KaosGLD72

Page 17

Eşcinsel hareket

Escinsel Kurtulus Hareketinde Kadinlar KAOS GL'li Kadinlar

Kaos Lezbiyen ve Gey Topluluğu kadinlari olarak, kendimizi escinsel kurtulus hareketi ile kadin hareketinin kesisim noktasinda görüyoruz. Süreç içerisinde gözlemlediğimiz üzere Kaos GL Topluluğu bünyesinde, kadin bilincine sahip ya da bu bilinci edinme çabasinda olan lezbiyenler kalmistir. Türkiye'de varolma çabasindaki lezbiyen hareketinin bir kanadi escinsel bilinç ise, diğer kanadi da kadin bilincidir. Escinsel kurtulus hareketi ve kadin hareketi, ataerki ve heteroseksizme karsi ortak söylemlerde bulusur. Kadin bilinci ya da escinsel bilincinden kastettiğimiz, insanin öncelikle kadinlari ve escinselleri kusatan ataerkillik ve heteroseksizmle derdi olmasi, tüm bu kusatilmisliklarimizdan kurtulmak için mücadelenin gerekliliği bilincine sahip olmasidir. Heteroseksüellik, toplumda tek ve gerçek cinsel yönelim olarak dayatilmakta ve evlilik olgusuyla aile kurumunda mesrulastirilarak bireyler için zorunluluk haline getirilmektedir. Böylece heteroseksizm zihinlerde ve pratikte diğer cinsel yönelimlere karsi baski ve yok sayma ile kendisini gösterir. Ataerkillik, toplum tarafindan ezberletilen, öğretilen kadin-erkek rollerini belirler ve heteroseksizmi besler, heteroseksizme dayanir. Sosyallesmenin ilk basamaği olan aile içinde kiz ve erkek çocuklarinin oyunlari ve oyuncaklari yine bu roller çerçevesinde ayristirilir. Ayristirmalarla pekisen toplumsal roller kadinin edilgen, erkeğin etken olduğu tüm yasam pratiklerine hakim olan sistemi yaratmistir. Bu sistem birey birey kadin ve erkekler arasindaki iliskileri belirlediği gibi, tüm toplumsal iliskilere de kendini yansitmaktadir. Dolayisiyla ataerkil ve heteroseksist sistem, toplumdaki genel geçer kurallar çerçevesinde sabitlenerek sorgulanmasi ya da değistirilmesi zor ve uzun süreçleri de beraberinde getirir. Tüm kurallari belirlenmis bir topluma doğan birey için kadin veya erkek olmak, rollerini öğrenip özümseyerek hayata geçirebilmesine endekslenmis durumdadir. Kadin ve erkek cinsiyetinin bu sekilde toplumsal olarak içi doldurulmus haline uyumsuz davranislarda bulunmak ise, toplum

tarafindan dislanma, `doğrudan sapmis' bireyler olarak baski ve yaptirimlarla karsi karsiya kalma biçiminde sonuçlanir. Esit ve demokratik bir yasamin karsisinda ciddi bir engel olan bu sistemi sorgulayabilmek ve herkes için daha yasanabilir hale getirmek adina değistirmeye çabalamak, mücadelenin gerekliliğinin bilincinde olmakla sağlanabilir. Ezilen ve ikinci sinif olan kadinin kendi kendisini savunmasi, ifade etmesi gerekliliği ve muhalif olmasi, toplumdaki konumundan dolayidir. Sadece kadinlar değil, tüm ezilen gruplar sorunlarini ortaya koyarlar ve çözümlerde bunun farkindaliği ile arayis içerisindedirler. Escinsel kadinlar olarak, ataerkinin hem kadinlar hem de heteroseksüel olmayanlar üzerindeki baski ve dayatmalarini yoğun bir sekilde yasamaktayiz. Buna karsin, birbirimizi bulduğumuz, bilinçlendiğimiz ve örgütlendiğimiz tek alanin escinsel hareket olmasinin nedeni, kadin hareketi içindeki heteroseksüel kadinlarla yasadiğimiz iletisim eksikliğinden doğan önyargilardir. Insanlarin herhangi bir alanda hak ve özgürlükler mücadelesi vermesi, onlari doğasi gereği tüm hak ve özgürlüklerin savunucusu haline getirmemektedir. Bu nedenle biz lezbiyen kadinlar olarak kendi sözümüzü üretmek ve güçlenmek için öncelikle escinsel hareket içerisinde örgütlenmemiz gerektiğine inanmaktayiz. Diğer özgürlük mücadeleleri ile ittifaklarin çok önemli olduğuna inaniyoruz. Çünkü toplumsal sorunlar birbirlerinden bağimsiz olmadiği için, sorunlar hiyerarsisi yapmadan hepsini birden ele almanin özgürlük mücadeleleri için çok önemli olduğuna inaniyoruz. Erkeklerin cinsel ve duygusal yasantimizda yer almiyor olmasi aile içinde, isyerinde, okulda, apartmanda vs. kisacasi her yerde ataerkillik ve cinsiyetçilikle karsilasmiyor olduğumuz anlamina gelmiyor. Bizlerin, toplumda kadinlarin yasadiği sorunlardan bağimsiz algilanmasi, hatta bazen politik anlamda kadin sayilmamiz da belki bu nedenle. Unutulmamalidir ki "hiçbir kadin lezbiyen olduğu için tecavüzden kurtulamamistir. " Lezbiyenliğin, ataerkil düzen içinde hakim erkek bakis tarafindan `cinsel fantezi' olarak algilanmasi da, her seyde olduğu

gibi `erkeksiz' bir yasamin kadinlar için mümkün olmadiği görüsünü destekler niteliktedir. Biz kadinlari seven kadinlar olarak, lezbiyen feministler olarak, yasam hak ve özgürlüklerinin yaninda olup savunduğumuz gibi, cinsel yönelimlerimizde de bu özgürlüklerimiz için mücadele ediyoruz. Lezbiyenlik ve geyliği marjinal, siradisi, uçuk kaçik, gelip geçici, fantastik gibi terimlerle tanimlamak değil de, heteroseksüel olmayan bireyleri, bunu yasam felsefelerine ve duygularina yerlestirmis insanlar olarak değerlendirmek doğru olur.

Zaten, escinselliği alternatif ya da eğlence olarak gören ve belki de yasamak isteyen heteroseküellerin bakis açisi ile escinsellerin bakis açilarinin ne kadar farkli olduğu ortadadir. Yasadiğimiz toplumun değerlerine hala baktiğimizda bir ikiyüzlülüğü görebilirsiniz hemen. Çesitli meslek gruplarina ya da üst sinifa karsi bu konuda gösterilen hosgörü ya da görmezden gelmeler de bu çifte standardin baska bir yüzüdür. Oysa ki, kisiye ait olan ve kisiliğinin sadece bir yapi tasini olusturan heteroseksüel olmayan cinsel yönelimlerle, toplumdaki bütün kesimlerde karsilasabiliriz. Çevremizin sadece heteroseksüel bireylerden olustuğunu zannetme yanilsamamiz, heteroseksüel olmayan bireylerin heteroseksist bir toplumda açik olarak yasamasinin zorluğundan kaynaklanmaktadir. Televizyondaki sarkici escinsel olabilir, ama alisveris yaptiği kasabin ya da hastanede kendisine bakan hemsirenin heteroseksüel olmayabileceğini hiç kimse düsünmez. Homofobik olmayin. Bir gün escinsel olduğunuzu fark ettiğinizde ya da en yakin arkadasinizin ya da kardesinizin escinsel olduğunu öğrendiğinizde her seyi sorgulayip, anlayabilmeniz geç olabilir. Farkliliklarimizin biraradaliği ile ortak noktalarda birlesebileceğimiz platformlari yaratmak için sohbet toplantilari, atölye çalismalari, sorunlarimiza ortak çözümler üretebileceğimiz tartisma zeminleri olusturmaliyiz. Kendiliğinden gibi görünüp aslinda gruplarda yer alan insanlarin çabalarina ve ortak duruslarimiza dayanan bir araya gelislerimizi, ortak faaliyetlerde bulunma noktasina tasimaliyiz. Dayanisma ve paylasim, farkli noktalardan yakalayip sürdüregeldiğimiz mücadelelerimize öncelikle niteliksel güç katacaktir.

*Rengin Dergisine gönderilmistir.

KAOS GL Mart - Nisan 2002 Sayı 10 Sayfa 15


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.