İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU(İDP)

Page 1

İSTOÇ kangrene dönen sorunlarına yeni bir vizyon ve yönetimle çözüm bekliyor



TANITIM

İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU (İDP)

1

Bu platform İSTOÇ'un kuruluşundan buyana süregelen sorunların çözümü ve yeni hedeflerle geleceğe ışık tutma gayesi ile gönüllü kooperatif üyeleri başta olmak üzere, işletme sahipleri ve kiracılarının katkılarıyla oluşmuştur. İstoç Ticaret Merkezi Kuruluşu İSTOÇ Ticaret Merkezi, Eminönü bölgesindeki Tahtakale, Kantarcılar, Mercan, Yeşildirek, Küçükpazar, Süleymaniye, Sirkeci, Cağaloğlu ve Beyazıt’taki çeşitli mesleklere sahip toptancı esnafın bir araya gelerek kurduğu bir kooperatiftir. Toptancı Esnafının Eminönü yarımadasındaki zor şartlarda çalışması, İstanbul içindeki giderek yoğunlaşan trafik, sağlıksız koşullara sahip işyerleri, dar sokaklar, ham maliye, nakliye ve benzeri sorunlar nedeni ile modern çalışma ortamlarına yönelik yeşil alanları bol, çok katlı işyerlerinden kurtulup, müstakil işyerlerine kavuşmak amacı ile kurulmuştur. 1979 yılında 52 kurucu üye tarafından kuruluşu yapılan İSTOÇ Yapı Kooperatifi’nde bugün hırdavat, lüks hırda-

vat, plastik eşya, melamin, kırtasiye, kağıt, madeni eşya, gıda, büro ve mobilya malzemeleri, ev tekstili, züccaciye, medikal, promosyon ürünleri, av malzemeleri ve 2. el otomobil olmak üzere yaklaşık 35 meslek grubu yer almaktadır. 1984 yılında arazisine kavuşan İSTOÇ, Mahmutbey’de TEM Otoyolu’na 2 kilometre cepheli olmak üzere, 1 milyon 100 bin metrekare alanda kurulmuştur. Konum olarak ise Atatürk Havaalanı’na 11 kilometre uzaklıkta, 14 Temmuz Şehitleri Köprüsü’nün Bakırköy-Sefaköy ayrımının kesiştiği ve TEM Otoyolu Edirne otobanı gişelerine 1 kilometre uzaklıktadır. Esenler – Başakşehir Metro hattı İSTOÇ İstasyonu ile 2013 yılı Haziran ayından itibaren hizmet vermeye başlamıştır. İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU


RÖPORTAJ

İSTOÇ kangrene dönen sorunlarına yeni bir vizyon ve yönetimle çözüm bekliyor

2

Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetime ihtiyacımız var Kooperatif üyelerimiz yıllar yılı sahip oldukları değeri, neleri kazanıp neleri kaybettiklerini, nelerin kendilerine ait olduğunu şeffaf bir bilgilendirme ile öğrenememektedir. Birçok mülk sahibi yalnızca İSTOÇ’ta tapulu dükkanının olduğunu düşünmekte. Oysa kooperatifin bir üyesi olarak aynı zamanda tüm gelir ve giderinde ortağı olan üyelerimizin, mülkleri haricinde kullanılan ya da atıl bırakılan sosyal alanları, arazileri, ortak dükkanları, sağlık alanları, otel ve alışveriş merkezleri var. İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU (İDP) gönüllüleri olarak hedefimiz, bağımsız ekspertiz firmalarına bu değerlerin tespitini yaptırarak üyelerimize bilgi akışı sağlamak olacaktır.

İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

Marka Değeri Yok İstoç; Amerika’daki Dünya Ticaret Merkezi’nin geniş bir alana yayılmış hali. Burada ticaretin kalbi atmakta. Oysa bugüne dek yönetim zaafiyetleri burada 35 farklı sektörde işletmenin marka değerini arttımak şöyle dursun, düşürmeye yöneliktir. Tanıtım ve Reklamı yapılmıyor Esnaflar bir araya gelip kurmuşlar bu kooperatifi. Fakat bu denli geniş bir pazar olmasına rağmen, yeterli tanıtımının olmamasından dolayı pek bilinmiyor. Bırakın uluslararası bilinirliliğini Türkiye’de Doğudan-Batıya,Kuzeyden Güneye ticaret erbapları İSTOÇ’tan habersiz.


İSTOÇ Doğal fuar alanı ancak esnaf gücünün farkına vardırılmıyor Türkiye’nin ticaretinin nabzını tutan bu oluşum; her yıl vergisini ödeyip ekonomiye katkıda bulunuyor ve devletin maddi açıdan kalkınmasını sağlıyor. İstoç, yılın on iki ayı Fuar Alanı olma niteliğinde bir yer. Kısaca nitelikli bir şekilde kullanılırsa daha da verimli olacağını düşünüyoruz. İstoç’a dışarıdan ulaşım, ulaşım alternatifleri, site içi trafik ve otopark ve güvenlik sorunları var Trafik sorunu, otoparkın olmayışı, insanı dönme dolap gibi dolaştıran kapanlar gerek işletme sahiplerimizi ve gerekse ziyaretçilerimizi çileden çıkarıyor. İstanbul’un en merkezi noktasında olmasına karşın gerek yönlendirme tabelalarının olmayışı ve gerekse alternatif ulaşım araçlarının (ring seferleri,

alt geçit, köprü, güvenlik vb...) yaşama geçirilmemesi sorunların en başında geliyor. İSTOÇ Yönetiminin ve İSTOÇ çehresinin üzerinde yılların yorgunluğu var Kooperatifimiz neredeyse kurulduğu yıllardan buyana benzer yönetimlerle hizmet vermeye çalışıyor. Yılların yorgunluğu İSTOÇ’un üzerinde de kendisini hissettiriyor. Teknolojinin hızla ilerlediği, tüketim alışkanlıklarının değiştiği bir çağda İSTOÇ’un da vizyon sahibi daha genç bir kadro ile yola devam etmesi hepimiz ve ülkemiz adına kazanç olacaktır. Kıymetli Komşularımızın Bilgisine, Yukarıda bahsi geçen sorunlar mülklerimizin değerini arttırmak yerine, eğer elimizdeki değerlere sahip çıkmaz isek birer birer sessiz

sedasız kaybolacaktır. Büyüyen ve gelişen İstanbul ölçeğinde artan değerlere kıyasla, İSTOÇ’un ve mülklerimizin değeri tam tersi kat ve kat düşmektedir. Oysa ki İstanbul’un en merkezi noktasında olan ticaret merkezimiz sizlerinde katkıları ve ortak akılla, ticaret hacmini geliştirebilecek, elimizdeki ortak değerlerimizi doğru kullanarak çok daha iyi noktalara gelebilecektir. 30 Mayıs’ta Genel Kurula katılarak haklarınıza sahip çıkınız Bu bağlamda sizleri 30 Mayıs 2017’de gerçekleşecek Genel Kurula katılarak haklarınıza sahip çıkmaya davet ediyoruz.

Saygılarımızla, İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU (İDP)

Bizlerin arasında İSTOÇ’un değerlerine emek veren ve yıllardır hukuksal mücadeleler sürdüren arkadaşlarımız var. Herhangi bir konuda detaylı bilgi almak isterseniz iletişime geçebilirsiniz. İletişim Gsm: 0546 516 10 10 e-mail: istoctr@gmail.com facebook/istocdayanışmaplatformu

İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

3


RÖPORTAJ

“İSTOÇ’un varlıkları

İstoçluların olacak!” İstoç’ta kronikleşmiş bir yönetim anlayışının bundan böyle sürdürülebilir olmadığını düşünen İSTOÇ İşletmeleri, 30 Mayıs’ta gerçekleşecek genel kurul öncesi yeni bir yönetim için kolları sıvadı. Yüksel Öztürk önderliğinde biraraya gelen esnaflar, İstoç’un geleceğine katkı sağlamak için çalışmalar sürdürüyorlar. Mikrofonlarımızı onlara uzattık ve İSTOÇ’u yaşayanlardan İSTOÇ’un gerçeklerini öğrendik. İlk röportajımıza genel kurulda yönetim kurulu başkanlığına aday Yüksel Öztürk ile başlıyoruz.

4

Sizi tanıyarak sohbetimize başlamak isteriz... Yüksel Öztürk, Malatyalıyım, iki çocuk babasıyım. Yüksek Orman Endüstri Mühendisiyim. Kâğıt alanında Yüksek Lisansım var. Yumuşak kâğıt üretimi yapmaktayım, şirketimizin 28 ülkeye ihracatı var. Öğretmen emeklisi bir babanın oğluyum. Geçmişten bugüne çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz? 2006 ve 2007 yıllarında Karagümrük Spor Kulübü Başkanlığı yaptım. 2,5 yıl dernek başkanlığı, 1,5 yıl Darende Eğitim Vakfında Başkan Yardımcılığı görevlerim oldu. Vakıf, dernek ve kulüp konularında deneyimliyim. Peki İstoçla tanışmanız nasıl oldu? 1987 yılında Malatya’dan Tahtakale’ye mal almaya geldim. İlk mal alımını 87 yılında yaptım. 87’den sonra Tahtakale’de bir çevremiz oldu. 91 yılında Tahtakale’de ilk işyerimi açtım. 94’te ilk şirketimi kurdum. 2000 ve 2003’te de diğer şirketler devam ederek 2005 yılına kadar Tahtakale’de kaldım. 2005’ten sonra da fabrikaya geçtik, ofisleri kapatmış olduk. Tahtakale İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU


İstoç’a taşındığı için o tarihlerde zaten İstoç Tahtakale’ydi, Tahtakale İstoç’tu, iç içe girmişti. Bu kadar yoğun değildi ilk geldiğimizde. İstoç’u ilk olarak depolama olarak kullanmaya başladık. Daha sonra müşteriler olarak dostlar olarak Tahtakale’deki tanıdığımız insanların yanına gelerek İstoç ile haşır neşirliğimiz devam etti. Sizin yakınlarınızda var mı burada yatırımcı? Çok arkadaşımız var. Benim tanımadıklarım var aralarında ancak, onlar beni tanıyorlar. Size anlatılan kuruluşundaki İstoç ile şuan ki İstoç arasında nasıl bir dönüşüm yaşandı? Başlangıçtan bugüne kadar İSTOÇ tam manasıyla sahiplenilmedi. Sadece ilk yıllarda 94-95’te çok iyi depo olarak kullandık, problemsizdi çünkü, insanda yoktu, araçta yoktu. Ne zaman iş akışı başladı problemleri de başladı. Siz burada ne tür problemler tespit

ettiniz bunca süre içersinde? En büyük problem yol ve trafik problemi. Akşam saati insanlar çıktıktan sonra bir buçuk saatte yoldan evlerine gidemiyorlar, bir saatte İstoç’tan çıkamıyorlar! Burayı yöneten biri olsam, 1,5 saat bu yola girersem ikinci gün karayollarının önünde nefes alırım. Derdimizi anlatır, üst geçit gerekiyorsa üst geçit, yan yol bağlantıları gerekiyorsa yan yol talep ederim. 7.000 işletmenin olduğu, Türkiye ekonomisine bu kadar katkı sağlayan bir ticaret merkezinin sorunlarını anlatıp, çözüm bulamıyorsanız, o yönetime yönetim denemez.

ÜST GEÇİT YAPILIRSA TRAFİK SORUNU ÇÖZÜMLENİR Şunu mu diyorsunuz; Eğer burada bir sorun varsa bunu yetkili mercilere doğru bir dille anlatmak lazım? Anlatmak lazım, istemek lazım, istemeden alamazsın. Almadan da gelmemek

lazım. Kara Yollarına gidip oturarak değil, Müdür göndererek değil, bizzat kalkıp giderek olur bu işler. Görüşmeler karşılığında üst geçit yapılması gerekiyorsa, ki Türkiye’de ki işlemler böyle gider, biz İstoç olarak çok yere çok şey yaptık, ama kendimiz için bir şey yapmadık. Bir yere okul yapıyorsak, üst geçitte yaparsın, İstoç’tan yola yol indirirsin, anayola bağlantı verirsin, dün akşam 1 buçuk saatte gittiğimiz yolu 5 dakikada gitmiş olurduk. Sorunlar açılmışken devam ederseniz... En büyük problemimiz ulaşım, ikincisi, dedikodu, söylentiler var; İSTOÇ topladığı parayı ne yapıyor diye? Bende bilmiyorum ne yaptığını. Ama bilmek istiyorum. Geçmiş 30 yılın ne hesabı kitabı varsa kontrol ettirerek öğrenmek istiyoruz. Muhasebeci değilim ama iyi muhasebeci tutmasını bilirim. Kontrol ettiririz, yoksa bir şey teşekkür ederiz, eğer varsa, sorumlu olanlar hesabını verir. Yeni yönetimin ilk amacı bu olmalı.

“İSTOÇ’ta bize ait neresi kaç para ediyor, otel bizim mi, alışveriş merkezi bizim mi, kaç m2 arsamız kaldı, kaç dükkanımız var, hangisinin değeri kaç para? İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

5


RÖPORTAJ

Sunulan mizanda MÜLKİYET DEĞERİMİZ 100 MİLYON TL GÖRÜNÜYOR…!”

6

Peki bugüne kadar istediğinizde bu bilgilere ulaşabildiniz mi? Hiç kimseye bir şey vermediler, hiçkimse de bir şey bilmiyor. Buradaki en büyük sıkıntı bilgilendirme eksikliği. Neyimiz var, ne gelirimiz var, nereden nasıl harcanıyor? Bizlere gönderilen mizanı İstoç’taki 4000 üyeden 40 tanesi okuyabilir. Geriye kalan muhasebeci değil, mizan ayrıntılı mizan olmadığı için kimse bir şey anlayamıyor. Son gelen mizanda mülkiyet değerlerimiz 100 milyon TL gözüküyor. Neresi kaç para ediyor, otel bizim mi, alışveriş merkezi bizim mi, kaç m2 arsamız var, kaç dükkanımız var, hangisinin değeri kaç para? Günümüzde ekspertiz yaptırmak çok kolay. Çağırırsınız bir ekspertiz şirketini bütün mülkiyetlerinizi hesaplatırsınız, A4 kağıdıyla yıllık bir kere mizan ile birlikte insanlara gönderirsiniz.

10 YILDIR ÇÜRÜMEYE YÜZ TUTMUŞ OTEL VE ALIŞVERİŞ MERKEZİMİZ VAR Burada değerlerimiz var. 10 yıldır çürümeye yüz tutmuş otel ve alışveriş merkezimiz var. Yıllık kira geliri 10 milyon dolar düşünülen yerden bahsediyorum. Küçük bir yerden bahsetmiyorum. Sadece buradaki kaybımız 100 milyon dolar. İstoç’un iyi tanıtılmamasından dolayı kendi değer kayıpları var. Buradaki esnaf iş yaparsa mülkiyet değerleri zaten kendiliğinden artar. Biz Tahtakale’de hava parasının olduğu yerden geldik. Biz 300 bin dolar hava parası verip yer tutuyorduk. Boşalttığımız zaman da boş kalan yerlere 300 bin dolar mülkiyet değil hava parası verirdik. 30 metre kare yere 300 bin dolar hava parası veriyorduk. Niye; İş yaptığımız için... İş yapmasaydık İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

zaten o paraları veremezdik. Burada da iş yapacak ortam sağlanırsa herkesin mülkiyet değeri artar, bu değerlerde insanlara artı olarak yansır.

ELİMİZDEKİ MADDİ DEĞERİ BİLEMİYORUZ…

Size göre buranın bir marka değeri mi yok? Yok. Marka değeri olsaydı hava parası olurdu.

Siz yönetime seçildikten sonraki kısmı tarif ettiniz, ancak üyeler söylediğinize göre şuan bilmiyorlar, nelere sahip olduklarını... Öğrenemezler, şuan bende öğrenemem. Bilmiyorum çünkü nelere sahip olduğumuzu, öğrenebilmemiz için yönetime bizlerin seçilmesi gerekir. Elimizdeki maddi değerleri bilmiyorum. Soracağım kimse yok, öğretecek kimse de yok. Tahmini söylemlerle olmaz. Bugün Oto Center’da 500 dükkanımız mı var yoksa 100 dükkanımız mı var; 700 dükkanımız mı var? Ben bilmiyorum.

Peki buranın marka değerini arttırmak için ne yapılabilir? Tanıtımdan başlayabiliriz. Havaalanına gelen insanların İstoç adını görmesi lazım. Burada ne satıldığını insanlar bilmiyorlar. Trafiği rahatlatırsak, arabasıyla gelmesini sağlayabiliriz. Yol, ulaşım problemi biterse sorun çözülür. Metro gelmesine rağmen insanlar yine de buraya gelemiyor. Burada birtakım bildiğiniz ve bilmediğiniz mülklerinizin olduğundan bahsettiniz. Bu bilgilere nasıl erişeceksiniz? Üyelerimizi aydınlatacağız. Soracağız ne yapalım? İlk bir ay içerisinde ekspertiz raporlarından sonra bilgilendirme yazısı göndereceğiz.

Mevcut Kooperatif yönetimine sorsanız... Soran da cevabını alamaz. 100 dükkanımız mı var, 700 dükkanımız mı var? 100 ile 700 arasında 500 milyon eder. Rakamsal değerinden bahsediyorum. Eğer 700 dükkandaysak bugün en kötü dükkân 500 bin lira, üst katlardan bahsediyorum. 350 milyon lira yapar. 100 dükkân kaldıysa 50 milyon lira yapar.


“Şeffaf olacağız, iyi yöneteceğiz, İSTOÇ esnafını katılımcı yapacağız.” 50 ile 350 milyon arasında 300 milyon var. Böyle bir ekspertiz yaptıramazsınız. Konuşamazsınız da. Bizim konuşabilmemiz için değerlerimizi bilmemiz lazım. O koltukta oturup önce değer tespiti, sonra ekspertiz yaptıracağım yerin bizim olup olmadığını bilmem lazım. Mülk değerlerimiz önümüzde olmalı ki, ekspertiz şirketini çağırdığımızda oraya ekspertiz yaptırabilelim. Kooperatifte kendi mülkiyetiniz haricinde ortak alan dediğimiz alanlardan elde edilen gelir nedir? Bilinmiyor. Ne kadar olduğunu bilmiyoruz. Sadece bildiğimiz ne var gözümüzün önünde, uzun bir otelimiz var, onu herkes gördüğü için orayı biliyor. Onun dışında bilinen bir şey yok. Şuan neyi biliyoruz postanenin yan tarafında yapılan iki katlı yeri biliyoruz. 22 milyon TL değerinde olduğu için biliyoruz. Kooperatif üyelerine asgari tahminle bir şey telaffuz etseniz... Çok fark eder. Biraz önce bahsettim 700 dükkândan 100 dükkâna düştüyse 300 milyon lira fark eder. Köpek barınağının yeri bizim ise ki bizim, 55 dönüm arazi, en kötü arazilerin metre karesi 4 bin dolar, 220 milyon dolar para yapar en kötüsü. Bizim mi onu bilmiyorum. Bunların bir bedeli var, neye göre konuşacağım? Biz 220 milyon dolarlık barınağın yerini kendimize eklemeli miyiz eklememeli mi? Ben kağıtçıyım, belediyenin aşağıda kâğıt toplama atık merkezi var. Bütün geliri belediyeye. Biz tüccarız, biz daha iyi çalıştırmasını biliyoruz. Biz İstoç’un kağıtlarından faydalanmayı da biliyoruz, üstelik yerde bizim. Yer bizimse, çöp bizimse, kâğıt bizimse; Biz bunun gelirini İstoç’a sağlamalıyız. Belediye buraya giremez, kooperatif arazisi ya da biz öyle biliyoruz.

Hedeflerden bahsettiniz ulaşım, trafik, reklam dedik. Şu an ki yönetimin değişmesi için insanlarda bir istek var mı? Siz bu tevazuu görüyor musunuz? Var tabi ki, eğer görmeseydik bu işe niyetlenmezdik. İnsanlar plazaların üst katında oturup, haftada bir kere yönetimi toplayıp, hiçbir yere uğramayan yönetici istemiyorlar. Dokunmak istiyor, elini sıkmak istiyor, derdini anlatmak istiyor, problemini söylemek istiyor. Bu yönetici topluluğu da bugüne kadar İstoç’ta olmadı. Belki son zamanlarda biraz olmak istiyor bunu da herhalde gidiş ayak seslerine bağlamak lazım. Ama bugüne kadar olduklarını da görmedim. Sorun esnafların tamamına bugüne kadar başkanın kaç kişinin elini sıktığını, ben aldığı oyun onda biri kadar el sıkdığını düşünmüyorum.

insanlar değişikliği görecekler. Çok uzunda kalmayacağız, bayrağı teslim edip gideceğiz.

ÇALIŞMA GRUPLARI OLUŞTURACAĞIZ

Siz kooperatifin genel kurula sunduğu bilançolarına baktığınızda harcamalarını nasıl buluyorsunuz? Abartılı olan harcamalar var. Abartılı derken fazla verildi mantığında değil. Verilmemesi gereken yerlere verildiğini düşünüyorum. Aynı bilançoyla daha verimli daha düzgün çalışıla bilir. Mesela 380 bin liralık bir reklam giderini gördüm 2016 yılı için, İstoç’taki her esnafa sormak lazım 380 bin liralık neyiniz tanıtıldı? Karşılığında ne fayda gördünüz? Kasadaki 380 bin liranız eridiğinde karşılığında kendi dükkanlarınızda ne görmek isterdiniz? Ben hissettiklerini düşünmüyorum maddi olarak. O zaman bu paranın verilmesine gerek yok. 780 bin TL verelim önemli değil, ancak içerideki esnaf bundan faydalansın. 10 yıldır ceza kesiyorlar, kendi tanıdıklarına kesmiyorlar. Cezayla insanları yola getiremezsiniz, ki getiremediler. İnsanlar 10 yıldır para ödüyorlar ancak bir düzelme de olmuyor.

Son olarak eklemek istedikleriniz neler? İnsanlar neden gelsin bu genel kurula? Burada bir değer var, değerimiz 6 milyar dolar, iddialıda konuşuyorum. Bu değere iyi bakmaları lazım. Bu değerin içerisinden ekmek yiyoruz. Daha fazla ekmek yemek lazım. Bu değerin içerisinde mülkiyetlerimiz var, parasal olarak mülkiyet değerimizin daha fazla artması lazım. Bunların peşinde olacağız. Şeffaf olacağız. İyi yöneteceğiz. İSTOÇ esnafını katılımcı yapacağız. Yedek yöneticilerle ay da bir defa genişletilmiş genel kurul yapacağız. Çalışma grupları oluşturacağız. Her işi komitelere vereceğiz. İnsanlar çalışacak burada. Bilmediğimiz işleri profesyonellere yaptıracağız, bildiğimiz işleri kendimiz yapacağız. Üç ay içerisinde

Çok ciddi hedefleriniz var, esnaf korkmasın aidatlar artacak mı diye? Hiçbir şekilde aidat artmayacak. Aidatlar yerinde kalacak. Mülklerimizi kiraya verirsek üyelerimiz, mal sahipleri para alacaklar, gelen gelirden faydalanacaklar. Çünkü bu mülkiyet onların. Herkes kendi malının kirasını alacak. Aidat da neyse şeffaf bir şekilde belirtilecek harcama kalemleri. Bir yerin geliri gideri vardır, güvenliği vardır vb... masrafları vardır. Bu masraflar doğrultusunda ne düşüyorsa herkes hakkına düşeni verecek.

ABARTILI HARCAMALAR VAR

İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

7


RÖPORTAJ

“Açtığımız davalar ağır yargıda, “görevi kötüye kullanma, suiistimal” olarak görüldü/süren davalar var.“ Sizi tanıyalım, ne zamandan beri İstoçtasınız? Yakup Tanju Algül, 1988’den beri kooperatif üyesiyim. Babam daha eski, sonra ben üye oldum.

8

Kooperatif kurulduğunda nasıl bir proje sunuldu, size neler vaat edildi? 1978’de kuruldu, 80’lerde inşaat aşaması başladı. 1985-86 yılları arsa bulunduktan sonra, biz topraktan M tipi üyeliğiyle üye olduk. Dükkanları olan başka üyelerin haklarını da satın alarak devam ettik. Bize söylenen, burada hangi tip dükkanınız varsa, aynı statüde bir dükkân üye kaydedildiğinizde hediye edilecek. Ama bu hiçbir zaman olmadı. O günden bugüne İstoç’ta kaç yönetici değişti? İlk rahmetli Nihat Ateş yönetimdeydi. Ondan sonra Nahit Kemalbay; 26 senedir yönetim kendisinde. Bu süreçte dünden bugüne neler yaşandı. İstoç istenilen yere gelebildi mi? İstoç sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın da parlayan yıldızı olabilirdi. Ama bunu engelleyen unsurlar var, maalesef istenilen sürece gelemedi. Tapular alındı mı? 1994 yılında teslim edilen binaların tüzüğümüzde yer alan maddeye göre en geç bir yıl içinde tapularının verilmesi gerekirken verilmedi. Kandırıldık, detayları bilmiyorum. Ta ki 2014 yılında tapular maliye baskısıyla verildi. İstoç’da bulunan kooperatif üyeleri haklarının farkındalar mı, kendilerine ait olan mülkü biliyorlar mı? Hiçbir üye bilmiyor. 3900’e yakın üye var, en azından 3800’ü haklarını bilmiİSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

yor. Nerede ne kadar arsası var, tüzük, kanun nedir bilmiyorlar. Zaten bilseler genel kurula katılır, haklarını korurlar. Genel kurullarda çoğunluk sağlanamadığından sonuç bu oluyor.

bilgiler verilmiyor mu? Hayır. Mahkeme dosyasında da var. Biz gerekli dilekçeleri yazarak bilgi istiyoruz ama cevap vermeye bile tenezzül etmiyorlar.

İnsanlar neden bu sürece dahil olmak istemiyor? İnsanlarda bıkkınlık var. Yönetimin beceriksizliği var. Siz bir ev sahibi olarak misafirlerinizi iyi karşılamazsanız davete kimse icabet etmez. Orada ki mülk sahipleri sıkıntıları varsa dile getirmeli bunu. Tüzükte ki yazılı haklarını bilmeyen insanlarda bir teslimiyetçilik var.

Sonuçta kooperatifler Çevre Şehircilik Bakanlığının “kooperatif kanunlarına” tabi değil mi? Şuan da Türkiye’de gündem ne ise burada da aynı. Ahbap çavuş ilişkileri. Bu yüzden uygulanmıyor. Kanun yok, nizam yok. Olsaydı önce bu yönetimin yargılanması gerekirdi.

Ellerinde ki gücün farkında mı değiller? En önemlisi de o. Benim dükkanım var bana bir şey yapamaz diyorlar. İlgisizlik çok büyük, 1978’ de kurulan 39 senelik bir kooperatif artık bıkkınlık gelmiş insanlara. Üyelerine ellerinde ki değeri aktaran

O konuya geleceğiz, bu kadar ortak sorunlarınızın olduğu İSTOÇ’ta muhalif olarak bu durumu yargıya ilk taşıyan kişisiniz... Bizimle birlikte hareket eden arkadaşlar var. 2003 yılında ben bireysel olarak aday oldum. Burada yönetim kendi içinden kişiler gönderdi ve biz daha sonra bunlardan ayrılarak kendi yolumuzu çizdik. Sonuçta kala kala Hüseyin


Özdoğan ile ben Tanju Algül kaldık. Açılmış davalarımız var. “Açtığımız davalar ağır yargıda, “görevi kötüye kullanma, suiistimal “ olarak görüldü/süren davalar var. “ Davaların konusu ne? Genel kurul iptali. Ağır yargıda, görevi kötüye kullanma, suiistimal. Belgeler var, genel kurulda tüzüğe uygun davranmayarak “İstoç Sarayı’nı” ihale veya emanet usulüyle satışa çıkartmak. Asliye Ticaret Mahkemesinde görüldü. Yönetim 2003 yılında vekaletleri hologramlı yaptı ki taklit edilmesi mümkün değildir. Ancak %60’ı sahte çıktı vekaletlerin. Mahkeme tespit etti bunu. Mahkemelerde son durum nedir? 2010 yılında kazanılmış dava var, genel kurul davasının hukuksal süreci bitti, yargıtayda onaylandı. Ama yaptırım gücümüz yok maalesef, kanunun verdiği hükmü uygulatamıyoruz. 2016’da yeni bir dava açıldı, genel kurul iptali davası, davalar sürüyor. Sonuçlanan hangi dava? 2010 yılında açılan davayı Yargıtay ispatladı. Genel Kurulda gündemdeki maddelerin geçerli olması için, hazirun defterinde imzası bulunanların yarıdan bir fazlası olması gerekir. 1075 kişi katılmalıydı son genel kurula. Yarıdan bir fazla oyun geçerli olacağından 540 kişi civarında oy gerekliydi. Oysa genel kurulda seçim maddesine 343 kişi asaleten ve vekaleten katıldı. Şimdi siz bundan sonraki süreçte üyelerden neler bekliyorsunuz? Genel kurula girip haklarını aramalarını, bize manevi destek olmalarını, konuşup itirazlarını yapmalarını istiyoruz. Beğenmedikleri gündem maddesine mahkeme şerhi koydurmalarını istiyoruz. Bu işlerle uğraşıp süreci takip etmeyen, uğraşmak istemeyenler için bu işleri organize eden bilgilendirme grubu var mı? Duyarlılık her geçen gün artıyor, ferdi olarak bende ilgileniyorum. Bana ulaşabilir, bilgi alabilirler, mail adresimi ve telefonumu paylaşabilirsiniz. Gsm:0546 516 10 10 e-mail: istoctr@gmail.com

Şikayetlerinizi çözüme ulaştıracak yeni bir stratejiniz var mı? Strateji olarak Yüksel Öztürk Bey ile harekete geçtik. Dergi çıkartmak insanları bilinçlendirmek şeklinde olabilir. Çünkü bir ahbap çavuş ilişkisi gerçekleşmiş durumda mevcut yönetimle. İnsanlar bilinçsizce vekalet verip, posta ile gönderebiliyor. İsmini yazıp boş alana imza atılmaması lazım. Bu insanları uyandırmak gerekli. Şimdi bu yönetim kendilerini borçlandırmaya, bankalardan teminat mektubu almaya başladılar. Vekaletleri bilinçli vermek gerekli. Üyeler farkında olmadan borçlandırılabilirler mi? Borçlandılar da zaten. Yeni gündemde böyle bir vekalet sistemi olmayacak. Bankalardan teminat mektubu almak için tüzükte yetki almak istiyorlar. Biri arabanızı istediğinde, malınızı istediğinde vermezsiniz, ama milyarlarca TL değerindeki yeriniz için vekalet verebiliyorsunuz. Kooperatifler kanununa göre üyelikten ayrıldıktan 2 sene sonra bile borçlardan yine de sorumlusunuz. Sizin tespitlerinize göre İSTOÇ üyeleri nelere ortak? 1 milyar dolarlık şahsi mülkler haricinde ortak alanlarımız var. Otel, İstoç Sarayı, tır garajı, ambarlar, 55 dönüm köpek barınağı, eski yönetim binası, yeni yönetim binası, imarlı alanlar var. İstoç Sarayı 13 katlı bir yer, İstoç’un kendi yönetim binası ve iki tane daha trafo direklerini kaldırarak bina yapıldı. Bu alanların kullanım şekli nasıl şuan? Sosyal tesislerin çoğu ihale yoluyla kişilere satıldı. Sosyal tesis yok, kanun dışı ihalelerle satıldı. İş yerlerinin yanında çay ocakları, restoranlar var; Oysa İstoçta imalat yapılması yasak. Bu tarz yerler sosyal tesislerde olmalı. Yemek yapımı da bir imalat, çelişki burada.

Sizler yönetimi alırsanız ortak alanları nasıl değerlendirmeyi düşünüyorsunuz? Ben bunu genel kurulda da söyledim. 1 milyar dolar değerlendirildiği taktirde elde edilecek potansiyelimiz var. Bu potansiyeli en kısa zamanda tespit ederek üyelere dağıtmayı düşünüyoruz. Toplam kaç üye var İSTOÇ’ta? 4000 üye var. Bu geliri bölersek herkese 250 bin dolar para düşmekte, az bir rakam değil. Kendi mülklerinin farkında olsalar herşey yoluna girecek... Oto Center’da ortak dükkanlarımız var 200-300 tane, emlak vergileri ödeniyor, çevre temizlik vergileri ödeniyor. Kirada mı bu dükkanlar? Hayır. Boş dükkanlar. Neden kiralanmıyor? Niçin atıl durumdalar? Proje hatası. Kiraya da verilmiyor, bilgisi de verilmiyor. Nihat Bey’in geçenlerde yanına uğradım, Yüksel Bey ile birlikte. C plazanın asansörü çalışmıyor. Kendi oturduğu plazanın asansörünü bile yaptıramayan bir yönetim var. Bu kadar gerçekler varken yönetim bu gücü nereden alıyor sizce? Benim kişiliğime uymayan düşüncelerle hareket ediyorlar. Toplanılan para emanettir, emanete hıyanet olmaz. Ellerinden geleni yapıyorlar. Avukatlarımıza teklifler sunuyorlar, mahkemede zorluklar çıkartıyorlar. İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

9


RÖPORTAJ

“Çocuklarımız için yeşil alan yok, sağlık ocağı, kreş ve hatta yangın müdahale içinde yer yok!” Sizi tanımak isteriz... Figen Bingöl, İstoç’ta cam ambalaj üzerine ithal ürünleri, zeytinyağı, şarap ve kavanoz dolum firmalarına satıyorum.

getirdiler. Güvenlik adı altında güvenlik yapıldı. Bu da talep edilen bir durum değildi. Yönetim kendi başına karar verdi, yoksa biz güvenliğimiz olsun, burayı da kapatın, paralı olsun diye bir talepte bulunmadık. Sizler plaza olarak talep etmediniz mi? Hayır. Güvenlik vardı ama kapının girişinin kapatılması ile otopark büyütüldü ve ilave güvenlikler alındı. Bunlar için yönetim imza topladı. Dendi ki biz böyle bir şey istemiyoruz Yani benim otoparkım, girişler için ücretlendirme; Bizim işyerimizin metrekaresine göre iki tane park yerim var. Oysa ziyaretçilerimiz ya da ilave elamanlarımız için kart parası ödeyip ya da giriş çıkış parası ödeyip giriş yapmamız gerekiyor.

Kaç yıldır buradasınız? 2009 yılından beri İstoç’tayım. Ancak 2003 yılından buyana sektördeyiz.

KAR YAĞDIĞINDA BÜYÜK SIKINTI YAŞIYORUZ 10

Peki sizin geldiğiniz dönemden bugüne İstoç’ta neler yaşandı. Biz geldiğimiz zaman burası çok kalabalık bir yer değildi. Hatta boştu denilebilir. Sonrasında çok hızlı bir şekilde nüfus arttı burada. Ona bağlı olarak da işyerlerinin doluluk oranı ve giriş çıkışlarına bağlı olarak da çok ciddi trafik problemi yaşanmaya başladı. Birtakım düzenlemeler yapılıyor ancak çözüm getirdiği söylenemez. Setler yapıldı, tuzaklar, kapanlar yapıldı ama çokta faydalı olduğunu ben düşünmüyorum. Kar yağdığında burada çok sıkıntılar yaşanıyor. Çünkü içeriye girip kar temizlemeyle ilgili pek bir işlem yapılmıyor. Herkes kendi çabasıyla, tuzlamanın bile çok faydalı olduğunu görmedim Genel sorun nüfus artışı ve bu artışa bağlı olarak alınan tedbirlerin yetersiz olması. İstoç’ta her bölümün kendine ilişkin sıkıntıları var. Biz plazadayız asansör

İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

sorunumuz var. Asansörlerimiz bozuk, 4 aydır bu sorunu yaşıyoruz, sürekli bir tamir mevzusu var ama herhangi bir şekilde bir gelişmede görmüyoruz. 6 kat buraya nasıl çıkıyorsunuz? Çıkamıyorsunuz, bekliyorsunuz. Kavgalar, dövüşler insanların sesi de yükselmeye başladı ama ses yükseltmek yeterli olmuyor tabi. Yani yaptırım olması gerekiyor. Ama değişen çok bir şey görmüyoruz. Ve düşün ki İstoç Başkanıda burada oturuyor. Peki başka ne tür sorunlarınız var? Biz buraya geldiğimizde otopark paralı değildi, açıktı. Otoparkı paralı hale

Burada sıkıntı sizlere sorulmamış olması mı? Evet alınan kararlar metazori alınıyor. Ortak kararımızla alınmış bir şey yok. Yönetimin buraya ilişkin karar alabileceğine dair bir hükümde yok. Ve biz itiraz etmemize rağmen o çalışmaya devam edildi. Devam edilmesinin ötesinde ilave masraflar çıkartıldı. Önceden aidatımız düşükken bir anda aidat plaza genel gideriymiş, oymuş buymuş diye 200 liralık aidat, bazen 600 lirayı buluyor.

AİDATI KENDİLERİ BELİRLİYOR Bu aidatlar nasıl belirleniyor? Kendileri belirliyor. Plaza genel gideri altında asansör yaptık, dış cepheyi temizledik, temizlik maddesi aldık. Bunları aidatın içine koymuyorlar. Aidatın içinde sadece personel gideri varmış gibi konuluyor, bununla ilgili itiraz da ettik.


Ne tür bir itiraz? Mahkeme sürecimiz var bireysel olarak firma olarak. 11.Asliye Mahkemesinde davamız sürüyor. . Peki bu davanın konusu ne? Normalde yönetimin bir karar alırken burayı yöneteceğine dair kararlara ortak olmamız gerekiyor. Yönetimin bunu kendi başına genel kurulda bir karar almaksızın kendi başına uygulaması mümkün değil, genel bir yetkisi yok. Açtığınız davalarda geldiğiniz nokta nedir? Bilirkişi raporları çıktı. Bizi haklı görecek raporlar çıktı ama üçüncü kez bilir kişi raporlarına itiraz geliyor. 3 yıldır bireysel olarak uğraşıyoruz. Neden bu şikayetleri dava sürecine taşıyan başkaları yok? İtiraz imzalarını ben bireysel çabalarımla topladım. Aslında herkesin şikâyeti var ama kimse bu şikayetini uğraşı haline getirmiyor. Ama sorarsanız aynı şeyden mustarip, bu kadar sıkıntıdan bahsettiğim zaman herkeste aynı sorun var ama nedense aktiviteye geçilmiyor. Bilemiyorum ben yapı olarak haksızlıkları sevmiyorum, bunlarında ciddi haksızlık olduğunu düşünüyorum. Ve bununla ilgili uğraşmaya karar verdim, bu benim kendi kişisel şahsi uğraşım. Bu başka bir yerde de olsaydı; yani bu yönetimsel bir durum olduğu için değil, varsa bir sıkıntım mutlaka karşı gelirdim. Gereken şeyleri hukuk çerçevesinde çözme yoluna gidiyorum. Kim haklıysa zaman gösterecek. Size göre İSTOÇ’ta nasıl bir yönetim olmalı? Öncelikle insanların bir kere bilinçli olması lazım, İstoç’ta genel bir kabulleniş var. Bir yönetim var ve o yönetim sorgulanmaksızın bir şeyleri yaptığında, kimsenin buna karşı bir tepkisi yok. Yani ne yönetim kararları okunuyor ne toplantılara katılan bir insan var. Burada ciddi bir fon yönetiliyor aslında, ciddi bir metre kare yönetiliyor. Bu ne demek, burada katılımın yüksek olması lazım.

KİMSE ELİNDEKİ DEĞERİN FARKINDA DEĞİL Farkında mı değiller acaba insanlar ellerindeki değerin? Büyük bir ihtimalle öyle, kimsenin de bu konuyla ilgili farkındalıklarını arttıracak bir şeyler yaptıklarını da görmedim bugüne kadar. Yani burası ciddi bir ticaret merkezi, burada dönen cirolara baktığımız zaman burası İstanbul’da önemli bir cazibe merkezi ama buna rağmen buranın öneminin kimsenin farkında olduğunu zannetmiyorum. Hiç kimse çıkmadı mı bugüne kadar alternatif bir proje sunan? Yok benim bulunduğum süre içersinde olmadı.

YÖNETİMDE ŞEFFAFLIK GEREKLİ Sizce neden çıkmamış olabilir? En son genel kurulda çok ciddi kararlar oylanıyordu ancak kimse ne oylandığının farkında değildi. Ama tek ilgilenilen ve hayır çıkan karar buranın aidatıyla ilgiliydi, bu çok anlamsız bir şey! Yani 60 lirada kalsın mı? arttırılsın mı? Yönetimde tabi 60 lirada kalsın deyince herkes rahatladı. Bu kadar ucuz olmamalı, kaybımız olan çok şey var. Bir kere herkesin genel kurula katılması lazım, bütün demokrasilerde aslında o katılımcılık olursa sorunlar ciddi anlamda tespit edilebilir, soruna çözüm üretilebilir. Yönetim şeffaf olmalı bir kere. Burada çok şeffaf olduğunu gördüğüm bir şey yok. Bir sürü talepte bulundum yönetimden ama herhangi bir şey alamadım. Ne tür bilgiler istediniz alamadınız yönetimden? Mesela; İSTOÇ’un, bulunduğumuz plazanın imar planını istedim defalarca ama hiçbir bilgi gelmedi. Dolayısıyla şeffaf olmalı, şeffaf olunmadığı zaman insanın aklına soru işaretleri geliyor. Yıllarca yönetim değişmemiş olması hantal bir yapıyı oluşturmuş, taze bir kan gerekiyor. Yani ben bugüne kadar kapımı çalıp sorunumuzu dinleyen bir yönetici görme-

dim. Yönetimden sadece para ödemesiyle ilgili bir şey geldiği zaman ya da toplu karar olduğu zaman birşey geliyor.

REKLAMASYON, YÖNLENDİRME TABELALARI VE OTOPARK EKSİK Ticari anlamda neler eksik? Ticari anlamda reklamasyon çok eksik. Burayı kimse bilmiyor. İnsanlara tarif etmeye çalıştığınızda birçok kişi neresi orası diyor. Tabelalandırma çok kötü. İyi ki Opet var, Opetin şurasındayım, askeriyenin kapısının şurasındayız diyoruz. Otopark ciddi bir problem. Buranın otoparkını açtılar paralı olduğu için kimse kullanmıyor, zarar ediyor, bomboş otopark duruyor. Burada insanlar yolların ikinci üçüncü şeridine park etmeye başladılar. Yani alta ekstra otopark yapılabilir. Veya buranın otopark alanı olarak kullanılacak yer değerlendirilip katlı otopark yapılabilir.

11

ÇOCUKLARIMIZ İÇİN YEŞİL ALAN YOK, SAĞLIK OCAĞI, KREŞ VE HATTA YANGIN MÜDAHALE İÇİNDE YER YOK! İSTOÇ’ta kadın işletme sahipleri de var, ne tür ihtiyaçlarız var? Çocuğum doğduğunda başkasına emanet etmek istemedim işyerinde bir oda ayırdım, ancak sosyal donatı alanımız yok. Bu binada bile sadece üç tane anne biliyorum dediğim gibi burada çocuğunun kendi yanında olmasını isteyenler var. Kreş yok, oyun alanı yok, yeşil park alanı yok. Koskoca İstoç’ta bir tane eczane var, sağlık hizmeti verebilecek önceden biryer vardı o da kapandıktan sonra hiçbir sağlık ocağı kalmadı. Yangın müdahale içinde bir yer yok. İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU


RÖPORTAJ

“Web sitesi var ama içi boş,

sağlık ocağımız yok” Sizi tanıyalım... Bayram Karakuş, RBS Hırdavat’ın sahibiyim. Yaklaşık 2,5 yıldır esnafız. Evveliyatım 28 senedir bu piyasanın içinde. 24 sene bilfiil bir şirkette Satış Müdürlüğü yaptım, sonra kendi işimizi kurduk. 2004’ten itibaren burada gayrimenkul sahibiyim, İstoç üyesiyim.

12

Bir esnaf olarak İstoç’un ne tür sorunları olduğunu düşünüyorsunuz? Bana göre birçok sorunu var. Yani iyi yönetilmiyor İstoç. Gayrimenkullerimiz hak ettiği yeri bulmadı. Malum etrafımızda ki yapılan rezidans binalarının metre kare fiyatlarına bakıldığı zaman, burada dükkanımızın metre kare fiyatıyla oradaki 1+1 dairenin fiyatı bile etmiyor neredeyse bir dükkanımız. İyi pazarlanamadığını düşünüyorum. Varolan ortak alanlarımız var, otelimiz, AVM’miz var. Bunların uzun süre inşaatı devam etti bundan rahatsızız. Bunun bir an önce devreye girip üyelere kira olarak dönmesini istiyoruz. Kooperatifte üye olanların bu konularda vakıf olduğuna emin misiniz? Çoğu üyeler neye sahip olduğunu bilmiyorlar Peki bir bilgilendirme yapılmıyor mu onlara? Seneden seneye mali toplantılarda bizi seçimlere çağırıyorlar, ada ada parselasyon dedikleri yerleri söylüyorlar. Ama biz bunların nerelere tekabül ettiklerini bilmiyoruz. Yani 24 ada diyor, 23 ada diyor, şu parsel diyor bu parsel diyor neye hitap ettiğini bilmediğimiz için neye sahip olduğumuzu da bilmiyoruz. Ama bunları bize normal İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

bir broşür halinde göndermiş olsalar öğrenebiliriz…

WEB SİTESİ VAR AMA İÇİ BOŞ, SAĞLIK OCAĞIMIZ YOK… Farklı eksiklikleriniz neler? Web sitesi var ama hiçbir şey yok web sitesinde. Reklamlar var, haberler var İstoç’la alakalı değil. Biran önce kooperatifin bitmesini isteriz, tamamlanmasını isteriz. Biran önce işletme kooperatifine geçmesini isteriz. İşletme kooperatifine geçip

bütün üyeleri bilgilendirerek var olan ortak alanlarımızın satılmasını veya kiraya verilmesi için sunumlar yapmayı planlamasını isteriz. Sağlık alanımız ayrılmış ama bir sağlık ocağımız yok. Bir sağlık ekibimiz yok. Burada Allah muhafaza çok yangınlar geçirildi dükkanlar çok yandı itfaiye gelene kadar birçok esnaf burada mağdur oldu. İtfaiye gelene kadar kül oldu malları. Burada da mağduriyet yaşadı baya esnaf. Ama burada madem itfaiye alanımız varsa neden yapılmadı bugüne kadar? Sağlık ocağı alanımız varsa neden yapılmadı? Biz bunları sorduğumuzda bir önceki katıldığımız toplantılarda dediklerine göre bakanlık


siz yapın diye söylenmiş sağlık ocağını. Bundan birkaç toplantı öncesinde de şunu gördüm yollarımız belediyeye terk, normalde biz emlak ve çöp vergimizi ödüyoruz. Yollarımıza asfaltının parasını biz ödedik. Ve toplantıda belediye başkanı şu sözü söyledi; “Siz İSTOÇ esnafısınız zenginsiniz, ben araçları yollayayım siz hammaddesini karşılayın yapalım.” dedi ve nitekim de öyle oldu. Faturası bizim İstoç esnafına çıktı. Bizden kesildi yani ortak alandaki paralarımızdan gitti.

1 MİLYON 22 BİN TL ISITMA VE AYDINLATMA GİDERİ??? Peki genel kurul bilgilendirmesini aldınız, size sunulan hesaplara dair bir itirazınız var mı? Bu sunuma karşı itirazımız var tabii ki. Neden bu kadar giderimiz var? Sorguluyoruz tabi ki. Örneğin bir

tanesini söyleyeyim; Burada her seferinde gözümüze batan ısıtma ve aydınlatma giderleri 1 milyon 22 bin TL, bu parayla neresi aydınlatılıyor? Neresi ısıtılıyor? Bizim ortak alanımız bir tane yönetim binamız, başka da bir yerimiz yok, sokak lambaları diyorsan sokak lambaları da zaten belediyeye ait. Burada site genel bakım giderleri demiş yuvarlamışlar 780 bin TL, sorulduğunda ciddi bir şekilde açıklama yok. Başlıklar adı altında totalleri yazmışlar, 14 milyon küsur gelir 14 milyon küsur gider var. Bunu hep sorguluyoruz ama maalesef her seferinde her toplantı da detaya girilmiyor. Burada personel ücretleri giderlerinde mutlaka güvenlik giderleri de bu rakamları etkiliyor. Ancak ben gündüzleri güvenlik göremiyorum. Geceleri zaten bütün kapılar kapandığı için tek kapıdan giriş çıkış var. Akşam olduğu zaman da çok sayıda güvenlik yok zaten burada. Bunu sorguluyorum, bunu soruyorum neden böyle diye.

Ödediğiniz aidatlar ve İSTOÇ’tan elde edilen gelirle aldığınız hizmeti yetersiz mi buluyorsunuz? Kesinlikle almıyoruz bu hizmeti. Ben inanmıyorum 1milyon 22 bin liralık bir ısıtma ve aydınlatma giderini, sorgulamak istiyorum. Nereyi ısıtıyoruz biz nereyi de aydınlatıyoruz? İkna olmak istiyorum. Birde bunun yazı kışı var sonuçta 5 ay bilemedin 6 ay doğalgaz yakarsın. Zaten yazın elektrikler fazla yanmıyor bir ampul bir bilgisayar ne kadar elektrik harcayabilir ki? Benim dükkanıma gelen elektrik faturası sabahtan akşama kadar klimada çalıştırıyorum, yazları 150 lirayla 170 lira arasında fatura geliyor. Yönetim binası dediğimiz yer kaç katlı bir yer? Ortak alan dış aydınlatma bedelini belediyenin karşıladığına emin misiniz? Sonuçta eğer sokaklar terk edilmişse belediye terk etmişse tabi ki onlar sokakta kalıyor. Bizim dükkanımızın önünde de aydınlatmalar var onlar bize ait. İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

13


RÖPORTAJ

“Misafirlerimizi Neden Kendi Otelimize Götürmeyelim” Sizi tanıyabilir miyiz? Yusuf Karakuş. 1997’den beri İstoçtayım, ilk gelenlerdenim. Biz geldiğimizde her taraf bomboştu.

14

İSTOÇ’ta neler yaşadınız? Çabaladık ettik bütün esnafı buraya taşıdık ama bir türlü yönetimi değiştiremedik. Birçok yapılarımız vardı hepsini İstoç yönetimi elimizden aldı. Sattı sattı ortada bir şey yok, buradaki üyelere bir şey göstermiyor. Misal olarak 11 sene 12 sene evvel otelimiz ile alışveriş merkezimiz yapıldı, odur budur faaliyet yok. Bunlar yapılırken etrafımızda alışveriş merkezleri yoktu. Şimdi etrafımızda bir sürü alışveriş merkezleri oldu. Yani biz bundan memnun değiliz, neden verilmesin otelimiz kiraya veya işletilmesin? Bizde bir an evvel bunların işletmeye geçilmesini istiyoruz ve de yönetimin değişmesini istiyoruz. 30 senedir aynı yüzleri görmekten bizde bıktık. İnsanlar şikayetçi değil mi? İnsanların çoğu şehir dışındaydı mülklerini kiraya vermişlerdi ya da depo olarak kullanılıyorlardı. Onun için ortakların çoğu yok. Burada onların da çoğu kiracı. Yaşananların farkında değiller mi? Farkında değiller... Peki niye şimdiye kadar birileri çıkıp bu bilgilendirmeyi yapmadı? Çok çıkan oldu ama kooperatifimiz güçlü olduğu için her şeyin hakkından geldi. Nasıl geldi bizde bilmiyoruz. (Biz 2003 yılında davacı olduk, 3003 Genel Kurulunda yönetim hologramlı vekaletname yaptı ancak buna rağmen vekâletnamelerin %70’i sahte çıktı, bunu ispatladık mahkeme kararıyla.) Ben de Tanju arkadaşımla birlikte davacıydım, davaları kazandık.

İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

MİSAFİRLERİMİZİ NEDEN KENDİ OTELİMİZE GÖTÜRMEYELİM… İstoç’a baktığınızda belli başlı şunlar eksiktir dediğiniz neler var? İstoç’un çok eksiği var. Yolları öyle bir hal aldı ki trafikten geçilmiyor. Kapanlar koymuşlar her tarafa giremiyorsun, girsen çıkamıyorsun. Gelen diğer araba öbür taraftan kapatıyor. Önce buranın trafiğini halletmeleri lazım, birinci sorun o. İkinci sorun bu alışveriş merkezi işletmeye verilmeli. Otelimiz yok gelen misafirlerimizi dışarı götürüyoruz. Niye otelimize götürmeyelim? Otel ve alışveriş merkezinin ruhsat sorunu mu var?Sizce neden açılmıyor? Bilmiyorum bunu yöneticilere sormak

lazım. Bize bir cevap vermiyorlar. Çözüm öneriniz ne? Gençler gelip yönetsin istiyoruz. Daha iyi anlayan daha pratik kişiler, sorunlarımızı daha çabuk düzelten birileri yönetime gelmeli… Biz kalkmışız 30-35 sene öncesinden yaşlılar ile yönetmeye çalışıyoruz. Bırakın gençler yönetsin birazda. Peki var mı sizin aklınızdan geçen birtakım isimler, arkasında dururuz dediğiniz, güvendiğiniz kişiler? Piyasamızda çok kıymetli arkadaşlarımız, büyük firmalar var, kendi çocuklarını yönetime koyabilirler çoğu. Bana dersen ki yönetime girer misin, ben dışarıdan desteklerim, ben uğraştım bunlarla 20 sene başaramadım. Veya başardım engeller çıktı önüme. Kendilerini haklı çıkarttılar. Kazandığım mahkemeleri bile kendilerini haklı çıkartıp iptal ettirdiler Yargıtay’da.


RÖPORTAJ

“Hali hazırdaki yönetimimizin bir anatomik yorgunluğa düştüğünü düşünüyorum.” Sizi tanıyabilir miyiz, ne işle uğraşıyorsunuz? Selahattin Elçeoğlu, İstoç’ta hırdavat sektöründe esnafım. Siz ne kadar süredir burada esnafsınız? Biz Tahtakale’den geldik. 2006’dan beri 10 yıldır İstoç’tayız. Tahtakale’yle İstoç’u kıyasladığınızda ne tür artılar eksiler var? Tahtakale biraz perakendeye dönüştü. Ulaşım, sokakların darlığı, park problemlerinden dolayı İstoç’a geldik. İstoç’un şu yönden avantajı var ev ile iş yerinin yakın olması. 10 sene içersinde burada neler yaşadınız? İstoç nasıl bir gelişme kaydetti? Bana göre İstoç hiçbir gelişme kaydetmedi. Yani şöyle; milli bazda, şehircilik bazında gelişmeler kaydedilmiştir. Belediyenin buraya metro istasyonu koyması bir gelişmedir mesela ancak İSTOÇ kendi içinde gelişmedi. Elbette geldiğimizde doluluk oranı çok azdı ancak şuan İSTOÇ doldu; Bakarsan bağ bakmazsan dağ misali bu dolulukla yeni düzenlemelere ihtiyaç var. Neler eksik, sizin tespitleriniz neler? Bakın yüzeysel olarak şuan da dışarı çıksanız caddeden etrafı gözetleseniz, sizde görürsünüz çöpleri, kocaman bir yatırımın boş durduğunu. Güvenlik problemi, temizlik problemi, reklamasyon problemi yaşıyoruz. Ayrıca benim bilahare size bilimsel olarak söylemek istediğim; bugün metal bile metal yorgunluğu denilen bir şey yaşar. Biz uzun uçuşlar yapıyoruz, uzun uçuştan sonra bir uçağın bile belli bir süre dinlenmesi gerekiyor. Taktir edersiniz ki insan

anatomisi de böyle birşey. İnsanlar için bilimsel olarak çalışma süresini 8 saat belirlemişler. 24 saatin 8 saatini çalışarak 8 saatini dinlenerek 8 saatini uyuyarak geçirmeleri gerektiğini bilimsel olarak kanıtlamışlar. Ben şunu demek istiyorum; Hali hazırdaki yönetimimizin de bir anatomik yorgunluğa düştüğünü düşünüyorum. Çok uzun süredir yönetimde ve bundan fiziksel bir yorgunluk yaşıyordur. Taze bir kan heyecan her zaman iyidir diye düşünüyorum. Sizler nasıl bir yönetim öngörüyorsunuz? Biraz mecaz olacak ama dilekçe ve randevuyu kaldıracağız yeni yönetimde. Zaten burada esnafım, benim adresimi telefonumu her komşum bilecek. Bilahare insanlar gelip bizlerle görüşebilecek, soru sorabilecek. Şuanda bir iletişim kopukluğu olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yönetimle bir iletişim kopukluğumuzun olduğunu düşünüyorum.

buradaki kooperatif üyeleri neden çıkıp da farklı bir sunum yapmamış neden itiraz etmemiş bugüne kadar? Ben kendi adıma konuşabilirim, bugüne kadar şuan yürümekte olduğumuz grupla beraber böyle bir oluşum bulamadık. Taktir edersiniz ki uzun süre gelen bir yönetimi devirmek öyle kolay olmayacaktır. Ancak O oluşumu şuanda yakaladığımıza inanıyorum. Bölgenin, bu kooperatifin yönetim genel kurullarına katılımını nasıl buluyorsunuz? Çok yetersiz. Genel kurullara katılmadan şikayet etmek adil görünmüyor. Çok doğru. İyi bir konuya değindiniz.

MÜLKLERİNİZE SAHİP ÇIKIN Çağrı yapın isterseniz... İnsanlar mülklerine, işlerine sahip çıksınlar, bu çağrıda bulunuyorum.

Peki çok uzun süredir aynı kooperatif burada bir idare yapmış sizce İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

15


RÖPORTAJ

“Piyasanın değişmesine

İSTOÇ ayak uyduramadı.” rum. Artı bir şey düşünmüyorum. Bilgilendirme eksikliği neden oluyor sizce? Belki de ortaklarını umursamadıkları için oluyordur. Hiç hak iddia edemiyoruz. Hakkımız yok bildiğimiz bir şey yok. Haklarınızı da bilmiyorsunuz. Evet haklarımızı da bilmiyoruz. Hak konusunda bizi aydınlatan bir yönetimin burada olduğunu düşünmüyoruz. Randevu istediğin zaman zaten görüşemiyorsun. Bırakın yönetimi, yönetim kurulu başkanını, bırakın icra başkanını, çok affedersiniz maaşını bizim ödediğimiz güvenlik müdürüyle dahi görüşemiyoruz.

16

SHUTTLE HİZMETİ YOK… Sizi tanıyalım... Eyüp Memur, Malatya Pazarı firma ismimiz. Paşa Home, Stones adı altında markalarımız var. Çeşitli markaların porselen ve zücaciyede distribütörlüklerini yapıyoruz. Paşa Home olarak da kendi markamız altında ürünler yapıyoruz ithal ve yerli olarak. Malatya pazarı çadır bir firmadır. Burada yaklaşık 5 tane mülkü olan bir firma. Kaç yıldır İstoçtasınız? 2004ten beri İstoçtayız. Ama 1980’den beri süren ticari bir serüven var. Aile şirketimiz, Tahtakale’den İstoç’a gelişimiz 2004 yılında. İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

İlk geldiğiniz günden buyana neler değişti? Tahtakale’deki hengâme ve karışıklıktan sonra buranın rahatlığını ve genişliğini gördüğümüzde, o kısacık, basık dükkanlardaki sıkışıklıktan kurtulup buraya geldiğimiz için nefes aldık. Ancak global dünyanın değişmesi, piyasanın değişmesine İstoç ayak uyduramadı. O günden bugüne yani 2004’ten 2017’ye kadar çakılan bir tane çivi, ekstradan bir şey olduğunu ben düşünmüyorum. Aksine sadece 5 tane kamera, sokaklara 4 tane tuzak, yapılan bütün işlemin bu olduğunu düşünüyo-

Siz burada bir esnaf olarak ilk beşe koyduğunuz da hangi eksiklikler olduğunu düşünüyorsunuz? İlk beş artısı nedir diye sorsanız soruyu cevaplamak kolay olurdu, çünkü sayabileceğimiz bir artısı yok buranın. Burası fiziki olarak İstanbul’un göbeğinde olan bir yer. Sadece bir metroyla olmaz. Burada insanlara metro geldi her şey güzel diyorlar ancak öyle birşey yok, metroyu zaten devlet yapıyor yönetim yapmıyor. Burada en basiti Shuttlebus seferi düzenlense, Tahtakale’den, Taksim’den, Beylikdüzü’nden kalkan veya karşıdan kalkan araçlar tahsis edilse gelen ziyaretçilere, esnafa.


RÖPORTAJ

“Ada ada bir nevi belediyelerin yaptığı

halk meclisini yapmalıyız” Sizi tanıyalım, ne işle uğraşıyorsunuz? Ali Küçük, plastik ev gereçleri mutfak eşyaları üretiyoruz. 2001’de geldim o zamandan beri buradayım.

Yeni oluşacak yönetimde olur musunuz? Ben illaki yönetimde olayım demem ama ihtiyaç olursa eğer, bir katkı sağlayacaksam tabii ki burada hizmet etmekten gurur duyarım.

İSTOÇ DEĞER KAYBEDİYOR İstoç’ta ilk mülk edindiğinizden beri neler oldu, neler değişti? Aslında baktığınız zaman çok bir şey değişmedi. Gerçekten İstoç çıkılmaz bir halde. Trafik anlamında olsun, dükkanların önü olsun, İstoç’ta yeşil alan yok talan edildi. Çok şey değişti İstoç’ta, tamamen bir rant sebebi oldu. İnsanlar ilk başta fiyatları şişirdiler, şimdi baktığınız zaman öyle bir pozisyon yok, İstoç değerini kaybediyor. Büyük firmalar İstoç’tan ayrılıyor. Buraya artık ofis ya da herhangi bir satış pazarlama yeri açmıyor. Sizce kooperatife üye olanlar buradaki neye üye olduklarını neye sahip olduklarını biliyorlar mı? Kesinlikle bilmiyor. Ben bile bilmiyorum. Peki hiç öğrenmek istemediniz mi? Tabi öğrenmek isteriz ama baktığınız zaman yönetimde gidip karşılığını bulacak şekilde bunu açıklayacak ya da herhangi bir broşür ya da yönetimin bu konuda bilgilendirmesi yok. Üyenin nasıl bir avantajı var ya da nasıl bir donanıma yetkiye sahip bilmiyor. Yönetime birkaç sefer gittim gereken muhatabı bulamadım. Sekreterliğe dosya numarasını ver, dilekçeni ver, öyle bir şey olduktan sonra dilekçemi asar çıkarım.

GÜVENLİK ZAFİYETİ VAR HIRSIZLIKLAR OLUYOR…

BURASI BİR AVRUPA ŞEHRİ OLABİLİR

Sizin tespitinize göre sorunlarınızı sıralar mısınız? -1.si trafik; En büyük sorun. Burada bilinçsizce hareketler oluyor. Şurada bir yere gitmeye çalışın gidemezsiniz, dükkânın önüne arabamı sokamıyorum. Şuan benim arabam orada çaprazda yan bırakmışım yer bulamadığım için. 2.si bu dükkanların önü gerçekten bir problem. 3.sü güvenlik. Burada her türlü hırsızlıklar, soygunlar oluyor. 4.sü yönetimle buradaki esnaflar arasındaki diyalog olmaması. Burada bazı zamanlar dükkân açılışı olur yönetimden gelinir hayırlı olsun , onun haricinde hiç oralı değiller.

Yeni yönetimden ne talep ediyorsunuz? Başta 4 tane madde saydım. Buranın birinci şekilde trafiğini çözeceğiz ondan sonra esnafla güzel bir şekilde el ele verip gerçekten burası bir vizyon bir Avrupa şehri olabilir. Bu imkân var burada çünkü Çin’de bugün baktığınız zaman ben gittim gördüm 365 gün çalışan bir fuar var. Burası da aslında bir fuar yeri ama biz bunun kıymetini bilemedik. Ada ada bir nevi belediyelerin yaptığı halk meclisini yapmalıyız belki de... Yönetim esnafı toplayacak hasbihal edeceğiz. (Şu an ki yönetim plazaların üst katında oturan insanlar. Aşağıdaki sokağı bilmiyorlar. Bizim dokunduğumuz insanlar hep aşağıda oturanlar.)

Siz kooperatifin üyesi olan arkadaşlarınıza bir çağrı yapsanız nasıl bir çağrı yapardınız Burada üye olanlar İstoç’a sahip çıkmadığı taktirde, İstoç’ta yarın öbür gün malım var mülküm var diye düşünmesin bana göre. Git gide daha kötüye gidiyor. İstoç prestij kaybediyor. Baktığınız zaman buradan başka toptancının olacağı bir çarşısı olacak yer yok İstanbul’da, Türkiye’de. Ama maalesef o pozitif ivmeyi yakalayamadı. Geri geri gidiyor, İstoç’un değeri kıymeti bitiyor. İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

17


RÖPORTAJ

“Yenilenmezsen Yenilirsin” Ben katılmıyorum. Sonucun belli olduğu bir yere katılmanın anlamı yok ki. Bir sefer gidecektim kavga çıktı, gidip ne yapacaksın sonuç belli. Gelenler belli gidenler belli.

DÜZEN GEREKLİ

18

Sizi tanıyalım, ne işle uğraşıyorsunuz? Ahmet Tüysüz, bahçe mobilyaları, masa, sandalye, kafe, restoran gruplarının üretimini yapıyoruz. 18 yıldır İSTOÇ üyesiyim. İstoç ilk kurulduğundan bugüne kadar neler yaşadı? Ben sonradan aldım gayrimenkulü İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

ama 18 senedir buradayım. Geçen toplantıda da söyledim, 18 senedir buradayım daha başkanın dükkândan içeri girdiğini görmedim. Burada neyin ne olduğunu da kimse bilmiyor. Ne döndüğünden de hiç kimsenin haberi yok. Kooperatifin yaptığı genel kurullarda katılım nasıl?

İstoç’un sorunlarını sıralarsanız ne dersiniz? 1.Sorunu reklam bana göre. 2. Sorunu düzensizlik; sokakların düzensizliği, sektörlerin karışık olması, her sektör farklı noktada. Masa sandalyeciler bir sokakta olması lazım, zücaciyeciler gibi, bir düzen olması lazım aslında ancak düzensiz. Çünkü kimi bir yerde kimi başka bir yerde. 3. sorunu İstoç’u dünya markası yapmaları gerekirken, havaalanında bile İstoç’un reklamı yok. Dünya havaalanına iniyor. Türk Hava Yolları dünya markası olmuş, Atatürk Havaalanı’nda İstoç’un levhası yok. Hatta karşı mahalledeki insanların burada esnafın ne iş yaptığını bilmiyor. İSTOÇ İstanbul’un göbeğinde, daha İstanbul bilmiyor İstoç’un ne olduğunu. 4. Sorun buradaki işletmeler fuarlarını dışarıda yapıyor. Bu fuarlar niye var? Bunu çözemedim hala.

BURASI 12 AY AÇIK FUAR OLMALI… İşletmeler fuar yapıyor derken? İki firma fuar yapıyormuş. Biri Antalya’da biri Bodrum’da herhalde.


(İstoç’ta ki esnaflar Antalya ve Bodrum’a giderek müşterilerini oraya çağırarak otellerde mal satıyorlar. Buna fuar deniyor.) Aslında İstoç fuardır bana göre. Burası 12 aylık açık fuardır. Adam alıyor esnafı götürüyor fuara yediriyor, içiriyor, eğlendiriyor, otelciye para kazandırıyor, fuarı düzenleyenlere para kazandırıyor bu işten. Oysa İstoç var, madem o zaman kapatsın herkes İstoç’u gitsin Antalya’da Bodrum’da depo tutsun, fuarda malını satsın. İstoç’un markasını ve değerini düşürüyorlar. Girişte doğru dürüst tabelamız bile yok. Yapıldığından beri bir tane beton duruyor orada. Güvenliklerin kulübelerine girin, affedersiniz hayvan bağlasan durmaz. Daha

neyi anlatayım ki? Havaalanından buraya metro var, havaalanından indiğin zaman adamın kafasına İstoç’u sokacak bir tabela yok. Sen bütçenin yüzde kaçını reklama ayırıyorsun? Arada bir televizyon kanallarında alt yazı geçiyor başka bir şey yok. İstoç dergisi dağıtıyor piyasaya, çoğu esnaf alıyor atıyor. Öneriniz var mı? Başkan 18 yıldır benim dükkanımdan içeri girmedi. Başkan senede 2 blok gezse tamamlar bütün İSTOÇ’u. Birçok esnaf resimlerden tanıyor başkanı. Yanda komşunun dükkanını soydular, 100 milyarını aldılar, sabah saat 07:00 bir geçmiş olsuna bile gelmedi. Eğer bir başkan insanların derdini dinlemiyorsa sadece seçim zamanı oy zamanı

insanları topluyorsa bana göre yanlış. Benim kimseyle şahsi bir problemim yok.

YENİLENMEZSEN YENİLİRSİN Kooperatif üyelerine önerileriniz ne? Ne olursa bu sistem değişir? Bir kere her ay esnaf ziyaretleri olmalı, dertler dinlenip insanların problemlerine göre yönetim kararlar alıp uygulamalı.. Ben Tahtakale kökenli olduğum için sloganım “yenilenmezsen yenilirsin”! Hep aynı şeylerle belirli bir noktaya kadar gidersin, böyle gelmiş böyle gider dersen olmaz.

1919

İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU


RÖPORTAJ

“İSTOÇ’ta yenilik şart,

eğitim seminerleri düzenlenmeli” Sizi tanıyabilr miyiz, kaç yıldır İstoç’tasınız? Kazım Zer, 17 yıldır İstoçtayız.

KALiTELİ BİR RESTAURANT YOK

20

Sizce İSTOÇ’un sorunları var mı? Mesela sosyal alan yok, kaliteli bir restorant yok. Uluslararası bir marka yok, mesela Starbucks gibi... İstoç’un ismi çok bilinmiyor. Son zamanlarda artık sordukları zaman işletmeler burada olduklarını söylemek istemiyorlar. Marka değeri çok düştü çünkü. Ben bile Hadımköy’de sanayiciyim. Neyin ne olduğu belirsiz. İSTOÇ’un marka değeri nasıl artar size göre? Aslında şu olabilir mesela; ben bir dükkân kiralamak istiyorum, kiralamak istediğim zaman bir belge gerekli, adımı şanımı neyin ne olduğunu ispatlaya-

cağım. Bu bilgiler yönetime onaya sunulmalı. Eğer İSTOÇ’un marka değerine uyuyorsa, gerekli şartları sağlayabiliyorsa burada işletme açmasına izin verilmeli. Ne iş yapacağını, sermayesini bildirmeli, İSTOÇ’ta kalitesiz esnafa yer verilmemeli. İstoç’un bir marka değeri olması lazım. İstanbul toptancılar çarşısı, Tahtakale, Mahmutpaşa, Eminönü hep burada toplanmış. Ama var mı İstoç’un değeri? İstoç’ta reklam çok yapılmıyor.

BURASI EGO DOĞRULTUSUNDA YÖNETİLECEK YER DEĞİL İSTOÇ nasıl yönetilmeli size göre? Burası ihtiraslar doğrultusunda, egolar doğrultusunda yönetilecek bir yer değil. 3.900 mülk sahibi var, yönetim yemek düzenliyor 160 kişi çağırıyor buraya

60 kişi gidiyor. O gün bir emlakçıyla muhabbet ediyoruz. Zer Grup deyince kaçıncı sırada yer veriyorsun İSTOÇ’ta soruyorum, ilk 5’e koyuyor, ancak bu firma neden yemeğe davet edilmiyor? Hep aynı adamlar, hep aynı kafa, hep aynı zihniyet. İnsanlar artık her şey kolay olsun istiyor. Yaşam alanı istemesinden daha doğal bir şey yok. “Steve Jobs” diyor ki; biz bir hata yaptık 25 sene sonraki teknolojiyi şimdi kullandık. Ona rağmen insanlar hala bir şeyler arıyor değil mi? İnsanlar rahatına düşkün oldu artık. İSTOÇ’ta yaşam alanları oluşmalı.

BİLİNÇLENDİRMEK İÇİN SEMİNERLER YAPILABİLİR Benim çocuğum her Cumartesi farklı kişisel gelişim seminerlerine gidiyor bu İstoç’un içinde yapılabilir. Esnafa ve işletmelerde çalışanlara eğitimler verilebilir. Eğitim olduğunda bir kalite olur. Biz Tahtakale’de şirketler arası turnuva düzenliyorduk. Buranın bir spor salonu olması lazım. Adam sokakta iftar veriyor bunun bir yeri olması lazım. Peki bu değişim nasıl sağlanır sizce? Birlik olmalıyız. Bu birliğin oluşacağına inanıyor musunuz? İnanıyorum. 24 sene bir başkanlık olmaz nerede kaldı demokrasi? Ben mesela baktım çocuğum daha iyi yapacak bu işi, kenara çekiliyorum. El elden üstündür. Bırakacaksın önünü açacaksın insanların. Belki senden daha iyi yapacaklar vardır.

İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU


RÖPORTAJ

“Mevcut alanları daha verimli kullanmak zorundayız.” Sizi tanıyabilir miyiz, ne işle uğraşıyorsunuz? Adem Yılmaz, toptan hırdavat, kırtasiye, züccaciye, bir de mutfak eşyalarıyla alakalı imalatlarımız var. Ulusal marketlere, Anadolu toptancılarına satış yapıyoruz.

İstoç’un bir çehre değiştirmesi mi lazım? Kesinlikle. Şöyle söyleyeyim siz 30 yıl önce yapılan bir araca biner misiniz? Bugün araçlar sizin bugün ki ihtiyaçlarınıza yönelik üretiliyor. Yapılarda o şekilde. Bugün ki ticaret şekline göre yapılar üretilmesi gerekiyor ve o yüzden bu dönüşüm olmalı.

Ürün gruplarınızda mutfak eşyaları mı ağırlıklı? “Non food” dediğimiz mutfak eşyaları, plastik, cam, metal vs. banyo ve mutfak aslında beraber gidiyor.

Burada söylemek istediğim fiziki alanların iş modeline göre üretilmesi gerekiyor. Çok amaçlı kullanılabilecek bağımsız alanlardan bahsediyorum. Şu anda yukarıdan bakın İstoç’un o çirkin görüntüsünü göreceksiniz. Bugünde böyle bir yapı mı kaldı? Çok ölü alanlar var. Bu sorun çözüldüğü zaman aslında İSTOÇ’ta birçok sıkıntıyı beraberinde çözecek bu. Ben başkana da bu konuyla ilgili brief verdim sağ olsun dinlemişti o da önemsedi bu fikirleri.

İthal ürünler mi yoksa siz mi üretiyorsunuz? Burada fason yaptırdığımız ürünler mevcut, ithalatta var, örneğin mutfakta kullanılan pasta seti gibi, kesim panoları gibi bu tarz ürünler ithal. Türkiye’de üretime biraz daha teşvik var, üretimlerimizi arttırmaya çalışıyoruz. Yapıştırıcı sektöründe kendi markamız var derbi yapıştırıcıları, onların üretimini yapıyoruz ve satıcılığını yapıyoruz. Kaç yıldır İstoç’tasınız? Yaklaşık 15 yıldır ama 40 yıllık bir şirketiz.

BİZ BURAYA İLK GELENLERDENİZ Siz İstoç’a ne hayallerle geldiniz? İstoç’a biz ilk gelenlerdeniz. Tahtakale’nin yoğun trafiği o keşmekeşinden kurtulup da burada daha rahat ürün sevkiyatı, müşteri karşılama, otopark problemlerini çözeriz diye geldik. İlk zamanlar buraya talep yoktu, sonra bir dönem talep oldu insanlar buraya geldi yeni firmalar açıldı. Yeni firmalar açılınca burada bir çekim merkezi oldu. Ancak İSTOÇ 5 sene önceki İstoç değil. Buradaki esnaf profiline baktığımızda daha çok kiracı mı yoksa mal sahibi ağırlıklı mı?

İlk zamanlar mal sahibi idi ama bugün kiracı ağırlıklı bana göre. Çünkü bizim ticaretlerde nakit önemli, bu gayrimenkul rakamları ticaret içerisinde bağlanacak rakamlar değil. Kira maliyetleri gayrimenkule göre daha düşük olduğu için şu anda kira ağırlıklı olarak görüyorum. İSTOÇ’u artıları-eksileriyle nasıl değerlendiriyorsunuz Hayal edilen proje farklıydı uygulanan farklıydı burada. Bir de çok önceden yaşama geçtiği için ilk proje değerini yitirdi. Ticaretin şekli değişti, sunum değişti, pazarlama sistemi değişti tabi fiziki alanlara da bunun yansıması var. İSTOÇ’un fiziki alanlarda değişmesi gerekiyor. Ancak çok eski yapı olduğu için fiziki alanları değiştirme imkânınız yok. Mevcut alanları daha verimli kullanmak zorundayız.

DAHA VİZYONER BİR YÖNETİM GELMELİ… Siz kooperatifin üyesisiniz neyiniz var neyiniz yok biliyor musunuz? Kooperatifin yönetimi uzun yıllardır orada hizmet veriyor, artık yenilenmesi gerekir. Bu koltuklar daha genç, daha dinamik, yenilikçi, daha vizyoner insanlara bırakılmalı. Israr edilmemeli, dinamik bir yönetim şekline geçilmeli. Ülkemiz de zaten yeni almış olduğu kararla ve yapılanmasıyla artık bürokrasiyi bir kenara bırakıp, dinamik bir yapıya geçmek amacıyla Başkanlık sistemini getirmiştir. İnsanlar bugüne dek bir araya gelmedikleri için bireysel girişimleri cılız kalmıştı. Yani güneşte eriyen buz gibi hemen su olup gitmişti. Doğru düşünen insanların hizmet aşkıyla yanan insanların bir araya gelip samimi olarak bu işlere girmesi gerekiyor. İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

2121


RÖPORTAJ

“Avrupa’da değilse de Türkiye’de

her fuarda İSTOÇ olmalı…” mavi örtüler filan çekerek altına depo yapıyorlar. Ne onlara ne bize araba park etme alanı kalmıyor. Darma dağınık. Siz kaç yıldır İstoçta’sınız? 18 yıldır.

BİR DENETİMSİZLİK VAR Burada bir denetimsizlik olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yani depo diye içine malı koyup kapısını kilitliyor. Kimindir o depo, o depoda ne vardır? Biz gittikten sonra çalışıyor mudur o depo? Orada ne patlar hiçbir fikrimiz yok.

22

GÜVENLİK KULÜBELERİNİN DURUMU İÇLER ACISI Önce sizi tanıyalım, neler yapıyorsunuz İstoç’ta? Hilal Yeşilyurt. Gökay Medikal A.Ş’nin yönetimindeyim. Bir aile şirketi burası 25 yıldır da tıbbi malzeme ithalatı yapıyoruz. Almanya’dan Wbm firması, Hollanda’dan da iki firmamız var Microtek ve Palmedek adında. Onların ürünlerini Türkiye içindeki bayilerimiz kanalıyla tüm Türkiye’ye bir de Türk Cumhuriyetlerine, KKTC’ye dağıtımını biz yapıyoruz. İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

Sağlık ürünleri derken biraz açar mısınız? Ameliyathanenin içinde kullanılabilen hastanede kullanılan ürünler. Anestezi cihazlarının gerekli olan parçaları, acilde kullanılacak, ambulanslarda kullanılacak ürünler var. Kendi sektörünüzde İstoç’ta ki ticari hayatı nasıl buluyorsunuz? Şu camın önünden rica ediyorum dışarıyı bir çekin. Güya İstoç yönetimi demiş ki saçağın altındaki yer sizin yeriniz. Onlarda kendilerine

Genel kurul var 30 Mayıs’ta nasıl bir yeni yönetim bekliyorsunuz? İki tane kapının önüne kulübe koyup özür dilerim köpeği bağlasan durmaz geceleri, buz gibi kulübeler. Onları oraya koyuyorsunuz kapıdan girenin adını soyadını yazıyor iyi güzel. Peki burada bir tır garajı var bizim, o tır garajıyla ne kadar bağlantımız var? Buradan içeriye giren biri bir soygun yaptı farz edelim, o tır garajına götürüp bırakmadığını, gün ortasında burada bir denetleme yok, sonra alıp onu yükleyip götürmediğini nereden bileceğiz? İstoç içinde zaten ulaşım diye bir


23 23 şey yok. Yürüyerek gitmek arabayla gitmekten daha kolay. Ne araba park etmeye bir yer var ne yollar birbirinin içine girmiş durumda. Diyelim kar yağdı ya da aşağıdaki çıkışın orada bir tır yan döndü, İstoç çıkışı bitti. İstoç’tan dışarıya çıkamıyoruz o zaman. Hiçbir bağlantımız yok bir tek şuradaki kapı kaldı. Kar yağdığında özellikle içeride dolaşmanın mümkünatı yok. Nasıl yöneticiler seçilmeli İSTOÇ yönetimine? Yönetimde olması gereken insanlar şu anda burada aktif yaşayan, çalışan insanlar olması lazım. Buranın sorununu onlar bilir. Kars valisini buraya belediye başkanı olarak getirseniz adam burayı ne kadar biliyor? Kars’tan gelmiş daha İstanbul’u bile bilmiyorsa neyi çözecek? Bu da aynı durum. Burada yaşayan burada çalışan insanlardan en azından bir danışma kurulu gibi bir şey olursa çok iyi olur.

Kooperatife dair nelere sahip olduğunuzu biliyor musunuz? İstoç nedir neler yapar daha onu bilmiyoruz. Siz genel kurula hiç katıldınız mı? Evet Tanju Bey’in sayesinde en sonuncuya katıldım.

TOPLANTI OLSA DA SESİMİZİ DUYURAMIYORUZ… Peki neler yaşadınız orada? İçeriye giriş çıkışlarda kapıda öyle insanlar duruyor ki eğer Tanju Bey olmasaydı içeriye girme şansım yoktu benim. Kapının önünde kanadı kırık kargalar gibi böyle tuhaf duran adamlar, abuk sabuk bakıyorlar. Zaten kadın sayısı çok fazla değildik. Çıkıp bir hanımefendi konuşmaya kalkınca onun sözünü kesmeye çalıştılar.

AVRUPA’DA DEĞİLSE DE TÜRKİYE’DE HER FUARDA İSTOÇ OLMALI… Başka talepler neler? Yurt dışı fuarlara katılmak isteyenlere %50 indirim var. Onların ceplerinden 3 bin lira 5 bin lira çıkmayacak. Göndereceği elemanın kalacağı otelin orada harcayacağı masrafın %50’sini kobi geri iade ediyor. Vazgeçtim Avrupa’yı burada açılan her fuarda İstoç olmalı. Plastikçiler fuarı var, mutfak ekipmanları fuarı var, züccaciye var, kırtasiye var, tıp fuarımız var. Hepsinde İSTOÇ orada olabilir. Hastane yönetiminin hepsi oraya geliyor. Bunlar plastik kaşıkta arıyorlar, plastik bardakta arıyorlar, tornavida arıyor, vida arıyor onunda Biomedikal bölümü var. Burada da onları satan milyonlarca insan var. İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU


RÖPORTAJ

“İSTOÇ’un ileriye dönük gidişatından endişeliyim…” Sizi tanıyalım... Mehmet Faraş, 1974 Ordu doğumluyum. Ertaş Su Armatürlerini 1992 senesinde kurdum. Sektöre 1987 senesinde girdim. İstanbul’da 70 tane …* tesisat armatürleri satan bayiim var. Sıhhi tesisat armatürleri tedarik edip onlara toptan götürüp satıyorum.

24

Nelere sahipsiniz burada biliyor musunuz? Biz kooperatife 2003 yılından beri üyeyiz ama ne haklarımız var nereler bizim hiçbir bilgimiz yok. Bize bu konuda da hiçbir bilgi vermediler. Bizde sabah dükkanımız açıp, piyasaya çıkıp akşam geliyoruz. Otel yapılır, büyütülür, benzin istasyonu yapılır, satılır, birtakım arsalar inşaatlar yapılır ve bunların hiçbirinden bizim bilgimiz malumatımız olmaz. Kooperatif üyesi olmamıza rağmen. Genel kurulda bunlarla ilgili bilgi aktarılmıyor mu? Genel kurulda kendi özgeçmişlerini anlatıyorlar hızlı bir şekilde geçiyorlar. Şurada şu kadar arsanız var, şurada şu kadar payınız var, öneriniz nedir, İstoç’u daha iyi nasıl yapabiliriz, güvenliklerin sorunları var mı yok mu sorulmuyor. Güvenlikler hayat şartlarında ezilmişler, çok küçük miktarda paralarla çalışıyorlar, milyon dolarlık malları koruyorlar. Hırsızlık olayı İstoç’ta çok oluyor. Gündüz bile hırsız girdi benim dükkanıma , güvenlik çok zayıf bu konuda. Emniyet birimleri İstoç’un içinde olması lazım, kamera sistemleri 24 saat etkili olması lazım. İstoç başı boş bir köy gibi, sınırları belli değil. Üyelerin ne kadar hakları var belli değil. İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU

İSTOÇ’UN İLERİYE DÖNÜK GİDİŞATINDAN ENDİŞELİYİM… Sizin burada esnaf arkadaşlarınıza iletmek istediğiniz mesaj var mı? Ne yapsın burada ki kooperatif üyeleri? Bütün üyeler ve iş yeri sahipleri ne

oluyor ne bitiyor, bizim İSTOÇ’ta hakkımız var mı, dezavantajlarımız nedir, arsalar satılıyor iş yerleri yapılıyor, bunlar kimlere gidiyor, bizim ne kadar kasada paramız var, bilmeliyiz. Şahsım adına İstoç’un ileriye dönük gidişatından endişeliyim. En sonunda bu İstoç yönetimi bir borç enkazı mı bırakacak bu konularda hiçbir bilgimiz yok bizim. Hepimizin dükkanlarını borçlandırıp mı gidecekler? Daha şeffaf daha güzel bir düzen olmasını istiyorum.



İSTOÇ’UN VARLIKLARI İSTOÇLULARIN

OLACAK! 30 Mayıs Genel Kurulda Mülküne

Sahip Çık! İSTOÇ DAYANIŞMA PLATFORMU (İDP)


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.