BİZE DOĞRU GELEN YABANCI...
Nehrin kenarındaki uçsuz bucaksız kumsalda günlerce y o l alırken, arkadan gelenler, daha öteler den ü ç yabancının yaklaşmakta olduğunu haber ver diler. Bunlar bir düşman Ö n c ü s ü m ü İdî? Hepimiz merak içindeydik... Nihayet onları karşılayıp yaka ladık. Bunlar meğer yukarıda bahsi geçen Könçu Kaymakamı Emin Damufla ile adamlarıymış... ■ Emin Damulla iyi bîr milliyetçi i d î . Esasında Uy gur Türklerinden olup sonradan memleketini terk etmiş Mahmut Sıjanla birlikte Japonyada kalmıştı. Yanında eski bir arkadaşı oian Aysarı İle neferi var dı. Gidilecek yol hakkında da pek malumatları yok tu. Ö n ü m ü z d e b ü y ü k bîr tehlike arzeden G o b î ç ö l ü vardı k i , buradan sağ salim geçebilmemiz İmkânsız gibi bir şey olacaktı. Bu monoton yürüyüş'ün k a ç g ü n devam ettiğini, ancak k ü ç ü k kız kardeşim saye sinde öğrendik. Nur Kemal her g ü n yol aldığımız yerden bir taş alıp saklamış. Saydığında 28 çıktı. ARTIK YAYA Y Ü R Ü M E Z A M A N I
GEÜYOR...
Günler gelip geçmekte ve hayvanlarımız da iyi ce zayıflamakta i d î . Develerden başka hayvanlardan haysr gelecek gibi değildi. Küme k ü m e yayan y ü r ü yenler vardı. Ö n ü m ü z d e k i Gobİ ç ö l ü n ü y ü r ü y e r e k nasıl geçecektik?... Bir g ü n Nurfay Batur'un karde şi ve aynı zamanda bu grubun hocası olan tanınmış adam Nur Mohammed'İn de yaya olarak geldiğini g ö r d ü m . «Hoca atınız rahatsız mı o l d u » dedim.' «Ta mamen değil, gaye uğrunda atı da sahibi de y ü r ü r l e r » diye cevap verdi. — 204 —
j