2. Uluslar Arası Öğrenci Kongresi

Page 69

SUNULU POSTER: 2

BAĞIMLILIKTA HİPNOZUN YERİ İlyas Memiş, Büşra Orbak, Büşra Gül, Feride Ercan Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem 1 Danışman: Doç. Dr. Sevsen Cebeci

Hipnozu uyku ile uyanıklık arası bir durum, yarı uyku olarak tanımlarlar. Beynin bazı bölgelerinde uyanık bölgeler bulunur ve bunlar hastayla hipnotizör arasındaki teması sağlar. Ronald Shon’ a göre “doğal yoldan bilinçdışına ulaşarak kişinin kapasitesinin tümüne yetişmesi, yeteneklerinin sınırına ulaşmasıdır” buna göre yeteneklerimizin ancak sınırlı bir bölümünü kullanmaktayız. Yani aynı zamanda hipnoz, kişinin sahip olduğu yeteneklerin daha fazla bir bölümünü kullanmasına yardımcı olan bir araçtır. Hipnoz eski bir sanattır, ilk olarak, kutsal kitaplardan önce, büyü, din ve tıp bir ve aynı olduğu zamanlarda dini ayinlerde kullanıldı. Mısır’da kabile rahiplerinin başarılı tedaviler yaptığı uyku tapınakları vardı. Eski Yunanistan’da tıp tanrıları tapınaklarında hayaller gösterilirdi ve şifalar meydana getirilirdi. Hipnotik anestezi; çivili yatakların üzerine rahatça uzanan veya kızarmış kömürlerin üzerinde yalınayak yürüyen Hint fakirleri tarafından yüzyıllardan beri uygulanmaktadır. Eskiden transın kutsal olduğuna inanılırdı. İlk Hristiyan inanışına göre, hipnoz büyücülüğün bir şekli olarak değerlendirildi. Fakat onsekizinci yüzyılın sonuna doğru, neticede faydalı bir tedavi vasıtası olarak tarif ve kabul edildi. Hipnozun bir tedavi aracı olarak tıp alanında bilimsel olarak kullanılması Franz Anton MESMER (1734-1815) ile başlar. Mesmer’in “Yıldızların İnsan Vücudu Üzerine Tesirleri” isimli eserinin yazıldığı tarih (1765) bilimsel hipnotizmanın başlangıcı kabul edilir. Mesmer tarafından, bugün psikosomatik hastalıklar olarak bilinen hastalıkların tedavisinde hipnozun alternatif bir yöntem olarak kullanıldığını görüyoruz. . 1841 yılında Dr. James BRAID, bu alternatif tedavi yönteminin isim babası olmuş ve Mesmer’in manyetizma dediği bu trans haline Hipnoz adını koymuştur. Bu tarih, manyetizma devrinin sonu, hipnotizma döneminin başlangıcı olmuştur. Dr. Braid usta manyetizör La Fontaine’in bir sahne gösterisini izlerken sujenin gözlerinin sabit olmasına dikkat etmiştir. Braid, bu suni uyurgezerlik halinin sujenin gözlerini yormakla mümkün olabileceğini düşünmüştür ve bu konuda denemeler yapmaya başlamıştır. Yaptığı çalışmalarda sujelerin gözlerini parlak bir cisme yönelterek yormaya çalışmış ve başarılı olmuştur. Günümüzde, Amerika Birleşik Devletlerinde, Milton Erickson’un çalışmaları, uygulamaları hipnoza bambaşka boyutlar kazandırmış ve dünya çapında bir ivme kazanmasını sağlamıştır. Erickson’la birlikte, İngiltere ve Amerika’da başlamak kaydıyla dünyanın birçok ülkesinde, hipnozla ilgili pek çok dernek kurulmaya yayınlar çıkarılmaya ve yöntem yaygınlaşmaya başlamıştır. Ülkemizde de hipnozla ilgili birçok dernek ve çalışma platformu kurulmuştur. Hipnoz nasıl tedavi eder? ► Trans sırasında hastanın düşünceleri tamamen terapistiyle olan diyaloğu üzerine konsantre olur. Çevreden gelen diğer bütün duyu uyarıları, kendi içinde oluşan duygu ve düşünceler, genelde devre dışı bırakılır. Bu durumdaki hasta, dışarıdan gelen tek uyarı olan hipnotizörün emir ve telkinlerini yoğun bir şekilde algılar. Algılamalar daha sonra bilinçaltı üzerinde kuvvetli bir istek oluştururlar. Bilinçaltı, kontrolümüz ve isteğimiz dışında çalıştığı için, telkin ve emirler transtan sonra da bastırılamaz ve görevlerine devam ederler. İşte bu etki mekanizması sayesinde posthipnotik emirler uzun bir süre etkilerini sürdürür ve tedavinin başarıya ulaşmasını sağlarlar. Bazı durum-

67


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.