İlker alp pomak türkleri (kumanlar kıpçaklar)

Page 1


TRAKYA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ Yayınları: 2008/2

POMAK TÜRKLERİ (KUMANLAR-KIPÇAKLAR)

Prof. Dr. İlker ALP

EDİRNE 2008


ISBN 978-975-374-093-7 1. Bask覺, May覺s 2008 Eser Matbaac覺l覺k Tel.; 0284225 18 12-Edime


Babam Adil M ahmud ’un aziz hâtırasına ve sevgili anneme...



İÇİNDEKİLER

I.

ÖN S Ö Z ........................................................................

VII

II.

G iR İŞ ............................................................................

1

III.

Pomak Türklerinin Tarihî G elişim i............................

5

1. Pomak Türkleri ile İlgili Yunan îd d ialan ...............

9

2. Pomak Türkleri ile İlgili Bulgar İddiaları...............

13

IV.

Pomak Dili ve T âbiri...................................................

24

V.

Bulgarların K ökeni......................................................

30

VI.

Bulgarlaştırma Faaliyetleri..........................................

34

VII.

SONUÇ........................................................................

79

VIII.

KAYNAKÇA...............................................................

89

IX.

D İZİN ...........................................................................

97

X.

EBCLER (Belge, Fotoğraf ve Haritalar).......................

103



I. ÖN SÖZ Balkanlar, dünyanın en buhranb bölgelerinden birisidir. Tarihî süreç içinde göçlere, iskânlara, istilâlara, fetihlere, savaşlara tanıklık eden bölge, jeopolitik-jeostratejik konumu sebebiyle sü­ rekli bir mücadele alanı olmuş ve Osmanlı idaresi altında geçirdiği birkaç asır haricinde huzur ve istikrardan mahrum kalmıştır. Dünya tarihinin belki de en büyük dramlarına sahne olan Balkan­ lar’ın son iki yüzyıllık tarihi içinde Müslüman Türklerle akraba topluluklann maruz kaldığı zulüm, baskı, asimilasyon, zorunlu göç ve soykırım, maalesef günümüze kadar uzanan bir olgu olmuştur. Balkanlar hâlâ kaynayan bir kazan ve patlamaya hazır bir saatli bomba niteliği taşımaktadır. Küresel güçlerin bölgeye olan ilgileri de giderek artmaktadır. Tarihî, sosyo-kültürel ve millî bağlarımız, tabiî olarak bizi Balkanlar’da yaşanan bütün gelişmelerin içine çekmektedir. Fakat Türkiye’nin, Balkanlar’a yönelik siyasî ve kül­ türel politikalannm üzerinde vücut bulabileceği akademik ve İlmî bir zemin henüz tam mânâsıyla inşa edilememiştir. Türkiye’nin kültürel bağlannın siyasî sınırlannın ötesinde başlaması sebebiyle, ülkemizde Balkanlar’a dair hem akademik hem de popüler düzeyde bir ilginin uyandınlarak desteklenmesi gerekmektedir. Oldukça renkli bir dinî ve ırkî yapıya sahip olan Balkan­ lar’da, gerek yayılmacı emelleri olan bazı Balkan devletlerinin, gerekse büyük devletlerin, çeşitli menfaat ve hedefleri mevcuttur.


VIII

İLKER ALP

Söz konusu hedefler doğrultusunda Balkanlar’ın tarihî gelişimine, İçtimaî, sosyo-kültürel ve demografik yapısına dair muhtelif tezler geliştirilmektedir. Yunanistan ve Bulgaristan gibi bazı devletler, kendi sınırlan içindeki farklı millet ve azınlıklan asimile ederek "'tek millet” yaratmak ve aynı zamanda Balkanlar’da yaşayan diğer unsurlan etkileyebilmek için, ürettikleri gerçek dışı tarihî tezler vasıtasıyla yoğun propagandalar yapmaktadırlar. Diğer yandan iki kutuplu dünya düzeninin sona ermesiyle birlikte insanlığa dayatılan küreselleşme olgusunun, mahallî kimlikleri Ön plâna çıkarmak sûretiyle millî topjuluklann daha küçük birimlere ayniması

yönünde başlattığı pğilim. Balkanlar’da, özellikle

Yugoslavya’nın

parçalanma

sürecinde

tesirini

göstermiştir.

Balkanlar’daki Türk varlığının bir kısmını teşkil eden KıpçakKuman kökenli Pomak Türkleri hakkında ileri sürülen iddialar, hem bazı Balkan Devletleri’nin yayılmacı politikalannı hem de küreselleşmenin Türk milletinin tarihî ve kültürel köklerinden koparılarak daha küçük topluluklar hâline getirilmesine dayalı yeni dünya düzeni anlayışını açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Bulgaristan ve Yunanistan kendi sınırlan dâhilindeki Pomak Türklerini eritmeye çalışırken, küresel güçler de Türkiye’de yaşayan Pomaklar gibi Türk asıllı unsurlardan ayn birer etnik kimlik yaratma hedefini takip etmektedirler.


POMAK TÜRKLERİ

Balkanlar, Türklerin

M.S. 4.

IX

asırdan

itibaren

gelip

yerleştikleri ve devletler kurduklan bir bölgedir. Maruz kaldıkları asimilasyon, soykınm ve zorunlu göçlere rağmen Türkler, bugün hâlâ Balkanlar’m nüfus bakınnından en büyük topluluklanndan birisidir. Balkanlar’daki Müslüman Türk mevcudiyetini muhafaza edebilmek her şeyden evvel soydaşlanmız üzerine geliştirilen asılsız tezlerin karşısına tarihî gerçekleri koymak ile mümkün olacaktır. Böyle bir anlayıştan yola çıkan bu çalışmada, önce Pomak Türkleri hakkında ileri sürülen muhtelif iddialar ele alınarak Yunanistan’ın “îslâmlaştınlmış Helenler”(0 Bulga­ ristan’ın ise “Müslüman (Müslümanlaştınlmış) Bulgarlar”(!) olduğunu ileri sürdükleri Pomaklarla ilgili tarihî gerçekler dile getirilmiş, Bulgarlann kökeni konusuna değinilmiş, en nihayet Pomak Türkleri üzerinde 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nden itibaren yürütülen Bulgarlaştırma faaliyetleri çeşitli yönleriyle ortaya konulmuştur. Bu çalışmayı hazırlarken teknik konularda yardım eden başta Doç. Dr. İbrahim Sezgin ve Arş. Gör. Fatih Özer olmak üzere, Tarih Bölümü Araştırma Görevlilerine teşekkür ederim. Edime 2008

Prof. Dr. İlker ALP



II. GİRİŞ Balkan Yanmadası, Avrupa latasının güneydoğusunda yer alan dağlık bir arazidir. Adını “ormanla örtülü sarp dağ" veya “dağlar silsü esf anlamına gelen ve Türkçe kökenli olan “Balkan” kelimesinden almıştır*. Bu yanmada batıda Adriyatik Denizi, doğuda Karadeniz, güneyde Akdeniz, Adalar Denizi ve Marmara Denizi ile çevrilidir. Yanmadanın oldukça zor çizilebilen kuzey hudutlan.

Tuna

ve

onun

kolu

olan

Sava

nehirleri

ile

sınırlandınlabilir. Büyük ölçüde engebeli ve sarp bir arazi yapısına sahip olan yanmadadaki dağlar; Dinar, Rodop, Karpat ve Balkanlar olmak üzere dört ana grupta toplanır. Bunlardan Balkan Dağlan Bulgaristan’ı doğudan batıya doğru ikiye bölerken, Karpatlar Romanya’nın kuzeyinden güneyine kıvnlarak uzanır. Dağlarla kaplı bu yanmadada akan nehirler ise etraflannda çok geniş ve verimli ovalar meydana getirmişlerdir. Meriç, Tuna, Sava ve

Drava

nehirlerinin

oluşturduğu

ovalar,

bunlara

ömek

gösterilebilir^. Balkan Yanmadası’nın en eski sakinleri Keltler, İlirler ve T rak lar’dır. Bunlardan başka değişik zamanlarda Makedon-

' Şemseddin Sâmi, K âm us-ı T ürkî, İstanbul 1988, s. 275. ^ Ramazan Özey, “Balkanlar’ın Coğrafî Yapısı”, B alkan lar El K itabı, C. 1, Ankara 2006, s. 13-14, 16-17.


2

İLKER ALP

yalılar, Grekler, Romalılar, BizanslIlar, Romenler, Slavlar da söz konusu topraklara yerleşmişlerdir^. Aynca IV. yüzyılda Atilla Hunları,

VI.

(Ogurlar),

yüzyılda Avarlar,

IX,

yüzyılda

VII.

Macarlar,

yüzyılda Bulgarlar IX.-XI,

yüzyıllarda

Peçenekler, Kıpçaklar (Kumanlar) ve Uz!ar\ XIV. yüzyılda O sm anlIlar gibi Türk unsurları da yanmadamn tamamına veya bir

kısmına hâkim olmuşlardır. Neticede yanmadaya büyük bir Türk nüfusu yerleşmiştir. Hattâ Türkler, oran olarak en kalabalık milletler arasında yer almışlardır. Ancak sonradan bölgeye gelen kavimler, yarımadanın içlerine doğru yayıldıkça arazinin dağ sıralan

ile

ayrı

bölgelere

bölünmesi

yüzünden

dağılmış,

birbirinden aynimış ve eski kavimlerle kanşarak oran olarak azalmışlardır. Bu yüzden yalnız sayılan kalabalık olan veya idarecileri bilinçli hareket eden kavimler bugüne kadar varlıklannı koruyarak gelebilmişlerdir. Diğerleri ise eriyip ortadan kalkmışlar ya da büyük ölçüde başka kültürlerin etkisi altına girmişlerdir. Ne yazık ki Osmanlı Devleti’nden önce giden Türkler, (örneğin Hunlar, Avarlar, Kıpçaklar-Kumanlar, Peçenekler, Uzlar) eriyen veya kültür değişikliğine uğrayan unsurlar arasında yer almışlardır. Hun, Avar ve Peçeneklerm birleşmesinden meydana

^ Şerafettin Yücelden, “Y ugoslavya Türkleri”, Türk D ünyası El Kitabı, Ankura 1976, s. 1086-1089. " İbrahim Kafesoglu, Türk M illî K ültürü, İstanbul 1991, s. 52.


POM AK TÜRKLERİ

3

gelen Boşnaklar ile Kıpçak-Kuman menşeli olan PomaklarTorbeşler* kalabalık toplulukların etkisi altında kalarak dillerini değiştirenlere, Ogur soyundan gelen Bulgarlar ise hem dil, hem de diğer millî özelliklerini kaybedenlere örnek teşkil etmektedirler. Bununla birlikte Balkan Yanmadası, kenar bölgelerini kendine bağlayacak merkezî bir coğrafî yapıdan uzak bulunduğu için, burada hâkimiyet sağlayan bir millet meydana gelmemiş ve bu sebeple de tek devlet kurulamamıştır^. Tam tersine zor geçit veren dağlar, çeşitli bölgeler arasında irtibatı güçleştirerek kültür, dil ve geleneklerin çok farklı biçimde gelişmesine sebep olmuştur. Bunun neticesinde Balkan Yanmadası’nı hâkimiyetleri altına alan imparatorluklar dağılmış, yerlerine çok sayıda devlet kurulmuş, hattâ bu coğrafyada aynı zamanda birkaç devlet hüküm sürmüştür. Nitekim, 800.000 km^ civarında bir yüzölçüme sahip olan Balkan Yanmadası’nın bu özelliğini XXI. yüzyılın başlarında da görmek mümkündür. Öyle ki, 1990’lardan sonra meydana gelen gelişmeler sonucunda, günümüzde Arnavutluk, Bulgaristan, Romanya, Türkiye (Trakya kısmı), Yunanistan, Slovenya, Hırvatistan,

Kıpçak-Kuman soylu olan Pomak Türkleri, Makedonya’da Torbeş ismiyle anılmaktadır. Müslüman halk arasmda ise “T orbeş” isminin “d ört-b eş”ten türediğine dair yaygın bir kanaat bulunmaktadır. ^ Besim Darkot, “Balkan” maddesi, MEB İslâm A nsiklopedisi, C. 2, İstanbul 1979, s. 282.


4

İLKER ALP

Bosna-Hersek, M akedonya, Sırbistan, K aradağ ve Batılılann güdümünde bulunan Kosova gibi çok sayıda siyasî teşekkül varlığını devam ettirmektedir. Ancak Balkanlar tam anlamıyla kalıcı bir düzene kavuşamamıştır. Her gün yeni gelişmelere ve değişmelere maruz kalmaktadır. Bu durum ise öncelikle Balkan devletlerinin demografik yapılarından, îoplumların sosyo-külîürel özelliklerinden, ülkelerin jeopolitik ve jeostratejik konumlarından kaynaklanmaktadır. Balkan Yanmadası; ırk, dil, lehçe, kültür, gelenek, din, hattâ mezhepler bakımından dünyanın en karmaşık bölgelerinden birisidir. Ayn ırklardan ve kültürlerden gelen toplumlar, yüzyıllar boyunca aynı bölgelerde yaşamış ve öylesine içiçe girmişlerdir ki, bugün bunlan birbirinden kesin hatlarla ayırmak mümkün değildir. Coğrafî yapıdaki bu karışık mozaik, tarihî geçmiş, tarihî ihtiraslar, azınlıkların durumu, bölge devletlerinin ve özellikle büyük devletlerin çıkarlarını korumak amacıyla müdahaleleri, söz konusu bölgede zaman zaman ihtilâflara, 1912-1913 yıllanndaki Balkan Harpleri’ne, 1914’te Birinci Dünya Savaşı’mn patlak vermesine, hattâ kanlı iç savaşlann çıkmasına ve azınlıklann baskı, zulüm ile soykınma tâbi tutulmasına yol açmıştır. Söz konusu durum ve şartlardan dolayı hâlen Kosova, Makedonya, Epir, Bosna-Hersek, Sancak, Voyvodina gibi meseleler ve azınlıklara karşı takip edilen politikalardan dolayı gerginlikler


POMAK TÜRKLERİ

5

devam etmektedir. Azmlıklar arasında ise en çok baskı, zulüm, asimilasyon ve soykınma uğrayanlar Pomak Türkleri’dir. Bu yüzden Pomak Türklerinin menşei ile ilgili tarihî gerçekleri kamuoyunun bilgisine sunmak gereklidir. III. POMAK TÜRKLERİNİN TARİHÎ GELİŞİMİ XIX. yüzyılda, Osmanlı idaresindeki Pomak Türklerinin önemli bir kısmı Rodoplar ile Doğu Makedonya arasında yaşa­ maktaydı. Bunun yanı sıra Kuzey Bulgaristan’da Lofça, Plevne ve Rahova, Orta Bulgaristan’da Filibe civarlannda ve Selanik, Manastır, Kosova ile İşkodra vilâyetleri dâhilinde küçük gruplar hâlinde meskûn idiler. Balkan Harpleri’nden sonra, 1913 yılında imzalanan Bükreş Antlaşması’yla Pomak Türklerinin oturdukları sahalar Bulgaristan, Sırbistan ve Yunanistan gibi üç devletin siyasî hudutlan içine girmiştir^. Günümüzde ise Pomak Türkleri genelde Rodoplar, Trakya, Makedonya’nın Pirin, Ege ve Vardar olmak üzere Uç bölgesinde ve Arnavutluk’ta yaşamaktadır. Ekseriyetle ise Doğu Rodoplar’dan Kuzey Amavutluk’a uzanan dağlık alanlarda sâkindirler''.

®A. Cevat Eren, “Pomaklar” maddesi, MEB İslâm A nsiklopedisi, C. 9, İstanbul 1988, s. 574-575. ^Tsvetana Georgieva, T om aks; Müslim Bulgarians”, İslam and C hristianM uslim R elations, Vol. 2, N o. 3, July 2001, s. 303 (http:/Avw>v.informaworld .com /srapp/title~cûntent=t713424660) (01.02.2008)


6

İLKER ALP

OsmanlI idaresi tarafından Pomaklar, Türklüğün bir parçası olarak görülmüştür. Bu yüzden Pomak Türklerinin nüfus sayılanyla ilgili ayn ve kesin istatistikî bilgiler verilmemiştir. Konu hakkında yapılan incelemelerde ise verilen rakamlar tahminîdir. Örneğin 1874’te Jireçek’in sunduğu istatistiklere göre, Rodoplar ve Selanik’ten Vardar boyunca Moglena, Prespa ve Yukan Debre’ye kadar uzanan yerlerde bir kısmı Türkçe konuşan 500 bin Müslüman-Pomak bulunuyordu. 1880’de hazırlanan ikinci bir istatistiğe göre sadece Bulgaristan’da 400 bin Pomak yaşıyordu®. 1989 yılı Ocak ayında, Bulgaristan İçişleri Bakanlığı yetkililerince yapılan resmî açıklamalarda ise ülke sınırları içinde 270.000 “Müslüman Bulgar”ın

(Pomak Türkünün) varlığından

söz ediliyordu®. Diğer taraftan Bulgar uzmanlara göre, 2000’li yıllarda Pomaklann toplam sayısı 500 bin civanndaydı. Bunlardan 80-120 bini Arnavutluk’ta, 40’ar bini Yunanistan (Batı Trakya) ve Makedonya’da, 150-200 bin civannda ise Bulgaristan’da yaşa­ maktaydı'®. Ancak bu araştırmada, Bulgaristan ve Makedonya’daki Pomaklar ile Torbeşlerin nüfus sayısının olduğundan çok daha az gösterilmesi, söz konusu istatistikî bilgilerin belirli amaçlarla

A. Cevat Eren, a.g.m ., s. 574. 9 T

İbrahim Karahasan-Çınar, E tniçeskite M altsinstva v B ılgariya, Sofya 2005, s. 132. Tsvetana Georgieva, a.g.m ., s. 304; İbrahim Karahasan-Çınar, a.g.e., s. 132.


POMAK TÜRKLERİ

7

hazırlanmış olabileceği izlenimini kuvvetlendirmektedir. Niteldm bazı araştırmacılar tarafından Pomak Türklerinin toplam sayısının bir milyondan az olmadığı öne sürülerek'* bunlardan 700-800 bininin Kuzey Rodoplar, Pirin ve Vardar Makedonyası ile Lofça, Plevne, Tetven ve Filibe’de yaşadığı belirtilmektedir'^. Bununla birlikte Balkan devletlerinin, siyasî nedenlerle, Türkler dâhil olmak üzere, zaman zaman azınlıklann varlığını reddettiklerini, nüfus sayılannı olduğundan az gösterdiklerini veya Pomak, Torbeş, Boşnak, Goralı gibi bazı unsurlan Müslümanlaştınimış Yunan, Bulgar, Makedon ve Sırp olarak takdim ettiklerini, hattâ kendi nüfuslan dâhilinde gösterdiklerini vurgulamak gereklidir. Pomak Türklerinin atalai'i olan Kapçaklar (Kumanlar)’ın XI. yüzyılda Balkanlar’a geldikleri, eski Türk inancına yakın olması

nedeniyle

İslâmiyet’i

benimsedikleri

ve

Osmanh

Türkleriyle kaynaştıklan bilinen tarihî bir gerçektir. Buna rağmen, ülkemizde bu soydaşlarımızın kökeni, tarihî gelişimi ve sosyo­ kültürel yapılanyla ilgili ciddî ve İlmî nitelikli araştırmalarm yetersiz oluşu, XIX. yüzyılın başlarından itibaren Batılı emper­ yalistler tarafından yapılan propagandalar, özellikle bazı Balkan " Rafet Uluttirk, “Bulgaristan TüPkierinİH Soraınl^f|'', i^tp':yyw w w .turgundem . n et/icerik/ind ex-ph p?op tion= coçj-c0iıten t& task= categeıy& section id= I7& id=163& Item id= (1 Şubat 2008) Halim Çavuşoğlu, B alk an lar’da Pom ak T ürkleri (Tarih ve Sosyo-K ültürel Y apı), Ankara 1993, s. 106.


8

İLKER ALP

devletlerinin

menfaatleri,

konunun

politik

istismarlar

doğrultusunda kullanılmasına yol açmıştır. Yunanlılar, Pomak Türklerinin “İslâmlaştırılmış Helenler (Grekler veya Yunanlılar)”(!) olduğunu savunurken, Kıpçak (Kuman) soyundan gelen bu soydaşlanmızın lehçelerindeki farklılıklardan istifade ederek Bulgarlar, “Müslüman (MüsIümanlaştınJmış) BuIgarlar”(0. Makedonlar ise, “Müslüman (Müslümanlaştınlmış) Makedonlar”(!), olduğunu iddia etmektedirler‘^ Rağbet edilen son teorilerden birine göre ise “Pomaklar, Öreklerle karışmış eski TrakJarın torunlarıdır”''*. Bunun yanı sıra “Pomaklann eski Trak

kavimlerinden

geldikleri,

önce

Slavlaşıp,

sonra

Müslüman oldukları” iddialannı müdafaa edenler de vardır. Ancak bu iddialar, hem Yunanistan hem de Bulgaristan’ın resmî tarih kurumlan tarafından şiddetli tenkitlere maruz kalmıştır'^ I. Pomak Türkleriyle İlgili Yunan İddiaları 1970’li azınlıklann,

yıllardan

özellikle

itibaren

Türklerin,

Yunanistan, Yunan

bünyesindeki

kökenli

oldukları

yönündeki propaganda çahşmalanna ağırlık vermiştir. Zaten Yunanistan, bağımsızlığını kazandığı 1829 yılından itibaren. İlker Alp, “Pomak Türkleri ile İlgili Bazı Gerçekler”, A sk erî T arih B ülteni, S: 33, Yıl; 17, Ağustos 1992, s. 1. Tsvetana Georgîeva, a.g.ın., s. 304. A. Cevat Eren, a.g.m ., s. 573.


POM AK TÜRKLERİ

9

“Megali İdea” (“Büyük Ülkü”, yani Bizans ve Büyük İskender imparatorluklarının vârisi olma) hedefini ve ülkede “tek bir Helen milleti” yaratma prensibini devletin temel politikası olarak belirlemiştir. Buna istinaden Yunan hükümetleri, Türkiye ve diğer komşularına karşı devamlı saldırgan ve yayılmacı politikalar izlemişlerdir. Aynca Yunanistan’daki Türk (Gagavuz, Karakaçan), Makedon,

Arnavut, Bulgar,

Çingene, Ermeni, Yahudi

vd,

azınlıkların varlığını inkâr ederek bunlan asimilasyona tâbi tutmaya çalışmışlardır. Bu meyanda, Pomak Türklerini de “Helen” göstermek

üzere tezler üretmişlerdir.

Yunanistan’ın Pomak

Türklerine kai'şı takip ettiği politikanın anlaşılması için Panayotis Foteas’ın, Batı Trakya Pomakları (Oi Pomakoi tis Ditikis Thrakis)"’ başlığıyla yayınlanan kitabında yer alan iddialar ve bu iddialara dair tarihî gerçekler aşağıda sunulmuştur. Büyük İskender’in “Helen” (Yunanlı), dolayısıyla İsken­ der’in torunlarının da “Helen” (Yunan) asıllı olduğunu savunan araştırmacılardan bazıları; 'Tomaklar, Büyük İskender’in torun­ ları olup Türider tarafından zorla Müslüman yapılmışlardır."^^ tarzında tarihî gerçeklerden uzak, İlmî dayanağı olmayan bir görüş öne sürmüşlerdir. Çünkü esas adı Aleksander olan Büyük Panayotis Foteas, Oi Pom akoi tis D itikis Thrakis, Komotini (Gümülcine) 1978. Geniş bilgi için bkz. Halim Çavuşoğlu, a.g.e, s. 101-108. Halim Çavuşoğlu, a.g.e., s. 107.


10

İLKER ALP

İskender, Makedonya Kralı II. Filip’in oğludur. M.Ö. 336-323 yîllannda Makedonya tahtında bulunmuş ve tarihte en büyük komutanlardan biri olmuştur. Makedonlar ise Yunanlılardan her balamdan ayn bir millettir. Vatanlan da bugünkü Makedonya idi. Dilleri de Yunanca’dan tamamen farklıydı. Büyük İskender askerlerine Makedonca hitap ederdi. Zaten Yunanca’yı sonradan Öğrenmişti. Filip ve İskender, şehir devletçikleri hâlinde olan Yunanistan’ı işgal ederek kendi krallıklanna bağlamış ve Yunanhlan da idareleri altına almışlardı’®. Pomakların eskiden Helen

ırkına mensup olduklan

iddiasını ortaya atanlara göre ise; “Pomaldar, Büyük İskender’in torunları değildir. Asya seferinde yanından eksik etmediği bir Helen kabilesi olan ‘Ağrıyanlar’ın torunlarıdır T Helen soylu ve Pomaklann atası(!) olduklan ileri sürülen Agriyanlar, M.Ö. 4.-5. yüzyıllarda Orta Yunanistan’da yaşamışlardır. Büyük İskender’in Yunanistan’ı işgal ettiği sırada, site devletçikleriyle birlikte bu etnik unsur da tarihten silinmiştir. Diğer taraftan Agriyanlar, kesinlikle Rodoplar ve Makedonya’ya göç etmemişlerdir. Bizans kronikleri veya tarihî kayıtlannda, “Agriyanlar” adında bir unsu­ run

Rodoplar’daki

mevcudiyetinden

kesinlikle

bahsedilme-

h ttp://w w w .ahm etakyol.net/index.php?option=com _content& task=view & id= 744& Item id=35 (1L 03.2008) Halim Çavuşoğlu, a.g.e., s. 107.


POMAK TÜRKLERİ

11

mektedir. Osmanlı belgeleri, Slav kaynakları ve diğer kayıtlarda da “Agriyanlar”dan söz edilmemektedir. Bu sebeple Pomaklanrı, Agriyanlarla her hangi bir bağı bulunmamaktadır. Bazı Yunanlılar, Traklann Helen (Yunan) olduğu varsayı­ mından hareket ederek; 'Tomaklar, Trakya’nın ilk sakinleri olarak

bilinen

Traklann

torunlarıdır,"^'^

görüşünü

öne

sürmektedirler. Halbuki Traklar, adlannı verdikleri topraklara, Balkanlar’ın kuzey doğusundan gelmişlerdir. Kültürleri, Doğu Avrupa ve steplerden gelen kültürlerin karşılıklı etkileşimi sonucunda teşekkül etmiştir. Karadeniz’in kuzeyinden gelen kültür etkileri de bu oluşumda önemli rol oynamıştır. Arkeolojik veriler, özel isimler, yer adlan, tann adlan ve yazılı metinler, Trak dilinin, H int Avrupa dillerinin Satem yani doğu grubuna girdiğini ve İllirce ile birlikte Slave ve Balto dilleriyle ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu yüzden Yunanca ve Slav dilleri gibi Centum grubuna dâhil dillerden farklı özellikler taşımaktadır. Aynca yaşam tarzlan ve gömü gelenekleri de, Yunan veya Bulgarlardan farklıdır. Fakat Trak dili ve kültür kimliği M.S. 6. yüzyıldan sonra ortadan kalkmıştır. Renkli gözlü ve beyaz tenlidirler. Genel olarak D inarik ve Dinaro-Nordik ırkî özelliklere sahip bir insan tipini

20

A .g.e., S- 108.


12

İLKER ALP

oluşturmuşlardır^’. Buradan da Yunanlılarla Traklann ayrı kültürel özelliklere sahip olduklan, Proto Yunanca veya Yunanca’nın Trakça ile hiçbir bağı bulunmadığı, ırkî özelliklerinin de tamamen farklı nitelik taşıdığı görülmektedir. Dolayısıyla Yunanlılann iddialannm gerçekleri yansıtmadığı ve hayalî olduğu tereddüde mahal kalmadan anlaşılmaktadır. Yunanca kökenli kelimelere dayanarak Pomaklarm Helen menşeli olduğunu ispata çalışanlar ise; ‘'Pomak ismi, cephe veya savaş

dışında

kalmış

{savaştan

kaçan)

anlamına

gelen

‘Aponahos^ veya çok içki içen (alkol düşkünü) anlamını taşıyan ‘Poma* kelimelerinden türetilmiştir."^^ iddiasında bulunmuşlardır. Ancak Yunanca’daki kelimelerin zorlanması suretiyle Pomak isminin anlamını açıklamaya yönelik olan bu iddialar; savaşçı, yiğit, mücadeleci, gözüpek bir kavim olan Pomak Türklerinin dinî inancına, İçtimaî ve sosyo-kültürel yapısına tamamen ters düşen, tutarsız, dayanaksız, anlamsız, hattâ küçük düşürücü görüşlerden birini teşkil etmektedir.

Engin Beksaç, “Balkanlar’da Tarih Öncesi ve Erken Uygarlıklar”, B alkanlar El K itabı, C. 1, Ankara 2006, s. 49-52; Aynı yazar, “Doğu Trakya’da Traklar”, A ktüel A rk eoloji (T rak ya’ya A dlarını Verenler: TrakJar), Sayı 3, Edirne 2007, s. 25-42; h ttp://ni.dom aindlx.coni/traklar/index.htm ; http://w w \v. trakya-net.coın/m odules.php?nam e=C ontent& pa=show page& pid=SS; h ttp://w w w .traklar.com .tr.tc/ (10.03.2008) Halim Çavüşoğlu, a.g.e., s. 107.


POMAK TÜRKLERÎ

Yukanda

Örneklerini

13

verdiğimiz

Yunan

iddiaları,

“Pomaklann zorla Müslüman yapılan Helenler olduğu” şeklindeki Yunanistan’m siyasî yaklaşımını kabul ettirmek üzere ortaya atılmışlardır. Söz konusu iddialann tutarsız, mesnetsiz ve propaganda nitelikli olduklan ilk bakışta dahi anlaşılmaktadır. Bu iddialann; ilmî ve tarihî dayanağının bulunmaması, tek görüşte birleşmemesi, birbirinden

farklı

olmalan,

kendi

içlerindeki

tereddüt ile tutarsızhklan Yunanlılann görüşlerini çürütmektedir. Özellikle Pomaklann; etnik Özellikleri, ana dili, dinî inancı, hayat tarzı, âdet-gelenekleri, sosyo-kültürel ve toplumsal yapısı, Türk millî şuuruna sahip olmalan, kendilerinin Türk olduklannı ifade etmeleri ve diğer millî özellikleri Yunanlılarla hiçbir bağlannm bulunmadığını kanıtlamaktadır. 2. Pomak Törkleriyle İlgili Bulgar İddiaları Maalesef

ülkemizde,

Yunanistan

ile

Bulgaristan’ın,

Pomak Türklerine karşı asimilasyon maksadıyla yürüttükleri faaliyetler

yeterince

bilinmemektedir.

Hattâ,

zaman

zaman

Türkiye’de de bazı kurum ve şahıslar, özellikle Pomak-Pomaklar tâbirinin (Bulgarca Pomatsi), Pomak Bulgar lehçesini konuşan Müslüman Bulgarların bir kısmını ifade etmek üzere, XIX. yüzyılın ilk yansından itibaren kullanılan bir isim olduğu^^ şeklindeki Tsvetana Georgieva, a.g.m ., s. 308-309, 314.


14

Bulgar

İLKER ALP

propagandasının

etkisinde

kalarak

(bilerek

veya

bilmeyerek) benzeri tezleri savunmuşlardır. Örneğin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca yayınlanan bir kitapta: “Pomaklar... XV.XIX. yüzyıllar arasında İslâmlığı gönül rızasıyla kabul etmiş olan bir Slav kavmi olup ana dillerini korumuşlardır... Çoğu, özellikle Rodop dağlarıyöresindeküer Türkiye’ye göç etmişlerdir. Müslümanlık, onlarda Türklük bilinci yaratmıştır.'’^'^ tarzında Bulgar propagandalanna dayanan bir görüşe yer verilmiştir. Yukandaki ifadede Pomaklann “gönül nzasıyla” İslâmiyet’i kabul ettikleri yönündeki yaklaşımın doğru olmasına rağmen, Kuman (Kıpçak) soyundan gelenlerin Slav kavmine mensûbiyetinin imkânsızlığını ve İslâmiyet’in, Türk soyuna mensup olmayanlarda Türklük şuuru yaratarak Türkiye’ye göç etmelerini sağlamasının mümkün olmadığını vurgulamak gereklidir. Buradan hareketle, konuya açıklık getirmek ve Bulgar iddialanna kısmen cevap vermek maksadıyla, Pomak Türklerinin menşei konusuna b s a da olsa değinmenin yerinde olacağı kanaatindeyim. Bulgarlar, Bulgaristan’daki Türk varlığını, 1984-1989 yıllan arasında olduğu gibi, tamamen inkâr etmeden önce, bu ülke sınırlan dâhilinde yaşamakta olan soydaşlanmızı daha küçük M. Türker Acaroğlu, B u lgaristan ’da Türkçe Y er A dları K ılavuzu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, M illî Folklor Araştırma Dairesi Yayınlan: 89, Halk Edebiyat! Dizisi: 12, Ankara 1988, s. 39-40.


POMAK TÜRKLERİ

15

topluluklara bölmek için, sistemli bİr politika takip etmişlerdir. Bazı lehçe farklılıklanndan istifade ederek, Bulgaristan Türklerini; Pirin M akedcnyası, Rodoplar, Kuzey Trakya, Deliorman ve 1940’lardan sonra Dobruca halkları gibi gruplara ayırmaya ve bunlann arasındaki dil, din, kültür bütünlüğünü zayıflatmaya çalışmışlardır. Bu meyanda, dil faktörünü öne sürerek, Pomak Türklerini de Müslüman ama Bulgar menşeli olarak göstermeye gayret etmişlerdir. Bulgaristan üniversitelerinin tarih ve etnoloji birimlerince

yapılan

araştırmalarda,

modem

eğitim

gören

Pomaklann; kendilerini “Biz Müsîümamz, ama Müslüman Bulganz” şeklinde İfade ettikleri, aynca “{sayı ve akraba deyimleri bakımından) Türkçe’nin ve (dinî terminoloji olarak) Arapça’nın nüfuz ettiği bir Bulgar lehçesini konuştukları, âdet ve geleneklerinin de İslâmî motifleri içerdiği” kaydedilmiştir^^ Bulgar

resmî

makamlan

tarafından

(özellikle

Komünizm

döneminde) ise, “Osmanlı Türk kolonizatörleri Rodop ahalisini (Pomak Türklerini) zorla İslâmlaştırmışlardır.”^^ veya ‘Tomaklar, Bulgar orijinli olup Osmanlı hâkimiyetindeki yüzyıllarda zorla îslâmlaştirümıştır.”^^ iddialanna dayanan tezler öne sürülmüştür.

“ Tsvetana Georgieva, a.g.m ., s. 2 0 3 ,2 1 4 . “ W ho W orries A bout M oslem s in Bulgaria and W hy, Sofıa Press, Sofya 1985, s. 9; Soruşturm a, Sofıa Press, Sofya Haziran 1987, s. 9-14. Tsvetana Georgieva, a.g.m ., s. 309.


16

İLKER ALP

Ancak bu iddialar, Bulgar hükümetlerinin “tek millet” (Bulgar Milleti) yaratmak yönünde belirlediği lıedefe ulaşabilmek için iç ve dış politikasında kullandığı sadece bir propaganda malzeme­ sidir. Çünkü Türkler, Balkanlar’daki bütün azınlıklara dil, din, mezhep dâhil olmak üzere, siyasî, hukukî, İktisadî, sosyo-kültürel alanlarda her çeşit temel hak ve hürriyeti vermişlerdir^. Şayet öne sürülen iddialar gerçek olsaydı, Oğuz soyuna mensup, güzel bir Türkçe konuşan ama Hristiyanlığa inanan Gagavuzlar (Gökoğuzlar)’ın da İslâmlaştmiması gerekirdi. Çünkü milliyeti, dini, kültürü farklı olan Bulgar, Yunan, Sırp ve Makedon 1ardan, Türk olan Gagavuzlan İslâmiyet’e daha kolay dâhil etmek mümkündü. Aynı şekilde Balkanlar’da, Bulgarlar, Sırplar, Karadağlılar, Makedonlar, Yunanlılar, Amavutlar, Ulahlar veya diğer milletler benliklerini muhafaza etmeyi başaramazlar ve ayn birer millet olarak mevcudiyetlerini günümüze kadar devam ettiremezlerdi. Diğer bir ifadeyle, bugün Balkan Yanmadası’nda yer alan devletler varlıklannı sürdüremez, sahip olduklan sınırlara ulaşamazlardı, Balkan Yanmadası’nın ırkî, dinî ve sosyo-kültürel yapısı, dolayısıyla siyasî haritası da değişik olurdu^^.

Osman Ergin, T ü rk iye’de Şehirciliğin T arih î İnkişâfı, İstanbul 1936, s. 9 3 - ' 94. İlker Alp, B elge ve Fotoğraflarla B ulgar M ezalim i (1878-1989), Ankara 1990, s. 8.


POMAK TÜRKLERÎ

17

Türklerin diğer milletlere karşı uyguladıkları hoşgörülü politika ile davranış

biçimlerinden

zaman

zaman

yabancı

kaynaklar da bahsetmektedir. Örneğin Marian Kent’e göre, O sm an lI

hükümeti, bütün diğer imparatorluklardaki idarelerden

farklı olarak, hiçbir zaman tebaası olan toplumlan zorlayarak kültür açısından bütünleştirmek veya eritmek teşebbüsünde bulunmamıştır. Bu husus, 1453 yılında İstanbul’un fethiyle Ortodoks Hristiyan tebaaya verilen imtiyazlar ve dinî hürriyetlerle pekiştirilmiştir. Osmanlı döneminde hiçbir gayri Türk ile gayri Müslim

toplum,

şiddet

kullanılarak

ve

baskı

yapılarak

Türkleştirilmemiş veya Müslümanlaştırılmamıştır^°. Bulgarlann

“Müslüman

Bulgarlar”(!) veya Yunanlılann

(Müslümanlaştırılmış) “İslâmlaştırılmış Helenler

(Grekler)”(!) olduklannı iddia ettikleri Pomak Türkleri ise özbeöz Türktür. Bunlar, Orta Asya’dan kuzey göç yolunu (Hazar Denizi ve Karadeniz’in kuzeyini) takip ederek, Ukrayna ile Besarabya’ya giden, buradan XI. asırda Balkanlar’a inen Kıpçaklarm veya Avrupalılann

Kuman

olarak

adlandırdıkları

kabilelerin

torunlandıı^'. Kumanlar, dönemin kaynaklannda farklı isimlerle Marian Kent, T he G reat Pow ers and the End o f O ttom an Em pire, George Alien and Unwin, Londra 1984, s. 20. R odop-B ulgaristan Faciasının İç Y iiziî, Rodop-Tuna Türkleri, Kültür ve Dayanışma Derneği, Tarih Yayınları Serisi, Sayı 2, İstanbul Mart 1976, s. 8-12.


18

İLKER ALP

zikredilmişlerdir. Onlara BizanslIlar ve Latinler “Kumanos”, “Kumanoi”, “Cumanus”, Ruslar “Polovets”, Almanlar ve diğer Batılılar “Falben”, “Falones”, “Valwen”, “Pallidi”, Ermeniler “Khartes (Chardeş)”, Macarlar “Kun”,^^ Sırplar, Bulgarlar, Makedonlar, Hırvatlar, Slovenler, Çekler, Slovaklar ve Lehler “Kumani”^^, Türk ve diğer İslâm kaynaklan ise “Kıpçak” demişlerdir. Adlannm geçtiği 1055-1056 yıllanna ait ilk Rus vekâyinâmesinde “Türkmen, Peçenek ve Tork (Uz)’larla aynı cinsten” olduklan kaydedilmiştir^'*. Prof. Dr. Akdes Nimet Kurat’a göre, doğulu, batılı bütün kaynaklar Kumanlann dış görünüşlerini tanıtırken beyaz tenli, sarı saçlı, düzgün vücutlu, yakışıklı insanlar olduklannda hemfikirdir^^ Bu yüzden “Kuman” isminin de, Türk-men örneğinde olduğu gibi, “sarımsı”, “sarımtırak” anlamına gelen “ku” köküyle “man/men” ekinin birleşmesi sonucunda ortaya çıkmış olması muhtemeldir^’". İbrahim Kafesoglu, ‘Türkler”, MEB İslâm A nsiklopedisi, C. 12/2, İstanbul 1988, s. 204; Akdes Nim et Kurat, IV.-KVin. Y üzyıllarda K aradeniz K uzeyindeki Türk K avim leri ve D evletleri, Ankara 1992, s. 70. Ahmet Gökbel, “Bulgaristan Türk Halk Kültüründe Kuman (Kıpçak) Türkleri’nin Yeri”, Bulgaristan Türk Folkloru, II. Uluslararası Bulgaristan Türk Halk Kültürü Sempozyumu Bildirileri, Ankara 2001, s. 37. Muallâ Uydu Yücel, İlk R us Y ıllıklarına G öre T ürkler, TTK, Ankara 2007, s. 46-47, 142-143. İbrahim Kafesoğlu, “Türkler” ..., s. 204; Muallâ Uydu Yücel, a.g.e., s. 56. Jean-Paul Roux, Türklerin T arihi P asifik ’ten A k d en iz’e 2000 Y ıl, (Çev. Aykut Kazancıgil, Lâle Arslan-Özcan), İstanbul 2007, s. 216; Lasziö Rasonyi, Tarihte T ürklük, Ankara 1971, s. 136.


POM AK TÜRKLERÎ

19

Kimek (Kemek) adıyla anılan kavmin en önemli uruglan “Kıpçak”larla “Em ek”ler, İrtiş boyunda, Oğuzlann kuzeyinde ve batıda İtil veya Kuma Nehri’ne kadar yayılmıştı. Bir müddet sonra Kıpçak (Kuman) olarak anılan bu unsurlar, Kuzey Çin’de Kitay Devleti’nin

teşekkül

sahasından

batıya

etmesiyle doğru

birlikte

harekete

916’da,

İrtiş-Talas

geçmişlerdir,

Kıpçak

(Kuman)’lar, tarih sahnesine aniden çıkarak etkin rol oynamışlar ve aynı süratle bölünüp dağılmışlardır. Bu durum ve kaynaklardaki bilgi eksikliği bilimsel araştırmalar yapmayı zorlaştn-maktadır. Bununla birlikte Orta Asya ve

Ön Asya’dald

geh'şmeler

incelendiğinde Kıpçak (Kuman)’lann 916’da Kuzey Çin’den aynidıklan,

Slavlara

karşı

verdikleri

başarılı

mücadeleler

sonucunda Ukrayna’ya geldikleri görülmektedir^"', Kıpçaklar (Kumanlar), X. asırda batıda Özü (Dnyeper) Nehri, doğuda İrtiş Nehri, güneyde Kırım Yanmadası, kuzeyde Kazan şehrine kadar uzanan “Deşti-Kıpçak” (Kıpçak-Bozkırları) veya Batı kaynaklarmda “Comania” adıyla anılan yerlerde, birçok Türk boyunu içine alan, büyük bir kavmî birlik teşekkül etmişlerdir^^ Bu birliğin tâbiiyetine Rus, Bulgar, Alan, Pontus, Akdes Nimet Kurat, a.g.e., s. 69, 72; Ahmet Aydmh, B atı Trakya Faciasının İçyüzü, İstanbul 1971, s. 22-23. Reşit Rahmeti Arat, “Kıpçak” maddesi, MEB İslâm A nsiklopedisi, C. 6, İstanbul 1977, s. 713-714; Akdes Nimet Kurat; a.g.e., s. 73,


20

İLKER ALP

Hazar, Ulah ve Mordvalar da girmiştir^^ Kıpçak bozkırları, XIII. yüzyılın başlarına kadar söz konusu Türk kavminin elinde kalmıştır. Bununla birlikte, doğuda Kjpçak adını muhafaza ederken

batıda Kuman

olarak isimlendirilen

bu Türklerin

faaliyetleri yalnız Kıpçak sahalanyla sınırlı kalmamıştır. Onlar Balkanlar’a ve Macaristan’a da akınlar yaparak Bizans, Bulgar ve Macar

devletlerinin

siyasî

mücadelelerinde

aktif

rol

oynamışlardır'*®. XI. yüzyılda Ukrayna ve Romanya üzerinden adeta bir kasırga gibi Balkanlar’ın içlerine. Kuzey Bulgaristan’ın Tuna boyu ve Dobruca bölgelerine, daha sonra Rodoplar ve Makedonya’nın doğu kısımlanna doğru inmişlerdir. Bulgar bilim adamlanndan Plamen Pavlov da, Kumanlann XI. yüzyılda Balkanlar’a geldiklerini, Ortaçağ’da Bulgaristan’ın İçtimaî, iktisadı ve siyasî hayatının gelişmesinde etkili olduklannı belirtmektedir"". Zaten hâkimiyet alanlanndaki yerleşim birimlerine verilen ve, günümüze kadar gelen coğrafî isimlerden de bu durumu görmek mümkündür. Örneğin; Doğu Makedonya’da Kumanova, Sofya’da Kumantsi, Nevrokop’ta Kumança, Kesriye’de Kumaniçevo,

İbrahim Kafesoğlu, “Türkler” ..., s. 206. İbrahim Kafesoğlu, “Peçenekler, U z (Oğuz) 1ar ve Kumanlar”, Türk D ünyası Ei K itabı, Ankara 1976, s. 746-747. ■*' Plamen Pavlov, “Kumanite v obştestveno-politiçeskiya jivotna srednovekovna Bılgariya (1186-naçaloto na XIV v.)”, îstoriçeski Pregled, S; 7, 1990, s. 18 ve devamı.


POMAK TtİRKLERİ

Vidin’de

Kumanı

Adası,

Niğbolu’da

2i

Komana,

Lofça’da

Kum anitsa gibi isimler Kumanlardan gelmektedir^^. Balkanlar’a inen bazı Kuman kabileleri, Peçenek Türklerinin yardımıyla 1034’ten itibaren Rodoplar, Batı Trakya, Pirin ve Vardar Makedonyası’nı hâkimiyetleri altına almayı başararak İstanbul surlanna dayanmışlardır. Hayalî tehlikede olmasından dolayı Bizans, büyük bir ordu oluşturup Peçenek ve Kumanlann üzerine sevketmiştir. Bizans mağlup olunca 1054 yılında banş yapmak mecburiyetinde kalmış ve vergiye bağlanmıştır. Peçeneklerle birleşmiş olan Kumanlar, BizanslIlara karşı yaptıklan savaşlardan galip çıkınca kendilerini siyasî bir güç olarak kabul ettirmişlerdir. 1087 yılında, Kumanlarla Peçenekler arasında ilk defa “KumanPeçenek T ürk Federasyonu” kurulmuştur. Bu federasyonun sınırlan dâhilinde Rodoplar, Batı Trakya, Makedonya, Kosova, Sancak, Bosna ve Arnavutluk ile Bulgaristan'm bir kısmı yer almıştır. Başkenti ise, günümüzdeki Makedonya Cumhuriyeti’nin doğu kısmında bulunan Kumanova şehri olmuştur''^ 1088-1090 yıllannda devam eden savaşlarda Peçenek-Kuman birlikleri, Bizans kuvvetlerini mağlup ederek Filibe ve civârına, sonra

Plamen Pavlov, a.g.m ., s. 22; Hüseyin M em işoğlu, “Pomak Türklerinin Tarihî Geçm işine Bir Bakış”, Y eni F oru m D ergisi, C. XI, Sayı 259, Ankara Kasım 1990, s. 9. “Derginin Intişarma Âmil Olan Sebepler Nelerdir?”, R odoplarm Sesi D ergisi, Y ıl 1, Sayı 1, İstanbul 1973, s. 13; Ahmet Gökbel, a.g.m ., s. 37-38.


22

İLKER ALP

Edirne ve Keşan'a kadar Trakya’ya hâkim oimuşlardır. I090’da ise Çekmece'y& yaklaşmışlardır. Bu sıralarda Bizans İmpara­ torluğu, tarihinin en buhranlı dönemlerinden birini yaşıyordu. Çünkü Peçenekler, Anadolu’dald soydaşlan ile işbirliğine girmiş­ lerdi. Edirne’de Peçenekler, Ege’de Çavuldur boyundan İzmir Beyi Çaka (Çakan)’nm donanması ve Marmara sahillerinde Selçuklular tarafından Bizans üç ağızlı Türk kıskacına alınmıştır'*'*. Fakat Bizanshlann saçtığı nifak tohumlannın etkisiyle iki kardeş Türk kavmin, üstünlük sağlama gayretiyle birbirleriyle savaşmaya başlaması sonucunda bu millî birlik 1091 yılında yıkılmıştır. Halbuki bazı kaynaklara göre, akılcı bir siyaset uygulayarak “İki akraba

kavim

birleşse,

yarı

Avrupa’yı

o

zaman

işgâl

edebilirlerdi.''‘^^ Türk millî birliğinin yıkılmasından sonra, “KnmanPeçenek Federasyonu”nun tarihî fonksiyonu sona ermiştir. Böylece

Peçeneklerin

çoğu

Sancak

ve

Bosna-Hersek’e

çekilmişlerdir. Burada, IV. yüzyılda gelen Avrupa Hunlan ve VI. yüzyılda yerleşen Avarlarla kaynaşarak bugünkü Müslüman Boşnakların millî kimliğinin temelini meydana getirmişlerdir. Kumanlann ekseriyeti de Romanya, Macaristan ve diğer Doğu

İbrahim Kafesoğlu, “Türkler”, s. 203-204. Lâsziö Râsonyi, a.g.e., s. 138.


POM AK TÜRKLERİ

23

Avi'üpa ülkelerine göç etmişlerdir. Ancak eski Türk inançlarını terk ederek Hristiyanlıgı kabul etmelerinden dolayı Türk olmayan unsurlann ezici çoğunluğu kai'şısında kendi millî varlıklannı kaybetmişlerdir.

Bununla birlikte Rodoplar, Makedonya ve

Trakya’nın özellikle dağlık bölgelerinde bugün Pomak veya Torbeş olarak bilinen, çok sayıda Kuman Türkü kalmıştır''®. Bunlar ise yine Karadeniz’in kuzeyinden gelen yeni Kuman gruplan (ve sonradan Osmanlılar döneminde Anadolu’dan gelen Türkler) sayesinde millî benliklerini devam ettirme imkânı bulmuşlardır'*^. Bütün olumsuz gelişmelere rağmen XI. yüzyılın sonlannda

Balkanlar’daki

Kumanlann

etkinliği

sayesinde

Bulgaristan’daki Bizans hâkimiyetine son verilmiş ve bölge halkına bir rahatlama sağlanmıştır. Fakat sonraki dönemlerde Makedonya ile Bulgaristan’da bulunan Kumanlardan bir kısmı, erki Türk inançlanndan uzaklaşarak Hristiyanlaşmış ve bölgedeki Hristiyan unsurlarla kaynaşarak başta dil olmak üzere sosyo­ kültürel yönden etkilenmişlerdir. Kumanlar, XII. yüzyılın sonlanna doğru Romenlerin ve Bulgarlann teşkilâtlanmasında da büyük ölçüde etkili olmuşlardır. Öyle ki, 1I85-I237 yıllan arasında, Tuna’nın güneyinde kalabalık

Reşit Rahmeti Arat, a.g.m ., s. 713-715; Akdes Nimet Kurat, a.g.e., s. 71-72. Ahmet Gökbel, K ıpçak T ürklerl, İstanbul 2000, s. 83-84.


24

İLKER ALP

hâlde yaşayan Kumanlar, Bizans’a karşı yürütülen Bulgar istiklâl mücadelesinde

önemli

rol

oynamışlardır.

Örneğin

istiklâl

mücadelesini kazanıp II. Bulgar devletinin başına geçen Ç ar Asen (1187-1196)

bile

Kuman

kökenlidir'*®.

Kumanlar,

Osmanlı

Türklerinin gelmesine kadar, bazen bölünmüş, bazen bir bütünlük içinde

hayatlannı

sürdürmüşlerdir.

1912-1913

Balkan

Savaşlan’ndan sonra ise Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan’ın işgali ve hâkimiyetleri altına girmişlerdir, IV. POMAK DİLİ VE TÂBİRİ Pomak Türklerinin kültür ve ırkî Özellikleri ile ilgilenen yabancıların en çok istismai' ettikleri konu, bu toplumun konuştuğu dilin içinde oldukça yüksek oranda Slavca menşeli kelimenin bulunmasıdır. Nitekim, Bulgarlar da bu noktadan hareketle Pomak Türklerinin

Bulgar menşeli

olduklannı

iddia etmektedirler.

Halbuki Pomak Türk lehçesi; 1. %

30’u

Ukrayna,

Bulgaristan

Slavcalan, 2. % 25’i Kumanca-Kipçakça, 3, % 20’si Oğuz Türkçesi, 4, % \5^i Nogayca ve

48

Ahmet Gökbel, a.g.m ., s. 37.

ve

Makedonya


POM AK TÜRKLERÎ

25

5. % 10’u Arapça'dan oluşmaktadır''®. Pomak

Türk

lehçesinde

Ukrayna,

Bulgaristan

ve

Makedonya Slavcalannm % 30 nispetinde bulunmasınm başlıca sebebi, Kıpçak Türklerinin X.-XI. asırlar arası Ukrayna, Lehistan ile Besarabya steplerindeki Slavlarla ve sonraki yüzyıllarda Bulgaıistan

ve

kaynaklanmıştır. Türklerinin

Makedonya

Slavlanyla

olan

temaslanndan

% 10 oranında olan Arapça ise, Pomak

İslâmiyet’i

kabul

etmeleriyle

birlikte

dillerine

girmiştir. Diğer taraftan Kipçakça-Kumanca, Oğuz Türkçesi ve Nogayca Türk lehçeleridir. Bazı araştırmacılar Pomak Türk lehçesi üzerinde Çağatay Türk lehçesinin büyük tesirleri olduğu görüşünü öne sürmektedir. Örneğin Ahmet Aydınlı’ya göre, Pomakça’nın, “fonetik aksam” objektif ve ciddî bir şekilde tahlil ve tetkik edilirse, ''etimolojik^’ yapısının Çağatay Türk lehçesine dayandığı görülecektir. Dolayısıyla zaman içinde Çağatay Türk lehçesinin, Pomakça’yı büyük ölçüde etkilediği açığa çıkacaktır^®, Ahmet Cevad da Pomakça’nın,

“Bulgar filolojisi",

“diyaleği"

ve

yonetiğinin” dışında çok farklı hususiyetleri hâiz olduğunu vurgulamaktadır^'. Bunun dışında Pomak Türk lehçesi: Cihat Özönder, “Pomak Türkleri”, B atı T ra k y a ’nın Sesi, Yıl i , Sayı 4, İstanbul Mayıs-Haziran 1988, s. 18. ® Ahmet Aydınlı, a.g.e., s. 34, 189-190. Ahmet Cevad, B alk an lar’da A kan K an. İstanbul (Tarihsiz), s, 189-190.


26

İLKER ALP

]. Rodop-Pomak Türk lehçesi, 2. Katrancı Pomak-Türk lehçesi, 3. Tuna havzası Pomak-Türk lehçesi şeklinde üç kısma aynlmaktadır. Bu lehçeler ise Bulgar ve diğer Balkanlı Slavlann dil, lehçe ve şivelerinden farklı özellikler içermektedir^^ Buradan da Bulgarlann iddia ettiği gibi, Pomak Türklerinin dilinin Bulgarca olmadığı

görülmektedir.

Dolayısıyla

Bulgarlann,

en

çok

kullandıklan tema ve dayandıklan hususun geçersiz olduğu anlaşılmaktadır. “Pom ak”

tâbirine

gelince,

bu

tâbir,

Balkanlar’da

''Pomakça’' konuşan ve kendilerini Müslüman Türk olarak hissedenlere verilen bir ad şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Ancak bu tâbir nispeten yeni olup, XIX. yüzyıldan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Osmanh kaynaklannda “Müslüman Bulgarlar” tâbirinin geçmediği gibi “Pom ak” adına da hiçbir yerde rastlamak mümkün değildir. Bu tâbire Türkçe eserlerde ancak 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nden sonra tesadüf edilmektedir. Bununla birlikte 1839-1840 yıllannda, Balkanlar’da tetkikler yapan A. Bone, kuzey Bulgaristan’da Selvi ve Lofça havâlisinde bulunan köylerin

bazılanna

“Pomak

nâhiyeleri”

adı

verildiğini

Hüseyin M em işoglu, Pom ak T ürklerinin T arih î G eçm işinden Sayfalar, Ankara 1991, s. 23.


POM AK TÜRKLERİ

27

kaydetmiştir^l Ancak söz konusu nahiyelerin bu adı hangi tarihten itibaren taşıdıklannı tespit etmek mümkün değildir. Çünkü eski tahrir defterlerinde ve vakfiyelerin hiçbirinde Pomak köyü, kasabası veya nahiyesi adına rastlanılmamaktadır^^ Pomak kelimesinin anlam ve kökeni üzerinde yapılan araştırmalarda çeşitli yorumlarda bulunulmuştur. Pomak adını ilk olarak 1882 yılında F. Kanitz açıklamaya çalışmıştır. O, Pomak isminin, Slavca “Pomoçi” (yardım etmek) fiilinin “Pcmagaçi” (yardımcılar) şeklinden meydana geldiğini ve Pomaklann, Türk ordusunda yardımcı görevlerde bulunmalanndan dolayı bu adı aldıklannı öne sürmektedir^®. Pomak ismi, XIV. asırda Anadolu’dan Balkanlar’a gelen soydaşlanna maddî ve manevî yönden büyük destek sağlayan ve OsmanlI ordusunun “öncü”, “ardcı” ve “ileri” keşif kollannda aktif

görev yapan Kumanlar’a “yardım eden”, “yardımcı” anlamını ifade etmek üzere Slavlar tarafından verildiği sanılmaktadır. Nitekim bu kelimenin, Slavca “Pomaga”, “Pomagaec” yani

A. CevatEren, a.g.m ., s. 572. (Bkz. A, Bone, D ie E uropaische Türkei, Wien 1889,1. 351.) 370 N um aralı M uhâsebe-i V ilâyet-i R um -ili D efteri, C. I-II, Başbakanlık D evlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayını, Ankara 2001-2002; M. Tayyip Gökbilgin, XV. ve X V I. A sırlard a E dirne ve Paşa Livası, İstanbul 1952, A. Cevat Eren, a.g.m ., s. 572.


28

İLKER ALP

“yardımcı”,

“yardım

eden”,

“işbirlikçi”

anlamında

olan

kelimelerden türeyerek zamanla “Pomak” hâlini aldığına dair görüşler yaygındır^^ Demek ki, Pomak kelimesi samidığı gibi bir kavim adı değildir. Kuman Türklerinin, (tıpkı Malazgirt Meydan Muharebesi’nde

Uzlarla

Peçeneklerin

kendileri

gibi

Oğuz

soyundan olan Selçuklu Türklerinin tarafına geçtikleri gibi), OsmanlI soydaşlanna yardım etmelerinden dolayı, bu hareketlerini ifade etmek üzere Slavlarca kullanılan bir sıfattır. Bu görüşlere ilâveten F. Bayraktareviç, Pomak adının eski Türkçe “Çomak” kelimesi (Türklerce Müslümanlara verilen bir ad) ile ilgili olabileceğini de işaret etmektedir^^. OsmanlI kaynaklannda, Türklerin Balkan coğrafyasıyla

temasa

geçmesinden

itibaren,

burada

yaşayan

en

küçük

topluluklara (Bulgar, Sırp, Arnavut, Ulah vb.) vanncaya kadar birçok kavim ismine rastlanılmaktadır. Buna rağmen, Pomak adı bu kayıtlar arasında yer almamaktadır. Aynca, Batılı ve diğer kaynaklarda da aynı durum gözlenmelrtedir. Ancak Pomak adının, XIX. yüzyılda, Tanzimat Fermanı’nın ilânından sonra, Batılılann iç işlerimize daha fazla kanşmaya hukukî dayanağın oluşmasıyla R odop 'B u lgaristan T ürklüğü Faciasının İçyüzü, Rodop-Tuna Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği, Tarih Yayınlan Serisi, Sayı; 3, İstanbul 1976, s, 17; Ahmet Cevad, a.g.e., s. 179; Hüseyin M em işoğlu, a.g.e., s. 14. A. Cevat Eren, a.g.m ., s. 572.


POM AK TÜRKLERİ

29

birlikte ortaya atılmış olması ilginçtir^®. Aynı tarihlerde güneydoğu bölgelerimizde

yaşayan

ve

Kürt

boylarına

ait

olan

vatandaşlarımızın ayrı bir millet olduğu öne sürülerek Türkler arasında bölücülüğün yapılması, Müslüman Boşnakların Slav asıllı

olduklarına

dair

propagandaların

Amavutlara ayrılıkçı düşüncelerin aşılanması,

yoğunlaşması, ''Pontus-Rum

Devleti^'nin kurulması fikrinin savunulması, ‘^Ermeni M eselesinin gündeme getirilmesi ve îslâm âlemine ''Türk diişmanlığı”nın telkin edilmesi tarzında yoğun kampanyalann başlaması dikkat çekicidir. Bu kampanyalarla propagandalann plânlı ve sistemli bir tarzda ortaya çıkması elbette ki bir rastlantı sonucu değildir. Pomak, Boşnak, Kürt tâbirlerinin kullanılması ve farklı coğrafî bölgelerde yaşayan Türklerin ayn birer millet olduklarının ileri sürülmesi ile Türk milletinin millî birlik ve beraberliğini zayıflatabilmek veya Makedonya, Bosna-Hersek, Girit, Kıbns, Pontus-Rum, Ermeni, Arap vb. meselelerin ortaya çıkanimasıyla Osmanlı Devleti’ni parçalayabilmek amacı güdülmüştür. Bunlar da Batıklar tarafından kendi emperyalist hedeflerini gerçekleştirebilmek üzere icat edilmişlerdir. Aynı ve benzeri tâbirleri kendi menfaatlerine uygun gören Rusya ve Balkan devletleri de, aktif bir tarzda kullanmaya başlamışlardır. Bu meyanda, Pomak tâbiri, Rodop, Makedonya (Pirin, Ege ve Vardar kısımlan). Kuzey ve Batı Trakya Türklerini 5S

Daha geniş bilgi için bkz. Cihat Özönder, a.g.e., s. 16-19.


30

İLKER ALP

diğer Türklerden

ayırmak

üzere,

özellikle

Bulgaristan

ile

Yunanistan’ın belirledikleri millî politikalan gereğince kullanıl­ mıştır ve günümüzde de kullanılmaya devam edilmektedir^®. Bu açıklamalan bir kenara bırakarak, Bulgaristan’daki Türklerin ve Kuman (Kıpçak) menşeli olan Pomak Türklerinin “M üslümanlaştınlmış Bulgarlar”(!) veya “Müslüman Bulgarlar”(!) olduğu şeklindeki Bulgar tezinden hareket etsek dahi, bu defa Bulgarlann kökeni meselesi karşımıza çıkmaktadır. O hâlde bu konuya da kısaca değinmek gereklidir. V. BULGARLARIN KÖKENİ Bulgarlann kökeni Büyük Hun İmparatorluğu’na bağlı olan ve Çin kaynaklannda Ting-Ling olarak geçen kabilelere dayanmaktadır. Bunlar, milattan önceki asırlarda Orta Asya’daki kardeşleri Oğuzlardan aynlarak Güney Rusya’ya giden Ogur kabileleridir®®. “O gur” adı ise “Oguz”dan gelmektedir. Güney Rusya’ya yerleşen Türklerin, kelime sonundaki “z” harfi yerine “r ”

harfini

kullanmalanndan

dolayı

(“öküz”ün

“ökür”e

dönüşmesi örneğinde olduğu gibi) “Oğuz" kelimesi zamanla

İlker Alp, “Bulgarlann Pomak Türideri Politikası”, D iyanet, C. 29, S. 2, Ankara Nisan-Mayıs-Haziran 1993, s. 77. “ Akdes Nimet Kurat, “Bulgaristan” maddesi, MEB İslâm A nsiklopedisi, C. 2, İstanbul 1977. s. 796.


POMAK TÜRKLERİ

31

“Ogur”a dönüşmüş ve burada yaşayan Türkler de bu adla anılmaya başlanmıştır®'. Nitekim Ogurlar, Çuvaşlar ile birlikte “r ”li Türkçe’yi konuşan Türk unsurlan arasında yer almışlardır*^^. Ogurlar birçok kabileden meydana gelmiştir. Bunlar arasında, Ogur, Onogur, Şaragur (Akogur), Uturgur (Otuzgur) ve Kuturgur (Dokuzgur) gibi kabileler yer almıştır®^ Bulgar adı dahi, V. yüzyılda Karadeniz ile Azak Denizi’nin kuzeyinde, Ogur kabilelerinin Avrupa Hunlannm bazı Türk bakiyeleriyle birleşmesi neticesinde Türkçe bir kelime olan Bulgamak (kanşmak, birleşmek, bir araya gelmek) fiilinden türemiştir®^. Türkçemizdeki “bulama”, “bulamak”, “bulanık”, “bulanmak”, “bulantı”, “bulaşık” ve “buluşmak” kelimeleri de aynı kökten meydana gelerek günümüze kadar intikâl etmiş örneklerdir. Hazarlann baskısı neticesinde, Bulgarlann bir kısmı İtil (Volga) Nehri havalisine göç ederek, İtil Bulgar Türk Devleti’ni Bahaeddin Ögel, T ürk K ültürünün G elişm e Ç a ğ la n , C. I. İstanbul 1971, s. 149-154. “ Jean-Paul Roux, a.g.e., s. 107-108. Lâsziö Râsonyi, Türk D evletlerinin Batıdaki V arisleri ve İlk M üslüm an Türkler, Ankara 1983, s. 17-89; Akdcs Nimet Kurat, a.g.m ., s. 796; Geza Feher, B ulgar T ürkleri Tarihi, Ankara 1999, s. 4. Lâsziö Râsonyi, T ü rk D evletlerin in ..., s. 89; Akdes Nim et Kurat. a.g.m ., s. 782.


32

İLKER ALP

(V.“XIII. asırlar arası) kurmuştur. Esas Bulgar kitlesi ise önce Turla havzasına, oradan Tuna boylanna giderek. Balkanlar’daki Tuna Bulgar Türk Devleti’nin temellerini atmıştır®^. Bulgarlar, Türklükten gelen teşkilâtçılığı ve devlet idare etme kabiliyetini uzun zaman sürdürmüşlerdir. Örneğin, devlet teşkilâtı, Türklerde olduğu gibi, “İlâhî temellere” dayanmış ve otoriter bir sistem kurulmuştur. Devlet, “Han” (sonradan Çar) ve “İç” ile “Dış” Boyarlar tarafından (Oğuzlarda “İç” ve “Dış” taksimat tarzında) idare edilmiştir®®. Sıfat,

unvan

ve

isimlerde

de

medeniyetinin derin izleri görülmektedir. Göktürklerde

Tengri),

“Han”,

Türk

kültürü

ile

“Tangra” (Tann,

“Bayanuş”,

“Alpbagatur”,

“Böritarkan”, “Omurtak”, “Kurum”, “Terter” ve benzerleri bunlara açık birer örnek teşkil etmektedir. Eski Türklerde görülen, “canlı at kurbanı”, “Tuğ”un bağımsızlık sembolü olarak kullanılması, yazıtların dikilmesi, mukaddes mağara, kutsal su, çift başlı kartal gibi sembol ve inançlan da devam ettirmişlerdir. Bu hususlan Preslav ve Pliska şehir harâbeleri, Çatalar, Hambarlı İlker Alp, “Bulgar Türk D evleti”, T arihte Türk D evletleri I, Ankara 1987, s. 251-253. Fuat Köprülü, “Proto Bulgar Hukukuna Dair Notlar”, T ürkiyat M ecm uası, Ayrı Basım, s. 3-5. Fransızca olarak “Revue Internationale des Etudes Balqanique”, lll.e Annee Tom II (6)7e çıkmıştır.


POM AK TÜRKLERİ

33

vd. yerlerdeki 80’e yakın kitabe, ünlü Madara kaya kabartması (Kurum Han’ı at üzerinde ve yanında bozkurtlu olarak tasvir eden kitabeli rölyef), su yollan izleri, Bulgar bakanlan listesi vs. arkeolojik malzeme ve yazılı belgelerin incelenmesi ile elde edilen sonuçlardan aynntılanyla görmek mümkündür” . İtil boylanna yerleşen Bulgar Türkleri, Göktann dini yerine 922’de İslâmiyet’i kabul ederek Doğu Avrupa’nın tek Müslüman kavmi olmuş, orada 300 yıl kadar Türk kültürünü hâkim kılmış ve “Bulgar” veya “Kazan T ürkleri” adıyla günü­ müze kadar benliklerini muhafaza etmeyi başarmışlardır. Buna karşılık. Tuna boylanna giden diğer Bulgar Türkleri, Türk kültürü ile medeniyetinden uzaklaşıp, 864’te Boris (Bars=Pars) Han zamanında Hristiyanhğı kabul ederek Bizans-Ortodoks kültür çerçevesine girmiş ve kalabalık Slav ahâlisi içinde millî vasıflannı kaybederek yeni bir “Hristiyan-Bulgar-Slav” kavmi hâline gelmişlerdir^®. Böylece, Tuna Bulgarlan, Türk menşeli olmalanna rağmen, Hristiyan fanatizminin de etkisiyle, Türklüğe düşman

Geza Feher, B ulgar T ü rk İeri..., s. 80; Aynı yazar, ‘Turco-Bulgar, Macar ve Bunlara Akraba Olan Milletlerin Kültürü; Türk Kültürünün Avrupa’ya Olan Tesiri”, İkinci T ürk Tarih K ongresi Z abıtları, İstanbul 20-25 Eylül 1937, s. 301 ve devamı; İsmail Kayabalı, Cemender Arslanoğlu, B ulgar Türkleri, Ankara 1985, s. 13-15. ^®Jean-Paul Roux, a.g.e., s. 109; İsmail Kayabalı, a.g.e., s. 13; İlker Alp, “Bulgar Türk...”, s. 253-256.


34

İLKER ALP

kesilmiş ve belki de tarihte Türklere kötülüğü en çok dokunan kavimler arasmda yer almışlardır. Demek ki, Pomak Türkleri ile Bulgarlar arasındaki temel fark,

Pomak

Türklerinin

Müslümanlığı

kabul

etmeleri

ve

benliklerini muhafaza etmek için verdikleri mücadeleye karşılık, Bulgarların

kendilerini

Slav

sayarak

O gur-Türk

menşeli

olduklannı unutmalan ve Türkleri Hristiyanlaştınp, Slavlaştırmak için gayret sarf etmeleridir. O hâlde, Pomak Türkleri ile diğer soydaşlarımızın “Müslümanlaştırıiraış Slavlar”(!) veya “BulgarSlav”(!) menşeli olduklan şeklindeki iddialar da doğru değildir, hattâ İlmî ciddiyetle bağdaşmaz. Söz konusu iddialann tam tersine Bulgarlar, sonradan Hristiyanlığı kabul eden, Slavlaşan ve aslını unutan Türk unsurlanndan biridir. VI. BULGARLAŞTIRMA FAALİYETLERİ 1877-1878

Osmanlı-Rus

Harbi’nden

itibaren,

Türk

Devleti’nin zayıf düştüğü her devirde, Türk-İslâm kültürü ile medeniyetinin yok edilmesi, soydaşlanmızın soykınma tâbi tutulması.

Bulgari aştın İm ası

veya

çeşitli

baskılarla

göçe

zorlanması tarzındaki “Bulgar devlet terörü” sürekli bir tarzda uygulanmıştır. Bu “devlet terörü”nün ilk zamanlarda arkasında


POMAK TÜRKLERİ

35

Çarlık Rusyası, Avrupa devletleri ve kiliseler yer almıştıı-®®. 19451990 yıllan arasında ise Sovyetler Birliği, Bulgaristan’ın en büyük destekçisi konumuna gelmiş ve bu ülkenin politikasının ana ilkelerini tespit edecek kadar etkinlik kazanmıştır. Faşist ve komünist baskı metotlan ile Bulgar devletinin psikolojik harekât plânının bir bölümü hâline gelmiş olan bu terör uygulamalannda hedef; Türk nüfusunu azaltmak, Türk millî şuurunu yok etmek, Bulgaristan'da tek bir “Hristiyan (Komünist) Bulgar-Slav” toplumu yaratmak olmuştur. Bu siyaset, Bulgar Prensliği’nin kurulmasından itibaren, rejim ve sistem değişikliğine bağlı olmadan, bazen yumuşatılarak, devamlılık içinde tatbik edilmiştir. Öyle ki; 93 Harbi’nde sistemli Rus-Bulgar katliâmlannda 350 bin Müslüman Türk hayatını kaybetmiş™, Rumeli’den 1 milyon civannda (Bulgaristan’dan da yüz binlerce) Türk perişan bir hâlde göç etmek mecburiyetinde kalmıştır^',

1912-1913’te Balkan

Savaşlan sırasında 300 binden fazla Türk şehit edilmiş''^, 440 bini

Mithat Aydın, “İngiliz Belgelerine Göre 1877-]878 Osmanlı-Rus İlişkileri Sırasında Kızanlık’ta Rus-Bulgar M ezalimi”, U lu slararası O sm anlı ve C um huriyet D önem i T ürk-B ulgar İlişidleri Sem pozyum u, Eskişehir 11-13 Mayıs 2005, s. 387-397. ™Refik Korkud, K om ünist B ulgaristan D osyası, Ankara 1986, s. 11. Bilâl N. Şimşir, R u m eli’den T ürk G öçleri, C. 1, Ankara 1968, s. 628, 737. İlker Alp, B ulgarian A trocities “D ocum ents and P hotographs” , London 1988, s. 6-7; Aynı yazar. Belge ve F o to ğ ra fla rla .,., s. 30-32.


36

İLKER ALP

göçe zorlaIımıştır’^ 1968-1972 yıllan arasında Rodop facialan sırasında,

Bulgarlaşmayı

kabul

etmeyen

8-10

bin

Pomak

Türkünün katledildiği öne sürülmüştür'^^ 1984’ten sonra da çok sayıda

soydaşımız

öldürülmüş,

tutuklanmış

ve

temerküz

kamplanna gönderiImiştir’^ 1989 yılında ise devletlerarası hukuka aykırı olarak bütün mal varhklanna el konulduktan sonra 345 bini aşkın soydaşımız zorunlu göçe tâbi tutulmuştur''®. Bu politikalar sonucunda Bulgaristan’daki nüfus oranı hızlı bir şekilde Türklerin aleyhine bozulmuştur.

Örneğin Rus

yazan

Teplow’un

93

Harbi’nden hemen önce yaptığı incelemede Bulgaristan’ın toplam nüfusu 3.309.950 civanndaydı. Bu incelemeden Müslüman Türk nüfusunun 1.800,954, buna karşılık Bulgar nüfusunun 1.509.595 olduğu anlaşılmaktadır” . Oran olarak Müslüman Türkler nüfusun % 57’sini, Bulgarlar ise % 43’ünü teşkil etmekteydi. Teplow’un bu incelemesinin, Ruslann, Rumeli topraklannın

Slavlann

hâkimiyetine geçmesini sağlamak için delil toplama maksadıyla yapıldığından objektif olması beklenemezdi. Bu yüzden Türklerin

Tevfık Bıyıklıoğlu, T rak ya’da M illî M ücadele, C. 1, Ankara 1955, s. 92-93. ^‘'B u lgarların T ürklere Y aptıkları Zulüm leri G österen B elgeler, M illî Kütüphane, Mikrofilm Arşivi, N.A. 495 L Beğlan Toğrol, D ireniş, İstanbul 1991, s. 5 2 -5 3 ,7 0 -7 2 . Ercüment Konukmau, Büyük G öç ve A navatan, Ankara 1990, s. 59-61. Bilâl. N. Şimşir, R u m eli’den Türk G öçleri, C. 11, Ankara 1970, s. CLXVIL


POM AK TÜRKLERİ

37

gerçek oranının % 57’nin de üzerinde olduğunu söylemek mümkündür'^®. Fakat özellikle 1877-1878 Osmanlı Rus Harbi ile 1912-1913 Balkan Savaşlan sırasında ve sonraki dönemlerde Bulgar

yönetiminin

izlediği

politikalann

sonucunda,

Bulgaristan’daki nüfus oranı Türklerin aleyhine değişmiştir. Örneğin; daha sonra hazırlanan Bulgar resmî istatistiklerine göre, 1920’de 690,734 olan Müslüman Türklerin genel nüfusa oranını % 14.3’e, 1946 yılında ise 938,418 kişi ile % 13.3’e düşmüştür^®. Bu resmî istatistiklerde Pomak Türkleri Bulgar kaydedilirken diğer Türklerin sayısı olduğundan az gösterilmiştir. Bununla birlikte ülkenin Bulgarlar açısmdan “millî özellik'' kazandığı ve nüfusunun büyük bir kısmını Bulgarlann teşkil etmeye başladığı anlaşılmaktadır. Söz konusu demografik yapı ise, 1980’li yıllarda bile Bulgarlann nüfus artışı binde 5, Türklerde ise bu oranın binde 20’nin üzerinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, 18771946

yıllan

arasında

Türklerin

tâbi

tutulduğu

soykınm,

Bulgarlaştırma ve zorunlu göçlerin büyüklüğünün inkâr edilemez göstergesini teşkil etmektedir. Bulgaristan’da, Pomak Türkleri dâhil

olmak üzere, bütün Türk asıllılara karşı

1990’lara kadar uygulanan baskılan

1877’den

şu şekilde sıralamak

Beglan Toğrol, a.g.e., s. 62; İlker Alp, B ulgarian A tro cities..., s. IV. P rebroyavane na N aselenieto v N arodna R epublika B ılgariya na 1.X II.1956 G odina. O bşti R ezultati, C. 2, Tsentralno Statistiçesko Upravlenie, Sofya 1960, s. 100-109.


38

İLKER ALP

mümkündür: 1, 12

Ekim

İ946

tarihinde,

Bulgaristan’da,

Türk

okullannm (2500 ilkokul, 67 ortaokul, bir lise ve öğretmen okulunun) bütün mal varlıklan devletleştirilmiştir. Daha sonra, bu okullar,

Bulgar

okullan

ile

birleştirilmiştir.

1959’da

ise,

Müslüman Türklere ait bütün azmlık okullan kapatılmıştır. Bunu müteakip, 197rden sonra, Türkçe dersler sistemli bir şekilde azaltılmış ve nihayet 1974’te tamamen kaldmimıştır. Kampanya dönemlerinde Türk okullannda öğrenim yapılmasının sağlanması bir yana, Bulgar okullanna giden ismi zorla değiştirilmiş Müslüman Türk çocuklannın, herhangi bir kasıt olmaksızm eski isimlerini söylemesi veya Türkçe konuşması dahi cezalandırma sebebi olmuştur. 2. Türk toplumunu biran önce Bulgarlaştırabilmek için ise: a. Türkçe

konuşma,

aile

arasında

olsa

dahi,

yasaklanmıştır. Konuşanlardan önce 5-20 Leva arasında para cezası alınmıştır. Konuşmaya devam edenler ise dövülmüş, işkenceye tâbi tutulmuş, hapsedilmiş hattâ öldürülmüşlerdir. b. Müslüman Türk isimleri de zorla değiştirilmiş, karşı koyanlar çeşitli cezalara çarptmimış ve öldürülmüştür. Bu gibi uygulamalar neticesinde öldürülen Türklerin sayısı binlerle ifade


POM AK TÜRKLERİ

39

edilmektedir. c. Türk gençlerinin birbirleriyle evlenmeleri mümkün mertebede önlenmiştir. d. Bulgaristan

hükümetleri,

1989

yılma

kadar,

Müslüman Türkleri yoğun olarak yaşadıkları köy, kasaba ve şehirlerden, daha az Türkün yaşadığı bölgelere zoraki iskâna tâbi tutmuştur. Bu usûlle Türkler Vratsa, Mihailovgrad ve Vidin bölgelerine iskân ettirilmişlerdir.

Özellikle, nüfusun

% 70-

% 75’ini Müslüman TUrklerin oluşturduğu Güney, Güneydoğu ve Kuzeydoğu Bulgaristan’daki soydaşlanmız ülkenin kuzeybatısına iskâna mecbur edilmişlerdir. Bunun yanı sıra, soydaşlanmız, yoğun olarak bulunduklan yerlerde işten çıkanimak ve en düşük ücret uygulanmak suretiyle, diğer bölgelere göç etmeye de zorlanmışlardır. e. Üç ile altı yaş arası Türk çocuklan, Bulgarlaştırma kampanyasının gereği olarak, hafta içerisinde kreşlerde özel eğitime tâbi tutulmuş ve bu çocukların sadece hafta sonlannda ailelerini görmelerine izin verilmiştir. f. Bulgar Anayasası’nın

51/1 maddesine rağmen,

Müslüman Türklerin dinî hürriyetlerini kullanmalanna, âdet ve geleneklerini tatbik etmelerine mani olunmuştur. 1984 yılından itibaren Türkler arasındaki evlenme, sünnet ve cenaze törenlerine kısıtlamalar konulmuş, hattâ, cenazelerin Ortodoks usûllerine göre


40

İLKER ALP

defnedilmesi konusunda baskılar yoğunlaşnaıştır. g. Kur’an-ı Kerim’in ithâli ve bu mukaddes kitabın Müslüman Türk evlerinde bulundurulması yasaklanmış, camilere gidilmemesi yönündeki baskılar arttırılmış, camilerin bitmek bilmeyen onarım çalışmalan gerekçesiyle kapalı tutulmalanna özel çaba harcanmıştır. h. Türk-İslâm

kültürüne

ait

eserlerin,

camilerin,

medreselerin ve hattâ mezar taşlannın tahribat işlemi sistemli bir şekilde sürdürülmüştür. 3.

Ekonomik ve idarî yönden uygulanan baskılar da

süreklilik gösteren yöntemler dâhilinde yürütülmüştür. Örneğin; a. Güney alanında

Kuzey

Bulgaristan’daki

Bulgaristan’daki

soydaşlanmız

soydaşlanmız

ise

tanm sanayi

işletmelerinde işçi olarak çalıştırılmışlardır. Aynca maden işçiliği, demiryolu, karayolu, inşaat gibi ağır işlerde büyük ölçüde Türkler kullanılmışlardır. Böylece, Müslüman Türklere, Bulgaristan’ın ikinci sınıf vatandaşı muamelesi yapılmaya devam edilmiştir. b. Aynı işi yapan Bulgarlara yükselme şansı tanınırken Türklerin yükselmesi önlenmiştir. c. Türk

aydmlannın

parti,

İdarî

ve

İktisadî

kademelerde aktif rol almalan önlenmiş ve Müslüman Türklere yönetimde hiçbir hak tanınmamıştır. d. Askerî alanda da birçok aşağılayıcı tedbirler tatbik


POM AK TÜRKLERİ

41

edilmiştir. Türklerin askerî vazifeleri geri hizmetlerde ve daha ziyade “Trudovak” denilen işçi birliklerinde yaptırılmıştır. Bu birlikler, maden ocaklan, karayolu, demiryolu, köprü, bina inşaatlannda ve benzeri ağır, yorucu işlerde çalıştınimışlardır, 4. Türkiye’nin, Bulgaristan’la yapılan ikili ve çok taraflı anlaşmalann, Birleşmiş Milletler İnsan Haklan Beyannâmesi’nin ve Bulgaristan Anayasası ile yasalanndaki azınlıklarla ilgili hükümlerin tatbik edilmesine dair iyi niyet girişimleri, “içişlerine müdahale” olarak nitelendirilmiştir. 5. Türklerin çoğunlukta bulunduğu bölgeler, askerî yasak bölge olarak ilân edilmiş ve Bulgar Silâhlı Kuvvetleri ile Milisleri tarafindan abluka altına alınmıştır. 6. Soydaşlanmızla dindaşlanmıza, Türkiye’ye veya diğer ülkelere serbest seyahat izni verilmemiştir. 7. Kampanyalann

sürdürüldüğü dönemlerde, cereyan

eden olaylann, Türk ve dünya kamuoyuna sızmasını önlemek için, Bulgaristan’a giriş ve çıkışlar yasaklanmıştır. Ülkeden transit geçenler ise, belirli güzergâhlardan sevkedilerek sıkı gözetim altında tutulmuştur. 8. Ülke çapında şehir içi, şehirlerarası ve milletlerarası


42

İLKER ALP

telefon görüşmeleri kaldınlmıştır. Türklerin, Türkiye’deki ve diğer ülkelerdeki yakınlan ile mektuplaşmalan yasaklanmıştır. Ancak, zaman zaman verilen geçici izinler sayesinde, denetimden sonra bazı mektuplar gönderilebilmiştir. 9. Bulgaristan’daki Türklere

gönderilen mektuplarda,

sonradan verilmiş olan Bulgar adlannın yazılması istenmiştir, Bulgar adı yazılmadığı takdirde mektuplar iade edilmiştir. 10. Soydaşlarımızın dış dünya ile irtibatını kesmek için, öncelikle Türkiye’nin Sesi Radyosu olmak üzere, Demirperde dışındaki radyolann dinlenmesi engellenmiştir. 11. Bulgaristan’da azınlıklann bulunmadığını ispat etmek amacıyla,

“Türkiye’de

Yakınım

Yok”

ve

“Göç

Etmek

İstemiyorum” şeklinde tanzim edilen formlann, baskı altında, Türklere imzalattıniması işlemi sürdürülmüştür. Bulgaristan’ın uzun yıllar, belli bir plân ve sistem dâhilinde sinsi bir tempo ile yürüttüğü bu faaliyetlerini, 1984 yılından sonra, bütün ülkeye yayarak, aniden şiddetlendirmesi, kısa sürede hedefe varmak istemesinden kaynaklanmıştır. Bunun için de, başta silâhlı kuvvetleri olmak üzere her türlü gücünü kullanması ve devlet terörü estirmesi, gerek Türkiye’nin, gerekse hür dünyanın dikkatlerini üzerine çekmesine neden olmuştur.


POMAK TÜRKLERİ

43

Bulgaristan’ın bu faaliyetlerini insiyakı ve kendiliğinden ortaya çıkan plân dışı davranış olarak değerlendirmek çok yanlış olacaktır. Nitekim, uygulanan Bulgarlaştırma kampanyası, 1970’te BKP Merkez Komitesi ve Politbüro üyelerinin aldıkları "Tedhiş ile Milliyet ve Din Değiştirme" kararının yayınlanmasıyla aleniyet kazanmıştır®®. Türklüklerini unutan ve “dejenere bir kavim” hüviyetini alan Bulgarlar, “üniter ve millî bir devlet” meydana getirmek düşüncesiyle, Rus uzmanlannın gözetiminde siyasî, İktisadî, İçtimaî, sosyo-kültürel, hukukî ve diğer alanlarda tedbirler almışlar, cezaî müeyyideler uygulamışlardır. Uzun vadeli plân ve programlara dayanan bu maksatlannı gerçekleştirebilmek için ilk önce, Türk miktannın tespit edilmesini önlemek üzere düşük rakamlı nüfus istatistikleri yayınlamışlardır. Bunun yanı sıra, Türklerin dinî, ırkî ve millî benliklerini unutturmak ve bir mefhum kargaşası yaratmak amacıyla soydaşlanmıza çeşitli terimler ile isimler verme metodunu takip etmişlerdir. 1877-1878 OsmanlıRus

Savaşı

ve

1912-1913

Balkan

Savaşlan

neticesinde,

Bulgaristan topraklan içinde kalan soydaşlanmız, önce azınlık statüsüne alınmış ve 1950 yılına kadar “Türk Azmlığı” terimi ile adlandırılmışlardır. Komünizmle birlikte terim 1950-1965 yıllai'i 80 f

İlker Alp, B elge ve F o to ğ ra fla rla ..., s. 228-231.


44

İLKER ALP

arasında “Türk Ahalisi”, 1965’ten 1976’lara kadar “Türk Kökenli Bulgaristan Vatandaşı”, J976’dan sonra “Bulgar Türkleri” olmak üzere sık sık değiştirilmiştir. 1984 yılının sonlanndan itibaren ise, Türk kelimesi tamamen kaldınlarak soydaşlanmız

için

“Bulgar

Müslümanları”,

“Müslüman

Bnlgarlar” veya “Müslümanlaştırılmış Bulgarlar” terimleri kullanılmaya başlanmıştır. Bu çerçevede Türk varlığını bölmek ve daha kolay eritebilmek amacıyla öncelikle “Pomaklann Türk olmadığı” propagandasını yapmaya ve asimilasyon politikasını uygulamaya koymuşlardır®’. Bulgar idarecileri hedeflerine kolay ulaşabilmek için, daha 1910 yılında, uzman subaylara, Pomak Türklerine “gayri-Türk” ile “gayri-Müslim” düşüncesini aşılamak, bunu şuur altına yerleştirmek ve sonuçta “Bulgarlaştırmak” tarzında bir plân hazırlatmışlardır. Bu plân, 1912-1913 Balkan Savaşları sırasında Bulgaristan Genelkurmay Harekât Dairesi Başkanı Orgeneral Sarafov’un emriyle yürürlüğe girmiştir. Buna göre, Rodop ve Pirin bölgelerinde bütün Müslüman Pomak Türklerinin resmen Hristiyanlaştırılması ve Bulgarlaştırıbnası, kabul etmeyenlerin ise imha

edilmesi

öngörülmüştür®^

Böylece

1913

yılında,

İlker Alp, Buigarian A t r o c i t i e s . s , 133-137; Aynı yazar, Belge ve F oto ğ ra fla rla ..., s. 11-12; Beğlan Toğrol, a.g.e., s. 63. Hüseyin M em işoğlu, a.g.e., s. 47-48.


POM AK TÜRKLERİ

45

Bulgaristan’ın diğer yerlerinde olduğu gibi, Pirin Makedonyası ile Rodoplar’da da yüz binlerce soydaşımız Hristiyanlığı kabule, Bulgar giysisi giymeye, Bulgarca konuşmaya ve Bulgarlaşmaya zorlanmıştır.

Kaynaklanmızda

bu

hususa

dair

şu

bilgiye

rastlanılmaktadır: '‘...Yüz elli bin Pomak ırkdaşımızı dahi cebren kahren Hristiyan yapıp başlarına şapka giydirdiler.. Bulgar

Hükümeti’nin

talimatlan

doğrultusunda,

Bulgarlaştırma ve Hristiyanlaştırma faaliyetlerine komitacılar da katılmışlardır. Onlar, milliyet ve din değiştirmek için baskı ve ölümle tehdit usûllerinde, resmî makamlardan hiç de geri kalmamışlardır. Kaynaklanmız Razlık, Nevrekop, Petriç ve Drama civarlarında komitacılann Hristiyanlaştırma faaliyetlerinden ve katliâm ile tahribatından dehşetle bahsetmektedir. Şöyle ki; Razlık ve Nevrekop ve Petriç kasabalarındaki dîn kardeşlerimizi dahî Bulgar yapmak için papazlar sevk eylediler. Kabul etmeyenleri ise bir sûret-i fe c î’ada (feci bir şekilde) şehîd eylediler. Umûmiyyetle dahî kamilen (tamamen) kati eylediler. Nevrekop ile Drama arasında bulunan köylerin ahâlîsini büyük

Dr. Cemil, B ulgar V ahşetleri, İntikam , Evlâd ve  hfâda Y adigâr, Dersaâdet 1330, s. 170.


46

İLKER ALP

ve küçük, kadın ve erkek cümlesini dahî hu zâlim Bulgar komitacılarıyla yerli ... Rumlar tarafından kamilen kati edilib mâlları yağma, köyleri dahî ihrâk edildi {yakıldı)...”^ Rahmanlı’da da komitacılar yaptıklan katliâmlardan sonra sağ kalan Müslümanlara, Hristiyanlığı kabul etmeleri için baskıda bulunarak, otuzdan fazla köye, istekleri kabul edilmediği taktirde, hepsini camilere kapatıp dinamitle havaya uçuracaklanna dair tehditte bulunmuşlardır®^. Dolaşdır’dan, 24 Nisan 329 (1913) tarihinde gönderilen bir mektupta öldürülen esirlerden ve zulümden kurtulmak için kaçmış olanlardan bahsedildikten sonra, Pomak Türklerinin zorla Bulgarlaştınlıp

Hristiyanlaştınidıklan

anlatılmıştır.

Mektubun

devamına göre, Bulgarlar, “eski” Bulgaristan’da ve istilâ etmiş olduklan “yeni” yerlerde, Pomak Türklerini Bulgarlaştırmaya çalışmışlardır. Bu yüzden, Türk-Müslüman isimlerini zorla Bulgar isimleri ile değiştirmişlerdir. Meselâ Fatma‘’mn ismini Anka'yu, Ahmed'm

ismini

TrandafiVe, Safiye'mu ismini Vasilka'ya,

bakkal Hâfi-z'va ismini Harko'ydi, İmam Hâfiz\xi ismini îstoyon''di,

Dr. Cemil, a.g.e., s. 72. Henri N ive, Balkan E hli Sâlib Seferinde: A vrupa Siyâseti ve Tiiritlerin Felâiteti, İstanbul 1329-1331, s. 138.


POM AK TÜRKLERİ

47

Hâfiz Ali’nin ismini Ustopan'a vs. ye dönüştürmüşlerd^r®^ Belge­ nin devamında ise aynen şu ifade mevcuttur: ‘\..E s k i Bulgaristan’da ve şimdiki istilâ etdiği yerin kâffesinde el-hâsıî eski Bulgaristan’da ve yeni Bulgaristan’da her nerede Pomak köyler var ise Pomaklan kâmilen Bulgar yapdılar ve herkese Bulgarca isim koydular... Câmi’leri kiliseye tahvil etdiler (çevirdiler). Dolaşdır’da,

Babası Oturdu

ve

Elcandra’da, Erikli’de ve Ilıca’da ve Kozluca’da ve Aheryan Örbek’de ve Davut Köyü’nde ve Anhardere’de ve sâ’ir Pomak köylerinde papazlar geldiler burasının ahvâli şudur. ..”®’ Başkumandanlık Vekâleti’ne yazılan ve Enver Paşa’nın parafını taşıyan diğer bir belgeye göre, Bulgar yetkilileri tarafından din ve isim değiştirmek için baskılar tatbik edilerek MüslümanTürk isimleri yerine Hristiyan-Slav isimleri veriliyordu. Verilen Hristiyan isimlerini kullanmayan Türkler, âyin meselesinde olduğu gibi, önce 15 altın lira para cezasına çarptınlıyor, ısrarlanna devam ettikleri

takdirde

ise,

işkenceye

tâbi

tutuluyor

hattâ

katlediliyorlardı®*. Bu belgeden de, Rodoplar’da yaşayan Pomak Türklerinin Bulgarlaştmlmalan amacıyla, isimleriyle dinlerinin “ Gnkur. Bşk., A T A Ş E Bşk. A rşivi, Klasör: 587, Dosya: 43, Fihrist: 1. Gnkur. Bşk., A T A ŞE Bşk. A rşivi, Klasör: 587, Dosya: 43, Fihrist: 1 ve Fihrist: 1-1. Gnkur. Bşk., A T A ŞE Bşk, A rşivi, Klasör; 584, Dosya: 30, Fihrist: 2-7.


48

ÎLKER ALP

değiştirildiği ve Hiistiyanlığı kabule zorlandıklan anlaşılmaktadır. 1877 yılından 1913 yılının sonuna kadar, sistemli olarak, devam eden asimilasyon uygulamalannın ne derecede şiddetli olduklan konusunda bir fikir vermek istenirse, yalnızca 1913 yılında yapılan Bulgarlaştırma (zorla kız alıp, kız verme, din ve isim değiştirme) faaliyetlerine ilişkin olan kaynaklara bakmak yeterli olacaktır: İşte böylelikle yüz on bir bin sekiz yüz kırk Müslümânı Hristiyan yapdılar.

Ve her birinin isimlerini

değiştirib Petko, Yovan, Marko isimleri tesmiye edib (verip) vaftiz merâsimini icrâ’ {yapma) ve bîçârelerin (çaresizlerin) başlarına şapkalar giydirilib kız almak, kız vermek mecburiyetinde bulundurdular Rumeli

Muhâcirîn-i

İslâmiye

Cem’iyeti

tarafından

neşredilen “Zavallı Pomaklar” başlıklı eserde, Balkan Savaşları sırasında Pomak Türklerine karşı uygulanan vahşet, aynntılı bir şekilde anlatılmıştır. Bu eserde verilen bilgiye göre; Bulgarlar, işgal etmiş olduklan '"Rapçoz (Lüpça), îstanmaka '(Asenovgracl), Aydos (Aytos), Peştere, Razhk (Razlok), Norakop (Nevrekop), îstrumce (Strumitsa), Cum’a-i Bâlâ (Blagoevgrad), Ahîçelebı" v^. 8!l

Dr. Cemil, a.g.e., s. 96.


POM AK TÜRKLERİ

49

kazalarda Müslüman Türklerin, kadınların ziynet eşyalarına varıncaya kadar, her şeylerini ellerinden aldıktan sonra büyük küçük, kadın erkek demeden binlerce '‘dindaşımızı" kılıçtan geçirmişlerdir. Bunu takiben 150 bini aşkın ''‘Pomak dindaşımızı", ortaçağda

bile

görülmeyen

zulüm

ve

işkencelerle

zorla

Hrisîiyanlaştırmışlardıı^. Yukandaki

kaynak

ve

belgelerden,

sadece

Balkan

Savaşlan sırasında, çoğunluğu Rodoplar’da olmak üzere, 150 bin®' ile 200 bin®^ arasında Pomak Türkünün dil, din, isim ve milliyeti­ nin zorla değiştirilerek Bulgarlaştınldığı anlaşılmaktadır. Bu husus Bulgaristan’daki resınî kaynaklar tarafından da teyit edilmiştir. Örneğin, Bulgaristan Komünist Partisi Merkez Komitesi emriyle 1988 yılında Sofya’da yayınlanan “Bulgar Ahalisi’nin ve Milliyeti’nin Gelişme Meseleleri” (Problemi na razvitieto na Bılgarskata naradnost i natsiya) başlıklı kitapta, 1913 yılı Temmuz ayına kadar 200 bin civannda” , 2005’te Sofya’da neşredilen “Bulgaristan’daki Etnik Azmlıklar” (Etniçeskite Ahmet Akgün, “Bulgaristan’da Asimilasyon ve ‘Zavallı Pomaklar’ Adlı R isale”, B alıkesir Ü niversitesi Sosyal B ilim ler D ergisi, C. 8, S. 13, Mayıs 2005, s. 13-14. Dr. Cemil, a.g.e., s. 9 6 ,1 7 0 ; Ahmet Akgün, a.g.m ., s. 13. Halim Çavuşoglu, a.g.e., s. 75. Hüseyin M em işoğlu, B ulgar Z ulm üne T arih î B ir Bakış, Ankara 1989, s. 17; Aynı yazar, P om ak T ü rk lerin in ..., s. 31.


50

İLKER ALP

Maltsinstva v Bılgariya) isimli incelemede ise 150 ile 200 bin arasmda'''' “Müslüman Bulgann" (Pomak Türkünün) isimlerinin zorla Slav-Bulgar isimleriyle değiştirildiği ve Hristiyanlıgın Ortodoks

mezhebine

dâhil

edildiği

kaydedilmiştir.

Bu

Bulgarlaştırma-Hristiyanlaştırma faaliyetlerinin kalıcı olması için ise Türk okulları kapatılarak yerlerine Bulgarca eğitim-öğretim yapan okullar açılmış, birçok cami yıkılmış veya kiliseye dönüştürülmüş^^ ve Rus Ortodoks Kilisesi’nin yardımıyla 150 yeni kilise inşa edilmiştir^. Böylece, Bulgar Devleti’nin güttüğü siyasetin temelinde Türkleri Bulgar toplumu içinde eritmek suretiyle Bulgarlaştırmak politikasının yer aldığı görülmektedir. Diğer bir ifadeyle, bu zalimlikler sunî bir Bulgar milleti meydana getirmek

hayallerinden

kaynaklanmaktadır.

Bundan

dolayı,

Bulgaristan’da Bulgarlardan başka bir milletin yaşamaya hakkı olmadığı, hattâ Müslüman azınlıklann hiç yaşayamayacakları gösterilmeye çalışılmaktadır.

İbrahim Karahasan-Çınar, a.g.e., s. 128. ®^Gnkur. Bşk., A T A ŞE Bşk. A rşivi, Klasör: 587, Dosya: 43, Fihrist: 1, 1-1; Gnkur. Bşk., A T A ŞE Bşk. A rşivi, Klasör: 584, Dosya: 30, Fihrist: i-29; Şehbâl, A. 85, 1 Kasım 1329, s. 249; Şehbâl, A. 86, 15 Kasım 1329, s. 2Ö5271; Şehbâl, A. 88. 15 Aralık 1329, s. 302; L ’iIIustration, N. 3653, 1 Mart 1913, s. 189. (Daha geniş bilgi için bkz. İlker Alp, B elge ve F o to ğ ra fla rla ..., s. 2 2-36,7 2 -9 1 .) Hüseyin M em işoğlu, “Pomaklar”, B alkanlar El K itabı, Ç ağdaş B alkanlar, C. ir, Çorum/Ankara 2007, s. 530.


POMAK TÜRKLERİ

51

Bulgar mezâliminin tarihte unutulamayacal< bir diğeı- acı saflıasını

Müslüman

Türk

halkına

yapılan

zulümler

oluşturmaktadır. Bunlar da, katliâmlar, ırz ve namusa yapılan tecavüzler, yağmalar, tahripler vs. olarak ortaya çılcmışlardır. Bulgarlann, masum ahâliyi kadın-erkek, yaşlı-genç demeden, süt emen çocuklan bile süngülemek, sularda boğmak, boğazlamak, kurşuna dizmek, çeşitli uzuvlannı kesmek, diri diri gömmek veya canlı canlı yakmak gibi, akla gelebilecek her türlü işkence usûllerine başvurarak öldürdükleri açıkça görülmüştür^’. Gustave Cirilli bu vahşetlerden sözederken şöyle demektedir: “...Hadmköy

Urla

arasında,

Çatalca,

Sinekli,

Çerkezköy, Lüleburgaz’dan geçerken ve büyük katliâma sahne olmuş bu meşhur istasyonların çevresine bakarken dumanlı harabelerden, yakılmış evlerden, kanlı, delik deşik ve üstlerinden kadın

saçları

sarkan

duvarlardan

başka

bir

şey

görülmüyordu... Yukandaki yazıdan da anlaşılacağı üzere, Bulgarlann işgal ettiği yerlerin tamamında yakılmış evler, tahrip edilmiş

Gnkur. Bşk., A T A Ş E Bşk. A rşivi, Klasör: 584, Dosya: 30, Fihrist: 2-4; Gnkur. Bşk., A T A ŞE Eşit. A rşivi, Klasör: 145, Dosya: 105, Fihrist: 3-6. Gustave Cirilli, “La Reprise d’Andrinople par les Turcs”, L ’iliustration, N. 3676, 9 Ağustos 1913, s. 118.


52

İLKER ALP

semtler, katledilmiş kadmlann saç ve kan izleri gibi dehşet verici manzaralarla sık sık karşılaşılmaktaydı. Bulgarlar, Havsa’da çocuk-kadın, yaşlı-genç demeden Türk

ve

Müslüman

olan

herkesi,

işkenceye

tâbi

tutup

katletmişlerdir. Hayvanı hislerle, kadmlann hattâ çocuk yaşta olan kızlann namusunu kirlettikten sonra, bu zavallılan vahşiyâne bir tarzda öldürmüşlerdir. Cinayetlerini işledikten sonra ise, suçlannı kısmen de olsa gizlemek amacıyla, kurbanlannın cesetlerini kuyulara

atmayı

vahşetlerle

de

yapılabilecek

ihmâl

etmemişlerdir.

yetinmemişler,

en

büyük

Fakat Bulgarlar,

barbarlıklannı,

hakarette

bulunmakla

bir yani,

bu

millete İslâm

mezarlanndaki taşlan tahrip etmek ve mezarlardaki kemikleri dışan atmak suretiyle sürdürmüşlerdir. Bu barbarlığa Pierre Loti de değinmektedir; "...Bulgarlar,

H avsa’da ...kabristanın

bütün

m ezar

taşlarını kırmışlardır. Ölüleri mezarlardan çıkarıp, parçalanan kem iklerle eğlenmişlerdir. İşte, köyde bir kuyu; kuyudan pis bir koku çıkmakta; Bulgar askerleri tecavüz ettikleri çocuk ve kadın cesetlerini bu kuyuya çökm esi için

ise

atmışlar,

üzerlerine

cesetlerin kuyunun

mezarlardan

dibine

söktükleri m ezar


POMAK TÜRKLERİ

53

taşlarım yığm ışlardır. Binden f a d a kişiden, yaklaşık olarak ancak 40 kişi katliâmdan kurtulabilmiştir..

Yukandaki kısa paragraftan da, fazla bir yoruma gerek kalmadan, Bulgar vahşeti ile barbarhğınm hangi boyutlara ulaştığı açıkça anlaşılmaktadır. Bulgaristan’da yayınlanan kitaplarda bile, ‘'1912-1913 yıllarında, Rodop M üslüm anları üzerinde kanlı fizik î ve m anevî soykırım" uygulandığı belirtilmiştir'*”’.

Balkan Türklerine

Savaşlan’nın

sürdürülen

zoraki

bitmesinden din

ve

sonra milliyet

da

Pomak

değiştirme

kampanyasınm, zulüm, işkence ve katliâma hattâ soykınma dönüşmesi üzerine, Osmanlı Devleti’nin Sofya’daki elçisi Fethi Bey (Okyar) ile Ataşemiliter Mustafa Kemal derhal harekete geçerek bu mezâlimi engellemeye çalışmışlardır. Mustafa Kemal ve Fethi Okyar, Bulgar hükümetine sert üslûpla verdikleri notayla, Müslüman Pomak Türklerine karşı yürütülen baskı ve zulmün durdurulmasını istemişlerdir. Aksi hâlde Osmanlı Devleti’nin gerekli tedbirleri alacağını belirtmişlerdir. Notayı bizzat hazırlayan Mustafa Kemal

daha sonra bölgeye

giderek incelemelerde

Pierre Loti, “Pour Andrinople Ottoman”, L ’illustration, N. 3679, 30 Ağustos 1913, s. 158. Salih B ozov, V İm eto Na İm eto, Sofya 2005, s. 7, 220.


54

İLKER ALP

bulunmuştur*®'. Fakat gösterilen sert tepkilere rağmen, Bulgarların insanlık dışı uygulamalan

1914 yılına kadar sinsice devam

etmiştir. 1.

Dünya Savaşı sırasında Bulgaristan, Osmanlı Devleti ile

birlikte Üçlü İttifak içinde Almanya’nın yanında savaşa girmiştir. Bu yüzden Bulgarlar, Türk azınligma yaptıklan baskılan büyük ölçüde kaldırmışlardır. Pomak Türkleri de bu durumdan istifade ederek kendilerine zorla verilen Slav-Bulgar adlannı terk ederek kendi Türk adlannı almışlardır. Bununla birlikte Bulgar Devleti, Müslüman

Pomak

Türklerine

uyguladığı

Bulgarlaştırma

ve

Hristiyanlaştırma politikasından asla vazgeçmemiştir. Bu mayanda 1923 yılından itibaren Pomak Türklerinin özel okullan kapatılmış ve çocuklannın Bulgar okullanna gitmesi için baskı yapılmıştır. Aynca

Bulgarlaştırma

faaliyetlerini

daha

sağlam

temellere

oturtmak için, Pomak Türkleri ve Bulgarlan kapsayacak şekilde müşterek teşkilâtlar kurmuşlardır. Örneğin “Drujba-Rodina” (Vatan-Birliği) adıyla bilinen ilk müşterek “Kültür, M aarif ve Hayırsever Teşkilâtı”, 1937 yılında Paşmaklı (Smolyan)’da kurulmuştui:. Kurulan bu birliğin esas amacı Müslüman Pomak Türklerine, her bakımdan “gayri Türk” ve “gayri Müslim” olduklan düşüncesini aşılamak, geliştirmek ve Bulgar millî Fethi Okyar, Ü ç D ev ir’de B ir A dam , (Yayına Hazırlayan; Cemal Kutay), İstanbul 1980, s. 214-215.


POM AK TÜRKLERİ

şuurunu yerleştirmekti

55

Böylece bu soydaşlanmızın Müslüman

Türk toplumundan daha kolay kopanlması, “Bulgarlaştırılması” ve “Hristiyanlaştınlmasî” mümkün olacaktı. “Rodina (Vatan) Birligi”nin tüzüğündeki ana amaç ise şöyle belirtilmiştir: “a. Rodop bölgesindeki M üslüman Bulgurlar (Müslüman Pomak Türkleri) ile Hristiyan Bulgarların karşılıklı olarak birbirini tanım aları ve yakınlaşm aları için çalışmak,"

“b. M üslüm an

dininde

olan

Bulgurlarda

(Pomak

Türklerinde) m illiyet duygusunu uyandırmak ve geliştirmek...'" ''Bu amaca ulaşabilmek için Birlik şu yönde çaba harcayacaktır: 'M üslüman Bulgar' (Müslüman Pomak Türk) erkekleri ile kadınlarının m âneviyâtında ve yaşam ında Bulgar milliyetine özgü olmayan her şeyin kökü kazınmalıdır. Bu amaca hizm et

erdemlerinde,

Örflerinde,

alışkanlıklarında,

göreneklerinde, elbiselerinde, dillerinde ve törelerinde onları birbirinden ayıran, M üslüm an Bulgar (Müslüman Pomak Türkü) ile Hristiyan B ulgar arasında genel yakınlaşm ayı, birleşm eyi ve

^‘'^Boryana Panayotova, “Bılgari-mohamedani i hristiyani -v Tsentrainite Rodopi- pogled vırhu tehnite vzaîmootnoşeniya”, A spekti na etnokulturnata situatsiya v B ılgariya i na B alkanite, (21-23 Şubat 1992 tarihleri arasında S ofya’da düzenlenen sempozyum), Sofya 1992, s. 39; Hüseyin Memişoglu, “Pomaklar”..,, s. 530; İbrahim Karahasan-Çınar, a.g.e., s. 128,


56

İLKER ALP

akrabalığı engelleyen tüm yabancı öğeler (Türklük ile İslâmiyet’e ait özellikler) arındırılmalıdır.” Rodoplar’ın diğer yerleşim birimlerinde de Paşm akh’daki “Rodina Birliği”ne benzeyen 40’a yakın kuruluş teşkil edilmiştir. Bu birlikler adına birçok yaym yapılmış, belgeseller hazırlanmış, tiyatro temsilleri, konferanslar, seminerler, sergiler düzenlenmiştir. Pomak Türklerine yoğun psikolojik harp metotlarıyla sürekli bir şekilde

''Türk

olmadıkları,

Bulgar

soyundan

geldikleri”(\)

“Pomak”, “Ahrân” (Aren) gibi lâkapların ortadan kaldırılması ve

“Müslüman

feracelerin,

Bulgar” tanımının kabullenilmesi, feslerin,

peçelerin,

hattâ

pencerelerdeki

parmaklıkların

atılması ve Bulgar adlarının “yenilenm esf\\) yönünde fikirlerin aşılanmasına çalışılmıştır. Bu çalışmalan takiben, II. Dünya Savaşı’nın bütün şiddetiyle devam ettiği 1942 yılının Temmuz ayında

Bulgaristan

Millet

Meclisi,

Pomak

Türklerinin

Bulgarlaştıniması ve isimlerinin Bulgar isimleriyle değiştirilmesi yönünde

“Bulgar Milliyetinin

Korunması” yasasını

kabul

etmiştir. Yasa gereğince, 1942-1944 yıllan arasında, yeniden 7080 bin Pomak Türkünün isimleri faşist yöntemlere dayanan baskılaria

Slav-Bulgar

isimleriyle

değiştirilmiştir.

Aynca

“Rodina” birlikleri vasıtasıyla yaşlı Pomak Türklerine Bulgarca

Hüseyin M em işoglu, “Pomaklar” ..., s. 5 3 0 -5 3 L


POMAK TÜRKLERİ

57

Öğretmek için gece kursları açılmış, âyet, hadis ve hutbelerin Bulgarca okunması için Kur’an-ı Kerim Bulgarca’ya çevrilmiş ve Müslüman

Pomak

hizmetler

Bulgai'ca

Türklerinin olarak

köylerine

yaptınimaya

dağıtılmış'^, başlatılmış,

dinî

Pomak

Türklerinin taşradaki müftülükleri merkezî Türk müftülüğünden ayrılmaya zorlanmıştır. 1942’de çıkanlan kanunlarla ilk önce yeni doğanlara

Bulgar

isimleri

verilmiş,

daha

sonra

bütün

“Müslümanlann” “Türk-Arap” kökenli isimleri Bulgar isimleriyle değiştirilmiştir. Eylül 1944’e kadar Merkezî Rodoplar’da yaşayan Pomak

Türklerinden

üçte

ikisinin

isim

değişikliği

tamamlanmıştır'^^ Faşist zihniyetine dayanan bu politika, 9 Eylül 1944 tarihine kadar, birliğin amaç ve faaliyetlerinin gerici, faşist, şovenist,

ırkçı

olai'ak

nitelendirilerek

kapatılmasına

kadar

sürdürülmüştür*^. Geçmişteki

hatalı tutumunu, her fırsatta tekrarlayan

Bulgar yönetimi, 9 Eylül 1944 tarihinde, komünist rejimin kurulmasından sonra da bu durumu devam ettirmiştir. Komünist rejim, kendisinden önceki dönemlerde takip edilen siyaseti genelde tenkit etmesine ve reddetmesine rağmen, “Büyük Bulgaristan” İbrahim Karahasan-Çmar, “Pomakiar” ..., s. 531-532.

a.g.e.,

s.

128-129;

Hüseyin

M em işoğlu,

Boryana Panayotova, a.g.t., s, 40. İbrahim Karahasan-Çınar, a.g.e., s, 129; Boryana Panayotova, a.g.t., s. 41,


58

İLKER ALP

hayalinden

vazgeçmemiştir.

Bulgaristan

Komünist

Partisi

(BKP) Merkez Komitesi ve Bulgar hükümetleri, “Büyük Bulgaristan” hayalini gerçekleştirebilmek için, öncelikle “sunî bir

komünist-BuIgar-Slav

toplumu”

yaratma

hedefini

benimsemişlerdir. Bu yüzden, “Ediuna Natsiya” (Tek Millet) teorisini ortaya atmışlar ve Türk (Pomak, Tatar, Çerkez, Gagavuz. Karakaçan), Makedon, Romen, Arnavut, Sırp, Yunan ve diğer azmlıklara karşı “Priobştavane” (Kaynaşma, Birleşme) tezi altında isim, din ve dillerini zorla değiştirme yolunu takip ederek, şeklen tek bir Bulgar toplumu yaratmaya gayret etmişlerdir. Oysa Müslüman Türklerle diğer azınlıklara kişi hak ve hürriyetlerini vermek, Bulgariarla aynı fırsat eşitliği sağlamak, onlan ikinci sınıf vatandaş olarak görmemek suretiyle isimleri, dinleri, dilleri ne olursa olsun beyinlerde, gönüllerde tek bir Bulgaristan vatandaşı yaratmayı amaç edinmeleri gerekirdi. Bulgaristan Başbakanı Georgi Dimitrov’un 16 Şubat 1946 tarihinde yaptığı konuşma ise, Bulgaristan’ın ırkçılığa ve şovenizme dayanan değişmez asimilasyon politikasını açıklayan en iyi örneklerden birini teşkil etmektedir. Georgi Dimitrov’un: “B alkanların

yalnız

Balkanlılara

ait

olmasını

ve

Slavların Balkanlar’da başlıca rol oynamasını sağlamalıyız. Osmanlı İmparatorluğu ^nun Balkanlarda hükmettiği geçmiş


POM AK TÜRKLERİ

59

zamanın nişaneleri tamamen siîinmelidir.” tarzındaki ifadesinden Balkanlar’da Slav ırkı olduğu iddia edilen Bulgar toplumu dışındaki milletlerle azınlıklara, Bulgar olmayan Slavlara bile hayat hakkının tanınmamasının, OsmanlIlardan kendilerine intikal eden

kültür

değerlerinin

barbarca

bir

zihniyet

içerisinde

silinmesinin, TUrk-İslâm kültür eserlerinin, âdet ve geleneklerinin ortadan

kaldmlmasının

zamanda

bu

öngörüldüğü

konuşmanın,

Müslüman

anlaşılmaktadır. Türklerin,

Aynı

Türklüğün

nişanesi olmalan nedeniyle Bulgarlaştınimalan veya topluca yok edilmeleri yönünde resmî makamlara verilen bir talimat niteliği de taşıdığı görülmektedir'®"'. İşte bu hatalı düşüncenin neticesi olarak, rejim değişikliğine rağmen, 1945’lerden sonra da azınlıklara, özellikle Müslüman Türklere karşı, insanlık dışı ve hukuka aykırı soykınm tatbikatı sürdürülmüştür. Söz konusu baskılar önce Paşmakh’da, çok geçmeden de Cum’a-i Bâlâ (Yukancuma)’da sahnelenmiştir. Sonraki yıllarda Tımova, Selvi, Plevne, Karaağaç vs. kentlerde yaşayan Tatar, Pomak, Gagavuz ve diğer Türklerin, hattâ Çingenelerin, velhasıl bütün Türk soylularia Müslümanlann, adlan

değiştirilerek

Kısacası,

93

“Bulgarlaştınimalan” yoluna

Harbi

ile

başlayan

gidilmiştir.

“Hristiyanlaştırma-

Bulgarlaştırma” hareketleri, komünizmle “Tek Komünist Halk”, aslında Bulgar halkı, yaratmak sloganıyla gündeme getirilmiştir. 107 i

İlker Alp, B elge ve Fotoğraflarla...^ s. 367.


60

İLKER ALP

Bu amaçla Bulgar yetkilileri belirli plân ve program dâhilinde çeşitli kararlar almışlar ve birçok kanun yürürlüğe koymuşlardır. Bunlar arasında 1945, 1948, 1951, 1964, 1969 ve 1970 yıllarmda alman

kararlan

veya çıkanlan

kanunnâmeleri örnek olarak

verebiliriz. B K P M erkez K om itesi’nin 4 O cak 1948 tarihinde toplanan plenumunda (geniş oturumunda), Georgi Dimitrov’un talimatını gerçekleştirmek gayesi ile Rodoplar ve Pirin bölgesinde yoğun olarak yaşayan Pomak Türklerinin, Bulgaristan’ın diğer kesimlerine ettirilmesine

sürülmesine

dair

bir

ve

yerlerine

görüş

Bulgarların

benimsenmiştir.

Bu

iskân

görüş,

P o litb ü ro ’nun 25 Tem m uz 1949 tarihli oturumunda da müzakere edilerek

“güvenilmezil)

Müslüman-Türk

azınlığm

topluca

Türkiye’ye göçe zorlanması, kalanların ise Bulgaristan'ın iç kesimlerine sürülmesi” yönünde alınan kararla desteklenmiştir.

Karar, Politbüro’nun ve hükümetin önde gelen üyelerinden Vılko Çervenkov, Anton Yugov ve Georgi Damyanov’dan oluşan bir heyet tarafından 29 Temmuz 1949 tarihinde Sovyetler Biriigi lideri Stalin’in

onayma

kalmayıp,

aynı

Slavlaştınlmasını

sunulmuştur.

Stalin,

zamanda

Müslüman

önenniştir.

Böylece,

karan

onaylamakla

Pomak

Türklerinin

Partinin

ve

Stalin’in

önerileri doğrultusunda B ulgaristan B ak an lar K u ru lu ’nca 9, 15, 16 ve 17 numaralı kararnameler kabul edilmiştir. Sözü edilen


POMAK TÜRKLERİ

61

siyasî ve hukukî prosedürleri takiben, Pomak Türklerinin yoğun olarak yaşadıklan Rodoplar, Pirin bölgesi ve özellikle güney hududuna yakın yerlerden, 1948-1951 yıllannda 15 binden fazla Pomak Türkü aileleriyle birlikte Bulgaristan’m iç kesimlerine sürülmüş, bir kısmı ise 1950-1951 yıllarında Türkiye’ye göçe zorlanmıştır*®. 1952 yılında ise kimlik verme gerekçesiyle MVR (Askeıî

Haberalma

Servisi)

tarafından

(Hasköy,

Filibe,

Blagoevgrad ve Plevne’de) 80.387 Pomak Türkü, Bulgar olarak kaydedilmiştir. Bu suretle Pomak Türklerinin nüfus yoğunluğunun azaltılmasına

ve

Bulgarlarla

kanştm larak

asimilasyonun

hızlandınimasına çalışılmıştır'®. BKP

Merkez

Komitesi’nin,

Plenumu’nda

(geniş

oturumunda),

1956

yılı

Türklere

Nisan

ayı

uygulanan

asimilasyon politikası yeniden gündeme alınmıştır. Plenumda öncelikle sunî bir “Komünist Bulgar-Slav Toplumu” yaratma hedefi belirlenmiştir. Belirienen bu hedef gereğince, Bulgar komünist yönetimi, hazırladığı özel plân ve program dâhilinde çeşitli kararlar almış ve “Tek Komünist M illet” (aslında Bulgar milleti) yaratmaya koyulmuştur. Bu doğrultuda BKP Merkez Komitesi ve Politbüro tarafından 17 Kasım 1956 tarihinde kabul

Hüseyin M em işoğlu, “Pomaklar”..., s. 533. İbrahim Karahasan-Çmar, a.g.e., s. 129-130.


62

İl k e r

alp

edilen kararlar ile ‘'Pomak Türkleri arasında Bulgar millî bilincinin oluşturulması ve güçlendirilmesi yönündeki faaliyetler parti ve devlet yetkililerinin en önemli görevleri''' sayılmıştır. 1962

yılında ise Politbüro’nun aldığı “A 101 K aran” ile 1962’den 1964 yılına kadar Pomak Türklerinin, toplu olarak Bulgarlaştınlmasına dair kampanyalar sürdürülmüştür. Aynı zamanda BKP Merkez Komitesi, Politbürosu ve Vatan Cephesi Millî Şurası, 1962-1964 yıllan arasında, Pomak Türklerinin “'entemasyonalist zihniyeti” ile yetiştirilmesine dair çeşitli kararlar alıp yürürlüğe

koymuşlardır. Alınan kararlar gereğince Bulgar yetldlileri, Pomak Türklerini, soydaş ve dindaşlarından ayırmaya, kültürlerinden, âdet ve geleneklerinden, yaşayış tarzlarından uzaklaştırmaya özen

göstermişlerdir. Pomak Türklerinin “Bulgarlaştınim ası” için ise özendirme, ikna, psikolojik baskı, şiddet, para ve hapis cezası usûlleri uygulanmıştır. Buna karşı Pomak Türklerinin, Nevrekop yöresinin Ribnovo, Komitsa, Breznitsa vs. köylerinde büyük direniş göstermeleri sonucunda, Bulgar yönetimi bu uygulamayı sonraki yıllara ertelemiştir“®. Pomak Türklerindeki Türk millî şuuru ile Müslümanlık inancının yok edilememesi ve Bulgaristan’daki Müslüman Türk

" “ Hüseyin M em işoğlu, 'Tomaklar”.... s. 533-534; İbrahim Kavalıasan-Çmar, a.g.e., s. 130-131; Boryana Panayotava, a .g .t, s. 41.


POM AK TÜRKLERİ

unsurlarının

toplam

nüfusun

üçte

63

birini

aşması

komünist

yöneticilerini ciddi bir şekilde endişeye sevk etmiştir. Bu sebeple B K P M erkez Komitesi ve Politbüro yetkilileri, 17 Tem m uz 1970 tarihinde, 549 sayılı “Gizli Tedhiş ile M illiyet ve Din D eğiştirm e K a ra rı”nı almışlardır. Acilen uygulanmaya konulan karar gereğince,

bütün Müslüman Pomak Türklerine zorla

Hi‘istiyan-Slav isimleri verilmiş ve dünyanın gözü önünde bu soydaşlanmızdan binlercesi katledilerek, tutuklanarak veya çeşitli baskıya maruz bırakılarak Bulgarlaştınimak istenmiştir"'. Milliyet ve Din Değiştirme Karan, 3 Ağustos

1970’te Paşmaklı’da

düzenlenen BKP bölge kongresinde de, BKP Merkez Komitesi Propaganda Seksiyonu Başkanı Raçko Raçov, Filibe BKP’si Birinci Sekreteri Draja Veliçeva ve Paşmaklı İl Propaganda Seksiyonu Başkanı Vasil Zangof vasıtasıyla gündeme getirilerek müzakere edilmiştir. Kongrede, yapılan güdümlü müzakereler neticesinde, Pirin Makedonyası ile Rodoplar’da yaşayan Türklerin Bulgarlaştınimasma

dair

verilen

teklif

kabul

edilmiştir.

“B ulgarlaştırm a” icraatı için ise ilk pilot bölge Cum’a-i Bâlâ (Yukancuma), Tatarpazarcık ve Paşmakh illeri seçilmiştir''^ Alınan karar 6 Ağustos 1970 tarihinde, BK P’nin Paşmaklı mahallî Boryana Panayotova, a.g.t,, s. 41; B ulgarların Türklere Y aptığı Zulüm leri G österen B elgeler, M illî Kütüphane, Mikrofilm Arşivi, N.A. 4951. Ahmet Kayıhan, “Rodoplar Neresidir?”, Türk D ünyası, C. 7, Sayı: 27, İstanbul Ekim-Kasım-Aralık 1972, s. 27.


64

İLKER ALP

yayın organı olan Rodopski Ustrem (Rodop Hamlesi) adlı gazetede neşredilerek aleniyet kazanmıştır“\ Milliyet ve Din Değiştirme Karan, her ne kadar 1970 yılında resmen kabul edilerek aleniyet kazanmışsa da, fiîlen 1968 yılında başlatılarak, 14 Mart 1972 tarihinde en şiddetli boyutlara ulaştınimış ve 1974 yılının sonlarına kadaı* sürdürülmüştür’ 1968-1974

yıllan

arasında, Pomak Türklerine

karşı

sürdürülen Bulgarlaştırma kampanyası sırasında, bütün bölgelerde aynı işlemler yapılmıştır. Bunlar arasında: 1. İsim ve milliyet değiştirme dilekçelerinin tamamen matbu olduğu, 2. îşlem tarihleri olarak eski tarihlerin yazıldığı, 3. Her Türkten, 100 Leva işlem parası adı altında haraç alındığı, 4. Bulgarlığı ifade etmekte olan ‘'isim", ‘"sıfat" ve ‘"unvan'" listelerinin, mahallî BKPI. Sekreteri, obştina {belediye) başkanı ve savet (meclis) başkanı tarafından düzenlendiği. R odopski U strem , Sayı: 89/1435, Paşmaklı 6 Ağustos 1970. 1974 R odop Türkleri K ültür ve D ayanışm a D erneği B aşkanlığı Raporu, Türk Göçmen ve Mültecileri Dernekleri Federasyonu, İstanbul 1974, s. 2; Aleksey Kalyonski, “-Pogled vırhu etnoreligioznoto sijitelstvo v Srednite Rodopi- Dospatsko, D evinsko i Çepelarski”, A spekti na etn ok u ltu n ıata situatsiya v B ılgariya i na B alkanitc, (21-23 Şubat 1992 tarihleri arasında S ofya’da düzenlenen sempozyum), Sofya 1992, s. 52-53, 56.


POM AK TÜRKLERİ

65

5. îsim değiştirme ve Bulgarlaştırmayı reddedenlerin işkenceye tâbi tutulduğu, 6. Pirin

Makedonyası

ve

Rodoplar’daki

Pomak

Türklerinin, Bulgarlaşmayı kabul etmeyerek toplu mukavemette bulunduğu yönündeki ortak özellikler dikkatleri çekmektedir"’. Gizli

karardan

sonra

ise Bulgarlaştırma

faaliyetleri

hızlandınimış ve zaman zaman kanlı katliâmlara dönüştürül­ müştür,

Karann

ilk

tatbikatında,

milliyetleri

ile

dinlerini

değiştirmeyi kabul etmedikleri için Pirin Makedonyası, Rodoplar, hattâ Deliorman ve Dobruca’da kadın, erkek, çocuk ayırmadan, binlerce Pomak Türkü maddî ve psikolojik baskıya tâbi tutulmuş veya acımasızca öldürülmüştür. Prof. Dr. Abdulhalûk M. Çay’a göre, söz konusu katliâmın bir neticesi olarak sadece Meriç baı-aj gölünde 1000 kişinin cesedi toplu hâlde ortaya çıkanlmıştır. Olayı Dünya kamuoyuna, Yugoslavya Televizyonu (YRT) duyurarak, hunharca işlenmiş cinayetleri şiddetle kınamıştır'*®. 1975 yılında ise, Bulgar idarecilerinin küstahlık, kabalık

R odop-B ulgaristan T ürkleri T arihten Siliniyor m u?, Rodop-Tuna Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği, Sayı: 3, İstanbul Mayıs 1976, s. 12; İlker Alp, Bulgarian A tr o citie s..., s. 133-145. Abdulhalûk M. Çay, “Bulgaristan Olayları ve Türk M eselesi”, Türk K ültürü, B u lgaristan T ü rk leri Sayısı, Sayı: 263, Yıl: XXIII, Ankara Mart 1985, s. 154.


66

İLKER ALP

ve vahşetlerinin örneklerinden bir diğeri yeniden sergilenmiştir. 23 Aralık 1975 tarihlerinde, Sayın Süleyman Demirel’in Başbakan olarak Sofya’da görüşmeler yaptığı sırada, Pirin Makedon yası’yİ a Rodop bölgelerindeki (3.000 nüfuslu Musomişta, 2.180 nüfuslu Koprivlan, 3.175 nüfuslu Dupniça, 2.225 nüfuslu Debren, 2.165 nüfuslu Ribnova, 2.280 nüfuslu Oreşa, 2.350 nüfuslu Kruşova, 1.850 nüfuslu Platena, 4.190 nüfuslu Dospat, 2.350 nüfuslu Drenova, 1.240 nüfuslu Barotin, 1,165 nüfuslu Fıstane, 1.295 nüfuslu Blastka, 3.150 nüfuslu Karabulak, 1.335 nüfuslu Groodno, Futovişta ve Fotno gibi) köyler, Bulgar askerî biriikleri tarafından kuşatılmıştır. Bu yerlerde yaşayan Pomak soydaşlanmız, 2 Aralık gününün akşam saatlerinden başlayarak sabaha kadar, toplu işkencelerle baskılara tâbi tutularak ve Blastka, Karabulak, Groodno’da olduğu gibi yüzlerce Türk kadınıyla kızının kurt köpeklerine parçalattmlarak isimlerini değiştirmeye ve Bulgar olduklannı beyân etmeye zorlanmışlardır”’. Yukandaki örneklerden de görüldüğü üzere, 1968-1974 yıllan arasmda, yapılan baskılar ve zulüm neticesinde, Müslüman Türkler “Slav-Bulgar-Ortodoks” olmaya mecbur edilmişlerdir. Ne gariptir ki, Anavatan’a gelen ve Türk vatandaşı

olan

soydaşlanmızm dahi, gıyâben isimleri değiştirilerek, “Bulgarlaşi 17

Rodop-Bulgaristan Türkleri..., s. 26-27.


POM AK TÜRKLERİ

tıiTna”

işlemi

yapılmıştır.

Ayrıca,

67

son

asır

içinde

ölen

soydaşlanmız için de aynı işlem tatbik edilmiştir. Bu durum ise Bulgai' yetkilileri tarafından, nüfus kayıtlannda açıkça tahrifatlann yaptırıldığını ve yaşayanlann yanı sıra ölenlerin de “Bulgar­ laştırma” işlemlerine dâhil ettirildiğini göstermektedir. Bu Bulgar­ laştırma kampanyasında o dönemde Bulgaristan’dan gelen bilgi­ lere göre 8-10 bin arasında Pomak soydaşımız katledilmiş"*, 558.325 kişinin ismi değiştirilmiş, isimlerini değiştirmekte direnen Tomaklardan 48.073 kişi işten atılmış, çok sayıda öğrencinin Bulgar adını almadığı için okullardaki kaydı silinmiş ve isimlerini değiştirmediklerinden dolayı birçoğunun nüfus cüzdanı, diploması, ehliyeti vb. belgeleri iptal e d ilm iş tir'M e z â lim in büyüklüğü karşısında, Bulgaristan araştırmacılan dahi (gerçek rakamları vermemekle birlikte) Bulgariardan

(Pomak

1970-1974 yıllan Türklerinden)

arasında, Müslüman

220.000

kişinin

zorla

isimlerinin değiştirilerek Bulgarlaştınldığını belirtmişlerdir'^”. 1968-1974 hadiseleri, hem Türkiye hem de Bulgaristan açısından son derece önemli bir dönüm noktasını teşkil etmektedir. "®Prof. Dr. Abdulhalûk M. Çay’a göre, bu olaylarda takriben 17 bin Türk vahşice öldürülmüştür, (Abdulhalûk M. Çay, a.g.e., s, 154.) Ahmet Kayıhan, “Rodop Türkleri Davası Dünya Müslümanları Gençlik Teşkilâtları I. Kongresinde”, Türk D ünyası, C. 8, Sayı: 30, İstanbul TemmuzAgustos-Eylül 1973, s, 38. İbrahim Karahasan-Çınar, a.g.e., s, 130-131.


68

İLKER ALP

Çünkü, iki ülke yönetimi, Bulgaristan’daki Türklere ilişkin politikasını ve ilgisini bu dönemde sergilemiştir. Bulgaristan, Rodop baskınlannı, ülke çapmda girişeceği “Bulgariaştırma” kampanyası için bir ön deneme olarak yaparken, Türkiye de suskunluğunu muhafaza ederek, Bulgaristan’ın bu hareketine kanşmayacagı imajını vermiştir. Bundan cesaretlenen Bulgaristan, bütün

ülke çapında takip edeceği

Bulgarlaştırma plânlannı

tamamlamış ve I984’ten itibaren nihaî bir fıetice almak üzere uygulamaya koymuştur. Kanaatimizce,

eğer

Türk

resmî

makamları.

Pirin

Makedonyası ve Rodoplar’daki Pomak Türklerinin meselesiyle yakından ve hassasiyetle ilgilenmiş olsalardı, BKP Merkez Komitesi, 17 Temmuz 1970 tarih ve 549 sayılı “Gizli Tedhiş ile Milliyet ve Din Değiştirme” kararını alamaz, Türkçe öğretim, Türk

dili,

Türk

âdet

ve

gelenekleri,

Türk-İslâm

isimleri

yasaklanamaz, soydaşlanmız katliâma tâbi tutulamazdı. Özetle, Pirin Makedonyası ile Rodop Türklerinin SlavBulgar olmaya zorlanmalan, (dönemin Bulgar yetkililerince iddia edildiği gibi), “Müslüman Bulgarlara yönelik mahallî bir icraat ve tatbikat” değildi. Bulgar Devleti’nin İ878’den 1970’lere kadar soydaşlarımıza

karşı

sürdürdüğü

“millî

politikası”nın

bir

bölümünü ve 1984’ten sonra ülke çapında bütün Türk-İslâm


POMAK TÜRKLERİ

69

kökenlilere karşı devam eden Bulgarlaştırma faaliyetinin ön safhasını oluşturmaktaydı'^'. Türkiye’nin suskunluğundan cesaret alan Bulgar yönetimi, 1984 yılı Ş ubat ayındaki BKB M erkez Komitesi P len u m ’unda “bütün ülke çapında Türk, Müslüman Bulgar (Pomak Türkü), Gagavuz, Tatar, Çeçen ve Türk Çingenelerine karşı yürütülen Bulgarlaştırma kampanyasının hızlandırılmasına ve sonuçlan­ dırılmasına" karar vermiştir. 1984 yılının Kasım ayından itibaren

ise, bu kararlarını süratli bir şekilde, şiddete başvurarak uygu­ lamaya koymuşlar ve Güney Bulgaristan’daki Türklerin tamamını Bulgarlaştırmaya Rodoplar’la Eğridere,

başlamışlardır.

Kuzey

Koşukavak,

Trakya’da Ortaköy,

Ordu

ve

Hasköy, Dandere,

polis

birlikleri

Kırcaali,

Mestanlı,

Paşmaklı,

Filibe,

Eskizağra, Yanbolu, İslimiye gibi yerleşim merkezlerine ve bunlara bağlı köylere geceleri silâhlı baskınlarda bulunarak, isim değiştirme

yoluna

gitmişlerdir.

9-10

Kasım

günlerinde

Koşukavak’a, 11-12 Kasım’da Kırcaali ve çevresine, 26-28 Aralık 1984

günlerinde Hasköy’e düzenlenen baskınlarda Türklerie

Müslüman unsurlar kurt köpeklerine parçalatılarak, makineli tüfeklerle taranarak, tanklarla ezilerek öldürülmüştür. Bu yerlerde yüzlerce soydaşımız katledilmiş, binlercesi yaralanmış, dövülmüş. 121

İlker Alp, B elge ve F oto ğ ra fla rla ..., s. 192-193,


70

İLKER ALP

tutuklanmış ve Belene, Lofça, Sofya, Pernik gibi toplama kamplarıyla hapishanelere götürülmüştür. Türklerin mukavemetini kırmak ve sindirmek için haftalarca elektrik, yiyecek ve giyecek verilmeyerek soydaşlarımız perişanhğa itilmiştir. 1984 yılmm sonlarında

artık.

Güney

ve

Güneydoğu

Bulgaristan’da,

1

milyondan fazla soydaşımızla dindaşımızın ismi değiştirilmiş ve Bulgarlaştırılma operasyonlan tamamlanmıştır'^^ 1985

yıh Ocak ayının başlannda, dönemin Cumhur­

başkanı Sayın Kenan Evren, Bulgaristan Devlet Başkanı Todor Jivkov’a yazılı bir mesaj göndererek, Türklere zorla Slav-Bulgar isimlerinin

verilmemesini

ve

baskılann

yapılmamasını

rica

etmiştir. Todor Jivkov ise, cevabî mesajında, böyle bir durumun olmadığını ve söylentilerin iki ülkenin arasını açmak üzere ortaya atıldığını bildirerek, oyalama taktiğine başvurmuştur. Sonra da. Kuzeydoğu Bulgaristan’da ve diğer bölgelerdeki Türk yerleşim merkezlerine taarruz emri vermiştir‘^^ Bu emir gereğince, Güney Bulgaristan’daki

Türk

mukavemeti

kınlıp

isim

değişikliği

tamamlanınca, derhal Kuzeydoğu Bulgaristan’daki Türk yerleşim İbrahim Kâmil, İkili ve Çok T araflı S iyasî A ntlaşm alar Işığında Bulgaristan T ürklerinin Statüsü ve 1984-1985 O layları, (Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1 9 8 6 , s. 8 4. Bulgaristan Türkleri Sayısı, Türk Kültürü, S, 263, Yıl: XXIII, Ankara Mart 1985, s. 130.


POMAK TÜRKLERİ

71

merkezleri hedef seçilmiştir. 14 Ocak ile 30 Ocak 1985 tariiıleri arasında, toplam nüfusun % 70’ini Türklerin oluşturduğu Plevne, Rusçuk, Hezargrad, Eskicuma, Şumnu, Varna, Hacıoğlu

P a z a ]‘C]ğı,

Silistre, Osmanpazan illerinde isim değiştirme uygulamalanna gidilmiştir. Bu uygulamalara karşı gelen soydaşlanmızın mukave­ metini kınnak için, Bulgar polisi ve ordu birlikleri tank, top, helikopter

kullanmışlar,

püskürtmüşlerdir.

Bu

hattâ şekilde

Türkler

üzerine

yüzlerce,

belki

zehirli de

gaz

binlerce

soydaşımız şehit edilmiştir. İşkence, zulüm ve kanlı hadiseler neticesinde 1985 yılının Şubat ayında, Kuzeydoğu Bulgaristan’da yaşayan 1.500.000 civarındaki soydaşlanmızın düzenlenen sahte belgeler üzerinde “Bulgarlaştınlmas]”(!) tamamIanmIştır‘^^ Bulgarlaştırma kampanyası sırasında, Türklerin dışarıyla irtibata geçmemesi için her türlü tedbir alınmıştır. Ülke çapında şehir içi, şehirlerarası ve milletlerarası telefon, telgraf, mektup irtibatı kesilmiştir. Dışanya bilgi, haber ve belgelerin sızmaması için büyük gayretler harcanmıştır. Özellikle Türkiye ile bütün irtibat kesilmiş veya sıkı kontrol altına almmıştır. Buna rağmen, 1984 yılının Aralık ayından itibaren, şiddetlendirilen Bulgar­ laştırma faaliyetleri esnasında benliklerini muhafaza etmek için direnenlerin dövüldüğü, sürgüne gönderildiği, tecavüze uğradığı 124 i

İbrahim Kâmil, a.g.t., s. 84-85.


72

İLKER ALP

veya öldürüldüğü bilgileri yabancı basınla ajansları tarafından dünya kamuoyuna aksettirilmiştir. Yoğun ve sistemli devlet terörüne rağmen, Bulgarlaştırma kampanyasından istenilen netice alınamayınca,

Bulgaristan’daki

Türklerin

zorunlu

göçe

tâbi

tutulmasına karar verilmiştir. Böylece 29 Mayıs 1989 tarihinde, Bulgaristan Devlet Başkanı Todor Jivkov’un televizyonda: Türkiye’y i B ulgaristan’da yaşayan ve T ürkiye’ye dönm ek isteyen bütün M iislüm anlara sınırlarını açm aya davet ediyorum

tarzındaki konuşmasını takiben, insan haklanna ve

devletlerarası hukuka aykırı olarak, bütün mal variıklanna el konulduktan sonra, yüzbinlerce soydaşımız sınır dışı edilmeye başlanmıştır*^^. Öyle kİ, 1989 yılında sınır dışı edilen Türklerin sayısı 345 bini aşmıştır'^’. Böylece, XXI. asra girerken, 1877-1878 Osmanh-Rus

Harbi,

1912-1913

Balkan

Savaşları

ve

1951

yıllannda olduğu gibi, büyük bir zorunlu göç hadisesi zuhur etmiş ve Bulgaristan’da yaşayan soydaşlarımıza karşı yürütülen yok etme politikası yeni boyutlar kazanmıştır. Todor

Jivkov’un

devrilmesi

ve

1990’lardan

sonra

Bulgaristan’ın demoki'atikleşme sürecine geçmesiyle birlikte, “Jivkov’dan Ö zal’a Müslümanları Alınız”, Ta N ea, 30.05.1989. '^'’ Emîl Konstantinov, a .g .t , s. 18. Ercüment Konukman, a.g.e., s. 59-61.


POMAK TÜRKLERİ

73

Bulgar bilim adamları bile “Müslüman Bulgarlar”a (Pomak Türklerine) ve diğer Türk-İslâm unsurlanna karşı 1877-1878 Osmanh-Rus Harbi’nden itibaren, zaman zaman şiddetlenen “Bulgarlaştırma” kampanyalarının yürütüldüğünden söz etmek­ tedirler. Örneğin Tsvetana Georgieva, Antonina Zhelyazkova, Boryana Panayotova, Emil Konstantinov, İbraiıim KarahasanÇınar vd. bu konuya değinmişlerdir. Onlara göre, 1877-1878 Osmanh-Rus Savaşı sonucunda “‘B ulgaristan millî devleti", “tek millet, tek devlet” prensibine dayanılarak kurulmuştur. Bunun neticesinde öncelikle en büyük etnik mevcudiyet olan Türk halkını Türkiye’ye göç ettirerek küçültmek, bunu takiben daha küçük topluluklan asimilasyona tâbi tutarak “tek Bulgar milleti” hâline dönüştürmek siyaseti takip edilmiştir*^®. Bunun yanı sıra Salih Bozov da, “B ulgaristan’da 1877-1878 yıllarından başlayarak 1912-1914, 1945-1989 dönemlerinde ve 1990’dan giinilm iize kadar R odoplar’daki M üslüman toplum üzerinde m addî ve m a n evîso yk ırım ’hn uygulandığını vurgulamıştır'^®.

Bulgar araştırmacılara göre, “Müslüman Bulgarlar” (Pomak Türkleri) da “bütünleşme” politikasına, yani “tek Tsvetana Georgieva, a.g.m ., s. 306. [Ayrıca bkz. Antonina Jelyazkova, “Formation o f the Müslim communities and the com plexes o f Balkan historiographies”, T he M üslim C om m unities in the Balkans and in B ulgaria, V ol. 1, H istorical Sketches, (Sofia, International Çenter for Minority Studies and Intercultural Rehıtions), 1997, s. 11-56.] Salih B ozov, a.g.e., s. 4 ,7 , 220.


74

İLKER ALP

millet, tek devlet” formülüne uygun hedef olarak seçilmiştir. Bu çerçevede Müslüman isimlerini değiştirmeye ve Hiistiyanlaşmaya zorlanmışlardır. Savaşı’ndan

İlk

sonra

girişim ve

hemen

belirli

bir

1877-1878 bölgeyle

Osmanlı-Rus

smırlandınlarak

uygulanmıştır. İkinci büyük girişim 1912-1913 Balkan Savaş­ ları’ndan sonra Bulgar Ortodoks Kilisesi’nin inisiyatifi, devlet organları ve VMORO’ çetelerinin faaliyetleriyle yapılmıştır. Her iki girişimde de özellikle Rodoplar’daki Müslümanlann Hristi yani aş tın İması, isimlerinin, âdet ve geleneklerinin değiştirilmesi hedeflenmiştir'^”. Bulgar devlet adamlannın ileri görüşlü olmaması ve siyasî sorumluluk taşımamasından dolayı, 1912-1913 yıllannda Bulgar Müslümanlannın (Pomak Türklerinin) zorla din ile isimlerinin değiştirilmesine gidilmiştir. Bu zorlamalar ise Bulgar Müslümanlannın, Bulgariara olan güveninin tamamen kaybolmasına neden olmuştur‘^‘.

* VMORO: OsmanlI D evieti’ne ve Türklerle Müslümanlara karşı terör faaliyetierinde bulunmak üzere Bulgaristan tarafından kurulmuş olan teşkilât (Vnatreşna Makedonska Ordinska Revoiucionerna Organizaciya-Dahilî Makedonya Edirne İhtilâl Teşkilâtı). İbrahim Karahasan-Çınar, a.g.e., s. 128; Tsvetana Georgieva, a.g.m ., s. 306307. Boryana Panayotova, a .g .t, s. 38.


POMAK TÜRKLERİ

75

Yetkililer, 1950’lerin sonlannda, “Müslüman Bulgarlar” (Pomak Türkleri) meselesini, ''bir kerede her zaman için çözümleme^' yönünde yeni strateji oluşturmuşlai'dır. Bu çerçevede

1962

yılında

Paşmaklı’daki

parti

yetkilileri

“Türk-Arap”

isimlerinin Bulgar isimleriyle değiştirilmesi bilincinin aşılanması,

17,07.1970 tarihinde ise BKP Merkez Komitesi, Bulgar m illî şuurunun ve vatanseverliğin oluşması için ''esaretin son izleri olan İslâmiyet'in”(l) silinmesi ve "Türk-Arap'"’ isimlerinin Bulgar isim­ leriyle

değiştirilm esi kararlannı

almışlardır'^^ Böylece, yeni

Bulgarlaştırma ve isim değiştirme kampanyası 1970’lerde uygu­ lanmıştır. Türk-İslâm isimleri, âdet ve gelenekleri, hattâ dinî merasimler (hürriyetler) hedef seçilmiştir, Bulgaristan’daki Müslümanlann, “İslâmlaştırılmış Bulgarlar”(!) olduğu propagandası her seviyede yürütülmüştür. Bu “yeniden düzenleme süreci” ise asimilasyonun, Müslüman Çingene ve Türklere de uygulana­ cağının işaretlerini vermiştir. Komünist yönetim tarafından, bütün vatandaşlan “tek Bulgar milleti” hâline getirmek için zulüm ve baskılara başvurulmuştur. Bunun yanı sıra ‘'M üslümanların, gerçek Bulgarlar hâline gelmelerine geleceği için potansiyel tehlike"

kadar, B ulgaristan’ın

olduklan

propagandası da


76

İLKER ALP

yapılmıştır'^^.

Bu

ömeklerden

de

görüldüğü

üzere, Pomak

Türklerini “Müslüman Bulgarlar” olarak takdim etmeye çalışan Bulgaristan

araştınnacıları

bile, soydaşlanmıza çeşitli

baskı

yöntemleriyle asimilasyon politikalarının uygulandığını kabul etmek mecburiyetinde kalmışlardır. Müslüman Pomak Türkleri, geçmişte olduğu gibi, XX. yüzyılın sonlarında da, kendi millî benliklerini korumak yönünde verdikleri şerefli mücadelelerine devam etmişlerdir. 10 Kasım 1989 tarihinde, Todor Jivkov’un iktidardan uzaklaştırılmasından sonra, Bulgaristan’da meydana gelen değişikliklerden ve ülkenin demokratikleşme sürecine gim esinden de istifade eden Pomak Türkleri, kendi temel hak ve hürriyetlerine kavuşmak için yasal alanlarda sürdürdükleri mücadelelerini arttırmışlardır. Örneğin 1990’da Devlet G azetesi’nde, “İsim K an u n u ”nun yayınlan­ masıyla'^*' birlikte, 1991 yılı Şubat ayı sonuna kadar, Pomak Türkleri dâhil olmak üzere, 600 bin soydaşımız eski “Türk-lslâm” isimlerinin iade edilmesi için, dilekçelerie resmî makamlara başvurmuşlardır'^^ 13 Tem m uz 1991 tarihinde yürüriüğe giren

'^^Tsvetana Georgieva, a.g.m ., s. 307; İbrahim Karahasan-Çınar, a.g.e., s. 130131; Boryana Panayotova, a.g.t., s. 41. D ırjaven Vestnik, N: 20, 1990. Emil Konstantinov, “ Pravata na litsata, prinadlejatsi kim religiozni, ezikovi i etniçeski maltsinstva v bılgarskata Konstitutsiya ot 1991 g.”, A spekti na


POM AK TÜRKLER!

77

yeni Bulgaristan Ânayasası’mn 29. maddesinin 1. bendi ile “şiddet ve baskıya dayalı asimilasyon politikasının yasak­ lanması", 36. maddesinin 2. bendi (ve 01 Ekim 1991 tarihli Millî

Eğitim Kanunu’nun 8. maddesinin 2. bendi)*'’*'’ ile ''azınlıkların kendi anadillerini öğrenmesi ve zorunlu olan B u lgarca’nın yanı sıra anadillerinde eğitim -öğretim yapabilm esi”, 58. maddesinin 2.

bendi ile d in î hürriyetlenn uygulanabilmesi, 54. maddesinin 1. bendi ile “azınlıkların kendi m illî kültürlerini yaşam ası ve geliştin jıesi” vb, haklar tanınmıştn-'^l Bunun üzerine Pomak

Türkleri, yasalarla tanman bu hakların fiilen uygulanmasını temin etmek için çalışmışlardır. Bu meyanda diğer Türk gruplarıyla bütünleşerek “Hak ve Özgürlükler Hareketi”nde yerlerini almışlar ve Bulgaristan’da, 13 Ekim 1991 tarihinde, yapılan seçimlerde toplam 240 milletvekilinden 24’ünün soydaşlanmızca kazanılmasında etkili olmuşlardır'^®. Böylece, Bulgaristan’daki soydaşlarımızın bütün haklarını elde etme yönündeki müca­ deleleri, Bulgaristan Millet Meclisi’nde “Hak ve Özgürlükler Hareketi”nin üçüncü bir siyasî güç olarak temsil edilmesiyle yeni bir safhaya girmiştir. ctnokulturnata situatsiya v B ılgariya i na B alkanite, (21-23 Şubat 1992 tarihleri arasında S ofya’da düzenlenen sempozyum), Sofia 1992, s, 19. D ırjaven V estnik, N; 86, 1991. Emil Konstantinov, a.g.t., s. 9, 13,19-20. C um huriyet G azetesi, 15 Ekim 1991; Tercüm an G azetesi, 18 Ekim 1991.


78

İLKER ALP

Pomak Türklerinin kendi benliklerini koruma yönündeld kararlı mücadelelerine “Nova Svetlina” (Yeni Işık) gazetesinin 76’ncı sayısında, Yakoruda doğumlu Halime Mustafaoglu adında bir Pomak Türk kadmının, “Demokratik Güçler Birliği” (o sıralardaki iktidar partisi) lideri Petır Beron’a gönderdiği “Açık Mektubu” önemli bir örnektir. Mektupta, Pomaklann Türk menşeli oldukları açık bir dille ifade edilmekte ve kendilerine Türk isimlerinin iade edilmesi, dil, din, ö tf ve âdetlere dair olan bütün yasaklarm

kaldırüması

talep

edilmektedir'^^

Bu

talep,

Bulgariaştmlmak için uygulanan her türlü siyasî, hukukî, İktisadî, sosyo-kültürel baskı ve tedbirlere rağmen, Bulgaristan’a sâdık vatandaş baglanyla bağlı bulunan Pomak Türklerinin, 1877’den önce Osmanlı döneminde olduğu gibi, hâlâ Müslüman Türk özelliklerini koruyarak varlıklannı sürdürdüklerinin ve kendi temel hak ve hürriyetlerini elde edene kadar, haklı mücadelelerini her türlü kanunî yollara başvurarak devam edeceklerinin ispatıdn'. VII. SONUÇ Pomak Türkleri; zeki, çalışkan ve cesur insanlar olup, genelde ziraat, hayvancılık ve ticaret ile uğraşmışlardır. Bu Türk unsuru, XI. yüzyılda Ukrayna ve Romanya’dan Balkanlaı-’ın içlerine gelen, kaynaklarda ‘'''beyaz tenli, sarı saçlı, düzgün

Hüseyin Memjşoğlu, a.g.m ., s. 48; Aynı yazar, a.g.e., s. 42.


POMAK TÜRKLERİ

vücutlu, yakışıklı

insanlar’' olarak

79

tarif edilen

Kumanlar

(Kıpçaklar)’ın torunlandır. Bunlar ise, 1 0 9 rd e “Kuman-Peçenek Türk Federasyonu”nun yıkılmasından sonra, başta Rodoplar olmak üzere, Trakya, Makedonya (Pirin, Ege ve Vardar kısımları dâhil), Kosova ile Sancak’ta kalan ve Osmanlı döneminde Anadolu’dan gelen soydaşlanyla kaynaşan Türklerdir. Pomak Türklerinin dinî inançlan, Orta Asya menşeli olup Göktann dinine dayanıyordu. Osmanlı döneminde kendi dinî anlayışına yakın olmasından dolayı, Türk-İslâm kültür ve medeniyetini kabul etmişlerdir. Böylece yabancı kültürlerin etkisi azalmış ve Pomaklarda yeniden Türklük şuuru kuvvetlenmiştir. Kendilerini Türk hissetmiş ve Türk olarak ifade etmişlerdir. Osmanlı

Türklerinin

Rumeli’ye

geçmesinden

önce

buralarda Yunan, Sırp, Bulgar, Ulah, Yahudi, Ermeni, sahillerde ise Venedik ve Cenevizliler, Selanik ile Vodina arasında da Türklüklerini koruyan topluluklar bulunuyordu. Pomaklann yoğun olarak yaşadıklan İskeçe, Gümülcine, Selanik ve Serez havâlisi 1345 yılında, Aydınoğlu Gâzî Umur Bey tarafından fethedilince Osmanlı Türkleri de bu bölgeye nüfuz etmeye başlamışlardır. Bu yüzden Rodop anılmıştır.

bölgesi

uzun

bir müddet Umur-Eli

adıyla


80

İLKER ALP

O sm anlI

Devleti ’ran altı yüzyıla yakın biı- süre devam

eden idaresi esnasında. Balkanlar’da istikrar, yüksek refah seviyesi ve asayiş sağlanmıştır. Dil, din, mezhep, milliyet farkına bakıl­ maksızın herkese temel hak ve hüniyetler verilmiştir. Bu yüzden Türkler ile Hristiyan topluluklar iyi komşuluk ilişkileri ve huzur içerisinde bir dönem geçirmişlerdir. Pomaklar’ın da, Bulgarlar gibi, Hazar Denizi ile Karadeniz’in kuzeyinden gelen ve XI. asırda Balkanlar’a yerleşen Türklerden olmalarından dolayı, Osmanlılara göre diğer milletlerle komşulukları daha eskilere dayanmıştır. O sm anlI

Devleti’nin Balkanlar’daki hâkimiyeti, ilk önce

93 Harbi (1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı) ve sonradan 1912-1913 Balkan Savaşları mağlubiyetleri ile sona ermiştir. Böylece işgal edilen Osmanlı topraklarındald Türkler, yüzlerce yıllık vatanların­ da esarete dUşmüşlei'dir. Balkan devletleri, uyguladıkları soykırım ve asimilasyon politikalarının yanı sıraTürkleri tedricî olai'ak göçe zorlamışlardır. Bu politikalar, 93 Harbi ve Balkan Savaşları yıllarında şiddete dayalı olarak uygulanmış, I. ve 11. Dünya savaşları sonrasında da devam ettirilmiştir. XXI. yüzyıla girerken bile asimilasyon ve göçe zorlama siyaseti, psikolojik haip metotla­ rıyla pekiştirilerek sürdürülmüştür. Pomak Türklerinin, “İslâm iyet’i şiddet ve cebir yolu ile kabul etmek mecburiyetinde ka ld ık la rf yönünde Bulgar, Yunan


POM AK TÜRKLERÎ

81

ve Batıhİar tarafından yürütülen propagandalar mesnetsizdir. Aslında bu iddialar, Balkan devletlerinin Türklere uyguladıkları asimilasyon, göçe zorlama, hattâ soykırım politikalarını perde­ lemek üzere ileri sürülmektedir. Türklerin, Balkanlar’da idai-eleri altına aldıkları milletlerin; zorla dil, din, âdet ve geleneklerini değiştirmedikleri

ve katiyetle asimilasyona tâbi

tutmadıkları

bilinen tarihî bir gerçektir. Bu durum yerli ve yabancı belgelerle de teyit edilmektedir. Osmanlı Devleti’nin hoşgörülü yaklaşımı, âdilâne idare tarzı, sağladığı İktisadî refah, vatandaşların can, mal, ırz ve nâmuslannı güvence altına alması, dil, din, mezhep ve vicdan hürriyetini temin etmesi, Örf, âdet ve geleneklere müdahale etmemesi, gayrimüslim olan bazı küçük milletlerin devlete bağlanmasına ve gönül rızasıyla İslâmiyet’i kabul etmesine sebep olmuştur.

Türklerin,

fethedilen

yerlerde

yabancı

unsurlara

gösterdikleri hoşgörüden dolayı Bulgar, Sırp, Makedon, Arnavut, Yunan, Romen, Macar, Eımeni, Yahudi vb. milletler, mevcııdiyetlerini koruyabilmişlerdir. Osmanlı idarecilen, Amavutlar gibi Müslüman olanlann bile dillerine, millî özelliklerine, ad ve soyadlarına

müdahale

etmeyip

Türkleştirme

yoluna

gitme­

mişlerdir. Pomak Türklerinin, Yunanlılarla katiyetle dil, din, ırk, milliyet ve sosyo-kültürel ilgileri yoktur. Diğer taraftan dillerinde nispeten Slavca’nın etkisi görülmesine rağmen Makedon, Sırp ve


82

ÎLKER ALP

Slavlaşmış Bulgarlarla ırkî,

dinî,

sosyo-kültürel bağlan

da

bulunmamaktadır. Onlann, Bulgar ve Makedonlarla münâsebetleri ise sadece dillerinin kısmen Slavca’nın etkisi altında kalmış olmasından ibarettir. Ancak bazı yerleşim birimlerinde oturan Pomaklann

çoğunlukla

Türkçe’nin

hâkim

olduğu

bir

dil

konuştuklannı vurgulamak gereklidir. Pomaklar, Türk (KıpçakKuman) kökenli olmalanndan ve Türk-İslâm medeniyeti içinde gelişmelerinden dolayı, samimî olarak Osmanh Devleti ve Türk­ lüğe bağlı kalmışlardır. Aynı kaderi yaşamışlar, ortak keder ve saadeti

paylaşmışlar,

devlete

sadâkatle

bağlılığı

ve

ülkeyi

saldınlara karşı müdafaa etmeyi kutsal bir vazife olarak addet­ mişlerdir. Bulgar bilim adamlan bile bu gerçeği gizleyemeyerek “B ulgar M üslüm anları (Pomak Türkleri) ile B ulgar H ristiyanları

(Bulgarlar), kurtuluşun

(93 Harbi’nin) hemen

öncesindeki

yülarda, en belirgin bir şekilde karşı karşıya gelm işlerdir. 1876’da M üslüm an

Bulgarlar

(Pomak Türkleri) Padişahın

(OsmanlI Devleti’nin) kararlı koruyucuları olup kendi Hristiyan

kom şularını m addî ve m anevî baskı altına almışlardı." ifadesine

yer vermişlerdir'''®. Nitekim 3 Mart 1878’de, Yeşilköy Antlaş­ ması’yla “Büyük Bulgaristan” plânlannı gerçekleştirmek için harekete geçilince, Rodoplar’daki Pomak Türkleri, diğer soydaşlanmızla birlikte hareket ederek, müstakil “Rodop Türk Devleti” Boryana Panayotova, a .g .t , s. 37.


POM AK TÜRKLERÎ

83

(Bulgar kaynaklanna göre Pom ak C um huriyeti''")’ni teşkil etmek istemişlerdir. Böylece her ne pahasına olursa olsun vatanlannı korumaya çalışmışlardır. Yine, Balkan Harbi sırasında, Yunanistan ve Bulgaristan’ın işgâllerine karşı gelerek 1913 yılında “G arb î T rak y a H ükûm et-i M üstakilesi” adıyla bilinen Türk devletinin kurulmasında aktif rol oynaroışlardır. Bulgarlar tarafından Pomaklann “Müslüman Bulgar” olduklarının

iddia edilmesine rağmen,

Bulgaristan’ın

resmî

kayıtlarında bu unsur, Müslüman Türk tâbiriyle kaydedilmiştir. Bulgar bilim adamlan, örneğin Boryana Panayotova; ülkedeki siyasetçiler, yerel idareciler ve Bulgar halkı tarafından, XX. yüzyılın başlarına kadar Pomaklann Türk olarak görüldüklerini, 1880, 1885 ve 1888 yıllarındaki resmî sayımlarda Türk hanesine kaydedildiklerini ve ilk defa 1905’te “Pom ak” adıyla farklı bir milliyet

grubu

şeklinde

takdim

edildiklerini

belirtmiştir'^^l

Bununla birlikte, Bulgaristan’da 1946 yılına kadar yapılan nüfus sayımlannın

resmî

kayıtlannda

da

Pomaklar,

“M üslüm an

T ü rk le r” hanesinde yer almışlardır. Fakat 1956 yılından itibaren nüfusun sözde “mil]iyet”(!) durumuna göre aynimasına karar verilince, 1 A ralık 1956 tarihinde yapılan genel nüfus sayımında.

A .g.t., s. 38. 142

S.

38.


84

İLKER ALP

Kuman (Kıpçak) menşeli olan Pomak Türkleri de “B ulgar soylu”(!) olarak gösteri İmi şlerdir'''^ Bulgaristan’da, Pomaklann “M üslüm an B n lg arlar”(!) olduklarını ispat etmek üzere '‘Pomaks: Müslim Bulgarians” başlığıyla yazılan bir makalede bile, Bulgar bilim adamları tarafından

1992

R odoplar’da,

yılında

özellikle

yapılan

araştırmalar

Y akoruda,

Devin

ve

sırasında, M aden

ile

etrafındaki köylerde yaşayan Pomaklann, ''Biz Türküz’' diyerek etnik aidiyetlerini Türk olarak belirttikleri, konuştukları dilin “Bulgarca” olduğu söylendiğinde ise ''Bulgai'lar bizim Türkçe konuşm am ızı yasakladılar, onlar bizi dövdüler ve bize dilim izi unutturdular.” tarzında cevap verdikleri kaydedilmiştir'''''.

Pomak Türkleri, en agır hayat şartlarına ve baskılara göğüs gererek Bulgari aştırıl ma veya Yun ani aştın İmaya karşı direnmişlerdir,

Balkan

uygulamalarına

karşı

devletlerinin benliklerini

insanlık

korumak

için

dışı

bütün

mücadele

etmişlerdir. Baskılarla zulümlerin dayanılmaz hâl aldığı

ve

soykırım uygulandığı dönemlerde ise Türkiye’ye iltica veya göç

P rebroyavane na N aselenieto v N arodna R epnblika B ılgariya na 1. XII. 1956 G odina, O bşti R ezultati, II. Kitap, Tsentralno Statistiçesko Upravlenie, Sofya 1960, s. 106-109. Tsvetana Georgieva, a.g.nı., s. 309.


POM AK TÜRKLERİ

85

ederek Anavatan’a sığınmışlardır. Pomak Türkleri, Balkanlar’daki Ortodoks ve Avrupa’daki diğer Hristiyan devletlere hiçbir zaman göç etmemişlerdir. Müslüman olmalarına rağmen, Arap, İran veya diğer İslâm ülkelerine de gitmemişlerdir. Pomaklar, Türk menşeli olmalarından ve İslâmiyet’e inanmalarından dolayı kendilerini Müslüman Türk olarak hissetmişlerdir. Bu yüzden bulundukları ülkelerden, sadece Anavatan olarak gördükleri Türkiye’ye gelmeyi tercih etmişlerdir. Yukanda

verdiğimiz

örnek

ve

değindiğimiz

diğer

hususlar dahi göz önünde bulundurulduğunda Pomak Türklerinin, Kuman (Kıpçak) soyundan geldikleri, yüz yılı aşkın bir süre Bulgar ve Yunan idaresinde bulundukları, asimilasyon maksadıyla yoğun baskılara maruz kaldıkları, buna rağmen kendilerinin millî kimliklerini Türk olarak ifade ettikleri tereddüde mahal kalmadan anlaşılmaktadır. 1877-1878 Osmanh-Rus Harbi (93 Harbi) öncesinde Rusların

yaptığı

Balkanlar’da

ve

Batılıların

kurulacak

Slav,

desteklediği Yunan

ve

plânlara

diğer

göre,

devletlerin

demografik bakımdan sağlam temellere dayanması gerekirdi. Bunun için, Türk ve Müslüman halkın yerlerinde bırakılmaması lâzımdı. Bunlar yerinde kalacak olursa Bulgaristan, Dobruca, Bosna-Hersek, Makedonya, Sancak, Kosova, Batı Trakya gibi


86

İLKER ALP

bölgelerde,

ekseriyeti

teşkil

etmelerinden

dolayı

Türk

ve

MüslUmanlar büyük bir güç hâline geleceklerdi. Bu durum da, Batılılann kurmak istedikleri Slav devletleri, özellikle Bulgaristan için tehlikeli olabilirdi. Bulgaristan parçalanabilir veya iki milletli bir federasyona

dönüşebilirdi.

Hattâ

yeni

şartlar oluşunca

topraklannm büyük bir kısmı Türkiye’ye bağlanabilirdi. Bu yüzden,

Türklerin

Balkanlar’dan

kovulması,

soykırıma

ve

asimilasyona tâbi tutulması fikri benimsenerek proje hâline getirilmiştir. Nitekim bu proje, Osmanlı Devleti’nin parçalan­ masını, bünyesinde Hristiyan devletlerin kurulmasını ve Türklerin Balkanlar’dan çıkarılmasını öngören “Ş ark Meselesi” politikalanyla da örtüşüyordu. Bu meyanda, diğer Balkan idarecileri gibi, Bulgar yetkilileri de, Pomaklar dâhil olmak üzere bütün Türk soylulann

kimliklerini

değiştirmeyi

hedefleyerek

1878’den

itibaren soykınm ve zorunlu göçlerin yanı sıra geniş çaplı asimilasyon politikaları uygulamışlardır, 1877-1878 Osmanh-Rus Harbi, 1912-1913 Balkan Savaşlan, 1968-1972 ve 1984-1990 yıllan arasında olduğu gibi dil, din, isim değiştirme kampanyalan yürütme, âdet ve gelenekleri yasaklama, göçe zorlama, soykınm yapma vb. yöntemlere başvurmuşlardır. Demokratikleşme süreci­ nin başladığı 1990’lardan sonra ise, Bulgaristan’da 600 binden fazla nüfusa sahip olduklan tahmin edilen Pomak Türkleri üzerinde,

asimilasyon

amacıyla

şiddete

dayalı

eski

kaba


POM AK TÜRKLERİ

87

yöntemlerin değiştiği, bunların yerine maddî teşvikler, sosyo­ kültürel

yaptırım) ai‘, yoğun

psikolojik

baskılar,

propaganda

usûlleri ve misyoner faaliyetlerinin tatbik edildiği gözlenmektedir. Balkan devletlerinin, özellikle Yunanistan ile Bulga­ ristan’ın yürüttükleri asimilasyon faaliyetlerine karşı direnme azmini gösteren ve kendi benliklerini muhafaza etmeye çabalayan bu soydaşlarımıza sahip çıkılmalıdır. Bunun için Porhak Türk­ lerine, Türkiye ile ilgili devletler arasında yapılan antlaşmalar ve insan haklarma dair milletler arası platformda uygulanan norm­ ların yürürlüğe konması, yaşadıklai'i ülkelei'deki anayasa ve yasalardaki

hükümlere

uygun

olarak

aslî unsurlar ile eşit

vatandaşlık haklannın tanmması, Türkçe eğitim-öğretim hakkmm verilmesi, tarih

bilincine ulaşmalannm

sağlanması, Türklük

şuurunun güçlendirilmesi, iç ve dış kamuoyunu aydınlatmak üzere konuyla ilgili bilimsel yaymlann yapılması yönünde girişimlerde bulunulmalıdır.



VIII. KAYNAKÇA 1. A rşiv Belgeleri: B ulgarların T ürklere Y aptığı Zulüm leri Kütüphane, Mikrofilm Arşivi, N.A. 4951.

G österen

B elgeler,

M illî

Gnkur. Bşk., A T A ŞE Bşk. A rşivi, Klasör; 145, Dosya; 105, Fihrist: 3-6. Gnkur. Bşk., A T A ŞE Bşk. A rşivi, Klasör; 584, Dosya; 30, Fihrist; 1-29. Gnkur. Bşk., A T A ŞE Bşk. A rşivi, Klasör: 584, Dosya; 30, Fihrist; 2-4. Gnkur. Bşk., A T A ŞE Bşk. A rşivi, Klasör: 584, Dosya: 30, Fihrist: 2-7. Gnkur. Bşk., A T A ŞE Bşk. A rşivi, Klasör; 587, Dosya: 43, Fihrist; 1. Gnkur. Bşk., A T A ŞE Bşk. A rşivi, Klasör: 587, Dosya: 43, Fihrist: 1-1. 370 N um aralı M uhâsebe-i V ilâyet-i R um -ili D efteri, C. l-II, Başbakanlık D evlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayını, Ankara 2001-2002.

2. Süreli Y ayınlar: CİRİLLİ, Gustave, “L;ı Reprise d’Andrinople par les Turcs”, L ’illustratioıı, N. 3676, 9 Ağustos 1913. C um huriyet G azetesi, 15 Ekim 1991. D ırjaven V estuik, N: 20, 1990. D ırjaven V estnik, N: 86, 1991. “Jivkov’dan Özal’a Müslümanları A lınız”, Ta N ea, 30.05.1989. L ’illustration, N. 3653, 1 Mart 1913. LOTİ, Pierre, ‘Tour Andrinople Ottoman”, L ’illustration, N. 3679, 30 Ağustos 1913. R odopski U strem , Sayı: 89/1435, Paşmaklı 6 Ağustos 1970. Soruşturm a, Sofia Press, Sofya Haziran 1987. Şehbâl, A. 85, 1 Kasım 1329. Şehbâl, A. 86, 15 Kasım 1329, Şehbâl, A. 88, 15 Aralık 1329.


90

İLKER ALP

T ercüm an G azetesi, 18 Ekim 1991. W ho VVorries A bout M oslenıs in Bulgaria and W lıy, Sofia Press, Sofya J985,

3. K itap ve M akaleler: ACAROĞLU, M. Tüıker, B u lgaristan ’da Türkçe Y er A dları K ılavuzu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, M illî Folklor Araştırma Dairesi Yayınlan: 89, Halk Edebiyatı Dizisi: 12, Ankara 1988, AKGÜN, Ahmet, “Bulgaristan’da Asimilasyon ve ‘Zavallı Pomaklar’ Adlı Risale”, B alıkesir Ü niversitesi Sosyal B ilim ler D ergisi, C, 8, S. 13, Mayıs 2005. ALP, İlker, Belge ve Fotoğraflarla B ulgar M ezalim i (1878-1989), Ankara 1990, ALP, İlker, Bulgarian A trocities “D ocum ents and P liotograplıs” , London 1988. ALP, İlker, “Bulgarların Pomak Türkleri Politikası”, D iyanet, C. 29, S. 2, Ankara Nisan-Mayıs-Haziran 1993, ALP, İlker, “Bulgar Türk D evleti”, T arihte Türk D evletleri I, Ankara 1987. ALP, İlker, “Pomak Türkleri ile İlgili Bazı Gerçekler”, A skerî Tarih B ülteni, S: 33, Yıl: 17, Ağustos 1992. ARAT, Reşit Rahmeti, “Kıpçak” maddesi, MEB İslâm A nsiklopedisi, C. 6, İstanbul 1977. AYDINLI, Ahmet, B atı Trakya Faciasının İçyüzü, İstanbul 1971. AYDIN, Mithat, “İngiliz Belgelerine Göre 1877-1878 Osmanlı-Rus İlişkileri Sırasında Kızanlık’ta Rus-Bulgar M ezalim i”, U luslararası O sm anh ve C um huriyet D önem i T ürk-B ulgar İlişkileri Sem pozyum u, Eskişehir 11-13 Mayıs 2005. BEKSAÇ, Engin, “Balkanlar’da Tarih Öncesi ve Erken Uygarlıklar”, B alkanlar El Kitabı, C. 1, Ankara 2006. BEKSAÇ, Engin, “D oğu Trakya’da Traklar” , A ktüel A rkeoloji (T rak ya’ya A dlarm ı Verenler: Traklar), Sayı 3, Edirne 2007, BÎYİKLIOĞLU, Tevfık, T ra k y a ’da M illî M ücadele. C. I, Ankara 1955. BOZOV, Salih, V İm eto N a İm eto, Sofya 2005,


POMAK TÜRKLER)

9]

Bulgaria Imprisonment o f Ethnics Turcs, A ınnesty International, London April 19S6. B u lgaristan ’daki M üslüm an Türk A znılığm Dayanışma ve Kültür Derneği, Ankara 1989.

D ram ı,

Balkan

Tüıkleri

B ulgaristan Türkleri Sayısı, Türk Kültürü, S. 263, Yıl, XXIII, Ankara Mart 1985. CEVAD, Ahmet, B alk an lar’da A kan K an, İstanbul (Tarihsiz). ÇAVUŞOĞLU, Halim, B alk an lar’da P om ak Türkleri (Tarih ve SosyoK ültürci Y apı), Ankara 1993. ÇAY, Abdulhalûk M ., “Bulgaristan Olayları ve Türk M eselesi”, T ü rk K ültürü, Bulgaristan T ürkleri Sayısı, Sayı: 263, Yıl; XXIII, Ankara Mart 1985. DARKOT, Besim , “Balkan" maddesi, MEB İslâm A nsiklopedisi, C. 2, İstanbul 1979. “Delginin İntişai'ina Âmil Olan Sebepler Nelerdir”, R odoplarnı Sesi D ergisi, Yıl l,S a y ı 1, İstanbul 1973. D estroying E thnic Identity the Turks o f B ulgaria, Septem her 1987 a H elsinki W atch R eport, Nevv York, Washington 1987. Dr. Cemil, B ulgar V ahşetleri, İntikam , Evlâd ve A hfada Y adigâr, Dersaâdet 1330. EREN, A. Cevat, “Pomaklar” maddesi, MEB İslâm A nsiklopedisi, C. 9, İstanbul 1988. ERGİN, Osman, T ü rk iye’de Şehirciliğin T arihî İnkişâfı, İstanbul 1936. Exodus o f Turks from Müdürlüğü, Ankara 1989.

B ulgaria, Basın-Yaym

ve Enformasyon

Genel

FEHĞR, Geza, Bulgar Türkleri Tarihi, Ankara 1999. FEHĞR, Geza, “Turco-Bulgar, Macar ve Bunlara Akraba Olan Milletlerin Kültürü; Türk Kültürünün Avrupa’ya Olan Tesiri”, İkinci T ü rk Tarih K ongresi Zabıtları, İstanbul 20-25 Eylül 1937. FOTEAS, Panayotis, Oi P om akoi tis D itikis Thrakis, Komotini (Gümillcine) 1978. GEORGİEVA, Tsvetana, “Pomaks; Müslim Bulganans”, İslam and C hristianM uslim R elations, Vol. 2, No. 3, July 2001.


92

İLKER ALP

GÖKBEL, Ahmet, “Bulgaristan Türk Halk Kültüründe Kuman (Kıpçak) Türkleri’nin Yeri”, B ulgaristan Türk F olkloru, II. Uluslararası Bulgaristan Türk Halk Kültürü Sempozyumu Bildirileri, Ankara 200L GÖKBEL, Ahmet, K ıpçak Türkleri, İstanbul 2000. GÖKBİLGİN, M. Tayyip, XV. ve XVI. A sırlarda E dirne ve P aşa Livası, İstanbul 1952. JELYAZKOVA, Antonina, “Formation o f the Müslim communities and the com plexes o f Balkan historiographies”, The M uslini C om m unities in the B alkans and in B ulgaria, Vol. I, H istorical Sketches, (International Çenter for Minority Studies and Intercultura! Relations), Sofya 1997. KAFESOĞLU, İbrahim, Türk M illî Kültürü, İstanbul 199L KAFESOĞLU, İbrahim, “Peçenekler, U z (Oğuz) 1ar ve Kumanlar”, Türk D ünyası El Kitabı, Ankara 1976. KAFESOĞLU, İbrahim, “Türkler”, MEB İstanbul 1988.

İslâm A nsiklopedisi. C.

12/2,

KALYONSKİ, Aleksey, “-Pogled vırhu etnoreligioznoto sıjitelstvo v Srednite Rodopİ- Dospatsko, Devinsko i Çepelarski”, A spekti na etnokulturnata situatsiya v Bılgariya i na B alkanite, (21-23 Şubat 1992 tarihleri arasında S ofya’da düzenlenen sempozyum), Sofya 1992. KÂMİL, İbrahim, B u lgaristan ’daki T ürklerin H akları, Ankara 1989. KÂMİL, İbrahim, İkili ve Çok T araflı S iyasî A ntlaşm alar İşığında B ulgaristan T ürklerinin Statüsü ve 1984-1985 O layları, (Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1986. KARAHASAN-ÇINAR, İbrahim, Etniçeslfite M altsinstva v B ılgariya, Sofiya 2005. K AYABALI, İsmail, ARSLANOĞLU, Cemender, B ulgar T ürkleri, Ankara 1985. KAYİHAN, Ahmet, “Rodoplar Neresidir?”, Türk D ünyası, C. 7, Sayı: 27, İstanbul Ekim-Kasım-Aralık 1972. KAYİHAN, Ahmet, “Rodop Türkleri Davası Dünya Müslümanları Gençlik Teşkilâtları ]. Kongresinde”, Türk D ünyası, C. 8, Sayı: 30, İstanbul TemmuzAğustos-Eylül 1973.


POM AK TÜRKLERİ

93

KENT, Marian, The G reat Pow ers and the End o f O ttom an Em pire, George Aüen and Unwin, Londra 1984. KONSTANTİNOV, Emil, “Pravata na litsata, prinadlejatsi kim religiozni, ezikovi i etniçeski maltsinstva v bılgarskata Konstitutsiya ot 1991 g.”, A spekti na etnokulturnata situatsiya v Bılgariya i na B alkanite, (21-23 Şubat 1992 tarihleri arasında Sofya’da düzenlenen sempozyum), Sofya 1992. KONUKM AN, Ercüment, Büyük GÖç ve A navatan, Ankara 1990. KORKUD. Refik, B ulgar Y önetim i ve T arih î Y alan, Ankara 1986. KORKUD, Refik, K om ünist B ulgaristan D osyası, Ankara 1986. KÖPRÜLÜ, Fuat, “Proto Bulgar Hukukuna Dair Notlar”, T ürkiyat M ecm uası, Ayrı Basım. KURAT, Akdes Nimet, 1V.-XVI1L Y üzyıllarda K aradeniz K uzeyindeki Türk K avim leri ve D evletleri, Ankara 1992. KURAT, Akdes Nimet, “Bulgaristan” maddesi, MEB İslâm A nsiklopedisi, C. 2, İstanbul 1977. MEMİŞOĞLU, Hüseyin, B u lgar Zulm üne Tarihî Bir Bakış, Ankara 1989. MEMİŞOĞLU, Hüseyin, P om ak Türklerinin T arihî G eçm işinden Sayfalar, Ankara 1991. MEMİŞOĞLU, Hüseyin, “Pomaklar”, Balkanlar, C. II, Çorum/Ankara 2007.

Balkanlar

El

K itabı,

Ç ağdaş

MEMİŞOĞLU, Hüseyin, “Pomak Türklerinin Tarihî Geçmişine Bir Bakış”, Y eni F orum D ergisi, C. XI, Sayı 259, Ankara Kasım 1990. NİVE, Henri, Balkan E hl-i Salib Seferinde: A vrupa Siyâseti ve T ürklerin Felâketi, İstanbul 1329-1331. OKYAR, Fethi, Ü ç D ev ir’de Bir A dam , (Yayına Hazırlayan: Cemal Kutay), İstanbul 1980. ÖGEL, Bahaeddin, Türk K ültürünün G elişm e Ç a ğ la n , C. I, İstanbul 1971. ÖZBİR, Kâmuran, B ulgar Y önetim i Gerçeği G izleyem ez, İstanbul 1986. ÖZEY, Ramazan, “Balkanlar’ın Coğrafî Y apısı”, B alkanlar El Kitabı, C. 1, Ankara 2006. ÖZÖNDER, Cihat, “Pomak Türkleri”, B atı T rakya’nın Sesi, Yıl 1, Sayı 4, İstanbul Mayıs-Haziran 1988.


94

İLKER ALP

PANAYOTOVA, Boryana, “Bılgari-mohamedani i hristiyani -v Tsentrainite Rodopi- pogled vırhu tehnite vzaimootnoşeniya”, A spekti ııa ctııok ııltu n ıatâ situatsiya v B ılgariya i na B alkanite, (21-23 Şubat 1992 tarihleri arasında S ofya’da düzenlenen sempozyum), Sofya 1992. PAVLOV, Plamen, “Kumanite v obştestveno-politiçeskiya jivotna srednovekovna Bılgariya (1186-naçaloto na XIV v.)”, istoriçeski Preglecl. S; 7, 1990. P rebroyavane na N aselenieto v N arodııa R epulı]ika B ılgariya na 1. XIL 1956 G odina, Obşti R ezultati, II. Kitap, Tsentraino Statistiçesko Upravlenie, Sofya 1960. RÂSONYİ, Lâsziö, T arihte Türklük, Ankara 1971. R ÂSONYİ, Lâsziö, Türk D evletlerinin B atıdaki V arisleri ve İlk M üslüm an Türkler, Ankara 1983. R odop-B ulgaristan Türkler! T arihten Siliniyor m u?, Rodop-Tuna Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği. Sayı: 3, İstanbul Mayıs 1976. R odop-B ulgaristan Türklüğü Faeiasm ın İçyüzü, Rodop-Tuna Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği, Tarih Yayınları Serisi, Sayı: 3, İstanbul 1976. ROUX, Jean-Paul, T ürklerin Tarihi P a sifik ’ten A k d en iz’e 2000 Yıl, (Çev. Aykut Kazancıgil, Lâle Arslan-Özcan), İstanbul 2007. Şemseddin Sâmi, K âm us-ı T ürkî, İstanbul 1988. ŞİMŞİR, Bilâl N., R u m eli’den Türk G öçleri, C. I-Il, Ankara 1968. The Tragedy o f the Turkish M üslim M inority in Bulgaria-D ocum ents, Foreign Policy Instute, Ankara 1989. TOĞROL, Beglan, D ireniş, İstanbul 1991. YÜCEL, Muallâ Uydu, İlk R us Y ıllıklarına G öre Türkler, TTK, Ankara 2007. YÜCELDEN, Şerafettin, “Yugoslavya Türkleri”, Türk D ünyası El Kitabı, Ankara 1976. 1974 Rodop Türkleri K ültür ve D ayanışm a D erneği B aşkanlığı R aporu, Türk Göçmen ve Mültecileri Dernekleri Federasyonu, İstanbul 1974.


POMAK TÜRKLERİ

95

4, E lektronik K aynaklar: http:/A vw \v.ahm etakyoL net/index.php?option=com _coııtcnt& task=vicw & id = 744& Item id -35 (11,03,2008) h ttp://m .dom aindlx.conı/traklar/index.htm (10.03.2008) http.7A vw w .inform aw orld.com /sm pp/title~content=t713424660 (01.02.2008) h ttp://w w w .trakIar.com .tr.tc/ (10.03,2008) http://w w w .trakya-net.com /m oduIes.php?nam e=C ontent& pa=sho\vpagc& pid=55 (10,03.2008) ULUTÜRK, Rafet, “Bulgaristan Türklerinin Soriinian”, http;//w w w . turgundem .net/iccrik/index-php?option=com -content& task=category& section id = l7& id = 163& Item id = (01.02. 2008)



IX. d i z i n

A A. Bone ■26, 27 Abdulhalûk M, Çay ■65, 67 Adalar Denizi - 1 Adriyatik Denizi • 1 Agriyanlar- 10, ! 1 Ahîçelebi ■48 Ahmet Aydınlı • 19, 25 Ahmet Cevad ■25, 28 Akdeniz ' 1 ,1 8 Akdes N im et Kural • 18. 19, 23, 30, 31 Akogur • 31 Alan ■ 19 Almanlar • 18 Alpbagatur ■32 Anadolu ■22, 23, 27, 79 Anbardere • 47 Anton Y ugov • 60 Antonina Zhelyazkova • 73 Aponahos • 12 Arap • 29, 57, 75, 85 Arapça ■ !5, 25 Amavut(tar) • 9. 16, 28, 58. 8! Arnavutluk • 3, 5, 6, 21 Asenovgrad • 48 Atilla • 2 Avar • 2, 22 Avrupa - 1, 11, 22, 31, 33, 35, 46, 85, Aydınoğiu Gâzî Umur Bey ■79 Aydos - 48 Azak Denizi • 31

B Babası Oturdu • 47 Balkan(lar) • I. 3, 4, 5, 7, 11, 12, 16, 1 7 .2 0 . 23, 24, 25, 26. 27, 28, 32, 35,

43, 44, 46, 48, 49, 50. 53, 58, 72, 73, 74, 78, 8 0 ,8 1 ,8 3 , 84. 8 5 ,8 6 , 87 Balkan Savaşları • 4, 24, 37, 80, 86 Balto ■ 11 Barotin • C6 Batı Trakya • 2 ! Bayanuş • 32 Besarabya- 1 7 ,2 5 B irin ci D ü n y a S a v a şı • 4 , 5 4 Bizans ■9, 1 0 .2 0 ,2 3 , 24. 33 BizanslIlar -2 , 18, 2! Blagoevgrad • 48, 61 Blastka • 66 Boris • 33 Boryana Panayotova • 55, 57, 63, 73, 74, 76, 82, 83 Bosna-Hersck ■4, 22. 29, 85 Boşnak(lar) ■3, 7, 29 Böritarkan ■32 Breznitsa ■62 Bulgar(lar) • 2, 6. 8, 9, 13, 14. 15, 16, 17. 19, 2 3 ,2 4 , 25, 26, 2 8 ,3 0 ,3 1 ,3 2 , 33, 34. 35, 36, 38, 39, 41, 42, 43, 44, 4 5 ,4 6 ,4 7 , 48, 4 9 ,5 1 ,5 2 , 53, 54, 55, 5 6 ,5 7 ,5 9 ,6 0 ,6 1 ,6 3 , 6 5 ,6 6 ,6 8 ,6 9 , 70. 73, 74. 75, 79, 80, 82, 83, 84, 85. 86 Bulgarca ■ 13. 2 6 ,4 5 , 47, 50. 56, 77, 84 Bulgaristan • 1, 3, 5, 6, 7, 8, 13, 14. 17, !8 . 20, 23, 24, 25, 26, 28, 30, 35, 38, 39. 40. 41. 42, 43. 44, 46, 47, 49, 53, 54, 56, 57, 58, 60, 62. 65. 66. 67, 69, 70, 72, 74, 75, 76, 78, 82, 83, 84. 85, 87 Bulgaristan Komünist Partisi (BKP) • 4 3 ,4 9 ,5 8 ,6 0 , 6 1 ,6 3 ,6 4 , 6 8 ,6 9 .7 5 Bükreş Antlaşması ■5 Büyük İskender • 9, 10


98

Cenevizliler ■79 Centum ■ 1 1 Cum’a-i Bâia • 48, 59, 63 Cumanus ■ 18

Ç Çağatay ■25 Çaka ■22 Çar Asen ■24 Çatalca ■51 Çavuldıır ■22 Çeçen ■69 Ç ekler' 18 Çekm ecc ■22 Çerkez ■58 Çerkezköy • 51 Çin - 19,3 0 Çingene(ler) • 9. 59, 69, 75 Çuvaşlar ■31

D Darıdere ■69 Davut Köyü • 47 Debreiı ■66 Deliorman • 15. 65 Devin • 84 Dinar • 1 Dinarik • 11 Dinaro-Nordik ■ 1 1 Dnycper • 19 Dobruca ■ !5, 20, 65, 85 Doğu Avrupa ■23 Doksan Ü ç Harbi ■35, 59. 80, 82, 85 Dokuzgur ■3 î Dolaşdır ■46, 47 Dospat ■66 Draja V eliçcva - 63 Drama ■45

Drava ■ 1 Drenova ■66 Drujba-Rodina ■54 Dupniça ■66

E Edirne - 12, 22. 27, 74 E g e -5 . 22, 2 9 ,7 9 Egreli - 47 Eğridere ■69 Elcandra ■47 Emek - 19 Emil Konstanlinov ■72, 73, 76, 77 Enver Paşa • 47 Epir ■4 Ermeni(ler) - 9 , 18, 29, 79, 81 Eskicuma ■71 Eskizağra ■69

E. Bayraktareviç ■28 F. Kanitz • 27 Falben - 18 Falones - 18 Fethi Okyar - 53, 54 Fistana ■66 F ilib e -5 . 7, 21, 61, 63, 69 Fotno - 66 Futovişta • 66

G Gagavuz(lar) ■9, 16, 5 8 ,5 9 ,6 9 Garbî Trakya Hükûmet-i Müstakilesi 83 Geoi'gi Dam yanov • 60 Georgi Dimitrov ■58, 60 G ir it• 29 Goralı - 7 Göktann ■33, 79


99 Greklcr- 2, 8, 17 Gi'oodno ■66 Gustave Cirilli ■51 Güm ülcine ■9, 79

İsi inliye ■69 stanmaka ■48 struınce ■48 Işkodra ■5 itil - 1 9 ,3 1 ,3 3 zmir ■22

H Hacıoğlu Pazarcığı ■71 Hadımköy ■51 Hak vc Özgürlükler Hareketi ■77 Halime M ustafaoğlıı ■78 Han • 32, 33 H a s k ö y 6 1 ,6 9 Ha^ar(lar) ■ 2 0 ,3 1 Hazar Denizi ■ 17, 80 Helcn(ler) ■8 ,9 , 10, 11, 12, 13, 17 Hezargrad ■7 1 Hırvatistan ■3 Hırvatlar ■ 18 Hristiyan(hk) • İĞ. 17, 23, 33. 34, 35, 45, 4 6 ,4 7 , 48, 50, 55. 63, 80, 82, 85,

86 Hun(lar) ■2, 22, 30

I İlıca ■47

İbrahim Karahasan-Çınai- ■ 6, 50, 55, 5 7 ,6 1 ,6 2 ,6 7 ,7 3 ,7 4 , 76 İkinci Dünya Savaşı ■56 İkinci Filip ■ 10 İlirler ■ 1 illirce ■ 11 İran ■85 İrtiş ■ 19 İskeçe ■79 Islâm(iyct) ■ 3, 5, 7, 14, 15, 16, IS, 19, 25. 29, 30, 33, 34, 40, 52, 56, 59, 68, 73. 75, 76, 79, 80, 82, 85

J Jircçek ■6

K Karaağaç ■59 Karabuiak ■66 Karadağ ■4 Karadağlılar' 16 Karadeniz - 1, II, 17, 1 8 .2 3 ,3 1 ,8 0 Karakaçan ■9 ,5 8 Karpatlar- I Kazan - 1 9 ,3 3 Keltler ■ 1 K e m e k ■ 19 Kenan Evren ■70 Kesriye ■20 Keşan ■22 Khartes- 18 Kıbrıs ■29 Kıpçak(lar) ■ 2, 3. 7, 8, 14, 18, 19, 23, 25. 30, 79, 82, S4, 85 Kıpçakça ■24. 25 Kırcaali ■ 69 Kimek ■ 19 Kitay Devleti ■ 19 Komünizm ■ 15 Koprivlan ■66 Kornitsa ■62 Kosova ■4, 5, 21, 79, 85 Koşu kavak ■69 Kozluca ■47 Kruşova ■66 Kuma Neiıri ■ 19


10 0 Kuman(îar) • 2. 3, 7, 8, 14, 17, 18, 19, 20, 22, 2 3 , 2 4 , 27, 28, 30, 7 9 , 82, 84, 85 Kumanca • 24, 25 Kumanî ■ 18, 21 Kumanoi ■ 18 Kumanos ■ 18 Kumanova ■20 Kun ■ 18 Kur’an-ı Kerim • 40, 57 Kurum • 32 Kuturgur • 31 Kürl ■29

Latinler • 18 Lehler • 18 Lofça -5 , 7, 2 1 ,2 6 ,7 0 Lüleburgaz ■51 Ltipça • 48

M Macar(lar) • 2, 1 8 ,2 0 , 3 3 ,8 1 Macaristan ■20, 22 Maden ■84 M akedon(lar) - 2, 7, 8, 9. 10, 16, 18, 58, 81 M akedonya ■ 3, 4, 5, 6, 7, 10, 15, 20, 21, 23, 24, 25, 29, 45, 63, 65, 66, 68, 74, 79, 85 Malazgirt M eydan Muharebesi • 28 Manastır • 5 Marian Kent ■ 17 Marmara (D enizi) ■ 1, 22 M egali İdea • 9 Meriç ■ 1, 65 M estanlı ■69 Mihailovgrad ■39 M oglena ■6 Mordvalar ■20 M usomişta ■66

Mustafa Kemal ■53 M üslim - 17, 44, 54 MUslUman(!ar-lık) ■3, 6, 1 7 ,2 2 , 26, 29, 30, 31, 39, 40, 44, 46, 47, 49, 54, 55, 56, 58, 59, 60, 69, 72, 73, 75, 76, 78, 85

7, 8, 9. 33, 34, 50, 51, 62, 66, 81, 82,

13, 35, 52, 67, 83,

15, 38, 53, 68, 84,

N Nevrekop • 45, 48, 62 Nevrokop ■20 N iğ b o lu ' 21 Nogayca ■24, 25

0 Ogur (1ar)- 2 , 3 ,3 0 , 3 1 , 3 4 O ğuz(lar)- 16, 1 9 ,2 0 ,2 4 , 2 5 ,2 8 ,3 0 Ömurtak • 32 Onogur • 31 Oreşa ■66 Orta A sya - 17, 1 9 ,3 0 ,7 9 Ortaköy ■69 Ortodoks • 17, 33, 39, 50, 66, 74,,8 5 Osmanh(lar) • 2, 5 ,6 , 7. 11, 15. 17. 23, 24, 26, 27, 28, 29, 34, 35, 43, 53, 54, 58, 72, 73, 74, 7 8 ,7 9 , 80, 81, 82. 85, 86 Ösmanpazarı ■71 Otuzgur ■31

ö ö n A sya ■ 19 Örbek • 47 Ö z ü ' 19


101

P a llid i- 18

Panayotis Foteas ■9 Paşmaklı ■54, 5ö, 59, (33, 64, 69, 75 Peçenek(ler) ■2, 18, 20, 21, 22, 79 Pemik ■70 Peşlere ■48 Petır Beron ■78 PeEi'iç • 45

PieiTe Loti ■52, 53 Pirin ■ 5. 7, 15. 21, 29, 44. 60, 66, 68. 79 Plamen Pavlov ■20, 21 Plalena ■66 P le v n e - 5 .7 , 5 9 ,6 1 .7 1 Pliska ■32 Poliıbiiro ■43. 60, 61, 63 Polovets ■ 18 Poma ■ 12 Pomak(lar) ■ 3, 5, 6, 7, 8, 9, 12, 13, 14, 15, 17, 21, 23, 24, 27, 28, 30, 34, 36, 44, 45, 46, 49, 50, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 61. 62, 64, 65. 66, 67, 68, 69, 75, 76. 78. 79, 80, 81, 82, 83, 8 6 ,8 7 Pomakça ■25. 26 Pontus ■ 19, 29 Presi av ■32 Prespa ■6

53, 55, 56, 57, 60, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 73, 74. 79. 82. 84 Romalılar ■2 Romanya - 1. 3 , 2 0 ,2 2 ,7 8 Romen(ler) ■2, 23, 58, 81 Rum{lar) ■27, 29, 46 Rumeli ■35, 36, 48, 79, 9 Rus(lar) ■ 18, 19, 26, 34, 35, 43, ,50. 72, 73, 74, 80, 85 Rusçuk ■71 Rusya ■29. 30

63, 65,

10, 11. 2 5 ,2 6 , 47, 48. 59, 60, 73, 74, 84, 85.

R Raçko Raçov ■63 Ralımanlı ■46 Ralıova ■5 Rapçoz ■48 Razlık ■45, 48 Ribnova ■66 Ribnovo ■62 Rodina (Vatan) Birliği ■55 Rodop(lar) ■ 1, 5, 6, 10, 14, 15, 17, 20, 21, 23, 26, 28. 29. 36, 44, 45, 47, 49,

Salih B ozov ■53, 73 S an cak - 4 . 21, 22, 7 9 ,8 5 Sarafov ■44 Salem ■ 11 Sava - 1 Selanik ■5, 6, 79 Selçuklu(lar) ■22, 28 Selvi ■26. 59 Serez ■79 Sırbislan ■4, 5, 2 4 S ırp (lar)-7, 16. 1 8 .2 8 ,5 8 ,7 9 ,8 1 Silisere -71 Sinekli ■51 Slav(lar) ■2, 11, 14, 27, 29, 33, 34, 35, 47. 50. 54, 5 6 ,5 8 , 5 9 ,6 1 ,6 3 , 66, 68, 7 0 ,8 5 Slavca • 24, 27, 81 Slave ■ 11 Slovaklar- 18 Slovenler - 18 Slovenya ■3 S ofya ■6, 15, 20, 37, 49, 53, 55, 64, 66, 70. 77, 84 Sovyeller Birliği ■35, 60 Slalin ■60 Süleyman Demirci ■66


102 Türkmen ■ IS

Şaragur • 3 1 S u m n u ■71

Talaş ■ 19 Tangra • 32 Tanzimat Fermanı ■28 Tatar • 58, 59, 69 Tengri ■32 Teplow ■36 Terter • 32 Tetven ■7 Tırnova • 59 T o d o r J iv k o v -7 0 , 7 2 ,7 6 Torbeş(ler) ■3, 6, 7, 23 Tork- 18 T rak(lar)-8, II, 12 Trakça • 12 Trakya • 3, 5, 6, 9, 11, 12, 15, 19, 21, 23, 25, 29, 36, 69, 79, 83, 85 Trudovak • 41 Tsvetana G eorgieva ■ 5, 6, 8, 13, 15, 73, 74, 76, 84 Tuğ ■32 Tuna - 1, 1 7 ,2 0 ,2 3 ,2 6 ,2 8 , 32, 33, 65 TUrk(ler) • 2, 3, 5, 6, 7, 8, 9 , 12, 13, 14, 16, 17, 18, 1 9 ,2 0 ,2 1 ,2 2 ,., 23, 24, 25, 2 6 ,2 7 ,2 8 , 2 9 ,3 0 , 3 1 ,3 2 ,, 33, 34, 35, 36, 3 7 , 3 8 ,3 9 , 4 0 ,4 1 , 4 3 , 44, 46, 47, 4 9 ,5 0 ,5 1 ,5 2 , 54, 5 5 ,5 6i, 58, 59, 60, 62, 63, 64, 65, 66, 67, ,686 9 , 70, 71, 73, 74, 75, 76, 78, 79, 80. 81, 82, 83, 84, 85, 86 Türkçe - 1, 6, 14, 1 5 ,2 4 ,2 5 , 26, 28, 31, 38, 68, 82, 84, 87 Türkiye - 3, 9, 13, 16, 41, 42, 60, 67, 6 9 ,7 1 ,7 2 ,7 3 , 84, 86, 87

U Ukrayna - İ7, 1 9 ,2 0 ,2 4 ,2 5 ,7 8 UlahOar) - 16, 20, 28, 79 Urla - 51 Uturgur - 31 U z (la r )-2 , 1 8 ,2 0 ,7

V Vahriyan ■47 Valwen - 18 V ardar-5, 6 , 2 1 ,2 9 ,7 9 Varna - 71 Vasil Z angof ■63 Venedik - 79 Vflko Çervenkov ■60 V id in -2 1 ,3 9 VM ORO ■74 V o lg a -3 1 Voyvodina - 4 Vratsa ■39

Y ah u d i-9 , 79, 81 Yakoruda - 78, 84 Yanbolu - 69 Yeşilköy Antlaşması - 82 Yugoslavya - 2, 65. 10 Yukarı Debre ■6 Yunan(lılar) • 7, 8. 9. 11, 13. 16, 58, 79, 80, 85 Yunanca - 10, 11, 12 Yunanistan ■ 3, 5, 6, S, 10, 13, 24, 30, 8 3 ,8 7


X. EKLER (BELGE, FOTOĞRAF VE HARİTALAR)



105 ÎC î».

3 S

cc >> co E C

c s *

i

»ca a = ’C <y Sı M ^ 1

E

S s

s2 "S g «? > 1

G 3OT ca

08 S "O o U)

cg « «5 ''■ -3 -O oC E(J 4c> (T ^*. C 2 55 ü «

c < t* : - -ra == ç, C/3 u « -5 a

n i3

«0 oa m ^a m (D c O

. Ai fS _ o

s

C P .. :3 C T ES ^ a. (d N UJ


106

> ^ Ö ı/y j-»-rft __

. ___ <T>•">’ i — ^ »

--^. / ---- lyj I'^ . —>.

I

< . I £>• . I .

J- j j. e-r<t'U *V*

1-t» 4^]^

■-> - t* 1 >->Mk' WC’. r • -' L#^ -' •(‘4^ . *^4/^

• ı».

l

' t- , •

*

-^ y .. _ . ^

^ V

‘i'w^'*

E k -2 : M illî K ü tü plıane'de k ıy m e lli b e lg e le r arasında bulunan ve B u lgarlar tarafından T ürk m ille ti ile T ü rk -İsiâm kültürünün y o k ed il işin i anlatan 1 9 1 3 y ı lında k u m aş ü zerin e y a z ılm ış bir şiir.


107

Ek-2'nin transliterasyonu:

BULGAR MEZÂLİMİ İN TİK A M LEV H ASI KULAĞINDA K Ü PE OLSUN UNUTMA! 1

Rumeli'nin dağı, taşı ağlıyor! Kan içinde her su başı ağlıyor! Parçalanmış gövdelerin yamnda! Cân çekişen arkadaşı ağlıyor!

2

Bak şu yurda tek bir ocak tütmüyor! İssız kalmış bülbülleri ötmüyor! O sevimli ovaları kurd almış! Bir çobancık davarlarını gütmüyor!

3

Kara toprak kandan olmuş kırmızı! Doğrandıkça Türk kadmı, Türk kızı! Cân evine canavarca saldmnış! Sürü sürü 'ırz ve nâmûs hırsızı!

4

Mihrâblara hâç asılmış, ezânlar! Susdurulmuş, güm güm ötüyor çânlar! Câmi'lerin minberleri yakılmış! Çizme ile çiğneniyor Kur’ânlar!

5

Ey Müslimân kendini hiç avutma! Yüreğini öc almadan soğutma! İnim inim inleyişi yui'dunun! Kulağında küpe olsun unutma! Tâhir-ül Mevlevi (Olgun) Rumeli Muhacirin-i Islâmiyye Cem'iyeti Neşriyâtından Fî 1 Ağustos 1329 Matba'a-i Şirin


IÜ8

'T

Lİ / J 'J c ' ^

V

y y

J- -

.V

'y - ti> - •

'

L'-'•

.i JjL .'- '

->xl» ' U '- -v^V-^ ^ L v

î ^ • >

j L ı J ' !:—<»^>^

: u ; ’v - . y i i . _ ^

/.y

^ < > ^ ^ y y ifi^ ^ '-^ ' * r - ^ - v ^ ^ ' --

' t-

\

*

\

•-Jt ; ✓ --.

, -

\

* tl^ ' L r' ' <f

>U.. . ' ^ X? ^v Uf

U • '!“'

--'■

"*'- *- ->'

^ -V' »— i

'

*" —’ '

ı^^O :' tU L 'U ;’ ' _______ ' ^

Ek-3: {Gnkur. Bşk.lığı, ATAŞE Bşk. Arş.. K: 587, D; 43, F: 1-42,)


109

Ek-3'ün transliterasyonu; ATAŞE Arşivi: Klasör: 587 Dosya: 43 Fihrist: 1 -42 3801 Müteferika BAŞKUMANDANLIK VEKÂLET-İ CELÎLESİNE (yüce katına)

Meriç nehrinin garb (batı) mıntıkasında Bulgarlann İslâm ve Rum ahâlîsine karşı yapmış oldukları mezâlimi görmek arzusunu izhâr eden (gösteren) Deyli Telgraf (Daily Telegraph) ceridesi (gazetesi) muharrirlerinden (yazarlarından) Mister İşmit (Schmit)'in refakatine verilen bir zâbitle ve otomobil ile mezkûr (anılan) mıntıkayı dolaşmışdır. Mûmâ-ileyhin (adı geçenin) refakatine ta'yin edilen zâbitin hulâsayı ifâdâtı ber-vech-i âtî (ifadesinin özeti aşağıda) ârz olunur: Edime civârmdaki Çürük köyünden i'tibâren Koşukavak'a kadar mevcûd İslâm ve Rum köyleri Bulgarlar tarafından tamâmiyle tahrîb edildiği gibi köylerdeki cevâmi-i şerife (kutsal camiler) ile Rum kiliselerinin cümlesi hedm ve ihrâk edilmişdir (yıkılmış ve yakılmıştır). Ahâlînin ve bi'l-hassa (özellikle) Müslümânlann kısm-ı a'zamîsi (büyük çoğunluğu) vahşiyâne bir tarzda kati ve itlâf (yok) edilmiş ve kuyularda çürümüş birçok na'şlar görülmüşdür. Yalnız (Samana) karyesinde (köyünde) seksen bir Müslümân na'şının kuyuda olduğu anlaşılmışdır. Ahâlînin bütün malları B ulgarlar...


İKİ

L?

L- ..

«

^

' U

^

/^ K r S a ' t ^ İ j l C . J*İ< U -L

*

t

A

~v^

1 1*

r, i . .

L i/— *

*

L , L> •>■-' L L uU,ı

*-4 -

- û ^ , ^ — '^ U r

I

L

u c -

-X '

.

. . , I-

W'

-7

Ek-3(a): ('Uakur. BşLIığı, ATAŞE Bşk. Arş.. K; 587, D: 43, F: 1 43,]


111

Ek-3(a)'nın transliterasyonu: ATAŞE Arşivi: Klasör: 587 Dosya; 43 Fihrist: 1 -43 tarafından yağma edilmiş, köylerde kalan ahâlînin cümlesi çıplak, aç, perişan ve şâyân-ı merhamet (merhamete değer) bir hâlde görülmüşdür. Bulgarların Ortaköy kasabasından otuzaltı bin (altın) Lira nakid para gasb etdikleri ve buna mukâbil (karşılık) verdikleri makbûzların mezkûr kasaba belediye kasasında Bulgarların resmî muhürü altında mahfuz (korunmuş) bulunduğu haber alınmışdır. Bu kazâyı teşkil eden köylerin bütün hayvanâtı bilâ-sened (senedsiz) Bulgarlar tarafından kaldırılmış bu hayvanâtdan beş bin keçi Cisr-i Mustafa Paşa'da Bulgar me'mûrîn-i askeriyyesî tarafından satılmışdır. Kazâ'ya tâbi (Taydahor, Hisarh, Üçevler) nâm Rum köyleri ahâlîsini Bulgar yapmak için Bulgarlar tarafından habs, dayak, tahkîr (hakaret), hülâsa her nev'î (özetle her çeşit) eziyyet revâ görülmüş ve nihâyet bunlar bahsedilerek Osmanlı Ordusunun istilâ - ...


\n

^ l l — ^if i c J ^ ( i> U ^ ----- ' ^ •-

ı J _ i > - ’</ ' Û > ^ Ü L j . -

^ » b j^ u / ı —

-a -1/L«'

, » ^ .

r . r : *' *• [ - ' J -

. ı

İ^ O

.

Lİ-» İ --V U / -

e> J ^ U f

^

.T

' '- r

^ j'j'J ^ ^ ^ ^ ^ y : ^ -' L ^ __ i C

.

*

..K .5 8 1 ^T ^S E Bsk.


113

Ek"3(b)'mn transliterasyonu: ATAŞE Arşivi: Klasör: 587 Dosya: 43 Fihrist: 1-44

sına kadar mahbcsde (cczaevinde) bırakılmışlardır. Ortaköy'ün şimâlinde (kuzeyinde) Bekaşlı nâm Müslüman köyü ahâlîsinden tebdîl~i mezhebe (mezhep değiştirmeye) râzı olmayan yirmi Müslümân hânesinin Bulgarlar tarafından bir ahûrda habs ile ihrâk bi'n-nâr edildiği (ateş ile yakıldığı) Ortaköy belediye re'isi ifade etdi. Ve hatta, Ortaköy Rum ahâlîsini cebren (zorla) Bulgar yapmak için mezkûr kazâ kaymakamı (Peçen) nâmındaki Bulgar zabitinin birkaç defa bunları kilise de habsetdiğini ve türlü eziyyet yapdığmı söyledi. Bulgarlar Rumların mukaddesatım ayaklan altına alıb tahkir ve telvîs etdiklerinden (hakaret edip kirlettiklerinden) artık buradaki Rumların Bulgarlarla ebediyen yaşayamayacaklarım Ortaköy Rum mu'teberâm (ileri gelenleri) kat'i bir lisanla beyân ve ifâde etdiler. Şâyed Avrupa bu bîçâreleri Bulgarların idâre-i zâlimâneleri altma bırakacaksa mâl ve mülklerini kendi elleriyle mahv ederek evlâd ve iyâllerini (aile üyelerini) başka b ir...


)l<l

S(

t / k-i>' l>»■ ^

i**■ 'V*'^-^

J

ı,> j’ ^ '^ • . — ,L>-

L İJ . ^

-^ ' i-*--

-H . , £ > '- ^ ' t - / - ^ u > ' « •

I"

L^ ^ j •

^,.,/^

*

j

' c^

■^J' ^ i / ^

-----------’j ^ c^—-

I

f

^ u ■ —%.%^ I *

i

^

u ^ m v - - wL*"* “>

" 'L

't

-

»‘c »

-

' — ___> ■c '

'■ ^ y j ^

U ,-

t!> ■'

ı* > ^

Ek-3(c): (Gnkur. Bşic.lığı, ATAŞE Bşk, Arş., K :587, D: 43, F; 1-45.)


115

Ek-3(c)'nin transliterasyonu: ATAŞE Arşivi: Klasör: 587 Dosya: 43 Fihrist: 1-45

mahâlle naki etmek için hiç olmazsa iki aylık bir mühletin (zamanın) kendilerine i'tâ'sı (verilmesi) husûsunun düvel-i mu'azzama (büyük devletlere) ve bi'l-hassa Londra Hükûmeti'ne ârz edilmesini “Mister İşmit”den ricâ etdiler. Kazâmn mevcûd ondokuz bin ahâlîsinden yalnız üçbin Bulgar vardır. Bunlardan ikibini Bulgar askerleriyle beraber Bulgaristan'a kaçmış baki (arta) kalan bini İslâm ve Rumlarla memnûnenyaşamakda oldukları anlaşılmışdır. “Mister İşmit” kocalan Bulgarlar tarafından kati veya esîr edilen dul Müslüman kadınlarla yetim kalmış çocukların, tahrîb edilen câmi' ve kiliselerin müte'addid (birçok) vaz'iyyetde resimlerini almış ve bütün bu mezâlim ve vahşetin Avrupa enzâr-ı (bakışları) insafına vaz'edeceğini de (anlatacağını da) va'd ile gördüğü hüsn-i (iyi) kabülden ve âsâr-ı mihmân-nüvâziden (misafir ağırlama tarzından) memîiûnen ve müteşekkiren avdet etmişdir (hoşnutlukla ve teşekkür ederek dönmüştür), ENVER (Paşa)


Uf'

-A>

^

U-1 W»(»0 / ^ , ^ /

j'•^--.'> V <j |^<»**^Vu Mi'i - ,^ " ^ ‘*1^f/»^ jr—’'< - ^ ■^-‘■'-^^ '

*; y J * i^ ^ y t'

k. ^ ■■^ '

v / J i V ^ h- > J^'*’>'*> * J i > J> M ' 4 ^ ^. J ^ s t t -İİ

«e?w '^y»>^''^'^

^>'**j •^ . * *

-I’ j-^ V < , ^

• ‘C-

"^rr*'***^ . / '"

1

■* **

*V ,' . 1^ '^ '• * ^ 'f

p î . j t > . u ı / . . : ; i ^ . M '> - j > '

, ; v V '-r->^

• ''' „ .

A „ K ^ S 8 1 .0 -'» 3 .f- '■) , B * Uİ i .ATASE BS'‘- ^'^•■ r M ; lO ntoı. Bşk »*


117

Ek-4'ün transliterasyonu: ATAŞE Arşivi: Klasör: 587 Dosya: 43 Fihrist: 1 Makâm-ı biraderim İsmail Efendi’ye Bu kere mahsûs selâm edüb hatır-ı şeriflerini suâl ederim ve eğer bizim içün suâl ederseniz bi-hamdihi Te'âlâ (Tanrı'ya şükür olsun) tarih-i mektuba değin vücûdumuz sıhhat ve afiyet üzere olub vücûdımuz dahî sıhhat ve afiyet üzere olmanızı Cenâb-ı Mevlâ'ya niyaz ederim ve bu tarafda bulunan familyanız Hûriye hanım mahsûs selâm eder ve kayın valideniz hanım mahsûs selâm eder ve mahdûmunuz Ahmed Necâti ve kerîmeleriniz Fâtımet-üz Zehra (hz. Fatmanm adı ve lâkabı) ve Vasfıye hanımlar mahsûs selâm edüb desti şeriflerinizi büs ederler (şerefli elinizi öperler) ve kendi hanım tarafı ve mahdûmlanmız mahsûs selâm ederler ve San Mehmed oğlu Hâfız Hüseyin Efendi ve hanesi tarafları mahsûs selâm ederler ve diğer kâyın biraderiniz Mustafa ve hanesi ve mahdûmları ve kerîmesi mahsûs selâm ederler ve teyzem Cemîle Hanım ve sâ'ir komşuların kâffesi sağ salim olub mahsûs selâm ederler ve dahî çok komşularımızdan ve hatta bizim Mustafa ve Kâmil ve sâ'ir komşular Filibe'ye esîr gitdiler ve bazı komşu bir sebebden dolayı esîrlikden geldiler ve sebebini dahî mektubun âhirine (sonuna) değin beyân edeceğim ve dahî göndermiş olduğunuz Gümülcine'de tarafdaş Salih Ağa'ya fı 27 Mart sene 329 (1913'te) tarihli mektubunuz ve dahî bizzat kendimize göndermiş olduğunuz fî 27 Mart sene 329 tarihli mektubunuz gelüb vusûl buldu (ulaştı) olkadar memnun olduk ki dünya bizim oldu çünkü buradan ayrıldığından hiçbir haberinize nâ’il olamadık şimdi biraz kalbimiz ferâh oldu biz dahî burada olan komşular sağ ve sâlim olduklannı beyân ile refikleriniz Las İsmail Efendi ve Said Efendi ve Haşan Efendi Filibe’de esirdirler ve İsmail Efendi ve Said Efendi'nin familyaları Gümülcine'ye gitdiler ve müdür Beyefendi buradan mektubun tarihinden bir mâh (ay) mukaddem (önce) Gümülcine'ye gidüb mesmû'umıza (işittiğimize) göre İstanbul'a gitmiş böyle beyân ederler ey benim birâderim İsmail Efendi siz oradan tahrîr ediyorsunuz (yazıyorsunuz) ki orada olan familyamı ve çocuklarımı bu taraflara gönderiniz fakat burasının


ııtt

4

•T V ^

-V

-.V

>

^ \ 4

S'

i

.■^ .>

-i

t

:X ' .V

*•» ;

c^.

7)

-^_ " S . ' tu

>

*>• -•' ^ t

i î •3U ^

■>

5 \

\ {

ro ■^r "■ ^-^ , " ' î r - , ' V , . ' ■ ' ‘• » j

00

ın

t

^

^ \ - ' - .VV İ-. ' î

■>'

*r ca 1x3 y) <

î ç J ^ t3'

V

^

i

.-; '-V ' i

•o \

\

1

'>

J

V *

>

>

'vt*

i

1

% s

İJ H •■* 'i

\

•'^

\

'"

7w'

'*

İ l ' '

.5) cû u

îbJ


119

ahvâlinden (durumlarından) sn'âl ederseniz eski Bulgaristan'da ve şimdiki istilâ etdiği yerin kâffesinde el-hâsıl eski Bulgaristan'da ve yeni Bulgaristan'da her nerede Pomak köyler var ise Pomaklan kâmilenBulgar yapdllar ve herkese Bulgarca isim koydular... Ek-4(a)'nm transliterasyonu: ATAŞE Arşivi: Klasör: 587 Dosya: 43 Fihrist: 1-1 ve hatta kendi fâmilyanızm ismi Lina ve Fatma'nm ismi Anka ve Ahmed Necati'nin ismi Trandafıl ve Safıye'nin ismi Vasilka bizim ismimiz Ustopan ve Hafız Hüseyin(in) ismi ve İmâm Hâfız Mahmud'un ismi İstoyan'dırlar ve Kâtib Hâfız Mehmed'in ismi Todiriri (Todori), bakkal Hâfız'ın ismi Harko ve sâ'ir komşular ve Rumeli'de olan Pomaklar dahî kıyâs ile Dolaşdır'da olan minâıeyi yıkdılar ve câmi'i ve sâ'ir Pomak köylerinde olan câmi'leri kiliseye tahvil etdiler (çevirdiler) Dolaşdır'da Babası Oturdu ve Elcandra'da Babası Oturdu Erikli'de ve Ilıca'da ve Kozluca'da ve Aheryan Örbek'de ve Davudköy'ünde ve Anbardere'de ve sâ'ir Pomak köylerinde papazlar geldiler burasının ahvâlî şudur şimdi ise burada olan çocuklarınızı salıb salmayacaklarını ma'lûm değildir, bunları güzelce tahkik edib (inceleyip) serî'an (süratle) mektubunuza muntazırım (beklerim) efendim bâki (daima) bizim için duâ ve selâm. Fî 24 Nisan sene 329 (1913'te) Dolaşdır'da kâinbirâderiniz Hâfız Ali Osman Efendi. Orada olan birâderimiz için su'âl ederseniz İzmir'de Baş Oturak'da Filibe muhâcirlerinden eskici Pomak Ali Ağa'yı arayub bulasınız ve bulduğunuz zaman da bizden olan selâmımızı ve hânesine ve mahdûmlarına tebliğ edesiniz ve dahî sağ olub olmadığını mektub ile serî'an bildirmenizi istirham eylerim efendim. Fî 24 Nisan 329 Doluşdır'dan olan Sabri Mehmed Oğlu Hâfız Hüseyin Efendi. (İlker Alp, B ulgarian A tro cities..., s. 20-29.)


120

W % jLiM T T .O V ‘

^

^ **iyyUC h f\*1 l£/Vj£»'lıi‘\La/yKil^ ' >^hCo.HİL

.. • '

{KüiU^Wv6 , Gl k0^-. '.U^OA«*tAVCL tviM.ÇV^Uu H<C v<uı.5Uj|^^ ^ KtfMAHv C^vu. l7ı^>U,hVU^ A» Fl>^H(»!|V» |7->\M3L •>V9<AÂİ:^«t'VIML t 'U '^ C'imu-vvtö rtt/ı; >%heJ»ı*^ijtj Kîît>v'« ^ i tM İ)0iqu^*^ \>0f-i9U'f(1'}t^ <«•?!< I ’

. ,

CUv«v>'»Y-"-, Jiı^^

\

Ek-5: 1913 yılında, Bulgar yetkilileri tarafından Pınarhisar İlçesi'nirı Türk mezar)ıklanndakı laşlann kaldırılmasına dair verilen bıremir.rŞehbâl.A82, ISEylül 1329,s.l88.)


121

Ek-5'in tercüme ve açıklaması: Bulgarların yapmış olduğu mezâlimi, Bulgar makamlarınca yazılmış resmî yazılar, tebligatlar veya emirler de ispatlamaktadır. Bulgarların, P m arh isar İlçesi'nden, bütün nahiye müdürlerine yazmış oldukları, 1743 sayı ve 7 Mayıs 1913 tarihli bir belgede, imza sahibi Bulgar kaymakamı: "Son, yani dördüncü tertibi teşkil etmek üzere, tâlim için Pınarhisar'a göndermiş olduğumuz bütün gençlerin isimlerini bildiren bir listeyi gönderiniz. Bununla birlikte, Türk mezarlıklarının taşlarını çıkarıp, toplayınız ve mezarlıktan temizleyiniz." tarzında bir emir vermiştir. Dünya kamuoyunun dikkatine sunulan bu belge,

1913 yılında bile

Bulgarların Türkleri yok etmek için plânlı uygulam alarda bulunduklarını açık bir şekilde göstermektedir. Bulgarlar, Türklüğü ve Müslümanlığı ortadan kaldırmak için camileri ve diğer değerli kültür eserlerini tahrip etmekle yetinmemişlerdir. Onlar, Türklük ile İslâmiyet'i hatırlatabilecek ve yaşatabilecek her şeyi yok etmeye çalışmışlardır. Bu düşünceyle, kutsal sayılan mezarları bile, her fırsatta tahrip etme yoluna gitmişlerdir. 93 Harbi'nden yani 1877-1878'den 1990'lara kadar, Bulgar zihniyetinde hiçbir değişiklik olmamıştır. Bulgarlar aynı gaddarlıkla XX. asnn sonlarında, sözünü ettiğimiz tahribatlara devam etmişlerdir. Elbette ki, insanlıkla bağdaşmayan bu davranış, tarih önünde daima hatırlanacak, anılacak ve esefle kınanacaktır.


«22

H ı te^Ui e gpy^m tpauıuanka C pa.ıeun n.tıe 'Poçjıma" MAtenaca qa mı c.4tefm . C netoı ?o nü Mene CM enn

HU GoCk).

C ttcHJi 2 0 HU HüHc l&ıOa/ CAtetUi po Ha genıko 6 pptiOa JJjkyve u (pecoffe (fa kona Iku'al IlJcAMi lucASape, rnecmejHe^uı rypAii ga mı myp?a na PAaBuce // OLU,e kaypcktı laGyAhku" Ek-6: Kodop Müslümanlarının zorla Bulgarlaştırılmasını anlalan bir şiir. ( Salih Bozov. a.g.e., s. 196.)

Kk-6'nm tercümesi: Şımarık adh “Rodina" (Vatan) Faşist Birliği, Adlarımızı değiştirmek için Yola vıkmış. Benim adımı değiştiriyor. Babamın adını değiştiriyor, Ninemin adjnı değiştiriyor. Mezardaki dedemin adını da değiştiriyor. Cübbe ve fesleri yırlıyor. Şaiım şalvarları, baş örtüleri dc. Başımıza guglalar* takıyor Ve başka gavur kıyafetleri giydiriyor.

* B u lg ar k ö y lü Jerin in tak tığ ı te p e si siv ri b ir lilr şap k a.


123

M

3

p e k ı> A e n o e m ı > n ı . '3e,*ta kıano egmı tutBmukû ÇAıVi

3 a kı.pB>ımtJW ?.CHOuuq liaçj p o g o n c k u m e MKx;ıo,\Maııu 190

19ü

a. - u \e oooafifl a s - e u jn u c a n a n o MCy^ajııa n a

c m a p n u II c m a p u u u >ıolîeıuka m ta a :

PtHionck/ı gjtmı 6eı nem f)C3n,eHfut nphcnm, luicmpi'HU b Bcjfiega go m a im a 6 ıc»emo no kfrhcma. gokartıo ruuunbtn c£ naeıtmu fibpifuJ Uoüeutka ^aoii

6e3 nem fıemeHHu n}xtcma, ?j\eg<ı,y\ rne, nema öpaıgume u nui Hcpa pK tna no iiepmume 8 kbpBu!

Ek-7: “Haç Uğmna” Rodoplar'da uygulanan soykınmdan bahseden bir şiin ( Salih Bozov, a.g.e., s. 7.) Ek-7'nin tercümesi: Rodop eli (avuç içi) Celladını tatmin edinceye dek İlk başta. Haç uğunına. Haksız hukuksuz Beş değerli parmağı da kesilmiş Rodop eli. Beş değerli pannaktan yoksun İnsan eli. Sana bakjyomm ve kanlı çizgilerinde (kanktaki kanlarda) İzlerini okuyor ve boyunu ölçüyorum!


)24

4*

_SİJ

iİJ :0

o S

f i l

I

î E

|3 "a !<3 _ C2 !C‘ i " !■ < ;2 h I:e

î

î' ^ l | l l | | | ’İ f

i İpi fi’ n

s l î !

m

I

? | = 1

İ t

« f W‘ , CQ i do *^ :S "2 u


125

E k- 8 'de sunulan belge, Enstitü öğrencisi “H aşan İsm ailov Salkin”in isminin, (“Asen” olarak) değiştirilmesinde etkili olması için, öğrencinin babasına gönderilen bir resmî yazıyı göstermektedir. Yazıda, Hasan'ın Bulgaristan'da tahsil gördüğünü, Bulgaristan'ın ona iş ve yaşamak için iyi imkânlarda vereceğini, ancak bir “çağdaş” genç olarak “isimlerini değiştiren” binlerce “Müslüman Bulgarı”(!) örnek alarak ismini Bulgar ismiyle değiştirmesi gerektiği belirtilmektedir. Ek~8 'in tercümesi: Sayın SALKİN'e Gönderdiğimiz bu mektupla, oğlunuz A san İsm ailov Salkin'in adının değiştirilm esinde yardımcı olmanız için size başvuruyoruz. Enstitümüzde, kaldığı dört yıl boyunca, Müslüman-Bulgar olduğunu hiçbir davranışından anlamadık. Bunu sadece ismi göstermektedir ki, bu isim bize göre tamamen yanlıştır. Bizim için. Asan Bulgar'dır ve Bulgar adı taşımahdır. Vatanımız Bulgaristan Halk Cumhuriyeti onu okuttu, ona iş verecek ve yaşaması için iyi imkânlar sağlayacaktır. O çağdaş bir Bulgar genci olarak, uzun zamandır dedelerine karşı işlenmiş olan büyük bir tarihî haksızlığı -yeniden Bulgar adlarını kabul edşrek- düzeltmiş olan binlerce Müslüman-Bulgar'm örneğini takip etsin. 5 Kasım 1967 Varna Şehri VİNS “D. Blagoev” (Komünist Gençler Birliği Başkanlığı) (resmî m’ühür)


126

30 OTGAÇE^Tm BA i n HA COHC

n>»c»

__

OT

»•MB Q6 rp./c/ c»p______________ poşeti /Ap 88______ î

tom

Z[p.a(WX0«SB7e«,i UoM m uK Otse npoMBRBuo ııııaso o;;_ „ ______________ U6

■ ua B«asjmo;ıe7siTe ne ;<eua; İt B»________Mv o*_______ B I07

ua 3.“

104 0 7

•iA. “ir.

■ ¥ - -----------

88

___ POJİ^ ppJ^L I

kflpr.iffl a ‘n n

mn6» c « noooHBa? n ııw>'.-o rb

ü«l{4fM v a 08 iu .’tıOiccBT U A->^iAsa çMjfi « s a KâıiA;ıuâ{i&ıuij70 »eıta*

Oe ll«A,iaCBST e 4Baı<B9Q Ek-«i: Yukandaki belge, Bulgar raakamlanmn, 1970'1İ yıllarda Pomak Türklerinin isimlerini değiştirme işleminde kullandıkları malbu dilekçe örneğini göstennektedir. (Bulgarların Jurklcrc Yaptıkları Zulümleri Gösteren Belgeler, Mülî Kütüphane, Mikrofilm Arşivi, N.A. 4951.)


127

E k-9’un tercümesi: HALK ŞÛRASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI'NA Şehir, KöyDİLEKÇE dan (d e n )----------------------yaşadığı yer: Şehir, Köy_ S a y ı_________ yıl _______ doğum ta rih i____________

cilt

Sayın Başkan, A dım ın. 4

(dan) (den)_ ^ye)_değişm esini arz ederim.

ve reşit olmayan çocuklarımın: 1___ (den). 2 .___ (den), 3 .___ (den). 4. (den).

-m Şehir (köy)

mun (mm) _ ^ a _ (^ ) mun (m m ), ya (ye) mun (m m ). 4^4^) mun (m m ). ya (ye)

dan dan dan dan

Saygılarımla:

NOT: Bu dilekçe ile hanımın da ismi değiştirildiği takdirde her iki eş ayrı ayrı imza atmalıdır. Reşit olmayan çocukların adlannm değiştirilmesinde her iki ebeveynin imzası gereklidir.


Î28

Kin.i«EM HAPOZİE ^ -î>Bn Bıopo ^ ---------------

AO F A İ » Z İ O H O B MACTFCiUI

s^msm /•İH .fynonu/

^

------cuoaöü B»ı »p>8U o u oıO a» ■ ■spaTin xo UMUcftyo'rBOTt tt

n m

n s

^ ( lo ¥ K ,B i

m m o se

o n o r e ^ O ın

m

n -

o a n a ı» n a .P .B » ıra p « > PonrttUK* T:rpqu «• O M rtp a u r p a u a n

*T T T t « u

t « ,n l

w

[ i p « K Z « j ı ,a m » f a

n p ıif M

at ■ M o n n

n c oatttmno

n « n p M tıo ş m « d u r ı p a .

B -K a T a .-0 lT ib H 3 İU ll0 B f fl*

^

*

L•

Ek-10: 1970'li yıllarda Paşmaklı'dan Türkiye'ye göç etmek isteyen Pomak Türklerinin, dilekçe vermelerine rağmen, bu isteklerinin Bulgar makamlarınca “Bulgar asıllı”f!) olduklan şeklindeki asılsız gerekçelerle reddedildiğini ispatlayan bir belge, (Bulgarların Türklere Yaptıkları Zulüm leri Gösteren Belgeler, Millî Kütüphane, Mikrofilm Arşivi, N,A, 4951.)


129

E k -10'nun tercümesi: B.H.C. (BULGARİSTAN HALK CUMHURİYETİ) İL HALK ŞÛRASI “Şikâyetler Bürosu” N. 128-P 27.11. J 970

r a Jf h ASANOV

PAŞMAKLI (SMOLYAN)

MASURSKİ'YE

MOÇURA Köyü (Rudozem bel.)

Dışişleri Bakanlığı'na göndermiş olduğunuz dilekçeyle ilgili; Bulgaristan Halk Cumhuriyeti'nden, Türk asıllı Bulgaristan vatandaşlanmn Türkiye Cumhuriyeti'ne göç etmesi hususundaki anlaşmaya göre, Bulgar asıllı olduğunuzdan dolayı ailenizle birlikte göç etmeye hakkinizin olmadığını bildirmekteyiz.

SEKRETER D. Gadjev (imzası) TEŞKİLÂT BÖLÜM BAŞKANI N. Simeonov (imzası) (resmî mühürler)


130

ROOORLAR

StNIR ! • *

Boşkm ti Fİ lJ be ala M :Z 5 J «

Ek-11; Bulgarlaştırma kampanyasının uygulandığı bölge: 19681972 yılları arasında, Bulgarlar, Rodoplar'da kadm-erkek, yaşlı-genç demeden, Bulgarlaşmayı kabul etmeyen çok sayıda Pomak Türkünü katletmişlerdir. (Bulgarların Türklere Yaptıkları Zulümleri Gösteren Belgeler, Millî Kütüphane, Mikrofilm Arşivi, N. A. 4951.)


131

E k-12: B ulgar y e tk ili­ lerinin kanaatine göre, Pomak Türklerinin Bulgarlaştırı İması amacıyla sür­ dürülen “Rodop Operasyonu”nu en kısa zamanda sonuçlandırmak gerekliy­ di. Bu yüzden devlet eliyle sürdürülen terör şiddetlendirilmiştir. Dolayısıyla 14 ile 18 Mart 1972 tarihleri arasında Samakof, Çepen, B a b y a k , B e l i c a ile Yakoruda dolaylarında, b in lerce Pom ak Türkü “Bulgarlaştırm a işlemler i”nden kurtulm ak için köylerini terk edip, dağlara ve yaylalara çekilmişlerdir. 0 İsrarlı takip sonuç verme­ BANSKO yince, 18 ile 20 Haziran 1972 tarihleri arasında, haritada (+) işaret ile gösterilen yerlere Bulgar uçakları tarafından zehirli gaz püskürtülerek Pomak NEVROKO P Türklerinin ölümüne veya yaralanmalarına neden o^ lunmuştur. Acaba Pomak Türklerine reva görülen bu uygulama, ''^Müslüman Bulgarların{]) kendi istekleriyle 'aslına dönüş' projesinin faaliyetlerinden" birini mi teşkil etmiştir? (Bulgarların Türklere Yaptıkları Zulümleri Gösteren Belgeler, Millî Kütüphane, Mikrofilm Arşivi, N.A. 4951.)


132

FİL ÎSE

İLİ

Ek-13: Dövlen’cieki “60-I20'ncj Piyade Birliği”, Tatarpazarcık'taki 27'nci Piyade Alayu Nevroitop'taki 39’ncıı Piyade Alayı ile Dospal’taki 8'nci Hııdul Piyade BÖlüğü'nün 14 i!e 18 Mart 1972 tarihleri arasında “ caTih” ve “cansız” hedefleri yok elmiş oldukîan yerler (+) işareti İle gösterilmiştir. Daire içerisindeki yerlerde ise, mahalli katliâmlar olmuştur. Harekâl esnasmda, "60-120’nci Piyade Birliği’* P. Alb. Babarof, 27'nci Piyade Alayı’nı P. Alb. Kapitanski, 39'üiıcıj Piyade Alayı'nı “DS"" (espiyonaj seksiyonu) şefi Grozdanof, 8’ncı Bölüğü ise, Dospat “DS” (espiyonaj seksiyonu) şefi Dimitar Donkof İvanof yönetmiştir. (Bulgarların Türklere Yaptıkları Zulümleri Gösteren Belgeler, Millî Kütüphane, Mikrofilm Arşivi. N. A. 4951.)


133

»ûû c isî eii C § 2 ra 3

E ;= S 2

^ «

- I I

■E ç CU -e ua» ^- —o ® îo o a

^

fs3


134

ri

W


135

^ ~ a W


06 ;to c««cm( doaıixcııw Cvbst C ,C>t)uıtını /OkI> J.I |<A«Hi:ıtıı Si O J( B * .

,<*tl:ı.ttıjiAtıcı<u, j,ııiMCattk II TOm_______

'ıtrcJlu II..I >■r^ıuııhıuı____________

İ l» . llt.>eAC44<jiB4,

U04d« HU DCHtıu n& ncıctOHAiTu U040.I II cı.rAıkt:ııo u > iii(.'iıa «tu H)i u^iabM luaiâa ;iiı

aoAoı<> I .»

(lo rj^ C T î’- t^^c = 3 x t>uX—

A -iK C B 'jır» e^cTOM Haıs ay0.uııcjp anıta ■ « a c ı n ı t a -

H 3 H e C t U C

9t*L.i«î 2. 0¥ lJ70J’öAM*ıa tfi CbJtur srjmuih e vcrKCrtiHTc OO ııJt^jütoıiT ÇÜŞ'Amil, A* ce nponauıtT UMaiınT^ u> lUtKro cii«4»At l - Ot :

__________________________________ H o : _________________________________

Z~ ‘>rı ___ _______________

a>!

3 - Ot t _________________________Bb: ir

Ot : ______ _________________________ H a:

b-

O t : ______________________________ « » •

( i - O t ; __________ _________ ______________ ü*ı: i -

O t : _____________ ___________________ U » l

<i-

0 « ______________________________ _ H a: 1QHÜ / T o ju tc u

C.Cx^llMUd /üa3apJDuıC.tiD-

SEk-17: Pazarcık İli’ııe bağlı Sırnitsa Köyü’nde zorla Bulgarlaştınna ve i8İm değiştirme işlemlerinde kullanılan matbu dilekçe örneğim (Destroying Ethnic İdentit}' fhe Turks of Bulgaria, Scptember 1987 a Hdüinki Walclı Repart,NewYork-Washington 1987,s. 51.)


137

Ek-17'nin tercümesi: Köy Belediye Şûrası'na Pazarcık İH Sımitsa Köyü DİLEKÇE ...................................................................................dan rden^ ...................................................................................dan (den) Pazarcık îli, Sımitsa Köyü'nde ikamet eden, d o s y a ................ .................. sahifede....................................... kayıtlı. Sn. Başkan, “İZV ESTİE" gazetesinin 1970 yılı ve 2 sayılı nüshasında yayınlanan yazıya göre, ikâmet durumumuzun değiştirilip, resmî kayıtlara m illiyetim izin B U L G A R olarak kaydedilm esini, isim lerim izin de aşağıda sıraladığımız gibi değiştirilm esini arz ederim.

2 3 4 5 6

7 8

idim (dan, d e n ).............. Olacağım (ya, y e ) ....................... n tr

tr

ır »

tr ff ır

11

11

11

11

İt

(1

1982/Yılı Sımitsa Köyü/Pazarcık Saygılarımla; 1 ............. 2 ..............


MOABA ;« l» ib ik

f* «n ı

rp

_______________

M

rp ı

■ 'f

fe »

«'• »________________İ m .

-

_________ I________

Ot

■ ı.-.iA .-»

_________;____*M

__ __________________________

'*•**-' " fp (c( Mumyı» I

4^

—___

____ __!*■_<£)_____ <c.|•____________

e ril

M :

flpyrAPK) n P U C E A â s A A ton, lu o c a a u « w « » İ t (3 )

■:ı-^___

\ fu :li ;’ »V İU

(K M E I).~

~

'

•* rt* m tK n a c io b m u k »

«t

■* er ııp « u ıı« r i>hı«>

f

î

M M» MO m.l)»inilJir1«t|<C M lr4*

t

_

I’ ,

.1

1 I1>

(•;.|ı

^..... ^

<•'11

•« »

■ C*l

t« .ıı.

..

l.t'l •» ■■ !<■.

uj

!• 1(1. ' M

__

... .

_

o « |ı

_ . _____ __

_____ _

_______

^ t», tf.t________

____

H'l I'...;.

• rp

( t.l

o*fr

» •(•

İlil tl.ı

P'

~

»

.

t -

‘ rp ('>“■'

_____ !î*?^ n o fln ııc H

rjı

U »

n»<^

I.

2

^

___

,

_. I______

J

Ek-18: Vatandaşlık Durumu Emri'nin 18/2 maddesine dayanarak, sözde gönüllü olarak isim değiştirme ıçm Hezargrad (Razgrad) İli'nde dağıtılan bir dilekçe ömegi. (İlker Alp, Bulgariaıı A trocities-.,,s. 168-169.)


139

Ek-18'in tercümesi;

Tarih.

Sayı

BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NA (MUHTARLIĞA) Şehir (K öy)....................... HEZARGRAD (RAZGRAD) İLİ

VATANDAŞLIK DURUMU İLE İLGİLİ KARAR T arih.................... İm za.......

DİLEKÇE Dilekçeyi verenin Adı Soyadı Nüfusa kayıth olduğu yer Doğum tarihi Doğum yeri İkametgâhı Vatandaşlıknumarası SAYIN BELEDİYE BAŞKANI (MUHTAR) V atandaşlık D urum u Em ri'nin 18/2 maddesine istinaden reşit olmayan çocuklarım ız ile kendi isim lerim izin aşağıda gösterildiği şekilde değiştirilm esini arz ederim. I.

Eski adı Yeni adı Doğum tarihi Doğum yeri Eski adı Yeni adı Doğum tarihi Doğum yeri im z a l a r

1 2


140

iüü iifc;;c:vüı::^'î jEiı^ıaıanaE: UDiinUT iiA PA;.ojr:ii cmi.i ’ - atanit Z JL -jl

O T _________________

po.nen/a/ _ _ _ _ _ ıTcT 3E -o::;i£tHe Jt ^

3HS9jB

rjl.COljgSH

2 ni

.

JÜTEIUPD IÎF2 >lC^iATEtf, I:cM , Ha ocuoıaiLze ®ı.1!3 c 7 !ıH.)Br«öaTfl s a rî',a':;i0flcBo ctcTojuıno *^a co nyotseın. 3i?njoi'c, öa.'şaiv

cv

'.niOTiHC i i a ;

____________________

iViiJionaî'.cie:

i.aCiîiG: '/•İCvS^' Ek-19; “Türk-Müslüman” isimlerinm gönüllü olarak “Slavllristiyan” isimleriyle değişltrildiği görünümünü vermek amacıyla Sofya'nın Lulin bölgesinde dağıtılan matbu isim değiştirme dilckçesu(İlkefAlp, B ulgarianA trocities...,s. 172-173.)


141

Ek~19'un tercümesi:

SOFYA LULİN BÖLGESİ HALK BELEDİYESİ İCRA KOMİTESİ BAŞKANLIĞINA BURADA

DİLEKÇE

K İM D E N ................................................................................................. Doğum T arihi.......................................................................................... Doğum Belgesi N o .................................................................................. Sofya Şehri N ü fu su .................................................................................. E.G.N. (Nüfus Kod N um arası)..............................................................

SAYIN BAŞKAN, V atandaşlık D urum u K an u n u ’nun 18’nci maddesinin emrine göre; adım, baba adım ve soy adımın: dan (d e n )............................... ya (y e )..................................................................................................... değiştirilmesini arz ederim. Ekte: Tarih: imza


!42

flo jcttaps npancsaAEi. HA O H S S C C t R

ÜAJfOSSi C U E T

c / p T a H, sy?TACict oKpir

tm*a m n .% ^ p £ ^ n C ,n C ...‘„ . a o ^ j S y o 7 . ^ e ^ < ^ . I. a r ^ j& ^ M « £ â t .T 7 T -5 ^ J o r * s j K / ^ . C î .

“ .

.^L .i^ît»r ^ 6 ........... % -^ğ>^^oaap9n(r^ ........................

opn^MSDCf

oPHaauEi. Ha octtoaaBsm *u. IB or HapMûna u rpasaasoKora o v t, ca 'sbocİ m k -----I— S chmGdtsgto'O .

T<m», wAi jnnıı n

dQ \

i ı ^ . ,. M H r . j£îî 2. Onagftut* m

*

n • '^r

*.U

f .lm m

pCUUlKO t t

Jj^iUUPOMO H& US

.:------POAMO

4. JŞmrro !■ g 0 .'^ A .,^ j(A tK iC ^ ^ .ii}= e s y ı^ ;: w ftflB a*m cam te vm ................^

..iİie^C*Lbyr:6Û..j^ilit^tl9^...JJ*Mu:>rt.'f!‘f > ^ ^ ...j........ 5. AMvt« tmMc.^vaJtS^.^\.^c.yxı.t:jL^A voum n 9 . / . . . . . » â h » w ^ o n ■/ m ................ . ^ .is /Z ^ Â ^ 0Jh-................ •

6 . Smoto m ................................................ ........................ ..

ıpaBBBo lo ........................

ovB aaiDDcaBO u ne ........ ........

Köyü'nde sözde “gönüllü olarak isim değiştirmek”{!) üzere zorla doldurtulan bir dilekçe örneği. (Hüseyin Memişûğlu, Bulgar Zulmüne Tarihî Bir Bakış, Ankara 1989 s 104-105.)


143

Ek-20'nin tercümesi: SAYIN BELEDİYE HALK ŞURASI BAŞKANINA BURGAZ İLİ RUEN KÖYÜ DİLEKÇE Mustafa Mehmedov Aliev'den, İkâmet adresi; Listets köyü, Burgaz İli, Doğumu: 18,02.1948, Doğduğu yer; Listets, Çalışma yeri: Listets TKZS (Emek Kooperatif Ziraat Çiftliği) Çoban, Parti Mensubiyeti: Parti Mensubu Değil, Eğitimi: İlkokul SAYIN BAŞKAN, V atandaşlık Durumu Yasası'nm 18'nci maddesi gereğince ailemizin isimlerinin aşağıda belirtildiği gibi değiştirilmesini arzederim, 1-Mustafa Mehmedov Aliev 18,02.1948 doğumlu, Mitko Angelov Dimitrov şeklinde yeni isimle kaydedilsin. 2-Eşim Zeynep Osmanova Alieva 27.01.1947 doğumlu, Zdravka Hristova Dimitrova ismiyle kaydedilsin. 3-Çocuğum Mehmed Mustafov Mehmedov 26.06.1968 doğumlu, Atanas Angelov Dimitrov ismiyle kaydedilsin. 4-Çocuğum Musa Mustafov Mehmedov 11.1.1970 doğumlu. Dimi tır Angelov Dimitrov ismiyle kaydedilsin. 5-Çocuğum Fatma Mustafova Alieva 09.06.1974 doğumlu, Fanka Atanasova Angelova ismiyle kaydedilsin. 6 -.Ç ocuğum ......................................doğum lu,......................... ismiyle y azılsın ............................................................................. Dilekçemin kabul edilmesini beklerim. K ö y ......................................

SELAMLARIMLA: İki eşin imzası.


Ek-21: 1983 yılında verilen ve Talip Apduraimov Musov adını taşıyan soydaşınızın eski pasaportu. (İlker Alp, Bulgarian AtrocUies.*,,s. 198.)

l*asa|iortuıı ’l'ercümesi: Adı Baba Adı Soyadı Doğum Tarihi Doğum Yeri Vatandaşlık Nu Düzenleyen Düzenleme tarihi Geçerlilik Süresi Yetkilinin mühür ve İmzası Seri J.N o. 1208620

TALİP APDURAİMOV MUSOV 22 NİSAN 1939 DASKALOVA K. KIRCAALt İTİ 3904222405 İÇİŞLERİ BAKANLIĞI KIZANLIK BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ ; 7 EYLÜL 1983 : SÜRESİZ


145

TAlJitCr* « A * a r >4 /IflAl^IîSS... ü«u«>*0 a

**rac**o»

7 K•!

f>i 3

Âîi’flât JWHcrâ ........................

v..«..»,-p ..11 I.-.B

■■

^ . ’:i(ljnîlft«.(:c^^t'2 ^

• :^:.....»A?ABJrfc^

-• V':. • ^^rrjV ftsşy^^

■•. ;::a Ek-22: Talip Aptluraimov adının 1985 yılında Tano Andreev Arabaciev'e değiçtirildiğini gösteren yeni pasaport. (İlker Alp. Bıılgarian A trocitles..., s, 199.)

Pasaportun lercümesi. Adı Baba Adı Soyadı Doğum Tarihi Doğum Yeri Vatandaşlık No. Düzenleyen Düzenleme Tarihi Geverlilik Süresi Yetkilinin İmzası ve Mühürii: Seri No; 1299358

:TANO ;ANDREEV ARABACİtV 22 NİSAN 1939 :DASKALOVO K. KIRCA ALİ İLİ :3904222405 ; İÇİŞLERİ BAKANLIĞI KIZANLIK BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 15 ŞUBAT 1985 SÜRESİZ


146

j «r «

*‘«»İl

„r.aı,Mpı Bi fp2K'»Hiniâ ra H^puy |;feni[{iiiNw btT-t8;wv I (f r "

' f ^ İ C '

^

»•'•■ *" -’-

y-C CÇf-C ''*C

*

.mr|i Tllı"l^~

c

'•■• “

ft* C İ

C *«/ «<C i"!’

«t<««eırc

r

^ mm; '

<*»£»< MO»

a«Me»ıyMp««l4 —*J, ** _ ? »

^ Tu<>ı« *af** 4A-Toıwpwi«« la

il

d f

A

w i|i|^i(4ro '7<C^j^ ı^ı«ft.«

3a«»jı«ııcTû B« *’*'*c«n m

___ _

V

* \

.'

'

/ -

'

T

--------.- - i

Ek-23: Asenovgrad Belediyesi IVIuhtarlığı'nca nüfus cüzdanı değişikliğine dair verilen btr eraİr (İlker Alp^ Bulgarian A trocitiei..,,s, 202.) Ek-23'ün tercümesi' NüfiısCüzdanı Değişikliği İle İlgili; "BULGARİSTAN HALK CUMHURİYETÎ VATANDAŞLARI NÜFUS CÜZDANI" 09.04.1984 larihinde, Aseııovgrad Belediyesi (Muhtarlıği) Oda No. IlO’da aşağıdaki belgelerle birlikte hazır bulunmanız gerekjnektedir: 1. Nüftis Cüzdam, 2. Doğum Belgesi, 3. Foioğrdf(3 adei). 4. Damga Pulu(2 Levalık), 5,18 yaşından küçiık çocukların doğum belgesi. Belirlilen adreste, belirtilen gün ve saatte hazır bulunmaıuz zorunludur. K.A.O. Bölümü Başkanı Muhtar (İmza ve mühür)


(4Î

m

■ L '^ M o s f lıB B ^ v

to ut, 1 l'^anyafıt^ !9 6 5 ıı^>ınjı<i b

c* B HKS".''fBi!H«"- ifT-t.er.P mro i'i.<g»*« .ısnişM rr*3my>* İW ıWîna.>/-üiL m ..jıırru <%sı«n9n}KirmH. 7'Cü* -i* AflW#^ıflOCw>i.‘î8'fC

-

p>^Jİ«f5%.

Ek-24; Türk adlannın değiştirilmesi sırasmda, L.uliıı'de Bulgar adını kabul etmek İstemeyen bir Türkün İşten kovulduğuna dair belge. (İlker Alp, Bıtlgarian Atrocities..., s. 208,)

Ek-24'ün tercümesi: SOFYA LULÎN BÖLGESİ HALK BELEDİYESİ Saym Musiafa Alıyev Demırev’e BURADA 01 Şubat 1985 günü, saat 09.30‘da, Lulin Bölgesi Halk Belediyesi kal. 1, 5'nci odaya nüfus hüviyet cüzdanınızla birlikte gelmenizi nea ederim. Gelmediğiniz taktirde ağır cezalandınlacaksmız. Bu belge işten kovulduğunuza dairdir. Belediye İcra Komitesi Başkanı E. PetTOv (İmza ve mühür)


148

U

>V^İİ. .-f S)İ4CUtiZU

«

w

t

i.

İJ

'?"iU^cî/n{4^ti A^cfXh:c Ki.İ^es*€^' T 5?9wy<r.. • « ^ • • • « • • •Â(C/^Kit - >• »• «»«r ---- fîfö^^x^iıCvyr‘ii '.^■tiıfirı ."t. ccf^ûi,____ ^ ^ üa ûc^via öj *sx»Vfj' 94«A.idSt« Mc^ U»llC»-<«<>J3 0.3 (U>j ıflutu .. î

*■

■ i

i

;.

••!

^

%

-

w 2 u a fjs2 KS^a

» A :«//?W «4Î^ f .. . m .......

F9S6EMK 1UJU JM iû aoJkaat «ps» .'.•»«pjkfeaMM'mme*» -jf*j, • I J14UM4 »{«İt t r »rjUUWıi«M JJ it

Ol^nattO.

CfimcAiıTu:*

J M

i,

Ek-25: Türk isimlerinin Bulgar isimleriyle değıştirilmesnıi tenkit eden hemşire Malına Kamenova’yla ilgili düzenlenen tutanak., (İlker Alp, Belge ve Fotoğraflarla..., s, 248.)


149

Ek-25'in açıklama ve tercümesi: Bulgaristan'da isimlerini değiştirmeye yanaşmayan veya bu uygulamayı tenkit eden çok sayıda soydaşım ız dövülmüş, hapsedilmiş, işinden atılmış hatta öldürülmüştür. Hemşire Malina Kamenova Tüfekçieva da isim değişikliğine karşı geldiği için, işten atılanlar arasında yer almıştır. Adı geçenin, konunun tekrar görüşülmesi ve işe alınması yönünde verdiği dilekçesi oluşturulan bir komisyon tarafından “kalabalık yerde isim değiştirmeyi tenkit etmiştir iş disiplinini bozmuştur” gerekçesiyle reddedilmiştir. H em şire M alina K am enova T üfekçieva'nın d ilek çesin i değerlendiren ve talebini reddeden komisyonun tutanak tercümesi aşağıda sunulmuştur:

TUTANAK Bugün, 10.X11.1985'te, Tutrakan m erkez hastanesinde komisyon kurulmuştur. Bu komisyon, başkan Veliçka Boyanova, sendika üyelerinden Minka Siderova ve Stoyan Şterev ile hastane yönetiminden İvan Yordanov ve Stoyanka Ganeva'dan oluşmuştur. Tutanağa imzasını atan komisyon üyeleri oybirliğiyle şu karan almışlardır: Kammun 130. maddesi e fıkrası ve 129. maddesi 3. fıkrasına göre bayan Malina Kamenova Tüfekçieva'nın dilekçesi kabul edilmemiştir. Bu karar 7 gün içerisinde temyiz edilebilir. GEREKÇE: Çalıştığı hastanede görevini suistimal etmiştir, kalabalık yerde isim değiştirmeyi tenkit etmiştir, iş disiplinini bozmuştur. Komisyon Başkanı: îmza Sendika Yöneticisi: İmza Hastane Yöneticisi: İmza


150 vi',^ı>ı.' '* rf

İ j A i. ı(t>

V-*

^ JA'

' f L t i * U ' “A ,

•I

O J

:

!

• U

-» nînıiKiUMd! i

l i uı

b£j^;r.aji ^î^A;î.‘^ e o!:-;.'jo..:* »ı^

ı.c-JiJte»! rsö. 06..>aıti£a ÎL^^^t-ı f-— f v» ai-KKe .»li-jÇB Oi' '■jypau'’7:? yaCOftötü'U JB r--âOpUii-TÛ l-a «

t

w c a .e :i> c a 03wt

s

Ti h t: V h tl R L .1 i? T-£i. iîcajjo ik;jOHt) KC. .^’a.î0):0;i:!iiT5 lîAjftî.'trrfj Ma ı~sjuat)4: u o vfi'.ays. j

aytıaiH^rra ll y’q?f:ı,^cın.-L.i!îft*- •-'^■'»rc•I^ci'J'*^e ı^C<^(î»! '-^ f-t' crcsyiü'' ..ewjı-.'ı:rv k>ı®î1 13 r0i«3|;6qjt fa waKK. /i.trefc-tn l‘.'ı^>:rta A» ûj rcuopM o? nt:!'.ı,.-w cwto «Ji C-harvi-cj >•.. İli

v,» -^îıiı.iS; c

Ek-26; Türkçe konuşmayı ve soydaşlarımızın mahallî kıyafet giymelerini yasaklayan 5 Numaralı Emir. (Kâmuran Özbir, Bulgar Yönetimi Gerçeği Gizleyemcz, İstanbul 1986, s. 48; Refik Korkud, Bulgar Yönetimi ve Tarihî Yalan, Ankara 1986, s. 15,40.)


151

Ek-26'nın açıklama ve tercümesi: Ek-26'da, Bulgar devlet yetkililerinin 1984-1990 yılları arasında “Bulgaristan'da Türk yoktur” şeklindeki beyan ve iddialarını çürüten kendi resmî belgelerinden biri sunulmuştur. Bu belgede de görüldüğü gibi, Stanbolovo köyünde, Türklerin Türkçe konuşmaları ve Türk kadınlarının şalvar giymeleri, verilen bir emirle yasaklanmıştır. “Türk olmayan yerlerde”(!) Türkçe’nin konuşulması ve mahallî Türk kıyafetlerinin giyilmesi neden yasaklanmaktadır! sorusunu sormamak elde değildir.

STANBOLOVO KÖY GRUBU (SİSTEMİ) BELEDİYE MECLİSİ GLEDKA KÖYÜ MUHTARLIĞI 5 No.Iu EMİR Gledka Köyü 03.08.1984 Belediye Meclisi'nin 1 numaralı tâlimatı ve Belediye meclisi Başkam'mn Türk halkının şalvar giymesi ve Türk dilinin konuşulması ile ilgili emirlerine dayanarak. AŞAĞIDAKİ HUSUSLARI YASAKLIYORUM Günün yirmi dört saatinde cadde, işyerleri, resmî daire, kurum ve ticarî kuruluşlarda şalvar giyenlere ve Türkçe konuşanlara iş yerilmesini. K reşlerd e B u lg a rca 'n ın

dışında

d iğer d illerin

konuşulmasını. Emre karşı gelenler hakkında gerekli işlem yapılacaktır. MUHTAR İmza


152

CiUUl ’ACKUUUA lO'MkUUİ''' - AiıUtvtli r 3 i 0 D fi E s İt

1 935

AoeuûflriMii.

Buı âpbaıt^ ı>au;i4tc!ra6uo

«4

rofl.

â^K8CBWTTe BB yepKuro ao iipeodmaeaua" us

a ou u xsi(e 48 a< ie iU iTe ^ J u r a p u ,

a A P K a ft i ii't

1 . A9

oe u s e ı e

a p u o a c ta ııe ıa

b s p a a o fe no <{^pua

7 6 sa

roA. a aM T 0U0BQiUTa 0MropcKH jıııeua. C s o u v a HüttCKsauuü ab c e n p £ A ^ 6 T opu u ü A d a e u w o hs

BapTH . «

a t ı y a a a e , ö o fljıji'ifliı ju tc s o s e u A P l/rıı a o ıtyue ttTtt ae a a u H a u -

ctiJScuH R O v

u c iu jK A B a e .

3. Jls oa QpaycT»aoBiı aoÂa2fBBHer<> Ba Tjpcıoı 63U8 as pectosa u s â tt D ö a e c Y B e u U 6 c « a . 4 . S o M iK B s u ^ B u a o e «H a p o U c n ı i!QOOXüAuıuasa

A O E ju e u m

a a n p e iB S B ^ a a E O

SoaoBSACB AB 0>A« saaeAeaa

ıiM e B e ,i(O ü ro u «

4a

ue oe A ^ ıu ııs f oa p a j o ı a .

aBaoaeTo us uoh'Iiui koisk-

TaiBB 39 C90A0UA V m rM iB im e. K o a rp o a

ao a e tu O TO KanboaeBBS Bi>sıısrBU

ue u e x a B U «e

jjiK û u o A O Ta a na m s c t s .

ra.flUPKKTOP! /aB*^.EBcauoı«ıa/

Ek-27: Asenovgrad'ta bulunan “Asenova K repost” fabrikasında 1 Ocak 1985'ten itibaren düzenlenecek yeni kimlik kartlan ile yapılacak bütün işlemlerde ^‘'Bulgar isimlerinitf’ kullanılmasına ve Türk dilinin komışulmamasma dair verilen 21 N um aralı Em ir, (Kâmuran Özbir, a.g.e., s. 47,132; Refik Korkud, a.g.e., s. 14,39.)


i 53

Ek-27'ııin tercümesi; ‘‘ASENOVA K JlE P O S r’ FABRİKA Sİ-ASEN0VGR.4D 21 No. İli EM İR Asenovgrad, 16.1.1985 “Zorla Müsiümanlaştırılan Bulgarların'^!) tekrar kazartilmas) konusunda alınacak tedbirlerin etkinliği açısından aşağıda belirtilen hususların uygulanmasuıı EMREDİYORUM; 1. Ocak 1985 yılı için, 76 No'lu fonn gereğince çatışma yeniden Icazandırılan Bulgar isimleri ile yapılacak. 2. İdarî lıianeticr, doktor vizitesi ve tatil kartlan verilirken de aynı husus uygulanacalc. 3. Halka açık yerler ile işyerlerinde Türk dilinin kullanılmasına son verilecek 4. Adını değiştirdiğine dair gerekli bilgileri ibraz etmeyen tümArapisim lişahısiarişyerlerine bırakılinayacak. İşbu emir teşkilatın tamamına bilgi ve uygulama için iletilecek, Emrin uygulanm ası ve kontrolü ünite yöneticilerince yürütülecektir. Genel Müdür Mühendis Z. Basamakov (İmza ve mühür)

n i' LiRu' fO’ '-î— ------- -!------ ^ UliU*.i m « D n i A t ı uı M » ..

v\v.

*

r

Ek-28: Halka açık

n i ' ş t u ğ u için bir soydaşımıza kesilen 5 L ev a'lık para cezası makbuzu. r!h rn ;^ nnpvHfF»-Hn; (Bulgaria Impnsonme nt o f Et h n i c s Turcs.Am nesty International. LondonApril 1986, s. 18.) iu

p

rrt>

Û73937 ® i


154 OHMKCKM HAPOOU C^ET /HMETCTBO/ - rp ./c /_ OHPV'iÛPfllUJlMROUI A 3a ycT3H0BflB&He

K ms

T

e

atsmHHCTisTttBHO RapyKHHe

. . . . ..M . nonriHcai4iı*T...................................C............... a. flm*« 0 CT ^^ 6 ^ tem>,6mmo n tvvmo tme Hij^M^^ı^TasHTanR/ cie>«î .n p w

n n fifiM ^ ^ U H V T

' ........ ................................. C İ l:.:o** cvrrw«« ^B9 ?yya«ft>• J , . * J^tM .

UT r p. / «/ *- . * / • -

y

tV cV «-^........ .............. ^ Î 0 «o ' ooi SMBc-r*

W3 ft\3 p 3 C T » ■ • • .1 OIIIIHM H HCCTOpflOoTl*

ı

VİjtıaViU y<jfiİ*.LC 3a cJieımoTo:..................... ı .............o f -,.................................................... .

/ kp8 tk6 |«ö ' KÖ^peiHÖ*Mİica^' h»' ^âây^*

'jipi

^ ıy»MHKMora e HapymN-,................. r ? . . . . . . ' .................... A ...........

/ n Ö M sü 'c c 'in p ^H H İ’ iâiioMeH'TeHCT ot önpââeÂBH 3âKaH,yHa3,nocTa' M O B neH tıe,pa3nope«a3H «,np»ıtn> ««tı,H ap*a63,ıtt< crpyH U fi»,9an(»efl •• a p .

nopspH KOCTO D c\rnacHO mı.36,afl.1 cr 3aH0H3 sa aflHtmMCToaTHSHHTe HapyBeNitü m MaKa3aww ı^ c y i39wx tojh ikt 3b yctaHoffOBma Ha aoMH»-

cTîWT*i6M 0 «apy»e«i(e.J^^y CanfleTenn:, ^

........

J i 4 \J

,

<

AlTTO««TasKTenî—

—1

.............

t

Ek-29: Bulgaristan’da, ‘Türkçe Konuşma Yasağ^'na uymayan şahıshır hemen soruşturmaya tâbi tutularak cezaya v-arpiınlm’ışiardır Yukanda, adı değiştirildiği hâlde sokakla Türkçe konuşan bir Türke, ı s Şubal 1985 tarihinde düzenlenen İdari C e/alan üelirleme Belgesi nin örneği sunulmuştur. (Deslroving Etlınic fdcntity (he lurks of Bulgaria, September İ*>87 a Helsinki Watch Report New York. VVaslıinglon 1987, s, 52.)


155

Ek-29'un tercümesi: BELEDİYE HALK ŞÛRASI (NAHİYE) (ŞEHİR, KÖY) İDARÎ GÖREVİN YERİNE GETİRİLMEMESİ ÜZERİNE HAZIRLANAN İHTAR BELGESİ Bugün, 18.1 L1985 tarihinde, Kırcaali Vilâyet Halk Şurası'nda (Valilikte) muhasebecilik yapan ve işbu belgede imzası olan (belgeyi düzenleyenin adı, baba adı, soyadı, görevi) Angel Radev Hristov, aşağıda adı geçen tanıkların (Kırcaali Polis İl Dairesi görevlileri): 1. Stoyan Georgiev Dobrev ve 2. Dimitır İvanov Topalov'un da iştirakiyle, Kırcaali'nin “Georgi Dimitrov” Sok. Bl, 90, Ap, 3'te ikamet eden 54 yaşında olup, hastalık nedeniyle emekliye ayrılan suçlu: SAŞO YORDANOV STOYANOVa karşı işbu İdarî Cezalandırma Belgesi'ni düzenlemiş ve imzalamıştır. Suç K onusu: T ürkçe K onuşm ak. (Suçun tespiti, ayrıntılarıyla dile getirilmesi) İşlenen suç: 1 No'lu C ezalar Genelgesi'nin 2, maddesi, “a ” fıkrası gereğince cezaya çarptırılmıştır.

Bu bölümde, İd a rî S uçlar ve C ezalar Yasası'nın 36. maddesi, I. fıkrası gereğince işbu İd a rî C ezaları Belirlem e Belgesi tanzim edilmiştir. Burada; kanun, uyarı, genelge, suç yasası, emir ve tâlimatların suçu tanımlayan maddeleri ayrıntılanyla belirlenir. Şahitler: 1. İmza 2

. İmza ve mühür

CEZALANDIRAN: İmza ve mühür


156

y A n ö L i. , fe 71 rpvJU'jA'<i'^3" rv.'i^f a-c-Jlv. H? •;;î,.saımr uap^ACİc *' 21 as xiitji«)1]ii;t ■ ırıiKJKtvn'i'

la jtîirT" C^";ıe<!ıflifL;

i( ııonHiıprî'iıe i'ü- rpoâvn'PTK rtspKOûP 1‘. Hö.

ıo iw iiifi(tn ı,rt ? 'K ^ O m ifâ

ît jo ö h u b m

*

1 3 -1

i OT

'I

mııtiio fih İ d ila OöHC,t)%^ ut)WI«^ a npûwıw?ra la paryjı^^ıfoıiır»;

tT.-&ii Ftu rr+İ.v-rııotto.CT'fiptrrs .7'oöıiM«n nepKOBD.HSKıjphUirı au • i.;ünej:0HWM''--T' ti joT'.ırsTOMtıaîa ’^hc; h iorau sTdiJiara 'la c ı ur- .'iv^ aû ’ze !jar:< :-'a'r.^îîi dckhwi ncrpefiejfin u rp»Xfloc3apoıi. ^ C'"itjpıponı.'i''

1 ııow,ş

jTû M H

j L i o û a p o B O -B H T O D o / .ç 'n r r a f i o

fi7 ‘

4.5 >oouüc<>i napıt c^-aöpuo cn' Tpaııa / ^ h - ı o :.'■' 'LWqt

1 3 »3 »o /n o U L -flÇ Jü iırK /

1906 röA'îiii:. Ijji: 'i'K'î’n’.rJîiıt.’Ha sob rp J ö d lîoBtîH ıpoci'Tiiulı nof-ı^ c c p33pc-iB?B.g r; .i3a«H8iiöT0 H npcMij'îTBaHeTO «a ooTaHiorîTo tıa î7<i'jkiie-i, ili' îk ; I" .-(a 'ifaaırpocSnJi 3Hfnii: u 2 ji7 TOm,<ic e 'TTaKivi -

7 :,j'3İ.|>ııı^'H0TC 3 cTepsTüC rpoöt>mt*ıı njiOTOne necnû'^.irae.caWL' .^^Jür.? ;a;iGr':)pi. hû OdaiHHCîcıyt ıiapoaoH etin'Tj Z%v nîîTfts-nMC ua r:cTaH&mt rpooûBS li np t.u o ü rı'rc n u';;aııftıîTC c r rr

Jie oe tlaB'^pıuı {x'?ûa aa rire a^ e tic 'o tç ;ivTT*i‘Cieiıii'J.

^ -

Ek-30: Yukanda, Türk mezarlıklarının kapatılması ve sözde sağlık sebeplennden dolayı Türklerin Bulgar mezarlıklanna defnedilmesi yönünde, Hlebarovo Kasabası'nda uygulanmaya konulan 71 Numaralı Emir görülmektedir,(İlker Alp,Belge ve Fotoğraflarla..., s. 300)


157

E k “30'un tercümesi:

HLEBAROVO-BELEDİYE HALK MECLİSİ 71 N 0 .İU E M İR

HLEBAROVO KASABASI 22.04.1986 Yılı Hlebarova şehrinin imar plânının değiştirilmesiyle ilgili olarak, mezarlıkların kurulması ve muhafazası, defin ve cenazelerin taşınmasında aranan sıhhî şartlara ait 21 numaralı sağlık ihtiyaçları talimatnamesi gereğince ve Belediye Halk Meclisi'nin 12-1 sayılı ve 04 Nisan 1986 tarihli kararı uyarınca, şehrin kuzeydoğu, doğu ve güneydoğu kesiminde bulunan eski mezarlıklar kapatılmıştır. Amaca ulaşılması için, Hlebarova'daki bütün cenazeler, 16 Haziran Pazartesi 1986 tarihinden itibaren şehrin kuzey kısmında (Hlebarovo-Vatovo devlet yolunun solunda) kurulan yeni m ezarlık bölgesinde defnedilecektir. Yeni mezarlık bölgesinde, yeni bir mezar açıldığında, buraya gömülecek olanlann eski mezarlıklardaki yakınlarının kalıntılarıyla mezar örtü işaretlerinin (mezar taşlarının) çıkarılıp yeni mezara nakledilmesi işine, eski mezara cenazenin gömülmesinden sekiz sene geçmiş olması ve Belediye Halk Meclisi'nin müsaade etmesi şartıyla izin verilecektir. Kalan diğer mezarların kaldırılması ve ceset kalıntı lannın (kemiklerinin) nakli son definden 8 sene geçtikten sonra yapılacaktır.

Başkan: (İmza) Y. Atanasov


158


159

E k-31'in tercümesi:

BULGARİSTAN HALK CUMHURİYETİ ÇERNOOÇENE KÖY SİSTEMİ BELEDİYE HALK MECLİSİ No: Tarih: Peniçkovo Köyü Muhtarlığı

Peniçkovo Köyü. Kırcaali İh

Sn. Başçavuş Mladenov Başkanhğındaki Törenler Komisyonu'nun teklifi üzerine, yakınlarınız ve akrabalarınızın (baba, aıme, erkek ve kız kardeşler) mezar taşlan üzerine yazdığınız yazılan 30.05.1987 tarihine kadar çimento ile sıvamadığınız takdirde, İdarî Suçlar ve Cezalar Kanunu'nun 31. ve 32. maddeleri gereğince 50 ile 200 Leva tutarında para cezasına çarptırılacaksınız. Yazıları belirtilen süre içinde sıvamamanız hâlinde, para cezasının yanı sıra, milis yetkililerine teslim edileceksiniz.

Peniçkovo Köyü

Muhtar; D. İliev Sekreter: M. Aleksandrova Resmî mühürler ve imzalar


160

ı.t' -J^:

«di

üp.. y<!jaanso n&sı crro TpaıyıpejvHa nsAiccu» uo nau^u?e eia

rpociODurre

sûiî

^

os

iis d d z ^ . t d m

oo p ü c y o

üyno d usas^s

no

(71070^• üfi 02 u o rp fio e n u » nü7,n]caso hq ts io ^ h s

ıposepa»

tiq rpoâoBBSO

ca u uo uBcro roo'is m s ji^uo :^â»)Da ce o ji toiQ W B 0W 3 Ho aa

rp o ö u a e ^ a G‘j ı a n ) 0 {Sosa

Eo :)n) ça;

ca

ut s D o g » . m noctoAigs»)

ycı&noD!), <:fl

sosn

co

R o rp a s e »

uaucsn* Tçoaopss

patıosa ca* (^ 0 9 ^ nonmo cvıonısıs na âsnasuTC K o n n m s a i r,w q s a . /J:il pa p s a s a ıs ? sö x o < c o n o

sss) tı>gaj:û suııı ngs

e rpoOooass bo co lucasu

oorpcaR: iMoqn

naAiOC B o z io ce

cimosO) eKO sssfiRZ jts ıs ­

uaüCBDO.

jonaa 33 nocjıajiBR a&s ra q)ejıoqî»e«3Baos0 3a Maasosot 1 . J » ca

yjıiTyoiOT

ncaiüta

Jtym

2 . j:o ce yıncuosaT nu;ta:ciîTe; a / a 08 y ım o o ıo ı » j t n ı c a î o

mCûKU caea

ı

a

aoas^us.

no

rao<ı«»j

««yepıt.,

(5/ 1(031» aa'*aâiasdiâ e S @ f e E q C M rap C K » fiti; I'^uko ca DomcoDir c c^^spsk d u d i s .

p« ük>î ;

koüsd

oa u a -

O v E a ı,

nü-Ejiî

1987 yılında, mezar taşları üzerindeki ay yıldızlı işaretlerin, Türk isimlerinin ve dinî yazılann silinmesi yönünde, Bıdgar makamlarının Aydos Mürtüloğü vasıtasıyla, Burğas Vllâyetî'ndcki müftülere gönderdikleri ibret verici bir yazı. (İlker Alp, Belge ve Fofoğranarla...,s. 302.)


161

Ek-32'nin tercümesi: Emirler: BULGARİSTAN HALK CUMHURİYETİ AYDOS MÜFTÜLÜĞÜ Tarih: 09.02.1987 Sayı: 8 Sn. Bahivanov Burgas Mezar taşları üzerindeki yazıların yazılm a tarzı ve ay-yıldız işaretinin konm am ası konusunda birkaç kez uyarıldınız. Mezarlıkta yapılan incelemede, m ezar taşlarının gerektiği gibi yazılm adığı ve pek çoğunda ay-yıldız işareti bulunduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, yazının tebliğini takiben, bölgeniz dâhilindeki mezarlıklarda gereMi denetimi yaparak, belirlenen şartlara cevap vermeyen mezarların yakınlarını, hatalı mezar taşlarmın yazılarını değiştirmeleri veya yeni mezar taşı yaptırmalan konusunda imza karşıhğı uyarmanız gerekmektedir. Bunabağh olarak aşağıdaki hususlarla ilgili: 1. B ütün ay-yıldızların yok edilmesi, 2. a) H atalı olan ve 01 O cak 1985 tarihinden sonra yazılan, b) B ulgar harflerinden başka harflerle yazıh olan, c) E ski isim leri taşıy an m ezar ta şla rın d a k i k itâbelerin o rta d a n kaldırılm ası ko n u su n d a son kez uyarılm aktasınız. Bölge Müftüsü mühür ve imza


(62

Ek-33: 1985 yılında vefat eden ve 1987 yılında. Peştera'dakı Müslüman mezariığında fotorafı çekilen birTûrk’ün mezar taşı; Türk m e/ar taşlanndaki Türk-İslâm isimlerinin kazmması veya üstlerinin çimento ile örtülmesi yönünde verilen emirler gereğince, soydaşlanmtzdan bazısı om mezar laşlaruıdaki isimleri, yukandakl roioğrafta görüldüğü gibi, tamamen silinmiştir fÎTker Alp, Belge ve Fotoğraflarla..., s. 305.)


Ek-34, 35: Bulgaristan'daki Türklere ait, tahrip edilmiş bir mezarlıktan görüntüler, (İbrahim Kamil, B ulgaristan’daki Türklcrin Haklan, Ankara 1989, & 7 1; The Tragedy oftheTurki$lı Müslim \1inorily in Bulgaria-Documi'nls. Foreign Polkv Instute. Ankara 1989, s. 81,83.)


İM


165

II -o > __ fji

i t ^ U t> 0/j C|


i

s

■i lU 5 tıû C O <u I* “ İÜ c c fc» o ^ c ö3 w M > I

I

t> eo

PQ

R C. BC S

V3

s

sa

■g S 00 o 3 m U (2

S S °

'/3 <» S

s-o- "a o

!0 !>'■ O W

PO w

^ " i -§

ÖN

---1—> 00

o

■S <

6 C

S ^I b ae *»' i? *«a 73 -o

â SS


167



169

S3 « a i

2

S

i l

s i

İrji l

ıs

^^ §Ü g 'g

'# İl I

:a | ^ .s

a .s -^1

■S^ s

I> I o

dJ "O c Ts

o -a t2 n


170

5

i

a.

< L> CA Ct 0> 3

B

'5 . £

u -O c "n OJ İM <u

E

:0 >^ ^ -S

«(/> î3 t«.

5 1

S8 (t)

-O c c w ■=: =s >> "U o ^ ^ § ., T3

fM C 'T 'S A S faJ İ2


O

t lL jM

k

Ek-43: Pomak Türklerinde gelin, damat ve yakmları. Pomak Türklerinin bazısında (Yakut ile Çuvaş îüıkJerme benzer bir şekilde) “kötü ruhlarla kötülüklerm gitmesi ve iyi ruhlarla iyiliklerin gelmesi” gayesiyle yapılan ve Göktann dini ınanvlanıun izlerim yansılan gclin yüzü boyama ve süslemesine dair bir örnek. Milattan önceki yüzyıllardan itibaren Türklerde Kamlar gibi din adamları da. Göktann inancı gereğince yaptıkları kutsama sırasında, “ruhlara şirin görünmek” Üzere yüzlerini boyar ve süslerlerdi.


172


m

Ek-45: Pomak Türklerinin yoğun olarak yaşadıkları Paşmaklı'da. Müslüman halkm 2(K)0’li yıllarda yaptırdığı câmi.


174

i

ri ı

4> M eö M a Uâ R) JZ

E

JS

I *5

a. U15b J3 ^>>

o S es

b.

••

3

U


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.