Downloaded from: justpaste.it/11hfs
Yorumsal Alan Müjdat GÖKÇE
Terör ve Mücadele Günümüzde toplumları tehdit eden en önemli ve yaygın tehlikelerden birisi de hiç şüphesiz terördür. Günümüzde toplumları tehdit eden en önemli ve yaygın tehlikelerden birisi de hiç şüphesiz terördür. Çağımızdaki sosyal hastalıkların ve bozuklukların en büyüğüdür. İnsanları dehşete düşürdü korku yaratmaktan, kan dökmeye ve katliama kadar uzanan terör, yaşanan dünyada toplumların ne masum insanların korkulu rüyası haline gelmiştir. Fakirlik ve işsizlikten eğitimsizliğe, saygı ve sevgi bağlarının zayıflamasından, insanın canavarlaşmasına ve imansızlaşmasına kadar terörün pek çok sebebi ve çeşidi vardır. Toplumlarda sergilenen şiddet olaylarının da terörünün tırmanmasında büyük rolü vardır. Günümüz insanının en çok duyduğu kelimelerden biri olan “terör”ün, üzerinde ittifak edilmiş bir tanımı yoktur. Kişiden kişiye, kültürden kültüre, devletten devlete.. değişen tarifleri ve tanımları yapılmaktadır. Bunun sebebi de bir tarafın terörist ilan ettiğini, diğer tarafın kahraman ve özgürlük savaşçısı olarak nitelemesidir. Terör; Kavram olarak, Türkçe’deki karşılığı ile “korkutma, yıldırma” ve tedhiş anlamına gelmektedir. Ancak bu korkutma, yıldırma ve tedhiş, yoğunluk olarak oldukça büyük çaplı ve fert ya da toplumların ruhsal yapılarını birden bire kaplayan korku durumunu ve şiddet halini ifade etmektedir. Terör: Tanım olarak, insanları yıldırak, sindirmek yoluyla onlara belli düşünce davranışları benimsetmek için zor kullanma ve tehdit etme eylemidir. Terörün en önemli özelliklerinden biri, hedefini rastgele seçmesidir.
Terör: “Politik davranışlara olağan dışı yollarla etki yapmak amacıyla tedhiş ve tehdit kullanımını meşhur gören sembolik bir harekettir.” Bir hareketin terör olarak değerlendirilmesi için yapılış sebebi yani niyet çok önemlidir. Günümüzde birinin terörist dediğine bir başkası kahraman diyor. Birinin eşkıya dediğine bir başkası özgürlük savaşçısı diyor. Birinin gerilla veya militan dediğine öbürü vatanı için kendini feda eden şehit diyor. Birilerinin vatan haini, bölücü, ayrılıkçı dediğine, karşı taraf Vatan müdafii, intihar komandosu, kurtuluş savaşçısı diyor, ismini bayraklaştırıyor, posterini taşıyor, uğruna hapislerde yatıyor, kurşunlara göğsünü geriyor. Yani her şey birbirine karışmış durumda. Bir silahlı eylem; gayesiz, hedefsiz, şuursuz, sadece intikam almak, veya sadece para elde etmek, gayri meşru yollarda hesapsızca harcamak, nefsani arzularını hudutsuz bir şekilde tatmini için yapılıyorsa bu bir terörist faaliyettir. Bir silahlı eylem; sosyo-ekonomik şartları, siyasi faaliyetleri, idare tarzını, veya bazı şahıs ve kurumları vb, vd… beğenmediği için, demokratik mücadele yöntemlerini bir tarafa bırakılarak yapılıyorsa terörist bir faaliyettir. Bir silahlı eylem; içinde büyüdüğü, havasını teneffüs edip, nimetlerinden istifade ettiği, başı sıkıştığı zaman kanun ve kolluk kuvvetlerine başvurarak onlardan yardım aldığı bir vatanı, bir Devleti yıkarak, bölerek, parçalayarak, başka bir devlet kurmak, veya başka bir devlete yamamak için yapılıyorsa elbette bu da bir terör faaliyetidir. Lakin günümüzde bu kavram ve kurallar, hain basın, medya ve teknolojik imkanlar da kullanılarak, tamamen ters yüz edilmekte ve dünya kamuoyuna o şekilde lanse edilebilmektedir. Terörün sebebi ve türü ne olursa olsun, en fakir ülkelerden en zengin ülkelere, geri kalmış toplumlardan gelişmiş ve modern toplumlara, İslam dünyasından Hristiyan alemine kadar, her kesimde görülmesi dünyada terörün yaygınlığının en açık delilini teşkil eder. Terörde genellikle belirli bir hedef ve kitle yok gibidir. Hedef, toplumun her kesimidir. Terör erkek- kadın, genç- ihtiyar ve zengin-fakir ayrımı yapmaz. Çok görüldüğü şekilde kundaktaki masum bebeler bile zaman zaman terörün kurbanı olabilmektedir. Çoğu zaman öldüren insanlar niçin öldürdüklerini, hedef alınan insanlar da için hedef alındığını bilmez. Terör de büyük bir bilinçsizlik ve şuursuzluk hakimdir. Terör bazen gizli ve örtülü bir savaştır. Fakat savaştan daha acımasızdır. Kuralı asla yoktur. Savaşta düşman bellidir. Ama terörde tehlikenin nereden ve ne zaman ve ne şekilde geleceği önceden bilinemez kestirilemez. Bu yüzden de alınan ve alınacak olan tedbirler etkili olmayabilir. Bugün bütün gayretlere, alınan bütün hukuki, cezai, polisiye ve istihbarat tedbirlerine rağmen terör bir türlü önlenememektedir. Terörde çoğu zaman, iç ve dış düşmanların işbirliği vardır. Zayıf karakterli insanlar satın alınır. Gaye, o toplumu ve o ülkeyi parçalamak, zayıflatmak veya yok etmektir. Bu sebeple bugün pek çok ülke ve devletin geleceği ve güvenliği tehdit altındadır. Terör toplumların mal ve can emniyetini yok ettiği gibi, zenginliklerini de alıp götürür. 40 yıldır
devam eden başta PKK terörü ve diğer örgütlerin terörü, Türkiye'ye çok pahalıya mal olmuştur, hala da olmaktadır. Ülkemizde terör 30 binden fazla cana, hesap edilemeyecek kadar da mal kaybına sebep olmuştur. Bazen terör, aynı ülke insanlarını birbirine düşürüp, kırdırır. Bazen de bu hal bir iç savaşa dönüşür. Bugün Irak ve Suriye işgali bu duruma dönüşmüş, aynı ülkelerin insanları acımasızca birbirini kırmakta her gün onlarca Iraklı, Suriyeli hayatını kaybetmektedir. Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ve bu teknolojiyi geliştiren batının bunu terör için kullanması, terörün şiddetini ve boyutlarını tırmandırmakta mal ve cana yönelik kayıplar, telafisi imkansız bir duruma gelmektedir. Düşman tanınmadan, gücü hakkında bilgi sahibi olunmadan karşı konulamadığı, hastalık teşhis edilmeden tedavi edilemediği gibi, terörde tanınmadan, özellikleri ve sebepleri bilinmeden onunla mücadele edilemez. Bu sebeple herkesin terör hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Maalesef terör konusunda halk aydınlatacak bilgilendirici ciddi eserler ortaya konmuş değildir. Olanlarda son derece kifayetsizdir. Öte yandan en çok üzerinde durulması gereken konu batının haksız ve yersiz olarak ortaya attığı ve ağzına sakız ettiği “İslami Terör” meselesi var. “İslami terör” tabiri, İslam’ı kötülemek için Batı'nın son yıllarda icat ettiği kasıtlı bir oyundan ibarettir. Maksatları İslam alemini küçük düşürmek, İslam ülkelerini hedef tahtası haline getirmek, uyguladıkları devlet terörünü halkı haklı göstererek yaptıkları, zulümleri ve döktükleri kanları maskelemektir. İnsanlardaki iman ve inanç saatiydi başta olmak üzere birçok sebeple dünyanın her yerinde, İrlanda'da Avrupa'da Amerika'da Filipinler'de Rusya'da Japonya'da Ortadoğu'da terör olayları Vuku bulmaktadır ve önümüzdeki yıllarda da hep birlikte artarak devam ettiğini maalesef göreceğiz. Dünyada ve bazı İslam ülkelerinde zaman zaman cereyan eden ferdi terör olayları, tamamen İslam’ı tanımamaktan ve cehaletten kaynaklanmaktadır. Çoğu da provake olaylardır. Terörün kim veya kimler tarafından ortaya konduğu iyi araştırılmalıdır. Bu sebeple terörün İslam aleminin tamamına yıkılması son derece yanlıştır. İddia ve suçlamalar örtülü Haçlı zihniyetinin bir parçasından ibarettir. İRA, ETA, TAMİL, BaderManhof, Çakal Carlos gibi Hristiyan terör grupları ve kişileri olmasına rağmen bunlar gündeme getirilmeyip, öne çıkarılmayıp, tekrar eşittir İslam algısı ve imajı oluşturulmasına, müslümanların yaptığı münferit terör olaylarını günlerce gündemde tutarak HAÇLI aleminin en yetkili ağızlarının “İslami Terör” “İslami Faşizm” iftiralarını dillerinden düşürmemelerine ve geçmişte olduğu gibi kendi adaletsiz insafsız politikalarının neticesi olan bu olayları “Yeniden Haçlı Seferlerine” sebep görmelerine bir tepki olarak milletçe, Ümmetçe tek vücut, top yekün dimdik ayakta durmalıyız. Birtakım güçler ve devletler terörü kendi emellerine alet ederek, karşı tarafı caydırma, yıldırma, yıpratma aracı olarak gördükleri müddetçe terörizm varlığını devam ettirecektir. Önemli olan iç ve dış dinamikler göz önüne alınarak teröre sebep olan bütün çarpıklıkların giderilmesi, asgari düzeye indirilmesi gerekir istismara açık konu ve hususlar çok olduğu
müddetçe teröristleri bertaraf etmek mümkün değildir.
Müjdat GÖKÇE