Batı Edebiyatında Akımlar-3

Page 1

BATI EDEBIYATINDA AKIMLAR-3 İbrahim GÜMÜŞ


ANTIK ÇAĞıN ĠKI FILOZOFU: PLATON VE ARISTO Platon (m.ö. 427-347):  Ġ.Ö. 427 yılında Aigina'da (Pire körfezinde küçük bir ada) doğmuĢ, Ġ.Ö. 347'de Atina'da ölmüĢtür. Asıl adı Aristokles'dir. GeniĢ omuzları ve atletik yapısı yüzünden, "Platon" (geniĢ göğüslü) lâkabı ile anılmıĢ ve tanınmıĢtır. Atina'nın köklü ailelerinden birine mensuptur. Bir san'atçı ve edebiyatçı olarak yetiĢtirilmiĢtir. Ġlgi alanları içersinde önemli bir yer tuttuğu anlaĢılan felsefeye, Herakleitos'çu Kratylos'dan dersler alarak baĢlamıĢtır.  Sokrat’ın öğrencisi ve Aristo’nun hocası olan Platon’un etkisi, XIII. yüzyıla kadar olan dönemde Hıristiyan tanrıbilimi üzerinde Aristo’ya kıyasla daha da fazla hissedilmiĢtir. Nietzsche, Hıristiyanlığı Platonismin geniĢ kitleler için geliĢtirilmiĢ bir Ģekli olarak tarif ederken, bu etkinin büyüklüğünü vurgulamaktadır. 

2


Platon, hocası Sokrates’in düĢüncelerini sistemleĢtirmiĢ ve bir felsefe ortaya koymuĢtur. AnlayıĢı Ģöyledir:  1. Herkese göre değiĢmeyen bağımsız bir gerçekliğe inamıĢtır.  2. Varlığın iki düzeni vardır: fiziki alem ve fizik ötesi alem. Asıl olan gerçek olan fizik ötesi alemdir.  3. akılla kavranabilen fizik ötesi alem, gerçekliği tartıĢılmaz fikirler veya özler (idea, form) alemidir.  4. Ġdea, her türlü varlığın ölümsüz, hakiki karĢılığıdır. Ġdealar Tanrı’nın tekliğini meydana getiren çokluktur.  5. Fiziki alem tanrı tarafından yaratılmıĢtır.  6. Dünyadaki nesneler, ideaların bir taklidi, yansıması ve gölgesidir. Asıl gerçek idealardır. 

3


7. Filozof, idealar dünyasına yönelmelidir.  8. Ġnsan ölümlü olan beden ve ölümsüz olan ruhtan yaratılmıĢtır. 

Platonun sanat hakkındaki görüĢleri Ģöyledir.  1. Sanat, ideaların bir yansıması olan varlıkların yansıması olarak görür (eidola).  2. Sanatkar, eserini oluĢtururken duygularının esiridir. Bu nedenle sanat akıl dıĢıdır.  3. Sanatkar bilgisizdir.  4. Sanat eseri birey ve toplum için zararlıdır.  5. Sanat felsefesi akılcı, faydacı ve ahlakçıdır. 

4


ARISTO (M.Ö. 384-322) 

Ġyonyalı filozof Aristoteles, Ege Denizi'nin kuzeyinde bulunan Stageria'da doğmuĢtur (M.Ö. 384-322). Stageria'dan Makedonya'nın baĢkentine taĢınmıĢ ve burada öğrenim görmüĢtür. Ġyon ve Makedonya etkileriyle yetiĢmiĢ ve gençliğinde ilgisini daha çok tıp üzerinde yoğunlaĢtırmıĢtır.Atina'ya, 17 yaĢına geldiğinde öğrenimini tamamlaması için ve hayatının 20 yılını burada geçirmiĢtir. Atina'ya gelir gelmez, Platon'un öğrencisi olarak Akademi'ye girmiĢtir. Platon, sürekli olarak çekiĢtiği bu değerli öğrencisinin zekasına ve enerjisine hayran kalmıĢ ve ona Yunanca'da akıl anlamına gelen Nous adını vermiĢtir.Platon'un ölümünden sonra, Aristoteles bu okulda görev aldı ve üç yıl boyunca burada çalıĢtı. Bu sıralarda II. Philip, oğlu Ġskender için iyi bir öğretmen aramaktaydı ve Assos'taki okulun yöneticisi olan Aristoteles'e önerildi ve o da bu öneriyi kabul ederek, II. Filip'in oturmakta olduğu Pella'ya gitti.Ġskender'in ölümünden sonra idealini gerçekleĢtirmek için Atina'ya dönen Aristoteles çok sıkıntılar çekti. Aristoteles, dinsizlikle suçlandı. bunun üzerine Aristo Chalcis'e kaçtı. 5 Orada yakalanmıĢ olduğu bir hastalık sonucunda M.Ö. 322 yılında öldü.


Aristoteles'in bir filozof olarak en önemli özelligi, onun sagduyuya olabildigince yakin bir düsünür olmasidir. Hem Platon'un Idealarina ve hem de Demokritos'un maddi atom görüsüne karsi çikan Aristoteles, hem ahlaki degerleri teminat altina alacak bir teori ve hem de bilimsel dogrulari ortaya koyacak bir kuram, bilime ve ahlaka hakkini verebilmek için, atomlar veya Idealar benzeri gözle görülemez varliklarin varolusunu öne sürmeyecek bir teori arayisi içinde olmustur. Onun buldugu çözüm töz ögretisidir. Buna göre, tözler tüm özellikler için dayanak olan nihai gerçeklik ve öznelerdir. Söz konusu nihai gerçeklikler somut seylerdir ve somut seyler için de Aristoteles'in gözde örnekleri biyolojik bireylerdir. Tözler nihai gerçekliklerdir, zira tözler varolmadigi takdirde, baska hiçbir sey, tözün özellikleri olarak tümeller de varolmayacaktir.

6


Platon idealist bir filozofken, Aristo rasyonalisttir. Felsefe anlayıĢı Ģöyledir:  1. Varlığın iki düzeni vardı: fiziki ve fizik ötesi alem.  2. Ġçinde yaĢadığımız dünyadaki her Ģey gerçektir.  3. Akıl son derece önemlidir. Felsefe ve metafiziğe akılla ulaĢılabilir.  4. Ruh-beden ve akıl-duygu ikiliğini kabul eder. 

Sanat hakkındaki görüĢleri:  1. Sanat doğayı taklit eder.  2. Sanatkar taklit ederken olduğu gibi yansıtmamalıdır.  3. Sanatkar insanı olduğunda kötü veya iyi gösterir. Bu tavır trajedi ve komedi’nin doğmasına neden olur. 7 


4. Sanatkar olabilir olanı seçmelidir.  5. Sanat ahlaki bakımdan önemli bir iĢleve sahiptir. Aristo sanata ve sanatçıya büyük önem verir. 

3. LATİN EDEBİYATI  M.Ö. 2.yüzyıldan sonra Eski Yunan edebiyatı yerini Latin edebiyatına bırakır. Latin edebiyatı Eski Yunan kültür ve sanatının etkisinde geliĢen bir edebiyattır.  Üç döneme ayrılır:  A. Erken Dönem (M.ö. 2-1yy)  B. Altın Çağ (M.ö.1- M.s. 1yy)  C. GümüĢ Çağ (M.s. 1- 3.yy)

8


Latin edebiyatı, eski Yunan edebiyatı tesiri altında doğup geliĢmiĢ, onun devamı mahiyetinde bir niteliğe sahip olmuĢtur. Genel olarak aynı anlayıĢa bağlı kalmıĢlardır.  AĢağıdaki sanatçılar, karĢılarında belirtilen alanlardaki yapıtlarıyla tanınmıĢtır:  CĠCERO: Söylev VERGĠLLĠUS: Pastoral ve epik Ģiir HORATĠUS: Satirik ve didaktik Ģiir SENECA: Felsefe ve tragedya PLATUS: Komedya 

9


Plautus: (Mö. 184 öl) komedi yazarıdır. Eserleri, Urgan, Ġkizler, EĢekler Güldürüsü.  Terentius (m.ö. 185-159): Komedi yazarı  Ennius (mö. 239-169): Latin Ģiirinin kurucusudur.  Horatius (M.ö. 65-8): Latin Ģairi ve edebiyat kuramcısı.  Ovidius (m.ö. 43-18): Lirik ve mitolojik Ģiirleriyle tanınır.  Vergilius (mö. 79-19): Daha çok pastoral Ģiirleiryle tanınır.  Çiçero (m.ö. 106-43): Devlet adamı, Ģair, eleĢtirmen ve hitabet türünün en önemli temsilcisidir.  Seneca (m.ö. 4-65): Filozof.  Tacitus (M.s. 55-120): Tarih yazarı. 

10


4. ORTA ÇAĞ AVRUPA EDEBIYATI Hristiyanlığın insan hayatına tamamiyle hakim olmasından veya Batı Roma’nın yıkılıĢından Rönesans ve Reform hareketlerine kadar olan dönem Avrupa Orta Çağ’dır.  Dogmatik ve skolastik düĢünce döneme egemen olmuĢtur.  Bu dönemde sanat ve edebiyat, Hristiyanlık’ın emri altında ilerler ve dinileĢir.  Bu dönemde eserler güçlerini Ġncil, Hz. Ġsa, Meryem ve azizlerden alırlar.  Ġki ana dili vardır. Latince ve Yunancadır. Milli dillerin geliĢmesi Orta Çağ’ın sonlarında olur. 

11


Milli dillerde ortaya konan ürünlerin baĢında “romans”lar gelir. Romans; olay örgüsü olağanüstülüklerle dolu kahramanlık veya aĢk konulu hikayelerdir. Romanslar, romanın ilk hali olarak kabul edilir.  Romansların ilk ciddi ve yaygın örnekleri şövalye romansı’dır. Bu romanslarda yiğitlik, Ģefkat, kadına prestij gibi temalar iĢlenir.  ġövalye romanslarından sonra pastoral romanslarla birlikte doğaya ve çobanların hikayesine yönelme olur. Bunlar gerçeklikten uzak, olağanüstülüklerle doludur. Çobanların mutsuz ve hüzünlü aĢkları anlatılır.  Romansların üçüncü örneği Ģehirli hırsız ve serserilerin hayatlarını anlatan pkaro romansıdır. 12  Romanslar haricinde milli dillerde halk Ģarkıları ve Ģiirleri ortaya konmuĢtur. 


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.