Tıp Tarihi

Page 196

Ali Haydar Bayat

mi teşvik etmesi, bilim adamlarının varlıklı kesim tarafından himaye edilmesi, Müslüman toplumların birikimleri, bilim dili olarak benimsenen Arapça’yla yazılmış eserler sayesinde bilginin kısa zamanda uzak yerlere taşınabilmesi, Yunan ve Hint eserlerinin Arapça tercümeleri. İslam medeniyeti, XII. yüzyıldan itibaren eserlerinin Latince’ye tercüme edilmesiyle Avrupa’yı uyandırdıktan sonra yaratıcılığını kaybetmeye, XV. yüzyıldan itibaren de kendini tekrar etmeye başlamıştır. İSLAM VE BİLİM Kültür ve medeniyetlere özellik kazandıran, birini diğerinden ayırmamıza yardımcı olan temel unsurlar vardır. İslam kültür ve medeniyeti için ayırıcı özellik bilimdir. İslam bilim dini, İslam medeniyeti de bilim medeniyetidir. Bilim, İslam’da sahip olduğu konumu diğer inanç sistemlerinde kazanamamıştır. Müslümanlar, Kurân’dan beslenen bu görüşü tam olarak benimsediklerinde tarihin medeni gücü haline gelmiş, benimsemediklerinde altüst olmuşlardır. Kurân’a göre ilmin kaynağı, ezeli ve ebedi sahibi Allah’tır. Allahu âlem bi’ssavâb32 sıfatıyla ilminden istediğine istediği kadar veren O’dur [Bakara, 255]. Bu sebeple, insanın edindiği bilgiyle mutlak otorite olamayacağı, her zaman yanılabileceği görüşü benimsenmiş, âlimler eserlerinin sonuna şu klişeleşmiş cümleyi yazmışlardır: “Allahu âlem bi’s-savâb.” (Doğrusunu Allah bilir.) Bilme kabiliyetimizin ve bildiklerimizin sınırlı olduğunu, hata yapabileceğimizi kabul etmek bilimin temel şartlarındandır. Dikkat edilirse, insanların doğru bildiklerini iddia ettikleri dönemlerde bilimsel gelişme yavaşlamış veya durmuş, yanılabileceklerini kabul ettikleri dönemlerde hızlanmıştır. Kurân objektifliği ve bilimselliği imanın önüne almış; insanları ortak aklın ilkelerine ve bilimin verilerine uymaya çağırmış; hataların düzeltilmesine imkân tanımış; bilgiyi elde etme yolunu, bilgileri toplamak, karşılaştırmak ve en doğrusunu seçip sonuca varmak şeklinde ortaya koymuştur [Zümer, 18]. Bu seçimde sorumluluk insanın kendisine aittir. İlk dönem Müslümanları Hz. Muhammed’in peygamberliğine inandıkları halde, vahiy dışındaki bilgilerde onu mutlak otorite olarak düşünmemiş, Peygamber’in vahiy olan ve olmayan sözlerinin ayrılmasıyla, bilgileri tenkit süzgecinden geçirerek kullanmışlardır. 32

Zaman ve mekan kaydı olmaksızın, küçük-büyük, gizli-aşikâr herşeyi bilen anlamına gelir.

196


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.