Kadın Dergisi Sayı 41

Page 1

JAAR 5 | NR. 41 | 15 FEBRUARI 2012

P 8 Av latfo. Ya rupa rm r Ş ba ışma iir şla sı dı

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

Emine Erdoğan’ın modacısından

tesettür trendleri Erkeğin hayatında

üç önemli kadın

Mutlu Evlilik

için Altın kurallar

2012

n a d

çocuk modelleri

Beyaz

gelinliğin

tahtı sallanıyor sti: Ayın Te i nasıl z siz Çevreni diriyor? değerlen

ı c a

a m ol

U L T m U u r M o

k ı t Ar

ol

y i l i ab


Artık

Kadın’ın Adı

Hollanda ’da Bir İlk

+31 (0)20 614 53 63

Var

De Stem van de Multi-Culti Vrouw!

Postbus 69026 • 1060 CA Amsterdam • t. +31 (0)20 - 614 53 63 • f. +31 (0)20 - 613 24 23 • info@kadindergisi.nl • www.kadindergisi.nl


Tandartsen praktijk West 5 bestaat uit een groot team die u professioneel tandheelkundige hulp kunnen aanbieden die werkzaam zijn onder de leiding van tandarts F. Alsaid.

Tandartspraktijk West 5, Slotermeerlaan 69 1064 HA Amsterdam T: 020 4473489 • M: 06 52683329 tandartspraktijkwest5@gmail.com

+31 (0)20 614 53 63

Ook bieden wij Kindertandheelkunde, Kronen, Bruggen, Bleken, Mondhygiene, Parodontologie, Zenuwbehandelingen, Kunstgebitten, en Implantologie aan op de praktijk.


4 | KADIN


DOSYA

KADIN | 5


KADIN

YIL / JAAR: 5 SAYI / NUMMER: 41 15 FEBRUARI 2012 İmtiyaz Sahibi / Uitgever Algemeen Directeur Genel Yayın Yönetmeni / Hoofdredacteur Yazı İşIeri Müdürü / Eindredacteur Haber & Araştırma / Nieuws & Onderzoek

Yazarlar / Schrijvers

Reklam Satış Pazarlama / Advertentie

Bu sayıda katkıda bulunanlar Aan dit nummer werkten verder mee Sayfa Tasarımı / Lay-Out Hukuk Danışmanı / Juridisch adviseur Abone / Abonnee

Dağıtım Yazışma Adresi / Post Adres İdare Merkezi / Bezoek Adres

PMG EBUBEKİR TURGUT MÜNEVVER ESRA TURGUT ÖZLEM ÖZYOL, SEVİM HÜLYA GERİLAKAN SELİM TURAN, M. TAHTALI, HATİCE TURGUT M.KÜBRA, MUSTAFA TOGA, FUAT ASLAN EMİNE BOZKURT, FATMA KOŞER KAYA, B. MEERKERK, SADIK YEMNİ, ÖZLEM ÖZYOL, FUNDA MÜJDE, JESSICA MAAS, SELMA COŞKUNER, AV. TENZİLE ERDAL NEVİN ÖZÜTOK, NURAY BOSSINK TUNA, SEMA MARAŞLI, SABAHATTİN UÇAR, NİLÜFER ÇAKIROĞLU SELÇUK ÖZTÜRK T. 020 - 614 53 63 F. 020 - 613 24 23 BURHAN CALLAK, HAYRİYE, BÜYÜKEKEN, SELMA GECİKMEZ, TURGUT OKAN, BANU ÇELİK, KERİME SAHİN, YETER AKIN P-Ajans: info@p-ajans.nl AV. İSMET ÖZKARA HOLLANDA SENELİK 25,00 EURO (PER JAAR) BELÇİKA SENELİK 25,00 EURO (PER JAAR) DİĞER ÜLKELER 60,00 EURO HOLLANDA GENELİ POSTBUS 69026, 1060 CA AMSTERDAM DERKINDERENSTRAAT 108 B, 1061 VX AMSTERDAM T. 020 - 614 53 63 / F. 020 - 613 24 23 INFO@KADINDERGISI.NL / WWW.KADINDERGISI.NL

©2008 PMG YAYINLANAN YAZILARIN SORUMLULUĞU YAZARLARA VE REKLAMLARIN İÇERİĞİNDEN REKLAM VERENLER SORUMLUDUR. DOĞACAK HUKUKİ SORUMLULUK HİÇ BİR ŞEKİLDE DERGİMİZİ BAĞLAMAZ. DERGİMİZDE YER ALAN YAZI, RESİM, KARİKATÜR İSMİMİZ BELİRTİLMEK SURETİYLE KULLANILABİLİR. REKLAMLAR MÜSADE ALINMADAN KESİNLİKLE KULLANILAMAZ. HET IS NIET TOEGESTAAN OM, ZONDER VOORAFGAANDE TOESTEMMING VAN KADIN, DOOR KADIN GEPUBLICEERDE ARTIKELEN, ONDERZOEKEN OF GEDEELTEN DAARVAN OVER TE NEMEN, TE (DOEN) PUBLICEREN OF ANDERSZINS OPENBAAR TE MAKEN OF TE VERVEELVOUDIGEN. OP ONZE AANBIEDINGEN EN OVEREENKOMSTEN ZIJN VAN TOEPASSING ONZE ALGEMENE VOORWAARDEN, WELKE ZIJN GEDEPONEERD BIJ DE KAMER VAN KOOPHANDEL TE AMSTERDAM

10 18 20 22 24 28

Kadın Dergisi Ocak Sayısı Kapağı

66 || KADIN KADIN

inhoud

ISSN: 1574-022638-4014-29 8-13

DOSYA: EMİNE ERDOĞAN’IN MODACISINDAN TESETTÜR TRENDİ

BAKIM : MAKYAJ TEKNİKLERİ BAKIM : CİLDİ NEMLENDİREN BESİNLER

BAKIM: HAMİLELİLİKTE CİLT BAKIMININ ÖNEMİ HABER: ROTTERDAM BAŞKONSOLOSU TOGAN ORAL: TÜRK TOPLUMUNDA BÜYÜK İLERLEME GÖRÜYORUM RÖPORTAJ: AVRUPADA GÜNEŞ GİBİ DOĞACAK BİR ALBÜM HAZIRLIYORUZ


EVLİLİK TERAPİSİ: ERKEĞİN HAYATINDA ÜÇ ÖNEMLİ KADIN

EVLİLİK TERAPİSİ: MUTLU EVLİLİK İÇİN ALTIN KURALLAR

AYIN TESTİ: ÇEVRENİZ SİZİ NASIL DEĞERLENDİRİYOR

MODA: BEYAZ GELİNLİĞİN TAHTI SALLANIYOR

MODA: 2012 ÇOCUK MODELLERİ

46 58 60 66 70 77

SÖYLEŞİ: HOLLANDA’DA BU İŞİ YAPAN TEK TÜRK ŞİRKETİYİZ FIKRALAR

MİZAH: LEYLA İLE ŞİRİN SÖYLEŞİ: ARTIK ACI OLMADAN MUTLU OLABİLİYORUM

MÜZİK: TÜRKİYE, EUROVISION’A SÜRPRİZ İSİMLE KATILIYOR

BULMACA

içindekiler

30 32 34 38 40 44

HABER: 8. AVRUPA ŞİİR YARIŞMASI BAŞLADI


8 | KADIN


EDİTÖRDEN

Sevgiyle Merhaba, Hayatta, sevgisiz hiçbir şeyin anlamı yoktur. Sevgi, saygıyı oluşturur arkasından öz güven gelişir. Sevgi, saygı dolu paylaşım zaten zamanla güveni sağlayacaktır! Her ne kadar da evlilikte paylaşım şart dense de; insanın kadın erkek olsun ayrı bedeni, ruhu, düşünüşleri ve felsefesi vardır. Bunlar ayrı dokunulmazlıkta sürekli korunmalıdır. Aynı şeyi karşınızdaki insandan beklemek yanlıştır. Bu siyaset, hayat, yaşam renklerinin farklılığı gibidir. Evli olmak demek eşinize “Ben griyi seviyorum sende sevmelisin’’ diye zorlama, baskı altına alma olmamalıdır.Beraberlikte üç temel şartın yanında anlayışta çok önemlidir. Ne erkek kadının ne de kadın erkeğin kölesi değildir. Anlayışı önde tutan eşler, evliliklerinde sevgi saygının varlığıyla beraberlik daha güzel olacaktır. Beraberlikte; kişide var olan yetenekler bir birine söylenmelidir.. Bu yeteneklerin eşler tarafından keşfedilmesi kadın veya erkeği son derece mutlu kılar. Bunu kompleks yapıp içinde bildiği halde eşine söylemeyen çiftler ne yazık ki mevcuttur! Bu tür davranışları çocuklarımızdan tutunda tüm ilişkilerimizde dillendirmemiz şarttır. Sevgi saygı derken elbette ki bedensel uyumda çok önemlidir. Sevginin birleşmesi, tensel çekimin huzuru eşlerin vazgeçilmezliği olmalıdır. Fakat tensel beraberlikte bile, sevgi saygı anlayış göz önünde tutulmalıdır. Ne kadar severseniz sevin kesinlikle karşınızdaki sizin gibi değildir ve aynı davranışları göstermek zorunda da değildir. Tıpkı anne ve babanızla sizin aranızdaki farklıklar gibi, arkadaşlarınızla olan bir takım ayrılıklarınızın olduğu gibi.. Bireysel ayrıcalıklar göz önünde bulundurulmalıdır. Fakat bu ayrıcalıklar evlilik uyumunu zorlaştırıyorsa;dostlar evli desin diye değil;siz mutluysanız anlaşabiliyorsanız beraberliğinizi devam etsin. !! Yoksa bu beraberlikten oluşacak sevgi çiçeklerinin hayatını karartmaya hakkımızın olmadığını bilelim. Nedense toplumumuzda evlenmek güzelliği ayrılık güzelliği kadar olumlu karşılanmamaktadır. Nikah masasındaki anlaşmada sanki;’’Ne kadar acı çeksen de, ne kadar uyum sağlayamasan da, kötü alışkanlıklarla dolu eşin olsa da bu iş mezarda biter!!! “ Parolası verilmektedir. Keşke bu gelenek dolu içsel etkileşimdeki egomuzda sevgi temeli göz önünde bulundurulsa! Hiç rastladınız mı?‘ ‘Sevginin bittiği yerde sizinde ilişkiniz bitsin denen bir nikah memurunun konuşmasına’’! Veya anne ve babaların;‘‘Kızım oğlum sevgi ile dolu beraberlik senin olsun , sevginin saygının bittiği günde yine ben buradayım gel, yanıma diyen anne ve babaya rastladınız mı?Belki çok nadir İşte asıl bunlar söylenmeli... Sevgisiz bir beraberlik toplumun her kesimi için eziyetten öteye gitmez. Bu, hem erkek hem de kadın için geçerlidir. Hep toplum mutlu olsun diye! kendimize çocuklarımıza haksızlık ediyorsak bu iyi değil. Beraberlikler kendimize saygıyı unuturcasına olmamalı. Tek taraflı sevgilerde de bu yine aynıdır. Sevgi karşılığında; beslenmiyorsa, saygı sevgiye karışmamışsa o ilişkiye, hatta o dostluğa ”Hoşça kal’’ demenin zamanı gelmiştir.!! Kendiniz için, sevgisiz tüm ilişkilere elveda deyiniz! Günümüzde, insan insana sevgisiz,insan insana değer vermez olmuş. insan insana tahammülsüz olmuş. İnsanlık fedakarlık duygusunu yitirmiş, kendimizi insanlığa adamaktan kaçar olmuşuz. Oysa hayatta fedakarlık varsa aşk da vardır. Bencilliğin olduğu yerde aşk yaşayamaz. İnsanın uğruna kendini adadığı ne bir ideali var, nede bir amacı, nede Ferhat misali uğruna dağları deleceği bir Leyla sı.

Sevgi emektir Sevim Hülya Gerilakan hulya@kadindergisi.nl


DOSYA

Erdoğan’ın modacısı Müslüman kadınların gözdesi Tasarladığımız kıyafetlerin temel ilkesi tesettüre uygun olmasıdır. Dinimizin gerektirdiği gibi muhafazakâr ama aynı zamanda çok şık ve günümüzün modasına uygun olmasına önem gösteriyoruz. Özlem Özyol

10 | KADIN


DOSYA

Tasarladığımız kıyafetlerin temel ilkesi tesettüre uygun olmasıdır Annesi Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde başörtülü tek öğretim görevlisiydi. Başını açmasını söylediler. O da istifasını verdi. Babası aynı üniversitede İslami İlimler Fakültesi’nde dekandı. Örtülü öğrencileri sınıfa almamasını söylediler. O da kabul etmedi ve erken yaşta emekli oldu. Ablası eski milletvekili Merve Kavakçı İslam, o zamanlar tıp fakültesi ikinci sınıfta okuyordu. Başörtüsünden dolayı okula almamaya başladılar. O da 12 yaşındaydı. En sonunda babası Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı Amerika’dan gelen iş teklifini kabul etti.

Emine Erdoğan

O günlerde 12 yaşında olan ve 20 yıl önce başörtüsü sorunundan dolayı ailesi ile birlikte Dallas’a yerleşen Elif Kavakçı artık adından sıkça söz ettirmeye başlayan bir modacı… Elif Kavakçı ile ABD’ye neden gittiklerini, modaya nasıl başladığını ve alanı ile ilgili daha birçok konuyu konuştuk. Başbakan’ın eşi Emine Erdoğan’ı da giydiriyor Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan için de özel kıyafetler tasarladığını ifade eden modacı Elif Kavakçı, ‘’Çok güzel bir tarzı olan Emine Hanım’ın giyimini hayat tarzına göre tasarlıyorum’’ dedi. Emine Erdoğan’ın giyim stilini çok beğendiğini vurgulayan Kavakçı, ‘’Kendine yakışanı giyiyor. Eski Başbakan eşlerine baktığımızda onun çok daha parladığını düşünüyorum’’ diye konuştu. Başbakan Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan için de özel tasarım yaptığını anlatan Kavakçı, ‘’Kendisi sade ve dikkatli seçimler yaparak giyiniyor. Uzun boylu, ince bir hanımefendi olduğu için giydiği kıyafeti kendine yakıştırıyor’’ dedi. Tasarımlarının tamamını Ankara’daki bir terzi dikiyor New York ve Dallas’ın yanı sıra Ankara ve İstanbul’da da ofisleri bulunduğunu anlatan Elif Kavakçı, tasarımlarının tamamını ismini açıklamadığı Ankara’da bulu-

nan bir Türk terzinin diktiğini söyledi. Amerika’daki müşterileri için tasarladığı kıyafetlerin de Türkiye’de dikildiğini bildiren Kavakçı, yaşadığı ülkede Ankara’daki terzisi kadar kaliteli dikiş yapan bir usta bulamadığını vurguladı. Justin Timberlake’in Müslüman olan fotoğrafçısını giydiriyor Aralarında Justin Timberlake’in de bulunduğu pop starların fotoğrafçısı olarak tanınan Nicole Queen’in bir süre önce İslam’ı seçerek Müslüman olduğunu hatırlatan Kavakçı, ‘’ABD’deki

müşterilerim arasında Queen de bulunuyor’’ diye konuştu. Ablası Merve Kavakçı’nın da kıyafetlerini kendisinin tasarladığını dile getiren Elif Kavakçı, ‘’Ablamın kıyafetlerinden etkilenerek onun stilinde giyinen genç kızlar oldu. Hatta bir çok tesettür firması onun giydiği kıyafetlerin benzerlerini üretti’’ dedi. Müşterileri arasında Türkiye’deki bir çok siyasetçi eşinin de yer aldığını dile getiren Kavakçı, ABD’de de Müslüman olmayan bir çok kadının tasarımlarını beğendiğini ve giymek istediklerini söyledi.

KADIN | 11


DOSYA

Tesettürlü kadınların ihtiyaçlarına yönelik tasarımları

ancak tesettürlü birisi yapabilir

Yurtdışında Türk kadınları giyimleriyle hep göze çarpıyor. Tarzları daha çok beğeniliyor. Diğer milletlerden kadınlar herhangi bir örtüyü örtüp çıkabiliyor. İslami olarak vücudumuzu ne kapatırsa onu giyelim diyorlar. Türkler ise uyuma, kaliteye ve tasarıma önem veriyor. O yüzden giydiklerimize imreniliyor. Moda tasarımcılığına nasıl başladınız? Küçüklükten beri hayalimdi. Modaya ilgim çoktu. Aslında Üniversitede işletme okudum. Ama daha sonra yine moda eğitimi aldım. 2007 yılından itibaren de profesyonel anlamda tasarımcılığa başladım. Tesettürlü kadınların ihtiyaçlarına yönelik tasarımları, onu taşıyan birinin gerçekleştirmesi, istenileni yakalamak açısından daha anlaşılır diyebilir miyiz? Tesettürlü kadınların ihtiyaçlarına yönelik tasarımları ancak tesettürlü birisi yapabilir. Çünkü onların ihtiyaçlarını en iyi tesettürlü birisi anlayabilir. Okula giderken, iş yerinde, spor yaparken nelere ihtiyaç duyduğunu bilen birisinin tasarım yapması gerekir. Siz bir modacı olarak, tasarladığınız kıyafetleri hangi çerçevede oluşturuyorsunuz? Temel ilkeniz nedir? Tasarladığımız kıyafetlerin temel ilkesi tesettüre uygun olmasıdır. Dinimizin gerektirdiği gibi muhafazakâr ama aynı zamanda çok şık ve günümüzün modasına uygun olmasına önem gösteriyoruz. TESETTÜR TABİ Kİ HİÇ BİR ZAMAN SPORA ENGEL DEĞİLDİR ABD’de ilk tesettür defilesini düzenleyen modacı sizsiniz. Defileyi önemli kılan bir diğer özellik ise ilk tesettürlü spor kıyafetleri defilesi de olmasıydı. O süreci ve sonrasında yaşanan gelişmeleri bizlerle paylaşır mısınız? 2007 yılında Peacemakers ( Barış yapıcılar) isimli bir kadın organizasyonundan defile tek-

12 | KADIN


DOSYA

KADIN | 13


DOSYA

lifi geldi. Ben bu organizasyonun birkaç toplantısına katılmıştım. Giyim tarzımı çok beğendiklerini söylemişlerdi. Tasarımcı olduğumu, moda eğitimi aldığımı anlatmıştım. Kendi yararlarına bir defile yapıp yapamayacağımı sordular. Ben de büyük bir heyecanla kabul ettim. Hayalimde de olan başörtüsünü tanıtan bir defile yapma fırsatı bulmuştum. 6 ay süren bir koleksiyon çalışması yürüttük. “Covered in Style” (Stile bürünmüş) ismi altında bir koleksiyon hazırladık. Bu koleksiyonun amacı Müslüman kadının gerçek imajını ve yüzünü göstermekti. Bu sebepten dolayı koleksiyonumuzu tanıtanların profesyonel mankenler değil de bu kıyafetleri günlük hayatlarında giyen insanlar olmasını istedim. Amerika’da yaşayan Müslüman aktif kadınları seçtik. Aralarında öğretmenler, doktorlar, profesyonel sporcular vardı. Mesela tekvando kıyafetini giyen genç kızımız gerçek hayatta tekvando yapan siyah kuşaklı bir sporcuydu. Binici kıyafetini giyen hanım, binicilik sporu yapıyordu. Spor eşofmanlarımızı Müslüman bir step hocası podyumda step yaparak sundu. Ben 21. yüzyılın Müslüman kadınının günlük hayatında neler giyindiğini göstermek istedim. Spor yaparken, okula giderken, çalışırken, düğün-davet gibi özel programlarda da giyilebilecek çok farklı konseptlerde kıyafet vardı. Muhafazakar giyinmek isteyen bir kadının hayatı boyunca giyebileceği kıyafetlerin bulunduğu bir koleksiyondu. Ama teset-

14 | KADIN

türlü kadınlar daha çok spor yaparken giyecek kıyafet bulmakta zorlanıyor. Örneğin binici olmak isteyen bir tesettürlü hanımın bu spora uygun bir kıyafet bulması çok zordur. Ben ata binmeye başladığımda cok zorlanmıştım. Piyasada tesettürlü bir kadının giyebileceği binici kıyafeti olmadığı için, ben de kendim tasarlamaya karar verdim. Böylece dünyada ilk tesettürlü binici kiyafetini tasarlama imkanını kazandım. Sizce tesettür spora engel midir? Dünya Olimpiyatlarına katılan tesettürlü sporcular için kıyafet açısından halen devam eden bir sorun var mı? Bu konuda çalışmalarınız neler? Tesettür tabi ki hiç bir zaman spora engel değildir. Olimpiyatlarda birçok tesettürlü sporcunun rahatlıkla yarışmalara


DOSYA

katıldığını gördük. Spor kıyafetler tasarladık. Özellikle spor yaparken tesettürlü hanımların kullanabileceği pratik, rahat ve hareketlerden etkilenmeyecek bir başlık tasarladık. Tesettür markalarının tarzını nasıl buluyorsunuz? Kaliteleri ve çizimler açısından bana yönelik değiller. Çoğu tesettürlü insanın da öyle düşündüğünü görüyorum. Giyiniş tarzı ülkeden ülkeye hatta bölgeden bölgeye değişebiliyor. Siz tasarımlarınızı hazırlarken günlük hayat, özel toplantılar v.s hangisine ağırlık veriyorsunuz? Ben couture, yani kişiye özel çalışıyorum. Müşterimin ihtiyacına, isteğine göre kıyafet tasarlıyorum. Müşterim bir iş kadınıysa ve benden iş yerine giyebileceği bir koleksiyon hazırlamamı istiyorsa ona göre çalışma yapıyoruz. Başka bir müşterimin özel bir davette giyeceği gece kıyafetine ihtiyacı varsa ona göre bir tasarım yapıyoruz. Eğer defile için bir koleksiyon hazırlıyorsak o zaman da defilemizin konseptine uygun bir çalışma gerçekleştiriyoruz. BEN KESİNLİKLE TESETTÜRÜ VE BAŞÖRTÜSÜNÜ MODERNİZE ETMEYE ÇALIŞMIYORUM. Kendinize özel bir tarzınız var. Tasarımlarınız da mı böyle? Değişik başörtüsü tarzlarından hoşlanıyorum. Benim tarzım dediğim kasket. Beyaz kasket ve beyaz başörtüsü. Çok

aktif bir hayatım var. Beyaz kasketimi uzun bir tunikle ve jeanla giydim mi tamam. Hemen dışarıya çıkabilirim. Özel bir toplantıya gidiyorsam daha değişik giyinirim. Ama herkes böyle olmak istemeyebilir. Ablam Merve’yi ben giydiriyorum. Mesela şapka kullanmaz. Başörtüsünü tercih eder. Başörtüsünde sade, desensiz modelleri tercih ederim. Elif Kavakçı Couture’nin kişiye özel tasarımlar yapmasının ötesinde bilindik tesettür markalarından farkı nedir? Tesettürde, sınırları aşmadığımız sürece, yani kol ve etek boyu kısa olmadı-

ğı ve dar olmadığı sürece nasıl olacağı size bağlı. Ben kesinlikle tesettürü ve başörtüsünü modernize etmeye çalışmıyorum. Pratik ve şık şeyler tasarlıyorum. Tasarımcı kişinin ruhu, karakteri önemli. Çünkü örtülü ve muhafazakar giyinmek isteyen kadınların yaşam tarzını ve neler istediklerini bence sadece örtülü bir bayan bilebilir. Okula giderken, işyerinde, spor yaparken nelere ihtiyaç duyduğunu bilen birisinin tasarım yapması gerekir. Ancak o zaman tesettür markaları daha çok insana ulaşabilir. Yurtdışında Türk kadınları giyimleriyle hep göze çarpıyor. Tarzları daha çok beğeniliyor. Diğer milletlerden kadınlar herhangi bir örtüyü

KADIN | 15


DOSYA

örtüp çıkabiliyor. İslami olarak vücudumuzu ne kapatırsa onu giyelim diyorlar. Türkler ise uyuma, kaliteye ve tasarıma önem veriyor. O yüzden giydiklerimize imreniliyor. Türkiye’dekilerin giyimleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Özellikle yazın daha çok fark ediyorum, kol ve etek boyları çok kısalmış. Örtülü genç kızların kollarının ve bacaklarının gözüktüğünü gördüm. Şoke oldum. Eskiden böyle değildi. Dedim herhalde uygun şeyler bulamıyorlar. Sonra böyle giyinmek moda olmuş dedim. Bir de acaba başörtüsü engel oldukça yavaş yavaş taviz mi veriliyor diyorum. Bunu düşünmek bile beni çok üzüyor. Çünkü tesettür sadece başı örtmek değil. Tesettür markalarının tarzını nasıl buluyorsunuz? Kaliteleri ve çizimler açısından bana yönelik değiller. Çoğu tesettürlü insanın da öyle düşündüğünü görüyorum.

16 | KADIN

ABD’ye yerleşmeniz hep tartışma konusu oldu. Ama bu zorunlu bir gidişti diyebiliriz sanırım. Şimdi yaşamınız orada nasıl devam ediyor? Modacılık dışında neler yapıyorsunuz? 20 yıl önce başörtüsü sorunundan dolayı ailece Dallas’a taşındık. Annem Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde başörtülü tek öğretim görevlisiydi. Başını açmasını söylediler. O da istifasını verdi. Babam da aynı üniversitede İslami İlimler Fakültesi’nde dekanken örtülü öğrencileri sınıfa almamasını söylediler. O da kabul etmediği için bir süre sonra erken yaşta emekliliğe ayrılmaya mecbur bırakıldı. O da bir mağdur. Ablam Merve de tıp fakültesi ikinci sınıfta okuyordu. Başörtüsünden dolayı okula almamaya başladılar. Ben 12 yaşındaydım o sıralarda. Babam ileriye yönelik baktığı için Amerika’dan gelen iş teklifini kabul etti. Bir kapı kapanınca Allah başka güzel bir kapıyı açıyor. İstediğimiz ortama istediğimiz şekilde girebildiğimiz için eğitimimiz bittikten sonra da Dallas’ta yaşamı-

mıza devam ettik. Amerika’da yaşayan Türkler olarak hayatımıza devam ediyoruz. Modacılık dışında uzun zamandır yazarlık yapıyorum. Ala Guzel Yasam Dergisinde ve sitesinde yazılarım yayınlanıyor. Onun dışında da modayı ve yazmayı cok sevdiğim icin HijabiTopia (www.hijabitopia. com) isimli bir blog’a başladım. Bildiğiniz gibi “Hijab” tesettürün enternasyonal arenadaki ismi. “Topia” da Ütopya dan geliyor. Yani Tesettürlü Utopia anlamını taşıyor. Blogumuzda tesettür, moda, ve arkadaşlık üzerine yazılar yazıyoruz. Tasarımlarınıza nasıl ulaşılabilir? Couture çalıştığımız için randevuyla kişiye özel çalışma gerçekleştiriyoruz. Bütün müşterilerimizin ulaşabileceği Comfijab isimli pratik başlığımızı da sipariş üzerine temin ediyoruz. İlgilenen hanımlar KAVAKCI COUTURE sitemizden bize ulaşabilirler.


DOSYA

KADIN | 17


BAKIM

Makyaj teknikleri Döndü Yılmaz Güzellik uzmanı

Makyaj yapmayan kadın var mı? Tabii ki yok! Kimi ara sıra, kimi her gün, kimi bolca, kimi belli belirsiz ama illaki makyaj yapar. Makyajı doğru bir biçimde uygulamazsanız, istediğinizden çok farklı kötü bir görünüm verebilirsiniz. Elbette, makyajın vazgeçilmez beşlisi de yakından tanınır; fondöten, pudra, allık, rimel ve ruj. Fondöten, pudra, allık, rimel ve ruju doğru uygulama teknikleri nelerdir? Renk seçiminde nelere dikkat etmek gerekir? İşte size profesyonellerden makyaj sırları.

FONDÖTEN Fondöten, yüzünüze pürüzsüzlük sağlar ve onu makyaja hazırlar. Düzgün görünümlü bir ten ve makyajda başarılı bir sonuç için fondöten seçimi çok önem taşır. Kullandığınız fondötenin yapısı ve rengi cildinizin tipine ve rengine uygun olmalı; cilt renginizden daha açık bir fondöten rengi seçmek daha doğru olur. Fondötenin her zaman temiz ve nemlendirilmiş cilde uygulanması gerekir.

18 | KADIN

Uygulama Kompakt fondöten dışında tüm fondötenleri sürerken parmak uçlarınızı kullanın. Elin ısısı fondötenin akıcılığını artırdığı için hem cilde yedirmek daha kolay olur hem de dayanıklılığı artar. En önemlisi daha doğal bir görünüm sağlar. Fondöteni alnınıza, burnunuza, yanaklarınıza ve çenenize benek benek sürün. Az miktar ile başlayın, gerekirse ilave edersiniz. Çok fazla miktar, sürülmeyi zorlaştıracağı gibi maske et-


BAKIM kisi de yaratır. Cildinize parmaklarınızla basınç uygulayarak ortadan kenarlara doğru tüm yüzünüze yayın. Boyun ve kulaklara doğru rengi iyice yedirin. Yüzde renk bütünlüğü sağlamak için göz kapaklarınızın üzerine ve gözün alt kısmına da ( kirpiklere değmeden ) sürün. Profesyonel bir sonuç istiyorsanız, nemli bir sünger ile yüzün dışına doğru fondötenin üzerinden geçin. Diğer uygulamalara geçmeden önce fondötenin cildinize iyice oturması için bir süre bekleyin. Fondöteni yeni sürmenize rağmen sivilce veya göz altı halkaları tam kapanmamış olabilir. Bir kapatıcı (concealer ) ile bu hataları düzeltmek gerekir. PUDRA Pudra, makyajın vazgeçilmezidir. Teni matlaştırır, bütünlüğü sağlar ve fondöteni sabitler. İki türü vardır: Toz pudralar, çok ince ve hafif bir yapıya sahiptir; fondöteni matlaştırır ve şeffaf bir görünüm sağlar. Kompakt pudralar ise, taşınma ve kullanım kolaylığından dolayı daha çok tercih edilir. Makyajı sabitlemek ve gün boyu rötuş yapmak için idealdirler; toz pudralara göre daha pudralı bir sonuç verirler. Uygulama Toz pudra kullanıyorsanız uygulama için pudra ponponu tercih edin. ( Ponpon yoksa, bir pamuk pedin arasını açıp biraz toz pudra koyarak geçici bir ponpon yapabilirsiniz. ) Pudrayı hafif vuruşlarla, tüm yüzünüze uygulayın. Daha sonra, büyük bir fırçayla fazlalıkları alın. Kompakt pudra için fırça kullanmak en uygunudur. Pudrayı uygularken fırçayı yüzünüzde hızlı hareketlerle sağdan sola ve yukarıdan aşağıya dolaştırın. Böylece pudra yüzünüze eşit olarak dağılacaktır. ALLIK Allık, yüze mutlu bir görünüm verir ve cilde canlılık kazandırır. Göz ve dudaklar arasındaki renk dengesini koruduğu için seçtiğiniz rengin ruj renginizle uyumuna özen gösterin. Uygulama Gülümseyin ve allığı yanağınızın en yüksek noktasına sürün. Yoğun görünmemesi, ayrı bir bölüm gibi durmaması için rengi azar azar ve fırçadaki fazlalıkları üfleyerek uygulayın. Yüzün dışına doğ-

ru, dairesel ve hafif hareketlerle uygulamayı sürdürün. Görünümde bütünlük sağlamak için, fırçanızı burun ucu, çene ve alnınıza da hafifçe dokundurun. Renginiz çok koyu veya yoğun kaçtıysa ten renginizden daha açık bir pudra ile yoğunluğu azaltın. RİMEL Rimel, bakışlarınıza yoğunluk, anlam ve güç kazandırır. Yorgun görünümü bir anda yok eder, canlılık verir. Seçtiğiniz rimelin özelliğine göre, kirpiklerinizi uzatabilir, kıvırabilir ya da onlara hacim kazandırabilirsiniz. Seçim sizin! Rimelinizin fırçasını düzenli olarak temizleyin. Böylelikle daha önceki kullanımlarınızdan kalmış olan artıklar kirpiklerinizin üzerinde topçuklar oluşturmaz. Uygulama Rimelin iyi tutması için kirpikleriniz temiz ve kuru olmalı. Eğer lens kullanıyorsanız, rimeli sürmeden önce lenslerinizi takmayı unutmayın. Uygulamaya üst kirpiklerden başlayın. Aşağıdan yukarı yani köklerden uçlara doğru fırçayı sürekli döndürerek ilk katı sürün. Kirpiklerinizin kurumasını bekleyin, daha sonra ikinci katı uygulayın. Alt kirpiklerinize hacim kazandırmak istiyorsanız, fırçayı kirpik diplerinde yatay olarak gezdirin. Eğer uzun görünsünler istiyorsanız, fırçayı dik olarak tutup kir-

pikleri tek tek boyayın. Kirpik fırçası ile fazlalıkları alın ve kirpikleri birbirlerinden ayırın. Uygulama sırasında göz çevrenize rimel bulaştırdıysanız bir kaç saniye bekleyin ve bir pamuklu çubuk yardımıyla temizleyin. RUJ Makyajı tamamlayan son dokunuştur. İyi uygulanmış bir ruj yüzünüzü anında canlandıracak hatta gözlerinizin parlaklığını bile vurgulayacak güçtedir.Renk seçiminiz zevkinize, kıyafetinizin rengine ya da moda renklere göre değişse de dudaklarınızın biçimini de göz önünde bulundurmalısınız. Dudaklarınız dolgunsa, yumuşak tonlarda mat rujları tercih edin. İnce ise, koyu renkli parlak rujlar kullanın. Uygulama Rujunuza uygun renkte bir dudak kalemi ile ortadan uçlara doğru dudaklarınızı çevreleyin. Dudak kaleminizin ucu iyice açık olmalı. Dudağınızın her tarafını kalemle doldurun. Böylece hem rujunuzun ömrü uzayacak hem de silinmeye başladığında dudaklarınız cansız görünmeyecektir. Artık rujunuzu sürebilirsiniz. Uygulamayı fırçayla yaparsanız daha iyi sonuç alırsınız. Kalıcılığını artırmak için ilk katı sürdükten sonra fazlasını kağıt mendille alın ve ikinci katı sürün. Sağlıklı ve bakımlı günler dileğimle...

KADIN | 19


BAKIM

Cildi nemlendiren besinler Uzmanlar, zorlu kış şatlarında, ısının düşmesi, soğuk ve rüzgârlı hava yüzünden yaşanan cilt kuruması sorununa karşı alınması gereken önlemleri sıraladı. Cildin dökülmesi ile başlayan ve bazı cilt hastalıklarına bile sebep olan cilt kurumasına karşı uzmanlar, “Kış güneşinden korunun, beslenmenize dikkat edin, cildinize uygun nemlendirici seçin” uyarısında bulundu. Memorial Tıp Merkezi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Zerrin Baysal soğuk havalarda cilt sağlığı hakkında önemli bilgiler verdi. Kış aylarında daha hassas hale gelen, dayanıksızlaşan deri, soğuk havalarda kan dolaşımının da yavaşlaması sonucunda kuruyabileceğini aktaran Baysal, genetik olarak hassas cilde sahip kişilerde bulguların daha artacağı ve atopik egzama, sedef hastalığı, pruritus, kserotik egzema gibi hastalıkların başlayabileceğini ifade etti. RUHSAL DURUM DA DERİYİ ETKİLER Derinin, sert kış koşullarından fiziksel olarak etkilendiği gibi, ruhsal olarak da etkilenebileceğini belirten, Baysal, “ Kışın gelmesi hafif bir depresyona, harekette kısıtlılığa, metabolizmada yavaşlamaya yol açar. Bunların sonucunda ışıldaması azalmış, matlaşmış, tonunu kaybetmiş, gözenekleri genişlemiş ve komedonları artmış bir cilt ortaya çıkar.” Dedi. Gerekli önlemlerin alınması halinde kış mevsiminde bile sağlıklı bir cilde sahip olmanın mümkün olduğunu dile getiren Zerrin Baysal, “Sıklıkla yıkanmak ve yıkanırken çok sıcak su kullanmak deri yağlarını azaltarak derinin daha fazla kurumasına neden olur. Deri kaşınır, kızarır, hatta

20 | KADIN

kuruluk egzaması gelişebilir. Banyo sırasında kullanılan ürünlerin kremli olması, özel banyo yağlarının kullanılması ve banyo sonrasında deri nemli iken bir nemlendirici balsamın tüm vücuda uygulanması cilde ihtiyacı olan nemi kazandıracaktır. Soğuk havadan daha az etkilenmek için, dışarı çıkarken, güneş koruyucu özelliği olan bir nemlendirici kullanılmalıdır. Ayrıca mümkün olduğu kadar açıkta kalan bölgelerin şapka, gözlük, eldiven, atkı ile örtülmesi gerekir. CİLT SAĞLIĞINIZ İÇİN BESLENMENİZE DİKKAT EDİN Cilt sağlığı ve güzelliğinin sağlıklı beslenmeyle yakından ilgili olduğunu belirten Baysal, “Bol su içmek, taze meyve

ve sebze tüketmek, ceviz, fıstık, fındık, kuru kayısı ve havuç yemek cildin ekstra nemlenmesini sağlayacaktır.” Şeklinde konuştu. Yünlü ve sentetik kıyafetlerin deriyle direkt temasının engellenmesi ile kaşıntı ve kuruluğun azalacağını aktaran Baysal, özellikle yüzdeki kuruluk, morluklar ve torbalaşma gibi sorunlar için hekime danışarak uygun nemlendiricinin kullanılması gerektiğini aktardı. “Yüzdeki kuruluk, gözaltındaki morluklar, torbalaşma ve matlaşma kişiyi daha yaşlı göstereceğinden uygun bir nemlendirici kullanmak vazgeçilmez olmalıdır. Kişinin deri özelliğine göre kullanılacak nemlendirici seçimi mutlaka hekime danışılarak seçilmeli, uygun olmayan ürünlerin deriye daha da zarar vereceği unutulmamalıdır.”


Kilden Gelen Güzellik Başta ülkemiz olmak üzere birçok ülkede yoğun ilgi gören Dermo Kil, çok ideal fiyatlarla Saç, cilt ve vücut bakımına yönelik 28 çeşit bakım ürünüyle şimdi Hollanda’da

HİYJENLE GELEN TEMİZLİK

DERMO NATURAL - Jan Evertenstraat 49 Winkel, 1057 BN Amsterdam Tel: 020 845 72 75 • 0631778249 / Fax: 020 845 75 40

Güzelliğinize güzellik katmaya ne dersiniz?

Biz farklıyız!

+31 (0)20 614 53 63

İşte imkan!

Modern marka iç çamaşırlarını çok uygun fiyatlara sizlere sunuyoruz...

• Profosyonel Zenix ürünleri • Kişisel bakım ürünleri • Cilt bakım ürünleri • Saç şekillendiriciler


BAKIM

Hamilelikte

cilt bakımının önemi Hamilelikte cilt bakımı önem verilmesi gereken bir durumdur. Hamilelikte cilt bakımı hakkında bilmeniz gerekenler nelerdir? İşte cevabı: Gebelik anne adayı olan bir kadın için önemli bir evredir. Yemesine içmesine dikkat ettiği gibi cildine de dikkat etmelidir. Nitekim hamilelikten en çok etkilenen bölgelerden biride cildimiz olmaktadır. Cildinizin nefes alması bu dönemde normal dönemden daha önemlidir. Bu yüzden yatmadan önce makyajınızı mutlaka iyi bir şekilde temizlemeli ve günlük nemlendirme işlemini gerçekleştirmelisiniz. Öncelikle hamile kadınlar gebelik döneminde düzenli banyo yapmayı alışkanlık edinmelidir. Gün aşırı yıkanmalı cilt temizliği açısından önemlidir. Çünkü gebelikte ter bezleri normalden daha fazla çalışır. Dolayısıyla daha fazla terlenmektedir. Ne çok sıcak nede soğuk suda banyo yapılmalıdır. Ilık sudan biraz daha sıcak bir su derecesi ayarlanmalıdır. Banyo süreside en fazla yarım saat olmalıdır. Hamilelikte etkilenen bölgelerden biride göğüslerdir. Gebelik nedeniyle büyür ve genişleme meydana gelir. Dolayısıyla bir takım çatlamalar gerçekleşebilir. Bunu önlemek için ise, banyo sonrası bir takım şenlendiriciler ve çatlaklara karşı kremler kullanılabilir. Kalça ve bacaklarımızda da önemli derecede değişmeler meydana gelir. Çatlaklar burda da baş göstermektedir. Bunun içinde bir takım yağlardan hazırlanmış nemlendirici maskeler uygulanabilir. Özellikle badem yağı tavsiye edilir. Ve son olarak tabi ki göbek bölgemiz vücudumuzda en fazla gerilen cilt bölgesi olan göbek bölgesi içinde bazı nemlendiriciler kullanılmalıdır. Yine badem yağını bu bölgeye de uygulayabilirsiniz.

22 | KADIN


Laser ve epilasyonda şok kampanya! Bayan Çene-dudak üstü-boyun Favori Koltuk Altı Bikini Bölgesi Yüz Komple Kol Komple Bacak

€ 20,00 € 25,00 € 45,00 € 60,00 € 50,00 € 140,00 € 200,00

Bay Yanak Ense – Boyun Omuz Karın – Göğis Komple Kol Komple Sırt Komple Bacak

€ 20,00 € 35,00 € 100,00 € 100,00 € 150,00 € 175,00 € 200,00

Vücuttaki başka bölgeler için fiyat alınız

İndirimlerimiz 2012 Aralık ayına kadar sürecektir! Bayan • Komple bacak • Komple bikini • Koltuk altı bölgesi • Dudak üstü

Bay • Komple sırt • Ense • Omuz • Üst kol

€ 259,-

€ 219,-

Bizde topuz yaptıran gelin adaylarına ücretsiz üst dudak epilasyonu Çalışma saatleri: Pazar hariç her gün 10:00 - 18:00 arası açığız Pazar günleri erkekler için randevüyle hizmet vermekteyiz.

KADIN | 23


HABER

“Türk toplumunda büyük ilerleme görüyorum”

ROTTERDAM – Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, Hollanda’daki Türk toplumunda çok büyük ilerleme gördüğünü belirtti. Düzenlediği sohbet toplantısında Türk basını ile bir araya gelen Rotterdam Başkonsolosu, dünyada değişen dinamiklerin farklı ihtiyaçları ortaya çıkardığını ve Hollanda’daki Türk toplumunun bu ihtiyaçlara uygun şekilde örgütlenmesinin sevindirici olduğunu söyledi. Togan Oral, Hollanda’da yabancıların seçme ve seçilebilme hakkına sahip olmalarının da bu olumlu gelişmede önemli rol oynadığını ifade etti. Rotterdam Başkonsolosu, “Siyasetin olduğu yerde dinamizm oluşur. Herkes kendi fi-

24 | KADIN

kirleri doğrultusunda örgütlenmeli. Sivil toplum kuruluşları arasında tatlı rekabet olabilir. Önemli olan ortak hedefler üzerinde birleşmektir” ifadesinde bulundu. Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerin 400’üncü yılı kutlamalarına da değinen Rotterdam Başkonsolosu Togan Oral, yıl boyunca sürecek olan etkinliklerin Türkiye’nin Hollanda’nın gündeminde olmasını sağlayacağını kaydetti. Muavin Konsolos Aslin Savran’ın da katıldığı toplantıda Başkonsolos Togan Oral, “Bu yıl Hollanda’daki Türk toplumunun bilinirliğinin artacağı bir yıl olacaktır” dedi. © InterAjans

Hollanda’da burka yasağı İçişleri Bakanı Liesbeth Spies, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamada, hükümet üyelerinin, yüzü tamamen kapatan giysilerin kamuya açık alanlarda giyilmesine yasak getiren öneriye onay verdiğini söyledi. Danıştay’ın bu konuyla ilgili daha önce dile getirdiği yasağın din özgürlüğüyle bağdaşmayacağı yönündeki görüşünü incelediklerini ve bazı noktalarda hemfikir olmadıklarını kaydeden Spies, bu yüzden Danıştay’ın görüşünü takip etmediklerini ifade etti. Hükümetin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin kamu düzeninin çıkarları söz konusu olduğunda, din özgürlüğü konusunda sınırlı kısıtlama tanıdığı görüşünde olduğu bildirildi. Parlamentonun alt kanadı Temsilciler Meclisi ve üst kanadı Senato’da kabul edildikten sonra yürürlüğe girecek yasa önerisine göre, yasağa uymayanlar 380 avro para cezasına çarptırılabilecek. Toplumda “burka yasağı” olarak da adlandırılan değişiklik önerisi, aşırı sağcı Geert Wilders’ın lideri olduğu Özgürlük Partisi’nin (PVV) dışarıdan desteklediği, Liberal Parti’yle (VVD) Hristiyan Demokratlar Birliği’nden (CDA) oluşan azınlık hükümeti programında da yer alıyordu.


HABER

Hollanda Kraliçesi’nden başörtüsü savunması

Abu Dabi’de bir cami ziyaretinde başörtüsü takan Hollanda Kraliçesi gelen eleştiriler üzerine bir açıklama yaptı Hollanda Kraliçesi Beatrix’in Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretinde çekilen başörtülü fotoğrafları ülkede tepkilere yol açınca Kraliyet Sarayı tarafından resmi bir açıklama yapıldı. Açıklamada Kraliçe’nin Abu Dabi ziyareti kapsamında bir camiye giderken Müslümanların inançlarına saygı göstermek adına başörtüsü taktığı belirtilerek kadınların camiye girerken başlarını kapatması gerektiği hatırlatıldı. Kraliçe’nin cami

davetini reddetmesi ya da camide başörtüsü takmamasının Müslümanlara ve İslam inancına saygısızlık olacağının vurgulandığı açıklamada kraliçenin kilise ve katedral ziyaretlerinde de buralara uygun kıyafetler giydiği belirtildi. Kraliçe Beatrix, iki günlük bir ziyaret için Birleşik Arap Emirliklerine gitmiş ve başkent Abu Dabi’de Şeyh Zayid Camii’ni de gezmişti. Kraliçe’nin burada başörtüsü takması, ülkede eleştirilere sebep

olmuştu. Muhalifler, İslam’ın kadını ezen uygulamalara sahip olduğunu iddia ederek kraliçenin de başörtüsü takarak bu uygulamalara destek verdiğini savunuyor.

Yabancı evliliğe bakış, aile bağının gücüne bağlı Çocuğun farklı kültürden biriyle evlenmesi konusundaki düşüncelerde aile bağının önemli rol oynadığı belirlendi. Aile bağı güçlü olan ailelerin yabancı evliliğe sıcak bakmadıkları sonucuna varılan araştırmaya göre, Hollandalılar özellikle Faslı bir damada tepkililer. Utrecht Üniversitesi’nden Willem Huijnk doktora tezinde, fertler arasındaki bağların güçlü olduğu ailelerin ‘yabancıyı’ aile dışında tutmaya çalıştıklarını savundu. Bunun hem Hollandalı, hem de yabancı aileler için geçerli olduğu sonucuna varan araştırmacı, Hollandalıların en çok Faslılara, en az da Surinamlı ya da Antillilere tepkili olduklarını belirledi.

8 bin Hollandalı ile 1400 yabancı arasında yapılan araştırmaya göre, Antilliler ile Surinamlılar çocuklarının farklı kültürden biriyle evlenmesine Türk ve Faslılara göre daha sıcak bakıyorlar. 2009 yılında yapılan bir araştırma, Hollandalıların yaklaşık yüzde 25’inin çocuğunun “yabancı evlilik” yapmasını istemediğini ortaya koymuştu. Hollandalıların kız ve erkek çocukları arasında bu konuda ayrım yaptıkları da gözlendi. Yabancı damat adayına sıcak bakılmazken, yabancı gelin adayına daha hoşgörülü davranıldığı saptandı. Bunda babaların kızlarını koruma içgüdülerinin önemli rol oynadığının düşünüldüğü belirtildi.

KADIN | 25


HABER

2012 Türkiye ile Hollanda dostluk yılı olacak İki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı sene boyunca geniş katılımlı etkinliklerle kutlanacak -Kutlamaların resmi açılışını Cumhurbaşkanı Gül yapacak. Türkiye ile Hollanda arasında başta ekonomik olmak üzere birçok alanda iyi bir seyir izleyen işbirliğinin 2012’de, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yıl dönümü dolayısıyla daha da ilerletilmesi bekleniyor.

D

iplomatik ilişkilerin 400. yıl dönümü her iki ülkede sene boyunca yapılacak farklı kültürel, sanatsal, siyasi, ekonomik ve sportif etkinliklerle kutlanacak. Kutlamalar çerçevesinde karşılıklı üst düzey siyasi ziyaretler de planlanıyor. Etkinliklerin temel amacı iki ülke arasında 400 yıla dayanan köklü ilişkileri daha da sağlamlaştırmak. İlk büyükelçi Cornelis Haga Türkiye-Hollanda diplomatik ilişkileri 1 Mayıs 1612’de Hollanda Büyükelçisi Cornelis Haga’nın Osmanlı İmparatorluğu’nda göreve getirilmesiyle başladı. Bu tarih aynı zamanda Hollanda Kraliyeti ile Osmanlı İmparatorluğu arasında ticari ilişkilerin başlamasının dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Temelleri 1612’de atılan ticari ilişkiler bugün en yüksek seviyeye ulaşmış durumda. Cumhurbaşkanı Gül Hollanda’ya gelecek 400. yıl kutlamaları iki sene önce Hollandalı yetkililerin teklifiyle gün-

26 | KADIN

Kraliçe Beatrix, İstanbul ziyaretinde Oya Eczacıbaşı ile İstanbul Modern Müzesi’nde.

deme geldi. Türkiye’nin de teklife sıcak bakması üzerine 2 Şubat 2011 tarihinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Hollandalı mevkidaşı Uri Rosenthal tarafından Ankara’da bu konuda iyi niyet beyanı imzalandı. Ardından her iki ül-

kede oluşturulan ulusal koordinasyon komiteleri karşılıklı yapılacak ziyaretlerle etkinlikleri belirlemeye başladı. Kültürel, sanatsal, siyasi, ekonomik ve sportif alanları kapsayan etkinliklere yeni yılla birlikte başlanması planlanıyor. Sivil


HABER

toplum örgütlerinin ağırlıklı rol alacağı etkinliklerin en büyük ayağını ise her iki ülkeden yapılacak karşılıklı resmi ziyaretler oluşturacak. Kutlamaların Şubat ayı ortalarında Hollanda’ya gelmesi beklenen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ziyaretiyle başlaması planlanıyor. Etkinliklerin resmi açılışı ise baharda Hollanda’ya gelecek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Hollanda Kraliçesi Beatrix’in katılımıyla gerçekleşecek. 2012 boyunca her iki ülkeden bakanlık düzeyinde üst düzey başka ziyaretler de planlanmakta. Amaç ilişkileri daha da geliştirmek İki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesinin planlandığını belirten Türkiye’nin Lahey Büyükelçisi Uğur Doğan, kutlamaların, 400 yıl gibi sağlam bir geçmişe dayanan bu ilişkilerin daha da derinleştirilmesi ve pekiştirilmesine katkı yapacağını söyledi. Uzun zamandır kutlamalarla ilgili yoğun bir mesai harcayan Büyükelçi Doğan, etkinliklerle ilgili verdiği bilgide, “Kutlamalar iki ülke arasında kalıcı işbirliği ve sürdürülebilir ortaklıklar kurulmasına ve nihayet ülkemizin AB üyelik sürecine katkı sağlanmasına imkan verecek önemli bir halkla ilişkiler ve kamu diplomasisi etkinliği olacaktır” dedi. Ekonomik ilişkiler iyi yolda Son yıllarda yıldızı giderek parlayan Türk ekonomisine ilgi gösteren ülkeler arasında yer alan Hollanda, Türkiye’deki toplam doğrudan yabancı yatırımcılar arasında ilk sırada bulunuyor. Hollanda, Türkiye’deki toplam yabancı sermayeli şirket bazında ise üçüncü sırada. Türkiye ile Hollanda arasındaki ticaret hacmi 2005 yılında 5,9 milyar dolar iken bu rakam son dönemlerde 10 milyar dolara ulaşmış durumda. Ekonomideki bu

TC Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Hollandalı mevkidaşı Uri Rosenthal ile Nato toplantısında.

olumlu hava 400. yıl kutlamalarında da ağırlıklı yer kaplayacak. 18 bin işadamı 65 bin kişiye istihdam sağlıyor Pozitif ekonomik göstergelerin yanı sıra iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerde de son yıllarda iyi bir seyir olduğu görülmekte. Hollanda, Türkiye’nin AB sürecine istisnalar hariç destek veren ülkelerden biri. Türkiye’nin 2004 yılında müzakerelere başlama tarihi almasında AB’nin Dönem Başkanı sıfatıyla Hollanda’nın yaptığı katkıyı hatırlatmakta fayda var. Hollanda’da yaşayan yaklaşık 400 bin Türk iki ülke arasında köprü görevi görüyor. Toplumun farklı kesimlerinde yer edinen Türk toplumu iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine de destek veriyor. Özellikle sayıları 18 bine ulaşan Türk kökenli işadamlarının ülke ekonomisine katkıları yadsınamayacak oranda. Toplam 6 milyar avroluk ciroya sahip Türk kökenli işadamları, ekonomide zor günler yaşayan Hollanda’da 65 bin kişiye istihdam olanağı sağlamakta. Hollandalıların Türkiye’ye ilgileri de gi-

derek artıyor. Yatırım amaçlı gidişlerin yanı sıra her sene Türkiye’yi ziyaret eden Hollandalı turist sayısında da artış yaşanıyor. Yılda 1 milyondan fazla turist Türkiye’yi ziyaret ederken, Türkiye bu rakamla Hollanda turizm pazarında birinci sırada yer alıyor.

Hollanda’nın Osmanlı İmparatorluğu’ndaki ilk büyükelçisi Cornelis Haga. Haga, 1 Mayıs 1612’de göreve başlamıştı.

KADIN | 27


RÖPORTAJ

Avrupa’da güneş gibi doğacak bir

albüm hazırlıyoruz Röportaj: Mustafa Toga Fotoğraf: Hüseyin Kızılca

Y

eni bir müzik türü geliştiren ve icra eden Figen Genç’i kısaca tanıyalım. 1969 yılbaşı gecesi Ankara’da doğdu. Aslen Erzurum Horasan’dan gelmişler. İlk, orta, lise tahsilinden sonra Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV-Sinema bölümünde okumuş ve 1996 mezun olmuş. Sanatçının ilk müzik eğitimi ve müzikal çalışmaları 1988 yılında, sınavla TRT Ankara Radyosu çok Sesli Gençlik Korosunda başlamış. Şef Doç. Mustafa Apaydın ve Feruzan Esmergül eşliğinde, altı yıl soprano olarak koroda yer almış. Bu sırada polifonik korolar derneğinde 4 yıl, flarmoni korosunda 1 yıl soprano olarak çalışmalarda

28 | KADIN

bulunmuştur. Bu dönemde Hasan Yükselir ile “Yunusça Ezgiler” projesi içinde Ankara ve Mersin’de sahne almış. UNICEF’ in davetiyle Zurich’te bir halk müziği konseri vermiş. Yurt içi konser turneleri Antalya’dan başlayarak tüm illerimizde devam etmiştir. Sanatçımız , bu sürede ses çalışmalarını ve müzik eğitimini Prof. Jirayr Aslanyan ve Timur Selçuk beyin denetiminde sürdürmüş. Bir çok üniversitelerin şenliklerine konserler ile katılan ve gerek yurt içinde gerek yurt dışında lösemili çocuklar yararına konserler veren Figen Genç, Kültür Bakanlığı katkılarıyla bir çok ilimizde festivallere katılarak konser-

ler vermiştir. Özgeçmişinize baktığımızda yoğun çalışmalar içerisinde olduğunuzu görüyoruz. Ne zamandır müziğin içerisindesiniz? Müzik tutkusu aileden mi geliyor. Bu konularda da biraz bilgi verebilir misiniz? Sanatçı olunmaz sanatçı doğulur derler ben de onlardan biriyim. Müzisyen bir aileden geliyorum. Küçük yaşlardan beri müzikle iç içeyim. Amcam bağlama çalardı, babamın sesi çok güzeldi. Halen dört kuzenim operada solist olarak yer alıyorlar. Ama şu ana kadar ailede bu işi profosyenel olarak yapan benim.


RÖPORTAJ Yanılmıyorsam bu yeni çıkacak olan albüm sizin üçüncü albümünüz olacak. Daha önce çıkarmış olduğunuz diğer iki albümden bahsedelim. İlk albümlerinizi ne zaman çıkardınız. Hangi tür eserleri okudunuz? Anadolu türkülerinden oluşan KIRMIZI GÜL adlı ilk albümümü 1996 yılında çıkardım. İkinci çalışmam ise NAZENDE SEVGİLİM adlı albümüdü. Albümünde değerli müzisyen İlyas Mirzayev ve Nezih Yeşilnil ile çalıştım.1999 yılında dinleyicilerin begenisine sunduğum genelde ağırlık olarak Azari parçalardan oluşan bu albüm çok tuttu. Uzun yıllar Azerbaycan müziğini araştıran ve yorumlayan sanatçısınız. Ne tür müzik icra ediyorsunuz. Buna yeni bir müzik türü diyebilir miyiz? Türk dünyası müzik topluluğunun da ilk solistiyim. Uzun yıllar Azerbaycan müziğini araştırdım ve yorumladım. Başta Azerbaycan mahnı, estrada ve operası olmak üzere Türk Cumhuriyetlerinin hemen hepsinin müzik ve poetyasını araştırdım ve bu yönde çalışmalar yaptım. Evet, buna yeni bir müzik türü diyenler var. Figen hanım çok yönlü bir sanatçısınız. Türkçenin yanı sıra başka dillerde de müzik çalışmalarınız var mı? Son iki yıldır müzikolog Dr. Züleyha Abdullayeva ile terapi müziği üzerine improvizasyon çalışmaları yapmaktayım. Bu alanda bir çok konserler verdim. Ayrıca Makedonca, Çerkezce, Yunanca, Ermenice, İbranice, Latince, Farsça, Arnavutca, Bulgarca, Romence, Boşnakca ve İngilizce liedler üzerine çalışmalar yapmaktadır. Birinci ve ikinci albümlerinizi Türkiye’de yaptınız neden üçüncü albümünüz için Hollanda’ya geldiniz? Rotterdam Konservatuarında öğretim görevlisi olan Yaşar Saka ile İstanbul’da tanışmam sebep oldu. Ünlü besteci Zülfi Bayhan ile ikinci albümümü hazırlamıştık. (Azari kökenli sanatçı bu albümde yedi eseri özel olarak benim için besteledi) Kendiside Zülfi Bayhan’ın arkadaşıymış. Yeni albüm projemizi dinledi, şarkıları çok beğendi. Hem albümdeki eserlerin hem benim sesimim saadece Türkiye için değil dünya müzik severlerine ulaşaması

gerekdiğini, o standartlarda olduğunu belirtti.Yeni çalışmalarımda ekip olarak yer almak istediğini söyledi. Rotterdam’a gelip stüyosunu görünce bu konuda ne kadar ciddi olduğunu anladım. Burada çok titiz ve ciddi çalışmalar yapıyoruz. Stüdyo çalışmalarınız nasıl gidiyor, istediğiniz trendi yakala biliyor musunuz? Çok yoğun geçiyor. Ben özel olarak bu albüme ayırdım tüm zamanımı. Bu albüm değişik kültürlerden ve farklı müzikal yapıdan gelen insanların oluşturduğu bir albüm olacak. Çünkü grup; Türk, Hollandalı, Iraklı, Ajantinli, Alman, Macar, Hırvat gibi çok uluslu müzisyenlerden oluşuyor. Ekip olarak çalışmalarımız uyum içerisinde geçiyor. Solist ne kadar iyi olursa olsun iyi bir ekiple çalışmazsa başarılı olamaz.

Türkçe söylenen bir müzik türü diyebiliriz. Albümle ilgili çalışmalarınız ne zamana tamanlanacak. Piyasaya ne zamana çıkarmayı düşünüyorsunuz? Albüm çalışmaları bu yaz sezonu sonunda tamamlanacak. Bu solo albümü ise sonbahar sonunda piyasaya çıkarmayı düşünüyoruz. Zaten albüm için klip çekimlerinide Rotterdam’da yapacağız. Umut ediyorum bu albüm Avrupa’da bir güneş gibi doğacak. Figen hanım yeni albümünüzü şimdiden kutlar, bundan sonraki müzik yaşamınızda başarılar dilerim. Ben teşekkür ederim duyarlığınız için. Hollanda’da Türkçe olarak yayınlanan Kadın Dergisine de yayın hayatında başarılar dilerim.

Yeni bir müzik türü geliştirdiniz. Bu solo albümünüzde ne tür müzikler neler var, bu konuyu biraz açar mısınız? Benim icra ettiğim eserleri dinleyen müzisyen Cihan Sezer Türkiye’de yeni bir tarz demişti. Müziğin çeşitli tonlamaları var fakat bu albümin orjinal yanı ise yedi bestenin özel olarak Zülfi Bayhan tarafından benim için bestelenmiş olması. Bunun yanı sıra albümde bir Kerküt, Kırım ve Azari şarkılarda var. Hem batı müziği duygusu veren hemde etnik kökeni olan,

KADIN | 29


HABER

8. Avrupa Şiir ı d a l ş a Yarışması b 8. Avrupa Şiir Yarışması ile ilgili açıklamada bulunan Platform Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ebubekir Turgut, kayıtların 1 Ocak 2012’de başlayıp, 28 Şubat 2012’de sonra ereceğini bildirdi. Turgut, bu yıl yarışmaya Türkiye dışında dünyanın her tarafında yaşayan Türk şairlerin katılabileceklerini de ekledi. Platform Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ebubekir Turgut, şairlerin en fazla dört eserle yarışmaya katılabileceklerini ve yarışmaya gönderilecek şiirlerin orijinal, daha önce hiç bir yerde yayınlanmamış, hiç bir yarışmaya katılmamış olmalarının şart olduğunu ancak şiirlerin konu ve şekil bakımından serbest bırakıldığını söyledi. Ebubekir Turgut, yarışmanın amacının şiir yazmayı teşvik etmek ve yeni şairleri desteklemek olduğunu belirtti ve yarışmaya katılan şairlerden eserlerini gönderirken bir de kısa biyografilerini ve iletişim adreslerini göndermelerini istedi. Ebubekir Turgut konuşmasını şöyle sürdürdü: şimdiye kadar yapılan yedí şiir yarışmasında derece alanlarla birlikte her yarışmada beğenilen on şiiri bir araya toplayıp bir ‘şiir güldestesi’, yani bir antoloji yapmak istiyoruz. Eğer bu gerçekleşirse Avrupa’da bir ilke imza atılacak. Bir dergi kendi imkânlarıyla Avrupa

30 | KADIN

Platform, Kadın Dergisi ve Alışveriş Rehberi Genel Yayın Yönetmeni Ebubekir Turgut

çapında her yıl şiir yarışması düzenliyor ve sonra bunları gelecek nesillere kazandırmak üzere kitaplaştırıyor. Bu önemli ve güzel bir gelişme.’’ Yarışmanın sonuçlarının Platform Dergisi, Kadın Dergisi ve Karizma Dergisi’nin Nisan sayısında ilan edileceği ve imkân olursa bir şiir gecesi düzenlenerek derece alanlara bu programda ödülleri verileceği öğrenildi. Yarışmada, birincilik, ikincilik, üçüncülük ve üç tanede mansiyon ödülü verilecek. Şiirlerin gönderileceği adresler: Platform Dergisi Postbus 69026 1060 CA Amsterdam - HOLLANDA e-mail: info@platformmedia.nl


KADIN | 31


EVLİLİK TERAPİSİ

Erkeğin hayatında üç önemli kadın! Sema Maraşlı

32 32 || KADIN KADIN


EVLİLİK TERAPİSİ

Anne, oğlunun evi ve ailesi ile ilgili alacağı bütün kararlardan haberdar olmak ister, haberi olmadıysa sitem eder, surat asar. Oğlunu ve gelinini yönetmeye çalışır. Onun onaylamadığı bir kararı oğlunun istemiş olacağına inanmaz, el kızının oğlunu kandırıp öyle yaptırdığına inanır. Erkeğin hayatında üç önemli kadın vardır: Karısı, kayınvalidesi ve annesi. Erkeğin bu üç kadını idare etmeyi bilmesi gerekir. İlk önemli kadın: Karısıdır. Erkek karısı ile ilişkilerini çok iyi düzenlemeli ne karısını ezmeli ne de karısına kendini ezdirmeli. Medya baskısı ile kibar olayım derken ezik olmamalı, romantik olayım derken kılıbık olmamalı, karımla sorunsuz bir hayat yaşayayım diye yöneticilik görevini karısına bırakmamalı. Yoksa esas sorunlar o zaman başlar. Erkek şefkat ve adaletle ailesini idare etmeye çalışmalı. Erkeğin idare etmesi gereken ikinci kadın: Kayınvalidesidir. Erkeklerin hayatına kayınvalideler son yıllarda dahil oldu. Eskiden anneler, kızlarını evlendirdikleri zaman onun hayatına müdahil olmazlardı. Kızlarda gider, kendi evini ve kocasının ailesini benimserlerdi. Artık öyle değil. Kızlar annelerinden bir türlü kopamıyorlar. Bu yüzden ne kendi evini ne de eşinin ailesini benimseyemiyorlar. Genç kızlar gelin olana kadar genellikle anne ile çatışma halindedirler. Pek çok anne “Bir gelin olsaydın da kurtulsaydım” diye yaka sirkeler; fakat ne hikmetse kız evlendiği gün, anne- kız yağ bal börek olurlar, aralarında büyük bir aşk başlar. “Evlenince bir daha bu eve adım atmayacağım.” diyen kızların bile, “anne” diye gözü düşmeye başlar. Yeni evli kadın, mümkün olsa her gün annesini görmek ister, göremediyse elinde telefon, akşam yapacağı yemeğe kadar annesine sorar. Kızın işi olur; anne gelir yapar, misafiri gelir; pastasını böreğini annesi yapar, çocuğu olur; annesi bakar. Bu arada mümkün olduğu kadar kadının kayınvalidesine yakın olmamaya çalışılır. Yakın olmamak için de bir şekilde kusur bulunur. Bu arada damat sürekli kayınvalide evine davet edilir, yedirilir içirilir, ikramlara boğulur.

Kadın, annesi ile bu kadar hemhal olunca annenin de kızını, ailesi ile ilgili konularda etkilememesi mümkün değildir. Burada kızını olumlu etkileyen, nasihat eden annelerin hakkını yemeyelim öyleleri de var; ama genellikle kız anneleri; kızlarından taraftırlar ve kızlarının üzülmesine dayanamadıkları için kızlarını yanlış yönlendirebiliyorlar. Ayrıca varsa kızın; kız kardeşleri, ablaları da anne gibi çok gelip gidip, yanlış yol göstermelerle olumsuz etkileyebiliyorlar. Anne kızının hayatında bu kadar yer alınca haliyle dolaylı ya da dolaysız yoldan damadının evini yönetmeye başlıyor. “Onu alın bunu almayın, şunu yapın bunu yapmayın” derken çoğu zaman evin reisi olan erkeğin sözü çiğneniyor. Burada da erkeğin kendini ezdirmeden durumu iyi idare etmesi lâzım. Erkeğin idare etmesi gereken üçüncü kadın: Annesidir. Özellikle kocası ile sorunu olan, muhabbetli bir evlilik hayatı yaşayamamış anneler, bütün sevgilerini ve ümitlerini oğullarına yüklerler. Bu yüzden erkek annesi, oğlunun bir “el kızını” çok sevmesini ve ona değer vermesini istemez. “Sevsin; fakat beni sevdiği kadar değil. Onun sözüne karşı benim sözüm geldiğinde benim sözüm tutulsun. Hatta oğlumun evinde kararları ben alayım.” Kadınların “en çok sevilen ben olayım” arzularını kontrol etmeleri gerek. Eş olduklarında da anne olduklarında da ölçüsü kaçabiliyor: “Oğlum elbette beni çok sevecek, benim sözümü tutacak, o el kızı da kim oluyormuş. Ben oğlumu ne fedakarlıklarla büyüttüm, yemedim yedirdim, içmedim içirdim.” Dikkat edin erkek evlendikten sonra, annesi, oğluna ve gelinine sık sık oğlunu nasıl zorluklarla büyüttüğünü anlatır: “Hamileliği zor geçmiştir, zor doğurmuştur, bebekken çok ağlamıştır,

çocukken çok yaramazdır, cebinde kalan son parasını oğluna defter parası yapmıştır.” Bunlar sık sık hatırlatılır. Oğlana şu mesaj verilir:” Bak bu kadar iyiliğimiz var, sakın karını görüp vefasızlık etme.” Geline de şu mesaj verilir: “O bizim oğlumuz, çok hakkımız var üstünde, sana bırakmayız.” Belki bu yüzdendir, erkekler annelerinden çok etkilenirler. Annesini hiç dinlemiyor gibi görünen erkekler üzerinde bile anneleri oldukça etkilidir. Anne, oğlunun evi ve ailesi ile ilgili alacağı bütün kararlardan haberdar olmak ister, haberi olmadıysa sitem eder, surat asar. Oğlunu ve gelinini yönetmeye çalışır. Onun onaylamadığı bir kararı oğlunun istemiş olacağına inanmaz, el kızının oğlunu kandırıp öyle yaptırdığına inanır. Bazı erkek anneleri, oğlu karısını çok sevmesin diye ufak ufak (bazıları büyük de konuşur) gelinin arkasından konuşurlar. Mesela “Karın iyi hoş da pek temiz değil.” O güne kadar evin temizliğine pek dikkat etmemiş olan erkek (algıda seçicilik) her şeye dikkat etmeye başlar. Dikkat edince kusur bulmak zor değildir, bulur ve annesinin haklı olduğuna inanır. “Karın çok geziyor.” “Karın çok para harcıyor.” gibi pek çok konuda erkeği etkileyebilir. Bunların yanında alınacak satılacak ne varsa, anne oğlunun evinde kendi sözü geçsin ister. Eğer erkeğin ablaları ya da kız kardeşleri varsa onlar da anne gibi etkili olabiliyorlar. İstisnalar hariç, işleri ortak değilse, erkeğin babası, oğlunun evinin düzenine en az karışan kişi oluyor. Annesinin sözüne bakarak karısını üzmüş; ona haksızlık etmiş çok erkek vardır. Ya da karısının sözüne bakarak annesine haksızlık eden. Oysa kavvamlığın en önemli şartı adaletli olmaktır. Bu yüzden erkeğin iyi bir gözlemci olması, haksızlık etmeden üç kadını iyi idare etmesi lâzım. Bunun için de erkeğin kadınlarla ilgili bazı bilgilere ihtiyacı var.

KADIN || 33 33 KADIN


EVLİLİK TERAPİSİ

Mutlu evlilik için altın kurallar Evliliğinizde veya ilişkinizde sorunlar mı var? Uzmanların tavsiye ettiği birkaç basit ve etkili kurala uymak sizi mutluluğa kavuşturabilir. Evliliğinizde veya ilişkinizde sorunlar mı var? Sorunsuz ilişki olmaz ama kronikleşirse korkulan son kaçınılmaz olabilir. Oysa uzmanların tavsiye ettiği birkaç basit ve etkili kurala uymak sizi mutluluğa kavuşturabilir.

Rıfat Yerlikaya

M

utlu ve sorunsuz bir evlilik, bu kuruma adımını atmış çiftler için en önemli tercihtir. Ancak ister evlilik olsun ister beraberlik, başarılı bir ilişki göründüğü kadar kolay değildir. Karmaşık bir yapıya ve hassas dengelere dayalı olan kadın-erkek ilişkisinin başarısıysa, uzmanların tavsiye ettiği bir takım basit ama önemli kurallara uymakla mümkün. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği başkanı Dr. Keçe, insanın doğuştan yarım ve yalnız olduğunu ifade ederken, evliliğin aslında kişinin kayıp olan yarısını bulma arayışı olduğuna dikkat çekti. Evliliği

34 | KADIN

tamamlanmak, bütünleşmek ve bütünlenmek olarak tanımlayan Dr. Keçe, evlilik kurumunu kişilerin kendini güvende hissetmek amacıyla oluşturduğu bir olgu olarak açıkladı. Dr. Keçe şunları kaydetti: “GÜVEN YOKSA EVLİLİK DE YOK” “Bu kurumun amacı bütünleşme arzusudur. Çünkü insanoğlu annesi ile bir bütün olarak ana rahminde gelişir. Bu bütünlük duygusu anneyle bir olma isteğidir. Anne rahminde kişi kendini güvende ve cenneteymiş gibi hisseder. Fakat annenin rahminden çıktığında insan o duyguya yeniden kavuşmak ister. İşte sağlıklı

ve mutlu bir evlilik, bu bütünlük duygusunu verdiği için kişiye güveni hissettirir. Ama güven yoksa bu takdirde hırçın ve çaresiz hissettirir. Bu yüzden evlilikler çoğu zaman insanı ya hırçın ve çaresiz ya da huzurlu ve mutlu kılar.” Peki evlilik nasıl çatışmaya dönüşüyor? Dr. Keçe bunu iki olguya bağlıyor: İÇ SESİNİZE TAKILMAYIN, ANLATIN! “Bir insanı iki olgu rahatsız eder. Biri kendi iç sesidir. Diğeriyse başkalarının onun hakkında söyledikleridir. Bunu evliliklere de uyarlayabiliriz. Evliliklerde de kişiler eşleri hakkında iç seslerine


EVLİLİK TERAPİSİ

ve eşlerinin kendilerine sarf ettiği sözlere ve yaptıklarına kafalarını çok takarlar. Bununla birlikte hem kendilerini hem de eşlerini suçlamaya başlarlar. Bir insanı mutlu eden de iki olgu vardır: Anlatmak ve anlaşılabilmek… Eğer evlilikte çatışma başlamışsa karı-koca ne dertlerini birbirlerine anlatabilirler ne de anlaşıldıklarını düşünebilirler. Bu nedenle kendilerini güvende hissetmezler. Demek ki iç seslere kulak vermek ya da düşüncelerinizi içinize hapsetmek yerine anlatabilmek ve de doğru bir şekilde anlaşılabilmek çok önemli.” Dr. Keçe, evliliğin yolunda gitmemesinin en önemli nedenlerini, birbirini suçlayıcı tavır alma, küçümseme, saygısızlık, sürekli kendini savunma, iletişimsizlik ve saldırganlık olarak sıralıyor. Peki mutlu bir evliliğin kuralları nedir? Dr. Keçe 10 altın kuralı şöyle açıklıyor:

sevgilerini, paylaşımlarını sorgulamaya başlarlar. Halbuki sevgiliyken yapılan küçük paylaşımların devam etmesi ilişkiyi ateşler. Kişilerin kendilerini daha iyi hissetmesi ve tutkularının devam ettiğini görmek kişileri birbirine bağlar. Eski tutku ve sevgilerinin devam ettiğini görmek ayrıca yeni paylaşımların artmasına da neden olur. 5- Eşinizin bir konu hakkındaki fikirlerine ya da hayallerine değer verin. Katılmasanız dahi onun ortaya koyduğu fikirlere saygı duyun ve sonuna kadar dinleyin. 6- Evliliğinizi monotonluktan kurtarmak için yenilikler yapın. Kaliteli zaman geçirmek için olanaklar yaratın. Ona beklenmedik küçük sürprizler yapın. Özel bir gün olmasa dahi ona küçük bir

hediye alın. Birlikte vakit geçirmek için fırsat kollayın. Ortak zevklerinize uygun paylaşımlar yaratın. 7- İlgi çekmek için ilişkinize gizem katın. 8- Narsistik gereksinimlerinizi karşılayın. Kendinizi sevin ve beğenin. 9- Eşinizi fark edin. Onun saçını boyadığını, zayıfladığını, sizin için yaptığı küçücük de olsa özel bir şeyi görün ve takdir edin. 10- Öfkelendiğinizde asla şiddete başvurmayın. Mola verin, ortamı terk edin, duş alın ve uyuyun. Müzik dinleyin. Kavganızın dozajının yükseldiği anda nefes alıp vererek gevşeyin. Çatışmalarınızı yıkıcı değil yapıcı olarak ele alın. Kişisel eleştiri değil davranışsal eleştiri yapın. Kendinizi onun yerine koyun ve empati yapın.

İŞTE MUTLU EVLİLİĞİN 10 ALTIN KURALI 1- Bankada bir hesap açtığınızı düşünün. Bu hesaba ne kadar mutlu an yatırırsanız ilişkiniz de o kadar mutlu ve uzun ömürlü olur. Amacınız hesabınızı mutlulukla doldurmak olmalı. 2- Birbirinize olan ilgisizliğinizin nedenini bulun. Kıskançlıklar, hep bir arada olma, ilginin çocuklara kayması, maddi sorunlar, evlilik sorumluluklarının ağır gelmesi ve gerçekçi olmayan beklentiler çiftin birbirlerine olan ilgisini azaltabilir. 3- Aklınızda bir anahtarlık hayal edin. Anahtarlığınıza koşulsuz sevme, anlayış, hoşgörü, arkadaş olabilme, samimiyet, şefkat, emek, sabır ve fedakarlık anahtarlarını takın. Anahtarlığa takılan tüm bu olgular mutlu evliliğin kapılarının altın anahtarlığını barındırır. 4- Sevgiliyken yaptıklarınızı tekrarlayın. Çiftler her nedense evlenince, toplumun onlara yüklediği roller doğrultusunda evlilik sürecine sevgililiği birbirlerine yakıştıramazlar. Böylece kısa süre önce sevgiliyken yaşadıkları güzel paylaşımları evliliklerine taşıyamazlar. Hatta flörtü evliliğin doğal süreci olarak görmeme eğilimi hâkim olur. Oysaki insanları değiştiren evlilik değil evliliğe bakış şekilleridir. Evlilikle birlikte sevgiliyken yaptıkları davranımlardan uzak duran çiftler zaman içerisinde hayatın onlara sunduğu monotonluğu yaşar ve

KADIN | 35


BENCE

Psikolojik yardım almak istiyorum ama... İnsanlar, hayatları boyunca çeşitli dönemler yaşarlar ve bu dönemler içinde denge ve düzen bozulabilir. Kendi içinde insanların kendi kişisel yaşamlarında değişiklik doğaldır. Genç, yetişkinlik, yetişkinliğe geçiş birçok değişiklikler oluştuğu bir dönemdir.

G

ençler bazen aşk, başka bir şehirde okuyan veya çalışan, bağımsız yaşam isteyen, ya da yuva kuran ve buna benzer değişik sorumluluklar almaktadır. Bu dönemde bütün ihtiyacımız iyi bir arkadaşın bizi dinlemesi, anlaması ve yanımızda olup destek vermesi olabilir. Fakat sorunlarımız ciddi bir problem olduğunda arkadaşımızın bizi yargısızca dinleyebilmesi imkansız hale gelebilir. En iyi arkadaşımız aynı sorunu tekrar konuşmamızdan rahatsızlık duymaya başlayabilir. Bir uzmanla güven ve kişilik haklarına saygı çerçevesi içinde, sizin belirlediğiniz konuda sizi yargılamadan, koşulsuz kabul ederek dinler. Yaşadığınız bu problemleri neden yaşadığınızı, nasıl değiştirebileceğinizi söyleyebilir ve aşmanız gereken süreçleri geçirmenize destek olur. Oysa arkadaşlar bir probleminiz olduğunu unutmanızı ve geçici olarak kendinizi iyi hissetmenize yardım edebilir. İnsanlara, yabancı birinden gidip psikolojik yardım istemek ve ona içimizi açmak zor gelebilir. Belkide biraz daha düşüneyim tarzında kendinize zaman yaratıp sürekli ertelemelerde bulunabilirsiniz. Yada şimdi gidip ne anlatayım orada diye kaygılanabilirsiniz. Sorunun ciddiyetini fark etseniz bile bunu düşünmek istemeyip aslında kendimde çözebilirim şeklinde düşünübelirsiniz. Belki de toplumdan dışlanmak ve çevrenizde hor görülmekten endişe edebilirsiniz. Yada yaşadığınız bölgede kendi dilinizde ve kültürünizde uzman bulmakta güçlük çekiyorsunuz. Ben tam olarak Hollandaca

36 | KADIN

dili bilmiyorum diyorsanız, bu durumda ev doktorunuz size kendi dilinizde bir uzman bulmakta yardımcı olabilir. Yaşadığımız zorlanma her ne sebeple olursa olsun bizi psikolojik yardım veren uzmanlardan uzaklaştırabiliyor. Aslında Hollanda da yaşıyan Türkler yeni alışılmaya başlamış olması sebebiyle de bu tür çekinmeler yaşamamız normal görülebilir. Sorunlarınız hakkında birisiyle yüz yüze

Esma Küçük Sosyal Danışman

konuşmak istemiyorsanız, telefonla yardım hattı öneri, bilgi ve destek almak için çok iyi bir yerdir. Bedenimizle ilgili sorunlar yaşamıyormuyuz. Doktorlara ve hastanelere gitmek zorunda kalıyorsak ruhumuzla ilgili sorun yaşadığımızda da bu rahatsızlığı gidermeye çalışmamız için psikolojik uzmandan yardım alabiliriz. Her şeyden önce siz buna değersiniz. Ve tabi yaşamınız da..


KADIN | 37


TEST

Çevreniz sizi nasıl degerlendiriyor? Hazırlayan: Özlem Özyol

Etrafımızın bizi nasıl gördüğü, nasıl değerlendirdiğini hep merak eder dururuz. Bugün birçok insan kaynakları departmanında kullanılan bu mini test, çevrenizin sizi nasıl değerlendirdiğiyle ilgili ipuçları veriyor. Merak edip durmaya değmez, testi çözün, sonucu bulun.

38 | KADIN


TEST 1.Kendinizi ne zaman iyi hissedersiniz? a. Sabahları b. Akşamüstleri ve akşamları c. Gece geç saatlerde 2. Yürüyüşünüz nasıldır? a. Oldukça ızlı, uzun adımlarla b. Oldukça hızlı, kısa ve çabuk adımlarla c. Ortalama hızlı, başım dik d. Ortalama hızlı, yere bakarak e. Çok yavaş 3. İnsanlarla konuşurken... a. Kollarımı kavuştururum b. Ellerimi kavuştururum c. Bir ya da iki elimi birden kalçama dayarım d. Konuştuğum insana dokunurum e. Ellerimi kulağıma, çeneme ya da saçlarıma götürürüm 4. Dinlenirken nasıl oturursunuz? a. Bacaklarınız bükük, dizleriniz düzgünce bitişik b. Bacak bacak üstüne atarsınız c. Bir bacağınızı ileri uzatır ya da düz tutarsınız

Puanlama 12345678910-

a)2 a)6 a)4 a)4 a)6 a)6 a)6 a)6 a)7 a)4

b)4 b)4 b)2 b)6 b)4 b)4 b)2 b)7 b)6 b)2

c)6 c)7 c)5 c)2 c)3 c)2 c)4 c)5 c)4 c)3

d)2 e)1 d)7 e)6 d)1 d)5 e)2

d. Bir bacağınızı kıvırıp üzerine oturursunuz 5. Bir şey gerçekten hoşunuza gittiğinde nasıl tepki verirsiniz? a. Gürültülü bir kahkahayla b. Kahkahayla ama abartılı olmaz c. Sessiz bir kıkırdamayla d. Utangaç bir gülümsemeyle 6. Bir partiye ya da toplantıya gittiğinizde... a. Herkesin sizi fark etmesi için gürültülü bir giriş yaparsınız b. Sakin bir giriş yapar, tanıdıklarınızı ararsınız c. Sessizce içeri girip dikkat çekmemeye çalışırsınız 7. Çok çalışıyorsunuz ve işinize çok zor konsatre oluyorsunuz. Birisi çalışmanızı böldüğünde nasıl tepki verirsiniz? a. Biraz ara vermek hoşuma gider b. Çok sinirlenirim c. Bu iki tepkiden birini veririm

insan olarak görüyor. Her zaman en doğrusu olmasa da, çabuk karar vermeniz sizi doğal bir lider yapıyor. Her şeyi denemek isteyen cesur ve maceraperest birisi olarak tanınıyorsunuz. İnsanlar yaydığınız bu heyecan dalgaları sayesinde sizinle olmaktan hoşlanıyorlar.

41-50 Puan / Düzeyli bir tip Başkaları sizi canlı, hayat dolu, etkileyici, eğlenceli, pratik ve her zaman d)4 e)3 f)2 g)1 ilginç bir insan olarak görüyor; hep ilgi çekiyorsunuz eme neyse ki tepelerine d)2 e)1 çıkmayacak kadar dengelesiniz. Aynı d)5 e)6 f)1 zamanda nazik, düşünceli ve anlayışlı bir dost olarak tanınıyorsunuz; gerekti60 puanın üstü / ği zaman insanları eğlendirmekten ve Dikkat edilecek bir karakter onlara her konuda yardımcı olmaktan Başka insanlar sizi dikkatle taşıyacak bir çekinmiyorsunuz. eşya gibi görüyorlar. Yüzeyse, bencil ve fazla baskın karakterli görünüyorsunuz. 31-40 Puan / Güvenilir İnsanlar sizin gibi olmaya özenebilirler Mantıklı, temkinli, dikkatli ve pratik bir ama size fazla güvenmezler ve fazla insan olarak tanınıyorsunuz. Akıllı, yeyaklaşmak istemeyebilirler. tenekli, alçakgönüllüsünüz. Çok kolay arkadaş edinenlerden değilsiniz ama 51-60 Puan / Tam bir lider dostlarınıza hep sadıksınız ve aynı saBaşkaları sizi ilginç, uçarı ve girişken bir dakati onlardan da bekliyorsunuz.Sizi

8. Aşağıdaki renklerden hangisini en çok seviyorsunuz? a. Kırmızı ya da turuncu b. Siyah c. Sarı veya açık mavi d. Yeşil e. Koyu mavi ya da mor f. Beyaz g. Kahverengi veya gri 9. Geceleri uykuya dalmadan önce nasıl yatarsınız? a. Sırt üstü, düz b. Yüz üstü, düz c. Yan, hafifçe kıvrılarak d. Başınız bir kolunuzun üzerinde e. Başınız yorganın altında 10. Rüyalarınızda genellikle... a. Düşersiniz b. Kavga eder ya da savaşırsınız c. Birisini ya da bir şeyi ararsınız d. Uçar ya da yüzersiniz e. Genellikle rüya görmezsiniz f. Hep güzel rüyalar görürsünüz

gerçekten tanıma şansına erişenler dostlarınıza güveninizin kolay kolay sarsılmayacağını ama bir kez sarsılırsa kolay kolay onarılamayacağını biliyorlar. 21-30 Puan / Yavaş atın tekmesi pek olur Titiz ve fazla dikkatli birisi olarak tanınıyorsunuz. Fazlasıyla temkinlisiniz, hayatta yavaş ama sağlam adımlar atıyorsunuz. Temkinli doğanız nedeniyle karşınıza çıkan konuları dikkatle her açıdan düşünüp tarttıktan sonra genellikle karşı çıktığınız için ani tepkileriz insanları şaşırtabiliyor. 21 Puan ve altı / Sıkıcı görünen ama sevimli İnsanlar sizin korunmaya ihtiyaç duyan, kendi kararlarını veremeyen ve kimseye ya da hiçbir şeye bulaşmak istemeyen utangaç, heyecanlı ve kararsız bir insan olarak tanıyor. Var olamayan problemler için endişelendiğinizi düşünüyorlar. Hatta bazıları sizi sıkıcı bile buluyor olabilir. Ama sizi yakından tanıyanlar öyle olmadığınızı iyi biliyorlar.

KADIN | 39


MODA

Beyaz gelinliğin

tahtı sallanıyor Her genç kızın hayallerini süsleyen ve ‘’beyaz’’ renkle özdeşleşen gelinliklerde,bu yıl beyazın yerine daha çok krem, cappucino ve kırık beyaz renkteki tasarımlar rağbet görüyor.

E

vlilik hazırlıkları kapsamında gelin adaylarının ve ailelerinin düşündüğü ilk şey olarak gelinlikler göze çarpıyor. Düğün telaşı yaşayan genç kızlar, damat adayları ve aileleriyle birlikte mağazalara giderek

40 | KADIN

gelinlik siparişi veriyor. Her genç kızın hayalini süsleyen gelinlikler, tasarımları, işlemeleri ve renkleri ile gelin adaylarının dikkatini çekiyor. Beyaz renkle özdeşleşen gelinliklerde, değişen

moda akımlarına paralel olarak bu yıl beyazın yerine daha çok krem, cappucino ve kırık beyaz renkteki tasarımların rağbet gördüğü göze çarpıyor. Mağazaların vitrinlerinde ön sıraları, krem ve kırık beyaz gelinlikler süslüyor.


MODA

Gelinlik mağazası işletmecileri, bu yıl gelinlikte modanın krem, kırık beyaz ve cappucino renk tasarımlar olduğunu söyledi. Özellikle cappucino renk gelinliklerin ilgi gördüğünü ifade eden işletmeciler, ‘’Bu sene beyaz renk gelinlik tamamıyla neredeyse hiç yok’’ dedi. Kırık beyazın da yavaş yavaş yerini kreme bıraktığını anlatan işletmeciler, ‘’Gelinlik denildiği zaman genelde aklımıza hep beyaz geliyordu ama artık beyaz yerini bu sene kreme bıraktı. Mesela yaşlı teyzelerimiz geliyor, ‘gelinlik dediğin beyaz olur’ diyor, evet doğru söylüyorlar ama şu anda mağazamızda hiç beyaz gelinlik yok. Krem ve kırık beyaz ağırlıklı gelinliklerimiz var. Artık gelinlikte beyaz yerini, krem ve kırık beyaza bıraktı’’ diye konuşuyorlar. Gelinlikte artık renkli kuşak moda Her genç kız, en özel günlerinden birini yaşadığı düğününde bir masal prensesi kadar kusursuz görünmeyi hayal ederken, gelinlik tercihleri ise yaşadıkları ülkelere göre farklılık gösteriyor. Hangi ülke, nasıl giyiniyor? İşte o ayrıntılar ve sonbahar modası... Merkezi İzmir’de bulunan bir moda evinin sahibi Şenazi Köseoğlu, Türklerin dantel ve taşlarla süslü, kabarık, gösterişli gelinlikleri tercih ettiğini, Avrupalıların ise sadelikten yana olduklarını söyledi. Köseoğlu, ‘’Avrupalı genç kızlar için yaptığımız gelinlikler sade, kumaşın yüzde 60’ı ipek, yüzde 40’ı polyester olarak üretiliyor. Türkiye’de ise ‘Ben mutlaka ipek istiyorum’ diyen pek olmuyor. Türk gelinler, kumaşa çok fazla önem vermiyor’’ dedi.

Avrupa ülkelerinde genç kızların gelinliğin altına hiçbir zaman jüpon giymediğini, gelinliğin tülle kabartıldığını belirten Köseoğlu, ancak Türkiye’de gelinlerin mutlaka jüpon (iç etek) kullandıklarını ifade etti. Avrupa ülkelerinde sadelik ön planda olsa da gelinlik seçimlerinin birbirinden farklı olduğunu anlatan Köseoğlu, şunları kaydetti:

‘’Mesela Hollanda’da gelinliğin üzerinde aksesuar olarak çok küçük çiçekler kullanılırken, Alman gelinler üzerinde çok büyük çiçekleri olan gelinlikleri tercih ediyorlar. Almanya’da yaşayan Türk genç kızlar ise yine çok gösterişli, bol taşlı gelinlikten vazgeçmiyor. İtalyanlar gelinlikte fiyatı değil modeli önemserken, Fransızlar için gelinlikte fiyat çok önemli.’’

KADIN | 41


MODA

Topuklu ayakkabı, özellikle metropol kadını için vazgeçilmez Kadınlar biliyor ki şık bir topuk, çevresindeki insanların ona bakışında ciddi değişimler yaratıyor. Kadın kendini daha güzel, çekici ve güçlü hissediyor, kendine güveni artıyor. Oysa bu bir paradoks… Çünkü kadınları mutlu eden topuklar, çoğu kez acı çekmelerine de yol açıyor. Günün sonunda ağrıyan ayaklarıyla yürümekte zorluk çeken kadınlar, topuklu ayakkabı giymenin güzel, ama zararlı bir şey olduğuna kanaat getiriyor. Hâlbuki işin püf noktasını bilince, ‘mutluluk veren acı’ ‘mutluluk veren keyfe’ dönüşüyor. Üstelik pek bilinmemekle birlikte, sağlıklı bir topuklu ayakkabı tüm

bacak kaslarının çalışmasına yardımcı oluyor. Türkiye’nin önemli ökçe üreticilerinden Ce-Plast hem rahatına, hem de şıklığına önem veren kadınların sağlıklı bir şekilde topuklu ayakkabı kullanabilmeleri için ‘püf noktalarını’ açıkladı: Satın aldığınız ayakkabının malzemesine ve kalitesine dikkat edin. Ayakkabının iç kısmının çok kaygan ve sert olmaması gerekiyor. Ayrıca ayağınızın doğal yapısıyla uyum göstermeli. Ayakkabının uzunluğu ve genişliği, ayağınızla orantılı olmalı. Akşam saatlerinde ayakkabı almaya özen gösterin. Çünkü günün

yorgunluğunu taşıyan ayaklar, hangi ayakkabı da rahat edeceğini daha iyi seçer. Ayak numaranızı yaşınız ilerledikçe kontrol edin. Ayakkabınızı ayakta deneyin. Ayrıca iki çifti de deneyin; çünkü her iki ayağın ölçüleri aynı olmayabilir. Ayakkabıyı denerken, yüksek topuk nedeniyle ayağınızın ne kadar öne kaydığına dikkat edin. Eğer, ayakkabıyı giydiğinizde, topuğunuzun arkasında işaret parmağınızın rahatlıkla sığacağı kadar boşluk kalıyorsa, ayağınız fazlasıyla öne kaymıştır ve o ayakkabı ayağınıza iyi uymuyor demektir. Parmaklarınızı açıkta bırakın Ayak tabanınızda ağrı varsa, ayakkabının içine, ortopedik tam bir tabanlık yerleştirin veya topuklu ayakkabılarla uzun süre ayakta duruyorsanız, ayakkabının ön tarafında silikon metatars yastıkçıkları kullanın. Her gün farklı yükseklikte topuklu ayakkabı giyilmesi de, ağrılarınızı azaltır. Parmaklarda nasır oluşmasını önlemek için, parmakları açıkta bırakan yüksek topuklu ayakkabıları tercih edin. Güçlendirilmiş ve geniş topuk tercih edin Her gün aynı ayakkabıyı giymeyin, mutlaka bir gün ara verin. Koruyucu ayak malzemeleri kullanın. Tırnaklarınız küt kesin ve fazla uzatmayın, kenarlarını yuvarlamayın. Ayaklarınıza mutlaka tam uyan ayakkabı giyin. Ayakkabının ayağınıza zamanla oturmasını beklemeyin, ayakkabılar giydiğiniz anda rahat olmalı. Astar kullanılmayan ayakkabılar daha rahat ve yumuşak oluyor, ancak bazen ayağınızı ilk birkaç kullanımda boyama riski de taşıyor. Bu boyama, zaman içinde geçiyor. Ayakkabınızı üstü hakiki deri, sıkı konçlu, içi yastıklı ve ayak parmakları kısmının esnek olacağı şekilde seçin. Güçlendirilmiş ve geniş topukları tercih edin.

42 | KADIN


MODA

KADIN | 43


MODA

i d a d o M ueNo S

Hazırlayanlar: Esra Toprak Demir Serap Kaya Aslan

2012 çocuk modeleri onlarca aksesuar’la kıyafetleri bir birine kombine edebilirsiniz. Kiyafetler öylesine şık duruyorki büyükleri kıskandıracak şekilde.

M

oda Di Sueno ekibi olarak bu sayıda sizler için 2012 çocuk modellerini inceledik. Çocuklar artık genç kızlar ya da erkekler kadar iddialı ve ihtişamlı. Dantelli ve fırfırlı etek modelleri, tüllü nostaljik elbiseler ve onları tamamlayan babetler ile şirin mi şirin bir görüntü saglıyor kız çocukları.

Çocuk kıyafetlerine yönelik tüm mağazalar ve vitrinler gökkuşağı renginde adeta, rengarenk. Sarılar, kırmızılar, yeşiller, maviler, bordolar, morlar, pembeler, turkuazlar, turuncular... Mağazalarda çocuklar için hazırlanan

www.suenoorganisatie.com 0642 555 606 & 641 587 058 www.facebook.nl/suenoorganisatie

Koning Düğün Salonu’nda inanılmaz kampanya! Cumartesi günü dahil yemekli full paket fiyatımız

€ 9450-,*

44 | KADIN

* Paket içeriği ve şartlar için bizi arayın


MODA

Onlara eşlik eden süveterli, gömlekli gelecegin yakısıklıları kiyafetleri ve duruşlari ile muhteşem görünüyorlar. Kendileri küçük kalpleri buyuk, umut ışıklarımızla çektigimiz fotografları görünce, sizde bize hak vereceksiniz. Küçük hanımlar ve beyler herşeyin en iyisini hakeder! Fazla dar olmayan, dolaşım sistemini zorlamayan pamuklu ve yün elbiseler kız çocukları için gerçekten en sağlıklı seçimler, lütfen bunu göz ardı etmeyin. Renk olarak ta doğa tonları, yumu-

şak beyazlar, sıcak dokular bu sene vitrinlerde yerini alıyor. Erkekler için dar pantolonlar, kızlar için dantel detaylar ve fırfırlar naturel tema´sı altında toplanıyor. Kızlar için elbiseler, pelerinler ve bebe yaka detaylar, erkekler için balıkçı yakalar, çift-düğme ceketler, 2012 trendleri arasında bulunmakta. Dağcı montları, ekoseler, kar deseni, sıcak kazaklar, deri paneller ve kürk yelekler, ışıklı pop renkler, sezonun trend jean modelleri, deri montlar, üç boyutlu tişörtler çok eğlenceli. Beyaz ile kombinlenen kırmızı ve lacivert, çubuk desenleri, kızlar için puan ve kalp detayları, erkekler için kolej montları, puf yelekler çok şık ve sevimli görünüyor. Kadifeler, beyaz gömlekler, kızlar için pileli etekler, fiyonklar, erkekler için iki tonlu hırkalar, deri kol yaması detayları ön plana çıkıyor. Ayakkabılarda ise ponpon detaylar, sıcak yünlü içyüzey ve şeker gibi renkler 2012’de çok moda. Bu sene de her renkte bulabilecegimiz ponpon ayakkabılar ayrı bir sevimlilik katıyor kız cocuklarımıza. Bu sayıda en cici halleriyle CT Photography’e poz veren ve moda sayfamıza renk katan küçüklere; Defne Hira Demir, Nazlı Yaprak Aslan, Selin

Irmak Aslan, Deniz Semih Aydogan, Ayaz Ceylin Yildirim, Seçil Dogan , Efe Volkan Dogan’ a tesekkür ediyoruz. Bu seferki sloganımız; Miniklere herşey yakışır ve onlar herşeyin iyisini hakeder. Bir dahaki sayıda görüşünceye dek HOŞÇAKALIN.

Yorum ve fotoğraflarınızı moda@kadindergisi.nl adresine gönderin.

KADIN | 45


SÖYLEŞİ

Hollanda’da bu işi yapan tek Türk şirketiyiz Banu Çelik

Bu ayki sayfamızın konuğu SANSA ZORG yetkilisi Süleyman Göğüs. Verdiğiniz hizmetlerden bahseder misiniz? “Biz Sensa grubu olarak birçok alanda temel hedef kitlesi Hollanda’da yaşayan Türk vatandaşlarımıza farklı alanlarda hizmetler vermekteyiz. - Bunlardan ilki bakım hizmeti. Bu hizmeti sunduğumuz grup ise yaşlılar, fiziksel, zihinsel engelliler ve hastalardan oluşmaktadır. Bu 4 gruba yaptımız bakımı evde veriyoruz ve ayrıca yardıma muhtaç olan kişilere rehberlik yapıyoruz. Bu verdiğimiz hizmet pedagojik ve hemşilerelik eğitimi almış personel tarafından yapılıyor. Bir de eğer kişinin ihtiyacı varsa eve temizlik hizmeti sunuyoruz. - Geçen sene Mayıs ayında başlamış olan koruyucu aile projemiz var. - Amsterdam Noord bölgesinde açılmış olan okulumuzda 2-18 yaş arası engelli Türk asıllı çocuklara eğitim veriyoruz. - Utrecht ve Amsterdam şehirleri ve çevresinde (kraamzorg), yani doğum sonrası bakım hizmeti veriyoruz. - Sağlık alanında MBO derecesinde eğitim vermekteyiz. Hemşirelik, yaşlıların bakımı, çocuk bakımı, fiziksel ve zihinsel engellilerin bakımı, çocuk rehberliği almak isteyen fakat gereken diplo-

“Bizim Sensa Zorg grubu olarak amacımız aynı dilden konuşan, örf adetlerini bilen profesyonel takım ruhuyla çalışan personel tarafından vatandaşlarımıza sınırsız hizmet sunmaktır.” 46 | KADIN


SÖYLEŞİ

Koruyucu aile projemizin başlama nedeniyse kimsesiz çocukların kendi dil ve kültürlerini bilen ailelerin yanında yetişmelerinin pedagojik açıdan önemli olduğuydu. Hollanda’da bu işi yapan tek Türk şirketiyiz. ması olmayan kişiler bizlere başvurarak bu eğitimleri alabilirler. Şöyle bir durumda söz konusu eğer kişi bu tür bakım işlerini diplomasız yapıyorsa bu kişilere (ervaringscertificaat) yani tecrübe sertifika alma imkanı veriyoruz.” Bu mesleği yapmaya nasıl karar verdiniz? “Ben pedagoji eğitimi aldım ve bu eğitimi alırken faketttigim bu alanda bir açık olduğuydu. Bu sebepten dolayı Türk vatandaşlarımıza bu tür hizmetleri kendi dillerinde ve örf adetlerini bilen kişiler tarafından sunulması için ortağım Gülcan Kotan ile Sensa Zorg grubunu açmaya karar verdik. Koruyucu aile projemizin başlama nedeniyse kimsesiz çocukların kendi dil ve kültürlerini bilen ailelerin yanında yetişmelerinin pedagojik açıdan önemli olduğuydu. Hollanda’da bu işi yapan tek Türk şirketiyiz.”

Şu an Amsterdam ve çevresinde 750 koruyucu aile ve çocuk mevcut. Bunların yarısından fazlası Türk ve Fas kökenli çocuklar. Hollanda’da kendi velilerinin yanında kalamadıklarından dolayı, yaklaşık 20 bin çocuk koruyucu ailelerin yanında yaşamaktadır. Sizin bu Şubat ayında başlatmış olduğunuz müslüman çocuklara müslüman aile projesini anlatır mısınız? “Şu an Amsterdam ve çevresinde 750 koruyucu aile ve çocuk mevcut. Bunların yarısından fazlası Türk ve Fas kökenli çocuklar. Bundan öncesinde maalesef sadece 2 Türk koruyucu aile vardı fakat 2011 yılının Mayıs ayı itibariyle başlattığımız müslüman çocuklara, müslüman koruyucu aile projemiz vesilesiyle şu an 15’ e yakın Türk vatandaşımız koruyucu aile olabilmek için eğitim almakta.”

Koruyucu aile olabilmek için uyulması gereken şartlar neler? “Koruyucu aile olmak isteyen kişi öncelikle bize başvuru yapıyor. Eğer biz onaylarsak yapılan başvuruyu gerekli kuruma gönderiyoruz. O kurumda tekrar başvuru yapan kişiyi değerlendiriyor. Biz ve diğer kurumdan onay aldığı takdirde 6 haftalık kursa tabii tutuluyor. Bu kursta koruyucu aile olma hakkında bilgi veriliyor. Eğer kişi bu kursuda yaparsa kendi istediği profilde bir çocuk için koruyucu aile oluyor. Bir de koruyucu aileye devlet tarafından aylık 400-700 avro arasında bir maaş veriliyor. Bu bir gelir olarak sayılmıyor bu sebepten dolayı eğer koruyucu aile olmak isteyen kişi devletten aldığı bir sosyal maaş durumu söz konusuysa bu kesilmiyor. Bunların yanı sıra koruyucu aile olmak isteyen kişinin sahip olması gereken profil: - 21 yaş ve üzeri olmak;

KADIN | 47


KARİYER

- Toplumsal huzuru bozan ve şiddete dayanıklı suçlardan sabıkalı olmamak; − Koruyucu bakımı yapmaya fiziksel ve ruhsal olarak elverişli olmak;” Koruyucu aile olma konusunda Türk toplumundan yeterli talep var mı? “Bizim projemiz ile birlikte talep çoğaldı, ancak maalesef Amsterdam bölgesinde ve Hollanda genelinde yetersiz. Bilgilendirdiğimizde herkes destekliyor, ancak destek olmak yetmiyor. Bizzat koruyucu aile olarak başvurmak gerekiyor. Bu konuda halkımızın daha çok bilgilendirilmesi gerekiyor. O yüzden bilgilendirmeye devam edeceğiz ve etkinliklere katılacağız.” Çalışanlarımızı diplomalarının yanı sıra biz şirket olarak kurslara gönderiyoruz. Kraamzorg yani annelere doğum sonrası bakım hizmeti veriyorsunuz? Bu tür bakım Hollanda’da yaşayan Türk toplumuna yönelik olmasının önemini anlatır mısınız? “Bu sunduğumuz özellikle Türk toplumuna yönelik bir hizmet. Bizim (kraamverzorgendelaar) yani doğum sonrası bakıcılarımız Türk kökenli olduğu ve Türk toplumunun kültürünü bilen elemanlar olduğu için halkımız hizmetlerimizden

48 | KADIN

faydalanmak istiyorlar. Yeni doğum yapmış bir anneye doğum öncesinden sornasına kadar verdiğimiz hizmetler: Doğum öncesi tanışma ve ailenin isteklerini öğrenebileceğimiz bir görüşme gerçekleşiyor. Bu görüşme kişinin evinde gerçekleşiyor ve yaklaşık 1 saat sürüyor. Ailenin bizden beklentileri nedir ona göre hizmet sunmaya çalışıyoruz. Doğum sırasında eğer anne isterse ebeye yardımcı olunuyor. Doğum sonrasında ise 8 gün boyunca bebeğin bakımı hakkında annenin bilmesi gerekenler öğretiliyor, bunlar; emzirme teknikleri, bebeğin gıdasının hazırlanması, bebekle alakalı ipuçları, bebeğin ve diğer çocukların bakımı, annenin bakımı, annenin ve bebeğin sağlık durumunun takipi, evin temizliği ve 8 gün boyunca ebeyi bilgilendirme gerçekleşiyor. Tabi babayada bebeğin bakımıyla ve annenin psikolojik durumuyla ilgili ipuçları veriliyor. Bu tür bilgileri veren kişiler diplomalı sertifikali Türk kokenli personelden oluşmaktadır. Çalışanlarımızı diplomalarının yanı sıra biz şirket olarak kurslara gönderiyoruz. Personelimizin çoğu Türk kökenli olduğu icin Türk orf adetlerini bilen ve Türkçe konuşan kişiler ancak eğer çalışanlarımız arasında Türk olmayan kişiler mevcutsa yine bu kişilere Türk örf adetleriyle alakalı bilgilendiriyoruz.”

Türk vatandaşlarına yönelik psikolojik yardım konusunda bir poliklinik açmak istiyoruz Hollanda’da yaşayan Türk ailelerin ne tür sorunları var? “Dil, kültür farkı, Hollandadaki devletin vatandaşlara verdiği hakları hakkında yeterli bilgilerinin olmaması. Biz Sensa grubu ve AGIAD olarak vatandaşlarımızı hakları hakkında en iyi şekilde bilgilendirmeye çalışıyoruz. Vermiş olduğumuz hizmetlerin dışında ileride gerçekleştirmek istediğimiz farklı projelerde var. Yine Hollanda’da yaşayan Türk vatandaşlarına yönelik psikojik yardım konusunda bir poliklinik açmak istiyoruz. Bunun yanı sıra Türkiye’de koruyucu aile olma sistemini entegre etme. Türkiye’de bulunan çocuk esirgeme kurumlarına pedagojik rehberlik konusunda konferanslar vermek istiyoruz. Çünkü Türkiye’deki çocuk esirgeme kurumlarında çocuklara sadece bakım yapılıyor. Orada bakıcılara çocuk eğitimiyle alakalı seminerler vermeyi planlıyoruz. ” Bize ulaşmak isterseniz: Telefon numaramız: 0852633263 E-posta adresimiz: info@sensazorg.nl Daha fazla bilgi için: www.sensazorg.nl



HAYATIN İÇİNDEN

Taşıyıcı anneler

800 Türk doğurdu

Hamilelik istemeyen Türk annelere “doğum dahil paket turlar” sayesinde 800 çocuk, Hindistan, Gürcistan ve ABD’de taşıyıcı anneden doğdu. Sağlık sorunu ya da estetik ve psikolojik kaygılarla hamile kalmak istemeyen kadınların çocuk sahibi olması için hizmet veren ajanslar 800 Türk çocuğun taşıyıcı anne rahminde dünyaya gelmesini sağladı.

tından taşıyıcı anne kullanan ya da yurtdışındaki ajanslarla irtibata geçip kendi organizasyonunu kendi yapan aileler eklenince, sayı kaça ulaşır bilinmiyor.

Rahmi olmayan, bir hastalık nedeniyle doğuramayacak durumda olan ve estetik veya psikolojik kaygılar nedeniyle hamile kalmak istemeyen Türk kadınlarının talebi birleşince, ihtiyaca cevap veren paket turlar, 800 Türk çocuğun taşıyıcı annenin rahminde dünyaya gelmesini sağladı.

‘BEBEĞİ VERMEM’ DİYEMİYOR Türkiye’de yasak olan bu işlem için, işlemin legal olduğu ve kontratla güvence vaat eden Amerika, Hindistan ve Gürcistan gibi ülkelerin yolunu tutan aileler, taşıyıcı annenin bulunmasını da kapsayan paketler için Hindistan ve Gürcistan’da 30 bin Euro, ABD’de ise 100 bin doları bulan bedellerle çocuk sahibi oluyor.

Bu sayı sadece turlarla anlaşıp giden ailelerin çocuk sayısı. Türkiye’de el al-

Ajanslara her yıl yüzlerce başvuru geliyor. Ancak ücret nedeniyle her ajans

yılda ortalama 15-20 ailenin işlemi uygulatabildiğini belirtiyor. Şirketi MV Turizm aracılığıyla, taşıyıcı anneyle çocuk sahibi olmak isteyen ailelere doğum dahil paket sunan Murat Vural ve kendisi de taşıyıcı annelik yaptıktan sonra Amerika’da bu alanda bir ajans kuran Fatma Yener Ekren ile görüştük. Aldığımız bilgilere göre taşıyıcı anne isteme nedeni yüzde 80’lik payla rahim olmaması ya da doğuma engel hastalıklar. İşlem tüp bebek işlemi gibi. Erkeğin spermi ve kadının yumurtası kullanılarak embriyon oluşturuluyor. Bu embriyonlar taşıyıcı annenin rahmine yerleştiriliyor. Aile işlemden önce taşıyıcı anneyle tanışıyor. Doğum olduktan sonra da aile çocuğu Türkiye’ye getirerek kendi nüfusuna geçiriyor. Taraflar bir daha görüşmüyor. İşlemin yasal olduğu ülkelerde risk daha az. Çünkü taşıyıcı anne yolun yarısında “Bebeği vermiyorum” diyemiyor. Çocuk yasal olarak biyolojik anne ve babanın oluyor. 50 BİN DOLARA TAŞIYAN ANNE VAR Fatma Yener Ekren “ABD’de gerçekleşen işlemlerde taşıyıcı anne 25-50 bin dolar arasında ücret alır. İşlemi yapan klinikler de 15-25 bin dolar arası kazanır” diyor. NEREDE KAÇA DOĞURUYORLAR? Hindistan 30 bin Euro, ABD 50-100 dolar arası değişiyor, Gürcistan’da ise ücret 30 bin Euro.

50 | KADIN


Ontharen Met LIGHTSHEER Diode Laser Systeem

Definitive ontharing & Cosmetica Yeni Yıl Kampanyası Bay / Bayan Alt Bacak + Bikini Bölgesi + Koltuk Altı + Dudak Üstü € 250 Cilt Bakımı € 25 - € 90 arası Cilt Soyma € 75 - € 250 arası Groenstraat 139-155 unit 220 5021 LL Tilburg Nederland Tel.: 013-545 15 99 Mobiel: 06-218 042 49 KvK: 172 642 41 www.emsals-beauty.nl info@emsals-beauty.nl


SIR KUTUSU

Evlilik için en güçlü 3 vitamin... Merhaba Sevgi Abla, birinci evliliğim hüsran ve hayal kırıklığıyla bitti. Hayatımdan tam 3 yılım boşu boşuna gitti. Şimdi gönlüme göre diyebileceğim birisiyle evlendim. Tanışma ve evlenme faslı kısa sürdü. Mütevazi bir düğünle evlendik. O da benim gibi ilk eşinden çok çekmiş ve çareyi boşanmakta bulmuş. Soruma gelince, biz birbirimizi tam tanımadan evlendik. Arkadaş ve tanıdıkların tavsiyesi etkili oldu. Şu anda problem yok. Fakat önceki evliliğimden dolayı korkularım var. Bu evliliğin devamı ve mutluluğumuz adına tavsiyelerinizi bekliyorum. İkinci Bahar Sevgi Abla sevgiabla@kadindergisi.nl Sevgili evladım, Hayatınızın ikinci baharında mutluluklar dilerim. Hep bahar yaşarsınız, hiç sonbahar ve hazan yaşamazsınız inşaallah... Hayatta olduğu gibi evlilikte de karşınıza çıkan zorlukları aşmak için 3 formül söyleyeceğim. Bunlar evlilik hayatınızın sağlıklı olması için kullanacağınız en güçlü vitaminlerdir. Birinci vitamin: Sevgi. Aranızda sevgi varsa, Ferhat misali dağları aşarsınız.

İkinci vitamin: Saygı. Saygı sayesinde birbirinizi değerli hissedersiniz. Birbirinize değer verirsiniz. Değerli bulduklarımızı severiz. Üçüncü vitamin: Güven. Güven varsa geleceğe umutla bakabilirsiniz. Korkularında haklısın. Yeni bir başlangıç elbebetteki cevapsız kalan bazı soruları da beraberinde getirir. Oysaki zaman ve bu 3 tavsiye en güzel ilaçtır. Birbirinize zamanla alışacaksınız. Gün geçtikçe birbirinizin yeni ve güzel ta-

raflarını tanıyacaksınız. İşte o zaman gül pempe istekleriniz, duygularınız ve umutlarınız yolunu bulacaktır. Değerli yavrum, İlk evlilikteki onca olumsuzluklara rağmen yeni bir hayata adım atmışsın. Büyük bir zorluğu başarmışsın. Kalbine söz geçirmişsin. Bunu başaramayan binlerce insan var. Seni tebrik ederim. Yeni baharınızın devamını, bahçenizde açan ümit tomurcuklarının iri güllere dönüşmesini dilerim.

Not : Evlilik ya da karşılaştığınız diğer sorunlarınızı belirtin çözüm yolları sunalım. Özel bilgileriniz isteğe bağlı olarak tamamen saklı kalacaktır.

52 | KADIN


HAYATIN İÇİNDEN

KADIN | 53


SAĞLIK

Baş ağrısı deyip geçmeyin! Toplumda 100 bin kişinin 5 kişisinde görülen beyin tümörü hakkında özellikle anne ve babaları uyaran Beyin-Omurilik Sinir Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Okan Korkmaz, hiç önemsenmeyen bir baş ağrısının geri dönüşü olmayan neticelere yol açabileceğini söyledi. Beyin tümörünün toplumda kansere bağlı ölümlerin yüzde 2.9’unu tetiklediğine dikkat çeken Korkmaz, çocukluk çağında kan kanseri ile kötü huylu lenfomlardan sonra en sık görülen üçüncü vaka olduğunu söyledi. Beyin tümörlerini primer ve sekonder olarak ikiye ayrıldığını anlatan İzmir Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Beyin-Omurilik Sinir Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Okan Korkmaz, birincisinin beyin, beyin zarı ve kemik kaynaklı olduğunu, ikincisinin ise vücudun başka bir yerinden beyin bölgesine yayılan tümörler olduğunu söyledi. Beyin tümörünün toplumda görülme sıklığının 100 bin kişide 5 olarak kayıtlara geçtiğini dile getiren Opr. Dr. Korkmaz, “Genel olarak kanser görülme sıklığının artmasına bağlı olarak ileri yıllarda bu oranın artışından korkulmaktadır. Görüldüğü üzere aslında çocuklarımız da büyük bir risk altındadır” dedi. Hastalığın nedenlerinin bulunması yönünde çeşitli araştırmalar yapıldığını ancak halen tümörün kökeninin bilinmediğini ifade eden Korkmaz, “Travma, virüs, ailevi yatkınlık gibi etmenleri ortaya çıkarmaya yönelik çeşitli çalışmalar olsa da, bu tümörlerin kökeni halen bilinmemektedir. Bazı tümörler belirgin bir biçimde genetiktir bazıları ise yaşamın ileri evrelerinde ortaya çıkar. Özellikle 18 yaşın üzerinde geçirilen bir sara nöbeti öncelikle beyin tümörü nedeniyle araştırmayı gerektirir” dedi.

54 | KADIN

İnsan vücudunda yapılan araştırmalarda beyin tümörlerinin iki tür belirtiye neden olduğunu ifade eden Korkmaz, “Birinci gruptakiler genel belirtiler olarak adlandırılır. Bunlar, beynin neresinde oluşursa oluşsun bütün beyin tümörleri açısından ortak belirtilerdir. Bunların arasında baş ağrısı, bulantı, kusma sayılabilir. İkinci grup belirtiler ise tümörün yerleşimine bağlıdır. Bu belirtiler yerleştikleri ve hasara yol açtıkları beyin bölgesinin saptanmasında yararlı olurlar. Bunlar tümörün beyindeki yerleşiminin belirlenmesine yardımcı olduklarından yerleşim belirtileri olarak adlandırılır. Genel belirtilerin en önemlileri ilaca yanıt vermeyen sürekli baş ağrısı ile bulantı, kusma (genellikle fışkırır tarzda ), dengesizlik, görme kaybıdır. Bunlara daha seyrek görülen zihinsel ve davranışsal bozukluklar ile uykuya eğilim ve nabız azalmasını da eklemek gerekir. Yapılan araştırmalara göre hangi be-

lirtinin beynin hangi bölgesinde hasar verdiğini şöyle sıralayabiliriz; Baş ağrısı; en sık ve en erken görülen belirtidir. Genellikle şiddetlidir. Sürekli olabilir. Bazı olgularda yoğun ve yırtıcı özellikte, bazılarında ise daha hafif nöbetler biçimde gittikçe şiddetlenerek seyreder. Genellikle beyincik tümörlerinde öteki bölgelerdekine oranla daha erken ve şiddetlidir. Kusma; kafaiçi basınç artmasına bağlı kusma yemeklerle ilgili değildir. Bulantı görülmez, fışkırma biçimindedir. Beyin kökenli kusma daha çok sabahlan aç karnına görülür. Bazı olgularda yemeklerden yada biraz su içtikten sonra bulantıyla da ortaya çıkabilir. Nabzın seyrekleşmesi; seyrek görülen bir belirtidir. Daha çok beyin sapı tümörlerinin belirtisidir. Baş dönmesi; baş hareketleri ile uyarılan baş dönmesi beyincik ve işitme siniri tümörlerinde görülür. Beyin tümörlerinin yerleşimsel en önemli belirtisi sara nöbeti geçirmedir” şeklinde konuştu.



SİNEMA

“Berlin Kaplanı” filminin galası Amsterdam’da yapıldı Ata Demirer’in senaryosunu yazdığı ve oynadığı “Berlin Kaplanı” filminin Hollanda’daki galası başkent Amsterdam’da yapıldı. Pathe sinemasında gerçekleşen galaya Demirer;in yanı sıra yönetmen Hakan Algül, oyuncular Necati Bilgiç, Faruk Ünlüoğlu, Özlem Türkad ve Tonguç Oksal katıldı. Demirer, Hollanda;da gösterime

girdiği ilk gün ilgi gören filmi seyircilerle birlikte izledi. Ünlü komedyan ve film ekibi gösterinin ardından sahneye çıkarak seyircileri selamladı. Ata Demirer;in başrol oynadığı ve yönetmenliğini ise Hakan Algül;ün yaptığı film, Almanya;da yaşayan bir boksörün hayatını konu alıyor. Filmin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Demirer, gösterilen ilginin mutluluk verici olduğunu söyledi. Aslında daha önce filmi seyirciyle birlikte izlememeyi planladıklarını ama kalabalığı görünce bu fikirlerini değiştirdiklerini belirten Demirer, “İyi ki de girmişiz içeriye. Güzel ve eğlenceliydi” diye konuştu. Filmin gurbette daha iyi algılanacağını, özel detayların altının seyirci tarafından daha iyi çizileceğini tahmin ettiklerini kaydeden Demirer, “Fazla yabancı kelime kullanıyor karakter. Yabancı dilde değil ama gurbetçe dediğimiz kalıplarla ilgili şeyler yapıyor. Tabii bu Türkiye;de gülümseten bir şey ama burada bizden bir şeye de dönüşüyor. O yüzden esprilerin

56 | KADIN

burada daha derinlemesine algılanması hoşumuza gidiyor” dedi. Film kendi çocukluğumu anlatıyor Film çekimi için Almanya;ya birkaç ay erken gittiğini ve kulüplerle dövüş sporlarına giderek gözlemler yaptığını vurgulayan Demirer, filmdeki hikayenin kendi çocukluğunu anlattığını söyledi. “Aslında o Antalya;daki aile benim Bursa;daki ailem” diyen tecrübeli oyuncu, şöyle konuştu: “Ufak çocuk da benim çocukluğum. Benim de tüm akrabalarım gurbette yaşıyordu. Bu akrabayı yazınca bunu ben oynamaya karar verdim.” Bir serinin başlangıcı olarak tasarladığı bu filmin devamının gelmeyeceğini de anlatan Ata Demirer, tanıtmak istediği birkaç karakter ve öyküsü daha olduğunu dile getirdi. Demirer, “Ayhan’ın kapağını kapattığımı düşünüyorum. Devamının olması ticari bir şey olur onu da çok aramıyoruz açıkçası”

diye konuştu. Ünlü komedyen, “Film için 15 kilo aldığınızı biliyoruz, bu zayıf halinizle nasıl başardınız?” yönündeki soruya ise şu yanıtı verdi: “Bu tamamen yalan, film için 15 kilo almadım. Ben o ara çok sıkılmıştım ondan biraz fazla yedim. Böyle bir şey çıktı ortaya. 15 kilo alan adam kas olarak alır, yağ olarak alır mı? Ama şu an 10, 12 kilo zayıfım o halimden.”

PARA HARCANIR GAYRİMENKUL KALIR Ankara’da her bütçeye uygun sahibinden satılık İMARLI ARSALAR

Tel. 00-31-652675100 •Tel. 00-90-544-2056837


KADIN | 57


FIKRALAR Ömer Muhtar

TEMEL’ İN İNEĞİ Temel’in ineği hastalanmış.Komşusu Cemal’e gitmiş - Ula ineğun hastalanduğunda ne vermiştun ? - Tuz ruhi.... - Eyi.... Temel ertesi gün koşa koşa geri dönmüş.... - Ula ineğum öldi.... - O zaman benimci de ölmişti......

EN BÜYÜK Çocuklar beyaz bir köpeği çekiştiriyor ve bağrışıyorlardı. Yoldan geçen Berrin Hanım yanlarına yaklaştı: - Ne diye Çekiştiriyorsunuz hayvanı ? - Şimdi karar verdik teyze. Köpek , içimizde en büyük yalanı söyleyenin olacak. - Utanmıyor musunuz siz ? Ben sizin kadarken yalan söylemeyi aklımdan bile geçirmezdim!..... - Çocuklar hep bir ağızdan bağrıştılar : - Bravooooo Köpeği siz kazandınız!.....

BAŞ AĞRISI Resimden anlayan biri , sergine geldiği Şevket Dağ’a resimlerden birini gösterip : - Sanki bunu neden yaptınız , nedir bu ? diye sormuş . Şevket Dağ : - O , demiş Acı Veren Dostluk’ tur . - Alayla gülen adam : - Dostluk acı verir mi ? deyince , Şevket Dağ : - Sizin hiç başınız ağrımaz mı ? demiş.......

58 | KADIN

DIRDIR rt yanıyordu : Adam arkadaşına de konuşamıyorum . - Karım ile iki haftadır ettiniz ? - Hayrola , kavga mı

ZEKA Temel Trenden inerken kurnazca gülümseyerek kendi kendine şöyle kon uştu : - Demiryollarına bu sefer iyi kaz ık attım . Biletimi gidiş dönüş almıştım . Fakat geri dönmeyeceğim . Burada kal ıyorum uşağım ......

RESİM Temel on senedir göremediği bir arkadaşına resim göndermek ister. Köyün hayvanlarının arasına gire rek resim çektirir. Resimin arkasına: - Uşağım resimdeki çarpı işaretli olan benimdur ..... Şaşırmayasun..

İDDİA erlerken her İki Karadenizli denizde yüz uşmuşlar. nasılsa bir ara iddiaya tut fazla kalırsa a Kim denizin dibinde dah abılarını vediğeri ona gıcır gıcır ayakk recek........ dalmışlar ve Anlaşmışlar ikisi de birden hala çıkmamışlar..


SOFRA


MİZAH Sadık Yemni

s.yemni@platformmedia.nl

HABERLER: Türkiye’ye yönelik vize sorununun hukuki bir mesele olduğuna dikkat çeken Avukat Sarıibrahimoğlu, Ege Bölgesi, Samsun ve Mersin Ticaret ve Sanayi Odaları, Kayseri Ticaret Odası ile Konya Barosu’nun da desteğini alarak, Schengen Antlaşması çerçevesinde çıkarılan ilgili tüzüğün iptali için bir girişimlerde bulundu.

L

eyla, Amsterdam’da doğmuş büyümüş bir genç kadındır. Bekârdır. Şirin Hollanda’ya dört yaşında gelmiştir. Evlidir ve altı yaşında bir kız çocuğu vardır. Lise yıllarından tanışan Leyla ile Şirin her ayın ilk cumartesi günü, öğle üzeri Amstel kanalı üzerindeki De Magere Brug kafesinde buluşup dertleşmeyi adet edinmişlerdir.

Vize Meselesi Şirin sevinçle kafeden içeri girdiğinde Leyla düşüncelere dalmış durumda oturuyordur. Şirin: Merhaba Leyla. Naber? Leyla: Merhaba,Keyfin yerinde bakıyorum.. Şirin: Gazetede yakında Türkiye’den AB’ye belki de vizenin kalkacağını okudum da. Akrabalar rahat rahat gelirler artık. Leyla: (alaycı) Wilders Türklere vize kalksın, yoksa fena yaparım mı demiş yoksa? Şirin: Dalgayı bırak ya, bu iş ciddi. Türk avukatlar AB Parlementosuna başvuru 60 | KADIN

yapmışlar. Leyla: Daha önce de yapılmıştı. Şirin: Bu defaki ciddi bir girişime benziyor.

Şirin: Anladım senin moralin iyi değil bugün. Vizelerin kalkması şerefine kahveler ve pastalar benden. Leyla: Yaşadık desene.

Leyla: Peki diyelim vize kalktı. Bileti aldın bir Avrupa ülkesine, örneğin Fransa’ya gittin. Gümrükte ‘Soykırım vardır’ kağıdı imzalatmayacaklarını nereden biliyorsun? İmzalamayanları aynı uçakla geriye posta. Dedesi Osmanlı olan vefasız Sarkozy’den beklenir böyle bir hırtlık.

Şirin: Bir şartla.

Şirin: O önce seçimlerde kendi arkasını kurtarsın da.

Şirin yalandan kaşlarını çatar ve bara doğru yürür.

Leyla: O da doğru, ama…

Leyla: Tamamdır.

Leyla: Neymiş? Şirin: Eğer yaza kadar vize kalkmazsa, aynı şeyi sen de yapacaksın, beni teselli için. Leyla: Tamamdır. Yaz ola hayır ola.



DEKORASYON

Mükemmel salon için Tartışmasız evinizin en önemli alanı salonunuzdur. Maalesef günümüzün anlayışında salon sadece televizyon izlemek için kullanılan bir oda haline geldi. Oturma grupları da bu fikre uygun yerleştiriliyor. Bu yaklaşımı değiştirip salonunuzu daha verimli kullanmak elinizde.

62 | KADIN


DEKORASYON

1. Merkezinizi oluşturun: Özellikle salonda bir merkezin varlığı çok önenli. Koltuk, oturma grubu, halı ve sehpadan oluşan bir merkez davet edici bir etkiye sahiptir. Yeterince alana sahipseniz “L” şeklindeki oturma grupları duvardan odanın merkezine kaydırılabilir. Karşılıklı yerleştirilen koltuklar güzel bir sohbet için en ideal yöntem. Eğer salonunuz bir şömineye sahipse mutlaka şöminenin etrafında oturmaya gayret gösterin. 2. Puflar ve minderler: Koltuk ve sandalyeye alternatif: Puflar ve minderler! Farklı boylarda ve desenlerde pufları ve yastıkları kombine edin. Dilerseniz pufları oturma grubun önüne yerleştirin veya salonda ayrı bir alan yaratın. Oryantal desenli ve altın işlemeli puflar ile alaturka bir ambiyans yaratabilir, tek renkli minderlerle ise salonun modern çizgisini pekiştirebilirsiniz. Mumlarla süslenmiş alçak sehpalarla bu bölümdeki tarzınızı destekleyebilirsiniz. 3. Halı seçiminiz: Oturma grubunun önüne serilmiş bir halı mucizeler yaratabilir. Malzeme, renk ve desen seçimiyle salonunuzun görüntüsünü büyük ölçüde etkileyebilirsiniz. Zaman zaman değişiklik yapın, alternatif bir halı kullanın. Geleneksel halıları minimal tasarımlar içinde de kullanabilirsiniz. 4. Renkler: Duvar renklerini mevsimlere göre değiştirebileceğiniz gibi aksesuar ve oturma grubunuzu da gözönünde bulundurmanızda fayda var. Yaz aylarında bahara özgü yeşil, açık sarı, açık mavi renkleri davetkâr bir dekorasyon yaratır. Kış aylarında ise krem tonları ile konforlu bir atmosferiniz olur. Daha detaylı renk danışmanlığı için Madde Us Mimarlık ile www.maddeus. com üzerinden iletişime geçebilirsiniz. 5. Aksesuarlar: Az ama öz. Salonunza kendi stilinizi yansıtmak istiyorsanız abartıdan kaçının.

Özenle seçilmiş az sayıda aksesuarlar odanın karakterini belirlemek için yeterli. Antik bir vazo, klasik duvar resimleri nostaljik ruhu yansıtır. Bit pazarları ve antikacılar define avcıları için ideal yerlerdir. 6. Zıtlıklar çekicidir: Cesaretli bir kişiliğe sahipseniz dikkat çekici renkler kullanın. Koyu renkli koltuk ve kanepeler, halılar ve perdelerle canlı renkli aksesuarları kombine edin. İyi haberimiz: Renklerde değişiklik yapma ihtiyacı duyduğunuzda yastık veya sehpa gibi ufak çapta aksesuarları değiştirdiğinizde odanın atmosferini değiştirebilirsiniz. 7. En sevdiğiniz parçaları öne çıkarın: Evinizde antik bir koltuk, sandalye veya komodini sahnelemeyi ihmal etmeyin. Bunu en kolay başarmanın yolu antik mobilyanızı dikkat çekici bir renge boyanmış veya desenli duvar kağıdıyla kaplanmış bir duvarın önüne yerleştirmek ve vurgu aydınlatma elemanı kullanmak. 8. Desen kombinasyonu: Desenleri kombine edin. Klasik bir koltuk takımına çizgili, puantiyeli veya daha radikal desenli yastıklar çok yakışır. Uyumsuz görünmesini önlmek istiyorsanız kullandığınız desenlerin birbirine yakın renklerde olmasına önem verin. 9. Odanın mimarisini kullanın: Odada bulunan nişler (duvar içinde bırakılan oyuk) mutlaka kullanılmalı. Fotoğraftaki örnekte salonda bulunan niş ayrı bir renkle vurgulandı. Nişin Sağ ve sol duvarlarına gömme kitaplıklar entegre edildi. Koltukta oturduğunuzda güvende olduğunuz hissi sizi iyi hissetirecektir. 10. Resimler, resimler... Siyah-beyaz fotoğraflar, çocuklarınızın şaheserleri, yağlı boya tablolarınız, kartpostallar... Salonunuzda resimleri unutmayın. Salonun bir duvarını süpürgelikten tavana kadar farklı çerçeveli resimlerle donatabilirsiniz.

KADIN | 63


KİTAPLIK

Evliya Çelebi Şimdi Hollandaca Hollanda Türkevi Araştırmalar Merkezi, ünlü seyyah Evliya Çelebi’nin tanıtılması amacıyla geniş kapsamlı bir Hollandaca ‘’Evliya Çelebi’’ kitabı hazırladı. Daha önce Mevlana ve Yunus Emre gibi tanınmış düşünürlerle ilgili eserler de kaleme alan Abulwahid van Bommel tarafından hazırlanan kitap, Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Şükrü Akalın’ın ‘’Seyyah-ı Alem Evliya Çelebi’’ ve Kültür Bakanlığı yayınlarından çıkan ‘’Seyahatnameden Seçmeler’’ isimli eserlerden faydalanılarak hazırlandı. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) tarafından Hollanda’nın da desteğiyle hazırlanan kitabın tanıtımı dolayısıyla Amsterdam Vrije Üniversitesi’nde düzenlenen sempozyumda konuşan Abdulwahid van Bommel, Evliya Çelebi’nin genç nesiller tarafından tanınmasını hedeflediklerini söyledi. Ünlü seyyahla ilgili yabancı dilde İngi-

64 | KADIN

lizce dışında ilk kez bu kapsamda bir kitabın yazıldığını kaydeden Van Bommel, gittiği yerlerde farklı kültürlere sahip insanlarla tanışarak, onlarla konuşan ve bunları eserine yansıtan Evliya Çelebi’nin bu özelliğinin günümüz Müslümanlarına örnek teşkil ettiğini ifade etti. Günümüz Müslümanlarının kimseyle konuşmadığını, dinlerinden, kültürlerinden fazla bahsetmediğini ve bu yönüyle kapalı kutu gibi olduklarını anlatan Van Bommel, hazırladığı kitabın sadece bir giriş olduğuna, devamının gelmesi gerektiğine vurgu yaptı. Kitapta, Evliya Çelebi’nin kendisi ve Seyahatnamesi hakkında bilgilerin yer aldığına işaret eden Van Bommel, ‘’Burada büyüyen Türk ve Müslüman çocukları

kendi kahramanlarını bilmeli. Entelektüel, felsefeci ve manevi kahramanları tanımaları lazım. Onun için dört kahraman üzerine çalıştık daha önce. Yunus Emre, Mevlana, Ahi Evran ve Evliya Çelebi. Çocuklar kendi kültürlerinde en güzel vazifeleri görmüş kahramanları öğrenmeli. Bunu hedefledik’’ diye konuştu. Bu tür kitaplarla aynı zamanda Hollanda toplumuna seslendiklerine dikkati çeken Van Bommel, suyun kaynağını bulması gibi bu eserlerin de entellektüel camiada yerlerinin yavaş yavaş oluştuğunu söyledi. Aralarında Evliya Çelebi’nin de bulunduğu ünlü Müslüman düşünürlerin görüşlerinin günümüz dünyası sorunlarının çözümüne katkı sunduğunu da ifade eden Abulwahid van Bommel, ‘’Tek reçete değil, ama bütün reçeteler içinde yer alıyor. On reçete varsa bunlardan biri de bu diyebiliriz’’ dedi. Sempozyuma katılan araştırmacı yazar Mehmet Tütüncü de, Evliya Çelebi’nin hayatı ve gezdiği yerler hakkında bilgi verdi. Tütüncü, yedi iklim, 18 padişahlık gezen ve ömrünün 50 yılını seyahatlerde geçiren Evliya Çelebi’nin başından geçenleri ve gördüklerini kendine has yalın bir dille kaleme aldığını kaydetti. Türkevi Araştırmalar Merkezi Başkanı Veyis Güngör ise, Yunus Emre, Dede Efendi, Nasrettin Hoca ve Mevlana’dan sonra Evliya Çelebi’yi anlatan bu kitabı da Hollandacaya çevirmekten büyük bir memnuniyet duyduklarını söyledi. Güngör, benzer çalışmalara bundan sonra da devam edecekleri mesajını verdi.


MAKALE

Ebu Hanife’yi(699-767) farklı kılan değerler: • Kur’an’ın istediği aklın işletilmesi’ni ve aklın egemenliğini dinin esas amacı olarak öne çıkardı. • Zulme karşı isyan v eihtilalin dinin talebi olduğunu gösteren eylemli bir aydınlığın öncülüğünü yaptı. • Arapçı – zorba Emevi ve Abbasi yönetimlerine karşı çıktı ve bu yönetimlere karşı kılıç kullanılması için fetva verdi, kılıç kullananları maddeten de destekledi. • Islam’ın Arap ideolojisine dönüştürülmesine karşı çıktı. • HER MÜSLÜMANIN KENDI ANA DILIYLE IBADET EDEBILECEGINE, BUNUN ICIN DE KURAN’IN TERCUMESIYLE NAMAZ KILINABILECEGINE FETVA VERDI. • Uydurma hadisleri reddetti: bunun bir uzantısı olarak, hadis siye nakledilen sözlerin Kur’an’a ve akla aykırı olanlarının Peygamberimize isnet edilmesine karşı çıktı. • Insan rableştirmeye karşı çıkarak Hz. Muhammed dışında eleştirilmez kişi, Kur’an dışında eleştirilmez kitap Kabul etmedi. • Din ile şeriatın eşitlenmesini Kur’an’a aykırı buldu ve bu eşitlemeye karşı çıktı.

• Batı’dan bin küsür yıl once laikliğin temellerini atıp ilk müjde ışıklarını yakan şu iki fikri öne çıkardı.

Mehmet Çalışkan (Docent geschiedenis / bachelor of arts / masterstudent geschiedenis / turkologie universiteit van leiden)

Belangrijke personen deel 3: • Ehlibet’I ( Peygamberimizin torunlarını) savunmayı ve sevmeyi bir mezhep meselesi olmaktan çıkarmanın öncülüğünü yaparak mezhep taassubuna darbe indirdi. • Hukuk alanında bireyin özgürlüğünü şaşmaz bir ilke olarak öne çıkardı. • Kadının evlenmede kimsenin velayet ve vesayetine muhtaç olmadığını ilan edip kadın özgürlüğünün yolunu açtı: böylece geleneksel fıkhın temel kabullerinden birini yıktı. • Din hizmetinin rızık aracı yapılmasına karşı çıkarak din ulemasının geçimini dine bağlayan anlayışı yıktı. Kendi geçimini ticaretten kazanarak getirdiği bu anlayışı hayatıyla örneklendirdi. • Riyakarlığı en büyük yıkım olarak gören anlayışının bir gereği olarak, fikir ve mücadele hayatında takıyyeciliğe asla tenezzül etmedi; sözünü hiç esirgemeden tam ve açık söyledi. Önemli bilgi ve tavsiyem: • Kuran ( herkesin anladığı bir dilde, yani papağın gibi Arapça harflerini telaffuz etmek değil=Nisa 118-119) okunmadan kuranın istediği adam olmak mümkün değildir.

KADIN | 65


Artık acı olmadan mutlu olabiliyorum

MÜZİK

Şarkı söylemek istiyordum. Albüm yapmak istiyordum. Annemin kafasını çok şişirdim. Tesadüf eseri annemin bir arkadaşı o besteciyi tanıyormuş. Beraber gittik, “Ben şarkı söylemek istiyorum.” dedim. O da “Kendine bir bak, dünyanın en güzel sesine de sahip olsan bu halinle televizyona çıksan herkes televizyonu kapatır.” dedi.

A

nladım ki acı çekmeden de hayatı sevebiliyormuşum. Önceden acıya sığındım, belki onunla besleniyordum. Hep öyle zannediyordum ama hiç de öyle değilmiş, şimdi anlıyorum. Hayatımda hiç olmadığım kadar mutluyum.İşte sevilen sanatcı Zerrin Özer hayatı böyle ifade ediyor.İlgiyle okuyacağınız bir söyleşi oldu. Söz yazarına gittiğiniz gün, fiziğinizle ilgili yaptığı yorumu hatırlıyor musunuz? Evet, hiç unutmadım ki... Ne demişti? Ben o zamana kadar hayatın ‘lay lay lom’ kısmıyla ilgileniyordum. Sadece bildiğim bir şey vardı; şarkı söylemek istiyordum.

66 | KADIN


MÜZİK Albüm yapmak istiyordum. Annemin kafasını çok şişirdim. Tesadüf eseri annemin bir arkadaşı o besteciyi tanıyormuş. Beraber gittik, “Ben şarkı söylemek istiyorum.” dedim. O da “Kendine bir bak, dünyanın en güzel sesine de sahip olsan bu halinle televizyona çıksan herkes televizyonu kapatır.” dedi. Etkilendiniz mi? Tabiî. Çünkü aşağılanmak ve alay edilmekten nefret ederim. O büyük bir fobi olarak kaldı bende... Sonra ne yaptınız? İnat ettim. O zamana kadar hiç diyet yapmamıştım. Annem önümden yiyecek kaçırıyordu. Dolaplara saklıyordu. Sonra sırf bu nedenden dolayı diyete başladım. Yirmi kilo verdim. Belki o laf bana söylenmemiş olsaydı, kilo vermeyecektim. İtici güç olmuş oldu. Üstelik kilo verdikten hemen sonra resmimi muhtereme yollamıştım. Yolunuz sonra hiç kesişti mi? Ben ‘Gönül’ şarkısıyla çıkınca ve insanlar beni tanıyınca o besteci de gelmek istedi. Ben de hemen randevu verdim. Geldi ve ben onu bekletip görüşmeden çıkıp gitmiştim. Kendi kendime çocukça intikam almış oldum. O günden bugüne bakarsak; büyük bir iş yaptığınızı düşünüyor musunuz? Evet, tabiî ki. Kendimi hayata karşı çok başarılı buluyorum. Bu meslekte hiç bir kimsem olmadan tek başıma otuz yıldır bir yerde varsam bu başarıyı kendime borçluyum. Fiziksel görünümünüz insanlar tarafından hep konu edildi. Kilolarla baş edebilmek göründüğü kadar basit mi? Beni herkes kilolarımla barışık zannetti ama içten içe aslında hiç barışık değildim. “Kilolarımla barışığım.” diyen insan yalan söyler. Bu yalanın söylemesindeki sebep de diyet yapmamasıdır. Ama hiç dert ediyormuş gibi de görünmüyordunuz... Ben de herkesi bir dönem “Kendimle barışığım.” diye kandırdım. Hiç de alâkası yoktu. Kendi kendime ağladığım zamanlar çok oldu. İçimden hep “Bunu

nasıl yapamazsın? Yapmak zorundasın.” diyordum. Olayları, duyguları çok abartılı ve yoğun yaşadığım için işin formülünü bir türlü bulamıyordum. Bazı insanlar morali bozuk olduğu zamanlar yemezler. Ama ben aksine moralim bozuk olduğunda yemeğe saldırıyorum. “Ne yersem kilo alıyorum.” diyene de inanmıyorum. Bunlar benim de zaman zaman başvurduğum yalanlardandı. Bu sizi şekilci biri yaptı mı? Hayır. Her şey şeffaf olsun. Dürüstlük herşeyden önemli benim hayatımda. İnsan olarak baktığım için görüntüyü önemsemiyorum. Erkekte değil, ama kadında fiziği çok önemsiyorum. Güzel bir kadın görsem hemen bakarım. Hiç kendinizi farklı bir insan bedeninde hayal ettiniz mi? Bazen diyorum ki: Birisi benden trilyonluk para istesin ve bana “Seni yetmiş kiloya indireceğim.” sözü versin, havalara uçarım. Böyle saçma şeyler düşünüyordum. Çektiğiniz acılar sizi sert biri yaptı mı? Hayata karşı katı değilim. Eğer benim doğru yerlerde ‘hayır’ ve ‘evet’lerim olsaydı herşey daha farklı olurdu. Çok sert görünürüm aslında ama çok yumuşak biriyim. Hiçbir zaman katı kuralcı olmadım. Sezgilerimin eseri olmam. Yine bir açık

kapı bırakırım. Şu hayatta savaşmakta en çok zorlandığınız şey nedir? Kilo. Çünkü yirmi yaşımda kilo vermek çok kolaydı. Ama belli bir yaştan sonra çok zor veriliyor. Hayatta hiç birşey zor değil. İnsan yeter ki istesin, yarı yarıya başarmış demektir zaten. Bir tek ölümsüzlüğe çare yok. Yaşadığım hayat bana bunu gösterdi. Hayatta hiç birşey imkânsız değil, herşey olabilir. “Şansını kendin yaratırsın.” diyen insanlar, genelde şanslarını kaybeden insanlar oluyor. Kendimi de bunun içine dahil ediyorum... Ne gibi... Çok “ah, vah” demem, ama akıllı olmak çok başka bir şey. Bu kadar duygusal olmak istemezdim. Duygunun avantajları da var tabiî. Herşeyi çok yoğun yaşıyorsunuz o zaman. Anlayan biriyle de uyumlu olduğunuzda çok güzel oluyor. Hiç aklım olmasaydı da var olamazdım heralde. Yine biraz varmış. (gülüşmeler) Yaptığınız en iyi şey? Şarkı söylemek. Tülin ablam bana kızdığında “Şarkı söylemekten başka bir işe yaramazsın.” derdi. (gülüşmeler) Yaptığınız en kötü şey? Doğurmamak. Evliyken istedim ama an-

KADIN | 67


MÜZİK Acı hazzınız yüksek... Çok hem de. Acıyı seviyorum. Ama şimdi hayatımda hiç acı birşey yok. Hayatı çok seviyorum. Anladım ki acı çekmeden de hayatı sevebiliyormuşum. Bu çok önemli. Önceden acıya sığındım, belki onunla besleniyordum. Hep öyle zannediyordum ama hiç de öyle değilmiş, şimdi anlıyorum. Hayatımda hiç olmadığım kadar mutluyum. ŞÖHRETLİ BİRİ GİBİ YAŞAMADIM Dünyada ses getirebilirdiniz neden olmadı? Doğru dünyadan sesleniyor olabilirdim. Çok önemli insanlar Amerika’da kalmam için ısrar etti. Ankara’dan İstanbul’a geldiğimizde, ben İrlanda’ya festivale gittim. Dünyanın en büyük orkestrasının şefi bana “Gitme.” dedi. Ama annem istemediği için gidemedim. Pişman mısınız? Hayır. Annem istemezse hayatta gidemezdim. Çünkü ona hürmet ediyordum. Kavga ederdim annemle ama hemen özür dilerdim. Bazı şeylerin reddi söz konusu bile olamazdı. Annem alzeimer olduktan sonra öldü. Üç buçuk sene baktım. Gözümün önünde adeta eriyip gitti ve hiçbir şey yapamadım. Çok büyük imtihanlar yaşadım...

nem ve ablam istemedi. Aldırmak zorunda kaldım. Kızgın mısınız onlara? Hayatta herkesi affettim ben. Hiç kimseyle hiçbir hesabım yok. Yeni bir imajınız var. Ne kadar yenilendiniz? Hayatımda hiç plan yapmadım. Öyle yapmak istedim ve öyle oldu. “Yeniden doğdum.” demiyorum. İmaja gerek yok, çünkü imaj zaten benim. Yıllardır var böyle bir isim. İmaj için değişmek saç boyamak küçük şeyler gibi geliyor. Ben sadece farklı olmak istedim. Denemek istedim ve oldu. Peki kendinizi resetlediniz mi? Kesinlikle. Ben şu zamana kadar hep

68 | KADIN

başkaları için yaşadım. Şimdi kendim için yaşıyorum. Yapmak istediğim herşeyi yapıyorum, bundan daha güzel bir şey yok. Başkası için yaşamak nasıl bir şey? Benim adıma kararların alınması. Uzun bir süre yalnız kaldım ve çok derin yalnızlıklar hissettim. Şimdi gerçekten bunların hiçbirini hissetmiyorum. Hayatta ruh ikizine inanmazdım. Ama varmış. Burçin ile bunu yaşıyoruz. O benim ruh ikizim. Zor bir karakter olduğunuzu söylemiştiniz... Evet ben çok üzerim. Bunu isimlendirebilmek de çok zor bir şey. Bazen “Kolay olmak ister miydim?” diye kendime soruyorum. Yine de istemezdim. Mazoist düşüncelere sahip bir karakterim var.

Nasıl başa çıktınız? Allah’ıma olan inancım sayesinde... Hata yaptığımda da ondan af diliyorum, başıma iyi birşey geldiğinde ise şükrediyorum. Çok fazla dua bilmiyorum. Ama Allah’a karşı muhabbetim çoktur. Sabah ezanında ne dua ettiysem Allah kabul etti. Bir gün arkadaşlarımla camiye gittim. Kendimi kaptırmışım dua ediyorum. Yanımda da bir teyze vardı, dedi ki; “Seni seyrediyorum deminden beri hayatımda senin kadar içten dua edeni görmedim. Seninki muhakkak kabul olur.” dedi. Hoşuma mı gitsin, utanıyım mı yoksa seviniyim mi şaşırdım. Karakterinizi kime yakın bulursunuz? Aysel Gürel bana “En büyük takipçim sensin.” derdi. Ahhh nerde? O bambaşka biriydi. “Ben elli yaşıma kadar normal giyindim, sonra uçtum.” diyordu. Dünyadaki en merhametli insanlardan biriydi.


MÜZİK

Yaşadığınız gel-gitlerde hiç hayatınıza son vermeyi düşündünüz mü? Hayır. Ben o kadar kuvvetli değilim. Onu yapabilmek çok büyük güç gerekiyor. Bilirim ki günahtır. “Keşke ölsem.” diye derin derin hissetiğim zamanlar oldu. Ama onu eyleme dönüştürmek gibi bir düşüncem hiç olmadı.

kumral olduktan sonra daha rahat anladım. Eskiden olsa bir kadının saçının sarı olması gerektiğini düşünürdüm ama şimdi bana kumrallık çok daha doğal geliyor.

Hayatınızdaki iyi, kötü, çirkin... Kötü: Yalan hiç sevmem. Çok kötü birşey. Aldatmak kötü bir şey. Hayatımda büyük yaralar aldığım insanlara bile beddua etmedim. İyi: Ben. Çirkin: O bakış açısıyla ilgili. Ben artık çevremde hiç çirkin bir şey görmüyorum.

Ev önemli mi? Çok önemli. Rahat etmekle ilgisi yok. Evler insanların karakterlerini yansıtıyor.

Sarı renk çekici olduğu için mi? Hayır. Kafamdaki kadın sarışın, benim. O sebeple yılladır saçımı sarı yaptım.

Ve ipucu gibi görüyorum. Evimi pamuk prensesin evi gibi diyorlar. Çiçekleri çok seviyorum. Gözlükler... Çok var. Ben yuvarlak modele çok düşkünüm. Nerede bulsam alıyorum. Ben bir gözlük firmasıyla anlaşacaktım. İşlerimden dolayı ilgilenemedim. Taktığım gözlüklerin her çeşidinden tasarlanacak ve imzam üzerine atılacak.

Kendinizle barıştınız mı? Fiziğim dışındaki her konuda kendimle barışığım. Şöhretin verdiği bir ayrıksı yaşam içinde oldunuz mu hiç? Hiç olmadı. Otobüse de binerim minibüse de... Çünkü benim savunduğum hayat görüşüne ters gelir. Hep insanlarla temas içindeyim. Sokakta kadınlar benden makas alıyorlar. Bu benim için çok kıymetli. Sevgiyi zorla satın alamazsınız. Yıllardır insanlar beni ailesinden biri gibi gördü. Sebep? Her yerde aynıyım çünkü. Sahnede farklı, evde farklı, gazetecilere karşı farklı değilim. Ben kot pantalonla sahneye çıkardım. Televizyona çıktığımda saçımı boyatamadığımı bile söylerim. Ben bu sahiciliği seviyorum. Çünkü bunlar artık kalmadı. Herkes bilmeden bir yerlere koşuyor ama nereye? Hayat insana neyi öğretiyor? Hayattan aldığın darbelerle ve yaşadığın olumsuzluklarla hayat insana olduğu yerin seyran olduğunu öğretiyor. Huzurluysan ve yanında anlaştığın bir insan varsa inanın dünyevi şeyler hiç önemli değil. Hayran olduğunuz kadın? Brigitte Bardot Bu kadar uzun yıllar neden sarışın olmayı tercih ettiniz? Sarı mahzun bir hayatın rengi sanki. Bunu

KADIN | 69


MÜZİK

Türkiye, Eurovision’a

70 | KADIN


MÜZİK

sürpriz isimle katılıyor M

edyatava’nın haberine göre, daha önce Eurovision için Kıraç, Atiye, Sıla ve Hande Yener’in adı geçmişti. TRT yönetimi ters köşe yaparak, Eurovision için son dönemde özellikle klipleriyle adından söz ettiren Can Bonomo’yu seçti.

Parçaların miksing ve mastering’i Ali Rıza Şahenk tarafından yapıldı.TheFatLab’de kaydedilen “Meczup”, We Play - TheFatLab etiketiyle yayınlandı. Albüm kapağındaki albümün art work’leri bizzat Can Bonomo’ya ait, kapak fotoğrafını ise Dilan Bozyel çekti.

CAN BONOMO KİMDİR? İzmirli Can Bonomo, müziğe 8 yaşında gitar çalarak başladı. Ortaokul ve lise boyunca sürdürdüğü müzik çalışmalarına İstanbul’da devam etti. 17 yaşında İstanbul semalarına açılmaya karar veren Bonomo, müzik dünyasına ses prodüksiyonculuğu yaparak atıldı. Bilgi Üniversitesi’nde Sinema-Televizyon Bölümü’nde okudu. Üniversite yıllarında Radyo Klas, Number One FM ve Radio N101’de radyoculuk yaptı. Daha sonra, televizyona geçerek Number One TV ve MTV’de televizyon programları hazırladı. Televizyonculuk kariyeri süresince çeşitli reklamlarda rol aldı.

Albümün çıkışparçası “Şaşkın”ın klibinin yönetmeni ise Can Eskinazi.

Müzisyenlik kariyeri, Irwin Welsh’in Porno adlı kitabının ilk yaprağına sardığı demosunu Can Saban’a gönderdiğinde yeni bir boyut kazandı.

Lise ve üniversite yıllarında amatör müzik gruplarıyla İzmir ve İstanbul’da birçok konser veren Bonomo, sonunda “Hazırım” diyerek ilk albümü için kolları sıvadı. Yaklaşık iki yıllık hummalı bir hazırlıktan sonra da Ocak 2011’de Can Saban’ın yapımcılığı ile ilk albümü “Meczup”u yayınladı.Can Bonomo ve ilk göz ağrısı “Meczup”, 24 Ocak’ta Babylon’da düzenlenen bir geceyle dinleyicileriyle buluştu.

Haziran ayı başında yayınlanan 2. klibi Bana Bir Saz Verin’in yönetmen koltuğunda ise Can Saban vardı. Aslında sık sık arkadaşlarıyla yaptığı doğaçlama müzik ve sohbetlere, takipçilerini de dahil ederek, kendine özgü online performanslar yapıyor. Müzikal yolculuğu boyunca The Shins, Wax Poetic, The Kinks, The Libertines ve The Beatles’dan etkilenen ve esinlenen Bonomo, Alaturka nağmelerden indie melodilere gezinen müziğini ‘İstanbul Müziği’ olarak tanımlıyor. Sanatın hemen her dalına ilgi duyan Can Bonomo, müziğin yanı sıra illüstrasyon yapmaya ve fotoğraf çekmeye bayılıyor!

CAN BOMONO – MECZUP Kimlerle, neler yapıyor? “Meczup”un biri hariç tüm parçalarının söz ve bestesi Can Bonomo imzasını taşıyor.Düzenlemeler ise aynı zamanda albümünprodüktörlüğünü ve müzik direktörlüğünü üstlenen Can Saban’a ait.

KADIN | 71


BESLENME

Kilo verme psikolojisi Zayıflamanın etkili olması için önemli adımlardan biri de psikolojinin farkındalığıdır. İşte adım adım kilo psikolojisi… İlk adım; günde kaç saatinizi yemek yemeyi ya da rejim yapmayı, rejimi bırakmayı, rejimi bozmayı düşünerek geçiriyorsunuz gözleyin ve kaydedin…

Günde 15 -18 saat ayakta olan birinin benim gözlemlerime göre günde 15 kez (neredeyse saatte 1 kez hatta çoğunlukla daha da yoğun bir şekilde) yemek yemeyi ya da yememeyi düşündüğünü söyleyebilirim. Yemek yemeyi düşündüğünüz anlarda iç sesinizi takip etmeye başlayın ve bunun için kendinize 3 hafta verin. Dikkat etmeniz gerekenler: En çok bu iç sesin tonu, vurgulaması, Sen ya da ben hangi özne ile size hitap ettiği, Olumlu mu olumsuz mu? Uzaklaşmacı mı, yaklaşmacı mı? Eleştirici mi alaycı mı? Kibar mı, motive edici mi, cesaret verici mi? Bunları iyice takip edin ve dinleyin iç sesinizi… Böylece yemek yemek veya diyet yapmakla ilgili bu ses, acaba farkında olmadan sizi nasıl etkiliyor. Bunca zamandır iç sesiniz size nasıl davranmış? Sizi ba-

72 | KADIN

zen uykuda bile rahat bırakmayıp, 24 saat konuşan bu ses nasıl? İkinci adım: Yemek yemeye başlamadan önce, yemeğe şöyle bir dikkatlice bakın. Siz en çok çeken yönü ne? Kokusu mu, görüntüsü mü? Tadımı, bildik oluşu mu, hepsi mi? Farklı tatlar mı denemeyi seversiniz? Anneniz/eşiniz mi yemeklerinizi pişirir? Sadece kendi yemeklerinizi mi tercih edersiniz? Hangi lokantalara, tatlılara dayanamazsınız? İş, arkadaş, akraba ziyaretlerinde onları kırmamak için, ısrarlara dayanamadığınız için, yemek yediğiniz olur mu? Ne kadar sıklıkta? Öğün arası atıştırdığınız, kuru yemişler, çikolatalar, yağlı birçok besin takip ediyor musunuz?

Akşam yemeği sonrası televizyonun karşısında, farkında olmadan, artık otomatikleşen atıştırmalar, tıkınmalar var mı? Bunları gram gram, not alsaydınız nasıl olurdu? Hiç denediniz mi? Eminim düşündünüz, bu konuda konuştunuz… Hatta bir sürü diyet denemeleriniz de oldu. Ama tek tek, her yediğinizin gramlarını 3 hafta boyunca not alırsanız, farklı bir durumla karşı karşıya kalırsınız. Beyniniz, artık otomatikleşen, yemek yeme davranış kalıbınızın dışında, farklı bir davranış kalıbı uygularsa, en azından 1 hafta ile 3 hafta arasında vücuduna neler girdiğini, saniye saniye takip ederse, farklı bir bakış açısı kazanabilir. Yakamayacağımız kadar kalorileri vücuda yüklemek, sadece sağlığımızı bozmakla kalmaz, estetik açıdan ve psikolojik açıdan da bizleri etkiler, yaşam kalitemizi bozar. Bir deyim vardır; “Bizler yediklerimizden ibaretiz


BESLENME ‘’derler. Ayrıca beynimiz ne yediğimizi unutsa bile, vücudumuz hepsini hatırlar. Üçüncü adım; Daha çok üzülünce mi, sinirlenince mi, yoksa duygu durumunuz ne olursa olsun, mütemadiyen mi yemek yemek istiyorsunuz? Bunu değiştirmek için, beyninizle ve vücudunuzla, bir takım olumlamalarla konuşmaya başlamak nasıl olurdu? Kendinize sorular sorun. Yemek yemeden önce, yemek yerken, doyduktan sonra, yemek yemek hissiniz sürekli mi? Nereniz sizi yemeğe teşvik ediyor? Sürekli karnınız mı kazınıyor? Mideniz mi aç? Beyninizde sürekli ‘’ye ya da yeme, yememelisin, diyet yapmalısın, spor yapmadın yine’’ gibi konuşmalar mı geçiyor? Bütün bunları daha yakından gözlemlediğinizde, dinlediğinizde, takip ettiğinizde gerçekten değiştirmek mi istediğinizi yoksa değiştirmek istiyor’muş’ gibi mi yaptığınızı fark edeceksiniz. Evet, maalesef genelde kabullenmesi zor olsa da, kendisi için yemek yemekten başka bir şeyler yapmayan kişilerle karşılaşıyoruz. Şimdi bir kez daha düşünün. Sizin iç dünyanızda “yemek yemek” tanımı nedir? Yeryüzünde milyarlarca insanın, kendine özgü özel bir tanımlaması olacaktır. Sizinki hangisi? Nasıl anlamlar yüklemişsiniz yemek yemeye? İçinizde hangi duygular beliriyor bu konudan bahsederken? Kendinize sorar mısınız acaba yemek yemekle ilgili olan bu duygularınızı değiştirme imkanlarınız olsaydı, hangi duygularla değiştirirdiniz? Ya da size benzer duyguları yaşatan, hangi davranış kalıplarını, hangi hobileri yemek yemek kadar isterdiniz? Bunları daha önce hiç düşündünüz mü? Ya da düşündünüz ama uygulamak için harekete geçtiniz mi? Harekete geçmek için önce fark etmek önemlidir. Sonra da, kendimizi olumlamalarla motive ederek, beynimizi, bedenimizi hazırlamak işe yarayacaktır.

hat pozisyonda dinleyin. Spor yapmak, kitap okumak, uyumak vs. buna dahil değil. Çünkü tamamen beynimizi, bedenimizi takip edelim. Eğer mümkünse 30dakika uzanarak, diğer 30 dakika ayna karşısında bedeninizi izleyerek ve kafanızdan geçen düşüncelerinizi, duygularınızı, bedeninizi inceleyen sizi takip edin. İsterseniz ayna karşısında mayolu egzersizde yapabilirsiniz. Daha da etkili olacaktır. Düşüncelerinizi not aldığınızda, okuduklarınız sizi şaşırtacaktır. Diyelim ki, o anda aklınıza yaz kıyafetleriz, bikiniler geldi ve sinirlendiniz… Çocuklar, taksitler, aileniz, işler, patronunuz gibi sorunlarınız geldi. Hemen onlara başka bir saate randevu vererek, o zaman dilimini sadece kendinizle geçirin. Bunu 3 hafta uygulayın. Acaba günde sadece 1 saat bile kendinizi incelmiş olarak düşünüyor musunuz? Hayal ediyor musunuz? Görselleştirebiliyor

musunuz? Düşünüyorsanız olumlu düşünceler mi, yoksa olumsuzlar mı? Bunları takip edin. Her seferinde olumsuz cümleleri en olumlu haliyle, hayal edip not alın. Diğer saatlerde artık, olumlu kayıtları tekrar edin. Örneğin, “Evet artık öğün aralarında sürekli atıştırmamam lazım” cümlesi yerine, aynı anlama gelen olumlu bir cümleyi yerleştirin. “Bugünden itibaren, her zaman atıştırmak yerine, sağlıklı ara öğün yemeye hazırım” ya da “Bir şeyler atıştırmak istiyorum ve bunun için meyve veya yoğurt tercih ediyorum” iyi fikir olabilir. “Bunları denemeyi seçiyorum. Ben incelmeyi seçiyorum ve sağlıklı beslenmeye hazırım” gibi cümleler bulmaya çalışın. Beyninizi yeni olumlu alternatiflere hazırlamaya başlayın. Zorunluluk cümleleri –meli, -malı, -memeli, -mamalı yerine; olumlu şimdiki yada geniş zaman cümleleri kullanarak, harekete geçin.

Dördüncü ve son adımda, her gün kendinizle randevulaşın. En az günde 45 dakika ya da 1 saat telefonların fişini çekerek, bedeninizi ve beyninizi yatağınıza uzanarak, en ra-

KADIN | 73


BESLENME

Yiyecekler hakkında

doğru bilienen yanlışlar Nuray Bossink Tuna

günlük ihtiyacının yarısı, kadınlarınkinin yüzde 75’i) ve 6 mg demir (günlük ihtiyacın yarısı) bulunur. Bütün bir ıstakoz ise 22 gram protein, 0.8 mg demir içerir. Pizza abur cubur grubuna girer: Yanlış Yarım margarita pizza ve balzamik sirkeli bir salata yiyerek yalnızca 360 kalori ve 12 gram yağ tüketmiş olursunuz. Ayrıca, bir porsiyon sebze yemiş olursunuz. Kadınlar yağlı ve tatlı yiyecekleri sever: Doğru Birçok araştırma, kadınların bisküvi, kek gibi yağlı ve şekerli yiyecekleri, erkeklerinse cips gibi yağlı ve tuzlu yiyecekleri tercih ettiğini gösteriyor.

Acı biber bağımlılık yapıyor Şeker boğaz ağrısına, elma uçuğa iyi gelir, yaşlandıkça kilo alındığı inanışı da gerçektir. İşte yiyeceklerle ilgili doğru ve yanlışlar listesi... Yiyeceklerin etkileri ile ilgili olarak bilinen doğru ve yanlışları haberleştiren İngiliz The Times gazetesi, acı biberin gerçekten bağımlılık yaptığını, yaşlandıkça kilo alındığı inanışının ise gerçeği yansıtmadığını yazdı. Şeker boğaz ağrısına iyi gelir: Doğru Şeker, bal ve pekmez, boğazdaki tahriş olmuş mukus zarının üzerini kaplar ve ağrıyı hafifletir. Hardal, yabanturpu ve güçlü soğanlar da mukusu sökerek boğaz ağrısını rahatlatır. Bakırlı yiyecekler saçların ağarmasını önler: Yanlış Bakır eksikliği saçların ağarmasını hızlandırsa da, bu minerali içeren yengeç, istiridye, ayçekirdeği, fıstık ve badem gibi

74 | KADIN

yiyeceklerin yenmesiyle saç ağarması önlenemez. Saçlardaki pigment eksikliği renk kaybına yol açar. Acı biber bağımlılık yapar: Doğru Acı biber yendiğinde hissedilen acı, vücudun “doğal ağrı kesici” olarak bilinen endorfin hormonunu salgılamasına yol açar. Endorfin, aynı zamanda haz hissi de verdiği için insanlar bir süre sonra bu hazzı yeniden hissetmek için daha acı biberler yemeye başlar. Pişirmek mineralleri yok eder: Yanlış Demir, çinko, iyot, selenyum gibi çoğu mineral, besinlerin pişirilmesiyle kaybolmaz. Yalnızca potasyum pişirme sıvısına karışır ve bu sıvı kullanılmazsa mineral yok olur. Çekirge, ıstakozdan daha besleyici: Doğru İki çekirgede 28 gram protein (erkeklerin

Yaşlandıkça kilo almak kaçınılmazdır: Yanlış Yaşlandıkça kas kütlemiz azalsa ve kalori yakma hızımız düşse de, düzenli egzersiz yaparak bu durumun önüne geçebiliriz. Üstelik spor salonuna gitmeden evde basit hareketlerle kilo almayı önleyebilirsiniz. Elma uçuğu iyileştirir: Doğru Bir elmada 150 “süper besleyici” maddenin yanı sıra vitaminler, mineraller ile tansiyon ve kolesterolü düşüren pektin maddesi bulunur. Elmanın içindeki kuersetin maddesi, uçuğa yol açan virüsleri öldürür. Kuersetin maddesi kabuğun hemen altında bulunduğu için elmayı kabuğuyla yemek en iyisidir. Jelatin tırnakları daha güçlü hale getirir: Yanlış Tırnaklar her uzayarak 5-7 ayda bir tamamen yenilenir ancak jelatinli besinler bu süreci hızlandırmaz. Tırnak ve saçlar, muhtemelen kan dolaşımı daha iyi olduğu için yazın kıştan daha hızlı uzar.


FIRINDA MEZGİT

Hatice Turgut KULLANILACAK MALZEMELER:

SOFRA

4 mezgit balığı 4 çorba kasığı ufalanmış bayat kepekli ekmek ici 4 çorba kasığı zeytinyaği Yarım limon suyu 1 çay kasığı kekik 4 diş sarmısak 1 çay kasığı kuru mercanköşk 4 çorba kasığı kıyılmıs Maydonoz, tuz, karabiber Süsleme için: Birkaç limon dilimi

HAZIRLANIŞI:

Zeytıinyağı ile limon suyunu derin bir kapta karıştırın. Balıkları temizleyip yıkayınve zeytinyağlı karışıma ilave edip 1 saat marine edin. Sarımsakları ezip 2 kaşık maydonoz, mercanköşk, tuz, karabşber ve kekikle kerıştırın. Ufalanmış ekmek içini ilave edıp harmanlayın. Fırını 180 dereceye ayarlayıp ısıtın. Fırın klıbını yağlı kağıtla döşeyip süzülmüş balıkları yerleştırın. Üzerlerıne ekmekli karışımı serpin. Sıcak fırında yaklaşık 30 dakika pişirin. Pişme sırasında sık sık kontrol edin. Eğer balıkların üzeri fazla kızarmaya başlamışsa yeğlı kağıtla kapatın. Servıs tabagına alıp limon dilimleri ve kalan maydonozla süsleyin.Sıcak olarak servis yapin.

Afiyet olsun

KULLANILACAK MALZEMELER: 2 adet yufka Harcı için; 100 gram ıspanak 1 adet kuru soğan 1 çay kaşığı pul biber 1 çay kaşığı karabiber 2 çay kaşığı tuz 6 dilim pastırma 6 dilim kaşar peyniri 2 yemek kaşığı sıvıyağ

ISPANAKLI PASTIRMALI BÖREK

Börek harcı için; 2 adet yumurta 1 su bardağı yoğut 1 kahve fincanı sıvıyağ

HAZIRLANIŞI:

Ipanakları ince ince kıyıp,üzerine tız serpiştirdikten sonra iyice ovalayın.Fazla suyunu elinizle sıkarak çıkardıktan sonra,sıvıyağda pembeleştirdiğiniz soğanlara ilave edin.Tuz,karabiber ve kırmızı pul biberi de ekleyip,4-5 dakika kadar kavurun.Cam kabın içerisinde yoğurt,sıvıyağ ve yumurtaları çırparak börek sosunu hazırlayın.Yufkanın bir tanesini tezgaha serin.Üzerine hazırladığınız sostan bolca sürün.Yufkanın dört tarafını,dikdörtgen olacak şekilde içe doğru katlayın.Dikdörtgen hale getirdiğiniz yufkanın uzun kenarına önce kaşar peynirlerini,sonra da ıspanaklı harcın yarısını yerleştirin.Son olarak 6 dilim pastırmayı koyup,kalın rulo halinde sarın.Diğer yufkayıda aynı işlemi uyguladıktan sonra,ruloları yağlanmış fırın tepsisine yerleştirin.Kalan sosu üzerine sürüp,180 derecelik fırında 20-25 dakika pişirin.

Afiyet olsun

MALZEMELER:

Hamur icin: 2 kahve fincanı un 1 kahve fincanı pudra sekeri 1 çorba kasıgı margarin 1 çorba kasıgı tereyagi 1 adet yumurta 1 çay kasıgı kabarat tozu 1 kahve fincanı cekilmis fındık

HAZIRLANIŞI:

CHEESCAKE

Un ve pudra şekerını karıştırıp ortasını havuz gibi açın. 1 çorba kasığı margarin, 1 çorba kaşığı tereyağı, 1 yumurta, 1 çay kaşığı kabartma tozu ve 1 kahve fıncanı çekilmiş fındık ılave edıp karıştırarak cheescake hamurunu yoğurun. Hazırladığınız cheescake hamurunu kek kalıbına yayıp önceden ısıtılmış 170 derecede ayarlı fırında yaklaşık 20 dakika pişirin. Piştikten sonra fırından alıp soğumaya bırakın. 1 kahve fincani yoğurt ile Iç malzeme: 2 kahve fincanı krem peynir (veya labne) 2 kahve fincani krem peyniri kariştirin. Ayrı bir kasede 1 kahve fincanı yoğurt 1 adet yumurta akı ile 1 çay kaşığı tozşekeri kar halşne 1 kahve fincanı krem şanti gelinceye kadar cırpın. Yumurtalı şeker karışımını krem 1 çorba kasığı şeker peynirli yoğurt karıştırın. Kalan tozşekerle birlikte krem santiyi de azar azar ekleyip HAZIRLANIŞI: Ipanakları ince ince kıyıp,üzerine tız serpiştirdikten sonra iyice ovalayın.Fazla suyunu elinizle sıkarak çıkardıktan 1 yumurta akı karıştıtı. Jelatin yaprağini bir tencerede eritin. Vişne, portakal kabuğu rendesi, limon 1 çorba kasığı portakal rendesi sonra,sıvıyağda pembeleştirdiğiniz soğanlara ilave edi rendesi ve jelatini hazırlamış olduğunuz karışıma ekleyin. Hazırladığınız kabuğu 1 çorba kasığı limon rendesi iç malzemenın dörtte ücünü önceden pişirdiğiniz tratın içine doldurun. Kalanıyla 1 yaprak jelatin 1 çay kasığı vanilya kenarlarını kaplayın. Bir spatula veya bıçak yardımıyla düzeltip buzdolabında soğmaya 2 kahve fincanı dondurulmuş vişne bırakın. Cheescake’i servis tabağına alın. Yıkanmış nane yaprakları ve ortadan ikiye 6-7 çilek kesılmış çileklerle süsleyip dşlimleyerek servis yapın. Suslemek için nane yaprakları

Afiyet olsun KADIN | 75


RÜYA TABİRLERİ

RÜYA TABİRLERİ

Hazırlayan: Hatice Turgut

ARKADAŞ Ticarette başarı ve iyi şansa yorulur. Arkadaşınızın mutlu olduğunu gördüyseniz, bu sizinde mutlu olacağınız anlamına gelir. Arkadaşla kavga:birisine anlattığınız sırrınızın herkesin ağzına düşeceğine işarettir. Arkadaşınızı hasta veya üzgün gördüyseniz, ondan kötü bir haber alacaksınız demektir.

BORÇ Kendinizi borçlu ya da alacaklı olarak görmek dostlarla ilişkilerin iyileşmesine ya da kötüleşmesine işarettir. Borcunuzu ödediğinizi görmek ayrılıkların sona ereceğine yorulur. Fakir birisinin dertlerine çare bulmaya ve zor durumdaki insanlara yardım edeceğinize işarettir. Borç vermek maddi imkanların dar olduğu sırada bir aşk yaşamak anlamına gelir.

AŞK Rüyada sevgilisi ile başka birisini görmek, kadın için, tehlikeli bir rakibi olduğuna erkek içinse sevgilisinin kendisine çok sadık olduğuna, işarettir. Aşık olduğunu görmek çok mutlu olacağınız anlamına gelir. Bu rüya, çevrenizdeki insanlardan memnun olduğunuza, sıkıntıdan uzak olduğunuza işarettir.

BOŞANMA Boşandığınızı görmek, evliliğinizde bazı sıkıntılar olduğu anlamına gelir. Bekarsanız sevgilinizden ayrılacağınız demektir.

AYRILIK Rüyada sevdiğiniz birinden ayrıldığınızı görürseniz, yeni bazı zorluklarla karşı karşıya olmanızın habercisidir. Düşman olduğunuz birinden ayrılmak, ise hayatınızın düzene gireceği anlamındadır.

BIÇAK Kavganın ve ayrılığın işaretidir. Bu rüya, iş hayatınızda zarar edeceğinizin habercisidir. Rüyada elinde bıçak tutmak, güç ve zenginliğin sürekli olacağına, bıçakla bir şey kesmek, eline para geçeceğine işarettir. Bıçak kaybetmek veya saklamak olası tehlikelerden kurtulacağınıza işarettir. Bıçağı kırmak işlerin yolunda gitmesi, bıçak taşımak insanlardan zarar görmemek için dikkatli olmanız gerektiğine, ölümle burunu buruna gelebileceğinize işarettir.

ÇÖL Çok hayırlıdır. Rüyada çöl görmek her sorunun çözüleceğine, mutluluk ve gelişmeye işaret eder.

ÇUKUR İş yaşamınızda temkinli olmanız gerektiği anlamına gelir. Hayatın sonunun geldiğine, yaşamınıza çeki düzen vermeniz gerektiğine işarettir.

ÇUVAL Dolu çuval ise bereketi gösterir. Kaybettiğinizi sandığınız değerli bir eşyayı bulacak ve mutlu olacaksınız. Çuvalı boş görmek hanede bereket olmadığını ve bir uğursuzluk bulunduğunu belirtir.

Not: Rüya tabirleri tamamen güvenilir kaynak eserlerden araştırılarak hazırlanmıştır.

76 | KADIN


BULMACA

5

8

2

8 6

2 9 4 6 9 2 7 1

4

7 8

4 5

9

1 2

9 8

1

5

1 3

6

8

4

ORTA 5

5

5 8 3 4

7 4 1

4

2 5 6

3 ÇOK ZOR

7

3

5

8

7

5 8 5

1

6

9 6 1

9

7

2 5

2

7

7 6

1 3 9

2 6 8

1

3

5

9

7

8

5

1 9 5

6 2 5

8

4

4

5

4 1 7

9 8 3 4

1

2

2

ZOR

1

9 7 8

4

4 8

7

6 9 8 7 8

1

5

2

2 KOLAY

6 3

5

7

8

8

6

3 1 6

2 3

4 9 8 5

KARE BULMACA

KADIN | 77



BULMACA

KADIN | 79


Platform ve Kadın dergilerinden 2012 yılına özel reklam kampanyası 80 | KADIN


JAAR 4 | NR. 32 | 15 APRIL 2011

De Stem van de Multi-Culti Vrouw

Saç ekiminde sadece Hollanda’da değil, Avrupa’da da ilkiz Kurşuna hedef olan ünlüler

NEDEN YABANCI

ERKEKLERİ R? TERCİH EDİYORLA

Çocuğumu geri verin ar 2011 İlkbah ı Yaz Modas

ıdaki

t

haya

reor çlegeliy gencazip

Dışar

Yıllardır profesyonel, tarafsız, objektif ve hiçbir kurum ya da kuruluşa bağlı olmadan aylık yayınlarına devam eden Platform ve Kadın Dergisi siz değerli girişimcilerimize özel fıyatlarla kampanya başlatmış bulunuyoruz. Platform Dergisi’nin 15. yılı ve Kadın Dergisi’nin 5. yılı dolayısıyla reklam fıyatlarımızda çok özel indirimler yaptık. 2012 yılı için mutlaka bizden teklif almanız menfaatınız içindir. Fiyatlarımızda ekonomik şartları da dikkate alarak indirimler yaptık.

İşte 2012 yılı için özel kampanyamız: 1 Sene Platform ve Kadın Dergisi için anlaşma yapıldığı takdirde: 2 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj ve iş yerinize yönelik haber hediye ediyoruz. 6 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: 1 sayı reklam + 2 sayfa İş yerinizin ekstra tanıtımıyla alakalı röportaj hediye ediyoruz. 3 Aylık Platform ve Kadın Dergisi’için anlaşma yapıldığı takdirde: İş yerinizin ekstra tanıtımına yönelik 2 sayfa röportaj hediye ediyoruz. Bütün bunların yanında Fiyatlarımızda beklemediğiniz oranda indirim yaptık. Fiyatlarımız ve kampanyamız bütün Hollanda için geçerlidir. Mutlaka teklif alınız.

Geniş Bilgi: 0641 780 100 020 613 89 02 info@platformmedia.nl KADIN | 81


AYIN KARİKATÜRÜ

82 | KADIN




Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.