qazaq

Page 200

rastlanmıyordu. Yer o kadar sert ve keskindi k i , za­ vallı hayvanların ayaklan kan■■ içinde kalıyordu. Kar­ nı açıkanlar için yemek vardı, fakat arkadan içilecek su... işte b ü t ü n derdimiz bu i d i . . . Hayvanlar da acı­ kıyor ve susuyorlardı... Gobi'ye gireli tam 48 saat olmuştu. Suya rastlamamıştık. İlerideki öncülerden de bir haber yoktu. Alibeg Hakim onların yanlış bir istikamete gittiğini anlamış ve kafileyi başka istika­ mete çevirmişti. HERKES ÜMİTSİZ Su bulunacağından kimsenin ümidi yoktu. Takiman Batur ve bazıları geri dönerek, kafileye su yetiştirmek istiyorlardı. Fakat 60 saat geriye gidip gelmek ve gelen b i r k a ç deve İle koca kafilenin İhti­ yacını karşılamak pek zor bir işti... Aramızdan bazı­ ları y e r î kazıyordu. B i r k a ç yerden su çıî-tıysa da, su­ dan başka her şeye benziyordu, zehir gibi acı İdî. Tuzlu İdi. 72 saattir susuzduk. Artık hayvanlar su­ suzluktan birbirini yemeğe başlamıştı. Saatler geçi­ yor, kafile ö l ü m sessizliği içinde yoluna ağır -ağır devam e d i y o r d u . . . H i ç kimsenin birbiriyle konuşacak hali y o k t u . Gidilen uçsuz bucaksız yer belli d e ğ i l d i . . . Yalnız bîr kişi gittiği yeri biliyordu. O da Alibeg Hakim... Her­ kes onu takip ediyordu. Kaderine boyun eğmiş olan bu insanlar, ö l ü m d e n korkmuyoHardı, fakat yaşa­ mak İçin her çareye baş vuruyorlardı. Hayvanlar b i ­ le bu k o r k u n ç yolculuğun farkındaydı Koyunlar y ü k ­ sek sesle bağırarak, sanki birbirlerinden birşeyler istiyorlardı. Hayvanların bu hali de, b'zi ü z ü y o r d u . Bu zavallı hayvanları'bu kadar eziyetlere soktuğumuz İçin kendi kendimizden utanıyorduk. Ama hepimizi _

207 — ,


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.