Teknoloji, bilgi toplumu ve insan yaşamı

Page 1

Downloaded from: justpaste.it/120lf

Müjdat GÖKÇE Araştırmacı / Yazar / Prodüktör

Teknoloji, Bilgi Toplumu ve İnsan Yaşamı (Derleme)

Özet; Her alanda başlayan değişim eğitimin öneminin giderek artmasına neden olmuştur. Günümüzde bilgilenme süreci yalnızca okulla sınırlı kalmayıp tüm yaşamı kapsayacak biçimde genişlemiştir. Bilgi, toplumsal yaşamın biçimlenmesine etki eden önemli bir özellik durumundadır. Günümüzde bilgilenme süreci yalnızca okulla sınırlı kalmayıp tüm yaşamı kapsayacak biçimde genişlemiştir. Bilgi, toplumsal yaşamın biçimlenmesine etki eden önemli bir özellik durumundadır. Bilim-teknoloji, birçok konu ile iç içe olan ve birbirinden ayrılması kolay olmayan bir konu olagelmiştir. Belki de bilim-teknoloji politikalarının iyi kavranıp, hazırlanıp uygulanmasında en büyük zorluk bu konunun birçok konuyu kapsamasından kaynaklanmaktadır. Teknoloji doğa değildir, insandır, bir sosyal vetiredir. Teknoloji aletlerle ilgili değildir, insanın çalışma şekli, yaşama şekli ve düşünme şekli ile ilgilidir. Teknoloji insanın bir uzantısı olduğu içindir ki, teknolojideki temel değişme her zaman hem dünya görüşümüzü ifade eder, hem de dünya görüşümüzü değiştirir. Yaygınlaşan bilgi ve uzay teknolojileri gündelik yaşamın bütün alanlarında kendini hissettirmektedir. Bu süreç, bilgi teknolojilerinin sunduğu hıza eklenince insanlar için baş döndürücü bir biçime bürünmüştür. Sosyal yaşamın makinelerle kuşatılması, insan makine ilişkisini yeni bir boyuta taşımıştır. Bilişim teknolojileri sonuçta onu kullanabilme bilgi ve becerisini zorunlu kılan bir içerik ve mantıkla düzenlemiştir. Bilgi teknolojileri, toplumun, toplumsal hayatın vazgeçilmez bir aracıdır artık. Bu, bireylerin, toplumsal yaşamla bağ kurdukları her kurumsal bağlamda bilgi teknolojilerinin sosyal bir uzantısıyla yüzleşmesine yol açmıştır. İnternet ve cep telefonunun bireysel yaşamı psikiyatrik süreçlere konu olunacak kadar etkilemesi/belirlemesi ise, teknolojinin tüm sosyal süreçleri kuşatıp belirlediğinin açık bir göstergesidir. İnsan bedeninin bu süreçlere konu olurken oluşan edilgenliği, insanların makine tarafından tüm algı içeriklerinin dönüştürülmesi anlamındaki bağımlılığının göstergesidir.

Giriş; Teknolojinin insan hayatında sihirli değneğini dokundurmadığı alan görmek neredeyse imkânsız


hale gelmiştir. Bunun belli bir takım toplumsal etkilerinin olması kaçınılmaz bir gerçektir. İnsanın yaşadığı tüm çağlarda bilgi hep ön planda yer almıştır. İnsanın bilgi edinme uğraşısı; ilk zamanlar çevreyi tanımak, kendisini korumak için olmuştur. İnsan sürekli bilgi elde etmeye çalışmış, kesici aletler yapmış, daha sonraları barutun icadı ve demirin araç olarak kullanılmasıyla çeşitli silahlar yapabilme kabiliyetini geliştirmiş ve kendi varlığını korumak azmi ile çıktığı araştırma yolunda, tabiatın kurallarını da öğrenmeye başlamış, sonra ona hükmetme noktasına ulaşmıştır. Ancak, insanın elde etmiş olduğu bilgi hiç bir zaman çağımızdaki kadar hayati öneme sahip olmamıştır. İnsanın bilgi edinme yolunda ulaştığı bilgi toplumu, yetişmiş, daha nitelikli ve verimli bir insan gücü ister olmuştur. Bilim tarihinin öğrettiği gerçek; çağlar boyunca insanların yenilik isteği ve değişik şeyler bulma arzuları sonucu bilim-araştırma-geliştirme yapma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Araştırma-geliştirme ise; bir sistem içerisinde sürekli gelişmeyi sağlayan bilim temeline dayalı faaliyetler olmuştur. Bilim, hadiselerle sebepler arasındaki ilginin araştırılmasından doğmuştur. Bilimsel düşünceyi özümseyip bir hayat tarzı olarak yaşayamayan toplumlar; üretimde, ticarette, hizmetlerin kalitesinde ve fertlerinin refah seviyesinin artırılmasında rekabet üstünlüğünü elde edememektedirler. 20.yüzyıl bir üretim çılgınlığı mantığının ve bu mantık doğrultusunda kapitalizmin kendini daha ağır hissettirmesine neden olmuştur. Abartılmış kazanma ve üretim tutkusu doğayı yağmalamaya başlamış; bunu da insanın doğadan istediğini, istediği miktarda alarak kendince gerekli üretimleri yapmasında ve içinde bulunduğu doğaya üretim artıklarını geri vermesi şeklinde kendini göstermektedir. Hızla ilerleyen toprak, hava, su kirliliği özellikle yoksul ülkeleri etkilemektedir. İnsanlığın çok az bir bölümünün dünyanın bütün olanaklarından ve eşit sosyal haklardan yararlanırken kalan kısmının bu haklardan yararlanamaması “göreceli” tepkilere neden olmaktadır. Bu eşitsizliği gidermek için dünya uluslarınca kurulmuş örgütler, birimler ve kurumlar ise olaya net, açık bir tavır koymakta yetersiz kalmaktadırlar. Artık, dünyayı sömürme anlayışı devletlerin elinden alınarak zengin, özel, büyük sanayii ve maliye gruplarının eline geçmiştir. Özellikle küreselleşme, gelişen iletişim ve medya olanaklarıyla hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Yaşamın ve doğanın üzerinde teknolojinin büyük gelişimiyle başlayan özelleştirme gelecek için büyük kaygılar uyandırmaktadır. Özellikle genetik alanında yaşanan gelişmeler teknolojinin yeniden bir canlı var edebilme olanağına ulaşması kişinin var olma haklarının başka iktidarlar tarafından ne kadar kolay alınabileceğinin göstergesi olarak karşımıza çıkmaya başlamıştır. Teknolojinin beden yapısının işleyişini etkileyecek ve ona yeni eklentiler yapacak düzeyde olması, insanın bedenini ve ruhunu korumak amacıyla girişimlerde bulunmasına neden olmaktadır. Modernite insana, bir taraftan serüven, güç, coşku, gelişme, kendini ve dünyayı dönüştürme olanaklarını vaat ederken diğer taraftan da sahip olduğu her şeyi yok etmekle tehdit eden bir ortam yaratır. Toplumlarda üç farklı sıkıntının (anlam, ahlâk ve özgürlük yitimi) baş göstermesine, o güne kadar insanların sosyal ilişkilerini düzenleyen geleneksel ve dinsel pratiklerin işlevsiz hâle gelmesine ve bundan dolayı da toplumlarda derin bir güvensizliğin hüküm sürmesine yol açar. Modernite, bunlarla da kalmaz, insanın teorik aklı sayesinde metafiziksel alan dâhil her türlü sorunun çözülebileceği inancını toplumlara verir. Metafizik bir olgu olan ölüm, mekanik bir işleyişin bozulması olarak görülür. Dolayısıyla tıpta, her bir ölümün somut ve fiziksel bir sebebi olduğu ve bu sebebin de mantıksal açıdan bir izahı olduğu düşüncesi hâkimdir. Ölüm, hangi sebepten, niçin ve nasıl olmuştur gibi soruların cevapları verilmeden, ölüm olayının sırrı ortaya çıkarılmadan ölü ebedi mekânına uğurlanmaz. Modernizm ise genel olarak, geleneksel olanı yeni olana tabi kılma, yerleşik ve alışılmış olanı yeni


ortaya çıkana uydurma eğilimi gösteren tavra, benin ve öznelliğin temele alınmasıyla, bilgimize duyulan aşırı güvenle, gerçekliği olduğu şekliyle bildiğimiz inancıyla ve tüm insanların her yerde aynı olduğu kabulüyle belirlenen felsefi tavra verilen isimdir. Modemizm bir değişimi ifade eder. Modernizmle birlikte sanayileşme, kalkınma, ilerleme kutsal bir hedef olarak belirlenir. Üretkenlik bir ideal haline getirilir. Zira aydınlanma aklı, modern akıl bunu emreder: Çok üreteceksin, çok mutlu olacaksın. İnsan bu üretkenliği başkalarının mutsuzluğu pahasına, kendi mutluluğu adına da gerçekleşebilir; insanın böyle bir hırslı, akıllı yanı da vardır. Modern insan, başkalarının belirlediği ihtiyaçlar peşinde koşarak ömrünü tüketen bir varlığa dönüşmüştür. Modern teknolojiye dayalı ürünlerin insan yaşamı açısından sağladığı başlıca avantajlar şöyle sıralanabilir: Bilgiye kolay erişim: Günümüz insanı herhangi bir yerden herhangi bir zamanda istediği bilgiye kolayca erişim sağlayabilir. Bu, geniş tabanlı modern teknolojilerle mümkün hale gelmiştir. Büyük veriler çevrimiçi olarak Wikipedia gibi siteler ile hem kolayca indekslenebilmekte hem de yayımlanabilmektedir. YouTube, eğlence ve araştırma amaçlı kullanılabilecek görsel videolara sahiptir. Bilgi güçtür, bilgiyi bulabilen ve onu iyi bir şekilde kullanabilen daima başarılı olur. Yenilik ve yaratıcılığı cesaretlendirir: Teknoloji zorlayıcı olduğu için, beynin tüm potansiyelini çalıştırmasına yol açar. Geçmişte bir iş kurmak yâda işe girişmek çok zordu, büyük sermaye gerekiyordu ve iş bilgilerine erişim sınırlıydı. Bugün ise, evden bir ev hanımı rahatlıkla ticari bir iş yapabilir.

İletişimi iyileştirir: İletişim hayat için su gibidir. İletişim olmadan hayatımızı iyileştiremeyiz. Modern teknoloji, gelişmiş iletişim teknolojisi araçlarıyla iletişimi oldukça kolaylaştırdı. Faks makineleri, elektronik posta, cep telefonları, görüntülü görüşme, anlık mesajlaşma ve sosyal ağ uygulamaları insanların ve işletmelerin işini iyileştirdi ve kolaylaştırdı.

Ulaşım kolaylığı: Modern ulaşım teknolojileri uzun mesafeleri yakınlaştırmıştır. Geçmişte, uzun mesafelere gitmek pahalı ve yavaştı. Günümüzde ise, hızlı trenler ve uçaklarla uzun mesafelere kısa sürede gidilebilmektedir.

İyileştirilmiş barınma ve yaşam tarzı: Bundan 50-60 yıl önceki evlerle bugünün evleri kıyaslandığında fark ortadadır. Yeni mimari teknoloji, inşa edilen evlerin çeşit ve kalitesini çok değiştirdi. Parası olanlar, yüzen ve camlı evlerde oturuyorlar. Evde kullanılan bir çok eşya otomatik. Kapılar güvenlik için parmaklarımızla çalışıyor. Uzaktan web kameralarla eve kimin girip çıktığı izlenebiliyor.

İyileştirilmiş eğlence: Modern teknoloji eğlence sektörünün değişmesinde büyük bir rol oynadı. Ev eğlencesi, video oyunlarının keşfiyle, müzik ve görsellerin internete bağlanabilen TV’lerle ve paylaşımıyla değişti. Kolay erişim, müziğin depolanması, kullanıcıların bunları


satın alması ve cihazlarına indirebilmesi ile müzik yapımcıları ve kullanıcılar kazandılar.

Verimlilik: Modern teknoloji işletmelerin hız ve verimliliğini büyük ölçüde artırdı. Birçok işletme, üretim hatlarını modern teknoloji ile birleştirdi, işler basitleşti ve ürünlerin kalitesi arttı.

Eğitimde kolaylık: Öğrenme bir süreçtir ve günlük hayatımızın bir parçasıdır. Modern teknoloji, herhangi bir yerden çevrimiçi ve mobil eğitim ile öğrenmeyi kolaylaştırdı. Aynı zamanda, modern teknolojiyi kullanarak sınıfta daha iyi öğrenme gerçekleşebiliyor. Öğrenciler, sınıftaki arkadaşları ile görsel dersleri ve örnekleri iPad ile paylaşabiliyorlar. Bu da, öğrenmeyi eğlenceli ve kolay hale getiriyor.

Sosyal Ağlar: Modern teknoloji ürünleri ve iletişim teknolojileri ile insanlar eski arkadaşlarını kolayca bulabildiği gibi yenilerle kolayca iletişim kurabiliyor. Birçok işletme, müşterileri ile iletişim kurmak için sosyal ağ teknolojilerini oluşturuyor.

Sağlık endüstrisinde değişim: Çoğu ameliyathanede modern teknoloji kullanılmaktadır. Bununla, doktorlar tarafından yapılan hatalar azalmıştır. Birçok sağlık programı uygulaması mobil araçlar üzerinden kullanılabilmektedir.

Bilim-teknoloji, birçok konu ile iç içe olan ve birbirinden ayrılması kolay olmayan bir konu olagelmiştir. Belki de bilim-teknoloji politikalarının iyi kavranıp, hazırlanıp uygulanmasında en büyük zorluk bu konunun birçok konuyu kapsamasından kaynaklanmaktadır. Teknoloji Nedir? Teknoloji sözcüğünün kökeni eski Yunanca’daki “tekhne” (sanat, zenaat) ve “logos” (söz, sözcük) terimlerinin bileşiminden oluşmuştur. Bilimin insanın pratik yaşam gereksinimlerinin karşılanmasına veya çevresini denetleme, biçimlendirme ve değiştirme çabalarına yönelik uygulamaları anlamına gelmektedir. Bir insan etkinliği olarak teknoloji insanlığın tarihinde bilimden daha önce somutlaştırılmıştır. Teknolojinin tarihine baktığımızda, üretilen teknoloji ürünü araç gerecin, bilimin yardımı olmaksızın, sınama yanılmalarla, usta çırak ilişkileriyle kotarıldığını görüyoruz. Modern bilimin, matematiksel dil yardımıyla geliştirdiği kuramların teknolojiye uygulamasının tarihi eski değildir. Sanayi devrimiyle birlikte, mühendislik mesleğinin giderek gelişmesiyle tarih sahnesine “mühendis” denen ilginç bir insan “tipi” çıktı. “Makina yapan”, üreten, çözen, çözümleyen, hesaplayan, onaran, denetleyen, tasarlayan, planlayan, verim arttıran mühendis, bilimin bilimteke dönüşümünün işaretini veriyordu. Gelişmiş ülkelerde, ürün rekabeti, bilimsel ve teknolojik yetkinlik rekabetine dönüşmüştür. Klasik anlamda rekabet gücünü belirleyen faktörler arasında doğal hammadde kaynaklarının bolluğu,


ucuz işçilik gibi temel üretim faktörleri yer alırken, günümüzde ileri ve özellikli üretim faktörleri belirleyici duruma gelmiştir. İleri üretim faktörleri, nitelikli iş gücünü, Ar-Ge altyapısını, modern bir haberleşme ağını ve bilişim (enformasyon) teknolojilerinin etkin kullanımını içerirken, özellikli üretim faktörleri, belirli alanlarda yoğunlaşmış bilgi ve beceriye sahip iş gücü ile bilgi ve deneyim birikimini içermektedir. Teknoloji yeteneğini, teknoloji transferi yoluyla geliştirmek bir noktaya kadar mümkün olabilmektedir. Ancak, teknoloji açığını kapatma konusunda bütün diğer şartlar eşit olsa bile teknoloji transferi yapanlar teknoloji üretenler karşısında daha baştan rekabet yarışını kaybetmektedirler. Böyle bir durumda; teknoloji üretip ihraç edenler açısından, dünya pazarlarında mutlak bir rekabet üstünlüğü elde edilmektedir. Bunun için karar vericilerin, sanayicilerin ve ekonomistlerin ekonomik karar alırken bu duruma dikkat etmeleri gerekmektedir. Belki belli bir süre daha teknoloji ithalatı yaparak kapalı bir ekonomide ürün pazarlaması yapılabilir. Ancak, bu tür ülkelerin günümüz bilgi çağına ulaşmış bir dünyada varlıklarını fazlaca sürdürebilme şansları görülmemektedir. Teknoloji; ilmin ve diğer organize bilgilerin pratikteki işlere sistematik olarak uygulanması olduğu için teknoloji ne kadar karmaşık ise, insanların ona ihtiyacı o kadar artmaktadır. Teknoloji, gelişme ve ilerlemenin sadece sebebi değil, zaman zaman sonucu olarak da belirmektedir. Teknoloji, ihtisaslaşmayı zorlamakta ve ihtisaslaşmanın da bir neticesi olmaktadır. Teknoloji, uzmanlaşmış insan gücünün organizasyonuna ihtiyaç göstermektedir. Uzmanların yaptığı işler ancak, teşkilatlanma seviyesinde tutarlı hale gelebilir. İleri teknolojinin elle tutulur bir işlemi makinelerden ziyade büyük ve karmaşık iş organizasyonlarıdır. Teknoloji doğa değildir, insandır, bir sosyal vetiredir. Teknoloji aletlerle ilgili değildir, insanın çalışma şekli, yaşama şekli ve düşünme şekli ile ilgilidir. Teknoloji insanın bir uzantısı olduğu içindir ki, teknolojideki temel değişme her zaman hem dünya görüşümüzü ifade eder, hem de dünya görüşümüzü değiştirir. Diğer yandan, başta elektronik, enerji, bilişim, uzay, biyomühendislik, organik kimya endüstrileri gibi "bilim ve teknoloji temelli" sektörler en yüksek oranda katma değer yaratan, dolayısı ile toplumsal refaha katkıları en yüksek olan sanayi dalları olarak ortaya çıkmaktadırlar. Bilgi teknolojilerinin özelliklerini şu şekilde sıralanabilir; Yeni teknolojiler son derece geniş bir kullanım alanına sahiptirler ve maliyetlerde büyük düşüşlere yol açmaktadırlar. Bu teknolojiler iletişimi ve enformasyonun muhafazasını kolaylaştırırlar. Üretim, pazarlama, satış, teknik servis, idari faaliyetler üzerinde derin etkiye sahiptirler. Üretim ve hizmetlerin kalitesini arttırıcı etkiye sahiptirler. Emeğin, hammaddenin, enerjinin ve sermayenin tasarruflu kullanılmasına yol açar. Firmaların günlük değişen müşteri taleplerine daha kolay ayak uydurmalarını, yani esneklik kazanmalarına yardımcı olur. Yeni teknolojiler gerekli makinelerin süratle değiştirilmesine ve küçük, orta boy firmaların gelişmesine yardımcı olur. Teknolojik gelişme yeni vasıflar kazanılmasını gerekli kılar. Yeni teknolojiler sadece yeni endüstrilerde ve hizmetler alanında değil aynı zamanda işletmenin yönetim yapıları üzerinde de önemli değişiklikler yapar. Daha yatay örgütlenmenin yanı sıra işletme enformasyonunda bölümler arasında daha kolay akışına yardımcı olur.


Bilgi Toplumu İnsan toplumları basitten karmaşığa doğru ilerlerken toplumsal yaşamda niteliksel ve niceliksel değişmeler geçirmektedir. Son dönemdeki kültürel ve sosyal değişmenin bir ürünü olarak günümüz toplumları “bilgi toplumu” olarak isimlendirilmektedir. Bilginin bir meta olduğu fikri eskilere dayanmaktaysa da yeni bilgi ve iletişim teknolojileri bilgiye ilişkin katma değer kavramında çığır açmıştır. Teknolojinin yaygınlaşması ve buna bağlı olarak kullanıcı sayısının giderek artması dünyanın herhangi bir yerinde depolanmış bilgilere ulaşma, büyük miktarda veriyle birleştirme ve çözümleme olanağı sayesinde katma değer içeren yeni bilgiler üretmeyi mümkün hale getirmiştir. Teknolojik gelişme ve bilginin dolaşımı ekonomik ve sosyal değişimlerde önemli bir role sahiptir. Toplumsal ilişki sistemleri içinde yeni değerler ortaya çıkmakta aynı zamanda dış toplumların değerleri ile de bu değerler rekabet etmek zorunda kalmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkeler arasındaki fark bilgi toplumu özelliklerine sahip olup olmamaya bağlı olarak giderek açılmakta, sahip olunan sorunlar da bu ölçüde farklılaşmaktadır. Günümüzün hızla değişen dünyasında, sosyal olaylarla ilgili gelişmelerin sebeplerini ortaya koyma ve gelişmeleri doğru bir şekilde değerlendirmede kritik düşünme modern eğitimin önemli bir amacıdır. Böyle bir yetkinliği geliştirmek için, bilgiyi yargılama, alternatif kanıtları değerlendirme ve sağlam gerekçeleri ile savunabilme becerilerini oluşturmak ve öğrenmek gerekir. Eğitim ve öğretim toplumu bilgi toplumu olmaya hazırlayacak temel yapı taşlarının başında yer almaktadır. Bu nedenle gelişmelere uyum sağlayabilecek nitelikte insan kaynağının eğitimi öncelikli olarak ele alınması gereken konular arasındadır. Eğitim politikaları pazarın beklediği nitelikli işgücünü hazırlamada esnek bir zemine oturtulmalıdır. Bölgeler arası olduğu kadar sektörler arası işgücü transferi eğitimde yeni yatırımların yapılmasını gerektirmektedir. Yalnızca öğrenme çağı içersindeki genç nüfusun değil, aynı zamanda yetişkinlere yönelik eğitim programlarının hızla geliştirilmesi istihdam sorunlarının çözümü açısından gereklidir. Bilgi toplumunun simgesi teknoloji üretim merkezlerinde ise kişiye iş akışını, gündelik yaşam sınırlarını, iş ritmini ve zihinsel özgürlüklerini belirleme fırsatı verilmektedir. Öyle ki bireyin kendisini gerçekleştirmesine imkan sağlayan bu kurumsal yapı, teknoloji üretim merkezlerinin en önemli motivasyon aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Teknoloji üretim merkezlerinin hem yasal hem de çalışan profili, yeni bir kurumsal motivasyonu ortaya koymaktadır. Öğrenmenin temel şartlarından biri olan motivasyon ‘bireysel başarının ve verimliliğin yanı sıra kurumsal başarının’ da önemli bir girdisidir. Çünkü kurumun başarısı, çalışanların kurumun amaçları doğrultusunda çalışmalarına; bilgi, yetenek ve güçlerini tam olarak kurumsal amaçlar doğrultusunda harcamalarına bağlıdır. Başka bir deyişle, kurumsal başarı çalışanların performansı ile doğrudan ilintilidir. Çünkü motivasyon sadece fiziksel ve finansal kaynakları ile sınırlı olmayıp, bireyin amaçlarının kurumsal amaç ile örtüşmesi ile de alakalıdır. Özellikle içinde yaşadığımız bilgi toplumunda bilgi üretimi ve düzeyi, bilginin teknoloji geliştirmede kullanılması ve geliştirilmesi için yeni bilgilerin üretilmesi süreci bireysel motivasyonu yeni bir evinime taşımıştır. Bu evinimin kurumsal motivasyonu daha önemli kılmıştır. Toplumun temeli olarak gösterilen bilgiye ulaşma biçimi insanların yaşamlarını sürdürebilmek için gereksindikleri her şeydir. Kültür, ideoloji, psikoloji, sanat üst yapı temelleri, ekonomik üretim, ticaret ise alt yapı temelleri olarak belirlenir. Üretim biçiminde yer alan üretim güçleri, insan, makine, toprak, ham madde, alet, edinilmiş bilgiler vb. insanlar arası ilişkilerin belirlenmesine ve


tarih boyunca çeşitli toplumsal birimlerin ve yönetim biçimlerin oluşmasına olanak sağlamıştır. Bilgi toplumunda bilim ve teknolojinin temel amacı, insan kaynaklarını Ar-Ge faaliyetlerinde toplayarak, ucuz ve kaliteli yeni ürünler ile insanların refah seviyesini yükseltmektir. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında yaşanan bu teknolojik gelişmeler teknoloji üretim merkezlerinin kurulmasına vesile olmuştur. Bilgi ve iletişim teknolojileri giderek artan bir şekilde günlük yaşama nüfuz etmektedir. Tüm iktisadi karar birimlerinin iktisadi davranışlarını önemli ölçüde etkileyen bilgi ve iletişim teknolojileri kullanılması her geçen gün artmaktadır. Bu nedenle tüketicilerin hangi bilgi ve iletişim teknoloji araçlarını ve ne sıklıkla kullandıklarını, bu araçları tercih ve talep etmelerinde etkili olan faktörleri belirlemek önem arz etmektedir. Teknoloji üretim merkezleri kendisini sürekli yenileyebilen, şartlara adapte olabilen, yeteneklerin esas olduğu bir kurumsal yapıyı ifade etmektedir. En genel anlamı ile teknoloji üretim merkezleri; bir üniversite veya araştırma kurumu öncülüğünde üretilen bilginin ticarileştirilmesine imkân sağlamak ve böylece katma değeri yüksek ürünler elde etmek suretiyle bölge ve ülke kalkınmasına katkı sağlamayı amaç edinen; Ar-Ge ve inovasyon temelli işletmeleri bünyesinde barındıran, yönetici işletme tarafından yönetilen ve mevzuatında öngörülen bir takım destek mekanizmalarına sahip ortamlardır. Bilgi ekonomisine geçiş sürecinin temel dinamiklerini oluşturan fiziki yatırım, eğitim, Ar-Ge faaliyeti, patent, bilişim ve iletişim teknolojileri arasında Türkiye Ekonomisi oldukça yetersiz konumda bulunmaktadır. Türkiye ekonomisinde, bilgi ekonomisine geçiş sürecinin özünü oluşturan teknoloji yeteneğinin geliştirilmesi yönünde ciddi bir iyileşme yaşanmamıştır. Siyasi ve makro ekonomik istikrar, piyasa ekonomisinin kurumsallaşması, fiziki ve sosyal alt yapının iyileştirilmesi gibi teknolojik faaliyetler için gerekli çerçeve koşullar ile firmaların teknoloji yeteneklerinin artırılmasında önem taşıyan firmalar ve kamu ve özel diğer kurumlar arasında ağ tarzı ilişkilerin kurulması, risk atılım sermayesi gibi finansman kaynaklarının yaygınlık kazanması, şirket yönetiminde kurumsallaşmanın sağlanması gibi alanlarda iyileşmenin olmaması üretkenliği azaltmıştır. Biyoteknoloji ve genetik gibi önümüzdeki döneme damgasını vurması beklenen alanlarda ülkemizde ciddi bir faaliyet bulunmamaktadır. Özetle, Türkiye ekonomisinde ulusal düzeydeki mevcut kaynak dağılımı yapısı uzun dönemli sağlıklı ekonomik büyümeyi gerçekleştirebilmekten uzaktır. Önümüzdeki dönemde, dünyada belirginlik kazanmakta olan bilgi ekonomisine geçiş sürecinin gerekleri dikkate alınarak uzun vadeli gelimse stratejisinin oluşturulması ve kararlılıkla uygulanması büyük önem taşımaktadır. Bugün bilgi toplumu gerçeği karşımızda durmaktadır. Fakat insanlık için huzurun ve güvenliğin geldiğini tam olarak söyleyemiyoruz. Bilginin parladığı yerde huzurun ve güvenliğin geleceği yönündeki sağduyumuz, fiili durum ile sınandığında çok da işe yaramamaktadır. Bilgi toplumunun insanlığa birçok önemli imkanlar ve faydalar getirdiği şüphe götürmez. Fakat bu durum eşit ve adil bir şekilde tüm toplumsal katmanlara yayılmamaktadır. Gelişmiş-azgelişmiş-gelişmemiş ülke ayrımları rafa kaldırılmıştır. Bugün sosyal bilimlerde aciliyetle incelenmesi gereken konuların başında, ülkemizin de içinde bulunduğu tüm gelişmekte olan ülkelerde, bilgi toplumuna geçiş sürecinin nitelikleridir. Bu incelemelerin gözden kaçırılmaması gereken belki de en önemli konuların başında bilgi toplumunun varlığı ile bilginin tüm insanlara eşit bir şekilde ulaştırılması için gerekli alt yapının kurulması yönündeki dengenin


sağlanmasıdır. Bu ekonomik ve toplumsal bir sorundur. Bilgi teknolojileri, bu anlamıyla toplumsal yaşamın her alanında bilgiye başvurma ve bilgilenme ve ayrıca bu bilgiyi kullanabilme zorunluluğunu dayatır. Bilişim teknolojileri sonuçta onu kullanabilme bilgi ve becerisini zorunlu kılan bir içerik ve mantıkla düzenlemiştir. Bilgi teknolojileri, toplumun, toplumsal hayatın vazgeçilmez bir aracıdır artık.

Sonuç; Teknolojik ürünler sadece hayatımızı kolaylaştıran araçlar olması ve öyle kalması gerekirken, bu ürünlere gereğinden fazla değer verilmesi, teknolojinin yanlış ve bilinçsiz kullanımıyla birleşince insan hayatına hükmeden ürünler her yerde arz-ı endam eylemektedir. Modernite ve modernizimden ilhamını alan ve tüm dünyayı etkisi altında bırakan, modern bilim ve teknolojinin şekillendirdiği günümüz dünyasında, insanının modern teknoloji ile olan ilişkisi kritik düşünme bakış açısıyla dikkatli bir şekilde analiz edilmelidir. Modernleşme etkisiyle içinde bulunduğumuz gelişim sürecinde şüphesiz bilim ve onun eseri modern teknolojiye körü körüne saldırmak, ona düşmanlık beslemek, modern teknoloji aleyhinde hamasi nutuklar atmak oldukça gülünç olacaktır. Zira insan nesli için tehdit unsuru olan, bilim ve teknolojinin bizzat kendisi değil, bu teknolojinin insanlar tarafından hangi amaçlara hizmet etmek üzere kullanıldığıdır. Giderek artan bir şekilde teknolojiye bağımlı bir dünyada yaşamaktayız. Teknoloji; bundan yaklaşık 1.5 milyon yıl önce, şu anda Kenya’nın bulunduğu yerde atalarımız tarafından ilk yontma taşın üretildiği zamanlardan beri insanoğlunun geliştirdiği bir olgudur. Bugün ise teknoloji tarihte benzeri görülmemiş bir duruma gelmiştir. Bunun yanısıra, teknoloji olağanüstü bir hızla evrimleşmekte; yeni teknolojiler üretilirken, mevcut teknolojiler geliştirilmekte ve genişletilmektedir. Bu teknolojik dünyada insanların modern teknolojinin kavramlarını ve işlerini anlamaları ve bunlarla rahat etmeleri özellikle önem taşımaktadır. Bireysel bakış açısıyla, insanlar amaçlarına uygun en iyi ürünleri seçebilmeleri, bu ürünleri düzgün olarak kullanabilmeleri ve bir şeyler yanlış gittiğinde çözüm getirebilmeleri yoluyla hem iş hem de ev ortamında bir çok fayda sağlarlar. Sosyal bir bakış açısıyla, bilgili bir vatandaş; teknolojinin kullanılmasıyla ilgili kararların rasyonel ve sorumluluğunu bilen bir şekilde verilmesi şansını artırmaktadır. Bu ve diğer nedenlerden dolayı, dünyanın pek çok yerinde artan sayıda insan, teknoloji eğitiminin ilk ve orta öğretim okullarında çekirdek bir konu olarak yer almasını savunmaktadır.

Kaynakça; - Gönül İÇLİ / Doç Dr. / Pamukkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi - Serdar ORHAN / Yrd. Doç. Dr./ Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü - Fatih SAVUK / / Yrd. Doç. Dr./ Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü - Ahmet İNAM / Prof. Dr. / ODTÜ Felsefe Bölümü - Düriye KOZLU / Arş. Gör. / Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi - Halil SAVAŞ / Pamukkale Üniversitesi İ.İ.B.F


-Zinnet KARAKAŞ / Pamukkale Üniversitesi İ.İ.B.F


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.