Türk Halk Edebiyatı-2

Page 1

HALK EDEBIYATI-2 İbrahim GÜMÜŞ


HALK ŞIRIINDE TÜR VE ŞEKIL 

Halk şiirinde biçim ve tür konusu üzerinde yıllardan beri tartışmalar yapılmışsa da hâlâ bir sonuca varılamamıştır. Halk şairlerinin ortaya koydukları ürünlerin ezgi, konu veya şekil bakımından çeşitlilik göstermesi konuyu karmaşık hale getirmiş, bu alanın uzmanları onlara isim vermekte veya onları belli bir gruba sokmakta zorlanmıştır. Eldeki şiire, hangi özelliğinden dolayı ne denileceği yıllarca cevabını aramıştır. 2


Tür ve şekil konusuna geçmeden önce “Şiir nedir?” sorusunun cevabını verelim:  Şiir (ar. si'r, fr. poésie, ing. poem), en eski edebiyat türüdür. Değişik sanat anlayışlarına bağlı olarak çeşitli tanımları yapılmış, şiirin tanımlanamayacağı da öne sürülmüştür. Yine de genelde, şiirin ritime ve imgeye dayanan, kendine özgü dili ve söyleyiş özelliğiyle estetik etkilenmeler yaratıcı bir söz sanatı olduğunda birleşilmektedir.  Türkçede şiir karşılığı koşuk, yır, özün gibi sözcükler önerilmişse de hiç biri yaygınlaşamamıştır. Bugün koşuk, nazım karşılığı kullanılmaktadır. 

3


1. HALK ŞIIRINDE ÖLÇÜ VE DURAK Ölçü; bir şiirdeki dizelerin hece ve durak bakımından denk oluşudur.  Türk halk şiirinde en çok kullanılan ölçü hece ölçüsüdür. Hece ölçüsü, hecelerin sayısına göre kurulmuş bir vezindir. Başka bir deyişle mısralardaki hece sayısının bir birine eşitliğidir.  Bir halk şiirinin ilk dörtlüğün mısraları kaç heceli ise sonraki dörtlükler de ona uymak zorundadır. 

Durak; hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde ölçü kalıpları içindeki durma yerleridir. Örnek olarak 11’li hece ölçüsüyle söylenmiş bir mısra 6. hecede durulur sonra kalan 5 hece okunur. 4


Özellikleri:  a. Duraklar mısrada kelime ortasında bölünmezler.  b. Mısrada tek düzeliği önler.  c. Anlatımı zenginleştirir.  d. Durakların geleneksel bir düzeni vardır.  e. Çift heceli mısralarda duraklar,iki eşit parçaya bölünür. 4+4=8  f. Tek heceli mısralarda duraklar, genellikle çok heceli kısım mısraının ilk bölümünde yer alır. 6+5=11  g. Aynı hece ölçüsündeki mısraların durakları değişik olabilir. 6+5, 4+4+3, 7+4 =11 

5


Bazı hece ölçüsü kalıpları duraklarına göre ikiye ayrılır:  A. Hece sayısı az olanlar ya hiç bölünmezler ya da ikiye bölünürler.  2+3:5, 3+3:6, 4+3:7, 4+4:8, 5+5:10, 6+5:11  Örneğin: “U-zak-tır / yol-la-rı” 3+3:6  Halk edebiyatında genellikle 7, 8 ve 11’li kalıplar çok kullanılmıştır. 

B. Hece sayısı çok olan mısralar, 2, 3 ve 4’e bölünürler.  Üç durağa bölünenler: 3+3+3:9, 4+4+3:11, 4+4+4:12, 4+4+5:13.  Dört durağa bölünenler: 4+4+4+4:16, 4+4+4+3:15.  Örneğin: “Bir-gün-olur / de-li-gö-nül/us-la-nır” 4+4+3 

6


2.HALK ŞIIRINDE KAFIYE VE REDIF Halk şiirinde kafiye’ye ayak da denir. Kafiye, mısra sonlarındaki ses benzerliğine denir.  Kafiyeler ses benzerliğinin sayısına göre çeşitlenmektedir. 

KAFİYE ÇEŞİTLERİ

1. Yarım Kafiye: Bir ses benzerliğin e dayanan kafiyelerdi r.

2. Tam Kafiye:

İki ses benzerliğine dayanan kafiyelerdir.

3. Zengin Kafiye:

4. Tunç Kafiye:

Mısra sonundaki Üç veya daha kelimenin fazla sesin diğer mısra benzerliğine onunda dayanan kelime içinde kafiyeler tekrar edilmesidir.

5. Cinaslı Kafiye: Sesçe aynı, anlamca farklı olan kelimelerin kafiyelenmesidir.

7


Diğer kafiye unsurları şunlardır:  1. Ana Kafiye:  Halk şirinin bütün dörtlüklerdeki son mısraısının aynı sesle kafiyelenmesidir. Âşık şirinde “ayak” adı da verilmektedir.  “Hayır gelmez hatır gönül yıkandan, Haksızlığa karşı boyun bükenden. Marifettir gülü almak dikenden; Deren derer deremeyen deremez. 

Bindebir’im sahip ol da diline, Zarar verme hiç kimsenin teline. Tatlı canı Yüce Hakk’ın yoluna; Veren verir veremeyen veremez.” 8


2. İç Kafiye:  Mısra içinde uygun yerlerinde kafiye bulunmasına denir. İç kafiye bulunan şiire musammat denir.  “Lebler kırmızı lâl, kaşları hilâl, Gözler âhû misâl bulunmaz emsâl, Bilmem bu ne hayâl, bilmem bu ne hâl? Bu ne parlak cemâl, ülker misin sen?” 

Halk şirinde şekil bakımında düz ve çapraz kafiye örgüsü kullanılmıştır:  Düz Kafiye Çapraz Kafiye  ____a _____a  ____a _____b  ____a _____a  ____b _____b 

9


HALK ŞIIRINDE REDIF Redif, mısra sonlarında yazılışları, okunuşları, anlamları ve görevleri aynı olan eklerin, kelime ve kelime gruplarının tekrar edilmesine denir.  “Bizim elde bahar olur, yaz olur. Göller dolu ördek olur, kaz olur. Sevgi arasında yüz bin naz olur. Suçumu bağışla, ben sana kurban.” 

Redifler daima mısranın en sonunda bulunur, yani kafiyeden sonra gelir.  Redifin olduğu her yerde mutlaka kafiye de vardır. Bu sebeple redifin bulunduğunu gördüğünüz her yerde kafiyeyi de bulmaya çalışınız.  Bazen bir dizenin tamamı redif olabilir. 

10


Türk halk şiirinde redif üç çeşittir:  1. Ek halindeki redifler:  Eş görevli eklerin tekrarlanmasıyla oluşan rediflerdir.  Ek halindeki rediflerin çoğu, kelimeye bağlanan ekler olduğundan bu konudaki genel kural: "Kelimenin köklerinde kafiye, eklerinde ise redif vardır." şeklindedir:  “Susuz değirmenlerin ne ile döner çarkı Kerem etmeyen beyin fakirden nedir farkı”  Yukarıdaki beyitte, "ı" sesleri, ismin -i hali olduğundan yani, her ikisinin de görevi aynı olduğundan rediftir. Kelimenin köklerinde ise "ark" sesleri benzeştiğinden bunlar da zengin kafiyeyi oluşturur. 

11


2. Kelime halindeki redifler:  Aynı anlamdaki kelimelerin tekrarlanmasıyla meydana gelen rediflerdir. Bu tür redifleri mısralarda görebilmek oldukça kolaydır:  “Doğru söylerim halk razı değil Eğri söylerim Hak razı değil.”  Yukarıdaki beyitte "razı değil" kelimeleri redif, ondan önceki "k" sesleri ise yarım kafiyedir. 

3. Ek ve kelime haldeki redifler:  Bir dizenin sonunda hem ek hem de kelime olarak bulunan rediflerdir. 

12


3.HALK ŞIIRINDE HECELI NAZIM ŞEKILLERI NAZIM ŞEKLİ  Türk halk şiirinde nazım şeklini dış yapı özellikleri belirler. Bu dış yapı özelliklerini “birim, hacim, kafiye örgüsü ve ölçüsü” oluşturur.  Nazım şekli’ni de şu şekilde tarif edebiliriz; bir şiirin dış yapı özelliklerine bağlı geleneksel olarak kalıplaşmış formlara denir.  A. Nazım Birimi  En kısa tanımıyla nazım birimi, şiiri oluşturan mısraı sayısıdır. Halk edebiyatının nazım birimi genelde dörtlüktür. Aruz ile yazılmış şiirlerde beyittir. 13 


B. Nazmın Hacmi  Nazım biriminin sayısına bağlı olarak şiirin uzunlukkısalık açısından nazım biçiminin belirlenmesidir.  Türk halk şiirinde dörtlüklerden oluşan mani; en az iki-en fazla dört dörtlükten oluşan koşma ve en az beş dörtlükten oluşan destan nazım biçimleri vardır. 

C. Nazmın Kafiye Örgüsü  Türk Halk şiirinin mani ve koşma adında iki temel kafiye örgüsü yapısıdır. 

Mani Tipi Kafiye: Düz, cinaslı ve kesik gibi türlere sahiptir. aaxa şeklinde kafiye düzenine sahiptir.  Koşma Tipi Kafiye: Koşma tipi kafiyede dördüncü mısraların kendi arasında kafiyelenmesidir. Genelde son mısra nakarat durumundadır.  Destan, koçaklama, güzelleme, koçaklama, taşlama, ağıt, koşuk, sagu, semai gibi nazım türleri koşma tipinde kafiyelenir. 

14


D. Nazmın Ölçüsü  Hecelerin sayılarının, uzunluk-kısalıklarını belirleyen, ritmik tekrarlanan ve ahengin aracı olarak kullanılan “söz ölçüsü”dür. 

Halk Şiirinde Kullanılan Heceli Nazım Şekilleri  A. Mani  Bir dörtlükten oluşan, kafiye örgüsü aaxa biçiminde düzenlenen, genelde 7 ve 8’li kalıplarıyla yazılan halk şiiri nazım şekline denir. 

15


B. Koşma  8 ve 11’li hece ölçüsüyle yazılan, en az iki en fazla dört dörtlükten oluşan, aaab/cccb biçiminde kafiyelenen nazım biçimidir.  Yapılarına göre koşma türleri şunlardır:  1. Asıl koşma: Düz koşma ve adi koşma da denir. En çok görülen nazım biçimidir.  2. Koşma şarkı: İlk dörtlüğün 2. ve 4. mısrası, sonraki dörtlüklerin de 4. mısraı kavuştak (nakarat) olarak aynen tekrar edilir.  3. Musammat koşma: İç kafiyelere sahip olan koşmadır.  4. Dedim-Dedi’li koşma: Şiirde “dedim-dedili” ifadelerle diyalog şeklinde düzenlenen koşmalardır. 

16


5. Tecnis koşma: Bütün kafiyeleri cinaslı olan koşmalar.  6. Zincirleme koşma: Her dörtlüğün son mısraındaki kafiye sözcük ya da kelimenin kendinden sonraki dörtlüğün başında yer almasıdır.  7. Ayaklı koşma: Koşmanın ilk dörtlüğünde 2. ve 4. mısradan sonra, sonraki dörtlüklerde 4. mısradan sonra beş heceli ziyade (artık) bir mısra eklenmesiyle oluşur. ab(b)ab(b)/ccc(b)  8. Yedekli koşma: Dörtlüklerin ardına mani eklenmesiyle oluşur.  9. Zincirbend ayaklı koşma: Ayaklı koşmaları kısa mısraları veya son kelimeleri kendinden sonra gelecek mısralarda tekrarlanan koşmalarıdır. 17  Musammat ayaklı; zincirben; zincirbend ayaklı koşma türleri de vardır. 


4. HALK ŞIRIINDE NAZIM TÜRÜ KAVRAMI VE NAZIM TÜRLERI NAZIM TÜRÜ  Halk şiirinde nazım türünü belirlerken dış yapı özelliklerinin yanında iç yapı özelliklerine de bakmak gerekir. Bu hususta dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:  A. Şiirin Konusu: Konu sınırsızdır.  B. Şairin Anlatım Tutumu: Yaratıcı veya icracının eserleriyle dinleyicede uyandırmak istediği duygu ve düşünceleri gerçekleştirmek için konuya karşı takındığı tutum (övme, yerme, bilgilendirme, yas tutturma, hüner gösterme vb.), geleneksel tavırlar ve konuyu işleyiş tarzının her biri anlatım tutumu veya edaya denir. 

18


C. Şiirin Ezgisi: Ele alınan konu etrafında şiir ezgi adı verilen Âşık havası ile icra edilir.  D. Nazım Şekli: Şairin oluşturduğu nazım birimi, kafiye örgüsü ve ölçüyle birlikte oluşan geleneksel kalıplaşmış formlardan her biridir. 

Konularına Göre Koşma Türleri  a) Güzelleme:  Âşık edebiyatında insan ve doğa güzelliklerini işleyen koşmalar. Genellikle aşık olunan kadın, kız, gelin, dağ ağaç, hayvan, çiçek gibi unsurlar işlenir.  “Nasıl vasfedeyim güzelim seni Rumeli Bosna'yı değer gözlerin Dünyaya gelmemiş eşin akranın İzmir'i Konya'yı değer gözlerin” 

19


b) Koçaklama  Konusu savaş, yiğitlik, kahramanlık olan halk edebiyatı şiirleri. Çoşkun ve yüksek tempolu söyleyişleri vardır. Halk edebiyatımızda bu türün en güzel örneklerini Köroğlu ile Dadaloğlu vermiştir.  “Benden selam olsun Bolu Beyi'ne Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır Ok gıcırtısından kalkan sesinden Dağlar seda verip seslenmelidir” 

c) Taşlama  Bir kimseyi yermek veya toplunun bozuk yönlerini iğneleyici bir dille eleştirmek için yazılan şiir. Halk edebiyatı nazım türüdür. 

20


d) Ağıt  Doğal afetler, ölüm, hastalık vb. çaresizlikler karşısında korku, heyecan, üzüntü, isyan gibi duyguları ifade eden ezgili ürünlerdir. Ağıt söyleme işine ağıt yakma, ağıt söyleyenlere ise ağıtçı denilmektedir. 

e) Varsağı  Özel bir ezgiyle söylenen koşmaya denir. Önce Güney Anadolu'da yaşayan Varsak Türkleri tarafından söylendiği için bu adla anılır. Semâiye benzer. Hece ölçüsünün en çok sekizli kalıbıyla yazılır.  Özellikle sert ve dağlı diliyle söylenmiş olmalarıyla diğer koşmalardan rahatça ayırt edilebilir. 

21


f ) Semaî  Halk şiirinde hecenin sekizli ölçüsü ile koşma biçiminde düzenlenen ve özel bir ezgi ile söylenen şiirlerdir. Genellikle en az üç, en fazla beş dörtlükten oluşurlar. Çoğunlukla doğa, güzellik, ayrılık, kavuşma gibi duygusal ve lirik temaları işlerler. Semainin hece ölçüsünün yanında aruz ölçüsü kullanılarak yazılanları da vardır.  İlk dörtlüğü aaab, abab, aaba, abcb şeklinde diğer dörtlükler dddb, eeeb, fffb şeklindedir. 

22


5. HALK ŞIIRINDE ARUZLU TÜRLER 

 

Türklerin İslam medeniyetiyle tanıştıktan sonra yaygın bir şekilde kullandıkları aruz ölçüsü halk şiirini de etkilemiştir. A. Divan Aruzun (fi'ilitün, fi'ilatün, fi'ilatün, fiilün) kalıbından olan şiirlere Divan adı verilir. Divan'lar gazel, murabba, muhammes, müseddes biçimlerinde yürür. Çoğunlukla gazel biçiminde yazılmışlardır. Bu divanlar özel bir ezgi ile okunur. B. Semai: Aruzun (mefi'ilün, mefi'ilün, mefi'ilün, mefi'ilün) kalıbındaki şiirlere Semai adı verilir. Kafiye düzeni Divan'da olduğu gibidir. Semai'nin de ayrı bir ezgi ile okunması gerekir. Semailer üç bölüm oluşturur: 1-Gazel, 23 murabba, muhammes ve müseddes biçiminde olanlar 2Musammat semailer 3-Ayaklı (yedekli) semailer.


C. Selis: Aruzun (fe'ilatün, fe'ilatün, fe'ilatün, fe'ilün) kalıbıyla yazılan şiirlere Selis denir. Selis de murabba, muhammes, müseddes biçimiyle yazılır. Kafiye düzeni divan, semai ve kalenderi'de olduğu gibidir.

D. Kalenderi: Aruzun (mef’ûlü, mefa'ilü, mefa'ilü, fa'ulün) kalıbıyla murabba, muhammes, müseddes ve gazel biçiminde yazılan şiirlerdir. Kafiye düzeni divan ve semai'ye benzer. Özel bir ezgiyle okunur. Divan edebiyatındaki müstezad biçiminde yazılan şiirlere de Ayaklı kalenderi veya Yedekli kalenderi adı verilmiştir. E. Satranç: Aruzun (müfte'ilün, müfte'ilün, müfte'ilün, müfte'ilün) kalıbıyla ve musammat gazel biçiminde yazılan şiirlere Satranç denir. Mısraların kafiyeli parçaları alt alta dizilirse dörtlüklerden oluşan bir biçim ortaya çıkar.

24


F. Vezn-i Aher: Aruzun (müstef’ilitün, müstef'ilitün, müstef'ilitün, müstef'ilitün) kalıbıyla ve murabba biçiminde yazılan şiirlere halk şiirimizde Vezn-i Aher adı verilir. Vezn-i Aher'de her mısra ilk üçü birbiriyle kafiyeli, dört eşit parçaya bölünmüştür. Her parça ardından gelen mısraların başında tekrarlandığı gibi, öteki parçalar da aynı mısrada birbirini izler.

25


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.