Siyah Beyaz Dergisi - 1. Yil Ozel Sayisi

Page 58

Ya sizi denize doðru sürüklerse efendimiz? Yahut denize inen uçurumun korkunç kenarýna götürür de orada aklýnýzý baþýnýzdan alacak baþka bir þekle girerek sizi cinnete sürüklerse? Düþünün bir kere O tepe zaten baþka bir sebep olmasa da dibindeki kulaçlarca derin denize doðru bakýp dalgalarýn gürültü gümbürtüsünü iþiten her insaný hayattan ümit kesme çýlgýnlýðýna kaptýrabilir. Belki de yeryüzüne onun kadar iyi Ýngilizce bilen ve kullanabilen kimse gelmemiþtir. Þiirselliðin çok zor olduðu ve önemli bir deha gerektirdiði Ýngiliz Dili ve Edebiyatý nda sadece kullandýðý dil ile müziðin ruhumuzda yarattýðý duygusallýk etkisini yaratabilen, insanlar yalnýzca kendilerinin hissetmediði acýlarý çekenleri teselli edebilirler diyerek derin duygularý, güçlü heyecanlarý, acýlarý ve sevinçleri dramatik sesten ibaret tutmayýp lirik ses egemenliðine hükmeden gerçekliðin kendisidir. Yýldýzlarý süpürürsün, farkýnda olmadan Güneþ kucaðýndadýr, bilemezsin Bir çocuk gözlerine bakar arkan dönüktür Ciðerinde kuruludur orkestra, duymazsýn Koca bir sevdadýr yaþamakta olduðun, Anlamazsýn uçar gider, koþsan da tutamazsýn Çok eski deðil, 1871 yýlýnda Fransa Auteuil de doðan, William Shakespeare dan sonra en etkili yazarlardan biri olarak itham edilen, çok hareketsiz bir insan olmasýna raðmen içinde taþýdýðý oldukça hareketli hayal gücü, sadece bir arkadaþýnýn kendisine bakýþýndan sayfalar dolusu malzeme çýkarabilmesi, uykuya giriþ evresini otuz sekiz sayfaya sýðdýrmasý, paragraflar uzunluðundaki tek cümleleriyle dikkati çeken, bir satýrý dahi atlatmadan okutabilmeyi saðlayacak kadar akýcý ve yoðun stiliyle sýradan bir yazar statüsünde olmadýðýný kanýtlayan Marcel Proust un varlýðýný, yoðunluðunu ve tarzýný özlemiyor deðiliz günümüzde. Yaþanýlan her þeyin mantýklý açýklamalarý üzerinde durmak yerine, her histen duygusal analizlerle süsleyerek günlük yaþamda yemek yemek, gezmek, ceket giymek gibi olaðan þekilde yaptýðýmýz sýradan eylemlerin bilinçsiz olarak hafýzamýzý tetiklediðini, böylece gündelik yaþamdan yola çýkarak geçmiþimizle ilgili bir çok þeyi aydýnlatabileceðimizi iddia etmiþti. Hayatýný fiziksel yaþamdan ziyade zihinsel anlamda yaþayan, yaþama zihinsel bakmasýndan kaynaklý olarak yengeç burcu olmanýn getirdiði evcimenlik ve duygusallýkla sürekli ilham dolu olmasý, küçük bir odaya kapanarak büyük bir dünyayý yazmasý sonucunda, en basit, en sýradan bir hissin peþine düþüp derinlemesine hissettiði duygularý birbirine geçmiþ halkalar gibi anlatarak felsefi yönünden fazlasýyla örnekler sergilemiþti. Yukarýda bahsi geçenlerle ayný kalite ve derinlikte bir çok yazarýn ismi pekala sayýklanabilir. Ama hepsi için yerimiz yok. Günümüzde onlarýn yarattýðý etkiyi yaratan ve onlarýn üzerine çýkabilecek isimler göremiyoruz. Hani zaman ilerliyordu? Hani ilerleyen zaman insanoðlunu geliþtiriyor ve ufkunu geniþletiyordu? Ýnsan zihni kendi içinde zamandan baðýmsýz olarak büyük bir cevher potansiyeli taþýr. Hangi zamanda yaþandýðý deðil, toplum ve yaþam örgüsünden þiirsel gözlemleri çýkaranlar normal insan silüetinin üzerine çýkabiliyorlar belki de Günümüzde elimize aldýðýmýz bir çok bestseller (en çok satan) kitabýna baktýðýnýzda, onlarýn yukarýda adý geçen isimlerin yazým tarzý ve þiirselliðinin yanýndan bile geçemeyeceðini görürsünüz. Yoksa insan zihni geriye mi gidiyor? Odaklandýðý konular içinde kompleks ve þiirsel geçiþlerin artýk yeri yok mu? Bu tadý alabilmemiz için yalnýzca yukarýda adý geçen 17. yüzyýl insanlarýna mý kalmamýz gerekiyor?


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.