Tıp Tarihi

Page 43

Tıp Tarihi

leri ile yapılırken, zamanla bunların yerini demir, bakır gibi sert madeni bıçaklar ve -Güney Amerika’da olduğu gibi- timu (çimu) adı verilen aletler almıştır. İlk madeni trepanasyon aletini Celsus tarif etmiştir. Pompei kazılarında bu aletin bir örneği bulunmuştur. Trepanasyona tabi tutulmuş kafataslarının incelenmesi sonucunda operasyonun 4 metotla yapıldığı tespit edilmiştir: 1. Kazıma: Kafatasının bir bölgesi, keskin bir aletle beyin zarına (duramater) kadar kazınır. (Rönesans devrinde İtalya’da, ortaçağda Romanya’da uygulanmıştır.) 2. Oluk açma: Kafatasında keskin bir aletle bir seri çizik açılır, oluk haline gelene kadar üzerlerinden gidilir, kemik parçası kopana kadar devam edilir. (Tarih öncesinde Romanya’da uygulanmıştır, günümüzde Kenya’da uygulanmaktadır.) 3. Oyma-kesme: Çıkarılacak kemiğin çevresi matkapla ve sık aralıklarla delinir, aradaki kısımlar kesilerek kemik çıkarılır. 20 gün kadar sürer. (İspanyol istilası öncesinde Peru’da uygulanmıştır.) 4. Dikdörtgen delik açma: Birbirini dikey kesen dört çizgi boyunca keskin bir aletle aşındırılan kemik parçası çıkarılır. 30 dakika kadar sürer. En eski tekniktir. (Taş çağında Fransa’da, demir çağında İsrail’de uygulanmıştır.) Bu metotlardan herhangi biriyle açılan deliğin üzeri altın veya kurşun levhalarla örtülür, üzerine kömür tozu, sedir ağacı reçinesi gibi tamiratı kolaylaştırıcı merhemler sürülürdü. Teknolojinin olmadığı dönemlerde bu tip operasyonların ne derece başarılı olduğu düşünülebilir. Trepanasyonlu kafataslarının incelenmesi sonucunda, kemik etrafında meydana gelen tamirat dokusunun görülmesiyle, taş devri cerrahlarının %50 oranında başarılı olduğu anlaşılmıştır. Cerrahların belli bir derecede anatomi bilgisine sahip olduğu söylenebilir. Bu tip operasyonlar için pariyetal kemikleri tercih ettikleri bilinmektedir. Fransa’da bulunan bir kafatasında, deliğin alt kenarında bir kemik yükseltisi görülmüştür. Bu yükseltinin kaidesinden arteria meningea media geçmektedir. Taş devri cerrahı, atardamarı koruması için bunu kasıtlı olarak bırakmıştır. Ayrıca, kafatası sütürlerini dışarıda bırakmaya ve beyin zarını zedelememeye dikkat ettikleri tespit edilmiştir. Assur, Mısır, Hint ve Yunan kültürlerinde görülmeyen trepanasyon, Anadolu (Van Dilkaya höyüğü [M.Ö. 3000], İznik [Bizans dönemi]), İran, İsrail, Kafkaslar, Avrupa (Arnavutluk, Macaristan, Yugoslavya, Fransa), Güney Amerika ve Kuzey 43


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.