Yelpaze Istanbul Alisveris ve Yasam Dergisi

Page 1

aylık alışveriş ve ya şa m der gİsİ

yıl: 9

29 kasım - 29 aralık 2011

s a y ı

B

A

H

Ç

E

Ş

E

H

İ

R

98

Mutlu Yıllar!..

Lütfen

B a h ç e ş e h İ r , A r d ı ç l ı , I s pa rta k u l e , E s e nk e n t, B o ğ a z k ö y h a l k ın a d a ğ ı t ıl ır . a l a b İ l İ r s İ n İ z .




onlinemahzen.com

18 ülkeden 85 çeşit marka ve 525 farklı şarabı bundan böyle Bahçeşehir’de tek bir adreste bulabileceksiniz. Onlinemahzen.com İstanbul’da; Ataşehir, Kemerburgaz, Çiftehavuzlar şubelerinden sonra 4. işletmesini Bahçeşehir Hillpark Çarşısı’nda hizmete açtı. 18 ülkeden 85 çeşit marka ve 525 farklı şarabı tek bir adreste toplayan işletme, en kaliteli şarapları size özel paketlenmiş ambalajlarda evinize ve işyerinize teslim ediyor. Doğru saklama koşullarıyla yatay olarak bekletilen ve size teslim edilirken de yatay olarak gelen özel paketleme sistemiyle, ısı değişiklikleri de engellenmekte. Onlinemahzen.com’da bulunması zor yüzlerce şarap çeşidinin yanı sıra şarap haricinde diğer içki çeşitleri de mağazadan temin edilebiliyor. Piyasada bulunan bir çok içki çeşidinde fiyat aralığı benzer olsa da şarapta değişken fiyat politikası uygulandığını belirten işletme sahibi Ersen Öztürk, onlinemahzen.com’da dışarıdan alacağınız fiyatlardan çok daha uygun fiyata şarap alabileceğinizi belirtiyor. İşletmeden tüm bu özeliklerinin yanı sıra, şarap şişelerinin üzerinde yazmayan, şarap içimi ile ilgili, hangi yemekle hangi şarabın içileceği, hangi peyniri tüketebileceğinize dair birçok bilgiye de erişebiliyorsunuz.


Onlinemahzen.com Bahçeşehir’de... 18 ülkeden 85 çeşit marka ve 525 farklı şarabı bundan böyle Bahçeşehir’de tek bir adreste bulabileceksiniz. Hafta Sonu 02:00’ye Kadar Açığız...

MAĞAZALARIMIZ

onlinemahzen.com

Bahçeşehir Mağazası: Şelale Cd. Bahçeşehir Park Çarşı E Blok No:9 Gsm: 0542 897 62 64 Çiftehavuzlar Mağazası: Cemil Topuzlu Cd. No:47 / B ( Büyük Kulüp Karşısı ) Göktürk Mağaza: İstanbul Cd. No:48 / D Beyaz Konaklar Göktürk ( Kemerburgaz ) - Tel: 0212 322 91 53 Batı Ataşehir Mağaza (Merkez): Mimar Sinan Cd. Timur Sk. No:1 Batı Ataşehir - İstanbul - Tel: 0216 472 70 07


KENAN DOĞULU ve OZAN DOĞULU’nun, 3 yaşındayken yeteneklerini keşfeden, doğru bir sanat eğitimiyle iyi birer müzik adamı, sanatçı, aranjör olmalarını sağlayan babaları; YURDAER DOĞULU bizlere öyle bir miras bıraktı ki, bu mirası milyonlarca insanla paylaşsak da tükenmeyecek...

LONDRA MÜZİK AKADEMİSİ (LMC) YETKİLİ EĞİTİM VE SINAV MERKEZİ SOFYA ULUSAL MÜZİK AKADEMİSİ BALE SANATLARI BÖLÜMÜ YETKİLİ EĞİTİM VE SINAV MERKEZİ (ABRSM) İNGİLİZ KRALİYET MÜZİK AKADEMİSİ (ROYAL MÜZİK) EĞİTİM MERKEZİ olan Okulumuz’la BAHÇEŞEHİR’de hizmetinizdeyiz...


BAHÇEŞEHiR ’deyiz

• SÜREKLi DEVAM EDEN EĞiTiM PROGRAMLARIMIZ • • Bale Programları Klasik Bale, Modern Bale, Pre Bale... (3 yaş altı baleye hazırlık), Bale-Jazz, Yetişkin Bale, Yabancı Dil Bale Sınıfları, Konservatuara Hazırlık Bale...

• Jimnastik Programları Temel Jimnastik, Ritmik Jimnastik, Artistik Jimnastik...

• Dans Programları Latin Dansları, Klasik Danslar, Modern Danslar, Disco, Bugi, Break, Flemenko, Hiphop, Oryantal, Roman Dansları, Aero Oryantal...

• Kişisel Gelişim Programları: Tiyatro, Diksiyon, Artükülasyon, Fonatik, Beden dili, NLP teknikleri, Seminer Teknikleri, Duyma Engellilere Diksiyon, Oyunculuk Teknikleri, Pandomin, Resim, El Sanatları...

• Müzik Programları Elektro Gitar, Pop Gitar, Klasik Gitar, Bass Gitar, Flemenko Gitar, Mandolin, Org, Piyano, Bateri, Darbuka, Perküsyon, Bağlama, Saksafon, Trompet, Klarnet, Yan Flüt, Ney, Viyolonsel, Keman, Kemençe, Ud, Kanun, Akordeon...

• Diğer Eğitim Programları Şan, Solfej, Konservatuar ve Güzel Sanatlara Hazırlık Dersleri, Stüdyo, Ses Kayıt, Demo Kaset, Stüdyo Ortamında Orkestra Çalışmaları, Step, Aerobik, Plates, Yoga... DOĞULU MÜZİK BALE SANAT EĞİTİM MERKEZİ: 1.Kısım Çınar-10, Villa-4

Tel: (0212) 669 92 67

BEYLiKDÜZÜ : Tel: (0212) 873 11 05 - MiMARSiNAN : Tel: (0212) 864 11 14 - TORiUM AVM : Tel: (0212) 450 10 95

www.dogulumuzik.com.tr

info@dogulumuzik.com.tr


Aktüel

İstanbul Yılda 10 Milyon Turist Ağırlayacak... Dünya kenti İstanbul mevcut 766 konaklama tesisinde 93 bin 299'a ulaşan yatak kapasitesiyle yılda yaklaşık 10 milyon kişiyi ağırlayacak potansiyele ulaştı. Bu verilere göre konaklama kapasitesi nüfusuna yaklaşan İstanbul'a uluslararası otel zinciri markaları da yoğun ilgi gösteriyor.

Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliğinden (TUROB) alınan bilgilere göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve belediye belgeli olmak üzere İstanbul'da mevcut 766 konaklama tesisinde 46 bin 652 oda ve 93 bin 299 yatak kapasitesi bulunuyor. Bu verilere göre İstanbul, mevcut konaklama altyapısıyla, yılda 10 milyona yakın turisti ağırlayabilecek potansiyele ulaştı. Mevcut konaklama tesislerine yatırımı devam eden 25'i 5 yıldızlı otel olmak üzere 51 tesisteki 9 bin 512 oda ve 19 bin 800 yatak eklendiğinde, İstanbul konaklama altyapısı birkaç yıl içerisinde, 817 otelde 56 bin 164 oda ve 113 bin 99 yatak kapasitesine çıkacak. Kentteki konaklama tesislerinin 51'i 5 yıldızlı otel, 107'si 4 yıldızlı otel, 126'sı 3 yıldızlı otel, 80'i 2 yıldızlı otel, 18'i 1 yıldızlı otel, 3'ü apart tesis, 29'u butik otel, 7'si hostel tesis, 1'i motel, 69'u özel belgeli otel, 3'ü pansiyon ve 272'si belediye belgeli olarak faaliyet gösteriyor. İstanbul'un Avrupa yakasında 666 tesiste

8

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

39 bin 895 oda ve 79 bin 815 yatak kapasitesi mevcutken, Anadolu yakasında ise 100 tesiste 6 bin 757 oda ve 13 bin 484 yatak kapasitesi bulunuyor. Buna göre, mevcut konaklama tesislerinin yüzde 87'si, yatak kapasitesinin ise yüzde 85,5'i kentin Avrupa yakasında yer alıyor. İstanbul'daki konaklama tesisleri ağırlıklı olarak Beyoğlu, Şişli ve Fatih gibi ilçelerde yoğunlaşırken, Anadolu yakası butik otel ve pansiyon işletme sayısı olarak kentin diğer yakasından daha önde geliyor. Ayrıca kentte Kültür ve Turizm Bakanlığı belgeli tesislerin konaklama kapasitelerinin belediye belgeli tesislerden yaklaşık 6 kat daha fazla olduğu görülüyor. İstanbul'da Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan belgeli 494 otelde 39 bin 747 oda ve 79 bin 566 yatak kapasitesi bulunurken, belediye belgeli 272 tesiste 6 bin 5 oda ve 13 bin 733 yatak yer alıyor.

ve yatırımda olan markaların eklenmesiyle, 2013 yılı itibariyle İstanbul'da 28 uluslararası otel zinciri markası yer alacak. Uluslararası otel zinciri markalarına ait 71 oteldeki oda sayısı ise 15 bin 32'ye ulaşacak. İstanbul'da Best Western markası tesis sayısı olarak bünyesindeki 14 otelle ilk sırada yer alırken, bunu 6 otelle Radisson Blu ve Crowne Plaza markaları, 4 otelle Ramada ve Holiday Inn markaları takip ediyor. Ayrıca, yatırımları devam eden uluslararası markalardan Hilton Garden Inn, Holiday Inn Express ve Le Meridien'in 2012 yılında, Shangri-La otel zinciri markalarının ise 2013 yılında hizmete girmesi bekleniyor. OTEL YATIRIMCILARIN TERCİHİ “***** (5) YILDIZ”...

ULUSLARARASI MARKALAR İLGİLİ...

Kent genelinde devam eden otel yatırımlarına bakıldığında tercihin '5 yıldızlı' otelden yana olduğu görülüyor. İstanbul'da 5 yıldızlı 25, 4 yıldızlı 16, 3 yıldızlı 7, 2 yıldızlı 2 ve 1 yıldızlı 1 otel olmak üzere 51 otelin inşaatı devam ediyor.

Bu arada uluslararası otel zinciri markaları da İstanbul'a yoğun ilgi gösteriyor. Mevcut

Bu oteller 9 bin 512 oda ve 19 bin 800 yatak kapasitesiyle hizmete girecek.



Aktüel

İstanbul’a Rekor Bütçe... İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2012 yılı konsolide bütçesi 19 milyar 445 milyon 178 bin lira olarak belirlendi. Büyükşehir Belediyesi bu bütçesiyle 18 bakanlığın bütçesini geride bıraktı. AA muhabirinin Büyükşehir Belediyesi’nden aldığı bilgiye göre, 2012 yılında Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesi bir önceki yıla göre yüzde 0,7’lik bir artışla 7 milyar 300 milyon TL olarak belirlendi. Büyükşehir Belediyesi’nin bağlı kuruluşlarından İSKİ’nin 2012 yılı bütçesi 3 milyar 280 milyon 989 bin lira, İETT’nin 1 milyar 826 milyon 265 bin lira, bağlı şirketlerin de 7 milyar 37 milyon 924 milyon lira olarak öngörüldü. Bir önceki yıla göre yüzde 7,70 oranında artan konsolide bütçeden yatırımlara 8 milyar 40 milyon 85 bin lira (yüzde 41,35) ayrıldı. Konsolide yatırım bütçesi içinde Büyükşehir Belediyesi’nin yatırım miktarı 4 milyar 883 milyon 944 bin lira (yüzde 61), İSKİ’nin 1 milyar 474 milyon 741 bin lira (yüzde 18,34), İETT’nin 539 milyon 374 bin lira (yüzde 6,71), bağlı şirketlerin ise 1 milyar 142 milyon 26 bin lira (yüzde 14,20) olarak öngörüldü. Yatırımlara ayrılan pay... İstanbul Büyükşehir Belediyesi yatırım bütçesinden ulaşıma 2 milyar 996 milyon 929 lira (yüzde 61), çevreye 952 milyon 905 bin lira (yüzde 19,51), kültür ve turizme 144 milyon 961 bin lira (yüzde 2,97), sağlık ve

sosyal hizmetlere 327 milyon 279 bin lira (yüzde 6,70), afete de 461 milyon 870 bin lira (yüzde 9,46) ayrıldı. Böylece Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesinden yatırımlara toplam 4 milyar 883 milyon 944 bin lira (yüzde 61) ayrılmış oldu. Belediye bütçesinde en önemli yatırım kalemi olan ulaşıma bu yıl da önceki yıllarda olduğu en yüksek pay ayrıldı. İETT ve şirketlerle birlikte konsolide bütçeden ulaşıma ayrılan pay 3 milyar 996 milyona ulaştı. Bu rakam konsolide yatırımların yaklaşık yüzde 50’sini oluşturmakta. Büyükşehir Belediyesi’nin 2012 yılı gelir bütçesini 6 milyar 600 milyon, gider bütçesi ise 7 milyar 300 milyon lira olarak hesaplandı. Gelirlerin 124 milyon lirası vergi, 449 milyon lirası teşebbüs ve mülkiyet, 121 milyon lirası sermaye gelirleri, 5 milyar 874 milyon lirası da diğer gelirler başlığı altındaki Maliye Bakanlığı ve İller Bankası paylarından oluştu. Gelirgider bütçesi arasındaki denklik ise iç ve dış borçlanma yolu ile sağlandı. Bütçede 700 milyon lira borçlanma öngörüldü... Büyükşehir Belediyesi’nin 2012 yılı bütçesinde, 640 milyon lira iç borçlanma, 503

milyon lira iç borç geri ödemesi ve 947 milyon lira dış borçlanma, 384 milyon lira dış borç geri ödemesi olmak üzere kullanım ve ödeme farklarından oluşan 700 milyon lira borçlanma öngörüldü. Borçlanma yoluyla elde edilen kaynağın neredeyse tamamı raylı sistem ulaşımları için kullanılacak. 18 bakanlığın bütçesini geçti... İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 2012 yılı konsolide bütçesi 21 bakanlık içinde 18 bakanlığın bütçesini geride bıraktı. Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesini sadece 88 milyar 523 milyon 596 bin lira olan Maliye Bakanlığı, 39 milyar 169 milyon 379 bin lira olan Milli Eğitim Bakanlığı ve 31 milyar 551 milyon 963 bin lira olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bütçeleri geçti. Büyükşehir Belediyesi’nin konsolide bütçesi, genel bütçeli idareler arasında yer alan Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı, Başbakanlık, MİT Müsteşarlığı, MGK Genel Sekreterliği, Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü bütçelerini de geride bıraktı.

Büyükşehir Belediyesi’nin konsolide bütçesiyle geride bıraktığı bakanlıkların ve genel bütçeli idarelerin 2012 yılı için öngörülen bütçeleri (1.000 TL) şöyle: Milli Savunma Bakanlığı: 18.229.672 Sağlık Bakanlığı: 14.357.938 Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 10.484.859 Ulaştırma Deniz. ve Haber. Bakanlığı: 8.904.140 Aile ve Sosyal Politik. Bakanlığı : 8.841.713 Adalet Bakanlığı: 5.277.312 Gençlik ve Spor Bakanlığı: 4.469.119 İçişleri Bakanlığı: 2.585.387 10

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı: 2.236.131 Orman ve Su İşleri Bakanlığı: 1.846.902 Kültür ve Turizm Bakanlığı: 1.705.076 Dışişleri Bakanlığı: 1.351.947 Ekonomi Bakanlığı: 1.279.980 Kalkınma Bakanlığı: 1.067.700 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı: 929.814 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı: 582.718

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı: 384.676 Avrupa Birliği Bakanlığı: 151.171 Cumhurbaşkanlığı: 138.700 TBMM Başkanlığı: 651.252 Başbakanlık: 861.757 Mit Müsteşarlığı: 750.942 MGK Genel Sekreterliği: 14.376 Basın Yayın Enfor. Gen. Müdürlüğü: 89.462



Aktüel

İstanbul'daki Proje Fransa'da Tanıtıldı... Detayları sır gibi saklanan yat limanı projesi Seaport'un ilk görüntülerinin de ortaya çıkmasına sahne oldu. Fransa'nın Cannes kentinde düzenlenen ve dünyanın en prestijli gayrimenkul buluşmalarından biri olarak kabul gören MAPIC Fuarı, Rönesans Gayrimenkul'ün İstanbul Zeytinburnu'nda detayları sır gibi saklanan yat limanı projesi Seaport'un ilk görüntülerinin de ortaya çıkmasına sahne oldu. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın Türk firmalarının standlarını ziyaret ettiği MAPIC'te bakana, diğer projeler için olduğu gibi Seaport hakkında da bilgi verildi. Maketi ilk kez bu fuarda sergilenen Seaport projesinin arsası Rönesans Gayrimenkul tarafından 2006 yılında Milli Emlak'tan 49 yıllığına kiralanmıştı. Zeytinburnu Kazlıçeşme'de toplam 1.47 milyon metrekare alan üzerinde gerçekleştirilmesi planlanan projeye Mimarlar Odası, planların İmar Kanunu'na aykırı olduğunu ileri sürerek Danıştay'da dava açmış ve Danıştay 6. Dairesi, imar planlarının yürütmesini 2009 başında durdurmuştu. 1.5 MİLYAR EURO'LUK PROJE... Rönesans Gayrimenkul, Seaport projesiyle ilgili olarak üst mahkemeden çıkacak kararı bekliyor. Projenin 1.5 milyar euro maliyetle 4 yılda yapılması planlanıyor. 700 bin metrekare kapalı inşaat alanı olan projenin 300 bin metrekaresi deniz doldurularak yapılacak. Projenin yapılması durumunda Zeytinburnu'nun çehresini tamamen değiş-

tirmesi bekleniyor. Bakan Babacan ayrıca, Zorlu, Rönesans ve Eroğlu'nun projelerini inceledi. Bakan, Zorlu'nun standını gezerken yaptığı açıklamada Zorlu Center'ı tebrik ettiğini belirterek, Türk firmalarının bu güzel eserleri ile gurur duyduğunu söyledi. Babacan, fuarda Eroğlu Yapı'nın ilk kez adını açıkladığı Bursa'daki Harmony Towers projesi ve Platform Merter projesini gezdi. ANADOLU YAKASINDAN İSTANBUL'A 10.000 KONUT... Ne Avrupa'da yaşanan kriz ne de kredi faizlerindeki yükseliş yatırımcının iştahını kesti.

Bunun en önemli yansımalarından biri yatırımlardan daha düşük pay alan Anadolu yakasında bile son 4-5 ayda yeni konut sayısının 10 bini bulmuş olması Kredi faizlerindeki yükseliş, Avrupa ülkelerinde yaşanan kriz, konut geliştirme iştahında hiçbir tıkanma yaratmamış görünüyor. Bu durumun en belirgin yansımalarından biri, daha önceki zamanlarda konut yatırımlarında hep daha geri planda olan Anadolu yakasında yatırım dozunun artmış olması. Yaz sonları ve sonbahar başlarından itibaren İstanbul'un Anadolu yakasında 10 bine yakın konut satışa sunuldu.

İstanbul Yine Göçün Lideri!..

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre göç alan illerin başında İstanbul geliyor. Türkiye'de illerin yüzde 70'i göç verirken, 81 ilin 56'sı net göç verdi. Göç alan illerin başında ise İstanbul geliyor. En fazla göç veren iller ise Tokat, Yozgat ve Erzurum. Göç alan iller arasında ekonomik gelişmişliği daha yüksek olan büyük şehirler başı çekerken, göç alan illerin başında da İstanbul geliyor. İstanbul'u, Ankara ve Antalya izliyor. Türkiye'de bir yılda 2 milyon 360 bin kişi de yer değiştirdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlenen bilgilere göre, en fazla göç veren iller ise Tokat, Yozgat ve Erzurum oldu. 20092010 döneminde, 81 ilin 56'sı net göç verdi, 25'i ise net göç aldı. İstanbul'a söz konusu dönemde, 439 bin 515 kişi yerleşirken, İstanbul'dan 336 bin 932 kişi de ayrıldı. Böylece, İstanbul'un net göç sayısı ise 102

12

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

bin 583 oldu. Aynı dönemde Ankara'ya 182 bin 845 kişi göç ederken, 133 bin 440 kişi de Ankara'dan ayrıldı ve net göçde 49 bin 405 olarak gerçekleşti. En fazla göç alan üçüncü şehir ise Antalya olurken, Antalya'ya 86 bin 907 kişi göç etti, 61 bin 662 kişi de ayrıldı. Tokat ise 15 bin 565 kişi ile en fazla net göç veren şehir oldu. Tokat'a 25 bin 430 kişi göç ederken, 40 bin 995 kişi de bu şehirden ayrıldı. Yozgat'a aynı dönemde, 16 bin 181 kişi gelirken, 29 bin 618 kişi ayrıldı ve net göç 13 bin 437 oldu. 2009-2010 döneminde en fazla göç veren bir diğer şehir de Erzurum oldu. Erzurum'a 23 bin 294 kişi geldi ve Erzurum'dan 35 bin 711 kişi ayrıldı, net göç 12 bin 417 kişi olarak gerçekleşti. Bu arada, aynı dönemde en fazla göç alan iller arasında, Bursa, Ko-

caeli, Tekirdağ ve İzmir'de yer aldı. En fazla göç veren şehirler arasında ise Diyarbakır ve Samsun'da bulunuyor. BİR YILDA 2,4 MİLYON KİŞİ YER DEĞİŞTİRDİ... Türkiye'de bir yıl içinde 2 milyon 360 bin 79 kişi de yer değiştirdi. Bölgeler bazında bakıldığında ise en fazla göç alan bölge Batı Anadolu olurken, Batı Anadolu'nun aldığı göç 221 bin 690, verdiği göç 182 bin 562, net göç ise 39 bin 128 oldu. En fazla net göç veren bölge ise 50 bin 720 kişi ile Batı Karadeniz bölgesi oldu. Batı Karadeniz'in aldığı göç 132 bin 326, verdiği göç ise 183 bin 46 olarak gerçekleşti.



Editör

Nihat Emeksiz

nihat.e@yelpazeistanbul.com

SORU: BAHÇEŞEHİR’E METRO GELECEK Mİ?.. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI... Sayın NİHAT EMEKSİZ; İlgi: 10/11/2011 15:41:22 Tarih ve 1118029 Nolu Başvurunuz... Başvurunuzda yer alan konu değerlendirilmesi ve gereği için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Planlama Müdürlüğüne iletilmiş olup alınan bilgi aşağıdaki gibidir; "Müdürlüğümüzce uygulama projeleri bitirilmiş ve 2012 yılı içerisinde inşaat ihalesi yapılacak olan “Kabataş- Mahmutbey Metrosu” Kabataş’tan başlayarak sırasıyla Beşiktaş, Mecidiyeköy, Kağıthane, Alibeyköy gibi merkezlerden geçerek Mahmutbey’e ulaşacaktır. Hazırlanan "Kabataş-Mahmutbey Metro Hattı" projesinin devamında Halkalı’ya ve inşaatı devam eden OtogarBağcılar - Başakşehir - Olimpiyatköy Metrosunun da Bahçeşehir - Esenyurt bölgesine uzatılması hususunda gerekli proje çalışmaları devam etmekte olup, uzun vadede projenin inşaatının yapılması planlanmaktadır. Böylece, bölgedeki yoğun trafik rahatlatılacak ve yolculuklar daha konforlu olarak sağlanacaktır SORU: BAHÇEŞEHİR’E BANLİYÖ TRENİ UZATILACAK MI?.. Sayın NİHAT EMEKSİZ , 19/11/2011 tarih ve 57783 sayılı başvurunuz, ilgisi nedeniyle DEVLET DEMİRYOLLARI 1. Bölge Müdürlüğüne yönlendirilmiştir. Başvurunuza, ilgili birimden cevap gönderilecektir. Bilgilerinize. Ulaştırma Bakanlığı

14

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

BAHÇEŞEHİR’DE ULAŞIM...

SORU: OTOBÜS SEFERLERİ ARTIRILACAK MI?.. Bu sorunun yanıtını Belediye Başkanı ve Belediye Meclis üyeleri 146 T ve 76 D otobüslerine bindikten sonra yanıtlarlarsa iyi olur. TRENLE ULAŞIM; Ispartakule İstasyonundan Sirkeci’ye kalkış sabah 08:25- öğle 12:05- gece 20:50. Sirkeci İstasyonundan Ispartakule yönüne sabah 07:30- öğlen 15:20 - akşam 18:00. Tren ulaşımından yukarıda belirtilen sefer saatlerinde yararlanmak mümkündür. Bu seferlerin daha sık yapılması ise Devlet Demir Yolları’nın insiyatifinde bulunmaktadır. OKUYUCU MEKTUPLARI: Ispartakule ulaşım sorunu... Bahçeşehir’den ıspartakule’ye ulaşım güzergahı ve bağlantılarını isteseniz de bu kadar kötü yapamazsınız!!! Ispartakule’ye gitmek için 2 km’lik yolu 10 km dolaşarak varıyorsunuz! En kısa bağlantı yolları yapılmalı. Ayrıca, Ağaoğlu My Town sitesine ulaşım üvey evlat kalmış durumda! TEM'in yanında fakat TEM’den otobüse binebilmek için Bizim Evler köprüsüne vesait tutmak gerekiyor. Yazık... İlgi lütfen... TÜLİN İÇEN Sayın yetkili... Daha önce defalarca şikayette bulunmama rağmen belirttiğim konularda hiç bir aksiyon alınmamıştır. Şikayetlerime cevaben gönderilen mailler adam oyalamak dışında başka hiç bir amaç içermemektedir. İlk talebim geçen senenin 10. ayında iletilmiş olup o zamandan bu zamana mevsim koşulları, iş planı vs yapılamamış mıdır?..

O zaman ben bu belediyenin ne işe yaradığını sorabilir miyim?.. En temel ihtiyaçlarımızı bile karşılamak 1 seneyi alıyorsa vay halimize... Alt tarafı yola hız tümseği koymak, aydınlatmaları tamir edip wattlarını yükseltmek ve yol çizgilerini çizmek ne kadar zaman ve iş yüküne mal olmaktadır?.. Artık oyalayıcı cevaplar almaktan sıkıldım ve ben icraat görmek istiyorum. Bayramlarda atılan mesaj tebrikleriyle, her mevsimde göbeklerde değiştirilen çiçeklerle vs. belediyecilik yapılmış olunmuyor. Ayrıca Bahçeşehir Gölet Mevkinin oradaki tren yolunun üstünden geçen köprüye yaz başında "saksı içinde ağaç" koydunuz ve beklenen gerçekleşti ağaçlar kurudu, geçenlerde değiştirip yenilerini diktiniz. Saksıda ağacın yetişmeyeceğini herkes bilir, söyler misiniz bu israftan başka nedir?.. Ve bir başka konuda Bahçeşehiri reklam tabelaları yığınına çevirdiğinizdir. Her yer yeni yapılan inşaatların, cafelerin, vs reklam tabelaları ile dolup taştı ve kötü bir şekilde görüntü kirliliğine sebep olmaktadır. Taleplerimi daha net anlamanız için maddelendiriyorum; 1) Başakşehir/Bahçeşehir 2801 sokak, mesa nurolun yanından başlayan Armina Evlerine kadar devam eden tek gidiş-tek gelişli yolun aydınlatılması (Ampullerin wattları yetersiz, ekibiniz akşam saatlerinde belirttiğim bölgeye gelirse ne istediğim daha net anlaşılır.) 2) Güzergahını belirttiğim bu yola hız kesici tümseklerin yapılması... 3) Güzergahını belirttiğim bu yola yol çizgilerinin çizilmesi... 4) Gereksiz reklam tabelalarının kaldırılması, görüntü ve çevre kirliliğinin engellenmesi... Burcu Onaran Adak...


36 AY TAKSNiIT iMKA

3 AY iÇiNDE

KOSULSUZ

iADE


Editör Çift katlı otobüs Bahçeşehir-Taksim Bahçeşehir-Mecidiyeköy otobüsleri son 4 gündür tek katlı neden?.. Çift katlı otobüslerine ne oldu?.. Zaten çift katlı bile yeterli gelmiyorken bu da nerden çıktı?.. Daha çok sefer artırılması gereken bir yere böyle bir şey yapılması çok saçma. Hem de çift bilet kesiliyor. Başak Çelik Tıkış tıkış gitmeye razı mısın?.. Başakşehir yönüne otobüs seferlerini arttıralım, olacak gibi değil. Gerçekten üst üste gidiliyor. 7 senedir hep böyle. El atmayı düşünüyor mu yetkililer?.. Bir Okuyucu Bu kadar da olmaz!.. 10 Kasım Ata’yı anma törenleri için Gölet’de tören alanında bulunuyordum. Törenler henüz başlamamıştı. Çelenkler gelmeye başladı. Belediye’ye ait bir araçtan önce Belediye’nin sonra Kaymakamlığın, daha sonra da AKP’nin çelengini indirdiler. Belediye o kadar insanın gözü önünde AKP’nin belediyesi olduğunu göstermeli mi?.. Özgür Acar

Bahçeşehir depreme ne kadar hazır?.. 1999 Marmara Depreminden sonra Bahçeşehir, Boğazköy, Esenkent ve Gölevler bölgelerinde Belediye deprem için hangi çalışmaları yaptığını açıklasa da; bizde bu bölgenin sakinleri olarak nasıl bir zemin üzerinde oturduğumuzu bilsek iyi olur. Bahçeşehir’de her bina sanıldığı kadar sağlam zemin üzerine oturuyor mu?.. Binaların sağlamlığı bizi olası bir depreme karşı korur mu?.. Bunların bilinmesinde yarar vardır. Yine de Belediye’nin zemin etüdü yapıp açıklama yapması gerekir. Eğer Belediye bu çalışmayı yapmayacaksa apartman ve ada parsel yönetimleri birleşerek, bir an önce bölgenin zemin etüdü çalışmasını ortaklaşa yaptırması gerekir diye düşünüyoruz. A 22 sakinleri DÜZELTME: 97 sayımızda BAGDAŞ (Bahçeşehir Gaz Dağıtım) ile ilgili verdiğimiz bir haberde dizgi yanlışlığı olmuştur. Haberde Bahçeşehirli İstanbul’da tüm abonelerden 7 kat daha pahalıya gaz kullanmasına karşın cümlesi, Bahçeşehirli İstanbul’da tüm abonelerden

daha pahalıya gaz kullanmasına karşı yazması gerekiyordu... Düzeltir, özür dileriz. BAGDAŞ (Bahçeşehir Gaz Dağıtım) KASIM 2011 itibariyle Fiyat Bilgilendirmesi

İGDAŞ: 0,712542 TL/m³ + KDV BAŞKENT GAZ: 0,706734 TL/m³+KDV BAHÇEŞEHİR GAZ : 0,725464 TL/m³+KDV TÜRKÇE OLMAYAN TABELALARA DAHA FAZLA VERGİ İlk kez anadilin devlet dili olarak uygulandığı Karaman’da Karamanoğlu Mehmet Bey anısına Karaman’da Türkçe olmayan işyeri tabelasına %100 vergi uygulaması yapılması kararı alınmıştır. Emlak vergilerini fahiş oranda artıran Başakşehir Belediyesi tabela vergileri için böyle bir uygulamaya ne der acaba.

Goranje Mutfak Bahçeşehir’de... Banyodan mutfağa ev kullanımına yönelik birçok üründe dünya markası olan GORANJE, Bahçeşehir Hillpark Çarşısı’nda yeni açtığı GORANJE MUTFAK Showroomuyla, Bahçeşehililere kalite ve şıklığı bir arada sunuyor. Gorenje Grup, altmış yıllık geçmişinin haklı gururuyla önde gelen Avrupalı üreticiler arasında yer alıyor. Teknolojik açıdan mükemmel, üstün şekilde tasarlanmış ve enerji açısından verimli Gorenje, Atag, Mora, Pelgrim, Etna, Körting ve Sidex markalarıyla sunulan ev eşyaları tüm dünyada yetmişi aşkın ülkedeki tüketicilerin yaşam kalitesini artırıyor. Faaliyet alanında ev eşyalarının yanı sıra mutfak ve banyo mobilyaları ve ev kullanımına yönelik çok çeşitli ürünlerde yer alıyor.

Bahçeşehirliler Derneği Olağan Genel Kuruluna Davetlisiniz...

Bahçeşehir’de söz sahibi olmak isteyen tüm Bahçeşehirlileri bekliyoruz. Genel Kurul Tarihi :

1 Ocak 2012 Pazar Saat: 14:00 Çoğunluk Sağlanamazsa 2. Toplantı tarihi:

8 0cak 2012 Saat: 14:00 Yer: Yelpaze İstanbul Toplantı Salonu Bahçeşehir Gölet Yolu Badem 16 Villa 01

Bilgi için GSM: 0532 374 42 54 16

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

Bahçeşehir'de bir Şampiyon!..

-TROY ONEItalian Cane Corso CACIB Uluslararası Yarışmada 'En İyi Yavru' unvanını daha girdiği ilk yarışmada alarak Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdi. 14. haftalık Troy'un Hakem Horst Kliebenstein tarafından aldığı başarılı dereceyi sevgi ve disipline bağlayan sahibi Erhan Aydın’ı da ayrıca tebrik ederiz.


Aktüel

İstanbul’un Kalbi Artık, Batı Yakasında Atıyor!.. İstanbul’un iki yakasında prestijli gayrimenkul projelerine imzasını atan Akiş Gayrimenkul Yatırımı A.Ş.’nin Esenyurt’ta hayata geçirdiği Akbatı Alışveriş ve Yaşam Merkezi, İstanbul’un yeni şehir merkezi haline geldi.

Detaylı bilgi için;

www.akbati.com Seçkin mağaza karması, 9 sinema salonu ve dünya mutfaklarını buluşturan restoranların yanı sıra, her hafta birbirinden eğlenceli etkinliklerle 7’den 77’ye tüm ziyaretçilerine keyifli bir yaşam alanı sunan Akbatı AVYM, Türkiye’ye ilk kez getiriIen Natural History Museum’un ünlü sergisi Ice Station Antarctica’ya da ev sahipliği yaparak dikkatleri üzerine çekiyor. Ziyaretçilerini 15 Eylül 2011’den itibaren ağırlamaya başlayan, alışveriş merkezi ve rezidanslarıyla kalite ve konfor anlayışını en üst seviyelere taşıyan Akbatı Alışveriş ve Yaşam Merkezi, bölgenin ve Esenyurt’un parlayan yıldızı olmaya devam ediyor. Akmerkez projesinin de yaratıcısı olan dünyaca ünlü ABD’li Development Design Group (DDG) tarafından tasarlanan Akbatı; Mimari tasarımı, iç avluları ve galerileriyle günümüz modern insanına hitap eden seçkin bir yaşamın simgesini temsil ediyor. 4 katlı olarak tasarlanan Akbatı’da net 65.400 m2 kiralanabilir alan içinde; 200’e yakın mağaza, 9 sinema salonu, birbirinden farklı lezzetler sunan food court bölümü, çocuk oyun ve eğitim alanları ile 3.000 araçlık otopark yer alıyor. Alışveriş sokaklarının açıldığı bir meydan olan, konser, defile gibi pek çok gösteri ve etkinliğin gerçekleştirileceği Fountain Court’un yanı sıra çeşitli etkinliklerin düzenleneceği

alanları da bulunan Akbatı AVYM tasarım farklılığıyla ziyaretçilerin de beğenisini kazanıyor. Akbatı AVYM içinde oluşturulan Kids Lounge, Green Lounge ve Pink Lounge alanlarında ziyaretçilerin keyifli vakit geçirmeleri sağlanıyor. Farklı temalara sahip yürüyüş yolları ile ziyaretçilerine zevkli ve kolay alışveriş olanağı sunan Akbatı’da zengin mağaza karması ve mağazaların arasına serpiştirilen cafe ve restoranlar da dikkat çekiyor. Geniş şeffaf çephesi ile iç mekanda gün ışığı da sağlanan Food Court alanında ziyaretçilere birbirinden farklı lezzetler sunan markalar yer alıyor. Türkiye’de ilk kez Akbatı’da sergilenen Ice Station Antarctica sergisi ile yalnızca çocuklara değil ailelerine de heyecan dolu bir deneyim yaşatılıyor. İlgiyle karşılanan sergi 2 Ocak 2012 tarihine kadar Akbatı’da sergilenmeye devam edecek. Akbatı Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin en büyük farklılıklarından biri sahip olduğu Festival Park. Önümüzdeki günlerde önemli kültür ve sanat etkinliklerine ev sahipliği yapacak olan Festival Park’ın, bölgedeki hareketliliği de arttırması bekleniyor. Yerli-yabancı en seçkin markalar Akbatı AVYM’ye akın etti… Dünyanın önde gelen markalarını ziyaretçileriyle buluşturan ve seçkin bir marka karmasına sahip Akbatı AVYM’de, H&M, Zara, Marks&Spencer, Hugo Boss, Lacoste, Tommy

Hilfiger, Napapijri, GAP, Swarovski, Starbucks gibi yabancı markaların yanı sıra 5M Migros, Boyner, LC Waikiki, Teknosa Exxtra, Koçtaş, Arçelik, Beymen Club, DESA, Hotiç, Mavi Jeans, Remzi Kitabevi gibi önde gelen Türk markaları da yer alıyor. Çocukların ve gençlerin büyük ilgi gösterdiği Macera Adası, Lazer Arena ve bowling salonunun yanı sıra Cinebonus tarafından işletilen sinema salonları da Akbatı Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin en çok beğeni toplayan alanları içinde yer alıyor. Konfor ve kalite anlayışını zirveye taşıyor… İstanbul’un en büyük alışveriş merkezlerinden biri olarak hayata geçen Akbatı Alışveriş ve Yaşam Merkezi üzerinde yer alan Akbatı Residences ise 21 katlı Mavi Kule ve 11 katlı Yeşil Kule’de loft, penthouse, düz, dubleks ve teraslı olmak üzere 348 rezidanstan oluşuyor. 220 milyon dolar yatırımla bölgenin ekonomik canlılığına büyük ölçüde katkı sağlayan Akbatı’da rezidans sakinlerine özel, sosyal ve spor alanlarda kapalı yüzme havuzu, sauna, buhar odası, pilates, masaj odası, fitness salonu ve cafede, peyzaj düzenlemesi içinde lavanta bahçeleri, nilüfer bahçesi, açık yüzme havuzu, güneşlenme terasları, çocuk havuzu ve oyun alanları, dinlenme alanları ve yürüyüş yollarının yanı sıra, TV lounge ve business center ile kalite, konfor ve hizmet anlayışının ön planda tutulduğu benzersiz bir yaşam alanı sunuluyor.


Röportaj

BAŞAKŞEHİR KENT MECLİSİ KURULDU; BAHÇEŞEHİR YİNE UNUTULDU!.. 29 Mart yerel seçimlerinden 3 ay sonra kurulması Belediyeler yasasının 76. maddesine göre zorunlu olan Kent Meclisleri nihayet 32 ay gecikmeli olarak Başakşehir’de de kuruldu.

Toplantı Belediye Başkanı’nın çağrı yaptığı 75 delegeden 59 delegenin katılımı ile başladı. Bahçeşehir’den mevcut 2 muhtarın dışında Boğazköy Camii Yaptırma Derneği ile Bahçeşehir Kaliteli Yaşam Derneği’nin katıldığı gözlendi. Toplantıda Başakşehir kent meclisi başkanlığına Belediye Başkanı Mevlüt Uysal tek aday gösterildi. Oy çokluğu ile meclis başkanlığına seçilen Mevlüt Uysal’a ve yürütme kuruluna, listelerin önceden hazırlanılarak toplantıya gelindiğine yönelik, MHP İlçe Başkanı ve bazı delegeler tarafından eleştiri yapıldı. Başakşehir Belediyesi Bahçeşehir Sivil Toplum Kuruluşlarını dikkate almıyor!.. Bahçeşehir’in neredeyse kuruluşu ile birlikte kurulan ve bugüne dek Bahçeşehir’in ve yaşayanlarının menfaatine birçok konuda öncü olan Bahçeşehirliler Derneği başta olmak üzere, Bahçeşehir Musiki Derneği, Bahçeşehir Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Bahçeşehir Rotary Kulübü Derneği’ne, 10 Aralık 2011 tarihinde Bahçeşehir Muhsin Ertuğrul Konferans salonunda gerçekleşen KENT MECLİSİ TOPLANTISI ile ilgili hiçbir yazılı ve sözlü bilgilendirmenin yapılmadığını öğrendik. Konuya dair geniş açıklamalara dernek başkanları nezdinde bir sonraki sayımızda ulaşabileceksiniz.

18

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

Kent meclisi nedir?.. Kent meclisi halkın demokrasiye duyduğu ihtiyaçtan doğmaktadır. Site devletlerinin olduğu dönemlerden bu güne kadar kent meclisleri vardı. Bu gün arena olarak bilinen alanlar kent meclislerinin toplantı yerleridir. Anadolu’nun site devletlerinde bu tür yerleri görmekteyiz. Kent meclislerinin başlangıcı Anadolu da başlamış diyebilir miyiz?.. Elbette. Anadolu Medeniyetleri tarihi incelediğinde, agoralar, köy meydanları, değişik zamanlarlarda yapılan mabetler halkın bir arada bulunduğu mekanlardır. Halk ibadetleri yanında yönetimlere isteklerini bu meydanlar aracılığı ile iletirdi. Yerellik ilkesi antik çağdan günümüze Anadolu’da kurulan ilk site devletlerinden filizlenmiştir. Demokrasinin gelişmesinde meydanların önemi çok fazladır. Önce Anadolu’da daha sonra Avrupa’da kurulan ilk yerleşim yerlerine bakınız, önce meydanları görürsünüz. Daha sonra kentlerin sembolü olan meydanlar demokrasinin başladığı yerler olarak anılmaya başlandı. Bizde Ankara Kızılay Meydanı, İstanbul Çağlayan, Taksim Meydanı, Mısır’da Tahrir Meydanı, Çin’de Tiananmen Meydanı gibi pek çok meydan ismi saymak mümkündür.

Kent Meclislerinin Dünyada başlangıcı nasıldır?.. Brezilya’nın Başkenti Rio’da 1992 yılında gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler “Yeryüzü Zirvesinde”, “Sürdürülebilir Kalkınma” ilkesi 21 yüz yılın temel ilkesi olarak belirlenmiştir. Bu temel ilkelerin uygulanabilirliğini sağlamak için değişik alanlarda eylem alanları belirlenmiş ve bu konuda hazırlanan raporlar “Gündem 21” adıyla BM tarafından kabul edilmiştir. Türkiye’de “yerel Gündem “ süreci nasıl başlamıştır?.. 1997 yılı sonunda, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı desteğiyle başlatılmıştır. Daha sonraki yıllarda Türkiye Yerel Gündem 21 Programına dönüştürülmüştür. Kent konseyi kentler için sağladığı kazanımlar nelerdir?.. İnsanlar yaşadıkları bölgede her olayın içinde olmak istiyorlar. Ancak, seçilmiş olan kişilerin dışında olanların kentin yönetimine katkı sunma yolları sınırlıdır. İşte kent konseyleri halka kapanan kapıları açmak için geliştirilmiş bir yöntemdir. Kentine sahip çıkmak, kararlara aktif olarak katılmak, bazı projelere ortak olmak kentte yaşayanların en doğal hakkıdır. İnsanlar bu istek-


lerini bu güne kadar sivil toplum kuruluşları kanalıyla yapıyorlardı. Şimdi ise farklı amaçlar için seslerini duyurmaya çalışan STK’ları kent konseyleri adı altında bir araya gelerek seslerini kent konseylerinde duyurmaktadırlar. Kent konseyi bunu nasıl sağlayacaktır?.. Kent konseyinin; çocuk, kadın, emekli, gençlik, engelli meclisleri ve çalışma grupları vardır. Belediye çalışmalarını bu gruplarla birlikte sürdürerek ortak bir kent bilinci yaratılmasını sağlayacaktır. Kent meclisinin yasal dayanağı nedir?.. Belediyeler kanununun 76 maddesine göre kurulmaktadır. Bu güne kadar 47 il kent meclisini ilçeleri ile birlikte oluşturmuştur. Ayrıca kent konseyleri “Türkiye Kent Konseyi Birliği” adıyla üst kuruluşa da sahiptir.Türkiye genelinde 3225 ilçe merkezimiz ve o kadar da belde merkezlerimizin olduğunu düşünecek olursak yaygın bir örgütlenme ağı kendiliğinden doğmaktadır. Başakşehir’de kent meclisi bu güne kadar neden kurulmadı?.. Belediye Başkanımız Sayın Mevlüt Uysal, yerel seçimlerden önce, Bahçeşehir City Club’ta sivil toplum kuruluşları ile düzenlediği bir toplantıda “kent konseyinde alınan kararları hayata geçireceğiz” diyerek kent konseyine gerekli önemi vereceğini söylemişti. Ama bu güne kadar kent konseyini kurmamasının nedenini bilemiyoruz. Kent konseylerinin kuruluşu her ne kadar Belediyeler Kanununa dayansa da, Kent Konseylerinin gerçek kuruluşu bir ihtiyacın olmasına bağlıdır. Bu ihtiyacı, kent sakinleri de, kenti yönetenler de duyabilir. Yöneticiler şimdiye kadar kent meclisinin kurulması yönünde ki talepleri önemsememiş olabilirler. Başakşehir’de bu ihtiyaç var mı?.. Fazlası ile var. Başakşehir yeni bir kent. Üç ayrı bölgeden oluşuyor. Sosyal yapıları farklı bu üç bölgenin ortak bir noktada buluşması zorunluluğu var. Şehrin ortak olarak kullandığı alanı, yolu, gezinti alanı, tiyatrosu, lokantası, otobüsü say sayabildiğin kadar, ortak hiçbir şeyi yok. Bir kenti kent yapan tarihi, kültürü, folkloru, binaları, sokakları, çeşmeleri, gezinti alanlarıdır. Eskişehir’i düşününüz? Bir Kalabak suyu, Porsuk Çayı, Kılıçaslan Sineması, Yunus’u, İnönü’sü...Bunlar Eskişehir’in kimliğini oluşturmuştur. Bir Kasımpaşa, Kadıköy, Karşıyaka bu semtlerde yaşayanlara bir kimlik vermiştir. Ben Malatyalıyım derken Malatyalı olma sözünün derinliğine inmem için yüzlerce yıl geriye gidiyorum. Kentin kimliği varsa üzerinizde taşırsınız. Yoksa sadece o kentte yaşarsınız. Başakşehir gibi yeni kurulan kentlerde ortak bir kültür oluşturabilmek için, önce demokrasi ile barışık olması gerekir. Bu bakış tarzı o kentin geleceğini belirler. Şu anda Başakşehir bir deniz ise, Başakkonut, Altınşehir, Bahçeşehir bu denize dökülen kollardır. Başakşehir’e bu kollardan birisi üzerinden değil, bu kolların döküldüğü deniz üzerinden bakmalıyız. Yani bütünü görmeliyiz. NOT: Bu yazının geniş metnini, www.yelpazebahcesehir.com adresinde okuyabilirsiniz...


Aktüel

İstanbul'a İki Yeni İlçe Önerisi!.. İstanbul'da Bahçeşehir adıyla yeni bir ilçe kurulması istendi. Daha önce de Hadımköy'ün ilçe yapılması önerilmişti. İki teklif de benimsenirse, İstanbul'un ilçe sayısı 41'e yükselecek.

CHP İstanbul milletvekili Mevlüt Aslanoğlu tarafından hazırlanan kanun teklifinin gerekçesinde, Bahçeşehir beldesinin Başakşehir ilçesine bağlandığı hatırlatarak, ilçe merkezine ulaşım için toplu taşıma aracı olmadığı ve vatandaşların 30 kilometre yol katetmek zorunda kaldıklarını belirtildi. CHP İstanbul milletvekili Süleyman Çelebi de bir süre önce Hadımköy'ün ilçe olması için yasa teklifi hazırlamıştı. Teklifin gerekçesinde, Hadımköy'ün Arnavutköy'e bağlı mahalleye dönüştürüldüğü hatırlatıldı. Hadımköy'de 600 sanayi tesisinin bulunduğu ve binlerce kişinin çalıştığı vurgulanarak, vatandaşların adli konular için 60 kilometre uzaklıktaki Gaziosmanpaşa'ya gitmek zorunda kaldıkları belirtildi. Her iki teklif de

TBMM İçişleri Komisyonu ve Genel Kurulda ele alınacak. 39 İLÇESİ VAR... İstanbul'un halen 25'i Avrupa yakasında; 14'ü ise Anadolu yakasında olmak üzere 39 ilçesi bulunuyor. İstanbul'da ilk olarak 1954 yılında Şişli, 1957 yılında ise Zeytinburnu ilçe oldu. Son olarak da Arnavutköy, Ataşehir, Başakşehir, Beylikdüzü, Çekmeköy, Esenyurt, Sancaktepe ve Sultangazi ilçe yapıldı. İstanbul'daki 39 ilçeye, 782 mahalle, 152 köy bağlı bulunuyor. İTO'nun bu yıl Ağustos ayında yaptığı araştırma sonucu 39 ilçe arasında Kadıköy, yaşam kalitesinin en yüksek olduğu ilçe olarak belirlenmiş, son sırada ise Esenler yer almıştı.

21 Aralık 2012 Yeni Bir Çağın Başlangıcı Olacakmış!.. 21/12/2012 için son kehanet Avustralyalı bilim adamı, Kolomb öncesi Amerika uygarlıklarından biri olan Mayalara ait tabletlerde 21 Aralık 2012 tarihiyle ilgili kehanetin yanlış anlaşıldığını tabletlerin kıyametten değil yeni bir çağın başlangıcından söz ettiğini ileri sürdü. Meksika Antropoloji ve Tarih Enstitüsü, geçen hafta ülkenin doğusundaki Tabasco eyaletinde yer alan Tortuguero antik kenti yakınlarındaki Comalcalco harabelerinde yıllar önce keşfedilen taş tabletin, 2012’de dünyanın sonunun geleceği kehanetini yinelediğini açıklamıştı. Hem söz konusu tableti hem de Meksika’nın güneyindeki Palenque arkeolojik sitesinde bulunan hiyeroglifleri inceleyen Avustralya’daki La Trobe Üniversitesi’nden Sven Gronemeyer, tabletlerin 400 yıllık 13. dönemin sonuna denk düşen 21 Aralık 2012 tarihinde gizemli Maya tanrısı Bolon Yokte’nin dünyaya dönüşünü tasvir ettiğini söyledi. Maya tanrısı dönecek... Mayaların 13 rakamını kutsal kabul ettiğini belirten Gronemeyer, tabletlerde sanılanın

20

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

aksine kıyametten söz edilmediğini kaydetti. Yaklaşık 1300 yıl öncesine ait olduğu sanılan Comalcalco tabletindeki metnin son kısmının çatlaklar nedeniyle okunamaz hale geldiğini belirten Gronemeyer, yazıtın M.Ö. 3113’te başlayan Maya takviminin 5125 yıllık döngüsünün sona ereceğini kastettiğini söyledi. Gronemeyer, tabletin Bolon Yokte’nin yolculuğunu planlamak isteyen Maya hükümdarı Bahlam Ajaw’a ait bir kehanetini içerdiğini söyledi. Kehanete göre, Mayaların yaradılış ve savaş tanrısı Bolon Yokte, Tortuguero kentindeki bir tapınakta hüküm sürmek için Dünya’ya dönecek. Gronemeyer, “Yaradılış gününün yansıması olarak gördükleri 21 Aralık 2012 tarihinin, Mayalar için sembolik bir değeri vardı. Bu tarih, gizemli tanrıların dönüşünü simgeliyor” dedi.



Sağlık

Antibiyotik Kullanımında Doğru Bilinen Yanlışlar!.. Mevsim değişikliği yaşadığımız şu günlerde sıcağa olan özlemimiz gün geçtikçe artıyor. Kış aylarında havaların giderek daha da soğuması, güneşin arada bir içimizi ısıtıp sonra hemen kaybolması ani ısı değişikliklerini de beraberinde getiriyor. Bu durumdan hemen etkilenen ve ani ısı değişikliklerine ayak uyduramayan çocuklar kolay hasta olup yoğun ilaç, özellikle antibiyotik kullanımına maruz kalabiliyor. Çocuklarda antibiyotik kullanımında doğru bilinen yanlışları Hisar İntercontinental Hospital Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. İzlem Göçmen cevapladı. Çocuklarda antibiyotik hangi hastalıklarda kullanılmalı?.. Hastalıklar virüsler ve bakteriler olmak üzere iki tür mikroptan oluşur. Gribal enfeksiyonlar, suçiçeği, kızamık, kabakulak gibi hastalıklar virüs mikrobundan oluşan viral enfeksiyonlardır ve antibiyotik kullanmaya gerek yoktur. Ancak orta kulak enfeksiyonu, zatürre, alerjik olmayan bronşitler, enfeksiyöz ishaller, ve bazı boğaz enfeksiyonları gibi bakteriyel enfeksiyonlarda antibiyotik kullanmak gerekir. Gribal enfeksiyonlarda antibiyotik kullanımına gerek yoktur. Antibiyotik hastalık hangi aşamaya geldiğinde ve ne zaman kullanılmalı?.. Viral enfeksiyonlar sırasında vücut direnci düştüğü için bazen üzerine ikincil bakteriyel enfeksiyonlar

22

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

Özellikle kış aylarında artan hastalıklarla birlikte, bilinçsiz ve doktor tavsiyesinden uzak antibiyotik kullanımı da yaygınlaşıyor Bu durum da ciddi sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor.

gelişebilir, bu gibi durumlarda hasta yakın takip edilerek gerektiğinde antibiyotiğe başlanabilir. Doktora danışmadan antibiyotik kullanımı ne kadar doğrudur?.. Her hastalıkta ve her kişiye kullanılacak olan antibiyotik farklılık gösterir. Dolayısıyla tedavide aksamaya sebep olup hastayı istenmeyen durumlarla karşı karşıya bırakabilir. Antibiyotikler mikropları öldürürken vücudumuzdaki birçok dokuya da zarar verir. Özellikle antibiyotik gerektirmeyen bir durumda doktora danışmadan kullandığımız antibiyotik mikropsuz bölgelerde ağır hasar yapabilir. Çocuk her hastalandığında antibiyotik kullanmak ne kadar doğru?.. Viral enfeksiyonlarla antibiyotik kullanmak doğru değildir. Gereksiz antibiyotik kullanımı çocuklarda antibiyotik direncine yol açar. Ayrıca antibiyotiklerin çoğu karaciğer ve böbrekten atılırlar, gereksiz yere kullandığımız antibiyotikler bu organlarımız yorar ve normal işlevlerini yapmasını engeller. Antibiyotiklerin minimum kullanım süreleri ne olmalıdır?.. Antibiyotik kullanımının süresi antibiyotiğin çeşidine ve hastalığın türüne göre farklılık gösterebilir. 3 gün kullanılacak antibiyotik olduğu gibi 10-14 gün süre ile kullanılması gereken antibiyotiklerde vardır. Antibiyotik süreleri doktorun önerdiği süreden daha kısa olmamalıdır. Çünkü yetersiz tedavi hastalığın tekrarına ve tam iyileşememeye yol açabilir.

Antibiyotikler vücuttaki yararlı bakterileri öldürür mü?.. Vücudumuzda bazı görevleri olan bakteriler vardır. Biz onlara flora bakterileri diyoruz. Antibiyotikler bu yararlı bakterileri de öldürebilir ve bu bakteriler ortamda bulunmadığında zararlı bakteriler daha kolay çoğalarak hastalık yapabilir. Antibiyotik tedavisine başlandığında görülen hangi yan etkilerden sonra hemen doktora başvurulması gerekir?.. Alerjik reaksiyon gelişmişse ve antibiyotik kullanım süresi 3 günü geçmesine rağmen hastalığın gidişatında iyileşmenin aksine daha da kötüye gidiş söz konusuysa hemen doktora başvurulması gereklidir. Antibiyotiklerin vitaminlerle birlikte kullanılması gerekir mi? Yoksa vitaminler antibiyotiklerin etkisini azaltır mı?.. Eskiden antibiyotiklerin mutlaka vitaminlerle birlikte alınması önerilirdi ama yapılan araştırmalar antibiyotiğin tek başına alınmasında bir sakınca olmadığını ve vitaminlerin ekstra bir yararı olmadığını göstermiştir. Koruyucu antibiyotik kullanımı nasıl olmalıdır?.. Koruyucu antibiyotik tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, boğazda beta enfeksiyonu sonrası geçirilmiş kalp ya da eklem romatizmasında ve tıbbi olarak düşük bağışıklık sistemi saptanmış kişilerde kullanılabilir. Ama asla normal bireylerde hastalık gelişmesin diye koruyucu antibiyotik kullanılmaz.


TEK Organizasyon ve Danışmanlık

Birlikte Mükemmele… • YILBAŞI iÇiN ALIŞVERiŞ MERKEZi, BALO SALONU SÜSLEMELERi... • YILBAŞI KUTLAMASI YAPILACAK MEKANLARDA;

SÜSLEME, IŞIKLANDIRMA VE AYDINLATMA ORGANiZASYONLARI...

HIZMETLERIMIZ: Düğün Organizasyonu... • Nişan Organizasyonu... • Kına Gecesi Organizasyonu... • Doğum Günü Organizasyonları... • Bebek Odası Süslemesi... • Kişiye Özel Parti... • Yıl Dönümü Partileri... • Arkadaş Partileri... •

Açılış Organizasyonu... • Sahne, Podyum Kurulumu... • Host / Hostes Temini... • Masal Kahramanları, Palyaço Temini, Gösteri ve Animasyonlar... • Havai Fişek, Volkan, Maytap Işık Gösterileri... • Araç Kiralama... •

Ekipman Kiralama... • Orkestra, DJ, Sanatçı ve Ses Sistemleri Temini... • Fotoğraf ve Video Hizmeti... • Catering Hizmeti... • Yaratıcı Tasarımlar... • Organizasyon İçin Planlama ve Bütçe Danışmanlığı... •

T: 669 44 18 - F: 669 29 18 - G: 538 366 18 18 - G: 533 595 07 18 3.Cadde KC Group AVM E-Blok Kat:1 No:41 Bahçeşehir

www.tekorganizasyon.com.tr

burak@tekorganizasyon.com.tr


Aktüel

İlişkiler!.. Bu dünya da en büyük zorluğu, insanlarla olan ilişkilerde yaşarız. Tabiatla olan ilişkiler o kadar zor değildir. İnsan toprakla, taşla, yağmurla, çamurla, yokluklarla, sıcakla, soğukla, açlıkla, fırtına ile mücadele edip bunların hakkından gelebilir. Fakat muzır ve mendebur bir insanın rahatsız etmesi ve incitmesi kolaylıkla def edilemez. Sizi günlerce uğraştırır, içinize dert olur. Gelip geçici ilişkilere aldırmayıp affedebilirsiniz fakat devamlı olan ilişkilerde bu daha zordur. Her gün birlikte olduğunuz insanlarla olan ilişkileriniz sağlıklı olmazsa mutlu olamazsınız. Öyle ise birinci vazifeniz ilişkilerinizi düzeltmektir. İnsanlarla olan ilişkilerde güçlü ve sağlam olmanız lazım. Aksi takdirde insanlar üzerinize çullanır, incinirsiniz ve ruhunuz yaralanır. Yaralanan bir ruh ümidini ve hayatiyetini kaybeder. Dünyaya küser. Başka bir iş yapmak istemez. Güçlüklerle karşılaşacağı endişesiyle hep kaçar. İnsanlardan uzaklaşır, kabuğuna çekilir. Fakat bu çare değildir. Güçlüklerin üzerine gitmek ve onları halletmek lazımdır. Tepkilerinizi göstermelisiniz. Adil, sessiz, uslu, efendi, nazik ve kibar olmak yetmez. Yanlışlara, haksızlıklara, zorbalıklara ve küstahlıklara karşı çıkmalısınız. Yoksa insanlar sizi ezip geçerler. Başkalarını kullanmak, sömürmek, küçümsemek, horlamak ve böylece kendini tatmin etmek insanların tabiatlarında vardır. İyi ve kötü, dindar veya dindar değil bütün insanlar böyledir. Bir daireye gidersiniz oradaki memur egosunu tatmin etmek için size işgüzarlıklar çıkarır. Bir yerde kuyruğa girersiniz açıkgözler öne girmeye çalışır, apartmanda-

24

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

ki komşularınız ortak giderlere katılmak istemezler, tanıştıklarınız sizi biraz zayıf görürlerse büyüklüklerini ispatlamak için küçük isminizle hitap ederler. Hastanede hemşire koluna bir tanıdığını takar hakkınızı gasp eder. Camiye cemaate gidersiniz o mübarek dindarlar yalandan olan faziletlerini tasdik etmenizi isterler. Akrabalarınız, dostlarınız ve hatta anne ve babanız götürdüğünüz hediyeleri küçümser ve dudak bükerler. Fazla para kazanmadığınız için gizlice sizi suçlarlar. Yahu bir ev sahibi bile olamadın... Dairedeki amiriniz sizi özel işlerinde çalıştırmak ister, arkadaşınız işten kaytarır, işi size bırakır. Daha bunun gibi yüzlerce binlerce iş... İnsan hayatının başlangıcında gerçeklerin farkında olmadığı zamanlarda körlemesine olayların üzerine gider. Cesurdur ve büyük umutları vardır. Fakat durumun öyle olmadığını anlayınca yavaş-yavaş geri çekilir ve eğer kuvvetlerini artıramazsa tavizler vererek iş yapamaz hale gelir. İnsanların çoğu geriler, umutlarını yitirir. Umutlarını yitirince en hafif işler gözünde büyür ve dağ gibi gelmeye başlar. Önünde çıkacak engeller aşılmaz gibi görünür. Bu anormal bir durumdur. İnsan kendini gerçekleştiremezse, kuvvetlerini artıramazsa, potansiyellerini faaliyete geçiremezse bunun kaçınılmaz sonucu kabuğuna çekilmek, gerçeklerden kopmaktır. Bunun tedavisi çok zordur. Her insanın en büyük sorunu kişiliğini geliştirme ve gerçekleştirme sorunudur. Hakikat tablosunu öğrenmek sorun değildir. Herkes doğruyu ve yanlışı biliyor ve fakat herkes on-

lara göre yaşama gücüne sahip değil. Bundan yoksun olunca onun için birinci sorun bu olur. Bunu ortadan kaldırması lazımdır. Gerçekler karşısında masallar, hayaller, soyut ve metafizik öğütler hiç bir şeye yaramaz. Yapılan tavsiyelerin bir kıymeti olması için ilişkilerde sizi güçlendirmesi lazımdır. Buna yaramayan şeyleri bir tarafa atmak durumundasınız. Okuduğunuz ve öğrendiğiniz şeyleri gözden geçirmeli, hayatınızı kolaylaştırdığını gördüklerinizi tutmalı diğerlerini atmalısınız. Bu hayatı kimse sizin yerinize yaşamıyor. Acıların, sıkıntıların, üzüntülerin bedelini siz ödüyorsunuz. Sorumluluk sizindir. Öyle ise kimin ne dediğine önem vermemeli. Düşüncelerin işe yarayıp yaramadığına bakmalısınız. Yükselen ateşi acilen düşürmeniz lazımdır. Bizi dertlerimizden, sıkıntılarımızdan kurtaracak olan bilgi yaşamımızdan çıkaracağımız bilgidir. Tecrübe etmediğimiz şey gücümüzü artırmaz. Boş laflara itibar etmemeli. Yaşadıklarınız üzerinde düşünmekten ve onları derinliğine kavramaktan başka bir bilgi size yararlı olmaz. Gerçek bilgi tecrübeden çıkan bilgidir. Yaşanmayan şeyin bizi değiştirmesi ve iyileştirmesi mümkün değildir. Yaşadığımız şeyler kadar öğreniriz. Olan bitene dikkat etmeliyiz. Gerçekler acıdır ve faydalıdır. Hayaller güzeldir ve hiçbir işe yaramaz. Soyut ve metafizik şeyler bir ilerleme sağlamaz. Çünkü onlar değişmezler. Değişmeyen şey bizi değiştirmez. Öğrenme bir değişme faaliyetidir.


DERSLERİMİZ

İstanbul Amerikan ROBERT LİSESİ ve ABD’de HARVARD, PENNSYLVANIA, COLUMBIA, NEW YORK Üniversitelerinden mezun

UZMAN EĞİTİMCİLER tarafından verilir.

Başarınız İçin Bahçeşehir

İngilizce ve Bilgisayar Eğitim Danışmanlığı İngilizce Eğitim Programlarımız:

• TOEFL / IELTS / KPDS / ÜDS / YDS / SAT / GRE / ICAO • SBS Sınavları için ingilizce • Proficiency ( ingilizce hazırlık atlama ) • Genel Amaçlı İngilizce • Teknik İngilizce • Microsoft ve Cisco Bilgisayar ile destek ve uygulamalar Sertifika Sınavlarına Ön Hazırlık Detaylı Bilgi ve Randevu İçin: Bahçeşehir Atrium Mavi Çarşı 2. Kat, No:214 T:(0212) 669 52 63-64 Gsm: 0536 815 06 04

dökümleri

info@bahcesehirenglish.com


Sağlık

Doğru Nefes Alma

Teknikleri!..

Nefes almak doğal ve otomatik bir dürtüdür. Farkında olmasak da nefes alırız. O halde nasıl nefes alınması gerektiğini öğrenmek saçma gelebilir. Ancak, alışkanlıklar zaman içinde ve farkında olmadan doğru nefes almayı kişiye unutturabilir!.. Örneğin doğru nefes almayı önleyen duruşları alışkanlık haline getirdiğimizde kısa nefesler akciğerin maksimum kapasiteyle çalışmasını önleyebilir. Ayrıca yaşadığımız sosyal şartlar sağlığımız ve solunum sistemimiz için tam olarak uygun olmayabilir. Nefes almak iki nedenle çok önemlidir: 1. Vücudumuza ve organlarımıza yaşamlarını sürdürebilmeleri için ihtiyaç duydukları oksijeni sağlar. 2. Vücuttan atılması gereken atık ve toksinlerden kurtulma yoludur. Oksijen vücudun ana ihtiyacıdır!.. İç organların, bezlerin, sinir sistemi ve beynin çalışması için elzemdir. Besin olmadan birkaç hafta, su olmadan birkaç gün yaşanabilir ama oksijen olmadan birkaç dakikadan fazla yaşanamaz. Beynin diğer organlara oranla daha fazla oksijene ihtiyacı vardır. Yeterli oksijen almazsa zihinsel bulanıklık, negatif düşünce, depresyon ve ardından işitme ve görme bozuklukları başlar. Yaşlılar ve damar tıkanıklığı olanlar beyinlerine yeterli oksijen gitmediğinden genellikle negatif ve depresif olur. Akut bir dolaşım bozukluğunun kalbe giden oksijeni durdurması kalp krizi, beyne giden oksijeni durdurması da beyin kanamasına yol açar. Yetersiz oksijen almanın yaratabileceği rahatsızlık ve hastalıkların listesi uzun: netice olarak oksijen "Kaliteli ve sağlıklı" bir yaşam için çok önemli ve gerekli! Özellikle oturarak çalışan

26

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

insanların sürekli yorgun hissetmeleri, sinirli ve verimsiz olmalarının ana sebeplerinden biri yetersiz oksijendir. Uyku düzenlerinde de sorun yaşarlar ve bu nedenle güne kötü başlarlar. Fasit döngüde bağışıklık sistemleri de zayıflar ve sorunlar artarak devam eder. Doğru nefes almak tüm bu sorunları ortadan kaldırabileceği ve dolayısıyla hayat kalitesiyle paralel olarak başarıyı da artıracağı için önemlidir. Canlılık ve gençliliğin ana sırlarından biri temiz kan dolaşımıdır. Bunu elde etmenin en kolay yolu da soluduğumuz havada saklıdır. Doğru nefes alarak vücudun tüm organlarının doğru beslenmesini sağlayacak ve verimlilik sürelerini artıracak; bu arada daha sağlıklı bir cilde de kavuşacaksınız. Kısaca doğru nefes almak gençleşme sürecinizi başlatacaktır. Doğru Nefes Almayı Nasıl Öğreniriz?.. Uyurken derin nefes alırız. Dolayısıyla doğru nefes almayı öğrenmek için basit bir yöntem olan uyuma simülasyonu yapmak gerekir: sırt üstü yatıp gözlerinizi kapatın, tüm vücudunuzu rahatlatıp uyuduğunuzu farz edin ve nefesinizi derinleştirin. Ciğerlerinizin önce alt, sonra orta ve üst loblarını havayla doldurmaya çalışın. Nefes verirken önce üst sonra orta ve en son alt loblardaki havayı boşaltmaya çalışın. Bunları yaparken herhangi bir efor harcamayın ve solunumu bütünsel bir işlem olarak gerçekleştirin. Ağzınız mutlaka kapalı olmalıdır. Nefes Alma Teknikleri Çoğumuz üç veya dört tür solunum kullanırız. Bunlar yüksek, orta, alçak veya komple solunum türleridir. Komple solunum diğer üçünün birden kullanılmasıyla alınan nefes şeklidir. Yüksek solunum: Göğüs ve akciğerlerin üst tarafında oluşan ve göğüs kafesi, omuz ve ensenin kalkmasıyla oluşan solunumdur. Astımlı kişiler, fazla sıkı kemer takmış olanlar, midesi fazla dolu olanlar veya çabuk

nefes nefese kalanlar sıkça bu solunum türüne sığınır. Bu nefes alma şekli sığdır ve alınan nefesin çoğu gerekli yerlere ulaşmaz. Akciğerlerin sadece az kapasitesi olan üst lobları kullanıldığından bu solunum şekli en istenmeyen sayılabilir. Dar giysiler kullanan kadınlar arasında yaygın olan bu solunum türü sindirim problemi olan kişilerde de görülür. Alçak solunum: Göğüs ve akciğerlerin alt tarafında oluşan solunumdur. Yüksek veya orta solunumdan çok daha etkindir. Bu solunumu kullanmak için nefes alırken yavaşça mideyi öne iter ve nefes verirken midenin yerine dönmesine izin verirsiniz. Diğerlerinden iyi olmasının dört ana sebebi vardır: 1. Nefes alırken daha fazla hava çekilir çünkü akciğerlerin alt lobları buna daha müsaittir. 2. Diyafram ikinci bir kalp görevi görerek pistona benzer hareketi ciğerlerin altını genişleterek damarlardaki akışı artırır; bu da dolaşımın genel anlamda iyileşmesine neden olur. 3. Bölgedeki diğer organlara diyaframın yukarı-aşağı hareketi sayesinde masaj yapılmış olur. 4. Bu solunumun sinir sistemine de pozitif etkileri vardır. Orta solunum: Bunu anlatmak diğerlerine oranla daha zordur. Ana hatlarıyla akciğerlerin orta kısımlarına nefes doldurularak yapılan solunum şeklidir. Bu tür de sığ bir solunum şeklidir. Yüksek solunuma oranla iyi ama alçak solunuma göre yetersizdir. Komple solunum: Tüm solunum sistemini içerir, ayrıca akciğerlerin tüm loblarını kullanmakla kalmaz, onları genişleterek daha fazla hava almalarına da neden olur. Bu tür nefes sadece nefes egzersizleri yapılırken uygulanabilir. Normal yaşam süresince alçak solunum uygulamak gerekir.





Aktüel

“Avrupa ve Türkiye’nin yeni KAPALIÇARŞISI KUYUMCUKENT olacak.” Türk kuyum sektörünün çağın gereklerine uygun, modern ve mükemmel teknolojik alt yapı ile donatılmış bir mekânda gelişmesini ve böylelikle dünya pazarları ile rekabet edebilmesini sağlamak amacıyla kurulan Kuyumcukent işletmelerinden Ertan Tunçbilek, “Avrupa ve Türkiye’nin yeni altın ve mücevher KAPALIÇARŞISI KUYUMCUKENT olacak” dedi.

Sohbetimize öncelikle sizi tanıyarak başlamak isteriz. 1968 Kırşehir doğumluyum. Yaklaşık 30 yıldır sektörün içindeyim. Sektörün çıraklığından, kalfalığına ve ustalığına varana kadar her kademesinde yer aldım. 1998 senesinden buyana ailemle Bahçeşehir’de yaşıyoruz. Kuyumculuk ve Mücehver işine girişiniz ve şuan geldiğiniz noktayı özetleyebilir misiniz?.. Kuyumculuk mesleğine, marka firmaların markalaşmaya gitmesiyle birlikte sektörde tanınmış firmaların bayiliğini yaparak başladım. Daha sonra Avrupa’nın ve Türkiyemizin modern Kapalı Çarşısı olarak nitelendirdiğimiz Kuyumcukent’te sektörümü icra etmenin mutluluğunu yaşıyorum. Burada direk imalattan halka satış gerçekleştiriyoruz. Bu hem tüketiciyi memnun ediyor, hem de bizi memnun ediyor. Örnek verecek olursak dışarıda herhangi bir mağazadan 10.000 TL’ye alacağınız bir ürünü, imalattan ve ilk elden sunduğumuzdan biz burada 7500 TL’ye tüketiciye sunabiliyoruz. Tüketicilerle aramızda ne toptancı, nede pazarlamacılar var.

Yeni yıl alışverişlerinizde Pırlantalı ürünlere %30, altın ürünlere %20 indirim bizden size hediye...

30

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

İstanbul’da Kuyumcukent haricinde başka şubeleriniz var mı?.. Elbette. Biz yıllardır tanınmış firmaların bayiliğini yapıyoruz. Forum İstanbul AVM, Marmara Forum, Beylicium AVM, Beylikdüzü’nde Perlavista AVM ve ilk mağazamız olan Yenibosna ana caddede 2 cadde mağazamız var. Geçtiğimiz yıllarda başlayarak ve önümüzdeki dönemlerde cadde mağazacılığından çıkarak AVM’lerde kendi markamızla ve ismimizle mağaza açıyor ve açmaya da devam edeceğiz. Bunun ilk örneğini Marmara Forum’da Nişantaşı Kuyumculuk olarak açtık. Ancak 25 yıldır Yenibosna ana cadde de hizmet verdiğimizden dolayı Kuyumcukent’te Ertan Tunçbilek ismiyle mağaza açmayı uygun gördük. Burada üretimde yapıyoruz. Türkiye’de Kuyumculuk sektörü hakkında düşüncelerinizi alabilir miyiz?.. Türkiye’de ve dünyada son yıllarda yaşanan dengesiz fiyat artışları elbette sektörümüzü de olumsuz etkiledi. 2001’de ki krizle birlikte Türkiye’de ki kuyumculuk sektörü yavaş yavaş, hem fiyatların çok aşırı yükselmesi sebebiyle hem de takı sektörünün kalıp değiştirmesi sebebiyle birçok kuyumcunun sektörden çekilmesine neden oldu. Kendini yenilemeyen, yeniliği takip etmeyen o günün piyasa koşullarına uyum sağlayamayan, elinde belli bir emtia gücü olmayan, imalatçılar, toptancılar ve hem de perakende sektörü olsun birçok firma elendi. Kuyumculuk sektörü meslek açısından çok güzel bir sek-

tör; Bağlamış olduğunuz sermayeyi hiçbir zaman kaybetme riskiniz yok. Uzaklara gitmeyelim, bundan 10 sene öncesine kadar onsu 270-300 $ olan altının bugün ki onsu 1900$ civarında. Yani ons bazında %500, %600 para kazanmış durumda, TL olarak zaten mukayese edilmez. 1 sene önce altın alan bir vatandaş en basiti çeyrek altından ele alalım, bugün ki fiyatı 170-175 TL iken, 1 sene önce 85-90 TL’ydi. Kısacası sektör olarak sermaye bakımından hiçbir riskimiz yok. Türkiye’de ve özelikle İstanbul’da altın ve mücevher dendiğinde ilk akla gelen yer Kapalı Çarşı olurdu, sizce bu bilinirlik değişecek mi?.. Kapalı çarşı Türkiye’ye Avrupa’ya ve hatta dünyaya mal olmuş bir yer. Kurulduğu yıllar itibariyle bir ihtiyaçtı ve bana göre misyonunu da başarıyla tamamladı. Kuyumcukent yaklaşık 10.000 insanın çalıştığı atölye bloğunda, 609 mağazası olan modern bir yer. Burası ulaşım kanalarının çeşitliliği, gerek üreticilerin burada olması, modern mimarisi ve daha birçok nedenden dolayı Türkiye’nin ve Avrupa’nın yeni modern kapalı çarşısı. Önümüzdeki aylarda Kuyumcukentin ismine Weeding World ’ü de ekleyerek bir evlilik merkezi haline getirmeyi amaçlıyoruz. Burada yeni evlenecek çiftler veya eşine dostuna hediye alacak insanlar çok rahatlıkla gelip alışveriş yapabilecekler. Takılarını, mücevherlerini almanın yanı sıra gelinlikten damatlığa hatta hatta ev mobilyasına kadar birçok ihtiyaçlarını bu merkezden karşılayabilecekler.



Aktüel

Hissetmeyi Bilene Her Gün Bayramdır Aslında... Nefes almak bayramdır mesela; Günün birinde soluksuz kalınca anlar insan... Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık... Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır... Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp “çok şükür bugünü de gördük” diyebilmek... Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır. Yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmuş bir ilişkiyi bitirmek de öyle... En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini bölmek, korktuğunda güvendiğine sarılabilmek, dara düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır... Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede üstüne serilen battaniye, saçlarını müşfik bir sevgiyle okşayan anne bayramdır...

“Ona güvenmiştim, yanılmamışım” sözü bayramdır... Hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram... Yeni eve asılan basma perdeler, alın teriyle kazanılmış ilk rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son taksiti ödenirken sıkılan eller bayramdır... Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi, nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır... Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram... Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur... Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler... Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır... Her gününüz bayram olsun!..

Sürekli Yorgunsanız Sinüzit Olabilirsiniz!.. Sabahları zor uyanıyorsanız, ne kadar uyusanız da hep yorgunsanız, işinize konsantre olmakta güçlük çekiyorsanız bir kulak burun boğaz uzmanına başvurmanızda fayda var.

Kış ayına girdiğimiz şu günlerde bedensel sıkıntılarımıza bir yenisi daha eklendi: “Kronik yorgunluk” Kronik yorgunluğa neden olan; ancak farkında olmadığımız kulak burun boğaz hastalıkları yaşam kalitemizi düşürebiliyor. Bu yorgunluğa neden olan kulak burun boğaz problemleri hakkında bilgiyi Hisar Intercontinental Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seyhan Alkan verdi. Kişinin bedensel olarak kendini iyi hissetmemesi, iş gücü kaybı, davranış bozukluğu, konsantrasyon kaybı, cinsel isteksizlik gibi

32

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

birçok problemin belli bir süreye yayılması olarak tanımlanabilecek yorgunluğun özellikle üst solunum yolu problemleri nedeniyle oluştuğunun altını çizen Alkan'ın verdiği bilgilere göre, vücudumuzun ihtiyacı olan oksijen miktarını karşılamayan bedenlerde yorgunluk kaçınılmazdır ve kulak burun boğaz bölgemizdeki problemler kronik yorgunlukta tetikleyici olabilir. Bunlar: • Hava yolumuzu tıkayan burun içi eğrilikler, • Burun eti büyümeleri, • Kronikleşmiş sinüzitler,

• Fark edilmeyen kronik sinüzitler, • Alerjiye bağlı burun içinin yaygın şişmesi, • Geniz eti, • Yumuşak damak ve küçük dil iriliği, pozisyonu, • Bademciklerin normalden çok iri olması, • Dilin iri ve ağız boşluğuna sığmaması, • Çenenin küçük ya da geride yerleşmesi, • Ses tellerine yerleşen polipler kronik yorgunluk sebebi olabilir. Bu nedenle uzun süreli geçmeyen bir kronik yorgunluğunuz varsa mutlaka bir KBB uzmana başvurun.



Aktüel

Beyin ve Bilgisayar Bağlantısında Önemli Bir Gelişme... Bilim insanları ilk kez bir maymun beyni ve bir makine arasında, çift yönlü veri alışverişi yapabilen bir bağlantı kurdu. Nature dergisindeki makaleye göre Rhesus maymunları bu bağlantıyla sadece sanal bir kolu çalıştırmakla kalmayıp, objelerin yüzey yapısına da dokunabilmişler. Bilgisayar duyu algısını kablo bağlantısıyla doğrudan doğruya hayvanların beyinlerinde oluşturuyor. Beyin sinyalleriyle çalıştırılan protezler ve diğer aletler zaten vardı. Fakat ilk kez doğrudan doğruya elektro uyarılarıyla bir duyu algısını geri yansıtmaya başardık diyor Duke Üniversitesi’nden Miguel Nicolesis. Araştırmacılar bu teknolojinin birkaç yıl içinde engelli hastalara yepyeni ve bağımsız bir yaşam sunacağına inanıyor. Nitekim felçliler bu teknikle yalnızca kollarını ve bacaklarını hareket ettirmekle kalmayıp, objelerin yüzey yapılarını hissedebilecek ya da yürüdükleri alandaki engelleri robotik dış iskeletle aşabilecek. Yeni geliştirilen arayüz için iki Rhesus maymununda, beynin çalıştırma merkezi beyne yerleştirilen elektrotlarla bir bilgisayara bağlanmış.

gisayardan çıkan diğer kablolar, maymunun, dokunma duyusu uyarılarının işlendiği beyin bölgesine bağlıydı. Maymunlar sanal kolla ekrandaki nesnelere dokunduklarında, işlemci beyne elektrik sinyali gönderiyordu. Fakat sinyal objeye göre değişiyordu. Objelerden biri on hertz frekansında uzun atımlar, diğeri beş hertz frekansında daha kısa atımlar, üçüncüsü ise hiçbir sinyal motifi göndermiyordu. Maymunlar sanal kolla beş hertz atımlık objeye dokunduklarında ödül almışlar. Bu şekilde maymunlardan birisi dokuz diğeri ise dört denemeden sonra hangi objeye dokunacağını öğrenivermiş.

Deney hayvanları, ekranda görülen sanal bir kolu önce joystick ile daha sonra ise bu elektrot bağlantısı üzerinden çalıştırılmışlar. Ekran üzerinde kolun dışında birbirine benzeyen üç yuvarlak biçim de görülüyordu. Bil-

Maymunların bu başarısı, insanların bu görevi yakın bir gelecekte çok daha kolay öğrenebileceklerini gösteriyor diyor uzmanlar. Bilim insanları için en önemlisi, maymun beyni ve bilgisayardaki sanal kol arasındaki etkileşimin hayvanın bedeninden tamamen bağımsız olarak gerçekleşmesiydi. Beynin gerçek beden ve sinirlerden alamadığı bilgileri gönderen bir tür sinyal kanalı üretmiş olduk diyor Nicolesis. Bu doğrudan arayüz bu nedenle gelecekte felçli olan ve duyuları körelmiş kişilere de yardımcı olabilecek.

etlerdeki kanserojen maddelerin etkisini azaltıyor. Ayrıca tansiyonu düşürüyor. 6. Baharatlar: Nane, tarçın ve biberiye gibi baharatlar kansere yakalanma riskini azaltıyor. Antioksidan oranları yüksek olduğu için ağrıları dindiriyor. 7. Sebzeler: Brokoli ve ayçiçeği gibi bitkiler gelişmekte olan kanseri engelliyor, tümör oluşumuyla savaşıyor. 8. Böğürtlen: Böğürtlen ve çilekler kanserli hücreleri ortadan kaldıran polifenol maddesi barındırıyor. 9. Mantar: Yüksek oranda bağışıklık sistemini kuvvetlendiren lentinan maddesi var. 10. Bitter çikolata: En az yüzde 70’i kakao olan siyah çikolatalar kanserli hücrelerin gelişmesini engelliyor. 11. Yeşil çay: Katesin maddesi, tümörlerin gelişmesini engelliyor. Yüksek antioksidan oranı sayesinde vücuttaki toksinlerin atılma-

sını sağlıyor. 12. Zeytin: Zeytin ve zeytin yağındaki fenol maddesi vücuda direnç sağlıyor. Bu madde siyah zeytinde, yeşil zeytinden daha fazla bulunuyor. 13. Omega-3: Somon, sardalya ve istavrit gibi yağlı balıklarda bulunan omega-3 kanser riskini azaltıyor. 14. Köri ve safran: Hücrelerin engelleyen bu maddeler, iltihaplara da müdahale ediyor. 15. Zencefil: Antioksidan oranı yüksek olduğu için bazı kanser türlerini engelliyor. 16. Soya: Hormon hareketlerini düzenleyen soya fasulyesi göğüs kanserini engelliyor. 17. Çekirdekli meyveler: Kiraz, şeftali ve üzüm gibi besinler göğüs kanserinin gelişmesini önlüyor. 18. Nar suyu: Her gün bir bardak nar suyu içmek prostat kanserinin gelişmesini engeller.

Hayat kalitenizi

arttırmak için Gereken besinler Doğru besinleri seçersiniz daha sağlıklı bir hayata sahip olabilirsiniz... 1. Narenciye: Portakal, limon ve greyfurtta bulunan flavonoidler, kanser hücrelerinin gelişmesini ve yayılmasını engeller. 2. Renkli gıdalar: Havuç, domates, şeftali gibi besinlerde keroten ve likopen gibi maddeler bulunur. Bu maddeler kanserli hücrelerin büyümesini engeller. 3. Domates: Hem domates hem de domates sosunda bulunan likopenler özellikle prostat kanserine karşı büyük bir direnç oluşturur. 4. Kırmızı şarap: Üzümdeki polyfenol maddesi hücrelerin ölmesini engeller. 5. Soğan: Izgarada çok fazla pişirilen

34

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11



Aktüel

Rüyalar Acı Veren Hatıraları Siliyor... Bilim adamları, rüyaların görüldüğü evre olan REM uykusunun, acı hatıraları unutmaya yardımcı olduğunu tespit etti. Kaliforniya Üniversitesi bilim adamları, sonuçları Current Biology dergisinde yayımlanan araştırmalarında, gönüllü deneklerini iki gruba ayırarak, her iki gruba da üzücü görüntüler izletti. Bu esnada deneklerin tomografileri çekilerek, beyinlerinin hangi bölgelerinin faaliyete geçtiği gözlemlendi. Her iki gruba da aynı görüntüler yaklaşık 12 saat sonra tekrar gösterildi ve yine beyin tomografisi çekildi. Gece uyuduktan sonra görüntülere

yeniden bakanlarda, beynin duygularla ilgili bölümündeki faaliyetin, diğer deneklerdekinden az olduğu, buna karşılık bu grupta beynin rasyonel düşünmekle ilgili bölümünün faaliyetinin daha yüksek olduğu tespit edildi. Bilim adamları, REM uykusundaki kimyasal değişikliklerin bu sonuca yol açtığını tahmin ediyor. REM uykusunda, stresle ilgili olan noradrenalin hormonu oranının önemli ölçüde düştüğü biliniyor.

Meditasyon Beyinde Sinir Hücrelerinin İletişimini Etkiliyor... Meditasyonun, beyin sinir hücreleri arasındaki iletişim ağı üzerinde etkili olduğu bildirildi. Bilim adamları, sonuçları Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan araştırmada, düzenli olarak yapılan meditasyonun, insan beyninin korku, psikolojik rahatsızlıklar ve dikkat sorunlarıyla ilgili bölümünde olumlu etki yarattığını gördü. Araştırmada, beynin algılama ve otokontrol ile ilgili kesimleri arasındaki iletişimin de

Kan Grubuna Bak, Felç Riskini Ölç!.. Kan grubunun, felç geçirme riskini etkiliyor olabileceği belirlendi. Peki hangi kan grupları daha fazla risk altında? İşte yanıtı... Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne bağlı Brigham and Women's Hospital'dan uzmanlar tarafından yürütülen bir araştırma, AB kan grubuna sahip insanların ve B kan grubuna sahip kadınların felç geçirme riskinin, kan grubu 0 olanlara oranla daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Yaklaşık 90 bin kadın ve erkekte tespit edilen 2901 felç vakasının incelendiği araştırmada, AB kan grubuna sahip kadın ve erkeklerde felç geçirme riskinin 0 kan grubu olanlara göre yüzde 26; B kan grubuna sahip kadınların felç geçirme riskinin ise 0 kan grubu olanlara oranla yüzde 15 daha fazla olduğu saptandı. Kan grubunun, alyuvarların yüzeyindeki proteinlerle ilişkili olduğunu belirten uzmanlar, insanların bağışıklık sistemlerinin çok erken yaşlarda bu özelliklere göre şekillendiğini, bazı kan gruplarının alyuvarların kümelenmesini ve damar yüzeylerine tutunmasını daha mümkün kıldığını, bunun da pıhtı oluşumuna yol açtığını kaydetti. Felç Riskini Artıran Diğer Önemli Etkenler!.. Uzmanlar, kan grubunun tek başına felç riski

36

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

oluşturduğunun söylenemeyeceğini de belirterek, genler, yoğun sigara ve içki tüketimi, az egzersiz gibi başka faktörlerin de felç riskini belirlediğini bildirdi. Araştırmanın başkanlarından Dr.JoAnn Manson, son verilerin insanları paniğe sevk etmesini amaçlamadıklarını, ancak bulguların herkesin dikkate alması gereken ve sağlıklarıyla ilgili önlemler almalarını teşvik edecek yeni bilgiler sunduğunu söyledi. Daha önceki araştırmalarda da A, B ve AB kan grubuna sahip insanlarda felce yol açan pıhtı oluşumu ve kalp krizi riskinin daha yüksek olduğu, 0 kan grubuna sahip kimselerde ise kanama riskinin daha fazla olması nedeniyle pıhtı oluşumunun daha nadir görüldüğü belirlenmişti. Amerikan Kızılhaçı'na göre beyazların yüzde 45'i, siyahilerin yüzde 51'i, Hispanik kökenlilerin yüzde 57'si ve Asyalıların yüzde 40'ı 0 kan grubuna sahip, başka bir deyişle “Evrensel Donörler”. En az rastlanan kan grubu olan AB'nin görülme oranları ise beyazlarda ve siyahilerde yüzde 4, Hispaniklerde yüzde 2, Asyalılarda yüzde 7.

daha güçlü olduğu tespit edildi. Araştırmayı yürüten, Yale Üniversitesinden Judson Brewer, düzenli meditasyonun ağrılara karşı etkili olabildiğini, sigara ve benzeri maddelerin bağımlılığından kurtulmada da fayda sağlayabildiğini belirtti. Brewer, yaptıkları araştırmada, meditasyonun özellikle Default Mode Network (DMN) olarak adlandırılan iletişim ağı üzerinde etkili olduğunu gördüklerini ifade etti.


UYKUYA DAiR HERŞEY

BAHÇEŞEHiR

‘TA

Yeni Yıl’a Özel

NAKiT’TE

%10 iNDiRiM

vücut tipine ortopedik uyku sağlar. YATAKTA TÜRKİYE’NİN İLK •• Her Kan dolaşımının düzenlenmesine yardımcı olur. • Çift kişilik yataklarda, sağ ve sol taraflarda

DEVRiM HAVA KANALLI YATAĞI YAPTIK! BODY BALANCE

kişiye özel konfor sunar.

GELECEK YENi YILA YATAŞ YATAKLA GiRMEK VAR!.. GEÇMİŞ

ŞİMDİ

YATAŞ PUFFY ev tekstil ürünlerinde

Yeni Yıla özel

%20’ye varan indirim. Tüm Bonus Kartlara 12

diğer kartlara 6

TAKSiT iMKANI!

Bahçeşehir Mobilyacılar Çarşısı H1 Blok No:3 Bahçeşehir info@yatasbahcesehir.com - www.yatasbahcesehir.com

Tel:0212 605 06 15


Aktüel

Güzel Kadınlar Sağlığa Zararlı!.. Yapılan bir araştırma, güzel kadınların “sağlığa zararlı” olabileceğini gösterdi. Güzel bir kadınla sadece 5 dakika yalnız kalmanın, erkeklerde vücuttaki stres hormonu kortizol seviyelerini artırdığı belirlendi. İngiliz Daily Telegraph gazetesinde yayımlanan araştırma, Valencia Üniversitesi'ndeki bilim adamlarınca gerçekleştirildi. Araştırma çerçevesinde, 84 erkek öğrencinin her birinden biri kadın, diğeri erkek iki yabancıyla birlikte oldukları bir odada sudoku çözmeleri istendi. Deney sırasında yabancı kadın odadan çıktığında, katılımcı öğrencinin kortizol seviyeleri artmazken, yabancı erkek çıktığında ve erkek öğrenci yabancı kadınla baş başa

kaldığında kortizol seviyelerinin yükseldiği gözlendi. Bu yükselişin özellikle söz konusu yabancı kadının "güzel" olduğuna inanan erkeklerde daha fazla olduğu belirlendi. Vücutta fiziksel ya da psikolojik stres altında üretilen kortizol hormonu seviyelerinin yüksek seyrinin, kalp ve şeker hastalıkları ile yüksek tansiyon ve iktidarsızlığı artırabileceğine işaret edildi.

Kışa Özel Cilt Bakım Tüyoları... Kış mevsiminde, soğuk, rüzgâr ve düşük nem oranı gibi etkenler cildimizin normalin üzerinde hızla gerilip, çatlamasına neden oluyor. Kuru ve soğuk havadan ilk etkilenen cilt kısmı ise dudaklarımız oluyor. Kuruma ile ortaya çıkan çatlak dudaklar ve pürüzlü eller kış aylarında cilt bakımının önemini daha da belirgin hale getiriyor. Eraclinic Estetik Direktörü Ayşe Bocan özellikle soğuk havalarda görülen ve cildin pul

38

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

pul dökülmesine sebep olan cilt kuruluğundan kurtulma yolları hakkına pratik çözümler sunuyor: • Aşırı sıcak su ile yıkanmak yerine ılık suyu tercih edin. • 15 dakikadan fazla duş almayın. • Banyodan sonra cildinize nemlendirici sürün. • Bitkisel özlü nemlendiricileri seçin. • Alkollü kozmetik ürünlerini tercih etmeyin. • Gerekli durumlarda günde cildinize iki

kere nemlendirici sürün. Vitamin Eksikliği Cildimizi Nasıl Etkiler?.. Özellikle A, C, E ve F vitaminleri bakımından eksik beslenme, cildin yenilenme hızını yavaşlatıyor. Bu durumda cilt içerisinde nemi bol genç hücreler yerine nemi az yaşlı hücreler beliriyor. Cildin ihtiyacı olan vitaminleri karşılayabilmek için vitamin oranı yüksek meyve ve sebzeler tüketmeye çalışın.


+

‘E

E K S T R A

Bonus’a özel peşin fiyatına

12 taksit veya 4 ay erteleme


Sağlık

Akıllı Adam Kalpten Ölmez!..

Dünyada bir numaralı ölüm nedeninin kalp ve damar hastalıkları olduğuna dikkat çeken Bayındır Hastanesi İçerenköy Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof.Dr.Timur Timurkaynak, neredeyse iki kişiden birinin kalp ve damar hastalıklarından öldüğü bir ülkede yaşadığımızı belirtti.

Kalp hastalığı kader değildir. Daha da ileri gitmek gerekirse akıllı insan kalpten ölmez. Başka bir deyişle yaşamayı seven, hayattan zevk alan insan kalpten ölmez. Kalp ve damar hastalıkları önlenebilir hastalıklardır. Suçlu kim?.. Kimler kalp hastası olur sorusunun cevabı Daltonlarla baş edemeyenlerdir. Daltonları herkes tanır. Bu 4 azılı kardeş eskiden bankaları soyar, paraları çalardı. Şimdilerde ise sağlığımızı çalıyorlar. 80 yıllık ömrünüzü 50 yıla indiren, 30 yılımızı çalan bu Daltonlar gerçekten de işlerinin ustasıdır. Ancak işin iyi yanı bunlarla mücadele ederek 30 yılımızı kurtarmak mümkündür. Modern tıp bugün kalp ve damar hastalıklarının bir kader olmadığını kanıtladı. Bu dört kardeşi kolesterol, tansiyon, sigara ve şeker hastalığı olarak tanınır. Her biri çok tehlikeli, ömrümüzü kısaltan azılı haydutlardır. Daha da kötüsü eğer birlikte dolaşırlarsa ortalıktan yok olmakta fayda var.En çok konuşulansa kolestrol. Kolesterolle ilgili bilimsel gerçekler... Gün geçmiyor ki medyada kolesterolle ilgili yeni bir haber olmasın. “Kolesterol aslında zararlı değildir. Kolesterolü düşürmeye gerek yoktur. Kolesterol ilaçları zararlıdır.” gibi... Diğer yandan bilim insanlarına sorduğunuzda kolesterol en azılı düşmandır derler. Hangisine inanmalı. Kolesterol hücrelerimizin yapı taşı olmazsa olmazıdır. Sağlıklı kolesterol düzeyi için şunu söylemek uygun olur; azı karar, çoğu zarardır. Doktorunuz kolesterolden bahsederken

40

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

LDL kolesterolden (düşük dansiteli lipopreotein) bahseder. Kan testlerini yaptırdığınızda genelde 4 farklı kolesterol değeri verilir. Ancak akılda tutulması gereken nokta en tehlikeli ve öldürücüsünün LDL kolesterol olduğudur. L harfi ile başladığı için “Lanetli kolesterol”de denebilir. Bilimsel gerçekler kalpten ölmek istenmiyorsa şu iki rakamın unutulmaması gerektiğinin altını çiziyor. Daltonlardan hiçbiri yoksa, lanetli kolesterol değeriniz 130 dan küçük, daltonlarla çoktan tanışıldıysa LDL’nin 70 civarında olması gerekmektedir. Kolesterol oganların yapı taşıdır, ancak fazlası da o organlara giden can damarlarını tıkar. Evinizdeki musluktan akan su kireçli ise o musluğun bir süre sonra kireçle kaplanarak tıkanacağını ve artık su akmayacağını herkes bilir. Kolesterolde böyledir. Eğer kanınızdaki kolesterol düzeyi çok yüksekse bir süre sonra kalbinize, beyninize, böbreğinize, bacaklarınıza giden damarlar aynen kireçli suyun yaptığı gibi tıkanır. Kalp krizi geçirirsiniz. Felç geçirirsiniz. 50 metre yürüyünce bacaklarınız ağrır, durmak zorunda kalırsınız. Kolesterol diğer dalton kardeşlerden biri veya birden fazlasıyla bir araya gelecek olursa o zaman yukarıda sayılan hastalıklar çok daha ağır geçer ve ölümle sonuçlanabilir. Kolesterol ne kadar düşerse tehlikelidir... Yeni doğan sağlıklı bir çocuğun göbek kordonundaki LDL kolesterol düzeyi 30–50 mg/dl düzeyindedir. Bu düzeylerde bile çocuk sağlıklı doğabilmektedir. Bazı genetik hastalıklarda LDL düzeyleri 10-15 mg/dl düzeyindedir ve bu insanlar çok uzun yaşar ve kalpten ölmezler. Yukarıda belirtildiği üzere kolestrol

hedefi Daltonlarla karşılaşmamış olanlar için 130, karşılaşmış olanlar için 70’dir. Bu hedefler insan sağlığını bozmaz aksine yaşamı uzatır. Daltonların yıllarınızı çalmasını engeller. Yaşam tarzı değişikliği... Yaşam tarzı değişikliği, hareketli olmak ve sağlıklı beslenmek demektir. Yürüyün, merdiven çıkın, az yiyin, sık yiyin, ambalajdan, poşetten çıkan hiçbir şeyi tüketmeyin, sadece doğal topraktan çıkan yiyecekleri tüketin. Akdeniz mutfağı ile tanışın, sigaradan nefret edin. Bunları yaparken damak tadınızı da unutmayın. Haftada bir gün kaçamak yapın, sevdiğiniz kebabı yiyin. Kolesterolün asıl fabrikası karaciğerdedir. Karaciğer siz hiç kolesterol yemeseniz de kolesterolü üretmeye devam eder. Yani sadece yiyeceklerle kolesterolü düşüremeyebiliriz. Kolesterolünüzü düşürmek için karaciğerdeki fabrikanın kapısına kilit vurmak üretimi azaltmak gerekir. Bunun içinde fabrikadaki üretimi azaltacak olan kolesterol ilaçlarını kullanmak gerekir. Bu ilaçları 20 yıldır kullanıyoruz ve artık doktor kontrolünde kullanıldığında oldukça güvenli ilaçlar olduklarını biliyoruz. Güvenli ve yaşam uzatan ilaçlar. Unutulmaması gerekenler... 1. Daltonlar ömrümüzü çalan dört azılı kardeştir. Kolesterol, tansiyon, şeker, sigara... 2. Daltonlarla karşılaşmadıysanız LDL düzeyiniz 130’dan, karşılaştıysanız 70’den küçük olsun... 3. Akıllı adam kalpten ölmez. Kalp hastalığı kader değildir.


Baby

Premium


Size Yakışan Renk Hangisi?.. Cilt tonuna bakarak renk analizi yapmak 1930’lara dayanan bir sistemdir. Almanya’da o yıllarda yaşayan İtten adında bir resim öğretmeni görüyor ki, atölyede çalışan öğrenciler hep kendilerine yakışan renkleri tuallerine yansıtıyorlar, bunu üzerine bay itten şöyle bir sonuca varıyor, her insana her renk yakışmaz ve insanlar kendilerine en çok yakışanı bulup kullanmalıdırlar. İşte bu sistemle, en çok güzelleştiren, genleştiren ve size en çok yakışan renkleri saptayabilirsiniz. Böylece toplum içinde kendinden emin, dikkat çeken beğeni toplayan, devamlı kompliman alan bu kişi olmanız hiç de zor değil. Güzel giyinmek, giysi, makyaj aksesuarların hem birbirleri ile hem de kişinin tipi, saç, göz, ten rengiyle uyum sağlaması ile mümkün olur. Muhtelif tonlar arasında kendinize yakışan tonları tespit ettiğinizde giyiminizde ve alışverişlerinizde daha bilinçli olacaksınız. Bir çift ayakkabı bütün giysilerinizle kullanılabilecek, alacağınız küçük bir aksesuar dolabınızdaki tüm giysilerinize uyum sağlayacak, makyaj yapmak için değişik renklerde bir sürü malzeme almak zorunda kalmayacaksınız. Bir ruj, bir far, bir allığı tüm kıyafetlerinize uyumlu bir şekilde kullanabileceksiniz. Bu da çağdaş bir kadın olarak size büyük ekonomik kolaylıklar sağlayacaktır. Bu, gardrobunuzda hep aynı renkler olacak anlamına gelmesin. Her rengi kullanacaksınız, dikkat edeceğiniz konu size uygun ve yakışan tonları kullanmanızdır. Fakat şunu mutlaka vurgulamak gerekir. Dünya yüzünde 30’u aşkın değişik renk analizi sistemi olduğunu düşünürsek bu olayın ne kadar büyük bir önem taşıdığını anlamanız hiç de zor değil. Size yakışan renkleri bulmak için cilt tonunuz (avuç içi ve bileklere doğru bakıldığında anlaşılır), saç renginiz ve göz renginizden başlamak gerekir. İnsanları kısaca açık tenli, koyu tenli diye ikiye ayırırsak; siya koyu saçlı, koyu renk gözlü, koyu tenli olanlara soğuk renkler.


BAHÇEŞEHİR

Bistro&Coffee

Açık sarı saçlı, açık renk gözlü, açık tenli olanlara sıcak renkler yakışır. İçinde mavi ve pembeliğin hakim olduğu cilt tonlarına soğuk, saf ve buzlu renkler, içinde sarı renk hakim olmayan mavi, pembe bazında üretilmiş renkler... örneğin; içinde çingene pembesi, siyah, kar beyazı olan 60 renk, içinde sarının hakim olduğu cilt tonlarına turuncu, sarı, çimen, yeşili, kayısı tonlarında içinde sarı baz olan sıcak renkler... örneğin; içinde kahverenginin her tonu, zeytini yeşil, somon rengi olan 60 renk. Her ciltte bazı hatalar vardır. Size uyan yakışan renkler kullandığınızda cildinizde bir pürüzsüzlük ve yekparelik göreceksiniz. Yanlış renk kullandığınızda, renk floresan etkisi yapar ve gözünüzü alır. Yüzünüzdeki çizgiler yoğunlaşır, yorgunluk ifadesi belirir.

30’dan dört ana gruba ayrılmış 120 renk denenmektedir. Her renk her grupta vardır. Fakat aralarında ton farklılıkları gösterirler. Enstitülerdeki seanslara katılarak daha kapsamlı ve kesin renk analizi yaptırabilirsiniz.

Cu CA

ma martesi

. . ! K N İ C L A Z . I !. Ü İK CANLI MÜZİK!.. M CANLI MÜZİK!.. M L N A Ü Z C I İ K ! !.... CAN Gölet Manzarası eşliğinde Dünya Mutfağı’nın farklı lezzetlerinin yanı sıra KiDS CLUB hizmetimizle farklı seçenekler sunmaya devam ediyoruz... 10:00 - 02:00 saatleri arasında hizmetinizdeyiz

Rezervasyon:

0212 669 35 98 w w w . jim m y jo ke r . co m

Prestige Mall AVM Doğa Parkı Cd. Gölet Mevkii 1. Kat Bahçeşehir

iZ DE D N EN ,

Göz, saç ve ten rengi göz önüne alınarak yapılan profesyonel bir cilt analizi seansı 1-1,5 saat sürmektedir.

Her

1B SiZ

Daha profesyonelce ve komple bir renk analizi kişilerin uzmanlarla birebir görüşmeleri gerekmektedir.

Prestige Avm Jimmy Joker Bistro’da,

Tü Y m elp A az lk e ol B lü ah ve çe A şe lk h ol ir sü O z ku iç rl ec ar ek ına le rd e

Doğru renk kullandığınızda en parlak rengi bile kullansanız yüzünüz ön plana çıkar, renk arka planda kalır. Kısacası yakışan renklerde giyinip makyajınızı yaptığınızda cildiniz ve gözleriniz parlayacak, o renkle bütünleşeceksiniz.


Güzellik

Kış Mevsiminde Cilt Bakımı Nasıl olmalı?.. Cildimiz sürekli ilgi ister ama kışın çok daha fazla ilgi göstermemiz gerek cildimize... Her gün temizlemeli ve nemlendirmeliyiz. Peki “Başka neler yapmamız gerek?..” diyorsanız işte kış mevsiminde cildinize yapmanız gerekenler. Kış aylarında doğal cilt bakımı nasıl yapılır?.. Pazardan veya Manavdan aldığınız sebze ve meyvelerle cildinizi soğuk günlere hazırlayabilirsiniz. Hem doğal ürünlerden faydalanarak hem de kozmetik ürünlere çok fazla para harcamadan... Limon, brokoli, havuç, salatalık, lahana ve daha neler neler... “Osmanlı Sultanlarının Güzellik Sırları” adlı kitabın yazarı Ayten Altınbaş da kış ayları için birçok kür öneriyor. Evinizde kolayca yapabileceğiniz bu kürleri uygulamayı ihmal etmeyin. Limon ile ellerinizi nemlendirin... Bir limonu ikiye bölün. Yarısını elinizin arkasına sürün. Limon yüksek oranda sitrik asit ve C vitamini içerir. Bu da doku üretiminin harekete geçmesini sağlar. Ellerinizde birkaç saniye yanma hissedebilirsiniz; ama ellerinizi nemlendirerek iyi bir sonuç almış olacaksınız. Ayva çekirdeği ile çatlaklara veda... İki ayvanın çekirdeklerini ayırın ve bir su bardağı doğal gül suyu ile karıştırın. 24 saat oda sıcaklığında bekletin. Kıvamlı bir jöle haline geldikten sonra çekirdekleri bu jöleden ayırın ve buzluğa koyun. Bu karışımı cildinize sürün. Çatlak ve kırışıklıklarınız için bu kür iyi gelecek. Cildinizin kurtarıcısı brokoli... Brokoliyi parçalayın. Tülbentle süzün. Yeşil bir su çıkacak. Bu su ile yoğurt ya da kaymağı karıştırın ve yüzünüze sürün. Elde ettiğiniz bu kür cildinizi beslemekle kalmayıp canlandıracak.

44

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

Türk kahvesinin telvesi ile ölü derilerden kurtulun... Türk kahvesinin telvesi ile Bepanthene’i karıştırarak yüzünüze uygulayın. Cildinizdeki ölü derilerden kurtulmak için bu kür ideal. Bu karışım saçınıza hacim veriyor... Yarım litre suya iki çay kaşığı toz şeker atıp karıştırın. Saç spreyleri yerine elde ettiğiniz bu karışımı sürdükten sonra saçınıza kolayca hacim verebilirsiniz. Havuç suyu ile saçlarınızı canlandırın... Havucu blendırdan geçirin. Zeytinyağı ile havuç suyunu karıştırın. Yıpranan saçlarınızı yıkamadan önce bu bakım kürünü sürün. Bir gün saçınızı bu şekilde bekletin. Yıpranan ve mahvolan saçlarınıza iyi gelecek. Bu kürü ayda bir kere uygulayabilirsiniz. Kuruyan dudaklar için bal... Bir çay kaşığı bal ile bir çay kaşığı şekeri karıştırarak dudaklarınıza sürün. Elde ettiğiniz karışım, kurumuş ve çatlamış dudaklarınızı canlandıracak. Siyah çay ile cildinizdeki yağı azaltın... Cildinizdeki yağı azaltmak istiyorsanız, yüzünüzü siyah çayla yıkayın. Ancak yıkadıktan sonra durulamayın. Çay doğal bir matlaştırıcıdır. Bu yüzden, cildinizdeki yağ sorununu gidermenize yardımcı olacak. Pırasa ile cildinizi tazeleyin... İki pırasanın beyaz kısmını ince ince doğrayın. Bir bardak sütle beraber on dakika pişirin. Lapa olan pırasayı, ılık halde cildinize

sürün. 20 dakika sonra cildinizi gül suyu ile temizleyin. Kısa bir süre sonra yüzünüz canlı ve parlak görünüme kavuşacak. Göz altı morluklarına salatalık birebir... Bir salatalığı rendeleyip, buz kalıplarının içine koyun. Dondurulmuş olan salatalık küplerini, gözünüzün mor kısımlarında yaklaşık 5 dakika bekletin. Göz altındaki morluklarınız azalacak. Gliserinli gül suyu sürün, elleriniz çatlamasın... Doğal gül suyu ile gliserini karıştırın. Çatlak dudak ve elleriniz bu kür ile yeniden canlanacak. Havuç suyu kışlık kreminiz olsun... Havucu katı meyve sıkacağı ile sıkın. Yarım bardak havuç suyu ile bir çay bardağı zeytinyağını cezveye koyun. Hafif ateşte pişirin. Üstteki yağlı kısmı cildinize sürün. Kışın besleyici krem olarak bu kürü rahatlıkla kullanabilirsiniz. Keten tohumu ile cildiniz çatlamasın... Keten tohumu ile gül suyunu karıştırın. Hafif jöle kıvamına gelene kadar oda sıcaklığında bekletin. İçerisindeki antioksidanlar çatlayan cildiniz için iyi gelecek. Deriyi beslemek için lahana kürü... Katı meyve sıkacağı ile lahanayı sıkın ya da blendırdan geçirin. Zeytinyağı ya da Hindistancevizi yağı ile karıştırıp cildinize uygulayın. Elde ettiğiniz bu kürü besleyici krem olarak kullanabilirsiniz.


BE a M A L F ARŞI’d

GALE

RiA Ç

AFE TiK C ... N A i ESK RiNDE

’nin

YE

2

4

UN LAHMAC la + 1Lt. Co

15,00 TL

TAŞ FIRINDA ODUN ATEŞiNDE, PiDE, LAHMACUN %100 YERLi

*DANA ETi

2 ADET DEV PROJEKSiYONDA LiG TV KEYFi HEMDE ÜCRETSiZ.

PiDE

la

+ 1Lt. Co

18,00 TL

PİDE - LAHMACUN ANTEP LAHMACUN KAŞARLI PİDE* KIYMALI PİDE* SUCUKLU PİDE* PASTIRMALI PİDE KAVURMALI PİDE KUŞBAŞILI PİDE KIYMALI KAŞARLI PİDE* SUCUKLU KAŞARLI PİDE * PASTIRMALI KAŞARLI PİDE KAVURMALI KAŞARLI PİDE KUŞBAŞILI KAŞARLI PİDE KARIŞIK PİDE (Kaşar, Sucuk, Kıyma ve Kuşbaşı et)

3,00 TL 7,00 TL 8,00 TL 8,00 TL 12,00 TL 11,00 TL 9,00 TL 8,50 TL 8,50 TL 12,50 TL 11,50 TL 11,50 TL 11,00 TL

NOT: Kampanya dahilinde verilen Pide siparişlerde, (*) yıldızlı ürünler geçerlidir...

669 67 35 - 36


Sağlık

Küçük Dili Kesmek Horlamayı Durdurmuyor!..

Hayatı çekilmez hale getiren horlamayı önlemek için çeşitli yöntemler var. Bunlardan birinin “Uzayan küçük dilin ameliyatla küçültülmesi” olarak bilindiğini söyleyen Acıbadem Levent Tıp Merkezi KBB Uzmanı Ahmet Hamdi Önay, bu görüşün tıbben ve bilimsel olarak doğru olmadığını belirtiyor. Horlama ve tıkayıcı uyku apnesi 40-50 yaş arası erkeklerde yüzde 4-8 oranında görülüyor. Horlama burun, gırtlak ve yutak bölgesindeki sorunlardan kaynaklanıyor. Ancak horlama sorunlarının yüzde 85’ini, gırtlak ve ağız bölgesindeki sorunlar oluşturuyor. Dr. Ahmet Hamdi Önay, küçük dilin uzaması nedeniyle ameliyat edilmesinin horlama tedavisinde sihirli bir formül olarak sunulmasına karşı çıkıyor. Dr. Önay, “Küçük dilin cerrahi operasyonla kesilip küçültülmesi, böylece horlamanın sona ereceğinin söylenmesi tıbben ve bilimsel olarak doğru değildir” diyor. Dr. Ahmet Hamdi Önay, uyku sorunları ve horlama konusunda merak edilen soruları şöyle yanıtlıyor: Horlama nasıl oluşuyor?.. Nefes alıp verme sırasında dışarıdan aldığımız ve sonrasında da dışarı verdiğimiz havanın yolculuk yaptığı gırtlak, ağız boşluğu ve burun bölgesindeki anatomik yapılara çarpması (türbülansı) sonucunda çıkan gürültülü sese horlama diyoruz.

Burun bölgesindeki temel nedenler: Burun eti büyümeleri, kronik sinüzitler ve burunda oluşan deviasyon sonucunda havanın sağlıklı bir şekilde dolaşamamasından kaynaklanan sorunlardır. Ağız bölgesindeki nedenler: Dil kökü, bademcikler, yumuşak damaktır. Gırtlak bölgesindeki nedenler: Bu bölgenin içini döşeyen mukozanın gevşekliğidir. Toplumda daha çok horlamaya, burundaki sorunların neden olduğu düşünülüyor. Aslında tam tersi söz konusudur. Bilinenin aksine burnun horlama ve uyku apnesi sıklığındaki payı sadece yüzde 15’tir. Avrupa ve ABD’de bu konuda yapılmış tüm klinik çalışmalarda bu ispatlanmıştır. Horlama sorunlarının yüzde 85’i gırtlak ve ağız bölgesindeki sorunlardan kaynaklanıyor. Bu yüzden problemi çözmede burun anatomik yapılarını düzeltmek yeterli olmayabiliyor.

Horlama en çok kimlerde görülüyor?.. Erkeklerde görülme sıklığı kadınlara göre daha fazla olmakla birlikte özellikle ileri yaşlarda görülme sıklığı erkeklerde daha da artıyor. Obez kişilerde veya solunum sorunu olan kişilerde görülme sıklığı da diğer gruplara göre daha fazla oluyor.

Horlama sorunu olan kişiler günlük hayatta hangi sorunları yaşıyor?.. Horlayan ve nefes tıkanıklığı olan kişiler uykunun Delta ve REM aşamalarına ulaşamadıklarından dolayı, sürekli yorgun, bitkin bir şekilde günlük hayatlarına devam ediyorlar. Bunun sonucunda gün içinde uyuklama, algıda bozukluk, motivasyon eksikliği, sinirlilik, hareketlerde uyuşukluk, yorgunluk belirtileri ortaya çıkıyor.

Horlamanın nedenleri nelerdir?.. Horlamanın nedenleri vücudun başlıca üç bölgesindeki sorunlardan kaynaklanıyor. Bunları da üç ana bölgede topluyoruz: Burun, Ağız ve Gırtlak bölgesi.

Horlamanın tedavisi nasıl yapılıyor?.. • Tedavi net bir şekilde sebebin tespitiyle ortaya çıkıyor. Çünkü horlama nedeninin net bir şekilde klinik olarak ortaya konulamaması tedavide başarısızlığın temel nedenidir.

46

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

• Horlama nedeni burun bölgesiyse bu bölgedeki anatomik yapıların düzeltilmesi gerekir. Ağız bölgesinde dil kökü, bademcik ya da yumuşak damağa-küçük dile bağlıysa sorun, bu bölgelere cerrahi müdahalede bulunmak gerekiyor. • Ayrıca hastalara diyet veya pozitif basınç uygulayan cihazların verilmesi şeklinde tedavi seçenekleri de kullanılabiliyor. • Yapılan uyku testinde apne, hipopne’nin (nefessizlik indeksi) sonuçlarına göre hangi yöntemin hastaya daha faydalı olabileceğine karar veriliyor. Çoğu zaman tek başına bir cerrahi yöntem veya yalnız diyet uygulaması yetersizlik gösterebiliyor. Bu durumda her üç yöntem de birlikte kullanılabiliyor. • En az faydalı olabildiğimiz hasta grubu gırtlak bölgesinde horlama problemi olan hastalardır. • Dünyada yapılan tüm klinik çalışmalarda görülmüştür ki, bu bölgenin içini döşeyen mukozal tabakanın uyku sırasında kıvrılması, solunum tıkanıklığına ve horlamaya neden olmakta, adeta bir yumuşaklık sendromu olarak düşünülmektedir. • Spor yapan kişilerde gırtlak bölgesine ait bu tür sorunların olma olasılığı yüzde 2’lere yakındır. Bu yüzden tedavinin önemli parçalarından birisi de düzenli ve planlı spor programlarıdır. Tüm bu yöntemlerden sadece bir tanesinin uygulanması bile tedavi ettiğimiz hastaların sayısının güç geçtikçe artmasını sağlıyor. • Sıkça küçük dilin uzamasının ve bunun ameliyatının horlama tedavisinde sihirli bir değnekmiş gibi sunuluyor olması, tıbben ve bilimsel olarak doğru değildir.



HAYATINIZI SAĞLIKLI KILIN!..

Ozon sistemiyle temizlenen açık-kapalı yüzme havuzu ve güneşlenme alanlarıyla keyifli zaman geçirmenin

Bahçeşehir’deki tek adresi...


DÜŞLEDİĞİNİZDEN FAZLASI !..

ZUMBA

TANGO

BODY COMBAT

ÇOCUK KULÜBÜ

YOGA

PILATES

SPINNING

TOTAL BODY

KICK-BOX

BODY PUMP

SQUASH

SHAOLIN CONDITION

YÜZME

BİLGİSAYARLI KONDİSYON ALETLERİ

Şelale Cd. Banu Sk. (Düden evleri karşısı) Teras Garden No: 30-31 Bahçeşehir - İSTANBUL

0212

669 669 5


Eğitim

ÇOCUKLAR NEDEN YALAN SÖYLER?.. Çocuklar çok çeşitli nedenlerle yalan söyleyebilir. Örneğin; Küçük yaşta olması nedeniyle henüz gerçek ile gerçek olmayanı ya da doğru ile yanlış arasındaki farkı bilmiyor olabilir. Cezalandırılmaktan veya anne - babasının sevgisini kaybetmekten korkuyor olabilir. Özgüveni düşük olabilir ve kendisini daha iyi hissetmeye çalışıyor olabilir. Arkadaşlarını etkilemek ve grup içinde kabul görmek amacı taşıyor olabilir. Bazen durumu kendisi farklı anlamış olabilir ve aslında gerçeği söylediğini zannediyor olabilir. Ailede yalan söyleyen başka birinin davranışını taklit ediyor olabilir. Anne-babalar sık sık yalan söylemenin doğru olmadığını söylerler ancak kendiler her zaman doğruyu söylemezler. (Örneğin çocuktan telefon eden birisine "annem evde yok" demesini istemek gibi.) Bazen çocuklar gerçek olmasını arzu ettikleri şeyi gerçekmiş gibi söylerler. Örneğin "babam beni her zaman futbol maçlarına götürür". Ergenler gerçeği söyledikleri zaman yapmayı çok istedikleri bir şeyi yapmalarına izin verilmeyeceği korkusu ile yalan söyleyebilirler. Büyük çocuklar ve özellikle ergenler belli ölçüde özel yaşama sahip olmak isterler ve yaşamlarının bu özel kısmını anne-babaları ile paylaşmak istemezler. Anne-babaların çok fazla soru sormaları durumunda büyük çocuklar ile ergenler bu mahremiyetlerini korumak için yalan söyleyebilirler.

davranışını değiştirmekte etkili olmayacaktır. Doğru söylemenin neden önemli olduğunu öğretin: Örneğin: "bir kişinin doğruyu söylemesi o kişiye güven duymamıza yardımcı olur" gibi açıklamalarla doğruyu söylemenin neden önem taşıdığını anlatın. Ailenizde gerçeği söylemenin korkutucu sonuçları olmayacağını anlamasını sağlayın ve gerçeği söylemekten korkmaması gerektiğini anlatın. Yanlış bir şey olduğunda öfkelenmeyeceğinizi bilmesini sağlayın. Çocuğunuzun halen bazı şeyleri doğru yapmayı öğrenme sürecinde olduğunu unutmayın. Gerçek ile hayal arasındaki farkı anlamasına yardım edin: Küçük çocuklar söz konusu olduğunda, gerçek ile uydurma arasındaki farkı anlaması için yardımcı olun. Örneğin çocuğunuz bir hikaye uydurduğunda buna inanmış gibi davranmak yerine "iyi bir hikayeydi" ya da "çok güzel hikayeler uydurabildiğini görüyorum, beraber bunları yazıp saklamaya ne dersin?" gibi sözlerle gerçekler ile hayali olan arasındaki farkı anlamasına yardımcı olun. Cezalandırılma korkusunu önleyin: Çocuğunuzun cezalandırılmaktan korktuğunu ve bunun için yalan söylediğini düşünüyorsanız, dürüst davranmaktan korkmaması için, ceza uyguladığınız konularda daha iyi çözüm yolları bulmak amacıyla onunla karşılıklı konuşun.

NE YAPABİLİRSİNİZ?.. Çocuğunuz yalan söylediğinde hemen öfkeli bir tepki vermek yerine, uzun vadeyi hesaba katan, tutarlı ve mantıklı tepkiler sergilemeniz çocuğunuzun davranışını önemli ölçüde etkileyecektir. Çocuğunuz yalan söylüyorsa, şu noktalara dikkat etmelisiniz:

Önemsiz vakalarda "suçluyu" saptamaya uğraşmayın: Önemsiz vakaları "sütün başına bir kaza gelmiş anlaşılan, haydi birlikte temizleyelim (ya da temizler misin lütfen)" gibi sözlerle geçiştirmek direkt olarak "sütü sen mi döktün?" demekten daha yararlı olur.

Mücadeleye girişmeyin!: Çocuğa gerçeği söyletme mücadelesine girişmemeye çalışın. Zorla gerçeği söyletmeye çalışmanız çocuğun

Güçlü arzularını fark ettiğinizi gösterin: Çocuğunuza bazı yalanlarının aslında onun arzuları olduğunu anladığınızı gösterin. Ör-

50

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

neğin çocuğunuz ayrı yaşadığınız babasının sürekli kendisini telefonla aradığını söylüyor ancak siz bunun doğru olmadığını biliyorsanız, "babanla sık sık görüşmek istediğinin farkındayım" diyebilirsiniz. Etiketlemeyin: Çocuğunuzu "yalancı" olarak etiketlemeyin. Bu gibi etiketler çocuğun istemediğiniz davranışını teşvik edici etki yaratır. Doğruyu söylemesini takdir edin: Çocuğunuz gerçeği söylediğinde bunu fark ettiğinizi ve memnuniyetinizi gösterin. Büyük çocuklara ve ergenlere belli ölçüde özel yaşam şansı tanıyın: Onları korumak için bilmeniz gerekenleri sorun ancak çok da meraklı ve müdahaleci davranmayın. Genellikle zamanı geldiğinde ve sizin de yargılamadan dinleyeceğinizi hissettiklerinde zaten size anlatacaklardır. Yardım alın: Çocuğunuz sürekli yalan söylüyor veya açıkça ortaya koyulduğu halde gerçeği kabullenmekte zorluk yaşıyorsa, bir çocuk psikiyatrisi uzmanı hekimden yardım alın. UNUTMAYIN!.. •Doğruyu söylemek çocukların doğuştan bildiği bir şey değil, zaman içinde öğrendiği bir şeydir. •Küçük çocuklar anne-babalarını memnun etmeyi her şeyden daha fazla isteyebilirler. Sizi üzeceğini düşünmeleri durumunda gerçeği söylemekten kaçınabilirler. •Çocuklara gerçek ve gerçek olmayan arasındaki farkı öğretin ancak çocukların bunu gerçekten kavramalarının zaman alacağını unutmayın. •Doğruyu söylemenin sizin için neden önemli olduğunu anlatın. •Kendiniz de doğruları söyleyerek iyi örnek olun.


Sark Sofrası’ndan

Size Özel Hindi Dolması...

Her yılbaşı olduğu gibi bu yılda Şark Sofrası’nda, canlı müzik özel programı ve kestaneli iç pilavlı leziz hindi dolması ile gecenizi şenlendirecek. Ayrıca sipariş üzerine evlerinize servis yapılacak. 1988’den beri hep yanınızdaydık, 2012’ye de merhaba derken yanınızda olacağız...

ŞARK SOFRASI’NDA YILBAŞI CANLI MÜZiK ÖZEL PROGRAMIMIZ iLE GECENİZ ŞENLENECEK. 2011’in son gecesinde, Şark Sofrası modern deko dekorasyonu ve leziz yemekleri ile sizleri, yerli ve yabancı en güzel örneklerinden seçilmiş olan, kimi zaman neşeli, kimi zaman duygusal şarkılarla oluşturulmuş bir müzik yelpazesinde zengin yılbaşı yemeği mönüsü ile birlikte, 2012’ye merhaba demeye davet ediyor. Her yılbaşı olduğu gibi bu yılda Şark Sofrası’nın profesyonel aşçıları tarafından yapılan hindi dolmaları, evlere kadar paket servis yapılacak. Bahçeşehir’de göletin yanında ağaçların arasında huzur dolu, yemyeşil bir ortamda konuklarına hizmet veren Şark Sofrası, bu yıl Mangalbaşı ile çok iddialı. Mangalbaşı ve Ocakbaşı’nın faaliyete geçmesiyle birlikte, Türkiye’de restoran hizmetlerinde bir model ve marka olma anlayışı ile hizmette sınır tanımayan Şark Sofrası’na mutlaka uğrayın. Birbirinden leziz etlerle hazırlanan mangal keyfini yaşamak isteyenler için düşünülen Mangalbaşı’nda sevdiklerinizle doyasıya eğlenecek ve keyifli vakit geçireceksiniz. Ağırlıklı

Şark Sofrası; Yeni Yılınızı Kutlar...

olarak Gaziantep yemeklerinin sunulduğu Şark Sofrası’nın spesiyalleri yuvalama, kuru patlıcan ve biber dolma, firik pilavı, küşleme, piliç sarma, soğan kebabı, Antep turşusu, Antep peyniri, Gaziantep katmeri ve künefesiyle size özel lezzetler sunuyor. Bu lezzetlerin geleneksel ve yöresel özellikleri ve hazırlanış biçimleri korunarak müşteriye sunuluyor. Bol çeşitli menüsü, güler yüzlü hizmeti ile ister aileniz, ister dostlarınızla her zaman zevkle yemek yiyebileceğiniz otantik bir mekan ve atmosfere sahip. Mekanın müşterilerine sunduğu özel avantajların başında da her pazar düzenlenen brunch keyfi, doğum günleri, evlenme yıl dönümlerinde müşterilerinin pastalarını, çocukların doğum günlerinde ise ücretsiz palyaço hizmeti veriyor. Çocuklar için oyun odası, şişme oyun parkı, çeşitli oyuncaklar, top havuzu, mama sandalyeleri bulunuyor. Düğün, nişan, kına gecesi, iş toplantısı için ev yemekleri dahil istenilen menüler hazırlanıyor. Paket servisiyle de hizmette sınır tanımıyor.

0212 669 41 51 www.sarksofrasi.net


Eğitim

Kız ve Erkek Çocuk Arasındaki Farklar Nelerdir?.. Kız çocuk ve erkek çocuk her yönden birbirlerinden farklıdır. Peki, başlıca hangi özellikler daha dikkat çekiyor dersiniz?..

• Anne karnında erkeklerin beynin sağ kısmı kızların ise beynin sol kısmı öncelikli olarak gelişmesi sonucunda erkek çocukların fiziksel güç gerektiren etkinliklerde daha başarılı kız çocuklarında akademik becerilerde, dil ve sosyal gelişimlerinde daha aktif rol oynamalarını sağlar. • Yeni doğmuş erkek bebekler kızlara oranla daha toplu ve uzun olurlar. Bu özellik onların daha geç oturmasına sebep olurken, kız çocukların daha erken oturduğu ve erkeklerden 2 ay öncede yürümeye başladıkları gözlenmiştir. Erkek çocukların daha kolay hastalanabilmekte ve bu özellikleri hayat boyu devam etmektedir. • Kız çocukların ilk kelimeleri söylemesi erkek çocuklara oranla daha erken başladığı gibi daha uzun ve kurallı cümleler kurabilirler 4-5 yaşlarında da kelime haznesi erkek çocuklarınınkine oranla daha üstündür. Dil gelişimindeki bu üstünlük, kız çocukların okula ve sosyalleşmeye daha yatkın olmalarına çevrelerine kolay uyum sağlamalarına daha hızlı düşünmelerine ve bundan dolayı da kolay hata yapmalarına sebep olur. • Okul öncesi dönemde dikkat çeken özelliklerden biri de kız ve erkek çocukların kendi cinsleriyle oynamayı tercih edip diğer cinsle çok fazla etkileşime geçmiyor olmasıdır. • Erkek çocukları fizik gücüne dayanan ha-

52

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

reketli oyunları tercih etmeleri, onları daha yaramaz olarak adlandırmamıza sebep olsa da enerjilerini dışarı yansıtabilmeleri için koşmaları, yorucu etkinliklerde bulunmaları gerekirken kız çocuklarının şarkı söylemesi, resim yapması, yeterli olmaktadır. • Erkek çocukları red cevabına kızlar kadar tolerans gösterememekle beraber, tuvalet alışkanlığının ve yemek yeme davranışını kazanması, annelerin erkek çocuklarına daha hoşgörülü yaklaşması ve daha koruyucu davranması sonucu kızlara oranla daha geç gelişmektedir. • Kız çocukları el–göz koordinasyonları ve küçük kaslarını kullanmaları gerektirdiği etkinliklerde yazı yazma gibi erkeklere oranla daha başarılıdırlar. Kızlar göz teması kurmayı tercih ettikleri gibi daha hızlı konuşur ve korkularını daha iyi ifade edebilir ve erkek çocuklara oranla daha iyi bir dinleyicidirler. • Çocuklarda empatinin gelişmesi sandığımızdan daha hızlı olmaktadır erkek çocuklar daha çok fiziksel güç gerektiren yardımlarda bulunmayı tercih ederken kız çocukları sosyal destek verebileceği konularda empatilerini kullanmayı tercih ederler. • İlköğretime kadar geçen sürede kız ve erkek çocuklar giyimlerindeki çok fazla bir farklılık göze çarpamamakla birlikte renk tercihleri bakımından kızlar daha çok pem-

be ve tonları tercih ederek kendi cinsiyet farklılığını ön plana çıkartmaktadır. • Ergenlik döneminde kızlarda ve erkeklerde bir takım psikolojik ve fizyolojik değişiklikler yaşanır. Kız çocuklarında hızlı boy uzaması erkeklerden önce başlar. Bu yüzden 11-14 yaşındaki kızlar genellikle kendi yaşlarındaki erkeklerden daha uzun ve daha ağır olurlar. Erkeklerde hızlı boy uzaması hem daha geç başlar hem de daha geç biter. Kızların fiziksel gelişimi en geç 20 yaşında biterken; erkeklerin fiziksel gelişimleri 2325 yaşlarına kadar sürebilir. Kızlar adet görmekten ve göğüslerin büyümesinden utanır, bol kıyafetler giyerek saklamaya çalışır, erkekler ise sakal ve bıyık çıkmasını erkeklik simgesi olarak görür ve bunu bir üstünlük olarak sayar. • Seksüel olgunluk düzeylerine bakıldığında kızların erkeklerden 2 yıl daha ilerde gelişim gösterdikleri, geç olgunlaşan erkek çocukların sosyal kabule daha çok ihtiyaç duydukları ve daha saldırganlık eylemi gösterdikleri gözlemlenmiştir. Gelişmenin duygusal, sosyal, bilişsel, çeşitli yönlerinde kızlar erkeklerden daha erken gelişirler, aradaki mesafe gittikçe açılarak ergenlik dönemine kadar devam eder. Aradaki fark 6 yaşlarında ortalama 6 aylıkken ergenlikte 2 yıla kadar çıkmaktadır. Ergenlikten sonra bu fark yavaş yavaş azalır.


KOKOREÇ

KOKOREÇ

SUCUK SUCUK SUCUK SUCUK SUCUK SUCUK SUCUK SUCUK Sucuk ekmeğin tek adresi...

12:00 - 16:00 arası TONTON TAVUK 5.00 TL KÖFTE KOKOREÇ TAVUK KÖFTE KOKOREÇ TAVUK

KÖFTE KOKOREÇ TAVUK KÖFTE KOKOREÇ TAVUK 8.50

TL

7.50

TL

6.50

TL

TL

Midye Dolma 7 Adet (Porsiyon)

KÖFTE KOKOREÇ 11.00

7.50

TL

KÖFTE KOKOREÇ TAVUK

5.00

TL

5.00

6.00

TL

TL

“Tabakta Porsiyon” KÖFTE KOKOREÇ TAVUKservisimiz KÖFTEmevcuttur... KOKOREÇ TAVUK

0212 669 Sipariş Hattı:

HEP AÇIK

60 70

%100

TÜRK MALI fast food

KÖFTE KOKOREÇ TAVUK KÖFTE KOKOREÇ TAVUK www.tontonbaba.com Loca İstanbul D Blok Bahçeşehir-İstanbul www.meshursucukcu.com


Evde İşinize Yarayacak

Pratik Çözümler Püf Noktası Denebilecek, Hanımların İşine Çok Yarayacak Bilgiler.

Buzdolabınızdaki kötü kokulara son... Buzdolabınızı ne kadar temiz tutarsanız tutun, zaman zaman hoş olmayan kokular alırsınız. Bunu önlemek için, küçük bir tabağa üç dört limon dilimi koyun ve buzdolabının en alt gözüne yerleştirin. Ancak her sabah dilimleri yenilemeyi unutmayın.

Halılarınız daha parlak... Pırıl pırıl halılara sahip olmak elinizde. 5 patatesi 2 saat haşlayıp suyunu süzün. 1 fincan sirke ilave edip karıştırın. Halılarınızı halı şampuanı ile sildikten sonra bu karışımla durulayın. Sirkenin kokusu kısa sürede yok olacaktır. Bunu dert edenler ise evlerini biraz havalandırarak bu sorunun üstesinden gelebilirler.

Saçlar için besleyici karışım... 1 yumurta sarısı, 1 çay bardağı demlenmiş çay, 1 çorba kaşığı badem yağı ve 2 damla limon suyunu bir kapta karıştırın. Saç diplerinize sürüp masaj yaparak iyice yedirin. 10-15 dakika bekleyip şampuanla yıkayın.


Çiçekleriniz Bozuluyorsa... Evinizdeki çiçekler bazen böcek yüzünden kurur. Onların çiçek köklerini yemelerini önlemek için sigara külünden yararlanın. Çiçek köküne dökeceğiniz küller, böceğin hastalanıp ölmesini sağlar.

Koltukların Tozunu Alırken... Elektrik süpürgeniz yoksa ve koltuklarınızın tozunu almanız gerekiyorsa, şu yöntemi uygulayın. Tozunu alacağınız eşyanın üstüne nemli bir bez yayın, beze sopa ile vurarak tozunu çıkarın. Çıkan toz nemli beze yapışacağından hem oda tozlanmaz, hem de eşyalarınız tertemiz olur. Güvelerden Kurtulmak İçin... Güvelerin dolaplarınızı istila etmelerini önlemek için, büyükçe bir portakal alın, üzerine kabuğu görünmeyecek kadar sık biçimde karanfil batırın. Bu karanfilli portakalı giyecek dolabınıza ya da sandığın bir köşesine koyun. Böylece güveleri giyecek dolaplarınızdan uzak tutmuş olursunuz. Tahta Kapı ve Çerçeve Temizliği... Ellerinizin beyaz veya açık renge boyanmış kapı ve tahtalar üzerinde nasıl kötü izler bıraktığını bilirsiniz. Tahta eşyalar böyle kirlendiği zaman yapacağınız işlem şundan ibaret: Çiğ bir patatesi ortadan ikiye bölün ve lekeli yere hafifçe sürün. Lekeler hemen yok olacak ve eşya eski haline dönecektir. Ayrıca tahta eşyayı temizlemek için şu yöntem de çok etkilidir. İki çorba kaşığı çayı kaynar su içine atın. Su soğuduktan sora renkli kapı veya tahta eşyayı sünger yardımıyla bu su ile yıkayın. Yumuşak bir bezle kurutun. Paslı Eşyalar... Makas ve bıçaklardaki pas lekesini çıkarmak için en iyi çare gazdır. Pas olan yeri birkaç defa gaza batırılmış bir bezle silin. Sonra da yünlü bir kumaş parçasıyla kurulayın. Kahve Dökülürse... Üzerinize veya halıya kahve dökülürse, lekeyi soğuk suyla ıslattıktan sonra hemen birkaç damla gliserin ile çitileyin.

Çivi Çakmak İçin... Duvara büyük çivileri çakmak hiç de kolay değildir. İnsanı oldukça uğraştırır ve sıvanın dökülmesine de neden olabilir. Bunu önlemek için çiviyi çakmadan önce sabuna bulayın. Böylece çivi duvara kolayca girer.


Aktüel

Geleceği Tahmin Edebiliriz!..

Twitter, Facebook ve bloglar, gelecek krizlerle ilgili ipuçları verebilir. Geleceği tahmin edebiliriz.

60 yıldan uzun bir süre önce “Vakıf” isimli serisinde bilimkurgu yazarı Isaas Asimov geleceği tahmin etmek için matematik ve psikolojiyi birleştiren “psikotarih” isimli yeni bir bilim dalı yarattı. Son zamanlarda sosyal bilimciler aynı şeyi yapmak için internet’in uçsuz bucaksız kaynaklarında (internet aramaları, Twitter mesajları, Facebook ve blog iletileri, milyarlarca telefon tarafından iletilen dijital yer bildirimleri) “veri madenciliği” yapmaya çalışıyor. Araştırmacılar bu bilgi hazinesindeki verilerin ilk defa insan davranışının sosyolojik kurallarını açığa çıkaracağını ve siyasi krizleri, devrimleri ve diğer istikrarsızlık durumlarını tahmin etmelerini sağlayacağına inanıyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ndeki Kolektif Zekâ Merkezi’nin Müdürü Thomas Malone, “Bu çok önemli bir adım. Elimizde tahmin etmeyi kolaylaştıran algoritmaların yanı sıra ve çok daha geniş ve zengin bir veritabanı bulunuyor ve bu daha önce yürütülmemiş tahminleri mümkün kılıyor” diyor. Amerikan hükümeti de bu araştırmaya ilgi gösteriyor. Bu yaz fazla bilinmeyen bir istihbarat ajansı olan İleri İstihbarat Araştırma Projeleri

56

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

Dairesi (Iarpa) 21 Latin Amerika ülkesinde interneti otomatik olarak taramanın yollarını bulmak için sosyal bilimciler ve şirketlerin fikirlerini almaya başladı. Otomatik veri toplama sistemi, iletişim ve tüketim alışkanlıklarına ve nüfus hareketlerine odaklanacak ve web aramaları, blog yazıları, internet trafiği, finans piyasaları göstergeleri ve Vikipedi sayfalarındaki değişiklikler gibi erişime açık olan verileri kullanacak. Hazırlanan taslak yazılım, herhangi bir insan müdahalesi içermeyen, tam otomatik bir sistem olması planlanıyor. Araştırma, programın salgınları ve yaygın olan diğer bulaşıcı hastalıkları tahmin edebilme özelliğini de araştıracak. Projeyi eleştirenlere göre bu program, Pentagon’un 11 Eylül’den sonra uyguladığı, kamuya açık ya da özel veri tabanlarındaki modelleri belirleyerek potansiyel saldırganları yakalamayı öneren yazılımını hatırlatıyor. O yazılım da arama kayıtları, e-postalar, seyahat verileri, vize ve pasaport bilgileri ve kredi kartı işlemlerini tarıyordu. Sosyal bilimciler ve istihbarat ajansları arasındaki işbirliği hakkında yazılar yazan, Washington, Lacey’deki St. Martin’s Üniversitesi’nden David Price, “Bir ulus-devletin salgın gibi şeyleri tahmin etmek istemesi anlaşılabi-

lir ama bunun tam otomatik olması ve ne kadar verim alınabileceği beni düşündürüyor” diyor. Iarpa yetkilileri bu yılın sonunda sözleşme yapılana kadar röportaj vermelerinin yasak olduğunu söyleyerek araştırma programını tartışmayı reddetti. ABD Savunma Bakanlığı İleri Araştırma Projeleri Ajansı (Darpa) tarafından yürütülen benzer bir proje, Afganistan’da isyancıların kurduğu sosyal ağları otomatik olarak tespit etmeyi amaçlıyor. Sosyal medyada veri madenciliğinin potansiyeliyle ilgili şimdiye kadar çok az örnek çıktı. HP Laboratuarı’ndan araştırmacılar geçen yıl Twitter verilerinden yararlanarak Hollywood filmlerinin gişe hâsılatını doğru şekilde tahmin etti. Ağustos ayında Virginia’daki Ulusal Bilim Vakfı, Twitter ve Facebook gibi sosyal medya sitelerinin deprem zararlarını değerlendirmek için kullanılmasıyla ilgili araştırmaya verilecek ödeneği onayladı. Dev veri tabanlarının erişilebilirliği ve otomasyonu trilyonlarca girdiden oluşan veri gruplarını kontrol etmeye yönelik yeni istatistiksel tekniklerin ve yazılımların geliştirilmesini sağladı.


Sosyal bilimcilere yönelik istatistiksel araçlar geliştiren ve kısa süre önce büyük veri gruplarının analizi için yazılım geliştiren Revolution Analytics isimli yeni bir şirket kuran siyaset bilimci Norman Nie, “Geniş veri tabanları , çıkarımın ve istatistiksel önemin ötesine geçerek anlamlı ve doğru analizlere doğru yol almamızı sağlar” diyor. Bazı bilim insanları konuya şüpheyle yaklaşıyor. Sosyal bilimin siyasi ve ekonomik olayları tahmin edebilme olasılığını araştıran ancak bilim insanlarının yoğun eleştirileri nedeniyle iptal edilen Pentagon’un 1960′larda yürüttüğü Camelot Projesi’ni hatırlatıyorlar. Proje “şiddet yanlısı değişiklikleri” tahmin edecek yöntemler geliştirmek ve olası isyanları önlemenin yollarını sunmak amacıyla Şili’ye odaklanmışt . Ancak çalışmanın profesyonel etiklerden ödün verdiğini söyleyen sosyal bilimciler arasında tartışmaya yol açtı. Ancak son yıllarda araştırmalara ordu tarafından verilen maddi desteğe akademisyenlerin sürdürdüğü muhalefet zayıfladı. Araştırma kurumlarıyla işbirliği yapan sosyal bilimciler yeni teknolojilerin olumlu bir etkisi olacağını iddia ediyor. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Medya Laboratuarı’ndan araştırmacı Sandy Pentland, “Sonuç olarak dünyada neler olup bittiği ve yerel hükümetlerin yönetimi nasıl idare ettiği çok daha iyi anlaşılacak. Ben bunun korkutucu değil umut verici olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu yönetimde şeffaflığa kavuşulması için ilk gerçek fırsat olabilir” diyor. Ancak mahremiyeti savunanlar kamuya açık verilerin ve Iarpa projesinde geliştirilen ilgili tekniklerin gizli veri toplama operasyonlarında kullanılmasından endişeleniyor. Washington merkezli mahremiyet hakları grubu Elektronik Mahremiyet Bilgi Merkezi’nin Başkanı Marc Rotenber, “Bu teknikler iki taraflıdır. ABD’de siyasi rakiplere karşı, tıpkı ABD’nin yabancı ülkelerden gelen tehditler karşısında yaptığı gibi kullanılabilir” diyor. Bazı bilgisayar mühendisleri siyasi istikrarsızlığı internet aramaları gibi göstergelerle tahmin etme konusunda şüphelerini dile getiriyor. Yahoo Labs’in direktörü ve bilgi arama uzmanı Prabhakar Raghavan, “Bir devrimle karşı karşıya olduğumuzu söyleyemem” diyor. “Grip” kelimesini içeren internet aramalarına bakarak grip salgınlarını tahmin etmenin, salgınla ilgili mevcut verilere katkı sağlamadığını belirtiyor. “Aratılan kelimelere bakıp bir salgının başlamakta olduğunu düşünebilirsiniz ama bizim araştırmamız bu metotların çoğunun önemli bir katkı yapmadığını ortaya çıkardı” diyor. Diğer araştırmacılar ise daha iyimser. Ağ bilimi üzerinde uzmanlaşan fizikçi Albert-Laszlo Barabasi, “Bu verilerin tahmin gücü çok fazla. Bulunduğunuz yerle ilgili her saat başı bilgi alırsam, sizin bir saat veya bir gün sonra nerede olduğunuza dair yüzde 93′lük bir doğruluk oranında tahminde bulunabilirim” diyor.

Akasya 05 Ada K10 Villa Bahçeşehir-İstanbul

T:0212

669 05 89 0212 669 94 33 www.miepastanesi.com


Güzellik

Kırışıklıkları Gizlemek... Aynaya baktığınızda aklınıza gelen bir sürü keşke mi var? Hiç endişelenmeyin, her sorunun olduğu gibi bunun da çaresi var.

Pigmen lekelerini kapatmak... Önce hafif bir arındırma yapın. Cilt tonunuza çok yakın bir kapatıcıyı lekelerin üzerine hafifçe vurarak uygulayın. Bu işlemi lekeler hafifleyene dek uygulayın. Kapatıcıyı uygularken lekelerin sınırını belirginleştirmemek için etrafına doğru biraz taşırın. Fondöteninizi sürüp, pudralanın. Cildinizde kızarıklık ve sivilce varsa... Yeşil renkte bir kapatıcıyı kızarıklık veya sivilcelerin üzerine hafifçe yayarak sürün. Kırışıklıkları gizlemek... Cilt tonunuzdan 1-1,5 ton açık bir kapatıcıyı kırışıklık boyunca sürün. Kapatıcıyı parmağınızla veya bir fırçayla yayıp teninize yedirin. Fondöteninizi ve pudranızı uygulayın. Burnunuz uzunsa... Burun ucunuza koyu renk fondöten uygulayın. Fondöteniniz kompakt fondöten olursa

ve nemli süngerle uygularsanız çok daha iyi sonuç alırsınız. Fondöteni sınır yapmayacak şekilde iyice yedirdikten sonra küçük dokunuşlarla pudralayın. Burnunuz genişse... Gölge ve ışığı kullanın: burnunuzun üzerine (burun kemiğiniz boyunca) daha açık tonda; burun kanatlarınıza ise daha koyu tonda fondöten sürün. Parmağınızla fondöteni iyice yayın ve 2 ton arasındaki sınırları yedirip yok edin, mat bir pudrayla pudralanın. Çeneniz çok küçük ve içeri doğruysa... Çenenize (dudak altınıza kadar) açık renk bir fondöten sürün. Bu çenenizin hacmini artıracaktır. Koyu ve parlak renkte rujlar kullanmayın, göz makyajınıza önem verin. Çeneniz çok çıkıksa... Çenenizin ucuna koyu renk bir fondöten uygulayıp pudralayın. Dudaklarınızı öne çıkaracak canlı renkte rujlar tercih edin, böylece çeneniz belirginliğini yitirecektir. Birbirine yakın gözler... Açık tonda bir farı gözün iç köşesinden ortasına dek sürün. Ortadan dış köşeye kadar ise koyu tonda bir far uygulayın. Sınırları yok etmek için iki rengi birbirine iyice yedirin.

58

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

Birbirinden uzak gözler... Koyu tonda bir farı gözün iç köşesinden ortasına dek sürün. Ortadan dış köşeye kadar ise açık tonda bir far uygulayın. Sınırları yok etmek için iki rengi birbirine iyice yedirin. Yuvarlak yüzü uzun göstermek... Yüzünüzün daha ince görünmesi için, şakaklarınıza, elmacık kemiklerinize ve çene altınıza büyük bir allık fırçası yardımıyla bronz allık sürün. Daha açık renk pudrayla alnınızı, burnunuzu ve çene ucunuzu vurgulayın. Göz çevresindeki çizgileri kapatmak... Kapatıcı bir kalemle veya ince bir fırçayı kapatıcınıza bulayarak çizgilerin üzerinden dikkatle geçin ve parmak uçlarınızla üzerlerine hafifçe vurarak cildinize yedirin. Dikkat: kapatıcınız fondöteninizden daha açık tonda olmalı. Yorgun ve uykusuz musunuz? O halde, alt kirpiklerinizi rimellemeyin; daha yorgun görünürsünüz. Dudaklarınız çatlamışsa... Ruj sürmeden önce nemlendirin ve çok koyu tonlar kullanmayın.



Güzellik

Göz Altı Morlukları için Kür ve Bakım... Çay Kürü... Zambak, papatya, ıhlamur ve lavanta çaylarıyla yapılan güzellik kürleri gözlerdeki yorgunluk , şişlikleri ve morarmaları gideriyor. Bunun için örneğin bir tutam ıhlamuru 1 çay fincanı kaynar suya ilave edip 10 dakika bekletin. Süzüp soğumaya bırakın. 2 makyaj pamuğunu çaya batırıp göz kapaklarınıza uygulayın. 10 dakika bekleyip, yıkayın.

Bunun yanısıra her zaman tercihim olan doğal bakım önerim ise göz çevresi için avakado ve buğday yağıdır. Bu karışımı dıştan içe doğru hareketlerle ve çok nazik bir şekilde göz çevresine sürmelisiniz. Onun dışında yoğurdun suyunu düzenli olarak sürmek, elma kabuğu koymakta faydalıdır. Gözaltı torbaları için... 2 çay fincanı kaynar suya 2 çorba kaşığı fındık yaprağı ekleyip 15 dakika bekletin. Süzüp buzdolabında soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın ve göz kapaklarınızın üzerine yerleştirin. 10 dakika bekletip yüzünüzü yıkayın.

Gözaltı morlukları... Bir tutam taze ebegümeciyi havanda ezin, içine bir elmanın suyunu ekleyin. Karışımı gazlı bez arasına koyup, göz çevrelerinizde 20 dakika bekletin. Bir de bol bol maydanoz ve taze nane tüketin.

Bir bardak kaynatılmış rezene çayını soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp göz kapaklarınıza yerleştirin ve 15 dakika bekleyin. Gözaltı morlukları için... Papatya çayı ya da lavanta çayını soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın. Göz kapaklarınıza uygulayın. ayrıca muhakkak 25 yaşından itibaren göz çevresi için krem kullanılması gerekir. Patates Kürü... 2 dilim çiğ patatesi göz kapaklarınıza yerleştirip 15 dakika bekleyin. Yıkayıp kurulayın. 2 poşet çayı yarım çay fincanı kaynar suda 15 dakika demlendirip soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın. Göz kapaklarınızın üzerine yerleştirip 10 dakika bekletin ve yıkayın.

60

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

Göz çevresi kırışıklıkları için... 1 kahve fincanı soya yağı, 1 kahve fincanı badem yağı ve yarım kahve fincanı avokado yağı, Bir kapta karıştırın. Parmak uçlarınızı bu karışıma batırıp göz çevresine masaj yaparak sürün. Bu uygulamayı akşamları yatmadan evvel yapın. Sabahları yüzünüzü yıkayıp kurulayın.


Klinik D KİLO YÖNETİMİ VE YAŞAM BOYU BESLENME ALIŞKANLIKLARIN DÜZENLENMESİNDE SAĞLIKLI VE KALICI BAŞLANGIÇ:

METABOLiC BALANCE 1- Metabolic Balance nedir?.. Metabolic Balance, dahiliye ve beslenme uzmanı Alman doktor Wolf FUNFACK tarafından 20 yıllık bir çalışma sonrasında oluşturulmuş kilo düzenleyici bir metabolizma programıdır. Bu program, kişinin güncel laboratuar tahlilleri, ölçümleri,allerjileri ve tüketim alışkanlıklarının bilgisayar ortamında Almanya'ya gönderilmesi sonrasında yeme içme alışkanlıklarını kişiye özel olarak düzenlenen sağlıklı beslenme programının kişiye sunulması yöntemidir. 2- Metabolic Balance programının amacı kilo vermek mi?.. Bu bir diyet değil, metabolizma dengeleme programı olduğu için kilo vermenin yanı sıra kilo almak ,vermek veya metabolizmasını düzenlemek isteyenler de uygulayabiliyor. Yanlış beslenme, gelişmekte olan ülkelerde yetişkin insanların yaklaşık yüzde 65’inde kilo ve sağlık problemlerine yol açtığı için, bu programla, hayat boyu doğru beslenerek metabolizmayı dengeleme sağlanıyor. 3- Bu denge nasıl sağlanıyor?.. Kişiye özel hazırlanan beslenme planı sayesinde vücut ihtiyaç duyduğu tüm sağlıklı besinleri alıyor. Bu sayede hormonların dengesi düzenleniyor.. Sadece bir beslenme değişikliği ile, diyet yapmadan, amacınız kilo kaybıysa zayıflamaya destek ürün ve ilaçlar kullanmadan, sağlığınızı koruyarak denge sağlayabiliyorsunuz.Kalori hesabına değil,daha çok glisemik endeks ve glisemik yük hesabına dayanan bir düzenleme biçimidir. 4-Parmak izi kadar özel... Proteinlerin bioyararlılığı, karbonhidrat seçimleri, kişisel özellikler ve kişinin laboratuar verilerini değerlendirilmesi ile ayarlanan yiyecek seçimi, miktarı, çeşitliliği, kombinasyonu, pişirme ve yeme şekli Metabolik balans kişisel beslenme programında ayrıntılı biçimde kişiye sunulur. 5- Program ne kadar sürüyor?.. Hazırlık dönemi olan birinci aşama 2 gün sürüyor. İkinci aşama sıkı dönem olarak tanımlanıyor ve kişinin durumuna göre en az 14 gün sürüyor. Rahat dönem olan üçüncü aşamada beslenme programına ek yiyecekler ilave ediliyor. Dördüncü aşama ise hayat boyu süren koruma dönemi olarak tanımlanıyor.

6- Metabolic Balance programı nasıl uygulanıyor?.. Birinci Aşama (Hazırlık Dönemi) Beslenme konusunda doktorunuz ile yapacağınız görüşme ve laboratuar tahlillerinin yapılmasıyla başlıyor ve özel bir beslenme planı hazırlanıyor. İkinci Aşama (Sıkı Dönem) En az 14 gün devam edecek bu dönemde, vücudunuz kendini yeni sağlıklı beslenme planına göre ayarlar. Siz bu doğrultuda vücut kilolarınızda ortaya çıkan değişikliği fark edecek ve kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Üçüncü Aşama (Rahat Dönem) Üçüncü aşamada artık dikkatlice ikinci aşamada izin verilmeyen besinleri ve miktarları denemeye, yani kendinizi şımartmaya başlıyorsunuz. Bu süreçte size en iyi uyan beslenme şeklini bulacaksınız. Dördüncü Aşama (Koruma Dönemi) Artık ideal kilonuza kavuştunuz. Yeni beslenme şeklinizdeki kuralları uygulayarak kendinizi koruyabilirsiniz. 7- Günde 3 öğün yemek yenmesi ve öğünler arasında en az 5 saat bulunması öneriliyor?.. Neden?.. Her ara öğün şeker dengesini bozarak insülin düzeyini yükseltir ve acıkma ataklarını tetikler. Bu nedenle 5 saatlik araya sadık kalmak büyük önem taşıyor. 8- Metabolic Balance programının uygulanmadığı kişiler var mı?.. Evet... Hamileler, emzirenler, karaciğer ve böbrek yetmezliği olanlarda bu program uygulanamıyor. Ayrıca vejeterjanlarda da uygulanamıyor. 9- Programı uygularken spor öneriliyor mu?.. Spor yaparken yağdan çok karbonhidrat yakılır. Bizim amacımız yağ yakmak olduğu için ağır sporları programın üçüncü aşamasından sonra öneriyoruz. Hafif sporların (yürüyüş, yoga, pilates vs) yapılması ise programın her aşamasında tavsiye ediliyor.

www.klinikd.com www.drdevrim.com doktordevrim@gmail.com

669 00 45 G: (0541) 669 69 80 T : (0212)

Kemal Sunal Caddesi Defne 02-03 B-10 K:3 D:14 Bahçeşehir - İstanbul


İmge Eğitim ve Aile Danışmanlık Merkezi’nden Uzm. Psikolog Eylem Ceyhan sorularımızı yanıtladı. İmge Eğitim ve Aile Danışmanlık Merkezi’nin Kuruluş Amacı Nedir?.. Merkezimiz çocuk, ergen, yetişkin ve ailelere yönelik danışmanlık ve psikososyal eğitim vermek üzere Bahçeşehir’de kuruldu. Birey ve ailelerin sorunlarına “çözüm ortağı” olmayı, birey ve ailelere destek vererek yaşam kalitelerinin artmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktayız. Belirli aralıklarla uzman davet ederek ücretsiz seminerler düzenliyorsunuz. Kısaca bahseder misiniz?..

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?.. Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümünden mezun oldum. Mezuniyetimin hemen ardından Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Anaokulu’nda psikolog olarak görev yapmaya başladım. Çocuklar ve ailelerine yönelik danışmanlık hizmeti verdim. Hacettepe Üniversitesi’nde yüksek lisansımı tamamlamamın ardından Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Psikiyatri Anabilim Dalı’na psikolog olarak atandım. GATA Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Servisi’nde de çalıştıktan sonra aile terapisi, bilişsel davranışçı terapi ve şema terapi eğitimlerini aldım. İmge Eğitim ve Aile Danışmanlık Merkezi’ni kurarak mesleki çalışmalarımı sürdürmekteyim.

Evet ihtiyaçlara yönelik olarak ücretsiz seminerler düzenliyoruz. Öfke kontrolü, çocukluk çağı travmalarının etkileri, sınav kaygısıyla başa çıkma yolları şu ana kadar düzenlediğimiz seminerler arasında yer almakta. “Öfke kontrolü”, “Çocukluk çağı travmaları”, “Sınav kaygısıyla başa çıkma yolları” başlıklı seminerleri tekrarlayacağız. Seminer tarihleri www.imgedanismanlik.com adresinden takip edilebilir.

İlgilenenler kayıt yaptırmak koşulu ile seminerlere ücretsiz olarak katılabilir. İmge Eğitim ve Aile Danışmanlık Hizm. Ltd. Şti.

www.imgedanismanlik.com

T: (0212) 669 99 59


ERDAL GÜRSOY BAYAN KUAFÖRÜ

Göz Şekillerine Göre Makyaj... Küçük, ayrık, yuvarlak veya düşük gözlere sahipseniz ve makyajınız istediğiniz gibi olmuyorsa!.. İşte gözlerinizin şekline göre size en uygun makyajınızı yapabilmeniz için bir kaç öneri...

YILBAŞINA ÖZEL SİZ MÜŞTERİLERİMİZE

ÇEKİLİŞLER VE SÜPRİZ HEDİYELER

ERDAL GÜRSOY KUAFÖRDEN

YENİ YILA ÖZEL

TASARIMLAR Açılış Saatlerimiz: 07:40-20:00 KÜÇÜK GÖZLER: Bir koyu, bir de açık renk far seçin. • Üst göz kapağınızın tamamına açık renk farı sürün. • Koyu renk bir kalemle kirpik diplerine çizgi çekerek göz çevrenizi belirleyin. Çizgiyi dışa doğru dağıtın. • Koyu renk farı gözün dışına doğru, göz çukurunun üzerine sürün. Dışa doğru hafifçe dağıtın. • Gözün iç kenarına beyaz renk far sürün. Açık ve koyu farlar arasındaki renk farkının sınır oluşturmaması için renkleri birbirine iyice yedirin. • Kirpiklerinizi kıvırın ve iki kat rimel sürün. AYRIK GÖZLER: Yumuşak tonda kestane rengi bir far ile koyu renk bir diğer far seçin. • Kestane rengi farı burnunuz ile gözünüz arasındaki bölgeye uygulayın. Farın leke gibi durmasını engellemek için rengi iyice dağıtarak gölge havası verin. • Koyu renk farı göz kapağınızın hareketli kısmına sürün. • Aynı farla, gözün dış kenarını, dışarı taşarak yuvarlayın. • Koyu renk kalemle göz kapağınızın üstüne ve gözün iç kısmına çizgi çekin. • Sadece üst kirpiklerinize iki kat rimel sürün. YUVARLAK GÖZLER: Bir koyu, bir açık tonda iki far rengi seçin. Renkler birbirleriyle uyumlu olmalı. • Açık renk farı göz kapağınızın tamamına uygulayın. • Koyu renk farı göz kapağınızın sadece hareketli kısmına sürün. Göze daha uzun bir form kazandırmak için renkleri uygularken gözün dışına ve yukarıya doğru çalışın. • Göz kapağınıza, kirpiklerin hemen dibinden, boylu boyunca kalem çekin. Çizgiyi göz kenarından dışarı doğru taşırın. • Kirpiklerinizi kıvırın ve iki kat rimel sürün. DÜŞÜK GÖZLER: Birbirini tamamlayan renklerde üç far seçin. Renklerden biri açık, biri orta, biri ise koyu tonlarda olmalı. Tek ambalajda satılan üçlü göz farları uygun bir seçenek oluşturabilir. • Koyu renk farla, alt kirpiklerinizin ortasından başlayıp dışarı doğru bir çizgi çekin. Çizginin ucunu göz kenarınızın dışında hafifçe yukarı doğru kaldırın. • Aynı işlemi üst kirpikleriniz boyunca da uygulayın ve iki çizgiyi birleştirin. • Sünger uçlu bir aplikatör veya bir pamuklu çubuk yardımıyla çizgileri dağıtarak hafifleştirin. Açık renk farı üst göz kapağınızın tamamına sürün. • Orta koyuluktaki farı göz çukuruna muz formunda uygulayın. • Yine orta koyuluktaki farla gözün dış kenarına gölge yapın. • Kirpiklerinizi kıvırın ve iki kat rimel sürün.

BİZİ SEÇİN, KENDİNİZE BİR GÜZELLİK YAPIN...

MASAJ BÖLÜMÜMÜZ AÇILMIŞTIR. • ŞOK 30 DK. MASAJ 30 TL. • GELİN BAŞINDA PAKET FİAT 250 TL. • UYGULAMALI FİYATLARLA KAYNAK VE ÇIT ÇIT YAPILIR. HİJYEN VE SAĞLIĞINIZI ÖNCELIK BİLEREK TÜM BAYANLARI HER YIL OLDUĞU GİBİ BU YILDA SİZLERİ YENİLENEN UZMAN KADROMUZLA VE KALİTELİ HİZMET ANLAYIŞIMIZDAN ÖDÜN VERMEDEN GÜZELLEŞTİRMEYE DAVET EDİYORUZ.

FÖN KESİM DİP BOYA BALYAJ DİP RÖFLE DİP ORGANİK BOYA PERMA MANİKUR PEDİKÜR KAŞ+BIYIK KOMPLE AĞDA

T: (0212)

8 TL 20 TL 35 TL 60 TL 80 TL 60 TL 80 TL 10 TL 15 TL 10 TL 35 TL

669 51 69

Mavi Çarşı (Atrium) Kat:3 No:303 Bahçeşehir-İstanbul


Editör

Berrin Tavman

berrin@yelpazeistanbul.com

“Tatlı bir tebessümün, kırk yıllık hatırı vardır.”

Annem için kaybettiğimiz yakınlarımızın ölüm yıldönümlerinde ve kandillerde irmik helvası kavurup dağıtmak hayati önem taşırdı. 40 derece ateşle yatsa , iki eli kanda olsa, kar buz kıyamet yollar kapansa helva mutlaka kavrulur ve komşulara dağıtılırdı.

Anneciğimin aramızdan ayrılmasıyla birlikte onun için bu kadar önemli olan bir görevin sürekliliği bize kaldı. İşte sevgili Nigar’ı böyle bir günde tanıdım. Elimde bir tabak helva kapılarını çaldım. Gözlerinden zeka fışkıran, titiz, tez canlı, olgun yapısıydı hemen birkaç saniye içinde algıladığım... “Bir kahve içmez misiniz?..” önerisini kabul etmemle başladı dostluğumuzun ilk adımı. Şimdilerde hayatımda her alanda yer alan en yakınlarımdan diyebileceğim bir kimliğe büründü kısa zamanda içtenliği, pazarlıksız sevgisi, sıcacık yüreği ve tam Başak burcuna özgü titizliği ile... Bir kahve içimlik sohbette çocuk sonrası işe ara veren her kadının yaşadığı benzer sıkıntıları onunda yaşadığını gördüm her ne kadar dile getirmese de... Üstelik İTÜ Elektrik Mühendisliği mezunu, uzun dönem profesyonel çalışma hayatı içinde yer almış biri vardı karşımda... Aradan kısa bir zaman geçti Nigar e-ticaret kursuna başladı. Üretken yapısını ev dışı hayata dönüştürmek adına. Bu dönemde benim işyerimle onun kursunun aynı bölgede olması şansıyla keyifli sohbetler yaptığımız bir yol arkadaşlığını paylaştık birlikte. Daldan dala atlayan sohbetlerimiz sayesinde birbirimizi daha yakından tanıdık. Derken günün birinde Nigar heyecanla bana bir projeden bahsetti. Çanakkale ‘de hayata geçirmeye çalıştıkları “Kilitbahir Apart Butik Otel” Aylarca bu projeyle yaşadı. Çizimler, boyalar, mobilya alımları, tesisat döşemeleri, perdeler, renk uyumları gibi bir sürü detayla uğraştı. Yoğun çalışma tempom sebebiyle

64

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

pek ilgilenemedim tâ ki 19 Mayıs tatilinde kız kardeşimin “Çocuklar Çanakkale’yi hiç görmedi çok üzülüyor ve utanıyorum . Bu tatil mutlaka Çanakkale’ye gidelim” serzenişine kadar... Hemen aradım Nigar’ı otelin durumunu öğrenmek için ve misafir ağırlamaya başladıkları müjdesini aldım ve 3 günlük konaklama sonrası Konuk Defterine bir solukta aşağıdaki satırları yazıverdim... Yolunuzun mutlaka Çanakkale’ye ve Kilitbahir Apart Butik otele düşmesi dileğiyle... Barışı simgeleyen sağlı sollu zeytin dalı figürleriyle Tarih dendiğinde ilk akla gelen “Kale” görüntüsüyle insanın içini ısıtan renklerinin tonuyla oval şeklinin sıcaklığıyla önce logosuna vuruldum ben Kilitbahir Apart Otelin. Otoparktan otele yürüdüğümüz beş on adımlık mesafede logonun aurasının tüm oteli sarmaladığını hissettim. Bahçeden içeri girdiğimizde sanki çok yakın bir dostumuzun yazlık evine misafir olarak gelmişiz duygusuna kapıldım. Otel sahiplerinin ve otel personelinin odamızı gösterirken yüzlerine yansıyan tebessümler müşteri kelimesi yerine misafir kelimesini içten gelen bir duyguyla kullandıklarını açıkça gösteriyordu. 2+1 apart dairemize yerleşirken gözümü en küçük ayrıntısına kadar düşünülmüş dekorasyondan ayıramadım . Perdelerle uyumlu yatak örtüleri, duvar içine yerleştirilmiş minik saksılar, koltukların üzerindeki renkli yastıklar, sanki kışında buraya gönül rahatlığıyla gelebilirsiniz diyen şömine, tertemiz mutfak ve banyo...

Bizim için demlenmiş çayımızı içmek üzere terasa çıktığımızda bir an gördüğüm manzara karşısında büyülendim. Kafanızı nereye çevirseniz tarih kokuyor. Sanki birazdan bir yerlerden bir Mehmetçik fırlayacak , top tüfek sesi duyulacak ve kanlı bir muharebe sahnelenecek… Sol tarafta hemen yanı başınızda toprağın üzerinde “Dur Yolcu bilmeden basıp geçtiğin bu toprak bir devrin battığı yerdir.” yazısı, bir Mehmetçik silueti ve şanlı bayrağımız, biraz ileride asırlık cami, aşağıda kale ve masmavi deniz... Şimdiye kadar konakladığım hiçbir mekanın geçmişle bugünün karışımını bu kadar iyi yansıttığına tanıklık etmedim ve bu kadar tarih içinde hissetmedim kendimi... Kaldığımız süre boyunca ev sahiplerimiz sevgili Nigar, Birkan ve kızları Seçil ile İpek, yüzündeki gülümsemeyi hiç kaybetmeyen Özgür, sabah kahvaltılarını ev yapımı reçeller, zeytinler, börekler, omletler ile şölene dönüştüren Beyhan Sofrası ve Mefaret abla, “Çanakkale Geçilmez.” cümlesini her hücremizde hissetmemizi sağlayan günlük turumuz sayesinde unutulmayacak birkaç gün yaşadık... Teşekkürler dostluğunuz, samimiyetiniz ve unutulmayacak misafirperverliğiniz için… Bundan sonra, İstanbul dışına kaçmayı düşündüğümüz her an diliminde ev sıcaklığında bir yere ihtiyaç duyduğumuzda, biliyoruz ki yeni adresimiz Kilitbahir Apart Otel olacak... Şimdilerde çok mutlu başarılı bir iş kadını arkadaşım Nigar, Yolun açık olsun... www.kilitbahirapart.com


%70’e Varan

İNDİRİM

Yeni Sezon Ürünlerimizle Mağazalarımızda Sizleri Bekliyoruz... Size yakın bir Aziz Bebe şubesi mutlaka vardır...

• MERKEZ: ORTA MH. CUMHURİYET CD. ŞAHİN SK. NO:28 Tel: 0212 678 14 77 •FABRİKA: 0212 678 36 81 ARMONİ AVM: 0212 426 36 33 • ATAŞEHİR: 0216 573 18 32 • AVCILAR: 0212 694 60 74 • BAĞCILAR: 0212 634 76 90 • BAŞAKŞEHİR: 0212 486 30 03 • CENNET: 0212 541 03 65 • ESENKENT (SUN FLOWER AVM): 0212 672 59 18 • FATİH: 0212 521 39 62 • GÜNEŞLİ: 0212 655 75 67 • İKİTELLİ: 0212 472 94 87 • KADİR HAS AVM: 0212 441 96 38 • MİMARSİNAN: 0212 863 29 23 • ŞİRİNEVLER: 0212 503 94 01 • YENİBOSNA: 0212 551 98 96 • OSMANBEY (TOPTAN): 0212 232 19 79 • PERLAVISTA AVM: 0212 871 19 86 • TERASIUM AVM: 0212 487 18 63 • İNEGÖL AVM: 0224 715 20 71-72 • SİLİVRİ: 0212 728 95 79-80 • BOZÜYÜK AVM: 0228 315 77 62 • ARENA PARK AVM: 0212 470 99 89/39


Sağlık

Çocuklarda İştahsızlığın Sırrı Çözüldü!.. Çocuğunuz gerçekten iştahsız mı, yoksa bu sizin kuruntunuz mu?.. Yemek yememesinin altında hangi sebepler yatıyor?.. Yemekten kaçan çocuğunuza nasıl davranmanız gerekiyor?.. İşte yanıtlar...

İştahsız çocuklardaki beslenme güçlüklerini kategorize ederek çözmeyi hedefleyen “IMFeD: Identification and Management of Feeding Difficulties - Çocuklarda Beslenme Güçlüklerinin Tanımlanması ve Yönetimi Programı” gerçekleştirilen basın toplantısında tüm yönleriyle ele alındı. Çocuk beslenmesi ve iştahsızlık konusunun, psikiyatri, çocuk sağlığı, beslenme ve diyetetik bölümlerinin birlikte çalışmasıyla çözümlenmesi gerektiğini anlatan ve çocuklardaki beslenme güçlüklerine yeni bir bakış açısı getiren IMFeD Projesi, çocuklardaki beslenme güçlüklerini kategorilere ayırarak, her kategorideki çocuk için farklı çözüm önerileri sunuyor. Abbott Beslenme Ürünleri’nin koşulsuz desteğiyle Amerika, Avrupa, Asya ve Latin Amerika ile Türkiye’de eşzamanlı olarak yürütülen global programın Türkiye ayağında gerçekleştirilen araştırmalarda elde edilen sonuçlar ise çocuk beslenmesinde doktor, eczacı, anne ilişkisinin önemine dikkat çekiyor. İştahsız Çocuk Doğru Analiz Edilmeli... Yurt dışı ve yurtiçinden bir çok araştırmacı bilim insanının katkısıyla hayat bulan IMFeD Programı, beslenme güçlükleri olan çocukları 6 kategoriye ayırıyor:

66

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

Yemek Seçen Çocuklar: Birinci kategoride yer alan "yemek seçen çocuklar"; belirli tat, kıvam, koku ve görüntüye sahip yiyecekleri reddediyor ve zorlandıkları takdirde aşırı tepki gösteriyorlar. Uzmanlar, bu çocukları zorlamanın değil teşvik edip model olmanın gerekliliğine değiniyor. Aynı besinleri, belli aralar ve değişik biçimlerde tekrar denemek de olumlu olduğu belirtilen davranış biçimleri arasında yer alıyor. İştahsız ve Hareketli Çocuklar: İkinci kategoriye giren "iştahsız ve hareketli çocuklar" ise yemek yemeye karşı ilgisizler ve kolay doyuyorlar. Dikkatleri çabuk dağılan bu aşırı enerjik çocuklar, bir an önce masadan kalkmak istiyorlar. Bu tipte, sofrada keyifli yemek ritüelinin yüceltilmesi, yemek disiplini ve dikkat terbiyesi başvurulması gereken yollar olarak belirtiliyor. İştahsız Olarak Değerlendirilen Normal Çocuk: Bu çocuklar ise diğer kategorilerin aksine aslında ihtiyaç duyduğu kadar yemek yiyen sağlıklı bir çocuk portresi çiziyor. Normal olarak sevdiği ve sevmediği bazı besinler olan bu çocuk tipi, annesi tarafından daha çok yiyen başka çocuklar ile karşılaştırıldığı için yanlış bir şekilde iştahsız olarak değerlendiriliyor. Bu çocuklarda, doktorların aileye muayene ile güven vermesi ve ailenin

rahatlatılması yüksek önem taşıyor. Bu noktada ebeveynlerin beslenme eğitimi alması da tutumlarını olumlu etkiliyor. Yemek Yemekten Korkan Çocuk: Beslenmeye karşı şiddetli direnç gösteren, ağlayan ve ağızlarını açmayı reddeden çocuklar ise “yemek yemekten korkan çocuk” kategorisine giriyor. Bu çocuklar yemekle ilgili her şeyden kaçmaya çalışıyor ve yemek yememek için ellerinden geleni yapıyor. Bu çocuklar için kademeli duyarsızlaştırma yöntemi iyi sonuç veriyor. Gerekli durumlarda, beslenmelerini tam ve dengeli bir destek ile tamamlamak gerekiyor. Organik Hastalığa Bağlı İştahsız Çocuk: Bu sınıfında yer alan çocuklar için iştahsızlık, bilinmeyen başka bir sorunun göstergesi olarak ortaya çıkıyor. Bu çocukların iştahsızlıklarının altında yatan esas sorunu bulmak çocuğun sağlığı açısından büyük önem taşıyor. İştahsız ve İçine Kapanık Çocuk: Son olarak, genel anlamda içe kapanık ve keyifsiz çocuklar “iştahsız ve içine kapanık çocuk” sınıfına dahil ediliyor. Bu tür çocukların iştahsızlıklarının temelinde çoğu zaman anne-baba ayrılığı veya kendisine bakan kişilerden / anne-babadan yeterince ilgi gö-


CEMAL TEMEL rememe gibi problemler yatıyor. Bu durumlarda ebeveyn/bakım veren – çocuk ilişkisini ayrıntılı biçimde ele alıp olumsuzlukları gidermek gerekiyor. Birden Fazla Sorun Olabilir... Çocukları bu şekilde beslenme alışkanlıklarına göre kategorize ederken, bir çocukta birden fazla beslenme güçlüğüne rastlanabileceğini de unutmamak gerekiyor. Bir beslenme güçlüğü ile karşılaşıldığında, çocuğun tam ve dengeli beslendiğinden emin olunabilecek uygun beslenme desteğini seçmek gerekiyor. Annelerin Çaresizliği Önerilmeyen Yeme Biçimleri Yaratıyor... Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof Dr. Benal Büyükgebiz, çocuklardaki beslenme sorunlarının sınıflara ayrıldığına değinerek, “Çocukta hangi beslenme güçlüğü olduğunu doğru analiz etmek doğru çözümleri sunabilmek açısından büyük önem taşıyor. İştahsız olan ya da yanlış beslenen bir çocuğu sağlıklı beslenmeye yönlendirirken zorlamak yerine ailecek doğru davranış biçimlerinin benimsenmesi ve tam ve dengeli beslenmenin sağlanması çocuğun fiziksel ve psikolojik gelişimi açısından olumlu sonuç veriyor.” dedi. Ayrıca Büyükgebiz, çocuğa ısrarcı davranışın kesinlikle yanlış olduğunu, bazı annelerin bu konuda zorlayıcı davranarak çocukların ilerleyen yaşlarda yemek ile ilgili önemli problemler yaşamasına sebep olduğunu belirtti. Büyükgebiz, böyle durumlarda hem iştahsız çocuğun beslenmesini tamamlamak hem de annenin bu konuda içini rahatlatmak için tam ve dengeli beslenme desteklerini önerdiklerini söyledi. Sağlıklı çocukların nasıl beslenmesi gerektiğine değinen Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gülden Köksal ise yaş gruplarına uygun olarak tüketilmesi gereken besinlerin özelliklerinin yanı sıra öğün düzeninin ve porsiyonların nasıl ayarlanması gerektiği konusunda da bilgi verdi. Köksal, “Çocuklarda sağlıklı beslenme her gıdadan düşünmeden tüketmek anlamına gelmiyor. Sağlıklı beslenmenin yeterli ve dengeli beslenerek büyüme için gereken temel beslenme ihtiyacının giderilmesi anlamına geldiğini tüm ebeveynlere öğretmeliyiz.” diyerek sağlıklı beslenmenin gerçek anlamına dikkat çekti. Toplantıda söz alan bir diğer uzman hekim, Çocuk Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Yasemen Taner, çocuklardaki beslenme sorunlarına psikiyatrik açıdan yaklaşarak, beslenme sorunlarında anne – çocuk ve anne – doktor iletişiminin önemine vurgu yaptı. Özellikle anne – çocuk arasındaki ilişkinin çocuğun beslenmesine yansımaları üzerinde duran Taner, annelerin doğru yaklaşımlarının çocukların beslenme konusundaki davranışlarını olumlu etkilediğinin altını çizdi. Bu noktada yapılan hataların, çocuktaki beslenme becerisi gelişimini çok olumsuz etkilediğini belirten Taner, “Hatta benim Blender Çocuklar dediğim çocuklarının protein alabilmesi için köfteleri süt ile birlikte blender’dan geçirerek yediren anneler var.” ifadesi ile iştahsız çocukların beslenmesinde karşılaşılan güçlükleri ve bu süreçteki hatalı davranışların boyutunu ortaya koydu. Ayrıca Taner, çocuğuna "baskı ile yediren" annelerin davranışsal olarak ileriki dönemlerde çocukta problemler yarattığı ve çocuğun yemek ile ilişkisini bozduğunun altını çizdi. Annelerin çocuğun damak tadına ve ayrı bir birey olduğuna saygı göstermemesi durumunda ilerleyen yaşlarda, temel güven duygusu gelişimi gibi konularda problem yaşandığına dikkat çeken Taner, “Bağımlılık yaşayan bireylerin çocukluklarında, belirli dönemlerinde beslenme güçlüğü yaşadığını kabul ediyoruz.” dedi.

TAKViYE EĞiTiM MERKEZi

-

SBS YGS LYS KPSS

Boğaziçi Mezunu, 35 yıllık Deneyimli, Bahçeşehir’de Devlet Lisesinden Emekli • HER SEVİYEDE TÜM DERSLERDEN OKULA TAKVİYE... • UZMAN KADRODAN, EVİNİZDE VEYA KURUMUMUZDA GARANTİLİ EĞİTİM... • DENEME DERSLERİMİZ ÜCRETSİZDİR. • ÖĞRENCİYE REHBERLİK YAPILARAK, SİSTEMLİ VE PROGRAMLI ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ KAVRATILIR. • DERSLERİMİZ BİREBİR VEYA MAKSİMUM 4’ER KİŞİLİK SINIFLARDA VERİLMEKTEDİR.

MEYiNiZ!.. R E V R A R A K N MADA BiZiMLE TANIŞ 1.CADDE ADAY KONUT B-2 NO:28/1 BAHÇEŞEHiR-iSTANBUL

607 27 04 - 607 27 05 0532 648 75 21


Eğitim

Paylaşmayı Yaşayarak Öğrenmeli!.. Çocukların bebeklik dönemlerinden başlayarak karakter gelişimlerinde neler yapmalı?..

Çocukların kıskanç, bencil olmamaları ve paylaşımcı olmaları için bebeklik dönemlerinden başlayarak karakter gelişimlerinde nasıl bir yol-yöntem izlenebilir?.. İşte bizde bunu araştırdık ve NPİSTANBUL Hastanesi Çocuk Ergen Psikiyatristi Dr. Nüket İşiten den bilgiler aldık... Üç yaşına gelen çocuk psikolojik gelişim açısından artık “ben merkezli” yaşamdan sosyalleşme dönemine geçmiştir. Anneden ayrılma ve kendi sınırlarını saptama dünyayı keşfetme aşamalarını tamamlayan çocuk “öteki”leri ve “ben de” kavramlarını öğrenmeye; karşılıklı etkileşim içerisine girmeye başlar. 2 yaş grubundaki 10 tane çocuğu alsak bir odaya koysak ve oyun oynasalar; bu çocukların onu da oyun oynar. Ama bu oyun kendi oyunlarıdır!.. Ve sadece “kendi” leri oynarlar. Birbirleri ile etkileşim paylaşım oyunları değildir bunlar. Böyle oyun oynama biçimlerini biz otistik çocuklarda görürüz. Otizm; kendi dünyasında yaşamaktır. İşte o yaşlarda çocuklar tıpkı otistikler gibi kendi dünyalarında “ben merkezli” yaşar ve oynarlar. Dünyalarının merkezinde kendileri vardır. Her konuda ve her şeyde önce “ben” sadece ben ve her şey “benim” dir. Daha sonra 3 yaş civarında artık başkalarının da olduğunun farkına varırlar. O zaman da “ben” den “biz” e geçiş dönemi başlar, “ben” ve “sen”; birlikte şunu yapalım vb.

68

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

Nasıl anneden ayrılmanın zamanı gelip dünyayı keşfetmenin zamanı geldi ise, nasıl anne kucağından inip yaşamı yaşamanın kurallarını öğrendi ise şimdi de o evden ve o evin tahtından inmenin de zamanı gelmiştir. Çünkü her çocuk kendi evinin bir küçük prensi ya da prensesidir. O ne isterse, nasıl isterse, ne zaman isterse o öyle olur. O evde işler onun istediği biçimde şekillenir. Evdeki oyuncaklar sadece onundur. Anne sadece onundur, baba onun dur. Onun istediği gibi oyunlar oynanır. Bu oyunlarda da üstelik hep o kazanır. Örneğin baba ile güreş yapılır ve baba yenilir. Çocuk ta gerçekten babasını yendiğini düşünür. Diğer oyunlarda da o hep birinci gelir. “En birinci benim”... BAŞLARDA TEPKİLİ OLABİLİR... Çocukların paylaşmayı bilmemesi 2-3 yaş çocuk anne babası olan ebeveynlerin en belli başlı şikayetleri arasında başta gelir. Onlar dünyayı yeni yeni tanımaya başlamışlardır ve tüm deneyimleri “ben” çerçevesinde gelişir. Nesneleri kontrol, çevreyi kontrol, tuvaletini kontrol gibi konular çocuğa bir yandan güç kazandırırken, bir yandan da kaybetme kaygısını yükler. Oyuncak arabasını oyun arkadaşıyla paylaşması söylendiğinde çocuk, arabayı verdiğinde geri alıp alamayacağını bile bilmemektedir. Dolayısıyla, arabası üzerindeki kontrolünü

ve sahiplik duygusunu yitirme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Doğal olarak tepkisi “HAYIR” olacaktır. Çocuğun paylaşmaya verdiği bu kaygılı ve öfkeli tepki bir yetişkine anlamsız görünebilir, ancak bu tepkinin, çocuğun doğal gelişimsel dönemine ait doğal bir tepki olduğunu hatırlamakta fayda vardır. Paylaşma duygusu çocuklarda doğuştan gelen bir duygu değildir. Bu yaşamda deneyimlemeler ile zaman içinde kazanılacak bir durumdur. Belirli bir ruhsal gelişim dönemini tamamlamış belirli bir matürasyon olgunluğa erişmiş olmaları gereklidir. Çocuk paylaşmayı deneyimleyerek-yaşayarak ve çevresindeki olan biteni gözlemleyerek öğrenir. Bu konuda gerek ebeveynlerin ve gerekse öğretmenleri rehberlik etmelerine ihtiyaçları vardır. Paylaşmayı sağlamak adına çocuğu zorlamak, baştan kaybetmektir. Paylaşmaya yanaşmadığı oyuncağını elinden zorla almak, tehditler etmek ya da bu nedenle ceza ve benzeri yaptırımlar uygulamak sadece öfke doğurur. Paylaşım konusunda da çocuğun direncini artırmaktan öteye gitmez. Üstelik tersine işleyen bir kısır döngüye de girilmiş olur. Burada çocuğa inisiyatifin kendisinde olduğunu hissettirmek ve kararları kendisinin vereceğini ona göstermek gerekir.” Şimdi hep beraber arabalar ile oynayalım.


Arkadaşına hangi arabanı vermek istersin?.. Bunu mu, diğerini mi?.. Böylece çocuk karar verme ve seçim yapmada inisiyatifin kendisinde olduğunu hisseder oyuncaklar ona aittir ve karar verme, kontrol etme yetisi hala ondadır. Olumlu pekiştireçler ile davranışın geri bildirim de verilmesi gereklidir. Bu keyifli oyun ve olumlu geri bildirimler çocuğun özgüven duygusunun desteklenmesinin yanı sıra paylaşmanın ve birlikte oynamanın olumlu yönlerini de gösterir. YANLIŞ MESAJLAR... Paylaşım öğretilirken çocuğun benlik saygısının zedelenmemesi gerekir. Sen senin hakların ve senin özelin var ve ben bunlara saygı duyuyorum mesajı gitmelidir. Örneğin “Oyuncağını arkadaşına veya kardeşine vermelisin” evet vermeli ama ya çocuğun özeli? Onun için çok değerli olan bir oyuncağı da herkesle paylaşmak zorunda değildir. Ona verdiği değer – önem derecesine göre özelini saklayabilme, ayırabilme hakkı da olmalıdır. O zaman bu özel oyuncaklar arkadaşlar gelmeden ortadan kaldırılmalıdır. “Akşam misafirliğe arkadaşın X ‘ler gelecek. Onun dokunmasını istemediğin oyuncaklarını ortadan kaldırmalısın”... Böyle bir ön hazırlıkta çocuk yine kontrolün kendisinde olduğunu, bazı özel şeylerin sadece kendisine ait olabileceğini ve ebeveynlerinin de onun özeline saygı duyduğunu görebilecektir. Bu erişkinler için de böyledir. Özelimiz bize aittir ve bunları kimse ile paylaşmak zorunda değiliz. Paylaşmak durumunda olduğu kişi evin içinde ise ne yapmalı?.. Önceden hazırlık yapma ve ayırma gibi bir durum söz konusu değilse, durum ne olacak?.. Eğer kardeşi ağlıyor ve üzülüyor diye her şeyini kardeşi ile paylaşmak durumunda kalırsa çocuk kendi özelini ve kendi duygularına saygı duyulup duyulmadığını nasıl ayırt edebilir?.. Böyle bir durumda kaldığında başkasının duygulan kendi duygularının önüne geçecek ve kendisini ikinci plana atabilecektir. Ben önemli değilim benim duygularımın bir önemi yok, hep diğerleri daha önemli... Bu durumdan kaçınmak gerekir. Evde kardeşler arasında da bir hiyerarşi olmalıdır. Paylaşım konusu bazen kardeşler arasındaki çatışmaların zeminini oluşturabilir. Küçük kardeşi ağlıyor diye elindeki oyuncağı vermek zorunda kalan çocuk, kendi haklarına kimsenin saygı duymadığı görecektir. Bu da kardeşe ve anne-babaya karşı öfkeye neden olabilir. Oyun, çocuklar için eğlenceden öte anlamlar taşır. Bu nedenle, oynarken sürekli bölünen, oyuncağını kardeşine vermek zorunda kalan çocuk, devamlı hayal kırıklığı ve öfke yaşayacak, yaptığı şeyin kimse tarafından önemsenmediğini, başkalarının duygularının hep, kendisininkinden daha önemli olduğunu hissedecektir.


Eğitim

Hafıza Güçlendirme Teknikleri... Hafızanızı basit alıştırmalarla güçlendirebilirsiniz. Kolaylıkla her yerde çok zaman harcamadan yapabileceğiniz bu 10 alıştırmayla güçlü bir hafızaya sahip olabilirsiniz.

Uzmanlar düzenli uygulandığında çok başarılı sonuçlar elde edildiğini belirtiyor. Ters el alıştırması: Sağ elinizi kullanıyorsanız, biraz da sol elinizi çalıştırmaya başlayın. Saçlarınızı sol elinizle tarayın veya çayınızı kaşıkla alışık olduğunuz yönün tersine karıştırın. Kalemi ters elinizle tutun: Biraz üreticiliğinizi kullanın ve daha neleri tersten yapabileceğinizi bulun. Tabii bulduklarınızı da hemen deneyin. Sonuç olarak, rutin alışkanlıklarınızı kırar ve beyninizin kullanmadığınız diğer yarısını da harekete geçirmiş olursunuz. Çocuk oyunu alıştırması: İşe veya alışverişe giderken, tıpkı bir çocuk gibi merak içinde bütün duyularınızı harekete geçirin. Bakın, dokunun, dinleyin, koklayın. Çiçek açan ağacın kokusunu keşfetmeye çalışın. Fırında satılan taze ekmeklerin kokularını algılamaya çalışın. Yürüdüğünüz zeminin özelliklerini hissedin. Caddede duyduğunuz sesleri ayrıştırın. Yanınızdan geçen insanların tek tek konuşmalarını dinleyin. Evinizde gözlerinizi kapatarak bir yerlere ulaşmaya çalışın. Kısacası, duyularınızı alışık olmadığınız tarzda kullanın. Bu şekilde çok ender yaptığınız bağlantıları canlandırır, beyninizin kapasitesini arttırırsınız. Eğer bu yaptıklarınızdan zevk alır ve insan veya olayları detaylı algılamayı sürdürürseniz, hafızanız her zaman canlı kalmaya devam eder. Duyu organlarınızın ne kadar fazlasını kullanırsanız, unutmak istemedikleriniz o kadar sağlam kalır. Harf alıştırması: Elinize bir gazete ve bir fosforlu kalem alın. Sırasıyla paragrafları okuyun ve çift yazılmış harflerin üzerini çizin. Örneğin, çift t ve m'lerin üzerini işaretleyin. Bir sonraki aşamada, kelime içinde birden fazla geçen harflerin üzerini çizin. Alıştırmayı yaparken, kelimelerin üzerinde fazla düşünmeyin ve hemen işaretleyin. Böylelikle konsantrasyon gücünüzün ne kadar uyarıldığını

70

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

hemen hissedeceksiniz. Başarılı olma isteğiniz ve aldığınız zevk zihnin canlanmasını arttırır. Polisiye alıştırması: ''Dün akşam şu saatte ne yaptım, neredeydim, iki saat önce ne yaptım?'' gibi, genellikle polisiye romanlarında veya filmlerinde sorulan soruları kendinize yöneltin. Ve tabii cevaplamayı da unutmayın. Bu alıştırma sonucunda yaptıklarınıza karşı dikkatinizi geliştirebilirsiniz. Ayrıca kısa hafızanızı da harekete geçirmiş olursunuz. Yürüyüş alıştırması: Asker yürüyüşü gibi olduğunuz yerde hareket edin. Sol bacağınızı her kaldırdığınızda, önce sağ elinizle, sonra sol elinizle dizinize dokunun. Bu esnada o kadar esnek hareket edin ki, bacağınızı indirirken, kolunuz başınızın üzerine gelecek kadar yükselmeli. Bu hareketleri birkaç kez tekrarlayın. Bunu yaparken sadece kan dolaşımınız hızlanmaz, aynı zamanda koordinasyon yeteneğiniz de artar. Böyle çaprazlama hareketlerle beyninizin her iki tarafını kullanmış olursunuz. Ressam alıştırması: Burnunuzun ucunda bir fırça olduğunu hayal edin. Bununla havaya en sevdiğiniz renkte yatay bir sekiz çizin. Bu hareketi gevşek ve dengeli yapın. Kendinizi Leonardo da Vinci veya sevdiğiniz bir başka ressamın yerine koyun. Bu çizim hareketleri, yorgun zihninizi hemen canlandırır. Aynı zamanda beyni bloke eden stresi etkili biçimde yok eder. Ajan alıştırması: Bu alıştırmayı daha çok sokakta yapacaksınız. Çevrenizde bulunan arabaların plakalarına bakın ve plakadaki harflerden kelimeler, hatta cümleler türetmeye çalışın. Böylece, sadece sıkışık trafiğin eğlenerek çabuk geçmesini sağlamaz, aynı zamanda kelime hazinenizi geliştirir ve beyninizi canlandırırsınız. Bu alıştırma, acil plaka ezberlemeniz gerektiği durumlarda çok işinize yarayabilir.

Resim alıştırması: Bu alıştırmayla alışveriş listelerini çok kolay ezberleyebilir, hafızanızı güçlendirebilirsiniz. Bunun için kalem kağıt alın ve kağıdın üzerine bir tane mum, bir kuğu, üç kollu bir kaktüs, üç yapraklı bir yonca, beş parmaklı bir el, hortumunu yukarı kaldırmış bir fil, sola dalgalanan bir bayrak, saatli bir yumurta, sapının üzerinde duran bir pipo, davul yanında duran bir adam, iki deniz feneri ve bir saat çizin. Her resim bir sayıyı sembolize ediyor. Ardından sembolleri sayılara göre ezberleyin. Örneğin, mum biri, kuğu ikiyi, kaktüs üçü ifade ediyor. Bu sıralamaya hakim olduğunuzda, sembollere aklınızda tutmanız gereken bir listeyi koyabilirsiniz. Eğer bu bir alışveriş listesiyse, mumun süt şişesinin üzerinde durduğunu, kuğunun boynunda portakal filesinin asılı olduğunu hayal edebilirsiniz. Bu alıştırmayla, zihninizde listeler oluşturmayı daha kolay başarırsınız. Otobiyografi alıştırması: Düşünün ki hayat hikayenizi tekrar yazmanız gerekiyor. Burada, işe gittiğiniz ilkokuldan başlayabilirsiniz. Bunun için en yakın arkadaşınızın kim, tipinin nasıl olduğunu hatırlamanız gerekiyor. Tabii sınıfınızın düzenini, görüntüsünü de. Ayrıca sınıfınızın penceresinden neler göründüğünüzü de hayalinizde canlandırmaya çalışın. Bu alıştırmayla, kişilerle ilgili hafızanızı harekete geçirirsiniz. Hipnoz alıştırması: Özellikle stresli anlarınızda veya kaygıya kapıldığınızda olumlu kelimelerden destek almaya bakın. Bunlarla olumsuz düşüncelerinizi yok eder, hedeflerinize daha kolay ulaşmanızı sağlarsınız. Eğer önemli bir görüşmeden önce, hafızanızın sizi yarı yolda bırakacağından korkuyorsanız, her gün gözlerinizi kapatarak kendi kendinize tekrarlayacağınız bir cümle belirleyin. Örneğin, Benim için gerekli olan her şeyi biliyorum ve çok sakinim cümlesini tekrarlayabilirsiniz. Bu alıştırmada ayrıca önemli olan, bunu her gün uygulamanız.


GEOMETRİ

GEOMETRİ

GEOMETRİ

ERSİN DOĞAN

ERSİN DOĞAN

ERSİN DOĞAN

SON 40 TEKRAR

AÇILAR ve ÜÇGENLER

ÇOKGENLER, DİKDÖRTGENLER, ÇEMBER ve DAİRE

TÜREV

GEOMETRİ

İNTEGRAL

ERSİN DOĞAN

ERSİN DOĞAN

ERSİN DOĞAN

ÜÇ BOYUTLU UZAY ve ANALİTİK GEOMETRİ

YGS-LYS-SBS ve Arasınıf öğrencileri; Matematik ve Geometri derslerinden Birebir Çalışma için;

A1 r e l ule anbul K n ado hir-İst r p S çeşe Bah

ERSİN DOĞAN 0532 415 80 42 ersindogan46@gmail.com

Tale p

Ücr edenle e re Eğit tsiz veri im Da lir. nışm anlı

ğı


Eğitim

ÇocuklardaYalan!..

Hemen hemen herkes birini üzmemek ya da zor bir durumdan kurtulmak gibi amaçlarla zaman zaman yalan söylese de, çocukların yalanları ebeveynleri doğal olarak fazlasıyla endişelendirir.

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Ayten Erdoğan çocukların yalan söylemesi konusunda bilgiler vererek, ailelerin bu durum karşısında nasıl davranmaları gerektiğini anlattı.

ÇOCUĞUN YAŞI ÖNEMLİ... Çocukların yalan söylemesinin farklı yaşlarda farklı anlamları vardır. (Her çocuğun gelişim hızı farklı olduğundan, aşağıdaki yaşlar yaklaşık zamanları ifade eder).

SAKİN OLUN!.. Çocuğun yalanı karşısında kızgınlığa kapılabilirsiniz. Ancak dikkat! Öfkeniz söylediği yalanın çocuğunuz için gerçekten ne anlam taşıdığını gözden kaçırmanıza neden olabilir. Oysa tepki vermeden önce çocuğun neden yalan söylediğini anlamanız çok önemlidir.

3 yaşından önce... 3 yaşından önce çocuğun yalan söylemesinin hiçbir anlamı yoktur. Bu yaşlardaki çocuk düşüncelerin kişisel olduğunu ve başkalarının bunları bilemeyeceğini, yani insanların zihinlerinin ayrı ayrı çalıştığını bilmez. Dolayısıyla kafasından geçen her şeyi anne-babasının da bildiğini zanneder. Örneğin iki yaşındaki bir çocuk markette kaybolduğunda annesine "beni sen kaybettin" diyebilir çünkü gözden kaybolmuş olsa dahi nerede olduğunu annesinin bildiğini zanneder. 3-4 yaş... 3-4 yaşındaki çocuklar düşüncelerini başkalarının bilmediğini anlamaya başlarlar. Bu yaştaki çocukların hayal gücü de çok kuvvetlidir ve bu yeni bilgi ve becerilerini sınamaktan çok hoşlanırlar. Bu nedenle de sık sık hikayeler uydurarak bu bilgilerini test ederler. Örneğin sütü yere döken çocuk annesine "ben yapmadım demin mutfağa kocaman bir kurt girdi, sütü o döktü" diyebilir. Bu yaşlardaki çocukların suçu başkalarına atmaları veya hikayeler uydurmaları normaldir.

72

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

5-8 yaş... Okulun ilk yıllarındaki çocuklar gerçek ile yalan arasındaki farkı anlamaya başlasalar da, genellikle doğru olanı yapmaktan çok, annebabalarını memnun etmeyi isterler. Dolayısıyla anne-babanın üzüleceğini ya da beğenmeyeceğini düşündükleri durumlarda gerçeği söylememe olasılıkları daha yüksektir. 8-10 yaş... 8-9 yaşlar civarında çocuklar gerçek ile yalan arasındaki farkı tam olarak kavrarlar ve genellikle 9-10 yaş civarında doğru ve yanlış muhakemesi gelişir, doğru ile yanlışı kendi muhakemesi ile ayırır. Hayali arkadaşlar... 3-4 yaşlar civarında hayali arkadaşların görülmesi normaldir ve genellikle çocuk büyüdükçe bu durum ortadan kalkar. Çocuklar öfkeli olduklarında ve yanlış bir şey yaptıkları zaman kabahati yükleyecek birine gereksinim duyduklarında hayali arkadaş ile konuşur ve oynarlar. Çocuk tamamıyla içine kapalı değilse ve başka çocuklarla oynamakta sorun yaşamıyorsa bu durum önemli değildir. Çocuğunuza eğlenmesi için olanaklar yaratarak ve başka çocuklarla oynamasını sağlayarak yardımcı olabilirsiniz.


Andropoz Sendromu Nedir?.. 50 yaşın üzerindeki erkekler, andropoz sendromu yaşıyor olabilirler. Peki, nedir bu andropoz sendromu?.. Kemik erimesi, cinsel isteğin azalması ve ereksiyon sorunu yaşayan 50 yaşın üzerindeki erkekler, “andropoz sendromu” yaşıyor olabilirler. Peki, nedir bu andropoz sendromu? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Serhat Partalcı, andropozun belirtileri ve nasıl tespit edileceği hakkında bilgiler verdi. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Serhat Partalcı, erkekler için farklı yaşlarda ortaya çıkan andropoz sendromunun belirtilerinin genellikle 50 ile 80 yaş arasında oluşabildiğine, kişilerin yaşam kalitesine göre yaş aralığının değişebildiğine dikkat çekiyor. Erkeklik hormonu testesteronun azalması ile oluşan andropoz sendromunun belirtilerinde, kadınlardaki menopoza girme durumunda olduğu gibi keskin bir gelişim görülmese de benzerlikler olduğunu vurguluyor. ANDROPOZUN BELİRTİLERİ... Kemik erimesi, cinsel isteğin azalması, ereksiyon problemlerinin çok sık görülmesi gibi biyolojik belirtiler yaşayan erkeklerin, agresif hareketleri, olur olmaz şeye sinirlenmeleri andropoz belirtilerini oluşturur. ANDROPOZ NASIL TESPİT EDİLİR?.. Andropoz tanısı, kan tahlili ile tespit edilebilir. Fiziksel muayene ile hastanın testislerinde ufalma, kıvamında yumuşama, cinsel organında küçülme, kas kitlesinde azalma oluştuğunda tedavisine başlamak gerekir. DIŞARIDAN ERKEKLİK HORMONU TAKVİYESİ... Hastaya, hekim kontrolünde dışarıdan verilen erkeklik hormonu; tablet, iğne ya da cilde yapıştırılan yavaş emilimli bantlar ile andropoz sendromunun bedensel belirtileri azalır ve cinsel arzudaki azalma da kaybolur. Prostat büyümesi adayı olan erkeklerde ise dışarıdan erkeklik hormonu takviyesi prostat kanseri riskini de oluşturur. Erkeklerin önlenemez doğal bir yaşam süreci olan andropozun belirtileri, hekim kontrolünde ve hayat kalitesini artırarak azaltılabilir.


Eğitim

İnsanın ELEMENTLERİ Oksijen dışında insan vücudunun yüzde 61'lik bölümü 24 yaşamsal elementten oluşuyor. Karbon hidrojen oksijen nitrojen ve fosfor bunlar arasında en önemlileri... Ancak vücudumuz uranyum ve altın gibi dünya üzerinde bulunan 90 ayrı elementi de barındırıyor. En ilginçleri Cambridge Üniversitesi kimyacılarından John Emsley tarafından a'dan z'ye alfabetik sıraya kondu. Elementlerin değerleri 70 kilo ağırlığındaki bir insanın vücuduna göre düzenlendi.

İnsan vücudu çok karmaşık bir yapıya sahip. Genetik kodları oluşturan DNA'lar ve çok sayıda element yaşamsal işlevlerin daha sağlıklı yürütülmesini sağlıyor. Bu elementlerin üstlendiği görevler çok farklı... Alkolün vücuttan atılmasından cinsel uyarıma sinir sisteminin dengelenmesinden vücut ısısının kontrol edilmesine kadar çok çeşitli amaçlara hizmet ediyorlar. Hiç işe yaramayanlar da var. Ancak az ya da çok miktarda bulunmaları halinde sorunlara yol açıyorlar... As - Arsenik (7 miligram) Pisibalığı istiridye midye ve karides gibi deniz ürünlerinden çok miktarda yendiğinde fazlasıyla arsenik alınmış oluyor. Ancak insanı zehirlemek için yeterli değil. Arsenik uyarıcı görevi üstleniyor ve kurnaz at yarışçıları bunu

74

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

doping amacıyla kullanıyorlar. Bir atın idrarında arsenik bulunması uluslararası kurallar çerçevesinde doping sayılıyor. 19.yüzyılda Avusturyalı köylüler arsenik için öldürücü doz kabul edilen miktarın iki katını haftada 2 ya da 3 kez tüketiyorlardı. Bu sayede yüksek tepelerde daha hızlı yürüyorlardı. Arsenik Charles Dickens da dahil pek çok kişinin afrodizyak amaçlı kullandığı bir element. Günümüzde Çinli hekimler hastalarını arsenikle tedavi ediyorlar. ABD'de de Trisenox adı verilen arsenik hapı kan kanseri tedavisinde kullanılıyor. Çünkü normal kan hücrelerinin üretimini hızlandırıyor. Br - Brom (260 miligram) Brom bir anti-Viagra hapı gibi değerlendirilebilir. Negatif şekli Bromür (Br-) cinsel güdüleri durduruyor. Bu nedenle Kraliçe Victoria dö-

neminde cinsel ilişki günah kabul edildiğinden doktorlar tarafından çok sık reçeteye yazılıyordu.Bromür psikiyatrik hastalıkların her türünde ve sakinleştirici olarak kullanıldı. Günümüzde toksik madde sayıldığından tercih edilmiyor. Bromürden uzak durmak istiyorsanız marulla kerevizi azaltın ve bol meyve yiyin. Çünkü meyvede neredeyse hiç bulunmuyor. Co - Kobalt (2 miligram) Sinir sistemini düzenleyen ve B12 vitamininin bir parçası olan kobalta vücudun ihtiyacı var. Hayvan B12 vitaminini üretebiliyor; ancak insan bunu gerçekleştiremiyor. İnsan bu vitamini sardalye somon ve yumurtadan sağlıyor ya da bağırsaklarda yaşayan bakterilerden alıyor. Vücudun günde 1,5 mikrogram kobal-


ta ihtiyacı var; ama bunun B12 vitamini şeklinde olması gerekli. C kategorisindeki en önemli element karbon... Biyolojik moleküllerin her parçasında var olan karbonun vücuttaki miktarı 16 kg. Yine kalsiyum (1 2 kg.) bakır (70 miligram) krom (2 miligram) ve klor (95 gram) elementler tablosunda C harfi ile başlayan simgelerin en yaşamsal olanları. Dy - Diprozyum (Yaklaşık 1 mikrogram) Bu metal halojen lambalarda çok yoğun ışık üretmek amacıyla

kullanılıyor. Aynı zamanda silinebilir CD'lerde de var. İnsan vücudunda kemik dokusunda karaciğerde ve böbreklerde bulunuyor; ama kaynağı gizemini koruyor. Eu- Öropiyum (Yaklaşık 1 mikrogram) Diprozyum gibi öropiyum da vücutta çok az miktarda bulunuyor. Ancak nasıl üretildiği ya da nereden alındığı bilinmiyor. Ay yüzeyindeki kayalar incelendiğinde dünyaya oranla çok daha fazla miktarda var olduğu görüldü. Bilim adamları bu metal yönünden zengin bitkiler yetiştirmeyi amaçlıyorlar. F- Fluor (6gram) Fluor az miktarlarda olmak kaydıyla fluorür (F-) kadar gerekli. Çoğu kemiklere özellikle de dişlere giderek güçlenmelerini sağlıyor. İçme suyu ve diş macununa katılıyor. Ancak vücut ihtiyacı olan miktarı en çok tavuk domuz eti yumurta patates peynir ve çay (bir fincanda 04 miligram) gibi doğal besinlerden sağlıyor. Denizlerde fazla miktarda bulunduğundan balıklar fluor yönünden zengin. Devamı Sayfa 74’de


Eğitim İnsan vücudu çok karmaşık bir yapıya sahip. Genetik kodları oluşturan DNA'lar ve çok sayıda element yaşamsal işlevlerin daha sağlıklı yürütülmesini sağlıyor. Ge - Germanyum (5 miligram) Sarımsak ve ginsengin (Çin'de ilaç yapımında çok kullanılan bir tür kök) germanyum barındırması bu besinlerin vücuda neden bu kadar yararlı olduğunu açıklıyor. Germanyum üstünde yapılan araştırmalarda bağışıklık sistemini güçlendirdiği ortaya çıktı. Ancak İngiltere Sağlık Bakanlığı bazı besinlerin germanyum içermesinin tıbbi açıdan bir değer taşımadığını açıkladı.

sından zengin besinler. Diyet yapan kişilerin potasyum içeren besinleri seçmesi tavsiye ediliyor. ABD'de iğneyle idam etme sırasında vücuda potasyum klorür şırınga ediliyor. Bu kalp atışlarını denetleyen sinir hücrelerindeki potasyum hareketini engelliyor ve kalp duruyor. Aynı zamanda radyoaktif bir element. Vücutta her saniyede 2.500 potasyum atomu parçalanıyor. Bu durum doğanın genetik değişimi üretmesini destekliyor.

H- Hidrojen (7 kilogram) Hidrojen DNA'nın öğelerinden biri ve yaşayan her hücre molekülünün de bir parçası. DNA içindeki toplam miktarı su içindeki hidrojenle azalıyor. İnsan bedeni sağlıklı kalabilmek için günde 2,5 litre suya ihtiyaç duyuyor. Bunun yarısı suyla diğer yarısı da yiyeceklerle alınıyor. Su kaybeden kişiye çok yüklü miktarda su verilmesi halinde kişi ölebilir. Çünkü aşırı su kalp kasındaki sodyum ve potasyum dengesini bozarak ani kalp krizine yol açıyor.

L- Lityum (7 miligram) Aslında insan vücudunun bu elemente ihtiyacı yok. Ancak doğada yaygın şekilde bulunduğundan patates portakal marul ve lahana gibi besinlerle ister istemez alınıyor. 1949'da Avustralyalı doktor John Cade lityumun domuzlar üstündeki sakinleştirici etkisini keşfetti ve en azılı manik hastasında bunu denedi. Hastası şaşırtacak derecede sakinleşti; hatta iki ay sonra işinin başına döndü. Günümüzde manik depresyon tedavisinde kullanılıyor. Beyinde manik depresyona yol açan kimyasal iletiyi engelliyor.

I – İyot (20 miligram) İyot genellikle vücut sıcaklığını denetleyen hormonun üretildiği tiroit bezinde bulunuyor. Azı tiroit bezinin uzamasına bağlı olarak boyun terlemesine: dolayısıyla halsizliğe ve üşümeye neden oluyor. Fazlasıysa aşırı hareketliliğe sürüklüyor. Yoğun tarım teknikleri sonucunda toprakta iyot azaldığı için özellikle Hindistan ve Çin gibi gelişmekte olan ülkelerde 750 milyon kişide iyot eksikliği baş gösterdi. Dünya Sağlık Örgütü 2000 yılında aldığı bir kararla sofra tuzunda bulunması gereken iyot miktarını kilogramda 15 miligram olarak belirledi. Böylece günde 5 gramlık iyot alımı ihtiyacı karşılayacak. Db J - Joliotyum Aslında tabloda J ile başlayan bir element yok. Fransız fizikçi Frederic Joliot-Curie'nin (Marie Curie'nin üvey oğlu) bulduğu 105 joliotyum elementi günümüzde dubnium olarak adlandırılıyor. Çok az sayıdaki atomda bulunuyor; ancak bir dakikadan az süre içinde yok oluyor. Bu nedenle vücutta zaman zaman ortaya çıkmasına rağmen miktarına ilişkin bir rakam vermek mümkün değil. K- Potasyum (140 gram) Potasyumun K simgesi elementin Almanca kökenli olan adı "kalium"dan geliyor. Vücutta en çok kırmızı kan hücreleri potasyum içeriyor. Bunu kaslar ve beyin dokusu izliyor. Bir gün içinde alınması önerilen miktar 35 gram... Kuru üzüm yerfıstığı muz patates domuz eti mantar ve çikolata potasyum açı-

Mo - Molibden (5 miligram) Molibden alkolü vücuttan atan aldehit oksidaz adlı karaciğer enziminin bir parçası. Vücudun ihtiyacı olan en az miktar 0,05 miligram; ancak alınma miktarının 0,4 miligramı geçmemesi gerekli. Aksi takdirde toksik etki yaratıyor. En çok molibden içeren besinler kuzu eti dana ciğeri yeşil fasulye yumurta ayçiçeği çekirdeği bezelye ve yulaf... Ni - Nikel (15 miligram) İnsan için yararı olup olmadığı tam olarak bilinmiyor. Ancak hayvanlar için yaşamsal bir önem taşıyor. Bu nedenle metali çok az miktarda almak yeterli. Her şeye rağmen eksikliği insan büyümesini engelliyor. Yiyeceklerdeki çözülebilir nikel kolayca emiliyor; ancak metal nikel tenle temas ettiğinde kaşıntıya neden oluyor. Bu nedenle jartiyerlerinde metal askı bulunanlarda bu kaşıntılar sıklıkla görülüyor. O2 - Oksijen (43 kilogram) Vücudun yaklaşık yüzde 60'lık bölümü oksijenden oluşuyor. Su halinde bulunduğundan vücut ağırlığının yüzde 89'undan sorumlu. İnsan beyni işlevlerini sürdürebilmek için oksijene muhtaç. Beyin hücreleri oksijen gitmediği taktirde bir dakika içinde ölmeye başlıyor. Yüksek miktarlarda alınan oksijen de eksikliği kadar tehlikeli. Dalgıçların 10 metrenin altında saf oksijeni solumamaları gerekli. Çünkü ciğerlerinde büyük hasara yol açıyor. Devamı Sayfa 76’da

76

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11


ANAOKULU İLKÖĞRETİM AKŞAM LİSESİ • Kaliteli Eğitim uygun ücretlerle Tay Koleji’nde •

Türkiye'de bir ilk, Tay Koleji’nde Çocuk Trafik Pisti hizmete girdi. Eğitim-öğretim modelini yaparak ve yaşayarak benimsemiş olan Tay Koleji bu anlayışını öğrencilerinin trafik eğitimi konusunda bilgi almaları için bir minyatür trafik eğitim pisti kurdu. Kolej içerisine inşa edilen pist ile öğrenciler bundan böyle trafik ile ilgili bilgileri uygulamalı olarak öğrenebilecekler.

Alternatifsiz değilsiniz!.. Namık Kemal Mh. Ekin Cd. No: 13 Torium Yanı| İSTANBUL | TÜRKİYE T: (0212) 690 92 07 F: (0212) 690 92 08 Gsm: 0554 534 37 02

www.taykoleji.com - info@taykoleji.com


Eğitim Vücudun her hücresi kanser ve kısırlığa karşı koruma sağlayan milyonlarca selenyum atomu içeriyor. Bu durum yüzünden boğulan pek çok dalgıç var. Bu nedenle yükseltilmiş oksijen bileşimi "nitrox" kullanmaları tavsiye ediliyor. P- Fosfor (780 gram) Doğada sadece fosfat olarak bulunuyor. Fosfor atomu 4 oksijen atomuna bağlı. İskelette kalsiyum fosfat şeklinde mevcut ancak beyin de bol miktarda fosfor içeriyor. En etkin hali günde saatte 1 kg. gibi yüksek bir miktarda üretildiği ve dönüştürüldüğü enerji molekülü ATP içinde yer alıyor. İnsan iskeleti yüklü bir fosfat rezervi kabul edilebilir. Ton ve somon balığı sardalye karaciğer hindi tavuk yumurta peynir zengin fosfor kaynakları… Rb- Rubidyum (680 miligram) İnsanın rubidyuma ihtiyacı yok; ancak vücut diğer gerekli elementlere oranla daha fazla miktarda rubidyum içeriyor. Bu durumdan potasyumun sorumlu olduğu söylenebilir: çünkü bu iki element doğada birlikte bulunuyor. Bitkiler her ikisini birden emiyor; ama potasyumun emilme oranı rubidyuma göre daha fazla. Soya fasulyesi çimen ve elmada en çok çay ve kahvede ise az miktarda var. Se - Selenyum (14 miligram) Vücudun her hücresi kanser ve kısırlığa karşı koruma sağlayan milyonlarca selenyum atomu içeriyor. Saç böbrekler ve erbezleri en yüksek düzeyde bulunduğu bölümler. Vücudun gereksinim miktarı çok az bile olsa aşıldığında selenyum zehirlenmesi riski ortaya çıkıyor. Bunun en açık belirtisi nefes almada zorluk ve metil selenyum gazının yol açtığı ağır vücut kokusu. Erkekler için tavsiye edilen günlük miktar 75 mikrogram kadınlarda ise 60 mikrogram...Genellikle kahvaltılık tahıllar ve kepekli ekmek yoluyla alınıyor. Brezilya fındığında çok bol miktarda bulunuyor. Ton balığı morina balığı somon ve yer fıstığı diğer yoğun olduğu besinler. İtalya'da çok sevilen "Albatrellus pes-caprae" türü kültür mantarının 100 gramında 3.700 mikrogram selenyum var. Bu miktarda mantarla yapılacak bir yemek günlük dozu 8 kat aşıyor.

78

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

Si - Silikon dioksit Kuvarts (1 gram) Silikon kemik büyümesinde etkili aynı zamanda deride de bulunuyor. Ekmek ve kahvaltılık tahıllar en zengin silikon barınağı. Hamile kadınların silikona daha fazla ihtiyacı var. Şalgam suyu ya da turşu gibi besinlere aşermelerinin nedeni vücutlarındaki silikon ihtiyacının artması. Silikonun yaygın kullanıldığı bir başka alan da estetik cerrahi. Göğüslerini büyütmek isteyen kadınlarda 1990'lı yıllarda kullanılmaya başlayan silikonun birtakım sağlık sorunlarına yol açtığı da görüldü. Bunların başında göğüs kanseri geliyor. Ancak bilimsel araştırmalar göğüs kanserine yakalanma riskinin silikonla ilişkili olmadığını ortaya koyuyor. Tl - Talyum (0-5 miligram) Potasyumla birlikte bulunan bir diğer element de talyum... Böbrekler ve karaciğer yoğun bir biçimde talyum içeriyor. Talyum deri yoluyla da emilebilen toksik özelliğe sahip ağır bir metal. Bileşenlerinin fazla alınması tırnak düşmesine yol açıyor. 20. yüzyılın başlarında baş derisindeki mantar etkenli saç dökülmelerini tedavi etmek amacıyla kullanılıyordu. 1962 ile 1971 yılları arasında Graham Young adlı seri katil çok sayıda insanı çaylarına talyum katarak zehirledi. U- Uranyum (0-1 miligram) Eğer vücuttaki uranyum atom enerjisine dönüştürülebilseydi çok büyük bir güç elde edilebilirdi. Yemek yoluyla alınan uranyumun günlük miktarı yaklaşık 1 mikrogram civarında; ancak çoğu emilmeden atılıyor. En çok mısır ve patatesle vücuda giriyor. Kana karıştığı zaman iskelette ve kemiklerde birikiyor. Bu aşamadan sonra uranyumun vücuttan atılması çok zor. V- Vanadyum (0-1 miligram) İnsan vücudu için gerekli bir başka element olan vanadyum sağlıklı büyümede etkili. Vücutta ihtiyaç duyulandan daha fazla miktarlarda barınıyor. Günde ortalama 40 mikrogramlık bir miktar insan için fazlasıyla yeterli. Deniz ürünleri ve karaciğer en çok vanadyum içeren besinler. Ayçiçeği ve pirinçte de var. W- Volfram tungsten (20 mikrogram) Radyoaktif tungsten izleyicisi ile yapılan testler sonucunda günlük alımının yaklaşık 12 mikrogram olduğu tahmin ediliyor. Ancak bu miktarın tamamı emilmiyor. Emilen kısım kemiklere ve dalağa gidiyor. Bitkiler tungsteni topraktan sağlıyor. Üzüm ve arpada ölçülebilir oranlarda bulunuyor.

X- Ksenon (Çok az miktarda) Kanda az miktarlarda var olmasına karşın bu iç gazın biyolojik bir rolü yok. Atmosferden geliyor ve yaygın bir şekilde uzay mekiğini hareket ettiren iyon motorlarında yakıt olarak kullanılıyor. Yan etkisi olmadığından günün birinde ameliyatlarda anestezi amaçlı kullanılabilir. Günümüzde çok pahalı olduğu için tercih edilmiyor. Y- İtriyum (0-5 miligram) Hakkında çok az şey bilinen bu metal anne sütünde var. Aslında hiçbir faydası yok; karaciğer ve kemiklerde barınıyor. Çok az besinde örneğin lahanada bulunuyor. İtriyumun radyoaktif izotopu kanser tedavisinde kullanılıyor. Kanser hücrelerine ekleniyor ve radyasyonuyla onları öldürüyor. Za - Çinko (2-3 miligram) Erkeklerin en çok ihtiyaç duyduğu çinko menide barınıyor ve yokluğu sperm sayısında azalmaya yol açıyor. Buğday tatlı patates marul kırmızı et ve istiridye zengin çinko depoları... Kazanova'nın favori yiyeceğinin istiridye olmasına şaşırmamak gerek. Mısır'daki erkeklerin çoğunda çinko eksikliğine bağlı olarak büyüme bozuklukları ve cinsel sorunlar görülmüştü. Bu da Mısır topraklarındaki çinko azlığına bağlanmıştı. Diyet uzmanları normal tedavi yöntemlerine cevap vermeyen anorexia nervosa âdet öncesi gerilim depresyon sivilce ve grip gibi hastalıklarda öneriyorlar.



Eğitim

Bebeğinizin Konuşmasını Hızlandırın!..

Bebeklerin konuşmasındaki en etkili yöntem onlarla sohbet etmek...

Bebeklerde konuşma bebekten bebeğe farklılık gösterebilir. Bu yüzden telaşa kapılmamalısınız ama genel olarak bebekler 7 ile 10. aylarda 2 heceli, kısa ve tekrar eden kelimeleri söylemeye başlamalıdır örnek olarak: "mama, dede, baba, cici, anne..." kelimeleri verilebilir. Ayrıca anne ve babalar ilk önce anne mi baba mı polemiğine girmemelidir. Çünkü bebekler a, b, m, d, y harflerini daha kolay söylemektedir. Bu nedenle baba demek anne demekten daha kolaydır. Bebeklerin en zor söylediği harfler k,t, r dir. Özellikle r sesini bebek dört yaşına kadar düzgün çıkaramamaktadır. Tekrarlamasını istediğiniz sesleri taklit edebilirsiniz. Bebeğiniz 10. Ayından sonra yetişkinlerin kelimelerine benzer kelimeler kullanabilir. "Bu ne? Hani? Nerede?"gibi sorular bile sormaya başlar. 12.ayını doldurmuş bebek, bu nedir? Bu kimdir? Sorusuna düzgün ve anlaşılır cevaplar verebilir. Bebeğiniz 15. Ayından sonra karşılıklı sohbetler yapmaya başlamıştır. Taklit yeteneği daha çok gelişmiştir. Etrafındaki tüm sesleri taklit edebilir. 17.-18. Ayından bebek artık şarkı bile söylemeye başlamıştır. Hareketlerine sesler eklemeye başlamıştır. 18-24 aylık bebekler 25 30 kelime söyleyebilir. Kendi ebeveynleri onların sohbetlerinin en az yüzde seksenini anlar. Kendini ailesine çok iyi tanıtmıştır. 24-36 aylık; yani 2-3 yaşındaki çocuk kelime hazinesini geliştirmiştir. 50 ile 100 ke-

80

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

lime arasında kelimeleri kullanır. 36. ayını bitirmiş bir çocuk en azından üç yüz ile dört yüz kelime kullanır. Konuşmaları dışarıdan insanlar tarafından anlaşılır. Düzgün cümleler kurabilir. Bu aşamaya kadar ki gelişimlerini doğal olarak tamamladıysa çocuğunuzun bundan sonraki gelişimleri de normal devam edecektir. Belirttiğimiz gibi her çocuğun gelişim düzeyi aynı olacak diye bir beklenti içine olunmamalıdır. Bazen kardeş olan çocuklar bile gelişim farklılıkları sergileyebilir. 9-10 aylıkken kelimeleri düzgün çıkarabilen çocuğun kardeşi ilk düzgün kelimesini 18 aylıkken söyleyebilir. Çocuğunuzun konuşmada normal gelişimini izlemesini, yeterli olmasını istiyorsanız onunla konuşmayı sohbet etmeyi aksatmamalısınız. Bebeğin Konuşmasını Hızlandıracak Neler Yapabilirim?.. Çocuğunuzun konuşma aşamalarını daha hızlı atlatabilmesi için sizin de uygulayabileceğiniz bir çok teknikler vardır. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz. • Çocuğunuza sık sık adı ile seslenin. • Onunla konuşurken mutlaka yüz yüze olun. Altını değiştirirken, onu beslerken bile mutlaka yüzüne bakarak konuşun. Unutmayın iletişim önce beden dili ile başlar. • Ona sık sık şarkı söyleyin. • Çocuğun anlaması kolay cümleler kullanarak, yüksek tonda ve anlaşılır bir şekilde konuşmanız, duygusal ifadelere yer vermeniz ve aynı şeyi birkaç kere tekrarlamanız işe

yarayabilir. Örneğin "Parka gitmemiz seni mutlu etti, değil mi?" ya da "Düşünce çok canın yandı." şeklinde ifadeler onun ilerde onun duygularını daha rahat ifade etmesine yarayabilir. • Onunla konuşurken abartılı mimikler ve kocaman açılmış gözler dikkatini size vermesine yardımcı olur. • Çocuğunuz bazı kelimeleri yanlış kullandığında onu düzeltmek yerine aynı kelimeyi doğru şekilde telaffuz ederek onun kelimenin doğru şeklini öğrenmesini sağlayabilirsiniz. Onların kelimeleri yanlış kullanmaları son derece doğaldır. • Çocuğunuza şarkı söyleyerek de konuşmasının hızlanmasına yardımcı olabilirsiniz. • Cevabı "Evet" ya da "Hayır" olan sorular yerine açık olanları tercih edin. Mesela "Legolarla mı oynamak istersin yoksa yapbozla mı?" gibi. • Çocuğunuzun "Ne" ve "Neden" ile başlayan sorularını mutlaka cevaplandırın. Cevaplarınız onun neden-sonuç ilişkisini anlamasına yardım edecektir. Eğer sorduğu sorunun cevabını bilmiyorsanız, bilmediğinizi de açıkça söyleyebilirsiniz. • Günlük aktivitelerinizde (onu beslerken, onunla oynarken, altını değiştirirken vb.) onunla konuşmayı sürdürün. • Sürekli tekrarlayarak aynı sesi çıkaran oyuncaklar bebeğinizin daha hızlı konuşmasına katkı sağlayacaktır. • Günlük programlarınızla ilgili onu bilgilendirin. Mesela, "Şu an eve gidiyoruz.", "Şimdi kahvaltı zamanı!" gibi. • Eğer çocuğunuzun büyüdüğünde sizinle konuşmasını istiyorsanız onunla şimdiden konuşmalısınız. Aile içi iletişimi sağlamak için tek kural vardır: konuşmak...


iSTANBUL

PARK ANAOKULU BİZİ ÖZEL YAPAN... • Tamamen eğitimcilerden oluşan kurucu ve idare kadrosu, • Pozitif Ekip ruhumuz, • Kalitemiz, Güvenirliğimiz, • Doğal, sıcak ve samimi olmamız, • Sürekli güler yüzlü eğitmenler olmamız, • Birer Anne oluşumuz, • Hijyenin en önemli kuralımız olması...

SİZ OKULUNUZDA HANGİ EĞİTİMİ UYGULUYORSUNUZ?.. Biz okulumuz da High Scope, Montessori gibi bilinen eğitim sistemlerinin sentezi olarak okulumuzda çocuğun kendine güvenmesi, birey olarak haklarına sahip çıkabilmeyi bunun yanında gerçek nesne ve objelerle çalışmalar yaparak hayatı öğrenmesini sağlıyoruz. Çocuklar okulumuzda yaşayarak öğreniyorlar. Bir balın tatlı olduğunu yaşayarak,deneyerek dokunarak, tadarak oyun yoluyla keşfetmesini sağlıyorlar.

ANAOKULUNUZDA HANGİ YAŞ GRUPLARINA EĞİTİM HİZMETİ VERİLMEKTEDİR?.. Park anokulu 3-6 yaş grubu için Okul Öncesi kurum Anokulu olarak hizmet vermektedir. Bunun yanında 0-3 yaş çocuklarına yönelik Anneli Oyun Grubumuz vardır. Uzman Psikolog Alev Aykent denetimin de Emine Mutlu yönetiminde ve uzman kadrosuyla birlikte annelerin aktif olarak katıldıkları anneli oyun grubumuz çok eğlenceli ve öğretici olarak devem etmektedir.

ANAOKULUNUZDA VERDİĞİNİZ EĞİTİM BRANŞLARI NELERDİR?.. Okulumuzda standart olarak İNGİLİZCE, FEN-MATEMATİK DENEYLERİ, MÜZİK, DANS-DRAMA VE TÜRKÇE DİL GELİŞİMİ dersleri branş öğretmenleri tarafından yapılarak yıl boyunca verilemektedir. “EĞİTİM ANLAYIŞIMIZ: GÜVENE DAYALI İLETİŞİMDİR...” İstanbul Park anaokulu veli-öğretmen işbirliğinin önemine inanmaktadır. Sizin ve bizim ortak özenimiz çocuğumuzdur. Çocuğunuza olan ilginin kalitesi ve sürekliliği aramızdaki veli–öğretmen iletişimine bağlıdır.

T: (0212) 608 11 GSM: 0533

42 - 669 90 95 301 56 12

Akasya 11 Villa 3 Bahçeşehir-İstanbul

www.istanbulpark-anaokulu.com


Sağlık

Test Yaptır, Diyabeti Önle!.. Ülkemizde her 100 kişiden 14’ünün sorunu olan diyabet kontrol altına alınmadığında organ kaybına, hatta ölüme yol açabilecek kadar tehlikeli bir hastalık. Diyabeti önlemenin en önemli yolu ise obezite ile mücadele etmek. Ayrıca riskli kişilerde yapılan şeker yükleme testi sayesinde de diyabet öncesi dönemde teşhis konularak hastalığın gelişmesi önlenebiliyor!..

Diyabet hasta sayısı ülkemizde ve dünyada her geçen gün hızla artıyor. Öyle ki son 30 yıl içinde dünyadaki diyabet hastası sayısı 2 kattan fazla artış gösterdi. Diyabetin önlenmesi için öncelikle obezite ile mücadele etmek gerekiyor. Günlük kalori ile yağ alımının düşürülmesi ve günlük aktivitelerin artırılması sonucu fazla kilolardan kurtulmak, diyabet için önleyici tedbirlerin temelini oluşturuyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Doç Dr. Rüştü Serter, ayrıca riskli kişilerin şeker yükleme testi yaptırmalarının da son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, “Bu test sayesinde diyabet öncesi dönemde teşhis koymak mümkün oluyor. Alınan tedbirlerle de ya diyabetin gelişmesi engelleniyor ya da erteleniyor” diyor. Ülkemizde Diyabetli Sayısı, 13 Yılda 2 Kat Arttı... Ülkemizde 1997 yılında diyabet görülme oranı yüzde 7 iken bu rakam 2010 yılında yüzde 14’e kadar yükseldi. Bu artış sadece ülkemiz için değil tüm dünya için geçerli aslında. Yapılan araştırmalara göre; 1980 den bu yana dünyada diyabetli erişkin sayısında 2 kattan fazla artış yaşandı ve hastalığın görülme sıklığı yaklaşık 150 milyondan 350 milyona

82

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

yükseldi. Bu artışın altında yatan en önemli nedenlerin başında ise sağlıksız modern yaşam koşulları ve kötü beslenme geliyor. İnsan Ömrünün Uzaması, Diyabetli Hasta Sayısını Artırıyor... 2000 yılında dünyada 600 milyon olan 60 yaş üzeri nüfusun 2050 yılında 2 milyara ulaşması bekleniyor. Ülkemiz verilerine göre 1985 yılında 65 yaş üstü nüfus yüzde 4.2 iken 2008 yılında bu oran yüzde 7.1’e yükseldi. Diyabet sıklığındaki artışta göz ardı edilmemesi gereken bir başka daha neden var ki o da yaşam süresinin uzaması. Bunun nedeni ise diyabet oluşum sürecinde normalden fazla çalışarak diyabetin ortaya çıkmasını engellemeye çalışan pankreas hücrelerinin uzayan yaşam süresine ayak uyduramayarak pes etmesi. Kimler Risk Altında?.. Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Doç. Dr. Rüştü Serter, diyabete yakalanma konusunda risk teşkil eden faktörleri şöyle sıralıyor: • 40 yaşın üzerindekiler, • Bel çevresi erkekte 94, kadında 80 santimin üzerinde olanlar, • Bozuk açlık şekeri tespit edilenler, • Hamilelikte diyabet tanısı alanlar ile 4 kilo

üzerinde bebek doğuran kadınlar, • Birinci derece akrabalarında diyabet olanlar, • Sağlıksız beslenenler ya da fiziksel aktivitesi düşük olanlar, • Hipertansiyon ve kolesterol problemi olanlar risk grubunda yer alıyor. Özellikle bu faktörlerden birden fazlası bir arada bulunanlar diyabet için yüksek risk grubunu oluşturuyor ve bu kişilere şeker yükleme testi yaptırmaları öneriliyor. Riski Devam Edense Test Tekrarlanıyor... Diyabetin başta kalp ve damarlar olmak üzere pek çok organa vereceği zararın en aza indirilmesinde diyabetin erken tespit edilmesi son derece önemli. Bu test sayesinde diyabet öncesi dönemde teşhis koymak mümkün oluyor ve alınan tedbirlerle diyabetin gelişmesi engelleniyor ya da erteleniyor. Sağlıklı ve riski düşük olanlar kişilerde şeker yükleme testine gerek duyulmazken, yüksek risk tespit edilen veya şeker yükselmesinden şüphelenilen erişkinlerde ise yaşa bakılmaksızın hemen şeker yükleme testini yaptırmak şart. Test sonucu normal çıkarsa riski azaltan tedbir ve tedaviler uygulanıyor. Riski devam edenlerde ise şeker yükleme testi doktorun uygun göreceği şekilde 3-5 yıl aralarla tekrarlanıyor.


E C Z i L i G iN “ Englis h is easy NOW ”

YETİŞKİNLER İNGİLİZCE KUR PROGRAMI

1 AY

SPEAKING PROGRAM

KUR TEKRAR I HEDi YE

1 KUR

7 90 TL

Özel Derslerde Çok Uygun Fiyatlar

YOUNG LEARNERT

İlköğretim Öğrencilerine Özel 7 Kişilik Sınıflarda Hafta İçi Kursları Gölet Yolu Badem 16 Villa 01 Bahçeşehir - İSTANBUL (Eski Bahçeşehir Üniversitesi Öğrenci Yurdu Karşısı)

669 00 71


Dekorasyon

2012 Dekorasyon Trendleri!..

Yeni bir yıl daha yaklaşıyor. Birçok kişi, yeni ev dekorasyonu hazırlıkları yapmaya başladı. Evlerinin eski tarzını yenilemek isteyen herkes 2012 yılı dekorasyon trendlerinden haberdar olma peşinde.

Günümüzde her zamankinden daha çok, yaşam trendleri ev tasarımı ve dekorlarını da belirler hale geldi. Bundan böyle estetik ve finansal değerler değil, aynı zamanda yaşam stilleri de birçok şeyi etkiler durumda. Mimari ve iç mimari mekân tasarımları, ürün tasarımları, proje uygulamaları ve proje koordinatörlüğü çalışmaları uygulayan Shape Achitecture & Interior Design Kurucu Ortağı Mimar Meral Bağcı, 2012 yılına ait dekorasyon trendlerini paylaştı. 2012 yılında trend yaratacak dekorasyon, iç dekorasyon trendleri ile ilgili bilgiler veren Bağcı, önümüzdeki yılda doğal malzemeler ve doku farklılıklarının bir arada kullanıldığı organik çözümler, amorf biçimler ve daha feminen detaylar ile çevre bilincinin daha da önem kazanacağının altını çizdi. BAŞLANGICA DÖNÜŞ... Bağcı 2012 yılının dekorasyon trendleri ile ilgili olarak; “Her tarzı aynı kefede tutarak, bu böyledir dememiz mümkün değil; ancak gelecek yıllar doğal malzemelerin çok kullanılacağı, doku farklılıkları ile oluşturulmuş çarpıcı ve şaşırtıcı öğelerin bir araya geleceği ve çevreciliğin önem kazanacağı yıllar olacak. Günümüzde insanlar yaşamdaki temel zevkleri önemsiyor, rahatlık ve şıklık istiyor, sağlıklı olmaya, spor yapmaya, doğa ile bütünleşmeye ve sosyal olmaya öncelik veriyor. Belki de bu durum 80’lerin ve 90’ların materyalizm ve savurganlığına ait bir tepki. Günümüz insanı yaşamında dengeyi arıyor ve yaşamını kaliteli hale getirmeye çalışıyor. Bunu yaparken de en basiti bulmaya çalışıyor bir nevi başlangıca dönüşü yaşıyor” dedi.

84

Yelpaze Bahçeşehir I 10 Aralık ‘11

YAŞAMDAKİ TÜM DEĞİŞİMLER DEKORASYONU ETKİLER... Mimar Meral Bağcı modanın, müziğin, sinema ve televizyonun, teknolojinin kısacası sosyal hayattaki tüm gelişmelerin birbirini ve dekorasyonu etkilediğini belirterek, “Örneğin tüketiciler kendi moda anlayışlarına benzer şekilde evlerini ve ofislerini dekore etme arayışı içindeler. Moda ile ev dekorasyonu arasındaki ortaklık, her iki sektörün de basit modellerine, dokularına, katmanlarına, süslemelerine ve renklerine olan meyilleri gösteriyor. Tüm bu unsurlar ve dahası aslında her iki sektörde de trenleri oluşturuyor; birbirleri ile etkileşiyor. Moda ile dekorasyon arasındaki fark ise tam bu noktada ortaya çıkıyor. Moda da sürekli bir değişim, yenilenme ve gelip geçicilik olmak zorunda iken dekorasyona asla sezonluk olarak bakamayız. Ofisin, evin, restoranın kısacası her mekanın bir ruhu, tarzı, stili vardır. Sahibinin kimliğine, yaşantısına uygun olmalıdır. Dekorasyonda moda değil stil vardır, trendler ile tarz birbirine karıştırılmamalıdır” dedi. SAĞLIKLI YAŞAM... Bağcı, sağlıklı yaşamın da altını çizerek, “Sağlıklı yaşam arzusu, günümüzde her geçen gün artış gösteriyor. İnsanlar artık daha uzun yaşamak ve hayatın gerçekten tadını çıkararak yaşamak istiyorlar. Bu istek, modern dekorasyon ve mimaride çeşitli biçimlerde etkileniyor; ancak en açık eğilimler bunları, evin merkezine konumlanan mutfağı birleştiren; iç mekanlar ile dış mekanları birbirine entegre eden ve ferah,

rahat etmeyi ön plana çıkaran konseptler söz konusu. Bu nedenle sağlıklı yaşam konsepti içerisinde organik çözümler ile doğal ürünler ve dokuların yoğun kullanılması yine önümüzdeki yılların öne çıkan özellikleri olacak” dedi. KÜLTÜREL DEĞİŞİMLER ETKİLİ... Günümüzde kültürel değişimler ile birlikte kendini gösteren ve dünyanın her noktasını etkileyen, hemen her yerde benzer tasarımların oluşturulduğu tasarımların ön plana çıktığını belirten Bağcı, “Farklı egzotik kalıntıların ve geleneklerin keşfedildiği, batısal etkilerin ön planda olduğu ve bunlara entegre edildiği eğilimler, ciddi anlamda trendleri olmuş durumda” açıklamasında da bulundu. DEKORASYONDA KİŞİSEL YA DA KURUMSAL ÖZELLİKLER ÖNE ÇIKMALI... Dekorasyonda trend peşinde koşulmaması gerektiğini belirten Meral Bağcı, “Bir trend yayılıyor, herkesin evi birbirine benziyor, fabrikasyon gibi. İnsanlar evlerini moda diye bir sürü çirkin eşya ve obje ile dolduruyor. Bir gökdelen katındaki dairede Bali ya da Hint tarzı bir ev oluşturabiliyorlar, bu beni gerçekten çok şaşırtıyor. Mekanın dekorasyonu sahibinin kimliğine, hayata bakışına, bulunduğu yere uygun ve karakter sahibi olmalı. Mimari çözümler ve kararlar trendlere göre şekillenemez. Dekorasyonda önce kimlik oluşturulmalı ondan sonra trendlerden gerektiği kadar abartmadan faydalanılması gerekir” dedi.


EKENLER LASTİK OTOMOTİV

GIDA.TUR.iNŞ.SAN.TiC.LTD.ŞTi.

Kıs o 7 C’de başlar. o

7 C’nin altında, güvenliğiniz için

MICHELIN

kış lastiği kullanın.

Alkent 2000 Mh. Hadımköy Yolu Cd. No:11/2 B.Çekmece-İstanbul

T: (0212) 889 20 08 F: (0212) 889 20 06


İlan vermek çok kolay!.. Hemen arayın:669 0212

BAHÇEŞEHİR SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ BADER 669 62 09 BAHÇEŞEHİR KÜLTÜR DERNEĞİ 669 22 78 BAHÇEŞEHİR MUSİKİ DERNEĞİ 669 57 51 BAHÇEŞEHİR A.D.D. 672 70 16 BAHÇEŞEHİR ROTARY CLUB 289 74 04 BAHÇEŞEHİR SPOR KLÜBÜ 669 29 50 Ç.Y.D.D. 672 01 05 BAHÇEŞEHİR LİONS 669 23 33 0532 232 07 31 BOĞAZKÖYLÜLER DERNEĞİ 607 13 77 YELPAZE İSTANBUL 669 83 86 ESENKENT ESENYURT BELEDİYESİ GÜVENLİK ISI DAĞITIM KENT YÖNETİMİ TAKSİ ESENKENT NAKLİYAT EĞİTİM ARDA ÇANKAYA 83 38 BAHÇEŞEHİR KOLEJİ BİLGİSAYAR İNGİLİZCE OKYANUS KOLEJİ BAHÇEŞEHİR SATRANÇ KULÜBÜ TAY SÜRÜCÜ KURSU YELPAZE İSTANBUL SANAT MERKEZİ

596 30 00 672 64 11 672 16 13 672 11 62 672 62 72 672 72 04 0532 777 669 51 77 669 52 63 605 06 09 669 27 26 669 84 04 669 16 50

VETERİNER KLİNİKLERİ BOĞAZKÖY VETERİNER KLİNİĞİ 607 09 39 GÜNER VETERİNER SAĞLIK MERKEZİ 608 0 432 GÜNER PET 0532 266 14 91 KAFE & RESTAURANT & GIDA BAHÇEŞEHİR PROFİTEROL BAHÇE KEBAP ESENKENT PROFİTEROL 01 20 MİE PASTANESİ ÜSKÜP İŞKEMBECİSİ İŞLETME REHBERİ AKSİGORTA Gürsoylar Sigorta AJANS YELPAZE

669 73 45 669 43 43 0531 310 669 05 89 669 66 10 596 41 33 669 83 86

83 86

MİMARLIK & DEKORASYON PLATİN 669 86 69 3G MİMARLIK 699 11 61- 0532 780 57 26 ELEKTRONİK BAHÇEŞEHİR ELEKTRONİK

669 56 14

OTOMOTİV PEUGEOT MEPA AVCILAR OTOMOTİV PEUGEOT MEPA İKİTELLİ

422 55 55 698 44 44

SAĞLIK & GÜZELLİK & SPOR B-FIT SPOR MERKEZİ KYBELE YUSUF KAHVECİ KUAFÖR

669 98 32 672 89 85 608 23 04

SU SERVİSİ SIRMA SU KARDELEN SU

607 10 55 672 51 56

ALIŞVERİŞ AZİZ BEBE CEYO DAGİ GÖZLÜKS PLAZA İPEKYOLU ORGANİZASYON

672 59 18 608 18 30 669 99 12 422 0 444 669 23 39

BAHÇEŞEHİR ÖNEMLİ TELEFONLAR AİLE HEKİMLİĞİ (DAHİLİ206) 444 0 669 ALO AMBULANS 669 55 66 BAHÇEŞEHİR SU-ARITMA 669 38 62/63 GELİŞİM MERKEZİ 669 97 12 BAHÇEŞEHİR GAZ DAĞITIM A.Ş 669 00 03 BAHÇEŞEHİR GÜVENLİK MERKEZİ 669 76 32 1.KISIM MUHTARLIĞI 669 62 10 2.KISIM MUHTARLIĞI 669 80 25 ZABITA KARAKOLU 669 37 07 BARINAK 669 47 29 BELEDİYE 444 0 669 BOĞAZKÖY HİZMET BİNASI 607 19 60 PTT 669 16 00 İTFAİYE 669 31 37 - 669 38 60 ELEKTRİK TEKNİKLERİ 669 68 23 SAĞLIK OCAĞI 669 63 60 TAKSİ 669 86 86 TEB BAHÇEŞEHİR 669 23 00 BAHÇEŞEHİR NAKLİYAT 669 11 34 Telefon rehberi alfabetik sıraya göre düzenlenmiştir.

Hacettepe

Nöbetçi Eczaneler

E

Aralık

3. CADDE ECZ. 608 00 26 ARMAĞAN ECZ. 689 93 00 AYDIN ECZ. 669 38 02 BAHÇEŞEHİR ECZ. 669 34 34 BOĞAZKÖY ECZ. 607 06 06-07 BUKET ECZ. 672 21 25 DEFNE ECZ. 669 96 59 DERMAN ECZ. 605 02 14 DİLEK ÖZ ECZ. 669 70 10 ECZANE FİLİZ. 672 01 63 ELİT ECZ. 669 33 88 ESENKENT ECZ. 672 11 60 GÜNGÖR ECZ. 672 94 01 iDEAL ECZ. 608 22 95 ISPARTAKULE ECZ. 669 33 88 MAVİ ECZ. 669 59 51 MOLİNO ECZ. 607 32 12 OKSİJEN ECZ. 669 44 66 SELİN ECZ. 669 30 40 SU ECZ. 669 97 97 ŞEHİR ECZANESİ. 608 17 27 ŞELALE ECZ. 669 09 11 YILDIZ ECZ. 607 06 10

I

S

T

A

Ocak

11 - 30 14 10 - 29 17 2 - 21 7 - 26 6 - 25 8 - 27 3 - 22 9 - 28 5 - 24 13 12 - 31 1 - 20 19 15 4 - 23 16 18

N

B

-

U

L

Demet Teoman Bingöl

Sanat Yönetmeni Veysel Şahin veysel@yelpazeistanbul.com Editörler Berrin Tavman Bekir Kavruk Zuhal Ünal Yavuz Saltık Nihat Emeksiz Protokol Dağıtım Aras Kargo

Ünviversitesi Mevzunu Dershane Deneyimli,

İLAN VERMEK ÇOK KOLAY !.. Reklem Rezervasyon ve bilgi için

(0212) 669 83 86

Matematik Fizik Fen Bilgisi

Şan Ofset

Güvercin Sk. Papağan Çıkmazı Badem 16 Villa 1 Bahçeşehir İstanbul

Özel Ders verilir. Canan Çelik İletişim

0533 773 73 12

Sayın Okurlarımızın Dikkatine;

Yelpaze İstanbul, Bahçeşehir, Ispartakule, Ardıçlı, Esenkent, Boğazköy halkına ve İstanbul genelinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin yöneticilerine ayda bir “ücretsiz” olarak dağıtılır. Bundan böyle talep eden okuyucularımıza kişiye özel adrese teslim gönderilerde sağlayacağız. Adrese teslim taleplerinizde yalnızca dergi ücreti tahsil edilmektedir. Yelpaze İstanbul 5 TL’dir. Gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez. Yayınlanan yazıların sorumluluğu yazı sahibine, reklamların sorumluluğu reklam verenlere aittir. Yelpaze İstanbul’da yayınlanan yazı ve fotograflar kaynak gösterilerek kullanılabilinir.


27 Yıllık

Kimya Öğretmenliği Deneyimi LGS ve LYS Hazırlık ve Ara Sınıf Kimya dersi verilir.

9 Yıl Devlet Anadolu Lisesi, 10 Yıl Özel Kolej, 8 Yıl Fen Lisesi

Ezbere bağlı kalmadan öğretim...

YABANCI OKULLAR iÇiN

iNGiLiZCE

KiMYA DERSi ANLATIMI

Gülseren Özkan

0532 331 02 45

gulseren_ozkan@hotmail.com

ÖZEL DERS

Sadece Özel Ders Değil!..

BiLGi KUVVETTiR, KULLANILDIĞINDA BiLiME ULAŞILIR. BiLiM iSE ENERJi, GÜÇ YANi BAŞARMAK VE KAZANMAK'TIR... AKADEMiK ALT YAPILI, Dershane deneyimli eğitimcilerden ilköğretim ve tüm lise öğrencilerine yönelik, ara sınıflar için ders takviye ve SBS + YGS + LYS’ye (Üniversite giriş sınavları) pedagojik yöntemler kullanılarak ve öğrenci koçluğu destekli başarı garantili tüm derslerden ÖZEL DERS VERiLiR.

Grup dea Grup idea Koordinatör: L. Tamer İlhan ( 0555 487 6 777 )

Doğal Kaynak Suyu 1582’ den beri...

Taşdelen Lezzetini

Tarihi CAM GALON’lardan

tadın...

Her biri 3 Litrelik, 4’lü kasalarda... Cam Şişe’de Su Keyfi... 0212

669 1 669

0546

669 1 669

www.vakiftasdelensu.com


BAHÇEŞEHİR - YENİKAPI 146T BOĞAZKÖY KALKIŞ İŞ GÜNÜ

C.TESİ

PAZAR

YENİKAPI KALKIŞ İŞ GÜNÜ

C.TESİ

PAZAR

05:55 05:50 05:50 06:30 06:30 06:30 06:00 06:10 06:10 06:45 07:05 07:05 06:05 06:30 06:30 07:05 07:30 07:30 06:20 06:45 06:45 07:35 07:50 07:50 06:40 07:00 07:00 08:10 08:10 08:10 07:00 07:15 07:15 08:30 08:30 08:30 07:15 07:30 07:30 09:00 08:50 08:50 07:30 07:45 07:45 09:15 09:05 09:05 07:50 08:00 08:00 09:30 09:25 09:25 08:10 08:15 08:15 09:45 09:45 09:45 08:30 08:45 08:45 10:00 10:00 10:00 08:50 09:00 09:00 10:15 10:20 10:20 09:10 09:20 09:20 10:30 10:40 10:40 09:35 09:40 09:40 10:50 11:00 11:00 10:00 10:00 10:00 11:10 11:20 11:20 10:20 10:20 10:20 11:30 11:40 11:40 10:40 10:40 10:40 11:50 12:00 12:00 11:00 11:00 11:00 12:05 12:20 12:20 11:15 11:20 11:20 12:25 12:40 12:40 11:30 11:40 11:40 12:40 13:00 13:00 11:45 12:00 12:00 13:00 13:20 13:20 12:00 12:20 12:20 13:20 13:40 13:40 12:20 12:35 12:35 13:40 13:40 14:00 12:40 12:55 12:55 13:40 14:00 14:15 13:00 13:10 13:10 13:55 14:00 14:30 13:20 13:30 13:30 14:15 14:15 14:45 13:40 13:50 13:50 14:15 14:30 15:00 14:00 14:10 14:10 14:30 14:30 15:20 14:20 14:35 14:35 14:55 14:45 15:40 14:40 14:50 14:50 14:55 15:00 16:00 15:00 15:10 15:10 15:10 15:00 16:20 15:20 15:30 15:30 15:30 15:20 16:40 15:40 15:50 15:50 15:30 15:40 17:00 16:00 16:10 16:10 15:50 16:00 17:25 16:20 16:25 16:25 16:10 16:00 17:45 16:40 16:35 16:35 16:10 16:20 18:00 17:00 17:00 17:00 16:30 16:40 18:20 17:20 17:15 17:15 16:55 16:40 18:40 17:40 17:40 17:40 16:55 17:00 19:00 18:00 18:00 18:00 17:15 17:00 19:20 18:20 18:20 18:20 17:35 17:25 19:40 18:40 18:40 18:40 17:35 17:45 20:00 19:00 19:00 19:00 17:55 17:45 20:15 19:20 19:20 19:20 18:15 18:00 20:30 19:40 19:40 19:40 18:15 18:20 20:45 20:00 20:00 20:00 18:35 18:20 21:00 20:20 20:25 20:25 18:55 18:40 21:20 20:45 20:50 20:50 18:55 19:00 21:40 21:05 21:15 21:15 19:15 19:20 22:05 21:30 21:40 21:40 19:40 19:20 22:30 19:40 19:40 22:55 19:55 20:00 20:15 20:00 20:15 20:15 20:30 20:15 20:50 20:30 20:50 20:45 21:05 20:45 21:25 21:00 21:25 21:20 21:40 21:20 22:00 21:40 22:00 22:05 Not: 22:20 22:30 Kırmızı Servisler 22:45 22:30 22:45 22:55 Özel Halk Otobüsü servisidir.

BAHÇEŞEHİR - BAKIRKÖY E-57 BAHÇEŞEHİR KALKIŞ İŞ GÜNÜ

C.TESİ

PAZAR

06:25 06:25 07:10 06:50 06:50 07:35 07:10 07:10 08:00 07:30 07:30 08:20 08:00 08:00 08:40 08:30 08:30 09:10 09:00 09:00 09:40 09:30 09:30 10:10 10:00 10:00 10:40 10:30 10:30 11:10 11:00 11:00 11:40 11:30 11:30 12:10 12:00 12:00 12:40 12:30 12:30 13:10 13:00 13:00 13:40 13:30 13:30 14:10 14:00 14:00 14:40 14:30 14:30 15:10 15:00 15:00 15:40 15:30 15:30 16:10 16:00 16:00 16:40 16:30 16:30 17:10 17:00 17:05 17:40 17:05 17:40 18:10 17:40 18:10 18:40 18:10 18:40 19:10 18:30 19:15 19:40 18:40 19:50 20:10 19:15 20:25 20:40 19:50 20:50 21:10 20:00 20:25 20:50 Not: Kırmızı Servisler Özel Halk Otobüsü servisidir.

BAKIRKÖY KALKIŞ İŞ GÜNÜ

C.TESİ

PAZAR

07:40 07:40 08:10 08:15 08:15 08:40 08:15 08:40 09:10 08:40 09:05 09:40 08:40 09:30 10:10 09:05 10:00 10:40 09:05 10:30 11:10 09:30 11:00 11:40 09:30 11:30 12:10 10:00 12:00 12:40 10:30 12:30 13:10 11:00 13:00 13:40 11:30 13:30 14:10 12:00 14:00 14:40 12:30 14:30 15:10 12:30 15:00 15:40 13:00 15:30 16:10 13:30 16:00 16:40 14:00 16:30 17:10 14:30 17:00 17:40 15:00 17:30 18:10 15:30 18:00 18:40 15:30 18:35 19:10 16:00 19:10 19:40 16:30 19:45 20:10 17:00 20:15 20:40 17:00 20:45 21:10 17:30 21:20 21:40 17:30 21:50 22:10 18:00 22:20 22:40 18:30 18:35 19:10 19:45 20:00 20:15 20:45 21:20 21:30 21:50 22:20

BAHÇEŞEHİR - TAKSİM 76D BAHÇEŞEHİR KALKIŞ İŞ GÜNÜ

C.TESİ

PAZAR

05:55 06:10 07:00 06:10 06:25 07:20 06:25 06:40 07:40 06:35 06:55 08:00 06:45 07:05 08:20 06:55 07:15 08:40 07:05 07:30 09:00 07:15 07:45 09:15 07:30 07:55 09:30 07:45 08:10 09:45 08:00 08:25 10:00 08:15 08:40 10:15 08:30 08:55 10:30 08:45 09:10 10:45 09:00 09:25 11:00 09:20 09:40 11:15 09:40 09:55 11:30 10:00 10:10 11:45 10:15 10:25 12:00 10:30 10:40 12:15 10:45 10:55 12:30 11:00 11:10 12:45 11:15 11:25 13:00 11:30 11:40 13:15 11:45 11:55 13:30 12:00 12:10 13:45 12:15 12:25 14:00 12:30 12:40 14:15 12:45 12:55 14:30 13:05 13:10 14:45 13:25 13:25 15:05 13:45 13:45 15:20 14:00 14:05 15:35 14:20 14:20 15:50 14:40 14:35 16:05 14:55 14:50 16:20 15:10 15:05 16:35 15:25 15:20 16:50 15:40 15:35 17:05 15:55 15:50 17:20 16:10 16:05 17:35 16:25 16:20 17:50 16:40 16:35 18:05 16:55 16:50 18:20 17:10 17:05 18:35 17:30 17:25 18:55 17:50 17:45 19:15 18:05 18:05 19:35 18:25 18:20 19:55 18:45 18:35 20:15 19:05 18:55 20:35 19:25 19:10 20:55 19:45 19:30 21:15 20:05 19:50 21:40 20:20 20:10 22:05 20:35 20:30 21:00 20:50 21:20 21:10 21:40 21:30 22:00 21:55

TAKSİM KALKIŞ İŞ GÜNÜ

C.TESİ

PAZAR

07:25 07:40 08:30 07:25 07:55 08:50 07:45 08:15 09:10 08:05 08:30 09:30 08:25 08:45 09:50 08:40 09:00 10:10 08:55 09:15 10:30 09:10 09:30 10:50 09:25 09:45 11:10 09:40 10:00 11:30 09:55 10:15 11:50 10:10 10:30 12:05 10:25 10:45 12:20 10:40 11:00 12:35 10:55 11:15 12:50 11:10 11:30 13:10 11:30 11:45 13:25 11:45 12:05 13:40 12:00 12:20 13:55 12:15 12:35 14:10 12:30 12:50 14:25 12:45 13:05 14:40 13:00 13:20 14:55 13:15 13:35 15:10 13:30 13:50 15:25 13:45 14:05 15:40 14:00 14:20 15:55 14:15 14:35 16:10 14:30 14:50 16:25 14:50 15:05 16:40 15:10 15:25 17:00 15:30 15:45 17:15 15:50 16:05 17:30 16:05 16:20 17:45 16:20 16:35 18:00 16:40 16:50 18:15 16:55 17:05 18:30 17:10 17:20 18:45 17:25 17:35 19:00 17:40 17:50 19:15 17:55 18:05 19:30 18:10 18:20 19:45 18:25 18:35 20:00 18:40 18:50 20:15 18:55 19:05 20:30 19:10 19:20 20:50 19:30 19:40 21:10 19:50 20:00 21:30 20:10 20:15 21:50 20:30 20:30 22:10 20:50 20:50 22:30 21:10 21:10 22:50 21:30 21:30 23:10 21:45 21:50 23:30 22:00 22:10 23:50 22:15 22:30 22:30 22:50 22:45 23:10 23:00 23:30 23:25 23:50 23:50

Not: OTOLAR AVCILAR YANYOLA GİRMEZ, E-5 YOLUNDAN GİDER. Kırmızı Servisler Özel Halk Otobüsü servisidir.

BAHÇEŞEHİR - M.KÖY E 58 BAHÇEŞEHİR KALKIŞ İŞ GÜNÜ

C.TESİ

PAZAR

06:05 06:30 07:30 06:15 07:00 08:30 06:30 07:30 09:30 06:45 08:00 10:15 07:00 08:30 11:00 07:10 09:00 11:45 07:20 09:30 12:30 07:30 10:00 13:30 07:40 11:00 14:30 07:50 12:00 15:30 08:00 13:00 16:15 08:20 14:00 17:00 08:30 15:00 18:00 08:55 15:45 19:00 09:00 16:30 20:00 09:30 17:15 10:00 18:00 10:10 18:45 10:30 19:30 10:40 20:10 11:00 11:20 11:30 12:00 12:30 12:40 13:00 13:20 13:30 14:00 14:00 14:30 15:00 15:30 16:00 16:10 16:30 16:45 17:00 17:25 17:30 18:00 18:10 18:30 18:50 19:00 19:25 19:30 20:00 20:00 Not: Kırmızı Servisler Özel Halk Otobüsü servisidir.

MECİDİYEKÖY KALKIŞ İŞ GÜNÜ

C.TESİ

PAZAR

07:20 07:45 08:45 07:20 07:45 08:45 07:50 08:15 09:45 07:55 09:00 10:45 08:20 09:30 11:30 08:25 10:00 12:15 08:45 10:30 13:00 08:50 11:00 13:45 09:10 11:30 14:45 09:20 12:30 15:45 09:30 13:30 16:45 09:50 14:30 17:30 10:00 15:30 18:15 10:25 16:30 19:15 10:30 17:15 20:15 11:00 18:00 21:15 11:00 18:45 11:30 19:30 11:30 20:15 12:00 21:00 12:10 21:00 12:30 21:45 12:50 21:45 13:00 13:30 13:30 14:00 14:10 14:30 14:50 15:00 15:30 15:30 16:00 16:10 16:30 16:50 17:00 17:30 17:30 18:00 18:00 18:30 18:35 19:05 19:10 19:40 19:45 20:15 20:30 20:50 21:25 21:30 22:00

NOT: Otobüs saatleri, İETT’nin resmi yayınlarından, dergimiz baskıya girmeden önceki son haliyle alınmaktadır.

BOĞAZKÖY - BAKIRKÖY 146 BOĞAZKÖY KALKIŞ İŞ GÜNÜ

C.TESİ

PAZAR

05:35 05:35 06:10 05:55 05:55 06:30 06:10 06:10 06:50 06:30 06:30 07:05 06:45 06:45 07:20 07:00 07:00 07:35 07:15 07:15 07:50 07:30 07:30 08:05 07:45 07:45 08:30 08:00 08:00 08:45 08:15 08:15 08:55 08:30 08:30 09:10 08:45 08:45 09:20 09:00 09:00 09:35 09:15 09:15 09:45 09:30 09:30 09:55 09:45 09:45 10:10 10:05 10:05 10:25 10:25 10:25 10:40 10:45 10:45 10:55 11:05 11:05 11:05 11:20 11:20 11:15 11:40 11:40 11:30 12:00 12:00 11:45 12:15 12:15 12:00 12:30 12:30 12:15 12:45 12:45 12:30 13:05 13:05 12:50 13:25 13:25 13:10 13:45 13:45 13:30 14:05 14:05 13:50 14:25 14:25 14:05 14:50 14:50 14:20 15:10 15:10 14:35 15:25 15:25 14:50 15:40 15:40 15:05 16:05 16:05 15:20 16:20 16:20 15:40 16:35 16:35 16:00 16:55 16:55 16:20 17:10 17:10 16:40 17:25 17:25 17:00 17:40 17:40 17:15 17:55 17:55 17:30 18:10 18:10 17:45 18:30 18:30 18:00 18:45 18:45 18:15 19:00 19:00 18:30 19:15 19:15 18:45 19:30 19:30 19:00 19:55 19:55 19:20 20:10 20:10 19:35 20:20 20:20 19:50 20:40 20:40 20:10 20:55 20:55 20:20 21:20 21:20 20:40 21:45 21:45 21:00 22:05 22:05 21:30 22:25 22:25 22:00 22:50 22:50 22:45 Not: Kırmızı Servisler Özel Halk Otobüsü servisidir.

BAKIRKÖY KALKIŞ İŞ GÜNÜ

C.TESİ

PAZAR

ESENKENT - TAKSİM 76 E ESENKENT KALKIŞ İŞ GÜNÜ

C.TESİ

PAZAR

TAKSİM KALKIŞ İŞ GÜNÜ

C.TESİ

PAZAR

06:30 06:30 07:20 06:00 06:30 06:30 07:20 07:50 07:50 06:20 07:00 07:00 07:20 08:15 08:15 06:30 06:45 07:50 06:40 07:25 07:25 07:50 08:45 08:45 06:45 07:00 08:10 07:00 07:50 07:50 07:50 09:20 09:20 07:00 07:15 08:25 07:20 08:10 08:10 08:15 09:45 09:45 07:15 07:30 08:40 07:40 08:30 08:30 08:15 10:05 10:05 07:30 07:45 08:55 08:00 08:50 08:50 08:45 10:30 10:30 07:45 08:05 09:10 08:20 09:10 09:10 08:45 10:55 10:55 08:40 09:30 09:30 09:20 11:20 11:20 07:45 08:20 09:25 09:05 10:00 10:00 09:20 11:45 11:45 08:05 08:40 09:40 09:30 10:30 10:30 09:45 12:10 12:10 08:05 09:00 09:55 10:00 11:00 11:00 09:45 12:40 12:40 08:20 09:20 10:10 10:30 11:25 11:25 10:05 13:05 13:05 08:20 09:40 10:25 11:00 11:50 11:50 10:30 13:30 13:30 08:40 09:55 10:40 11:25 12:15 12:15 10:55 13:55 13:55 08:40 10:15 10:55 11:50 12:40 12:40 10:55 14:20 14:20 12:15 13:05 13:05 11:20 14:50 14:50 09:00 10:30 11:05 12:40 13:30 13:30 11:20 15:20 15:20 09:00 10:45 11:15 13:05 14:00 14:00 11:45 15:50 15:50 09:20 11:00 11:30 13:30 14:25 14:25 11:45 16:20 16:20 09:20 11:15 11:45 14:00 14:50 14:50 12:10 16:50 16:50 09:40 11:30 12:00 14:25 15:15 15:15 12:10 17:15 17:15 09:40 11:45 12:10 14:50 15:40 15:40 12:40 17:40 17:40 09:55 12:05 12:25 15:15 16:10 16:10 12:40 18:05 18:05 15:40 16:40 16:40 13:05 18:30 18:30 09:55 12:25 12:40 16:10 17:10 17:10 13:05 18:55 18:55 10:15 12:50 12:55 16:40 17:40 17:40 13:30 19:20 19:20 10:30 13:05 13:10 17:10 18:10 18:10 13:55 19:50 19:50 10:45 13:25 13:25 17:40 18:40 18:40 14:20 20:20 20:20 11:00 13:40 13:40 18:10 19:05 19:05 14:20 20:45 20:45 11:15 13:55 14:00 18:40 19:30 19:30 14:50 21:10 21:10 11:30 14:15 14:20 19:05 20:00 20:00 14:50 21:35 21:35 19:30 20:30 20:30 15:20 22:00 22:00 11:45 14:30 14:40 20:00 21:00 21:00 15:20 22:30 22:30 12:05 14:45 15:00 20:30 15:50 12:25 15:05 15:20 21:00 15:50 12:25 15:25 15:35 16:20 12:50 15:50 15:50 16:50 13:05 16:15 16:05 17:15 13:25 16:35 16:20 17:40 18:05 13:40 16:50 16:40 18:30 13:55 17:05 17:00 18:55 14:15 17:20 17:20 19:20 14:30 17:35 17:40 19:50 14:45 17:50 18:00 20:15 15:05 18:05 18:10 20:45 15:25 18:25 18:25 21:10 Not: 21:35 15:25 18:40 18:40 Kırmızı Servisler 22:00 15:50 19:00 18:50 Özel Halk Otobüsü servisidir. 22:30 16:15 19:15 19:05 16:35 19:25 19:20 16:50 19:40 19:35 BOĞAZKÖY - AVCILAR KAMPÜS 142 17:05 20:00 19:45 17:20 20:15 20:00 BOĞAZKÖY KALKIŞ AVCILAR KALKIŞ 17:35 20:30 20:20 İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR 17:50 20:45 20:40 05:45 05:45 06:00 06:30 06:30 06:55 18:05 21:00 20:55 06:00 06:00 06:20 06:40 06:35 07:15 18:25 21:20 21:10 06:20 06:20 06:40 06:55 06:55 07:35 18:40 21:40 21:25 06:30 06:30 07:00 07:10 07:10 07:55 19:00 22:00 21:40 06:40 06:40 07:15 07:25 07:25 08:10 19:00 22:20 21:55 06:40 07:00 07:30 07:40 07:40 08:25 19:15 22:40 22:10 07:00 07:15 07:45 07:40 07:55 08:40 19:25 23:00 22:35 07:10 07:30 08:05 07:55 08:15 09:00 19:40 23:15 23:00 07:20 07:45 08:25 08:10 08:30 09:20 20:00 23:30 23:30 07:30 08:00 08:45 08:20 08:45 09:40 20:15 23:59 07:40 08:15 09:05 08:30 09:00 10:00 07:50 08:30 09:20 08:45 09:15 10:20 20:30 08:05 08:45 09:40 08:45 09:30 10:40 20:45 08:20 09:00 10:00 09:00 09:45 11:00 21:00 08:35 09:20 10:20 09:15 10:05 11:20 21:20 08:50 09:40 10:40 09:30 10:25 11:40 21:40 09:05 10:00 11:00 09:45 10:50 11:55 22:00 09:20 10:20 11:20 10:05 11:15 12:10 22:00 09:40 10:40 11:40 10:25 11:40 12:30 22:20 10:00 11:00 12:00 10:50 12:00 12:45 22:40 10:20 11:25 12:20 11:15 12:20 13:00 10:40 11:50 12:40 11:40 12:45 13:15 23:00 11:00 12:05 12:55 12:00 13:05 13:35 23:15 11:25 12:40 13:10 12:20 13:25 13:50 23:30 11:50 13:05 13:30 12:45 13:50 14:05 23:59 12:05 13:30 13:45 13:05 14:10 14:25 12:40 13:45 14:00 13:25 14:35 14:40 13:05 14:05 14:15 13:50 14:55 14:55 13:30 14:25 14:30 14:10 15:15 15:10 TREN SEFERLERİ 13:45 14:50 14:45 14:35 15:35 15:25 14:05 15:15 15:00 14:55 16:00 15:40 ISPARTAKULE - İST. İST - ISPARTAKULE 14:25 15:30 15:20 15:15 16:20 15:55 08:25 07:30 14:50 15:45 15:35 15:15 16:45 16:15 15:15 16:00 15:50 15:35 17:00 16:30 12:05 15:20 15:30 16:15 16:05 16:00 17:20 16:45 20:50 18:00 15:45 16:30 16:20 16:20 17:30 17:00 16:00 16:50 16:35 16:45 17:45 17:15 Not: 08:25 - 12:05, Giden trenler Bakırköy istasyonunda durmaktadır. 16:15 17:10 16:50 17:00 18:05 17:30 16:30 17:30 17:10 17:00 18:15 17:45 16:50 17:45 17:25 17:10 18:30 18:05 17:10 18:00 17:40 17:20 18:50 18:20 17:30 18:15 17:55 17:30 19:10 18:40 17:45 18:30 18:10 17:40 19:30 19:00 18:00 18:45 18:25 17:50 19:45 19:20 18:10 19:00 18:40 18:00 20:00 19:40 18:20 19:30 19:00 18:05 20:30 20:00 18:30 19:45 19:20 18:10 21:00 20:20 18:45 20:00 19:40 18:30 21:30 20:40 18:50 20:30 20:00 18:50 22:00 21:00 19:05 20:20 19:00 21:20 19:15 20:40 19:00 21:40 19:20 21:00 19:15 22:00 19:40 19:30 19:55 19:45 20:10 20:00 20:30 20:00 20:20 20:40 Not: 21:00 21:15 Kırmızı Servisler 22:00 Özel Halk Otobüsü servisidir.


Bahçeşehir etkinlik

Rehberi

SEVİMLİ DİNOZOR ÇOCUK OYUNU

LONDRA KRALİYET ÇOK YAŞA DÜNYA FİLARMONİ ORKESTRASI ÇOCUK OYUNU

18 Aralık Pazar Saat: 12:00 Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu

18 Aralık Pazar Saat: 20:00 Bahçeşehir Kültür Merkezi

25 Aralık Pazar Saat: 12:00 Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu




ARKA KAPAK


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.