rafta düşman olup olmadığından endişe ediyorduk. Bu sebeple yola yaklaşmadan evvel b i r k a ç kişiyi ö n c ü olarak yolladık. Bunlar da İlerde bir k a ç boş evin b u l u n d u ğ u n u bildirdiler. ' Yolumuz bu evlerin yakı nından geçiyordu. Toplu bîr halde yürümeğe başladık. İlerdeki beyaz bir eve yaklaştığımızda, duvarlarının Çince yazılarla dolu olduğunu g ö r d ü k . Bunları o k u yan Genel sekreter Salis, komünist ve Milliyetçi Ç i n askerleri tarafından yazılmış yazılar olduğunu s ö y l ü l yordu. ■ ■
BEKLENİLMEYEN SÜRPRİZ
Hayvanlarımızı dinlendirmek ve geriden gele cekleri beklemek için burada b i r k a ç g ü n mola ver dik. Etrafta eski deve izleri vardı. Bunlar Ç i n asker lerinin de olabilirdi. Fakat onlarınkine pek benzemi yordu. Tahminimize göre 1936 da yola çıkmış bulu nan ve başlarında Hüseyin Tayci isminde birisi olan Kazak Türk kafilesinin izleriydi bunlar. Fakat burala rı düşmana çok yakın bulunduğundan, onlar da ola mazlardı. Bi" g ü n nöbetçiler, iki yabancıyı yakalayıp getirdiler. Bîr de baktık ki bunlar hakikaten Hüseyin Tayci'nin kafilesine mensup Kazak J ü r k l e r İ y d i . Sene lerdir, kendilerinden başka .insan görmemişler. Bizi görünce çok sevindikleri b e l l i y d i . . . Fakat, tetikte o l mak lâzımdı. Belklde bîr komünist casusu olabilirdi... Neticede, bunların komünist olmadıklarını ve ÇarşenSağlık kazalarına alış verişe gittiklerini öğrendik. Bir k a ç g ü n daha yürüdüğümüzde, Hüseyînİn kalmakta olduğu yere varacağımızı söylediler. Bunun üzerine oradakilere müjdeye gittiler.,
— 215.—