MAD Bülten Sayı 14

Page 92

çabalarının hemen ardından yemeğe koyulduk. Kısa bir süre sonra da tıpkı homurdanan bir denizin dalgalarının kıyıya çarparkenki gürleyişine benzeyen sesler duymaya başladık. Đlk ekibin sesiydi bu. Çoktan bitirmişlerdi mağarayı. Hepimiz yemek yeme telaşına düştük. Süper Erdoğanlar beni şaşırtmaya devam ediyorlardı: Alınan turşuları afiyetle mideye indirdik. Artık sıra bizdeydi. Mağaraya girmek için sabırsızlanıyordu herkes. Ben ise Trophonios'un mağarasına iniyormuşum gibi korkuyordum. Ayaklarım mağaraya giderken bir yandan düşünüyordum: “Su kurbağalarının baş düşmanı su yılanlarından kaçıp kendilerini sudan kıyıya atmalarına mı benzeyecekti acaba bu gidişin sonu? Su fobisi olan biri için acaba fazla iddialı bir mağara mıydı Balatini?” derken “Đradenin istediği yerde bir yol açılır,”dedim, Tolkien'e uyup ve kendimi mağaranın ağzında buldum. Hatta öyle ki Bora'dan almış bulunduğum kırmızı Petzl tulumumla mutlu mesut poz vermeye bile başlamıştım. Ama kesinlikle Bora kadar yaratıcı olamazdım. Tepeye çıkmış, Okay'a birbirinden güzel pozlar veren Bora'yı izliyorduk hayranlıkla. O ne yaratıcı zeka idi, Allah’ım! Eminim hepiniz bayılıp kalacaksınız gördüğünüz pozlara.

devam ediyorduk. Şelaleyi geçmeyi başaran Cengiz, Türk filmlerindeki yakışıklı başrol oyuncuları gibi tepeden bizlere bakıyordu. Elinde bir perlon “Nut, neni nekeceğim,” edalarında bizlere yardımcı oluyordu. Çektiklerini yanına alıyor, sıradaki vatandaşa geçiyordu. Bu sahneden kısa bir süre sonra mutlak karanlığını yapmış, fotoğrafını çekmiş, şelalelerini aşmış mutlu bir ekip olarak kuşların en hızlısı kara çaylağın bile yetişemediği bir hızla mağarayı bitirip kamp alanına döndük.

Fotoğraf: Filiz ASLAN

Fotoğraf: Filiz ASLAN

Ekip üyelerinin gelmesiyle kendimizi mağaraya attık. Bir yandan fotoğraf çekme telaşındaki Kubilay'a yardımcı olmaya çalışıyor bir yandan da botla cebelleşiyorduk. Ülkü kadar artistik takılmasak da elimizden gelen inceliği gösteriyorduk bota binerken. Tüm kollara girip çıkıyor; sarkıtlara, perdelere hayranlıkla bakıyorduk. Sonunda bahsi geçen şelalelere ulaşmıştık. Büyüleyici atmosfer eşliğinde yola

Hazırlanan yemekleri ateş başında olmanın verdiği büyük bir keyifle afiyetle yedik. Sonrasında hoş sohbet eşliğinde Beril'in özenle seçtiği kutsal içeceği, Levent'in el yapımı karışımını ve Okay'ın başarılı çalışmasının ürünü olan içeceklerimizi bir güzel yudumladık. Genelde içecekler Cengiz- Bora- Okay- Havva dörtlüsü arasında el değiştirse de paylaşımcı bir ekip olduğumuz söylenebilir. Ateş başı keyfinden sonra keşif gezilerine devam etmek isteyen Uraz- Filiz- Levent üçlüsüne katılmaya geldi sıra. Küçük yolculuğumuzun ardından Levent'in aklına uyup kamp alanına gerekli malzemelerimizi almaya ve sonrasında süper manzara eşliğinde kahvelerimizi yudumlamaya karar verdik. Kısa bir süre sonra bu 91


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.