söz

Page 48

tasvir patentas . Tuluu emsin, gurubu emsin okumu lar can na.. Bu hususta yap lacak i , söylenecek söz kalmam bana. Buna ra men, tekrar ederim ki ben: Kalküta'n n damlar üstünde güne güne gibi yükseliyordu. Sokaktan bir sütçü beygirinin nal ve gü üm sesi geliyordu. Benerci sordu: - Saat kaç? - Alt ... Benerci dün ak am geç vakit tahliye edildi. Hapishanenin kap önünde deh etli bir kalabal k onu bekliyordu. er eski sistem bir kafam olsayd , iddia edebilirdim ki, Benerci bu y nlarla insan ebediyyen pe inde sürükliyebilecek kadar onlara yak n, onlar n can nda, onlar n kan ndayd . Benerci'ye arkada lar , d mahallelerdeki apart manlardan birinin en üst kat nda bir oda tutmu lar. Benerci odas na sekiz arkada yla beraber girdi. Bana: - Sen git, biraz dola . Sonra gelirsin, dediler. Apart man n kap önünden, merkez caddelere kadar, k ldanan, ba ran bir insan denizinin ortas nda, her ad mda onun ismini i iterek, dola m. Kalabal k yava yava da ld . Geri döndü üm zaman Benerci'yi odas nda yaln z buldum. Pencerenin önünde duruyordu. Saat gecenin on biriydi. Benerci: - Otur bakal m, dedi. Oturdum. Saatler geçti, saatler geçti.. Bir kelime bile konu mad k. Ve nihayet, lamban n sar beyazlanma a ba lad . Pencereden bakt m: Kalküta'n n damlar üstünde güne yükseliyordu. Benerci sordu: - Saat kaç? - Alt . - Âlâ. - Anlamad m. - Hiç. Dinle. Bu kitab n birinci k sm nda, arkada lar m bana: «Sen bizi satt n,» dediler. Aln mda hâlâ onlar n att ta n izi var. Halbuki ben tertemizdim. Fakat onlar hakl yd . K l kald , kendimi öldürüyordum. Fakat bu halt yemedim. - Öyle. - Bu kitab n ikinci k sm nda, Somadeva'n n ci erleri a ndan geliyordu. Öyle a çekiyordu ki, kendini öldürmek istedi. Fakat o da bu halt yemedi. Bir kamyonun üstünde kal dinlendirmeyi daha do ru buldu, de il mi? - Öyle... - Saat kaç? - Alt buçuk. - Âlâ... Dinle. Ferdin tarihteki rolü malum. Ak n istikametini de tiremez. Yaln z tempoyu h zl la rabilir, yava latabilir. te o kadar. Tarihte fert denilen nesne, keyfiyetin de il, kemiyetin üstüne tesir edicidir. Bütün bunlar senin için, benim için, bizim için bilinen eylerdir. - Do ru. - Öyleyse, bunu imdi benim ahs ma tatbik edelim. Birdenbire durdu. Gözlü ünü ç kard . Mendiliyle camlar sildi. Gözlü ünü takt . Camlar n içinde büyüyen gözleri gözlerimdedir. - Devam et, Benerci, dinliyorum. - Hadisat öyle getirdi ki, ben hareketin muayyen bir inki af merhalesinde muayyen bir rol oyn yan bir fert haline geldim. - Do ru. - Dünden itibaren katar n ba nda gidiyorum. Halbuki fizyolojim berbat.. Kafam elastikiyetini kaybetti. Dönemeçleri zaman nda dönemiyece im. Ellerim lüzumundan fazla titriyor. Ak nt da dümen tutam yacak bir hale geldiler. Ak n temposunu h zl la rmak nerde? Onu yava latmam muhtemeldir. stemeden, irademin d nda, yanl ad mlar ataca m. Biliyorum, hareket belki beni alt ay sonra, bir sene sonra bir safra gibi f rlatacakt r. Fakat o beni f rlat p atana kadar, ben ona fren olaca m. Halbuki ben kemiyette bile, bir sene de il, bir gün bile, irademin nda, bilerekten ona ihanet edemem. Anl yor musun? Diyeceksin ki, yan lm yan yaln z tembellerdir, budalalard r.


Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.