. Araştırmayı, öğrenmeyi severler. Mükemmeliyetçilikleri, yüksek idealleri olabilir. Akranlarından daha erken konuşabilir erken yaşta kendi kendine okumaya başlayabilir. Şu da unutulmamalıdır ki her çocuk birbirinden farklıdır. Her üstün potansiyelli çocuk aynı özellikleri göstermeyebilir. Eğer çocuğunuzun üstün olduğunu düşünüyorsanız ve bunu öğrenmek istiyorsanız bir uzmana danışın. Size testin gerekli olup olmadığını söyleyecektir. Ne gibi testler bu konu hakkında bilgi veriyor? Bu testleri nerelerde yaptırabilirim? Türkiye’de 2014 yılında zekayı ölçmek için halen kullanılan WISC-R zeka testi. Bu testin tarihi 70’li yıllara dayanıyor. Dünyada WISC 4 versiyonu kullanılıyor. Ne yazık ki güncel testlerin Türkiye’ye uygun hale getirme çalışmaları hala sürüyor. Bu test 6-16 yaş arasındaki kişiler için kullanılıyor.

“Gelecek yıllarda üstün zekalı çocuklara da ihtiyacı olan eğitimleri alabilecekleri okullar açılacağı yapılan çalışmalar arasında.“ Küçük yaşlar için ise Stanford-Binet zeka testi uygulanabilir. Diğer testlerin ölçümleri bu iki testle kıyaslandığında daha kısıtlı bilgi veriyor. Zeka testleri Milli Eğitim Bakanlığı’nın Rehberlik Araştırma Merkezlerinde randevu alarak, Devlet hastanelerinde doktorun istemesi halinde yapılabiliyor. Bunun yanında özel kurumlar da farklı fiyatlarla bu imkanı sağlıyor. Doktor çocuğumun üstün zekalı olduğunu söylüyor ne yapmalıyım? Öncelikle sakin olmalısınız. Çocuğunuzun üstün olduğunu herkese söylemeye gerek yok. Bunun duyulması, özellikle çocuğun üstün zekalı olduğunu bilmesi ciddi sorunlar doğurabilir. Her şeyden önce farklı olarak neler yapacağınızı düşünmelisiniz. Çocuğunuzun üstün zekalı olduğu tanısını koyan doktor özellikle dikkat etmeniz gereken konularda sizi uyaracaktır.

Üstün zekalı çocuk tanılandıktan sonra dikkat edilmesi gerekenler nelerdir? Üstün çocuklarda korkulan durumlardan biri çocuğun ya da çevresinin onun üstün zekalı olduğunu bilmesi, bunu dile getirmesi ve hissettirmesidir; bu çocuğun etiketlenmesidir. Genelde ailelere çocuğun üstün zekalı olduğunu nasıl öğrendiğini sorduğumuzda, X’i telefonda onun hakkında konuşurken duymuş, anneannesiyle konuşuyorduk, bizi dinlemiş gibi cevaplar alırız. Bu durumu çocuğun bilmemesi gerçekten önemlidir. Üstün zekalı olarak etiketlenen çocuğun kendinden beklentisi ve çevresinin ondan beklentisi yükselecektir. Çocuğun sürekli başkalarının beklentilerini karşılamaya çalışması ya da bunlara karşı çıkarcasına yapabileceklerini yapmayı reddetmesi ile karşılaşılabilir. Arkadaşlarının çocuğun üstün zekalı olduğunu bilmesi ile oyunlar, ona karşı yapılan davranışlar değişecektir. Bu gibi durumlara karşı, konuyu öğrenmesi gereken duyarlı kişilerin durumdan haberdar olması sağlanır. Üstün zekalı çocuğun etiketlendiğini düşünüyor ve ne yapacağınızı bilemiyorsanız, okul rehberliğinden, öğretmeninden ya da üstün zekalılar uzmanından yardım alabilirsiniz.


28 | FAMILY HUG Küçük yaş üstün zekalı çocuğumun eğitimi için neler yapmalıyım? Küçük yaşlar için kitap, belgesel, oyuncak, gezi gibi çeşitli aktivitelerinden hangilerinden zevk aldığını gözlemleyebilirsiniz. Neler daha çok ilgisini çekiyor? Çeşitli kitaplardaki aktiviteleri yapabilirsiniz. İlgisini çekenler hızla değişse ya da tükense de üstün zekalı çocuk öğrenmek istediklerini öğrenecek ve gerçekten ilgi duyduğu konulardan vazgeçemeyecektir. Bu noktaya gelene kadar bizler ebeveyn olarak materyal çeşitliliği sunmalıyız. Hangi okula gidecek? Hangi okula gidecek konusu ise tanılanmış üstün zekalı velilerin sıkıntılarından biri. Henüz Milli Eğitim Bakanlığının onayladığı üstün zekalı çocuklara yönelik özel ya da devlet okulu yok. Bunun yanında Bilim Sanat Merkezleri (BİLSEM) de sınavla az sayıdaki öğrenciye ancak haftanın belli saatlerinde okul dışı zamanlarda eğitim verebiliyor. Bilinçli bir öğretmen ve ona yardımcı olan bir okul idaresi ile iletişime geçebilirsiniz. Gelecek yıllarda üstün zekalı çocuklara da ihtiyacı olan eğitimleri alabilecekleri okullar açılacağı yapılan çalışmalar arasında. Sorularınız için lütfen bana ulaşın. Farklılıklarla, değişimlerle başlayan eğitim-öğretim yılımızın hepimize mutluluk getirmesini diliyorum. Ayşegül İŞLEKELLER BOZCA Eğitim Uzmanı


FAMILY HUG | 29


30 | FAMILY HUG

Genetİğİ Değİştİrİlmİş Ürünler, Yararları ve Rİsklerİ Son yıllarda dünya çapında artan ekim alanları ile toplumun en çok ilgilendiği konulardan biri genetiği değiştirilmiş organizmalardır. Biyoteknolojik yöntemlerle kendi türü haricinde bir türden gen aktarılarak belirli özellikleri değiştirilmiş bitki, hayvan ya da mikroorganizmalara ‘’Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO) ya da ‘’transgenik’’ denilmektedir.(1) Bugün artık GDO’ların yararları, zararları ya da riskleri de tartışılmaktaıdır. (2) Bu yazıda ki esas amaç tüketicinin GDO’lu ürünleri daha iyi tanıyabilmesidir. Dünya nüfusu hızla artmasına rağmen tarım alanları sınırlıdır. Bu durum tarımsal üretim artışını zorunlu hale getirmektedir. GDO’lu ürünler açlık ve yoksulluğa çare olarak sunulmuşlardır. (2)

Büyük çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde bulunan, açlık ve yetersiz beslenme sorunuyla karşılaşan bu insanlar için ‘’Yeşil Devrim’’ önemli bir gelişme olarak görülmüştür. (3) En çok üzerinde çalışılan özellikler hastalıklara ve zararlılara karşı dayanıklılık, meyve olgunlaşma sürecinin değiştirilmesi, besin ögelerinin zenginleştirilmesi, raf ve depolama ömrünün uzatılması, aromanın artırılmasıdır.(2) Aslında bugün için esas sorun besinlerin yetersizliği değil dağıtımındaki dengesizliktir. Yani bir yanda insanlar temel besinlere dahi ulaşamazken diğer tarafta obeziteden kurtulmak için çareler aranmaktadır.


FAMILY HUG | 31

“GDO’lu ürün grubunu doğal gıdalardan ayıran en belirgin farklılık binlerce yıllık doğa testinden henüz geçmemiş ve zararsızlığının henüz kanıtlanmamış olmasıdır.”

GDO’lar hakkında olumlu ve olumsuz görüşler ve yayınlar bulunmaktadır. “Birleşmiş Milletler tahminlerine göre 2025 yılında dünya nüfusunun 8 milyara ulaşacağı düşünülüyor.”

Ancak Birleşmiş Milletler tahminlerine göre 2025 yılında dünya nüfusunun 8 milyara ulaşacağı düşünülüyor. Tarım alanlarını attırmak mümkün olmadığı için birim alanda en yüksek verimi elde edecek şekilde üretim yapmak gerektiği de öngörülmektedir.(4) Ülkemizde ve dünyada gündemi meşgul eden ve merakla izlenen bu ürünlerin ekonomik katkıları dışında doğa ve hayvanlar üzerinde olası etkileri hakkında bilime dayalı verilere ulaşmak gerekmektedir.

Bir canlı, yapısına yabancı olan maddeleri tanıyabilme ve mücadele edebilme özelliklerine sahiptir. (5). GDO’lu ürüne eklenen genin vücut tarafından uzun dönemde nasıl algılanacağı henüz tam olarak bilinmemektedir. Bu proteine canlı vücut organizmanın yabancı madde etkisi göstermesi ve bağışıklık sistemini uyarması olasılığının incelenmesi objektif sonuçlara ulaşılması gerekmektedir. (5)


32 | FAMILY HUG Teknolojide meydana gelen her gelişmenin toplumsal bir boyutu vardır. Bu gelişmeler toplumun ihtiyacını karşılamak veya toplum yaşamında değişiklik yapmak amacındadır. Bilimin hızla ilerlemesi ve gittikçe anlaşılması güç ve daha karmaşık hale gelmesi toplumda kaygı yaratmaktadır.(2) Bu nedenle GDO’lu ürünlerin güvenirliliği tüketiciler tarafından kuşkuyla karşılanmaktadır. Ekonomik katkıları dışında; doğa, insan ve hayvana etkileri araştırılmalı, sadece yarar- maliyet bakış açısı ile değerlendirilmemelidir. Transgenik ürünlerle labaratuvar ortamında yapılan çalışmalardan olumlu sonuçlara ulaşılsa da uzun dönemde tüketici sağlığına etkileri henüz bilinmemektedir. (5) Transgenik bitkilerle ilgili en önemli problem kullanılan ülkenin doğal yapısını etkileme tehlikesidir. (6 ) Eğer geliştirlen mikroorganizmalar ortama hakim olursa, doğal ortam bozulacaktır. Çevreye ve biyoçeşitliliğe olabilecek bir etki de, tek yönlü evrimin teşvik edilmesidir. Bitki çeşitlerinin teknoloji ürünü haline gelmesi geleneksel çiftçilikle ve yerel türlerin kullanımında olumsuz etkilere neden olacağı öngörülmektedir. (7) İlk genetik modifiye gıda maddesi, 1990’lı yılların başında pazara sunulmuş olan domatestir. Genetiği değiştirilmiş ürünlerin en yaygın olanları soya, pamuk, mısır ve kanoladır. Bunların yanı sıra pirinç, balkabağı, papaya, ayçiçeği, yer fıstığı, kolza , bal kabağı, bazı balık türleri, bisküvi, bebek mamaları, çikolata, hazır çorbalar gibi işlenmiş ürünlerdir.(8) Muz, ahududu, çilek, kiraz, ananas, biber, kavun, ve karpuzda çalışmalar sürmektedir.( 9 ) Bu konuda yapılan çalışmaların çoğu ise GDO üreticisi firmalar tarafından yürütülmüştür.(5)

GDO’lu ürünlerin ekim alanlarına ülkeler bazında bakıldığında en önemli payı % 50 ile ABD ve ardından sırasıyla Arjantin, Brezilya, Kanada, Hindistan, Çin, Paraguay alır. (Kaynak: http://www.isaaa.org)


FAMILY HUG | 33 Genetiği Değiştirilmiş Organizmalara Kimler Karşı Çıkıyor

İlk genetik modifiye gıda maddesi, 1990’lı yılların başında pazara sunulmuş olan domatestir.

Organik tarımcılar Çevreci örgütler Tüketici örgütleri Bazı politikacılar Tarımsal üretici örgütleri Küreselleşme karştları Bazı akademisyenler... Kimler Destekliyor Üretici firmalar Tarımsal üreticiler Blimsel kurumlar Uzman kamu kuruluşları Bazı ülkelerde tüketiciler ...(10) Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi tarafından ülkemizde tüketicilerle yapılan bir çalışmada GDO’lu ürün ve gıdalar hakkında önemli bir bilgi kirliliği ve karmaşası yaşandığı belirtilmiştir. Kurgusal açıklamalar, tüketicilerin yanlış yönlendirilmesi ile gıda sanayide yer alan tüm ürünlere karşı kuşku oluşturabilmektedir.. (8) SONUÇ Transgenik ürünler hakkında devam eden çalışmalara rağmen yeterince deneysel bulgu olmadığından yararları veya zararları konusunda kesin bir yargıya varmak henüz mümkün değildir. Çevreye ve gelecek nesillere etkilerinin gecikmeden araştırmalarla saptanması ve önlemler alınması gerekmektedir. Tüketicilerin tercihlerine göre seçimlerini yapabilmesi için gıda etiketlerinde GDO’lu ürün açıklamasına yer verilmesi gerekmektedir. Bu konuda halkın bilinçlenmesi oldukça önemlidir.( 6)


34 | FAMILY HUG 1-Farklı Boyutlarıyla Genetiği Değiştirilmiş Mikroorganizmalar. Ankara Tabip Odası, Mart 2010: 9 2-Genetik Modifiye Gıdalar. Veteriner Hekimler Dergisi, Cilt:77-Sayı:2, 2006:177 A. Gücükoğlu, Ö. Küplüoğlu 3-Açlık ve Yetersiz Beslenme Sorununa Çözüm Olarak Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar. Finans Politik & Ekonomik Yorumlar. Cilt:46- Sayı:527,2009:49, S.Cengiz 4-Sofralarımızdaki Tatlı Dert, Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar ve Halk Sağlığına Etkileri. Türk Biyokimya Dergisi Sayı:31, 2006:155, İ. Kulaç, Y. Ağırdil, M. Yakın 5- GDO ve İmmun Sistem. Türk Tarım. www.tarim. gov.tr Mayıs- Haziran 2010:54, H.Özpınar, İ.H. Tekiner 6-Genetik Olarak Değiştirilmiş Organizmalar(GDO)’A Genel Bakış, Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi, Cilt-66-Sayı:4, 2009:180, P.Kaynar 7- Genetik Modifiye Organizmaların Taşıdıkları Riskler. http://www.gimdes.org/genetik-modifiye-organizmalarin-tasidiklari-riskler.html İzmir İl Çevre Orman Müdürlüğü D.Sarıkaya 8- Genetik Modifikasyon ve Türk tüketiciler- kentli tüketicilerin genetik modifiye organizma ve gıdalara yönelik farkındalıkları. Ankara Üniv Vet Fak Derg, 60, 2013-213, I. H. Kaya, Nç Konar, E. S. Poyrazoğlu, N. Artık 9- Genetiği Değiştirilmiş Gıdalar ve İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri. Gümüşhane Univ Sağ. Bilimleri Dergisi, 2013- 27, S. Ö. Ergin, H. Yaman 10- Toplumun Genetiği Değiştirilmiş Ürünlerle İlgili Bilgi Düzeyi ve Bu Ürünleri Kabul Ederlik Durumu. 2D. T. Atikan, A. Bülbül, O. Coşkun, I. B. Çakmak, O.C. Özkan, Ö. Taş Danışman: Dr. Elif Durukan Sezin Okulu Beslenme Uzmanı Süheda İMAMOĞLU


FAMILY HUG | 35


36 | FAMILY HUG

Yapabileceklerini keşfetmeye hazır mısın?


FAMILY HUG | 37

FAMILY HUG ATÖLYE ATAŞEHİR


38 | FAMILY HUG

kİTAP / fİLM / mÜZİK Facebook Çağında Çocuk Büyütmek Çocuğunuz dijital dünyayla kaç yaşında tanışmalı? Dijital medyanın aşırı kullanımı hangi sorunlara yol açar? Çocuğunuzun bilgisayar ya da televizyon bağımlısı olmasını nasıl önlersiniz?

DOĞAN KİTAP

EJDER KIZ 5. Kitap: SON SAVAŞ ÇOK SATAN EJDER KIZ SERİSİNDEN MUHTEŞEM BİR FİNAL! Bir zamanlar doğanın dengesini bozan Nidhoggr, geri döndü. Dünya, insanları teker teker canavara dönüştüren bu korkunç wyvernin yönetimi altına girmek üzere.

DOĞAN EGMONT

League of Legends Festİvalİ 11 Ekim tarihinde Black Box İstanbul’da gerçekleşecek League of Legends Festivali’nde gün boyu eğlence sizi bekliyor! Adı üstünde bu bir festival! Amaç birlikte oyun oynamak, tanışıp sohbet etmek, muhteşem vakit geçirmek ve en önemlisi de sizinle bir araya gelmek isteyen oyuncuların sesine kulak verip uzun süredir hayalini kurduğunuz topluluk buluşmasını gerçekleştirmek!

...okumadan ayı bitirme


FAMILY HUG | 39

Küçük Mavi Kuş Dedİ Kİ

Hasat Tess Gerritsen

“140 karakterde söylemeye değecek ne var? Bu kadar dar bir alanda kendimizi nasıl ifade edebiliriz? Ne kadar şey söylenebilir, ne kadarı eksik kalır? Burası uzun tartışmalara ya da monologlara göre bir yer değil, burası Twitter!”

Tess Gerritsen adını tüm dünyaya duyuran roman.

DOĞAN KİTAP

DOĞAN KİTAP

Dizlerini karnına çekip, kollarını kendine dolayarak oturdu. Tuhaf bir titreme sarmıştı vücudunu, uğraşsa da engel olamıyordu. Soğuktan değil, ruhunun ta derinliklerinden gelen sarsılmalarla dişleri takırdıyordu.

Ritmatist Joel’un dünyası ikiye ayrılıyordu: Ritmatist olanlar ve olmayanlar. Ve o kesinlikle bir Ritmatist olmak istiyordu. Onlar çizgilere hayat verebiliyor, basit bir tebeşirle kendilerine muazzam bir savunma ya da muhteşem bir saldırı ortamı hazırlayabiliyorlardı. DOĞAN EGMONT

DRACULA Dracula, gerçek bir efsane olan Vlad the Impaler’ın hikayesini odaklanarak Drakula’nın ve vampir mitolojisinin köklerine iniyor. Filmin yönetmenliğini ilk yönetmenlik tecrübesine imza atan Gary Shore gerçekleştirirken, başrollerde Luke Evans, Dominic Cooper ve Sarah Gadon bulunuyor.


40 | FAMILY HUG


FAMILY HUG | 41

Hatırlatma Dergi içeriği sadece bilgilendirme amaçlı olup hiç bir şekilde tıbbi öneride bulunma amacı taşımaz. Derginin okuyucuları riski tamamen kendilerine ait olmak üzere dergi ve içeriğine erişmeyi kabul ederler. Derginin yazılması ve yayınlanmasında görev alan ve üçüncü kişiler erişimden ve/veya dergideki bilgilere güvenmelerinden kaynaklanan herhangi bir zarar ve/veya kayıptan sorumlu tutulamazlar. Dergi, diğer web sitelerine linkler ve köprüler içermektedir. Family Hug, söz konusu sitelerinin içeriklerinden ve bu sitelerden dolayı kaynaklanan herhangi maddi ve manevi zarar ve kayıplardan sorumlu tutulamaz. İçerikteki yazı ve resimlerin izin alınmadan, izin alındıktan sonra da kaynak gösterilmeden yayınlanması yasaktır.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.