TİMDER Dergisi 80. Sayı

Page 1




İçindekiler TİMDER Yönetim Kurulu: Y. Ali Tung, Kemal Yıldırım, Mehmet Arslan, Adem Yıldıray Yılmaz, Aydın Eşer, Baki Kartalkaya, Bircan Şahin, Cemal Kır, Ertan Sapankaya, Kemal Çelik, Serdar Dönmez

Kapak Fotoğrafı: Orhan Hopa

Mekan:

UNICERA 2012 Yurtbay Seramik Standı

Dergi Adı: Tesisat İnşaat Malzemecileri Derneği Dergisi İmtiyaz Sahibi ve Adresi: Y. Ali Tung (yalcinalitung@timder.org.tr) Necatibey Cd. Karınca Çıkmazı Sk. No:7 Karaköy - İSTANBUL Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Adresi: Mehmet Arslan (mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr) Kayışdağı Mh. Bostancı Dudullu Yolu No:40 Kadıköy - İST. Genel Yayın Yönetmeni: Prof. Dr. T. Hikmet Karakoç (hkarakoc@anadolu.edu.tr) Ekonomi Danışmanı: Prof. Dr. Emre Alkin (emre@emrealkin.com) Hukuk Danışmanı: Av. Murat Çelikten (murat@murathukuk.com) İş Hukuku Danışmanı: Seyfullah Beysülen (info@timder.org.tr) Yapım & Görsel Tasarım Yönetmeni: Orhan Hopa (orhan@timder.org.tr) Yönetim Yeri Adresi: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 Ataşehir - İSTANBUL Basım Yeri Adresi Telefonu: Özgün Ofset Yeşilce Mh. Aytekin Sk. No:21 Seyrantepe / İSTANBUL (0212) 280 00 09 Basım Tarihi: Şubat 2013

Yayın Türü: Yaygın Süreli

Yayın Yürütme Kurulu: Prof. Dr. T. Hikmet Karakoç, Mehmet Arslan, Nurhan Tanyeli, Orhan Hopa İletişim Bilgileri: Adres: Atatürk Mh. Namık Kemal Cd. Ekincioğlu Sk. No:44/1 K:1 34758 Ataşehir - İSTANBUL Telefon: (0216) 629 0 100 e-posta: info@timder.org.tr Web Sitesi: www.timder.org.tr

Ön Kapak İçi: Arka Kapak: Arka Kapak İçi:

Seranit Seramiksan Advance Design

1 7 9 11 14-15 17 19 21 23 27 29-129-165 32-33 35 39 41 43 45 47 49 51 53 55 57 59 61 63 65 67 69 71 73 75 79 81 85 87 95 133 137 141 143 145 147 149 151 153 155 157 159 161 163 167 171

Zimmer Elmor Ege Seramik Serra Uğur Yapı - EVDEMA VitrA Fırat Boru Gül Pres Döküm - GPD Petek İnşaat Franke Yedekler Aslan Yapı Panelduş Penta Bien Seramik Kırali - Cresta Hitit Seramik Ece Seramik - Formina Isvea - Ece Holding Ge-Ti NTG Plastik Petek Banyo Gelişim Teknik Graniser Ege Vitrifiye Yurtbay Seramik SFA - SaniHydro Ekpaş Özlider Kütahya Seramik Çanakcılar - Creavit PIPEXPO Turavit UNICERA Duravit Koramic Y.K. - Cermix Öncü Banyo - FYM Schlüter-Systems Güral Vitrifiye Doğa Banyo İdealStandard - Ece Holding Umpaş Seramik Baymak Pelikan Küvet Damla Banyo Orka Banyo Pakduş Akplast SRC Yapı - HydroCabin DemirDöküm Pera Seramik Ece Armatür - Newarc Kare Banyo

Dergimizde yayınlanan yazı ve görsellerden imza sahipleri sorumludur. Ticari reklamlar, reklam verenlerin sorumluluğundadır. Yayınlanan yazı ve görsellerin her hakkı saklıdır. İzinsiz alıntı yapılamaz, kullanılamaz.

2

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


İçindekiler TİMDER’den

10

Haberler

28

Söyleşi

88

Satış Hattı

100

Orka Ahşap Ürünleri Satış Müdürü Hakan Arslanbakan

Üretici

102

Üretici

108

Özlider Yön.Kur.Bşk.Yrd. / Genel Müdür Serkan Güleç

Üretici

112

Geçerken Uğradık 120

Özkanlar Seramik Genel Müdürü İsmail Özkan

Geçerken Uğradık 124

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Hüsamettin Onanç

Söyleşi

92

Norm Bağl. ve Tesbit Elemanları Genel Müdürü Hakan Düz

Pakduş Duş ve Küvet Kabinleri Genel Müdürü Ali Soyal

Üretici

Üretici

106

116

SRN Yapı Malzemeleri Genel Müdürü Bertan Yılmaz

Sahadan

128

Toprak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Toprak

Satış Hattı

96 Geberit Tesisat Sistemleri Genel Müdürü Cengiz Kazazoğlu

İş Hukuku

130

Betaş Cam Mozaik Genel Satış Müdürü Ömer Yazganarıkan

İletişim

Kaledekor Yapı Malzemeleri Marmara Bölg. Sor. (Mutfak) Ali Kayıarslan

136 Ürünler

Kaleseramik Çanakkale Kalebodur Seramik Dağıtım Kanalları Satış Müdürü Timur Karaoğlu

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

Etkin Yönetim 132 Hukuken

134

Bayi Vizyonu

142

138

Sağlıklı Yaşam 140

Aramıza Katılanlar

184

3


Yönetimden

“Türkiye ekonomisinin üzerinde yükseldiği temel direk; girişimci ruhun başarısıdır.” 5 yıl önce 500m2 alan ve 2000 ziyaretçisi ile başlayan ve bugün 60,000m2 fuar alanı ve 70,000 üzerinde ziyaretçi potansiyeli olan UNICERA Uluslararası Seramik, Banyo ve Mutfak Fuarı, Türk seramik sektörünün yıllardır tek ve en görkemli fuarı olmuştur. Her geçen yıl daha da artan katılımcı ve ziyaretçileri ile Avrupa coğrafyasında rakiplerini geride bırakacak niteliğe ulaşmıştır. Dünyanın sayılı üreticisi ve ihracatçısı konumunda olan Türk seramik üreticilerinin katılımıyla gerçekleştirilen en geniş katılımcı profiline sahip UNICERA Fuarı, sektöründeki dünya fuarları sıralamasında hızla üst sıralara yükselerek Türk seramik sektörünün tek ve en görkemli fuarı olmuştur. Türk seramik sektörü gelişen üretim kapasitesi, modern teknolojisi ve yüksek standartlardaki endüstrisiyle, ihracatımızda önemli bir konuma gelmiştir. Bilindiği üzere Türk Seramik sanayi diğer sektörlerimize göre katma değeri çok yüksek olan bir sektördür. Girdilerin tamamına yakını yurtiçi kaynaklarından temin edilmektedir. Üretimde kullanılan ithal malzemeler ihmal edilebilir düzeydedir. Ancak enerji yoğun ve nakliye hizmetlerinden çok pay alan sektörün yüksek enerji fiyatları ve ülkemiz ulaşım hizmetlerindeki alt yapı sorunları, uluslararası rekabette kan kaybına sebep olmaktadır. Bu durum, özellikle inşaat sektöründeki daralma süreçlerinde daha da etkili olmaktadır. Nasıl ki; Çin ekonomisinin yükselişinde ucuz işgücünün, ABD ekonomisinin kalkınmasında birikmiş sermaye avantajının önemi ön plana çıkıyorsa, Türkiye ekonomisinin üzerinde yükseldiği temel direk de, girişimci ruhun başarısıdır.

4

Y. Ali Tung TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı yalcinalitung@timder.org.tr

Sektörümüz adına hükümetimizin hassasiyetle üzerinde durduğu önemli konulardan; Yabancılara konut satışının kolaylaştırılması, Binalarda enerji verimliliği, Kentsel dönüşüm projeleri ile, iç talebin artacağı ve sektörün gelişeceği öngörülmektedir. Hükümet tarafından, inşaat sektöründe kaliteye dayalı rekabet ve talep üzerine kurulu, sermayesi gelişmiş ileri teknoloji kullanan, çevreye duyarlı, yüksek hizmet kalitesi ile uluslararası piyasalarda markalaşmış sektör yapısı oluşturulması amaçlanmaktadır. Bu çerçevede Yapı Denetimi hakkındaki kanunun yurt geneline etkin şekilde uygulanması, ara işgücü ve yapı müteahhitliğinde belgelendirmeye gidilerek istihdam kalitesinin yükseltilmesi, yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin akredite olmuş şirketler tarafından verilmesinin sağlanması yapı malzemesi üretiminde kalitenin arttırılmasının planlanması, sektör adına gurur verici gelişmeler olarak tanımlanmaktadır. Geleceğine umutla baktığımız inşaat sektörünün önemli alt birimini oluşturan seramik sektörünün tüm güçlüklere rağmen dünya devleri arasında mücadelesini büyük gayretlerle ile sürdürerek, uluslararası üne sahip, 25.yılını idrak ettiğimiz UNICERA’nın oluşumuna sağladıkları katkı ve destekleri sebebiyle tüm katılımcılara, fuarın bu günlere gelmesinde emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunar, fuarın katılımcılarımız, sektörümüz ve ülkemize yararlar getirmesini dilerim. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Öngörünüm ENERJİ KULLANIMI ve SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Prof. Dr. T. Hikmet Karakoç TİMDER Dergisi Genel Yayın Yönetmeni hkarakoc@anadolu.edu.tr

1970’li yıllarda emek maliyetlerine nazaran enerji maliyetlerinin ucuzluğu, sektörlerde emek yerine enerjinin yoğunluğunun arttırılması tercihi öne çıkmış, bu durum enerjiyi yoğun kullanan sektörlerde enerji maliyetlerinin kontrolsüz artışına yol açmıştır. 1970’li yıllarda ortaya çıkan petrole bağlı ekonomik kriz sanayi sektörlerini yüksek enerji maliyetleri nedeniyle oldukça etkilemiştir. Özellikle gelişmiş ülkelerin artan enerji taleplerine karşın üretim maliyetlerinin bunu karşılamaması, sanayi üretiminin aksaması ve enerji fiyatlarının beklenmedik artışına yol açmıştır. Son yıllarda fosil yakıtların üretim ve tüketimleri sürecinde, atmosfere yayılan karbon emisyonlarının neden olduğu küresel ısınma ve iklim değişikliği etkileri dünyada giderek sorgulanmaya başlanan bir olgu olmuştur. Bu nedenle enerji sektöründe değişim yaratan bir süreci tetikleyen geniş bir küresel tepki oluşmuştur. 1997 yılında oluşturulan Kyoto Protokolü ile sera gazlarının sınırlandırılması çalışmaları, 2009 Kasım’ında Kopenhag’da toplanan uluslararası konferans ve 2012 yılı sonrası için karbon salınımları konusundaki küresel mutabakatın sağlanabilmesi için çalışmalar, dünyanın sera gazı emisyonlarındaki çalışmalarının bir etkisi olarak şekillenmiştir. Bu etkiler, enerji sektöründe ve imalatı yönlendiren sanayi sektörlerinde enerji verimliliğini temel alan bir sürecin oluşumuna katkı sağlamıştır. Bu süreçte enerjinin üretim ve tüketiminde olası sonuçlar değerlendirilerek hedefler yönlendirilmiştir. Gelişmekte olan ülkeler, kapasite artışlarıyla birlikte, güçlü sektörel yapıların teknolojik alt yapılarını yeterince geliştirememeleri nedeniyle gelişmiş ülkelere nazaran daha fazla enerji tüketirler. Gelişmekte olan ülkelerde enerji kaynaklarındaki sınırlar veya dışa bağımlılık ile birlikte kapasite artışına karşın enerji arzının karşılanamaması enerji kullanım yoğunluğunu doğrudan etkilemektedir. Bu durum enerji arzının kısıtlı kalmasına ve bunun sonucu olarak sanayi üretiminin aksamasına yol açacaktır. Bu da ülkelerde enerji fiyatlarının yükselmesine yol açacak ve ekonomik rekabet gücünü düşürücü sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Uluslararası Enerji Ajansı’nın 2008 sonlarında yayınladığı “Geleceğe Bakış” Raporu verilerine göre 2005–2030 yılları arasında, dünya enerji talebinin yaklaşık % 50 artması beklenmektedir. Özellikle gelişmekte olan OECD dışı ülkelerde enerji talep artışının %84 olacağı, buna karşın OECD ülkelerinde enerji artışının %19

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

düzeyinde kalacağı tahmin edilmektedir. Oysa aynı süreç içinde, OECD ülkelerinde ve OECD dışı ülkelerde yıllık ortalama ekonomik büyüme oranının sırasıyla %5,2 ve %2,3 olacağı öngörülmüştür. 2030’da, OECD dışı ülkelerin talebinin, OECD talebinden %43 fazla olacağı öngörülmektedir. Araştırmalar, fosil yakıtların en az 2030 yılına kadar enerji sektöründeki hâkimiyetlerinin devam edeceğini göstermektedir. Rezervlerin yeterliliği açısından önemli bir sıkıntının yaşanmayacağı, olası rezervlerin, teknolojideki gelişmelere bağlı kurtarım faktörü artışları ve konvansiyonel olmayan kaynakların da katkısı ile önümüzdeki on yılda da yeterli olacağı öngörülmüştür. Ancak temel problem, enerji kaynaklarının üretilmesi, kullanılması için gerekli yatırım maliyetlerinin karşılanabilmesidir. 2007–2030 yılları arasında, küresel ölçekte, toplam 26,3 Trilyon $ enerji yatırımına ihtiyaç duyulacağı, bu ihtiyaçların %52’sinin elektrik sektöründe, %24’ünün petrol, %21’inin ise doğalgaz sektöründe yapılacağı değerlendirilmiştir. Şüphesiz bu durumun paralelinde enerji maliyetlerinin de artış eğiliminde olacağı öngörülmüştür. 2030’a kadar fosil yakıtların kullanımının ağırlığının süreceği öngörüldüğünden, enerji tüketiminden kaynaklanan CO2 salınımının, 2005’deki 28,1 Milyon tonluk seviyesinden, 2015’de 34,3; 2030’da ise, 42,3 Milyon tona erişmesi beklenmektedir. 2005–2030 arası yıllık ortalama salınım artışının ise %1,7 olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. 2005’de OECD ile OECD dışı ülkelerin enerji kaynaklı CO2 emisyon miktarı başa baş iken, 2030 yılında OECD dışı ülkelerin salınımlarının OECD ülkelerine kıyasla neredeyse 2 katı fazla salınım yapacakları tahmin edilmektedir. Dünyanın enerji projeksiyonlarında 2030 veya 2050 tarihleri esas alınarak pek çok iyi veya kötü senaryo geliştirilmiştir. Bu senaryolar incelendiğinde kısa vadede 2030 yılı için dünya enerji talebinin özellikle de gelişen ülkelerde %50 artacağı beklenmektedir. Bu süreçte talebin %60’nı karşılayan petrol ve gaz, birincil enerji kaynakları olmaya devam edecektir. Bu süreç, başta fosil yakıt kaynaklı olmak üzere tüm enerji kaynaklarından kaynaklanan CO2 emisyon oranlarını da benzer oranlarda arttırmaya devam edecektir. Benzer bir projeksiyon çalışması olan Uluslararası İklim Değişikliği Panelinin (IPCC) 2007 yılında yayınladığı çalışmasında; sanayi kaynaklı emisyon dağılımı için 2030 yılı projeksiyonuna ait iki senaryo öngörülmüştür. Buna göre her iki senaryoda sanayi enerji kaynaklı CO2 emisyonunun 2030 yılına kadar yıllık artışı oranının %1,3’ten %2,7’e yükseleceği öngörülmüştür. Bu değer 2004 yılına göre %102’lik bir artış demektir. Uluslararası Enerji Ajansı’nın çalışmasında da 2050 yılına kadar yakıt türüne bağlı CO2 emisyon beklentileri benzer sonuçlar vermiştir.

5


Ekonominin Nabzı

2013 YILININ SÜRPRİZLERİ Herkese iyi ve kazançlı bir yıl dileyerek başlamak istiyorum. Çok iyi hatırlarsak sektöre verdiğimiz konferansların önemli bir kısmında 2008 yılında başlayan krizin sona erdiğini gösterecek 4 adet gelişmeden bahsetmiştik. Bunlardan ilki ve en önemlisi ABD ekonimisinin toparlanmasıydı. Bunun sebebi oldukça basit. Dünya tüketiminin neredeyse %25’ini gerçekleştiren ABD vatandaşlarının tekrar tüketmeye başlaması hem kendi ülkeleri hem de küresel ekonomi için büyük önem arz ediyor. Onlar tükettikçe ABD toparlanacak, ABD’ye ihracat yapanlar da rahat bir nefes alacak. İkinci önemli sinyal küresel ticaretin toparlanması olacak. Uzun bir zamandır navlun endeksleri istikrarlı seyretmiyor ve gemicilik sektörünün problemlerinin arttığı konuşuluyor. Her ne kadar krizin başlarından daha iyi durumda olsak da, taşımacılık sektöründeki sert rekabet de navlun fiyatlarının düşmesine sebep oluyor. Yani hem küresel ticaretin toparlanmasını bekliyoruz hem de bu ticaretin önemli unsuru olan lojistik sektörünün de istikrar kazanması gerekiyor. Üçüncü ve belki de en kolay takip edebileceğimiz gelişme şirket bilançolarının düzelmesi. Geçen yıl özellikle 2010 ve 2011 yılından beri düzelmekte olan bilançoların çoğunda gözle görülür bir bozulma yaşandı. Örneğin küresel hisse senedi piyasalarının önemli aktörleri olan dev firmaların göreceli olarak geçen dönemlere göre daha düşük kar açıkladıklarını gördük. Bu aralar 12 aylık kar rakamları da gelmeye başladı. Pek moral veren bir görünüm yok. Para ve sermaye piyasalarındaki aktörler bu gelişmeden pek hoşlanmadı ki, Ocak ayının son günlerinde satış yönünde davrandılar. Sonuncu gelişme ise AB ekonomisinin toparlanması olacak. Tebessüm ettiğini görür gibiyim. O kadar da olumsuz bakmamak lazım. Avrupalıların çoğu “bu borç nasıl ödenecek” diye hayıflanirken, ben böyle bir endişenin

6

Prof. Dr. Emre Alkin TİMDER Ekonomi Danışmanı emre@emrealkin.com

yersiz olduğunu düşünüyorum. Devletler hiçbir zaman ödemek için borçlanmaz. Yani borç aldığı zaman “ne zaman ödeyeceğim” diye düşünmez. Bunun sebebi borç verenlerin ana para değil faiz ile daha mutlu olmaları ve verilen borcun yıllarca döndürülerek söz konusu faiz kazancının katlanarak artmasını istemeleridir. İleride birgün problem olursa sert müzakereleren sonra bu kazancın bir kısmından vaz geçeceklerdir. Rusya ve Yunanistan örnekleri gibi. Avrupa’nın asıl sorunu üretim ve katma değer ile alakalı diyebiliriz. Bin yıldır belki de üretim ve tasarımın en önemli merkezi olan Kuzey İtalya’nın söz konusu özelliğini kaybetmeye başlaması, Almanya’dan gelen karışık sinyaller, İspanya’nın irtifa kaybetmesi, Fransa’nın eski dinamizminden uzak olmasI aklımızı kurcalayan gelişmeler. Üretim ve gelir arttıkça borcun önemi azalır. Ancak Avrupa uzun bir zamandır inovasyon ve üretimde başta ABD olmak üzere Uzak Doğu’nun gerisinde kaldı. Türkiye’nin yaptığı ataklar da görülüyor. Özetle, şu an moralleri bozacak çok önemli bir bozulma yok. Ancak kritik bir noktada olduğumuzu da kabul etmek gerekir. Bu zamana kadar yukarıda bahsedilen 4 önemli sinyal ile ilgili zar zor elde edilen olumlu gelişmelerin kolayca kaybedilmesi arzu edilmeyen bir durum olur. Kestirme yorumlara başlamadan önce Nisan ayının başına kadar olacakları izlemekte fayda olduğunu düşünüyoruz. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Dipnot

KRİZDE AYAKTA KALMAK Ülkemizde iş adamlarımız yaşanan tecrübelere istinaden hep krizlere karşı dayanıklı olduklarını düşünürler. Ancak, kriz dönemi gelip çattığında yaşananlar gösterir ki; aslında bu kadar da dayanıklı yada bir başka deyişle bizi dayanıklı kılacak zırhlarımızı bilmiyor yada iyi kullanmıyoruz. Peki, kriz döneminde bir şirketin bu süreci aşmak ve hatta belki de krize inat büyümek, gelişmek için izlemesi gerektiği yolda neler yapılabilir? Hangi argümanlar kullanılabilir? Bu argümanları kriz dönemlerinde ne kadar tercih ediyor yada iyi kullanabiliyoruz? Ne yazık ki; bu sorularımızın yanıtlarına bir bölümümüz henüz yeni inandık. Bazılarımız ise halen bunları kriz döneminde kısıtlı olan imkanları heba etmek gibi görüyor. Bu argümanların bazılarını mercek altına aldığımız bu yazımızı okumanızın ardından, kriz dönemlerinde bu argümanları iyi kullanan ve heba gören firmalar üzerinden kendiniz de bir değerlendirme yaparak fayda ve zararlarını daha iyi bir şekilde gözlemleyebilirsiniz. Reklam: Evet, kriz dönemlerinin kısıtlanan ilk bütçelerinden biri olarak ta tanıdığımız, ancak aynı zamanda bu dönemlerde tüketici algısında bizi bir adım öne çıkartacak olan pazarlama argümanlarının ilk sıralarında yer alır. Birçok firmanın kriz dönemlerinde kısıtlamaya gittiği bu alanda yapacağınız yatırımlar sadece bu dönemlerde satış potansiyelinizi arttırmakla kalmaz. Aynı zamanda genel anlamda azalan reklam çalışmaları dolayısıyla çok daha rahat bir şekilde marka bilinirliğinizi tüketici zihnine yerleştirmenizi sağlayabilir. Bu nedenle belki de yapılan en büyük yanlışlarımızdan biri de bu konuda gerçekleşiyor. Krizi fırsata çevirmek adına elimizdeki bu fırsatı aksi şekilde değerlendirerek günü kurtarmak adına yaşadığımız dönem ve geleceğimiz için iyi bir yatırım mecrasını kullanamıyoruz.

8

Mehmet Arslan TİMDER Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü mehmet.arslan@tepeinsmalz.com.tr

Nitelikli işgücü: Kriz dönemlerinde kısıtlamaların ilk sıralarında yer alan bir başka konu ise çalışan sayısını azaltmak. Peki, çalışan sayısı azalırken her zaman bulmakta zorluk çekmemiz dolayısıyla şikayetçi olduğumuz nitelikli çalışanlarımızdan vazgeçmiş olmuyor muyuz? Kalifiye eleman darlığı içinde olduğumuz bu sektörde kriz dönemi ve sonrasında şirketimiz bu yola başvurmamızdan neler kazanıyor? Neler kaybediyoruz? Bunları dikkatlice değerlendirmek gerekiyor. Kalifiye eleman sayısının azalmasının ardından sil baştan elaman yetiştirmek dolayısıyla harcanan zaman, iş gücü kalitesi ve hızı konusunda güç kaybetme riskinin şirketimize kriz döneminde yapmış olduğumuz tasarruftan daha düşük bir fatura çıkartabilir mi? Nitelikli çalışan bulabilmek konusunda sürekli eksiği olan sektörümüzde ne yazık ki çok gerçekçi görünmüyor. İnovasyon: Son dönemde çok sık duyduğumuz ve gelişen koşullar, beklentiler dolayısıyla da sürekli duymaya devam edeceğimiz inovasyon çalışma ve yatırımları da, ne yazık ki; kriz dönemlerinde şirketlerin göz ardı ettikleri en büyük silahları arasında yer alıyor. Bu dönemlerde tüketici elindeki parayı olduğundan da değerli gördüğü için sadece ihtiyacı olan bir ürün yerine, kendisine artı değer sağlayacağı bir ürün veya hizmeti almayı çok daha yoğun bir şekilde tercih ediyor. Bu nedenle de inovasyon çalışmaları kriz dönemlerinin vazgeçilmez bir unsuru olması gerekliliğini ortaya koyuyor. Bu yazıyı okumanınızn ardından aklınıza geldiği üzere kriz dönemlerini aşmak, her zaman kendimize değer katmak adına kullanılacak benzeri birçok silahımız var. Yeterki bunların bize getiri ve götürülerini doğru hesaplayalım. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



TİMDER’den

PİLSA Yöneticileri TİMDER’i Ziyaret Etti Pilsa Genel Müdürü Saeed Alavi, Satış ve Pazarlama Müdürü Mustafa Alp Koca ve Bölge Müdürü Burak Karataş’tan oluşan heyet 12 Kasım 2012 tarihinde TİMDER Yönetim Kurulunu dernek merkezinde ziyaret etti. TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung’un dernek hakkında bilgi paylaşmasının ardından Pilsa yetkililerinden şirket hakkında bilgi alındı. Sektör sorunları, ilerleme süreci, fuar organizasyonları gibi konulara değinilen sektör sohbetinin ardından karşılıklı dilek ve temenniler alınarak toplantı sona erdi.

Pilsa Genel Müdürü Saeed Alavi

10

Pilsa Bölge Müdürü Burak Karataş ve Genel Müdürü Saeed Alavi

Pilsa Satış ve Pazarlama Müdürü Mustafa Alp Koca

TİMDER Yön. Kur. Bşk. Y. Ali Tung

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



TİMDER’den

TİMDER, “Çalışma Mevzuatında 2013 Uygulamaları” Konferansı Gerçekleştirildi TİMDER, güncel gelişmelere paralel olarak gerçekleştirdiği konferanslarına bir yenisini daha ekledi. Çalışma mevzuatına yönelik yeni çıkan ve yürürlükte olan kanunlar çerçevesinde üyelerini bilgilendirmek, dikkat edilmesi gereken hususlara dikkat çekmeyi görev bilen TİMDER, 28 Kasım 2012 tarihinde, TİMDER Genel Merkezi konferans salonunda, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı emekli İş Müfettişi Seyfullah Beysülen’in sunumuyla “Çalışma Mevzuatında 2013 Uygulamaları” Konferansı gerçekleştirildi.

Seyfullah Beysülen

12

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


TİMDER’den

Yoğun ilgi ile gerçekleşen konferansta, yeni iş sağlığı ve güvenliği kanunu, iş sözleşmesi ve türleri, çalışma mevzuatında yapılan değişiklikler ve dikkat edilmesi gereken hususlar başta olmak üzere birçok konuda bilgi aktaran Seyfullah Beysülen, sunumunun ardından katılımcılardan gelen soruları yanıtladı.

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

13




TİMDER’den

Seyfullah Beysülen, TİMDER İş Hukuku Danışmanı Oldu

Seyfullah Beysülen ve TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung

TİMDER Yönetim Kurulu, 28 Ocak 2012 tarihinde gerçekleştirilen “Çalışma Mevzuatında 2013 Uygulamaları” konferansının ardından alınan olumlu tepkiler ve üyelerin bu konudaki ihtiyaçlarını dikkate alarak Seyfullah Beysülen ve şirketi DMB Danışmanlık ile İş Hukuku danışmanlığı anlaşması yaptı. Bu anlaşma gereğince; TİMDER Üyeleri iş hukuku kapsamındaki tüm sorularını info@timder. org.tr adresinden TİMDER’e ulaştıracak, alınan yanıtlar da TİMDER üyeleri ile en kısa süre içinde paylaşılacak. Bununla birlikte Seyfullah Beysülen belirlenen periyodlarda TİMDER üyeleri ile bilgi paylaşım toplantısı gerçekleştirecektir. Seyfullah Beysülen 1965 yılında Bingöl’de doğdu. İlk-orta ve lise öğrenimini Ankara-Kazan ilçesinde tamamladı. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. 1993 Yılında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi olarak çalışmaya başladı. 2012 yılında emekli oldu. İş Müfettişleri Derneği üyesi olan Beysülen, çalışma ve sosyal güvenlik mevzuatı çerçevesinde danışmanlık yapmaktadır.

16

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Gerçek: Önce yalıtım sonra kaplama.

Yeni gerçek: Yalıtım ve kaplama tek malzemeyle, aynı anda. IsoTile VitrA’dan. Hem uzun ömürlü yalıtım, hem şık ve dayanıklı kaplama: VitrA IsoTile ile ikisi birden tek adımda, tek malzemeyle kolaylıkla yapılıyor, uygulama süresi yarı yarıya kısalıyor. VitrA Slimetric porselen karo ve ısı yalıtım malzemesini birleştiren IsoTile, en düşük maliyetli karo giydirme cephe uygulamalarıyla kıyaslandığında bile %20 daha ekonomik. Farklı ebat ve renk seçenekleri, bakım ve onarım gerektirmeyen yapısıyla, dış cephede yıllara meydan okuyan estetik görünümün yeni gerçeği IsoTile.

IsoTile tanıtım filmini seyretmek için kodu cihazınıza okutunuz.

www.isotile.com.tr | vitra.com.tr


TİMDER’den

Fırat Boru Pazarlama Müdürü İsmail Yıldırım TİMDER’i Ziyaret Etti

Fırat Boru Pazarlama Müdürü İsmail Yıldırım, Volkan Okdar ile birlikte TİMDER Yönetim Kurulu’nu ziyaret etti. 22 Ocak tarihinde gerçekleşen ziyarette TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung’un TİMDER’in son dönem faaliyetleri hakkında bilgi vermesinin ardından sektörel fuarlar, sektörün bugünü ve geleceği hakkındaki görüşler paylaşıldı.

Fırat Boru Pazarlama Müdürü İsmail Yıldırım

18

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



TİMDER’den

TİMDER, “İş Sözleşmesi ve Türleri” Konferansı Gerçekleştirildi TİMDER’in üyelerini bilgilendirmek, iş hukuku kapsamındaki sorularına profesyonel yanıt üretmek adına İş Müfettişi Seyfullah Beysülen ile yapmış olduğu iş hukuku danışmanlığı kapsamındaki ilk konferansı “İş Sözleşmesi ve Türleri” başlığı ile 29 Ocak 2013 tarihinde TİMDER Genel Merkezi konferans salonunda gerçekleşti.

Seyfullah Beysülen

TİMDER İş Hukuku Danışmanı Seyfullah Beysülen katılımcılara; iş sözleşmelerinde yer alan tanımlar, belirli ve belirsiz iş sözleşmeleri, kısa süreli iş sözleşmeleri, mevsimlik iş sözleşmeleri gibi birçok konuda gereklilikler ve dikkat edilmesi gereken hususları aktardıktan sonra katılımcıların sorularını yanıtladı.

Katılımcıların sorularını yanıtlayan Beysülen TİMDER Üyelerinin iş hukuku kapsamındaki tüm sorularını info@timder.org.tr mail adresi üzerinden kendisine iletileceğini hatırlattı. Konferans gelecek toplantı programında üyelerin ele alınmasını istediği konular hakkında da Seyfullah Beysülen’in görüş toplamasının ardından sona erdi.

20

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


www.gpd.com.tr

FELİS SERİSİ

MODERN YAŞAMLAR... GPD ‘Modern Yaşamlar ’ konseptine yeni bir seri daha ekledi. Felis Serisi, güçlü gövde yapısı, banyo ve lavabo bataryasında yer alan gizli perlatörü ile yuvarlak hatlı serileri sevenler için yeni bir kulvar özelliği ile bütünlüyor...


TİMDER’den

TİMDER Yönetim Kurulu Elmor Şirket Müdürü Hakan Günderen’i Ziyaret Etti

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung, Genel Koordinatörü Nurhan Tanyeli, Yönetim Kurulu Üyeleri Aydın Eşer ve Kemal Çelik, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yıldırım, Elmor A.Ş. Şirket Müdürü Hakan Günderen

TİMDER Yönetim Kurulu Üyeleri Elmor Şirket Müdürü Hakan Günderen’i makamında ziyaret etti. 5 Şubat 2013 tarihinde gerçekleşen ziyarete TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Yıldırım, Yönetim Kurulu Üyeleri Aydın Eşer, Kemal Çelik ve Genel Koordinatör Nurhan Tanyeli katıldı.

22

ardından Elmor A.Ş. Şirket Müdürü Hakan Günderen de şirketi hakkında bilgi aktardı.

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung’un TİMDER’in son dönem faaliyetleri ve yakın plandaki projeleri hakkında bilgi vermesinin

Çocukların banyo kullanımı hakkında bilgilendirilmesini amaçladıkları ve Erdil Yaşaroğlu çizgileriyle hayat bulan sosyal sorumluluk projeleri “Benim Güvenli Banyom” hakkında da bilgi aktaran Hakan Günderen ile TİMDER Yönetim Kurulu Üyelerinin sektör üzerine gerçekleştirdikleri sohbet ve birlikte yapılabilecek ortak projeler hakkında görüşlerin paylaşılması ile ziyaret sona erdi.

Elmor A.Ş. Şirket Müdürü Hakan Günderen

TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



TİMDER’den

TİMDER Akademi 2012 Dönemi Eğitim Programı Tamamlandı

TİMDER’in 2005 yılından beri aralıksız olarak sürdürdüğü ve sağladığı katkı dolayısıyla her geçen yıl ilginin daha da arttığı TİMDER Akademi eğitim seminerlerinin 2012 dönemi 29 Kasım 2012 tarihinde gerçekleştirilen vaka çalışması ve sınav ile tamamlandı. Kişisel Gelişim Okulu, Yönetim Okulu, Pazarlama & Satış Okulu ve Finans Okulu olmak üzere 4 okul konseptinde 22 dersten oluşan, Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından akredite edilen eğitim seminerleri 4 Eylül – 29 Kasım 2012 tarihleri arasında İstanbul Gayrettepe Dedeman Otel’inde gerçekleşti.

24

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


TİMDER’den

Öğr. Grv. Zeki Yüksekbilgili

Prof. Dr. Burak Arzova

Öğr. Grv. Cemal Bozkurt

Konusunda uzman eğitmenlerin bilgi ve sunumlarıyla gerçekleşen eğitimler, güncel hayat ve olaylardan örneklemeler, uygulamalar, vaka çalışmaları ve yaratıcı eğitim teknikleriyle de katılımcılar tarafından büyük beğeni topladı.

Öğr. Gör. Almila Dalkılıç

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

Her yıl olduğu gibi katılımcıların tümüne katılım sertifikalarının verildiği eğitimlerde dereceye giren katılımcılara ayrıca TİMDER Akademi ödül töreninde Yıldız Teknik Üniversitesi

25


TİMDER’den tarafından akredite edilen Başarı Sertifikası ve TİMDER Özel Ödülleri takdim edilecek. TİMDER, Akademi eğitimlerine sponsorluk desteği veren; Türkiye Seramik Federasyonu, Kale Grubu, Kalekim, Eczacıbaşı Grubu, Franke, Teka, Duravit, Elmor, Ece Armatür / Newarc, Ekpaş, Adell, Bien Seramik, Creavit / Çanakcılar, Daikin ve Orka Banyo’ya teşekkürlerini sunar.

2012 DÖNEMİ SPONSORLARINA TEŞEKKÜR EDERİZ.

26

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

Alarko Carrier Aquatherm Bakü 2012 Fuarı’ndaydı Aquatherm Bakü 2012’yi değerlendiren Alarko Carrier Üretimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Murat Çopur “Fuarda ısıtma ve su grubu ürünlerimiz hakkında bilgiler aktarma olanağı bulduk. Özellikle kombiler ve merkezi sistem kazanlar başta olmak üzere ürünlerimize gösterilen ilgiden oldukça memnun kaldık. Nobel Elektrik ile birlikte verimli bir işbirliği gerçekleştirerek iş bağlantılarımızı kuvvetlendirdik” dedi.

Alarko Carrier, 17-20 Ekim 2012 tarihleri arasında katıldığı Aquatherm Bakü 2012 Fuarı’nda yoğun ilgi gördü.

Aqhuatherm Bakü 2012’ye 60’ın üzerinde ülkeden ziyaret gerçekleştirildi. Fuar’da ısıtma, soğutma, havalandırma, klima, yalıtım, tesisat, borular ve ek parçaları, pompa, vana, banyo ve havuz ekipmanları tanıtıldı.

Alarko Carrier, Azerbaycan’daki distribütörü Nobel Elektrik ile birlikte 60 m2’lik standında ısıtma grubu ürünlerinden Serena, Seradens ve Trendy kombilerini, Wolf marka yoğuşmalı kazanları ve alarko çelik kazanlarını, brülörlerini, panel radyatörlerini, su grubu ürünlerinden dalgıç pompalarını, sirkülasyon pompalarını ve hidroforlarını sergiledi.

Alarko Carrier’ın Ortadoğu’ya Açılan Penceresi: The Big 5 Alarko Carrier, bu yıl da Arap Yarımadası’nın inşaat sektörüne yönelik en büyük fuarı olarak tanımlanan “The Big 5”a katıldı. 5-8 Kasım tarihleri arasında Dubai’de düzenlenen Fuar, bölge ülkelerinden ve dünyadan birçok ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Alarko Carrier, fuarda 24 m2’lik bir standla katılarak dalgıç pompaları ve dalgıç pompa motorları, sirkülasyon pompaları ve hidroforlardan oluşan su grubu ürünlerini tanıttı. Yoğun ilgi gören stantta, yabancı

28

ülkelerden katılımcılar ithalat ve distribütörlük olanakları ile ilgili bilgi aldı. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

Borusan Holding Kurucu ve Onursal Başkanı Asım Kocabıyık Vefat Etti Borusan Holding Kurucu ve Onursal Başkanı Asım Kocabıyık, 28 Aralık 2012’de tedavi görmekte olduğu İstanbul’da yaşamını yitirdi. Türkiye sanayisine büyük hizmetleri geçen, Borusan Grubu’nu kurarak Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından biri haline getiren Asım Kocabıyık’ın naaşı 29 Aralık’ta Fatih Camii’nden kılınan cenaze namazının ardından Edirnekapı Şehitliğinde aile kabristanına defnedildi. A.Ş.’de 8 yılı Yönetim Kurulu Üyeliği, 49 yılı Yönetim Kurulu Başkanlığı olmak üzere 57 yıl görev yaptı. Asım Kocabıyık’ın babası ile birlikte temelini attığı şirket, aynı zamanda bugünkü Borusan Grubu’nun çekirdeğini oluşturdu. 1951 yılında, askerlik hizmetini tamamladıktan sonra, bir süre İngiltere’de kalarak yabancı dil eğitimi alan Kocabıyık, 1952 yılında babasının vefatından sonra işleri tamamen devraldı. Asım Kocabıyık, 1954 yılında Nurhan Kocabıyık’la evlendi ve Ahmet, Zeynep ve Nükhet adlı üç çocuk sahibi oldu. 1958 yılında 27 çalışanı ile sanayi sektörüne geçen Kocabıyık bugün 6000’e yakın kişinin çalıştığı çeşitli sanayi kuruluşlarını bünyesinde barındıran ve önemli distribütörlük faaliyetlerinin yürütüldüğü Borusan Grubu’nun kurucusudur.

Asım Kocabıyık’ın Hayatı

1924 yılında Afyon’un Tazlar Köyü’nde doğan Asım Kocabıyık, ilköğrenimini ve ortaokulun ilk 2 yılını Afyon’da, orta son sınıfı İstanbul’da, lise öğrenimini ise İstanbul Erkek Lisesi’nde tamamladı. Daha sonra girdiği İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden 1947 yılında mezun oldu. İş yaşamı Türkiye’nin sanayileşme serüvenine paralel olarak anılan Asım Kocabıyık, 1944 yılında henüz öğrenci iken, girişimci babası Ahmet Kocabıyık’ın kurduğu İstikbal Ticaret T.A.Ş.’nde kurucu ortak ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev aldı ve çalışmaya başladı. Kocabıyık, başlangıçta demir-çelik ithalatı ve tarım ürünleri ithalatı yapan İstikbal Ticaret

30

Çağının en ileri teknolojileri ile 1958 yılında kurulan Borusan Mannesmann Boru ve yassı çelik alanında daha sonra kuracağı Borçelik, Türk çelik sanayiinin öncü ve küresel ölçekte rekabetçi kuruluşları arasında yer aldı. 1960 yılında beyaz eşya, yapı endüstrisi, otomotiv yan sanayi ve madeni eşya sanayine yönelik hafif çelik profilleri üreten Kerim Çelik kuruldu. 1970 yılında Amerikan EatonS.r.L. lisansı ile supap ve supap aksesuarları üreten Supsan kuruldu. Asım Kocabıyık Supsan’ı faaliyete geçirerek otomotiv sanayiine de adım atmış oldu. 1972 yılında, Asım Kocabıyık, şirketlerini Borusan Holding A.Ş. bünyesinde bir araya getirdi. 1973 ‘te Boru Nakliyat, 1975 ‘te ise Borusan İhracat İthalat kuruldu. Yine 1975 yılında, Birlik Galvaniz Borusan Grubu’na katıldı. 1976’da, bugün de dünyanın sayılı tesisleri arasında yer alan Borusan Boru Gemlik tesisleri faaliyete geçti.

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Haberler Borusan Grubu Asım Kocabıyık’ın liderliğinde, 1984’te BMW’nin Türkiye distribütörü oldu. Borusan, 1994’te dünya iş makinaları lideri Caterpillar’ın da önce Türkiye’de, ardından da Yakın Asya’daki temsilciliğini aldı. Borusan, yenilikçi uygulamalarıyla Caterpillar, BMW, Land Rover gibi uluslararası markaların en iyi yönetilen temsilciliği olarak sayısız kez küresel ödüller kazandı. Grubun işlerinin gelişimine paralel olarak lojistik sektöründe hızla büyüyen Borusan Lojistik ise sektöründe toplam kalite yönetimi ödülleri alan ilk ve tek şirket oldu. Borusan Holding’in Kurucu Başkanı Asım Kocabıyık, Kasım 2001’de Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı oğlu Ahmet Kocabıyık’a devrederek, kendini aktif iş yaşamı boyunca hiç aksatmadığı sosyal sorumluluk faaliyetlerine adadı. Kocabıyık, kurucusu olduğu Borusan Kocabıyık Vakfı çatısı altında topluma katkı sağlayan projeleri hayata geçirdi. Borusan Kocabıyık Vakfı; eğitim, kültür ve sanat alanındaki çalışmalarıyla, yapılandırılmış kamu yararına faaliyetler alanında Türkiye’de özel sektöre örnek olmuş bir kurum haline geldi.

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

Özellikle eğitim alanında yoğunlaşan sosyal sorumluluk faaliyetlerini “Memlekete bir hizmet borcum var. Onu yerine getirmeye çalışıyorum” sözleriyle izah eden Kocabıyık, binlerce öğrenciye sağladığı eğitim burslarının yanısıra, üniversite binaları, meslek yüksekokulları, kütüphaneler, öğretmenevleri de inşa ederek, bunları Milli Eğitim Bakanlığı’nın hizmetine sundu. Asım Kocabıyık ayrıca, Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı, TEMA Vakfı, Eğitim Gönüllüleri Vakfı, Türk Musikisi Vakfı ve Afyon Eğitim Vakfı’nın da kurucuları arasında yer aldı. 24 yıl İstanbul Sanayi Odası, 15 yıl TÜSİAD yönetiminde yer almış, 4 yıl da İktisadi Kalkınma Vakfı’nda Başkanlık yaptı. Asım Kocabıyık, başta İstanbul Üniversitesi olmak üzere çeşitli yüksek öğrenim kurumlarınca fahri doktora unvanına layık görüldü. Kocabıyık, Devlet Üstün Hizmet Madalyası ve İtalyan Hükümeti’nin verdiği Şövalye nişanına sahiptir.

31



TĂ?MDER Grafik Servisi


Haberler

Akın Kazak, Türkiye’ye Bosch Termoteknik Ticari ve Finansal İşler Genel Müdürü Olarak Döndü Manisa’da faaliyet gösteren Bosch Termoteknik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile İstanbul’da bulunan Bosch Termoteknik Isıtma ve Klima Ticaret A.Ş.’nin Ticari ve Finansal İşler Genel Müdürlüğü görevine Akın Kazak atandı. Son olarak Çek Cumhuriyeti’nde bulunan Bosch Termotechnika s.r.o. Ticari ve Finansal İşler Genel Müdürlüğü’nü yürüten Akın Kazak, yeni görevini Klaus Peter Bredfeldt’ten devraldı. Bredfeldt ise 1 Şubat 2013 itibarıyla Almanya Bosch Thermotechnik GmbH’de yeni sorumluluklar üstlendi. Manisa’da 1970 yılında doğan Akın Kazak, Dokuz Eylül Üniversitesi Manisa İktisadi ve İdari Bilimler Bölümü’nden 1992 yılında mezun oldu. Bosch’un Muhasebe ve Finansman Bölümü’nde 1995 yılında çalışmaya başlayan Kazak, 2002-2005 yılları arasında Bosch İngiltere ve Almanya’da Proje Liderliği, Yönetim Muhasebesi ve Finans alanlarında önemli görevler üstlendi. 2005-2008 yılları arasında Bosch Termoteknik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de Yönetim Muhasebesi Departman Müdürlüğü yapan Akın Kazak, 20092012 yılları arasında Çek Cumhuriyeti’nde bulunan Bosch Termotechnika s.r.o. Ticari ve Finansal İşler Genel Müdürü olarak çalıştı. Akın Kazak, evli ve iki çocuk babasıdır.

Grohe Türkiye Ülke Müdürlüğü’ne Serhat Sabaz Getirildi Grohe Türkiye Ülke Müdürlüğü’ne Serhat Sabaz getirildi. 1998-2012 tarihleri arasında Ezcacıbaşı İntema’da Proje ve Bayi kanalında farklı görevler üstlenen sektörün deneyimli isimlerinden Sabaz son olarak farklı markalar için ‘Türkiye ve Gelişmekte Olan Pazarlar Proje Müdürü’ olarak görev yapıyordu. Sıhhi tesisat sektöründe, Avrupa’nın en büyük ve dünyanın önde gelen üreticilerinden Grohe’nin, Türkiye’deki tüm faaliyetlerden sorumlu olan Sabaz, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Metalurji Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra, Bilkent Üniversitesi’nde İşletme yüksek lisansı yaptı.

34

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

ATUSA Türkiye Yeni Ofis ve Deposu Açıldı Avrupa’nın birçok ülkesinde fittings, çelik hidrolik, lojistik alanında faaliyetleri bulunan İspanyol Atusa Grubu’nun M. Serdar Günüşen Yönetiminde kurulan Türkiye yapılanması Atusa Türkiye’nin Maltepe Tugay Yolundaki yeni ofis ve deposu 12.12.12 tarihinde yapılan törenle hizmete açıldı. Atusa Grup Pazarlama Müdürü Fernando Arrizabalaga’ya, TİMFED ve TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung, sektör duayenlerinden Halim Benli başta olmak üzere birçok sektör temsilcisinin bulunduğu açılışta konuşma yapan M. Serdar Günüşen; Atusa Grubu ve Türkiye yapılanması hakkında bilgi vermesinin ardından sözü açılış kurdelasını kesecek olan Y. Ali Tung, Halim Benli ve Fernando Arrizabalaga’ya devretti.

36

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Haberler

M. Serdar Günüşen

Y. Ali Tung

Halim Benli

Fernando Arrizabalaga

Törende konuşma yapan TİMFED ve TİMDER Yönetim Kurulu Başkanı Y. Ali Tung; yapılan yatırımlar hakkında hayırlı olsun dileklerini ileterek sözü sektör duayenlerinden Halim Benli’ye devretti. Benli; “Serdar ile çok uzun yıllar birlikte çalıştık. O benim değerli bir kardeşimdir. Kendisini bu başarısından dolayı tebrik ediyor, bu yeni yapılanmanın sektörümüz, ülkemiz, sektörümüz ve Atusa Grubu adına hayırlı olmasını temenni ederim.” dedi. Atusa Grup Pazarlama Müdürü Fernando Arrizabalaga’nın da iyi dileklerini sunduğu ve davetlilere hoşgeldiniz dediği konuşmasının ardından açılış kurdelası Y. Ali Tung, Halim Benli ve Fernando Arrizabalaga tarafından kesildi. Cevizli Mahallesi Kümbet Sokak No:9 34846 Cevizli - Maltepe / İstanbul adresinde açılan depoda; Atusa Türkiye, 1000m2 kapalı, 750m2 açık alanda hizmet veriyor.

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

37


Haberler

Baymak, İşkur İşbirliği ile Kalifiye Eleman Açığına Çözüm Sunuyor Baymak, yalnızca sunduğu ürünlerle değil mesleki eğitimleriyle de sektöre ve Türkiye’ye hizmetlerine devam ediyor. Meslek edindirme konusunda da Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından Baymak, İŞ-KUR işbirliği ile 2006 yılından bu yana verdiği mesleki eğitimlerle toplam 609 mezun verdi ve bu mezunların %92 ‘si Baymak’ta iş başı yaptı. 2006 yılından bu yana eğitim konularını genişleterek büyüyen Baymak Hizmet içi Eğitim Akademisi, Baymak’ta oluşan nitelikli personel ihtiyacı doğrultusunda verdiği eğitimlerle gençlere altın bilezik kazandırıyor. Gaz altı kaynakçılığı, makine montaj elemanı, ısıtmasoğutma sistemleri bakım onarım teknisyenliği, elektrostatik toz boya konularında teknik personel yetiştirmenin yanı sıra çağrı merkezi müşteri temsilciliği alanında da eğitim vererek kalifiye iş gücünü bünyesine dahil ediyor. Baymak mesleki eğitim kurslarıyla ilgili olarak Baymak Genel Müdürü Ender Çolak; “Amacımız İŞ-KUR’la birlikte işsiz gençlerimize sağladığımız mesleki eğitim programıyla hem bir altın bilezik sağlamak hem de onları istihdam etmek. Geleceğimizin teminatı gençlerimizin bilgi, beceri, davranışlarını geliştirerek hayata hazırlanmasında ve ülkemizin kalkınmasında mesleki eğitimlerin büyük önemi bulunmaktadır. Baymak olarak, Avrupa’nın en güçlü kazan, boyler, güneş kolektörü üretim tesisleri olan fabrikamızda bu gençlere mesleki eğitimler verip, onlara altın bilezik kazandırmakla kalmıyor, staj sonunda başarılı olanları %100 istihdam ediyoruz.

38

2006 yılında, geleceklerini kurmaya çalışan gençlerimizin bir meslek sahibi olmasına katkıda bulunmak için İŞ-KUR’ la çıktığımız yolda şu ana kadar 609 mezun vermiş ve bu mezunların %92’ sini istihdam etmiş olmak bize gurur veriyor. Amacımız daha çok kişiye ulaşmak ve aynı zamanda bizim gibi sektör önderlerine de bu konuda öncü olmak” dedi. Baymak Genel Müdürü Ender Çolak konuyla ilgili olarak verdiği demeçte, ‘’Alanlarında uzman, genç, dinamik ve eğitimli kadrosuyla gücünü artıran Baymak, vasıfsız işgücünü eğitip kalifiye hale getirerek bu konuda diğer kuruluşlara önderlik ediyor. Gençlere verilen bu eğitimlerle sadece Baymak’ta iş başı yapmaları değil aynı zamanda sertifika sahibi kalifiye eleman olmaları da sağlanıyor. Böylece sadece Baymak’ta değil eğitim aldıkları alanda faaliyet gösteren her kurumda çalışabilir düzeye gelmiş oluyorlar. Ülkemizin kalkınmasında, potansiyel iş gücünü aktif hale getirerek pay sahibi olmaktan gurur duyuyoruz’’ dedi. İŞKUR’a kayıtlı fiili işsizlerden seçilen katılımcılar detaylı bir eğitim sonrası Türkiye İş Kurumu ve Milli Eğitim Müdürlüğü onaylı sertifikalarını Baymak Akademi’den alarak istihdam garantili eğitim süreçlerini başarıyla tamamlamış ve iş başı yapmış oluyorlar. Başvuruda bulunmak için fiili olarak işsiz bulunan kişilerin, protokol yapılan ilgili İŞKUR’a müracaat etmeleri ve mesleği yapmakta gerçekten istekli olmaları yeterli oluyor. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

Ödüllü Bien Tasarımları Irak Fuarında Büyük İlgi Topladı Bien, 15-18 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen 8. Erbil Uluslararası Genel Ticaret Fuarı’nda ödüllü tasarımlarıyla öne çıktı. 23 ülkenin katıldığı Ortadoğu’nun en büyük fuarlarından biri olan Erbil Uluslararası Genel Ticaret Fuarı’na 850 firma katıldı. Geçtiğimiz yıl İtalya’da düzenlenen A’Design Awards yarışmasında ödül alan seramik ve banyo ürünlerinden Harmony, Fracture ve Poros serilerini ziyaretçilere sunan Bien, özellikle Erbil, Süleymaniye, Bağdat, Necef, Kerbela, Basra, Musul ve Dohuk gibi illerden gelen müşterilerinin yoğun talepleri ile karşılaştı.

60 metrekarelik standıyla fuarın yıldızları arasına giren Bien’in digital ürünleri, büyük ebatlı, ahşap ve mermer desenli yer ürünleri de tüm dikkatleri üzerine çekti.

Bien Seramik Genel Müdürü Metin Savcı

Bien Seramik Genel Müdürü Metin Savcı, ‘’Erbil Uluslararası Genel Ticaret Fuarı, sektörel bir fuar olmamasına rağmen, gördüğümüz ilgi çok büyüktü. Proje ve perakende satışlarımızda patlama yaşadık. Türk seramiğinin adını Orta Doğu’da da duyurma imkanı bulduk” dedi. Açılışını Erbil Valisi Nevzat Hadi’nin yaptığı fuara ayrıca Irak İmar Bakanlığı’nın yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı yetkilileri de Bien standını ziyaret edenler arasında yer aldı.

40

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

Enerji Tüketimimiz %30 Arttı Binalarımızın %85’i Halen Yalıtımsız Günümüzde sahip olduğumuz yaşam koşulları için enerji son derece önemli. Modern yaşamın sunduğu olanakları sürdürülebilir kılmak için enerjiyi verimli kullanmak gerekiyor. Bu konuya dikkat çekmek için 1981 yılından bu yana her yıl Ocak ayının ikinci haftası Enerji Verimliliği Haftası olarak kutlanıyor. Enerji kaynaklarının verimli kullanılması için herkesin yapabileceği bir Kalekim Satıştan Sorumlu Mardav Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Alper Doğruer şeyler bulunuyor. Bunların Genel Müdür Yardımcısı Altuğ Akbaş başında da oturduğumuz binaya ısı yalıtımı bina oranı yüzde 50 - 60 seviyelerinde” diye yaptırmak geliyor. Isı yalıtımıyla binalarda ısınma konuştu. ve serinleme için harcanan enerjiden yüzde 50 tasarruf etmek mümkün. Enerjiden yapılan bu Kalekim Satıştan Sorumlu Genel Müdür tasarruf doğalgaz ve elektrik faturalarının da Yardımcısı Altuğ Akbaş ise Enerji Verimliliği yarı yarıya düşmesini sağlıyor. Buna karşılık Haftası ile ilgili şunları söyledi: “Ülkemizde ülkemizdeki binaların sadece yüzde 15’inde ısı yalıtımsız binalar yüzünden her yıl boşa yalıtımı var. Avrupa Birliği ülkelerinde ise bu harcadığımız enerjinin bedeli 7,5 milyar oran yüzde 50 – 60’lar seviyesinde. dolar. Türkiye, enerjisinin yüzde 73’ünü ithalatla karşılayan enerjide dışa bağımlı bir Isı yalıtımının enerji verimliliğine önemli ölçüde ülke. Ülkemizde kullanılan enerjinin yüzde katkısı olduğunu söyleyen Mardav Satış ve 34’ü konutlarda kullanılıyor. Konutlarda Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı kullanılan bu enerjinin yüzde 80’i ise ısıtma Alper Doğruer, “Her yıl Ocak ayının ikinci amaçlı tüketiliyor. Isı yalıtımıyla bu enerji haftası kutlanan Enerji Verimliliği Haftası’nda, tüketimini yüzde 50 oranında azaltmak enerji verimliliği adına ısı yalıtımının önemini mümkün. Yalıtımsız binalar ve enerjinin verimli bir kez daha vurguluyoruz. Enerji kaynaklarının kullanılmaması doğrultusunda son 10 yılda hızla tükendiği günümüzde, enerji verimliliği Türkiye’de enerji tüketimi yüzde 30 arttı. sağlayacak çalışmalar büyük önem taşıyor. Avrupa Birliği ülkelerindeki artış ise sadece Ülkemizin 2023 hedeflerine baktığımızda, yüzde 10. Yalıtımsız bir bina yılda 300-350 bugünkü toplam enerji tüketiminin hemen kwh/m2 enerji tüketirken, mevcut TS 825’e hemen iki katı bir artış bekleniyor. Bununla uygun inşa edilmiş bir bina yılda 80-100 kwh/ birlikte yüzde 20 tasarruf hedefleniyor. Bu m2 seviyelerinde enerji tüketiyor. Avrupa da yaklaşık olarak bugün binalarda kullanılan Birliği’nde şimdi bu rakamın yılda 15 kwh/ toplam enerji tüketiminin neredeyse tamamının m2’nin altına indirilmesi için çalışmalar başladı. tasarruf hedefi olarak konulduğunu gösteriyor. Bunun için enerjiyi son derece verimli kullanan Bu hedefe ulaşmak için elbette tedbirler almak Pasif Ev’ler yapılıyor. Ülke olarak bizim de bu gerekiyor. Bunun başında da binalara ısı yalıtımı konuda adımlar atmamız gerekiyor. Blue’Safe yaptırmak geliyor. Şu anda ülkemizdeki yalıtımlı Mavi Kale olarak tüketicilerin kaliteli ürünler ve binaların oranı sadece yüzde 15. Avrupa Birliği doğru işçilikle binalarına yalıtım yaptırarak hem ülkelerinin bu konuda bizden çok daha ileride kendi ekonomilerine hem de ülke ekonomisine olduğunu görüyoruz. Bu ülkelerdeki yalıtımlı katkıda bulunabileceklerinin altını çiziyoruz.”

42

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

Avrupa İş Ödülleri’nin Türk Şampiyonları Daikin Desteğiyle Belirlendi

Avrupa’nın en prestijli ödüllerinden Londra merkezli European Business Awards’ın (Avrupa İş Ödülleri) global yarışmasının Türkiye finali Daikin ana sponsorluğunda yapıldı. 20 Aralık’ta Conrad İstanbul’da düzenlenen organizasyonda Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı iş dünyasının temsilcileri ile bir araya geldi. European Business Awards’ın Ulusal Şampiyonları’nın belirlendiği törende Türkiye’yi Avrupa’da temsil edecek şirketler Arvento Mobil Sistemler, Cardtek, Pozitron, Erkunt Sanayi, Bonny Food, Anıl Kağıtçılık, Defacto, Avea, Bilkom, Opet, Türkiye Ekonomi Bankası, Rixos Otelleri, DHL Express, TAV Havalimanları, Teknodrom, Summa International, Yıldırım Holding, Mey İçki ve Türk Telekom oldu. Ödül törenine katılan ve şirketlere ödüllerini veren Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Hayati Yazıcı “Sanayici ve işadamlarımızın uluslararası düzeyde gösterdiği başarılar bizler için onur vesilesidir. İşadamlarımız, aynı zamanda bizim yurtdışındaki sesimizdir, elçilerimizdir. İşadamları kültürlerin birbirine dokunmasını sağlar. Bu nedenle sanayici ve işadamlarımızın ülke içindeki misyonu, uluslararası bağları toplumun tamamını etkilemekte, yönlendirmektedir” diye konuştu.

44

Euoropean Business Award CEO’su Adrian Tripp de ödül töreninde yaptığı konuşmada, “Bu yıl bu ödüllerin video bileşeni sayesinde bizim uzman seçici heyetimiz tüm Ulusal Finalistler’in iş stratejileri hakkında oldukça fazla bilgilenme imkanına sahip oldu. Bu sebeple şampiyona karar verme süreci fevkalade zorlaştı. Artık Ulusal Şampiyonluk olağanüstü bir ödül haline geldi” dedi. Yarışmanın Türkiye ana sponsoru Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder ise “Avrupa İş Ödülleri gibi başarılı bir organizasyonun ana sponsorluğunu yapmaktan dolayı çok mutluyuz. Daikin’in yenilikçilik, iş mükemmeliyeti ve sürdürülebilir başarı kriterleriyle aynı paralelde hareket eden şirketlerin ödüllendirileceği yarışma, Avrupa’nın en dinamik şirketlerini onurlandırıyor. Yarışma bizlere küresel piyasaların çetin rekabet koşullarında dahi yüksek büyüme oranları yakalayan Türk şirketlerinin başarısını gösterdi. Bu şirketlerin ticari başarılarından ve yenilikçi yaklaşımlarından çok etkilendik. Avrupa İş Ödülleri ile şirketleri cesaretlendirmekten ve diğer firmaları da teşvik etmekten çok mutluyuz” diye bilgi verdi. Törende ödül alan şirketler, Avrupa Komisyonu yetkililerinin de katılacağı törende Rubon d’Honneur statüsü için global ödül için yarışacaklar. Yarışmanın galası Nisan 2013’te yapılacak. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

Vaillant Group Türkiye’de Yönetim Değişikliği Remscheid-Almanya merkezli, Isıtma-soğutma ve iklimlendirme sektörü lider firmalarından Vaillant Group Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü ve Türk DemirDöküm Fabrikaları A.Ş. (TDD) Yönetim Kurulu Üyesi ve İcra Kurulu sözcüsü Christoph Michael Grosser, 31.12. 2012 tarihi itibarı ile 20 yıldır başarı ile yürüttüğü görevinden kendi isteği ile ayrıldı. Christoph M. Grosser bundan sonraki dönemde şirkete danışman olarak hizmet edecek.

getirilmesi hususunu karara bağladı. Yapılan açıklamada ayrıca; Türk Demir Döküm Fabrikaları A.Ş. Finans ve İdari Hizmetler (İnsan Kaynakları, Bilgi İşlem, Hukuk)’den sorumlu Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Üyesi Orhan Ercek, şirketteki görevinden emeklilik nedeni ile ayrılacağı belirtidi. Orhan Ercek TDD’deki 41 yıllık iş yaşamı boyunca birçok büyük başarıya imza attı. Sayın Ercek’e göstermiş olduğu özverili ve gönülden çalışma için teşekkür eder, bundan sonraki hayatında sağlık ve başarılar dileriz.” denildi.

Vaillant Group Yönetim Kurulu, Christoph Michael Grosser’e üstün hizmet ve uzun yıllara dayanan çalışmalarından ötürü teşekkürlerini sundu. Vaillant Group CEO’su Dr. Carsten Voigtländer, beyanatında “Sayın Christoph Michael Grosser’in Vaillant Türkiye’nin kurulması ve farklı stratejilerle bugünkü başarılı konuma gelmesinde, bitmek bilmeyen özverili katkısı ve çalışmaları belirleyici olmuştur” dedi.

Yönetim Kurulu, Orhan Ercek’ten boşalan Yönetim Kurulu Üyeliği görevine TDD ve Vaillant Türkiye’nin Finans Direktörü olarak görevini yürütmekte olan Alper Avdel’in getirilmesi ve bu görevine ek olarak TDD ve Vaillant Türkiye şirketlerinin Bilgi İşlem bölümünden sorumlu olması hususlarını karara bağladı.

TDD Yönetim Kurulu, 1 Ocak 2013 tarihinden geçerli olmak üzere Vaillant Group Strateji Direktörü olarak görevini sürdürmekte olan Dr. Axel Bush’un, TDD Yönetim Kurulu Üyeliği ve yeni oluşturulmuş olan TDD CEO pozisyonuna

Yönetim Kurulu ayrıca, TDD Satış ve Pazarlama Direktörü olarak görev yapmakta olan Erdem Ertuna’nın da TDD Yönetim Kurulu Üyeliğine getirilmesi hususunu karara bağladı.

DemirDöküm Geleceğin Mühendislerini Ağırladı DemirDöküm, kendi sektöründe eğitim alan gençlere bilgi ve tecrübelerini aktarmaya devam ediyor. Meslek lisesi ve üniversite düzeyinde pek çok kurumda eğitim gören gençler, DemirDöküm’ün Bozüyük Tesisleri’ni ziyaret ederek yetkililerden bilgi alıyor. Bu kapsamda, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Endüstri Mühendisliği Bölümü 1. Sınıf öğrencileri, 15 Kasım 2012 tarihinde Bozüyük Tesisleri’ni ziyaret etti. Öğrenciler, DemirDöküm markası ve ürünleri konusunda bilgilendirildikten sonra fabrikayı gezdiler. Kombi, panel radyatör, su ısıtıcıları ve solar fabrikalarını görme imkanı bulan öğrenciler, teorik olarak aldıkları bilgilerin yanında ürünler ve üretim süreçlerini yakından görme şansı buldular.

46

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

Ece Holding İtalyan ISVEA’yı Satın Aldı ECE Holding, 2012 yılında başlattığı satın alma görüşmelerini 2013 yılı başında tamamlayarak, Roma’da gerçekleşen imza töreni ile ISVEA markasını resmen bünyesine katmış oldu. Türkiye’de İtalyan tarzını en iyi yansıtan banyo markası olmak ilkesi ile yola çıkan ISVEA, tasarım odaklı tüketicilerin birinci tercihi olmayı hedefliyor. 28 Ocak Pazartesi günü Roma’da ECE Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz ve ISVEA CEO’su Mario Angelucci arasında gerçekleştirilen imza törenine Türkiye’nin Roma Büyükelçisi Hakkı Akil de katıldı. ECE Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Çenesiz, imza töreninde şunları söyledi: “ISVEA markası ile Türk girişimciliği ve yaratıcılığını İtalyan tasarım ve fonksiyonelliği ile buluşturuyoruz. ISVEA gerek Türkiye’de gerekse AB’de çok hızlıbüyüyecek . Tamamen yeni bir ekip ve dağıtım kanalı ile faaliyetlerini sürdürecek olan ISVEA ile 5 yıl içerisinde lüks banyo segmentinden yüzde 10 oranında pay almayı hedefliyoruz. Türkiye faaliyetleri yeni kurulan ISVEA EURASİA A.Ş. tarafından yürütülecek ISVEA’nın İtalya’daki merkezi ise tasarım ve moda dünyasının kalbi olan Milano’da olacak. ISVEA’yı İtalya’dan satın alarak her iki anlamda da ‘çizmeyi aşmış’ bulunuyoruz” dedi. İmza törenine katılan Türkiye’nin Roma Büyükelçisi Hakkı Akil ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Türk işadamları

artık çok daha özgüvenli, uluslararası piyasalarda rekabet etme gücüne sahip ve atılganlar. Türk şirketlerinin ve işadamlarının adı, günümüzde dünya devleriyle birlikte anılıyor. Türkiye’de sektörünün önde gelen firmaları arasında yer alan ECE Holding’in de İtalyan ISVEA’yı satın alarak yapmış olduğu atılım, bunun en somut göstergelerinden birisidir. Dünya trendlerini belirleyen İtalyan tasarımı ve mükemmeliyetçiliğini yansıtan ISVEA markasının, enerjik ve yaratıcı ECE Holding’in bünyesinde “Türk dokunuşuyla” ileride daha da önemli başarılara imza atacağından eminim. Öte yandan, ECE Holding’in ISVEA’yı satın almasının başka şirketlerimizi de İtalya’da şirket ve marka satın alma konusunda cesaretlendireceğini düşünüyor ve bu satın almanın hayırlı olmasını diliyorum.”

Seramiksan İnternet Sitesini Yeniledi Yer karosu, duvar karosu, sırlı granit, teknik granit, dış cephe kaplaması ve yapı kimyasalları ürünleri ile seramik sektörünün önemli markalarından Seramiksan web sitesini yeniledi. Yenilenen internet sitesinde Seramiksan’ın ileri teknolojisi ve ürün çeşitliliği ön plana çıkartıldı. www.seramiksan.com.tr adresini ziyaret edenler, aradıkları ürünlere kolaylıkla ulaşabiliyor. Kullanılacak mekân, ebatlar ve üretim teknolojileri üzerinden hızlı ve rahat bir şekilde arama yapılabiliyor. Seramiksan’ın web sitesinde ayrıca marka hakkında güncel

48

haberler, fuar takvimi, Türkiye genelinde Seramiksan bayilerinin iletişim bilgileri de yer alıyor. Seramiksan’ın internet sitesinden 3 boyutlu tasarım platformu ve sosyal ağı olan Seracad programına da ulaşılabiliyor. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nda Atama: Zeki Şafak Ozan, Karodan Sorumlu Başkan Yardımcısı oldu VitrA ve Artema markalarıyla Türkiye’deki yapı ürünleri pazarının en geniş ürün yelpazesine, üretim ve satış ağına sahip Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun Karodan Sorumlu Başkan Yardımcılığına Zeki Şafak Ozan atandı. Görevine 1 Ocak 2013 itibarıyla başlayan Ozan, VitrA Karo A.Ş.’nin Genel Müdürlüğünü de sürdürüyor. 1968 yılında doğan Zeki Şafak Ozan, İstanbul Erkek Lisesi’nin ardından, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni tamamladı. İş hayatına Sultan Turizm’de tur operatörü olarak başlayan Ozan, Türk Ekonomi Bankası’nda analist olarak çalıştıktan sonra, 1992’de Eczacıbaşı Topluluğu’na katıldı. 1992-1994 yılları arasında topluluğun İngiltere’de bulunan şirketi VitrA UK’de, 1994-1997 döneminde ise Almanya’daki VitrA Bad’da Ticari Müdürlük görevini üstlendi, 1997’de VitrA Bad Genel Müdürü oldu. Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun uluslararası pazarlardaki büyümesinde önemli kilometre taşlarını oluşturan “Engers Keramik”, Villeroy&Boch’un karo bölümü “V&B Fliesen” ve Avrupa’nın önde gelen banyo mobilyası üreticilerinden “Burgbad”ın

satın alınma süreçlerinde rol oynadı. 20062008 yılları arasında Engers Keramik’in Genel Müdürlüğünü de yürüten Ozan, 2009 yılından bu yana VitrA Karo A.Ş.’nin Genel Müdürü olarak görev yapıyor. Eskişehir Bilecik Kütahya İş Kümesi Derneği Başkanlığını yapan Zeki Şafak Ozan, 20052006 yıllarında Avrupa Türk İşadamları ve Sanayicileri Derneği (ATİAD) Başkanı oldu. TÜSİAD üyesi olan Ozan, halen ATİAD’ın İstişare Kurulu Üyesi olarak görev yapıyor.

Ferroli’den “2012 yılının Pazarlama Zekası Taşıyan” Kampanyası! “Eskimolar Türk Olsaydı” Ferroli Türkiye’nin 2012 yılının Nisan ayında hayata geçirdiği “Eskimolar Türk olsaydı” adlı proje, Marketing Türkiye dergisi tarafından “2012 yılının Pazarlama Zekası Taşıyan” kampanyalarından biri seçildi. Marketing Türkiye Dergisi’nin seçtiği ve pazarlama sektöründen birçok önemli markanın kampanyaları arasında yer alan “Eskimolar Türk olsaydı” projesi, Penguen Dergisi Çizeri Serkan Altuniğne işbirliğiyle hayata geçti. Sosyal medyada 20 bin kişiye ulaşan projenin son aşamasında “Eskimolar Türk Olsaydı” adlı karikatür kitabı yayınlandı. Karikatür kitabı, Türkiye’deki 500’ü aşkın Ferroli yetkili satıcı ve servislerinde ücretsiz olarak dağıtıldı ve de kısa bir süre içerisinde tükendi. “Eskimolar Türk Olsaydı” projesi doğru ısınma ve enerji verimliliği konularında tüketiciyi mizahi bir dille bilgilendirmesi nedeniyle ilgi gördü.

50

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

E.C.A. - Serel’de Hedef

5 Yılda 5 Milyon Çocuğa Ulaşıp Kalplerde Büyümek

Erdil Yaşaroğlu, Elmor A.Ş. Şirket Müdürü Hakan Günderen ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız

60 yılı geride bırakan Elginkan Topluluğu bünyesinde E.C.A. - SEREL markaları ile faaliyet gösteren Elmor A.Ş., armatür ve seramik sağlık gereçleri sektöründeki liderliği ile faaliyetlerine devam ediyor. “Yıllarca Beraber” ilkesi ile yola çıkan ve bugün çevre dostu, su tasarruflu ve yenilikçi ürünleri ile pazarı yönlendiren Elmor A.Ş. E.C.A. - SEREL markaları ile 2013 yılında %10 büyüme hedefliyor. 2013 yılı için yeni büyüme hedefleri koyan Elmor A.Ş. ayrıca, E.C.A. – SEREL markaları için başlattığı yeni sosyal sorumluluk projesi “Benim Güvenli Banyom” ile 5 yılda 5 milyon çocuğa ulaşıp kalplerde de büyümeyi hedefliyor. Proje, 5-7 yaş grubundaki çocukları ve ebeveynlerini dikkatsizlik veya ihmaller sonucu banyolarda yaşanan kazalar ve yaralanmalara karşı uyarıp, bir farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Erdil Yaşaroğlu’nun çizgileri ile hayat bulan proje, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından da destekleniyor. Yıllar önce Bay Elmor tiplemesi ile reklam dünyasında kalplere dokunan ilk marka olduklarını açıklayan Elmor A.Ş. Şirket Müdürü Hakan Günderen, yeni başlattıkları sosyal sorumluluk projesi ile bir kez daha Türk halkının kalplerine gireceklerini ve orada büyüyeceklerini söyledi. 2013 yılı içerisinde çeşitli iletişim faaliyetleri ile tanıtımını gerçekleştirecekleri kurumsal sosyal sorumluk projesinin detayları hakkında bilgi veren Elmor A.Ş. Şirket Müdürü Hakan Günderen: “2013 yılı içerisindeki en büyük

52

hedefimiz “E.C.A – SEREL markaları ile Kalplerde Büyümek” olacak. Bu anlamda başlattığımız “Benim Güvenli Banyom” projesinin uzun yıllar devam edecek bir proje olmasını hedefliyoruz. Her yıl banyoda yaşanan kazalarda, milyonlarca çocuğun ihmal ve bilinçsizlik nedeni ile sakatlandığı ülkemizde; 5 ile 9 yaş arasındaki çocukları ve ebeveynlerini banyo kazalarına karşı bilinçlendirmek, sağlığın ve hijyenin ne kadar önemli olduğunu aktarmak en önemli amacımız” dedi. Hakan Günderen konuşmasına şöyle devam etti. “Çocukların banyoda güvenli yaşam için uymaları gereken kuralları, Erdil Yaşaroğlu tarafından özel olarak hazırlanan çizgi roman ile çocuklara iletip, kazalara karşı bilinç düzeylerinin arttırılmasını hedefliyoruz. Bu amaçla proje destekçimiz İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yönlendirmeleri ile önce İstanbul’daki sonra da tüm Türkiye genelinde yüzlerce okula giderek çocuklarımızı banyo kazalarına karşı bilgilendirmeyi planlıyoruz. Okulların yanı sıra farklı mecralarda düzenleyeceğimiz aktiviteler ile de çocukları ve ebeveynlerini bilgilendiriyor olacağız.” To p l a n t ı d a daha sonra söz alan projenin mimarlarından Erdil Yaşaroğlu, proje için oluşturduğu Mert ve Maceracı Ayı karakterinin tanıtımını yaptı. Projeyi ilk duyduğu anda heyecanlandığını ve çocuklar için bir şeyler üretmekten büyük keyif aldığını söyleyen Yaşaroğlu, projenin önümüzdeki dönemlerde farklı mecralarda, farklı maceralar ile süreceğini sözlerine ekledi. Toplantıda son olarak söz alan İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız, çocuklarının gelişimi, eğitimi ve sağlığı ile ilgili bu tip projeleri desteklemekten mutluluk duyduklarını dile getirdi. Dr. Muammer Yıldız daha sonra proje ile ilgili detaylı bilgiler aktardı. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

Eryap 10. Yaşını Bayileriyle Kutladı

Eryap, Türkiye’nin dört bir yanındaki bayilerini İstanbul Marriott Polat Renaissance Otel’de düzenlediği gala yemeğinde ağırladı. Eryap Yönetim Kurulu Başkanı Kahraman Eruslu, CEO’su Emrullah Eruslu ve diğer Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte kutlama yemeğinde bayileri ile bir araya gelerek 2013 yılı öngörülerini paylaştılar ve çeşitli kategorilerde bayilerini ödüllendirdiler. Şair, hikayeci, gazeteci ve araştırmacı Sunay Akın geceye sunucu ve konuşmacı olarak katıldı. Akın çocukluğundan bu yana biriktirdiği hikayelerini ve Eryap’ın 10. yılı için özel olarak hazırladığı renkli sunumunu davetlilerle paylaştı. Ayrıca ünlü sanatçı Sibel Can’ın da sahne aldığı gecede Eryap Ailesi hem yeni yılı hem de şirketlerinin 10. yılını birlikte kutlamanın coşkusunu yaşadı. Eryap CEO’su Emrullah Eruslu, Eryap’ın 10. yılı dolayısıyla düzenlenen kutlama yemeğinde, şirketin kuruluş hikayesi, yatırımları ve gelecek hedeflerini anlattı. Eruslu, yarım asırlık sanayici kimliği ile 2002 yılında başladıkları üretim çalışmalarını, bugün yalıtım, polimer dış cephe kaplama ve kapı-pencere üretiminde öncü ve yenilikçi markaları ile zirveye taşıdıklarını söyledi. Ayrıca Eruslu, “Eryap’ın 10. yaşını kutladığımız bu gecede, bizi liderliğe taşıyan sizlerle bir arada olmak çok anlamlı. Öncelikle hepinize yanımızda olduğunuz için teşekkürlerimi bir borç bilirim.” dedi. Gaziantep’te 2002 yılında 50.000 m2’lik alanda kurdukları tesislerinde, sektörün ilk polimer dış cephe kaplaması üretimini gerçekleştirerek Türkiye’nin jenerik markası olan American Siding’i kazandırdıklarını anlatan Eruslu hızlı büyüme süreçlerini şöyle anlattı: “2001 yılında kurulan Gaziantep fabrikamızın ardından Silivri’de kurulan

54

tesisimizde ilk olarak 2005 yılında Bonuspan markalı XPS ısı yalıtım levhası, 2007 yılının son çeyreğinde ise Focus Membran markalı bitümlü su yalıtım örtüleri üretimine başladık. 2011 yılına kadar yapılan ek yatırımlarla birlikte sırasıyla Bonusmax, Winer ve Focus Shingle markalı ürünlerimizi iç pazarın hizmetine sunarken toplamda 130 Milyon TL’lik yatırım gerçekleştirdik. Yatırımcı ve üretici kimliğimizi, fizibilite ve kurulum çalışmalarını 5 Avrupa ülkesinden alanında uzman 9 farklı firma ile yürütülen çalışmalarla şekillendirdiğimiz Sakarya, Hendek’te 60.000m2’lik alanda kurduğumuz Eryap taş yünü tesisi ile daha da ileriye taşıyoruz. Toplam 120 Milyon TL’lik yeni yatırım ile gerçekleştirdiğimiz Eryap taş yünü tesisinin ilk bölümü 2012 yılı Mart ayında devreye alınmıştır. Sakarya, Hendek’te 60.000m2’lik alana yerleşik tesisin altyapı ve kurulu kapasitesi 120.000 ton/yıl olarak projelendirilmiş; ilk yıl üretim kapasitesinin 40.000 ton’a ulaşması hedeflenmiştir.” Eryap 10. yılında bayilerini de ödüllendirdi 10. yaşını yaklaşık 50 kat büyüme ile taçlandıran Eryap, tüm bayilerini 10. yıldönümü şerefine İstanbul’da düzenlediği kutlama yemeğinde çeşitli kategorilerde ödüllendirdi. Gecede her ürün grubunda “Eryap ile ilk yola çıkanlar” fikri ile “İlk Bayiler”e ve ek olarak 5 farklı özel ödül kategorisi olmak üzere toplamda 35 ödül dağıtıldı. Kazanan bayilerine ödüllerini Eryap Yönetim Kurulu Başkanı Kahraman Eruslu, Eryap Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Salih Eruslu, Eryap Yönetim Kurulu Üyesi Emrullah Eruslu ve Eryap Yönetim Kurulu Üyesi Selim Eruslu verdi. Eryap’ın 10. yılı için özel olarak yaptırdığı dev pastanın kesimiyle gece sona ererken, bayiler kutlama gecesinden memnun ayrıldı. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

FİXA Bayileri Riga’da Buluştu

FİXA Yapı Kimyasalları bayileriyle Letonya’nın Başkenti Riga’ya bir seyahat gerçekleştirdi. Ekim ayı içinde iki farklı etapta yapılan seyahate yaklaşık 80 bayi katıldı. Seyahate katılan misafirler dört günlük gezi süresince UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne alınan Riga şehrini yakından tanıma fırsatını yakaladılar. Şehir turu esnasında Art Nouveau mimarisinin en güzel örnekleri arasında yer alan binaları, tarihte ilk Noel ağacının süslendiği yeri, Avrupa’nın en büyük halk pazarı unvanına

sahip Zeplin Hangarları’nı ve ünlü St. Peter kilisesini ziyaret ettiler. FİXA bayileri, Riga’ya 51 km uzaklıktaki Letonya’nın en güzel şehirlerinden biri olarak kabul edilen Sigulda şehrine düzenlenen turda ise Gauja Milli Parkı, Gutman Mağarası, Turaida Kalesi ve Müzesini ziyaret ettiler. Sigulda turu esnasında şehrin yemyeşil ağaçları, ovaları, Gauja Nehri’nin muhteşem doğası ile büyülenen misafirler gezinin son akşamında düzenlenen gala yemeğinde yerel halk dansları ve oryantal danslar eşliğinde doyasıya eğlendiler.

Gelişim Teknik A.Ş. Jeotermal Enerji ve Teknoloji Ekipmanları Fuarında aquatherm Boru Sistemini Tanıttı İnşaat sektörüne 1987 yılında katılan Gelişim Teknik A.Ş her geçen gün ürün kalitesi ve ürün yelpazesini geliştirerek kendine sağlam bir yer edindi. Orjinallik, enerji tasarrufu, geliştirme kalitesi, benzersiz dizayn, teknolojik seviye, yenilikçi ürün ve en önemlisi çevre dostu ve sağlamlık gibi muhteşem kriterleri taşıyan aquatherm Jeotermal Enerji ve Teknoloji Ekipmanları Fuarında’da büyük ilgi gördü. Özellikle soğutma hatlarında kullanılan metal boruların terleme neticesinde dış ve diğer sebeplerle de iç korozyona maruz kaldıklarını biliyoruz. Yine ısıtma hatlarında da benzeri korozyon sorunlarının yaşandığına tanığız. aquatherm %100 korozyona dayanıklı fusiolen hammaddesinden üretilmektedir ve ısıtma-soğutma sisteminin ömrünü artırmaktadır. Aquatherm Jeotermal Boru, aquatherm GmbH ’ın yaklaşık 15 yıl önce geliştirdiği özel bir teknikle fusiolen hammaddesine karıştırılan cam elyaf liflerinden üretilmektedir.

56

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

Graniser’den 18 Milyon Euro’luk Yatırım Atağı markalarından Graniser, önümüzdeki yılın ilk yarısına kadar tüm üretim bandını teknolojik makinelerle yenilemiş olacak.

Akhisar fabrikasına, 3 Milyon Euro’luk teknolojik yatırım ve 15 Milyon Euro’luk granit yatırımı yapacak olan Graniser, yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Graniser, teknoloji yatırımları ile üretim kapasitesini arttırmayı hedefliyor. Ayrıca İtalya’dan 9 adet dijital baskı makinesi alan seramik ve granit sektörünün önde gelen

Yapılacak yatırımların büyüme ivmelerini daha da hızlandıracağını belirten Graniser Genel Müdürü Erol Hacıoğlu, konu hakkında yaptığı açıklamada “Geçtiğimiz seneler boyunca istikrarlı ve karlı büyüme planımıza sadık kalarak, bugün Türkiye’nin yanı sıra Avrupa, İsrail, Türki Cumhuriyetler ve A.B.D. pazarlarında aranılan bir marka olmayı ve ihracat alanında sektörün ikinci büyük oyuncusu olmayı başardık. Önümüzdeki 5 sene içerisinde Avrupa’da sektörün en önemli oyuncusundan biri olmayı hedefliyoruz. Bu hedeflerimiz doğrultusunda da yeni yatırımlar yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. İlk etapta yapacağımız bu yatırımlarla ihracatta çok büyük yol kat edecek, kalite ve talebe zamanında müdahale ile farklılaşacağız. Bugüne kadar hem Türkiye, hem de dünyada sektöre pek çok farklı ve yeni ürün kazandırdık, pek çok ilk uygulamaya imza attık. Yapacağımız bu yatırımlarla sektöre yenilikler getirmeye devam ederek farkımızı ortaya koyacağız. Önümüzdeki dönemde gerek Türkiye’de, gerekse Avrupa’da pek çok yatırıma daha imza atacağız” şeklinde konuştu.

Graniser Cirosunun %46’sını İhracattan Sağladı Türkiye’nin en önemli seramik markaları arasında yer alan Graniser, ürün kalitesi ve çeşitliliğini Türkiye’nin yanı sıra dünyanın birçok ülkesiyle paylaşıyor. Cirosunun %46’sını ihracattan elde eden Graniser, oran olarak sektörde 1.sırada yer alıyor. Özellikle Kuzey Amerika, İsrail, İskandinav ülkeleri, Yunanistan, Romanya, Azerbaycan ve Avrupa’ya yoğun olarak ihracat yapan Graniser’de hedef, 2013’te pek çok yeni pazara girmek. Gerek iç, gerekse dış pazarda gösterdiği başarılarla geçtiğimiz aylarda Londra merkezli yatırım fonu Bancroft’un ortak olduğu Graniser, ortaklığın verdiği güç ile yurt içi ve dışında pek çok yeni yatırımı da gündemine aldı. Her yıl olduğu gibi 2012 yılında da ihracatta

58

gösterdikleri başarıdan ötürü mutlu olduklarını dile getiren Graniser Genel Müdürü Erol Hacıoğlu, Türkiye’de sektörün bugün çok ileri bir noktaya geldiğini fakat yeteri kadar destek alamadıklarının altını çizdi. Ülkemizin ihracatta rekabet gücünü, enerji zamlarının düşürdüğünü belirten Graniser Genel Müdürü Erol Hacıoğlu “Tüm dünyada 2 Milyar metrekarelik bir ihracat pazarı var. Bu pazarda Türkiye, Çin, İtalya ve İspanya’dan sonra geliyor. Ülkemizin dünya sıralamasındaki konumu onur verici. Daha da çok büyüme potansiyelimiz var ancak enerji zamları sektörün büyüme ivmesine sekte vuruyor. Sektörde markaların giderlerinin %40’ını enerji giderleri oluşturuyor. Devlet çeşitli teşviklerle sektöre daha fazla destek olursa Türkiye çok daha iyi bir noktaya gelir” dedi. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

İMSAD: İnşaat Sektörü Büyürse Ekonomi de Büyüyecek

İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği’nin (İMSAD) merakla beklenen ekonomi toplantılarının 2012 yılına ait son toplantısı TOBB Plaza’da gerçekleştirildi. İnşaat sektörü mensuplarının ve basının yoğun ilgi gösterdiği toplantının açılış konuşması İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç tarafından yapıldı. Toplantıda inşaat sektörünü yakından tanıyan iki ekonomist, İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin’le Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetlerinden ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel de birer konuşma yaptılar. İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Bilmaç, 2013 yılı beklentilerinin başında enerji konusunun tek elden güçlü ve bağımsız yeni bir Ajans-Verimlilik Merkezi tarafından yürütülmesinin geldiğini yineledi. Bilmaç “2013 yılında bu önemli talebin gerçekleşmesi yolunda girişimlerimize devam edeceğiz. Çünkü binalarda sağlanacak verimlilikle yılda 12-15 milyar dolar bir tasarruf sağlayacağımızı biliyoruz. Amaç doğrultusunda eylemleri hayata geçirebilmek için kamu-özel sektör işbirliği, gerekli finansman ortamının oluşturulması ve kazanımların sağlanması yolunda teşvik ve desteklerin yaratılması kritik önem taşıyor. İşte 2013’ten ilk beklentimiz bu yönde. Finansman yönünde bazı olumlu ilk mesajlar da var. Geçtiğimiz günlerde Maliye Bakanı’nın açıkladığı enerji tasarrufu ve depreme karşı yapılacak güçlendirme çalışması bedellerinin beyan edilen gelir vergisinden indirilmesi çalışması bunların başında geliyor” dedi. Bilmaç, 2013 yılındaki ikinci beklentilerinin de kentsel dönüşüm

60

konusunda olduğunu vurguladı. Buna göre Bilmaç, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen kentsel dönüşüm hakkında şunları söyledi: “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çok daha kavrayıcı, kapsayıcı, pratik ve uygulama tarafı olan yeni bir ‘Kentsel Dönüşüm Uygulama Yönetmeliği’ni açıkladı” diyerek özel sektörün de bu süreçte yer almasının kaçınılmaz olduğunu belirtti. “Her zaman tekrar ettiğimiz gibi bu sürecin bir parçası olan biz sanayiciler olarak göreve hazırız” mesajını verdi. Bilmaç inşaat sanayisinin 2013 yılında koordinatör bir İnşaat Malzemeleri İhracatçılar Birliği’nin kurulmasını da beklediklerini vurguladı. Bilmaç 2013 için açıklanan %4 genel ekonomik büyüme hedefinin ancak inşaat sektörünün bu hedefin iki katı kadar büyümesiyle mümkün olabileceğini belirtti. İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr. Kerem Alkin ise 2012 için planlanan yumuşak inişin beklenenden daha sert olduğunu söyledi. Önümüzdeki yıl, rotamızın ne olacağını sıkça konuşacağımızı belirten Alkin, “2013’te acaba ABD ile Japonya’yı mı yoksa Fransa ile İtalya’yı mı konuşacağız” diyerek Türk ekonomisinin 2013’te %4 büyüyebilmesi için inşaat sektörünün ivmelenmesi gerektiğini vurguladı. Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetlerinden ekonomist Dr. Can Fuat Gürlesel; “2012 yılı inşaat, konut ve gayrimenkul sektörüne baktığımızda kamu ve özel sektör inşaat harcamalarındaki artışın bir önceki yıla göre yeterli olmadığını görüyoruz. Buna karşın inşaat sektörünün istihdam yaratmadaki önemli rolü devam ediyor” şeklinde konuştu. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

İstanbul Ticaret Odası, Projeleri ve Yeni Logosuyla 2023 Vizyonu İçin Güçlü Kaynak Olmayı Sürdürüyor

131 yıllık köklü tecrübesi ve tüm sektörlerden 320 bin kayıtlı üyesi ile dünyanın en büyük beş odasından biri olan İstanbul Ticaret Odası, Türkiye’nin 2023 vizyonuna hizmet eden lider kurumlarından biri olarak projelerini yeni dönemde de tüm hızıyla sürdürüyor.

Türkiye’nin marka kimliği duayenlerinden Bülent Erkmen yönetimindeki BEK Tasarım tarafından tasarlanan yeni logo, Türk ticaretinin uluslararası alanda güçlü simgelerinden biri olacağı için ayrıca önem taşıyor. İstanbul Ticaret Odası’nın yeni logosu ve gelecek dönem hedefleri bir basın toplantısı ile paylaşıldı. Toplantıya İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı İbrahim Çağlar, İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş ve İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Şekib Avdagiç katıldı. Yeni logonun tanıtım filmi, 3 boyutlu hologram teknolojisi ile sunuldu. Türkiye’nin gelecek vizyonuna hizmet eden köklü bir kurum olan İstanbul Ticaret Odası, gelişen ve güçlenen kurumsal kimliğini yansıtması açısından logosunda da değişikliğe gitti. İstanbul Ticaret Odası’nın 12 Temmuz 1974’ten bu yana kullandığı eski logo yerine Türkiye’nin önde gelen marka kimliği duayeni Bülent Erkmen’in hazırladığı logonun kullanılmasına oy birliğiyle karar verildi. İstanbul Ticaret Odası’nın çok yönlü kimliğini yansıtan, Bülent Erkmen’in dört aylık bir çalışma sonucunda hazırladığı logoda, farklı yönlere ancak aynı devinim içinde uzanan uçlar, Odanın farklı sektörleri, düşünceleri ve talepleri aynı çatı altında toplaması gerçeğinin dışa vurumunu ifade ediyor. Gelişim ve değişimin simgesi olan turkuaz renginden oluşan logonun ahenk içindeki hareketli yapısı ise Oda bünyesindeki farklı talep ve görüşlerin Odayı sinerji ve dinamizme yönlendirmesini temsil ediyor.

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nden Teknopark İstanbul’a, ÖZİMEK’ten İhracata İlk Adım’a hayata geçirdiği çok sayıdaki öncü projelerle artık sadece tek şehrin değil tüm Türkiye’nin uluslararası ticaretine yol gösteren bir kuruma dönüşen İstanbul Ticaret Odası, gelecek vizyonuna paralel son yıllarda daha da gelişen ve güçlenen kurumsal kimliğini en iyi şekilde yansıtacak yeni logosuna da kavuştu.

62

İTO Meclis Bşk. İbrahim Çağlar, İTO Yön. Kur. Bşk. Murat Yalçıntaş, İTO Bşk. Yrd. Şekib Avdagiç, İTO Yön. Kur. Üye. Mehmet Develioğlu, İsrafil Kuralay ve İTO Genel Sekreteri Dr. Cengiz Ersun

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

İzocam Eğitimin Gücüne İnanıyor, Sektöre Verdiği Eğitim Desteğini Sürdürüyor yalıtımı, yalıtım uygulamaları, BEP ve Enerji Kimlik Belgesi hakkında detaylı bilgiler verildi.

İzocam’ın, Türkiye genelinde verdiği eğitimler Antalya, Burdur ve Isparta’da gerçekleştirildi. Yapı denetim firmaları, proje büroları, uygulamacı ekipler ile kamu kurumlarının teknik ekiplerine yönelik olarak düzenlenen seminerde, binada mantolama, yangın güvenliği ve yapı kimyasalları başlıkları ele alındı.

Isı yalıtımı nedir, ısı yalıtımının faydaları nelerdir, mantolamada kullanılan yalıtım malzemeleri seçilirken nelere dikkat edilmelidir, mantolamanın yangın güvenliğine faydaları nelerdir, “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” neleri içeriyor ve “Enerji Kimlik Belgesi” nasıl edinilir sorularının cevap bulduğu seminerlerden Antalya’da 100, Burdur’da 80 ve Isparta’da ise 200 sektör temsilcisi yararlandı.

Antalya, Burdur ve Isparta’da inşaat ve yalıtım sektörü ile ilgili yaşanan sorunların çözülebilmesi, ihtiyaç duyulan bilgilerin sağlanabilmesi için düzenlenen seminerde ısı

İzocam Apartman ve Site Yöneticilerinin Bilgilendirilmesine Katkı Sağlıyor apartman ve site yöneticilerine adım adım yalıtım uygulaması süreçlerini anlattı. Konusunda uzman isimleri bir araya getirecek olan panelde, inşaat sektörünün dünü, bugünü ve yarını ele alındı.

Elektrik, İnşaat, Jeofizik Mühendisleri Odaları ile Mimarlar Odası’nın işbirliğinde, 17 Kasım’da Kartal Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Apartman Ve Site Yöneticileri Bilgilendirme Paneli”ne yalıtım sektörünün öncü firmalarından İzocam da standıyla katıldı. İzocam’ın uzman personeli panel boyunca,

64

Apartman ve Site yöneticilerine Türkiye’deki son gelişmelerin aktarıldığı panelde BEP Yönetmeliği, Binalarda Merkezi Sistem, Bina Yalıtımı, Ortak Yaşam Kültürü, Ortak Yaşamda Yasalar, Binalarda Mekanik Tesisat, Yangın Güvenliği, Elektrik Tesisatları, Baz İstasyonları, Bina Güçlendirme, Afet Yasası, Deprem Öncesi ve Sonrası Alınması Gereken Önlemler gibi konular ile ilgili detaylı bilgiler konunun uzmanları tarafından katılımcılara aktarıldı. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

‘iF Product Design Award 2013’den Kale’ye 2 Ödül Birden

Beyaz Saray

Kale Grubu Tasarım Bölümü tarafından tasarlanıp geliştirilen Nordic ve Beyaz Saray Serileri banyo ve sağlık gereçleri kategorisinde yarışarak, iF Product Design Award 2013 ödüllerinde; kategorilerinde farklılık yaratan en iyi tasarım olarak değerlendirildiler. Ödüller Münih Yaratıcı Sektörler Haftası kapsamında 22 Şubat 2013 tarihinde gerçekleşecek tören ile sahiplerini bulacak. Tasarım dünyasının en

prestijli ödüllerinden biri olan ‘iF Product Design Award 2013’te 2 ödül birden almaktan gurur duyduklarını dile getiren Kale Grubu Tasarım ve İnovasyondan Sorumlu Başkan Yardımcısı Sertaç Ersayın “Yenilikçi ve kullanıcı dostu tasarım anlayışımız ile gerek bünyemizdeki ekip, gerekse alanında uzman birçok tasarımcı ile işbirliği içinde ürünler yaratmaya devam ediyoruz. Bu anlamda Tasarım ve İnovasyon ekibimiz bünyesinde geliştirdiğimiz tasarımların ve tasarım yönetimi alanında oluşturduğumuz stratejide emin adımlar ile ilerlediğimizi uluslararası düzeyde de bir kez daha kanıtlamak mutluluk verici.” dedi. 1953 yılından bu yana tasarımda üstün kaliteyi simgeleyen ve ürün tasarımının tüm alanlarını kapsayan iF Product Design Awards’da bu yıl 3,011 ürün yarıştı. Jüri; tasarım kalitesi, son dokunuş, malzeme tercihi, inovasyon derecesi, çevresel etki, işlevsellik, ergonomi, amaçlanan kullanımın görsellliği, emniyet, marka değeri, markalaşma ve genel tasarım unsurları kriterlerini göz önüne alarak ödülleri değerlendirdi.

Kale Grubu’na Design Management Europe’dan “Onur Ödülü” 2007 yılında ilki düzenlenen ve bu yıl Avrupa’dan 12 ülke ve 44 firmanın aday olarak yarıştığı DME ödüllerinde, büyük ölçekli firmalar kategorisinde yarışan Kale Grubu, Beiersdof (Nivea) ve Schneider Elektric ile kalarak “Onur Ödülü”nü almaya hak kazandı. 2011 yılında gerçekleştirdiği yeniden yapılanma çalışmaları kapsamında Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek, Tasarım ve İnovasyon’dan Sorumlu Başkan Yardımcılığı pozisyonu oluşturan Kale Grubu’nun, en önemli odaklanma alanlarından birini tasarım yönetimi ve inovasyon oluşturmaktadır. Beş senelik bir zaman diliminde tasarım odak alanını destekler şekilde gerek bünyesindeki tasarım ekibi gerekse uluslararası birçok tasarımcı ile işbirliği ile projeler ortaya koyan ve birçok uluslararası tasarım ödülleri kazanan Kale Grubu, Design Management Europe’dan aldığı “Onur Ödülü” ile bu alanda oluşturduğu stratejide emin adımlar ile ilerlediğini bir kez daha kanıtladı. Ödül gecesinde Kale Grubu adına ödülü alan Tasarım ve İnovasyon’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı Sertaç Ersayın, bu başarının grup adına çok büyük önemi olduğunu

66

vurgularken, tasarım stratejilerinin ve tasarım yönetiminin firma içindeki öneminin bir kez daha vurgulandığını ve bu alandaki başarının uluslararası düzeyde de kanıtlandığını ifade etti. Yarışma değerlendirmesinde Kale Grubu’nun öne çıktığı alanlar jüri tarafından “değişimin tasarım odaklı olması” ve “tasarım koordinasyonunda mükemmeliyetçi yaklaşım” olarak tanımlanırken, grubun gerek ürün yaklaşımları, gerekse tasarım yönetimi süreçleri ve tasarım alanında sürdürülebilir bir yaklaşım ile desteklediği sosyal sorumluluk projeleri ödülü almasındaki en büyük etken olarak gösterildi. Firmaların tasarım alanındaki yönetim stratejilerini ve tasarıma bakış açılarını değerlendiren Design Management Europe (DME) Ödülleri, Avrupa’da öncü birçok markayı, tasarımla farklılaşma ve katma değer yaratmaları açısından irdelemektedir. Her yıl, firma büyüklük ölçeklerine göre 5 farklı kategoride gerçekleştirilen DME ödül sistemi, dünya çapında bilinen tasarım ödüllerinin aksine, yalnızca tasarımı ödüllendirmenin ötesinde tasarımın katma değer yaratarak şirket stratejilerini nasıl etkilediğini değerlendiren bir yarışma olarak konumlandırılmaktadır.

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

Kaleseramik Tüm Seramik Ürünlerine Çevresel Ürün Deklarasyonları (EPD) alan ilk Türk Seramik Firması Oldu

Kaleseramik bir ilke daha imza atarak yer, duvar, dekor, porselen karo, sinterflex ve vitrifiye grupları olmak üzere tüm seramik ürün gruplarında Çevresel Ürün Deklarasyonları (EPD) almaya hak kazanan ilk Türk firması oldu. Alman İnşaat ve Çevre Birliği IBU (Institut Bauen und Umwelt) tarafından onaylanan “Çevresel Ürün Deklarasyonu” ile Kaleseramik, dünyada tüm seramik ürünlerine çevre etiketi alan ilk Türk Seramik firması oldu. Yaşam döngüsü değerlendirmesini temel alan, ürüne ait tüm süreçlerin ele alınarak çevresel etkilerinin ortaya konduğu Tip III çevre etiketi olan EPD, hammadde eldesi, enerji kullanımı ve verimliliği; malzeme ve kimyasal madde içeriği; hava, su ve toprağa verilen emisyonlar; atık oluşumu gibi kategorilerin değerlendirilmesi sonucu verilmektedir. Kaleseramik bu belgeyi almaya hak kazanarak ürünlerinin tüm süreçlerinin ele alındığı yaşam döngüsü değerlendirmesiyle çevre performansını tarafsız olarak ortaya koymuş oldu.

ilgili yaptığı açıklamada “Enerji ve çevre ile ilgili sorumluluğumuzun farkındayız. Bu sebeple artık yeni bir iş modeli benimsiyor, tüm işimize bütünsel bir bakış açısı ile yaklaşıyoruz. Bu bakış açımızın merkezine yerleştirdiğimiz sürdürülebilirlik kavramıyla kaynakların gelecek nesillere azalmadan, tam tersine geliştirilerek aktarılması için, hammadde alımından imalata, dağıtıma ve tüketici kullanımına kadar, yaşam döngülerinin her aşaması ile ilgili çalışmalar yürütüyoruz. 2010 yılından beri devam eden verimlilik ve tasarruf çalışmaları ile sektörümüzün en önemli girdisi olan doğalgaz ve elektrik tüketimlerinin her birinde, 2009 yılına göre m2 başına %10’un üzerinde tasarruf sağladık. Aynı dönemde seramik sektöründe yine önemli bir kaynak olan su tüketimini %20 azalttık. Enerji tasarrufuna yoğunlaşmış yatırımlarımız ile 2011 yılında tüm enerji girdilerimizde m2 başına %10,4’lük bir tasarruf gerçekleştirdik. Bu başarılı çalışmalarımızın sonucunu olarak da Çevresel Ürün Deklarasyonları almaya hak kazandık. Attığımız bu adımla seramik sektöründe sürdürülebilir ürünlere olan ilgiyi artırmayı teşvik etmeyi amaçlıyoruz.” dedi.

Kale Grubu Yapı Ürünleri Grubu Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı İhsan Karagöz konu ile

68

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

NG Kütahya Seramik’e Dünyaca Ünlü Good Design’dan 3 Ödül Birden

NG Kütahya Seramik’in Yiğit Özer imzalı yeni Nexus koleksiyonu GOOD DESIGN tarafından 2 farklı kategoride 3 ödüle layık görüldü. Dünyanın en prestijli tasarım ödülleri programı GOOD DESIGN, Nexus koleksiyonundaki Hexa ve Penta serilerini “Yapı Ürünleri/ Malzemeleri” kategorisinde ödüllendirdi. Penta serisi aynı zamanda “Zemin ve Duvar Kaplamaları” kategorisinde ödül aldı. NG Kütahya Seramik, bu kategorilerde ödül alan tek Türk firması oldu.

Chicago Mimarlık ve Tasarım Müzesi’nin düzenlediği GOOD DESIGN ödülleri, Avrupa, Asya, Afrika ve Kuzey ile Güney Amerika bölgelerindeki yeni tüketim mallarının değerlendirilmesi sonucunda veriliyor. NG Kütahya Seramik’in Nexus koleksiyonu tasarım ve inovasyon, sürdürülebilirlik, yaratıcılık, kurumsal kimlik, çevreye karşı duyarlı tasarım, insan faktörü, malzeme, teknoloji, grafik tasarım, ambalaj ve evrensel tasarım gibi kriterlerde değerlendirildi. NG Kütahya Seramik, genç Türk tasarımcı Yiğit Özer’in tasarladığı Versatile Koleksiyonu Arc ve Axis serileriyle 2011 yılında ‘Red Dot Design Award Best of the Best’i kazandı. NG Kütahya Seramik, bu ödülü kazanan ilk ve tek Türk firması olmasının yanı sıra seramik sektöründe de bu ödülü alan ilk firma oldu. NG Kütahya Seramik Versatile Koleksiyonu ARC serisi ise tasarım alanında dünyanın en çok tanınan ve en prestijli ödüllerinden biri olan ‘IF Product Design 2011’i kazandı. NG Kütahya Seramik’in, fonksiyonellik ve yaratıcılığı birleştiren tasarımlarıyla aldığı ödüller bu alandaki iddiasını tüm dünyaya kanıtlıyor.

NG Kütahya Seramik’ten Çorlu’da Büyük Açılış 22 Kasım Perşembe günü Çorlu’da görkemli bir açılış gerçekleşti. NG Kütahya Seramik’in Çorlu’daki iş ortağı Kırcalı Yapı’nın 1500 metrekarelik yeni showhouse’u saat 13:00’da başlayan törenle hizmete açıldı. Kırcalı Yapı’nın sahibi Melahat Kırcalı ve Mahmut Kırcalı’nın ev sahipliğinde gerçekleşen, Tekirdağ Milletvekili Bülent Belen, Kütahya Porselen Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Nafi Güral, Kütahya Seramik Porselen Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Güral ve bölgenin ileri gelenlerinin de katıldığı açılış töreninde NG Kütahya Seramik’in göz alıcı ürünleri yoğun ilgi gördü.

görkemli showhouse’da NG Kütahya Seramik’in Origitile Koleksiyonu’nun en son örnekleri, “seramiğin geleceği” olarak tanımlanan ve altıgen formların mükemmel uyumunu sergileyen Nexus serisi, dünyaca ünlü IF Product Design 2011 ve Red Dot Design Award Best Of The Best 2011 tasarım ödüllerinin sahibi Versatile ve cam dünyasının en son güzellikleri Brezza koleksiyonları da sergileniyor.

50’nin üzerinde canlı mekanın yer aldığı bu

70

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

ODE Ailesi, İspanya ve Belarus’u Fethetti Bayi ağını her geçen gün genişleten ODE Yalıtım, 2012 yılı sona ererken başarılı bayilerini ve eşlerini İspanya ve Belarus’ta ağırladı. 7-11 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen gezide ODE Yalıtım Bayileri tarihi mekanları, müzeleri gezdiler. İspanya’nın ünlü tapas’larını da deneyen ODE Bayileri ve eşleri unutulmaz bir gezi yaşadılar. ODE Yalıtım, 28 Kasım-1 Aralık ve 12-15 Aralık tarihleri arasında da Belarus’un başkenti Minsk’e bir gezi düzenledi. Çok eğlenceli ve keyifli geçen bu gezilerde, katılımcılar Kutsal Ruh Katedrali, St. Peter ve Paul Kilisesi, Troistskoya Bağımsızlık Meydanı, 2. Dünya Savaşı kahramanları anısına yapılmış Zafer Anıtı’nı ziyaret ettiler. Minsk’te bol bol gezme ve alışveriş yapma imkanı bulan bayiler 3. gün akşamı da gala yemeğine katıldılar.

ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan TÜSİAD Yönetiminde seçilen Muharrem Yılmaz’ın listesinde yer alan ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan aynı zamanda ENDEAVOR Danışma Kurulu Üyesi, SEDEFED Yönetim Kurulu Üyesi, TURKONFED Yönetim Kurulu Üyesi’dir. Turan ayrıca İZODER, XPSDer, BİTÜDER’in kurucu üyeleri arasında yer almaktadır. İMSAD Yönetim Kurulu Üyeliği görevi de yürüten Turan 20072011 yılları arasında da İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapmıştır. 1984 yılında ODE Yalıtım A.Ş. firmasını kuran Turan, 1981 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünü bitirdi. 1982 yılında Marmara Üniversitesi İşletme Yüksek Lisansı’nı tamamladı ve daha sonra Marmara Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde lisansüstü seviyesinde dersler verdi. Orhan Turan

Ocak ayında gerçekleştirilen TÜSİAD 43. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, TÜSİAD Yönetim Kurulu’na yedek üye seçildi. İki dönem görev yapan Ümit Boyner’in yerine

72

TUGİAD’ın yayınladığı “Genç Girişimcilerin Başarı Sırları” adlı kitapta yer alan Turan, 2007 yılında Ernst & Young, Fortis, CNN Türk, Milliyet’in düzenlediği yarışmada “Yılın Girişimcisi” ödülünü aldı, Monte Carlo’da düzenlenen “Dünya Yılın Girişimcisi” yarışmasında Türkiye’yi temsil etti. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

Pakplast’ın Mersin Tesisatçı Semineri’ne Büyük İlgi Yapı sektörünün öncü kuruluşlarından Pakpen Şirketler Grubu’nun çatısı altında alt ve üst yapı boru üretimi yapan Pakplast, Türkiye genelinde düzenlediği Tesisatçı S e m i n e r l e r i ’n e devam ediyor. Tesisatçıları ürünleri hakkında bilgilendirmek ve sektörün gelişiminde kendine düşen sorumluluğu yerine getirmek amacıyla geçtiğimiz yıl düzenlemeye başladığı seminerler serisinin 19.’cusunu Mersin’de gerçekleştirdi. Pakplast Tesisatçı Semineri Mersin’de de büyük ilgi gördü.

seminere çok sayıda tesisatçı katıldı. 250 tesisatçının katılımıyla gerçekleşen seminerde Pakplast’ın üretim teknikleri, rekabetteki farkı ve uygulamada dikkat edilmesi gereken noktalarla ilgili bilgi verildi. Yaşam koçu ve eğitmen İsmail Karasu da “Kazanan İnsan Olma” konulu bir sunum yaptı.

Mersin Radisson Otel’de düzenlenen ve Pakplast Üst Yapı Boru Grubu Satış Müdürü Aykut Tekinalp’in açılış konuşmasıyla başlayan

Tüm katılımcılara, katılım sertifikasının verildiği seminer sonunda düzenlenen akşam yemeği ile bütün misafirler eğlenceli saatler geçirdi.

Pakpen 11 Yılda 30 Kat Büyüdü 2012’yi 420 Milyon TL Ciro ile Kapattı

Türkiye’de bir bina için gerekli birçok yapı malzemesini birlikte üreten Pakpen Şirketler Grubu, 420 Milyon TL ile 2012 yılı ciro ve yüzde 20 büyüme hedeflerine ulaştı. Yıllık 250 bin ton plastik, 500 bin metreküp yalıtım malzemesi üretimi ve 650’i aşkın uzman çalışanıyla sektöründe ilk 5 büyük üretici arasında yer alan Pakpen, 2013 yılında ise yüzde 20’nin üzerinde büyüyerek 500 Milyon TL’nin üzerinde ciroya ulaşmayı ve İSO 500 sıralamasında 226. sıradaki yerini daha da yukarılara taşımayı hedefliyor.

74

Pakpen, pencereden bahçe aksesuarına, dış cepheden kapıya, borudan yalıtım ürünleri ile tüketicinin farklı ihtiyaçlarına çözüm üretiyor. Pakpen Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tuza “40 yılı aşkın bir süredir istikrarlı bir büyüme içinde olduk. Yaptığımız yatırımlarla iç piyasadaki pazar payımızı artırmaya devam edeceğiz; ancak asıl büyük büyümeyi dış satışlarımızdan sağlama hedef ve gayreti içinde olacağız. En son teknoloji ile donatılmış fabrikamızda kalitemizden ödün vermeden üretime devam edeceğiz. Özellikle ihracat artışı ve yaratılacak ek istihdamla da ulusal ekonomiye olan katkımızı artırarak sürdüreceğiz. Önümüzdeki yıllarda; Ar-Ge çalışmalarımızın sonuçlarının daha belirgin şekilde alınacağı, ürünlerimizin farklılaşarak kalitesiyle daha da üst mertebelerde konumlanacağı, maliyet ve verimliliklerimizin de artırılarak daha büyük atılımlar için karlılığımızın ve rekabet gücümüzün büyütüleceği bir planlama içinde olacağız” dedi. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

Boru Sektörü Büyüme Hedefleri 2013 PIPEXPO Fuarı’nda Belirlenecek

Türkiye boru sektörü, orta ve uzun vadeye ilişkin büyüme hedeflerini sektörün buluşma noktası PIPEXPO 3. Boru, Pompa, Vana, Filtre Endüstrisi Fuarı’nda bir araya getiriyor. PIPEXPO, Türkiye’yi enerji koridoru haline getiren büyük projelerin mimarı sektör temsilcilerini, WATECO 6. Su Arıtma, Çevre ve Atık Yönetimi, Temiz Enerji Sistem, Ürün ve Teknolojileri Fuarı ile birlikte 16 – 19 Mayıs 2013 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde buluşturuyor. Türkiye boru sektörü, enerji projeleri ve inşaat sektörüyle 2011 yılında büyük atılımlar yaptı. Boru sektörünün geleceği açısından büyük bir adım olarak nitelendirilen projelerde Türk borularının kullanılmasıyla sektör, 2011 yılında ihracat oranlarında artış sağladı. 2011 yılını yaklaşık 1,69 milyar dolar ihracat ile kapatan Türkiye çelik boru sektörü, dış ticaret dengesinde fazla veren sektörlerden birisi haline geldi ve 2023 yılı çelik boru ihracat hedefi 7,9 milyar dolar olarak belirlendi. Türkiye ekonomisinde lokomotif sektörlerden

76

biri haline gelen boru sektörünün en önemli buluşma noktası PIPEXPO Fuarı, 16 – 19 Mayıs 2013 tarihlerinde ekonomiyi daha verimli hale getirmeyi hedefliyor. Başta inşaat sektörü olmak üzere tarım ve hayvancılık, enerji, makine, kimya, lojistik ve gıda üretim sektörlerinin en önemli yapı taşlarından biri olan boru sanayinin gelişimine paralel olarak beklentilerin üzerinde bir hareketlilik sağlayan 3. PIPEXPO Fuarı; büyük bir ticari potansiyele de öncülük ediyor. Fuar; Türkiye’de üretilen çelik ve plastik borularının iç pazar ve dış pazara tanıtımının yapılması konusunda önemli bir noktada durarak, Türk boru sektörünün beklentisi olan yeni pazarlara ulaşımında önemli bir pazarlama platformu görevi üstleniyor. Fuara inşaat, yapı, proje müteahhit şirketleri, mühendis, mimar, nalbur, temiz ve atık su taşıma sistem firmaları, yapı marketleri, yapı malzeme satıcıları, doğalgaz taşıma sistem firmaları ile enerji üretim firmaları ve belediyelerin ziyaretçi olarak katılımı gerçekleşiyor. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Haberler PIPEXPOXPO Fuarının Gelişimi Türk boru sektörünün dünyaya açılmasında farklı işbirlikleri sağlayan PIPEXPO, ülke ekonomisine ciddi katkılar sağlayarak dünyanın da Türkiye boru sektörünü takip etmesine aracılık ediyor. 2010 yılında ilk kez düzenlenen PIPEXPO, sektörün beklentileri doğrultusunda yeni pazarlar yaratmak için önemli bir başlangıç yaptı. PIPEXPO tüm sektör temsilcilerine yeni pazarlar yaratma sözünü yerine getirmeyi başardı. TÜYAP tarafından yıl boyunca sürdürülen tanıtım ve tutundurma çalışmalarının sonucu olarak özellikle yurtdışından misafir edilen alım heyetleri katılımcı firmalar tarafından büyük memnuniyetle karşılandı. PIPEXPO 2. Boru, Pompa, Vana Filtre Endüstrisi Fuarını UNICERA 23. Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı ile eşzamanlı yapılmasının sağladığı katkıyla 72 ülkeden 60.841 kişi ziyaret etti. Fuar ikinci uygulamasının ardından Türk boru sektörü kararlı yürüyüşünü sürdürdü. Bu çerçevede iki yıl gibi kısa bir sürede sektörün hedeflediği yeni pazarlara ulaşmayı başaran PIPEXPO Fuarı, önümüzdeki dönem için katılımcılara ve sektöre güç ve güven vermektedir.

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

77


Haberler

Protherm Türkiye’deki 10. Yılını Kutladı

Vaillant Group markalarından Protherm, Türkiye’deki 10. yılını, 12 Ekim Cuma günü, Marriott Asya Oteli’nde yapılan özel bir toplantıyla kutladı. Toplantıya, Vaillant Türkiye Genel Müdürü Levent Taşkın, Vaillant Group Türkiye Servis Direktörü Aykut Babila, Protherm Türkiye Marka Müdürü Yusuf Türkel, Vaillant Group Türkiye yöneticileri ile Türkiye genelindeki 80 Protherm Bayisi katıldı. Toplantının ilk bölümünde Protherm Türkiye’nin kuruluş ve 10 yıllık serüveni hakkında bilgi veren Yusuf Türkel şunları söyledi: “Türkiye genelinde 2000 firmalık bir dağıtım ağına ulaşan Protherm, kuruluşundan bu yana 10 yıllık süre içinde hızlı ve başarılı bir büyüme sergilemiştir. Her yıl ciro ve pazar payı bir önceki yıla göre katlanarak büyümüş ve sektörün önemli markalarından biri haline gelmiştir. Kaliteli ve dayanıklı ürünleri sayesinde Protherm seçkin yaşam alanlarının da tercihi olmaya devam etmektedir.” Yapılan toplantıda Protherm’in yeni Yoğuşmalı Duvar Tipi Kombisi Leon da katılımcılara tanıtıldı. Leon kombi, 24 kw – 30 kw kapasite aralığında, % 102 yoğuşma verimi ve 4 yıldız verim sınıfı (92/42/EEC) ile düşük yakıt sarfiyatı ile katılımcılardan tam not aldı. Toplantıda, Aykut Babila da Protherm Türkiye’nin servis yapılanması hakkında bir sunuş yaptı. 2003 yılında Protherm servis ağının

78

kurulduğunu belirten Babila, yıllar içinde servis yapılanmasının geliştirildiğini, yeni ve modern araç alımlarının artarak devam ettiğini, yeni servis ekipmanları ile araçların daha donanımlı hale getirildiğini ve servis personellerine sürekli eğitimler verilerek hizmet kalitesinin artırıldığını belirtti. Babila ayrıca 2006 yılında Akıllı Servis hizmeti (Mobil KDT)’nin devreye girdiğini ve bu sayede daha hızlı, teknik ve standart servis hizmeti ile Türkiye’nin her yerinde tek tip ve kaliteli bir hizmetin sunulduğunu ifade etti. Babila, Protherm’in Türkiye’de 77 il merkezi 138 ilçede toplam 1034 Extern ve İntern Servis elemanı ile hizmet verdiğini de sözlerine ekledi. Vaillant Türkiye Genel Müdürü Levent Taşkın da, ‘bir ekip olarak çalışmanın temel şartları’ hakkında bir sunuş yaptı. Taşkın, güven, ortak bir amaç için birlikte hareket etme, kararlı ve hedef odaklı çalışma gibi kavramlar üzerinden Protherm’in sağladığı başarıyı vurguladı. Levent Taşkın konuşmasının diğer bölümünde genel olarak dünyada, Avrupa’da ve Türkiye’de ısıtma soğutma sektörünün mevcut durumu ve yeni trendler, doğal kaynakların durumu, ülkelerdeki nüfus harekeleri ve iklimlendirme pazarı hakkında bilgi verdi. “Vaillant Group’un desteğiyle Türkiye’de nice 10 yıllara hep birlikte” mesajının vurgulandığı toplantıda ayrıca 10 yıllık süreçte beraber olunan firmalara ve bu başarıda emeği geçen yöneticilere plaketleri verildi. Toplantının sonunda gala yemeğine katılan davetliler eğlenceli zaman geçirdiler. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

İnşaat Sektörünün İki Önemli Şirketi Seranit ve Polisan Güçlerini Birleştirdi İnşaat sektörünün önde gelen iki şirketi Seranit Yapı Grubu ve Polisan Boya, güçlerini birleştirerek ortak bir projeye imza attı. Bu anlaşma kapsamında, bugüne kadar pek çok inovatif ürünü sektöre kazandıran ve güçlü Ar-Ge’siyle sektörde fark yaratan Seranit’in iç mekanlar için geliştirdiği yeni ürünü, Polisan’ın Türkiye geneline yayılmış 7 bin satış noktasında tüketiciye ulaşacak. Türkiye inşaat sektörü için önemli bir adım olarak görülen bu işbirliği ile; Ar-Ge ve satış ağı güçleri tek çatıda toplanacak. Son 10 yılda Ar-Ge çalışmalarına büyük önem veren ve her yıl cirodan yüzde 5 pay ayıran Seranit, inovatif ürün yaklaşımıyla inşaat sektöründe farklılaşırken, Polisan da, güçlü bayi yapısıyla boya sektörünün en önemli şirketleri arasında yer alıyor. Türkiye’nin geleceğinin Ar-Ge’de olduğu gerçeğinden yola çıktıklarını dile getiren Seranit Yapı Grubu Başkanı Hamdi Altunalan “Seranit markası olarak ürün geliştirme konusuna büyük önem veriyoruz. Yeniliğin farklılığa, farklılığın da katma değere dönüştüğünü söylemek yanlış olmaz. Sektörümüz ancak bu bakış açısıyla büyüyecek ve gelişecektir. Bununla beraber geliştirdiğiniz ürünlerinizin nihai tüketiciye ulaşması da bir o kadar önemli. Bu kapsamda; Polisan ile yapmış olduğumuz bu işbirliği ile iki kritik konuda güçlerimizi birleştirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Bugün 7 bin satış noktasına sahip ve Türkiye geneline yayılmış güçlü bayi ağıyla boya sektörünün lideri konumunda olan Polisan’la güçlerimizi

80

birleştirmek konusunda ilk adımı attık. Umarım gelecekte de benzer projeleri hayata geçirerek sektörümüze katma değer yaratmaya devam ederiz.” dedi. Araştırma ve geliştirmenin öncelikli öneme sahip olduğunu ve güçlü satış ağının da, önemli bir tamamlayıcı unsur olduğunu dile getiren Polisan Holding CEO’su Erol Mizrahi de Seranit’le gerçekleştirdikleri işbirliğine ilişkin şunları söyledi: “Kanal seçimi pazarlama karmasının önemli bir parçasıdır. Markalar kendisini doğru temsil eden, ürün ve hizmetlerini kesintisiz sahaya sunan, yeni ürün ve eğilimlere hızlı uyum sağlayan bir kanal yapısı kurmaya çalışırlar. Kanal üyeleri olan bayiler ise, ürün ve hizmetlerini sunduğu şirketin ticari olarak kendisine kar sağlayacağına, istikrarına, markasına, teknolojik, organizasyonel ve yatırım gücüne güvenmek ister. İşte bu noktada kimya sanayinde 50 yıllık geçmişe sahip Polisan Holding’in güçlü iştiraki Polisan Boya ve sektörünün lider kuruluşu Seranit Yapı Grubu’nun buluştuğu bu ilk projenin yaratacağı sinerjinin gücüne yürekten inanıyorum. Boya sektörünün en yaygın dağıtım ağına sahip lider kuruluşu olarak uzun soluklu ve güvene dayalı ilişkilerle tesis ettiğimiz bayi organizasyonumuza Seranit işbirliği ile sunacağımız yeni ürünler, inovasyona verdiğimiz önem çerçevesinde bugüne kadar sektöre kazandırdığımız birçok ilkin devamı niteliğinde olacaktır.” Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

Türkiye Seramik Sektörü’nün Yol Haritası: Türkiye Seramik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı Açıklandı Seramik sektörünün yol haritası niteliğindeki ''Türkiye Seramik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı'', Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün tarafından 21 Ocak’da İstanbul’da kamuoyuna açıklandı. İstanbul Four Seasons Hotel Bosphorus’da yapılan tanıtım toplantısında Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Zeynep Bodur Okyay ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet

82

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Haberler Büyükekşi tarafından yapılan konuşmaların ardından; devlet ve özel sektör işbirliğiyle hazırlanan “Seramik Sektörü Strateji Belgesi ve Eylem Planı” Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün’ün açıklamasıyla uygulamaya geçti.

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

83


Haberler

GÜNDER’den Vaillant’a Teşekkür Plaketi Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu–Türkiye Bölümü (GÜNDER), 20. kuruluş yıldönümü kutlaması çerçevesinde “Türkiye’de Güneş Enerjisinin Kullanımı ve Gelişimi” konulu özel bir panel düzenledi. Panel, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın katılımıyla, 19 Aralık 2012 tarihinde Rixos Grand Ankara’da gerçekleşti. Geniş bir “Türkiye’de “Türkiye’de başlıklı iki gerçekleşti.

katılımcı profili olan panelde, Güneş Elektriği Uygulamaları” ve Güneş Enerjisi Isıl Uygulamaları” farklı oturum eş zamanlı olarak

ileriye yönelik ihtiyaçlar ve çözüm önerileri sektörün tüm paydaşları tarafından belirlendi.

Türkiye’de güneş elektriği ve ısıl uygulamalarının üniversite, sanayi ve kamu katılımında tüm yönleriyle ele alındığı bu özel buluşmada; kısa bilgilendirici sunumların ardından sektörlerin sorunları tüm katılımcılarla birlikte ele alınarak

Panel sonrasında düzenlenen gala gecesinde, sektöre katkılarından dolayı Vaillant Türkiye’ye bir teşekkür plaketi verildi. Plaketi, Vaillant Türkiye Genel Müdür’ü Levent Taşkın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın elinden aldı.

Vaillant Eğitim Bölümü 2012 Yılı Eğitim Programını Tamamladı

Vaillant Türkiye Eğitim Bölümü 2012 yılı boyunca, İstanbul, İzmit, İzmir, Adapazarı, Bursa ve Ankara gibi çeşitli illerde gerçekleştirdiği eğitimlerde pek çok farklı branşta yaklaşık 1.300 kişiye eğitim verdi. Vaillant Eğitim Bölümü verdiği harici eğitimler kapsamında, Vaillant ailesine katılmış yeni bayilerin eğitimleri, Vaillant bayilerinin yeni ustaları için verilen montaj ve tesisat tekniği eğitimleri, sertifikası olan ustaların sertifikalarını uzatmak üzere yapılan eğitimler ve sertifika sınavları yapıldı. Ayrıca, yenilenebilir enerjilerle ilgili mevzuat, güneş enerjisi alanının temel kavramları, kolektörlerin montajı ve Vaillant ürünleri konularında eğitimler, ısı pompaları ve uygulamaları, duvar tipi kaskad sistemler ve uygulamaları, yer tipi

84

kazanlar ve tesisat uygulamaları, aktif satış ve satış kapama teknikleri, finans eğitimleri, otomatik kontrol sistemleri eğitimleri, yoğuşmalı cihaz ve sistemleri eğitimleri gibi birçok farklı konuda eğitimler verildi. Üniversitelerden gelen talepleri de geri çevirmeyen Vaillant Eğitim Bölümü, Hacettepe Üniversitesi yüksek lisans öğrencilerine yenilenebilir enerjiler ve güneş enerjili sistemler konusunda eğitimler verdi. Dâhili eğitimlerde ise özellikle servis alanında hizmet veren personelin eğitimleri gerçekleşti. Eğitimler içeriğine göre, 2 gün ile 25 gün arasında değişen sürelerde, çeşitli periyotlarla tekrarlandı. Vaillant Türkiye Genel Müdürü Levent Taşkın, konuyla ilgili olarak şunları belirtti: “Vaillant 20 yıldır Türkiye’de satış ve satış sonrası hizmetlerini maksimum müşteri memnuniyeti hedefiyle yürütüyor. Gerek teknolojik gelişmeler, gerekse sektörün dinamik ve değişken yapısı sürekli eğitimleri gerekli kılıyor. Bünyemizdeki uzmanlar tarafından içeriği oluşturulan bu eğitimler sayesinde, Türkiye’nin her noktasında yüksek kalite standardımızı sağlayabiliyoruz. Eğitim bölümü olarak gelecek yıl için planlamalarımızı şimdiden oluşturduk.” Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Haberler

VitrA’nın Enerji Projesine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan Ödül Eczacıbaşı Yapı Gereçleri A.Ş., atık ısıdan enerji geri kazanımı sağlayan projesiyle, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın her yıl düzenlediği “Sanayide Enerji Verimliliği” proje yarışmasında jüri özel ödülüne layık görüldü. Çevresel ve finansal sürdürülebilirlik sağlayan proje, vitrifiye sektöründe ısı değiştirici kullanılarak soğutma atık ısısından enerji geri kazanımı sağlayan Türkiye ve dünyadaki ilk uygulama özelliğine sahip. VitrA’nın Bozüyük’teki seramik sağlık gereçleri üretim tesisinde geliştirilen ödüllü proje, yılda 1,4 milyon m3 doğalgaz tasarrufu sağlıyor. Fırınlardan atılan 300oC sıcaklıktaki havayı 85oC’ye düşürerek, aradaki farkın sıcak su üretimi için kullanılmasını sağlayan proje, eşdeğer üretim başına enerji tüketimini, bir önceki yıla göre %5,1 düşürdü, 2.736 ton karbondioksitin doğaya salımını engelledi. Seramik üretiminin en önemli girdilerinden birinin enerji olduğunu belirten Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Banyodan Sorumlu Başkan Yardımcısı Atalay Gümrah, projenin daha az doğal kaynak kullanımı sağladığını ve ürün maliyetlerini düşürdüğünü söyledi. Gümrah, “Bu alandaki yatırımlarımız sayesinde, Bozüyük’teki seramik sağlık gereçleri üretim tesisimiz, 2011 yılında tüm Türkiye’de organize

Atalay Gümrah

sanayi bölgelerinde harcanan doğalgazın %0,5’i kadar bir tasarruf elde etmeyi başardı. Sürdürülebilir kalkınmanın, ancak kaynakların üretimde verimli kullanılmasıyla gerçekleştirileceğine inanıyoruz. Sektörümüzde çevre ve enerji yönetim sistemi belgelerini alan ilk şirketi olarak, enerjinin verimli kullanılmasını sağlayan projelere yatırım yapmaya devam edeceğiz.” dedi.

VitrA’nın Tasarımcıları 2012’de Ödüllere Doymadı

VitrA, 2012 yılında Red Dot, iF, Good Design, Plus X, Interior Innovation, Design Innovation, Design Plus ve Design Turkey olmak üzere toplam 17 ödüle layık görüldü. Tasarımı teknolojiyle buluşturarak değer katan fonksiyonlarıyla öne çıkan ödüllü ürünlerin büyük çoğunluğu VitrA tasarım ekiplerinin imzasını taşıyor. VitrA’nın ödüllü ürünleri arasında; kabartma deseniyle mekanlara 3. boyutun zenginliğini katan karo serisi Balance,

86

banyosunu renklendirmek isteyenlere farklı alternatifler sunan yeni Water Jewels çanak lavaboları, adını aldığı takım yıldızlarının geometrik formunu banyolara yansıtan Sirius gömme rezervuar paneli, doğadan ilham alan tasarımıyla banyoların havasını değiştiren Options Lux banyo mobilyaları ve su aktıkça yanan LED aydınlatması ve Bluetooth bağlantılı müzik sistemiyle dikkat çeken Notte kompakt duş ünitesi yer alıyor. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Söyleşi arasında İntema A.Ş.’nin Murahhas Azalığını yaptım. Halen Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkanlığı görevini sürdürüyorum. Başta Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu kuruluşları olmak üzere birçok kuruluşta yönetim kurulu üyeliklerim bulunuyor. “1.600’ü yurtdışında toplam 6.250 çalışanı olan Grubun 15 üretim tesisi bulunuyor.” Eczacıbaşı Topluluğu’nun temel faaliyet alanlarından birinde üretim yapan Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu, Türkiye’de yapı ürünleri sektöründeki en geniş ürün yelpazesine, üretim ve satış ağına sahip. Banyo ve karo ürünlerinin toplamında Türkiye’de pazar liderliğini elinde bulunduran Grup; VitrA, Artema, Engers, Villeroy&Boch, Burgbad ve İntema Mutfak markalarıyla hizmet veriyor. 1.600’ü yurtdışında toplam 6.250 çalışanı olan Grubun 15 üretim tesisi bulunuyor. Bozüyük (Bilecik), Gebze (İzmit) ve Tuzla’da (İstanbul) olmak üzere yurtiçinde 6, Almanya, Fransa ve Rusya’da ise 9 tesis yer alıyor. Yakın zamanda Rusya’daki 2. üretim tesisini de faaliyete geçirecek Grubun yıllık üretim kapasitesi; 5 milyon adet seramik sağlık gereci, 35 milyon m2 seramik kaplama malzemesi, 2,5 milyon adet armatür, 350 bin adet küvet ve duş teknesi ve 340 bin modül banyo mobilyasından oluşuyor.

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu Başkanı Hüsamettin Onanç Eczacıbaşı Topluluğu bünyesine 1978’de katıldım. 1978-1980 yılları arasında Eczacıbaşı Holding’de Bütçe Planlama Uzmanı, 1980-1983 döneminde Eczacıbaşı Holding ve Batı Alman Thyssen Indüstrie A.G.’nin ortaklaşa kurduğu Türk-Invest GmbH firmasında yatırım uzmanı olarak görev yaptım. 1983-1987 arasında Sunum A.Ş.’de Genel Müdür, 1987-1995 yılları arasında Ekom’da Genel Müdür olarak çalıştım. 1995’ten itibaren Eczacıbaşı Holding Yapı Grubu Koordinatör Yardımcılığı görevinin yanı sıra, 1996-1999

88

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu, banyo ve karo olmak üzere 2 alanda faaliyet gösteriyor: Banyo Grubu VitrA: Eczacıbaşı Yapı Gereçleri A.Ş. (EYAP), Türkiye’nin ilk ve en büyük seramik sağlık gereçleri üreticisi ve ihracatçısı unvanına sahip bulunuyor. Kuruluş, 1958 yılından bu yana VitrA markalı seramik sağlık gereçleri, 1991’den bu yana da banyo mobilyaları, küvet ve duş tekneleri üretiyor. EYAP, satışlarının %50’sini yurtdışı pazarlara yaparken, sektöründeki toplam ihracatın %50’den fazlasını gerçekleştiriyor. Banyoda kullanılan tüm ürünleri tasarlama ve üretme kapasitesiyle, dünyanın sayılı kuruluşları arasında yer alan EYAP’ın 1977 yılında Bozüyük’te kurulan tesisi; seramik sağlık gereçleri alanında dünyanın tek çatı altında faaliyet gösteren en büyük üretim komplekslerinden biri niteliğini taşıyor.

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Söyleşi Artema: EYAP, 1983’ten bu yana ürettiği armatürlerle, Avrupa’nın ilk 10 üreticisi arasında yer alıyor. Türkiye’nin ilk “tek kumandalı armatür”ünü üreten Artema’nın “Aç Kapa” sloganı, ürünün sektördeki jenerik adı haline geldi. 1995’te banyo aksesuvarları da üretmeye başlayan kuruluş, ürünlerini Türk ve yabancı tasarımcılarla birlikte geliştiriyor. Burgbad: 1946 yılında kurulan, 1966’dan itibaren banyo mobilyaları sektörüne girerek bugün Avrupa’da pazar liderliğine ulaşan Burgbad; kaliteli malzeme, modern tasarım ve işlevselliği buluşturan ürünleriyle dikkat çekiyor. 2008’den bu yana Eczacıbaşı Yapı Gereçleri bünyesinde faaliyet gösteren Burgbad’ın, biri Fransa, üçü Almanya’da toplam 4 üretim tesisinde 600 çalışanı bulunuyor. Karo Grubu VitrA: Ürünlerinin %60’ından fazlasını ihraç eden VitrA Karo A.Ş., seramik, porselen ve cam karolardan oluşan 4.000 çeşit ürün imal ediyor. VitrA Karo, banyodan havuza, bahçe ve dış cepheye kadar pek çok farklı alanda kullanılmaya uygun ürünler sunuyor. VitrA Karo A.Ş., Avrupa Birliği’nin eko-etiketini alan Türkiye’nin ilk seramik markası olma özelliğini taşıyor. Engers: 1911’de kurulan Almanya pazarının tanınmış seramik kuruluşlarından Engers, 2005’ten bu yana Eczacıbaşı bünyesinde faaliyet gösteriyor. Engers’in üretim tesisleri, Alman seramik sektörünün merkezi Rheinland Pfalz bölgesinde yer alıyor. Villeroy&Boch: Dünyanın en eski ve en çok tanınan seramik markası Villeroy&Boch, banyo grubu, karo seramik ve sofra ürünleri olmak üzere üç ana işkolunda faaliyet gösteriyor. 2007’den bu yana Eczacıbaşı bünyesinde yer alan Villeroy&Boch’un karo seramik alanındaki faaliyetlerini yürüten V&B Fliesen GmbH, ikisi Almanya’da, biri Fransa’da olmak üzere 3 fabrikada üretim yapıyor. V&B’nin banyo ve sofra ürünlerinin Türkiye’deki dağıtım ve satış faaliyetleri de Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu tarafından yürütülüyor.

Polonya, ve Benelux ülkelerindeki; VitrA Bath and Tiles ise Rusya ve BDT pazarlarındaki faaliyetleri yürütüyor. Bu bölgelerin dışındaki satış faaliyetleri ise İtalya, Dubai ve Çin‘deki ofisler ve İstanbul’daki Dışsatım Bölümü aracılığıyla gerçekleştiriliyor. “1979 yılında İstanbul-Şişli’de açılan ilk İntema mağazasının ardından, gelişen hizmet ağı ile bugün mağazalarımızın sayısı toplam 22’ye ulaştı.” İntema mağazaları, 1979 yılından bu yana, modern mağazacılık anlayışına uygun mağazaları ile banyo ve mutfak alanında komple çözümün adresi olarak hizmet veriyor. Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu tarafından üretilen banyo ve mutfak ürünleri ile, grup dışından temin edilen ithal tamamlayıcı ürünlerin yurt içinde nihai ve profesyonel tüketicilere satışının yapıldığı İntema Mağazaları, yapı malzemeleri sektörüne ilk çok katlı mağazacılık anlayışını kazandırdı. Temel amacı, yapılarda, yaşam kalitesini yükselten ürünlerin yer almasını sağlamak ve banyomutfak mimarisinde komple çözümün adresi olmak olan İntema mağazaları, başta nihai tüketiciler, mimar, müteahhit olmak üzere tüm yapı sektörüne, günün gereksinimlerine uygun, modern mağazacılık anlayışı ile hizmet vermeye devam ediyor. 1979 yılında İstanbul-Şişli’de açılan ilk İntema mağazasının ardından, gelişen hizmet ağı ile bugün mağazalarımızın sayısı toplam 22’ye ulaştı. Son dönemlerde, İntema mağazalarında müşteri memnuniyeti odaklı çözümler sunma becerimizi yenilikçi yaklaşımımızla birleştiren uygulamalar hayata geçiriyoruz. Bunların arasında tüm mağazalar ve çalışanlar arasında anlık bilgi alışverişine imkan sağlayan IntemaLive ve karekodlar aracılığıyla mağaza ziyaretçilerinin ürünlerle ilgili tüm bilgilere hızlı ve kolay ulaşmasına imkan veren Hazır Cevap sistemi ödüle layık görüldü.

Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun Türkiye’deki satış ve dağıtım faaliyetlerini İntema yürütüyor. 75’ten fazla ülkeye ihracat yapan Grup, yurtdışında da önemli bir dağıtım ağına sahip. VitrA USA ABD, Kanada ve Güney Amerika ülkelerinde; VitrA UK ise Büyük Britanya ve İrlanda’da grubun ürünlerini pazarlıyor. VitrA Bad Almanya, Avusturya, Fransa, Çek Cumhuriyeti, Hırvatistan, Hollanda, İsviçre,

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

89


Söyleşi

“Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu her alanda ürün geliştiriyor ve bütünsel bir banyo yaratmayı hedefliyor. Bunun mümkün olabilmesi için ArGe ve tasarım çok büyük önem taşıyor.” Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu, seramik banyo ürünlerinden armatürlere, kaplama malzemelerinden küvetlere ve bunları tamamlayan aksesuarlara kadar her alanda ürün geliştiriyor ve bütünsel bir banyo yaratmayı hedefliyor. Bunun mümkün olabilmesi için Ar-Ge ve tasarım çok büyük önem taşıyor. Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun Bilecik Bozüyük’teki üretim kampüsündeki 15 milyon TL’lik yatırımla 2011 yılında kurulan VitrA İnovasyon Merkezi, inovasyonu kurumsal bir değer olarak benimseyen Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun tüm Ar-Ge ekiplerini aynı çatı altında buluşturuyor. Pazar ve teknoloji odaklı inovasyon çalışmalarına öncelik verilen merkezde; banyo ve karo alanında yeni malzeme, süreç ve teknolojilere yönelik araştırma, tasarlama, geliştirme ve üretim çalışmaları yürütülüyor. Nano teknoloji, elektronik, su ve enerji, sensör teknolojisi, akustik, ergonomi ve kompozit malzeme gibi alanlar inceleniyor. Mimar ve tasarımcıların yaratıcılığını sınırlamadan, “hayal edilen” ürünlerin gerçeğe dönüştürülmesine ortam sağlayan Merkez, dünyadaki gelişmeleri ve kurum içi önerileri takip ederek inovatif fikirleri zenginleştirmeyi ve artırmayı hedefliyor. Bizim için yenilikçi bir tasarım, müşterinin farkında olmadığı ek fonksiyonlarla zenginleştirilmiş ürünler yaratmak anlamına geliyor. 2013 banyo koleksiyonlarımızda yer alan ürünlerimizin büyük bir bölümü işlevselliği ön planda tutan yenilikçi detaylar içeriyor. Küçük banyolar düşünülerek geliştirilen Secret Zone’un duvara doğru kolayca katlanabilen cam kabini,

90

duş kullanılmadığında banyoda yer işgal etmiyor. Zest duş ünitesi ise tümüyle cam ve neredeyse görünmez bir kabinden oluşuyor. Şeffaflığı ve yalınlığıyla her banyoya uyum sağlıyor; şampuan ve aksesuvar bölümü, daha konforlu bir duş keyfi sağlıyor. Roomy kompakt duş ünitesinin geniş oturma alanı, büyük ve derin çekmeceli bir saklama ünitesine dönüşüyor. Banyoda yer kaplayan, göz önünde olması istenmeyen her şey, kolayca saklanabiliyor. Wetto, banyo alanlarında görsel sadelikten yana olan veya düz ayak bir girişe ihtiyacı olanlara, çağdaş ve güvenilir bir çözüm sunuyor. Karonun altına gizlenen gider mekanizması, yekpare ve yalın bir görünüm sağlarken, daha temiz ve sade bir banyo alanı oluşturuyor. Wetto’nun yalınlığı, masajlı duş sistemleriyle birleştiğinde, teknolojinin konforunu ve keyfini uygun fiyatlarla yaşatıyor. Saklama alanı ile ısıtma fonksiyonu tek bir üründe birleşiyor. Isıtmalı bornoz ünitesi, üzerine konan ıslak havluların hızla kurumasını sağlıyor. Asma klozet, gizli monte edilebilen detay çözümü sayesinde, kesintisiz, akıcı ve estetik bir forma ulaşıyor. Girinti çıkıntısı olmaması, temizlik açısından da avantaj sağlıyor. Yavaş ve sessiz kapanan klozet kapağı sayesinde de çocuklar için güvenli ve kullanışlı bir çözüm sunuyor. VitrA İnovasyon Merkezi’nde geliştirilen IsoTile, binanın dış cephesinde yalıtım ve kaplama yapmak için farklı malzemeler kullanma zorunluluğunu ortadan kaldırıyor. Yalıtım malzemesiyle birleştirilerek izolasyon sağlayan VitrA IsoTile’da ince karoların kullanılması, binaya binen yükü azaltıyor. Dayanıklılığıyla öne çıkan, binalara estetik bir görünüm kazandıran karolar, kullanım ömrü boyunca ısı yalıtım özelliğini sürdürüyor. Dış cephelerin, klasik mantolama yöntemlerine göre %50 daha kısa sürede kaplanmasına olanak tanıyan ürün, profil kullanmadan, mekanik montaj yöntemleriyle kolayca uygulanabiliyor. Farklı boyut ve renk seçenekleriyle sunulan VitrA IsoTile; bakım ve onarım gerektirmiyor, ses ve nem yalıtımı sağlıyor. Yurtdışında yaptığımız üretimi yurtdışı pazarlarda satışa sunuyoruz. Türkiye’deki üretimimizin önemli bir bölümünü de yine dış pazarlara sunuyoruz. Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun bünyesinde 15 üretim tesisi bulunuyor. Bunlardan, Bozüyük (Bilecik), Gebze (İzmit) ve Tuzla (İstanbul) başta olmak üzere 6 tanesi yurtiçinde, toplam 9 tesis ise Almanya, Fransa ve Rusya’da yer alıyor. Yakın zamanda Rusya’da 2. üretim tesisi daha faaliyete geçecek.

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Söyleşi Bugün cironun %35’ini Türkiye’den, 35’ini Avrupa’dan, geri kalan bölümü ise Rusya ve gelişmekte olan komşu ülkelerden elde ediyoruz. Yurtdışında yaptığımız üretimi yurtdışı pazarlarda satışa sunuyoruz. Türkiye’deki üretimimizin önemli bir bölümünü de yine dış pazarlara sunuyoruz.

“İnşaat sektörü ekonominin büyümesine oranla hep daha fazla tepki gösterir.” Ekonomi genişlerken yapı malzemeleri sektörü daha fazla gelişir, ekonomi dururken de çok fazla daralır. İnşaat sektörü ekonominin büyümesine oranla hep daha fazla tepki gösterir.

“Ürünlerimiz dünya çapında yaklaşık 3.000 noktadan satışa sunuluyor.” Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu olarak, toplam üretimimizin yarısından fazlasını Orta Avrupa, Britanya Adaları ve Rusya başta olmak üzere 75’ten fazla ülkeye ihraç eder hale geldik. Son yıllarda, Irak, Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Azerbaycan gibi yükselen pazarlara da odaklanmaya başladık. Seramik kaplama malzemelerinde Türkiye’nin AB ülkelerine yaptığı ihracatta 1. sırada yer alıyor, ülkemizin seramik sağlık gereçleri ihracatının %50’sinden fazlasını gerçekleştiriyoruz. VitrA, Villeroy&Boch ve Engers Keramik markalarıyla Almanya’da lider üretici konumundayız. Ürünlerimiz dünya çapında yaklaşık 3.000 noktadan satışa sunuluyor.

Önümüzdeki 10 yıllık süreçte ise; rekabet öncesi iş birliklerinde kayda değer bir artış öngörüyorum. Türk şirketlerinin, yurtdışında organik ve inorganik büyüme faaliyetlerini sürdürmesini bekliyorum. Spesifik olarak, sektörümüzde porselen karo kullanımının giderek daha yaygın hale geleceğini söylemek mümkün.

Dünya pazarı için ana hedefimiz Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu’nun global rekabet gücünü artırmak, banyo ve seramik alanında Avrupa’nın ilk 3 grubu arasında yer almak. Bu hedefe ulaşmak için, satın alma veya ortaklık kurarak büyümeyi tercih ediyoruz. Faaliyet gösterdiğimiz pazarlardaki lojistik gücümüzü artıracak, kanallardaki hakimiyetimizi güçlendirecek, büyüme potansiyeline sahip, teknoloji ve insan kaynakları açısından katma değer yaratacak kuruluşları inceliyoruz. 2013 yılında, Türkiye’de kapasite yatırımlarının sürmesini, teknoloji ve markalaşma yatırımlarının ön plana çıkmasını bekliyoruz. Ayrıca, 2B ve kentsel dönüşüm yasalarının hayata geçmesine paralel olarak, yapı sektöründe hareketliliğin artacağını öngörüyoruz. Küresel ölçekte ise, ihracatın gelişmekte olan ülkelere doğru büyümesi ve birleşmeyle satınalmaların devam etmesi bekleniyor.

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

“Her yıl, yeni koleksiyonlarımızı Türk tüketicisiyle ilk kez UNICERA’da tanıştırıyoruz.” Avrupa’nın en büyük seramik banyo ve mutfak fuarlarından UNICERA, sektör için olduğu gibi bizler için de önemli bir fuar. Geleneksel olarak tüm üreticilerin yeniliklerini iş ortaklarıyla ve sektörle paylaştığı bir platform sunuyor. Biz de her yıl, yeni koleksiyonlarımızı Türk tüketicisiyle ilk kez UNICERA’da tanıştırıyoruz. Türk seramik sektörünün çok önemli rekabetçi avantajları var. Yetişmiş insan kaynağı ve uzun yıllara dayanan uzmanlık ve birikimin yanı sıra, hammadde ve ürün çeşitliliğine sahibiz. Son yıllarda başlayan kümelenme çalışmalarının yanı sıra, Turquality gibi devlet destekli programlar da, sektörümüzün daha fazla büyümesini destekliyor. Diğer yandan, 2008 krizi sonrasında sektörün Avrupa’daki önemli oyuncuları olan İspanya ve İtalya’nın güç kaybetmesi, Türk seramik sektörünün yurtdışında, özellikle de Avrupa’da, daha fazla büyümesini sağladı. Türk seramik sektörünün bugünkü yol haritasının 3 önemli olmazsa olmazı olduğunu düşünüyorum. Tasarım, Ar-Ge ve inovasyon... Avrupalı oyuncuların zayıflamasından kaynaklanan avantajı iyi değerlendirirken, diğer yandan yeni ve potansiyel pazar arayışlarını sürdürmeliyiz.

91


Söyleşi

Toprak Holding Yönetim Kurulu Üyesi

Ahmet Toprak Bilindiği gibi bir dönem Toprak Holding’e ait şirketler TMSF yönetimine geçmişti. Bu süreç sonrasında Toprak ailesinin tekrar geri aldığı şirketlerinden Toprak Seramik’in yeni yapılanması hakkında bilgi alabilir miyiz? 29 Haziran 2012 tarihinde yapılan protokol ile Toprak Holding’in TMSF ile bir bağı kalmamış ve tüm şirketlerini geri almıştır. Toprak Seramik çatısı altında duvar karosu, yer karosu, granit,

92

akrilik küvet, vitrifiye ve demir döküm radyatör fabrikası bulunmaktadır. Bu süreç içerisinde akrilik küvet ve demir döküm radyatör fabrikaları çalışmaya devam etmiş, diğer fabrikalarda ise üretim yapılmamıştır. 1.836.000 m2 alan üzerine kurulu üretim tesislerimiz, toplamda 274.500 m2 kapalı alana sahiptir. Bu tesislerde öncelikli yapılanmamızı teknoloji ve Ar-Ge temelleri üzerine inşa ediyoruz. Toprak Seramik’in yeniden doğduğu bu yeni süreç ile birlikte şuan faaliyette olan fabrikalarınız ve üretim şartlarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Yakın dönemde yeni yatırımlar yapmayı planlıyor musunuz? Bu döneme Toprak Seramik’in yeniden doğduğu bir süreç diyebiliriz. Önceliğimizin tasarım ve inovasyon olduğu bu süreci en verimli şekilde kullanıp daha önce de olduğu gibi trendleri belirleyen tasarım ve ebatlarımızla ön sıradaki yerimizi alacağız. Şu anda Bozüyük ve Eskişehir fabrikalarımız da üretime başladık. Her ay üretimi arttırarak Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Söyleşi hedefimiz; bayilik tesis ederken Toprak markasının kendi içerisinde rekabeti değil rakiplerle rekabetini planlıyoruz, bunun için de çok sayıda bayi değil yeteri kadar bayi olması gerektiği düşüncesindeyiz.

birkaç ay içerisinde her iki fabrikayı da tam kapasite çalışır hale getirmeyi planlıyoruz. Bu iki fabrikanın mevcut teknolojik yatırımının modernizasyonu için yatırımlar yapıyoruz. Aynı şekilde porselen ve granit fabrikalarımızda da modernizasyon çalışmalarına hız vermiş durumdayız. Toprak Sağlık Gereçleri tesisimiz ise önümüzdeki aylarda üretime başlayacak. Bu şekilde tüm tesislerimizi günün üretim şartlarına hazır hale getiriyoruz. Fabrikalarımızda öncelikli amacımız tam kapasiteye ulaşmak ve devamında üretim miktarımızı arttırmaktır. Toprak Holding olarak en önemli kaynağın ‘insan’ olduğuna inandık ve kurulduğumuz ilk günden itibaren adımlarımızı hep bu yönde attık ve geldiğimiz şu noktada görüyoruz ki; yaptığımız yatırımların içinde en önemlisi insan’a yaptığımız yatırımmış. Yaşanan süreç öncesinde Toprak Seramik’in oturmuş, iyi bir bayi yapılanması vardı. Bugünün koşullarında Yeniden kurulan bu bayilik sisteminiz hakkında bilgi alabilir miyiz? Bayilik sisteminde öncelikli hedefleriniz nelerdir? Öncelikle Bölge Müdürlükleri ile başladığımız yapılanma bayi yapılanması ile devam ediyor. İlk hedefimiz bıraktığımız zaman ki bayilerimiz, onlarla ilk hedefte görüşüyoruz ve birçoğu ile tekrardan çalışmaya başladık. Bunun yanı sıra herhangi bir sebepten dolayı eski bayii ile çalışamıyorsak yeni bayiiler portföyümüze katıyoruz. Daha önce olduğu gibi hem bayii hem de toprak mağaza kanadında çalışmak yerine bayiiler üzerinde çalışmalarımıza hız vereceğiz. Bayi

sisteminde

Yurtdışı bayi yapılanması için İhracat Departmanımızı kurduk ve bu konudaki çalışmalarımıza hız verdik. Daha önceki yıllarda üretimimizin yarısı iç pazara yarısı dış pazara satılmakta idi hedefimiz yine geçmişteki oranı yakalamaktır. Sektörümüzde özellikle de son yıllarda teşhir alanları geniş mağazalar kurulması ön planda yer alıyor. Sizin de bu yönde bir çalışmanız var mı? Varsa yapılanması ne şekilde olacaktır? Bu uygulama Toprak Seramik’in 4 yıl önce Türkiye genelinde 360 derece hizmet anlayışı ile yola çıktığı ve 100 adetin üzerinde Mağaza ile oluşturduğu bir sistem idi. Bugün henüz bu denli bir yaygınlık yakalanmış değil. Amacımız Toprak Seramik’in bu 4 yılı hiç kaybetmediğini düşünerek bugün olacağı noktayı taahhül edip o noktadan başlamaktır. Bu başlangıcın ilk adımı terndleri yaratan tasarımlarımız, devamındaki adımlar ise bayi mağazalarımız olacaktır. Bayi mağazalarımız, ürün teşhiri yapılan alanlardan ibaret olmayıp; profesyonellerin, mimarların, öğrencilerin çeşitli organizasyon ve etkinliklerde ağırlandığı, sadece satışa yönelik değil birçok etkinliğe ev sahipliği yapan, bulunduğu şehir ile yaşayan ve yaşatan sosyal mekanlar olarak kurgulanıp yaygınlaştırılacaktır.

öncelikli

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

93


Söyleşi

Pazarlamanın önemli unsurlarından olan fuar organizasyonları hakkında görüşleriniz nelerdi? Özelde UNICERA genelde ise yurtiçi ve yurtdışı fuarlarını değerlendirir misiniz? Fuarlar yerel ve uluslar arası pazardaki iş ortakları ile buluşulduğu, yeniliklerin sergilendiği çok önemli platformlar. Gelişen teknoloji ile her ne kadar yeniliklerinin sunumu çok hızlı ve yaygın bir biçimde yapılabiliyor olsa da; en doğru iletişimin yüz yüze iletişim olduğu ilkesi bağlamında fuarlar iş ortaklıkları kurma konusunda çok önemli fırsatlar sunuyor.

TİMDER üretici ve satıcı firmalar arasında çok önemli bir bağ. Sektörün sorunlarının dile getiriliyor ve çözüm üretmek adına çalışmalar yürütülüyor. TİMDER Akademi sektör çalışanlarının sağladığı eğitim imkanı, TİMDER Dergi ise kurduğu güçlü iletişim bağı ile sektöre çok büyük katkılar sağlıyor. Tüm ekibe bundan sonraki çalışmalarında başarılar diliyorum.

Bu yıl 25. düzenlenecek olan UNICERA Türk şirketlerinin hem yurtiçi hem de yurtdışında tanıtılmasına katkı sağlıyor. Çeyrek asrı geride bırakacak bir organizasyon olarak UNICERA her yıl artan organizasyon ve etkinlikleri ile kendini sürekli yeniliyor. Ekonomik kriz nedeniyle Avrupa’ da ki fuarlar sönük geçerken UNICERA’nın Türkiye ekonomisindeki olumlu ivme ile yıldızının parlayacağı düşüncesindeyiz. Yapı malzemesi üretici ve satıcılarını bir çatı altında toplayan TİMDER hakkındaki görüşleriniz nelerdir?

94

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Satış Hattı 2008 yılında Kaleseramik Dağıtım Kanalları Satış Müdürü olarak görevime başladım. Kale Grubu bünyesinde bulunan Kaleseramik A.Ş.’nin sattığı ürünlerin tamamının Dağıtım Kanalı Satış Sorumluluğu görevini yürütmekteyim. Bu görevim devam ederken 2008 yılında Kültür Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisans eğitimi ni alarak eğitimimi diploma bazında şimdilik tamamladım. Ürün gamımızı 2011 yılında Kaleseramik – Kalevit birleşmesinin sonrasında toplam banyo ürün gamı olarak değerlendirebiliriz. Çünkü bu birleşmenin ardından karo, vitrifiye, armatür, banyo aksesuarları, banyo mobilyası gibi tüm ürün ailelerimiz Kaleseramik çatısı altında toplandı. Bize bağlı olarak çalışan Satış Temsilcisi arkadaşlarımızın etki sahasını ise karo ve banyo olarak ikiye ayırdık. Banyo’nun daha detay gerektiren bir ürün olması dolayısıyla çalışma yapımızı bu sistemde kurduk. Şirket olarak çalışma sistemimizde kanal bazlı bir yapımız bulunuyor. Kurumsal ve yapı marketler için ayrı arkadaşlarımız bulunuyor. Ben ise dağıtım kanalı odaklı bir yapıda görevime devam etmekteyim.

Kaleseramik Çanakkale Kalebodur Seramik San. A.Ş.

Dağıtım Kanalları Satış Müdürü Timur Karaoğlu Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’nden İnşaat Mühendisi olarak mezun olmamın ardından İstanbul Teknik Üniversitesi Yapı Ana Bilim Dalı, İnşaat Mühendisliği Yapı Malzemeleri Bölümünde Yüksek Lisansımı tamamladım. Eğitim hayatımın ardından vatani görevimi de yerine getirdim ve 2001 yılının Kasım ayında Kale Pazarlama’da Kalekim Ürün Sorumlusu olarak iş hayatım başladı. İki yıl bu görevimin devam etmesinin ardından Kale Grubu Şirketlerinin pazarlama ve satış departmanlarını kendi bünyelerine almalarıyla birlikte bende Kalekim’e geçtim. 4 yıl Talep Teklif Yöneticiliği, Satış Yöneticiliği, Satış Şefliği ve Satış Müdür Yardımcılığı görevlerini sürdürmemin ardından

96

Kaleseramik olarak herkesin bildiği gibi dünya ölçeğinde bir kapasiteye sahip karo üretim tesislerimiz bulunuyor. Bu kapasitenin de doğru yönetilmesi sayesinde kapasitenin gücünü her zaman için kullanıyoruz ve bu bizim için önemli bir avantaj yaratıyor. Vitrifiye alanında da ciddi bir üretim kapasitesine sahibiz. Banyo mobilyaları alanında da son teknolojinin kullanıldığı, en iyi ürünlerin üretilebildiği, önemli yatırım maliyetleri ile kurulmuş bir banyo mutfak mobilyası üretim tesisimiz var. Kendimizi ürün çeşitliliğimizi Kale Grubu normlarına uygun bir seviyeye taşıdık. Projelerde ilk günden beri önemli bir tercih edilebilirliği olan banyo mutfak mobilyalarında da özellikle son dönemlerde perakende kanalında önemli bir satış gücü yakaladık. Akrilik tesislerimizde de en üst düzey kalite çizgisinde ürünlerimizi sürekli çeşitlendirerek ürün gamını tamamlıyor ve satışını her geçen gün daha da arttırıyoruz. Bununla birlikte parke, cam mozaik, doğal taş gibi alanlarda da tedarik sistemi ile bayilerimize destek sağlıyoruz. Bayinin bizden bir beklentisi varsa bunu en mantıklı yol ile gerçekleştirmeye özen gösteriyoruz. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Satış Hattı “Bayi ağımızla ilgili hiç mütevazılık yapmaya gerek yok.” Bayi ağımızla ilgili hiç mütevazılık yapmaya gerek yok. Hem yaptırdığımız araştırmalarda, hem piyasanın içinde ve sürekli gezen bir sektör temsilcisi olarak gördüklerimizle de, hem de çevreden aldığımız tepkilerde de bayilerimiz bulundukları bölgenin en iyi esnaflarından oluşuyor. Biz çok net bir şekilde karoda kendini ispatlamış bir yapıya sahibiz. Diğer alanlarda da her ne kadar kendimizi ispatlamış olsakta karoda yakaladığımız pazarı diğer ürünlerimiz için de hedef alıyoruz. Bu nedenle Karo’da bütün pazarı, diğer ürünlerde ise karo pazarımızı hedef görüyoruz. “Ürün önemli tabiki ama dağıtım kanalı ve marka gücü ürünün önüne geçer.” Bir şirketin piyasa değerini mülkiyet ve makineleri değil, dağıtım kanalı ve marka gücü belirler. Fabrikanın mükemmel olduğu, dağıtım kanalının ve markanın yetersiz olduğu bir şirketin değeri gerçek piyasa değerini bulamaz. Ancak dağıtım kanalı ve marka gücü yeterli üretim tesisleri yeterli olmayan bir şirket tahmin edilenden fazla piyasa değerine ulaşabilir. Biz gerek dağıtım kanalımız, gerek marka değerimiz, gerekse üretim tesislerimiz ile topyekün çok değerli bir şirketiz. Ürün önemli tabiki ama dağıtım kanalı ve marka gücü ürünün önüne geçer. Çünkü müşteriye o ürünü doğru sunacak, markanızı tüketici karşısında temsil edecek olan dağıtım kanalınızdır. Bugüne kadar süre gelen ilişkilerimizi de dikkate alarak söylüyorum ki bizim için bayilerimizin ayrı bir değeri vardır. Bayinin başarısı bizim başarımız, problemi bizim problemimizdir. Bayinin deposunda duran ürünümüz bizim ürünümüzdür. Her ne kadar faturasını kesmiş hakkını ona devretmiş olsakta o ürünün bizim ürünümüz olduğunu asla unutmayız. Orada üretilen hizmeti de kendi hizmetimiz gibi kabul ederiz. Bir problem varsa kendi problemimizmiş gibi ele alırız. Dağıtım kanalımızın bir diğer özelliği de bizim gibi büyüyen ekonomilerde daha zor bulunan güçlü sermaye yapılarına sahip olmalarıdır. “Bayilerimizi bu yeni döneme uygun şekilde geliştirmeye başladık.” Bizim özellikle 2008 yılı UNICERA fuarından bugüne çok büyük gelişime sahne olan dinamik Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

bir yapımız var. Bu fuarla birlikte ortaya çıkan ürün gamı ve toplam hizmet anlayışımız ilk etapta ürünlerimiz daha iyi tasarlanmış teşhir alanlarında iyi sunumlarla nihai tüketiciye sunulması gerektiğini düşündük. Her ne kadar dağıtım kanalımız sektörün önde gelen firmalarından ve mağazalarından oluşuyor olsa da artık yeni bir dönem başlamıştı. Bayilerimizin de bu yeni anlayışa ayak uydurmaları, bizim ürünlerimizle arttırdığımız gücümüzü daha iyi teşhir alanlarıyla desteklemeleri gerekiyordu. Bu gerekliliğin ortaya çıkmasıyla birlikte bizde düğmeye basarak bayilerimizi bu yeni anlayışa uygun şekilde geliştirmeye başladık. Örneğin A+ mağazacılık konsepti geliştirdik. Bu yeni mağazacılık anlayışını ilk etapta özellikle ticaretin yoğun olduğu bölgelerde hayata geçirmeye başladık. Bu mağazacılık sistemi ve bayi teşhirlerinin oluşturulması karşılıklı çok büyük yatırımlarla sağlandı. Bütçelerimizin çok önemli bir bölümü mağazacılık ve hizmet gelişimine ayırdık. Bunun sonuçlarını gerek satış, gerekse geri bildirimler ile çok net bir şekilde görüyoruz. Bu sadece bizim tek başımıza verdiğimiz bir kararla olamazdı. Tabi ki bizimle birlikte bayilerimizde vizyonlarını bizim vizyonumuza paralel olarak değiştirdiler. Bu süreçte çok büyük katkı ve uyum sağlayan bayilerimizin tümüne de bu vesileyle teşekkürlerimizi sunuyoruz. “İş ortaklarımız ile birlikteliğimizden doğan gücümüz ile birlikte her geçen gün daha da ileri noktalar hedefliyor ve başarıyoruz.” Yaptığımız bu çalışmaların en temel farklarından birini yapılan görüşmelerde artık fiyatın ilk görüşülen konu olmamasından da anlıyoruz. Rekabetin her ne kadar yoğun olduğu bir sektörde olsak da artık bayilerimiz ile görüşmelerimizde fiyat geçmişte olduğu kadar önemli bir yer tutmuyor. Çünkü bayilerimizin de vizyonu ürün ve ticarete bakış açıları değişti. Düne kadar görüşmelerin en önemli süreci fiyat olarak dikkat çekerken bugün bayilerimiz bize öncelikle ürünümüz, teşhirimiz, hizmetimiz nasıl olacak bunu soruyor. Görüşmelerimizde ön plandaki fiyat konusu artık takip eden konularda ele alınıyor. Bugün ticaretin merkezinde fiyat var gibi görünse de bayilerimiz ile bu notayı yakalamış olmamız gösteriyor ki biz artık bambaşka bir noktaya ulaştık. Bu noktaya ulaşmamızdaki en temel neden de Kale Grubu şirketleri ve

97


Satış Hattı

ailemizin diğer parçası olan bayilerimiz ile ortak vizyon değişikliğine gidebilmiş olmamız ve bu konuda tüm paydaşların özveri ile çaba sarf etmiş olmasıdır. Biz bunu hiçbir zaman sadece bizim başarımız olarak kabul edemeyiz. İş ortaklarımız ile birlikteliğimizden doğan gücümüz ile birlikte her geçen gün daha da ileri noktalar hedefliyor ve başarıyoruz. Güç kazanmak aynı zamanda sorumluluğunuzun da her geçen gün büyüyor olması demektir. Düne kadar bayilerimizin önemsemediği küçük problemler bugün dünün en ciddi problemleri kadar eleştiri görüyor. Bu eleştiriyi görmekten de memnuniyet duyuyoruz. Kültürümüzün ulaştığı bu nokta sayesinde de dün göz ardı edilen problemlerin bugün bu kadar büyük bir biçimde eleştirilmesini kabul ediyor ve soruna çözüm üretmek için yapılabilecek her ne varsa yine karşılıklı anlayış içerisinde yerine getiriyoruz. Bayilerimiz ile birbirimizi eleştirmemiz, gücümüzü arttırmak için fikirlerimizi ifade etmemiz ile birlikte geri bildirim noktasında da pazarlama departmanımızın çok yoğun bir çalışması var. Nihai tüketici araştırmalarımız ve geri bildirimlerimiz de bizim yolumuzu çizmemizde etkili oluyor. Örneğin son dönemde çıkan ve oldukça büyük beğeni toplayan Saraylı Koleksiyonumuzun çıkış noktası bu araştırmalarımızın bizi yönlendirmesiyle ortaya çıkmıştır. Direkt olarak nihai tüketicilerle girdiğimiz bu iletişim sayesinde tam anlamıyla bekleneni sunmak için önemli bir güç kazanıyoruz.

98

“Sektör olarak bizler bu hızla yenilikçi, faklı ürünler üretmeye devam ettiğimiz müddetçe de bu pazardaki gelişim trendi devam edecektir.” Her ne kadar farklı bir alan olsa da sektörümüz ürünleri her geçen gün hızlı tüketim malları tüketim refleksine yaklaşıyor. Sektör olarak bizler bu hızla yenilikçi, farklı ürünler üretmeye devam ettiğimiz müddetçe de bu pazardaki gelişim trendi devam edecektir. Çünkü tüketici de sürekli yenilik istiyor, kendini daha değerli hissetmek için gireceği masrafı kabulleniyor. Biz bunları dikkate alarak diğer sektörlerdeki çalışmalara da bakıyoruz. Bu sayede gelecek planlarımız da bizi çok farklı noktalara götürecek. İşin mutfağında konuştuğumuz en az iki üç senelik ve çok farklı projelerimiz var. Sürekli geliştirmeye ve yenilerini katmaya çalıştığımız bu projelerimiz ile her ne kadar iyi bir noktada olsakta daha gideceğimiz çok yolumuz olduğunu söyleyebiliriz. Bu gelişimin en önemli tamamlayıcı halkası ise 2011 yılında İtalya’da yapmış olduğumuz şirket satın alması ile kurmuş olduğumuz KaleItalia şirketimiz ve İtalya satış organizyonunun yanına iç piyasada bayilerimiz üzerinden satışına başlamış olduğumuz Edilgres ve Edilcoughi markalı ürünlerimizdir. Bu markalar ile birlikte bayilerimizin cevap verebildikleri müşteri kitlesini bir adım daha genişletmiş olduk. “Gelecekte gördüğümüz temel farklılık noktaları; marka, bayileriniz ve bayileriniz ile birlikte verdiğiniz hizmet olacaktır.” Üretim teknolojileri her geçen gün gelişiyor. Bununla birlikte teknolojinin geçmişe göre oldukça ucuzladığı bir sektörde bulunuyoruz. Dolayısıyla teknoloji bazlı bir farklılık yaratmak gittikçe zorlaşıyor, ürün üretmek ise kolaylaşıyor. Bunu UNICERA’da çok rahat bir şekilde görebiliyoruz ki sektörümüzün toplam ürün, tasarım kalitesi oldukça yüksek. Dünya ölçeğinde kabul edilebilir hatta imrenilen bir sektör olmayı başardık. Bu nedenle rakiplerimizi de tebrik etmek gerekir. Gerçekten de artık Türk seramik sektörü önemli bir gücü simgeliyor. Bu nedenle bizim gelecekte gördüğümüz temel farklılık noktaları; marka, bayileriniz ve bayileriniz ile birlikte verdiğiniz hizmet olacaktır. Bu nedenle zaten üründe yenilikçilik olmazsa olmazımız olmaya devam Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Satış Hattı edecek ama bizim sağladığımız ve her geçen gün daha da güçlenmesi için ne gerekiyorsa yapacağımız geleceğin üç farklılık noktası da olmazsa olmazımız içinde yer almaya devam edecektir. Yaptığımız araştırmalara göre 2012 yılı, sektörümüzde 2010 ve 2011 yıllarına oranla daha zor bir yıl oldu. Bizim açımızdan baktığımızda ise beklentilerimizden farklı bir noktada değiliz. Her ne kadar pazarda kayda değer bir daralma olsa da güçlü şirketlerin bu dönemlerde daha çekici olmaları dolayısıyla bu daralmayı biz satışlarımızda hissetmedik. “2013’ün beklentilerden de daha iyi bir şekilde tamamlanacağını öngörüyoruz.” 2013 yılı öngörülerimiz ise; makro ekonomik göstergelere bakıldığında umut verici gelişmeler var. Piyasanın en önemli ihtiyacı tüketici güvenini arttıracak politikalar olarak değerlendirebiliriz. Bayilerimizden gördüğümüz kadarıyla bizde bir motivasyon eksikliği görünmüyor. Hatta beklentilerimizin de oldukça iyi olduğunu söyleyebiliriz. Sürpriz bir gelişme olmaması durumunda 2013’ün beklentilerden de daha iyi bir şekilde tamamlanabileceğini düşünüyoruz. Konut stoğunun oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Bu stoğu eritebilecek en önemli kaynak ise tüketicinin borçlanabilme imkanının yüksek olmasıdır. Faiz oranları dikkate alındığında piyasada bir moral aşılandığında bu stoğun hızla düşüşe geçmemesi için hiçbir neden görünmüyor. Önümüzdeki süreçte özellikle toplam banyo alanında önemli bir ivme yakalamayı hedefliyoruz. Orta vadedeki büyüme planlarımız da devam ediyor. Bu konuda da kat edeceğimiz mesafeyi görüyor ve bu yolda ilerliyoruz. Bu ilerleme de zaten çok olağan bir süreç olacaktır. Sonuçta bu alanda da hedeflediğimiz noktayı Bodur ailesi, bayilerimiz, markamız ve biz çalışanlar olarak hak ediyoruz. Bu nedenle de hedeflerimizi gerçekleştirmemiz normal, olma ihtimalini pek görmesek de gerçekleştiremememiz anormal olacaktır. UNICERA Türkiye’nin dünya ölçeğinde parlayan bir yıldızı ve sektörümüz için büyük katkıları olan bir fuar organizasyonu Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

olma özelliğini taşıyor. Bütün şirketlerin bir miheng taşı olarak gördükleri, kendilerini en güzel ifade edebildikleri alan olan UNICERA sektörümüze, sektörümüz de UNICERA’ya güç katıyor. Sektöre girdiğim 2001 yılından bugüne değerlendirdiğimde sürekli olarak güç kazandığını görüyorum. Biz her sene yeniliklerimizle yer aldığımız gibi diğer firmaları da incelediğimizde aynı şekilde gelişme gösterdiklerini görüyoruz. Bununla birlikte fuarın organizasyon başarısı da her sene bir üst çıtaya atlıyor. “Türkiye’nin en iyi satış ekibiyle çalıştığıma inanıyorum.” Birlikte çalıştığımız arkadaşlarımızın her biri ayrı bir değer taşıyor. Ben Türkiye’nin en iyi satış ekibiyle çalıştığıma inanıyorum. Birbirimiz arasındaki iletişim de iş ciddiyeti ön planda olmak üzere bir ağabey kardeş ilişkisine dayalıdır. Kale Grubu ailesinin her bir ferdi olarak birbirimizle ilişkimiz bu samimiyet ve sıcaklığa dayalıdır. Çalışanlarımıza her zaman için bütün sektörde takip edilen bir şirkette çalıştığınız gibi sizlerinde aynı şekilde takip edilir olmasını sağlayın, öncelikle iyi bir donanıma sahip olun sonrasında da herkesin sizden görüş almasını sağlayabilecek şekilde özgüveniniz ve tecrübenizi hissettirin diyoruz. Baktığımızda da bunu sağlamış olduklarını görüyoruz. Sektöre insan yetiştirmemiz gerektiğinin de bilincinde hareket ediyoruz. Şu an kendi bünyemizde eğitimini yeni tamamlamış 3 arkadaşımız görev yapıyor. Onları da yetiştiriyor ve diğer çalışan arkadaşlarımızın çizgisine getirmeye özen gösteriyoruz. Her yıl bu konuda yeni arkadaşlarımızı bünyemize katmayı planlıyoruz. Biz zincirin tamamlayıcı halkası olduğumuz için bütün ekip arkadaşlarımıza her zaman dile getirdiğimiz bir misyonumuz var; “bayi karşısında şirketi temsil etmek, şirkette ise bayiyi temsil etmek ve bunu kesinlikle birbirine karıştırmamak.” Bayimizin şirketimize yansıtması gereken bir talep veya şikayet varsa bayinin istek, kararlılık ve heyecanıyla şirkete anlatmalıyız, bayiye şirketimiz hakkında bir açıklama yaparken de Kale Grubu’nun en önemli temsilcisi gibi şirketi iyi temsil etmeli ve bu şirketin kendi şirketimiz olduğunu unutmamalıyız.

99


Satış Hattı “Üretimimizi çalışan memnuniyeti, sağlığı ve çevre koruma bilinci ilkelerini en üst düzeyde tutarak gerçekleştirmekteyiz.” Orka Banyo Mobilyaları olarak her türlü segmente hitap ettiğimiz 70’e yakın seride, muhtelif renkleri ile ürün çeşidimiz mevcut. Fabrikamız Düzce ilinde 50.000 m2 açık, 20.000 m2 kapalı alanda üretimine devam ediyor. Toplam 275 kişiye istihdam sağlıyoruz. Üretimimizi çalışan memnuniyeti, sağlığı ve çevre koruma bilinci ilkelerini en üst düzeyde tutarak gerçekleştirmekteyiz. “Sadık bir müşteri, bayi kitlesine sahibiz.” İç pazarda seramik firmalarının bayilerine ve yapı marketlere ürünlerimizi sunmaktayız. Türkiye genelinde 300’ün üzerinde bayimiz bulunuyor. Bunların 100’den fazlası ile 3-8 yıl aralığında çalışıyoruz. Yani sadık bir müşteri, bayi kitlesine sahibiz. Bayi ilişkilerinde en önemli konu iletişimdir. Hedefimiz kaliteli üretim, zamanında sevkiyat ve üst düzey hizmettir. Bununla birlikte bayilerimize de destek olmak, marka bilinirliğimizi korumak için Türkiye’nin sektör dergileri TİMDER, TİMKODER, İnşaat Dünyası ve ayrıca EvimMaison Francaise, Banyo Mutfak gibi dergilere reklam vermekteyiz. Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında da üniversiteler ile çalışmalar yapmaktayız.

Orka Ahşap Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti.

Satış Müdürü Hakan Arslanbakan “Koç Grubu’nda edindiğim şirket kültürü iş hayatıma sürekli olarak artı değer kattı.” Sektöre 1995 yılında Koçtaş Tic. A.Ş.’de Satış Temsilcisi olarak adım attım. Satış Şefi olarak devam ettiğim Koçtaş’taki görevimden 2002 yılında ayrıldım. 2002 yılında Ege Seramik A.Ş.’de Bölge Yöneticisi olarak başlayıp 2012’de Saha Yöneticisi olarak ayrıldım. Şuanda da Orka Banyo Mobilyalarında Satış Müdürlüğü görevini üstlenmekteyim. Koç Grubu’ndaki öğrendiğim iş tecrübesi, malzeme bilgisi, satıştaki ürün çeşitliliği 18 yıllık iş tecrübemim başlangıç noktası oldu. Orada edindiğim şirket kültürü iş hayatıma sürekli olarak artı değer kattı.

100

“Proje işlerinde sorunsuz teslimat ve montajımız ile şirketlerin bir sonraki projelerinde bir adım önde yer alıyoruz.” Banyo mobilyası üretimi gerçekten zorlu bir süreçten oluşuyor. Özellikle satış sonrası hizmet çok büyük önem arz ediyor. Merdiven altı diye tabir ettiğimiz birçok üretici var. Bu firmaların üretimi ürün kalitesi rekabeti şeklinde değil, sadece fiyat rekabetine konu olmaktadır. Maliyetlerini iyi hesaplayamayan, bu tip üretim yapan firmalardan bazıları 2012 senesinde

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Satış Hattı üretim tesislerine kilit vurdular. Biz ise tüm üretim hattımızda aynı kalite inancıyla ürün üretmekteyiz. Proje işlerinde yaptığımız tüm işlerde sorunsuz teslimat ve montaj gerçekleştirmekte, bu sayede inşaat firmalarının bir sonraki projesinde de bir adım önde yer almaktayız. Çevre sistemine uyfun, en iyi boya, mdf, lavabo, camı, rayı, kulbu, menteşeyi v.b. bir araya getirerek tasarımla değer katarak tüketiciye sunmaktayız. Sektörümüz günden güne büyümekte ve gelişmektedir. Yeni yapılan konutlarda özellikle banyo adetleri artmakta, eskiden kullanılan klasik lavabo ve ayak yerini banyo dolabına bırakmaktadır. İhtiyaçlar doğrultusunda her evde minimum ekonomik banyo dolabı kullanılmaya başlanmıştır. Kentsel dönüşüm sayesinde yenilenecek konutlarda talebi arttıracak. 2012 senesinde cirosal olarak %20 seviyelerinde büyümüş bulunmaktayız. Satış noktalarımız olan ana kalemde seramik bayileri, mağazalarını büyütmekte, 1000m22000 m2’lik mağazalara yatırım yapıyorlar. Buradaki hedef ortalama fiyatı yüksek ürün sergileyip, satmaktır. Bu bağlamda Orka Banyo Mobilyaları olarak, yeni trendlere uygun ortalama fiyatı yüksek ürünler geliştirmekteyiz. 2013 senesinin 2.yarısında işlerin artacağı inancındayım. Rekabet sadece fiyat ile değil ürün ve hizmet ile olacaktır. “Fuarlar bizim için önemli bir değer taşımaktadır.” 18 senedir ziyaretçi ve katılımcı olarak UNICERA’da yer almaktayım. Fuar özellikle perakende pazara yönelik yeni ürünlerin lanse edildiği önemli bir yere sahip. Orka Banyo olarak 3.hol 301-302 stand ta yerimizi almış olacağız. 2013 senesinde ayrıca Almanya’da ISH fuarına katılacağız. Fuarlardaki en büyük amacımız; şirketimizin tanıtımını yapmakla birlikte iç ve dış pazarlardaki trendleri, ihtiyaçları

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

görmüş olmamızdır. Yurtdışı fuarlardaki amaç, ulaşmadığımız ülkelere ürünlerimizi tanıtmak ve sunmaktır. Bir bakıma fuarlar üretici, tüketici ve bayilerin buluşma noktasıdır. Bu yüzden fuarlar bizim için önemli bir değer taşımaktadır. “Hedefimiz daima en iyiyi yapmak için çok çalışmak olacaktır.” Orka Banyo olarak Ocak ayı içerisinde, tüm şirket beyaz yakalılarının katıldığı 2013’den 2017’ye hedef ve proje konularının anlatıldığı lansman toplantısı gerçekleştirdik. Hedefimiz 2017 senesinde 5 yılda 5 kat büyümeye ulaşmaktır. Hedeflerimiz doğrultusunda en önemli konu insan kaynağımızdır. Ayrıca hedeflerimize yönelik makine parkımız da büyümektedir. 2012 senesinde yeni kesim makinemiz ve yeni boya makinemiz devreye girmiştir. 8000m2 kapalı depo alanı raflı sistemle devreye alınmış aynı anda 5 tırın yüklemesi yapılacak hale getirilmiştir. 2013 senesinin Mart ayında da 50m’lik yeni bantlama hattımız devreye girecektir. Şubat ayında tuv nord belgemize istinaden olağan denetlememiz olacaktır. İhracat pazarında ürünlerimizi 35 ülke’de tüketicilerle buluşturmaktayız Hedefimiz; ülke ve ciro rakamlarını arttırmak olacaktır. Orka işletim sistemi sayesinde ürünler tüketiciye kaliteli ve hızlı hizmet imkanı ile sunulmaktadır. Hedefimiz daima en iyiyi yapmak için çok çalışmak olacaktır.

101


Üretici Döndüğümde kısa bir süre baba mesleğinde çalışmamın ardından profesyonel iş yaşamına adım atmaya karar verdim. O dönem henüz İstanbul depremi de olmadığı için Jeofizik Mühendisliği alanında çok kısıtlı bir kadro vardı. Her ne kadar okuduğum bölümü sevmiş olsam da başka bir iş tercihi yapmamın daha uygun olacağına karar verdim.

Norm Bağlantı ve Tesbit Elemanları San. Tic. Ltd. Şti.

Genel Müdürü Hakan Düz “İşimi öyle bir sevmiştim ki; 3 yıldan sonra yönümüzü belirleriz derken 14 yıl boyunca Ekpaş’ta çalışma hayatım devam etti.” Maçka Teknik Lisesi Makine bölümünden mezun olmamın ardından üniversite eğitimime İstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği alanında devam ettim. Mezuniyetimin ardından vatani görevimi yerine getirdim.

102

O dönem Soyak Grubu’nun Haymak fabrikasında çalışan bir tanıdığımın vesilesiyle Ekpaş’a müraacat ettim. Başvurumun kabul görmesiyle de 1995 yılının Ocak ayında Ekpaş’ta Satış Müfettişi olarak çalışmaya başladım. İlk etapta çok seyahatli, yorucu bir iş olması dolayısıyla 3 sene çalışarak bir çalışma hayatına uyum sağlarım sonra ne iş yapacağıma karar veririm diye düşünüyordum. Ancak o dönem başta Halim Benli olmak üzere Ekpaş’taki büyüklerimiz ve arkadaşlarımızdan öğrendiklerimiz ile birlikte işimi öyle bir sevmiştim ki 3 yıldan sonra yönümüzü belirleriz derken 14 yıl boyunca Ekpaş’ta çalışma hayatım devam etti. Satış Müfettişi olararak başladığım görevime Satış Şefi ve Pazarlama Müdürü olarak devam ettim. 2009 yılı Ocak ayı sonunda ise Ekpaş’taki görevimden ayrılarak Şubat ayı başında Norm Bağlantı ve Tesbit Elemanları’nda halen devam etmekte olduğum Genel Müdürlük görevime başladım. “Bugün görevimizi bize miras kalan belli ilkeler doğrultusunda yerine getiriyoruz.” Norm Bağlantı ve Tesbit Elemanları 2005 yılında kurulmuş. Kurulduğu günden bugüne koruduğu başlıca ilkeleri var. Biz de ekip olarak bugün görevimizi o günlerden bize miras kalan belli ilkeler doğrultusunda yerine getiriyoruz.

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Üretici

Bu ilkelerden kısaca bahsetmek gerekirse; bize katkısı zararı ne olursa olsun kalite çıtamızı her zaman için en üst düzeyde tutmak başlıca ilkelerimiz arasında yer alıyor. Bu sadece ürünün dışarıdan algılanacak olan kalitesi için değil, ürünün ham malzeme seçiminden müşteriye ulaşan sürece kadar tüm alanlarda bu çizgiye şüphe düşürecek her ihtimali ortadan kaldırıyoruz. Bu süreç bizde ham madde tedariki ile başlar. Bu konuda çok tutucuyuz. Saç mutlak Ereğli 6112 CCR, kauçuklar EPDM, galvanizimiz 10-12 micron kalınlığında elektro galvaniz olacak gibi çok net çizgilerimiz vardır. Bunlarda herhangi bir toleransı söz konusu etmeyiz. Her ne kadar seçilmiş tedarikçilerden ham madde alıyor olsak da, üründe hedeflenen dayanıklılık oranı belirlediğimiz standardın %1 altına dahi düşerse biz bu ürünü çöpe gönderir, ham maddede bir problem varsa iade ederiz. Aksi koşullarda böyle düşük farklarda üretim yapmamızın ürüne çok bir etkisi olmayabilir ama her ne kadar değersiz, etkisiz bir fark da olsa biz çizdiğimiz çizgiden çıkmayı kabul edemeyiz.

mukavemetini görmek açısından çok önemlidir. Burada sürekli olarak malzeme seçimindeki tutuculuğumuzun avantajını görmekteyiz. “Bir ürünün fiyatı 10 birimse bunu bizden kimse 9 veya 11 birimden alamaz.” Bir diğer ilkemiz bayilik sistemi üzerinden çalışmak. Kuruluşumuzdan itibaren satış kanalı olarak benimsenmiş olan bayilik sistemi zaten belli bir aşamada mevcuttu. Bu mevcudu muhafaza etmekle birlikte bizim bayilik anlayışımıza uygun yeni iş ortaklarımızla daha da fazla piyasaya yayıldık. Tek satış kanalımız da bayilerdir, mekanikçiler veya özel projeler gibi farklı bir satış ağımız bulunmuyor. Piyasada da iyi bilindiği üzere bizim bayilik sistemimizde herkes eşittir. Yani birçok sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de bulunan A tipi B tipi bayilik sistemimiz diye bir şey söz konusu değildir. Hiçbir proje için özel bir fiyattan bahsedilemez. Bir ürünün fiyatı 10 birimse bunu bizden kimse 9 veya 11 birimden alamaz. Ben

Ürünlerimiz Ar-Ge departmanımızın geliştirmesiyle ortaya çıkar. Mukavemet açısından bazı avantajları vardır. Üretim yaparken mutlaka bütün Avrupa’daki müşterilerimizin yaptığı gibi montajlanmış kelepçeyi günlük periyodik olarak minimum her bir operatörümüz 4 sefer olmak üzere teste tabi tutar. Kelepçeleri montajlanmış haliyle test etmemiz, ürünün askıda maruz kalacağı yüke karşı gerçek Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

103


Üretici 2011 yılından itibaren faaliyetlerimize başladığımız yeni fabrikamızın fiziki koşullarının daha da yüksek ve istediğimiz geliştirme sistemlerinin daha rahat uygulanabilir olması dolayısıyla önemli avantajlarımız oldu. Bunun sonucunda buraya taşınmamız ile birlikte kapasitemiz %30 arttı. Üretim proseslerinin takibi konusunda da mükemmele yakın bir noktaya getirdik. Daha önce de düzenli yatırımlarımız vardı ancak 2009 yılı Haziran ayından beri durmayan bir yatırım dönemi içindeyiz. Bu yatırımlarımız 4 büyük otomasyon çalışması başta olmak üzere 2013 yılında da devam edecek.

bu sisteme her zaman karşıydım. 100 liralık bir malı 60 liraya özel bir yere verebiliyorsanız herkese 60 liradan verin herkes kazansın görüşündeydim. Biz burda bunu çok net bir çizgi ile uyguluyoruz. Örneğin bir ürünün maliyeti 100 birim ise biz bunun üzerinden 10 birim kar etmeyi planladıysak herkese bu ürünü 110 birim üzerinden sağlıyoruz. Başkası bu ürünü 150 birime satıyorsa da bizde 140 birime satalım daha fazla kar edelim diye de düşünmeyiz. Bizim için bir ürünün maliyeti ve üzerinden sağlanacak haklı bir kar marjı vardır. Kimsenin şartları bunu değiştirmez. İhracat çalışmalarımızda da iyi bir mesafe kat ettik. Üretimimizin ortalama %30’unu ihrac ediyoruz. Yine dış ülkelerde de bayilik sistemi ile çalışıyoruz. Şu an 24 ülkeden oluşan ihracat ağımızda bazı ülkelerde sadece bir bayi ile çalışırken bazılarında birkaç bayimiz bulunuyor. “Kazandıklarımızı sürekli yatırıma çevirmekteyiz.” Biz büyümeye endeksli bir firmayız. Bu büyüme hızımıza paralel olarak da kazandıklarımızı sürekli yatırıma çevirmekteyiz. 2009 yılı başında Norm Bağlantı Topçular’dan İkitelli fabrikasına henüz yeni taşınmıştı. Fiziki koşullar yetersiz kalınca, 2011 yılında da şu an bulunduğumuz 3310 m2 alan üzerinde, 2500 m2 kapalı alanımızın olduğu kendi fabrikamıza taşındık. Bununla bilikte daha hızlı ve daha standart üretim için sürekli otomasyona yönelik yatırımlar yapıyoruz. Makina parkımızı genişletiyoruz.

104

“Birçok makinamız Ar-Ge departmanımızın imzasını taşır.” Şu an herhangi bir şantiyenin ihtiyaç duyacağı kelepçe ve askı sistemlerinin hemen hemen tamamına sahibiz. Her sene ürün gamımıza yenilerini eklemeye çalışıyoruz. Zaten bayilerimiz de bizi bu konuda teşvik ediyorlar. Özellikle yurtdışı bayilerimiz yeni ürün ihtiyaçlarına göre bize talep getiriyorlar biz de bu taleplerini inceliyor, buna göre ürün üretiyoruz. Ar-Ge departmanımız hem ürün geliştirme çalışmalarına devam eder, hemde otomasyon sistemleri konusundaki ihtiyaçlarımızı sağlarlar. Bize özel ihtiyaçlar dolayısıyla makinelerimiz için parçalar geliştiriyorlar. Bu sayede makinalarımızda bize özgün çözümlerimiz bulunuyor. Birçok makinamız Ar-Ge departmanımızın imzasını taşır.

“Biz bir emek sarf ettik. Sektörde de bunun karşılığını gördük.” Daha gidecek çok yolumuz var ama her geçen zaman içinde görüyoruz ki iyi mesafeler kat ediyoruz. Bu yolları da çok sağlıklı bir şekilde aşıyoruz. Kurumsallaşmaya ve daha önce bahsettiğim ilkelerimizden asla vazgeçmemeye büyük önem veriyoruz. Bunun karşılığını da alıyoruz. Biz bir emek sarf ettik. Sektörde de bunun karşılığını gördük. Gerek marka bilinirliğimiz, gerek güvenimiz, gerekse ürün kalitemiz ile sektör bizi gayet iyi algıladı. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Üretici Tüm bunları, öncelikle bireylerinde iyi bir insanda bulunması gereken erdemlere haiz olmasına önem verdiğimiz bir ekiple gerçekleştiriyoruz ve yaşadığımız huzurlu ve sevgi-saygı dolu ortamın dışarıya yansıdığına inanıyoruz. Bayilerimize destek olması için yurtiçi ve yurtdışı fuarlara katılıyor, yayınlarda reklam veriyor, benzeri pazarlama faaliyetleri yürütüyoruz. Türkiye’de mutlaka katıldığımız iki fuar bulunuyor. Bunlardan biri PIPEXPO diğeri ise SODEX fuarıdır. Yurtdışında ise Moskova Aquatherm Fuarına katılıyoruz. Bunun dışında her yıl yeni hedef ülkeler belirleriz ve bu ülkedeki bize en iyi hitap eden fuar organizasyonu seçer ve katılırız. Genel olarak her yıl ortalama 5 yurtdışı fuarına katılmış oluyoruz. Bu fuarlara ek olarak Frankfurt’taki ISH ve Milano’daki Mostra Convegno fuarlarına artık düzenli bir şekilde katılmayı planlıyoruz. “PIPEXPO’ya ilk katıldığımda yurtdışından bu kadar ziyaretçi gördüğümde şaşırmıştım.” PIPEXPO ve SODEX Fuarlarında yurtdışı ziyaretçi sayılarımız oldukça iyi düzeyde. Hatta PIPEXPO’ya ilk katıldığımda yurtdışından bu kadar ziyaretçi gördüğümde şaşırmıştım. Çünkü daha yeni bir organizasyonda bu kadar iyi bir ziyaretçi kitlesi oldukça zor sağlanabilirdi. 2013 yılında da katılımımızın devam edeceği PIPEXPO’dan yine önemli faydalar üreteceğimizi düşünüyoruz. Bununla birlikte özellikle yurtiçi fuarlarda tesisatçı, mühendislerin bazı soru ve önerileri oluyor. Bu diyalogları da sağlamak bizim için çok önemli dolayısıyla bu iki fuara da devamlı katılımımızı sürdüreceğiz.

Ürün sipariş verildiğinde 2 gün içinde elinde olmasını sağlarız. TSEK, İSO, TÜV belgelerimiz ile birlikte Rusya için GOST belgemiz var. Başvurumuzu yaptığımız ve bu röportaj yayınlandığında elimizde olması muhtemel olarak ta FM ve UL belgelerimiz olacak. Bu sertifikaları almamızdaki amacımız da bayilerimizin rekabet gücünü attırmaktır. “TİMDER’in bundan sonra da aynı çizgide sektöre faydalarını sürdürmesini temenni ederim.” TİMDER bir sivil toplum kuruluşunun neler yapabildiğini gösteren önemli bir STK özelliğine sahip. Birçok STK’ya örnek olabilecek organizasyonları bulunuyor. Üretici ve satıcılar arasında köprü olma görevini en iyi şekilde yerine getirdiğini görüyoruz. Akademi faaliyetleriyle gerçekten de önemli faydalar üreten eğitim seminerleri düzenliyor. Sosyal aktiviteleriyle de sektörün buluşma noktasını oluşturuyor. Yakından takip etme imkanım olduğu için iyi biliyorum ki dernek yönetiminde gönüllü olarak görev alan sektör temsilcilerimiz işlerinde önemli vakitlerden feragat ederek sektör adına bir fayda üretmeye çalışıyorlar. TİMDER’in bundan sonra da aynı çizgide sektöre faydalarını sürdürmesini temenni ederim. Bugüne kadar da dernek ve sektörümüze emeği geçenlere de teşekkür ederiz. Biz de bundan sonraki çalışmalarımızı da bugüne kadar koruduğumuz çizgide sürdüreceğiz. Kendimizi sürekli geliştirecek, bayilerimiz ile ilişkilerimizdeki şeffaf duruşumuzdan vazgeçmeyeceğiz.

Yurtdışında marka bilinirliğimizi değerledirdiğimizde de birçok ülkede bayi ile çalışsakta çalışmasakta belli bir tanınırlığa ulaştık. Katıldığımız fuar organizasyonlarımızda bu yerimizi perçinleyecek ve daha da güçlü olacağız. Düzenli olarak ortalama iki aylık satış miktarımız kadar elimizde hazır stok bulunduruyoruz. Bu sayede bizden müşteri ürünü istediği anda cevap verebiliyoruz. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

105


Üretici 59 ülkede temsilci ofisleriyle olmak üzere toplam 100 ülkede faaliyet gösteriyor. Geberit yapı sektöründe Avrupa lideri konumundadır ve 2011 yılındaki cirosu 1.8 milyar Euro’dur. Geberit’in 2 ana ürün grubu bulunuyor; sıhhı tesisat sistemleri ve borular. Sıhhı tesisat sistemleri 5 ürün grubundan oluşmaktadır; gömme rezervuarlar, rezervuar iç takımları, bataryalar ve deşarj sistemleri, süzgeçler, sifonlar, tesisat montaj ekipmanları ve Geberit Aquaclean. Borular ise temiz ve pis su boru ve fittingsleri, bakır boru ve fittingsler, paslanmaz çelik ve CuNiFe boru ve fittigslerinden oluşuyor. 7 ülkede 16 üretim tesisi ile hizmet veren Geberit’in lider olduğu ürünlerde, aktif olunan ülkelerin ihtiyacının hemen hemen %40’ı Geberit ürünleri tarafından karşılanmaktadır. Tüm fabrikalarımızda çalışan sayısı 1000 civarındadır. Üretilen ürünlerimizin %35’i 3 vardiya çalışan fabrika birimlerinde tam kapasite ile üretilmektedir. Almanya depomuzdan günde 50 – 60 TIR malzeme sevk edilmektedir.

Geberit Tesisat Sistemleri Tic. Ltd. Şti.

Genel Müdürü Cengiz Kazazoğlu Geberit yaklaşık 25 yıldır Türkiye pazarında faaliyet gösteriyor. 2002 yılına kadar distribütör aracılığıyla Türkiye pazarındayken, 2002 yılında Geberit Türkiye kuruldu. Ben Geberit Türkiye’ye ilk girdiğinden beri bu marka ile çalışıyorum. 2002 yılına kadar distribütör firmanın ortaklarından biriydim, 2002 yılında Geberit Türkiye kurulduğunda Genel Müdür olarak göreve başladım. 1874 yılında kurulan Geberit tüm dünyada toplam 6000 çalışanı ile 41 ülkede kendi ofisleri,

106

“Türkiye’de en hızlı büyüyen ve büyümeye de devam edecek olan sektör inşaat sektörüdür.” Perakendede güçlenmek için mevcut bayilerimizle diyaloglarımızı geliştirirken bayi ağımızı ciddi anlamda genişletmeyi hedefliyoruz. Geberit Türkiye olarak bugüne kadar iş ortaklarımıza en iyi şekilde hizmet vererek hem onları hem son tüketiciyi mutlu etme yolunu tercih ettik. Bu süreci öncelikle bayilerimizden başlatıyoruz. Geberit ürünlerini satan bayilerimize ürün eğitimleri vererek son tüketiciye en iyi şekilde hizmet vermeyi hedefliyoruz. Türkiye’de en hızlı büyüyen ve büyümeye de devam edecek olan sektör inşaat sektörüdür. Bizim konumuz da bu sektör ile direk ilişkilidir. Bu nedenle büyümenin yıllık %5-8 arası devam Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Üretici edeceğini tahmin ediyoruz. Burada önemli olan kalitenin de artmasıdır. Son yıllarda yaşanan felaketler de bize gösterdi ki artık yapıların kalitesini proje safhasından itibaren arttırmalıyız. Bu kalite artışının fiyatlara yansıması olacaktır, fakat eğer okulda, hastanede, iş yerinde ve evlerimizde huzurlu yaşamak istiyorsak bu farklara katlanmamız gerekiyor. İnşaat ve buna bağlı olarak banyo ve tesisat sektörlerindeki büyümelerin yanından sektörün birçok sorunu da bulunuyor. Örneğin, proje alımlarında ana yüklenici firmalar perakende satıcılar yerine direk üretici firmalar ile iş ilişkisine giriyor, yüksek adetli alım yaparken çoğu zaman üretim fiyatlarını dahi zorlayan fiyatlara ürün almaya gayret ediyor, bazen de bunu başarıyorlar. Bu durum sektörü, hizmet veren firma ve çalışanlarını olumsuz etkiliyor. Ayrıca inşaat firmalarının sattıkları konutlar için belli bir süre, A’dan Z ye tüm ürün ve işçilikleri kapsayan bir garanti vermeleri de yine kanunen zorunlu hale getirilmelidir. Bu sayede firmaların garanti verdikleri ürünün kalitesi de fiyatı kadar önemli olacak, tüketiciler de yeni aldıkları evlere kısa süre içinde masraf yapmak zorunda kalmayacaklarını bilerek kendilerini güvende hissedeceklerdir.

2011 yılında başlatılan büyüme projesi kapsamında 5 yıl boyunca her yıl %30 büyüme hedefi koyduk, 2013’te de hedefimiz 2012 cirosunun %30 üzerine çıkmak. Önümüzdeki 5 sene için büyüme planımız da hazır. Hedefimiz her yıl yaklaşık %30 büyümek. Bu hedefi yukarıda bahsettiğim gibi inşaat sektöründeki büyüme ile ilgili olumlu beklentilerin de yardımı ile yakalayabileceğimize inanıyoruz. Bunların yanında satış portföyümüze katılacak yeni ürünleri de yılın belli kesimlerinde satışa sunarak ilave cirolar elde edeceğiz. Ayrıca aramıza yeni katılan üyelerimiz ile yenilenen kadromuzun da 2012’ye göre daha verimli çalışacağını düşünüyorum. Yani çok daha aktif bir yıl geçireceğimizi tahmin ediyorum. Fuarlar mevcut ve yeni ürünlerimizi müşterilerimizi daha iyi tanıtma fırsatı sağlıyor aynı zamanda yeni müşterilerle tanışma fırsatı sunuyor. Geberit Türkiye olarak UNICERA’da mevcut ürünlerimizin yanında yeni ürünlerimizi de sergileyerek müşterilerimize tanıtmayı hedeflemekteyiz. Geberit olarak ise 12-16 Mart 2013’te Frankfurt’ta düzenlenecek ISH’ye katılacağız. Bu fuar Geberit’in tüm ürün gruplarını görme imkanı sunuyor.

“2011 yılında başlatılan büyüme projesi kapsamında 5 yıl boyunca her yıl %30 büyüme hedefi koyduk.” Türkiye’de sektörün diğer bir problemi ise işçiliktir. Kaliteli bir işçilik, kaliteli ürün kadar önemlidir. Ülkemizde maalesef iyi yetişmiş, sertifikalı uygulamacı sayısı oldukça azdır. Bu sayının da bir an önce yeterli seviyelere ulaşması için gereken tüm yatırımlar yapılmalıdır. Kalite standartları ile ilgili iyileştirmeler gerçekleştiğinde büyümenin çok daha sağlıklı olacaktır. Haklarının korunduğunu hisseden memnun tüketiciler sektörün büyümesine katkı sağlayacaktır. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

107


Üretici “Fason üretimi yapmakla başlayan sanayicilik hayatımız geçen bu 30 yıllık süreçte tam bir başarı hikayesi olarak nitelendirilebilir.” Lider Holding’in temelleri 1983 yılında Yönetim Kurulu Başkanımız olarak görevine devam eden babam Cevat Güleç tarafından atıldı. Bir işçi, bir makina ve bir kalıpla, başka markalara plastik çerçeveli lavabo aynaları fason üretimi yapmakla başlayan sanayicilik hayatımız geçen bu 30 yıllık süreçte tam bir başarı hikayesi olarak nitelendirilebilir.

Özlider Plastik ve Metal San. Tic. A.Ş.

Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Genel Müdür

Serkan Güleç 1978 yılında İstanbul’da doğdum. İlk orta ve lise eğitimimi İstanbul’da tamamladım. Ardından Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Sonrasında Amerika’daki Universty of California Santa Barbara’da bir yıl işletme eğitimi aldım. Türkiye’ye döndükten sonra İstanbul Üniversitesi İşletme İktisat Enstütüsünde İşletme Master’ımı tamamladım. Yaklaşık 9 yıldır aile şirketimiz bünyesinde görev almaktayım. 2003-2012 tarihleri arasında şirketin çeşitli departmanlarında yöneticilik yaptıktan sonra 2010 yılının Kasım ayında şirketin Yönetim Kurulu Üyeliği ve Genel Müdürlük görevlerini üstlendim. Şubat 2013 tarihinden itibaren de Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak çalışmaya devam etmekteyim. Aile şirketimin yönetiminin dışında Brezilyalı ticari soğutucu üreticisi dünya devi Metalfrio Solutions SA’nın ortağı ve Türkiye operasyonlarının sorumlusu olarak halka açık Klimasan A.Ş. Yönetim Kurulu Üyeliğini 2008 yılından beri sürdürmekteyim.

108

Basit plastik banyo aynaları üretiminin ardından buzdolabı, reklam ve otomotiv sektörlerinde kullanılan plastik levhaların üretimine başladık. İlerleyen süreçte de üretim gamımız plastik banyo dolapları ve banyo aksesuarları ile gelişti. Sanayicilik hayatımızda birçok sektör ve firmaya fason olarak mal üretiyorduk ancak kendi markamızla herhangi bir üretim gerçekleştirmiyorduk. Bunun dikkate alınmasının ardından Lider markamız ile üretim alanlarımızda kendi ürünlerimiz ile bir pazar ağı oluşturduk. Şuan birçok markaya fason üretim yapmakla birlikte kendi markalarımızla da pazarda varlığımızı sürdürmekteyiz. “Hammaddeyi herhangi bir ilave işleme gerek kalmadan ürün haline getiriyoruz.” Banyo ve Mutfak aksesuarları sektöründe yaşanan gelişmeler ve pazar ilgisinin metal banyo aksesuarlarına yönelmesiyle birlikte bizde hemen pazara uyum sağlayarak üretim gamımıza bu ürünleri de kattık. Metal banyo ve mutfak aksesuarları fabrikamızda şuan 150 kişiye istihdam sağlıyoruz ve üretimin tamamını kendi tesislerimizde gerçekleştiriyoruz. Yani prinç veya paslanmaz hammadde üretim tesislerimize girdiğinde polisaj, kaplama, kaynak gibi tüm üretim aşamalarını kendi fabrikamızda gerçekleştirerek gelen hammaddeyi herhangi bir ilave işleme gerek kalmadan ürün haline getiriyoruz. Plastik Banyo aksesuarları üretimimiz de devam ediyor. Ancak gelen talepler dikkate alındığında metal banyo ve mutfak aksesuarlarının artık çok daha güçlü olduğunu net bir şekilde ifade edebiliriz. Bunda ülke ekonomisinde yaşanan gelişmeler, tüketicilerin bilinçlerinin artması, tasarım ve kalite konusundaki beklentilerinin her geçen gün daha da yüksek olması gibi nedenler etkili oldu. Bundan sonra da pazarın aynı şekilde gelişmeye devam edeceğini öngörüyoruz. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Üretici Bu üretim kalemlerimizin yanı sıra bayilerimizden gelen talepleri dikkate alarak butik olarak duş kabinleri, küvet, duş teknesi, jakuzi ve kompact sistemler üretimi de yapmaktayız. Bunun yanı sıra yine bu taleplere istinaden banyo mobilyaları konusunda da Baunio markamızı oluşturduk. Amacımız bayilerimizin bizden talep etmiş olduğu ürünleri nihai tüketici kitlesinin çeşitliliğine de uygun olarak sunabilmektir. Bu amacımız doğrultusunda da geniş bir ürün yelpazesi ile hizmet vermekteyiz. “Yapı ürünleri ciromuzun belki yüksek bölümünü oluşturmuyor ama bizim için önemli bir değere sahip. Çünkü yola çıkış hikayemiz onunla başlıyor. İsmimizi de bu sektörde kullanıyoruz.” Lider Holding olarak baktığımızda yapı gereçleri alanındaki üretim ve satışlarımız bizim ciromuzun ortalama %30 gibi bir bölümünü ifade ediyor. Bunun dışında ise otomotiv, buzdolabı, reklam sektörlerine plastik plaka ve plastik parçaları fason üretim ile üretmekteyiz. Bu sektörlerde de oldukça güçlü bir konumda yer almaktayız. Yapı ürünleri ciromuzun belki yüksek bölümünü oluşturmuyor ama bizim için önemli bir değere sahip. Çünkü yola çıkış hikayemiz onunla başlıyor. İsmimizi de bu sektörde kullanıyoruz.

büyük hissesini de satın aldık. 2011 yılında ise kalan hissesini de satın alarak tamamen ortak girişim şirketimize ait oldu.

Holdingimizin bir diğer yatırımı da Brezilyalı Metalfrio şirketi ile 2006 yılında Lider Metalfrio adıyla kurduğumuz ortak girişim şirketimizin ürettiği ticari soğutma ürünleri konusundadır. Bu birlikteliğimizden doğan sinerji ile birlikte 2008 yılında İzmir merkezli Klimasa firmasının

İhracat pazarında birçok ülkeye direkt ihracat yapmakla birlikte Romanya, Ukrayna, Rusya ve Bulgaristan’da satış şirketi kurarak kendi satış noktalarımızı oluşturduk. Romanya başta olmak üzere bu ülkelerde de iyi birer bayi yapılanmamız bulunuyor.

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

109


Üretici

“Şirket yapılanmaları, ürün gruplarının birbirinden ayrıştırılması, markalaşma çalışmaları, ürün segmantasyonları bizi bu gelecek 20 yıla taşıyacak çalışmalarımızın ilk hamleleri olarak görülebilir.” Bu sene bizim 30. yılımız. Bizim için özel bir yere sahip bu yıl için önümüzde bazı hedefler belirledik ve bu doğrultuda ilerliyoruz. Bu hedeflerimizin en başında şirketlerimizin kurumsal kimliğini değiştirmek bulunuyordu. Bunu Artistik Hizmetler Film Prodüksiyon ve Reklam Ajansı’ndan aldığımız profesyonel hizmet ile gerçekleştirdik. Ürünlerimizi gruplandırarak şirket yapılanmasında bazı değişiklikler yaptık. Şuan bunların faydalarını görmeye başladık. Eminiz ki bu çalışmalarımızın önümüzdeki süreçte de bize güzel katkıları olacaktır. Tabi biz 30. yılımız ile birlikte hedeflerimizi belirlerken sadece bu yılımız için hedefler oluşturmadık. Aslında 50. yılımıza kadar izleyeceğimiz yol haritası belirledik. Yapmış olduğumuz şirket yapılanmaları, ürün gruplarının birbirinden ayrıştırılması, markalaşma çalışmaları, ürün segmantasyonları bizi bu gelecek 20 yıla taşıyacak çalışmalarımızın ilk hamleleri olarak görülebilir. Gelecek ile ilgili önemli planlarımız arasında Avrupa’da bir şirket ile stratejik ortaklık yaparak büyümek, halka açılmak gibi konularda bulunuyor. Ancak bunlar biraz da

110

günün şarlarına göre değerlendirilerek harekete geçeceğimiz hedeflerimizdir. “Kendimizi en avantajılı gördüğümüz noktaların başında Ar-Ge departmanımız ve çalışmaları gelmektedir.” Yapı ürünleri grubu ürünleri üretimimizi gerçekleştirdiğimiz Özlider Plastik ve Metal San. Tic. A.Ş. son markalaşma çalışmalarımızla sektöre Lider, Baunio, ekobanyo, Kitchenox markalı ürünlerimizi sunmaktadır. Bizim sektörde kendimizi en avantajılı gördüğümüz noktaların başında Ar-Ge departmanımız ve çalışmaları gelmektedir. Bu bağlamda 15 kişiye istihdam sağladığımız kalıphanemiz ile gerçekten de iddialı ve avantajlı oluyoruz. Tüm tasarımlarımızı iyi bir değerlendirme sürecinden geçiriyor sonrasında da sahip olduğumuz kalıphanemiz ile başlayan süreçte üretimlerimizi gerçekleştiriyoruz. Ar-Ge departmanımızın yapmış olduğu çalışmalardan doğan duş tekneleri konusundaki yenilikçi bir ürünümüzü de bu sene UNICERA fuarında lanse edeceğiz. Röportajımızın başında söylediğim gibi sektörümüzde kendi markamız adına yaptığımız üretimin yanı sıra sektörde önemli bazı firmalarla da fason üretim gerçekleştiriyoruz. Bu gibi firmalarla Ar-Ge departmanlarımızın oluşturduğu sinerji de bizim için önemli faydalar sağlıyor. Amacımız sektörümüze dikkat çekecek, fonksiyonel Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Üretici estetik ürünlerle farkımızı ortaya koymaktır. Bunu sağlamak içinde elimizde oldukça iyi imkanlarımız bulunuyor. Bu imkanlarımızı iyi değerlendirerek önümüzdeki süreçte daha da dikkat çeken bir yapıda çalışmalarımıza devam edeceğiz. Tabi ki hedefleri gerçekleştirmek için sadece iyi bir üretim tesisi, ürün kalitesi yeterli değil. Bununla birlikte pazarlama ve satış çalışmalarınızın da çok aktif olması gerekiyor. Bunu dikkate alarak pazarlama çalışmalarımıza hız verdik. Reklam, fuar gibi birçok pazarlama faaliyetlerimize hız vermek ile birlikte satış konusunda da yeni bir yapılanmaya gittik. Bu yapılanmamızla birlikte daha önce iç pazarın tümünde direkt olarak mağaza ve yapı marketlerle çalışıyorken yeni oluşturduğumuz yapı ile bölge satış ağımızı oluşturduk. Bu satış organizasyonumuzda 3’ü distrübütörlük kapsamında olmak üzere Türkiye’de 10 bölge yapılanmamız oldu. Bundan sonraki satış stratejimizde bölgelere bu şekilde daha yakından fokuslanarak etkinliğimizi arttıracağız. “Arz talep dengesinden doğan rekabetin önüne geçmenin çokta mümkün olamayacağı görülüyor.” Rekabetin en yoğun olarak hissedildiği sektörlerden birinde yer alıyoruz. Ancak insanoğlu varlığını sürdürdüğü sürece her zaman için bir yaşam alanına ihtiyaç duymakta ve hatta imkanları doğrultusunda bu konudaki şartları her zaman bir üst seviyeye taşımayı istemektedir. Dolayısıyla kentsel dönüşüm çalışmaları, yapılarda yenilenmeye duyulan ihtiyaçlar, gelişen ve büyüyen nüfus ile artan barınma ihtiyacı da göz önüne alındığında yapı sektörü uzun süre daha önü açık bir sektör olarak değerini koruyacak ve arttıracaktır. Üretim şartları dikkate alındığında çokta zor olmayan bir sektör olmamız dolayısıyla arz talep dengesinden doğan rekabetin önüne geçmenin çokta mümkün olamayacağı görülüyor. Bu nedenle bir adım önde olabilmek için hizmet ile ön plana çıkmak zorundayız. Tüketicinin ürünleriniz, markanız ve hizmetleriniz konusunda güven duyması bu güvenin de satış sonrası hizmetler dahilinde korunması ve müşteri memnuniyeti yaratılması gerekiyor. Bizde bu şartları dikkate alıyor. Önceliklerimizi doğru belirliyoruz. Sadece fiyat ile rekabet etmek tabi kurtarıyorsa günü kurtarmak anlamına gelmektedir. Biz 30 yıllık Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

bir geçmişe sahip, daha nice 30 seneler görmeyi hedefleyen bir şirket olarak bu değerlere en iyi şekilde sahip çıkmaya, müşteri memnuniyetini en üst çıtada tutmaya özen gösteriyoruz. Müşterinin beklentilerini karşılayacak doğru ürünü, doğru satış politikasıyla sunuyoruz. Müşteriler aynı zamanda ürün çeşitliliği ve alternatifleri de görmek istiyor. Bu nedenle üretim gamımıza sürekli olarak yeni ürünler katmaya özen gösteriyoruz. Müşterinin beklentilerini karşılayacak doğru ürünü, doğru satış politikasıyla sunuyoruz. Bir müşteri bizim ürünlerimizi tercih ettiğinde 100TL’ye de 1100TL’ye de banyosunu donatabilir. Bu alternatiflerimiz ve ürün çeşitliliğimiz de müşterilerin beklentilerine karşılık olduğu ve ürünlerimizin arkasında olduğumuz için müşteri memnuniyeti sağlamakta büyük zorluklar çekmiyoruz. Bizim 2 sloganımız var. Biri; “Kalite asla tesadüf değildir.” Diğeri ise; “Herşeyin bir nedeni var.” Bu sloganlarımızı dikkate alırken kalitenin önemi ve sektörde varlığımızın sürekliliğini düşündük. 30. Yılımıza gelmiş olmamızın en önemli nedenlerinden biri de bu anlayışımızdır. Bayilik sistemimizde de büyük çoğunlukla uzun yıllardır çalıştığımız bayilerimiz bulunuyor. Dolayısıyla hem onlar bizi iyi tanıyor, müşteriye doğru bir şekilde lanse edebiliyor hemde gönül rahatlığıyla karşılıklı iş birlikteliğimizdir.

111


Üretici

Pakduş Duş ve Küvet Kabinleri İnş. San. Tic. Ltd. Şti.

Genel Müdürü Ali Soyal “Bu sektörü sevmiştim ve içimde kendi işimi kurma arzusu vardı.” 1969 yılında İstanbul’da doğdum. Evli, 3 çocuk babasıyım. Okul bittikten sonra öncelikle sektörümüzle ilişkisi olmayan birkaç firmada çalıştım. Vatani görevimi tamamladıktan sonra da yaklaşık iki buçuk yıl yine sektörümüzle ilişkisi olmayan firmalarda çalıştım. Bu süreç sonrasında ise 1992 yılında duşakabinle tanıştım. Bu işe girmeden önce bizim bildiğimiz tek şey duş perdesiydi, üç buçuk yıl çalıştığım bu firmada duş kabinleri nedir bunu öğrendim. O dönem duş kabinleri Türkiye’de henüz bilinmeyen, bugünün aksine bu konuda üreticinin pek olmadığı bir sektördü. Günün koşullarında önü açık olan bu sektörü sevmiştim ve içimde kendi işimi kurma arzusu vardı. Kardeşim Hüseyin Soyal ile birlikte 26 Eylül 1996 tarihinde Ümraniye’de küçük bir atölyede Pakduş’u kurduk. Pazarı tanıyorduk ve piyasadaki eski dostlarımızın

112

da desteği vardı. Bunun sayesinde ilk günden itibaren azda olsa sipariş alarak üretime başladık. Bu siparişler gün geçtikçe artmaya başladı ve kabımıza sığmamaya başladık. Yine Ümraniye’de 1998 yılında 270m2, 2001 yılında ise 400m2 bir yere taşındık. 2001 yılında aynı zamanda küçük miktarlarda da olsa Fas, Tunus ve Cezayir’e ihracatımız başladı. 2005 yılında ise Yenidoğan’da şuan bulunduğumuz üretim tesislerimizin arsasını aldık. 2006 yılında temmellerini attığımız fabrikamız 2007 yılı Mayıs ayında faaliyete geçti. Şuan 5000m2 alanda, 18 aracımız ile 43 kişiye istihdam sağlayarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Biz sadece duş kabin imalatı yapıyoruz. Biz kendi kulvarımızda ilerlemek istiyoruz. Küvet üreticilerine rakip olmak istemiyoruz. Bunun için kendimize partner firmalar belirledik ve koordineli olarak iş ortaklığı çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Biz onlara kabin, onlar bize küvet sağlıyor. İyi bir hacim ve çizgi ile duş kabin üreticisi olmakla birlikte iyi bir küvet satıcısıyız. Daha önceleri satıcısı olduğumuz küvetlerin üzerinde kendi markaları bulunuyordu. Ancak müşterinin marka bütünlüğü algısını sağlamak için bir süredir sattığımız küvetlerde de kendi markamızı kullanıyoruz. Bayilerimiz de bizim küvet konusunda üretici olmadığımızı biliyor. Bizim de bu konuda herhangi bir çekincemiz yok biz bunu tamamen tüketicinin marka bütünlüğü algısı için yapıyoruz. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Üretici “Bayilerimize zaman konusunda önemli avantajlar sağlıyoruz.” Bayilerimiz küveti de bizden almakla bazı avantajlar sağlıyor. Örneğin çalışma sistemimizde bayi ürünü görmez. Tüketiciyle direkt olarak biz muhattap oluruz. İlk etapta gider ölçüsünü alırız. Bayimize ihtiyacı aktarır, teklifimizi veririz. Teklif onaylandığında da direkt olarak ürünü müşteriye ulaştırır, montajını yaparız. Böylelikle bu süreçte bayimizin zaman ve mesai harcama konusunda bir avantajı oluyor. Küvet veya kabinde herhangi bir arıza söz konusu olduğunda da satış sonrası hizmeti direkt olarak bizim karşılamamızdan da bir avantaj sağlıyorlar. Kardeşimle bir iş bölümümüz var. O üretim ve arge departmanıyla bende satış pazarlama departmanıyla ilgilenirim. Şuan çok ciddi arge çalışmalarımız devam ediyor. UNICERA Fuarında da 15 yeni kabin sergileyeceğiz. Ürün tasarım ve geliştirmeleri konusunda biz diğer arkadaşlarımızı takip etmez, tamamen kendi ürünlerimizi geliştiririz. Sektörümüz üretim şartları dolayısıyla çok kolay görünen bir yapıya sahip. Bu yüzden herkes bu işe giriyor. Bir eğitimde güzel bir söz duymuştum. “Her kasabın gönlünde kebapçılık yatar.” Çünkü; kasap etin kilosunu 30 Lira’ya satarken, kebapçıda 100gr et ile yapılan kebabı aynı paraya yediğinden etin kilosunun 300 Liraya geldiği hesap eder. Halbuki o kebabın maliyeti etten ibaret değildir. Bunu görmeyen kasap, kebapçı dükkanı açar ve hem kasap dükkanını hemde kebapçı dükkanını kapatmak

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

“Sektörümüzün en büyük sıkıntılarından biri insanların maliyet hesabı bilmemesidir.” zorunda kalır. Bizim işimizde böyle görülüyor. Alüminyum ile camı alır, ikide rulman takarsın al sana duş kabin düşüncesi var. Bu yüzden sektörümüzün en büyük sıkıntılarından biri insanların maliyet hesabı bilmemesidir. Bu nedenle bu sektöre sürekli olarak birileri gelir ve çok sürmeden gider. İşin en kötü yanı da giderken çevresine de zarar verir. Bu nedenle sağlıklı bir sektör için tedarikçiden devlete kadar herkesin daha özenli davranması

113


Üretici “Biz kendimize yeteriz demek sadece potansiyelinizi kısmak demektir.” Şuan ihracat konusundaki çalışmalarımızı daha da yoğunlaştırıyor ve bu konuda bir departman kuruyoruz. Profesyonel danışmanlar ile çalışmalarımızı arttırıyoruz. Çünkü bu konular gerçekten de üzerinde ayrı bir profesyonellikle mesai harcamayı gerektiriyor. Biz kendimize yeteriz demek sadece potansiyelinizi kısmak demektir. Her alanda profesyonelleşmiş insanlar var. Bu insanlarda sizin göremediklerinizi görüyor ve bir alanda çalıştıkları için gerekli konulara çok daha iyi zaman ayırabiliyorlar. Dolayısıyla da bunun faydalarını görüyorsunuz. Biz bunun farkına vararak daha profesyonel bir çalışma yapısı kuruyoruz. Eminiz ki bu çalışmalarımızın da karşılığını en kısa süre içinde göreceğiz. gerekiyor. Avrupa’da bir işletme açacağınız zaman devlet size bu konuda zaten arz fazlası var. Sen bu işletmeyi açamazsın. Ancak yatırım yapmak istiyorsan duş kabinlerinde kullanılan rulmanları üretebilirsin diyor. Bizde ise kimseye dur demek yada yönlendirmek yok. Durum böyle olunca da piyasayı bozan, tüccara, diğer üreticilere, nihai tüketiciye zarar veren firmalar sektöre girip çıkıyor. Açık olan noktalar ise aynı şekilde devam ediyor. Bir başka sıkıntımız ise; kalifiye eleman bulabilmek. “İthalat yapacaksanız hiçbir yere üye olmak zorunda değilsiniz. Ancak ihracat yapacaksanız birçok oda v.s. üye olmanız gerekiyor.” İç pazar iyi bir doygunlukta olduğu için bizlerin dış pazara yönelmesi gerekiyor. Bu konuda da devletinde destekleyici olması gerekiyor. İthalat yapacaksanız hiçbir yere üye olmak zorunda değilsiniz. Ancak ihracat yapacaksanız birçok oda v.s. üye olmanız gerekiyor. Demek ki önümüze 2023 gibi bir hedef koyduk, o zaman üreticilerimizin yanında olmalıyız. İhracat konusunda neredeyse üretim yaptığımız tüm sektörlerde dünya çapında kabul edilir kalitede üretim yapabiliyoruz. Jeopolitik konumumuza baktığımızda da çok avantajlı bir coğrafyaya sahibiz. Bu avantajlarımızı iyi kullanarak ülkemizin ihracatını çok daha iyi seviyelere taşımalıyız. Sanayicilerimizin dünya rekabetindeki en büyük sıkıntılarından biri de enerji maliyetlerimizin yüksek olmasıdır. Gerek üretim gerekse taşımacılıkta bunun dez avantajı her zaman için bizlere yansıyor.

114

İç pazarda da şuan 293 bayimiz ile hizmet vermekteyiz. Ülke genelinde tüm bölgelerde bayiliklerimiz bulunuyor ancak bayilerimizin büyük çoğunluğu İstanbul’da yer almaktadır. Bayilerimizin teşhirlerini tamamen kendimiz karşılıyoruz. İç pazarda duş teknesi ve kabini bir bütün olarak algılandığından tekne + kabin paketi üzerinden yürüttüğümüz kampanyalarımızın bize önemli bir faydası oldu.

“Kendinizi geliştirmiyorsanız yerinizde saymıyor, geri gidiyorsunuz demektir.” Bu dönemde bir firmanın yerinden memnun olduğu için durması söz konusu olamaz. Sürekli olarak kendinizi geliştirmek zorundasınız. Eğer kendinizi geliştirmiyorsanız yerinizde saymıyor, geri gidiyorsunuz demektir. Çünkü herkes kendini geliştiriyor, müşteri beklentileri her geçen gün daha da artıyor. Bu nedenle ArGe’ye, reklama daha fazla yatırım yapmaya başladık. Markaya yatırım özellikle de bizim sektörümüzde yapılmıyor. Bu nedenle baktığınızda nihai tüketici nezninde marka algısı oluşan pek bir firma yoktur. Çünkü bizde markaya yatırım ve reklama önem verilmiyor. Aslında fuzuli görünen masraflar birer ihtiyaçtır. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Üretici Bugün Coca-Cola’nın reklama ihtiyacı var mı? Ama sürekli olarak reklam yapıyor. Çünkü; edindiği noktayı kaybetmek istemiyor. Bizim de bu kültürümüzün oturması gerekiyor. “Tamamen yerli tedarikçilerle, %100 yerli üretim yapıyoruz.” Biz yaptığımız üretimde Uzak Doğu başta olmak üzere hiçbir ithal malzeme kullanmıyoruz. Tamamen yerli tedarikçilerle, %100 yerli üretim yapıyoruz. Birkaç kuruş daha fazla kazanacağız diye ürünün kalitesinden ödün vermemiz söz konusu olamaz. Bunun ne kadar kar, ne kadar zarar getirdiği de tartışılır. Çünkü bugün maliyeti arttırdığı öngörülen ham malzeme ile müşteri memnuniyeti sağlamakta önemli bir fayda sağlıyoruz. Sektörümüz hizmete dayalı bir yapıda olduğu için kullandığınız ürünlerin kalitesi üst düzeyde önemlidir. İsterseniz altından bir ürün üretin, sağlıklı hizmet sağlayamadığınız sürece o ürün sadece çöp olur. Günü kurtarmak için küçük hesapların peşine düşerseniz müşteri memnuniyeti de, devamlılıkta sağlayamazsınız. Biz buna kurulduğumuz ilk güden beri dikkat ettiğimiz için en ciddi kriz dönemlerini bile %20’lik büyümelerle aştık. Sürekli büyüme ile de yolumuza devam ediyoruz.

“Türkiye’de ne kadar kaliteli işler yapıldığını dünyaya göstermek istiyoruz.” Hedefimiz büyümeye devam etmek, daha çok insana istihdam sağlamak, daha yoğun ihracat yapmak ve marka olmaktır. Yurtdışı fuarlarında hem kendimizi hemde ülkemizi temsil ederek Türkiye’de ne kadar kaliteli işler yapıldığını dünyaya göstermek istiyoruz. Bizim işimizle ilgili bir konu açıldığında İtalyan, İspanyol ve Almanlardan önce akla Türkiye’nin gelmesini istiyoruz. Fırat Plastik’in sahibi Nevzat Demir’in çok güzel bir sözü var; “Ülken senin için değil, sen ülken için ne yaptın.” Bizde bu çizgide ülkemize faydalı işler yapmak için elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. UNICERA sektörümüzde dünyanın takip ettiği çok başarılı bir organizasyon olarak dikkat çekiyor. Bu başarıyı sağlamış olmasından dolayı bizde bir katılımcı olmakla birlikte bir Türk vatandaşı olarakta mutluluk duyuyoruz. Sektörümüzle ilgili insanları tek tek gezmemiz çok zor. Ancak UNICERA öyle bir buluşma noktası oldu ki sektörümüzdeki herkesi bu platformda görebiliyoruz.

Son dönemde yaptığımız yatırım ile kumlama tesisimizi de kurduk. Bu sayede camın bize gelmesi ardından kumlamaya gidip geri gelmesi konusunda yaşadığımız zaman kaybını ortadan kaldırdık. Bununla birlikte desen çeşitliliğimizi de oldukça arttırdık. Tesisimiz sayesinde özel taleplere de direkt olarak yanıt verebiliyoruz. Çalışanlarımızı da sürekli olarak sağladığımız eğitimlerle geliştiriyoruz. Bu gelişimin sürekli bir ihtiyaç olmasını dikkate alarak önümüzdeki süreçlerde de devam edeceğiz. Firmamız ve müşteri memnuniyeti için özverili bir şekilde çalışanlarımıza da bu vesileyle teşekkür ederim. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

115


Üretici Bu yurtdışı tecrübe ve eğitimim sonrasında Türkiye’ye döndüm ve askerlik görevimi yerine getirdikten sonra, Azerbeycan’da Unilever Satış Grubu Unica, Opet Ticari ve Endüstriyel Yakıtlar Satış Koordinatörü, Kent Cadburry Schweppes İstanbul Bölge Müdürü, TÜYAP Yurtdışı Fuarlar Proje Müdürü olarak görev yapmamın ardından iki yıldan bu yana Betaş Cam Mozaik şirketinde Genel Satış Müdürü olarak çalışma hayatıma devam etmekteyim.

Betaş Cam Mozaik ve Yapı San. Tic. Ltd. Şti

Genel Satış Müdürü Ömer Yazganarıkan “İş yapmayı seviyordum ve gerçekten başarılıydım.” 1988 – 1992 yılları arasında Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda eğitimimi tamamlamamın ardından İngiltere London University of Westminster’de 2 sene Pazarlama İletişimi master programını tamamladım. Bu süre zarfında İngilitere’deki ismi (Vauxhall) olan otomotiv şirketi Opel de Ferringdon Road bayisinde müşteri temsilcisi olarak çalışma hayatına başladım. Bu iş ile birlikte yabancı bir ülkede başlayan satış tecrübem; eğitim konum olan halkla ilişkiler ve iletişimden farklı olarak bir satış departmanında çalışmamın benim doğamın satış mesleğine daha uygun olduğunu ve kendimi tanımamı sağladı. Başka dilde, başka insanlara satış deneyimi beni heyecanlandırmıştı. Bu işi sevmiştim ve gerçekten de başarılıydım. Yabancı bir ülkede, öğrenci ve yolun başında iken terfi almam da bunun bir göstergesiydi.

116

Betaş, kökleri çok eskiye dayanan bir şirket, daha önce emaye, eloksal gibi bazı sektörler içinde yer almış 1990’lı yıllarda cam mozaik’in dış cephe başta olmak üzere yoğun olarak kullanılması ve güzel bir ivme yakalamasıyla da tüm enerjisini bu sektöre yönelterek cam ve kristal mozaik alanında büyümeyi tercih etmiştir. Dış cephe cam mozaiği sektörünün büyüme gösterdiği tarihlerlerde BETAŞ çok hızlı ivme kazanmıştır. 1999 depremine kadar dış cephe kaplamalarında neredeyse Türkiye’nin her sokağında, caddesinde Betaş ürünleri göze çarpmaktaydı. Büyük depremin ardından dış cephelerde cam mozaik kullanımına getirilen kısıtlama nedeniyle BETAŞ çalışmalarını iç mekan ürünleri ve havuz mozaiklerine yöneltmiştir. Yurtiçi pazarında BETAŞ ve BETAPOOL markalarımız ile tanınırken yurtdışı pazarında da markalarımız tercih edilen markalar sıralamasında üst sıralara yükselmiştir. Bununla birlikte Türkiye ve dünyada bazı firmalara fason üretim yapmaktayız.

Betaş’ın özel üretim mozaik çalışmalarından Atatürk Portresi

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Üretici “Türkiye de ve Uzakdoğudaki 3 fabrikamızla, dünya cam mozaik tasarımlarına yeni renkler, farklı dokunuşlar katmaya devam edeceğiz.” Şuan 7 satış bölgesi üzerinden, tüm illerimize yayılmış, 850 adet bayimiz ile ürünlerimizi nihai tüketicilerimizle buluşturuyoruz. Bunun haricinde yakın coğrafya başta olmak üzere 50 adet yurtdışı bayimiz bulunmaktadır. Büyük çoğunluğunu kristal cam mozaik ürünlerinin oluşturduğu 360 çeşit ürünümüz bulunuyor. İstanbul Avcılar- Firuzköy de 2 adet Kristal cam mozaik fabrikamızda 150 kişiye istihdam sağlıyoruz. Çin- Foshan da 125 kişinin çalıştığı üretim üssümüz ile tüm dünyaya direkt ihracatlarımızı yapmaktayız. Türkiye genelinde 12 satış yöneticimiz bulunuyor. Türk halkı’nın ve markamızın layık olduğu cam mozaikleri sunabilmek için tüm ürünlerimiz bir çok denetim prosesi ve kontrolden geçirildikten sonra fabrikalarımızdan bayilerimize sunulmaktadır. Üretim Mühendislerimiz, Kalite Kontrol Mühendislerimiz, Teknik Mühendislerimiz ile konusuna hakim profesyonel kadro ile üretim şartlarını yerine getiriyoruz. Önümüzdeki süreçte de ürün geliştirme alanında farklı modeller ile birlikte, dünya cam mozaik tasarımlarına yeni farklılıklar katan ürünlerimizi Türkiye ve dünya pazarı ile buluşturmaya hazırlanıyoruz. Yurtiçi pazarında havuz mozaikleri markamızı BETAPOOL ile ayrıştırmamızın nedeni; bu ürünlerde diğer mozaik ürünlerimiz gibi

Betaş Genel Müdürü Halil Ayten

üzerinde ayrı bir şekilde ihtisaslaşmak gerektiren bir yapıya sahip olmasıdır. BETAPOOL Havuz grubu ürünlerimiz Türkiye’de özellikle Güney ve Batı sahillerimiz başta olmak üzere çok büyük bir hacme sahiptir. Bu nedenle bahsettiğimiz bayi sayılarımızın yanı sıra bu konuda da 200 adet havuz ihtisas bayimiz bulunmaktadır. Ürünlerimizin tüketicilerle buluşmasını bayilerimiz üzerinden sağlıyoruz. Bayilerimize güç katmak için nihai tüketici ve tüketicilere direkt mal satmak veya büyük zincir yapı marketler ile çalışmayı tercih etmiyoruz. Bu sebeple bayilerimizi ön planda tutuyor, elimizden gelen tüm destekleri sağlıyoruz. Standart seri üretim ürünlerimizin yanı sıra her geçen gün talebin arttığı sanatsal, grafik ve tasarım özel cam mozaik workshop çalışmalarımız da bulunuyor. Çalışmalarımız tamamen özel taleplere yönelik olarak istenen ölçü ve grafiklerde gerçekleşiyor. Bu bağlamda özellikle projelerde konsepte uygun özel çalışmaların talep oranı her geçen gün artıyor. Bizde bu taleplere Betaş kalite çizgisi ve özenli çalışma prensibimiz ile cevap veriyoruz. “Sektörün Türkiye’deki 2007-2010 hacmi 30 Milyon TL/yıl civarında iken, bugün 125 - 130 milyon TL/yıla yükseldiğini görüyoruz. Bunu dikkate aldığımızda vam mozaik pazarının %27’sini BETAŞ karşılamaktadır.” Cam mozaik sektörü geçmişte dış cephelerde hak ettiği değeri görmüştü. Bugün ise aynı şekilde iç mekan ürünleri olarak hak ettiği değeri görmek zorunda. Gittikçe artan

Betaş’ın özel üretim mozaik çalışmalarından Mevlevi

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

117


Üretici

bu değerin, yakın zaman içinde hak ettiği noktaya geleceğini düşünüyoruz. Birkaç yıl öncesine kadar sektörün Türkiye’deki hacmi 30 Milyon TL/yıl civarında iken bugün sektör hacminin 125 - 130 milyon TL/ yıl mertebesine yükseltiğini görmekteyiz.

bir noktaya ulaştık. Özellikle UNICERA fuar döneminde başta olmak üzere rakip firma bayilerinden birçok bayilik talebi alıyoruz. Bunları dikkatli bir şekilde değerlendirererek doğru satış noktalarımızı arttırmaya devam ediyoruz.

Cam mozaik pazarının %27’sini BETAŞ karşılımaktadır. Pazarın büyümesi ve gelişmesi açısından bakıldığında Betaş’ta yenilikçi ürünleri, farklı yorumları, sürekli iyileştirme – geliştirme prensipleriyle gücünü hergeçen gün arttırdığı görülmektedir. “Sektörümüzde olmayan Bölge MüdürlüğüBölge Depo sistemiyle doğru bayi seçimi ile düzenli ve sağlıklı çalışma sistemimizi kurduk.” Göreve geldiğimde 2.500 civarında kayıtlı bayimiz bulunmakta olmasına karşın, münferit ve periyod dışı satışlarla ulaşılan bu rakamlar kendi müşteri çizgimizi ifade etmemekteydi. İşinin profesyoneli, Betaş’ı iyi bir şekilde lanse edebilecek, iletişim kopukluğu olmayan bir bayi ağı oluşturmak için yola çıkarak bayi sayısını 850’ye kadar düşürmeyi uygun gördük. Satış grubundaki yönetici arkadaşlarım, portföydeki 2500 bayi ile tek tek görüştü ve Betaş bayiliğinin kendileri için ne ifade ettiği, bizi temsil edebilme güçleri, hedefleri neler gibi karşılıklı ziyaretler neticesinde doğru bayiler ile düzenli ve sağlıklı çalışma sistemimizi kurduk. Bayilerimize “Black Stand” olarak adlandırdığımız ürün standı verdik. Geldiğimiz noktada bayi sayımızı azaltmış olsakta nitelikli ve doğru bir bayi ağı kurmamız ve iyi bir iletişim sağlayabildiğimiz için memnun edici

118

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Üretici “UNICERA fuarında ilk lansmanını yapacağımız mozaik dışı ürünümüz ile sektörümüze yeni bir hareket katacağız.” Gelecek hedeflerimiz, Türkiye’nin 5 yıllık büyüme planı ile orantılı bir şekilde oluşturuldu. UNICERA fuarında da bu yıl ilk lansmanını yapacağımız mozaik dışı ürün grubu ile farklılığımızı ve yenilikçiliğimizi ortaya koyacağız. “Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi dünyanın ulaştığımız her noktasında BETAŞ ürünlerinin olmasını hedefliyoruz. Dünya pazarında rekabet ettiğimiz İtalya ve İspanya’ya ürün yaptık. Bu ülkeler marka olabilmeyi başarmaları karşılığı kendi markalarını ürünümüzün üzerine vuruyor ve kolayca satıyor. Bu aslında BETAŞ ‘ın ürün ve üretim kalitesinin sektörümüzün önde gelen ülke ve markalarının da kabul ettiğinin de bir göstergesi olmakla birlikte Türkiyenin markalaşmaya ne denli ihtiyacı olduğunu da ortaya koymaktadır. “Betaş’ı nihai tüketicilerinde daha yakından tanınmasını ve marka imajımızın daha iyi algılanmasını sağlamayı hedefliyoruz.” Pazarlama faaliyetlerimizde fuar organizasyonlarının yanı sıra bayilerimize stand v.b. görsel destekler, 2012 yılında olduğu gibi radyo reklamları bulunuyor. Bunlara ek olarak 2013 yılında televizyon ve basılı yayınlarda da reklamlarımızla artık sektör profesyonellerinin gayet iyi tanıdığı Betaş’ı nihai tüketicilerinde daha yakından tanınmasını ve marka imajımızın daha iyi algılanmasını sağlamayı hedefliyoruz.

da çalışmalar yapması gerektiğini düşünüyoruz. Umuyoruz ki gelecek dönem içinde bu konuda da yeni adımlar atılır. “Konusunda Dünya Fuarı sıralamasında İkinciliği alan UNICERA, Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı ve KITCHEN WORLD Uluslararası Mutfak Banyo Mobilyaları ve Ankastre Cihazlar Fuarlarını ilerleyen dönem içinde 1.sıraya yerleşeceğine inanıyorum.” Yurtdışı bayilerimiz ile iletişimimizi güçlendirmek, son ürün ve yeniliklerimizi sergilemek ve yeni yurtdışı bayileri kazanmak adına UNICERA fuarından büyük verim aldık. 5 yıl boyunca TÜYAP iş tecrübemden ve şuanda bir katılımcısı olarak içinde bulunmam dolayısı ile yakından şahit olduğum üzere fuarın hazırlık aşamasından son gününe kadar arkasında nasıl büyük bir emek ve yoğun çabanın yattığını biliyorum. Bu nedenle de fuara emeği geçen tüm dostlarımıza teşekkür ederim. Bir üyesi olmamız ve TÜYAP’taki çalışma sürecim boyunca TİMDER’i hep yakından takip etme fırsatım oldu. TİMDER Akademi, TİMDER Futbol Turnuvası, TİMDER Ekonomi Konferansları başta olmak üzere güncel gelişmelere paralel konferansları, sektörü buluşturan sosyal faaliyetleri ile gerçekten de TİMDER’in Türkiye’de diğer sivil toplum kuruluşlarına örnek olacak dinamik bir yapısı var. Bu noktada faaliyetlere katkı sağlayanlara sayın başkan, sayın genel sekreter ve diğer yöneticilere teşekkür ediyor ve faaliyetlerinin devamını diliyoruz.

Bu çalışmalarımızın yanı sıra 2013 yılında bir bayimiz ile birlikte Betaş’ı ustalara daha yakından tanıtmak ve mozaik döşemeciliği konusunda bir seminer planımız bulunuyor. Bu seminerlerimizin artması söz konusu olabilir. Mozaik ürünler seramik ustaları tarafından döşendiği ve aslında ayrı bir ustalık gerektiren bir ürün olduğu için bu konuda da özel eğitimlerin artması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda bizim bu desteklerimiz gibi konuyla ilgili diğer kurumların Taner Oğuz - TİMDER Geleneksel Halı Saha Futbol Turnuvası 2012 Betaş Takımı

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

119


Geçerken Uğradık Filiz Fidan Yapı Malzemelerinde bir süre ortaklık yaptım. Sonrasında da kardeşim Hüseyin Özkan ile birlikte kendi şirketimizi kurmaya karar verdik ve Ekim 2009’da Pendik’te ilk mağazamızı açtık. Graniser’in de destekleriyle oluşturduğumuz mağazamızın ardından Kaynarca yanyol üzerinde bir depo tuttuk. Sonrasında bölge pazarının da harekli olmasını dikkate alarak burayı showroom’a çevirdik. Son olarakta Tuzla’da günümüz ihtiyaçlarına uygun olarak geniş teşhir alanımızın bulunduğu mağazamızı açtık.

Özkanlar Seramik Dekorasyon Orm. Ür. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Genel Müdürü İsmail Özkan Adapazarı Karasu’da bir büfe işletiyorduk. 1996 yılında deniz sezonu kapandığında İstanbul’a As 2000 yapı markette çalışan amcamın oğlunun yanına gezmeye gelmiştim. Firmanın sahibi Abdullah Okumuş ile görüştük ve orada çalışmamı istedi. Ben o güne kadar doğru düzgün çiviyi bile tanımazdım. Sektörle hiç alakam yoktu. Bu yüzden ilk etapta bu fikir sıcak gelmese de kabul ettim ve züccaciye bölümünde çalışmaya başladım. Zaman içinde seramik ürünleri reyonuna geçtim. 2 sene sonra Dumankaya Yapı Malzemelerine transfer oldum. Yaklaşık 11 sene devam eden bu çalışmamın sonrasında Şubat 2009’da ayrılarak

120

Kurulduğumuz günden beri Graniser ile çalışıyoruz ve Graniser satıcılarıyla da iyi bir dialoğumuz vardır. Bu sayede Graniser ile özdeşleşmiş bir şekilde anılır olduk. Bizim için de zaten Graniser özel bir markadır, kendimizi birlikte bir aile gibi görüyoruz. Bunun yanında Floorpan, İdevit, Newarc, Damla Banyo, Asusy, Formina gibi sektöründe iyi bir çizgiye sahip birçok firmanın ürünleriyle ticaretimize devam ediyoruz. Yaklaşık 110 tali bayimiz bulunuyor. Karadenizli olmamızın da avantajı olarak

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Geçerken Uğradık madur etmeyiz. Bu sayede ilk günden bugüne hiçbir müşterimizi kaybetmedik. Müşterimizin memnuniyetini sağlamak için gerektiğinde kendi arabamla banyo mobilyası dahi taşıdım. Önemli olan o müşterinin size olan güvenini sarsmamak, onu memnun etmektir. Bu nedenle de ne gerekiyorsa yapıyoruz.

Hüseyin Özkan

müteahhit çevremiz oldukça geniştir. Bunun avantajını da görüyoruz. Şirketimizi kurmadan önce Dumankaya gibi bir firmada çalışmamın da benim için özel bir avantaj sağladığını düşünüyorum. Orada sektörü, piyasayı iyi bir şekilde tanıdık. Çalışılacak, çalışılmayacak müşterileri bu tecrübemiz sayesinde rahatlıkla ayırt edebiliyoruz.

“Odamda oturup kaldığım müddetçe para kazanabileceğime inanmıyorum.” İnsan çalıştıkça, emek verdikçe kazanıyor. Dükkanda oturduğunuz müddetçe yerinizden para kazanamazsınız. Bende sürekli olarak mağazalarımızda satış yapıyor, piyasayı geziyorum. Odamda oturup kaldığım müddetçe para kazanabileceğime inanmıyorum. Mağazacılık sektörü bundan önce olduğundan çok daha büyük teşhir alanlarına ihtiyaç duyuyor. Tuzla şubemizi açmamızdaki ana neden de bu oldu. Çünkü bizim insanımız ürünü canlı bir mekan olarak gördüğünde o ürüne ısınıyor. Bu nedenle ihtiyaçlara ayak uydurmaya özen gösteriyoruz. Tali bayilerimize de kendilerini geliştirmeleri gerektiğini her fırsatta vurguluyoruz. Çünkü yerinizde saymak; geri kalmak, yok olmaktır.

Pendik mağazamız 260m2 kapalı alana sahip, Kaynarca’daki 850m2 ve 600m2’lik iki depomuzun yanı sıra 150m2 showroomumuzda hizmet veriyoruz. Tuzla şubemiz ise 420m2 alanda 25m yola cepheli çok şık bir mağazamız bulunuyor. “Gerekirse para kaybederiz ama müşteriyi madur etmeyiz. Bu sayede ilk günden bugüne hiçbir müşterimizi kaybetmedik.” Bizim işimiz her ne kadar mal satmak gibi görünse de aslında büyük oranda hizmete dayalı bir iş yapıyoruz. Özellikle de perakendeyi hedef alan bir firma olduğumuz için hızlı ve kaliteli hizmet vermeye özen gösteriyoruz. Müşteri siparişi verdiğinde ikinci gün ürünün elinde olmasına gayret ediyoruz. Bir sıkıntısı varsa yakından ilgileniyoruz. Çünkü biliyoruz ki büyümek, gelişmek için müşteri memnuniyeti çok önemli. Gerekirse para kaybederiz ama müşteriyi Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

121


Geçerken Uğradık özen gösteriyoruz. Bugün önüme koyduğum bir hedefi elbette yerine getiririm. Ancak bunu şu tarihte olacak diyerek şartları zorlamam. Ne zaman şartlar olgunlaşır, hedeflerimiz için bir fırsat ortaya çıkar o zaman harekete geçeriz.

“Mal satmak önemli değil, önemli olan güvenli, karşılıklı memnuniyete dayalı ticaret yapmaktır.” Yaptığımız ticaret gerçektende çok riskli bir yapıya sahip. İşin büyük bir bölümü çek ile yapılıyor. Son düzenlemelerle çek yasasından da pek bir korku kalmadığından çeki dönen kişilerde oldukça rahat davranabiliyor. Dolayısıyla müşterilerinizi iyi seçmeniz gerekiyor. Mal satmak önemli değil, önemli olan güvenli, karşılıklı memnuniyete dayalı ticaret yapmaktır. Bizim amacımız ciromuzun yarısını perakende pazarından sağlamak. Bunun için ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyoruz. İlgi çekici teşhir alanları sağlamaya çalışıyor, nihai tüketicileri çekecek çalışmalar yapıyoruz. Tüm planlarımızı da zamana sıkıştırmadan yapmaya

“Üreticinin satıcının zararına olacak, satıcı üreticinin zararına olacak bir şey yapması demek yine kendine zarar vermesi demektedir.” Üretici ve satıcı birbirini desteklemek zorundadır. Sonuç itibariyle bu gemiyi birlikte yüzdürüyoruz. Üreticinin satıcının zararına olacak, satıcı üreticinin zararına olacak bir şey yapması demek yine kendine zarar vermesi demektedir. Bu bilinç ile hareket etmemiz birbirimizi sürekli ileriye taşımaya gayret göstermemiz gerekiyor. Üretici ve tüketici arasındaki köprü olmamız dolayısıyla bizim sorumluluklarımız da

122

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Geçerken Uğradık oldukça yüksektir. Biz bunları yerine getireceğiz ki hem iş ortaklarımız hemde biz sağlıklı bir çalışma içinde olalım. TİMDER’i bir sektör çalışanıyken de takip ediyordum. Bugün de aynı şekilde yakından takip ediyorum. Önemli, güzel faaliyetleri oluyor. Örneğin son düzenlemiş olduğu futbol turnuvasına katılmıştık. Gerçektende yeni dostlukların kurulduğu sektörü bir noktada toplayan benzeri birçok faaliyeti oluyor. Bizde bunlardan oldukça memnunuz. Eğitim ve güncel gelişmelere paralel konferansları da önemli faydalar üretiyor. Köksal Yılmaz, Hüseyin Özkan, İsmail Özkan, Arzu İşbarali ve Suzan Kurt

Graniser ile çalışmaktan gerçekten de çok memnunuz. Gerek ürün kalitesi gerekse ürün çizgisi açısından çok güzel ürünler üretiyor. Bununla birlikte sürekli yenilikçilik anlayışı ile hareket ediyorlar. Bunun sayesinde de iyi bir ihracat pazarına da sahipler. Genel Müdürümüz Erol Hacıoğlu sürekli olarak yurtdışı seyahatlerinde yeni ufuklar peşindedir. Bununla birlikte son dönemde daha yoğun olarak sürdürdüğü reklam çalışmaları bizlere de önemli katkılar sağlıyor.

İsmail Özkan, Köksal Yılmaz, Ayşe Yıldız, Nihal Çırak, Ayşe Cebeci ve Irmak Bozu

Ben insanların yöneticileri iyi olduğu ve işini sevdiği takdirde başarılı olacağına inanıyorum. Bunu çalıştığımız arkadaşlarımıza da her zaman vurguluyor ve onları memnun etmeye gayret ediyoruz. Sonuç itibariyle de arkadaşlarımız da işlerini layıkı ile yerine getiriyorlar. Bu vesileyle birlikte çalıştığımız arkadaşlarımıza da teşekkürlerimi sunarım. Recep Çoban, Mehmet Kaptı, Fikri Besli̇ve İsmail Özkan

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

123


Geçerken Uğradık

SRN Yapı Malzemeleri ve Dış Tic. Ltd. Şti.

Genel Müdürü Bertan Yılmaz “Çalışmaktan hiçbir zaman erinmedim ama çalışmamın da karşılığını her insan gibi almak isterim.” 1971 Karadeniz Ereğli doğumluyum. Askerlikten sonra 1993 yılında İstanbul’a yerleştim. Sektöre ilk olarak Mecidiyeköy’de İmola - Çözüm Yapı, Necmi Anadal’ın yanında adım attım. Tayfun Zabun ile beraber bir yıl orada kaldım. Sonrasında Evyelüks’e geçtim. Böylelikle ithal pazarında elit bir kesime hizmet verirken bir anda görüştüğüm kitle nalburlara döndü. Üç yıl Anadolu Yakası Satış Müdürlüğü yaptım. Bu dönemde Avrupa yakasının altında olan satışları, biz üzerine çıkardık. Yani ilgilenilmemiş bir bölgeden parlak bir bölge yarattık. Ancak sektöre seramikle başladığınızda tekrar aynı alana geri dönmek istiyorsunuz. Çünkü yaptığımız işin ana kalem ürünü olan bu ürün var ise geri kalanlar sorun değil. Ama yok ise yaptıklarınız hem cirosal

124

anlamda hemde mesleki tatmin anlamında yeterli gelmiyor. Bende tekrardan seramik sektörüne dönmek isterken Söğüt Seramik’ten bir teklif geldi. Aşağı yukarı bir yıl çalışmamın ardından şirket yönetimindeki bazı hataların getirdiği sıkıntılar nedeniyle Erol Hacıoğlu’nun ekibi olarak Akarsu Şirketler Topluluğu’na geçtik. Bir yıl kadar da burada çalışmamızın ardından Kütahya Seramik’e geçtik. Güzel satış rakamları sergilediğim Kütahya Seramik’ten de bir süre sonra ayrıldım. Toptan malzeme satışı yapan bir firmaya geçtim. Bu sırada da kendi işimi kurmak, kendime bir mağaza açmak istiyordum. Ümraniye’de eski bayilerimizden biri de mağazasını devretme düşüncesindeydi. Ben o mağazayı almayı düşünürken çalıştığım firmanın sahibinin ısrarlı bir şekilde ortaklık teklif etmesiyle kendi mağazamı açmak yerine çalıştığım firmaya ortak oldum. Çalışmaktan hiçbir zaman erinmedim ama çalışmamın da karşılığını her insan gibi almak isterim. Çalıştığım firmada ise hem ortağım, hem oldukça büyük bir zaman harcıyorum ama verdiğim emek ve yatırımın karşılığını alamıyordum. Göztepe’de kooperatiften aldığım bir dairem vardı. Onu sattım ve malzeme karşılığı daire ile barter yapmaya başladım. Şirket ortağım ile de görüştüm. Böyle bir iş yapmaya başlayacağım. Başka bir firmadan almak yerine bizim firmamız üzerinden malzeme alımlarını yapacağım. Diye anlaştım. Bu işten iyi karlar elde ettim. Ama ortaklıktan doğru düzgün birşey kazanamıyordum. Ayrılmaya karar verdim ve seramik bordür üreten bir firmaya ortak oldum. Bu ortaklıkta sürekli borç ödemekle geçti. Sonunda da ortağımın hissesi

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Geçerken Uğradık ortaklık yapmaya karar verdik. Böylelikle hem Bordür üretim şirketimiz Bordek’e ortak oldu hemde pazarlama şirketi olarakta Serena’yı kurduk. Serena isminin bir başkası tarafından alınmış olması nedeniyle de şirketimizin ismini 2007 yılında SRN olarak değiştirdik. Birçok iş değiştirdim ama hiçbir firmadan kötü ayrılmadım. Sosyal bir insan olmam dolayısıyla da iyi bir çevre edindim. Kimseye bir zarar verme düşüncem de olmadığı için bu çevre içinde bir güven de sağladım. Dolayısıyla bugünkü ticaret hayatımda da sürekli iletişim ve işbirliğimiz devam eden güzel bir çevrem oldu. borçlarına istinaden Doğan Yapı’ya geçti. Borç ödemekten elimde para da kalmamıştı ama ablam sağolsun dairesini satarak Doğan Yapı’nın hissesini almamı sağlayan bir borç verdi. Dairenin tüm parasıyla şirketin tamamını aldım ama elimde hiç işletme sermayesi kalmadı. Bu sefer de ablam arabasını sattı. Bu da işletme sermayen olsun. Sen bu şirketi topla, kendine getir dedi. Bununla birlikte güzel bir iş hacmiyle çalışmaya başladık. İş çok yetiştirmekte sıkıntı çekiyorduk. Tek başıma idare etmem oldukça zor oluyordu. Bu sırada 2003 yılında aile dostum Ümit Emre ile işlerden sohbet ederken

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

“Elimizdeki büyük potansiyeli değerlendirmek için bordürün yanında başka ürünler de satmaya karar vererek pazarlama faaliyetlerimize başladık.” İş potansiyelimiz oldukça yüksek, üretimimiz bunu karşılayamıyor. Bizde yetişemediğimiz bölümü de fason ürettirerek karşılamaya başladık. Bir yandan bordür üretimimiz, diğer yandan pazarlama faaliyetlerimiz devam ederken 2005 yılında Büyükçekmece’de bir inşaat yaptık. Oradan da iyi bir kar elde ettik. Bu zaman içinde tabiki ablama borçlarımı da ödedim.

125


Geçerken Uğradık çevre sağladı. Bundan sonra da aynı çizgide çalışmaya devam edeceğiz. Bülent Koray Akbaş, Ümit Emre ve Bertan Yılmaz olarak 3 ortak faaliyetlerimize devam ediyoruz. Hep beraber 10 yılımızı geçirdik. Güzel bir birliktelik ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. “Böyle büyük ve güzel bir mağaza açmak gerçekten de bizim ufkumuzu açtı.” Mağazamız 2.500m2 biz bunun 2000m2’sini sağlıklı bir şekilde kullanıyoruz. Bununla birlikte 700m2 otopark alanımız bulunuyor. Depolarımız ise 5.000m2 açık, 3.000m2 kapalı alana sahip, iki şirketimizde toplam 50 kişiye istihdam sağlıyoruz.

2007 yılında elimizdeki büyük potansiyeli değerlendirmek için bordürün yanında başka ürünler de satmaya karar vererek pazarlama faaliyetlerimize Ece Banyo markasının toptancılığı ile güzel bir güç kattık. Bir süre sonra KYK ve Yurtbay Seramik bayiliklerini de aldık. Bir yıl içinde Yurtbay Seramik’in İstanbul İkincisi, Türkiye Üçüncüsü ünvanını sağladığımız bir başarıya imza attık. 2011 yılı ikinci yarısınnda da Kütahya Seramik ile anlaştık ve E5 üzerindeki mağazamızı Nafi Güral’a gösterdik. Mağazayı gezdik elini omuzuma atarak “Bu mağazayı istiyorum. Ne gerekirse yapalım.” demesiyle birlikte mağazayı tuttuk ve yapılandırdık. Bir yıl içinde Kütahya Seramik’in de İstanbul Anadolu Yakası Birinciliğini elde ettik. “Çizgimizden ayrılmamamız da iyi bir çevre sağladı. Bundan sonra da aynı çizgide çalışmaya devam edeceğiz.” Bu güzel başarıları sağlarken de kendi çizgimden hiç ayrılmadım. Dün nalburları gezip mal satan Bertan neyse bugün SRN Yapı ortağı Bertan aynıdır. Bertan denildiğinde bazen hatırlamayanlar olsa da bordürcü Bertan denildiğinde oldukça büyük bir kitle tarafından tanınırım. Bordürcü olmamız artık üzerimizde bir lakap gibi oturdu. Çizgimizden ayrılmamamız da iyi bir

126

Benim inşaat yapan bir abim vardı. “Yerin hiç önemi yok. İster dağ başı, ister şehir merkezinde olsun. Ben bir mağazaya girdiğimde büyük, ferah bir mekan bir de arabamı rahatlıkla önüne park edebileğim imkan isterim. Bu ikisini sağladığın müddetçe mağazan nerede olursa olsun müşteri gelir.” derdi. Bizde aynı bu abimizin dediği gibi bir mağaza oluşturmayı başardık. Karşılığını da görüyoruz. Mağazamızda Kütahya Seramik, Kütahya Porselen, KYK, İdealStandard, Ece Banyo, Ecocarat gibi sektörde belli bir çizgiye sahip firmalarla çalışıyoruz. Bununla birlikte ithal duvar kağıtları getiriyor, mutfak ve kapı konusunda da sadece bize çalışan bir iş ortağımızla hizmet veriyoruz. Böyle büyük ve güzel bir mağaza açmak gerçekten de bizim ufkumuzu açtı. Mimarları, çalışanları, mağaza büyüklüğü, projesiyle ne kadar büyük, sistematik bir mağaza kurarsanız o kadar karşılığını alıyorsunuz. Mağazacılık sektörünün son dönemde bu yönde trend göstermesinde de bu nedenler yatıyor. Müşteri banyosunda kullanacağı ürünleri hayal etmek değil birebir görmek, dokunmak, mimarlardan fikir almak,

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Geçerken Uğradık Biz bu nedenlerden dolayı böyle bir mağaza oluşturduk. Burada sadece seramik ve yan malzemeleri satan bir yapıda olmaktan ziyade tam bir çözüm ortağı prensibi ile hareket ediyoruz. Yani seramik ve yan malzemeleriyle birlikte izolasyon, duvar kağıdı, mutfak, kapı gibi A’dan Z’ye tüm ürünleri yüksek hizmet kalitesiyle birleştirdiğimiz, mimari ve uygulama hizmetleri dahil müşterinin tüm beklentilerini karşılayan bir çözüm merkeziyiz.

banyosunu projelendirmek istiyor. Bizde gerek teşhirlerimiz gerekse hizmetlerinimizle bunları sağlıyor ve karşılığını alıyoruz. “Burada sadece seramik ve yan malzemeleri satan bir yapıda olmaktan ziyade tam bir çözüm ortağı prensibi ile hareket ediyoruz.” Sektörümüzde yatırım gün geçtikçe azalıyor. Çünkü bizim işimiz babadan oğula geçecek bir sisteme sahip değil. Çocuklar bu işi yapmak istemiyorlar. Dolayısıyla mağazacılık sektörü büyüyemiyor, hatta aksine küçülüyor. Büyümek, kendini geliştirmek isteyen firmaların önü gittikçe daha da açılacağına inanıyoruz. Üreticiler iş ortaklarını artık çok daha seçici olarak belirliyor. Yani kendisine fayda sağlayacak bayilerle yola devam etmek istiyor. Bugün trilyon yatırıp ben bu işe girmek istiyorum diyecek kimse de kalmadığına göre mağazacılık sisteminin kendini geliştirmekten başka çaresi yok. Bakkal – Süpermarket dönüşümü gibi sektörümüzde de küçük mağazalar kendini geliştirerek büyümek zorunda. Yani bakkal, süpermarket olmazsa bakkallığı da kalmayacak.

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

Yapı marketleri bizim için çok büyük bir tehlike olarak görmüyoruz. Çünkü bize gelen müşteri evini güzelleştirmek, iyi hizmet almak için gelir. Yapı marketler ise belli ürün kalemlerini ucuz göstererek o ürün kaleminde dönemlik pazarlama stratejisi izlenir. Hizmet kalitesi açısından bizim gibi hizmet verenlerle bir yarış içine giremez, ticaret kültürümüzdeki pazarlık alışkanlığını da sağlayamazlar. Bu nedenle tüketiciler ya acil bir ihtiyacını çözmek için yada özel bir kampanyaya istinaden yapı markete giderler. Tabi bu kampanya dolayısıyla gittiği ürünü de almak ister. Elde kalan az miktar üzerinden yapılan bir kampanya ile karşı karşıya kaldığında da bir sonraki kampanya da onu etkilemeyecektir. Kısacası bizim gibi büyük mağazada, müşteriye olan saygıdan ürün teslimatına, projelendirmeden satış sonrası hizmetine kadar toplam hizmet kalitesini benimsemiş firmaların önü gelecekte daha da açık diyebiliriz. Şuan Afrika bölgesinde de bir yatırım yapmayı planlıyoruz. Gelişmekte olan ve geleceği parlak görünen bu bölgede ciddi yatırımlar yapılıyor. Bizde bu yatırım sahasında olmak için görüşme ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

127


Sahadan vadeli olsun. Bu yüzden işimiz, dinamikleri gereği hem zevklidir, hem de ikili ilişkilerin ayakta kalması açısından zorluklarını da içinde barındırır.

Ali Kayıarslan Kaledekor Yapı Malzemeleri San. ve Tic. A.Ş.

Marmara Bölge Sorumlusu (Mutfak) Profesyonel çalışma hayatıma 1980 yılında, KALE Grup bünyesinde, satın alma sorumlusu olarak başladım. Bu süre zarfında grupta satın almadan satışa, tüm birimlerde ve grubun yeni oluşumlarında yer aldım. İlk iş hayatıma başladığım Kale Grubu’na olan manevi bağlılığım, benim bu şirkette her zaman dinamik ve huzur içerisinde çalışmama sebep oldu. Büyük bir grup da çalışmak, çok ciddi sorumlulukları da beraberinde getiriyor, gerektiriyor. Firmayı iyi analiz etmek ve pazara doğru aktarabilmek çok önemli. Bu yüzden de, arkamıza aldığımız Kale’nin gücü ve tecrübesi ile yolumuza daha emin adımlarla yürüdük ve yürümeye de devam ediyoruz. Satış yapmak için, sattığınız ürünü tanımak, özümsemek ve doğru tanıtmak önemlidir. Sattığınız bölgelerin ihtiyaçlarını analiz etmek ve talep yaratmak başarıyı getirir. Senelerdir satış yaptığım için, aslında iş yaptığımız, yurtiçindeki pek çok bayiyi yakın tanımanın avantajlarını yaşıyorum diyebilirim. Satışta önemli bir unsur da ikili diyaloglar. Firmanın güçlü olmasının yanında, firmayı temsil eden bizlerin, bayilerle ilişkilerinin uzun soluklu olması, karşılıklı güven duygusuna dayanır. Biz kazan-kazan felsefesi ile bakarız. Bayilerimiz bizle birlikte kazanmalıdır ki, bu ilişki uzun

128

Son dönemde artan rekabet koşulları, teknolojik gelişmeler ve müşterinin çevre şartlarında, mecraların etkisi ile daha da bilinçlenmesi, işletmelerin farklı stratejik kaynakları belirlemesine neden oldu. Artık tüketici o kadar bilinçli ki, aldığı ürünün sadece fiyatına değil, özelliklerine, kampanyalara ve satış sonrası hizmetlerine bakıyor. Teknolojik gelişmeler ve sosyal medyanın gücü ile de bunu paylaşıyor ve tanıtımını yapıyor. Bu da ticareti geliştiriyor, ama rekabette üstün ürün anlayışınız yoksa da sizi olumsuz yönde etkiliyor. Biz KALE bünyesinde, her koşulda kaliteli ürün üretmek yanında, satış sonrası hizmetlere de önem veren bir kurumuz. Şu an içinde bulunduğum KALE Mutfak departmanında özelikle bunu vurguluyor ve pek çok markaya göre farklı hizmetler sunuyoruz. Bilindiği gibi Kale Grubu; 2006 yılında Mutfak mobilyası üretim tesisi için yatırım kararı almıştır. 2007 yılı içerisinde gerek üretim, gerekse satışpazarlama adına hazırlıklar tamamlanıp, ilk üretim gerçekleşmiştir. İlk aksiyon planı olarak toplu projelere hızlı ve vurucu giriş yaparak, birçok prestijli işlerde yer alınmıştır. 2009 yılı itibari ile bayilik süreci başlamış ve 2010 yılında bayilik oluşumuna hız verilmiştir. Bugün itibari ile de yurtiçinde 25 noktada yer alınmıştır. Kale Mutfak, ürün segmentasyonunun yanı sıra, tasarımlar, üretim gücü ve teknolojik alt yapısı ile ön plana çıkmaktadır. Dolayısıyla, tasarım gücü ve fonksiyonalite ile fark yaratılmaktadır. Kısa zamanda diğer alanlarda olduğu gibi, mutfak alanında da ön sıralara oturduk. Bundan sonraki yıllarda da, kaliteli, özgün ürünlerle her evin mutfağının KALE olacağına dair, güvenle iddialı bir söz söyleyebiliriz. Rekabetin arttığı bu dönemde, kaliteli ürün üreten, tüketicisi ile hizmet kalitesi arasındaki bağı güçlü kuran firmalar hedeflerine ulaşacaklardır. Bizlerde firmamızın bu güçlü yanını kullanarak, ürünlerimizi doğru pazara tanıtarak, hızla yolumuzda yürüyoruz. Teknolojiyi de etkin kullanarak, pazar payımızı her geçen gün arttırma hedefindeyiz. Önümüzdeki dönemde de, grubun her markası yine adından söz ettirecek bir şekilde, sektörde lider olmaya devam edecektir. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



İş Hukuku

YENİ BORÇLAR KANUNU VE İNSAN KAYNAKLARI Yeni Borçlar Kanunu insan kaynakları yönetimi bakımından önemli bazı unsurları gündeme getirmiştir. Bunlardan biri işçinin kişiliğinin korunması konusunda işverene getirilen yükümlülüklerdir. Yasanın 417’nci maddesinde aşağıdaki hüküm yer almaktadır. “İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.“ Madde içeriğine yakından bakarsak, öncelikle, işverenin işçinin kişiliğini koruması ve kişiliğine saygı göstermesi gerekmektedir. Bu husus, işyerlerinde genel bir insan kaynakları politikası olarak ele alınmalıdır. Zaten hüküm bunun bir organizasyon sorunu olarak ele alınmasını öngörmektedir. Bu düzen dürüstlük esasları içinde kurulmalıdır. Burada dürüstlük objektif anlamda bir dürüstlük olarak uygulanmalıdır. Maddenin ikinci fıkrasında, işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları yönünde işverenlere görev verilmektedir. Ayrıca bu tür tacizlere uğramış olan işçilerin de bu konularda daha fazla zarar görmelerini işveren engellemek durumundadır. Yasanın öngördüğü bu husus, insan kaynakları yönetiminin, günümüzde uğraşması giderek artan sorunu olmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu da cinsel taciz bakımından işverene yükümlülükler getirmiş ve işçinin bu bakımdan işveren tarafından korunmasını öngörmüştür. İşverenin işçilerinden veya üçüncü şahıslardan yönelebilecek cinsel tacizlere karşı tedbir almayan

130

TİMDER İş Hukuku Danışmanı Seyfullah Beysülen info@timder.org.tr ve bunu engellemeye çalışmayan işverenin, bu tutumu karşısında işçinin haklı fesih hakkı doğmaktadır. Ayrıca, işyerinde başka bir işçiye cinsel tacizde bulunmak da işveren açısından haklı fesih nedenidir. Yasa, böylece, cinsel taciz yapanlara karşı işverene önemli bir uygulama hakkı vermiştir. Burada bir kez daha söylemek gerekirse, bu uygulamalar objektif kurallar içinde yapılmalıdırlar. Konu ile ilgili olarak, insan kaynakları, yazılı kurallar getirerek açıklık sağlamalıdır. Kimin nasıl ve ne şekilde işveren yetkililerine başvuracağı, konunun özelliği de dikkate alınarak belirlenmelidir. Cinsel tacizin ne anlama geldiği işyerinde yapılacak eğitimlerle açıklığa kavuşturulmalıdır. Cinsel taciz yanında psikolojik taciz de, Yeni Borçlar Kanununda yer almıştır. Psikolojik taciz kavramı çok geniş bir yelpaze içinde değerlendirilir. Özellikle yöneticilerin, psikolojik taciz anlamına gelecek uygulamaları, çalışanların kişilik hakları açısından önemli olduğu gibi çalışanların iş verimi bakımından da önemli hususlardır. İşyerindeki çalışma düzeni de dürüstlük ilkelerine uygun biçimde sağlanmalıdır. Bu da yeni Yasa ile getirilmiş bir ilkedir. Görülüyor ki Borçlar Kanunu insan kaynakları yönetimi için İş Kanununu

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


İş Hukuku tamamlayıcı bazı kuralları bünyesine almıştır. Örneğin, İş Kanununda yer alan eşitlik ilkesi, aynı durumda olan çalışanlara, birbirlerine göre farklı uygulamalar yapılmasını engellemek istemektedir. Çalışma mevzuatına ilişkin düzenlemelere, işletmecilikte bir yol haritası olarak bakmak uygun olacaktır. Bu bakış açısına göre, çalışanlara eşit davranmak ve çalışma düzenini dürüstlük ilkelerine göre sağlamak öngörülen temel esaslardır. Borçlar Kanunu, kişiler arasındaki karşılıklı yükümlülükleri düzenleyen bir metindir. Bu bağlamda hizmet akdinden doğan işçi-işveren yükümlülükleri, söz konusu Yasada genel işletmecilik kurallarını da içeren bir biçimde ele alınmıştır. Bu gelişmeler oldukça önemlidir. Hukuk kuralları ile işletmecilik ilkelerini bağdaştırıcı bazı adımlar atılmıştır. İnsan kaynakları yönetimi bakımından uygulanacak kurallar, böylece hukuki yaptırımlar da kazanmıştır. Bu durum, insan kaynakları yönetimi açısından dikkate alınmak zorundadır. Bu yazımızda ele almak istediğimiz konu daha çağdaş bir işletme yönetimi sağlamak yolunda insan kaynakları yönetimine hukuki mekanizmalarla yardım sağlanmış olduğudur. Borçlar Kanunu yeni bazı yükümlülükler de getirmiştir. Bunlardan önemli olan bir husus, “kusursuz sorumluluk” kavramı ile bağlantılı olarak adam çalıştıranın sorumluluğudur. Çalışanı seçerken ve görevlendirirken doğan sorumluluk “Adam çalıştıranın sorumluluğu; Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür”. “Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz.” Buradan çıkan sonuç, insan kaynaklarının seçme ve yerleştirme konularında kullanacağı teknikler ve gösterilecek özen konusunda da dikkatli olunması gereğidir. İşe alırken mesleğe uygunluk seçimi, bu seçimde kullanılacak kriterler, işbaşı

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

eğitimleri ve işin yürütümü sırasında verilecek eğitimler planlı ve etkin şekilde yürütülmelidir. Önceki Borçlar Kanununda (55’nci madde) bu sorumluluk maddenin yorumundan çıkartılabiliyordu. Yeni Kanun ise bu sorumluluğu açıkça belirtmektedir. Bu konu da insan kaynakları yönetimlerinin çalışmalarında etkinlik sağlamaları için önemli bir destektir. İş sağlığı ve güvenliği ve kişisel verilerin kullanılması açısından da getirilmiş hükümler bulunmaktadır. İş sağlığı ve güvenliği Bu konuda getirilmiş olan hüküm, daha önceki kanunda yer almıyordu. “İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.” hükmü ile iş sağlığı ve güvenliği konusunda da 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa paralel bir hüküm getirilmiştir. Kişisel verilerin kullanılması İşveren, işçiye ait kişisel verileri, ancak işçinin işe yatkınlığıyla ilgili veya hizmet sözleşmesinin ifası için zorunlu olduğu ölçüde kullanabilir. Özel kanun hükümleri saklıdır. (Madde 419) Burada yerleştirilmek istenen uygulama, işverenin, özlük dosyalarında bulunan bilgileri sadece, hizmetin yerine getirilmesi ve işe yatkınlığı açısından değerlendirmeye almasını sağlamaktır. Burada yer alan bilgilerin sübjektif değerlendirmelere konu olmaması gerekecektir. Rücu hakkında işverene kısıtlama Yukarıda belirtilen ve çalışanın üçüncü kişilere verdiği zararların işverene yüklediği sorumluluk nedeniyle ödenecek tazminatların ölçüsü de yeni Kanun ile belirlenmiştir. “Adam çalıştıran, ödediği tazminat için, zarar veren çalışana, ancak onun bizzat sorumlu olduğu ölçüde rücu hakkına sahiptir.” Daha önce de belirttiğimiz gibi, insan kaynakları yönetimlerinin görev ve sorumlulukları, yeni Borçlar Kanununda yer alan değindiğimiz hükümler uyarınca, yeniden ve daha net biçimde belirlenmiş, bir başka açıdan da görevin yerine getirilmesi sırasında insan kaynakları yönetimine destek sağlamıştır.

131


Etkin Yönetim 3) Rakiplere göre hizmet sunma kabiliyeti 4) Açığa çıkmamış ihtiyaçlara göre hizmet sunma kabiliyeti Hizmeti üretebilme kabiliyeti, işletmenin temel yetkinliği ile alakalıdır. İşletme, “hizmeti üretebilme yetkinliğine sahip mi?” sorusunun irdelenmesi ile ele alınmalıdır. Bunun için işletme ve yönetim fonksiyonlarının önemi ortaya çıkar. İşletme, hizmeti üretebilmesi için gerekli olan fonksiyonlara sahip olmalıdır. Bunlar; üretim, satın alma, finans, pazarlama, satış, eğitim vb. fonksiyonların varlığıdır. Bununla birlikte yönetim fonksiyonları dikkate alınarak bir organizasyon yapısı kurulmuş olmalıdır. Yönetimin dört önemli fonksiyonu olan planlama, organizasyon, koordinasyon ve kontrolun işletmede bütünsel kalite yönetimi ve süreç yönetimi anlayışıyla işler halde olması kaçınılmazdır.

Sait Sağlam

Endüstri Yüksek Mühendisi Stratejitek Kurumsal Danışmanlık Hizmetleri Yönetici Ortak, Projeler Yöneticisi ssaglam@stratejitek.com

Hizmet Kalitesi Hizmet, soyut bir kavram olup müşteri tarafından algılanan hizmet kalitesinin ne olduğu işletmeler için önemlidir. Algı ise müşterinin aldığı hizmetin memnuniyetinden tutun başkalarına tavsiye eğilimi ve yeniden satın alma davranışına kadar tüm kavramları içerisinde barındırmaktadır. Bir müşteri, hizmeti satın aldıktan sonra işletme hakkında bir fikir edinmiş olur. İşletmeyi/markayı tanıma aşamasıyla başlayan süreç, beğeni, güven, tanışma ve hizmetten memnuniyet ile devam eder. Memnuniyet ortaya çıktıkdan sonra sadakat ve elçilik kavramları müşteri açısından ortaya çıkan önemli kavramlardır. Bu seviyeyi yakalamış olan işletmeler müşterilerini bir “gönüldaş” olarak görme eğilimine sahip olabilmektedir. Bunu yakalamak için işletmeler dört önemli kabiliyete sahip olmak zorundadır. Bu aşamalar; 1) Hizmet üretebilme kabiliyeti 2) Belirlenmiş standartlara uygun hizmet sunma kabiliyeti

132

Standartlara uygun hizmet sunma kabiliyeti, işletme tarafından belirlenmiş standartları ifade etmektedir. Hizmet kalitesi seviyesini ortaya koyacak tüm faaliyetlerin hangi standartlarda olacağının göstergesidir. Kurumsal kimlik, ortak kavramlar, görsel algı gibi tüm boyutları içeren hizmet standartlarını belirlemek gerekir. Müşterinin gördüğü işletme profili, standartların temelinde yer almaktadır. Rakiplere göre hizmet sunma kabiliyeti ise işletmenin fark yarattığı aşama olarak görülebilir. Bunun yolu rakip ve pazar analizini iyi yapabilmekten geçmektedir. Aynı ürün/hizmet üretiminde yer alan rakiplerin analizi profesyonelce yapılmalıdır. Açığa çıkmamış ihtiyaçlara göre hizmet sunma kabiliyeti farklı olmanın en belirgin aşamasıdır. Müşterinin aklına gelmeyen, rakiplerin bile farkına varmadıkları konularda farklı bir hizmet ortaya koyabilmekten geçmektedir. İşletmeler bunu yakaladığında sektöründe en belirgin marka olma yolunda önemli bir adım atmış olacaklardır. Bu kavramlar düşünüldüğünde hizmet kalitesinin ölçülebilmesi ve ölçüldükten sonra gelişime açık yönlerin iyileştirilmesi gerekir. Üretebilme ve hizmet sunma kabiliyeti edinmiş işletmeler standartlara uygun hizmeti müşterilerine sunabilmek zorundadır. Tam bu aşamada hizmet kalitesini iyileştirme devreye girmektedir. Üç temel sorunun cevabı iyileştirmenin özünü oluşturmaktadır. 1) Hangi standartlarda hizmet sunulmalıdır? 2) Hizmet sunma seviyesi nedir? 3) Bu hizmet seviyesi nasıl ölçülmelidir? İşletmeler için önemli çözümleyebilmektir.

olan

bu

üç

soruyu

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Hukuken

ŞİRKETLER BAKIMINDAN DEFTERLER Türk Ticaret Kanunu’nun 64. maddesi kapsamında limited şirketler ve anonim şirketler bakımından defter tasdiklerine ilişkin aşağıdaki bilgilerin, özellikle kapanış tasdiki bakımında 1 Nisan 2013 olarak öngörülen son süre öncesinde önemli olduğunu düşünüyoruz. Şirketlerinize ait defterlerin açılış ve kapanışa ilişkin tasdik eksikliğinin idari para cezasına tabi olduğunu ve icra veya dava konusu ihtilaflarda defterlerinizin delil vasfına sahip olması bakımından usulüne uygun açılış ve özellikle kapanış tasdikinin zorunlu olduğunu hatırlatarak tabloları incelemenizi sunuyoruz:

TİMDER Hukuk Danışmanı Avukat Murat Çelikten murat@murathukuk.com

LİMİTED ŞİRKETLER BAKIMINDAN Defter adı

Yevmiye Defteri

134

Açılış tasdiki Faaliyet dönemi öncesindeki İLK AY SONUNA KADAR Açılış Tasdiki Zorunlu (ör: 2013 bakımından 2012 Aralık ayıdır)

Kapanış tasdiki İlgili faaliyet dönemini takip eden 3. ay sonuna kadar Kapanış Tasdiki Zorunlu! Mahkemelerde delil vasfı kazanması bakımından ZORUNLU! İlgili faaliyet dönemini takip eden 3. ay sonuna kadar Kapanış Tasdiki Zorunlu Değil! Ancak mahkemelerde delil vasfı kazanması bakımından ZORUNLU! Kapanış öngörülmemiştir! Ancak mahkemelerde delil vasfı kazanması bakımından ZORUNLU!

Defteri Kebir

Faaliyet dönemi öncesindeki İLK AY SONUNA KADAR Açılış Tasdiki Zorunlu

Envanter

Faaliyet dönemi öncesindeki İLK AY SONUNA KADAR Açılış Tasdiki Zorunlu

Pay Defteri

Yeterli yaprak varsa devam ettirilebilir, Açılış Tasdiki (ilk kullanımda kullanım öncesi önceki ay sonuna kadar) Zorunlu

Kapanış öngörülmemiştir!

Müdürler Kurulu Karar Defteri

Faaliyet dönemi öncesindeki İLK AY SONUNA KADAR Açılış Tasdiki Zorunlu

İlgili faaliyet dönemini takip eden 3. ay sonuna kadar Kapanış Tasdiki Zorunlu! (ör: 2012 bakımından Mart 2013 sonudur!)

Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri

Yeterli yaprak varsa devam ettirilebilir, Açılış Tasdiki (ilk kullanımda kullanım öncesi önceki ay sonuna kadar) Zorunlu

Kapanış öngörülmemiştir!

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Hukuken ANONİM ŞİRKETLER BAKIMINDAN Defter adı

Açılış tasdiki

Kapanış tasdiki

Faaliyet dönemi öncesindeki İLK AY SONUNA KADAR Açılış Tasdiki Zorunlu

İlgili faaliyet dönemini takip eden 3. ay sonuna kadar Kapanış Tasdiki Zorunlu! Mahkemelerde delil vasfı kazanması bakımından ZORUNLU!

Defteri Kebir

Faaliyet dönemi öncesindeki İLK AY SONUNA KADAR Açılış Tasdiki Zorunlu

İlgili faaliyet dönemini takip eden 3. ay sonuna kadar Kapanış Zorunlu Değil! Ancak mahkemelerde delil vasfı kazanması bakımından ZORUNLU!

Envanter

Faaliyet dönemi öncesindeki İLK AY SONUNA KADAR Açılış Tasdiki Zorunlu

Kapanış yok! Ancak mahkemelerde delil vasfı kazanması bakımından ZORUNLU!

Pay Defteri

Yeterli yaprak varsa devam ettirilebilir, Açılış Tasdiki (ilk kullanımda kullanım öncesi önceki ay sonuna kadar) Zorunlu

Kapanış öngörülmemiştir!

Yönetim Kurulu Karar Defteri

Faaliyet dönemi öncesindeki İLK AY SONUNA KADAR Açılış Tasdiki Zorunlu

İlgili faaliyet dönemini takip eden 3. ay sonuna kadar Kapanış Tasdiki Zorunlu!

Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri

Yeterli yaprak varsa devam ettirilebilir, Açılış Tasdiki (ilk kullanımda kullanım öncesi önceki ay sonuna kadar) Zorunlu

Kapanış öngörülmemiştir!

Yevmiye Defteri

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

135


İletişimde İletişim ÇAY… Evet içebilirsiniz ama koyu yani tavşan kanı dediğimiz bir renkte olmayacak. Lütfen açık olsun, limonlu içmek isterseniz üzgünüm ama limon ve türevleri gıcık yapabiliyor, kullanmayın. KAHVE… Türk kahvesi mi ? elbette hayır, konuşmanız boyunca telvelerle uğraşmak zorunda kalır, rahatsızlık duyarsınız. Konuşmanızın falına önceden bakılmış olur bu durumda Sunum sonuna yorgunluk kahvesi olarak bırakın… FİLTRE KAHVE mi, olabilir ama ne zaman? Mutlaka midenizi bastıracak türden ekmek peynir yemiş olmalısınız. Aç karna asla…Sabah sabah kendinize gelmek için, sade kahve stresinizi arttıracaktır mideye zararı da cabası, zaten az da olsa kendinize geldiyseniz ve biraz daha enerjinizi yükseltmek isterseniz sütlü kahveyi tercih edebilirsiniz… TUZLU KURU PASTA… şaka yapıyor olmalıyız değil mi? tabii ki hayır.

Almila Dalkılıç almilad@gmail.com

AH ŞU KORKULAR

Sunum öncesi ne yer, ne içersiniz? Doğru mu yaparsınız? Korkuların üstüne gidin derler ya… bir yere kadar doğrudur ama her şeyin bir vakti ve sırası vardır hiç şüphesiz. Uçaktan ölesiye korkan birini uzun bir hava yolculuğuna çıkarmak ne kadar yanlış bir şey olursa , kapalı yer korkusu olan birini asansörde mahsur bırakmak sadece korkularını bağımlılık haline getirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Pazartesi başlayan rejimler neden hep Salı biter sorusunun cevabıyla yakından ilintili aslında, şartlanma her durumda gereksiz ve kötüdür. Kendinizi ne kadar sıkarsanız aynı oranda sıkılırsınız. O nedenle ben hiçbir zaman rejime pazartesi günü başlamam. Bir de diyete başlamadan önceki “son gün yenenler” olayı vardır, hiç doymamacasına tıka basa nerde fuzuli nerde vücuda zararlı ne varsa götürürüz. Sakın bir konuşma öncesi çok yemeyin, mideniz dolu olmasın uzun saatlerdir boş da olmasın. Ufak tefek bir şeyler atıştırmalısınız. Bu konuyu konuşma öncesi yenmesi ve yenmemesi gerekenler listemde size sunmayı kendime bir borç bilirim. Herhangi bir tıbbi ya da bilimsel veriye dayanmamakla birlikte 15 yıllık profesyonel konuşmacı tecrübemle paylaşmam gerektiğini düşünüyorum.

136

TATLI KURU PASTA… bir diğer şaka olmalı bu…tabii ki hayır. BİTKİ ÇAYLARI… Midenizi rahatsız eder, konuşmanız boyunca midenize tropikal bir gezinti yaptırdığınızdan konuşmanıza odaklanamazsınız, hele bir de mideniz rahatsız ise yandınız ki hem de nasıl… ADAÇAYI… Konuşmanız arasında mükemmel bir seçim olacaktır( midenizde bir sorun yoksa ) üstelik ses tellerinizi çok rahatlatıyor,uzun bir konuşma yapacaksanız… ben hep uygularım, az şekerli minik bir parça limon da eklendiğinde çok işe yarıyor COLA VE GAZLI İÇECEKLER… Konuşma öncesi düşünmeyin bile, ama eğer konuşma arasında öğle yemeği molanız varsa ve sonrasında tekrar konuşmaya devam edecekseniz yemeklerinize harika bir eşlikçi olabilir, enerji de verir, mesela limonlu tercih ederim ben… Yine yemek sonrası keyfinizi yerine getirecek , şekerli olmayan (az şekerli veya sade olabilir) bir türk kahvesini içmeden sahneye dönmeyin. PEYNİRLİ BÖREK… Sağlıklı bir seçim olmadığının farkındayım ama sabahın erken saatlerinde küçük bir dilim size keyif verebilir. SİMİT-AYRAN… Aman da aman ne güzel olur, tüm konuşma boyunca uyursunuz artık, simitlerin susamları da bu uykuya keyifle eşlik eder. EKMEK-BEYAZ PEYNİR ya da KAŞAR PEYNİRİ… İşte en doğrusu bu, belki üstüne bir tatlı kaşığı bal (lütfen gerçek bal olsun) harika seçim… Mideniz dolu iken diyaframınızı çalıştıramaz, nefesinizi istediğiniz şekilde ayarlayamazsınız ve konuşmanız esnasında zorluk çekersiniz. Demek ki neymiş? Mideniz dolu olmayacak, boş ta olmayacak yoksa bu kez de sunumunuz sırasında kullandığınız sözcüklere mideniz değişik efektler katar. Afiyet olsun...

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Bayi Vizyonu

PAZARLAMA SERVİS Eğitim & Danışmanlık Eğitim Uzmanı Çetin Cinemre cetinc@ttmail.com / admin@servisegitim.com

Pazarlama dar ve geniş anlamda ele alınarak farklı şekillerde tanımlanabilir. Dar anlamda pazarlama ürün veya hizmetler için pazar araştırması, pazarın bulunması, pazarın tanınması, pazarın ihtiyaçlarının belirlenmesi ve bunları karşılayacak ürün veya hizmetlerin sunulması demektir. Bu anlamda pazarlama, mal veya hizmetlerin satışını olanaklı kılan ve satış için yapılan etkinliklerdir. Geniş anlamda pazarlama ise üretimden önce başlayan ve satış sonrasına kadar uzanan son derece dinamik, karmaşık ve uzun bir süreçtir. Üretim öncesi etkinlikler (pazar analizi, ürün/hizmet tasarımı), üretim, satış ve satış sonrası etkinliklerin hepsi pazarlamanın içindedir. Şirketin kaynakları pazarın ihtiyaçlarına yönelik şekilde harekete geçirilir. Ürün ve hizmetler ile pazarın ihtiyaçları ve rakiplerin eylemleri arasında karşılıklı dinamik ilişki kurulur. Pazarın tanınması için önce pazar analizi yapılır. Pazarın potansiyeli, geleceği; pazardaki rakipler, rakiplerin eylemleri; tüketiciler ve onların ihtiyaç, istek ve beklentileri araştırılır. Pazarda boşluk olup olmadığına bakılır. Pazarda tüketici talebi varsa, ama buna karşılık mal veya hizmet arzı yoksa veya arz zayıf ise; pazarda boşluk var demektir. Rakiplerinden önce bu boşluğu gören ve dolduran şirket rekabette öne geçer.

138

Pazarlamada başlangıç noktası, pazarı oluşturan tüketicilerdir. Onlar pazarlamanın merkezindedir. Onların ihtiyaç, istek ve beklentileri bilindikten sonra bunları karşılayacak ürün veya hizmetlerin tasarımına geçilir. Tasarım sürecine müşteri, damgasını vurmalıdır. Bu bağlamda sürece müşterinin de katılması, tasarımın başarısını büyük ölçüde etkiler. Müşteriye sorulmadan, onun görüş ve önerileri dikkate alınmadan yapılacak tasarım çalışmaları başarısız kalır. Bu bağlamda pazarı tanımak için hiçbir çaba göstermeden mal/hizmet üretip satmaya çalışmak yerine, satılabilecek (pazarın ihtiyaç duyduğu) mal/hizmetleri üretmek ve pazara sunmak gerekir.

Ancak müşterilerin istediği ve beklediği bazı ürünlerin/hizmetlerin ya da ürün/hizmet özelliklerinin tasarımı ve sonrasında üretimi ve sunumu teknik veya maliyet yönünden sorun olabilir. Örneğin, “kablosuz teknoloji” denilen birbirine bağlı çalışan bazı ürünlerin kablosuz iletişimini olanaklı kılan teknolojinin gelişmesi ve uygulama Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Bayi Vizyonu alanlarının arttırılması yönünde beklenti vardır. Teknoloji şimdilik buna her ürün için olanak vermese de gelecekte bizi şaşırtan örnekler sunabilir. Tasarım sürecinden sonra üretim sürecine geçilir. Üretim miktarı ve çeşidi pazarın büyüklüğü (satın alma potansiyeli) ve ihtiyaçların farklılığı yanında pazardaki rakip sayısı ve onların ürün/hizmet üretim gücü ve çeşidine göre değişir. Pazara egemen olmak için tüketicilerin istediği, ama rakiplerin yapmadığı veya iyi yapamadığı ürün/ hizmetler ve bunlarla ilgili özellikler üzerine odaklanmak gerekir. Rakiplerin yaptığının aynısını yapmak, ama daha uygun fiyat ile pazara sunmak da bir pazarlama stratejisidir. Ancak rakibin yapmadığını yapmak veya ondan daha iyisini yapmak daha etkili bir stratejidir. Mal veya hizmetlerin satış süreci de geniş anlamda pazarlamanın içindedir. Tüketicilerin şirket ile ilk ilişki noktaları, ürünleri satın aldıkları noktalardır. Bu anlamda bayi veya yetkili satıcılar, şirketin vitrinidir. Bayi standartları, satış ortamı, yerleşim düzeni, ürün sergileme, kıyafetler vb gibi şeylerin hepsi, müşterinin beyninde şirket ile ilgili belli düşünce kalıpları yaratır. Buna imaj denir. Müşterinin nasıl karşılanacağı, ihtiyacının nasıl analiz edileceği, ihtiyacı ile örtüşen ürünün nasıl tanıtılacağı, garanti ve servis konusunda bilgilendirme, fiyat ve ödeme koşulları ile ilgili seçenek sunma gibi satış sürecinin adımları; pazarlamanın satış ayağı ile ilgili etkinliklerdir. Bazı ürünler için satış sonrası hizmetler verilir. Bu, pazarlama süreci içinde yer alan çok önemli bir alt süreçtir. Malı satmakla her şeyin bittiği sanılmamalıdır. Sonraki satışların yapılabilmesi, aynı müşterinin aynı şirketin ürünlerini satın almaya devam Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

etmesi için kullandığı üründen memnun olması kadar o ürüne verilen hizmetten de memnun olması gerekir. Bu memnuniyetin araştırılması, “olmazsa olmaz” bir gerekliliktir. Konunun önemi bilinmektedir. Bu süreci iyi yönetebilmek için “çağrı merkezleri” kurulmuştur. Satış sonrası hizmetleri olmayan ürünler için, tüketici şikayetlerini karşılaması gereken ürünü satan bayi veya yetkili satıcıdır. Garanti döneminde üründe bir sorun çıktığı zaman, tüketici ürünü satın aldığı bayiye/satıcıya gelecektir. Bayi/satıcı müşterinin şikayetini dinlemeli, şikayetin garanti kapsamına girip girmediğine bakmalı, üründe gerçekten sorun varsa (ayıplı mal) müşteriden özür dileyerek ona yeni ürün vermeli, sorunlu ürünü ise üreticisine geri göndermelidir.

Şirket çapında pazarlama, bir yönetim ve rekabet stratejisi olarak ele alınmalıdır. Pazarlama içinde o kadar çok etkinlik ve ilişki vardır ki, yönetilmesi kolay değildir. Şirket çapında pazarlama ile şirketin bir yetkili satıcısı bazındaki pazarlama etkinlikleri birbirinden oldukça farklıdır. Şirket çapında pazarlama, bir yönetim ve rekabet stratejisi olarak ele alınmalıdır. Yetkili satıcı bazında ise satışı olanaklı kılan, kolaylaştıran, arttıran ve sürdüren bir etkinlik olarak düşünülebilir. Bu anlamda satış kampanyaları, reklamlar birer pazarlama etkinliği olarak ele alınabilir. Sonuçta her şey müşteri içindir ve müşteriye göre yapılmak zorundadır. Müşteriye yakın durmak, onu olabildiğince iyi tanımak, şimdiki ihtiyaçlarını bilmek yanında gelecekteki ihtiyaçlarını da öngörmek, müşteri memnuniyetini sağlayacak yönde yapılanmak ve bu yapıyı geliştirmek ve güçlendirmek gerekir.

139


Sağlıklı Yaşam

Prof. Dr. Oğuz Acar - Memorial Şişli Hastanesi - Üroloji Bölümü

Prostat Büyümesinin Günübirlik ve Ameliyatsız Tedavisi:

“PROSTAT ASKILAMA” Prostat büyümesi, erkeklerde 40’lı yaşlarla birlikte doğal seyir gösteren bir durumdur. İdrar yapmayı zorlaştıran bu sorun, mesanenin tam olarak boşaltılabilmesi ve böbreklerin zarar görmemesi için mutlaka tedavi edilmelidir. Prostat büyümesinin tedavisinde günübirlik, ameliyatsız bir girişim olan “prostat askılama” (Urolift) yöntemi ve prostat askılamanın hastaya sağladığı ayrıcalıklar hakkında Memorial Şişli Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Oğuz Acar, bilgi verdi. Prostat ameliyatları hastaları korkutabilir Prostata yönelik her cerrahi girişim, prostattan doku çıkarılması veya buharlaştırılması şeklinde gerçekleştirildiği için, prostatın normal işleyişinde az ya da çok problemler yaratır. Ameliyat sonrası en çok; idrar kaçırma, cinsel fonksiyon bozukluğu ve kanamadan korkulur. İyi bir cerrahi ameliyatta kanama, idrar kaçırma ve sertleşme problemleri hemen hemen hiç görülmezken, ameliyat sonrası “kuru orgazm” olarak bilinen, cinsel temasta meninin dışarıya akmak yerine mesaneye kaçması oldukça sık görülen bir durumdur. Kuru orgazm sorunu, hastaları hem psikolojik ve cinsel açıdan rahatsız eder, hem de çocuk isteği olanlarda doğal yoldan çocuk sahibi olmak imkansız hale gelir. Prostat askılama ile ameliyatsız iyileşme şansı Prostatın içinden geçen idrar yolu büyümüş prostat nedeniyle sıkışır. Prostat askılama ile, sıkışan bu doku çok küçük klipslerle iki yana asılarak, idrar yolunun genişletilmesi sağlanır. Bu, pencereyi kapatan perdenin kenarlara doğru asılarak camın görünür hale gelmesine benzetilebilir. Cinsel fonksiyonlar tam olarak korunur Prostat büyümesi 40’lı ve 50’li yaşlarda cerrahi girişim gerektirecek düzeylerde olduğunda, ameliyat sonrası sorunlar hastayı daha çok etkiler. “Prostat askılama”, özellikle cinsel fonksiyonlarını tam olarak korumak isteyen 40-65 yaş arası hasta grubu için ideal bir yöntemdir. Ayrıca özellikle başka hastalıkları nedeniyle kan sulandırıcı ilaçlar kullanan veya anestezi almayı engelleyecek ciddi hastalıkları bulunan ileri yaşlı hastalarda da birinci seçenek olarak uygulanabilir. Prostat büyümesi için ilaç kullanması gereken, ancak kimyasal ilaçları hayat boyu kullanmak istemeyen hastalara da rahatlıkla önerilebilir.

140

Yaş sınırı yok Prostat askılama yöntemi, en ileri yaştaki hastalar için bile uygun olan bir yöntemdir. Ameliyat komplikasyonları beklenmediği için, çok ileri yaşta ve kronik hastalıkları nedeniyle ameliyat olmasında sakınca bulunan kişilerde de belirli sınırlama olmaksızın kullanılabilir. Hastaya konfor sağlar Prostat ameliyatında prostattan bir doku çıkarılır yani prostat dokusu çıkarılarak doku kaybı olur. Bu durum, prostat fonksiyonlarında değişikliklere yol açar. Oysa askılama yönteminde doku çıkarılmaz dolayısıyla yara oluşturulmaz ve prostat fonksiyonlarında herhangi bir değişiklik ortaya çıkmaz. Prostatın dokusu sıkışarak hacmi bu şekilde küçültülmüş olur. Prostat ameliyatlarında hangi yöntem olursa olsun, bir yara oluşturulacağı için bu yaranın iyileşme sürecini beklemek gerekir. Bu süreç de zaman zaman hastalar için sıkıntılı olabilmektedir. Askılamada ise bir yara olmayacağı için hem hasta işlemden hemen sonra fayda görür hem de iyileşmesi beklenmek durumunda kalınan bir yara oluşmaz. Prostat askılama, lokal anestezi altında 15 dakika içinde biten bir işlemken ameliyatlar genellikle genel anestezi altında 1 saat süren operasyonlardır. Hastanın ameliyattan yarar görmesi için, yaklaşık 15 günlük bir süreye ihtiyaç duyulurken, askılamada hasta işlemden hemen sonra yarar görmeye başlar. Ameliyata engel değil Hastaların, yaşamlarının bir döneminde prostat askılama yaptırmaları, daha sonra ameliyat olmaya karar verdiklerinde bu isteklerine bir engel teşkil etmez. İşlem hasta için bir süre sonra yeterli olamayacak hale gelirse, ardından ameliyat gerçekleştirilebilir. Yani gerektiği takdirde ameliyat her zaman ikinci seçenek olarak yerinde durur. Prostat askılamanın, ameliyatı yaklaşık 5-10 yıl ötelemesi bile, hayat kalitesinin 5-10 yıl bozulmadan devam etmesi manasına gelir ki bu durum özellikle genç hastalar için çok büyük önem arz eder. İlaç kullanımı ile ameliyat arasında bir “ara formül” özelliği taşıyan askılama yöntemi, bu anlamda hasta için çok önemli, zaman kazandıran, ilaç kullanımı ve ameliyatın problemlerinden kurtaran bir işlemdir.



Ürünler

Airfel Hermetik Şofben: Fonksiyonel, Kompakt ve Pratik Kullanım Daikin’in ısıtma ürünleri markası Airfel, yeni Hermetik Şofben’i ile kış aylarında sıcacık banyo ve duş keyfi sunuyor. Airfel Hermetik Şofben, sıcak suyun konforunu üstün emniyet sistemleri ile birleştiriyor. Airfel Hermetik Şofben; aşırı ısınma halinde emniyet sensörünü devreye sokarak 85 derecede gazı otomatik olarak kesiyor. Ayrıca alev kontrolü, hava akış kontrolü, donma, gaz ve elektrik kesilmesi emniyet sistemleri ile yüksek su basıncı emniyeti gibi özellikleri de bünyesinde barındırıyor. Airfel Hermetik Şofben’in kolay anlaşılan LCD ekranı; hata kodlarını, suyun sıcaklığını, fan sembolünü gösteriyor. Sıcak - soğuk su musluğu açıldığında çıkış suyunun sıcaklığını ve duş simgesini göstererek kullanıcıların her şeyi kolayca anlamasına olanak tanıyor. Dar mekanlar düşünülerek tasarlanan Hermetik Şofben, kompakt tasarımı ile her yere rahatça monte edilebiliyor.

Beyaz ve Ahşabın Göz Alıcı Birlikteliği; Ece Astorya Banyo Dolabı

Astorya Serisi Banyo Dolapları Banyolarında hareket yaratmak isteyenlere özel şık bir tasarım. Kolay kullanımlı çekmeceler, dolapta cam ve ahşabın birlikte kullanılmasıyla oluşan hem şık hem de fonksiyonel bir banyoya sahip olabilirsiniz.

142

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Ürünler

Ardex AR 300 Multimörtel Tek ürün ile çok şey başarmak! Daha fazla ne istenebilir ki? Tek ürün ile üç farklı ürünün görevini üstleniyor: Tamir harcı, dolgu ve sıva, yapıştırıcı. Onun adı: ARDEX AR 300 Multimörtel. ARDEX’ten tam anlamıyla bir yetenek ürünü. Tek başına şantiyede-tadilat işlerinde her şeyin üstesinden geliyor. Zeminde ve duvarda kullanılıyor. Böylelikle banyo vb. mekanların yenileme çalışmalarında zaman kazandıran üstün bir yardımcı görevi görüyor.

4) Tuğla / Gazbeton Yapıştırma ARDEX AR 300 Multimörtel in yeteneklerinden bir diğeri de duvar yapımı. Gazbeton, tuğla ve kireçtaşı onun yardımıyla mükemmel yapışır. Mesela küvet ve lavabo duvarları ve duş bölmeleri gibi. 5) Seramik Döşeme Son nokta olarak ARDEX AR 300 Multimörtel seramik yapıştırmada da başarısını gösterir. Seramik, porselen ve çinilerde de bu geçerlidir. Küçük, dar ve iddialı zeminler, örneğin yaşam alanlarının banyo ve mutfakları, plakaları problemsiz yapıştırır. EN 12004’e göre C1 FT sınıfındadır. Üstün yetenekli ARDEX AR 300 Multimörtel tümüyle etkileyicidir. Performansı belirgin ve çok yönlü kullanım imkanı sağlar.

Tek ürün ile çoklu kullanım. 1) Boşlukları Doldurmak Her türlü delik, çatlak, boşluk ve kırıklar ARDEX AR 300 Multimörtel ile zahmetsizce tamir edilir ve doldurulur. Ürün uygulama sırasında kolayca uygulanabilir. İnşaatta hızlı ilerlemeyi sağlar. 2) Dengeleme, Doldurma ve Sıvama Bir tamir harcına yaraşır her şey ARDEX AR 300 Multimörtel da mevcuttur, mükemmel duvar ve zemin tamiri olanağı sağlar. Bununla birlikte tabaka kalınlıkları 2 mm’ den 30 mm’ye kadar dolgu yapar. 3) Yapı Panelleri Montajı ARDEX AR 300 Multimörtel ile yapı panelleri; alçı ve çimento plakalar, yalıtım plakaları gibi ürünler aynı şekilde mükemmel yapışır. Bozuk zeminleri doldurmak için hızlı alternatif sunar. Bununla birlikte boru tesisat ve boşluklarının kapatılmasında, niş vb tasarımsal şekillerin tuğla ile yapılmasına yardımcı olur.

144

Düşük Emisyon ARDEX AR 300 Multimörtel birçok yeteneği ile etkiliyor. Sayısız olası uygulamalarının yanı sıra kolay ve hızlı kullanımı ile önemli bir özelliği ön plana çıkıyor. ARDEX AR 300; EC 1 R olarak onaylandığından ‘’düşük emisyonlu’’ olarak adlandırıldı. Bu bakımdan da üst kalitede ultra modern bir yapı malzemesidir. Temiz bir çevre için, kullanıcı ve tüketicilerin sağlıklarının korunması için güvenli ortamlar sunar. Ürün Özellikleri İç ve dış mekanlarda, duvarda ve zeminde dolgu uygulamaları için Tuğla, kireç taşı ve gaz beton gibi taşların yapıştırılmasında Seramik ve porselen seramiklerin yapıştırılmasında, EN 12004’e göre C1 FT sınıfında Düşük rötre özelliği ve kullanım kolaylığı 2 mm’den 30 mm’ye kadar tabaka kalınlıkları 2 saat sonra üzerinde yürünebilir Sünger veya çelik mala ile istenilen kıvamda son kat yüzeyi elde edilir Su ve hava koşullarına uygun Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Ürünler

Pahalı Enerjiye Karşı Baymak Baymak kaskad sistemlerde, tek bir kaskad kontrol ünitesinde ara modüllere ihtiyaç duyulmadan 15 adet yoğuşmalı duvar tipi kazan kontrol edilebilmektedir. Böylece daha az yer kaplayan ve kurulumu daha ekonomik olan sistemler elde edilmiş olur.

“Pahalı Enerjiye Karşı Baymak” ve “Daha Temiz Bir Doğa İçin” yaklaşımıyla çalışmalarını sürdüren Baymak, merkezi ısıtma sistemi ihtiyacına yönelik çevre dostu ve yüksek tasarruflu Lectus Yoğuşmalı Duvar Tipi Kazan ve sistem kurulumuyla ilgili tam çözüm sunuyor. 5627 sayılı Enerji Verimliliği Kanunu kapsamında hazırlanan “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” gereğince, 2000 m2’nin üzerindeki yeni yapılan binalarda merkezi ısıtma sistemi kullanımı zorunlu hale geldi. Isıtma–soğutma sektörünün öncü kuruluşlarından Baymak, merkezi sistem ısıtma sistemlerinde yoğuşmalı kaskad sistemleri öneriyor. Konuyla ilgili Baymak Pazarlama Müdürü Umut Ertür; “Yapılan araştırmalar gösteriyor ki bu yönetmelik çerçevesinde, gerek karbondioksit emisyonu gerekse enerji verimliliği açısından avantajlı sistem Yoğuşmalı Kaskad Sistemleri’dir. ‘’ dedi. Lectus Yoğuşmalı Duvar Tipi Kazanlar, 65,90 ve 115 kw lık güç seçenekleriyle %111,3 ‘ varan kazan verimi sağlarken, düşük emisyon değerleri ile çevre dostu ve kompakt ölçüleri sayesinde ise yer tasarrufu sağlayarak beklentileri tam anlamıyla karşılayan bir sistemdir.

146

Lectus Yoğuşmalı Duvar Tipi Kazanlar; Düşük yoğunluk ve yüksek ısı aktarma hassasiyetine sahip tek parça alüminyum MgSi eşanjöre sahiptir. Korozyona karşı dayanımı yüksektir. Eşanjörün yüzey alanını arttırmak için yanma odasının çevresi alüminyum piklerle donatılmıştır. Paslanmaz çelik brülörü ve modülasyonlu fan ile yüksek yanma verimi sağlanmıştır. 40 °C tesisat suyu gidiş 30 °C tesisat suyu dönüş sıcaklığında DIN 4708-2 normuna göre %111,3’e varan verim değerine sahiptir. 15 kazana kadar kazanlar kaskad bağlanabilir. Frekans kontrollü fan ile yüksek yanma verimi düşük emisyon değerlerine sahiptir. 52 dBA altında çalışmasıyla son derece sessizdir. 75x50x50 kompakt ebatları ile mekandan tasarruf sağlar. Su sıcaklığı çok yüksek olduğunda, aşırı ısınma emniyet cihazı kazanı kilitler. Isıtma devresi çalışma sıcaklığı 20 derece ile 90 derece arasında ayarlanabilir. Temizleme fırçası ile kolayca bakım sağlanır. Neden Kaskad Sistemi? Bireysel ısıtma sisteminde baca gazı sıcaklığı 130 °C iken merkezi ısıtma sistemlerinde baca gazı 190 – 210 °C olarak atmosfere atılmaktadır. Bu da doğalgaz yakarak elde ettiğimiz ısının ciddi bir kısmının kaybedildiği gerçeğidir. Bunun yanında merkezi ısıtmada karşımıza çıkan bir diğer seçenek, Yoğuşmalı Kaskad Sistemleri’dir. Yoğuşmalı kombi gibi çalışan bu cihazların baca gazı sıcaklığı 55 °C’dir. Atık gaz sıcaklıkları karşılaştırıldığında merkezi ısıtmada yoğuşmalı Kaskad Sistemleri çok daha verimli ve çevrecidir. Ayrıca gelişen teknoloji sayesinde Kaskad Sistemleri’nde tüketilen doğalgaz oranının dairelere göre belirlenmesi ve tüketilen gaz kadar fatura ödenmesi mümkün olmaktadır. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Ürünler

Creavit “Cream” Banyo Mobilyası ile Banyolarda İpeksi Dokunuşlar

Banyoları birer yaşam alanı olarak tasarlayan Creavit’ten 2013’e damgasını vuracak yepyeni bir banyo mobilyası serisi geliyor. Cream, banyolarınıza soft bir güzellik getiren ipeksi dokunuşları ve zarif çizgileri ile evinizin havasını değiştiriyor. Tasarımın gücünü estetik ve fonksiyonellikle buluşturan Cream gizli çekmeceli alt modül, led aydınlatmalı ayna, açık raflı üst modül ve 90 cm’lik boy dolabından oluşuyor. Açık ceviz gövdesi, parlak beyaz lake kapaklarıyla mükemmel bir bütünlük oluşturan 100 cm’lik banyo dolabının kullanışlı çekmeceleri ve açık rafları banyo mobilyasına

fonksiyonellik sağlarken, gizli aydınlatma gibi ayrıntılar ürünün şıklığını tamamlıyor. Keyif veren banyolar yaratmak için; Creavit banyo mobilyalarının, uyumlu Creavit lavabo ve armatürle kullanılması öneriliyor. Creavit’in 2013 koleksiyonu arasında yer alan Cream Banyo Mobilyası adından da yola çıkarak, banyo dekorasyonuna yumuşak ve estetik bir dokunuş sergiliyor. Markanın zengin ürün yelpazesi arasında yer alan banyo mobilyaları, tasarımlarıyla hem banyonuzun hem de evinizin şıklığını tamamlıyor.

Creavit Bull ile Banyolar Yeniden Doğuyor Creavit fark yaratan tasarımlarıyla banyo modasının öncülüğünü yapıyor. Anadolu’dan Mezopotamya’ya, Yunan mitolojisinden Mısır’a kadar tarih boyunca pek çok medeniyetin kullandığı simgelerden biri olan boğa figüründen ilham alınarak tasarlanan “Creavit Bull Banyo Takımı” ile banyolarınıza geliyor. İlhamını doğadan ve canlılardan alan bu banyo takımı, bütün görkemiyle yeni yılda yepyeni başlangıçlara gönderme yapıyor. Banyolarınızın şıklığını tamamlayan “Creavit Bull Banyo Takımı” yarım ayaklı lavabo, asma ve tek klozet seçeneklerinden oluşuyor. Keyif veren banyoların yaratıcısı Creavit, takımdaki klozetlerin Creavit gömme rezervuarlar ve birbirinden zengin seçenekli kumanda panelleriyle kullanılmasını öneriyor. 50x65 cm ölçülerindeki lavabo, Creavit armatürler ve metal aksesuarlarla tamamlandığında banyolarınızda muhteşem bir bütünlük oluşturuyor.

148

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Ürünler

Damla Banyo’dan Yeni Banyo Mobilyaları DANTE Banyosunda standardın dışında bir tarz isteyenler için tasarlanmış banyo mobilyası, kapaklardaki kıvrımlar parlak lakeyle daha çok ortaya çıkıyor, şık dizaynlı ve hatlarına uygun özellikteki lavabosuyla bütünleşiyor. Aynadaki dekoratif aydınlatma ürünün estetik görüntüsünü tamamlıyor.

KALSEDON Banyonuzda klasik ve modernliğin şık kombinasyonu. Gövdesi ceviz görünümlü doğal ahşap boya, kapakları mat lake. Ceviz rengin doğal sıcaklığının beyazla mükemmel uyumu. Doğal Afyon mermer tezgahla tamamlanan ürün, tarz sahibi banyolar için ideal. FLAVIO Sıra dışı, özgür, zarif bir tasarım. Yumuşak kıvrımlı hatlarıyla banyolarınıza romantizm esintileri taşıyor. Aynası kapaklı dolap olarak kullanılabilen bu model, raflarla da kullanış açısından zenginleştirilmiş. Ürünün fonksiyonelliği, kullanımını bir o kadar keyifli hale getiriyor.

ADRIA Sarayların ihtişamını banyosunda yaşamak isteyenler için ideal banyo mobilyası. Gösterişin zarif detaylarla ince bir zevke dönüştüğü bu modelde, altın renkli cam lavabo ürüne ayrı bir özellik katıyor.

KREON Keskin hatların zarif detaylarla işlendiği sade ve şık banyo mobilyasında farklı tarzda uygulanan kulplar ürünün estetiğini ön plana çıkarıyor. Ahşap kulplar, alternatif olarak deri görünümlü olarak da üretilebiliyor.

150

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Ürünler

Banyoda Taze Renklerin Senfonisi; Duravit Darling New Duravit’in yeni banyo serisi Darling New, bahar renkleri ve ürün çeşitliliği ile banyolara girmeye hazır. Tasarımında aşkın tazeliğini ve coşkusunu yansıtan Darling New, Sieger Design Grubu tarafından Duravit için tasarlandı. Michael ve Christian Sieger’in lavabodan elektronik klozet kapağına, mobilyadan masajlı küvete kadar uzanan bu yeni serisi “az maliyetle bol tasarım” temel fikrini destekliyor. spring ya da azur ile dünyaya renkli bir yüzle bakıyor. Daha ağırbaşlı bir renk tercih edenler aradıklarını “Pine Silver” ya da “Pine Terra”nın canlı dokusunda bulacaklar. Mobilyasında tek renk arayanlar için ise, ön kısımlarda gövdeye uygun beyaz ya da terra renkler de mevcut. “Darling New” serisinin ana motifi vitrifiyelerde, mobilyada ve küvetlerde görülen zarif kenar bantları ve dairesel biçim. Vitrifiye serisi küçük lavabolardan asma klozetlere ve asma bidelere kadar uzanıyor.

Duravit Darling New, toplamda 25 farklı vitrifiye modeli, 12 farklı küvet modeli ve 52 parçadan oluşan banyo mobilyası grubuyla “Herkesin Sevgilisi” olacak. Darling New serisinde mobilyaların gövdeleri ve tezgah üstleri ihtiyatlı mat beyaz veya terra ile bitirilmişken, ön kısımlar taze,

152

Duravit Darling New serisinin mobilya gurubu taze renklerinin yanı sıra çok uzun ömürlü olmasıyla da farklı. Tezgah üstleri, konsol panelleri ve duvar rafları gibi çok kullanılan yüzeyler çizilmelere dayanıklı olmalarını sağlayan özel dokulu vernikle kaplı. Bu seride farklı ebatlarda boy dolapları, hareketli dolap üniteleri, aynalar ve aynalı dolaplar bulunuyor. Toplam 52 parça mobilyadan oluşan Darling New, Duravit’in sunduğu en kapsamlı mobilya grubu olmasıyla da önem kazanıyor. Duravit Darling New serisini tamamlayan küvet gurubunda ise 12 farklı modeli bulunuyor. Küvetlerin yanında mobilya panelleri, akrilik paneller, küvet destek çerçeveleri ve boyun yastıkları da seride yer alıyor. Zarif kenar bandının altındaki LED aydınlatma, isteğe göre nazik, beyaz bir pırıltı saçıyor. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Ürünler

E.C.A. Serel İle Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Ecologic Ürünler

E.C.A. SEREL, çevreye duyarlı ve doğaya saygılı, yüksek oranda su ve enerji tasarrufu sağlayan yeni nesil ECOLOGIC ürün gruplarıyla, sürdürülebilirliğin önemine vurgu yapıyor. E.C.A. SEREL, doğal dengenin korunması bilinciyle tasarladığı armatür ve vitrifiye grubu ECOLOGIC ürünleriyle, yeşil binalara kredi puanı kazandırırken, dünyanın gelecekte de aynı ekolojik yapıyı korumasına katkıda bulunuyor. E.C.A. SEREL, başta su olmak üzere yenilenemeyen doğal kaynakları koruma hedefiyle, tüketicileri doğa dostu teknolojilerle buluşturuyor. E.C.A. SEREL, www.dogayasaygi.com web sitesinden, ECOLOGIC ürünlerin iletişimini sağlarken, sürdürülebilirlik ve ekolojik sistemin korunması ile ilgili metinleriyle bilinçlendirme çalışmaları yürütüyor. E.C.A. markalı yeni nesil ECOLOGIC armatürler ile yüzde 70’e varan su ve enerji tasarrufu sağlanıyor. Fotoselli, termostatik, ısı ve debi ile zaman ayarlı armatürlerinin yanı sıra E.C.A., soğukta çalışarak kombi ya da ısıtıcıyı tetiklemeyen özellikte armatürler üreterek, bireysel ve kamusal alanlar için sürüdürülebilir çözümler sunuyor. ECOLOGIC vitrifiye ürünleri ile su tasarruflu rezervuar blokları tasarlayan SEREL, antibakteriyel malzemelerden ürettiği özel tasarımlı klozetler ile, yoğun ve geri dönüşümü mümkün olmayan temizlik malzemelerinin kullanımını ortadan kaldırırken, bu kimyasalların arıtımı için harcanan su miktarından da tasarruf ettiriyor. Sürdürülebilirliği yarına sorumluluk olarak gören ve “Yıllarca Beraber” felsefesiyle çalışmalarını sürdüren E.C.A. SEREL, yeni nesil teknolojiyi, yeni nesil tasarımlarla bir araya getiriyor. Hammaddeden, iç mekanizmalara, yardımcı tasarım öğelerinden ambalajlara kadar sürdürülebilirliği benimseyen E.C.A. SEREL, ECOLOGIC ürün gruplarıyla, geleceğin standartlarını günümüze taşıyor.

154

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


w w w. p a k d u s . c o m . t r


Ürünler

E.C.A. MCA Duvar Tipi Yoğuşmalı Kazanlar ile %109’a Varan Verim Isıtma sistemleri üreticisi E.C.A., distrübitörlüğünü yaptığı De Dietrich markalı MCA Duvar Tipi Yoğuşmalı Kazanlar ile, merkezi ısıtma sistemi kullanılması gereken binalar ve yapılar için yüksek verimli, kompakt ve çevreye duyarlı sistem çözümleri sunuyor. E.C.A. kalitesiyle, yüzde 18 100 arası güç modülasyonu sağlayan MCA Duvar Tipi Yoğuşmalı Kazanlar 35, 43, 65, 90 ve 114 kW kapasite seçenekleri ile sunuluyor. Yüksek verimlilik sağlayan Alüminyum-Silisyum tek parça döküm eşanjöre sahip MCA Duvar Tipi Yoğuşmalı Kazanlar, 10 kazana kadar kaskad bağlantı yapılarak 1140 kW güce ulaşabiliyor. Kompakt boyutlara sahip MCA Duvar Tipi Yoğuşmalı Kazanlar sıcak kullanım suyu ihtiyacına göre sisteme boyler ve güneş enerjisi sistemi entegre edilerek farklı çözümler sağlanmasına olanak sağlıyor. Özellikle yurt ve otel gibi sıcak kullanım suyu ihtiyacının yoğun olduğu yerlerde entegre sistemler ile ciddi bir enerji tasarrufu sağlanmasına imkan veriyor. Yüzeyi paslanmaz çelikten imal edilmiş ön karışımlı brülörü sayesinde %18 ile %100 arasında güç modülasyonu sağlayan MCA Duvar Tipi Yoğuşmalı Kazanlar’ın üzerinde gaz valfi çıkışı ve brülör arasında bulunan mekanik baca klapesi sayesinde, kaskad bağlantılarda atıkgaz geri tepmeleri engellenerek harici bir baca klapesi kullanımına gerek kalmıyor. Bu sayede özellikle kaskad uygulamalarda, daha küçük çaplarda kaskad baca uygulamasına imkan sağlayarak, baca maliyetinin düşmesine imkan sağlıyor. Üzerine takılan iSystem fonksiyonel kumanda paneli ile kontrol edilebilen MCA Duvar Tipi Yoğuşmalı Kazanlar, düşük sıcaklık zonları ve boyler uygulaması gibi birden fazla sıcaklık zon kontrolünü sağlayabiliyor. MCA Duvar Tipi Yoğuşmalı Kazanlar zon kontrolleri yapılması gereken sistem uygulamalarında harici ilave bir kontrol paneline gerek duymadan yalnızca kazanın içindeki kontrol kartına kontrol kiti ilave edilmesi ve sensör bağlantılarının yapılması ile havuz ısıtması, yerden ısıtma, düşük veya yüksek sıcaklık zonu kontrolü ve boyler uygulaması gibi farklı ihtiyaç ve sistemler için çözüm sunuyor.

E.C.A. Dikey Panel Radyatör İç Mekanlar için Dekoratif Alternatifler Sunuyor Doğaya dost teknolojilerle, enerji tasarruflu ürünler tasarlayan E.C.A., iç mekanlar için estetik ve modern görünümlü radyatör çözümleri sunuyor. E.C.A. Dikey Panel Radyatör, şık görünümüyle iç mekanların havasını değiştiriyor. Aynalı ve aynasız olarak, beyaz ve siyah renk seçenekleriyle, farklı genişlik ve boylarda sunulan E.C.A. Dikey Panel Radyatörler, ofislerden dairelere, restoranlardan alışveriş merkezlerine kadar birçok alanda fark yaratıyor. Yan kapaklarla bütün olarak tasarlanan panel yüzeyi ile E.C.A. Dikey Panel Radyatör, kompakt görünümü sayesinde farklı dekorasyon stillerine uyum sağlıyor. Hem ıslak hem kuru zeminlerde kullanılabilen E.C.A. Dikey Panel Radyatör ihtiyaca göre 40, 50 ve 60 cm genişlik ile 150, 180, 200 cm uzunlukta üretiliyor. Tasarım özellikleriyle projelere artı puan kazandıran E.C.A. Dikey Panel Radyatör, 10 yıl garanti ile satışa sunuluyor.

156

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Ürünler

GPD Frezia; Tasarımın Gücü

GPD’nin “tasarımın gücü” konseptine dahil olan Frezia serisi, zarif ve minimal tarzda ürün arayan kullanıcılar için özel olarak tasarlanan bir seri. Seride kullanılan minimal kumanda kolunun rahat kullanımının yanı sıra, seriye dahil tüm bataryalarda yer alan “su tasarrufu” özelliği Frezia serisinin tercih edilebilirliğini arttırıyor. Seride kullanılan gövde tasarımına uyumlu gizli tasarruflu perlatör ile banyo bataryasında dakikada 16 lt, lavabo ve eviye bataryasında dakikada 8 lt su kullanılabiliyor. Frezia bataryaların içinde bulunan özel GPD logolu seramik kartuş, - 50 bar’a dayanıklı, - TSE normu’nun 2 katı olan 150.000 açma kapamayı rahatlıkla yapan, - Isı ve debi ayarlı olarak sıcak/soğuk su derecesinin karışım oranını istenen oranda ayarlama imkanı sunan, - Su akış miktarının da istenen sarfiyata göre kısılabilme şansı tanıyan özellikte bir yapıya sahip. Frezia serisi tasarım hassasiyeti yüksek ama ev ekonomisini de düşünen kullanıcılar için biçilmiş kaftan...

158

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Ürünler

Ceramica Empoli ile Akdeniz Rüyası Akdeniz’in geleneksel tasarımları, modern üretim teknikleri ile CERAMICA EMPOLI’de yeniden hayat buluyor. Zevkli tasarımlar ve etkileyici detaylar tekrar gün ışığına çıkıyor. İtalya’da geçtiğimiz yüzyıl doğan ve Akdeniz mimari tarzının en belirgin örneklerinden olan bu retro tasarımlar, geleneksel, hayat dolu İtalyan tarzını, modern üretim teknikleri ile günümüz mekanlarına taşıyor. Graniser çağdaş tasarımlarının yanı sıra, Ceramica Empoli ile tarihin o hiç eskimeyen motiflerini modern bir yaklaşımla, deneyimli ve eğitimli tasarımcıların yorumlarıyla günümüz mekanlarına taşıyor. Serinin desenleri binlerce yıllık gelenek ve birikimden süzülerek gelmekte, bugünkü teknoloji ve bakış açısıyla yeniden yoğrulmakta ve yaşama estetik katmaktadır. Salon, banyo, mutfak, cafe, restorant kısacası tüm yaşam alanlarında keyifle kullanılabilecek 20x20 ölçülerindeki karolar, bütünleşerek büyük bir deseni oluşturuyor. Gerek yatay gerekse dikey yüzeylerde rahatlıkla uygulanabiliyor.

160

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Ürünler

Grohe’den Termostatta Yenilikçi Tasarım ve Teknoloji Buluşması Grohe’nin Grohtherm 2000 New ürünü, bir termostattan beklediğiniz her şeyi ve hatta daha fazlasını sunuyor. Grohe’nin 1950’lerin başından beri sürekli geliştirdiği köklü termostat uzmanlığının bir örneği olan bu başarılı ürünün yeni nesil modeli Grohe’nin bu güne kadar geliştirdiği termostatlardan kazandığı deneyim ile süregelen araştırma-geliştirme çalışmalarının bir sonucu. Yenilik sunmadaki eşsiz yeteneği ile Grohe, Grohe Grohtherm 2000 New ürününde iyi bir termostatın tüm temel fonksiyon ve özelliklerini çok daha geliştirdi. Banyolardaki, çoğu zaman önemi azımsanan, bu alanda devrim niteliğinde bir sonuç elde edildi. Daha üstün güvenlik, sürdürülebilirlik ve konfor sağlayan gelişmiş teknolojilerin, ergonomik yeni tasarımın ve estetik su akışının bir araya geldiği Grohtherm 2000 New, banyo ve duş küveti için hem görsel hem de işlevsel anlamda modern bir çözüm sunuyor. Bu gösterişten uzak ve zarif ürün, her banyoya uyum sağlıyor ve ince düşünülmüş sezgisel tasarımı ile termostatın sağladığı tüm avantajları kusursuz su tecrübesiyle buluşturuyor. İşlevsellikte en iyisi Grohtherm 2000 New, yüksek güvenlik, ek konfor ve sorumlu sürdürülebilirlik özellikleriyle ön plana çıkıyor. Termostatın sağlam metal gövdesi, termostat yüzeyinin ısınmasını önleyen %100 Grohe CoolTouch® teknolojisiyle donatıldı ve böylece sıcak krom yüzeylerde meydana gelebilecek yanma tehlikesi ortadan kaldırıldı. Yeni Grohe Aquadimmer Eco teknolojisi ile kullanıcılar, küvet doldurma musluğundan el duşuna geçerken otomatik olarak su tasarrufu sağlayabiliyorlar. Kolay anlaşılır semboller ise az duş suyu ve tam akış seçenekleri için butonun pozisyonlarını gösteriyor. Grohe TurboStat® teknolojisi sayesinde arzu

162

edilen su sıcaklığına anında ulaşarak sıcaklığı duş süresince sabit tutmak mümkün. Ergonomik bir başyapıt Grohe tasarımcılarının geliştirdiği yeni form, yalın ve estetik görünüm ile gelişmiş ergonomiyi bir araya getiriyor. Geleneksel yuvarlak kumanda kollarının yerini alan yenilikçi Aqua Paddles, güvenilir, kaymayan yapısıyla maksimum konforlu kullanım sağlıyor ve özel şekli sayesinde kullanıcı, su sıcaklığının hangi noktada 38 °C sınırını aşacağını kolayca görebiliyor. Termostat çalıştırma butonlarının tasarımı da getirdiği yenilikle dikkat çekiyor. Termostat, bu yinelenen tasarım özelliğinin de katkısıyla diğer Grohe ürünlerine mükemmel uyum sağlayarak banyolarda uyumlu bir ortam oluşturuyor. Size özel şelale Banyo küveti için XL şelale, göz alıyor. Ekstra geniş çıkış ucu, banyo küveti bataryasından pürüzsüz biçimde uzanarak bol su akışı sağlıyor ve eşsiz bir tasarımla, suyu en doğal halinde sunuyor. Opsiyonel Grohe EasyReach™ duş tablası termostat ile duvar arasındaki boşluğu kapatmak için duvar rozetlerinin üstüne yerleştirilerek duş jeli ve şampuanı koyabileceğiniz, kolay ulaşılabilir ilave bir alan sağlıyor. Kişisel tercih Grohtherm 2000 New, tezgah üzeri ve ankastre kurulum için farklı seçeneklerde üretildi. Aynı çalıştırma butonları ve konforlu kullanım sağlayan kaymayan Grohe ProGrip yüzeyiyle ankastre modelleri, mütevazı ve yer kazandıran termostat çözümleri olarak kullanıcılara sunuluyor. Bu termostatları Grohe Power&Soul™ duş setleri veya uyumlu el ve tepe duşlarıyla kullanmak ise kusursuz bir duş deneyimi sunuyor. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Ürünler

Ideal Standard ArchiModule: Sınırsız Özgürlük Estetik Mükemmellik. Ideal Standard International, amiral markası Ideal Standard bünyesinde duşlar, küvetler, lavabolar ve klozetler için yeni nesil modüler ankastre su kontrol ve çıkış çözümünü pazara sunmuştur. Gelişmiş Alman Mühendisliğinin ve teknolojisinin yansıması olan bu koleksiyon markanın dünya görüşü olan ‘’Inspired by real life’’ (Gerçek Hayattan Esinlenme) çizgisinde yaratılmış olup banyonun hayatlarımızda oynadığı kişisel, özel ve mahrem derin anlayışı yansıtmaktadır.

ArchiModule kendi kişisel stillerini yansıtacak şık, sofistike ve akıllı su armatürleri arayan tüketiciler için ödüllü tasarımcı Artefakt tarafından yaratılmıştır. Ideal Standard ArchiModule ürün çeşitleri, Mimarlara, uygulamacılara ve tüketicilere hayallerindeki banyoyu kendi zevklerine göre tasarlama fırsatı vererek tam bir kişiselleştirme özgürlüğü sağlamakta ve geleneksel sabit banyo tesisatlarına hoş bir alternatif sunmaktadır. Bu yeni bulunan esneklik, kullanıcıların özellik ve performanstan ödün vermeksizin su kontrol ve çıkışlarını istedikleri her şekil ve her yere yerleştirebilmelerine imkân vermektedir. ArchiModule montajı kolay, banyo duvarının arkasına tamamen saklanabilen, banyoda

164

temiz ve pırıl pırıl bir görüntüyü kolayca yaratmaya imkan veren bir yeniliktir. Oldukça esnek ArchiModule teknolojisi son dakika değişikliklerini bile kolaylaştırmakta ve bu suretle tüketicilerin eşsiz bir kişisel ve zarif banyo stili oluşturmalarını sağlamaktadır. Artefakt tasarımcısı Achim Pohl ‘’İçinde bulunduğumuz bu çağda, stiller sürekli gelişmekte ve bu gelişime ayak uydurmaya çalışmak giderek bir meydan okumaya dönüşmektedir. Bugüne kadar, geleneksel banyo armatürleri özel montaj ve

yerleştirme gereksinimleri bakımından oldukça katı ve sert çözümler sunmuştur. İşlevsellikten ödün vermeden Ideal Standard’ın modern stil değerlendirmesini yansıtan armatürler yaratmak bizim için önem taşımaktaydı. ArchiModule banyolarda tam bir kişiselleştirme ve tasarımlarıyla oynama özgürlüğü sunmakta ve kişinin kendi kişisel tarzını yansıtmasına imkan vermektedir’’ demektedir.

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Ürünler

Mutfaklarda Egzotik Hava; İntema Tropica İntema Mutfak Tropica modeli, şık bir mutfağa ait tüm öğelere sahip. Siyah tezgahı ve şişelik raflarıyla, ahşap kapaklar sıcak bir mutfak için gereken dengeyi sağlıyor. Modeldeki tropik desenler, doğal ahşabın sıcaklığına egzotik bir hava katıyor. Kapakları, diğer ağaç türlerine kıyasla yarı zamanda yetişen bambudan üretilen model; yarım ada tasarımı ve yarımadada bulunan şişelik modülüyle hem görsel, hem de işlevsel olarak sıradışı bir çözüm getiriyor. Birçok fonksiyonel çözüm ve farklı kullanım alanı sunan Tropica modeli, mutfağını yenilemek isteyenler için mükemmel bir alternatif olarak öne çıkıyor.

166

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Ürünler

Kale’den Banyolara Yansıyan Asalet ve Güzellik: Beyaz Saray

Birçok farklı mekana uyan esnek tasarım yapısı ile modüler bir koleksiyon olan Beyaz Saray, kullanıcının isteğine göre şekillenebiliyor. Sahip olduğu 6 farklı depolama birimi ile büyük, küçük, köşe gibi çok farklı planlardaki banyolara uyum sağlayabilen koleksiyonun, tekerlekli yer modülü, banyo alanına ilk defa adapte edilen pistonlu yer modülü gibi ayırt edici özellikleri bulunuyor. Ayrıca koleksiyon saflığın ve temizliğin rengi beyazla, abanoz ağacının güçlü görünümünü birleştirirken, acı kahve ve antrasit gibi zengin renk seçeneklerini de sunuyor. Banyoda gereksinim duyulabilecek birçok özelliği bir araya getiren koleksiyon buğulanmaya karşı anti-stream ve indirect aydınlatmalı ayna, soft close çekmece ve kapak aksesuarları ve çekmece içi harekete duyarlı led aydınlatma gibi özellikleriyle kullanışlılık üzerine kurguladığı yaklaşımla aydınlık, ferah ve şık bir banyo deneyimi vaat ediyor.

168

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Ürünler

Kale’den Tasarruflu ve Çevreci Klozetler; Aquasmart Faaliyetlerinin her aşamasında ve ürettiği her üründe, hem doğaya hem de kullanıcılarının ekonomisine dost çözümler sunan Kale, yılda kişi başı ortalama 4 bin 320 litre su tasarrufu sağlayan Aquasmart klozetler ile yaşam alanlarına dünya standartlarında ekonomik ve çevreci bir uygulama getiriyor. Kişi başı yüzde 55 oranında su tasarrufu sağlayan 2.7 litrelik klozetler, maddelerin yüzeyde tutulmasını engelleyerek daha az deterjan kullanma imkanı veren Easy Clean Teknolojisi ve aşınma ile çizilmeye karşı yüksek dayanım sağlayan Kaleguard yüzey kaplama sayesinde daha uzun ömürlü ve hijyen bir kullanıma olanak veriyor. Easy Clean Teknolojisi ve Kaleguard kaplama, klozetlerin ilk günkü gibi yeni kalmasını sağlarken, çevreye zararlı temizlik maddelerinin kullanımını önlediği için Kale’nin çevreye gösterdiği özenin de bir göstergesi oluyor. Aquasmart Fold

Türkiye pazarındaki en tasarruflu klozet olan Aquasmart toplu kullanım alanlarının inşa sürecinde artık yaygınlıkla alınan DIN (Alman Standart Enstitüsü) Belgesi’ne de sahip. Üretimde, tasarımda ve kullandığı teknolojide çevre dostu uygulamaları ile estetikle büyüleyen, hijyenle huzur veren ve enerjisiyle canlandıran yaşam alanları yaratan Kale, Aquasmart’ı Harri Koskinen (Kale Bond ve Fold Koleksiyonu), Isao Hosoe (Kale Light+ Koleksiyonu), Adolf Babel (Kale Zero Koleksiyonu) gibi dünyaca ünlü tasarımcılarının imzasıyla pazara sunuyor. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

Zero

169


Ürünler

Kare Banyo’dan Her Zevke Uygun Banyo Dolapları Kare Banyo, metal aksesuarlardan sonra banyo dolabı üretimine de başladı. Aymer Yapı - Ankara, Dünya Banyo-İzmir ve Aktif Pazarlama-İstanbul ortak kuruluşu olan Kare Banyo Sistemleri, metal aksesuarlarda yakaladığı kalite, estetik ve prestiji banyo dolaplarına da taşıdı. Şıklığı, dekoratifliği ve kullanışlılığı ile ön plana çıkan Kare Banyo Dolapları klasikten moderne her zevke uygun alternatifler sunuyor. DEVİN Gövde mdf üzeri siyah inci melamin kaplama Kapak mdf üzeri lake boya Tezgah üstü seramik lavabo Asma ayak Krom kulp Led aydınlatma

LENA Gövde ve kapak mdf üzeri lake boya Tezgah üstü seramik lavabo Kendinden kulp Asma ayak Led aydınlatma

BUTİK Gövde mdf üzeri krem melamin kaplama Çekmece ve kapak mdf üzeri membran pvc kaplama Tezgah üstü seramik lavabo Asma ayak Krom kulp Krom spot aydınlatma

LİNDA Gövde ve kapak mdf üzeri lake boya Tezgah üstü cam lavabo Asma ayak Krom kulp

170

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80



Ürünler

Mekanlarda Doğal Görünüm için Kalebodur’dan Garden Stone Serisi Gelişmiş teknolojisi ve farklı tasarım ürünleriyle dünya yapı sektörüne önemli yenilikler sunan Kalebodur, dijital teknoloji ile üretilen Garden Stone’nu Kale Stone ailesinin yeni üyesi olarak tüketicilerin beğenisine sunuyor. Dijital üretim teknolojisi sayesinde kendini tekrar etmeyen varyasyon zenginliği ile doğal taşa çok yakın bir görünüme sahip olan Garden Stone Serisi doğadaki en güzel taşlardan porfido doğal taşının seramik karolara mükemmel uyarlanması… Garden Stone üç farklı renk alternatifini tamamlayan 30x60, 60x60 ve 45x90 ebatları ve özel üretim teknolojisinin kattığı derinlik hissiyle mistik çağrışımlar yapıyor. İç ve dış mekanlarda yer ve duvar karosu olarak kullanılabilen seri aynı zamanda kolay temizlenebilen bir yapıya sahip. Özellikle havuz çevresi ile bahçe ve terasların, zemin ve duvarlarında kullanıma uygun olan Garden Stone, mekanlarda seçkin bir atmosfer yaratıyor.

172

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Ürünler

Koramic Yapı Kimyasalları, CERMIX ile Atakta Türkiye’de 15.yılını kutlamaya hazırlanan yüzde yüz Belçika sermayeli Koramic Yapı Kimyasalları, Türk inşaat sektörüne kazandırdığı yeni markası CERMIX ile mükemmel çözümler sunmaya devam ediyor.

sanayide, gemi ve ahşap yat sanayisinde, her türden boru hatları kaplamalarında kullanılması gereken bir sistem olan Epoksi esaslı ürünleri ile yapıların ömrünü uzatmayı garanti ediyor.

İnşaat sektörünün gereksinimlerini karşılamada köklü tecrübeye sahip olan Koramic Yapı Kimyasalları; Avrupa’nın en güçlü markalarından biri olan CERMIX’i, ağır iş kimyasalları sayılabilecek ürünlerin de dahil olduğu 3 ana grupta toplam 75 farklı ürünle artık Türkiye’de de sektör profesyonellerinin hizmetine sunuyor.

Su yalıtımını üst seviyede gerçekleştiren CERMIX poliüretan zemin kaplama ürünleri, kolay uygulama yetenekleri ile de tercih sebebi olmaya devam ediyor. Poliüretan zemin kaplama sistemleri konutlarda, AVM’lerde, otoparklarda, hijyenik olması vesilesiyle özellikle hastane ve havalimanlarında ve prestijli projelerde kendisini gösteriyor.

CERMIX’in Epoksi ve Poliüretan esaslı ürünleri ile suya geçit yok… Modern yapılar inşa edilmesi; güvenlik ve sağlık standartlarının yükseltilmesi amacıyla inşaat sektörünün gereksinimlerini karşılayan Koramic Yapı Kimyasalları; CERMIX ‘in Epoksi ve Poliüretan Esaslı Su İzolasyon Malzemeleri ve Sistemleri ile su yalıtımında tam güvence sağlıyor.

Binanızın yüzü CERMITHERM ile gülsün… Koramic Yapı Kimyasaları; farklı sıcaklıktaki iki ortam arasındaki ısı transferini azaltan, dış ortam sıcaklığını içeriye sokmadan, içerideki sıcaklığı en iyi şekilde koruyan; tüm yalıtım aşamalarını kapsayan, CERMITERM Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri ile tüm yapılarda uzun ömürlü, ekonomik, dekoratif ve son derece güvenli bir şekilde ısı yalıtımını sağlıyor. Enerji tüketiminin sürekli olarak yükseldiği ve ülkemizdeki enerji kaynaklarının taleplerimizi yerine getiremez hale geldiği günümüzde, doğru uygulanmış ısı yalıtım uygulamaları ile enerji tüketiminin azaltılması gerektiğine olan inanç ve misyon ile üretilen CERMITHERM Dış Cephe Isı yalıtım Sistemleri sektör profesyonellerine en sağlıklı çözümleri sunuyor.

1964 yılından bu yana Avrupa’da edindiği köklü tecrübesi ile inşaat sektörüne yenilikçi ürünler kazandıran CERMIX, su ile temas eden her yüzey için çözümler üretiyor. Açık teras ve balkonlardan yüzme havuzu ve su depolarına, banyo ve WC gibi ıslak mekanlardan köprü platformları, sulama kanalları ve metal çatılara kadar uygulanabilen CERMIX, her yüzeyde su kaçaklarına kesin çözümler getiriyor.

CERMITERM Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri ile ısıtma ve soğutma giderlerinden yüzde 40 ila yüzde 60’ a varan tasarruf sağlanıyor ve her iklim koşulunda mükemmel performans yakalanıyor.

Teraslarda ve geniş alanlarda, yüksek performanslı ürünler sayesinde su yalıtımını kesin olarak sağlayan CERMIX, sıcak ve soğuk havaya karşı yüksek termal direnç oluşturuyor. Endüstriyel zemin kaplamalarında CERMIX farkı… CERMIX; endüstriyel zemin kaplamalarında, fabrika üretim sahalarının kaplanmasında, kimyasallara dayanıklı kaplamalarda, otomotiv ve elektronik

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

173


Ürünler

Farklı ve Göz Alıcı Mekânlar için; Kütahya Seramik Origitile Koleksiyonu’ndan Defne ve Prestige Zamanın büyük çoğunluğunu geçirdiğiniz alanların dekorasyonunda tercih ettiğiniz detaylar tarzınıza dair ipuçları verir. Renkleri ve dokularıyla evinize farklı atmosferler kazandırmanıza yardımcı olacak seramik karolarla yaşadığınız mekanları zenginleştirebilirsiniz. Geniş ürün yelpazesine her geçen gün yenilerini eklemeyi sürdüren NG Kütahya Seramik’in, doğayı tüm gerçekliğiyle dijital baskı tekniği kullanarak seramiğe taşıyan Origitile Koleksiyonu’ndaki Defne ve Prestige serileri evinize farklılık ve zarafet katacak. Akdeniz sahillerinin güzel dokusu evinizde… NG Kütahya Seramik, Defne serisiyle Akdeniz sahillerinin güzel dokusunu mekanlarınıza taşıyor. Yaşam alanlarınızın havasını baştan aşağı değiştirecek olan Defne serisi, 75 cm x 30 cm ölçüsüyle sıra dışılığı ve zarafeti bir arada sergiliyor. Bone, beyaz ve vizon renklere sahip seri, farklı tarzlara alternatifler sunuyor. Prestijli mekânlar… Origitile Koleksiyonu’ndaki, 75 cm x 30 cm ebadındaki yeni Prestige serisi ise mekanlarınıza göz alıcı bir stil kazandırıyor. Beyaz renkli dekoru ve fonuyla zarif çizgilere sahip olan seriyle etkileyici yaşam alanları yaratabilirsiniz.

174

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Ürünler

Öncü Banyo’dan Queen ve Golden Serisi Banyo Dolapları

Hayatı kolaylaştıran yenilikler; Queen FYM tasarım ekibinin tutkulu ve cesur ürünü Queen tamamen doğal malzemeler’den ve el işçiliğiyle üretilmiştir. Queen farkı arayan banyolara ilham verecek mütevazı bir tasarım’dır.

Mükemmel banyoların başlangıcı; Golden Banyosunda her zaman etkileyici ve modern tasarımlar arayanlar için FYM koleksiyonun çarpıcı ürünlerinden Golden doğal kompozit tezgahı ve oval formu sayesinde tasarımın en saf halini bünyesinde barındırıyor. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

175


Ürünler

Seramiksan Klasiği Yeniden Yorumladı İhtişamın modern yorumu olan Seramiksan Golden ve Titan koleksiyonu parlaklığını yıllarca koruma özelliğine sahip. Işığın en saf halini tüm mekana yansıtan ürünler, aynı zamanda yüzeye nüfus eden titanyum atomları sayesinde yüzeyi sertleştirirken, yüzeyden temizlenmek amaçlı olarak silindiklerinde ise, ilk günkü parlaklığından hiçbir şey kaybetmiyor. Estetik görünümünün yanı sıra her türlü koşula dayanabilen Golden ve Titan yüzeyli karolar hem iç hem de dış hacimde ideal estetik yüzeylerin oluşturulmasında kullanılabiliyor. Klasiğin yeni yorumu ve modern zamanların varakları olan Golden ve Titan dekorlar, mekanlara modern yorumlu klasik bir ışıltı katıyor.

Seramiksan teknoloji ve tasarım harikası olarak nitelendirdiği ürünlerinden oluşan Golden ve Titan Koleksiyonu’nu kullanıcılarının beğenisine sunuyor. Seramiksan tarafından geliştirilen ve çok özel bir teknoloji kullanılarak tüketicilerin beğenisine sunulan Golden ve Titan kaplama dekorlar, klasik varak anlayışını yeniden yorumlayarak yaşam alanlarında modern zaman varakları oluşturuyor.

176

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Ürünler

Pera Seramik 25x50 Ebatındaki Yeni Serilerini Pazara Sundu

1993 yılından beri sektördeki yerini koruyan Pera Seramik, piyasaya yeni sunduğu serileriyle seramikteki son trendleri kullanıcılarla buluşturuyor. 25x50 ebatında üretilmiş olan yeni seriler her zevke hitap ediyor. Mermer desenli Natura serisi doğal bir dekorasyonu sevenlere, Oryantal serisi klasik severlere, Riva serisi ise modern bir tarzı banyosuna taşımak isteyenlerin tercihi oluyor. Önümüzdeki günlerde 2013 ilkbahar-yaz koleksiyonu olarak 3 yeni seriyi daha piyasaya sürecek olan Pera Seramik, banyolarınızda bahar havasını yaşatmaya hazırlanıyor.

Seranit’ten Yeni Nesil Isıtma Sistemi DRC Seranit Yapı Grubu markalarından Seranit, modern üretim teknolojisi ile yaklaşık üç sene süren ArGe çalışmalarından sonra DRC adı ile yeni nesil ısıtıcı sistemi geliştirdi. Enerjinin güvenli, ekonomik, verimli ve çevreye duyarlı teknolojilerle üretilmesi ve kullanılması hedeflenerek geliştirilen DRC ısıtıcı paneli, güneşin ısıtmasına en yakın ısıtmayı sağlıyor. Ürün aynı zamanda enerji kaynaklarının da verimli kullanımına fırsat yaratıyor. DRC ısıtıcı paneli ‘yeni nesil seramik ısıtıcı’, ‘cam rezistanslı ısıtıcı’ ve panel radyatörlü ısıtıcı’ olmak üzere üç farklı kullanım alanına sahip. Son derece dekoratif seçenekleri ile evlere verdiği sıcaklığın yanı sıra şıklığıyla da göz dolduruyor. Her noktasından aynı anda aynı sıcaklığı verme yeteneğine sahip olan DRC, sınırsız kullanım ömrüyle de, veriminden bir kayıp olmadan çalışıyor. Konvensiyonel elektrik sobasının iki üç katı ısıtma etkisine sahip olan ürün, nem oranında da herhangi bir değişikliğe neden olmazken, elektrik enerjisiyle çalışmasından dolayı da oksijen seviyesinde de herhangi bir düşüklüğe neden olmuyor. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

177


Ürünler

Seranit’ten Yapı Sektöründe Devrim Yaratacak Yeni Ürün: Seraoxicoat Seranit Yapı Grubu, kendi bünyesinde yürüttüğü Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmaları ve dünyanın önde gelen tasarım ofisleri ile işbirliği yaparak geliştirdiği ürün gamıyla da sektöre katma değer sağlayan öncü bir rol de üstleniyor. İnovatif yaklaşımıyla faaliyetlerine sürdüren marka, ‘Ekolojik Ürünler’ kategorisiyle pazara sunduğu yeni ürünleriyle de farkını ortaya koyuyor. Grup en son, yapı sektöründe bir devrim niteliği taşıyan Seraoxicoat’u pazara sunmaya hazırlanıyor. Bu yeni ürün, dünyada ve Türkiye’de ilk kez; içerdiği özel elementlerle mekanlardaki yemek, sigara, tuvalet, boya ve ilaç kokusu gibi istenmeyen kokuları yok etme özelliklerine sahip bir ürün olarak farklılaşıyor. Geleceğin ürünü olarak tanımlanan Seraoxicoat, yüzde 100 yerli sermaye ile üretilen bir ürün olarak da dikkat çekiyor. Seranit Yapı Grubu, geliştirdiği Seraoxicoat için boya sektörünün lideri Polisan Boya ile yeni bir işbirliğine de imza attı. Türkiye inşaat sektörü için önemli bir adım olarak görülen bu işbirliği kapsamında; Seraoxicoat, güçlü bayi yapısına sahip Polisan Boya’nın Türkiye geneline yayılmış 7 bin satış noktasından t ü ke t i ci y e ulaşacak.

178

Seranit Yapı Grubu Başkanı Hamdi Altunalan, yaptığı açıklamada daima yeniliğin farklılığa, farklılığın da katma değere dönüştüğü gerçeğinden yola çıktıklarını ve sektörün de ancak bu bakış açısıyla büyüyüp gelişeceğini ifade etti. sözlerine ekledi. “Ekolojik Ürünler kategorisinde hayata geçirdiğimiz ürünleri Yıldız Teknik Üniverisitesi ile ortaklaşa yürütüyoruz. Seraoxicoat da yenilikçi ürünlerimizden biri. YTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabriye Pişkin öncülüğünde hayata geçen Seraoxicoat’un yapı sektöründe bir devrim yaratacağını düşünüyoruz ve burada sizlerle ilk kez paylaşmaktan da büyük gurur duyuyoruz” diyen Altunalan Polisan’la gerçekleştirdikleri işbirliğine ilişkin ise; “Geliştirdiğiniz ürünlerinizin nihai tüketiciye ulaşması da bir o kadar önemli. Bu kapsamda; Polisan ile yapmış olduğumuz bu işbirliği ile iki kritik konuda güçlerimizi birleştirmekten de büyük mutluluk duyuyoruz” dedi. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Ürünler

Serra’dan Farklılığın Uyumunu Yakalamak İsteyenlere Özel Bir Karo: Fiori di Pesca

Serra, yeni ürünü Fiori di Pesca ile duvar ve yer karosu için en iyi alternatifi sunuyor. İsmi şeftali çiçeği anlamına gelen Fiori di Pesca, çiçeğin renk tonlarını karolara yansıtırken; her karoda farlı bir desen oluşturan damarlı yapısı ile mekanlarda farklılığın uyumunu en özel şekilde yansıtıyor.

Mermer desene sahip olan ürün, beyaz ve griden oluşan iki ayrı renk alternatifine sahip. Temizliği temsil eden beyaz renk karolarıyla kullanıldığı mekanlarda huzur ve güven yaratan Fiori di Pesca, gri rengin yarattığı denge unsuruyla da iddialı mekanlara ortam yaratıyor. Duvar karolarında 30x90 ölçülerine sahip Fiori di Pesca, 60x60 ölçülerine sahip yer karolarında parlak renk, porselen karolarda ise mat renkleri ile farklı zevklere hitap ediyor. Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

179


Ürünler

Vaillant, Yüksek Kapasiteli Ecotec Plus Serisi Yeni Duvar Tipi Yoğuşmalı Kazanları ile Sistem Çözümlerinde Yüksek Güç ve Performans

138 yılı aşkın tecrübesiyle teknolojisini sürekli geliştiren ve sektörde ilkleri yaratan Vaillant, sektöre sunduğu yeni ecoTEC Plus serisi yoğuşmalı duvar tipi merkezi kaskad sistemlerle sistem çözümlerinde yüksek gücü ve performansı bir arada sunuyor. Üç farklı kapasite (80-100-120 kW) seçeneği ile VU 806/ 1006/1206 yoğuşmalı duvar tipi kazanlar, yüksek kapasite ihtiyacı olan yapılarda tekli veya kaskad uygulamaları ile bireysel veya merkezi sistemlerde yüksek ısı gücü sağlıyor. Vaillant ecoTEC Plus yoğuşmalı cihazlar, akıllı elektroniği sayesinde çalışma konumunu ve arızalarını gösteren şık ön paneli ve modern dizaynı ile yapılarda, estetik bir görünüm sağlıyor. Kaskad sistemlerine uygun Vaillant calorMATIC 630 otomatik kontrol paneliyle 8 adet cihazın kaskad bağlantısı yapılarak 960 kW ısı güçlerine ulaşmak mümkün olabiliyor. ecoTEC Plus serisi Üstün Özellikleri: Yeni dizayn integral paslanmaz çelik ısı eşanjörü ile %110’a varan norm kullanım verimi. (40/30

180

C’de – alt ısıl değere ve DIN 4702-8’e göre) Otomatik güç ayar özelliği ile değişken ısı ihtiyaçlarına uyum sayesinde yüksek enerji tasarrufu 6 bar yüksek işletme basıncı ile yüksek yapılarda ilave ekipman kullanmadan bağlantı imkanı (13 kata kadar) Modülasyonlu primer devre pompası ve bağlantı boruları ile kolay montaj ve düşük enerji sarfiyatı %20-%100 arasında kademesiz geniş modülasyon aralığı Vaillant’ın geliştirdiği Elektronik güvenlik konfor programı özelliği ile yüksek çalışma emniyeti ve kesintisiz çalışma Elektronik su basınç sensörü ile emniyetli çalışma e-BUS bağlantı özelliği ile hızlı veri iletişimi Işıklandırılmış Türkçe yazılı açıklamalı teşhis özellikli LCD ekran Entegre Manyetik filtreli hidrolik karıştırıcı bağlantı aksesuarları Tek kontrol ünitesi ile Vaillant auroTHERM güneş enerjisi sistemlerine entegre özelliği Zengin otomatik kontrol panel ve oda termostatları seçenekleri

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Ürünler

Bireysel, Esnek, Yaratıcı ve Organize: Villeroy&Boch Joyce Serisi Dünyanın köklü karo, banyo ve sofra ürünleri markası Villeroy&Boch, Joyce serisi ile tasarım, kalite ve işlevselliği başarı ile bir arada sunuyor. Evde bulunan hiçbir oda banyo gibi çeşitli kullanım alanları sağlamaz: banyo tek başına, iki kişi için ya da tüm aile ile birlikte temel hijyen ya da rahatlama ve wellness gibi kullanım alanları sunabilir. Modern banyo sürek-li değişen talepleri karşılamak üzerine kurulmalıdır. Uygulamalı ilk banyo koleksiyonu olarak Joyce banyonun tekrar tekrar dönüşümüne izin veriyor. Geliştirilen aksesuar ve uygulamalar aynı zamanda eşsiz bir kişisel deneyim seçeneğini de beraberinde getiriyor. Değiştirilebilir uygulamalar Değiştirilebilir uygulamalar ile lavabo için belirlenen kaseler, koku vazosu ve sabun sepeti gibi detaylar lavabo ortamının hızlı bir şekilde değiştirilmesine olanak tanıyor. Tüm uygulamalar çeşitli malzemeler üzerinde güvenli yerleşimi sağlamak için yumuşak ve manyetikleştirilebilir yastıklar ile donatılmıştır ve bu güçlendirilmiş mıknatıs etkisi lavabo üzerinde istikrarlı bir tutuş sağlıyor. Vazo uygulaması ise banyoda estetik bir vurgu oluşturuyor. Pratik depolama kâse uygulaması, ihtiyacınız olan her şeyi çok az çaba ile düzenli tutarken aynı zamanda kolay ulaşabilmenize yardımcı oluyor. Pratik Mobilya Joyce banyo mobilya serisi, banyoya yenilikçi depolama alanları, birinci sınıf tasarım ve heyecan verici renkler getirmesi ile dikkat çekiyor. İki farklı ön tasarım seçeneği sunan koleksiyon; klasik görünüme sahip parlak beyaz, parlak gri, mat terra, elm impresso meşe ve mat beyaz renklerde mo-nokrom mobilya ya Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

da renkli döşeme ile kombinlenen parlak beyaz gövde ve dokunmatik, yenilikçi Joyce banyo mobilya alternatiflerine sahip… Yenilikçi Joyce banyo mobilyaları Sahara, Bali ve Peru renkleri ile banyoda kişisel deneyim için yepyeni bir boyut açıyor. Joyce banyo mobilyaları tasarım ve fonksiyonu bir araya getirmeyi başarıyor. Lavabo dolap tabanları ve seramikleri aynı hizada olması ile dik-kat çekerken ön tasarımı farklılaştıran dar ve gömülü tutacaklar özellikle dokunmatik Joyce seçeneğine yenilik katıyor. Mobilya, sağladığı cömert depolama alanı ve küçük banyolarda kullanıma elverişli olması ile de oldukça ikna edici olmasının yanı sıra çok fonksiyon-lu kabini ve her şeyden çok olağanüstü detayları ile şaşırtmaya devam ediyor.

181


Ürünler

VitrA, 2013 Yılı için Hazırladığı Banyo ve Karo Koleksiyonlarını Tanıttı

VitrA’nın 2013 banyo koleksiyonunda yalın, işlevsel ve erişilebilir tasarımlar öne çıkıyor. Fransız tasarımcı Christophe Pillet’nin imzasını taşıyan seri ve Ross Lovegrove’un VitrA için tasarladığı yeni İstanbul serisi, infinit teknolojisiyle ince ve keskin hatlar sunuyor. Fonksiyonel ve erişilebilir bir aile banyosu olarak tasarlanan Nest, sınırsız ürün seçeneği ve işlevsel tasarım dokunuşlarıyla ailedeki herkesin kendini özel hissettiği bir mekan yaratıyor. Monoblok seramik lavabolarıyla dikkat çeken Metropole serisindeki özel yıkama hazneli klozetler, sıcak-soğuk suyu karıştıran sistemiyle, hijyen ve konforu bir arada sunuyor.

182

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80


Ürünler

VitrA’nın yeni karo koleksiyonları ise ışıltılı desenler, pastel renkler ve büyük ebat kullanımıyla duvarlarda yeni bir çağ başlatıyor. VitrA Güzellik Çağı karo serisi zaman ötesi bir asaleti, VitrA Gizem Çağı karo serisi iddialı unsurları bir araya getiren çarpıcı estetiği; VitrA Masumiyet Çağı karo serisi doğal dokulardan gelen yalın güzelliği yansıtıyor. VitrA Sonsuzluk Çağı karo serisi ise, modern şehir mimarisini, porselenin dayanıklılığıyla sunuyor. Büyük ebatlı karolar, zeminlere estetiğin yanı sıra, devamlılığı ve bütünlüğü taşıyor.

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80

183


Aramıza Katılanlar

PEKER EV-YAPI İHT. MALZ. MADENCİLİK İLTŞ. PAZ. LTD. ŞTİ. Kuruluş Yılı: 1996 Kurucusu: Yaşar Peker Ortakları: Filiz Peker Bulunduğu Alan (Kapalı/Açık m2): 300m2 açık teşhir, 300m2 kapalı depo, 1000m2 açık alan Çalışan Sayısı: 10 Satışı Yapılan Markalar (Bayilikler): Kale Adres: Hacılar Ezanı Mevkii İstasyon Yanı No:2 Edirne Telefon: (0284) 236 55 00 Faks: (0284) 236 55 01 e-mail: yasar220@mynet.com

YAPI DEKOR YAPI MALZEMELERİ & DEKORASYON Kuruluş Yılı: 2000 Kurucusu: Osman Kaykaç Bulunduğu Alan (Kapalı/Açık m2): 40m2 showroom, 40m2 Ofis, 250m2 açık alan depo Çalışan Sayısı: 4 Satışı Yapılan Markalar (Bayilikler): Graniser, Çanakkale Seramik, Bien Seramik, E.C.A., Kütahya Seramik, Serel, Silverline, Weber, Floorpan Adres: Esenyalı, Fatih Mh. Cumhuiyet Cd. N:142 Pendik / İstanbul Telefon: 0216 392 3145 Faks: 0216 392 3312 e-mail: o_kaykac@hotmail.com web: www.yapidekors.com

184

Ocak - Mart 2013 / Sayı 80




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.