qazaq

Page 197

BİZE DOĞRU GELEN YABANCI...

Nehrin kenarındaki uçsuz bucaksız kumsalda günlerce y o l alırken, arkadan gelenler, daha öteler­ den ü ç yabancının yaklaşmakta olduğunu haber ver­ diler. Bunlar bir düşman Ö n c ü s ü m ü İdî? Hepimiz merak içindeydik... Nihayet onları karşılayıp yaka­ ladık. Bunlar meğer yukarıda bahsi geçen Könçu Kaymakamı Emin Damufla ile adamlarıymış... ■ Emin Damulla iyi bîr milliyetçi i d î . Esasında Uy­ gur Türklerinden olup sonradan memleketini terk etmiş Mahmut Sıjanla birlikte Japonyada kalmıştı. Yanında eski bir arkadaşı oian Aysarı İle neferi var­ dı. Gidilecek yol hakkında da pek malumatları yok­ tu. Ö n ü m ü z d e b ü y ü k bîr tehlike arzeden G o b î ç ö l ü vardı k i , buradan sağ salim geçebilmemiz İmkânsız gibi bir şey olacaktı. Bu monoton yürüyüş'ün k a ç g ü n devam ettiğini, ancak k ü ç ü k kız kardeşim saye­ sinde öğrendik. Nur Kemal her g ü n yol aldığımız yerden bir taş alıp saklamış. Saydığında 28 çıktı. ARTIK YAYA Y Ü R Ü M E Z A M A N I

GEÜYOR...

Günler gelip geçmekte ve hayvanlarımız da iyi­ ce zayıflamakta i d î . Develerden başka hayvanlardan haysr gelecek gibi değildi. Küme k ü m e yayan y ü r ü ­ yenler vardı. Ö n ü m ü z d e k i Gobİ ç ö l ü n ü y ü r ü y e r e k nasıl geçecektik?... Bir g ü n Nurfay Batur'un karde­ şi ve aynı zamanda bu grubun hocası olan tanınmış adam Nur Mohammed'İn de yaya olarak geldiğini g ö r d ü m . «Hoca atınız rahatsız mı o l d u » dedim.' «Ta­ mamen değil, gaye uğrunda atı da sahibi de y ü r ü r l e r » diye cevap verdi. — 204 —

j


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.