jab ve Sarhat vilâyetlerinin müslümanlan başta geli yorlardı. Fakat yapılan bu yardımları mihraca Harising fam olarak vermiyordu.. Mihracenin bu hareke tine daha fazla dayanamıyan Elİshan Bafur, arkadaş ları Mardan Kazbek ve Akmolla .Naymanoğlu, bir ak şam kamptan gizlice kaçarak Banjab bölgesine git mişler ve oradaki müslümanların İleri gelenlerinden olan İslamhan'sn yardımıyla, Aptabat şehrinin o za manki İngiliz valisi Sİr Fıreiz ile görüşmüşler ve yar dım temin etmişlerdir. Bunun üzerine Muzaffarabaddan hareket eden kafile, 1942 Nisanında Tarnava de nilen kasabaya vasıl oldu. Manser ve Aptabat şehir lerinden geçerlerken,- buradaki müslümanlar tarafın dan coşkun bir tezahüratla. karşılanmış çileli ve sim siyah günler geçirmiş y o r g u n İnsanlar üzerinde, bu hadise h i ç bir zaman unutulmıyacak tesir bırakmıştı. Bu aynı zamanda Müslüman—Müslümanın kardeşi dir Hadisi Şerîf'İnin güzel b i r anlayışı İdi. Teneffüs edilen hürriyet havası, Kazak Türklerini adeta coştu ruyordu. Muzaffarabad'da yapılan baskıya mukabii Tarnovada, doktorlar göçmenlerin evine kadar geliyor ve hastaları muayene ediyorlardı. îcabedenler, hastahaneye kaldırıyordu. Buna rağmen yolda hastalananla rın hemen hepsi Ölmüştü. Kafile burada 1943 t a r i h î ne kadar kaldı. Ve yapılan sayımda, ü ç bin kişiden ancak,bin kişinin kaldığı tesbit edildi. Bir m ü d d e t da ha kampta kalan kafileden 400 kişilik bîr grup Buffaüye gitti. Geri kalan 600 Kazak T ü r k ü de Tarnovada kalarak fabrikalara girdiler, muhtelif işler tutarak hayatlarını kazanmaya başladılar. Fakat ne yazıktır ki, hastalık Kazak Türklerinin peşini bırakmamıştı. Elİshan Batur ve Kojeakın Baturları da burada kay beden Kazak Türkleri çok k ö t ü günler geçirdiler. Tar— 96 —